bankada verdiğin tek banknotu sayan bankacıları hatırlattı bana:)
belki sahte olup olmadığını anlıyordur o makine.

bu devirde rüşveti babandan bile alsan sayıp alacaksın.

para sayma makinası, polisin de olabilir. bu tip operasyonlarda, ele geçirdikleri paraları tek tek saymıyorlardır herhalde. sekiz bin sekiz yüz doksan, sekiz bin sekiz yüz doksan bir...

adam arada sayıp kontrol ediyor. eksik falan var mı diye işte.

büyük ihtimal polisindir, zaten haberlerde para kasa odasında sayıldı diyor. zaten şu kadar adet para var diye not almışlar. orda buldukları makineyi kullanacak halleri yok diye tahmin ediyorum

Pek polisin makinesi gibi durmuyordu be hacim ayrica whoosie +1

www.radikal.com.tr bir de şöyle bir şey çıkmış şimdi.

evet yazabiliyorsun sadece sohbet kısmında o kişi online olarak seni görmüyor ve sen de onu görmüyorsun

o kişi bana cevap yazabilir mi? yani sadece o kişiye çevrımdışı mı görünüyorum. yoksa bana cevap yazması bile engellenmiş mi oluyor?

cevap yazabiliyor.

açarsan o engel mi ne sikimse onu cevap yazar. ayrıca bildirim falan gitmez engellendiniz diye. dene hemen samimi arkadaşlarla bence ne olur ne olmaz.

Sohbeti kapatma olayı sadece online o kişiye görünüp görünmeme ile alakalı, o kişi sana mesaj atabilir sende ona atabilirsin. Ama seni online göremez.

cemaat bi silkeledi kabineyi. bakalım izliyoruz bi de

göründüğü kadarıyla yolsuzluk soruşturması kapsamında polis akp'ye yakın olan kişilerin de gözaltına alındığı operasyonlar düzenlemeye başladı bunlar içinde ali ağaoğlu da var. bir tür işte cemaat hamlesi.

yılmaz özdil'in yazısı güzel.18 aralık için 2 satır yazı yazmış.

Lafı eğip bükmeyelim...
Okyanus ötesi yönetime el koydu.

The Voter Walk List App is the game changing tool that lets your volunteers focus on working with voters. This eliminates the need for re-entering data to your voter lists. No more costly mistakes!

itunes.apple.com

ingilizcede ne anlama geldiğini biliyorum fakat çeviriye dahil edebileceğim karşılığını bulamadım.

blender da bir sorun olabilir yada prizde. blenderı başka bir prizde dene aynı şey olursa sorunun neyden olduğunu anlarsın ona göre de bir elektrikçi çağırırsın.

bizim eski binanin su tesisatini bir elektrikciye elektrik tesisatini ise bir buzdolabi tamircisiyle alt komsuma yaptirdiklarindan (iddiaya göre emlakcida dösemeleri yapmis emin degiliz. ama gider yolu mechul) ayni sorunu cok yasadik.

eve cagrilan elektrikcinin izah etmesi su sekilde. sizin sigortaniz ve elektrik hattini döseme sekilleri yüzünden kimi prizleriniz ayni hattan elektrik cekiyor. mesela oturma salonundaki ve mutfaktaki her sey birbirine bagli ayri cekilmemis. koccaman bir uzatma kablosu gibi dusun. icerde blender acilsin benim bilgisayar ekranim bir titrer kendine geri gelir. bu da sisteme yüksek güc ceken ütü blender vs yüklenince sigortanin kaldiramayip atmasina neden oluyor. (idi)

alternatif bir hikaye sizdeki blenderin bozulduguna dair kisa devre vs yapip sistemi attiriyor da olabilir. baska prizlerde ve komsuda deneyip sorunu ev mi proz miye düsürmek gerek. alternatif olarak sorunu bir daha yasamazsaniz böyle okkali eski agir bir ütüyü getirip prize takin derim.

ama güvenlik sart. belli bir mesafe sart. ben ejdere dönmüs priz de gördüm vaktiyle...

edit:ama takmayin ya. sorumlulugunu alamadim simdi. yok yok blender saglamsa elektrikci cagirin siz.

*prize başka bir cihaz taktığın zaman yine sigorta atıyor mu?
eğer atmıyorsa blenderın kendisinde veya kablosunda bir kısa devre olmuş olabilir.
eğer atıyorsa prizde ve gelen hatta sorun vardır,düşük amperli sigorta kullanılmış olabilir yüksek akım çekecek bir cihaz takıldığı zaman atıyor olabilir.

bir de blenderı başka bir yerde prizde denedin mi?

bilinç eksikliği işte, korunmayı bilmiyor insanlar. bunu düşünemeyecek kadar da umursamazlar. ve ben medyada "üç çocuk" meselesinin tekrarlana tekrarlana birçok insanı ciddi ciddi etkilediğini düşünüyorum. "başbakanı üzmek allahı üzmektir" diye şiir yazan insanların olduğu ülkede "başbakanımız istiyor" diye düşünüp çocuk yapan insanlar çok fazla eminim.

zaten korunmak gibi bir niyetleri yok niyetleri üçe tamamlamakmış. mantığı yok saçmalıktan başka bir şey değil çünkü.

can sıkıntısındandır, meşgale bulamamışlardır başka, 24 saati farklı aktivitelerle dolduramıyorlardır; aynı bu ortamda geçen günlerde gördüğüm günde 1,5-2 saat sevişen bir çifte dair duyuruda olduğu gibi, tek fark ilkinde somut sonuçların gerçekleşmiş olması.

çocuğu veren rabbim rızkını da verir diyorlar +1

cocuk bi masraf kapisi olarak gorunmuyor zaten onlarda hatta, gerektiginde dilencilik yapar, mendil satar, okula da gitmez sanayide cirak olarak baslar eve ekmek bile getirir.

ayrica bi laf vardir, zengin parasiyla oynar, fakir karisiyla diye.

@ konusma ben konusuyorum daha bitirmedim: aile hekimligine gittiginizde veya aile planlama, anne cocuk saglgi birimleri vs ucretsiz olarak prezervatif ve dogum kontrol hapi veiyor. (en azindan benimki her seferinde iter misin diye soruyor.)

doguda gorev yapan bi kadin dogumcu arkadasim da bunu teyit etmisti zamaninda. hatta ucretsiz dogum kontrol haplari, bolgedeki bazi inanlar tarafindan tepki gormus, bizim irkimizi yok etmeye calisiyorsunuz diye needeyse doveceklermis doktoru ve hemserileri. kadinlarin cogu dogum kontrol haplarini alip, saksi ciceklerinde veya bahcelerinde uc bes tarla bitkisinde gubre olarak kullaniyorlarmis.

ne kadar çocuk yaşlanınca bize bakacak o kadar köle zihniyeti.

Oha ben açıcaktım bunu dün uyuya kaldım.

Sen gel bi de suriyelileri gör. Savastan kaçmıs gelmisler. Adam kaba inşaatta oturuyor bildiğin kaba inşaat, camı penceresi kapısı yok. Günlük 15-20 lira yövmiye alıyo, 3 cocugu var. Kış geldi yakacak odunu yoktu. Neyse elimizden geldigince yaptık bi şeyler. Kendi odunumu kömürümü paylastım amk. Daha bir sürü şey.. Dün öğrendim karısı hamileymis dördüncüye. Ulan amına kodugumun evladı yaptığın iş iş mi şimdi? Sırası mı çocuk yapmanın. Adam camı kapısı naylonla, battaniyeyle kapatılmış sığındığı inşaatta sikismis. Elimde kalacaktı dün, allah verdi ben napim diyo. Ulan göt, istedikten sonra allah 20 tanede verir. Öyle bi söylüyoki sanki allah gelmiş karısını düzmüş, töbe est. Ben bu kadar sikine düşkün bi millet görmedim daha, hepsi boyle sadece bunlar değil.

Sorunun cevabı düşüncesizlikleri, zevkine düşkünlükleri ve mallıkları.

Bence yok.

Önlerindeki zorluk ve gerçekleştirecekleri çalışmadan bahsediyor çünkü.
And olmadan da kullanılabilir ama bu kullanım hatalı değil.

bence gariplik orada değil. challenge-real ve work-consequential şeklinde eşleşme yapmış, değil mi? bu şekilde yazınca hem challenge hem de work real ve consequential oluyor sanki. yani challenge da consequential olabilir ama henüz gerçekleşmemiş bir performansa real denmez herhalde.

yukarıda yazdığımı doğru anladıysam, şöyle düzelebilir:

The challenge ahead is real and the work they'll perform is consequential.

@ cakabo senin dediğin şekilde olursa o zaman neden "is" kullanılmış, çünkü öznede iki tane öğe var

"is" kullanımı işte @kül'ün dediği şekilde olunca doğru oluyor.

misal sonraki cümlede şu şekilde "It does not energize volunteers to promise we'll win." burdaki "it" neye karşılık geliyor? bu kafamı karıştırdı biraz da

sonraki cümledeki it "promise" bence. "kazancaz demekle gönüllüler gaza gelmez" gibi bir şey diyor sanırım.

are real and consequental olmasi lazim. iki sey sayip is both real and consequental diyemezsin mesela.

"Yakında burada kıyamet kopacak" temalılar. İşte, fırtınadan önceki sessizliğin fotoğrafını çekmişler.

espri açıklanamaz da yakında diyor işte. büyük olaylardan bir önceki sahneyi gösteriyorlar gibi.

yani esprisi şu hep arka planda kalmış kişilerin akıllarındaki kötü planları yakın zamanda gerçekleştirmeyi düşündüklerini ifade eden bir şey

şunun gibi, "şimdi ananı laciverde boyadım itoğlu it!"

1.bp.blogspot.com
galeri7.uludagsozluk.com

Modern złoty bir yüzüncü ölçeği kullanılır
ve alt groszy denir. içinde
Ayrıca, büyük mezhep tasarıyı önlemek için deneyin
örneğin, 200 ya da daha fazla PLN

@mountaincat
google translate kullandığınızı söyleyin en azından

@clones O zaman ne esprisi kalacak?

duyuruyu açan kişi ciddi bir cevap bekliyor

neyse kabaca çevirisi şöyle, "modern zloti yüzlük olarak kullanılır, alt birimi groş olarak adlandırılır, ek olarak, 200 pln(polonya zlotisi) ve daha fazla tutarda büyük meblağlı faturalarda kaçınmaya gayret gösterin gibi bir anlamı var.

bu da ek bilgi olması açısından tr.wikipedia.org

edit: aşağıdaki çeviri çok daha doğru tabiki

Günümüz zlotisi yüzlük ölçek kullanır (tl ve diğer birçok para birimi gibi) ve bunun yüzde birine groszy denir. Ek olarak, 200 PLN gibi büyük kağıt paralardan kaçının. (Bunu çözemedim.)

Edit var.

Hırkayla harika.

kombi en düşükte çalışıyor, ev gayet iyi. ama bu ev böyle garip, daha önce böylesini görmemiştim, hiç soğuk girmiyor. bir de nerden baksan 100 yıllık bina. dedelerimiz işi biliyor.

Ev henuz isinmamistir... Teras kimin balkon varsa, ordan da guzel soguk aliyodur simdi o. Siz yeter ki paradan haber verin... Bi kac gune isinir... Isinmiyosa da, petek hesabi yannistir, bi hesap yannistir, izolasyon lazimdir filan...

şehir neresi?

bulunduğum yer için konuşayım, soğuğu ankara'nın soğuğuyla kapışır buranın.

en üst kat, üzerimde çatı var, alt katımdaki elemanlar yeni taşındı. şuan boş orası. antre biraz iyi gibiyken diğer iki oda buzz kesiyor. tek peteği maksimumda da yaktım, tüm evi maksimumama yakın da yaktım ama hala burnum akıyor.

akşam eve geleyim bi saat oturayım burnum akmaya başlıyor.

bol bol c vitamini, portakal mandalina depola reyiz.

şehri dememişim di mi? istanbul.

Çatı katı olması ısınma açısında sorun yaratıyor. Diyeceklerim bu kadar.

ev yeni ısınmaya başlamışsa, kuzey cepheyse, alt katta üst katta kimse oturmuyorsa, bina açık alandaysa, camlar pvc deilse, bu şartlar altındaki evler zor ısınır. ha ısınır ısınmasına ama kombiyi köklemek gerekir.

farklı renklerin birlikteliğini temsil eden bir topluluk.

adalet, kültür ve inançlara saygı, insan hakları konularını ele alır.

ne olduğunu biliyorum ama çeviride kullanacağım için birebir çevirisi dışında bir karşılığı var mı merak ettiğim bu.

kültür mozaiği de geç.

yok işte o da olmuyor bir topluluk veya grup ismine denk gelmeli

torrent kullanıyorsan bulabilirsin

''sormanın sakıncası yok'' olabilir mi?

tam olmuyor gibi

aklıma sadece

(bkz: isteyenin bir yüzü vermeyenin iki yüzü kara)

bilmemek ayip degil ogrenmemek ayip

sormaktan zarar gelmez?

ee yani

ee nolmuş?

teşekkür ettim

amk yani ?

noolmuş yani???

ülkenin en sıkı takip edilen ve en iddialı yarışının bir parçası olduğumuz için önümüzdeki birkaç ay boyunca bu yarıştan bahseden yeni bir anketin çıkmadığı tek bir hafta bile olmayacak.

hedeflere ulaşma beklentisinin kişinin kapasitesini aşacağı(ağır geleceği) hız süreleri(?) olacak.

bu arada ordaki rate değil rare imiş böyle olunca yaptığın çeviri anlam kazanıyor teşekkür ederim. nadir zamanlar diye çevirdim doğru mu?

evet, "ender zamanlar" denebilir. ben de yarışlarla ilgili teknik bi terim falan sanmıştım :P

sizden başka da çaylak edilen var. hatun kişiler de önünüze geçer. dolayısıyla artar azalır

Hatun kişilerin öne geçmesi gibi bir durum yok. O öncelik sadece geçen 8 mart tarihinde verilmişti. Ama tabi ssg bu ne yapacağı belli olmaz.

Yapılamaz ancak eft talimatı verebilirsin. Verdiğin talimatta bir sonraki günde olacaktır ve o günkü mesai saatinde işleme alınır.

Genelde gun icinde dort bucuga kadar hallederseniz o gun transfer olur... Yoksa bir sonraki is gunune sarkar bu transfer

Yürüyerek 489 saat. Molasız.

uçakla 3,5 saat yaklaşık.

www.lafsozluk.com
buraya göre 2 saat 42 dakikaymış

motosikletle helsinki feribotu dahil 10 gün kadar sürmüştü.

fonda şu müzik www.youtube.com çalarken sorunu okudum ve içimden sana sarılmak geldi.
static4.wikia.nocookie.net

İlle bir grupla takılmak zorunda mısın kardeşim? Sen birey olarak kendine saygı duymadıktan sonra, kimse sana saygı duymaz.

Ne kadar az insan o kadar huzur. Etrafında çok kişi olmasına gerek yok, yahut bir grupla takılmak zorunda değilsin. 3-5 samimi arkadaşın olsun yeter. (bkz: züğürt tesellisi )

kendini ne kadar sıkarsan o kadar batarsın. içinden nasıl geliyosa öyle davran bi süre sonra kendin gibi insanları bulursun sonra kafan rahat eder.

çok konuşuyor olabilir misin? genelde çok konuşan kişilerin başına gelir bu.

benzer şeyler bana da oluyordu, aslında hala oluyor da, sorun biraz alfa olabilmekte.

sen muhtemelen kimseyi kırmıyim etmiyim diye düşünerek hareket eden bir insansın, insanlara düşündüğün şeyleri ya söylemiyorsun ya da olabildiğince kibarlaştırarak söylüyorsun kırmayayım diye, ama bunun temelinde karşındaki insanları kaybetmek istememek ve en dipte de yalnızlık korkusu var. -benzer şeyleri yaşadığım için böyle bir yorumda bulundum, belki senin durumun farklıdır. ama %90 genelde sorun bundan kaynaklanıyor-

bir kere, yalnız kalırım diye diplerde bir korkun varsa, onu çıkar aklından. çünkü insanın en kötü ailesi var. ailesi olmayan biri için bile, bir arkadaşıyla kırıldı mı, bir başkasıyla arkadaş olabilme durumu var. ha, iki-üç can dostun olsun, aynı gruptan, ortamdan değillerdir zaten onlar da -öyle gruptan dostum, dersen, öyle bir şey yok. bu arada dost ile arkadaş arasındaki o belli belirsiz, ince farkı da seziyorsun, değil mi? dostuna ne söylersen söyle, kırılmaz. arkadaş ise pamuk ipliğine bağlı bir olgu. en azından ben böyle tanımlıyorum, tdk'ya göre doğru olmayabilir tabi :)

yalnızlık korkusunu attıktan sonra, insanlara karşı, onlar hakkında ya da başka konularda, daha cesur ve açık sözlü olabileceksin, onları kırmaktan korkmayacaksın, ve böylece o ortamda saygı duyulan elemanlardan olacaksın. doğru söyleyeni de dokuz köyden kovarlar, o da var, ama aradaki o ince sınırı da sen belirle artık. bir de kendi sınırlarını da belirle. mesela neye kızıp neye kızmadığını bilsinler -ya da kızmak demeyeyim de, herşeye hoşgörü ile yaklaşma işte- böyle olduğunda daha rahat edeceksin, inan!

benim aklıma gelenler bunlar. başka bir şeyler daha gelirse eklerim. yalnız bunları böyle taktik amaçlı yapma, çok yapay duruyor. böyle ol yani. gerçi insanın karakterini değiştirmesi çok zor belli bir yaştan sonra. ama diyelim ki biri bir gün sana bir şey dedi arkadaş ortamında, ona verecek cevabın var ama ortam gerilmesin, arkadaşlarımı kaybetmeyeyim diye bir şey demiyorsun. işte o anda o dilinin ucuna gelen lafı deyiver. bir de her grupta bir grup dinamiği oluyor, bazı arkadaş grupları çok daha rahat oluyor, belki de senin de kendileri gibi rahat olmanı da bekliyorlar ya da ne bileyim, o grubun dinamiğine ayak uydurmanı bekliyorlar, ama samimiyetini kullanılabilir gibi algılıyor, hoşgörünü de. böyle olunca da sen üzülüyorsun işte. o gün gelince, işte o lafı et, bakalım ne oluyor? en kötü arkadaşlarını kaybedersin, ki çok da büyük bir şey değil.

ben de öyleyim amk. çare olarak çok samimi olma, sürekli onlarla takılma, takma kafana.

büyüyünce geçmiyor.

"Ama bana göre değil ama böyle şeyler." demişsin. Madem öyle niye kasıyorsun? Ne demiş şair: "başkası olma kendin ol, böyle çok daha güzelsin"

hangi tekini gördün

@esref
ikisi birden halının üstünde duruyordu. ayaktan çıkarılmış gibi değil de çamaşırlıktan düşmüş gibi.

her rüyanın bir anlamı olması gerekmez,sana ait bir eşya görmüşsün.ben de rüyamda hep,bebekliğimin,çocukluğumun geçtiği evde yaşadığımı görüyorum.halbuki o evden sonra taşındık bir kaç kere

içinde ayak olmayan çoraplar o evde ruhların,cinlerin dolaştığına delalettir.eğer çoraplar halının üstünde ve ortasındaysa bu kötü ruhlu cinlerin,altındaysa iyi ruhlu cinlerin olduğuna delalettir..

eğer ki çorap top haline getirilmişse yakın zamanda basketbol oynayacanıza.birbirine düğüm olarak bağlandıysa kısa bir zaman içinde vezektomi olacağınız anlamına gelir.

sende iz birakmis. corapla duygusal bag kurman dusundurucu olmakla birlikte cok da umutsuz bir durum degil. eger tekini kaybettiysen umarim en kisa zamanda bulursun.

imza: bir dost

ayağın açıkta kalmış.

bi problem konusunda kayıt almıslar kısaca. o problem cozuldugune dair bir bilgi almıslar eger dogruysa o kaydı kapatacaklarmıs degilse de lutfen cevap verin de tekrar acalım kaydınızı diyor.

altını sımdı okudum. seni fake hesap zannetmısler direkt o takıplesme olayına gırınce. sorun cozuldu dıyorlarsa da farketmıslerdır senden mesaj gelınce gercek hesap oldugunu.

konuyla ilgili attığın mesajda bahsettiğin sorunun çözüldü mü diye soruyorlar. eğer çözülmediyse tekrar bu maile cevap vererek sorunun çözülmediğini belirtin diye de belirtmişler.

hesaba baktım hala askıda görünüyor. bu maile cevap olarak gönderilebilecek kısacık bir şey yazabilecek bir hayır sahibi var mı acaba göndereyim gitsin bakalım açılacak mı merak ettim.

Hello,
I kindly request you to re-open my ticket because my account is still pending.
Thanks in advance.

ney +1

ilk kayıt açıldığında byle mail geliyor. hayır benim sorunum çözülmedi diye dönüyorsun. çözüyorlar. bu kez sahici insan cevap veriyor. oluyor yani.

mse o kadar güçlü program olmayabilir, ama bahsettiğiniz uyarıyı normalde vermiyor. belki güncelleme falan yapılmamıştır. normalde "bilgisayarınız korunuyor" diyor..

comodo internet security kullanıyorum. şu ana kadar hiçbir sorun yaşamadım.

norveç'te var.

duşta sabunu düşürme yeter,gerisi teferruat.

heykel yapılacak atölye ne la ? müzik odası ne ? hapishane orası otel değil gittiğim 4-5 yıldızlı otellerde bile yoktu onlar. neyin kafası amk. bir adam vardı "askere şimdi gideyim diyorum, sonuçta sürekli spor ve kitap okuma şansım var. 1 bavul kitapla giderim." diyordu. o geldi aklıma.

neyse, cevap vereyim bari. sikilmeden dönersen dua et.

yok ebesinin amı hacı. nettin sen ya?

böyle bir yer varsa ve bunun adı hapishaneyse hepimiz girelim lan o hapishaneye, neden dışarda dolanıyoruz ki?

Birader sen hapishaneye değil, güzel sanatlar fakültesine girmek istiyorsun.

hmm o zaman hapse girmeyelim boşuna.

dostum hapishane demişsin ama bu huzurevi

otele git dicem ama otelde bile bu imkanlar yok.
ben 4-5 yıldızlı bir oteli anlatayım sana:

odada wifi çekmeyebilir.
kütüphane sikindirik
ne atölyesi
enstürman olarak seni öttürürler
alanya taraflarında bolca var

otel mi lan burasi?

4 hariç diğerleri mümkün, türkiye'de de var.

Sembolik 50 liralik bi kontrat yapin.faturalari kendi uzerine gecir.odayi yalandan duzenle masambu sandalyem bu telefonum budur.cok detayli incelemezler zaten.t

maliyeden gelen denetçiler soru sormazlar. demirbaşta belirttiğin malzemelere bakabilirler bir ihtimal.

@duptıs : faturaları kendi üzerime geçirmezsem düşemez miyim? ev kiminse ona gelmesi mantıklı değil mi sonuçta?

muhasebe faturaları girerken senin firman üzerinden gireceği için faturalar firma adına kesilmiş olmalı.

faturaya neden bu kadar taktın ki?

üç beş liralık kdv neyineyarayacak?

ben yaklaşık 15 adet fatura ödüyorum dükkanlarımda ama bugüne kadar hiç birini muhasebeciye vermedim.

belkide o kadar kdv sıkıntım olmadı ondan olabilir.

neyse soruna gelelim, sembolik kontrat yap arkadaşın dediği gibi. denetçi gelince odana alır pc masa telefon vs demirbaşa yazdır, çok önemli değil bu işler hep prosedür.

faturaları illa işletmek istiyorsan kiracı kontratınla birlikte kuruma git ve üstüne al abonelikleri.

masraflı bir iştir ama bence o kdv lere çok çok ihtiyacın olmadıkca uğraşma bununla.

@cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam : konu neden kdvye geldi anlamadım. elektrik su faturalarından bahsediyorum. bunları şirketime masraf olarak yazıp yazmamaktan ve ödeyeceğim gelir vergisi rakamından bahsediyorum. kiracısı olduğum dairede home ofis kurabilseydim bu faturaları kira oranınca masraf yazabilecektim. şimdi babamın evinde bu işi yapınca faturalar babamın adına olduğu için yapamıyorum.

konu kdv'ye şundan geldi, masraftan düşme genel itibariyle kdv vergisinden düşürme durumudur. masraf faturaları kdv üzerinden muhasebede düşer. ama kısaca özetlemek gerekirse firma adına kayıtlı olmalı.

evet.

evet işler. ama asgari odedikce eve haciz falan gelmz

faiz oranı da biraz daha düşük oluyor galiba asgariyi ödersen.

biner ama şöyle biner.
diyelim 800 tl borcun var, asgari ödeme oranında %20
asgariyi ödersen %2, ödemezsen %2,5 faiz konuyo aylık.
yani asgariyi ödersen, kalanıda ayın ortasında ödersen 200 + 600*(1+0.02/2) 806 tl ödersin
asgariyi ödemeden hepsini ay ortası ödersen 800*(1+0.025/2) 810 tl ödersin.

bunlar hep apelasyon işte,avrupada o kadar türk var bi diasporan yok.megri megri fayfim megri.

hazır sahiplenilmişi var:
(bkz: gyros)

abicim ben de söylüyorum tabi ki osmanlı yemeği diyorum ama heriflerin zihinlere yerleşmeye başlamış artık. bir şey çıkmaz diyorsun ama çıkıyor işte. hadi amerikalıların falan alman yemeği sanmasını anlarım. ama araplar alman yemeği diyor yahu. adamların zihninde alman yemeği olarak yerleşmiş bile. araplar da kebabı sahiplenmeye çalışıyor bu arada.

bütün yemeklerimizi çok beğeniyorlar aslında ama hepsini başka ülke sahipleniyor anasını satayım.

kim iyi yapıyorsa onu yemek/içmek lazım. bunun bir ileri aşaması aşırı milliyetçiliğe bağlanıyor. hem de yeme içme mevzularından. maksat güzel yiyip içip keyif sürmek değil mi? pizzayı amerikalılar çok daha güzel yapıyor mesela, italyanlar bu kadar ayaklanımıyordur bence...

ama kısmen haklılar Alamanyadaki döner bizim damak tadımızdan tamamen farklı, hatta her bölgede farklı.
gerçekten ordaki Türk abiler zamanında oturmuş düşünmüş ne yapsak bu Alamanlar yer ve burda satabiliriz diye.
onun dışında elbette biliyorlar dönerin törkiş olduğunu yahu--kendi yemekleri yok adamların napsınlar, elleşme

Valla almanya' da doneri daha guzel yapiyorlar. Turkler yapiyor ama buradakinden cok farkli. Icine et koyuyor en azindan. Bizimkiler gibi et kokusu spreyi sikip vermiyorlar. Cesitlendirmisler bir de pomm doner olsun, tatzki ne zikkim diyorlarsa cacik koyuyorlar ( yunanlilara selam olsun) hakkini veriyorlar. Tr de adam gibi doner mi var turist bayila bayila yesin. Almanya da kosebasi harika doner yapan donerci dolu.

bırak gitsin dönerse senindir, dönmezse zaten hiç senin olmamıştır.
(mazur görün, yapmam gerekiyordu.)

hepsini sahiplensinler biz de yunanlılar zaten türk'tü deriz. askfjlkjf

Amaaan yillardir bizimdi nooldu
Az biraz da hans oyalansin nolacak

Senin canin saaolsun.

valla en güzel döneri barcelonada, ikinci güzelini de almanyada yedim.
adamların yaptığı dönerle bziimkisi aynı değil.

almanya'da yediğim ortalama bir döner türkiye'de yediğim en iyi dönerden çok daha iyiydi. o yüzden bırak sahiplensinler. hak eden kazansın amk.

alamanyada döner yemedim ama,közde yapılmış bi ankara dönerini geçebileceğini sanmıyorum.

selanikde bir döner yemişim valla süperdi

yukarıda bazı gençlerin buyurduğu "Almanya'da döneri daha iyi yapıyorlar" önermesine kısmen katılabilirim. ancak burada et döner-tavuk döner ayrımına gitmek lazım. elbette közde hakkı verillerek hazırlanmış, yağlıca, suyu içinde kalmış bir et dönerini en güzel Türkiye'de yedim, aynı zirveye ulaşabilen Almanya menşeili bir döner işletmesine rastlamadım, ama rekabet edecek "ben daha iyiyim" diyecek vardır, imkan olsa da gurme edası ile gidip denesem. diğer yandan, tavuk döneri bizim memlekette güzel yapan bir yere de denk gelmedim, onu da iddia eden vardır,imkan olsa da gidip denesem:)

Almanya'da ortalama bir Türk dönercisinde yiyeceğiniz tavuk döneri gerçekten lezzetlidir. kanımca bunun sebebi tavukların genel anlamda daha lezzetli olması ve "zaziki" diye telaffuz edilen, memleketimizde Van Yöresi'nde benzeri bulunan bir koyu cacık türevini üstüne gezdirmeleridir. salatanın da hakkını veriyorlar zaten. ekmek yemem normalde ama, orada döner ekmekleri de lzeetli-susamlı vs. olabiliyor. e Alman'ın da damak tadına hitap ediyor haliyle. kişisel gözlemimdir, sık sık Almanya'da bulunduğum bölgede büyük bir Mc donalds'ın tam karşısında konuşlanan Türk Dönercisi'nde defaatle Almanların kuyruk olduğunu gördükçe garip bir tebessüm oluşmuştur bende.

Döner, Alman mutfağına, daha doğrusu fast-food alışkanlığına öyle yerleşmiştir ki, meşhur Duden bile bu kelimeyi almıştır hazinesine -merak edenler Duden'da döneri arattıklarında Döner ile bağlantılı diğer kelimeleri de görebilirler- ama kelimenin kökeninin Türkçe olduğunu belirtmektedirler elbet, bilen biliyor Türklere ait olduğunu azizim.
Almanlar'ın neden bizim mutfağımıza ve özellikle dönerimize düşkün olduklarını bir başka örnek üzerinden kısaca anlatmaya çalışayım. Bir dönemdir İngiltere'deyim, yolu buralara düşen bir Alman genci de bulunduğu süredir farklı mutfakları denediğini ama beğenmediğini söyledi ve Türk yemeklerini de denemek istediğini söyledi. aldım götürdüm bunu normal bir Türk lokantasına -elbette döner de mevcut-. Alman arkadaş et döner aldı -burada genelde %100 kuzu ya da yüksek oranlarda kuzu eti kullanılıyor et dönerlerde Vedat Milor'u çatlatırcasına- yedikten sonra İngiltere'de kaldığı müddetçe en güzel yediği yemeğin bu olduğunu söyledi. bana kalırsa dönerde belli oranda kuzu eti kullanılmasına karşın hazırlanışından kaynaklandığını düşündüğüm birtakım sebeplerle tam puan vermedim, buna karşın çok lezzetli bulunabiliyor yabancılar tarafından.

@candanag

gastenin ekonomi sayfasinda bi haber okuduydum seneler once:

alamanya'daki toplam doner satisi, McDonald's, Burger King ve KFC'nin hepsinin birden, alamanya'daki toplam satislarindan daha fazlaymis...

@darknum_

images.teamsugar.com

piyasayi kasip kavuran bu "Greek Yogurt"un sahibi 40 yasinda bi Turk biliyosunuz.

Bu cumleye itiraz ediyorum:

"Bir kere dünyanın her yerinde bizim bildiğin döneri kebap adıyla satıyorlar."

Doneri gyro ya da shawarma adiyla satiyolar. Shawarma kulaga tanidik geliyo. Neden? Cunku "cevirme" kelimesinin, Arapcalastirilmis hali.

@darknum_

O zaman siz o cumlenizi dunyanin her yerinde yerine Avrupa'da diye degistirin,

ben de cumlemin basina, Amerika'da ibaresini ekleyeyim...

Amerika'da doneri, gyro ya da shawarma diye satiyolar. Gyro da, Yunanca doner demek heralde, jiroskoptan kopya cekiyorum. Shawarma'nin etimolojisi burada anlatiliyo zaten:

en.wikipedia.org

evet, o adam, o sirketi satin alinca, bi dusunmustur heralde. ben bu sirketi Greek yogurt olarak mi devam ettireyim? Yoksa Turkish yogurt olarak diye mi? diye...

Ortalama bi amarigaliya Turkish yogurt deseniz, bel bel bakar suratiniza. Greek yogurt biliyom da, Turkish yogurt bilmiyom, Turkish coffee olmasin sakin o? der.

Bizim uyanik Turk de bu gercegi gordu ve bu sene 1 milyar dolar ciro yapti.

@fayfim

sayin hocam, benim en cok icerledigim nokta ne biliyo musunuz?

Gulluoglu'nun once Brooklyn'de sonra Manhattan'da yer acip, onceleri adam gibi baklavalar satip, baklavanin ne olup ne olmadigini butun New York'a gostermesinin ardindan, simdi isi berbat etmis olmasi.

Baklavalar Istanbul'dan ucakla ve "soklanmis" olarak geliyo ve serbetini New York'ta dokuyolar. Ama o serbetin icinde ne var cok merak ettim bu en son gittigimde.

Istanbul'da, Kanyon'daki Saray'da bi kaymakli ekmek kadayifi ismarlama gafletinde bulunmustum, tek bir catal aldiktan sonra, aynen biraktim. Garson sordu, nooldu diye. Bunun icinde seker yok, ben bunu yemek istemiyorum dedim. Cunku cayir cayir yandi dilim bogazim. Ekmek kadayifi mi yiyon, dayak mi yiyon belli degil.

Manhattan Gulluoglu'na en son aylar once gittim. Bu ne la? dedim. Karakoyle ennn ufak bi alakasi bile yok.

Bize (bkz: insülin direnci/@compadrito) diyon, gendin datlilari löp löp yutuyon diyebileceklere not: Senede bir ya da iki defa yiyorum. Onda da basima bunlar geliyo...

@compadrito

bir tanıdığımın tanık olduğu bir olayı anlatayım. adam dönerciye gidiyor. kendisinin önünde bir alman çocuk döner istiyor. usta döneri hazırlarken arkadaki dükkan sahibi türkçe sesleniyor. bütün eti koyma, çocuk o yiyemez zaten.

bütün bu sıkıntılar da temelde bizimkilerin bu bakışından çıkıyor işte. yarım et koyuyorsan yarım para al o zaman? ama yok işte. çakallık peşinde koşmaktan dolayı aslında kaybediyorlar.

Haci Omer Sabanci ne demis sayin hocam?

"Hilekarlik ahmaklik, gurur essekliktir!"

Gavur da, "Honesty is the best policy" demis. Sark kurnazi geri zekalilar! Herkesi kor, alemi sersem sanirlar...

"Yemeyenin malini yerler, adina keriz derler"

Biz pazarlamayi ve iyi ahlakli ticareti bilmiyosak, elin oglu, alir o ati ve Uskudar'i gecer gider.

Bize de hayiflanmasi kalir iste boyle...

www.google.ca

kendisi yalan söylemektedir hiçbir kuzenim benim için domain satın almadı ayrıca otizm illetine sahip değilim

ben bu duyurunun sorusundan, iceriginden ve sandmanin verdigi cevaptan bir sey anladiysam arap olayim? biri bana aciklayabilir mi? ulan iki kez okudum hic bir sey anlamadim.

"kuzenim yazmış" durumunun değişik bir şekli olsa gerek.

bende açıldı uyarı falan vermedi. chrome kullanıyorum.

evet chrome'dan açıldı bende de.mozilla niye saldırgan olarak belirlemiş ki mebin sitesini?

mozilla, açıldı.

firefox'dan girdim, bir uyarı çıkmadı.

mozillayı silip tekrar kurdum düzeldi.teşekkürler.

(bkz: backroom casting couch)

porno çekiliyor orada.

bu fotoğraf zaten o bahsi geçen porno filminden bir sahne. yani kızın olmadığı hali tabi.

fake agent denen bir porno türü çıktı bu aralar, o deri koltuk bu deri koltuk. mankenlik ajansı gibi kamera karşısına geçirip sohbet muhabbet edip zifaf yapıyorlar.

nerden biliyorsun?

hepsi her şey bir yana: şu anda biliyorsun ya annenin çok üzüleceğini. sadece bu bile yeterli.

ölüm çok boş bişi hacı. boş şeyler sıkıcıdır. bence sıkıcı olacak.

çok bencilce düşünmüşsün. üzülecek insanlar sana senden daha çok değer veriyor, sense umursamıyorsun bile.

Bir bilgisayar oyunu dusun. Oyunda tum ganimetleri ele gecirip zengin de olabiliyorsun, kayiplar yasayip topraklarini da kaybedebiliyorsun. Senin mukemmel dedigin sey burda alt f4 cekmek oluyor. Bence en sıkıcısı.

ölümün kusursuz olduğunu asla bilemezsin, bunun acısını çekenler onu her zaman kusurlu bulacaklardır.

hiç müzik olmayacaksa bu nasıl kusursuzluk ya? zaten herkesin sonu aynı olacak,hepimiz görecez de erken görmeye ne gerek var,bırak da zamanı gelince görelim kusursuzluğu

siz öyle sanın. (bkz: kabir azabı)

olmayan kusursuz mudur? "olmayacak" olanları anladık. peki ne olacak? korku değil basitçe.

ne olacak? bilinmeze yelken açmak... eyvallah. peki ne olacak? ekşici piç olup, filmi yarıda bırakmak çok mu matah? belki film türk filmi gibi mutlu sonla biter. ne biliyorsun? (öyle olur demiyorum, nerden biliyorsun ki bitmeyeceğini?)

yazı çok güzel. ölüm artık mükemmel.

sözelci misiniz?

sadece oyun bitecek işte. dünyada kalsan: evet her şey çok güzel devam edebilir belki ama ne önemi var ki? çok para kazanmanın bir önemi yok, sorumluluklarını yerine getirdin ya da getirmedin bir önemi yok, çok sevilecektin ya da aldatacaktın belki ama bir önemi yok artık. sonsuz bir dinginlik hali sadece... günün uğraşlarını dışarıda bırakıp yatağa uzanma halinin hiç bitmeyecek olması gibi geliyor insana ama bir hesap kapatma işlemi olması lazım sanki herkesin yaptığı yanına kalamaz olmaz öyle şey. yani huriler ve şarap ırmakları olmasa bile ahiret olmalı

yeni kitaplar çıkacak, yeni filmler çıkacak ve ben öldüğüm için izleyemeyeceğim diye şimdiden dertlenen bir insan olarak sen diyorsun ki şu olmayacak, bu olmayacak. yemişim öyle "mükemmel"liği.

hesabı dondurdukları için öyle görünüyor.

çalıştığını anlamaları için sigorta girişinin olması lazım eğer sigorta girişin varsa gss borcun çıkmayacaktır. sigortan yoksa zaten bu da resmi anlamda çalışmadığını gösterir. bu yüzden öyle bir şey diyeceklerini sanmıyorum.

şifren varsa turkiye.gov.tr'den yoksa şu adresten bir bak bakayım sigorta durumun nedir, primin ödeniyor mu? ödeniyorsa hangi tarihten başlamış. (sigorta yapmamışlarsa bastır sigortan başlasın önemli bir konu.)

esgm.sgk.gov.tr

öbür türlü de okuldan bir belge alıp yakınındaki sgk müdürlüğü'ne gidiyorsun. "okuyam ben ya!" diye belgeleyip borçtan kurtuluyorsun.

Şaka yaptığını sanmıyorum. Önümüzdeki ay çıkacak diye diye 3 yıl tel takan tanıdığım var. Pes etmeyin, emin olun değecek :)

senden beterleri var.

yalnız dişçi deyince içime bir kurt düştü bu işleri yapan diş hekimleri de var alanları olmamasına rağmen. ortodonti uzmanı bu herif değil mi ?

@dinsiz adam ortodonti uzmani kadin, evet.

o zaman sabret ve kontrolleri aksatma 6 sene taktım ben de ama değdi.

Niye saka yapsin lan bunun sakasi mi olur. Babalar gibi uzaticak. Ben de hep az kaldi cikacak diyerek 4 yil taktim.

ruby sparks

k-pax
Analyze this, analyze that
babel
Dancer in the dark
The big lebowski
Stay

The Intouchables www.imdb.com

Tam aradığın gibi bir film. Beğenmezsen gel beni...

ruby sparks güzel film evet ama izledim malesef

interstate 60, www.imdb.com

puanı tatminkar görünmeyebilir tavsiye ettiğim herkes 1 ay boyunca teşekkür etti. :)

hepsi çok güzel filmler de güzelliklerini bildiğime göre izledim yok mu bağımsız sinema?

(bkz: enough said)

(bkz: be kind rewind)

superbad
this is the end
21 jump street

format sonrası kayıt defterinde falan oynama yapmana çok gerek yok. ama sistem sağlığı için en önemli şey bir antivirüs kurmaktır. önerim microsoft security essentials. ücretsiz ve hafif bir program. parasını veririm önemli değil dersen kaspersky internet security.

ccleaner yükle arada onu çalıştır. bi de usb disk security.

Ccleaner, sağlam bir antivirüs ve düzenli disk birleştirme.

Programları kaldırmak için Revo Uninstaller programı kullan.

disk birleştirmeyi ayarlarsan kendi yapıyor haftada bir.

okul dönemi boyunca zaten okulun kendisi askerliği tecil ediyor. ama mezun olduktan sonra kendin tecil için gitmen gerekiyor eğer istersen iki sene tecil yapılıyor. şu an kaçak göçek bir durum yok.

sitedeki bilgiye göre 9 kasım

bizim izlediğimiz kesilmiş biçilmiş haliyse 'uncut' versiyonu tıp fakültelerinde jinekoloji dersinde okutulur artık.

ilk 6 bölümü yayınlandı (3er 3er yayınlanıyor)
yarın 7-8-9 yayınlanacak

edit : spartacus'un facebook sitesinde böyle yazıyor ama ben de hiç görmedim daha

spartacus devam mı ediyor ?

4-5-6-1-2-3

4-5-6-1-2-3

ama 1-2-3-4-5-6 olarak izlemediğime pişman oldum ben, eski jenerasyon çok dandik geldi yenisinden sonra.

4-5-6-1-2-3

123456 diye izledim pişman değilim.

123456 olarak izleme star wars'a hakaret olur.

Önce
4-5-6-1-2-3
Sonra
1-2-3-4-5-6

4-5-6-2-3. 1'i izleme özetini oku yeter. bok gibi.

eğer "ohaaa ohaaa neler olacak lan yuhh" demek istiyorsan:

1-2-3-4-5-6

eğer " hassktr ya olum bu işler bu noktaya nasıl geldi amk" demek istiyorsan

4-5-6-1-2-3


birinci sıralama hikayenin akışına göre sıralamadır.

eğer ikinci sıralamayı izlersen hikayenin sonunu 6. filmde öğrenirsin ama işler o noktaya nasıl geldi acaba diye düşünürsün.


birinci sıralamayı yapan çoğu arkadaşım 4-5-6'yı izlerken sıkıldı çünkü 4-5-6 çok eski filmler ve efektler bariz bir şekilde 1-2-3'ten kötü.



benim kişisel tavsiyem 4-5-6-1-2-3 şeklinde izlemen. çünkü çok daha şaşırtıcı detaylar oluyor. bir de birinci film bok gibi de dense izle. herhangi bir filmin 1 saniyesi bile kötü değil. böyle de fanatik bir adamım.

4-5-6-1-2-3 tabi ki. sonuç olarak hobbit de lotr'den sonra çekildi, öyle izlendi.
şahsi kanaatime göre filmi sevememe gibi bir düşüncesi olanların özellikle bu sıralamayla izlemesi. ilk seri daha eğlenceli bana kalırsa. bir de 1-2-3 diye giderseniz 4-5-6dan ağır spoiler almış olursunuz. malum sahnelerde, has... lan nasıl da öyle oldu diyemezsiniz.

O bu değil de obi wan <3

www.eksiduyuru.com

bence hiç arama sorma sana ulaşması için yol göstermiş olursun.

polise ver böbrek avı filandır sevaba girmiş olursun.

ilginin rehavetiyle şımarmayınız. masum bi hareketmiş, kadın ne bilsin sevgilinin kıskançlığına yalanla karşılık vereceğini.

göt arşa ulaşmış. asıl bu ne tavır lan. kadın şansını denemiş.

kadın güzel miydi?

Vay arkadas kivanc tatlitug eksiduyuruda herhalde.

saçma bence at kartı gitsin. çok mu önemli sanki. aramak istiyorsan o başka.

savcılığa vermen çok saçma olur, hatta komik olur. belli ki kadın beğenmiş, şansını denemiş. aramazsan yeterli olur . abartmaya gerek yok.

yanında oturan kadın bendim. ben yere düştüğünü sanmıştım bulamadım. sanırım kartlarımı düzenlerken bir tanesi yanlışlıkla düşüp fileye girmiş. hakkımda bu kadar olumsuz şey düşünebilmene çok şaşırdım açıkçası. aramazsan, o kartı atarsan sevinirim.

Hayır savcılığa versen hangi sebeple vereceksin? Sadece kartını çantana bıraktığı için mi? Bu durumda savcılığa gidersen bizzat olmasa da dolaylı olarak alay konusu olursun.

biz kadınlar allahın günü bu kart koymanın farklı varyasyonlarını yaşıyoruz ama savcılığa gitmiyoruz. sanki tecavüze uğramışsın gibi savcılığa gidersen ciddi dalga konusu olursun.

ben olsam tokmaklarım azmış olabilir ilacını ver gitsin :)

o kadın sevgilinin sana kurduğu bir tuzaktı, aferin testi geçtin.

selam. ben geleceği görebiliyorum. o kadın 2 sene sonra hayatınızı kurtaracak. kartı buzdolabına as.

işkur'un sitesinde üye olabiliyorsun. orda iş başvuruları kısmından ilgili işi bulup çıktı alabilirsin.

hayır bağlanılamaz. açık olması lazım.

bağlanamaz. Şu an için yöntem yok ama ilerde yine aynı durumda kalacaksanız bir bulut hesabı edinip, dosyalarınızı bunun içinde muhafaza ederseniz her yerden ulaşırsınız.

(bkz: wake on lan) var ama hiç kullanmadım bilgim yok

benim çalıştığım dosyalar 1 Gb yakın dosyalar.

buluta kaydetmek upload etmek kadar uzun süren bir işlem mi, karşı bsayardan açarken de 1 gb'ı indirmek mi gerekiyor?
anlatabildim umarım.

bağlanılamaz.

ama iş yerlerinde server olduğu ve server da kapatılmadığı için eğer ki kullanacağınız program server'da kurulu ise bağlanıp çalışabilirsiniz.

bağlanabilirsin, wake on lan özellikli bir anakartın varsa (ki çoğu mac proda vardır)
bilgisayarına sabit bir ip atayarak, teamviewer yada log me in üzerinden bilgisayarını çalıştıraiblirsin.

Fakat işyerindeki modemin de bu özelliği olması gerekiyor diye biliyorum.
ayrıntılar için bir it ye danışabilirim detay istersen

bağlanılırda uzun iş sen bağlanamaz diye bil .

yedek subay boya göre değil mesleklere göre belirleniyor, misal doktor ve veterinerler ihtiyaçtan dolayı uzun dönem yapıyorlar. kısa dönem olacağın için komando olacağını sanmıyorum. genelde komandolar uzun dönem(üniversite mezunu olmayan) oluyor.

www.youtube.com

www.youtube.com

bu olabilir mi?

ikinize de teşekkürler. lotus flower aradığım şarkı.

www.youtube.com

*Diğer cevapların videolarına bakmadım. Aynıysa tepki almayayım.
*Eğer şarkı buysa, nick altı yazmayacağına söz ver.

Edit: Ben cevap yazarken soru cevabını bulmuş :))

sağol @istinye :)

bursı olmasa yanmışız

london grammar

Birdy
www.youtube.com
www.youtube.com

Amiina
www.youtube.com


edit:
Au Revoir Simone
www.youtube.com

www.youtube.com

genelde şifre olarak bağlı olduğu telefon numarasını atıyorlar. misal bendeki örneği şu şekildeydi ilk başta.

kullanıcıadı: adsoyadıxxx (burdaki xler telefon numarasının ilk üç rakamı ve tabi adsoyad hat sahibinin adı ve soyadı)
şifre: xxxxxxx (alan kodu olmadan ki telefon numarası)

eğer ki sonradan şifreyi değiştirmediysen bu şekilde tanımlanmış olabilir

şifre arkadaşın dediği gibi, alan kodu olmadan telefon numarası bizde de.

kullanıcı adı da alan kodu ile birlikte telefon numarası. (başında sıfır yok)

dene belki tutar.

Tekrar...

cnbce geriden geliyor.

jesse'nin mevzuları anlatacak. yeni bölüm arkadaşlar.

jesse'nin yolu (üzgünüm bunu yazmak zorundaydım)

türkçe dublaj olduğundan geriden geliyor onlar.

galiba burda goodyear lastiklerinin çamurlu yollarda performansının iyi olmasına bir gönderme yapılmış olabilir. tabi lastiklerden anlamam. sadece ordaki goodyear'dan bahsettiği bu olmalı diye düşündüm.

goodyear özellikle çamurlu arazilerde yollarda iyi yolduğu için, böyle çamurlar içinde seks yapan birileri olunca "lastik" için goodyeara da fırsat doğmuş işte.

sadece seks değil ama. lezbiyen ilişki, yani sıra dışılık var. 'çamurlu yollarda bile sıra dışı performans, goodyear.'

iyi salladım. tam reklamcı olacak adamım.

gerçi bana sorarsan; lassa, aklın varsa!

rubber ayni zamanda condom demek, goodyear'da camurda yol tutusu saglayan rubber tire uretiyor. Dolayisiyla boyle bir baglasim kurmus. Fakat seks te kayganlik olmasi lazim dolayiisyla goodyear'in kaymayan kondom yapmasi akla yarasir bir is degil.

Çamurlu arazideki başarısını çamurlu kukuda da göstersin diye

videonun sağ alt köşesinde orda settings diye bir kısım var ona tıkladığında küçük bir pencere çıkıyor ordan açıklamaları kapat seçeneğinden kapatabiliyorsun.

www.youtube.com

www.youtube.com

mayra andrade
miguel fugain
maitre gims

Nouvelle Vague-Je suis déjà parti

www.youtube.com ötesi yok.

L'Amour Ne Dure Pas Toujours - Feist

Claude françois comme d'habitude , ağlarım

Hadi biri le vent nous portera'yı da önersin de bu kahrolası klişeleri tamamlamış olalım.

Telephone - Une Autre Monde
Mes Aeiux - Loup Blanc
Louise Attaque- Tout cette histoire
Mademoiselle K - Jouer Dehors
Thomas Fersen - Deux Pieds
Benjamin Biolay - Dans la merco benz

cevapta gayet net hayır

evet.

bence hayır.
Kesinlikle hayır hemde.

çok abartılıyor. hayır.

dipnot: son zamanlarda moda oldu. ulen ben ünive yeni başlamışken ilk sezonu vardı yeni başlamıştı ozamanlar ben izliyordum bikaç arkadaşıma bahsettim umurlarında olmamıştı. kimse dönüp bakmıyordu bile. son sezonlar iyi olunca millet fazla abarttı bence.

benım gozlerımın gordugu en guzel şey

degil.

iyi ama en iyi diyemem.

en iyi değil ama çok iyi.

kime göre ? neye göre ?

breaking bad şu an 20-30 yıllık ömründe hadi abartalım 50 dizi izlemiş bir insan için en iyi dizi olabilir.

en iyiyi belirleyen ne ? simpsons, friends ? ne bileyim bizimkiler, dallas, yalan rüzgarı ?

neticede herhangi bir şeyin "en iyisi" olmaz. ille de olacaksa bu en iyiyi belirleyen kriterler belirlenmeli önce.

izledim, çok beğendim. benim izlediğim en iyi dizi. ama gelmiş geçmiş en iyi dizi değil, olmamalı en azından. en iyi dizi buysa bir sorun var demektir.

Prison Break gelmiş geçmiş en iyi dizidir.

abartı bir dizi. oz ve six feet under çok daha iyi

Kişiye göre değişir bu.. Kimine göre gelmiş geçmiş en iyi dizidir, kimine göre izlediği en iyi dizilerden biridir.. Benim için şimdiye kadar izlediğim en iyi dizilerden biridir..

hayır. six feet under gibi çok gerçek ve mükemmel bi dizi varken o sıfatı alması benim için imkansız. başkası için öyle olmayabilir.

1- Hayat Ağacı
2- Marimar
3- Breaking Bad

Hangi diziyi izlemesem, izleyip de yarıda bıraksam bi süre sonra o dizi yardırıyor ve milletin dilinden düşmüyor. Öyle olunca da ben onu izleyemiyorum tekrar. Bir şeyleri kaçırdığımı hatırlayıp duruyorum.

Bence "hayır". Gelmiş geçmiş en iyi dizi olamaz. Ayrıca ağzına sıçayım Breaking Bad'in. :/

gelmiş geçmiş en iyi dizilerden biri.

hayır. six feet under'ın yanına yaklaşabilen olmadı şu güne kadar. hatta ikinciliği de oz ve wire paylaşır. belki üçüncülüğe ortak olur

dizi mi?*

1.prison break
2.diğerleri

diğerleri kısmında başı çeker.

Benim izlediğim diziler arasında (ki az buz değildir 60a yakın) en iyisi diyemem ama en üst sıralarda kesinlikle, aynı zamanda, finalini en iyi bağlayan dizidir kesinlikle.

bu tik atma saçmalığı nedir la?

hbo yapımı bir sürü dizi var. bak six feet under denmiş, oz denmiş, the wire denmiş. daha söylenmemiş olan GoT var, Boardwalk Empire ve The Sopranos var. değil maalesef en iyi dizi.

Benim için sadece gelmiş geçmiş bir dizi olmuştur. Six Feet Under varken lafı bile olmaz

kesinlikle evet

zaten hayır diyecektim ama hayırları tiklemediğini gördüğüm için hayır kere hayır.

kafan çok güzelmiş güle güle kullan.

beyler kişisel zevk diye bir şey varmış.

değil. oz izlemedin sanırım. en iyi dizi oz'dur demeyen herkes oz izlememiş demektir. en iyi dizi oz'dur çünkü. izleyip sağlamasını yapabilirsin.

prison break diyenler var, oz prison break'i tokat manyağı yapar. pb'den sadece t-bag oz'da rahatça yaşayabilir, o da 1 haftaya oğlan olur.

tabii ki hayır. yani breaking bad'in güzel yanı boka sarmadan bitirebilmesi oldu ve bu yüzden farklı anılacak. yoksa house mesela çok daha güzeldi bence. sadece aç gözlülerdi ve gereksiz uzattılar. dexter'ın ilk 4-5 sezonu yine öyle. friends tümden daha iyi bence. modern family yine daha iyi. downton abbey daha iyi, Louie daha iyi, doctor who ve sherlock ezer geçer. karakter derinliği olarak bile düşünsen don draper walter white'tan çok daha derin bir karakter en basitinden. the simpsons iç savaş durumunda olan bir ülkede 20 dakikalığına hayatı durdurabilen bir dizi örnek vermek gerekirse. breaking bad'in bu tarz özellikleri de yok.