Giriş
(10)

meyve kilo yapar mı

tekila shot bardağı
Çilek armut incir şeftaliden bahsediyorum arkadaşlar?
Çilek armut incir şeftaliden bahsediyorum arkadaşlar?
0
tekila shot bardağı
(16.08.13)
Meyve şekerli olduğu için evet yapar eğer çok yersen
0
compumaster
(16.08.13)
Ha bir çikolata barına göre çok daha sağlıklı tabii
0
compumaster
(16.08.13)
inciri fazla yersen yapabilir,aşırı şekerli.diğerlerini bilemiyorum.
0
rock n roll
(16.08.13)
Abartmamak lazım, diyet listemde elma, şeftali gibi meyveleri küçükse 1 büyükse yarım, çilek, kiraz gibi meyveleri ise bir kase yazıyordu..
üzüm, incir, muz gibi bir kaç meyve daha yememek gerek diyordu unuttum şimdi hatırlayınca ekleyeceğim..
0
mutekebbir
(16.08.13)
kararinda tuketildiginde yapmaz. karari nedir onu bilmek lazim. ve ne zaman yedigin de onemli. gece yatmadan once yemek tavsiye edilmiyor diyetisyenler tarafindan.
0
rentts
(16.08.13)
her birinin kalori değerlerine ulaşabilirsin gugıldan, pay biçersin işte. Fruktoz, yani doğal olarak karbonhidrat içerdiğinden belli bir eşiği aştın mı yağ olarak depolar vücut.
0
dafaiss
(16.08.13)
çok yediğin sürece herşey kilo yapar kalorisiz yiyecek var mı ki.
0
feykalade
(16.08.13)
incir biraz daha kalorili, ama diğerlerini koyver gitsin, aslında inciri de koyver gitsin, oturup günde 5 kilo meyve yemediğin sürece ye gitsin yeaa
0
balpolen
(16.08.13)
yapar net.

cok filan denmiste, kilo verirken her türlü sekerden olabildigince uzak durulmali. günde maximal sadece bir tane elma filan diyete uygun denir cogu zaman.
0
serabetan
(17.08.13)
Muz kivi sakın yeme dediler.
0
0dy
(17.08.13)
(2)

Bir duyuruya kaç farklı kişi bakıyor?

ermanen
Bir duyurunun/sorunun kaç kere açılıp bakıldığını görebiliyoruz. Peki kaç farklı kişinin açıp baktığını da görsek nasıl olur?Mesela 200 kere bakılmış bir duyuruya ortalama kaç farklı kişi bakıyordur?edit: compu veya fader örnek verse güzel olurdu mesela.
Bir duyurunun/sorunun kaç kere açılıp bakıldığını görebiliyoruz. Peki kaç farklı kişinin açıp baktığını da görsek nasıl olur?

Mesela 200 kere bakılmış bir duyuruya ortalama kaç farklı kişi bakıyordur?

edit: compu veya fader örnek verse güzel olurdu mesela.
0
ermanen
(16.08.13)
cevap sayısına göre değişiyordur herhalde.
Yazdığından sonra bişey yazılmışsa duyuru hakkında farklı bişeyler öğrenmek ve/veya yanlış-eksik bildiğin bişey var mı, sana atıf yapılmış mı... gibisebeplerle bakabilrir aynı kişi.
Ama örneğin az ama net ve üzerine hiçbişey söylenemeyecek bir cevap verildi diyelim ilk,bakan geçer ve gider.
Konunun ilgi çekmesine de bağlı.
0
dafaiss
(16.08.13)
minimum üçte biri kadarı bakıyordur bana kalırsa.
0
kargn
(16.08.13)
(7)

değillerdi vs. değildiler

Niddleman
hangisi doğru?
hangisi doğru?
0
Niddleman
(16.08.13)
değillerdi
0
inawen
(16.08.13)
değillerdi.
0
luinanar
(16.08.13)
emin ol iyice diye yazıyorum, değillerdi.
0
zazazaraeta
(16.08.13)
bence ikisi de dogru.
2.de (degildiler) sanki daha bi vurgu var degil üzerine..
0
rusdemezale
(16.08.13)
değildiler niye değil?
0
otopsicocugu
(16.08.13)
Doğrusu "değildiler" olmalı. Yoksa "yaptılar" demezdik.

Düzeltme: "değil-idi-ler" şeklinde parçalayınca mevzuya ayıktım. Doğrusu "değildiler" olmalı.
0
alperz
(16.08.13)
vurgu değişiyor sadece diye biliyorum; "değil" kelimesi fiil olmadığı için fiil-köklere yaptığımız çekimleme muamelesini yapamayız.
Bir de canlı-cansız ayrımı var; eğer canlı bir "onlar"dan bahsediyorsak -ler eki gereksiz başlı başına.
ne, nasıl, nerede, niçin... değillerdi; bunlar da önemli.
0
dafaiss
(16.08.13)
(11)

Koşu Esnasında Dalak Şişmesi

ferit85
sporla arası çok iyi olmayanlar bilir, halı saha maçında biraz koşunca ya da normal koşu yaparken midemizin üst tarafında sağ ya da sol taraf tabiri caizse şişer , dokununca bir acı hissederiz, ve durmak zorunda kalırız.bunun fizyolojik açıklaması nedir?ne oluyorda orada bi şişme meydana geliyorkoşa
sporla arası çok iyi olmayanlar bilir, halı saha maçında biraz koşunca ya da normal koşu yaparken midemizin üst tarafında sağ ya da sol taraf tabiri caizse şişer , dokununca bir acı hissederiz, ve durmak zorunda kalırız.

bunun fizyolojik açıklaması nedir?ne oluyorda orada bi şişme meydana geliyor
koşarken olan bu mevzu neden yüzme ve bisiklette olmuyor (aynı antrenmansız kişi)


konuyla ilgili diğer başlığım:

(git: 645776)
0
ferit85
(16.08.13)
vücuttaki oksijen ihtiyacı artıyor yoğun fiziksel aktivite sırasında, dalak da o aktiviteye alyuvar yetiştiricem derken şişiyor. basitçe böyle. geçmesi için oksijen miktarının artması veya oksijen ihtiyacının azalması gerekiyor. yani, ya duracaksınız ya da bir şekilde daha çok nefes almayı başaracaksınız.
0
fengari
(16.08.13)
yani çözümü nedir
antrenman mı yoksa kalıcı birşey mi bu?
0
🌸ferit85
(16.08.13)
Anlık çözümü; yavaşlamak hatta durmak ve derin derin nedes almak. Uzun vadede ise daha çok antreman yapmak.
0
kaptan memo
(16.08.13)
bir şey yeyip içmeyin spordan 1saat önceye kadar. az spor yapan biriyseniz çözümü yok bundan başka.
0
trajikomix
(16.08.13)
ben de koşularımda yaşıyordum bu sorunu. tam olarak nedenini ben de bilmiyorum ama artık başıma gelmiyor. hem yavaş yavaş alıştığımdan hem de koşu sırasındaki nefes alışverişime dikkat etmemden. ne zaman müzik değiştirmek istesem, nefes düzenim bozuluyor ve hemen ağrı başlıyor. ayrıca koşacağınız gün iyi su içmeniz de önemli bi etken gibi düşünüyorum tecrübelerimden. koşudan 1 saat önce 2 litre içmek değil de, gün içinde azar azar hiç susamadan su tüketmek faydalı.
0
raikkonen
(16.08.13)
diyaframın yorulması ile de ilgisi varr, sanırım. Mekik şinav vb. sırasında da kendi eşiğinizi aştığınızda kaslar benzer bir tepki verir. Koşarken de diyaframı aktif olarak kullandığımızdan dayanıklılık eşiğini aşınca aynı tepkiyi veriyor.
Diyaframınızı kuvvetlendirmeye ve ciğer kapasitesini zorladığınızda yük diyaframa bineceğinden nefesinizi açmaya yönelik antrenmanlar yapmalısıınız.
0
dafaiss
(16.08.13)
önce diyafram nefesinizi kullanmayı öğrenmelisiniz. Normal şartlarda diyafram devreye girmez, göğüsteki kaslar yetersiz kaldığında diyafram kendiliğinden devreye girer, bazen tek başına işi üstlenir. Buna gerek kalmadan diyafram nefesinizi iyi kullanırsanız diyaframınızın yorulmasını geciktirebilirsiniz.
Balon şişirmek, suda nefes tutmak gibi şeyler yapılabilir nefesi açmak ve bu sırada diyaframı aktif kullanmak ve kuvvetlendirmek için.
Ayrıca temponuzu ani artırıp ani azaltmak da kondisyonunuzu artırıp nefesinizi açacaktır. Örneğin 5 dk. Yüzde 25, 5 dk da yüzde 75 kapasiteyle koşun. Bu 5'er dklık periyotlar 1er dklık da olabilir, 10ar dklık da size kalmış. Bunu periyodik olarak tekrarlayın; temponuzu bir artırıp bir azaltarak.
0
dafaiss
(16.08.13)
dalak şişmez

yani şişer de ayrı bi olay o (kanser, bazı diğer hastalıklar vs ile büyür), egzersizde şişmez.

çözüm: önce ısınma-gerinme
0
la noix
(16.08.13)
@la noix: şişer. yukarıda bahsettiğim durumda daha çok alyuvar üretmek için daha fazla kasılır ve şişer.
0
fengari
(16.08.13)
dalağın alyuvar üretmesi için kemik iliğinin baya bi deforme olması gerekiyor. kaldı ki dalağın primer görevi alyuvar "yetiştirmek" değil, defektif hücrelerin sistemden atılmasını sağlamaktır

bu nedenle defektif hücrelerin olduğu kan hastalıklarında dalak büyür
0
la noix
(16.08.13)
bu ağrı bazen sağ bazen sol tarafta oldugu icin olay dalakla ilgili degil de diyaframla ilgili gibi geliyor bana
0
🌸ferit85
(16.08.13)
(2)

hikaye, öykü göndermelik dergi

yuzmebilmeyenamasipidiksipidikyuzenbalik
var mıdır? nerelere gönderebilirim? eskiden takip ediyordum fakat artık edemiyorum. sorayım istedim.
var mıdır? nerelere gönderebilirim? eskiden takip ediyordum fakat artık edemiyorum. sorayım istedim.
0
yuzmebilmeyenamasipidiksipidikyuzenbalik
(16.08.13)
söykü vardı ama akıbeti ne oldu bilmiyorum.
Bir de her sonbaharda izmir bornova belediyesi'nin homeros öykü yarışması oluyor; izmir'de değilseniz katılım kabul ediyorlar mı bilmiyorum ama ilginizi çeker belki.
0
dafaiss
(16.08.13)
"varlık dergisi" ve "notos dergisi" bu tür eserleri inceleyerek değerlendiriyor.
0
robinbook
(18.08.13)
(27)

Neden bu kadar büyük bir hata yapıyorlar?

adoramer3ku
Neredeyse tüm bilim-kurgu yapımlarında (paralel evren içerenler) paralel evrende herkesin farklı hali var. Ya arkadaş tamam da diğer evrende en ufak şey farklı olsa hiçbir şey aynı olmaz ki. Recep dede 1000 yıl önce arabistanda bir kadını yerine öbür kadınıyla birlikte olsa şu an yeryüzünde belki hi
Neredeyse tüm bilim-kurgu yapımlarında (paralel evren içerenler) paralel evrende herkesin farklı hali var. Ya arkadaş tamam da diğer evrende en ufak şey farklı olsa hiçbir şey aynı olmaz ki. Recep dede 1000 yıl önce arabistanda bir kadını yerine öbür kadınıyla birlikte olsa şu an yeryüzünde belki hiçbir insan aynı olmaz. Niye bu kadar büyük ve basit bir şeyi böyle saçma sapan bir şekilde görmezden geliyorlar? Paralel evren maralel evren, bilim kurgu filan ama film fantezi filmi bile olsa belirli mantık kuralları olur. Hani insanların gözleri burnunun üstünde olur, ağızları bıyığının altında olur. Değil mi? Şimdi gelip bana adamlar paralel evrene gidiyor, bu mu garip geldi demeyin. Çıldırıyorum arkadaş. Yani nasıl böyle bir detay atlanır ki?

Paralel bir şey varsa ya tamamen farklı ya tamamen aynı olacak, bunu bütün bilim-kurgu senaristlerine mektupla yazacağım amk. O raddeye geldi.
0
adoramer3ku
(15.08.13)
yav film olsun diye işte yoksa nasıl olacak öbür türlü. diğer evrene geçtiğinde öbür evrendeki karakterler bambaşka kişiler olur hatta hiç varolmayabilir bile. e nası film olacak o zaman? allah'ın işi bunlar sorgulamak bize düşmez.
0
ritu vs asas
(15.08.13)
O filmleri yapanlara sormak lazim valla, nasil olur ki ?
0
Kamyoncunun vitesi
(15.08.13)
kolay bu is diyorsan otur tamamen farkli bir dunya yaz, herkes okusun.
0
joelskellington
(15.08.13)
o gösterdikleri paralel evren de mümkün sonuçta.
0
king lizard
(15.08.13)
paralel evren bir tane yada iki tane degil ya. milyarlarca paralel evren vardir. bir tanesinde de hersey ayni kalmis sadece x ile y kisisinin pozisyonlari degismistir mesela. onlar da oraya gitmisler iste. baska birine gitseler, dedigin gibi hersey farkli da olabilirdi
0
crucio
(15.08.13)
Abi dünyadaki herkesin aynı şekilde var olduğu ancak farklı kişiliğe sahip oldukları bir şey olamaz. Benim dedemin dedesinin dedesinin dedesi o zamanki paralel evrende varsa ama bir akşam a restoranı yerine b restoranına giderse bugün ne ben olurum ne başkası bu dünyada. Acık mantık.

Sizin dediğinize göre sonsuz sayıda paralel evren olduğundan dolayı tam da bu ana kadar bizimkiyle aynı gidip o andan sonra farklılaşan bir evren de olabilir. Bu şu şekilde mantıksız:

1) Hep tam da o anda mı rastlıyoruz bu paralel evrenlere? Şansa bak!
2) Evren tam anlamıyla bizimkiyle aynıysa neden bir noktadan sonra farklılaşsın? Farklılaşması için hiçbir neden yok. Hatta evren doğduğu anda aynıysa bir daha asla farklılaşmaz.
0
🌸adoramer3ku
(15.08.13)
Derin bir konu ama temel olarak özetlemek gerekirse; kaç tane paralel evren var? Evet, bildiniz, sonsuz. Ve bu sonsuz paralel evrenlerden bir tanesinde de şu an gelene kadar tamamen aynı olaylar gerçekleşti ama ben buraya cevap yazmak yerine mutfağa gidip ice tea almaya karar verdim. Bir şey değişti mi? Hayır. Ama farklı bir paralel evren daha oluştu. Şimdi "sonsuz" kavramını beynimizin algılayamayacağını düşünmekle beraber yukarıda verdiğim örnekten hareketle şu anda yaşamakta olduğumuz evrenin tıpatıp aynısı olan sonsuz paralel evren var ve an sonsuz tane daha ekleniyor. Umarım buraya kadar bir sıkıntı yoktur. Konu burada biraz din-tanrı eksenine kayıyor, kaydırmayacağım, hızlı geçiyorum "bu mükemmel düzen kendi kendine oluşmuş olabilir mi" gerizekalılığı göz önünde bulunduralım. Diyorum ki; bir düzen var ve bu düzenin aynı kalmaması demek bizim bildiğimiz anlamda evrendeki yaşamın sona ermesi demek olduğu gibi yine aklımızın almayacağı kadar farklı bir evrenin oluşmasına da sebep olabilir. Velhasıl, hayal gücünün sınırı yok elbet ama bu konuda yapılan film ve yazılan kitapların her birinde ne yazık ki insanın tahayyül sınırlarında kalmak zorundayız haliyle. Yani hayal gücünün sınırı var ve "bu muhteşem düzen" diyerek içinden sıyrıldığımız sınırların içerisinde kalıyoruz. Filmlerde anlatılmak istenen hiçbir zaman çok uç noktalardaki paralel evrenlere işaret etmiyor çünkü verilmek istenen bir mesaj, bizim bildiğimiz dünya düzeni içindeki farklı karar ve olaylardan kaynaklanabilecek değişiklilerin etkileri üzerine oluyor.
Star wars ya da yüzüklerin efendisi gibi filmlerin bu kadar beğenilmesinin nedeni bizlere alternatif bir dünya sunulmuş olması (yine de çok dar sınırların içinde kalırlar dikkat ederseniz) ve bir bakıma tanrıcılık oynanmasıdır. Yoksa neden bu bahsettiğimiz seriler de birer paralel evren fikri olmasın? :)
0
yarin bos musun
(15.08.13)
looper da bunu önemsiyorlardı panpa.
0
zazazaraeta
(15.08.13)
Editte de dediğim gibi, şu ana kadar aynı geldiysem gidip farklı bir hareket yapmam. İmkan yok, çünkü evren kapalı bir sistem ve basit bir şekilde ilk anda aynıysa iki evren, son ana kadar aynı bitirirler çünkü değişmeleri için bir sebep yok.

Tanrı var derseniz anlarım ama bu durum ancak tanrının oturup sonsuz sayıda evreni tek tek farklı noktalarda etkileyecek kadar işsiz olması durumunda gerçek olabilir ki çok mantıksız bir hareket olur.
0
🌸adoramer3ku
(15.08.13)
paralel evren meselesi zaten başlı başına bir paradoks değil mi? Ben mi yanlış yorumluyorum? Paralel evreni amaç değil araç olarak kullanıyorlar, yani basit bir konusu var ve onu paralel evrenler gibi ilgi çekici/merak uyandırıcı bir şeyle bezeyerek mesajını iletiyor.
"Araç" olduğu için böyle.
izleyen varsa yapıyorlar işte, endüstri sonuçta, arz talep vs.
Para kazanmak, izlenmek, popülarite gibi kaygılardan arınabilirse sinema tamamen, o zaman bunları da düşünenler olur ancak.
0
dafaiss
(15.08.13)
Yaptığınız editten paralel evren kavramını tam olarak kavrayamamış olduğunuzu çıkartıyorum ne yazık ki. "evren kapalı bir sistem" ve "ben bu ana kadar böyle geldiysem kesinlikle böyle bir şey yapmam" cümlelerinizden bunu çıkartıyorum. Sizin algınızda paralel evren diye bir şey söz konusu değil. Evren tektir ve içerisinde bulunduğumuz an tek andır. Buna ancak "eyvallah" diyebilirim çünkü soyut bir kavram üzerinde konuşuyoruz ve paralel evren sadece ve sadece ben "var" dersem vardır ve ben "yok" dersem yoktur. Richard Bach'ın "bir" isimli romanında bahsettiği kendi gözünden "ya varsa?" görüşünü ve kendi gözünden bunu anlatışını çık beğenirim. Yaptığı seçimler neticesinde hayatını şekillendiren sonsuz sayıdaki yaşam ve sonsuz sayıdaki paralel evren, bizim kadercilik anlayışımıza ters düştüğü için bu konuya girince "ben şimdiye kadar böyle geldiysem şimdi de bunu böyle yaparım" fikrinden sıyrılmamız gerekiyor. Söylediğim gibi soyut bir kavram üzerinden konuşuyoruz ve çok komik, tabii ki böyle bir şey yok. Ama bir yandan da çok komik, nasıl böyle bir şey olmaz?
0
yarin bos musun
(15.08.13)
iki evren ayniysa o andan sonra hep ayni kalir diyorsun. bu varsayimin yanlis. evren deterministik bir sekilde calisiyor olsaydi dogru olurdu. ama evrenin icinde rastlantisal olaylar da var(benim dusunup, karar vermem, zarin 3 gelmesi, yazinin tura gelmesi vs..). bu da birbirinin aynisi evrenlerin bu rastlantisal olaylarin gerceklestigi andan itibaren farkli evrenlere evrimlesmesine sebep olur. belki bir sure sonra bu evren yine birbirinin ayni durumuna da gelebilir yine.
0
crucio
(15.08.13)
Tamam de dediğim şeye cevap vermiyorsun. Senin dediğine göre evren kapalı bir sistem değil, öyleyse ne? Evrenlerin birbirleriyle etkileşim içinde olduğunu mu iddia ediyorsun?

@crucio: Zar benim evrenimde 3 geliyorsa benimkiyle aynı başlamış başka bir evrende de 3 gelir. Çünkü o zarın 3 gelmesine neden olan tüm etkenler ve o ana kadar bütün gerçeklik aynıdır.

Rastlantı dediğimiz şey zaten basitçe bizim arkasındaki örüntüyü göremediğimiz olayların sonucudur. Zar düşerken ona etki eden şeyler gibi. Bu olayın sana iki aynı evrende aynı zarı atsak farklı gelebilecekmiş gibi görünüyor olması gerçekte öyle olacağı anlamına gelmez ki.

"Deterministik düşünme" diye kestirip atmamak gerek, eğer ben başka bir evrende tam şu anda bunu yazmak yerine başka bir şey yazıyorsam bunun bir nedeni olmalı. Zar canı istediği için 3 gelmiyor, canı istediği için 3 geliyor olsa bile canının 3 gelmek istemesi durumunu oluşturan belki tonla etken var.

@devilred: Tebrik ederim evrim teorisini çökerttin. Yarım saattir neden "olmayacağını" anlatmaya çalışıyorum zaten.
0
🌸adoramer3ku
(15.08.13)
sayısız paralel evren varken şartlardan sadece birinin değiştiği bir tanesi neden olmasın ki?
0
devilred
(15.08.13)
Şimdi "paralel evren" tanımını tekrar tekrar yapmak gerekiyor sanırım. Paralel evren dediğimiz hayal ürününün en saf tanımını hepimiz biliyoruz. Tekrar etmeye gerek yok. Evren kapalı bir sistem mi? Eğer paralel evreni tartışıyorsak hayır. Kapalı sistem değil demek birbirleriyle etkileşimli oldukları anlamına gelmiyor. -Gerçi etkileşimli olduğunu iddia eden hasta ruhlar da var evet- amiyane tabirle şöyle söyleyelim, geçmişi kapalı, geleceği açık bir sistem. Bahsettiğim romanda bunu ağaç dalları gibi dallanıp budaklanan yollar şeklinde betimlemişti richard bach ki benim aklıma çok yatan tanım da budur. Zamanın başlangıcından beri her "an" sonsuz parçaya daha ayrılan yollardan bahsediyoruz. Bu yüzden atıyorum şu anımızdaki evrenden 1 hafta sonrasına kadar sonsuz tane daha evren oluşacak ve oluşan bu evrenler şimdiki dünyamızdan pek farklı olmayacak, daha ileriki zamanda büyük değişikliklere neden olabilir fakat kısa vadede değişim az olacak. Bahsettiğiniz filmlerde de bu tip konular işleniyor zaten. Şu anda benim hayatımda vereceğim ya da vermekten vazgeçeceğim bir karar bundan 10 yıl sonra benim hayatımı çok farklı yönde etkileyecek ve dünya aynı dünya olduğu halde ben çok farklı bir ben olacağım. Bunun gibi. Sizin yaklaştığınız "ben bugüne kadar böyle geldiysem bugünden sonra da kaderimde ne varsa onu yaparım zaten" yaklaşımınız paralel evren kavramına tamamen ters ve bu yüzden kapalı sistem-kapalı sistem değil tartışmasını yaşıyoruz.
0
yarin bos musun
(15.08.13)
Dallanıp budaklanacağını söylüyorsun ama neden dallanacağını söylemiyorsun. Ben ve tüm evren, bak tüm evren, şu ana kadar aynıysa ben neden farklı bir şey yapayım ki? Aklımın alamayacağı belki milyon tane etken aynı seyrediyor. Aklım aynı seyrediyor. Beynime giden kanın içeriği aynı, şimdiye kadarki yaşanmışlığım aynı, duygusal durumum aynı...

Sadece "ihtimal" olduğu için mi dallanıyor? O zaman o evrenler olsa olsa benim zihnimde olur. Yine bunlar benim zihnimde olan evrenlerse, benimkiyle aynı seyretmekte olan diğer paralel evrenlerdeki benim zihnimde de aynı farklı ihtimalli paralel evrenler olabileceği olur.

Ama şu konuda haklısın, bunun sonucunda paralel evren fikrini kabul etmemem gerekiyor. Ama sırf bu fikri kabul etmeyen bir düşünce tarzına sahip olmam bu konudaki fikrimi kendi kendine geçersiz kılmaz ki.
0
🌸adoramer3ku
(15.08.13)
önce paralel evrenler kuramını bir gözden geçirmeni tavsiye ederim. nelerin çöküyor bilmiyorum ama, kapalı zihinle daha fazlasını zaten öğrenemezsin. senin "neden olmayacağı"nla yürümüyor bu işler.
0
devilred
(15.08.13)
@devilred: Saçma sapan tartışacaksan yürü git allasen ya, arkadaş sana sebep veriyorum ve sen gelmiş bana "neden olmasın?" diyorsun. Neden olacağını bir zahmet açıkla o zaman. Artistik yapmaya gerek yok gece gece. Bir de kapalı zihin filan demişsin, gözünü seveyim klişelerini de al git.

O kuramı da elbette gözden geçirdim, ayrıca senin gibi sözlükten gözden geçirmek yerine ciddi bir şekilde gözden geçirdim. Şu anda da cidden hiç ikili tartışmaya girecek halim yok biliyor musun? Soru "paralel evrenler var mı?" ya da "biri bana ekşisözlük paralel evren başlığını verebilir mi?" değil. Basitçe paralel bir evrende neden şu an farklı bir olay yaşanacağı ihtimalinin kabul edildiğini soruyorum.

Benim "neden olmayacak"larımla yürümüyor da senin "neden olmasın?"larınla mı yürüyor? Şaka gibi ya arkadaş. Gören de evrenin sırlarını tek tek anlattı da kabul etmedim sanır. "Zihni kapalı" demiş. Peki.

@yarın boş musun: Kapalı sistem değil dedin ama neden kapalı değiller onu belirtmedin
0
🌸adoramer3ku
(15.08.13)
soruyu falan bosverdim onu bunu geç de bunlari düşünebilen beyin yoran kafasi ihtimallere acik bu kadar adam oldugunu gordum huzurlu uyuyabilirim sagolun la var olun
0
panthera onca
(15.08.13)
yazdıklarından anlaşılan şey senin paralel evren kavramından zerre bir şey anlamadığın ve sonsuzluk fikrini idrak etmede zorlandığın. yani büyük bir hata falan yok ortada.
0
disfori
(15.08.13)
He bir de "ya sen anlamamışsın ki"ci aynştaynlar neyini anlamadığımı söylerse ne güzel olur. Ya da neyini anlamadığımı bırakıp insan gibi sorduğuma cevap vermeyi deneyebilirler.

Basit bir şey soruyorum ya, her şeyin aynı olduğu başka bir evrende neden bir anda kırılma yaşansın?
0
🌸adoramer3ku
(15.08.13)
Tamam işte konuyla ilgili görüşünüz gayet açık, aşağıdaki paragrafta anlatayım bunu ama önce şunu belirteyim, bir kurgudan bahsediyoruz, bir hayalden, bir kuramdan. Bunun için "bence vardır" ya da "bence yoktur" demek çok büyük cahillik olur ve ne yazık ki konunun mantığını anlatmak için çabalayabileceğim daha farklı cümlem kalmadı. Şimdi burada "tanrı yoktur" demem ne kadar saçma ise "paralel evren vardır" demem de o kadar saçmadır, aynı şekilde tersi durum da geçerli.

Ve cevaben; evet, sadece "ihtimal" olduğu için dallanıyor ve yine evet, sadece zihnimizde oluyor. Bunlar da görüldüğü gibi sadece konuyu tartışan kişinin "zihninde" olduğu için bahsi geçen kişinin tahayyülüyle sınırlı oluyor. Bu yüzden hala tartışıyor olmamıza rağmen ateşe körükle gidiyor ve bir kez daha paralel evren tanımına dönüyorum, paralel evren kuramına göre zihninizdeki diğer paralel evrendeki sizin zihninde de sadece o evrenin var olabileceği görüşü yatıyor.
0
yarin bos musun
(15.08.13)
@yarın boş musun:

Peki, diyelim ki var. Ben buradayım, benden sonsuz tane de öbürlerinde var. Hani benim hayal gücüm de olsa hepsi tam şu ana kadar aynı ya? Peki. Ben ne hayal edersem edeyim onlar da onu hayal edecek. Ama tek bir sorun var, ben hayal etmeden önce onlar yoklar. Demek istediğin bu, değil mi? Yani benim hayal ettiğim evrenlerde tam da benim hayal ettiğimi hayal eden benler olacak. Ben hayal ettiğim evreni mi yaratmış oldum yoksa hayal ettiğimi hayal eden benim olduğum evrenleri mi? Dediğine göre ikisini de.

Açıkçası benim ilgilendiğim bu değil ya, zaten sen "hayal ettiğin için" de demiyorsun. O başka bir şey. Ama yine de sonsuz sayıda evrende sonsuz sayıda ben aynı ihtimaller üzerinde duracağız. Bu benimki de dahil olmak üzere sonsuz çeşitte ve her çeşitten sonsuz sayıda evren mi yaratır diyorsun?

Gerçi benim bildiğim kadarıyla o evrenleri yaratan ben değilim, sadece sonsuz sayıda her an sonsuz çeşitte oluşmaya devam ediyorlar. E ortada bunun için hiçbir sebep görmediğim için galiba olay dediğin gibi sadece kurama inanıp inanmamada bitiyor. Neyse, ben yatayım.
0
🌸adoramer3ku
(15.08.13)
Evet evet kesinlikle doğru, en azından anlatmaya çalıştığım şeyin gayet net anlaşıldığı aşikar. Şimdi eğer "tanrı mı insanı yarattı yoksa insan mı tanrıyı yarattı" şeklinde bir soru düşünürsek olay daha net canlanabilir gözümüzde. Neden? Çünkü çocukluğumuzdan beri bize öğretilen bir "tanrının varlığı" konusu var. Bunu o kadar çok duyduk ve o kadar değişik inanış biçimleri gördük ki aslında en az paralel evren kuramı kadar realistik olan bir yaratan varlığı bize mantıklı geldi. Yeni doğan bir bebek yaradılış üzerinde en ufak bir bilgi verilmeden 30 yıl boyunca dünyadan izole yaşatılırsa ve bu bireye 30 yaşındayken tanrı fikri anlatılırsa vereceği tepki, soracağı sorular ve inanmaya yaklaşması bizim paralel evren kuramına bakış açımızdan farklı olmayacaktır. Soyut kavramlar üzerinden tartışmanın en can sıkıcı yönü bu ne yazık ki.

İkinci kısıma cevap, evet, kuramın mantığını düşünürsek daha önce de söylediğim gibi sonsuz tane sen var ve şu anda hepsi senin de içinde bulunduğun sonsuz tane evren canlandırıyor zihninde.
0
yarin bos musun
(15.08.13)
Bak yataktan geldim, aklıma başka bir şey geldi.

Bu zamanın her an sonsuz ihtimalde bölünme olayı. Bu benim aysti yerine kola içmeye karar vermem durumunda çok mantıksız oluyor. Ama kuantum düzeyinde kararsızlık halinde bölünme olsa sadece eyvallah derim. Şu kedi olayındaki gibi. Ama benim kararımı farklı anlamda kullanmam için hiçbir neden yok, değil mi?

Eğer kuantum seviyesindeki kararsızlıklar ya da o gözlemlenemeyen durumlar benim aysti veya kola alma kararımı da belirsiz bir duruma sokuyorsa o zaman işler değişir işte. Ama böyle bir şey okumamıştım hiç.
0
🌸adoramer3ku
(15.08.13)
Şimdi tekrara çok fazla düştüğümü hissediyorum ama bunun bir kuram olduğunu tekrar söylemek istiyorum. Her cümleme "bu kurama göre", "paralel evrenin mantığına göre" diye başlama gayretim bundandır. Sözkonusu olan hem kuantum seviyesindeki kararsızlıklar hem de değil, şöyle ki, düşünce kapasitemiz materyalden çıkmamıza maalesef yetmiyor. Kurama göre diye başlıyorum tekrar, yaşadığımız evren ve biz yokuz, tüm yaşadıklarımız bir sanrıdan ibaret, madde yok, vücut yok, bir bütünün içerisindeki bilinç tanelerinden ibaretiz. Matrix gibi, bir de Jim Carrey'in bir filmi vardı galiba, o gibi filmlerde de buna değinilmiş. Bu mantıkla bizim varlığımız ne kadar gerçekse paralel evrenlerin varlığı da o kadar gerçek oluyor. Kuantum düzeyinde kararsızlıklardan kastınız bu durumda anlam kazanıyor. Yani kurama göre evet bizi yok olarak kabul edebilir ve bütüne bağlı -ki kendisini evren olarak tanımlarız- parçalar, bütünün kendi içerisinde oluşturduğu sanal benlikler olarak varız. Bu "bütün" diye kastettiğim şey de zaten filmde "matrix" olarak anlatılmış, tek bir merkeze işaret eder. Bu yüzden richard bach'in kitabının adı "bir" dir ve bu yüzden kurama göre paralel evrenler sonsuzdur ve aynı mantığı daha anlaşılabilir hale getirirsek bu "bir" kimi yerde "matrix", kimi yerde "yaşam ağacı", kimi yerde "doğa ana" kimi yerde de "allah" olarak karşımıza çıkar.
0
yarin bos musun
(15.08.13)
anlasilabilir olsun, izleyen en anlayamayacak bir insan bile anlasin diye.
0
serabetan
(15.08.13)
(7)

sinirlenmemek için medyayı takip etmiyorum mısır darbesini birisi özetlerse

tenayzagor
sinirlenmemek için medyayı takip etmiyorum mısır darbesini birisi özetlerseçok sevinirim anladığım kadarıyla nasıl tc de ulusalcı kemalist bir kesim var ve bunlar ergenekon darbesini islamcılara akp ye yapmaya çalıştılar ama başaramadılar ve generallerin çoğu hapse girdi galiba mısırda da akp gibi d
sinirlenmemek için medyayı takip etmiyorum mısır darbesini birisi özetlerse
çok sevinirim anladığım kadarıyla nasıl tc de ulusalcı kemalist bir kesim var ve bunlar ergenekon darbesini islamcılara akp ye yapmaya çalıştılar ama başaramadılar ve generallerin çoğu hapse girdi galiba mısırda da akp gibi dinci yobaz bir hükümet vardı laik ordu darbe yaptı mısırdaki dinci hükümeti devirdi şimdi halk gene dinci hükümeti geri getirmek için eylemler yapıyor ama ordu koltuğu bırakmamak için eylemleri halkı öldürerek de olsa bastırıyor mısırdaki darbe konusunda sadece levent üzümcü şamil tayyar polemiğini okudum başka bir bilgim yok bu yüzden yazdıklarım çok yetersiz olabilir ve belki de yanlış olaya hakim biri olayın gerçeğini yazarsa sevinirim

AKP'li vekilden ölüm tehdidi!
AK Partili Şamil Tayyar, ünlü oyuncu Levent Üzümcü'yü Twitter üzerinden tehdit etti.
Son güncelleme: 14 Ağustos 2013 17:43 Mynet haber bugün 9.671.264 defa, bu haber 82.681 defa okundu.
Sosyal medya üzerinde oyuncu Mehmet Ali Alabora’ya linç sürerken, şimdi de AKP Gaziantep Milletvekili, oyuncu Levent Üzümcü’yü hedef gösterdi ve örtülü şekilde ‘ölümle’ tehdit etti.
Gezi Parkı hareketine de büyük destek veren Levent Üzümcü’nün yazdığı “Polis ülkende fişekle odunla vatandaşlarını katlederken kahraman, mısırda katlederken cani. Katledilen burada terörist, mısırda şehit.” tweetine karşı AKP Milletvekili Şamil Tayyar harekete geçti.

Tayyar Üzümcü’yü hedef göstererek, sayfasında şu tweeti paylaştı:

“Levent Üzümcü Mısır’ı Taksim’e benzetmiş! Eğer benzeseydi şimdi seni alkışlarla uğurlayıp arkandan ışığı bol olsun diyorlardı!”

haber.mynet.com
0
tenayzagor
(15.08.13)
adamlar secim yapmış ve iktidara birileri gelmiş sen kimsinki elinde silah var diye hukumeti al aşşa etmeye çalisiyorsun ve kendi halkına kurşun sıkıyorsun.bundan once cokmu demokratık din de şimdi gelen iktidara darbe yapıyorsun diye ozetleye bilirim.
heriflerin basında husnu mubarek diye bi tip vardı yıllarca kralcılık oynadı halkına,bu gitti halk secimle mursiyi getirdi asker sen kalk darbe yap,hassiktir derler adama..
0
jamswety
(15.08.13)
halk devrimi olacaktı, darbeciler engelledi.
Geçen defa da, mübarek giderken, halk devrimi olacaktı; mursiciler ayak bağı oldu. Seçime katılım çok azdı, mursi seçmen statüsündeki halkın yüzde 15 civarının oyunu almasına rağmen sdçime katılım az olduğu için yüzde elliyi aşkın oy aldı.
Meşru olmayan gitti, başka bir meşru olmayan geldi.
Sebep sonuç ilişkisi bakımından benzetme yapmak gerekirse mısır'ın 27 mayısıydı.
0
dafaiss
(15.08.13)
halk hüsnü mübarek'i devirdi geçen yıl bilirsin; sonra seçime gidildi. ama bu seçime 80 milyonluk ülkeden sadece 8 milyon kişi oy kullanmış daha bugün okudum. silah zoru ve baskıyla sandığa çekilmeye çalışılmış halk ama gide gide ülkenin oy kullanabilen halkından %50'si seçime katılmış. mursi %25, rakibi %20 oy almış. fakat mursi seçimden sonra zorbalık, diktatörlük tarzı işlere giriştiği için halk onu da istemedi. ayaklandılar vs derken asker müdahale etti. en son ben takibi bıraktığımda asker mursi'yi gözaltına almıştı ve bi yerde saklıyodu.
0
gupon
(15.08.13)
demokrasi ve özgürlük denen şey kan dökülmeden malesef olmuyor.şu an oy verdiği başbakanını sevip savunan bir grup, darbeye başta sevinmiş fakat darbecilerin protestoculara uyguladığı şiddet yüzünden taraf değiştirip başbakanı için protesto yapanlara katılan grupla birlikte direniş uyguluyorlar.insan hakları ihlalleri, ölen, sakat kalan insanlar var, gerçek mermi kullanılıyor, olağanüstü hal ve sokağa çıkma yasakları var.korkulan protestocu grupların da canlı bomba vs. yoluyla karşılık vermesi öyle bir şey olursa yıllarca sürebilecek bir iç savaşa neden olabilir ve her iki taraf için de çooooooook zararlı olacak.protestocuların başarıya ulaşmasının tek yolu olarak pasif kalarak ölerek ama karşılık vermeyerek ulaşabileceği söyleniyor.

bunları gupon'a devam mahiyetinde yazdım
0
panthera onca
(15.08.13)
önceki yıl diktatörlüğü darbeyle bitiren halk seçime gitti, gelen mursi de verdiği sözleri unutup dinci diktatörlük kurmaya kalktı, bu sefer halk yine ayaklandı, bir kısım da mursi'yi destekleyen kesim olarak farklı meydanlarda karşıt eylem yapıyordu ama şiddet yoktu. sonra ordu amerikadan desteği alınca gaza geldi mursi'ye "halkı dinle olayları yatıştır veya istifa et yoksa 2 gün içinde olaya el koyucaz" dedi. ilk başta mursi taraftarlarına saldırmaya başladı, sonra darbe olunca devrimci kesim de katıldı olaylar büyüdü. bizdekine göre daha vahşi bir tutum var, gerçek mermiler, çok sayıda ölü vs.

türkiye'de ki yansımalarına gelirsek, orduyu bitirmek isteyenler halkta ordulara karşı nefret geliştirmek için bu olayı kullandı, ordular hep darbeci bakın mısır'da din kardeşlerimizi öldürüyorlar dedi. gezi direnişçilerine "oh oldu öldü" "gözü çıkmış iyi olmuş keşke kafası kopsaymış" diyen, polisin mısır ordusundan tek farkının gerçek mermilerle insanları taramamasını göremeyenler bir anda devrimci yanlısı oluverdi.
0
r_u_h
(15.08.13)
sanırım olay netleşti mısırda iktidarda dinci bir hükümet varmış ve abd nin desteğini alan laik ordu darbe yapıp dinci hükümeti devirmiş dinci halk dinci hükümeti tekrar iktidara getirmek için ayaklanınca ordu bunu şiddet kullanarak bastırmış tc de de akp liler tabii ki ayaklananları destekliyorlar cevap yazanlara teşekkürler
0
🌸tenayzagor
(15.08.13)
2005 te yapilan bir onceki secimdeki secmen sayisi 7 milyon
2012 de yapilan devrim sonrasindaki ilk secimde oy kullananlarin sayisi 26 milyon.
ikinci tur secimlerinin sonucunda mursi %52 oy alarak cbaskani oldu.
haziranda tahrir'de baslayan gosterilere gelen surec icerisinde misir basininda mursi hakkinda olumsuz yorumlar cikmaya basladi. halk meydanlara cagrildi.
darbe sonrasinda mursi tutuklandi ve destekcileri rabia ve nahda meydanlarini doldurdu. bir aydan fazla bir suredir de meydanlardaydilar.
ordu defalarca meydanlar bosaltmaliari icin brosur dagitti ve mudahale edecegini acikladi. meydanlardakiler mursi serbest birakilmadikca evlerine donmeyeceklerini soylediler.
ve dun itibari ile de ordu silahli mudahalede bulundu.

ozet olarak boyle. bunu dinciler vs diye ele almak cok sig bir yaklasim. darbeyi acikca destekleyen suudi arabistan ve birlesik arap emirliklerini goz onunde tutmak lazim. israil de zaten basindan beri darbeyi destekliyor.

yani o kadar basit degil. cok cesitli kaynaktan okuma yapmali.
0
jamie
(15.08.13)
(30)

bu eteklerden hangisi (capsli)

nunishuris
yine zevklerinizi merak ediyorum :)1. https://dceqiz5mzs7j4.cloudfront.net/app/public/system/zine_images/202394/original/839e65ea8800fcc141c851be57371767.jpg2. https://dceqiz5mzs7j4.cloudfront.net/app/public/system/zine_images/201529/original/.jpg.3. https://dceqiz5mzs7j4.cloudfront.net/app/public/
0
nunishuris
(15.08.13)
İkinci link bozuk.

Edit: 2.
0
adoramer3ku
(15.08.13)
düzeltildi
0
🌸nunishuris
(15.08.13)
Birincisi.
0
takilagimacanim
(15.08.13)
3
0
Idonthaveausername
(15.08.13)
zevkimi merak ediyosan en kısası.
0
icim urperiyor
(15.08.13)
1.
0
mutekebbir
(15.08.13)
etek nerde
0
bisanthe
(15.08.13)
bence 1.si ama bacaklar resimdeki gibi güzel ise 1 diyorum yoksa 3'üde olmaz :)
0
Caaannn
(15.08.13)
ilki.
0
hoppala
(15.08.13)
3.
yalnız bunlar bence sadece fotoğraflardaki modeller tipinde, uzun ince bir fiziğe sahip olanlara yakışabilir gibi geliyor.
0
dafaiss
(15.08.13)
aynı tür ikisi de. ikinci bozuk zaten. ama illa seçeceksek sonuncu. ikinciyi görünce editlerim.

edit: gördüm ve değişmedi fikrim.
0
zazazaraeta
(15.08.13)
3
0
spider03
(15.08.13)
eteği göremeyen arkadaşlar, yazlık yerlerde farzedin ki eteksiz geziyoruz ona göre hangisiyle eteksiz gezmek isterdiniz?
0
🌸nunishuris
(15.08.13)
1 ve 2 arasından seçmek gerekse 1. 3 sanki daha abiye gibi mi? o da güzel ama.
0
april12th
(15.08.13)
aynen o abiye gibi. 1. ve 2.den farklı ama hepsini sade kolsuzla düşünüyorum ona göre seçelim diye koydum ortaya :)
0
🌸nunishuris
(15.08.13)
3.
0
devilred
(15.08.13)
3. biraz gece işi, 2. günük giymek için harika ve bronz tenle!, 1. plajlık. Hepsi harika ama 2 ağır bastı. Link var mı ben de istiyorum :)
0
maymuncuq
(15.08.13)
ne saçma bir şeylermiş bunlar. sadece sayfiye mekanlarında giyilmek üzere 1. 10 kere 1.
0
sparkle kiddle
(15.08.13)
oh la la...

yazlık işi diyorsan; 1.
0
late viper
(15.08.13)
maymuncuq

buyrun efendim www.ebay.co.uk
0
🌸nunishuris
(15.08.13)
nerdeyse kimse 2 dememis. 2.
0
kameraya el sallayan adam
(15.08.13)
1-2
=2
0
uzunuzunilgi
(15.08.13)
boyle bacaga ne giysen yakısır.boyle bacaga ama dikkat.
0
jamswety
(15.08.13)
ya ben hepsine bayıldım, ama 3 agır , güzel duruyor. 3 diyorum , evet 3, yasasın 3 :)
0
chezsoi
(15.08.13)
yerine göre değişir ama günlük bir şey ise 1. gece ortamlara akarken giymek içinse 3.
0
phoenixbird
(15.08.13)
2
0
lord
(15.08.13)
1 ve 3 kesınlıkle muhtesem. ıkıncısıne bende baktım hıc hos durmuyo.3. favorı dıyebılırım.
0
nanelimonportakal
(15.08.13)
hepsi
0
groovettyn
(15.08.13)
bunların altına bir de geyikli tayt giy tam olsun.
0
naharir
(15.08.13)
3.nün bacaklarını görünce hayattan soğudum
2
0
vincenzo
(15.08.13)
(3)

Bu cümledeki ama sözcüğünün türü?

ya ben lan neyse
daha önce sormuştum ama net cevap gelmedi. belki bu sefer bilen arkadaşlar da görür diye tekrarlıyorum:"Böyle yaparsan darılırım ama.""ama" sözcüğü...isim, sıfat, zamir, zarf, edat, bağlaç, ünlem, fiil? ve neden?
daha önce sormuştum ama net cevap gelmedi. belki bu sefer bilen arkadaşlar da görür diye tekrarlıyorum:

"Böyle yaparsan darılırım ama."

"ama" sözcüğü...

isim, sıfat, zamir, zarf, edat, bağlaç, ünlem, fiil? ve neden?
0
ya ben lan neyse
(14.08.13)
ünlem edatı. Sanırım böyle deniyordu. Edat kesin de adı "ünlem" edatı mı başka bişey mi tam hatırımda değil, büyük ihtimalle öyle ama.
"böyle yaparsan darılırım bak!"
anlam değişmiyor gördüğün gibi.
0
dafaiss
(15.08.13)
Evet edat.
0
takilagimacanim
(15.08.13)
Ünlem edatı ney ya? :) Edat değil bağlaç o. Diyeceksiniz ki o zaman niye iki şeyi bağlamamış? Çünkü zaten orada koşul anlamıyla bağlayan bir zarf var. ("yaparsan") Oradaki "ama" bağlaç ama gereksiz.
0
grgn
(15.08.13)
(5)

kavga sonrası titreme

eyyor
kendimi bildim bileli böyle. dayak yesem de atsam da oluyor bu titreme. neden acaba?
kendimi bildim bileli böyle. dayak yesem de atsam da oluyor bu titreme. neden acaba?
0
eyyor
(14.08.13)
kan basıncın, kan şekerin, kalp atışın falan hızlanıyor. bi gerilme var, vücudun reaksiyon göstermesi normal.
0
xenophobe
(14.08.13)
öfke kontrolünde problem yaşıyor musun? Dolaylı olarak bundan da kaynaklanabilir.
0
dafaiss
(14.08.13)
bende de var aynısı. başka kavgaya da şahit olsam biraz oluyor.

tamamen adrenalinin fazla kaçmasından olmalı
0
aguilas negras
(14.08.13)
kavgaya giren herkes titriyor benim bildiğim. özellikli bir şey değil, değmez.
0
firez
(14.08.13)
adrenalin ve stres hormonu kortizol
0
kediebesi
(14.08.13)
(27)

kim haklı sizce/2. çocuk

gates
şimdi 5 yıllık evli genç bir karı koca var. kadın da adam da çalışıyorlar ve iyi sayılabilecek bir işleri var. oturdukları evin kredisini ödüyorlar falan fıstık. bu çiftin 3 yaşında erkek bir çocukları var. kadın tarafı bir çocuk daha yapılması gerektiğini düşünüyor, amaç diğerine arkadaş olması, te
şimdi 5 yıllık evli genç bir karı koca var. kadın da adam da çalışıyorlar ve iyi sayılabilecek bir işleri var. oturdukları evin kredisini ödüyorlar falan fıstık. bu çiftin 3 yaşında erkek bir çocukları var. kadın tarafı bir çocuk daha yapılması gerektiğini düşünüyor, amaç diğerine arkadaş olması, tek çocuğun yalnızlık çekeceği, belki bu da kız olur umudu falan filan, aileden ve arkadaşlardan da 2. baskısı da var tabi. erkek tarafı ise 2. çocuğa tamamen karşı sebebini de şöyle sıralıyor; "ben bu çocuğu ileride en iyi okullarda okutmak ve cebine doğru düzgün bir harçlık koymak istiyorum, eğer 2. çocuk da olursa ona yapacağım harcamalar nedeniyle iki çocuğuma da sunacağım hizmet kalitesi düşer, ileride 1 çocuğumu 20 bin tl'lik bir okulda okutmak varken ikisini de 10'ar bin tl'Lik okulda okutmak istemiyorum. 2 yarım olacağına 1 tanesini bolluk içinde yetiştireyim."

sizce hangi taraf haklı, sebep belirtirseniz sevinirim.
0
gates
(14.08.13)
erkek tarafı geleceği düşünüyor, kadınsa annelik iç güdüleriyle konuşuyor.

ikisi de kendince haklı, bence olaya başkaları katmadan karşılıklı konuşsa daha doğru olur.
0
bunaldım a dostlar
(14.08.13)
Tamam kardeşlik çok güzel bir duygu ama önemli olan çocuklara olabildiğince güzel bir gelecek sunmak. Eğer durum bir çocuğa imkan sağlıyorsa kesinlikle diğer çocuğa gerek yok.
0
antepfıstıklıbaklava
(14.08.13)
şuanda kardeşim olmasaydı en fazla bir arabam olurdu. kardeş mi araba mı diye kıyaslamaya gerek yoktur sanırım?
0
c1b2k3
(14.08.13)
Adam haklı bende de aynı düşünceler hakim.

Fakat şöyle de bi şey var; kardeş arkadaş gibi oluyo. Duygusal bakınca kardeş olmalı. Bi yere gidildiğinde iki arkadaş oluyolar, sıkılmıyolar. Tek çocuklar ilerde kuzen ilişkisi de yaşayamıyor yalnız kalıyor. Ama bi taraf istemiyosa zorlamanın da bi anlamı yok.

Ayrıca bi çiftin yapacağı, bakacağı çocuk sadece iki dakika agu bugu yapıcak çevreyi hiç bağlamaz
0
gupon
(14.08.13)
ikinci çocuk her halükarda mantıklı. 3. çocuk için erkeğin savları mantıklı.
0
diggity
(14.08.13)
anne haklı. ayrıca devlet okulunda okumanın nesi varmış?

ek: benim de bir kardeşim var ve değişmem kendisini hiçbir mala mülke. değil eşdeğer, yakın bile değiller.
0
devilred
(14.08.13)
bence erkeğin bakış açısı yanlış. kardeşi, üç yaşındaki çocuğunuz için yapmalısınız diye düşünüyorum. ileride o, hayatta yalnız kalmasın diye, size bir şey olunca acısını, yorgunluğunu kardeşiyle paylaşsın diye.

ben kardeşim olmadan gideceğim yirmi bin liralık okulu napayım. akıllı bir çocuksa zaten devlet okulunda bile başarılı olur, kendini kurtarır. ama iki kardeşin dayanışması, sevinci de üzüntüyü de paylaşmaları, buna bir paha biçemezsiniz.
0
inawen
(14.08.13)
erkek haklı.çocuğuna mükemmel bir hayat yaşatmak istiyor.o çocuk dört dörtlük yetişsin istiyor.
0
rock n roll
(14.08.13)
2 tarafın da haklı yanları var. ama tek çocuk bence biraz sıkıntı. 2 çocuk en ideali. çünkü 50-60 sens sonra siz olmicaksınız kardeşi olacak. 3.yü sakın yapmayın. ben 3. ve sonuncuyum ailemin verdikleriyle de hiç mutlu değilim çünkü çocuk demek masraf demek
0
metehan01
(14.08.13)
kardeşimle aramızda çok yaş farkı var, bizimkiler baba gibi düşünüp tek çocuk olmama karar verip sonra fikir değişmişler. Etrafta oyun arkadaşı olacak tek bi çocuk bile olmadığı için çocukluğumın o dönemi okula başlayana dek sıkıcı geçti ve okulda da bi süre arkadaş edinmekte zorlandım. Tabi bunun başka sebepleri de olabilir ama etkenlerden biri de bu kesinlikle.
Çevrede arkadaşlık edebileceği birileri varsa, ya da buna ortam; olmayabilir de kardeşi, fazla farketmez. Ama öteki türlüyse üzerinde düşünmeliler. Tek sebep arkadaş olayı da değil, sorumluluk ve paylaşma duygusu da gelişir. İkisi de çalışıyorlarmış bir de o var yani.
0
dafaiss
(14.08.13)
yaş ilerlemeden bir an önce küçük çocuklarını da yapmamlılar! hemen. söyle ve bu gece sevişsinler bu doğrultuda
0
gloria
(14.08.13)
tek çocuk olursa sürekli üzerine düşerler. baskıdan ilgiden bunalır. aile yönlendirmesinde özgür olmayan biri olur. şımartılır bu da karakterini etkiler ona zorluk yaşatır.
0
sttc
(14.08.13)
Kardeş, net. Bi' kere insanın kardeşi dolayısıyla öğrendiği o kadar çok şey var ki. Paylaşma, empati, yardımlaşma, dayanışma, arkadaşlık vs. Daha uzatsan yazarsın baya olumlu şeyler. Ayrıca kötü durumlarda dertleşebilecğin. Anne&baba dahil kimseye anlatamayacağın şeyleri anlatabildiğin insan bazen kardeş. İyi bi' gelecek için paradan çok daha önemli şeyler.
0
tunachu
(14.08.13)
Ben de kendim için eşiniz gibi düşünüyorum. Ama anneliğin nasıl bir duygu olduğunu bilmiyorum, hani günün birinde çocuğum olursa fikrim değişir mi bilemem.

Bir de etraftaki baskıyı umursamayın, hayat sizin. Başkalarının değil.
0
orange coffee
(14.08.13)
ülkenin ve eğitim sisteminin bu halinde bile "devlet okulunun nesi varmış?" gibi yorumlar yapabilenlere hayret etmekle birlikte babayı haklı buluyorum.
bir tane olsun, tam olsun.

materyalist düşünmek falan değil bu.
mantıklı düşünmek.
evet, tek çocuk olsun, kazanırsa robert college'da okutulsun.

ya da yurtdışında üniversite okusun, master yapsın vs.

ben tek çocuk olarak büyüdüm, etrafımda gördüğüm herkesten daha normalim merak etmeyin.
sosyal ilişkilerimde de, duygusal ilişkilerimde de son derece tutarlıyım.

3-4 çocuk isteyen biriyim, ama bunu ancak hepsine aynı yaşam kalitesini sunabileceksem gerçekleştiririm.
öbür türlüsü bu devirde maalesef cahillik oluyor.

kardeş duygusal olarak destek, arkadaş falan olabilir de, çocuk "sıkılmasın" diye kardeşi olduğunda robert yerine ara sokaktaki bir okulda okuyacaksa bence sıkılsa da olur.
o kadar sıkılmaktan bir şey olmaz.

(örnekler bilerek abartılmıştır)

bunu bir kadın olarak yazıyorum.

kardeş güzel bir şey olsa da, tek çocuk olmanın da abartılacak kadar kötü bir yanı yok.
ikisine de kendinize göre en iyi standartları sunabileceğinizi düşünmediğiniz sürece ikincisini yapmak "bu devirde" dünyanın en saçma işi.


ekleme:

"ben kardeşimi x'e değişmem" tarzı yorumlar soruyu ve cevapları çarpıtıyor.
elbette var olan bir kardeşi başka bir şeyle değişmezsiniz.
ama ben olmayan bir kardeşin özlemini de duymuyorum mesela.

yani mutlaka hasreti çekilecek olan bir şeyden bahsedilmiyor.
bu tarz cevaplar son derece subjektif ve kişisel bence.
sorunun yanıtı "ben kardeşimi arabaya değişmezdim" olmamalı.

sonuçta herkesin büyüdüğü çevre ve idealleri farklı.
idealler doğrultusunda düşünülmeli.


edit2:

tek çocuğum ve hayatımda (ilkokul dahil) devlet okulunda okumadım.
maddi durumu çok iyi olan bir ailenin çocuğuydum.
tenis oynadım, golf oynadım, yediğim önümde-yemediğim arkamda oldu vsvsvs.

ailem ben 20 yaşındayken iflas edince üni'yi uzatıp çalışmaya başladım, ailemin borçlarını tek tek ben ödedim ve her şeyi ben sırtlandım.
bütün borçları kapadım, şimdi de millet iş arama vs stresindeyken ben kendi kariyerimi çoktan yaptım.

hayatı tanımak ve olgunluk gibi kavramlar "sadece" kardeşle kazanılmıyor.
ya öyle ya da böyle değil yani.

diğer çocuğun yaşam standardı düşecekse ya da hayatında kardeşi olmasa daha ileri gidebilecekken geride kalacaksa ona yazık değil mi peki?
haksızlık değil mi yani?


edit3:

gelen mesaj üzerine yazma gereği duydum.
"başarılı çocuk her yerde başarılıdır" kavramı doğruluk payı olmakla birlikte biraz aşırı bence.
ben kazanılarak girilen özel bir okul mezunuyum.
şu misyoner okulu diye tabir edilenlerin almanca eğitim verenlerinden birinden.
kazandım, ama sonuçta parayla okudum.
burs alacak kadar da muhteşem başarılı bir öğrenci değildim.
yani ailemin parası olmasa her yerde başarılı olamayacaktım.
tıpış tıpış gidecektim bir anadolu lisesine.
iki yabancı dil falan da rüya olacaktı bu durumda tabii.

yani her açıdan düşünmek gerek.
0
hypnosis
(14.08.13)
özel okullarda okuyan, her istediğini elde eden, hazıra alışan çocuk tam olmaz zaten, yarım olur. kendi ayakları üzerinde zor durur. onun yerine 1 kardeş daha yapsınlar, paylaşmayı, biraz hayatın zorluğunu ve kardeş sevgisini-desteğini yaşasın çocuklar.

ekleme: özel okullarda okuyup da apartman yöneticisi mi olacakmış? kardeş candır.
0
icim urperiyor
(14.08.13)
şu zamanda 1 çocuk bile fazlayken ikincisi hiç olmamalı.
0
rock n roll
(14.08.13)
bir çocuğa sadece maddi imkan sağlayarak "tam" yapamazsınız.
0
c1b2k3
(14.08.13)
tek çocuk olup "ailemin o kadar parası vardı ki bunlarla övünmeyi kendime görev bildim" yerine, "iki kardeşiz, kardeşimle geçirdiğim o güzel zamanlar olmasa asla bu kadar tam ve mutlu olamazdım" demesini tercih ederim çocuğumun.
0
devilred
(14.08.13)
Eğer yeniden çocuk bakma kahrı çekmek istemiyorlarsa hak veririm, ama "ilk çocuğa en iyi imkanları sağlamak" gerçekten çok sığ bir düşünce.
Mutluluk yalnızca başarıya bağlı değildir, 20 bin liralık okula gitti diye muazzam bir hayat yaşayacağının garantisi yok, tersine paylaşım, yaraları onarabilme, yardım etme, yardım edilme gibi duygular hayatın daha anlamlı geçmesini sağlar. Hatta yirmi binl liralık okula gidecek çocuk mazallah seri katil bile çıkabilecek steril ve robotik bir görüntü veriyor. Azıcık defo, azıcık arızadır insanı insan yapan.

Bir de olayın rantabl boyutuna bakarsak genelde şunu gördüm, ikinci çocuk kısmen seri üretime giriyor, hem anne daha lakayt ve gerilimsiz yetiştiriyor çocuğu, hem de ekonomik olarak fazla yükü olmuyor, okula kadar tabii..
0
firez
(14.08.13)
yahu bu özel okulda okuyanlar uzaylı ve sevgisiz yaşayan farklı ırklarmış gibi davranmanın mantığını çözemedim.

ülkenin 5 yıl sonraki hali belli değilken, "çocuğum kardeş sevgisini yaşasın" diye romantik düşünmenin ne gibi bir yararı olabilir?
çok çocuk düşmanı değilim, ama sorulan soru ekseninde böyle düşünüyorum.

zaten her lise imam hatip bilmemne yapılıyor yavaş yavaş.
imkanın yok diye bütün bunlara boyun eğmek yerine çocuğunun geleceğini az da olsa kendi gücünle çizmeye çalışmanın nesi yanlış?

hayat kadınları bile çocuklarını okutabilmek için mücadele ediyor.
"aman okusun, kendini kurtarsın" diyor.
nicelik değil, niteliktir önemli olan.
hayatı tanımak = parasızlık da değildir.
özel okulda okumak yardımlaşmayı sevmeyen insan olmak anlamına da gelmez.

hayat paralıyken de tanınabiliyor gayet güzel.
ya da paran bitince.
bir şekilde kendini tanıtıyor sana yani.

"çocuk sümüklü sümüklü mahallede top oynasın, canının istediğini yiyemesin, yırtık donla dolaşsın da hayatı öğrensin." benzeri düşünceler kimseyi 2 adım ileri götürmez.

eğer maddi gücün yoksa bir tane çocuk yapacaksın ve ona nitelik kazandıracaksın ki kendini kurtarsın, bu kadar basit.

sanki özel okulda okumak, yabancı dil bilmek, kendi ayaklarının üzerinde durmak vs kötü şeyler.

bu özel okul ve yaşam kalitesi düşmanlığı kimseye bir şey katmaz.
özel okul kimseye hiçbir şeyin garantisini vermez, ama bir ebeveyn olarak çocuğunuz için elinizden gelen maddi manevi her şeyi yaptığınızı bilirsiniz yatağınıza yattığınızda.

ayrıca herkesin en iyi dostu kardeşi olmuyor.
benim annem kardeşlerinden biriyle görüşmüyor.
annemin tanıdığının kardeşi yüzünden evliliği bozuldu.
başka birinin kardeşi kumar borcu yapıp bütün ailenin iliğini kemiğini sömürdü.
yani özel okulda okuduğunda bir şeyin garantisi yoktur, ama kardeşinin de iyilik perisi olmasının garantisi yok eğer böyle düşünürsek.

çocuğuna elinden gelen en kaliteli geleceği sunmanın garantisine sahip olmayı istemek hayatı tanımamak değildir.
hayatı tanımak, altından kalkamayabileceğini düşündüğün şeyin altına girmemektir.
0
hypnosis
(15.08.13)
yahu sanki adam bir çocuğa zor bakıyormuş gibi cevap verilmiş, ama bir çocuğu 20000lik okula göndermekle iki çocuğu 10000erlik iki okula göndermek o kadar da fark yaratacak mı?

adam sanki tek göz odada yaşıyor da, biz gene de kardeş sevgisi tatsın diyoruz. ikisine de türkiye ortalamasının üzerinde eğitim verebilecek gibi anlatmış kendisi.

eğer türkiye bundan beş yıl sonra ne olacak diye çocuk yapmayacaksak, ülkeyi iyice yobazların eline bırakmış olmuyor muyuz acaba? eğitim seviyesi yüksek kişilerin tek çocuk yapması, o rahatsız olduğunuz imam hatipliler karşısında sizi azınlık haline dönüştürmüyor mu gitgide?
0
inawen
(15.08.13)
inawen +1

steril kabuklarımızdan, elit hayatlarımızdan çıkmayalım aman biz; halkın içine karışırız maazallah. neymiş, ülke imam hatiplere kalıyormuş. sen ve senin gibiler yüzünden kalıyor canım kardeşim, artık farkına var bunun. bize dokunmadığı sürece bin yaşasın yılan dersen bunu hak ediyorsun demektir. sen kendini çek günlük hayattan, sonra da gel "ama her yerde imam hatip var :(" diye ağla; mantıklı mı sence?

bir insanı "tam" yapmak istiyorsan maddiyatın yanına maneviyat da eklemelisin. kardeş ise bunun için mükemmel bir yoldur, inan bana.

ah bir de özel okulda okumayan yabancı dil bilip kendi ayaklarının üzerinde duramıyor muymuş? mucizeyim o halde.
0
devilred
(15.08.13)
@inawen:

20 binlik okulda değil, 10 binlik okulda okusun demek belirsiz bir yaklaşım.
önemli olan aman sırf özel okul olsun diye tırt bir koleje vermek değil.

ama diyelim ki bu adamın çocuğu üsküdar amerikan'ı kazandı ve orada okumak istiyor.
kardeşi olduğu için üsküdar amerikan'da değil de, x anadolu'da okuyacak.
x anadolu kötü demiyorum, burada ağzından salya saçanlar bazen anlayamıyor dediklerimi, ama iyi okuyun.
kötü demiyorum.
adam çocuğunu 20 binlik okulda, yani üsküdar amerikan'da okutmak istiyor.
üsküdar amerikan 20 binlik, istek acıbadem 10 binlik belki.
ama arada uçurum var.

ben "kazanılan" bir okuldan bahsediyorum.
şimdi o çocuk üsküdar amerikan'ı ya da alman lisesini kazanmışken maddi imkansızlık yüzünden orada değil de, x anadolu'da ya da başka bir x okulda okuduğunda, bu çocuğun istikbaliyle oynanmış olmayacak mı?
ben bunu söylüyorum.
"kazandım, ama gidemedim" demeyecek mi?

mesele "özel okul" değil, bunu bir anlatabilsem.
özel okul var, özel okul var.
şimdi ted'le robert bir mi yani?

adam: çocuğum robert'i kazanırsa, maddi imkansızlıktan ted'e vermek istemiyorum diyor işte.
kötünün iyisi olsun, idare etsin istemiyor.
en iyisini sunmak istiyor.

ya da çocuğum robert'i kazanabilecekken ona özel ders aldırıp, dersaneye yollayamadığım için daha düşük seviyeli bir okulda okusun istemiyorum, bütün yatırımımı birine yapayım, ama tam yapayım diyor.
istikbal bu yani, şaka değil.

cerrah yetiştirmek varken bankacı ya da özel sektörde maaşlı çalışan herhangi birini yetiştirmek istemiyor gibi bir şey.
bankacı olmak kötü demiyorum, ama adam bunu "istemiyor".
bunu anlamanın nesi zor?

edit:
bu arada bu devirde yabancı dil bilmemeyi özellikle savunmanın mantıklı en ufak bir yanı yoktur.
bilmeyen bir yere gelebilir mi? elbette gelebilir.
ama bunun gereksizliğini savunmaya kompleks diyoruz.
0
hypnosis
(15.08.13)
"ileride 1 çocuğumu 20 bin tl'lik bir okulda okutmak varken ikisini de 10'ar bin tl'Lik okulda okutmak istemiyorum. 2 yarım olacağına 1 tanesini bolluk içinde yetiştireyim." diyen arkadaş keşke ilkini de yapmasaymış. Çocuk sahibi olup onlara en iyi hayatı sunmak böyle birşey değil. Zor şartlarda büyüyen dört kardeş çeyrek mi oluyor yani? Çocukların kaliteli bir hayat yaşaması maalesef sadece "20binlik okula gitmeye", bolluk içinde "tam" yetişmeye bağlı değil. Birçok kriter var ve bunların bir kısmı anne-babanın yönetemeyeceği şeyler.
0
battal gemalmaz
(15.08.13)
inatla anlayamıyorsunuz.tamam doğurun doğurabildiğiniz kadar.
0
rock n roll
(15.08.13)
cosmicstring,yani ne biliyim çocuksa sözkonusu olan insanların çok iyi düşünmesi gerekiyor.ben çocuğumu çok iyi yetiştirebileceğimi garanti edemiyosam,anne olma hakkımdan fedakarlık etmeliyim,herkes de bu mantıkta olmalı.bu işler oyuncak değil.
0
rock n roll
(15.08.13)
(5)

Cüzdandan kurtulmak

yarin bos musun
Gün içinde taşımam gereken yükü minimize etmek adına çalışıyorum. Arabamın anahtarının içindeki uzaktan kumandayı çıkartıp telefonumun deri kılıfının altına soktum, anahtarı arabanın içinde bırakıyorum, sorun yok, ehliyet, nüfus cüzdanı, kimlikler ve kartların fotoğrafını telefonumda saklıyorum, böy
Gün içinde taşımam gereken yükü minimize etmek adına çalışıyorum. Arabamın anahtarının içindeki uzaktan kumandayı çıkartıp telefonumun deri kılıfının altına soktum, anahtarı arabanın içinde bırakıyorum, sorun yok, ehliyet, nüfus cüzdanı, kimlikler ve kartların fotoğrafını telefonumda saklıyorum, böyle de işe yarıyor, sorun yok, para çekmek için bankamatiklerden kartsız işlem kullanıyorum, sorun yok, tek sorunum kredi kartı. Bunlardan kurtulamadım. Gün içinde hesap verirken, taksitli bir şeyler alacağım zaman falan muhakkak lazım oluyor kredi kartı ve sırf bunun için cüzdanı bırakamıyorum. Bunun bir yolu yok mu?

Not: Kredi kartlığı olan telefon kılıfları inanılmaz kalın, hantal ve kullanşsiz, şekilsiz oldu. Benim telefonum için böyle kılıf da yok zaten.
0
yarin bos musun
(14.08.13)
turkcell cüzdan uygulaması var . direk oradan odeme yapıyorsunuz. bi arastırın .
0
Söyük
(14.08.13)
hangi ildesiniz?
diğer şehirlerde bulunması kolay mı bilemiyorum, burada her yerde var mesela, ancak plastik koruma kılıfları var izmir'de örneğin kentkart için kullanıyoruz, öyle bişey alabilir ve arka cebinizde vs. kırılma etmesini düşünmeden taşıyabilirsiniz.
0
dafaiss
(14.08.13)
Turkcell cüzdana baktım fakat ne kullanmayı bilen var ne nfc kullanan cafe-lokanta var... Hem de benim kullandığım bankalara hizmet vermiyorlar vs... Yaygınlaşması için baya zamana ihtiyaç var gibi.
0
🌸yarin bos musun
(14.08.13)
@dafaiss Ankara'dayım. Bahsettiğiniz kartlıkları biliyorum, şu anda buna çok benzeyen mantıkta 3 gözlü incecik bir kartlık kullanıyorum zaten. Amacım parça sayısını azaltmak.
0
🌸yarin bos musun
(14.08.13)
Bizim ülkemizde muadili var mı bilmiyorum ama şöyle birşey mevcut.

www.kickstarter.com
0
heavenly
(14.08.13)
(2)

allah mazlumun yanındadır

dahinnotha
toplumda islamiyetle böyle bir düşünce var. bunun bir ayet olduğunu sanıyordum. fakat bulamadım. kuran da mı geçer, yoksa bir hadis midir? bu sözün kaynağı gerekiyor. nerede söylenmiş nasıl ortaya çıkmıştır?
toplumda islamiyetle böyle bir düşünce var. bunun bir ayet olduğunu sanıyordum. fakat bulamadım. kuran da mı geçer, yoksa bir hadis midir? bu sözün kaynağı gerekiyor. nerede söylenmiş nasıl ortaya çıkmıştır?
0
dahinnotha
(14.08.13)
bu şekilde bir ayet var mı bilemiyorum ama şöyle bişey var:
"biz ezilenleri önder kılalım istedik."(kasas/5)
aynı şey aşağı yukarı, ya da belki ben mi yanlış/eksik yorumluyorum.
bir de bu var: (bkz: haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır)
sonra muhammed'in yanında ilk yer alanlar döneminin garipleri, mazlumlarıdır çoğunlukla; ya da bunlara vicdanı sızlayanlar.
ammar, ammar'ın babası ve annesi yasir ve sümeyye ki kendileri ilk şehidlerdir mekke'de verilen; selman, bilal, ebuzer ilk aklıma gelenler.
velhasılıkelam; ümitsizlik haramdır şeklinde bir çıkarım yapılmıştır sonradan birileri tarafından; sözlükte sebebini şöyle açıklamışlar: (bkz: #10575762)
bunun tipinde ve isabetli bir çıkarım da olabilir yukarıda yazdıklarımdan yola çıkarak yapılmış.
0
dafaiss
(14.08.13)
özellikle bizim toplumumuzda bu düşünce epey yaygın.pek çok insan bir haksızlığa uğradığında ya da zor durumda kalınca,hakkını aramak yerine öbür dünyaya havale ediyor.yav kardeşi öbür dünyaya ne havale ediyorsun?millet alışmış artık bu düşünceye,otu boku buna bağlıyo.tecavüze uğrayanın akrabanın hakkını savunma git büyüktür de.senin zihniyetini zikeyim ben.

biraz agresifim,pardon.
0
dengesiz bir insan
(14.08.13)
(6)

Zaman Gecirmelik Aktivite/Hobi

fraise
Yalnız kalınca sıkılma sorunu olan biriyim ben.E haliyle 24 saat yanımda birileri olmadigi icin gun icinde mutlaka sıkıntıdan sacımı basımı yolma raddesine geliyorum,hos olmuyor.Okul varken bu cok sorun olmuyor;gun icinde okuldayim arkadaslarimlayim,aksam da erkek arkadasım evde onunla zaman geçiyor
Yalnız kalınca sıkılma sorunu olan biriyim ben.E haliyle 24 saat yanımda birileri olmadigi icin gun icinde mutlaka sıkıntıdan sacımı basımı yolma raddesine geliyorum,hos olmuyor.

Okul varken bu cok sorun olmuyor;gun icinde okuldayim arkadaslarimlayim,aksam da erkek arkadasım evde onunla zaman geçiyoruz,gun icinde kendime vakit ayiramadigim icin kendi istediklerimi yapıyorum vs derken zaman geçiyor ama uzun zamandır okul da yok sürekli evdeyim.Cok fazla arkadasım da yok.Yarisi tatilde yarısı başka sehirde yaşıyor.

Kitap okumaktan keyif alırım ama bu ancak günde bir iki saatimi alıyor;3. Saat ondan da sıkılıyorum.Dizi/film diyeceksiniz muhtemelen;izlemesini severim ama her gun her gun oturup dizi/film izleyemiyorum,sıkılıyorum.


Tek basına vakit geçirememek başlı basına bir sorun aslında.Yeni bir hobi edinsen boyle bir sorun ortadan kalkar belki de.

Velhasil bana oyle bir sey önerin ki hem sıkılmayayim hem de tek basıma vakit geçirebileyim.
0
fraise
(14.08.13)
maketçilik.
0
armatur
(14.08.13)
makrame bileklik falan yap. oldukça zihin açıcı, stres atıcı oluyor. youtube'da bununla alakalı eğitim zımbırtıları var.
0
jeru
(14.08.13)
sudoku, kakuro. sararsa güzel şeyler.
yapboz alabilirsin.
origami.
0
dafaiss
(14.08.13)
tenis kursları çok moda bu aralar tavsiye ederim.
0
hystarie
(14.08.13)
cakabo
(14.08.13)
puzzle'a ver kendini ya da sağlam bir bilgisayar oyununa başla.
0
elmyra
(14.08.13)
(6)

oğlum kediden parazit kapar mı?

kibritsuyu
oğlum ege bir yaşını doldurdu ellerinizden öper. biz kendisini her zaman hayvan sevgisi ile büyütüyoruz. şimdi geçen hafta da yazlıktaydık. sitede de bizim arkadaki evin bahçesine yavrulamış bir kedi var. sokak kedisi. yavrular da öyle sevimli ki. ege ile hoplaşa zıplaşa oynadılar. ege gitti kediler
oğlum ege bir yaşını doldurdu ellerinizden öper. biz kendisini her zaman hayvan sevgisi ile büyütüyoruz. şimdi geçen hafta da yazlıktaydık. sitede de bizim arkadaki evin bahçesine yavrulamış bir kedi var. sokak kedisi. yavrular da öyle sevimli ki. ege ile hoplaşa zıplaşa oynadılar. ege gitti kedileri sevdi. hatta bir tanesi (en maskara olanları oydu) geldi ege'nin ağzının kenarına bulaşmış mama kalıntılarını yaladı. güldük eğlendik falan. lakin birkaç gün sonra yalayan yavru kediyi kucağıma almış severken bir de ne göreyim, kedinin poposundan bildiğin bağırsak kurdunun yarısı dışarı çıkmış sallanıyor.

şimdi bu kedi benim oğlumun ağzını yaladı. aşılı falan ev kedisi değil, sokak kedisi. bir şey kapar mı çocuk bundan? ne gibi tedbirler alalım?
0
kibritsuyu
(14.08.13)
O kadar kisa etkilesimde bir sikinti olacagini dusunmuyorum. Ayni evde yasiyor olsaniz tedbir amacli haplar var ama bence endise etmeyin siz.
0
kegums
(14.08.13)
Kapar tabi ki bu yaşlarda özellikle sokak hayvanlarından uzak tutun temiz olsa bile kedinin kılı tüyü bile hasta eder hayvan sevdirecez diye çocuğu hasta etmeyin.
0
fuerteventura
(14.08.13)
hayvanların dışkısıyla haşır neşir olmadıkça bildiğim kadarıyla iç parazit anlamında bir sorun yok. dış parazitlerden daha çok korkun, kene, pire vs gibi, bu hayvanlar da parazit veya hastalık taşıyıcı olabiliyor, matruşka misali. ancak anne kedi ve yavrularını bu konuda korumaya alamazsınız emzirirken.
0
kediebesi
(14.08.13)
hayvanların aşısı olsa da kılı tüyü hasta falan etmez, önce bunu düzelteyim.
birçok kişi doğduğu andan itibaren kedisiyle köpeğiyle bir arada büyüyor.

dışkısıyla muhatap olmadığı sürece kapmaz.
ama yüzde 1'lik bile olsa bir ihtimal var sonuçta.
isterseniz tedbir olarak ne yapabileceğinizi doktorunuza sorun.
yani belki bir ilaç vs vardır.

bunun dışında kediebesi +1
0
hypnosis
(14.08.13)
paraziti bilemiyorum ancak 3-4 yaşına kadar her tür hayvandan uzak durması solunum sistemi sağlığı açısından daha iyi çocukların.
bilhassa kedi ve köpeğin yol açtığı bir solunum sistemi rahatsızlığı var şu an adını ve içeriğini tam hatırlayamadığım, kıl tüyden dolayı.
0
dafaiss
(14.08.13)
Çocukların doğayla iç içe büyümesinin, toz toprakla olsun hayvanlarla olsun etkileşim halinde olmasının, bağışıklık sistemi açısından daha faydalı olduğunu düşünenlerdenim. Alerji olsun astım olsun bu hastalıklar hep şehirde doğadan uzak büyümüş çocukların hastalıkları ve yaşam kalitesini çok olumsuz etkileyen tedavisi olmayan hastalıklar. Kediden kapacağı parazit belki onu hasta edecek ama kalıcı bir etkisi olmayacak.
Bu tabiki kediden kapacağı parazit için ihmalkar davranmak anlamına gelmiyor. Kedi yalanarak temizlenen bir hayvan olduğu için parazit yumurtaları her tarafına bulaşmıştır. Eğer çocuğunuz ellerini yıkamadan bir şeyler yediyse parazit bulaşmış olma riski çok yüksek. Bir test yaptırmanızda fayda var.
0
zombi
(14.08.13)
(5)

Felsefe okumaya başlamak

duy
İstiyorum. Akıllı başlı bir öneri bekliyorum. Sofie'nin dünyası falan yazacak olanın eli kırılsın. Derinleşmek, genel kavramları anlayıp, ilgime göre özelleşmek istiyorum. Teşekkür.
İstiyorum. Akıllı başlı bir öneri bekliyorum. Sofie'nin dünyası falan yazacak olanın eli kırılsın. Derinleşmek, genel kavramları anlayıp, ilgime göre özelleşmek istiyorum. Teşekkür.
0
duy
(14.08.13)
Macit Gökberk'in felsefe tarihi isimli kitabını öneririm. Kalın bir kitaptır ama hemen hemen tüm filozoflar ile ilgili özet bilgileri içerir. Evvela bunu okur genel bilgiye sahip olursun sonra ilgini çeken filozofa yönelirsin
0
jamswety
(14.08.13)
ekim ayında başlıyor ama şöyle birşey var www.coursera.org
bir de antik felsefeden başlamanı öneririm, kronolojik sırayla gitsen daha iyi, çünkü felsefe biraz sanat gibi hep bir önceki akımdan alıp ordan yeni birşeyler kata kata ilerlemiş.
0
bir yudum
(14.08.13)
tarihsel süreci izleyerek çapraz okumalar yap. Antik yunan filozofları genelde her konuda bir şeyler atmışlardır ortaya. Birinden girmek kafa karışıklığını azaltır. Epistemoloji, ontoloji, ahlak, siyaset, sanat/estetik... birini seç ve oradan başla. Bu arada sanat yazdım ama o giriş için pek iyi olmayabilir.
Sonrakiler, bilhassa aydınlanmacılar genelde ortaya attıkları, çığır açtıkları konularla anılırlar. Burada ilk başta seçtiğin veya ağırlık verdiğin konu devreye girecek. Misal epistemolojiye aydınlanmacılardan okuyarak girersen bir kaybın olmaz ama bir o kadar eksik kalırsın.
Sartre, camus, kierkegaard, cioran, nietzsche... Varoluşçu ve hiççileri sonraya bırakmanı öneririm.
Aristo veya platon diyalogları iyi bir giriş olabilir. sokrates'in savunması mesela. Ya da antiklerden adı ilgini çeken birini seç ve başla. Zaten merakın seni onların arasında dolaştıracak.
0
dafaiss
(14.08.13)
Russel' in bati felsefesi tarihi 3 cilttir. Oncelikle onu okuyun. Ilginize gore yol haritasi cizersiniz. Oyle pattadanak Kant okunmaz , okunur da sker bayiltir kanimca.
0
Godless
(14.08.13)
Dusunce Tarihi - Orhan Hancerlioglu

Elimi kirmak degil, sikmak isteyeceksiniz...
0
compadrito
(14.08.13)
(8)

istifa etmek etik mi ?

facebook
çalıştığım yerde benzer görevi yapan iki kişiyiz, diğeri askere gidecek.. dolayısıyla benim sorumluluğum görevim artacak.. tam bu sırada istifamı versem etik olur mu ? bende istifamı verirsem işlerde büyük aksama olur
çalıştığım yerde benzer görevi yapan iki kişiyiz, diğeri askere gidecek..
dolayısıyla benim sorumluluğum görevim artacak.. tam bu sırada istifamı versem etik olur mu ?

bende istifamı verirsem işlerde büyük aksama olur
0
facebook
(13.08.13)
etik olarak (yasal olarak değil) ben olsam, 1 ay öncesinden haber verirdim, ve yetiştirmem için yanıma birini vermelerini söylerdim. 1 ay o adamı yetiştirir öyle çıkardım.
0
etna
(13.08.13)
haber ver şimdiden. Bir süre beklersin vicdanın rahat olsun diye en kötü.
Bunu yapmasan bile etik. Emeğini satıyorsun ve artık bu yere satmak istemediğine karar verdin, bu kadr basit.
0
dafaiss
(13.08.13)
diğer kişinin askere gideceği zamanı kollayıp, pislik olsun diye işten çıkıyorsan etik değil. zamanında canını çok sıktılarsa bir parça intikamlı ve etik? :) başka bir yer çok iyi bir teklifle geliyorsa, etik tabii neden olmasın koy ... kısacası nereden baktığına bağlı :)
0
strangerinhere
(13.08.13)
etik
0
natnan
(13.08.13)
şirket kurumsalsa her türlü etik, beter olsun ibneler; küçük bir şirketse etna'nın dediğini yap.
0
henrychinaski
(13.08.13)
adam kovarken etik mi :) haahahaha şaka yapıyor burdaki bazı userlar gerekli yasal süreden önce bildir hatta imkanın varsa bildirme yazı değerlendir öde ihbar tazminatını paşa paşa çık
0
Dönmezer
(13.08.13)
içerde iznin filan varsa isterse dava etsin sözle bildirdim dersin aynı gün istifa ettiğine dair özel yada şirket mailinden herkese ve kendi özel mailini de bcc olacak şekilde bir mail at sakla sana gelen örneği dertsiz başa dert mi açacan ha dersen ki kapı kapatmamak lazım bugünün yarını var ele güne rezil oluruz yok o zaman otur oturduğun yerde korkak her gün cesur bir gün ölür oda bugünür
0
Dönmezer
(13.08.13)
genel olarak etik diyebilirm gönlün rahat olsun. bu şekilde çalıştığın böyle bir yerlere vefa borcu hissetmene gerek yok normalde. ama demek ki sevdiğin bir ortam ki ayrılacağın zaman bile bunu düşünüyorsun.

tabi firma batsın diye 2 iş bilen olarak çıkıyorsanız etik değildir ama...


işten ayrılacağını söyle, bu sayede hem belki zam alır eski işine devam edersin,
eğer zam yapmazlarsa istediğin olur yeni iş ararsın bu sürede,
eğer istifa edemzezsin ben kovarım derlerse tazminat alırsın :D
0
ceycey e
(13.08.13)
(6)

Müslüman Bir Kızın Çinli Adamı İngilizce Müslüman Yapma Çabaları

denizaya
~~ Dmin facebook'ta müslüman türbanlı birkız, ileti paylaşmış, bakın çinli arkadaşı müslüman yapmaya çalışıyorum diye...Yazışmalarını okudum, ingilizce kuran dili ve müslümanlaştırma çabaları bana çok saçma geldi, ben olsam çinlinin yerinde sseçmezdim...Sizede ingilizce garip gelmiyor mu?Birde bu kı
~~ Dmin facebook'ta müslüman türbanlı birkız, ileti paylaşmış, bakın çinli arkadaşı müslüman yapmaya çalışıyorum diye...

Yazışmalarını okudum, ingilizce kuran dili ve müslümanlaştırma çabaları bana çok saçma geldi, ben olsam çinlinin yerinde sseçmezdim...Sizede ingilizce garip gelmiyor mu?

Birde bu kızın yaptığı misyonerlik değil mi?
-------------------------------------------------------

Miss Xiong: ok
GÜLFİDAN KARIŞ: ^^
GÜLFİDAN KARIŞ: DANDAN
GÜLFİDAN KARIŞ: :D
GÜLFİDAN KARIŞ: WHEN YOU MUSLİM ?
Miss Xiong: i do not know
GÜLFİDAN KARIŞ: WHY :(
Miss Xiong: how to become muslim?
GÜLFİDAN KARIŞ: A very good question
GÜLFİDAN KARIŞ: (F)
GÜLFİDAN KARIŞ: first you need to believe in a real
GÜLFİDAN KARIŞ: ie, before the
Need to believe in the existence of ALLAH (god)
GÜLFİDAN KARIŞ: later
to believe in the prophets
GÜLFİDAN KARIŞ: you
hz. Muhammad,
you, the prophet must believe
GÜLFİDAN KARIŞ: and then
word i
to testify
GÜLFİDAN KARIŞ: so that
GOD and HZ. Muhammad
to believe that the
is expressed as follows
GÜLFİDAN KARIŞ: Eşhedu en lâ ilâhe illellâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resûlü.
GÜLFİDAN KARIŞ: meaning
I testify that Allah?? god there is no other God. Again, I bear witness that the Prophet Muhammad (pbuh) Allah's Servant and Prophet.
GÜLFİDAN KARIŞ: heart tells you, and if you believe in it
You're a Muslim
GÜLFİDAN KARIŞ: you super muslim friend :)
Miss Xiong: so long
GÜLFİDAN KARIŞ: (F)
GÜLFİDAN KARIŞ: hey not so long
GÜLFİDAN KARIŞ: :D
GÜLFİDAN KARIŞ: just only
the first time you
for reading has come a long
forgetting
GÜLFİDAN KARIŞ: and
If you Muslim
ALLAH (God) will help you
and I will do my best
GÜLFİDAN KARIŞ: ;)
GÜLFİDAN KARIŞ: (F)
Miss Xiong: :)
GÜLFİDAN KARIŞ: :D
GÜLFİDAN KARIŞ: why not reply
GÜLFİDAN KARIŞ: why Silent
What do you think?
I wonder
[13:03:57] Miss Xiong: hah
[13:04:14] GÜLFİDAN KARIŞ: ?
[13:04:28] Miss Xiong: no
[13:04:52] Miss Xiong: i do not know what to say
[13:05:12] GÜLFİDAN KARIŞ: RİGHT
[13:06:50] GÜLFİDAN KARIŞ: ight
but it is not impossible
Do not forget nothing is impossible
Only
you and request
to believe
[13:08:30] Miss Xiong: yes
[13:09:02] Miss Xiong: nothing is impossible
[13:14:04] GÜLFİDAN KARIŞ: :D
[13:16:04] GÜLFİDAN KARIŞ: OPEN
[13:16:06] GÜLFİDAN KARIŞ: PLS
[13:16:11] Miss Xiong: ye
[13:16:15] Miss Xiong: dan
[13:16:21] Miss Xiong: i opened
[13:16:23] GÜLFİDAN KARIŞ: OPEN
[13:16:59] GÜLFİDAN KARIŞ: LISTEN TO EZAN PRAYER
[13:17:28] *** Miss Xiong arıyor ***
[13:18:11] Miss Xiong: got it
[13:18:39] GÜLFİDAN KARIŞ: Do you hear
[13:19:17] Miss Xiong: yes
[13:19:20] Miss Xiong: hear
[13:19:24] GÜLFİDAN KARIŞ: Did you hear
call to prayer
[13:19:39] Miss Xiong: yes
[13:20:02] GÜLFİDAN KARIŞ: but how
Do you think a beautiful prayer
[13:20:11] Miss Xiong: yes
[13:20:26] Miss Xiong: there is some bus voice ,your area
[13:20:41] Miss Xiong: you are so near the street
[13:21:10] GÜLFİDAN KARIŞ: ahh
[13:21:11] GÜLFİDAN KARIŞ: yes
[13:21:36] GÜLFİDAN KARIŞ: What do you think
[13:21:44] Miss Xiong: holy
[13:21:56] GÜLFİDAN KARIŞ: while listening to the call to prayer
[13:22:10] GÜLFİDAN KARIŞ: yes

Gülfidan Karış çinli arkadaşım umarım müslüman olur...

[00:39:27] Bayan Xiong: Tamam
[00:42:48] GÜLFİDAN karis: ^ ^
[00:42:51] GÜLFİDAN karis: DANDAN
[00:42:53] GÜLFİDAN karis :: D
[00:43:09] GÜLFİDAN karis: Eğer Müslüman NE ZAMAN?
[00:44:52] Bayan Xiong: bilmiyorum
[00:45:13] GÜLFİDAN karis: NEDEN: (
[00:47:22] Bayan Xiong: nasıl Müslüman olunur?
[00:48:49] GÜLFİDAN karis: Çok iyi bir soru
[00:48:52] GÜLFİDAN karis: (F)
[00:49:40] GÜLFİDAN karis: İlk gerçek inanmak gerekir
[00:50:29] GÜLFİDAN karis: yani, önce
ALLAH varlığı (tanrı) inanmak gerekiyor
[00:50:58] GÜLFİDAN karis: daha sonra
peygamberlere inanmak
[00:52:00] GÜLFİDAN karis: Eğer
hz. Muhammed
, peygamber inanmak gerekir
[00:52:31] GÜLFİDAN karis: ve sonra
kelime i
ifade vermek
[00:53:40] GÜLFİDAN karis: böylece
ALLAH ve HZ. Muhammed
inanmak
aşağıdaki gibi ifade edilir
[00:55:41] GÜLFİDAN karis: Eşhedu en lâ ilahe illellâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resûlü.
[00:56:38] GÜLFİDAN karis: anlamı
Ben Allah'ın şahitlik? tanrı başka Tanrı yoktur. Yine, tanıklık, Hz Muhammed (sav) Allah'ın kulu ve elçisidir.
[00:57:10] GÜLFİDAN karis: kalp söyler ve inanıyorum eğer
Sen Müslüman bir konum
[00:57:20] GÜLFİDAN karis: süper müslüman arkadaşım :)
[00:57:23] Bayan Xiong: çok uzun
[00:57:24] GÜLFİDAN karis: (F)
[00:57:43] GÜLFİDAN karis: hey çok uzun zaman
[00:57:47] GÜLFİDAN karis :: D
[00:58:28] GÜLFİDAN karis: sadece sadece
ilk kez
okuma uzun geldi için
unutma
[00:59:34] GÜLFİDAN karis: ve
Eğer Müslüman ise
Allah (Tanrı) size yardımcı olacaktır
ve ben elimden geleni yapacağım
[00:59:38] GÜLFİDAN karis: ;)
[00:59:41] GÜLFİDAN karis: (F)
[13:00:13] Bayan Xiong ::)
[13:00:54] GÜLFİDAN karis :: D
[13:01:06] GÜLFİDAN karis: neden cevap
[13:02:11] GÜLFİDAN karis: neden Sessiz
Ne düşünüyorsunuz?
Acaba
[13:03:57] Bayan Xiong: hah
[13:04:14] GÜLFİDAN karis:?
[13:04:28] Bayan Xiong: yok
[13:04:52] Bayan Xiong: ne diyebilirim bilmiyorum
[13:05:12] GÜLFİDAN karis: SAĞ
[13:06:50] GÜLFİDAN karis: ight
ama imkansız değil
Hiçbir şey unutmayın imkansız
Sadece
Eğer ve istek
inanmak
[13:08:30] Bayan Xiong: evet
[13:09:02] Bayan Xiong: hiçbir şey imkansız
[13:14:04] GÜLFİDAN karis :: D
[13:16:04] GÜLFİDAN karis: AÇIK
[13:16:06] GÜLFİDAN karis: PLS
[13:16:11] Bayan Xiong: ye
[13:16:15] Bayan Xiong: dan
[13:16:21] Bayan Xiong: i açıldı
[13:16:23] GÜLFİDAN karis: AÇIK
[13:16:59] GÜLFİDAN karis: EZAN DUA DİNLEYİN
[13:17:28] *** Bayan Xiong arıyor ***
[13:18:11] Bayan Xiong: aldım
[13:18:39] GÜLFİDAN karis: Duydun mu
[13:19:17] Bayan Xiong: evet
[13:19:20] Bayan Xiong: duymak
[13:19:24] GÜLFİDAN karis: Duydun mu
dua için çağrı
[13:19:39] Bayan Xiong: evet
[13:20:02] GÜLFİDAN karis: ama nasıl
Güzel bir dua mi
[13:20:11] Bayan Xiong: evet
[13:20:26] Bayan Xiong: bazı otobüs ses yok, bölgenizdeki
[13:20:41] Bayan Xiong: Eğer sokakta yakın so
[13:21:10] GÜLFİDAN karis: ahh
[13:21:11] GÜLFİDAN karis: evet
[13:21:36] GÜLFİDAN karis: Ne düşünüyorsunuz
[13:21:44] Bayan Xiong: kutsal
[13:21:56] GÜLFİDAN karis: ezan dinlerken
[13:22:10] GÜLFİDAN karis: evet
0
denizaya
(13.08.13)
kadinin musluman olduktan hemen sonra turkceyi de sokmesi gozlerimi yasartti.
0
gec
(13.08.13)
s*ke sürelecek akıl yok bu gülfidan'da.
birinin kelime i şahadet getirip de müslüman olmasına sebep oldun ve onyüzbin milyon sevap point kazandın. sevap pointlerin ile cennete gidiş bileti alabilirsin.

yüzeyselliğinizi sevsinler.
0
dahinnotha
(13.08.13)
Saçmasapan ingilizce olmasaydı da, türkçeye çevirisi google translate ayarında olmasaydı da, herhangi bir dilde gayet harika ifade edilmiş olsaydı da garip ve saçma olduğu gerçeği değişmeyecekti.
0
yarin bos musun
(13.08.13)
sacmalik tek kelimeyle miss xiong nasil o kadar dayanmis anlamadim erkekte degil. :D
0
evil genius
(13.08.13)
bence kadın hiçbişey anlamamış, kibarlığından da üstü kapalı başından savmış.
Misyonerliğe gelince, evet öyle de bunu kabul ettiremezsin; "onlar yapınca işgal biz yapınca fetih" mantığına benzer bir mantık hakim çünkü.
0
dafaiss
(13.08.13)
1-Adam değil kadın bu
2- Adam "so long" hoşçakal demiş ama çok uzun diye anlaşılmış, bence ingilizce konuşamazken yapılan en büyük salaklıklar oskarına aday.
0
mikelarteta
(13.08.13)
(7)

Kitap Yazmak

oddyseus
Bir blog yazısına giriştim. Yazıyım yazıyım derken 5000'i geçmiş kelime sayısı. Yazabileceğim çok şey var daha yazıya. İnternetten araştırdığıma göre. 100 sayfalık bir kitap(ön söz- biyografi vs çıkartırsan 89 sayfa) 12.000-13.000 civarı kelime içeriyormuş.Sizce 5000 kelimelik yazım için kitap giriş
Bir blog yazısına giriştim. Yazıyım yazıyım derken 5000'i geçmiş kelime sayısı. Yazabileceğim çok şey var daha yazıya. İnternetten araştırdığıma göre. 100 sayfalık bir kitap(ön söz- biyografi vs çıkartırsan 89 sayfa) 12.000-13.000 civarı kelime içeriyormuş.Sizce 5000 kelimelik yazım için kitap girişimine girmeli miyim?
0
oddyseus
(12.08.13)
hayir
0
gec
(12.08.13)
@gec sebep?
0
🌸oddyseus
(12.08.13)
kelime sayısının ne önemi var ki, ne anlattığın önemli.
0
the kene
(12.08.13)
gidebilecek gibiyse giriş.
Yok "la dur o kadar yazdık biraz daha şişireyim bari kitap olsun" şeklinde bakıyorsan bırak olduğu gibi kalsın.
Deneme türündeyse birkaç yazıyı biraraya getirmek daha mantıklı sanki, kitap meselesini ille de kafaya koyduysan.
0
dafaiss
(12.08.13)
parayı verip bastırabilirim dersen giriş. ilk kitapta parayı genellikle yazar cebinden ödüyor.
0
fuzzy olmak istemistim
(12.08.13)
5bin kelimelik bir kitap olmaz da ondan. ha cocuk kitabiysa olur.
0
gec
(12.08.13)
@gec 5000 kelime olacak demedim. Şuan 5000 kelime ve daha yazacağım çok şey var. 13.000'e tamamlayıp kitaba dönüştürme fikrinin nasıl olduğunu sordum sadece.
0
🌸oddyseus
(21.08.13)
(7)

mehmet ali alabora

fuerteventura
arkadaşlar bu adam ne yaptı? bugün twitter'da tt olmuş. tarafsız olarak haber sitelerinden vs. link verirseniz sevinirim.
arkadaşlar bu adam ne yaptı? bugün twitter'da tt olmuş. tarafsız olarak haber sitelerinden vs. link verirseniz sevinirim.
0
fuerteventura
(12.08.13)
Gezi olaylari sirasinda, Olay uç beş ağaç degil, sen hala anlamadin mi arkideş? Diye Tweet attı.
Ya bizdensin ya darbecisin zihniyeti işte sonuç.
0
bir ileti paylastim
(12.08.13)
kendi fikirlerine ters düşen herkese darbeci damgası yapıştıran ot kafalılar işte ciddiye mi alıyorsun. onu tt yapanlar sahte hesap açan akgezen tayfası. adamın tek suçu diğer bazı ünlüler gibi iktidar korkusundan ses çıkaramayıp yalamaya devam etmemesi.
0
feykalade
(12.08.13)
mesele sadece ağaç değil lafından darbe çıkarmak nasıl bir kafadır ya bu kadar mı beyinsizsiniz onca zamandır sizin gibilere mi laf anlatmaya çalışıyormuşuz yazık cidden. yine mağdur edebiyatında zirveye oynuyorsunuz tebrikler. bu olayların büyümesinde bir suçlu varsa o da polis şiddeti ve hükümetin agresif tavrıdır başka günah keçisi aramayın.
0
feykalade
(12.08.13)
vallahi onu bunu bilmem de ergenekon davasının kararlarının açıklandığı gün, ahmet hakan bir yazı yazmıştı konuyla ilgili.
"Darbeciler" ve bu dava konusunda ttakınılan tutumu üçe ayıryordu:
1- ergenekondan yargılananların alayı darbeci ve suçludur, onlarla aynı ideolojik tarafta olanlar ve böyle düşünmeyenler de öyledir.
2- ergenekon önemli bir davadır, ancak bu davada kurunun yanında yaş da yanmış ve gerçekten suçsuz olanlar da yargılanmakta...
3- herkes suçsuz.
Böyle bişiler işte.
1'deki kafa, 2 ile 3'ü birbirinin aynı; 3'teki kafa da 1 ile 2'yü birbirinin aynı görüyor.
Bu adamlar ihsan eliaçık'a bile kemalist ithamında bulunabildi; komik.
Bu düşünce yapısına bişey anlatmak çok zor.
"mesele sadece gezi parkı değil" cümlesinden darbe anlamı çıkaranlar da aynı işte, bişey anlatamazsın.
0
dafaiss
(12.08.13)
ayrıca gerçekten dedikleri gibi "darbe" beklentisinde olmasının düşünülmesi de başka bir gezegenden olmayı gerektiriyor, ya da kendisi böyle düşünüyorsa sahiden aptal.
Çünkü "darbe" konusunda askere yetki veren yasa değişti 1, ikincisi buna yelteneilecek ideolojiye mensup olanlar da yıldırıldı, tasfiye edildi.
Paranoya sadece.
Amerika bd politikasıdır, birilerini "terörist" "şucu" "bucu" diye itham edip halka tehdit oluşturduğu algısı yaratılır ve "öyle olmasa" bile o manşet bir kez atılmıştır. Bu korkuyla herkes birarada tutulur.
Mesela 11 eylül saldırısı sebebiyle tutuklanıp gazetelere "terörist" ithamıyla manşetlere fotoğrafları atılanların neredeyse hepsinin serbest kaldığını biliyor muydun?
Bu olay da böyle bişey.
Kimsenin memet ali alabora'nın cümlesi ya da şahsıyla bir derdi yok aslında. Medya "darbeci" korkusu yaratıp halkı zıt kutupta birleştirme amaçlı kullanılıyor, dolaylı olarak bu oyuna gelenler de.
0
dafaiss
(12.08.13)
@deveyi diken adamin ta kendisi işiniz gücünüz tehdit, insanlara nefret kusmak. evet mesele ağaç değil mesele tam olarak bu işte. kendinizden olmayan herkesi sürekli ayrıştırmanız, linç etmeye çalışmanız. keşke olayları yandaş medyadan takip etmek yerine çıkıp sokağa dayanışma ruhunu, birlik beraberliği tadabilseydiniz. kendi fikirleri olmayan,sahibinin sesiyle ezbere konuşup milleti darbeci diye yaftalayanları ben de beyinsiz diye yaftalıyorum elimde değil.
0
feykalade
(12.08.13)
dış mihrakların oyunu,lobi,amerikanın oyunu falan diyorsun yani hmmmm senin vizyonun çok genişmiş gerçekten tebrikler. milleti kategorize etme derken bile yok alman yok sırp asıllı diye ayırıyorsun ya bilinçaltı çok fena birşey işte. daha fazla uzatmayacağım sen aynı kafayla mağdur edebiyatı adı altında hakaretler yağdırmaya hll spr aynn dvm. konu kilit.

not: adamın adı memet bu arada. adını bile doğru dürüst bilmediğiniz adamı linç etmeye kalkıyorsunuz ya vebali boynunuza.
0
feykalade
(12.08.13)
(2)

Ev eşyası nereye verilir?

assassin 10
Merhaba arkadaşlar,Merhaba arkadaşlar, üsküdar iskeleye 5 dk mesafede olan evimi boşaltıyorum. Aşağıdaki eşyaları ihtiyaç sahiplerine vermek istiyorum.Koltuk takımı,(Çok iyi olmasada gayet kullanılabilir) tüplü tv, gardolap(4 kapılı, taşınması için sökülmesi gerekli), karyola biraz mutfak eşyası.Kim
Merhaba arkadaşlar,

Merhaba arkadaşlar, üsküdar iskeleye 5 dk mesafede olan evimi boşaltıyorum. Aşağıdaki eşyaları ihtiyaç sahiplerine vermek istiyorum.
Koltuk takımı,(Çok iyi olmasada gayet kullanılabilir) tüplü tv, gardolap(4 kapılı, taşınması için sökülmesi gerekli), karyola biraz mutfak eşyası.

Kimle iletişim kurabilirim?

Üsküdar Belediyesi var ama eşyalar biraz hantal ve taşınması zor olduğu için kabul ederler mi emin olamadım?

Başka alternatif dernek, vakıf veya burdan almak isteyen öğrenci var mı?

Teşekkürler..
0
assassin 10
(12.08.13)
tivıtırdan yayabilirsin imkanın varsa, yazar çizer vs.ye yaz illa ki birileri ilgilenip rt yapar duyulur.
Ara ara bunu duyuru şeklinde yinelerseniz (bunu yapmak duyuru kurallarına aykırı mı bilmiyorum) de buradan daha çok kişi görebilir.
Başka ilçe belediyelerini de araştırabilirsiniz, bazıları böyle konularda ekstra ilgili oluyorlar, uzak da olsa gelip alan bir birimleri vardır vs.
0
dafaiss
(12.08.13)
freecycle istanbul grubuna üye olabilirsiniz.

groups.yahoo.com
0
saygilarefendim
(12.08.13)
(5)

Askeri Alanlarda Betonlaşma Tehlikesi! Ne yapılmalı?

neosphere
Askeri alanlar imara açılacak ve şehir dışına taşınacakmış... Şehre nefes aldıran bu yerleri nasıl değerlendirmeli sizce ranta kurban gider mi?Haber kısaca şöyle;Milli Savunma Bakanlığı’nın askeri alanları sınır dışına taşıyarak boşalacak alanları imara açacak olması tartışma yarattı. Milli Savunma
Askeri alanlar imara açılacak ve şehir dışına taşınacakmış... Şehre nefes aldıran bu yerleri nasıl değerlendirmeli sizce ranta kurban gider mi?
Haber kısaca şöyle;
Milli Savunma Bakanlığı’nın askeri alanları sınır dışına taşıyarak boşalacak alanları imara açacak olması tartışma yarattı.
Milli Savunma Bakanlığı’nın yürüttüğü çalışma ile askeri alanların şehir dışına taşınması ve boşalacak arazilerin imara açılması gündemde. Uygulama hayata geçerse büyük şehirlerde ‘yeşilin son kalesi’ kışlalar da betonlaşma tehlikesi ile karşı karşıya kalacak. Uzmanlar, kışla arazilerinin halkın nefes alabileceği yeşil alanlar olarak kalması gerektiği görüşünde.
Haber linki;
www.radikal.com.tr
0
neosphere
(12.08.13)
asla durmayacaklar. ta ki bir gün 'dışarısı' diye bir kavram kalmayınca ve hepimiz 'içeri' hapsoluncaya kadar. soluyacak hava, içecek su, sıçacak toprak bulamıycaklar. www.submedia.tv
0
kediebesi
(12.08.13)
bunu yapanlar, göz yumanlar, yol yaptı bina yaptı diye alkışlayanlar, amaan banane diyenlerin... yeşile ve temiz havaya hasret kalarak betonlar içinde yavaş bir ölüme mahkum olması dilenebilir, hiçbir şey yapılamıyorsa bile.
0
dafaiss
(12.08.13)
Dış borç katlanarak artıyor, satacak yerler de azaldi artık. Yeni satacak yer bulmusken durdurmak çok zor maalesef.
0
bir ileti paylastim
(12.08.13)
aynı başlığı bayideki zaman gazetesi başlığında da gördüm. İlginç! Bir boyut katıyor bu meseleye ve soruya.
0
dafaiss
(12.08.13)
@dafaiss, haber Zaman gazetesi haberi zaten.
0
creepy
(12.08.13)
(6)

Hangi kargoyu kullanayım?

ayn-i cemin bülbülü
yURTİÇİ ARas, sürat... hangisi?
yURTİÇİ ARas, sürat... hangisi?
0
ayn-i cemin bülbülü
(12.08.13)
yurtiçi kullandım hep memnunum da hem telefondan tanıamvs de yapıyorlar
0
seyyar satıcı
(12.08.13)
aras kullanma
0
uzunuzunilgi
(12.08.13)
yurtiçi,mng,aras. öncelik yurtiçi.
0
bir ileti paylastim
(12.08.13)
sıralama şöyle:
yurtiçi -> mng -> aras

asla kullanılmayacak: sürat
0
mocha
(12.08.13)
Aras, Sürat uzak dur. Yurtiçide elemanların nasıl muamele gösterdiğini kargolara bizzat gördüm ancak bugüne dek hiçbir cihazımı kırmadan taşıdılar. Arasa verdiğim ilk ekolayzırımın anasını siktiler. Artık ne racke oturuyor, ne de kanallarından biri çalışıyor.
0
uu1
(12.08.13)
(3)

İzmir'de ünlü Rock grubu tişörtleri

anarko monarsist
Arkadaşlar Pink Floyd, Queen, The Beatles, Led Zeppelin, The Doors ya da mesela Nirvana gibi ünlü rock gruplarının tişörtlerini nerelerde bulabiliriz İzmir'de? Kemeraltı, Karşıyaka falan ilk aklıma gelen yerler ama oralarda sıfır bilgiyle bir şeyleri bulabilmek zor. Bildiğiniz yerler var mı?
Arkadaşlar Pink Floyd, Queen, The Beatles, Led Zeppelin, The Doors ya da mesela Nirvana gibi ünlü rock gruplarının tişörtlerini nerelerde bulabiliriz İzmir'de? Kemeraltı, Karşıyaka falan ilk aklıma gelen yerler ama oralarda sıfır bilgiyle bir şeyleri bulabilmek zor. Bildiğiniz yerler var mı?
0
anarko monarsist
(11.08.13)
Ben bu tarz ihtiyaçlarımı köstebek mağazalarından gideriyorum köstebek satış noktalarına bakın;
İZMİR / KARŞIYAKA - AFİŞ GİYİM - 1718 sokak No:2/b
İZMİR / ESKİ FOÇA - ÇAPYA BUTİK - Küçük Deniz Sahil Cad. No : 13/B
0
mutekebbir
(11.08.13)
Bir göz atarım hocam umarım özellikle bu saydığım grupların tişörtlerini bulabilirim.
0
🌸anarko monarsist
(11.08.13)
izmir atatürk lisesinin arka sokağında (sevgi yolunun bitimindeki dörtyol ağzının diğer tarafı) bir butik vardı böyle tişörtler satan led zeppelin ve nirvana gördüğümü iyi hatırlıyorum.
en son 6-7 ay önce geçtim oradan kapatmadılarsa oraya bir bak abilirsin.
0
dafaiss
(11.08.13)
(2)

İzmir Atatürk Anadolu Lisesi- Kız Yurdu?

angerona
Kız kardeşimi salı günü kayda götüreceğiz, normalde Aydın'da yaşadığımız için orada yatılı okuyacak. Kayıt için gittiğimiz zaman yurt meselesini de halletsek en azından araştırsak içimiz rahat edecek ama hiçbir fikrimiz yok nerelere gideceğimize dair. Mesela okulun sağladığı bir yurt imkanı var mıdı
Kız kardeşimi salı günü kayda götüreceğiz, normalde Aydın'da yaşadığımız için orada yatılı okuyacak. Kayıt için gittiğimiz zaman yurt meselesini de halletsek en azından araştırsak içimiz rahat edecek ama hiçbir fikrimiz yok nerelere gideceğimize dair. Mesela okulun sağladığı bir yurt imkanı var mıdır? Yoksa en ekonomik şekilde bu şhtiyacı nasıl giderebiliriz?

Üstelik okul yönetimi "haraç benzeri" paralar kesiyormuş yurt hakkında yardımları istendiğinde. Tüm bunlar ne kadar doğrudur bilmediğimden, siz bilenlerin vereceği bilgiler ışığında aydınlatılmayı bekliyorum.

Şimdiden teşekkürler.
0
angerona
(11.08.13)
atatürk lisesinin içinde yurtlar var.en ekonomiği okulun kendi yurtlarıdır sanırım.
0
diderot
(11.08.13)
okulun kız yurdu yok, daha doğrusu ben okurken yoktu ve öncesinde de hiç açılmamış, talep olmaması baş sebep sanırım.
Bu açıdan özel yurtları araştıracaksınız mecburen; okul civarında o da pek yok. Buca ya da bornova taraflarından gidip gelecek artık kardeşiniz. Hiç sanmıyorum açıldığını ama gitmeden bir sorun telefonla okula derim, belki açılmıştır okulun kız yatakhanesi kısmı da.
0
dafaiss
(11.08.13)
(1)

Küçükken Annenin Çalışması ve...

narcissa black
..yetişkinlikte karşı cinsi ebeveyn figürü olarak görüp bağımlılık geliştirme arasında bir ilişki ya da bu ilişkiyi inceleyen türkçe kaynak var mıdır?Ve sizce bir alaka var mıdır? (Aşık olunan karşı cinsi değil de anne/baba olarak görüp ona bağımlı olmak burada bahsedilen vaka)
..yetişkinlikte karşı cinsi ebeveyn figürü olarak görüp bağımlılık geliştirme arasında bir ilişki ya da bu ilişkiyi inceleyen türkçe kaynak var mıdır?

Ve sizce bir alaka var mıdır? (Aşık olunan karşı cinsi değil de anne/baba olarak görüp ona bağımlı olmak burada bahsedilen vaka)
0
narcissa black
(09.08.13)
kaynak öneremiyorum ancak freud'un oedipus/elektra karmaşası tanımlamalarıyla bağlantılı bir şeyler olabilir gibi geliyor. ya da erik erikson'un tanımladığı üçüncü gelişim evresi, "initiative vs guilt" başlığı altında tanımlıydı yanlış hatırlamıyrosam.
0
dafaiss
(09.08.13)
(3)

hayal kırıklığını önlemek için geliştirilmiş strateji

benoyledemekistemedim
soru başlıkta.var mı sizlerin böyle bir yöntemi? hayal kurmuyorum demeyin lütfen.kısmet değilmiş, hayırlısı böyleymiş diyorum ben mesela ama yeterince tatmin edici değil.
soru başlıkta.var mı sizlerin böyle bir yöntemi? hayal kurmuyorum demeyin lütfen.kısmet değilmiş, hayırlısı böyleymiş diyorum ben mesela ama yeterince tatmin edici değil.
0
benoyledemekistemedim
(09.08.13)
kendine alternatifler üret. tek bir odağın/hayalin olmasın, ama bu "x olmazsa y yaparım/olur" biçiminde bir umursamazlık/kayıtsızlık da olmasın.
0
dafaiss
(09.08.13)
kötüsüne hazırlamaya çalışıyorum mesela ameliyat gibi sınav gibi şeylerde gerçekten zor bişey.ama gönül işlerinde biraz zor bu söylediğim tabi :(
0
high hopes of the sozluk
(09.08.13)
hedeflerini küçük tut, reddedilebileceğini, kaybedebileceğini kabul et en başından.

ayrıca önemli olan kendine güvenmen ve imkanların sınırsız olduğunu, umudunu yitirmemen gerektiğini bilmen.
0
mea maxima culpa
(09.08.13)
(2)

ekonomi ile ilgili pdf arıyorum?

bilgiyeacım
ücretsiz, akedemik, konu sınırlaması olmaksızın (giriş dahil)önerebileceğiniz kaynakları rica ediyorum. mutlu bayramlar.
ücretsiz, akedemik, konu sınırlaması olmaksızın (giriş dahil)önerebileceğiniz kaynakları rica ediyorum. mutlu bayramlar.
0
bilgiyeacım
(08.08.13)
ekonomi derken? Cok genis bi konu, mesela nedir istedigin. Hic bisey bulamazsan, direk wikipedia ya gir biseyler ogrenmek istiyorsan.
0
march or die
(08.08.13)
google'da konu başlıklarıykla "ext:pdf başlık" şeklinde arama yaparsan işe yarar bir şeylere ulaşabilrisn.
örneğin arayacağın şey "gini katsayısı" olsun, şöyle bir arama yapacaksın:
www.google.com.tr
0
dafaiss
(09.08.13)
(2)

Rojava Vakası ile ilgili

Somuchwin
Geçtiğimiz hafta El Kadie'nin Suriye'de çoluk çocuk demeksizin sivillere saldırdığı haberleri gündemdeydi.Benim bu olaydan anladığım şudur. Yanılıyorsam düzeltin.El Kaide, 11 Eylül vakasından da ayan beyan anlaşıldığı üzere Amerikan taşeronu bir örgüt.Amerika "El Kaide'nin sivil Kürtlere saldırısı,
Geçtiğimiz hafta El Kadie'nin Suriye'de çoluk çocuk demeksizin sivillere saldırdığı haberleri gündemdeydi.

Benim bu olaydan anladığım şudur. Yanılıyorsam düzeltin.


El Kaide, 11 Eylül vakasından da ayan beyan anlaşıldığı üzere Amerikan taşeronu bir örgüt.

Amerika "El Kaide'nin sivil Kürtlere saldırısı, müttefikimiz olan Kuzey Irak bölgesel yönetimini ilgilendirdiği kadar bizzat bizim de meselemizdir" diyerek bugüne kadar hep uzaktan izlediği Suriye'ye sıcak temas için zemin hazırlıyor gibi geliyor bana.

Ağabey Amerika hamlesini yapmış, mağdur edilen Kürtlerin Suriye'de bir devlet edinme hakları meşrulaşmış olur.

Böylelikle BOP'a doğru bir adım daha atılmış, Büyük Kürdistanın Suriye ayağı da tamam edilmiş olur.


Diye düşündüm ben.


Teker teker gelin.
0
Somuchwin
(08.08.13)
katılıyorum. bizdeki psikolojik tezahürü de "kürtleri mi destekleyeceksiniz yoksa müslüman(!)ları mı" şeklinde bence. en azından olayları derinlemesine takip etmeyen/edemeyen ya da ana akım yandaş medya mağduru olanlar için. bu şekilde olası gerekli görülen bir durumda bir cihad(!) çağrısı ile türkiye de devlet olarak olaya dahil edilebilir şeklinde düşünülüyor olabilir.
0
dafaiss
(08.08.13)
yukarıdakilere ek olarak şu yazı da dikkate alınmalı:
www.yurtgazetesi.com.tr
0
dafaiss
(09.08.13)
(32)

idam mahkumusun

eyyor
sıran geldi ve yemek istediğin son yemek soruldu?
sıran geldi ve yemek istediğin son yemek soruldu?
0
eyyor
(08.08.13)
lahmacun
0
xenophobe
(08.08.13)
annemin elmalı pastası
0
okuyucu olmak da iyi be
(08.08.13)
diyetteyim.
0
[silinmiş]
(08.08.13)
Okuyucu olmak da iyi be'nin cevabina aglicam neredeyse, cok etkilendim.

Annemin yaptığı herhangi bi yemek :(
0
Idonthaveausername
(08.08.13)
Cikolata
0
cecilia
(08.08.13)
açsam: iskender
değilsem: milka strawberry yoghurt
0
deletesystem32
(08.08.13)
Hıngal
0
nax
(08.08.13)
irmik helvası
0
raif_efendi
(08.08.13)
onden icli kofte ve zeytinyagli salma/dolma + koyun yogurdu isterdim. ana yemek icin soyle guzelinden bir antrikotu istedigim gibi pisirtirdim, birkac dilim de ananasla. tatli olarak da bizim alt komsunun cheesecake'inden isterdim, yanina guzel bir kahveyle. vaktim olursa olmeden once de bir cay icerdim. ha tabi bu son gune kadar bekledigimi varsayan isimser bir program. normalde olecegim gune kadarki her yemegimi ilk gunden planlayip mahkemede onun kabul edilmesini bir sekilde saglardim. daha bir suru yemek var lan.
0
sendelemeden
(08.08.13)
Büyük konuşmayayım ama istemezdim. Hatta son 24 saat bir şey yemeyebilirdim, temiz gitmek için.
Belki de o son anı yemek yemekten daha değerli şeyler için kullanmaya çalışırdım. Ölmeden önce son kez düşüneceğim şeyleri düşünürdüm. Son kez ellerime iyice bakardım, gökyüzünü görebiliyorsam bulutları seyrederdim, etrafımdaki nesneleri detaylıca inceler, hatıralara gömülürdüm.
0
puc
(08.08.13)
bol soslu iskender
0
jimjim
(08.08.13)
aklına hala yemek gelebiliyosa bilemicem :)
0
rock n roll
(08.08.13)
japon askeri
(08.08.13)
yemek değil de tüttürmek için ot isterdim
0
ermanen
(08.08.13)
Sarma beyti + ayran.
0
roket adam
(08.08.13)
makarna. ama salçasını ben yapıcam ve yanında sütaş yoğurt olcak.
0
zazazaraeta
(08.08.13)
kokoreç. kocaman ama. hiç bitmeyecekmiş gibi gelsin gözüme.
0
norek
(08.08.13)
oha.

iskender üstüne de sütlaç.
0
infernal majesty
(08.08.13)
bunu kısıtlayan bir şart yoksa, idamımdan sorumlu olanladan birinin şah damarı.
0
dafaiss
(08.08.13)
bass solo take one
(08.08.13)
late viper
(08.08.13)
fluffernutter
0
neil manke
(08.08.13)
yemek yerine tatlı tercih ederm heralde ben.
bademli puding olur o da.
0
jedilance
(08.08.13)
Yogurtlu semizotu.
0
penquensiqer
(08.08.13)
ançüezli pizza.

sırf merakımdan.
0
flexin
(08.08.13)
son 2-3 gün bi şey yemezdim. idam edilmeden önce de eklerdim 'pamuğa gerek yok rahat olun' diye. çok korkuyorum o pamuktan.
0
icim urperiyor
(08.08.13)
arkadas herkes mi sevgi pitircigi? oyleyse bir tek ben siktiri cekerim bana son yemegimi sorana.
0
f_d
(08.08.13)
midye dolma, tezgah bitene kadar yerim. hem ömrüm uzamış olur. hele süphan abi den varsa amannn.
0
tukenmez adam
(08.08.13)
Kuru patlıcan dolması
0
kambocyadaki yalniz agac
(08.08.13)
istemezdim.
Asilarak idam edilen kisiler asilma aninda buyuk abdestlerini kaciriyorlar diye duydum.
“...Menderes tam 14.29’da sehpaya çıkıyor. Yüzü bembeyaz, gözleri dalgındır. Birşeyler mırıldanıyor. Ne dediğini kimse anlamıyor. Cellât, ipi boynuna geçiriyor ve sandalyeye bir tekme vuruyor. Menderes, boşlukta sallanacağı yerde masanın üzerine, oradan da yere yuvarlanıyor. Çünkü ipin diğer ucu, sehpaya bağlanmamıştır. Bana anlatanlar diyorlardı ki: “Birdenbire çeeek!” diye bir emir verildi. Biz de sanki daha önce birkaç defâ prova yapmışız gibi ipin meydanda bulunan ucunu tuttuk ve çektik. Âsâbımız bozuktu. Çok çekmişiz. Menderes’in kafası sehpanın üst tarafına çarptı ve kanadı. Sonra “Çok çektiniz, biraz gevşetin!” dediler. Gevşettik ve bin güçlükle ipi sehpaya bağladık. Menderes henüz ölmemişti. Can çekişiyordu. Başından, şakağına doğru ince bir kan sızıyordu. Onun için önden ve yakından resim çekmediler. O sırada, ambar binası tarafından Egesel geldi. Elleri cebindeydi. Cellâdın bacaklarından tutup salladığı cesede baktı baktı ve bir eliyle işâret ederek: “Ey bir zamanın devletlisi!.. Bu namussuz, bir defâ değil 9 defâ asılacak namussuzdu!”
Cellât, bacaklarından tuttuğu cesedi sağa-sola çeviriyor: “İşte başbakanınız.. Ruhu uçtu, kendisi sıçtı.” diyordu. Bir ara Egesel’e döndü:
“Baba, ver öbürlerinin de işini bitireyim!”
Egesel gülerek cevap verdi:
- “Al oğlum!.. Benden yana sana helâl olsun! Ama bunlar bırakmıyorlar!” “Bunlar” dediği subaylardı.”
Yavuz Bülent Bâkiler- Türkiye Gazetesi 20/9/97
0
esrefpasa
(08.08.13)
valla kokuda birsey yiyemezdim zati.yusuf yusuf yusuf...
0
yoruldumamayorgundegilim
(08.08.13)
Annemin tavuklu pilavi
0
modlar bu benim feykim silebilirsiniz
(08.08.13)
(13)

Büyük Bir Yazar Olmak İstiyorum

fringezamani
Yazar olmak istiyorum. Kendimi bildim bileli yazıyorum, yaşım 22. Kafamda tasarladığım romanlar var lakin bu yeteneğimin yetersiz olduğunu düşünüyorum. Her anlamda beslenmeye aç bir insanım, yaşamam, izlemem, gezmem, okumam lazım diyorum. Bana tavsiyelerde bulunabilir misiniz? Üslubumu, dilimi nasıl
Yazar olmak istiyorum. Kendimi bildim bileli yazıyorum, yaşım 22. Kafamda tasarladığım romanlar var lakin bu yeteneğimin yetersiz olduğunu düşünüyorum. Her anlamda beslenmeye aç bir insanım, yaşamam, izlemem, gezmem, okumam lazım diyorum. Bana tavsiyelerde bulunabilir misiniz? Üslubumu, dilimi nasıl geliştirebilirim?

Not: Yazarlık üzerine herhangi bir eğitim almadım. Üniversite son sınıf öğrencisiyim ve asıl mesleğim yazarlıkla alakası olmayan bir meslek.
0
fringezamani
(07.08.13)
Yaz birader. İçinden geleni yaz işte. İpini koparanın yazar olduğu bir ülkede sıkıntı çekmezsin veya horlanmazsın. Bi de iki mevlana şems falan sıkıştır araya kitabın adını da gerçek aşk falan koy bestsellera oynarsın güven bana.
0
zombie0
(07.08.13)
önce kendinin ve anlatmak istediğinin/istediklerinin ne/neler, nasıl, niçinlerine cevap aramak iyi bir başlangıç olabilir?
Kim için yazacaksın?
Niçin yazacaksın?
gibi şeyler.
Örneğin tam o kaideye oturtmak yanlış gelse de natüralist gelenekten olan yaşar kemal'in aylarca dağlarda, oranın köylerinde kaldığını okumuştum, ince memed'i yazmadan önce.
0
dafaiss
(07.08.13)
Çok okuyun. Kitap çıkarmak çok zor bu ülkede. O yüzden uzun süre bol okumalar yapmakla beraber amatör süreçte yazarak kendinizi sınayın ve geliştirin.
0
timburton
(07.08.13)
Şunu söyleyeyim sadece, yazarlığın eğitimi olmaz.
0
ne nicki be
(07.08.13)
Tabi, bol bol kitap oku, ama herkesi okuma kendini ispatlamışları oku.
Ve çok insan tanı, çok yerde bulun, çok olay yaşa.

Kafede oturmaktan bahsetmiyorum yani kafede de otur tabi ama en radikal ortamlara da gir.. anlatabildim mi? her şeyi okuyarak öğrenemezsin.
0
ayn-i cemin bülbülü
(07.08.13)
yazarak geliştireceksin. lak lakla değil yazarak gelişir yazarlık.

yazar olmak için eğitim gerekir mi çok emin değilim, ancak iyi yazarları da ciddi bir şekilde okuman gerekli. herkesin okuduğu gibi hikayesini takip etmeyeceksin. inceleyerek, duyarak okuyacaksın.

ancak bunu da abartmamak lazım. çünkü gerçekten yazarak geliştireceksin kendini. fazla okuyarak da başkalarından etkilenme.

ayrıca okumak diyorsak hepsi edebiyat olmamalı bence. sanat, bilim, yerine göre hayatla ilgili diğer konular. gezmeli, gözlemlemelisin. sanatın diğer dallarını da takip etmelisin. müzeler, sergiler ve konserler sana hayat görüşünü geliştirmen için yardımcı olacaktır. yazmak sadece hikaye anlatmak değil felsefen, hayat görüşünlerin vs özgün olmalısın. boş olmamalısın. yoksa piyasadaki gibi küfreden komserler filan yazarsın, bol bol alkış alırsın ancak edebiyat anlamında bir gelişme gösteremezsin.

son paragraf naçizane benim görüşümdür. kolay gelsin.
0
mea maxima culpa
(07.08.13)
kendin gibi alaylı yazarlardan tavsiyelere kulak verebilirsin. bu yolda çok çile çekmiş ve hâlâ amatör ruhla devam eden, alçakgönüllü insanlardan bahsediyorum. cracked.com'da örneklerini bulabilirsin. john cheese, david wong gibi. bayağı motive edici şeyler söylüyorlar.
0
okumakistiyorumburadakileri
(07.08.13)
tepkileri gözlemlemek adına blog açabilirsin, okuyucu eleştirilerine göre de kendini geliştirebilirsin.
0
feykalade
(07.08.13)
Buyuk bir yazar olmaz, yazar olursun, sonra ya seni kucuk yazar olarak birakirlar ya da buyuk yaparlar.. satacak populer kultur malzemesi bisey yazacaksan gunumuz dunyasi icin buyuk yazarlik icin ilk adimi atmis olursun
0
yokhukmunde
(08.08.13)
boşuna uğraşma evlat, burası kurtlar sofrası. bir kere yazar oldun mu geri dönüşü çok zordur. burda herkes birbirinin hatasını kollar, en ufak yanlışını affetmezler. dışarıdan göründüğü gibi değildir. çok kişi telef oldu, uyuşturucu, alkol batağına saplananlar, delirenler oldu. ben şanslı olanlardandım. tekrar seçme şansım olsa bu pis işlere hiç bulaşmazdım.
0
alafortanfoni
(08.08.13)
Üslup öyle mi yazılıyor yoksa uslup diye mi yazılıyor? Eğer öyle yazılmıyorsa, imla kılavuzu şart. Doğru yazmış olsanız bile şart!

Emre Kongar'ın, "Hoca Efendinin Sandukası" isimli romanının önsözünü okuyun. Orada kendinize pay çıkaracağınız dersler var.

Şu PKA'nın yazarı nasıl oluyor da, çok az geldiği bir şehrin tarihteki hâlini bu kadar iyi tarif edebiliyor?

Çalakalem yazmayın.

Yahya Kemâl, Sessiz Gemi isimli şiirini, on senede yazmış.

Araştıra, soruştura, bilgi biriktire, hayal kura, sil baştan başlaya, beğenmeye, içe sinmeye, içe sine, değiştire, deneye yazın.

Gezin, gözlemleyin, okuyun, hayal kurun.

Ben de dâhil olmak üzere, Orhan Pamuk'un Türkçesine bok atmayan kalmadı. Peki, Orhan Pamuk'u Nobel ödülüne lâyık görenler, yazarın Türkçe romanlarını mı okudular? Demek ki, özgünlük yani orijinalite, hayal gücü ve yazarın, okuyucu üzerinde bıraktığı etki, dilden daha önemli.
0
compadrito
(08.08.13)
Telefondan edit edemiyorum, (bkz: boğazın suları çekildiği zaman)
0
compadrito
(08.08.13)
microfiction
(23.09.13)
(23)

İnsan eti yemek

norek
Yanlış mı sizce? Yanlışsa neden yanlış?Sebebinizi yazdıktan sonra bunun sebebini de yazarsanız sevinirim.Örneğin: Yanlış çünkü midem bulanır. (Midenizin neden bulanacağını da belirtin lütfen).Teşekkürler.
Yanlış mı sizce? Yanlışsa neden yanlış?

Sebebinizi yazdıktan sonra bunun sebebini de yazarsanız sevinirim.
Örneğin: Yanlış çünkü midem bulanır. (Midenizin neden bulanacağını da belirtin lütfen).

Teşekkürler.
0
norek
(07.08.13)
her şeyden bağımsız olarak insan etinin pişmesinin zor ve piştiğinde çok sert olduğunu okumuştum nerde olduğunu hatırlamadığım bir yerde. bi de onlarca seçenek varken insan eti yemeyi tercih edeceğimi düşünmüyorum.
0
in vino veritas
(07.08.13)
sırf yenmek için özel yetiştirilmiş insanları yemek yanlış değil mesela.
0
Ufuk
(07.08.13)
kendi cevabımı da vereyim:
tadı güzel olduktan sonra "yemem" dediğim hiçbir et yok. köpek, kedi, at, insan.
toplum köpek yemediği için köpek yememek çok adice bir şey.
inancın gereği domuz vs yemezsin anlarım onlara lafım yok.
bu arada hayatım boyunca (kendimi bildim bileli) çok güzel bi kadının etini yemeyi istedim. neden hiç bilmiyorum. ama kendi kendime fantaziler kuruyorum böyle.
anormallik diz boyu heralde bende.
0
🌸norek
(07.08.13)
birini öldürmeden nasıl olacak? Diyelim ki yemek istedim ben, eceliyle ölen birini yesem yakınları izin verecek mi? Yoksa birini öldürmeden nasıl olacak?
En önemli soru bu bence.
0
dafaiss
(07.08.13)
Hukuksal acidan sorun cikartacak oldugundan, geleneklerimizde veya mutfagimizda boyle bisey olmamasindan (cenin yenen ulkeler), kendi cinsimiz olmasindan ve insanlara diger canlilardan farkli bir bakisimiz olmasindan kaynaklanir, yenilen insanla empati de kurabilmek daha kolaydir sanirim.

O diil de ben geyik eti yedim ilk defa, ne acaip lokum gibi biseymis o.
0
la traviata
(07.08.13)
Bi de kokusunu alana laf anlatmanin zorlugundan.

- hayatim ne pisiriyosun?
- anani!
0
la traviata
(07.08.13)
birini yemek için öldürmen gerekir, hayatın mucize olduğuna inandığım için bunu yapamam yapanı da yamyam diye karşılarım. he ölmüş birini alıp pişirip yiyelim öldürmeyelim dersen de çok garip karşılarım. şimdi böyle bi adamla karşı karşıya otururken içinden acaba bunun eti lezzetli midir diye düşünen biri normal olabilir mi?
0
oradaydik ve simdi buradayiz
(07.08.13)
abi kasapta bildiğin et satılırken niye insan eti yemeyi isteyeyim lan? en sevdiğin insanı birisinin yediğini düşünsene lan? ya da kardeşini pişirip yediğini falan. çok saçma ve iğrenç amk.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(07.08.13)
ben birini yersem biri de beni yiyebilir. :)
0
kakao
(07.08.13)
empati baba, şimdi kimse "inekler benim annemi pişirip yese" diye empati yapamaz ama "şu ceninci hüsnü bizim hatuna sulanıp kolunu sokup çekmesin yavrucağızı" diye empati yapabilir. iğrenç yani evet.
0
zazazaraeta
(07.08.13)
ne yanlış ne doğru. şudur diye iddia da edemem. en fazla beğenmedim diyebilirim. onun için de tatmam lazım.
0
papillon7
(07.08.13)
çok fazla gore içerik bakmaktan oluyor. kendi tadını da merak ediyor insan.
son izlediğim iki film hannibal ve red dragon:d
0
MouseP
(07.08.13)
Yanlış değil, yenebilir, ama genetik kodlarımız buna izin vermez.

Hiçbir memeli son çaresi olmadıkça kendi türünü yemez. Siz hiç aslan yiyen aslan gördünüz mü? Veya fare yiyen fare?

Birgün bir felaket olur da, etrafta yiyecek hayvan kalmazsa yersiniz merak etmeyin, tadını falan da umursamazsınız.
0
nuri
(07.08.13)
Cenin yiyen Çinliler var..
Belgesel kanallarinda envai cesit yaratik yiyenleri gordukten sonra olayin en temizinin musluman i$i et yemek olduguna karar verdim.
Dini bir tartisma acmak istemem ama(yanlissam beni duzeltin) aklimda kaldigi kadariyla islam inancinda dedikodu yapan insanlar icin; 'kardesinin ölü etini yer gibi olur' deniliyor.
Yani insan eti yemek diye bir seye atif var dinde
0
nax
(07.08.13)
hürriyet bilim vardı eskiden,yada eskiden okurdum yani.bir haber vardı,dikkatimi çekmişti.zamanında afrikada bir grup aslan yada tek bir aslan insanları avlıyormuş özellikle.hayvanın ana besini ceylan falan değil artık insan oluyor yani. haberde de bunun sebebi olarak da insan etinin en güzel et olduğunu ve aslanın da bu tada alıştığı için sürekli insan avladığı gibisinden bir şeyler yazmışlardı.
şahsi fikrim ise,yiyecek başka hiçbir şey yoksa büyük söz söylememek gerek bence.sonuçta insan da bir canlı ve gıdaya ihtiyacı var düzenli olarak.bu gıdayı düzenli alamadığı takdirde tahmin bile edilemeyecek fiziksel ve psikolojik tepkiler verebilir.
0
dengesiz bir insan
(07.08.13)
o cenin yeme işi fake sayın ahali.
şu fotoğrafların tamamı bir fotoğraf sanatçısının elinden çıkma.

marieconbgdlr.files.wordpress.com
0
🌸norek
(07.08.13)
günümüzde et yiyen kabileler var hala. bu daha çok ayinlerle ve kabilelerle özleşmiş bir durum. düşününce doğru gelmiyor insana ve yasalar da buna engel oluyor. toplumsal normların çok ötesinde.

ingiliz kanunlarında cinai kanibalizm suçmuş. mesela, üç adamın filikada mahsur kalıp, ikisinin üçüncü kişiyi öldürüp yediği bir durum olmuş. o iki adamı tutuklamışlar. aşırı açlık durumları insanı buna itebiliyor, tarihte savaşlardaki kıtlık dönemlerinde de görülmüş bişey mesela.

bir de insan eti yiyince "kuru" hastalığı kapma riski varmış.
0
ermanen
(07.08.13)
içinde bulunduğu protein miktarından dolayı çok besleyici ve lezzetlidir (albert fish in yalancısıyım) zorda kalırsam acımam yerim ama normal şartlarda sadece yasal etler.
0
haydarii
(07.08.13)
hayvan etı yemek bıle ara sıra bana yanlıs gelırken ınsan etı yemek benım ıcın cok no no bı sey. kesınlıkle yemem, yıyen de yesın madem dıyemem. basbaya yanlıs gelıyor.
0
anneke
(07.08.13)
Herkes baskasinin etini yemeyi dusunmus de biri de kendi etinin yenme ihtimalinden yola cikip dusunmemis.

Yemem cunku oldukten sonra birinin beni yemesini istemiyorum. Ben nasil kendi bedenime saygi duyuyorsam baskasininkine de duyuyorum. Adami niye paramparca edeyim, mideme indireyim lan?

Buyuk konusmayayim da bir felaket olsa ve ac kalsam bile bir insanin etini yiyebilecegimi sanmiyorum. Hatta yemem.
0
burasi ne garip bir yer
(07.08.13)
protein falan denmiş de, genetik olarak ne kadar yakınsanız bir bireye o size o kadar az faydalıdır. anne baba manasında değil tabi, tür olarak. o proteinleri siz de üretebiliyorsunuz zaten, alabileceğin ekstra bir şey yok. en fazla yağını falan yersen olabilir o da sadece enerji sağlar sana, adamın kemiğini yiyemeyeceğin için kalsiyumu da çok az miktarda alırsın zamanla kaslarında körelmeler başlar mesela.

tabi sadece insan etiyle beslenirsen bunlar.
0
zazazaraeta
(21.01.14)
Ufaktım, Zeytinburnu'nda akrabamızı ziyarete gitmiştik. Komşulardan biri etli bir yemek ikram etmişti. Biz de yemiştik. Meğer adam birisini kesmiş. Olayla ilgili haberler falan da vardı. Yemiş bulunduk bir kere. Nasıldı hatırlamıyorum ama.
0
armagan
(21.01.14)
Gercek hikayeden uyarlanmis su film var, www.imdb.com

Bir de "a modest proposal"i okumanizi tavsiye ederim.

Soruya ise net bir cevabim yok, extreme durumlarda ne tepki verecegimizi tam net olarak kestiremiyebiliriz.
0
nwnd
(21.01.14)
(2)

Ki bağlacından sonra

electra kompleksi
virgül konmaz değil mi? Şu cümlede: "Henüz kapıya varmıştım ki, bileğimi kavrayan soğuk eli ile irkildim. "
virgül konmaz değil mi? Şu cümlede: "Henüz kapıya varmıştım ki, bileğimi kavrayan soğuk eli ile irkildim. "
0
electra kompleksi
(07.08.13)
Yok, virgül gereksiz.
0
buff
(07.08.13)
vurguyu ve anlatımı biraz değiştiriyor.
Virgül olunca bir anlık bir gerilim etkisi verebilir cümle dinleyene; "acaba ne olacak şimdi" gibisinden.
0
dafaiss
(07.08.13)
(20)

Matematikçiler / astronomlar / coğrafyacılar / aklına güvenen herkes

the kene
dün bir şey öğrendim, şok oldum. artık yıl olayını biliyoruz, son iki hanesi dörde bölünen yıllar artık yıl, yani 366 gün oluyor.yeni öğrendiğim de şu: son iki hanesi 00 olan yıllar yani yüzyılın son yıllarında 400 yılda bir artık yıl oluyormuş. o yılın sayısal değeri 400'e bölünüyorsa artık yıl olu
dün bir şey öğrendim, şok oldum. artık yıl olayını biliyoruz, son iki hanesi dörde bölünen yıllar artık yıl, yani 366 gün oluyor.

yeni öğrendiğim de şu: son iki hanesi 00 olan yıllar yani yüzyılın son yıllarında 400 yılda bir artık yıl oluyormuş. o yılın sayısal değeri 400'e bölünüyorsa artık yıl oluyormuş. yani 1900 artık yıl değil çünkü 400'e bölünemiyor. 2000 artık yıl. 2400 artık yıl olacak.

bu niye böyle ki gardaşlar? dedim acaba günü yanlış hesaplıyoruz da 400 yılda üç gün ileri mi gidiyoruz, o yüzden 3 tane artık yılı iptal ediyoruz. araştırdım, bir yıldaki sapma sadece 10 saniyeymiş. 8000 yılda bir gün yapacakmış yani. çözemedim olayı.

kaynak: tr.wikipedia.org
0
the kene
(07.08.13)
bir gün de gerçekte 23 saat 56 dakika sürüyor. bunu da katarsak işin içinden çıkmak çok zor.
0
dafaiss
(07.08.13)
Usta bir yili tam 365 gun 6 saat dusunursek eyvallah 4 yilda bir 1 gun artiyor. Ancak yil aslinda 365 gun 5 saat 49 dakika küsür gibi bisey. Tahminimce o aradaki fark da her yuzyilda 1 gun ediyor ve bu fazla hesaplamayi da o yil artik yil olmamis gibi kabul edilerek hallediyoruz ..
0
ravdav
(07.08.13)
@ravdav: wikipedia yılda 10 saniye sapma var diyor işte.
0
🌸the kene
(07.08.13)
senin sayende aydınlandım, ingilizce wiki'den baktım. dediğin gibi takvim yılda 10.8 saniye hatalıymış. yani elimizde 400 yılda 400x10,8den 4320 saniye fazlamız oluyor. bunu güne çevirirsek tam olarak 3 güne tekabül ediyor.(4320/60 = 72 saat; 72/24 = 3 gün) bu yüzden sonu 00 ile biten bazı yıllar 4e bölündüğü halde artık yıl olmuyor. bu hatayı kapatmak için 400e de bölünmesi bekleniyor. böylece 400 yılda artık 3 günü geri alıyoruz.
0
hayley williams ile evlenecek genc
(07.08.13)
gunesin tam bir tur atmasi 365.242199 gun suruyormus. burdaki 0.242199 sayisini 24 ile carparssak 5.812776(saat) elde ederiz. burdaki 0.812776'yi 60 ile carpar isek 48.76656(dakika) elde ederiz. 0.76656'yi 60 ile carparsak 46(saniye) elde ederiz.

ozetle bir gun 365 gun 5 saat 48 dakika ve 46 saniye ediyor.
biz ne olarak hesapliyoruz?
365 gun 6 saat. fark ne? 11 dakika ve 14 saniye.

yani her 4 yilda bir, 1 gun eklememize ragmen yilda 11 dakika 14 saniye hatali hesaplamis oluyoruz.
yani 674 saniye hatali. 400 yilda ne yapar bu? 269600 saniye = 4493 dakika = ~74 saat = ~3 gun.
0
she was my baby
(07.08.13)
@hayley williams ile evlenecek genc: 4320/60 = 72 saat değil de 72 dakika yapmıyor mu? o da 1 saat desek 24x400=9600 yılda bir gün yapar:)
0
🌸the kene
(07.08.13)
Usta, dunyanin bir tam turunu dusunursek 365 saat + 6 saat hesabina gore yilda 11 dakika dakika artiyor (saniyeleri hesaba katmadim). Bu yuzyilda 1000 kusur dakika gibi bir kayba esit. Bundan 1 tam gunu cikariyoruz cunku yuzyilda 1 artik yilda artik negil normal takvim uygulaniyor. Ancak elimizde fazla olan 1000 kusur dakikadan bir tam gunu yani 1440 dakikayi cikarirsak bu sefer de diger tarafa kayiyor yanlislik. Acaba gundeki ve yildaki saniyelik sapmalarin toplami mi o aradaki farki dengeliyor?
Cevaptan ziyade daha da kafa karistirdim kusura bakma ama sen soyleyince benim de kafam karisti :-) ben de merak ettim ..
0
ravdav
(07.08.13)
türkçe wiki'de 10.8 saniye diyerek hatalı yazmışlar. she was baby'nin de dediği gibi meğerse dakikaymış. o zaman doğru çıkıyor hesap. wikipedia'da görünce direkt doğrudur diye atlamıştım.
0
hayley williams ile evlenecek genc
(07.08.13)
Astrolog değil , Astronom...
Hayır , 4 yıl bölümünü okudum ,dokunuyor.
0
MiraTaurus
(07.08.13)
By 1582 this error had accumulated to 10 days and Pope Gregory XIII ordered another reform: 10 days were dropped from the year 1582, so that October 4, 1582, was followed by October 15, 1582. In addition, to guard against further accumulation of error, in the new Gregorian Calendar it was decreed that century years not divisible by 400 were not to be considered leap years. Thus, 1600 was a leap year but 1700 was not. This made the average length of the year sufficiently close to the actual year that it would take 3322 years for the error to accumulate to 1 day.

1582'de takvimden 10 gun dusmusler. 355 gun olarak hesaplanmis. yani senin soyledigin dogru ama, oncesinden ayarlamislar onu :) 3322 yil sonra anca 1 gun hata olusacakmis. :)
0
she was my baby
(07.08.13)
ulan kafam iyice karıştı. 4000'e bölünen yıllar da artık yıl değil diyenler var;

eksisozluk.com
0
🌸the kene
(07.08.13)
o kismini yazmadim :) 4000 yilina daha gelmedigimiz icin resmiyette kabul edilen bisey yok :)

A further modification to the Gregorian Calendar has been suggested: years evenly divisible by 4000 are not leap years. This would reduce the error between the Gregorian Calendar Year and the true year to 1 day in 20,000 years. However, this last proposed change has not been officially adopted; there is plenty of time to consider it, since it would not have an effect until the year 4000.
0
she was my baby
(07.08.13)
Bi saniye bu 1530larda yasayan dayilar bir yilin 365 gun 5 saat 48 dakika 49 saniye gibi bisey surdugunu nasil anlamis?
0
ravdav
(07.08.13)
dostum ismi gregorian calender :) Papa Gregory'nin takvimi yani :)

en.wikipedia.org
0
she was my baby
(07.08.13)
Gregoryen takvimini biliyorum, sunu bilmiyorum ama 1582de galiba bu artik yil olayino dengelemek icin o yildan 10 gun dusmusler ya, bunun hesaplamasi icin baya saniyesine kadar bir yili bilmek gerek ki bu cok zor degil mi(o zman icin)
0
ravdav
(07.08.13)
aslinda değil , adamların o zamanlarda yapabildiği sınırlı şeyler var . ve çoğu gökyüzünü incelemeyi seçiyor . Güneş'in hareketinden bulmuşlar.
Ki hala sanal Güneş üzerine kurulu bir zaman kavramımız var :)
0
MiraTaurus
(07.08.13)
cok eski bi tarih degil ki. yani tam donus zamanini (bi sekilde) hesapladiktan sonra hata kismiyla ilgilenmek 3-5 carpma islemi.

yani en basitinden bi suru muhendislik harikasi yapi var o yillarda. matematik yeni bir sey degil.
0
she was my baby
(07.08.13)
Simdi baktim o 11 dakika 10 saniyelik farklardan dogan farklarin toplamiyla o yil adamlar gece gunduz esit oldugu tarihe yani 21 marta 11 martta ulasip bu yanlisligi kapatmak icin 10 gun ileri cekmisler takvimi. Ne diyim taktir etmek lazim kendilerini :-)
0
ravdav
(07.08.13)
@she was my baby, iste dedigin gibi en bastaki o tam zamani bulmak sikinti olmustur biraz :-)
0
ravdav
(07.08.13)
ben 10-15 değil de 8 diye hatırlıyorum . Belki de karıştırıyorumdur ,emin olamadim simdi
0
MiraTaurus
(07.08.13)
(13)

sulamazsak ağaca yazık günah, sularsak karıncalara yazık günah

eyyor
bahçenizde ağaçlar var diyelim ya da çiçekler her neyse. susamışlar su istiyorlar. ama dibinde de karıncalar yuva yapmış. sulamazsak ağaç kuruyacak, sularsak karıncalar ölecek yuvaları telef olacak. bu durumda ne yaparsınız? nihat hatipoğlu'na giden olursa şunu bi sorsun sevabına asadhsdhka
bahçenizde ağaçlar var diyelim ya da çiçekler her neyse. susamışlar su istiyorlar. ama dibinde de karıncalar yuva yapmış. sulamazsak ağaç kuruyacak, sularsak karıncalar ölecek yuvaları telef olacak. bu durumda ne yaparsınız? nihat hatipoğlu'na giden olursa şunu bi sorsun sevabına asadhsdhka
0
eyyor
(06.08.13)
@hayir anlatamadim ki sana
tamamda arkadaşım yuva çamur doluyor, tıkanıyor. sonra bi daha uğraşıp yapıyolar, bi daha, bi daha, her seferinde hayvanlara eziyet olmuyor mu? yani kış için yiyecek mi toplayacak bu hayvan yoksa her hafta inşaatla mı uğraşıcak? ayrıca hiç zarar görmediğine de inanmıyorum yuvanın, illaki oluyordur bi şeyler.
0
🌸eyyor
(06.08.13)
kardeş bence sen yürüme çünkü her yürüdüğünde milyonlarca mikroorganizmayı ezip öldürüyorsun. o daha büyük günah
0
i ve been mistreated
(06.08.13)
@i ve been mistreated
laf söyledi balkabağı
0
🌸eyyor
(06.08.13)
yağmur denen bişey var. onlar için daha büyük sorun.

ama karıncalar bunların üstesinden gelmeyi biliyorlar. su boşaltım tünelleri ve hava odaları kuruyorlar. bazı karınca türleri su altında hava keseciği içinde yaşayabiliyorlar. oksijeni çok az kullanıyorlar, hava keseciği içinde haftalarca kalabilirlermiş. ama yoğun bir yağmurda boğulanlar da olabilir tabii.
0
ermanen
(06.08.13)
O gördüğünüz karıncalar buzdağının üstüne yağan kar tanesi. Tüm ağaç onların ne kökü.
0
herospower
(06.08.13)
ben olsam sulardım. karınca başka bi yere gidebilir ama bitkilerin böyle bi şansı yok.
0
elorelia
(06.08.13)
ne güzel böyle düşünenler var halen :)

yardımcı olamadım ama sen bir çaresini bulursun eminim, her ikisine de zarar vermeden...
0
puc
(06.08.13)
birini öldür, diğerleri onun cenaze işleriyle uğraşırken dikkatli bi biçimde sularsın, bişey olmaz böylece.
Şırınga falan kullan, yavaşça sık suyu işte.
0
dafaiss
(06.08.13)
Hortumun ucuna parmağı koy, suyu aç ve havaya doğru tut. Su yağmur gibi geri dönüp yağsın damla damla. Evet evet hem eğlenceli de olur.
0
scaramuccia
(06.08.13)
Lutfen karincilari incitmeyin :(
0
lord
(06.08.13)
cosmicstring'in dediği gibi. Direk ağacın dibini göl edercesine sularsan tabi karıncalar etkilenir. 1-2 metre etrafını sula daire şeklinde mesela, ağaç yine alacağını alır.
0
inugard
(06.08.13)
yağmur başka bi şey arkadaşlar. yağmurun mevsimi ayrıdır. karıncalarda o mevsimde zaten yuvalarının ağzını kapatır. ama benim dediğim olay evlerine yemek götürürken, bütün kapı cam pencere açıkken...
0
🌸eyyor
(07.08.13)
Ne içiyorsunuz bilmiyorum ama aynından bende istiyorum. Ağacı da sulayın şöyleki bir gun hiç su içmeden durabilirsen tamam ağacı sulama o halde yok duramıyorsa bu sıcakta ağaç güneşin altında. Bir resim vardı dr.hause elinde beyin tutuyor eğilmiş ve do it diyor. Emin olun size söylüyor ;)
0
netadam
(07.08.13)
(26)

Çingeneler

tantunisultansüleyman
Biz niye sevmiyoruz bu adamları?Minibüse bir anne ve iki çocuğu bindi az önce. Kimse yanına oturmalarını istemedi. İnsanlar küçümser ve iğrenir gözle bakıyorlar. Cidden ne derdimiz var yahu? Boş minibüste yere oturmak zorunda kaldılar. En sonunda ben yer verdim.
Biz niye sevmiyoruz bu adamları?

Minibüse bir anne ve iki çocuğu bindi az önce. Kimse yanına oturmalarını istemedi. İnsanlar küçümser ve iğrenir gözle bakıyorlar. Cidden ne derdimiz var yahu? Boş minibüste yere oturmak zorunda kaldılar. En sonunda ben yer verdim.
0
tantunisultansüleyman
(06.08.13)
davranışları değişik oluyor biraz.
0
rock n roll
(06.08.13)
helal sana.

genellikle pis oldukları için.

meme açıkta geziyorlarmış yazın gültepede öyle duydum.
0
ayn-i cemin bülbülü
(06.08.13)
şahsen ben öyle durumlarda iğrenenlerden iğreniyorum

edit: evet davranışları değişik. mesela zamanında bi iş için çingene mahallesine gitmiştik. neyse işimizi bitirdik çay verdiler polisi savcısı hep beraber oturup içiyoruz. karşımızda da bebekli bi kadın var. çocuk ağlamaya başlayınca kadın açtı memesini emzirmeye başladı hepimizin ortasında. biz tabi utandık ettik kafamızı kaldırmıyoruz ama onun için gayet normal bi durum galiba. ama kimseyi yaşantısından dolayı küçümsememek lazım, öyle görmüş yani yapacak bi şey yok.
0
eyyor
(06.08.13)
nasıl bir olay o ya? minibüse bineceğim, paramı ödeyeceğim. sonra boşyerlerin yanında oturan insanlar benim sırf etnik kimliğim/görünüşüm ya da kıyafetimden ötürü(üzerimden bok akmadığını ve ortalama bir insan kadar temiz olduğumu varsayıyorum) bana yanıma oturamazsın diyecekler ve ben de yerde oturmak durumunda kalacağım boş arabada?

Afedersin ama o minimüsteki oturma diyen herkesi götlerinden siker sonra bir keyif sigarası eşliğinde devam ederim yolculuğuma.
0
yule
(06.08.13)
ya bırakın şimdi. alayı hırsız da ondan. kurunun yanında yaş da yanar. yapacak bi'şey yok. cüzdanı kaptıracağına, yanına oturmam, riski hiç almam diyorlardır.

düzeltme: "yanıma oturma" kısmını görmedim. onu diyen zaten insanlıktan nasibini almamıştır.
0
brotha b
(06.08.13)
sorun pislik de değil aslında, zaten biz türkler genel itibariyle pis bir milletiz. sorun, onların içten davranışları. yani kendilerini frenleme gibi bir olayları yok, tabi bazen dengesiz sonuçlar da oluyor bu yüzden. ondan çekiniyordur insanlar.

bu arada, şu kurunun yanında yaş da yanar cümlesinden artık vazgeçin arkadaş ya. bir gün o kurunun yanındaki yaş olduğunuz dönemler de geldiğinde bu rahatlıkla, "kurunun yanında yaşız abi doğaldır" diyecek misiniz acaba?
0
soso
(06.08.13)
iyi de kadın yerde oturmayı kabullenmiş yani ne kadar temiz olduğu belli, kusura bakma da insanlarımız o kadar kötü kalpli değil.
0
ayn-i cemin bülbülü
(06.08.13)
sevmemek değil de,gerçekten davranışları ilginç olabiliyor.mesela bigün bikaç tane çingene kadın,sokağın ortasında bağıra çağıra saçlarını boyadılar,sonra fıskiyelerde yıkadılar.bu bir örnek mesela.etnik kimlikle alakalı bi durum değil.böyle garip davranışları olan herkesten insan çekinir.
0
rock n roll
(06.08.13)
her çingeneyi şopar olduğunu sandığımızdan kaynaklanıyor bu durum. ha büyük çoğunluğu normal olmayan davranışlar sergiliyor fakat, bu genellemeye girmeyenleri kendi işinde gücünde, insanları rahatsız etmeyen senin benim gibileri de var ama azlar işte yok sayıyoruz onları direk.
0
jedilance
(06.08.13)
Bu baslikta yazilanlar cok guzel bir "irkci oldugumuzun farkinda olmama" haline ornek :) turkler kendilerini batili hissetmelerini saglayacak her halki asagilarken buyuk keyif alir cunku ayni muameleyi batililardan gorurler. Araplar, kurtler, romanlar, hintliler bu sebepten hedeftedir hep. Yurtdisina cikinca turkler hakkinda soylenenleri, zannedilenleri duyunca da gram empati yapmazlar asagiladiklari bu insanlarla.

Kucuk bi not: evet ota boka fasist diyoruz, cunku hem ot hem bok hem de fasistsiniz.
0
nathanieltroy
(06.08.13)
niye sevmiyoruz, çünkü kaosu ve anarşiyi sevmiyoruz temelde. adamlar tam bir anarşi içinde yaşıyorlar bizim gözümüzde. işte saç boyama ve fıskiye meselesi örneğin. biz kendimizi sosyal normlara adamış durumdayız aslında. en marjinalimiz bile öyle ya da böyle kendini "medeniyet"in normları içinde bulur.

ama çingeneler geçmişten gelen kültürleri gereği hayatı daha anda yaşarlar. ay ne derler, ayıplarlar mı demezler. elbet asimile olmuş çingelene kardeşlerimiz de var ama bizi asıl korkutan kesimde bu anarşist tavır mevcut.
0
inawen
(06.08.13)
ben seviyorum ki. gönüllerine göre yaşıyorlar, kasmadan. iki yüzlü değiller.
0
the kene
(06.08.13)
buyur burdan yak, faşist mi olundu şimdi?

kim yanında bilmem kaç gündür banyo yapmadığı kesin olan birinin oturmasını ister? bunun ırkı var mıdır? bunu yapan türk de olsa kürt de olsa çingene de olsa tavır nettir. biz biliyoruz ki çingenelerde bu oldukça yaygın. nasıl ki almanlara soğuk, italyanlara sıcak diyorsak bu da böyle bir genelleme işte, ırkçılıkla ne ilgisi var?

biz kendimizi sosyal normlara adamış durumdayız aslında diyen zihniyeti de anlayamıyorum. Yahu adam fıskiyede saç boyasını temizliyor böyle bir iğrençlik var mı ya? kim balkonundan böyle bir manzara görmek ister, kim arabasının camından bunu izlemek ister ki? yahu kamu malı diye bir şey var.. sosyal normlar banklara sıçmamayı, çiçekleri koparmamayı vs. emreder, çok mu kötü yani bu şimdi?
0
ayn-i cemin bülbülü
(06.08.13)
@rock n roll: bu yaptıkları garip değil aslında. çoğu insan sokak ortasında saç boyamadığı için bize garip geliyor. belki de bizim hayatımız da onlara garip geliyor.
0
the kene
(06.08.13)
@ayn-i cemin bülbülü: belki ben de parfüm kokusuna katlanamıyorum, sen de benim yanıma oturamayacak mısın o zaman?
0
the kene
(06.08.13)
hanfendi parfümünüz beni rahatsız ediyor izin verirseniz geçeceğim dersiniz.
fakat arada fark var .

insanın kötü kokmak için çaba sarf etmesi ile parfümü beğendirememesi ile arasında.
0
ayn-i cemin bülbülü
(06.08.13)
the kene,bu durumu nasıl garip bulmadığını anlayamadım.isterse bütün dünya saçlarını sokakta boyasın ,sonra fıskiyede saçlarını yıkasın bana yine normal gelmez.
0
rock n roll
(06.08.13)
işte hepiniz kendi sosyal normunuza göre konuşuyorsunuz. fıskiyede saç yıkamak sizin çevrenize göre normal değil, ama o çingenelere ve çevrelerine göre normal. beşeriyet görecelidir, bu kadar kısıtlı görüşlü olmayın.

onların da bu ülkede yaşamaya en en temiz kokan sizler kadar hakları var. benim de bir şeylerim çalındı çingeneler tarafından mesela, ama çingene olmayanlar tarafından da çalındı. büyütmek mantıksız.
0
inawen
(06.08.13)
beşeriyet görecelidir diyecek kadar optimist olabiliyorsanız
medeniyet ürünü olan dolmuşa binecek kadar yeterli mi o beşeriyet, diye soracak kadar gerçekçi olmalısınız.

yani beşeriyetinin el verdiği ölçüde davranacak o kişi.
toplu taşıma kurallarına uyamıyorsa, yürüyecek.
0
ayn-i cemin bülbülü
(06.08.13)
olay kesinlikle etnik kimlik değil,çingene olmayıp da rahatsızlık veren de oluyor.ama insanların birbirini rahatsız etmemesi gerekiyor.otobüste,dolmuşta kimse yanına kötü kokan birinin oturmasını istemez.tekrar söylüyorum çingeneliği kastederek söylemiyorum.herkes için geçerli.en önemli şey saygı.
0
rock n roll
(06.08.13)
sırf kötü kokmaya bağlayacaksak saçmalarız zira benim yanıma otobüste ter kokan amcalar filan oturuyor ya da zaten otobüsteki insanların çoğu ter kokuyor şu günlerde, kimse de çıkıp yanıma oturma demiyor. herkes bu öküzleri çekiyor. çingeneler zaten hep aşağılandığı için onları hor görmek, ay kötü kokuyo bu gitsin yerde otursunculuk yapmak daha kolay.
0
inawen
(06.08.13)
@ayn-i cemin bülbülü çok ciddi ırkçılık belirtisi bunlar. Tamam savunmada olan tarafsın şu anda anlıyorum ama şu tartışmadan arınıp bir kendini tart. Irkçılığın insanları stereotipleştirmeyle başladığını fark et, sarsıl ve kendine gel.

Bana da o kibirli cevaplarından verme, zira okumayacağım.
0
yule
(07.08.13)
ben hiçbir cümlemde herhangi bir ırktan bahsetmedim, ki ırkçı olabileyim.

iyi geceler.
0
ayn-i cemin bülbülü
(07.08.13)
Genelde sisman oluyorlar, minibus koltugunun genisligi de belli nihayetinde. Istanbul sicaginda sisman biriyle dipdibe oturmayi ben de istemezdim. Arti bir de koku sorunu var tabii.. Tum bunlar olsa bile 'yanima oturma' demek nedir ya...
0
nax
(07.08.13)
sadece çingeneler değil, şehirde belli bir süre yaşamış ve/veya şehirde büyümüş kişilerin bir kısmı şalvar giyen, esmer, başına yazmasını bağlamış... -işte çingene kadınları da böyle giyinir genelde- tepeden bakar genelde, hor görür. "köylü" ya da "şalvarlı" da kimisinin lügatında aşağılayıcı anlamlıdır.
İkincisi, bu bakış açısına kısmen ya da tamamen sahip insanlar çoğunlukta olduğundan kentte büyüyen çoğu insan çocukluğunda "çingeneler kaçırır seni", "çocukların ellerini kesip dilendiriyorlarmış" gibikorkutmalarla muhatap olur, bunlar bilinçaltına ister istemez işler. Yukarıda çizdiğimiz kıyaft/görüntü genellemesine dönelim. Bazı yeşilçam filmlerinde, sezerciklerden birinde iyi hatırlıyorum vardı, bu imaj ile çocuklarıkaçıran dilendiren kişi eşleştirilir.
Sonra vay efendim çingeneler şöyle böyle.
Son olarak gettolaşmayı da es geçmemek gerek. Yukarıda bahsettiklerimin hem sebebi hem sonucu olarak ciddi bir gettolaşma sözkonusu. Bu da kısır döngü yaratıyor.
0
dafaiss
(07.08.13)
Bağdat caddesinde 2 defa saldirilarina uğradım, nazar boncuğu takmak ıcın kolumu koparıyorlardı grup halinde saldırıyorlar. Zor kurtulmustum
0
fistikliemenems
(07.08.13)
(9)

film önerebilir misiniz?

dwight
Cassandra's Dream, Funny Games benzeri psikolojik film önerebilir misiniz? akıcı olursa süper olur.teşekkürler.
Cassandra's Dream, Funny Games benzeri psikolojik film önerebilir misiniz? akıcı olursa süper olur.
teşekkürler.
0
dwight
(06.08.13)
o izlediğin filmlerin tarzını bilmiyorum ama
not defteri
akıl oyunları
sil baştan
stay(psikiyatrist)

gibi filmler var izlemediysen.
0
uzunuzunilgi
(06.08.13)
stay dışında dediklerinizi izlemiştim. onu izliyorum şimdi. başka önerisi olan ekleyebilir. yarın da onu izlerim.
0
🌸dwight
(06.08.13)
a fantastic fear of everything
1408
mulholland dr
0
feykalade
(06.08.13)
pakobundy
(06.08.13)
yine haneke'nin yedinci kıta filmi olabilir.

www.imdb.com
0
spadram
(06.08.13)
cassandra's dream'i beğendiysen match point'i muhakkak izle. onun dışında:
oldboy, a separation, yazgı.

dizi istersen de oz ve six feet under.
0
robep
(06.08.13)
killing season.
0
dafaiss
(07.08.13)
Sauna
0
sadegazoz
(09.08.13)
(5)

sizce bu ara altın alınır mı?

odetojoy
Çok büyük bişi değil aslında maaşım elimde olduğu zaman saçma sapan harcıyorum. harcamamak için alacağım bir kısmıyla. 5 gr alacağım mesela ama altın fiyatları yükselecek mi şu anki fiyatı çok mu yüksek hiçbir fikrim yok
Çok büyük bişi değil aslında maaşım elimde olduğu zaman saçma sapan harcıyorum. harcamamak için alacağım bir kısmıyla. 5 gr alacağım mesela ama altın fiyatları yükselecek mi şu anki fiyatı çok mu yüksek hiçbir fikrim yok
0
odetojoy
(06.08.13)
şu an çoğu zamana göre daha düşük değil miydi?
0
uzunuzunilgi
(06.08.13)
düşmeyecek ama çok da yükselmeyecek.
getirisi olmayacak sana.

şu an yapabileceğin en iyi şey en yüksek faiz veren mevduat bankasına yatırmak,
sürekli köşeye atmak yani.
0
ayn-i cemin bülbülü
(06.08.13)
başın sıkıştığında bozdurmuyacaksan altın ii fikir olabilir. ama sabırlı olman lazım birde altın hayli düştüğü için çeyrek hatta yarım bulmak zor olabiliyor. cumhuriyet - reşit olabilir.
0
monreve
(06.08.13)
şuan ki fiyatı normal seviye. 75-80 civarları arası gram altının fiyatı.

geçen sene 108tl leri görmüştü. baya şişirilmiş fiyatıydı. dünya çapındaki ekonomik krizler, büyük ülkelerdeki ekonomik krizler altının fiyatını yükseltir. çünkü insanlar altını "güvenli liman" olarak görür.

bu yüzden geçen sene "hamd olsun bizi teğet geçen" global ekonomik kriz neticesinde altın bu kadar çıkmıştı. yani büyük ekonomili ülkelerde (abd, çin, almanya) bir ekonomik telaş ve tedirginlik yoksa altın bu fiyatlarda seyreder.

belki düşse düşse 75 tl dip olur diye düşünüyorum.

altının fiyatını türkiye de olan düğünler falan etkilemez :)
hindistan'da en çok takı takılan ülkeymiş düğünlerde. bir düğünde bir kiloya yakın falan takılırmış. onların bile etkisi çok düşük oluyor.

ayrıca ülkelerin altın rezervlerini arttırmaları ya da satmaları da, etkileyebiliyor. bunlarda bir hafta, bir ay önceden açıklanıyor.
türkiye bu aralar altın rezervlerini arttırıyor.
en son bildiğim iran satım ilanı vermişti.

eyyorlamam bu kadar. aklınızda az buçuk fikir vermiştir umarım.
0
1tam1ayran
(06.08.13)
dafaiss
(06.08.13)
(12)

babaannenize, anneannenize, dedenize kim bakıyor?

eyyor
ailede herkes kendi yolunu çiziyor nihayetinde. yalnız kalamayacak durumda olan nene/nine(ne diyorsanız artık) veya dedeniz varsa eğer kim bakıyor onlara? şimdi benim babaannem var. yaşlı, yalnız kalacak durumda değil ve buna rağmen inatla kendi evinde kalmak istiyor. çocuklarının evinde kalmak iste
ailede herkes kendi yolunu çiziyor nihayetinde. yalnız kalamayacak durumda olan nene/nine(ne diyorsanız artık) veya dedeniz varsa eğer kim bakıyor onlara?

şimdi benim babaannem var. yaşlı, yalnız kalacak durumda değil ve buna rağmen inatla kendi evinde kalmak istiyor. çocuklarının evinde kalmak istemiyor. rahat edemiyor galiba. haklıda aslında, insanın kendi evi gibisi yoktur derler, ne yaparsan yap kendi evin sonuçta.

diğer kuzenlerim zaten vefasız piçler, bayramda bile aramazlar. benide babaannem büyüttü zaten, ikinci annem sayılır. bende her şeyimi bıraktım onun yanına geldim. bıraktım derken üzülüyorum değil, hepsinin amk umrumda değil şikayet etmiyorum kesinlikle ama bu durumu yaşayan başkaları ne yapıyor merak ettim?
0
eyyor
(06.08.13)
hiç kimse bakmadı. ikiside tek başlarına yalnız yaşamak istedi ve ben görmeye bile o kadar az gittim ki ve de çok yakın olmasına rağmen evi kendimden tiksiniyorum. iğreniyorum çünkü neden aklıma bile gelmiyordu. şimdi babanemi kaybettim diye yarın ananeme gidicek olmam da iğrenç. daha çok gidebilirim . daha çok gidebilirdim onun yanına
0
gloria
(06.08.13)
4 büyüklerden sadece anneannem hayatta. büyük dayımla beraber yaşıyorlar. dayım bekar.

hayatının hiçbi evresinde çok sorumluluk sahibi bi insan olduğunu düşünmüyorum büyük dayımın. şu an da öyle zaten. +60 ama tam kaç bilmiyorum yaşı.

küçük dayım zaten hafiften sıyırdı gibi, şehir dışında, ayda bir falan arıyor anneannemi.

teyzem de şehir dışında ama o maddi ve manevi olarak hep yanında anneannemin.

biz aynı şehirdeyiz, bir sorun olduğunda anneannem annemi arıyor, sorunun şekline göre ben, annem veya babam -bazen de (evli) ablam- ilgileniyoruz. ilaçlarını bile (birlikte yaşadığı büyük dayım sağlıklı ve araba sahibi olmasına rağmen) biz yazdırdık her zaman. büyük dayım aynı evde yaşamak dışında pek ilgilenmiyor.

böyle yani. herkeste olabiliyormuş demek ki.
0
infernal majesty
(06.08.13)
@queensalvoo para varda ben güvenmiyorum ya. güvenmiyorum derken içim el vermiyo.
0
🌸eyyor
(06.08.13)
babanem büyük halamla kalıyor, arada amcam alıyor, küçük halam nadiren ilgileniyor kendi havasında. biz farkı şehirde olduğu için alamıyoruz ve iki günde bir diyalizi olduğu için gelemiyor, arıyoruz, maddi imkanlar el verdikçe gidiyoruz. ananemle dedem kendileri takılıyor, öyle mick jagger gibi dinamik değiller ama kendilerine yetiyorlar.
0
r_u_h
(06.08.13)
insanın halası olması artı puan bu durumda. bende de hala yok. olmasın gerçi bi de onunla mı uğraşcaz.
0
🌸eyyor
(06.08.13)
eyyor adlı kullanıcı herşeyi kanıtlıyor aslında.. uğraşmak gibi geliyor yani.. bu iş sevgiye samimiyete bakar. sen evi gibi olmaz diyorsun da demek ki ona evindeymiş gibi hissettirememişsin.
0
urnganic
(06.08.13)
babaannem ve dedemle aynı evdeyiz, bizle beraberler yani, müstakil ev onlar altta. Yemekler birarada yenir, çoğunlukla akşam yemeği sonrası da birarada otururuz. Kimse de niye böyle çok kalabalık falan demiyor (içinden memnun olmayan varsa da ben bilmiyorum) üst katta da amcam var, üç kuzen ve hanımı. Yemeklerde 11 kişiyiz yani. Evler ufak sayılır da o bile sorun olmuyor. Babaannelerin evdeki kendi halledemedikleri bir çok işe de biz koşarız, ya da hastalık vb. durumlarda. Ne bileyim,doğal akış bu işte. Ama bu durumlar babaanne/anneanne dedenin çocuk ve torunların küçüklüğündeki onlarla ilişkileriyle de ilgili biraz. Vefasız olanlar var mı var ama genelde o tutum belirliyor bence bunu.
0
dafaiss
(06.08.13)
@urnganic

apartman dairesine tıkılıp kalmak istemiyor oldu mu? kendi evi müstakil ondan dolayı daha rahat hissediyor kendi evinde. apartman dairesinde bütün gün pencereden dışarıyı seyretmek nasıl bir duygudur düşün, empati kur. ve ben o duyguyu o sıkıntıyı yaşamasını istemiyorum.
0
🌸eyyor
(06.08.13)
anneannemle dedem sağ. köydeki bakıcıları işi bırakınca 2 sokak ötemizde bir ev bulduk, oraya taşıdık (aynı şehirdeyiz). ne yazık ki doğru düzgün halledemedi ailem bakıcı işini bir sürü bakıcı gitti geldi falan, son gelen bakıcıyı da dayım birkaç aylığına geldiği için işten çıkardık, o ilgileniyor şimdi. annemden başka da kimse gerçek anlamda ilgilenmiyor. 4 kardeşin 3'ü farklı şehirlerde zaten ve 2 dayımın da teyzemin de kafası gidik desem yeri. sırf kalan tek ev için tartışma dönüyor. küçükken her haftasonu giderdim köye annemle, liseye geçiş sınavıydı ottu boktu derken ailenin kalan üyeleri gibi bayramdan bayrama gider oldum. ve 2 sokak ötede oturmalarına rağmen taşındıklarından bu yana (bir sene oldu neredeyse) on kereden fazla gitmemişimdir ellerinde büyüdüğüm insanların evine. ama bu sene ablamın sıkıntılı geçen hamileliğiydi, diğer yeğenimle ilgilenmeydi şuydu buydu derken o kadar yoğun geçti ki. şimdi de küçük yeğen var, ablama yardımcı olabilecek tek insan benim, tüm günüm onlarla geçiyor. yine de tiksiniyorum kendimden amk. neyse içimi döktüm buraya gereksiz yere ama kusura bakmazsınız umarım. en iyisini yapmışsınız. insan böyle bir imkanı varken gitmedikten sonra kafasını duvarlara taşlara vurabilir.
0
amugochi
(06.08.13)
babam en küçük çocuk babaannem ve dedem ömürleri boyunca bizimle kaldılar. bizimle derken, onları dışlıyormuşum, ayrı görüyormuşum gibi anlaşılmasın. o günleri hatırlattın şimdi. şimdi ikisi de yok..
0
fuerteventura
(06.08.13)
dedem ve anneannem(ikiside 95 yaşında fakat anneannem 4 ay önce öldü.)

şimdi kesinlikle evlatlarının yanına gelmek istemiyorlar, kesinlikle bakıcı tutulmasını istemiyorlar, maddi durumları oldukça iyi, anneannem ileri derecede anzeymer hastasıyd, hatta bu yüzden öldü.

tabi dedem öldükten sonra yanlız kaldı, gene inatla kimsenin yanına gitmek istemedi, ve bakıcı tutulmasınıda istemedi, hatta zaman zaman annem ve teyzemide yanında istemiyor, ama tek başınada yapamıyor, annem bakıyor.
0
killerbee
(06.08.13)
ben bakıyorum aynı durum.
0
kalanlarin savasi
(06.08.13)
(7)

bu zihniyetin bir adı var mı?

eyyor
https://www.facebook.com/photo.php?v=1401719896716908çocuk lan o daha çocuk! giyimi kuşamı ve teninin rengi, canının diğer çocuklar gibi paten yapmayı istemesine engel olamaz. şimdi bunu gizlice videoya alıp internete atan, üzerine de sanki kendisi paten şampiyonuymuş gibi dalga geçen zihniyetin ter
www.facebook.com

çocuk lan o daha çocuk! giyimi kuşamı ve teninin rengi, canının diğer çocuklar gibi paten yapmayı istemesine engel olamaz.

şimdi bunu gizlice videoya alıp internete atan, üzerine de sanki kendisi paten şampiyonuymuş gibi dalga geçen zihniyetin terim olarak adı ne olabilir sizce? kendisine bakmadan karşı tarafı kötüleyen insanlar yani. ve en saçması nasıl oluyorsa neye güveniyorsa bu hakkı kendisinde bulan!

mesela dalga geçerken;'sanki kuğu gölü balesi yapıyor orospu çocuğu' demiş. ulan ayı sen hayatında hiç kuğu gölü balesi gördün mü? açıp izledin mi? sağdan soldan duydun gelmiş burada çocuğa söylüyorsun derler adama. kendisini entelektüel sanan herifler amk.

küfür yakıştırması istemiyorum, tanımlandırma maksatlı entry yazacağım için bir karşılığı varsa eğer bu davranışın bilmediğimden soruyorum. ya da bilmediğimden demeyim de, en uygununu arıyorum.
0
eyyor
(06.08.13)
bu video kaymayı bilmeyenlere ders olsun bu arada. bilmiyorsanız kaymayın amk, yukarıdan çekiyo işte bunun gibi bazı ibneler, iki gün sonra kendinizi izlersiniz nette.
0
🌸eyyor
(06.08.13)
harbiden cep telefonlarının kötü amaçla kullanılması çok mide bulandırıcı. eline kamerayı daha önce almamış adamlar şimdi paparazi kesilip karşı tarafı aşağılıyorlar.

cevap olarak; liseli, odun kafalı, yalancı entelektüel gibi şeyler olabilir.
0
ben yalnızım
(06.08.13)
aşağılık kompleksi.
0
dafaiss
(06.08.13)
@defaiss o dediğinin bunun tam tersi değil mi ya?
0
🌸eyyor
(06.08.13)
işin teorik kısmına hakim değilim ama bu da dahil diye biliyorum.
bir eksikliği var ve bu şekilde örtmeye çalışıyor işte.
0
dafaiss
(06.08.13)
he amk çok komikmiş

başlığa bakar mısın? kendilerini nerede görüyorlar acaba çok merak ediyorum.
0
papillon7
(06.08.13)
Bu tür şakalar genelde arkadaş içinde olur ya eşşek şakası denir hatta ...

Sen nerelisin gardaş onu de bakim sen.
0
netadam
(06.08.13)
(8)

nasıl kilo verilir

Kamyoncunun vitesi
şu birkaç ayda cidden kilo almışım, erkeğim, dışarı çıkıp spor falan yapamam işim var, ne öneriyorsunuz napak ?
şu birkaç ayda cidden kilo almışım, erkeğim, dışarı çıkıp spor falan yapamam işim var, ne öneriyorsunuz napak ?
0
Kamyoncunun vitesi
(06.08.13)
isveç diyeti diye bişey vardı, bahsettiğin durumda olduğun bir dönem yapmıştım, işe yaramıştı.
0
dafaiss
(06.08.13)
yemek yeme
0
gec
(06.08.13)
feykalade
(06.08.13)
ekmeği bırak
0
durbikonusucaz
(06.08.13)
ben almak için uğraşıyorum sen vermek için. hayat bizimle daşak geçiyo bence.
0
ben yalnızım
(06.08.13)
Hareket edeceksin spor şart. Yiyerek kilo vermenin tek yolu. 1 ay az ye spor yap sonra normal ye spor yap. 2-3 ay sonra istemesen bile kilo verirsin vücut çalısmaya ve düzenli yakmaya başlayacağından.

Ya sonra mi? Nasıl olsa kilo verdim diyecek sporu bırakacak ama aynen yemeye devam edip eskisi gibi olacaksın 1 haftada.

Hayat acımasız, DNA lar daha acımasız.
0
herospower
(06.08.13)
yememek tek çözüm yolu. bir kere yatağa aç gireceksin, ekmek yemeyeceksin ve hızlı yemeyip tam doymadan kalkacaksın.
0
alletroop
(06.08.13)
agacım bak sana birkaç altın öneri vereyim. 10 ay kadar bir sürede 30 kilo vermiş biri olarak söylüyorum.

- ekmek yeme.
- tuz yeme.
- şeker yeme.
- hiç bir unlu mamül yeme.
- arada bir "bir kereden bir şey olmaz" diyerek bunları yeme.
- akşam beşten sonra hiçbir şey yeme.
- üç öğününü aksatma. iki öğünde hayvan gibi yemektense üç öğünde dengeli ye.
- ekmek yemiyorsun diye yemeğe abanma. ayarında ye.
- salata yemekten çekinme. kim sevmez amına koyim şöyle bol limon soslu, arada mısır taneleri olan güzel bir salatayı?
- evde baskül varsa yok et onu. birine ver, at, sat birşey yap. baskül olmayacak o evde.
- bak bu en önemlisi. ikramlara hayır diyeceksin. karşındaki istediği kadar alınsın, ezilsin, büzülsün. yemiyorum amına koyim ya! ben evde ekmek yemiyorum, sen gelmiş bana sırf misafirim diye baklava ikram ediyorsun!
0
karisik hisli adam
(06.08.13)
(2)

tezimin özet çevirisi

turqobull
arkadaşlar soru başlıkta. bitirme tezimin özetinin çevirisi lazım. yardımınıza ihtiyacım var. hiç olmazsa paragraf paragraf üstesinden gelin.ÖZETMotivasyon kavramında; bireyin bir ihtiyacının giderilmesine yönelik hareketin başlaması ve tamamlanma süreci ele alınmaktadır. İnsan hayatı boyunca ihtiya
arkadaşlar soru başlıkta. bitirme tezimin özetinin çevirisi lazım. yardımınıza ihtiyacım var. hiç olmazsa paragraf paragraf üstesinden gelin.

ÖZET


Motivasyon kavramında; bireyin bir ihtiyacının giderilmesine yönelik hareketin başlaması ve tamamlanma süreci ele alınmaktadır. İnsan hayatı boyunca ihtiyaçlarını giderme peşinde koşar. İhtiyaçlarını giderebilirse mutlu, gideremezse mutsuz olur. İhtiyaçların bir amaca yönelik davranışa dönüşmesi sürecine motivasyon süreci denir.


İnsanların nasıl motive edilebileceği sorununu cevaplamaya yönelik olarak çeşitli motivasyon kuramları geliştirilmiştir. Bunlardan ilki bireysel ihtiyaçlara dayalı olarak geliştirilen kapsam teorileri, diğeri ise davranışın ortaya çıkışından durduruluşuna kadar geçen süre içinde ele alınan süreç teorileridir.


Çalışanların işe ilişkin davranışlarının uyarılması, yönlendirilmesi ve sürdürülmesi iş motivasyonu olarak tanımlanmaktadır. Çalışanın tatmininde etkili olan içsel ve dışsal güdüler bulunmaktadır. Yani bireyin işle ilgili davranışlarını başlatan ve bu davranışların biçimini, yönünü, yoğunluğunu ve süresini belirleyen bir grup içsel ve dışsal faktörler bulunmaktadır. Belli bir iş ilgi çekici, heyecan verici, geliştirici olduğu için yapılıyorsa, yani o işin bizzat kendisini yapmak ödüllendirici ise içsel motivasyonu; ama aynı işi para, terfi, şöhret gibi dıştan gelen bir ödül elde etmek için yapılıyorsa dışsal motivasyonu ifade etmektedir.
0
turqobull
(06.08.13)
2. paragraf:
theories of motivation have been develeoped to answer the question of how people can be motivated. (sorun ,soru? cümlenin türkçesinde bi düşüklük var sanki). the first one of these are content theories developed on the basis of individual needs, the other one are the process theories that have been dealing during the time between the emergence of behavior and the fading of the behavior.
0
dafaiss
(06.08.13)
In the concept of motivaton; the process from beginning to completion of the movement towards the fulfilment of the person's needs is handled. Humans run after fulfilment of their needs throughout their lives. If they can satisfy these needs, they feel happy; if not, they feel sad. The process of the needs turning into acts towards goals is called "the process of motivation".

There are many motivation concepts developed to answer the question of how people can be motivated. The first group is the coverage theories based on needs, and the other is the process theories which are handled from the beginning to the end of the actions.

Stimulating, directing, and continuation of the actions is called work motivation. Effective in the satisfaction of the worker are the inner and outer instincts. Meaning that there is a group of inner and outer factors which starts and determines the shape, direction, amount and duration of the person's actions related to work. If a work is being done because it is interesting, exciting, developing, meaning it is done because the work itself is the award, it relates to internal motivation; if it's done for an award that comes from the outside, such as money, promotion or fame, it is considered external motivation.
0
el desaparecido
(06.08.13)
(12)

Müebbet hapis

tchuck
inanılmaz moral bozucu bişi değil mi yau? yani böyle kapalı alanlarda kalma gibi fobim var, o an oradan çıkamayacağımı düşündüğümde deliresim geliyor. 2dk empati yapıp müebbet yediğimi falan düşününce, vallahi aklımı oynatıyorum resmen.gün malum, şöyle bir foto paylaşmışlar https://fbcdn-sphotos-e-a
inanılmaz moral bozucu bişi değil mi yau?
yani böyle kapalı alanlarda kalma gibi fobim var, o an oradan çıkamayacağımı düşündüğümde deliresim geliyor. 2dk empati yapıp müebbet yediğimi falan düşününce, vallahi aklımı oynatıyorum resmen.

gün malum, şöyle bir foto paylaşmışlar fbcdn-sphotos-e-a.akamaihd.net ulan nasıl moralim bozuldu. ben işin siyasi boyutuyla falan ilgilenmiyorum, hani "hakettiler abiiii" muhabbeti yapacaksanız yapmayın. ben sadece, böyle bir durumla karşılaşmanın yıkıcı psikolojisiyle ilgileniyorum.

hayatın boyunca kıç içi kadar yerdesin.
iletişimin yok. düşünün, artık internet icat oldu, o bile yok. film milm izleniyor mu bilmem, izleniyorsa da herhalde toplu alanlarda sizin istediğinize göre şekillenmeyen filmler izleniyordur. yani, aslında o andan sonra hayat sizin değil.

hapise düşmekten gerçekten inanılmaz tırsıyorum bu yüzden.
bilmiyorum, siz ne düşünüyorsunuz.
(bir kaç akrabam var, dönem olaylarında birkaç yıl hapis yatmışlar. onlar "manyak mısın be, hapis yatmakta ne var. şimdi atsalar yine yatarım 10 sene -70 yaşında- falan diyorlar. bende o yürek yok açıkçası (: )
0
tchuck
(05.08.13)
OZ u izlediğimde hapse girmek için gaza geliyorum aslında. ama gerçekten bok gibi bi durum. göt kadar alan her tarafın acayip insanlarla dolu hep bi tedirginlik. müebbetten daha kötü olan misal 117 yıl hapis cezası yemek taşşak geçer gibi
0
durbikonusucaz
(06.08.13)
evet abi oz dizisini yeniden izlemeye başladım bugünlerde müebbet hapissin şartlı tahliye v.s imkanı yok ne için yaşarsın ki...
0
Ufuk
(06.08.13)
genel olarak düşünüyorum acımasızca.
0
cio35
(06.08.13)
Normalde yatari oluyor o muebbetin abim iki Kerr yedi 6 senedir iceride 2 senesi kaldi ama dayim Abdullah Sülük 20 senedir iceride ve Bu devlet onu curuterek oldurmek istiyor, hicbir yasal dayanak olmadigi halde aftan yararlanmadi onlarca dilekce sanki cope yaziliyor. Moral bozucu degil intihar sebebi boylesi
0
o cocuk
(06.08.13)
i.ensonhaber.com

şöyle bir şey olduğu sürece o kadar da sıkıcı değil sanki. baksana klima bile var amına koyim. ne olduğunu bilse play station bile verirlerdi eminim. bi' de bi laf vardı içerisi dışarıdan çok daha güvenlidir diye. kim söylemiş bunu hatırlamıyorum ama haklılık payı var, kimbilir günde kaç insan ölüyordur kazalardan. içerde kazaya kurban gitme şansın %1 falandır.
0
el portero
(06.08.13)
şartlarını ve psikolojisini hiç bilemiyorum, aslında herkesin durumu da farklı. Tabi isterlerdir dışarıda olmak. Ağırlaştırılmış müebbet dedikleri berbattır asıl, bir de tecrit altında olmak.
Ben f tipindekilerin şartlarını yıldırıcı ve acımasızca buluyorum. Sözlükte bir mektup vardı hatta şartlarını anlatan, tekirdağ f tipinden. F tipi cezaevi başlığında.
Bir de birini hapsetmek bir adalet mekanizması olmamalı. Yani olan gerçekten suçluysa bile hakkaten yaptığından pişmanlık duyanlara oluyor, diğerleri için bir parça suç okulu gibi.
Ama sen ben de müebbet hapis değil miyiz? Her gün belli bir rutinin var, dışına çıkamazsın, çok zor. Yapabilir misin? Bazen demir parmaklıkları göremezsin.
0
dafaiss
(06.08.13)
@dafa,

yapabilirsin hocam. istersen her şeyi bırakıp gidebilirsin. her şeyi riske atabilirsin, yani en azından gözünü karartınca yapabilirsin.

hapishanede, istediğin kadar gözünü karart ihtimalin yok.
hani mesela her insanın bir hayali vardır "ya yeter amına koyim rutin rutin vallahi yeter, bırakıcam işi bi ege kasabasına yerleşicem 3 kuruş parayla yaşıycam"
bu ihtimal düşüktür. ama ihtimal vardır. binde bir dersin, milyonda bir, kimisi yüzde doksan der. ama herkes için bir ihtimal vardır işte. çok geç değildir yani.

ama müebbet hapiste öyle değil işte. ümit yok, sen karar günü öldün aslında. gelecek 1000 yılına dair, en ufak bir fikir taşıyamazsın, çünkü olacağın yer belli. en ufak bir ümit de taşıyamazsın. orada öleceksin anasını satayım. var mı ötesi?

neyse, inşallah insanoğlu çok gelişecek. yürekten inanıyorum buna ki çok gelişecek. ve hapis cezaları da değişecek. ne bileyim, çok farklı kelepçe sistemleri olabilir (işte belirli bölgelere girişi engelleyen ya da en azından sürekli gözlenmesini sağlayan ya da şuan aklıma gelmeyen başka bir çözüm) ama bir şekilde, zindan hayatının geçeceğini düşünüyorum. nasıl olur, bilmiyorum ama umarım geçecek.

yani bir yandan azılı katillerin kapatılmasını düşünüyorum, bir yandan da onlara bile acıyorum anasını satayım. çünkü her insan tek bir defa yaşayacak. ikinci bir yaşam yok. ve müebbet yedikten sonra, insanın kendisini daha iyi yapması için bir sebep de yok. kendini niye düzeltsin ki? hiçbir şey değişmeyecek? daha iyi bir insan da olsa, daha kötü bir insan da olsa farketmeyecek.

kötü durum yav.
0
🌸tchuck
(06.08.13)
birkaç gün önce rüyamda hapise düştüğümü ve 20 yıl ceza aldığımı görmüştüm. (OZ izlemenin etkisiyle) rüyamdaki yer amerikan hapishanesiydi. çıktığımda 20 sene geçmiş olacak burdaki pislik insanlarla yaşayamam diyordum ve intihar etmeyi düşünüyordum. türkiyedeki hapishanelerde birşey yok benim korkum abd'de bir suç işleyip hapse girmek.
0
neil manke
(06.08.13)
aslında ben ya eksik ya da yanlış ifade ettim kendimi, evet yapabilirsin, yapabilirim, yapabiliriz; ancak bir de "terkedilemeyen rutin"ler var, mesela engelli bir çocuğun olduğunu düşün, yani zihinsel engelli mesela; ya da ebeveynlerden biri yatalak hasta olsun; şartlar da öyle farzet ki yerine geçecek kimse yok. Napacaksın? Bu da bir nevi fedakarca ve gönüllü bir müebbet. Daha çok buna dikkat çekmekti niyetim.
Ben de umuyor ve inanıyorum, ancak yakın gelecekte zor gibi, sözlükteki tecavüze verilecek en iyi ceza başlığına bak mesela, ya da hala idamı savunanlar var gibi. Bunun iftirası, komplosu var var oğlu var, ama kendi başına gelmeden bazı insanlar anlayamıylr. Ama er ya da geç adaletin böyle işlemeyeceğini anlayacağız her birimiz.
0
dafaiss
(06.08.13)
@tchuck

insanoğlu zaten gelişmiş, geriden gelen bir bölgesinde yaşıyoruz sadece. (bkz: norveç hapishaneleri)
0
christopher nolan
(06.08.13)
kartalda mı ne zengin hapishanesi olduğunu duymuştum. araştırmakta fayda var.
0
zazazaraeta
(06.08.13)
Ekmek elden su gölden i$te neg'zel
0
nax
(06.08.13)
(2)

siyaset

orijinalinden guzel
selam. gündem malum. eskiden beri de siyasete karşı bir ilgim vardır. e ortada iktidara rakip olacak güçlü bir siyasi figür de yok. girsem mi acaba bu işlere? latife bir yana acaba kendimi daha rahat ifade edebilmem, yaşananlar konusunda ki fikrimi daha net ifade edebilmem ve belki de her hangi bir
selam. gündem malum. eskiden beri de siyasete karşı bir ilgim vardır. e ortada iktidara rakip olacak güçlü bir siyasi figür de yok. girsem mi acaba bu işlere? latife bir yana acaba kendimi daha rahat ifade edebilmem, yaşananlar konusunda ki fikrimi daha net ifade edebilmem ve belki de her hangi bir yeteneğim varsa orada yükselerek belli konumlara gelmek gibi bir isteğim olmaya başladı. bu yola nasıl başlayabilirim? ne yapmalıyım? teşekkürler.
0
orijinalinden guzel
(05.08.13)
amsterdam otlu sigarası en güzel cevabı vermiş ama ben de kendimce izah edeyim;
yalancı ol, utanmaz ol, hazır cevap ol, yalakalıktan iyi anla, insanları etkileyebilme yeteneğin olsun, birilerinden beslenmeyi ve birilerini beslemeyi öğren. bunları başlangıç olarak öğrenirsen önümüzdeki süreçte başarılı siyasetçilerimiz arasında görebiliriz.

ama buraya sorduğuna göre senden bu konuda bir cacık olmaz. hiç heves etme :)
0
kallesnikof
(05.08.13)
kendine görüş olarak yakın bulduğun bir stk'ya ya da gruba dahil ol.
0
dafaiss
(06.08.13)
(1)

bitkilerin şifalarıyla ilgili kitap/kaynak/site

helios
bitkileri birçok açıdan inceleyen bir kaynak arıyorum.kısaca bakabileceğim bir web sitesi de olur; detaylıca inceleyen bir kitap-kaynak da.türkçe olması gerekiyor.ayrıca çaylarla ilgili de bir kaynak arıyorum.
bitkileri birçok açıdan inceleyen bir kaynak arıyorum.
kısaca bakabileceğim bir web sitesi de olur; detaylıca inceleyen bir kitap-kaynak da.
türkçe olması gerekiyor.

ayrıca çaylarla ilgili de bir kaynak arıyorum.
0
helios
(05.08.13)
(bkz: maurice messegue)
şöyle bir kitabını inceleme şansım olmuştu, diğerleini bilemem ama bu gayet tatmin edici.
www.idefix.com
0
dafaiss
(05.08.13)
(14)

boyuna bağlanan mendilimsi şey ?

saykotek
hani şu boyuna bağlanan mendilimsi bi şey var ya kırmızı.uzun eşarp ya da şal değil. mendil gibi.erkekler de bağlıyor. hatta gezide benzerleri kullanıldı. ama benim dediğim düz kırmızı, desensiz, baskısız. bandana da değil galiba. ne o? nerden bulucaz?
hani şu boyuna bağlanan mendilimsi bi şey var ya kırmızı.uzun eşarp ya da şal değil. mendil gibi.erkekler de bağlıyor. hatta gezide benzerleri kullanıldı. ama benim dediğim düz kırmızı, desensiz, baskısız. bandana da değil galiba. ne o? nerden bulucaz?
0
saykotek
(05.08.13)
fular?
0
dafaiss
(05.08.13)
Fular, pasaj
0
o cocuk
(05.08.13)
fular diil galiba.o kadar uzun da diil. arkadan bağlanıyor. arkeologlar,dağcılar, akutçular falan kullanır hani. biraz da toza karşı.
0
🌸saykotek
(05.08.13)
buff olabilir mi?
0
bonzo
(05.08.13)
buff da değil sanırım. red kitin boynuna bağladığı gibi bi şey. daha çok mendil gibi.
0
🌸saykotek
(05.08.13)
poşu?
0
she was my baby
(05.08.13)
resimleri ekledim. işte şu lavukların bağladığı gibi bi şey.
0
🌸saykotek
(05.08.13)
Red kitinki işte adı neki onun
0
netadam
(05.08.13)
bandana
0
wishmaythşngs
(05.08.13)
nerden buluruz böylesini?
0
🌸saykotek
(05.08.13)
bandana bro kasma boşuna saymışlar her şeyi. :) en sikindirik rock festivallerinde bile verilir bunlardan.
0
zazazaraeta
(05.08.13)
internetten satan bi yer bulamadım. varsa bi link atın genşler. ama aynen bu boyutta ve düz kırmızı olacak.
0
🌸saykotek
(05.08.13)
toka satan yerlere bak olmadı bi terziye git kestir.
0
wishmaythşngs
(05.08.13)
kadıköy-çilek sokakta zibil gibi var
0
coronaa
(05.08.13)
(16)

hayat siz güzel kadınlara, yakışıklı erkeklere güzel

ben yalnızım
yanlışsam düzeltin?
yanlışsam düzeltin?
0
ben yalnızım
(05.08.13)
Yanlişsin
0
coronaa
(05.08.13)
bence güzel kadınlara, zengin erkeklere güzel. tabii hangi anlamda baktığımız da önemli. mesela bu bakış açısı popülerlik anlamında.
0
nakippoyraz
(05.08.13)
yakisiklierkekguzelkadin.avi
0
deliveryourvoice
(05.08.13)
doğuştan şanslı insanlar var elbet. fakat "eksik" yönlerini kapatmak da insanın elinde. kültürlü olmak, düzgün bi vücüda sahip olmak, iyi bir maddi gelire sahip olmak, vs.
0
tescillimarka
(05.08.13)
çok çok yanlış
belgelerle kanıtlarım gerçi @nakippoyraz gereken açıklamanın bir kısmını yapmış
0
dafaiss
(05.08.13)
güzelliğim benim lanetim :/
0
Ufuk
(05.08.13)
Yakisikliligim benim lanetim :/
0
Idonthaveausername
(05.08.13)
çirkin bi erkeğim iyi bi okulum taş gibi manitam (her ne kadar boğazımdan kısıp biriktirerek de olsa) ve harika objelerim var (daha iyi bi kelime bulamadım. fare, kulaklık, dijital çerçeve, bilimum bu çeşit ürün/aksesuar...) güzellikle alakalı olsaydı yarra yemiştim panpa.
0
zazazaraeta
(05.08.13)
ya bırakın allah aşkına. 1 kişide doğrusun dememiş.

ya arkadaşım zaten yakışıklıysan güzelsen bahtın kısmetin açık olur. ne kabullenmez adamlarsınız siz ya
0
🌸ben yalnızım
(05.08.13)
Hayatın gerçekleri, istiyorsan tam bir mal ol eğer yakışıklı ve doğuştan iyi bir vücudun varsa kadınların "ufff şuna bak" dedikleri kişi olursun. Para çok önemli değil burada adam gibi takıldıktan sonra, kadınlar içinse eğer giderin varsa sıkıntı yok her turlu bulurlar birini. Gerçek olan bu
0
o cocuk
(05.08.13)
güzel olan tek tarafı bizim pompalayacak hatunu daha rahat buluyor olmamız. o da ikimizi aynı sosyo-ekonomik seviyede saydığımızda. ağzın iyi laf yapıyorsa, girişkensen vs. çirkin olmana rağmen o farkı azaltırsın. ama işin kötüsü benim de ağzım iyi laf yapıyor. şimdi senin ağzın hem iyi laf yapmıyor, hem sosyo-ekonomik durumun benden düşük ya da eşit hem de çirkinsen kusra bakma ama kaybetmeye mahkumsun karşımda. yani genel olarak yanlış değilsin bu koşullarda
0
yule
(05.08.13)
bazi erkekler var cok guzel bazi kizlar cok yakisikli...

olaya bakis acimi s......m su anda cok netim.
0
pisuvardandumancikartanadam
(05.08.13)
ya bahtın kısmetin çok açık olduğu halde geleni gideni geri çeviriyorsan?
0
papillon7
(05.08.13)
0
one simple idea
(05.08.13)
tabi be oğlum ne sandın
0
bonesaw
(05.08.13)
hayat kendisiyle barışık insanlara güzel..
0
erostrada
(05.08.13)
(14)

Evlilik ve statü olarak aşağıda hissettirilmek

serajin
Sevgilimle iki yıl önce tanıştık. Bir yıl önce evlenmeye karar verdik, birkaç ay sonra bir aksilik çıkmazsa evlenmiş olacağız. Her şeyi açık açık yazacağım, bu sebeple lütfen yargılamayın. İlişkimizin başlarında ailelerimiz işin içinde yoktu ve belli bir dengemiz vardı. Tanıştığımızda kendimi sevgil
Sevgilimle iki yıl önce tanıştık. Bir yıl önce evlenmeye karar verdik, birkaç ay sonra bir aksilik çıkmazsa evlenmiş olacağız.

Her şeyi açık açık yazacağım, bu sebeple lütfen yargılamayın.

İlişkimizin başlarında ailelerimiz işin içinde yoktu ve belli bir dengemiz vardı. Tanıştığımızda kendimi sevgilimden üstün gördüğüm oluyordu; kendimce ona göre daha kültürlü, daha akıllı, oturaklıydım. Onun da benden daha iyi, başarılı olduğu alanlar vardı. Sonra ısrarlarıyla ailelerimiz tanıştı, birbirlerini sevdiler. Fakat şöyle bir durum açığa çıktı; benim ailem damat adayına çok fazla bağlandı.

Erkek arkadaşımın ailesi maddi açıdan fazlasıyla iyi ve aile olarak da tanınan kişiler. Ailem de maddi olarak onlardan aşağı bir konumda olmadığı halde aynı aile kültürüne sahip değiliz, bu benim ailemi çok etkiledi. Başıma talih kuşu konmuş gibi davranmaya, sevgilim benim başıma gelebilecek en güzel şey, kimseye kısmet olmayacak bir adaymış gibi yansıtmaya ve davranmaya başladılar. Sevgilimle aramda geçen her ufacık tartışmada beni aptallıkla suçlayıp ses çıkarmamam gerektiğini, daha ne isteyeceğimi söyler oldular. Bunun tek sebebi de aile ve maddi durumu ne yazık ki. Yaklaşık bir yıldır bu devam ediyor.

Kendimi çok değersiz ve aptal hissetmeye başladım. Statü olarak onlardan aşağıda görüyorum. Aileme bu tavırlarının yanlış olduğunu söylüyorum fakat anlamıyorlar. Üstelik ben kesin evleneceğiz gözü ile bakmıyordum. Şimdi kapana kısılmış gibiyim. Ayrılma durumunda bütün aile bireylerinin üzerime üşüşeceğini ve suçlayacağını biliyorum.

Çok yoruldum. Sevgilimi seviyorum fakat tercihimi bilmiyorum. Bu işin içinden nasıl çıkmalıyım?
0
serajin
(04.08.13)
boşver bu işi, yol yakınken geri dön. evlilik herkesin harcı değil, özellikle kafanda statü farkı gibi bir hisle asla olmaması gereken bir şey.

aile fertlerini topla, ben kesin karar verdim, ayrılıyorum, kendinizi bu fikre alıştırın de.
0
[silinmiş]
(04.08.13)
ailen sevmeseydi karşı gelseydi bu ilişkiye daha mı iyi olurdu?

benim ailemde sevgilimi çok seviyor, ve ben bu durumdan inanılmaz memnunum. ailem ilişkimi destekliyor ve müstakbel eşimi seviyor. anne baba ile eş arasında kalmak zorunda olmayacağım.

bence biraz iyi tarafından bakmaya çalış olaylara. sevgilisi seviyorsan buna odaklan. illa bi tarafın üstün olması gerekmez ilişkide. üstün olması gerekse bile sen bazı fedakarlıkları yapamıyorsan belki de bu ilişki senin için doğru değildir
0
la noix
(04.08.13)
Sevgiline değil ailene yüklen. Gerekirse rest çek, yaptıklarının ne kadar küçük düşürücü olduğunu anlasınlar. Bu konuyu da kesinlikle erkek arkadaşınla konuş. Gerekirse evliliği erteleyip aynı evde yaşayın. Ne olursa olsun ailenin üzerinde böyle bir baskısı varken onlara haklı oldukları izlenimini verme. Daha sonra evliliğinde en ufak bir badirede günah keçisi sen olursun.
0
kullerdeki sir
(04.08.13)
öncelikle dediklerinden çıkardıklarım şunlar:

elemanın ailesi maddi ve kültürel olarak sizinkilerden yüksek. sen bu durumu kabul etmesen bile bu böyle. çünkü aileleriniz denk olsaydı sizinkiler karşı tarafın ailesini beğenmek bir yana dursun tüm negatif yönlerini ortaya koyarlardı (tıpkı senin kendini sevgilinden üstün görmen gibi :). koymadıklarına göre sen göremesen bile arada gayet fark var. dolayısı ile başına bir talih kuşu konmuş evet, bunu kabul etmemen de psikolojik açıdan baktığımda gayet normal.
0
cek
(04.08.13)
sevip sevmediğine emin ol. ama aileleri değil sevgilini. sosyakültürel ortamdan bağımsız olarak kendini geliştirmiş/geliştirmeye meğilli istisnalar vardır. onlardan mı bir tart bakalım? bunun 10 yıl sonrasını da düşün, evlilikte,işte,arkadaşlarınızla, çocukta, hayatın her yerinde onunla yapabilecek misin bunları düşün..
ya da aklında başka birileri (şu anda var olmasa da şablon olarak biri) olabilir mi yarın öbür gün? tuh ulan şu adamla evlenseymişim keşke der misin ilerde?

sen kendini ve sevgilini bir değerlendir.. gerekirse daha çok zaman iste, aceleye getirme.
ayrıca evlenmek zorunda ASLA değilsin.
kaç kişi gördüm nişanı atan, hemen sonra hayatının aşkını bulan.
0
jimjim
(04.08.13)
evlenin, ailelerden biraz uzaklaşın, bu sorun düzelecektir bence.
0
the kene
(04.08.13)
ailenle sert bir dille konuşman lazım.kimse başka birinin çocuğunu kendi çocuğundan üstün göremez.ha bir de o seninle evlenmese kimse seninle evlenmez gibi hissettirmez çocuğuna.
0
rock n roll
(04.08.13)
1-aileni değiştiremezsin. konuşarak olmaz. ailen kafayı yemiş bu bir.

2-1 madde yüzünden.sen de çok kafası yerinde olan biri değilsin. (üstünüm benler felan)

3-bi bok becereceğin yok bare çocuğun hayatını batırma.

4-boş boş bunları düşünüp dizi izleyeceğine bi hobi bul sarılacağın bi işin gücün olsun.

oturak olasın. oturaklıymış.
0
fukka
(04.08.13)
eğer evliliğiniz ailelerin evliliği biçiminde olmayacaksa, (örneğin evlerin ayrı olmaması, çok yakın/aynı binada olması veya ikide bir biraraya toplanma) evlendikten sonra şu anki kadar muhatap olmayacaksın mevcut durumla. Ailene rahatsızlığını dile getirmek düzeltebilir tabi durumu ama en kötü ihtimalle öyle olacak işte.
0
dafaiss
(04.08.13)
ya ben senin sıkıntın nedir anlamadımki...

erkek arkadaşını sevdiğini söylüyorsun.
evlenmek istediğini söylüyorsun
ailenin onunla evlenmeni istediğini söylüyorsun

e sorun ne burda?

evlenmenize karşı çıksalar daha mı iyiyd?

bence dertsiz başına dert arıyorsun.

edit: yorumların hepsinin saçma oldugu ender sorulardan birisi olmuş bu arada. "cek" birazcık doğru yazmış belki, diğerlerini kaldır at çöpe :)
0
dafuq
(04.08.13)
Ailesiyle evlenmiyorsun. 2 haftada bir belki yemeğe falan gidersiniz çok fazla içli dışlı olmayacaksınız sonuçta. Ayrıca bir elin beş parmağı bile birbirinden farklıyken ailenin senin gibi düşünmesini bekleyemezsin. Sevgilinle bu işi yürütebileceğine inanıyorsan yemişim ailesini de çık işin içinden. Son olarak da şunu söyleyim bu kadar küçük detaylardan nem kapıyorsan evliyken çok daha büyük sorunlarla karşılaşınca ne yapacaksın? Egona hakim olamıyorsan evlilik sana gitmez çünkü evlilikte ben yoktur biz vardır.
0
zombie0
(04.08.13)
evlenecegin insanda ''statü'' ne ya? kontes misin sen? yanlis dusuncelerdesin, ailen de cok yanlis düsüncelerde.

cocuk seni seviyorsa evlen gitsin. evlenecegi insanin zekasini, kültürünü tartan, hesaplayan bir insan boylesine ciddi olaylarda dogru adimi atamaz genelde.
0
aksi kanitlanmadikca cocuktur
(04.08.13)
nikahta keramet vardır. evlenince her şey düzelir.
0
kakao
(04.08.13)
yorumlara ne desem bilemedim.

gereksiz yere @serajin'e kızanlar, ayrıl diyenler, onun ailesin sert çıkışanlar. :(

ya arkadaşlar kız size sormuş diye üzerine yüklenmeniz gerekmez. herkes bir dikkatli olsun. iki insan birbirini seviyor, anlaşıyor, aileler birbirini beğenmiş, sadece @serajin'in ailesi olayı abartmış.

bence otur kafanı dinle. hatta bu olayı bir psikoloğa bile danışabilirsin.

kimse akıllı tavsiye vermiyor. ailene nasıl davranacağın konusunda yardımcı olur ve evlilikle ilgili endişelerin üzerinde konuşursunuz.

burdaki bekara karı boşamak kolay mantığı ile veryansın eden arkadaşların gazı ile bir şey yapma.
0
mea maxima culpa
(04.08.13)
(1)

sigortalı olmayanların 213 tl ödeme zorunluluğu

innegozunogozou
arkadaşlar merhaba.şimdi bu başlığı görünce araştırayım dedim işsiz bir birey olarak. sorguladığımda "2012-03-21 - 2012-11-19 tarihleri için 4447_İŞKUR kapsam türü ile tescil kaydınız bulunmaktadır." diye bir yazı çıktı. bu ne demek oluyo? benimde mi borcum var bu sgk'ya? ya da buradan mı öğreniliyo
arkadaşlar merhaba.

şimdi bu başlığı görünce araştırayım dedim işsiz bir birey olarak. sorguladığımda "2012-03-21 - 2012-11-19 tarihleri için 4447_İŞKUR kapsam türü ile tescil kaydınız bulunmaktadır." diye bir yazı çıktı. bu ne demek oluyo? benimde mi borcum var bu sgk'ya? ya da buradan mı öğreniliyo sgk borç durumları? illa sgk ya gitmek mi lazım?
0
innegozunogozou
(04.08.13)
borcunuz varsa şu linkten sorgulama yaptığınızda "şu kadar borcunuz var" veya "borç kaydınız bulunmamaktadır" şeklinde sonuç alıyorsunuz, yani varsa mutlaka belirtir; bir bakın:
sgk.ziraatbank.com.tr
0
dafaiss
(04.08.13)
(4)

nasıl kitap seçiyorsunuz?

sttc
hoşunuza gidecek kitapları nasıl buluyosunuz? yayınevinden mi gitmeli, yazardan mı yoksa çok satanlar vs mi?giriyorum dnr, idefix e kategorilere falan bakıyorum, amazon daki yorumlarını okuyorum, sözlükte varsa yorumlara bakıyorum. ama yine yarısına varamadan bıraktığım kitaplar oluyor. nasıl araştı
hoşunuza gidecek kitapları nasıl buluyosunuz? yayınevinden mi gitmeli, yazardan mı yoksa çok satanlar vs mi?

giriyorum dnr, idefix e kategorilere falan bakıyorum, amazon daki yorumlarını okuyorum, sözlükte varsa yorumlara bakıyorum. ama yine yarısına varamadan bıraktığım kitaplar oluyor.

nasıl araştırdığınızı anlatsanıza.
derdim okunmadan kalan kitaplar.

duyuruda bir takas sistemi kursak da böyle kitaplar dolaşsa, hem de tasarruf etsek?
0
sttc
(04.08.13)
İnternetten bakiyorum, arastiriyorum, en son da eksisozlukte bakip, alip almamaya karar veriyorum
0
cemlemikonusuyorsun
(04.08.13)
sağdan soldan kitap isimleri duyuyorum(sevdiğim yazar ya da sanatçılardan).daha okumuş olanlardan yorum alıyorum.ona göre karar veriyorum.
0
iste bu ironi
(04.08.13)
sevdiğim yazarların etkilendiği/sevdiği yazarlara ve kitaplara öncelik veriyorum. çevirmen için sözlüğe bakıyorum. ölü yazarlara sempatim, sağ olanlara antipatim var. sıralamayı da ona göre yapıyorum.
0
robep
(04.08.13)
konu ve yazarın bakış açısı/felsefesini temel alıyorum. Bir yazar veya türle yeni tanıştığımda onunla ilgili şeyleri okuyorum, zaten mutlaka farklı bağlantı ve atıflara ulaşıyorum. Sözlüğü okumak yetiyor bile denebilir hatta, bir kitabın belli özelliklerini başka bir yazar/bakış açısı/felsefi duruş/kitap ile benzer bulan veya bağlantılandıran birileri bir şeyler yazmış oluyor çoğunlukla.
0
dafaiss
(04.08.13)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.