Giriş
(5)

göz çizdirenler sorum size,

carpikbacaklibasketbolcu
gözünüzü ne zaman çizdirdiniz?lasik/i-lasik mi yoksa no touch lazer mi tercih ettiniz?gözünüz kaç numaradan kaça düştü?konforlu bir süreç miydi?süreci yaşayan birisi olarak tavsiyeleriniz nedir?
gözünüzü ne zaman çizdirdiniz?
lasik/i-lasik mi yoksa no touch lazer mi tercih ettiniz?
gözünüz kaç numaradan kaça düştü?
konforlu bir süreç miydi?

süreci yaşayan birisi olarak tavsiyeleriniz nedir?
0
carpikbacaklibasketbolcu
(17.03.24)
ben 2 sene once cilzdirdim
i lasik idi
3 ten indi ama sol gozde astigamt kaldi 0,25
simdi sol goz 0.5 astigmat oldu
kedsinlikle tavsiye ederim muhtesem bir konfor
gozluk yasa kalitesini dusuruyormus
doktor iyi arastimak lazim
0
aloneinthedark
(17.03.24)
2 seneye yakın oldu lasik oldum bir miktar kusur kaldı göslük takmıyorum sıkıntı yaşamıyorum ama gözlükle daha net görüyordum bence konforum azaldı
Notouch tavsiye etmediler olan arkadaşlar çok acı çektim dedi

Ha birde hadtane doktor makine önemli
0
basond
(18.03.24)
20 sene oldu. :) Teknoloji epeyce gelişti tabii o zamandan beri. Tavsiyem, yaptırın.
0
auroraaurora
(18.03.24)
Eğer gözün ilasik için uygunsa düşünme yaptır. 2 ay önce yaptırdım Ulus medikalparkta. 0 sorun şu an.

Eğer retina kalınlığın uygun değilse diğer yöntemleri araştır. Onlara hakim değilim.
0
jackyr
(18.03.24)
2 sene once yaptirdim, keske daha once yaptirsaymisim diyorum hep. muhtesem bir rahatlik. hic komplikasyon olmadi bende. hangi teknik oldugunu bilemiyorum acikcasi, cok guvendigim bir aile doktoru testleri yapti, ne uygunsa onu yapti. cok kisa sure icinde iyilestim.
0
songforsomeone
(18.03.24)
(28)

bi erkek karısına böyle şaka yapabilir mi?

deartheodosia
evlendiğimiz ilk yıllardaydı, eski eşim (hala boşanamadık) bana “ben iş gezisine gittiğimde sen sütçüyü eve alır çocuk yaparsın” gibi bi şaka (!) yapmıştı. ben çok şaşırmıştım tabii, bu şaka mı şimdi diye. böyle densiz densiz şakalar yapıyordu, bir kere araç bir yere sürtmüştü, “sen sürtüksün, sürtü
evlendiğimiz ilk yıllardaydı, eski eşim (hala boşanamadık) bana “ben iş gezisine gittiğimde sen sütçüyü eve alır çocuk yaparsın” gibi bi şaka (!) yapmıştı. ben çok şaşırmıştım tabii, bu şaka mı şimdi diye. böyle densiz densiz şakalar yapıyordu, bir kere araç bir yere sürtmüştü, “sen sürtüksün, sürtüklerin arabası sürter” falan demişti. bunun gibi çok şey var. bu adam normal değildi, di mi?
0
deartheodosia
(15.03.24)
normal değil.
evlenmeden önceki ilişkinizde bunları yapmıyor muyudu?
0
saturn
(15.03.24)
ben 21 yaşında olduğum için biraz (!) salaktım, anlamıyordum @saturn
0
🌸deartheodosia
(15.03.24)
biraz aptal bence. 'saka'nin iki tarafa da komik olmasi lazim. yetiskin yasa gelip bunu kavrayamamisin zekasindan suphe ederim.
0
hot potato
(15.03.24)
normal değil
0
benarrivo
(15.03.24)
mizah zekanın zekatıdır diye bir laf var islami değil biraz düşününce çok güzel bir söz

yani bir insanın bu kadar düşük bir şaka anlayışı varsa onun hakkında başka konularda da fikir verir
0
grimavi
(15.03.24)
Hay amk, çok komiq aq... Zekasız
0
abuzer
(15.03.24)
ciddi misin? çok geçmiş olsun. her biri ayrı travma. keko kocanın neresinden dönsen kardır. bu insanlar evleniyor, gerçekten hayret ediyorum. evlenmeyi geçtim, sürdürebildiği herhangi bir ilişkisinin olmaması lazım. sabit bakkalı bile yoktur.
0
gabe h coud
(15.03.24)
her ikisi de ağır ama ikincisi çok daha ağır.
insan olan değil karısına, sevgilisine, arkadaşına bile demez, dememeli.

merak ettim, evlendikten sonra bunu diyebilen biri, evlenmeden önce bunları yapabileceğine dair hiç sinyal vermedi mi? hiç "acaba" dediğiniz bir an olmadı mı?
0
tabudeviren
(15.03.24)
Toksikolojiye giriş resmen.
0
rock n roll
(15.03.24)
Karısı rahatsız oluyorsa yapamaz. Yoksa çiftlerin aralarındaki espri kalitesi ya türü bizi ilgilendirmez. Buradaki kilit nokta sen ve ikinizin espri/komedi dinamiği. Sen bundan rahatsız olmayıp aynı türde espri yapıyor olsaydın burada dehşete düşen hassas arkadaşlara, gökten düşen 3. elmayı yemek düşerdi. Hatta bundan çok daha ağırlarını(?) karşılıklı olarak gülerek yapan (hatta arada bizim de dahil olduğumuz) evli çift arkadaşlarım var. Gayet mutlular.

Bu arada ağır falan olup olmamasından ziyade komik değil bence.

@hot potato +1
0
nawar
(15.03.24)
ayrıca bir şey aldığımda/yaptıracağım zaman “yeni kocan için mi” diyordu.
0
🌸deartheodosia
(15.03.24)
Tabi ki normal değil de bana biraz sapıklık var gibi de geldi sanki ağız arıyor gibi. Evet filan desen devamı gelecek gibi. İğrenç ya. İyi ki kurtulmuşsun bundan.
0
Gradient_tabanlı_mor
(15.03.24)
bu bastırılmış cuckold'luk veya gavatlık değilse nedir bilemiyorum. Ha ikinci ihtimal, kendini küçük görüyorsa ve içinden "bu kız niye beni seviyor yav" diyorsa öyle bir gelecek projeksiyonu yapıyor olabilir. Her iki durumda da sıkıntılı bence.
0
nhk ni youkosu
(15.03.24)
yuh ya
ya karakteri olgunlaşmamız birisi ya da cuckold.
0
nuisance2
(15.03.24)
Yapamaz ve yapmamalı ama bu toplumda densizlik hadsizlik yozlaşma öyle bir safhadaki herşey normal karşılanıyor hatta yanlışı kınayanlar kınanır hale geldi. Bu arada yazdığınız ifadeler aynı zamanda hakaret suçuna konu olabilir diye düşünüyorum.
0
doharkoman
(15.03.24)
Umarim bosanmaniz bir an önce sonuclanir <3

normal degil, komik degil... ya cok saygisiz ya da en iyi ihtimalle manyak.
0
chihirovekohaku
(15.03.24)
Bana yaşlanınca tacizci olacak, amigdalası çalışmayan biri gibi geldi
0
durgunfoton
(16.03.24)
İçten içe kendisini aldatmanı istiyor gibi geldi
0
olaylar olaylar
(16.03.24)
normal mi diye sorulması bile anormal olan bir adam.
0
odiyus
(16.03.24)
Cinsel sorunları olduğu ortada. Bu tipler gözü açılmamış saf kızlarla evlenirler.
0
anais
(16.03.24)
"Aman canım bunda ne var" denecek türde sözler değil, resmen bilinçaltını bilinçlice ortaya koyuyor. Psikolojik şiddet uyguluyor.
0
muhayyer divan
(16.03.24)
@nawar çok güzel bir ayrıntı yakalamış.
Şaka iki kişiliktir. Şaka yapılan kişinin o an verdiği tepki önemli.
Bana bir daha bu tarz şeyler söyleme mi dedi.
Kıkırdayıp Ayy Çok hoşsun mu dedi.
Tebessümle mi karşıladı, kızdı mı?
O da ona en az aynı seviyede bir başka sözle mi karşılık verdi.
Bunları bilmeden yaptığımız yorumlar havada kalıyor.
Ben elşer arasında bu tarz şakayı yakıştıramam.
Ben insana küfrü de yakıştırmıyorum ama ağzından küfür düşmeyen insanlar da var.
Her ailenin dinamiği farklı. Yorumlar havada.
0
Mirket
(16.03.24)
Aptalmış
0
basond
(16.03.24)
Kesinlikle normal ve saka dedigin sey zaten böyle olmali.
0
Yourcousinmarvinberry
(17.03.24)
gavat ve cuckoldcu olduğunu düşünürüm o lafları tek tek müsait yerine enjekte ederdim.
0
Hallegadola
(18.03.24)
manyak galiba
0
sanguine mcqaer
(18.03.24)
Normal değil. Böyle şaka mı olur? İnsan eşine sen sürtüksün mü der?

Umarım kısa zamanda boşanırsınız.
0
drako
(05.04.24)
adamın şüphelendiği,geçmişte veya mevcut dönemde rahatsız olduğu bir şey yapmışsanız bunu ima ediyor olabilir mi?direkt söyleyip soramadığı için böyle saçma şekilde rahatsız edici şeylerle ima ediyor olabilir.bu durumda bile yanlış ama asla böyle bir şey yoksa tedavi olması gerekiyor insan sevdiğini bu cümlelerin öznesi yapmaz.
0
ercu cozer
(05.04.24)
(9)

yüzde kac artisla daha kücük sirkete gecersiniz

robert bosch
selam dostlar,büyük bir sirkette calisiyorsunuz diyelim.daha kücük ama benzer is yapan sirketten teklif aldiniz. title bir üstü ama cook benzer. yüzde kac maas artisi sizi oraya gecmeye ikna eder?
selam dostlar,

büyük bir sirkette calisiyorsunuz diyelim.
daha kücük ama benzer is yapan sirketten teklif aldiniz.

title bir üstü ama cook benzer. yüzde kac maas artisi sizi oraya gecmeye ikna eder?
0
robert bosch
(14.03.24)
%25-30
0
gabe h coud
(14.03.24)
Şimdiki yerde kafan rahat ve çalışma düzenli mi? Esas sorum bu olurdu. Küçük yere geçince fazla mesai, aksayan ödeme, yapılmayan zam, ekstra iş vb. çıkma ihtimali var. Yoksa %30min + holosko.
0
prole
(14.03.24)
ben de bunu anlamıyorum. çok yeni açılmış her an tutunamayıp gidebilir hissiyatı verecek kadar dandik duran bir şirket değilse şirketin küçüklüğünün önemi ne ki? aldığım maaş + yan haklarım neyse önemli olan o zaten. fazla mesailer falan büyük şirketler de olmuyor mu sanılıyor ben kendim de büyük bir şirkette çalışıyorum başka büyük şirketlerde arkadaşlarım da var oluyor gayet pozisyonuna göre değişiyor.

daha önce de küçük şirketlerde de çalışmış biri olarak tek reel artısı büyük şirketin bence direkt esas patronla pek muhattap olmamak. küçük yerlerde genelde iç içe olabiliyorsun şirketin sahipleriyle ve genelde manyak oluyorlar. büyük şirkette de müdürünle direktörünle muhattap olursun onlar da şansına manyak çıkabilir ama direkt mal sahibi olunca manyaklık ihtimali artıyor bence. onun dışında mesela etkinlikler desen bazı start uplar var birçok büyük şirketten daha güzel etkinlikler düzenliyor ya da yan haklar desen daha iyi veriyor bunlar şirketten şirkete değişen şeyler küçüklük büyüklükle orantılı değil.

sonuç olarak büyük küçük olmasından bağımsız herhangi bir şirkete eğer işimde mutsuzsam aynı maaşa da geçebilirim ama maddi manevi mutluysam %30.
0
semaforo de medianoche
(14.03.24)
Oncelikle if it ain't broke, don't fix it. Ortada sorun yoksa para icin kolay kolay degismem. Minimum 50% olmasi lazim benim icin. Atiyorum yeni yerde stresim artmissa, yoneticilerle, is arkadaslarimla frekansim tutmamissa, ulasim surem artmissa ne yapayim ben maas artisini.
0
freedonia
(14.03.24)
Thetruenorth +1. Burası Türkiye küçük şirket kapının önüne koyabilir her an. Büyük şirket insana da değer veriyorsa kıpırdanma kolay kolay.
0
Mcfly
(14.03.24)
Sahip olduğum yan hakları düşününce rahat yüzde 70 olur.

Yan haklarımı yazayım;

- Tamamlayıcı sağlık sigortası
- 3 ayda bir çift maaş.
- İndirimli uçak bileti hakkı (Ayda 5 kere)

Özellikle 3 ayda bir çift ile indirimli uçak bileti çok büyük nimet benim için. Uzakdoğu'ya biletler 4500 - 5000 türk lirası git gel.

2023 Ağustos ile 2024 Şubat arası 6 aylık schengen vizem vardı. 4 Defa git gel yaptım ki 3ü eylül ve ekim aylarındaydı. Kasım ayında diş tedavi olduğum için hem masraf çıktı hem 3 hafta sürdü. Yoksa gene giderdim illa.

Dolasıyla en az yüzde 70.
0
put it in your appropriate place
(14.03.24)
%100 üne geçmedim para yanında ek haklarıda karşılamalı
0
basond
(14.03.24)
@dissendium +300
0
nawar
(14.03.24)
Burada soru benim için küçük ne kadar küçük.
Ben şu an 100 bin kişilik sirketteyim, yıllık geliri 20 milyar dolar üstü.
Ama büyük şirket getirdiği sıkıntılar var ve bölgede belli geçmişi olan, yeni atilimlar yapan çok daha küçük sirketler var. Birinden çok ciddi teklif almıştım misal.
Buradaki soru küçük ne kadar küçük ve gelecek görüyor musunuz. Misal benim için yıllık gelir 1 milyar dolar falan küçük. Daha azı daha da küçük. Ama bunlarda farklı firsatlar olabiliyor.

Kaç fazlasina? Fransa piyasasına göre yüzde 15-20 arası. Ama sadece para yetmez. Misal hangi erp, hangi ürün üretiliyor, başka ulkelerde fabrika var mi vs vs. Yani sırf para olarak bakmam.
0
logisticsmanager
(14.03.24)
(39)

Evlilik ve tükenmişlik hissi, boşanma düşünceleri, tavsiye..

ustapasta
Selamlar, biraz uzun yazacağım. Doldum fakat tanıdığım biriyle dertleşmek istemiyorum. Eşimin mahremiyetini ihlal etmiş olurum diye tanıdık biriyle konuşmayı doğru bulmuyorum. O yüzden burada oversharing'in dibine vuracağım üzgünüm. Nasılsa kimse beni tanımıyor. Evli ya da başından evlilik geçmiş ki
Selamlar, biraz uzun yazacağım. Doldum fakat tanıdığım biriyle dertleşmek istemiyorum. Eşimin mahremiyetini ihlal etmiş olurum diye tanıdık biriyle konuşmayı doğru bulmuyorum. O yüzden burada oversharing'in dibine vuracağım üzgünüm. Nasılsa kimse beni tanımıyor. Evli ya da başından evlilik geçmiş kişiler (özellikle kadın) özelden yazarsa ne güzel olur.

Yaş 33, 5 yıllık evliyim. Eşimle severek evlendik, hala da seviyorum. Güvenilir, merhametli, iyi kalpli bir insan. Neşeli çocuk ruhlu biri, ailem de onu kendi çocuğu gibi sever. Sorun ne diyecek olursanız, sorun 5 yıl geçmesine rağmen hala oturmayan bazı şeylerin beni artık tüketmiş olması. Her şey ama her şeyin benim ittirmemle, benim iknamla yapılması. En basitinden, ikimiz de çalışıyoruz ve haftasonları 1 gün temizlik yapılması gerekli. Bunun için hala her haftasonu mutlaka bir gerginlik olur. “Ben bugün yapmayacağım sen kendi payına düşeni yap. Ben yarın yaparım. Şu zaman yaparım bu zaman yaparım.” İşten geliyorum o içerde yatarken ben yemek yapıyorum yiyoruz (yemek bende, bulaşık onda). Mutfakta bulaşıklar gece saat 10 11’e kadar bekler kokar. “Biraz yatayım yapıcam, yoruldum, maça gideyim gelince toplicam.” Her şey bir savaş evde. En basic rutinler bile devamlı gerginlik sebebi. Haftasonu temizliğimizi iki üç saatte halledip güle oynaya bir yere çıkamıyoruz. Kavga edip bozuşuyoruz ve tüm haftasonu evde küs geçiyor bazen. Böyle günlerde kendimi camdan atasım geliyor ruhum daralıyor. Onun çok da umrunda olmuyor. Karşımda 36 yaşında bir erkek değil de, annesi tarafından devamlı dürtülen 15 yaşında bir ergen var gibi hissediyorum. Bunlar basit örnekler ama demek istediğimi anlamışsınızdır. Hiç bir iş yapmadan yatarsak ondan iyisi yok, o zaman kavga etmeyiz. Sarılıp yatmak ister bütün gün.


Eşim çocukları çok seviyor, ben de istiyorum 10 aydır çocuk deniyoruz ancak henüz olmadı. Her ne kadar temas bağımlısı olsak da bu biraz şefkat ağırlıklı olmaya başladı, cinsellik çok çok seyrekleşti. Ovulasyon günleri dışında nadiren beraber oluyoruz. Belli günlerde olunca vazife gibi oluyor, kendimi çok kötü hissediyorum, istek duyamıyorum. Bunu onunla birkaç kez konuştum, bari şu ovulasyon günlerinde biraz beraber zaman geçirsek, biraz romantik bir ortam olsa da ben kuluçka makinesi gibi hissetmesem. Ama bir türlü aşamadık, tamamen tatsız isteksiz, çocuk yapmak üzerine yaşanan bir eyleme döndü. Açık açık ona cinsel yaşamımızdan inanılmaz mutsuz olduğumu söyledim. Güzellikle söyledim olmadı, kavga ettim olmadı. 60 yaşında bir çiftin yaşamı bizden iyidir, inanın artık uğraşmıyorum ve geçtim bu konudan.


Gelelim bugün kopan kavganın sebebine. Bu ay doktora gittim ve birkaç gün ovulasyon takibi yapıldı. Pazartesi yumurtlama gördü ve üç gün birliktelik olmasını önerdi doktor. Pazartesi yaptık iyi hoş. Salı yani dün akşam eve geldik, yemek faslı. Sonra aslında haftasonu yapması gereken fakat yine ertelediği bazı ev işlerini yaptı. Sonra dışarı terziye gitti, çıkmışken biraz arkadaşlarının yanına uğradı ve 22.30 civarı eve geldi.


Ben bu arada haftasonu memleketten topladığımız bazı taze otları ayıklayıp haşlayıp buzluğa atmakla meşguldüm. Amk otları tam gününü buldu fakat ertesi güne kalsa artık bozulacaktı. Uzun da bir iş. Neyse benim saat 00.30 gibi işim bitti. Bu arada salonda yatıyor, asla gelip yardım teklif etmiyor. Ovulasyon var değerlendirmemiz lazım, zaten saat geç olmuş. Yardımın dokunmasa bile gel, napıyosun canım de, bi ilgilen. İşim bitti salona geçtim yatıyor, eline sağlık dedi yanıma gelsene dedi. Gerçekten o kadar istemedim ki o an, duşa girip yatıcam dedim ve gittim, çıktığımda uyumuştu. O gece bir şeyler yaşanacaksa o akşam biraz daha ilgili olunmasını, moda girilmesini istiyorum, çok mu abes bir şey istiyorum ki?


Bu sabah kalktık, modum düşüktü. En değerli gün boşa geçmişti çünkü. Noldu diye sorduğunda kavga koptu. Beni suçluyor, bütün sorun akşam sana mutfakta yardım etmemem mi diyor. Bendeki birikmişliği asla ama asla anlamıyor, kaç kez anlatmama rağmen. Gece seni yanıma çağırdım gelmedin diyor. Artık vazife gereği yapılan randevulu ilişkilerden de sıkıldığımı söyledim. Ovulasyon zamanında da biraz isteksiz yapıverelim idare et diyor. Sanki o günler dışında yapıyormuşuz gibi. İnanılmaz kötü kavga ettik, birkaç kez ayrıl benden o zaman dedi, bana çok ağır bir cümle kurdu hatırladıkça gözlerim doluyor. Benden ayrıl o zaman, kendini yaptırtacak birini bulursun çok meraklısın ya zaten dedi (elbette bu kelimelerle değil). İnanamadım, hiç bu kadar ağır cümleler kurmazdık kavga ederken.


Bu lafı yutamıyorum. Her ay aynı günlerde, her haftasonu aynı günlerde aynı konulardan kavga etmekten artık tükendim. Dışardan bakıldığında iyi bir çiftiz, ayrı ayrı bakıldığında belki de iyi insanlarız. Ne desem yapar, ama kendisi asla bir şey planlamaz. Kendi kendine bir fikir ortaya atmaz. Bütün erkekler mi böyle? Ne istedin de yapmadım diyor, çok basit, ben o da bir şeyler istesin istiyorum. Her şeyi düşünmek zorunda kalmak istemiyorum, biraz ipleri eline alan, bu kadar edilgen olmayan bir eş istiyorum. Gerek güzellikle gerek kavga ile kaç kere konuştuk. Hep dikkat edeceğim diyor ama olmuyor.


Bu akşam eve gitmeyi düşünmüyorum o ağır lafın üzerine. Boşanmak istiyor muyum? Bilmiyorum, ama eşimi artık bu haliyle istemediğimi biliyorum. Eskisi gibi olsun istiyorum. Ben hiçbir kavgada ayrılık kelimesini kullanmam ama o bugün birkaç kez söyledi. Ayrılmak öyle zor geliyor ki. Yeniden bir hayat kurmak, bütün rutinlerinden vazgeçmek, hayatın tepetaklak olması. Bu ruh haliyle bunlarla başa çıkamayacak gibi hissediyorum. Çift terapisi işe yarar mı bilmiyorum.


Her akşam evde boş boş yatarak geçirdiğimiz bir hayat, ben talimat verdikçe sorunsuz olan, duygusal olarak çok bir şey beklemediğim evliliğim. Bütün evliliklerin sonu bu mu? Erkekler bu rutin yaşamı sorun etmiyor biz mi ediyoruz? Şiddet yoksa aldatma yoksa her şey okey midir? Artık intihar eden insanların ruh halini bile anlayabiliyorum. Eskiden çok şaşırırdım, madem hayatından vazgeçecek duruma geldin, bari her yolu dene, ölümden kötü ne olabilir evden ayrıl aç kal sürün, olmazsa yine intihar edersin derdim içimden. Şimdi anlıyorum, insan bunlarla uğraşmayı göze alamayacak, savaşamayacak kadar tükenmiş oluyormuş. Uğraşmak istemiyormuş sadece bitsin istiyormuş. Ayrılmak istemiyorum, tüm bunlarla uğraşacak, aileme laf anlatacak, yeni bir hayata başlayacak gücüm yok. Tüm bunları göğüslesem bile boşanınca hayat daha mı iyi olacak, bunun garantisi yok. Ama böyle de o kadar mutsuzum ki.
0
ustapasta
(13.03.24)
hocam şöyle bir şey var, evliliklerin çok azı aradaki sevgi ve aşkın azalmasından dolayı bitiyor, daha çok böyle sorumsuzluklar ve hayatı paylaşmamak yüzünden bitiyor ve bir taraf tükeniyor

sizin kafanızı karıştıran şey "ama çok iyi bir insan, aileme ve çevreye çok iyi"

bu düşünce karar vermenizi zorlaştırıyor, ben böyle bir insanın değiştiğini görmedim, 50-60 yaşına gelip hayatının çoğu böyle angaryalarla harcanmış, tükenmiş çok kadın var

hocam bir de korunun bu çocuk konusunu hemen araya sıkıştırmayın, çocuğunuz olursa bu sorunlarınızın üstünü bir süre daha örtecek, çocuk büyürken zamandan da yemiş olacaksınız, çocuk bir adet sorumsuz ebeveyn ve bundan dolayı sürekli gergin ve öfkeli ebeveynin olduğu çok huzursuz bir evde büyüyecek, çocuk olunca eşiniz değişmeyecek, siz yine ev işleri, ev dışı sorumluluklar, çocuk bakım sorumluluğu hepsiyle tek başına uğraşmak durumunda olacaksınız

33 yaş çok genç daha, siz içinde bulunduğunuz koşullar yüzünden enerjisiz ve karamsar hissediyorsunuz, 40ındaki kadınlar hayatı yeniden yaşamaya başlıyorlar daha mutlu daha enerjik
0
grimavi
(13.03.24)
Öncelikle şunu söylemeliyim,

Bu olanları maalesef çoğu evli çift yaşıyor. Erkek ve Kadın versiyonu olarak azıcık farklılıklarla çoğu yerde duyuyorum bunları. Yaşayanlardan birisi de benim. Bu yaşadığınızın erkek tarafındayım.

Her şeyi denedim, profesyonel ve geleneksel olarak tüm tavsiyeleri yumuşak başla uyguladım. Olmuyor.

7 yıl sonra Bebek oldu, onun hikayesi de çok başka ama; takibi ve tedaviyi de ben kontrol ediyorum tabi ki. Yani size şunu desem anlarsınız, eşim ne zaman regl olacak bilmiyor ve takip etmiyor. Kendisi de mühendis bu arada. Makina sahasında imkansızı ürettirmeyi başaran kadın. Demekki böyle, evilik başka bir yetenek.

Boşanmak, bana da yorucu geldi. Tam ciddi kararlar evresinde bir sürü major değişiklik ve kayıplarım oldu. Saldım.

Amatörce ama çok doğru; olmayınca gerçekten olmuyor.
0
achilles
(13.03.24)
@edmond honda aslında hiçbir iş yapmıyor değil. Her şeyi yarı yarıya yapıyoruz, ama sorun bunu bir rutin olarak kabullenememesi. Hep benim söylemek zorunda kalmam. Herkesin işi belli, o yapmazsa ben elimi bile sürmem onun işine.

Dünyanın en sevgi dolu insanı bu arada, yeğenim bile ona bayılıyor çok güzel anlaşıyorlar. çocuk yaparsak sevgisiz asla kalmaz ama ev işleri büyük sorun olur. Bu beni de çok düşündürüyor. Sevmekle olmuyor, sevgi dolu ama tembel.
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
en doğrusu minik darılmaları biriktirmemek. az önce bulaşık nedeniyle kavga ettiğin insanla sevişmek istemiyorsun. istediği kadar seksi olsun. bunu aklından çıkarma. senin için de öyle değil mi? güzel güzel konuşun. ikiniz de adım atın. birbirinizi yıpratmamak için elinizden geleni yapın. umarım düzelirsiniz ama ayrılmak dünyanın sonu değil. bazı kalıplara girmek zorunda değilsin. evlilik kutsal değil.

edit: imkanınız varsa haftada bir iki kez yardımcı tutun. öncesindeki gün bulaşık temizlik yapmayın, onları da yapar. haftada 2 gün dışarıdan söyleyip bulaşık çıkarmadan işinizi halledin. bir gün arkadaş aile ziyareti yapın. bir gün de dışarıda yiyin :) haftada bir iki günden fazla evde yemek yapmayın. o kadar büyük dert olmaz. eşin bu ve bunu değiştiremezsin. belki orta yolu bulabilirsin. istiyorsan.
0
gabe h coud
(13.03.24)
evli değilim hiç olmadım. o yüzden evlilikle ilgili yerlere girmicem, yaşayanlar daha iyi bilir. ama şunu görmek zor olmasa gerek, şimdiden böyle olan bir adam çocuk olunca sizce kendiliğinden sorumluluk üstlenip de çocukla ilgilenir mi? sizi rahat ettirir mi? yoksa siz 'iki' çocukla uğraşırken heder mi olursunuz? bence cevap ortada. bu senaryoda evet çocuğa da yazık olur ama bence yazığın en büyüğünü kendinize etmiş olursunuz. 33 yaşında böyle hissetmek normal değil, bunu ömrünüzün geri kalanına da yaymayın, bu adamdan çocuk yapmayın.

bu ruh haline girmek mutlak son değil, normal değil, doğal değil, herkes böyle olur evlilik böyledir vs diye bir şey yok, yaşadıklarınız düzeltmeniz gereken şeyleri gösteriyor, kabullenmeniz gerekenleri değil. çocuk fikrinden vazgeçip ilişkinizi değerlendirip iyileştirmeyi deneyebilirsiniz, bunun için çift terapisi iyi olabilir. ama işe yaramazsa da gencecik bi insansınız ayrılıp çok da güzel fıstık gibi yaşarsınız, hem de büyük küçük kimseye annelik veya hizmetçilik etmeden.. savaşacak da bir şey yok. düzgün bi insansa zaten ayrılırken sorun yaşamazsınız. çevreniz dar kafalı değilse sonrası da sorun olmamalı. milyonlarca bekar var, nasıl yaşıyorlarsa öyle yaşayacaksınız. maaşınız varsa kendinize göre evinizi tutuyorsunuz ve sadece kendi mutluluğunuzu dert ederek keyifle yaşamaya başlıyorsunuz. çok güzel oluyor valla, istediğinizde istediğinizi yapıyorsunuz, kimseye hesap vermiyorsunuz, rica minnet iş yaptırmıyorsunuz, laf anlatmıyorsunuz, caz trip çekmiyorsunuz, başkasının derdiyle hantallığıyla uğraşmıyorsunuz, sadece kendinizi düşünüyorsunuz falan şahane bi hayat. daha heyecanlı ilişkiler de yaşayabilirsiniz, size kalmış, istemeseniz de yaşamazsınız, kafanız rahat oh mis. teknik ve halledilebilecek zorluklara takılıp hayatı kaçırmayın, içinde bulunduğunuz ruh halinde olumsuzluklara odaklanmanız normal, ama yaşayınca ya niye daha önce yapmamışım diyeceksiniz sadece. kendinizi sonunu bildiğiniz bu yorucu hayata hapsetmeyin. kendiniz için yaşıyorsunuz, iyileştikçe bunu daha iyi görür insan, iyileşmeye odaklanın.

hiçbirini yapmıyorsanız bile kendinizi seviyorsanız şu an katiyen çocuk yapmayın derim naçizane, denemelere son verin. (30k)

ek: söylediği lafı unutmuşum, direkt o kısım bile ayrılık sebebi ama neyse.. hak etmediğiniz lafları yutmayın. iyi insan falan filan diye onur kırıcı sözlerini alttan almayın. o kısma takılmışsınız diye açasım geldi ama hocam zaten ortalama insan iyi insan oluyor. bariz kötülük yapmadığı sürece herkes iyi valla. sıradan bi şey bence. tek başına tutunulacak bi özellik değil.
0
nic cage
(13.03.24)
İnsanların evliliklerini yürütmemelerindeki temel sebeplerden en önemlilerini saymissiniz. Kadınların çalışma hayatındaki sorumlulukları yetmiyormuş gibi eve gelince de sorumlulukların devam etmesi, erkeklerin anne evinden sonra eşlerini de evin işlerini yapmak zorunda olan kişi olarak mimlemeleri kültürel olarak bizde zaten çok yaygın. Bunu kavga ederek, kuserek de tamir edemezsiniz. Anlaması gerekir. Önemli nokta şu, anlamaya gönlü var mı?


İkinci nokta aslında evliliklerde çok çok önemli fakat bizde kültürel olarak konuşulmaz. Biten evliliklerin çoğunda cinsel problemler vardır. İnsanlar bunu yok sayamazsa boşanır, yoksa da hayatları boyunca evlilik doyumundaki en önemli noktalardan biri eksik olarak hayatına devam eder. Zaten kadının cinsel doyum bekledigini söylemesi de genelde abes karsilanir. Eşinizin söylediği söz karşısında kirilmissiniz ve bu gayet anlasilir. Ama o da zaten sorunun kendinden kaynaklı olduğunu düşündüğü için ve bunu kabullenmekte zorlandığı için agresif bir tutum takinmis.

Yukaridakilere katılıyorum, bence böyle bir durumda çocuk yapmayı bir süre erteleyin ve eşiniz de kabul ederse birlikte çift terapisine gidin. Çözülmeyecek noktadaysa boşanmak dünyanın sonu değil ama en azından çaba sarf etmiş olursunuz. Çözülecek bir sorun varsa da karşılıklı iletişimle cozebilirsiniz. Sevgi ve aşk ise çok farklı olgular. Aşk yıllar içinde elbette şekil değiştirir ama sevginin baki olması gerekir. Birbirinize vakit ayırın, rutinlerim dışına çıkmaya çalışın.

İlişkilerimize duygusal yatırım yapıyoruz, emek veriyoruz. Bu yüzden bittiğini kabullenmekte zorlanıyoruz bazen ama şunu aklimizdan cikarmamak gerekir; "her iyi insan ve iyi baba, iyi bir eş olacak diye bir kaide yok".

Not: ben de evli ve çocuksuz bir kadın olarak yazdım bunları.
0
fraise
(13.03.24)
hepsini okudum.

bence bu sorunu çözebilirsiniz. adam kötü bir adam değil anladığım kadarıyla.
bence çocuk için acele etmeyin. yani şu an çocuk için yeterince enerjiniz yok.
ev işlerini tekrar bir bölüştürün ya da konuşun.
kendinize çok vakit ayırın.
amk otunu bırak bozulursa bozulsun yani.
birbirinze güzel şeyler söyleyin. film izleyin falan.
yani birbirinze vakit bulamamanızın bütün sebebi bu ev işleri mi.
erkekler biraz daha vurdumduymaz oluyor ama bence eşiniz de elinden geldiğini yapıyor.

burada ayrıl falan diyenleri ciddiye almayın. bekara karı boşamak da kolay diye bir laf var.
bence bu evlilik kurtarılır.

ama söylediği o laf biraz ayıp etmiş bence ciddi değil sinirlenince ağzından çıkmış.
0
OgutucuRecep
(13.03.24)
Erkek tarafıyım. Harekete geçme konusunda çok benzer durumlar yaşadım. Zamanla ortada buluştuk.
Her ikinizin de birbirinize doğru adımlar atmanız gerektiğini düşünüyorum. Bulaşıkları yıkamaması değil sizin sorununuz, sizin uygun gördüğünüz saatte yıkamaması.
Siz her konuda onu harekete geçirmek zorunda hissettikçe dürtükleyen bir insan oldunuz, o da dürtüklenme olmadan hareket etmeyen bir insan oldu. Sorun, sorunu doğurdu.
Çift terapisinin işe yarayacağını düşünüyorum.

Akşam eve gitmeme kararınızı bence gözden geçirin çünkü orası sizin eviniz. Zaten iyi bir durumda değilken bir de rahat etmediğiniz bir ortamda uyumakla uğraşmayın.

Çok şanslısınız ki çocuk konusunda acele etmenize gerek yok, henüz 33 yaşındasınız. İlişkiniz istediğiniz hale gelene kadar o işi biraz duraklatabilirsiniz.

Burada okuduğumuz birkaç satırla "bu evlilik devam etmemeli" gibi bir sonuca varan olursa asla kulak asmayın. Yapıcı tüm tavsiyeleri dikkate alıp yıkıcı tüm tavsiyeleri göz ardı etmenizi öneririm.
0
michael_knight
(13.03.24)
bence adamın pasif rol almasından zaten bunalmışken bu çocuk meselesi tuz biber olmuş. bence çocuk konusunu erteleyip diğer sorunları çözmeye odaklanın ve gündeminizden ovulasyonu vs. çıkarın.

gördüğüm kadarıyla ve eşimi de düşünürsem çoğu erkek kendisinden bir şey istenmeden bir şey yapmamaya plan program yapmamaya eğilimliler, bu doğru.

edit: bu arada ettiği laf konusunu unutmuşum ciddi anlamda özür dilemesi gerekiyor. telafi etmesini beklerdim ve eve gitmeyebilirdim ben de.
0
sanguine mcqaer
(13.03.24)
okudum hepsini
çocuk yapma işini durdurun öncelikle böyle bir ilişkiniz varken. bu sağlıksız bir karar, bence. sonrasında da mutlaka iyi bir terapist bulup terapiye gidin birlikte. iki taraf da çözmek istiyorsa halledersiniz. kavga etmeden konuşma ortamı yaratıp oturup konuşun bir de. belli ki bir şeyler yaşandıkça kavga ederek konuşuyorsunuz. sorun çıkmadığı bir anda oturun konuşun, randevulaşın hatta dışarı çıkın bir yerde oturup bir şeyler içerken konuşun.
0
veritaslibertas
(13.03.24)
Genel olarak bu düşüncede misiniz yoksa bir an için sinirlendiğinizde mi böyle hissediyorsunuz?

Bence sıkıntınız büyük. Eşiniz sizin söylediklerinize rağmen konfor alanından vazgeçmiyor. Ben de evlenmeden önce elimi sürmezdim işe. Ailem sağolsun yapardı.

Şimdi evlilikten sonra işbölümümüz var ve uyuyorum buna. Ama buna eşim zorlamadı.Ben kendim uymak zorunda olduğumu idrak ettim. Kimse çocuk değil.

Hatta işleri bir an önce bitirelim de rahat rahat oturalım diyorum eşime de. Bir de bu kadar iş yapmıyor diye söylenirken çocuk düşünüyorsunuz. Çok ilginç.
0
drako
(13.03.24)
bu akşam eve gitmeyeceksen de haber ver yüzünü göresim yok, şuradayım vs gibi. habersiz eve gitmemek büyük hata olur.

ev işi olayı dışında nasılsınız? eğleniyor musunuz? mutlu musun? beraber vakit geçirmekten hoşlanıyor musun? birbirinize hala değer veriyor musunuz? bunların cevabını düşün. olumlu ise kurtarmaya bak. sen boşanmak istemiyorsun çünkü bence.

temizlikçi tutun imkan varsa. yani belli bu adam temizlik yapmak istemiyor. ve iki yetişkinin yaşadığı evde de her hafta detaylı temizlik yapmak gerekmiyordur bence. bizde 1,5 yaşında bebek ve kedi var mesela. bazen sadece süpürge yapıp geçiyoruz. tozu gördüğüm halde toz almadığım hafta sonları oluyor. onun yerine ailemle vakit geçirmeyi tercih ediyorum. gerçekten kılı kırk yaracak kadar önemli mi bu temizlik meselesi? yapmayın evi bok götürsün demiyorum da bazı haftalarda da olduğu kadar yapıverin. inan sen kafana taktığın için bu mesele bu kadar büyük görünüyor gözüne. akşam yemeğinden sonra 10-11e kadar bekler bulaşıklar demişsin. beklesin. ne kadar kokabilir ki? sonuçta 11de de olsa kaldırıyor. yani sen onun öğretmeni, annesi, ev arkadaşı değilsin. senin sınavından 100 almak zorunda değil. 5 sene kavga etmişsin, konuşmuşsun olmamış. demek ki başka bir yol bakılmalı.

ipleri eline alsın diyorsun, edilgen olmasın diyorsun ya. bu adamın karakteri. sen adamdan A değil B olsun istiyorsun. sen zaten A ile evlenmişsin. değişmesini beklemen saçma değil mi? hani farklı bi durum olur değişmesini beklersin ama adam karakter olarak pasif demek ki. şimdi şöyle düşün. sen çok planlı, programlı, her şeyin kendi istediği gibi yapılmasını isteyen birisin diyelim. eşin de 5 sene sonra gelsin desin ki ben bu kadar dominant bir kadın istemiyorum, pasif olsun istiyorum. sence olur mu öyle bir şey? insanın karakteri neyse odur ya, değişmez. hele otuzlardan sonra hiç değişmez. törpülersin, dikkat edersin ama bir yere kadar.

cinsellik konusuna gelirsek. bazı insanlar isteksizdir. bunu kabul edelim. bir de adam yanıma gelsene demiş. kendisine göre gayet hoş bi davet. sen de reddetmişsin. suçu kendinde görmüyor doğal olarak. o güne otları bırakmak, buzluğa atmak filan senin kafanda yarattığın, çok da gerekli olmayan bir iş. iki saatini harcayıp yoruldun ve hırsını ondan çıkardın. hayatımda ot haşlayıp dolaba attığımı hatırlamıyorum bu arada. neyse. sonuç olarak çok da istekli biri değil belli ki ve hamilelik takvimi işi iyice rutine bindirmiş iki taraf için de.

bence çocuk işini erteleyin. zaten bu temizlik durumu çocuktan sonra seni daha da delirtir. hele taze otu buzluğa atan bi insanın bebek ek gıdaya geçince yapacağı şeyleri düşünemedim bile. sen kendini yorarsın eşin sadece güle oynaya ilgileneceği kadar ilgilenir. gelsin daha büyük kavgalar.

çocuk işini erteleyin. evlilik terapisi alın. ama gerçekten boşanma isteği varsa bir süre belirle. değişim görmek istediğini net bi şekilde belirt. baktın değişim yok o zaman boşanırsın.
0
elorelia
(13.03.24)
5 yıllık evli ve 20 aylık çocuk sahibi er birey olarak yazıyorum;

Sizin probleminiz çözülmeyecek bir problem değil ancak ikinizin de gönüllü olması ve psikolog desteği almanız gerekiyor. Buradan ya da cevrenizden alacağınız tavsiye ile çözemezsiniz.
Şunun kararını vermen lazım gerçekten bu kişi ile evliliğini devam ettirmek istiyor musun?

Eğer devam ettirmek istiyorsan eşini karşına alıp de ki "Ben seninle hayatıma devam etmek istiyorum ancak bu şartlarda değil psikolog desteği alalım" de o da eğer seninle devam etmek istiyorsa zaten kabul edecektir.

Eşimle iletişimimiz çok güçlü ve paylaşımcıyızdır ona rağmen çocuk olduktan sonra çok kez tartıştık çok zorlandık çünkü hem yorgun hem de tahammül azaldığı için sürekli gerginlik oluyor, çocuğun uykuları yeni oturmaya başladı ve ancak kendimize gelebildik bu problemleri aşmadan sakın çocuk yapmayın.
0
mirty
(13.03.24)
elorelia +1

1. çocuk işini erteleyin
2. genel temizlik için birini alın, haftalık ya da iki haftada bir mesela
3. mükemmeliyetçi tavrınızı törpülemeye çalışın, her hafta ev süper tertemiz olmak zorunda değil. bulaşıklar da 11 gibi makineye konsun, idare edilir bunlar

bu arada evli biri olarak yazıyorum, diğer şeyler bir yana, eşinizin itiraz etmeyip her programa katılması o kadar güzel bir şey ki. varsın program yapmasın, hepsine uyması bile güzel.
0
noxie
(13.03.24)
yazdıklarınız boşanmayı gerektirecek bir durum değil gibi, düzeltilebilir şeyler. eşiniz ev işleriyle çok istekli olmayabilir. peki boşanıp yeni birini bulduğunuzda istediğiniz gibi biri olacağından emin misiniz ve hatta birini bulabilecek misiniz?

erkeklerin büyük çoğunluğu eşiniz gibi. bence bi orta yol bulmaya çalışın.

bu arada eşiniz kötü konustuysa ayıp etmiş.
0
tabudeviren
(13.03.24)
teşekkür ederim fikirlerinizi okumak iyi oluyor öyle dolmuştum ki. Ot konusuna bu kadar takılmayın evet zamanlaması biraz saçma olsa da:) ot olmaz b.k olur, mesele yetişkin bir insana 5 yıldır hala devamlı ne yapması gerektiğini söylüyor olmak. Cevabın birinde dediği gibi bulaşık için tartıştıktan sonra kimse kimseyi arzulamaz. Birbirinden alakasız gibi görünen bu konular tamamen iç içe geçti ve birbirini etkilemeye başladı.

@eloreila ve diğer herkes, normalde (yani sorumluluklarımız söz konusu olmadığında) gayet iyiyiz. Beni hiç kırmaz hayır dediğini kolay kolay hatırlamam, ben de aynı şekilde ona değer veriyorum, mesela bu akşam eve gitmek istemiyorum ama ailemin evine de gitmek istemiyorum anlarlar onun hakkında kötü düşünürler diye:/ Sanırım gerçekten bizim en sık kavga nedenimiz ev işleri, haftada bir temizlikçi işini düşünebilirim. İkinci sorun bana göre cinsel yaşam, çocuk konusu zaten kötü olan şeyi daha kötü hale getirdi. Bunu bir süre erteleyeceğim. Eşime boşanmanın tüm zorluklarını göze alacak kadar katlanamıyor değilim, sadece bu döngüyü tekrar tekrar tartışmak ve çözememek beni yordu. Tükenmiş ve kendimi anlatamıyormuş gibi hissediyorum. O kadar laf anlatmama rağmen dün mutfakta yardım etmemem mi tüm sorun demesi mesela. Bunların beni ne kadar yıprattığını anlayamıyor, kendisi benim kadar etkilenmediği için.
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
Selamlar henüz 2 yıllık evliyim (29E). Hepsini okudum bir şeyler karalamaya geldim.

Ben de ilişki anlatmayı veya okumayı çok severim o yüzden paylaştığınız için ve net, uzun yazınız için teşekkürler.

Biz de bu tarz olmasa da çok kavgalar ettik. Öncelikle şunu anlamak gerekiyor. Kadınların sorun ettiği şeyler bizim beynimizde "bu niye sorun şimdi ya", "bunu niye tartışıyoruz şimdi", "ben nerdeyim zaman dursa keşke uçsam gitsem şuan" gibi şekillerde yorumlanıyor. Yani önce bunu kabul etmek lazım. Ben de şu açıdan eşinize benziyorum, sorun sevmem, gerginlik sevmem. Evde yapılması gereken bir iş varsa o hemen yapılmayabilir yarın yaparım öbür gün yaparım haftaya yaparım. Evlenince tabi bu ertelemeleri biraz kısalttım. Ben biraz kısalttım, hanım biraz rahatlaştı derken ortada buluşmaya çalışıyoruz.

Bazen kadınların tepkileri o kadar anlamsız geliyor ki güne "bugün ne olsa da sorun yapıp büyütsem ve günü, seksi, hafta sonunu, geceyi mahvetsem..." diyerek başladıklarını düşünüyorum. Çünkü yaşanıyor bunlar yani.

Ne oldu diyorum hayatı sorguluyorum. Ne oldu yine yani çöpü mü atmadım gece film izlemedim ve odama mı gittim, belli bir gün geçti de çiçek veya hediye almayı mı unuttum, bulaşıkları mı dizmedim ne oldu??

Çünkü yetişkin bir kadın bunların herhangi biri yüzünden hem kendi hayatını hem partneri için hayatı zindana çevirebilir.

Ve sorun şi ki tam da sizin anlattığınız gibi bir şey anlatmadan bozuluyorsunuz ve neye bozulduğunuzu anlamamız gerekiyor. Bazen 50 kere de olsa söylemeniz gerekiyorsa söyleyin lütfen.

Gelin yardım et deyin. Ben şuna bozuldum deyin. Konuşun biraz iletişim lazım susarak, içten içe kurularak, içerlere gidip ağlayarak bize bir şey anlatamıyorsunuz bunu anlayın artık.

Biraz dümdüzüzdür ama anlarız yani. Ve de ne olsa da bozulsam diye değil de, ne olsa da ben bunu bir güzelliğe çevirebilirim, huzursuzluğa değil de huzura yorarım diye düşünmek lazım.

Siz bizden ince düşünüyorsunuz. Evi, kendinizi, bizi. Biraz salmanız gerekiyor eve de bişey olmaz ota da bişey olmaz. Yani olsa da bişey olmaz yani 3 günlük dünyada ot çöp yüzünden geri gelmeyecek zamanlar bir hiç uğrana gitmemeli ya.

Gidin sırnaşın onun yerine. Veya çok acilse iki ses edin yardım gelmiyorsa onu mutlu mutlu isteyerek yapın. Yok yapmak istemiyorsanız da salın gitsin. Bizim evde mesela bazen 2-3 günlük bulaşık duruyor, kim denk geliyorsa o hallediyor.

Ben hep evdeyim, bazen hanım gelmeden her yeri süpürüyorum, toparlıyorum, çamaşırları bulaşıkları yıkıyorum, yemek hazırlıyorum. Ama bazen de evde olmama rağmen tezgahın üstü bulaşık kaynıyor. Hanım da yorgun geliyor zaten bazen yapıyor bazen yapamıyor. Ama hiç bir zaman sorun etmiyoruz. En azından bu konuda çözdük bir şeyleri. Bizde de başka konular var.

Neyse, bunlar erkek gözünden bir yorum olsun diye yazdıklarım. Objektif bakarsam da şu çıkarımı yapıyorum. Evet bazen anlamıyoruz, dümdüzüz falan diyorum ama işin şu boyutu da var,

Kadın mutsuzsa yerde gördüğü çoraba bile bozuluyor. Ama mutluysa senin coraplarını yerim essek diyor icinden. Kadın mutluysa evin ortasına da sıcsan der ki "yalnız şu ortalıga sıcma olaylarını bir kaç bin yıl önce bırakmıştık hatırlatırım" der kaldırır yıkar.

Tam beyninizin çalışma yapısını anlamasam da mutsuzken pireyi deve yapıyorsunuz gibime geliyor. O yüzden sizin mutlu olduğunuz şeylere odaklanmalı, sizi üzecek şeylere takılmamanız lazım. Sorun ottan çöpten ziyada başka şeyler olabilir, biraz daha derine inip onları çözmeniz lazım.

Çocuk konusuna gelince, bence de sakın kalkışmayın. Mutsuz bir kadın olarak mutluluğu çocuk üzerinden bulmaya çalışmayın. Bir çocuğun en son isteyeceği şey kendisi mutsuz, ilişkisi kötü bir anne tarafından dünyaya getirilmektir.

Ben de bu sorunlarınızın çözülebileceğine inanıyorum ancak, baktınız çözülmüyor. Evliliğin kutsal olduğuna da inanmıyorum. Mutsuzsan ayrılacaksın. Hayata 1 kere geliyorsak öncelik kendi mutluluğunuz olmalı. Eşinizin veya çocuğunuzunki değil.

Siz mutlu olasınız ki eşinize, ailenize, arkadaşlarınıza veya ileride olursa eğer çocuğunuza verecek mutluluğunuz kalsın.

Netflix de "Kuvvetli bir alkış" ı izlemediyseniz birlikte izleyin belki çocuk yapmaktan biraz vazgeçersiniz :D

Teyzem geçen 60 yaşında boşandı. Çocuklar için katlandım yıllarca dedi. Katlanmak zorunda değilsiniz. Yani başından çözebilirsiniz. Bunu siz veya eşiniz kötü olduğu için değil, birbirinize uymadığınız için yapmalısınız. Uymak zorunda da değilsiniz ama zıtlığın uyumunu bile yakalayamıyorsanız o ilişkiyi sürdürmenin hiç bir anlamı yok.

Sanki ayrılsam başkası daha mı iyi olacak düşüncesi yanlış. Sorun daha iyi veya kötü olması değil zaten. "Daha uyumlu" olması. ki bu da vardır.

Ama bazen eşin 6 tane özelliği çok iyidir, 4 tanesiyle baş etmeye alışırsın, devam edersin. Bu da kafidir. Bazen de 9 özelliği çok iyidir, kim gelse eşinizi havada kapar, o kadar iyidir. Oma o kötü 1 tane özelliği size o kadar batar ki koşarak uzaklaşırsınız. Benim daha önce böyle bıraktığım uzun ilişkilerim oldu. Gram pişman değilim. Herkes dengini bulmalı. Zihnen, bedenen, ruhen, mantıken.. artık nereden bakıyorsanız.

İlla %100 anlaşılacak diye bir şey yok ama birbirinizi idare etmeyi, sorunları idare etmeyi öğrenmeniz lazım. Bakın katlanın demiyorum. Baş etmeyi öğrenmek lazım. Baktınız sizi çok zorluyor, olmuyor, ümitsiz vaka. O zaman bitirmek yanlış bir seçenek değil bana göre.
0
ananiyimioguz
(13.03.24)
Hepsini okudum o iş olmaz çocuk sahibi olmayın erteleyin önce aranızı düzeltin derim.
Eşiniz yanlış yapmış
40e 15 yıllık evliyiz
0
basond
(13.03.24)
Evli bir kadın olarak yorum yapmak istiyorum burayı okuyup gaza gelme. Bu saydığın sebepler boşanma sebebi değil.
Sadece sen yönetmeye yatkınsın, eşin de tembelliğe. Tıpkı benim evliliğim gibi :)
Başlarda bizim de böyle problemlerimiz oluyordu çünkü ben tembelim ev işi sevmiyorum yapmak da istemiyorum. Eşim de sizin gibi her şey tam düzenli ve muntazam olmalı diye düşüyordu.
Tezgahta patates soyarken neden altına bir şey sermemişim, neden salatalıkların kabuğunu orda kurutmuşum filan. Dedim bunun sana ne zararı var? Patatesi soyunca en son tezgahı siliyorum o yüzden altına bir şey koymak istemiyorum. Bu sadece bir örnek. Böyle onlarca olay vardı. Bir süre düşündü ve bana hak verdi. Haklısın aslında onun kimseye zararı yok ama ben alışmadığım için yanlış bir şey yapıyorsun gibi geliyor dedi. Dedim yanlış filan değil bu benim tarzım. Benim hayatım. Kimseye zararım yok.
Demem o ki bulaşığın 9 da değil de 11 de yıkanması kimseye zarar etmez. Hatta erkesi güne kalsın. Ne olabilir ki huzurdan önemli mi.
Kocam bu huylarını bıraktı valla 2 senedir cennette yaşıyorum. Kendisi için de öyle büyük bir stres kaynaği kalkmış oldu. Skeym tezgahı da bulaşığı da yani. Takıntı bunlar hep.
0
yenibirgüzelnick
(13.03.24)
yazacak çok şey var ama öncelik olarak çocuktan net olarak vazgeçin.
ondan sonra sağlıklı bir şekilde düşünüp karar verin.
çocuk sonrası boşanmak çok zor hele kadın için.
0
nuisance2
(13.03.24)
sorun sadece ev işleri meselesi ise bu konuda sorumluluğu daha fazla almanız gerektiğini düşünüyorum.
evet bencilce, fakat ev arkadaşı gibi iş bölümü yapmak erkeğin doğasına uymuyor.
modern yaşam erkekleri kadınlaştırıyor sonra da kadınların erkeğin bu şekilde olmasından rahatsız oluyor.

diğer konularda bir sorun olmadığından eminseniz kocanızı ev işlerine hiç bulaştırmayıp bir süre gözlemleyin(gerekirse yardımcı v.s.), bence işler değişecektir.

planlı çocuk yapma konusuna gelirsek, yumurtlama dönemi v.s. takip etmek bunları tamamen çöpe atın. aklınıze bile getirmeyin.
biz bu şekilde 1 yıla yakın uğraştık sonra ara verip normal sürece girdiğimizde çocuk olmuştu.
bu işlerde psikoloji > fizyoloji.
ayrıca kendinize eziyet etmenize gerek yok.
0
nuisance2
(13.03.24)
@ananiyimioguz teşekkürler kendi açından anlattığın için. Meşhur bir kitap var ya Erkekler Mars'tan Kadınlar Venüs'ten, bana onu hatırlattı söylediklerin. İçeriği günümüze göre artık biraz seksist kalıyor ama bakış açımı bayağı değiştirmişti okuduğumda. Erkeklerin bizim gibi olmadığını ve olamayacağını kabul edersek ve bu ön kabule göre davranırsak mutlu olabileceğimizi anlamıştım. Orada da yazıyordu mesela, "Erkeklerin kadınların aklından geçenleri tahmin etme gibi bir sorumluluğu yok": Yalan yok buna çok içerliyorum ama dikkat etmeye çalışıyorum. Mesela ilk çocuk düşünmeye başladığımızda ayın o belli günlerine neden hiç dikkat etmiyor diye sinir olmuştum. Sonra gittim söyledim, her ay şu şu günler önemli, o günlerde lütfen biraz daha birbirimizle ilgilenelim ortam yaratalım, vazife gibi olunca kendimi kötü hissediyorum diye. Şimdi bunu bir iki kere söylemiş olmam ve tamam demiş olması yetmiyor mu? Her ay da söylenmez diye düşünüyorum, her ay gerekliyse pes.
Bir de ben bu kitabı okumuş ve biraz da olsa kendimi düzeltmeye çalışmıştım, ondan da okumasını rica ettim ama okumadı. Aklıma geldi şimdi :|
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
Sizin biraz bosvermeniz biraz da kabullenmeniz lazim. Is sizin istediginiz gibi yapildi mi kismina değil is en sonunda yapildi mi kismina odaklanip sukretmek lazim, erkeklerin en beceriklisi bile bu kadar oluyor max, bunun otesi instagramda evin her tarafini fosur fosur yikayan adam.

Ovulasyon gunlerine bağlı seks yapmak sıkıcı ama garanti bir yontem. Ovulasyon takip ederken hamile kalamiyosam takip etmesem hic kalamam diye dusunmustum (kaldim). Ilk gun neyse de sonra ovulasyon donemi diye görev gibi 3 gun arka arkaya yapmak canimi sikiyordu mesela. Artik 3. gun naparsan yap gorev oluyor o.

Benzer yollardan gecmis biri olarak (35 k, 5 yil evlilik) duzelmeyecek şeyler değil ama iki tarafın da kendinden odun vermesi lazim biraz. Bence takmamayi ogrenmenin yollarini gelistirerek mutlu bir evlilige kavusabilirsiniz.
0
instant crush
(13.03.24)
@nuisance2 buna katılmıyorum ya, ev işleri erkeği kadınlaştırıyor diye hem dışarda çalışıp hem evin çoğu yükünü alırsak bizim suçumuz ne? O zaman erkekleşiyorum diyip dışarıdaki işimi bırakayım ben de. Çünkü bu kadar yükle ben de kadın olmaktan çıkarım.

çocuk konusunda da, evet yumurtlama takibi nefrettt bir şey. Ama işte dediğim gibi sık sık yapan bir çift olsak zaten denk gelir diye düşünerek özellikle o günleri kovalamam. Ama sık yapmayınca bari o günlerde olsun diye dikkat etmeye başlıyorsun ister istemez:|
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
temizlik-yemek işinin kadının vazifesi olması bi şekilde insan örfüne yerleşmiş.

siz rolleri değişmişsiniz, kentli modern çift filan. kocanız yeni rolü pek de kabullenemediği ama söylemeye çekindiği için işi ağırdan alıyor bence.

"O zaman erkekleşiyorum diyip dışarıdaki işimi bırakayım ben de." evet. yapabiliyorsanız yapın. geçim de erkeğin yüküydü. roller değişti. insanlığın son birkaç yüzyılının macerası bu.

çocuk yapamama meselesi evlilikleri sarsıyor. bu normal.

çocuk yapamadığı için erkekliği incinmiş olabilir onun da. diğer ihtimaller de var, evlilik değil bekarlık istiyor olabilir ama bunlar spekülasyon olur.

boşanma lafzı hoş değil ama konuşulabilir

burada afedersiniz d*yy*sluk ettiği şey, gidip başkasından yaparsın demesi. çüş. karı koca birbirine böyle derse, hukuklarını büyük yaralar. o yara özürle bile tamamen kapanmayabilir.

bu sonuncu konuyu bi irdeleyin. meselenin ayıbını tane tane anlatın. pişmanlıkla af dilerse, gafletse söylediğini derse, bi şans verebilirsiniz. size kalmış.
0
lambırcek
(14.03.24)
bi twit vardı, evlilikte kadının en büyük sorunu yemeği kim yapacak değil bugün yemekte ne yapsak ne yesek sorunu. ben de bunu yaşıyorum. yemek işi bende ama cidden bugün napacağım olayı beni yoruyor mesela.

diğer konuda da kimi zaman benim kimi zaman eşimin motivasyonu veya enerjisi olmuyor. darılmamamızın sebebinin birbirimize açık olmak olduğunu düşünüyorum. her şeyimizi açık açık o an söyleyip bitiriyoruz. sonu kavga da olsa seks de olsa bunu yapıyorum ben
0
Hallegadola
(14.03.24)
12 yil evli erkek olarak yazayim.
Sizin durumunuzdaki ciftler bosansa evliliklerin yarisi falan biterdi.
Bence esinizin tabiatinda mutfakda zaman harcamak yok.Is bolumlerini tekrar kontrol edin.Gerekirse alisveris, temizlik vb. esinizin yapabilecegi isleri yapsin.
Esiniz muhtemelen sizin gecimsiz, yuzu gulmeyen, surekli dirdir eden sorun cikartan biri oldugunuzu dusunuyor.Ettigi gereksiz kufurden de bir seyleri yerli yerine oturtmaktan, huzurluzluktan biktigini gosteriyor.bence overthinking yapmayi birakip guler yuzlu biri olmaya calisin. Erkekler icin evin bal dok yala olmasi yada evde guzel yemek yapilmasi degil guler yuzlu ve anlayisli bir es daha onemlidir.Esinizin cocuk ruhlu oldugunu yazmissiniz.Bilmem farkinda misiniz ama cocuk ruhlu birine karsi despot anne rolunu oynuyorsunuz.Bu sekilde gecimsizlik olursa yatakta da sorun olmasi cok normal.Ben sizi daha haksiz buldum.Biliyorum bu yazdiklarim hosunuza gitmeyecek bana kizacaksiniz ama dusunmeye deger bence.Yangina korukle gitmeyin.
0
turkuaz
(14.03.24)
yani mutsuz bir evlilik evet ama toksik bir evlilik değil. sadece rutine ve tekdüzeliğe hapis olmuş gibisiniz. tutku, arzu ne bileyim heyecan kalmamış pek. çocuk yapsanız da eşinizden ekstra destek, anlayış göremeyebilirsiniz. bu sizi daha çok üzebilir. çok çocuk heveslisi olsa eşiniz kendisi zaten bu süreçte takip eder, elinden geleni yapardı.
bu arada şeyi anlıyorum özellikle uzun süreli denemelerde bir noktada neden olmuyor stresi ile beraber insan darlanıyor ve zul gelmeye başlıyor. ama bu başka bir bıkkınlık boyutu gibi. gençsiniz, bence hayatınızı mutlu olmadığınız bir ilişkide feda etmeyin, çocuğu da mutsuz ve anlamsız bir birlikteliğin içine doğurmayın.
anlıyorum anne olmak istiyorsunuz, ama sizin anne olma hakkınız, çocuğunuzun mutlu ve sağlıklı bir ailede büyüme hakkından daha öncelikli değil maalesef.
0
wild honey suckle
(14.03.24)
erkekler gene bildiğimiz gibi... "ne var canım daha fazla fedakarlık yapsan" noktasından bakmışlar.
eşinin sana ettiği laftan sonra diğer şeylerin konuşulmasını çok saçma buluyorum. o sebeple kısa kestim.
0
suyin
(14.03.24)
Benim düsüncem senden beklenen; tipik ev kadınlığı ama adama rahat da vermemişsin o da küfür etmiş. Mutlu değilsen yaşın gençken ayrıl.
0
Coma
(14.03.24)
tüm evlilik ile ilgili sorunların temel sebebi, farkında olmadan yükselen stres seviyemiz. Hızlı yaşam, strese, stres huzursuzluk ve tahammülsüzlüğe , ve bunlarda insan ilişkilerine olumsuz olarak yansıyor, diğer her şey bahane ve teferruattan başka bir şey değildir.

Bunun imkan elverdiğinde doğa içinde küçük bir köy ve ilçede yaşamak için plan yapın , hayatınız yavaşladıkta , toprak ve doğra ile temas ettikçe her şeyin yavaş yavaş düzeldiğini göreceksiniz.

Belki inanmayacaksınız ama deneyin, yoğun şehir hayatı insanın doğasına en baştan uygun değildir .Ne varki bu şekilde yaşamayı farkında olmadan zorlanıyoruz.
0
Rao
(14.03.24)
@Rao, başta kulağa mantıklı gibi gelse de benden 2 önceki kuşak köyde yaşamışlar ve köy ortamında da gayet kavga, atışma, küslükler, cinayetler, adam kaçırma, tecavüz, adam vurma.. biraz daha doğuya gidersek töreler falan...

Ya komşu komşuya bahçesine ağaç sarktı ve bişey yapmadı diye 3 yıl küs kalır mı?

Kalır, onların dünyası da o çünkü.

Babaannem alzheimer olmasaydı da anlatsaydı size neler çektiğini. Kırsalda yaşayan bir kaç nesil öncemizde katlanma diye bir şey vardı. Artık kadınlar 1900lerden sonra iş hayatlarına girdiğinden beri bu pek kalmadı. Kimse birinin kahrını çekmek istemiyor veya sesini çıkarıyor artık.

Yani ben kendi dünyamızı büyültmenin veya küçültmenin sorunu değiştireceğini düşünmüyorum. İnsanın olduğu her yerde huzursuzluk, kavga, atışma olurmuş gibime geliyor. Doğamızda var yani. İstediğiniz kadar küçültük, heidi gibi yaşayın, artık o dünya sizin için yine normal olacak.

Ama şehrin, işlerin, kalabalığın vb. bir dünya etkenin bizi aşağı çektiği konusunda haksız değilsiniz.

@ustapasta, tekrar gelmişken şeyi demeyi unuttum, evet yukarıda da yazmışlar, kadınlar mesela eleştirirler annen miyim ben senin diye ama anne gibi davranmaktan da alıkoymazlar kendilerini. Burada bir çelişki yok mu.

İlişkinin başlarında eşim biraz evhamlı ve biraz kontrolcüydü. Yemek yedim mi, camı kapattım mı, üstüme bişey aldım mı, üşüttüm mü, kurulandım mı vs vs saymakla bitmez. ya kontrol eder ya da arar sorardı sürekli.

Anlam veremeyeceğim şekilde strese girer, meraklanırdı. Huzursuz olurdu. Bazen bir şeyi yapmadıysam sinirlenirdi, küçük çocuğa yapar gibi söylenirdi.

Ben de aşırı sülalem rahat bir insanım. Onu gördükçe iyice heyheyleri geliyordu.

Sonra ne olduysa bir ara aydınlanma geldi. Ya ben niye strese giriyorum koca adam gece yemek yiyemedi mi, dolapta bişey yoktu aç mı kaldı falan diye, huzursuz oluyorum. Gider en kötü makarna yapar, hiç bişey olmazsa yemek söyler açlıktan ölecek hali yok ya.

Diye bir ara gelince söylenmişti. Ondan sonra da böyle kontrolcülük yaptığını görmedim.

Ben onun beni yine düşündüğünü başka şeylerde anlayıp hissedebiliyorum ama bu tarz konularda "annelik taslama" huylarından erkenden uzaklaşmasına ben çok sevindim.

Yani bazen kızdığınız şeyi siz kendiniz yapıyorsunuz, çok takılmamak lazım. Hem siz rahatlarsınız hem eşiniz.
0
ananiyimioguz
(14.03.24)
@ananiyimioguz

Her türlü senaryoda negatif örnekle her zaman vardır, buna şans vb artık ne derseniz.
Ancak şöyle bir durum var ki ,yaşanılan yere bölge insanına , vb. göre çok değişkenlik gösteren bir durum.
Kal di ki, bundan insanlar ve nesiller değişiyor, bundan 50 sene önceki ve bugün ki toplum yapısı aynı değil.

Tüm olumsuzluklara rağmen ,doğanın, sessizliğin, temiz havanın , türlü kirlilikten uzaktan durmanın ve yavaş hayatın insana katacağı pozitif etki gerçeğini değiştirmez.
0
Rao
(15.03.24)
@ananiyimioguz aslında hiç anaç biri değilimdir. Mesela dışarda bir planım varsa onun evde ne yediğini ne yiyeceğini sormuyorum, kadınlar olarak erkeklerin beslenmesinden sorumlu olmamalıyız diye düşünüyorum. Hani tepki anlamında sormamak değil, bunu sormak ya da düşünmek aklıma gelmiyor. Birçok kişi böyle değil. Mesela annemlere gittiğimizde eşim tişörtle balkona çıktıysa annem hemen bana döner, "kızım çocuk üşüyecek montunu ver istersen". "Çocuk" üşürse içeri gelip montunu alabilir sanki, bu kadar verici olmamalıyız. Bence bu durum erkeklerin de hoşuna gitmiyor zaten. Tatile giderken eşinin valizini hazırlayan kadınlar olduğunu öğrendiğimde şaşırmıştım, bunun baya baya yaygın olduğunu fark edince de şok yaşamıştım:D


Eşimin şahsi konularında müdahaleci değilim rahatım, kendi tercihleri sonuçta. Ama ev düzeni beni de etkilediği için her şeye de bana ne diyemiyorum işte. Biraz aşmaya çalışıyorum, bahsettiğim kitaptan sonra oldu bu hatta. Mesela eşimin annesi yemek konusunda çok kendini yoran biri değil, o da öyle alışmış. Önüne bir çeşit koysan ya da kahvaltı gibi geçiştirsen okeydir. Bizde ise yemek çok çok önemliydi, ben de öyle alışmışım öyle devam ettirmem gerekiyor gibi davranıyordum hep. İşten gelip üç çeşit yemek yapmak, ya da uğraştırıcı güzel yemekler yapmak için iki saat uğraşıyordum, haliyle çok yorulup hırçın oluyordum eşime kızıyordum. Ben iki saat ayakta yemek yapayım, o gelsin 10 dkda bulaşıkları toplayıp geçsin oh ne ala diye. Sonra kitapta okudum, sizden talep edilmeyen fedakarlıklar yapıyor ama karşılığını göremeyip üzülüyorsanız, belki de o fedakarlığı yapmamalısınız diye. O anda bir aydınlanma geldi, adamın benden üç çeşit yemek beklediği yok, ben kendime bu işi çıkarıyorum, hem yoruluyorum hem haksızlığa uğradığımı düşünüp kızıyorum. Üstelik annem çalışmıyordu, ben işten gelip neden bunu yapıyorum diye düşündüm ve bıraktım. Basit şeyler yapıyorum, yalnızca yemek konusunda değil diğer konularda da rahatladım.

Ama işte dışardan baktığında mesela iş paylaşımımız var. Etrafımda birçok kadın da "söylediğinde yapıyorsa ona da şükür" modunda. Fakat ben 36 yaşında bir insana devamlı ne yapılması gerektiğini söylemeyi kabullenemiyorum. Erkekler böyledir diyip geçmeyi de öyle, acaba böyle midir yoksa böyle mi alıştırıldılar? Dm'den bu "zihinsel yük" ile ilgili güzel bi çizim gelmiş onu da paylaşayım: ekmekvegul.net
Mesela ben de kahvaltı sonrası çayımı içerken yalnızca çayımı içiyor olmayı isterdim. Çay içerken akşam yemeğinin malzemelerinden neler eksik, dışarı çıkıp ne almak lazım diye düşünmek yerine. O zaman sen de düşünme diyip geçilemiyor, saat akşam 7 olunca o malzemeler bir anda belirmeyecek çünkü. Eşim olsa akşam yemeği saatine kadar bir şey düşünmez, saat 7 olunca duruma ayıkır. Bu kafa rahatlığı acaba nasıl bir şey, biz de bayılmıyoruz bir şey yaparken başka şey düşünmeye. Düşünen olmayınca ev işleri aksadığından mecbur kalıyoruz. Yahu mesela yemeği ocağa ısıtmaya koymuşum bir iş çıkmış beş dk içeri geçmişim, eşim mutfakta sigara içiyor telefonda bir şeyler izliyor. Mutfağa giriyorum ki cazır cuzur ses geliyor yanacak yemek nerdeyse. Mutfakta ama onu fark etmiyor mesela, çünkü kendisine söylenmemiş. Hani bu kadar obvious bir şeyin söylenmesi de biraz insanın zekasına hakaret sayılmaz mı? Bu kadarının da yapısal olduğu bence biz kadınlara yutturulmuş bir yalan.

Eşimle konuştuk bu arada. Ettiği kötü söz ile ilgili, sigarayı bıraktığı için bazen anlamsız bir öfke yaşadığını söyledi, bunun mazeret sayılmadığını biliyorum dedi ve özür diledi. Doktor sperm analizini görünce sigarayı bırakmasını istemişti, çocuk sahibi olmayı çok istediği için hemen bıraktı (oversharing reis online).

Temizlik konusunda da, temizlik günleri yaşadığımız gereksiz gerginlikler için şunu dedi, "ben sana sinir olmuyorum, temizlik yapma eylemine sinirli oluyorum. Yani temizlik yaptığım için gergin oluyorum." Ama bunu yapmak zorunda olduğumuzu, benim de bayılarak yapmadığımı, bu gerginliği bana yansıtmasının saçma olduğunu anlattım dikkat edicem dedi bakalım ne olacak. Çocuk gelince sorumluluğumuzun daha fazla olacağını, şimdi böyleysek ileride daha çok sorun yaşayacağımızı, o yüzden çocuk düşüncesini ertelemek istediğimi söylediğimde üzüldü. Artık daha düzenli olalım ben de dikkat edicem dedi. Temizlik için birini ayarlamayı düşünüyorum, en azından yüzeysel şeyler kalsın bize. Durumlar şimdilik böyle.
0
🌸ustapasta
(15.03.24)
". Tatile giderken eşinin valizini hazırlayan kadınlar olduğunu öğrendiğimde şaşırmıştım,"

amacım laf söylemek değil ama böyle düşünüyorsanız aile olmanız zor.
çok bencilce bir düşünce bence.
siz ev arkadaşı olarak görüyorsunuz bence.
0
nuisance2
(15.03.24)
@nuisance2 herkesin “kendi” valizini hazırlaması nasıl bencilce oluyor anlamadım. Tam tersi senaryo olsaydı ne diyecektiniz? Eşim benim valizimi hazırlasın o zaman öyle aile olalım, o olmuyor ama dimi? Çocuklar bile 3-4 yaşından sonra ne giyeceğini kendi seçmek istiyorken bu durum bana komik gelmişti ama görüyorum ki burada bile varmış:D
0
🌸ustapasta
(15.03.24)
"Mesela annemlere gittiğimizde eşim tişörtle balkona çıktıysa annem hemen bana döner, "kızım çocuk üşüyecek montunu ver istersen". "Çocuk" üşürse içeri gelip montunu alabilir sanki, bu kadar verici olmamalıyız"

komiklikten ziyade mevzu şu aslında, adam(kadın) üşümüyor olabilir. ama eşi tarafından en azından kendisini düşündüğüne yönelik jesttir, iyi hissettirir. adam(kadın) evde açlıktan ölmez belki, ama dışardaki eşin onu da düşünerek belki yemek hazırlayıp
bırakması da aynı şekilde jesttir. adam(kadın) valiz hazırlamayacak kadar yorgun olabilir. eşin valizi hazırlaması jesttir. adam(kadın) ilaçlarını takip etmeyi unutabilir. eşin bunu bilip onun yerine hatırlaması hoştur. bu tip ufak gibi görünen davranışlarla zaten bir aile ortamı oluyor. nuisance +1 ev arkadaşlığı konusunda.
0
sarahkerrigan
(16.03.24)
Parantez içinde hep kadın da yazmışsınız ama, pratikte bu tür “jest”leri yapanların genelde erkek olmadığını hepimiz biliyoruz.

Daha bugün twitterda bir video gördüm, erkek işten eve kadından önce geliyor ve yemeği hazırlamış oluyor, kadın bunu videoya almış ve gayet mutlular. Yorumları görmeliydiniz, aşağılama ritüeli demişler, kadın erkeği s.kiyor demişler, bir adam bunu nasıl kabul eder demişler:D mesele beraber yenecek yemeği erkeğin hazırlamış olması.

Tam tersini düşünelim, kadın işten eve erkekten önce geliyorsa yemeği hazırlamaması söz konusu bile olabilir miydi? Sanmıyorum. Gerçek hayatta neyin ne olduğunu hepimiz biliyoruz. “Jest” yapan da, aman nolcak canım seviyorsa yapmalı, bunların hesabını yapıyorsa sevmiyordur denilen de kadın oluyor.

Konu benim konumdan çıktı şu an, şaşkınlıktan eşime şükrederek feminist manifesto yazıcam az kaldı:D
0
🌸ustapasta
(16.03.24)
okumaya bile dayanamıyorum bazı yorumları. sen bildiğin gibi devam et pasta bence...
0
suyin
(16.03.24)
(3)

Bim'de satılan crealty 3d yazıcı alınır mı?

veritaslibertas
link: https://www.bim.com.tr/aktuel-urunler/k1-12x-daha-hizli-3d-yazici/aktuel.aspxbu yazıcıyı daha önce incelemiştim, internette fiyatı 30bin yaklaşık, buradan alınır mı? garanti vs için sorun yaşar mıyız acaba?
link: www.bim.com.tr

bu yazıcıyı daha önce incelemiştim, internette fiyatı 30bin yaklaşık, buradan alınır mı? garanti vs için sorun yaşar mıyız acaba?
0
veritaslibertas
(13.03.24)
sıkıntı olacağını sanmam
0
gurur
(13.03.24)
ben direnc.net ten almıştım, servis ihtiyacında kendileri aracı oldular 2 3 kez. bim den aynı performansı bekleyemezsiniz bence. çok iyi bir servisi distribütörü vb. yok anladığım kadarıyla.
0
kveldulv
(13.03.24)
İlk makineniz ise almayın size sıkıntı anında yardımcı olabilecek bir servisi olan yerden alın bu makinenin ilk serisinde kronik sorunlar vsrdı diğer seride giderilmişti bu ikinci seri dendi ama net bilmiyoeum doğru mu
0
basond
(13.03.24)
(16)

işyerinde platonik aşık olunan kadına doğumgünü kutlaması

ekonomimagduru
işyerinde bir kadına aşık oldum. hem de öyle böyle değil. büyük bir kampüste farklı departmanlardayız. öğle aralarında yemekhanede/bahçede veya bazen kantinde görüyorum. aylardır aklımda. her gün görmeye çalışıyorum. önce içime attım, boşver dedim ama içime attıkça daha da büyüdü. ona olan ilgimi çe
işyerinde bir kadına aşık oldum. hem de öyle böyle değil. büyük bir kampüste farklı departmanlardayız. öğle aralarında yemekhanede/bahçede veya bazen kantinde görüyorum. aylardır aklımda. her gün görmeye çalışıyorum. önce içime attım, boşver dedim ama içime attıkça daha da büyüdü. ona olan ilgimi çeşitli şekillerde belli ettim. benim onunla ilgilendiğimden haberi olduğuna eminim. hayatında birisi var mı yok mu bilemiyorum. instagram hesabında tek başına olduğu bir profil fotoğrafı var. yaşlar ben: 37, o: 30.

şimdi... önümüzdeki günlerde doğumgünü var. doğumgününü kutlamak istiyorum. ama nasıl yapsam bilemedim..

önceliğim doğumgününe kadar bir şekilde konuşmak. hep çalışma arkadaşlarıyla gezdiği için yanına yaklaşamıyorum. ama becerebilirsem öncelikle birebir görüşeceğim. olmadı doğumgününde biraz tekila bir şeyler içip gözümü karartıp yaklaşmak istiyorum.. belki dışarıda yakalarım, belki ofisine gider yanına konuşurum. bunu yapabileceğimden emin değilim. doğru yöntem bu mu bunu da bilmiyorum.

eğer olur da birebir konuşamazsam nasıl bir yol izlemeliyim? aklımda çok çeşitli senaryolar var.

a) teams'ten yazayım.
b) dahiliden arayayım.
c) email atayım. (sahte hesapla mı gerçek hesapla mı?)
d) instagram'dan yazayım. (sahte hesapla mı gerçek hesapla mı?)
e) aracına not bırakayım.
f) doğumgününden bir gün önce ofisine not bırakayım, sabah gelince görsün.
g) telefondan arayayım. telefonunu e-devlet sızıntısı döneminde bulmuştum. kimseden almadım.
h) o gün işe gelirken/iş çıkışı karşısına çıkayım.

işe gelişte/iş çıkışta karşısına çıkmak kendini av gibi hissetmesine neden olur. o da aklıma geldi.

hediye alsam.. hiç tanımayan biri için aşırı olur.

doğum günü kutlamasında, kendi adımın olmadığı seçeneklerde (e,f,g) kendi adımı belirtsem mi? belirtip rezil olmak istemiyorum belki çevresindekilere gösterir (yakın çevresinde tanıdığım biri var).. belirtmesem de ben olduğumu bileceğini düşünüyorum.

bir de ben onun doğumgününün hangi gün olduğunu sistemden gördüm. eziklik olur mu? "tanımayan etmeyen, ama ilgilenen biri uğraşıp doğum günümü kutlamış, vay ezik" der mi? boş geçmek istemiyorum. bu sene içinde tanışırsak ki tanışmak istiyorum, ona bu kutlamayı hatırlatırım.

özellikle kadın arkadaşlar. ilgisinin farkında olduğunuz birinin size doğum günü kutlaması hangi şekilde olsaydı en az rahatsız olurdunuz?

uzun zamandır yalnızım ve böyle bir hissi uzun zamandır yaşamıyorum. başka hiçkimsede olmayan şeyler onda oluyor. çok heyecanlanıyorum..
valla beynim yandı kaç gündür düşünüyorum. bi el atın.
0
ekonomimagduru
(12.03.24)
doğum gününü kutlamayı pas geç. stalker gibi gözükeceksin. öncelikle minik diyaloglar yarat.

aman ha sakın bu yazdıklarının hiç birini yapma. yalnızlık ve bu kadar içinde kurma nedeniyle social awkward bir sahne yaşanacak ve büyük ihtimal yüzüne gözüne bulaştıracaksın.

radarına gir. işle ilgili birlikte çalışma, danışma gibi bir planın olsun. büyük jestler asla yapma.

korktum hacı senden.
0
gabe h coud
(12.03.24)
İşi karıştırma, sosyal medyasından ekle yüz vermezse kabul etmezse unut. Ederse oradan yürü.
0
Kahvedesu
(12.03.24)
Bence de bunları yapmayın. Ezik demesini geçtim sapık bile sanabilir. Yüz yüze tanışabiliyorsanız tanışın,olmazsa da instagramdan arkadaşlık gönderin. Kabul ederse, ordaki paylaşımlarından iletişim kurmaya çalışırsınız.
0
asteriks
(12.03.24)
okurken ürperdim, saydığın seçeneklerin her biri birbirinden beter. kıza 30. yaş gününde hayatının travmasını yaşatmak istemiyorsan hiçbirini yapma lütfen.
0
hrskrs
(13.03.24)
Kendi icinde fantaziler kurgular yasamana gerek yok. Fazla ilgili oldugunuzu belli etmeyin, manyak bu der. Girisiminizi kiz rahatca dusunup cevap verebilecek bir sekilde yapmalisiniz. Dogumgununu kutlayacak bir samimiyetiniz yok. Tanimiyorsunuz bile kizi. Ters teper. Sosyal medyadan ekleyin, kabul ederse birkac gun sonra "gorustugunuz kimse var mi bilmiyorum ama ben sizi merak ediyorum, bir kahve icmek isterim" gibisinden niyetini belli eden bir mesaj atabilirsin. Olmazsa da asla ustelemeyin :)
0
The_Lollok
(13.03.24)
birde isimsiz çiçek gönder istersen
arkadaş çık karşısına konuş kutla tanış.
bu gibi girişimler AŞIRI ters tepiyor, iş yerinde özellikle yayılıyor ve insanlar arkandan çok hoş şeyler söylemiyor
0
eja
(13.03.24)
teşekkürler yanıtlarınız için. korkutucu gibi geldiğini düşünmemiştim.

aslında geçen sene şirkette sistemde "bugün doğumgünü olanlar" gibi bir fasilite vardı. geçen sene kutlamıştım. o da teşekkür etmişti. uygulama teşekkürü bu arada, yazılı değil. şimdi o fasilite yok.

o zamanlar bu kadar ilgili değildim. işyerinde biriyle ilgilenmek hiç tarzım değil. zaman içerisinde ilgim arttı, birçok yerde karşısına çıktım. bazen gerçek tesadüflerle bazen benim kurguladığım tesadüflerle birçok yerde karşılaştık. göz asinaligi olmasi icin yaninda yöresinde bulundum birçok kez. yani öyle iki üç günlük bir mevzu değil, bir seneden fazladır ilgi alanımda. ama tanışmaya geçemedim bir türlü.

tanışmayı çok da istemedim açıkçası. başlangıçta birini görüp heyecanlanmak, mutlu olmak hoşuma gitse de dediğim gibi işyerinde birine ilgi duymak bana çok ters. kendimi frenleyip uzak durmaya, başka biriyle ilgilenmeye çalıştım ama daha kötü oldum. kendimi ondan uzaklaştırmaya çalışmak daha kötü aşık olmama sebep oldu.
0
🌸ekonomimagduru
(13.03.24)
Yazdiklariniz cok korkutucu geldi +1 ozellikle yasinizdan dolayi, 20 yasinda biri yazsa cocuk derim de, 37 yasinda sahte instagram hesabindan yazmayi dusunmek, edevlet sizintisindan telefon bulup aramanin normal oldugunu dusunmek vs. Kafanizda yarattiginiz fiction bir karaktere takinti yapmis ve gozunuzde cok buyutmus gibisiniz, en azindan anlattiklarinizdan. Bence bi adim geri alin, kendinizi sakinlestirin biraz. Bu hali ile istemediginiz bir sonuc daha yuksek ihtimal. Ayrica kendinize koydugunuz bu 'dogumgunu' deadline'nini kaldirin, yavas yavas konusmaya dogal akisinda bir tanisiklik yaratmaya bakin. Kadin hakkinda ve ozel hayatina iliskin hicbir fikriniz yok. Su halde ztn dogum gununde not yazdiniz diye bir iliskiye baslama ihtimaliniz 0. Ayrica acilip ne diyeceksiniz, ben sana asigim mi? Evliyim dese ne olacak? Ne gerek var buna. Bi tanisin bakalim, belki gercekte muhabbetiniz uyusmuyordur.
0
kassiopeia
(13.03.24)
Böyle yaptığında akılda kalıcı olacağını, romantik olacağını ve iz bırakan bir insan olacağını düşünüyorsun galiba. Aslında doğru akılda kalıcı olursun ama korkutucu olarak. Bana böyle planlar yapılsa yemin ederim, gizli saklı istifa ederim ve sırra kadem basarım. Hatta taşınıp izimi kaybettirmeyi düşünürüm. Telefonumu, herşeyimi değiştiririm.
0
rock n roll
(13.03.24)
Dediklerinin ve dusunduklerinin hicbirini yapma cok ürkütücü. Normal ayni yerde çalışan insanlar olarak selamlasip havadan sudan sohbet etmeye çalışabilirsin sonra da kahve molasi gibi bir sey onerebilirsin en fazla. Kadin zaten birkac kez karsisina ciktiginda çoktan anlamistir ilgini. İlişkisi olma ihtimali de cok yuksek. Kendi icinde büyüttüğün platonik ask olarak degil normal is yerinde bir insan olarak dusunmen gerek.
0
instant crush
(13.03.24)
instadan normal kendi profilinden ekler, sonra da 2 cümle mesaj atardım. doğum gününü falan geçerdim. ok ise devam yoksa yol verip öne bakmaca.

dedikleriniz ürkütücü ayrıca. be normal.
0
baldan kaymak
(13.03.24)
arkadaş gerçekten yazdıkların korkutucu.
normal git konuş kahve içmeye davet et. bırak dogumgununu falan artık cocuk değilsiniz.
0
sizofren06
(13.03.24)
aslında birkaç ay önce kendi profilimden eklemiştim. kabul etmedi, ama isteği silmedi de.. ben de isteği iptal ettim..
0
🌸ekonomimagduru
(13.03.24)
sadece son yazdiginiza iliskin olarak, istegi kabul etmemis cunku hic tanimadigi bir insanin ozel hayatina dahil olmasini (instagram mesela benim icin ozel bir alan) istememis, ancak reddetmemis cunku is arkadasina ayip olacagini dusunmus, bu sekilde bir yuzgoz olma olayina girmek istememis. tam benim yapacagim hareket. hayatta kabul etmem ozel hayatimda yakinen tanimadigim bir is arkadasimin istegini, ancak reddetmem de, yuzyuze bakiyoruz diye. insan olan anlar derim.
diger hususlar icin yukardakiler +1
0
songforsomeone
(13.03.24)
arkadaşlar teşekkür ediyorum, sayenizde ciddi bir hatadan döndüm. dışarıdan bakınca daha iyi anlaşılıyor. içinde bulunduğum durumda kafayı sıyırdığım için gözüm kör olmuş. önceliğim birebir tanışmak olacak. bakalım ne zaman..
0
🌸ekonomimagduru
(13.03.24)
Son yorumunla doğruyu bulmuşsun cevap olarak kızı rahat bırak demeye gelmiştim.
Zamana bırak güzelce tanışmaya muhabbeti ilerletmeye çalış+1
0
basond
(13.03.24)
(5)

İş Dışındaki Zaman

rock n roll
Selam, iş dışındaki zamanlarda neler yaparsınız? Daha doğrusu zamanınız oluyor mu? Bir de yorgunluğunuzu nasıl atıyorsunuz?
Selam, iş dışındaki zamanlarda neler yaparsınız? Daha doğrusu zamanınız oluyor mu? Bir de yorgunluğunuzu nasıl atıyorsunuz?
0
rock n roll
(12.03.24)
Pek olmuyor. Akşamları yürüyüşe çıkıyorum arkadaşlarla kahve planım yoksa. Hafta sonlari parka kitap okumaya gidiyorum.
Salonundaki koltuğa yatıyorum direkt yorgun olunca.
0
Amaranta ursula
(12.03.24)
vaktim oluyor ama amele islere kosturmaktan yine mesai gibi stresli geciyor vaktim. dinlenme anlayisim=muzik. en azindan su an boyle
0
ala09
(12.03.24)
instagram’ım yok. Oradan buradan gelen bildirimler yok. Kendime çok zamanım kalıyor. Haftanın üç günü evden çalışıyorum. İşim çok rahat. Spor yapıyorum, kitap okuyorum, müzik dinliyorum. Dizi-film artık izlemiyorum. Arabayla sahil boyu geziyorum. Sahilde yürüyorum. Sitemin arkasında göl var, orada yürüyorum. Arkadaşlarla buluşuyorum. Onlarla yürüyüş yapıyorum.
0
gabe h coud
(12.03.24)
haftaici sabah 7de kalkıyorum. 8de evden cıkıyorum akşam 7de cıkıyorum. 11 gibi uyuyorum hiç zamanın olmuyor. youtubede dizi izliyorum aksamları.
haftasonu cumartesi bahceme gidiyorum. pazar evdeyim maçları izliyorum. standart.
0
sizofren06
(13.03.24)
Sabah 5 de kalkıyorum işe gidiyorum öğleden sonra çocuğu okuldan alıp uyuyana kadar beraber oynuyor eğleniyoruz kitap okuyup geziyoruz sonra uyutuyorum genelde onu uyuturken bende uykuya dalıyorum ertesi gün aynı döngü
0
basond
(13.03.24)
(7)

Tup mide ameliyatı devlette olunmali mi

optimistbakunin
50li yaşlara yakın 160boylarında 104 105kg civarlarında kadın tup mide ameliyati olmali midir. Daha once diyet denemeleri vs basarisiz oldu. Olanlar ya da cevresinde bu ameliyati gecirenler ne dusunuyor
50li yaşlara yakın 160boylarında 104 105kg civarlarında kadın tup mide ameliyati olmali midir. Daha once diyet denemeleri vs basarisiz oldu. Olanlar ya da cevresinde bu ameliyati gecirenler ne dusunuyor
0
optimistbakunin
(11.03.24)
çevremde olup mutlu olanda var, olup sakat kalanda var, olup ölende var, olup eski haline dönende var. olup mutlu olan sayısı az.
0
basond
(11.03.24)
genç bir akrabamız bu sebeple hayatını kaybetti, özel hastanede olmuştu. ödüm kopuyor bu işten. biorezonans ile kilo vermeyi denedi mi?
0
mellifica
(12.03.24)
doktor çok önemli bence, annem oldu sektörün öncü bir doktoruna, bir ton hastalığı ve geç iyileşen bünyesine rağmen 3 günde atlattı, öte yanda daha no-name bir doktora olan tanıdığım 4. ayında hala kusuyordu. ameliyat teknikleri çok önemli anladığım kadarı ile bu durumlarda, biraz şanş biraz bünye.

birde bu ameliyat olarak biten bir süreç değil her 3 ayda bir tonla kan tahlili veriyor doktor ve kontrol ediyor süreci, bunları devlet doktoru yapıyor mu araştırmanız lazım.

ameliyat sonrası uymanız gerekn çok sıkı bir diyet ve prosedür, diyet listesi var bunları ayarlıyor mu devlet doktoru danışın
0
eja
(12.03.24)
Doktor defalarca yapmis ameliyati bir şikayet yok hakkında. Olumsuz bir yorum da yok. Sadece yemeyi seviyor sanki ve diyetlere uyamiyor gibi. Bir de yaş da kafama takılıyor. Bu yuzden yorumlarinizi istedim
0
🌸optimistbakunin
(12.03.24)
diyabet, tansiyon gibi kronik rahatsızlıkları yoksa ameliyata çok da girmemek lazım bence. sonrasında hep dikkat etmesi gerekecek. dışarıdan sürekli takviler alacak. bir de yine kendini disipline sokması gerekiyor gördüğüm kadarıyla bunu yapamayanlar tekrar kilo alıyor. ayrıca ruhsal olarak da o hazzı alamadıkları için bazen kendilerini daha zorlu durumlara sokuyorlar, o yüzden ameliyat sonrası terapi de önemli gibi geliyor bana. ama tabii ki kronik ve kontrolsüz seyreden hastalıkları varsa ameliyat iyi bir çare olabilir.
0
red g
(12.03.24)
Devlette endoskopi gibi görece daha az riskli bir seyi yaptirtmak bile bir zulümken o tarz riskli bir topa hiç girmeyin derim.

Alaninda uzman bir doktor bulun özelde ama tabii hasta feedback'lerini arastirin sonuçta isim yapip bunun üstüne yatanlar da var.
0
Yourcousinmarvinberry
(12.03.24)
annem 62 yaşında oldu tonla hastalığı var 1 sene olcak zorla 20 kilo verebildi o da yürüyerek.
şeker hastalığı varsa ve psikolojik yeme bozukluğu varsa zor kilo veriliyor, bizimki mesela yasakken taneli yemekler bulgur pilabı yapıp rondodan geriçip püre gibi yiyordu asdasd o yüzden zayıflayamadı ama iyiki oldu diyoruz hem daha fazla kilo almadı hemde 20 kilo 20 kilodur dedik ama sürecimiz dediğim gibi sorunsuz geçti bi komplikasyon olsaydı aşırı zorlanırdık bunları da düşünmek lazım
0
eja
(12.03.24)
(12)

Çamaşır Kurutma Makinesi Alınır Mı?

edaddy
Bunları kullanıp memnun olanlar yazabilir mi?Electrolux (19K) ve Bosch (25K) modellerine bakıyorum.
Bunları kullanıp memnun olanlar yazabilir mi?

Electrolux (19K) ve Bosch (25K) modellerine bakıyorum.
0
edaddy
(08.03.24)
modelleri bilmiyorum ama alınır. hoover var bizde. gider gerektirmediği için odada duruyor. hafta sonu 5-6 makine yıkıyoruz resmen, hafta içi fırsat olmadığı için. diğer türlü ser, bekle, topla çok uzun iş. bi de kıl tüy toz meselesi de var tabi.
0
elorelia
(08.03.24)
bosch aldık aldığım en iyi beyaz eşya çok kullanışlı
0
basond
(08.03.24)
Bosch 25k nedir? link varsa? kendinden temizlemeli modeli mi?
bosch un kendinden temizlemeli enerji tasarruflusunu aldım çok memnunum elektrik faturasına çok yansımadı. evde hayvan olduğu için aldım tüy toz ne varsa alıyor çamaşırdaki.

kısa program yüksek ısıda hızda kurutmaya çalışırsan tüm pamuklular çeker marka farketmeksizin.
0
eja
(08.03.24)
alınır. bende hoover ısı pompalı var. daha pahalı daha iyi diye bir şey yok bunda. sentetik ve hassas ayarlarını kullanıyorum. çekeceğini bildiğin kıyafetleri bile bile atma, çeker :) hassas ayarda bile çeker. sadece havlu, nevresim, iç çamaşırı bile kurutma makinesinde kurutulsa çok ciddi rahatlık.
0
gabe h coud
(08.03.24)
Siemens kullanıyorum. Bosch ile birebir aynı ürün zaten. Gayet memnunum.

Sadece kazak gibi bazı kıyafetleri kurutmaya atmak sağlıklı değil onları ayrı kurutuyorum onun dışında güzel. Hem giderli hem gidersiz çalışıyor. İlk başta gidersiz kullanıyorduk sonra gidere bağladık daha rahat oldu.
0
nuevo
(08.03.24)
Cevaplar için teşekkürler ilgilendiğim ürünler:

www.hepsiburada.com

www.hepsiburada.com
0
🌸edaddy
(08.03.24)
tabi ki alınır. almadıgım günler için pişmanım. bizde grundig var cok memnunuz.
0
sizofren06
(08.03.24)
Kesinlikle alınır, çok işe yarıyor.
Alacağınız modele karar verdikten sonra yakınınızdaki bayiye bir telefon edip fiyat sorun.
Beko'nun bir makinesini aldık. İnternetten 500 TL civarında daha ucuz fiyat verdi ve bayi elemanları bir gün sonra cihazı getirdi, kurdu, çalıştırdı.
İnternetten alınca lojistik firması ile gelecekse sıkıntı. Daha pahalı bile olsa bayiden alırdım ben.
Ek: Bizim aldığımız modelin kazanı çelikmiş bir ucuzundaki kazan başka bir malzemeymiş, ne kadar önemlidir bilmiyorum.
0
michael_knight
(08.03.24)
hoover kullanıyoruz 4 senedir hergün çalışıyor 1-2 sefer. çok memnunuz. ayarlarına bakmanızı tavsiye ederim mesela bizimkinde yünlüler için ayrı bir ayar var sorunsuz kurutuyor yünlüleri. bir arkadaşımda beko var o atamıyo yünlüleri.
0
entropik
(08.03.24)
modellerini bilmiyorum ama makine aldık çok memnunuz, alınır.
0
hrskrs
(08.03.24)
Alınır ancak çamaşırları yıpratıyor. Gardrobu maksimum 2 yılda bir yenilemeniz gerekecek. Değer mi bence değer
0
ferenc
(08.03.24)
arçelik var bende. gayet memnunum.
0
inheritance
(08.03.24)
(3)

amazon gumruk vergisi ve gumruk siniri

Ecesb
selamlar 5000 tlye ahsap bir masa aldim boyutlari 100x40x30 cm yani cok buyuk bir sey degil. 150 euro altinda oldugu icin yine de 150 euroya cok yakin olduğundan şüphelendim. gumruge takilir mi sizce? bir de ek vergi odemek zorunda kalir miyim? benzer tecrübesi olan varsa aydinlatabilir mi? tesekkur
selamlar 5000 tlye ahsap bir masa aldim boyutlari 100x40x30 cm yani cok buyuk bir sey degil. 150 euro altinda oldugu icin yine de 150 euroya cok yakin olduğundan şüphelendim. gumruge takilir mi sizce? bir de ek vergi odemek zorunda kalir miyim? benzer tecrübesi olan varsa aydinlatabilir mi? tesekkurler.
0
Ecesb
(08.03.24)
piyango gibi görünüyor.
0
basond
(08.03.24)
Amazondan aldıysanız zaten size gümrük vergili fiyatını ödetiyor dolayısıyla takılmaz.
0
mirty
(08.03.24)
Geçen ay amazon.us’den 5700 tl’lik ürün aldım. Üç haftada teslim oldu. Hatta dün 67 kuruşluk iade yaptılar.
0
plastik turambar
(08.03.24)
(8)

dolar ne olur?

zalbarath
yerel seçimlerden sonra gidişatı nolur?
yerel seçimlerden sonra gidişatı nolur?
0
zalbarath
(08.03.24)
Artar tabiki. Ama inanılmaz bir artış olacağını da düşünmüyorum şahsen. Yani geçen senelerdeki gibi kredi çekip dolar alıp kar etmek gibi bir şey olmayacak bence.
0
nuevo
(08.03.24)
Seçimden sonra 2 ihtimal var: ya Mısır gibi %50 civarında bir devalüasyon olacak. Ya da faizleri %65-%70 civarına çekecekler. Dolar böyle ufak ufak artacak.


.
0
kartallar yuksek ucar
(08.03.24)
yükselir yada çok hızlı yükselir kısmını soruyorsanız bence hızlı yükselir
0
basond
(08.03.24)
uçuşa geçer
0
sizofren06
(08.03.24)
Ani iniş çıkışlar olmadan yataya yakın yavaş bid şekilde yakın yukarı yönlü. Genel olarak beklenti bu şekilde
0
doharkoman
(08.03.24)
farkındaysanız dolartl 1 marttan bu yana yükselişini hızlandırdı. seçim sonrası nisan mayıs aylarında hızını artıracaktır. çok baskı olustu dolar üzerinde. yılın geri kalanında daha yavaşlayabilir artış çünkü dolar global olarak düşüşte. 2025 yılı ise doların büyük yükseliş yapacağı bir yıl olabilir. çünkü altın, btc, spx bu yılı büyük yükseliş ile geçirecek gibi görünüyor. 2025 yılında işler tersine dönebilr.
0
benarrivo
(08.03.24)
Kaç senedir seçim ardına seçim var diye baskılanan kur, önümüzdeki 4 sene seçim olmadığı için akıp gidecek. Büyük şehirleri AKP alırsa daha hızlı artar ama CHP alsa da artacak. Kaçınılmaz. Yani benzeri daha önce yaşandı ama yine yaşanıp 50 olmaz bence. 36-40 arası bir yerde biter bence.
0
nawar
(08.03.24)
Artsa iyi olur diyecegim de sürekli enflasyon altinda kalacagindan bu bir seyi degistirmiyor.
0
Yourcousinmarvinberry
(08.03.24)
(4)

İş amaçlı acil ABD vize başvurusu hakkında

bulbul
Merhaba,Çalıştığım projeler ile ilgili ABD'de düzenlenen bir konferansa davet edildim, katılımcı olarak. Ancak benim vizem yok ve konferansa 3 ay kadar bir zaman var. Çalıştığım şirketin anlaşmalı olduğu turizm acentası ile görüştüm, kendilerinin de en erken 2025 yılı içerisinde randevu alabilecekle
Merhaba,
Çalıştığım projeler ile ilgili ABD'de düzenlenen bir konferansa davet edildim, katılımcı olarak. Ancak benim vizem yok ve konferansa 3 ay kadar bir zaman var. Çalıştığım şirketin anlaşmalı olduğu turizm acentası ile görüştüm, kendilerinin de en erken 2025 yılı içerisinde randevu alabileceklerini belirttiler. Yaptıkları dönüşün benim bireysel başvurumdan hiç farkı yok, ben onların kurumsal sebeplerden ötürü bir şekilde hızlandırabileceklerini düşünmüştüm, anladığım kadarı ile böyle bir şey yok.

Acaba kendim ilerlesem, bunu hızlandırmanın bir yolu olabilir mi? VIP hizmeti gibi, ekstra hizmetler de uygun benim için. Konsolosluktan bir şekilde yardım alma imkanım acaba olur mu, benzer yollardan geçen var mıdır? Paralelde araştırıyorum, henüz böyle bir imkanın olduguna dair bilgi bulamadım. Bir de buraya sormak istedim. Teşekkür ederim.
0
bulbul
(07.03.24)
önceden vizeniz yok anladığım kadarı ile ilk vize için mutlaka yüzyüze görüşme gerekli bildiğim kadarıyla ve şu sitede istanbul için en erken 83 gün iş vizesi için bekleme süresi diyor. bunun dışında tarihler değişiyor. siz ne vizesi almayı planlıyorsunuz? hangi tip vize? buna göre bekleyeceksiniz. ha randevu tarihi ileriki zamana veriliyor ama hızlı eritip erken çağırdıkları çok oluyor.
3 ay için çok çok zor görünüyor şu anki randevu bekleme oranlarına göre.

site bu: travel.state.gov
0
basond
(08.03.24)
biz tarihi belli olan fuar için çok uğraştık öne çekmeye ama esnemiyorlar maalesef. yapabileceğiniz tek şey sıkı takip edip iptal olan randevulardan açılan boşlukları yakalayabilmek. ama 1 sene sonraki randevuyu 3 ay sonraya çekebilmeniz çok mümkün görünmüyor malesef.
0
mustafakesekci
(08.03.24)
İhtiyacım olan B1 (Business visitor) ki, bunun için Ankara 372, İstanbul 486 gün bekleme süresi diyor :). İstanbul'dayım ama Ankara'ya da gidebilirim randevu için, problem değil. Schengen vizelerim oldu, ama ABD'den hiç almadım. Boşalan randevu takibini duydum. Çok çok zor görünüyor gerçekten ama, bakalım. Hala belki bir şey denk gelir düşüncesi ile araştırıyorum:)
0
🌸bulbul
(08.03.24)
eğer fuar/konferans için ciddi katılım varsa türkiyeden heyet falan düzenleniyorsa bir ihtimal ateşelik heyet için yardımcı oluyor. ben böyle vize aldım. ama 100 lerce kişilik bir katılımdan bahsediyoruz.

diğer türlü de başvurun bence en kötü amerika vizeniz olur. tarihleri kontrol ederek 3 ay içinde alabilmeniz olası olabilir. bir matematiği yok ama şans işi.
0
kveldulv
(08.03.24)
(5)

Satranca nasıl çalışayım?

veritaslibertas
Merhaba,kendi kendime lichesstan satranç oynuyorum, çok da seviyorum. 1550 puanlarda sabit gidip geliyorum ama. belli ki üzerine koyamıyorum, zaten böyle bir çabam da yoktu aslında ben eğleniyordum oynarken ama bari geliştirsem dedim. ne yapsam iyi olur? oturup hamle çalışır mıyım bilmiyorum. hamle
Merhaba,
kendi kendime lichesstan satranç oynuyorum, çok da seviyorum. 1550 puanlarda sabit gidip geliyorum ama. belli ki üzerine koyamıyorum, zaten böyle bir çabam da yoktu aslında ben eğleniyordum oynarken ama bari geliştirsem dedim. ne yapsam iyi olur? oturup hamle çalışır mıyım bilmiyorum. hamle mi ezberlemek lazım ne yapmak lazım?
0
veritaslibertas
(07.03.24)
açılış çalış, oyun oyna, açılış çalış, oyun oyna, açılış çalış, puzzle çöz, açılış çalış, kale finali çalış, açılış çalış. 2000'e kadar aynı şekilde devam.

2000 sonrasını ben de göremedim ama farkın varyantları bilmek olduğunu hissediyorum. yani daha derin açılış.

oyunu oynarken kazanmayı, öne geçmeyi değil gelişimi düşünerek hamle yap.
0
gule gule
(07.03.24)
2000 sonrası zaten çok yüksek değil mi? 2200 GM idi diye hatırlıyorum.
0
Nocturne
(07.03.24)
@nocturne 2000'den sonrası yüksek evet zaten şu an güncel elo sıralamasında 2180'lik oyuncu türkiye 100'üncüsü. ama internet satrancında pek bir şey ifade etmiyor.

1500'den 2000'e çıkmak, 2000'den 2100'e çıkmaktan çok daha kolay, zorluk üstel artıyor. 1500-2000 arasına x vakit harcıyorsan, 2000-2180 arasına 4-5x zaman harcaman lazım belki daha fazla. bu zorluk gerçek hayattaki elo puanları için.
internette puan daha kolay kazanılıyor sınırsız maç yapabildiğinden. 1600-1700'lük oyuncular 2000'e rahat ulaşır.

chess.stackexchange.com
burada da fide dağımını görebilirsiniz. lisanslı oyuncuların toplandığı yer 1500-1900 arası. asıl değerli kısım 1900'den ilerisi, gm dediğimiz kısım çoğunlukla 2500+. 86milyon nüfusta 15 tane var, dünyada 2000 civarı.
0
gule gule
(07.03.24)
önemli büyük ustaların oyunlarını incelemek güzel bir opsiyon olabilir, onları inceleyen kitaplar ve videolar da illa ki vardır. açılışlar gibi belli standart hamleler de vardır.
0
ckisc
(07.03.24)
Nazmican ın YouTube kanalını izle satranchess kanalı
0
basond
(07.03.24)
(4)

ABD Vize Yenileme

Lethe
Arkadaşlar ABD vize yenileme sürecine dair iki sorum olacak. Vizemiz bitmişti ve aradan 48 ay geçmediği için yenileme sürecine girdik. Konsolosluktan e-mail geldi. DS-160 formu, pasaport gibi belgeler talep etmişler. Bu noktada iki sorum var:- 28 Martta başka bir ülkeye seyahatimiz olacak. Bugünü de
Arkadaşlar ABD vize yenileme sürecine dair iki sorum olacak. Vizemiz bitmişti ve aradan 48 ay geçmediği için yenileme sürecine girdik. Konsolosluktan e-mail geldi. DS-160 formu, pasaport gibi belgeler talep etmişler. Bu noktada iki sorum var:

- 28 Martta başka bir ülkeye seyahatimiz olacak. Bugünü de saymazsak arada 16 iş günü bulunuyor. 16 iş günü süresinde vize işlemesi ve iki kez kargolamayı da düşünürsek pasaportumuz yetişir mi? Bu işler ortalama ne kadar sürüyor, riskli mi?

- Seyahatten döndüğümüzde bayram tatili araya girecek. Nisan ayına bıraksak desem arada 1 ay civarı bir süre geçmiş oluyor. E-mailde veya başka bir yerde göremedik, "belgelerin teslimi için son tarih şudur" veya "en fazla xx haftada konsolosluğa dönüş yapmak gerekir" gibi bir durum var mı?

Teşekkür ediyorum.

@basond teşekkürler, 28 Martta farklı bir ülkeye gideceğiz o nedenle pasaportun yetişmesi kritik. ABD için kafamda plan olmakla beraber vize süreci tamamlanmadan ödeme yapıp uçak bileti vs. almıyorum.
0
Lethe
(05.03.24)
çocuğuma vize aldık çabuk halloldu 16 işgünü sürmemişti ama 1 seneye yakın oldu alalı bugünlerde nasıldır bilemiyorum,
28 martta başka bir yere seyahatiniz var anladığım kadarıyla pasaport o yüzden lazım değil mi? yoksa 28 mart abd seyahati mi?

size o mailde yolu anlatmışlardır bence siz evrakları tamamlayıp yollayınca süreç başlar son tarih vs bence yoktur.

edit: ben riske atmazdım açıkçası gider gelirdim sonra yenileme işlemine başlardım.
0
basond
(05.03.24)
yakın zamanda 2 arkadaşım posta ile vizesini yeniletti. birincinin tecrübesinde ocağın 2. haftasında pasaportunu gonderdi, 8 gün içinde pasaport ve vize geldi. ikinci arkadaşım şubat başında göndeerdi hala bekliyor.
0
akiskan
(05.03.24)
yenileme değil de, yeni başvuruda 4 iş günü içerisinde pasaportları teslim aldık biz.
0
wild honey suckle
(05.03.24)
pasaportu teslim icin istediklerinde, baska seyehatim oldugunu ve onlara sonra yollayacagimi söyledim. Seyehat nedenini sordular, söyledim. tamam postayla yollayin dediler. posta ellerine gecince arayip benim yolladigimi teyit edecek sorular sordular ve sonuc olarak sorunsuz sekilde vizeyi almistim.
0
VIPCH
(05.03.24)
(6)

Antik şehirler neden terk ediliyor?

wild honey suckle
Şimdi düşünelim antik büyük bir şehir, Pergamon olabilir, Efes olabilir. Kendi içlerinde kanalizasyondan tut, tiyatroları, hali hazırda işleyen hamamları, market alanlarıyla bir sonra gelecek medeniyetler için hazır konak. neden bu denli büyük ve önemli şehirler terk ediliyor? nasıl oluyor da bir an
Şimdi düşünelim antik büyük bir şehir, Pergamon olabilir, Efes olabilir. Kendi içlerinde kanalizasyondan tut, tiyatroları, hali hazırda işleyen hamamları, market alanlarıyla bir sonra gelecek medeniyetler için hazır konak. neden bu denli büyük ve önemli şehirler terk ediliyor? nasıl oluyor da bir anda antik şehirler oluşabiliyor? bir anda şehrin tüm nüfusu yok oluyor ve yerine kimse konmuyor mu?
0
wild honey suckle
(05.03.24)
Onlar sayısız yerleşimlerden sadece terk edilenleri Oysa günümüzdeki bir çok şehir antik yerleşimlerin devamı. Terk edilenler ise zamanla stratejik veya iktisadi önemini yitiriyor veya kıtlık, kuraklık, salgın hastalık gibi sebeplerle terk ediliyor. Bir anda olmuyor genelde bir süreç.
0
doharkoman
(05.03.24)
Batı Roma'nın çöküşüyle birlikte ekonomi bayağı daralıyor ve kaynaklar azalıyor. Dolayısıyla büyük şehirler sürdürülebilir olmaktan çıkıyor. En basitinden koca şehrin su ihtiyacını karşılamak için sürekli bakımını yapmak zorunda olduğunuz bir boru hattı var. Kaynak azaldığı için hizmet sektörü daralmış, bakım yapacak eleman bile azalıyor. O yüzden Batı Roma çökünce zaten orası karışıyor ama Anadolu'da Doğu Roma devam ederken birçok büyük şehir terk ediliyor, halk tarım ve üretim yapabileceği alanlara taşınıyor. Bunun dışında ortaya çıkan bölgesel çatışmalar vs de var.
Benim söylediğim Batı Roma'nın çöküşüne ilişkin genel örüntü ama örneğin Pers'lerin bütün şehri yaktığı durumlar da mevcut. Yıkımdan sonra terk edilip sonra tekrar birileri yerleşebilir. Zaten o durumda da eski şaşaalı günlerindeki gibi kullanılmıyor şehir.
0
evrim halkasi
(05.03.24)
deprem ile hatay gibi komple yıkılınca tüm şehiri terk ediyorlar, bunu söylemişlerdi gözümde canlandıramamıştım hataydan sonra anladım
0
eja
(05.03.24)
başka medeniyetlerin istilası göçe zorlaması gibi sebeplerde olabilir
0
basond
(05.03.24)
çünkü istila etmesi çok daha kolay. insanlar da bu kadar kolay istila edilebilen yerlerde kalmıyor doğal olarak, can korkusu. bu gelişmiş şehirlerin yolu, zenginliği de haliyle daha üst düzey. dolayısıyla herhangi bir istila durumunda ilk hedef buralar oluyor. türkiye'de özellikle antalya taraflarındaki antik kentlere bakarsanız onlarca yüzlerce kez istila edildiği ve artık insanların da bu nedenle oraları terk edip daha zor ulaşılabilen yerlere göçtüğünü görebilirsiniz.
0
ilgeru
(05.03.24)
Efes liman özelliğini kaybediyor mesela en bariz olarak. Benzer şekilde Milet, Priene gibi şehirler de öyle. Normalde çok işlek liman şehirleriyken delta ovaları sebebiyle limanları gidiyor, şehrin de ekonomisi çöküyor. Tabii depremler, istilalar vs de bu süreci hızlandırıyor.
0
nundu
(05.03.24)
(15)

deprem olsa balkondan atlar mısınız?

tabudeviren
evinizin bulunduğu katı da yazarak cevaplayınız :)ben: balkonda biraz bekler, bina çökecek gibi olursa atlarım4. kat.
evinizin bulunduğu katı da yazarak cevaplayınız :)

ben: balkonda biraz bekler, bina çökecek gibi olursa atlarım
4. kat.
0
tabudeviren
(04.03.24)
1. kattayım ancak altta dükkan var ve küçük bi üst depoları var sanırım, yani 2,5 katta gibiyim. atlamam muhtemelen çıkışa yönelirim panik olmazsam ve direkt yıkılmazsa, daha kötü bi senaryoda muhtemelen cama yakın bi yerlerde yaşam üçgeninde beklerim herhalde.
0
hypathia
(04.03.24)
Atlamam.
0
rock n roll
(04.03.24)
Aniden vuran depremde beklemeye vaktin olacak mı :)?

Kaçabilecek gibiysem direkt dışarı çıkarım, yoksa sığınacak görece güvenli bi yerde yaşam üçgeni yaparım sanırım.

Kat-1
0
truf
(04.03.24)
atlamam. 3 katlı bina. 3. kattayım.
0
gabe h coud
(04.03.24)
atlamam.
5. kat
0
datnet
(04.03.24)
Hayır.
0
anon1m
(04.03.24)
Bence deprem oldugunda balkondan atlamadıgımda hayatta kalma ihtimalim çok daha yüksek. 23. Kat
0
limonlu eksi
(04.03.24)
Gaziantepliyim depremi yaşadım ve atlamadım. Atlamam da. Tek mantığım sakat kalmaktansa ölürüm daha iyi.
0
odiyus
(04.03.24)
Atlamam da aynı zamanda atlayamam da.çünkü büyük depremlerde yürümek bile zor.

Legolas gibi yere düşen taşların üstünden sekemezsin.
0
sevilen progressive türkücü
(04.03.24)
Atlamam valla deprem aninda kal geliyor korkudan, oyle bekliyorum. Yalniz yakalanirsam bitince bile herhangi bir sey yapamama ihtimalim yuksek soku atlatana dek.
0
nic cage
(04.03.24)
atlamam çünkü depremde ne yapacağımı bilecek kadar aklım çalışıyor.
yaşadığım en büyük deprem 8.2 idi.
bulunduğum kat 23'tü.
pozisyonumu alıp bekledim.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.03.24)
Deprem görmemiş insan cümlesi olmuş bu. :) Sen merkez üssü senin şehrin olan 6'dan büyük depremde bina çökecek gibi olana kadar biraz bekleyerek atla, söz ben seni aşağıda tutarım. Ahahah

Evimin balkonundan atlamam. Zemin kat değil ama yakın.
0
nawar
(04.03.24)
hocam oldu olacak şey yap bina çökene kadar bekle, çökerken tam zemin seviyesine geldiğinde yere atla böylelikle sıfır hasarla kurtulursun.

bunlar hep fizik, bilmek lazım.

şaka bir yana 1. kat falan değilse atlamam. bir de insan şeyi bilemiyor. hafif sallayıp geçecek mi, çok salladı ama duracak mı, devam mı edecek. gece uykudan uyandırdıysa, şuan depremin neresinde uyandım? ha yıkıldı ha yıkılacak mı? kaçsam, koşarken absürt bir şekilde yıkıma yakalanırım da ezilir miyim? en iyisi güvenli bir yere çömeleyim... diyorsun sonra.

antep de biz de 8e yakın şiddette depremi yaşadık. ölümü bekledik gibi bir şey oldu.

Kat: 7
0
ananiyimioguz
(05.03.24)
Yüksek giriş dairede oturuyorum. Altımda bahçe katı var apartman girişini sokağa aşırı güvensiz bir köprü ile bağlanıyor. Camdan atlasam -1 e düşecem hiç çıkışım yok, kapıdan çıksam o köprü kesin çökecek gene hoop-1 ben evde durayım en iyisi.
0
wild honey suckle
(05.03.24)
15.kat
o ana bağlı teksem gözüm keserse ve 1.katta falan olursam atlarım.
ama tek değilsem aklıma eşim ve çocuğum gelir onların yanına koşarım ne olacaksa onlarla olsun derim atlamam beklerim.
0
basond
(05.03.24)
(2)

Trendyol müşteri temsilcisine nasıl bağlanacağım?

dolantindr
Merhaba. Müşteri hizmetlerine birkaç soru soracaktım ama 02123310200'no lu telefondan canlı müşteri hizmetleri temsilcisine ulaşmamın mümkünatı yok. Trendyol asistan da diye de bir şey yapmışlar ordan da bağlanamıyorum. Bu kadar büyük bir platformun müşteri temsilcisi hizmeti yok mu? Şimdiye kadar ü
Merhaba. Müşteri hizmetlerine birkaç soru soracaktım ama 02123310200'no lu telefondan canlı müşteri hizmetleri temsilcisine ulaşmamın mümkünatı yok. Trendyol asistan da diye de bir şey yapmışlar ordan da bağlanamıyorum. Bu kadar büyük bir platformun müşteri temsilcisi hizmeti yok mu? Şimdiye kadar ürünleri şansa almışım demek ki, sorunlu bir durum olsa ulaşamayacak mıyız..
0
dolantindr
(04.03.24)
özetleyin dediği zaman müşteri temsilcisine bağlan de sürekli belki çözer durumu
0
basond
(04.03.24)
trendyol asistandan bir sekilde operatore baglandigimi hatirliyorum, yemek siparisiydi. kusurlu sipariste de direkt saticiyla iletisime gecmistim.
0
gule gule
(05.03.24)
(7)

Xiaomi- Redmi ile Samsung arasında çok fark var mı?

Amaranta ursula
Merhaba arkadaşlar,Mevcut telefonum redmi note 8 idi. 4 seneyi devirdiğimiz için ve ağırlaştığı için değiştirmeyi düşünüyorum. Bundan önce hep Samsung kullanmıştım androidden devam edeceğim için ikinci seçeneğim Samsung.İş yeri telefonum da A54 ve fena değil. Gerçi çok kurcalamıyorum onu.Bütçem 10-1
Merhaba arkadaşlar,

Mevcut telefonum redmi note 8 idi. 4 seneyi devirdiğimiz için ve ağırlaştığı için değiştirmeyi düşünüyorum. Bundan önce hep Samsung kullanmıştım androidden devam edeceğim için ikinci seçeneğim Samsung.

İş yeri telefonum da A54 ve fena değil. Gerçi çok kurcalamıyorum onu.

Bütçem 10-15k civarı olduğu için buradaki telefon sorularına gelen yanıtlardan şu ikisine indim:
1- Redmi Note 12 Pro 4G 8 GB RAM, 256GB:www.amazon.com.tr

2- Samsung Galaxy A54 5G 8 GB RAM, 256 GB: www.amazon.com.tr

Şimdi bu iki tel arasında neredeyse 5k var. Sizce bu farka değer mi Samsung?

Telefondan beklentim basit: İyi kamera, hız, depolama, kasmaması vb. Hangisini önerirsiniz?
Ek olarak redmmi serisi ile Xiaomi serileri arasında kalite farkı mı var?

Cevaplar için çok teşekkür ederim şimdiden.
0
Amaranta ursula
(03.03.24)
Benimki de hala note 8 batarya ömrünün kısalmasını saymazsak hala yeterli

Hız ve kasmama için gereksiz uygulama kurma, sisteme kurulu olanları da gözden geçir gereksiz olanları kaldır, kaldırılamayanları deaktif konuma getir ve özellikle zorunlu uygulamalar için olanlar hariç hiç bir güncelleme yapma. yaklaşık 500mb ile 1-5 gb arası olan sistem güncellemeleri de dahil.

Telefonlar arasında çok fark yok. Hepsinde android var.
farklar daha çok donanım konfigürasyonları, menüler ve temalar ve sistemde kurulu olan uygulamalarda.
Dolayısıyla her marka kendine göre android ve ona bağlı donanımı kombin ediyor.
bütçe ve ihtiyaca göre de göre modeller ortaya çıkarılıyor.

Redmi note 12 için note 11'in bir benzeri ,onun seviyelerinde olduğu yönünde video izlemiştim.
O sebeple note 13'e göz at derim. İnceleme videolarına da bak.
0
diyecevaplandı
(03.03.24)
iyi kamera bakıyorsan o fiyattaki xiaomi olmaz.
0
basond
(03.03.24)
Android tarafında Samsung kendini ayrı seviyede geliştirdi ve deneyimlerime göre daha stabil ve daha kullanıcı dostu bence.

Bütçe konusunda şu kadar veriyorken şu kadar daha koy denmesini sevmem ama düz S22'yi ve S21 FE Snapdragonu da inceleyin derim, A54 hakkında çok detay bilmesem de S21 Fe iyi alternatif olabilir.
0
atom karincanin torunu
(03.03.24)
2015-2022 arası Xiaomi kullandım. Hep amiral gemisi. 2022'den beri Samsung amiral gemisi kullanıyorum. Bundan sonra Samsung kullanmayı düşünüyorum.
0
prole
(03.03.24)
eski telefonum xiaomi note 10 pro, yeni telefonum samsung s23 ultra, eşimin telefonu samsung a73.

Samsung ozellikle üst serilerde ince detaylarla döver. Uygun fiyatlı serilerde ise daha fazla özelliği aynı fiyata xiaomi'de bulabilirsiniz.

Sizin durumunuzda aradaki farkı hak eder mi bence net degil, kağıt üzerinde telefonlar yakın sayılır, gidip kullanım tecrübesine bakmak lazım.
0
kimlanbu
(04.03.24)
Alt segment samsung almaktansa xiaomi al. Fark olacağını düşünmüyorum. Tasarruf için 128gb de düşünebilirsin. 128'i doldurmak zor.
0
ferenc
(04.03.24)
samsung'un işlemcisi çok daha iyi. telefon fiyatlarının belirleyicisi işlemci olur genellikle. işlemci kamera performansı da dahil çoğu şeyi etkiler. takılmadan, uzun vadeli kullanım için a54 daha ideal bir seçenek olur.
0
kesmekes laleler
(04.03.24)
(5)

robot süpürge soruları

semaforo de medianoche
bu zamana kadar gereksiz gördüm aslında nasıl olsa haftada 1 kadın gelip evi temizliyor diye. bir de verimliliklerine çok ikna olamıyordum yani dağınık bir evi gerçekten düzgünce dolaşabiliyor mu küçük haznesi, şarjı falan çok uğraştırıyor mu gibi sorular vardı kafamda. ama 2 kedili bir evde yaşadığ
bu zamana kadar gereksiz gördüm aslında nasıl olsa haftada 1 kadın gelip evi temizliyor diye. bir de verimliliklerine çok ikna olamıyordum yani dağınık bir evi gerçekten düzgünce dolaşabiliyor mu küçük haznesi, şarjı falan çok uğraştırıyor mu gibi sorular vardı kafamda. ama 2 kedili bir evde yaşadığım için yerlerde kırıntı mırıntı çok oluyor son zamanlarda biraz batmaya başladı alayım diyorum artık da bazı sorularım var.

ev dubleks, dubleks olmasına rağmen dar bir ev koridorları odaları falan biraz garip bir yapısı var. bunun bir önemi var mı bu evde de düzgün çalışır mı? bir de dediğim gibi 2 kedi var kedili evde nasıl oluyor kediler korkuyor mu veya kediler sürekli önüne çıkıyorsa düzgün gezmesini engelliyor mu? şu özelliğin olmasına dikkat et dediğiniz şeyler var mı veya direkt marka model tavsiyesi de olabilir? almışken iyi bir şey almak isterim astronomik pahalıları varsa onlar da ters tabi de almışken ucuza kaçmak da istemiyorum.
0
semaforo de medianoche
(03.03.24)
İki kedili evde iki günde bir çalışıyor, haznesinin ne kadar hızlı dolduğuna inanamıyoruz. Ve birkaç gün çalışmadığında direkt fark ediliyor. Kediler başta korkabilir ama alışırlar, muhtemelen korkmak yerine meraklanıp peşinde gezerler ama düzgün gezmesini engellemezler. Üç kedili ve dubleks dairede yaşayan arkadaşım sürekli robot kullanıyor, hatta galiba her gün çalıştırıyor ama iki kat arasında taşıması gerekiyor tabii.

Kapılarda eşik, yükselti falan yoksa, püsküllü kilimler halılar yoksa rahat rahat gezer. Dağınık derken ne kadar dağınık? Yerlerde çoraplar, ipli kedi oyuncakları falan varsa onlara takılır, fırçasına toplar sonra da ben "bi şeye dolandım, yetiş" diye bağırır.
0
kobuzchu kiz
(03.03.24)
iki kedi bir dikey süpürgem var. ne zaman süpürge açsam muhakkak doluyor. robot süpürgeyi sık sık çalıştıyorum. bekar evinden hallice bir evim var. çorap, şarj kablosu, başka kablolar, yere düşen şeyler muhakkak oluyor. onlara ya da benzeri şeylere takılıyor muhakkak. sağ salim kendi kendine gidip temizlediği yuvasına döndüğü pek nadir. ama bu biraz da benim sorunum. ev dağınık olmayınca sorun olmuyor. ya da robot süpürgeyi ayarlayıp (her modelde değil ama çoğunda var sanırım) buraya gitme, şurayı süpürme diyebiliyorsunuz.

roborock s5 bendeki. yakınımda da vacuum mob pro var. ikisi arasındaki bariz fark, ben üç yıldır kullandığım halde ne wifi ne bataryada bir sorun yaşamadım. yakınım ise 1buçuk sene sonra servise gönderdi pil yüzünden. münferit bi olay mıdır bilmiyorum ama ucuz modellerde pil sorunu olabiliyormuş.

bütçeniz elveriyorsa alın. yarım litre kadar bir haznesi var her çalıştırdığımda bir şeyler topluyor. bir iki günde bir doluyor. kedili ev için gerekli. cep telefonu ile komut verip ya da zamanlayıcı ile ayarlayıp evde olmadığınız zamanlarda temizletebilirsiniz dilerseniz. yerde çorap, kablo vs olmayınca robot çok güzel şekilde temizleyip yuvasına dönüyor. hiç farketmiyorum bile çalıştığını evde değilsem.

yüksekten, merdivenden düşmeyecek şekilde bir çok model. yaklaşık bir cm kadar engellerden geçebiliyor ama bundan daha yüksek eşik, basamak gibi engelleri aşamaz.
0
biseysorcaktim
(03.03.24)
3 kedili evden bildiriyorum. robot süpürge şart. s5 max +1
0
unalub
(03.03.24)
kedimiz yok ama 4 yaşında çocuğumuz var günün en az 12 saati yüksek devirde evi dağıtıyor bu sebeple pek çalıştıramıyoruz sebebi etrafta oyuncak çorap vs yakalarsa emiyor ve parçalıyor yada kendi bozuluyor.

çalıştırmak için evi toparlaman gerekli ki bu yeterince yorucu bence bu sebeple öyle duruyor bizimkisi
0
basond
(03.03.24)
dubleks evde çalıştırabilmek için ayrı harita kaydetme özelliği olan modellerden bakmak lazım. o da fiyatı yükseltir diye tahmin ediyorum.

bizim evde kedi var. biz evde yokken çalıştırıyoruz, muhtemelen kaçıp saklanıyordur. kedi önüne çıksa yönünü çevirip dolanır geçer sorun olmaz.

ama şu var yani o robot her yeri temizlesin yerde dağınıklık, sepet, oyuncak, sandalye, kablo vs ne varsa toplamak gerekiyor. yoksa bir mantığı kalmıyor. bu da yorucu bi iş.
0
elorelia
(04.03.24)
(1)

Kölne valizlerle günibirlik gitmek

cassey
Arkadaşlar selam yazın kısmetse bi avrupa tatili yapıcaz. Kuzeyden başlayıp güneye doğru gidecez. Amsterdamdan kölne geçip günübirlik gezip brüksele gitmeyi ve orda konaklamayı düşünüyoruz. buraya kadar flixbus ile olcağı için. Valizlerle gitceğimiz için bu valizleri nereye bırakabiliriz? Flixbus ku
Arkadaşlar selam yazın kısmetse bi avrupa tatili yapıcaz. Kuzeyden başlayıp güneye doğru gidecez. Amsterdamdan kölne geçip günübirlik gezip brüksele gitmeyi ve orda konaklamayı düşünüyoruz. buraya kadar flixbus ile olcağı için. Valizlerle gitceğimiz için bu valizleri nereye bırakabiliriz? Flixbus kullanacağız iki şehir için de.
0
cassey
(02.03.24)
otogarda valiz dolabı yada emanetçileri arayabilirsiniz hangi otogarda iniyorsanız oranın sayfasına bakın derim yok şehirde başka bir durakta inecekseniz o civarlara bakın.
0
basond
(02.03.24)
(4)

Yazici ne alayim sorusu

aguen
Merhaba duyuru, kiz arkadasima isi icin bir yazici lazim. Fotokopi ozelligine gerek yokmus.Yillardir yazicilarla isim olmadi ama arastirinca 2 kural gordum 1- hp alma 2- brother marka al.Benim aklimdan gecen su oldu:https://www.pazarama.com/brother-hl-1211w-2t-mono-lazer-a4-mono-usb-wifi-yazici-2-ta
Merhaba duyuru, kiz arkadasima isi icin bir yazici lazim. Fotokopi ozelligine gerek yokmus.

Yillardir yazicilarla isim olmadi ama arastirinca 2 kural gordum 1- hp alma 2- brother marka al.

Benim aklimdan gecen su oldu:
www.pazarama.com

Sizce iyi midir bu dikkat etmem gereken bir sey var mi? Bir de seyi fark ettim tr'de satilan bir suru yazicida offbrand toner var ve yazici garanti kapsami disi kaliyormus, cok sacma degil mi bu?
0
aguen
(02.03.24)
günde kaç sayfa çıktı alacak? renkli olması gerekiyor mu? kablosuz bağlantı ihtiyacı var mı? piyasada yüzlerce model var, ihtiyacı daha net belirtirseniz ona göre tavsiyeler daha filtreli olur.
0
mustafakesekci
(02.03.24)
Selam, 20 sayfayi gecmez gunluk, siyah beyaz yeterli ve lazer olmasini istiyoruz. Kablosuz baglanti olursa arti ama gerekli degil
0
🌸aguen
(02.03.24)
Ben şöyle yaptım.

İhtiyaçlarımı belirledim, nasıl bir cihaz istediğimi anladım. İstediğiniz cihazın özelliklerine göre bütçe şekilleniyor zaten, ortalama fiyatlar belli.

Ardından toner dolum işi yapan sağlam bir yer buldum referans üzerine. Kendilerine gidip dedim ki: "Bana şu özelliklerde bir cihaz verin. Yan sanayi tonerlerle uyumlu olsun. Toneri sizden alacağım. Sürekli müşteriniz olacağım. Hem ben orijinal tonere araba yüküyle para vermeyeyim, hem de siz benden az da olsa düzenli para kazanın."

Sağolsunlar, birkaç makine önerdiler. Birinde karar kıldım ve makineyi kendilerinden aldım. Tonerim de bittikçe gidip doldurtuyorum. Ben sadece yazılı belge bastığım için muazzam bir baskı kalitesine ihtiyacım yok, normal olması yeterli. Sizin de çok özel bir ihtiyacınız yoksa bu yolu takip edebilirsiniz, bu yoldan giderseniz çok ekonomik bir çözüm üretmiş olursunuz. Toner meselesini çözmeden yazıcı alırsanız, aldığınız cihazı toner bittikten sonra çöpe atmak zorunda kalabilirsiniz.
0
10551037
(02.03.24)
kabloluda kablosuz da var bizde oluyorsa kesinlikle kablosuz büyü rahatlık sağlıyor hele laptop dan çıktı alıyorsa.
xerox var bizde mutluyuz.
0
basond
(02.03.24)
(5)

ek mtv ödemeden araç muayene yapılıyor mu?

mr.goodcat
geçen sene çıkan şu ek mtv vergilerini ödemedim. biraz faiz de işlemiş hatta. bu ayın ortasında muayene yaptırmam gerekiyor. ödemem zorunlu mu şimdi bu ek olanları? normal mtv'yi ödedim. sadece ek gelenleri ödemedim.
geçen sene çıkan şu ek mtv vergilerini ödemedim. biraz faiz de işlemiş hatta. bu ayın ortasında muayene yaptırmam gerekiyor. ödemem zorunlu mu şimdi bu ek olanları?

normal mtv'yi ödedim. sadece ek gelenleri ödemedim.
0
mr.goodcat
(02.03.24)
randevu alın, o ekranda ruhsattan kontrol yapıp size borcunuz varsa ilk önce bunları ödemenizle ilgili uyarıyı yapıyor, sonra randevu veriyor.
0
malheiros
(02.03.24)
yapılmıyor
0
paintov
(02.03.24)
Araba borçlu der yapmaz, ama bu tahminim tabi
0
basond
(02.03.24)
Yapılmıyor+1 kesin bilgi,paşa paşa ödedim.
0
duptıs
(02.03.24)
Yapılmıyor. Başıma şöyle geldi: randevu aldığımda borcum yoktu. Sonra o ara borca düştü mtv, muayeneye gittiğimde borcunuzu ödemeden yapamayız dediler.
0
andy kaufman
(02.03.24)
(5)

Nasıl olsa ev alamayacağım bari araba alayım düşüncesi

regina phalange
Yeni sayılacak bir arabam var bir de bankada duran 6 haneli bir param var. Bu parayı belki kredi çıkar da arabayı satıp üstüne ekleyip ev alırım düşüncesiyle tutuyorum ne zamandır ama ben tuttukça fiyatlar uçuyor kredi de zaten ortada yok. Ben de diyorum ki bari arabayı değiştireyim o da bi yatırım
Yeni sayılacak bir arabam var bir de bankada duran 6 haneli bir param var. Bu parayı belki kredi çıkar da arabayı satıp üstüne ekleyip ev alırım düşüncesiyle tutuyorum ne zamandır ama ben tuttukça fiyatlar uçuyor kredi de zaten ortada yok. Ben de diyorum ki bari arabayı değiştireyim o da bi yatırım nasıl olsa. Kenardaki paranın küçük bir kısmını da kullanırım bu işte. Seçim öncesi konut kredisi falan cıkar mı ki yoksa arabayı değiştireyim mi hazır bi sürü kampanya var piyasada sıfır araçlar için.
0
regina phalange
(01.03.24)
7 haneli *
0
🌸regina phalange
(02.03.24)
araba global olcekte bir yatirim sayilmaz.
ne yapip edip bir eve girmeni tavsiye ederim.
Tek oda da olsa once ev, sonra araba.
0
cooperr
(02.03.24)
Araba yatirim degil masraftir. kazananlar hizli alim satim ile kazandi. dolar bazinda 2.el fiyati dusmeye devam edecektir. global herhangi bir uretim sorunu yok. chip sorunu yok. 2.eli sifirdan yuksek olacak bir piyasa uretim sorunu olmadan bir daha zor gorunur.
0
isminivermekistemeyensuser
(02.03.24)
Ev alın.

Sahibinden.com'a girin. Adını bildiğiniz semtleri seçin. En fazla 10 yaşında, kat mülkiyetli, krediye uygun daireleri fiyatına göre sıralayın. Gözünüze kestirdiğiniz bir evi (2 milyon TL altındaki) hemen konut kredisi kullanarak alın.
Kiranın üstüne ayda 10 bin TL ekleyerek krediyi ödeyin. 3. yıl zaten o kredi ödemesi çok önemsiz hale gelecek.

Dediklerine göre kamu bankaları 300-500 kredi veriyorlarmış. Onlardan alacağınız kredinin yeteceği bir daire alın geçin.

Bu da size örnek ev. Siz daha iyi, daha kendinize uygun bir tane bulursunuz.
www.sahibinden.com
0
michael_knight
(02.03.24)
1 milyonla 9 milyon arasında uçurum var eve girmek mantıklı
0
basond
(02.03.24)
(5)

Seçimden önce sıfır araba alınır mı?

condom kurşunu
2 senelik arabamı yenilesem mi diyorum snra fiyatlar uçar diye ama mantıklı olur mu şu an piyasa nasıl?
2 senelik arabamı yenilesem mi diyorum snra fiyatlar uçar diye ama mantıklı olur mu şu an piyasa nasıl?
0
condom kurşunu
(01.03.24)
İmkanım olsa yapardım ben. Alım gücümaz sürekli azalıyor. Seçimden sonra 4 daha seçim dertleri olmayacağğndan, ekonomi iyice kötüleşecek minvalinde yodumlar var.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(01.03.24)
alınırsa seçimden önce alınır
0
adivar
(01.03.24)
alınır
0
jelly bear
(01.03.24)
Al
0
basond
(01.03.24)
illa yenilenecekse okey ama 2 yıllık arabayı değiştirmek israf gibi geliyor bana.(çocuk vs. doğup ekstra bir gereklilik çıkmadıkça)

ama ileride alamam mantığı baskın ve tüketim çılgınlığına kapılıyoruz.
0
nhk ni youkosu
(01.03.24)
(10)

araba yenilemece ama ne zaman

sedolima
dün 10 senelik arabamı sattım daha güncel bir araba almak için.sıfır veya bulabilirsem temiz ikinci el bir araç düşünüyorum.bu alış işlemini biraz bekleyip seçimden sonra mı yapmalı, bu arada para döviz, altın, euro cinsinden tutulacak, yoksa ne kadar çabuk o kadar iyi mi?
dün 10 senelik arabamı sattım daha güncel bir araba almak için.
sıfır veya bulabilirsem temiz ikinci el bir araç düşünüyorum.
bu alış işlemini biraz bekleyip seçimden sonra mı yapmalı, bu arada para döviz, altın, euro cinsinden tutulacak, yoksa ne kadar çabuk o kadar iyi mi?
0
sedolima
(29.02.24)
Mümkünse hemen bugün yap
asla fiyatlar düşmeyecek
0
basond
(29.02.24)
acele edecek bir şey yok ama göz ucuyla da bakın uygun bulursanız yapıştırın.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(29.02.24)
aslında burada ki amacım döviz cinsinden düşük bir anı yakalamak, bunun doğru zamanı ne zaman olur?
şubat ortası gibi fiyat listeleri güncellendiği için bu makas yine kapanmış gibi.
0
🌸sedolima
(29.02.24)
öncelikle şunu söylemek lazım; geleceği bilen yok.

bu aralar kredilerin kapalı olması, araçların elde kalması vs. düşünülünce takip edip uyguna denk gelince alınabilir.
0
eisberg
(29.02.24)
2.el araç fiyatları düşecek ama o süreçte dolar euro altın ne olur bilemem.
0
mikahakkinen
(29.02.24)
hemen yapmalısın.
0
jelly bear
(29.02.24)
yahu ekmek olmuş 10 tl araba fiyatı neden düşsün. googleye yazsana yıllara göre araba fiyatları diye. hemen almalısın. seçimden sonra dolarda euro da altında rekor kıracak.
0
sizofren06
(29.02.24)
Hocam 10 sene araba kullanan birinin araba fiyatini takmasina gerek yok. Sorun arabayi iki üç senede bir değiştirenler için. Sizin gibi birine uzun dönemde etkisi olmayacaktir bile.
Alın gitsin.
0
logisticsmanager
(29.02.24)
şimdi
sıfır araç
0
nuisance 2
(29.02.24)
şu araba fiyatları düşecek algısı da bitmedi gitti arkadaş. yıllardır neden böyle bir algı var bir türlü anlayamadım. evler için değil de araba için yıllardır aynı muhabbet yapılıyor. düşme müşme yok.
0
nothing in my way
(29.02.24)
(2)

sunexpress ve freebird hosteslik

antikadimag
yapilir mi? sartlari nasildir?
yapilir mi? sartlari nasildir?
0
antikadimag
(29.02.24)
Thy dışında çok cazip sayılmaz bu meslek.
0
basond
(29.02.24)
Sunexpress de THY Lufthansa şirketi.
Pilot arkadaşlar memnun ama kabin memurları hakkında fikrim yok.
0
marla is in my head
(29.02.24)
(16)

Beni basgöz etmek istiyorlar

bonaparte
Almanya da yasiyorum, erkegim ve yasim 38. Uzun yillardir psikolojik problemlerim bulunuyor ve malulen emekli edildim. Enistem Türkiye de yasayan kuzeni ile beni basgöz etmek istiyor kadin 31 yasinda. 1 haftadir bana baski ve israr ediyor "cok iyi olacak" "iyi biri" gibi sözlerle. Ben ise konuya sog
Almanya da yasiyorum, erkegim ve yasim 38. Uzun yillardir psikolojik problemlerim bulunuyor ve malulen emekli edildim. Enistem Türkiye de yasayan kuzeni ile beni basgöz etmek istiyor kadin 31 yasinda. 1 haftadir bana baski ve israr ediyor "cok iyi olacak" "iyi biri" gibi sözlerle. Ben ise konuya sogumum nedenleri kadin basörtülü ve muhafazakar ben tam tersi, simdiye dek basörtülü biri ile evlenmeyi redettim tamamen dünya görüsü farkliliklari yüzünden. Kiz Zaza (Zazalar ile bir sorunum yok) ama Enistemde gördügüm intiba benim kültür anlayasim ile dogu insanin anlayisi arasinda da bir sürü fark oldugu seklinde.

Enisteme neden hemen hayir diyemiyorum? Enistem eger ben evet dersem konunun cantada keklik oldugunu söylüyor kizin da almanya ya gelme isteginin olacagini söyluyor. Rahatsizligim dolayisla Sosyal hayatim sifir ve ciddi olarak birisi ile tanisma firsati bulamiyorum ve gelecekte de zor gibi görünüyor, ve de rahatsizligimin insanlara sorun olacagindan cekiniyorum. Yukardaki örnekte rahatsizligimin bir sorun yaratmayacagi kanisindayim belki de? ve bir firsat gibi duruyor ama aklim ve kalbim konuya soguk. Enistem ise israrini devam ettiriyor.

Enistem ile insan olarak cok iyi anlasamadigimi da ekleyim.

Kendime olan güvenim yerlerde oldugu icin ne diyecegimi bilemiyorum. Ömür boyu bekar kalmak ta istemiyorum.
0
bonaparte
(29.02.24)
hayır de bence. zorla güzellik olmaz. yalnız kalcan diye kötü ilişki yapılmaz
0
jelly bear
(29.02.24)
Geçmiş olsun. Bir felaketin reçetesini yazmışsınız resmen. Sizi basamak olarak görecek bir kadın, sorunlu evlilik dinamikleri, çıkabilecek olası diğer durumlar...
Siz de başka bir şekilde evliliğe gidecek bir ilişki bulma konusunda umudunuzu yürüme yitirmiş olmalısınız ki düşündünüz.. En azından bir tanışın diyeceğim ama uzaktan ya da kısa sürede ne anlayabilirsiniz şüpheli. Bir de akrabanın akrabası olması işleri ileri zamanlarda daha karmaşık yapıyor.
0
anon1m
(29.02.24)
Enişte ve bahsi geçen kadın Almanya'da yaşayan paralı ve zararsız bir adamı gözlerine kestirmiş gibi görünüyorlar. Kadını begenmemissin ve kültürel olarak uyum olmayacağını düşünüyorsun. Bence alınacak bir risk değil.
Evlenmek istiyorsan daha güvenilir bir akrabaya şöyle bence.
0
benarrivo
(29.02.24)
öncelikle çok gecmis olsun. kesinlikle hayır demelisiniz. evlilik daha sonra dogacak bir cocuk olur. çocuğun da hayati mahvolur boyle bir evlilikte. Kadin anladigim kadar ile zaten almanya olduğu icin bu ise sıcak bakıyor. baslamadan direk hayır demelisiniz.
0
oscar
(29.02.24)
Hocam ilk olarak siz daha iyi bilirsiniz. Biz sizi tanımıyoruz, yönlendirmemiz belki yanlış olabilir. Benim kendime göre görüşüm ise olumsuz. Anlasamayacaginizi düşündüğünüz ve anlaşamadığınız birinin aracılık ettiği biri ile evlenmektense alternatif nasıl olur diye düşünüp daha iyi alternatif varsa o şekilde hareket edebilirsiniz. Sadece birinin aracılık teklif etmesini beklemek yerine kendiniz bir şeyler yapmayı deneyebilir veya daha makul aracılar bulabilir, onlardan daha uygun birilerini bulmalarını talep edebilirsiniz. Tabii ki tekrar belirtmekte fayda var: siz daha iyi bilirsiniz.
0
havadakarada
(29.02.24)
Gayım de. Homoseksüel ilişkim var de geç.
0
ferenc
(29.02.24)
Kadının niyeti Almanya,evlilik değil. Kötü bir evlilikle şu an yaşadığınız psikolojik sorunlar daha ciddi boyuta geçer. Aynı kafadaki insanlar evliliği zor yürütüyor. Sizde daha baştan bu kadar farklılık varken birbirinize uyum sağlamanız mucize olur. İnternetten insanlarla tanışmayı denediniz mi? Çok farklı sıkıntılar yaşayan insanlar var. Bir şekilde onlara ulaşabilirseniz kendinizi yalnız hissetmezsiniz.
0
asteriks
(29.02.24)
Anlattıklarına göre evlenirsen herşey daha kötü olacak gibi.
Enişte cevabım hayır bir daha konuşmak istemiyorum de kestir at
0
basond
(29.02.24)
ömür boyu bekar kalmak, kötü bir evlilikten çok daha iyidir.
0
elorelia
(29.02.24)
boşanırsınız, sizin psikoloji daha da gider. hiç düşünmeden red.
0
deartheodosia
(29.02.24)
Konunun sizinle ilgisi olduğunu sanmıyorum. Enişte, kuzenine Almanya bileti almaya çalışıyor gibi. "Bir aksilik olmazsa seneye ya da sonraki sene Türkiye'ye kesin dönüş yapmayı düşünüyorum, o zaman konuşuruz." dediğin anda baskı azalacak gibi.
0
nawar
(29.02.24)
aman abi sakın bu şekilde evlenmek gibi bir hataya düşme.
0
hrskrs
(29.02.24)
enisten gidip o kizla konusacak degil, kizin abisi, babasi vs ile seni kekleme pesine dusmuslerdir, kendi yerlerini hazirlamislardir bile.
rahatsizligini yaz bence ki insanlar yardimci olsun.
0
durgunfoton
(29.02.24)
yukaridaki butun yorumlara katiliyorum.

tanimadiginiz; begenmediginiz ve kafalarinizin/kulturlerinizin uymayacagini dusundugunuz biriyle 7/24 ayni evde yasadiginizi hayal edin. zaten otomatik olarak hayir diyeceksinizdir diye dusunuyorum.

eger enisteniz hayir dedigin halde illa bir sebep gostermenizi isterse "mutlu olmayacagimi dusundugum bir evlilik yapmak istemiyorum" diyin. mutlu olacagini dusundugumuz evlilikler bile ne halde, cevremizdeki severek anlasarak evlenmis insanlar; boyle bir evliligin hic sansi olacagini dusunmuyorum. kendinize yazik etmeyin.
0
111111
(29.02.24)
Enisten psikolojik sorunun oldugunu bildigi icin seni istismar etmeye calisiyor, emekli maasin var diye. Bu israr falan, baska aciklamasi yok.
0
hot potato
(29.02.24)
Acilin bari birisi pozitif bir yorum yapsin yahu..

Yaw eniste belki de senin iyiligini dusunuyor, yalniz kalmani istemiyor, bu ihtimaller dahilinde degil mi?Belki de hatunu taniyinca seveceksin, belki de sana iyi gelecek?

Yerinde olsam bir 3 ay turkiye ziyareti yapar hatunla biraz zaman geciririm. Sonra bir degerlendirme yaparim.
0
cooperr
(29.02.24)
(7)

Apartman yönetimini şikayet etme

pianeta
Annemin kiracı olarak oturduğu binada yönetim kafasına göre habire aidata zam yapıyor (site değil). Binada ekstra bir şey yapılıyor desek yok, düzenli temizlik yok, kapıcı bile yok. Akşamdan akşama mahalleden biri gelip çöpleri toplayıp götürüyor standart. Merkezi sistem ve hayvan gibi yakıyorlar. E
Annemin kiracı olarak oturduğu binada yönetim kafasına göre habire aidata zam yapıyor (site değil). Binada ekstra bir şey yapılıyor desek yok, düzenli temizlik yok, kapıcı bile yok. Akşamdan akşama mahalleden biri gelip çöpleri toplayıp götürüyor standart. Merkezi sistem ve hayvan gibi yakıyorlar. En üst kat olmasına rağmen evde durulmuyor resmen, yanlışlıkla peteklere dokunsak yakıyor nerdeyse. Ben sitede oturuyorum, biz de merkezi sistemle ısınıyoruz, güvenlik falan yok ama üçte biri kadar aidat veriyorum.

Ben de bu kafalarına göre yapılan abartı zamları CİMER'e yazdım (annemin kimlik bilgileriyle girdik tabi ben binada oturmadığım için). Önce İletişim Başkanlığına gönderdim, "üçüncü kişiler arasında bir durum olduğundan savcılığa gidiniz biz bir şey yapamayız" cevabı geldi.
Sonra yine CİMER'den Ankara Valiliğine gönderdim bu sefer, ordan da zabıta müdürlüğü "kat mülkiyeti kanununa tabi olduğundan biz bir şey yapamayız" diye cevap vermiş.

Bu iş hep böyle miydi? İnsan en azından bi gelip bakar. Ben şahsen adım gibi eminim o parayı cebe attıklarından. Toplantı desen yok, danışma desen yok, kafalarına göre karar alıp hareket ediyorlar. Apartmandakiler de çoğu ev sahibi olmadığı için takmıyor, ev sahibi olan 1-2 daire de zaten para derdi olmayan insanlar oldukları için ilgilenmiyor. Tüm bunları da yazdım bu arada ne var ne yok.

Neyse tek çözüm savcılığa gitmek mi? Annem tek yaşadığı ve yöneticinin 2 metre boyunda işsiz ipsiz sapsız ayı bir oğlu olduğundan dolayı kimliği ifşa olursa diye gidip şikayet etmesini pek istemiyorum. Gerçi kimlik bilgisini gizli tutuyorlardır muhtemelen ama tek yol savcılığa gitmek mi?
0
pianeta
(27.02.24)
kaç dairelik apartman?
hazirun defteri var mı, alınan kararlar orada yazılı mı?
yönetici nasıl seçildi?
denetleme kurulu var mı?
gelir gider defteri tutuluyor mu?
0
basond
(27.02.24)
Aidatınızın 2024 için ne kadar olacağının belirlendiğini ve toplanacak aidatların yeterli olmaması durumunda yönetimin nasıl ek para toplayacağının belirtildiği genel kurul kararı size iletildi mi? Aidat sürekli değiştiği için: Apartmana gelen aylık faturalar ve bu faturaların üzerinden oluşturulmuş aidatın, bağımsız bölümlerin tapudaki paylarına veya yönetim planı veya daha sonra alınmış kararlara göre bölüştürüldüğü liste size tebliğ ediliyor mu? En kötü panoya asılıyor mu?
0
malheiros
(27.02.24)
Kiracıysanız ev sahibine rahatsızlığınızı bildirip onun konuyla ilgilenmesini istemekten başka bir seçeneğiniz yok.

Yöneticinin bu konuda muhatabı kat malikleridir. Kiracı değil.
0
Mirket
(27.02.24)
11 dairelik apartman. Ev sahibi yurt dışında olduğu için ilgilenemiyor, aslında durumu biliyor ama bir yandan da yaşlı olduğu için bir şey bekleyemiyoruz adamdan.
Yönetici yıllar önce seçilmiş ve her dönem kimseye sormadan kendini yazıp geçiyor. Kurul falan yok, varsa da kimsenin taktığı yok. Herhangi bir defter tutuluyorsa da (ki sanmıyorum) yönetici dışında kimsenin bilgisi yok.
Panoya falan da hiçbir şey asılmıyor. Sadece kafalarına göre yaptıkları zamları tüm katlara asıp insanları bilgilendiriyorlar "şu tarihten itibaren aidat şu kadar olacaktır" diye.
0
🌸pianeta
(28.02.24)
Bizim apartman da böyle ben ödemiyorum. Apartman toplanmamış bir şey olmamış aidat topluyor. Bana da aynı cevaplar geldi. Ev sahibiniz ilgilenmiyorsa siz de bir şey yapmayın.
0
Kahvedesu
(28.02.24)
tebliğler altlığı olmadan yapıldığı için ödemekten imtina ettiğinizi söyleyin, bunu ev sahibinize yazılı olarak iletin, mail whatsapp falan. fakat sizin yerinizde olsam 1.000 lira gibi aidat öderim, çünkü merkezi sistem ve hiç ödemezseniz veya bundan az öderseniz adil olmaz. yönetici sorarsa da aynen bunları söyleyin, aidatın nasıl belirlendiğini, nasıl dağıtıldığını bilmiyorum, ev sahibime bunu sordum cevap vermiyor, ben bu kadarını ödüyorum üzerini ev sahibimden alın dersiniz. bir gelir-gider tablosu yapmak, faturaları ve giderleri işlemek, tahmini bütçeyi bir a4'e yazmak zor iş değil.
0
malheiros
(28.02.24)
Aidat belirleme yetkisi genel kurulda.
1. Kat malikleri genel kurul toplantısınta aidat belirlenecek, veya
2. Yönetici işletme projesi (tahmini gidedleri anlatıp aidat miktarını belirtecek) hazırlayıp herkese ulaştıracak ve bina girişine asacak; 1 hafta içinde itiraz olmazsa bu aidat miktarı resmileşmiş olur.
Ara ara ekstra gider oluştu, ummadık masraf çıktı, enflasyon vs diye kafasına göre artıramaz. Artırmak istiyorsa, ya genel kurulu toplayıp yeni karar aldıracak ya da işletme projesi hazırlayıp kat maliklerinin onayına (yukarıdaki 2. madde) sunacak.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(28.02.24)
(13)

mc donalds vs burger king

avatar is back
tr'de bunlardan hangisi daha iyi? us'de mc çok daha popüler, uk'de de gördüğüm hatırladığım mc çok daha yaygın ve bilindik idi ancak özellikle uk'de burger king çok kaliteli idi. tr'de burger çok daha popüler. peki hangisi daha iyi?
tr'de bunlardan hangisi daha iyi? us'de mc çok daha popüler, uk'de de gördüğüm hatırladığım mc çok daha yaygın ve bilindik idi ancak özellikle uk'de burger king çok kaliteli idi.

tr'de burger çok daha popüler. peki hangisi daha iyi?
0
avatar is back
(27.02.24)
ikisi de leş olmakla birlikte mc donalds daha leş.
0
ravenudon
(27.02.24)
İkisi de leş. Hangisi ucuzsa o iyidir
0
ferenc
(27.02.24)
ikisini karşılaştırıyorsak TR'de Burger King daha iyi.
0
false pretension
(27.02.24)
Trde ikiside çöp +1
Ama burger king daha az leş +1
0
basond
(27.02.24)
Türkiye burger king mc Donald's a nazaran daha kaliteli bundan sanırım Tab gıdanın etkisi var. İkisinde popüler fakat hangisinin daha popüler olduğu konusunda bir fikrim yok.
0
doharkoman
(27.02.24)
Her ikisi de gayet kötü ama son birkaç yıldır McDonalds kalite olarak daha iyi geliyor bana. Eskiden uzun süre Burger King daha kaliteliydi.
Ticari olarak Burger King Türkiye'nin daha başarılı olduğunu okumuştum bir yerde ama doğruluğuna kefil olamam.
0
michael_knight
(27.02.24)
bk daha iyi. muhtemelen burgerler menüler falan bize daha çok hitap ediyor. bunda çok fazla şubeleşmiş olmasının etkisi de büyüktür. tr'nin neredeyse her yerinde birden çok şubesiyle bk varken mcd az görüyorum.
0
paintov
(27.02.24)
burger king bir tık daha iyi. mcdonalds'ta çocukluğumdaki tadı bir daha bulamadım, en son yediğimde baharatlı garip bir tadı vardı. eskisi kadar güzel değil.
0
nothing in my way
(27.02.24)
açık ara mc donalds daha iyi. zorda kalmadıkça bk yemem.
0
durbidakka
(27.02.24)
Benim için açık ara Mc Donalds daha iyi. Burger King'in bu kadar beğeniliyor olması çok enteresan geldi, bana kauçuk kemiriyor gibi geliyor Burger King yerken. İkisi de tabi ki leş ama Burger King daha leş gibi geliyor.
0
pianeta
(28.02.24)
paket servis için konuşacağım çünkü bir restoranına gidip yemeyeli 10 yıl olmuştur ikisini de.

pakette mc fersah fersah önde. farklı lokasyonlarda söylediğim mc'ler hep belli bir standartın üstünde geliyor sıcak patates, dökülmemiş içecek vs. burger'da ise hep bir aksilik oluyor patatesin bir hamur topu halinde pakete dökülmüş olması ise bir klasik.

mc'in sorunu menü çeşitliliği yok ve daha az kampanya yapıyor bk'ye göre.
0
a darkness coming
(28.02.24)
ikisi de çok kötü. mcdonalds'ın burgerler'i burger king'e göre daha kötüydü sanırım. uzun zamandır yemiyorum.

biraz daha verip iyi bir hamburgercide yemek çok daha iyi.
0
ermanen
(28.02.24)
Mc donalds kesinlikle. ama o bile subeye gore degisiyor+1

bir ara burgerdan alma gafletine dusmusum ayni boyleydi koftesi. su goruntu bile hala tuylerim urperiyo
gidadedektifi.com
0
ala09
(28.02.24)
(3)

göz ameliyatı için hastane önerisi

nic cage
dünyagöz'den yapıp geçeyim diyorum da lazer ameliyatı için de doktor önemli mi? uzun uzun araştıracak bi şey var mı?
dünyagöz'den yapıp geçeyim diyorum da lazer ameliyatı için de doktor önemli mi? uzun uzun araştıracak bi şey var mı?
0
nic cage
(27.02.24)
Kuzenim göz lazer işlemini beylikdüzü birinci göz hastanesinde yaptırmıştı doktor faik bey. Memnundu
0
atcapar
(27.02.24)
İki ay kadar önce adını vermeyeceğim bir özel hastanede her iki gözümden entropiyum ameliyatı oldum.

İlgi, alaka, konfor muhteşemdi. İnsana kendini değerli hissettirecek her tür detay düşünülmüş.

Şu an gözlerim ameliyat öncesinden çok daha kötü durumda

Sözün özü, hastane hiçbirşey. Doktor önemli.

(lazer konusu bilmediğim bir konu, yorum yapamam.
0
Mirket
(27.02.24)
İkiside önemli ama asıl gerçek senin gözünle alakalı bende iki arkadaşımla beraber lazer oldum. benden önce olan sıfırladı benden sonra olan sıfırladı bende 0.50 kaldı doktor aynı makine aynı operasyon tipi aynı ama işte benimki sıfırlamadı. Başka doktora göründüm(dünya göz)operasyon başarılı senin gözünle alakalı ona bişey yapılamaz dedi
Hastane doktor alet aletin kalibresi lazerin tipi vs hepsi önemli tabi ama tillahı gelse bile senin gözde kalacaksa kusur kalıyor.
Miyop ve astigmat için konuuştum
0
basond
(27.02.24)
(4)

Yds için kurs, kurum ve özel ders tavsiyesi (İstanbul Anadolu Yakası)

put it in your appropriate place
Sonbahar için yds'e girmek istiyorum. 2019'da girdiğidmde 61 almıştım. Hedef 75.Problem şu; konuyu çalıştığımda ben biliyorum durumu oluyor ama sorulara gelince ikilimde kalıyorum.Dolasıyla bu bağlamda kurs, kurum ve özel ders ne tavsiye ederseniz?
Sonbahar için yds'e girmek istiyorum. 2019'da girdiğidmde 61 almıştım. Hedef 75.

Problem şu; konuyu çalıştığımda ben biliyorum durumu oluyor ama sorulara gelince ikilimde kalıyorum.

Dolasıyla bu bağlamda kurs, kurum ve özel ders ne tavsiye ederseniz?
0
put it in your appropriate place
(26.02.24)
Ahmet Akın
0
basond
(26.02.24)
Akın dil ile ben de 0dan 80 aldım tavsiye ederim
0
jackyr
(26.02.24)
akin dili online ders ve katilimcisi cok fazla diye belirtmek istedim. yani aslinda yine kendi kendine calisiyor gibi oluyorsun
0
ala09
(26.02.24)
Udemy'den serdar hocayı tavsiye ederim bence gayet güzel bir kurs hem de hesaplı.
0
bhhs
(26.02.24)
(1)

4 yas cocuk icin vialand uygun mu?

nefertarii
Merhabalar, dort yas bir cocuk icin Vialand nasil bir hediye olur? Eglenebilecegi cok secenek var mi? Goturmeye deger mi?
Merhabalar, dort yas bir cocuk icin Vialand nasil bir hediye olur? Eglenebilecegi cok secenek var mi? Goturmeye deger mi?
0
nefertarii
(16.02.24)
yani bence değil oradaki çoğu büyük oyuncağa binemeyecek ama o yaş grubuna hitap eden oyuncakları illaki var. Bence oraya girmeye verilecek para yerine evinize daha yakın yerdeki avm oyun alanlarına soksanız çocuğu daha uygun olur.
üstelik hava soğuk.
0
basond
(16.02.24)
(25)

Böyle bir durumda bozulur muydunuz?

wild honey suckle
Diyelim ki evlendiniz. Düğünde hatırı sayılır miktarda altın takıldı. altın fiyatlarının yükselmesiyle beraber de iyice değerlendi. sürekli çift olarak yatırım yapma gereğini konuşuyorsunuz. ne eviniz ne şirket aracı haricinde kendi arabanız var. aylık geliriniz de iyi seviyede. yarın öbür gün kredi
Diyelim ki evlendiniz. Düğünde hatırı sayılır miktarda altın takıldı. altın fiyatlarının yükselmesiyle beraber de iyice değerlendi. sürekli çift olarak yatırım yapma gereğini konuşuyorsunuz. ne eviniz ne şirket aracı haricinde kendi arabanız var. aylık geliriniz de iyi seviyede. yarın öbür gün kredi çekseniz sorunsuzca ödeyebilme imkanınız da var.

ama eşiniz altınların kendisinin olduğunu söyleyip asla ortak bir yatırım yapılması ve belki ev alınması için dahi vermiyor. sonuçta siz bir ailesiniz bir şey yapılacaksa birlikte yapılacak. ama kadın tarafı sürekli altınları hariç tutup erkeğin kendi imkanlarıyla yatırım yapması gerektiğini iddia ediyor. ayrıca doğum günü, evlilik yıl dönümü gibi özel günlerde de sürekli olarak altın ziynet talep ediyor.

siz erkek olarak buna bozulur muydunuz? eşinizin size güvenmediğini ya da yarın öbür gün ayrılma ihtimalini gözettiğini düşünür müydünüz? yoksa tamamen bu erkeğin görevi, çalışsın kendisi alsın der miydiniz?
0
wild honey suckle
(16.02.24)
Güvene dayalı ilişki ve aile üzerine bir ton beylik laf edilir, hem ağızdan kolay çıkar hem kulağa hoş gelir ama evlilikler artık çok kolay bitebiliyor. Ev almak yatırım yapmak gibi büyük sorumlulukların altına evlenmiş dahi olsam her yönüyle uzun yıllar tanımadığım biriyle girmezdim. Sizin örnekte kadının ayrılık ihtimalini düşünerek böyle davrandığından çok emin değilim. Hem özel günlerde altın talep edip hem de ayrılık ihtimalini gözeterek kendini güvenceye alması pek örtüşmüyor. Gerçi ev alma imkanı varken altınları vermeyip iyi bir varsayımla kötü günlere saklıyor desek yine örtüşmüyor.

Anlattığınız olayda bence bir eksik var çünkü kadına hak verecek bir seçenek zorladak da çıkmıyor :)
0
beyfendi
(16.02.24)
yani bu kadın evlenmeden önce de böyledir. o zaman fark etmediniz mi gerçekten?

böyle bir kadını sizin fikirlerinize ikna etmek imkansızdır diyeyim size.

güvenip güvenmemeyle alakalı değil aileden öyle görmüş ve karakter olarak art niyetli olduğunu düşündüm.
0
Hallegadola
(16.02.24)
Eşiniz çalışıyor mu? Eğer çalışmıyorsa bu altınları belirsiz bir gelecekte karşılaşacağı problemlerde kullanabileceği bir teminat olarak görüyor olabilir. Bu size güvenmediğini göstermez. Davranış ne kadar doğru ne kadar yanlış tartışılır ancak ekonomik bağımsızlığı olmayan insanın böyle refleksler göstermesi anlaşılabilir. Siz bunu bir problem olarak görmüyor ve ev alınmasını elzem görüyorsanız evi eşinizin üstüne yapmayı deneyebilirsiniz belki bu şekilde daha kolay çözülür.

Eğer eşiniz çalışıyorsa yaptığı bence de çok anlamsız olmuş.
0
akhenaten
(16.02.24)
ben böyle biriyle evlenmezdim. diyelim evlendim boşanırım direkt.
böyle bencillik olmaz. evlilikte her şey ortaktır. ev arkadaşı almıyorsunuz hayat arkadaşı alıyorsunuz
0
jelly bear
(16.02.24)
Böyle evlilik olmaz. O zaman herkes kendi kazandığı parayı yesin eve de ona göre masraf yapsın.
Türk adalet sistemine göre düğünde takılan takılar gelinindir diyorlar orası doğru ama evlendiğin kişiyle ortak bir yatırım yapılmayacaksa neden evlenilmiş ki.
0
bigcaptain
(16.02.24)
@akhenaten konu kişi ben değilim:) arkadaşlarımdan gözlemlediğim bir durum. iki taraf da çalışıyor ve iyi sayılacak bir gelirleri var. o konuda bir sıkıntı yok.
0
🌸wild honey suckle
(16.02.24)
kendi geliri olsa bile türkiye'de bu şekilde davranan bir kadını kınamam ama birlikte de olmam, kaldı ki evlilik...

ilişkinin dinamiğine, içinde yetişilen ve yaşanmakta olan topluma göre bu normal olarak görülebilir. kimi yerlerde altınlara kızı geçtim gelinin ya da damadın ailesi çöküyor direkt. hatta daha da absürt durumları çevrenizde yoksa bile kadın forumlarında falan görebilirsiniz. evliliğin kimileri için evden, aileden kaçmanın tek yolu olduğu kimileri için de masrafları paylaşmak için yapıldığı bir ortamda bunlar yaşanmaması mümkün değil zaten.

ekşide vs kolay kolay birinin gelip de bu normaldir ya demesini beklemeyiz ama ülkenin belki yarısından fazlası için bu olağan bir durum bu özetle.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(16.02.24)
Kadın evlendiğinde çok altın takılacagını biliyordu ve bunları nakite dönmek için bir erkek lazımdı ve sanırım bulmuş.

Erkek kişisi kadına bazı imalarda bulunsa ve iş ciddileşse muhtemelen erkek bir de suçlu olacak ve erkeğin aslında parayı saçma işler için harcayacagını kendisinin önlem aldıgını falan iddia edip üste bile çıkma olasılığı var.

ayrıl demem de böyle de evlilik olmaz deme hakkım var.
0
liberal
(16.02.24)
Kadın tarafı Maddi güvenliğini aşırı önemsiyor olabilir, kültürü sebebiyle altın seviyor olabilir, sevgi dili hediye almak olabilir. Bunları konuşabilmek gerekiyor. Adam Nasıl hissettiğini söyleyip onun nasıl hissettiğini sorarak istediğini bilgilere ulaşabilir fakat bunu yaparken yargıda bulunmamak kaydı ile. Maddiyat önemli bir eşik ilişkilerde, aşmak ilişkiyi farklı yerlere taşıyacaktır
0
hasmetizm 2046
(16.02.24)
Bu kadınla tanışıp da anlaşabilen adama niye bu düşünce garip geliyor ki ben buna şaşırdım mesela. Ülkemizde böyle düşünen geleneksel bir kesim var. Kendilerini çağa adapte etmek gibi bir dertleri de yok üstelik. Siz değişir mi sandınız?
0
ruhen hastayim ben
(16.02.24)
ruhen+1 bu sonradan belli olacak bir seye benzemiyor ustelik hem taki miktari cok hem gelirleri iyi diyorsunuz. yani uzerine konusulasi bir para soz konusu. dogum gununde ziynet istegi ayri tutuyorum bu konudan, dugunde takilan takilar ortak olmali. evlilikten sonra elde edilen mal varligi sayilir sadece noterde onaylatmiyorsunuz. evlilik akdine uymuyor paylasimsizlik. ama insanlar cok eslilik, paylasimli, donusumlu iliskiler yasadigi icin norma gore degisir bize ters gelse de. hangi koyden bulduysa muhtemelen bunlar onceden bilinen seylerdir. sonradan alinmaca gucenmece olmaz.
0
ala09
(16.02.24)
Benzer durumda bir çift arkadaşım var. kız asla altınları vermiyor araba almak için. 2 senedir ikna olmadı. 2 sene önce arabayı almış olsalar hem arabaları olacaktı hem de muazzam değerlenmiş olacaktı paraları.

kocakarı kafası işte altın yatırımı yapıyor aklınca. sorsan egeli modern çağdaş kız üstelik. bu arada kız çalışmıyor. üstteki arkadaşın dediği gibi ilerisi için sigorta gibi görüyor olabilir altınları. zira 2 kere çok ciddi boşanma eşiğine geldiler sudan sebeplerden.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(16.02.24)
gelenek yasa masa bi şeyler var evet de ben şeyi anlamıyorum, kız tek başına olsa altın gelecek mi? hayır. evlendiği için altın geliyor ve bunda doğal olarak erkeğin de hakkı olmalı bence. ortak sayılmalı. ortak da yatırım yapılabilmeli veya ortak hesapta kasada bir yerde durmalı. "altın gelinindir" kafası modern, çalışan, kendine/eşine saygısı olan insanın zihniyeti olamaz. ha ama burada da bu kadın muhtemelen hep böyleydi, birden gelenekçi olmamıştır, adam bile bile evlenmiş ve durumları da iyiymiş, boşuna ağlamasını anlamadım. herkes aynı düşünecek diye bir şey yok. onlar için okeyse okeydir, dışardakilere dut yemek düşer. benim başıma gelse zaten paylaşırım da erkek tarafında böyle şeyler görürsem boşarım.
0
nic cage
(16.02.24)
"ayrıca doğum günü, evlilik yıl dönümü gibi özel günlerde de sürekli olarak altın ziynet talep ediyor."

bu ne yaa kadın erkeği temettüye bağlamış :D
çok rahatsız edici bi durum. kadın çalışmasa hadi neyse de çalışıyormuş. böyle bakan biriyle evli olmak acayip bir duygu. düşman başına.
0
tabudeviren
(16.02.24)
Kadinda bir guvensizlik yaratmis demek ki kocasi. Ben oyle dusundum. Kendini garantiye almis belli ki. Sorun yok bence normal.

Dugunde takilan altinlar geline ait diye bir sey yok mu yasada da zaten? Yoksa da, karisinin altinina goz dikmesin kimse ya... bana cig geliyor bu davranis.

Eve giren diger maastan yardim istenebilir ama dugunde takilan altin kadinin guvencesi olarak kenarda kalsin zaten.
0
Kittie
(16.02.24)
Dügünde takılanlar nasıl kadının oluyor onu anlamadım, muhtemelen dügünde takılanların çogu erkek tarafı tarafından takılmış, kadın tarafının akrabaları gelinin annesine düğün takılarını vermiş olma ihtimali çok fazla.

Bu duruma benzer bir tanıdık vardı çok yakın akrabam, kız böyle çiglikler yaptı ve şu an ayrıldılar. Ha kadın sonra pişman oldu ama iş işten geçti.
0
liberal
(16.02.24)
Bozulurum tabi ki nasıl bozulmam? Böyle saçma bir düşünce mi olur? Hukuken takılan altınlar kadınındır ama bunu daha şu aşamada düşünüyorsa eşiniz -ki bana göre eş olamamış kendisi- ayrılmak için demek ki bahane arıyor.

Yerinizde olsam kesinlikle hiçbir ev-araba olarak hiçbir yatırım yapmam. Zira iş boşanmaya gelince eşiniz altınlarını da alıp gidecek ve yaptığınız yatırımların da yarısını isteyecek. Eşiniz de biliyor ki altınları verip ev-araba alsa bu sefer altınları isteyemeyecek. O yüzden ben altınları tutayım diyor sanırım. Üstüne de maddi-manevi tazminat ile sizin yaklaşık 10 yılınıza ipotek koyacak. Ben de herhalde kendisinden gizli yatırım yapardım. Yani illegal yola girerdim. Zira eşinizle en ufak bir tartışmada yani eşinizin istemediği bir şeyi zorladığınızda eşiniz basıp gidecek. Siz de ona göre kendinizi hazırlayın. Eşiniz kendisini buna hazırlamış zira.

Ben olsam koşarak uzaklaşırım valla. Ben yazarken sinirlendim.
0
drako
(16.02.24)
evlilik demek hayat arkadaşlığı demek değil mi? en azından benim için böyle. bu durumda olmak istemezdim. çünkü kafamda direkt boşanmayhı düşünüyor. boşandığımız zaman altınlar ve alacağımız ev-arabayı isteyecek diye düşünürdüm. aranızda sevgi varsa mutlaka bunu konuşup halletmenizi dilerim
0
jepa
(16.02.24)
bu anlattıkların kabul edilebilir şeyler değil bence.
0
basond
(16.02.24)
Bozulmayı bırak boşanırdım, güven olmayan evlilik yürümez, 5 yıllık evliyim.
0
mirty
(17.02.24)
tipik türk kadını: türk geleneklerinde kadına tanınan avantajları da kullanayım, modernizmin getirdiği avantajları da kullanayım. hep bana hep bana. geleneksel olarak erkeğe tanına avantajları feminizm sayesinde eleştireyim, modernizmin erkeğe sağladıgı avantajları ise erkeği utandırarak yok edeyim.

geleneksel olarak türk aile yapısında erkeğin malı ailenindir, kadının malı kadınındır. düğünde takılan altınlar da kadınındır. dolayısıyla kocasına vermek istemez. koca çalısıp eve para getirir, ev alınacaksa, yatırım yapılacaksa koca yapar.

kocasına altın veren kadınlar sonrasında pişman olur. erkek altınları tamamlayacağım der ama tamamlamaz.

bu örnekteki aile modernizm ile gelenek arasında sıkışıp kalan tipik bir türk ailesi olmuş.
0
abelardo
(17.02.24)
ben boşanıyorum, şu an eski eşim yaptığı tüm korkunç şeylere rağmen kötü durumda olsa ve yatırım olarak benden bir şeyler istese verirdim sanırım. ama konu duygusal durumlara gelince ben bayağı aptallaşıyorum, kadın akıllıymış, aferin. kimse de böyle kadınla evlenilir mi falan demesin. hikayenin sonunda bu tip kadınlar kazanıyor.
0
deartheodosia
(17.02.24)
oturur konusurdum, "ev alalim, araba alalim, altınların hepsini degil bir kismini bozudrabiliriz bunlar icin" diye, niyet okumaya gerek yok. hepsini harcamamak her zaman daha mantikli. altin ortalama bir ailenin yapilabilecegi en uygun yatirim.
0
rallied
(18.02.24)
bu evliliğe devam eden erkek tarafının acilen psikiyatr ile konuşması gerektiğini düşünüyorum.
0
andlee
(19.02.24)
şimdi önermeleri alt alta sıralayalım

modern ve bir takım konuyla alakasız sıfatlara sahip kadınlar, altınları paylaşır
medeni kanun isviçre medeni kanunundan mülhemdir, moderndir
medeni kanunda altınlar kadınındır
o halde medeni kanun ve avrupa* modern değildir?!
modernlik algın baştan sona hatalı olamaz tabii

modern nedir ve neden iyidiri konuşmuyoruz bile

burada ayıplayan bir üslupla ve görev bilinciyle tutarlı olsun olmasın normatif değerler iddia etmek, beylik lafları sıralayıp bir şeyler iddia etmekle de bu kaideler değişmez. çünkü karşınızdaki örf 10bin yıllık :D

şimdi ali koçun karısı çalışmıyor. aileden zengin. üstüne koca parası yiyor. modern değil mi.
tam da orta sınıfı paralize edip birer işçi kılmak için uydurulan masallar.

o altınlar kadının güvencesi. basbayağı öyle. mesela erkek de kanuna göre evin reisi değil 20 küsür yıldır. ama kadının sigortası halen erkek üzerinden devam ediyor. yani reisi :D

bazı kadınlar, diğer kadınlara taş ocağı mahkumu gözüyle bakıyor. ben çalışıyorum bunca eziyeti çekiyorum o neden çalışmıyor da güvencesine sığınıyor, ayıplayayım da yapamasın kafasındalar.

bazı erkekler de, yine ben o kadar çalışıyorum enayi miyim hazır günümüzde bunları konuşmak mümkünken kendi yükümün yarısına kadarını kadına yükleyeyim de rahat edeyim kafasındalar.

kadınları rahat bırakın
0
lambırcek
(20.02.24)
(15)

selam duyuru ahalisi, naber?

111111
bugun nasilsiniz? her sey yolunda mi? icinizi dokme ihtiyaciniz varsa, anlatin da dinleyelim.
bugun nasilsiniz? her sey yolunda mi?
icinizi dokme ihtiyaciniz varsa, anlatin da dinleyelim.
0
111111
(14.02.24)
Ahaha :D oltaya getirip bizi uçurtacak mısın? Yine de formata uyması için cevap vereyim: başım ağrıyor sabahtan beri.
0
prole
(14.02.24)
neden ki, bu dertlesme duyurularini da mi yasakladilar?
o yuzden mi duyurunun helvasini yiyoruz?
0
🌸111111
(14.02.24)
Çalışıyorum. Bir insanın işine aşık olması çok güzel bir duygu. İşimle sevgililer gününü kutluyoruz :))
0
rock n roll
(14.02.24)
idare eder. iş 9,5/10. özel hayat 2/10.
0
gabe h coud
(14.02.24)
@rock n roll, ne mutlu sana! ne is yaptigini merak etmedim desem yalan olur.

@gabe h coud, eh yine ortalama o kadar fena degil gibi :/
0
🌸111111
(14.02.24)
İyidir senden naber nasıl hayat
0
basond
(14.02.24)
Diyafram ağrım fena bugün de. Neden meydana geldiğini bilmiyorum maalesef. Yok mu bir doktor?
0
simderun
(14.02.24)
Yorgunum, işim çok yoğun ve yorucu geçiyor. Kendimi yetersiz hissediyorum. Tatile ihtiyacım var. Sen nasılsın?
0
Amaranta ursula
(14.02.24)
Kötü. Icimi dokememe sorunum var. yine de tskkrlr, svglr
0
nic cage
(14.02.24)
Yorganı kafama çekip öylece yatmak istiyorum. İş ev umrumda değil bu ara ama mecburiyetten rutine devam.
0
brnbrs
(14.02.24)
bi şey olduğu yok. bugün ofis günüydü. yatmadan öyle bi duyuruya bakayım dedim.
0
datnet
(15.02.24)
Şimdilik müthiş.

Kafam güzel. Viyana'dayım. Sabah 6 kalkacağım. 7.11'de Prag trenim var. Bir aksilik çıkmazsa - çıkmacağına inanıyorum - Prag'a gittiğimde daha müthiş olacak.
0
put it in your appropriate place
(15.02.24)
tesekkur ederim, iyiyim ben de. haftaya dolomites'e kayaga gidecegim ama tek sorun kayak yapmayi henuz bilmemem. heyecanliyim.
bugun 9.30dan 19.00a kadar toplantilarim var pes pese, bugunu cikarirsam kayagi da halledebilecegime inaniyorum :D

@simderun, gecmis olsun, ihmal etme onu, git bi doktora hemen.

@brnbrs, gecen haftasonu yaptim onu, yorgandan kafami cikarmadan yattim resmen. arada lazim. umarim vaktin olur yapmaya.

@put it in your appropriate place, oo supermis, iyi gezmeler.
0
🌸111111
(15.02.24)
@111111 Çok teşekkür ederim. Evet, doktor yolu göründü.
0
simderun
(15.02.24)
3-4 yıldır hiç girmemişim duyuruya. kendi çapımda nostalji yaşıyorum :)
0
blueprints and cigarettes
(15.02.24)
(25)

Siz bir insanı uyarır mısınız? Yoksa fişini çeker misiniz?

tchuck
Soruyu doğru bir şekilde soramadım ama bir örnek üzerindenanlatmam gerekirse;eve yarım günlük temizlikçi çağırıyoruz. kadın ilk 2-3 gelişnde işini düzgün yaptı.sonra bi anda öğlen 12de gelip, 2de çıkmaya başladı. 1de geliyor 3te çıkıyor 3.30da çıkıyor.ben de bu kadına hiçbir şey demedim "2de çıkamaz
Soruyu doğru bir şekilde soramadım ama bir örnek üzerindenanlatmam gerekirse;

eve yarım günlük temizlikçi çağırıyoruz. kadın ilk 2-3 gelişnde işini düzgün yaptı.
sonra bi anda öğlen 12de gelip, 2de çıkmaya başladı. 1de geliyor 3te çıkıyor 3.30da çıkıyor.

ben de bu kadına hiçbir şey demedim "2de çıkamazsın, yarım gün anlaştıysak en az 4 saat durman gerekir. buralarda tozlar duruyor, şurayı silmemişsin, burayı bilmem napmamışsın" gibi uyarılarda bulunmadım.

direkt yol verdim.

bu ilk kişi de değil, tüm herkese bunu yapıyorum.

iş veya günlük hayatımda da aynıyım. birinden bir şey istemem, bir şeyi düzeltmesini istemem, uyarmam etmem. direkt o kişiyle çalışmyı vs. bırakırım.

çünkü bana "uyarılmadığı sürece" işini hakkıyla yapmayan insanlar "ahlaksız" geliyor. yani bn bu kadını uyarıp ne yapacağım? bütün gün başınad durup onu mu denetleyeceğim? avizeyi silmesi gerektiğini her sferinde ben mi söyleyeceğim? yani bu kadına supervisorluk falan mı yapacağım gerçekten?

veya işyerimde altımdaki kişiye "bir sürü iş varken youtube mu izliyorsun?" demeliyim? yani bunu benim söylemem gerekiyor mu gerçekten?

ben bu insanları uyardığım için düzeldikleri sürece, yarın bir gün uyaramayacağım bir pozisyonda kalırsam, işlerini doğru yapmayacaklar öyleyse?

veya yanlış mı düşünüyorum?
sizin tavrınız noluyor genelde?
0
tchuck
(12.02.24)
ben de genelde uyarmam. çünkü nasıl teoki vereceğini bilmiyorum uğraşamam. kimse vazgeçilmez değil. ha değer verdiğin biridir. ya da uyarınca değişeceğine inancın varsa uyarırsın.
0
jelly bear
(12.02.24)
sizin bizim ne yaptigimiz onemli degil. dogrusu ve yanlisi ne ona bakmak lazim. hayatta binbir turlu olay, durum, istisna vs dinamik var. herkese ibmde calisiyormus gibi davranamazsiniz. davranirsaniz cevrenizde pek hos bir intiba birakmazsiniz.
0
buenosdias
(12.02.24)
insanlara onlardan ne beklediğimi söylerim

eve temizlikçi hizmeti alırken, iş yerinde task dağıtırken

daha esnek davranıyorum, insan yönetmek ve verim almak böyle bir şey bence
0
grimavi
(12.02.24)
buenosdias+1

Size göre doğruyla olması gereken şey her zaman genel geçer doğru olmayabileceği gibi, insanların hata ve davranışlarının çeşitli geçerli sebepleri olabilir. O yüzden insanlarla konuşup onları anlamaya çalışmaktan zarar gelmez diye düşünüyorum.
0
salihdt
(12.02.24)
Ben önce uyarırım ona rağmen olmuyorsa çalışmam o kişiyle. Ama bu arada kendime de bakarım, acaba yaptığımız anlaşmaya ben de tam anlamıyla uydum mu? Ya da karşımdaki insandan kapasitesinin üzerinde beklentide bulunuyor muyum? Mesela az para verip çok iş mi bekliyorum? Sigorta yaptım mı? Çünkü bazen insanlar çok zor durumda kaldığında mecburen bazı şeyleri kabul ediyorlar ama nihayetinde insan. Ego devreye giriyor vs. Her zaman önce uyarıdan yanayım.
0
rock n roll
(12.02.24)
uyarırsın pişman olursun, bozulur,
uyarmazsın pişman olursun, düzelmeye meyilli birisidir, toparlar kendini, sebepleri varmıştır vs.

arkadaşların dediği gibi durumu iyi analiz etmek ve ona uygun davranmak olabilir.
0
WithWorth
(12.02.24)
Sıkıntı yaşadığı bir çalışanı uyarmak, düzeltmek, verimli hale getirmek yerine her seferinde göndermeyi seçen kişi pek başarılı bir yönetici değildir.
Çok aşırı örnekleri dışında tutarsak gönderdiğiniz kişi ile yerine gelecek kişi arasında dağlar kadar fark olmayacaktır. Sürekli işe birilerini alıp gönderip yenisini almak uzun vadede baktığımızda çok zararlı olabilir.

Kendi evinizin temizliği konusunda bu şekilde davranınca eviniz temizlenmemiş oluyor ve bununla baş edebiliyorsunuz ama çalıştığınız şirkette işler bu kadar sık aksadığı zaman suçlu o verimsiz çalışan değil o departmanı yönetemeyen, o çalışanlardan verim alamayan yönetici olacaktır.
0
michael_knight
(12.02.24)
en iyisini yapmışsınız. bu saatten sonra millete yol yordam mı öğreteceksin.
ahlaki kurallar, etik davranışlar her yerde aynıdır.

4 saat kalmaması ayrı bir sorun işini yapmaması daha büyük sorun.
eli çabuk olsa tamam dersin o da yok.

bu insanlar insanların iyi niyetlerini sömüren tipler.
0
OgutucuRecep
(12.02.24)
Uyarı işin doğasında olan bir şey. En iyi çalışan bile işi savsaklayabilir. Bence hiç uyarı yapmadan her şeyi harfiyen kitabına uygun yapan ve bu motivasyonunu sürekli devam ettiren birini bulma olasılığına sarılmak sadece sizi yorar. İşleri kendiniz için zorlaştırmış olursunuz. Bu kişi ideal bir çalışan olurdu, ancak gerçek hayatta ideal tanımlar çoğunlukla hayal ürünü olarak kalır.

İş bağlamında düşününce işi savsaklayan çalışan = kötü çalışan demek değil. Eğer normal şartlarda işini düzgün yapan biriyse ve sonradan işin bozulduğunu görüyorsanız uyarı yaparsınız ve eğer iş düzelirse bundan hem kendisi hem de düzgün iş yapan birini elinde tutan kişi olarak siz fayda sağlarsınız.

Uyarıyı dikkate almak da bir meziyet ve iyi bir çalışanın bir göstergesi. Bana sorarsanız sizin tavrınız uzun vadede size kaybettirir.
0
akhenaten
(12.02.24)
ben daha cok zor konusmalardan kacan ve kendine de zaman zaman kirilgan ve zayif olma izni vermedigi icin karsi tarafla da bunu iletesemeyen ve buna izin vermeyen bir insan goruyorum acikcasi. sizi bilemem ama insanlar makine degil, herkesin iyi gunu, kotu gunu, zor gunu var, bu bazen bir gun degil belli bir zaman suruyor. bunu benle konusmadan bana yol veren bir liderim olsa, dusunecegim son sey 'bana soylemeden benim yapmam gerekirdi' olurdu herhalde. kimin ne yasadigi, neden ne yaptigi konusunda hicbir fikriniz yok, fikrimiz yok aslinda, yasamin ozu bu. kendi varsayimlarinizla yasiyorsunuz anladigim kadariyla. mutevazi olmak onemli. hayat sizin dogrularinizdan, ne nasil olmali'larinizdan ibaret degil.
0
kassiopeia
(12.02.24)
Uyarmadan yol vermek bana yanlış geliyor. Kimse benim zihnimi okumak veya benimle birebir aynı önceliklere sahip değil. Elbette iş etiği ve sorumluluk denen kavramlar çok önemli (yani uyarmadan işini düzgün yapan kişi tabi ki uyarı aldıktan sonra düzgün yapandan daha önde bu anlamda), ama herkesin geçmiş deneyimleri, çalıştıkları ortamlar ve kişiler de farklı. İki kişinin aynı noktada buluşması için konuşmak gerekir. Ha, konuşma üzerine hala bildiğini okuyordur, o zaman elbette yollarımızı ayırırız.
0
fotrsapka
(12.02.24)
Bu gibi hizmet alimlarinda tutumunuz ise yarayabilir ancak is yasaminda da bu sekilde davranirsaniz yoneticlilik kariyerinizde hayal ettiginiz yere gelmeniz zor olur.
0
turkuaz
(12.02.24)
Bu tarz durumlarda herseyi en bastan konusup firsat vermemek lazim
0
Zetnikov
(12.02.24)
Iste sure veriyorum, o surede bitmezse maille uyari, art niyetli birsey varsa uyarmakla yorulmam.
Bir de 100% hakli olup en kibar sekilde uyardiginda bile insanlar tavir aliyor, triplere giriyor. o yuzden hic ugrasamam.
0
spherical
(12.02.24)
Birde her insan herseyi dusunebilecek kapasitede olmayabiliyor.
0
Zetnikov
(12.02.24)
uyarmam, uyarmakla insan değiştiğini hiç görmedin. temizlik gibi basit bir konuda yol vermek en doğrusu.
0
orpheus
(12.02.24)
Belirli başlı durumlar için elbette ki öncelikle uyarmak gerekiyor. Onun dışında yazdığın her şeyde haklısın. Yani çalışma stili değişikliği ile çalışmama farklı şeyler. Çalışmayanı uyarmaya gerek yok. Uyardıkça çalışıyorsa, uyaran olmayınca kaytarıyordur. Beyaz yakalı işçilerin ve memurların %80'i de böyle.
0
nawar
(12.02.24)
fişi çekmek deniyor muydu bu duruma? bir çırpıda silmek diye biliyordum ben.

cevap: bence uyarmak denenmeli. hepimiz insanız. hata yapabiliriz. hayatımızda sağlığımızda vs. kötü giden durumlar olabilir.
0
ermanen
(12.02.24)
uyarmam. hatalarını düşünemeyecek insanla önce muhabbeti indirger, sonra da keserim.
0
tolgan
(12.02.24)
Değişkenlere tavırlara bağlı
Sizi haksız bulmadım
0
basond
(12.02.24)
kötü niyetli insanları silmek daha mantıklı
düzeltmeye çalışmak yıpratıcı olur

herkes hata yapar kimse mükemmel değildir
bu gibi durumlarda ben hata yaptığımda silseler nasıl olur empatisi yaparım

parasını az verebilirdiniz temizlikçinin ya da ne derdi varmış diye sormak
bir de hiç kimse başkasının evine özenmek ne kadar iş ahlakı deseniz de
ev temizliği için başkasını çağırmak güvenmek evi emanet etmek büyük risk

"bir sürü iş varken youtube mu izliyorsun?"
iş zamanında yetişmez ise sizin üstünüz sizden hesap sorar
ve projeler genelde zamanında yetişmez, iyi bir yönetici en başta bundan daha dramatik durumlar için hata payı bırakır, zamanından önce işi bitirerek prim yapar

haksızsınız demiyorum ama sildiğiniz insan yerine daha iyisini bulmaya çalışmak da yorucu
0
mantık
(12.02.24)
"Şayet Allah insanları yapıp ettikleri yüzünden hemen cezalandıracak olsaydı, yerin üstünde tek bir canlı bırakmazdı; ...." bir de bu ayet gelir aklıma
0
mantık
(12.02.24)
bir çeşit pasif agresyon. iletişim eksikliği. tabii türkiye gibi eleştiriye kapalı insanların olduğu bir ülkede bunun olması normal ama doğru değil. düzgün bir üslupla rahatsızlığını dile getirmeyi öğrenmelisin. belki olumsuz bir geri dönüşten de kaçabiliyor olabilirsin bununla yüzleşmeyi de öğrenmelisin belki. en başta sana zararı olur.

burada kilit nokta da şu aslında. bir durumdan rahatsız olabilirsin. bu çok normal ve en doğal hakkın. bunu karşıdakini de kırmadan, kırılmadan dile getirmelisin. karşıdaki de kırılmamalı. ama türkiye'de insanlar eleştiriye açık olmadığı için hatta görevleri hatırlatıldığı zaman düşmanlaştığı için böyle bir pasif agresyon gelişiyor. ben de yumjuşak bir şekilde söyleyemem rahatsızlığımı. ya hiç bir şey demem senin gibi ilişiğimi keserim ya da kavga ederim. o yüzden aslında doğru iletişim kurmayı öğrenip rahatsız olduğumuz konuyu kavga da etmeden dile getirmemiz lazım. kimisi de laf cambazıdır, kendini çok iyi ifade eder o kadına rahatsızlığını söyler ama ipleri de koparmaz, bir gerginlik yaşamaz. bu önemli bir yetenek ve geliştirmek gerek.
0
blackkmamba
(12.02.24)
insandan insana değişir. böyle yapınca çevrende insan kalmaz. iş yaptıracak insan bulamazsın. sonuç odaklı olmak lazım. en baştan konuş, beklentilerini anlat. olmuyorsa ok ama kendi kendine çözsün, ben demezsem işini yapmıyor bakış açısı doğru değil. ülkede çalışan beyaz yakalının çoğunluğu gizli işsiz. internette takılmak üzerine, mail döndürmek üzerine maaş alıyor. hepsini kovalım o zaman.
0
gabe h coud
(12.02.24)
Zaten uyarmanızla, kendini düzeltecek karakterde biri, baştan bunu yapmaz. En güzelini yapmışsınız.

Uyarsaydınız, ya "bana iş mi yok" diye gidecekti, ya da kalıp baştan savma iş yapacaktı.


.
0
kartallar yuksek ucar
(13.02.24)
(4)

İburamin zero ile dolven dönüşümlü verilir mi?

mikahakkinen
Öksürükten dolayı acildeki çocuk druna gittik. İburamin zero verdi ama 6 saat olmadan ateş gene yükseldi. Dün dolven verdiğimizde yükselmemişti. Tecrübeli ebeveynler yardım.
Öksürükten dolayı acildeki çocuk druna gittik. İburamin zero verdi ama 6 saat olmadan ateş gene yükseldi. Dün dolven verdiğimizde yükselmemişti.

Tecrübeli ebeveynler yardım.
0
mikahakkinen
(10.02.24)
dolvenle olmaz. Calpol ile dönüşümlü yapılabilir.
0
memantine
(10.02.24)
Calpol ile dolven dönüştürülür+1
0
basond
(11.02.24)
Aynen etken maddeler farklıymış. Kreşten sonra 2 ayda 3.cü ağır ateşli hastalık. Böyle mi oluyor?
0
🌸mikahakkinen
(11.02.24)
Ilk sene öyle geçiyor herkesin. Kapalı ortam, çocuklar virüslere dayanıksız. Yaş aldıkça hasta olma oranı azalır.

Flymix alin benim tavsiyem. Yakasına sıkın okula giderken.
0
mellifica
(12.02.24)
(9)

Schengen vizesi aldığımız ülkeye inmek ama hemen başka ülkeye gitmek

ermanen
Schengen vizesi aldığımız ülkeye uçakla indik diyelim. Havaalanında araba kiralayıp hemen komşu ülkeye gideceğiz diyelim. Böyle bir şeyde sorun olabiliyor mu? Sınırda kıllanırlar mı vs.?not: Schengen alınan ve inilen ülke Macaristan. Ardından arabayla gidilen ülke Avusturya. Bazı yerlerde aralarında
Schengen vizesi aldığımız ülkeye uçakla indik diyelim. Havaalanında araba kiralayıp hemen komşu ülkeye gideceğiz diyelim. Böyle bir şeyde sorun olabiliyor mu? Sınırda kıllanırlar mı vs.?

not: Schengen alınan ve inilen ülke Macaristan. Ardından arabayla gidilen ülke Avusturya. Bazı yerlerde aralarında hala pasaport kontrolü olduğu yazılmış. Mülteci durumları yüzünden kontroller olabiliyormuş sanırım.
0
ermanen
(10.02.24)
3 duyuru aşağıda çok benzer bir soru var. O vizeyi ilk kez kullanıyorsanız vizeyi veren ülkeden giriş yapmanız tavsiye ediliyor.
0
mustafakesekci
(10.02.24)
@mustafakesekci

benim sorum farklı. o soruyu görünce benim sormam gereken bu soru aklıma geldi.
0
🌸ermanen
(10.02.24)
Geçen sene arkadaşlarım İtalya Venedik’te yarim gün takıldı sonra Avusturya’ya geçti.
0
dedeminhirkasi
(10.02.24)
indin hemen uçakla başka ülkeye geçtin mesela. sonraki vizelerde sıkıntı olur mu
0
paintov
(10.02.24)
Hic bir sıkıntı olmaz.aralarında pasaport kontrolu yok,yol kontrolleri daha cok alman-avusturya sınırında onlarda bilgisayar üzerinden değil manuel kontrol.avusturya vignetinizi almayı unutmayın.
0
duptıs
(10.02.24)
kusura bakmayın ben yanlış okumuşum :) vizeyi veren ülkeye giriş yaptıktan sonra ne kadar kaldığınızın önemi yok. schengen ülkelerine dilediğiniz zaman geçebilirsiniz. bir arkadaşım almanya vizesi için randevu bulamayınca lüksemburg'tan aldı, uçakla oraya inip hemen arabayla almanya'ya geçti.
0
mustafakesekci
(10.02.24)
@paintov,hiç bir sıkıntı olmaz.
0
duptıs
(10.02.24)
bir dipnot düşeyim; araba kiraladığınız firmanın kiralama şartlarını iyi okuyun. şengen ülkelerine arabayla seyahat serbest olsa da bazı firmalarda bilgi verme zorunluluğu ve gidilen ülkeye göre ilave ücret var. gözden kaçırırsanız ve tespit edilirse (ceza vs yerseniz) depozitodan ciddi kesinti yaparlar duruma göre.
0
mustafakesekci
(10.02.24)
Sıkıntı olmaz
0
basond
(10.02.24)
(9)

Kuryeyle yasanan kaza

cosmicgadin
Araci tek serit bir yolda sag tarafa parkettim, inmeden once her zamanki gibi aynadan kontrol ettim ama hava yagmurlu oldugu icin garanti olsun diye arkaya bakarak inmek icin kapiyi araliyim derken daha kafami cevirmeden kuryenin biri tak kapiya takildi ve yere yuvarlandi. Ben korktum, uzuldum cocug
Araci tek serit bir yolda sag tarafa parkettim, inmeden once her zamanki gibi aynadan kontrol ettim ama hava yagmurlu oldugu icin garanti olsun diye arkaya bakarak inmek icin kapiyi araliyim derken daha kafami cevirmeden kuryenin biri tak kapiya takildi ve yere yuvarlandi. Ben korktum, uzuldum cocuga tabi, ilgilendim numarami verdim vs. Motorda da birsey olmadigi icin tutanak vs tutmadan ayrildik. Olayin şokuyla o an bi suclu hissettim kendimi ama sonra dusununce kendimde bir kusur bulamadim. Sadece bakma amacli kapiyi aralamistim (!). Zaten motorculara esktra dikkatliyim. Sonrasinda beni aradi, masraf ciktigini soyledi (alt diski yamulmus falan) Ben ona kaza aninda hassas davrandigim icin sanirim kendini hakli falan sandi ve benden yari yariya masrafi talep etti. Ben ona hatali olmadigimi ama bi sekilde sebep oldugum icin bir miktar gonlumden vermek istedigimi soyledim. O da yari rakamda israr edip ufaktan tehdit etti akli sira,gereksiz bi sekilde. Yok kamera goruntusu cikaririm, polise kadar gider bu... Keske goruntu olsun zaten benim icin daha iyi. Aslinda ugrasmam veririm ben, neticede uzucu bir kaza ve ucundan dahil olmusum ama artik herseyde kendime fatura kesme huyumdan inanilmaz sıkıldım. Siz nasil eyyorlarsiniz merak ettim.
0
cosmicgadin
(27.01.24)
Öncelikle haksızsınız. Kuryeler çok kötü ve hızlı kullanıyor, ama bu durumda ne yazık ki hata sizde.

Bence fotoğraf vs isteyip karşı tarafla anlaşın.
0
kimlanbu
(27.01.24)
Aciklar misin hatami, merakimdan soruyorum
0
🌸cosmicgadin
(27.01.24)
Karayolları Trafik Yönetmeliği, Beşinci Bölüm, Madde 110

ndirme, Bindirme ve Kapıların Açılması Kuralları

Madde 110- Aksine bir işaret bulunmadıkça;

a) Araç sürücüleri araçlarını, gidiş yönlerine göre yolun en sağ kenarında durdurarak, yolcularını sağ taraftan indirmek ve bindirmek, yolcular da araçların sağ tarafından inmek ve binmek zorundadırlar.

b) Karayolunu kullananlar için bir tehlike ve engel teşkil etmeyeceğinden emin olunmadıkça;

1) Araç durmadan kapı açmak,

2) Kapıların kapanmasını beklemeden hareket etmek,

3) Durakladıktan sonra aracın sağını kontrol etmeden kapı açmak ve kontrolsüz inip binmek,

4) Taşıt yolu üzerinde araçların sol kapılarından yolcu indirip bindirmek,

Yasaktır.
0
kimlanbu
(27.01.24)
Geçmiş olsun, hata tek taraflı değil. Tarfik yönetmeliğinde bu konuyla ilgili detaylı tarifler bulunmuyor sadece @kimlanbu'nun gösterdiği gibi yolcu indirip bindirme kuralları içerisinde genel bir şekilde bahsediliyor, onda da zaten sadece sağ taraftan inmesi gereken yolcular üzerinden giderek sağın kontrol edilmesinden bahsediyor. Yine de bu şekilde kazalar yaşandığı için emsal davalar var.

Biliyorsunuz, kapıyı açıp dışarıyı kontrol etmek kendi içinde mantık hatası içeriyor. Bunun yerine başla kontrol ederek inmeniz gerekirdi. Sadece aynadan bakmak yeterli değil, özellikle de olası motor karşılaşmalarında hiç yeterli değil çünkü kör alan mevcut.

Ancak motorcunun da park halindeki araçların çok yakınından geçmemesi gerekirdi. Bu da oldukça bilinen bir önlem. Park halindeki araçlara yakın gitmemelisiniz. Kapısı açılabilir, sinyal vermeden kalkış yapabilir, aracın önünden arkasından karşıdan karşıya geçmeye çalışan bir yaya olabilir. Bu çok sorumsuzca ve riskli bir davranış.

Konuyla ilgili bir davada da benzer bir yorumda bulunulmuş. Bu şekilde haberleri tarayabilirsiniz. Olası bir yasal işlemde oluşabilecek senaryolar hakkında size fikir verir.

www.otoajanda.com
0
akhenaten
(27.01.24)
Tek şerit yolun sağında ve dışında araçların Park sırası banket diye tabir edilen 2.yol vardır. Oraya park ettiyseniz karşı taraf tek şerit yolun sağ dışından geliyorsa %100 haksızdır. Tek şerit yolda sağlama yapmak ve banketleri kullanmak yasaktır. Aynı durumda bir kurye araç kapımıza çarptı. Karşı taraf %100 kusurlu çıktı.
0
psmstc
(27.01.24)
Hiç para göndermeyin, sonra bir avukata verir, para gönderdiğiniz için suç varmış gibi iddia ederler. Tamam kamerayı çıkar mahkemeye ver deyin. Boş yolda araca o kadar yakın geçilmez. Park ettim diyorsunuz, yanınızda 1 araç geçecek kadar mesafe yok muydu da bu geldi sizin araca sıfır gibi geçti?
0
malheiros
(27.01.24)
Para yollama+1
0
basond
(27.01.24)
para yollama +1

adam ertesi gun tekrar dusse, motoru cizse onu da size yazacak.
0
cooperr
(27.01.24)
para yollamak çok hatalı olur. kafasında kamerayla gezen bir tipse zaten çok büyük ihtimal kural tanımaz bir şekilde sürdüğü videoda bellidir. inceleme sonunda %50 hatalı çıksanız bile göndereceğiniz paradan daha düşük bir meblağ tutabilir.
0
jepa
(28.01.24)
(2)

mtv de yayınlanan komik program

blowup
yanlış hatırlamıyorsam mtv de eskiden yayınlanan bir show programı vardı.3-4 kişi bir yerlerden atlayıp düşüp yaralanıp bundan zevk alıyordu.ne biliyim troll bir programdı.içlerinden en fırlaması kel sıska bir çocuktu.hatırlayan varmı aranızda:(
yanlış hatırlamıyorsam mtv de eskiden yayınlanan bir show programı vardı.3-4 kişi bir yerlerden atlayıp düşüp yaralanıp bundan zevk alıyordu.ne biliyim troll bir programdı.içlerinden en fırlaması kel sıska bir çocuktu.hatırlayan varmı aranızda:(
0
blowup
(27.01.24)
(bkz: jackass)
0
deranzo1
(27.01.24)
Jackass demeye gelmiştim denmiş
0
basond
(27.01.24)
(6)

Dişçinin söylemeden ek kalem çıkarması

northern eagle
benim istediğim işlem (kanal tedavisi) yapılıp bunun haricinde bana söylenmeden kanal içi ribbond diye ek bir ücret kalemi açılmış.açıkcası bu parayı zerre ödemek de istemiyorum çünkü bana işlem öncesinde ve sırasında ek kalem hakkında bişey söylenmedi bu gerekli böyle böyle ücreti var diye.burayı k
benim istediğim işlem (kanal tedavisi) yapılıp bunun haricinde bana söylenmeden kanal içi ribbond diye ek bir ücret kalemi açılmış.
açıkcası bu parayı zerre ödemek de istemiyorum çünkü bana işlem öncesinde ve sırasında ek kalem hakkında bişey söylenmedi bu gerekli böyle böyle ücreti var diye.
burayı kanal tedavisi için aradım ve sadece kanal tedavisi yaptırmak istediğimi belirttim.
bu kalem genelde alınan bir kalem mi kanal tedavilerinde? Ne yapmalıyım?
0
northern eagle
(24.01.24)
Toplam ücreti telefonda birkaç gün önce konuştuğumuzda kanal 3500 denmişti ama kanal 4000 ribbond 2000 şeklinde bir ücret isteniyor? Dişimin durumu çok acil olduğundan yakın diye gidip direkt yaptırdım kanalı
0
🌸northern eagle
(24.01.24)
"bana bu fiyatı vermiştiniz, bu ekstra işlem için bilgi vermediniz ki, maalesef buna bütçem yok" diyip 3500 ödeyin, hadi olmadı 4000. ne yapacaklar dolguyu geri mi sökecekler?

işlerini düzgün yapıp bilgi verselerdi.
0
John Bloor
(24.01.24)
Kazıklamanın yeni yolu.
Kuaförün kesimi 1000 tl
Kat verilmesi ek 1000 tl, kaküllü kesilmesi ek 500 tl, ayrıca uçlarınıza nohut kadar krem sürdük o da ek 1000 tl demesi gibi bişi.
0
photo85
(24.01.24)
Aslında dişi, dişin röntgenini görmeden fiyat vermeleri yanlış olmuş. Ek bir işlem yapılırken hastaya sormaları gerekli. Ona göre işlemi devam ettirmeleri gerekirdi.
0
my fault
(24.01.24)
ben bu parayı verirsem bütün sosyal medya platformlarında bu durumu anlatırım diğer insanların da mağdur olmasını istemem deyin huzur içinde çözülebilir :) ödemeyin.
0
enteg
(25.01.24)
haklısın ödeme yapma sadece kanalı öde 3500 kalanları ödeme
0
basond
(25.01.24)
(2)

Akışkanlar Mekaniği

2027
Merhaba, Kolonya bitince şişesine farklı bir marka kolonya koydum. Öncekine göre daha zor akıyor. İçeriğinin, yoğunluğunun farklılığı muhakkak etkili ama akışkanlar mekaniği perspektifinden bu durumu nasıl açıklarız? Teşekkürler.
Merhaba,
Kolonya bitince şişesine farklı bir marka kolonya koydum. Öncekine göre daha zor akıyor. İçeriğinin, yoğunluğunun farklılığı muhakkak etkili ama akışkanlar mekaniği perspektifinden bu durumu nasıl açıklarız? Teşekkürler.
0
2027
(15.01.24)
Viskozite +1
0
basond
(15.01.24)
viskozite +1

ama kolonya gibi basit bir şeyde viskozite nasıl sizin görebileceğiniz şekilde fark yaratır orayı bende anlamadım

molecular interaction
laminar - turbulent akış olayları filan yoktur onda

belki kolonyalardan birinin içinde gliserin filan vardır elleri yumuşatsın diye
0
pislick0
(15.01.24)
(2)

Çocuklardaki bu salgın nedir?

mikahakkinen
34 aylık kızım daha 2 hafta önce adeno virüsle 10 gün savaşan kızım şu an 3 gündür ateşli yani belirtiler aynı. Öksürük, halsizlik, ateş. Yani bunu atlatan çocuk bir daha aynı belirtilerle neden ateşlenir. Bu sene kreşe başladı sürekli hasta mı olacağız?
34 aylık kızım daha 2 hafta önce adeno virüsle 10 gün savaşan kızım şu an 3 gündür ateşli yani belirtiler aynı. Öksürük, halsizlik, ateş. Yani bunu atlatan çocuk bir daha aynı belirtilerle neden ateşlenir. Bu sene kreşe başladı sürekli hasta mı olacağız?
0
mikahakkinen
(07.01.24)
Maalesef hep hasta geçirecek, benzeri bizde var aynı senaryo tüm çocuklar birbirine bulaştırıyor
0
basond
(07.01.24)
Kreşe başladı ifadeniz çok şey demek. Savaşa savaşa direnç kazanıyorlar işte.
Sürekli değil ama ara ara oluyorlar maalesef.
0
drmuhendis
(07.01.24)
(5)

yakın çevremde komplo teorilerine inanan biri var

gizemli dede
diyor ki mesela şu anki şarkılar 440 hertz, bu hertz de 432 olması lazım. yoksa insanlara dopamin salgılatıyor ve şiddete meylettiriyor. bill gates türkiyeden tarla aldı sebebi art niyetli. rockafeller ailesi silah ticareti yapmak için şiddeti arttırıyor. gibi gibi bir çok safsataya inanıyor. bu cah
diyor ki mesela şu anki şarkılar 440 hertz, bu hertz de 432 olması lazım. yoksa insanlara dopamin salgılatıyor ve şiddete meylettiriyor.
bill gates türkiyeden tarla aldı sebebi art niyetli.
rockafeller ailesi silah ticareti yapmak için şiddeti arttırıyor.
gibi gibi bir çok safsataya inanıyor. bu cahilliği nasıl yenebilirim
0
gizemli dede
(06.01.24)
İnsanları kandırmak kandırıldığını ikna etmekten daha kolay bu sebeple uğraşma derim he de geç.
0
basond
(06.01.24)
yakın çevrem :d he deyip geçebilsek keşke herkesi :d
0
🌸gizemli dede
(06.01.24)
Benim kayinvalide. Çok iyi insan, eskiden bu kadar değilmiş covid sonrası komple koptu.
Chemtrail, covid kısır yapacak, fransa seçimleri sonrası komple kapatacaklar evden cikamayacagiz, covid asisi öldürüyor nüfus kontrolu için, trumpu big pharma ofisten aldi, Amerikan seçimleri calindi vs vs. Bunun bir üstü de hanımın en yakın arkadaşının babası; lizard people teorisine inanıyor adam. Beterin de beteri var yani.

Yapacak bir şey yok. Konuşmaya başlayınca biraz gülüp geçiyoruz, eğer laf anlatabilecegim bir konuysa (global trade, ekonomi gibi şeylerde beni dinliyor. Misal geçen brics ileride çok güçlü olacak iste lokal para kullanacaklar şu bu dedi. Anlattim yani ab degilki bu belli bir kültürü paylasan, tarihi paylasan ülkeler olsun diye. Tek ortak noktalari bati karşıtlığı olan devletler bundan daha ilerisini yapamaz diye anlattim. Ona ok dedi çünkü harbiden çoğu konuda bilgisi nerede komplocu arkadaşları varsa onlarin dedikleri. Harbiden araştırdığı yok yani).

Yani sizin de net bilgili olduğunuz konularda belki sizi dinler, geri kalaninda he demek lazimharbiden. Maalesef hanim annesini çok severken şimdi kafayı yemiş diye bakıyor.
0
logisticsmanager
(06.01.24)
Ne olsaydi bunlara inanmayi birakirdin, bu iddialarinin aksi nasil kanitlanabilir tarzi sorular sorun. Bunlara cevap veremiyor ancak inanmaya hala devam ediyorsa yapacak bir sey yok. Argumantasyonla ikna edemezsiniz, bazi insanlarin mizaci boyle seylere inanmaya daha yatkin oluyor. İnanmayi birakmalarinin tek yolu da rasyonel akil yurutme falan degil de inanmaya devam etmenin bir sekilde islerine gelmemeye baslamasi oluyor genelde.
0
aloha snackbar 3
(06.01.24)
tartışma beklenen etkiyi vermeyebilir. hatta olumsuz etki de yaratabilir. gerçeklik algısı bozulduysa mümkün olan en kısa zamanda uzmanlara yönlendirin.
0
alispaint
(07.01.24)
(2)

Yeşil pasaport için defter bedeli nasıl ödenir?

infinitedreams
Merhaba,yeşil pasaportlar harç bedelinden muafmış, sadece defter bedeli ödemem gerekiyor. dijital vergi dairesi sitesine girince "PASAPORT DEĞERLİ KAĞIT BEDELİ ÖDEME" seçeneği var sadece, bunu seçerek mi ödemeyi yapmam gerekiyor?teşekkürler.
Merhaba,
yeşil pasaportlar harç bedelinden muafmış, sadece defter bedeli ödemem gerekiyor.
dijital vergi dairesi sitesine girince "PASAPORT DEĞERLİ KAĞIT BEDELİ ÖDEME" seçeneği var sadece, bunu seçerek mi ödemeyi yapmam gerekiyor?

teşekkürler.
0
infinitedreams
(02.01.24)
evet
0
jelly bear
(02.01.24)
evet +1
0
basond
(02.01.24)
(6)

Dil bilmeden ilk defa yurtdışına çıkış

dedeminhirkasi
Dostlar merhaba, böyle bir niyetimiz var. Vallahi dil bilmeden sıfır İngilizceyle italya’ya gitmeye niyetlendik. Uçak biletlerini aldım oteli ayarladım. Vize çıkarsa tabi gideceğiz bakalım. Sorum şu: Pegasus’tan aldığım uçak biletleri için yapmam gereken bir şey var mı yani İtalya da pasaport kontro
Dostlar merhaba, böyle bir niyetimiz var. Vallahi dil bilmeden sıfır İngilizceyle italya’ya gitmeye niyetlendik. Uçak biletlerini aldım oteli ayarladım. Vize çıkarsa tabi gideceğiz bakalım. Sorum şu: Pegasus’tan aldığım uçak biletleri için yapmam gereken bir şey var mı yani İtalya da pasaport kontrolünde bu biletleri geri dosunu vs göstermek istiyorum fakat bunun İngilizce halini mi temin etmem gerekiyor. Neler yapmam lazım bu konulard,a teşekkür ediyorum.
0
dedeminhirkasi
(23.12.23)
italya gümrük polisinin bırak doküman kontrolünü soru sorduğuna bile şahit olmadım henüz :) hatta surata bile baktıkları çok görülmemiştir :)

soruna cevap olarak gerek yok. çok kıllanırsa zaten pnr numarasından kontrol ettirir
0
delidir yakalayin
(24.12.23)
Eğer yurtdışında minimum 2 sene yaşamamışsan zaten aslında dil bilgin yok demektir. Refleksif cevap veremezsin, konuşulanı anlamazsın. O açıdan çok normal.
0
ferenc
(24.12.23)
Uçak biletleri için yapmanız gereken bir şey yok. Pasaport polisi soru sorabilir, ne zaman döneceksin diyebilir nerede kalacaksın diyebilir. İngilizce bilmeniz şart değil, orada illa ki yardımcı olacaklar çıkar.

Sorun yaşamazsınız özetle.
0
pispinti
(24.12.23)
Google translate varsa sıkıntı yok, gümrük polisinin de bişey Sorduğunu hiç görmedim ama sen yine de otel rezervasyonun dönüş uçak biletinin çıktısını al yanına, sorarlarsa gösterirsin.Yol ve ulaşım konusunu da Google Maps ile çözersin.
0
morfeus emmi
(24.12.23)
Hocam Google translate uygulaması ile evlenen insanlar gördüm torun sahibi olan falan o yüzden eglenmene bak
0
Zetnikov
(24.12.23)
google translate yükle offline olarak türkçe italyanca ingilizce indir oradan en kötü yarım yamalak da olsa çevire çevire anlaşırsın.
0
basond
(24.12.23)
(2)

ABD Vizesi mülakatı sırasında kişisel eşyalar

nefertarii
Kadıköy’den gideceğim ve toplu taşıma kullanacağım; konsolosluk civarında telefonumu filan bırakabileceğim bir yer var mıdır?
Kadıköy’den gideceğim ve toplu taşıma kullanacağım; konsolosluk civarında telefonumu filan bırakabileceğim bir yer var mıdır?
0
nefertarii
(19.12.23)
Ücret karşılığı hepsi alıyordu yıllar önce
0
basond
(19.12.23)
konsolosluk girişinin hemen karşısında cafeler var, oralar emanet alıyor. beklerken çayınızı içer, tostunuzu yer içeri girerken de emanetlerinizi bırakırsınız.
sadece telefon değil, üzerinizde metal, çanta vs ne varsa bırakmanız lazım, güvenlik çok sıkı.
0
faberkastelli
(20.12.23)
(3)

Camasir makinesi tavsiyeniz var mi?

ala09
Meeer ha babizimkilerde hep bi bosch takintisi vardi ama bir ozelligi oldugunu dusunmuyorum gayet de bozuldu, yapildi hatta soyulma bile oldu 8 senede perte cikti. Sessiz calisan, kisa yikamasi iyi olan bir seyler ariyorum. Icimden electrolux ve LG geciyor. beko bayiisi olan yakinimdan da bol taksit
Meeer ha ba

bizimkilerde hep bi bosch takintisi vardi ama bir ozelligi oldugunu dusunmuyorum gayet de bozuldu, yapildi hatta soyulma bile oldu 8 senede perte cikti. Sessiz calisan, kisa yikamasi iyi olan bir seyler ariyorum. Icimden electrolux ve LG geciyor. beko bayiisi olan yakinimdan da bol taksitle alma durumum var. miele butceyi asiyor. kullandiginiz ve sorun yasamadiginiz varsa model isterim. Tesekkurler
0
ala09
(13.12.23)
bosch var bizde 7-8 senedir gayet iyi çalışıyo bi sorun çıkarmadı
15-30 dklık programları var
0
jelly bear
(13.12.23)
bosch ile 15 yıldır takılıyoruz 9 el keleş ile ateş ettik, zehirledik, gırtlağını kestik makinenin hala hayatta çalışıyor maşallah

bosch güzellemesi yapıp boş yapma öneri ver dersen siemens bak derim(aman ne yaratıcı öneri).

bunlar dışında samsung kullanan arkadaşlarım var memnunlar arçelik kullanıp memnun olanda olmayanda var biraz piyango işler.
0
basond
(13.12.23)
LG almıştım ilk hafta bozuldu iade ettim yerine vestel aldım çok memnunum. 5 yılı geçti hiç sorun olmadı . kısa yıkama programları da mevcut , tavsiye ederim.
ek olarak eski bir paspas atmıştım makineye , benim hatam yani alt yüzeyi eski plastik tamamen çamaşır makinesinin içine borularına yapışmış iğrenç bir şekilde tıkandı. çağırdığım vestel yetkili servisi ücretsiz temizledi .
0
devilone
(13.12.23)
(8)

Doktora yapmanın zorlukları neler olabilir?

fraise
Ağustos sonunda yüksek lisansımi tamamladım ve bittiği güne kadar her gün "şu savunmayi yapayım; bir daha asla okul, sınav, tez yüzü görmek istemiyorum" deyip durdum (bunda danışman hocamın da etkisi olabilir, çok zorladı ve iletişim kurması çok zor biriydi.). Fakat son bir haftadır sürekli üniversi
Ağustos sonunda yüksek lisansımi tamamladım ve bittiği güne kadar her gün "şu savunmayi yapayım; bir daha asla okul, sınav, tez yüzü görmek istemiyorum" deyip durdum (bunda danışman hocamın da etkisi olabilir, çok zorladı ve iletişim kurması çok zor biriydi.). Fakat son bir haftadır sürekli üniversitelerin doktora başvuru sayfalarını açıp açıp kapatıyorum.

Biliyorum ki doktoraya başlarsam ders döneminden sonra yine çok zorlanacağım ve sürekli soylenecegim ama bitirdikten sonraki o başarmış olma hissini seviyorum galiba. Ayrıca ders çalışmayı ve yeni şeyler öğrenmeyi de seviyorum.

Alanım da sosyal bilimler ve üniversite sonrası hem akademik hem de mesleki eğitimlerin çok çok önemli olduğu bir bölüm. Bir ara da ikinci bir yüksek lisansa başlamayı düşünmüştüm.

Hem çalışıp hem doktora yapmanın zorlukları neler olabilir? Başlayıp pişman olan var mi? Birileri olumsuz bir şeyler söylemezse bu işin sonunda kendimi doktoraya başvuru yaparken bulabilirim sanırım.

Herkese şimdiden teşekkürler.
0
fraise
(12.12.23)
çevrem öğretim/araştırma görevlisiyken bile doktorasını yıllarca bitiremeyenlerle dolu. Ben ders dönemi + tez önerisi + 2 tez izleme sonrası bıraktım :D Doktora-terkim.

Gerçekten isteyip yüzde yüz asılabileceksen yaparsın. Birazcık bile içinden gelmiyorsa zulüm olur diyorum ben. "illa biter" diye de bişey yok, doktora bu. Ha sağda solda çok kötü tezlerle mezun olanları görüyoruz ama bilmiyorum benim hocalarım ve jüri üyeleri gayet sert ciddi tiplerdi.

Yani şöyle diyim, tüm hayatı akademi olanlar bile tezin sonlarına doğru deliriyor. Fakat doğal yetenek gibi hep makale ve tez yazmak için doğmuş tipler var, onlar çok rahat şekilde bitiriyor. Öyle biri misin bilmiyorum.
0
nhk ni youkosu
(12.12.23)
2022'de doktoramı bitirdim alanım sosyal bilimler. Dr. Öğr üyesi olarak çalışıyorum. Mesleğimi çok seviyorum ama bir kere daha doktora yapmak ister misin deseler elli kere düşünürüm. Sanırım yapmam. Başladığımda 30 yaşındaydım 5 yılda bitirdim. Hem çalışıp hem derslere yetişmek hem mental ve fiziksel anlamda zorluyor. Ama değmez mi vs diye düşünürseniz bitirdiğiniz anda daha fazlasını hedef koyuyorsunuz. Bu kaçınılmaz bence. Ancak bu öğrenme hırsı ve merakı olan biri zaten bu sürece sabredebilir. Sadece sizin değil sizi sevenlerin de hazır olması gerekiyor bence çünkü onlara ayıracağınız zamanı makaleler, yayınlar, dersleriniz çalacak. Ben evliliği erteledim mesela. İyi ki de öyle yapmışım çünkü evlilik hazırlıklarıyla tik vs veremezdim. Fikir vermesi açısından doktora tezlerinin ön sözlerine bakabilirsiniz diye düşünüyorum. Danışman-öğrenci dengesini kurmak, veri toplamak, ağır makaleler ve dersler, yeterlilik, tez izlemeler bunlara girmiyorum.

Bana göre zorluk seviyesi kabaca şu şekilde:
Doktora yeterlilik>doktoraya kabul almak>yüksek lisans tezi yazmak>lisansı bitirmek
Ben şu an post doc ve doçentlik kriterleri ile kafayı bozdum mecburen. Bitirince rahatlamıyorsunuz, her mertebe yeni sorumluluklar yeni dertler ekliyor.

Sonuç olarak ömrünüz boyunca keşke deneseydim demek istemiyorsanız elbette bu yola girin derim. Ama zor olduğunu ve fedakarlıklar gerektirdiğini bilerek girin. Her şey gönlünüzce olsun.
0
buzbebek
(12.12.23)
Akademide devam etmeyi düşünmüyorsanız pratikte doktoradan hiçbir kazancınız olmayacak zaten. Ayrıca işiniz nedir bilmiyorum ama overqualified görülme tehlikesi de taşır bunun sonu.

Doktora cidden yıpratıcı ve uzun da bir süreç. Sadece cv'ye eklemek için doktora yapmak bence çok anlamlı değil. Akademi dışında gerçek karşılığını bulamıyor hem.

Bunun yerine kendi yüksek yaptığınız alanı tamamlayıcı, benzer bir alanda ikinci bir yüksek yaparsanız aynı konuda sektör için muhtemelen gereksiz dozda bir dikey uzmanlaşma yerine sektördeki bilginizi yatay olarak genişletip göze çarpabilirsiniz. Ayrıca çok daha kolay olur.

Aynı zamanda tezli yüksek lisans yapmanıza da gerek yok bence. Zaten bir yüksek lisans teziniz ve ana uzmanlığınız var.
0
akhenaten
(12.12.23)
Tez yüzü görmek istemiyorsan doktora yapma. Master'da yaptığın tez tez falan değil. Buradan paylaşılan anketlerle yapılan tezler sadece bir training. Bu bir çaba bile değil doktora için.
0
ferenc
(12.12.23)
1 ay sonra yeterlilik sınavım var. Ama tek bir sayfa okumuşluğum yok hala. Bu sizin iş temponuz ve yaşam stilinizin ne ölçüde imkan verdiği ile alakalı. Ben çalışırken hazırlanamıyorum yeterliliğe. Ama benim yaşadığım yer ve koşulların buna imkan veremediği bir gerçeklik var.
0
Amaranta ursula
(12.12.23)
biraz senle biraz eşinle alakalı bir durum (destek anlamında) eşim bitirdi çok oldu doçent ünvanı aldı ama geçtiği seviyeler çok zorlayıcı. akademiden yürümek isterim dersen yayın yayınlamak hazırlamak vs bildiğin gibi zor işler(sosyal bilimlerde daha zor) ama imkansız değil.
tabi hocanın burada etkisi büyük.
yurtdışında yayın yapmak senin açından biraz daha kolay o anlamda türkiyedekiler kadar zorlanacağını düşünmüyorum.

özetle doktora sonrası yürüyecem dersen(ki bence kesin öyle olacak) zor yol ama senin için minik bir tık daha kolay.

ha sadece doktora yapar daha bakmam dersen yapma attığın taş ürküttüğün kuşa değmez.
detay için iletişimi biliyorusun :)
0
basond
(13.12.23)
Yüksek lisans süreci sonunda tövbe etme aşamasına geldiyseniz ve doktora yapacağınız yer, hoca benzer olacaksa eziyet olur.

İyi bir hocanın yanında, sağlam bir doktora yapacağım derseniz hayatınız doktora çalışmaları olacak, işiniz hobi gibi kalacak. Böyle olamayacaksa yine çok büyük eziyet olur.

Doktora sizi tek başınıza veya birilerine danışmanlık yaparak orijinal işler yapabilecek duruma getiren son aşama. Zor gelmezse ya uyduruk biriyle, pek bir şey öğrenmeden doktora yapıyorsunuz ya da siz aşmış bir insansınız demektir (master tezi zor geldiyse siz de çoğumuz gibi normalisiniz büyük ihtimalle).

Ders çalışmayı seviyorum demişsiniz. Belki dersleri (ve acı çekmekten keyif alıyorsanız yeterliliği) seversiniz ama tez ders çalışma gibi değil. Araştırma yapacaksınız, ortaya orijinal işler koyacaksınız. Bazen hiç bir yere gitmeyecek, bazen aylarca boşa çalışmış olacaksınız. Bunu kaldırabilecek misiniz?

Sosyal bilimlerde de, fen bilimlerinde de doktora yapan, yapmış birçok insan var çevremde. Sosyal bilimler çok daha zor çünkü çoğu zaman bir tek doğru yok ve herkes kendi doğrusunu çılgınca savunabiliyor. Bulgularınız, çıkarımlarınız, danışmanınızla ve tez jürinizle çakıştığında zorlanabilirsiniz. Bazen danışmanla jüri saçma sapan sebeplerle çekişir, sizin işiniz sekteye uğrar. Yeterlilikte hocanıza kıl olan birileri zor sorup bırakır. Hep olan şeyler.

Yukarıda yazılan "overqualified" olma durumu da çok ciddi. alanınızdaki durumu siz daha iyi bilirsiniz ama düşünmeniz gereken en önemli konulardan biri bu.
0
cosmicstring
(13.12.23)
Burada belirleyici soru "doktora yapmayı ne kadar çok istiyorsunuz?" İstemeden yapılan en basit işler bile zor gelir insana. Doktora ise istemeden yapılacak bir iş değil.

Doktora elbette kolay değil ama anlatıldığı kadar zor da değil. Zor diyenlerin büyük kısmı ya planlı çalışmıyor, ya danışman problemleri yaşıyor ya da sevmediği bir konu çalışıyor. Bu üç durumu yaşamıyorsanız çok zorlanmazsınız doktora yaparken.

Bunun dışında doktora yapmanın doğası gereği bazı zorluklar var.

Başta süre çok uzun. En erken 4 yılda bitirebiliyorsunuz (bunun bazı istisnaları var tabi).

Danışmanınızı mutlaka çok iyi seçmelisiniz (aynı konuya ilgi duymalı, sürekli iletişimde bulunabilmelisiniz). Danışman iyi değilse en baştan ya danışmanı değiştirin ya da başka üniversiteye geçin.

Doktorada en çok zaman alan dönem ders dönemi. Çalışırken dersleri takip etmek, sunum yapmak, her ders için makale çıkarmak (bu zorunlu değil ama beklenir) oldukça zaman alıyor.

Kırılma noktası yeterlik sınavıdır. Alanınızda tüm temel kavramlara, kişilere ve konulara hakimiyetiniz ölçülüyor bu sınavda. Çok iyi hazırlanmalısınız.

Tez dönemi ise en az zorlanacağınız dönem olacak. 6 ayda bir tez izleme komitelerinde tezinizin gelişimini sunacaksınız. 6 aylık dönemler planlı çalışan biri için çok uzun süreler. Yorulmazsınız.

Son aşama savunma aşaması. TİK'ler sağlıklı geçerse bu kısım da sizi zorlamayacaktır.

İlk etapta aklıma gelenler bunlar. Sormak istedikleriniz olursa yazabilirsiniz.
0
unuttum konu neydi
(13.12.23)
(9)

Ayrıldım pişmanım

FreSh
8 aylik bir ilişkim vardı ve son zamanlarda heyecanımı kaybettiğim, hiçbir şey hissetmedigim için 2 gün önce ondan ayrıldım. Işin garip tarafı ayrılırken sürekli ağladim ve şimdi de pişmanım. Onu aslında seviyor olduğumu fark ettim. Nasıl bir aptalliga düşüp de böyle davrandığımı inanın bilmiyorum.
8 aylik bir ilişkim vardı ve son zamanlarda heyecanımı kaybettiğim, hiçbir şey hissetmedigim için 2 gün önce ondan ayrıldım. Işin garip tarafı ayrılırken sürekli ağladim ve şimdi de pişmanım. Onu aslında seviyor olduğumu fark ettim. Nasıl bir aptalliga düşüp de böyle davrandığımı inanın bilmiyorum. Kendimi çözemiyorum, ne istediğimi bilmeyen biriydim hep zaten. Ama bu kez çok iyi, yanında huzurlu hissettigim, mutlu olduğum birini bulmuşken onu bırakarak gerçekten salakça davrandığımı kanıtlamış oldum. 2 gündür durmaksızın ağlıyorum, onu çok özlüyorum şimdi geri dönsem büyük bir hata yaptım desem dalga geçiyor gibi mi olur? Böyle bişey yaşayan oldu mu hiç bunu yapan ve karşı tarafın yaptığı?
0
FreSh
(11.12.23)
Çok fazla zaman geçmeden bu duygularınızı onunla da paylaşın, 2-3 gün içinde ağlayarak hata yaptığını söyleyen eski sevgiliye hemen hemen herkes inanır, hak verir, barışır.

Ama uzun süre ara verdikten sonra geri dönüş sinyali verilirse "benden daha iyisini bulamadı, denedi başkalarıyla, şimdi de bana geri dönüyor" sanar herkes.

Ben olsam gurur yapmam ve dayanırım kapısına.
0
John Bloor
(11.12.23)
+1 John Bloor.

Ne kadar süre geçtiği en önemli belirleyicilerden biri olur.
Sizi seviyorsa kabul eder.
0
crinix
(11.12.23)
Tavrınız çok güven verici olmasa da böyle konuşmaları sıcağı sıcağına yapmak en iyisi +1
0
akhenaten
(11.12.23)
Bence kafanız karışıkken daha da belirsizlik yaratmayın karşı tarafta. Önce kendi içinizdeki bu duygudurum değişikliğini çözmeye odaklanın, sonra karar verin.
0
lüzumsuz adam
(11.12.23)
lüzumsuz adam +1

kabul etse bile, daha sonra yine aynı şeyi yapıp bu sefer karşı tarafa da hasar vereceksiniz. bence şu anki durumunu kabullenmeye ve alışmaya çalışın.
0
MtKrt
(11.12.23)
pat diye ayrıldın yani öyle mi? bir süredir soğuk yapıyorsan ve sonrasında ayrıldıysan karşı taraf ta sogumus olabilir.
ama 2 gün önce pat diye "ben artık bir şey hissetmiyorum" deyip ayrıldıysa o zaman da dengesiz birisi gibi gözüküyorsun.
duygularından emin olmayan birisi hiç güven vermez. bence de bir an önce konuş ama yukarıda yazdıklarım önemli.
0
abelardo
(11.12.23)
@abelardo Bir süredir soğuk yapıyordum ve nedenini de bilmiyordum onun yanlış yaptığı bişey olmamasına rağmen. Ama insan bir insanın değerini kaybedince anlıyor ya o oldu bende ve belki de duygularimdan emin olmam için bunu yapmam gerekiyordu. En azından bırakmayıp ara vermeliydim maalesef akıl edemedim :(
Soguduysa ve affetmezse de hata yaptım dönüşü yok deyip kabullenecegim kendi düşen ağlamaz sonuçta

@akhenaten evet pek güven verici değil yaptıklarım haklısınız. Umarım güvenini tammaen kirmadan duzeltebilirim çok da geçmeden.
0
🌸FreSh
(11.12.23)
hiçbir şey demeden sadece seni özledim de yeter. başka açıklamaya gerek bile kalmaz.
0
OgutucuRecep
(11.12.23)
Rahat bırak sebepsiz soğuk yapıp dünyasını zindan etmişsin kafasından kim bilir neler geçti neler kurdu sonra anlamsızca ayrılmışsın şimdi pişmanım deme, gene darlayacaksın zindan edeceksin bir süre sonra hayatı.
Bırak ikinizde uzak durun birbirinizden
0
basond
(12.12.23)
(11)

Site Yönetimi İş Kazası Tazminatını Dairelere Pay Etmek İstiyor

anten
Sitede çalışanlardan biri talihsiz bir kaza yaşanmış ve bir çalışan maalesef vefat etmiş. İş mahkemesi oldukça yüklü milyonluk bir tazminat ödenmesine karar vermiş.site yönetimi diyor ki bu ödemeyi dairelere pay edeceğim. Genel kurulda böyle karar alındı.Ortada bir vefat var, mağduriyet var. Ailesi
Sitede çalışanlardan biri talihsiz bir kaza yaşanmış ve bir çalışan maalesef vefat etmiş. İş mahkemesi oldukça yüklü milyonluk bir tazminat ödenmesine karar vermiş.

site yönetimi diyor ki bu ödemeyi dairelere pay edeceğim. Genel kurulda böyle karar alındı.

Ortada bir vefat var, mağduriyet var. Ailesi bu tazminatı almak istiyor tabii. Ama site yönetiminin iş güvenliği konusundaki zafiyetinin karşılığını niye site sakinleri ödüyor.

Buna itiraz etme hakkımız var mıdır*
0
anten
(29.11.23)
Zaafiyet ayrı değerlendirilir. Yani zaafiyet var diye daireler (eğer bölüştürme uygulaması yapılabiliyorsa) ödemiyorum diyemez. Ama dairelere bölüştürmesi usule uygun mu bilmiyorum. Yönetim öz bütçesinden ödenen bir kalem ise bölüştürme yapılamaz tabi ki.

Amaa bölüştürülebileceğini değerlendiriyorum.
0
iddaaci
(29.11.23)
Geçmiş olsun öncelikle olay tam olarak nasıl oldu acaba kaza yani. Çatıda çalışırken düşmemi yoksa bahçede ot yolarken kafasına kiremit düşmesi gibi mi malum fark var arada. Tazminatı bölüşmek normal gibi geldi bana. Ama kanun ne diyor olay nasıl vuku buldu buna bakmak lazım
0
basond
(29.11.23)
öncelikle geçmiş olsun, ben zamanında sırf bu işler çok şeye gebe diye apartman hayatından ayrılmıştım. Şimdi anlıyorum ki doğru karar vermişim. Şu apartman yönetimi işleri muhasebesi, vergisi, denetimi vs. derken aidatlar kiralar ile yarışıyor maalesef.


Site yönetimi demek, devlet nazarında vergi veren ve kanuni sorumlulukları olan bir şirket gibi düşünebiliriz , hizmetlileri şirket çalışanları ev sahiplerini ise şirket ortakları olarak düşündüğümüzde ,şirkete ( yönetime ) ait her türlü giderler genel olarak dairelere pay edilerek tahsil edilir.

Usul olarak karşı taraf normal olarak şirketi dava etmiş, bu durumda normal olarak tazminat tutarını ortaklar yani daire sahipleri eşit şekilde ödeyecek.

Ama şöyle bir durum varki, ortada dediğiniz gibi site yönetiminin zaafiyet ve kusuru olduğu düşünülüyorsa, bu sefer ev sahiplerinin şirket yönetimini ( sorumlularını ) ödedikleri para için dava etme hakkı doğar dava kazanılırsa, tüm ücretler sadece sorumlu olan yöneticilerden tahsil edilir diye düşünüyorum.

Mantık olarak bu şekilde olması gerekir, ancak bu konuyu bir avukata danışmakta fayda var.
0
Rao
(29.11.23)
ihmal varsa kanıt toplayıp toplu halde itiraz ederseniz sonuç alınır
yoksa da mahkemeye taşımanız gerekir site yönetimini
asgari şartları sağlamakla mükellefler

bu ücreti kim öder o ayrı bir mevzu
yönetim planında kusur yoksa dairelere arsa payı oranında dağıtılır gibi bir madde olabilir
bu konu belirsizse de bir sonraki toplantı için öneri sunarsınız
0
mantık
(29.11.23)
Sadece yöneticinin ödemesi ne kadar gerçekçi ? Belli ki talihsiz bir olay var, can kaybı var. Herkesin destek atması doğru olacaktır (yönetici kasten bir suç işlemediyse).
0
alicandan
(29.11.23)
Site yönetiminin gerekli önlemlerle birlikte sigorta da yaptırması ve bu risk gerçekleştiğinde buradan gerekli tutarın karşılanması doğru yaklaşım olacakmış. Site yönetiminin zaafiyeti varsa toplanıp dava açıp itiraz etmek mantıklı. Site yönetiminin her türlü tedbiri alıp hesap verme sorumluluğu mevcut.
0
vampir akrep
(30.11.23)
Selamlar tüm yorumlar için teşekkürler.

kazanın sebebi elektrik çarpması. Bir tadilat sırasında yaşanıyor. Muhtemelen yeterli iş güvenliği önlemi alınmamış çalışma sırasında.

Site yönetimi profesyonel bir şirkette bu arada. O yüzden gerekli asgari önlemleri almaları gerekiyordu. Zaten bunun için para ödeniyor şirkete.

Bana biraz şirket kendi hatasını ya da kusurunu, nasılsa kimse peşine düşmez diye, bina sakinlerine pay ediyor gibi.
0
🌸anten
(30.11.23)
Kişisel bir talep üzerine çalışan, dairenin birine tadilata gitmesi ile sitenin genel işini yapması arasında da fark var. Buna da bakılmalı
0
diyecevaplandı
(30.11.23)
site yönetimi = kat malikleri aslında.
site yönetimine karşı değil de alt yükleniciye veya karşı tarafa karşı birlik olmanız lazım.
0
nuisance
(30.11.23)
şirketin bu tarz işlere karşı sigortası vardır diye düşünüyorum. sigorta ödemeli. eger sigorta ödemiyorsa yönetimin hatasıdır. sizin ödemeniz sacma oluyor her şekilde.
0
faaip de oiad
(30.11.23)
Şebekedeki 220v insanı kolay öldürmez. (Denemeyin) belli ki büyük bir gerilimin olduğu pano gibi bir yerde çalışılmış. Böylesi pano ve trafolarda sıradan bir görevli zaten çalıştırılmaz.

Çalıştıysa da özel giysileri var onları giymesi gerekirdi. Eğer bu işi site görevlisi değil de dışarıdan gelen bir işçi yaptıysa yani outsource edildiyse iş farklı boyuta taşınır.
0
iddaaci
(30.11.23)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.