taksiyle :)
12 TL
taksiyle.com

ya da minibüsle otosan, ardından metrobüsle altunizade, altunizadeden 5 dk yürüyerek capitol. tutar 3-4 TL

migrosun karşısındaki otobüs durağında bekleyip üsküdar-esat minibüslerine binecek, Altunizde Opet'in orada inip karşıya geçip düz ilerleyeceksiniz.

e5 e yürü
harem minibüslerine bin.
koşuyolu girişinde in.
üsküdar koşuyolu minibüslerine bin tekrar kapısında in.

bence en mantıklı ve kısa çözüm minibüs otosanlı tercihiyle titiz'inki.

hayır ben orada 5 sene yaşadım. en mantıklısı yumusakdikeninki.

Kendin çalışarak emin ol 7900 liranı kurtarabilirsin. Kesinlikle ama kesinlikle Bilge Adam'dan uzak dur. Etrafta bir sürü bilge adam mağduru kaynıyor. söylediklerinin tek bir kelimesine dahi inanma o kurumun.

dostum yazılım uzmanı diyorsun ama kurs diyorsun bilge adam diyorsun madem gitceksin illa 7500 cebinde kalsın, 2800 e git

hangi kursa gidersen git yazılım uzmanı olmayacaksın. piyasada çalışıp kaşarlandıkça uzman olacaksın. ben hocaların isimlerini ister bir araştırma yapardım, kimmiş neymiş? ama yine de 5800 ya da 7900 vermem orası kesin. Hangi dersler varmış onu da yazarsan daha ayrıntılı cevap veririm.

sanki o rakamlara yüksek lisans yapabilirsin gibime geldi, fenaymış ücretler

@bisoru
ººC# ile Programlamaya Giriş
ººVeri Yapıları ve Algoritmalar
ººWindows Programlamaya Giriş
ººVeritabanı Temelleri
ººMicrosoft SQL Server
ººHTML ve JavaScript ile DHTML Programlama
ººASP.NET ve AJAX
ººADO.NET
ººXML
ººProje
ººC# ile İleri Windows Programlama
ºº.NET Framework
ººDağıtık Uygulamalar ve Mobil Teknolojiler
ººOracle Veritabanı ve PL SQL
ººJava ile Programlama
ººProje Tasarımı ve Planlaması
ººProje Yönetimi ve Takım Çalışması
ººProje

dersler bunlar.Direk yazılım uzmanı olamayacağımı ben de biliyorum.Ama altyapı oluşturmak için galiba bir kurs şart gibi.Hocaların isimlerini sormak için telefon ettim ama onlarda kurs başlamadan önce belli olmuyormuş.30un üzerinde eğitmenleri varmış.

@wide verdiğin linki inceledim gayet uygun fiyatlar var ön başvuruyu yaptım.

pardon ama salla kursu falan. 7-8 bin verilmez bilgeadam kursuna. o paraya yuksek lisans yapilir, benden once soylenmis zaten.

gitme kendin calis.

alkolik imam +1

Yüksek Lisans +1

deitel.

(bkz: deitel and deitel)

su kitabi oneririm.

www.netkitap.com

uzmanlar icin dedigine bakma, super kitaptir. ingilizce'sini bulursaniz daha da super olur.

programlama konusunda bilgim pek yok demissiniz yeni gordum ama yine de ben bu kitabi deitel'e tercih ederim. ya da deitel ile biraz giris yapip devamini bu kitaptan getirebilirsiniz.

www.sahibinden.com

elimde olan şu kitabı satıyorum. bana faydası dokunmuştu.

1) 1 yıldan uzun süreyle alınamaz. bedava değil, sadece daha ucuz (yarıyarıya gibi)
öğrenci olman bunu alabilmek için yueterli değil, eğitimle ilgili bir nedenle yurtdışına çıkman gerekiyor.. bu pasaportu almak için öğrenci işlerinden bir yazı alman ve o yazıyı pasaportu alacağın yere (emniyet müdürlüğü) götürmen gerekiyor. eğer yurtdışına turizm amacıyla gidiyorsan, o belgeyi genelde okuldan sana vermezler, ama belki verebilirler de, work and travel'ı dil eğitimi olarak kabul eden öğrenci işleri de var, hadi ordan len diyen de.

harçsız pasaportla ilgili üniversitenin düzenleyeceği bir belge var. onu vergi dairesine onaylatıyorsun ve pasaport başvurusuna bu belgeyle gidip harç masraflarını ödemiyorsun. süresini bilemiyorum ama.

öğrenci pasaportu diye bir şey yok. sadece normal pasaportu öğrenci olduğun için harçsız alıyorsun. bu durumda 2. sorunda cevaplanmış oluyor. nasıl harçsız alırım diyorsan:

fakulteden alacağın belgeyi dekan imzalıyor sonra onu rektorluge götürüyorsun bir de rektör imzalıyor. sonra o kağıtla gidip defterdarlıktan kısacık bir işlem yapıyorsun ve oradan aldığın belgeyle artık emniyete gidip harçsız olarak pasaport almaya hazırsın. defterdarlığa giderken öğrenci kimlik kartı ve kimlik fotokopisi götür.
süre ise şöyle oluyor. dekanlıktan aldığın kağıtta ne kadar süre ile gideceğine dair bölüm dolduruyorsun. sen oraya ne kadar süre yazarsan defterdarlık sana o kadar sürelik harçsız pasaport verir. ama 2 yıldan fazla harçsız pasaport vermiyorlar. yani 4 de yazsan en fazla 2 yıl alabilirsin. zaten daha fazla kalacaksan da sen 2 yıllık al sonra yurtdışında onu uzattırırsın, elçiliklerimizde bunu yapmak çok kolay ve daha ucuz. bence 2 yıldan da az yazma çünkü o kağıda kazdığın hiçbir şey için okul veya defterdarlık bir kanıt istemiyor. yani sen oraya "amerikaya 2 yıl dil eğitimi için gideceğim" yazarsan kimse sana "hani kanıt" demez, 2 yıl verirler. haydi selametle.

(git:142087 )
uğraşmaya değer neticede harç ödemiceksin o paraylar başka şey yaparsın, gideceğin ülkede mesleğğin yada okuduğun bölümle ilgili bedava girebileceğin seminer fuar bul, onun ismini al giriş kartının kopyasını da dilekçe ile birlikte öğrenci işlerine ver, sorun çıkartmıyorlar, tabi tatlı dille anlatman lazım

inci.sozlukspot.com

iki saat aradım çıkardım al.

Artık bir anlamı yok.

Öğrenci pasaportu 1 yıllık veriliyor, uzatma da kaldırıldığı için sonra yenisini almak için tekrar başvuracaksınız. Yani 50 liralık bir cüzdan bedeli ödeyeceksiniz.

10 yıllık e-pasaportun harcı 310 lira, yani yıllık 31 liraya denk geliyor.

O öğrenci pasaportu değil.

Gri pasaport olarak geçer. Yurt dışına gidecek olan resmi görevliler içindir ve en önemli özelliği Yeşil Pasaport gibi vize gerektirmez arkadaşlar.

Çiplilerden önce öğrenciler lacivert pasaportu harçsız alabiliyorlarmış. Doktora öğrencileri 3, master 2 yılmış en fazla. Şimdiki durumu bilmiyor giden arkadaş.

Tabii 3 yıllık istiyorum deyince de vermiyorlar hemen, ikna etmek gerekiyor.

araştırma görevlileri kafalarına göre cezai işlem uygulayamayacak. (dersten atmak gibi) gerekli görürlerse tutanak tutacaklar.

doğru soru nasıl bir ünivesitede türbanla giremiyordu diye olmalıydı

bence kızın etrafa bakması tedirginliktendi kim kendine nasıl bakıp nasıl rahatsız edecek diye. bakış açısı işte.

ünivesite adı üstünde evrensellik, şiddet olmadıkça her görüş kendine yer bulabilmeli

sabancıda baya baya giriyorlar. tutanak falan da yok.

@rondo: gelince ne oluyor?

ben okula defter kalem götürmeyince tembel adam olurum ama o kız götürmeyince türbanını göstermek için olur. aşın efendim bunları. zaten öğretim üyelerinin bir yaptırım uygulamaya hakkı yoktu. tutanak tutarlar gerekli işlemleri yaparlar ama kimsenin eğitim özgürlüğünü alamazlar. amk herkes kendi işine baksaydı çoktan gelişmiştik. ben erasmus yaparken de anlatmıştım adamlar çok şaşırmışlardı, bir bilim yuvasında herkesin kendini kendi işine vermesi gerekir. türbanın doğruluğunu, yanlışlığını tartışmak akademisyenlere düşmez. ben kendim de idareci ve profesör çocuğuyum ve kendisinin tepkileri de benzer.

sene başından beri giriyorlar bizde. tesadüf mü bilmiyorum sadece bayan hocalar müdahale ediyor ve dersten çıkarıyor ya da almıyor. (iü/ müh. fak.)

@rondo eee insan hak talep edince ne oluyor? Size biraz Fransa'da yaşamanızı öneririm. Müslümanların güya en eziyet gördükleri ülkede. Bir kişinin hak talep etmesi her şeyin üzerindedir. Hani laikliğin asıl ülkesi Fransa var ya işte o.

Eyvah irtica tüh İran olucaz şimdi. Tehlikenin farkında mısınız? Şeriat geliyor. Ordu göreve!!! Artık başörtülülerin okula girerken kalem silgi ve bilimum ders kitaplarını getirme zorunluluğu yasalaşsın. :D Hem insanlara gerici derler hem de okula almazlar. :D

hocam bu kural-kanundan çıktı artık. kim kime yedirebilirse...

türbanın üzerine şapka takmalar, peruk takmalar, bunlar türban gibi birşeyi savunmaktan bile daha iğrenç gözümde.

istanbul üniversitesi gibi bir okulda bile(dershane kadar anadolu üniversitelerini düşünemiyorum) bu yaşanıyor. genelde fakülteler arasındaki siyasi renge göre şekilleniyor serbestlik durumu.

sonra bir adam çıkıp ''türbanla sınava giren öğrencileri almıyoruz çünkü kulaklıkla kopya çekebilirler'' gibi abuk bir açıklamada bulunabiliyor.

3 4 saat başörtüsünü çıkardığında cehennemlik olacağını sanan, üniversite okuyan(sözümona kültürlü) kızlarımız apayrı bir konu zaten.

sonuç olarak, nerden baksan tutarsızlık. yerse yapılıyor, tepkiler ölçülüyor, şakirdeler kpss de tam puan yapıyor...

girsin hacı. isterse götünde dildoyla girsin... sıkmabaş olarak dine hizmet ettiklerini (siyaset ve vatan vs. açısından) sanmaya devam etsin bunlar. allah ıslah etsin bu haydutları.
nasıl olsa tutunamayacaklar defolup gidecekler.

@^ evet o götündeki dildo bugün dikkatimi çekti. Götünde dildoyla kendine hizmet ettiğin yeter artık halka açık yerlerde de insanlara hizmet et.

ceo,

türbanını göstermek için geldi demeniz abes. bu insanlar yıllardır o şekilde giremiyorlar, hatta bir çoğu peruk, şapka vs. gibi şeyler takıyorlar. Bu şekilde ilk başta dikkat çekeceklerini bilerek huzursuz olmaları normal, arkalarından ¨iran oluyoruz¨ denildiğini duyduğu için o tedirginliği taşıyor. Ayrıca, ben 4 senedir üniversitedeyim, hala bir defterim ya da kitabım yok, sınav günleri de birilerinden kalem hacılıyorum.

Siz derste tahtaya bakın, o kız da etrafına bakmayı bırakıp tahtaya bakacaktır.

u2 var irish deyola

thanos petrelis

eleftheria arvenidaki

flogging molly

sharon shannon

Mick Foster

Richie Kelly

The Bridge Céilí Band

The Bridge Céilí Band
solas
lunasa
bu 3'ü tam istediğim gibi ama ilk ikisine ulasamadım torrentten.torrentz bulmadı.

diğer cevaplara da bakıyorum, cevaplar için tesekkürler.yeni önerilere hala acıgım.

amy macdonald diyeceğim ama sürpriz olur mu bilmiyorum.

Ehliyetiniz varsa o da olur.

sözlükte üzerinde imza olan herhangi bir kimlik gerekiyor diye bir şeyler yazıyordu. yoksa orda nüfus cüzdanının imzalamak zorunda kalanlar fln olmuş.

ben nüfus cüzdanıyla girdim ankara üniversitesinde. kimse bir şey sormadı.

eski şebnem ferah şarkıları cranberries havası veriyor
teoman bir kaç şarkı dışında müzik 0
özlem tekin bir kaç şarkı dışında popçu
haluk kötü

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

kurban tabiki.

redd

(git: 178085)

ManGa ...
Emre Aydın...
Gripin...

popüler kişiler olursa daha iyi gibi bir yanılgı içinde olabilirim :) ama popüler kişilerin spesifik şarkıları diyiverseniz, aha buyrun link deseniz sizlere kurban olurum. gerçekten.

(bkz: malt)

koray candemir, kargo, mirkelam, mirkelam kargo

eskisi gibi olmaz, özellikle içini dök

şairin elinde

Duman tabii ki. Unutmayalım.

mor ve ötesi kesinlikle.

amaç "çok anarşistiz" demek gibi birşeydi sanırım. ama daha anarşizm ile tacizciliği ayrırt edemiyorlar.

bir amaç yok. liseli ergenler oldukları için yaptılar. yanlarında kendileri gibi insanlar olduğunda cesaret buluyorlar. en büyük tepkiyi de yine incisözlük verdi bunlara karşı. binlerce kişi imza attı bakarsan. bir olayın tüm bir gruba mal edilmemesi gerektiğini en iyi ekşinin bilmesi lazım ama.

ben en son baktığımda 1600küsür imza vardı

off neden bu kadar üzerinde durulur ki bu saçma sapan olayların. inci'nin popüler olmasında emeği geçen 1. ve 2. nesil yazarlar genelde buluşmalara bilmem neylere katılmaz. liseli diye abir edilen sosyalleşme meraklısı yeni nesillerin bok yemesi.

taraftarı yok diye ibb gibi bir takımı desteklemek başlı başına bir hadikap. incinin bir ideolojik temeli varsa o temelin dibine kazma vuruyor bu ibb taraftarlığı.

şimdi incide porno resimler fln paylaşılıyor. saçmasapan muhabbetler dönüyor. ilk başlardas böyle değildi. şimdi olay hepten göt-baş muhabbetine dönmüş. ne ideolojisi. işte bu durum en son ibb taraftarı olmaya kadar geldi. tamamen zıt kutuplar. bozulmanın ve saçmalamanın ciddi alameti.

adamlar da -düz mantık- gitmiş orada kızlara "sevişelim mi, ahan da canlı caps bunlar" fln diyorlar.

tamam da siz incinin içini bu kadar boşalttıktan sonra bu adamların gidip bunları yapması ne kadar anormal ki. burada inanılmaz bir riyakarlık var!

Bir şeyi yanlış girmek gibi bir dalgınlık yapmadığınızı varsayarak, gmail ekibine bir e-posta atmanızı tavsiye ederim. Bir de kayıtta verdiğiniz diğer e-posta adresinizi kontrol edin bakalım bir şey gelmiş mi.

silinme değil de şifre değiştirmiş olmasın biri? gizli soru, güvenlik sms gibi seçenekler çıkmıyor mu hiç?

10 yıldır gmail yok.

mail atarsan 1 ay içerisinde bir kalıp mesaj gönderiyorlar.

sizin sorunuza cevap olamayacaktır belki ama. ortaokuldayken türkçe öğretmenimiz bize "lan" ın argo bir gelime olmadığını normal konuşma dilinde konuşulabildiğini söylediğinde baya bir şaşırmıştım. ve de ne ingilizce bir karşılığı ne de harhangi bir dilde benzeri olduğunu sanmıyorum. bu da bizim dilimizin güzel yanlarından birisi olduğu yönünde değerlendirilmeli.

dude ? :D

ortaokul 1'de hocamıza sormuştum verdiği cevap saçma da olsa şuydu. "lan, kulan'dan gelmektedir. kulan eski türkçede eşek demektir. zamanla ulan daha sonra da lan halini almıştır" yıllardır unutmamamın sebebi saçma olmasıydı.

oğlan>ulan>lan.
tamamen sallıyor da olabilirim.

ingilizce karsiligi fakin

ccc bilen bilir ccc

nerede yaptığına bağlı , yoksa marmara veya ege dışına gidersen askerde çok dayak yersin. bu arada internet ve askerlik ne alaka unut abicim .

(bkz: askerlik)
(bkz: yedek subay)

haha, tatil köyü kıvamında istiyosun herhalde. allah gönlüne göre versin. =)

en kebap yerler torpilliler tarafından doldurulacağı için seni en pis yere verecekler. bırak interneti telefon bile olmayacak.

torpilin yoksa askeriye siker. sağ salim evine dönebilirsen şükret.

erle asteğmen arasındaki farkın farkında mısınız?

ne biliyim askerden entry girenleri görünce aklıma geldi. izinde girmişler herhalde. telefon oluyor mu peki?

bide ne kadar sürecek bu askerlik?

ya kusura bakma da 17 yaşında bi genç olarak askerliğin ne kadar sürdüğünü nasıl bilmezsin?

askerlik yapmış birileri cevap verse daha güzel olurmuş.
yok internet yokmuş yok dayakmış torpilmiş geçin bunları. askerlikte her şey şansına kalmıştır. düşeceğin şehirden çok birliğin ve sınıfın önemlidir. koşu nizami 3km 15dk ama bu da birliğine göre değişir, görevine göre değişir. kısa askerlik dönemimde hem spor denetlemesi hem de galaksinin en büyük denetlemesi olan kara kuvvetleri denetlemesini gördüm 100 metre koşmadım. ha koşan yok muydu? çoktu tabi ama acemilikte 8 saat nöbet tutarım ama hayatta koşamam diyen arkadaşlar hafta sonu keyfine koşu yapar oldu kondisyonu alınca bünyeye
bunları düşünmen için çok erken. askerliğe 1 ay kala bile düşünmek için erken ama cevaplayım yine de
çarşı izinleri normalde haftada bir kere olur. ama bişey olur kitlenir bir şey olur çift çarşı verilir. kışın erken dönersin yazın süre uzar. her şey değişken. doğuda sakat bölgede olmayabilirde.
internete gelince benim gibi düştüğün birlikte internet kafe olur, vakit buldukça günde bir saat kadar girebilirsin. ha benim gibi muhabere olursun ha benim gibi internet kafe çavuşu olursun ( yaa o ne lan di mi? ) sabahtan akşama kadar internet basında geçirirsin
torpilli değil ballı olman lazım
üniversite okuduğuna dua edersin orada. diğerleri sadece 3 kat uzun askerlik yapmaz, 3 kat belki 5 kat zor askerlik yapar senden

telefon yasak bir sürü yerde. ona göre düşün nasıl ve ne kadar rahat geçeceğini. kısa dönem beş ay uzun dönem onbeş ay sürecek. okumazsan er olarak 15 ay yapacaksın.

@asbe iyi oldu bu torpilim yok çünkü. şansa bağlı dediğin gibi.

@xenophobe neden bilmek zorundayım ki?

üni okumuş adam diğerleri kadar katı devrecilik görmez. adama ilk günden yaşı ne olursa olsun abi diye hitap ederler. ezmeye yeltenmezler kısaca, husumet olmaz, dalaşmazlar durduk yere. komutanların tutumu bile farklı olur yani. avantaj bence.

merak etme sen askere gidene kadar kısa dönem askerliği kaldırırlar, üniversite okumanın bi ayrıcalığı kalmaz..

@karmarulez kozmik odanın şifresi değil ki abi? bu kadar uzak mısın gündemden? diğer bilgileri bilmemek normal de kaç olduğunu bilmemek abez bence

@want2die ha bide öyle bi olay var. askerden yırtmak için ne zaman yurtdışında olmak gerekiyor? askerden yırtmak için çıkıcak halim yok kesişsin istiyorum.

@xenophobe uzağım.

Asteğmen olarak denetleme hazırlığı diye bütün gün atış-spor-eğitim yaptırabilirsiniz, kısa dönem olarak o eğitimin verildiği adam olabilirsiniz.

Bu arada lise mezunu bir uzun dönem çavuş aynı kışlada internet kafe sorumlusu olarak bütün gün internette sörf yapıyor olabilir.

Her şey şans askerlikte...

17 yaşında neden askerliği düşünüyorsun garip. siktir et düşünme bunları şimdiden, bi şekilde geçiyor askerlik. 5,5 ay nedir aq. üni okumazsan işte o zaman boku yedin.

internet kafeye oturtuyorlar 100 megabit. dizi film indirir izlersin. affetme.

3 yıl yurt dışında çalışırsan 1 ay askerlik yapıyorsun işte.
(bkz: dövizli askerlik)

kısa dönem VAN'da sınır karakolundaydım,Mayıs'ta geldim.5 ay boyunca çarşıya 1 kere,revire(internete girmek için) 1 kere çıkabildim.Rezalet şartlarda,aç kaldım,ölüm korkusununun ensemden üflediğini hissettim.Arkadaşların anlattığı torpil olayı çok doğru.Askerde torpillilere boncuklu denir.Boncuklular kebap yerlerde kaldılar(alayda,taburda;ikisindede internet cafe,fast food falan var)resmen yattılar.Beni İran'ın dibinde bi kuleye çavuş diye diktiler,günde 1000 tane kaçakçı atı görmeden rahat etmiyordum.Kısaca askerliğimi özet geçtim ama askerlik böyle işte,tek şansım bunları diğerlerinden,uzun dönemlerden 2/3 oranında daha az görmemdi.

@sanal uyku çalışmak mı gerekiyor illaki? okusak olmuyo mu?

yav adam bakınız vermiş dövizli askerlik diye gir bi bak oku. ne demek okuyunca olmuyor mu? hepsi yazıyor orada. olmadı google'a yaz önce. kesinlikle bulabileceğin bilgiler bunlar. ayrıca henüz 17 yaşındasın dert etmen için erken.

@birsoru 90 tane entry var orda okumaya üşendiğimden değilde çoğu entry seneler önce girilmiş son durum ne onu bilmiyorum.

korkma ya. kardeşim yeni foça acemi birliğine telefon sokmuştu her boş anında konuşuyorduk. uzun dönem falan da değildi bildiğin 15 ay jandarma komando.

en büyük derdin internet olsun

tabi askerlik yapanlar cevaplasın ki daha doğru olsun. askerlik yapmış olan tüm türkiyedeki birlikleri tek tek gezmiştir, hepsini denetlemiştir, hatta generel olarak yapmıştır askerliğini ya o açıdan.

gözümle şahit oldum torpil yapıldığına. adamı kütahyaya aldırdılar doğudan. hem şans işi ne demek yahu? ona bakarsan herbi bok şans şu dünyada.

torpil topril torpil. t.c de torpilin yoksa bi bok değilsin. burası böyle boktan bir ülke işte.

@ya ben lan neyse: Şans işi şu demek, nereye, nasıl bir komutana düşeceğiniz, orada nasıl bir iş için nasıl bir adama ihtiyaç bulunduğu hep şans işi. Askerlik dışındaki yerlerde eğitiminizle, birikimlerinizle çoğunlukla kendi şansınızı kendiniz yaratır, işinize gelmezse bırakır gidersiniz. Askerlik böyle değil ve şansa bakıyor. Şöyle de bir şey var, sizin bir tuğgeneral tanıdığınız vardır, bölük komutanınızı arar, bölük komutanınızın kuzeni korgeneraldir ve o tuğgenerale gıcık kapıyordur, torpiliniz tamamen geri teper. Bu da şans :) (Garnizon komutanının çok yakını olan birinin bunu kullanmaya çalışmasına rağmen en pis işlere verildiğini bilirim.)

en yakını sanırım metronunki samandıra'da. ama metro tabii, bir kaç kere düşünmek gerek.

hangisi ile gelirsen gel taksime gel oradan havaşa bin 45 dk 1 saatte sg desin. her yarım saatte 1 otobüs var bunun dışında diğer tüm yollar bundan uzun sürecekir

pamukkaleyle gel. çünkü hangi firmayla geldiğin fark etmeyecek iniş yeri olarak. kimisi ataşehir kimisi kartal kimisi dudulluda duruyor. oradan taksiye binebilir ya da e5e çıkıp havalimanı otobüsünü bekleyebilirsin. pamukkale aralarındaki en konforlusu o yüzden söyledim.

ben kamil koç'un rahat hattıyla gidip, ataşehir'de inmiş ve ordan firmanın servislerine binmiştim. memnun kaldığımı belirtmek isterim.

nilufer le geliyosun, ataşehir de indiriyo ordan servisle sabiha gokcen in içine kadar bırakıyolar. saatini oyle ayarl

havaşla falan uğraşma cok pahalı şerefsizler

nilüfer en iyisidir abi.

4 senedir senede 15 kez ankara istanbul yapmış birisi olarak kesinlikle nilüfer diyorum(.) nokta

walla tori amos dicem ama istediğin cevap mı bilemem tabi...

Rhythms del Mundo - Classics
Rhythms del Mundo - Cuba

@son nefes - yok tori değil, lounge/chill out türünde diyorum.
@wanksta - bu yazdığın da sanırım ünlülerin olduğu toplama bi albüm gibi. benim dediğimde ünlü şarkıları tek bi abla söylüyodu.

A_Chill_Out_Tribute_To_Queen-[2008]

bu isimde bir albüm var bende bir bak istersen, güzel yapmışlar.

nouvelle vague mu acaba?

Banda Do Sul featuring Natascha - Sweet Child O Mine
Ituana - Smell Like Teen Spirit

devamı bossa serisi albümlerinde.

this survey/research will be done on children who are between 8-16 and playing/play "metin 2"

şeklinde .olabilir

this research is going to cover a group which contains 8 to 16 years old children who plays metin 2

This research is to be done on Metin2 playing children whose ages are in between 8-16.

de olabilir.

ilk cümleyi kullanırsanız hatalı bi giriş cümlesi olur, diğer iki çeviri daha doğru hocam.

done çok yanlış bir fiil bu iş için.
include bile desen daha iyi.
cover demişler, onu kullan.
mesela
Children between the ages 8-16 who play "metin 2" will participate in this research/survey.
bile olur.

research "convey"le birlikte kullanılıyor genelde. this research will be conveyed on a group on childen who are between 8-16 and who plays Metin 2.

research kelimesi do fiili ile kullanılır

forum.wordreference.com
ayrıca children den sonra plays değil play denir.

children çoğuldur efendim plays denmez :)
ayrıca research fiil olarak da kullanılır bu yüzden illa ki do ile kullanılması gerekmez.

yaz.

iki yıldır boyle gibiyim, univeriste bittikten sonra oldu boyle, kaldım mal gibi. ya salak bir konu oldu kusura bakmayın uzn uzun aslında dertleri anlatmak lazım ama bi an sıkıldım yazdım sadece.

madyb, bugun daha 250 milyon para kaybettim. sosyallesecek kadar da param yok. :) o parayı baska bir amac icin saklıyodum aslında ama arkadas saolsun sattı, birazda ondan dertlendim. boyle bir satıs beklemiyodum, hem oyle satıldım hem de o para gitti anasını satayım. sans bi kere gulmez ki zaten.

o zaman yalnızlık değil mutsuzluk.
o zaman (bkz: montla sıç)

bisoru, onu da denerim o da yemezse montla baska bisey denerim?

değilsin :) 7 milyar insan bi sürü hayvan tonlarca böcek ve milyarlarca bitki ile berabersin. :) hep birlikte uzayda süzülüyoruz bir kayanın üstüne yapışık vaziyette.

david bowie - space oddity dinle bence :) radioheadden sonra. rahatlatır.
bir de thom yorke ile björk'ten, i've seen it all beni hep rahatlatır.

kediebesi, özünde haklısın ama bazı gercekleri gormezden gelmeme engel degil bu lafların. dinliyorum dediklerini umarım haklı cıkarsın.

Zirvelere katıl? Binlerce yazar arasından illaki kafana uyan birilerini bulursun.

Daha ne yapmamızı bekliyorsun ki buradan?

bi satir soru sordun, on dakkada ne kadar cevap geldi gordun mu?

yalniz degilsin.

intihar geldi mi aklina hic? eger geldiyse, suna bi takil:

(bkz: yeni baslayanlar icin depresyon/@compadrito)

polyannacilik oyna ama surekli oyna.

ataturkiye zaten dedimya aslında bir amacım olmadıgını soyledim, yazılacak cogu seyi de dusunebiliyorum. sorun bende sanırım kusura bakmayın. kediebesi, dancer in the darkı ilzemistim bu sarkılı kısmda cok etkilenmistim, tekrar hatırlattıgın icin tesekkur ederm.

söylediklerim gerçekle bağdaşmayabilir.
ama şu bir gerçek, bugün elinde olan bişi (değer verdiğin her ne ise) yarın olmayabilir ve çoğu da olmayacak (en basitinden gençliğin).
yoksa ben de yalnızım yani realitede ne var. :)
sohbet ediyoruz işte.

compadrito, buranın zaten yardım ettigine inandıgım icin yazdım. intiharı hic dusunmedim, o boyuta hic gelmedi durumum. kendime yetmeyi ogrendim zamala, en basitinden cok sıkıldıgım zamanlarda sadece sıkıntım gitsin diye, aksamın bir vakti saatlerce kostugumu bilirim. su acaba ben mi asosyalim, yoksa isteseme sosyallesebilir miyim durumu var gibi. istiyorum bi yandan, ama bir yandan da yapı itiabri ile cok samimi olamıyorum cogu insanla. universitede bir iki kisi vardı onlar yetiyodu onlardan ayrılınca zor olmaya basladı baska insanlar. calıstıgım yerde arkadasım var en basitinden bir kac kere gittim evine sonra o da sarmadı ki cok iyi anlasıoruz, kafa dengi biri. yalnızlıgı dengeleyemedigim icin belki de bugun bu sitem cıktı. biraz caba gostersem belki farklı olabilir.

seni olduğun gibi kabul edenlerle beraber olmaya çalış :) insanlara ve hayvanlara kötü davranmaktan kaçın. gayet iyi olursun bence :) ekstra bir çabaya gerek kalmaz.

o durumdayım zaten, insanlara ve hayvanlara iyi davranyıyorum. :) saolun tekrardn herkese iyi geceler. sabah ders var, bi de ogretmen olacaz :)

maalesef arada hepimize gelen durumlar bunlar sanırım. çözümü her duyuruda arıyoruz belki, ama bunların hepsi lafta kalıyo, yalnızlık da baki.

yapcak bi şey yok galiba böyle arada isyanla karışık sitemden başka.

(okuyunca fark ettim ki çok şiirsel konuşmuşum. baya dertlenmişim ben de:) hatıra kalsın)

iyi bir öğretmen olmak da mesela iyi bişi :P
ona kassan ömrünce yalnız kalmazsın iki günde bir 25 yıl önceden bir öğrencin arar filan :)

haklısınız, ogrenciler candır. :) severler sagolsunlaar, bu sene zor bir seneydi gerci ama seve seve gittim cogu zaman isime. dersane olunca daha zor oluyo tabi. ama yine de isimi seviyorum :) bi omur bu isi yapcam. oyle ya da boyle

yalnızken götü parmaklıcaksın, ilaç gibi gelir bak.

pentegram, sonsuzluk dinle eğer ilk tavsiyeyi beğenemzsen

arada bir olur böyle şeyler takma kafaya

spora basla. hayvan gibi spor yap. aksama hic halin kalmasin, vur kafayi yat.

(bkz: Yol) :)

www.eksiduyuru.com

ayrıca (bkz: yol filmi)

interstate 60
wristcutters: a love story

www.eksiduyuru.com

en güzel değil de çıtır çerezlik şu olabilir: (bkz: joy ride)

the straight story

56. kez yazıyorum
the men who stare at goats hehehe herkes izlemeden rahatlamıycam galiba. :)

bir klasik olaraktan, easy rider

www.coopersguns.com

exrx.net

lost neymiş şimdi? ada neymiş? paralel evren neymiş?

bu soruların hiçbiri cevaplanmadı tam olarak. hatta nerdeyse hiç cevaplanmadı. ada neymiş konusunda adanın tıpası oldugunu öğrendik o kadar :)

bu duyurudan da anlasilacagi gibi kimse tam olarak bisey anlamis degil. dunden beri 1000 den fazla entry girilmis sozlukte hepsini okumadim lakin okuduklarimin cogu bunu cevaplamadilar sunu gecistirdiler 6 yilimiz bosa gitti seklinde. bu duyuru dahi 100 den fazla kez goruntulenmis herkes bir umutla burdan biseyler ogreniriz en azindan umuduyla bakiyor ama nafile.

kimse asıl cevaplanmayan soruyu konuşmuyor. bir tek ben mi gördüm lan?
-------spoiler-----
kate o mükemmel elbisesiyle kiliseye giriyor sonradan bir bakmışız kıyafet değişmiş. Ne alaka? :)
-------spoiler-----

doğum falan yaptırdı kirlenmiştir o esnada. pilav gününe gidiyor sonuçta kirli elbiseyle mi gitsin?

@galadnikov bence bir daha izle sen. arabadan iniyor kate ön kapıdan giriyor, jack ise arka kapıdan babasının yanına gidiyor.

adanın ne olduğunu bilmiyoruz. ama dünya ile kötülük arasında bir tıpa var işte adada. tıpa çıkarsa herşey paket. o gördüğümüz flashsidewaty de meğersem arafmış. bizim lostieler ölmüş arafta takılıyorlarmış cennete gitmeden önce.

kate'in kıyafetinden çok jack'in hurley'i koruyucu yaptığı sahnede çamurlu sudan şişeye damacana suyu berraklığında su doldurması dikkatimi çekti.

cd1 ve cd2 olarak verilmiş olan 17. bölüm son bölüm. diğerinde s06e00 yazıyor, izlemedim ama muhtemelen neler oldu babında bir özettir o.

kesinlikle gerekli. izlemelisin 00'ı. 6.sezonun özeti değil.

00 altyazısı yok değil mi hala ya?

daha önce görüpte unuttuğumuz şeyler değilmi? tum 6. sezonun toparlanması yeni bşey eklememişler journey olan bölüme?

journey dedikleri bölüm sadece bir toplama değil, oyuncular da konuşuyor filan.
altyazı da daha yok, görebildiğim (yani göremediğim) kadarıyla.

henüz download ediyorum CD1 ve 2 yi. eğer altıncı sezonu iyi takip ettiysen bence 00'a gerek yok. Bunu sadece eski 00'ları izlemiş birisi olarak söylüyorum belki 6.00'da dikkatimizden kaçan ayrıntıları vurguluyorlardır. Çok yavaş iniyor namussuzlar bi saatte %30'a anca geldi...

arena-tr'den 4mbit bağlantı ile ortalama 300-350 kb/s ile indirdim cd1 ve cd2'yi. özel bölüm de 7 tane seed var hepi topu, 250-300 kb/s ile iniyor. fena değil gibi.

ortalama ingilizceyle izleyebilirsin, ingilizce altyazısı var destek olur. zaten daha önceden izlediğin bölümlerin tekrarı olduğundan zorlanmazsın. al www.addic7ed.com

buldum, ışık üniversitesiydi aradığım okul.
peki şimdi üsküdardan buraya şile arabasıyla gitmeye kalksak kaç saat harcarız ve kaç paraya malolur?

2 saat civarı yol sürer, 5-10 liradan fazla da değildir.

kesin bir cevap lazım üstad, ben de biliyorum 10 lriadan fazla değil, ama tam olarak kaç para acaba:(
geçen sene 6,5 lira mıydı neydi, öğrenci akbili basınca. ama tam fiyat lazım işte malesef, olmazsa akşam gidip şoförlere soracağım :(
iett sitesinde fiyat malesef yazmıyor:(

akbil basamazsın sadece gösterirsin öğrenci akbilini, bu haremden kalkan libadiyeden devam edip ümraniyeye girdikten sonra şile yoluna çıkan küçük otobüsler var. numarası tam aklıma gelmedi ama 139 gibi bir şeydi. geçen sene 6.5 gibi bir şeydi evet. zam gelmediğine göre halen aynıdır.

yol da 1saat 15 dakika gibi.

Kadıköy'den kalkan okulun servisleri var. Fiyatı 7 lira. Yaklaşık 1 saat sürüyor kadıköy'den.
www.isikun.edu.tr

Ayrıca Üsküdar'dan kalktan otobüsler var ki; bunları hiç önermem. 2 saate yakın bir sürede götürüyor, aşırı rahatsız ve kalabalık. Onun fiyatı ise 6.5 liraydı en son bindiğimde. Geçen seneydi.

www.indivx.org şuradan buldum jimmy kimmel show neyim de var.

bugüne kadar tek gördüğüm haydar baş'ın ekonomik modeliyle ilgili programı heheh
bir de michael moore'un capitalism'i var.

(bkz: zeitgeist addendum)

trust me... im an economist.
tavsiye ederim.

aklıma şu site geldi..

www.mytvblog.org

bir çok belgeselin dL adresleri var ve belgellerde çok çeşitli konularda. arama özelliği kullanarak değişik belgesellere ulaşabilirsin.

emre gibi ben de sana documentaryheaven.com ve bodocus.com adreslerini öneririm, online olarak izleyebileceğin belgesellerin güzel derlemeleri.

pbs'in 6 saatlik çok süper bi belgeseli var şurda: www.pbs.org rehber falan da var kim necidir bakabilirsin. bretton woods, keynes meynes falan anlatmışlar hepsini faydalı baya.

2008 krizini anlatan bi belgesel var

inside job

güzel bilgiler var

(bkz: esma sultan yalısı)

hani şu tyler durden'ın evi gibi olanı diyorsan onu thy kiralamıştı otel yapacaktı oraya.

images.gittigidiyor.com hangisi?

Hani restore edildi, cam giydirmeler yapıldı falan : Esma Sultan Yalısı

hepsi farklı tarzlarda olcak ama;
çizgili pijamalı çocuk (izle sonuna kadar, pişman olmazsın)
evdeki düşman (adında da anlaşılacağı gibi gerilimdir kendileri)
v for vandetta (bunu izlemişsindir gerçi)

alexander

(git: 103592)
(git: 109449)
(git: 60046)
(gel:sana seker viriyin)

yalnızca başlıklarda "film" diye arat bir dünya öneri çıkacak. spesifik bir şey istemiyorsun çünkü.

bulabilirsen up in the air

öncelikle saydığın filmler ne derece anarşist filmler tartışılır. ama anladığım kadarıyla sisteme çomak sokmalı, karizmatik karakterler barındıran, sonunda sistem yandaşlarının göt olduğu filmler arıyorsun.

o halde aklıma ilk gelenler:

99 franks
the life of david gale
sin city

Aklıma Death Wish filmi geldi bir de nedense John Q. sistem karşıtı ne de olsa :) Ee sonra Denzel abimizin Man on Fire'ı var izlemediysen bir dene bence.. Sonra Valkyrie filmi de bir nevi bu tanımlara uyar çokta güzel filmdir.. Ayrıca Watchmen diyorsunda ne Dr. Manhattan'ı yaw orda kapı gibi Rorschach var yanlış mıyım? .. :) Batman dememe gerek yok zati izlemişsindir.. Sonra zorlarsak American History X'ten Derek Vinyard abimizi de sayabiliriz.. Bir de sana Gattaca'yı öneririm izlemediysen beğeniceksin bence :) Sonra Law Abiding Citizen var tavsiye ederim izle.. Yine farklı bir bakış açısıyla American Ganster var izle ne demek istediğimi anlarsın.. Hepte hollywood filmleri yazmışım nan amerikanın köpeği olmuşuz yazık :) neyse benden bu kadar..

(bkz: twelve monkeys)

(bkz: natural born killers)

(bkz: sin city)

diyorum ben.

hatta ek olarak (bkz: se7en)

bu kadar yazılmış madem a clokwork orange'a da bak.

@sir gawain: "anarşist sinema"yı kastetmediğimi anlamışsın zaten, bu aralar açıkçası tartışmalarda millete laf anlatamamaktan sinirim bozuk, bu yüzden senin dediğin gibi gaz depolamak istiyorum hafiften.

@olkol: rorschach yıkıcıdır ama anarşist değil tam tersi muhafazakardır, dr. manhattan'ın olayı çözmüş tavırları daha bir çekici. tabii çizgiromanı baz alarak konuşuyorum, filmde o kadar net ayırt edilemiyor karakterler.

en son izledim çok keyifli bir film
the men who stare at goats
bir de
district 13 bol aksiyonlu

@akustlik cinayet: twelve monkeys, sin city ve se7en'ı izledim.

@tepedeki psychedelic adam: hala a clockwork orange'ı izlememiş adamı dövüyorlardır herhalde :)

doomsday var içerisinde gerçek anarşi tanımını barındıran. ama her kurallara karşı geleni sisteme uymayanı anarşist sınıfına koyamıyorum. en fazla karizmatik suçlu oluyorlar. eğer istersen yazayım duruma göre. bir de kediebesinin söylediği filmleri ben de çok beğendim ama konsepte uygun değil uzaktan yakından.

@birsoru: anarşist derken ortamda bir kaos olsun herkes yıksın yaksından bahsetmiyorum, burda topluca ideolojik tartışmaya girsek sıçarız zaten de, mesela "waking life" ve "the edukators (Die fetten Jahre sind vorbei)" gibi, ideolojik boşluklar barındıran ancak nihayetinde içinden güzel alıntılar yapılabilecek filmler de olabilir.

district 13'ü bilmiyorum ancak the man who stare at goats'ı ben de çok beğenmiştim, tabii dediğin gibi o bu kategoriye girmiyor.

arkadaşım bence diğer herkesin söylediği her şeyi unut, önce bunu izle.

ama sen son 10 dakikasını izleme. ben izledim pişmanım.

spoiler ları da okuma..

(bkz: law abiding citizen) - t ı n n - ! -

(bkz: der baader meinhof komplex)

the edukators'u beğenen bunu da beğendi...

belki bi de

(bkz: die welle)

tengen toppa gureen lagann - kamina

bu kategoriye girmiyormuş
bizim söylediğimiz filmler unutulsunmuş tehey de teheyyyy

the men who stare at goats tammmmaaaaamiyle anarşi ile ilgilidir, hatta filmin sonu o yüzden anarşik bir hareket ile bitiyor. dünya düzenini yıkıcı bir şekilde değil de biraz daha yapıcı değiştirmeye çalışıyorlar ve en sonunda vazgeçip yıkıcı değişime geçiyorlar. sizinle bunu felsefi olarak sonuna kadar tartışabilirim ben.

lütfen kendi önerilerinizi getirin, başkalarının önerilerinden size ne alla allaa


he benim için en dev anarşist ise hannibal lector'dır ama çok bilindik, izlendik diye onu saymadım. eğer kurgulanmamış anarşi görmek isterseniz de bir belgesel olarak das netz izlemenizi tavsiye ederim, unabomber yani ted kazsinsky ile ilgili.

birilerine haber verip yanina cagirmaktansa bu yaptigin daha cok ilgi odagi olmaya calismak gibi geldi bana.

bu söylediğinin haklı sayılabilmesi için çevrende seni seven kimse olmaması lazım. ya da şöyle söyliyeyim.eğer insanların seni sevmesine izin veriyorsan,onlara senin hakında endişelenme hakkını da veriyorsun demektir.

özellikle ailenin senin hakkında endişelenmeye hakları var.çok sevdiğin birisi aynısını sana yapsaydı eminim sen de kendini kötü hissederdin.

Bir kişiye bilgi verseydiniz olurdu aslında. Refakatçi istemeyişinizi anlayacak birisi mesela. Ameliyatın en basiti bile bir operasyon neticede. Ama genel olarak herkesi haberdar etmek bence de gereksiz. Ben de bir operasyonu sonradan haber vermiştim, abim de sadece diğer abime haber verip bize sonradan söylemişti. Herkese haber vermeme, herkesi ayağa kaldırmama bizde de var; ama bir kişi olsun bilse ameliyat bitince diğerlerine haber verse size laf edemezlerdi.

Sonuna kadar haklısınız. Ben de ameliyat olduğumda annem tüm akrabalara haber vermiş, o kadar sinirlendim ki anlatamam. İşin aslı ben benimle ilgilenilmesini sevmem, siz de öylesiniz galiba. Geçmiş olsun.

En azından ailene söylemen gerekirdi diye düşünüyorum, üstteki yorumlara katılmakla birlikte sonuçta onlar senin ailen sen önemlisin onlar için, ameliyatın en tehlikesizi bile ölümüne yok açabilirdi, o zaman ailenin haberi olduğunda ne hissedebileceklerini düşünmen gerekirdi. Belkide telaş yapmasınlar diye söylemedin ama fark etmez ki onlar eminim şimdi sana olan kırgınlıklarının yanında içten içe nerede, nasıl oldu iyi bir yerde mi oldu ameliyat etkileri neler olacak... telaşını yaşıyorlardır. Senin de gördüğün gibi başın böyle daha çok ağrımış oldu.

senin yaptığına gerçek hayatta kusura bakma ama ipnelik derler. acaip bir şey yapmışsın, terslik sende, bi'daha olmasın. şımarık seni.

yanlış yapmışsın.artiz.gut bıy.

herkese haber vermek gerekmez ama 1 gece hastanede kalmali bir ameliyat icin aileye haber verilse iyi olur. sonucta en basit bir ameliyatta bile problemler yasanabiliyor.

mesela, babamin bir amelyatindan sonra yaninda abim kalmisti gece. o gece sirasinda eger abim hemsireyi acilen cagirmasa babami kaybedecektik.

bu gayet dogal bir sey ve ilgi odagi olmakla alakali bir sey degil.

ben anormal bulmadim. gecirdiginiz operasyonun ciddiyetini bilmeden konusuyorum tabii. ilgisizlik kadar, kucuk seylerden panik yaratip tepe sersemi edilmek de fena yapiyor insani. bu dozun iyi ayarlanmasinda fayda var.

saglik, afiyet dilerim : )

ilgi odağı olmakla ne alakası var bunun. sağlığınla ilgili bilgi veriyorsun. hadi diyelim ameliyatta bir aksilik oldu vs. ailenin bundan haberi olamıycak. olsa da geç olacak. hastaneden arandıklarında vs ne duruma düşeceklerini düşünsen?

@navres, verebilecegin en saçma cevabı vermişsin.

@madagaskar

navres degil nawres.

sana verebilecegim en mantikli cevap da bu.

ben aileye değer ver noktasında değilim de, eğer genel anestezi aldıysan ölme riskin olduğu için haberleri olması iyi olurdu. ölürsen doktorlar filan uğraşacak çünkü aileyi bul da, haber ver de. bi sürü iş.

lokal anestezi ile yapılan bir operasyon ise çok büyük bir problem değil. ayrıca böle bi durumda da aileye yine de "yanımda birisi olsun istemedim" değil de (ne olursa olsun bunu anlamayacaklardır) "burda değildiniz ve paniklemenizi istemedim zaten basit bi operasyondu oldu bitti" derdin ve daha az kafa şişirmesine maruz kalırdın.

ama genel anestezi ile yapılan bir ameliyat ise az da olsa anesteziden dolayı veya ters giden bişiyden dolayı ölme riskin vardır. hepsi bir kenara bişiler ters gidebilir ve kan ihtiyacı olabilir vs bu böle gider. bu tarz ameliyatlarda ise yanında bir refakatçi olmazsa ailenin nasıl bir halde olacağını biraz düşün istersen.

Duygusal olarak doğru, yaşamsal olarak yanlış olanı yapmışsınız.

Bu tür bir durumda yanınızda acil bir durumda ortalığı ayağa kaldıracak birinin bulunması gerekirdi. Bir örnek: 24 saat kalbi incelenmesi gereken bir hastanın bağlantıları çıkıyor ve hemşire kardeşlerimiz başka önemli işlere(!) daldıklarından bunu farketmiyor. Olay özel bir hastanede oluyor.

sıçarken düşünmeyi dene asla eski gözle bakamıyorsun :)
anca işte aşıksan pek farketmiyo

tamam kafan güzel değilken sıçmışsın da aklın başına geldiğinde o mesajı atıp tekrar niye sıçıyorsun onu anlamadım. hatayı kendinde buluyorsan daha çok, öyle bir mesaj olmamış.

o kafayla nasıl davrandıımdan emin olamadığım için en azından bi özür diliim dedim. ama ona nası davranmış olursam oliim, beni o halde bırakmasını doğru kılmaz sanıyorum?

ohoo. ama sen üste çıkmışsın. kendi hatan için özür dileme kısmıyla giriş yapıp, finalde yaptığın öküzlüktü(oha), hayatta başarılar demişsin. yani lafımı sokarım bu işi burda bitiririm demişsin.

ya aslında kendimi suçluyorum demem çok içtiğim için "keşke içmeseydim o kadar" şeklinde. ama diyelim ki oldu bi kere, insan sevmediği birini bile o halde bırakmaz, bu yüzden o maili attım, çok üzüldüm çünkü.

ne dediğini hatırlamadan üste çıkmaya çalışman ve hala kendini haklı görmen garip. örneğin çocuk seni evine bırakayım dediyse ve sen "sen kimsin lan" diyerek karşılık verdiysen ne olacak?

bana birisi öyle bişey dese arkama bile bakmadan yoluma devam ederdim örneğin :/ elemana saydırmadan önce keşke neler olduğunu öğrenmeyi deneseydin.

e üzülmüşsün ama üzüldüğünü belli edecek biçimde yazmamışsın ki. ayrıca bence insan sevmediği birini dahi o halde bırakmaz diyorsun, demek ki ne haldeydin allah bilir :P ya kendin gibi düşünme hiç insanları. gayet de bırakırlar, bırakmışlar da. ben de bırakırdım. 3 günlük bir insan diyorsun. daha ilk buluşmada bu hale geliyorsa, sallamıyordur bu beni vs gibisinden düşünüp uğraşmamıştır seninle, sen de bu attığın maille onu haklı çıkarmışsın. üzgünüm böyle düşünüyorum (:

benimle aynı sıçışı yapmana izin veririm eğer içkileri ortak ödeyeceksek. sonra seni o halde bırakmam ama kesinlikle ikinci bir buluşma olmaz söyleyeyim baştan.

ya sanırım ayrıntıları yazmam lazım:) önem kazanmaya başladı çünkü. utandım bu ayrıntıları yazmaya ama yazıcam:) arkadaş zaten yabancı, tesadüfen tanıştık, hoşlaştık birbirimizden. ama her halükarda bu ülkede yaşamıyor ve gidecek. beklentiler sınırlı bu yüzden. bu ilk buluşma dediğimiz şey dışarıda olacaktı aslında ama son anda "evinde kaldıım arkadaşımın d. günü var. insanlar gelecek, sen de buraya gel, buradan çıkalım" dedi. ben de kezbanlık yapmiim şimdi diye reddetmek istemedim. zaten kendisiyle görüşeceğimiz için epey heyecanlıydım, bi de arkadaşları da işin içine girince iyice titreyerek gittim, başladım votkaları yuvarlamaya yatışmak için. zaten beraber kalan 2 arkadaşı dışında da kimse yoktu bu arada. her neyse sohbet muhabbet iyi gidiyodu ama tabi ben kafayı iyice bulmaya başladım. sonra hatırladıım şey kendimizi odada bulduumuz. malum şey tabii. neden bilmiyorum ama seks işlemi sırasında canım acıdı ve durdurdum. sonra bir baktım kendisi giyinmeye başlamış "arkadaşlarımın yanına gidiyorum" diye. çok sinirlendiğimi hatırlıyorum, sinirli sinirli tepkiler vermeye başladım. o da bi kıllaştı iyice "zaten seksi de durdurdun" falan dedi. birkaç konuşma geçti aramızda, "benden ne bekliyosun?" dedim, "seks" diye cevap verdi ahaha. (çok dürüst). "sen ne bekliyosun, evlilik mi?" diyerek kezban yaptı beni. "tabii ki hayır, ama biraz daha özen gösterebilirsin. ben buraya senden hoşlandıım için geldim" falan dedim. sonrasında zar zor giyindim, ayakta duramıyordum zaten, ne bir yardım etmeye çalışmak ne bir şey, önden önden gitmeye başladı. bi taksi durdurdu, gel seni bırakıcam dedi. ben de sinir yaptıım için "ben kendim giderim" dedim. o da bastı gitti. olayın aslı budur:)

olaya kafanı takıp üzülmeye bile değmeyecek birisiymiş, saygıyı da sevgiyi de hiç mi hiç hak etmiyor, onun için üzülmeye devam ederek değerini arttırma. ileriye bak, bu olayı da öküzün birine denk gelmenin kötü bir anısı olarak hatırlarsın. sana uygun birisi olsaydı senin davranışlarının hiç birini hata olarak görmezdi.

@pitch.shifter
ikinci mesajda haksız olduumu düşündüren şey ne, onu anlamadım:)

gitmek için kalkıp hazırlanan ilk oydu, ben de tek başıma orada kalamayacağım için mecburen onunla çıktım. neyse olan oldu ve buna kafayı takmanın faydasız olduğunu biliyorum aslında. buluşmadan önce fazla anlam yüklemişim demek ki, şimdi de işin böyle boktan bi şekilde başlamadan bitmesini bi türlü kabullenemedim.

erkekler hic sevmez bu tarz benden ne bekliosun sorularini hemde sexide baltaladigin düsünülürse çocugun bu konuda terslemesi normal bence.hem ne kadar ters yapmis olsada eve birakmak konusunu gayet teklif etmis.bunu cok yazmak istemesemde daha ilk bulusmadan olay sexe geldiyse cocuk zaten seni cok ciddiye almamista olabilir bu sebeple. 1night stand mantigiyla hareket ettigin bi insani ne kadar sallarsinki?? (bu son cümle gercek olan bi durumdur alinmaca,gücenmece yok ltfn)

@berginyonbaenre
yok alınmadım, zaten birkaç gün sonra gidecek birinden fazla bişi beklemiyordum ben de. ama tek amacın seks olduğu durumlarda bile biraz özen istiyorum sanırım, olmadı diye hayvanlaşmasına ne gerek var? :)

insan değilmiş, delikanlı hiç değilmiş onun adına üzülmek yersiz. sen de umarım kısa zamanda atlatırsın ve kendini benzer bir duruma sokmazsın.

herifi rahatsız eden şey seksin olmaması değildir büyük olasılıkla. seks oluyorken sorun çıkarmandır. eğer o noktaya getirmeseydin belki o da ilk bulusmadan böyle birşey beklemeyecekti. belki dısarı cıkıp eglenecektiniz. seni tipik kararsız kadın gibi görmeye basladıgından kıl olmustur..

@eleventh american esme has met
haklı olabilirsin tabi ama gerçekten uyuzluk olsun diye durdurmadım seksi, acı hissettiğim için durdurdum. kapris gibi algılanması çok anlamsız, acıya acıya devam etsem daha anlamsız olmaz mıydı?

şanslı çocukmuş ucuz atlatmış ya oda size aşık olsaydı aman allahım düşünemiyorum.

acıyacak tabiki söks buğğ acıdığını söyleyip acıtmadan dersen daha mantıklı olurdu. çocuğu fordçu gibi itip kakarsan heralde giyinir gider.

@fukka
o da size aşık olsaydı derken? aşık falan değilim, okuduğunu algılama problemin mi var? fazlaca etkilenmiştim çocuktan, o kadar. şimdi de böyle tatsız bir deneyimi atlatmakta zorlanıyorum, bu kadar basit.

*titreyerek yanına gitmek*, *votkaları yuvarlamak*

aşık olmak kötü birşey mi? ayıplanacak tu kaka yapılcak birşey mi? aşık olduğunuzu söyleyip rahatlamak yerine bu inkar niye.

uçmak varken yürümek niye a kuzum

tabii ki ayıp değil ama sadece bir kere görülmüş birine aşık olunacağına inanmıyorum. fazlaca beğenme, etkilenme olabilir benim aşk tanımıma göre. ayrıca şanslı çocukmuş falan demen bana nasıl hissettiriyor sence?

e bu durumdaki şanslı kafası ağrımayan kim şanlı çocuk değil mi?

e peki kafaya takan canı sıkılan fazla içip beyin hücrelerinin toplu intiharına sebep olan kim sen şanssız çocuk olmuyor musun?

o açıdan bakarsan evet ama o cümleyi öle bi yazdın ki "şanslı çocukmuş ucuz atlatmış ya oda size aşık olsaydı aman allahım düşünemiyorum" kendimi çok kötü hissettim:) keşke o da benden bu kadar etkilenmiş olsaydı da, belki o şekilde davranmaz, ya da sonra arar durumu düzeltmeye çalışırdı. neyse, hayırlısı diyelim.

şu noktadan sonra kazanılacak kaybedilecek bişey kalmamış. adam zaten ydışına gidiyor. uzun vadeli duygusal bir beklentiside yok.

kendini rahatlatmak isiyorsan eğer şöyle düşünebilirsin. senin hatan çok sarhoş olmak, onun hatası öküz gibi davranmak. üstüne bir de kültür ve bakış açısı farkı eklenince işler iyice karışmış.

o vakit yapılması gereken bir dahaki sefere bu kadar sarhoş olmayıp. hayatta hiçkimseyi gözünde büyütmemek.

tabiki acıya acıya devam etmek gibi bir zorunluluğunun yok, ama erkekler genelde söyle bir mantık yürürtür belki farkında bile olmadan: "eve geldi, yakınlasmaya basladık, demekki o da istiyor, tipik türk kızı gibi naz da yapmıyor, muhtemelen tecrübeli de, oh ne güzel bir gece geciricez" derken senin durdurduğunu görürse rahatsız olur. eğer senden tek beklentisi seksse (bu seninle alakalı olmayabilir bile, mesela kız arkadasından kotu ayrılmıstır, bir süre kadınlara güveni yoktur vs..) bu beklenti karsılanmayınca "öf hem bu noktaya kadar geldi hem de acıdı macıdı diye işi yokuşa sürüyor" diyip sıtkı sıyrılabilir. bir de bu düşüncelerin mantıktan uzak heyecan dolu ve ereksiyon halindeyken aklından geçtiğini düşün.. sen suçlu değilsin de böyle olaylarda her zaman olduğu gibi zaman suçlu mekan suçlu vs..

bir de orpheus'un yazdığını sonradan okudum. cok haklı. kültür farkı da önemli. sokakta gördüğümüz ve hayvan dediğimiz (sözlükte de itin götüne sokulan)türk erkeği değil de okumuş ve görmüş geçirmiş (no pun intented ahaha:)) olanları cok anlayışlı davranıyorlar kadınlara pozitif ayrımcılık kanlarına işlediğinden, işbu nedenle bazen avrupalı erkek cok öküz gelebiliyor. yani yukarıda dediğim gibi, yanlış mekan yanlış zaman ve hatta belki yanlış insan..

cevap soruda gizli.

1. bi daha gormeyecen
2. herif harbi okuzdu. hos vakit gecirmek degil, kelimenin tam manasiyla "ciftlesmek" istiyodu.
3. attigin mesaja cevap vermeye bile tenezzul etmedi.
4. kafana o kadar takmis olmana ragmen, ust beynin (yani beyninin frontal lobunun korteksi) sana diyo ki, "sacmaliyosun" ve o yuzden oturup bu soruyu yaziyosun bizlere.
5. sen duyarli ve ince bi insan oldugun icin, one night stand olsa bile, duygularin tavan yapti. ama gel gor ki karsinda hakiki bi hayvan vardi. isler orada ters gitti.
6. bundan sonra da bunu dusunmeye devam et ama "mind set"ini degistirerek, bu yazdiklarim esliginde dusun. bu sana guzel bi tecrube olsun. (ders demiyorum bak, tecrube diyorum, cunku ben bu olan bitende senin bi hatani goremedim). mesela birine ilgi duydugunda, once, erken algi sistemlerin, onun okuz olup olmadigini incelesin, isler yataga kadar gitmeden daha. isler ilerlerse diye tedbir olarak yaninda jel filan bulundur. (belki de herif sen daha hazir hale gelmeden saldirdigi icin canin acidi, Allah bilir, o detaylari hatirlayamayacak kadar dumanliydi kafan)
7. kendini suclama egiliminde olan yer, alt beynin. ust beynin bunun sacma oldugunu biliyo ve bu soruyu yazdiriyo duyuruya. Sonunda bu catismadan ust beynin galip gelecek ve sen bunu asacaksin. Ille de sallaman gerekmiyo. Alt beyin, ust beyin ayriminda daha fazla bilgi edinmek istersen, Daniel Goleman'in Duygusal Zeka kitabini tavsiye ederim.

Sonuc: Sen hatali degilsin, ayiplanacak, uzulunecek, utanilacak, pisman olunacak bi sey yapmadin.

Bonus: Alkol serebrotoksiktir. Yani dogrudan noronlari (beyin hucrelerini) oldurur. Alkolden ayakta duramayacak kadar etkilenmis olmak, akut alkol entoksikasyonuna giris asamasidir. Konumuzla ne alakasi var bunun? Sen olaydan sonra kafani toplayip, mantik yurutup, akil yurutup hadiseyi rasyonalize etmeye calisiyosun ya, orada hala alkolun etkisi var. Yanlis anlama olmasin, tamam olay gecti gitti, senin sarhoslugun da gecti ama, uzerinde mantik yurutmen gereken verilerin tamami diske kayitli degil. Yer yer bosluklar var, bad sectorler var diskte. Dolayisiyla akil yurutmen, saglikli bir durum muhakemesi yapabilmen zor oluyo. Ah gozunu sevdigimin neuroscience'i be!

sirf kezban demesinler diye kralice kezban durumuna dusmek bu olsa gerek :)
ama alinma sakin bu yazdigima , onunla oyle bir ortamda bulusmanin sonunun nereye gidecegini iyi kotu tahmin etmissindir, hazir degilsen neden gittin ki ya da neden o kadar ictin, keske en basta kezbanlik yapip disarda bulussaydin en azindan rahatlardin biraz, geceniz de farkli biterdi belki.

bir de yabancılarla türkler bir değil. türkler ayıp ettiğini anlar bir süre sonra ama yabancı herif o mesajı aldığında kesinlikle "aa manyak mı ne? sordum seni bırakıyım mı diye hayır dedi, şimdi bu mesaj ne ki??!!" diye düşünmüştür.

kaspersky

apple kullanin, virus girmiyor:)

norton kullan, kullan ama şunları da göz önüne al
-Bilgisayarın anasını ağlatır.
-Öyle bir sarar ki bilgisayarını bazen kontrolü sana vermez bile
-Çöp tenekesine kadar her yere detaylı bir koruma sağlar.
Ben kullanır mıyım? Kullanmam. bilgisayarım monster değil ki benim.

avira premium security suite de iyi bence. önce crack'li olarak kullanın, beğenirseniz satın alırsınız isterseniz.

(bkz: avira antivir)
kampanya lisansları var 3 aylık ve 1 aylık. yok parayla alcam dersenizde olur. ben çok memnunum. ayda 1 bilgisayara format atardım. avirayı aralıkta yükledim o zamandan beri formata hiç ihtiyaç duymadım

rusların yaptıgı hiçbirşey kötü olamaz. kaspersky+1

(bkz: panda antivirüs)

(bkz: #12632886)

Microsoft security essentials derim. Aylardır kullanıyorum çok da memnunum. Çok hafif ve işini iyi görüyor gerçekten. Eğer yok kullanmam başka yok mu? dersen bitdefender derim. Security essentials kullanmanadan önce Bitdefender kullanıyordum. Bitdefender'in elemanları virus analysis işinde baya iyiler. Bitdefender'ı şu an kullanmıyor oluşum security essentials'ın windows 7 ile birlikte gelmesi, kullanıp denemem ve memnun kalmam neticesinde gerek görmemem. Yoksa gene tercihim bitdefender olurdu. Hem öyle çok da pahalı da değil. Kaspersky da iyidir ancak yeni versiyonları ile birlikte gereksiz kasıntı yapıyor. Alternatifleri varken kendisine gerek yok.

kusura bakma ama sevgilin bir odun. evlenmeden once iki kere degil, yirmi kere dusun.

Sizce hakli miyim? soruna cevap:

Evet haklisin.

7sinde neyse 70inde de o olacaktır. 3 yılda bu kadar bunalmışsınız, sizce bir ömür geçer mi?

okurken çok güldüm vallahi. sanki eğlence olsun gibi yazmışsınız :)

omur gecer mı bununla be? ayrıl... ben okurken bunaldım kendisinden. hadi hediye neyse de kuaför olayı kotu yani... sen kibar o kaba sen bakımlı o magaraadamı yurumez bu ılıskı...

bence hikayedeki erkek sensin ve sevgilinin seni terk edip etmeyeceğini merak ettiğin için bizi kullanıyosun :p

Şaka mı bu yazdıklarınız? Cidden inanılır gibi değil. 3 sene emeğiniz var tabi kolay değil ama bu adam şaka gibi. Daha evlenmeden bu kadar şaşırtıcı özelliği varsa evlendikten sonra ortak yaşam da ne gibi özellikleri çıkacaktır çok merak ediyorum.

Karar almak zor olsa da korkmayın bence hayatta alternatifler çok merak etmeyin biri giderse biri gelir.

Senin yerine Angeline Jolie veya bir top model olsaydı yine bu şekilde mi davranırdı ?

şaka değil gerçekten. bu yaptıklarının iyi mi kötü mü olduğuna tek başıma karar veremiyorum kime anlatsam iyi çocuk herkesin bir kusuru vardır idare et gibi yaklaşıyor ya da kendisiyle bunları konuşsam tepkisiz kalıyor anlamıyor anlamak istemiyor. ben onun parasının miktarını sorgulamıyorum ama bi insan illa pahalı hediye almak zorunda değil di mi ne bileyim sevdiğimm bi yazarın kitabını alsın mesela işporta mal alacağına.

@chaud, evet eminim benim yerime başkası olsa da aynı şekilde davranıcaktı. hayatı boyunca bi daha benden daha iyi birini bulabileceğini sanmıyorum.

@witcher, yok hep saçları uzun ucları kırık kırık bazen kendisi kesiyormuş uçlarından (sacları dalgalı)ama bakımsız görünüyor. bi de ben neden kuaföre gideyim neden süsleneyim kızlar süslenir diyip duruyor delircem.

Bu soruya düzgün cevap almak için erkek arkadaşınızın yaşı çok önemli bir etken olurdu.
25+ ise at çöpe gitsin. Değilse büyüyünce geçer.
Edit: Yok vazgeçtim, ilişkinizin sonlanmasında bir etkim olsun istemiyorum.

1) Hediye konusunu şahsen önemli bulmuyorum, sizin için önemli göründüğünden ilgili şahısla sürekli sorun yaşamanız muhtemel.

2) Cimrilik iyi bir özellik değil ama kasıtla yapılabileceğine ihtimal vermiyorum, yani hesaplayarak değil kendiliğinden yapıyordur bu hareketleri, huyu öyledir belki. Öte yandan huy çıkar can çıkmaz.

3) İlgili şahsın cimrilikten ziyade, hediye konusunda farklı düşündüğünü ve bunu ima etmek için size bir mesaj vermek üzere hareket ediyor olabileceğini düşünüyorum. Tabii onu tanıyan sizsiniz, benimkiler sadece hariçten gazel.

4) Bakımlı olmak, had safhada değilse de asgari ölçüde bakımlı olmak yani, önemli. Ama bu da can çıkar huy çıkmaz kategorisinden. Acaba sizi test mi ediyor? Yoksa uyuz edip uzaklaşmanızı mı istiyor? Yine atıyorum kafadan tabii, sadece fikir; ciddiye almayabilirsiniz şahsı ve ilişkinizi bildiğinizden.

5) Bahsettiğiniz meseleler dışında ilişkinizin nasıl gittiği de önemli bence. Sizi birlikte tutan sizce ne? Buna anlamlı bir cevap verebiliyorsanız gerisi önemsiz.

benim bildiğim pokemon falan erkek çocuklarına hitap eder o nedir ya sana bu yaşta hemde bayansın al pokemon dalga geçer gibi. işin zor bir anlık duygusallıkla nikah masasında evet dersin sonra bir ömür evet demen gereken zamanlarda kafanı sallayarak idare edersin( o derece nefret yani) işin çok çok zor umarım her şey düzelir ama düzelmez yani sen bana bakma.

cimri bu cimri, evlendikten sonra 20 tl den pahalı çanta aldırmaz sana. kaç kaç!

adam artık bırak be kadın işime gücüme bakiyim demek istiyor siz hala aşktasınız sevgidesiniz yahu.

ejder kapanı? kapalıcarsı tepeleri deyince geldi aklıma

organize işler

p.s i love you ---> irlanda

Ben sana King Kong derim böyle soru sorarsan. Empire State neyim de var. Bir de Elizabethtown'u tavsiye ederim tüm Amerika'yı görürsün.

ps i love you yu tam olarak hatırlayamadım ama metro aklıma geldi, "paris tir be" dedim

before sunrise - viyana
before sunset - paris

cidade de deus (rio de janeiro)
slumdog millionaire (mumbai ve birkac hindistan sehri)
the fugitive (chicago)
taxi driver (new york)
vertigo (san francisco)
paris je t’aime ve amelie (paris)
la dolce vita (roma)
uzak (istanbul)
one week (toronto'dan tofino'ya kanada)
lost in translation (tokyo)
vicky cristina barcelona (barselona)

in bruges

kapalıçarşı'nın çatılarında gezilen film muhtemelen (bkz: the international).ayrıca (bkz: leap year) var son zamanlardan,irlanda'da geçiyor,şahane manzaraları var:)

(bkz: kingdom of heaven)

kudüste geçiyor süper film

belgesel tadında:)

Crossing The Bridge - İstanbul Hatırası (Fatih Akın)

Kaportacı'ya götürdüm 30tlye mis gibi boyadı. Ama adam alev deseni falan vereyim dedi, yok dedi pimp my ride gibi olsun dedi ben yok dedim ve gayet sade, koyu metalik gri boyasına kavuşturdum. Sticker falan da alma sakın. Kolay gelsin.

dırınım benim de var böyle boyasını filan da aldım tembellikten uğraşmıyorum. boya sökücüler var jel gibin onlar işe yarıyor. yalnız boyayan arkadaşlar hiç memnun kalmadılar illa damla kalıyor dedilerdi. bir de çok zahmetli diyorlar, o yüzden boyasını söktükten sonra bir oto boyacısına götürüp boyatmakta faide var gibi, pek bir şey tutacağını sanmam.

hocam bu olayı yapmış ve başarmış bir adam olarak, önce biraz el becerisi diyeyim. o zincir takımını, tekerlekleri çıkartabilecekmisin? çıkartırsın, peki daha sonra o tekerlekleri güvenli bir şekilde takabilecekmisin? bu çok önemli. çok çok önemli hem de.. şimdi sırayla
1-nalbura git, bunu bunu yapıcam de, o güzel bi zımpara verecektir sana. işin en zor kısmı bu. en çok da içbükey köşeler uğraştıracak seni, oralara çubuk şeklinde demir törpülerden de kullanabilirsin..
2-heryerin boyasını kazıdığından emin olduktan sonra(seleyi falan hep söktük tabii) mümkünse eğer kapalı biyerde yap boyama işini ve iki iple tavana, veya yüksekçe biyere bağla bunu.. 1 metre yüksek olsun yerden. ki evirip çevirirken palyaço olmayalım ve bir devrilme tehlikesinde işimiz ziyan olmasın
3-beyaz astar; sprey boyayla bi beyaz astar at buna.. bir kat at, yemezse bi kat daha at. tabii siyah falan boyayacaksan gri de olabilir asta ama mümkün mertebe açık olsun..
4-astar kuruduktan sonra boyayı vur hocam, hatta benim tavsiyem ön çatalı siyah falan yap şekil olsun;) ama sakın sakın sprey boya dışında bir alternatif düşünme.. bu boyada da tarzımız aynı, bir kere boyuyoruz, olmadı bi daha..
5- en az 1 gün kuruduktan sonra herşeyini tak geri, aman diyim çok dikkatli ol.
not;yaptıktan sonra bi fotorafını neyin görürsem çok mutlu olurum, kolay gelsin..

@cozefka
sprey boyayı hayvanın köküne köküne verirseniz damla kalır tabi hocam, ziyan oldu olmadı bakmadan hafif uzaktan uzaktan tutucaz tüpü.. bi 40 cm kadar..

www.bisikletforum.com

kaportaci secenegini tekrar dusunun. Ben babamin Bisan marka bisikletini kaportacida boyatmistim, ki cok ucuza boyuyorlar, sonuc inanilmaz derecede kaliteliydi.

Firin boya diye bisey var, arabalari o sekilde boyuyorlar. Iste onunla boyamislardi.

kaporta boya sanırım en mantıklısı. ucuz olur diyoruz da acep ne kadar olur ya da söyle söyleyeyim "bu işin bi piyasası var. .... dan bundan fazla isterse verme sakın" diyebileceginiz bir miktar var mı?

en yakın yapı marketten elektrostatik sprey boya sor, oluyor bazısında.

sonra prizin bir ucunu boyayacağın parçaya bağla, at boyayı gitsin. çiçek gibi de olur. ama priz olayına dikkat.

Ben yapmıştım bunu. Öncelikle boyanın zarar vereceği tüm parçaları sökün (zinir, çark, fren teli, jant vs.. ). Boyayacağınız yüzeydeki boyayı kazıyın, zımparalayın bişeyler yapın ama temizleyin, eski boya kalmasın üzerinde. Sonra sprey boyayla boyayın. Ama çok sprey boya kullanmış biri olarak size sprey boya kullanmanın üç altın kuralını söyleyeceğim şimdi (sprey boya aldığım bisikletçi dayının lafları bunlar),
1-kullanmadan önce çalkala
2-kutuyu dik tut
3-yüzeye çok yaklaştırma

Bi de sprey boya kullanırken bi noktada çok fazla tutmayın yoksa damlacıklar oluşur. Gerisi artık el becerisi. Kaportacı da güzel bir alternatif, ama kendiniz yapınca daha bi zevkli oluyor.

sevgili dostlar, ilgilenenler şimdiden teşekkür ederim. umarım başarılı olurum,
buldugum cözüm şudur; zımparasını kendim yapıcam eski boyayı temizlicem ve kaportacıya götürüp boyatıcam. sevgili bisikletimi ferrari kırmızısına (tamam belki siyah olur)boyayıp fotograflarını da yayınlayacagım.
teşekkürler yeniden...

mikrotik önerebilirim. hediyesi 400 usd.

(bkz: qos)

Havaalanından taksiye bin ve Yenibosna metrobüs durağında in (Yalnız durak taksisi almaz kısa mesafe olduğu için.Havaalanı kapı çıkışında yol üzerinden alan taksiler var). Metrobüse Zincirlikuyu yönüne doğru bin. Zincirlikuyu durağında in. Levent yönüne doğru 100 metre yürü. Br köprü çıkacak karşına. Köprünün altından sola dön. 250 metre sonra metro durağı. Tahminen 55 dk sürer bu yol.

taksim otobüsü, 96'lı bir şey(iettnin sitesinden bakabilirsiniz.)taksimden de metro.

rötar, hava şartlarına ve bundan dolaylı hava trafiğine bağlı oluyor çoğunlukla. o yüzden, küçük bir ihtimal payı bırakıp olursun diyorum. 16.45'te indiğin taktirde. 17.15 gibi havalanından çıkarsın diyelim. ego ya da havaş kullanarak 19'a rahat yetişirsin..

2, 2.5 saat rötardan bahsediyorlar, şimdi ona göre ya thyden alacam, olmadı otobüs bileti alacam. Tamamen riskli yani olay...

deli gibi uçak kullanan birisi değilim. senede en fazla 4-5 kere biniyorum.

iki kere rötar yaşadım. bu sene istanbul'un müthiş karlı olduğu zaman, thy uçağı 1.30 saat rötar yaptı esenboğa'da, sonra havada 45 dakika - 1 saat havası tur attık. dönüşte de, pegasus 1 saat rötarlı kalktı. onun dışındaki hep pegasus kullandım yaşamadım.

lan böyle savundum ya rötar yapma ihtimali direkt arttı lsdjkfjklsdf

Sanırım ankara'da beni karşılayacak birilerini buldum, o sebeple erken olan THY uçağına binecem gibi duruyor. Pegasus'la THY nin bilet fiyatları aynı amma saatleri farklı.

Vakit öldürecek şeyler derken havaalanına ineceksin. esenboğada bir şey yapmazsın zaten. ordan şehre inip apaçilerle takılabilirsin. Şaka bir yana eğer iki havaalanına da yakın değilseniz otobüs daha mantıklı oluyor.