"seviliyorsun".

"sevildin" daha doğru gibi geldi bana.

"seviliyorsun"un karşılığı "you are being loved" sanki. Çok süper emin değilim ama öyle hissettim.

sevildin olmaz. seviliyorsun'un anlamı şimdiki zaman olan "ing" ekiyle ilgili değil. illa tam o şekilde çevirirsek "sevilirsin" olur. yani seviliyorsun doğrudur.

"genel olarak" seviliyorsun
you are being loved dese şu anda seviyorum seni okşanıyorsun tadında bişey olurdu

Kalıp veya söyleniş şeklinden bağımsız olarak, çok düz mantık gideceğim. Ben de merak ettim.

You are fired - Kovuldun
I am relieved - Rahatladım

Bunlar günlük hayatta kullanılan şeyler. You are loved zaten neresinden tutsan dandik bir cümle. Birine seviliyorsun demek için you are loveable, everybody loves you falan dersin konuşurken. You are loved çok çeviri gibi, robot dili gibi. Anlamı da bana sevilirsin gibi geliyor.

www.learnamericanenglishonline.com

Çocuk kitabı okuyor - The boy is reading the book

gayet present continious

The book is being read by the boy - Aynı cümlenin passive söyleniş şekli

Birine illa ki statik şekilde "seviliyorsun" demek istesem, o zaman you are being loved derdim sanırım. Present Continious, Passive

Doğru olduğunu iddia etmiyorum, kendi düşüncem bu :)

@Bigvocate, haklısın, "seni seviyorum" da şimdiki zaman gibi görünse de geniş zamanı ifade ediyor. Bu da belki öyledir. Ama hala sevilirsin daha doğru gibi geliyor :)

düz mantık ama :)

you are loving,seviliyorsuna daha uygun değilmi?

sektoru bilmiyorum ama sigortasiz olarak calismayin. ozellikle tehlikesi yuksek islerde herhangi bir kaza durumunda ortada kalabilirsiniz. yasal olarak, siz ise baslamadan 1 gun sigortaniz baslatmak zorundalar. 2 ay gibi bir deneme suresi olan bir sozlesme imzalatabilirler.

Sevgili Eftalit,

Şu saatten sonra gidip de "bi sözleşme imzalasaydık ne güzel olurdu dimi ?" demen zor gibi görünüyor, keşke baştan yapsaydın. Öte yandan sigortasız çalıştırmak gibi birşey olmaz. İşverenler genelde kanundaki 2 aylık deneme süreci var diye "deniyoruz seni hacı, beğenirsek sigortanı da başlatırız" gibi bi uyanıklık yapmaya kalkıyorlar, böyle bir hakları yok. hakkını hukukunu bildiğin için seni işe almaktan vazgeçen işverenin iş yerinde de çalışma zaten hayır gelmez. hıı tabi sözleşme yok diye maaşını vermemeleri diye bişey de yok, vermezlerse dava açıp tanıkla da ispat edebilirsin durumunu.
hayırlı olması dileğiyle

iş sozlesmesını ımzalatamazsın bu saatten sonra , zaten ısverenın mını cakllık ornegı gosterıp sıgorta bıle yaptırmamıs .. bence beklnetını fazla yuksek tutma.. bu elemanların senı ıstedıgı an cıkarma durumu var suan hıcbırsey ıspat edemezsın .. 2 ayın sonunda yaptırmazsa da bısey dıyemezsın.. muhtemelen sıgortan 2 ay sonunda baslatırlar ancak baslatılmadıgı durumlarda gorulmustur.. ilk is deneyımımde 3 kısı aynı anda baslamıstık ve 2 kısının sıgortası 2.ayda basladı dıger arkadasınkını baslatmadılar ve 4.ayda cocuktan ayrılmasını ıstedıler..
benden sana tavsıye ısı ogrenene kadar dur ve kendıne guvenın geldıgı an hemen yenı bı ısyerı bulmaya bak.. aksı takdırde bu ısyerı senı somurmeye devam edecektır her fırsatta..

ahahaahahah valla Umut Sarıkaya tipi duyuru olmuş :D

1-fan temizliği
2-bi temiz format
3-belki windows 7
4-az kasan antivirüs
5-bi ihtimal laptop soğutucu
6-biraz sabır, ümit, özveri...
7-gereksiz her türlü prog. sil

yukarıdaki bileşenler bir araya geldiğinde bile hala mutsuzsan bilgisayarını değiştirme vakti gelmiştir.

hıı bi de şu görsellik ayarlarını düşürürsen çok ciddi hız farkı oluyor, ben vista'yı hala windows classic temasıyla kullanıyorum ohh miss

virüs, trojan gibi hedeler söz konusu değilse hddlerin defrag zamanı gelmiş olabilir.

@bigvocate; format atmaktan sıkıldım artık, az kasanı da geçtim (nod 32 vardı) onu da kaldırdım, gereksiz her türlü programı sildim sayılır : )) bütün bunları yapınca az biraz rahatladı ama gene de kasıyor. yahu youtube da video bile izleyemiyorudm şimdi onları yapabiliyorum en azından.

windows 7 yi yüklemeyi düşünüyorum, sonra bir de bu fanı temizletmeyi, her halde bu ikisi bir çare olurlar, umarım yani...

bunlar dışında fikir önerebilecek ?


@ carliston; o ne oluyor anlamadım :/

temizlik iyi olur evet de, 2. senden sonra normal tum bu olanlar. dusun siktigimin adobe flashı bile gpu hızlandırma istiyor kullanıyor. yoksa cpu nun ebesını sikecek.

peki bu temizliği nerede yaptırayım? ,götürim acer in teknik servisine mi? yoksa yazıcıoğlunda falan uğraşan yerler var birini bulup temizlettireyim mi?

5100 ın arkasındaki büyük olan (fanın olduğu) paneli çıkarın. fan a direk ulaşabiliyorsunuz. kendiniz temizleyin, işte hava üfleyin, silin süpürün.

öncelikle (bkz: defragmantasyon)

özetle sürekli dosya yazılıp silinen hddlerde büyük dosyalar zamanla parçalar halinde hddnin farklı yerlerinde olacak şekilde yazılmaya başlanır, bu da sistemde belirgin bi yavaşlık yaratır, çözümü de defragmantasyondur. windowsun kendi toolunu bile kullanabilirsin, eğer türkçeyse disk birleştiriciyi bul sistem araçlarının içinde.

fanı temizledim, baya bir pislik birikmiş, bende de o kadar pislik olsa ben de yavaş çalışırdım. neyse bu disk birleştirme hedesini de bir yapcıam. eğer yavaşlamaya devam ederse windows 7 yi kuracam, daha da düzelmezse laptopu acer fabrikasının kapsındaki camdan içeri fırlatıcam.

fikirler için sağolun arkadaşlar...

benimki de oynuyordu o kadarken ama şimdi hiiiç tınlamıyor.

efenim nacizane yorumum şudur ki en nihayetinde bir heyvandır, yarın öteki gün unutur gider, kucağınıza, yanıbaşınıza alıştırırsanız tadından yinmez, çok da sevimliymiş kerata

kablo düzenleyicilerinden kullanabilirsiniz

images.gittigidiyor.com
www.gold.com.tr

kablolara gittikçe ustune su puskurtun

eski bi kaç kablo bulun kemirsin oynasın çocuk.
bu arada çok güzel lan bu eşoleşek.

bi kere söyliyim; bunun resmini buraya koyup bizim niye ağzımızı sulandırıp komaya sokuyorsunuz ne gerek var? maşşallah ya acayip tatlı!

benimki kulaklıklara takmıştı. çantanın ağzını kapatmazsam içine girip buluyordu kulaklıkları. kaç tane parçaladı öyle, bir şey yapamadım. ama daha dikkatini çekecek bir şey bularak onu uutmasını sağlayabilirsin.

analı babalı büyüsün :)

kablonun üstüne kolonya gibi koku verici birşeyler sıkın, hem kokusu hem de tadı hoşuna gitmeyeceği için yanına pek yaklaşmaz diye düşünüyorum.

sakın ola, eski bir kablo verip de oynatmayın, bundan sonra tüm kabloları oyuncak olarak görür.

kablolara yaklaşırsa su sıkın ama siz evde yokken bunu yapmaması için acı spreyler var. petshoplarda bulabilirsiniz. kablolara onlardan sıkıyorsunuz yememeye başlıyor. bir kaç kez yaparsanız, bir daha da çok gitmiyorlar zaten. (öğrenilmiş çaresizlik)

kablo ile oynaması çok tehlikeli, ev hayvanlarının kaza ile ölüm sebeplerinin başında elektrik çarpması geliyor, unutmayın!

kablonun üzerini battaniyeyle kartonla falan örtün ki görmesin, başka çare yok çünkü oyun oynama güdüsünü durduramazsınız

gençlik parkı'na gidilebilir, tabii açıksa..

Çankaya 365'in içinde bi eğlence merkezi var, ben içini görmedim açıkcası ama oyun salonları, atari vs sair eğlence aktiviteleri var imiş. hiç bişey bulamazsan bunu denemekten zarar gelmez diyorum..

sinema en güzeli olur. seğmenler ya da botanik parkta yürüyüş olabilir. kızılay, karanfil'de kitapçılara bakmak.

Taşınmazlar icra dairelerinde, taşınırlar da icra dairelerinin yedieminlerinde satılır. Hemen her icra dairesinin yedieminleri farklıdır ve satış saatleri değişkenlik gösterir. İcra dairelerine gidip soruşturmanız gerekiyor.

O hacizli malları biraz zor alırsınız desem ? Ankara adliyesi için halihazırda 2 mafyası vardır, rekabet içindedirler.

sanırım sirkecide tam olarak emin değilim ama yeni caminin yanındaki nimet ablanın sokagından yukarı dogru çıkınca oralarda biryerlerde olması lazım.bir de bu gümrükte kalan mallar satılıyor Ankarada havalimanına giderken vardı bir tane Taris gibi bir adı vardı sanırım istanbulda nerede var bilmiyorum.

ev eşyası alacaksanız mafyası falan yok bu işin, colg fusion'un dediği yerlerden araştırıp bulabilirsiniz.
ama lcd tv, ps3 falan beklemeyin, fazla bir beklentiniz olmasın, iyi malları olan borçlu genelde malını sattırmaz, borcunu ödeyip malları gelir alır, ya da alacalı alacağına mahsuben alır mallaarı, o da olmazsa, bi ton adam girer ihaleye, ortam kızışır, piyasa değerinin üstündesatılır.
ama öğrenci evi gibi birşeyler peşindeysen, tonla şey bulabilirsin işe yarar. 70 ekran tvler, buzdolapları, çamaşır makineleri vs.
bu arada istanbulda mısın? icra işi yapan bir av. var, eskiden yanında çalışmıştım, istersen sorabillirim yakında güzel malların olduğu bir ihale var mı diye.

www.icrabulteni.com

@cevaplayan herkes, tesekkürler aydinlattiginiz icin nette biraz bakmistim ama hep araba ev üstünde garip garip siteler gelmisti. sagolun.

@durukafa, acelesi yok aslinda o kadar. ikinci ele alternatif bir seyler ariyordum ev dizmek icin. tesekkür ederim ilgilendigin icin.

www.aliyeihaleleri.com'da ihale ilanlarını görebilirsiniz. Sizin durumunuzda sanıyoruym ki yediemin mallarına bakacaksınız. Yediemin depolarından tek alımla bütün evinizi de düzebilirsiniz.

Bir kez daha tekrarlıyorum, öncelikle bir buluşma yapılmalı. Öte yandan okullar yakında tatile girecek ve Kızılay civarında bir kaç tane büyük lise mevcut, bu tatil süresi içinde okul boş olacak ve varsa sahnelerini kullanmamız daha kolay olacak. Bi toplantı yapılır, aramızdan temsilci arkadaşlar seçilir, onlar gidip konuşur, anlaşılırsa çalışmalar başlar, anlaşma olmazsa başka çözüm yolları düşünülür. Bi mail grubu oluşturmak güzel fikir.

not : aslında cevapları daha önceki sabit başlığa yazmaya devam etsek daha iyi, nasıl olsa "cevap verdiklerim" bölümünden istenildiği anda erişilebiliyor.

çarşamba günü yani yarın akşama kadar bekleyeceğim. sonra mailleşme.

sağ tıkla, özellikler, ERİŞİM diye yazıyor orada..

teacher doesnt like the making noise in the class şeklinde düzeltebilir. ancak konuşma dilinde şöyle kullanılır genel olarak ; teacher doesnt like noise in the class.
yamuluyorsam da zaten birazdan düzeltilirim.

@Bigvocate ukalalık olcak ama ilk cümlede sanki gürültüyü öğretmenin kendisinin yaptığı anlaşılıyor gibi biraz yanlışsam anında edit'i yaparım yani

estafurullah =) eğer gürültüyü öğretmen yapıyor olsaydı : teacher doesnt like to make noise.. olurdu (öğretmen sınıfta ses yapmaktan hoşlanmaz)

"Teacher doesn't like the noise made in class." cumlesi gayet dogru. Burada 'Relative Clause Reduction' yapilmis:

"Teacher doesn't like the noise [which is / was] made in class."

'Noun Clause'lu alternatifi icin:

"Teacher doesn't like [ students / students' making noise in the classroom ]."

hiç beklemediği bi anda

bu arada otobüsle gidicez otobüste mi etsem mal gibi. hani aniden ya o bakımdan : o

kayak yaparken dustugu bir ani kollayin. o dusunce siz de yere atin kendinizi, onun yanina. ikiniz de karlarin icinde uzanirken, girizgahi yaparsin ... :)

edit: havada ucmiycaksin, yere uzanivercen, yumusak inis kara :P

ne kadar romantik olur bilemem ama şunu bilirim ki gözlemlediğim kadarıyla bayanlar bir kalabalığın içinde evlenme teklif edilmesinden orgazmik bir haz alıyorlar. örneğin akşam eğlence salonunda, diskoda, kalabalık bir saatte otel lobisi..

otel de akşam yemeğinde olabilir o zaman ? kayak yaparken kendimi attığımda kolumu kanadımı kırarsam nolcak :o

sevincini, heyecanını coşkuyla belli edebileceği bir yerde olsun bence.
otobüste yan koltukta otururken sorarsanız, nasıl sevinsin kızcağız :)
o yüzden başka bir şey düşünün bence.

modunun iyi olduğu, keyifli bir anını kollayın bi de.

hayırlı olsun..
kararınızdan hiiç pişman olmaz, hayat boyu huzurla yaşarsınız umarım.

++ kimi insan özel anların yalnızken yaşanmasından hoşlanır, kimisi de kalabalıktan.
ben olsam akşam yemeğinde teklif edilmesindense, odamızda başbaşayken şampanya eşliğinde falan sorulmasını isterdim.. ama dediğim gibi, türlü türlü cinsimiz var bizim:)
kız arkadaşınızı da sizden iyi kimse tanıyamaz..
akşam yemeği de kulağa hoş geliyor, odada romantizm fikri de..
her türlü güzel olacaktır :)

hacı biliyosun ben bi kaç defa benzer duyurular açmıştım hala ne halt yicem karar veremedim ama sanırsamki hatun zaten bekliyorsa sende kabul edeceğinden eminsen çok abzürt bi şekil ve durumda olmamak kaydıyla nerde edersen et sevinir.

1. önce derin bi kac nefes al, ben ne yapıyorum diye.
2. isteğin hala geçmediyse kafanı takriben 10 kere filan duvara vur.
3. geçecektir.
4. hala geçmediyse, 2 numaralı maddeyi uygula.

uludağ'a gitmeyi beklemeden onu göreceğiniz ilk fırsatta teklif etseniz?

telesiyejde tepeye varmaya 5 kala mesela.

@hickiran karasinek ve uyuyan karinca; temennilerin için teşekkür ederim, şampanya fikrini ortaya attım aslında ama alkolden nefret eder kendisi belki içmez diye onu elemeyi de düşünüyorum, alkolü görür görmez çemkirir belki.


@zen spider; onu ilk havaalanında göreceğim. o zaman etmeyi düşündüm fakat yanında kız arkadaşları da olacak, vazgeçtim o yüzden.

@pposeidon1; senden önce ben teklif ediyorum hacı. sen de et hayırlısıyla da sonucu görelim :p

@blu; :d hocam, hayatımı o kişiyle paylaşmaya karar verdim, kafamı duvara vurmak gibi niyetim yok, inş. da ileride olmaz :)

@endless dream, o da hoş bi fikir aslında ama öyle kayak yapmayı pek sevmiyor, zor zahmet yapıcaz artık kayak falan. gerçi sevmiyo derken düşerim diye korkuyor :)

ulan mekan sıkıntısı yaşıyoruz şuna bak.

hacı aynı odada kalmayacakmısınız? kalacaksanız orda teklif et işte uyumadan önce kenarda biyerde içecek bişiler filanda sakla (alkol sevmiyormuş ama bul bişiler)

bak aklıma geldi yine gece yatmadan dışarı çıkar karların arasında hafif ay ışığı altında küçük bir masa yerleştir biyere içecek ufak tefek yiyecek filan böyle :) "bu ne aşkım" filan der sende gizemli gizemli "bekle hayatım göreceksin" dersin sonra.... sonrası malum romantik kısa bir konuşmadan sonra teklif et tak yüzüğü parmğına yengenin. nasıl ama?

dışarı çıkmaz o saatte dersen allem et kallem et çıkar işte okadarını daha düşünemedim :D

Edit: bak çok hoşuma gitti be ben böylemi yapsam acep...

hahah. denemek lazım gerçekten hoş olabilir bu teklif. gece dışarı çıkarmak falan : ) bu iyi oldu.

edit: senin daha bi 2 yılın vardır hocam teklif için. :p

yuh o kadarda değil yahu karlar erimeden gider uludağa teklif ederim belki :D

hocam güzel fikir aslında bu dışarıda yemek vs. sıraya bunu da aldım, allah razı olsun :o

öyle masa donatıp yemek filan ye demiyorum yahu afedersin götünüz donar valla :D minik atıştırmalık tarzı şeyler kanepe filan gibi :) haaa yok soğuktan büzüşelim dersen oturun yiyin ama yenge söver sana :D

yüzüğü eldiveninin içine koy

amsterdam shipol'ün içinden geçen tren hattıyla rahatça aktarma yapabilirsin.

@darknum tesekkur ederim, bunun disinda bir yol yok mudur bildiginiz, ilk akla gelen bu ama nedense de bu deli gonul direkt eindhoven havaalanina inmek ister.

antalya'dan gidis varmis bu arada :)

www.skyscanner.net

her türlü uçuşlar (direk, charter) gösteriyor, seç beğen al..

Seve seve katılırım, üniversitedeyken de tecrübem olmuştu çok da sevmiştim. Ciddi ilgilenecek olursan ;

[email protected]

ben de yazmıştım ama uçmuş gitmiş :)

beni de sayın arkadaş.

amatör olarak 8-9 oyun sahnelemiş bir kişi olmamla birlikte yaz sonuna kadar yurtdisindayim, yetisirsem benide sayın.
yetisemezsem teknik ekipte yardımcı olurum.

sahne önü değilse de, sahne arkasında olmaktan mutluluk duyarım ben de.

ben de katılabilirim.

süper olur, sözlükten şey yapsak?

hımm evet ben de katılabilirim.

bende katılabilirim
[email protected]

ewt bende çok isterim ve bir tecrübesizim.
sözlükten daa ii olurdu ama...

cembirdek_@_hatmeyil

kedish ve gia iletişim bilgileriniz?

ışıkçı olurum

babilbaligi (et) gmail.com

"Önemli olan insanların bir tiyatro aşkı ile yanıp tutuşmaması..." derken, tiyatro tutkusu olmaması gerektiği mi söylenmek isteniyor? Burasını merak ettim.

Ben ilk ve son kez ortaokulda başrol oynadım, ben aslında büyük oyuncuyum. ama çekildim sahnelerden, gençlere bıraktım.

yahu bunun İstanbul versiyonunu yapan-eden olmaz mı acebağ? hani biz de şeyetsek...
bak özendik şimdi bi yerlerimiz şişicek:(

giamar87(et)gmail.com

aliscan ama benim baska mail adresim yok orijinali de yazmak istemiyorum buraya,
sen bi adres bıraksan ya da ben listedekilerden birine atayım o ulaştırsın olur mu?

kedish [email protected] a mail atabilirsin. ekşide yazarsan en optimist pesimist'e mesaj.

tamamen amatör [email protected]

ben de çok isterim çorbada tuzum olsun;

daylightisgone et hotmail.com

ehüğğğğvvv ama niye ankara?
istanbul dan gel-git de çok yazar

istanbul ayağını da istanbullu sözlükçüler yapar umarım :)

katilamam ama bu isi profesyonel yapan birisi olarak oyun, dekor, reji, egitim konularinda her turlu yardim edebilirim.

Sahne ihtiyacına ilişkin olarak ;

Öncelikle bi toplanıp potansiyel değerlendirmesi yapmak gerekir diye düşünüyorum. Şimdi bi lise müdürünün karşına "biz ekşiduyuruda tanıştık, henüz hiç bişey yok elimizde ama sahnenizi kullanabilirsek şahane şeyler yapıcaz" diye çıkarsak adam da doğal olarak "ne ayak lan bunlar?" diye düşünebilir. Öncelikle bi toplanmamız gerektiğini düşünüyorum. İnsanlar deneyimlerini anlatmalı, aramızda daha önce bu işi yapmış olanların tecrübeleri dinlenmeli ve eğer "evet, biz bu grupla yola çıkabiliriz" diyebiliyorsak her birimiz sonrasında sahne arayışı başlayabilir.

not : amacım yapıcı eleştiri yapmak, lütfen sert anlaşılmasın.
not2: ee hadi herkes fikrini paylaşsın

bu tabiki makul bir fikir, lakin şöyle bir sorun var, tanışıp yola çıkılmaya karar verilince de aynı sahne sorunu olacak. benim, sahne sorununu var derken sadece ilk buluşma için ortaya çıkan bir sorun değildi.

üniversite tiyatro kulupleriyle irtibata geçilip provalar için sahne ayarlanabilir.
illa oyunun sahneleneceği yerde olmasına gerek yok provaların, bir depoda bile olabildiğine şahit oldum.

sahne önünde veya arkasında seve seve katılırım.
[email protected]

Daha önce sahneye çıkmadım, bir tiyatro grubuna katılmadım. Yine de destek olmak, oynamak veya sahne arkasında yer almak isterim.

[email protected]

seveseve katılırım [email protected]

en ıyısı emnıyetın sıtesıne gırıp ordan sormak

e resmi üniformalara benzer üniformalarla bir kadını kaçırıp tecavüz etmişlerdi ya... nasıl güveneceksin ki resmi üniforma olup olmadığına? belki arabayı da çalmışlardır?

bildiğim kadarıyla sorarsanız göstermesi lazım.

değilse bile mantıken göstermeleri lazım.

resmi aracin gecerliligini bilmiyorum, ama uniforma yetmiyordur bence. bi ara polis kiyafeti giyip bardan kadin kacirip tecavuz etmislerdi. bu olayi hatirlatsaydiniz bunu diyen polise. gerci adi ustunde 'polis', ne kadar anlar bilmiyorum..

polis vazife ve salahiyetleri kanununda var bu zorunluluk.şimdi maddeyi hatırlamıyorum ama resmi veya sivil üniformadan bahsetmio.hatta polisin sana kimlik sormasının ön şartı kendi kimliğini göstermesi.

polis kılığındaki birkaç kişinin bardan bir kadını kaçırma olayından sonra gündeme gelmişti bu olay ve sizden kimlik isteyen polisten ilk önce siz kimlik isteyebilirsiniz demişlerdi fakat türk polisinin duyarlılığı düşünüldüğünde pek de sağlıklı ilerleyecek bir diyaloğa benzemiyor ki öyle de olmuştu. o olaydan sonra polise kimlik sorduğu için hastanede gözünü açan vatandaşa mikrafon tutulmuştu birçok kez.

POLİS VAZİFE VE SELAHİYET KANUNU

DURDURMA VE KİMLİK SORMA

Madde 4/A- (Değişik madde: 02/06/2007-5681 S.K./1.mad)

Polis, kişileri ve araçları;

a) Bir suç veya kabahatin işlenmesini önlemek,

b) Suç işlendikten sonra kaçan faillerin yakalanmasını sağlamak, işlenen suç veya kabahatlerin faillerinin kimliklerini tespit etmek,

c) Hakkında yakalama emri ya da zorla getirme kararı verilmiş olan kişileri tespit etmek,

ç) Kişilerin hayatı, vücut bütünlüğü veya malvarlığı bakımından ya da topluma yönelik mevcut veya muhtemel bir tehlikeyi önlemek,

amacıyla durdurabilir.

Durdurma yetkisinin kullanılabilmesi için polisin tecrübesine ve içinde bulunulan durumdan edindiği izlenime dayanan makul bir sebebin bulunması gerekir. Süreklilik arz edecek, fiilî durum ve keyfilik oluşturacak şekilde durdurma işlemi yapılamaz.

Polis, durdurduğu kişiye durdurma sebebini bildirir ve durdurma sebebine ilişkin sorular sorabilir; kimliğini veya bulundurulması gerekli diğer belgelerin ibraz edilmesini isteyebilir.

Durdurma süresi, durdurma sebebine esas teşkil eden işlemin gerçekleştirilmesi için zorunlu olan süreden fazla olamaz.

Durdurma sebebinin ortadan kalkması halinde kişilerin ve araçların ayrılmalarına izin verilir.

Polis, durdurduğu kişi üzerinde veya aracında silah veya tehlike oluşturan diğer bir eşyanın bulunduğu hususunda yeterli şüphenin varlığı halinde, kendisine veya başkalarına zarar verilmesini önlemek amacına yönelik gerekli tedbirleri alabilir. Ancak bu amaçla kişinin üzerindeki elbisenin çıkarılması veya aracın, dışarıdan bakıldığında içerisi görünmeyen bölümlerinin açılması istenemez.

Bu Kanun ve diğer kanunların verdiği görevlerin yerine getirilmesi sırasında, polis tarafından gerekli işlemler için durdurulan kişiler ve araçlarla ilgili hükümler saklıdır.

Polis, görevini yerine getirirken, kendisinin polis olduğunu belirleyen belgeyi gösterdikten sonra, kişilere kimliğini sorabilir. Bu kişilere kimliğini ispatlamaları hususunda gerekli kolaylık gösterilir.

Belgesinin bulunmaması, açıklamada bulunmaktan kaçınması veya gerçeğe aykırı beyanda bulunması dolayısıyla ya da sair surette kimliği belirlenemeyen kişi tutularak durumdan derhal Cumhuriyet savcısı haberdar edilir. Bu kişi, kimliği açık bir şekilde anlaşılıncaya kadar gözaltına alınır ve gerekirse tutuklanır. Gözaltına ve tutuklamaya karar verme yetkisi ve usûlü bakımından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uygulanır.

Kimliğinin tespiti amacıyla tutulan kişiye, kimliği tespit edildikten sonra ve talepte bulunması halinde, bu amaçla tutulduğuna ve tutulma süresine dair bir belge verilir. Kişinin kimliğinin belirlenmesi durumunda, bu nedenle gözaltına alınma veya tutuklanma haline derhal son verilir.

Nüfusa kayıtlı olmadığı için kimliği tespit edilemeyen kişilerin nüfusa kayıtlarının temini için gerekli işlemler yapıldıktan sonra, 5 inci maddeye göre fotoğraf ve parmak izi tespit edilerek kayda alınır.

Kimliği tespit edilemeyen kişinin yabancı olduğunun anlaşılması halinde, 5682 sayılı Pasaport Kanunu ve 5683 sayılı Yabancıların Türkiye'de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.

eski seri kurtlar vadisi'nde şöyle bir sahne vardı.

iki tane polis yelekli ama sivil adam memati'nin yanına gelir:

- memati bey sizi merkeze almamız geerekiyor.
- sen kimsin?
- (yeleği gösterir) görmüyor musun?
- 26 milyona dikiyorlar o yeleği.
(polis çıkarır kimliğini gösterir)
- niye gidiyoruz merkeze?
- terzinin adı lazım.

göstermesi lazım mantıken. bi kere karşılaştım böyle durumda gösterdi. olmadı ismini soy ismini bağlı bulunduğu şubeyi öğren, dilekçe ile şikayet et.

Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanununa göre polis kimlik sorarken vb. kendi kimliğini de göstermek zorundadır. Bu sadece polis olduğunu kanıtlamak için değil, aynı zamanda kendi şahsını beyan etmek içindir. Yoksa hukuka aykırı bir eylem yaptığı zaman neye göre şikayet edilecek. Bu yüzden kimlik göstermesi PVSK'ye göre zorunlu kılınmıştır.

peki soruya soru ekliyim.


polis durdurdu kimlik istedi, ben de dur önce bir soluklan yeğenim hatta önce sen bir göster dedim. o da başladı bağrınmaya lan çizerim seni, atarım seni içeri, hayatı dar ederim saydırıyor da saydırıyor. bende de vakit bol mesela. nereye nasıl şikayet edebilirim?
mesela ben mi onu merkeze davet etmeliyim? seni komiserine ya da üstündeki kişiye şikayet edcem, falan gibisnden? ne yapılabilir? hayır polisi polise şikayet etmek slkfjsdlf komik geldi?

bunun çözümü ne olabilir?

o üniformayı gidip diktiren, polis arabası çalan ya da arabaya polis arabası süsü veren adam kendine pekala gayet kolay sahte bir polis kimliği de düzenler. Bir anlamı yok bence polis görünümlü birine kimlik sormanın.

cedric

plakadan sikayetci olabilirmişim. bugun sadece 2 araba devriyedeymiş...

o da doğru adam çıkarır bir kimlik pvc kaplatmış falan. printerdan çıkardığı bir şey. sanki hayatım da çok polis kimliği gördüm de...

@ mrtks 2 saniyelik gösterdi ilk etapda ama hiçbişi göremedim tekrar bakayim derken olay zivanadan cıktı adam arabaya bindi diğer polis benle geldi konustu o anlatti bunlari.dedim belki sikayetci olucam adını sanınını bilmiyorum.ordan hala bagırıo beni mi sikayet ediceksin die plakami al fln dedi.seninde dedigin gibi sahte kımlık yapmak cok basit.

Diyelim polis kimlik gösterdi. O kimliğin sahte olmadığını nerden anlayacağız?

çakmak ile yak yanıyorsa sahtedir :p

iş kanununa göre olsa çok net cevap verirdim ancak deniz iş kanunu uygulanacağına göre (anlattıklarınıza göre gemide çalıştığını varsayıyorum ?) sözleşmenin yazılı yapılması gerekir. imza yok diyorsunuz, şimdi o halde sözleşme yoktur diyemeyiz zira çalıştığını kanıtlarsa genel hükümlere göre sözleşmenin varlığı ispatlanmış olur. ödenecek ücret belirtilmemişse asgari ücret uygulanır ancak o iş yerinde aynı işi yapan işçiler daha yüksek ücret alıyorsa o ücret üzerinden anlaşılmış sayılır. daha ayrıntılı bilgi için bi avukatla görüşün şimdi burada zaten uzun yazamam, yazsam da meslektaşlarımı kızdırmak istemem.
kolay gelsin.

bilinçaltınız ve günlük hayatınızdaki heyecan eksikliğinin bir uzamı gibi gözüküyor sanki. uzun süredir kendisinden haber alamayıp, bir anda fotoğraflarını karşınızda gördüğünüzde imgeler, geçmiş zamanda yaşadığınız heyecanlarla beraber bir güzel işleniyor beyninize.

gerisi de rüyalarınıza kalmış zaten.

abi tamamen evliliğin sıradanlaşması buna sebep. eğer evliliğin sıradan değilse o halde eşinle aranızda aşk olmadan evlenmişsin demektir. bunu anlamak için ikisini de düşün hangisine karşı merhamet şefkat duyuyorsan ona aşık değilsin demektir. ha diyeceksin ki aşkın içinde şefkat merhamet yok mu var ama baskın duygu bunlar değil aşkta.

Teşhis, tetkik ve tedaviyi birada sunan muazzam bir cümle biliyorum: "olur öyle."

kesinlikle katılıyorum "olur öyle" . evlenmişiniz ne güzel mutlusunuz şimdi durduk yere macerayı seven adamlık yapmayınız. gidin bu akşam bi çiçek alın eşinize sonra gece de yaramazlık falan yapın geçer gider :)
saygılar

evlenme amacıyla arayışa girenin severek evlendiğine hiç inanmadım, inanmam. bence sorununuz odur.

evli olduğunuz için bu heyecan normal bence. sadece sıkılmışsınız ve yeni küçük mutluluklar kıpırtılar peşinde olabilirsiniz. bence mevcut ilişkinizi heyecanlandırmaya bakın. insanların başına geliyor böyle şeyler, ayrıca kendinize eskisini yeniden yaşamak ile ilgili bahaneler uydurup buna inanmayın, geçer.

Konut kapıcıları eski iş kanunu (1475) döneminde iş kanunu kapsamı dışında kalıyordu, yeni kanunla birlikte kapsama dahil edildiler ancak apartman'ın bir tüzel kişiliği olmadığı ve işveren sıfatının kime ait olacağı konusunda tartışmalar vardı. bir de yapılan işin niteliği gereği konut kapıcıları işçilere göre farklılık arz ediyor. maaş farklılığı ise sanırım kesintilerdeki farklılıklardan oluşuyor. derste şöyle dediğimizi hatırlıyorum bir zamanlar "ohhh lan kapıcılık kebap iş a.k"

kapıcı ücretleri gelir ve damga vergisinden muaf çünkü. kapıcı maaşından gelir vergisi kesilmiyor, o yüzden net ücretleri daha yüksek.

ücret hesabı:

brüt ücret: 693
ssk işçi payı (%14): -97,02
işsizlik sigortası işçi payı (%1): -6,93
= gelir vergisi matrahı: 589,05 (aynı zamanda kapıcının net maaşı)
devamı sizin bizim için:
gelir vergisi (g.v. matrahı üzerinden %15): -88,36
damga vergisi (brüt ücret üzerinden % 0,6): -4,16
net ücret: 496,53

asgari geçim indirimi (eski vergi iadesi bu. işçiden kesilen gelir vergisini, işçinin eş çocuk vs durumuna göre bir kısmını işçiye veriyorsun. bekar olanlariçin en düşük 49,95)

yani bekar bir işçinin eline geçen: 496,53+49,95 = 546,48

kapıcılardan vergi kesilip devlete ödenmediği için asgari geçim indirimi de yok.

yakın zamanda sırf internetten hesabıma bakabileyim diye açtırdığım vadesiz hesabı 1 hafta sonra kapattırmıştım, ücret almıyorlar, ancak yılda 2 kez hesap işletim ücreti işleniyor hesaplara, o tarihlere denk gelirsen ödemen gerekir. aslında bu ad altında bir ücret ödemen de gerekmiyor da şimdi o konuyu valla açıklayamicam acaip keyfim kaçık internetten az baksan bulursun

hesabında para yoksa sorun olmaz. ancak garanti bankasında tckimliğinle tanımlı başka bir hesabında para varsa direk alabilirler.

sözü geçen gayrimenkulün bulunduğu yerde yapılması gereken,yerel mahkeme davalarıdır..

sorun pek açık değil ?

taşınmazla ilgili davalar demek. şöyle ki, kiracıyı evden tahliye etmek amacıyla açılan dava taşınmazın aynına ilişkin dava değildir ancak ortaklığın giderilmesi davası taşınmazın aynına ilişkindir.

yöneticide (ki olması gerekiyor) daireye ait ayrıntılar vardır, sonra en yakın tapu müdürlüğüne gidip gerçek sahibini öğrenebilirsiniz, yine bildiğim kadarıyla belediyeden de bu konuda bilgi alabilirsiniz, ama ben bunlarla uğraşamam bana daha kolay bi yol deyiver diyorsanız, sahibi olduğunu iddia eden adama kibar bir şekilde tapusunu göstermesini isteyebilirsiniz, sonuçta babanızın oğlu değil (babanızın oğlu olsa kaç yazar ki bu devirde)

oha ! (pardon)

siteyi tanımıyorum ancak bildiğim kesin birşey var ki o da çin menşeili sitelerden memory üzerine alışveriş yapmamaktır. Laptop zaten gelmez buraya hiç girme.

o değilde hepsiburada.com yeni tasarımını buradan mı çalmış ne?.. 10 dolara 128 gb flash kim kime veriyor bu devirde. :) çin malı da olsa mümkün gözükmüyor. varsa böyle birşey toptan getirip satmak lazım ama.

büyük ihtimalle hacked memory dediğimiz olay.yani sen takacaksın flash belleği 128 gb vay anasını ama sevgili windows sana diyecek ki ben bunu bi formatlıyım kardeş.sen formatladıktan sonra saniyeler içinde o 128 gb'ın 128 mb'a dönüşümünü izleyeceksin.

Hemen bir türk hesabı 100 tanesini 10,79 dan alsan 1079 dolar falan hadı dıyelım 30 dolar da kargo 1100 dolar hadı bu 100 tanesının 10 tanesı ese dosta gıtse 90 * 20dolar desek 1800 -1100 =700 dolar kar 700/90 = 7 kusur dolar kar tanesınden = %70 =)

@meymun Süper tespit, bari rengini falan değiştirseydiniz!!

bende vardi. ama 120gb, 8 gb calmis toposlar. hikayenin devami surada.

(git: 41999)

resmen ben fakeyim diyor çinli dayılar :)
bu usblerinde hikayenin devamında old. gibi çıkması pek muhtemel

hangi telekom müdürlüğüne bağlı aboneliğiniz varsa orayı arayın ve durumu aktarın, avukata ulaşabilirmiyiz deyin.
telekom bu ara işin çözümünü bulmuş. 2 ay geciktimi tak bi tebligat çekiyor akabinde 1ay daha geciktimi hemen 2.telbigatı çakıyor 3.ayda icrayı dayandırıyor kapıya.
sonra icra,avukat kelimelerinin borçluda yarattığı hissiyat ile parayı tahsile gidiyorlar birde üstüne icra-avukat parası cila oluyor.
keza aynı sistemle ayedaş,bedaş falanda çalışıyor.
Geçende bir arkadaşa akbank artı para hesabında 3aydan beri aksiyon yok diye noterden ihtar çekmiş.
kısaca hemen ilgili müdürlükle bağlantı kurup paranızı yatırın, polis ayağı işin prosedür kısmı. size teslim edilemeyen evrak ya karakola ya da muhtara veriliyor ondan polise gitmiş olabilir. poliste elinde çuvalla iş olduğu için üstüne birde sizin evrak gelince biraz yusuflatıcı konuşabilir rahat olun. Borcu ödeyecem diyorsanız kimse size engel olmaz.

icra takibi başlamışsa borcunuzu icra dairesinde ödemenizi öneririm, avukata ya da ilgili birime yapacağınız ödeme, icra anlamında yapılmış bir ödeme olmayıp, icra işini yürüten arkadaş ibnelik yaparak size bir defa daha ödeme yaptırabilir. arkadaşın da dediği gibi avukatı arayın, icra dairesinde buluşup dosyayı kapatın. mal beyanında bulunmamanın eskiden tazyik hapsi oluyordu yanlış hatırlamıyorsam 7 günlük ama o da kalktı artık diye biliyorum. tabi yamuluyor da olabilirim hayat böyle işte...

youtube a login olup upload dediğinde webcamden kaydet seçeniği var hiç bir program olmadan bayağı iş görüyor

alternatif olarak movie maker öneririm, her windosw sisteminde vardır, basittir, candır.

Dün akşam saat 13:30-19:00 arası "hiçbir iş yapamayan" ama buna rağmen ofiste durdurulan biri olarak şunu bilmeni isterim ki bugün de yalnız değilsin.

üzülme ben de bu durumda çalışıyorum destek olabiliriz birbirimize:p

29 ekim'de calistirmayi yasaklayan kanunda (diger resmi tatillerde calismayi sizin de kabul etmeniz durumund ve 1 gunluk ucret karsiligi isci calistirmak mumkun) aksi durum icin yaptirim ongorulmediginden, acilan mahkemeler yargitaydan donmus. yine de isterseniz i$ mahkemelerinde sansinizi deneyin, belki parasini alirsiniz :)

birkaç farklı yol takip edebilirsiniz ;

1-ölümüne söver, ana baba bacı gardaş düz gidebilirsiniz.
2-il/ilçe SGK müdürlüğüne şikayet edebilirsiniz (ha sonra sizi işten çıkarır ona bişey diyemem, ama onun da kolayı var efenim, bi güzel davanızı açar, seve seve tazminat ödetirsiniz, amma ve lakin bu krizde bir daha nerden iş bulurum efendi ? diye sorarsanız, haklısınız..
3-yok ben çalışırım, 1 kat zamlı ücretimi de alırım, oh laa laa diyebilirsiniz ki bu durumda bunu kanıtlamanız gerekir o da bi hayli zordur eğer size bordro falan vermiyorsa
4-Allahım neydi günahım ?

sadece sövmekle yetiniyoruz. telefınla ihbar gibi bir yer olsa anında gizli ihbarda bulunurum valla. dün öğleden sonra ve bu sabahtan beri bir kere santral telefonu çalmadı yahu.

bildiğim kadarıyla fikre patent alınamıyor. ürüne ya da uygulamaya patent alınabiliyor. yani o web projesini hayata geçirdikten ya da en azından tasarladıktan sonra patent başvurusu yapabilirsiniz. yamuluyor da olabilirim tabi.

söz sende alttaki yanıt.

buna alabileceğin zaten patent olmaz. "fikrin" patenti alınmaz.

motoru yazman lazım.

yani uygulamadan önce herhangi bişey alamıyor muyum? telif hakkı fln?

işi çıkmaza sürüyor bu durum. çünkü uygulamak için 124 bin dolara ihtiyacım var. projeyi bir yatırımcıya anlatmam lazım ilk evvela ki bu meblağ elime geçsin. ama hakları bende değilken babama bile söylemem.

netcez gari?

İnternet, telif ve fikri mülkiyet haklarına ilişkin:

www.turkhukuksitesi.com

istediğiniz bilgi profesyonel danışmanlık sınırlarında dolaşıyor. bunun için avukatlarla görüşmeniz lazım.

fikir için patent alamazsınız.
bu fikri bir yatırımcıya açarak destek alma olayına gelince; öncelikle siz bunun yapılabilir birşey olduğundan emin misiniz ? Eğer eminseniz, genel hatlarıyla olayı anlatmakta bir sakınca göremiyorum, sonuç olarak bu arama motoru benzeri olayın kodlarını yazmanız gerekiyor, yok eğer diyorsanız ki "kod yazmakta bişey yok, asıl önemli olan fikir kısmı" bu durumda eğer gerçekten yapılabilir olduğundan eminseniz riske girip kredi almanızı öneririm, zaten proje belirli bir olgunluğa geldikten sonra patent alıp ötesini sponsor desteğiyle de sürdürebilirsiniz. unutmayın risk yoksa kazanç da yoktur (veya azdır)
kolay gelsin.

www.eksiduyuru.com
forums.cnet.com
hala firewire daha kaliteli demenizi anlamıyorum. eğer capture işlemi yaparken usb den enkaliteli capture ı alamıyorsanız o sizin hatanız ancak kimse çıkıp da firewire dan daha kaliteli görüntü alındığını iddia etmesin lütfen.

@rentts1

peki bana bi yol gösterir misin o halde ? firewire ile movie maker kullanarak aktardım (usb ile de movie maker kullandım) ve görüntüler arasında dağlar kadar fark vardı. o zaman ben hangi programı kullanayım ? convert ne demek hiç bir bilgim yok. şu programı şu ayarlarla kullanırsan çok iyi görüntü alabilirsin diyebilir misin ?

movie maker hiç kullanmadım ama onda da uncompressed avi seçeneği olması lazım onu dene. olmadı adobe premiere ile dene. benm tahminim sen görüntüyü capture ederken ham olarak almıyorsun sorunun buymuş gbi geliyor bana. premiere ile denemeni öneririm.

moralini bozmak istemem ama o gibi aletlerin ekranı aletten daha pahalı oluyor, daha doğrusu değiştirmeye verdiğin para nerdeyse aletin ikinci eli kadar ediyor, tabi yeni model bir makineyse bilemem ama şöyle 1 senelik bişeyse hafif hafif üzülme provaları yap derim.

şöyle söyleyeyim, sony marka kameramın bozulan flaşını tamir ettirmek istediğimde 2005'de 280 tl istemişlerdi ki bu kameranın ederinden fazlaydı. yine de sor ama o iş olmaz muhtemelen.

kıdem tazminatı 1 senenin dolmasından sonra hakedilir,yani kıdem tazminatı alamazsınız. ihbar tazminatı ise 2 taraflıdır, sözleşmeyş fesheden taraf diğer tarafa çalıştığı süreye göre önceden habervermelidir. sizin durumunuzda 4 hafta önceden ayrılacağınızı bildirmelisiniz. önceden bildirim yapmazsanız siz ihbar tazminatı ödemek durumunda kalırsınız. alamadığınız geçmiş dönem maaşlarınızı ayrıca talep edebilirsiniz.

ayrıca işi yapmama hakkınız vardır, bu durumda ücretiniz ödenene kadar iş yapmaktan kaçınabilirsiniz, bu süre içinde işvereniniz sözleşmesinizi feshedemez, ederse haksız fesih olur ve işe iade davası ya da tazminatlarınız söz konusu olur. eğer işten ayrılma gibi bir niyetiniz varsa bu yolları takip edebilirsiniz

ANCAK BUNLARI YAPMADAN ÖNCE LÜTFEN BİR AVUKATLA GÖRÜŞÜN, EN UFAK BİR AYRINTI BİLE BÜTÜN HAKLARINIZIN YANMASINA NEDEN OLABİLİR ! burada yazdıklarım bilgilendirme amaçlıdır.

%90 olmaz. Bunun arabirimi MXM III.

bir soru da ben eklesem, Sony Vaio NS11 model laptop var benim, bunun ekran kartını daha iyisiyle değiştirmek mümkün olmaz mı ?

@ bigvocate olur ama kesinlikle önermiyorum. notebook un adaptörün yada bataryası yeni alacağınız ekran kartına yetmiyecektir.

@ t joe . pek muhtemel sizin bilgisayarınız da kaldırmayacaktır. anakartı yakabilir. bence hiç denemeyin bi süre daha idare edip yeni bir notebook alın . mesela windows7 çıktıktan sonra.

yalnız değilsin.. sanırım karşındakine verdiğin değerin büyüklüğüyle ilgili. kendimden örnek verecek olursam ailemin değeri diğer herkesten çok çok falza olduğu için onlardan gelecek kırıcı bir söz çok fazla yaralayabiliyor ve bu da kendimi tutamama neden oluyor. takmayın kafanıza bir sorun olduğunu sanmıyorum.

"bi tek babamın karşısında, bana bağırdığında, tartışırken ya da işte onun karşısında küçük düşüp, üzüldüğüm zamanlarda daha değişik ağlıyorum"

demişsin, bu durum büyük ihtimalle bir erkek olarak babanın karşısında bulunduğun çaresizlikten kaynaklanıyor. Erkek çocukları (erkek olduğunu varsayarak söylüyorum) babalarıyla gizliden gizliye bir çekişme bir rekabet içindedir. bu içgüdüsel birşeydir ve bir hakimiyet çabasıdır. bu sebeple en büyük rakibin karşısında yenik düşmen sana tarif edilmez hisler yaşatıyor. yüzündeki mimiklerin kontrol dışına çıkması ise sinirlerinin aşırı derecede uyarılmasından kaynaklanıyor, o andaki sinirin herhangi bir sinir değil, hatta belki de kız arkadaşını biriyle öpüşürken gördüğünde bile böyle bir sinir yaşamayabilirsin, bu insanın doğasından kaynaklanan ve babasıyla (yani en büyük rakibiyle) yaşadığı çekişmeden sonraki yeniş düşmesinin sonucunda kendi kontrolünü dahi kaybetmesine neden olan bir sinir.

edit : eğer ki kız cinsinden biriysen çok feci yamuluyorum şu an

heheh, evet kızım :)

Sanırım açılışta yüklenmeye çalışan bir program bu. Tavsiyem startuprun programıyla o kaydı bulup silmeniz.

büyük ihtimalle bu programı yüklemişsiniz daha önce ve sonra silmişsiniz ama hala başlangıç dosyaları bölümünde durduğu için bilgisayar sanki o programı varmış gibi başlatmaya çalışıyor ve bulamayınca da bu uyarı çıkıyor.

çözüm : Başlat'tan Çalıştır'a tıklayın, Regedit yazın, çıkan pencereden Düzen/Bul'u tıklayın sonra Manager.exe yazıp aratın, sağ taraftan çıkan kayıda sağ tıklayıp sil deyin, büyük ihtimalle sorun kalkacaktır

not : yamuluyor da olabilirim

@ bigvocate, dediğinizi yaptım, 2 tane dosya çıktı ama onlar nokia music manager.exe . bnmkinde adobe/manager.exe yazıyo, o dosyalar değil galiba.

@ ataturkiye; o program xp içinmiş sanırım, bnmki vista

o halde şöyle bir şey olabilir, aynen Çalıştır'a msconfig yazın, Başlatma sekmesine tıklayın, oradan Adobe ile ilgil olan Manager.exe'nin yanındaki tik i kaldırın

umarım bu işe yarar.

ayy orda da yok biliyo musun, antivir, google notifier, msn fln var sadece tikli olarak. altta bi tane adobe var ama tiki yok, seçili değil zaten :/ ne sinir bozucu bişey bu yaa yok edemicem galiba hiç bi zmn :(

vallahi şu an başka bir yol gelmiyor aklıma bilen arkadaşlar cevap verir umarım. kolay gelsin.

@nihansın didede o program vista'da da çalışıyor, hatta windows7'de bile çalışıyor. Kendim test ettim. Oradan bak istersen.

@ ataturkiye; programı indirdim, bu bnm ekranda yazan yazının aynısı yoktu orda ama adobe fln yazıyodu. sileyim dedim, eminsen sil, bilmediğin şeyi yapma, disable yap fln dedi. ben de disable yapmaya çalıştım. ama çoğunu yapmıyo, failed diyo.

@ bigvocate; teşekkür ederim yardımın için :)

Orada gördüğün her şeyi silebilirsin aslında. Çok önemli programlar zaten yeniden ekliyorlar kendilerini o listeye kendilerini.

Bir de şunu yapalım istersen.

ccleaner programını kur, orada registry temizlik zımbırtısını çalıştır. Kırık değer olduğu için silecektir diye umuyorum.

edit: o adobe girdisini sil komple, bir şey olmaz.

ccleaner yükleyip onunla başlangıç sekmesindekileri görmeyi deneyin. orada mutlaka vardır.

"adobe reader" programını kaldırıp yeniden yükleyin.

bi atasözü gibi ama ingilizcce ve mümkünse biraz kısa olucak hayat felsefesi gibi bir şey.

if you wanna be rich, you gotta be a bitch.

get rich or die tryin'

love is a name sex is a game forget the name play the game.

lost'tan geliyor: live together or die alone :p

yapmayın etmeyin ödev ya öğretmenlere verilcek.. Bitsin de kurtulayım ya =)

life is nothing
without fucking..

if you have an issue, here is your tissue.

evet tam istediğin gibi bir şey geliyoore;

"no pain no gain"

sayın reocta ve melankomik teşekkürlerimi borç bilirim fm.
Edit: addon (Y)

tonight is the night.

sprex.com

live fast die young

"To be, or not to be: that is the question."

akjdhfjdhf

revenge is a dish best served cold

No woman no cry

road the hell gibi bi anlamı var galiba
ya da cehennemden önce ki son çıkış gibi bi komiklik

evet "cehenneme giden yol" anlamı taşıyormuş gibi duruyor ama emin olamadım..

"pass" buarada iki anlamda kullanilmis:

1) gocup gitmek
2) boyle izin kagidi filan gibi (ki burada heaven pass olmasini bekliyoruz) - mesela "metro pass" metroya binmenizi saglayan belge / kart gibi.

ben classic kullanmıştım, 2. sıradaki yani ve çok memnun kaldım hatta bazı arkadaşlarım sen ne yaptın dişine bizimkiler de beyaz da seninki bi acaip beyaz diyorlardı, yalnız şunu söyliyim, eğer bir kaç hafta düzenli fırçalamayı bırakırsan aynen eski sarı rengine dönüyor.

bir de eğer Ankara'da oturuyorsan, bi konuşsak da parasını versem bana da getirmesi mümkün olur mu ? fiyatları sitede yazan kadar mıdır bilmiyorum ama öğrenirsen ve bilgi verirsen çok sevinirim.
[email protected]

gittigidiyor da satanlarda var.

saglik-kozmetik.gittigidiyor.com

bigvocate, istanbul'da oturuyorum ne yazık ki... bir de gelen çok çok yakın arkadaşım değil, hani rica minnet isteyeceğim, kusura bakmazsın umarım... :(

yok canım ne kusuru, şansımı deniyeyim dedim çünkü baya memnun kalmıştım =) hem satılıyormuş artık saolsun lostturkey link de vermiş teşekkür ediyorum.

Her türlü şiddet tanımı. fiziksel, duygusal, psikolojik, yapısal. vs vs vs.

şöyle tanımlanmıştır ; bir kişiye halen hissedeceği bir kötülük, tecavüz icrası suretiyle, bu veya bir üçüncü kişinin iradesi ve davranışları üzerinde zecri bir etki meydana getirilmesidir.

zecri : zorlayıcı

buradaki "tecavüz" halk arasında genel anlamda kullanılan cinsel anlamdaki tecavüz değil, zorlama, birşeyi yapması için güç kullanma şeklinde anlaşılacaktır.
ceza hukukunda cebir ve şiddet kelimeleri aynı anlamda kullanılmaktadır. Esas itibariyle de aynı anlamdadır zaten. Cebir, suçun unsuru bakımından değişiklik göstermektedir. Bazı durumlarda suçun doğal bir unsuru olmakla birlikte bazı suç tanımlamaları bakımından ağırlaştırıcı bir neden olarak da karşımıza çıkabilir (örnek1). Tanımda "..halen hissedeceği bir kötülük..." deyimiyle duygusal anlamdaki şiddete işaret edilmektedir. Hal'en, yani hal hatır sorarken kullanılan "hal" kelimesi kastedilmektedir.

örnek 1 : Örneğin cebir yağma(gasp) suçunun unsurudur.hırsızlık suçunu cebren işleyen kişi hırsızlık + müessir fiilden değil gasp suçundan ceza görür.


umarım yeterli açıklayabilmişimdir. eksik olan noktalar varsa yazabilirsin.

teşekkür ederim, peki verdiğiniz tanım birebir midir? kitap tanımı mıdır? maddesi vssi var mıdır? kaynakça belirtirseniz sevinirim.

Türk Ceza Kanunu'nunda bildiğim kadarıyla şiddet'in bir tanımı bulunmamaktadır. Ceza Kanunu'nda cebir suçunda bile cebirin tanımı yapılmamışken, şiddet gibi çok genel bir kavramın tanımını yapmasını beklemek de mümkün değil ne yazık ki...

Muhtemelen sayın meslektaşım da şiddetin doktrindeki tanımından bahsediyor. Ancak cebir ile şiddetin aynı anlamda kullanıldığına dair yorumuna katılmam mümkün değil. Zira, cebir zorlama anlamındadır çoğu zaman, şiddet ise, eylemin subjesine acı çektirmeye yönelik her türlü hareket olarak tanımlanabilir kabaca... Umarım yardımcı olabilmişimdir.

kargo gonderirken durumu aciklarsaniz yardimci oluyorlar o tarz seylerde. bir koca koli kitap gondermistim denizli'den mus'a 5 liraya bir seferinde.

PTT kargo ile gönder ? ilk 1 kilo 3 lira, ondan sonraki her 1 kilo için de 50 kuruş ekleniyor yanılmıyorsam

evet kesinlikle ptt kargoyla gönder çok ucuz ve güvenilir hemen de ulaşıyor, şu zamana kadar hiç sorun yaşamadık.

Cooledit basittir, güzeldir, candır..

audacity biriciktir.
efekt mefekt için fl studio kulanımı kolay, esenlik dolu bir ortam sunar.

adobe audition, flstudio, cubase ve nueondo var onerebilecegim. kullanim acisindan en kolayi homo statisticus'un da dedigi gibi flstudio.

audacity
goldwave

danışman onayı yaptırırken zaten danışmanın kontrol edecektir derslerini, o esnada derdini anlatırsan hallediyorlar.

voipwise kullanmistim yurt disindakyen, bir cok ulke icin sabit numaralar ucretsizdi, turkiyeyi belese ariyodum, ama 2 yil once boyleydi, simdi nasil bilmiyorum.

Skype ucretlidir ama iyidir.

voipwise kesinlikle hala beleş

16.27 itibariyle deniyorum ancak TR işi arama ücretli diyor, ben mi yapamadım acaba ?

skype ile yurtdışından türkiye'deki sabit telefonları aramak aşırı ucuz. 40 dakikası 1 euro yani nerdeyse bedava gibi birşey. gerçi türkiye sınırları dahilinde daha pahalıysa şaşırmam.

geçen gün arkadaştan da kestiler ve galiba 27.5 lira. geri almak için ne yapmak lazım geldiğini sorduk, merkeze faks çek dediler, çektik, bekliyoruz. ümidim yok, o ayrı.
birkaç sene önce benim hem aksesten, hem vadesiz hesaptan kestiler para ve iki üç defa yaptığım itirazların hiçbirini kaale almadılar, ben de bütün hesaplarımı kapattım.
galiba akbank 6 aylık kesiyor. yani yeni kesmişlerse bir daha kesmeyebilirler. sorumluluk almam ama, gidip sormak en iyisi.

benim babamın hesabından kesmişlerdi, açıp ağızlarına sıçmış, ayrıca hemen merkezi de arayacağını ve kredi kartını da iptal edeceğini söylemiş, 5dk sonra geri arayıp özür dilemişler ve iade etmişler. ayrıca şu an bulamadığım bir tüketici hakem heyeti kararında da hesap işletim ücretinini geri ödenmesi gerektiğine dair bir karar verilmişti, o yüzden bu konuda da tehdit edebilirsiniz. iş ne kadar etkili konuşabildiğinize bağlıdır. bir de gişe görevlileriyle değil de müdürle konuşmanız gerekir zira gişe görevlilerinin takdir yetkisi de sınırlı sonuçta..

netten bulunan bir itiraz dilekçesi var, onu genel merkeze yolladığınızda ücretin geri ödendiğini iddia ediyorlar. ben yapı kredi için deneyeceğim, garanti bir arkadaşıma ödememiş. akbankda durum nedir bilemiyorum. google'dan dilekçeyi bulup siz de bir deneyin derim. yapı kredi geçmişe yönelik işlemlerde geri dönüş yapmıyoruz demişti öğrenci belgemi götürdüğümde. akbank da aynı müşreti memnuniyetsiliği odaklı çalışıyor, pek ümidim yok vereceklerine.

dizustu diyor adam.

@elxa
dizüstü demiş.

bu fiyatlara film ve internet için uygun bi netbook alabilirsin ama photoshop konusunda sıkıntı olabilir. ram'leri falan düşük oluyor.

gittigidiyor'dan falan güzel ikinci el birşeyler bulabilirsin, bu fiyata aradığın özelliklerde (özellikle photoshop için) dizüstü zor görünüyor

ilgili icra dairesine bi dilekçe ile borçlu olmadığınızı bildirin 7 gün içinde. bunu yapmazsanız takip kesinleşir.

ravioli

dilekceler.blogcu.com dilekçe örneği bu mudur ve avukat tutmaya gerek var mı?

ayrıca itiraz nedeninizi açıkça yazmakta fayda var

Demek imza atınca icrayı kabul etmiş oluyorsun ilginç. Şimdi dilekçe örneği aramak farz oldu ama nasıl?

itiraz için belli bir dilekçe örneği yok, icra dairesine gidip, ödeme emrinde yazan dosyaya itiraz etmek istediğinizi söyleyeceksiniz, bi tane A4 kağıda
şu şu şu nedenlerden dolayı borca itiraz ediyorum.

imza
şeklinde yazmanız yeterli, ayrıca bir adet de kimlik fotokopisi eklemeniz gerekiyor.
bir de telefon numarası yazarsanız faydalı olur

bir word dosyası açın
başlık kısmına icra dairesinin adını ve dosya numarasını yazın.

altına; .... tarihinde .... borcuna ait ödeme emrini sehven tebliğ almış bulunduğunuzu, Ekteki nüfus cüzdanı fotokopisinden de anlaşılacağı üzere, dosyada adı geçen borçlu ile alakanız olmadığından ve bu şekilde bir borcunuz bulunmadığından, dosya borcuna itiraz etmekte olduğunuzu belirtlen kısa ve net bir dilekçe yazmanız yeterlidir.

itiraz için belli bir dilekçe örneği yok, icra dairesine gidip, ödeme emrinde yazan dosyaya itiraz etmek istediğinizi söyleyeceksiniz, bi tane A4 kağıda
şu şu şu nedenlerden dolayı borca itiraz ediyorum.

imza

genelde 7 günlük süre içinde borca itiraz edebilirsiniz.içerik olarak: şu şu sayılı dosya numaralı borca (örn.izmir 17. icra dairesi 2008/1457 esas sayılı dosya borcuna,imzaya vesair tüm faiz ve tamamına itiraz ediyorum gibi)demeniz yeterlidir.siz şu anda sadece tebligatı kabul etmişsiniz.ancak süresi içinde itiraz etmez iseniz borcu kabul etmiş sayılırsınız.en azından dava açma hakkınız saklı olsa da icrayı engelleyemezsiniz.
ayrıca: itiraz için avukatlar çok fazla para istemezler,hatta vekalet bile çıkarmadan işinizi halledebilirler.gidiniz bir avukattan önce ücretini konuşup yardım isteyiniz.
ayrıca 2:itiraz süresi 5 gün de olabilir elinizdeki ödeme emrinde kaç gün olduğu yazıyordur.
korkma,
sönmez bu şafaklarda yüzen alsancak... :)

ben anarchenin annesinin nasil borclu kabul edilebilecegini anlamadim. tebligati kabul etmis ancak postacinin bir yanlis yaptigi belli. yani bu adamlar icraya geldikleri zaman annesinin kimlik numarasina bakarlar ve o kisi olmadigini anlarlar. burada aslolanin kisiye has olan kimlik numarasi yerine binlerce farkli kiside bulunabilecek "isim" olmasi sacma degil mi? yasasindan kanunundan falan anlamiyorum ancak sirf ismi tutuyor diye icra gorevlileri gelip, dogru kisi olmadigini bile bile icra eylemine girisebilir mi? acayip vallahi...

tebligatı kabul etmek borcu kabul etmek anlamına gelmez. Tebligatı kabul etmezsen zaten muhtarlığa bırakır postacı. Önemli olan borca itiraz etmemiş bulunmaktır. Borca itiraz etmezsen yanlış borçlu dahi olsan borcu kabul etmiş olursun. Gerçi daha sonra bir takım dava hakları vardır ancak 7 gün içinde gidip borca itiraz etmek gibi kolay bir yol varken daha sonra dava açmak pek de akıl karı bi yol değildir :)

icra dairesinde itiraz edeceksin, isim benzerliği diyeceksin..
AMA BUNLARI SEN DEĞİL ANNEN yapacak, yanına kimliğini alıp gidecek, müdürle konuşacak onlar da yardımcı olacak zaten..
buyuk ihtimalle adamlar borçlunun adresini bilmiyorlardı, ve öğrenmek için telekoma veya bankalara ya da başka bir kuruma yazı yazıp onlardan adres istediler, adresi veren memur da tc kimlik numarasına dikkat etmeden, isme bakarak sizin adresi verdi.
bu arada alacaklı kim? (sırf meraktan sordum)

Alacaklı halı satan adamın biri avukata vermiş elinde ki senetleri parasının peşinde haklı olarak.

altınşiş.
www.altinsis.com.tr

konya yolundaki çırağan et lokantası denenmiş ve beğenilmiştir. ama ne zamandır gitmedim, değişmiş olabilir. başlığında kaliteyi bozmuş falan yazıyor.

kukla iskender balgat

@kahvegibi: kukla iskender, kukla filan oynatılıyor diye çoluk çocuk kaynıyor. cavul cuvul rahat vermiyorlar. lakin ezanı canlı okuyorlar, canlı kur'an, dua falan var. yemek seçeneği de kısıtlı, sadece iskender var. iftariyelikleri, çorbası falan iyi ama. geçen hafta 7 kişi 180 lira hesap ödedim. fiyat fena sayılmaz. iskenderi de güzel ama başka seçenek yok işte. şık ama pek lüks sayılmaz.

Aşti'nin ilerisinde (Oran tarafına doğru) HacıBaba var, gayet güzel yemekleri şık bir yer sayılır.

sakarya caddesi'nin orada bayındır sokak'ta göksu restoran vardır. çok severim ben. bir yere daha bayi açtılar o da nenehatun'daydı sanırım.
edit: öyleymiş

hacı arif bey?

tavacı recep usta

çırağan et lokantasına gidilmiş, adam başı 45 ytl'ye rezil olunmuştur. bunun yerine 50 metre aşağısındaki hacıbaba'ya gidilebilir. hem daha ucuz hem daha kalitelidir.

Hakaret

MADDE 125. - (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da yakıştırmalarda bulunmak veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.

(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.

(3) Hakaret suçunun;

a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,

b) Dinî, siyasî, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,

c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,

İşlenmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

(4) Ceza, hakaretin alenen işlenmesi hâlinde, altıda biri; basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, üçte biri oranında artırılır.

(5) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır.


VE

Netice sebebiyle ağırlaşmış suç

MADDE 23. - (1) Bir fiilin, kastedilenden daha ağır veya başka bir neticenin oluşumuna sebebiyet vermesi hâlinde, kişinin bundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için bu netice bakımından en azından taksirle hareket etmesi gerekir.


!!! ayrıca hareket ile netice arasında nedensellik bağı var olmalıdır. söz konusu "hareket" bu olayla ilgili olarak haraket etme fiilidir. Burada kişiyi ayrıca ölüm neticesinden sorumlu tutabilmemiz için en azından taksirle hareket etmiş olması gerekir. Taksir için ;

Taksir

MADDE 22. - (1) Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hâllerde cezalandırılır.

(2) Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanunî tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir.

(3) Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi hâlinde bilinçli taksir vardır; bu hâlde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.

(4) Taksirle işlenen suçtan dolayı verilecek olan ceza failin kusuruna göre belirlenir.

(5) Birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda, herkes kendi kusurundan dolayı sorumlu olur. Her failin cezası kusuruna göre ayrı ayrı belirlenir.

(6) Taksirli hareket sonucu neden olunan netice, münhasıran failin kişisel ve ailevî durumu bakımından, artık bir cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açmışsa ceza verilmez; bilinçli taksir hâlinde verilecek ceza yarıdan altıda bire kadar indirilebilir.

!!!burada öldürme suçu için fiilin taksirle işlenebilir olup olmadığına bakacağız, bu durumda da karşımıza ;

Taksirle öldürme

MADDE 85. - (1) Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi üç yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.


!!!çıkacaktır. geri kalan ise tamamiyle somut olayın özelliklerini dikkate değerlendirme yapmaktır. bahsettiğiniz olayda yeterince açıklık olmadığı için bir yorum yapmak doğru olmaz.

vallahi son edit : yamuluyorsam lütfen düzeltin en son 2 sene önce ceza hukuku görmüştüm
not : stajyer avukatım

bildiğim kadariyla mahkemeler sadece isim ekleme davalarini kabul etmiyorlar misal adinizi değiştiriceksiniz ki bir isim daha ekleyebilin. yamuluyor da olabilirim.

mümkündür diye biliyorum. en yakın nüfus müdürlüğüne sormanızı tavsiye ederim.

geçerli sebebi bulunmak kaydıyla isim ve soyisim değişikliği mümkündür. ancak ben ne istediğinizi tam anlayamadığım için net birşey söyleyemeyeceğim. yapmak istediğiniz değişiklik tam olarak nedir ? örneğin adınız "ali yılmaz" ise "ali D. yılmaz" mı yapmak istiyorsunuz ? eğer böyle ise bu mümkün değildir peşinen onu söyleyebilirim. ayrıca anlattığınız olay da geçerli bir sebep oluşturmaz bunu da söyleyebilirim.

bigvocate-evet tam olarak öyle bişey yapmayı düşünmüştüm. çok saçma buldum bunun mümkün olmamasını..kime ne zararı var ki benim adımın arasına aldığım bir harfin? isim bile değil bir harf sadece bir de nokta.

ben "ali veli" olan ismini "ali deli veli" yapıp "ali d. veli" diye kullancan sanmıştım. hakim güler valla senin dediğine. böyle bir şey mümkün değil.

isim değişikliği ancak çok ciddi durumlarda yapılıyor,hakimi ikna etmeniz gerekir. size kolay ve zararsız gelebilir ancak bugüne kadar tüm resmi kayıtlarınıza isim değiştirildiği bilgisi eklenmeli ayrıca bir ömür isim değişikliğine ilişkin kararı yanınızda taşımalısınız her an eski isminiz hiç alakasız bir yerden çıkabilir, kadınların evlilik ve boşanmada soyadı değişiklikleri bile çok büyük sıkıntılar doğurabiliyor.

Önce bi bura bak bence.

www.tugsanyilmaz.av.tr

scissors'un dediği gibi kansızlık çarpıntı yapar. en kısa sürede tahlil yaptırın derim. tıp fakültesi öğrencilerinin bi deyimi vardır "küçük rahatsızlıklar daha büyük rahatsızlıkların habercisi olabilir" bir tahlil yaptırmanızda fayda var. geçniş olsun.

geçmiş olsun; kansızlıkta olur böyle, 5 senedir ilaç içiyorum(müdavimi oldumeheh) neyse en hafififnden ferro sanol içerek az bir süre içinde eskiye dönebilirsiniz,umarım geçiçi bir durumdur.

kansızlığın yanında demir eksikliği de buna sebep olur aynı zamanda halsizlik de yapar. kana baktırırken demire de baktırın.

dahiliye'ye mi gitmem gerekir peki?

kardiyolojiye gidin bence. kansızlık konusunda bir bilgim yok. bende de olmuştu 7-8 sene önce. bir anda gümbür gümbür çarpmaya başlardı. ilk olduğunda hemen doktora gitmiştik. 230'lara çıktığı oluyordu kalp atışlarımın. bişey çıkmamıştı, neden olduğunu anlayamamıştılar. eko kardiografi falan da çekilmişti ama... sonra da devam etti bu durum. birkaç ay bir ilaç vardı ondan kullanmıştım ama adını zerre kadar hatırlamıyorum şu an. ara ara oldu yine aynı şiddetteki çarpıntılar ama sonra sıklığı ve şiddeti yavaş yavaş azaldı. 1 sene boyunca devam etti diyebilirim. daha sonralarıysa iyice seyrekleşerek bitti gibi. kırk yılda bir hafiften olur ama çabuk geçer.

siz önce bir kardiyologa görünün. geçmiş olsun.

hematoloji'ye gitmen lazım,kan sonuçlarını doktorun görmesi gerek.

kesinlikle doktora gitmeniz lazım, taşikardiniz ileri boyutlarda ise kalbinizin durmasına bile sebep olabiliyor, olmasa bile yıllar içinde kalbinizi yıprattığı için kalp krizi riskinizi arttırır. ekg çektirdikten sonra, bir kan tahlili ile değerlere bakılır. çeşitli sebepleri de olabilir. önce dahiliyeye gidip kan tahlillerinizi yaptırın, sonra da bir kardiyolog görsün. kansızlık dışında sebepler olması daha muhtemel, kalp kapakçıklarınızda sorun olabilir, damarlarda olabilir...
tam olarak ne hissettiğinize de bağlı... ilk olarak başınız dönüyor, gözleriniz kararıyor, halsiz hissediyor, parmaklarınız uyuşuyorsa bu kalbinizde bir problem olduğunu gösteriyor, sadece çarpıntı değil yani kan pompalamayla ilgili bir sorundan kaynaklanır bu durumda kardiyologa gitmeniz en iyisi.
kullandığınız ilaçlardan, kahveden, çaydan bile olabilir.
ilk olarak hipertiroidi de çarpıntı yapabilir,tansiyon da... dediğim gibi, ilk önce basitten başlayın tsh, t3, tansiyon ölçtürün ekg yaptırın. sonra efor testi mi isterler, eko mu o görünür.

bir de çarpıntınız olduğunda bir yere oturun nabzınızı sayın, dakikada 90-80 üzeri atıyorsa kesinlikle doktora görünmelisiniz.

üstad bu bildiğimiz mitral valve prolapse bende var bununla yaşamayı öğreniyorsun. bir kardiyolog'a gidip eko çektirebilirsiniz.

çarpıntı tek başına bişey ifade etmez de bu sizinki çarpıntı değil sanırım, uzun sürdüğünü anladım dediklerinizden. hemotolojiye de değil şimdilik bir kardiyoloğa görünün.

senaryoları hayata geçirmek derken filmi çekeceksiniz yani?

Evet

kısa film senaryosu ile ilgilenen bi arkadaşım var. isterseniz mail adresinizi kendisine ulaştırabilirim irtibata geçebilirsiniz...

çok iyi olur.
benim adresim : serhat_gazi2004 hotmail

ok. kendisine ulaştıracağım. iyi günler...

teşekkür ederim, iyi günler

kısa senaryo konusunda çok iyi olan bir arkadaşım var. mail adresinizi vermek isterim.

verirseniz çok sevinirim

animasyon derken ?

edit : msn eklersen daha detaylı konuşabiliriz.
serhat_gazi2004 hotmail

Bir paradoks oluşturulmaya çalışılmış ama becerilememiş.

Ortada suç niteliği oluşturacak bir durum yok ki dava açılabilsin? Genç davaya katılmamış bile. Dolayısıyla dava açılamaz, açılsa bile düşer.

Ha yok tabii adet yerini bulsun diye dava açılırsa, genç kazanmış olduğu herhangi bir dava olmadığı için ödeme yapmayı reddeder, davayı kazanır, daha sonra ilk davasını kazandığı için ödemesini yapar. Ama bu çok saçma olur.

paradoxtan öte Prothagoras'ın üçkağıtçığı var desek daha doğru olur. genç avukat için bi laf vardır bildin mi ? "iki ucu boklu değnek"

haa bi ihtimal daha var, davanın kısmen kabul/kısmed reddi halinde davayı açan taraf davayı kazanmış olarak yorumlanırsa bu durumda saf avukat, ders ücretinin yarısını (veya belirli bir oranını) ödemekle bu işten yırtmış olur gibime geliyor ?

davayı kazanırsa ders ücretini gönüllü olarak verecek, kazanamazsa da Prothagoras ondan söke söke alacak anlamına geliyor.

@ataturkiye, dava açılması için ortada bir suç olamsına gerek yoktur. sözleşmeye dayalı bir alacak da rahatlıkla bir dava konusu oluşturabilir.

@vejeteryan vampir, güzel kardeşim sözleşme şartlarını yerine getirmediğin an bu suça girer, o zaman dava açabilirsin. Sözleşme şartları devam ederken dava açılabilir mi? Mantıklı mı sence?

@ataturkiye, sözleşme şartlarını yerine getirmemek, Türk Ceza Kanununa göre bir suç oluşturmaz. Suçun tanımı, "Türk Ceza Kanununda sayılan ve belirli yaptırıma bağlanan fiilleri işlemek"tir.

Sözleşme şartları devam ederken dava açılabilir. Ama mantıksızlığı hakim sorgulayacak, ve eğer sözleşmenin şartlarına uyulmuş olduğuna karar verirse, açılmış olan davayı reddedecek, yani davacı Prothagoras davayı kaybedecektir. Bu durumda da davalı genç ilk davasını kazanmış olduğundan, yine sözleşmeye dönülecek ve ders ücreti gönüllü olarak ödenecektir.

Not: avukatım :)

1-borcu ödememek "suç" olarak nitelendirilemez. sözleşmeye aykırılıktır.
2-sözleşmedeki şart gerçekleşmeden de dava açılabilir (haa reddedilir ayrı mesele)
3-burada Prothagoras'ın uyanıklığı şu ki, davayı açacak (ki buna herhangi bir engel yoktur), avukat da şartın henüz gerçekleşmediği defini ileri sürecek, dava reddedilecek ama bizim uyanık pratho parasını alacak çünkü "teknik olarak" bir dava açılmış ve davayı saf avukat kazanmıştır.

edit : sevgili avukat benden önce davranmış =)

@vejeteryan vampir bir davanın açılabilmesi için önce davanın kabul edilmesi gerek. Davanın kabul edilebilmesi için de mantıklı sebeplerin olmalı.

Haliyle sözleşme devam ederken neye dayandırarak dava açabilirsin? "Sözleşme yaptık ama bana para ödemedi" denilen an savcı iddianı inceler ve dava açılmasına gerek görmez. Yukarıdaki durumda da hakim iddiayı asılsız bulur ve dava açılmasına gerek görmez.

Not: Fizikçiyim

:)

son defa söylüyorum, hukuk davasında savcının işi yoktur ve dava açılmasına gerek görme işi diye bir şey de ceza davalarında söz konusudur. pes edin lütfen. yoksa ben de kuantumundan kaldıraçlarına kadar fizik alanına dalacağım, haberiniz olsun. :)

sevgiler

Zorunlu Edit : Bu soruyu soran kız bana bu sorunun Ankara Hukuk ta bir sınav sorusu olarak tek soru olarak sorulduğunu cok kısa ve göz önünde bir cevabı olduğunu kendisinin 5 dakikada 2 cümle yazıp cıktığını ve o sınavı bütün sınıfın icinden sadece kendisinin geçtiğini söyledi ki üfürmediğini düşünüyorum... Muhtemelen sorunun son bölümüyle ilgili bir durum... bu arada sözü edilen şahıs şu an ankara hukuk son sınıf öğrencisi ...

eğer yaptığın yanlışları fark edebiliyorsan, neleri yapamadığını biliyorsan ders alman çok da gerekli değil diye düşünüyorum. Hatta en iyisi iki kişi jamming yapmak kim olursa olsun iki kişi gitar çalarken birbirlerinden çok şey öğreniyorlar.

çok açık ve net söylüyorum : John Petrucci'nin eğitim videolarıyla işe başlarsan 2 haftaya kalmaz duvara çivi çakar, gitarını da oraya asarsın. En güzeli yavaş yavaş parmak açma hareketleri, ardından hızlanma hareketleri yapmandır. sonra john petrucci ile devam edebilirsin. haa sana bi tavsiye daha. ben senin yerine olsam (ki zamanında senin yerineydim) steve vai, satriami falan izleyip, ona özenip kendimi geliştirmeye çalışmazdım çünkü onlar insan değil.

ben bir iki ay ders aldım parmak alıştırmaları felan yaptım biraz hızlandım bir kaç parçanın sololarını çalıştım felan ama mesela internette aradığım şarkının tablarını buluorum ama çalamıorum okuyamıorum bazı yerlerini birinin bana bu işaret böle çalınır bu böledir demesi lazım sanırm , profesyonel olmak gibi bir kaygım yok zaten küçücük ellerim vede çok kısıtlı vaktimle ne profesyoneli yani :)sevdiğim parçaları çalabilmek eşlik edebilmek istiyorum sadece işten dönünce bana moral kaynağı olsun yaşama sevinci aşılasın istiyorum :)çünkü gerçekten seviyorum ama hayat tempoma çok ters şuan ders almak bu videolar acaba ihtiyaçlarımı karşılar mı?steve vai felan özenmiyorum bile takdir ediyorum sadece :)

petrucci'nin bir kaç basit teknik videosu vardı, onlar işinize yarayabilir. ben de sizinle aynı derdi yaşıyorum, işten eve gelip gitar çalacak vakit bulamıyorum ama gitarı da çok seviyorum öyle gelip geçip tıngırdatıyorum =)
kolay gelsin.

Petrucci yi şahsen sevmiyorum. Onun yerine Speed Mechanics For Lead Guitar al (Troy Stetina). Ayrıca tab okumakta zorlanıyorsan guitar pro yu kullanmanı tavsiye ederim.

#eksiduyurudaki gitaristler :)

guitar pro cidden süper !duyuyordum sürekli ama tablar yalnış işte doğru değil onu kullanmak tarzı şeyler duyduğumdan (özellikle ders veren hocalardan)ilgilenmedim ama cidden süpermiş :)

(bkz: meyve sineği)

tarifinizden anlaşıldığı kadarıyla, karadeniz tarafında "miya" denilen sineğimsiyle karşı karşıyasınız. kanatları yuvarlakımsı ve gövdesine oranla büyük görünümde olur. umimi tuvaletlerde bolca bulunur. zararsızdır. sıradan bir sinek ilacı bu zavallıcıklar üzerinde de etkilidir. (tabii ne olduğunu doğru anlayabildimse)

resmine baktım da pek benzemiyor. birde bu sineğimsi sadece meyvelere değil her türlü besinin içine giriyor(peynir , çay , kola , ekmek cart curt). gerçi wikipediada Drosophila cinsi; görünüşlerinde, davranışlarında ve üreme ortamlarında farklılık gösteren yaklaşık 1500 tür içerir yazıyor ama yinede aklıma yatmadı. peki bunları ortadan kaldırmak için ne yapılabilir. piyasadaki spreylerden sıksam ölürler mi ? başka bir çözüm öneriniz var mı ?

edit: bide şunu söylemeyi unuttum. üstüme konunca kaşındırıyor
edit2: kanadı falan görünmüyor bunun.ayrıca tuvalette de sinek var ama başka bir tür galiba. kalça tarafı baş tarafına oranla daha büyük. yoksa bunların beyinleri kalçalarında mı ?

evet dedigin gibi bir suru turu var, meyve sinegi diye aratinca tam sonuca ulasamiyorsun. caresi evi temiz tutmak ve etrafta yiyecek birakmamak, curumus veya bozulmus yiyecekleri atman gerekiyor. ayrica mucuk sinegi de olabilir.

ev kirli ama çürümüş bozulmuş yiyecek yok. açıkta yiyecekte yok neden oluyor acaba evde rutubet falanda yok fazla arka odalarda var o kadar. herhangi bir sprey alsam ölür mü bunlar ? yoksa farklı bir müdahale mi gerekiyor ? profesyonel bir el mi değmeli sizce ?

basit bir raid sineksavarla soykırım uygulanabilir...

Sinek ilaci kalici cozum degil ki, puskurt puskurt nereye kadar. Evi guzelce ilaclatin madem ve temiz tutun. Olmadi tel taktirin pencerelere kapilara..

bundan sonra havalar soğuyup haşerat terk-i diyar eyleyeceğinden, ilaçlatmak gibi masraflı ve zahmetli işlerle uğraşmanıza gerek yok. her akşam 2 fısss fısssss tamamdır... en azından 8-9 ay sonrasına kadar :)

iyi araştırın nereden çıktıklarını, kabus yaşayabilirsiniz (bkz: tecrübe )
illaki çürük çarık şeyler olması gerekmez, güzelim kurufasulyenin kavanozundan da çıkmış olabilirler mesela.

açıkta olan yiyecekleri kaldırın(özellikle meyve), zaten 2-3 güne ölüyorlar sonra bi temiz makine tuttun mu eve ohh miss dünya şahane

not : tecrübeyle sabit

tatarcık olabilir mi acaba? hareket kabiliyeti yavaş mı sineğimsilerin ?

yuvalarını yokedin. benim tecrübede bu en alt rafta unutulmuş bir soğan torbasıydı. tanrım.. ortalık cehennem gibiydi dostum. o kanlı günü unutmayacapğım..
lanet olası sinekler.

sabah hemen bi raid aldım ve sineklerin bolca bulunduğu yere sıktım. yarım saat sonra baktım ki ölmüş bunlar fakat yinede sağ olanlar vardı. bunlarada ikinci müdahaleyi yaptım ve beklemedeyim. yardımlarınız için teşekkürler

edit: evet hareket kabiliyetleri yavaş. fakat resmine baktım goguldan tatarcık değil.

kızılay'dan tunalı(bestekar'ın içinde olduğu yer) ulaşım otobüs ve taksiyle var, bunlar dışında yürüyebilirsiniz ama bilmediğiniz için yürümeyin derim. otobüsü bilmiyorum, taksi ise 5-7 arası bir şey yazar maksimum..

15 dk (hadi olmadı 20 olsun) yürüyerek gidebilirsiniz. tunalı yönüne doğru..

Taksiyle 5 tl anca yazar. Hava çok sıcak&soğuk olmadığı sürece de yürüyerek rahatlıkla gidilebilinir.