lg g4 al derim. ağustos ayından beri kullanıyorum ve memnunum. bataryanın değiştirilebilmesi ve hafızanın arttırabilmesi mümkün olduğu için aldım. samsungun iyi yanı satışı kolay olur.

@MTKrt kardeşim batarya sorunun var mi? Herkes ondan şikayetçi de

g4 vs s6 da kesinlikle g4' öneririm.
s6'da batarya değişmiyor ve hafıza kart desteği yok.
s7'de bu dediğim özellikler var ama bu sefer de kasa yapısı artık bana çok iğrenç geliyor.
şu an 6s + kullanıyorum ama değişterecek olsam sanırım s7edge isterdim. uygun olursa senin için tavsiye ederim.

batarya sorunu var gibi gibi. ocak ayında 6.0 Marshmallow güncellemesi geldi. güncellemeden önce batarya çabuk bitiyor gibiydi, güncelleme geldikten sonra acayip bir şekil kullanım süresi arttı. ama 6.0 marshmallow geldikten birkaç gün sonra "pil iyileştirmesi ve google iyileştirmeleri"nin olduğu küçük bir güncelleştirme daha geldi ve batarya performansı düştü.
düzelmesi için yeni bir güncelleme bekliyorum ama durum o kadar da kötü değil. genelde ekran parlaklığı %20'de kullanırım,evde vs. dışarı çıktığında aydınlıkta göremezsin tabi. hem oyun oynarken hem de dışarıdayken %40-50'de kullanırım. wireless veya veri bağlantısı sürekli açık olur. oyun olarak da sık sık tavla oynarım. instagram,snap,whatsapp kullanırım. batarya 1.5 güne yakın gidiyor.

ben de bir şey sorayım.

neden bilmiyorum ama lg4 ün ekranındaki renkler bana bi donuk geliyor.
halbuki ips ekranları ben daha çok beğenirim. apple, asus, sony, huawei falan ips kullanıyor ve renkler gayet canlı ve doğru.

ama neden bilmiyorum, lg g4'ün renkleri çok soluk geliyor bana.

(ekran parlaklığı değil kast ettiğim şey)

Merhaba,

Amazon'a mail atıp, Türkiye'den bu tip durumlarda en az sorun yaşadıkları kargoyu sorabilirsiniz??

Sorun olmasından yana bir korkum yok ama ücretli diye biliyorum. Bugün aras kargoya sordum mesela, ücretli yolluyorlardı. Yani ürünü geri yollarken bir de ona mı para vereceğim? Versem de sonradan amazon o parayı iade ediyor mu acaba?

Sevgili dynamole, duyurudan once pek sevgili arkadaslariniza sorsaniz yardimci olabilirlerdi. Neyse buradan yardimci olayim. Kargo parasini gonderirken sen oduyorsun, onlar kargo miktarini urun ellerine gectiklerinde iade ediyorlar.

ptt ile gönder alıcı ödemeli.

müşteri hizmetlerine kargo ücretinin çok yüksek olacağını, yapabilecekleri bir şey olup olmadığını soran bir mail atın. bu durum onların hatası olduğundan dolayı yardımcı olup kargo ücretini amazon'un ödemesini sağlayan bir barkod yollarlar büyük ihtimalle, onu çıktı alıp pakedin üstüne yapıştırırsınız, ups veya neyle çalışıyorlarsa onlar da gelip evinizden alırlar.

onlar neyle yollası? usps ileyse sen de ptt ile yolla

I never thought as / have the perspective of 'not so, not so' olabilir belki, tam bilemedim

I have never had the "to the hilt" / "till the end" mindset.

Teşekkürler

As example of the positions which a statistician can work in banks, the risk analyst and the analyst/examiner can be given.
çok formal bir metin için sorduysan bazı hatalar olabilir.

Risk analyst and Financial Analyst positions in banks can be given as examples, in which a statistician can work.

Evet.

task-based interaction: görev/amaç odaklı etkileşim daha doğru olur diye düşünüyorum. öğretimden ziyade hoca/öğrenci etkileşimi gibi.

önceki meta-analizler, öğrencilerin biçimbilimsel gelişimlerindeki amaç odaklı etkileşimin etkililiğine dair bazı ispatlar sağlamıştır.

Zihinsel*

Al eline bi chuck palaniuk romanı veya alaninla ilgili tek bir ders kitabı.git bi kutuphaneye sabah erkenden. Kitap bitene kadar cikma. Erken biterse bi daha oku. Gecmezse ikinci tavsiye vercem.

pomodoro tekniği ile çalışmayı deneyin. Fiziksel egzersizlerinizi ihmal etmeyin, uyku düzeninizi korumaya çalışın.

Oturun biraz dinlenin, yaptiginiz isi de muzik dinleyerek vs. Dusuk tempoda yapin

bilgisayar başında çok vakit geçiriyor musunuz?

Bilgisayar degil de telefonun pek mesgul ettigi dogrudur

aynı şeyleri ben de yaşadım, az da olsa yaşamaya devam ediyorum.

öncelikle doktora gitmenizi öneririm.doktora gitmeyi elbette düşünmüşsünüzdür belki gitmişsinizdir de ama yine de söylemek istedim çünkü guatr gibi konsantrasyon sorunu yaratabilecek hastalıklardan kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamak için birçok tahlil yapılıyor.

doktorumun önerisiyle şunu yapmaya başladım:bir yazı alıp bir harf seçiyorum ve yazının her satırını tek tek inceleyip bu harfin altını çiziyorum.her gün başka bir harf için yapmaya devam ediyorum.doktorum her gün 15 dk yapmamı önermişti ama ilk zamanlar 3 dk anca dayanabiliyordum zamanla bu süreyi artırabildim.

belki sizde de işe yarar.

Hislerimiz klişe ve boş şehir hayatının önemli noktalarında felce uğradığında, doğal olan davranışlarımız meydana çıkar.


Daha yuvarlak cumburiloplop çevirisi:

Şu salak ve boş şehir hayatında, bir an gelir de hislerin donup kalırsa, işte o zaman gerçek ve doğal bir şekilde davranmaya başlarsın.

we want to contribute to the effective presantation of x's usage for humanity.

We would like to make a contribution on effectively offering of the x to humanity's usage.

Sisli etfal hastanesi asli aksu çerman.

kolsuz agop'u sözlükte çokça övenler var...

ama yerenler de var.

kolsuz agop
ve
serkis baris

zehra doust'da epey iyi, alanında uzman bir arkadaş. google'da aratırsan kendi muayenahenesi var. en son beşiktaş fulya terrace'daydı.

john hopkins anadolu sağlık merkezinde Mehmet Coşkun Acar

gparted ıle ntfs partition acman gerek once sonra win8 cd si iso su vs ile kurulum yapcan.

win 8 grub u bozabılrı ama genelde once wındoz kurulur sonra lınux.

grub bozulursa livecd ile ya da daha kolayı grub disk repair ile geri yükleyebilirsiniz

virtualbox ile sanal makina kurun.

Arkadaşınız sizi pek bahsettiği yola sokmamış. İlk önce java ve javascript ayrımını yapalım, java bir programlama dilidir, derlenmesi gerekir. Javascript ise web sayfaları üzerinde vs. kullanılabilen bir script dilidir, derleme gerektirmez.

Html, css, jquery, php, laravel hepsi web programlama ile alakalı ve size java öğrenmenizde tek katkısı programlama alt yapısı oluşturmak olur ama bunun için çok daha kolay yollar varken epey uzun ve gereksiz bir yol. Eğer arkadaşınızın bahsettiği masaüstü programcılık ve java ise python gibi basit dillerle kurun altyapınızı.

java konusuna eyilmekle dogru karar almışsın. html+css+jquery+java frameworklerinden birini secip işe başlayabilirsin. DB içinde yanına bir hibernate atarsın kralsın. tabi bu surecte bolca emek.. ve sabırlı olman gerekmekte.

Yazilim piyasasinda oyle deli bir eleman acigi yok, hatta fazlaligi var. Ilgili Bolumden mezun degilseniz, zaten 4-5 yil burnunuzu surterler, sonra sizi ciddiye alirlar ki deli paralar kazanan da cok istisnadir. "Futbolcular deli para kazaniyor, e ben de topa vurabiliyorum, neyim eksik?" Demek gibi bir sey bu yaptigin.

@mindwars,

heh hocam işte o ayrımı yapmıştı ama ben konuya baya fransızım. zaten "abi ben daha nerde büyük nerde küçük harfle yazıyoruz onu bile bilmiyorum" dediğimde önce bir altyapı oluşturmak için o html, jquery vs'yi öğrenmemi tavsiye etmişti. ayrıca yolun uzun olduğundan ve hemen sonuç beklememek gerektiğinden de...

ha sizin bahsettiğiniz çok daha kolay yolları da bilmek isteriz pek tabi ki :) yani o yolları nasıl takip etmek gerektiğinden falan bahisler açabilirsiniz belki :)

@dimia, işte duymak istediğim cümleler bunlar ! :)

@comptrol, hocam tabi haklısınız da bir taraftan devlet babanın çatısı altında çalışırken diğer yandan zamanın kalan kısmını bununla değerlendirmenin mahzuru yoktur diye düşündüm.

bu arada bahsini ettiğim 35'lik abi, bu işe 50 yaşlarında başlayan tanıdıklarından da bahsetti vs vs.

@kuul, hobi olarak yaparsin ama bir gelir kazanabilecegini dusunmuyorum acikcasi. Yapsan bile giris seviyesindeki firmalara belki verebilirsin onu da basini agrittigina degmez. 50 yasinda baslayanlar ne yapiyormus? Oyle kolaysa, insanlar 4 sene bosuna mi egitimini aliyor bunun? Bu adami ne kadar iyi taniyorsun ayrica, senden bir menfaat elde etmeye calismasin.

1- Önce gitmek istediğin yolu seç, web programcılığı mı masaüstü programcılığı mı? (Evet ikisi birden olabilirsin tabiki ama hangisini ilk öğrenmek istediğin / odaklanmak istediğin önemli çünkü ikisi epey farklı mantık üzerinden ilerliyor)

2- (1) Numarada seçtiğin yola göre öğrenebileceğin dilleri araştır, abin java dediği için hemen java öğreneyim demek yerine önce java nedir neler yapılır onu öğren sonra diğer alternatiflerini incele.

3- Dilini seçtikten sonra onu kenara bırak ve oturup algoritma öğren, ilgili keywordlerle gerekli kaynaklara erişebilirsin zaten.

4- Zaten algoritma öğrenip araştırmalarını yaptıktan sonra hangi dili nasıl öğreneceğini kendin bulabilecek kapasitede olursun, olamazsan tekrar sorarsın.

Edit: Ayrıca @comptrol arkadaşın dediği her şeye katılıyorum.

@mindwars, tekrardan teşekkürler hocam.

şimdi comptrol gerçekleri acı şekilde yüzüme vurmuş. ben de şu sıralar henüz yapma demiyorum hobi olarak yine yap kafasındayım zaten. bu iş için yaptığım masraf da öyle aman aman bir şey sayılmaz. mesela mimar aslan'dan aldığımız o setin fiyatı bugünkü kurla 800+ lira falan. ben ona 300 lira verdim. tek masrafım bu. diğer taraftan bunları aldım ve tek başıma debelenmiycem. bahsini ettiğim abiyle ortak mesai yapıcaz. ikimiz de aynı devlet dairesinde çalışıyoruz öyle diyeyim. ayrıca konuyu bilgisayar mühendisi başka bir arkadaşa da danıştım. yaptığım işin makul olduğundan falan bahsedip beni cesaretlendirdi. yani bugünden yarında bir şey olmayı hemen beklemiyorum tabi ama nisbeten makul bir bedelle, yaş sınırı gibi bir şeye kafayı takmadan, bir gün işime yarayabilecek böyle bir teşebbüste bulunmanın zarardan çok yararı olacağını düşündüm.

yazilimda en iyi para egitiminde/kurslarinda var. adamlara bu isin cok kolay oldugunu, deli paralar dondugunu ve istihdam acigi oldugunu soyluyorsun, adam da gaza gelip kurslara gidiyor ve o kurslar koseyi donuyor :)

ayrica, memurluktan oyle bahsetmissin ki, nice bilgisayar muhendisleri devlet memuru olmak icin nerelerini yirtiyor bir bilsen.

yazilim sirketine girmeyeceksen ciddi soyluyorum ogrenmen hayal, videolari yala yut bi yere kadar.. junior olarak bi yere kapak atabilirsen guzel olur ilk basta surunursun ama elbet guzel pozisyonlara gelirsin yok mevcut sirketinin yazilimla alakasi yoksa hobi seviyesinde anca 4 islem yaparsin ileri gitmez.

İlk önce rica ederim. İkinci olarak elbette kendine bir şeyler katmak, yeni şeyler öğrenmek, para kazanmayı kenara bırakırsak özel hayatta iki satır kod yazabilmek epey işe yarar bir konudur.

İlgili eğitim setini bilmiyorum, ne kadar beginner'dır vs bilgim yok ama izleyerek başlayın madem o kadar java java diye ısrar ettiniz ama sonra "ben hiç bir şey anlamıyorum" "bu çok karışık" "başlarım programlamasına" diyerek kenara atarsınız kanımca.

Bir önceki mesajımda kendimce izlemeniz gereken yolu anlattım, eğer onları uygulayıp yine java üstünde karar kılarsanız 4. adımda seti izleyerek başlarsınız. Yine de hemen java ile başlamak yerine algoritma öğrenirken python'a giriş yapın derim.

@kuul, vakit kaybi olmayacagini dusunuyorsan devam edebilirsin; ama bu harcadigin aylarin/yillarin sana gelir getirmeyebilecegini de goz onunde bulundur. Ayrica ingilizcen iyi degilse bu ise hic girme.

@comptrol,

hocam maalesef benim gibi 4001 memuru olmakla bir bilgisayar mühendisi olarak memur olmak aynı şeyler değil. hayatın istanbul'da devam ettiğini düşünürsen ekstra yollar aramanın çok da anlamsız olmadığını görürsün. şu kira-fatura vermeyen (zira ailemleyim ) halimle bile durum ortada. o zaman hiçbir şey olamasak bile en azından 300 lira kaybederek boş hayaller peşine düşmememiz gerektiğini anlamış oluruz. kursa 5000+ lira bayılıp bi bok olmayacağını anlamaktan iyidir bence.

yanlışsam yanlışsın de :)

edit: ingilizcem yeterince iyi. upper intermediate-advanced arasında sayılırım.

@acemi,

abi geçenlerde de bankacı ve 4000+ kazanan birisi bu cümlenin ikizini kurmuştu. o kadar mı yav ? :/ yaşım ufak sayılmaz ama "resmi" iş hayatında yeniyim. ürkütüyorsunuz beni böyle :/

tamam sizi mi kırcam hobi olarak yapayım be !

:'(

ayriyeten ingilizcen varsa cok saglam bi tutorial sitesi vereyim sana neredeyse tum yazilim dilleri var bosuna set alma.

suradan pay bic. eksiduyuru yaklasik 10 senedir var, deli gibi hit aliyor ve ancak kendi masraflarini cikaracak bir gelir sagliyor compumaster'a.

@comptrol,

"ancak kendi masrafları" tartışmaya açık bir kavram olabilir hocam. hiç bilmem ama sitenin aylık masrafı 10bin tl ise ve compu 15bin kazanıyorsa benim diyeceğim tek şey "iyi, valla iyi !" olur :D

ya sayı saymayı bilmiyorum ya da sopa yemedim o da olabilir tabi bilemedim de :D

Ancak kendi masrafından kasıt $1000 hosting masrafı varsa $900 para kazanıyor, $100 da cebinden ödüyor demektir :P Web programcısıyım bu arada ben, belirtmek istedim :D

@mindwars,

hocam onu tahmin ettim zaten az çok :) ama çok karamsar tablo çiziyorsunuz ya. bence bahsettiğiniz kadar komik bir geliri olmamalıdır yav.

olmalı mıdır yoksa o_0

herkeş mi gazozuna iş yapıyor bu memlekette ha ! :/

@kuul, tabiki gazozuna yapılmıyor, kendi projeni yapıp para kazanmak zor ben onun için yorum yaptım. Yoksa web sektöründe bir çok freelancer çalışan vardır, dışarıdan iş gören. Özellikle e-ticaret sitesi yapmak iyi para bırakır, sağlam paralardan bahsediyoruz.

Tabi o müşteriyi bulmak kafalamak vs zorluklar, eğer iş yerinde çalışıyorsan devamlı üzerine iş atmaları... Bu işin pek gecesi gündüzü yoktur, memurluk sabit ve rahattır bu yüzden herkes sana özeniyor :D

otomasyonda java kullanılmaz, mühendis değilsen otomasyon alanında çalışman da pek mümkün olmaz ama onun dışında: özel sektörde mühendislik kıvranıyor şu an emeklerinin ziyan olması büyük ihtimal, daha kolay ama getirisi daha yüksek ihtimaller var.

sektör dışından biri olarak kendi düşüncelerimi yazayım.

türkiye'de genel olarak her sektörde eleman bolluğu var.
bunun sebebi iş azlığı.

özellikle mobil yazılım sektörü, krizdeki ülkelerde bile büyüyen bir sektör.
ama mesele program yazmakta değil.
mesele iş yapmakta.

KONTROL : Sayaçta kredi ve vana kapalı durumda.Vana açmak için abonenin kartı takması bekleniyor

kartli sistemi, sayaclari filan hic bilmiyorum ama ocagi acinca gaz sesi geliyo fakat ocak alev almiyosa (ve gaz kokusu yoksa) borularda hava birikmistir. gaz gelene kadar yanan cakmakla ocagin basinda bekliyiceksiniz.

@compumaster, Ya kartı tekrar takıp bekledik. Hatta bunu bir kaç defa yaptık falan ama kar etmedi...

İşin garibi 0 gözüken yerde artık aldığımız miktarda gaz gözüküyor ama kullanamıyoruz yahu.

Karti takip 5 dk bekleyin, bizde de karti gormemisti

Kartı takıp 10 dk. bekledik bir çözüm yok.

Bu geceyi böyle atlatalım da, yarın sabah arayacağız heralde arıza hattını.

geçenlerde haberlerde mi duydum sözlükte mi okudum bir yerden duydum kesinlikle ama, sevimli dostumuz melih ankara halkını tümden faturalı sayaçlara geçirmeye çalışıyormuş, son bir yıl içinde kartına gaz yükleyip bu sorunu yaşayanlar ayı gibi çoğalmış, la bebe noluyoz la diye soranlara ''sayaçların ömrü doldu hacıamca tamir edemiyoz 400 lira ver de yenileyek'' diyorlarmış. ben öyle duydum fakat link neyin bulmaya üşendim, sorununuz bu olabilir. geçmiş olsun

Merhaba,

Bu sabah başkent doğalgazın maltepedeki yerine gittik.
Kartı değiştirdiler. Ücret almadılar.
Yeni karta 10 liralık bir gaz daha aldık.
Eve gelip, yeni kartı takınca sorun çözüldü.

Cevap veren herkese teşekkürler.

birktirdiği bir şeyler var mı? varsa bulması zor olacak o biriktirdiklerinden alabilirsin..

beni mesela bir pikap çılgına çevirebilirdi..

abi kızın zevki çok önemli ben mesela birine ratatuy un dvd sini almıştım hayatı boyunca aldığı en güzel hediye olduğunu söyledi. çünkü çok anlamlıydı onun için. ama şimdi sen o kıza alsan bunu nolur bi düşün :)

aa bak aklıma geldi.. kendimden gidiyorum hep gerçi ama belki kız da seviyordur ilginç hediye olabilir..

at seviyorsa onu bir günlüğüne at çiftliğine götür at binsin.. la çok sevimli..

yakın arkadaşınsa ve öyle düşünsün istiyorsan manevi değeri olacak bir şeyler düşün bence. ayrıca şunu al bunu al diye tavsiye vermek zor çünkü kız nasıl bi kız nelerden hoşlanır nelerden hoşlanmaz hiçbir bilgi vermemişsin.

Haaa, kız tarafına "lan şu cbe ne düşünceli adam, bak bana ne almış, keşkem sevgili olsaydık" diye düşündürecek hediye
bu hediyelerden olsa biz de alsak hocam.
kızın ilgi alanlarına göre değişir ama bence, ayakkabı, çanta, kemer.

kişiye özel hediyeler oluyor ya onlar da güzel bence. hani üstüne isim veya bir mesaj falan işleniyor.
ama gerçekten nası biri olduğu neleri sevdiği falan çok önemli.

kızın ilgi alanlarının yanı sıra senin maddi durumun da önemli tabii.

misal kız kedileri seviyorsa kedili medili bişiler güzel olur.

orjinal takılar. tasarım işi de güzel olur.

tek taş pırlanta.

Hepinize teşekkür ediyorum.

Kızın hoşlandığı şeyleri düşününce aklıma ilk gelen şeylerden biri müzik oldu. Ambient tarz müziklerden deli gibi hoşlanıyor. iphone u için güzel bir hoparlör mü alsam acaba...

Hmm, başka ne olabilir. Kendi başına yaşıyor. Ev hediyesi gibi bir şeyler mi alsam. Mutfak işlerine yardımcı falan.. bu da çok klasik oldu. anneler günü mü la bu.

ilk dediğin mantıklı aslında..
ev eşyası alma..
bayılacağından emi olmadığı hiçbir hediyeyi alma emr i vaki olur çünkü. ben aldım sen kullanmak zorundasın demek gibi bi şey bu

iyi bir kulaklık da alabilirsiniz.
doğum günü mü?

araba. neden olmasin?

zarif bir bileklik.
masaj kuponu.
havali bir aksam yemegi ve sonunda minik bir pasta.
hobilerine yonelik bir hediye.

Sanırım ne alacağımı buldum.

Kendisi anime leri çok seviyor. Kendisinin anime karakteri haline dönüştürülmüş bir resmini kupa gibi bir şeye bastırıcam. Ki acayip te çay hastasıdır. O kupadan içtikçe beni hatırlar..yani umarım.

Malta güzel. Herkes ingilizce ogrenmeye calisiyor zaten. Yazin gideceksen dikkat et sagligina, kapali yerlerde klima sonuna kadar acik, disarsi da cok sicak. Hasta olma.

ayrıca türklerle takılma. ingilizce öğrenmeye çalışan diğer insanlarla takıl.

kuzenim gitti maltaya, vize alması kolay, nispeten ucuz ama küçük bi yermiş sıkıldı biraz.

Irlanda'yi da dusunun derim. Pek cok dil okulu var, Ingiltere'den daha ucuz oldugu icin dunyanin her yerinden akin akin ogrenci geliyor dil ogrenmeye.

irlanda kurs fiyatları olarak uygunda yaşam şartı olarak çok pahalı diyorlar.

ilk hafta etkisi, 10 gun sonra alisiyor insan bunyesi. dert etme

iyi de ders çalışamıyorum.Sunum yapıcam yarın bu kafayla nasıl olacak :)

yaparsın yaparsın bir şey olmaz. yalnız 4 gün kısaymış biraz :)

en azından vücutta etken madde artana kadar etkileri pek ortaya çıkmaz.
tribe girmişsiniz.
ps: önceden bilumum antidepresan kullamış bir insan.

ya nasıl olacağıdı?!
edit: kahvaltı yapmadan evden çıkıyosan tabi.

kafan güzelmiş canım güle güle kullan

kahvaltı yapmadan niye fırçalıyorsun onu anlamadım. yaptıktan sonra fırçalarsan sorun yok.

fırçayı ağzından çıkarma.

Kahvaltıdan önce ve sonra fırçalayabilirsin, tadı değişir kahvaltının.

kahvaltından önce ben de fırçalıyorum. ne kadar gece yatmadan önce fırçalamış ta olsam, sabah uyanınca ağzımda garip bir tat oluyor (bu tabi biraz burun kemik eğriliğine istinaden uyurken ağzımdan nefes almamla da alakalı). işte o garip tat ile kahvaltı etmemek için, kahvaltıdan önce de fırçalıyorum.

klinik cevap:

gece fırçalayınca bakterilerin az bir kısmı ağızda kalır. sabaha kadar bir şey yemediğin ve salya üretmediğin için için bu bakteriler gece çoğalır (uzun süre aç kalanın ağzının kokması da bu yüzdendir). Kahvaltıdan önce fırçalarsan, bu bakterilere yemek vermeden onlardan kurtulursun. Kahvaltıdan sonra fırçalarsan, yemek yerken salgılanan asitler yüzünden yumuşayan diş minesine zarar verirsin. Yemeklerden hemen sonra diş fırçalanmaz. Fırçalanırsa da en yumuşak diş fırçalarıyla fırçalanır. Normalde bir saat beklenmelidir.

Kahvaltıdan sonra akşama kadar çay çorba derken atıştırdığın için salgılanan salya sayesinde bakteri üremezi az olur. Kahvaltıdan önce dişini fırçaladıysan bakteri sayısı zaten az olacaktır.


Bu terste bir işlik yok yani, devam et sen.

Adam gereken açıklamayı yaptı valla. Helal olsun

o dosya kullanıyor mu?

hayır herhangi bir ses dosyasını atmıyor internet adresinden upload ederse olabiliyor da direkt sürükleyip atamadı bir türlü. indexing hep..

Nedenini bilmiyorum ama sorun sende. Gayet guzel atabiliyorum ben.

ben nedenini arıyorum ne yazık ki

Pasaportun eline ulaşınca göreceksin diyorlar.

biz sizi arıcaz bekleyin hele diyor.

abi neyi görecez üçün birini mi yoksa vizemizi mi?

devam arkadaşlar, yok mu fikri olan, yorumunuz nedir?

yahu daha ne diyelim. adamlar bişi dememişler. biz bi karar verdik eline gelince göreceksin. daha fazla yorum kaldırabilecek birşey değil bu :)

abi :(

Your collection will be as you requested when you submitted your application

şu nedir abi. başvurumuzu zaten yaptık ya. süreci tamamladık evrakları teslim ettik ya daha başvurusu mu kaldı tamamlanması mı kaldı anasını satayım.

ne demek istediklerini anlayamıyorsan ingilterede nasıl anlaşacaksın ingilizlerle?

dökümanlarınız başvurunuz sırasında talep ettiğiniz şekilde size ulaştırılacaktır diyor. kargo ile gönderilsin dediysen kargo bekliceksin, yok eğer gidip alırım dediysen gidip alacaksın.

@cek

al amınakoyim ben de hangi sivri zeka bunu söyleyecek diye bekliyordum. arkadaş tercüme değil problem, ordan anlaşılmıyor sanırım.

@interview eyvallah

pasaportta damgayı görünce anlarsın diyor. heh şimdi tam oldu.

"şortli" demiş, 3 vakte kadar sonuçlanacak bekle diyor işte.

Your collection will be as you requested when you submitted your application


Bu cümle şu demek: Siz başvurunuzu yaparken dökümanlarınızın nasıl geri teslim edilmesini istediyseniz, size öyle teslim edilecek. Artık bu postayla olur, kargoyla olur, elden olur. Siz ne demişseniz artık..

Bir de sonucun ne olduğu yukarıda yazan arkadaşların dediği gibi belirli ama siz alınca göreceksiniz. Yine de çok sıkmayın canınızı. Ne de olsa artık bir şeyi değiştiremezsiniz. (Ulan bu cümle de çok olumsuz olmuş. Sıkma kardeş sen canını, her şeyin hayırlısı bu dünyada :)

arkadaşlar çok teşekkür ettim. yalnız şöyle bir durum var, konsolosluk hiçbir zaman verdiğiniz evrakları geri size vermez. vizeniz onaylanmasa bile durum böyledir. Size verirlerse sadece pasaportunuzu verirler o da vizeli ya da vizesiz olur. kafamı sulandıran tam da bu işte. çünkü visa application center'ın web sitesinde de yazıyordu, gittiğimizde de özellikle söylediler. evrakları alıyoruz ama asla geri vermeyiz, sizin için önemli bir belge verecekseniz aslını vermeyin onaylı bir örneğini verin diye bin kere söyledi adamlar. döküman diyor ama kastı pasaport yani. başka bişey değil. normal durum bu yani. şimdi ben bu uyarıyı görünce senden bişey daha istiyoruz karar verdik ,vize verecez ama şunu da verin mi demek istiyorlar, yani süreç tamamlandı mı tamamlanmadı mı bunu anlamaya çalışıyorum. 3 aralığa biletimizini otelimizi ıvır zıvır herşeyimizi ayarladık yetişmez diye stres oluyoruz. amaaan neyse ldsfdsgfdgsdfgdsndskflas valla bunaldım, mecbur olmasam gitmiycem o raddeye geldim amk. bir daha da ingilterenin yanından geçeni tony blair öpsün.

Vize alip alamayacagina dair karar verildi, pasaportun yolda. Muracaat ederken, pasaportunun sana nasil gonderilmesini istediysen, o sekilde gonderiliyor.

(Vize alip alamadigini, pasaportun eline gectiginde goreceksin yani. Bunlarin disinda bir sey anlamaya veya baska bir sekilde yorumlamaya da calisma. Cunku orada soylenen, aynen bu. Yani vizeyi verdik de demiyolar, vermedik de demiyolar, pasaportun yola cikti geliyo diyolar.)

Avrupalilar TR yi begenmezdi ama su aralar is kapisi goruyor. Neredeeen nereye.

Yeni yetme ozel uniler alir belki etiketinden dolayi. (yani ismi turk degilse)

Sosyoloji doktorası yapmayı deneyebilir.

Özel olarak fince öğretebilir.

Güneydeki tatil tesislerinde çalışabilir (İngilizce zaten biliyordur. İsveççe de bildiğini düşünüyorum. Belki 1 dil daha biliyorsa neden olmasın)

Türkiyede iş yapan bazı Fin emlak şirketleri var galiba. Güneyde yazlık satıyorlar. Onlar olabilir.

Onnea ve Tervetuloa Turkkiin diyorum kendisine.

iş tecrübesi nedir?

Vay be.finladiyadayim ve burda calisan cok turk goruyorum ama turkiyede calismak isteyen finli gorecegim aklima gelmezdi

melaba, ben de 12 aralıkta askere gideceğim. arkadaşlarımdan aldığım tavsiyeler doğrultusunda şunları söyleyebilirim. Polar eldiveni gitmeden önce almakta fayda var, zira orada genelde örme eldiven bulunuyormuş. bunun dışında, kişisel temizlik malzemelerini de almakta yarar var. kalanları için ise 10 aralığı beklemek en iyi çözüm gibi. gidilecek yerin imkanlarına göre alınabilir. iç çamaşır vb. ise askeri kantinlerde oldukça ucuz bulunabiliyormuş. bir de dolap kilidi alabilirsin.

ben çıkacak yeri bekleyeceğim, sonra duyuru forum vs nasıl yerdir diye soracağım. Kantin sağlamsa bomboş gidicem.

ben de 12 aralıkta askerim de 10 aralıkta mı belli olucak kesin bu olaylar.
ayrıca kısa dönem olduğunu nerden biliyorsun ki? onun da belli olmaması lazım henüz.

Kisa donem olacagini nereden biliyorsun? :-)

Neyse benden de bir tavsiye, kredi karti gotur. Ankesorlu telefonlarda calistigini neredeyse kimse bilmez. En cok bu isime yaramisti benim. Asker kart falan hic ugrasmamistim. Yok kantinde bitti, yok kontor az kaldi derdi yok.

çoğu zaman gittiğin yerin kantininde her şey oluyor evet ama ben askere gittiğimde kantin hesaplarında açık olduğu için kantine ceza verip 3 haftalığına kapatmışlardı kantini. mal gibi kalmıştık, şimdi versen hayatta içmem ama 10 gün sonunda kola içmeyi özlemiştim amk. püskevit bile yiyemiyorduk. sen gene tedarikli git ama abartma. yeminden sonra çarşıya çıkar ne istersen alırsın.

ben işletme mezunuyum kısa dönem çıkacağını oradan ümit ediyorum :)

tzum_tzum un dediği de doğru aslında
gidecek yeri görüp duyuru verip bilgi almak sanki daha iyi de
arkadaş 1 günde de tüm eksiklikler hazırlanır mı insan bilemiyor :)

@esmer
kredi kartım yok kardeşim maalesef:)

illa ki küçük bir bavulun olacak, kantinde bulamayacağını düşündüğün şeyler bellidir, temel ihtiyaç dışındaki şeylerden götür işte.

çok kafana takma. oraya elini cebine atıp yanına kimliğini ve sevk kağıdını alıp gitsen de halledersin her işini. o yüzden stres yapma kendine. yazılanların hepsi kişiden kişiye değişir, kimi çok titizdir, kimine göre önemli başka şeyler vardır. yanına al denilen şeylerin nedenini sorgula, kendine göre ayarla. bir de herşeyin gittiğin yere göre değişeceğini unutma. benim tavsiyelerim:

- dolap kilidi anlamsız, çünkü dolapların kilitlenmesi yasak. bot kilidi olabilir ama.
- yanına en fazla 5 takım al, bir takım don-tişort-çorap olacak şekilde. fazlasına gerek yok, acemilikten sonra istersen alırsın zaten.
- en önemlisi bence :) bir rulo tuvalet kağıdı al yanına.
- bizim ankesörlü telefonlarımızda kredi kartı işe yaramıyordu, ancak yanında olması mantıklı. eğer çalışırsa seni çok büyük zahmetten kurtarır.
- kışın gideceğin için; içlik alt-üst ve polar eldiven-bere önemli, bunları bile aslında veriyorlar asker çantanın içinde herşey hazır normalde, ama kısa dönemlere vermedikleri oluyor. kışın gideceğin için verebilirler, ama tedbirli ol yine de.
- eğer ilaç kullanıyorsan yanına al, orda ilaç yazdırmak falan sıkıntı. girerken sokarsın çantanın içine hiçbişey olmaz, zaten ilk gün sorarlar ilaç kullanan var mı diye o zaman ister söylersin ister saklarsın. benim dolabımda zulada her zaman ağrı kesici-grip hapı falan vardı çok işime yaradı kışın. özellikle strepsil gibi pastiller süper oluyo kışın ağrıyan boğazlara.


bak ben bile coştum yazıyorum daha bıraksan iki üç sayfa yazarım :) o yüzden takma çok kafana, herkesin söylediği bazı şeyleri al yeter. ortama alışınca zaten her türlü ihtiyacını giderirsin.

Askerde olmazsa olmaz diye bir ihtiyac listesi bana gore olamaz. Varsay ki bes kurus paran yok, ustunde kot gomlekle nizamiyeden iceri girdin. Boyle adamlar da vardi ama gayet hayatta kaldilar. Asker sana gereken her seyi veriyor, yemegini yediriyor. Doguda yaparsan 250-300 tl ye kadar maas aliyorsun. Yaptim oradan biliyorum. Merak etme olmezsin. Yani listede eksik kaldi diye uzulme.

Gidecegin yere gore hazirlaman en iyisi. Kantinlerde de temel ihtiyaclarini gayet karsilarsin.

peki ben bir şey soruyum. hani olmaz ama kantinde kredi kartı geçiyor mu? yoksa bozuk para istifleyelim mi?

Öncelikle hayırlı olsun diyelim.

Birkaç sene öncesinde gazetede bir haber okumuştum. İki kısa dönem kafadar askerde tanışmışlar ve özellikle kısa dönem askere gideceklerin ihtiyaçlarını karşılamak için askerden sonra bir websitesi kurmuşlardı. Set halinde tüm ihtiyaçları satıyorlardı, hatta merak edip siteye de girmiştim ama siteyi bulamadım ama şunu buldum;

www.webmastersitesi.com

Neyse, askere yıllar önce gidip gelmiş biri olarak, üstelik Sivas'ın dondurucu kışında, gideceğin yere göre hareket etmeni tavsiye ederim. Soğuk bir yerse yün içlik ya da termal içlik, mümkünse su geçirmeyen, boynuna asabileceğin bir cüzdan, ayaklarını sıcak tutabileceğin tarzda çorap, tabii ki içlikler ve çoraplar haki-siyah renkte olmalı. Bir miktar para ama çok getirme yanında, telefon kartı,nemlendirici krem (eller, dudaklar çatlar hep) Kantinde her türlü malzeme bulunur ama kalitesini sen beğenir misin onu bilmem. Ben donu bir kere giyerim sonra atarım dersen o ayrı mevzu tabii ki. Bir de kantine güvenip de hiç birşey getirmemezlik etme zira ilk günler kantine gidemeyecek vaki bulamayabilirsin ya da gittiğinde çok sıra olabilir vs. Sonra aldığın şeyler süper kaliteli de olmasın, ilk zamanlar bize dolaplarımızı kilitlettirmediler, tabii ki bazı arkadaşların mach3 traş bıçakları başta olmak üzere pahalı sayılabilecek aletler ortadan kayboldu. Bir de tavsiye sana; ne yaparsan yap dikkatli ol, kimseyle kavga etme, hasta olma, uykuna dikkat et, özellikle acemilikte bilmem kimin maçı varmış izleyeyim yatarım deme, yat verilince direk yat uyu.

bozuk para da geçmez kredi kartı da. ziraat bankasının bir kartı var onu verecekler, ona para yükleyip oradan kullanacaksın. bozuk para, otomatlarda veya çay makinelerinde işe yarar, nöbetten dönerken sıcak bi çay içersin.

sözlükte çok vakit geçirecen hacı..

1 aya kontrole girersin merak etme 6binlerdeyken olmuştum ben

dışarı çıkıyo musun panpa? sen evdeyken kimse teklif etmez. biliyosun di mi?

karılı kızlı ortamlara girmen gerekir...biri gelip seni buluyor o zaman.

kendinle barisiksin iste daha ne olsun.

Sosyalleş.

Sevgilili saplardan birine söyle badak olduğunu o da sevgilisine söylesin. Arkadaş grubuyla ortamlara aktığınızda eğer çok tipsiz, suratsız ve de bitki gibi oturan biri değilsen ekmek çıkar arkadaşı bizim fatmagül senden hoşlanmış diye çıtlatır.

hmm
1) dışarı çıkıyom ama daha sosyal işler yapsam iyi olabilir evet.
2) karı kızlı ortam arayışlarım sürüyor, üstteki yanıtla aynı
3) üsttekiyle aynı
4) badağım la ne peşine düşmesi
5) saplar kendine zor buluyo lan... piyasa kötü bence.

(bkz: türkiye'yi istanbul'dan ibaret sanmak)

yav arkadaş fark ettim ki teklif etme değil ama basbayağı kızlar hoş, yakışıklı bir erkek görünce ona yavşıyorlar... ben bunu fark ettim. arkadaşım var, kız peşinde koşmadığı halde kızlar gelip yavşıyor ona bildiğin. ben de kız peşinde koşmuyorum ama kimse gelip bana yavşamıyor, çirkin değilim ama sanırım biraz da vücut lazım bu işler için... cool görünmenin yanında... neyse, söyleyeceklerim bu kadar.

fakirsin galiba sen. (fakirlikten kastım açlık sınırı değil)

bir de yalnızlık kötüdür ama o kadar da kötü değildir.
bir de, tr deki kızlarla işin zor hacı.

fakir sayılmam lan. kendimi zengin görüyom ehe.

zengin ve pic degilsen zor haci. sen kosmazsan olmaz.

bi tanecik bebeklerim, köpeklerim.

yaşamak.

kayda değer pek bi amacım yok. ama isteğim var. mesela hiç para almadan. sadece yemek ve barınma şartıyla ile bilim adamlarıyla çalışmak isterim :) bunu hep istemiştim ama bakalım.

çocuk evlat edinmek

davul çalmak. gerisi detay. hayalimdeki davulu alabilmek için çalışıyorum mesela.

Fikirlerimin hayata geçmesini ve insanların yararlanmasını sağlamak.

Merak

amacım yok takılıyom öyle

şimdilik bişey yok.

Kişisel adalet.

saygı görmek. itimat görmek. herkesinki de aşağı yukarı budur, buna hizmet eder.

bisiklet denen şeyi daha önce hiç duymadığını, ve bindiğinde dünyanın en mutlu insanı olduğunu düşün. Bisiklete binmenin mutluluğunu yakalayınca yaşamak için hiçbir nedenim yok diyebilir misin?

sevdiğime hergün sarılabilmek için yaşıyorum yoksa kaldır at çekilmez bu dünya ve yaşarken kendimi, insanları mutlu etmeyi seviyorum.

kesinlikle geriye yazılı ve görsel birşeyler bırakmak.

'şimdi oldu, mutluyum' diyebilmek. sonrası zihnî emeklilik sanırım. ama tasavvuftaki kamil mü'min seviyesi değil, tamamen hazla ilgili.

süperkahraman güçlerim var, mütemadiyen dünyayı kurtarıyorum.
not: teşekküre gerek yok.

leamsarım ve bir de egemen abim.

www.youtube.com

yok bi sebep, ölüp napıcam.

Katılıyorum. HDD tek başına sırıtıyor. HDD depolama, SSD uygulama derim.

SSD demeye gelmiştim ben de.

Hiç olmazsa 128 lik takın bir tane, işletim sistemini ve en çok kullandığınız bir kaç oyun/program/uygulamayı buraya kurarsanız, bilgisayarınız nasıl uçtuğuna siz de şaşıracaksınız.

Ayrıca son bir hatırlatma, SSD nin sık sık yedeğini alın :))

Sistem süper ama SSD olmadan mazotla giden ferrari gibi olur

dalak mı? bağırsak mı? dalaksa öne doğru biraz eğilip, kolları sallayıp derin nefes alırsan geçer. herhalde o acıyı biliyosundur, ayırt edersin sanıyorum. bağırsaksa gaz olabilir, spazm olabilir bişi olabilir.

ivit solda olan dalağı hatırlatan compadritoya sevgilerimle bu cevabımı kendisine ithaf ediyorum çerçeveletip asabilir :D

Yok yav dalak şişmesi gibi değil. Şu an hala çok çok hafif te olsa devam ediyor. Koşudan geleli de 3 saat falan oldu. Bu böyle ara ara gelir.

apandisit olmasin hocam gerci cokmeden cok sisme oluyor diye biliyorum.

benim bildiğim kadarıyla organik ürünler ve diğerleri arasında besleyicilik açısından bir fark yok. yani organik bir domates te faha fazla vitamin vardır diyemiyorlar. ama şu var. organik ürünlerde daha az kimyasal, hormon, ilaç vb. var.

bir de türkiyede organiğe o kadar güvenmeyin diyorlar. ne doğru düzgün denetim var ne sorup soruşturan tüketici ne de ahlak değelere sahip üretici var diyorlar. ne kadar doğru tabi ben bilmem.

organik onayını alabilmek için uymaları gereken birtakım kriterler var. işte sulama sistemi, tarım ilacı, hormon vs gibi konularda denetleyiciler gelip denetliyor bunları. ona göre organik onayını veriyorlar. işte bu denetleyici sistem taşeron firmalara yaptırılıyor, ne kadar güvenirsiniz türkiyede, bilemem.

organik olma standartları sanırım tarım bakanlığı sitesinde olacak.

raporlarini kesinlikle gotur beraberinde, bel fitigi olsaydi askerde ameliyat ol derdim genelde oyle yapiyorlar iyi de bi hava degisimi almis oluyorusun.

1- boyun fıtığı varsa mr'ları yanında götür. teslim olduğun zaman zaten hepinizi revire yollayacaklar. orda ilgilenen doktora durumu anlatırsın. o da seni askeri hastaneye sevkedecek. askerden yırtmazsın ama spor istirahati verirler.
2- tetanoz aşısı olduğuna dair kağıdı yanında götür. askerde hepatit aşısı yapmıyorlar. askerde tetanoz, menenjit, kızamık aşısı yapılmakta.
3- ilaçlarını götür. girişte senden alırlar, senin revircine ya da komutanına teslim ederler. bu ilaçları mutlaka kullanman gerektiğini teslim ettiğin askere/komutana söyle. yoksa sallamazlar pek. sen askeriyeyi ne zannediyorsun? tabi ki kahvaltı veriyorlar..
4- kasmana, panik yapmana gerek yok. g.tüne bir boru girecek ve tadını çıkarmaya bak.. sormak istediğin başka bi şey olursa çekinme, sor..

1) evet spor istirahati alırsın büyük ihtimal yani yırtarsın spordan. ama bence ameliyat olmaya kalkma. yani durumun nedir bilmiyorum ama askeriyede sağlık konusu pek sallanmıyor benim gördüğüm kadarıyla.

3)ilaçlarını alabilirsin sorun olmaz. fakat revirciye söylemen gerekir. fakat gittiğin yere göre değişebilir. ben mesela gidip komutanın yazıcısından alıyordum. gerçi o da vermiyordu zaten, gidip kendim alıyordum dolaptan. sonra baktım her seferinde ne gerek var deyip attım cebe. cepte taşımaya başladım. ama denetim falan olursa cebinde kalmasın üst araması olursa biraz canın yanabilir. hele senden dolayı komutanın azar işitirse o zaman çifte kavrulursun :)
kahvaltı konusunda da kesinlikle çok iyi şeyler bulacaksındır. öğle yemeği, akşam yemeği o kadar iyi olmaz ama kahvaltı kesinlikle iyidir. bizim kışlada öğle yemeği, akşam yemeği bazen yenmeyecek derece de olsa bile her zaman kahvaltımız iyi gelmiştir. ayrıca süt, pekmez, tahin, helva vs. atıştırmalıkları da her istediğimiz zaman gidip yemekhaneden alabiliyorduk. fakat dolabında zula etmemeye bak. bazen dolap ararlardı, buldukları yiyecekleri atarlardı :)

4) son olarak gideceğin yerde bu yazdıklarımın hepsi doğru da olabilir, yanlış da olabilir. çünkü askeriyede hiç bir yer aynı değildir. gittiğin zaman zaten bir kaç gün veya hafta içinde oranın bir parçası olursun. kendini kasma. zevk almaya bak :)

Cevaplar için teşekkürler.

1-)Mr'ları götür derken, koskoca MR filmlerini mi götürüyüm, yoksa sonuç kağıdı yeterli midir?

2-)Çocukken kızamık geçirdiydim. Yeniden mi aşı olmam gerekiyor (küçükken kızamık geçirdiğimin belgesi de yok haliyle).

3-) ben de burun kemiğinde eğrilik var. Nefes almada özellikle uyurken çok problem çıkıyor. O yüzden şu burun bantlarından kullanıyorum. Ama bunları askere götürsem adım orda entel ibne'ye falan çıkar diye düşünüyorum. Muhtemelen de içeri almazlar gibi geliyor. Siz ne diyorsunuz?

Başka tavsiyeler ne demek? niyetin askerden kaçmaksa açık açık söyleyebilirsin utanılacak bir şey değil bu. başka ne bahane üreteyim gibi olmuş da...

1. numara önemli, askerde anlık amelelik işleri çok oluyor. 4-5 saat kömür torbası taşıdığımı biliyorum. özellikle acemilikte ya da ktm gibi yerlerde kalma durumunda tanımadığın bir rütbeli kafasına göre seni seçebilir, gıkını da çıkaramazsın (anca elinde rapor falan olacak)

2. acemilikte aşı olunuyor, oradaki doktorlara belirtirsin. bir sıkıntı olmaz. zaten sen söylemesen de onların sorması gerekiyor, bana sormuşlardı.

3. umarım büyük bir birliğe düşersin... yoksa halin fena.

yok lan, askerden kaçmak babında sormamıştım onu :)

tamamen bilgisiz olduğumdan belki gözden kaçan bir şeyler olur diye ekledim.

filmleri de yanında götür, sonuç kağıdını da. radyologlar o kağıda bakarak yorumlamazlar, kendileri filme bakarak yorumlamak isterler. ayrıca o bantları da götür. komutanına da "bu bantlar olmadan horluyorum" dersin. koğuşta sürekli horlayan bi elemanı ne asker, ne komutan isteyecektir. entelliğin kalmaz merak etme. çocukken geçirdiğin hastalıkları mutlaka revirde söyle. sağlığınla alakalı bir şey saklamamaya çalış. ne çok pimpirikli gibi takıl ne de sağlığınla alakalı durumları sakla. istenmeyen bi durum olur, sonra adamların başını yakma :))

600 euro degildir ya o, 60 falandir. Bir daha bakin. mantikli degil.

evet bana gönderdikleri belgede legal fee 600 euro olarak isteniyor vize+oturma izni için

oha 600 eruo neymiş. 60 tır 60. başka gidenlere de sorun siz.

hayır program karşılamıyor onu.
600 olabiir, normaldir. daha fazla isteyen ülkeler de var.

resmen soygun. adamı erasmustan soğuttular

bence o ülkede oturma iznin olmadan açamazsın.

almanyaya öğrenci olarak gidecekler için bloke hesap açılması gerekiyor ve türkiyeden açılıyor örneğin deutsche bank yapıyor bunu.
HSBCye bi sorun (tabi o ülkeye hiç gitmeyecekseniz ve dolayısıyla da vize almayacakasanız nasıl bi bahaneniz var onu bilemem)

hollanda'da ikametgah olmadan acilamiyor mesela

mümkün eğer davada tarafsa dilekçe verin mahkemeye dava dosyasının fotokopisini alabilirsiniz.

davada taraf değil ama davadan direk etkilenenlerden.
sanırım bunun için de bir dava açmak gerek.

avukat gidip dosyayı inceleyebilir taraf olmasa da. ama taraf vekili değilse fotokopi alması yasal değil. 14 yıl önceki dosyayı bulmak da oldukça zor. dosyalar arşive kaldırılıyor. çok eski dosyalar sekaya gönderilebiliyor falan. yalnızca gerekçeli kararı yeter diyorsanız. karar defterinden göz atmayı deneyebilirsiniz. ancak karar defterleri dahi arşivlerdedir. hali hazırda devam eden dava dosyalarını bulmak, görmek bile zaman zaman zor olabiliyor. Bol şans diyeyim.

karadeniz turları genelde 5-6 gün oluyor.

gap turuna bakayım evet
karadeniz aklıma geldi ama yağmurlu olmaz mı kasım ortasında?

karadenize yazın gitmenizi öneririm.

1 haftalık turlar bilmiyorum belki ege taraflarını düşünebilirsiniz. turun içine yunan adalarını da dahil edin. ama işte hava koşullarını falan dikkate almanız gerek.

bu mevsimden sonra artık 1 haftalık tur bulmak çok zor.
karadeniz çok yağmurlu olur, yaylalara çıkılmaz, çok soğuktur. yaylaya çıkmadıktan sonra, şehir merkezlerinde dolaşmanın bi anlamı yok.
zaten günler kısalıyor, havalar erkenden kararıyor. bulduğunuz her tur programı koştur koştur bi şekilde olacak ve gene de biçok yer akşam karanlığına kaldığı için hiçbişey anlamayacaklar. bu yüzden tur şirketleri de bu mevsimlerde pek tur yapmaya yanaşmaz zaten. en son bayram turlarıyla sezonu kapattı ve çoğu şubat tatiline kadar yatacak.

dexter diyorum

hiç komedi dizisi izlemiyormuşsun ki. (himym sayılmaz)

bence komediye başla hacu.

dexter'i cnbc'de ara ara izlemistim, az cok spoiler sahibiyim.

it crowd'dan nasıl sıkıldın arkadaş kuş kadar bölümü var zaten:D

fraiser
seinfeld
person of interest
south park
24

hala dominant bir cevap yok arkadaslar :)

lie to me

six feet under.

yaş kaç? en sevdiğin bi kaç film söyle bi hele :)

Flash Forward www.imdb.com

yas 25, sevilen filmlere ornek se7en, one flew over cuckoos nest, godfather serisi, dog day afternoon, bir zamanlar anadolu'da, lilya4ever, inglorious bastards veya gran torino gibi genis bir spektrumdan ornekler verebilirim

bir soylenen bir daha soylenmedi yalniz, iyice kararsiz kaldim :)

Boardwalk Empire,
Two and a Half Men.

person of interest(her bölüm farklı konular)
weeds(kocası ölüp,ot ticaretine başlayan bi hot yenge)
californication(yakışıklı piç bir yazar ve california)
how i met your mother, enerji dolayım diyorsan(ilk 3 sezon)
shameless- kenar mahallede 5 kardeş...

@divit sen bir yaz önce, ben uygun görürsem kullanırım :D

divit ne derse kullanın. ben denedim, %100 çalışıyor!

25.media.tumblr.com

bugun bir suru boyle duyuruya denk geldim, anti depresanlar bonibon gibi yutulacak seyler degildir. duyurudan onerilecek seyler de degildir. sizler burada bu konuda dalga geciyor olabilirsiniz ama bunlari ciddiye alip uygulamaya calisan insanlar var. insan hayati bu kadar ucuz degil, gercekten bu tarz sikayetleriniz varsa ilac tavsiyesi pesinde kosmayin bir uzmana basvurun.

kız gel tekrar başlayalım derse ne diyeceksin?

sen benim ağzıma sıçtın ama boşver ya :D :D mı diyeceksin.

sen kimsin olm. bu kız senin nasıl ağzına sıçıyor? sen de ona hak veriyorsun ki, hala peşindesin. kızın değil, kendi problemlerinin peşinden git.

sonra da, git kızın arkadaşını becer. bu kadar.

öncelikle kızın profiline bakmaktan vazgeç. ne kadar çok onunla ilgili şeyler görür, okursan unutma sürecin o kadar uzar. yaptığı şeylerden dolayı ona kızıp, nefret etmek bir yöntem. ayrılığı kabullenip unutmak ve ona karşı hissizleşmek başka bir yöntem. bu sırada ondan ve onun düşüncesinden uzak kalıp aklını dağıtacak şeyler yap. durumun ilaç kullanacak kadar kritik olduğunu sanmıyorum. sadece unutamıyor ve üzülüyorsun. ama başvuracağın yöntem ilaç olmamalı.

eğer cv in boşsa yazacaksın, yurtdışı deneyimi, değişiklik oldu diyeceksin. deneyimin yoksa boş a4 kağıt vermekten iyidir

sorumluluk kazanmanın,işte çalışma bilinci edinmenin komigi yoktur sen yaz..söyle düsün senin yasındaki adam bakkala gidemiyor,sen yurtdısında işte calısmıssın..güven,özveri,tecrübe

work and travel deneyimi olarak yaz. tam olarak ne yaptığını yazmasan da olur.

adı üstünde work and TRAVEL.

tabiiki yaz!
ayrıca nesi komik?
hem gerektiğinde risk alabileceğini ve sorumluluk sahibi biri olduğunu daha iyi nasıl vurgulayabilirsin?
deli misin tabiiki yaz. istersen work &travel deme sorarlarsa açıkalrsın.

ne yaptığına bakılır evet ama yurtdışında bulunmak da bir deneyimdir. bu da seni başkalarından daha ön plana çıkarabilir. yaz. istiyorsan şimdilik sadece work n travel kısmını yaz, süresini vs. orada ne yaptığını yazma. sözlü olarak anlatırsın.

Millet satranç turnuvasında 3. olduğunu bile yazıyor.

yazılmış zaten, work and travel tecrübesi diye yaz.

başlıklar ile gidiyorsan

Stajyer
Türkiye İş Bankası, Temmuz 2012-Ağustos 2012
Stajyer
Ford Otosan Otomotiv A.Ş., Mayıs 2012 - Temmuz 2012
Work and Travel
Lifeguard, Miami, 2011

gibi, diğer tecrübelerinin altına yazabilirsin.

not: finansçıyım.

yaz tabi, finansçılıkla alakası olmasına gerek yok tecrübe tecrübedir. en azından ingilizceyi sadece kağıt üzerinde bilmediğini görürler

Ya ben bu duyuruyu çok seviyorum :) Teşekkürler hepinize tek tek.

yaz abi cankurtaranlik gayet ciddi bir is. sorumluluk.

Bir de geçen hafta iki gün uyuyamadım. 1 saat falan uyuyup uyanıyordum. Sağ kolumun dirsekten aşağısı uyuşmuş bir şekilde uyandığım oldu. Aynı gün, sağ ve sol el serçe ve yüzük parmaklarında uyuşmalar da oldu. Zaten o günden beri çok nadiren parmak uçlarında (özellikle sağ el) falan uyuşma da oluyor. Çok pis küfür edicem edemiyorum. Hakkaten stresten bu kadar şey olur mu lan?

norolog degilim ama senin bu durumun norolojinin alanina giriyor. zaten bir seylerin var gibi, bulging basvermek gibi bir terim yani, fitik denilen durumun olustu olusmak uzere gibi bir izlenim oldu ben de, bir de sigara iciyor musun? sigara damarlari buzdugu icin vucudun periferini kansiz oksijensiz birakir. eger iciyorsan biraz ara ver en azindan bir gun, bakalim gece uyusmalarinda bir fark oluyor mu? cunku benim bir numarali sigarayi sebebim bu senin bahsettitgin uyusmalardi.

Cevap için teşekkür ediyorum. Sigara içmiyorum. Artık buradaki işlerimi falan en kısa sürede sonlandırıp bir anca Türkiye ye dönme planları yapıyorum.

ellerindeki uyusmalar, 5. ve 6. ile 6. ve 7. boyun omurlarin arasindaki disklerin fitiklasmasina bagli olabilir, bi ihtimal (might yani).

kasilmalar ve segirmeler, vitamin eksikligi ve yorgunluga bagli olabilir.

karacigerinin oldugu bolgedeki "iceriye gocme" hissi icin karin ultrasonografisi oneririm.

bu boyunla ASLA mekik yapMAmani, motorlu tasitla seyahat halinde emniyet kemeri takip, ense destekli koltukta oturmani, whiplash yaralanmaya karsi tedbirler almani, uzun oturur pozisyonda, cenen gogsune degecek gibi boynunu tam buken pozisyonlarda oturMAmani oneririm.

ellerindeki uyusmalar artar ve nitelik degistirirse, beyin ve sinir cerrahisi muayenesi oneririm.

bonus:

www.ehow.com

voices.yahoo.com

bir de bazen ani bir ürperme/üşüme hissi oluyor ama önemli midir bilmiyorum?

olmasina ragmen olup olmamasi onemli degil...onun hakkinda , yukun hafiflemesi , dortayaktan ikiayaga geciste iskeletin hafiflemesi hakkinda evrimsel bir bakis acilari olabilir.

ya ben nolur nolmaz aciklamalar da yapayim cunku su cevirdigim haliyle bana bile anlasilir gorunmedi. aciklamar isiginda sen kendi cevirini de yapabilirsin daha mantikli bir cumle kurarak.

simdi "there is" diyerek ortada olan bir gercegi gostermis kisitli text'ten anladigim kadari ile. yani biraz da fikir yurutmek oluyor ama yazinin sadece bu bolumunu bilince bu kadar oluyor.

"there is" diyerek orada olan durumun gercekte olark oldugunu belirtmis. "whether or not" , "olup olmamasi" olarak tanimlanabilir. mesela "whether or not you will be there" , "orda ya olacaksin ya da olmayacaksin" anlamina geliyor. "though" baglaci ise turkcemizdeki "ragmen" baglaci. peki buraya kadar "ortada bir gercek var(there is) ama bu gercege ragmen bu gercegin olup olmamasi cok da onemli degil ama yine de bu gercek var , hadi biz yokmus gibi dusunelim , ama gercek orda"

"evolutionary aspects" , "evrimsel bakis acilari" diye rahatca cevrilebilir. "may" , "-ebilmek" lakin olma olasiligi olabilen bir "ebilmek". yani "anahtarlik masanin ustunde olabilir" gibi. "bu yarisi kazanabilirsin" gibi degil. devam edelim. bu "evrimsel bakis acisi" birsey hakkindaymis , bunu da "it"ten anliyoruz. simdi isin cafcafli kismi benim bu cumleden anladigim bu "it" durumu cumlenin devaminda gelen "lightening...." diye devam eden bolum. yani "onun hakkinda" diye cevirdigim kisim cumleyenin orijinaline biraz daha sadik kalayim diye. kullanilmayabilir de. ne demistik. "lightening the load" , "yuku hafifletmek" ; "move from being uadrupedal to bypedal" , "dorayaktan iki ayaga gecmek (evrimsel olarak insanlarin iki ayak uzerinde yurumesi iste , sanirim siz benden daha iyi biliyorsunuzdur)". "lightening the skull", "iskeleti hafifletmek".

geldigimiz nokta bu hafifletme durumlari icin bir "evrimsel bakis acilari" varmis. tense'imiz ise present perfect tense , be fiili ile kullanilmis. yani bu bakis acilari belirsiz bir gecmiste baslamis ve hala devam etmekte ya da tam su anda bitmis durumda. sanirim hala devam etmekte benim sahsi gorusume gore ama bu tensi turkcede karsilayacak bir zaman kavramimiz olmadigindan cevirideki zaman kavrami ile kullanabiliriz.

simdi bu kadar uzun uzun yazdim ama ceviri baska turlu de olabilir. benim buradan cikarabildigim ceviri bu.

dört ayaktan iki ayağa geçiş ve iskeletin ve kafatasının hafiflemesi konusunda evrimsel düşünceler/yaklaşımlar olmuş olabilir. (olmuştur ya da olmamıştır değil bizim konumuz)..

sanırım bu bir yazıdan değil konuşmadan alınmış. eğer öyleyse parantez içindeki kısmı görmezden gelebilirsiniz.

lenovoların bu tarz güzel bilgisyarları oluyo ama bakmak lazım - belki klavye tutmuyodur

macbook pro alıp ssd takarsan böyle oluyor usta. hdmi çıkışı için de adaptör kullanman gerek sanırsam.

tavsiye için teşekkürşer hocam fakar macbook istemiyorum.

Noise cancelling dusunur musunuz?

sennheiser boğuk değil, şu şekilde açıklamak dağa doğru olursa bass karakterli üretiyor bazı modellerini, buna hi-fi tipler de dahil. onu beğenenlerler olduğu gibi daha referans sesleri duymak isteyenler de mevcut benim gibi. bu konuda kendim grado labs. a güveniyor ve kullanıyorum ancak grado kulaklıkları açık tip olduğundan içerideki sesi dışarı, dışarıdaki sesi de içeri verirler. b&o form 2' de açık tip bir kulaklık. dolayısı ile istediğiniz ses yalıtımını sağlamazlar. sizin aradığınız tipte yalıtımlı ve hi- fi düzeyde dengeli ses üretecek olanlar, koss pro4 aat, akg referance series, ve shure SRH940 gibi bir kulaklık olacaktır.
selamlar.

3 den az tabiki de.
Neyi sordun tam anlamayamadım?

edit:imla

edit2:ucten fazla
neyin kafasını yaşıyorsam

edit3: Diğerinde fazladan 2 kamyon götürmüş oluyorsun yok yere.
1 kamyon 3 ton yük yerine
3 kamyon 3 ton yük gitti yani 2 kamyon fazla.
Hehe

genel termodinamik anlamda mı soruyorsunuzu yoksa gerçekte 1 tonluk ve 3 tonluk kamyon var elınızde hangısını kullanıyım anlamında mı ?

1.şık daha iyidir tabi :)

bir taksiye 5 kişi binip gitmek ile 5 kişi ayrı ayrı taksiye binmek gibi birşey bu:)

yük olarak da aynı olay yani.biri kamyon-1 ton yük diğeri de insan-taksi..

Evet yük dışında tüm şartlar aynı ise tam 3 katı kadar yakıt harcarsın.

Motor, kamyon ve mesafe ile ilgili bir durum. Yük ile değil.

kamyonuna göre değişir bence. 3 ton yükü taşıyabilecek kamyonla 1 tonu taşıyabilecek kamyon farklıdır. tabi aynı kamyonu kullanarak sorduğunu düşünmüyorum, baya saçma oluyor çünkü tabii ki 2. şıkta daha çok yakıt harcarsın o zaman.

kullanacağın kamyona göre değişir aslında ama yine de 2. şıkta sanki büyük ölçüde daha fazla yakıt harcarsın.

Simdi sormak istedigim, ikinci sikta, 3 kati mi fazla yakit harcarim yoksa 3'ten fazla mi yoksa 3'ten az mi? Fazlaysa sizce ne kadar fazla, azsa sizce ne kadar az?

2'de daha çok yakıt harcanır. 3 kattan daha az yakıt harcanır. kamyon ne kadar ağır olursa yakacağı yakıt da ona göre artar. arabaya çok kişi bindiğinde özellikle yokuşlarda gaza normalden daha fazla yüklenmek gerekiyor. e bu da daha fazla yakıt sarfiyatına neden oluyor. 2. şıktaki kamyonlar daha az yüklü olduğuna göre daha az yakıt harcayacaklardır. bu yüzden 3 kattan az yakıt harcanır.

2. şıkta tam 3 katı yakıt harcamassın tabiki. normal bir araçta 100 kilo %5 ile 8 arası ek yakıt sarfiyatıydı diye hatırlıyorum. ama tabi kamyonlarda büyğk motor oldupu için o kadar fazla etki etmez ama yine de etkisi var tabi.

ama 1. şık tabi ki daha doğru. çünkü o kamyon bir de boş geri gelecek. gelirken de yakıt harcayacak fazladan 2 kere. o yüzden 1. şıkta daha fazla yakıt harcarsın ama 2. şıkka göre kar edersin.

CD sayisiyla ilgili bir kisitlama olabilir ama o sorunun cikacagi yer Turkiye gumrukleridir diye dusunuyorum. (Keza boyle sinirlamalar hakketen var bildigim kadariyla)

Kargo konusunuda da Amazon ya da saticilar eger kargo hizmetini disaridan aliyorlarsa bizle alakasi yok diyebilirler. (Amazon oyle yapiyor, en azindan bana soyledikleri bu). Yani kargo hizmetinin saticiyla ya da Amazonla bir alakasi yok. Benim anladigim bu.

Neden Turkiye'ye gonderilmedigine gelince de; baska bir ulkeyi denediniz mi? Purchase islemini bitirmeden yani urunu gondermeden Yunanistan, Bulgaristan, Azerbaycan, Ermenistan gibi ulkeleri bir deneyin. (Gerci satin alma islemini yanlislikla tamamlasaniz bile, cancel order var orda hemen. Bir sorun cikacagini sanmiyorum).

Ve son olarak ta, Amazon'dan degil de ebay'den de deneyebilirsiniz.

cevap için teşekkürler. ülkeyi değiştirince oldu. türkiye ile ilgili bir sorun var. ama kimse sorunu kabullenmiyor. amazona yazıyorum, satıcıya sor diyor; satıcıya söylüyorum amazon'a sor diyor. delirmek üzereyim.
amazon ve ebay arasında çok fiyat farkı var. o yüzden amazonu tercih ediyorum. ama maalesef artık edemiyorum...

Onu da denedim. Yeni hesapta da aynı sorun çıkıyor :S

Ziya var gülhane parkı girişinde, tavsiye ederim, kişi başı 20tl civarına gelir.

Galata'da Tarihi Karakoy Balikcisi var, bir arastirin dilerseniz.

edit: fiyat kistasinizi gormemistim, burasi luks sayilabilecek bir yer ama gene de aklinizda olsun.

Eminönü hamdi'nin kebapları iyidir. Turistik bir yer. Alkole abanmazsanız 50 tl kişi başı tutabilir. akşamları rezervasyon gerekli
+ karaköy lokantası

Sultanahmet köftecisini ziyaret edin mutlaka.

(bkz: istanbul lezzetleri)

herkese cevaplari icin tesekkurler.

Istanbul'da da Emre Ilhan'i cok oneriyorlar. Farkli bir sehirde olmaya deger mi bu ameliyati? Onu da sormus olayim.

kesinlikle değer. bence barış çakır ı düşün. araştır. görüşmeye gel bir gün. aynı gün barış çakır a git. sonra emre ilhana git. görüşmeler ücretsiz zaten. yaptığı ameliyatlar sonrası hastalarının fotoğraflarını görmek iste. emre ilhan göstermek istemiyor pek gerçi ama neyse. eğer istanbula kalacak yerin varsa bir hafta kalman çok çok iyi olur senin için ameliyat sonrasında.

aynı dertten ben de ankarada ameliyat olmuştum hacettepe üniv. hastanesinde, yabancı uyruklu bir cerraha. ismini anımsamıyorum ancak bi problem yaşanmadı. ankaradayken hele öyle astral seyahete gerek yok sanki.

bence yapma abi. cok beklemisler suda. kardesin filan varsa ver ona bilim deneyi yapsin :)

yap işte ne olacak ki en fazla yumuşak olur yenmez atarsın çöpe. şu haliyle zaten atmayı planlıyorken en azından şansını denemek daha mantıklı.

bence yap, yumuşak daha iyi olur.

yaptığınızda olacakları söyliyim; fasulyelerin kabukları ayrılacak çok yumuşadığı için, ve uzun süre suda kaldığı için gaz maz da yapmaz şimdi o, salçasını falan soğanını da ayarlarsanız yenir gayet..

ben de söyleyeyim o fasulyeler çok çabuk pişecek ama parçalanacak bir çoğu. salçayı soğanı sucuğu bol koyunca benim en sevdiğim kuru fasulye olacak.

Yeşil pasaport sahibi olduğu için Almanya'ya İngiltere'den geçecek olsa bile kendisinden hiçbir belge talep edilmez. Sadece pasaport kontrolü sırasında ülkeye neden giriş yaptığı vs. sorulabilir (ki bunu genellikle yapıyorlar zaten). İngiltere için maalesef yeşil pasaportun bir anlamı yok, vizeyi hallettiyseniz Almanya ile ilgili bir sıkıntı çıkmaz.

yazdığınızdan çıkaramadım, ama yeşil pasaport ingiltere'ye gelmesine yetmiyor. siz de biliyorsunuzdur bunu mutlaka.

ingiltere'den de almanya'ya geçerken yeşil pasaportunun olması yeterli. ekstra bir şey yapmasına gerek yok.

teşekkür ederim.

ingiltere vizesi halihazırda var diye yazmadım. peki nereye gideceksin nerde kalacaksın sorularına karşılık teyzeden bir açıklamalı mektup gerekmez mi. hala onun üzerinde duruyorum. pasaport bilgileri falan.

bu arada bu hareketle ingiltere'den herhangi bir şengen ülkesine giriş yaptınız mı?

"Neden geldiniz? Nerede kalacaksınız?" vs. gibi sorular neredeyse her zaman sorulur zaten. Ben defalarca Belçika'ya yeşil pasaportla giriş yaptım ve herhangi bir talepte bulunulmadı (ki bulunmamaları gerekir zaten, yeşil pasaportun amacı budur) ama anneniz gideceği adresi, kalacağı gün sayısını ve gitme amacını güzelce izah edebilirse kontrol sırasında daha tatlı bir ortam oluşur elbette =)

Ben Londra'dan Brüksel'e geçiş yaptım, İngiliz polisi pasaporta çıkış damgasını bastıktan sonra Belçika'ya girişte kontrol bile yoktu ama bu trenle seyahat ettiğim içindi. Anneniz uçakla seyahat edecektir muhtemelen, dolayısıyla pasaport kontrolünden mecburen geçmek durumunda. İngiltere'den geliyor olmasıyla Türkiye'den geliyor olması arasında bir fark yok bu durumda. Hatta, pasaportta İngiliz vizesinin varlığı sayesinde belki pasaport kontrolündeki sohbet edasında sorulan sorulardan bile kurtulabilir.

abi kaç kere yeşil pasaportla almanyaya giriş yaptım hala ne diye geldin diye soruyolar ki sormaya hakları yok o pasaportla. insan gibi izah edince inanmadim sana diyo adamlar (dediler yani)

geri cevirme ihtimali yok orda. annen özel pasaportum var geldim alışveriş yapıcam desin kimse bişey diyemez

o pasaportta ingiltere vizesi olduktan sonra, kimse bir sey diyemez. e bir de yesil pasaportmus zaten. almanyada hic bir sorun cikacagini zannetmiyorum.

Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.

sırt üstü yatınca dizlerini 90 derece büküp göğsüne getirme ve düz, belden yukarı doğru kaldırma hareketlerini bi dene bakalım ne kadar hareket eksikliği var. bacaklarında keçelenme denen uyuşma, hissizlik varsa kesin fıtık. genelde bacağa vuran bir ağrı olduğu söyleniyor. bence sen sert bi yerde uzanıp mümkünse iyice dinlen. geçmiyosa, azalmıyosa ilaç, doktor soruştur. orada gitmek istemiyosan bile tr ye dönünce doktora git mutlaka, çok pis bir meret, küt diye kalıverirsin sokak ortasında, taşımak zorunda kalırlar alla muhafaza. sakın zorlama, çok yorulma.

oradaki doktorlara gitmek istememe sebebi maddi ise bir şey diyemem. Ama değilse, MR çektirin mutlaka. Bel fıtığından çekmiş birisi olarak kesinlikle ertelenecek/hafife alınacak bir durum değil. Bel fıtığı değilse ne ala... Ama başlangıcı vesaire de varsa erkenden bilinçlenmek ve gerekenleri yapmak önemli. İlerledikten sonra pek anlamı olmuyor.

Böyle karamsar bir cevap gibi de oldu, ama değil. O bölgedeki kaslar fazla gerilmiş olabilir, ters yatmaktan kaynaklı omurda bası oluşmuş olabilir... MR sonuçları her yerde aynı sonuçta, ne olduğunu öğrenmek lazım. 2-3 ay da kısa bir süre değil.

burdaki doktorlara gitmek istemememin sebepleri:

1-) burdaki doktorlar hakkinda cok olumlu seyler duymadim.
2-) MR cektirmek TR'de sigortaniz yoksa bile 200-300 liraya halledilebiliyor. (Beyin MR'ini 250 liraya cektirmistim 1,5 sene once.) Burdaysa nerden baksan 1000 euro falan vardir. Saglik sigortam var ama, saniyorum masraflari once benim kendi cebimden odememi isteyecekler, sonra bana odeme yapacaklar. Benim de doktordu, MR di o kadar masrafi hele hele bu kadar pahali bir ulkede kendi cebimden karsilayacak durumum yok (her ne kadar sigorta sonradan odeyecek olsa bile)
3-) Buraya bir sey yazacaktim ama unuttum. Neyse. Mesajlariniz icin tesekkur ediyorum.

1000 euro falan oldugunu sanmiyorum hangi ülke bu arastiralim, saglik sakaya gelmez. ama sadece kas agrisi da olabilir moralini bozmamaya calis. benim de fitik sandigim cok bel agrilarim oldu bir sey cikmadi . zorlamamaya calis o bölgeyi eczaneden kas gevsetici al sür bence tedbir olarak. gecmis olsun

turist/yolcu sigortası gibi bişeyin yok mu acep? belki işe yarardı... orada doktorla pek işin olmayabilir bile, mr ı çektirsen buradaki bir doktordan bile soruşturulabilir durum.

finlandiyadayim bu arada. is yerindeki doktora bir gorunucem bakalim.

o meret zararlı bir icattır. insan sağlığına doğrudan zararlıdır.

neresi zararli ya insan saglina? biz de philips olani var, memnunuz. atiyorsun elmayi, armutu, havucu, sana bir guzel suyunu cikariyor.

Benim için bir hevesle alınıp, köşede unutulan şeylerden biridir.

Soruya cevap:

Philips HR 1861 piyasadaki en kalitelilerinden. Hatta bazı dükkanlarda ticari amaçla kullanılıyor. Bunun yanında uygun fiyatla Braun, Bosch falan da denk gelirse internetten bakın yorumlarına, ona göre alın.

Yorumlara cevap:

Hadi en fazla "yararlı değil" deyin de; "zararlı" ne alaka? Anneanne bilgileriyle "çok doğrarsan vitamini kaybolur" demek de bir o kadar lüzumsuz. Elbette bir kayıp vardır ama düşündüğünüz boyutta olsaydı, 1 ayda o mineralleri vitaminleri kendine bağlıyor dediğiniz bıçak, top gibi bir şey olurdu herhalde.

Sadrazam; en zahmetsizi bile zahmetlidir ama... O yüzden kenarda bekleteceksen aleti, canın isteyince dışarıda içmek daha ucuza mal olabilir.

aydinlatayim efenim:

1. kati meyve sikacagi ile, almaniz gerekenin cok ustunde kalori alirsiniz. meyvede fruktoz isimli seker bulunur. ama netce itibariynan sekerdir. bir elmadan bir bardak elma suyu cikmaz. "ohh ne datliymis, cok da faydaliymis la bu" diye diye sekerleri yuklersiniz. daha az kalori, daha uzun hayat, daha fazla kalori, daha kisa hayat formulu, artik tersi ispatlanamayacak kesinlikte ve bilimsel olarak gosterilmistir.

2. kati meyve sikacagi kullanarak, almaniz gereken fiber'i yani lifi cope atarsiniz. o lif sizi tok tutmak icin vardir bir. gavurlar buna "fullness" derler. mide ceperindeki gerilmeye duyarli reseptorleri uyararak, beyin sapindaki "doyma merkezi"ne sinyaller gonderir fullness. o lifin bir baska faydasi da regulariteyi saglamasidir. yani gavurlarin regularite dedigi, duzenli olarak diskilama. bu sebepten, meyve yemek yerine meyve suyu icmek, regularite karsiti bir harekettir. lifin asil cok onemli bir gorevi de kolesterol seviyesini dusurmektir. bunun mekanizmasini ben bilmiyorum, ama bu da bilimsel bir gercek. lifli beslenme kandaki kolesterol seviyesini dusurur. lifin diger bir gorevi de, insanlari kalin barsak kanserine karsi korumasidir. az lifli gida ile uzun sure beslenenlerde kalin barsak kanserine yakalanma orani daha dusuktur ya da cok lifli, daha az kalin barsak kanseri.

ama siz sigara icen, yol yurumeyen, fast food ve kolaya talim eden birisiyseniz, butun bunlari anlatmam bosunadir, bunnar sizi alakadar etmez. "kati meyve sikacaginizi afiyetle kullanin" derim o zaman.

oncelikle mp3 ve diger kayipsiz ses formatlari arasindaki kalite farkini algilamaniz zordur. ama bu, kullandiginiz kulaklikla da ilgilidir. eger pro bir kulaklik kullaniyorsaniz, mp3 gibi sikistirma formatlarindaki ses kayiplari sizi rahatsiz edebilir. bu durumda bir de siradan bir kulaklik deneyip, sesin sizi rahatsiz edip etmedigini gorebilirsiniz.

bence discman almaniza gerek yok. yuksek kapasiteli bir mp3 calar ve flac ya da yukse kalitede ogg formatli sarkilarla bu sorunu cozebilirsiniz.

ben de kulaklik konusunda cbe ile hemfikirim. mutlaka kaliteli sennheiser'lar, philipslerle falan deneyin.

ama sadece o değil, dinlediğiniz o klasik eserleri kaydeden stüdyolardan, orkestralara vs. kadar pek cok sey de etken olabilir.

bazi klasik cd leri var ucuz ucuz satilan, berbatlar.

Peki bu flac.'ları ve ogg uzantılı formatları çalan kaliteli çok da pahalı olmayan bir mp3 çalar önerebilir misiniz?
Kulaklık konusunda şu kullandığım kulaklık baya iyi (40-50 tl civarinda bişi vermiştim). Eskisine göre çok fazla şey duyabiliyorum. Yine de varsa önereceğiniz kulaklık ona da hazırım :)

Size analitik ses karakterli ve sesi doğala yakın haliyle alacağınız bir kulaklık iyi gider.

Cihaz soruyorsanız da lossless çalabilen bir cihaz sizi anca kurtarır. Yanisi flac yada waw dinletebilmesi ön koşul.

Tam bilgi için techno-fi'deki thehadi'ye bir ulaşın. Deyin ki Mair gönderdi ;)
www.techno-fi.net

mp3 196 kbps ise, flac veya audio cd ile farkını anlamak için kaliteli bir kualklığa/hoparlöre gerek yok, direk belli oluyor. 320 kbps olduğu zaman anlamak için kalburüstü ekipman gerekebilir.

format olarak bazı yerlerde vinyl ripler oluyor, kalite olarak oldukça tatmin edici, ama boyutları hayli büyük.

Bir şey daha sorayım. Malum bir sürü albümün .flac formatını internette bulmak mümkün olmuyor. Elimdeki CD'leri flac'a çevirecek bir convfertor tasvsiyesi olan var mı?

yap tabii ki hiç yoktan iyidir, iyi hissettirir. Ben mekik çekiyodum faydasını gördüm.

bodyforumtr.com 'da evde çalışmaya yönelik resimli programlar var. Bir bakın.

@hannon le şınav yapılma şekline göre ya göğüs yada triceps antremanıdır zaten biceps çalıştırması olası değil

her gun yapmayin. gun asiri yapacaksiniz.

kubuntu kde kullanıyordu galiba. ben gnome'dan yanayım

linux mint gayet iyi gnome kullanıyor zaten tertemiz.

ubuntu 10.10 lts yükleyebilirsin.

Ubuntu 10.04 yükleyebilirsin. Long time support var. Gnome ve kararlı bir sürüm. Yeni yüklediğim tüm bilgisayarlara bunu kuruyorum.

Evimde 3 tane warez Windows 7 Ultimate Cdsi ve 2 taneden oluşan; biri modifiye xp olarak ve diğeri sade olarak XP var. Bilgisayarımda Windows XP kurulu. Memnunum iyi. Ama her kullanışımda bu aralar bir rahatsız oluyorum. Sadece korsan olarak kullandığım bir işletim sistemim var. Emeğe saygım sonsuz olduğundan dolayı hep açık kaynak kodlu tercih etmişimdir. Dün akşam Windows 7 korsan cdlerini ateşe verip yaktım. Bu akşamda kısmetse xp cdlerini ateşe verip yakarım. Psikopatlığın son noktasıda bu olsa gerek :D

Ubuntu 10.04 LTS için araştırdım çok olumlu yorumlar var. Ben direk natty narwhall ile başlamıştım nefret ettim. Sonra tekrar windows'a geçmiştim. Ama şimdi 10.04 kuracağım bakalım, eğer sorun olmazsa bir daha adımımı atmak nasip olmasın. Teşekkür ederim

tamamen atıyorum.
1-3 kg'a kadar taze tutar ya da 1-3 aya/yıla kadar taze tutar diyor olabilir.

olabilir aslında, sonuçta sebzelein uzun, balığın kısa gitmesi mantıklı.

buzlukta o kadar ay tutabilirsin demek, yalnız ikinci simgeyi çözemedim. tavuğa da benzetemedim.

balık

et
meyve

ya ikinci simgeyi ben de çözemedim.

ekmek bile diyesim geldi ama :S
bilemedim ben onu

ikinci simge sıvı gıda olabilir belki?

ikinci simge ekmek gibi hamurişlerini de belirtiyor olabilir. pizza hamurudur, ekmektir, kurabiye hamuru falan. sallıyorum şu an ama buzluk kullanımını göz önüne alınca o geliyor aklıma:)

1 balık ve 1-3 derecede
2 yok
3 et ve 6-9 derecede
7 meyve ve 9-12 derecede

edit: ikinci pasta falan mı

ikinci hamur işi