duckduckgo.com

Facebook muhtemelen hesabin kapatildiginin onaylandigi sayfaya yeniden pazarlama takip kodu koymustur. Sonra da o kodun bagli oldugu yeniden pazarlama listesini kullanarak AdWords reklami vermistir.

Facebook istemezse Google kendi kendine takip edemez yani. Ha muhtemelen Yandex'in takip kodunu da koymustur zaten :)

Edit: Bu sizin hesabi kapattiginizin anlasilip konuyla ilgili reklam gosterilmesinin arama motoru ile en ufak bir alakasi yok.

bende sürekli çıkıyor o reklam. sözlükte de çıkıyor. hesabımı falan kapamadım hiç.

Veri toplanıyor
gmail yazıların
sohbetlerin
konumun
aramalarin
Ilgi alanların
Dinledigin muzikler
tElefin reheberin
Konuşma verilerin
fotoğraf konumları
....
...
..
Duckduckgo ile bunların ustesinden gelemezsiniz. Akliniza gelmeyecek noktalardan veri toplanıyor.

ve bunlar en kaliteli reklamı size sunabilmek için. Kaliteli hizmetleri dr ücretsiz sunabilmek için. Bırakın yapsınlar

Ben de hep facebook login açık olmasına rağmen o reklam çıkıyor bazen.

Google her şeyi kaydediyor bu doğru, ama senin gördüğün reklam daha genel bi reklam.

Göremiyoruz.

Bellek verimliligini artirip ayni zamanda pil omrunu uzatmak icin kullanilan bir sistem. Teknik detaylar icin asagidaki makaleye bakabilirsiniz:

macs.about.com

Ayrica bir modern zaman hurafesi olarak (bkz: çok ram yemek kötüdür)

Priority'si düşük uygulamaların ram imajları onlar. Önceliği arttığında zırt diye uncompress edilip active kısma alınır.

The 100 (nukleer savas sonrasi), 12 Monkeys (biyolojik silah sonrasi)

revolution var. 2 sezon oynadı, çok iyi değil ama aradığın tarzda en azından.

helix var devam ediyor hala

terra nova da bu kategoriye girer bence. ama dandik dizi, ilk 2 bölümünü seyret kapat:

under the dome var.

the last man on earth. ilk bölümü yayınlandı henüz ve komedi unsurları da var. gayet eğlenceli bi göz at derim.

Eger Turk pasaportuyla gezecekseniz Schengen gerekir.

Schengen gerekmemesi icin Schengen'e dahil olan bir ulkede oturumunuz olmasi lazim. Ingiltere, Irlanda vb dahil olmadigi icin bu ulkelerde oturum olsa da ayriyeten Schengen vizesi almak gerekiyor.

ingiltere schengende olmadığı için evet vize alman gerekiyor

peki almam gereken vizeyi turkiye den mi alacagim yoksa gidecegim ulkenin ingiltere'deki konsoloslugundan mi alacagim? eger ingiltere'deki konsolosluklarindan alacaksam, turkiye dekileri ugrastirdiklari kadar ugrastirirlar mi? (evrak isleri vs) yoksa o kadar ugrastirmazlar mi? neticede schengen olmasa bile ab uyesi bir ulkeden oturum sahibi biriyim. belki o kadar ugrastirmazlar?

Oturumunuz varsa Ingiltere'deki o ulkenin konsolosluguna basvurarak alacaksiniz. "Ugrastirmak"tan kastiniz ne bilemedim, neticede belli belgeler var o belgeleri goturup veriyorsunuz o kadar. Herhangi bir ugrastirma olmuyor.

ugrastirmaktan kastim bir yigin belge istemeleri ve pahali vize basvuru ucreti..

Standart prosedur o, tabi ki bir suru belge ve ucret istiyorlar. Yani "Aslinda baska kimseden istemedigimiz su belgeyi de isteyelim ugrassin biraz" demiyorlar. Hangi belgeleri istedikleri ve gereken ucret de konsoloslugun web sitesinde yazar zaten.

4. yılına girerken. yıpranma ve dolayısıyla aradaki duyguların tükenmesi diyebiliriz kısaca.

"Boşanmaların 2013 yılında %40,3’ü evliliğin ilk 5 yılı, %21,5’i ise evliliğin 6-10 yılı içinde gerçekleşti."

www.tuik.gov.tr

sen mi boşandın? ne kadarlık bir birliktelik vardı öncesinde?

5. yılında karşı tarafın özgür yaşamak istiyorum demesiyle. Ama sonradan başkası olduğu ortaya çıktı

10 arkadaşımın 8 i boşandı.
en kısası 8 ay sürmüştü,
en uzunu 4 sene sonra sonlandırdı..nedenlerinin hepsinde kafasında farklı biri olduğunu dusundukleri insanla evlenmesi evlenince gerçek insanı gorduklerinde bitmesi.ve ekonomik sebepler tabiki.

Annemle babam 18 19 yıl sonra babam yüzünden

10 ay. Tabii 2 ay bekliyorsun yıla tamamlamak için.

2 arkadaşım boşandı
Birisi 1.5 yıl sonra çocukları doğduktan sonra
Diğeri 1 yıl olmadan sebeplerini sormadım

Pasaport zaten 2-3 gunde cikan bir sey, daha 13 gun var demissiniz? Pasaporttan ziyade vizeyi tekrar yetistirmek sorun olabilir belki.

ama bana kaybettiğim pasaport 10 günde gelmişti (gerçi acil başvuru yapmamıştım)

dogru olus ya da yanlis olus diye bir tamlama olamiyor galiba. dogrusu: "tartismalarda fikrin dogru ya da yanlis oldugu savunulamaz." olmalidir

Fikrin dogru oldugu savunulur, yanlis oldugu iddia edilir? Bir seyin yanlis oldugu savunulmaz yani.

crown +1

doğru oluş ve yanlış oluş tamlamaları aşina olduğumuz bir kalıp olmadığından yadırgayabiliyoruz. fakat bu cümleyi kuran/yazan birisi için bu onun üslubu diyebiliriz. Kullanılması üslup çerçevesinde yanlış değildir. Bence.

Crown+1 yanlış iddia edilir, işaret edilir... Tartışmalarda fikrin doğrulugu veya yanlışlığı konusunda hükme varilamaz/karar verilemez...Vb seklinde düzeltilebilir.

şu daha iyi olabilir ve anlatım bozukluğunu da izah eder bence:

tartışmalarda fikrin doğru ya da yanlış olduğu (doğruluğu ya da yanlışlığı) ileri sürülemez.

banka hesap bilgilerinizi verdiğiniz de sizi nasıl dolandırabilirler ki? sonuç olarak parola, kimlik bilgileri vesair gibi kişisel bilgileri paylaşmıyorsunuz. Bir şey olması mümkün değil. Binlerce şirketin banka hesap bilgileri faturalarının üzerinde yazar, dileyen dilediği gibi ulaşabilir.

mail atın?

Cok dert ediyorsaniz bir kismini WhatsApp, bir kismini SMS, bir kismini email bir kismini da Facebook ustunden paylasin. Arkadasiniz hepsini birlestirsin.

zaten sadece ibanını göndermeyecek misin?
iban gizli bir bilgi değildir burdan da paylaşabilirsin istersen

IBAN nodan bahsediyor olmalısın.

IBAN numaranı herkesle paylaşabilirsin. güvenlik problemi yaratmaz. aksine sana para gönderen olursa bol bol gönderir işte.

birisi senin iban numarani alirsa en fazla hesabina para yatirabilir. bu kadar paranoyak olmaya gerek yok. ayrica tum bankalar giris icin sms ile sifre gonderiyor. telefonunuz caldirmadiginiz takdirde hesabiniza birisinin giris yapmasi imkansiz.

hesap no göndermekten hiçbir sıkıntı yaşanmaz
hatta bu iş için bir türk girişimi var: hesapno.com

adsense'nin ne olup olmadığı konusunda ne kadar bir bilgi sahibiyiz acaba ?

Türkiye ofisi açılmadan önce gayet güzel kazanırken, ofis açıldıktan sonra para kazanmanın ve hesabı açık tutabilmenin son derece zor olmasından dem vurabilecek kadar.

Benim amacım iki ülkeyi karşılaştırmak. Daha doğrusu Türkiye ile Avrupa ülkelerini karşılaştırmak.

rate'ler değişir mi vs onu öğrenmek istiyorum temelinde.

Geliriniz hesabin hangi ulkeden acildigina gore degil, reklamlari tiklayanlarin hangi ulkeden olduguna gore degisir. Hesabin acildigi ulkenin geliri etkilemesinin tek unsuru vergi olabilir ki Turkiye vergiye tabi olmadigi icin daha karli bir ulke bulmaniz imkansiz.

Google Turkiye ofisinin AdSense'in Turkiye'deki operasyonlariyla ilgili bir alakasi yok, dolayisiyla Turkiye ofisi acilmadan once/sonra karsilastirmasi cok anlamli degil. Pazar buyumeye basladigi icin Turkiye'de de ofis acildi ve pazar buyudugu icin Turkiye'deki aslinda kapatilmasi gereken hesaplar farkedilip kapatildi seklinde dusunmek daha dogru.

Kullandığım hesap fake hesap değildi aslında. Durup dururken kapatılmıştı, tam da Google Türkiye Ofisinin faaliyete geçtiği günlerde.

İkisini bağdaştırmıştım fakat yanılmışım.

O zaman siteyi Türkiye üzerinden açıp Romanya üzerinden yürütmemde bir sakınca olmayacak diye düşünüyorum, hem de daha avantajlı olacağım.

ne icin Romanya'da bulunacaksin ve projen nedir bilmiyorum ama romanya gezi, tatil uzerine turkce bir blog v.s acabilirsin bu konulara merakli bir cok Turk arkadasin oldugunu tahmin ediyorsundur. Iyi gelir edebilir, guzel niyetini gerceklestirebilirsin umarim.

Kullanımları ülkeden ülkeye değişiyor ama. Mate üzerinden konuşacak olursam, en çok ingiltere -güneyi- ve avustralya kullanıyor. Avustralyada özellikle aşırı kullanılır ve daha samimidir, bi nevi kanka veya bebe gibi, ingilterede ise daha genel kullanılır yoldan geçen birine mate diye seslenebilirsin veya yeni tanıştığın birine diyebilirsin.

dostum, adamım, kardeş, kanka, kankilito, panpişko vs.
bro da var, o da güzeldir kullanım olarak.

Friend kullanimini hic duymadim, oyle bir kullanim olmayabilir. Ek olarak bro var.

Aralarinda bir siralama yok. Birebir turkce karsiliklari da yok. Hocam, hacim, moruk, dostum, kanka gibi. Bunlarin da arasinda bir samimiyet siralamasi yok.

Lad (herif, genco, cocuk vs) ile gal (hatun, kiz, civir vs) var.

fella eski moda kankalar,
kollege bunun almancası (nasıl yazılıyor bilmiyorum)
homie, nigga jargonunda yandaş, çetedaş.

Broyu rapciler ve zenciler kullaniyo.

Ülkeden ülkeye, nesilden nesile değişiyor. mate'i Haldamir'in dediğine ek olarak İskoçya'da çok kullanıyorlar. Bir tanıdık bir Amerikalı'ya mate demişti de adam garipsemişti "Korsan mıyız, niye bana böyle dedin" demişti.

Dude da biraz genç ve serseri işi. 30 yaş üstünün içip sapıtmadıkça veya iyice "enseye şaplak" moduna geçmedikçe pek kullanılmadığını söylemişti aynı Amerikalı kişi. Aynı kişi "buddy"yi de daha çok araya mesafe koymak istediğimiz kişilerde kullanıyormuş, ironik ironik kullanıyormuş ama belki de değişiyordur kullanımları oradan oraya, buradan buraya.

Lad ve lass var, bizdeki karşılığı "evlat" gibi; bir nevi "Evlat, şunu kaldırır mısın". Lad oğlanlar, lass kızlar için. İskoçya civarı'nda var kullanımı. Lassie de aslında "Kızçe" gibi bir şey.

buddy - dost, arkadaştan öte
friend/mate - arkadaş (biri abd diğeri ingiliz)
man - adamım
dude - eleman (that dude derken mesela o eleman, bizim eleman gibi)

cus, bro, homie, bazen bazen dawg.

"pal" var ama amerika icin cok mal bi kullanim galiba... dayim amerikali esinin yaninda bizle "pal" diye konusunca kadin inanilmaz uyuz oluyodu "soyle konusma" diye

fransa'da carrefour var, direkt aklıma o geldi.

danimarka'da netto var.
ek; aldi, fotex, kvickly, irma, kiwi.

kaufland var romanyada.

almanya:
aldi, edeka.

Spar, Eurospar, Marks&Spencer, Tesco

İtalya'da despar

aldi, netto, irma, 7-eleven, dm, fakta, alepa, lidl, prisma, sale, siwa, prisXtra, spar, k-extra, k-market.

polonya'da biedronka küçük oluyor şubeleri. tesco da var.

piotr i paweł var kazıkçı herifler.

Żabka var bu da şok falan tadında bizim.

İsveç'te Hemköp, ICA, Netto, Willys, Lidl mevcut. Ayrıca tüm ülke geneline yayılmış Pressbyrån denilen marketler var. Tam olarak süpermarket kavramına uymasa da mini market hesabı.

ingiltere: tesco, sainsbury's(salisbury yazmışım 'swh'), asda

ingiltere

en buyuk ikisi,

Tesco, Sainsburry's

Sonra,

Waitrose, Marks & Sepencer falan

isviçre'de her yer migros

rusya'da "okey" var.

continente - portekiz.

hafızamı zorladım ama sadece italya'da carrefour ve türkilerde rammar (migros muadili, koç'un sanırım) olduğunu hatırlayabildim.

milano, italya: esselunga, carrefour, billa, lidl, pam, iper, coop

verona, italya: migross

roma: gc

* her sehrin marketleri farkli neredeyse

milano: auchan

mobildeyim.

Almanya:
Aldi, edeka, rewe, lidl, real
Başka gelmedi aklıma

www.eksiduyuru.com

Fransa: auchan, casino

Almanyaya ek, norma, penny

Fransa: Carrefour, uexpress, casino, simply, monoprix, dia, lidl

İsviçre: Migros

Belçika: Aldi

Bunlar bildiklerim.

litvanya-letonya : rimi, maxima, iki

İspanya : Carrefour, Hipercor, Eroski, Alcampo

prag'da tesco ve albert

İspanya: Mercadona, Consum ve Opencor

Chrome'da oturum acin Google hesabinizla, otomatik olarak her seyi yedekliyor zaten. Format attiktan sonra kurup tekrar oturum acin, hepsini cloud'dan geri yukluyor.

google hesabınızla oturum açın, gerisini chrome yapıyor da o kadar hızlı mavi ekran verdirmesine sebep olan şey nedir, çok merak ettim.

Onun yerine mavi ekranı çözmeyi denesen format atacağına. Chrome dosyasında application datada users taki de, oturum açmak daha iyi. Oturum açınca sync otomatik ayarını işaretlem gerekiyor.

@mesglsn sanirm bn yatiyrm Ben de çözemedim. Ama bilgisayar çok yavaş. Virüs diye ümit ettiğimden dolayı format atıyorum. Bilgisayar bileşenlerinden biri sıkıntılıysa iş uzayacak çünkü. Güvenli modda yavaş değil ama bilgisayar.

guess

ben olsam longines alırdım. o fiyat bandında güzel baba saatleri var.

o bütceye longines pek olmaz. seiko olur. tissot falan bakılabilibir.

2500 kaliteli bir saate yetmez ama en azindan "saat" alabilirsiniz. Aman ha gidip Guess, Armani, Diesel vs moda markalarinin fason urettirdikleri saatimsilerden almayin. 20-25 yasindaki bir genc icin olabilir ama babam icin diyorsunuz...

Tarzina bagli olarak Fossil haric dediginiz diger markalara bakabilirsiniz. Ayrica Tissot'u da ekleyebilirsiniz bu fiyat bandindan. Denk gelirse Tag Heuer de olabilir belki ama onun ustune cikmak zor.

tag heuer alabilirsin
www.saatvesaat.com.tr
fiyat arastirirsan biraz daha ucuza bulabilirsin

o bütçeye longines olur. e.g.

www.konyalisaat.com.tr
www.konyalisaat.com.tr
www.konyalisaat.com.tr

Seiko Premier serisini öneririm.

www.konyalisaat.com.tr
www.konyalisaat.com.tr
www.konyalisaat.com.tr
www.konyalisaat.com.tr
www.konyalisaat.com.tr
www.konyalisaat.com.tr
www.konyalisaat.com.tr

olabilir diye ilettim ben de. araştırmaya devam edeyim. fikirleriniz için de çok teşekkür ederim.

pek olmaz dedim. hayatta bulamassın demedim:) o bütceye bulursunda genel skalası daha üsttür.

www.kapsultv.com

nasil.tv

YouTube? Ben ilk kez deneyecegim bir yemek icin bile YouTube'dan ascilarin hazirladiklari videolara bakiyorum.

buyersguide.macrumors.com

Kardeşinizin Macbook Pro'luk bir işi yoksa (rendering gibi) bence Macbook Air retinayı bekleyin; birkaç aya çıkıyor ve Broadwell ile geleceği söyleniyor.

Pro'da ne yenilik olacak onu bilmiyorum.

apple`in ilk retina urunleri bana itici geliyor. zamaninda ipad ilk retina yi cikardiginda performansi biraz dusuktu. simdi yeni cikacak macbook air retina olusu pil performansini etkiliyebilir.
benim tum arkadaslara onerim macbook air yerine mac book pro retina cok az agirlik farki var..

@susesky
Macbook Air Retina söylentilerde denildiği gibi Broadwell ile gelirse pil ömrü 15 saat gibi bir süre olacak.

(bkz: adobe premiere)

iMovie

Camtasia

eskiden vardı. facebook o özelliği kaldırdı.

Kaldirmadi arayuzu degisti sadece. Menulerden degil yazarak aratmaniz lazim. Misal "my friends who live in moscow"

Normal search kismina yazip gelen sonuclardan people'i tikliyorsun. Dil ile ilgilidir belki, bilmiyorum Ingilizce disinda calisiyor mu.

awesomescreenshot.com

@crown
Dediğin gibi muhtemelen dilden kaynaklanıyor, Türkçe versiyonlarını da denedim ama çalışmadı.

Yaşadığım şehri değiştirip Arkadaşlarım listesinden ona göre filtreledim. O zaman oldu tabii ki. Teşekkürler ama.

soruyu anlamamış olabilirim. siz sanırım kısayoldan x şehrinde yaşayanları listelemek istiyorsunuz? istediğiniz kişilerden liste oluşturabiliyorsunuz. bu iş görmez mi?

www.facebook.com

@teknikekip Maalesef. Listelemek elle yapılan bir şey benim bildiğim. Yapmak istediğim o değil.
Zaten kendini belli bir konumda/şehirde yaşıyor olan arkadaşlarım arasından özel bir şehiri seçip onları diğerleri arasından filtrelemek. Yoksa 900 küsür tane insanın sayfasına tek tek bakarak hangi şehirde yaşadığına göre tek tek listeye eklemek mantıksız olur. Şehir değiştirdiklerinde devamlılığı olmaz.

Yapmak istediğim şeyi neden yapmak istediğime gelirsek. Örneğin haftaya iş için İzmir'e gidicem ve belli bir boş vaktim de var. Hazır oradayken uzun zamandır görmediğim arkadaşlarımdan kimler orada, kimlerle kontağa geçebilirim diye görmek istiyorum. Yani pratik bir şey istiyorum.

Hepsi farkli filmlerden, reklamlardan, ses kayitlarindan replikler. Muhtemelen her birisinin basliginda orijinal kaynaklarina dair bilgi vardir.

Diger ulkeleri bilmiyorum da Avustralya'da mesela cit onarici, klima tamircisi, uzum toplayicisi, muslukcu vs daha kolay kabul ediliyor. Zaten her yer muhendis, muhendis olarak gitmekten daha kolay klima tamircisi olarak gitmek.

Kanada'da insaat sektorunde bir muhendislik sirketinde calisiyorum(muhendis degilim). Gocmenlik almak kolay degil, duzenini kurmak zor ama burada isin varsa, calisma izni-gocmenlik sorunlarini halledersen ve cidden isinde iyiysen cok daha rahat kosullarda yasarsin.

Kisacasi armut pis-agzima dus tarzi bir sey aryorsan turkiye en guzeli. Bir suru insan bu dusunce ile gelip yapamayip donuyor.

Jeofizik mühendisine iş varsa giderim ben.

Takip İçin yazdım
bu sene kanada ya göçmen alımı daha yüksek olacakmış öyle duydum

yok mu soyle bu ulkelerde yasiyan uzun uzun anlatacak bir muhendis?

Aklında bulunsun o 70 liralık hepsiburadada 50 liraya satılıyor olmalı.

bugün ondan aldım hepsiburada 49 tl

50 liralık olanı kullanıyorum. oldukça memnunum. tavsiye ederim.

Oral-B Triumph 5000 var bende, memnunum.

Gerci simdi Bluetooth'lu yeni modelleri var ama gene de gayet iyi.

firma sizle sozlesme imzalayacak, sonra o sozlesmeyle tr'deki alman konsolosluguna gidip vize basvurusu yapacaksiniz. o vize 3-4 ay gecerli oluyor en fazla, dolayisiyla almanya'ya gider gitmez yabancilar burosuna oturma izni icin basvurmaniz gerekiyor. onun gelmesi de 2 ay falan suruyor ama bu sure icinde vizeniz devam ettigi icin calismanizda bir sorun yok.

blue card almak durumundasınız. yukardaki açıklamalar geçerli. ancak blue card için almanız gereken maaşa dair minimum kıstaslar var.

www.dw.de

Firmanin Almanya'ya girmenizi saglayacak vizeyi cikartmasi da 3-4 ay suruyor. Ama vize ciktintan sonra gidince yabancilar burosundan kaydoldugunuzda 4 senelik oturum ve calisma hakki veriyorlar.

yanlış olmasın, firma vize çıkartmıyor. sadece sözleşmeyi hazırlayıp size gönderiyor, siz de evraklarınızı tamamlayıp konsolosluğa başvuruyorsunuz. konsolosluk randevusu genelde 15-20 gün sonrasına alınıyor, görüşme sonrası da tüm evraklar her şey tamamsa 3-5 günde bile çıkabiliyor. ben henüz bir kaç ay önce yaptım ve 3 gün içinde vizem geldi. ama eğer bir aksilik olursa direkt 1 ayı geçiyor onaylanması. çünkü aksilik olunca her şey bir anda düzenden çıkıyor ve yavaş işlemeye başlıyor.

edit: 3 günde pasaport kargoya verildi yani. vize için 4-5 gün diyebiliriz :)

belgeler:

www.tuerkei.diplo.de

O vucutta 50'lik biranin promil sinirini gecmesi bile cok zor.

Alkolün insana etkisi cinsiyete göre değişiyor. Kutu kola (330 ml) büyüklüğünde bir bira erkeklerde %20, kadınlarda %25-30 etkisi oluyor.

Alkol vücuttan bir saat sonra atılıyor. 2 tane 50'lik bira siz de yaklaşık 40 promile denk gelir.

-bu aralar SUDGE eğitimi alıyorum da, bu konularda çok bilgiliyim :)

Neden soruyorum yazayım daha net olsun :)
Dün gece akşam 8 civarı yarım kadeh şarap içtim..
Sonra 22:30 - 00:00 arasında olacak şekilde de bir 50'lik bira..

Polis çevirdi, 0.06 promil çıktı, "biraz alkol almışsınız" dedi..
Sonra "başkası olsa ehliyete el koyardı" dedi..

Limit 0.5 diye biliyordum.. Sonra 0.05 diye öğrendim kafam karıştı..
Riske girmek istemem daha fazla..

@quaker

Başkası olsa ehliyete el koyardı filan yok öyle.

0.06 = 6 promil eder ve ehliyet alınmaz. ticari araç kullanıyor olsaydınız (doblo, taksi, kamyonet) 0.20'yi geçerse alınır ehliyetiniz. hususi araçlarda bu sınır 0.50 promildir.

Ben hala anlamıyorum..
Alette 0,06 yazdı..
Neden polis benim ehliyete el koyar normalde dedi?

Eşim "bu sanırım para istiyo" falan dedi o sayıdan sonra ehliyeti alırım deyince..
Ben de "yok canım olur mu öyle şey iyilik etti yasal sınır 0.05 heralde" dedim..

Erkek misiniz kadın mı?

Erkek :)
(Bi an kadın olup 1.90 boy ve 80 kilo olsam, acaba eşim nası bi tip olur dedim hehe)

Bu arada polis 01:30 da çevirdi..

Yok öyle bir dünya. Kaydı tutuluyor bu ölçümlerin. "başkası olsa"sı yok bunların. Eskiden "çorba parası" için ellerinden geleni yapıyorlardı. Şimdi ise kota doldurma zorunluluğundan ondan önce her şeye ceza yazmaya çalışıyorlar.

Ceza yazacak bir şey bulamadıysa, ceza alacak bir şey yoktur. Ceza yazamayınca korkutup "çorba parası" almaya çalışmış ya da canı sıkıldığından öylesine takılmış olabilir. Türk polisi sever böyle şeyleri.

Boy-kiloyu görünce erkektir herhalde dedim sonradan. polis bildiğin size yürümüş galiba. :)

Adamlar zaten ceza yazacak insan avındalar, siz 60 promil olsanız affetmezlerdi. geçen hafta trafik polisine sormuştum: -alkolmetreye üfledikten sonra geri dönme şansımız var mı?- diye -kesinlikle yok o bilgiler kayıt altına alınıyor- demişti.

Ha ceza kısmını söylemedim tabii..
Aptallığım, aracım 3 yılı daha doldurmadı, ama muayeneyi kaçırmışım. 3 hafta geçmiş üstünden..
Bunun için 88 lira cezayı yedim, cezayı yazarken de işte bu muhabbet geçti..
Hattaa "0.06 yasal sınırın nerdeyse 10'da biri değil mi" falan diye sordum..
Pek bir cevap gelmedi..

O zaman beni hakkatten iyi yemişler.. 0.06'yla alırdık ehliyeti diye tehdit eden 0.5'i görse nezarete koyarmış.

bence birdaha içipde yola çıkma demek istemiş sanki tehditle karışık uyarı bence

aynen prolatier

tavsiye etmem. çok paran varsa ayrı da şu an daha geliştirilme aşamasında olan bir şey.

yoksa bak mesela burada var satılıyor ama kişisel kullanımdan ziyade hep ticari amaçlı çünkü alıp da uzun süre kullanılabilecek bir şey değil henüz.

www.sahibinden.com

denedim, hatta üzeirne kod da yazdım. gayet sevimli ama o kadar. ortada satın alınabilecek bir ticari versiyon, tüketici ürünü yok. 2015 yazında muhtemelen bu durum değişmiş olur. o zaman ürünlere göre karar vereceğiz artık.

oyunlar kadar film izlemek de çok eğlenceli bu arada. sinemaya gitmem misal bir daha iyi bir cihazım olsa. Çok fazla optimizasyon gerekiyor ama.

oculus rift i deneme fırsatım olmadı ama ilk fırsatta alıcam.

youtu.be

oculus rift quake'ten tanıdığımız john carmack'ın desteğiyle geliştirilmeye başlandı ve kickstarter sayesinde bir sürü para toplanarak tasarlandı. amma velakin şu an sahibi facebook. facebook'a satılmasına herkes gibi ben de çok içerlendim. 350 dolarlık ürünü bizim çakallar 2000 liraya satıyor. söylenildiği gibi acele etmemekte fayda var şimdilik.

Oculus Rift benim icin bayagi hayal kirikligi olmustu denedigimde. Hic de oyle bir gerceklik olayi yoktu, bayagi kocaman bir monitore bakiyorsun gibiydi.

Ama kizlar denediklerinde ciglik atiyorlardi.

kapatiyorum.

o kadar parayı boşuna vermedik, 8 aydır sadece kapak kapatıyorum windows olsa çoktan yavaşlamıştı. bunda tık yok.

uyutuyorum.

kapak kapatıyorum çat

Kapak kapatiyorum sadece. Bilgisayari en son ne zaman kapattim hatirlamiyorum.

en son sanirim yosemite update ederken kapandi. onun disinda surekli uyuyor. hatta uyurken telefonlari falanda sarj ediyor :)

uyutuyorum' kapagi kapatiyorum. pinman'in dedigi hikaye. 1 hafta falan acik kaliyor, sarji bitince kapaniyor arada.

sadece kapak kapatıyorum her zaman

hiç bir zaman kapatmıyorum, 1-2 haftada bir reset atıyorum o kadar.

kapağı indiriyorum çat diye.

kapağı kapatınca kapanıyo işde

50 lira vermeyin ona yav, 30 liraya bulunuyor. ayrıca da kaynatırsınız canım, açık bırakmamaya ve yanında yanacak bir şey tutmamaya dikkat edin yeter.

elektrirkli ocakta yemek yapan bile var.. biraz kaliteli alabilirsen iyi olur.

dün tüp bittiği için makarna yapmıştım elektrikli ocakla. su kaynıyor.

Sizin alacaginiz ocagi bilmem de benim evde elektrikli ocak disinda bir sey yok, her seyi pisiriyor iste normal atesli ocak gibi. Sutu havada karada kaynatir zaten.

valla ya adam urunu gercekten kotu oldugu icin dogruyu soylemis ya da kicindan sallamis. ben senelerce elektrikli ocagi olan yurtlarda kaldim her yemegi de yaptik su da kaynatik normal ocak gibi. tek sikintisi ayari pek olmaz acarsin hemen isinmaz dur altini kisiyim diyemezsin odur yani.

Elektrikli ocakla da her şeyi yaparsın. Yani kaynatılır. "Yemek bile yapan var" diyenler neyin kafasında anlamadım. Normal ocakla tek farkı tüp yerine elektrikle çalışıyor olması. Ateş vermiyor diye niye ısıtmasın, pişirmesin? Öyle olsa neden elektrikli ocak diye bir şey olsun? Tüplü ocakta yapılabilen her şeyi elektrikli ocakla da yaparsın kısacası.

elektrikli ocak için arkadaşlar gereken şeyleri yazmışlar

da süt kettle vb şeylerde kaynatılmaz. bir tane ufak çelik cezve alın.

CONTİ CAPPUCCINO SÜTLÜ İÇECEK HAZIRLAMA ROBOTU arat, istediğin mağazadan al.

İki tane aparatı var birisi sütü köpürtüyor (onu kahveyi pişirirken kullanma, iki taşım pişirince hep taşıyor) diğeri ise sadece karıştırıyor. karıştırma aparatı ısıtıcının altında takılı, bende yok sanma başta ben de öyle sandım kılavuzda yerini görünce anladım.
iki kez 1 numaraya veya bir kez 2'ye bir kez 1'e bas. harika oluyor işyerine aldım ben de.

oo abla dediğine göre kızsın o ketillarda süd pişmez ısıtma dediğin büyük ihtimalle taş ocak sadece teli var biraz daha verip normal al watt ı onemli yüksek vwatt lazım ya da kettla 250lilk südü koy ısınsın zaten kahve 80 derecede icilir

örnek ver?

google sonuçları kişiye göre farklı çıkabiliyor. şurayı deneyin (bkz: duckduckgo)

Duckduckgo denemeden ölmeyin.

ddg.gg

dontbubble.us

Google'da kişiselleştirilmiş sonuçlar yerine genel sonuçları görmek için arama yaptıktan sonra sağ üstteki kafa simgesi ile dünya simgesi arasında geçiş yapabilirsiniz.

abi dropbox'in kendisi ne kadara satiyor storage hizmetini baktin mi hic?
www.dropbox.com

sana yanlış olmazsa yıllık 100 dolarres. eder 245 liretto. 1tb için şahane fiyat, ama benim ihtiyacım 10-15 gb olduğu için abes oluyor bana.

Google Drive 100GB aylık 2 USD?

support.google.com

Tık almak. Mesela sen link verince de tık alıyor.

Para kazanmak.

bilgisayarda sorun yok internetiniz yavaş. modemle aynı odada çalışın.

Sorun bilgisayarin hizinda degil de ag baglantilarinizda gibi. Herhangi bir proxy, vpn kurulu mu kontrol edin. Kullandiginizdan farkli bir DNS ile baglanmayi deneyin.

(bkz: 1 şubat 2015 internet yavaşlığı) bu da olabilir.

telefonla aynen girebiliyorum. bastığım anda. tabletim var onda da tıkladığım anda sonuçlar geliyor. sorun kesinlikle bilgisayarda ful çekiyor şu anda internet de

bilgisayarda her şey kapalı

kabloyla deneyebilecek imkanım yok şu anda ama telefon ve tabletin tamamen hızlı olması bilgisayarda bi sorun olduğuna işaret ediyor gibi

yeni bilgisayar internete bağlandıktan sonra sırayla tüm programları güncelliyor. bu güncelleme gerçekten büyük olabiliyor. bi kontrol edin, pc'de problem yok gibi...

baktım herhang bir güncelleme yok. speed test yaptım 10mbit çıktı. chrome hala ölümcül yavaş.

en başından beri kapalı hala yavaş pc

bayadır arıyorum benzer bi ayar bulamadım. bulursam yazıcam buraya

Cozumu buldum. Wireless baglanti ayarlarini tek tek kafama gore denedim. Deneme yanilma yontemiyle sonuc olarak calisti.

mac için keynote. sırf o keynote için mac alıcam yakında.

cyberraiden.files.wordpress.com

Online olur derseniz Google Docs kullanin isletim sisteminden bagimsiz olarak. Sonra PDF ya da ppt olarak indirip offline olarak da sunabilirsiniz.

hepinize teşekkür ederim. o zaman şu soruyu sorayım, bu 4 seçeneği de daha önce hiç kullanmayan birisinin adapte süresi tahminen nasıl olur.

teşekkürler.

WPS office neredeyse Ms officenin aynı. Ücretsiz, üstelik Linux ta da kullanılabiliyor. Ama TÜrkçe desteği yok.

Cok komplike seyler yapmayacaginizi soylemissiniz, o yuzden hemen hemen hepsinin adaptasyon sureci aynidir, arayuzleri benzer sekilde zaten.

Yalniz video eklemek istediginizi soylemissiniz, bu durumda Google Docs icin videoyu once YouTube'a yuklemeniz lazim (unlisted olarak eklerseniz aratilinca bulunmaz).

docs.google.com

teşekkür ederim. dil sorun değil. şimdi kuruyorum wps'i. google docs'u da incelemeye başladım. vakit ayırdığınız için teşekkürler tekrardan.

2. Dediğiniz gibi oluyor

abi saçmalık değil mi o zaman ya? vay anasını. çok kötüymüş.

Pasaport kayit olayi zaten Turkiye'ye ozgu bir sacmalik. Maksat sicak para girsin kasaya...

2 yılda 1 telefon kayıt ettirirsin yazıyorsa öbür ay gidip geldiğinde nasıl telefon kayıt ettirebileceğini düşünüyorsun?

Matrix, Terminator

geçenlerde national'da felaket senaryoları gibi bir programa denk geldim. mikro robotlar ve nano teknolojiyle biraz da yapay zekayla alakalı bir bölümdü güzeldi.

yapay zeka diye film vardı.

I Robot, isaac asimov'dan esinlenilmişti.
Transcendence, tam yapay zeka diyemeyiz belki ama güzeldi.

eXistenZ filmi ilgini cekebilir.

transcendence Bu senenin filmi taze taze.

Eagle Eye.

Yapay zekanın kralı: www.kitapyurdu.com
Tavsiye ederim. (2. kitabı çevrilmedi yalnız.)
Pek bilinmez. Hiç bilinmez. Ama başkadır.

ulan en taşşaklısı yazılmamış;

2001: a space odyssey

romantik bir bakış açısı istiyorsan da;

her

hepsi felaket senaryosuna sahip değil belki ama yapay zeka ile ilgili şu filmler izlenebilir;
Bicentennial Man 1999
Ex Machina 2015
Chappie 2015
The Thirteenth Floor 1999
The Machine 2013
Automata 2014

gerçi 13. kat yapay zeka filmi sayılmayabilir. simülasyon argümanıyla daha yakından ilgili.

transkript'i eğer parayla veriyorlarsa ki, %100 parayladır. elden teslim alman lazım. fax veya posta ile uğraşacaklarını sanmıyorum.

ek olarak, nasıl başka biri alamıyor yahu? ben arkadaşım için defalarca transkript aldım. sorun çıkarmadılar. zaten bir belge dolduruyorlar daha önce, baya detaylı olduğu için anca transkript sahibiyle iletişime geçilip doldurulabilir.

Ben yurtdışındayken eposta ile pdf olarak göndermiştim hem Bilkent hem Boğaziçi. Öğrenci işlerini arayıp sorun en temizi, her okulun prosedürü farklı oluyor.

Çalıştığım yerde bi arkadaşım 2 yaşındaki bebeğini hastane ihmali yüzünden kaybetti. "Böyle bi olay yaşarsam destek olabilecek biri mi?" Sorusunun cevabı etkili oldu bende. Biraz saçma ama gerçekten kaderde hayatın en dibini görmek varsa, o cehennemde beraber yaşayabileceğin biri mi, bunu düşünmek lazım sanırım.

Uzun biraz ama ozet gecmeye calismistim zamaninda:

eksisozluk.com

cilli olmasi en onemli etkenlerden biriydi.

İyi niyeti, nezaketi, fikirleri, cinselliği, boyu ve kilosu. Hepsi de çok önemli. Biri eksik olursa sevgilim olamaz.

sanatla ilgilenmesi ve entellektüel birikimi bence en önemli kriter. güzellik çirkinlik geçici şeyler.

gülüşleri

@chieko yazmak için girdiğim şeyi ifade edemeyeceğim şekilde, iyi, net anlatmış.

İnsan dürüst olabilir, kolay bir şey. Yakışıklılık/güzellik hem göreceli hem opsiyonel değil çoğunlukla, eğlenceli olmak da zor değil. Alışkanlıklar, tavırlar değiştirilebilir. Çoğu mühim bunların ama zamanla, uyumla halledilebilir şeyler. Zor zamanalrda, dibe vurmuşken bir insanın yanında olabilmesi, vicdan rahatlatmak için değil ama gerçekten senle güçlükleri kolaymış gibi yaşayabilmesi çok önemli.
İlk tercihim kesinlikle bu olur. Bunu yapan adam seviyordur da zaten, diğer çoğu şık tiklenmiş oluyor otomatikman.

Zamanında şöyle yazmışım, kopyala-yapıştır yapayım, çok az da modifiye edeyim.

İlk baktığım şey insan olup olmadığı. Ama bu da "Adama bakarım adam mı diye" gibi değil. Biraz kelimelere dökmesi zor olan bir şey, insancıl diyebiliriz sanırım. Merhamet sahibi mi, nazik mi, duygularını rahatlıkla paylaşabiliyor mu, başka insanlar için sorumluluk alabiliyor mu, hümanist mi; bu gibi şeylere bakıyorum. Bu da erkek olduğunu unutsun demek değil. Cinsiyetiminizin getirilerini yaşayalım sonuna kadar, ben kadın gibi hissedeyim ve o da erkekliğini hissetsin benimleyken sonuna kadar. Ama her şeyden önce insan olsun olabildiğince. Bana iyi, garsona kötü davranmasın. Mütevazi olsun. Hem olduğu insana hem de olduğu erkeğe hayran olayım.

Eğitim konusunda da etiketinden ziyade kurduğu cümleler dikkatimi çeker. İki kelimeyi bir araya getiremeyen bir insanla hayatta birlikte olamam. Cümlelerini kafamda düzeltmekten karşımdakine dikkatimi veremem.

Bazı kusurları mutlaka olsun, robotluk derecesinde mükemmel olmasın; hatalarıyla sevmek isterim ben karşımdakini. Hatta o kusurlar daha da insana özgü geldiği için çok da hoşlanabilirim. Kusur derken de "Çok çapkın" gibi ilişki bitirici kişilik özellikleri değil de "Çok sakar", "Heyecanlanınca parmakları titriyor", "Şeftaliyi tutamaz, huylanır" gibi şeyler veya belki biraz daha fazlası olabilir. Birbirimizi rahat okuyabilelim, kapalı kutu olmasın; içi dışı bir olsun. Merak edecek veya ettirecek şeylerimiz olmasın. Kişiliği olsun, o kişiliğin dışına çıkmakta zorlansın. Onu tanımlayabileceğim sıfatları olsun. Örneğin, biri "kararlı" dediğinde aklıma ilk o gelsin. Başka sıfatlar da olabilir. Kendi kişiliğini kabullenmiş olsun, kompleks sahibi olmasın. Yanında rahat olayım, kendimi olduğum gibi açtığımda o da olduğu gibi açsın. Her yanımızdan doğallık aksın. Mutlu da olabilir, mutsuz da ama ikisini de yaşamayı bilsin. Bir de ten uyumumuz olsun.

Para kazanmasa da olur ama çalışma ona batan bir şey olmasın. İşini keyifle yapsın.

Bir şeye hiç gelemiyorum, o da sinirlilik. Yüksek ses beni çok korkutur ve birinin sesi haklı veya haksız yükseldiğinde titremeye başlarım. Bu da kronik veya sık olan bir şeyse o insanın yüzüne bakamam. Bu sevgili değil, her insan için geçerli.

Bunlar yüzünden o.

Rahat olması. Ufak tefek şeylere takıp hayatımızı dar etmesin, espri kaldırsın ve şu hayatta birbirimizin yanında olduğumuzu bilelim. Ben onun tarafında olayım; o da beni desteklesin. Ohhh yazarken bile huzur doldum be!

İyi yemek ve masaj yapması.

memelerinin büyük olması.

"neden o" sorusuna cevap veremeyecek karmaşıklığı vermesi.

Biçimli vücut, güzel popo, düzgün bir zeka ve düzgün karakter. Bundan başka bişey aramıyorum. Bi kere bulur gibi oldum, elimden kaçtı. Uzun bacaklı ama gerizekalı kızların arasından sıyrılmasına sebep olan şey de bana değer vermesi ve birlikte sıkılmadan sohbet edebilmemizdi. Bi daha da denk gelmez.

Napmışlar yav öyle.

Ben 4 ay önce 3+1 evimi kiracıdan aldım 550 liraya oturuyordu.gerçi biz indirim yapıyorduk baya.şimdi 1+1 evler 300 lira filandır maksimum.

Soruya cevap degil ama sinirlendim, benim yasadigim yerde 1+1 evler aylik 4.000 TL civarinda.

Neye sinirlendim?

a) Turkiye'de kiralar dusuk
b) Turkiye'de gelir seviyesi dusuk
c) Irlanda'da kiralar yuksek
d) Irlanda'da gelir seviyesi yuksek

eryamanın neresinde?

@illuminati durum boyle valla
@tosunpasa goksupark civari 2.etap ve 3.etap

ben çayyolu'nda oturuyorum, geçtiğimiz ay arkadaşıma ev baktık 2 artı 1, 800 liraya bulduk. eryaman nedir yani, 500 liraya ev mi olur.

cayyolu benim icin daha iyi aslinda ama eryaman uygun olur diye bakiyorum. pazarlik olayi filan mi var acaba?

3.etap civarında 3+1 ev bile bulabilirsin 500 liraya.

cok guzel fiyatlar. istanbulda is goren yerlerde 3 haneli ev kirasi neredeyse kalmadi.

biraz daha otobüs sondurağa doğru gelirseniz, 500 liraya şahane 3+1 bulabilirsiniz.

@joy luck eryamanı silivri gibi düşünebilirsin.

Eryaman 5 metro durağının karşısında, merkezi sistem 1+1 evde 450 tl'ye kalıyorum.

Skip inbox da dersen hiç bildirim gelmeden direkt arşivlenir, sen istediğin zaman bakarsın o etikete sahip epostalara.

Bir daha Schengen vizesi almaniz zora girebilir eger kara listeye alinirsaniz. Vize suresi bitmesine ragmen kacak olarak ulkede durmak cok riskli.

Dönüşün polonya dan doğru türkiye'ye ise yani başka ülkeye giriş yapmıyorsan yuzde 99.99 nit şry olmaz.

Bir şeyi nasıl oldu da nit şry yazdım hayret, pc de düzenlerim.

Alman polisiyle olan konusmamda eger 1 gunu 2 dk bile gecirirsem pasaporta basilan damgada 1 gun fark edecegi icin ilerde vize "alamayabilecegimi" soylediler. Ben de o yuzden 150 euro daha pahali bileti alip tipis tipis almanyayi terk etmek zorunda kalmistim. Polonyalilar zaten sana cikarken bir sey demezler, ama yukarida da soylendigi gibi tekrardan schengen vizesi alma sansini tamamen yakabilirsin. Risk almazdim ben.

yani adamlar siz belirttiğiniz halde fazladan 5 gün vermemişler vize ve siz vize bitiş tarihinden bir gün sonra ülkeden çıksanız bunun ciddi bir sorun yaratmayacağını mı düşünüyorsunuz?

bu arada böyle bir şey yapmaları cidden çok saçma; ya siz formda yanlış doldurdunuz bir şeyleri ya da dönüş uçak biletini ibraz etmediniz konsolosluğa. yoksa cidden mantıksız bir durum var ortada. bu arada 15'inde dönmenizle ilgili tavsiye veren arkadaşları da ciddeye alamamanızı öneririm, zira pek dünyadan haberleri yok gibi.

Formlarda bir yanlış yapmadığıma eminim hatta 1 ağustos yazmıştım ve görevli kadın bana 19'una çekmemi söylemişti. Uçak biletimi götürmemiştim vizeye başvururken. Dönüş biletimi değiştirmeye çalışacağım olmadı daha erken bir tarihe başka bir ülkeden bilet alacağım. Yapacak pek bir şey yok gibi bu konuda.

Vizesi bu durumda geciken çok kişi var, çoğuna da bir şey olmuyor, çünkü burada keyfi durum vs yok, zaten uçak bileti vs alınmış istersen orada sefe uğrar söylersin, sorun olmayacak çok yüksek ihtimal o kadar korkma, tabi ki normalde bu yanlış ve uaptırımı var ama bu her zaman uygulanmıyor.

@patos64 "çünkü burada keyfi durum vs yok" demişsin de, havalimanı polisi keyfi durum olmadığını nereden bilecek? belki adam 1 gün sonraki bilet daha ucuz diye, sırf bu yüzden 1 gün geç çıkmak istedi ülkeden? sorun olmayacak çok yüksek ihtimal demek aşırı saçma. öyle olsa vize işlerini kimse bu kadar sıkı tutmazdı ki kimse de sorun olmayacağını garanti etmez. üstelik bir de sonrasında tekrardan vize alma ihtimali varsa, direkt ülkede 1 gün kaçak kalma durumu söz konusu ve istersen ağzınla kuş tut, hiçbir konsolosluğu ikna edemezsin sana vize vermelerine öyle bir durumda. bir de şefe uğrar söylersin demişsin de, hangi şefe kim söylüyor? her sorunu olan şefe uğrayıp "abi bişey sölücektim" mi diyor? komik gerçekten. gerçekten dünyadan haberinin olmadığını düşünüyorum.

@letheavendangered

öncelikle üstüne basmadan şunu belirtmediğim için hatalıyım, öncelikli hedefin bu işi halletmek olsun, vize uzatma vs gibi alternatifler olabiliyor, bilgilendirme, uçak tarihini değiştirme falan filan... ama benim asıl söylediğim şu, genelde! bu tür gecikmelerde olumsuz sonuçlar olmuyor, sadece bunu belirttim o kadar.

sen bir olay yaşamışsın onun üzerinden her şeye genelleme yapıyorsun, 1 gunu 2 dk geçsen de kaçaksın 10 günde, elbette bu bir sorundur, vize işlerini de sıkı tutuyorlar ama bu türlü de değil, ayrıca ben bu türlü konuşuyorum ama karakter olarak da bu işlerde işimi şansa bırakmamaya çalışırım hassasım ancak ben burada diyorum ki duyuru sahibine hiçbir şekilde halledemiyorsan ucunda çok aksi bir şey çıkması düşük olasılık.

öncelikle zaten kendisine durumu halletmesi gerektiğini söyledim ama sandığınız gibi de ortalık ayağa kalkmıyor yeter ki bilgilendirme yapılsın, bir çözüm bulunabilir, birisinin dediği gibi havalimanına bitiş tarihinde git gibi. ayrıca sorun çıkma ihtimali tabi ki var ancak ben de diyorum ki bu tür durumlarda genelde sorun çıkarılmıyor 1 gün 2 gün gibi gecikmelerde, hele ki 1 gün, birde polonya. haa gider aktarmalı falan dönerse zaten yandı ama doğrudan oradan döner gelirse direk uçuşla sorun olmaz ''çok çok büyük ihtimalle'' kaldı ki dönüş biletinin alınma tarihi belli, vizesinin ise sorunlu çıkarıldığı tarih belli yani kişinin bir kusuru yok, bu tür durumlarda genelde çözüm yoluna gidiliyor.

yoksa ben boşver keyfine bak bir şey olmaz demiyorum, öncelikle sorunu çözmeye çalış, olmuyorsa polonya'da sef'e uğra, konu hakkında net bilgiyi al ona göre davran. aynı örneği başkasından duydum portekiz için, sef bir şey olmaz diye cevap vermiş o da nasıl sef se helal olsun garip tabi :) onun 1 hafta civarıydı, biraz şans işi ama arkadaşın işini şansa bırakmaması gerek öncelikli olarak ama baktı olmuyor yapacak bir şey yok.

sypr yazin, ondan da bul ve degistir ile tum sypr'leri bir tiklama ile siyasi partiye cevirin?

crown pratik bir yol sunmuş. ben de direkt, sorduğunuz kısaltma eklemeyi anlatayım.

1-word açıkken sol üst köşedeki dosya'ya tıklayıp, yardım'ın altında bulunan seçenekler'i açıyoruz

2-açılan pencerede, solda yukardan 3. sıradaki yazım denetleme'ye giriyoruz

3-otomatik düzeltme seçenekleri başlığındaki aynı adlı dikdörtgen butona tıklıyoruz

4-açılan yeni pencerede "otomatik düzelt" sekmesinde yer alan "değiştir" ve "yerine" kutucuklarına (hemen tablonun üzerinde yer alıyor) kısaltmamızı ve kelimemizi giriyoruz

5-tamam'a basıp değişiklikleri kaydediyoruz, otomatik düzeltme seçenekleri penceresi kapanıyor

6-tamam'a basıp değişiklikleri kaydediyoruz, seçenekler penceresi kapanıyor

7-kısaltmalar kullanıma hazır

bu kadar. :)

medya takip merkezi gibi şirketlerin paralı olarak bu hizmeti verebileceğini düşünüyorum. Uygulama hiç duymadım.

ya ona niye para vericem, bana her gün link listeleyip mail atmaları için takip merkezine bilmem neye para saçmak pek mantıklı bir yol değil. nerede olduğu belli hepsinin zaten. tek tek sayfa ziyareti ile uğraşmayıp twitterdan facebooktan takip eder gibi önüme düşecek yazı olsun demeye çalışmıştım. her yazar twittera facebooka takılmıyor, zaten yazara ulaşana kadar da aralarda da çok kuru gürültü oluyor.

Yazar Oku diye bir App var, her gun cikan tum makaleleri getiriyor.

Sitesi de var hatta: www.yazaroku.com

@mistreated bahsettiğim şirketlerin programları bireysel kullanıcılar için bence de gereksiz sizin bahsettiğiniz gibi sınırlı bir kullanım için. Bu programlar genelde kurumlara satılıyor bildiğim kadarıyla, haber takibini daha zevkli yapabiliyor, zaman kaybetmeden farklı taramalarla aradığına daha hızlı ulaşabiliyorsun ve hatırlayamadığım zebil gibi olayları vardı başka. Bahsettiğiniz şekilde ücretsiz uygulama güzel olurmuş cidden.

nekullaniyorum.com

Feedly de bi hesap ac kimi okumak istiyorsan rss feedlerini bagla olmaz mi?

ifttt diye bir servis var, kendi tariflerini oluşturabiliyorsun, işine yarayabilir bi bak istersen.

bence mevsimsel. günler kısa bütün günün işte geçiyor gibi hissediyorsun. Yazın gayet mutlu mesut çalışıyorduk.

hep değil ama çoğunlukla.

kapitalist sistem insanları kullandığı için mutsuzlar.

nadiren.

çünkü rekabet var. birbirlerini kıskanan, öne geçmeye çalışan, aşırı hırslı insanlar var. daha küçük,az çalışanlı şirketlerdekiler daha mutludurlar bence. istisnası vardır tabi illa ki.

mutsuzlar…mutlu olan tipler ailevi sorunu olan tipler, mutluluğu burada bulmuşlar ama normal insanlar mutsuz çünkü her şirkette mobbing var. profesyonellik yok.

Mobbing var. Cok mesai var. Para az. Stres cok.

Hayir hep mutsuz degil.

Misal asagida bir liste var, sirket calisanlari tarafindan anonim olarak dolduruluyor ve calismak icin en iyi sirketler listeleniyor:

www.greatplacetowork.com

Her sirketin yaninda da "read the review" linkinden detayli sonuclara ulasabilirsiniz.

valla işyerinde dönen muhabbetler pek açmıyo beni,

bi de yaptığım işte, çeşitli sebeplerden dolayı, pek fazla bir artı değer katamadığımı düşünüyorum. o sebepten pek mutlu olduğum söylenemez, mutsuzluk diyemesem de.

Greatplace to work listesinde belirtilenler yurtdışındaki firmalar. O firmaların Türkiye şubeleri maalesef yurtdışındaki gibi yönetilmiyor. Bu listede bulunan firmaların birkaçında çalışan arkadaşlarım var, hepsi mutsuz...

daha dün okudum bir yerde; yüklü miktarda parası olsa mevcudun %78'i şuanki işini yapmayacağını söylüyor.
ki ben de öyleyim. çalışmak zorundayım para kazanmak için. sadece o kadar.

Hepsi mutsuz değil. Is yuku az olanlar hep sohbet muhabbet halinde. Kahkahaları gırla.

Sürekli var. Bizde de şu an ortam barut gibi.
Patronların büyük çoğunluğu hep kendine yonttuğu ve çalışanını zaten zerre düşünmediği için gayet normaldir. Mutsuz hep çalışandır.
Istisnaları var tabi. Ama yoğun çalışma hayatı, tempo, stres vs.vs.vs. insanı mutsuzluğa itiyor. Bundan ne kadar az etkilendiğin önemli tabi kişisel olarak.
Mesele bu bence.

ben mutluyum lan niye mutsuz ki herkes

edit: ailesel bi sorunum da yok ayrıca

Mac icin populer strateji oyunlari: www.macworld.co.uk

uzaya merakınız varsa (bkz: kerbal space program)

www.freelancer.com

r10.net var ama üyelik almak dert

duyuruda it'ci kaynıyor yahu.
burada bile bulabilirsin.

tekliflere açığım mesaj kutumu yeşillendirin:)

yok tözel. iki farklı kitapta da tözel olarak geçiyor.

TDK der ki:

sıfat Tözle ilgili

Töz ne demek diye bakarsaniz da:
felsefe Değişenlerin özünde değişmeden kaldığı varsayılan idealist kavram, cevher

Temel kisiligi ortaya cikartmaya yarayan bir kisilik testi gibi bir anlam cikiyor bu durumda.

ben töz kelimesini şakağın kulak başlangıcında bittiği nokta ve felsefede başlangıç/esas/kök olarak biliyorum.

belki yardımcı olur diye şeyettim.

Apple Store ya da Apple Reseller degilse pilin orijinal olduguna dair kanit isteyin. Orijinal pille ayni ampere sahip olmasi pili orijinal yapmaz.

Apple dışında orjinal pil bulamazsınız.adamların üretim taktiği zaten bunun üzerine. Korsan pik de bir sene sonra bugünkünden beter olacağı gibi telefona da zarar verir. Apple store parasıyla değişmesi lazım aslında, siz telefonla arayın, ve çözüm önerisi isteyin. Zannetmiyorum apple a parasıyla servis hizmeti vermeyeceklerini.

Orijinal olduğunu sanmıyorum.

Daha önce pilini kendim değiştirdim eski Iphone'umun.
Gittigidiyor'da falan bu fiyatın neredeyse çeyreğine almıştım. Takması oldukça kolay, videoları var zaten bir sürü.
Ayrıca performans olarak da çok memnun kaldım.

130 lira onlara verecegine, 100 liraya pilin kralini al kendin degistir derim.

Kesin bilgi degil, kesin bilgiye buradan da ulasabileceginizden cok emin degilim ama Fazil Say ile ortak bir kac arkadasim var. Bu arkadaslarimin astrolojiye inanan bir insana karsi verecekleri az cok tepkiyi bildigim icin soyleyebilirim ki %99 inanmiyor.

Ne bileyim, adam tivitirdir ropartajdir biryerde birsey soylemiatir belki, oradan inanmadigi ya da inandigi sonucu aciktir falan.

adam allah'a inanmiyor astrolojye mi inanacak

pascha d +1

hayır tabii ki.
öncelikle adam soruyu soran gibi yapmamış, google'a yazmış üşenmemiş.
ayrıca sorduğun sorunun cevabı google'da basit bir aramayla bulunabiliyorsa gerçekten de bu tarz soru soranlara da gülmüyorum değil.


her soru için söylemiyorum bunu, örneğin adam gelmiş, ''6 ay çalıştığım iş yerimden istifa ediyorum, ihbar sürem ne kadardır?'' şeklinde bir soru soruyor. google'a ihbar süresi yazsa cevap açık.

''ihbar süresinden kurtulmak istiyorum önerileriniz var mı?'' şeklinde bir soru sorsa ayrı tabii.

Sordugun soru pasaport vize kullaniminin ne zaman basladigina dair. Bu yoruma acik bi soru degil. Google da ararsan ciktigini gorursun zaten, cikan siteyi zahmet edip okumadigin icin bi de orada cevap yok demissin.

genelde haklı buluyorum çok. çok saçma sapen şeyleri soran insanlar var hatta link atmamak için kendimi zor tutuyorum.

cevapları oylamanın gerekli olduğunu en derinden hissettiğim andayım. öyle ki compu'yu te amerikada gidip bulup bu konuda baskı yapabilirim

kegums +1500

Sordugunuz sorunun cevabi Google linkinde varsa sonuna kadar haklilar.

Hatta dua edin adam yerine koyup Google linki gonderiyorlar, ben onu bile yapmiyorum.

eksiduyu.ru ben de açmıştım aylar öncesinde.


hayır, olmuyorum. çünkü;
-google'da her şey açıkça yazılmış değil. soru soran kişinin istisnaları, kıstasları olabilir.
-google interaktif bir ortam değil. ama burada soruyu soran kişi anında ikinci bir soruyu sorabilir, kafasında giderilmemiş soru işaretlerini ikinci bir soruyla giderebilir.
-hepsinden öte burada teoriden ziyade teori+deneyim söz konusu. teori her zaman işe yaramayabiliyor.


hal böyleyken "google'a sorsana delikanlı" diye artistlik yapanları sevmiyorum.

filtrelenmiş bilgi sorulduğu halde o link veriliyorsa linki verenin algı kapasitesinden şüphe ediyorum.

Ben tras olmaya basladigimdan beri makineyle tras oluyorum, daha bir kere bile batma denen sey basima gelmedi. Braun'un makinelerinden memnunum ama cilt tipine gore degisebiliyor sanirim. Mesela babamda Philishave vardi, bir kere deneyeyim dedim kipkirmizi oldu yuzum cok tahris etti. Ama babam sorunsuz kullaniyor.

@crown: bana batmıyor zaten, sevgilime batıyor. :)

@lemmiwinks: Kil batmasi sevgilinizde oluyorsa lazer epilasyon oneriyorlar :)

www.kadinlarkulubu.com

@crown: benim kıllarımın öperken sevgilime batması mesele.

ahaha. o iş olmaz.

hadi ya :( büyük boyunu bulma ihtimali olan var mı?

google image işe yaramadı.

Resmi buyutmekteki amaciniz okumaksa makalenin buyuk kismi surada var: www.2023.gen.tr

aslına bana o kısmı lazım zaten. o ilk sayfası. tezimde dipnot olarak kullandım. danışmanım da tüm dipnotların fotokopilerini istedi. peki o sayfayı sanki dergiden fotokopi çektirmiş gibi yapabilir miyim bir şekilde?

dergi bulunmuyor mu yav?

makalenin yazarını aradım, onda yokmuş. milli kütüphanede de bulamadım. 2023'ü aramak lazım ama sevmiyorum oradakileri. küsüm hepsine.

www.2023.gen.tr

resim küçülünce veri kaybı olur, tekrardan büyümez.

arkasının da resmini ve saatin ön yüzeyini biraz daha yakından makro çeksin.

Panerai markasının orjinalleri 5000 usd den başlar dostum
Replika.

Sifiri 7 ila 10 bin Sterlin arasinda olan bir saati 250 TL'ye alabileceginize inaniyorsaniz ne mutlu.

goo.gl

350 tl ye original olmasının imkanı yok:)) bariz replika

Üzerine 250 lira verseler takmazdım. Zevk meselesi.

Belki?

www.youtube.com

@ack3000 yok abi bu değil ya :/

@crown yok bu da değil bu daha çok böyle apaçi şarkısı gibiydi.

%100 bu. okulumuzun bilgisayar odasının vazgeçilmeziydi. olm dk hakkı lan bu!!

www.youtube.com ah ulan geçmişe döndüm

bulduk, allah bizi kahretsin bu şarkı nasıl derin bi iz bırakmış ya...

www.youtube.com

@farrytikki2 donanımhaber de buldu diğer arkadaş da dört koldan saldırdık :D valla ne acayip iş ya

www.youtube.com
ah ulan be geç kalmışım
www.youtube.com

@bass bütün versiyonlarını bulduk :D 5 kişi kişi perişan olduk o derece...