ya cok gariptir erken yatınca ben de uyanamıyorum. misal;
normalde en gec 11 30da uykum gelir yatarım sabah da 8de kalkarım. arasıra 10da uykum geliyo gidip yaptıyorum bu sefer de sabah 10da kalkıyorum :)
bu arada çalar saatin öttüğünde de mi kalkamıyorsun anlamadım?

@neira kalkıyorum da üstüme o an öyle bir tembellik geliyorki yataktan çıkamıyorum..

aynı sorundan aynı sayıda yıldır muzdaribim. çalar saati kapatıp tekrar yatıyorum. çözümü bence sorumluluk alacağın ve sabah erken kalkacağın bir işte çalışmak. üniversite bile çözüm değil yani...

alarm çalar çalmaz kendimi yataktan dışarı atarım. sonra da ne uyku kalır ne bişey :)

yatma :)

götünü kaldırıp kalkıcaksın o kadar. önerisi filan yok bu işin. her zaman sabah erken kalkmak zor. mecbur hissedince kalkarsın. o dersler o kadar önemli değil demek.

kan değerlerini bi ölçtür. demir eksikliği gibi kimi durumlarda yargunluk hissi hiç geçmez derler.

iş'e ithafen:
yeni işte ilk 1 ay, ondan sonra 10 gibi işte oluyorum hep. aynı sorun bende de var ve işle alakası yok

benzeri sorunlarla bayadır uğraşıyorum.

olası problemler eğer psikolojik değil ise uyku apnesi veya solunum ile ilgili bir sorun. uyanamıyorsan büyük ihtimal ile dinlendirici bir uyku uyuyamıyorsun.

en mantıklı ve hızlı çözüm.
1- kbb uzmanı ile görüşüp burnuna baktırmak.
2- bir uyku kliniğine giderek uyku testi yaptırmak.

bunlar dışında alacağın vitamin takviyesinden içeceğin ılık süte kadar herşey sadece birazcık etki eder ve geçici çözümler olur. 4 yıldır devam ediyor dediğine göre artık kesin çözümlere yönelmelisin. yoksa bir süre sonra psikolojini de etkilemeye başlar.

böyle bir şey var, hatta bu oyun ekşi sözlükte de oynanıyor. entry'den entry'ye geçerek kendi hikayenizi oluşturuyorsunuz. ama adını unuttum o yüzden başlığa yönlendiremiyorum :)

Vardı, ben de çok net hatırlıyorum ama örnek bulamadım henüz.

var var. macera romanları serisi mi ne öyle bir ismi vardı. az googleda arasam bulurum, du bakim.

edit: evet buldum;
www.eksisozluk.com

mercan adasi'nin oyle bir versiyonunu okumustum ama yayinevi falan ucmus gitmis aklimdan. yalniz tum ihtimalleri denedigim icin belki 30 defa falan okudum, belli bir yerden sonra neyin nereye cikacagini anlasam da denemeden birakmadim. :)

böyle bi roman bile var dost da ayın kitapları bölümünde.

sanırım bir tek arjantinin bi ilçesinde duello serbest geri kalan tüm heryer muz cumhuriyeti

dayak yiyen şikayetçi olmadığı sürece yasal süreç başlamaz en fazla bir süre gözaltında tutulurlar. sen polise "abi şakadan yapıyoz" deyince tutup niye nezarete atsın ki.

toplumun huzurunu bozmak mı ne öyle bir şey var ya, o hüküm uygulanır işte. bir de devlet yurttaşlarının rızası olsa bile onların güvenliğini sağlamakla mesuldur. lisanslı boksör bile olsalar bu işi sokak ortasında yapamazlar.

kaç yıllık evlisiniz?

Belki kadın patatestir.

ikinciyi üçüncüyü isteyen kadının başına gelebilir, ya da adam çok yorgundur o gün. eşcinsel olduğunu kanıtlamaz, belki artık eşini istemiyordur, aseksüeldir vb.

cro magnon 5 yıl.
kimlanbu önceden de patetes değilmidir bu kadın?

zihni asiri mesguldur. tahammul sinirinin sonuna gelmistir, sinirli ve ofkelidir birseylere (illa iliskiyle ilgili olmayabilir bu). ofke/endise/sinir/rahatsizlik/stres disinda herhangi bir sey hissedemiyordur.

kadın odun gibi yatıyorsa istemiyor olabilir

başka birini bulmuştur.

bir erkeğin cinsel olarak isteksizliği ile eşine karşı isteksizliğini ayırmak lazım sanırım.

eşcinsel değildir ama bir ibnelik vardır.

eşine zamanında bir tur binebilmek için yapmadığı maymunluk kalmaz.bir süre sonra papaz her gün pilav yemeze dönmeye başlar.bu arada kadın eve mi buna mı yetişsin perte çıkmaya başlar.beyimizin keyfi yerindedir.hele ki kadının ekonomik ozgurlugunu elinden almış kendisi 3-5 kurus kazanmaya baslamıssa yanındaki sikimsonik sekreteri ayakustu muamele cektiginde kendini dunyanın en vazgecilmez adamı sanmaya başlar.

buna kısaca ibnelik,gotu bası ayrı oynamak diyebiliriz.

isteksizliğin sebebi de konu içerisinde ele alındı.

@josephine:)kandırma kendini.
@sevket,seksten daha rahatlatıcı bisey bildin mi:)istemediğin o anda karsına kitap gibi abla çıksa pamuk olursun bi anda.

eşinden soğumuştur. eşcinsel olsa kadınla evlenir miydi zamanında bilemem.

@duptıs, seks yapip rahatlamak icin once libidoyu ayaga kaldirmak gerekiyor sanirim:) adamin zihni o kdr dolu ki aklina seks gelmiyor diyorum. su an onceligi rahatlamak olmayabilir, baska isi gucu vardir kafasini mesgul eden.

depresyonda olabilir, bir derdi vardır. bence onu tekrardan heyecanlandıracak şeyler denemelisiniz. jartiyer, fantazi giyim vb..

istemiyordur. istetebilir misiniz? belki...

kadının evlendikten sonra kendini salması gibi bir durum var mı? ben öyle kadınlar tanıdım ki evlendiği hafta diş fırçalamayı, duş jeli kullanmayı, kışları ağda yapmayı, kendine yeni bişeyler almayı bırakıveriyor. ki bu saydıklarım bir erkek için yapılmamalı zaten, kişi kendisi için yapmalı.

Bir erkeğin sevişmek istememesi kulağa tuhaf geliyor. Benim gibi takıntılı bir adam için gayet normal ama, normal bir adam için yeterince tuhaf. Takıntılı değil, değil mi eşiniz ?

neden açıkça konuşmuyorsunuz?

bazen 31e alışmıs insana masturbasyon seksten daha zevklı gelir, ama bunun bir sorun olduğunu biliyorum. nereye danışmalısınız onu bilemiyorum

evlilik terapisi olabilir mesela...

coolidge etkisi olaiblir

aynı kadınla olmaktan bıkmıştır, uzaklaşmak için yol yapıyodur. kadın son zamanlarda çok kilo almıştır değişmiştir. yorum yapmak için detay lazım.

maslak'ta istinye park'a varmadan önceki cadde'de iski. fatura ile beraber gidip işlemlerini yapabilirsin.

su faturasının ve kontratın üzerime olmaması etkilemez di mi ? kapıcı rolü yapmayı düşünüyorum

bildiğim kadarıyla sadece fatura sahibi açtırabiliyor.

Parayı nakit verirsen uzaylı olsan bile problem değil. Hatta biz su evsahibi üstüneyken gidip borca taksit bile yaptırmıştık, bizde de sayaç bozuk olduğundan 4 ay eksik okuyup sonradan geçirmişlerdi.

rol yapmana gerek yok sen parayı yatırınca suyu açarlar hiç sorun çıkmaz sormazlar bile

gitmişken faturnaın neden gelmediğini de sor, sayaçla ilgili bir sıkıntı varsa gelip düzeltirler.

bu model mizample değil mi ya? maşayla olmaz bence.

hair waver diye bişey var böyle ikili birşey onla yapılabilir de normal maşa ile zannetmiyorum.

Maşayla olmaz +1

maşayla olmaz, şurda anlatmışlar ama ben pek anlamadım =)
missamethystspowderroom.blogspot.com

şöyle bir şey buldum.

"Erkekler, merkezi sinir sisteminde hasar meydana getiren dış etmenlere daha dayanıksız görülmekte ve bu nedenle zihinsel gelişimleri etkilenmektedir.
Erken doğum, yenidoğan ölümü ve ölü doğum gibi doğmalık anomaliler erkek çocuklarda daha sıktır.

X’e bağlı zeka geriliği gibi kalıtsal etmenler erkeklerde fazladır. "

www.cayeli-shcek.gov.tr

simdi aslinda söyle bir sey var, genel dogum oranlari erkek ve kiz bebekler icin 1:1 degil. 105:100 bir dogum orani var. ikincisi down sendromu %95 oranda trisomy 21 denen, 21. kromozomdan 2 degil 3 kopya bulunmasina baglidir. dis etmenlere bagli olan bir sey degil yani, zihinsel gelisimle alakali degil genetik direkt. xy kromozomlarinin ayrilmasiyla da alakali degil down sendromu, 21. kromozomla alakali. aslinda erkeklerde fazla görüldügüyle ilgili bir istatistiksel bilgi bulamadim ben.

cueflash.com

yanlış biliyor olabilirim ama bildiğim kadarıyla kadınların taşıyıcı (ya da resesif) olma ihtimali varken erkeklerde çekinik gen olarak kalamıyor.

kayranin kedisinin bahsettigi sey otosomal hastaliklarla degil cinsiyete bagli tasinan genetik hastaliklarla ilgili, dedigim gibi xy kromozomlariyla ilgili degil 21. kromozomdan kaynaklaniyor.

ailenizin genetikcisi olarak kafayi yedim aksam aksam bunla ugrasiyorum

The male-to-female ratio is increased (approximately 1.15:1) in newborns with Down syndrome.

www.ncbi.nlm.nih.gov

kimse sebebini bilmiyormus ama dedigim gibi erkek dogum oraninin daha fazla olmasi ve kesin olmamakla beraber

Genetic mechanisms of male predominance in trisomy 21 are reviewed, among them models for joint segregation of chromosome 21 and Y chromosome in spermatogenesis, and the chromosome 21 nondisjunction during 2nd meiotic division of oogenesis caused by Y chromosome-bearing spermatozoa.

21. ve y kromozomlarinin beraber gamete dagilimi ya da yumurta olusumunda 2. mayozda olusan ayrilamamanin y kromozomu tasiyan spermle birlesmesinden olusan trizomy 21 erkeklerde down sendromuna yol aciyor.

bir hipoteze gore y kromozomu daha kucuk oldugu icin y kromozomu tasiyan spermler daha hizli, o yüzden ilk basta bahsettigim erkek/disi dogum orani var. 2. mayozda olusan ayrilamamada bu yüzden erkek orani daha yüksek olacaktir, ilki icin de 21y ya da 21x beraber olabilir ama yinde y spermi daha cabuk dölleyebilir yumurtayi, ondan olabilir.

tava varken...

olmaz bence.

kapağını kapatmadan olur ama.

@ Terp
Ya tava yoksa...

hmm bakkala koşuverin , 1tl ye bi paket alıverin.

Normal tencerede patlatmak daha kolay olur. Biraz yağ koyup kapağını kapatıp patlatırsın.

Mısır patlatayım derken düdüklüyü patlatmayayım diye soruyom...Başka uygun tenceremde yok...Deneyimi olan varmı? düdüklü nasıl-neden patlar?

düdüklünün kapağını sıkıştırmadan kapatırsanız olur gibi ya, yani aradan hava alacak ama mısırlar fışkırmasın diye elinizle aralık tutacaksınız. gibi. ama güvenmeyin bana.

mısır tanesinin içinde su ve yağ var. patlarken içindeki su ve yağ dışarı çıkıyor. yüksek ısı nedeniyle buhar olarak çıkıyor. o buharın bir yerden dışarı çıkması lazım.

en.wikipedia.org

düdüklüye mısırları ko. biraz zeytinyağı ilave et. sonra düdüklü tencerenin kapağını değil, başka bir şeyi kapat, mısırlar etrafa sıçramasın diye. ilk bir iki denemede yaksan bile, üçüncüsünde öğrenirsin yakmamayı ve afiyetle yersin.

ya aslında düdüklü tencere kapakları hafif esnek olur. sorun sadece hava giriş-çıkışının sağlanmasıysa kapağı kapatırken arasına spatula veya ince tahta kaşık sıkıştır. metal olursa sıkışıtırılacak şey acil durumda tutulması zor olur tabi.

annem tencerede yapıyor

patlatmak değil de haşlamaktır o.. ayrıca mısıra bulaşmayın, zira şu an türkiye' deki mısırların neredeyse tamamı amerika ve israil' den alınan gdo' lu tohumların mamülleri.. amman diyeyim..

ben 30da yıkıyorum sıkmayı da 600 yapıyorum sorun olmuyor.

kendi sigortan olduğu halde annenin sigortasını kullanmaya devam edersen devleti zarara uğratmaktan yalnızca sgk farkını değil tüm farkı faiziyle ister devlet. neden dersen öyle işte.
gerçi çalıştığın şirket seni sgk ya bildirmek zorunda, eğer kayıtlı çalışıyorsan. bu durumda zaten annenin üzerinden düşmüşsündür. ama kendi aktivasyonunu yaptırmadığın sürece sigortalılık hakkından yararlanamazsın.

ekşi

acı

tuzlu. çünkü bir şeyi çok acı, çok tatlı veya çok ekşi yiyebiliyorsun ama çok tuzlu yiyemiyorsun. inanılmaz bir mantık hatası bence.

ekşi. hiç sevmem zaten ekşiyi.

ekşiyle tuzlu arasında ikilemde kaldım. ama asla tatlıdan ve acıdan vazgeçemem.

tatlı.

tatlıdan vazgeçerim, böylece saçma saçma tatlıya abanıp yaptığım tüm sporu ziyan etmemiş olurum.

tatli.

acı (en sevmediğim)
tatlı (vazgçmesi en işlevsel olan)

ikisinden biri ama... bilemedim :)

tuzludan vazgeçsen fazla tuz alarak ölecek kıvama gelebilirsin. acıdan vazgeçsen, acı şey aslında toksiktir ama biraz acıdan çok zarar gelmediği için yiyoruz o yüzden tehlikeli olabilir.

fiks ekşi.

tuzlu kesinlikle.

tatlı

ekşi anket

tatlı. tatlıyı hiç sevmme lan. anlamıyorum ben insanların neden tatlı tükettiğini.

acı. normalde pek yiyemem zaten, vazgeçmesi en kolayı.

Tuzlu gitsin. Aci tatli eksi kesin kalsin. Cunku eksi olmazsa limon olmaz, limon olmazsa Lim5 olmaaz.

acı acıdan hiç haz almam ve aramam. ama bir nar ekşisi tuzlu kuru fasülye bir jelibon bunlardan vazgeçilmez.

acı

ekşi. ekşi olan hiç bir şeyi yiyemiyorum kolay kolay.

"acıyı severim" derken, "acı" dediğiniz duyunun pul biber yediğinizde hissettiğiniz şey olduğunu mu sanıyorsunuz canlar? o hissettiğiniz şey acı değil "yanma"dır. tat alma duyusuyla değil, dokunma duyusuyla alakalıdır. acı biberi diline değil eline sürersen elin de yanar. hatta daha hassas bir yerine sürersen (çüke mesela) bak gör neler oluyor. ha sen çükünden tat alabiliyorsan onu bilemem.

acı dediğiniz şey mesela bulaşık deterjanının tadına bak, aha odur işte.

bu anlamda acı olan yiyebildiğimiz veya içebildiğimiz neredeyse hiçbir şey yok. tuzlu, tatlı ve ekşi dolu. sadece bazı alkollü içkiler verir o acılığı o kadar. ya da çok demli çay, çok koyu kahve. yani rahatsız edici derecede kötü hazırlanmış yiyecek ve içecekler. olmasa daha iyi olanlar.

kesinlikle acıdan vazgeçerim. biber acısından değil. zehir acısından.

sağlıklı olsun da, gerisi mühim değil.

hahaha,yap da cidden kime ne,adini bruce koy hatta,yabanci ülke vatandasligina gecince yapicagim ilk is,adima robert ya da bruce eklemek.

yapıyım yani diosunuz,gayrimeşru çocuk yapmaya ilişkin fikirleriniz nelerdir düşüncleriniz yani

sen istiyorsun da bakalım çocuk gayrimeşru olmayı isteyecek mi, diye soraulabilir mesela.

virus detected..sosyal ve psikolojik mutasyona uğramış zavallı kocaman bir bebek..

sizce istermi istemezmi toplum nası bakar bunları soruyorum arkadaşlar,soruda ben çocuk yapıyorum izniniz var mı demedim zaten.

başkalarının düşüncesi bu kadar önemliyse yapma. sonra sağdan soldan laf ederler. moralin bozulur.

bebene piç derler. yapma.

adama fikriniz ne diye soruyorum başkalarının fikri bu kadar önemliyse diyo bambaşkaymışsınız.

aile olarak çocuk yetiştirmenin çok zor olduğu bu devirde meşrusuna bile katlanamazken yüreğin bebişe piç denmesine razı olacak ise ve onu taşıyacak bi anne adayı bulabiliosan ve bir kadından çocuk çıkartabilecek kadar kendine öz güvenin var ise o çocuk çıkarıcak kadın ile evlen be adam :)

yani galyalılar gayrimeşru çocuklara piç denmez bir babası vardır hepsinin soruda örnek olarak 2 tane isim vermeme rağmen hala baba ve piçden girip duruyorsunuz saçma

kim bakacak bebelere peki?

ben bakıcam karun kadar zenginim

bir ebeveyni eksik olacak, babası/annesi belli olmayacak. yazdıkça sinirledim bu bencilliğine. git kendine bi köpek filan al. yazık o doğacak olan insan evladına.

maddi konumunuz ve sosyal statünüz yüksekse yapın, isterseniz on tane yapın. kimse küçük ido'ya senin ananla babanın nikahı yoktu, baban başka kadınla resmi nikahlıydı diyemez. ancak çocuğunuzu mahalledeki ilkokula göndermek durumunda kalacaksanız çocuğun psikolojisi üzerinde büyük baskıya sebep olacaksınız.

mahalle baskısından şikayetiniz olmayacaksa yapın.
bence yapmayacaksınız. öylesine bir soru gibi bu.

verilen bilgiler dahilinde diyebilecek pek bir seyimiz yok. Aile kurumuna sadik kalmak zorunda degilsiniz. Özgur ve acik fikirlilige dogru ilerleyen bir dunyadayiz(belki ulkede degil ama). Nitekim ozgur ulkelerde hem tek eslilik hem de aile kurumu degerini kaybediyor. Geleneklerimize göre bu dunyanin sonu gelecek gibi gorulse de; bilimsel olarak ne gibi zararlari olabilir, orasi tartisilir.

Siz, kisi olarak cocuk yapip bakabilir miyim diye soruyorsaniz, elimdeki tek veri bunu burada soruyor olmaniz. Negatif bir veri bence.

He sahsi ve genel fikrim yapmayin yonunde. Dunya yeterince kalabalik, gidin evlat edinin.

pres ütüler vardı eskiden hala kullanılıyor mu bilmem, ütü gibi değil de iki ütü arasına kumaşı koyuyorsun, tost makinası mantığı. ama gömlek için çok kullanışlı olur mu bilmem genelde masaörtüsü, çarşaf, perde gibi şeyler için baya kullanışlı tabi. bir de dede yöntemiyle pantolonları yatağın altına koyma olayı var.. ha bir de son olarak saç kurutma makinası da işe yarayabiliyor.

var var. mağazalarda falan daha gelişmişi kullanılıyor ama şu as seen on tv pazarlamacıları da satıyor. tv market ütü gibi aratın. elektrik süpürgesi gibi bişi, siz askıdaki gömleğe tutuyorsunuz tiril tiril oluyor.

gomleklerin makineden cikinca bir askiya as ve dugmelerini filan ilikle iyice. kalorifer gibi bir sicaklik kaynaginin uzerine as, isinan sicak hava iclerine dola dola kururlar, dumduz olmazlar ama duzgun olurlar.

terziye ver utulesın olm ne sacma sapan ugrasıyorsun.

alanya'da kuru temizlemecilerde parça başı ütü 1 lira. evde uğraşmaya değmiyor.

askiya asin ve uzerine buharli utu ile buhar basin.

bol oksijen, temiz hava. pencereye falan çık, çıkar.

ventolin?

burun bandı al dostum çok işe yarıyor.

ayranda iyi gelir ciğerleri açar

trollük yapasım geldi. dumanaltı olmayan bi odaya geçip o odada sigara içme.

buhar yapın bulunduğunuz odada.

daha bu sabah merak etmiştim ben bunu, hay yaşa..

:) ok cevabı sabırsızlıkla bekliyoruz o zaman.

tek seferde alıyor.

babam küçük esnaf, kredi kartıyla çekim yaptığı zaman para küçük bi kesinti ile ertesi günü hesabına yatıyor. bu taksitli olduğunda da böyle. ama yine de esnaf adam karta karşı oluyor. sıcak parayı seviyorlar.

Sistem şöyle işler A bankası posunu işyerine koyar, kendi kartlarına daha uygun komisyon alır, genelde işyeriyle yaptığı anlaşmaya bağlı olarak 1 gün sonra ya da 40 gün sonra ödeme yapar, taksit durumu da yine bankadan bankaya farklılık gösterir, bunun dışında aylık belli bir ödeme kotası dolduran işyeri pos kullanım bedeli vs. ödemez, çok satış komisyon oranlarında da pazarlık şansını arttırır...

üzerine bi bardak soğuk su iççekmişsiniz gibi.
bi de ola bauer'e selam söyleyin.

kısmet değilmiş diyeceksiniz.

ösym'ye mail at
bir de bankaya sor böyle böyle oldu, paramı geri alma mimkanım var mı.
bence bir çaresi olmalı aga. sonuçta başvurmamışsn bile

Parayı geri alabiliyorsunuz sanırım ama bir prosedürü vardı onun pat diye vermiyorlar. Muhtemelen uğraştırırlar.

yani dimi verirler bencede puff akılsız başım benim

kelimelere hakimsen ösym nin sayfasından geçmiş sınavları çöz, hem süreye göre kendini test edersin.

kahve, kek(havuçlu, çikolatalı, tuzlu sevenler için dereotlu).

sıcak çikolata / salep, cips (evet pek damak tadım yok gibi gelebilir),
patates kızartması - kola (hele heyecanlı filmlerde evdeymiş gibi film izlemek için hep isterim bunu)
sandviç - içecek (iş çıkışı yaldır yaldır sinemaya gittiğim gençlik günlerimde karnım guruldardı, o günlerin hatırası olarak ve hatta küçük boy pizza - içecek bile olur)
acıktım be.

ek olarak yazları ve hatta kışları dondurma - su. hele şu madonun meyve parçacıklı dondurması gibi. offf.

hiç bir şey. oraya film izlemeye gidiyorum.

şarap. güzel ouyo.astoria daki sinemanın barı var oradan bi şişe açıp dışarda birer kadeh içiyoruz girmeden. kalanı da içerde yuvarlıyoruz.

"Aaaa çok ucuzmuş" diyeceğim bir menü hoşuma giderdi. Misal Mısır+kola+su+gofret = 5TL

tacos kola

bi duble viski

başvurabiliyorsun ben para yattıktan 10 dakika sonra internetten işlem yaptım.

2. soruna gelirsek eğer 40 tl senin için yüksek bi meblağ değilse sınava gir derim, belli mi olur belki düşük puanla bile olsa işine yarar bi üniversitede.

1)-hala devam ediyor mu bilmem ama- şöyle bir kural vardı: sınava ilk kez girenler başvurularını internetten yapamıyorlar, başvuru merkezine gitmeleri gerekiyordu. fotoğraf çekimi vs için. eğer şimdi bu geçerli değilse, parayı yatırınca hemen kayıt yapabilirsin.

2)40 lirayı gözden çıkarıyorsan gir.

güvenlik caddesi üzerinde overall'un yakınlarında bi briç klübü vardı diye hatırlıyorum.

Grip gibi geldi bana. Hiç değilse grip olunca bana böyle oluyor. (:
Geçmiş olsun.

delphin +1

ha bi de pilav bulgur falan yiyin.

bana demir eksikliği gibi geldi. ama c vitamini eksikliği de olabilir.

iyi beslenmediğin ortada.

skorbüttür hacı o.

çinko eksikliği ile de alakalı olabilir.

bu her tür vitaminin eksikliği olabilir, en iyisi basit bir kan örneği verip test yaptırmak.

16 fln olmalı ama tr de tehlıkelı oldugu ıcın(tehlikeli dedigim, hem aile mırın kırın eder hem selenlerın kafa pek basmıyor fln fln) 18-20 den ıtıbaren, o da cinsel yasam yoksa. varsa basladıgı yastan ıtıbaren. yılda 2 kez gidilmeli.

ha 30 una gelip de gitmeyenler var biliyorum. lanet lsun nlara.

18'de filan gitmeli ilk. eğer cinsel yaşamı varsa belli aralıklarla (en kötü yılda 1) kontrollerine devam etmeli.

Hayır korkulacak birşey tamam, biliyorum dişçi gibi işte. Sağlık ulan bu..

Hani önerince, doğrusunu söyleyince de suçlu biz oluyoruz onu anlamıyorum...

Yaşı kaç olursa olsun, bir kadının aktif cinsel hayatı varsa (bence) en az 6 ayda bir jinekoloğa görünmeli.

Ergenlik sonrası en az senede 1 smear kontrolü yaptırmalı. Hiç gitmemişse bu aydan itibaren gitmeye başlayabilir, başlamalı.

kadın doğum uzmanları sadece cinsel yaşam başlayınca tanışılan kişiler değildir. bakire bir insanın da üreme yollarında sorunları olabilir, miyom vs gibi. bu nedenle regl başlangıcından sonra her zaman gidilebilir ama genelde 15-16 gibi gitmeye başlarlar. o da bir sorun olursa gidiliyor ülkemizde. zaten doktor ya da hemşire de hastaya "evli misiniz bekar mı" diye sorar genellikle. bu soru da bakire misin değil misin anlamına gelir. hatta geçen hafta erken doğum şüphesi ile muayene olmam gerekiyordu, radyolog hiç bana bakmadan, ben sedyeye uzanırken "evli misiniz bekar mı" diye sordu, 6 aylık hamileyim ama yine de siz sorunca bi emin olamadım" dedim, kadın da kendi dalgınlığına güldü.

arkadaşlar şöyle bi durum var,
bi arkadaşım 14 yaşında ilk kez regl olup, sonraki bir yıl adet görmedi. 1 yıl sonunda siddetli bir alt karın ağrısı ve (sanırım) kanamayla hastaneye kaldırıldı.
ilk reglinden sonra bir kistik yapının oluştuğu ve o 1 yıl boyunca büyüyen kistin (evet kist yüzünden regl olmamış) tahmini 10 cm çapındayken patladığı ortaya çıtı.
acil ameliyata alındı.
ve bu kız yumurtalığının birini o gün orada kaybetti. aldılar.
tek yumurtalık kaldığı için, kız 27 yaşında menapoza girdi. çocuk için son şansıydı, ama hayatında bir adam olmadığı için yapamadı...
şu an 30 yaşında. mükemmel bir ilişkisi var. ama menapozu (tüm yumurtaları) bitmiş durumda. asla çocuk sahibi olamayacak. ayrıca menapoz sonrası bir kadın olarak, kalp krizi tehlikesi çok yüksek ve kemik erimesi başladı kızda (evet, annelerimizde olan şeyler)

LÜTFEN doğrusunu bilin;

her kız çocuğu, ***regl olduğu tarihten itibaren*** jinekoğa gitmeye başlamalıdır. rutin olarak yılda bir kontrole gitmelidir. uzun süren regl düzensizliklerinde acilen bir hekime başvurulmalıdır... bu konu inanılmaz hassas bir konu ve türk insanı olarak korkunç bir cehalet içindeyiz bununla ilgili!!!!

bekaretin, kadın hastalıklarının önemli kısmıyla ilgisi yoktur.

kadın hastalıkları, genellikle biz kadınların "doğurganlık fonksiyonu"yla alakalıdır. yani menstrüasyon (regl-yumurtlama) döngüsü...

bir kadın seks yapmıyor olsa bile, ilk regliyle birlikte doğurganlığı başlamış olur!
16-18 yaş denmiş ilk jinekolojik muayene için ama çok geç... inanın geç o yaşlar! yukarıdaki örneği ben birebir yaşadım...

cinsel hayatı olsa da, olmasa da, bir kadının yılda 1 defa jinekolojik muayeneye gitmesi şarttır.

yumurtalıklarda kist-tümör vs olduğu durumlarda (ki çok sık olan şeyler) bu periyod 6 aya veya 3 aya indirilebilir hekim tarafından...

lütfen bu konuda bilinçli olalım...

****alakasız bilgi, ama aklınızda olsun****
jinekoloğa bakire kız gitmez diyenin ağzına kürekle vurulsa yeridir.
vajinal olmayan muayene yöntemleri gibi, "içerden" olmayan görüntüleme teknikleri de (dopler, ultrason, vs) vardır...
gayet de "sedyeye yatmış" bir kızın göbek deliği alt çaprazından, (barkod makinasına benzeyen bi cihazla) yumurtalıkları (ve oradaki olası kistler, tümörler, oluşumlar vs) izlenebilir... görüntülenebilir.

jinekolojik muayene sadece o bacak açtırmalı jinekolog masasında yapılmaz.

bence terket kızı

kimi zaman regl olması da beklenmemeli, ergenliğin diğer işaretleri görüldüğü halde regl geciktiyse de muayene olunmalı.

en anadan kalma usül: hemen sıcak içeceği dayıyosun. kaynar içip bi yerlerini yakma da, sıcak olsun derim.

ufak bi tabağa bi kaşık bal dök, üzerine biraz tarçın da serpebilirsin ve tabağı yala. :) (dümdüz bal yemekten daha iyi çünkü tükürük bezleri çalışıyor) bi de taze zencefil iyi gelir, ince bi pul gibi kesip yiyeceksin. bi de tabi bağışıklığı güçlendirecek bişiler.

tarhana çorbası derim.

biraz vicks'i sıcak suyun içine at, sonra da buharını kokla. en azından rahatlatır

kloroben diye bi sprey vardı, o iyi gelmişti bana. 9 lira sanırım reçetesiz. sarımsak da yiyebilirsin.

bir çay bardağı suya bir limon sık, sonra onun içine bir tatlı kaşığı tuz at iyice karıştır ve gargara yap. yazın bol bol denize gir ve deniz suyu yut. bu tavsiyelerimi de sakın unutma.

bademcikler şişmişse tonsilit olmuşsun, ağız gargarası, geniş spektrumlu bir antibiyotik alman gerekiyor, hatta durum daha da vahimse hemen penisilin iğnesi yaparsan rahatlarsın.

PS3 varsa oyun parasından kafayı kırarsınız.

hehe. ya onu elektrik açısından şey ettim ben, oyuna para harcamam pek.

50 55 elektrik gelir. su 40 falan en fazla. doğalgaz kışın en soğuk dönemi 130 140a çıkabilir. ama 10 liraya kadar düşer yazın. kablonet tarifene bağlı bilemem onu.

doğalgaz kartlıysa 5-10 5-10 her ay alın bişeyler, kışın zorda kalmazsınız.

iki kişi, 80 metrekare, kombili, adsl ve sabit telefonlu, buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makineli eve kışın ayda gelen faturalar toplamı 300 civarı (istanbul). buradan hareketle 400 civarı olur sanırım.

tanidik varsa neden olmasin.

belirli başvuru süreleri var ancak kışın yani meclis açıkken staj yapmayacaksanız hiç anlamı olmaz. kahve falı bakmayı öğrenirsiniz sadece.

Çok yapasım geldi bu espriyi kusura bakmayın :)

Birini öldür, diğerleri cenazesine gider sen de kurtulursun :D

karıncalar için toz gibi birşey var nerde satılır bilemiyiciyim. onu alıp kapı girişine, geldikleri gittikleri yerlere dökün. (tabi odanın ortasına değil ehe^^) bi süre sonra gelmezler.

@otebostan : ugh -.-

berekettir.

karınca yemleri var onun dışında gezdiği yerleri iyice çamaşır suyuyla silip deliklerinin etrafına da çamaşır suyu dökebilirsin. bir de sanırım defne yaprağının kokusu uzak tutar.

aynısından raid'in karıncalar için olanından da var. bir süre duvar kenarlarına sürekli ilaç sıkmak da etkili olabiliyor.

ilaç veya karınca yemi alana kadar kısa bir çözüm olarak da, limonu ortadan kesip şekere bulayın iyice, iki parçasını da karıncaların olduğu bölgelere koyun, hepsi toplanacaktır, sonra istediğiniz gibi katliam yapabilirsiniz.

hepsieczanede.com

Benzer durumda beni kurtaran şunlardı :

Raid karınca yemi (plastik kubbe gibi birşey, çok geçtikleri yere bırakıyorsun) + detan karınca ilacı (sprey)(çıktığıkları yerlere, duvar kenarlarına sıkıyorsun)

Çamaşır suyu, parfüm, limon, aseton, kireç... Hepsi geçiçi çözümler.

Evde kedi, köpek, çocuk vs, varsa toz formda olan ilaçlardan kaçının.

tox al eczaneden, bir günde kurtulursun.

limon kabuğu karıncaları kaçırır.

deodorant sıkınca bir daha gelmiyorlar. direkt karınca yuvasına uygula

yeni konu açmayayım dedim. Odada karınca dolu. Öldürmek istemiyorum. Yeni ve pratik çözümü olan varsa paylaşsın lütfen.

h.içi beşevler kampüsünden servis kalkıyor

paso almak için -satış başladığında- kızılay metrosundaki paso gişesine öğrenci kimliğinizle gitmeniz yeterli. 25 tl gibi bir para alıyorlar.

bu ay barbunya, çipura ve kılıç için en iyi zaman.

balık yanına kesin bir patates yapın. önerim zeytinyağı ve biberiye ile karıştırıp fırına atmak. deniz börülcesi ve roka salatası da iyi olur.

ooo benim konum bu, ben bu mevsimde ve her mevsimde en çok hamsi severim, böyle çıtır çıtır kızartılmış. yanında da bol yeşillikli salata, ekşili turşu, kuru domates salatası, bir iki yoğurtlama, patates salatası, sarma, kuru dolma... offff, akşama ben de yapıyorum hacı.

ben güzelini bulduğumda barbuna dalıcam (scuba değil, eriğe dalmak gibi).

Börülce salatası, patlıcan ezme. Bence yapabiliyorsanız kalamar ve karidese de el atın.

tezsiz olanı parası olanlar sırf etiketi olsun diye yaparlar, tezli olanı da akademik kariyer yapmak isteyenler. genel algı da bu şekilde olduğu için psikolojik bir etkisi var sanırım doktorada.

yaparsın.

(bkz: bütünleşik doktora)

gireceğiniz doktora programı ile ilgili, hepsi tezsiz y.lisansı kabul etmiyor, başvurmak istediğiniz doktora programı ile görüşmeniz gerekir

sizi kamu huzurunu bozmak ve halkı kin düşmanlığa tahrikten biraz içerde misafir ederler diye tahmin ediyorum.

polis - güvenlik gücü vb. kurumları gereksiz yere oyalamak, meşgul etmek, toplumda korku kaygı endişe yaratmak, huzuru kaçırmak, yasak olan bir eylemi bilinçli bir şekilde yapmak vs gibi bir sürü suçtan ötürü avukatınız size anca indirim sağlayabilir, o da sizin sunduğunuz savunmayla olmaz.

Sen değil ama onlar yırtarlar; ağzını burnunu :-D

Saçma ötesi bir savunma olmuş. Bir milyon tane argüman sıralayabilirim ceza alman için ama telden yazamıyorum şu an.

9kuyruklukedi'nin dediğine katılmakla birlikte indirim bile alamayacağını düşünüyorum. Çünkü savunmanda kamu kurumlarını halkın gözünde küçük düşürme gayesi var oluyor. Polis/istihbaratçıların yapamadğını ben yaptım gibi.

ottururler. bombayi patlatmayi gectim, kizilay'in uc bes yerine bond canta birak.. icleri bos dahi olsa ayni sebeplerden tutuklarlar bence.

bekçiler kralı filmini izlemişsindir. orada kemal sunal'ın alakasız olarak saydığı suçlar vardı.

aslında izleyince komik ama polisler aynı oradaki gibi suçları çatır çatır takıyor artık millete, süründürüyorlar.
bence bi ekip otosuna yaklaşıp benim bunları yapmak gibi bi planım var desen ciddi bi şekilde seni dövüp nezarete atabilirler.

daha dün bir öğrenciyi kumrular'da geçiş için ısrar etti diye tekme tokat gözaltına aldı polisler, hem de kameraların yayın yaptığını bildiği halde. gerçek anlamda tekme tokat yani. 4 çevik kuvvet birden girişti çocuğa. sırf polise karşı sesini biraz yükseltti diye. bu sana biraz örnek olur sanırım.

Şu an bile bu yazdıklarınla suç işlemiş olabilirsin. Kendini riske atıyorsun. Boş işlerle uğraşma, devleti ve kurumlarını sınamaya kalkma sen zararlı çıkarsın!

mesela kosla venişi denedim ama lekeyi çıkartmıyormuş diyebilirsin, ispatlarsan ceza almazsın :D

terörle mücadele'den alırlar, avukatını istersen amerikan dizisinden getir boş.

hangi diziler onlar? isimlerini söyle komik buluyorsam söylerim

kahpe bizans güzeldi mesela, ayrıca kaygısızları izlemeye hala doyamıyorum. evet belki biraz demode gibi espriler ama bu adam için bişe söylmedn önce bir abdest falan almak lazım. oturaklı sağlam adamlardan biridir.

adam üretiyor. kesinlikle komik değil ama yer yer gülümsetiyor. türkiye'ye de bir simpsons bir seinfeld gitmez zaten.

ayrıca şu listesi bir gözden geçirir misiniz ?
gırgır
fırt
laklak
limon
nankör
deli
öküz
politika
şenola
güneş
cumhuriyet
günaydın
aktüel
tomorrow
sabah
milliyet
penguen

yazdığı tv programları

uğur yücel ile aile planlaması (aile planlaması vakfı)
biraz düş biraz gülüş (trt)
eğrisiyle doğrusuyla (trt)
bir başka gece (trt)
şamata (show tv)
bir yaz gecesi rüyası (trt)
eller yukarı (interstar)
turgutlu sultanlığı (çizgi film - show tv)
laf lafı açıyor (show tv - kanal d)
kaygısızlar (kanal d - interstar - kanal 6)
ince ince yasemince (kanal d - interstar)
baskül ailesi (interstar - kanal d)
şafak vakti (kanal d)
akasya pasajı (kanal d)
dostlar pasajı (trt)
ruhsar (kanal d)
şans direksiyonu (kanal d)
vay anam vay (kanal d)
bayanlar baylar (kanal d)
kibar ana (star)
yarım elma (kanal d)
hayat bilgisi (kanal d)

yazdığı sahne gösterileri
uğur yücel - müjde ar show
uğur yücel - sezen aksu show
müzikomedi (nükhet duru-demet akbağ-rasim öztekin)
mega show
ve cem özer ve...
beyaz stand-up

yazdığı kitaplar
peynir gemisi (22.baskı)
t.ö.rkiye (14.baskı)
ayaküstü (9.baskı)
beraber ve solo kaygılar (9.baskı)
ahmak islatan (6.baskı)
aramızda kalsın (6.baskı)
seni sevdiğimi kimseye söyleme çünkü ben herkese
söyledim (8.baskı)
üç yanlış bir doğruyu götürür (4.baskı)
isim, şehir, hayvan, bitki (2.baskı)
kahpe bizans (senaryo kitabı)
bendeki kulak van gogh'ta yok

yazdığı film senaryoları
arabesk
kahpe bizans

yazdığı tiyatro oyunları
burası t.ö.rkiye
2071 türkiye

sunduğu tv programı
gündem dışı (ntv)

kaygisizlar diyorum baska birsey demiyorum.

Ben ruhsar'ı çok severek izlerdim valla, itirafsa itiraf. Döneminin sağlam komedilerindendi bence. Baskül ailesi ve Kaygısızlar da güzeldi.

adam yeni bir seylerden söz ediyor siz baskül diyorsunuz kaygısız diyorsunuz :))
ben bu sözünü ettiği yeniler neler onları merak ettim açıkçası.

bu adamla uzun yıllar evvel kısa bir dönem aynı dergide çalışmışlığım vardır.
ne komik bir adamdır ne de zekice mizah tekstleri üretir.
ancak şu var; çok yazar ve işini gayet iyi bilen tayfadandır.
burası saçmalıkların türkiyesi, burak aksak gibi daha 20lerindeki bir çocuk bile gülmece anlayışı olarak bunu cebinden defalarca çıkartır.
bence o kadar kötü komik gani müjde. o sözü edilen dizilerin ana kaburgasını kuruyor gerisini ekip hallediyor zaten.
secere hiç mühim değil, kemal sunalın gevrek gevrek gülmesine bile tapınan milyonlara bakınca şunları şunları yazdı filan tırışkadır benim için.

sonuçta herkesin espiri anlayışı değişiktir.

Kendisinin hangi ülkede mizah kralı! olduğunu unutup,"Kafasına kuş sıçtığında şansa yoran milletin, ağzına sıçana oy vermesi normaldir. " gibi bir benzetme yapması bile ne kadar sevimsiz olduğunu gösteriyor. Mizah anlayışı çok gerilerde kaldı.

çok süper değil ama ben genelde beğenirim. O dalga geçilen Selena'da bile örneğin Hades'in diyalogları oldukça komikti, dizi küçümsendiğinden arada kaynadı.

90 bandına düşmeden altın alınmaz derim.

not: yatırım uzmanı değil sıradan bir yatırımcıyım.

alınmaz , o zamana kadar altın baya bır dusus yasayacaktır..

yükselip düşmeyi hesap etmeden, toptan almak beni zora sokacağı için parça parça alırdım. yani hrer ay bir bilezik vs gibi.

altın için ayırdığım parayı borsaya yatırır, düğün vakti gelince paraya çevirir altın alırdım. (not: yatırım uzmanı değil, kendini bilmez bir yatırımcıyım)

altın alacağım parayı, her ay düzenli olarak altın hesabına yatırır, bu sayede risk faktörünü ortadan kaldırırdım.

not: düz adam (ayrıca cevapların ticklenmesi konusuna da takık)

@alpkartal;
Altının o fiyatlara düşeceğini hiç sanmıyorum ben ama

@kennym;
Altın hiç feci düşüş yaşamadı ama benim bildigim. Yanılıyor muyum?

@bitter çikolata;
:))
Şimdilik gram gram alınıyor ama düğün zamanı kredi çekilip bilezik, takı setleri fln alınacak ama ben krediyi şimdi çekip bilezikleri alsam mı diye düşünüyorum. Uzun vadede altın sürekli üzerine koyuyor çünkü

@the kene;
Borsa işi sakat :)
Müdürüm yatırdı borsaya, aldığında kağıt 236 tl'yi simdi 145 tl'de sürünüyor :))

@bykush;
Altın hesabı nasıl oluyor? :o)

altının ne kadarlık tarihini biliyosun ? ac bi son 20 yılın grafigini incele , kac kere 1000 dolar seviyesine gelip geri donmus , dondukten sonra hangi seviyelere inmiş gor.. 2009 dan once hangı seviyedeymis simdi hangi seviyede .. bundan sonra da aynı oranda yukselecegını dusunuyorsan alım yap ..

(bkz: #21180683)

tinyurl.com

@kennym
peki neye göre düşüş yaşayacak? O konuda da fikrin var mi?

bir yıl uzun bir süre ama önümüzdeki dört ay düşmez. on göre al

babam 25 yıllık kuyumcu ve aynen sorunuzu sordum yorum yapamam dedi. kimseye güvenmeyin bildiğinizi okuyun.

ama haddim olmayarak bir şey sormak istiyorum; siz krediyi yalnızca altın için mi çekeceksiniz? 1 yıl önce evlendim hiç benim için kredi falan çekilmedi de, bir kuru inciye gitmişim sanırım :)
Yani çiftler karşılıklı anlaştı ise altın için en kıpır kıpır zamanlarınızı kredi ödemek için heba etmeyin derim. onun yerinre gezin tozun, borç stresi yaşamadan evliliğinizin ilk yıllarının tadını çıkarın.

şu nedenlerle dusus yasayacak ,

1- dolar şimdilik yüksek seviyelerini yaşıyor , doların gevşemesi ile altın fiyatları düşecek ;
2- emtialardaki çıkış oncelıkle parasal gevseme ve guvensizlik nedeniyle idi , savas vb durumlarda bunu tetikledi , mevcut durumda ulkelerdeki ic savaslar gundemden dustu. parasal gevsemeler sonlara geldı , hatta sıkılastırma baslayacak beklentısı yuksek ..
3- dow'un yukselısı ancak altının düşüşüyle mümkün ..

bu nedenler altın tl bazlı deger kaybedecektır..

altın ons fiyatı 1900 dolar seviyelerindeydi geçtiğimiz haftalarda .. bugün 1538 dolar seviyesini gördü vobda .. spotta 1570 lerde galiba.. dilekolay 350 - 400 dolar civarı bir çakılma sözkonusu . sırf bugun %6-7 düştü TL bazında .. burda yükselecek çığlığı atan ve insanları yanıltmaya uğraşanların amacını az çok görmüşsünüzdür..

@kennym: neymiş o altın altın diye çığlık atanların amacı merak ettim.
sanki böyle diyenler altının düşeceğini biliyor muydu diyorsun yani?

@kennym;

Evet gerçekten çok ciddi düşüş yaşadı ama ben sanmıyorum kimsenin burada bilerek düşecek olana hayır çıkacak desin.

Peki bir soru daha sorayim sana;
Ne zaman geri çıkmaya başlayacak?

@technicalte
kesinlike biliniyordu altının yerin dibine gidecegi , medyadaki altın yukselıyor ahanda uctu , altın alan sukadar akzandı goygoylarının sebebi tepede halka yayma ve akabinde gocurme ıslemının bır parcasıdır.. aynı işlemleri dolarda da gorebilirsiniz.. en son medya dolar 1 tl olacak dıye bagırdıktan sonra dolar bu seviyelere geldi .. sizce bu bir tesadüf mü ? sımdı kı bagırma seansı da dolar 2 tl olacak dolar 2.5 tl olacak demeleri..

@tragamin
altının ilk hedefi 1200 dolar orda durmazsa 1030 dolar seviyesi .. muhtemelen burdan dönecektir .. ama bu olayı zırt dıye dusecek sekılde dusunmeyın , ew 'ye gore (eliot dalga prensibi) iniş ve çıkışlar yasanacaktır.. sanırım şuan 3.dalgadayız en sert olan dalga .. 4.dalgada 3.dalga baslangıcını gecmeyecek seviyelere kadar yukselir akabinde 5.dalgada düşüş yasanır .. en azından beklentı bu sekılde olur .. bu duruma aykırı hareket etmesi icin yeni gelismeler olması gerekir yani baslayan hareketi degıstırebilecek oranda guclu bi hamle.. örnegin yeni bir parasal gevşeme + yeni bir savaş vb gibi durumlar.. ama buna ragmen tekrar aynı seviyeleri gorebilecegini düşünmüyorum altının dolar/ ons bazında..
tl bazında ise bu dönüş daha sert olacaktır.. doların düüşmesi de eklenince exponansiyel bir düşüş getirir.. düşünün şuan dolar yukseldıgı ıcın altın tam düşüşleri yaşamadı.. fırlama seviyesi 75-84 tl civarında olmuştu .. ilk etapta altının gidecegi yer orası diye düşünüyorum ..

tencereye su koyun o kaynasın, onun içine boş tencere koyun çikolatalarıda içine atın şukela olur.

bir tencereye su dolduruyorsunuz. onun içine de daha küçük ebatta, çelik bir tencere veya kap oturtup çikolataları bu kabın içine kırıyorsunuz. çikolatalarınız direkt ateş ısında değil, kaynayan suyun sıcaklığı ile eriyor. (benmari) bu esnada içinde çikolata buluna kaba su girmemesine dikkat edin.

www.nasilyap.com

ben çikolata koyduğum kabın içine çok çok az da süt ekliyorm, öyle çok hoşuma gidiyor.

o usulun adi ben mari. cam kapta (borcam gibi) olursa daha iyi olur.

www.haber7.com

Bunu okumanızı rica ediyorum sizden. Bağış yani gerçek adıyla rüşvet alamazlar.

e bunlar para vermezseniz kayıt yaptıramazsınız diye söylemişler. mecburen para verdik vs. diyor adamda.

para vermezseniz kayıt yaptıramazsınız şeklindeki yasadışı tehdit devletin de işine geldiği için, ses çıkarılmıyor bir yaptırım uygulanmıyor. bu sistem de böyle devam ediyor maalesef.

durmak yok yola devam

@hayat aklini konusacak bir filozof uret; normal şartlarda kayıtların ücretsiz olması gerekmiyor mu?

zorunlu bağış parası çocukların ihtiyaçları için harcanacaksa durumu olan veliye bu para pek koymuyor zaten. Ancak müdürün odasına deri koltuk ve klima için harcandığında karun olsa dokunur bence.

zaten çocukların, okul masrafları cart curt deyince iyice yük biniyor milletin üzerine. bir de yardım adı altında alınan kişi başı 300 tl var. bu güne kadar hiç bir okuduğum okulda para falan vermedim istedikleri halde. ailemde vermedi gerçi sorduğum zaman hiç vermedik para falan dediler. sanırım bulduklarını düdüklüyor bizim milletimiz.

Onu bilmem de biri benim defterime kitabıma bunu yapsa sopayla döverim :)

kitap bana aitse, okuyup ara verdiğim noktada kenarını kıvırırım. bu da bana ayrı bir haz veriyor işte. ıssız adam'dan çok önce ben kitaplardaki yaşanmışlığı keşfetmiştim.

başkasına zararımız yok zaten ilginçtir bir tek kendi kitap-defterim için oluyor.. bu da kayıtlara geçsin lütfen:)

kitapta kaldığın yeri kıvırmaktan değil, pırtık pırtık olana kadar sürekli orasıyla oynamaktan bahsediyorum..

güzelmiş tam olarak nası bi kumaş?

kullanan kısının yas aralıgıda onemlı bnce eger 23 24lerdeyse tavsıye etmem ama +28lerın kullanımına daha uygun olabılcegını dusunuyorum

Renk: Petrol
Kesik Çizgili Panço Bluz
Standart Bedendir

hediye edeceğim kişi patronum. büyük ihtimal 28+ dır :)

bence güzel.

bana biraz babaanne isi gibi geldi.

bana bunun giyen kişi yeni doğum yapmış ama kilolarını daha verememiş, veremediğini kabullenmeyen kişi imajı yarattı.

böyle bişey bana hediye edilse, hediyeyi veren kişiye teşekkür eder, dolabımın en ücra köşesine kaldırırdım ki gözümün önüne gelmesin allah muhafaza kendimi 30 yaşında gibi hisseder giymeye kalkarım falan..

o kadar kötü mü yaw?

renkleri biraz kasvetli olduğundan olgun işi duruyor yoksa modeli hoş daha açık renklerde varsa onu tercih edebilirsin.

tarz olarak güzeldi ama neyse. tavsiyeler için teşekkür.

havaalanından anayla çıkınca otobüs ve dolmuşlar var, 10 liraya götürürler sizi.

hangi havayoluyla gidiyosunuz?

@terp

pegasus

aaa pegasusun kendi servisi vardı bir ara, kaldırmışlar mı onu?

pegasus kaldırdı. onur'la, atlas'ın var sadece. açıkçası bilet alırken alanya'ya bunu gözönünde bulunduruyorum. bildiğim kadarıyla direkt paralı otobüs yok havalimanından. dışından bi yerlerden var.

disindan bir yerler dediginiz, @bitter cikolata'nin soyledigi gibi anayola cikip ordan binmek mi?

ya biz otelden(tam da avsallardan) kalkıp havaalanına kadar giden bir servisle 25 tlye gittik, uygun bulduysanız telefonunu araştırayım? bir tur şirketiydi.

adamın canlı sevgisi köpeğinden ibaretmiş. insanlar bencil.

köpek sahipliğiyle ne ilgisi var yahu gerizekalıya denk gelmişsiniz o kadar.

açıkçası ben de köpeklerden korkanlar sınıfındayım. bu konuda gerçek hayvanseverlerle diğer kitleleri iyi ayırt etmek gerek. çünkü bir kesim sırf kızla tanışırım veya güç gösterisi mantığıyla bile köpek gezdirebiliyor. bu bakımdan bu ikinci gruptan birisiyle malasef karşılaşmışsınız. zaten bu tipte bir insandan da empati beklemek biraz hayalperestlik. son olarak hayvanseverliği çok çok abartıp hayvan sevgisini insan sevgisinden bile üst noktaya koyan insanlar var, onlardan da kaçacaksın. genel mantık çerçevesinde düşünen bir köpek sahibi sizin gibi düşünmeli. sonuçta sokakta tasmalı/tasmasız yürürken o sorumluluğu üstüne alıyor ve bu yükü taşırken bana kalırsa özellikle tasmasız ise sokaktaki her insana saygı göstermeli.

edit: kısaca konu köpek sahibi olmaktan öte insanlıktan nasibini almak dicem ben.

İki köpek dolaşıyormuş, siz insana benzeyeniyle konuşmuşsunuz.

iyi eğitimli bir köpek sahibi saldırı komutu vermediği sürece hiç kimseye saldırmayacaktır. bu şart için hayvanın cinsinin de bir önemi yok pitbull dahi olsa iyi eğitimli bir köpek saldırmaz.
tabi bunu ilk görüşte bilemezsiniz, fakat korktuğunuzu belli ederseniz sahipsiz köpekler daha saldırgan olurlar.
öte yandan adamın kendisi eğitimsizmiş.

""seni tasmayla gezdirseler hoşuna gider mi terbiyesiz""

Oo-haa diyorum sayın seyirciler, burada ruh sağlığı yalan olmuş biriyle karşılaşmışız :\

@sozluknickmiverulan; sorun şu ki, ben köpeğin eğitimli oldğunu, ok uysal oldğunu bilsem dahi ondan korkuyorum. kaldı ki yolda at görünümlü bir köpek sahibiyle gelirken "eğitimlidir, saldrmaz, korkmayayım" diyemiyorum. zaten sahipsiz köpek varsa ya yolumu değiştiriyorum ya kuytuya saklanıp geçip gitmesini bekliyorum. korkuyorum işte. bayramda memlekette komşunun köpeği beklemediğim bir anmda havladı diye 5 aylık hamile olduğumu unutup depar attım, sonra bir iki gün sancım oldu. kastettiğim korku böyle birşey.

bence de gerizekalıya denk gelmişsiniz. ayrıca köpekleri sokakta tasmasız olarak dolaştırmak yasal olarak suçtur. korkmaya hakkınız var tabi. tasmalı olsa sorun yaşamazdınız, boşverin.

adam salakmış.

ama ısırmaz korkmayın dediğinde genelde azarlamaya çalışmıyor insanlar, sakinleştirmeye çalışıyor.

yahu adama yüklenmişsiniz ama şöyle de bakmak lazım:
siz köpekten niye korkuyorsunuz? köpeğini saldırgan yetiştiren insanlar yüzünden. yada sokaklarda her türlü işkenceye maruz kalıp vahşileşen köpekler yüzünden. algıdır bu. adam da bence bunun farkında olup, bu algıyla mücadele etmeye karar vermiş kendi çapında. sokağa da tasmasız çıkarmış. bir meydan okuma olarak düşün. siz de korkunca(ki yukarıdaki nedenlerden ötürü çok doğal) tepki vermiş. yani o köpek onun arkadaşı, adam biliyor ki köpek iyi niyetli, ama siz savunmacı bir tavır takınınca "ne var amk niye bu tepki" demiş. herhangi bi abartı, aptallık yada agresiflik göremedim ben sonuç olarak.

biz rahmetliyi tasmasiz dolastirmazdik insanlar varken sokak - cadde park v.s. sadece ve sadece dagda kirda bayirda tasmasini cikartirdik o zaman serbest dolasirdi ama yanimizdan asla ayrilmazdi sanki tasmasi varmis gibi. hayvan besliyorsan karsindaki insani da dusunmen lazim ama sirf pislik olsun diye tasmali hayvancagiza ( collie - husky karisimiydi yavrum oyle tehlikeli de degil ) parkta niye gezdiriyorsun bizim coluk cocugumuz var diyenlere de rastlamisligim var yani. hayvanlik her iki tarafta da oluyor anlasildigi uzere.

@bitter cikolata bir savunma değildi yazdığım aslında korkuyorsan korkuyorsundur engel olamazsın biliyorum.
ama sakin olmaya telkin edebilirsin kendini, zira koşman bağırman yada çığlık atman bir köpeği heyecanlandıracaktır oyun oynama niyetli bir köpek seni korkutacak sakin olmakta ve gözlerinin içine bakmamakta fayda var umursamazsan temponu değiştirmeden yürürsen sakin sakin köpek senle ilgilenmez.

adamın yaptığını tasvip etmiyorum, akılsızlık had safhada

o adama bir tasma lazım bence.

istanbul eminönünde gayet kaliteli ve uyguna bulabilirsin de, ankara hakkında hiç bir malumatım yok ne yazık...

az önce wenice diye bi markanın reklamını gördüm.fiyatlarda iddalılar. bi bakabilirsiniz.

bizde kuzen yoğunluğu biraz fazla. birer yaş ara ile hemen hemen benim yaşımdan 0 a kadar her yaştan kuzenim var. bu yüzden herkes birbirinin eskisini giymiştir. zaten küçükken çabuk büyüyorlar. kıyafet yetiştirmeye çalışmak yaş iş.

arkadaslar bebekleri icin bebegim magazasi tercih ediyorlar genelde daha ekonomik oluyormus.

biberon icin avant diye bir marka var tavsiye edilen.

bi de bebek bezi icin stok yapmayin. bazi bebek bazi bezlere karsi alerjik olabiliyor o nedenle dogumdan sonra deneyerek almak mantikli.

internet en mantıklısı demişti kardeşim.

sevgili bitter çikolata. tecrübe biraz konuşsun :)

kıyafetleri pazardan bile alsan olur. neticede marka değeri olmadığı için ucuzlar sadece emin ol ama etiketine bak pamuk olsun penye olsun.

eğer mağaza olsun benim olsun diyorsan illa ki 2 yaşına kadar ankamall daki c&a'dan ve antares'teki wenice'den 2 yaşından sonra da sonra da yine aynı mağazalarla birlikte lcwaikiki'den devam et.

park yatak al. katlansın taşınsın can can katıyor 13-14 aylıkken parmaklıkları yüksek mobilya bir beşiğe inkılab edecek ama güvenlik için çare yok.

ana kucağına çok para verme hepsi aynı emin ol al en ucuzunu. bebek arabası ise biraz çetrefilli hakikaten ne kadar para verirsen o kadar iyisini ve kullanımı o kadar kolayını alabiliyorsun. ben optimum olarak 250-300 liralık dört tekerlekli, katlanabilen, en fazla 8 kilo civarı, tam yatarlı, çift taraflı kullanılabilen bir şeyi tercih etmeni tavsiye ederim. tekerlekleri de küçük olmasın ha (biz sıkıntısını çektik yani küçücük yağmur oluklarından bile geçmiyor yoksa...)

zıbın denen şeyi alma. tulum al bere al eldiven al ilk üç dört ay için.

emzik kullanma diyecekler kullanırsan daha rahat edersin ama en çok 14. ayda bıraktır tiksindir emzikten.

biberonları falan plastik silikon maddeli ne alırsan al bpa (biosfenol a) içermemesine dikkat et.

kilolarını verirsin zaman içinde hiç kafana takma.

aklıma gelenler bunlar. Allah çok çok güzel iki ömür versin yavruna inşallah.

her zaman özelden de ulaşabilirsin.

@istanbul beyefendisi: peki park yatak ve araba için önerebileceğin bir marka var mı? bir de benim bebeğim kış bebeği olacak, şu içi kalın dışarı tulumları var ya, onlar işe yarar mı? 100 lira civarı olduğu için işe yarayacaksa alayım diyorum da.

park yatakta marka önermememin nedeni üç aşağı beş yukarı hepsinin aynı kalitede olması ve fiyatlarının da yakın seyretmesi.

yok biz almadık onu, biz kozmonot denen bir şey almıştık (erkek kafası :)) 35-40 liraya gayet yeterli oluyor bizimki de aralık sonu doğumlu kışın hiç üşütmemişizdir herhalde...

peki siz bebeğin odasını doğumdan önce mi hazırladınız yoksa yaşının dolmasını mı beklediniz?

bir de ayrıca beşik aldınız mı salon için falan?

neredeyse iki yaşına geldi daha yeni yaptık odasını. çocuk odası alın ki uzun ömürlü olsun bebek odası mantıklı değil. hatta ileride genç odası olabilecek bir çocuk odası alsanız da olur :)

hoş biz çocuk odasıyla mı büyüdük o ayrı. neyse eşim duymasın :)

yok beşik almadık. park yatakların altında beşik aparatı var sallama ihtiyacı olursa o aparatı takabilirsiniz. bizimki kolumuzda ayağımızda sallanmak istedi hep.

bebek arabası için de marka veremeyeceğim ama dediğim fiyatların altındaki arabalar ya rahatsız ya ağır ya da sağlam değil. biz pierre cardin enigma 2020 almıştık ama aynı markanın modelin tekerlekleri büyük olan var onun onu almalıymışız meğerse dediğim gibi en üfak bir çukurda tümsekte kalıyor. baby2go da güzel diyorlardı kullananlar.

Kotta küçük cep var ya, oraya koysan? Baya alıyor orası.

kotların bozuk para cepleri var aynı zamanda çakmak koymalık cepler, orası olur, içinde bozuk para cebi olan cüzdanlar var ama, malum çoğumuz kıçımızda cüzdan varken oturduğumuz için bozuk paranın üstüne oturmak rahat olmaz.

Onun dışında cüzdancılarda falan bulabilirsin birşeyler, ama en ideali pantalondaki ufak ceptir, tabi dilenci stayla cebinde 100 tane bozuk para yoksa

gün içinde demişsiniz ama akşam eve geldiğinizde bozukluklarınızı bir kaseye koyun, ay sonunda küçük altın alacak kadar paranız birikir böylece. biz böyle yapıyoruz.

bir daha cuzdan alirken uygun bir cuzdan alabilirsiniz sanirim. bir de gun icindeden kastiniz nedir bilmiyorum ama ben genel olarak isyerimde ve evimde belirli noktalarda biriktirip yeri geldikce kullaniyorum. arabalarda kulluk bu is icin ideal. onun haricinde 5 lira oldukca butunletmek de bir cozum yolu:)

gün içinde 18.25(18 1TL, 1 25 krş. metro'da jeton almak için 20 lira verdiğin zaman böyle bi sonuçla karşılaşıyorsun) lira bozuk para taşımak zorunda olduğum zamanlarda bile ceplerim delinmedi..

ama herhangi bir gün içinde maksimum 3-4 lira bozuk para oluyor ve gün boyunca cebimde taşıyorum.. geldiğim zaman çıkarıp biriktirdiğim yere koyuyorum.. ertesi güne cebimde bozuk para olmadan başlıyorum..

fazla rahatsız ediyorsa bozuk para gözü olan cüzdanlardan alınabilir..

cüzdanımın bozuk para cebi yetiyor bana. mümkünse hep bozukları harcıyorum zaten öyle çok da birikmiyor yani...

Evet gün içinde birikiyor, bir paket sigara alıyorum, 4.5 TL bozuk para ve daha niceleri, akbil yükleme haricinde cebime bozuk para koymadığım bir alışverişim olmuyor. birkaç yere uğrayınca cebim doluyor. yüklü alışveriş yapayım marketten o zaman kullanırım diyorum mesela 23 tutuyor, 3 veriyorum cepten, ötekiler yine bana kalıyor. hele o kuruşcuklar! teşekkür ederim herkese :)

bazı markaların pantolonlarında cep içinde küçük bozuk para cepleri oluyor (misal; dockers) Bu tip pantolonları tercih edersen sorun olmuyor şıngır şıngır gezmiyorsun :)

Not: Dockers örnek olarak verdim çok daha uygun fiyatlı markalarda var...

kaykay malzemesi satan dükkanlarda filan böyle ufak, plastik, sıktığın zaman açılan bozuk para cüzdanları filan var, tavsiye ederim. hem hoş görünüyor hem de işlevini yerine getiriyor.

1 liraya bozuk para zımbırtıları satılıyo, 5 kuruş dışında hepsinden 10 tane filan alıyo içine. cep için biraz büyükçe ama çantaya ideal. şak şuk pazarda filan çekiyorum bozukları pazarcı bile şaşıyo. www.eforgrup.com bu tip bişi ama 4lüsü de var daha ufak.

bozuk paralar cüzdanın bozuk para gözüne, cüzdan da çantaya gidiyor.

aynen eve geldiğimde ne kadar bozukluk varsa bi kutuya atıyorum

eve gelince kavanoza atıyorum, o parayla da her ay ufak altın alıyorum. bu ay alamadım ama, 30 tl eksik kaldı :(

@kediebesi, süpermiş linkteki zımbırtı.

merak ettim bende şöyle bir şey gördüm, çok şaşırdım.

www.hukukforum.com

2 sene öncesine kadar nişanlı iken bile gidemezdi. hiç mi hayrunissa gül'ün röportajlarını okumadınız? ama sanırım bu nişanlılık olayı kalktı ya da kalkacak deniyordu. ama evliyken ancak açık liseye gidebilir.

bol bol c vitamini al.

karabiberli çay

teşekkürler, şimdi daha iyiyim.
ama bulaştırmam herhalde di mi???

hastane otoparkını bilemiyorum ancak ahmetler postanesinin karşısında pazara giden bir yol var, biz genelde o yola bırakırdık arabayı, soran eden olmaz, karşıan olmazdı.

eski ted in yaninda. çankaya belediyesinin cok katli otoparki var. andicen'e yuruyerek 5 dk. mesafede.

1 saati 3.5 TL
2 saati 4 TL

helenart yine doğru söyler
bir de o otoparka koymasanda bir kenara parketsen birşeycik olmaz
andicen otoparkı sadece personelin halka açık değil

Kızılay'dan Kolej'e gelirken, Ankaray durağı'nın hemen önünden sağa dönün ileride açık otopark var. Tüm gün 6TL. Andiçen'in hemen arkasında kalıyor zaten.

evet. artık sözlüğün yarısı troll hatta.

hem troll hem kondüktör. özetle formata oldukça hakim bir troll, uçması imkansıza yakın. gerçekler acıdır.

bir trol nasıl kondüktör olabiliyor?

troll'ler kondüktör olamaz diye bir şart mı var?

anlamıyorum cidden bu kafayı. moderasyon hiçbir zaman yazarların ne yazdıklarıyla ilgilenmedi ki, nasıl yazdıkları ile ilgilendi.

moderasyon yeri geldiğinde içerikle de ilgilendi. şimdi hatırlamadığım bir yazarın meme kanserine yakalanmış kadınlarla ilgili bir başlığı vardı, güya meme kanserine dikkat çekmeyi amaçlayan. başlık olduğu gibi kapatılmıştı hatırlarsanız. aynı duyarlılığı şu engelliler ile ilgili yazılanlar için de bekliyorum aslında.

@bitter cikolata: o yazar zenci idi.

o başlık tck'ya aykırı diye kapatılmıştı içerikle ilgilenildiğinden değil.

(bkz: bırak seveyim)

bu mu ki?

"her şey çok kolay oldu. ne sızlandım ne de ağladım! ani bir ölüm ya da kalp krizi gibi kolay. bütün şehir üstüme gelecek, dünyam yıkılacak sanırdım ama olmadı. bitti işte. bir süre giden gelenler oldu. beni anlamaya çalıştılar. bir işe yaramadı. sıkıcı ve kasfetliydi. bazan bütün gün yorganı başımdan aşağı çekip uyudum. bazen de ucuz filmler seyrettim. günler böyle geçip gitti. şimdi iyiyim. sen utanç gecelerinde, ben burda. hepsi bu kadar, sonrası yok. unuttum gitti geberik. unuttum gitti, unuttum gitti!!!"

aa evet bu. peki bahsettiğim sözlerin geçtiği şarkıyı biliyor musunuz?

yok onu çıkaramadım malesef.

teşekkür ederim (:

hatırlayan arkadaşlardan cevap bekliyorum?

şarkının adı bırak seveyim rahat edeyim

bitter çikolata, ama bu şarkıda darbesi bir ömür görüldü gibi sözler geçmiyor

google'da tırnak içinde ("nazan öncel darbe") falan aratıyorum, hiçbi şey çıkmıyor. sanırım yanlış hatırlıyosun o sözü. :)

ya böyle bir söz hatırlıyorum da nazan öncel in miydi onu çok iyi hatırlamıyorum. google aramalarından ben de sonuç alamadım :(

İyi böyle. Bildik, tanıdık yer hiç değilse...

bir daha hayata geleceğimizin garantisi yok. o yüzden yaşamaya çalışıyoruz. iyi de olsa kötü de olsa.

neden sordunuz ?

sex drugs and rock n roll baby

ben de 4-5 yıl önce önüme gelene bu soruyu soruyordum. birçok kişiden din temelli cevaplar aldım ya da bilinçsizlik vardı.
bence ise zevk almak, mutlu olmak amacıyla devam ediyor birçoğu. ben ise bir ara sadece aileye sorumluluk hissettiğimden, sonra ölmekten korktuğumdan, sonra acı çekerek ölmekten korktuğum, sonra ne bileyim bi kere cesaret ettim, aldığım ilacın mide kanamasıyla öldürdüğünü bilmeden yutmuşum, neyse ki yeterince doz aşımı olmamış, o acıyla ölmedim. şimdi ise amaçlarım var, yapmak istediklerim, galiba. merak için yaşıyorum işte, bakalım nolacak.

çünkü 4 ay sonra bebeğim olacak ve onu çok merak ediyorum, nasıl biri olacak, kime benzeyecek vs.

yarın ne olacağını merak ediyorum ondan.

Tıp, biyoloji ve genetiğe önümüzdeki 30-40 sene içinde ölümsüzlüğü keşfedeceklerine dair güvenim tam. Şimdi öldürsem kendimi de ölümsüzlüğü bulsalar hoş olmazdı.

kaybettiklerimi kazanmak için

Kaptırdık şu kariyer denen şeye kendimizi. Kafamdaki hedeflere ulaşabilecek miyim merakı da var. hayat iyi boyle. En azından şimdilik.

daha gormek istedigim yerler, tatmak istedigim tatlar, yasamak istedigim duygular var. aileme karsi sorumluluklarim var. ayrica anne-baba dan once olmek istemem. onlara evlat acisi cektirmek istemem. ama onlar oldukten ertesi gun insaattan kafama tugla dusup olsem, obur dunyada sormam ulan niye gittik, ne boktan sekilde gittik diye. o ana kadar yasadiklarimla da olsem uzulmem yani.

bir umuttu yasatan insani, aldim elime sazimi....

ben param olunca gidip bira içiyorum genelde tek başıma. tanıdığım çok insan yok. param olmayınca da internette takılıyorum, dizi indirip izliyorum.
bıktım artık böyle yaşamaktan yıllardır böyle. ama intihar etsen bir sürü dert olucak. en önemlisi aileye karşı.
hiç umudum da yok böyle gider bu ölene kadar. tek umudum dünyaya tekrar gelmek. inşaallah farklı bir ülkede, tercihen avrupa birliği ülkeleri veya kanada olabilir.

i m living because i m not dead.
cümle bana aie değil ama tam olarak hayatımı özetliyor.

tüm dünyevi zevkler ayağımın altında, yani hayat bana güzel. neden yaşamak istemeyeyim ki? yaz günlerinin sabah serinliğinde dışarı çıkıp güzel bir kahve içmek bile yaşamak için yeterli bir sebep.

zaten biliyor içtiğinizi rahat olun, gidin sakin sakin anlatın derdinizi.

kahve sigara keyfi yaparken sizde yakın bi tane, anne ne iş falan derse iciyom dersin olur bitr.

o ıcerken sız de geyıgıne bı tane elınıze alın, efkarlandım bı tane de ben yakıyım, dıyıp nabzını yoklayınn. Cok ters bakarsa pıs pıs sırıtarak sıgarayı aldıgınız yere bırakın. Ha baktınız bılıyor gıbı ıctıgınızı yakın gıtsın...

cebinde çakmak unut bi kaç defa.. anlar zaten, sonrası o acık konusur, içiyormusun diye... içiyorum anne napayım ama arada faaln de.. sonrası zaten rakı balık ayvalık:)

al sana radikal bir çözüm: sigarayı bırak. sen de kurtul, biz de :))

kesinlikle biliyordur istediğin kadar sakladığını düşün. o yüzden onun adı anne.

eğer kıyafetlerini ve çamaşırlarını annen yıkıyorsa sigara içtiğini ilk günden beri biliyordur zaten. ayrıca şunu da eklemek isterim, karşılıklı bir tane içtik diyorsun ya o zaman bile tecrübeli bir şekilde sigara içtiğin için anlamıştır içtiğini. hele sigara içenlerin amatörce içmeye çalışıp da iyice komik duruma düşmesi biz saklanılan kesim için çok eğlenceli oluyor :)

1. kitap dizinin birinci bölümü zaten. 2. kitap ise film. nasıl senaryolaştırıldı bilemiyorum ama değişiklikler vardır mutlaka. Ben okudum ikisini de spoiler vardır yani filmle ilgili.

bu biraz sana bağlı, ben diziye başlamadan önce de kitapları bitirmeyi beklemiştim. Yazarın emeğine saygımı göstermek adına.

her temas iz bırakır'ı diziden sonra okudum. bi tat alamadım. harbiden de çok güzel çekmişler. bayaa biliyo gibi okudum, hatta sıkıldım "aa şimdi şöyle olacak bunu diyecek" diye. kitap bittikten sonra tekrar izledim birinci bölümü, taşlar daha bi yerine oturdu. son hafriyat'ı filmden önce okuyorum, bitmedi daha. daha eğlenceli. spoiler var elbet ama olayı bilerek filmi izlemek, filmi izledikten sonra kitabı okumaktan daha eğlenceli bence.

izin nerden alınıyor, şartlar nedir ? (amma soru sordum)

muhtemelen yasaktir belli bir saatten sonra desibel seviyesini asmak.

ama gidip milletin dügününü polis basip ta kolay kolay kapatmaz o müzigi,döverler valla.

ceza kesme durumu olabilir ,o zaman da "bi kere evleniyo cocugum parasiyla degilmi lan" derler öderler parayi.

12'den sonra kapattırıyorlar. hatta tavuk alma'da bile çaldırmıyorlar. komşular şikayet etmezse sorun yok tabii.

valla polis bal gibi de basıyor düğünü saat 12 oldu mu. hadi güzel kardeşim deyip bitiriyor düğünü. itiraz eden olursa da örneğin kuzenimin sünnet düğününde sarhoş kafayla eniştem polise laga luga yapınca düğün sahibi olan amcam başta olmak üzere ailenin tüm erkekleri göz altına alınmıştı. 8 yıl kadar da ankara cebeci'de gecekondu mahallesinde oturdum. 12 dedin mi ya sesi kesersin ya da polis gelir.

valla bosnaklar hep sokak dugunu yapar. komsular sıkayet etmezse sorun yok.

.-.-.
|/|/|
.-.-.

i56.tinypic.com

kuyulu ve evli bir örneği vardı bir zamanlar, ama çözümsüz bir soruydu diye hatırlıyorum. olmuyor yani, mutlaka kesişmesi gerekiyor.

sadece dikey mi çizgi çekebiliyoruz?

yillarin "üc eve su elektrik dogalgaz oyunu" bu ve kagit üzerinde cevabi yoktu. ancak ücüncü boyutla cözülüyordu diye hatirliyorum.

yapılamaz... k3,3 complete bipartite graph'i planar değildir.

en.wikipedia.org

terp, dikey - yatay yok abi. istediğin gibi çiz. yamuk yumuk da olur. ama çözülmüyormuş zaten.

e dikey yatay fark etmez diyorsan benim önerdiğim çizim uymuyo mu?

@terp:

sol üsttekine a1, yanındakine a2, a1'in altındakine b1 dersek dersek:

senin önerdiğin çizimde a1'in b2 ve b3'le bağlantısı yok. aynı şekilde b1'in de a2 ve a3'le bağlantısı yok. hepsi birbirine bağlı değil ki.

@kibritsuyu: ben birbirini kesmeyen 9 çizgi çekin gibisinden anladım olayı. toplam 9 çizgim var, ve dediğin çizgiler yok, kesişme olmasın diye.

hatırladığım kadarıyla bu soruyu tahtada çözemeyen arkadaşın biri (çok uğraşan)
hocadan n noktadan bilmem n-1 doğru geçer salak diye azarlanmıştı. uzay geometrisinde mümkünmüş ama heralde.