Vodafone, Turkcell, Avea üçlüsü bunun yanında Eczacıbaşı, THY, Telekom gibi örnekler verilebilir...

aselsan

koç holding. tüpraş, unilever, iş bankası, siemens, doğuş holding, toyota...

kurumsal şirketten kastın nedir bilemiyorum ama işin akademik boyutu kurumsallığı- coroporate governance olarak tanımlar ve bu konuyla alakalı bilgileri

TKYD bünyesi altında bulabilirsin.
Kurumsal yönetimin borsada bir indeksi de bulunmaktadır

www.tkyd.org

Bu listenin en üst sırasındaki şirket en son incelediğimde Türkiye sınai kalkınma bankasıydı

eğer corporate governance - kurumsal yönetim açısından soruyorsan bu iş böyle
daha fazla bilgi için özel mesaj atabilirsin

kimse alinmasin ama gördüklerim.

Eczacibasi ve thy degil uzaktan yakindan degiller,yazan arkadas neye göre yazdi bilmiyorum ama gercek bu.

turk telekoma cevap bile verme niyetinde degilim.

aselsana nasil kurumsal denebilir anlamadim,ailesinde asker olanlar ne yapip edip girebiliyor.

koc holding de keza sinirinda dahi degil kurumsalligin.

unilever türkiye de kesinlikle,ne torpiller ne olaylar dönüyor.

siemenste cok feci torpil döndügünü de biliyorum.

benim bildigim kadariyla türkiyede kurumsal sayilabilecek sirket yok.belki bikac danismanlik sirketi ve yarim olarak p&g ve turkcell.

serebatan kurumsal şirketin tanımı sence nedır cok merak ettım bı googlea yaz bı soyle bakalım

şarabın kokusu rakıdan bin kat pis, öyhhhh aklıma geldi de tiksindim. bekledikçe zuhur ediyor:/

bira olabilir mi?

alkol orani yuksek olan ickileri soyleyebiliriz. vucuttan atilmalari zorlastigi ve uzadigi icin daha kalici kokular olusturur. ama alkollu ickinin icerigi de onemli tabii, rakinin kokusu anasondan geliyor cogunlukla mesela. onun gibi pastis, ouzo, sambuca, arak, ve aguardiente gibi ickiler var mesela.

bir de ickinin yaninda yediginle alakali da olabilir. mesela durian meyvesiyle birlikte icersen yanina yaklasilamaz. :D

fiski

Bence direk yaz bir şekilde eski sayılarını satıyorlardır zaten adresine kargolarlar.

www.esquire.com.tr

veritabanı hatası oluştu diyor :/

şöyle bir site var.
www.pecya.com

iki derginin de ismini aradım, başarısız.

bir derginin eski sayılarına ulaşmak neden bu kadar zor yahu ?

Hangi şehirdesin? İstanbul'daysan sahaf önerebilirim eski dergiler için

duyurumda belirttiğim üzere mersin'de yaşıyorum.

Gözümden kaçmış kusura bakma. [email protected] buraya mail atmayı deneyebilirsin. Esquire dergisinin abonelik işlerini yapıyorlarmış.

teşekkürler, deneyeceğim.

444dergi.com'da da olabilir ama emin değilim.

nefes alma güçlüğü başlarsa vakit kaybetmeden acile git. ambulans filan bekleme, taksiye atla git.

eczaneden antihistaminikli bir ilaç alırsan iyi gelir. acı, baharatlı, çilek, çikolata, süt, yumurta gibi şeyleri şimdilik yeme. kola, fast food filan zaten ömür boyu yeme.

teşekkürler cevap için.

anneme sordum, pek hatırlayamıyor ama %85 daha önce kızamık oldun dedi. yukarıda yazdığım şeyler dışında hiçbir semptom yok. ne ışığa bakarken zorluk, ne bademcik şişmesi ne de nefes alma güçlüğü. gayet sağlıklı hissediyorum, kaşıntı ve kızarıklar hariç.

"ürtiker"e bi bakar mısınız bi internetten, belki benziyordur.

son dönemde kullandığınız herhangi bir şeye karşı alerji geliştirmiş de olabilirsiniz belki; yiyecek, aksesuar, deodorant, deterjan vs.

yakın zamanda aşırı stres sinir oldunuz mu? depresyon baskı vs?

Ürtikere benziyor gibi ama deri döküntüleri görsellerdeki gibi değil. Kaşıntım devam ediyor öküzler gibi. Yayılma artmadı ama azlı çoklu her yerde var şu an neredeyse. Sıradışı bir şey de yemedim ki. Önerebileceginiz bi ilac var mi, kaşınıyorum beyler

Sıradan sevilmeyen kisiler goruldugUnde moral bozulmasi olayindan baska hicbir stresli şey olmadi. Sistral diye bi ilac buldum. Nasildir ?

sistral antihistaminik etkilidir ve söylediğin durumda kullanılması uygundur.

bu konuda uzunca bi müddet araştırma yapmıştım. piyasadaki firmaları da üç aşağı biliyorum. tam olarak ne yapmak istiyorsun öğrenebilir miyim?

@arafa, detayları mesajladım.

www.sparkfun.com
www.sparkfun.com
arduino ve ethernet bağlantısı ile istediğiniz gibi kullanabilirsiniz.
ccc arduino ccc

skin i live in - içinde yaşadığım deri
-yavaştan değil gerçi birden-

the shining

pi

the machinist

the shining
falling down
the network
the signal
fear and loathing in Las Vegas
natural born killers
dark city
misery
cast away
the edge
in the mouth of madness
psycho
the machinist
black swan
taxi driver
jacob's ladder
One Flew Over the Cuckoo's Nest
shutter island
a scanner darkly
pi
1408
i spit on your grave
antichrist

amma çok varmış be... bütün filmler böyle nerdeyse :D

ahhh belinda - fantastik delirmeli türk filmi :)

(bkz: namuslu)

(bkz: repulsion)

23 numara

sinemalarda şu sıralarda gidip sinemada izleyin muhakkak

www.imdb.com

felsefenin başlangıç ilkeleri iyidir
leo humberman sosyalizmin alfabesi
bunlar işini görür :)

birçok öneri gelecektir zaten, ben de değişik bir şey önermiş olayım: soljenitsin ve şolohov'un romanlarını bir ondan-bir bundan olacak şekilde okuyabilirsin. iki farklı bakış açısından bir nevi asit + baz -> tuz reaksiyonu alınabilir.

harbiden solohov oku ya.

ZüLfü LivaneLi - SosyaLizm ÖLdü mü?

Politzer ve Nikitin objektif degillerdir yalniz. F. Baslangic Ilkeleri ve Felsefeye Giris (Politzer) Agir bir sosyalist eksende inceliyor mevzulari. Kurtulus Cephesi'nin yayinlari da keza oyleler. Neyi tavsiye edecegimi de bilemedim bak simdi.

3.bp.blogspot.com

aynısından aldım ben 5-6 ay önce kadar. kesinlikle çok estetik ve güzel bir lamba. 50liraya almıştım ulus'tan.

ikea nın akrobat lambası iyidir aslında.
ikea.com.tr

o akrobat cok nays +1

+1 bipolar

bu ikea'nın tertial'i hakkaten f/p ürünüymüş. ben 50 tl üstü lambaları gördüm ikea'da gezerken, içime sinen de olmamıştı. bi bakıym o zaman buna, teşekkürler.

Jansjö aldım İkea'dan bu arada, maksat fikr-i takip.

avcunuza almak için çok ısrarcı olmayın. daha çok parmak uzatın. elinizin bir tehdit olmaktan çıkmasına yardımcı olur bu. yeterince kanka moduna girdiğinizde zaten o sırnaşacaktır size. parmağınızda bir-iki muhabbet kuşu videosu izletirseniz bir süre sonra klavyeden kovmak zorunda kalabilirsiniz. kafanıza konması, yiyeceklerinize yancı olması gibi şeyler için özel bir programa ihtiyacınız yok aslında; henüz yavru, zamanla alışacaktır. kendisiyle bol bol konuşmanız, bol bol yakın durmanız ancak özgürlük alanını ihlal etmemeniz süreci hızlandırır derim.

cok acayip seyler deniyorum. tovbe yarabbim kus ya muthis oyuncu bisi olcak ya da psikopat olacak : (

bunlara muhabbet kusu sesleri dinletmek iyi bisey mi?
ayna almak iyi bisey mi?
telefonu karsisina koysam kamerada kendini görse?
elime oyuncak bir muhabbet kusu alip seviyor gibi yapsam, uzaktan kiskanip gelir mi?

adı üstünde muhabbet etmeniz gerekiyor :) sesinize alışır zamanla, uzaktan bile tanımaya başlar sizi. elinize yem koyup besleyerek elinize de alıştırabilirsiniz. ensesinin okşanmasına da bayılırlar, mayışırlar böyle..

degil ensesine, kuyrugunun ucuna bile dokundurmuyor. ucarken de söylene söylene ucuyor "ne dokunuyosun askjaeuqwehquıe2'^%+^+&%+/%+/%&(%" diyerekten.

bir kere sevebildim ilk aldigimda.

o da soyle oldu. elimle ona yavas yavas yaklastim. yarim metrelik mesafeyi yarim saaatte aldim milim milim giderek. en sonunda gagasindan sevdim on dakika boyunca hic pozisyon bozmadan. sonra kacti gitti. bu da boyle bir hikayemdir.

sevsin beni.

tehdit etmek ise yarar mi? icinde yag olan tava ile gelsem ve eger beni sevmezsen seni pisirip yerim desem?

açmayan ciceklere seni kesicem diye makasla yuruyunce ertesi gün aciyor diyolla.

taktik bilmem ama ayna alırsan seni sallamaz, bütün gün kendisiyle oynaşır

ayna gibi bisi yapiim ama kendi fotomu yapistiriyim ona?

kendinde beni görsün? aslinda ne kadar birbirimiz gibi oldugumuzu fark etsin.

cirk desin. cikar beni sarilacagim sana desin.

baska fikir yok mu? bi de yukarida bir arkadas 10 aylik muhabbet kusunu kaybetmis, insallah bulur. a4'e fotosunu koyup kayip ilani verip evinin onune duvara falan bir yerlere yapistirsin derim.

kac aylik olduguna bagli olmakla beraber, yasi ilerledikce egitmesi zordur. eger cok kucukse kanadinin uclarini makasla kesebilirsiniz(boyle yazinca kulaga hos gelmiyor ama korkmayin tekrar uzayacaktir). boylece siz yemek yerken vb. yaniniza gelip sofradaki kirintilarla ya da marul vb. ile ilgilenebilir. zamanla size de alisip elinize omuzunuza falan konar zaten...

not: "kanat kesmek" canice geldiyse, kanatlarini uclara yakin kisimdan para bandiyla bir tur bantlayin:) "o da olmaz" diyorsaniz benden bu kadar:)

bizde bulunan modeli c ile başlayan kelimeleri öğrenme konusunda kabiliyetliydi. deneyim bence. canım falan öğretin. (:

programin linux versiyonu varsa, linux kurun.

@oharro, maalesef öyle bir şansım yok.

su servisler kapatilabilir:
www.askvg.com
remote desktop olayi acilip ayarlar yapilir veya teamviewer falan kurulur.
ama senin ilacin linux benden soylemesi.

bir de programs and features - turn windows features on or off'tan oyunlar, media player, media center' ie, ivir zivir hepsini kaldirabilirsin.

cok bilgim yok ama programin hangi driverlari, servisleri kullanacagina bagli olarak degisir. guvenli mod sadece en temel driver ve servisleri calistirir, belki ise yarar. prime time da sorarsan daha fazla bilgi alabilirsin.

services.msc'den bütün servislere ulaşabilirsin. programın ne olduğuna bağlı olsa'da oradaki çoğu servisi kapatabilirsin. Deneme yanılma yöntemiyle de yapılabilir ama bazı kapatılmaması gereken servisler var, onları kapattığında 30 saniye içinde windows kendini kapatmak isteyecek. Start menu > run'a "shutdown -a" yazarsan onu da engelliyebilirsin.

Kullanmadığın bütün donanımları device manager'dan disable edebilirsin (örnek olarak 56k modem, ses kartı, televizyon kartı, vs vs...
Servisler bittikten sonra task manager'dan explorer.exe ve gereksiz başka ne varsa uçurdunmu tadından yenmez. Ekran çözünürlüğünü de 640x480 16 renk'e düşürebilrsin ihtiyaç yoksa.

çok teşekkürler, önerilerinizi uygulayacağım.

ben güncelleniyor diye biliyorum.

ben de güncelleniyor diye biliyorum.

önce size sormak lazım, ne tür işler yapmak istiyorsunuz ya da yapabileceğinizi düşünüyorsunuz?

5M Carrefour Real Kipa gibi yerlerdeki standlarda ürün tanıtımı yaparak veya cafe bar pub gibi yerlerde uygun bir şekilde çalışabilirsin.

bağkur primi ayın başında tahakkuk ettiriliyor. yani aralık primini ödemişsen, ocak başında yine borçlu gözüküyorsun. o aslında ocak ayının primi. ocak sonuna kadar ödeme zamanı var. ama sorgulayınca borçluymuş gibi de gösteriyor.

yani ocak primidir o. hatta aralık ödemesini henüz yapmamışsan iki aylık borcun varmış gibi, aralık borcu sanki gecikmişmiş gibi gösterir. aslında gecikmiş falan değil, 31 aralık tatil olduğu için ödeme günü bugün. eğer iki aylık borç görmüyorsan, yeni tarifeden hesaplanmış bir aylık borç görüyorsan, aralık ödenmiştir, gördüğün de ocaktır.

yine kafa durmuşken hızır gibi yetiştiniz kibritsuyu, teşekkürler! (bu arada durum şu: banka şahsın reel borcunu göstermiyor, yalnızca söz konusu derecedeki sigortalının aylık prim tutarını bilgi mahiyetinde gösteriyor, ödenecek miktar yine manuel olarak giriliyor. en azından ben böyle anladım.)

Yaapilan islem suç olduğundan ve mağdur oldugunuzdan ileride de daha fazla zarar gormemeniz adina suç duyurusinda bulunmalisiniz

bu aralar insanların cebinde duran kartlarından para çekiyorlar.geçen hafta bi tanıdığımın hesabı boşaltıldı.banka polise başvurmayın biz halledicez diyor.muhtemelen bir açıkları ya da suçları var.bence bulunun suç duyurusunda.daha fazla zarar etmeden.

kart kopyalanmış.
derhal kartı işleme kapattırıp savcılığa da suç duyurusunda bulunun, limit olmadığı halde harcamaya onay vermesi bankanın sorumluluğundadır.

Aklınızda bulunsun; "Polise başvurmayın, biz çözeceğiz" demek de açık bir suç unsurudur. Bunu söyleyen banka ya da başka bir kurumla asla çalışmayın, aksine hemen polise durumu aktarın. İleride meydana gelebilecek herhangi bir mağduriyetinizde siz suçlu duruma düşersiniz. Zira olası bir dava açma durumunuzda savcının size ilk soracağı şey, neden hemen polise başvurmadığınız olacaktır. İşte böyle bir durumda sizden polisi aramamanızı isteyen kurum arkanızda olmayacağından, yani "evet biz istemedik polise gitmesini" gibi bir ifade vermeyeceğinden, dolandırıldığınızla kalırsınız.
O yüzden bu ve benzeri durumlarda size "polise gerek yok, hemen halledeceğiz" deseler dahi durumu mutlaka ve mutlaka emniyete intikal ettirmenizi tavsiye ediyorum. En azından bir tutanak tutturun ki, ileride yaşanacaklara karşı elinizde elle tutulur bir belgeniz olsun.

Yanıtlara teşekkürler. Bu durumda doğrudan savcılığa dilekçe mi vermeli yoksa emniyete mi gitmeli?

Bir de dilekçede bankanın kendisini mi sanık olarak göstermeli?

kardeş, o makinada oyun oynamak öyle bir geçer zaman ki'deki süleyman'a sürekli gitar çaldırmak gibi olur, yapma. zaten pili içiyor alet, çok verimli kullanabileceğin bir sağ kolunu underemployed koma.

hocam ben simdi evdeki kablosuz ağı bulup bağlandım nete giriyor. ama benim ağımdan girip girmediğini nereden bilicem. yani para yazmasın?

kablosuz ve ağ ayarlarında veri dolaşımıyla ilgili kutucuğu boşaltırsanız yararı olur sanırım, tam emin değilim.

açma/kapama tuşunu basılı tutarsan mobil veriyi devre dışık bırakabilirsin. oyun dersen android markette güzel şeyler var; şunlarla başla istersen:
Where's my water, cut the rope, angry birds
navigasyon için ben ndrive kullanıyorum, navigasyon aletini attım bir kenara

Telefonun menülerinde android market vardır, oraya gireceksiniz. Yalnız orada sadece bedava oyunlar vardır, paralı uygulamalar türkiye'den gözükmüyor. Korsan indirmekten başka seçenek yok onlar için. Kaliteli navigasyon uygulamaları da hep paralı olduğu için onlar da marketten inmez, indirmelik yer ararsanız ekşiden bolca bulabilirsiniz.

Paralı nete girerseniz yukarıda 3G ya da E yazıları çıkar. Evin Wifi'sinden girerseniz üç tane çeyrek çember gibi bir işaret var o çıkar. Denildiği gibi açma kapama tuşuna basılı tutup data network mode'u (türkçesi veri ağı gibi bir şeydir) kapatın.

Daha çok detay isterseniz bir mesaj.

bir saat ayır kendine, mesela 21-22 arası olsun. o arada sadece kitap oku.kitap okumak istemiyorsan boş boş dur. ya kitap okuyacaksın ya da hiçbir şey yapmayacaksın. emin ol bir süre sonra o bir saat tamamen kitap okumayla geçiyor, bir yerden sonra ise o süre gittikçe artmaya başlıyor.

duyuruda sıkça görüyorum seni. internette fazlaca vakit geçirdiğini tahmin ediyorum. bilgisayar ve internet kitabın düşmanı.

bilgisayarımın bozulduğu günleri özledim. çok okurdum. şimdi ise birşey yapamıyorum.

internetten hep. ben de 6 aylık işsizim, yatarken dergi/kitap falan okuyorum ama gecenlerde ilginç bi olay zuhur etti. bir yavrucaga ders çalıstırayım derken kitaba baktım sanki zorlanıyorum artık kagıt üzerinden bişeyler okumakta. bizi yakan bilgisayar oldu bence:/

Aynı durum bende de var. Çocukluğumda ansiklopedi okurdum diyen tipler var ya hah onlardan biri de benim. Arkadaşlarla bir araya gelince etraftan okunacak her şeyi kaldırırlardı ki onlarla sohbet edeyim. Ama şimdi aynen senin gibiyim. Dikkatimi uzun süre bir şeye odaklayamıyorum. Sebebi uzun süre bilgisayara bakarak çalışmak bence.

ben 2 yıl önce işten ayrıldığım günün ertesi günü oturdum masaya, açtım "yeni hayat" kitabını -ki okunabilinecek en kazık romanlardandır- bitirdim. masadan 8-10 saat kalkmadım. o gün akşam çoook huzurla doldum. sanki iş hayatının benden çaldığı hayatımı geri kazanmıştım.

aziz nesin, nesin vakfında uzanarak kitap okuyan çocukları uyarır, kitap okumanın ciddi bir iş olduğunu söyler, masada okunması gerektiğini belirtirmiş. kendisi de son yıllarına kadar yatakta bir şeyler okumamış. bu benim masada bir şeyler okumama sebep anektoddu, işe de yaradı.

bir de sabır edeceksin hocam, filmlerde, bilgisayar oyunlarında bile sıkıldığın bölüm oluyor ama bekliyorsun. andan değil, genel durumdan tad almak lazım. her kelimeden, her cümleden değil ama o kitaptan tad almak bu. internet anlardan tad alan bir topluluk yarattı, her anda tad arar olduk, sabırsız olduk.

benim de geçenlerde böyle bir sorum vardı. bilgisayar ve internet'e uzun süre maruz kalınca insan mala bağlıyor. tatillerde, şehir dışına falan çıktığımda bilgisayarı çok kullanamadığım için kendimi arınmış gibi hissediyorum, daha dinç ve dikkatli oluyorum.

geçen sorduğum sorudan sonra okuma süremi artırdım. pc'nin olduğu odada kitap okumamaya çalış, kendine bir okuma köşesi oluştur. ilk başta biraz zorlanıyorsun ama sonra alışılıyor. bende işe yaradı, sende de işe yarar belki..

edit: ayrıca bilgisayarımdaki bütün oyunları da sildim.

interneti kesiceksiniz hocam, "sigarayı kesiceksin," klasiği gibi oldu ama bunun en iyi çözümü bu.

kestirip atmış gibi olmamak adına açıklamamı da yapayım: şimdi "çocukluğumda da sevmezdim," deseydiniz aynı şeyi söylemeyecektim. çünkü interneti bırakmanın ikamesi olarak arkadaşlarla dolaşmayı, gezmeyi, tv izlemeyi vs. seçecektiniz tahminime göre. ama çocukluğunuzdan bu yana çok sevdiğinizi söylüyorsunuz, demek ki internetin (ya da genel olarak bilgisayarın) birincil ikamesi kitap-dergi-gazete olacaktır sizin için diye düşünüyorum. sadece bir varsayım tabi.

orta sırada üstten ikinci bence daha güzel.

kasa güzel ama kordonu çok beğenmedim. genel olarak güzel ama. yalnız her giysiye gitmeyebilir bu renk kombosu, bunu da göz önünde bulundur. aynı tasarımın siyah-mavili olanı var, o mesela daha rahat kullanılır gibi geldi.

saati beğendim ama renk çok çiğ. saati nasıl kulanacağın çok önemli. yani bir sürü saatin varsa ve bunu da aralarına ekleyeceksen bazı kıyafetlerine bu saat yakışabilir. ama bunu her gün takarım ben diyorsan bence uygun değil. orda aynısının grisi var. o çok daha güzel bence.

şurası da belki işe yarar aslında: tasitasin.com

www.imdb.com

www.imdb.com

www.imdb.com

www.imdb.com

dostoyevski - kumarbaz (igrok)

ilki cok ünlüdür

ama bunlar disinda direk kumar degilse,matematik,poker,kart sayma ve oyun teorisi ile ilgili yap ödevi.

burada bazi oyun türlerini siralamis oralarda cok güzel hikayeler var.

en.wikipedia.org

dostoyevski-kumarbaz ı okumalısın o zaman.
(bkz: igrok)

daha çok short story arıyordum aslına bakarsanız.

(bkz: bir kadının 24 saati) de kıyıdan-köşeden yardımcı olabilir. romandan ziyade uzun öykü denebilir buna.

ian fleming'ten casino royale. okumadım ama kumarla ilgili işte.

benim çok ünlü değil ama olsun yazim;

1. 5 maçlık iddaa kuponu yaptık tek maçtan yattı.
2. sistemli iddaa kuponları yaptık gine tek maçtan yattı.
3. tanesi 1 tlden 40-50 tane kazı kazan kartı kazıdık 3 günde 4. gün kazımaya gittik tezgahtarda kart kalmamıştı adamın teki 5 tane kart çekmiş 100 tl çıkartmış onla bütün kartları almıştı.
4. canlı bahise para attık hesabına para attığımız arkadaş bizi dolandırdı.

şuan meteliğe kurşun atıyoruz. :)

En büyük poker oyuncularından Stu UNGAR'ın gerçek hikayesi

www.imdb.com

Bir de Archie KARAS var. 60 dolar 2,000,000 dolar yapan. bir gecede 30 milyon dolar kumarda kaybeden bir adam.

en.wikipedia.org

"Paranın bu adam için gerçekten hiçbir anlam ifade etmiyor" demiştir Doyle Brunson.

www.imdb.com

Did You Know?


Trivia
Jennifer Tilly is the only professional poker player in the film to play a character rather than appear as themselves. She is a world series of poker ladies champion who appears in the film with her boyfriend and fellow poker pro Phil Laak.

cevapsız arama değil ama, gerçekleşen bir arama. gene bilgi verirler mi?

arama gerçekleşmişse kesin bilgi verirler

şu iyi değil mi -> www.avea.com.tr

ama sms yok sanırsam.

avea faturalıda "25 tl ye 800 dakika her yöne" kullandığım tarife smsten pek hazzetmediğim için benim için ideal. faturam 30 tl civarında geliyor ve turkcell den sonra kesinlikle ilaç gibi.
25 yaşın altındaysanız, genç tarife gibi bir şeyi vardı aveanın. 20 tl ye konuşma+sms+internet
bulursam yazarım tarife isimlerini.

avea

genç avea tarifesi (ya da mobil öğrenci gibi bişey)
30 tl yüklemede 120 dk her yöne
19 tl karşılığında 1000dk avea 1000sms 1gb net
ayrıca kalan 11 lira ile 10 dk 50 kuruş.

ben turkcelliyim. önceden 20tl'ye 100tl veren paketi kullanıyordum bu turkcell içi sms de dahil. annem 30tlye 150 tl alıyor 1 ay kullanım için, her yöne, sms konusunda emin değilim.
şimdi ben heryöne sms kampanyasını kullanıyorum, 14 tl veriyorum, bana bir ay boyunca gunde 160 küsür sms veriyor her yöne + aylık 100mb internet. telefon konusması içinse zaten genc turkcell var, 15dk'sı 50 kurusa konusuyorum turkcell içi. turkcell dısı emin değilim, pek insan yok. üstelik kntr yüklediğimde her yöne 2 saat bedava konuşma veriyor.

güzel paketleri var. bakmak lazım. annemin kullandığı tarife / paketi duyan 3 kişi turkcell'e geçti ve mutlular.

mc donald'sın mc turco çıkarması bir örnek olabilir

ikea'da iftar menüsü vardı galiba.

ilk kez kıza çıkma teklif ettiğimde reddedildim mutsuzdum sanırım ama nedense bir huzur vardı içimde.

Huzur anlıktır,o huzurun verdiği mutluluk ise daha uzuE süreli daha farklıdır.Eğer yağtığın şeyden mutluysan fakat içten içe huzursuzsan mutluluğunda uçup gidebilir.Çünkü huzur mutluluğu kemiren bir faredir

Mutlulukla mutsuzluk arasında geniş bir alan var çoğumuzun salındığı. mutluluk süregiden bir duygu değil çünküm, anlık, saf. o alanda da huzur var. ya da yok.

bence mutluluk anlıktır huzur ıse süresi vardır duruma gore degısır o yuzden

kesinlikle ayrı düşünülmeli. stresli ve mutlu olabiliyo insan ama bu huzurlu olduğu anlamına gelmez. huzur biraz dinginlik gerektirir. zaten tdk sözlüğünde de "dirlik, baş dinçliği, gönül rahatlığı, rahatlık, erinç" diye tanımlamışlar.

anormal otesi.

bence normal değil. kendisi sadece yemeğe çıktığım birisi yani öylesine birisiyse hiçbişey demezdim isterse birader desin.

ankarali ise ya da ankara da okudu ise normal.

Evet ankarada okumus ama oylesinie biride degil iste

sevgilisine "hocam" diyen birini tanıyorum (arada bir de olsa)
(bkz: bir arkadasimin arkadaşının basina geldi) hehe..

şefim veya müdür demediğine dua et :) normal değil tabi, o yaşta çalışan bir kadın için ilginç..

çok büyük kabalık etmiş.

edit: üstte yazanların makara yaptığını farzederek devam ettirdim. yanlış anlaşılmasın.

garson için problem yoksa problem yok bence.

Ben sıkıntının ne olduğunu bile anlayamadım. Sıradan bir hitap sözcüğü neden ayıp olsun ki? Not: Ankaralıyım, aydınlatın beni lütfen :)

(bkz: it's always normal in ankara)

bence senin koskoca adam olarak böyle bir şeyi garip bulman , sonra da kalkıp burada sorman daha anormal. Alınma ama ciddiyim, bana da bu anormal geldi.

espriyle karışık laf sokabilirsin hocam nedir bu hocam takıntın falan diye.

odtüde okuduysa ya da odtülü bi grupsa arkadaş çevresi, gayet normal. alışkanlıklardan ha demeyle kurtulunmuyor.

ya ne kabalıgı olacak ben anlamadım ki, daha içten daha değer verir gibi karsısındakine.

odtü'lüdür kesin..

hocam ankara'da herkes birbirine böyle hitap eder. dolmuşa binersin, "hocam şurdan bir kişi uzatır mısınız?" falan dersin. gayet de güzel bir hitap ifadesidir. bunun nesini garipsiyorsun anlamadım ve bana tuhaf gelen senin bunu tuhaf bulman oldu. odtü ve çevresinde dünyanın en normal şeyidir. bir de ikaz etmekten falan bahsediyorsun, yuh.

(bkz: it's a ankara thing)

inanın hiç bir şey anlayamadım. Bunun neresi tuhaf ya da yanlış ki..
arkadaş bunun yanlış olduğuna çoktan karar vermiş de nasıl uyarsam diye düşünüyor. Ben de öğrenciliğimin ilk yıllarında Ankara'da garsonluk yapmıştım. Hocam şeklinde hitap edilmesi gayet normal hatta kibar bile gelirdi bize.
not : ben de ankaralıyım :)

90 tank

red alert.

ultima online

doom 95. en sevdiğim.

fifa 99.

fifa98 world cup

virtua cop 2,tsubasa,nfs 2-3 uzar gider

90'lı yılların bilgisayar oyunları

cm 97/98, gta, sensible soccer, nba action 98, simcity, river raid (gerçi 80'lere kayıyo bu galiba), commandos, delta force serisi, half-life, fifa serisi, nfs high stakes, unreal tournament, age of empires serisi, broken sword serisi...

ayrıca ben çok bilmem ama red alert, doom, quake, grim fandango, baldur's gate, phantasmagoria, starcraft'ı filan da çok severlerdi.

(bkz: jane doe)

to gather'dan geliyo olabilir mi ki

www.etymonline.com

harddisk ömrümün son anlarını yaşıyor olabilir veya fanlardan da geliyo olabilir

kasa fanına kablo sürtüyor olabilir mi?

fandan gelmiyor baktım.

büyük ihtimalle harddisk o zaman.

edit: bi an önce yedek almalısınız

kolonlardan geliyor olmasın? baktınız mı? benim bilgisayarım yapıyor eski topraklaması düzgün olmayan bir alet.

linkteki seslere göre karar verebilirsiniz;
datacent.com

yedek nasıl alınır? bu bilgisayarda öğrencilere ait bir sürü belge var.

harddisk kafasından geliyor, harddisk gidici ve ram de düşük muhtemelen, çünkü harddiskten bolca sanal bellek kullanılıyor.

yok hiçbişi olmaz. götür. yetkili servis olsun ama.

aracı satın aldığınız yer asıl yetkili servisi olmuyor. herhangi bir yetkili servise de götürebilirsiniz. ancak bazen servislerde bakımlarda kampanyalar, fiyat farklılıkları olabiliyor. telefonla öğrenebilirsiniz.

hiçbişi olmaz yetkili olduktan sonra. sadece tanıdık adamın olmayabilir belki ama o da kurumsal markalarda çok farketmiyor.

aldığın yerde yaptırmak zorunda değilsin ama sürekli aynı yerde yaptırman senin yararına olur

sağ olun, var olun. istikamet yakın yetkili servis o zaman.

ben bir kaç damacanalık peşin veriyorum, kendileri de takip ediyor böylece hiç polemiğe girmiyorum.

markadan ziyade bunu yapıp yapmadıklarını da sorabilirsiniz

Mantıklı, yalnız bunun için de birkaç damacanalık nakit para lazım, en azından şu an için problemi çözmüyor yani :) Teşekkürler.

gelir idaresi başkanlığı'nın e-fatura kayıt sistemi'ne dahil olmasından dem vurabilirsiniz. bir şeyin devlet eliyle denetlenmesi ve kanunda yerinin olmasından etkilenir vatandaşlarımız.

kaybetme derdi yok, isteyince hemen bulunabiliyor, gir maillerine arat nerde olursan ol gör, istenirse çıktısı alınıp dosyalanabilir vs vs.. ben gayet memnunum türk telekom dan. ama tivibu ya daha doğru düzgün filmler istiyoruz.. (araya sıkıştırayım bunu da belli olmaz bakarsın tutar :))

cd olarak alacağınıza key satın alın online olarak ? yani internetten herhangi bir kurulum indirdikten sonra, ms'den aldığınız orjinal key'i kullanabilirsiniz.

ek not: fatura ile ilgili sıkıntı olmaz, resmi kanaldan alıyorsunuz neticede.

Bsayla başın niye derde girsin, orjnal olduğu sürece ne olduğu farketmez(tecrübe değil, tahmin)

dreamspark ya da bizspark programlarıyla ücretsiz edinmeniz mümkün mü?

@boshi
bizspark olayını hatırlatmanız iyi oldu. Mevcut şirketim epey eski olduğu için bizspark'a kabul etmemişlerdi. Ancak bir ay önce yeni bir şirket kurdum. Onun üzerinden başvuracağım bu kez. Tekrar teşekkürler.

evet kullanabilirsiniz ama mali müşavirinize danışın lütfen...

aslında çok cüzi bir arama yapabilirsiniz TPE den hatta patent bile alabilirsiniz bu işler için adrespatent bilmemnepatent tarzı firmalar var fakat 200-250 tl ya halledilecek işi 2-3bin tl alarak yapiyorlar

@saz@n;

Yok patent almak değil amacım, şirketin ismini sicile türkçe kaydettirip, pazarda lansmanını ingilizce isimle yapmak mümkün müdür, legal midir vs. Bunu öğrenmek istemiştim ancak yine de saol ;)

mümkün canım o problem değil hepsiburada.com d-market diye fatura gönderirdi bi ara oyle şeyler sorun olmaz tabelanı istersen gün aşırı değiştir önemli olan vergi levhandaki isim atıyorum (totem turizm a.ş)'dir divan otel mesela

unvan neyse lansmanı o şekilde yapmanızı öneririm. film & productions vs. gibi faaliyet alanlarını ingilizceleştirmenizde sıkıntı yok ama registered olmayan bir unvan üzerinden tanıtım yaparsanız güven sorunu yaratabilir. müşterinin birinin ticaret sicilinden firmanızı kontrol edeceği tutar mesela, bulamaz, kıllanır, falan filan...

türkçe/ingilizce ayrımı olmayan, evrensel bir sözcük düşünseniz mesela isim olarak? çok feci atıyorum, andromeda gibi misal.

şirketin ana faaliyet konusunu belirten kelime türkçe olduğu takdirde yabancı kelimeler kullanılabiliyor diye biliyorum. Yabancılık unsuru taşııyanlarda mümkün eminim de ortakları sadece türklerden oluşan şlrketlerde de mümkün mü emin olamadım. istanbul ticaret odasının web sitesini bir kurcalayın, olmadı arayıp sorun.

Netice olarak güven ve itibar açısından yurtiçinde ayrı, yurt dışında ayrı unvan kullanmak hoş değil kanaatimce.

maalesef kafalarına göre gelmeyip geldik diyebiliyor bu şerefsiz firma. hatta ebn kamera kayıtlarında gelmediklerini de kanıtladım ama ne banka ilgilendi ne bu şirket

tr.aktif.com

şurayı denedinmi ?

@delidir yakalayin

Orası sesli yanıt sistemi, insan evladı yok karşımda öyle olunca da internetteki arayüzünden (çok kullanışsız) bir farkı kalmıyor.

Yakaladığım yerde dövecem kendilerini

sanırım bu aktif garanti'nin de kartlarını dağıtıyor. bende de sorun olmuştu. garanti müşteri hizmetleri takip numarasıyla aktif kurye'den ilgili telefonu vermişti.

finansbank iletişim numarası veremiyor mu?

maalesef aktif ileti denen firma hep böyle ve bankalar kesinlikle biz kuryeye teslim ettik, sorumluluğu bizden çıktı gözüyle bakıyor olaya. ama bankayı arayıp durumunu anlatırsan belki kuryenin telefonuna ulaşma şansın olabilir, ben öyle yapmıştım.

Finansbank'ı aradığımda bana sadece adresinize yönlendirdim gibi birşey söyledi, olmazsa öğleden sonra arayıp iletişim numarası isterim

abi çok geçmiş olsun, aktif ileti'nin eline mi düştün :'(

bankayı arayıp kartı iptal ettirmek istediğini söyleyebilirsin. gerekçe olarak da çalıştıkları kuryenin sana kartını teslim etmediğini söylersin. havuç-zopa yöntemi yani.

bu tür adamlar (kuryenet, aktif ileti) parayı veren tarafı (banka) dinlerler, seni değil. dolayısıyla problemi banka yoluyla çöz derim.

millet torrent öğrenme ayağına kız düşürüyor. Aşağıda ki duyurulardan birinde vardı ondan feyz alarak sevebilirsin bak değişik bir yöntem Onun dışında hayvan gibi kaliteli videolar indirip istediğin ortamda izleyebilmene olanak sağlyor ve çok fazla çeşit sunuyor.

galiba çok saçma bir soru sormuşsun. ispanya ligini takip et..

hem fakir hem de siki buyuk dedikleri bu olsa gerek. varsa butcen bastir parayi al albumu, oyunu o zaman, ne agliyon la!

not: torrent sevenler dernegi yardimci baskaniyim, agarima gitti aciklamalar.

@denizderya evet anlamıyorum. anlamadığım için sevemiyorum. yorumundaki seylerı uglulucam. umarım mutlu sona ulasırım.

@skywalkeremre olaylar üst düzeye çıkmış demek. öğrenen düşürüyorsa öğreten de düşürebilir. 2012 yılın torrent ınsanı adayıyım gelıstırıcem lan kendımı!

@bgraydin elimizden geldigince.

@rm olay albumu almak ya da almamak degil. alınacak album var alınamayacak album var yanlıs anladın benı. her sey bandrollu degil satılmıyor her yerde..
dernegınızı zıyaret edıcem en kısa zamanda.

@jugador rapidle de aram yok. hayat cok zor.

porno arşivi çok geniş, al sana başlı başına bir neden!!

gece yatmadan listeye ekliyon 2 pornoyu, "ulan acaba nasıl çıkıcaklar :)" diye düşünürken uykuya dalıyorsun...

hala sevmiyorsan, bırak zaten, biz bize yeteriz. canım zamundam seni çok özledim :(((

komplike falan değil yahu. yuh.

10 kb lık bi dosya indiriyosun, sonra 10kb oluyo 700mb, 1.4g. 4 gb.

o zaman sana "ölümü gösterip sıtmaya razı etme" yöntemi önereyim: newsgroup mevzuuna bulaş biraz, sonra torrent'e dön.

steam sağlamdır,kredi kartınla al,problem olmaz.

sanal kart tanımlayıp onunla yapsanız olmaz mı?

kart visa electron mu maestro mu, ona bak, onları destekliyo mu steam sayfasından ona bak. misal benim banka kartım visa electron, shopto'da gittigidiyor'da geçiyor ama amazon'da patlıyor.

Ben buna zamanında geri dönüş yapmamışım, şimdi yazayım belki başkası aratır lazım olur. Benim bunu sormamdaki amaç aslında kredi kartımın olmamasından kaynaklanıyordu, ve evet steam de banka kartı kabul etmiyormuş. Ben de garanti bankasından hesap açtırıp ona bağlı sanal kredi kartı tanımlattım (normalde kredi kartınız olmadığı halde sanal kart başvurusu yapabildiğiniz tek banka garanti'ymiş). Artık hesabımdan sanal karta para aktarmak suretiyle rahat rahat alışverişimi yapabiliyorum. Tabi bu benim mali durumum açısından pek olumlu bir gelişme olmadı ama olsun :D

ilgini çekebilir
www.idefix.com

çok edebi olmasa da ilginç
www.idefix.com

sonuna doğru biraz aynı şeyleri tekrar etse de ilginç bi kitap
www.idefix.com

roman değil fakat roman gibi akıcı okuyabileceğin uygarlığımızın düşünce gelişimi tarihi kitabı
www.idefix.com

alev alatlı or'da kimse var mı dörtlüsü

trevanian'ın kitapları da iyidir arada enteresan bilgiler sıkıştırma konusunda.

hakan günday- kinyas ve kayra

allah aşkına, kinyas ve kayra'da bilim, istatistik, ekonomi veya benzeri, bilgiye dayalı ne var? iki seçenek var, ya "yalnızca bir kitap okudum, her yerde onu öneriyorum." ya da "yalnızca başlığı okudum ve hemen taptığım kitabın adını yazdım."

bunu da açıkçası kıllık olsun diye değil, yanıltıcı yanıtları elemede belki bir faydam olur diye yazdım.

onun dışında tübitak'ın popüler bilim kitaplarını öneririm. yani neye el atsanız içinden olur. tüfek, mikrop, çelik'e buradan artı bir yapayım o yüzden. ha, bir de boğaziçi üniversitesinin yayınlarından çıkma özellikle sinirbilimle ilgili çok ilginç kitaplar var, öneririm. bilim deyince akla ilk kalemde fen bilimleri geldiğinden dolayı sosyal bilimlere girmiyorum. sosyal bilimlerle ilgili kitap önerisi de isterseniz yazarım ama.

sevdiğini dinleyin. eserlerin tarihi yönleri anlamları kişisel olarak sizi ilgilendiriyorsa (mesela sanat tarihi veya tarih veya müzik veya ne bileyim bilmediğim bir şeyler okuyorsanız/okumuşsanız) o zaman oturur her besteyi ve besteciyi inceler takip eder araştırırsınız. yoksa koyun cd'yi dinleyin. tamamdır.

önce hangi tarza/döneme yatkın oldugunu belirlemek için kendi dönemlerinin en büyük temsilcilerini dinlemekle baslayabilirsin. hangisinin hosuna gittiğine bakarsın, sonra gelip bir daha burda sorarsın:) simdi aç yutüp'u sıraysıyla palestrina, bach, mozart/beethoven, schubert, çaykovski'den çok izlenmişlerden bikaç örnek izle. hosuna gidenleri gel yaz.

Klasik müzikle aram mükemmeldir diyemem ama konservatuara hazırlanan bi arkadaşımdan bi kaç eser aldım.. ve çoğuna çizgi filmlerden ya da filmlerden bi kulak aşinalığı var pek fazla tatmin etmez ama başlangıç için şunlar fena değil sanırım..

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

Benden bu kadar, top ustalarda..

mozart, bach, çaykovski, handel, listz ve chopen öneririm.

Erik Satie baya iyi.

gaz şeylerle başlayın ki hevesiniz kırılmasın: beethoven, wagner, rimski-korsakov gibi.

vivaldi - four seasons derim... gündelik yaşamda sık duyulan parçalar alışma dönemini kolaylaştırır gibime geliyor.

yahoo chess

www.chess.com

daha az sohbet daha çok satranç için freechess.org

daha neler? olur mu öyle şey? en azından ben sevmem.

yok

Almanya'da EILLES diye bir sallama çay var, böyle tam yaprak şeklinde. Onun Earl Grey'i inanilmaz lezzetli, ilk kez bir sallama çayı demlemeden daha çok sevdim (ama bi tek bu markanın çayı için konuşuyorum tabi, bizim toz poşet çaylar felaket).

hiç sevmem hmde hiç.

kesinlikle demleme çay. ama onun olmadığı yerlerde (bim'de satılıyor sanırım) berk poşet çay, demleme çaya en yakın lezzeti veriyor.

ben de sevmem. mecburen içerim.

imkansıza yakın. :)

demleme çay bayat ya da kötü çaydan yapılmaysa yarışırlar.

Bizim çay ocagının çayına tercih ediyorum ben sallama çayı. Gerçekten çok berbat çünkü. Evde falan olmaz tabi öyle şey.

demleme çay çok daha iyi bence de.

düzeltme: harf eksiği.

Twinings'in sallama Earl Grey ini çoğu demleme çaya tercih ederim ama Earl Grey demlemeyi hiç bir şeye değişmem.

lipton lambur lumburu 3 sallamayı 5-6 dakika porselen de demliyip altında su kaynatmadan sadece dem olarak içiyoruz 6 çay bardağı su koyarak dene bi imkanın varsa forever earl greyyy

sallama çay mecburiyetten içilen bir içecek bence

sanıyorum önce tasarımcı bulmalısın. aklındaki şeyi tasarlatıp çizdirmelisin. sonrasını ben de bilmiyorum. umarım başarılı olursun.

ilk önce endüstriyel çizim gerçekleştiriyorsunuz. sonra çiziminizi notere götürüyorsunuz. hatta çok süper bişeyse, patent şirketlerinden birine başvurup patent alıyorsunuz. sonra o üründen üreten firmalara teklif götürüyorsunuz çizimlerle. onlar beğenirse bir fizibilite raporu çıkarırlar. yahut siz çıkartırsınız. ya da çin'de falan hemen herşeyin üretimini yapan firmalar var, onlardan biriyle görüşüp, sermayeniz varsa ürettirebilirsiniz. tabi bunun için de şirket kurmanız falan gerekecek önce.

yani ilk aşama endüstriyel çizim...

(bkz: business plan)

tasarımı,üretimi felan bittiğinde pazarlama için d2c (designer to costumer) sitelerinden faydalanabilirsin. kısa yoldan ürünü birçok müşteriye ulaştırabilirsin.

kızarıklık şişme vb şeyler var mı?

hayır dışarıdan bakıldığında hiç bir şey yok görünürde, iltihabik bir sey oldugunu da sanmıyorum, her sey normal gözüküyor. manikür falan da yaptırmadım ek bilgi olarak söyleyeyim.

dudağınız ile acıyan yere dokunun. hissedilir bir sıcaklık varsa iltihabi bir durum olabilir. antibiyotik ve antiinflamatuar özellikli ilaçlar kullanmanız gerekecektir, dolayısıyla bir dermatoloğa (bkz: dermatoloji) görünmenizde fayda olabilir o durumda.

onun dışında, çok fazla sıcaklık ya da şişlik yoksa bir büyüteç alıp o dokuyu inceleyin, kıymık ya da cam gibi bir şey batmış olabilir. yakın zamanda evinizde cam kırılmışsa toplarken ince bir parçası saplanmış olabilir mesela. çok zorlamadan cımbızla almayı deneyin, bu sırada parmağınızı da sıkın ki herhangi bir cerahat varsa o da çıksın. çıkarabilirseniz o bölgeyi iyice sıkın ve sonra tentürdiyot sürün. çıkmazsa daha fazla zorlamadan yine bir dermatoloğa görünün.

@pozzecco;
denedim ama orada sıcaklık yok ve de yakından bakınca herhangi bir sey gözükmüyor. bir seyin de battıgını sanmıyorum cunku aslına bakarsanız ne zamandır bu sorun var ben biraz savsakladım. :(

(bkz: dolama) diye bişey vardı, o olabilir mi?

@napoli anlıyorum, en azından sıcaklık olmaması olumlu. ben olsaydım ne yapardım onu söyleyeyim, parmağımı bir süre ılık suya sokup derinin hafif masere olmasını beklerdim, daha sonra bir ponza taşı yardımı ile hafif hafif o bölgenin üst derisini soydururdum. muhtemelen çok ufak bir şey batmış; cam elyafı, kıymık ya da bir metal çapağı olabilir. sonra tentürdiyor sürer ve bepanthene, terramycin fucidin gibi bir şey sürüp sarardım. bir kaç saat içinde acısı geçmezse bir dermatoloğa görünürdüm.

dolama olabileceği gibi kırık türü bir durum da olabilir. Ben de sağ işaret parmağımı kırdığımı bilmeden en az iki ay dolaşmışım sonra öğrendim ki kırık varmış. Medikallerde satılan şuna benzerwww.google.com.tr şeyi kullandım iki hafta. Çoğ ağrın varsa sende kullanabilirsin ve parmağını korumuş olursun.

joseph stalin faşist değildi. konuyla ilgili faşizmin tanımına bakın. (bkz: faşizm) ama eli kanlı bir katil ve diktatördü.

@ mtrksn, "...a policy of belligerent nationalism ve racism" kısmı uymuyor.

her baskıcı ya da diktatöre faşist denmez. Faşist olması için ekonomik politika olarak kapitalizmi savunması, şiddeti de bunun için kullanması gerekir. (sanırım teorik olarak böyle).

faşizm = ırkçılık dememek gerek aslında, ırkçılığı bir enstrüman olarak kullandığını söylemek daha doğru olur. bu bağlamda içinde bulunduğu konjonktür (bkz: komünist parti) ve etnik kökeni (bkz: gürcü) stalin'in politikalarını ırkçı temel üzerine inşa etmesini önlediyse de faşizmi örnekleyen pratikleri uygulamasına engel olamadı -örn. Çeçenlerin Kazakistan'a sürülmesi-.

Neticede "faşizm" sözcüğünü hangi tanımıyla yorumladığımıza bakmak lazım burada:

tdkterim.gov.tr

ikinci tanımı baz alırsanız faşist değil, ilkini baz alırsanız yes it is.

ayrıca

www.eksisozluk.com
www.eksisozluk.com

edit: bu arada kişileri ve şeyleri astarı-kumaşı belli elbiselerin içine sığdırmaya çalışmanın yersiz olduğundan yanayım. bir insanın zalim olması için faşist olması gerekmez. zalim zalimdir.

@boshi ilk tanımı esas alırsak nasıl oluyor da stalin faşist oluyor? ilk tanımda italya'daki faşizmden bahsediyor ki faşizm de asıl itibarı ile zaten bu italya'da mussolini'nin faşist partisinin tarihe kazandırdığı bir yönetim biçimidir. faşizm temelde budur zaten.

@mrtksn nasyonel sosyalizmle sosyalizm aynı şey değil. bir de faşizmle diktatörlüğü, otokrasiyi karıştırmayalım. dediğim gibi faşizm temelde italya kökenli bir kavram. daha ziyade toaliter ve milliyetçi bir nevi solidarizme dayanıyor.

@microfiction, ilk tanımı bölgesel niteliğiyle değil yaklaşım niteliğiyle ele aldım. bu arada faşizmle dikatörlüğü birbirinden ayırmak konusunda sana katılıyorum. "faşist dikta" diye bir tamlamanın mevcut olması dahi bunları birbirinden ayırmak gerektiğine işaret eden bir durum. dikta rejimlerinin tamamı faşist olsaydı bazılarının başına faşist ekleme gereği duymazdık.

var evet, hattınızı donduralım gibi bir şey diyorlar galiba jargonda. yıllar önce faturalı hattı kapatmak istediğimde önermişlerdi. 3 ayda bir 5 tl gibi bişey ödüyordum o zamanlar, şimdi ne durumdadır, bilemem.

su gibi mi akıyo, kıvamlı ve renkli mi?

su gibi

actifed siker.

bence iyi kulaklıkların bağımsız amfiyle beslenmesi lazım. buradan yola çıkışla x7'nin built-in amfisiyle kullanılacaksa se215'in yeterli olacağını düşünüyorum. örneğin 535 alacak olsaydın doğrudan x7'ye bağlamanı önermezdim (garbage in, garbage out meselesi).

Bir problem, bir iş bulun. Onu yapmaya çalışın. Amaçla öğrenmek daha kolay oluyor.

internet sitesi yapmak istiyorum mesela. ama nasıl başlayacağım?

HTML ve CSS ile başlayın onlar oturunca PHP'ye geçiş yapabilirsiniz

ya gerçekten sıfırım ben bu konuda. arkadaşlar. zamanında pascal programı indirmiştik. onun üzerinden yaptık bir şeyler. şimdi diyorum ki, ben bunu yapıcam. ama bu html kodlarını falan nereye gireceğim? onu dahi bilmiyorum.

notepad'e. önce kaynak bul bence. buradan anlatmayla olmaz ki

kaynağa da yardımcı olun :)))

notepad yerine notepad++ daha iyi olur :) w3schools güzel bir yer, orada basit alıştırmalar yapabilirsiniz.

İngilizce biliyorsan :
Kitap -> www.learningprocessing.com
Dil/ortam -> www.processing.org

Bununla başlamanı öneririm.


Bilmiyorsan önce İngilizce öğren. Dil bilmeden çok zor.

internetten

bugün lazım ama.

krtasiyelerde olur , en yakın ilkörtim okul çevresini araştır

ahlatlıbel

Ahlatlıbel'de var

biz de ahlatlıbel'e gidecektik zaten ya, orada satıyorlar mıydı, süper! ne civarda fiyatları, biliyor musunuz?

10 tl'den başlıyordu 20'ye kadar çeşitler vardı

gel sana yarım saatte yapayım.ne para vercen zevki orda

%50

nambırnaynın da dediği gibi. ya bozulur ya bozulmaz.

70 yılda bozulacağı öngörülüyormuş, bilinmiyormuş. demek ki öngörü tutmamış. biliniyor deseydik 70. yılda bozulma olasılığı 70/70 (çünkü yetmişlik kümenin tamamı denendi, sadece 70inci kaldı) = %100 olacaktı, bu mantıkla 89. yılda bozulmuş olması (bozulması değil) ihtimali de bence 70/70.

öngörüyse 70. yılın sonunda öngörünün revize edilmesi gerekir olasılık hesabı yapılmadan önce.

1/70 orada benim çıkardığım bir tahmini değer. yani makina 70 yıl sonunda bozulacak deniyor ama 88inci yılda hala çalışıyor. bu 70 yıl da uydurulmuş bir rakam değil. hesaplamalar onu göstermiş.

bu kadar bilgiyle cevabı verilemez.

makinenin yaşam süresine ilişkin bir random variable/dağılım söylenmediği sürece yukarıda söylenenlerin hiçbirisi doğru değil.

%100

%100 dogru cevap.

vay aq %100 olmasının imkanı var mı!?

adam aynı bilgileri verip makine şu an 87 yıldır çalışıyo diyebilirdi. yani soruyu 1 sene daha erken sorabilirdi. ona da %100 derdiniz. ama şu an makine hala çalışıyo.

yani makina bozulmak için sorunun sorulmasını bekliyo olabilir mi ulan :)

aynı şekilde bu soru yine erken sorulmuş olabilir... paralel bi evrende şu benim yazdığımın bi benzerini başka bi adam yazıyo olurdu. yani asıl soruda makina 89. yılında olurdu. alttaki yorumlardan biri %100 derdi. benim gibi bi adam da çıkıp "ya bunu makinanın 88. yılında sorsalardı?" derdi. ve makina hala çalışıyo olurdu...

bunun cevabı yok. %50'dir. bu bilinenden gelen %50 değil, bilinmeyenden gelen %50.

bi torbadaki 5 siyah 5 beyaz toptan rastgele siyah çekme olasılığındaki %50 değil yani...

velhasılı soru olmamış henüz. soru olsun o zaman cevaplayalım.

bu kadar küçük örneklemeli gruplarda (örneğin bir makine) istatistiksel ve olasılıksal hesaplar yapmak pratikte manasız olur.

Sorunun dağılımı Poisson dağılımı. 1-P(k=88) yapmak gerek.
Poisson dağılımı= (e^-lamda)*(lamda^k)/k! lamda=70, k=88

Burdan P(x=88)= 0.005 çıkıyor

1-0.005=0.995 oluyor. Yani 88. yıldan sonra bozulma olasılığı %99.5

Edit: Sorunun dağılımının poisson olmasının sebebi, elimizde zaman değeri var ve bu zaman değeri tek parametre. Bu duruma uyan tek dağılım da Poisson. Tahminen soruyu soran kişi soruyu çözmenizi değil de bunu bulmanızı beklemiştir. Bu dağılımlarla ne kadar çok haşır neşir olursanız o kadar kolaylaşıyor karakteristiklerini farketmeniz. Bain&Engelhardt'ın Introduction to Probability and Statistics kitabını tavsiye ederim.

@ailenaa, poisson'a göre 70. yıldan sonra bozulma ihtimali en düşük (%95 civarı) olmuyor mu? yani 35. yıldan sonra ya da 95. yıldan sonra bozulma ihtimali %100'e çok yakın, 70 civarlarında olasılık olarak dip yapıyor gibi bir durum çıkmıyor mu ortaya? amortisman için poisson kullanmak riskli gibi geldi, yamuluyor muyum?

poisson dağılımı olmak zorunda değil. kendi kitabınızda uydurabildiğiniz tek dağılımın poisson olması, soruda bahsedilen dağılımın poisson olduğunu göstermez.

"öngörülme"nin tanımına bağlı olarak pek ala uniform distribution bile olabilir bahsedilen. yetersiz bilgi var onun için.

Yahu onu mu dedim ben? Sadece zaman değişkeni varsa elimizde, ve bu zaman değişkeni makinenin ömrüne ilişkin değişkense Poisson kullanılır, çünkü Poisson'un bulunma amacı bu zaten. Ben de isterim elimizde değişken bilgisi olsun daha anlamlı bi dağılım kullanalım ama zaten Poisson'u öyle bi dağılım olmadığı zaman kullanıyoruz. Kitapta da bi sürü dağılım var dert etmeyin onu siz.

Poisson'da durum şu; Poisson'da elde ettiğiniz değer, makina'nın x yaşına kadar hayatta kalma ihtimalidir. O yüzden bu değer 70'te en büyüktür, sebebi de şu, makina 70 yaşına kadar hayatta kalsın ki 70'te bozulabilsin ve ortalamamız 70 olsun. (Daha doğrusu şöyle, 70'te bozulan o kadar çok makina var ki, ortalamamız 70 oluyor, bu makinaların 70te bozulabilmesi için 70 yaşına ulaşabilmesi gerekiyor.)

Aslında şöyle de bi durum var, normalde koşullu olasılık ve cumulative fonksiyola çözülmesi lazım bu sorunun. Ama koşullu olasılık hata veriyor. 88'e ulaştığını bildiğimiz için, koşulumuz bir makinanın bozulmadan önce 88 yaşına ulaşması. yanlış cevap bulduğum için 1-P(x=88) dedim ki normalde yanlış bi cevap bu onu da belirteyim, normalde bu makinanın 88 yaşına varmadan bozulması olasılığını verir ki bize makina ömrüne dair belli bir aralık verilmediğinden makinanın bozulacağı garantisi yok o yüzden cevap 1 olamaz. Normalde P(x=88)/P(x=88) deyip 1 buluruz bu durumda. (bölü olmasının sebebi koşul)

İsterseniz Poisson'un genel sınırı kabul edilen 105'i son değer alarak kumulatif değeri hesaplayıp koşullu fonksiyon kullanabilirsiniz ama o zaman da sonuç 3.22 çıkıyor saçma bi şekilde. Soruyu siz mi sordunuz yoksa kitapta falan mı var?

Bir de aralık, örneklemdeki makina sayısı vs. gibi değerler olursa çok daha sağlıklı çözülür bu soru. Öbür türlü el mahkum poisson kullanıyoruz ki çok sıkıntılı bi dağılım.

Edit: Normal dağılıma yakınsadığını varsayarak cevabı 0.9842 buldum ama normal dağılıma yakınsamıyor tabii ki tek üyeli bir örneklem olduğundan. Elimizdeki tek makine olduğu için 70'ten uzaklaştıkça bozulma olasılığının artması lazım. Ama çok rahatsız edici bi soruymuş bu, buna biraz daha uğraşayım ben bulursam editlerim burayı.

Poisson kullanılabilmesi için gerçekleşen olayların bir önceki olayın gerçekleşme zamanından 'bağımsız' olması gerekir. makinelerin bozulma sürelerinde de bu geçerli değil. "böyle böyleyse possion kullanılır yaa" diye bir şey de yok. poisson kullanılabilmesi için bu dediğim varsayımın yapılması lazım. soruda söylenmemişse de yapılamaz, yapılamazsa da kullanılamaz.

ve de "Poisson'un amacı o zaten?"? Şaka herhalde? Poisson'un "Elimizde yetersiz bilgi olduğu zaman kullanabileceğimiz bir dağılım bulalım" diye ortaya çıktığını söylüyorsanız diyecek başka bir şeyim yok zaten.

Anlatmaya çalıştığım şeyi anlamamak için özellikle çaba göstermek lazım sanırım. Diyorum ki, Poisson dağılımının özelliği ortalamasının bir zaman dilimi olmasıdır VE tek parametresinin olmasıdır, bu durumda soruya uygulanabilecek tek dağılımdır. Bu tip durumlarda uygulayabildiğimiz tek dağılım olduğundan soruyu Poisson'a göre çözmek gerek diyorum.

Soru sormuş bi insana fikir vermek açısından söylenmesi gereken şey budur. O da aklından geçirmiştir herhalde "Çözemediğime göre eksik bilgi olması muhtemel." diye, aptal değil insanlar. Benim de demeye çalıştığım şey "bi de bu açıdan bakın, bu dağılıma uyuyor."

Yetersiz bilgi olunca poisson kullanıyoruz demedim, poisson'un karakteristiği o dedim. (yukarı bakınız, zaman aralığı+ tek parametre) Polemiğe girmenin manası yok.

soru bundan sonraki yıllarda dediğine göre cevap %100'dür.. 150. yıl da bundan sonraki yıllardan biri olmuyor mu?

ama 89. yıldaki bozulma olasılığı için formüle ihtiyaç var.. ona girmek istemem..

www.youtube.com

abi ben bunların hepsini hatırlıyorum. daha underground, daha damar şeyler yok mu? bi örnek veriym mesela: nilüfer örer - mevsim bahar.

Aliço- beni verme ellere

www.youtube.com

mirkelam - sevmek suç mu

hastayımdır buna. şimdi on kez dinlerim ben bunu.

hakan kurşun - boğazın üstünde
www.youtube.com

(git: )www.youtube.com

Rengin-Yalnız Gece

Aslında diğerlerinden bir farkı yok
Biraz daha yalnızım sadece
Biraz daha yorgun bu gece....

Ya Senden vazgeçip yalnız kalmalı
Ya da sır gibi seni yaşamalı
Bu derde derman yok nafile

Ağlama! Gönlüm ah ağlama!
Sen istedin bunları...
Sakın ağlama...
Suç Sende... Suç sevende!

Ağlama! gönlüm ah ağlama!
Sen yaptın hataları...
Bedelini öde...

Pes etme gönül
Ses etme gönül
Zamanla geçer
Dert etme gönül...

www.youtube.com

göktan - mevsimler

www.youtube.com

göktan - kal demeni bekledim

www.youtube.com

gürkan - mevsim bahar ===> her barmen bana 1 birayı söyleyen adamın süper şarkısıdır.

www.youtube.com

www.youtube.com

decathlon'da filan var o tıkaçlardan.

eczanelerde kulak tıkacı adı altında satılıyor.

Decathlonda olduğunu söyleyen arkadas bn afyondayim ulaşamam yani ama netten bni bu kulaklığa yonlendirebilirseniz çok sewinirim...

evet ya boyle birsey varsa ve en azından ismini,markasını söyleyip yardımcı olabilirseniz çok sevinirim, benim de cok ihtiyacım olan bir alet.

3min köpük kulaklıkları var. formula 1 de kullanmıştım.

solutions.3m.com

bi fabrika falan varsa git orada bedavaya verirler büyük ihtimalle. staj yaptığım yerde kullanıp kullanıp atıyorduk.

inşaat malzemesi yada iş malzemesi satılan yere gidersen oradan alabilirsin.