Teknosa gibi büyük elektronik marketlerinde her türlü laptopta çalışan şarj aletleri satılıyor, hatta ismi yanlış hatırlamıyorsam TUNÇMATİK idi. aratın, güvenle kullanın.

edit : fiyatı da 40 civarı birşeydi en son

Tunçmatiklerin universal modelleri 90w ve 120w fiyatları 60-90 lira arası. Çin versiyon universal'ler ise 20-60 lira arası.

Teknik olarak yaşadığın tüm olumsuz olayların kefaret ve uyarı niteliği taşıdığı söylenir. Kaynak veremem. :))) (Her şer'de bir hayır! buna işaretmiş. :) )

ufak günahların bedeli bazen dünyada ödenir. uyarı değil de bir nevi azap çekme.

Abi o tasavvuf'un yorumu; "çekersin günahından arınırsın" şeklinde. Hatta bunu destekleyen "hastalıklardan kurtulunduğunda günahlardan da demirin pasından kurtulduğu gibi kurtulursunuz" şeklinde ayetler de var.

Ancak o okuduğum yorum ise olumlu anlamından ziyade olumsuz anlamlıydı. Yani "dünyadaki cehennem" tarzı, "çekiyorsanız günahlarınızdan dolayı" gibi.

Buna benzer bir örnek istiyorum ben.

Edit: Yazana dek diğer arkadaşlar da cevaplamışlar, daha somut örnekler arıyorum yorumdan çok. Ayettir, suredir gibi.

"çekiyorsanız günahlarınızdan dolayı" olayi peygamberlerin gunahsiz olmasina ragmen ugradikleri zulumler noktasinda patlar haci.

@ot peygamberlerin günahsız olması gibi bir şey yok bildiğim kadarıyla. Hatta hz.Musa'nın adam öldürme ve pişman olma davası var.

kötü şeyler yaşıyosan elbette birşeyleri yanlış yapıyosun demektir. yanlış yerde yanlış zamanda yanlış şeyleri yaşayıpta başına birşeyler geliyorsa kendini sorgulaman gerekir.

cevap: evet taşır.

"Bakın, Allah, bir sivrisineği (hatta) ondan daha küçük bir şeyi örnek getirmekten kaçınmaz. İmana ermiş olanlara gelince, onun Rablerinden gelen bir hakikat olduğunu bilirler. Hakikati inkara şartlanmış olanlar ise, "Bu örnek ile Allah ne demek istiyor acaba?" derler. Bu yolla Allah, bir çoğunu saptırırken bir çoğunu da doğruya yöneltir,fakat fasıklardan başkasını saptırmaz.( BAKARA suresi, 26. ayet)"

Alıntıdır, doğru mudur bilmem.

cennet cehennem inancı gereği pek mantıklı değil. kıyametten sonra yargılanacaklarına inanıyorlar, ki bu sayede nereye gideceklerine karar verilsin. bu durumda o kişinin yaptıklarının günah olup olmadığına karar verecek merci kıyametten önce devreye girmiyor demektir.

nihayet bir soruna cevap veriyorum, umarim aradigin budur
www.sorularlaislamiyet.com

ayet degil ama genelde hadisler var ve dini tartışmıyorum
ve hatta Şura suresi kaynak gösteriliyor
www.istikamet.eu

ŞURA SURESİ 48.AYET: ''Eğer yüz çevirirlerse (bilesin ki), biz seni onlara bekçi göndermedik. Sana düşen, sadece tebliğdir. Gerçekten biz insana katımızdan bir rahmet tattırdığımızda ona sevinir; ama elleriyle yaptıkları işler yüzünden onlara bir kötülük dokunursa, o zaman da insan pek nankördür.''

bunu bilemeyiz. ot'un dediği doğru bu arada. en yakın örnek hz muhammed sav ın tek günahı bulunmadığını biliyoruz kurandan. bahsi geçene göre en çok musibeti de o yaşamıştır. yani bütün musibetler günah kefareti diyemeyiz bu noktada. küçük yaşta anası ölen çocuğun günahı ne, depremde 1 yaşında olup organları kopan bebeklerin başına gelenleri nasıl açıklayacağız? ha şu var, yaşananları "düşünmek", bir nevi ders çıkarmak bir müslümana vazifedir: kuranda çokca geçer "düşünmez misiniz" diye, arkadaşlar da ayetler hadisler göstermiş zaten. kula düşen kendini mümkün mertebe doğru yola koymak. olan bitenden de gerek ders çıkarmak, gerek ibret almak, gerek kendi haline şükretmek, gerek muhtaç olana yardım etmek.

Uzatmadan: Dinar.

ilk hecede vurgu olmali.

nawres, vurgu derken iii uzatiliyor mu?

diinar

Liseye de liise der afyonlular. ii uzatma hastalığı. Normali dinar.

para birimi olan dinar okunurken duz bir sekilde okunur, ilce ismi olan dinar, ozel isim oldugundan, okunurken ilk hecede vurgu vardir, uzatmak degil tam olarak.

diinar diye telaffuz ediliyor. aynısı demirel'in köyünün bulunduğu ilçe içinde geçerli. atabey ataabey diye telaffuz edilir bölgede.

kısa okunması gereken ünlü harflerin uzun okunması

(bkz: capitalism 2)

fifa 74

www.gog.com'a gir listeye bir göz gezdir.

Bilimum adventure. İlla korku konulu olması gerekmiyor.

neighbours from hell...

vodafone ama cepnet paketini kullanan herkesin şikayeti oluyor.

western digital ya da seagate.

1tblıklar var

1- öyle bir seçenek yok henüz.

2- Plus 2010 için çıkarmışlardı ama 2011 için 2 aydır beklemedeler. Sanırım çıkarmayacaklar.

(bkz: Easy Gif Animator)
(bkz: microsoft gif animator)
(bkz: animation shop)

bardağın büyüklüğüne bağlı!

yanında yemek yoksa normal olabilir.

ya dağıtmaktan kasıt kendi kendine kafanın acaip güzel olması. bardak büyüklüğü de normal şarap bardağı ama dolu dolu

icmeyi bilmemek diye bir şey yoktur, bunu diyen kişi sarhoş olup dağıtmayı göze almıştır zaten. Yaptım ordan biiyorum.

bünye ile de alakalı bir durum. hızlı içmekle, yavaş içmek arasında da fark olur.

şarabın etkisi nasıl olsa gecenin ilerleyen saatlerinde geçer, sorun yoktur:)

Kafanın ayarı çok önemli burada.

Yanisi şu; eğer sarhoş olmak istiyorsan 2 bardak ice tea de içsen, 2 dilim ekmek de yesen sarhoş olursun.

Bunun yanında bünye meselesi de var elbet. 5 bardak azımsanacak bir rakam değil.

ortalama bir şarap bardağına ağzına kadar doldurduğunu varsayarsak 200ml eder, 5 bardak 1 litre eder. Ama mekanlarda bu kadar koymazlar, ben azami şartları göz önünde bulundurdum. Normalde 120-130ml koyarlar.

Yani neredeyse bir şişe şaraba denk geliyor. 1 şişe şarapla ortalığı dağıtıyorsan da içmemen yerinde olur. 1 litre şarap ortalama bir içiciyi zil zurna etmese de güzelleştirir. Yeni içmeye başlayan birisini ise dediğin gibi çok rahat çarpar.

Misal benim limitim 2-2.5 şişe, bu limitten sonra midem bulanıyor ve rahatsız oluyorum. gözümün önünde 4 şişe şarap için kendini kaybetmeyen kız arkadaşlar da oldu, 3 kadeh içip sapıtanlar da.

Söyledikleri gibi içme hızı, açlık/tokluk, yanında yemek/çerez tüketilip tüketilmediği etkiler.

kimlanbu' ya ek olarak 1 litre şarap içtiğini varsayarsak alkol eşdeğeri olarak 30 cl lik rakı içmiş sayılıyosun. şarapın rakıya göre çarpma katsayısını 0.85 olduğunu varsayıyorum. bu durumda yaklışık 22 cl rakı eşdeğirinde alkol almış bulunuyosun. bu da kafayı iyi etmek için geçerli bir değerdir :) deli gibisi de bünye meselesi.

Ataturkiye' ye katılıyorum. Hiç alkol almadan da sarhoşluk belirtileri gösterebilen bir bünyeye sahibim. Çok yorgun olduğumda, içki içtiğime yemin edebilirler rahatlıkla. Çok komik bir durum. Yakın çevrem biliyor da, tanımayanlara anlatmak epey bir zor oluyor.

içmeyi bilmemek demek bence ortamın tadını alkolün etkisiyle istem dışı kaçıracak hareketlerde bulunmak demektir ve bunu srekli yapmaktır.

5 bardak sarapla sarhos olmak gayet normal. deli gibi sarhos olmak biraz sira disi ama cok degil. kisinin ne kadar cok ne kadar sik ictigine bagli. sik sik icmeyen insanlar icin 5 bardak cok fazla.

peki 5 bardak ile zil zurna olacagini bile bile 5 bardak icmek icmemeyi bilmemek midir? bu icen kisiye ve yanindakilere bagli. amac sarhos olmaksa, keyif almaksa, pisman olunacak bir sey yapilmadiysa bir sorun yok. yok oyle degilse kotu tabi, daha az icmek lazim.

setup dosyası üzerine sağ tıklayıp "yönetici olarak çalıştır" seçeneği ile çalıştırmayı deneyebilirsin.

Yok hocam, xp işletim sistemi. Yönetici çalıştır seçeneği filan yok.

op beni gerizekali demek istiyordur daha ne kadar acik olabilir ki?

seninle konuşmaması görüşmemesi gerekiyor ama kendisine engel olamıyor demek istiyor olabilir mi acaba?

açık açık ,seni seviorum dio iştee

insan sigarayı kendisine zarar verdiğini bile bile içer ya onun gibi :)

daha ne desin :D

Muhtemelen sen onu sevmişsin ama o seni sevmemiş. Senin aşkını sürekli canlı tutuyor ve böylece seni kullanıyor.

"Geri dönmek istiyorum ama ne tepki vereceğini bilmiyorum" dur söylediklerinin anlamı. Seni zarflıyor, senden gelecek tepkiye göre davranacak.

kendisinde hafif bir arıza mevcut demek oluyor.

1- oyun oynamayı seviyor bu kesin

2- size söylediği sözün meali : kesinlikle benim sana ilgim var değil. senin bana gene ilgi duymanı istiyorumdur.

Bu söyledikelrinin hepsi çıkıyor aslında sanırım şuana kadar doğru çıkanlar:

@ataturkiye ( hatta söylediğinin 2side çok doğru ) aynen öyle
@orpheus

Arkana bile bakmadan topukla kardeşim. Kapat pc'yi ve en yakın uçağa atla.

eğer notebok/netbook kullanıyorsanız ve wireless bağlantınız açıksa çevrede bir wireless ağ olduğunda bu uyarıyı alırsınız.

Yok hocam, sabit bilgisayar ve wireless ile alakası yok.

Bir şeyler hissetme olasılığın varsa, kalk git kızın yanına işte.

sen mutlu olucaksan gelirim diye mesaj at ve git. bişiler hisedebilirsen devam edersin yok etmezsen sen iyi ol diye yanında oldum falan der kaçarsın

arkadaş olarak "bir an önce gel lütfen, seni görebilirsem mutlu olurum." yazmaz kimse kimseye. bariz hoşlanmış senden. ama şimdi moralim bozuk yok haftaya bakarız falan demişsin. tamam geliyorum desen garip olur gibi. başka bi alternatif sun. işte şuraya gitcektim sen oraya gel istersen de mesela

Kız resmen yazılmış, "mutlu olacaksan dışarıda da görüşebiliriz" tarzında bir şeyler yaz, bir yere davet et ve olaylar gelişsin...

daha ne desin kızcağız.

Çok moralim bozuk.. Ben de seni görebilirsem mutlu olurum aslında. Oturup konuşuruz biraz vaktin varsa bikbik'de görüşelim Hande (hande burada anonim olarak yazılmıştır, kesinlikle ismini yazarak cevap ver.)

(bkz: abi seviyorsan git konuş bence)

üniversitede 2 yıl birlikte olduğum kız arkadaşımla aynen bu tip mesajlaşmalar sonucunda sevgili olmuştuk. aynı sınıftan ve aynı arkadaş grubundaydık. aklıma geldi şimdi, hüzünlendim. peyyh.

bir iki gün sonra akşam napıyosun bi kahve içelim sohbet edelim temalı bi sms gönder. geri çevrilme olasılığın düşük.

hava soğuk moral bozuk en iyisi eve çağır. dahada mutlu edersin bence öyle kızımızı :)

arkadaşım odunsun sen ya.

noldu son durum

Ben de merak ettim bak sonucu. Kızı aradın mı len...

hengameyi seviyorum.

bülbülü altın kafese koymuşlar, ah vatanım demiş.

Türkiye'den vazgeçebilir bir gün belki insan mecbur kalırsa ama İstanbul varya, işte ondan vazgeçmek için salak olmak gerek. karmaşayı seviyorum sanırım.

aile ve dostlar nedeniyle.

şöyle düşün; daha iyi bir anne-baba ile yaşama imkanın olsaydı, şimdikileri terk eder miydin?

İstanbul'un karmaşası, şansım varken gitmedim, ikinci nedense sevdiğim insanı benimle götürememem.

göçmen olacağım için illa ki outsider olacağım bir şekilde. hayatımın yarısı yurtdışında geçti ama zor bence.

benim var başka ülkelere gitme ihtimalim ama sevdiğim insan kalkmış peşimden istanbul'a gelmiş. artık ben de o olmadan hiç bir yere gitmem.

domates var, biber var...

Elin gavuru parsel parsel satın alırken yurdumu "ulan bunlar alıyorlarsa bir bildikleri vardır" diye dediğim için.

5 tane ülke gezdim gördüm. Karmaşa diyenler için New York kadar İstanbulumuzun karmaşası yok. Ama şu var. Bizim Türk insanımız demiyorum, Türkiye insanımızı seviyorum.
Gidin gezin görün bu kadar zeki bir millet göremeyeceksiniz.
İmkanının çok zor olduğu konularda kesinlikle çözüm üretemese bile fikir sahipliği vardır.
İstanbul ise ayrı bir güzellik.
Ülke sınırını her geçtiğimde aynı şeyi söylerim "İyi ki buradayım"

sevdiklerim. hem de öyle sevdiklerim ki 2 şansımı çifteyle teptim.

çünkü ergen hayalleri kurmuyorum.

gitmek istediğim yer okyanus Ötesi! Uçak korkusu ve Bileti alamayacak kadar pahalı olması nedeniyle, Canım ülkemden ayrılamıyorum.

tamamen ailem ve kardeşim.

daha iyi bir ülke yok olmadığını türkiyeden gittiğinde anlıyacaksın burdan ne desek boş..güle güle sana 1 kişi bile eksilse şu ülkeden iyi bişi :)

taş yerinde ağır..benim şahsen, eğitimim, Türkiye'de daha iyi iş yapmama müsaade ediyor. başka memlekette "arap"sınız..o kadar.

Şu an oturduğunuz evden daha rahat edebildiğiniz bir yer var mı? Türkiye evinizdir.

4 mevsimin birden yaşanabildiği , çeşit çeşit meyve sebze yetişen (gerçi artık çoğu gdolu ama ) bir ülke olduğu için. Daha yeni Almanya'dan geldim, mesela orda insanlar bir öğünde 5 çeşit patates yiyorlar . başka sebze yok çünkü. olanlarda konserve tadında..
Benim de bazen Türkiye'deki insanlarımızın muhafazakarlıkları yüzünden kaçıp gidesim geliyor. Ama bir o kadar da güzel insanla dolu burası.

gitme imkanı yaratmak için bütün çabam gitcem inş.

yurt dışına gittim birkaç kez türkiye'yi de hiç özlemedim açıkçası

emekli maaşınız olması gerekenden az olur. diğer sakıncalarını bilmiyorum. şikayet ettiginizde bi şeyler olması gerek sanki.

Tazminatın düşük olur, emekli maaşına yansır vs vs... Durumu sgk'ya bildirirsen ağır cezaları var diye biliyorum.

maaş bordrosu imzalıyor musun? imzalıyorsan bordroda maaşın ne kadar görünüyor? maaşın bankaya tam olarak mı yatıyor yoksa asgari ücretini yatırıp geri kalanını ayrıca mı veriyorlar? türkiye'de firmaların çoğu böyle yapıyor, muhtemelen hiçbir şey yapamazsın. çünkü gerçek maaşını ispatlayamazsın. bundan sonra iş değiştirirsen işe başlamadan önce sgk primini de konuş.

Maaşım bankaya tam olarak yatıyor her ay ama hesabım maaş hesabı değilmiş. EFT ile para transferi şeklinde geliyor para. Maaş bordrosu diye birşey imzalamadım hiç.

emekli maaşınız düşük olur bu yüzden durumu önce şirketinizle daha sonra ise sgk ile görüşün.

tazminat ve emekli maaşının yanında
ayrıca kredi almak isterseniz maalesef maaş bordrosunda gözüken miktara göre muamele görüyorsunuz..

eft ile göndermeleri ilginçmiş. genelde asgari ücret dışında kalan miktarı elden verirler ve bir sürü firma bu şekilde yapıyor. bu yüzden ispatlanamıyor. sizinkiler acemi galiba :) sonuçta hesap hareketlerinden ispatlanabilir. bildiğim kadarıyla hapis cezasına kadar varabiliyor. şirketle konuşmanın bir faydası olacağını sanmıyorum. çünkü seninkiyle birlikte tüm çalışanların öyledir. sadece senin için değişiklik yapamayacakları ve tüm çalışanlar için yapıldığında da maliyetli olacağı için buna yanaşmazlar. işverenlerin nasıl insanlar bilmiyorum ama mevzuyu zorlarsan işinden bile olabilirsin. Üç seçeneğin var 1-şirketi ihbar edip ortalığı karıştırıcan, 2-iş değiştiricen, 3-eyvallah diyip katlanıcan.

Yurtdışına çıkış fırsatı arıyorum. yaza doğru zaten gitmeye niyetliyim. o zamana kadar sineye çekeyim madem. zira şu anki net maaşımın %32'si onların verdiğinin 4 katına denk düşüyor. patronlar bu kadar ödemeyi kabul etmezler, en iyi ihtimal maaşımdan keserler. el mahkum susacağız o zaman.

İki ayrı bilgisayarda kullanamazsınız, çünkü satın aldığınız tek lisans. Aslında kullanamazsınız yanlış bir tabir oldu; kullanabilirsiniz ancak sadece biri yasal olur.

Oem ile dvd arasındaki fark biri kutulu-dvd'li filan oluyor, diğeri de hazır olarak pc'ye kurulu oluyor ve dvd vermiyorlar ekstradan. Genellikle bir recovery alanı açıyorlar hdd'e oradan kurup siliyorsunuz windows'u.

64 almanız yeni teknolojilere uyum açısından iyi olur.

Gold pc sanırım indirim yapmıştı bir ara. Cemaatçidirler ama olsun.

peki bildiğim kadarıyla dvd kutularından 32 ve 64 çıkıyor bunları ayrı makinelere kursam da mı olmayacak yani?
Ya da 2. makine için lisans alabilir miyim?

korsan kullan abicim ne işin var. ben hiç para vermeden win7 yi 2 bilgisayarda kullanıyorum. sen para vericen ve bunu yapamıycan. yasalmış, tabi biraz yurt dışına para yollıyak, çok zenginiz ya. korsan için özelden yaz.

uzun süredir win7 kullanıyorum zaten ancak rahatsız ediyor be.

Korsan kullanmak kul hakkıdır.

Ayrı ayrı makinalara kursan da olmaz. Çünkü 1 lisans alıyorsun. 2 tane olması için 2 tane almalısın.

1 DVD ile 20 tane orjinal OEM pc kuruyorum en önemli güncelleştirmeleri dahi yüklüyorum. Neyse ben kaçar .. :D

Lütfen artık şurada illegal yollara teşvik etmeyin insanları. Siz ne halt ediyorsanız edin de buranın adını kötüye çıkarmayın bari...

priz kimi yerlerde var, ama kablosuz internet işi kısmet. ben henüz görmedim, göreni de görmedim. "arızalı" diyorlar sürekli

Yemekli vagonlarda denk geliyor bazen kablosuz internet ama kağnı hızıyla.

fatih ekspresinin vagonlarında genelde priz olur, ama çalışıp çalışmaması şansınıza. sakarya o konuda daha iyi.

internet olayına hiç girmiyorum. (giremiyorum hesabı)

fatih en iyinin bi kötüsü trenlerden sanırım. şansınıza yeni vagon denk gelirse piriz de var. wifi'den ise emin değilim.

en iyileri ise cumhuriyet sakarya eskişehir bir de bir tane daha istanbul - eskişehir yapan

tren iyidir fatih eks. hepten iyidir izmit arifiye bozöyük heygidi günler hey...

İkisinin de hissedilebilecek derecede performans sağlayacağı kanaatinde değilim. Oyunlar için diyorsan tabii ki ekran kartı.

ekran kartının yanına ram de ekleyebilirsen oyun performansın hissedilir şekilde artacaktır. bildiğim kadarıyla 9550- 128bit ve bu sistem için tatminkar.

2 yıl önce aynı terfiyi yaptım, 533 2.4'ten 800 3.0 HT'ye geçtim. açıkçası dünyan değişmiyor, ama hissediliyor mu dersen, kesinlikle hissediliyor.

ben oyun oynamak istiyorum diyorsan ilk terfi pek bir işe yaramayacak söylendiği gibi.

sonradan atınca eritip, dağıtması iş oluyor. suyu koyduktan hemen sonra atman iyi olur.

Suya karıştırman da iyi bir fikir olabilir.

sıcak suyu ekle ondan sonra at biraz karıştır iyice dağılsın.

sdfgsf koleksiyon mu yapıyosun
git bi casting ajansına filan yazıl istiyosan da agsfdgs çok acayip bi istekmiş..
"En son sevgilim balerindi. Artık onun da tadını aldık diye modellere zıplamak istiyorum"
sdhsdfhdfh gülüyorum ama alınma

bmw mercedes yoksa çok zor

bu durumla anca stand mankeni bulursun. cebit vardı orayı gezebilirdin

Eminönü ve Mahmutpaşa civarında vitrin mankenleri oluyor, onlara bak istersen.

öncelikle mankenlerin katıldığı bir televizyon programı buluyosun. mesela okan bayülgen'ın olabilir. program sonunda fotomodel-manken kişiyi evine kadar takip ediyorsun. takip edildiğini sezerse, arada fotoğrafını çekip paparazi süsü verebilirsin. neyse evini öğrendikten sonra kendi evine gidip yatıp zıbarıyosun. ondan sabah erken kalkıp başlıyosun nöbet tutmaya. evden çıktıktan sonra o nereye sen oraya. girilen çıkılan mekanları bir kaıda not ediyorsun. 3 5 gün böyle stalking e devam ettikten sonra nerde yiyi, içip sıçtıklarını öğrenirsin. sorna oralara takılan güzel olmayan kızlarla çıkmaya başlarsan. daldan dala daldan dala gezme potansiyelin var. ama dikkat et sevgilisi olanlara yazma. kucaktan kucağa gezsmek zorunda kalırsın sonra

@cisterna; koleksiyon değil de zamanı geldi diye düşünüyorum.

@xenophobe, yok valla baba nası yapmalı bilemedim.

@sttc, onlarda da pek standart yok dengesiz oluyorlar baya. fuardan da pek olmaz yav.

@ataturkiye, eminönü'nü çok tavaf ettim hocam geçti o dönem.

O mankenlerin, modellerin bazıları sizin gibi öğrenci; kantinde etrafınıza daha dikkatli bakın.

zengin değilseniz ya da kıvanç tatlıtuğ kadar yakışıklı değilseniz beyhude çabalar içindesiniz.

"zekiyim, yakışıklıyım" falan demişsiniz ama yazdığınız bu paragraf vasat bir zeka seviyesini bile yansıtmıyor ne yazık ki. yine de özgüven iyi tabii ama kaynaklı olunca daha da iyi oluyor.

ben yaptım bunlardan. çevre meselesi biraz galiba. benim arşivimde var fdfgdf. @cisterna, evet koleksiyon yapıyoruz nolmuş :)

yuh

ayşegül aldinç'ten girdik, mankenlerden çıktık. yakında biri ben ancelina coli'ye çok pis taktım, bred pit'i vurup ekarte etmek istiyorum, kaç yıl yerim gibi fikirler sormaya başlayacak.
allahım sen akıl fikir...
balerini bilmem ama manken kısmısı anca paraya gelir bence de.

ünlü fotomodel - manken aramıyorsun değil mi?
eğer aramıyorsan kolay :)

@kayranin kedisi, öyle aşırı yakışıklı değilim, ayrıca kıvanç tatlıtuğ bence yakışıklı da değil orası ayrı konu. siz de, türk kızlarında bulunan "kendilerini üstün görme, kimseyi yakıştıramama" sendromuna yakalanmışsınız, kaale almıyorum o yüzden.

@barut, seninle iyi anlaşıcaz biz

@heyamo, @saatgeceninonikisi, akıl fikir dilekleriniz için teşekkür ediyorum.

@Jin, valla ünlü gibi bir kıstasımız yok, yaşı yaşıma huyu huyma boyu boyuma olsun diyorum sadece =)

hemen türk kızlarındaki "kendilerini üstün görme, kimseyi yakıştıramama" gibi genellemelerle yaftalamışsınız beni ama ne yazık ki rus türküm ve pasaportumda uyruğumun karşısında rus yazıyor. şu renkli gözlü, uzun boylu, beyaz tenli olan ve size bakmayacak varlıklardan yani.
şüphesiz ki iq'nuz iki basamaklı olmasaydı hiç çaba harcamadan birçok kızı mıknatıs gibi kendinize çekebilecektiniz ama sanırım siz de böyle mutlusunuz. bir kadın tarafından yetiştirilip de kadınları meta olarak görmeniz üzücü ve bunun kolay kolay değiştirilebileceğini sanmıyorum. bol bol ceviz ve balık yemenizi tavsiye ederim.

@kayraninkedisi, siz de rus türk olmayı sadece türk olmaktan üstün görerek, benzeri önyargıları farklı yönlerden de olsa beslemeyi başarıyorsunuz. kendinizle çelişiyorsunuz sadece farkında değilsiniz.
ceviz ve balık konusundaki tavsiyeleriniz için teşekkür ederim.

Okullar açıldı, ondan.

havalar soğudu. millet dışarı çıkamıyo, evde bunları düşünüyo zaar

bahar geldi millet azdı ondan!!1

gençlere hitaben yapılan aşk filmlerinin etkisi. bu twilightların filan. genelde aşk filmlerinde eşşek kadar adamlar, karılar oynuyodu şimdi liseye kadar düştü..

Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur.

uymadı sanki bilemedim :/

Fax modem alıp hat bağlayacaksınız.

DSL den önce kullandığımız modemlerde vardı o özellik

Statik elektrik nedir, önce onu bilelim. Elektrik bildiğimiz elektrik de statik onun durumudur. Yani statik elektrik üretilmez, üretilen elektrik depolanarak statik pozisyona geçirilir.

Aktif bir statik enerji kaynağı ne mesela, evde elektrik üretebilen bir cihaz mı var vs...

Fizik lablarında metal küre ve o küreyi "şarj" etmeyi sağlayan sürtünme düzeneği görmüştüm, büyük ebatlı olursa oldukça can yakabilecek kapasiteye sahip olabiliyorlar.

onun dışında plazma küresi de iş görür

Araştırmışsın ama belki denk gelmemişsindir diye (bkz: van der graaf generator)
Ayrıca örnekleri için www.instructables.com a bakarsın.

Yalnız çok merak ettim napıcaksın 24 saat?

tabiki sorgulucaksın eğer bilmiyorsan.ama araştırmayı en güç kaynaktan yapmalısın.bu da kur-an ı kerimin mealinden.yani en doğru cevapları ordan bulursun.yoksa din adamı diye ortalarda bir dünya insan var hepsi kendi düşüncesine göre yorum yapan.ama tabiki gerçekten doğruyu anlatanlarda var bunun için acaba o mu bu mu dememek için türkçe mealini okursan bütün soru işaretlerinden kurtulabilirsin..

Orasını sorgulayamayacaksın diye bir şey yok, algılayamazsın o durumu yani. İnsanoğlu daha iradesinin bağımsız olup olmadığını algılayamıyor mesela.

onu sorgulayamassından ziyade onu aklın idrak edemez manası vrdır. çünkü Allah ezeli ve ebedidir. yani başıda sonuda aslında yoktur yani sonsuzdur. bi düşün bakalım sonsuzluğu idrak edebilecek anlayabilecekmisin. tabiiki hayır. bunun sebebi libaslardır. yani Allah bu bedeni dünya için yani sonu olan bir nesne için yaratmıştır. oyüzden idrakı mümkün değil. mesela Allah yoktan vareder deriz aslında bu Allahın sonsuz olduğunuda ispatlar. yani Allah eğer var ettiklerini varolan bir kaynaktan dağıtsaydı o kaynağın bitmesi mevcut gözükürdü. fakat yok zaten yoktur. yoktan varedilirse olmayan şeyler varolup vücut kazanır. yok olan bir şeyi varolan bir şeye döndürmek ancak sonsuz bir mevcudiyetle mümkün olur. vs vs

dogmalar sadece dinlerde degil bilimde de var
belki acıklayıcı olmadı ama neticede din aklın, zihinsel faaliyetlerin
ürünü bilim de aynı sekilde

tanrının varlığını yada yokluğunu şu an kimse bilemez. ancak ilerde bu işin altından belki buraya tohumları eken sonra uzaktan izleyen uzaylılar çıkacak, belki milyarlarca yıldır dünyaya düşen göktaşlarının taşıdığı elementler zamanla bizleri oluşturacak. biz, gelecekteki medeniyetler için mağara adamlarıyız bunu unutmamalı. din konusuna girmeye gerek bile yok, insanoğlu belli kalıplarda ve hep benzer formlarda inançları isimler değiştirerek toplumda düzen sağlama adına devam ettirmiş. çoğu kişide sorgulamadığı için din değilde daha çok gelenek şeklinde nesilden nesile gidiyor. kendi yarattığımız dinler olmasaydı dünya hepimiz için daha iyi bir yer olurdu.

Nasıl bir fizik ya da matematik profesörü haricindekiler zaman, genel görelilik, astrofizik, karadelik, zamanda yolculuk, 12 boyut gibi şeyleri bırakın anlamayı kafalarında canlandıramıyorlarsa bizim de böyle bir durumu kafamızda canlandırmamız zor.

Bizler bir yaratıcı tarafından yaratılmış, bir dişi tarafından doğrulmuş varlıklarız. Bizim için varolmak yaratılmaya bağlı, maddi varoluş da doğmak ile başlıyor ve ölmek ile bitiyor. Yani başka türlü bir varoluşu kafamızda canlandırmamız oldukça zor.

Din adamlarının ¨orasını sorgulama¨ demesi de buradan kaynaklanıyor, Kur'an da Allah'ın doğmadığı, doğrulmadığı, ezelden beri varolduğu yazıyor (bkz: ihlas suresi). Ama bizler yaratılmış ve doğmuş birer varlık olarak onun varoluşunu düşünürken onun da yaratıldığı ya da onun da doğduğu gibi bir düşünce ekseninden pek öteye gidemiyoruz, bu da Kur'an a çok ters düşen bir bakış açısı olduğundan biraz tehlike bir durum.

orasını sorgulayamayacaksın kısmı,

"o doğmamış ve doğrulmamıştır.." kısmı ile açıklanabiliyor. senin yada benim bu kısmı anlayamayışımız, böyle bir şeyin olamayacağı anlamına mı geliyor?

ben şu an dönen bir kürenin içerisindeyim ve döndüğünü hissetmiyorum. bana ışık ve sıcaklık sağlayan içinde yaşadığım dönen küreden binlerce kez büyük bir enerji kaynağı tam olması gereken noktada ve geceleri ışıksız kalmayayım diye gene tam olması gereken noktada duran ışığı ileten bir cisim var. yediğim meyve toprağın - çamurun içinden bitiyor ve enteresan liflerden oluşuyor. etrafımdaki herşey benim için ve ben birgün toprak olacağımı biliyorum. o yüzden doğduğum günden beri bana dikte edilenler olmasaydı bile ben gene rabba inanırdım.

bir yuku olmaz, ne olacak? tek sikinti daha onceki nick ile vermis oldugunuz yonlendirmeler vs. olur entry'lerinizde. (bkz: ssg/@x) seklinde olanlar yine ayni kalacak dogasi geregi, tek tek duzeltmeniz gerekecek vs.

(bkz: bir ayar yontemi olarak ssg'nin nick degistirmesi)

sıfır.

Böyle bir seçenek olsa tek nick değiştirme hakkı yetmez kimseye onu söyleyeyim. Değiştirdikçe değiştirmek ister insanlar, bununla da uğraşmak için ayrı bir ekip lazım.

teknik olarak bir sorun yok. ekip derken?? arayüze bir boş kutu koyup altına da iki düğme "değiştir/iptal". bu kadar..

okunabilirlik sozlukte ayarlaşlamalar üzere arttığı için, "kim demiş, ne demiş" karıştırılmasın diye sıcak bakılmıyordu buna. bu skindirik ayarlaşma ve kutuplaşmalar da baydıkça yeni yazarlar apar topar alındı.

ha gerçekten bir sebebi olan değiştirsin deniyorsa ve bunu denetleyecek bir ekip lazım deniyorsa ona da gerek yok. yazar olduktan sonra ilk uc ay kullanamamak şartıyla herkese default 1 adet hak tanırsın, buna rağmen "baba deiştir" diyeni de anında uçurursun olur biter. madem olay sadizm.

sadizm dememin sebebi de elemanın biri yalvarıyordu nick diye adımı soyadımı girmişim, yardım edin diye. dalga geçmekten öte bi tepki ya da destek göremediydim pek.

kaldı ki işin bir de şu yönü var, gerçek isimlerimizi bilmesek bile, bazı insanları kafamızda tag'liyoruz, misal "cumingsoon zaten işe yaramaz herifin tekidir, yazdıklarını ciddiye almamalıyım" deyip, yazdığı saçma sapan bir şeyi görmezden gelebiliyoruz. trollerin isimlerini hepimiz (tamam hepimiz değil ama) ezberlemiş durumdayız, yazdıklarını ciddiye alıp yanıt vermiyoruz vs.

Kafalarına göre düşürüyorlar. Düşen de var düşmeyen de. Parametreleri henüz bilmiyoruz.

bell bir sre düşürüyorlar ondan sonra düşmüyor.ilk 1,2 ay benim de dştü.sonra düşmedi

peki bi tane de hurafe var. modemi kapatmazsan internet hızını düşüremiyorlar diye. nedir bunun doğruluğu

internette ne var ne yok indirmeye çalışırsan düşürürler ama efendi olup ihtiyacın kadar kullanırsan pek elleşmiyorlar.

valla bizim de neredeyse 2,5 ay oldu ama bir kere bile düşmedi hız.. üstelik söylemesi ayıp film, dizi indirmenin yanında ps2, wii, pc oyunlarının da dibine vurduk yani =)))

14-15 ay oldu 90-250 gb arası indiriyorum her ay 4 kere 512 ye düştü. o da ayın son haftası.

6-7 aydır kullanıyorum hiç düşmedi. son zamanlarda daha çok düşürüyorlar diyorlar gerçi.

7 aydır kullanıyorum hızım 5 ile 7 arasında gidip geliyor. 15 i aşmama rağmen hiç düşürmediler. bazı arkadaşların ise düşmüş. kafalarına göre takılıyorlar kısacası tamamen senin şansına kalmış.

40-50 yi bulduğum halde henüz düşürmediler. kimisini de çok fena ağlatıyorlarmış. şans.

Proxy kullanacaksın ama güvenilir değil çoğu proxy, sonuçta alışveriş yapıyorsun ve kredi kartı, hesap bilgileri, şifreler havada uçuyordur.

Olmadı ücretli bir proxy server alırsın, onların üzerinden çıkış yaparsın.

(bkz: vpn)

www.acevpn.com

Ingiliz aksaniyla No Way! demek istiyorum... :)

azından mı öpmüş vaoovv götünden sallamanın en güzel örneği olmuş chp ve hepar allah bir dese inananmam hem diyelim ki edward elini öpmüş olsun eeee bana ne benım saygımı sevgimi bu olay mı artırıcak yada azalatıcak chp çözüm üreteceğine hala böyle şeylerden medet umuyor

Sağlam sıkmış kim sıktıysa. Bunu uyduranların Atatürkçüler değil Atatürk karşıtlarının olduğunu ve sazan avlayarak dalga geçmeye çalıştıklarını düşünüyorum.

O fotoğrafın orjinal yorumu şu;

"Atatürk fotoğraflarını renklendiren Ateş Akkor ve Engin Gökdeniz'in çalışmalarından biri. Tarih 24 Temmuz 1927. Yer Dolmabahçe Sarayı... Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhurbaşkanı sıfatıyla İstanbul'a ilk gelişinden 23 gün sonra. Sarayın merdivenlerinden inerken Birisi elini öpmeye çalışıyor. O ise elini öptürmemek için direniyor. Ulusu daima üstte tutmanın erdemini hatırlatıyor. Ayrıca 'o' anda kendisinden yıllar yıllar sonra elini öptürmek için uzatan politikacılarımıza ders vermeye devam ediyor. Mücadelelerin adamı 'o' anda küçücük bir başka mücadele veriyor."

Ayrıca Kral Edward daha yaşlı ve 1936'da Türkiye'ye geliyor.

Birleşik Krallık Kralı'na "Majesteleri" diye hitap etmemek bile diplomatik kriz nedeniyken böyle bir şey beklenemez.

Sen 400 lira dersen 300 lira derler işverenler ya da insan kaynakları bilmem neleri. Onlara bakma.

Aslında olay şu; onların kafasında 3 aşağı 5 aşağı (yukarı demiyorum bak, sürekli aşağı) bir rakam var, sen o rakamı söylesen bile indirirler. O rakamı bulup biraz yüksek söylemekte fayda var.

O rakam nedir? O pozisyonda 1-2 sene çalışan elemanın maaşında 10-20% düşük. Aslında o pozisyonda çalışan elemanların ortalama rakamını söyleyip onların kafasındaki kesintiye razı olmak en iyisi.

Not: Hiçbir işveren daha nitelikli diye iki katı para ödemez. Kafasında şekillenenin üzerinde gider.

aslinda soylememek icin baya kasmak lazim. ama agzindan illa 1 rakam aliyorlar. eger yeni mezunsaniz arkadaslarimin aldigi maaslar 1500-2500 arasi bundan dusuk almak istemem diyebilirsiniz.

Öncelikle başvurduğun pozisyonlarda çalışanların ne kadar aldığı ile ilgili fikir edin. Daha önce iş tecrüben yoksa başlangıç için bu fiyattan biraz daha azını aklına yerleştir. Sorduklarında da bu fiyatı açıkça söyle. Kendi durumuna göre bir miktar aşağı yukarı çekebilirsin elbette söyleyeceğin fiyatı.

Firmanın aklında bir ücret olsa bile
- iyi bir eleman için biraz daha fazlasını vermeye razı gelebilirler
- senin beklentin onların düşündüğünden çok düşükse başlangıç için senin istediğin miktarı önerip zaman içinde durumuna göre ücretini yükseltme yoluna gidebilirler. (Öyle ya bin lira isteyen adama niye 2 bin veresin. Binden başlatırsın sonra arttırırsın, hem firmanın işine gelir, hem çalışanın hoşuna gider ;) )

akıllarında 1000 lira varsa, siz de 1000 derseniz 900 derler. abartmadan yüksek söylemekte yarar var.

vallahi derin mevzu. bu aralar bende aynı dertten muzdaripim. çok küfrediyorum.
açıkçası ben işin rahatlığına, ulaşıma bakıyorum. evime yakın daha rahat bir işi daha düşük ücrete kabul edebilirim. ankara gibi bir yerde günde 2.5-3 satimi yolda harcıyordum. ama 1/4 de çok fazla kırmışlar bence.

ancak türkiyede özel firmalar "tutturabildiğine" çalıştırıyorlar. büyük firmaların bile ayırdıkları max bir ücret var. planlama/personel bölümlerinde fln tanıdıkların var ise bunu öğrenebilirsin. ancak sonra teklifleri gelince sizide şirketinizide diye söversin. işte bu ücreti holdingler bile tutturabildikleri kadar aşağı çekiyorlar. işleri sıkıştıklarında ise yeni gelen bir elemana mevcut elemanlarından daha fazla ücret verebiliyorlar. hatta bir sürü para verip dışarı yollarlar işi. ben hiç bir firmayı dürüst bulmuyorum ücret konusunda. işlerine geldikleri gibi tutturabildikleri ücrete çalıştırıyorlar. ama umarım bana dek gelmeyen istisnalar vardır.

o yüzden benim stratejim hocam, madem onlar 1/4 daha düşük veriyor, başka alternatif yoksa ve sözleşme bağlayıcalığı yoksa, pazarlığımı yapıp dedikleri ücrete başlarım ama gözüm hep diğer firmalarda olur. zaten nedense çalışırken hep daha fazla teklif geliyor ordan burdan. ayrıca deneme süresi verirler zaten 1-3 ay. baktın o işe o ücret çok az, stress çok, , tekrar ücreti konuşursun, onlar da köle yerine koyarsa, ceketini ve 1 aylık maaşını alır çıkarsın.

Şöyle ki kaynak bir arkadaşımın babası: eğer o eleman nitelikli ise ona bir fiyat biçiyor kafasında, mesela 2000 biçti o nitelikte bir eleman, soruyor ve aldığı yanıt 1250 ise 1250 veriyor. Genelde cv nizi ve yapacağınız işleri göz önünde bulundurarak bir fiyat oluşturuyorlar kafalarında.

Ben mesela her zaman kafamdaki en yüksek rakamı söylüyorum ya da şu aralıkta diyorum, şundan aşağı da çalışmam ama diyorum duruma göre. Siz de durumunuza göre uçuk olmayacak ama emeğinizin en kötü ihtimalle minimum karşılığını da sağlayacak bir rakam söylemekten çekinmeyin. Biraz da aslında sizi en ucuza nasıl kapatırlar diye bir düşünce ile size söyletiyorlar. O sorunun esas nedeni o.

selam.

burada sizin ne kadar tok satıcı olduğunuz ya da bunu karşı tarafı irrite etmeden nasıl oynayabileceğiniz önemli.

hiç bir yerde bir rakam telaffuz etmedim, ne kadar ısrar edilirse edilsin ("bakın bu yöneticiye gidecek, sizi kaçırmak istemiyorum" gibi şeyler dahil -uygun rakamı yazın o zaman di mi ama?-) bundan da taviz vermedim.

kalbur üstü insanlardan bir kaç yüz tanesi bunu uygulasa aynı yurtdışındaki ilanlar gibi maaş skalası daha baştan belirtilir hale gelir.

sonuç diyorsanız, her zaman o pozisyondaki en yüksek maaşı alan oldum (ha sorsan hakettiğimin gene altındadır bir kısmı). bu tavsiyeye uyan yakın arkadaşlarım da hiç sorun yaşamadı. uslüp çok önemli, unutmayın.

teoride satıcı olan sizsiniz. pratikteyse paraya ihtiyacı olan...

Ekran kartı dandik Sony olması avantaj. 700-600 lira civarı. Bilgisayarcı 500 lira zor verir ama.

1- Büyütülür elbette alan, yalnız Türk hostinglerin fiyatları uçuyor genelde.

2- Görselleri imageshack'e bile koyabilirsin, olur öyle.

3- (bkz: Pagerank)

beyni şeyinde olmayanlar

edit: ahlak

benim gibi erkekler. süperim lan.

^ beyni orasında olmayan bir sürü erkek biliyorum ve hepsi seni arkadaş olarak göryrm muamelesi yedi.

o yüzden beyni orasında olanlar.

aynı anda sadece tek kadınla yetinebilmeyi başaranlar

yorumlardan çıkarım:
erkek can olunca kıymeti bilinmiyor, aksi durumda ise yaftalanıyor.

öpen erkek..

benim gibi erkekler. süperim lan.

benim gibi olmayanlar. (böyle demenin de işe yaradığını duydum)

beyni çükünde değilmiş intibası bırakmayı becerebilenler süperdir

merhametli/mert erkek candır..
zira

yalan söylemez
kaypaklık yapmaz
aldatmaz
kırmaz
dökmez

nadide parçalardır.sit alanlarında bulunurlar..(:

benim gibi erkekler; yani zeki, cevik ve ahlaksiz. ben harbiden superim lan.

penisi 20.cm büyük olan erkekler (bkz: benim gibi erkekler. süperim lan.)

nicki x ile başlayanlar

bok gibi parası olanlar. zira bu ülkede kodumun kevaşelerinin başka bir zike baktığı yok.

www.author21.com

Fill "in" the blanks dediyseniz,

Sevgili bayanlar, "ve kendini bayan hissedenler"! Hangi erkekler candır?

1. kural "süperim lan" diyeni yolla. Egoizmle başlayıp yavşamayla bitenden hayır gelmez.

böyle bi soru sormayanlar.

işini bilenler arkadaşım, o kişiler zaten bu soruyu sormazlar :)

fransız gibi öpüsen.italyan gibi sevişen ve türk gibi siken erkekler candır.

karı kaprisi yapmayan, kel olmayan, godfather harici filmlerden de konuşabilen, bilgisayar oyunu sevmeyen, mastürbasyondan hallice seksler yaşatmayacak kadar türk olmayan, geleceklerine dair büyük büyük düşünceleri, hayalleri olan adamlar candır.

Bende de aynı sorun oluyordu aşağı yukarı, işlemcinin fanı durmuştu. Sıcaklıktan yani.

harddiskin sata mı? :)

sata

bios ayarlarından satayı kapat, öyle dene...
öpt bye

ram uyuşmazlığı varmış. laptop ilk aldığımda 1 gb ram idi. sonradan 2 gb ram taktırmıştım. ikisi bir arada xp de çalışıyordu fakat win7de hata veriyor. 1 gb'ı çıkardım.

problem solved.

(bkz: beggin')
(bkz: daddy cool)

onlar değilse alihandır o

apaçi şarkısı?

00:30 dan sonra başlıyor

tinyurl.com

ben anladım hangi şarkı olduğunu ama adını ben de bilmiyorum

no speak amerikano ?

fizy.com

side kick - deep fear" değilse ben de birşey bilmiyorum.

+sonsuz @invicta

www.youtube.com

(bkz: alors on danse)

tebrikler invicta! tam da buymuş...

rica ederim.

herkesin yanında başı açık oturabilir bence.

Hayır.

türbsnlıys sorarsan kendisi gavur (gayrimüslim) kadının yanında dahi açamaz başını.

neden hayır ama? yani böyle bir kural var mı?

her zaman başı kapalı kalmalıdır diye biliyorum ben. (ev haricinde)

bu arada müslüman değilim.

İslamiyette eşcinsellik gibi cinsiyet türevleri yoktur. Kadın kadındır, erkek de erkek. O yüzden izin verilen erkeklerdense (baba, eş, oğul vs...) açar, izin verilmeyen erkeklerdense kapatır.

Bence o kadın eşcinsel erkeğin yanında oturmaz.

@cosmicstring: meraktan ama ihtiyaca binaen oluşmuş meraktan soruldu. o yüzden çok da emin olmamak lazım. insan ilişkileri giriftleşiyor

Eşcinsel olduğunu bilirse ne yapar eder oturmaz, bilmiyorsa erkeğin yanına oturduğu şekilde oturur diyeyim o zaman.

sanırım müslüman olduğunuz için bu soruyu sordunuz? eğer öyle ise saçma sapan yorumlar yazıp altına müslüman değilim diye not düşmek yerine adam olup cevap veriyorum.

bu konu Kuran'da en açık şekilde ifade edilen konulardan biridir. (kuranda başörtüsü yok diyecek kadar okuma yazma özürlüleri bir yana bırakırsak:

Nur suresi 31. ayet:

"Mümin kadinlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kisimlari müstesna olmak üzere, zinetlerini teshir etmesinler. Bas örtülerini, yakalarinin üzerine (kadar) örtsünler. Kocalari, babalari, kocalarinin babalari, kendi ogullari, kocalarinin ogullari, erkek kardesleri, erkek kardeslerinin ogullari, kiz kardeslerinin ogullari, kendi kadinlari (mümin kadinlar), ellerinin altinda bulunan (köleleri), erkeklerden, kadina ihtiyaci kalmamis (cinsî güçten düsmüs) hizmetçiler, yahut henüz kadinlarin gizli kadinlik hususiyetlerinin farkinda olmayan çocuklardan baskasina zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte olduklari zinetleri anlasilsin diye, ayaklarini yere vurmasinlar. Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki, kurtulusa eresiniz"

Saçma sapan not düşmemin(!) sebebi, 'olum hem müslüman hem de daha dinini bilmiyöör' tarzı yorumlara maruz kalmamak içindi. Müslüman olup saçmalamak daha kötü gördüğünüz gibi.
nickte götlü mötlü. ayıp.

sadece internete girecekseniz, google chrome os diyorum ben.

@ocanal; chrome os, benim donanımlarımla uyum sorunu yaşamaz mı ki?

damn small linux

acayip hizli, p2 350mhz de rahat kullaniyordum.

Çıktı nedir yahu? Gömü mü buldunuz :)

Ubuntu Netbook Edition iyi gelir bence.

@ataturkiye; inanması zor ama gömü bulmuş gibi oldu. kimsenin haberi yoktu bilgisayardan. bu arada, ubuntu netbook edition'da da sorun çıkmaz mı? çünkü son ubuntu sürümü bu bilgisayarın çipsetiyle çalışmıyor.

öneriler için teşekkür ediyorum. hepsini deneyeceğip sonucu yazacağım.

Lucid Lynx ile ilgili sorun i855 çipsetle ilgiliyse şu işine yarayacaktır. Bizzat ssg denedi... >;-)

getir.net

(bkz: lucid lynx/#19033356)
(bkz: lucid lynx/#19096619)

Ayrıca her ne kadar 5 gün içinde desteği kesilecek olsa da Jaunty Jackalope benim favori Ubuntu sürümümdür... :-)

Maalesef, krediyi kim çekiyorsa onun üzerine oluyor.

evi degil de baska bir seyi teminat alirlarsa olabilir ama zor. yani demek istedigim evin ustune ipotek koyacaklarsa baska ipoteginiz yoksa o vakit illa sizin ustunuze olmak zorunda.

2- Msn plus yok. Bir ara 2010 versiyon için çıkardılar bir beta sürüm ama 2011 çıkınca o beta da kullanılmaz hale geldi; açıkcası geliştiricilerden de bir ses soluk yok.

ayrı bir program gerçi ama aynı paketten çıktığı için, live mesh

(bkz: total video converter)

ücretsiz bir program var: audacity

programın türkçe temel eğitimi için:

yazarlikyazilimi.meb.gov.tr

mp3direct cut öneririm son derece kullanışlı ve freeware. nette bulamazsan yardımcı olabilirim.

www.mp3cut.net

bilgisayarından şarkıyı upload edip istediğin kısmını kesip indirebiliyorsun.

GoldWave de bu iş için uygun ve kullanımı çok zor değil.

20-30 film + 15gb muzik atmayacaksan atmayacaksan 16gb yeter.

ayrica .kutusu ve aksesuarları bir ay sonra gelecek alacak kişiye postayla yada elden teslim ederim.. demis, ben de calinti diyorum.

Garantileri uluslararası bunların, o yüzden farketmez. Fatura şart ama, onu sor. Kutusu olmasa da olur.

Kafam rahat etsin diyorsan arkadaşınkini al.

16 gb olani almak daha mantikli.. hem turkiyeden alindigi icin jailbreak & unlock'la ugrasmana gerek kalmayacak her versiyon yukselteyim dediginde, hem de 3 aylik telefon..

vodafone daha mantıklı çünkü iphone'u türkiye'ye apple değil de operatörler getiriyor, dolayısıyla uluslararası garanti olayı yoktur..

Çok zaman geçtiğine ve işin içinde şiddet olmadığına göre bu bizim Çinliden farklı mı? Çinli nasıl? Çok selam söyleyin :)

@cosmicstring: :) bahsi geçen şahış çinli. duygusal konuda zaaflarım olduğunu biliyor ve beni suçlu çıkarmaya çalışıyor sanırım. işin ilginç yanı ben de kendimi suçlu hissediyorum ve bunu farkettikçe kendime kızıyorum.

bu arada gitti, bikaç eşyası kaldı. yarın gelip onları da alacak. mesaj atıp soranlara da burada söyliyeyim, olayları detaylı anlatacağım. :)

Nasıl bir şey için bunlara katlandınız, kendinize olan saygınızı ayaklar altına aldınız çok merak ediyorum. Yani (bkz: caps yok mu).

önceki yazdıklarına cevap yazmadım ama okudum. şöyle söyleyeyim, kusura bakma ama artık bu seninki pısırıklığa kaçıyor. Olayda tamamen haklısın, hem de kızın sana bunu üzerinden acı çektirmesine müsaade ediyorsun? Üzmeyi istememek filan hikaye, kendini düşün biraz da. Bu kız ne yapmış senin için de sen bu kadar umursuyorsun? Mesaj atarsa okumadan sil, yolda karşılaşırsan selm vermeden geç, karşına geçip dırdır ederse de "siktir git" de, bence başka türlü başa çıkamazsın.

çin malından uzak duracaksın arkadaş.bak sende görüyorsun ilk dakikadan arıza çıkartıyor.bas küfür ixtirsin gitsin.

ha ben olsam annesini bile... dim de o olaya hiç girmiyorum.

bide sana çok kızdım. ulan ben yazdıklarını okuyunca küplere biniyorumda sen orda gayet rahat üzülüyorum ben diyosun özel hayatına izinsiz müdahele ettim diyosun ya."olurmu böyle hasan?" seni azcık türk olmaya davet ediyorum lütfen yapmayalım böyle kötü örnek oluyoruz. nıcık nıcık nıcık

Az bile yapmışsın. Bütün iletişimini kes kızla.

hala şu mal çinli mi. ona dair hiçbir şeyi dert etme, umursama. olmamış say vs. daha ne diyeyim.

kardeşim ölsün gebersin şu karı ya gözünü seveyim kurtul artık şu mal değneği çinliden. bir de (bkz: caps yok mu beyler)

bu arkadaş caps vermez. "delüğanlılığa sığmaz" dimi, aynı evden atmak gibi :)

Hani ya uzun süre mail hesabına girmeyince iptal ederler, canlandırmak için bir şeyler yapmak gerekir ya. Üstte canlandırma işleminin yapıldığı diğer bir mail hesabı var, altta da cep telefonu opsiyonunu koymuşlar.

başlatalı oldu baya aslında bu olayı google, ekstra güvenlik için abi telefon numaranı istiyorlar. gün gelir de hesabına ulaşamazsan, mesaj filan yollayıp hallediyorlar direkt..

gün gelirde hesabın elden giderse ne yapalım ne soralım sana dio. ordaki mail adreside senin verdiğin 2.bir mailin olarak görünüo, senin değilse değiştir ayarlarını.

İyi de bu lost_warrior ne alaka? Ben eklemedim ki öyle bir mail? Biri açık hesabıma o maili eklemek istese gmail doğrulama için şifre istiyor?

Bana bu aralar gmail biraz saçmalıyor gibi geldi adım gibi emin olduğum kullanıcı adım ve şifreme önce hatalı deyip benim olmayan bir yahoo adresini ikinci mailim gibi gösterip oraya şifremi göndermeyi falan teklif etti. Ama bir kaç denemeden sonra düzeldi.

Fan bir kere ses çıkarmaya başladı mı iflah olmuyor bir daha.

Çözüm: Su soğutma.

kasayı açabiliyorsanız, kasa açıkken içerdeki fanları tek tek durdurun. Sesin hangi fandan kaynaklandığını tespit edin ve önce temizleme yoluna gidin, olmazsa değiştririsiniz. Mekanik ses ise fanın bir yerlere çarpmasından dolayı olabilir.

isviçreli bilim adamlarının yaptığı testler sonucu en çok gürültü çıkaranlar ekran kartı fanı ve kasa içindeki tahliye fanı olarak bgelirlendi. bunların dışında güç kaytnağına pc kapalıyken tüm deliklerinden hava basmak da bir süre için (1-1,5 ay) faydalı olabiliyor.

bios güncellemesi yap onunda faydası oluyor.

mekaniksel ses dediğin fan zaten, başka ses çıkaracak birşeyi yok bilgisayarların. onurtrklmz'ın dediği gibi ekran kartının fanı en çabuk bozulan oluyor.

sen bilgisayarı aç bu fanları sök, git bilgisayarcıdan birkaç liraya aynısından fan al yerine tak.

cillop gibi sessiz sedasız olur bilgisayarın.

@paranoid corpse, @ rectoa,

mekanik dediği çalışırken içten gelen gurul gurul sesler olabilir o da hdd'den gelir ki ömrünü doldurmak üzere olduğundandır.

Ne diyeceksin, çok merak ediyorum.

"abi stylanızın hastasıyım..."

şaka bir yana; aşağıda bir sayfa var ve gayet official duruyor.

www.facebook.com

pantolonu ne zaman aldın, faturası duruyor mu?
bunu annem almış ama bana dar geldi de ve değiştir yahu, neden kasıyorsun bu kadar, dediğin gibi pahalı bir yerse sorun çıkarmayacaklardır, değiştireceklerdir.

@durukafa, edit yaptım cevap olarak.

@ot nasıl oluyor kestirmek? Terzi mi yapıyor?

iade edebilmen için giyilmemiş olma şartı olacağını sanmıyorum.. aldığın yerin telefon numarası falan varsa ara sor iade/değişim olaylarını.. genişletilebileceğini sanmıyorum.. çöpe atmaktansa en azından arayıp sormak mantıklı yani..

not: apış arası eriyen/yırtılan ne kötü bi şeydir yareppim.. bu dertten muzdarip olanları toparlayalım..

sıcak suda yıkayın, belki işe yarar.

iade olabilitesi var... ayrıca giyip çıktın diye de utanma boşver :))

hiç olmadı markalı bişeyse sat -10 -20 liraya burdan abi.

başka bi şubesi varsa aldığınız mağazanın oraya götürün ordan değiştirin. genişletemezsiniz.

Olm tüketici olayları var memnun kalmadım dersin fişi faturası durduğu taktirde yeterli olur bu kadar korkmayın satıcıdan verin acımayın begenmedim diyin olsun bitsim.

ya git değiştir aynı mağazadan yenisini al hiç bir şey olmaz.

Giydin diye değiştiremezsin demezler çünkü giyip oturmadığını görünce iade ediyor herkes.
Ama siz bunu giydiniz gibi bir dangalak soru sorulmaz yani.

İç çamaşırı mı alıyosunuz? :)

sen yaparsın şampiyon

(bkz: badi)

Badi tuşu var ya? Al badilere rahatla?

badilere ekliyorsun badi sekmesinde gözüküyor ne yazdığı.
edit: geç kalmışım ya.

İşkur'un girişimcilik kursları oluyordu, onlardan çıkanlara kefilsiz filan 10bin'e kadar kredi veriyorlardı. Onu araştırmalı.

işkur evet 10e kadar kefilsiz veriyor ama şurası yanlış anlaşılmasın. süreç şu şekilde işliyor.

işkur girişimcilik kursuna katılıyorsun. sertifikanı alıyorsun. sonra projeni hazırlayıp sertifikanı da ekleyip kosgebe yolluyorsun. tabi bu sırada şirketini kurman gerekiyor. kosgebden geçerse projen şirketi açman için yaptığın harcamaları geri ödüyor. sonra diğer gerekli işlemleri yapıyorsun işte mesela olay teksilse makine vs. alıyorsun faturanı kosgebe ibraz ediyorsun o sana harcamanın %60ını geri ödüyor. bu şekilde faturalarını falanda ödüyor. ama önemli nokta önce siz harcamayı yapıyorsunuz. sonra kosgeb size ödüyor.

ohoo zor işmiş işkur..
bu arkadaşların aradığı kredi verilecek, ne bileyim, en az birkaç ay sonra geri ödemesi yapılacak faizsiz filan. sermaye yok gibi bir şey çünkü.
çok mu şey arıyorlar?

aynısını bizde arıyoruz arkadaşlarımız için ama başvurmadığımız yer kalmadı. başka devletler milyon dolarlık yatırımlar yapıyor girişimcilerine ama bizimkiler bi kaç milyarı bile veremiyor. velhasıl kelam işiniz gerçekten zor. ama eğer bir çözüm bulursanız lütfen bana da haber verin.

4000 bir iş çoooook mütevazi bir rakam değil mi?Kagider var benim bildiğim.Oradan almaları kolay olur gibi.Bir de bankaların kadın girişimci destekleme programları var ama faizler ve şartlar konusunda bilgim yok.

Not:İşin detaylarını mesajdan atabilirseniz belki bu konuda yardımcı olabilirim.Hatta bazı noktalarda fikir verme ihtimalim de var.

kosgeb'in de girişimcilik kursu var 10bin hibe 10bin kredi veriyorlar sanırım.

o gece yaşananları kim unutabilir?

www.eksibition.org

bana pek inandirici gelmedi ama... yine de iletisimden msj at. ip kontrolu falan filan yaparlar herhalde.

kişisel bilgilerinize gerçek adınızı soyadınızı yazmışsanız tc kimlik numarası vs ile doğrulama yaparak hesabınızı geri verirler.

şifren kendi sorumluluğun. geri verileceğini sanmıyorum

atrin +1

Buna kendin karar vermelisin. Şunu unutma ki istatistik bilimsel bil dille yalan söyleme sanatıdır.

amerika'nın politikalarına göre, iran-çin-rusya üçlüsüne karşı güçlenmemiz gerekiyor. yani abd'nin sözünden çok da fazla çıkmayan bir hükümetle (yani akp gibi) gittikçe zenginleşiyoruz bu doğru. ve bu şekilde giderse 2023te oldukça iyi bi noktada olucaz. bi nevi güney kore gibi. amerika, asyada kendi güdümünde güney kore'ye zenginleşsin diye nasıl ki teknoloji verdiyse, bize de şimdilik büyük yatırımcılarını veriyor, daha da fazla verecek.

not: tamamen ekonomik yorumlar yaptım. ideolojik olarak algılamayınız.

sozkonusu akp olunca istatistik, yalan söyleme bilimi oluyor dimi? yalansa doğrusunu paylaş da herkes öğrensin. ama essaslı argümanlarla gel. "büyüme oranı o kadar değil. çünkü şu şu yüzünden" gibi

orta+alt vergiler artarak demişsin. son 10 yılda ekmeğe, otobüse, benzine, elektriğe kaç kere zam oldu? 10 yıl öncesine dek nerdeyse her akşam zam haberleri duyuyorduk. öyle gözle görülür bir zenginlikte yok fakirlikte. abartmayın.

Adama kendin karar ver dedim. Ben söyleyince de istatistik olacaktı, sen neden gocundun ki?

özel tüketim, içki bunlar keyfi şeyler ve alt basamağı ilgilendirmez. iletişim'i bende tasvip etmiyorum. her gün küfür ediyorum.hükümet, yapabileceği zamları minimum düzeyde tutmuştur. geçmiş, gelecek oranlarla kıyaslarsan görürsün. zaten zamsız bir ülke olmamız hayal gibi..düşük zam maaşlarıysa gayet doğal. düşükte olsa zam vermek geliştiğiin kanıtıdır. hiç veremeyip imf'den aldığımız günleri unutoyrsun heralde?

tekrar ediyorum.ben, muazzam bir büyüme var demiyorum. ama sizin gibi kapkara bir tablo da göremiyorum.

Benjamin Disraeli'nin ünlü bir sözü vardır; "Üç çeşit yalan vardır: yalan, kuyruklu yalan, istatistik!" Al başka bir kaynak, milyonlar satan bir kitap How to Lie with Statistics: en.wikipedia.org ve bunlar gibi yüzlerce kaynak.

Ayrıca ben bir şey söylemeden direkt savunma pozisyonuna geçiyorsun. Belki "hükümet çok iyi yapıyor" diyeceğim? Ama önyargıların seni o kadar kör etmiş ki direkt saldırıyorsun. Nasılsa en iyi savunma saldırıdır...

Neyse; ben ne söylesem de boş. Algılar açılmadığı müddetçe tartışmanın mânâsı yok. Boşa kürek çekiyoruz her seferinde...

BU RAKAMLARA DİKKAT!!!!

NTV'deki 'Neden' programında 'Aleviler ve Siyaset'i tartışıldı.
Açılışta Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Turan Eser'e soruldu:

* * * Neden her seçim öncesi 'Sünniler ve Siyaset' değil de 'Aleviler
ve Siyaset' tartışılır....?'

Eser, rakamlarla yanıtladı bu soruyu...
Verdiği rakamlar, tartışmaya yer bırakmayacak kadar net bir tablo sergiliyordu.
Bu rakamları yorumsuz olarak sizlerle paylaşmak istiyorum:

***Türkiye'de kaç okul var ?........... ........67. 000

***Kaç hastane var ?........... ........1. 220

***Kaç sağlık ocağı var ?........... ......... 6.300

***Peki kaç cami var ?........... ......... .85.000

Her 60 bin kişiye 1 hastane düşerken, 350 kişiye 1 cami düşüyor.

***Peki, kaç kilise var ?........... ......... .270

***Kaç cemevi var ?........... ......... .100
Türkiye'de kaç doktor var ?........... ......... .77.000

***Peki, kaç din görevlisi var ?........... ......... .90.000

Türkiye'de her 900 kişiye bir doktor düşerken,

her 780 kişiye bir din görevlisi düşüyor.

Eğitim-Sen'e göre Türkiye'nin 200 bin öğretmen açığı var.

***Türkiye'de kaç kütüphane var?........ ......... ......1.435

***Almanya'da kaç kütüphane var?........ ......... .....11.000

***Türkiye'nin kaç kentinde devlet tiyatrosu var ?......13

*** Kaç kentte kuran kursu var?........ ......... .......81

***Bu kursların toplam sayısı kaç ?........... ......... ......3.852

***Türkiye'de 1 opera derneği var, 11 bale, 10 heykel, 18 resim, 18 sinema, 38 tiyatro derneği var.

***Peki, kaç tane 'cami yaptırma derneği' var ?........35. 000

***İçişleri Bakanlığı'nın bütçesi ne kadar ?...... ..... ....783 trilyon

***Ulaştırma Bakanlığı'nın ?........... ........678 trilyon

***Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'nın ?........... ...677 trilyon...

***Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın ?........... .......632 trilyon...

***Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın ?........... ........280 trilyon..

***Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın ?...249 trilyon...

***Çevre ve Orman Bakanlığı'nın ?........... ........404 trilyon...

***Sadece Sünnileri temsileden

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bütçesi nekadar ?........1.3 katrilyon...
8 bakanlığın bütçesi kadar...

22 üniversitenin toplam bütçesine denk...

***Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinin yıldan yıla büyümesine bakalım:

1997'de 66 trilyon.

1998'de 119...

1999'da 180...

2000'de 270...

2001'de 302....

2002'de 553...

2003'te 771...

2004'te 1 katrilyon...

2005'te 1 katrilyon...
2006'da 1,3 katrilyon...

2007'de 2,7 katrilyon...

Bir ülke, Diyanet'e, bütün üniversitelerine ayırdığı bütçe kadar pay ayırıyor,bunu son bir yılda ikiye katlıyorsa, doktordan, öğretmenden fazla imam yetiştiriyorsa, hastane değil cami yaptırıyor, kütüphaneden çok Kuran kursu açıyorsa, o ülkenin durup bir daha düşünmesi gerekmez mi?


Arkadaşlar!
dışarda birşeyler oluyor farkında mısınız?
uykuda olanları sarsın, uyandırın. yakında ışıklar sönebilir, karanlıkta ne yapacaksınız?



Yukarıdaki yazı bana ait değildir.

Sadece paylaşmak istedim.

@ataturkiye : eğer o alıntıyı hukumetin acikladigi buyume oranlarını elestirmek icin kullanıyorsan savunurum. cunku yalan degil. sen nasıl hukumete inanmamak icin elestirebiliyorsan bende savunabilirim. eger beni algı kapalılığıyla suçluyorsan sen de oylesindir. ikimizde aynı durumdayız. birimiz savunuyor diğeri eleştriyor. gerci siz laikler pek bir seversiniz hemen ithamlarda bulunmaya. martaval da anlatma lutfen. "ne biliyosun belki savunacaktım" diyorsun. senin yazılarına denk gelmistim. nasıl bir tip oldugunu biliyorum.

@july14 : siz de bırakın artık şu cami-okul-hastane mukayesesini..camiiyi devlet yaptırmıyor.vatandaş kendi cebinden yaptırıyor.bunun ekonomik büyümeyle alakası yok eğitimle alakası var. eğer adama doğarken "cami kurmak sevapdır" dersen tabiiki bunu ibadet gibi görecektir.

Hereisnopeace, cami-hastane-okul sayısı değildi dikkat etmeniz gereken. Diyanet İşleri Başkanlığı'na bütçeden ayrılan payın artışıydı. Ulaştığı büyüklük çok ama çok rahatsız edici. Keşke bu büyüklüğe her alanda ulaşabilmiş olsaydık da, rahatsızlık duyduğumuzu konuşamasaydık.

Cami yaptırma konusuna hiç girmeyeleim bence. Vatandaş yaptırıyor değil mi? Çok doğru. Bir vatandaş, bir kaç vatandaş? Kaç vatandaş? Cebinde parası olan gitsin cami yaptırsın, okul yaptırsın. Ne isterse onu yaptırsın da, o cami dernekleri ve makbuzları ile, milletten para toplamaya kalkmasın. Yapacağı ne varsa, kendi cebinden yaptırsın. Ya da hiç çıkmasın ortaya. Yıllarca bitmeyen çirkin binalardan nemalanmasın.

Bu arada, aynı şekilde okul yaptırmak da sevap. Bunu yapanlar da var. Cami yaptıranlar gibi, sağdan soldan para toplayıp değil; kendi ceplerinden harcayıp, miili eğitime bağışlıyorlar. Ben öyle biliyorum. Hepsinin ellerinden öpüyorum. Sağolsunlar.

350 veririm.Kasa sende kalsın eğer büyük atx'lerden değilse. Elimdeki kasaya geçirmem lazım da.

400'un altina satmazdim ben olsam.

350

tekken street fighter falan var ama kaldırmaz bu makina. mame emulatörüyle eski street fighter oyunlarını oynayabilirsin.

mk4

@rahmi pinkfloydoglu mame değil ama başka bir emülatörle 1-2 bir şey buldum, teşekkürler.
@destinova hocam 3d dedim. mk4 2 boyutlu bile değil :)

dostum mk4 yani mortal kombat 4, 3 boyutlu bir beat'em up.

hocam benim bildiğim mk4 bu, o da 1 boyutlu :) Farklı bir versiyon diyorsan bilmiyorum valla.

img227.imageshack.us

evet oyun o, senin 3 boyut anlayışını sorgulayasım geldi.
1 boyut ne birader? 3 boyutlu işte o oyun.

Valla hocam kamera filan dönüyor ya hani oyuncuların üstünden altında, o bakımdan 3 boyutlu demiştim ben. Bunlar sağ sol yukarı aşağı hamleler yapıyorlar sadece, kamera da düz çekiyor. Ben yanlış anlattım sanırım derdimi.