on iki on üç.

12-13 bence de.

Kızdaki meme bende yok.

altında i am 10 and a half diyor ama bilemedim. 10 buçuk olabilir :)

sonbahar
bal,sut,yumurta bunlar su an aklima gelenler

kader,celal tan ve ailesi, entelköy efeköy, çoğunluk

Ümit Ünal filmleri 9, Nar
Yeşim Ustaoğlu Araf
Eskilerden biraz ama Anayurt Oteli ve Hakkari'de Bir Mevsim
Seyfi Teoman Tatil Kitabı, Bizim Büyük Çaresizliğimiz

zenne

zeki demirkubuz filmleri <3

(bkz: kader)
(bkz: kıskanmak)

Hepinize teşekkürler ama bunların hepsini izledim. Daha böyle kıyıda kalmış ama güzel filmler arıyorum.

korkuyorum anne, beş vakit, kosmos.
büyük adam küçük aşk
yazı tura
eğreti gelin
ulak

(bkz: fasülye)

1. Cevabım yok, askerlik işlerini bilmiyorum çünkü.
2. Elbette sıfırdan başlayarak geçiş yapabilirsin, hatta belki ders bile saydırabilirsin ama bu düşük bir ihtimal. Kimse de sen zaten bi yerde masterdasın gelemezsin bize demez. Aynı anda 2 master programına bile kayıt olunuyor hatta.

1. bir master bittikten sonra üstüne başka bir master kabul edilmiyor sevk tehiri için. isterse yurt dışı olsun. 2013'te bitirdin, 2015'e kadar(ki burada sevk tehiri süresinin de 1 sene olduğunu zannediyorum ancak emin değilim) bekledin, sonra ya doktora ya askerlik..

Sinirlilik yapar tabii.

Ben birkaç yıl kullandım, hiç sinirlilik falan yapmadı. Ama ben Myralon ve Desolett kullanmıştım, çok hafif haplar bunlar. Senin kullandığının böyle bir yan etkisi vardır belki.

doğum kontrol hapı en nihayetinde hormondur, nasıl menstrüel siklus sonuna doğru duygusal dalgalanmalar yaşıyorsanız, o tip değişiklikler yaşayabilirsiniz. yalnız bu herkeste olacak diye bir şey yok, sizin kendi sinirliliğiniz de olabilir o. bunu şunun için söylüyorum, doğum konrtol hapı aldım öyleyse sinirli olmalıyım türü bir psikoloji içine girmeyin.

doğum kontrol hapları kendi içlerinde değişiklik göstermezler, yasmin ağır myralon hafif vs gibi bir şey yok.

4 yıl kullandım hiç bişey yapmadı. kilo aldırır,tüylenme yapar dediler hiç olmadı bunlar bende. aksine cildi güzelleştiriyor.

erkekte mi bayanda mi?

Hemen [email protected]'a durumun aciliyetini belirten bir mail atın. Mail başlığına da böyle acccillll yavru kedilerrr falan yazın ki dikkatlerini çabuk çeksin. Bu gün içerisinde bir ilan hazırlarlar. Şansınız var ise yarına kadar birileri çıkar bakacak ya da bir süt anne bulunur.
Eğer kimse çıkmazsa veterinere götürebilirsiniz elbet, onlar bakıyorlar. Ama para alırlar mı, sonrasında kedilerin akıbeti ne olur bilmiyorum.

Anne olmadan bebeklerin yaşama şansı çok az. Siz anne bebeklere bakmıyor zannedebilirsiniz ama o mutlaka bakıyordur sizin görmediğiniz zamanlarda. Eğer reddettiyse de yavrulara çok fazla dokunduğunuz ve sizin kokunuz onlara sindiği içindir. Anne insana alışıksa tutup bebeklerin yanına koyabilirsiniz ama anne insana alışık değilse kendi haline bırakmanız gerekir.

Toprağıma bak..
Keşke orada olsaydım da hepsini alsaydım yanıma. Sen nereye gideceksin? İzmir'e falansa bir şeyler ayarlayayım ben.
Sesi Olun Sessizliğin adlı platformun kurucu üyelerinden biriyim ben. Özellikle İzmir'de çok fazla arkadaşım var yardımı dokunabilecek.
Özel mesajla bana ulaşırsan sana birkaç telefon numarası vereyim.

Benim de kedim var evimde, bilirim hissettiğin duyguyu. Geçen birini kurtarayım derken kuduz olacaktım neredeyse :)

Ben dün geldim, komşumuz bütün gün hiç bakmadı yavrulara diyor. En son anneyi alıp yavruların yanına koyduk ama hem insanlardan hem yavrulardan kaçıyor. Anneyi severek yavruları yanına koymayı denedik en son. Anneyi tutarsak yavrular emebiliyor ancak. Kalıcı bir çözüm bulamadık henüz.

cok genel bir soru olmus. eldeki malzeme onemli, sadece muzisyenler mi var? sfx yapacak ucundan after effects bilen kisi var mi? mesela yesil perdede durgun bir cekimde 5-6 muzisyenden orkestra cikarabilir misiniz? eldeki ekipman, lensler neler var? genis aci var mi? su altinda cekim yapabilir misiniz? stop motion'la ugrasacak zaman var mi?

bu arada vimeo video'su guzel olmus.

Ben eleme yöntemiyle gitme taraftarıyım. Böyle her tür milliyetten adamın bir şeyler söylediği ya da kağıtlara yazılı şeyleri tuttuğu videolar o kadar iğrenç ki benim birlikte olduğum insan böyle bir şey yapsa iq düzeyinden şüphe ederek ayrılırdım.
İstersen powerpointte sunum hazırla ama bunu yapma.

Lorena. adına mı şarkı besteleyeceğiz? :)

Ha bir de bu ilk videodaki olayın yabancıya küfür ettirip siktir çektirmekten çok da büyük bit farkı yok bunu da göz önüne al.

@cench güzel bir fikir olursa dediklerinin bir kısmı ayarlanabilir. Elimdeki malzeme işte şarkıcı türkücü tayfası, yeterli miktarda kamera ve lens kitleri (green box çekimi yapabiliriz - stüdyo var) stop motion ile uğraşacak zaman yok ama timelapse işine girebiliriz vs...

yine de sanki fikir daha önemli gibi başta, ona göre teknik imkanları zorlarız elbet.

@buff eleme yöntemi dediğin nedir, anlamadım. Ayrıca böyle videoların 3. şahıslar için ne kadar itici görünse de yapılan insan için samimi olduğunu düşünüyorum. Sonuçta kilometrelerce uzaktaki arkadaşlarının toplanıp senin için bir şeyler hazırladıklarını düşün, ne dediklerinin bile bir önemi kalmıyor...

bir fikir geldi aklima, onceden yapilmis midir bilmiyorum. kizla iligli(tek veya beraber) cekilmis cok sayida fotograf lazim. var mi?

sadece 1 fotoğrafımız var...

:( www.tamamenfransiz.com

tek resimler de olur.
kizin facebook profilinde kac albumu var? 300-500 fotograf cikar mi?

zorlarsak çıkar sanki. nedir fikir?

ok bundan sonrasini tek parca yazayim, izdirap olmasin. 5dk'ya atarim.

simdi oncelikle su siteye bir bakin:
www.engadget.com

olayi onceden gormussunuzdur, bir fotografi kucuk fotograf mozaikleri ile olusturuyor. fotograf olusturmak cok siradan, ben bunun yerine bir kagida kalp cizip icine kiz arkadasimin adini yazmistim. sonra bunu fotograflar ile mozaikleyerek mail gondermistim. tabii bu dedigim 2002 yilinda, 10 sene once olan olay. O zamanlar pek yaygin olmadigi icin cok sasirmisti, cok sevmisti. uzerinden cok zaman gectigi icin dosyayi gondermekte sakinca gormedim:

imageshack.us
(ben bunu hazirlarken custom image pack kullanilamiyordu, mozaikler standart resim)

sizin durumda bunu gunumuz imkanlariyla bir adim oteye tasiyacagiz. oncelikle bir kagida, kendi el yazinizla Feliz Cumpleaños, Happy birthday veya mumlu pasta resmi icine kizin ismini yazin. Ornek resimden de goreceginiz gibi ne kadar buyuk olursa o kadar iyi, cok sey yazamazsiniz.

sonra bunu sitedeki programi kullanarak kizin ve kendi resimlerinizden olusan data ile render ettirin. eger beyaz kagit kullanirsaniz bircok parlak arkaplanli fotografa ihtiyaciniz olacaktir. bunu onlemek icin koyu renkli kagit kullanabilirsiniz veya taradiktan sonra photoshop ile renge mudahale edebilirsiniz.

mumkun olan en iyi sonucu yakaladiktan sonra, programin sectigi fotograflari fotografcida bastirin. benim ornekte 900 fotograf var. Buyuk bir fotografci zinciriyle anlasirsaniz fiyatin 5 cent'e kadar dusmesi lazim sonucta baski olayi 50 Euro'dan fazla tutmamali.

video'nun arka plan muzigi size kalmis.

ilk plan: video, elinize 30-40 resim var, koltukta (ozlemle) resimlere bakiyorsunuz.
ikinci plan: video, orta yakin cekim koltuktan yere inip elinizdeki resimleri dizmeye basliyorsunuz.
ucuncu plan: time lapse, orta yakin cekim, 900 resimi dizmeye devam ediyorsunuz. time lapse'te kamera acilari ve smooth hareketler biraz zorlayabilir.
dorduncu plan: video, orta yakin cekimden genis aci cekime zoom out. veya bir sekilde kamerayi yukseltecek ekipmaniniz (kreyn varsa super olur)
son plan: fotograflardan olusan dev bir dogum gunu mesaji. yanina uzanabilirsiniz.

hayal gucunuze gore bircok modifikasyon yapilabilir.

iyi sanslar.

öncelikle şu klibe bir göz atın. (şarkı da şahanedir bu arada :)

www.youtube.com

bu şekilde olmasa da, bir kıvılcım çaktırır belki fikir anlamında.

Road to perdition
Black book
Legends of the fall

Aklıma direk böyle lak diye Changeling geldi, izlemediysen.

the skin i live in

kaplumbagalar da uçar

koşullarını hukukçu arkadaşlar bilir de, daha geçen hafta haberlerde dedi 49 bin kişi şartlı tahliye olmuşlar, onu diyorsan var yani güncel olarak.

türkiye'de ailesinden birinin cenazesi için çıkanlar oldu mesela mehmet haberal çıkmıştı annesinin cenazesi için. cezanın ağırlığına göre falan ayrı uygulamalar var mı bilmiyorum. amerika'da çocuğunun düğünü vesilesiyle de izinli çıkabiliyorlar bazı filmlerde gördüğümüz kadarıyla.

var. yarı açık cezaevleri için geçerli bildiğim kadarıyla. her gün imza vermek kaydıyla izinli çıkabiliyorlar.

Peki kontrolünü nasıl sağlıyorlar?
Kaçsan kaçar mısın yani?

Şartlı tahliye değil, böyle günlük izin gibi çıkmaktan bahsediyorum.

günlük imza ile sağlıyorlar işte. bir gün otobüste şoförle bir adam konuşurken dinlemiştim, adam yarı açık cezaevinden izinli çıkmıştı. anlatıyordu işte, şimdi imza atmaya gidiyorum filan diye. imza atmak mecburi, yoksa kaçak durumuna düşüyorsun. ha bir de hafif suçlar yer alıyor yarı açıkta. trafik kazalarına sebebiyet verenler filan.

tutuklularda izin olmuyor.sadece hükümlülerde. haberal hükümlü değil henüz o yüzden özel izinle çıkabiliyor.

cübbeli ahmet hoca da annesinin cenazesinde çıkmıştı 1 günlük ama o da tutuklu mu hükümlü mü bilmiyorum..

ben küçükken oynatıyorlardı sokak ortasında, ama nereden bulduklarını bilemiyorum. belki bir dişi ve bir erkek yakalayıp kendileri çiftleştiriyorlardır sonrası için.

Yani işte yavru ayıyı nereden buluyorlar ilk etapta onu merak ediyorum.

@devilred şu anda kaç yaşında olduğunu merak ettim hehehe:)

cok buyuk olmuyordu o ayılar o tarihlerde dogada serbest halde daha fazla bulunuyordu.yakalayan her kimse oynatıclara satıyordu sanırım.

burnundan demir halkayla adamın elindeki zincire baglı dolasırdı.bir tef birde sopa olan malzeme bu.tef calmaya baslayınca 2 ayak uzerine kalkar baslardı dansetmeye.tef sesi sartlı refleks.anlatılan sac levha ısıtılırken ayını uzerinde tutuldugu ve tef calındıgı.hayvanın ayagı yandıkca baslar zıplamaya.tef sesi duyunca yanacak hayvan.

pelikanla gezen adamda gormusumdur.

yas sormayalım:))

yavruyken yakalıyorlardır ormandan falan. daha sonra metal bi levhanın üstüne çıkartıyorlar ayıyı. alttan da kızgın ateş. aynı anda da müzik veriyorlar. ayı otomatiğe bağlıyor o müziği her duyduğunda ayaklarının yanacağını hissediyor ve sıçramaya başlıyor.

işte bizim dans ediyor diye bildiğimiz şey hayvana yapılan bir işkence.

Ben gördüm; fakat çok küçüktüm.
Asıl sorunuza cevabım olmasa da, benim de çok merak ettiğim bir konuydu. Umarım cevap verebilecek biri çıkar.

annesi oldurulen yavru ayilara ne oluyorsa o oluyor

karadenizde dağlarda var gayet.başka yerlerde de vardır.yavruyken alıyor çingeneler.göçüyolar zaten.arabaya koymuşlardır.çingeneler yapıyo o işi.çocukken görürdüm.yasaklandı.tarihini hatırlayamadım ama 85 gibi olabilir.

(bkz: devlete ne kadar borcunuz var)

e devlet şifresiz giremezsin

girebilirim. girdim de.

9 songs ve Lie With Me geliyor direk aklıma.

"dram olmasın gerçekçi olsun" ne demek tam olarak ben anlamadım.

lost highway

@robin crusoe hacı mesala dün and you mother to diye bir film vardı onu izledim.sonunda öğreniyoruz ki meğer kadın kansermiş.ölüyordu kadın filmin sonunda.kocasının kadını aldatması kadının ardından kocasını aldatması filan bu kadarla sınırlı kalsaydı daha iyiydi.ölüm filan içimdeki şehveti çekip aldı resmen.

spanking the monkey o zaman. ( www.imdb.com )
ya da the human centipede.

(bkz: lucia y el sexo)

don't look down
sex and lucia

bir kadının sex günlüğü

yüzüklerin efendisi
harry potter

yüzüklerin efendisi. filmleri beş para etmez kitapların yanında.

Selvi Boylum Al Yazmalım

Neden kafanız hep Hollywood filmlerine çalışır anlamıyorum. Bu kitabın Türkçesi var, alıp okuyabilirsiniz.

harry potter, lord of the rings?

filmi izlemek kitap okumaktan daha kolay, gorsellik de olunca daha bi tutuluyor.

Film değil ama olsun. (bkz: behzat ç)

pek efsane sayılmaz ama benim için oldukça güzel bir filmdi: (bkz: Gölgesizler)

25. saat
lanet takım
kelebek
kızıl nehirler

yüzüklerin efendisi, harry potter

ya bunlar geçmişte, cidden çok iyi filmler

one flew over the cuckoo's nest de iyidir.

kitabi filminden daha populer olanlar da var; fareler ve insanlar, olu ozanlar dernegi.

Bülbülü öldürmek. Kitabı ayrı güzel, filmi ayrı güzel.

mutluluk
trainspotting

atonement

doktor jivago

İlki daha iyi ve derli toplu bence, sonuçta kim ne bulmak istiyorsa o kategoriye bakar. Ben mesela sanat ile ilgili bir haber için tüm Hürriyet'i gözden geçirmek zorunda olmamalıyım.
Zaten gazete gazete okumak isteyen adam açar gazetenin sitesinden okur.

ilki daha iyi bence de.

hürriyet, sabah filan "bizim haberimiz bizimdir" dediler ama malum. sonra başına bela alma.

1.hali daha iyi.

1. daha iyi. Haberleri alıntılarken kaynağı göster sonra başın belaya girmesin.

böyle siteler artık mümkün değil. ceza alırsın söyliyim.

Birinciyi tercih ederim, esasen ihtiyaç da var. Bazen belli bir haberi arıyorum, ana sayfalarda vermemişlerse bulmak çok zor oluyor.

Bence ikisi birden,

kullanıcı olarak istersen gazete bazlı istersem kategori bazlı ve hatta istersem a kategorisindeki b gazetesinin haberlerini görebilmeliyim bence.

yalnız rss olarak çekiyorum veriyi. bir kısmını gösterip geri kalanı için içeriğin çekildiği siteye yönlendiriyorum. siz o haberi okuyan kişi olsanız küfreder miydiniz bana?

ayrıca çok estetik bi o kadar da basit bişi yapıyorum. yani karman çorman değil.

(bkz: interstate 60)

otoyol boyunca gidiyor filmde ve yol üzerindeki kasabalarda ve yolun çeşitli kısımlarında mecaralı şeyler oluyor. genel olarak arabasıyla gidiyor kahramanımız.

Gitmek, My Marlon and Brando

(bkz: the straight story)

benim öncelikli önerilerim:
(bkz: the road)
(bkz: children of men)
(bkz: diarios de motocicleta)

bir de benzer bir soru sormuştum:
eksiduyu.ru

yolculuk filmleri diye de aratabilirsin.

gerry
dolls

(bkz: arcadia lost) diye bir film var bilmem sayılır mı?

away we go

www.imdb.com

the way back

gitmenin allahıdır bu. git git bitmez

www.imdb.com

imdb

filimadamı

mubi yi takip et. film festivallerini takip et. bu bölümlerde okuyan arkadaşların tanıdıkların varsa bilgi paylaşımında bulun. bir de bu konuda çok konferans, söyleşi vs. yapılır onları takip et onlara katıl.

Şu kitabı ve türevlerini öneriyorum:
Acelesi Olanlar İçin 99 Klasik Film/ Kolektif/ Say Yayınları/ 2012

Şu tür sitelerde liste tutun:
www.rottentomatoes.com
www.filmadami.com
getglue.com/

vikipedi'den bloglardan vs türlerine, yönetmenlerine göre sıralama yapın. Araştırın bolca.

Bilgi yarışmalarının sinema bölümlerinde takılın, yarışın. Dolu sitede tonla soru var. İllaki bazıları aklınızda kalır.

boğaziçi üniversitesine yakınsan mithat alam film merkezine üye ol. orda takıl. altyazı dergisi de alabilirsin.

Ben de senin gibiyim aslında. Eskiden izlediğim filmleri hiç araştırmazdım, böyle haldır haldır izler yönetmeni kimmiş, oyuncuları neymiş vs bakmazdım. Ama artık izlediğim her filmin bu tarz temel bilgilerine (yönetmen, yapım yılı vs) izlemeden önce ve izledikten sonra üç dört defa bakıyorum aklımda kalması için. Bir de yönetmen yönetmen gitmek faydalı oluyor. Filmler arasındaki benzerlikleri görüp bu şunun filmi demeyi öğreniyorsun.
Ha tabi bir de bunları bir iki filmle değil hayvanlar gibi çok film izleyerek yapmalısın.

altyazı dergisine abone ol.

I spoke with the customer.

speak to konuşma yapmak gibi daha çok.

aslında burda talked with kullansan daha uygun gibi. illa speak diyosan da yine with.

Speak fiili kullanılmaz burada, talk kullanman lazım.
I talked to the customer olur.

I have spoken with the customer da musteriyle konustum demek di mi? Dogru bir kullanimmis gibi geldi bu.

Speak daha çok dillerle ilgili kullanılır. Do you speak English örneğindeki gibi.
Talk daha uygun olur, ancak talk with ile kullanılamaz bu bağlamda. Türkçe ile İngilizce'yi ayırmak gerek. Buff'ın dediği gibi, I have talked to the customer dersin.

talk - www.ozdic.com
speak - www.ozdic.com

çok tuz tüketmek vücutta su tutulmasına yol açar.
yani ödem yapabilir.
gözlere zararlı derler, ne kadar doğru bilemem.
ama sonuçta avuç avuç ya da ciddi bir hastalığa neden olacak kadar tuz tükettiğinizi de sanmıyorum.

selülit!

sen başka bir kardiyologa göründün mü?
verdiği tavsiye bana çok garip geldi.

Böbreklere zarar veriyor diye biliyorum. Hatta diyaliz hastalarına tuzu kestiriyorlar.

Haftaiçi grubuna gitmeli.

özellikle sayısal ve ya tm ise haftaiçi grubuna gitmeli, ama sözel hazırlanıyorsa, haftasonu 2 günü dershanede geçirip, haftaiçi bol bol ezber, tekrar yapmak mantıklı olabilir. tabi kendi kendine çalışmaya konsantre olabilme vs. etkenler de var bu durumda.

hafta içi grubuna gitmeli,hatta koşmalı.millet 2 aydır deli gibi kasıyor (haftasonu grubu).

e.g.h. korunma yöntemi değildir

ertesi gun hapindan sonra genelde kanama oluyor sanirim bittikten baslamaniz gerekiyor.Prospektuse bakin isterseniz,yaziyordur muhakkak.

Ertesi gün hapı almanın doğum kontrol hapına bir etkisi yok, normal düzeninde kullanmaya devam edebilirsin doğum kontrol hapını. Yalnız zaten doğum kontrol hapı kullanıyorken neden bir de ertesi gün hapı alma gereği duydun anlamadım.

İşin uzmanı açıklamış... youtu.be

En temiz çözüm tütsü ama onun kokusuna katlanabilir misin bilmiyorum. Güzel kokanları da var gerçi. Yoksa oda spreyi falan cidden hiç işe yaramıyor.
Bir de mum yakın, kokuyu alır derler ama hiç deneyimlemedim. Belki şu kokulu mumlar falan..

o oda spreylerinin ve kokularının içerisinde zibilyon tane kimyasal madde var. ara sıra kullanmak belki sağlığı çok fazla tehdit etmeyebilir ancak böyle sürekli kullanım olacaksa hele ki yatak odasında, ileride çok ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşabilirsin.

en temizi yatak odasında hatta mümkünse ev içerisinde sigara içmemek. soğuk dahi olsa balkona çıkıp, balkon da içme imkanı yoksa cam kenarına sandalye veya koltuk koyup dumanı dışarı üfleyerek içmek.

Kesin çözüm: Odada sigara içmemek
+
Geçici çözümler: Sık perde yıkamak(kokulu deterjanlar ile) ve masa,koltuk vs.. eşyaları düzenli silmek.

Mum cidden kokuyu aliyor.Annem de hep mum yakar mutfakta (evde bir tek orada sigara icilebiliyor balkon oldugu icin ama yine de koku siniyor).Kokulu cubuklar var bir de tutsu seklinde ama odaya koku veriyorlar.Cicek kokululari oldukca guzel.

odada mum yakabilirsiniz ve tütsü. tütsünün kokusu kalıcıdır baya özellikle vanilya, karamel tarzı kokusu olanlar. odaya lavanta keseleri alıp koyabilirisin. bunların dışında glade, air wick gibi markaların sprey kokuları var, camsil gibi şişeleri oluyor hani. bunlardan olması önemli. bunlar etkili oluyor çünkü hatta üzerinde kumaşa sıkılabilir yazıyor. koltuklara, yatağa, perdelere, halıya vs sıkarsın ve havalandırırsın, oda güzel kokar. bu yazdığım markalar pahalı gelirse ki biraz pahalı sürekli kullanan için a 101 tarzı marketlerde satılanlardan alırsın. bir koku manyağı olarak aklıma gelenler bunlar:)
bu arada zararlı, kimyasal, petrol ürünü farkındayım sende biliyorsundur sanırım ama kullandığımız ne zararsız ki şu yeryüzünde. deterjan, şampuan, parfüm o, bu, şu hepsi zararlı ve kimyasal.

mum ve kibrit derler bu iş için. kibrit yakıp söndürmekte sigara kokusunu alıyor. en güzeli havalandırmak arada bir tabii.

test edilen ve onaydan geçenler:
1. yatak odasında sigara içmek ciğer-ağrısına, böğür çökümlenmesine neden oluyor, özellikle sabahları, özellikle İstanbul muadili nemli bir şehirde.
2.perdeler: koku deli gibi siniyor. sık sık yıkamak.
3. tütsü: ağır kokuyu alıyor, yerine başka bir ağır koku bırakıyor. sürekli yakıldığında, ki çocukluğundan beri tütsü yakılan bir evde büyümüş bir insan olarak, bünyede benzer bir ciğer tuhaflığına neden olabiliyor, alerji azdırabiliyor.
4. sanırım bulunduğunuz evde ortak oda/salon, çalışma odası veya alternatif olarak balkon yok. bundan dolayı derleme: camdan uzanıp sigara içmek çok can sıkıcı / iş bölücü. bunu yapmadıkça ciğerler huysuzlanacak. oda spreyleri ve tütsüler ek kimyasal ve ciğer hırıltısı bırakacak. baş ağrısı artacak. perdeler sigara+parfüm+tütsü kokacak.

azaltıcı en talihli çözüm: mum. ağır kokulu mum. para varsa yankee candles ya da tepe home satılan ağır seksi parfümsü kokan siyah mumlar var markasını bilmiyorum, 15 lira. enfes kokuyor. salonda defalarca kullandık, ben, ve arkadaşlarım. hatta o markanın mumlarının hepsi leziz. tepe home'a gider gitmez; gidince de alır almaz markasını mesajlarım.

ama bu da azaltıcı çözüm.
yani aradığınız cevaba şu an ulaşılamıyor. bu imkansız.

urun.gittigidiyor.com

sirke dolu bi kase koyun falan derler odaya. tabi sirke daha kötü kokabilir o ayrı.

benim yöntemi denemeni tavsiye ederim, ıslak sünger. dumanı ve kokuyu süper emiyor. bir de yanına kokulu mum yakıyorum, tadından yenmiyor. süngerleri dekoratif bir hale getirip kullanabilirsin, tavandan sarkıtmaca, renkli küçüklü büyüklü parçalar kesip süsleyip kaseye koymaca gibi. oda spreyi ve tütsü çok yoğun kokulu ve geçici geliyor bana. ıslak süngeri dene derim.

ben lipton içiyorum. eğer çayı şekersiz içiyorsan dene bi derim ben. [belki şekerli hali de güzeldir lakin bilemiyorum]

Lipton Bergamot'lu süper.

çaykur turist çayı. bir ara tiryakiyi alırdım ama sarı pakete döndüm yine. bunun dışında çayın içine giren başka şeylere (tomurcuk falan) karşıyım.

Çaykur'un linkte resmini verdiğim çaylarını harmanlıyoruz biz. Zaman zaman demliğe bergamutlu ya da sade tomurcuk da ekliyoruz.

www.kartemgidatemizlik.com

buff +1
dostum bu lipton bergamotlu bir harika

çaykur tiryaki

mahmood tea.

Lipton earl grey +1

Dogadan Gizli Bahce
Caykur Filiz

doğadan doğu karadeniz
bir de lipton english breakfast/ceylon

çaykur filiz,çaykur çayçiçeği

doğadan ve lipton

şu çaykur'un 42 nolu tirebolu çayı var ya, çok güzelmiş, birkaç haftadır iyi dadandım.
www.caykur.gov.tr

bir de tabi çaykur çay çiçeği.
www.caykur.gov.tr

doğadan gizli bahçe.
diğer doğadan siyah çay biraz acı oluyor ama gizli bahçe tam kıvamında.

harman yapıp içiyoruz. içine de hangi marka varsa onu katıyoruz. şikayet eden olmadı henüz.

lipton earl grey,
murpa (bergamotlu),
bergamot aromasılı kaçak çay,
hiç çeşit yoksa çaykur filiz.

çok tatlılar, umarım en kısa süre içerisinde yuva bulursunuz onlara... haysev facebook sayfasına da mutlaka gönderin ilanınızı...

Gönderdim, teşekkür ederim. Başka yollayabileceğim yerler var mı aklınıza gelen?

www.facebook.com buraya da mail atın.
Ayrıca mihav.com ve petarkadas.com sitelerine üye olup ilan verebilirsin. Bir de sahibinden.com'a ilan verebilirsin.

Lily Allen-Not Fair

Emin olmamakla birlikte 6.15-6.30 olabilir diyorum.

Valla fiyatlar konusunda bilgim yok ama Tunalı Meyhanesi var. Güzel bi yer.

Önce Kızılay'a gitmeniz lazım. Odtü'den direk gidemezsiniz.

peki kızılaydan nasıl gidebilirim?

Ege Mahallesi otobüslerine binmeniz gerekiyor, Ego'ya. Ama nereden kalkıyor bilemiyorum, hareket amirliği gibi bir şey var Güven Park'ta oraya sorsanız gösterirler.

yav adamı hasta edersiniz,hiçbiri kardeşim hiçbiri.Eski Ssk işhanının karşısında ege mah.durağı var ordan ege mahallesi yazan paralı kartlı farketmiyor.onlara binersin

Meşrutiyet Caddesi'ndeki ilk durak Ege Mahallesi. Çok seyrek otobüs geliyor. Gelince de tıklım tıklım oluyor. Oyobüsle gitmesi de çok uzun sürüyor. Sonradan küfretmeyin de... Bunları kabullenerek gidin.

hıyar kabuğu ver. en sevdiği.

Yeşillik verin işte, lahana yaprağı, marul yaprağı falan. Marketlerde kemirgen mamaları da oluyor, onlardan da alabilirsiniz.
Yürüme sıkıntısı konusunda bir bilgim yok ne yazık ki.

marulu çok sever, benzer otlar yedirebilirsiniz. ne kadar ufak olduğuna bağlı ama daha tam yürümeye başlamamış olabilir, sizden korkmuş olabilir mi?

sevin, okşayın, çok mutlu olurlar. uzun süre ilgilenmezseniz gelip kendini sevdirmeye çalışır, kucağınıza tırmanır eder. yine ilgilenmezseniz kızacağınızı bildiği şeyler yapar, halı ya da kablo kemirmek gibi. yine de ilgi çekemezse küser, depresyona girer. dikkatli olun.

@ o deği dee, ne kadar ufak bu şimdi? kemirgen değilde sürüngen gibi yürüyor.

baya küçük görünüyor bence, bugün alın kucağınıza okşayın, yalnız dikkat edin, genel olarak tuvalet eğitiminde çok başarılar ama üstünüz başınız ıslanmasın.

imkanınız varsa da ilk fırsatta veterinere götürüp bir baktırın bacaklarına, yani güvenmeyin şimdi bana, içim rahat etmedi benim :/

bence kucağa falan almamak gerek. bacağında bir problem varsa kırık, yara vs. tuttuğunuz zaman acıtır hemde sizi ısırabilir.

maydonoz dışında bütün sebzeleri yer ama sakın maydonoz vermeyin

duyuruya geldim geleli ilk defa büyük harflerle yazıyorum:

MANYAK MISINIZ?

aferin yeşillik yedirin, ishal olsun, gebertin erkenden hayvanı.
yavru tavşanlara sebze VERİLMEZ. uyarmadılar mı seni?

o kadar küçük tavşana sebze verilmez, en fazla haftada toplam bir avucun yarısı kadar verilir. tavşan yemi al, açıkta satılanlar olur normal markalar olur. arpa ve yulaf ezmesini çok severler.
tavşan ahşap zemine uyum sağlayamadı muhtemelen

öncelikle havuç, marul ve kıvırcık VERMEYİN!! yavru tavşanlar zaten ishale yatkınken bu yazdıklarım her yaştan tavşanı ishal eder. çok az lahana(yaprak veya kök olur) veya brokoli verebilirsin. ama yavru olduğu için avuç içi kadar falan ver(parmaklar hariç). kuru mama satılır petshoplarda onlardan almanız lazım. ayrıca bol bol su içmesi gerek temiz suyu eksik olmasın.

eline alıp fotoğraf çekersen veya boyutunu karşılaştırabileceğim bir şeyin üzerinde(cd falan herkesin boyutunu bileceği şeyler) yürümemesinin ne kadar normal olduğunu söyleyebilirim.

kafes falan yoksa en güzeli tuvalete koyun çünkü tavşanlar baya işer, bu yavrucak henüz çişini tutmak için çok küçük, zaten yürüyemiyor o yüzden bir yer belirleyip oraya gidemez, olduğu yere bırakır. halılardan sidik kokusu çıkarmaya uğraşmak istemiyorsanız banyodan kilimi falan alıp oraya koyun, soğuk olmasın diye gazete kağıdı yığıp üzerine bezler falan koyulup sıcak bir ortam yaratılabilir. ama odada salonda falan bırakırsanız bir yerleri, kabloları falan kemirir kesin ben söyleyeyim.

he manyağız te allam.. bilsek sormayız di mi?

Küçük bir huni yap, içinden dök. Sonra üstten bastırarak sıkıştırırsın.

huniyi nasıl yapayım :) kağıttan olur mu ki ?

Olur olur, külah gibi yap işte.

ya biraz aramaya inansan bulursun
mesela www.youtube.com

www.petburada.com

Bütçe ne kadar bilemiyorum lakin 50 lira ve üzeri siparişlerde kargo ücretsiz. 1-2 liralık bir şey ekleyebilirsiniz siparişe. 4 ekim günü için özel bir kampanya olduğu yazılmış. Değerlendirilebilir.

Petburada güzel bir pet alışveriş sitesi ama diğerlerine göre azıcık pahalı. Şunlara da bakabilirsin
www.mamamatik.com.tr
www.mamasepeti.com
www.canpet.net
www.temizmama.com

Mamamatik'ten aldığın tüm ürünler barınaklara bağış olarak dönüyor bu arada.

Sorduğun soruya da gelince uygun fiyatlı kedi mamaları arasında aslına bakarsan çok da büyük bir fark yok. 15 kiloluğu 60-70 lira olan bir mama fena değil demektir. Bu sitelere bak işte, hangisi kafana yatarsa al. Yalnız benim gözlemlerime göre kediler etli mama değil de tavuklu ya da balıklı mamayı daha çok seviyor, alırken buna göz önünde bulundurabilirsin.

Yukarıdaki siteleri de taradım ama ucuz mama bulmakta zorlandım. Şöyle bir şey var;

www.temizmama.com

Lakin kargo ücreti hakkında bilgim yok. Petburada'da saat 6'da dahi sipariş verseniz, o akşama yetiştiriyorlar kargoyu. Böyle de sağlam iş yapıyorlar. Bu açıdan rakibi yok. Bir de barınaklara göndereceğiniz şeyler için alt limit olmaksızın kargo ücreti almıyorlar. Aklınızda bulunsun.

Ucuz mamalarda içerik pek önemli değil çünkü istisnasız hepsi tahıl ağırlıklı oluyorlar. Etli olup olmaması önemli değil. Uzun vadede sağlıklı ürünler değiller. Sürekli kullanılmaları, ileride bu hayvanlar için sağlık sorunlarına neden olacaktır. Goody içinse kötünün iyisi denebilir. Denemeyebilir de tabi, sonuçta içeriği az-çok belli.

Olur da dışarıdaki kedilere ya da kendi kedilerinize ziyafet çektirmek isterseniz, şunu öneririm;

www.arkadaspet.net

Alabileceğiniz en kaliteli birkaç mamadan biridir. Havale fiyatı 180 lira, kart fiyatı 200 lira ki, 20 kiloluk ve bu kalitedeki bir mama için olabilecek en uygun fiyat diyebilirim. Zaten kampanyada şu anda. Normalde 280 lira havale, 300 lira kart fiyatı var. Takip etmenizi öneririm. %80 et ürünü olan bir mamadır.

teşekkür ederim cevaplarınız için.

@ahmetcan44
aslında 50 lira üst limit gibi bir şey :) 180 liralık mamayı alamam malesef. şu aralar bizim evin etrafında takılan kediler var, akşam yemeğinden taze fasulye artmıştı biraz, suyuna ekmek doğrayıp götürdüm bunlara kapıştılar resmen, bi tanesi baya küçüktü o pek bir şey yiyemedi, eve çıkıp yoğurt falan götürdüm ona da. sabahları işe giderken de bir şeyler vermeye çalışıyorum ama çok zor oluyor, her zaman yemek artmıyor, ya da kedi sayısına bölemiyorum yemeği, verecek şeyler arıyorum. o yüzden kuru mama alsam diye düşündüm.
zaten bu kedicikler doğru dürüst beslenmiyor, dediğin gibi ucuz mamalar zarar verir mi ki?

Kuru mamanın en kalitelisi bile uzun vadede zarar verir. Farklı gıdalar da almalılar. O yüzden kuru mamaya çok alışmamaları lazım. Yanında farklı şeyler de vermeniz lazım. Her gün demiyorum ama arada bir yoğurt, yumurta (çiğ de olur) gibi şeyler de alırlarsa en azından tek yönlü beslenmemiş olurlar.

Tabi hiçbir şey yememelerinden iyidir ucuz mamalar. Teşekkür ediyorum ben hassasiyetinizden ötürü.

venedik'te ölüm.
iyi eserdir.

Kırmızı Pazartesi.

Kırmızı Pazartesi +1
Benim Hüzünlü Orospularım
Yabancı
Dönüşüm

gök mavi.
için açılsın.

bej kategorisinden: kumsal beji, roma beyazı, açık fildişi,

bence hafif/soluk bir tarçın tonu iyi gidebilir. çok soluk renkler, birazcık odanın rengini ısıtır.

filliboya.com.tr!prettyPhoto[ajax]/0/
bal buğu, açık somon ve somon bence bu üçü çok hoş.( en baştaki su bazlı olanların içinde vardı bunlar.)

açık renklerin mekanı genişlettiğini de hatırlatarak;
açık ton şampanya rengi, beje dönük.
kesinlikle çok ferahlatıcı.

@qwerty, mavi ve yeşil çok soğuk kaçar gibi geldi.
@9kuyruklukedi, ben de roma'yı beğendim gibi şimdilik.

@fauxhumanitas, tarçının soluğu sarımsı mı oluyor? bir de 2. cümleyi anlamadım valla.

@crimsonlady, bal buğu mobilyaların rengine yakın, boğar diye düşündüm.
şu anda da somon zaten, geniş alana uygulanmışı bayaa kötü diyebilirim.

Düz beyaz bence en güzeli. Mavidir somondur falan olmaz bu mobilyalarla. Ya çok koyu bordo gibi bir renk olur ya da çok açık kirli beyaz gibi.

buff+1 düz beyaz veya kırık beyaz dedikleri türden beyaza yakın bir renk.

Dostum, boya güzeldir lakin bir duvarına boyadığın renge yakın tonlarda bir duvar kağıdı da düşünebilirsin, bence tek renk komple odayı boyamak yerine bir duvarda duvar kağıdı kullanıp diğer duvarları boyamak daha güzel sonuç verebilir.

@mehmet lutfi, hocam evde rutubet sorunu mevcut olduğundan kağıt bir seçenek değil malesef.

o zaman tamamen zıt renkler önerimle gelirim bende. mesela koyu vişne çürüğü veya lacivert olabilir.

açık renk demiştim :)

hayır tarçının açığı sarımsı olmuyor.
ikinci cümlenin meali: duyuruda işaret ettiğin renkler saturasyonu/doygunlugu düşük, solgun renkler. ondan dolayı daha kırmızılı ama çok da cart olmayan bir renk canlandırır diye düşünüyorum.
hafif bir tarçın rengi güzel olur.

demeye çalıştığım renk bu linktekinin daha azıcık soluğu: www.duvarrenkleri.com
ya da buradaki ilk skalada da yeni yavruağzı rengi ile malta arası bir renk diyebiliriz (buradaki somon kadar beyazlı-açık değil): www.bilgiyuvasi.com

pastel pembe yeni boyattım çok güzel renk.
bu aralar keten renk çok modaymış.
filli boyadan boyattık.
ama pastel pembe hoşuma gitti benim.

Benim erkeklerde en çok şu saatler hoşuma gidiyor, biraz büyük ve kahverengi deri kayışlı;
www.tozlusayfa.net

Bunu rasgele buldum internetten, Lacoste imiş ama sen saatçilerde falan istediğin fiyat aralığında buna benzer bir şey mutlaka bulursun.

Seiko Military serisi önerebilirim. 38 milimetre çap sorun olmazsa çok güzel olur. Sportif, hafif bir seridir. Bez kayışlarla istediğin renkte kullanabilirsin.

Mekanizma otomatik olduğundan pil sorunu da olmaz. Bakımları düzenli yapılırsa evladiyeliktir.

ekleme çıkarma haftanız yok mu ? bırakırdın o dersi, bb olan ders tekrar mı alınır aaaaaaaaa

ders çok basit hacı.Benim salaklığımdan ötürü önceki üni.de BB geldi ve 4 kredi.Ortalamayı çok etkiliyor.

Bırakır. Madem aldın paşa paşa gidiceksin, öyle bedavadan not yok.

hocasına göre değişir. gidip soruver.

he peki. tekrar olan derslerde uygulanan yoklama durumunu araştır bi, okulun sitesinden falan.

hocayla konus

FF ile kalmadıktan sonra devamsızlık önemli değil diye biliyorum. Okuldan okula hocadan hocaya değişir. Git hocana sor...

gereksiz hırs yapmışsın. evet gitmezsen kalırsın.

Galiba yasal. Faturanın işlememesi için gidip aboneliğinizi kapatmanız ve borcunuzu ödemeniz gerekiyor.

Hayır tabi ki diyemezsin.

hayır mecburen ödemek zorundasın.

smoke on the water
killing in the name
seven nation army
chop suey

led zeppelin-stairway to heaven
jimi hendrix-purple haze
bruce springsteen-born to run
pink floyd-welcome to the machine

sevmiyorsan dinlemezsin bir müziği arkadaş bu kadar basit. neden farz olsun ki çok beğenildikleri için?

Farabi, bak demek istediğimi çok iyi anlayan iki arkadaş çıkmış. Elbette ki dinlemek zorunlu değil, ama dediğim şeyi, bilen bilir :)

-cranberries- Ode To My Family, zombie ve diğerleri,
İlk yıllar bolca dinlerdim.

progressive rock ve metal dinliyordum daha çok. ama metal olarak progressive, gothic, symphonic tarzda ve bayan vokalli olanlar daha çok. hayat tarzım öyle değildi ama, sadece dinliyordum. onun dışında başka şeyler de dinliyordum.

grup olarak en bilindiklerden:
night wish
epica
coldplay
radiohead +1

gitar öğreneyim de hatun düşüreyim diye yazdığın playlistteki şarkıları ve muadillerinin hepsini dinlerdim ama sadece akoru kolay olanları daha çok sevdim. cranberries'in şarkıları kolay çalınıyordu mesela. bayılırdım. seven nation army'nin intro'sunu da severdim. aslında, çalamadıklarımı daha çok severdim. daha bi' tutkuyla severdim onları. kendime itiraf edemezdim, hala edemem.

neyse üsturuplu cevap vermiş olayım:

pulp - this is hardcore
led zeppelin - kashmir ve bron your amp
çoğu radiohead şarkısı

aslında amacım üni 101 şarkıları playlist'i yapmak, dolayısıyla kendi dinlediklerinizden ziyade herkesin ezbere bildiği şarkılardan gitsek daha güzel olur gibi :)

soad - chop suey
pixies - where is my mind

ben tüm bu şarkıları lisede dinlerdim ne olacak şimdi

bon jovi-livin on a prayer-you give love a bad name

whitesnake-is this love

sting-english man in newyork

eric clapton - cocaine
steppenwolf - born to be wild
the doors - bilimum bütün şarkıları

(bkz: bar gruplarının çaldığı bar orospusu parçalar)

buradan da iyi bir liste çıkarabilirsin bence:

(bkz: yol şarkısı)
(bkz: yağmurda yolda giderken dinlenecek şarkılar)

another brick in the wall

nirvana - smells like...
blur - song 2
oasis - wonder wall
bilimum queen şarkısı

sui+1
+
arkadaşlarım grup kurdu bu kafayla. 2 yıldır da çalıyorlar. herkes ezbere biliyor çaldıkları şarkıları :)

rhcp - otherside
cure - love song
muse - muscle museum
muse - time is running out
muse - plug in baby
jet - are you gonna be my girl
white stripes - seven nation army
clash - should i stay or should i go
cake - i will survive
cake - never there
offspring - pretty fly
nirvana - smells like teen sprit
nirvana - come as you are
franz ferdinand - take me out
talking heads - psycho killer
ben e. king - stand by me
james brown - i feel good
ratm - killing in the name of
placebo - bitter end
blur - song 2
chumbawamba - tubthumping
can't take my eyes off of you

tek tek yazdım aklıma gelenleri :)

90 Lira buna verilmez. Aynısı Taksim Pasaj'da 10-15 lira.

Bu ne ya? İğrenç bir şey. Biblo mu kaldı allasen?
Resimle ilgileniyorsa şövale+tuval takımı gibi bir şey alabilirsin.
Ya da puzzle falan al gitsin.

2 senedir ailenin farklı üyeleri saat alıp duruyor. Tekrar saat alırsam fırçayı yerim.

Bu bibloyu beğenmediğim için fikrinizi almak istiyorum zaten :)

Resimle ilgilenmiyor, keşke ilgilense.

kız çocukları ayakkabıya doymaz, güzel bir ayakkabı al, değiştirme kartı da olsun. bot veya çizme de olabilir.

bu romandan tek hatırladığım, öğretmenleri çocuklara her hafta yeni bir hikaye okuyordu. o hikayelerden birisi vardı "marco annesini arıyor" diye. marco denen bu çocuk yıllarca haber alamadığı annesinin peşine arjantin'den kalkıp avrupa'ya bir yere gidip elinde 2 adresle annesinin izini sürüyordu falan acaip sürükleyiciydi. başka da bir şey hatırlamıyorum :)

vay arkadaş.. :) bir de "her çocuğun mutlaka okuması gereken kitap" diye lanse etmişlerdi bunu. başarılı bir pazarlama örneği miydi acaba..

Kitabın ana kahramanı olan Enrico adındaki veletin başından geçen ibret verici öyküler vardı işte. Hiçbir şey kaybetmedin okuyarak merak etme, hatta sırf bu yüzden daha sağlıklı bir insan olmuş olabilirsin psikolojik olarak. Böyle ağır dram kitaplarını küçük yaşta ne diye dayarlar çocuklara hiç anlamamışımdır.
Ben çocukken okudum bu kitabı, çok kereler okudum ve sevdim. Ve neredeyse hep bu tarzda kitaplar okudum. Gülten Dayıoğlular falan. Ama şimdi bakıyorum da gerek yokmuş. Boşu boşuna tutunamayan, romantik olduk böyle kitaplar okuya okuya.

çocukken bana da dayatmışlardı bu kitabı, içim kıyılmıştı, okur gibi yapıp televizyon falan seyrediyodum. öyle iğrenmiştim. sonrasında 9uncu hariciye koğuşunu dayamışlardı da ilkokuldan sonra lise sona kadar kitap okumayı sevmediysem ahanda bu kitaplar yüzünden olmuştu.

dün kitapçıda gördüm tekrar basıp raflara koymaya başlamışlar. okuycak olan veletler için "yazık" dedim içimden.

bişi kaybetmedin için rahat olsun : )

tutunamayan romantik :) bence güneşi uyandıralım, şeker portakalı seviyesindeki dram melankoli iyiydi, hatta beni daha duyarlı bir insan yaptı muhtemelen. hepten göz ardı etmemek lazım.

6. sınıfta okumamızın zorunlu olduğu kitaplardan biriydi bu. İsimleri yanlış hatırlıyor olabilirim. Enrico diye bir çocuk vardı. Sınıf arkadaşlarının anılarını günlük halinde tutmuş ve (babası tarafından?) yayınlanmış. Örneğin Nelly isimli kambur, bedenen sıkıntılı bir çocuk beden eğitimi dersinde çubuğun en üst noktasına tırmanmıştı. Fakir bir arkadaşının okuldan arta kalan zamanlarında satmaya çalıştığı bir şeylerden bahsediyordu. Zengin olan bir diğer arkadaşı kibirli bir şekilde hava atarken karşısındakinin kör olduğunu anlıyorlardı. Anlatılanlar oldukça dramatikti.

Bendeki kitap 300 sayfayı geçiyordu. Biraz deforme oldu ama halen durur kütüphanemde. Kitaptaki karakterler bazen isimleriyle bazen lakaplarıyla bazen de fiziksel özellikleriyle geçiyordu. Kitabın sağına soluna isimleri vs. not almıştım .

@omnibus bize ikinci-üçüncü sınıfta tavsiye etmişlerdi bu kitabı :) hangi yaş aralığına uygundu bilemedim şimdi. ama okuyan da bir kere değil defalarca okumuş burdan anladığım kadarıyla. demek ki var bir hikmeti :) teşekkürler arkadaşlar! sıfır beş ucu olan var mı? :)

elimden geleni yapıyorsam, şanssızlık. ama mücadeleyi bırakmamak lazım.

İşler çok kötü gidiyor ve kendimde bir hata bulamıyorsam düşünüyorum evet bu karma mevzularını.

karma hissiyatı gelebilir de, sen elinden geleni yaptıysan ve yine de sıkıntı devam ediyorsa yapacak bir şey yok ne yazık ki

kendi adıma, kısa süreli üzülme, 2 sigara, sonra çözülebilir mi çözülemez mi şeklinde risk analizi diyebilirim, yapabileceğim bir şey varsa direkt aksiyon; yoksa da s.ktir etmek gerek.

isler yolunda gitmediginde isleri yoluna koymak icin isler gucler izlerim keh keh keh.
isler yolunda gitmesi sucu ilk kendimde ararim. once kendimi sonra seni vururum nihoha.
bana bir seyler anlat canim cok sikiliyor :(

metafizik fikirlere kapılmamalı. nesnel sebepleri vardır her vaziyetin.

- karma
- "ne yaparsan elinle o gelir seninle" (atasözü)
- "başınıza gelenler kendi ellerinizle kazandıklarınızdır" (ayet)
www.kuranmeali.com

Mutlu olurdum.

seni tanimak istiyorum ve izin var midir kelimelerini sevmiyorum ben. devami ise ucuz romantizim. hicbir seyi begenmem ben. yemeksepetinden de siparis verdim zaten gotum koltuga zor sigiyor artik.

senin yaşında olsam mutlu olurdum. ama artık bünye bunlarla mutlu olmuyor. yalan olduklarını bildiğim için belki de.

ne hissetmem gerektiğinden çok durum nedir diye sormak istemiştim aslında =)

C.R.A.Z.Y.
J'ai tué ma mère
A Single Man

duvara karşıyı izle kardeşim.

Brokeback Mountain var elbette.
Fuckin Amal
Düş Gezginleri
Zenne
Lola+Bilidikid
Habitación en Roma
My Own Private Idaho
Shortbus

Bunların hepsini izledim. Hepsi işine yarayacaktır. Shortbus belki biraz rahatsız edebilir ama o da güzel.

i love you philipp morris
mine vaganti

mysterious skin. pek o tarz sayılmasa da izlemeni öneririm.

duygusalhaliyikama.com

haci sıvılarda tırt diyolar. kımyasal fln

Dove'un neredeyse bütün sabunlarını denemiş biri olarak şöyle pembeli kutuda olan bir tanesi var (neydi adı hatırlayamadım şimdi) en çok onu beğendim.
En son Extra Sensitive olanından almıştım. Sakın alma, kokusu iğrenç ötesi. Kullanamıyorum kokusundan.

eldeki yararlı bakterileri olduruomus paso herkes doktorlar fln dio.

2 numara çok şıkmış. duvar için duvar kağıdı düşünüyorsanız eğer aralarında yaldızlar bulunanlar çok güzel olur. halıyı da halıcı tanıdığınız varsa arayın gelip bakıp size tavsiye de bulunurlar ya da evinizin resmini çekip götürün hallederler.

odanın büyüklüğüne göre 1. ya da 2. seçenekler arasında tercih yapın derim. çok güzeller.
ben ev ferah olsun isterim. o nedenle şampanya rengi gibi açık tonları tercih ederdim. belki bir duvar diğerlerinden farklı ya da koyu bir renkte olabilir.

6

doğtaştan 5 nolu takımın farklı kahverengi renkte kanvas gibi olan kumaşlısından aldı arkadaşım. rahat ve kullanışlı geldi bana.

kahve açık kahve, bej, fildişi, kremle beraber mor ve turkuaz tonlarıyla kombinlenebilir böyle bir takım.

1-3-6 arasında duruma göre seçim yapardım. yaş grubu, evin geri kalanının tasarımı, konulacak odanın büyüklüğü vs.

Vallahi nasıl olduysa ben de 3 numarayı beğendim. Yalnız rengi biraz riskli, gidip yerinde görmeli çok cart mı değil mi. Bu renk bir koltuğu bembeyaz duvarlar ve renkli büyük ama çerçevesiz tuvallerle çok güzel kombine edebilisiniz. Diğer mobilyalar da elbet (sehpa falan) koltuğun yan tarafındaki aparatın renginde olmalı.
Ya da daha klasik bir görünüm isterseniz yine beyaz duvarlara şu tarz tabaklar asabilirsiniz. Bir dergide görmüş idim, zengin bir arkadaşımızın evi böyle döşenmişti, çok güzeldi.
www.minehediyelik.com
Bununla birlikte krem rengi ya da koltuğun yanındaki aparat gibi toprak rengi düz bir halı çok güzel olur.

1 veya 6 ama 6 daha bir şık

Milli Kütüphane'de vardır.

Milli kutuphaneden yaklaşık 1450 km uzaktayım:)

Baska bir cozumu olan yokmu

Ankara veya istabulda oturan arkadaşlar bu kıtabı sızden alabılırm eger satmak istersenız yanı arkdaslarım vasıtasıyla

ya o nasıl iş allah aşkına, hayvanın kısırlaştırılıp kısırlaştırılmadığını içini açmadan öğrenmenin bir yolu yok mu? yazık yahu.

umarım tez zamanda biri çıkar. yola yatıyomuş ya ahaha bayılıyorum böyle saf kedilere.

hangi şehirde?

@kayranin kedisi, ankara'da. tren yolu acik olsaydi istanbul'a da goturebilirdim. su halde hangi sehirden talibi olacagina bagli. eldeki her imkani seferber ederiz diye dusunuyorum.

@robin crusoe, muayene etti ama kaslariyla ilgili bir seyler dedi. sonra operasyonda anlasilmis maalesef.

yurtlarda kedi beslemek yasak, o yüzden ben alamam ama zorda kalırsan bilkent'in kampusüne getirebilirsin. özellikle grafik tasarım bölümünde hocalar her gün kuru mama ve su veriyor kedilere. yurtlarda da epey kişi bakıyor. adapte olabilir diye düşünüyorum bir sıkıntısı yoksa.

bu haftaiçinde arabamı servisten alacağım, kampus olur diyorsan ben de alıp getirebilirim.

cok tesekkurler kayranin kedisi. gittigi yerde epey pasif kaliyor. yemek verdigimiz icin sabah aksam bahceye geliyor. diger kedilerden korkup mamaya yanasamiyor. biz basinda duruyoruz yiyebilsin diye. o yuzden ev ariyoruz. aklinizda olsun, belki bir hoca ya da ogrenci arkadasiniz ister.

bu kedi icin degil de genel olarak yazayim, kampusteki kediler dahil soyle bir risk var: (bkz: sokaklardaki tum hayvanlarin toplanmasi)

bi arkadaşlara sorayım bu kedi için. evde psikopat bir kedim olmasa hiç düşünmez, ankara'ya gelir alırdım, kıyamam ben ona ya :/

www.facebook.com


kesinlikle çok hızlı çözüme ulaşacaksınız. ne ameliyatlar, sahiplendirmeler, kurtarma operasyonları düzenlendi. bir saat içinde 2000-3000 tl ler toplandı burada.

@good room beautiful,

tesekkur ederim. birincisi benim facebook hesabim yok. ikincisi haysev guzel isler yapiyor olabilir ancak simdiye kadar hic iletisime gecmedim onlarla.

belki duyuru'dan ya da sozluk'ten bildigimiz, asina oldugumuz biri evini acar. olmadi, baska yerlerde yayinlanmasi icin ilani paylasiriz gene.

tesekkurler snowflake, eksik olmayin. yan binadaki borekciye de ugruyor sikca. iceri falan giriyormus. biz veya baska birileri tarafindan; bir sekilde besleniyor. ama iste nereden ne kotuluk gelecegini hic bilmiyor.

kedinin tek ihtiyaci yuva gibi gorunuyor su halde. (:

çok hoş kediymiş ya. :( bu arada duyurunun altındaki tivit, facebook butonları ile duyuruyu paylaşabiliyoruz. o şekilde ilan yayılabilir. tez zamanda sahiplenir umarım.

en çabuk hay-sev'in yuva bulduğuna katılıyorum ben de.
çünkü kitlesi çok geniş.
çok da güzel, hemen yuva bulur bence.

facebook'a üye olmanıza gerek yok.
[email protected]'a acil notuyla bir mail yollayın, ilanınız birkaç gün içinde yayınlanır.
çok yoğun oldukları için bir haftayı falan bulabiliyor ilanın yayınlanması.
o yüzden acil diye özellikle belirtin mail başlığında.

kediciğin fotoğraflarını, geçmişini, hikayesini, isteğinizi ve iletişim bilgilerinizi yazın.
mutlaka yuva bulur.

anem sen ne cicisin, ne mahzun bi seysin oyle yaaa?

yuz guzelligin olunca, insan da olsan yirtiyon, kedi de olsan anasini satiyim. sirf yuzu guzel diye yuva bulma sansi yuksek bu yavrunun.

yok yok, haksizlik etmeyeyim, sirf yuzu degil, huyu da cok guzel. ustune ustluk, bi de saskaloz. bunlar da etki edecek yuva bulmasina...

oyle de.. hala talibimiz yok?

hani cok guzeldi ya?

elxa Haysev'e mail attın mı? Herkes yazmış, ben de tekrar söyleyeyim, mail at mutlaka. Şuraya da mail atabilirsin artı olarak. www.facebook.com
Bunların yanı sıra sahibinden.com'a ilan da verebilirsin. Çok ilginç ama cidden birileri çıkıyor oradan da.
Bu kadar büyük bir kediye buradan yuva bulman pek mümkün değil. Duyuru'da ne bebek ne tatlı kediler için onlarca ilan açtım, bir kişi ilgilenmedi. Buradaki arkadaşlar pek sahiplenme konusunda yardımcı olmuyorlar. Bu yazdığım yerlere mutlaka mail at/ilan ver.
Bir de bana özel mesaj ile kedinin özelliklerini, adı varsa adını, bir de kendi iletişim numaranı+mailini yollarsan üye olduğum bir kaç hayvan forumu var ben de oralarda ilan açabilirim.

yazdum buff haysev'e. fotograflari da gonderdim. siz kendi facebook hesabinizdan haysev'e iletirseniz de super olur. facebook hesabim yok. gerci twitter'dan da paylastik baya. duyurudan ilgilenen birkac kisi oldu, onlar da tekrar donmedi.

ben size gene iletisim bilgilerimi vereyim. zira tasiniyorum ve nete cok giremeyebilirim.

3-4 yaşına kadar sokakta kaldıysa ev kedisi olması zor olabilir, pek durmaz evde diyorlar ama bu galiba uzun süre ev kedisiymiş de sokağa atılmış gibi anladım.

aynen, birkac hafta once terk edilmis olmali. oncesinde yoktu cunku hic.

bu kedi yuva buldu (: ilgilenen herkese tesekkurler

Bunu nereden bulabilirsin bilmiyorum ama bu tarz üstlerden Adidas'ta çok var.

türk telekom arenadaki store'da %90 vardır.

likit eyeliner kesinlikle. işin ilginç tarafı, onca marka denedim, en güzel likiti flormar'da dipliner olarak buldum. sürümü de gayet kolay ya da el alışkanlığı artık benimki, bilemedim.

@devilred, iyi hos da ben suremiyorum bu likit eyelineri.Bunun bir teknigi filan yok mu,bana da anlativerseniz?

sephoranın kelem gibi olanları var. (kalem eyelinerdan kastettiğinin o olduğunu varsayıyorum. sephoranınkiler o kadar çabuk kurumuyor.)

işin sırrı tek el hareketiyle hızlıca ve bir kerede sürmek. gözünü kapat, gözünü kapağı düz olacak şekilde (çinli gözü gibi olacak şekilde) çek geri doğru. sonra eye liner'ın fırçasını göz kapağının üstüne koy ve bir anda çek.

birkaç kez yapınca elin alışacak. bu arada önce normal göz kalemi ile yaparsan elin biraz yatkınlaşır, likit kasmaz sonra.

ay bildiğin tarif ettim :s

Aynen goldentitan'ın dediği gibi kalem şekline olan likit eyelinerlardan alabilirsin. Ama bence kalem de almanda bir sakınca yok. İkisi de iyidir, yalnız kalem eyelinerların rengi daha soluk oluyor, simsiyah bir renge ulaşamazsın.
Ayrıca sakın ha Flormar falan alma, dünyanın en iğrenç ve en kolay dağılan diplinerı Flormar'ınki. Ben Loreal'in eyelinerini kullanıyorum çok memnunum, ama hızlı davranmak gerekiyor çekerken, çabuk kuruyor çünkü.

Sapı kalem gibi uzun değil kısa olanlar var likitlerin. Onları sürmek daha kolay oluyor. Daha yakından tuttuğun için daha fazla kontrol sahibi oluyorsun, tavsiye ederim.

Kalem degil likit degil siyah far ve eyeliner fircasi al derim. Surmek hicbir beceri gerektirmiyo ve cok kalici oluyor. Istersen onun uzerine de likit eyeliner cekebilirsin daha kolay oluyor, hatalari gostermiyor...

@ayrim bu ilgincmis,deneyebilirim sanırım.Ama ben cok kalın sekilde çekmek istemiyorum .ince olsun,eyeliner sürdüm diye bağırmasın istiyorum.

Fırçayla daha rahat sürerim diyorsanız krem eyeliner alın. Çok güzel onlar. mac kullanıyorum ben. bir de ayrı fırça alıyorsun, çok güzel sürülüyor.

@cereal killer,evet arastirirken ben de en dogrusunun jel eyeliner almak olduguna karar verdim.Bir de dipliner cok soylenmis.Ikisini de alip alistirmalara baslayacagim,inaniyorum olacak (:

daha önce de görünüyordu? ya da ben anlamadım.

ben geleli 4 sene oldu o zamandan beri görünüyor valla, öncesini bilmiyorum.
edit: abi duyurunun editlenmeden önceki halini koysanız süper olur he, editlenmeden önce soru böyle değildi @something ve ben sığır konumuna düştük bi anda.

bir ara görünmez olmuştu, ama yeniden görünür olmuş. beni etkilemiyor soranın i ya da es olması soru düzgün olduktan sonra. büyük ihtimalle de aynı kullanıcı ismine sahip i ve es'leri ilk görüşte ayırabilmek için yapılmıştır bu değişiklik de.

Duyuruyu açmadan görünmüyordu, "es" ya da "i" olduğu. Bir iki gün önce görünmeye başladı. Açıkçası bana da saçma geldi.

Görünüyordu diyen arkadaşları şöyle alalım: www.google.com.tr

Duyuruyu okurken veya cevaplarken bunu dikkate almıyorum. Ama niklere aşina olunca bazen cevaplarda daha samimi olabiliyorsun. soruyu açandan çok sorunun içeriği önemli tabii ama daha çok laubali tipler de kendini belli ediyor.

Görünüp görünmemesi sorun değil benim için. Ben hiç bakmıyorum bile, bakan da neden bakar anlamıyorum.
Hmm bu sözlük yazarı değil cevap yazmayalım mı diyorlar yani?

ben dikkate alıyorum. (es) ise daha samimi (i) ise daha resmi cevap vermek geliyor içimden.

@tahrik olmusken objektif olamam

duyuruyu yazan kullanıcının sağ üstündeki artının yanında yazıyordu es olup olmadığı. i yazmıyordu ama es olmayınca i olduğu anlaşılıyor.

gene 1 hafta onceki gibi oldu. ne yapacagiz simdi?

kaç çocuk, çocuklar erkek mi kız mı, bir de çok tv izliyorlar mı? (disney channel, minikago vs)

@marcelorios: çocuklar bildiğin akraba veya komşu çocukları. Yaş ve cinsiyet yelpazesi geniş yani. Ufak olanlar misafir çocukları sıkılıyor evde, mızırdanıyorlar diye bir duyum aldım.

@milan baros: evde bilgisayar var zaten, ama annem yaşlı kadın, uğraşmak istemiyor kablosu geçişi filan. onun için klasik oyuncak istiyor.

yaş aralığı biraz geniş olmuş yalnız, önce onu söyliyim.
çocuklar müzikli şeylere bayılıyorlar ancak büyüklerin kafa-beyin kapasitesini de zorlamamak önemli. dolayısıyla oyuncak davul, çocuk laptop'ı, mini org, flüt gibi şeyler olmasın. kızlar için barbi tarzı bebek (yanında taraklı-tokalı, kıyafetli falan olan kutular var, max 20 tl), erkekler içinse küçük metal arabalardan (onun da 5'li 10'lu kutuları var, 10-20 tl) olabilir. lego ise unisex ve 7-8 yaşa kadar götürebilen bir can kurtarıcıdır (çuvalı 10-15 tl :D ). boyama kitapları (max 1-2 tl) ve kuru boya kalemleri (bugünlerde marketlerde tonla var ve ucuz, 12'lisi 3 tl gibi, yağlı pastel ve ispirtolu olmayacak yalnız, feci boyar ve çıkmaz) alınabilir. biz eski boş ajandaları bile atmıyoruz, çocuklar gelince veririz resim yaparlar diye. yine 1-2 tl'lık karton puzzle'lar alınabilir birkaç çeşit. yalnız bu saydıklarım evde çok dağılabilir, ayağa batabilir ve çocuklar tarafından parça parça götürülmek suretiyle azalarak bitebilir, sorumluluk almıyorum :P
en güzeli de değişik yaşlara uygun hikaye kitapları alınabilir.

8-10 yaşından büyükleri bilgisayar dışındaki birşeyle oyalamayı pek mümkün görmüyorum.

kız çocukları için kuaförçülük oynayacakları bir bebek aradım ama internette ürünler epey pahalı.benim oyuncakçımda bu kadar pahalı değil bu bebekler.

urun.gittigidiyor.com

erkekleri durduracak tek şey bilgisayar herhalde.ama manuel mandalinanın dediği gibi müzikli bebeler-recep ivediğin böhööhöyt dediği bebekler mesela-davullar,zurnalar onların işini görür.verdikleri rahatsızlıktan dolayı da özür dilemezler.

Çeşit çeşit puzzle. Yaşı büyük olanlar için çok parçalı, küçükler için daha az parçalı olanlardan alabilirsiniz.

mad men

mad men en sevdigim dizilerdendir, sopranos da izlemeyi en cok istedigim, ilk firsatta izleyecegim.

ikisine de 9ar puan.

Mad Men kesinlikle.

tek ortak noktaları ağır olmaları, pek alakaları yok.

ama ben mad menciyim.

mad men.

Eh ben de Mad Men.

tek ortak noktaları yapımcılarının aynı olması

10 oldu mu saymadım. mad men dayı.

mad men.

sopranos.

ama mad man'i izlemedim henüz.

liseli isen mad men
yoksa sopranos tabii ki

liseliysen ikisini de kaldıramazsın.

sopranos karşılaştırma götürmez hiç. çok ayrı o.

sopranos'tan sonra mad men , zaten ikisinden birini bitirdin mi yoksunluk sendromuna giriceksin . birine başla mecburen diğerini de izliceksin . konu olarak hiç alakaları yok ama anti kahramanlarının bunalımları ortak bak . ikisini de izle mutlaka