Kizilayda takilacagina avmye falan git daha iyi bence. Dusun yani...

ya kızılayda o kadar uzun süre sıkılırsın hava da soğuk ya tunalı tarafına geç kafelerden kafe beğen ya da bir avmye git, çok sıkılırsan dm at bi iki saat uğrarım tunalıda olursan

Direkt metroya binip cayyoluna dogru sogutozu duraginda inersen yolun bi tarafinda next level bi tarafinda armada var avm olarak yemek sinema kahve iki magaza bakinma falan derken oldurursun zamani sehrin yarisi boyle yapiyor zaten bi bildikleri vardir demek ki.

cebeci kırsalında pastanelere gidebilirsin. kitap okursun, internet cafeye gidip eycof atarsın.

sarhoşluk?

dengesizlik?

beynin lityumu bitmistir belki.

dengesizlik +1

sinirleri bozulmuş her kimse

(bkz: manik depresif)

Ruh hastaligi net.

Sinir bozuklugu.

bir zaman önce bir şeylere üzülmüş ama içine atmış bir kimsenin biriken ama vücuttan atılamayan stresi boşaltma biçimi.

savunma mekanizmasının kırılmasının.

(bkz: nanik depresif)

5 aylik olmak

Bizim oglan boyle

kesinlikle sarhoşluk.
başıma geldi oradan biliyorum.

ayrıl

Anlattığınız; bir ambivalan davranım durumu örneğidir. Bir çok hastalığın tanı kriterinde rastlanır kendisine. Neyin belirtisi olduğu hakkında tek başına yeterli veri değildir.

www.cpubenchmark.net

www.islemcikarsilastir.com

'teknik olarak' mümkün.
(bkz: icbm)

Adamların Rusya ile ilişkileri o kadar yakın değil. Haber büyük ihtimal kolpa.

Kuzey Kore nükleer programı ve Füze programı konusunda netteki bilgiler çok çelişiyor. Büyük ihtimalle vuracak menzilde füzeleri de yok zaten.

ben esas bu kolpanın bu kadar itibar görmesine takıldım. haberin daha başlangıcında;
"konuyla ilgili haber, azerbecan haber sitesi bizimyol.info tarafından verildi." diyor. biziyo.info nedir adamlar daha com'lu domain alamamışlar, haberi spekülatif etki taşıyor. hayret!

Yelkovan yok işte. Akrep zaten iki saat arasındaki konumundan dakika bilgisini de veriyor.

beşer dakikalık aralıklarla gösteriyor saati, bir dakikalık hassasiyet yok. argümanları da kimsenin bir yere 12 dk geç kalmadığı gibi bir şey, 10 geçe gel, 5 kala git. beyin yaktım ama öyle :)

yelkovan yok tabii ki. saat aralıkları çok detaylı bölünmüş çeyrekler ve yarımlar belli oluyor.

dakıkayı nası anlıyoruz hala anlamadım:)

assets.synchronised.menshealth.co.uk

Saat 10.15

10 ile 11 arasında 5 er dakikalık çizgiler var.

outlook?

producteev

basecamp, asana, trello, slack

google calendar

eksisozluk.com

5. sıradaki websitesi sanırım işine yarayabilir.

(bkz: trello)

Yazışma diyorsan document management çözümlerine bakman lazım.

Bu sistemlerde hangi yazışma ne zaman yayınlanmış, ne zaman okunmuş ne zaman aksiyon alınmış görebilirsin.

hani yerseniz diye şöyle bir alet var.

www.telegraph.co.uk

bir çok içki sadece bir kimyasal değil aynı zamanda yaşayan organizma olduğu için

Mikroorganizmalar yapıyor o alkolü, istenen seviyeye gelmesi de o kadar zamanı buluyor. Bunu hızlandırmanın bir yolu yok, olsa yapılır olurdu zaten.

Aynı bakış açısıyla bir çocuğun büyümesi boşuna zaman kaybı, illa ki hızlandırılabilir?

Neden yaslansinlar onlar icin 1 saat gecti sonucta. Hem orda hem obur tarafta 24 yil olarak dusunme. Iki farkli zaman akisi var. Yani nasil anlatabilirim bilemedim pek ama boyle.

evet biyolojik saat de yavaşlıyor. Asıl biyolojik saat yavaşlıyor. Yoksa zaman dediğimiz şey insanoğlunun uyduruduğu bir icat, aynı para gibi.

Zamanın akışı gezegende farklı, station'da farklı hızda. Station'ın 24 yılı gezegenin 1 saatine bedel.

(bkz: zamanın göreliliği)

o zaman yolda yaşlanmaları gerekmez miydi? zamanın akışının farklı olduğunu anlayabiliyorum fakat biyolojik olarak nasıl etki etmez hala aydınlanamadım.

Şurada açıklanmış güzel bir şekilde.
www.youtube.com

özet olarak şöyle oluyor, vücudumuzda bulunan hücreler => hücrede bulunan atomlar => atomlarda bulunan quantum parçacıkları ışık hızında hareket eder. dünya üzerinde 'normal' zamanda çok kısa mesafelerde hareket eden bu parçalar, vücut ışık hızına yaklaştıkca cok uzun mesafeler kat etmeleri gerekir.

pratik olarak karaciğerinizi örnek alalım.

dünya üzerinde düşünürsek;
1. saniyede karaciğeriniz X1 noktasında: X1
2. saniyede karaciğeriniz X2 noktasında: X1..X2
olur,

Uzaya çıkıp ışık hızına yaklaştığınızda
1. saniyede karaciğeriniz Y1 noktasında: Y1
2. saniyede karaciğeriniz Y2 noktasında: Y1.....................Y2
olur,

vücudumuzda olan quantum parçacıkları sabit olarak ışık hızında hareket ettikleri için hız = yol / zaman denkleminde yol Y1 ve Y2 arasında olduğu gibi artar ve o yolu kat etmeleri gereken zaman da artar. yani vücudumuzda olan herşey daha uzun zamanda gerçekleşir. sonuç olarak yaşlanmanız dünya'da referans alınmış birine göre yavaşlar.

Şimdi Einstein diyor ki; "Cisimler hızlandıkça zaman cisim için daha yavaş akmaya başlayacaktır, ışık hızına ulaşıldığında zaman durmalıdır."

Şimdi bu adamlar zaten başka bir gezegene geçmek için solucan deliğinden geçiyorlar, burada da ışık hızına yakın bir hızda yolculuk yapıyorlar. Işık hızına yaklaştıkları için uzay gemisinde kalan ya da Dünya'da yaşayan insanlara göre zaman yavaşlıyor kendileri için. Yolda yaşlanmamalarının nedeni bu. Yani başka bir gezegende oldukları için zaman yavaş akmıyor; başka gezegene giderken ışık hızına yakın bir hızda yolculuk yaptıkları için zaman yavaş akıyor. Ha mesela ışık hızına ulaşsalardı zaman tamamen duracaktı kendileri için. Hatta sürekli ışık hızında yolculuk yapsalardı hiç yaşlanmadan sonsuza kadar yaşayacaklardı ama Einstein bunun için de şunu söylemiş zamanında: "Cisimler hızlandıkça kinetik enerjilerinin bir kısmı kütleye dönüşür, durağan kütleye sahip cisimler hiçbir zaman ışık hızına erişemeyeceklerdir." Tabii bundan sonra bu teoriyle çelişen kuantum mekaniği falan işin içine giriyor ama konumuz şimdilik o değil.

Biyolojik saat falan degismiyor, degismez. Bukulen uzayda bukulen zaman, icinde bulunan her seyle birlikte bukulur.

Butun evreni icindekilerle birlikte kucultecek bir sihir yaptigini dusun, senin ornegin 1.85 olan boyunla birlikte DUnya'daki butun cetveller de kuculecekti, boyun hala 1.85m olacakti. Herhangi bir seyin kuculdugunu iddaa edebilecek hicbir sey olamyacakti. Bukulen zaman da ayni, baska bir yerden gozlemlemedikce hicbir farkliliz olmaz. Karadeligin olay ufkuna giren uzay aracindaki tum insanlarin biyolojik saati eskisiyle ayni hizda devam ediyor, ama Dunya uzerindekilere kiyasla oyle degil. Mutlak tek bir zaman kavrami yok.

harikasınız, şimdi oldu. cevap veren herkese teşekkürler.

hayır olmadı,

@archmage mahmut güzel açıklama ancak interstellar'daki 24 yıl meselesi ışık hızıyla değil kütle çekimiyle ilgili. Gezegenin kütle çekimi çok fazla olduğu için zaman yavaşlıyor.

ben de bunu anlamıyorum, hadi ışık hızıyla açıkladınız kütle çekimi ne alaka amk.

kütle çekimi çok olması demek kara deliğe yaklaşması demek, bu da zamanın farklı olacağı anlamına geliyor bence. ben böyle yorumladım. Yamuluyor muyum?

Kütleçekimi zamanın yavaşlamasına/uzay-zamanın bükülmesine neden olur tabii, karadeliğe yaklaştıkça zaman karadeliğe giren için durma noktasına kadar gelirken uzayın diğer bölgelerinde aynı hızda devam eder ama bunun bir gezegende olması mümkün değil. Yani öyle devasa bir kütleçekimine sahip gezegen yok. Filmde de zaten bu olayın indikleri gezegenle bir ilgisi yok.

@confessions of an adman Bu konuyu interstellar üzerinden tartışmayı çok doğru bulmuyorum çünkü adamların filmde olan her şeyi fizik ve teorilere uydurcaz gibi bir çabaları, amaçları ve nedenleri yok. Ama zaman kavramını ışık hızından bağımsız olarak incelemen pek mümkün değil.

Wormholelar gerçek bile olsa oraya giren bir canlının, canlı ve bütün olarak çıkabileceğine inanmıyorum.

Hiç üşenmedim, filmin önemli noktalarını tekrar izledim ve sonuç şu: Filmde bu arkadaşlar uzay mekiğini karadeliğin çekim mesafesinin uzağında bir noktaya (Gemide kalan eleman bu nedenle zamanın yavaşlaması etkisine girmiyor) park ediyorlar, kendileri de yaşam aradıkları bu gezegene gidiyorlar fakat zamanın kendilerine yavaş akmasının nedeni, gittikleri bu gezegenin karadeliğin kütleçekimin etkisinde olması. Kütleçekimi zamanı büküp etkisinde kalan kişiler için zamanın yavaşlamasına neden oluyor ama o zaman da akıllara şu soru geliyor: Böyle devasa bir kütleçekiminin etkisinde bulunan gezegendeki bu insanlar, gezegenin yüzeyinde nasıl oluyor da dna'larına ayrılmadan, ki bilimadamları bu olaya spagettileşme diyor, rahatlıkla yürüyüp koşabiliyorlar? Bu kısmı da sanırım "Film işte" deyip geçmemiz gerekiyor.

forum.donanimhaber.com

hocam bir t mobile dukkanina gidip orada daha rahat halledersiniz ??

@oscar : t-mobile dukkaninda calisanlarin hatlarla ilgili bile bilgileri yok, buradaki tek dukkanda calisanlara cogu zaman ben bilgi vermistim, t-mobile internet sitesinde yazanlarla ilgili de bana tesekkur etmislerdi. adamlarin hicbir konuda bir bilgisi yok yani, telekom muhendisi olmalarini da bekleyemezsiniz heralde, lise mezunu issiz adam calisiyor orda neticede, teknik bilgisi yok tabiki. kasiyerlik onlarin isi.

hocam o zaman bir turk bulacaksin yapisacaksin yakasina :)

Artik internet baglantisi olmadan oynanabiliyormus malum yerlerden indirirsen diye duydum ama net bilgim yok. Diablo 2 seven biriysen pek de bir sey kaybetmezsin oynayamazsan oyle diyim.

Diablo 3'e başlamadan şu oyuna bi bakın.
(bkz: path of exile)

evet path of exileyi daha çok beğendim ama boşluktayken oynayayım demiştim. sağolun

internet gerekiyor. single story var tabiiki ama başkalarıyla da oynayabiliyorsun en son 14 farklı zorluk seçeneği vardı. hani son level'a geldiğinde oynamaya devam ediyorsun, hikaye bittikten sonra doğal olarak ilerlemediği için adventure modunda oynuyorsun hikaye içinde oynadığın başka başka haritalarda. amaç item seviyeni yükseltmek(başka yükseltmen gereken şeyler de var ama önce son levela gelmen gerek tabi). rift, greater rift olayları var ama bunlar sonra öğrenmen gerekenler.

bir de oyunun bir ek paketi var, sadece diablo 3 alırsan 60 levela kadar yükselebilirsin.(son boss diablo) reaper of the souls paketini alarak leveli 70'e yükseltirsin tabi hikaye devam eder.(burada da son boss malthael)

agar.io

Hearthstone
binding of isaac rebirth
This war of mine

sanane.com

kahkaha.com geldi ilk aklıma. 90'ların sonunda, 2000'lerin başında komiklikli şakalı işler için girerdik. Hey gidi günler, şimdi kapanmış sanırım.

itiraf.com vardı, hala var mı bilmiyorum.
varmış ya la

lagaluga.com aklıma geldi benim

grafi2000

shockhaber.com

bir de çok trafik alıyor muydu, emin değilim ama dusmaninitani.org vardı.

komikaze.net

grafi2000

türkiye için tabii ki zuxxi var. ünililer bilmez. türkiye'de mizaha yön veren ilk internet sitesiydi. fenomendi.

bir de kurtadam vardı o da efsane siteydi. hangi amaca hizmet ettiğini bilenler bilir.

muhtemelen hala yayinda olabilirler ama eskisi kadar populer degiller

lycos.com
hotbot.com
shockwave.com
freeservers.com

chivi.com
zuxxi.com en sevdigim

sosyal medya hayatimiza girmeden once de
icq.com
mirc.com
yahoo messenger

hala o kadar populer mi bilmiyorum ve yillardir girmemisimdir
mynet.com

adım adım takip edebiliyorsunuz kargonuzu. nerede, kime teslim edildi ne zaman edildi vs.

skype?

google hangout

skype den halkbankasını (444 lü herhhangi bir hat diyelim ya da) krediyle ararkan dakikada ne kadar gider ki

skype

lycamobile hatti ile yaklasik 10 groszy trdeki sabit hatlari aramak
edit. dakikasi

www.urbandictionary.com

Püsküütlü pasta.

dibi kekli veya püskevitli supankıle

EKLER

bira.

ya şimdi ne fena soru bu böyle. tiramisu istiyorum. kalın kahve tabakalı. ohşşş.

-zeytinyağlı yaprak sarması + limon
-dondurma

Puding ya da şalgam.

-zeytinyağlı yaprak sarma (dondurma kutusu içinde özellikle)
-profiterol
-püskevit pastası
-yoğurt
-ekşi yeşil elma


yoğurt elma pasta 3lüsü var diğer ikisi yok o fena koyar adama.

-Biber dolması
-Pilaki
-Yoğurt
-Tulum peyniri
-Amerikan salatası
-Kekik ve zeytinyağı dökülmüş domates

Allah belanı vermesin, bu nasıl bir soru böyle gece gece? Uykum kaçtı

bana marketi arattın vicdanless. yiyeceğim abur cuburlardan sen suçlusun.

Hayatin anlamini.

Dondurma

japs eye

kadin 60 bin artirmis, koroknai oyuna all in demis. sonra ucuncu adam fold demis, all in diyen adam oyun bitti diye karti acmis ama dorduncu hala oyunda oldugu icin oyun bozulmus.

anladigim bu.

sonra da kagidi acip oyunu bozan koroknai'den mecburen 60 bin artiran kadina o kadar para vermek zorundasin diyorlar.

vay be adamın mallığı yüzünden kadının pocket kingsi güme gitti ne saçma kuralmış böyle.

teşekkürler.

adamın eli hakkında herhangi bir bilgimiz yok ama değil mi ya da ben mi fark edemedim?

kadın ile adam arasında geçen bir durum bu. kadın 60 bin artırmış, adam all in demiş, üçüncü oyuncu fold demiş. daha sonra adam, kadın cevap vermeden kartlarını göstermiş. gösterdiği için de oyun askıya alınmış ve sonucunda adamın kadına 60 bin ödemesine karar verilmiş. benim anladığım bu oldu.

adamın eli hakkında bilgimiz yokmuş, bir önceki oyuna bakmışım :)

Yok abi ben de tekrar dinledim de kadın 60 bin artırıyor adam all in diyor,big blind olan kişi fold diyor ondan sonra da adam kadını unutup kartlarını mı açıyor(ki açıyorsa adamın elini falan görmedim ben) kartları ortaya mı atıyor öyle bir şey.

şöyle de bir durum var ki kadın oyunun devam etmesini istiyor, call dedim diyor ama kural gereği oyun devam edemiyor ve 60 bin ile yetinmek zorunda kalıyor. üzgün olması o yüzden.

adam oyun bitti diye kartları açmamış, kartları kapalı olarak atmış ve diğer kartların arasına karışmış.

"cards falling down" diyor, bu durumda mahmut'un dediği daha mantıklı. eli de görmüyoruz zaten. kadının fold dediğini düşünüp oyunu aldığını sanmış olmalı. kartları atınca da diğer kartların arasına karışmış olmalı kartları.

beyler gözünüzden anlayıp yazmayın şuraya

1-baumann +60k
2- kokoroi all in
3- fold
sıra baumann da
adam 3. foldlayınca atmış kartları (kapalı)
ne bok yicez diye tartışıyorlar

aynen öyle.
Detayları www.globalblue.com 'dan, ingiltere'deki başvuru noktalarını şu adresten bulabilirsiniz. www.globalblue.com

entelektuel.com

Ben bloguma yazmıştım.

Telefonu alırken tax free diyorsunuz ona göre alıyorsunuz, iade parasını illa havalimanında almanıza şart yok. Ben 4 sene önce telefonu aldıktan sonra, kredi kartı ile aldım, 5 dakikalık yolda gittim ve nakit vergi iadesini almıştım. 5-6 gün sonra da Türkiye'ye geri dönmüştüm.

teşekkürler. araştıracağım.

(bkz: emeğe saygı korsana hayır)

steamde 200'e yakin oyun var emege saygi zaten de 1-2 kez oynayacagimiz bir seye 50 dolar + 50 dolar kargo vermek mantikli gelmiyor.

settlers of catan bulmak cok zor, napsin adamcagizlar :D
kizma birader ve monopolyden baska board game bilmem ben sori.

hayir gelmez. (fizik hocamin yazdigini yaziyorum, tam tamina 1 lt etmedigini soylemisti)
gelmez dedigimiz de archmage mahmut un dedigi sekilde tabii ki.

+4 derecede gelir.
diğer ısılarda daha az gelir.

Neyine girdiyseniz umarim buyuk bir sey degildir hazirlasan iyi edersin :(

suyun özgül ağırlığı 1 gr/cm3 değil mi? bu durumda 1 litre=1 kg 1 m3=1 ton olması gerek. ısı farkından bağımsız değerlendirme yaptım.

evet, ideal şartlarda (saf su, +4 derece, sabit g) 1 litre su 1kg dır.

ek: 1kg gelmez diyenler de atıyorum 0.998 kg ya da 1.001 kg arasında oynar mantığında diyor.

Örnek sadece suysa evet; 1 litre su 1 kilo yapar ama su dışındaki sıvıların hiçbirinin 1 litresi 1 kilo değildir.

cözünmüs mineral, safsizlik, sicaklik yogunluk iliskisi, hacim ve agirlik ölcümünde hata payi.

sen bastan kaybetmissin ki. nasil test edeceksin. etsen bile sen diyorsun ki 1000.000 cikarsa dogrudur. karsindaki adam diyor ki 999.999 alti veya 1000.001 ve üstü cikarsa ben kazanirim. sen bastan kaybetmissin.

teoride dogru da, herhangi bir test yapip döküp denemeye kalkarsaniz kaybetmen garantiye yakin.

ben en basit hali ile evde küçük bir şişe su içip tartıldım hemen +500 gram olmuştu

rahasızlık vermek ıcın zaten?

kime rahatsızlık vermek için peki?
bu lafı hak eden insanlar sizce rahatsız oluyorlar mı?

Rahatsızlık duyuyorum +1

Bu tanımın ne için kimler için yapıldığını da bilmiyorum fakat rahatsızlık duyuyorum.

Sözlüğün ne kadar iki yüzlü, ne kadar sinsi biryer olduğunu göstermek dışında hiçbir faydası olmayan saçma bşr genelleme. Ha birde standart ekşici ergenlerin mastürbasyon tanımlamalarından birisi.

Sorsan en aydın, en geniş, en akıllı, en hümanist bunlardır. Ama sevmedikleri bir kişiye, bir görüşe anında yaftayı yapıştırırlar.

sen öyle olmayabilirsin ama Anadolu'daki çoğu insan ne yazık ki bu şekilde.

devletin "sağlamadığı" eğitim imkanları sayesinde insanlar cahil bırakılıyor ve bir takım godoş siyasetçiler tarafından bu cehalet ilmek ilmek işlenerek yobaz, ahlaksız bir hayat biçimi olarak empoze ediliyor.

başka bir anlamı da yok zaten.
nasıl bu anadolu çomarı denilen kısım izmire "gavur izmir" diyor aynı şey.

üstüne alınmadığın sürece bir sıkıntı yok zaten.

ismi kezban olan kızların sizi bir kaşık suda boğması gerekirdi öyleyse. aynı şey çünkü. biraz araştırsam burda "ikşici ikiyizliliği" diyen tiplerin en az birinin kezban kalıbını kullandığı çıkar ortaya.

tepkim duyuru sahibine değil bu arada. genel.

iyide adam cahil bırakılmışsa adamın suçu ne?

Valla ankara'da dogdum buyudum o kavram ile anlatilan insanlar gercekten cok var , Ankara'da bile cok fazlalar cevre illerden cok goc aliyor ve yozgat, cankiri,kirsehir,nevsehir gibi illerden gelen populasyon ankara'nin genel esnaf kitlesini olusturuyor bu yuzden ankara da yobaz bir sehir. Ben de Anadoluluyum ve rahatsiz olmuyorum cunku gercekten tam tarif edildigi gibi bir anlayis var.

bence o çomar olarak bahsedilen insanlara 81 ilimizde de rastlanabileceğinden kulağa ilk başta garip gelse de Türkiye çomarı olarak değiştirilebilir.

4chan'de falan var olan araplar için kullanılan sandnigger kalıbından türemiş gibi duruyor bana. tipik yaftalama.

bence direk ekşi sözlük'e indirgemek doğru değil. şükrü erbaş'ın köylüleri niçin öldürmeliyiz şiiri çok benzer eleştiriler yapıyor.

+ bu ülkede nerden baksan %90'ımız anadoluluyuz yani. boşa duyar kasmaya gerek yok.

bu dediğin suçlar dünyanın her yerinde var, ama anadoluda bir arıza olduğunda hemfikirim,
ancak bu suçlar yüzünden mi anadolu çomarı deyişi türedi? Anadolu çomarı bu suçları işleyenler mi? Bu suçlara yatkın olanlar mı?

izlenimim daha çok siyasi anlamda aşağılamak istenen kişilere söyleniyor yobaz dünyaya kapalı her şeye kapalı insanlara. tecavüzvüler gaspçılar vb insanlara anadolu çomarı şeklinde bir şey denmiyor.

Duyar kasmak değil amacım biliyorum herkesin anadolu insanı olduğunu.

"Aşık Veysel’in torunu Halil Süzer anlatıyor: “Dedem köylü kıyafeti giyiyordu. Elbisesi de yamalıydı. Ayakkabı olarak çarık giyiyormuş. Hatta çarığı bile yamalıymış. O dönemin fakirliğinin getirdiği durum bu. Zabıta polisleri onu Ulus’tan atmışlar” derken onun Atatürk’ü ziyaret etmek istediğinden falan söz etmiyor. Bu kılıkla sokakta görünmesine izin verilmeyen insanın köşke alınamamasında da şaşılacak bir şey yok zaten. Ancak o yılların Ankara’sında yaşayan herkesin maruz kaldığı muameleydi bu."

Benzer zihniyet.

rahatsızlık duymuyorum ama daha dikkatle kullanılması taraftarıyım. bu tabire ilk defa 4chan'in türk versiyonunda rastlamıştım. muhtemelen kaynağı da orası. oradaki kişilerin sözlükte trollük amacıyla açtıkları birkaç başlıkla da topluma yayıldı.

bana göre bu tabiri karşılayan örnekler üzerinden gidelim;

- iki yüzlü, kadını hor gören, sakat bir ahlak anlayışına sahip

- şark kurnazı, dalavere çevirmeye yatkın

- kaynağı belirsiz bir öz güvene sahip, cahil olan ve bunu marifet zanneden

- memleketine, dine ya da siyasi fikre uğrunda başkasına şiddet uygulayabilecek kadar bağlı olan insan tipidir.

anadolu çomarı fakir ya da köylü demek değildir. şahin'inde yüksek sesle müzik dinleyip drift yapmaya çalışanlardır, çal keke çal videosundaki döner bıçağıyla dans eden gençlerdir, ankara'daki patlamaya sevinen insanlıktan nasibini almamış tiplerdir.

Az önce bunu ben kullandım cevapta. Ondan bana cevap hakkı doğdu. Aslında kullanılması daha uygun şeyler de var ama bunun vurucu etkisi yüksek. Görece yeni bir tabir ve bu tip de son birkaç senedir iyice gözle görülür hale geldi. Klasik yergi kelimeleri artık nitelemeye yetmiyor. Özetle bağnaz, hödük, çirkef, ahlaksız, dejenere, kadın düşmanı, dini şekilci yaşayan dindar gibi ülkemiz insanının ezici çoğunluğunda zaten default bulunan özellikleri barındıran ve hakim kültüre ait olduğu için değişime kapalı görünen, kapalı ve küçük çevrede büyüdüğünden avrupalı kız görünce o..., yahudi görünce siyonist, kürt görünce terörist diye düşünen, kozmopolitleşmesi zor taşra, kasaba insanını kastetmiştim. Anadoluda yaşayan herkes anadolu çomarı olacak diye bi şey yok. Ben de anadoluluyum. Çok güzel şeyler de var türkiyede. Ama bu insanlarla büyüdüm, tatile memlekete gelince yolda beni görüp "ee mist sen şimdi orda karı s...yon mu hehehehe" diye muhabbete giren insanlardan, cumayı kaçırmayıp akşam rusa giden, bonzai muhabbeti yapanlardan bahsetmeye çalışmıştım.

İlber ortaylı kasabalılık hakkında bolca yorum yapıyor. Biraz ona benziyor bu çomar muhabbeti.

var, bunu kullananların kendilerini entelektüel, solcu veya liberal, terbiyeli, sağduyulu bir kesimin parçasıymış gibi hissetmesinden daha da rahatsız oluyorum. bunu savunmaya çalışanlardan da iki kat daha fazla rahatsız oluyorum.

ben de bir anadolu şehrinde doğup büyüdüm. memleketime bakınca anadolu çomarı lafı az bile kalıyor, duygularımı anlatmaya yetmiyor. kendimi onlardan üstün gördüğüm için filan değil, onlar kendini benden üstün gördüğü, bana hükmetme, nasıl yaşayacağıma karar verme hakkını kendilerinde gördüğü için bu sıfatı hakediyorlar.

mesela sen avrupalılar bize "kara kafa" dediği için de rahatsız oluyorsundur. benimse hiç umrumda değil.

hiç bir avrupalının bize kara kafa dediğini duymadım, ama derlerse bile tv de gördükleri kara çarşaf giyenlerden dolayı dediklerini düşünür hak veririm.
Ayrıca tüm ülkenin öyle olmadığını bildiğimden dolayı yanlış bir şey olduğunu kendisine anlatırım. Aynı anadolu çomarı gibi bir kısım yüzünden tüm ülkenin yaftalanması beni tekrar üzer.

@basond valla ben çok duydum, çarşafla falan da ilgisi yok. avrupada yaşayan türklerden dolayı. istediğin kadar anlat, milyonlarca insana mı tek tek anlatacaksın? biri çomarlık yapınca yine aynı şeyi düşünecekler zaten. o yüzden canını sıkmaya değmez.

ben de anadolu insanıyım diye anadolu çomarı lafına mı üzülücem? peehhh... o anadolu insanın orada yaşarken bana ettiği hakaretleri, aşağılamaları, ettiği tacizleri saysam sen de çomar bunlar dersin.

anadolu çomarı siyasi bir söylem. bir kısım insanımızın (oylara bakınca anadolu yoğunluklu) son dönemde içinde bulunduğu körü körüne sadakatı eleştirme amaçlı kullanılıyor. hani bir grup insan otur diyor oturuyor, miting diyor mitinge gidiyor, oy diyor oy veriyor, biri bişey demeden hiç bir şey yapmıyor, sahibini korumak için bir iki havlamanın dışında insiyatif kullanmıyor ya..

göbeğini kaşıyan adam, dağdaki çobanın oyu gibi versiyonları da var. anadolu çomarı deyişi beni diğerlerinden biraz daha fazla rahatsız ediyor.

ben bu durumu anlatmak için "resmi gazete yalan söylüyor diyen dayı gibiler" demeyi tercih ediyorum.

al abicim sana anadolu çomarı işte
eksisozluk.com

teri + 1

katıksız anadolu çomarının sesini duymak istiyorsan video ya
görmek istiyorsan alttaki yorumlara bak

www.facebook.com

zgrydn demek isteyip de toparlayamadıklarımı çok güzel aktarmış. ne anadolulu ne de çomar olmama rağmen bence de rahatsız edici bir kullanım, yani ben birine bu yakıştırmayı yapamam. haksız bir tabir mi, kesin öyle diyemeyeceğim. birileri bu insanlara bu yakıştırmayı uygun görmüş, tasvip etmiyorum ama objektif bakınca anlam verebiliyorum.

teri ve advo +1
duymuyorum rahatsizlik felan, biz atayiz terorist gavur olunca iyi...

beyaz türklerin sıçmığı işte. yozgatta eğitim kötü de izmirde atomu parçalıyorlar sanki. veya yozgat'taki adam körü körüne oy veriyor da izmirdekiler çok derin analizler kasıyor.

hdpli vatan millet düşmanlarının kullanmasına zaten yorum bile yapmaya gerek yok.

adam fps skini çıktı rıza baba

Doctor Who terk.
upload.wikimedia.org

moisturise meeeeeeeeee

www.youtube.com

Commencing of widespreading tendency to make international solidarity and decision making processes more democratic, is an example of these positive factors.

diye sallıyorum.

Coraline.

spirited away

princess mononoke izlenmesi gereken, inside out inanılmaz güzel bir animasyon.

büyük engizisyoncu +1
ayrıca madagascar serisi
ve şu üniversiteye falan giden canavarlar adını hatırlayamadım şimdi.

how to train your dragon

Wreck-it Ralph
Big Hero 6

Wall-E ve Monsters, Inc +1000

The Incredibles
Rango
Toy Story 1-2-3

Wreck-it Ralph +1

www.imdb.com

son bir iki haftadır animasyon izliyordum izlediklerimi önereyim:

paprika
perfect blue
le tableau
la planete sauvage

Diğerlerinin dışında bir de,

(bkz: the lego movie )

Ayrıca belirtmek isterim big hero 6 +1

Bütün Pixar filmlerini, hatta kısa filmlerini de izle.

ice age serisi nasıl yazılmamış hayret.

edit: rio 1 ve 2. mutlaka.

bi de "arı filmi" vardı hatta cem yılmaz seslendiriyordu. onu da tavsiye ederim.

Mary and Max
Aspenger sendromlu bir adam ile özgüveni kaybolmuş bir kız çocuğunun mektup arkaşlığını anlatan güzel bir animasyon.

güzel olmayan tek bi animasyon filmi bilmiyorum ben.

hepsini izle.

elorelia +1

ama en en en güzelleri ya da benim favorilerim (up bir numarada olmak kaydıyla)
shrek özellikle 1 ve 2
ice age gene özellikle 1 ve 2
Ratatouille
kayıp balık nemo
sevimli canavarlar 1 (Monsters Inc.)
madagascar
köpekbalığı hikayesi
aslan kral
inanılmaz aile
megamind

Klasik;

Roger rabbit, space jam (film/animasyon), alice in wonderland, Tarzan, beauty and the beast, alaaddin, hercules, lion king, pocahontas, snow white and the seven dwarfs, little mermaid,

fransız:

le'illusionist, the triplets of belleville, le magasin des suicides

ispanyol:

nocturna,

irlanda:

secret of kells,

dram:

grave of the fireflies, the iron giant

politik:

waltz with bashir, persepolis,

psikolojik:

waking life,

stop motion:

the secret adventures tom thumb, fantastic mr.fox, chicken run, wallace and gromit, coraline, the nightmare before christmas, mary and max, paranorman, shaun the sheep

diğer: wall-e, monster inc, wreck it ralph, the croods, despicable me, big hero 6, şaşkın imparator, the princess and the frog, the prince of egypt, ratatouille

www.imdb.com

aramaya inan: msi gs70

www.vatanbilgisayar.com

surdan sec

mahmut hocam 5k+ üstü bütçem olsaydı belki alırdım :D

bryan bütçemi zorlayarak hp'yi seçtim + ssd 240 gb alsam 3800 lira. hani oradaki asus güzel gibi ama ekran kartı yine gtx850, üstelik yine ssd almam gerekecek. bilemedim :(

işlemcisi i5 ayarında. (i7 olduğuna bakma.)

ben olsam o fiyat seviyesinde başka alternatiflere bakardım.

Bu ya da başkası bilmiyorum ama hp dandik mi? 4 senelik hp laptopım halen canavar gibi çalışıyor. Söylemiş olayım da :)

İkinci el lenovo y510p?

Gerçi şimdi onların fiyatı da fırladı. Ben o kadar ucuza aldım ki.

Sıfır olanlara şuradan bak: m.akakce.com

Belleği özellikle 8 ve 16 olarak seçtim, sonradan yükseltebilirsin.

pratiğe dayalı bölüm değilse yapabilirsin belki

ama şöyle bişey var, sınavlardan, stajlardan da çok şey öğrenilir

Hevesini kırmak istemem ama üniversite eğitimi bilgiden öte kültürdür. Örnek olarak Ankara Hukuk'u özel yapan derste anlatılanlar değil yemek fiyatları 25 kuruş zamlandı diye ortalığı yıkan öğrenci dayanışmasıdır. Liseden bozma bina ünivesitelerine tepkiler de bu yüzden oluyor biraz.

Bilgi konusuna gelirsek o uzamanlıkta olan birinin yönlendirmesini takip etmeniz en doğrusu.

türkiye'deki bir üniversiteden bahsediyorsak uygun kitaplarla ve internetle
daha iyi bir eğitim bile alabilirsin, eğer ingilizcen iyiyse.

@kaymaktutmayansicaksut : tüm mesajı neden siliyorsun ?

Bilgi kitaplarda fazlasiyla var, universitede ogrenilebilecwginin milyon kati var kitaplarda. Hatta universitedeki derslerde o kadar kitap islenemez. Universitenin olayi bence yonlendirme, dersler arasi iliskiyi kurma ve temeli sunma. Yoksa kitap dedigin okyanus ve biri seni okyanusun ortasina atinca yon bulmak ne kadar kolaysa, hocasiz is yapmak da o kadar kolay. Bazi hocalar yonu yanlis da gosterebilir ama o bile bir sey bence, nereye gidilip nereye gidilmeyecegini anlar insan. Disaridan calisip, kendilerine uzmanlik belirleyen ve gerekli konulari delicesine calismis, gereksizlerinden arindirmis uzmanlar var. Gercekten sevdigi icin uzman olabilen bir alayli, gozumde okulludan kat kat degerli; universitede olmama ragmen alaylilarin cok cok basarili ve kaliteli olduguna inaniyorum ve daha fazla guvenirim, ki birlikte calistigim bir tanesi var, yuksek lisans ve doktora ogrencilerimin 'eline verir'. Bir universiteliyi o alayli ile ayni sartlara getirsen, o ogrenci yolunu bulamaz ama alayli bulmus da tutkuyla asmis gelmis oluyor. Ama herkes de yon bulamiyor iste. Mesele o bence. Kitap herkes icin var ama ne calisacagini kesfetmek ve uzmanlasmak cok cok zor.

Yapmaya bu kadar kararlıysan mezun olanları bile geçebilirsin.
Amacın diploma değil de o konuda bilgi sahibi olmaksa neden olmasın?

Üniversitelerde hocanın bilgi birikimi oluyor dersi anlatırken yorumlu süzülmüş bilgiler de verebiliyor. Ben senin yerinde olsam şöyle yapardım:
İlgilendiğim dalın bulunduğu yakınımdaki bir okula gider, hocalarla görüşürdüm. " Ben bu dalla ilgileniyorum, sınavla işim yok, diploma istemiyorum. dersinizi dinlememde sakınca var mı, bana bu konuda yardımcı olabilir misiniz?"
Öğrenmek isteyen birine hayır diyecek hoca olacağını sanmıyorum. Siyasi veya başka bir amaç taşımadığınızı, gerçekten dersle ilgilendiğinizi anlarsa yardımcı olacaktır diye düşünüyorum.

Başarılar.
İ

@archmage mahmut +1

ek olarak, sadece bi şeyler öğrenmek istiyorsan bunu kitaplardan yapabilirsin.. bizim de üniversitede yaptığımız bu aslında.. kitaplardaki konuyu hoca derstte anlatıyor. kitabı okuyorsun internetten başka kaynaklar araştırııp onları okuyorsun. üniversitede avantaj hoca sana kaynak öneriyor.:) evde kendi kendine de yapabilirsin ;)

Peki üniversitelerin internete koyduğu müfredatlar var mı bir dal için hangi kitapları hangi sırayla okumam gerektiği yazan?

Odtü matematik için var:) hangi bölüm istiyorsun mesala?

geçmiş olsun, bence pek düzelme ihtimali yok. yani ben kendime edilen hakareti unutsam bile annem babam unutmaz.
bence ancak bundan ders çıkartabilirsiniz.

Size cephe almak dışında, daha derin bir sorun da oluşmuş olabilir. Sadece "Hakaret etti" değildir sorun, kişiliğinizi sorguluyorlardır. Alıp karşınıza konuşun, başka türlü jestle mestle ikna edemezsiniz. Konuşurken de neden öyle davrandığınıza dair sağlam gerekçeler bulmanız ve bunu ileride neden yapmayacağınız ile ilgili sağlam deliller sunmanız gerek. Birden 180 derece dönmek diye bir şey yok, anne-baba hayatta unutmaz; zamanla silerler ancak.

arkadaşlar kendime göre bir sağlam bir sebebim vardı tabi ki, haksızken veya boşu boşuna etmedim. Kız arkadaşım için yapabileceğim hayati derecede bir fedakarlık var. Yurtdışında hayalini kurduğum işten vazgeçmek. Tartışma uzun zamandır bu yüzdendi. Sizce vazgeçsem şansım olabilir mi ?

öyle bişey yok. 180 derece döndüm dese de inanma.

Şöyle bakalım olaya: "Elin adamı senin kızına sayıp sövse unutur musun?"

çocuk pişmansa zaman veririm, makul süre tekrarlamazsa unuturum. insan bu hata yapabilir, önemli olan tekrarlamaması bence.

gidip kızdan da ailesinden de özür dilerdim. ailesini de alır karşıma durumu anlatırdım kendi açımdan. yaptığının yanlış olduğunun farkında olduğunu görsünler ama.

Aile konusunu bilmiyorum da bunun yüzünden hayallerinden de fedakarlık yapma. Konuşmayı, kendini anlatmayı dene. Gerekirse sil baştan kendini tanıtmaya çalış. Ama işinden vazgeçme.

kessen barışmazlar, çocuklarının hatrına barışmış gibi görünürler en fazla. aynı olayı bana da yaşatmıştı kızın biri. annem affetti sözümona, ama barizdi sevmediği onu.

o yüzden, geçmiş olsun.

evirip çevirme gidip özür dile. çiçek al falan işte.

sanırım sen de kadınsın. bana kız arkadaşım da böyle şeyler yapmıştı. tabi ki mesajları kimseye okutmadım ama her tartışmada hatunun sinirine engel olamadan sarf ettiği ağır sözler ve birkaç kere ettiği küfür beni ondan soğutmuştu.

şimdi yağ reklamlarındaki kadınlar gibi uçuyorum.

dikkat et @asabikız06

not: olm hem erkeksin hem koalalı nick almışsın :) kadın sandım valla

Aranızdaki iletişimi ailesine yansıtıyorsa o ilişkiden hayır gelmez.

Ister kadın ister erkek iliskisini yakın çevresine bile paylaşmamalı...

Geleceğinde ki bir çok sorundan kurtulmuş oldun hayirli olsun

sevgilinin salaklığı. bırak o uğraşsın aranızı düzeltmek için. kılını kıpırdatma. yok öyle aileye mesajları okutmalar sonra da senden beklemeler. sen onun gönlünü almakla mükellefsin; ailenin değil.

edit: qxgviper +10000

Taviz tavizi doğurur, yüzyüze konusuyorsun, bizim bakıs acımız bu, yaklaşımımız bu diyorsun, konusurken de bir kavga cıkarıyorsun daha sağlam gerekceyle, sonra onlar oğlumuz haklı diyorlar sana hak veriyorlar, hatta bu kavga sebebin de şey olsun, ilişkimize şimdiden ailelerin bu kadar müdahele etmesini doğru bulmuyorum dersin.ama yine de ben olsam ailesini en basında bu kadar sokmazdım.muhatap olmazdım

beyler erkeğim bu arada. karşı taraf hanım ve yaşça genç. aramızda 7 yaş kadar var. bu nasıl bi durum doğurur sizce ?

İşin içine hakaret girdikten sonra emek harcamak israftır. İsraf da haram.

kalacak insan sayısını sol tarafta gösteriyor zaten. 2 kişi, ranzalı kamara.

ranza gordugun yere "yatak" kelimesini koy

hayvan gibi derken detay lazım. uzun mesai saatleri mi, yüksek stres mi, sorunlu müdürler patronlar mı vs.

uzun mesai saatleri ve yüksek stres ama normal amirler olduğunu düşün.

8-10 bin.

Memurlar stres yaşamıyor mu yani?
Hepsi vergi dairesinde gördüğün gibi rahat takılan insanlar değil, bin türlü memur var.. Ayrıca çoğu o bahsettiğin maaşı almıyor. Yarısını belki.

Neyse yine de girişken, hırslı biri olsaydım özel sektör derdim.

İşsizim.

para

@walter hoyt elbette yoğun çalışıp az kazanan memurlar var ama benim sunduğum iki seçenek arasında seçim yaptığımızı düşün.

bence, bu soruyu soruyorsanız özel sektör size zor gelir.

kesinlikle birincisini tercih ederim. kendi işimi yönetmediğim sürece, hayvan gibi ve stres altında çalışmayı anlamsız buluyorum. köpek gibi çalışacaksam kazandığım paranın bana ne faydası olacak ki, diğer tarafta yatarak 4 bin kazanmak varken? ha kendi şirketim/firmam vardır, o zaman gerekirse günde 15 saat çalışırım. bana ait olan bir oluşum sonuçta. yoksa bana ne elin firmasından.

Kendinizi nasıl tatmin ettiğinizle de ilgili bir sorun bu. İt gibi çalışıp sonuna kadar hak edilen para mı, işi siz yapmasanız da başkasının yapmasıyla hallolacak bir işte çalışmak mı. Kesinlikle memurları aşağılamak niyetinde değilim bu arada kendim de potansiyel bir memurum. Ancak beni bu tercihe iten para değil anne olma isteği. Çocuklarıma vakit ayırabileceğim bir hayat istiyorum.

Şayet böyle bir isteğim olmasa kesinlikle özel sektör derdim. Sıkı çalışmak çok güzel bir şey. Tabi karşılığını alıyorsanız (takdir, rütbe, saygınlık vs.)

sıkı çalışmak sevilen iş yapılıyorsa güzel ama kabul edelim büyük çoğunluğumuz asıl yapmak istediğimiz işi yapamıyoruz.

4 bin kazanınca stresi bu sefer geçim konusunda yaşıcaksın. daha çok para ve işyerinde stresi daha az para ve günlük yaşamda strese tercih ederim.

memur.

Memur +1

PARA PARA PARA. GERİSİ GELİYOR.

Boyundan çok yaşın önemli. Bir de ideal tanımının. Fit görüntü için çok daha düşük yağ oranlarından söz edilebilirken, sadece sağlıklı olmak için durum daha gevşek bir hal alıyor.

21 yaşındayım. Fit için nasıl mesela?

%18-20 maks değerler olmalı.

Erkek

Kadın

Bunlara alignment deniyor, kisilik ozelligi gibi.

iki parcadan olusuyor bunlar. Ilk kisim 3'e ayriliyor: Kaotik, neutral ve lawful. Bunlar kurallara uyma ozelligin. Tamamen yasalara uyan bir insansan lawful oluyorsun, kafanda kendi yasalarini yaratiyorsan veya yasa masa tanimiyorsan chaotic. Neutral da ikisinin ortasi.

Ikinci kisim ise seytana uyma durumun, o da good, neutral, evil olarak ayriliyor. Melaike gibi insansan good oluyorsun, seytan gibiysen evil, arasi deresi neutral gibi.

Chaotic neutral ornegini inceleyelim. Bu kisi bence en tehlikeli alignment'tandir. (Kisiden kisiye tercihler degisebilir). Hem chaotic, kafasina gore takiliyor. Aklina ne eserse onu yapiyor. Hem de neutral, yani aklina iyilik mi kotuluk mu esecek, o da belli degil. Artik yatagin ne tarafindan kalkarsa. Esref saatine gelirsen iyilik yapar, uykusunu alamazsa kotuluk.

Ek olarak, insanlarin genel bir alignment'i olsa da iyi-kotu zamanlarinda baska alingment'lara da kayabilir. Ornegin chaotic good birinin tepesinin tasini attirinca kisa bir surelik chaotic neutral'a kayabilir ya da uysal gununde neutral good olabilir. Ama cilginca da sapmaz.

Baska bir ornek olarak, Joker cok net bir chaotic evil olarak gosterilebilir. Ya da Rahibe Teresa lawful good bir insan olabilir. Hem dinin yasalarinin disina cikmaz, hem de ona buna yardima kosturur.

D&D settinginde alignment denen şeyler bunlar. oynamak istediğiniz karakteri bunlara göre seçersiniz, storyteller da durumunuza göre ya roleplay için exp veriri ya da alignment değiştirir.
misal sadece lawful good karakterler paladin sınıfını seçebilir oyun içinde lawful good kalıplarına aykırı bir şey yaptığınız zaman paladinlik düşer gibi gibi. genelde karakterler seçtiği deity yönünde alignment seçer (her zaman değil) cleric gibi sınıflarda deity'ye göre de büyü alırsın fln fıstık.
buyursunlar en.wikipedia.org

:)
fantastik rol yapma oyunlarinda karakter (ahlaki) yonelimleri vardir.
karakterinizin nasil bir kisiligi olacagini bu yonelimler (alignment) belirler.
ornegin bir lawful good'dan cinayet islemesini bekleyemezsiniz, karakterine terstir (karsisina cok cok kotu bir karakter cikmadikca :)).

good, evil ve neutral olarak ana hatlari ile uce ayrilir, iyi kötü ve tarafsiz olarak cevirebiliriz.
neutral bir karakter genelde taraf secmez, isine geldigi gibi davranir.
iyi ve kotu karakterler bazi kodlara/yasalara bagli olabilir (lawful good/evil)
ya da kural tanimaksizin iyi ya da kotu olabilirler (chaotic good/evil)

chaotic good'lar, iyi olmalarina ragmen "evil" karakterlere kotu seyler yapabilir >:)
ornegin dexter... ya da v for vendetta.
chaotic evil icin joker guzel bir ornek evet.
darth vader lawful evil sayilabilir.
daha fazla ayrinti icin su linke bakabilirsin

frpevreni.tr.gg

Lawful - Neutral - Chaotic ekseni, karakterin yasalara karşı olan tutumunu gösteriyor.
Good - Neutral - Evil ekseni, karakterlerin iyi adam mı kötü adam mı olduklarını tanımlıyor.

Örnek vermek gerekirse; ışıd elemanları tam olarak Lawful Evil'dır. Kendilerine göre bi düzenleri vardır ve belli kurallar doğrultusunda kafa keserler.

Lawful Good ise yasaları sayar seven iyi karakterlerdir. Supermen bunun için güzel bi örnektir. Yakaladığı kötü adamları polise teslim eder. Düzenin adamıdır. Çarkın parçasıdır.

Chaotic karakterler bildiğin anarşiklerdir. Düzenin bozulmasını isterler. İzlediysen V for Vendetta'daki V 'Chaotic Good'dur. Adam kaos ortamı istiyor ama bunu toplumun daha iyi bi noktaya gelmesi için istiyor.

'Chaotic Evil'lar düzene karşıdır, düzeni bozmak için de şiddete başvurur. Gider bomba patlatır, kaos ortamından nemalanır.

Cok anlamam ama en kıl olunanın kaotik notral oldugunu biliyorum :))

@tolkienci düstur varsa lawful olur. karakterin takip ettiği yazılı ya da sözlü kurallardan oluşan yol varsa kaotik olmaz. bu anlamda chaotic good, formülleri kodları kalıpları olamayan good olur. misal söz konusu "greater good" olduğunda yasaları fln tanımayan ya da bürokratik engelleri takmayan karakterdir. bir de dnd'ye göre değerlendirme yaparken setting dışı örneklerin genelde bi tarafı açıkta kalır. çünkü iyi kötü ikililiği çoğu kurmaca ya da gerçek karaktere oturmaz. ayrıca bence a. supertramp true neutural'e daha yakın bir karakteridir. V de açık bir biçimde "good" olarak tanımlayabileceğimiz bir karakter değil. ha o zaman kim olur dersen iyi ve kötünün çok daha belirgin olduğu yapıtlara bakalım derim. misal qui gon jin ya da anakin skywalker (vader öncesi) chaotic good kalıbına daha rahat oturur gibi. bu iki karakter de jedi ama kuralların etrafından dolaşmak gibi huyları var fln işte.

ekleme: aa han solo var. luke ile takılmaya başladıktan sonra chaotic good 'a tam oturuyor gibi değil mi?

Ben buradan çok feci şeyler anladım yalnız:

Bazıları deyimse ve yanlıs cevirirsem düzeltirler zaten, birebir çevirisi doğru olmayabilir:


Hayatı namına bıçağını çekecek ve testislerini keserek, en önemsiz kobay faresinin bile intikamını alacak, ayrılan (testisten bahsediyor), yarın sabah evcil hayvanınızı besleyebileceğiniz bir metal kabın içinde son bulur.

Burada pan ile anlattığı belki 2 testis olabilir texti bilmek lazım , bir testis kapta diğerinin yanına gidiyor gibi :D

valla tam anlamadım ama sanırım abla bıçağını almış, kısırlaştırmış, sonra bi lab sıçanının intikam durumu oluşmuş ki burasını anlamadım ben. orayı anlamayınca discarded ile kısırlaşan pipimi, kendisimi (yorgunluk anlamında) yoksa bıçak mı ıskartaya çıkmış orayıda anlamadım ama cümlenin devamına göre düşünürsem, işlemden sonra bıçak ıskartaya çıkmış, bileyleme işlemi bittikten sonra da yarın sabah hayvanınızı besleyebilirsiniz diyor.

ama benim çeviriyi bilal bile anlamaz sanırım. sanırım ingilizce bilmiyormuşum skjdfhsf

edit: neferkitty pal için toşbik demiş ama bildiğim kadarıyla pal blade anlamında kullanımı var. bilemedim ya.. ne pis textmiş..

ingilizce dersi veren varsa yeşillendirsin sşldkfj

yok ben pal'ı hiç katmadım aslında pal arkadaş demekmiş. o yüzden texti bilmek lazım o kapta ilk testis ikincinin yanına gidiyorsa da belki ''küçük arkadaşının'' yanına gidiyor olabilir ya da fare de olabilir ne anlattığını bilmiyorum her şey olabilir :P

www.thefreedictionary.com

bir de lesmisarebles uyardı: testisleri kesmek değilmiş, komple kökten kesiyormuş ''iğdiş etmek'' olarak geçiyormuş.

yazının tamamının şu olduğunu varsayarak:
billyodman.tumblr.com

ilk paragrafta şöyle diyerek başlıyor:
"substitutes for human love; less risky than a human relationship, and when the “affair” is over you can always put your pet to sleep."

daha sonra böyle giydiriyor:
"so the prettiest and most appealing pets are fed and pampered in return for companionship and obedience. where have we heard that story before? the miss world contests? the pretty docile pets of male sexist fantasy."

ve kadını yazı boyunca 'pet' olarak tanımlıyor.

Sonuç kısmının tam hali de şöyle:
"in the meantime do not be surprised if the rest of us rise up and turn against you. we can invoke nightmares of revenge worse than you can imagine. and the woman may rise up who will have her knife. and in the name of life she will take up her knife, and, castrating, will avenge even the least laboratory rat that, discarded, ends up in the tin of pal you may feed your pet tomorrow morning."

özet olarak kadınların yapabilceklerinden korkun, alimallah bi gecede hepinizin çükünü keseriz sonra sabah kalktığınızda yanınızdaki kadını (pet) 'besleyemezsiniz' diyor.

yaşam adına çekecek emaneti iğdiş edecek adaleti oraya kadar sıkıntı yok da
acaba "en küçük lab faresinin bile intikamını alacak" mı yoksa
"dostun kafesine atılmış ve orada nihayete erecek en küçük lab faresinin intikamını alacak" mı?

ya da şöyle bir şey mi?
kadın kişi bıçağı çeker ve küçük farenin bile intikamını almak üzere erkeği iğdiş eder
bu aktiviteden sonra elde kalanları da evcil hayvan olan dostun kafesine atarak kahvaltı olarak sunar...

anlamadım işte :D

yani özetle diyor ki, çekerim emaneti keserim adaleti :D

@arch yazının tamamı kadını pet olarak tanımlamıyor. erkek hegemonyasında hayvanların ve kadınların benzer konumda olduğundan bahsediyor. arada fark var. metafor yok yani :D

Direk metafor var.
"you may feed your pet tomorrow morning" diyerek evindeki kediyi beslemekten bahsetmiyor, anlatmak istediği kadın(pet) *metafor*, ilişkiye girmek(feed) *metafor*

değil yav metafor yok :D bak ben metnin tamamımın aşağı yukarı üç yaklaşık çevirisini atayım.
İnsan sevgisinin ikameleri… (evcil hayvandan bahsediyor)
İnsan ilişkilerinden daha risksiz.
Ve ilişkinin bittiği zaman evcil hayvanını uyutabilirsin.
Bir çıkar ilişkisi.
Egemen türlerin çıkarı.
Yakala, evcilleştir, imha et.
Hayvanların sömürüldüğü laboratuar deneylerinin yanı sıra birbirimize yabancılaşmamızdan çıkar sağlayan evcil hayvan ve mama endüstrisi muazzam.
Hayvanların kendi yoksunluklarımız, sevgiye olan ihtiyacımız için, fiziksel temas için ve kontrol etmek için duygusallaştırılması…
En güzel ve en sevimli hayvanlar dostlukları ve itaatkarlıkları karşılığında beslenir ve pohpohlanır. Bu hikayeyi daha önce nerede duyduk?
Güzellik yarışmalarında? (metafor yok ortaklık kuruyor)
Eril seks fantezilerinin uysal evcil hayvanları.
Yakala, evcilleştir, imha et.
Her yıl bir genç kadın. Her yedi yılda bir sıkılan erkeğe yeni bir eş.
Güzel Yahudi kadınlarını toplama kamplarındaki genelevlere seçen Naziler… Yaşlı ve çirkinleri öldürdüler. Bedenlerini sabun ve abajur yapmak ve hatta bekçi köpeklerini doyurmak için kullandılar.
İkinci dünya savaşında küçük bir kız çocuğuydum. Bütün erkekler askerdi. Neredeyse aynı olan haki üniformaları ile hangilerinin bizden hangilerinin düşman olduğunu ayırt edemezdim. Geri dönmek üzere memleketine gelen askerlerden bazıları ön cephelerdeki savaşlarını, kadınların ve tıpkı kadınlar gibi kullanılan eşeklerin yan yana sunulduğu Port Said genelevleri hikâyeleri ile karıştırarak anlatırdı. Daha fazla heyecan ve zevk. Bu hikâyeler anlatılırken karşılaştığım baştan çıkmış bakışlar ve kahkahaları anlayamadım. Korkmuştum. Hala da korkuyorum.
Ve tabii militarizmin maço ahlakı, erlerin eşcinsel ilişkiye yönlenmesindense bu genelevleri onayladı. Askeri rejimler, erlerin arasında oluşabilecek bir aşktan ölesiye korkar. Ama mermiler erkeğin etini deler geçer ve onun ne kadar da hassas olduğunu ortaya çıkarır. Neredeyse bir kadınınki kadar narin. Neredeyse bir kadınınki kadar hassas. Bu olasılığı kabul etmeye cesaret edemezler.
Dinleyin: Cellatlar erkeklerdir. Üstün ırk… İdareciler… İşkenceciler… Et imalatçıları…
Bir düşünün; (yazar burada erkeğe seslemiş)
Yaşayan bütün canlılara tecavüz edip onları yağmaladınız.
Gençleri izlerinizi takip etmesi için yetiştirdiniz.
Bıçaklarınızı bırakıp onun yerine kendi bedenlerinizin en korumasız yerini alın… kırılgan penisinizi.
Erkeğin erkeğe olan sevgisinin değerini anlayın.
Genç ve doğurgan kadınların bedenlerine girmeden önce kendi genital inizin hassasiyetini öğrenin.
Önce gebelikten korunmanın gizemini öğren.
Sev ve saygı duy.
Bu sırada kalanlarımız sana karşı ayaklanırsa şaşırma.
Tahmin edebileceğinden çok daha kötü intikam kâbusları görmeni sağlayabiliriz.
Bıçağını alan kadın isyan edebilir.

ok

hesabın varsa redditte sor anında cevap gelir, yoksa senin için ben de sorabilirim.

ama işte sonunu anlamadım. en heyecanlı yeriydi halbüsü :/

@nefer reddit'i geçenlerde kapattım (olaylar fln vardı) bir daha da girmeyeceğim dedim. sen de bu cümle için fazladan emek harcama. soruyu yanıtlayan herkes aynı şeyi anlamış gibi görünüyor. aksi belirtilene kadar bunu geçerli kabul edeyim.

Belki uygun bir yer bulabilirsin:
tr.airbnb.com

kartdor'un cheesecake'lisi yok mu, abov. tek oturuşta bütün kutuyu patlatırım affetmem.

geçen yaz cornetto chocolate disc'ti
bir önceki yaz nogger
bu yaz magnum beyaz

algida nogger ve cornetto alıyorum en çok.

magnum tiramisu

vienetta ve kesi vardı (kestaneli) zamanında. artık yoklar. ölebilirdim onlar için.

başlığa bakıp tam yaşar usta diyecektim ki hevesim kursağımda kaldı :)

yaşar ustanın olmadığı yerde: www.sanalmarket.com.tr
o da yoksa: www.sanalmarket.com.tr

ama bir algida değil..mc donalds dondurması gibi yaptılar artık saolsunlar :(

magnum creme bürüle & winner

Bir dondurma gurusu olarak algida ve cartedor'a bokum gibi diyorum. Bildiğin margarinli krem şanti, çok yokluktaysam magnum tiramisu falan alıyorum ama pişman oluyorum.
Lera fresca ve Mövenpick kutulu dondurmalarından alıyorum genelde.
Haagen dazs vardı ama bu sene getiren yok, kalbimi kırdılar mailler bile attım küstüm diye ;(
Ben&Jerry's zaten gideli baya oldu, o da kalbimi kırmıştı.

Eğer o gün çok zenginsem gidip Cremeria Milano, Dondurmacci'dan falan kiloluk alıyorum.
Geçen gün de kanyon'da en alt katta stand olarak bir dondurmacı açılmış onu denedim fena değildi.

kaymaklı ekmek kadayıflı carte d'or

Eşğili dondurmalar , limon, vişne gibi. bi de algida veya bu piyasadaki kutulu zerzevatlardan değil, işi dondurma olan sokak tükancı amcalardan olacak

Buz parmak

bademli magnum

Kızılaydan koleje doğru inerken solda zeki kırtasiye vardı, hala var mı bilemiyorum ama oraya bakılabilir,
Bir de üniversitelerin mimarlık fakültelerinin olduğu yerlere yakın olan kırtasiyelerde vardır bence,
Olgunların oradaki kırtasiyelerde bulunabilir bir ihtimal,
Hacettepe nin beytepe kampüsünde kukla diye bir kırtasiye var, orada onlarca rengi var, belki okuyan bi tanıdığınız varsa alabilir sizin için,

kızılay - karanfil sokak gür kırtasiye

Office 1 Superstorelarda bulabilirsin.
www.google.co.uk

karanfil sokak galeri ekin 1.katta

Office1superstore, tomar tomar satiyor. tek tek satanini gormedim. Armada ve panorada... armadada kartonlar var ama kagit da satiliyor mu renkli gormedim mesela hic hatirlamiyorum, panora subesinde olmadigni biliyorum yeni sordum.

bu mevsimde kavunun tadı yok az önce yedim ot gibi, boşver uğraşma

sicimle kesilir sanırsam.

valla firlat bi yere, yarilsin biraz. sonra elinle ac. ne bilim mundar da edebilirsin :)

tornavida ile ikiye bol. ortasindan elinle ye. sonra elinle yikarsin.

karpuzu madeni para ile kesiyorlar bir videoda görmüştüm.
ne kadar hijyenik ve mantıklı orası tartışılır :d

www.youtube.com

abi o kadar canın çektiyse bıçak yokmuş falan dinleme yani. ısıra ısıra kabuğunu soyarım,olmadı bir yerden atarım,ne bileyim çıkartırım atm kartıyla keserim bi şekilde yerim ben onu öyle aciz bir durumda olsam :D

@feodal arabistan'dayım belki burada mevsimi gelmiştir çok güzel görünüyor.

@ermanen fırlatacak bi tezgah masa da yok ki

@scent öyle laylon ip falan da yok

@sl78 maket bıçağı var o da paslanmış tamamen

Kavunu gittim aldım atm kartı veya tornavidayla dalıcam galiba artık

dislerinle yar, elinle ac, hanzo style ye kimse gormeden

vur yere kır yav, içindeki mağara adamını ortaya çıkar.

maket bıçağıyla kabuğundan bi parça kes. o parçayla maket bıçağını temizle bastıra bastıra. sonra kavunu büyük parçalar halinde kesip ye.

taş motoru. net.

anahtar

Naptin, yedin mi?

bence zararlı.

canlı öldüren bir şey sonuçta. zararlı olmaması mümkün değildir.

bunlar da bulduğum kişisel görüş olmayan cevaplar:
www.zaman.com.tr

"Bu maddenin sadece davranış değişikliğine sebep olan basit bir kimyasal bileşim olmadığını, aynı zamanda merkezi sinir sistemi için çok önemli olan asetilkolinesteraz adlı bir enzimi engellediğini de tespit ettik"

duyuruda da biri şöyle bir cevap vermiş benzer bir soruya:
"gecen discovery'de izledim. bir hatun iyi bir uni. ogrencisiyken manyiyor. fiziksel, ruhsal suruyle tetkikler, derken sizofreni baslangici diyorlar. ilac kullaniyor ama onlar da ise yaramiyor. sonrs sonra bir doktor sikayetlerinin temelinin bir olaya dayandigini anliyor. o da su: dogumgunu civari kedisinden, ev pirelenmis ve bunun icin evi ilacliyor. sanirim kokusuz olanlardan bir de. neyse normalden daha cok ilac kullanmis, odayi havalandirsa da hatunun sinir sistemini etkilemis." www.eksiduyuru.com

yani kısaca sinir sistemine zararı varmış.

sineklere zararlı

ikisi de ruh hastası.

espriyi anlamak için (bkz: yiğit özgür) külliyatını oturup incelemek gerekiyor. çünkü bu karikatürdeki espri karikatürde yer alan karakterlerin absürdlüğünü idrak ederseniz anlamlı oluyor. bu absürdlüğü de yiğit özgür'ün yarattığı karikatür dünyasına biraz aşina olarak anlayabilirsiniz diye düşünmekteyim.

karikatürde geçen diyaloğun gerçekte olduğunu düşün. ben düşünüp gülüyorum. ruh hastaları :)

www.youtube.com

gameofthrones.wikia.com

tek tek bakman gerekecek :D

hocam jenerik müziği vermişsin sen.

www.youtube.com
buna benziyor

eğer metabolik bir bozukluk yoksa kesinlikle zayıflar.
Sabırlı olmak ve bol su içmek lazım.

Elbette edebilir. Fakat şekere ve rafine gıdalara da mesafe koymalı. Kaliteli protein ve yağlar da alınırsa iki haftada sonuçlara şaşırabilirsiniz. Test edildi, işe yarıyor.

Bittabii. Ilk baslarda kilo kolay gider. Bu tempoyla ayda 8-10 kilo verir rahat. (Tiroitte problem varsa kilo vermesinin imkani yok bu arada)

tempolu yürürken 2-3 dakikada hızlı koşarsan işe yarıyor. denedim oldu. 15 günde 5 kilo vermiştim. Gelir gelmez suya abanıyodum. Suya abanınca çok az yiyordum. Boğaza dikkat etmeye başlıyorsun.

metabolizmik etmenler onemli tabi ama bence gayette verilebilir. kendimden ornek vereyim haftada 4-5 gun tempolu yuruyus ve aksamlari yememe dikkat ederek 50 gunde 98.6 dan 90 a dustum yakin zamanda. hatta 94 civarlarindayken yeme duzenini gevsetmeme ragmen vermeye devam ettim. 122 kilo olan biri daha hizli verebilir. yuruyusle beraber vucut calismayi hizlandiriyor.

çok rahat verilir.

bu şekilde 25 kilo verdim ama asla yeme düzenini bozmaması gerekli çok sıkı bir şekilde programa uymalı

'Call of Duty Complete Zombies Experience' diye bundle yapmış steam.
store.steampowered.com

İçlerinden şu 2 DLC güzel olabilir.
Rezurrection Content Pack (DLC) - store.steampowered.com
Call of Duty®: Black Ops II - Nuketown Zombies Map (DLC) - store.steampowered.com

takipteyim, ben de böyle bir oyun arıyorum.

tam senin tariflerine uymuyor ama bence en iyi zombi survival oyunu project zomboid.

archmage mahmu, hocam survival olması 1. öncelik. yani hiçbi şeyimiz olmadan başlayacağız ve free world olacak.

store.steampowered.com

Benzer oyun arayanlar için bunu buldum. İnceliyorum şu an. Çok güzel gözüküyor.

store.steampowered.com

dediğiniz gibi survival ve sandbox ancak oyunda zombi yok. pvp ve arada sırada kurtlar saldırıyor. steamdeki "very positive" kullanıcı yorumlarına aldanıp aldım. bir iki kere oynadım ama tek başıma pek sarmadı ve harita gereksiz büyük. yinede tavsiye ederim, arada açıp oynanılabilir.

killing floor

l4d2 gayet keyifli oluyor multide.

eyvallah hocam, yukarıda da şöyle yazmıştım, "l4d2, payday, cs:go, cod serisi, dying light oynandı, doyuma ulaşıldı."

öhm. tabii okumayınca adam gibi... aralarında kaldın falan sanmıştım. öhm. özür dilerim.

fps'nin doyumu mu olurmuş...
(bkz: doymadım doyamadım sevmelere seni ben)

the forest iyidir. survival falan akar gider.

don't starve together, 6 kişiye kadar oluyor.

h1z1 ben beğenmedim hiç.

ben de don't starve demeye geldim. ilk çıktığında ay bu multiplayer sabahlara kadar oynanığğğğrrr diye genç kız gibi sevinmiştim. hey gidi hey.

Alien Swarm - Ücretsiz
store.steampowered.com

niye boş iş olsun canım, yapın tabii ki.

özelden link atarsan, uzman yorumu iletebilirim.

Haftada en azından 2 tane çevirip blogunuza koyabilirseniz, biraz da uzman desteğiyle güzel bir ek işe bile dönüşebilir. Yabana atmayın derim.

adwords getirisi olur niye öyle diyon, hemen olmaz ama olur yani

(bkz: yapma demiyorum hobi olarak yine yap)

olmaz.

Halihazırda bütün evlere kablosuz olarak televizyon yayını geliyor zaten. Mevcut televizyon vericileri nasıl bir radyasyon yayıyorsa bu da öyle olacaktır.

maç boyunca baz istasyonun dibinde kalmış kadar olursunuz. telefon sinyali gibi düşünürsek 2 saatlik maç boyunca çok da zararlı olmaz.

Radyasyona neden olur çünkü zaten radyasyon kelime anlamı itibariyle kablosuz iletişimin temel mantığı. Genel anlamda bu tür yayınlar belirli bir frekans aralığında yapılmakta (Wifi-> ISM bandı). Genel formül olarak alınan enerji:
Pr=Pt*Gt*Gr*(lambda/4*pi*d0)^2*(d0/d)^x
Pt:transfer edilen enerji
Gt:Transfer eden antenin kazancı
Gr:Alıcı antenin kazancı
lambda:Dalga boyu
d0:kritik mesafe (Modellemeye göre değişir)
d:mesafe
x:ortama göre değişen kayıp (kapalı ortamlarda 2 ile 6 arasında değişmekte)

Deneysel olarak çoğu sistemde çok büyük kayıplar yaşanmakta. Örnek vermek gerekirse 60dB'lik bir kayıp 10^6 kat alınan gücün az olması demek. Bu yüzden ışınım genelde alıcı üzerinden değil verici üzerinden insanı tehdit etmekte. Ama insanlar yeni teknolojiler ile (5G gibi) tek bir anten yapısından çoklu anten yapısına geçerek evdeki odalarımıza kadar girecek baz istasyonu kurmanın peşinde. Böylece yüksek mesafelerden dolayı kayıplar daha aza indirgenip verici gücü düşürülebilecek. Buradaki sistemde de büyük ihtimal farklı access pointler üzerinden tüm stada yayın yapılabilecek.

Soruya temel teori üzerinden giderek cevap vermeye çalıştım. Umarım anlaşılır olmuştur.

Yazmayı unutmuşum, bahsettiğim çoklu anten yapısı için (bkz: mimo )

her şehrin belli bölgeleri tehlikelidir,
genel olarak turistik olan kalabalık yerlerde bi sıkıntı yaşamadık, sadece parisin bir bölgesine tehlikeli olduğunu bilmeden gittik ama büyük bir sıkıntı yaşamadık.

atina'da omonoia sıkıntılı bölgedir.

Benim basima bir sey gelmedi ama Barcelona ve Roma'da hirsizlik yaygin diyorlar.

marsilya'nın methini çok duydum bu konuda.

roma termini geceleri istanbul'un haşin sokaklarını aratmıyor, 2 arkadaşım soyuldu.
marsilya dilenciyi dilenciye dilenirken gördüm, çantamı kaptırdım istasyon'da.
napoli de pek tekin görünmedi ama sorun yaşamadım.
barcelona'da sürekli hırsızlık olayları duydum, hostel'de kaldım macbook'um çalındı, bankada yattım bir şey olmadı.

Napoli / italya

polonya için de hırsızlık çok oluyor diyorlardı ama altı ay kaldım bir sorun yaşamadım hiç. biraz da şans galiba.

marsilya +1

Roma termini'de bi hostelde kaldim, hava karardiktan sonra disari cikip bi dolasayim dememle hostele geri donmem bir oldu.

2 kere denmiş de bana yetmedi. Roma Termini'de ben de bi hostelde kaldım. Siz kalmayın. Ya da bunu bilerek kalın yani. Başıma bi şey gelmedi ama gelse orada gelirdi.

VARŞOVA>>>praga bölgesi.

LODZ>>>>> Baluty bölgesi

_______________________
NAPOLİ>>>>her yer.


Riga>>>>lokal publar. (Erkeklere iş atan kızlar avı yakalayınca son anda para istiyormuş)

formula 1
ek, yardımcı olabilir:
(bkz: formula 1 pilotu olacaklara tavsiyeler)

tıbbi mümessillik. babamın işi bayağı serbestti, kafasına göre geziyodu.

başka?

santiye kontrolü yapan insaat mühendisleri

X yayincilik dukkanlarinda da oluyor. calismalari reprezantlar gibi. okul okul dolasip is bagliyorlar

Satış, pazarlama odaklı şirketlerin hepsinde araba verip git sahada çalış derler.

pazarlama

Biz santiyede focus verip git calis diyoruz. Araba standart.

pazarlamadan ziyade satış

hızlı tüketim sektöründe sıcak satış veya soğuk satış yapılan pozisyonlar. örneğin sigara, alkol, kola, abur cubur firmaları vb.

Otomasyon firmalarında sahada çalışırsan verirler genelde.

digital oyun mu yoksa bowling vb gibi mi

ahahah swap

(bkz: böbrek.avi)

Ya şunlar ":)" çok kıllandırıcı. Gamer çift olsam bi' temkinli yaklaşırdım açıkçası. açsdlkaşsld

geymır ney lan.

Ahahahaha +1 @ay nov kung fu

3 ihtimal var.

1- Bu ikisi swinger çift.
2- Gay çift.
3- Böbrek.avi
4- Gerçekten oyun oynamak istiyor.

evet hala 3 ihtimal var.

30 yasında smıley kullanmakta ne sakınca var anlayamadım ama gercekten oyun arkadası arıyoruz cunku arkadaslarla oynayınca daha zevklı oluyo, wow, gw2 gıbı oyunlar. Ilgılenenler mesaj atsın lutfen

neden bilmiyorum ama ben de gülücüğe odaklandım

gayet normal değilmi bu?araba yokuş aşağı inerken kendiliğinden devirleniyor hızlandığı için. gaz kesmiyor değildir gazı sen bırak gaza basmayı keser zaten.

@lprytk ayagimi gazdan cekiyorum. fakat motor bagirmaya devam ediyor. gaz kesmiyor dedigim bu.

D1 le inmeyi dene.

işte benimde demeye çalıştığım araba viteste olduğu için yokuş aşağıda hızlandığı için bağırması normal.araba gaz almadan kendi momentumuyla devam ediyor yokuş aşağı olduğu içinde hız kazanıyor arabada viteste olduğu için devir artıyor.

Son derece normal?

Tesekkurler. Daha onceki arabamda (chrysler) boyle bir sey yasamadim ondan killandim. Biraz garip bir vites geriye kaciyor yokusta filan. alismaya calisiyorum.

chrysler'in de otomatigini mi kullanmistin?tavsiye eder misin?

ses normal, aşağıya doğru inerken hızlanıyor ve vites düşük olduğu için bağırıyor. geri kaydırmasının sebebi de arabanız tam otomatik değil, triptonic vites dedikleri. yarı otomatik yani.

@winston evet o da otomatikti. sordugun ozellikle vites ise vites acisindan bir problem yasamadim. rahatti baya. ama 1.6 benzinli idi onun da etkisi vardir bu rahatlikta. Bir de abd'de kullandim. orda olsa tavsiye ederdim ama turkiye'de bilemem servisini filan.

Bir Dsg kullanıcısı olarak bence de normal.

civic kullanicisiyim. yokus asagi inerken 1400 devir civarina dusuyor. motor bagirmasi gibi bir durum yok. frenlemezsem surat artiyor gitgide. frenleyince de devir degismiyor gaza basmadikca.
bir onceki aracim accord idi. o da yokus asagi giderken 800-900 devir civarina dusuyordu.
iki arac da tam otomatik.

(bkz: motor freni)

manuel olarak vites arttırabilirsin. yokuş biterken de manuel olarak vites düşürüp motor freni ile yavaşlarsın. yani ben manuel vitesli arabada böyle yapıyorum yoksa devir artıyor normal olarak vites yükseltmeyince.