Giriş
(5)

Nasıl daha fazla hazır cevap olurum ?

kestane gürgen palamut
Sosyal ortam, iş ortamı vs bazen kal geliyor. Hazır cevap sayılırım ama bazen vermem gereken cevap sonradan aklıma düşüyor. Bu geliştirilebilir bir şey mi? Hiçbir lafın altında kalmak istemiyorum. Yol gösterin
Sosyal ortam, iş ortamı vs bazen kal geliyor. Hazır cevap sayılırım ama bazen vermem gereken cevap sonradan aklıma düşüyor. Bu geliştirilebilir bir şey mi? Hiçbir lafın altında kalmak istemiyorum. Yol gösterin
0
kestane gürgen palamut
(15 saat)
Kötü arkadaş edin biraz.
0
arbre
(15 saat)
hazır cevaplık hızlı düşünme ve geniş kelime haznesi gerektirir. daha fazla okumak faydalı olabilir ama bir yere kadar. herkesin kafasında kırk tilki dolaşamaz.
+1
merhum
(15 saat)
niye hazır cevap olmak istiyorsun. karşındakiyle hazır cevaplı, ayar verdimli, laf kodumlu iletişim içine girersen zaten, stresten kurtulamazsın. laf laftan aşağı kalmazmış derler anadolu'da. bunun yerine sağlıklı iletişim kurma yollarını öğren derim. ama her yolu denedim apla bunlar iflah olmaz dersen ben de yaşadım böylesini, o zaman yardır. güvenli bir alandaysan ne geliyorsa ağzına.
ibb.co

ha güvende değilsen, yasalarla falan başın ağrıyacaksa uzaklaş, şeytan görsün yüzlerini.

işim gücüm yok onlara hazır cevap yeteneği geliştireceğim. aha hazır cevabı perran kutman vermiş.
+1
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(15 saat)
iyi arkadas edinin biraz.

surekli bir seylere cevap vermek, laf sokmak zorunda oldugunuz bir ortamdaysaniz hazir cevap olmak size fayda getirmez, psikolojik acidan insani yipratan bir ortamin parcasi olmus olursunuz. zaman kaybi, kalitesiz ve guven vadetmeyen iliskiler, arkadasliklar kurmak da cabasi.
+4
Sour
(12 saat)
Benim de merak ettiğim bir konu. Öyle insanlara maruz kalıyoruz ki Nahif kalmanın hiçbir anlamı kalmıyor. Kendi adıma sonradan aklıma gelen cevaplara yanıyorum veya zamanında lafımı soyleyemedigim için o kişiye karşı içimdeki öfke bitmiyor. Durduk yere aklıma takılıyor.
Belki böyle bir dizi karakteri, YouTube da bir fenomen yani direkt örneklerle takip edileilecek içeriklere göz atılabilir. Hazir cevapliligi ile ünlü ünlülerin programları izlenebilir. Ben de denemeyi düşünüyorum.

Kitap olarak öneri de gelse ne güzel olurdu.
0
egerbiryolcu
(11 saat)
(17)

Domuz yemeyen inançsız var mı?

michael_knight
İnanç dışında bir sebepten domuz yemeyen insanlar da var mı? Normalde domuz yiyen toplumların kültüründe yetişmiş kişiler için soruyorum. Ve tabi veganlık gibi tüm etleri reddetme değil de sadece domuz.
İnanç dışında bir sebepten domuz yemeyen insanlar da var mı?
Normalde domuz yiyen toplumların kültüründe yetişmiş kişiler için soruyorum.
Ve tabi veganlık gibi tüm etleri reddetme değil de sadece domuz.
0
michael_knight
(23 saat)
dünyada adım atmadığım bir kıta kalmadı. at eti bile yedim ama pembe domuz yemedim. acayip iğreniyorum pembe domuzdan. bu benim inancımla alakalı bişey değil.
0
Fodera
(23 saat)
Olmaz mi? Tadini sevmeyen tanidim, saglikli bulmayan tanidim.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(23 saat)
Var tabi niye olmasın.

Domuz pis bir hayvan eti de kokuyor çoğu yemekte. Hele kızartmalarda falan yağlı da genel olarak herkese hitap etmeyebilir.
0
chicha_v2
(22 saat)
Koku iğrenç geliyor bana
0
basond
(16 saat)
Kokusu igrenç geldigi için yemeyen hristiyan tanıdıklarım vardı. Sıgır eti yiyorlardı sadece. bana sorarsan ne gerek var tecrübe varken
0
limonlu eksi
(16 saat)
ben yemem. tadını sevmiyorum ve tenya konusu tedirgin ediyor.
0
gabe h coud
(15 saat)
koyun kuzu ve domuz yemezler bir çok (müslüman ve yahudi olmayan) insanlar. çünkü farklı bir kokusu var, biraz ağır ve yağlı hepsi de. et diye sadece sığır, dana eti yiyorlar.
+1
ground
(15 saat)
20 yıllık ateistim, çok yurtdışında bulundum ve bir çok kez domuz eti denedim-yedim ama bana hiç lezzetli gelmedi, kırmızı et varken domuz eti yemek bana göre absürt bir durum.
0
say something loving
(15 saat)
Ben denk gelmedim.
Bu arada domuz etinin hastası olmasam bile domuz şarküterisi, sosisleri vs efsane ürünler. Yoksa hayatımda kimsenin dana biftek ile domuz eti karşılaştırdığını görmedim, fiyat olarak bile aynı yerde değiller. Bana göre domuzun efsane olduğu yer şarküteri. Misal bir jambon de bayonne, porchetta, speck delle alpi.
0
logisticsmanager
(14 saat)
logisticse katılıyorum. italya'da parma ham yerim, almanya'da sosis yerim, hamburger içinde bacon yerim ama gidip de az pişmiş domuz eti ya da steak tarzı bir ürünü dana eti varken yemem.
0
awlmi
(14 saat)
Şarküteri domuzu benim için de bir numara +1. istanbul’dakilere eataly’nin mortadellasını öneririm. tiftik pulled pork (özellikle bbqda) ya da japon mutfağında ramenlerde kullanılan chashuyu da seviyorum.

rosto için vs. domuz eti sevmem. baby back ribs de çok sevmem. gerçi ben kurban etini de yemem.
0
eileengray
(13 saat)
kuzu yemeyen inançlıda var.
0
duyuruuser
(12 saat)
"yetismek"ten kasit nedir bilmiyorum ama 20'li yaslarimdan beri yurt disinda yasiyorum. su an 40'a yaklasiyorum. ateistim. domuz eti yemiyorum. sadece sevmiyorum. tadini sevmeme veya saglik nedeniyle yemeyen cok insan vardir diye dusunuyorum. alkol de kullanmiyorum mesela. ustelik alkol kullanmadigimi soyledigimde turkler hemen sizi bir sinifa sokuyor, yobaz, akp'li, bilmem ne. halbuki ben saglikli olmadigi icin icmiyorum. halbuki konustugumuzda inancli olduklarini ama alkol kullandiklarini soyluyorlar. bu daha tuhaf bir durum degil mi? :) ateist olmanin sartlarindan biri alkol (veya domuz) tuketmek degil ama musluman olmanin kurallarindan biri bunlari tuketmemek.
0
Sour
(12 saat)
inanç hassasiyetim yok ben de de domuz + alkol tüketmiyorum. domuz 1 kere yedim mideme çok ağır geldi sindirmekte epey zorlandığımı hatırlıyorum, o yüzden dana varken neden domuz yiyeyim +1 diyorum. bu arada koyun etini de sindiremem bu yüzden koyun da yemiyorum. alkol de mideme iyi gelmiyor alkol de alamıyorum :)
0
Sadece soruyorum
(9 saat)
Hocam domuz etine türkiye'de çok acayip bir önem yükleniyor. Hem muhafazakar kesimde, hem daha modern beyaz yakalı tayfada çok acayip bir konu türkiye'de bu.

muhafazakarlar yalandan bile bu kadar korkmuyor.
kendini modern görenler de domuz yemeyi çok önemsiyor, özellikle beyaz yakada bununla övünenler falan var çok komik.

İşin özü batı ülkelerinde de domuz eti tüketmeyen bir kitle var.

Çünkü domuz düşük kalite bir et. Elbette şarküteri anlamında iyi ürünler yapılıyor. Ama Premium et yemeklerinin çoğu sığır etinden yapılır.

Domuz eti biraz daha fast food, orta- orta alt sınıfın, mavi yakalının sevdiği bir lezzet. Ha elbette tüketen var, elbette lüks restoranlarda da servis ediliyor.

Ama şey gibi düşünün, et döner vs tavuk döner. Tavuk döner daha ucuz, daha öğrenci işi, daha zayıf bir lezzet.
0
anten
(7 saat)
Çiftlik domuzu değil ama yaban domuzu özellikle pistikten sonra sığır etine baya benziyormus.

Tr'nin yarısına bence dışarda kebap döner hamburger yiyorum diye bunu yedirmislerdir :) hele büyükbaş krizi vs varken affetmemistir Yurdum anadolu irfanina sahip esnafı :))

Kişisel olarak kültürel bir alışkanlık, koku, damak tadı, önyargı vs sebeplerle yemem. (Çünkü hakikatten les gibi kokuyor piserken çiftlik domuzu)
0
makbur
(4 saat)
duz domuz eti bizim damak tadimiza ters, ayrica kalite olarak da dandik bir et.
bir islemden gecirilmesi lazim yiyebilmemiz icin, ya tutsulenecek, ya marine edilecek, vs.

dini bir kaygim sifir derecesinde ama tadi ters geldigi icin jambon/sosis karisimlari haricinde almam/yemem.
0
cooperr
(3 saat)
(12)

Date planlaması

Civil.leo
Kadınlar date için sen ne istersen onu yapalım dediğimizde neden deliriyor?
Kadınlar date için sen ne istersen onu yapalım dediğimizde neden deliriyor?
+1
Civil.leo
(10.12.25)
Cunku karar alici olmak istemiyorlar. Karar veremeyen erkekler pek erkeksi gelmiyor. Kararli, yonlendiren, ne istedigini bilen, lider vs erkek falan istiyorlar. Dusunulup istenen birsey degil muhtemelen tamamen kadin tabiatiyla ilgili. Bugun icinde bulundugumuz dunyada belki korunmaya ihtiyaclari yok ama eskiden gelen bir koruyabilecek erkegi isteme ic gudusu sebep olarak sunulabilir. Daha derin bilgisi olan arkadaslar daha iyi aciklar, ben bu kadar yapabildim. :)
0
mbond
(10.12.25)
kolaya kaçmak gibi oluyor çünkü. ortaya bir fikir dahi atamayacak gibi gözüken bir tablo oluşuyor. ilişkinin biraz süresi de varsa zaten sevip hoşlanabileceği şeylerin bilinip ona göre plan yapılması isteniyor.
0
black holes in the sky
(10.12.25)
işgüzarlık ve alışkanlık, sen listele hangisine yüzünü ekşitmezse onu seç
+1
nahtoderfahrung
(10.12.25)
Neden ellerini ceplerine atmıyorlarsa o yüzden
-8
artıküyeolmakistiyorum
(10.12.25)
Siz belki fikir belirtsin ya da mekan seçiminde özgür olsun, mutlu olacağı yere gidelim diye düşünüp ne yapılacağını sen seç diyorsunuz ama karşı taraf onu emeksizlik olarak anlayabilir. Bence de biraz özensizlik belirtisi bu arada. İnsanlar kendilerini değerli hissetmek istiyor ya, "senin için özel bişi düşündüm" hissinin verilmesi güzel bir şey. Birisiyle buluşmadan önce 5 10 dk zaman ayırıp plan yapın, en azından seçenek sunduktan sonra "ben bunları düşündüm ama sen ne istersin, fikrin var mı?" diye sorarsınız.
+2
kullanicadi
(10.12.25)
Sen ödeyeceksin o yüzden. Parana göre mekan seçeceksin.
-1
michael harddd
(10.12.25)
Dönüşümlü mekan/aktivite seçiyorsanız delirmemeleri lazım :D Beni mesela sürekli tek tarafın plan program yapması aşırı rahatsız ediyor. Karşıdakinin sorumluluk almaktan çekinip hep diğer tarafa sorumluluk yüklediğini düşünüyorum böyle bir durumla karşılaşınca. Adil değil.

Aynı zamanda "şu konuda ne düşünüyorsun?" diye bir soru yönelttiğimde karşı taraftan "sen bilirsin, fark etmez" cevabını almaya da uyuz oluyorum. Belli bir yaşa gelmiş bir insan nasıl fikirsiz olabilir ya :D? Hani şöyle bir cevap verse tamam "ben şunu düşünüyorum ama sen farklı düşünüyorsan ona da uyarım", o zaman bu bir nezaket göstergesi oluyor.
+1
truf
(10.12.25)
Bunun kadınlarla ilgili olduğunu sanmıyorum. Bağlam da vermemişsiniz, olay kinayeden kaynaklı da çıkmış olabilir, sürekli bu durumun tekrarlamasından kaynaklı da.

Eğer ikincisiyse, ilişki iki kişilik bir şey. İnsan karşısındaki kişinin bir fikri, bir arzusu, birlikte yapmak istediği bir şeyi olsun ister. İnsan birlikte olduğu kişinin kendisini düşünüp, onla yapmak istediği bir şey olduğunu hissedip bunu yapmaya hevesli olmasını ister. Bir numarası, bir olayı olmasını ister.

Eğer siz planlamayı sürekli karşı tarafa bırakıyorsanız bir noktada başlarım böyle işe deyip pılını pırtını toplayıp gitmesi muhtemel.
0
akhenaten
(10.12.25)
Farketmez ya, her sebep olabilir bunun nedeni.
0
michael_knight
(23 saat)
valla onlar delirmese bile sen date planini kendine gore yap zaten, kendin gitmekten keyif aldigin yerlere gore plan yap. begenirse begenir begenmezse kendi bilir en azindan sen sevdigin bir yere gitmis olursun :)
0
bay b
(14 saat)
sen ne istersen onu yapalim demek "sen planla" demek de ondan. bana her sey uyar, yeter ki sen mutlu ol, senin istedigin olsun kisvesi altinda sorumluluktan kacmak. emin olun her zaman gittiginiz, bildiginiz bir kafe ve restoran bu isi cozer, farketmez demekten cok daha iyi.
+1
Sour
(12 saat)
ayy valla ben de deliriyorum. ya hep ben mi düşüneceğim hep ben mi ayarlayacağım be adam biraz da sen düşün diye isyan ettiğim çoktur. kendimi hep onu bir yerlere sürüklüyormuşum gibi hissediyorum. bi noktada artık bırakıyorum plan program yapmayı.
0
Sadece soruyorum
(8 saat)
(2)

Kariyer Endişesi

lapetitemort
Merhaba.Toplamda 10 kişiden oluşan bir ekibin 5 kişilik bir kısmına teknik mentörlük ediyorum. Hepimizin yöneticisi olan şahıs teknik olarak oldukça zayıf ve bana ihtiyacı var. Şu an için aslında rolüm onun için değerli. Fakat şöyle bir endişem var. Mentörlük ettiğim kişiler belli bir tecrübe kazand
Merhaba.

Toplamda 10 kişiden oluşan bir ekibin 5 kişilik bir kısmına teknik mentörlük ediyorum. Hepimizin yöneticisi olan şahıs teknik olarak oldukça zayıf ve bana ihtiyacı var. Şu an için aslında rolüm onun için değerli. Fakat şöyle bir endişem var. Mentörlük ettiğim kişiler belli bir tecrübe kazandıktan sonra artık kendi başlarının çaresine bakmaya başlayacaklar. Onlar da vizyon çizebilir duruma gelecekler. Beni onlara iş emri veren gereksiz birisi olarak görecekler. Belki de onlara iş yaptırıp ekmeğini benim yediğimi düşünecekler. Buradaki sorun, ben yöneticim gibi idari bir yetkiye de sahip değilim. Arada kalmışlık yaşayabilir miyim diye endişeleniyorum.

Burada iyi bir strateji öneriniz var mı?
0
lapetitemort
(10.12.25)
Mentörlük dışında ekibin işi her neyse bir yandan onu da deneyimli bir personel seviyesinde icra ediyorsanız endişelenecek bir durum yok, zamanla mentörlük süreniz azalırken normal işe ayırdığınız süre artacaktır. Ancak bütün işiniz mentörlükse bir noktada size ihtiyaç kalmaması ya da çeşitli koşullardan dolayı mentörlüğün ekip için pahalı bir pozisyon olmaya başlamasıyla birlikte boşa çıkabilirsiniz. Şirketin yapısını ve işin doğasını bilmeden yorum yapmak güç ama bence ya mentörlüğünü yaptığınız işi de kıdemli bir çalışan seviyesinde icra eder durumda olmalısınız.
+2
salihdt
(10.12.25)
bu tum meslekler ve pozisyonlar icin gecerli. teknik bilgi baska, takim yoneticisi veya training sorumlusu olmak baska. sizin sahip oldugunuz ozellikler teknik bilgi + egitme, takim yonetme, is paylasimi, problem cozme, vizyon gelistirme vs. ayrica buyuk ihtimalle teknik bilgileri sizden daha fazla olmayacak cunku siz daha tecrubelisiniz. bir sonraki pozisyonunuz idari sorumluluklari kapsayacak, o ekipten biri ise sizin yerinizi alacak.

oneri sormussunuz: idari becerileri gelistirmek, sirketteki bir sonraki pozisyonunuzu dusunmek.
+2
Sour
(10.12.25)
(6)

Bacak kılları

arbre
Erkekler bacak kıllarınızı kısaltıyor musunuz? Özellikle spor yapanlara soruyorum. Fitness, yüzme.Hayatımda ilk defa tüy dökücü kullandım kol ve göğüs için. Çok beğendim. Hem kısa sürüyor, makineyle uğraşmıyorum, daha düzenli uzuyor.Bacak için de denesem mi? Bacak kıllarımı seviyorum bu arada. Rahat
Erkekler bacak kıllarınızı kısaltıyor musunuz? Özellikle spor yapanlara soruyorum. Fitness, yüzme.

Hayatımda ilk defa tüy dökücü kullandım kol ve göğüs için. Çok beğendim. Hem kısa sürüyor, makineyle uğraşmıyorum, daha düzenli uzuyor.

Bacak için de denesem mi? Bacak kıllarımı seviyorum bu arada. Rahatsız değilim. Çıplak hissedebilirim ama havuz için iyi olacak ve yaz için.
-1
arbre
(09.12.25)
hayır kısaltmıyorum. kol ve göğüsü de kısaltmıyorum.
0
jelly bear
(09.12.25)
3 ayda 1 makina ile alıyorum.
0
HellKeePer
(09.12.25)
Yarışmaya girmiyorsanız lütfen kesmeyin be dostlar. O ilk çıkma aşaması kadar kötü bi şey yok.
0
nickini vermek istemeyen uye
(09.12.25)
Galiba 2010'dan beri sürekli spor salonundayim, spor için kil kesene denk gelmedim. Estetik kaygilardan yapan olur sadece
yakında Amerika'da olimpiyatlara katılmıyorsan vücut kılının senin sporcu olmanla alakası sıfır. Bahane aramaya gerek yok bu konuda. Kadınlar beğenir diye yapacaksan o kendi kararın.
+4
logisticsmanager
(09.12.25)
Hayir. Sakal, kulak vs. haric hicbir kilimi kesmiyorum, almiyorum.
0
Sour
(09.12.25)
profesyonel sporcular tüy dökücü kremle bazı kas gruplarındaki tüyleri eksiltiyorlar. zaten çok kaslı olunca da tüyler az çıkıyor.
0
duyuruuser
(09.12.25)
(7)

Çorbaya tel şehriye yerine spagetti olur mu?

dolantindr
Merhaba sevgili eksiduyuru ailesi. Tavuk çorbası yapacaktım, lakin tel şehriye yokmuş. Onun yerine spagetti makarnayı küçük küçük kırdım içine attım. Olur mu diye soracaktım? Olur mu derken, attım artık çorbanın içine de, yine de sorayım dedim. :D
Merhaba sevgili eksiduyuru ailesi. Tavuk çorbası yapacaktım, lakin tel şehriye yokmuş. Onun yerine spagetti makarnayı küçük küçük kırdım içine attım. Olur mu diye soracaktım? Olur mu derken, attım artık çorbanın içine de, yine de sorayım dedim. :D
0
dolantindr
(07.12.25)
Olur ama biraz kalın olur. Tel şehriye de makarna sonuçta.
0
gnosis
(07.12.25)
Afiyet olsun.
0
anon1m
(07.12.25)
Olur olur, onun kırılmamışına ramen diyor Koreliler. Adamların çorbası bile makarnalı 😁 afiyet olsun.
-2
muhayyer divan
(07.12.25)
@muhayyer divan nitpicking yapmayı sevmem ama
Ramen- Japonya
Ramyun- Kore
+2
gnosis
(07.12.25)
@gnosis

O dediğinin ne olduğunu bilmiyorum, düzeltmen ise kötü bir şey değil, sorun yok. Hatta ekleyeyim bir de ramyeon diye bir kelime var, hangi millete ait bilmiyorum, bilmek zorunda da değilim :)
+1
muhayyer divan
(07.12.25)
@muhayyer divan ikisi aynı şey. Bu romanizasyondaki görüş farklılıklarından kaynaklanıyor. Başka bir örnek: Korelilerin kullandığı alfabenin adı da farklı şekillerde latin harflerine çevrilebilir: Hangeul, Hangul ya da Hangıl. Hepsi doğru ama İngilizce konuşulan ülkelerde Hangul kullanımı yaygın.
Pazar pazar gereksiz bilgi bombardımanı için özür dilerim. Bu konular benim hobim gibi bir şey:)
+2
gnosis
(07.12.25)
ramen de kelime olarak cinceden geliyor:

"The word ramen is a Japanese borrowing of the Mandarin Chinese lamian (拉麵, 'pulled noodles')."

en.wikipedia.org
+1
Sour
(07.12.25)
(10)

duyuru kadınlarına

baldan kaymak
ayrıldık kız arkadaşımla.kıskançlıktan yıldım, çevremde x kadın olsa rahatsız oluyor. Artık yetti.Küpesini unutmuş, kargolar mısın dedi.Biraz da sinirliyim: aldığı herşeyi kargolayasım var. Evde görmek istemiyorum.Sizce napayım? Tek derdim bu şu an. Sonrası sonra.
ayrıldık kız arkadaşımla.

kıskançlıktan yıldım, çevremde x kadın olsa rahatsız oluyor. Artık yetti.

Küpesini unutmuş, kargolar mısın dedi.

Biraz da sinirliyim: aldığı herşeyi kargolayasım var. Evde görmek istemiyorum.

Sizce napayım? Tek derdim bu şu an. Sonrası sonra.
-3
baldan kaymak
(06.12.25)
hepsini kargola. madem ayrildiniz. sende kalmasinin bir yarari yok.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(06.12.25)
Küpesini kargolamanı istemesi biraz "iş atmak" gibi olmuş. Senden "kargolamıyorum, buluşup vereyim." tarzında bi dönüt beklemiş olabilir.
Sinirli olduğunu söylüyorsun, üstünden zaman geçsin öyle karar ver bence aksi halde aldığı tüm eşyaları kargolarsan geri dönüşü olmayabilir.
+3
mermaidd
(07.12.25)
görüşüp verme zarfına düşme. barışırsınız

kıskançlık harbiden bıktırıcı seviyedeyse -ki öyle görünüyor- ve kafada tamamen bitirdiysen, dönmek istemiyorsan, bütün eşyalarını kargola, kral hareket olur.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(07.12.25)
Sen ayrılmak istiyorsan hepsini kargola. Devam etsin istiyorsan küpeyle birlikte ufak bir hediye yolla. Mesajı alan alır.
0
gobekliraki
(07.12.25)
Kargola gitsin. İnceldiği yerden kopsun. Hayır gelmez artık
0
luluki
(07.12.25)
Gönder ve kesinkes ayrıl. Bu kıskançlıkla ömür sürmez.
0
cemallamec
(07.12.25)
Öfke ile kalkan zararla oturur küpeleri kargola hediyeler şimdilik dursun.
0
cilekli pasta
(07.12.25)
o ölçüde bir kıskançlıkla ömür geçmez ancak karşı tarafın gerekçelerini bilmeden konuşmak da zor..

soruya gelirsek, bana da küpeyi kargoyla istemesi nabız ölçmek gibi geldi. bence önce siniriniz bir yatışsın; mantıklı düşünür hale gelip, öyle harekete geçin ve:
1.sizce oluru varsa, yukarıdaki yakınlaştırıcı önerileri gerçekleştirin; küpe verme bahanesiyle buluşmak gibi.
2. değilse, ancak kafanız karışıksa, küpeyi kargolayın.
3. tüm eşyaları birden kargolamak "bu iş bir daha asla olmaz" demek bence; öyle düşünüyorsanız yapın sadece.
0
lil siztah
(07.12.25)
bence sen ayrılmak istemiyorsun. ayrılmak istiyor olsaydın zaten her şeyi kargolardın. buraya neyi sordugunu anlamadım. ne cevap vermemizi bekliyorsun ki?
+1
abelardo
(07.12.25)
kargola? baska ne yapacaksin ki?
+1
Sour
(07.12.25)
(36)

Eksi oy özelliğinin kötüye kullanılması

arbre
Merhaba, compumaster sağ olsun uzun süre uğraşıp siteyi düzeltti ama bazı vasıfsız kullanıcılar gelişim gösterememeye devam ederek bu özellikleri de kötüye kullanıyorlar. Sağlık soruları gibi hassas konularda bile eksilenmek can sıkıyor. Bu tip kullanıcılar eğitilemediği için engelleme özelliği geti
Merhaba, compumaster sağ olsun uzun süre uğraşıp siteyi düzeltti ama bazı vasıfsız kullanıcılar gelişim gösterememeye devam ederek bu özellikleri de kötüye kullanıyorlar. Sağlık soruları gibi hassas konularda bile eksilenmek can sıkıyor. Bu tip kullanıcılar eğitilemediği için engelleme özelliği getirilmişti. Bu konuda ne yapılabilir? Sürekli eksileyenleri görebilir miyiz özellik olarak? En azından engelleyebiliriz tespit edip. Ya da bu özellik tamamen kaldırılabilir mi? Normal bir soruda 10 eksi oy akıl işi değil.
-33
arbre
(05.12.25)
Dogru diyorsun ama hayatta her şeyi böyle ciddiye alırsan mutlu olamazsın. Mutlu ol ya. Bosver. Buraya bu kadar anlam yükleme. Sana verilen eksiler bana gelsin. Bana verin eksileri dostlar.
+4
dedeminhirkasi
(05.12.25)
seni sevmiyorlar kısaca. açtığın baslıkları değil. geçen de bunu biri yazmıstı. herkes herkesi sevmek zorunda değil. eksi de artı da vermek bir seçenek. ömrün boyunca her eksi vereni engelleyemezsin. boş ver takma kafana.
-3
Başka
(05.12.25)
Abi bu olay niye kafaya takılıyor bu kadar anlamadım, eksilenince sonuçta hayatta bir şey değişmiyor.
Ve sana açık konuşayım; sen böyle yazdıkça benim bile trolluk yapıp eksi basasim gelmedi değil yani gördüğün üzere sen şikayet ettikçe o basanlar daha da egleniyordur.
Sal abi.
+5
logisticsmanager
(05.12.25)
Ben de sordum da eksi almamak için onlarla iyi geçinmek gibi güçlü bir koz var elinde denildi bana.
Sonra da bir ton laf ve eksi yiyerek konuyu kapatmak zorunda kaldım.

Heee birde buraya çok anlam yüklememeliymişiz.

Geçen de şu BAŞKA ya 40 eksi vermislerdi. Bak umrunda mı sen de onun gibi gailesiz ol.
-12
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(05.12.25)
hepinizi eksiledim
-2
nahtoderfahrung
(05.12.25)
@logistics +5

Compu geldi insanı insana kırdırdı. Kim bilir arkada daha neler yapıyordur. :))
+2
Rondak
(05.12.25)
Başka, ben de bunu anlatıyorum zaten. Kötüye kullanıyorlar. Benim de sevmediğim bir sürü tip var ama her sorularına cevaplarına eksi verecek kadar bitik değilim. Engelleyip geçiyorum ya da okumuyorum.
-18
🌸arbre
(05.12.25)
evet, eskisilenince hayatta bir sey degismiyor ama boyle cikarci ve kotu insanlarin oldugunu bilmek, her firsatta yuze vurulmasi, duyuru sahibinin de dedigi gibi insanlarin saglik sorunlarina, en hassas konularina bile saldiranlarin oldugu bilmek insani dolayli yoldan etkilemiyor mu? ben bu kismini daha cok onemsiyorum. yoksa burada eksi almissin, ucurulmussun vs. onemli degil (en azindan benim icin).
-4
Sour
(05.12.25)
Asıl sorun ilgili ilgisiz eksilenmek değil, başkasının onayını bu kadar umursamak, bu kadar ihtiyaç duyup kafaya takmak bence.

Sorunu sor, ya da cevabını ver geç. Neden illa bir takdir beklentisine giriliyor ki? Sokakta yanından geçtiğin insanlar gelip burada da yazıyor. Şahsen şöyle bir etrafıma bakıyorum da, gördüğüm insanlarla aynı fikirde olmak, onlar tarafından takdir edilmek beni daha çok rahatsız ederdi.
+7
thracia
(05.12.25)
@thracia, basliklar format geregi soru olarak aciliyor, dolayisiyla cogunlukla bir yargi barindirmiyor ki takdir veya onaylama konusu olsun. yani birinin herhangi bir soru sormasi (mesela baslik sahibinin de dedigi gibi saglik sorusu sormasi), onun neden takdir veya onaylanma beklediginin gostergesi olsun ki? sadece sunu nasil yapayim, bunu nasil bulurum gibi soru sormus. problem bu sorunun neden tekdir ile sonuclandigi zaten...
+2
Sour
(05.12.25)
500 eksi alsan ne olur? sana ne zararı var? eksi oy kullanmak suç mu?
burayı ve genel olarak sosyal medyayı çok kafana takma.
+1
jelly bear
(05.12.25)
sorudan bağımsız jelly dedikten sonra farkettim, en fazla eksi rekoru kaç ve kimde acaba :)
+1
IcedFlames
(05.12.25)
Şunu savunan da çıktı şaka resmen
-17
🌸arbre
(05.12.25)
Sonuç olarak bence ben haklıyım ve bu saçmalığa bir son verilmeli, compumaster ilgilenirse sevinirim, bu sitenin toksikliği yok edilmeli
-17
🌸arbre
(05.12.25)
Kadınlar konusundaki sertliğin ve kadınlar meselesine sadece seks üzerinden bakman sebep oldu bunlara. Belki de haklılardır.
+9
luluki
(05.12.25)
bir de şunu fark ettim. hayatında kitap okumamış, okumak nedir bilmeyen, bazı cahil arkadaşlar uzun yazı görünce ne yazdığına bile bakmadan doğrudan eksiyi basıyorlar.

"komşum istifçi mi" diye bir soru var. adam madde madde, paragraf paragraf oldukça düzgün bir dille meseleyi yazmış, uzun bir soru olmuş, uzun olacağına dair baştan uyarısını da yapmış. ama soru -10 küsur oy almış. niye lan niye? istifçi komşu gelip okumadıysa buna kim niye eksi verir be?

geçen gün de eski model bmw'mizi satıp yerine sıfır ne alalım diyen arkadaşa oldukça uzun ve detaylı bir cevap yazılmıştı. üstelik soruyu soran da detaylı cevap için teşekkür etmişti. o da -10 küsur oy. niye abi niye yani? okumazsan okuma, okumayı sevmemek senin cahilliğin. adam emek vermiş yazmış. niye elalemin yazısını eksiliyorsun ki? okuma, kaydır geç anasını satayım. bu nasıl bir çekememezlik?

"hiyyyy uzun yazıııı bööö öcüüüü git git kışt" mı diyorsunuz neler hissediyorsunuz gerçekten anlamak mümkün değil.
+2
kibritsuyu
(05.12.25)
kibritsuyu, abi sen dur, sen bir gün senin için önemli bir soru soracaksın, sağlık olur, eşin olur, çocuğun olur, gelip 10 tane eksi verecekler, o zaman daha iyi anlayacaksın problemin boyutunu.
-7
🌸arbre
(05.12.25)
ben burada herkese elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorum. herhangi bir nedenden ötürü beni sevmeyen, yazdıklarımdan, davranışlarımdan rahatsız olan kişilerin gelip alakasız şekilde sorularıma ve cevaplarıma verdiği, vereceği eksi oylar zerre kadar umurumda değil. artı oy almak hoşuma gider, eksi oy almak umurumda olmaz. bana eksi verip "nasıl da yamulttum ama kibritsuyu'nu ehehe" diye zevk alacak olan varsa buyursun eğlensin bana ne.
+10
kibritsuyu
(05.12.25)
Kimsenin bu soru çok eksilenmiş, cevaplamayayım dediğini sanmıyorum. Bu arada, yazdığım her şey hunharca eksilenseydi dönüp önce kendime bakardım sebebi ne olabilir diye.
+5
cosmicstring
(05.12.25)
cosmicstring, abi Allah'ını seversen bu soru 20 eksi verilecek soru mu, neden kendime bakayım, sorun bende ya da soru soranda değil, sorun virüs gibi eksi verende, bu ülke niye böyle ya
-3
🌸arbre
(05.12.25)
Sırf bu sorudan bahsetmiyorum. Kullanıcının soru ve cevaplarıyla, verdiği tepkilerle oluşturduğu bir karakteri oluyor. Her şeyim bu kadar eksilenseydi "seni burada istemiyoruz" mesajı alırdım ben. Bu benim sizin hakkınızdaki düşüncem değil. Sizi tanımıyorum, takip etmiyorum, bende oluşmuş bir karakteriniz yok. Uzun süredir burayı kullanan biri olarak görüşüm.
+8
cosmicstring
(05.12.25)
işte sen adam emek vermiş uzun uzun yazmış lan cahil niye eksiliyorsun diye feryat edersin, öteki de benim minik kızımın çok yapraklı resim defterini niye eksilediler Allah aşkına sana ne zararı var diye ağlar.

birde comstring hocam, bunu ispatlayamam ama böyle bir şey var burda. bir soru ya da cevap eksilenmişse arkası geliyor bu sitede. inanın var böyle bir şey. ve yorum olarak dahi var birkaç kötü yorum yapılmışsa diğerleri de ona benzer oluyor.

birde sağlık sorusu sorduğum için eksilendim diye niye ben önüme bakayım.

benlik bir sorun yok, beni eskileyenleri biliyorum zaten. 3 kokmuş don.

suistimal edilen yerleri görülür ve böyle böyle bu güzel birbirine destek olma sitesi amacından sapmaz diye yazıyorum.

ve her zaman diyorum bana burda bir grimavi birde mirket olsun o bile yeter.
-3
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(05.12.25)
@Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz: Haklısınız, tartışmalarda bir taraf fazla tutulmuşsa diğerleri siniyor. Çok ciddi kararların alındığı toplantılarda bile bu böyleyken burada olmaması beklenemezdi.

Soru eksilemenin sorunun değerini düşürme gibi bir anlamı yok bence. Birisi için önemli ki sormuş. Akıllı, mantıklı kullanıcıların da böyle düşündüğünü sanıyorum.
-1
cosmicstring
(05.12.25)
cosmicstring, abi böyle bir saçmalık olabilir mi, seni istemiyoruz ne demek, onlar kim beni istemeyecek ve bu özelliği bunun için kullanacak, bak mesela bu virüsler senin soruna 5 artı oy vermiş, ben bu akıl hastalığını anlatmaya çalışıyorum sabahtan beri, akıllarınca taraf belli ediyorlar, benim de istemediğim bir sürü tip var, onlar gitsin o zaman, haha, ne kadar normal bir şeymiş gibi yazıyorsunuz
-4
🌸arbre
(05.12.25)
comstring hocam içtenlikle paylaşayım size derdimi. evet haklısınız, eksi vermek sorunun değerini düşürmüyor keza zibidinin birinin gelip benim sorumun altına saçma sapan şeyler yazması da öyle. ama bu sırada ne oluyor biliyor musunuz? soru sahibinin sigortalar atıyor. cevap verse dert sabaha bıraksa içine sinmeyecek.. e sonra başlıyor bir kaos. sonra soru neydi biz kimdik, burası neresi, hay tüküreyime kadar varıyor mesele.
bu yüzden engelleme iyi oldu.
neyse hocam kafanızı ağrıttık. sağlıklı olalım hepsinden öte bu. mutlu akşamlar.
-1
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(05.12.25)
@Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz: Haklısınız. Bu ne yazık ki sırf burada olan bir şey değil. Dediğim gibi çok ciddi kararların alındığı görüşmelerde de aynısı oluyor. Çoğu zaman hay dilim tutulaydı da bunu gündeme getirmeyeydim diyorsunuz :) Öyle alakasız yerlerden anlayıp nerelere çektiklerini bilseniz çok açık olduğunu sandığınız konuları.

Yani buna yapacak bir şey yok. İşin doğası bu deyip geçmek lazım.
-2
cosmicstring
(05.12.25)
cosmicstring, hayır, yanlış bir uygulama kabul edilmez, ben bu soruyu bu soruna dikkat çekmek için açtım, şikâyetçi olan başkaları da varmış, o zaman kaldırılsın ya da kimlerin eksi verdiği gözüksün, Youtube bile kaldırdı eksi oyu, gereksiz bir uygulama, sadece artı kalsın
0
🌸arbre
(05.12.25)
Son yazdığınıza artı oy verdim. Eksi oy olmasın diyenler çoğunluktaysa kaldırılabilir :)

(Yalnız eksi ve artı oylama zamanında çok fazla istenmişti. Kalmasını isteyenler de çok olacaktır.)
-2
cosmicstring
(05.12.25)
compu saatte max. 5 eksi oy limiti koymus yaa.
kursunum bitti biri el atsin, tsk :D
+4
cooperr
(05.12.25)
seni engelleyenlere ya da senin engelledigin kisilere suku ya da eksi oy vermen mümkün degil cünkü zaten görüntüleyemiyorsun. sana takik kisiler olabilir ama engelledigini söylüyorsan arbre, zaten o kisiler senin eksi oy almanin sorumlusu degildir. sorun baskadir. saglikla ilgili soruya eksi atmak cok saglikli bir kafa yapisi olmasa da sorunun kökeninin farkli olabilecegi kanaatindeyim. su an iyi bir profil ciziyor olabilirsin ama bes ay önceki, iki sene önceki, bes sene önceki profilini düsün buradaki, belki o zamanlardan rahatsiz olmus birileri vardir.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(05.12.25)
Bu hayatta bir b.k olamamış eziklerin kendilerini tatmin etme biçimi. Bakıyorum çok düzgün bir cevap adam eksilemiş, neden? Elinde böyle bir güç var. Kendini bir b.k sanması lazım.
-1
Kahvedesu
(05.12.25)
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim, arkadaşlar neden aynı şeyleri konuşuyoruz, ben bütün dünyanın sevmediği bir insan olabilirim, bu durum benim bir soruma bile eksi oy verilmesini haklı kılmaz, bunun adı kötüye kullanımdır, neden anlaşılmıyor acaba. Ben neden bana eksi oy veriyorlar, merak ediyorum demedim ki. Eksi oy verenlerin takıntılı, normal insanlar olmadığını bilerek bu durumun ortadan kaldırılmasını istiyorum. Beni engelleyenlerin ya da benim engellediklerimin bana eksi oy veremeyeceğinin de bilincindeyim, 2. sorun bu zaten. Eksi oy veriyorsan her soruma ya engelle, ya da kim olduğu gözüksün, ben engelleyeyim. Eksiler benim umurumda değil. Ben bu toksikliğe küçük hesaplara karşı çıkıyorum anlatabiliyor muyum. Burası eskiden doktorların, akademisyenlerin, mühendislerin takıldığı bir siteydi ya. Çocuk parkına döndü iyice.
-1
🌸arbre
(05.12.25)
Sorulara oylama olanağı olmasına neden gerek duyulmuş bilmiyorum. Bir cevaba ya katılırsınız ya da yanlış bulursunuz ona göre oylarsınız. Sorular için böyle bir durum yok. Olsa olsa bu örnekte olduğu gibi taciz maksatlı kullanılıyor. Sizin eksiler belki çok sayıda hesabı olan bir kişiden geliyor da olabilir.
0
mikro patlama
(05.12.25)
arbre kardeşim. Geçen gün bir sıcak el sorunca da yazdım, tekrar yazayım.

Buna nasıl engel olunabilir de ortadan kaldırılabilir? Oylamanın hangi niyetle yapıldığını kime göre, neye göre tespit edip engel olunsun? Verilen oyun kime, neye, niye verildiğini tespit etmenin yolu yok. Sevmediğin adamın normal sorusuna niye eksi verdin diye ceza versem, o da çıkıp bu soru bana eski sevgilimi hatırlattı kötü hissettim eksiledim dese ne diyebiliriz ki.

O yüzden bunu engellemenin bir yolu yok.
+5
kibritsuyu
(06.12.25)
kibritsuyu, abi yapma Allah'ını seversen, düne kadar oy özelliği mi vardı, sizlik bir şey yok zaten, sağ ol, düşünmen yeter, bu compu'luk bir iş, o da eksi oy özelliğini kaldırmak, kimseye bir faydası yok, yaparsa yapar, yapmazsa yapmaz, ben problemi fazlasıyla anlattım
-1
🌸arbre
(06.12.25)
Bence gelmesi mantıksızdı çünkü bir işe yaramıyor. En basitinden cevapları puana göre listelemiyoruz ya da istatistiklerimizde yok görebildiğim kadarıyla. Soru soran olarak cevaplara tik atıyorum ayrıca +1 demem mi gerekiyor bilmiyorum. Bende sadece kafa karışıklığı yaratıyor.
+2
peki madem
(06.12.25)
(3)

yabancı firmalar nasıl referans kontrolü yapıyor?

plastic_angel
cv'de yazan referansları mı arıyorlar? ne kadar detaylı soru soruyorlar? tecrübe eden var mı
cv'de yazan referansları mı arıyorlar? ne kadar detaylı soru soruyorlar? tecrübe eden var mı
0
plastic_angel
(05.12.25)
Evet arıyorlar. Eşim amerikan şirketinde çalışıyor Türkiye’de daha önce çalıştığı son üç firmayı da aramışlar.
0
suicides underground
(05.12.25)
Benim calistigim firma email atmisti.
0
Sour
(05.12.25)
Bazi yabanci firmalarin bu tarz kontrolleri yapan sirketlerle anlasmasi oluyor. Yani kendileri kontrol etmiyor ama belli ucret karsiligi bu alanda ozellesmis sirketlere kontrol ettiriyorlar. Esimin mezun oldugu okullarin ogrenci islerine kadar aramislardi.
+2
sertac akin
(05.12.25)
(11)

Ünalan metrodaki kız çocuğunu gördünüz mü

divergent
Akşam 6 civarında. Uzunçayır metrobüsten metroya geçerken aşağı inip sağa dönüyoruz ya, hemen dönünce yürüyen bantların önünde. 2-3 gündür görüyorum. Yanında kimse de yok, tek. Yere bağdaş kurmuş, sırtını duvara yaslamış. Birde sırt çantası var. Selpakları böyle kule yapmış. Bugün de elinde bi kitap
Akşam 6 civarında. Uzunçayır metrobüsten metroya geçerken aşağı inip sağa dönüyoruz ya, hemen dönünce yürüyen bantların önünde. 2-3 gündür görüyorum. Yanında kimse de yok, tek. Yere bağdaş kurmuş, sırtını duvara yaslamış. Birde sırt çantası var. Selpakları böyle kule yapmış. Bugün de elinde bi kitap vardı. Ödevini yapıyordu sanırım.
0
divergent
(04.12.25)
görmedim, kesin dolandırıcıdır.
+3
deartheodosia
(04.12.25)
dilencilik cok ciddi bir sektore donustu. bu isi meslek olarak yapan aileler boyle teatral, deneysel seylere bayiliyorlar. bu asalaklara para vermeyin. verdikce, acidikca o cocuklar sokaklarda daha fazla kalacaklar.
+6
buenosdias
(05.12.25)
Ben gördüm iki gün önce. Klasik bir öğrenci zannettim. Selpak alacaktım. Almadım sonra.
0
basubadelmevt
(05.12.25)
İstanbulda karşılaştığım dilenci numaraları:

-Çöpten yemek yeme numarası:

Restoran çöplerini yere döküp içinde yemek arıyormuş gibi yaparlar.

-Üşüyorum numarası:

Kalabalık cadde kenarlarına ateş yakıp ellerini ısıtıyor gibi yaparlar. Genelde çocukları koyarlar. Galata Köprüsünde sık sık görürsünüz.

-Hasta - tedavi masrafı numarası:

Toplu taşımada hızlıca crowd funding yaparlar. Ellerinde Nuh nebiden kalma uyduruk bir hasta raporu olur. Kıyafetleri makasla kesilip yoksul görüntüsü verilmiştir.

-Bayılma numarası:

Kalabalık mekanlarda yere düşerler. Sara hastasıyım derler. Başına toplananlardan üç beş koparırlar.

-Ders çalışma numarası:

Aynı senin örneğindeki gibi üstünde okul kıyafetiyle, birbirinden alakasız ders kitaplarını önüne yığarlar.

-Fırça düşürme numarası:

Boyacıdır bunlar. Bilerek fırçasını düşürürler. Sen yerden alıp verirsin. Hay sağolasın gel ayakkabını parlatayım para istemem der. İş bitince bi siftah at der. Yapışır para vermeden bırakmaz.

İşte bütün bu çakallıklara rağmen halkımız ısrarla ve ısrarla bunlara para vermeye devam eder.

(Yurtdışında yapılan numaralar da var. Onları da başka zaman yazarım.)
+5
yurtsuz john
(05.12.25)
Kız çocuğu, dolandırıcı, dilenci şikayet kelimelerinin yan yana kullanılıyor olması çok üzücü.

Ben olsaydım alırdım kucağıma doğru sosyal yardımlaşma vakfına gider ailesini buldururdum.

Muhtemelen annesi eşyalarını dahi nasıl kullanması gerektiğini bilemeyen bir gariban.
-5
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(05.12.25)
Dilencilik bu coğrafyada ciddi bir sektör.

Yüzyıllardır böyle.

Hatta reşat nuri güntekin'in miskinler tekkesi diye bir romanı var, bu işi meslek olarak yapan birinin hatıraları gibi.

Maalesef gerçekten muhtaç durumda olan insanlar da bu durumdan zarar görüyor.
0
anten
(05.12.25)
@Bir sıcak el: Bunu yaptığınızda ailesi yandan koşup gelir, sizi küçük kızı taciz etmekten suçlayarak para çekmeye çalışırlardı büyük ihtimalle.

Bu çocuklar para kazanmaya devam ettikçe bu yöntemler sürecek. anten'in yazdığı gibi, gerçek muhtaçları ayırıp yardım etmek çok zorlaştı.
+3
cosmicstring
(05.12.25)
kırık terazı ile "zabıta terazimi kırdı para kazanamayacağım" diye ağlarlardı. akşam olunca kırıkları toplayıp poşetlerler yarin yine tezgah açarlardı.
0
ground
(05.12.25)
gormedim. bazi seyleri elbette hepimiz biliyoruz fakat bu gibi olaylarda bu tiyatro, bu bir sektor, kesin benden zengindir diyerek hicbir sey olmamis gibi kendimi rahatlatmak da hosuma gitmiyor.
+1
Sour
(05.12.25)
Anlı şanlı devletimiz var. Bize düşmez bu tip sorunları çözmek. Sosyal devletiz tonla vergi ödeniyor. Koskoca devlet bir çocugu bakamıyorsa -ki durmadan millete çocuk yapın diyorlar- bizim elimizden bişey gelmez
+1
michael harddd
(05.12.25)
kızılay'da 10-15 yıldır memleketime dönücem param eksik kaldı diye milletten para toplayan bir teyze vardı. epeydir görmez oldum. 15 yıldır bilet parasını toplayamadı.

yine kızılay'da kızılay avm civarlarında, özellikle biraz serin günlerde ortaya çıkan, duvar dibine çökmüş, üstündeki uzun kazağı dizlerine örtmüş, yalınayak, eli açık vaziyette, üzgün bir suratla sürekli titreyen bir adam var. bunu hala görüyorum. ayakkabılarını oraya bir yere saklıyor, pantolon paçalarını dizine kadar kıvırıyor, kazağın altından görünmesin diye, kazak da iş kıyafeti. oturup birkaç saat titriyor. sonra sakin bir zamanda kalkıyor, paçaları düzeltiyor, ayakkabılarını alıp giyip gidiyor. ilk zamanlar demiştim ulan günlerdir bir çorap alacak kadar bile para toplayamadı mı diye, sonra civardaki tanıdık esnafa sordum, sincan'da apartmanı (evi değil, komple apartmanı) var dediler.

hala kağıt toplama arabasıyla fenalaşıp bayılanlara ayy yazııık diye yardım etmeye çalışan teyzeler var. bu sektör nasıl bitsin, adamlar meslek haline getirmiş.

çöpün başında çöpten yemek toplamış gibi yiyenler, tartının yanında ders kitabı açmış ders çalışanlar...
+1
kibritsuyu
(05.12.25)
(7)

herkes nereye gitti

Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
instela kapandı, uludağ'da 3 kişi yazıyor, ekşi son demlerini yaşıyor, twitter eski twitter değil, quora'da bile insan yok. herkes whatsapp'a mı çekildi, herkes instagram'da mı takılıyor? nereye gitti bu millet?
instela kapandı, uludağ'da 3 kişi yazıyor, ekşi son demlerini yaşıyor, twitter eski twitter değil, quora'da bile insan yok. herkes whatsapp'a mı çekildi, herkes instagram'da mı takılıyor? nereye gitti bu millet?
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(03.12.25)
Evlendi, çoluk çocuk.
+3
Kahvedesu
(03.12.25)
kahvedesu +1
biz z kuşağına bu kadar yazılı medya hitap etmiyor. instagram, tiktok takılıyor yeni nesil.
+2
black holes in the sky
(03.12.25)
yazdığın en ufak yazıdan koyduğun en basit bi resimden yok panel ile yok yapay zeka ile her boku üretebildikleri her bilgine erişebildikleri bir devirde milletin yavaş yavaş elini eteğini sosyal medyadan çekmesi normal geliyor bana
+4
nolmus yani
(04.12.25)
tuketim gittikce hizlaniyor. artik gorsel medya bile yeterince ilgi gormuyor ki geleneksel diyebilecegimiz platformlar (youtube, instagram vb.) bile gorsel medyanin hizli tuketilen versiyonlarini devreye aldilar (shorts, reels, story vb.). artik insanlar fotograf paylasmiyor, cok kisa suren ve bir sure sonra kaybolan (gercekten silinen veya gozden kaybolan) icerik uretiyorlar.
+4
Sour
(04.12.25)
reddit'te, kendi subreddit'lerine çekildi herkes.
+1
brkylmz
(04.12.25)
sanal hayvan
(04.12.25)
ekşi sözlük ve instela için konuşacağım ilk kurulduklarından beri yazarım . yıllar içinde yazmaktan çok okumaya geçtim. ilk yıllarda araştırıp , kitaplar okuyarak hatta ansiklopediler karıştırıp bilgi eklemeyi seviyordum. bu konuda zevkle zaman harcıyordum. sonra alaycı yorumlara maruz kaldım. çok fazla entrymi sildim . şimdilerde sol kolonda saçma sapan ve daha çok gündemle ilgili başlıkları görüp tıklamıyorum bile.
ekşi sözlük 1999-2009 yılları arasında benim gözümde tam bir dijital ansiklopedi gibiydi.

eski bir alışkanlık yine bilgisayarın başına oturunca bir sekmede açıyorum ve gün boyu arada açıp okuyorum.
0
devilone
(04.12.25)
(6)

yapay zeka için neden kötü anlamda patladı deniliyor?

Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
öyle diyen bir grup var.
öyle diyen bir grup var.
-1
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(03.12.25)
Bazı mesleklerin yerini doldurmasının mümkün olamayacağını söyleyenler yüzünden . Haklılık payı olsa da toplum buna hazır değil bu kadar işsiz birey napacak isyan etmemek için yerine başka bir şey bulurlar.
0
olaylar olaylar
(03.12.25)
Corona döneminde de onlarca söylenti çıktı. Mesleklerin yerini yapay zeka alacaksa bile bence hemen ya da bir anda olmaz.
0
pembediken
(03.12.25)
Patladı derken iyi anlamda mı kötü anlamda mı?
0
vedatchilipeppers
(03.12.25)
Bu gruptan kasıt dışarıda , batıda olanlar .
Bazı videolarda yapay zeka balonu patlarsa başta yatırım yapan ABD olmak üzere Avrupa'da da çarşı karışır deniyor.
0
diyecevaplandı
(03.12.25)
teknik olarak: uzun bir süredir bazı limitlerle uğraşılıyor. bu yüzden yeni çıkan gpt versiyonu ya da gemini, "bu sefer çok farklı olacak" iddiasını karşılayamıyor. eğitim setini ne kadar büyük olursa olsun, seviye atlatacak bir şeye dönmüyor.

ekonomik olarak: çok fazla yatırım yapıldı ve hala karlılık yok. yani 5-10 yılda dünyanın parasını akıttık, sektör hala 10-20 dolarlık pro lisanslarından öte bir gelir kaynağı yaratamadı. burdan umudu olan çok yatırımcı var, giderler çok yüksek ama böyle nereye kadar gideceği belli değil. google aramasıyla 10 dakikamızı alacak şeyleri, ai'ya sorup 1 dakikada cevabını öğrenebiliyoruz ama bu konuşma inanılmaz para yakıyor.

beklenti olarak: 5+ yıldır bir ai rüzgarı var ama beklentilerdeki o hayatımızdaki "bir sonraki atılım" kısmı olmadı. bence az buz şey olmadı bu arada hepimiz her gün konuşur olduk, google'a girmez olduk vs. ama bunca yatırıma ve bunca gelişmeye rağmen ne bileyim hala çağrı merkezleri ai olmadı.

falan filan. ben daha ileri gideceğini düşünüyorum ama piyasayı cortlatıp balonun patladığı ve hype'ın tepetaklak olduğu bir an da çok uzak değil bence.
0
gitdaddy
(03.12.25)
finansal anlamda diyorsaniz nedenleri sunlar:

1-yapay zeka marketi dev oyuncularin elinde. 5, 6 tane sirket birbirlerinden alisveris yaparak pazari sisiriyorlar. bir tanesi giderse hepsi gider, hatta su an her sey chatgpt'ye bagli.
2-kucuk sirketler hype satiyorlar. yani bir satislari yok, gelirleri yok, hatta bazilarinin prototipi bile yok. ozellikle halka acik olanlar bu ruzgari arkasina almis durumda. insanar hicbir seyi olmayan firmalara para yatiriyorlar. cunku trend bu. uc tane ex google, nvidia, facebook vs. muhendisi bir araya gelip sirket kuruyor, fikir var, ama baska bir sey yok. bu fikre kapiliyor insanlar.
3- bu aslinda bir oncekine bagli. nvidia beklentilerin ustunde gelir/kar acikladi ama artik yeterli gelmiyor. yani soyle dusunun, finansal analistler 3 bekliyor, sirket 5 acikliyor, ama insanlarin beklentisi 7. 5'i begenmiyorlar. bu nedenle nvidia gectigimiz haftaki super bilancosuna ragmen deger kaybetti, kaybediyor (su anlik).
4-altyapi sorunlari var. milyarlarca, trilyonlarca veriyi isleyebilecek veri merkezleri, sogutma sistemleri, enerji gerekiyor. su an bu problemler nedeniyle bir acik var. varolan ciplerin kapasitesi de yeterli gelmiyor.

kisacasi balon var. o balon patlamak uzere.
+1
Sour
(04.12.25)
(16)

Evli arkadaşlara soru

nundu
Kısaca: Evlendikten hemen sonra eşinizle aynı evde yaşamaya başladınız mı? Uzun soru: Yaklaşık 10 gün önce evlendik eşimle. İkimiz de farklı şehirlerde doktor olarak çalıştığımız için en az birkaç ay birlikte yaşayamayacağız. Benim arkadaş grubumda bu çok normal bir şey, tanıdığım pek çok çift ya ev
Kısaca: Evlendikten hemen sonra eşinizle aynı evde yaşamaya başladınız mı?

Uzun soru: Yaklaşık 10 gün önce evlendik eşimle. İkimiz de farklı şehirlerde doktor olarak çalıştığımız için en az birkaç ay birlikte yaşayamayacağız. Benim arkadaş grubumda bu çok normal bir şey, tanıdığım pek çok çift ya evlenir evlenmez ya da evliliklerinin ilk yıllarında benzer durum yaşadılar meslekten dolayı. Ama arkadaş grubum dışında özellikle yaşı büyük kişiler bu durumu tahayyül edemiyorlar ve niye şimdi evlendiniz o zaman diye hayrete düşüyorlar. İnsanların ne dediğini önemsemiyorum da toplumda bu olay çok nadir de benim arkadaş çevrem mi istisna onu merak ettim.
0
nundu
(03.12.25)
Kendi evliliğimde aynı evde yaşamaya başladık ama ablam evlendikten 1,5 sene sonra aynı evde şartları gereği yaşamaya başladılar.
0
mirty
(03.12.25)
öncelikle umarım bir yastıkta kocarsınız, mutlu bir eviniz aileniz olur.

sorunuza gelince, çok büyük çoğunlukla evlenince, hatta evlenmeden önce birlikte yaşamaya başlıyor karı kocalar. ama eş durumunda tayin talebi sebebiyle bir kaç ay birlikte yaşayamayan bir dolu insan var. hatta sırf bu yüzden resmi nikahı önceden yapanlar da var. özellikle memurlar arasında çok yaygın. kafanıza takmayın. siz kendi dalganıza bakın.
+4
co2s2
(03.12.25)
evlenmeden önce başladık. evlilik kararını aldığımızda 3 yıldır beraber yaşıyorduk.
0
awlmi
(03.12.25)
evlenmeden 10 sene önce falan beraber yaşamaya başladık :d

bir arkadaşım eşinin zorunlu görevinden dolayı 1 sene sonra falan ancak taşınabildi. ;

bence normal bir şey bu arada, siz anlatınca hiç garipsemedim. ha "evlendik ama karşı taraf evimize taşınmıyor ailesiyle yaşıyor, şunu bahane ediyor gelmiyor bla bla" tarzı bir şey olsaydı çok garip gelirdi.
+1
nolmus yani
(03.12.25)
Gayet normal. Çünkü sizin bir de tayin süreçleriniz olacak ve bu süreçlerde evli olmanız işinizi kolaylaştıracak. Ayrıca kim ne derse desin toplum baskısı hala var. Küçük bir şehirde falan doktorluk yapacaksanız mesela, birbirinizin yanına gidip gelmek kalmak çok daha rahat olur evliyken.
Biz ayrı ülkelerdeydik vize bekledik.
0
megalomaniac
(03.12.25)
evlenmeden once birlikte yasamaya basladik. 4 yil kadar falan beraber yasadik. eger evlendikten sonra birlikte yasamayan varsa yadirgamam, beni ilgilendirmez. fakat bence birlikte yasama ve evlilik birbirinden ayrilmali. ciftler oncelikle birlikte yasayarak birbirlerini tanimali, evlilige isinmali. ana baba veya bekarlik donemi evinden cikip direkt evlenmek sorunlara neden olabilir. cunku birlikte yasadiginda her seyi goruyorsunuz, cift olarak zorluklarla basa cikmayi ogreniyorsunuz vs.
0
Sour
(03.12.25)
Biz evlenmeden önce dört sene beraber yaşadık.

Ama şartlar uymasaydi evlenip ayrı takılıp sonra aynı eve de geçebilirdik. Bence normal. Ayrıca kimseyi ilgilendirmez. Öğretmenler de bildiğim kadarı ile böyle yapıyor. O kadar nadir olduğunu sanmıyorum. Millet boş boş konusmayi seviyor sadece. On kere de benzer şeyi duymuş olsa. Aaaaa oyle olur mu olmaz der. He bile demekle ugrasilmaz.
0
a perfect lie
(03.12.25)
Anadolu’da bir ilçede öğretim görevlisi olarak çalışıyordum; iki myo yan yanaydık, yani yaklaşık 50 civarı hoca vardı. Bunlardan 30’u evliyse, 25’i eşiyle ayrı şehirlerde yaşıyordu; iş durumları sebebiyle. Eşi yanında olan tuhafımıza gidiyordu :) Ayrıca çoğu sizin gibi bir bir noktada birleşebilecek durumda değildi. Mesela birinin kadrosu Antalya’da, diğerinin Rize’de ve nakil imkanları yok.

Şunu da ekliyim: gözlemlediğim kadarıyla genelde kadınların bulunduğu yerde ev kuruluyor, görüşme base’i orası oluyor, erkekler apartta veya ev arkadaşıyla falan kalıyordu.
0
lil siztah
(03.12.25)
Dediğim gibi insanların ne dediğini kafaya taktığımdan sormadım ya, he he diyip geçiyorum onlara. Eş durumu yapabilmek için bile evli olmak gerekiyor zaten mantıken ve dediğim gibi kendi arkadaş grubum hep bunları yaşadı. Atıyorum önümüzdeki mart nisan gibi evlensek de olurdu ama zaten evlenmeye karar vermişiz yani boşuna beklemek saçma geldi ve arkadaşların da dediği gibi birbirimizin yanına gidip gelmek evliyken daha kolay :d
-1
🌸nundu
(03.12.25)
istanbul'da matematik öğretmeni kızcağız eşi ardahan'da polisti. eşinden uzakta gebelik geçirdi. şimdi birleştiler. her şey denk gelemeyebiliyor.

nasip bu zamanaymış, kısmet bugüneymiş cümlelerini bol kullanın bu tür yakınlara karşı.
nikah saatini beklermiş bizimki de bugünmüş. onlara da soğuk cevap vermeyin sıkılıyorlar evde.
-1
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(03.12.25)
evliliğin kesin tanımları yok ki böyle. kültürel kabullere göre yorum yapıyorlar. koşullara göre 2 yıl sonra da birlikte yaşamaya başlayabilirsiniz. sizin evliliğiniz, sizin kararınız. bir ömür mutluluklar <3
+1
deartheodosia
(03.12.25)
Iliskiye basladik. Iki ay sonra esim fransa'ya tasindi master'ini orada tamamlamak icin. bir sene sonra bitirip geri döndü ve biz ayni eve ciktik. zaten öyle yapariz diye konusmustuk cünkü buradaki evini dagitmisti o sürede. üc yil kadar sonra evlendik.

teyzem seneler önce isvicreli bir adamla evlendi. vize islemleri tamamlanana kadar bir bucuk sene bekledi. o sirada hamile kaldi hatta ama gebeliginin 8. ayinda anca vizesi cikti, dogumdan önce hemen isvicre'ye tasindi. o ana kadar hic beraber yasamamislardi mesela.
sartlar ne gerektiriyorsa o oluyor. ayni sehirde olsaniz ve beraber yasamasaniz, ne alaka, o zaman niye evlendiniz, derdim ama sizin durumunuzda baglayici etkenler söz konusu.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(03.12.25)
memur kesimi genelde bu şekilde evlilik hayatına başlıyor. o yüzden kafana takacak bir durum yok. mutluluklar dilerim.
0
gercekdunya
(03.12.25)
biz evlendiğimiz gün birlikte yaşamaya başladık. genelde tayin gibi zorunlu sebeplerle memur çiftlerde çok olur bu durum ve herkes bunu bilir normal karşılar aslında. mart nisan gibi evlensek de olurdu demişsiniz sizinki zorunluluk değil de keyfi gibi göründüğü için mi garipsendi acaba. nakil tayin gibi zorunlu bir durum yoksa henüz beraber yaşanamayacak bir durum içindeyken nasıl olsa evleneceğiz diye erken nikah yapmak bana göre de mantıklı ve gerekli değil mesela. size göre nasıl uygunsa öyledir
0
dfn4
(03.12.25)
Evlenmeden önce birlikte yaşıyorduk biz de. Ama sizin yaptığınız çok olağan. Biçok yerde de olur. Eskiden de olurdu böyle şeyler adam evlenip ertesi gün askere giderdi, göreve giderdi filan. Sizin yaşı büyükler böyle bi işgüzarlık yapmaya karar vermiş. Aile büyükleri zaten hep o öyle olmaz demek için bişey bulur. Siz bildiğinizden devam edin. Mutluluklar.
0
benim bir gizli bildiğim var
(03.12.25)
6 senedir evliyiz, evlerimiz hala ayrı. iş nedeniyle bizim de.
0
mezzosprite
(03.12.25)
(10)

sevgiliniz, eşiniz ortamda birşeye anlık sinirlendiğinde hiçbirşey olmamış gibi devam edebiliyor musunuz?

psmstc
Yani hani birşeye anlık sinirleniyor. Sonra sakinleşiyor. Ve bu hergün en az bir kere tekrarlanıyor. Sizce bu durum normal mi? Ve bu anlardan Sonra hiç birşey olmamış gibi sakin, enerjik keyifli kaldığınız yerden devam edilmesi mi doğal olan yoksa etkilenirmiydiniz? Bu durum sizi nasıl etkilerdi duy
Yani hani birşeye anlık sinirleniyor. Sonra sakinleşiyor. Ve bu hergün en az bir kere tekrarlanıyor.

Sizce bu durum normal mi?

Ve bu anlardan Sonra hiç birşey olmamış gibi sakin, enerjik keyifli kaldığınız yerden devam edilmesi mi doğal olan yoksa etkilenirmiydiniz?

Bu durum sizi nasıl etkilerdi duygusal olarak?
-1
psmstc
(03.12.25)
böyle bir ey yaşamadım. yorucu ve korkutucu gözüküyor. normal değil her şeye hemen sinirlenmesi

gerilip dururdum. onun adına utanırdım. öyle biriyle sevgili olmaktan utanırdım. ayrılık gözükürdü
+2
batlegolas
(03.12.25)
Mis gibi işte. parlıyor, söyleyeceğini söylüyor ve uzatmıyor. istediğiniz nedir? durumu uzatması mı?

bende benzer tabiattayım, kızarım, tepki veririm, karşımdaki de istediği gibi bana kızıp tepki verebilir. ertesi gün hiç bir şey yaşanmamış gibi devam edebilirim.
-2
galahad reloaded
(03.12.25)
Eğer neye kızdığı da belli değilse, sizi tedirgin eder bu durum, nasıl davranacağınızı bilemez ve sinersiniz. Ama evet bazı insanlar böyle oluyor, çok hararetli bir tartışmanın ortasında çok da gerekli olmayan bir telefon geliyor ve aşırı keyifli aşırı coşkulu neşeli bir şekilde telefonla konuşmaya başlıyor aniden dönüyor, telefonu kapatınca da "acıktım ben ne yemek var?" diye devam edebiliyor, halbuki siz daha kapanmamış olan tartışmada kendinizi izah etmek için sıranızı bekliyorsunuz o esnada :)
Ben de bunu sağlıklı bulmam, bu kişiye yapılması gereken "bir dakika, az önce tartışıyorduk ve aniden yükseldin öfkelendin bana kötü hissettirdin, önce bunu kapatalım" demek. Eğer "yok ya geçti işte uzatma" diyorsa, "madem önemsizdi senin için, ozaman bundan sonra lütfen senin için çok da önemli olmayan şeylerde benim de keyfimi kaçırıp suçlama, kötü hissediyorum aniden düşüyorum" diyebilirsiniz.
0
megalomaniac
(03.12.25)
Bu ara ara olursa normal karsilarim ki hepimize olabilir. Yani biz de boyle olabiliriz. Bundan sonra genelde duygusal olarak etkilenirim, fakat insan zamanla alisiyor, bu ozel durumlarin farkina variyor. Fakat sizin durumunuz biraz farkli, bu her gun yasaniyor, bence normal degil.
+1
Sour
(03.12.25)
uzatmıyorsa sorun yok. pasif agresif davranmıyorsa, stonewalling yapmıyorsa vs.
0
deartheodosia
(03.12.25)
"kendine gel" bakışı atardım. herkesin içinde böyle yapmasının normal bir davranış olmadığını baş başa güzelce anlatırdım. tekrarlarsa da gerekli aksiyonları alırdım.

hee bu durum sadece ikiniz arasındaysa da okey o zaman. o anki sinirini bir şekilde geçiştirebiliyorsa, normale dönüyorsa sorun yok.
0
elektr10
(03.12.25)
benim sevgilim de hızlı sinirlenebilen bi tip ve tüm duygularını maksimum seviyede yaşadığı için bi anda çok minnoşken bi anda içinden canavar çıkıyor. yıpratıcı bi şey bence çünkü ben ortamın enerjisinden çok etkilenen bi tipim. gerilim bağırış çağırış hiç sevmem. öyle durumlarda da hemen modum düşüyor toparlanmakta çok zorlanıyorum ama o sürekli ben sana bağırmıyorum ki niye üzülüyosun beni idare edip hemen daha yüksek enerjiyle tatlılıkla davranman lazım vs diyor (evet manipülatif piçin birine aşığım :) öyle yani.. allah kolaylık versin.
+1
bxgx
(03.12.25)
ben hem parlayan ama geç sakinleşen hem de bana yapılsa etkilenen biriyim. yazarken bile zor geldi sgjksjgk. Ama gerçekten elimde değil bazen gereğinden fazla sinirlenip modumu yakalamakta zorlanabiliyorum. dönemsel ama ona eminim bazen aynı saat içinde bir şey olmamış gibi davranıyorum bazen bir gün sürüyor. Bana yapılsa da etkilenirim kim etkilenmez? Önemli olan sonrası. Sonrasında gönül alınıyorsa sorun edilecek şeyler değil ya her zaman stabil ruh hali kimde var.
0
Kediyi üzdün
(03.12.25)
evlilikte bi süre sonlar alışılıyor. ama 5 sene falan alıyor alışma.
0
gurur
(03.12.25)
Bu gibi durumlara hosgoru ile yaklasirsaniz zamanla daha da kotuye gider. Cogu durumda siddetin baslangici da bu ofkedir. Ozellikle sacma sapan sizin kontrolunuzde olmayan seylere sinirlenip, size tepki gosteriyorsa cok yanlis bir yorda ilerliyorsunuz.
0
thetruenorthstrongandfree1
(03.12.25)
(7)

Hocaya taktım

tiredofwaiting
Evet bu sefer roller değişti, ben taktım hocaya. Lisansüstü dersinin saatini dersten bir gün önce öne çekiyor kaç defadır. Çalışan var, hocalık yapan var, başka planı olan var, şehir dışından gelen var ama dünya umrunda değil, olabilir mi böyle birşey? Nerelere gitmeliyim.
Evet bu sefer roller değişti, ben taktım hocaya. Lisansüstü dersinin saatini dersten bir gün önce öne çekiyor kaç defadır. Çalışan var, hocalık yapan var, başka planı olan var, şehir dışından gelen var ama dünya umrunda değil, olabilir mi böyle birşey? Nerelere gitmeliyim.
+3
tiredofwaiting
(02.12.25)
Okulunuzun sikayet sistemi yok mu? Eger varsa oradan yazabilirsiniz. Yoksa enstitute sekreterligine gidebilirsiniz.
+2
Sour
(02.12.25)
bu haberi nereden veriyor? WhatsApp grubu? email?

şöyle bir cevap yazın:

bu dersi alanların önemli bir kısmı, tam zamanlı çalışan, şehir dışından gelen ya da başka akademik sorumlulukları olan kişilerden oluşmaktadır. ders gününden bir gün önce yapılan değişiklikler, diğer sorumluluklarımızla çakışıp derslere düzenli katılımımızı neredeyse imkansız hale getirmektedir. ders saatinde yapılacak zorunlu değişikliklerin ve duyurularının, hepimizin planlama yapabilmesi ve mağduriyet yaşamamamız adına, ders gününden en azından 3-4 gün önce yapılması konusunda hassasiyetinizi rica ederiz.
+4
co2s2
(02.12.25)
WhatsApp grubundan. Bezdim yahu.
0
🌸tiredofwaiting
(02.12.25)
whatsapp grubuna yaz, cikartip vur masaya bakalim ne olacak.
en kotu sanane bak isine der.
+1
cooperr
(02.12.25)
Argör olduğum eski okulumdaki bi kadın hocayı çağrıştırdı direkt kanım çekildi. Kadının eşi aynı bölümde bölüm başkanıydı. İkisi de birbirinden mide bulandırıcı ve toksik karaktere sahip olduğu için hiçbir şey yapamıyorduk. Kadın eşinin konumundan dolayı iyice şımarık davranıyordu.

Ben de kendi çıkarları doğrultusunda ikide bir plan değiştiren insanlardan oldum olası nefret ederim ama karakterime aşırı ters olmasına rağmen suyuna gidip "Ama hocam böyle aniden gün/saat değişikliği yaparsanız bizi şu/bu şekilde zorda bırakıyor bu durum. Bense dersinize katılmayı çok istiyorum (yalan sadece kredi toplama derdindeydim) bu sebeple dersin gününü ve saatini sabitlesek ona göre katılamayacak kişiler olursa baştan bırakabilir." dediğimde hiç değilse günü sabitleyip saati öne değil ileri atıyordu.

Mecbur değilsen ve o dersi hep o kişi vermiyorsa hiç tahammül etmeye mecbur değilsin, bırak. Böyle insanlar ömür törpüsü çünkü.
+1
truf
(02.12.25)
o da size takar sonra ya. bence içinizden la havle diyip dışınızdan susun zaten dönemin bitmesine kaç hafta kaldı? üzgünüm ama vereceğiniz herhangi bir tepkiyle kendini düzelteceğini sanmıyorum, akademide (yapıcı bile olsa) eleştiriye açık olan makul insan sayısı çok çok az. şikayet mekanizması zaten işlemez, millet neler yapıyor da yanına kar kalıyor. ancak yönetim tarafından sevilmeyen bi hoca olacak, açık kolluyor olacaklar ki bi şey yapsınlar. yoksa sorunlu öğrenci diye etiketlenirsiniz başka da hiçbir şey olmaz.
+1
mezzosprite
(02.12.25)
hocayla çözersiniz, başka türlüsü çok zor. biz hibrit ya da herkese uyan başka bir vakitte online istiyoruz. bazen gittiğimizde haberimiz oluyor ama onda da gündüz içmesine gidiyoruz diye pozitifiz. kolay gelsin.
+1
klassno
(02.12.25)
(8)

30 yaşından sonra instagram'a başlamak

biseysorcaktim
hesabımı 2012 yılında açtım. uzunca süre profil fotoğrafı dışında bir şey yoktu.en son 5 yıl olmak üzere farklı tarihlerde bir kaç şey ekledim. onların da bir özelliği yok. başka mecralardan atılan komik videoları izlemek dışında instagram kullanmıyorum. o yüzden bu platform hakkında cahilim. açıkça
hesabımı 2012 yılında açtım. uzunca süre profil fotoğrafı dışında bir şey yoktu.
en son 5 yıl olmak üzere farklı tarihlerde bir kaç şey ekledim. onların da bir özelliği yok.

başka mecralardan atılan komik videoları izlemek dışında instagram kullanmıyorum. o yüzden bu platform hakkında cahilim. açıkçası daha fazla kullanmayı da düşünmüyorum.

ama profilimde üç beş fotoğraf olsun istiyorum. biriyle tanışınca instagram portfolyosuna bakıyorlar, instagram'da yoksan yaşamıyorsun gibi bir düşünce var. bir sürü yer gezdim, yüzlerce fotoğrafım var, bence güzel de bi hayarım var. bir iki tanesini ekleyim diyorum da, durduk yere resim atıp insanların görmesini istemiyorum. hesabıma giren bakan görsün yani milletin anasayfasına düşmeyeyim. yediğimi, içtiğimi, gezdiğimi, yaptığımı kimseye göstermeden yaşadığım için beni az tanıyan tanıdık insanlar tarafından olumsuz gözle bakıldığımı hissediyorum açıkçası. bu zamana kadar önemsemedim ama zaman zaman bu düşüncelere karşı da kötü hissediyorum. fazla tevazünün cahilden nasihat dinlemektir, ona geldi benim durumum. kısıtlı bir sosyal çevrem var, pek akan-coşan bir insan değilim, lüks aracım yok, şıkır şıkır giyinmeyi sevmem, gösterişi sevmem.

* beğenileri, yorumları falan kapatabiliyor muyuz? beğeniler gizleniyor sanırım, x sayıda kişi beğendi mi yazıyor hiç bir şey mi yazmıyor.
* sadece belli bir grupla paylaş gibi bir özellik var mı? sonra o grubu kaldırıp herkese görünür yaparım.
* 3-4 sene öncesinden resimler paylaşınca garip oluyor mu instagram'da.
0
biseysorcaktim
(01.12.25)
-postlari sadece belirli grupla paylasamiyorsunuz ama görmesini istemediginiz kisileri restricted moda alirsaniz paylasimlariniz onlarin önüne düsmüyor olabilir, ama tam emin degilim.

-begeni ve yorumlari kapatabilirsiniz. mesela restrict ettiginiz kisilerin yorumlari sadece size görünür oluyor, baskalari göremiyor. sizi baska yerlerde tagleyemiyorlar. begenileri kapatirsaniz, insanlar begenen tek bir kisinin adini görebilir ama tam olarak kac kisi begenmis göremez.

-story'leri belirlediginiz kisilerle paylasabiliyorsunuz. close friends list deniyor. bir liste belirliyorsunuz, sonra her paylasim esnasinda secmeniz gerekiyor kimle paylasmak istediginizi (herkesle mi, yoksa close friends'le mi?)

-istediginiz zamandan fotograf paylasabilirsiniz. herkes kendi isine bakiyor
instagram'da. zaman belirtmek istiyorsaniz yorum olarak yazabilirsiniz. #tb ve #tbt hashtagleri tam olarak bunun icin.

instagram'in yok diye olumsuz bakan maldir ayrica. anneme de arkadaslari, kizin hic fotograf paylasmiyor, demek ki hic gezmiyor, demisler. gülüp gectim. kendini baski altinda hissetme.

baska sorunuz varsa yanitlarim.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(01.12.25)
Burak millet ne düşünürse düşünsün ya. Benim instagramımda insan bile yok. Takip ettiğim sayfalardan ibaret. Adım da adım değil zaten. Kime ne? Ağrımayan başını ağrıtma bence. İstiyorsan yap, garip karşılanıyorum diye değil.
0
antihero
(01.12.25)
Kimsenin o kadar umrunda degilsin endise edilecek bir sey yok instagram’a post atmakta.
-3
ghilleinthemist
(01.12.25)
Yorumu, beğeniyi kapatırsanız insanlar buna laf edecek. Açsanız giydiğinize laf edecek, yediğinize laf edecek. İnsanlar zaten laf etmek için paylaşım olsun istiyor. Kadınsanız sapıklar dadanacak.

Bence hiç bu toplara girmeyin kendi hayatınızdan memnunsanız. Kimseye bir şey kanıtlamak zorunda değilsiniz.
+1
cosmicstring
(01.12.25)
buna bu kadar anlam yukleyen insanlar sizin kafa denginiz degil demektir. onlar icin degismeye, zorlamaya deger mi bilmiyorum. birakin ne dusunurlerse dusunsunler. zaten farkli dunyalarin insanisiniz. ne dost ne de yakin arkadasiniz olacaklar. zaman bile gecirmek istemeyeceksiniz buyuk ihtimalle.

ben de sizin gibiyim bu arada.
+2
Sour
(01.12.25)
Bu duyuru tam benlik olmuş :) Benzer şeyler yaşanmış.

Uzun süre Instagram kullanmadım. Çünkü zerre keyif aldığım bir mecra değildi. Bir insan keyif almadığı bir şeyi niye yapsın, değil mi? Ama iş artık öyle can sıkıcı bir noktaya vardı ki, özellikle dating app'lerde kimle sohbet etsek Instagram'ın olmayınca sana uzaylı muamelesi ile bakmaya başlıyorlar resmen. "Evlisin de Instagram'ını benden mi gizliyorsun?", "Neden Instagram'ın yok? Instagram kullanmayan erkeklere güvenemiyorum açıkçası" vs. bunlarla karşılaşmaktan bıktım, yıldım. Ve en sonunda istemeye istemeye ben de bir Instagram hesabı oluşturup ara sıra foto paylaşıyorum artık.

Yani kısacası diğer konuları bilmem ama özellikle günümüz flört dünyası seni Instagram KULLANMAYA mecbur bırakıyor. Toplum baskısı inanılmaz seviyede.

Bu arada fotoğrafları başkaları görmeden değiştirmenin kolay bir yolu var. Ya sabah çok erken herkes uyurken ya da gecenin köründe millet uyurken fotoğrafınızı yüklüyorsunuz, yüklendikten sonra sağ üstteki üç noktaya tıklayıp "Arşivle" diyorsunuz. Minimum 24 saat civarı bir zaman geçip de arşivden çıkarınca diğer gönderilerin arasında sizinkini göremiyor başkaları.
+1
Berck
(01.12.25)
sadece tek bir fotom var, o da bana ait değil. Takipçim de 50. Bir işime yaramıyor.
-3
Kahvedesu
(01.12.25)
50 sinden sonra travesdi olan bile var. Takma kafaya
+3
runaway
(01.12.25)
(20)

İstanbul Dünyanın en güzel şehri sözüme inanıyor musunuz?

tahirkemalbozoglu
Bu masala inanan var mı gerçekten.Adam onlarca ülke, şehir gezmiş. İstanbul en iyisi, en güzeli diyor. Abi şehirde nefes alacak, yürüyüş yapacak ne park var ne kaldırım var. Her yeri sıkışık , dar, nedir bu İstanbul masalı gerçekten ogrenmek için soruyorum.
Bu masala inanan var mı gerçekten.
Adam onlarca ülke, şehir gezmiş. İstanbul en iyisi, en güzeli diyor. Abi şehirde nefes alacak, yürüyüş yapacak ne park var ne kaldırım var. Her yeri sıkışık , dar, nedir bu İstanbul masalı gerçekten ogrenmek için soruyorum.
-6
tahirkemalbozoglu
(30.11.25)
Istanbul bir turist icin muhtesem bi sehir ama onun disinda yasamak icin cok guzel diyemeyiz evet. Her seyden once bir kere cok kalabalik, korkunc bir trafigi var, bir yerden bir yere gitmek zulum. Belli basli yerler disinda da cok kotu sehirlesme ve ayni zamanda dediginiz gibi yesil alan sikintisi var.

Tum bunlarin yani sira surekli yasayan, aktif, kultur sanat etkinlikleri olan, bogaza sahip, keyifli bir deniz ulasimi olan, tarihi ve kozmopolitligiyle de muhtesem bir sehir.

Bu tarz isler subjektiftir aslinda, cok da fanatik gibi savunmaya gerek yok, bireysel olarak ben de yasamak icin cok uygun bir sehir olarak gormuyor ve size katiliyorum.
+1
bosver nicki
(30.11.25)
Aslında cidden çok güzel bir şehirdir fakat hem toplum halk olarak hem devlet-hükümet olarak senelerdir güzelim şehrin içinden geçtik, geçiyoruz. Sadece Akp özelinde değil, öncesinde de içinden geçilmişti. Akp geldi onlar da içinden geçti, biz halk olarak da içine ettik.

İstanbul'un Roma'dan aşağı kalır yanı yok. Hatta iddia ediyorum, fazlası bile var; Boğaz Köprüsü.

Yabancılar çok seviyor İstanbul'u. Avrupa ülkelerine gittiğimde lokal turlara katılıyorum, İstanbul'dan geldim dediğimde akılları çıkıyor. Güzelim şehrin içine ettik hep birlikte.
+1
put it in your appropriate place
(30.11.25)
Bunu diyen hayatında başka bir yer görmemiştir. Ancak nufusu 5 milyondan az bir istanbul için güzel derdim. Bunun için de 1920 lerde falan olmamız lazım. Full stres, trafik, kişisel alan yok gibi
-2
michael harddd
(30.11.25)
dünyanın en güzel şehri mi bilmiyorum ama senin kötülediğin kadar da değil. baya iyi bir şehir, dünyanın en eğlenceli ve güzel şehirlerinden birisi. böyle oldugu için kalabalık zaten. güzel olup kalabalık olmayan yok ki. new york, londra kalabalık değil mi? ayrıca kalabalık olmayan yerler de var. hafta içi gündüz gezmek baya keyifli. yürüyüş yapacak yer çok var. on tane sayarım şimdi. avrupa yakasında maçka parkı, bebek sahili, istiklal caddesi, gülhane parkı, yenikapı, florya ve yeşilköy sahil şeridi, anadolu yakasında üsküdar sahil, caddebostan sahil, fenerbahçe parkı, bağdat caddesi, maltepe sahil şeridi, ve daha pek çok yer var. şehir içi olarak kadıköy moda taksim beşiktaş nişantaşı. kültürel etkinlik olarak yine zorlu, vadistanbul, pek çok spor salonu konser ve etkinlik alanları ile dolu bir şehir. bu şehri beğenmiyorsan güngörenden dışarı çıkmamış olman lazım
0
abelardo
(30.11.25)
Her yerin bir konsepti var. Bazi sehirler gece hayati icin harika, Bazi sehirler sanat icin, bazi sehirler dogal guzellikler icin, bazi sehirler kultur icin, bazi sehirler kaos icin, bazilari luks icin... Bazilari bunlarin birkacini bir arada bulunduruyor.

70 civarinda ulkeye seyahat etmis biri olarak Istanbul'da bunlarin hepsi mevcut gibi geliyor bana. Disaridan gelen biri aradigi her seyi bulabilir, yapabilir istanbulda.
+5
thetruenorthstrongandfree1
(30.11.25)
Senin için dünyanın en güzel şehri neresi?
O şehrin bulunduğu ülkenin reddit sub'ına gidip burası dünyanın en güzel şehri bence, katılıyor musunuz diye yerel dilde sor; sen İstanbul için ne kadar negatif düşünüyorsan onlar da o kadar negatif konuşacak.

Dünyanın nefes alması, park etmesi en kolay, parkları yeşili en bol şehrinde(neresiyse fark etmez) İstanbul'un sahip olduğu güzelliklerin hiçbirini bulamayacağını iddia ediyorum.
E demek ki onlar senin için önemli değil bunlar önemli, demek ki İstanbul "sana göre" dünyanın en güzel şehri değil.
Aynı şekilde, başkaları için öyle.

Dünyadaki insanların İstanbul'u neden bu kadar beğendiğini anlayamayacak olmak bana biraz kıt fikirlilik geliyor üzgünüm, o yüzden böyle Bilale anlatır gibi yazdım. Yoksa bu sorunun olması gereken cevabı: sana göre değil ama bazılarına göre öyle.
0
Bruce
(30.11.25)
"gelirin yıllık 200 bin dolardan fazlaysa evet mis gibi şehir. ayda 80-100k tl kazanıp abi istanbul yeaa diyenler özellikle beyaz yaka tayfa bence biraz salak
0
f02561
(30.11.25)
istanbu'da doğdum büyüdüm ve onlarca ülke, yüzlerce şehir gezdim. istanbul'u ilk 10'a bile sokmam. ne yaşanılabilirlik olarak, ne ekonomik olarak, ne sağlık açısından vs. vs.

ama istanbul'u 5-10 gün geçirmiş çok yabancıyla tanıştım. avrupa'lısı, amerika'lısı. çoğundaki izlenim çok başka. yani en sevdiği şehir mi dersin, bi daha gitmek için plan yapanlar mı dersin, heyecanlı heyecanlı fotoğraflarını gösteren mi dersin. batılı bir turist açısından hem bu kadar oryantal ve orta doğu yanı olup hem de bu kadar batıya adapte, modern ve güvenle gezebildikleri çok az yer var.

keza iddia ediyorum, oligarkından arap emirlerine, abd'li milyonerlerden uzak doğunun kilit isimlerine pek çok kişi şu an istanbul'da ve onların gözünden de çok başka bir şehir. çünkü parayla deneyimin bu kadar değişebildiği fazla şehir yok. bu apayrı bi konu.
-1
gitdaddy
(30.11.25)
soylenenlere bir sey eklemek istiyorum. istanbul kozmopolit bir sehir degil. istanbul'da yasayanlarin ne kadari yabanci? resmi rakamlara gore bir milyon civari. yani neredeyse %5 civari. birincisi bu cok dusuk bir oran. ikincisi bu %5'in zaten cok buyuk bir bolumu ulkesinden kacmis ama avrupa'ya gidememis siginmacilar ve gocmenler. kucumsemek icin soylemiyorum. fakat kozmopolit sehir boyle olmaz. yani guzel, eglenceli vs. oldugu icin kalabalik diyorsunuz ama yabanci yok denecek kadar az (yani tercih edilen bir sehir degil). ayrica ic gocun nedeni de istanbul'un guzel, eglenceli vs. olmasi degil maddi kaynakli. bunu zaten istanbul'daki carpik kentlesmeden gorebilirsiniz.

ikinci deginmek istedigim konu da dunyanin en guzel sehri diyenlerin kimler oldugu. yani bunu soyleyenlerin cogu turk, yabanci birinden istanbul'un dunyanin en guzel sehri diye bir sey duymadim. evet, guzel sehir cok duydum ama turistik olarak gittiginde cogu yer guzel zaten, nihayetinde sinirli bir sureyle gidiyorsun, turistik yerleri geziyorsun, planin programin oluyor, butcen oluyor vs. elbette bu kaos, carpiklik, tuhaflik yabancilara da otantik, enteresan geliyor.

ucuncusu mesela hangi ranking'te istanbul birinci cikmis bilen var mi? ben bilmiyorum. ayrica soyle bir durum var. bazen en cok ziyaret edilen sehir cikabiliyor. ama bu rankinglerde transfer yolcularinin seyahatleri de eklenebiliyor. soyle ki turk hava yollari'nin bir servisi var, biliyor muydunuz bilmiyorum ama transfer yolcusuysaniz ve ucaklariniz arasinda belirli bir saat farki varsa ucretsiz sehir turuna katilabilirsiniz. ustelik yemek, muze girisleri vs. dahil ucretsiz. bilmiyordunuz degil mi? asagida kaynak verdim. iste bunlar da genelde ziyarete dahil ediliyor. tabii ziyaret etmek en guzel sehir oldugunu dusundukleri icin olmayabilir veya ziyaret sonrasi bu dusuncede olmayabilirler.

kisacasi bu goruse katilmiyorum, ama zevkler ve renkler tartisilmaz tabii.

kaynak: www.turkishairlines.com
-1
Sour
(30.11.25)
@bruce

“Dünyanın nefes alması, park etmesi en kolay, parkları yeşili en bol şehrinde(neresiyse fark etmez) İstanbul'un sahip olduğu güzelliklerin hiçbirini bulamayacağını iddia ediyorum.”

Ne alakası var abi. Senin yapılaşman rezaletse, insana verilen değer yerlerdeyse, yapılaşma, ulaşım ve bireysellik vs kimsenin umrunda değil herkes olabildiğince vurdumduymaz ise tarihi alandan yok, geçmişten gelen mirastan filan da kurtaramazsın bu işi. Hoş o da kalmadı da. Yapılan restorasyonlara bak be bi. Her alanda şehrin içine edilmis. Gayet de örnekleri var. Sen becerememissin ve rezil etmissin. Roma, Londra, Viyana, Paris bu şehirlerde hem tarih var hem yaşam var. İnsanca yaşam.
0
🌸tahirkemalbozoglu
(30.11.25)
istanbul büyük ihtimalle dünyanın en güzel şehri. baya da yer gezdim, karşılaştırılabilecek bir yer bulamadım.
0
tchuck
(30.11.25)
bu tamamen bakış açısı, beklenti ve maddiyatla alakalı bir ikilem. çok trafik var, çok kalabalık vs gibi söylemleri dünyanın sayılı metropollerinden biri için söylemenin bir manası yok, zira bütün metropoller böyle. metropolleşmeye çalışan yeni kurulan şehirler de böyle, Dubai vs.. İstanbul'u diğer metropollerle kıyasladığında çok önemli artıları var, bu yadsınamaz bir gerçek. yemeğinden sporuna, denizinden-boğazından kültürel aktivitelerine, tarihinden tut havasına (temizlik demiyorum sıcaklık diyorum), dünyanın her yerine uçuş bulabildiğin harika bir lokasyon ve hava yolu imkanından, uluslararası bir çok işin hubı olmasına bir çok anlamda kıyas götürmez avantajları var. maddi açıdan iyi bir durumda olmayıp, iyi bir semtte yaşamıyorsan, işinle evin arasında mesafe çoksa bunlar her metropolde olduğu gibi problemdir. ama istanbul'da villa hayatı yaşayan da binlerce insan var. Ya da Fenerbahçe'de ev, Kalamış marina'da tekne, caddede ofisi olan bir insanın hayatına kötü diyebilir misin? Böyle bir imkan kaç metropolde var? Çok iyi restoranlar, iyi bir gece hayatı, durmak bilmeyen servis ve hizmet sektörü, bürokrasiyi hızlı hallettirebildiğin bir sosyal hayat.. İstanbul'da ortalamanın üstünde geliri olan insanlar gerçekten çok iyi bir hayat yaşıyor.

ayırca yürüyecek yer yok demek biraz haksızlık olur. evet şehrin eski bölgesi bir miktar dar doğal olarak ve tabii ki Mecidiyeköy Esenyurt vs gerçekleri de var ama iki yakasında da hala mis gibi kilometrelerce sahil var, boğaz da keza öyle, ayrıca ormanları var, tarihi yarımadada yürümenin verdiği keyif var. biraz tek taraflı bir yorum olmuş.

Ayrıca İstanbul'a gelip de beğenmeyen, etkilenmeyen birini görmedim bu güne kadar ki yıllardır uluslararası ticaret alanındayım yüzlerce misafirim oldu. Kendim de 40 ülke gezdim, yüzlerce şehir. Dünyanın en iyi şehri sorusu zor bir soru, bir çok katman var, bunu bilemem. Ama İstanbul kesinlikle bu soruya aday bir şehirdir.
+2
awlmi
(30.11.25)
Yurtdışındayım, bence İstanbul çok güzel.
-1
Kahvedesu
(30.11.25)
O efsane soz: Vatandasi olmasak guzel ulke aslinda. Fonda: www.youtube.com

Bunu diyen yabanciysa kisaca nedenleri:
- Resepsiyonist, garson, hizmet sektoru bir iki hello ceker, guler yuz gosterir hemen tav olurlar. Hizmet sektorunde ustumuze yoktur. Taksicimiz turist musteri icin adam bicaklar gozunu kirpmadan. Bir cok ulke hizmet sektorunde berbat, guler yuz hak getire. Iyy yabanci geldi, bunla mi ugrasicaz, dilimizi konussun, dilimizi niye ogrenmemis diye turist adama multeci, vergimizle gecinen siginmaci muamelesi cekip irkcilik bile yaparlar.
- Yemeklerimiz, mutfagimiz cok buyuk arti. Londra'da Turk restoranlarinda calisan tanidiklarim var. En sevmedikleri Turk musteriydi. Turk musteri cunku o yemegin nasil olmasi gerektigini, kivamini, tadini biliyor. Yabancinin onune ne koysak yiyor, herseyi begeniyor mallar diye dalga geciyorlardi. Cogu ulkenin damak zevki yok, patates kizartmasini, sosisi bile yemek saniyorlar.
- Ulkedeki cinsel aclik nedeniyle yabanci kadin turistler kendini burada Bella Hadid zannediyor. Rahatsiz olan da vardir ama begenilmek, ilgi gormek dunyanin en guzel seyi hele bir de kendi ulkenizde ortalama veyahut ortalama alti bir tipseniz hoslarina gidiyor. Ayni durum erkekler icin de gecerli. En ortalama sarisin batiliyi koy, Kivanc muemelesi gorur yani. Maalesef fizik, guzellik, kendine bakma gibi durumlarda ulke ortalamamiz cok dusuk.
- Haklarinini asla odeyemeyecegimiz sokaktaki kedi, kopek dostlarimizin yaptigi pr. Yabanci zaten sokakta basibos bir kedinin, kpegin oldugunu gorunce mavi ekran veriyor. Sen bunun onune yatip, sev diye kucagina oturursan eriyorlar.
- Bogaz, Tarihi yarimada'nin guzelligi.
- Sehrin canli civil civil hareketli olmasi. Atiyorum bugun pazar, Avrupa'da yaprak kimildamaz. Bizde hafta ici hafta sonu, gecmis erkenmis farketmez sehir yasiyor dersin yani.
- Saglik turizmi, estetik turizminde de ucuyoruz zaten.
- Turk dizileri. Belki de en onemlisi sona kaldi. Ulkeye turisti ceken en buyuk etmen kanimca.
0
freedonia
(30.11.25)
İstanbulun bazı bölgeleri çok güzel doğru turistik gezersen güzel diyebilirsin ama bütüne bakarsan güzel diyemem.
0
basond
(30.11.25)
Turistik olarak istanbul dünyanın en güzel 10 şehri arasında. bunu birçok seyahat dergisi de sık sık listelerde söylüyor.

Ama en güzeli mi? Tartışılır.

Yaşamak içinse yaşam endeksi sıralamalarında epey gerilerde.

Evet turist olarak gelip bir süre kalıp gidenler tabii ki bayılır. Hindistan'a gidenler de bayılıyor ay ne otantik diye. Ama bir de yaşayana sor.

Batılılar istanbul'u otantik ve değişik bulduğu için seviyor. Müslüman ağırlıklı nüfusa sahip şehirler içinde en güvenilir gezebildikleri yer çünkü. Bir de batıda alıştıkları konfor da var. Yani alıştıkları birçok şeyi istanbul'da bulabiliyorlar. Tarihi mirası kuvvetli vs... Bir de ucuz. Batılı turisti cezbedecek her şey var.

Ama bu dediğim 90'lar 2010'larda daha belirgindi. Şimdi biraz daha farklı turist profili de değişti. Biraz hala bir popüleritesi var ama eskisi kadar değil. Biz biraz geçmişin mirasını yiyoruz.

Yani dubai ile istanbul'un yıllık turist sayıları neredeyse kafa kafaya. Dubai dediğin 15 senelik bir şehir. Buradan biraz ders çıkarmak lazım.

Bir defa istanbul sanıldığı kadar kozmopolit değil artık. Zaten öyle bir nüfus çeşitliliği yok. Yani New York'a bakıyorsun, yedi milletten adam bir arada. Bir yanda Çin lokantası, karşısında dönerci, yanında hamburgerci... Otobüse biniyorsun şoför senegalli, taksiye biniyorsun şoför hintli, restorana gidiyorsun garson italyan, şef fransız... Bu çeşitlilik kültürel zenginliktir.

Eskiden global şirketlerin doğu avrupa ya da orta doğu merkez ofisleri buradaydı. Şimdi doğu avrupa merkezleri varşova'ya kayıyor, orta doğu merkezleri dubai'ye.

Kültür sanat arenası da rekabet ettiği şehirler gibi öyle çok parlak değil. Dünya çapında meşhur sahneler yok, hiç olmadı. Galeri ve müze koleksiyonları sınırlı. Yani dünyanın en güzel şehri diyorsak turistik manada, new york'taki müzeleri düşünün, londra'yı, Paris'i bir de istanbul'dakilerin koleksiyonlarını düşünün.

Gastronomi, mutfağımızla çok övünüyoruz ama... Biz kendimizi övüyoruz. Evet güzel mekanlarımız var, güzel bir kültürümüz var. Ama daha birkaç sene öncesine kadar michelin yıldızlı restoran bile yoktu İstanbul'da.

Bilmemkaç kilometre sahilden bahsediyoruz şehirde, ama barcelona'ya bakıyorsun, şehir boydan boya plaj neredeyse. İstanbul'da denize adım atabileceğin yer sınırlı. doğru düzgün deniz ulaşımı bile yok.

Elde sadece bir boğaz manzarası kalıyor.

Yani bütün olası rakiplerle kıyaslayınca... Güzel şehir ama en güzeli mi?
+1
anten
(30.11.25)
Yedi göbek İstanbul Tarabyalıyım ve İstanbul dünyanın en güzel şehri diyen birine tek önerim google mapsden Genoa’da herhangi bir yerin sokak görüntüsüne bakmasıdır..
0
suicides underground
(01.12.25)
istanbul gerçekten taşı toprağı altın eşsiz bir şehir. belediyelere kızıp kenti boklamaya gerek yok. arada metrobüsten cık gozlerini baska yerde aç belki güzelliklerini fark edersin.
-1
koela
(01.12.25)
Gezmesi güzel, yaşaması kötü. Yine de Beşiktaş-Kadıköy vapuruna binince insan iyi ki burada yaşıyorum diyor. Sonra Marmaray'a balık istifi binince severim bu aşkın ızdırabını diyor. Dünyanın en güzel şehri değil bence İstanbul ama nevi şahsına münhasır bir şehir. Benzeri yoktur dünyada bence.
0
peki madem
(01.12.25)
inanıyorum. Acarkent'te yaşıyore.
0
gabe h coud
(01.12.25)
(12)

Çok sevdiğiniz bir sanatçı hakkında olumsuz haber çıkınca

yakalayamadığın.ışıklar
O kişiye bakış açınızda değişme ve ilginizde azalma oluyor mu?
O kişiye bakış açınızda değişme ve ilginizde azalma oluyor mu?
0
yakalayamadığın.ışıklar
(30.11.25)
Evet ırkçılık, şiddet, taciz gibi bir durumu varsa kill your idols düşüncemi devreye sokuyorum, sanat ve sanatçı bu kadar yüksek eşsiz ilahi varlıklar değiller, şu çağda o kişinin muadili onlarca başka sanatçı bulabilirim
+5
grimavi
(30.11.25)
hp filmlerini artik izlemiyorum, sadece kitaplarini okuyorum cünkü bazi aptalliklara tahammülüm yok.
lale mansur, tamer karadagli, hülya kocyigit falan midemi kaldiriyorlar.
+2
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(30.11.25)
Kesinlikle! Zamanında "akil sanatçı" olarak açıklanan kim varsa silmiştim öncesinde her ne kadar seversem seveyim
+1
hakmut
(30.11.25)
olmuyor. zaten bu kişilerin insan olarak mükemmel olduklarını falan düşünecek kadar saf değilim. veya benimle aynı dünya görüşünü paylaşma zorunlulukları da yok. sanatıyla ilgilenirim gerisine bakmam. kişisel bağ kurduğum bi sanatçı yok. yani yaşayanlardan yok. o yüzden önemsemiyorum. sanatını tüketiyorum sadece
0
f02561
(30.11.25)
Olumsuz haber dediğimizin içeriğine bağlı. Taciz, homofobi/transfobi, şiddet gibi olaylar için, evet. Kimseden mükemmellik beklemiyoruz ama o kişiler benim üzerimden para kazanmasın istiyorum. O yüzden lisanslı H.Potter ürünü almıyorum, yeni yapımlarını izlemiyorum. N.Gaiman'ın dahil olduğu projeleri izlemiyorum, kitaplarını almıyorum, bazı Türk yazarları okumuyorum.
+1
kobuzchu kiz
(30.11.25)
Sanatçı dediğimiz babamızın çocuğu değil. siyasiler gibi de biz seçmedik. karşımıza çıkardılar. koyun sürüsü gibi arkasına takılanlara baktık, çokça tvlerde gördük, yayınları çok izleniyor veya çok satıyor ve baktık onlarla huylarımız da neredeyse aynı , bizim ortalıkta yapamadıklarımızı yapıyorlar ve sonunda "evet işte bu dedik " hayranları olduk.
Haklarındaki (iftira hariç ) olumsuz haberler gerçek olmasa bile temel toplum değerlerinden uzaksa neden takip edelim ? sonuçta ilaç değiller.
bazıları toplum algılarıyla oynamakta etkin rol üstleniyor. Böyleleri de batı gibi dışarıdan değil "içimizden biri(!) " olduklarından, onlarla aynı dili konuştuğumuzdan bir sorun görüyoruz.
Çeşitli tepkiler aldıktan sonra kimi canı sıkılanlar için ise İngiltere'ye, ABD'ye gitmek yerleşmek favori olan adetlerden.

Örneğin, bir baskında uyuşturucu kullanandığı kesinleşen sanatçılığının değeri nedir, hangi tür hayran kitlesine hitap ediyor ?
Bu nüfus sayımızla yerlerini tutacak başka hiç kimse kalmadı mı ?
Bunları da sormak lazım.

Bir de onların albüm dizi gibi bir projelerinin çıkmasına yakın zamanda hatırlatmalarını sağlayacak bazı yapay haberler de söz konusu.
Bu gibi şeyler zamanında kimi skeçlere de konu olmuştu.
Kitap yazanları da oluyor.
Bize kültürel katkıları ne ?
0
diyecevaplandı
(30.11.25)
oluyor. mesela ayhan sicimoglu'nun videolarini izlemiyorum artik, izleyesim gelmiyor.
0
Sour
(30.11.25)
evet. çok sevmeme rağmen neil gaiman'ı hayatımdan çıkardım. babamın oğlu olsa harcarım, hele de taciz/tecavüz/şiddet içerikli bir durumdan bahsediyorsak.
0
south park in kapusonlu uyesi
(30.11.25)
direkt o kişiden sogurum
0
koela
(01.12.25)
çok da severim ama 2010'da yetmez ama evet dediğinden beri sezen aksu'ya karşı bi mesafeliyim. yılların hatırı var, tam da silemedim ama eskisi kadar hayranlığım yok. şarkılarını ondan dinleyeceğime cover'larını tercih ediyorum mesela spotify'da.
0
kibritsuyu
(01.12.25)
mal gibi yandaşlık yapanlar hariç pek etkilemiyor. sanatına bakıyorum.
0
ground
(01.12.25)
unlulerin yaptigi is ile dogrudan alakali degilse, beni baglamaz.
dogrudan bagliysa buyuk sikinti.

misal, sezen aksu zaten benim politik olarak ne dusundugune onem verdigim biri degil, sadece iyi bir soz yazari. o yuzden yetmez ama evetci olmasi bana sadece siyaseten vasat ve oradan nemalanmaya calistigini gosteriyor. ama benim icin hala iyi bir soz yazari.

obur taraftan, bir gazetecinin cikip bir mafya lideri hakkinda "varligiyla onur duydugum" diye soze baslamasi, benim icin buyuk sikinti.
0
cooperr
(02.12.25)
(14)

Gerçekçi bi dizi arıyorum. Hayatta olan biteni anlatan.

luluki
Mesela how i met, breaking bad tarzı şeyler kurmaca. Normal hayatta böyle şeyler yok.Behzat gibi. İşinde gücünde adamlar, cinayet oluyor, gidip buluyorlar. Sıradışı şeyler yok. Hayatın kendisi. Eskilerden ikinci bahar gibi.Aşk olur, polisiye olur, komşuluk olur.
Mesela how i met, breaking bad tarzı şeyler kurmaca. Normal hayatta böyle şeyler yok.
Behzat gibi. İşinde gücünde adamlar, cinayet oluyor, gidip buluyorlar. Sıradışı şeyler yok. Hayatın kendisi. Eskilerden ikinci bahar gibi.
Aşk olur, polisiye olur, komşuluk olur.
0
luluki
(29.11.25)
İlk aklıma gelen ‘this is us’ oldu.
+2
pop art
(29.11.25)
this is us +1
virgin river küçük bir kasabada herkesin birbirini tanıdığı bir yerde geçiyor ama ufaktan pembe dizi gibi de.
shrinking olabilir belki ama o da psikologlara realist gelmiyordur :D
ted lasso'nun eh yok artık dedirten tarafları var ama insan ilişkilerini gerçekçi yansıttığını düşünüyorum dizinin.
0
black holes in the sky
(29.11.25)
When They See Us
0
Amaranta ursula
(29.11.25)
Line of duty
0
mikahakkinen
(29.11.25)
the bear
0
eileengray
(29.11.25)
mymister
0
Rondak
(29.11.25)
Üvey Baba
+4
yurtsuz john
(29.11.25)
eskilerden baba evi süper baba

bazı yerleri kurmaca ama gerçek hayata çok da uzak değil ekmek teknesi

ikinci bahar'ı söylemişsiniz zaten
0
exlibris
(29.11.25)
Sopranos
The Wire
Better Call Saul

Üçünü de izledim. Hepsi birbirinden gerçekçi diziler. Bu dizilerde olan olayların son derece benzerlerini kimi zaman bizzat yaşadım, kimi zaman sözüne itibar ettiğim insanlardan dinledim. Üç dizideki karakterlere son derece benzeyen insanlarla tanıştım, iş yaptım.
0
10551037
(29.11.25)
çernobil
+1
hold the door
(29.11.25)
Northern exposure.
0
logisticsmanager
(29.11.25)
Narcos. Evet narcos serileri. Gayet de gerçek yaşamla aynı şeyler. Dizinin tadı da buradan geliyor.
0
ground
(30.11.25)
Six feet under
0
egerbiryolcu
(30.11.25)
1) borgen - danimarkali politikacilarin hayatlari, mutevazi bir yasam.
2) downton abbey - ingiliz soylularinin hayatlari, gundelik yasamlari, sorunlari.
3) ricky gervais'in after life'i - karisini kaybeden bir adamin gundelik hayati.
4) skam - norvecli ergenlerin hayatlari, cok az aksiyon var ama partiledikleri icin, aykiri bir sey yok.
0
Sour
(02.12.25)
(8)

yurtdışından gelirken cebimde 20K dolar getirmeye çalışsam ne olur?

plastic_angel
o kadar dikkat çeker mi? büyük risk mi?
o kadar dikkat çeker mi? büyük risk mi?
-2
plastic_angel
(27.11.25)
ne anlamda risk?
parayı getirdiğiniz ülkeden çıkarken ve türkiye'ye girerken 10.000 dolar/euro üzeri miktarı beyan etmeniz gerek. aksi takdirde paranızı bankaya yatırmak istediğinizde sorun yaşayabilirsiniz.
0
tnz
(27.11.25)
Formla beyan etmezseniz, farkederlerse cok yuksek ihtimalle el koyarlar.
0
wallcan
(27.11.25)
Beyan etmeniz ve kaynagini belgelemeniz lazim. Aksi taktirde yakalanirsaniz paraya el konulmasi olasi.

Benzer sekilde beyansiz para getirmeye calisan insanlar bu sekilde milyonlarca Euro kaptiriyorlar:

www.numedya24.com
0
sertac akin
(27.11.25)
yakalanmama ihtimalin sıfıra yakın. paraya el koyuyorlar ve ancak ülkeden çıkarken geri alabiliyorsun. bildirmen şart
0
messina123
(27.11.25)
Havalimanında xray cihazları ötüyor. En azından euro olunca, bir tanıdıgım demişti.
0
liberal
(27.11.25)
eger paraniz kara para degilse (veya 20 bin dolar sizin icin sakiz parasi degilse) beyan etmek en kolayi degil mi? ne bileyim, bu is sansa birakmaya deger mi?
0
Sour
(27.11.25)
el koyarlar, havalimanı gümrüklerinde gereksiz bir riskli kişi kaydı oluşur.

bu kadar önemli ise yasal limiti aşmayacak şekilde 2 kişi olarak taşıyın.
0
orpheus
(27.11.25)
bisey olma olasiligi yok denecek kadar dusuk, zira buyuk para degil.
bisey oluyor olsaydi alamancilarin %90'i sinirdan iceri giremezdi.
0
cooperr
(27.11.25)
(14)

Kiracıyı çıkarma yöntemleri

Cezcez
Ev satılık. Kiracı diyormuş ki gelen kişilere Eylül e kadar çıkmam. Sözleşmem bitince çıkacağım. Niyetimiz evi satmak. Başta problem çıkarmam dedi ama evi görmeye gelenlere tavrı buymuş. 1) Kirası ortalama kiralardan 13 bin TL daha az. Kira tespit davası açalım mı? 2) Nasıl bir tahliye yolu yordamı
Ev satılık. Kiracı diyormuş ki gelen kişilere Eylül e kadar çıkmam. Sözleşmem bitince çıkacağım. Niyetimiz evi satmak. Başta problem çıkarmam dedi ama evi görmeye gelenlere tavrı buymuş.

1) Kirası ortalama kiralardan 13 bin TL daha az. Kira tespit davası açalım mı?

2) Nasıl bir tahliye yolu yordamı izlenir?

Klasik beyaz yaka evli çocuklu adam. Günü gününe yatırdı kirayı no problem. Ama hep bölgeye göre düşük kira verdi. Altı yıllık kiracı. Ama bizim de acil evi satmamız lazım.
-4
Cezcez
(27.11.25)
Dava açsan eylüle kadar bitecek mi? Eylülde çıkarsa sukret
+3
artıküyeolmakistiyorum
(27.11.25)
kira tespit davası kiracıyı çıkartmaz, kirayı düzenler, vakit alır.
0
kisa
(27.11.25)
en hızlı ve garanti yolu soruyorsan adama para teklif edeceksin. dava falan işleri min 2 sene sürer ayrıca yine çıkarmanıza yardımcı olmaz zaten. bir de işler inada bineceği için 5-6 sene daha bela olur size.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(27.11.25)
sen evi sat alıcı düşünsün. yada kiracı ile anlaşma yoluna git. en iyi dava en az 2 sene sürer.
+1
gercekdunya
(27.11.25)
kiracı kanunda yazanı yaparım demiş, sorun ne? bu niye problem çıkarmak olarak görülüyor?
+1
tnz
(27.11.25)
eylülde çıkarım diyormuş işte daha ne istiyorsunuz. karşılıklı anlaşmadan çıkarmanızın bir yolu yok.
+3
zozjotejmnk
(27.11.25)
Evi satın alacak kişi oturmak için mi alıyor yoksa yatırım amaçlı mı? Sen evi satabilirsin. Kalan kısımla yeni ev sahibi anlaşır. Eylül e kadar oturma hakkı var kiracının. Eğer eylülden önce çıkmasını isterseniz sakal atmanız gerekir.
+2
yankee jumping
(27.11.25)
bir kiracı olarak kiracınıza hak veriyorum. Bugün ev taşımaya kalksanız minimum 200 bin lira masraf çıkar. kanuna aykırı bir tutumu yoksa yukarıdakilerin dediği gibi eylül ayını bekleyeceksiniz ya da bu şekilde satabilirseniz alan kişi aldıktan sonra 1 ay içinde ihtarname çekecek. bu durumda 6 ay içinde boşaltması gerekiyor diye biliyorum. süreden tam emin değilim. ihtarname çekmezse kiracınızın mevcut sözleşmesini kabul etmiş sayılır.
0
faberkastelli
(27.11.25)
zaman sikintiniz yoksa bu iki yola basvurabilirsiniz elbette. fakat cok zaman alacagini ve sonuclarin standart olmadigini bilin derim.

kiracisi olan ev sahipleri bir miktar ucuzdan satiyorlar evlerini. bu da bir yontem olabilir.
0
Sour
(27.11.25)
yapabileceklerinizi zamanında yapmıyorsunuz, sonra yasal hakkını kullanan kiracıya kızıyorsunuz.

kontrat bitmeden çıkaramazsınız. ya da masraflarını (emlakçı, taşınma vs) karşılamak şartıyla anlaşabilirsiniz.

ne yapmalıydınız? 5 yılının dolacağı kontrat döneminden en az 1 ay önce (yani 1 eylül'de yenileniyorsa 1 ağustos'tan önce) noterden "5 yılımız doluyor, yeni dönemde kiramız şu kadar olacak, kabul etmiyorsanız kira tespit davası açacağım" diye ihtarname gönderecektiniz. kabul etmiyorsa da davayı açacaktınız. kiranız geriye dönük olarak o kontrat dönemi baz alınarak mahkeme tarafından belirlenecekti (daha doğrusu mahkemeden önce arabulucuya gidiliyor ve orada karşılıklı olaran yeni tutara karar verebiliyorsunuz, anlaşamazsanız dava açılabiliyor) ve o tarihten, evden çıktığı güne kadar olan düşük aldığınız bütün kira farklarını alacaktınız.

kira tespit davası kiracıyı çıkarmaz, ancak düşük kirayla oturmaya devam etmek isteyen kiracı için "kiram artacak" şeklinde bir tehdit unsuru olur. çıkması için şu saatten sonra kira tespit davasını ancak önümüzdeki kontrat dönemi için açabilirsiniz. onda da zaten çıkacağım diyormuş. sizin de niyetiniz kirayı arttırayım da otursun değil de evi satmak olduğu için bu da bir işinize yaramaz.
+1
kibritsuyu
(27.11.25)
Kiracı davası, elinizde sağlam bir tahliye taahhütnamesi yoksa en az 4-5 sene. İşi inada bindirmeyin.

Kiracıyı çıkartmanın 2 yolu var : Kendinin çıkması veya zorla çıkartmak.

Arayıp kibarca bir derdini öğrenin. Bu şartlarda satmam zor, eylül'e nerdeyse 1 sene var deyip, taşınma masraflarını teklif edin. Anlaşarak çözmeyi deneyin.

.
0
kartallar yuksek ucar
(27.11.25)
kiracıyı niçin oturdugu evden etmek istiyorsun? sözleşmesi bitene kadar oturabilir. kiracı istemedikten sonra evden çıkarmanın hiç bir yolu yok. ayrıca zaten evi satıyorsun. yeni ev sahibi ile kiracı arasında bir sorun bu. kiracıyı çıkarıp daha yüksek fiyattan satmak istiyorsan da hiç etik değil ve iyi niyetli değil bu soru
+1
abelardo
(27.11.25)
Hocam eylülde çıkarsa gerçekten, öpüp başınıza koyun. Dava ile hakim sizi direkt ilk celsede haklı bulsa bile iki yıl sürüyor.

Bence Eylül için tahliye taahhütnamesi imzalatabiliyorsanız, imzalatın. Eylüle kadar da kirasını ödeyip otursun. Kötü bir senaryo değil.
+1
yadigar
(27.11.25)
@gurur'a bir ek yapmak istiyorum. tahliye taahhutnameleri de ise yaramiyor. soyle ki ev sahipleri bu taahhutnameyi genelde tarih belirtmeden imzalatiyor ki istedigi zaman cikarabilinsin, fakat kiracilar bunun icin dava acabiliyor, yani bu aslinda evrakta sahtecilige giriyor. yani kiraci diyor ki bana bos kagida imza attirdi, sonradan istedigi tarihi yazdi. buna dikkat edin derim, basiniz daha buyuk derde girer.
+1
Sour
(28.11.25)
(4)

Spor soruları (leg press)

arbre
Merhaba. Birkaç sorum var.1. Yüzde 10 eğim, 4 km/s hız, 10 dakika yürüyüş yaptım. Hedef 30 dakika günlük. Bu başlangıç için iyi mi?2. Leg press denedim. Uygun ağırlığı bulmaya çalıştımm 90 kg 10 tekrar yapabildim. 100 kg zorladı. Uygun ağırlığı nasıl bulabilirim? Gidip 60 kg çalışmak mı sağlıklı, 10
Merhaba. Birkaç sorum var.

1. Yüzde 10 eğim, 4 km/s hız, 10 dakika yürüyüş yaptım. Hedef 30 dakika günlük. Bu başlangıç için iyi mi?

2. Leg press denedim. Uygun ağırlığı bulmaya çalıştımm 90 kg 10 tekrar yapabildim. 100 kg zorladı. Uygun ağırlığı nasıl bulabilirim? Gidip 60 kg çalışmak mı sağlıklı, 100 kg bana riskli geldi. Kemik kırılması olur mu? Siz kaç kg yapıyorsunuz? Sağ olun.
-4
arbre
(26.11.25)
Bugün bizim salonda 65 ya da 66 yaşında bi amca, biraz ısınayım çocuklar dedi. 6 km/saat hızda 30 dakika yürüyüp geldi. Leg pressde 130 kiloyla başladı. Devamına bakmadım.

Leg press kazaları diye Google'a yaz. uyluk kemiği dizin oradan nasıl çıkıyor videoları duruyordur belki. Duruyorsa +18 videolar. Haberin olsun.
0
Mirket
(26.11.25)
Abi ağırlığı deneyerek bulursun 90 kiloyla 10 tekrar yapıyorsan ve daha fazlası çıkmıyorsa o ağırlıkla çalışılır ama mirket'in dediği gibi büyük hareketlerin sakatlığı da büyük oluyor bilmeyen için, ben leg press yerine leg extension yapıyorum sana da onu öneririm ama yok ben leg press yapacam illa diyorsan bence 10 tekrarlı ağır kilolar değil de ilk aşamada 15 ve üstü tekrarlarla vücudunu alıştıracağın hareketi öğreneceğin bir ağırlık seç.
0
kizil karga
(26.11.25)
@mirket +1, yani kisiye gore degisir. baslangic da kisiye ozel olarak belirlenir.
0
Sour
(26.11.25)
Önceki konunda yazmıştım, kilo vermeyi hedefliyorsan yürürken nabzının belirli bir aralıkta kalması faydalı olur.

Ağırlıkta hareketi düzgün formda, son iki tekrar zorlayacak şekilde yapıyor olmalısın. ortalama 12 tekrarı rahat yapar hale geldiğinde ortalama 5 kg arttırıp 8 tekrara inip, tekrarları arttırıp yine 12 tekrarı düzgün yapar hale geldiğinde aynı şekilde kg arttırabilirsin. "ego lifting"in bir faydası yok, 80 kg'yi düzgün formda son 2'si hafif zorlayacak şekilde 12 tekrar yapabiliyorsan öyle başla, iyice oturduktan sonra yukarıdaki şekilde arttırabilirsin. 90 kg'yi 10 tekrar bir şekilde yapıp bitiriyorsundur ama diyelim ki form düzgün değildir, haddinden fazla zorluyordur. o zaman faydadan çok zararı olur.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(27.11.25)
(8)

Apple yapay zeka işine neden girmedi sizce?

messina123
Yapay zekanın yapabildikleri inanılmaz. Koskoca apple neden bu sektöre girmedi? İşi bu değil demeyin çünkü google’ın da işi bu değil.
Yapay zekanın yapabildikleri inanılmaz. Koskoca apple neden bu sektöre girmedi? İşi bu değil demeyin çünkü google’ın da işi bu değil.
-1
messina123
(26.11.25)
Apple Intelligence sayılmaz mı?
0
kizil karga
(26.11.25)
Çünkü Apple "her elimde hıyar var diyene tuz alıp koşmayayım" mantığıyla hareket ediyor yıllardır. Yeni bir teknoloji/özellik çıkar ve Apple bunu yıllar sonra, ilk ortaya çıkarandan çok daha iyi bir şekilde entegre eder ürünlerine. Yapay zeka gibi bir sektöre de girmemesi düşünülemez bence. Muhtemelen bir gün bir şekilde entegre edecek ve yine herkes "Apple yine yaptı" diyecektir.
+2
anatomik
(26.11.25)
giremedi fail oldu o konuda. mecbur başkasınınkini kullanacak. chatgpt ile anlaşması vardı bu konuda
siri hala gerizekalı mesela
+1
jelly bear
(26.11.25)
geç kaldılar. rakibi google kadar elinde data da olmadığı için şu an 'bari geç kaldım, iyi bir şeyle çıkayım' diye düşünüyorlardır muhtemelen.

vr olayında da bu kafayla gittiler, nanay oldular. apple o eski apple değil. trendi belirlemiyor, yetişmeye çalışıyor.
0
brkylmz
(26.11.25)
google'in da isi degildi ama girdi diyerek karsilastirma yapmissiniz ama google'in isi yapay zeka sektorune girmesi icin cok uygun. zaten hazir olan pek cok sey var. veri var, veri merkezleri var, veriyi isleyecek altyapi var, olceklendirme kapasitesi var. fakat apple temelde bir donanim sirketi.

ikincisi emin olmamakla birlikte yapay zeka yerine cip mi demek istediniz acaba diye dusundum. cunku google cip sektorune girecegini acikladi, meta ise google'in ciplerini kullacagini acikladi iki gun once. kisacasi apple, yapay zekadan ziyade cip isine girmeli bence.
+3
Sour
(26.11.25)
bence tam gaz geliyordur
-1
neira
(26.11.25)
yz kendi üzerine çökecek ortalama bir dil modelinden öte değil. apple mantıklı davranıp spekülatif çöpe para yatırmadı. bunların eşek gibi ihtiyacı olan gpu/cpu'nun modellerini tmcs'ye 2020'den beri ürettiriyor. çok iyi hamle. kimse senin 200 litre suyun anasını sikip ürettirdiğin kız arkadaşınla ghibli fotoğrafını merak etmiyor
-2
sanal hayvan
(26.11.25)
Bruce
(26.11.25)
(20)

ağızla içilen termostan içecek paylaşma

lil siztah
arkadaşlarım kahveci, ben de çaycıyım. geçenlerde biri "çay yaptım ama içemedim, ister misin?" dedi. ben de "isterim" dedim. ben demlikten ikram edecek sandım; ancak kendisi, şu direkt ağıza dayayarak içilen termosun (https://amzn.eu/d/iTNqxdA) kapağını çıkarıp bardağa döktü. yani o termostan içmiş
arkadaşlarım kahveci, ben de çaycıyım.
geçenlerde biri "çay yaptım ama içemedim, ister misin?" dedi. ben de "isterim" dedim. ben demlikten ikram edecek sandım; ancak kendisi, şu direkt ağıza dayayarak içilen termosun (amzn.eu) kapağını çıkarıp bardağa döktü. yani o termostan içmiş biraz; kalanını bana vermiş oldu :s hoşuma gitmedi ama bozmadım ve içtim.
bir süre sonra, başka birinin de bu şekilde kahvesini paylaştığını görünce, "öyle hijyenik olmuyor" falan dememe kalmadı, millet üstüme çullandı! anlaşılan bunu tuhaf karşılayan bir benmişim.
diyorlar ki; o termosta geleni içiyormuşsun, geri gitmiyormuş ki içecek..
görüşleriniz?
0
lil siztah
(25.11.25)
birine bu şekilde ikram etmem.
ikram eden olursa içerim, sorun etmem.
+1
brkylmz
(25.11.25)
iğrenene saygı duyarım ama iğrenmeyene de garip bakanı garipserim.

şahsen sevdiğim kişilerin bardağından, termosundan, tabağından, çatalından vs midem bulanmaz, önemsemem. öyle hassasiyeti olan arkadaşlarıma da ona göre yaklaşıyorum. diyelim su içeceğim veya benim içeceğimin tadına bakacaksa ben başlamadan önce denemesine müsaade eder, sonra ben devam ederim içmeye.

çok cahilce gelebilir ama sanki 7/24 steril bir ortamdaymışız da tek sorun arkadaşımın termosundaki sıcak çayından aldığım yudumla hasta olacakmışım gibi bir hisse gerek yok bence.
+1
m e b
(25.11.25)
İçtiği yerle döktüğü yer aynı değil sanırım kapağı açıp döktü demişsiniz.
Çok yakınım değilse biraz takılırım belki ama zaten yakınım olmayan birinden de böyle bir şey istemem.
Sanırım çok sorun olmazdı benim için.

Ben termosumdan birine bir şey ikram edeceksem kendim içmeden sorarım bence olması gereken budur.
0
mutekebbir
(25.11.25)
asla içmem ya, içemem. içmek isteyen olursa veririm ama, onun problemi. çoğu insan rahatsız olmuyor ama beni çocukluğumdan beri çok rahatsız eder bu tür şeyler.
0
deartheodosia
(25.11.25)
bir kere çok ayıp bir şey kendi termosundan birine bir içecek ikram etmek. hadi diyelim vermek istedin. öncesinde belirt bari termostan vericem ama iğrenmezsen vs diyip.

brkylmz +1
+1
elektr10
(25.11.25)
yukarıya ekledim; ben demlikten ikram edecek sandım, meğer elindeki termostan söz ediyormuş (ben elindekiyle kahve içiyor diye düşünmüştüm).
içme yerinden dökerek değil, içme yerini de içeren kapağı çıkarıp dökerek ikram etti.
iddia şu: bu termoslarda gelen sıvı içiliyormuş; geri gitmiyormuş. bence gayet de gidiyor. beni şaşırtan, aynı bardaktan içmekten farklı birşeymiş muamelesi yapıyorlar buna..
0
🌸lil siztah
(25.11.25)
asla öyle bir ikramı kabul etmezdim. ağzını sokmuş kim bilir kaç tane çay kahve içmiş öyle. şimdi kokular birbirine karışmıştır. metalse içinde metal bir tat da kalıyor. belki ne zamandır yıkamadı o termosu bittikçe içiyor. sevgilim ya da çok yakınım olmadıgı sürece öyle bir şey birinden asla içmem.

öyle de ikram edilmez zaten.
0
koela
(25.11.25)
Ben de asla içmem. Böyle termosum yok ama olsaydı da isteyen dahil kimseye ikram etmezdim. Ağzına girmiş çıkmış içecek o benim gözümde. Geri gitmediğine ikna olamam.
0
a perfect lie
(25.11.25)
maalesef, her anlamda sağlıksız bir paylaşım ve herkes yapıyor genelde, çok rahatlar :) ben asla kabul etmem, içmem ve de paylaşmam
+1
sweetoffice
(25.11.25)
o şekilde içmem ve paylaşmam da. geri gitmiyor da değil bu arada. (bkz: backwash) csi'ın bir bölümünde birisinin içtiği su şişesinde kalan sudan içen kişiye dair ipucu elde ediyorlardı.
+1
inheritance
(25.11.25)
ne içerim ne ikram ederim. okuyunca bile midem bulandı dkfjgdk
+1
black holes in the sky
(25.11.25)
iğrenebilirsin hakkındır ama yeni nesil çok abartıyor böyle şeyleri.

eskiden sokaktaki çeşmede bir tane metal bardak olurdu zincirli gelen geçen onunla içerdi. misafirliğe gittiğinde ev sahibi bir bardak ve sürahi gezip herkese aynı bardak ile teker teker su verirdi. yani merak etmeyin bişi olmaz o hazır gıdalar ile beslenen bünyenize.
0
gercekdunya
(25.11.25)
kendi termosumdan başkasına ikramda bulunmam, bana bu şekilde ikram ediliyorsa kabul ederim ama içmem, çaktırmadan dökerim/atarım.

@gerçekdünya yeni nesil değilim. çocukken mahalle çeşmelerinden ortak tasla su içmişliğim vardır, hatta askerde tanımadığım 1500 kişiyle aynı çelik bardaktan su da içtim ama bunlar yeterli artık içmiyorum.
0
exlibris
(25.11.25)
kisiye gore degisir diyorum. ben sizin kadar hassas degilim. eger yabanci degilse, icten ice hijyeninden rahatsiz oldugum biri degilse icerim, rahatsiz olmam. ha eger ikram eder misiniz diye soruyorsaniz etmem, cunku karsidaki kisinin bundan rahatsiz olabilecegini dusunurum.
0
Sour
(25.11.25)
termos yikanmis ve temizse, icindeki cay tazeyse ve kimse agzini degdirip termostan icmediyse, termostan bardaga doldurulup cay dagitilmasi cok ideal, bunu ben sorun etmem ama agzimi degdirdigim termostan kimseye cay kahve ikram etmem, bana da böyle ikram edilmesini asla istemem. dagda miyiz? sicak su ve sabun sikintisi mi yasiyoruz? ben senin agzinin degdigi seyi kullanmak zorunda miyim? nezaketsizlik bir yana malligin da bir siniri olmali.
+2
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(25.11.25)
sevgilim hariç kimsenin ağzının değdiği bardak vs. ürünleri kullanmam, yemem, içmem.

kimseye teklif etmem, teklifleri de reddederim. bozmak olarak düşünmem bunu ve direkt "hayıır ben öyle içmem yememm sevmem" derim.
0
art cat chocolate
(25.11.25)
yakın arkadaş, sevdiğim kişilerle aynı bardaktan, termostan vs içerim iğrenmem. aynı yiyeceği ısırıp ısırıp bölüşürüm de sorun etmem :D ama başkasına bu gibi bi şeyi teklif de etmem, içmem de muhtemelen
0
chanandler bong
(25.11.25)
İçen içer, içmeyen içmez. Ben de hayatımda bir dönem problem etmiyordum. Muhtemelen şu an içemem. Ancak bundan bağımsız, İster pipet kullanın, ister bu termoslardan kullanın, içindeki sıvı ağzınıza değmiş oluyor fiziksel olarak. Olmadığını iddia eden de fizik bilmiyordur.
0
dilemma of subscribtionability
(25.11.25)
İlk kez gördüğüm birisi değilse ya da ağız hijyeninden şüphe ettiğim/emin olduğum biri değilse dert etmem. Karşımdaki sorun etmiyorsa da o şekilde ikram ederim.
+1
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(25.11.25)
Ben içmem iğrenirim. Ne gerek var kahve komasına mı girdik içmeyiverelim :D

Ayrıca geri gitmiyor diyenlere inanma. Benim oğlum 1 yaşında ve öyle şişeden içince şişede illaki kırıntı oluyor çünkü ağzındaki yiyeceği yutmadan içer. Yetişkinlerde de kesin geri gidiyordur ağıza gelen su ya ama ağzında lokmayla içilmediği için belli olmuyor. :D
0
kaptan maydanoz
(25.11.25)
(7)

30'larınızda neleri değiştirdiniz?

gnosis
Özellikle kadın duyuruculara soruyorum ama erkekler de cevap verebilir. Beslenmenizde değişiklik yaptınız mı? Alkol tüketiminizi azalttınız mı? Uykuya önem vermeye başladınız mı? Kas ve iskelet sistemini desteklemek için spor yapıyor musunuz? Günlük protein hesabı yapıyor musunuz? Kıyafet seçimlerin
Özellikle kadın duyuruculara soruyorum ama erkekler de cevap verebilir.
Beslenmenizde değişiklik yaptınız mı? Alkol tüketiminizi azalttınız mı? Uykuya önem vermeye başladınız mı? Kas ve iskelet sistemini desteklemek için spor yapıyor musunuz? Günlük protein hesabı yapıyor musunuz? Kıyafet seçimleriniz değişti mi? Gibi.
0
gnosis
(25.11.25)
Bende birçok şey kötüye gitti.
Sigaraya 30’dan sonra başladım, içkiyi arttırdım.
Uyku düzenim iyiydi aslında ama bir süredir işimden dolayı bozuldu.

Sağlıksız beslenmeyi azalttım, düzensiz ve çok yesem de görece daha düzgün besleniyorum.

İşimden dolayı spora devam edemedim bir dönem pilatese gittim ama ona da artık zamanım yok, yürüyüş yapmaya çalışıyorum.

Kıyafet seçimlerim değişti diyemem ama istifçiliği bıraktım giymediğim kıyafetleri dolapta tutmuyorum, ihtiyacım olmayan hiçbir şeyi satın almıyorum.

Yeme içme konusunda çok iradeli olamasam da alışveriş yaparken doğal ve vegan ürünler ilk seçeneğim oluyor.
+2
mutekebbir
(25.11.25)
30'dan ve hatta 40'tan sonra çok şey değişti benim için.

29-35 vegandım. 6 yıldır değilim. Veganken çok daha sağlıklı besleniyordum. Kilom yok, ama çok pis besleniyordum kısa süre öncesine kadar. 07:30-16:30 çalışmak dengemi bozmuştu; evde makarna bile yapmıyordum. Yeni yeni birkaç şey yapıp dışarıdan yemekten vazgeçiyorum.
3 yıldır doğa yürüyüşü yapıyorum. Onun dışında sahilde ve parkta da her fırsatta yürüyorum.
Yoga ve ağırlık antrenmanını ise yeni aldım hayatıma. Gençlikte olduğundan çok da önemli artık. Keşke daha önce başlasaymışım.
Sigarayı bıraktım, 5 aydan fazla oldu. Ama hiç güvenmiyorum bu konuda kendime. Yarın tekrar başlasam şaşırmam.
2 yıllık psikoterapi sürecini de goygoya döndüğü ve adam he desem beni sağmaya devam edeceği için yeni sonlandırdım. Tekrar ihtiyaç hissedersem başka biriyle çalışmak isterim.
+1
auroraaurora
(25.11.25)
kozmetik urunler kullanmaya basladim. e artik yaslaniyoruz, bakim sart. hatta tavsiye vereceklere acigim. sunu kullan bu iyi vs gibi, fransiz markalari tercihimdir. her turden olur, ama ozellikle kirisiklik giderici, gerginlestirici, vitaminler, anti-aging vs. bir de ozellikle goz alti torbalarina bir seyler yazarsaniz sevinirim.

erkek
0
Sour
(25.11.25)
30'lar işimi oturtmaya, aynı anda okulu yürütmeye ve saçma sapan ilişkileri oldurmaya çalıştığım bir dönem olduğu için hiçbir farkındalık yaşamaya halim ve vaktim yoktu. yalnız öncesinden farklı olarak gelir düzenim oturduğu için üstüme-başıma, dermokozmetiğe ve gezmeye harcayacak param oldu.
ancak 40 benim için milat oldu diyebilirim. insan azalttım herşeyden önce; gereksiz ilişkileri, çok eski arkadaş olsa dahi temizledim. canımı sıkan şeyleri daha açık ifade etmeye başlayıp, keyfimi önceliğe aldım. birikimin önemini anladım (henüz istediğim ölçüde yapamasam da). yeme içmeye dikkat modu, şeker tehlikesiyle birlikte geldi bana. kan şekerini çıkaracak şeylere dikkat ediyorum (bunun sonucunda 6 ayda 13 kilo verip ideal kiloma ulaştım). doğal ve organik şeylere para harcamaya acımıyorum. içki ayda yılda bir içerdim ama artık senede 1-2'yi geçmemeye çalışıyorum.
bence henüz yeterince iyi olmadığım şey, zaman yönetimi. zamanın kıymetini yeterince anlamak ve daha efektif kullanmak da sanırım bir sonraki 10 yılda gelecek bir güncelleme olacak :) ha bir de uykuya ve spora yeterince ağırlık vermiyorum hala :/

@sour, gözaltı torbaları genetikse, kozmetikte çaresi yok gibi bişey.
+1
lil siztah
(25.11.25)
Sigarayı bıraktım, çok iyi oldu. Kahveyi azalttım. Alkollü içeceği zaten çok içmiyordum ama canım istemediği halde herkes içiyor diye içmeyi bıraktım, sevmediğim halde içtiğim birayı bıraktım.
Uykum düzene girdi ama ben yapmadım, otuzlarımın sonunda kendiliğinden oldu.
Saçımı boyamayı bıraktım, makyajı neredeyse bıraktım, ara sıra yapıyorum, sırf şık diye rahat edemediğim giysiler/ayakkabılar giymeyi bıraktım. Fakat güneşten korunmayı ve cildimi temiz/nemli tutmayı daha çok ciddiye alıyorum.

Aslında en çok akran/toplum baskısı nedeniyle bir şeyler yapmayı bıraktım, orta yaşlarımı "no fucks given" yaşamayı düşünüyorum. Sevdiğim insanlarla görüşüp sevdiğim hobilere zaman ayırıyorum, yaşlı hobilerimle mutlu mesut yaşıyorum. Tek derdim spor, onu düzenli yapamıyorum çünkü hiç keyif almıyorum.
+3
kobuzchu kiz
(25.11.25)
41 E yazdıklarının hepsini er ya da geç yaptım şu an 20li yaşlarımdan daha iyi durumdayım fiziksel ve beden sağlığı olarak.
ayrıca her kararımı önce kendimi düşünerek almaya başladım.
kimin ne dediği ne düşündüğü artık umurumda değil.
0
bay b
(25.11.25)
sporu 30dan önce yapıyordum hala düzenli olmasa da yapmaya çalışıyorum ve sanırım daha sıkı asılmam gerekiyor spor konusuna.

sabahları erken uyanmanın da günü uzun kıldığını fark ettim, erken uyanmaya özen gösteriyorum.

yemek yapmayı sevmeye başladım ama çok zaman alan bir şey en saygı duyduğum meslek aşçılar :D

kıyafet seçimim değişmedi gözüm hala mağazaların teenage bölümlerine kayıyor ksgjskj (ruhum genç)
+1
Kediyi üzdün
(25.11.25)
(13)

Hanımdan ozur dilerken ele yüze bulaştırmak

dedeminhirkasi
Tartıştık, biraz da haksızdım. Cam sıkıntısıyla kafam yerinde değildi, işyerine gittim. Odasına girdim sevimli sevimli sırıttım. Sonra pideciye gittik. Cüzdanımı işyerinde birakmisim, hesabı o ödedi, sonra bir de dolmuş paramı verdi. Gönderirken de keşke gelmeseydin be valla bak daha iyi olurdu dedi
Tartıştık, biraz da haksızdım. Cam sıkıntısıyla kafam yerinde değildi, işyerine gittim. Odasına girdim sevimli sevimli sırıttım. Sonra pideciye gittik. Cüzdanımı işyerinde birakmisim, hesabı o ödedi, sonra bir de dolmuş paramı verdi. Gönderirken de keşke gelmeseydin be valla bak daha iyi olurdu dedi. Yedirdik içirdik bir de adamı gönderiyoruz cep harçlığı da vereyim mi diye bir güzel de laf soktu, hala sokuyordu o arkadan ben dolmuşla giderken ohh serinliği geldi.
-3
dedeminhirkasi
(25.11.25)
Yemekte özürünü kabul etti mi? Mesele bu, kabul ettiyse sonra toparlarsın bu durumu bir şey olmaz.
Laf sokulmasını gayet hak etmişsin o da tatlı tatlı lafını sokmuş işte ne güzel :)

Cüzdanın yanındayken güzel bir yerde yemek ısmarlarsın.


Ekleme;
Bu para lafı yapmak mı yaa bu kadar kırılgan olmayın artık. Şaka yapmış işte ne olacak.
+3
mutekebbir
(25.11.25)
Epey bir süre evli kaldım. Gırtlağımıza kadar sorun dolu bir evlilikti. Evlenirken o öğrenciydi, boşanırken öğretmen. Onca sorun içinde bir gün bile para konusuyla ilgili en ufak bir sorun olmadı.
Böyle espiri dahi olsa para konu edilen evlilik ya da birliktelikler çok tuhaf geliyor bana.
+1
Mirket
(25.11.25)
telefonun yanında değil miydi? tüm kartlarda qr ile ödeme imkanı mevcut. qr ile para da çekilir. bi daha başına gelirse diye yazdım.

ama evlilikte para sorun edilmemeli. ediyorsa sıkıntı. ha o ödemiş ha sen.
+1
jelly bear
(25.11.25)
sadece yazdiginizi okuyarak soyluyorum: ozur dilememissiniz ki? sevimli sevimli siritmak ne ya bes yasinda cocuk gibi? bu kadar mi zor dogru duzgun ozur dilerim demek?
+5
Sour
(25.11.25)
biraz şey gibi olmuş. yüzsüzlük.
planlı düzgün bir şeyler yapmalısın.
+2
ohmho
(25.11.25)
kalkıp iş yerine gitmek gayet güzel bir özür dileme yöntemi aslında niye beğenilmedi ki.
para konusunu ben hiç sorun etmezdim. sonuçta tüm paralar ortak değil mi zaten. biz kimin kartından ne harcadık diye bile bakmıyoruz rastgele ödeniyor hep.
0
kaptan maydanoz
(25.11.25)
evlilikte bütçe ortak olur. eşiniz şaka yapmıştır. takılmayın bu kadar.
+3
summerjam0306
(25.11.25)
İyi bile denk gelmiş.
Kontrolü ele almış olması, size espiriyle karışık laf dokundurması... Psikolojik olarak size karşı güçlü hissetmiştir. Gazını almışsınız yani. Tatlıya bağlanır.

(Olayın ekonomik boyutu ile ilgili burada söylenenlerin bir kısmını ciddiye almayın. Bir problem yok ortada o açıdan)
+2
yadigar
(25.11.25)
hanımdan özür dileyip ele yüze bulaştırmayan mı var. ananın babanın kimsenin sana söyleyemediği hakaretleri sana güzelce söyleyip, ağzına sıçp, bir gün sonra hiç bir şey olmamış gibi davranmamızı sağlayan kişiye eş denir. bu saçma düzene de evlilik denir. ben haklı olup haklı çıktığım herhangi bir durumda eşimle tartışmayı kazanamadım. hayatımda olan kadınlarının hiç birininde hatasını kabul ettiğini görmedim. anam eşim kaynanam...
0
mikahakkinen
(25.11.25)
Haksızlık ettiğiniz konu çocukça idiyse, devamını da tam bir çocuk gibi getirmişsiniz gibi görünüyor :)
Soru yok sanırım ama bence bundan sonra biraz daha adam adam, şöyle jestli mestli bişeyler iyi gider.
+2
lil siztah
(25.11.25)
bir yemek ısmarlayıp yol parası verdi diye laf ediyorsa sorun büyük demektir, kolay gelsin
-2
sweetoffice
(25.11.25)
@mirket abi sen neden kocasından sürekli hediyeler alan kadını kıskanan karşı komşu gibi cevap veriyon abi bana
+2
🌸dedeminhirkasi
(25.11.25)
Bence kötü bir durum yok hatta komik bile olmuş, 7 yıllık mutlu bir evliyim.
0
mirty
(25.11.25)
(11)

Sedat Peker nasıl bir mafya?

Kahvedesu
Bu para nereden geliyor?
Bu para nereden geliyor?
0
Kahvedesu
(24.11.25)
sağda solda çete diye gezen herkes ona çalışıyor. ona para vermeden bu çizgi film isimli çeteler yaşayamaz. bunların boyunu aşan işleri direkt kendisi çözüyor. istanbulda mafyacılıktan para yiyen herkes ona da komisyon veriyor.
0
patronaj1
(24.11.25)
''ona para vermeden bu çizgi film isimli çeteler yaşayamaz. ''

Emin misin?
-6
🌸Kahvedesu
(24.11.25)
90ların karanlık yıllarında bürokrat derbeylerinin ayakçılığını yaparak yükseldi. Mesela büyük bir işletme var, devlet her bilgiye sahip, karadenizli bürokrat çetesi buna git çök diyor. Yargı bizde, emniyet bizde, vergi dairesi, belediye vs. vs. Bu da arkamda devlet var özgüveniyle çöküyor, bürokrasinin payını veriyor. Gül gibi geçinip gidiyorlar. Ülkedeki bütün mafyatik ayaktakımının arkasını yasladığı bir bürokrat grubu vardır. Çünkü en büyük Mafya bürokrasidir!
+6
mesuta
(24.11.25)
Yasa dışı bahis işlerini kara para aklama vs o yönetiyordur kesin bu kadar bağış yapması da şirinlique
0
olaylar olaylar
(24.11.25)
patronaj'in dedigi dogru.
lisedeki matematik hocam (baya degisik bir hayat tarzi vardi, memur gibi düsünmeyin) bogaz manzarali bir kafe/restoran acmisti. sonra mafya cöktü, zorla elinden aldilar. iyi yer + iyi konsept + güzel manzara. mafya dayanamamis, bir gün mekana gelip güzel güzel konusmuslar.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(24.11.25)
Nasıl çöküyorlar ya?
-2
🌸Kahvedesu
(25.11.25)
"1 kilo toz bir otoboz" da olabilir..
youtube'dan gelen gelirle ayakta kaldigini sanmiyorum :p
0
cooperr
(25.11.25)
yoldan 10 kisiyi rastgele cevir, en az 6 tanesi yegeni zaten. bu kadar akrabasi olan insan fakir olur mu? herkes bir lira gonderse...
0
Sour
(25.11.25)
bazen bazı insanlara yaptıkları için değil, yaptıklarını söylememesi veya anlatmaması için para verilir.
0
galahad reloaded
(25.11.25)
Her hükümetin pis işlerini yaptırdığı bazı gruplar vardır, sedat da onlardan sadece bir tanesi ve artık hükümetle işi kalmadığı için kenara atıldı. Youtube videolarında da söyledi sizin için şunu yaptık bunu yaptık şimdi bana yanlış yapıyorsunuz diye. Zamanında çok güçlendi ve akıllı oynamış ki kendi tr de olmasa bile hala ağırlığı devam ediyor.

zamanında itibarsızlaştırmak için uğraştılar, abuk sabuk tipler sedat peker için video çekip atar gider yapıyordu ama, hepsine tek tek özür videosu çektirdi.
0
duyuruuser
(25.11.25)
90'lı yıllarda ki susurluk olaylarında adı geçmişti. Veli Küçük, mehmet ağar ile bağlantıları olduğu söyleniyordu.
+1
komando kani var bende
(25.11.25)
(6)

Vize istemeyen bir ülkede Christmas Market var mı?

winston insani
MerhabalarChristmas Market konseptini ilk defa duydum ama hep vize isteyen ülkelerde kuruluyor galiba, vize istemeyen bir ülkede de oluyor mu bu tarz bir etkinlik?Belki uygun bir bilet bulup kaçabiliriz aralık ayında diye sormak istedim.
Merhabalar

Christmas Market konseptini ilk defa duydum ama hep vize isteyen ülkelerde kuruluyor galiba, vize istemeyen bir ülkede de oluyor mu bu tarz bir etkinlik?

Belki uygun bir bilet bulup kaçabiliriz aralık ayında diye sormak istedim.
0
winston insani
(17.11.25)
Gürcistan'da var ama biraz geç oluyor bakarsınız tarihlerine. Vize istemeyen doğu Avrupa ülkelerinde de var diye biliyorum
0
mezzosprite
(17.11.25)
Belgrad, Tiflis, Batum aklıma gelen şehirler. Buralarda kuruluyordur diye düşünüyorum. Ama bu ülkeler ortodoks olduğu için yapmıyor ya da farklı tarihlerde yapıyor olabilirler. Gidenler daha doğru yazabilirler.
0
elektr10
(17.11.25)
Christmas market Turkiye'de bile olduguna gore Schengen'e dahil olmayan Avrupa ulkelerinde de vardir diye tahmin ediyorum.
+1
Sour
(17.11.25)
Hayır. Vizesiz ülkelerden hiçbirinde aradığınız gibi bir Christmas Markt yok.




(Cevap vermekle uğraşmazlar ama beni haksız çıkarmak için birisi uğraşıp yazar şimdi doğrusunu :)
0
michael_knight
(17.11.25)
vize ile christmas market arasinda neden bir baglanti kuruyoruz anlamasi guc.
musluman ulkeyse yoktur, degilse vardir.
-9
cooperr
(17.11.25)
Tiktok’ta @hahangunn adlı hesap “vizesiz gidebileceğiniz en iyi 5 Christmas market “ diye bir post paylaşmış. Karşıma çıkınca sana yazmak istedim.

Link vermiyorum çünkü tiktok linki verince kullanıcı adım görünüyor.
0
michael_knight
(19.11.25)
(4)

Sosyal devlet anlayisi ve suçlar

die fetten jahre sind vorbei
https://www.instagram.com/reel/DNyIqdX0N8i/?igsh=MTgyZmU3bjE0czc4dg==Kesfetime dustu bu demin, bu ve bunun gibi mahlukatlarin duzeltilebilecegine inaniyor musunuz?İnaniyorsaniz dahi, buna butce ayrilmasini destekliyor musunuz?
www.instagram.com

Kesfetime dustu bu demin, bu ve bunun gibi mahlukatlarin duzeltilebilecegine inaniyor musunuz?

İnaniyorsaniz dahi, buna butce ayrilmasini destekliyor musunuz?
-1
die fetten jahre sind vorbei
(16.11.25)
Devletin kendisi suçu üreten en büyük mekanizma zaten, şu an bir mafya devletiyiz bu tiplerin türemesi tesadüf olamaz, adaletin yok olması toplumdaki eşitsizliği iyice derinleştirdi, sonuç olarak sosyal devlet diye bit şey olmadığı için dediğiniz perspektiften bakamıyorum. Mekanizmanın kendisi zaten bu bahsettiğimiz aygıta( suç makinasına) dönüşmüş durumda.
0
olaylar olaylar
(16.11.25)
Aylarca taşın üstünde uyuyunca düzelmeye başlar.
-1
arbre
(16.11.25)
bu kişilerin girecekleri dava kendileri ile devlet arasındadır. devlet kendi çıkarına çalışan savcıların ve afedersiniz polislerin maaşlarını vatandaştan aldığı paralarla öder. şayet devlet adil olduğu iddiasındaysa avukatın parasını ödemek zorundadır.

sosyal devlet bu kişilerin mahkemede avukatla temsil edilebilmeleri, herhangi bir mahkemede herhangi bir dava açmak istemeleri durumunda dava sonuçlanana kadar harçların mahkmeme bütçesinden karşılanması gibi meselelerle ilgilenir.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(16.11.25)
butce ayirmaktan kasit nedir? butce zaten ayriliyor. hapishaneler yapiliyor, bakim karsilaniyor vs. ama kasettiginiz psikoterapi, egitim falan gibiyse buna topyekun karsi olmasam da turkiye ozelinde karsiyim. iskandinav ulkelerinde bu sistem isliyor cunku toplumun genelinin seviyesi yuksek. bizim ulkemizde egitimli insan, saglikli insan bozuluyorken bir suclunun duzelebilecegine ihtimal vermiyorum. yani sistem buna uygun degil. yani turkiye'de uyum saglayacagi toplumun kendisinde bir problem var zaten, once o duzeltilmeli ki bir ise yarasin.
+1
Sour
(16.11.25)
(16)

2010 öncesinde kumpirci var mıydı

Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
yoksa lokmacılar gibi güncelleme sonrası mı spawnlandılar
yoksa lokmacılar gibi güncelleme sonrası mı spawnlandılar
-2
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(14.11.25)
2000 öncesi vardı. 90'larda Sirkeci'de yerdik. "Asıl Ortaköy'de yiyicen" derlerdi. Galleria'da da vardı o yıllarda. Muhtemelen 80'ler öncesi de vardır.
+5
yadigar
(14.11.25)
kumpir 90 larin basinda ortaya cikti. ilk ciktigi yer de ortakoy. o yuzden orasi kumpirci dolu.
+2
nuevo
(14.11.25)
Lambada çıkıp patladığı sıralar (sanırım 89) atakule'nin bodrum katında, kule çıkış asansörünün orada kumpirci vardı. Kumpir denen şeyi orada gördük, hayatımızın ilk kumpirini orada yedik.

Lambada patladığında atakule'deki kasetçiden aldığımız lambada kasedi benim kafamdaki en net işaret.
+3
kibritsuyu
(14.11.25)
bakırköy - osmanlı kumpir.
dün gibi aklımda
+1
kornisch
(14.11.25)
İlk kumpiri 91 de Ortaköyde yedim. Öncesini bilmiyorum
+1
kisa
(15.11.25)
ben de soruya kaynak yapayım: 20-30 sene önce yediğiniz kumpirler de günümüzdekiler gibi salam, sosis, ketçap mayanoz gibi şeyler içeriyorlar mıydı yoksa daha yenilebilir ve tercih edilebilir türden miydi?
+1
biseysorcaktim
(15.11.25)
90'larda capitol'den ortaköy'e her yerde kumpir yedigimi hatirliyorum.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(15.11.25)
90'larda da kumpir vardı.
Sıcak patatesin içine önce kaşar peyniri, sonra Rus salatası konurdu. Daha sonrası isteğe bağlıydı. Turşu, salam, sosis vs.
Öğrencilerin yoğun olduğu bölgelerde, dükkanlarda, hijyenik olarak yapılırdı.
+2
pro9it9is9
(15.11.25)
80’lerin sonu 90’ların başında çıkmış olmalı. Eskiden merak edip araştırmıştım.

Aklımda kaldığı kadarıyla ingilterede bunu görüp bize uygun hale getirip yapıyor bir dükkan ve sonra yayılıyor. Hatta o dükkanın adı mı kumpirdi ona emin değilim. O dükkan “kumpiri biz icat ettik” gibi bir yazı yazmıştı dükkana.
+1
michael_knight
(15.11.25)
Sene 2001 görgüsüz kuzenim kumpir yiyelim diye tutturmuştu. Ben de küçüğüm neymiş bu kumpir diye merak edip takılmıştım peşine Ankara’da Sakarya caddesinde yemiştik, bu da böyle bir anımdır.
0
ekimoloji
(15.11.25)
90'larin basinda patladi kumpir isi.
+1
cooperr
(15.11.25)
90'larda vardı, ortaköy o zaman da merkeziydi bu işin, kumpir piyasası ortaköy'de şekillenirdi... ama başka yerlerde de yediğimi hatırlarım.

80'lerde yoktu ama, belki late 80's olabilir 1988-1989 gibi. ama hatırlamıyorum.

bu arada bazı yörelerde haşlanmış patatese gumpiri derler
gumpiri=kumpir
+1
exlibris
(15.11.25)
91-92 yılı olmalı benim de kumpirle ilk tanışmam, Çiçek Pasajı’nın orada bir kumpirciye giderdik, o zamanlar Ortaköy’de daha az kumpirci vardı, sonradan popüler olup böyle yan yana dizildiler, kısır, amerikan salatası, mantar, turşu falan hep vardı, belki sonradan artmıştır çeşitler. O yıllarda kumpir yeni çıkmış popüler bir yiyecekken, evinden pek de çıkmayan yaşlı annanem kumpir ister misiniz demişti, nereden duymuş diye çok şaşırmıştım, meğer eski bir ifade imiş kumpir, evde fırında patates yapmaktan bahsediyormuş.
+3
(15.11.25)
2004'te ortaköy'de kumpir yerdik bugünkü gibi çöp değildi
+1
duyurukullanıcısı
(15.11.25)
bence 90'larda daha populerdi. ben de en son o zaman yedim.
+2
Sour
(15.11.25)
İlk kumpirimi 89da gemlik-kumla da yemiştim. 90larda bayağı popülerdi.
+1
duster
(15.11.25)
(7)

kumpir neden ve nasıl popüler oldu

biseysorcaktim
zehirlenen gurbetçi aileden bağımsız olarak soruyorum bu soruyu. --balkan göçmeni bir aileden geliyorum, bizde patatese kumpir denirdi çok eskilerden. kuzine sobada pişirilir, pişirince kolayca parçalanır, kabuğuyla yenirdi.içine bir şey koyulduğunu bilmiyorum ama bizimkiler çok fakirmiş zaten, muht
zehirlenen gurbetçi aileden bağımsız olarak soruyorum bu soruyu.
--
balkan göçmeni bir aileden geliyorum, bizde patatese kumpir denirdi çok eskilerden.
kuzine sobada pişirilir, pişirince kolayca parçalanır, kabuğuyla yenirdi.
içine bir şey koyulduğunu bilmiyorum ama bizimkiler çok fakirmiş zaten, muhtemelen içine koyacak bir şey bulamamışlardır.

geleneksel türk mutfağı ürünü falan yazmışlar internette bazı yerlerde. muhtemelen kendi markaları için pr oluşturmaya çalıştıkları için yalan yanlış sıkıyorlar da, öyle tarihi falan olduğunu sanmıyorum.

zaten şuanki haliyle tarihi falan da olamaz, içinde salam, sosis, turşu, rus salatası, ketçap mayonez olan şey nasıl tarihi olsun.

var mı kumpirin bir hikayesi, türkiye'de ne zamandan beri böyle sunulan bir yiyecek?
kim neden beğeniyor bunu? patatesi ne kadar sevsem de bunca yıllık ömrümde hiç kumpir yediğimi bilmiyorum.
salam, sosis, rus salatası koymak kimin fikriydi?
eskiden nasıl yapılırdı, yoksa türkiye'de kumpir deyince bu garip şeyler hep var mıydı?
son soru, ortaköy nasıl kumpir'in başkenti oldu? yanyana 100+ dükkan, hepsi kumpir satıyor.
0
biseysorcaktim
(14.11.25)
30 sene önce çocukken aile ile vs hep gider yerdik, bir de orada park vardı oynardım falan :)

Ortaköy'e çok uzun zamandır gitmedim ama Ünv lise zamanı oradaki kimpirciler başka bir kimliğe evrilmislerdi zaten. Ben çocukken kesinlikle böyle bir ortam yoktu, ya da ben çok küçüktüm hatirlamiyordum :)

Ben çocukken de bir dolu şey vardı kumpirde ya çok net hatırlıyorum.
0
makbur
(14.11.25)
Ben üniversitedeykrn hem öğrenci olarak çok severdik hem de Ortaköy de gerçekten bir havası vardı kumpirin ama bence bir iki yendikten sonra çok da olayı kalmıyor. Artık o kadar çok seçenek var ki kumpir bence turistler için ilginç geliyordur. Ortakoy ve kumpir ikilisi demode oldu.
0
egerbiryolcu
(14.11.25)
Araştırma yaptığımda karşıma çıkan ilk şey eskiden yugoslavyalı kişilerin alüminyum folyoda pişirip içine çeşitli salatalar koymasıyla başlamış serüven. Onlar krumpir adını vermişler. Oradan Türkiye'ye göçenler getirmiş kumpiri ülkemize. İngilizler de patatesi fırında pişirip kumpir tarzında yiyorlarmış ama onlar içine sadece tereyağı ve kaşar koyuyorlarmış. Son zamanlarda onlar da değişik şeyler eklemiş olabilir.

Ülkemizde iç anadoluda ve doğu taraflarında da patates odun ateşinde sobada pişirilir ve tereyağı varsa köy peyniri eklenerek yenir. Babamın köyünde öyle yapıyorlar en azından. Böyle sade haliyle müthiş bir lezzet bence.
0
mermaidd
(14.11.25)
bizim kastamonuda da gompil derler. aynen kabuğuyla külle karışık közün içine gömüp pişirilir.

93 - 94 yıllarında günümüzdeki haliyle istanbulda yediğimi anımsıyorum. o zaman da tutulan bir lezzetti.
0
yurtsuz john
(14.11.25)
kocaman patates ve üzerine farklı tatlarda mezeler. bence mantıklı güzel yapıldığı taktirde.

bu mezeler 2 haftadır değişmiyorsa veya ekleme yapılıyorsa sıkıntı.
0
duyurukullanıcısı
(15.11.25)
Nasıl zehirlendiler ya!!
0
Kahvedesu
(15.11.25)
turkiye'ye nasil gelmis, kim bulmus bilmiyorum ama dunya'nin her yerinde "jacket potato" olarak geciyor. guney amerika, peru temelli oldugu soylenmis. eger biri yurt disindan getirdiyse buyuk ihtimalle avrupa'da falan gormustur. rus salatasi bizim damak tadimiza pek uymuyor. dolayisiyla ben yurt disindan geldigini dusunuyorum.

kaynak: en.wikipedia.org
0
Sour
(15.11.25)
(8)

Kardiyo antrenmanınız nasıl ve göbek kısmından zayıflamak

arbre
Ben koşu bandında yüzde 15 eğim, hız 3 km/saat 20 dakika yapmayı planlıyorum. Yağ yakmak için faydası olur mu ve günde kaç kez yapmak gerekir?Bir de göbek kısmından nasıl kilo verebilirim? Karın çalışmak faydalı olur mu? Sağ olun.
Ben koşu bandında yüzde 15 eğim, hız 3 km/saat 20 dakika yapmayı planlıyorum. Yağ yakmak için faydası olur mu ve günde kaç kez yapmak gerekir?

Bir de göbek kısmından nasıl kilo verebilirim? Karın çalışmak faydalı olur mu? Sağ olun.
-1
arbre
(14.11.25)
Abi bunlar hep söylendi bölgesel yağ kaybı yok karın çalışırsan karın kasın çalışır, göbek için diyet yapıp sonuca bakacaksın ben bile öğrendim bunları :)
+1
kizil karga
(14.11.25)
bolgesel yag yakamazsiniz ama yuruyus guzel bir baslangic. onemli olan duzenli yapabilmek. bir de aralara bacak antremani eklerseniz daha hizli sonuc alirsiniz.
0
yuz kiloluk bir zenci
(14.11.25)
Peki parametreler nasıl? Eğim, hız, süre, gün sayısı?
-1
🌸arbre
(14.11.25)
Abi aslında bu bi matematik işlemi, verdiğin bilgilere göre ortalama 110-150 arası kalori harcıyorsun, bunun hepsi yağ olsa 16 gram yağ kaybı yapıyor ama pratikte nasıl oluyordur bilemem.
0
kizil karga
(14.11.25)
Eğimin, temponun bu işte bir önemi yok. Konu tamamen nabız ile ilgili. Bu konuyu gerçekten merak edenler için söyleyeyim. Hiit kardiyo konusunu araştırsınlar. Ekşide de başlığı var ve koşu bandında nasıl yapılabileceğini detayıyla anlatmışlar.

Ayrıca karın kasları göbek yağ tabakasının altındadır. Ne kadar kas yaparsan yap, yağ örtüsü altında kaldıkları sürece asla görünmeyecektir. O örtüyü kaldırmak için de spora değil mutfağa gideceksin.
+1
Mirket
(14.11.25)
belki de yorumumu begenmeyeceksiniz ama bu kadar teknik dusunurseniz bu is olmaz diye dusunuyorum. yemegi kesin, spor yapin, bu kadar basit. 15 egim veya egimsiz, 3 km veya 7 km, 20 dakika veya 45 dakika. bunlarla ugrasirsaniz ne baslayabilirsiniz ne de motivasyonunuzu surdurebilirsiniz. zaten bunlari dusunmek bir motivasyon eksikliginin de gostergesi olabilir. gercekten bir seyler yapmak isteyen insan bunlarla vakit kaybetmez, cikar kosu bandina, neyse o, hemen baslar. kendini tartar, en fazla ne kadar egim, ne kadar hiz ve ne kadar sure yapabiliyorum, azdan baslar, sonra zamanla geri donuslere gore yukseltir. yani taktik maktik yok, bam bam bam.
+3
Sour
(14.11.25)
Düzgün bir diyetle sadece yürüyüş bile yapsanız gidiyor her şey, sadece dirayetli olmak lazım.
0
mutekebbir
(14.11.25)
bölgesel yağ yakma diye bir şey mümkün değil, vücutta kalori açığı vere vere yağlar eriyecek, genetik anlamda dirençli bölgeler sona kalacak, istikrarlı olunursa onlar da gidecek diye anladım ben bu işi. Kaleci saçlı adam dahil olmak üzere uzmanlar daha iyi bilir :)
Kalori açığı verebilmek için de aç kalmaya gerek yok. Aksine aç kalındığında kilo verme yavaşlıyor. Sağlıklı yiyip biraz da hareket katınca açık oluşuyor zaten. Kalori sayma uygulaması da kullanabilirsiniz. Yediğimiz saçma sapan şeylerin kalori ve makro değerlerini görüp onu yakmak için göstermek gereken çabayı fark edince insanın yiyesi kalmıyor :)
Yağ yakımı için de sanıyorum belirli bir nabzın üstünde kalmak gerek. Bu değeri bulmak için (220-yaş)*0,70 formülü öneriliyordu ama sanırım antrenman şiddetine göre değişiyor. Şöyle bir hesaplama aracı buldum: www.macfit.com
Akıllı saatiniz varsa nabzınız bu değerin üstünde kalacak şekilde yürünebilir.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(14.11.25)
(21)

uzun yolda surus yaparken biri yaninizda uyusa uyuz olur musunuz?

buenosdias
iki kez basima geldi. uzun yolda uyudugum icin sofor uyuz oluyor. laf sokuyor. bilerek gaz, fren yapiyor. sizin basiniza geldi mi? ne dusunuyorsunuz.
iki kez basima geldi. uzun yolda uyudugum icin sofor uyuz oluyor. laf sokuyor. bilerek gaz, fren yapiyor. sizin basiniza geldi mi? ne dusunuyorsunuz.
-2
buenosdias
(11.11.25)
Arabayı kullanmayan kişi neden uyumasın ki. Arabayı kullanan uyumayacak. Bunun için uyuz olunmaz. Uyuz oluyorsa kullanmasın arabayı.
-1
rock n roll
(11.11.25)
Yoo hiçte olmuyor. Hatta herkes uyuyunca kulaklığımı takıp öyle müzik dinlemeye devam ediyorum.
-2
substituent
(11.11.25)
Ben uzun yolda uyumayı tercih etmem. Yolu yaşamak isterim çünkü deşarj oluyorum uzun yolculuklarda ama şoför ben olsam ve araçtaki diğer kişiler uyusa asla rahatsız olmam aksine muhabbet etme gereksinimim olmadığı için daha rahat şekilde araç kullanırım.
Çok rahatsız oluyorsa tek başına yolculuk yapsın arabaya başka birini almasın.
0
mermaidd
(11.11.25)
arabada 2 kişiysek ben olsam uyumam ve uyunmasını da istemem. özel şoförüm değil ya da ben kimsenin özel şoförü değilim. sohbet ederek daha hızlı geçer zaman.
+2
art cat chocolate
(11.11.25)
olmam. esim hep uyur uzun yolda. hatta kisa yolda bile uyur. ben muzigimi dinler takilirim.
+1
lemmiwinks
(11.11.25)
rahatsız olmam aksine kesinlikle daha rahat olurum. onlar tedirginlikle yola bakınca rahatsız oluyorum. herkes uyuyunca istediğim gibi gidebiliyorum.
+1
gercekdunya
(11.11.25)
bu soru adamına göre değişir, yorgun bi şoförün yanında hayvanlık yapıp horluya horluya uyunmaz
+2
nahtoderfahrung
(11.11.25)
Ben uyursa sevinirim. Uyusun güzel güzel.
Edit: ya uzun yola çıkacağım kişi zaten eşim dostumdur. Uyusun tabi. Kendimi şoför gibi hissetmem.
0
kisa
(11.11.25)
Bana güvendiği için hoşuma gider.
-1
arbre
(11.11.25)
süren ben değilsem uzun uyuyuşlar yapmamaya çalışırım. şoför de zamanla yorulur, gözü dalar, uyur vs gibi bi durum olmasın onu da daha dinç tutayım diye.
sürücü bensem öyle fosur fosur saatlerce uyunmasını istemem çünkü aynı şekilde ben o kadar fazla sessizlikte uykum geliyo. ama yani bikaç saat uyunuyosa o kadar da olur insanlık.
0
chanandler bong
(11.11.25)
cok stresli bir durum yoksa, mesela asiri yagmur yagiyor, goz gozu gormuyor sis mis, hic rahatsiz olmam. ama bu bahsettigim halde arkadasim uyumustu, baya horluyordu, o zaman hakkaten bi yoldas istemistim yani elbette surmeyen kisinin yapacagi bir sey yok ama iste insan bi yaninda iki laf edecek 'ay ne kotu hava, goz gozu gormuyor' vs. diyecek birini ariyor sanirim. bir de iki kisi de yorgunsa/uykusuzsa, (elbette ideal olan hic yola cikmamak ama cikildiysa) yanindaki kisi prensip olarak uyunmamali, yoldaslik boyle bir sey yani, surucuye de yardimci olmak lazim konusarak, yemek vererek vs.
+1
kassiopeia
(11.11.25)
esim, annem, babam falansa hayir. ama mesela sehirlerarasi bir yere gidicez, komsum benim gidecegimi biliyor, gitmemi bekliyor ki otobüse para vermesin, sonra yanima gelip 4 saatlik yolun 4 saatinde uyuyor. bu düpedüz eseklik. kimsenin özel soförü degilsin sonucta. zibaracaksan bin otobüse git.

yanimda uyunmasi uykumu getirir. bircok kisi icin de böyledir. uzun yolda soförün yaninda kendim de uyumam. esim ya da babam olsa bile uyumam. bir an gözü dalsa ikimiz de gideriz.

ayrica araba sürerken kulaklikla müzik dinleyen adamin arabasina bana milyon dolar verseniz binmem. millet bir de bunun yaninda uyuyor. canini yolda bulmus millet. neler okuyorum böyle.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(11.11.25)
Araba kullanırken biri uyuyorsa uyuz olanlar oruç tutarken biri yemek yiyorsa sinir krizi geçirenler hep aynı modeller.
-6
kizil karga
(11.11.25)
Uyumam ve uyutmam.
0
Mirket
(11.11.25)
yol boyunca uyanık kalmasına gerek yok, arada bir uyuyabilir.
ama arada bir kısmı önemli.

başkasının arabasında hiç uyumadım. uyumam. ayıbı ayrı, tehlikesi ayrı.
uzun yol ve dönüşümlü sürmemiz gerekiyorsa birazcık kestirdiğim olur.
0
biseysorcaktim
(11.11.25)
Valla ben ne kadar uykum gelse de uyumamaya hatta sohbetle ya da müzikle arabayı kullananı da uyanık tutmaya çalışıyorum. Bu bence şoför koltuğunun yanında oturanın co-pilot olarak otomatik görevi. Burada oturan uyusa bile arkada olsam da uyanık kalıp şoförün de uyanık kalabildiğinden emin olmaya çaışıyorum.
+1
Amaranta ursula
(11.11.25)
bilerek gaz-fren yapiyor kismi en kotu kismi bence. onceden bir beklentin olabilir ve yanindaki kisi uyudu diye rahatsiz olabilirsin (kim olduguna ve duruma bagli olarak), fakat gaz-fren yapmak cok cocukca.

dedigim gibi, kisi ve durum burada onemli.
0
Sour
(11.11.25)
şoför iyi insan değil, ya da ergen bir arkadaş.
0
ebabil curnatasi
(11.11.25)
ben kullanıyorsam uykum yoksa milletin uyuması işime geliyor daha rahat kullanıyorum. eğer uykum varsa uyumalarını istemem.
0
mikahakkinen
(11.11.25)
Uyuz olmak demeyelim. İstemem, izin vermem.
Ön koltukta oturan kişinin uyumasını istemem. Arka koltuktakiler uyuyabilir. Öndeki arka koltuğa geçip uyuyabilir ön koltuk boş kalabilir.
Ama ön koltuktakinin uyuması uykumu getiriyor.
Önceden söylerim ama bunu, sonradan gaz fren veya uyuzluk yaparak değil.
0
michael_knight
(12.11.25)
benim hanim uzun yolda genelde uyur. beni hic etkilemez.
kamyoncu ruhluyum, rekorum sadece benzin icin durarak 18 saat.
yanimda biri olsun olmasin ben yola bakarim.
0
cooperr
(12.11.25)
(7)

Düğünlere gitmemek

egerbiryolcu
Eskiden ailecek giderdik. Ben büyüdükçe sevmemeye başladım. Gerçekten gürültülü ortamlardan inanılmaz rahatsız oluyorum yani sanki biri bana işkence ediyor gibi geliyor. O yüzden epey zamandır sadece yakın akraba ve yakın arkadaş haricinde komşu düğünlerine gitmiyorum.Annem de bir zamandan sonra din
Eskiden ailecek giderdik.
Ben büyüdükçe sevmemeye başladım. Gerçekten gürültülü ortamlardan inanılmaz rahatsız oluyorum yani sanki biri bana işkence ediyor gibi geliyor. O yüzden epey zamandır sadece yakın akraba ve yakın arkadaş haricinde komşu düğünlerine gitmiyorum.

Annem de bir zamandan sonra dini sebeplerden gitmemeye başladı. Babam hayattayken o gidiyordu yine akşamları bir görünüp gelirdi.

Şimdi annem gitmiyor ben gitmiyorum. Komşuların çocuklarının torunlarının düğünü nişanı kınası da bitmiyor. Annem daha sonra ev hediyesi veya düğün hediyesini ev ziyareti yaparak veriyor.

İnsanlar annemin sebebini biliyorlar ama yine de ayiplaniyor muyuzdur?
Bir de düğüne gitmek tercih meselesi değil de bir görev gibi algılanıyor bence toplumumuzda? Siz de görev olduğunu mu düşünüyorsunuz? Böyle durumda yadirgar misiniz insanları?
0
egerbiryolcu
(08.11.25)
ayıplanma değil de herkes davetine icabet etmeyene gönül koyar ister istemez.

gelgelelim sen de haklısın. belli ki muhatap olmak, yüz yüze gelmek istemediğin insanlar orada olacağı için gitmek istemiyorsun. zorla halaya kaldırılmak istemiyorsun. aranızdaki sosyo-kültürel fark açılmış.

son yıllarda iyice bireyselleştik. insanlar kendi zümresi dışındakinin düğününe gitmeyi bırak mutahap bile olmak istemiyor. haklılar mı, haklılar.
+1
yurtsuz john
(08.11.25)
Düğünlerde masaların üstünde uyuyakalan çocuklar olarak düğün sevmememiz çok normal bence:p
+1
sekizdokuzon
(08.11.25)
hayatta cogu seyi istemeyerek yapiyoruz zaten. insanin olgunlasmasini saglayan da istemedigi seyleri sorumluluk geregi yapmasi oluyor. yani bir tercih meselesi degil.
0
Sour
(08.11.25)
komşunun çocuğunun düğününe niye gidersin ki .
yakın arkadaş ve 1ci derece akraba dışındaki düğünlere gitmek saçma zaten
0
my fault
(08.11.25)
Annenizin tercihleri yahut hassasiyetleri ayıplanacak şeyler değil. Buna rağmen insanlar ayıplayabilir. İnsanoğlu hadsiz bir canlı. Takmamak lazım.

Ben de saatlerce süren düğünlerde çok sıkılıyorum. Bazen görünüp, hediyemi takıp, tebrik edip kaçıyorum. Bazen biraz oturup tanıdıklarla muhabbet ediyorum. Hem gürültü sevmeyen hem de oynamayan birisi olarak saatlerce oturup bekleyemez insan.

Ayıplamak isteyen her şeyi ayıplar. "Gelmedi", gelse "Görünüp kaçtı", kalsa "Oynamadı", oynasa da bir kulp bulurlar. Elalemi takmamak lazım.

Kendi adıma, davet ettiğim insanın düğünümüze gelmemesine üzülürüm. İnsan böyle zamanlarda mutluluğu paylaşmak istiyor. Ama 10 saniye görünmesi yeter bana. Eğer gelmemesi için bir mazereti varsa, düğün sonrası tebrik etmeye uğrarsa memnun olurum. Ama hiç gelmezse, günlük hayatta rastlayınca falan ayak üstü tebrik ederse, ya da aynı şehirde olmasına rağmen telefonla tebrik ederse üzülürüm.
+3
yadigar
(08.11.25)
Cenazeye ve düğüne gidilir.
Ben de düğüne gitmeyi sevmem bundan dolayı beni temsil edecek birini buldum ki yapıştırım bahaneyi. Ama temsil edecek biri yoksa giderim. Sevdiğimden değil. Hiç de sevmem. Cenazeler de aynı şekilde. Anksiyete ve depresyonla kafayı tırlatmama az kalmışken iki gün üç gün kendime gelemediğim bile oluyor ama gidiyorum.
Bu tür şeylere katılmamak gayet de ayıplanan bir şey. Değil diyenler kime göre yazıyor kime göre değerlendiriyor.
Herkesin hassasiyeti de kendine. Bu mantıklı baça baziyi de yargılamayalım çünkü bu da başkasının hassasiyeti.
Yetişkinler için önemli bunlar. Kültür hızla değişiyor farkındayım, bundan da inanılmaz keyif alıyorum ama cenaze ve düğün temel zımpırtılar. Bunlar değişmez.
Sorunuzun cevabı evet.
-2
asue
(08.11.25)
Yasamda aklimizdan cikarmamamiz gereken en onemli seylerden biri herkesi memnun etmenin mumkun olmadigi bence. Dugune/cenazeye gitme zorunlulugu diye bir kural yok. Herkesin kendi yasantisi ve tercihi.
Anneniz gitmediginde, sebebini bilmelerine ragmen ayiplayacak insanlar vardir, ama saygi duyacak insanlar da vardir. Annenizin gitmesi halinde saygi duyacak insanlar oldugu gibi, bak bak imanli olmasina ragmen dugune gelmis diye ayiplayacak insanlar da vardir emin olun. Bunun istisnasi yok, cunku herkes farkli farkli. Bu nedenle yapmaniz gereken tek sey kendinizi dinleyip, gitmeniz gerektigine inaniyorsunuz gitmek inanmiyorsaniz da gitmemene nedeninizi ilgili kisiye iletip, gerekirse ozur dileyip, anlayacagini umarak konuyu kendi icinizde kapatmaktir. Nasil ki siz 8 milyar insanin tamamini anlayamazsiniz, anlasilmamakla da ok olacaksiniz.
0
kassiopeia
(08.11.25)
(6)

2 Milyon TL değerlendirme

al sana nick it
selamlar duyurunun ekonomistleri, cebinizde 2 mio tl var. şubat sonu da bu miktar (tl) borç ödeyeceksiniz. amacınız 4 ayda bu paranın olabildiğince üstüne koymak. borsa kripto gibi görece riskli yatırımları istemiyorsunuz. nasıl değerlendirirdiniz?benim aklımdaki ya ikiye bölüp döviz ve vadeye koyma
selamlar duyurunun ekonomistleri, cebinizde 2 mio tl var. şubat sonu da bu miktar (tl) borç ödeyeceksiniz. amacınız 4 ayda bu paranın olabildiğince üstüne koymak. borsa kripto gibi görece riskli yatırımları istemiyorsunuz. nasıl değerlendirirdiniz?

benim aklımdaki ya ikiye bölüp döviz ve vadeye koymak ya da 3’e bölüp diğer kısmı da altına koymak. ama altın konusunda şüpheliyim.
0
al sana nick it
(06.11.25)
ödeme tl ise, faize yatırın en azından azalma riski yok kafanız rahat olsun.
0
eleutheiros
(06.11.25)
Faize yatırmak daha garanti duruyor şimdi altının durumu artar ya da sabit kalır bilemeyiz
0
pembediken
(06.11.25)
şahsen bana altını çok şişirdiler ve bir noktada patlatacaklar gibi geliyor, o yüzden altın şu anda borsa ve kripto kadar riskli. en temizi ppf. getirisi normal faizden daha yüksek.
0
shadowfollower
(07.11.25)
Vade sonunda 2m kalacak kadar kismi yani kabaca su an %90i vadeli ya da tercihen daha iyisini bulabilecegin vadeliye benzer sekilde dusuk risk fonlara, kalani da istedigin, tercihen doviz bazli riskli yatirimlara koyardim ben.
+1
osssy
(07.11.25)
@shadowfollower altin zaten gectigimiz hafta patladi. su an tekrar yukselis trendine girdi. ons 4300'den 3900'e geriledi. gram 5900'den 5200'e geriledi. yani duzeltmesini yapti. ons 4000, gram 5400 su an. yatirim tavsiyesi degildir.
+2
Sour
(07.11.25)
risk istemiyorsanız en fazla veren ppf.

diğerlerin hepsi riskli.

döviz alınmaz. her ay %1 getiri.

altın bi süre böyle. hatta 4000'den 3800lere bi yolculuk görünüyor.

ppf aylık %3.5 falan veriyor şu sıra. 4 ay, bileşikte %14 15 bişey bırakır.

delilik istersen, paranın çok ufak bi kısmını 100 bin falan dfi gibi deli bir fonda değerlendirebilirsin. günde %10 falan verebiliyor. ama geçen -%16 yazdı. evet -%16.

en temizi para piyasası fonları.
0
gurur
(07.11.25)
(5)

çanakkale'de bu arsa ucuz mu, neden ucuz

biseysorcaktim
köye sınır, çanakkale merkeze yaklaşık 40 km. öyle çok dağ başı değil gördüğüm kadarıyla.metrekare fiyatı 1800civarı, toplam 130metrekare. hobi bahçesi diye belirtilmiş.açıklamaya demişler ki;Tek parsel tapu - devir işlemi aynı gün tamamlanırYerleşim merkezine 100m uzaklık, imar sınırındaAltyapı: el
köye sınır, çanakkale merkeze yaklaşık 40 km. öyle çok dağ başı değil gördüğüm kadarıyla.
metrekare fiyatı 1800civarı, toplam 130metrekare. hobi bahçesi diye belirtilmiş.

açıklamaya demişler ki;
Tek parsel tapu - devir işlemi aynı gün tamamlanır
Yerleşim merkezine 100m uzaklık, imar sınırında
Altyapı: elektrik ve su şebekeden alınabilr
Küçük ev (tiny house) veya ruhsatlı karavan yerleştirilebilir (konut yapılamaz diye anlıyorum)
Yol bağlantısı kadastral kayıtlarda mevcut
Tüm alan verimli, kullanılamayan bölüm yok
Bölge ortalamasının altında fiyat
Değer artışı potansiyeli taşıyor

130metrekare olması mı?
yapı ruhsatı olmaması mı
hobi bahçesi diye belirtilmesi mi?

bu bahçe ne amaçla kullanılır, 200bin civarına satılıyor.
tüm yıl yaşamak için değilse de, şehirden kaçıp ayda bir kaç gün geçirmek için kullanılabilir mi
0
biseysorcaktim
(06.11.25)
Link yok haberiniz olsun. Bu tarz arsalar pek para etmiyor nedense, basinda durulmazsa bir sorun olur mu bilmiyorum ama bence almak mantikli, genel anlamda soyluyorum. Bilecik'de falan da arsa paylasimlari goruyorum, para degil. Bir ara guney marmarada bazi yerler icin arsa bedavaydi falan diyorlardi, simdi uctu falan, buralarda da ayni sey olabilir uzun vadede.
0
mbond
(06.11.25)
cok emin olmamakla birlikte hobi bahceleri su an tehlikede diye biliyorum.

(bkz: hobi bahçelerinin yıkılması kanun teklifi)
0
Sour
(06.11.25)
Çanakkale’de arsa mı arıyorsunuz?
0
suicides underground
(06.11.25)
çanakkale merkeze 5km uzaklıktan sonrası dağ başıdır. 40 km dediğiniz çanakkale şartlarında başka bir gezegen demek.

imar olmayan yerde elektrik ve suyu şebekeden alabilirsiniz demek, aradaki 100 metrede henüz bir altyapı olmadığını ifade eder. kadastroda yol bağlantısı var demek, şu anda yol yok demek. tiny House / karavan konulabilir demek, yarın belediyenin gelip birader sen yapıyorsun al bu tiny house'u buradan deme riski var demektir. (bazı belediyeler kendi arazin bile olsa tiny House / karavan meselesine gıcık oluyorlar)

zaten 130 metrekare tarla. kaç para olmasını istiyorsunuz?
+2
co2s2
(06.11.25)
Bizim oralarda (Trakya taraflari) arsanin basinda durmazsan bir bakmissin bir konargöcer barakasini dikmis, senin arsani sürüyor, üstünde yasiyor, sen mahkeme mahkeme gezip tahliye ve arsanin temizlenmesi icin ugrasiyorsun. Istanbullu'ya genelde Trakya cok cazip gözükür, sonra kacmanin bin türlü yolunu ararlar. 130 m2 arsa olmaz ayrica. Cok ufak degil mi?
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(07.11.25)
(8)

Narsist, toksik bir insan kendini sizce değiştirebilir mi?

mahmuttt
Kişi değişmek istiyor. Çevresi durumundan Rahatsız . Bu Değişim reel açıdan mümkün mü? Mümkünse nasıl?Teşekkürler.
Kişi değişmek istiyor. Çevresi durumundan Rahatsız . Bu Değişim reel açıdan mümkün mü?
Mümkünse nasıl?


Teşekkürler.
0
mahmuttt
(05.11.25)
Reelde mümkün değil.
Kişilik özellikleri (ya da bozuklukları) değişmez. Belki biraz törpülenir ama o bile çok büyük irade ve emek ile.
+1
pro9it9is9
(05.11.25)
Narsist birisi zaten narsist olduğunu, kendisinde bir sıkıntı olduğunu kolay kolay kabul etmez. O yüzden çoğunlukla terapiye de gitmez. Narsist in delirttiği normal insanlar daha çok gider terapiye.

Ama narsist tanısını teşhisini kim koydu o da önemli tabi. İnternetten okuyup okuyup "aa bu aynı bizim x, demek narsistmiş" gibi bir tanı söz konusuysa belki de narsist değildir o kişi.

Ben konunun uzmanı değilim ama bir yerlerde tedaviye en dirençli ve en uzun süre terapi gerektiren kişilik bozukluklarından biri olduğunu okumuştum.
+4
kullanicadi
(05.11.25)
imkansız. 39 yıllık hayatımda böyle birinin bırakın değiştiğini hafifçe düzeldiğini bile görmedim. aileden değilse uzak durmak en güzeli. ailedense, zaruri olarak bir bağ varsa işiniz zor tabii. uğraşmanız lazım.
0
awlmi
(05.11.25)
Neredeyse imkansız. İmkansız.

En iyi senaryolardan biri yönlendirme olabilir. Narsisistik duygularini deşarj edebilecegi/yönlendirebileceği bir alan.
0
WithWorth
(05.11.25)
sadece yazdiginiza dayanarak bu kisinin narsist olup olmadigi konusunda suphelerim var. mesela klinik teshis konulmus mu? sanmiyorum. neden? cunku narsistler narsist olduklarinin farkina varmazlar, fakat sizin durumunuzda kisi kendi durumunun farkinda, yani durumun yanlis, kendisinin hatali, problemli oldugunu kabul ediyor ve bunu degistirmek istiyor. bu narsizmin dogasina aykiri. dolayisiyla narsist degil, fakat bazi semptomlari gosteriyor olabilir. bence cevresi cok erken davranip kafasina gore teshis koymus. biliyorsunuz, bu tarz psikolojik/psikiyatrik rahatsizliklar halk arasinda karmasaya neden olabiliyor, canimiz sikildiginda depresyon, kendimizi ovdugumuzde narsist, supheci oldugumuzda paranoyak teshisi koyabiliyoruz kolaylikla.

soruya gelecek olursak bu durumundaki kisi (yani kendi hatalarinin farkinda ve bunu degistirmek isteyen kisi) klinik bir vakaya gore daha kolay degisebilir. narsist olan kisilerde bu degisim arzusu yoktur, zaten mukemmel olduklarini dusunurler. narsistlerin degismesi daha direncli, daha zor, ama mumkun.

kisa cevap: evet.
+1
Sour
(05.11.25)
cok zor. oyle. Durduk yere değişebilecek bir şey değil.
0
koela
(05.11.25)
kimsenin bile isteye narsist ve/veya toksik olduğunu düşünmüyorum. hatta bu özelliklerini kabul edeceğini de düşünmüyorum. kısa vadede böyle bir değişim mümkün değil. yıllar geçtikçe, hayat tecrübesi değiştikçe belki toparlar.
0
co2s2
(05.11.25)
Değişmek isteyen, değişmesi gerekliliğini ve sebeplerini kendi içinde fark eden kişi narsist değildir. Değişir. Her şey çabayla, değişmek de çaba ister. Narsist kendini hatalı görmez. Bir hatası olmadığı için de değişmeyi aklına bile getirmez. Eğer kendinden minicik bir miktar dahi şüphe edebiliyorsa, yav ben mi yanlış yaptım acaba diyebiliyorsa, hatası varken hatasını bulabiliyorsa o narsist değildir. Kendi hatasını bulabilmesi önemli.
0
muhayyer divan
(05.11.25)
(5)

Felsefi ifade

rakicandir
Son zamanlarda hayatınızda zaman akıp giderken kafanızın içinde sürekli çınlayan, gece sizi uykudan uyandıran bir cümle bir söz bir felsefi ifade var mı ?
Son zamanlarda hayatınızda zaman akıp giderken kafanızın içinde sürekli çınlayan, gece sizi uykudan uyandıran bir cümle bir söz bir felsefi ifade var mı ?
0
rakicandir
(04.11.25)
Aynalara baka baka , beğeni takip kasa kasa yaşlandık.
+1
diyecevaplandı
(04.11.25)
uykudan uyandıran bir cümle varsa, bu durum psikolojik bir sorun göstergesi olabilir. Profesyonel yardım gerekebilir, oraya dikkat.

Ama uykudan uyandırmadan benim aklımda sıkça tekrarlanan cümle bu aralar şu; "başkalarının tırmandırdığı ağaçtan inemezsin, düşersin"
+1
sinematematikci
(04.11.25)
Uzun zamandır "öğrenilmiş çaresizlik" ve "rat race" kavramları kafamda çınlıyor.
Kilometre doldurmak da denebilir bir bakıma.
+1
pro9it9is9
(05.11.25)
tek bir cumle yok, cok var. su videoda cok fazla ornek var:

www.youtube.com
0
Sour
(05.11.25)
çevremdeki boşanan evli arkadaşlarım ya da birlikteyken bile sürekli cep telefonuna bakan sevgilileri görünce bu sözün tam bizim zamanımıza uygun bir ifade olduğunu anlıyorum.

"aşk bugün sınırsız tercih özgürlüğünün, seçeneklerin çeşitliliğinin ve mükemmellik zorlamasının kurbanı olmuş. olanakların sınırsız olduğu bir dünyada aşk, artık olanaklı değildir"

byung-chul han / eros'un ıstırabı
0
devilone
(05.11.25)
(6)

istatistik ve r'yi kim kullanıyor?

Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
akademisyenler dışında bir işine yarayan var mı?
akademisyenler dışında bir işine yarayan var mı?
-4
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(04.11.25)
r hangi endüstride kullanılıyor tam olarak? phyton ile data analizleyen abiler şu anda bizimle bu odadalar mı?
0
🌸Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(04.11.25)
istatistik her yerde kullaniliyor. yani bir esnaf bir sene boyunca her ay ortalama ne kadar mal alip sattim derken de istatistik kullaniyor, herhangi bir sirket bilanco takibi yaparken de. serbest calisansan bile (mesela yatirimci gibi istatistik kullaniyorsun veya yorumluyorsun). r'in ne kadar kullanildigini bilmiyorum.
0
Sour
(04.11.25)
hani nerede bu standart sapma, varyans, kovaryans hesaplayan, chi kareye, t testine takla attıran esnaf? verilerini csv olarak export ediyor ve yıl sonu anewliz de yapıyor mu? kim bunlar, nerede hangi title ileiş yapıyorlar? istatistik nedir, neye denir bilmiyor gibi mi görünüyorum?
-2
🌸Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(04.11.25)
Ben kullanıyorum. Kara Murat da benim.
0
michael harddd
(04.11.25)
@Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
birincisi sizi tanimiyorum, istatistigi bilip bilmediginizi bilmiyorum, sorunuzdan da bilip bilmediginiz anlasilmiyor, daha da otesi naif bir soru gibi duruyor. sorunuza tekrar bakin, "akademi disinda isine yarayan var mi" naif bir soru degil mi?

ikincisi, ikinci girdiginiz entry'den istatistigi bilip bilmemenizden ote bakis acinizin sinirli oldugunu soyleyebilirim. istatistik bu saydiklarinizdan ibaret degil. bir esnafin ileri duzey istatistige neden ihtiyaci olsun ki? zaten girdigim entry'de descriptive istatistik oldugunu belirttim. eger sorunuz "ileri duzey" istatistikse (ki bence bu saydiklariniz ileri duzey degil) akademi disinda ozel sektorde kullanilir. endustri duzeyinde degil sirket ve pozisyon duzeyinde bakilmali. kabacasi is istatistikle alakaliysa python veya r bilmesinin pek onemi yok, bunlardan birini bilmesi yeterli. gozle gorulur duzeyde sektorel olan r veya python degil matlab.

ucuncusu esnaflarin alim satimlarini bir excel dosyasinda tutmasi bana absurt gelmiyor. cogu manuel olarak tutuyordur diye tahmin ediyorum ama. neden bir title'a ihtiyaclari olsun?

dorduncusu ilk yazdigim yorum sizin caninizi sikmis ama niyetim kucumsemek degildi (birincisi bolumune bakin). buna bir tepki olarak ne kadar cok bildiginizi gostermek icin teknik keyword'ler verip tuhaf bir saldirganlik ortaya koymussunuz. bence hayatta bu kadar sinirli olmayin, nihayetinde hic tanimadiginiz, anonim biri, anonim bir ortamda istatistik bilmediginizi dusundu ve buna gore cevap yazdi, abartilacak bir sey olmamali.
+4
Sour
(04.11.25)
Asıl gerçek anlamda bir akademisyenlerin işine yaramıyordur belki de :) Veri analistleri ve veri bilimciler şirketlerde karar alma süreçlerinde yoğun olarak kullanıyor. İstatistiğin kullanılmadığı bir alan yok bence. Alışveriş sepetine eklenmek üzere öneriler, Spotify veya YouTube Music in beğenebileceğini düşündüğü parçalar, önüne düşen reelslar vs vs hepsinin yolu istatistikten geçiyor.
+1
huzurlarinizda huzursuzluk
(04.11.25)
(24)

Arada kalmak

camlicagazoz
Merhabalar,15 kasımda aile dostumuzun oglunun dügünü varmis. Annem aradı söyledi. Dügün de oturdugumuz yere 1.5 saat mesafede. Annem de şey dedi. Öglen gideriz, dügünden sonra da geliriz dedi. Dügün saat 19:00' da.Eşim 15 kasimda 38 haftalik hamile olacak. Yani ben gitmeyecegim dedi ve haklı da. Ama
Merhabalar,

15 kasımda aile dostumuzun oglunun dügünü varmis. Annem aradı söyledi. Dügün de oturdugumuz yere 1.5 saat mesafede. Annem de şey dedi. Öglen gideriz, dügünden sonra da geliriz dedi. Dügün saat 19:00' da.

Eşim 15 kasimda 38 haftalik hamile olacak. Yani ben gitmeyecegim dedi ve haklı da. Ama ben anneme söyleseme annem beni bastiracak. Bir sey olmaz gibisinden. Çekiniyorum da annemden. Ama eşim de hakli. Ne yapacagim ben?
-2
camlicagazoz
(03.11.25)
Öncelikle annenizden çekinmeniz yanlış çünkü sizin bir aileniz var.
Kaldı ki eşiniz o dönem 38 haftalık hamile olcakmış ve düğün de oturduğunuz yere 1.5 saat mesafedeymiş allah muhafaza doğum gerçekleşse yada olmamasını temenni ederim ama aksi bir durum olsa eşinizin yanına gitmeniz 1.5 saatinizi alacak. O dönemde olmanız gereken yer düğün değil eşinizin yanı bence. Bu şekilde açıklama yapabilirsiniz annenize.
+4
mermaidd
(04.11.25)
ben aileye bir butun olarak bakiyorum, kendi annem/babam/kardesler ve hanimin annesi/babasi/kardesleri..

annem beni al bu dugune gotur getir derse, yaparim. bu iki kez yaptim, hanim gicirdadi, cok da fifi dedim gectim. yine gotur derse yine gotururum.

senin hanim 38 haftalik hamile olabilir ama bu cocugun o gun dogacagi anlamina gelmiyor, bunun onceden bazi belirtileri var. Tavsiyem birkac gun onceden doktora gotur, dogumla ilgili bir gelirme var mi baktir. Eger hersey sakin ise o zaman 1.5 saat cok bir yol degil, acil bir durumda erken cikar donersin. Yok eger doktor eli kulaginda heran gelmeniz gerekir derse ayri mesele. Biz mesela son kontrolden sonra ayni gun hastaneye gittik dogumu baslattilar, 48 saat sonra dogum gerceklesti.
-19
cooperr
(04.11.25)
Bence bu tip soruları burada sormayın.
Burada 'Bir ilişki sorusu sorulsa da kadını haklı görsem.' diye bekleşen büyük bir güruh var. Anne kutsaldır, ne derse yapılır.
cooperr +1 diyorum.
-14
Mirket
(04.11.25)
Ben anlamadim anneniz istiyor diye 38 haftalik hamile esiniz dugune mi gitmek zorunda? Yoksa siz mi gitmek zorundasiniz? Ikisi de yetiskin olmus kendi ailesini kurmus (ya da olamamis/kuramamis) bir insan icin fazlasiyla absurt de, esiniz gitmeyecegini soyleyemiyorsaniz bir tik daha enteresan geldi. Yani ne yapacagim ben diye sormaniz da enteresan, esimi yalniz birakmayacagim demek yeterli olmali. Siz annenizin kocasi degilsiniz.
+7
kassiopeia
(04.11.25)
18 yıllık evliyim. Ailem de klasik anadolu (hatta doğu) ailesi. Anneme de inanılmaz düşkünüm. Tüm kardeşler arasında anne-babamla en çok ilgilenen, rızalarını alan da benim. Bunları belirtmiş olayım önce.

Eşiniz hamile olmasa ve düğüne gitmek istemese yine haklı. Zorlamamak lazım. Annenizin de böyle bir hakkı yok. Ama 38 haftalık hamile bir insanın değil 100 km, yan mahalledeki düğüne dahi katılmaması anlayışla karşılanmalı normalde. Kaldı ki, aileden birinin düğünü bile değil… (Yazdığınız tam net anlaşılmıyor. Bunları “eşimin gelmek istememesini anneme nasıl söyleyeceğim” demiş olma ihtimaliniz üzerine yazdım.

Yok eğer mevzu sizin eşinizi bırakıp gitmek istememeniz ise, haklısınız. En iyisi, annenizden rica edip, 17:30-18:00 gibi çıkarsınız. Düğünde yarım-bir saat görünür, hediyenizi verir, dönersiniz. Eşinizin doğumunun yakın olduğunu bilen herkes de anlayış göstermek zorunda. Göstermezlerse onların ayıbı. Sizin yanlışınız olmaz.

Yahut annenizi götürme ihtimali olan akraba vs. varsa ve anneniz uzun kalmak istiyorsa onlarla gider, siz bir görünür, tebrik eder dönersiniz.

Bu tarz konularda mutlak tavsiyem, eşinizi üzmemeniz. Anneler daha affedici oluyor, eşler olumsuzlukları yıllar içinde daha da büyütebiliyor. Üstelik doğum yakın, lohusa depresyonu kapıda. Ailenizden önemlisi olmamalı hayatınızda. Elalem umurunuzda olmasın. Anne-Baba da anlayış göstermeli. Göstermiyorlarsa da, saygı çerçevesinde tatlıya bağlanacak şekilde dik durulabilmeli. Evliliğin sağlığı için bağımsızlık şart. Zamanla öğreniliyor bu…
+2
yadigar
(04.11.25)
Ya bu erkekler bir konu hakkında da fikir sahibi olmazsa çatlayacaklar herhalde. Bak neymiş doğum öyle hemen başlamazmış belirtisi olurmuş. Beyefendi kaçıncı doğumunu gerçekleştirdi de konuşuyor çok merak ettim.

Doğum öyle belirti melirti demeden şak diye başlayabilen bir şey. 38.haftada şak diye doğurmuş bir birey olarak konuşuyorum.

Anne kutsaldır filan saçma sapan kendinizi şartlamayın. Ben de anneyim gelinimi karnı burnunda düğüne çağırmam bile en başta zaten. Anneyse bunu düşünmeli. Ayrıca annenden korkarak hiç bir zaman sağlıklı ve mutlu bir aile hayatı yaşayamacaksın gerçek sağlıklı ebeveyn-çocuk ilişkisi böyle bir şey değil.
+7
yenibirgüzelnick
(04.11.25)
Cevaplara gözlerim kanadı. Annenizin doğurdu doğuracak karınızı uzak bir yerdeki düğüne götürme düşüncesi, sizin annenizden çekinip bu durumu açıklayamamamız falan sizce de çok garip değil mi? Anneniz istiyorsa kendisi gitsin. Annenize ne karınız ne de siz eşlik etmek zorunda değilsiniz. Çoluk çocuk sahibi olmak üzeresiniz annenizden çekindiğiniz konuya bakar mısınız? Allah kocanın da hayırlısını versin diyorum :d
+12
sadakatsiz
(04.11.25)
38 hafta demek full term demek. yani dogum artık her saniye gerceklesebilir demek. ilk dogumuysa öyle hemen yirmi dakikada dogurma ihtimali az olsa da yok degil. o haftalarda beni en cok korkutan sey abruptio placentae olmasi ki bu durumda 1 dk fark bile hayat kurtarir. sahsen yanimda hep biri olsun isterim o haftalarda.

anneniz dügüne gitmek istiyorsa götürün. esinizin kendi annesi, kardesi, kuzeni, arkadasi kimi ayarlayabilirseniz o gün sizin evde esinizle olsun. gebelik hastalik degil, esasen her yere gidebilir ama full term gebelikle bir dügünde esiniz cok rahatsiz olacaktir cünkü yüksek sesli müzik sebebiyle anne karninda bebek korkudan sürekli takla atar. anneyi cok tekmeler. kendini kordona dolandirma riski yükselir. ayrica rahatsiz sandalyelerde saatlerce oturmak o haftalarda sahiden korkunc.

bence buradaki sorun anneden bu kadar cekinmeniz. annenize, ben seni götüremem, deseniz bile bu kadar anlayissiz ve kötü bir insan mi sizi ve esinizi anlamayacagini düsünüyorsunuz? o haftalarda esinizin rahat edemeyecegini anneniz de biliyor, kendisi de dogurmus. ayrica biraz simariklik yapmiyor mu anneniz? 38 haftalik hamile kadini dügünün 19'da basladigi yere taa ögle vaktinden sürüklemeye calisiyor? hani dügüne 19'da gidelim iki saat sonra kalkariz da demiyor. öglen gidelim dügünden sonra döneriz diyor; yani yolu da hesaba katarsaniz gece birde falan anca dönmüs oluyorsunuz. anneniz dügün sahibi mi, ne sacmalik! bebek de gelecegi icin sizin öncelik siranizin degismesinden rahatsiz, gelini ile güc savasina girmis gibi. bence asil üstüne egilmeniz sorun ve dengeyi bulmaniz gereken sey annenizin bu tavri olmali.
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.11.25)
Şöyle bir şey ekleyeyim. Annemi ben götürmeyecegim. Yani babamla gidecekler. Beni düsündüren şeylerden birisi de şu. Dügünü olan cocuk benim düğüne gelmişti.
-9
🌸camlicagazoz
(04.11.25)
ya bu kadinlarin kayinvalide ile ilgili olan takintisini anlamasi guc..guc savasi vs. garip ya, sanki her ailede micro taht kavgalari yasaniyor :)

sunu idrak etmeniz lazim, erkeklerin anneleri ile arasinda farkli bir bag var, o bizim hayatimizdaki ilk kadin. erkegin annesiyle olan iliskisinin sizinle olan iliskisi ile alakasi yok.

birisi sak diye dogurdum demis, ikinci ucuncu cocuk degilse o biraz zor kardesim. benim de cocugum var, cevrede de birden fazla cocuk sahibi olan insan sayisi oldukca fazla, ilk dogumlarin hic sak diye oldugunu duymadim.

ayrica doguma da girdim, yaw normal bir dogumda ters gidebilecek o kadar cok sey var ki, olay zaten bir mucize, hastaneye yetisememe olasiligi tersliklerin icinde ilk 5'de bile degildir. en kotu cagirirsin bir ambulans gotururler. zaten erkek eger doktor degilse ne yapacak hatunu kuvete sokup dogum yaptirtacak degiliz, arabaya atip hastaneye goturuyoruz sonra da doktor ne derse o yapiliyor zaten. olay bir hastalik degil ve dogal kendi halinde bir sureci var bu ve surec oyle 1-2 saatlik bir mevzu da degil.

adam zaten zorla esini goturmeye calismiyor ki ben de olsam zaten goturmem 38 haftalik hamile esimi. gerekli onlemleri alirsin, a/b/c plani yaparsin, saat basi kontrol edersin, binbir turlu cozumu var.

annesi istiyorsa kendi gitsin falan, bunlari kadinlar gitsin kendi anasina soylesin, beni baglamaz. ama bana 5 tane cocuk dogursa da, bana cikip anana soyle kendi gitsin falan gibi bisey soylese esim, kotu bozarim. erkek cocugu olan hanimlar, yarin oburgun oglunuz gidip sizin gibi birini bulursa, o hatun da size "gitsin kendi isini kendi halletsin" diye mesaj yollarsa, ne dedigimi daha iyi anlayacaksiniz. umarim boyle bisey basiniza gelmez.
-17
cooperr
(04.11.25)
Evet anneniz düğüne gitmek istiyorsa a b c planları yapar eşinizi birilerine bırakırsınız, onlar da arar ambulansı doğuma götürürler nedir yani. Anne önemli. Anne düğüne gitmek istiyorsa iki eliniz kanda da olsa düğüne gideceksiniz. Karınız bir şekilde doğurur önemli olan anacığınızla ilişkiniz.... :d
+8
sadakatsiz
(04.11.25)
anneler biz kadinlarin da hayatlarindaki ilk kadin ama annelerimiz biz kizlarina annelik yaparken, sizin anneleriniz ogullarina annelik yapiyorlar, gelinlerine degil. annemin önceligi benim, benim sagligim, benim mutlulugum, benim evliligimin iyi gitmesi... kaynanamin önceligi önce oglunun rahati, sonra kendisi, sonra kocasi falan. kendi kizi olsaydi bu durumda, kocasinin 38. haftada tüm gün kendi annesi pesinde kosup kizini birakmasina agzini birakip kiciyla laf ederdi.

gazoz, dedigim gibi, annenle dügüne gideceksen karinin yaninda biri olmali. kendi annesi, kardesi, kuzeni, arkadasi ama yalniz kalmayacak.
sen gitmeyeceksen sayet annenle altinini yollayacaksin, soran olunca da annen, gelinin dogumu eli kulaginda, yalniz birakamadi, diyecek. zor bir sey degil. bu duruma anlayis göstermeyen de ne bileyim...
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.11.25)
kadın doğum doktoru bile her doğum kendine özeldir derken bazıları çevresindeki doğumlardan örnek vererek senin karın da şak diye doğurmazz yhaaaa diye güvence veriyor. adamın gördüğü doğum sayısı benim kadın doktorumun gördüğü doğum sayısından fazla heralde.

ben 8 haftalık doğum iznine çıktığımda evde tek iken kafada kurup duruyordum acaba şu an suyum mu geliyor, acaba bu hissettiğim sancı mı vs diye. mesela su gelmesi öyle dizilerde olduğu gibi bardaktan su boşalması gibi de olmuyormuş vs vs.

yani ayrıca illa kadının o an doğurma ihtimalinin olmasına gerek yok. işin biraz psikolojik tarafı var.

zaten anneniz yolda kalmış değil, babanızla gidecek. sizin de bu durumda heidyeyi göndermeniz yeterli. yani hangisi önemli. karnı burnunda eşiniz mi yoksa diğerleri mi? evet bazı durumlarda bu kadar nettir her şey.

ha bu arada eşiniz yüzde doksan dokuz ihtimalle o gün doğum yapmayacak. ama siz onun isteğini geri çevirip düğüne giderseniz doğurmamış olmasının bi önemi yok, size kırılmış olacak.
+6
elorelia
(04.11.25)
düğün günü sabahtan anne hanımın ağrısı var de. gelemiyecek de, erkenden ananı uyarma.
+2
mikahakkinen
(04.11.25)
doğuma bir ay kala rutin doktor kontrolüne gittik. doktor akşama doğuracaksın, dedi. biz eşimle birbirimize bakıp şaka yapıyor dedik. ama şaka değilmiş. yani çokta öyle önceden belirti veren bişey değil.

38 haftalık eşini evde bırakıp düğüne anneni götürme. saçmalama. annende saçmalamasın.
+2
scudman1
(04.11.25)
hocam öncelikle umarım tüm süreciniz sağlık sıhhat içinde gerçekleşir. yengeye de hürmetler :)

sizin de gönlünüz gitmek istemiyor besbelli. tabi ki eşinizin yanında kalacaksınız. annenize 'gece çok ağrısı oldu gelemiyorum' dersin olur biter. hatta düğünde dedikodunuz bile yapılır..
+2
galahad reloaded
(04.11.25)
Merhaba, eşinizi yalnız bırakmayın, bunu 2 kız çocuğu babası olarak yazıyorum.
+6
devorgilla the gunslinger
(04.11.25)
yani bunu buraya soracak kadar sıkışmış olmanız bile çok enteresan. gitmemek zaten çok makul ama en uçta yapılacak şey şu: o gün gelsin bakıcam anne siz planınızı yapın, ben öğlen gelip akşam dönemem ama bir şekilde sizden sonra gelip yarım saatliğine görünmeye çalışırım tabi eşim iyiyse. söylenecek şey bu. o gün de illaki gitmek istiyorsanız, yani evlenen arkadaşınız sizinkine gelidiği için orda olmak gibi bir derdiniz varsa ve eşiniz de o gün rahatsa 6-7 gibi çıkar, 15 dak-30dak görünür, 9:30-10 gibi dönersiniz.

edit: çocuğunuzu sağlıkla kucağınıza almanızı dilerim
+5
awlmi
(04.11.25)
her şeyi geçtim, insan kendi doğacak çocuğu için sorumluluk hissetmeli, doğumla ilgili farkındalığa sahip olmalı. hiç mi heyecan duymuyorsunuz bebeğinizin gelecek olmasıyla ilgili? hiç mi endişeniz yok eşinizin sağlığıyla ilgili? başka hangi hissiyat bunların önüne geçebilir? yemişim tanıdığın düğününü, sizi böyle bir durumda arada bırakan ebeveyni vesaire. bebeğiniz ve eşiniz hariç her şey "şu aşamada" fasa fiso, fındık fıstık. gündelik rutin bir süreçten bahsetmiyoruz ki.
+8
Phoebe
(04.11.25)
hocam onceki duyurulariniza soyle bir baktim, yardim alin, ciddi olarak soyluyorum, cok icten sekilde. gobek bagi kesilmemis insanlari ciddiye almayin, yetiskin ve saglikli bir birey olmak boyle bir sey degil.

Baba olacaksiniz, aile kurmussunuz, ayri bir yasam kurmussunuz ve su anda yasaminizin merkezine bir bebek geliyor, tum yasami size bagli bir can, ebeveyn olmak demek insanin kalbinin disarda atmasi demek, kadin olarak hamilelik sureci zaman zaman 'lan bi tik fazla yemek yedim bebise bir sey olur mu' diye manyaklik derecesinde endise duyma, baba olmak da 'ailemin nasil guvenligini saglarim, nasil bakim veririm' gibi bir delilik hali, bunu hissetmiyorsunuz ve hala 'insanlar ne der' diyorsunuz, 'anama 38 haftalik hamile esimi ve bebegimi birakamam diyemiyorum' diyorsunuz. Phobe cok guzel yazmis, icinizde bir yerde cekirdek ailenize duydugunuz sorumluluktan fazla bir sorumluluk duyuyorsunuz. Esime, bebegime ne olursa olsun, didinin didisinin dugunune gitmem gerek diyorsunuz. Ha hicbir sey de olmayabilir evet, ama yani bir baba olarak yerim kocasiyla dugune giden anamin yani degil de kendi esimin ve bebegimin yani demiyor musunuz? evet tarlada da doguruyor millet evet, bebek dogumu 48 saat da surebilir ama bi tik evrilmedik mi yahu, bi tik insanlik ogrenmedik mi, bi tik gelismedik mi.
Ve isin daha da manyakcasi annenizin kocasi olan kisi yani babaniz annenizi goturecekmis, ve ne anneniz ne babaniz olum manyak misin esinle birlikte kal, senin bir ailen var demiyor ve siz de manyak mi bu insanlar benim su donemde yerim esimin yani, demiyorsunuz. Altininizi gonderirsiniz olur biter. Bana cok cok garip geldi acikcasi.

Ayrica hormon eksikligine bakmanizi da tavsiye ederim. Yani bu sordugunuz sorudan bagimsiz olarak bu konuda calismanizi tavsiye ederim, elalem ne der diye diye cekirdek ailenizi kaybederseniz bir gun buradaki kimse ne yaninizda ne de sizin yerinizde olacak.
+8
kassiopeia
(04.11.25)
Hocam, verdiğiniz ek bilgiye binanen şöyle diyorum: hediyenizi babanız ile gönderin. Damadı da arayıp, durumunuzu (doğum her an olabilir) samimi bir şekilde anlatın. Mutluluk dileyin. Anlayış göstermek zorundalar. Göstermezlerse de kendi problemleri. Çocuk bir aylık, 40 günlük falan olunca da eşiniz ve çocukla beraber hayırlı olsuna gidebilirsiniz isterseniz.

Çekirdek aileniz sizin birinci sorumluluğunuz. Elalemi takmayın. Ailenizi asla arka plana atmayın.

Çok önemliyse gitmek sizin için (ki olmamalı), atlar gider 10 dk görünür dönersiniz.
+1
yadigar
(04.11.25)
sorun bence sizin bir isteginizin olmamasi. yani once buna odaklanin, siz hangisini istiyorsunuz, esinizle kalmak mi yoksa annenizi goturmek mi?
+1
Sour
(04.11.25)
Anne kutsaldır, ne isterse yapılır diye bir şey yok.
Düşüncesiz annelerin her istediği yapılmaz. Ya da bencil ve narsist annelerin...
+5
pro9it9is9
(04.11.25)
1,5 saatlik mesafe pek uzak değil, bence siz anneniz ve babanızla beraber katılın düğüne, sanki karısı 38 haftalık hamile olanlar sürekli evde mi oturuyor, örneğin istanbulda insanların evi ile işin arası ortalama 1 saat mesafede. trafiğe göre artıyor bile. bu hesapta karısı hamile olan kimsenin işe bile gitmemesi lazım.

karın gelmek istememekte haklı oldukça ağırlaşmış olmalı, ödem vs. kaldı ki kocaman karnıyla giyecek kıyafet bulması bile zor.
-6
Sadece soruyorum
(04.11.25)
(15)

Türk insanı neden böyle

messina123
insanların ahlaksızlığını aklım almıyor artık. Hep mi böylelerdi?Olay şu, dün az sayıda kahve makinesi 20 bin liradan 9900’e düştü. Alıp ürün gelmeden sahibindene 2 katına yüklemişler.https://x.com/neonatalog/status/1985057198381121598?s=46
insanların ahlaksızlığını aklım almıyor artık. Hep mi böylelerdi?

Olay şu, dün az sayıda kahve makinesi 20 bin liradan 9900’e düştü. Alıp ürün gelmeden sahibindene 2 katına yüklemişler.

x.com
-1
messina123
(03.11.25)
Türk insanı hep böyleydi. Böyle olmasa başımızdakiler kafalarına göre vergi alamazlardı, Türk insanı kimliğiyle bütünleşen bir halk değil maalesef, bana dokunmayan yılan bin yaşasın modunda, inanır mısınız bu hep böyleymiş ben de fark edince şaşırmıştım.
+4
olaylar olaylar
(03.11.25)
yapilani onaylamasam da burada bir ahlaksizlik goremedim ben, kimseye ozel kontenjan acilip hak yenmemis. insanlar da kendi capinda firsat degerlendiriyor. turk insani diye genellemek asil ahlaksizlik.
-2
gule gule
(03.11.25)
Serbest piyasa. Almak zorunda değilsin, kimse değil.
-5
michael harddd
(03.11.25)
fırsat görmüşler para kazanıyorlar. dünyada tüm milletler bunu yapıyor. evet, hoş değil ama ahlaksızlık demek de istemem. en azından yalan söylemiyorlar.

bence asıl ahlaksızlık her yeri çarık çürük kazalı boyalı arabayı "nokta hata yok, her yeri oporijinal" diye satmak.
0
co2s2
(03.11.25)
burada bir ahlaksızlık göremedim ben, ahlaksızlık havaalanı saldırısından sonra taksi ücretlerini katlamaktır, pandemide dezenfektan/maske fiyatlarını katlamaktır, depremden sonra çadır satmaktır.
+6
mutekebbir
(03.11.25)
bu tarz durumlarin serbest piyasa arkasina saklanmasina da bayiliyorum. bu bir aklama mi ki? sokakta yasayan bir evsiz de, is bulamayip intihar eden genc de, hastane veya ilac masraflarini karsilayamayip olen kisi de serbest piyasa kurbani. ne diyelim? serbest piyasa abi, cok da takma, normaldir falan mi diyelim? biraz ne soylediklerinizi anlamya calisin yahu, oturun bir uzun uzun dusunun fikir beyan etmeden once. yapilan ahlaksizlara, icler acisi durumlara kendi capinizda "entelektuel" bir kilif bulmaya calismayin. cok sey gozukuyorsunuz...

edit:
(bkz: ahi evran)
(bkz: ahilik)
+6
Sour
(03.11.25)
Değerlendirme yaparken bu arkadaşların bu işlemi yaparken risk aldığını fark ediyoruz değil mi? Örneğin satamayabilir de. Ya da yeni bir ürün piyasaya çıkabilir. Ya da ürünün fiyatı düşebilir...
0
osssy
(03.11.25)
Yapılan serbest piyasa koşullarında normalleştirilse de etik değil. Bu bağlamda Alev Alatlı’nın bir konuşması tam da bu tür (ufak ya da büyük) olaylara çok güzel bir örnek. Kendisinin verdiği tüm örnekler buradaki arkadaşlara göre de hiç sorun teşkil etmiyor o zaman. Ne de olsa özgür irade, serbest piyasa, ekonomik şartlar vs vs diye her şeyi aklayabiliriz.

youtu.be
-1
m e b
(03.11.25)
türk insanının ahlaksızlıgı normalleştirdiği verilen cevaplardan belli.

bu yapılan ahlaksızlıktır, serbest piyasa ile ilişkilendirilemez. bu yapılan karaborsacılıktır. karaborsacılık suçtur. serbest piyasada yeri yoktur. karaborsacının risk alması bu ahlaksızlığı ve suçu ortadan kaldırmaz. duyuruya verilen bu cevaplar akıl tutulması ve insanımızın ahlaksızlığı normalleştirdiğinin apaçık kanıtı
0
abelardo
(03.11.25)
ben ahlaksızlık olarak değerlendirmedim. ucuza almış, istediği fiyata satabilir, alan kişiyi bağlar, satamazsa elinde patlar.

şu ahlaksızlık olabilir, devrilen bir tırdaki domatesleri sahibinin rızası olmadan alıp satmak ya da kullanmak ahlaksızlık. birinin zor durumundan fayda çıkartmak büyük ahlaksızlık.

philips latte go yüklü tır devriliyor, sen şoföre yardım etmeyi bırakıp, 112 yı aramayı es geçip üç beş kahve makinesi alıp çok ucuz bir fiyata satarsan bu ahlakızlık...
0
exlibris
(03.11.25)
bunun etik olup olmadigi o anlik duruma ve urunun ne olduguna gore degisir.

pandeminin en cilgin attigi donemlerde islak mendil kalmamisti piyasada, bir komsu nerden bulduysa bir kamyon dolusu alip stoklamis, internet uzerinden sacma sapan fiyatlara satti. bu bence etik degildi, zira insanlarin ihtiyaci olan bir seyi alip stoklayip karaborsaya sokuyorsun.

obur taraftan bu adamlar hayati onem tasimayan bir urunu ucuza denk getirmis, 2 tane almis, birini kendi kullanacak oburunu satacak, kendi makinasinin parasini cikartacak diyelim. buna ben en fazla "uyaniklik" derim gecerim. cunku ne kahve makinasina kiran girdi, ne kahve icmese olecek durumdayiz, ne de kahve makinalari karaborsaya dustu.

son olarak, karaborsa her ulkede ve millette var. her dandik seyi donup dolasip kendi irkina baglamak da herhalde sadece bizde olan garip bir hastalik.
+1
cooperr
(04.11.25)
Bu karaborsa değil arkadaşlar. İçinde bulunduğumuz sistemi iyi tanıyalım. Yasadışı piyasalar karaborsa oluyor.
0
osssy
(04.11.25)
bunun adi stokculuk ve ahlaksizligin dik alasi. adam ister bir tane alir, ister 300 tane ama amaci belli: indirimdeki ürünü zamani gelince yüksek fiyata satmak.
bu esnada indirimdeki ürün stogunu azalttigi icin insanlar indirimden faydalanamiyorlar.
adam ticaret yapiyor ve risk ticarette hep vardir. riskinin olmasi yapilanin ahlaksizca oldugu gercegini degistirmiyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.11.25)
bunların hepsi yoksulluktan. normalde 8-10 tane kahve makinası alacak sermayeyi toparlamak bizim ülkemizdeki kadar uzun sürmemeliydi. insanlar 10 bin liraya 10 gün çalıştıkları için buradaki fırsatı gole çevirmek zorunda hissediyor olabilirler.

1 seansı minimum 3-4 bin TL olan , 1 günde en az 10-15 bin TL kazanan bir psikolog , bir hukuk müşaviri, yada işletmesi saniye başı para basan bir tacir bu işlere tenezzül etmez zaten. yada bu kadar survival modda yaşanmayan bir sosyal devlete tabi olsaydık, bu kadar çok "maddi garanti" yaratma çabamız da olmazdı diye düşünüyorum.

ticari şirketler bu hareketlerin çok daha büyüklerini kapı arkasından yapıyor zaten, yani binlerce kahve makinasını belki de perakende satış fiyatının 3'te 1'ine kadar düşürüp toptan bir şirkete satabiliyor. Onlar da ilk perakende fiyatın takribi yarısına düşürüp satışa icap ediyor. vatandaş da bunu toplayıp %20 fiyat kırarak satmaya çalışıyor. Belki de yıl başında makinanın yenisi tanıtılacak ve mağazalardan kaldırılacak ürünler bile olabilir. 20.000 TL'ye yepyeni özelliklerle donatılmış bir kahve makinası tanıtıldığında zaten diğerleri 18 bin TL'den satılabilirliğini kaybedektir.
0
loch ness
(04.11.25)
aç gözlülük başka bir şey değil.
0
Başka
(04.11.25)
(19)

Bir süreliğine bir yerlere gitmek isteseniz nereye giderdiniz?

whatdreamsnevercome
avrupa amerika asya falan farketmez.üstümde bir bunalmışlık var. şuan bulundugum yerden tamamen bağımsız bir yere gitmek istiyorum 2-3 haftalığına. türkiye içi de olur aslında ama öyle değil yani, tamamen kopmuş olmak istiyorum. belki japonya, belki bilmiyorum başka bir yerler.turistik bir yer görme
avrupa amerika asya falan farketmez.

üstümde bir bunalmışlık var. şuan bulundugum yerden tamamen bağımsız bir yere gitmek istiyorum 2-3 haftalığına. türkiye içi de olur aslında ama öyle değil yani, tamamen kopmuş olmak istiyorum. belki japonya, belki bilmiyorum başka bir yerler.

turistik bir yer görmek vs. gibi bir amacım da yok. hatta gitmeden önce çok bir şey araştırmadan gitsem daha bile iyi olur belki bi sıfırlanırım.

siz nereye giderdiniz böyle bir durum içinde olsanız?
bu kişiden kişiye değişen bir şeydir tabi ki ama, yine de sormak istedim.
0
whatdreamsnevercome
(03.11.25)
Ben bir ara bu sebeple Artvin Arhavi'de bir tanıdığın köyüne gittim. Bayağı tarlada bahçede çalışıp insanlarla vakit geçirdim.
+3
Amaranta ursula
(03.11.25)
Bhutan geçti gönlümden.
0
auroraaurora
(03.11.25)
"Belki Japonya" dediğin için direkt Japonya demek geldi aklıma aşırı merak ediyorum, durumum müsait olsa düşünmem oraya giderim.
Bunun haricinde şu an içinde bulunduğum koşullarda kendim için cevap verecek olursam, böyle kafa dinlemek için düşünmeden kalkıp gideceğim yer Sinop olurdu.
0
mutekebbir
(03.11.25)
Madeira
0
gabe h coud
(03.11.25)
las vegas
0
hold the door
(03.11.25)
rusya - yekaterinburg. daha kuzey şehirlerine de gidebilirsin.

ilginç bir memleket rusya
0
yurtsuz john
(03.11.25)
Bled kasabası. Sessiz sedasız bir kasaba. Göl muazzam. Lübliyana'dan bir saat uzaklıkta otobüsle. Lübliyana da sessiz sedasız bir şehir.
0
Ovic
(03.11.25)
tayland

kültür değişimi iyi gelir.
0
co2s2
(03.11.25)
Ben olsam kafama yatan bir latin amerika ülkesini seçerdim. Vize falan uğraşmadan al valizini git gibisinden
0
michael harddd
(03.11.25)
Ben senin yerinde olsam dünyanın en izole airbnb evleri gibi bir araştırma yapıp öyle giderim. Madem turistik amacın yok, çok enteresan yerlerde, seni bambaşka bir ortamda hissettirecek evlerde kalmak daha efekti bir çözüm olur.

Nevada'da çölün ortasında klas bir ev vardı, ya da Amazon ormanlarında yeşilin içinde cam bir ev. Nordiklerde brutalist soğuk evler ya da.
0
Bruce
(03.11.25)
2-3 hafta dendiği için amerika ya da japonya. tayland da olabilir.

avrupa da güzel olur aslında ama havalar soğudu. yine de soğukla bi derdiniz yoksa büyük bi avrupa gezisi de olur.

izole olmak istiyorsan isviçre ve iskoçya öneririm.
0
jelly bear
(03.11.25)
fazla uzaga gitmeye gerek yok.
sengen varsa yunan adalarina gec, adadan adaya feribotla gezersin sikildikca.
mis gibi..
0
cooperr
(03.11.25)
boyle bir durumda olsam bir kere bir metropole gitmezdim. yani japonya demissiniz ama fazlasiyla kalabalik, kaotik, surekli bir aksiyon, civil civil ortam vs. kafa dinlemelik yer degil. bu tarz yerlere gitmek spor gibi oluyor. hele kisin gitmek daha da zor. ben tayland, endonezya (bali) veya vietnam diyorum. yani guneydogu asya ulkeleri. benim de ihtiyacim var.
0
Sour
(03.11.25)
Bir süreliğine bir yere gideceğim zaman kullanacağım parayla bir yere gitmem, araba alırım. Para kalıyorsa anneme yakın bir yerlerde şöyle 1 hafta 10 gün tek başıma zaman geçiririm, bol yeşillik ormanlık sulak alan filan.
0
muhayyer divan
(03.11.25)
Cok populer degil ama Mostar'in asagilarinda Počitelj diye bir yer var. Oralar veya civarlari olabilir. Biraz asagilara gitsen hava da isinir mis gibi.
0
mbond
(03.11.25)
Benim gitmek istediğim üç yer var:
Puerto Williams, Pontianak ve Longyearbyen.

Kabaca, biri dünyanın en kuzeyinde, diğeri en güneyinde, öteki de en ortasında bulunan üç yerleşim yeri. Madem kaçacaksınız, en uzağa kaçın…
0
yadigar
(04.11.25)
Birçok kişi asya, rusya gibi yerlerden örnekler vermiş. Seyahat amacınızın dinlenmek ve kafaca bir şeylerden uzaklaşmak olduğu anlaşılıyor. Asya ülkeleri gibi bir yerden bir yere gitmek için planlama gerektiren veya rusya gibi kredi kartı bile kullanılamayan bir yere gitmek sizi dinlendirmekten çok yoracaktır. Ben olsam dil sıkıntısı yaşamayacağım (en azından ingilizce bilinen) ama bir yerden bir yere gitmek için de ne bileyim sherpalara ihtiyaç duyulan, alpacalara binilen veya bambu ormanlarında kayıklarla seyahat edilen bir yere değil efendi gibi tramvay, otobüs, flixbus bulabileceğim bir yere giderdim.

iskoçya bir seçenek, daha yumuşak bir hava için portekiz veya endülüs ispanyası olabilir. sicilya veya sardinya olabilir. illa daha uzak ve egzotik olacaksa nispeten sakin japon şehirleri veya yeni zelanda olabilir.
+1
phoarbix
(04.11.25)
@phoarbix soyle nedenini bir mantik zeminine oturtarak aciklayan insanlara hasret kalmisiz.
0
Sour
(04.11.25)
bruce'in fikri hosuma gitti ama benim cok yoruldugum ve tamamen uzaklasmak istedigim donemlerde basvurdugum yontem, muhtesem 2 tane tur sirketi var kullandigim (yabanci) oradan istedigim ulkeyi secip istedigim uygun bir tarihte olan turla gidiyorum. para ve butceden bahsetmediginiz icin yazdim bunu. o turlardan birini secer giderdim, cok keyifli, gencler, her sey ayarlanmis, acayip kafa insanlar, parmaginizi oynatmaniz geremiyor ve tamamen uzaklasiyorsunuz. tercihim elbette sicak diyarlar olurdu ama patagonia da tam istediginiz tarz bir sey olabilir hiking seviyorsaniz.
0
kassiopeia
(04.11.25)
(11)

Birikim Yapmak / Para Biriktirmek

Başka
Yılbaşında kendime bir hedef koymuştum. 1 yılda 150 bin lira kenara atacağım diye fakat sonra miktarı değişirdim 1 yılda kenara 200 bin lira atacağım dedim ve bu hedefime ulaştım. Sizde 1 yılda 200 bin lira biriktirmek iyi bir şey mi kimine göre 2 maaş olabilir fakat asgari ücretin 9 katı. Maaş 50k
Yılbaşında kendime bir hedef koymuştum. 1 yılda 150 bin lira kenara atacağım diye fakat sonra miktarı değişirdim 1 yılda kenara 200 bin lira atacağım dedim ve bu hedefime ulaştım.

Sizde 1 yılda 200 bin lira biriktirmek iyi bir şey mi kimine göre 2 maaş olabilir fakat asgari ücretin 9 katı.

Maaş 50k ev kira degil araba yok. Yeme içme dısardan ve sosyal bi yaşantım var.

Sizce iyi mi kötü mü?

ps: yıl sonu 220 ile kapatacagım
-3
Başka
(03.11.25)
Yılda 200 demek ayda 17 bin
50-17=33 harcanan oara
Harcamanın yarısı kadar para biriktirmissin. Bence iyi.
0
kisa
(03.11.25)
gayet iyi bence. maaşının %25'ini kenara atmışsın.
0
elektr10
(03.11.25)
iyi ama umarım türk lirası cinsinden değildir birikim. eğer öyleyse çok berbat bir birikim yöntemi olmuş olur.
0
wilhelmwasmuss
(03.11.25)
Aylık yüzde 10 iyidir. Sizin için bu yıl 60bin. Bunun 3 katından fazla, 200bin biriktirmek çok iyi.

Kira olmayınca, (İstanbul koşulları için söylüyorum) ortalama bir 15bin tl avantajınız oluyor. Yıllık 180 bin yapar. Yani kira ödemeyen bir insan için çok da biriktirmiş sayılmazsınız. Ama tabii ayağınızı yine de yorganınıza göre uzatmışsınız. Aynı maaşa aynı imkanlara kenara beş kuruş koyamayıp üstüne kredi borcu yapan insanlar çok.

Bence gayet iyi. Allah güzel şeylere harcatsın... (Aksaklıklara, sıkıntılara değil, keyfe, mutluluğa)
0
yadigar
(03.11.25)
tebrikler.
az çok demeyelim, boş geçmeyelim diye düşünenlerdenim.
yeter ki biriktir, az da olsa çok da.
çok olursa daha iyi elbette.

yıllık kazancınızın üçte birini biriktirmiş ve aylık 35bin lira ile geçinmişsiniz.
yüzde 30 birikim çok iyi, çünkü hafta bir çıksanız bile bir kahve 200 bir bira olmuş 230 civarında. daha az harcamak için anneanne gibi yaşamak lazım.

--
para parayı çeker gerçekten.
biriktirdiğiniz parayı bilginiz dahilinde bir yatırım aracına çekerseniz sizin için daha karlı olur. bu sene 200 olan para, aynı oranda birikip yapmaya devam ederseniz seneye 400 değil, 600 hatta 700e ulaşabilir.
0
biseysorcaktim
(03.11.25)
bence gayet iyi.
0
lemmiwinks
(03.11.25)
Bence ayda kenara bir çeyrek ya da bir yarım altın koy. En mantıklı birikim bu yine de ytd.
0
cemallamec
(03.11.25)
4te 1 tasarruf guzel oran, daha agresif olup olmamak sana kalmis tabi. agresiflik iyice kisarak oldugu gibi mevcut harcamalari gozden gecirip alternatiflerine bakmak, yuksek kalemlerde gereksiz gorulen kisimlari tiraslamak seklinde de yapilabilir.

daha agresif olupr 50/50 seklinde mesela kisa surede daha iyi birikim yaparsan gaza gelip motive olduktan sonra zamanla orani dusurebilirsin.

isi ciddiye alarak yapmak istiyorsan da aylik butce takibi, tasarruf orani takibi vs gibi excelden ve mobil applerden faylanarak yapabilirsen daha tertipli ve duzenli olmak da ekstra motivasyon saglayabilir.
0
bay b
(03.11.25)
diger duyuruculara katilmakla birlikte ayni seyleri tekrar yazmamak adina baska bir konuya deginmek istiyorum. bu parayi nasil biriktirdiginizle ilgili iyi veya kotu diyebilirim. eger yatirim yaparak biriktirdiyseniz iyi. fakat bu parayi sadece kenara attiysaniz kotu bir sekilde biriktirmissiniz cunku buyuk ihtimalle bu paradan en az %50 fazlasi elinizde olabilirdi. yani bir sepet yaparsaniz (altin, fon, hisse, doviz, mevduat vs.) cok daha fazla biriktirebilirsiniz.
+2
Sour
(03.11.25)
Bir yılda şu kadar para biriktireceğim sözü kötü. Bu kadar enflasyonist bir ortamda, ifade ettiğiniz meblağ çok kısa süre sonra anlamsız hale gelir. Uygun olanı, yolda bulsam dahi elime geçen her paranın % (örneğin )20 sini derhal yatırıma yönlendireceğim demektir.

Ancak bu parayı ayırmak da çok önemli değil, biraz zaman ayırıp finansal okuryazarlık becerisi edinip her gün üç beş dakikanızı bu konuya ayırarak bu birikimi çoğaltabildiğiniz ve enflasyon karşısında ezmediğiniz sürece başarılısınız demektir.

Ve bir de bu paraya (örneğin) konut almak dışında, (örneğin) emekliliğime kadar asla dokunmayacağım deyip bunu becerebiliyorsanız o zaman başardınız demektir.
0
Mirket
(03.11.25)
TL olarak maaş aldığımız için miktarı belirttim yoksa para kumbara da değil :) sepet yaptım. dövizde aldım, altın da. ayrıca %47'den faizde ek bir param da var.

Araba almak için biriktirdim ve su an ortalama bir araba alabilecek durumdayım.
0
🌸Başka
(04.11.25)
(6)

Budapeştede kredi kartı ile alışveriş döviz cinsi

condom kurşunu
Kart borcumu euro olarak ödeyebiliyorum. Bu bilgiye dayanarak budapeştede hiç fiziki huf ile uğraşmadan direk kredi kartıyla euro ödeme yapabiliyor mıyuz? Bir de böyle ödeme yapmak mantıklı mı yoksa huf almak mı daha mantıklı?
Kart borcumu euro olarak ödeyebiliyorum. Bu bilgiye dayanarak budapeştede hiç fiziki huf ile uğraşmadan direk kredi kartıyla euro ödeme yapabiliyor mıyuz? Bir de böyle ödeme yapmak mantıklı mı yoksa huf almak mı daha mantıklı?
0
condom kurşunu
(02.11.25)
Eur ekstresi özelliği varsa kredi kartınızda orada yaptığınız harcamalar otomatik olarak eur olarak yansıyo karta (ilk başta tl gözükür ekstre kesilince eur olur).
Ben yurtdışı harcamalarımı normal karttan harcıyorum. Karta eur olarak borçlanma oluyo. Sonra eur olarak ödüyorum.
0
chanandler bong
(02.11.25)
fiziki huf ile uğraşmadan kredi kartıyla ödeme yapabilirsin, ama kredi kartıyla euro ödemek istersen çok saçma kurlardan çeviriyor pos cihazı huf'u euro'ya hiç mantıklı olmuyor.

en mantıklısı kredi kartınla direk huf ödemek, kendi bankan onu tl'ye çevirir. ama kendi bankanın huf > try kuru her şekilde pos cihazının huf > eur kurundan daha avantajlı oluyor benim deneyimime göre.
+1
king lizard
(03.11.25)
Pos cihazı HUF>EUR kurunu kabul etme, %8 filan zarara giriliyor, çok fazla. HUF öde seçenek çıkınca.
0
kuehles blondes
(03.11.25)
siz kredi kartınızı verince pos makinasında 2 seçenek çıkacak. huf ve euro.

ekonomik olan seçenek bulunduğunuz ülkedeki para birimini seçmek. banka bunu tl' ye çevirecek.
0
galahad reloaded
(03.11.25)
Bildiğim kadarıyla Euro dışındaki para birimlerini USD olarak yansıtıyorlar ekstreye. Yukarıda da dendiği gibi para birimini seçmeniz gerekirse daima yerel parayı seçin, banka onu usd’ye daha uygun bir kurdan çevirecek.
0
Murtazaaylak
(03.11.25)
nerede veya hangi para birimiyle oderseniz odeyin pos cihazi otomatik ceviriyor. ornegin tl hesabiniz varsa cihaz otomatik huf'a ceviriyor. fakat denildigi gibi kur makasi acik olabilir. yerel para birimiyle odemek her zaman daha avantajli.
0
Sour
(03.11.25)
(2)

Felsefik bir makale yazsam nereye gönderebilirim?

titanic kemancısı
Öyle çığır açması için değil tabi; “benim şöyle bir fikrim var; fizik kurallarınca dayanağım şu yani böyle düşünüyorum böyle de bir durum olabilir” diye özgün olduğunu düşündüğüm bir konu var. Bunu düzgün bir metodoloji ile yazsam hangi dergiye / kuruma gönderebilirim? Türkiye dışında olmasını terci
Öyle çığır açması için değil tabi; “benim şöyle bir fikrim var; fizik kurallarınca dayanağım şu yani böyle düşünüyorum böyle de bir durum olabilir” diye özgün olduğunu düşündüğüm bir konu var. Bunu düzgün bir metodoloji ile yazsam hangi dergiye / kuruma gönderebilirim? Türkiye dışında olmasını tercih ederim çünkü teolojik baskılardan ötürü burada kabul göreceğini sanmıyorum :D
Akademisyen değilim nasıl bir yol izlemeliyim, daha önce tez kurallarına göre bitirme projesi yazdım, metodoloji biliyorum ama nereye gönderip nasıl kabul ettirebilirim/ okutabilirim onu bilmiyorum.

Teşekkürler şimdiden :D
0
titanic kemancısı
(21.10.25)
akademik bir makale yazmayi hedeflemeyin. yazdiklarinizi herhangi bir populer felsefe dergisine gonderebilirsiniz.
ornekler:
turkiyekanttoplulugu.org
dusunbil.com
0
Sour
(21.10.25)
türkiye kant topluluğunun aktif yöneticilerinden birisi yakın arkadaşım. ona göndereyim, çaktırmadan okusun. hem de fizik çıkışlı olduğu için, sizin dayandığınız kurallarına da hakim.
0
co2s2
(21.10.25)
(15)

Ev almak için riske girmek.

denizgonen
Selamlar. Halihazırda ailemin evinde oturuyorum. Pek mutlu değilim hem daha huzurlu bir yere taşınmak istiyorum, hem de otopark istiyorum. Halihazırda 3 milyon birikmişim var. 4 milyon da kredi çekip bir tane ev alayım onu da kiraya vereyim 5 sene sonra da taşınayım diyorum. 112 gibi 10 yıllık kredi
Selamlar. Halihazırda ailemin evinde oturuyorum. Pek mutlu değilim hem daha huzurlu bir yere taşınmak istiyorum, hem de otopark istiyorum.
Halihazırda 3 milyon birikmişim var. 4 milyon da kredi çekip bir tane ev alayım onu da kiraya vereyim 5 sene sonra da taşınayım diyorum.

112 gibi 10 yıllık kredi taksidi Eve giren aylık kazanç 120.000. Sanırım kira getirisi de 40 civarı.

Sizce girer miydiniz?
0
denizgonen
(21.10.25)
Aylık8 bine ne yiyip içicen adam kirayı ödemedi ne yapacan bence risk büyük bu şekilde girmezdim
0
basond
(21.10.25)
evine göre değerlendirilir ama üzerinize ev varsa bu rakamda kredi çekemiyorsunuz ikinci el konutta. 675K falan gibi bir üst limit var.
0
awlmi
(21.10.25)
Ha bu arada evin varsa o miktarda kredi alamazsın o ayrı hikaye
0
basond
(21.10.25)
Hazır evler ucuzken ve pazarlık fırsatı yüksekken yatırumlık ev alın. 1+1 mümkünse 2+1. 3 milyona 1 mikyon krediyle en fazla 4 milyona. Boşta dursun. Seçim zamanı fiyatı ikiye katlar. Sermayeniz güçlenir. En fazla 1 seneye seçim atmosferi başlar.
Ben her türlü alın derim AMA kredisiz ya da asgari krediyle.
0
luluki
(21.10.25)
doğru mu anlıyorum?

120bin kira kazanıp 112bin lira kredi ödeyeceksiniz. 8 bin lira ile ne yapmayı planlıyorsunuz?
0
co2s2
(21.10.25)
su an istanbul'da kirada olan evim var. kiraciyla ugrasmak hic olmadigi kadar zor. gectigimiz uc sene boyunca zaten %25'ten fazla artiramadim. yani enflasyon %200 artiyorken maksimum %25 zam yapabilmek cok kotu. su an dort kisilik bir ailenin ortalama bir restoranda dort kisilik yemek masrafi kadar paraya oturuyor. ayrica kiraciyi bes sene sonra cikaramayabilirsiniz. en az 10 sene boyunca koruma altindalar. yani dava acmaniz gerekebilir ki bu isler cok karisik, uzayan ve sonucunun ne oldugu belli olmayan isler. oturacaginiz bir evi almak istiyorsaniz alin ve hemen oraya yerlesin. fakat yatirim olarak, kira geliri olarak veya oradan gelecek parayla kredi kapatmak, finansal durumunuzu duzeltmek vs. konusunda tavsiye etmem.
0
Sour
(21.10.25)
7 milyona istediğin evi alabiliyorsam

mevcut evimi satar hayalimdeki evi alırdım. geri kalan para + daha cüzzi bir kredi ile ev alıp onu kiraya verirdim

112 ödeme çok fazla 120 gelire göre
0
pislick0
(21.10.25)
girmeyin. tavsiye etmiyem.
0
Leonardo~Da~Vinci
(21.10.25)
Oturacağın evi kiraya vermek büyük risk.

* Kiracıyı anlaştığınız zamanda çıkaramayabilirsiniz. Bu işler 4-5 sene sürebiliyor.

* Kiracı çıksa bile, evin anasını s..ebilir. Bir anda büyük tadilat parası vermek zorunda kalabilirsiniz.

En kötü yeni eve taşınıp, eskini satın veya riski göze alıp, eski evi kiraya verin...
0
kartallar yuksek ucar
(21.10.25)
@basond alacağım evi kiraya vereyim diyorum. zamanla maaş artışı+kira artışı ile birlikte 2 seneye düze çıkarım diyordum. Evi eşimin üstüne alsam olmaz mı acaba?

@awlmi eş üzerinden yapamaz mıyız?

@luluki sizce dönüşüm bekleyen evlere girmek mantıklı mı? dönüşüme girene kadar kirada kalır, dönüşüm süreci başlayınca da kiracının çıkmama ihtimali de kalmaz.

@co2s2 3-4 maaşı kenara koyup, yeni aldığım evi kiraya vermeyi düşünüyorum. yani ev kirası+8000 lira gibi bir hesap yapmıştım.

@Sour son derece hak verdiğim bir risk fakat şu an tabi ki yarın ne olacağını bilemeyiz fakat tefe/tüfe düzenine dönülmedi mi? babam en son kiracısına tefe/tüfe oranında zam yaptı mesela.

@pislick0 mevcut ev aslında 7 milyondan fazla edebilir. Konum itibari ile popüler bir yerde, fakat ben huzurlu değilim kalabalığından gürültüsünden. Sadece ileride ama pek de yakın vadede olmayacak bir dönemde dönüşüme girebilir diye elimde tutmak istiyorum.

@eski evi kiraya vermek de elbette bir çözüm direkt de istediğim gibi mahalleye taşınmış olurum fakat zaten 5 yıldan önce arkamı toparlayamam o yüzden taşınma masrafı ile uğraşmadan oturmaya devam edeyim, 5 yıl sonra kiracı emsal kira arttırımını kabul etmezse ben de yeni evime geçeyim diyordum.
0
🌸denizgonen
(22.10.25)
eş üzerinden yapılmıyor. ancak üstüne ev olmayan kardeş olabilir, tabii maaşlıysa ve krediye uygunsa.
0
awlmi
(22.10.25)
ben olsam şu anda girmezdim, faizler yüksek para kira yerine faizde daha çok kazandırır, hatta basit fonlarda bile %50 faiz kazanabiliyorsun, o para iki yıl sonra kredisiz ev de alabilir, almayabilirde tabi ama bence alır.
0
ravenudon
(22.10.25)
Mantıksız değil. Sonuçta 2 eviniz olacak.
Ama kesin bilgi:
2. Evde, evin değerinin %15-17.5 civarına kredi veriyorlar. Onda da 5 milyon sınırı var. Yani maksimum 625bin ev kredisi alabilirsiniz.
0
nickini vermek istemeyen uye
(22.10.25)
Eş üzerine de olmaz çünkü tüm aileden e devlet kayıtları isteniyor eş üzerine hisseli miras ev bile kalsa sıkıntı çıkarıyorlar
Alacağın evi kiraya vereceğini anladım işte diyorumki kiracı ödemedi kiranı yada çıkmadı evden yada evi harap etti o zaman büyük patlayabilirsin
0
basond
(22.10.25)
@denizgonen rte aciklama yapti gecen hafta, artik kiralari devlet belirleyecek dedi.

yani enflasyonist ortam, sirekli gelip giden %25 siniri, kiralari devletin belirlemesi, devletin konut kiralamasi, 10 yil cikaramama sarti... butun bunlar bence cok olumsuz.

kaynak: www.trthaber.com
+1
Sour
(04.11.25)
(8)

Amsterdam'da bir seyler denemek istiyorum

Sour
Merhaba! Ilk defa Amsterdam'a gidecegim. Gitmisken "bir seyler" denemek istiyorum. Kurallara aykiri mi, soru silinir mi bilmiyorum ama Amsterdam icin tavsiye ariyorum. Ozelden de yazabilirsiniz. Tesekkurler.Formattandir: Amsterdam'da ne yenir, nerede yenir? :)
Merhaba! Ilk defa Amsterdam'a gidecegim. Gitmisken "bir seyler" denemek istiyorum. Kurallara aykiri mi, soru silinir mi bilmiyorum ama Amsterdam icin tavsiye ariyorum. Ozelden de yazabilirsiniz. Tesekkurler.

Formattandir: Amsterdam'da ne yenir, nerede yenir? :)
0
Sour
(20.10.25)
Haritadan coffeeshop yazıp herhangi birine gidebilirsin. Birkaç çeşidi var istediğin moda göre alır dışarıda parkta falan içersin. Spesifik bir lokasyona mekana ihtiyaç yok.
0
beyfendi
(21.10.25)
amsterdam soğuk & yağmurlu sokakta kalma ihtimaline karşı kalın giyin, kalacak yerin neresiyse fazla uzaklaşma. stroopwafels yenir güzeldir
0
nahtoderfahrung
(21.10.25)
öncesinde bazı şeylere alerjin olup olmadığını iyi öğen. orada öğenmen geç olabilir. Arkadaşımın gezisi kız arkadaşının midesi nedeniyle tatili p.ç olmuştu. yediği keklerden dolayıydı sanırım
0
hoot
(21.10.25)
Indoor/Outdoor olayına dikkat et :) Bazılarına indoor olanlar halüsilasyon olarak geri dönebiliyor :)
0
truf
(21.10.25)
The Bulldog The First gidiyorsun. alt kata inip bana hafif bişeyler ver diyorsun. sonra ister içerde istersen yukarı üst kata çıkıp kanal boyunda denemeni yapıyorsun. afiyet şeker.
0
scudman1
(21.10.25)
herkese tesekkurler. fakat citayi biraz yukseltebilir miyiz? mesela spray, damla vs. ozellikle halusinatif etkiyle alakali. bu arada kusura bakmayin, gerizekali gibi yaziyorum cunku konu yasak mi degil mi bilmiyorum.
0
🌸Sour
(21.10.25)
0
vedatchilipeppers
(21.10.25)
Açılın Amsterdam'a üç defa gitmiş, dördüncü gitmiş manyak geldi.

cafe zwark bistro tarzı küçük bir yer. yemek az ama o kadar yürüyüdükten sonra oturup dinlenmek ve bir şeyler içmek için baya güzel bir yer. veya akşam olduğunda gideyim de bir şeyler içeyim tarzında bir mekan. illa içki olarak değil, kahve de iş görür. benim acayip hoşuma gitmişti.

o'reilly's irish pub burası kendimle alakalı. amsterdam'a 2019 senesinde ilk defa gittiğimde görmüştüm ama irish pub'a gitmeyim şimdi, hiçbir şey bulamazsam giderim demiştim. ilk gezimde gidememiştim zira öncelliği diğer yerlere vermiştim. brüksel'e gittiğimde şubesi vardı. gittim oturdum orada. kasım 2022'de gittiğimde dünya kupasına denk gelmişti. iki maçı orada izledim. orayı da sevmiştim ama bu son gittiğimde gidemedim

pasta e basta - rezerve gerekli fine dining restoranı. atmosferi baya güzel. garsonlar, siparişi verdikten sonra bir başlıyorlar şarkı söylemeye. baya iyiydi. ikinci gezimde son güne denk geldiğinden dolayı pek eğlenememiştim ama son gezimi tarihlerini buraya göre yapmıştım.

cannibale royale - son gezimde gittim. etleri baya güzeldi. ilk gün gittim. yetmedi son gün de gittim.

Cafe Winkel 43 - kahvaltı veya sonrasında elmalı turta ve kahve

The Pancake Bakery - pankekler epey büyük.

Dutch Pancake Masters - buranın pankek de güzel.

Iamsterdam Card'i iş görür eğer müze filan gideceksiniz.
Özelden de yazıyorum.
0
put it in your appropriate place
(21.10.25)
(10)

Abd Türkiye toplantısında Türkiye ne kazandı/kaybetti?

Cesario
Kongre Kaan uçağı için motor satışına onay vermemiş. Dünün haberi. F35 de kongreden geçmeyecek muhtemelen. Trump şarta bağlı olarak Türkiye kabul ederse onaylarım falan demişti. Ne şart koşuluyor karşılığında? Abd'den doğalgaz alarak Rusya'yı satmış mı olduk? Sonucunda Rusya nasıl bir misilleme yapa
Kongre Kaan uçağı için motor satışına onay vermemiş. Dünün haberi.

F35 de kongreden geçmeyecek muhtemelen. Trump şarta bağlı olarak Türkiye kabul ederse onaylarım falan demişti. Ne şart koşuluyor karşılığında?

Abd'den doğalgaz alarak Rusya'yı satmış mı olduk? Sonucunda Rusya nasıl bir misilleme yapar?

Medyaya baktığımızda Türkiye çok şey kazanmış hatta eleştirenler hain ilan edilmiş falan.

Tarafsız bir şekilde yorumlar mısınız?
0
Cesario
(29.09.25)
türkiye 100 milyar doları civarı para kaybetmiş olacak anlaşmalarla.

f35i hala alamadık parasını ödediğimiz halde. kaanın motoruna lisans gelmedi. bizimkiler motor yapamazsa uçamayacak, ki yapnadılar.

tayyip koltuk garantisi aldı 100m için o oldu sadece.

adamlar bizle açık açık dalga geçti ama bizimkiler trump koltuğunu çekti diye gururlanıyor.
0
jelly bear
(29.09.25)
Bir şey kazandığımızı sanmıyorum (halk olarak), Erdoğan ve meşruiyeti devam etme hakkı kazandı işte satın aldıkları ve verdikleri ile :)

Yerli uçağımız motorsuz kaldı, sadece uçak da değil yerli helikopterler de etkileniyormuş bu durumdan.

CAATSA yaptırımları da kongrenin işi onu da kaldırtamadık, Trump'ın böyle bir gücü yok istese de.

Boeing uçaklarımız oldu bir sürü, Boeing biliyorsunuz son zamanlarda hem İsrail desteği hem de uçaklarının ve çalışanlarının güvenliği/güvenilirliği açısından eleştirilere maruz kalıyor. Airbus çok daha sorunsuz uçaklar üretiyor ama biz Boeing'e müşteri olduk :)

Kazanan ABD ve Erdoğan gibi duruyor buradan bakınca. Bizlik bir şey yok, daha fazla vergi daha çok para çıkacak cebimizden muhtemelen.
0
chicha_v2
(29.09.25)
rusyadan gaz alamayağız, aynı gaz lojistik zorluklar nedeniyle 2 kat maliyete gelecek. rusya dibimizde, amerika dünyanın öbür ucu. amerikada gazı hem çıkarma hem de işleme maliyetleri çok daha yüksek üstüne o kadar yoldan geleceği için bence 2 kat fiyat az bile kalabilir.

rusyanın yapacağı misilleme bizimle olan ticaretini sınırlamak olur. eskiden gaz verip kazandığı paranın bir kısmını türkiyeden temin edilen tekstil, gıda ve beyaz eşya gibi sektörlere geri verirken muhtemelen bunları sıfıra çekecek.

kapalı kapılarda ne tavizler verildi bunu asla bilemeyecegiz.
-1
orpheus
(29.09.25)
Sosyal medyadaki gibi,
aha kaybettik, yine conilerin Sam amcaların dediği gibi oldu, motorsuz kaldık olarak değil de başka planların gerçekleşmesi için
süreç yönetimine girildiğini düşünüyorum.
(Motor konusunda dünyadaki alternatiflerin yanında yerli çalışmalar da var.)

ABD ile görüşmek demek sadece ekonomik diplomatik değil doğrudan Filistin ve Ortadoğu meselelerini de görüşmektir.
Siyasi arenada gücün kullanım anı her an bir devletle savaşa, diplomatik çekişmeye girmek demek değil, faydası zararından çok olacağı bir anda faaliyete geçmektir.

Trump'ın karakterini önceki başkanlığından itibaren bazı devletler "çözdü". Bir anda sert çıkışlar yapıyor ama başaramayacağını anladığında da gel anlaşalım moduna girebiliyor.
Aylar önce Körfez ülkelerine geldiğinde de çok büyük tutarlı anlaşmalar yaptı. Anlaşmaların tamamen gerçekleşmesi alış verişlerin sağlanması ise ayrı konu.
0
diyecevaplandı
(29.09.25)
Trump geldi geleli tüm ülkelere,
'Benden gümrüksüz mal al, bana gümrük öde, Çin ve Rusya'dan alışverişi kes.'
dayatması yapıyor.

Bizden bu dediklerinin tamamını aldı.
Bir de sanırım Ruhban Okulunu aldı.
Bir de yine sanırım 'ekümeniklik' sıfatına bir adım daha yaklaşım sağlandı.

Biz ne aldık konusunu bilmiyorum.

Şimdi aklıma konudan bağımsız olarak Çankaya'nın Şişmanı geldi. 'ırakta bir verip üç alacağız.' demişti. Üçün birini aldı rahmetli.
0
Mirket
(29.09.25)
oncelikle sunu belirtmek lazim, trump'in bu yaptigi sadece turkiye'ye karsi degil tum ulkelere karsi, ustelik muttefik olarak gorduklerine bile (yani turkiye icin muttefik degil dersek). kabaca, bize para kazandirirsaniz size arka cikariz diyor, yoksa bitersiniz diyor. ukrayna savasini desteklemek icin ukrayna madenlerine goz dikmisti hatirlarsaniz. arabistan milyarlarca dolarlik yapay zeka yatirimi yapacagi garantisi verdi (en azindan akilli davranarak inovasyon yatirimi yaptilar, bizim gibi kaynak veya urun almiyorlar).

@orpheus'un dedigi gibi bir durum yok. yani amerikan gazi demek gazi cografi olarak amerikad'dan getirtiyorsun demek degil. orta dogu'da onlarca buyuk amerikan sirketi var, irak (bolgesel kurt yonetimi)-turkiye boru hatti da acilacagindan gaz buyuk ihtimal buradan gelecek.

yani turkiye para kaybetti, iliskileri duzeltme sansi kazandi, bunun karsiliginda abd'ye zaten bir sey olmaz, iliskiler o isterse duzelir.
0
Sour
(29.09.25)
Abd başkanının diğer ülke liderleri ile son görüşmelerindeki görsel dil, biraz politika değiştirdiler fikri veriyor.

Eu liderlerini böyle liseliler gibi karşısına dizmis tarzı bir poz vardı. Putin'in üstünde savaş uçağı uçurdu. Erdoğanın da sandalyesini çekmiş. Eşek şakası mı yapıyor nezaket mi zamanla anlarız artık. Ben Türkiye özelinde değil böyle okudum, biraz "az çekmedin yukumuzu, seni gidi kerata" konumunda kaldı Turkiye. E zaten öyleydi.

Tüm bunlar da, abd'nin ekonomi politik tavrinda uslu çocuk afferin oğlum pozisyonuna düştüğümüzu gösteriyor sadece. O rol nereye çekerse ona göre olanlar olur.

Bana kalırsa özgür özel'in İngiltere menfaati açıklamaları ile de beraber okunabilir.

Dolayısıyla kimin mandası olalım tartışmaları cumhuriyet ilan edildi beri hızla sürüyor ^^
0
encokbenisevinnolur
(29.09.25)
osssy
(29.09.25)
tr'nin başkanının abd başkanı tarafından en üst seviyede karşılaşması mevcut iktidar ve ayrıca tr için çok büyük kazanım.

ab dahil herkese posta koyan bir tuhaf başkan ile görüşebiliyor olmak ve fırça yemiyor olmak şu an için tüm ülkeler için bir hayal.

ne kazandırır, bir gece ansızın israil tarafından vurulma riskini azaltır.

ufak tefek yatırım gelebilir.

uçak mevzuları için, bu işler iki adamın konuşması ile olamıyor. ancak böyle böyle çözülür problemler. abd'deki kurumlar çok güçlü ve zamanla oluyor.

caatsa'yı kaldırmaya trump'un gücü yok demek müthiş cahillik. trump şu an ne istese elde edebilecek güçte.

kaan motoru meselesi çok büyütülüyor. f16 motoru bunlar. bi şekilde alınabilir.

peki ne kaybettik, abd rusya'yı sıkıştırmak için enerji alımını bırakın diyor çok uzun zamandır. burada bir ödünleşme var. bu maliyeti de yüklenmek zorunda tr. nasıl şekillenir bu mevzu göreceğiz.

uçak alımı meselesi de zaten planlı. şu kadar para kaybettik diyenlere bakmayın. bi ara tr'ye yolcu uçağı bile tartışılıyordu.

velhasılı çok büyük bir kazanım var mı görünürde yok. ama özal da git gel başardı o alımları.
0
gurur
(29.09.25)
sadece ve sadece koltuk süresinin uzatımı karşılığında tavizler verildi. abd dönüşü muhaliflere karşı şiddeti artan yaptırımlar olacak. önümüzdeki günlerde kötü senaryolara hazır olun.
0
ground
(30.09.25)
(31)

Çevrenizde oyun oynayan yetişkinler var mı?

Gradient_tabanlı_mor
Benim çevremde pek yok. Duyunca şaşırdım. Çevrenizde oyun oynayan (günde 2 saat üstü) yetişkin, iş güç sahibi adamlar kadınlar var mı? Nasıl vakit bulunuyor ki.
Benim çevremde pek yok. Duyunca şaşırdım. Çevrenizde oyun oynayan (günde 2 saat üstü) yetişkin, iş güç sahibi adamlar kadınlar var mı? Nasıl vakit bulunuyor ki.
0
Gradient_tabanlı_mor
(18.09.25)
home office.

bir de herhangi bir seyi gercekten yapmak istiyorsan "zaman yok" diye bir sey yok. o zamani illa ki yaratiyorsun.
0
sonsuz
(18.09.25)
wc, servis, mola, yatak keyfi vs.

edit: sonsuz +1 istedikten sonra her şeye zaman var.
0
lazpalle
(18.09.25)
Ben varım, evet uzaktan çalışıyorum.
0
mirty
(18.09.25)
bu yetişkin kişi 1730'da işten çıksa, 1800'da evde olsa, 1930'a kadar soyunsa sökünse, yemek falan yese, 1930'dan sonra ne yapacak? 2300'da yatacak olsa önünde 3-4 saat vakit var. kızılcık şerbeti izlese zaten 2-3 saat sürüyor. dizi izlemek yerine oyun oynuyordur.
0
co2s2
(18.09.25)
Ben oynuyorum ama her gün değil. Hafta sonları 3-4 saat oynuyorum.
0
gnosis
(18.09.25)
Ben oynuyorum. Yapmak isteyince vakit bulunuyor. Valorant, fifa, aoe. Veterinerler ve iş sahibi patronlarla oynuyorum. Kafeye, puba gitmek gibi ama daha evcimeni.
0
Shepard
(18.09.25)
Evden çalışınca oynanıyor. İşim gereği kullandığım programda işlemler bazen uzun sürebiliyor. Yani benim dikkatimi vermemin gerekmediği arkaplan işlemleri olabiliyor. O sırada mobil oyunlara vakit ayırabiliyorum. Bilgisayardan oynamak için zaman çok az kalıyor. Pek oynayasım da olmuyor açıkçası. Olsa zaman bulurdum.
0
himmet dayi
(18.09.25)
Düzenli olarak ya da her gün 2+ saat olmasa da ben oynuyorum. Çevremde birçok kişi de kadın ve erkek oynuyor. Yarışma programları ya da dizi izlemek yerine oyun ile geçiriyoruz/geçiriyorlar o süreyi. Hatta arkadaşlar ile oynayunca sosyalleşmiş de oluyoruz. Herkesin dinlenme aktivitesi farklı.
0
nawar
(18.09.25)
Her gün düzenli oynamıyorum yani genelde oynadığım oyunlar hikayeli ve bir sonu olan oyunlar ve her bittiğinde hemen yenisine başlamıyorum ama sık sık oynuyorum günde 2 saatten de uzun olacak şekilde. Mobil oyunları da sayarsan hele ohoo oyun oynamayan yetişkin yok neredeyse.

Home office çalışmıyorum, doktorum. Saat 5 gibi evde oluyorum. Gece 1 gibi uyuyorum. 8 saat var yani arada. 1-2 saat nişanlımla telefonda konuşma desek, yemek falan da düşünce kalan yaklaşık 5 saatlik sürede full oyun oynadığım çok gün olmuştur. Bu süreyi telefonda ya da dizi izleyerek geçirdiğim günler de var. Ne yapıcam ki evde zaten tek başımayken. Arada da puzzle yapıyorum işte. Bu kadar şok olmanızı anlayamadım oyun oynayan yetişkin nasıl olur diyerek. Oyun denince aklınıza ne geliyor öncelikle onu merak ettim?
0
nundu
(18.09.25)
40 yaşındayım oynuyorum çocuğum ailem olsa yine oynardım çevremde de oynayanlar var keşke daha fazla vakit bulsam da daha fazla oynasam. Sabahlasam, oyun için yıllık izne çıksam falan ama sosyal hayal ve iş maalesef izin vermiyor. Yaşlanınca kafam basarsa tüm yaşlılığımı birkaç saat oyun deniz ve doğa ile geçirmek isterim
0
croswell
(18.09.25)
denildigi gibi bu durum onlar icin bir rahatlama yolu. yani kimi insan dizi izler, film izler, kitap okur, muzik dinler, spora gider, bir seyler yapan yani, onlar da oyun oynuyor.
0
Sour
(18.09.25)
Yani bunun için ayrıca zaman ayırmak mi gerekiyor gibi bakiyorsunuz siz, onu tam anlayamadım. Benim tanıdığım ortalama insanlar evli olsun çoluk cocuklu olsun bekar olsun, mesai bitimi eve geçip yemek vs faslını bitirince, çoğunlukla oturup televizyon, dizi, film vs izliyor. Onun yerine oyun koyunca aynı şey işte.
0
encokbenisevinnolur
(18.09.25)
Ben çocukluk ve ergenlikte bilgisayar oyunları hep oynadım, benim için çok normal bir şeydi. İşe başlayınca etrafımdaki profil hiç böyle olmayınca "artık oynanmamalı mı" gibi bir algı oluşmuştu bende, garipserler diye bahsetmiyorum bile. Sonra birgün iş değişikliği yaptım, ekibindeki hemen herkes oyun oynuyor. Yani tamamen çevre profili ile ilgili bir olay. Ben geceleri oynuyorum, 12 sonrası 2 ye kadar falan. Çalışma şeklim hibrit. Ofise gittiğim günler bazen oynuyor bazen oynamıyorum uyku durumuma göre. Oyun oynamayı seviyorum, bu dünyadan kopma hissi çok iyi. Bir arkadaşım var gece full oyun oynuyor, gündüz mesai, mesai sonrası gece 12'ye kadar uyuyor. Sonra yine devam ediyor :D Bazıları için tutku.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(18.09.25)
var, kitap okumak veya film-dizi izlemek gibi bir eğlence aracı bu da.
0
unalub
(18.09.25)
Çevremde de var. Ben de varım. ha ben çalışmıyorum şu an ama çalışan arkadaşlarım da oynuyor sürekli.
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(18.09.25)
var tabi. ne demek nasıl vakit bulunuyor? e o zaman yetişkin, iş güç sahibi insanlar film, dizi de seyretmesin. spor da yapmasın. hatta hiç bir şey yapmasın. nasıl vakit bulunur ki
0
benarrivo
(18.09.25)
yetişkinlerin çoğu günde 2 saatten fazla TV yayını izliyor. neden vakit bulunamasın ki?
0
loch ness
(18.09.25)
Ben varim. Cocuklugumdan beri gamer'im. Ama yas ilerledikce ve son zamanlarda azaldi. Bazen oyun oynamaya uzun aralar da veriyorum. Sonra tekrar donuyorum vs.
+1
ermanen
(18.09.25)
kendim varım

ekimde 34

düzenli olarak forza horizon 5 ve gran turismo 7 oynuyorum.

2 direksiyon setim, simülatör koltuğum, ps5 ve xbox series s'im var.

bekarım.

zaman buluyorum.

home office.
0
rain when i die
(18.09.25)
evden çalışıyorum ama mesai saatlerinde oynamıyorum. dışarı çıkmaya film vs izlemeye nasıl vakit ayırabiliyorsa yetişkinler, buna da ayrılabilir sonuçta. eşim de oynuyor.
0
nolmus yani
(18.09.25)
Benim var. Butun islerini karisi goruyor, annesi gibi.
0
hot potato
(18.09.25)
Benim çevremde hiç yok ama benim çevrem geniş değil, ondan olabilir.
0
sekizdokuzon
(18.09.25)
40 yaşına yaklaşmış arkadaşımın oyun bilgisayarı var. Haftasonu bazen tüm gün oyun günü ilan ediyor. Hergün oynamıyor ama oynuyor.
0
1917
(18.09.25)
var, e herkes akşam 2-3 saat tv, dizi veya film izliyor yav? Bunu yapmayıp oyun oynadıklarını düşün işte. Kimi de instagram twitter vb.nde vakit geçiriyor. Tercih insanların.
0
nhk ni youkosu
(18.09.25)
benim bu. şu ara işsiz ve sıkıntılıyım. kadınım. emekli dayılar gibi telefondan 3-4 sat okey oynuyorum. playstation alırsam araba yarışı ve dövüş oynamayı planlıyorum.
0
cccbehzatccc
(18.09.25)
düzenli olmasa da ben de oynuyorum. şirkette yaş ortalaması 40 olan ekibimde de hemen herkes oynuyor. hatta daha bugün borderlands 4 muhabbeti döndü toplantıda.
0
sir gawain
(19.09.25)
var tabi, bu da bir hobi en nihayetinde. çevrende dizi izleyen yetişkin var mı? aynı şey, oyunları da interaktif dizi gibi düşünebilirsin.
0
robokot
(19.09.25)
benim çevremde de çoğu kişi oynuyor.
eşim ve kardeşim, tanıdığım erkekler oynuyor.

ben de sims 4, sims medieval falan oynuyorum

tabletten de batak,king,çanak oynuyorum
0
Hallegadola
(19.09.25)
benim yok ama arada arkadasla pes atiyoruz. aslinda beraber oynayinca cok keyifli de tek basima acip oyun oynamayali 8-10 sene olmustur.
0
bohr atom modeli
(19.09.25)
Ben. Disco Elysium diye bir oyun oynuyorum son bir haftadır mesela günde en az 2 saat, bazen 3-4. İşten sonra eve gelip oynuyorum akşam olana kadar işte, sonra uyuyorum vs.
0
vedatchilipeppers
(19.09.25)
Ara ara cs2 oynayan bir yetişkin var evde. Bazen her gün 3-4 saat. Yarı emekli. Hatta bazen lise 3'teki oğluyla beraber maça giriyorlar. Nickler Erdal Kömğrcü ve Abuzer Kömürcü... Kendisi ben oluyorum. Oğlan iyi oynayınca "afferin lan it" yahut "bravo zürriyetsiz" falan diyorum...
0
yadigar
(19.09.25)
(12)

Özel Sektör Torpil Yüzdesi

Batuhanolabilir
Sizce özel sektörde işe giren her 100 kişiden kaçı birinin referansı veya torpiliyle giriyor Türkiye'de?X kişisinin Y firmasına Z kişisi çok kalifiye elemandır şuradan tanırım demesini de torpil sayarak konuşalım.Yani bir ebeveynin çocuğunu, akrabanın akrabasını, arkadaşın arkadaşını, akademisyenin
Sizce özel sektörde işe giren her 100 kişiden kaçı birinin referansı veya torpiliyle giriyor Türkiye'de?

X kişisinin Y firmasına Z kişisi çok kalifiye elemandır şuradan tanırım demesini de torpil sayarak konuşalım.

Yani bir ebeveynin çocuğunu, akrabanın akrabasını, arkadaşın arkadaşını, akademisyenin öğrencisini İŞE SOKMASI da torpil diyeceksek

yüzde kaç


Edit: Torpille işe girenler alınmış sanırım. Evet bu dediklerim de torpil sayılıyor çünkü o işe başvuranlar arasında birinin bir şeysi olmak vasfı dışında diğer tüm nitelikleri eşdeğer bir kişi varsa ve bu iki kişiden birini birinin bir şeyi olmak öne geçirdiyse bu torpildir. Hatta geçiniz eşdeğeri daha niteliklinin de önüne geçirmesi söz konusu olabilir. Referans kelimesi eskort kelimesi gibi biraz.
0
Batuhanolabilir
(18.09.25)
%30-40 arasındadır. Büyük şirketlerde oran daha düşük.

"X kişisinin Y firmasına Z kişisi çok kalifiye elemandır" demek torpil değil referanstır. Söylenen kişinin verdiği güven katsayısı ile çarpılır ve her zaman iyi bir şey değildir. Kötü performanslı birinin önerdiği bir insan direkt ret edilir.

Özellikle kurumsal şirketlerde öyle milletvekili, ceo vs tanıdığı olmadığın sürece birinin tanıdığı olmak en fazla seni ik mülakatından geçirir.
0
Omelas'ı Terk Eden Köylü
(18.09.25)
Her işe girini torpilli sayalım da oran yüzde yüz olsun.

Bazı kademelerde bu düşünce ile zaten 100%
Önemli olan liyakat, işi yapabilme becerisinin olup olmaması (ki aslında işin tanımı basitçe işin etiketinin karşılığı bile değildir)

ofise temizlikçi alacağım, birisi derse ki "abi, ayşe abla var, çalıştığı iş yeri kapandı, namuslu dürüsüt işini düzgün yapan biri" alırsın denersin devam edersin, bu torpille girdi mi sayılmalı işe şimdi?

Bilmemne holding CFO alacak, kariyer.net e ilan mı veriyor? zaten sektör içerisindeki tanışıklıklar, tavsiyeler ile görüşmeler yapılıyor.

Temizlikçi ile CFO (hatta CEO) örneğini neden verdim, yelpazeyi geniş tutmak için. en alttan en üste kadar referans sistemi çok çok önemli ama torpil bu değil.

Torpil şu, personel müdürüyümdür, şirketin hesabını kimse kontrol etmiyordur, kuzeni işe alıp yüksek maaş bağlamışımdır, iş yapmıyordur, yapamıyordur. Bunu da her kademeye uygularsınız.
0
kisa
(18.09.25)
Benim çalıştığım şirkette içeriden birini tanıyor musun diye zarf atarlar. Torpil iyi bir şey gibi geldiği için çoğu insana, onlar da varsa dökülür. İçeriden tanıdığı, yakını olan birini ne kadar işinde iyi de olsa almıyorlar ki doğrusu da bu.

Kurumsal firmalarda müdür altı pozisyonlarda ve işi doğrudan etkilemeyecek pozisyonlarda, örneğin idari işler sorumlusu gibi, %20 olabilir. Diğer pozisyonlar için %5 bile değildir.

Kurumsal olmayan birmalarda %30-40 ve %20 olabilir.
0
gabe h coud
(18.09.25)
torpille referansı bir tutarsan bu oran %50'lere kadar çıkabilir ama bir değil.

çalıştığım 5. şirket, hiçbirisine referansla girmedim. dümdüz linkedin'den başvurup sürecin doğal akışında ilerlemesiyle girdim ama torpil ve referans aynı şey değil.

çok matematiksel düşünüyorsun. yani diyorsun ki bir iş ilanı var, 100 kişi başvurdu. bu 100 kişinin vasıfları var, işte matlab biliyor +5, ingilizce biliyor +3 falan gibi, ve birisi referansla girdiğinde; ondan daha vasıflı birisine haksızlık olmuş haliyle "torpil" yapılmış gibi değerlendiriyorsun.

oysa beyaz yaka dünyasında (çoğu mühendislik de dahil), aşırı teknik bazı işler dışında, nerdeyse bütün işler averaj bilgi sahibi birisinin işe girip 3-5 ay içerisinde öğrenip yapabileceği ve uyum sağlayabileceği şeyler.

o yüzden referans o matematiksel vasıf hesaplarından çok daha kıymetli oluyor. benim çalışkanlığına güvendiğim bir takım arkadaşımın "bizim x şirketinde ahmet/ayşe vardı, çok azimli çalışkandı çok memnunduk bak o da iş arıyormuş onu da düşünelim bu pozisyona" demesi çok kıymetli bir şey. çünkü bu güvendiğim arkadaş, halihazırda nasıl bir iş yaptığımızı ve refere ettiği kişiyi tanıyor ve kafasında eşleyebilmiş. burdan çıkan başarılı işe alım oranı inanılmaz yüksek oluyor.
0
gitdaddy
(18.09.25)
Bugüne kadar iş çevresinden tanıdığım 500 kişi varsa tamamen torpili olmayan kişi 30'u geçmez. Gururla söyleyebileceğim konulardan biri de budur benim hiç torpilim olmadı ama bazen keşke olsaydı diyorum çünkü bir noktadan sonra tıkanıp kaldım.
0
mirty
(18.09.25)
eğer o işi iyi yapıyor diye önerilmesi de torpil olarak sayılıyorsa rahat %80'ler vardır. Özel sektörde alt kademelerde daha az torpil olduğunu bizzat gördüm ben.

onun haricinde en basitinden 3-4 yıl o alanda deneyimi biri başvurduğunda sektör içi herkes birbirini öyle ya da böyle tanıyor illa bir telefon ediliyor neden başvurduğu ve halihazırda/ eski çalıştığı yerde performansı hakkında bilgi alınıyor.
0
denizgonen
(18.09.25)
Referans’ın ne olduğunu bilmeden bu sorunun cevabını öğrenemezsin.

Yukardakiler +1
0
respect
(18.09.25)
100 bin kişilik amerikan forbes 500 şirketi. Şirketin kendi referans sistemi var, bu şekilde biri işe alinirsa sirket sana para değerinde puan vs veriyor (bazı pozisyonlar için birkaç bin euro bile). Bana ik'nin dediği bir ilana yüzlerce başvuru geliyor, bunun yerine bana logistics'in "bak bu eleman bizim şirketin değerlerine uygun biri demesi benim en azından o etabi dusunmememi sağlıyor" demişti.

Sen de kendi kafanda kurmussun bu torpil diye.
0
logisticsmanager
(18.09.25)
çok daha iyi adaylar varken, işi yapamayacak birisinin işe alınmasına torpil denmesi lazım bence. aynı seviyedeki iki adaydan tanıdık olanının işe alınması torpil olmamalı.
0
co2s2
(18.09.25)
Birini işe alma olayını tecrübe etmediysen böyle düşünmen normal.

Alacağın kişi kalır mı gider mi, öylesine mi girdi yoksa gerçekten burada kariyer yapmaya mı girdi, hırlı mı hırsız mı, sorumluluk sahibi mi vs gibi şeyleri işe alırken anlayamıyorsun çünkü herkes gibi en iyi hallerini sunuyorlar.

Ama biri şu kişi olur derse onunla çalışmak en azından bu saydıklarımı ve fazlasını düşünme derdini yok ediyor. Aynı zamanda referans olan kişiyi de biraz zan altında bırakacak bir durum. Kendisini zor duruma düşürecek adamı refere etmez kimse. Buradaki güven büyüktür dışarıdan sıfır bilinen kumar ile alınan.

Buradan sonrası kişisel tecrübelerim.

Ama ben şöyle yapıyorum işe alım sürecinde. Tanıdık mesela, refere edene abi şöyle ederim böyle ederim bak şu olursa bu olur diye göz korkutuyorum. Süreci uzatıyorum. Abi noldu diye arıyorlar ve bazen bir şeyler söylüyorlar. Mesela ya abi bu kızın çocuğu var ona bakmalı dul. Para lazım, her gün çocuğu okula götür getir yapıyor. Hızlıca halledelim. Abi işe girince nasıl halledecek okulu? Zaten uzaktan çalışma, o kadardan bir şey olmaz. Okulu 15 dakika uzaklıkta. Bunu başta da söyleyebilirdi. Veya abi haftada 3 gün hastaneye gidiyorum para lazım. Veya abi midye satıyorum bu işe ihtiyacım var.

Başka örnek, süreç 3-5 gün bile uzasa hemen arayan noldu niye cevap alamıyorum neyi bekliyoruz diye darlayanlar oluyor. Tanıdık biri var arada ama bu yüzsüzlük.

Benim bu kişi aracılığı ile sizi aradığımı biliyorsunuz değil mi?

Tanıdıklardan da deliler çıksa da büyük konforu yok sayamam.
0
Shepard
(18.09.25)
Patron şirketi diye tabir edilen küçük şirketlerde çok fazla.
0
runaway
(18.09.25)
yukarida yazilanlara ek olarak: torpilden kastin ne oldugu da onemli. mesela referans sistemi sadece ozel sektorde degil her sektorde var. sadece turkiye'de degil dunyanin her yerinde var. referans=torpilse oran %99 falandir. sizin soylediginizi ben torpil olarak gormuyorum. su an avrupa'nin en onemli kurumlarindan birinde calisiyorum, torpille girdim o zaman cunku daha once calistigim kisilerden referans aldim. iki kisinin ayni oldugu durum hemen hemen hic yasanmiyor. herkesin bazi artilari var, bazi eksileri var. bu durumda elbette tanidik olani seciyorlar. mesela burada karakter var. cok daha kalifiye biri olabilir ama bu kisiyle calismak nasil olur bunu hic degerlendirmiyorsunuz. bu cok cok onemli bir faktor. sadece kalifiye olmaya odaklanirsaniz calisma sureciyle ilgili olan kismi, karakter, sosyal yonleri kacirirsiniz. mesela calistigim kuruma cok kalifiye olan biri geldi, cok iyi okullar, sirketler ama referanssiz. is verildiginde ofleyip pofluyordu, bunu acikca belli ediyordu, bu nedenle kurumdan bazilari hastalik izni aldi. sonra da kovuldu zaten. bu kisiyle nasil calisabilirsin ki? insan iliskileri gelismemis, sosyal yonu gelismemis, takim calismasi yok, sabir yok, ogrenme istegi yok, iste bunlari veren genelde referanslar oluyor, cv degil.
0
Sour
(18.09.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.