kuyumcudan kese iste :)

caps koymadığın için normal kulakiçi kulaklık olarak farz ediyorum. onun için şunu öneriyorum

(git: www.ebay.com )

ben almıştım gerçekten iyi idare ediyor zaten ucuz.

yumuşak kese değil de volkanaydın'ın paylaştığı tipte sert saklama çantalarını tavsiye et. kulaklık dediğin havadan nem kapıp bozulmayı sever.

para verip aldım diye demiyorum, kullandıklarım içinde en iyisi bana göre poweramp. ilave bir olaya gerek duymadım henüz.

Kapak, tag indirmesi önemli değil. Şarkı sözlerine kadar düzenliyorum müzik arşivimi zaten. Kullananlar çok seviyor. Bariz fark alamadığımdan soruyorum. Sadece arayüz değil di mi olay?

güçlü bi ekolayzırı var. olayı ne arayüz ne de kapaktı şarkı sözüydü bilmem neydi. pek görsel de sayılmaz, sade. ben ilk denediğimde bildiğim şarkıları bir de powerample dinleyeyim dedirtmişti.

olayın arayüz kapak felansa n7 de deneyebilirsin.

srt dosyasını bilgisayarda notepad ile açıp "kodlama: ANSI" biçiminde kaydetmeyi denediniz mi?

değiştiremezsin. TV'in türkçe karakterleri desteklemiyor. O yüzden pc'de önce altyazıyı filme gömüceksin ondan sonra flash'a atıcaksın. Boyutunu falan iyi ayarlamaya çalış. Ve gömmeden önce filmin yedeğini kopyala nolur nolmaz.

Gommek icin de mkvmerge isimli sahane programi kullanabilirsin.

altyazı ayarlarından dili türkçe yaparsan sorun çözülür eğer destekliyorsa. örneğin bendeki samsung tv de altyazı ayarlarına girince 'şifreleme' diye bir şey çıkıyor, türkçe seçeneğini seçince karakterler düzeliyor. olmuyorsa söylendiği gibi altyazıyı filme gömmeyi deneyebilirsin.

hayır dostum gömme mkvmerge falan değil televizyonun türkçeyi mutlaka destekliyordur menüleri ayarları iyice bi karıştır. altyazı veya video ayarlarından karakter ayarları var latince krilce türkçe falan ordan türkçeyi seçeceksin. fullhd filmleri dizileri senelerce salak gibi karakterle izledim ordan biliyorum

lg ise tv ; ayarlarda kaynak kodu yazar. oradan degistirebilirsin.

benim seg tv'de bile ayarlardan altyazı dilini türkçe yapınca sorun çözülüyor.

@mosquera evet televizyon samsung smart ama alt yazı dili seçeneğinde sadece terih edilen yazıyor dil seçemiyorum. biraz daha karıştırayım menüyü ama şu an gömmek en mantıklısı gibi gözüküyor.

ARKADAŞLAR SORUN ÇÖZÜLDÜ!! Menüden altyazının ayarlarından değil direk dil seçeneğinden birincil altyazıyı değiştirmem gerekiyormuş. Cevaplarınız için çok teşekkürler..

ramadan yanıp kavrulmak demek değil mi Arapçada?

İbadetlerin amacı yoktur, tanrı istiyor diye yaparsın veya yapmazsın. Namaz kılmanın ne gibi bir amacı var? Tek bir amacı var o da tanrıya ibadet etmek. Başka da bir olayı yok. Oruç da öyle. Yoksulları anlama falan hikâye.

oruç ibadetinin amacı yoksulların halini anlamayı hedeflemek değil. kim uydurduysa epey bir milleti kandırmış

şeker bayramı tartışması da vardı bence ismi güzel sıkıntı yok fakt bu ramazan olayı fakirleri anlamak kısmı almaya yenilince biz de yenilmiş sayıldık gibi ilkoul seviyesinde bi bilgi

bayramın adı iydi fıtır fitre /fitra bu ayda veriliyo bedenin yaradılışın karşılığı şükür amaçlı bi ibadet yani derin konu ac kalmak ya da kalmamk değil değişik tabii saçmaladım anlatamadım ama bu eksende olaylar

Rasyonel düşünce ile dini özellikle ibadetleri açıklayamazsın, neden sorusuna cevap bulamazsın, i was made for you'nun dediği gibi bulmaman da gerekiyor zaten. sadece din istedi diye yapabilmelisin.
illa illa cevap: nefisine hakim oluyorsun işte.

nefsi terbiye etmek olabilir, yani susayınca acaba su içme dürtüsüne karşı gelebilip nefsini yenecek misin diye olabilir.
Not: oruç tutmuyorum ben.

Ben de geçen gün düşündüm acaba neden tutuyoruz diye. Bir anda aklıma nefis terbiyesi geldi. Bir insan acıkmaktan daha çabuk susayacağı için oruç daha zor oluyor su içmediğimiz zaman.

fakirleri anlamakla ilgisi yok orucun. bedensel ihtiyaçların önemsizliğini, önemli olanın ruh olduğunu deneyimlemek için geçen bir süre işte.

Yoksulların halinden anlamaktan ziyade iradeyi güçlendirmek gibi bir şey. Dinin zaten genel konsepti sana bir yaşayış biçimi sunar ve bunları hayatına tamamen enjekte etmeni bekler netice olarak nefse hükmetmek asıl amaç.

Bence daha çok sahip olduklarının değerini anlamakla ilgili. Yani 18 saat aç susuz kaldıktan sonra günlük hayatınızda fark etmeden içip geçtiğiniz suyun ne kadar güzel bir şey olduğunu anlıyorsunuz muhtemelen. Açken yediğiniz bir yemeğin daha lezzetli gelmesi gibi.
Bir de olayın dünyevi zevklerden uzaklaşma boyutu var ki ramazanda normalde yediğinin iki katı yemek yiyen insanları bu sebepten anlamıyorum.
Ayrıca ibadetlerin mantıklı açıklaması yoktur/olmak zorunda değildir. Evet.

not: oruç tutmuyorum.

Sen görmüyorsun diye susuzluk denen şey yaşanmıyor mu? Ne saçma bi insansın. Oruç tutma bence.

Not : Oruç tutmuyorum.

birincil güdüleri kısıtlayarak bir nevi irade testi aynı zamanda. su-yemek-seks

genel yargılardan biri daha.
orucun amaçlarından biridir fakirleri anlamak, yani salt fakirler için yapılan ibadet değil. allah, "belli bir vakte kadar yemeni ve içmeni kısıtla benim için" diyor ve yapıyoruz.
ama nedense, yine sadece belli bir güruhun sanrısı ikide bir ısıtılıp ısıtılıp önümüze getiriliyor: oruç tamamen fakirler için tutuluyor. öyle bir şey yok.

ki fakirleri anlamak için değil bizzat onlara aktif olarak yardımcı olmamız için bir sürü görevler var: zekat, sadaka, infak...
oruç sadece bunun manevi boyutlarından biri. yani evet, fakirleri anlamak içindir de ama tamamen fakirleri anlamak için değil.
islam'ı bilen ve gerçekten yaşayan biri "oruç fakirler için tutuluyor" demez.

kuranda oruc tutun yoksullarin halinden anlayin ya da son gunlerde cok cikiyor oruc kanseri yeniyor falan boyle seyler yazmaz. bunlar insan oglunun ibadetlerine ihtiyac varmis gibi kilif uydurmalari.

not: ben de tutuyorum
allah kabul etsin oruclarini.

İnsan vücudunda düzenli dehidrasyonun en büyük belirtilerinden biri, su kaybına bağlı beyin küçülmesi. Evet şaka gibi duruyor ama öyle, beynin çok çok küçük oranlarda da olsa resmen küçülmesine yol açıyor yani düzenli susuzluk.
Bu yüzden böyle bir şey istiyor olabilir bazı dinler.

Orucun amacı dünveyi zevklerden uzaklaşmak zaten. Istekleri dizginleyebilmek. Ruhu terbiye etmek.

Zaten dinin butun amaci genelde bu gibi maddi zevklerden arinip manevi dunyaya erismek.

yoksa fakirler de sevisebilir masturbasyon yapabilir onlar da yasak. Sadece fakirleri anlamak diyemeyiz buna yani. Ama icinde o da var.

Nacizane yorumumu yaptim.

biz sanıyoruz ki bizi yaşatan yemektir sudur, oruç tutarken kendimize ispatladığımız ve buna inancımıza dair sadakatimizi allaha göstermekte olduğumuz bir şey var: bizi yaşatan, hayy olan allah'tır; yaşatacağı varsa aç susuzken de yaşatabilir, canımızı alacağı varsa karnımız yok sırtımız pek bütün ihtimaller uzuun yıllar yaşayacağımızı gösterirken de canımızı alabilir.

@vyava ben dünyada hiç susuzluk yaşanmıyor demedim. Çevremizde fakir insanlar açlıktan can veriyorlar, susuzluktan değil.

Püsküüt.

ceviz içi

sandviç arasına salam domates ve kıvırcık koyarım biraz da peynir. oh tadından yenmiyor sonra

Doyurmak icin degil de, ekmrek arasi yemedigim icin, kuruyemis ve kuru meyve. Incir fevori

-sandviç.
-kraker, bisküvi vs.

kraker falan. üşenmezsem sandviç yapıyorum ama genelde üşeniyorum.

fistik ezmesiyle yapilmis sandvic
mars-snicker tarzi cikolata
ceviz-finfik-kuru uzum
bu tur seyler hem uzun sure tok tutuyor hem de enerji veriyor.

belki isinize yarar. blackwoodspress.com

şakşuka yap ekmeğin içine doldur folyoya sar. bir de karışık kuruyemiş.

ekmek arası bal ve helva karışımı. çok iyi enerji verir.

Çiğ badem, çiğ fındık.

minik termos bulundurursanız avantaj olabilir. yiyecek işi zevkinize kalmış. akıp kokmayacak ve iyi paketlenmiş her türlü gıda olabilir. içecek olayını su + yemekle içilecek meşrubat gibi düşünün.

ilk linkteki fotoğraf açılmıyor. ama mavinin aynısının bordosu ise ikisi de çok fena.

üçüncü de fena.

ama illa biri olsun diyosan 3.

abi ben kot şort sevmem pek. onun için ilk ikisi diyorum. hele ki göbeğin yoksa çok şık durur

3 en ıyı

hiç kot şort yoksa üç. Eğer varsa, uygun kemer kullanmak şartıyla bir. Mavi şortlara hiç ısınamadım.

Hiçbiri

2.nin rengi 1.nin tasarımı hoş. rengi mi tasarım mı kısımı sana kalmış ben kararsız kaldım

1 in laciverti.

herkese tek tek teşekkür ederim.

steam ile türkçe oldu diye oynadığım skyrim pc'yi iki kere göçertti, daha da steam açmaya korkar oldum :)

spider03tr

genelde l4d 2 ve cs source oynarım steamde...

Gel kaynaşalım :)

steamcommunity.com

amazon.co.uk 'den iki kitap ısmarladım, kitaplar 17 pound, shipping 12 pound. kitaplar malesef başka yerde yoktu.

ben de sadece amazon'dan aldım. kargosu üzüyor elbette.

amazon.de'de bolca ingilizce kitap var, kargosu da 6 euroydu en son. Oraya da bir bakabilirsiniz.

pandora'ya ısmarlayabiliyorsunuz, sonra bekliyorsunuz elbette:)

www.bookdepository.com 'da hala beleşmiş kargo, felsefenin tüm sorunlarını tekrardan çözmüş olmanın sevinciyle hepinizi teşekkür ^_^

aynı olması lazım. sadece bazı semboller pc'de görünmeyebilir.

Masaüstünde tweet sabitleme var, eskilerden birini en başa koyabiliyorsun. Bir de mention ve RT'ler için ayrı sekme var..

Cevaplar (mentionlar) twitterin yeni versiyonununda masaustunde direkt gozukmuyo, gordugunuz farklilik ondandir.

sağlam bir antivirüs kur once sonra geri kalanı kur.

nod32

ninite.com buradan standart programlari kur, adobe flash vs gibi. Bence olmazsa olmazlarin hepsini listelemisler.

crackli bir antivirüs kurmak asrın aptallığı olur, ona dikkat et. virüs programından virüs yeme.

araştırırsan çeşitli internet security programlarının 1 yıllık lisanslarının 15 lira civarına bulunabildiğini görürsün. bu tür bir lisans almanı öneririm.

aynı ürünü kılıfsız kampanya yakalayıp aynı satıcıdan aldım. üründen yana şikayetim yok. kılıfı çinden daha ucuza getirttim, gayet te güzel oldu.

kılıf bu, kahverengi. şık duruyor.

www.aliexpress.com

kendi mağazasından ucuza satıyor:)) kindleturkiye.com

ben de kindle'ı bunlardan almıştım, kılıfsız.. aynı kılıfı sonra ucuza bulmuştum ebay'den.

satıcı güvenilirdir, iki yıl garantisiyle satıyordu hatta.

edit: firmanın esas ünvanı demir elektronik

www.hizlial.com

@no avalon kindle'nin kendi mağazası yok (amazon), o site de n11 'den farksız.

@edip'cim, n11.com ayni gittigidiyor mantiginda... dukkan aciyorsun oraya. demir elektronik bir nevi paralel ithalat yapip turkiye'de kindle satiyor iki yildir. evvelden gg'de de varlardi, simdi n11.com'a gecmisler, komisyonlari falan daha dusuk demek ki:) tabii ki amazon'un turkiye'de subesi veya kindle satisi yok.
optum...

pdf dosyasında bir şey nasıl yazabiliyorsunuz ki? bişiy yazılıp çizilemesin diye pdf oluyor onlar.

@arandur valla işte doldurulması gereken bir form, pdf formatında. içinde yazabileceğiniz kutucuklar var. bu şekilde. oturdum tekrar yazdım, aşırı uzun bir şey değildi neyse ki.

Eşim kullandı 1 sene önce ilk çıktığında aldık. 6 ay sonra çalındı. O süreçte memnundu. Gerekli herşeyi belli bir seviyede yapıyor. Daha ne olsun.

Alternatif olarak MOTO G düşünülebilir.

benim buyrun

1 senedir kullanıyorum.
internette şarj soketi problemi hakkında baya bir şikayet mevcut. ben almadan önce bunu araştırmıştım. problemin nedeni kutu içeriğindeki şarj kablosu. o ara kabloyu kullanmayın. 1 senedir hiç bir sıkıntı yaşamadım. tam bir fiyat performans canavarı.
tabi ben galaxy ace denen beladan sonra buna geçtiğim için bana s5 gibi geldi.

Donanım problemlerinden bahsediyorlar sürekli. Moto g aldım ben on numara alet. Tavsiye ederim.

geçen hafta kardeşime aldık, kamerası biraz şey gibi, beklentiniz nasıl bilmiyorum ama alırken mutlaka kamera performansına bi bakın.

6-7 ay kullandım. Performans olarak orta şeker telefondur. bir iki kronik sorunu var. (şarj soketi gibi) şarjı günü rahat çıkarır, kasarsanız 2. gün de kullanılır. Motorola Moto G daha iyi bir seçim olabilir.

7-8 aydır kullanıyorum, şarj aleti dışında sıkıntı yaşamadım. GPS'i biraz geç bağlanabiliyor. Onun dışında sıkıntım olmadı. İnternet performansı, ekran parlaklığı cart curt çok iyi.

www.nekullaniyorum.com

gps berbat olduğunu söylemeyi unutmuşum.

moto g alternatif. teknoseyir t50nin de alternatif olacagini iddia ediyor. denemedim. varsa imkan one plus one bulmak daha bile temiz hareket.

ama güzel telefondur bir süre kullandim, simdi kardesimde. soket sorunu son serilerde yok, gpsi normal hayatta da sik kullanmadigimdan denk gelmedim pek soruna. o fiyata bence her seyi üstün. hayvan gibi kullanimda da sarji günü cikartir. 2 günde bir sarj ediyordum ben sürekli kurcaliyor olsam da.

ben kullanıyorum, 1 sene oldu. en kronik problemi olan şarj sorununu da yaşamadık. 1 senedir canavar gibi kullanıyoruz.

olimpos-kemer arası gideceğiz bakalım..

Bazi ozel sebeplrden dolayi Ev :( ama kendimi taniyosam 3. Gun gideriz bi yere.

İzmir'deyim yani evde :/

çalışıyorum ne yazık ki

Hiçbir şey. :/

İki yılın ardından Trabzon'a gidiyorum. Cuma'yı iple çekiyorum, çok özledim.

tatil. yarın için de izin aldım, 10 gün oh yeah.

Yatış..

Her sene olduğu gibi bayramın ilk günü aileyle birlikte anneanne, babaanne ziyaretleri. Öncesinde kabristan ziyaretleri.

Sonraki günlerde ise ders çalışmam lazım :(

yazlik/tekirdağ

evde çalışıcam teslimim var

ankaraya gidicem ailemin ve arkadaşlarımın yanına

evdeyim (istanbul). müzik çalışmlarına başlıycam bu boşluktan faydalanıp. bayram ziyareti yapmayı düşünmüyorum, yakın akrabaları telefonla ararım belki.

sonra da perşembe ve cuma iş...

yazlık, silivri.

bu gece eve gider gitmez FM indircem. ve 1 hafta boyunca aralıksız FM oynıcam sanırım.

anne babayla çok zor bir yıl geçti, 2014 çok boktan.
atlıcaz arabaya, egeden başlıcaz gezmeye. plan program yok. gerekirse çadır kurucaz, bulduğumuz ilk pansiyona, aparta akıcaz. yicez iççez. kafayı dağıtıcaz...

kaş'ta tatil

kabak koyu

@groovettyn kaç sene oldu kaş'a gitmeyeli , özledim aslında bende oraları patara plajını , Kalkan ı falan.
bazen diyorum ne işin var bu hengamede buralarda git kaşa bi kahvaltı salonu aç yazları kaş da,kışları italyada geçir diye kendime

benim yerimede eğlen

Anneannemin elini öpmeye gidiyorum. Dünyanın en güzel eylemi.

kabak-izmir

memlekette oluyorum. zaten bayramdan bayrama birkaç gün görüyorlar.

eyvallah @john
bu arada söylediğin işi becerebileceksen durduğun hata ;)

Annemlerin site havuzlu orda takılıcam. Tam pansiyon ve beleş :)

4 günlüğüne didim'e gidiyorum.

evdeyim, adli tatil başlayınca da yazlığa kaçarım.

Yazlıktayım. Arada iki hareket etmek dışında, malak gibi yatıp bir şeyler okumak ve denize girmek ana planlarım arasında.

Tabii ki masraf yaparsın, 15-20 binlik 2.el arabalar bile masraf çıkarıyor..

O paraya motor al daha iyi. 90 Kilo civarı 2 kişi dik yokuşu bisle çok zor çıkar. Kanser eder adamı.

Binmek icin alinmaz. Hobi olarak garaja koyayim, bakim yapayim arabayi toplayayim param da var dersen alinir.

fiat bis, aman sadece ayağımı yerden kessin A noktasından B noktasına götürse yeter arabası değildir.

gerek yok, sakın... bir 3bin lira daha ekleyebiliyorsan git lada samara al. fiat uno al. bunlarda çok arıza yapar ama bis kadar olmaz.

Arkadaşlara katılıyorum, Bis yerine farklı alternatiflere bakın.

ben 2 sene önce 2.800 liraya serçe aldım hala kullanıyorum, öyle abartı bir masrafta çıkarmadı. zaten yerli araba olduğu için yedek parçası çok ucuz oluyor, olası bir problemde konuyu çok ucuza kapatıyosun.

mesela yolun ortasında triger kayışı koptu, usta aracın başına gelip 30 liraya yaptı gitti, hava filtresi dolmuştu 5 liraya yenisini alıp taktırdım, 30 liraya yeni egsoz taktırdım, 10 liraya yanmayan far ve sinyalleri yaptırdım, yıllık 50-60 lira vergisi var.

masraf olsada bu şekilde düşük oluyor, gidip 20 bine ikinci el araba alırsan emin ol daha fazla masraf yaparsın çünkü yedek parça ve işçiliği pahalı.

Bölümlerini bırakanlar çok. Ya da paran olacak, aktif yaşayacaksın.

Şimdi taşra var, taşracık var. İşyerindeki ortam ve şehirdeki arkadaşlıklar ile sosyal faaliyetler seni sararsa, biraz da huzuru arayan yapın varsa İstanbul'dan Ankara'dan çok daha mutlu olma ihtimalin var.

sosyalleşerek. daha az pc daha çok insan. adam seçme yok bu köylü, bu çoban muhabbeti yapma. takılmana bak. herkesin ayrı bir hikayesi oluyor dinlemek hem öğretiyor hem eğlendiriyor. bir de kendi levelinde kanka bul akşamları onla film izle, geyik yap, yakındaki şehre git. ben özlüyorum.

bu listeyi biliyordum gerçi biraz daha spesifik örnek iyi olurdu :)

mortal kombat, street fighter gibi oyunlarda kombo yapmak için basmadığın tuş kalmıyor fakat ne kadar sarar seni bilemem.

(bkz: mirror's edge) oynayın abi büyük ekranda oynayın. 2.si çıkmadan birinciyi oynayın :D

(bkz: battleblock theater)

basit ama aksiyonlu olarak gamepad ile oynamak için tasarlanmış bir oyun: renegade ops. bundle indirimiyle almıştım.

www.yerelnet.org.tr

bizim köyün nüfusunu buradan buldum, hepsi vardır herhalde.

tuikapp.tuik.gov.tr

buradan tabloları oluşturabilirsiniz.

ekran kilidi koyarak

o desenli modelleri kastediyorsunuz sanırım. hiç sevmiyorum onları. ama deneyeceğim.

desen olmasına gerek yok, onlar şifreli, pinli şeyler. bir de sadece parmağını kaydırman gerekenler var.

sadece parmağımı kaydıran zaten vardı. belki de sorun ekran kapanır kapanmaz tuş kilidinin devreye girmemesidir, onu da koyayım.

ios mu yoksa android mi alacaksiniz.


1. sarj kisiden kisiye gunden gune degisir. eger yogun kullanacaksiniz nasil bir batarya sahip olursa olsun o sarj seni tahmin etmez. ama sen yine de alirken cihazlar arasinda kiyaslama yap.

2- android telefon ve tablet kullanan biri olarak tabletin telefon disinda kattigi aman amanlik bir performans yok. ekrani buyuk o kadar.

tavsiyem tercih yaparken fiyat-performans iliskisinden yola cıkın. ya da telefonubuz android ise cihazini ios olsun.

(bkz: amazon kindle fire hdx)

iPad Air aldım yılbaşında ve çok memnunum. Telefonumla aynı işletim sistemine sahip. Retina ekran, güçlü performans vs dedikleri gibi. Aynı şartlarda kullandığımda telefonumdan daha çok gidiyor şarzı. İnternet'e bağlı olmadan ekran kapalı dururken neredeyse hiç bitmiyor. 3-4 gün ellemedim %100 duruyordu şarjı.

Tablet, ekran sayesinde bazı oyunların oynanabilirliğini artırıyor ama bazılarını da azaltıyor. Çin malıysa performans daha düşük olur. Ekran görüntü kalitesi de genelde daha düşüktür.

asus hd 7 aldım 380 tl ye gayet performanslı. şarj değişiyor. 7-10 saat arası değişiyor gibi. sistem özellikleri hakkında pek bir bilgim yok açıkçası ama diğer kullanıcılar tüm oyunları rahatlıkla oynattığını söylüyor.

950 lira.

ingilizcen varsa:

www.wikihow.com

Video converter programları ile

cronenberg filmlerine bakabilirsin

Stranger than fiction izlendi croneberg'den şark vaatleri izlendi.

donnie darko?

only lovers left alive!

interstate 60
the truman show
das experiment
memento
existenz

donnie darko
truman show
das experiment
memento izlendi only lovers left alive ve interstate 60 arşivde var. bir bakalım onlara :)

bir kısmı çok bilinen filmler ve bir kısmının tam istediğin şekilde olduğunu sanmıyorum. nevertheless:
mr. nobody
the game
groundhog day
arizona dream
dogville
midnight in paris
adaptation.
interstate 60...
funny games
the man from earth
delicatessen
scott pilgrim...
the truman show
edward scissorhands
ruby sparks
the terminal
the fall
a clockwork orange
2001: a space oddyssey
the machinist
bruce almighty
blue velvet
wristcutters...
Kynodontas
memento
mulholland dr.
big fish
High fidelity

Tabi ki The Hitchhiker's Guide to the Galaxy

fantastic mr fox diyorum.

(bkz: lola rennt)

a fantastic fear of everything
11:14

acccra'nın önerdiği filmler gerçekten farklılar. bazıları sıkıcı gelecektir, ama değişik yapımlar en azından.

eğer öğretmenseniz arıcılık yapabilirsiniz. ama ilginiz olmalı bu işe.

#arandur istanbul da ikamet ediyorum sanırım bu fikriniz zor hem hiç anlamam ki biraz birikim gerekmiyor mu?

özel ders.

makale yazabilirsin eğer biraz yazma kabiliyetin varsa.

mesleğiniz nedir?

#snowman belediye de memur

16 al, 8in kullanılabilir alanı 5-6 gb zaten

Bana 32 gb ancak yetiyor.

ne 8 ne 16 bence. akıllı telefon alıyosan en az 32 gb olmalı. ben bunu bilir bunu söylerim.

benim gibi az kullanan biriysen yeter. 32gb telefon aldım 6gb kullanılan alanım şuan :p

8 almayın. 16 alın. Benim 16 o kadar az uygulamam varki ama bazen yetmiyor ve bir şeyler silmek zorunda kalıyorum.

16

4s 16 dan başlıyor zaten. 8gb'sa iphone 4'tür.

Beni 32 anca kurtarıyor.

16 gb

32 dahili hafızalı telefon alacağım, en az 32 de hafıza kartı... maksimum 64gb hafıza kartı destekliyor, onu bile düşünüyorum... paraya kıyıp toplam 96gb hafıza mı yapsam diyorum.

8 gb ancak anne-baba telefonu olur.

bagaj.co

Ne zamana kadar bırakacaksınız hocam?

4-5 saat

Mesaj attım hocam size.

Yarın için sormuştum ben de size mesaj attım.

Taksim değil de az ötede cevahir'de emanet dolapları var.

akşama kadar dışarıda duramazsınız, öldürür. hatta 6-7'ye kadar dışarı çıkılmıyor. bence terracity'e gidin, mis gibi serin serin takılırsınız, sinemaya falan gidersiniz. keşke merkezde şurası efil efil diyebilseyim ama esen yerler de alev estiği için dışarıda durmanızı önermem.

Bavulu emanetçiye bırakıp Konyaaltı plajına yüzmeye gidilebilir.

benim kişisel tavsiyem klimalı odası olan ucuz bir pansiyon otel falan bulup uyumanız.
ya da merkezde konyaaltı sahilde denize girebilirsiniz.
isterseniz merkezde bir iki sinema salonu var, sinemaya gidin.
antalya müzesi de serindir bayağı. kafe kısmı da iyidir. dolaştıktan sonra biraz zaman geçirilebilir.
bir de kaleiçi'nde güzel barlar falan var gölgelik ağaçlık. oralarda bi oturun bira falan için.
hiç olmadı karaalioğlu parkı var, orada ağaçların altında vakit geçirin. cidden çok sıcak olur bu mevsim bu saatlerde antalya. mümkün olduğu kadar gölgelik soğukluk olabilecek yerlerini yazdım.

öğle sıcağı'nda gidip izlemediyseniz kış uykusu'nu izleyin. saten 3.5 saat sürüyor. sonra gider denize girer, akşama doğruda yemek falan yer takılırsınz.

Doğu garajında Markantalya alış veriş merkezine gidilir ve yukarıdaki bilumum aktiviteler yapılır.

kazanan yemeği ısmarlasın, dostluğunuz pekişmiş olur.

kupayı alan daha fazla yükselmiş olur tabisi

muhtemelen almanlar çıtır çıtır yiyeceği için sen içini ferah tut diye cevap vereyim ben sana.

berabere bitmiş sizin iddia. kazanan yok.

kupayı alan daha fazla yükselmiş olur tabiki de

kupayi alan. camura yatma :)

iddia yükselmek üzerineyse berabere kabul edilmeli.

ilki 1/5 + 4/5 × 1/4
ikincisi 2/5

aynı gibi geldi ama bilemedim. sanki değilmiş gibi de. hatam nerde bulamadım :)

@mavijojobatanecigi arada fark var. ilkinde top çekiliyor, ödül yoksa 2. top çekiliyor. ama ikinci durumda hemen 2 tane zarf alınıyor.

a %45
b %40

zeus ne verdiyse girdim.

ilkinde 9/20, ikincide 2/5.

ikisi de 2/5 tir. aynı olduğunu anlamak için tüm ihtimalleri gözünün önüne getir:
a için: ö.süz-ö.lü= kazandı
ö.süz-ö.süz= kaybetti
ö.lü-......= kazandı

b için: ö.süz-ö.lü= kazandı
ö.süz-ö.süz= kaybetti
ö.lü-ö.süz= kazandı

zaten ..... yı çekmek kazanma kaybetme durumunu değiştirmiyor. ikinciyi çekmenin kazanma kaybetmeyi değiştirdiği örneklerde sonuç değişir.

yanıtın formülasyonunu yapabilecek birisi var mı?

satanınki iptal oluyor, alan kişi yeni sigorta yaptırıyor kendi adına..

teşekkürler.

araç muayenesi devam ediyor ama sigorta alım-satım sonrası yeniden yapılıyor.

french press ve filtre kahve makinesi incelik ayarı farklıdır. makinede daha ince kahve kullanılır, öbüründe kahve daha tanelidir. İnce çekilmiş kahveyi makinede sorunsuz ve telvesiz içmek için kağıt filtre kullanmanızı öneririm.

filtre kahve için doğrusu ince çekilmiş olan diye biliyorum ben.

metal filtre, kağıt filtre mi diye sorarlar starbucks'ta. özellikle belirtirsin bir sonraki sefere. metali daha iri çekiyorlar yanılmıyorsam. french press'te de kullanıyorum işyerinde çünkü.

Kitap yabancıysa çevirisinin yorumlarına bakarım mutlaka. idefix'i tercih ediyorum son iki üç sipariştir, en ucuz orası oluyor. Eskiden kitapyurdu'ndan alır kazık yerdim.

ben en son babil.com'dan yaptım ve fiyat ve çabuk gelmesi açısından memnun kaldım. idefix tekel olduğundan biraz uzaklaşmaya çalışıyorum. vitrindekiler bölümündeki kitaplardan çağdaş türk yazını kitaplarına bakıyorum. ayrıca kitap incelemelerini okuyorum yine bu sitedeki. son olarak Doğa Tarihi ve Figen Şakacı'nın kitabını aldım.

kitabın adını yazıp arattığınızda blog yazılarıyla karşılaşıyorsunuz. ben onları dikkate alıyorum. bir de kitapyurdu.com sitesinde bolca yorum oluyor.

öncelikle sevdiğim türleri arıyorum.öyle dergilerdeki falan tavsiyeleri çok kaale almıyorum onun yerine kendim gibi çok kitap okuyan arkadaşlarımla konuşuyorum onlardan tavsiye alıyorum. ayrıca şu anda aklımda yok ama bir kaç ayda bir girdiğim bir kitap blogu vardı. underrated kitap tavsiyeleri veriyordu. eğer aklıma gelirse mesaj olarak iletirim.
bunların dışında çeviri ise mümkün mertebe orjinaline en sadık versiyonunu almaya çalışırım.

300 veriym

ps3 kaç gb? ona göre değişir.

Galiba 120

benlik değil ama kötü de düşünmem. sosyal, kendine güvenen ve hayattan keyif alan biri olduğunu düşünürdüm.

gayet güzel, hoş birşey

karı kaldırmak için salsa yapacak kadar düşmüş biri olarak görürdüm.

Daha 3 hafta önce sevgilimi ikna ettim, beraber yapıyoruz. Ben önceden zaten biliyordum, onun da öğrenmesi için yeniden en baştan başladım. Haftaya bi kuru bitiriyoruz bile. Süper.

İnsanların anlamadığı şey, latin danslarında erkekler kıvırmaz. Erkekler erkeksidir, yönlendiricidir. Kim şu adamı kadınsı bulabilir amk www.youtube.com

Kıvırtmaya bahane aramadan yapınız, yaptırınız.

kadınlara karı diye bakmadığını düşünürüm

imrenirim.

salsa yapan var yapan var...
çok kıvırıyorsa ve ellerini ahtapot gibi oynatıyorsa, özellikle shine'larda, hiç hoşlanmıyorum. çok itici gibi geliyor. o kadar kıvırınca bir süre sonra erkek gibi de gelmiyor zaten.
onun haricinde,kontrollü dans ediyor ve ettiriyorsa...dans edemeyen erkekten bir tık üsttedir. benim fikrim bu sonuncusu :)

aha, pandispanyanın dediklerinin altına da imzamı atarım. kastettiğim aynısıydı. ayrıca kendisi de sayılı şanslı gadınlardanmış :(

sevgilisine yanaşan olmasın diye salsaya yazılan arkadaşım vardı. 2.haftada oradan iki kişiyi dövüp ayrılmıştı.

kursuna gittim ama beceremedim. kötü bakmam haliyle.

bir jive, rock'n roll, lindy hop veya en basiti bachata değil ama sevilir, severiz.

bir de nedir bu kalıplar artık, buna özel soru sorulması bile cinsiyetçi bir yaklaşım değil midir?

Lindy hop gibi inanılmaz eğlenceli bir dans varken salsa yaptığı için acırım.
@pandispanya ilk kez aynı fikirde değiliz. salsada erkek kıvırtmaz derken? verdiğin linkdeki adam gay değilse benim gay arkadaşlarım beni çok pis kekliyor. ayrıca kıvırtmalar için bkz: www.youtube.com

@kaymaktutmayansicaksut, dansta kadın/erkek rolü farklı olunca o dans komple cinsiyetçi olmuyor da, bunun hakkında soru sorulunca mı oluyor allasen? :)

r_u_h verdiğin linki biliyorum dostum, gerçekten o adamlar bu işi abartarak yapıyorlar. Benim linkte verdiğim adam, parlak ve enteresan kıyafetlerine rağmen (ki onlar şov için giyilmiş) oldukça seksi bir insan.

Herhangi bi dans kursuna gidersen zaten benim tarifim dışında kalan 2 grup görürsün: 1- uzun boylu ve kalas erkekler, 2- senin gösterdiğin gibi kısa ve oynak erkekler :D

Her ikisi de doğru değil.

Topotoş diyorum.

çiftli danslarda bir tarafın lider olması gerekir, buna baktığımda cinsiyetçilikten öte salon danslarının (salsa her ne kadar farklı olsa da) nezaket algısını görürüm ben. hakim olmaktan ziyade flört etmek, uyumu sağlamak, eğlenmek ve aşk yaşamaktır konu dansın temeline indiğinde.

lider kelimesi de doğru seçim olmaz aslında, yön verir ama bunu yaparken kadına da uyum sağlar, ona bireysel davranacağı esleri sağlar. dediğim gibi aöaç uyumu sağlamaktır, dolayısıyla komut verme tek tarafta olmazsa bu olmaz, halayda bile halay başı var allahasen.

erkeklerin de kadınların da bu kadar ön yargılı baktığı bir alanda, bir spor dalında diyelim, hedef göstermeyen bir soru beklerdim kendi adıma (soru açma şeklini eleştirmiyorum yanlış anlaşılmak istemem. ama mesela salsa yapan çiftler hakkında ne düşünürsünüz deseydin bence bu cinsiyetçi olmazdı)

4 yıldır dans ederim, bunun 3 yılı sosyal latın, 6 ay kadarı da sportif latindir, erkeği bir kere itici bulmadım, bir kere de ona özgülenen komut veren konumunu cinsiyetçi bulmadım.

güçlüdür, kadını yönetmeyi biliyodur, özellikle başka tarafa bakarken kadını bi o yana bu yana döndürmelerine ölünülürdür ama benim sevgilim değildir :/ keşke olsundur. yönetilenler yönetenleri (uu) nasıl da yönetirler..

@cetoxim aöalaşsşdkf bana da denk gelirse öylesi gelir muhtemelen.

(bkz: dechatlon)

decathlon. kendi markaları ucuzdur ve iş görür kalitededir.

sen yanlış biliyorsun. telefonda taksit olayı tamamen kalktı. teknosa vs. 9 taksite hediye kartı satıyor sen de o kartla telefon alıyorsun. böyle bir çakallık buldular şimdilik.

taksitle tel satışı yasak.
hediye kart al taksitle onunla da git telefon al

anladım, teşekkürler. n11 den alıcaktım ama orası için bi çözüm yoktur o zaman.

Sanırım hediye kart işini de kaldırmışlar yeni yasa ile.

onun yerine media markt'larda denizbank standı kuruldu, ayaküstü kredi çekip telefon alıyorsunuz. 1000 lira çekersen 79 lira faizi oluyor, 500 çekersen 24 lira falandı.

hediye kartı olayı olan siteler var, goldda vardı galiba.

@tolga asp nin dediği yöntem var bide, vatanda fln da var bu kredi olayı.

Hediye kart olayi ya kalkti ya da kalkacak.

Normal tek çekim alışverişini yap, 2 gün sonra müşteri hizmetlerini ara, ufak bir komisyonla seve seve taksitlendiriyorlar, telefon vs. ayırmadan hem de. Büyük meblağlarda banka sms atıyor zaten taksite bölelim diye.

oynuyorsundur belki de ama 2048 oynarken vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorum.

jetpack joyride beni sarıyor.

scrap hunt baya iyi

Sector Strike
Minion Rush
NinJump
Flow Free
Badland
Sniper Shooter
Turd Birds
Smash Hit
2048
Tennis 3D
Zombie Tsunami
Slice HD

anthill'e tekrar başladım. paralı oyun ama hiç düşünmeden al derim.

tartışmasız injustice:gods among us

bana da lazım, şuraya kıvrılayım.

ağladığında istediğini yaparsanız, ağladığı zaman her istediğini elde edebileceğini zanneder. bırakın hiç ilgilenmeyin, ağlarken siz kitap okuyun, tv izleyin ona bakmayın bile. bir süre sonra susacak mecburen.

bazılarını 1.5 yaşındaki kızımda yapıyor, ilgisini başka yöne çekerek o durumdan kurtulmaya çalışıyoruz, bir iki kurtulamadık bıraktık ağladı ağladı ağladı uyudu :)
alt değiştirme, saç tarama felan gibi sıkıntılı durumlar büyüyene kadar sürecek galiba.

inadım inat kıçım iki kanat diyen çocuğa nasıl davranalım?
- inat dogustan gelen bi ozellik degil. daha once bisey icin inat etmis, ve istedigini almis. cocuga inat etmeyi ogretmissiniz. inat ettigi seyi yapmazsaniz zamanla duzelir.

sokağın ortasında yüzüstü yere uzanıp ağlayan çocuğa ne yapalım?
- bekleyin. sonsuza kadar oyle yatacak hali yok. bes dakka aglar on dakka aglar yorulur, kaldirir bise olmamis gibi nereye gidiyosaniz oraya gidersiniz. cocuk akilli. 'ben simdi zirlarsam anam babam millete rezil olmamak icin dedigimi yaparlar'i kapmis.

tut ki anladık, istediğini yapmalı mıyız, yapmamalı mıyız, oyalayacak dikkatini çekecek hiçbir şey fayda etmiyor, kesintisiz ağlıyor
- yapilacak biseyse yapin, yapilacak bise degilse yapmayin. koca koca insanlarsiniz, cocugun aklina ne bakiyonuz. ister de ister. agliyosa da aglasin. dunyanin sonu degil?

annesine babasına çok şiddetli vuruyor. ben kızıyorum, sesimi yükselterek otorite kurmaya çalışıyorum, annesi kızmıyor, yumuşak yumuşak iknaya çabalıyor. hangi davranış doğru?
- agzinin ustune bi tane cakacaksin, o dogru. sesle falan otorite kuramazsin. otoriteyi cocuk coktan kurmus sizin ustunuzde. neyi nasil alacagini o biliyor. siz bilmiyosunuz. nasi ana babasiniz anlamadim ki

@joel:

ana babalık da doğuştan gelen bir özellik değil. nedir ne değildir soruyoruz, öğrenmeye çalışıyoruz işte. siz nasıl tavsiye verensiniz ki bizim ana babalığımızı sorguluyorsunuz? yanlış yapıyorsak "şu davranışınız yanlış şöylşe davranın" dersiniz, dikkate alır uygularız. "ne biçim ana babasınız anlamadım" ne demek yahu? bu nasıl terbiyesizce bir cevap?

ben "istediğini vurarak elde ediyor ve alıyor, vermezsek vuruyor" gibi bir şey demiş miyim? okumamışsınız bile. sinirlenince hatta sinirlenince de değil, oyun oynarken vuruyor. o oyun sanıyor, biz oyun olmayacağını anlatmaya çalışıyoruz, bunu da ne şekilde yapmamız gerektiğini de bir bilene, yaşayana sorarak öğrenmeye çalışıyoruz. siz nasıl tavsiye verensiniz ben de onu anlamadım ki. muhtemelen anne veya baba veya konu uzmanı değil, hariçten gazel okuyan birisiniz. lütfen başka soruyu trolleyin, ciddi ve mantıklı cevaplara ihtiyacım var. çocuğun ağzına iki tane vur gibi tavsiyelere değil.

Dikkatini dağıtacakmışsın hocam, öyleymiş o işler.

Psikolog olarak www.tavsiyeediyorum.com bu soruda söylenen her şeye gönülden katılıyorum. Yorumlara değil ama. Sorgulamak bana-bize düşmez.

joelskellington+1 ne kadar ilgi gosterirseniz o kadar tepenize biner. aglyarak, yere yatarak birsey elde edemeyecegini ogretmeniz lazim. benim yegenim de istedigi birsey olmadiginda kafasini kapilarin kosesisne vururdu. bir iki yapma dedik yada istedigini yaptik surekli yapmaya basladi. sonra kafasini vurmaya basladiginda hic orali olmamaya basladik. ona bakmadik bile tv izlemeye muhabbet etmeye devam ettik. bir iki daha yapti, sonra birakti

bizimki de 22 aylık benzer durum bizde de var.

size tavsiyem bir şeye hayır dedikten sonra yapmayın, bir şeyin yapılması için ağlıyorsa hiç yapmayın. susarsan yapacam, güzelce iste yapayım diye teşvik edin. güzelce istemedikçe yapmayın. bir şeyleri ağlayarak yaptırmak huy olmasın sonra.

bizimki ağlama nöbetine girdiğinde veya iyice inatlaştığında kucağıma alıp tatlı kızım, güzel kızım, babasının gülü vs. diye seviyorum yatışıyor, yatışınca indiriyorum. veya ilgisini sevdiği merak ettiği şeylere yöneltmeye çalışıyorum, hadi gel kapıyı beraber açalım, beraber pencereden arabalara bakalım, hadi çiçeklere su verelim vs. (babasıyla bir şeyi beraber yapmayı çok seviyor).

babasına vurmuyor bizimki ama annesine altını değiştirirken var gücüyle vuruyor eşeksıpası. o zaman da acıdı, üf oldu diyip suratımızı ekşitiyoruz, vurmayı kesiyor bir süreliğine, ama bunu oyun haline gitermeyin.

bizde de annesi sesini yükselterek otorite kurmaya çalışıyor, ben ymuşak konuşuyorum ama dikkat ettim, bir süre sonra annesinin uyarılarını dinlememeye başladı. kızsa da pek umursamıyor. ama benim bir cık cıkım veya kaşlarımı kaldırmam bile onu durduruyor. çocuğa sesinizi yükseltmenin dozunu tutturamazsanız çocuk azar arsızı oluyor.

altını değişirkenki güreşleri en aza indirmek için eline oynayacağı bir şeyler veriyoruz. mesela ıslak havluyu eline veriyoruz içinden bi tane mendil ver diyoruz, o mendili çıkarıp vermeye çalışması falan derken duruluyor biraz.

ayrıca mümkünse hemen hergün dışarı çıkın, yürüyüş yapın, parka gidin vs. enerjisini böylelikle atınca evde daha uysal oluyor.

ve ayrıca çocukla inatlaşmayın, kontrol sizde olmak şartıyla orta yolu bulmaya çalışın. illa benim dediğim olacak demeyin. sizin istediğiniz şeyi onun yöntemleri ile yapın, onu da işin bir parçası haline getirin. mesela yemek yediremiyorsanız küçük bir tabağa yemekten biraz koyun, eline de küçük bir kaşık verin, hadi ye diyin. o yemeği kaşığa alıp yemeye çalışırken siz de bu arada ona yemek yedirmeye çalışın vs.

kafasını vurma konusunda da o anlarda ilgisini başka yöne çekin.


veeeeeeeeee pek bilinmeyen ama öğrendikten sonra kızımın uyarılarımıza rağmen neden tam zıttını yaptığını anlamamı sağlayan bilgiyi paylaşmaya geldi:

büyük kulaklı pembe filler uçamazlar.

yukardaki cümleyi okurken gözünüzün önüne öncelikle büyük kulaklı pembe fil gelir. uçamadığı değil. 2 yaş civarındaki çocuklarda da vurma derken onun zihninde vur canlanır öncelikle, yapma derken onun beyninde yaptığı çağrışım yap-tır. bu çocuklar henüz -me -ma ekinin işlevini tam kavrayamamışlar. onu kendimizce engellerken aslında eşeğin aklına karpuz kabuğu sokuyoruz. biz yapma derken o yap anlıyor. zihninde yapmamak değil yapmak canlanıyor.

elindekini yere atıyorsa atma demeyin, gel çöpe atalım diyin. başını vuruyorken vurma demeyin, gel bu yastığa başını vur diyin. işlerin biraz daha kolaylaştığını göreceksiniz.

not: bunaldığınız zamanlar, bu çocuk biye böyle dediğiniz zamanlarda yalnız olmadığınızı hatırlayın, hemen herkes aynı yollardan geçiyor.

@kibritsuyu: kanka ne baariyon? geyik yapiyom benim tarzim bu? beyenmiyosan tik atmazsin olur biter. tikimi de vermisin zaten eyw

ciddili yaziyom: benim gorusum, cocugun ustune cok titriyonuz. yazdigindan ben 'aman cocum aglamasin, uzulmesin; bise istiyosa yapalim, alabiliysak alalim, almazsak sonra travma falan olur allah muhafaza' gibi bi ana baba figuru gordum.

cocuk dogadaki her canli gibi hayatta kalma icgudusuyle hareket eder ve ihtiyaclarinin karsilanmasi icin elindeki tum olanaklari kullanir. cocuk aslinda bicok yetiskinden cok daha iyi bi manipulatordur. istedigini aldirmak / yaptirmak icin hangi yontemin ise yaradigini deneme yanilmayla ogrenir ve kullanir. kullandigi yontemler cocugun karakterini sekillendirir. seker dukkaninin onunde yere yatip aglayarak seker aldiran cocugun buyudugunde duygu somurusu yapan bi yetiskin olmasi ihtimali, sekeri neden istedigini anlatan (ya da en azindan eliyle anasina babasina gosteren) cocuktan daha yuksektir.

misal: "kaka yapıyor, soymak bi dert, kavga dövüş altını temizledikten sonra bezi bağlamak bi dert, giydirmek bi dert." demissiniz. kavga dovus temizletiyorsa bi temizlemeyin bakalim altini? kendin icin degil cocuk rahat etsin diye temizliyosun sonucta. 'bu hareketleri yapmaya devam edersen sana yardim edemem'i sozle ya da davranisla anlatabilirsen olay bitmistir. ama yok zorla temizliyorsan cocukta 'ben agzina da sicsam bu benim bokumu temizleyecek' dusuncesini yaratiyosun. onun uzerinde bir otoriten kalmiyor. otoriteyi cocuga veriyosun. dusme ustune cocugun.

@joelskellington, bir evladının olmadığı yazdıklarından o kadar belli ki, çocuğun olduktan 2 yıl sonra görüşlerini tekrar almak lazım. evlat büyütürken 2+2=4 olmuyor işte

@yemrem: neden 2+2 4 olmuyor? cocuk dogarken matematik devrimi olarak mi doguyor?

@joel kardeş ben de senin gibi düşünüyorum. umarım çocuğumuz olduğunda bu disiplini sürdürebiliriz. Asıl modern anne-baba budur bence.

@arandur: eyvallah kanka. ogretecez herkese gercek ana baba nasil oluyomus

çocuğum yok ama rock n roll'un tavsiyesini annem küçükken bana uygularmış, anlatır arada. tv izler, kitap okur beni kendi halime bırakırmış. ben çok inatçıydım, hala öyleyimdir annem hariç (:

şimdi gerçekten de söylemek kolay geliyor.

yanlış tahlil etmişsiniz, "aman cocum aglamasin, uzulmesin; bise istiyosa yapalim, alabiliysak alalim, almazsak sonra travma falan olur allah muhafaza"

şeklinde davranmıyoruz, davranmadık da. ağladığı zaman "aman istediğini verelim de sussun" da demiyoruz. ama çocuğu olan bilir, ağlamasına da dayanamıyorsun. katılırcasına ağlıyor. en son daha minik bebekken "uyumuyor ağlıyorsa kendi haline bırakın, ağlar ağlar susar sonunda uyur" dediler. tam 2 saat kesintisiz ağladı ve uyumadı. ertesi gün sesi çıkmıyordu, fenerbahçe galatasaray derbisini kale arkasından izlemiş fanatik gibi tıslıyordu. gel de dayan şimdi buna. kafayı mermere vuruyor abi sert de vuruyor, bırak elleme bir iki vurur geçer gibi değil, bir iki vurur, üçüncüde karpuz gibi yarılır zannedersin sıkıyorsa bırak kendi haline.

delirirken kafasını yere vuruyor, canı acıyınca daha çok ağlıyor. alıp anlatıyorum büyük adam gibi "bak öyle saçma hareketler yaparsan canın acır işte böyle, yapma" diyorum. belki beyninin bir yerine işliyor ama anlayıp da "evet demek ki kafamı vurmamam lazım" diyebildiğini hiç sanmıyorum.

altını kendi için temizlediğimizi anlatmaya çalışıyoruz zaten ama henüz o bağlantıyı burabilecek yaşta değil. e o zaman temizleme de görsün dersen de "hmm temizlemeyince pişik oluyor canım acıyor, demek ki temizlemeleri lazım, o zaman rahat durayım" bağlantısını da henüz kurabilecek yaşta olduğunu sanmıyorum. bu dedikleriniz belki birkaç ay sonra olabilir.

@yemrem'in cevabı üzerinden cevap vereyim kendi uyguladıklarımızı.

** ları ben yazdım.

size tavsiyem bir şeye hayır dedikten sonra yapmayın, bir şeyin yapılması için ağlıyorsa hiç yapmayın. susarsan yapacam, güzelce iste yapayım diye teşvik edin. güzelce istemedikçe yapmayın. bir şeyleri ağlayarak yaptırmak huy olmasın sonra.

** zaten bir şeye hayır dedikten sonra ağlamasına dayanamayıp "peki o zaman yapayım bari" demiyoruz. aynen davranışımız budur.

bizimki ağlama nöbetine girdiğinde veya iyice inatlaştığında kucağıma alıp tatlı kızım, güzel kızım, babasının gülü vs. diye seviyorum yatışıyor, yatışınca indiriyorum. veya ilgisini sevdiği merak ettiği şeylere yöneltmeye çalışıyorum, hadi gel kapıyı beraber açalım, beraber pencereden arabalara bakalım, hadi çiçeklere su verelim vs. (babasıyla bir şeyi beraber yapmayı çok seviyor).

** çoğunlukla yatışmıyor. aksine pata küte vuruyor. iyice kendini yerlere atıyor, sanırım "dediğimi anlamıyorlar" diye. khenüz anne baba'dan öte konuşmaması da buna etken. ama annesi yatıştırma konusunda daha başarılı.

babasına vurmuyor bizimki ama annesine altını değiştirirken var gücüyle vuruyor eşeksıpası. o zaman da acıdı, üf oldu diyip suratımızı ekşitiyoruz, vurmayı kesiyor bir süreliğine, ama bunu oyun haline gitermeyin.

** alt değiştirirken anne ve anneannesi ile güreş mücadelesi içinde, ben daha başarılıyım. vurmuyor ama güreşiyor resmen. kendini kasıp ters köprü pozisyonu alıyor kafası ve ayakları ile. eline bir şey verip onunla oyalanırken bağlayabilirsek bağlıyoruz.

bizde de annesi sesini yükselterek otorite kurmaya çalışıyor, ben ymuşak konuşuyorum ama dikkat ettim, bir süre sonra annesinin uyarılarını dinlememeye başladı. kızsa da pek umursamıyor. ama benim bir cık cıkım veya kaşlarımı kaldırmam bile onu durduruyor. çocuğa sesinizi yükseltmenin dozunu tutturamazsanız çocuk azar arsızı oluyor.

altını değişirkenki güreşleri en aza indirmek için eline oynayacağı bir şeyler veriyoruz. mesela ıslak havluyu eline veriyoruz içinden bi tane mendil ver diyoruz, o mendili çıkarıp vermeye çalışması falan derken duruluyor biraz.

ayrıca mümkünse hemen hergün dışarı çıkın, yürüyüş yapın, parka gidin vs. enerjisini böylelikle atınca evde daha uysal oluyor.

** evde delirince parka götürüyoruz, enerjiyi atıyor, bu sefer eve girmek istemiyor. dört kat merdiveni çıkana kadar bağırış çağırış apartmanın içinde. merdivenin ortasında "kendi haline bırak ehehe" de olmuyor. orada kendini yere atarsa paldır küldür yuvarlanır mazallah.

ve ayrıca çocukla inatlaşmayın, kontrol sizde olmak şartıyla orta yolu bulmaya çalışın. illa benim dediğim olacak demeyin. sizin istediğiniz şeyi onun yöntemleri ile yapın, onu da işin bir parçası haline getirin. mesela yemek yediremiyorsanız küçük bir tabağa yemekten biraz koyun, eline de küçük bir kaşık verin, hadi ye diyin. o yemeği kaşığa alıp yemeye çalışırken siz de bu arada ona yemek yedirmeye çalışın vs.

kafasını vurma konusunda da o anlarda ilgisini başka yöne çekin.


veeeeeeeeee pek bilinmeyen ama öğrendikten sonra kızımın uyarılarımıza rağmen neden tam zıttını yaptığını anlamamı sağlayan bilgiyi paylaşmaya geldi:

büyük kulaklı pembe filler uçamazlar.

yukardaki cümleyi okurken gözünüzün önüne öncelikle büyük kulaklı pembe fil gelir. uçamadığı değil. 2 yaş civarındaki çocuklarda da vurma derken onun zihninde vur canlanır öncelikle, yapma derken onun beyninde yaptığı çağrışım yap-tır. bu çocuklar henüz -me -ma ekinin işlevini tam kavrayamamışlar. onu kendimizce engellerken aslında eşeğin aklına karpuz kabuğu sokuyoruz. biz yapma derken o yap anlıyor. zihninde yapmamak değil yapmak canlanıyor.

elindekini yere atıyorsa atma demeyin, gel çöpe atalım diyin. başını vuruyorken vurma demeyin, gel bu yastığa başını vur diyin. işlerin biraz daha kolaylaştığını göreceksiniz.

** bu tavsiye çok güzelmiş. deneyeceğim.

not: bunaldığınız zamanlar, bu çocuk biye böyle dediğiniz zamanlarda yalnız olmadığınızı hatırlayın, hemen herkes aynı yollardan geçiyor.

Birde bunun beş yaş sendromu var ki oralara şimdilik girmeyelim.

Öncelikle bazı durumlarda duyuru sakinleri ile karşılıklı oturup konuşma fırsatına sahip olmadığım için hayıflanıyorum. Üşenmiycem elimden geldiğince yazmaya çalışacağım.

Benim çocuğumda bu durum kendini göstermeye başladığında ilk başlarda umursamamış fakat tamamen teslim olduğumuzu eş dost söyleyince kendimize gelerek anlayabilmiştik. Saatler süren ağlama nöbetleri, fırlatmalar, kafasını salladığında uyumayacağım direnmelerine varıncaya kadar durum pek fenaydı.

Ben bir pedegogla bireysel olarak görüştüm çünkü çocuğumun bu durumunu benim de tutarsızlığım ya da ona davranışlarımın dozunu ayarlayamamam sebep olduğunu ya da ilerlettiğini biliyordum. Her şey çocuğundan değil anne baba olarak bizden de kaynaklanıyor. Sonra pedegog beni yönlendirdi sinirlendiğim zamanlar neler yapmam gerektiğini vs vs. Öncelikle kurallı programlı ve sğlamaya geçtiğinde karşısında kendisi gibi kararlı gözler görmeye ihtiyacı oluyordu çocuğun. Ağlamaya başladığında odasına kucaklayıp götürüyorduk ya da sevdiği bir oyuncağı elinden alıp kaldırıyor ve hiç onunla ilgilenmiyormu gibi yapıyordum. Yemin ederim sana saatlerde balkon yerlerinde göstere göstere ağlayarak bana nispet yapıyordu. ses tonumu mümkün olduğunca yumuşak tutmaya çalıştım. Tabi çiftlerle bitmiyor bu iş etrafta onu şımartacak büyükler varsa onlarında sizin aldığınız kararlara saygı duyması gerekiyor ve desteklemesi.

Aslında çocuğum şimdi kocaman bazı şeyleri unutmuşum ama eşimle konuşayım bi yazarım size yeniden

bir uzman yardımı her zaman için en iyisidir diye düşünüyorum. sizi aylarca oyalayıp bir adım yol götürmeyecek merkezlerden, kişilerden uzak durulmalı elbette.

hacettepe'de çok bilinen bir prof. dr. var, ferhunde öktem. şahsen tanımıyorum ancak çok olumlu yorum duymuşluğum var hakkında.

bu arada kafaya vurma olayı, psikolojik veya fiziksel bir eksikliğin doğrudan dışa vurumudur.vurma durumuna elbette ki odaklanın, kalıcı bir hasar olmasın, alışkanlık haline de getirmesin. ama daha önemlisi, sanırım sebeplerini tespit edip onlara doğrudan müdahale edebilmek.

Hayir

hayır tabiki. şaka mı bu

ehe hayır

en azından becerikli. evet.

su olaydi kesin oyum onaydi dedigim kimse yok turkiyede maalesef.

yeni bir muhalefet, muhalefete yeni bir kan ve heyecan olduğu için verirdim. evet.

dinsizin hakkından imansız gelimiş, adam motorolayı dolandırdı bunları mı alt edemeyecek verirdim atraksiyon olsun fjhkfdbkdl

akp'nin de, chp'nin de, mhp'nin de ve diğer partilerin de genel başkanlarından ve hatta bir çoğunun milletvekillerinden de daha eğitimli olduğu için evet oyumu veririm.

ben artık eğitimli insanların yönetmesini istiyorum. yemin ederim ki eğitimliler dışında da kim aday gelirse gelsin oy moy atmayacağım.

ekmeleddin ihsanoğluna her ne kadar karşı olsam da adam eğitimli biri. o yüzden saygı duyuyorum, farklı sebeplrden oy atmayacak olsam da recep tayyip erdoğan yerine bu adama 50 defa oy atmayı tercih ederim.

ayak takımının yönettiği bir ülke olmak istemiyorum artık. istediğinizi düşünün. mecliste lise mezunu milletvekili gördüğümde bile sinirlerim kalkıyor.

orayı dolandırmış burayı dolandırmış diye söylenmeye devam etsinler. sikimde değil.

Sırf arnavut oldugu icin bile veririm. Sark kurnazlarindan iyidir

amerika çözmüş zaten sistemi. adamlar dünyanın en iyi üniversitelerindeki insanlar dışında kimseyi oturtmuyor o koltuğa, sonuç olarak da durumları malum. ben bu konuda sahiden çok sinirliyim. ben artık başımızdaki insanın iyi mi kötü mü olduğuyla değil; ayak takımı mı yoksa fikirlerine değer verilecek bir akademi mezunu mu olduğuyle ilgileniyorum.

edit: eğer bir gün başkanlık seçiminde bilmem ne mezunu, doktora yapmış bilmem kim ile bilmem ne mezunu bilmem ne akademilerinde bilmem napmış biri çekişirse işte o zaman onun "iyi biri mi kötü biri mi" olduğuna bakacağım. o güne kadar, kim eğitimliyse oyum ona.

valla veririm.

tepki oyu. :)

ayrıca adam eğlenceli, yiyeceğini de yemiş heheheh.

evet.

Hırsız mırsız, hepsi hırsız sonuçta. En azından eğitimli, görmüş geçirmiş, ülkenin başında gördüğümde o koltuğa yakışacağını düşündüğüm, benim yaşam tarzımla daha çok orta noktası olan bir herif.

Net bi şekilde tepki oyumu verirdim bu arkadaşa.

Yuh amınakoyim. Biz de "hepsi çalıyor nasıl olsa" diyen AKP seçmenine laf anlatmaya çalışıyoruz. Tapelerden sonra nasıl olur da bi insan bunlara oy atar diye şaşırıyoruz.
Ne Cem Uzan'ı amınakoyim?

Kendisi hakkında sözlükte uzunca bir yazı vardı şimdi bulamadım ama... Eski çalışanlarından birisi tüm bu saçmalığa bir cevap vermişti. Türkiye son anda kurtuldu diyordu kısaca. Onu bulup okumak lazım.

elbette hayır. kültürlü ve görgülü dediğimiz ekşiciler yorumlarıyla beni üzdüler ya da eğleniyorlar.

ben veririm. eğlenceli olur.

tek cekim alip sonrasinda o miktari taksitlendirme olayi vardi.. bu sekilde alinabildigini soyluyordu birileri sanki burda ama denemisligim yok..

nakit almak istersen yardımcı olabilirim. vatan'ın falan %30 indirimle sattığı fiyatlardan azcık daha düşük fiyata aynı telefonu sağlayabilirim.

ilgilenirsen olayın detayını paylaşmak mümkün.

hızlıaldan 900 liraya tek çekim telefon aldım. bir kaç gün içinde banka mesaj attı harcamanızı taksitlendirelim diye. harcamanın tipine baktıklarını sanmam.

tutar 75 euro altındaysa sorun olmaz.

ürünü kutusu açılır bomba mı değil mi diye 3,60 vergi alınır 75 euro altı ise sorun yok sıkıntı yok.

üzerine gift yazdır. faturayı da kesebiliyorlarsa düşük kessinler önlem olarak.

ben 70cm x 20cm x 20 cm'lik sipariş vermiştim (amazon, ingiltere) sıkıntısız geldi üç haftada.

selam.. ürünün değeri yaklaşık 500$..

divit o kutudan para gelir abi şöyle gelir :)

www.bitcoinx.com

* power consumption: 366 watt
* cost of mining hardware: 500 $
* electricy rate: 0.08 cent/kwh

ürün kendisini 1 ayda amorti ediyor :)

fiyatını düşük yazarlarsa geçer.şu sıra cep telefonlarıyla kafayı bozmuşlar.belki ukime gider 3-5 lira ardiye parası ödersin.

Ford Fusion.

bence, alfa romeo 159

elbette ki lpgli bir focus. ama ghia olması şart.

polo, corsa, fiesta bakılabilir. biraz daha koyman gerekebilir üstüne temiz araba için.

bayan isen polo, corsa, fiesta gibi kutu arabalar daha temize bulunur bu paraya. erkek isen c sınıfı hatchback öneririm. Modeli fazla eski seçmemek lazım.

hocam er kişiyim. aklımda şunlar var.

1- golf 5
2- focus dizel veya benzinli çok kararsız kaldım.
3- megane 2 hb dizel

sizce hangisi mantıklı? ankara'da oturuyorum. tavsiye edeceginiz araçlara gidip bakarım.

en az km ve en yeni model hangisindeyse, hangisi daha temizse onu derim.

golf derim. az yakıyor, sürüşü keyifli ve vw var arkasında. yeter de artar bile.

Nelere dikkat edilir bilmem ama Fabrika'nin cok guzel takimlari var guzelde indirimleri oluyor boynere bir bakin. Kitap gibi takimlar. Suvari de guzel, kesimleri falan iyi hem fiyatlari Fabrika'ya gore ucuz.

Fazla paranız yoktur ilk etapta. Altınyıldız gibi Süvari gibi daha ekonomik markalara yönelip 2 ayrı takım alın derim. Bedeninize göre ideal beden değişir. Bu işlerden anlayan bir arkadaşla gidin alışverişe.

yazmamışım, yün oranı yüksek ve naylon oranı düşük olursa daha iyi olacaktır.

Bence takım alma. Ayrı ceket pantolon al. Uygun birbiriyle gidebilecek renkleri. Kombinasyonlarını yapıp giyersiniz.

Alakası olmadığını düşünüyorum.

vitamin b12 desteği alabilirsin. tabletler kabız yapar ama direkt kalçadan olanları altı aya normal seviyeye çıkarır. tabi eksikliğin falan varsa ya da oluşmuşsa. onun haricinde o iş öyle olmuyor. sen haftalar önce üretilmiş spermleri atıyorsun. yani olay anında pek bir üretim olmuyor bildiğim kadarıyla. ergen falan değilsen kız arkadaş bul, yavaştan yürü.

mastürbasyon ile ilgisi yok.

Evet mastürbasyon unutkanlık ve dikkat dağınıklığı yapıyor. Bazı zamanlar günde 6-7 posta yapıyorum pharmaton kullandığım halde korkunç bir unutkanlığım oluyor.. Hafta iki kez yeterli fazla aşma, bol bol meyve ye abur cubura kaçma.

mastürbasyonla alakası, görsel olarak pornografik imgelerin zihnini meşgul etmesi olabilir... yani evet, bence mastürbasyonla alakası var eğer her seferinde porno izleyerek yapıyorsan bunu...
çözümün ne olduğunu bilmiyorum. düşünerek mastürbasyon yap, yahut seviş işte en güzeli...

alakası var. alakası yok diyenleri sallama. masturbasyonun bir çok şeyle alakası var. yorgunluk, hafıza, boşalma vs.

30 da başlıyor maalesef belirtileri, 35 lerde doruğa ulaşıyor..

Çalışıyor ise, mesai saatlerinde kendini sadece işine vererek çalışma arkadaşlarına ve yönettiği insanlara kan kustururlar.

teyzemin kızı bu grubun başında gelir.

Secilmemis olmanın verdiği mutsuzluk hali sadece.

35 yas ustu bekar erkekler de kel ve göbekli oluyor. Ne gereksiz genellemeler. İsteyen evlenir istemeyen evlenmez derdinizi seveyim.

Iki bekar öğretmenim vardı, ikisi de dışarıdan bakınca genellemeye uygun görünüyorlar, sorsan tanısikligi olanlar hep cins, uyuz der. Samimi olunca çok iyi insanlar olduklarını fark ettim, ikisini de çok severim. Sınıfa sorsan yarısı iyk uyuz karı der ama dersten derse muhatap olmuş insanlardır.

Valla olsa olsa huysuz ve ters kadınlar oldukları için o yaşa kadar evlenemiyorlardır.

35 yaş üstü bekar kadın değilim ama bu kadınların girdikleri her ortamda aynı boş boş muhabbetlere maruz kaldıklarına "yaa zamanında evlenseydin çocuğun şu kadar olurdu., bak kariyer de bir yere kadar önemli olan aile saadeti", arkasından " ya x çok asabi bi evlense geçer. zamanında armudun sapı üzümün çapı diyerek evlenmedi, yazık etti kendine vs." tanık olmuş biri olarak iyi dayandıklarını söyleyebilirim. insan yıllar boyu bunlarla sınanıp güleryüzlülüğünü ve sabrını koruyorsa direkt madalya takalım zaten, insan-ı kamil olmuş demektir bu genç yaşında.

evlenen-evlenmeyen, kadın-erkek diye ayırmak yerine, psikolojik sorunlarını çözemeyen ve onlarla beraberce aşırı derecede bozulmuş hayatlar yaşayan insanlar denebilir bence bu dediklerinize. evlinin evliliğinden ya da evlenmiş olma durumundan psikolojik sorunları oluşur, evlenmeyenin, toplumsal anlamda doğru olanı yapamadığı düşüncesiyle psikolojisi bozulur, daha farklı şeyler de olabilir.. Zaten hayatları ve kendileri hakkında hiç düşünmemiş, kendileriyle ya da içinde yaşadıkları ortamlarla ilgili hiçbir yapıyı anlamaya çalışmamış insanlar her yerdeler. kadınlar daha karikatürize edildiği için sanırım daha çok göze batıyor. Ya da üzerlerindeki toplumsal baskı daha fazla olduğu için daha fazla sorun yaşıyor ve yaşatıyorlarmış gibi görünebilir. Fakat bahsettiğiniz şey klasik insanın genel kendini bilmezliğinden kaynaklanan bir şey gibi geliyor bana, bu sebeple de ayrımı kadın-erkek, evli-değil gibi yapılar üzerinden yapmak istatistiksel olarak mantıksız olabilecektir..

otuz beş yaş üstü bir tanıdığım evlendi ve kısa süre içerisinde boşandı, bırak huysuz ve tersi, dünyanın en tatlı insanıdır kendisi. evlenme gibi bir niyeti de olmamasına rağmen bakımlıdır da. genellemek yersiz.

düzgün bir partner güzel bi seks hayatları yoksa genelde evet.

varsa pamuk gibi oluyorlar :)

konuşmayım diyorum. Boşver rock diyorum olmuyor. Evlenmediler diye niye ters olsunlar, belki evlenmeyi düşünmediği için bekardır. Ayrıca sizinle evlenmedi diye kimsenin psikolojisi bozulmaz

kafayı bozmaya müsait kız 25 yaşında bile bozuyor, 35 demeye gerek yok. Ha, bana kalırsa evlilik delisi kızlar dışında böyle bir durum yok.

@knight of cydonia,
@rock n roll,
Yahu ben evlenmeyen kadınlar huysuz olduğundan evlenemiyor demedim. İlla bir genelleme yapmak istiyorsan en elle tutulur tarafı böyle olabilir dedim.

Evlenmek istemez, karşısındaki kötü çıkar, ilgilenmesi gereken insanlar vardır, olabilir yani.

Benim vurguladığım evlenmedi diye kimse huysuz olmaz. O aslında öyledir.

Rockin da az zamani kaldi kizar tabi :)))

O kızgınlık kişiye gore değişiyor. Evlilik meraklısı ise 25inde baslayan bile var.

@onexey
Aslinda bu acidan bakmak da mantikli geliyor ama o zaman erkekler icin de boyle genel bir kani olmasi lazimdi toplumda. Ama farkli bir acidan yaklasman hosuma gitti.

Evlilik meraklisi olan-olmayan diye ayirmak uygun mu bilmiyorum. Ben evlilik meraklisi olmayan bayana hemen hemen rastlamadim. Kimisi dile getiriyor belli ediyor, kimisi belli etmiyor ama hep gelinlik hayali kurarlar. Ama damatlik hayali kuran...?

huysuz bir kadınım. 19 yaşında da böyleydim, 29 yaşında da böyleyim. evlilik hayali hiç kurmadım, hatta en büyük korkularımdan biri evlenmek.

bu cevaplar yeterli olur sanırım.

@devilred
Bana soyluyorsan bu cevaplar yeterli olmaz. Ben genelleme hakkinda soruyorum. Herhangi bir genelleme rahatlikla dogru kabul edilse bile genellemeye tamamen zit olanlar bulunur. Devilred'in huysuz olup olmamasi genellemenin dogru olup olmadigi hakkinda fikir vermeyecegi icin yeterli olur dedigin cevaplar yeterli degil.

He basligi acana soylemiyorsan cevaplar yeterli olur sanirim diye, o zaman bu satirdan ustte yazdigimi dikkate alma:)

toplumda böyle bir algı varsa saçmalıktır bu düşünce onu dedim ben de. Ayrıca konu bana nereden geldi. Benim yaşam tarzımda evlilik ve çocuk yok. Ben resimle, heykelle uğraşan, hayatı farklı algılayan,hayata karşı belli bir duruşu olan biriyim. Akşam beyim işten gelsin, eltimgillere, kaynımgillere çaya gidelim tarzı bir kadın değilim

Valla bana göre aynı şeyin erkekler için söylenmemesinin toplum yapısıyla alakası var ama uzun ve karmaşık bir konu. İki cümle ile kesin sonuca varılabilecek bi hadise değil.

aslı astarı var mı bu olayın demişsin, cevap verdik işte. neden kabul görmedi ki o cevabım? ille açık açık "hayır, aslı astarı yok, ters olmanın evlenmeyle ilgisi yok" mu yazmalıydım?

35 yaş üzeri bir erkek olarak ben de huysuz değilim, yaşıtım kadınların da huysuz olduklarını düşünmüyorum.
ayrıca rock'ı da üzmeyin:)

Simdi dusundumde soyle olabilir; Insanlar huysuz insanlarla karsilastiklarinda istatistik yapmak icin bu huysuz insanlarin boyunu posunu, sacini, goz rengini, kan grubu bilmemnesini aklinin bir kenarina kaydetmiyorelar. Ama ileri yasta bekar olmak bizim toplumda dikkat ceken birsey oldugu icin huysuz bir insanla karsilasinca, ileri yasta ve bekar olmasi gibi dikkat cekici bir ozelligi hafizasina kaydediyorlardir otomatik olarak. Bu yuzden bu hafizaya dayanarak bu genellemeyi ortaya atiyor olabilir insanlar. Belki baska ozelliklerine dikkat edilse baska genellemelerde cikarilabilirdi (alakasi olsa da olmasa da) ne bileyim kisa boylular huysuz, genis omuzlular huysuz, spor yamayanlar huysuz gibi. Ama toplumun dikkatini ceken seyler - toplum tarafindan - genellemeye kriter olabilecegi icin ileri yasta evlenmeyenler huysuz genellemesi yapilmis olabilir diye dusundum simdi..

@devilred
Senin genellemeye uymayisin genellemenin asli olmadigi anlamina gelmez tarafsiz bakalim. O yuzden cevap yeterli degil dedim. Bir kisi icin degilde (sen ya da baska bir kisi farketmez)genel icin birsey soylesen bu soruya bir cevap olurdu. "hayır, aslı astarı yok, ters olmanın evlenmeyle ilgisi yok" yazmaliydin degil.

@yalnux
rock'i ben uzmedim biliyorsun:)

Boyle br sey var. Literaturde adi bile var. Mal baisé.

(Neden bilmiyorum, fransizca)
(seksist bir tabir, fazla duyarli arkadaslar arastirmasin)
(ben uydurmadim / yaratmadim, paylastim sadece)

"sizce böyle bir genelleme var mı?" diye sormalıydın o halde. yoksa "bunun aslı astarı var mı?" sorusuna gayet de geçerli bir cevap verdim.

benim var bir kaç böyle tanıdığım. dediğin gibi değiller.

bu duyuruda da rastlayabileceğin üzere genelde rahatsız ruh hastası oluyorlar. ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim, allah kimseye 35 yaş üstü hiç evlenmemiş, bekar kadın müdür vermesin.

Yaşanan çevreye, alınan eğitime, sosyal hayata, ekonomik seviyeye göre karakterleri de değişkenlik gösterebiliyor. Yaş olarak 35+ olmak standart bir kadın profili vermiyor bize. Hayatının en güzel dönemini geçiren mutlu neşeli pozitif bir kadın olabileceği gibi evde üç çocukla akşam eve gelecek olan kocası için yemek hazırlayıp içten içe "Allah canımı alsa da kurtulsam" diyen hayata küsmüş bir kadın da olabilir bu 35+ yaşındaki kadın. Salt yaşına bakıp "Evet bunlar çok dırdırcı nemrut oluyor" demek büyük bir saflık bana kalırsa.

totaliter temayuller varoldukca, boyle...

Ruh sağlıkları pek yerinde olmuyor, evet.

bizim komşu var. çok tatlı.

valla genelliyorsak eger tam yapalim bence. +35 bekarda kadinlar agresiflesiyor evet, erkeklerde de abazalik ve yavsaklik artiyor. yabacak bisey yok.

doldurdum.

Ben de doldurdum, bayan değil kadın deyip ortalığı karistirmayacagim ama gerçekten yanlış bir kullanım buradaki.

Doldurdum ama bayana gıcık oldum, söylemeliyim.

Bayan/bay. Kadın/erkek +1

ayrıca bazı sorularda birden fazla şık seçebilmek iyi olurdu. Süt ihtiyacınızı nereden karşılıyorsunuz, hangi marka kısmında vs.

doldurdum.

doldurdum.

dn: bayan diye bir cinsiyet yok yalnız, akademik bir çevredesiniz, düzeltin dilerseniz.

doldurdum.

doldurdum ama belirli bir marka tercihim yok aslında. o an keyfime göre rastgele bir şey alıyorum. o yüzden birden fazla seçeneği seçebilsek güzel olur.

Done..
Sondaki soruya "Eğer" eklemek iyi olabilir..

Doldurdum...süt tüketme nedeni keşke coktan seçmeli olaydi. Süt banyosu yapıyorum diye cevap gelirse haberimiz olsun merak ettim.

arabaya göre değişir. ama genelde lpg fiyatı yükselten bir etken, çok lüks bir arabaya takmadıktan sonra.

Piyasayı öldürmez ama satarken ben buna 2bin-atıyorum- liraya LPG taktırdım ondan fiyatı 2bin yüksek diyemezsin. Sadece az yaktığın karına olur o kadar.

bozma orjınalı

galerilere bakmayın. onlar tüplü alırken ayrı fiyat kırar, tüpsüz alırken ayrı. tüp uyumlu araba ise bir miktar fiyatı artırır ama taktırırken ödediğiniz kadar değil. bir de tüpü kendisi taktırmak isteyen titiz tipler tüplü arabayı istemeyebilir.

Ben tarihlere göre klasörlüyorum sonra da bulutta depoluyorum. Tabi senin bu saatten sonra bunu yapman zor gibi görünüyor.

bulutta derken hangisi? icloud? dropbox? ya da başka bi şey mi kullanıyosunuz?

Ben fotoğraf arşivi olan biri değilimdir ama elimdeki numunelik olanları düzenlemek için picasa kullanmıştım bir ara. İçindeki kişileri etiketleme vs özelliği var. İsterseniz de google hesabınıza 2048x2048'e düşürmek kaydıyla sınırsız ve otomatik olarak yedekliyor.

Klasörlere "yıl.ay.gün_xxxxx" şeklinde isim veriyorum, ve onlar da kendi aralarında tarih sırasına göre dizilmiş oluyorlar:
"2006.01.12_Can ile Erken Kutlanan Bir Doğum Günü"

Picasa guzel duzenliyor.

konusuna gore grupluyorum ben de.
harici diskte ayni zamanda bulutta. copy.com'u kullaniyorum

En üstte ana kategoriler var. Altında ise olayın adı ve tarihi şeklinde. Mesela doğa ana kategorisi, altında ise "amcalarla piknik - 23.06.2013" gibi.

Özür dilerim geç görmüşüm ancak cevap verebiliyorum. OneDrive'da saklıyorum fotoğrafları. İleride kapasitesi yetersiz gelecek olursa da yenileri Yandex.Disk ya da Dropbox'a atarım galiba.

3 ayda bir klasörlüyorum ben. bazen de event bazlı olarak.

yani 2014 / ocak - mart / bodrum

gibi

4-5 gün sürdü son turkcell'den vodafone'a geçişim.

Sim kartındaki numaralar yeni sim kartta bulunmaz haliyle, telefona atman lazım numaraları.

Yakın zamanda annem geçti, 4-5 gün sürmüştü.

telefon akıllı ise kesinlikle gmail rehberi kullanın. telefondu, sim karttı böyle kaybedilebilir rehberlerle uğraşmayın.