[]

İçki sıklığı?

Haftada kaç gün ve ne kadar içki içiyorsunuz? Sizce sağlıklı içki içme miktarı nedir? Alkolik olmadığınızı ya da vücudunuza zarar vermediğinizi düşünüyor musunuz?




 
Haftada bir gün, güzel ortam varsa 2 bira birkaç bardak yuksek alkollu icki yaklasik 30 cl 50 cl edebilir gecenin guzelligine gore ya da siradan bir geceyse 5 6 bira falan.

Bilerek haftada bir gün iciyorum maksimum iki gun sonra icmemeye calisiyorum. Bu yuzden alkolik oldugumu dusunmuyorum ama vucuduma bazen zarar verdigimi biliyorum.
  • turkce konusan uzayli  (06.03.21 17:49:53) 
içkimi kendim yapmaya başladığımdan beri bayağı içiyorum. öncesinde bu kadar içmezdim, evde olunca ve (neredeyse) bedava olunca içiliyor. haftada ortalama 4-5 gün içip kalanında karaciğerimi dinlendireyim biraz diyorum. miktar duruma göre değişiyor, 2-3 bira / 4-5 kadeh şarap / 3-5 kadeh rakı gibi ortalama. alkolik değilim bence ama biraz azaltmazsam uzun vadede zararı olur diye de düşünüyorum.


  • pati  (06.03.21 17:56:27) 
haftada 1 kere party out yaparken. duruma gore. bazen 10-15 taneyi buluyor sabaha kadar partiliyorsam. diger turlu 5-6 tane.

oyle her cok icen alkolik degildir bu arada. ciddi fiziksel bagimlilik yapinca hasta sinifina giriyorsunuz.
  • baldur2  (06.03.21 18:08:25 ~ 18:09:24) 
Her gün yatmadan önce şarap. 1 litre 5 günde bitiyor. Fiona 38.9 tl.


  • Tochinoshin  (06.03.21 18:19:31) 
Haftada 1-2 gün içiyorum, onda da 3-4 bira ya da 2-3 kadeh şarap şeklinde genel olarak.

Yani genel olarak dünyanın en sağlıklı şeyi değil tabi ama tüm gün bilgisayar karşısında oturmaya kıyasla ciddiye alınacak bir sorun değil.
  • plutongezegendegilmi  (06.03.21 18:46:17) 
Neredeyse sadece sarap tüketiyorum. Birada bir süredir alkolsuz tercih ediyorum. Haftada toplamda iki sise diyelim. Haftada iki, ideal olarak uc gun hic icmemeye ozen gosteriyorum. Onun disinda denemek icin actigim sise sayisi 4, cok nadiren 5. Denemek icin aciyorum, uc kisi iciyoruz. Korona oncesi farkliydi, sosyal icicilik de oldugundan cok net bir rakam soyleyemezdim, ancak simdi ne kadar ictigimi biliyorum.

Saglikli icme miktari diye bir sey yok. Alkol sinirler icin zehir. WHO´nun onerdigi sinirlar, her ülkenin onerdigi sinir farkli. Boyle sacma is mi olur? Simdi yine baktim, sayilar soyle:

Almanya kadinlar icin 12 gr sinirini uygun gormus, erkekler icin 20-24 gr alkol demis. Isvec ise hem kadin hem erkek icin 20 gr demis. Fransa da kadin-erkek esitligine evet deyip her ikisine de bol keseden 30 gr vermis. En güzeli Ispanya, 30 ile 70 gr arasi diyor gunluk, her iki cins icin de.
(1 kücük sise birada 12,7 gr alkol varmis yaklasik olarak.)

Almanya´da alkolik sinirindayken Ispanya´da siniri bile gecmis olmuyorsunuz. Bu onerilerin ne kadar tutarsiz oldugunu anlamissinizdir. Alkolik olmak gercekten kolay bir sey degil. Cevremde sarap kuluplerinde olan ve neredeyse her gün bir kadeh icen insanlar var, bircogu "dry January" falan yapiyor ya da bir ayin bir haftasi asla icmiyor.

Alkolik olmadigimdan eminim. Zira sürekli doktor kontrolu altindayim, benden daha cok kan veren, olcum yaptiran da azdir. Ancak zarar verdigini elbette biliyorum, hic alkol icmesem cok daha saglikli olurdum tabii ki.
  • buf-e kür  (06.03.21 19:19:56 ~ 19:24:35) 
Son 2 aydır cuma akşamı başlayıp cumartesi akşamına Kadar içiyorum. cin kokteyller ya da viski, şişe bitiyor.
Hafta içi içmiyorum, alkolik olduğumu düşünmüyorum ama zararı var tabii. Güzel olan neyin zararı yok ki zaten...

  • Jux  (06.03.21 19:20:45 ~ 19:22:54) 
Haftada 1-2, o da günde bir 33lük bira veya bir kadeh şarap.


  • Hallegadola  (06.03.21 19:56:00) 
Yazın bazen günbatımı izlerken 2 bira içesim geliyor. Onun dışında çok nadiren sosyalleşme amaçlı içerim. Canım çekmiyor.

Sağlıklı içki içme miktarı 0'dır. Alkol tamamen zehirdir. Fayda/zarar oranı bugün illegal olan kimi maddelerden bile düşüktür. Günde 1 bardak şarap içmenin faydalı olduğuna dair inanışın doğru olmadığını ortaya koyan güncel araştırmalar var.
  • otonomo  (06.03.21 20:16:42 ~ 20:17:10) 
Haftada 3-4 aksam 2-3 duble viski ya da ipa bira ya da cidre.

Vucuduma zarar veren cok şey var. Cok da umrumda değil bundan gelecek zarar. Ayda iki kere de puro iciyorum.
Alkolik değilim çünkü içmedigim zamanlar da oluyor. Misal iki hafta icmeden gidiyor vs. Düzenli bir icisim yok.
  • logisticsmanager  (06.03.21 20:23:59) 
Netflix'deki the truth about alcohol belgesinde İngiltere tarafından haftalık sınır 14 birim olarak belirlenmiş ve bu 14 birimi haftanın en az 3 güne yayılması tavsiye edilmiş.

50 Cl'lik bir bira 2 birim olarak kabul edilmiş.

bir kadeh şarap : 3 birim
bir kadeh viski : 1 birim
  • put it in your appropriate place  (06.03.21 20:40:39) 
her gün 2 tane efes extra içtiğim de oldu. 1 seneyi aşkın hiç içmediğim de. bu aralar haftada 2-3 bira. o kadar.


  • rain when i die  (06.03.21 20:53:19) 
ben normalde sosyal içiciyimdir evde içersem 1 hadi en fazla 2 bira içerim gazoz niyetine cipsle falan. dışarıda içerken de zaten çok cozutmam ama dışarı çıktığımda içki içme oranım yüzde 40 falan vardır.

neyse, son 1-2 aydır haftada 1-2 içiyorum evde 1-2 kadeh biradan ağır şeyler.
  • ufockinwotm8  (06.03.21 23:06:05) 
Bana eşlik eden olmazsa haftada 1 gün. Yancı bulursam haftada 3-4 gün rahatlıkla çıkar.


  • baal  (07.03.21 01:08:21) 
[]

Adalarda bisiklet?

Bu süreçte adada bisiklet kiralıyorlar mı, biliyor musunuz?




 
Birkaç hafta önce gittiğimde bisikletler eskisi gibi dükkan önlerindeydi. Ara sokaklarda binen turistler de gördüm. Arada bir şey olmadıysa hala kiralanıyordur.


  • austra  (22.02.21 11:33:16) 
kiralaniyo bolcana da var


  • ala09  (23.02.21 01:28:20) 
[]

Hangi panduf?

Bayağıdır duyuruya girmiyordum saçma sapan bir soru sorayım. Sizce hangi panduf?

Komiklikler şakalar mı: www.trendyol.com

Yoksa prenseslik ve minnoşluk mu: www.trendyol.com

 
ilkine baktıkça karnım acıkır benim, 2.


  • Bruce  (08.11.20 23:54:43) 
2. Diyorum ama daha uygun fiyatlar için Lcw’de de güzel modeller vardı bilgilerinize


  • esinikaybetmiscorap.  (08.11.20 23:59:04) 
Unicorn çok tatlıymış.


  • Giovanni Pipitto  (09.11.20 00:06:34) 
birincisi çok tipsiz ya :( komiklikten alınamayacak kadar çirkin benim için.


  • nimberjack  (09.11.20 00:16:42) 
unicorn diyorum, yani 2.

www.youtube.com
  • blatta hiberna  (09.11.20 01:26:28) 
unicorn +1


  • since1907  (09.11.20 10:12:19) 
[]

Neden intihar etmiyorsunuz?

Ve yaşamaya devam etmeyi seçiyorsunuz?




 
iyi böyle


  • dafuq  (09.09.20 21:32:17) 
Neden sordun bunu?
Felsefi açıdan mi?
Mantık mı?
Yoksa hayatınızda neler güzel diye mi? Yoksa intihar etmeyi düşünüyorsun da etmemek için destek mi arıyorsun?

Yaşamak, durum. Kötü olsa bile umut ve ihtimalleri görmek demektir. Daha iyi olacak inancı devam etmeye sebeptir.
Olmaması bırakmaya yeter değildir.
  • kisa  (09.09.20 21:32:42) 
aklima gelmiyor.


  • Leonardo~Da~Vinci  (09.09.20 21:33:35) 
ölüm kesin bir şey, yaşam öyle değil, 1 yılım aynı geçse de 1 gün beni sevindirecek bir şey olabiliyor. öbür dünyaya da inanmayınca intihar etmek hiç mantıklı gelmiyor.


  • gaza gelen  (09.09.20 21:34:27) 
yaşamak her şeye rağmen güzel +1
daha çok güzel günler göreceğim.
ilave: daha çok güzel yerler göreceğim, çok güzel şeyler yiyeceğim
  • pati  (09.09.20 21:34:36 ~ 21:41:23) 
olum cozum degil, mucadele degerli.


  • cooperr  (09.09.20 21:34:39) 
bişeylerin değişeceği umudu :=)


  • cum dederit dilectis suis somnum  (09.09.20 21:34:59) 
şuan ailem dışında kimseye yük olmuyorum(aileme de az, öyle şımarık biri değilim). durumlar gittikçe kötüleşiyor, suriyeli gibi olmaya çok az kalmış gibi hissediyorum. o durumda, hayatta kalmak için ordan oraya koşturup rahat nefes için tırnaklarımla kazıma noktasına gelmeden intihar etmiş olurum. zaten şu sıralar bile ara ara bu düşünce gidip geliyor. dur bakalım :D


  • MtKrt  (09.09.20 21:35:37) 
Belki her şey en azından bazı şeyler iyiye gider diye.


  • GoodMorningTeacher  (09.09.20 21:36:49) 
sekiz sene önce denedim. olmadı.

sonra tedavi falan oldum ve gerçekten çok daha iyi hissetmeye başladım. şu an mutlu musun dersen çok ciddi anksiyete & gelecek kaygısı yaşıyorum falan ama geriye dönüp baktığımda "ulan ölsem o sekiz yılı hiç yaşamayacaktım, abooov" diyorum ister istemez.

her şeye rağmen "yaşanabilir" geliyor bana.

bi de eskiden aşırı kırılgandım... üzülmekten, zayıf görünmekten, bir şeyleri yanlış yapmaktan inanılmaz korkuyor ve çekiniyordum. şimdi kimsenin umursamadığı vasat bir oç olduğumun farkındayım. o yüzden daha iyi hissediyorum. cool değil miyim? param mı yok? birisi "salağa bak" deyip güldü mü? varsın gülsün, ne olacak ki diyorum.

bence bazı şeyler hiç gitmiyor. gitse bile sürekli olarak savaşman gerekiyor. kendi adıma konuşacak olursam ben artık "tamam lan öyle olsun, savaş mı istiyorsun kamon" kafasındayım.

korktuğum hemen her şeyi yaşadım. bakıyorum... ölmedim. hala burdayım. aşağı yukarı aynı insanım. o yüzden diyorum ki herhalde gerçekten hiçbi şey için değmiyo, bi şekilde değişiyosun ya da atlatıyosun zaman içinde.

yazdıklarımdan da anlamış olabileceğin üzere derin bir iç sıkıntım, bir iç savaşım falan yok - ben sadece kendimi salak hissediyorum, o yüzden hayata tutunmak o kadar zor olmuyor. içinden çıkılmayacak sıkıntılar, ciddi anlamda depresyon vs. hissediyorsan psikolojik destek almanı tavsiye ederim. ben inanılmaz faydasını görmüştüm.
  • der meister  (09.09.20 21:37:37) 
merak ediyorum.


  • ateistanbul  (09.09.20 21:38:27) 
çünkü otlu peynir diye bir gerçek var.


  • turbo sadık  (09.09.20 21:39:14) 
sevdigim seyler, sevmedigim seylerden fazla.


  • ateistanbul  (09.09.20 21:40:22) 
sen neden etmiyorsun?


  • ateistanbul  (09.09.20 21:47:56) 
Annem, babam ve kardeşim üzülür.


  • peki madem  (09.09.20 21:49:52) 
Ailem üzülür.

En güne yeni umutla bakıyorum.

Sevmeyi ve yemek yemeyi çok seviyorum.

İnançlı bir insanım.
  • Hallegadola  (09.09.20 22:01:25) 
Çünkü yeteri kadar zenginim


  • zaire elcisi  (09.09.20 22:05:13) 
  • alfred  (09.09.20 22:05:23) 
Tatmadığım zevkler var. Yaşamayı istediğim yerler var. Hayat her şeye rağmen güzel değil yani, sürünüyorum bildiğin.


  • ryhmer  (09.09.20 22:06:46) 
bir sürü kitap aldım onları okumam lazım.


  • clones  (09.09.20 22:31:37) 
Her şey zamanında güzel. Birkaç senem kaldı.


  • Giovanni Pipitto  (09.09.20 22:43:23) 
Henüz o noktaya gelmedim. Uzak değilim ama günü kurtarıyoruz diyelim.


  • loverdose  (09.09.20 22:47:01) 
yasamayi seviyorum daha yapmayi istedigim seyler var. kesin olacagini bildigim bir sey icin herhangi bir caba gostermeme gerek olmadigini dusunuyorum. bebegimi bekliyorum bi de hevesle :)


  • in vino veritas  (09.09.20 22:48:07) 
Ailem üzülür, öbür dünyada yaradana da hesap veremem. Birde üstteki arkadaşın yazdığı gibi ölüm çok kesin bir son, yaşarken mutlu olduğum anlar oluyor.


  • Topalordek  (09.09.20 23:07:22) 
Cesaretim yok o yuzden


  • Kittie  (09.09.20 23:25:23) 
niye devam etmeyelim


  • fezagezgini_4  (09.09.20 23:28:06) 
O dusunce hep var. En buyuk sebep oteki dunya inancim olmasi. Kesinlikle oteki dunya ve ceza/odul kavrami olmasa oglum dahil kimse kalmak icin neden olamaz.


  • SevdaliBulut  (09.09.20 23:35:50) 
E çünkü yemiyo. Bazen senaryoyu kuruyorum, köy evindeki tüfeği dayamışım ağzıma. Parmağım tetikte. O soğuk demiri ağzıma koyduğum düşüncesi bile ürpertiyor beni.

Ölme düşüncesi çok cezbedici, yok olma fikrine uzun zamandır sıcak bakıyorum. Ama yemiyor işte o hamleyi yapmak. Demek ki daha vakti değil diyorum, korkarak intihar edilmez zira. Vakti geldiğinde edeceğim sanırım.
  • Bruce  (09.09.20 23:50:16) 
gelecek güzel günleri bekliyorum


  • purrp  (10.09.20 00:01:59 ~ 00:02:48) 
Oğlumun büyüdugunu görmek istiyorum.


  • uzun kulaklı yalnız tavşan  (10.09.20 00:06:27) 
ben niye intihar ediyorum pardon da?

etrafımdakiler malsa suç benim mi? değil. e o zaman onlara çektir git diyorum (en son küfürlü yorum yaptığımda duyuru sildiği için mecbur çektir git yazdım şalkdjajdasd)

dahası, ben de çocukluğumdan beri çok sık intiharı düşünmüşümdür, ama kaşınıyorum sanırım daha da zorunu yaşayacağım diye. niyeyse zoru deneyip "challenge accepted!" deme bağımlılığım var XD kaçmayı çok sevsem de kaçmamayı daha çok seviyorum sanırım. bir arkadaşın da yazdığı gibi, savaş mı istiyorsun kamooon!

ha, intihar edene ve etmek isteyene de saygı duyarım, bireysel bir eylem sonuçta. ama yine de herkes hayatın ve dünyanın suyunu çıkarırken ben niye çıkarmıyorum ki? diye düşünerek, etmiyorum. (ha bazen eve geldiğimde aşırı yorgunluktan "keşke ölsem......." dediğim oluyor ama kalkıp savaşmaya devam ediyorum. insan böyle bir varlık işte.)
  • pasp  (10.09.20 00:11:41) 
güzel günler göreceğim umuduna sahip olduğum için. ve bu ölene kadar sürecek.


  • Tochinoshin  (10.09.20 00:13:56) 
daha güzel kız pardon öhöm öhöm sevdiğim işi yapmak için yaşıyorum. bir sonraki leveli merak ediyorum.


  • lata  (10.09.20 00:16:03) 
yarını merak ediyorum, yemek yemeyi seviyorum, 25 yaşımdayım daha seks yapmadım (erkeğim) :) onu merak ediyorum, ayrıca ölünce bilincimiz yitecek hiçbir şey kalmayacak bence zamanı gelince ölmek daha iyi :) bu kötü veya iyi Bi şekilde olacak ama maalesef son böyle, imkanım olsa sonsuza kadar yaşayıp uzayda neler var görmeyi çok isterim.


  • m orak  (10.09.20 00:50:40) 
Hobilerim, hoşlandığım şeyler var. Bir de ailem. Bunlar yeterli.


  • aristarkos  (10.09.20 03:00:43) 
Nefes almak çok güzel.


  • kanlakarisikyagmur  (10.09.20 08:18:30) 
cok guzel kizlar var. sirf bunun icin yuruyus yapiyorum uahsduahsda


  • baldur2  (10.09.20 08:19:58) 
İnancıma aykırı.


  • Amaranta ursula  (10.09.20 10:41:53) 
yaşamak çok güzel. iyi ki yaşıyorum. çok mutluyum. ölmemi gerektirecek hiçbir sebebim yok.
metrobüste giderken bile dans etme isteği geliyor içime. bağırarak şarkı söylemek istiyorum.
sanırım ben nil karaibrahimgil'im.
  • matilda  (10.09.20 11:18:35) 
1- sağlıklı isen yaşamda mutlu olabileceğin şeyler buluyorsun. ancak belli miktarda para da önemli tabi ki ve türk halkı gittikçe fakirleşiyor.

2- intihar etmeye çalışıp da bunu başaramayan ve sakat kalan veya acı çekerek ölen insanlar var. dolayısı ile ciddi bir karar ve kötü sonuçları olası.

3- annen baban hayatta ise onlar için acımasızlık olur.
  • s0phiesw0rld  (10.09.20 11:29:46) 
Eger cozumu olmayan bir aci ve keder kaynagim olsaydi (Son evrede kanser vs) iyice emin olduktan sonra direk yapardim.

Su anda sevdigim insanlarla cok guzel iliskilerim, dunyaya katkida bulundugum bir isim, eglendigim hobilerim var. Can sikici seyler oluyor mu oluyor ama toplamda intihara gidecek bir durum yok.

Not: Cocuk bir yasama amaci degildir. Hayatinizi karartmayin.
  • cleric  (10.09.20 11:34:56) 
dinamik olmayı, hayattaki devinimleri seviyorum.


  • muslugubozukhayrat  (10.09.20 11:38:55) 
Ev kredisi var
Telefon Kredisi var
bi iş yaptım oradan alacağım var

Ondan etmiyorum ben
  • paramolacak  (10.09.20 12:59:01) 
En son bunu düşündüğümde; ulan madem intihar edecek kadar kaybedecek bir şey bulamıyorum, giderim dünyanın öbür ucuna, ordan diğerine, ordan diğerine, biraz oralarda takılırım, nasılsa kaybedecek bir şeyim yok, geberirsem orda geberirim diye düşünmüştüm.
İlerde bu seviyeye geldiğimde intihar etmek yerine böyle bir maceraya atılırım sanırım.

  • kismisolungac  (10.09.20 13:03:44) 
[]

spor yaralanmaları polikliniği?

spor yaralanmaları polikliniği imü göztepe'den bir randevu aldım ama bu bildiğimiz göztepe ve eğitim araştırma'nın içinde bir bina mıdır? bilen var mı acaba?




 
öyleymiş. merdivenköyü kapatmışlar sanırım.


  • sutlu nescafe  (31.08.20 19:03:27) 
[]

Hoparlör sorusu

Keyboard'la kullanabilmek için kablolu ve televizyonla kullanabilmek için kablosuz da kullanılabilen bir hoparlör var mıdır bildiğiniz? Eğer yoksa iyi hoparlör önerisi de alabilirim.




 
jbl'in ürünlerinde hem line in girişi hem de bt oluyor.

kaliteleri de iyi ama sahtesini alıp küfretmeyin.
  • ozdek  (25.08.20 11:19:31) 
Genelde Bluetooth hoparlörlerde aux in girişi oluyor. Standart 3,5mm cak girişi. Alırken buna dikkat edin yeter. Klavyenin kulaklık çıkışını direkt BT hoparlöre bağlayacaksınız 3,5 - 3,5 cak erkek kablo ile.


  • himmet dayi  (25.08.20 11:26:11) 
klavye çalmak için minik hoparlör kesmez ya :(

Şöyle bir opsiyon da var.

İkinci el sitelerden eski müzik seti hoparlörü alıyoruz (en az 5" sürücüleri olan) (ya da zaten evde duran sizin/eş dostun kabinlerini kullanıyoruz) daha sonra bluetooth destekleyen D Class amfiler var (makul ötesi fiyatları) bu şekilde hem stereo aux girişimiz oldu hem de bluetooth ile diğer cihazlar bağlanabiliyor hem de ses kaynağımız çantaya sığacak bir hoparlörden daha makul oldu.

urun.n11.com

gibi
  • hedep  (25.08.20 14:03:27 ~ 14:32:30) 
[]

Kıyafet etiketleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Üst kıyafetlerin ense kısmında, alt kıyafetlerin ise arka kısmında yer alan marka etiketleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce bir marka için etiket gerekli mi? Gerekliyse nerede yer alması sizi minimum seviyede rahatsız eder?

Ben etiketlerden nefret ediyorum ve cildimi çok rahatsız ettikleri için genelde etiketleri kesiyorum. Diktiğim kıyafetlerin içine markamı bir şekilde yerleştirmek istiyorum ama ideal yolunu bulamadım. Kıyafete şu şekilde çengelli iğneyle iliştirilip kolayca kurtulabilinen bir etiket hakkında ne düşünürsünüz?

www.bidolubaski.com

 
Bazı markalarınki rahatsız ediyor, onları ben de kesiyorum. Belki alternatif olarak etiketi tamamen dikilmiş bir şekilde ekleyebilirsiniz. Yani sadece yakaya dikilmiş olmayıp etiketin tabanı da tişörte dikilebilir


  • ats  (26.05.20 22:27:06) 
Bazı tshirtlerin etiket yerinde baskı oluyor. En rahatı onlar.


  • ruhen hastayim ben  (26.05.20 22:37:30) 
bazıları gereğinden çok fazla uzun ve kalın.seda sayan programına fax gelmiş gibi.


  • since1907  (26.05.20 22:42:52) 
Decathlon un kendi markası olan bazı kıyafetlerde etiket direkt kıyafete değil de, kıyafet ile aynı kumaşa dikiliyor. Yani etiket kumaşa, etiketin bağlı olduğu kumaş kıyafete dikili oluyor. Anlatabildim mi bilmiyorum ama bu şekilde yapabilirsiniz.


  • inheritance  (26.05.20 22:46:50) 
Etiketleri ben de kesiyorum genellikle. Kumaşa basılmış ve dört tarafı dikilmiş etiketler var, onlar en şahanesi.

Şöyle: imgur.com

Edit: Çengelli iğneli etiket de olumlu, onu da seviyorum.
Reedit: Çengelli iğneli etiket güzel tasarımlıysa, üstünde çirkin çirkin fiyat falan yazmıyorsa kitap ayracı olarak sakladığım da oluyor.
  • kobuzchu kiz  (26.05.20 22:49:52 ~ 22:59:10) 
bir kıyafet alırken en önemli kriterlerimden. beğendiğim bir kıyafette eğer kolayca sökülemeyecek bir etiket varsa (doğrudan kıyafete dikilmiş ve koparma yeri yoksa) almıyorum. benim için satınalma kriteri.


  • coder6006  (26.05.20 22:53:27) 
Kobuzchu kızın soyledigi etiket en nefret ettiğim etiket türü. Sökülemiyor. Ben her türlü etiketi sokerim. Hatta bu şekilde bir çok kıyafeti delmişligim bile var :(((

Çengelli iğne güzel fikir. Ya da Decathlon kıyafetlerinde direkt kıyafet kumaşina değil de kumaşa eklenmiş ekstra bir kumaş parçasına etiket dikildiğini gördüm. Etiketle ile kıyafet arasında aynı türden bir kumaş parçası yani. Doğal olarak o kumaşı kesiyorsun ve etiket kalintisi kalmıyor.
  • elorelia  (26.05.20 23:13:17) 
decathlon sistemi çok güzel evet.

tişörtün etiket dikili olması gereken yerine, tişört ile aynı kumaştan ufacık bi parça dikiyolar, etiketi de onun üstüne dikiyolar, kesmesi çok kolay oluyor.
  • hem şişko hem deli  (27.05.20 00:10:22) 
Beni delirten. Aldığım her giysi de bunları sökmem lazım. Kefince o kalan kısmı bile rahatsız ediyor. Bazı tişörlerdeki etiketler o kadar güçlü ki sökerken giysi de yırtılıyor. Ör: lcw


  • grid  (27.05.20 08:42:46) 
ben ense etiketine değil de yandaki uzun destansı etiketlere gıcık oluyorum, onları kesiyorum.

ama bir tercihim olacaksa ensede baskı şeklinde markayı, bedeni ve modelin özel bir adı varsa görmek isterim.
  • kullanıcı adı  (27.05.20 17:19:53) 
konuyu hortlatıyorum ama, yukarıda dediğim sisteme örnek buldum: www.reddit.com


  • inheritance  (09.07.20 16:33:08) 
[]

Sahilde yürüyüş yapma yasağı kalktı mı?

Ramazan ayına özel iftar ve sahur arası için bu yasağın kalktığını duydum ama doğruluk payı nedir acaba? Bir de cidden bu saatler arasında mı serbest sadece? Çok saçma, değil mi?




 
3-4 gün önce yeniden geldi. sahilde yürürken polis geldi uyardı kaymakamlık yeniden 15 gün süre ile sahilleri yasakladı dedi. şuan itibari ile yasak devam ediyor. önümüzdeki 10 gün de devam edecektir.


  • erty_ksk  (12.05.20 12:57:28) 
yasak, caddebostan sahili polis şeriti ile kapalı, maltepedeki parka güvenlik izin vermiyor, polis ve zabıta geziyor sahildeysen çıkarıyorlar.

ama avmler açık.
  • prezarlatif  (12.05.20 13:28:13) 
[]

Sorum başarabilenlere ve çalışkanlara...

Kafasında bir projesi olan ya da özel bir yeteneğe sahip kişilerin, belki de hayatlarını kurtarabilecek olan bu becerilerinin/projelerinin peşinden gidip onu hayata geçirebilmelerini aşırı şekilde takdir ediyorum.

Benim de yeteneklerim ve hayallerim var fakat yeteri kadar istikrarlı olduğumu düşünmüyorum. Yapmam gereken işin başına oturduğumda saatlerce çalışabiliyorum ama onun başına oturabilmek benim için çok ciddi bir mesele. Kendime, yeteneğime ve bir şeylerin iyi gideceğine olan inancım çok kolay sarsılıyor ve böyle olunca da en ufak bir engelde motivasyonumu kaybediyorum.

Mesela dijital bir programı kullanmayı öğrenmeye çalışırken yaptığım en ufak hatada 'Ben bunu nasıl yaparım? Profesyonel birinin bunu yapmasına imkan yok. Profesyonellikten fersah fersah uzaktayım ve hiçbir zaman tam bir profesyonel olamayacağım' diyip kaygılara gark olup yaptığım işe yabancılaşıyorum. Kendimi sürekli en iyilerle kıyaslayıp modumu düşürüyorum. Bu anlamda istikrarı sağlayabilenler bunu nasıl başarıyor? Umudunuzu ve çalışma arzunuzu nasıl muhafaza ediyorsunuz? Nasıl hırslı bir insan olunur? Samimi önerilere ihtiyacım var.

 
kisinin en buyuk dusmanlarindan biri kendinden beklentisinin cok yuksek olmasi sanirim. hedeflerini bolup ufak ufak ilerleyenler surecin sonunda cok buyuk yol kat edebilirken, bahsettigim gruptaki insanlar isin basinda takilip kaliyor maalesef.

kendinizi en iyilerle kiyaslarken o en iyinin de hedefine asama asama geldigini cikarmayin aklinizdan.
  • msb  (25.04.20 13:27:05) 
İnsan gerçekçi olmak adına olumsuz yönleriyle yüzleşir, ama sadece olumsuzlukları düşünüp tartmak gerçekçilik değil, gerçeklikten biraz kopmaktır bence. Alanında başarılı insanların (Özellikle büyük sanatçıların) ortak özelliğine baktığımda, genelde ilk eserlerini neredeyse "cahil cesareti" motivasyonuyla yaptıklarını hissediyorum. Bazen detaylara takılmadan, gözü kara davranmak gerekiyor sanırım.


  • fobfilm  (25.04.20 13:40:16 ~ 13:41:30) 
hocam öncelikle hem günahlarınla, sevaplarınla yani hem artı yönlerinle hem de eksi yönlerinle kendini kabullenmeni önerebilirim. hiç bir konuda mükemmel değiliz ve kendimizi kimseyle özellikle de absürt örneklerle kıyaslamamalıyız.

herhangi bir konuda bazı şeyleri çoğu insanın yapabileceğinin çok daha iyisini yapabilirsiniz fakat benzer konuda çoğu kişinin yapabileceği kolay bir şeyi kaçırabilirsiniz. kendinize hata payı bırakın. bu durumlarda odaklanmanız gereken şey ben bu hatayı nasıl yaparımdan öte bu konuda eksiğim varmış farkında değildim artık farkına vardım düzeltmeliyim/ bir an önce öğrenmeliyim olmalı. kendinizi bir önceki halinizle kıyaslamanız daha doğru olacaktır.

"Kendime, yeteneğime ve bir şeylerin iyi gideceğine olan inancım çok kolay sarsılıyor ve böyle olunca da en ufak bir engelde motivasyonumu kaybediyorum." bu cümleniz için birkaç şey söylemek istedim. hocam hayatta her ne olursa olsun temelde yalnızız. hele rekabetçi alanlarda kesinlikle yalnızız. o yüzden kimse sana gerçekten sahip çıkmayabilir/ desteklemeyebilir. ayrıca şöyle bir durumda söz konusu, öncelikle kişinin kendisine sahip çıkması/ desteklemesi gerekir. bu durumda göreceksin ki etrafındaki insanların da daha fazla desteğini alabileceksin. ama eğer sen kendine sahip çıkmazsan/ güvenmezsen etrafındakiler bunu hissedip kesinlikle güvenmeyecektir.

düşünce mekeniklerinizi değiştirmek sizin için daha iyi olabilir. yaptığınız iş için nedenlerinizi doğru tespit edin ve o nedenlere sıkı sıkı sarılın. her düştüğünüzde ben bunlar için bunu yapıyorum ayağa kalkmalıyım diye kendinizi telkin edin. sizin kendi kendinize söyledikleriniz gerçekten çok önemli. kendinize güvenin.

yardımcı olacak somut bir tavsiye olarak sporu önerebilirim. hem beslenmenizi düzene koyup bunun yanında düzenli egzersiz yaparsanız çok daha disiplinli, azimli, çalışkan hale gelebilirsiniz. spor aracılığıyla acıya, sıkıntıya katlanma eşiğinizi yükseltebilirsiniz. ayrıca uyku, yemek düzeni gibi durumlar daha düzenli hale geldiğinde dikkatinizi dağıtacak unsurlar azalabilecektir. buna örnek olarak twitter ceosu jack dorsey'i örnek verebilirim. kendisi çalışmalarına daha fazla vakit ayırabilmek için ve dikkatinin dağılmaması için günde sadece bir öğün yemek yiyormuş.

özetle hocam kendinizle mücadele edeceksiniz, siz kendinizi iteceksiniz her alanda. eksik olduğunuz yönleriniz için çözüm arayacaksınız. başarılar dilerim, umarım hedeflediklerinizi gerçekleştirebilirsiniz.
  • felixtg  (25.04.20 13:54:26) 
aklına gelebilecek en başarılı kişilerin zamanında çok büyük hatalar yaptığını unutma, başarı hikayeleri yerine başarısızlık hikayeleri dinlemeye başla bu konuda youtube üzerinde oldukça fazla video var, misalen elamanın biri 1.5 milyon doları nasıl batırdığını anlatan bir video var, onu izle. adam iş yapmış yatırım almış ama sonunda batırmış. demekki olabiliyor, bir çok yatırımcı ilk olarak daha önce hiç şirket batırdın mı diye soruyor mesela.

hata yapmak kötü bir şey değil, yeterki o hatayı neden yaptığını vs. yi iyi analiz edip ders çıkartman.

kendi projelerimde teknik anlamda hatalarımdan çok davranışlarım yüzünden kaybettiğimi fark ettim ben mesela. Ördek methodunu da deneyebilirsin, karşına çıkan ve çözmekte zorlandığın durumları birine anlatırken birden bir aydınlanma yaşayıp problemi çözmeye yarayan bir method, anlattığın kişinin kim olduğunun önemi yok. örn: çalıştığım firmada bir sorun yaşanıyor ve birisi bu problemi çözmeye çalışıyor işin ucunda yüklü bir para var, uğraşıyor çözemiyor falan sonra şirketin mutfağında problemi bir arkadaşına anlatırken mutfakla ilgilenen abi duyuyor muhabbeti ve şöyle şöyle yaparsan çözülür bu iş diyor ve dünyanın parasını kurtarıyor.

hata yaparız, bu sorun değil, önemli olan hatayı yaptıktan sonra fark etmek, düzeltmek ve bir daha olmamasını sağlamak.
  • selam  (25.04.20 14:14:58) 
[]

Göz seğirmesi :(

Yaklaşık bir haftadır sağ gözüm seğiriyor. Nadir ve hafif hafifti ama bugün biraz arttı. Bu neden oluyordur ve çözümü nedir? Tecrübe etmiş olan var mı acaba? Bu gündemde doktora gitmek istemiyorum ama devam ederse doktora gitmeli miyim?




 
annemin de neredeyse bir senedir ciddi derecede göz seğirmesi vardı, aile hekimimiz magnezyum çinko desteği önerdi sürekli kullandıktan sonra epey bi azalmıştı.


  • pegi  (23.04.20 22:18:17) 
Bugünlerde gerçekten de bir yerlere gitmek sakıncalı.
Uykusuzluk, yorgunluk, kafein gibi nedenlerle artabiliyor. Magnezyum yararlı olabiliyor gerçekten.
Genellikle yatışıyor. Bazen birkaç hafta sürebiliyor. Ama sıklıkla ciddi bir nedeni olmuyor.
  • pro9it9is9  (23.04.20 22:32:08) 
bu aralar herkes evde kapalı kalmaktan bilgisayarla daha çok zaman geçiriyor. bu da etkilemiş olabilir. bir gözden geçirin ekrana bakma sürenizi?


  • Phoebe  (23.04.20 23:21:37) 
bilgisayar başında çok oturup uykusuz kaldığım zamanlarda bana da olur.

daha farklı zamanlarda olduğunu düşünüyorsanız salgından sonra bir baktırırsınız olmazsa.
  • blatta hiberna  (23.04.20 23:35:58 ~ 23:36:40) 
[]

Beyaz ayakkabılarla nasıl baş ediyorsunuz?

Beyaz spor ayakkabılarınızın temizliğini sağlamayı ve uzun ömürlü olmasını nasıl başarıyorsunuz? Özellikle beyaz tabanlı ayakkabıların tabanlarını temizlemek çok zor. Çiziliyorlar, siyah lekeler oluyor ve çıkmıyor. Önerileriniz var mıdır?




 
bildiğiniz bulaşık deterjanı ve sünger ile temizliyorum ben. gayet güzel temizliyor. ancak ayakkabının çok kirlenmesine müsaade etmeden, sık sık yapmak lazım. çok da ıslatmayın tabanı ayrılmasın zamanla.


  • orient blue  (23.04.20 14:24:08) 
Edemiyoruz, o yüzden almıyoruz. İnadına bütün ayakkabıların tabanlarını beyaz yapıyorlar. Beyaz tabanlı ayakkabı almayacağım diye kauçuk kahveye mecbur kalıyoruz.

Temiz diye bir uygulama var, beyaz ayakkabıları eski haline döndürmesiyle meşhur. Kullanan memnun kalan çok kişi var, bir bak istersen.

Cif, diş fırçası gibi bir sürü yöntem de var ama amelelik bence.
  • Bruce  (23.04.20 14:25:01) 
Temiz uygulamasını kullandım, Nike Cortez yolladım beyaz kırmızı mavi renklerine sahip olan yalnız çok komik ki tabanını temizlemediler ve ayakkabının yıpranan kısımlarını da beyaza boyuyorlar. Taban kısmının kirli durup butun ayakkabının bembeyaz tertemiz parlaması biraz tuhaf...


  • fıytfıyt  (23.04.20 14:30:45) 
diş macunu ve fırçası, özellikle tabanın kenarlarını parlatıyor

youtube dan, toothpaste shoe cleaning diye bir bak istersen
  • freebird5406_2  (23.04.20 15:03:41) 
Tamamı beyaz olan ayakkabıları temiz’e veriyorum. İlk aldığım günden farksız oluyor geldiğinde.
Sadece taban beyaz ise aseton. Su değince bence yapıştırıcılı olan modeller deforme oluyor. O sebeple yıkamıyorum.

  • irene  (23.04.20 15:10:11) 
makineye atıyorum ben


  • elorelia  (23.04.20 15:15:46) 
[]

Sıkıntıdan patlamamak için ne yapıyorsunuz?

Bu iş her geçen gün daha da tahammül edilemez bir hal alıyor. Yaptığım hiçbir şey keyif vermiyor ve modum her geçen gün biraz daha düşüyor. Bu süreçten önce de uzun zamandır genellikle evdeydim, o nedenle artık tahammülüm kalmadı. Bir an önce o normal ve yoğun hayata dönmek istiyorum ama şu an normallikten çok uzak bir noktadayız. Siz tüm bu olup bitenlerle nasıl baş ediyorsunuz?




 
genelde seks yapıyoruz


  • h264  (19.04.20 20:34:07) 
fiziksel aktivite icin kendimi zorluyorum.
bir şekilde güneşle vakit geçiriyorum.
uyku düzeni de çok önemli :/ bunu henüz başaramadım.
  • picassoishere  (19.04.20 20:34:36) 
Sevdiğim işi yaparak bu sorunu çözdüm, tavsiye ederim.

Dayanma konusu zor ama biraz kendinizle hesaplaşınca ikna edebiliyorsunuz :)) Son birkaç yıldır neredeyse hiç evden çıkmadım, ilk defa bu ilkbaharda çıkacaktım.

Ben bile dayanabiliyorsam herkes dayanabilir.
  • hayirsiz  (19.04.20 20:41:49 ~ 20:44:47) 
ben de tam 35 günün sonunda puzzle yapmaktan, bişeyler izlemekten, kitap okumaktan, temizlik yemek vs ile uğraşmaktan kafayı yemek üzereydim, bunalmıştım ki havalar düzeldi, bahar geldi ve balkon sezonu açıldı. balkona taşınmamla birlikte keyfim de yerine geldi açıkçası, havam değişti. karantinanın ilk günlerine dönmüş gibi hissettim. kahvaltıdan nefret eden ben kahvaltı keyfi yapıyorum uzun uzun, etrafı izliyorum herkes balkonlarında çocuklar filan. kuş sesleri, güneşlenme, balkonda bişeyler okuma derken günün 6-7 saatini keyifle geçirebiliyorum. kalanı da yemek, duş, temizlik, bişeyler izlemekle geçiyor. soğuk havavalara göre daha çekilebilir günler en azından.


  • hypathia  (19.04.20 20:43:56) 
Biraz şanslı durumdayım. Yazlığa gecmistim bir iki isim vardi ve sonra bu karantina işi daha ciddiye bindi bende kaldım.
Burada uzun zamandır birikmiş işler vardı evde ufak tefek tadilatlar falan, onlarla ilgileniyorum.
Kötü yani neredeyse bitti :(
Ustalık becerilerimi ise baya geliştirdim :)
  • kisa  (19.04.20 20:45:47) 
sabah en geç onda uyanıyorum. gün içinde spor yapmaya çalışıyorum kesinlikle. arkadaşlarla görüntülü konuşuyorum. bu günler geçecek diye düşünüyorum.
çalışmadığım zamanlar da bişeyler okuyup izliyorum.

  • asilyis  (19.04.20 20:46:04) 
Ben de çok yoğun çalışan bi insanım ama zaten insanları genel olarak sevmediğimden ve kalabalık ortamlar beni default olarak boğduğundan bu süreçte hiç sıkılmıyorum. Yani amaç boş vakit doldurmaksa ve bu gerçekten isteniyorsa kişi kendine çok fazla iş bulabilir. Mesela ben çoook öncesi aldığım eski latince dersini tekrar ediyorum. Üstünden kaç sene geçmiş, hatırlamaya zorlarken bayağı zaman geçiyor. Beni tek sıkan şey daha sık dışarı çıkıp hava alamamak.

Sanırım insanlar fiziksel aktivitelerle kafayı bozduğu için sadece düşünme ve odaklandırma gerektiren işlerde hep fail oluyorlar şu an. Ben şahsen kendi kendimle kalıp kendimi dinlemeyi seviyorum. Kendime daha iyi odaklanabiliyorum. Bi de belki bendeki biraz alışkanlık çünkü hayatta aşırı emek harcayıp elde etmeye çalıştığım çoğu şey başkalarından ötürü elimde patladı. Sürekli sonu aşırı kaygan ve ne olcağı belli olmayan işlerele boğuştuğum için bu belirsizlik durumunda yaşamaya alıştım ve karantina ne zaman bitecek endişesi yaşamıyorum. Ana uyum sağlamaya çalışıyorum. O nedenle bi sorun yaşamıyorum şahsen bunla ilgili.

Belki de kendinize odaklanmalı, gerisini çok da dert etmemelisiniz.
  • superfluid  (19.04.20 20:50:16) 
bahçeye sebze meyve dikiyorum


  • heidi'nin dedesi  (19.04.20 20:56:45) 
Müzik dinliyorum. Sevdiğim grupların konserlerini açıp baştan sona izliyorum. İlk defa baştan sona bir konser videosu dinliyor olabilirim. Gerçi 2007de Pentagram konserine gittikten sonra da izlemiştim kendimi girecek miyim diye :)


  • Fusha  (19.04.20 21:27:13) 
evden çalışıyorum, pcde oyun oynuyorum, arkadaşlarla chat yapıyorum, telefonda konusuyorum, film seyrediyorum, borsa forex takip ediyorum, okuyorum, evde spor yapıyorum, balkona çıkıp sokağa bakıyorum hava alıyorum, evdekilerle sohbet ediyorum, yemek yiyorum, sıkılmaya vaktim olmuyor. çok sıkılanları da anlamıyorum.


  • dafuq  (19.04.20 23:26:38) 
Calisiyorum, calismak zorundayim, home office denilen lanet sey normalden daha cok vakit aliyor, cok kotu bir organizasyonu var. Ben is-ev ayriminin olmamasindan inanilmaz rahatsizim. Is disinda yapmak istedigim diger seylere zaman gelmiyor, zaman gelse de tembellik ya da isteksizlik cokuyor!

Bas edemiyorum, bundan sonraki normallik eski normallik olmayacak zaten. Yenisiyle nasil anlasirim, bilemiyorum.
  • buf-e kür  (19.04.20 23:44:54) 
hafta içi 9-6 evden işle geçiyor zaten. (sabah genelde uyuklayarak)

iki-üç günde bir ekmek yapıyorum, youtube'dan justdance videoları açıp dans ediyorum *aşırı saçma*, suluboyayla uğraşıp bir şeyler çizmeye çabalıyorum. değişik tarifler deniyorum, ara ara evde spor yapıyorum, on tane falan kitap aldım sıraya dizdim, onları okuyorum. bazen de dizi/film açıp bakıyorum.

ve hala hiçbir şeye vakit bulamadığımı hissediyorum, üzülüyorum.

aslında yapacak tonla şey var. mesela yarın da şunu deniycem: www.youtube.com
  • iste o kavunici balik  (19.04.20 23:51:30) 
Rubik küpünde 1 dakikanın altına indim,karantina bitiminde muhtemelen rekora koşarım.


  • duptıs  (20.04.20 00:00:02) 
[]

Sevdiğiniz standupçılar?

Sevdiğiniz standupçılar kimler?

Ben ricky gervais'i, adam sandler'ı, bo burnham'ı, anthony jeselnik'i, iliza shlesinger'i, katherine ryan'ı ve nikki glaser'ı çok seviyorum. louis ck'den ise hiç hazzetmiyorum.

Sizde durumlar nedir?

 
Kevin Hart.


  • deer hunter  (11.04.20 16:14:53) 
russell peters

www.youtube.com 2 dakikalık sunu begenirsen devam edebilirsin.
  • brkylmz  (11.04.20 16:44:50 ~ 16:45:26) 
bill burr
chris delia

  • sttc  (11.04.20 17:13:44) 
Güncel olarak Ricky Gervais, eskilerden George Carlin ve Bill Hicks.


  • himmet dayi  (11.04.20 17:21:09 ~ 17:21:17) 
louis ck, ricky gervais
bunların mizah tarzı çok benzer. louis'in son dönemdeki olaylarından dolayı sevmiyorsunuz diye anlıyorum.

bill burr
  • antikadimag  (11.04.20 17:23:38) 
Bill burr.


  • logisticsmanager  (11.04.20 17:59:21) 
hepiniz mi amerikan özetisisiniz? 1 tane yerli komedyen yok.


  • black mamba  (11.04.20 18:01:39) 
stand up sayılır mı bilmem ama kalt ın sohbetleri & podcastleri

youtu.be
youtu.be
youtu.be
youtu.be
  • freebird5406_2  (11.04.20 18:10:01) 
[]

Netflix'te komedi önerisi

Netflix'i büyük ölçüde sömürmüş durumdayım. O nedenle Netflix'te var olan ve yemek yerken izlemelik komik diziler arayışındayım.

İzleyip beğendiklerim: the good place, unbreakable kimmy schmidt, workin' moms, the letdown, how i met your mother, the fix, rick & morty, crazy ex girlfriend, russian doll, great news, crashing, the end of the fucking world

Beğenmediklerim: bojack horseman, that 70's show, community, brooklyn nine nine, master of none, friends from college, sex education

Bonus olarak yine netflix'ten komik film ya da stand up da önerebilirsiniz. Teşekkürler.

 
Bojack horseman iyi aslında ama 3-4 bölüm sabretmek gerekiyor.
It crowd var.
After life var (gerçi komedi diye başlayıp ağlatıyor sonra)

Ricky Gervais standuplarından biri vardı.
  • kendi helvasını kavuran zombi  (10.04.20 16:16:11) 
trailer park boys, peep show


  • deranzo1  (10.04.20 16:24:12 ~ 16:24:27) 
tavsiye edeceğim dizilerin çoğuna beğenmedim demişsiniz. yine de aklıma gelenleri yazayım.


archer
santa clarita diet
the ranch
trailer park boys
  • inheritance  (10.04.20 16:40:21) 
Ben de peep show+1 diyorum. Tekniğine alışmak ilk başlarda biraz zaman alabilir ama bittiğinde çok üzüldüm.


  • Amaranta ursula  (10.04.20 17:06:45) 
[]

BluTV'den öneriler alalım

BluTV'de izleyip beğendiğiniz dizi ve filmleri yazabilirseniz sevinirim.

The Handmaid's Tale, Patrick Melrose, Sopranos, Sex and the City, Aynen Aynen, Shameless, Bozkır, Masum, 7 Yüz, Game of Thrones izlendi. Biraz bilinmeyen bir şeyler arıyorum.

Not: Bartu Ben, Lucifer, Pavyon, Sıfır Bir vs. sevmedim.

 
young pope, new pope.
luther
riviera
deutchland 83 ve 86. 83ü izlemeden 86ya başlamazdım. 83 kaldırılmış galiba.
  • sutlu nescafe  (10.04.20 14:10:34) 
the young pope da blu'daydı sanki


  • helena  (10.04.20 14:10:39) 
gomorra


  • scudman1  (10.04.20 14:20:01) 
ZeroZeroZero


  • çokyaşa  (10.04.20 14:38:29) 
Exit


  • brkylmz  (10.04.20 14:41:42) 
Alef diye bir dizi başlayacak bugün. Yerli yapım. Şahsen merakla bekliyorum.


  • put it in your appropriate place  (10.04.20 16:03:12) 
[]

Şu sıra hangi dizileri izliyorsunuz?

Dizilerle birlikte sevip sevmediğinizi yazabilirseniz de sevinirim. Gerçi sevmediğiniz diziyi neden izleyesiniz?




 
Troçki yi izledim
Hilafet i izliyorum şimdi
birde her gun Yeditepe İstanbul izliyorum
  • paramolacak  (09.04.20 18:14:39) 
-Regular Show
-The Sopranos

  • heritage  (09.04.20 18:18:07) 
the office her gece 1-2 bolum izlerim


  • egokalp  (09.04.20 18:19:07) 
hemlock grove izliyorum bu aralar kurt adam vampir konulu 3 sezonluk bir dizi


  • madurumdamadurum  (09.04.20 18:23:33) 
ozark şu an piyasadaki en underrated dizi, 3. sezonu bitiricem ben de bugün.


  • Bruce  (09.04.20 18:45:49) 
Friends son bölümler
la casa de papel son sezon
better call saul son sezon
  • kararsızataletfilozofu  (09.04.20 21:10:45) 
ulan istanbul


  • since1907  (09.04.20 21:11:43) 
The Office ve yeniden OZ' a başladım kardeşimle izliyoruz arada.


  • Amaranta ursula  (09.04.20 21:24:34) 
the act güzel


  • kafadanbacakli  (10.04.20 02:18:35) 
-Chosen the box
-Kuzey Güney
-Behzat Ç
-Leyla ile Mecnun
-Dosya Kapandı
-FBİ crinimal cinayetler
  • Efespilsen  (10.04.20 17:59:10) 
[]

Araba sürme sorusu

Ehliyetimi 2017’nin sonlarında almıştım, yani üzerinden bir hayli zaman geçti ama trafikte çok nadir araba sürüyorum ve yanımda hep erkek arkadaşım oluyor. En son pazartesi sokakların da sakin olmasının etkisiyle oldukça iyi sürdüm. Çok yavaş sürüyorum ve dikkatli olmaya çalışıyorum. Yarın tek başıma eve 10 dakikalık mesafedeki sahile süreyim diyorum ama çok korkuyorum. Sizce tek başıma çıkmalı mıyım? Alışmak istiyorum bir yandan da aşırı endişeleniyorum.




 
korktukça, endişelendikçe tek başına çıkmaktan kaçınırsın, tek başına çıkmazsan hiç alışamazsın ve korkmaya devam edersin. bu döngüyü kırman lazım. seni rahatlatacaksa birkaç kez daha erkek arkadaşın olsun yanında, ama yanında birinin olmasına çok da alışma, sonra mutlaka tek başına da sür.

ilave: 10 dk mesafedeki sahilden daha uzağa da git. yapabildiğini gördükçe kendine güvenin gelecek.

not: çok benzer durumdayım.
  • pati  (02.04.20 20:43:03 ~ 20:44:22) 
Bir gün mutlaka tek başına çıkacaksın eğer artık arabayı sürebiliyorsan, giderken stop etmiyorsan, abuk subuk direksiyon kıtmaları yapmıyorsan tek başına çık. Biraz heyecanlı olacak, stop etme ihtimalin yüksrk ama 3 5 dk sürdükten somra özgüven gelecek ve rahatlayacaksın. Şimdiden kolay gelsin.


  • valarmurgulis  (02.04.20 20:45:51) 
Eğer erkek arkadaşınızın da aracı varsa ya da ikinci bir araç bulabilirseniz, o önde siz arkada sürmenizi tavsiye ederim. Hem yanınızda biri var diye rahat oluyorsunuz, hem de arabada yalnız olduğunuz için kendinize güveniniz artıyor. O olmasa da sürebildiğinizi görüyorsunuz. Ben tek başıma çıkmaya bu şekilde alıştım.


  • gsgsgsgsgsgsgsgs  (02.04.20 21:18:12) 
Cik. Surekli dortluleri yak ki sende bi acemilik bi gariplik oldugunu bilsinler yanina fazla yaklasmasin diger araclar. Onlari da kendini de korumus olursun. Ya da zor durumda kaldiginda yak dortluleri.


  • damba  (02.04.20 21:30:17) 
Ben de sraba surmeyi bu surecte ogrnedim yollar bombos ve hep yesil yaniyor. Bence bu firsati degerlerndirin. İki aksamda bir cikip 1 sat suruyorum


  • love and trust  (02.04.20 21:31:45) 
[]

Vakti verimli geçirme temalı

Sorum bu virüs sürecinde çalışmak zorunda kalanlardan ziyade öğrencilere, işsizlere ve remote ya da home office çalışanlar gibi evlerinize kapananlara. Evde geçirdiğiniz bu süreci 'verimli' olarak nitelendiriyor musunuz? Kendinize hedefler belirlediniz mi ve bu hedeflerin ne kadarını hayata geçirebiliyorsunuz? Kısacası neler yapıyorsunuz ve motivasyonunuz ne oluyor? Ben pek verimli geçirebildiğimi düşünmüyorum ne yazık ki :(




 
Ben bir türlü baslayamadigim çok kalın kitaplara başladım. 2 haftadır izole durumdayım; 2 kitabı bitirdim bile. Yine uzun süren ama izlemek isteyip ertelediğimiz filmlerden seçme yapıp onları izliyoruz. Denemek istediğim ya da ugrastiriyor diye uzun yapmadığım tarifleri yeniden yapıyorum.

Bir de yoga yapıyorum günlük. Şimdilik sıkılmadım ve az buçuk verimli vakit geçiriyorum diye düşünüyorum.
  • fraise  (24.03.20 23:09:54) 
Toplumun motive etmesi yani grup psikolojisi olmadan kendi başıma çalışmayı, daha minimal imkanlarla hayatta mutlu olmayı, kendimden ziyade başkaları için özgürlüğümden fedakarlık yapabilmeyi öğreniyorum, ve biraz daha kendimi tanıyorum, sınırlarımı, onların ne kadar esneyebileceğini...


  • karabasun  (24.03.20 23:24:03) 
sabah 9-6 evden çalışıyorum zaten. büyük bir kriz hali olduğu için zibilyon tane maliyet hesaplaması, ücretsiz izinler, tasarruf önlemleri derken derken zırt diye geçiyor zaman. o yüzden akşamları ertesi günün öğle yemeğini akşamdan pişirip hazırlıyorum. böylece sağlıklı da beslenmiş oluyorum tam da uzmanların söylediği gibi.

bir gün videodan spor, bir gün çok erken veya geç saatte evin yanındaki parkurda spor yapıyorum. bu süreçte her hafta 1 kilo verme hedefi koydum kendime. hem spor sağlam psikoloji için çok önemli.

neyse ki eskilerden bir kutu puzzle vardı, onu açtım.

bol film, bol kitap, bol dergi.

online birkaç eğitime kayıt yaptırdım.

çekmeceler, dolaplar, düzenlemeler filan.

uzun zamandır görüşemediğim uzaktaki arkadaşlarımla görüntülü görüşmeler.

motivasyonum bu süreci zihinsel, fiziksel ve iş hayatı olarak doğru yönetmek ve sağlam kalabilmek. ara ara bunalıyorum ama o zamanda odak noktamı değiştirmeye çalışıyorum. dün mesela bunaldığım için arabadan hiç inmeden foçaya mı gidip gelsem diye hazırlık yaparken yakaladım kendimi :). sonra puzzle'a vurdum kendimi :).
  • Phoebe  (24.03.20 23:37:15 ~ 23:42:44) 
bomboş geçiyor günlerim. öğlene kadar yatıyorum. sonra telefon, kitap, tv, yemek ile geceyi getiriyorum. :D


  • elorelia  (24.03.20 23:39:46) 
evde kalmaktan keyif alan biri olmama rağmen iş zorunluluk haline gelince ilk günlerde bocaladım. normalde de home office çalıştığım için çalışma konusunda herhangi bir motivasyonsuzluk yaşamadım. daha önce olduğu gibi çalışmam gerektiğinde çalışabiliyorum.

kalan zamanlarımda ise deneme yanılma yolu ile mental açıdan sıkıntı yaşamayacağım şeyleri ya da düzeni bulmaya çalışıyorum. örneğin uzun süreli bir şey yapmak mesela 4-5 saat kitap okumak bir süre sonra ondan tamamen soğumamı sağlıyor, bunu farkettim. bunun yerine kısa sürelerle birden fazla şey yapmaya çalışıyorum.

uyanıyorum kahve keyfim, kendime gelme sürecim ve ne olmuş ne bitmiş haberler sosyal medya, bu zaten bir saat sürüyor. ardından örneğin youtube da bişeyler izliyorum, ya da netflix te bir bölüm dizi. yapmam gereken iş var ise bir kaç saat iş yapıyorum. ardından mutfağa giriyorum uzun süren tarifler denemeye çalışıyorum, bu da çok oyalayıcı ve eğlenceli aslında. böylece yemek sorununu da ortadan kaldırmış oluyorum. arada tv kanallarında geziyorum. bir taraftan sürekli sosyal medya, ekşi sözlük vs. takip ediyorum. sonra güzel bir müzik açıp bir iki saat puzzle yapıyorum, spor yapmaya başladım arada ona vakit ayırıyorum. akşam uzun zamandır izlemek istediğim ama bir türlü izlemediğim filmlerden seçiyorum izliyorum, film izlemezsem kitap okuyorum, yine ardından internet, videolar, sosyal medya, bazen temizlik yapıyorum. yalnız yaşadığım ve eve giren çıkan olmadığı için sürekli temizlik halinde değilim.

bütün bunların arasında iletişimin en önemli şey olduğunu fark ettim. normalde annemle haftada bir konuşurken her gün aramaya çalışıyorum, ya da normalde bir iki kısa mesaj ile iletişim kurduğum arkadaşlarımı aramaya konuşmaya çalışıyorum. sanırım böylece yalnız olmadığımı hissedip rahatlıyorum. uzun zamandır konuşmadığım arkadaşlarımla iletişime geçiyorum. herkes aynı durumda, kimseye garip gelmiyor. son olarak da bu ne kadar sürecek, ne yapacağız, nasıl olacak gibi şeyleri düşünmemeye çalışıyorum. düşünmeye başladığımda kaygı, panik, endişe halinden sağlıklı davranamayacağımı düşünüyorum. günlük yaşamaya çalışıyorum yani bugün kendimi mutlu etmek için ne yapabilirim diye. ayrıca sürekli depresif olan, şikayet eden, mutsuz olan insanlarla iletişimi en az seviyeye indirdim. 20 gündür kendini karantinaya almış ve acil ihtiyaçlar dışında toplam 2-3 saatini ancak dışarda geçirmiş tamamen yalnız biri olarak yazdım bunları. hayat hala keyifli panik yapmayıp tedbirli olup kendimize odaklandığımız zaman.
  • hypathia  (25.03.20 00:08:45) 
[]

Bu sözün aslına en uygun ideal çevirisi sizce nedir?

“no man, for any considerable period, can wear one face to himself and another to the multitude, without finally getting bewildered as to which may be the true.”




 
hiç kimse, sonunda hangisinin gerçek olduğu konusunda şaşkına dönmeden, hatırı sayılır bir müddet için kendisine bir maske ve diğerlerine de başka bir maske takamaz.

daha iyisi çıkacaktır.
  • theconqueror  (24.03.20 23:05:21) 
hiç kimse, uzun bir süre için, sonradan hangisinin gerçek olduğunu karıştıracağı, kendine farklı topluluğa farklı bir yüz ifadesi takınamaz.

dedim ben
  • siyah gece  (24.03.20 23:38:45 ~ 23:39:02) 
Aha Scarlet Letter.

"Kendisine ve başkalarına karşı uzunca bir süre farklı yüzler takınıp da sonunda hangisinin gerçek olduğunu ayırt edebilen kimse yoktur."
  • shangrilla  (25.03.20 01:35:48) 
[]

Beni evde durmaya ikna edin

Bu virüs sürecini nasıl geçiriyorsunuz? Olayın ciddiyetini tam olarak kabullenebilmiş değilim sanırım. Cahilce ve aptalca davranmak istemiyorum ama şu sıra çalışmıyorum, tüm gün evde ders çalışıyorum. Çok az insanla görüşüyorum ve aşırı canım sıkılıyor. Yarın akşam için bir oyuna rezervasyon yaptırmıştım. Şimdi ben bu oyuna gitmeyeyim mi? Bir süre kendimi eve mi kapatayım, ne yapayım? Siz ne yapıyorsunuz? Ya da mesela spora gitmeyeyim mi? :(




 
gitme canın sıkılıyorsa bir arkadaşınla buluş kalabalık olmayan bir yerde


  • clones  (12.03.20 22:32:49) 
yani işe gidip geliyoruz. birçok insan gidiyor. home office alanlar olmuştur muhakkak ama az. henüz öyle karantina durumlarında değiliz. italya da olmadık henüz, wuhan da. yani ne zamanki patır patır insanlar ölmeye başlar, o zaman evlere tamamen çekiliriz. ne yapalım da.


  • juninho77  (12.03.20 22:38:31) 
Spora gitme. En tehlikeli yer bence. Ben dondurdum bugün. Online oyun, film, kitap. Bunlara sarabilirsin. Ben de dışarı çıkmayacak ve ders çalışacak olan gruptayim. Spora gitmemek çok yıpratacak ama bir şeyler bulacağız.

Arkadaşların evine vs. Gelsin buluşmaya ya da sen git. Dışarısı harbiden problem.

Ben bugün kütüphaneye dahi gitmedim. Gidecektim. Hazırlandım evden çıkmadım. Ben de cahil gibi davranmak istemediğimden yaptım. Bir de İtalyan gençlerin yazdıkları falan Twitter'a düşüyor arada. Onları okuyunca toptan vazgeçtim.
  • westblack  (12.03.20 22:43:20) 
Ben her gün "çok şükür eve attım kendimi biraz kafa dinliycem nihayet" mottosunda olduğum için benim acayip işime yaradı :D Gerçi evde de çok duran bi tip değilim ama oldum olası kalabalığa giremem, basıyolar. İsabet oldu. Aynen sen de kafa dengi bikaç kişi alıp temiz hava aktivitelerine yönelebilirsin belki.


  • superfluid  (12.03.20 22:56:34) 
Enfekte olunca semptomları çok hafif atlatsanız veya görünürde bir şey olmasa bile başkalarına bulaştırabilirsiniz. Virüs de ne kadar yayılırsa hastanelere kapasitelerinin üstünde hasta dolacaktır. Bu da ölümlü vakayı birden bire artıracaktır. Unutmayın, COVID-19 kısa sürede katlanarak çok hızlı yayılan bir virüs. Virüsün hızlı yayılmasını önlememiz önemli zira uzun zamana yayılmış enfekte hasta sayısı kısa zamanda patlamış hasta sayısından çok daha iyi. Önemli sayıdaki enfeksiyon kapmış hasta için yoğun bakım, önemli bir kısmı için de ciddi müdahale gerekecek. Bu yüzden biz hayatta kalsak bile virüsü yaymamak için her şeyi yapmalıyız.

Şu bir iki ay her şey normal seyrindeymiş gibi yaşama lüksümüz yok. Önceki nesiller neler neler yaşadı. İnsanların başına her gün ne felaketler geliyor. Bu kadarına katlanmak hiçbir şey.
  • microfiction  (12.03.20 23:32:00) 
İşe gidip geliyorum, otobüste eldiven takıyorum. Ellerimi bol bol yıkayıp dezenfekte ediyorum. Spor konusunda kararsizim.


  • epistemic_regress  (12.03.20 23:32:46) 
Evde durmak benim için sıkıntı değil hatta işime gelir ama hayatın bı yönüyle normal seyrinde devam etmesi psikolojim için daha faydalı olacak.


  • epistemic_regress  (12.03.20 23:34:55) 
redditte zaman cabuk geciyor


  • bir varmis bir yokmus  (13.03.20 01:15:23) 
Sen bize lazımsın hocam gitme.


  • ketcapli dondurma  (13.03.20 03:26:58) 
Oyun bence riskli, bir dolu insan kapalı bir ortamda en az bir buçuk saat süreyle dipdibe oturacak.

Üye olduğum kütüphaneden bir süre tedbir nedeniyle kapalı olacaklarına dair mesaj geldi az önce bana. Kadıköy belediyesi de tüm etkinlikleri iptal ettiğini açıkladı.
  • hair freak  (13.03.20 10:38:00) 
[]

En büyük başarınız?

Hayattaki en büyük başarınız nedir? Başarmış olmaktan en çok gurur duyduğunuz şey?




 
kimseyi kendimden nefret ettirmemiş olmak sanırım. şu hayatta beni anıp "şerefsizin tekidir" diyecek kimse yok diye tahmin ediyorum.


  • Bruce  (11.02.20 22:30:52) 
@Bruce tam diyeceğimi yazmış. Buna ek olarak kimsede kötü bir anı bırakmamaya gayret ediyorum. Bitireceğim ilişkilerde(özel hayat, sosyal hayat vs) bile saygılı ve olabildiğince "doğru" bir şekilde bitirmeye çalışıyorum.


  • Amaranta ursula  (11.02.20 22:36:30) 
tinder'da 3500 tane eslesmesi (gostermisti hakikaten yuh demistim) olan bir kizla yatmam. kiz resmen piyango cekmis ve ben cikmisim :D


  • baldur2  (11.02.20 22:44:11) 
Arkadaşlarımın beni başkalarına tanıtırken "Her şeyi bilen bi arkadaşım var diyodum ya, işte bu" diyerek tanıtması. Okuduğum fakülteyle (Tıp) ilgili ortalama denecek bir bilgiye sahipken, coğrafya, tarih, siyaset, kültür vs pek çok konuda binlerce ıvır zıvır bilgiye sahip olmam ve bunun başkaları tarafından(ki önceleri bunu niye biliyosun diye laf sokuyolardı, hala arada sokuyolar ama artık hoşlarına da gidiyor) takdir görmesi sanırım hayatımdaki en büyük başarım.


  • nundu  (11.02.20 22:46:24) 
18 yasinda evden ayrildim, 18 senedir bir sekilde yurtdisinda sancagi dusurmeden devam ediyoruz. bu sene itibariyle yurtdisinda gecirdigim zaman tr'de yasadigim zamani gecti. sanirim artik gercek bir gocmenim.


  • cooperr  (11.02.20 22:50:48) 
dilimi burnuma değdirebiliyorum


  • üşüdüm üstümü örtsene hande  (11.02.20 23:32:02) 
dilimi yuvarlayabiliyorum.


  • ozdek  (11.02.20 23:38:27) 
1. Türkiye'ye 10.000 km mesafedeki uzak zor bir coğrafyada 4.5 yıl çalışmak ve yaşamak.
2. Yurtdışında zor durumda kalmış Türk vatandaşlarına yardım etmek
3. Tüketici haklarına ilişkin çetrefilli bir meselede avukat desteği olmadan uluslararası dev bir elektronik perakende zincirini mahkemede dize getirmek
4. 28 yaşında kendi imkanlarıyla ev+araba sahibi olmak
5. 3 yabancı dili çok iyi düzeyde konuşabilmek
6. Kısa dönem de olsa muvazzaf olarak askerlik yapmak
  • redskull  (11.02.20 23:47:43 ~ 23:51:02) 
İki çocuğu sağsalim büyütmeye devam edebilmek.


  • margi kleinjan  (12.02.20 00:06:54) 
6 madde yazan arkadaşın yazdıklarından çok etkilendim. o yüzden bir madde daha eklemek istiyorum.

kulaklarımı (istediğimde) oynatabiliyorum.
  • ozdek  (12.02.20 00:39:47) 
türkiye'de yaşıyorum. ulan bundan büyük bir başarı olabilir mi? gerisi faso fiso.


  • scudman1  (12.02.20 01:05:13) 
aslanlar gibi iki kedi büyüttüm, biri 12 diğeri 8 yaşına geldi. maşallah nazar değmesin.

+5 yıldır sevgilim var. evet aynı kişi, evet hiç ayrılmadık. çevreme bakıyorum da, galiba bu aralar insanlığın en büyük başarılarından biri bu. gerçi daha çok sevgilimin başarısı sanırım. bana kalsa en basit "selam/naber" seviyesi arkadaşlık ilişkisini bile yürütemeyebiliyorum.

şu an çalıştığım işi üniversiteden mezun olmadan önce buldum, hem de okuduğum bölümle alakalı bir iş. ama tabi bu dediğim 6 yıl önceydi, o zamanlar eski türkiye idik. o yüzden başarı olarak saylanmaz herhalde.

zayıfladım, 12 kilo birden. hem de 4-5 ay içinde. kolay gibi duruyor deemi? valla oldukça kolaydı evet. şuraya zayıflamak isteyenler için mini tavsiye bırakayım, biraz angelus okuyun, ya da ketoyla ilgili bir şeyler.

nasıl yapıyorum bilmiyorum ama sanırım kendime çok iyi bakıyorum. en son belki 10 sene falan önce grip tarzı mikroplu virüslü bir hastalık geçirmişimdir, hatırlamıyorum. bazen burnum akar-ertesi güne geçer.

---

@bruce ve amaranta'ya özendim. onların dediğini diyebilmeyi isterdim. maalesef o kadar melek olamadım her an. sinirliyken ben ben değilim. bilerek ve isteyerek kırıyorum bazen insanları söylediklerimle. bu da başarısızlığım olsun o zaman.
  • istanbul kanatlarimin altinda  (12.02.20 04:11:24 ~ 04:12:02) 
kaçkarlar ultra maraton'u spesifik antrenmansız tamamlamak


  • superb  (12.02.20 10:33:32) 
açılın süper kahraman hikayesi geliyor; vatman olmuşluğum var.

okurken yurda dönmek için ankara beşevler metrosunda bekliyorum. bi yavru kedi sesi. karşıdaki platformda raylara oturmuş. merdivenlerden çıkıp karşı platforma indim. baktım ufukta tren farı gözükmüyor atladım aşağı. yaramaz kaçmaya çalışıyor ama yavaş koşuyor. yakaladım. lan platforma çıkamıyorum. tek elimde kedi, bıraksam tekrar düşebilir falan. bi Allah'ın kulu da gel kardeş ver elini demiyor. neyse çıktım bi şekilde. üst katta görevli odasına bi girdim güvenlik kamerasından beni izliyolarmış. hehe oraya mı inmiş yine kerata diyolar. bi poşet verdiler, kardeş uzağa götür sana zahmet dediler. yurda geçem süt verem diye platforma inmiştim ki bi kadın ağlayarak yaklaştı, dişi mi diye sordu, çok sağ ol ben alayım onu dedi aldı gitti. bu. sonuçta can.
  • onemoremile  (12.02.20 11:11:03) 
10 senedir ölmeden motosiklet kullanmak


  • mirty  (12.02.20 11:13:19) 
[]

Çocuklara hediye sorusu

Biri 8, biri 11 yaşında iki erkek kuzenim var. Halamla (anneleriyle) senelerdir görüşmüyorum. Halamın evine ilk kez gideceğim ve çocuklarla da ilk defa görüşeceğim. O nedenle onlara güzel ve eğlenceli birer hediye almak istiyorum ki beni sevsinler ve aramız iyi olsun. Kitap almak istemiyorum. Hediyeler de eşit derecede güzel olmalı. Önerileriniz var mıdır? Çocuklara dair hiçbir fikrim yok ne yazık ki :(




 
Illa ayri ayri olmasi gerekiyor demezsen çok eglenceli cesit cesit kutu oyunlari var. Arkadaslari ile filan oynarlar. Birlikte de oynayabilirler.
Looklook. Pratik bardaklar. Gibi gibi.

  • a perfect lie  (26.01.20 22:21:16) 
Pratik bardaktan 5 yalındaki oğlum bile çok çabuk sıkıldı. O yaş grubu hiç sevmeyebilir. Yaş gruplarına göre lego olabilir. İlla kutu oyunu olacaksa tabu , monopoly olabilir.


  • Neyazayım  (26.01.20 23:53:27) 
Tuttukları takımın formasını alın.


  • parrot  (27.01.20 00:54:18) 
akıllı bileklik, bluetooth kulaklık


  • €xpolerer  (27.01.20 07:50:02) 
lego technic. beraber yaparlar.


  • cooperr  (27.01.20 08:13:37) 
iki uzaktan kumandalı araba, mümkünse aynı marka modelleri farklı. beraber yarışırlar.


  • legalize marijuana  (27.01.20 09:43:37) 
11 artik ergenlige dogru yuzunu donmus olacagindan cok cocuksu seyler istemeyebilir. daha dijital seyler ilgilerini cekiyor. ps oyunlari, akilli saatler, oyun kulakligi vs. forma da iyi fikir.


  • jimicik  (27.01.20 10:33:04) 
[]

Spor ve beslenme saçmalığı

Biraz uzun bir soru olacak, kusura bakmayın. Tüm bilgilerden önce şöyle bir bilgi vermek istiyorum; sağlıklı beslenen biri değilim. Sabah kahvaltımı kahve ve çikolatayla yapıyorum. Günde tek bir öğün yiyorum, saat 5-6 gibi et, tavuk ve salata gibi şeyler yemeye çalışıyorum. O tek öğün bana yetiyor ve hayatımı bununla devam ettiriyorum. Bazı günler akşam geç saatte de çikolata yiyebiliyorum. Günde üç öğün yemek yemek bana çok zahmetli ve gereksiz geliyor. Bu beslenmeye rağmen vücudum oldukça düzgün.

Spora başlamadan ölçüme gittim. 25 yaşındayım, boyum 160.
13 Ağustos 2019 tarihli ölçüm sonucum şu şekildeydi:
kilo 51.6 = yağ oranı %14, sıvı oranı %56.70, kas toplamı 42.10 kg

-> bu ölçümün üzerine 3 hafta süresince haftada 2-3 kez spor yaptım, ardından eylül boyunca hiç spor yapmadım ve tatil nedeniyle sağlıksız beslenmeyi aşırı abarttım. bolca alkol ve şeker aldım, pek hareket etmedim. ekim ayında ise haftada 2-3 kez spor yapmaya devam ettim, sağlıksız beslenmem her zamanki gibiydi (başta belirttiğim şekilde).

14 Kasım 2019 tarihli ikinci ölçüm sonucum şu şekildeydi:
kilo 51.3 = yağ oranı %18, sıvı oranı %55.60, kas toplamı 39.90 kg

-> bu sonuca aşırı sinirlendim çünkü bir aydır düzenli spor yapıyordum ve sonucunda ise yağ oranım %4 artmış, kas oranım %3 azalmış, su oranım da azalmıştı. hoca spor yaparken protein almazsan böyle olur dedi. spor yapmıyorken vücudum kendi kendini idare ediyormuş ama spor yapmaya başlayınca protein ihtiyacı doğmuş. yeterli miktarda protein almadığım için de kas yakımına ve yağ depolamaya başlamışım. lanet olsun yapacağınız işe dedim ve sporu tekrardan bıraktım.

sporu ve her şeyi sorgulamaya başladım. ne var ki sporsuz bir hayat geçirsem dedim. 3 haftadır spor yapmıyorum, doğru düzgün hareket bile etmiyorum. beslenmem de her zamanki gibi sabah çikolata kahve ve akşam düzgün bir öğün şeklinde.

bugün yani 5 Aralık 2019 tarihli ölçüm sonucum ise şu şekilde:
kilo 50.4 = yağ oranı %18.80, sıvı oranı %57.40, kas toplamı 38.80 kg

-> 3 haftada yağ oranım 800 gram artmış, kasım 1 kg azalmış, sıvı oranım artmış. bu tabloda şunu görüyorum: eğer bu şekilde spor yapmayıp sağlıksız beslenmeye devam edersem yağ oranım yavaş yavaş artacak ve yaşım ilerledikçe yağlanma sorunu yaşayacağım. ama spor yaptığımda da kas kaybedip yağ artışı yaşamıştım. ne yapacağımı bilmiyorum. spor yapmak da yapmamak da çok saçma geliyor. burada gerçekten beslenme mi belirliyor her şeyi? günde üç öğün yemek zorunda mıyım? sabah yediğim bir çikolata bu kadar içine edebilir mi her şeyin? bunların hepsini sorguluyorum ve sorunun nerede olduğunu bulmaya çalışıyorum.

spor yapmaktaki tek amacım fiziksel görüntümü muhafaza etmek ve sağlıklı, hareketli bir bünyeye sahip olabilmek. hocayla ağırlık değil de fitness temelli bir program hazırladık. eliptik, koşu, kürek ve minderde karın hareketleri yapacağım. ama beslenmemi değiştirmem gerekiyor mu bilmiyorum. çok sinirleniyorum her şeye.

çok karışık yazdım ama okuyup yorumlarsanız sevinirim zira farklı görüşlere ihtiyaç duyuyorum. teşekkürler.

 
o kas yağ oranı olayına çok takılmamak lazım yüzde 100 doğru olmuyor tıbbi bir test değil yani yaptıkları.

amma ve lakin bu sonuçların tamamen hatalı olduğu anlamına gelmez.

zaten diyetinin hatalı olduğunun farkındasın. şekeri hayatından çıkarmadığın sürece şimdi farkında olmayabilirsin ancak ilerde iç organlarda yağlanma, diyabet başlangıcı vs gibi şeylere davetiye çıkarmış olacaksın.

hayatından şekeri çıkartmanı, interminnent fasting yapmanı tavsiye ederim. günde 3 öğün yemek sağlıklıdır diye bir kural yok.

insanoğlu 3 öğün yemek yemeye çok yakın gelecekte başlamış. eskiden günde tek öğün yemek yenirmiş. o yüzden aman öğün atladım bilmem ne vs diye çok takılmamak lazım.

ama tüm bu tavsiyeler kişinin hayat tarzına göre değişebilecek şeyler.

soruna cevap: evet beslenmeni değiştirmen gerekiyor. tek öğün yiyeceksen, o öğünün sebze, protein, karbonhidrat, vitamin, mineral gibi şeyleri içermesine dikkat etmen lazım. spor salonlarındaki çoğu "hoca" proteine tapar ve proteinin sadece etten ve protein tozundan alınabileceğine iman etmişlerdir. halbuki sebzeler protein konusunda oldukça yeterlidir. ve ete göre çok daha faydalıdır. netflixteki game changers belgeselini izlersen aslında bu konuda az çok fikrin olur. bir diğer belgesel önerim "that sugar movie". ben bunu izledikten sonra şekeri bıraktım.

neyse sorun kadar karışık yazdım ben de fark ettiysen =)
  • rentts  (05.12.19 13:55:19) 
iki gun arka arkaya yag oranini olctur. ilkinde yarim saat once bir litre su icmis ol. ikincide ise uc dort saattir su icmemis ol.

sonra gel konusalim. yag orani aynada olculur. makina falan yalan.
  • alperz  (05.12.19 14:33:28) 
o ölçüm cihazlarının altında %100 gerçeklik payı yok, gerçek yağ oranını belirleme yöntemleri çok farklı.. yazıyı tam okumadım ama anladığım kadarıyla ölçüm sonuçlarından dolayı spora beslenmeye olan inancınızı yitirmişsiniz :)

şimdi meseleyi biraz özetleyecek olursak; bu konularda onlarca araştırma okumuş biri olarak. işin temelinde beslenme ve antreman var.(dinlenme falan bunlara girmeyelim)
beslenme; 1. sırada kalori takibi var, kilo alırken ya da verirken büyük açıklar oluşturmamak gerekiyor. sonra onu makrolar izliyor.
antreman: düzgün form, ağırlık artışı (progressive overload), kası yıpratacak kadar şiddet.

gelelim sizin argümanlara; spor yaptığımda da kas kaybedip yağ artışı yaşamıştım. ne yapacağımı bilmiyorum.

ağırlık antremanlarını denemiş onbinlerce vucüt, binlerce araştırma var. sizin cihazda gördüğünüz 2-3 haftalık veriniz bu işin neresinde varın siz düşünün.. antremanın hakkını verip, (ben mesela full body çalışıyorum, ppl yaparken antreman sonunda kardiyoya enerjim kalıyordu şu an neredeyse sedyeyle iniyorum duş almaya. ) güzelce beslenirseniz sonuç görmeme ihtimaliniz yok.. yanında yemek taşıyıp vücudu estetik olmayan tek insan evladı görmedim ben, çünkü kalori ve makro takipleri muazzam.. keza excelde her hafta ağırlıklarını takip eden adamların vücut değişimleri bambaşka oluyor.. salona gidince ne yapıyorsunuz? lat pull 20 kg 10 tekrar yapıp 3 hafta sonra 15 kg 4 tekrar yapıp bırakıyor musunuz? antremanınızla ilgili elimizde hiç bir veri yok.

yukarıdaki temel mevzuların ötesine geçersek, tek öğünle de estetik bir vücut sahibi olabilirsniz burda önemli olan sürdürülebilirlik, 5 öğün protein almakla tüm proteini tek öğünde almakla ilgili kıyaslamalar var. tabiki çok öğün daha iyidir ama İNANILMAZ bir fark yaratmıyor. çok öğün sizin için sürdürülebilir değilse ya kooy gitsin kankaa aç ordan albeniyi kemir moduna girmek yerine tek öğünden sürdüreceğiniz şekilde devam edin. bu işin en büyük kısmını antreman volume,şiddeti-- beslenme kalori makroları oluşturuyor.. tek öğünde 150 gr proteini gömerim diyorsanız ve vücudunuz sindirim problemi çıkarmıyorsa öyle yapın.. moralinizi bozmayın devam edin. şeker yemeyin. şeker yedikçe insülin salgılar, yağ yakımını durdurursunuz.. şeker tüketmeyin.. çok ihtiyaç duyarsanız antremandan sonra kalori hesabınızı bilip tüketin.
  • kapti  (05.12.19 14:50:31 ~ 14:53:05) 
[]

hayatınızda her şey boka sardığında ne yapıyorsunuz?

ne yapıyorsunuz bu durumda?




 
Hayatta her şey boka sarmaz, boka sarmayan bir şeyler elbet vardır. Bu yüzden bakış açımı değiştiriyor, güzel giden ya da hala güzel gitme şansı olan şeylere odaklanıp bana keyif verecek şeyleri yapmaya çalışıyorum. Çünkü hayatta her şeyin boka gittiği düşüncesine sahipken hiçbir şey çözüm olmaz. Sihirli değnek mi istiyorsun? Şu şarkıyı dinle geçer mi diyelim? En garantisi montla sıçmak olur sanırım...

Bakış açını değiştir, asla hiçbir zaman her şey boka sarmaz.
  • Bruce  (04.12.19 12:52:56) 
bekliyorum, geciyo


  • xvyz  (04.12.19 13:06:21) 
Her şeyin kötü olduğu bir durum yaşamadım ama en kötü zamanlarda önce tüm sorumluluğu kendi üzerime alıp kabulleniyorum. Kimseyi, hiçbir şeyi suçlamayınca daha kolay oluyor.

Sonrası ne istediğine göre değişir. Bir süre o dipte olma halini yaşamak isteyebilirsin, ama çok uzatmadan çıkmak lazım. Ya da iyi hissetmek için çabalayabilirsin. Fiziksel olarak iyi gelecek bir şeyler yapınca yavaş yavaş zihin de toparlanıyor. İnsanız, her duyguyu deneyimliyoruz, benim için önemli olan dramsız atlatabilmek.
  • aquarium  (04.12.19 13:30:45) 
her gecenin bir sabahı var, ama her sabahın da bi gecesi var sözünü hatırlatıyorum kendime:) sonuçta işler hep iyi ya da hep kötü gitmez. ama iyi gitmesi için rahatlığımdan taviz verdiğim çok oluyor.


  • lata  (04.12.19 15:41:01) 
tekrar, daha bir azimle ve güçle kalkıyoruz. her şey boka sarıyorsa, bunlardan kendimi en güçlü hissettiğim tarafa odaklanıyorum. diğerlerini ya eliyorum, ya da hedef küçültüyorum. orada ortalığın amına koyarak başarılı oluyorum, diğer konulara geçiyorum.

sen de hayatını departman departman ayır. (bkz: Compartmentalization)
  • Jesus Christ  (04.12.19 16:59:24) 
ne kadar sansli oldugumu dusunuyorum. gorunur veya gorunmez herhangi bir engelim olmadigi icin, sagligim yerinde oldugu icin, annemi kaybetmis olsam da babam saglikli oldugu icin, ac ve acikta olmadigim icin, guzel arkadaslarim oldugu icin.
pozitife odaklaniyorum kisaca

  • interview with the vampire  (04.12.19 17:15:59) 
[]

Instagram’la ilgili bir soru

instagram.com

Bu tarz Instagram hesaplarında kullanılan temaları nasıl kullanabiliriz? Hayran oluyorum ama beceremiyorum hiç. Vsco’m da var nedir bu filtreler? Bilgisi, önerisi olan? Instagram hesabımı cool hale getirmem lazım.


 
envato market içerisinde photoshop , lightroom veya diğer kullandığın programlar için hazır efekt presetleri satılıyor. oradan satın alıp kullanabilirsin.

zaten bu tür profesyonel fotoğraflar telefonla çekilmiş olsa bile bilgisayarda editleniyordur diye düşünüyorum.

linki örnek olarak veriyorum

elements.envato.com

lightroom mobile ile de çalışıyormuş.illa telefondan yapıcam dersen işine yarayabilir.
  • Fodera  (24.11.19 17:19:27 ~ 17:57:28) 
renkleri diyorsan vsco'da vardir bu tarz filtre, ama kamerasi da iyi isigi da iyi vermis her fotografa gitmez o filtreler


  • joelskellington  (24.11.19 19:30:03) 
[]

Evrimle ilgili kitap sorusu

Evrim meselesini güzel ve akıcı bir şekilde anlatan bir kitap öneriniz var mıdır?




 
Aralarından ilginizi çekenleri inceleyebilirsiniz: evrimagaci.org


  • fotrsapka  (31.10.19 22:05:40) 
[]

Göz altı torbaları ve göz kırışıklıkları

merhaba, göz altı torbaları ve göz kırışıklıkları için kullandığınız göz kremlerinizi öğrenebilir miyim? göz çevresi bakımına dair her türlü doğal ve kimyasal tavsiyenize talibim. yaş da alabilirsem çok sevinirim.




 
31 yaşındayım. www.instagram.com hayvan deneyleri, kimyasallar, markalara para kazandırmama gibi takıntılarımdan ötürü neredeyse tüm market ürünlerini bıraktım diyebilirim, epeydir bu hanımın yaptığı sabunlar ve kremlerden başka bir şey kullanmıyorum, çok da memnunum. bende kafeinli göz kremi var, yeşil çaylısını da yapıyormuş galiba. yalnız bu ürünler hep doğal yağlar içerdiği için görünümü de hafif yağlıdır, söyleyeyim. ben göz altlarıma ince bir kapatıcı veya güneş kremi geçtiğim için yağlı görünümünü alıyor.

ayrıca fazlaca bir miktar yeşil çay yapıp buz küplerinde dondurup çok abartmamak kaydıyla yüzümde dolaştırıyorum, göz altlarına da iyi geliyor. donduracağınız şeyleri çeşitlendirebilirsiniz; salatalık suyu ve patates gibi göz çevresine iyi geldiği bilinen şeylerin yanı sıra soda da olabilir.

bir de şundan kullanıyorum: www.thebodyshop.com.tr
  • bir garip melek  (07.10.19 15:16:09) 
Shiseido ve dermologica nin guzel goz kremleri var. Bu iki marka iyidir. Goz alti sisligi ve kirisikliklar aslinda markalar icin iki farkli sorun oldugu icin direkt urun ismi yazamadim. All about eyes filan var clinique ama nokta atisi cozumler vermez genel bi hafif toparlayici olabilir. Missha nin var bi goz kremi Geum sul vitalizing eye cream bu da genel sorunlar icin clinique ten daha basarili. Ayrica fiyat performans ürünü.

Icerik olarak da siskinlik icin kafein kırışıklık iicn retinol iceriklikli krem bakmanizi da oneririm. Gunu kurtarici cozum olarak da mac in var kafeinli bi kremi sisligi cok iyi indiriyor. Shiseido ve este lauder in goz alti pedleri var bunlari denemedim ama iyi yorumlar okudum. Ve cok ucuz ama bikac saatlik cozum olarak da garnierin c vitaminli goz alti maskeleri var.

The ordinary de gecen sene cok populerdi yurtdisindan getirtme vb sansiniz varsa bu markaya da bakin.
  • hindistan cevizi  (07.10.19 15:41:41) 
[]

Anadolu yakasında çok iyi direksiyon hocası

Anadolu yakasında önerebileceğiniz direksiyon hocası var mıdır? Manuel ehliyetim var ama trafikte birkaç ders daha almam lazım. Gerçekten iyi biriyle çalışmak istiyorum. Yaşlı biri olmamalı. Teşekkürler.




 
öneri gelmezse armut.com'da hocalar var. yapılan yorumlara göre karar verebilirsin.


  • orijinal nick bulamadim  (10.09.19 13:13:18) 
[]

Kafamı suya sokamıyorum

Yüzmek için kafamı suya sokmam gerekiyor ve bunu beceremiyorum. Kafamı suya sokmadan yüzmeye çalışıyorum, haliyle olmuyor. Hoca kafamı suya sokmam gerektiğini söyledi. Suyun içinde olmak bana çok garip geliyor. Sanırım korkuyorum ve bir saniye bile duramıyorum. Hemen 'boğulacağım' diye düşünüp çıkıyorum. Öneriniz var mı bu konuda?




 
Boğulmazsın merak etme. Hatta deniz gözlüğü tak, kafanı sıra sokunca gözünü aç, dikkatin dağılır boğulma düşüncesini kafandan atarsın. Bir de boğulacak olsan hisseder çıkarsın zaten. Orada kimse boğulmana da izin vermez zaten :)


  • rock n roll  (27.08.19 21:05:52) 
Su icinde nefes alip vermeyi ogrenin. Su vs kacmayaxsgini anlayacaksiniz boylece.


  • kuehles blondes  (27.08.19 21:09:51) 
bosuna ugrasma hocam ne yaparsak yapalim hepimizin poposunda delik var batiyoruz.

bebekler banyo yaparken su falan yutmasin diye boyna takilan apartlar var, kolluk gibi ama boyna takiyorsun adi boyunluk olabilir onunla deneyebilir. yavas yavas ogrenebilirsiniz.
  • turbo sadık  (27.08.19 21:24:07) 
Ağzını suya sokup burnun dışarıda kalacak şekilde burnundan hava alıp ağzından suya üfle. Bunu ağır bir şekilde yap. Yüzme derslerinde dediğiniz problemi aşmak için bunu yapıyorlar. Kafa dışarıdayken hava çekip kafayı sokunca suya üflemek refleks haline gelince hiç genize su kaçma olmuyor.


  • yagmurkahraman  (27.08.19 21:24:40) 
Ben de eskiden yapamıyordum. Ama ilk başta burnumu bir elimle tutarak bir süre kafam içinde vücudumu yüzeyde tutuyordum. Sonra yavaşça elimi burnumdan çekip serbest stil yüzmeye çalışarak kafamı suyun içinde tutabilmiştim.
Hatta balıklama bile atlayabiliyorum. İlk başta burnu tutarak yavaşça çekmeye alışınca oluyor, deneyin.

  • coca cola  (27.08.19 21:39:40 ~ 21:41:48) 
gözlük kullanıyor musun?


  • megasalexandros  (27.08.19 22:04:29) 
hareketi ufak parçalara bölerek yapmaya çalış.

-misal ben havuza giderken olmazsa olmaz yaptığımız şey suya nefes vermekti. 10 sefer nefesi al, suyun içine "burundan" üfle yapıyorduk. ayrıca her yorulduğumuzda dinlenirken de dışarda değil suya nefes vererek dinleniyorduk.

-bunda biraz ilerleyince eline bir board al ve ellerin önde board'da, kafan suyun içinde aynı şeyi hareket halinde tekrarlamaya çalış. ilk yapmaya çalıştığım anlarda "lanedossun dostum hiçbi zaman yüzemiycam galba :/" diye düşünmüştüm ama bir an geldi ve olmaya başladı.
  • kuul  (27.08.19 22:34:26) 
suda nefes alıp vermeyi öğretmediler

kafan dışarda ağızdan nefes al, kafanı suya şok ağız ve burundan ver
havuzun kenarında tutunarak bunu yap alışana kadar
  • effa  (27.08.19 23:44:08) 
Su decathlondaki tum yuze oturan deniz gozlugu gercekten ise yariyor gordugum kadariyla.


  • red g  (28.08.19 00:54:54) 
bi kac defa yazilmis ama gozluk kullanmiyorsan. gozluk kullan. hemen fark eder. yuzmeden sabit yuzustu durarak havuzun/denizin dibi seyretmeye calis bir kac saniye. alisirsin bence boyle.


  • gonzo opera  (28.08.19 01:09:27) 
Neden sokamıyorsunuz?
Sizi korkutan ne?
Soktuğunuzda neler olabileceğini düşünüyorsunuz?
Daha önce bununla ilgili bir deneyiminiz var mı?
Bir travmanız?
Muhtemelen sokmanın Altındaki sebepleri bulup çözerseniz daha kısa sürede hallolur. Altında bilinçaltından gelen sebepler var gibime geldi.
  • damba  (28.08.19 01:45:22) 
[]

İnsan hayatı bu kadar ucuz mu?

İş değiştirmem gerekiyor. Üniversitede okuduğum bölümle alakalı bir işe ne yazık ki giremiyorum. Yoğun şekilde ilgilendiğim hobimle alakalı iş ilanlarında da o hobinin üniversite bölümünden mezun olma şartı arıyorlar. Bu durumda da bana asistanlık, satış danışmanlığı, müşteri temsilciliği gibi işler kalıyor. Birkaç iş görüşmesine gittim ve insani olmayan şartlar sundular. Haftanın 6 günü, günde yaklaşık 10-11 saat çalışmamı ve asgari ücretle yetinmemi bekliyorlar. Ben gerçekten idrak edemiyorum. Kimse nasıl isyan etmez, bu ülke nasıl ayaklanmaz? İnsan hayatı gerçekten bu kadar kıymetsiz mi ya? Ben haftamın altı gününün neredeyse tamamını verip 2.000-2.5000 TL bandında bir işte çalıştığımda yaşamamın ne anlamı kalacak ki? Bir tek 10 saatlik çalışmanın üzerine akşamlarım ve pazar günlerim kalıyor. Halim kaldı bir şeyler yapacağım diyelim; bu paraya dandik bir tiyatro oyununa bile bilet alınmaz. İnsanlar nasıl yaşıyor bu şartlarda? Bunun adı yaşamak mı ya?




 
ne demiş wilde ? "yaşamak çok nadir rastlanan bir eylemdir, çoğu insan sadece var olur" bu gerçeği benimseyerek devam etmek lazım


  • vladimirdökümov  (17.07.19 11:56:24) 
taşı toprağı altın diye herkes istanbul'a taşınırsa olacağı bu. ne kadar çok insan yaşarsa, o kadar ucuz işgücü demektir. memleketine taşın, hobini işini evinde yap, internetten vergisiz kayıtsız sat, huzur içinde sakin, stressiz, trafiksiz, gürültüsüz, kavgasız, doğal besinlerle ve içeceklerle, tertemiz havada mis gibi yaşa. canın sıkılınca da atla git istanbul'a istediğin zaman..


  • '  (17.07.19 12:03:41 ~ 12:04:12) 
bizim gibiler için hayat = mücadele etmek. başka çaremiz yok.


  • candide  (17.07.19 12:13:05) 
Herkes niye kimse ayaklanmıyor diyor ama kimse de elini taşın altına koyup ayaklanmıyor. Sen başla kitleler arkandan gelsin.


  • Bartebly  (17.07.19 12:14:04) 
evet insan hayatı malesef ucuz
daha da ucuz olsun diye istanbula 1 milyon suriyeli , afgan göçmen daha çektiler.
sen çalışmassan mutlaka bi çalışan bulacaklar.

girişimci ol derim.
  • technicalte  (17.07.19 12:18:35) 
hangi bölüm mezunusun? belki girmeni engelleyen şey konusunda sertifika vs. öne çıkaracak bir şey iş görebilir.

maalesef ülke bu durumda, insanlara yazık
  • passion rules the game  (17.07.19 12:40:49) 
eger okudugum alanda is bulamazsam ya da bir aksilik olur mezun olmazsam sehirde yasamam. sehirdeki islerde de calismam. insaattir, efendime soyleyeyim, tezgahtarlik falan filan.

is bulamazsam baba meslegi ciftcilik yapacagim. yaylada belediyeden arsa kiralarim. devlet destekleri falan var bu konuda. ciftlik falan kurup tavuk, yumurta sut isleri ile ilgilenirim. kafamda bu dusunce var.
ya da sofralik bocek ciftligi kurar bocekleri yurtdisina gonderirim.

asgari ucrete kimsenin yaninda calisamam. yukselme yok bi sey yok. 2500 lira sehir hayatinda kime yetiyor? insani yerinde saydirir hayat boyunca.
mumkun degil. ineklerimin pisligi ile yasarim daha iyi. en azindan huzurum olur, mutlu falan olurum.

bence mezun insanimiz is bulamayinca ya da is begenmeyince is kurmaktan kesinlikle korkmasin. siz is yaratin.
devlet kim?
benim sensin odur. biz devletiz.
ve disardan birinin gelip agzimiza ekmek sokmasini ve akil vermesini bekleme huyundan vazgecmeliyiz. bu ulke bizim, belediye de, banka da, tesvikler de. kimseye ait degil. hepimize ait. yeri ve zamani geldiginde bunlardan en iyi sekilde faydalanmaliyiz.
bunlari disaridan yabancilarin gelip kullanacagina biz kullanalim.
senin durumdan memnuniyetsizligini cok guzel buluyorum. umarim guzel isler yaparsin.
  • Leonardo~Da~Vinci  (17.07.19 13:44:36) 
mezun olmaya bak.


  • lilyb  (17.07.19 14:02:49) 
bunlar iyi günlerimiz.
asgari ücret daha $200 seviyesine gelecek.
belkide sonra $100 kusur seviyesine.
bu fakirliğin sebebi insan ortalamasının çok kalitesiz olması.
girişimci sayısı çok az, başaran siktirp olup gidiyor ülkeden.
zaten girişimcilikten para kazanıp yapıp bu ülkede kalmaya devam edecek salak olmak bir paradoks.
girişimcilerin ne ailesi, ne toplum ne devlet destekliyor.
en az 2-3 nesil bu kalitesiz insna ortalaması devam edecek.
  • aslindasorunumpsikolojik  (17.07.19 14:34:11) 
isyan mı? arada kalmayacağından emin misin bu isyanda?
abartmaya gerek yok.
bak,ortalama üstü maaş alıp bankaları kullandıkları kredi kartı faizleriyle zenginleştiren(!) insanlar var. Yine para harcama temelli mutlu olan insanlar var bu ülkede. Cidden sadece kazandığınla satın alıp mutlu olacağını sanıyorsan o mutluluk gelmeyecek..
  • Erva  (17.07.19 15:42:26) 
Üniversite okusan hatta üstüne yüksek lisans yapsan bile 2500 teklif ediyorlar. Üstelik haftada 6 gün ve günde 10 saat çalışmanı istiyorlar. Şu an diplomasız iş bulabilmek çok iyi bence.

kendini geliştirmeyip 2500 e razı olursan ömür boyu bu şekilde gider. Çünkü kendilerine köle istiyorlar. O paraya ev kirası ödemen, tatil yapman, gezmen mümkün değil. Sadece işsiz değilim dersin. Bu maaşlarla mutlu olabilmek bence de mümkün değil.

Geçen bir iş görüşmesinde mülakatta bana çay yapabilir misin diye sordular. Küfür edip mülakatın ortasında çıkacaktım
  • fake fakeoğlu  (17.07.19 16:19:46 ~ 16:20:27) 
herkes zengin olsaydı kimse kimseye iş yaptıramazdı
insanlık bu şekilde gelişiyor
öldüren ise insancıl olmayan çalışma şartları
  • bir soru sorcam  (17.07.19 16:26:12) 
Evet ucuz. 1 oy değerindesin temelde bakarsan. Ama onu geç.

Bu ülkede senin kast ettiğin yaşamak şansla veya sahtekarlık yapmak ile doğrudan ilgili. Bulunduğun hayattan kopman, hayat seni buraya sürükleyerek getirdiği için zor. Hayatında değişim yapman da bu akıntıya karşı gelmek gibi bir şey oluyor haliyle. Bu yüzden çok zor. Akılla, zekayla ilgisi dolaylı bu şeylerin. Eğer bu işler akılla zekayla olsaydı, geçende burda başarı hikayelerini inandırıcılığını tartışıyor olmazdı insanlar. Çoğu insan kendi tercihlerini yaşadığı yanılsaması içinde bizim ülkede. Ama çok az bir kesim harici yaşamıyor. Bakma sen her şey senin kapasitene bağlıymis gibi alttan kendini övmeye çalışanlara.

Değişim istiyorsan bu mümkün. Ama dürüst insan için çok zor ve zaman alıcı. Bunu kabullen.
  • noisette  (17.07.19 16:31:14) 
Bana da biri buradan kosgeb girişimciliklerinden yararlan, baba parası yeme demişti. Sanki ben çok meraklıyım. Girişimciliğe soyunanlar da batıyor, çünkü insanlar para harcamak istemiyor. Bu şartlar altında niye girişimcilik yapayım?


  • adetsancısı  (17.07.19 16:55:12) 
yazını okuyunca aklıma şu söz geldi "herkes bir kıvılcım bekliyor ama kimse yanan olmak istemiyor"

açıkçası ben de böyle düşünüyorum, bir isyan çıksa varımla yoğumla destek veririm ama yok işte çıkmıyor :) 6 aydır işsizim, ne bir gelecek umudu kaldı ne bir heves. allah sonumuzu hayır etsin.
  • bidakikanizialicam  (17.07.19 17:20:36) 
çevremde kimseye üniversite okumayı önermiyorum, gidin meslek öğrenin diyorum
kombici, muslukçu, klimacı, elektrikçi olun daha iyi.

bu bahsettiğim kişilerin en az 1 ev, 1 yazlık, bir lüks otosu var.
kombiciyi eve getirtemiyoruz amk o kadar yoğun.

dediğim kişilerin yaşı da daha 30 bile değil.

e tabi bu meslekleri yaparken instagramdan havalı fotolar atamassın, pelinsu'yu düşüremessin o başka.
  • technicalte  (17.07.19 17:34:36) 
kizsaniz da xportant'in dedikleri genel hatlari ile dogru.

bu "hem hayalimdeki isi yapiyorum hem de cuvalla para kazaniyorum" olayi 80lerde bitti. yurtdisinda da bu boyle. nufus artti, diplomali sayisinda asiri bir artis var, sektorler dolu. istisnalar tabiiki var ama cogunluk sizinle ayni durumda.

ben para pesinde olan arkadaslara hayal kurmayi birakip piyasa arastirmasi yapmalarini ve mumkun oldugunca az okuyup biran once hayata atilmalarini oneriyorum. okudukca hayatin gerceklerinden kopuyorsun, bu devirde eger akedemiden kovalamayacak isen kendine yapabilecegin en buyuk kotuluk "profesyonel ogrenci" olmak.

ne yapacagini bilemeyen arkadaslara onerim, boktan bir universite diplomasi alacaginiza lise mezunu olarak kalin ve 4 senenizi az bilinen bir yabanci dili cok iyi sekilde ogrenmeye harcayin. mezun olan arkadaslariniz 4 sene sonunda elinde diploma ile aval aval gezer iken siz coktan calismaya baslamais olur ve zengin olmasaniz bile ortalamanin ustunde para yaparsiniz.
  • cooperr  (17.07.19 18:32:50) 
sorunun en temelinde iş standartlarının oturmaması var. üniversite mezunu olmak olmamak değil aslında. devlet memuru değilseniz ya da boğaziçi mezunu olup kaymak bir şirkette çalışmıyorsanız işiniz zor. bugün bir inşaat mühendisi, mimar min. 60 saat it gibi mesai almadan çalışmamalı. devletin bunu denetlemesi lazım. türkiye'deki şirketlerin %90'ı kobi ve bu şartlara sahip. ama devlet bir şey yapmıyor. onun dışında alım gücü çok düşük. insanlar yaşamıyor sadece hayatta kalıyor. birçoğu da sorun etmiyor. herkesin derdi araba almak, ev almak, telefon almak. bir şekilde bunları 150 ay borçla alabiliyorlarsa daha fazlasını talep etmiyorlar.


  • black mamba  (17.07.19 18:57:11) 
ben de benzer şeyler yaşadım, bulduğum işten de pek memnun değilim maaşı dışında. yeni mezun/tecrübesiz işsizliği diğer işsiz kalan insanların durumundan çok daha farklı. herkes "bulduğuna şükret" diyor ezberlemiş gibi ama tüm bunların hayatta kalmak için geçici olduğunu düşünüp kendini avutabilirsin belki biraz. ben öyle yapmaya çalışıyorum. yoksa madenlerde vs. ne şartlarda çalışan insanlar var senin benim bulduğum iş ona kıyasla muhteşemdir belki ama herkesin hayattan beklentileri ve standartları farklı bana kalırsa altı gün çalışmak insanlık dışı iki gün dinlenmeden çalışmak berbat ama çoğu insan böyle çalışıyor, bu duruma alışmaksa en korktuğum ve hepsinden berbat gelen bir şey. tüm bunlar hayata geç yaşta atılmaktan ve ülkenin bu konuda en boktan dönemlerinden birini geçirmesinden dolayı. muhteşem bir combonun içine düştük bence.

yaşamak bu değil ama idare etmekten başka çaremiz yok şimdilik.
  • nickimin hakkini veremedim  (17.07.19 18:59:59) 
başka bir duyuruya yazmıştım. aynen kopyaladım.
Herkes anasının karnından vizyoner doğmuş, kişisel gelişim gurusu olarak doğmuş haberimiz yok.
Gene her konuda olduğu gibi burada da insanımız nedeni sorgulamak yerine güçsüz olana, zaten ezilmiş olana yıkmış sorumluluğu.
Çok değil bundan 15 20 sene önce üniversiteye yeni girmiş adama kaç kişi kendini geliştir diye bomboş, ne ifade ettiği belli olmayan bir tavsiye vermiştir?
Bir kişinin girdiğini üniversiteden donanımlı olarak çıkamaması neden onun suçu oluyor?
Memlekette son 20 yılda nüfus 1/3 artmış, endüstri kavramı farklı aşamaya geçmiş ama bu konuda laf kalabalığından başka bir şey yapmayan ne yöneticiler suçlu ne başkası. Suçlu öğrenci, işsiz yeni mezun.
AB demiş şu yıla kadar şu yaş grubunda şu kadar yükseköğretim mezunu olsun demiş. Gene bakmış yarını düşünmeyen insanımız nasıl yapsak bunu diye her köşe başına üniversite açmış. Mis di mi hem şirketlere pr ve vergiden kaçınma alanı hem yönetici tayfaya işsziliği gizlice düşürme yolu.
Sadece İstanbul da 60 a yakın üniversite var. Ama suçlu kim, öğrenci. Memleketteki computer science phd sahibi elemanları birer birer dağıtsan bilgisayar mühendisliği bölümlerine yetmiyor ama olsun nitelik değil nicelik önemli. Yetmiyor zaten başlı başına sorunlu bir aöf sistemi varken diğer üniversitelerde aynı yola giriyor.
Bu kadar üniversite açmış peki başka ne yapmış? Hiçbir şey. Çimento tüketiminde ve işçi ölümlerinde liderliğe oynamaktan başka hiçbir şey ama sorun vizyonsuz öğrencilerde.
Yıllarca oku oku da böyle olma diye meslek aşağılandı bu ülkede sistematik olarak. Şimdi gene o aşağılanan meslekleri gösterip ama siz de iş beğenmiyorsunuz diyorlar.
Peki bu iş beğenmiyorlar diye gösterilen işlerde bu lafı söyleyenlerin kaçı az da olsa çalışmıştır o işlerde? Günde 12 13 saat haftada 6 gün asgari ücretten yarım sigortalı çalıştı mı tekstil atölyesinde bunu söyleyenler?
Ben bugün 9 saat yol yaptım.
Niye? Şeref yoksunu eski patronlardan biri piyasaya çıkmış gittik kavga dövüş 4 yıl sonra 2 bin lira aldık. Şimdi bu adam gene mekan işletiyor, ben gene işsizim ama sorsan iş beğenmiyoruz.
Kendi emeğinin sömürülmesini o kadar normalleşmiş ki adam ya ben yandım başkası yanmasın demiyor ben çok dayak yedim sen isyan etme sen de ye dayağını gel iki de ben vurayım diyor.bunu öylesine normalleştirmiş ki kendisinin yanlış yaptığını kabullenmektense başkalarını da yakmayı daha makul görüyor.
Memlekette 'network' olmadan 'referans' olmadan bir halt olmuyor, zorunlu stajda bile araya adam sokman lazım ama maşallah öğrenciden beklenen superman olması.
Yurtdışı görsün, staj yapsın, dil öğrensin - 1 tane de değil ha en az 2 - güzel bir ortalama ile güzel bir yerden mezun olsun.
Yeter mi yetmez bi de yl yapsın ne de olsa herkers lisans mezunu artık.
Nasıl olacak bunlar hele bir anlatın da bilelim.
O 'iyi' sayılan üniversitelerin aldığı öğrenci sayısı belli. Napsın dışarıda kalanlar var mı bir öneriniz?
Eğitimde fırsat eşitliği dediğinde diplerdeyiz.
Memleketin yarısı asgari ücretten kölelikten belki biraz iyi şartlarda çalışıyor. Bu insanlar çocuklarını zaten özel okula yollayamıyor. Kurs ücretleri 5 6 aylık asgari ücret en iyi ihtimalle.
Ya hadi her şeyi geçtim hiç açıp baktınız mı sınava hazırlık kitapları kaç para?
Kolay mı sizce anne baba ben odtü kazanana kadar sınava gireceğim demek? Memlekette son 15 yıldır liselerde İngilizce namına bir halt öğretilmiyor.
Ama İngilizce mühim, olmazsa olmaz. Ne yapacak kursa gidecek yetmez çünkü anasından native doğan birileri beğenmez onu illa bi yurtdışı görmesi lazım. Git desene bir 2000 lira maaş alan annene anne ben erasmus yapacağım ama hibe falan sıkıntı nasıl yaparız diye?
Her yerde o kadar çok var ki bu herkesi kendi ile aynı imkalara sahipmiş de diğerleri sırf gıcıklık şerefsizlik olsun işsizlik var denilsin diye işe girmiyormuş gibi yargılayan.
Hepsi vizyoner hepsinin kulağına adlarıyla birlikte geleceğin meslekleri okunmuş. Hiç sistemin, yönetenleri falan suçu yok ama. Suçlu bir umut ben okumadım o okusun diye çocuğunu iyi kötü bir üniversiteye sokmaya çalışan anada babada, onların kişisel gelişim gurusu olamayan evlatlarında.
İnsanlar işsizlikten parasızlıktan intihar ediyor ama işte vizyonsuzlar be abi hep onların suçu.
  • denek hayatım  (17.07.19 19:47:11) 
(bkz: ataması yapılmayan öğretmenler platformu )'a bakarsak baslik 2009'da acilmis, 11 ogretmenin intahar ettiginden bahsediliyor. 90'larda boyle bir proble oldugunu hatirlamiyorum, hatta ozel okullarin sayisi yeni yeni artmaya baslamisti, bu okullar devletteki iyi hocalari cektikleri icin devlet okullarinda hoca sikintisi vardi bir donem. dolayisiyla sikinti 2000lerin ortalarinda baslamis gibi ve katlanarak devam ediyor, isin boku cikmis durumda.

is bulamadigindan yakinan arkadaslarin mantigi ise su sekilde: ben bunu bile bile hayalimde ogretmenlik var diye catir catir ogretmenlik yazarim, okul bitince de devletin bana is bulma zorunlulugu var. madem is yok o zaman bolumu kapatsin.

ne desem bilemedim..
  • cooperr  (17.07.19 21:03:27) 
ya eğitim faşistliği tamam ben de katılıyorum ama adam marangoz olunca da dünyaları kazanmıyor ki? nerede o lüks arabası olan, bir evi bir yazlığı olan marangoz gösterin? bak yukarıda söylemiş mezun değilim iş başvurusu yapıyorum sömürüyorlar diyor. marangoz sanki kral gibi yaşıyor.

iki taraf da haklı. üniversitenin bi anlamı kalmadı, herkes sanki meslek garantili yaklaşır oldu ki ne alaka ((zaten şu öğretmenlik meselesini ayrıca saçma buluyorum, beni de atasın o zaman devlet çok daha yüksek puanlı bir yerden mezun oldum (ne alaka yani?)) ama üniversite okumamak da bir şey getirmiyor, iyice para kazanmak zorlaşıyor, asgari ücrete talimsin.

herkese hak verdim. şimdi bir de yüksek lisans konusu çıktı, apartman üniversitelerinde bile yüksek yapabiliyorsun, dandik kurul toplanıyor baştan savma karalanmış tez sunuluyor, ok bitti.
  • lilyb  (17.07.19 21:07:30) 
@denek hayatım ağzına sağlık. +1


  • black mamba  (17.07.19 21:16:05) 
yardım ve tavsiye isteyen birine 'senin suçun' demek de bizim ülkeye özgü bence. reddit'te takılıyorum. cevabı en basit bir google aramasıyla sorulan sorulara bile düzgünce cevap veriyorlar (olması gereken de bu). çok üzücü bi durum bizde aynı kültürün olmaması. bu iletişim bozuklukları çok önemli ve ülkenin durumunun da özeti.

buna uymayan bi sürü kişi var ama kötüler iyiden daha çok göze batıyor işte.
  • curious mind  (17.07.19 21:26:40) 
denek + 1 yazılabilecek her şeyi yazmış zaten.


  • Wasking  (17.07.19 21:40:40) 
[]

Kanal tedavisinden çok korkuyorum

Artık kaçışım kalmadı, kanal tedavisi olacağım fakat çok korkuyorum. Bu konuda içimi ferahlatacak olan ve canımın acımayacağını iddia eden var mı acaba?




 
elini sıkacak biri olsun yanında


  • same idiot  (16.07.19 11:30:30) 
Kanal tedavisi yüzünden kimse ölmemiştir. Sen de ölmezsin çok istisnai bir durum olmazsa. Yüksek ihtimal de ölmezsin.


  • datnet  (16.07.19 11:30:48) 
dolgudan hiç bir farkı yok. uyuşturduktan sonra bişey hissetmiyorsun.


  • dedim ben sana  (16.07.19 11:33:49) 
ooo artık kaçacak yer yoksa diş baya enfekte olmuş demektir. işin çok zor ama sonu aydınlık. eğer doktor dişin içine iğne vurmak zorunda kalırsa çok acıyor net bilgi. geçmiş olsun.


  • suwat  (16.07.19 11:38:11) 
Bu dünyada tanıyıp tanıyabileceğin acı eşiği en düşük kız arkadaşım bile acı hissetmediği söylemişti. Korkma acımayacak ;)


  • '  (16.07.19 11:38:51) 
haha ne ölmesi ya, hiçbir şey hissedilmiyor ki. sadece o dişi delen makinanın sesi vız vız biraz sinir bozucu.

sen asıl kanal tedavisi olmazsan çekeceğin ağrıyı sor buraya da anlatalım. o diş lanet gibi gece başlar genelde ağrımaya. o saatte dişçi de bulamazsın. şahsen sabaha kadar kafamı duvara vurdum; belki kafam kırılır da bu acıyı hissetmem diye. uyumak falan zaten na-mümkün.
  • istanbul kanatlarimin altinda  (16.07.19 11:39:47) 
uyuştuktan sonra bir şey olmaz. korkma o kadar.


  • teritori  (16.07.19 11:40:21) 
Kanal tedavisi olmadan önce gece ağlayarak uykudan kalktığımı hatırlıyorum, inanılmaz ağrıyordu dişim. İğneden sonra uyuşuyor zaten hiçbir şey hissetmiyor insan. Korkulacak bir durum yok, geçmiş olsun dileklerimle


  • black holes in the sky  (16.07.19 11:46:06) 
Can acimasi falan yok yahu. Tam tersine rahatlatici bir etkisi var. Tek sikinti agzini ayirip bir sure acik bekletmen. Baska da bir sikintisi yok. En son korkulacak operasyondur kanal tedavisi dedigin.

Edit: Disci senin disler ugrasirkenki sure boyunca agzi acik tutmaktan bahsediyorum.
  • stavro  (16.07.19 12:29:42 ~ 14:23:46) 
2 kesin bilgi vereyim size, yayalım :)

1) devlette kesinlikle diş tedavisi yaptırmayın
2) ben 2 defa kanal tedavisi oldum, acı hissetmedim. ağrıdı ama dayandım demiyorum, bildiğin ağrımadı. tıbbın elinde öyle narkotik ilaçlar varki doktor kör testere ile bacağınızı kesse dönüp bakmazsınız.

stavro'nun dediği ağzını dudaklarını hissedemeyip, 3-4 saat ağzı açık gezme durumu artık yok. 5-6 senedir yeni nesil narkotikler sayesinde bu bile yaşanmıyor. hatta ben doktora sordum ne değişti diye, yeni uyuşturucular artık böyle demişti.
  • aslindasorunumpsikolojik  (16.07.19 12:54:36 ~ 12:56:28) 
[]

Düzgün üst bulamamak

Gardrobumda çok sevdiğim eteklerim ve şortlarım var ama bu alt parçalarla uydurabildiğim çok az üst parçam var. Üst almaya çıktığımda da genelde hiçbir şey beğenemeyip altlara yöneliyorum. Sonra da bu altları kombinleyebileceğim gömlek, bluz ya da başka bir üstüm yok diye söyleniyorum.

Sizde de durum böyle mi acaba? Üst alışverişlerinizi nereden yapıyorsunuz?


 
Ayni dertten muzdaribim.
Hele bu sene üst alisverisi yapmak cok zor. Azicik göbegim var, yeni ne alsam o göbek görünecek. Uzun tisörtler de güzel durmuyor. Artik göbegimden utanmadan kisa giyinmeyi ögrendim :D

  • chitosan  (26.06.19 11:35:33) 
Tek renk basic tişört alıyorum ben sadece. O da her yerde var. Koton, h&m vs.


  • elorelia  (26.06.19 11:39:01 ~ 11:41:38) 
Ben kıyafetlerimde desen sevmem. Çiçekli böcekli desenler özellikle. O yüzden sade, düz renk üstler alıyorum. Ya da üst çok canlı bir renk ama altı çok sade olabiliyor. Birkaç tane beyaz, krem tonlarında farklı yaka ve kol tipinde bluzum var mesela onlar her şeyin üstüne oluyor. Bir de alt parça alıyorsam onun üstünü kafamda kurmadan almıyorum.

Hafif kısa büstiyer tarzı üstler de şort ve yüksek bel eteklerle kullanışlı oluyor. Belirli bir yerden almıyorum, neresi denk gelirse.
  • aquarium  (26.06.19 11:57:17 ~ 11:59:51) 
bende de tam tersi, aksine alt bulamiyorum ve bir suru ustum oldu, hep ayni altlarla kombin yapiyorum. yazin gerci sadece elbise giyiyorum hemen hemen. ustlerimi genelde massimo dutti, yargici, oxxo (basic tek renk bluzlar) gibi yerlerden aliyorum. massimo dutti de bir ara ozellikle cok guzel ipek tarzi kisa kollu gomlekler vardi bluz gibi de. ayrica zara'da da guzel parcalar cikiyor. genellikle ustlerim desensiz (bazi ipek tarzi gomlekler haric) ve tek renk olur. kesinlikle zimbali tasli seyler almam bu arada.


  • kassiopeia  (26.06.19 12:26:59 ~ 12:27:28) 
[]

neden intihar etmiyoruz?

bu soruyu hep 'neden intihar etmiyorsunuz?' şeklinde sorardım ama bu kez bize çevirdim özneyi. neden intihar etmiyoruz ki?

işi olan her sabah kalkıp işe gidiyor, başkalarının işlerini yapıp hayat mücadelesi veriyoruz her gün. işi olmayan ise sıkıntıdan patlıyor ve varoluş sancıları çekiyor. hayatın eksileri, artılarından çok benim için. yaşamak gerçekten çok zor ve çok zahmetli. haftada 3-5 saatlik eğlenceli an için günlerce çalışıyoruz, kendimizi paralıyoruz. bu kadar acı çekmeyi gerektirecek bir güzellik göremiyorum ben yaşamaya dair. siz ne görüyorsunuz da yaşamayı sürdürüyorsunuz?


 
herkes seninle aynı hayatı yaşamıyor o sebeple, hayatın güzelliklerinin farkında olanlar takılıyor diğer ezik ekipte etmeyi düşünüyor ama eyleme dökemiyor


  • vladimirdökümov  (19.06.19 23:17:21) 
tek bir tane hayatım olduğu için keyif alabilmek adına elimden geleni yapıyorum. söylediğin gibi, baktığın zaman çoğumuz saçmasapan hayatlar yaşıyoruz ama olsun. ben hala bazen akşamüstü oturup da çay içince veya gece yatağıma uzanıp "hehehehe şimdi 8 saat uyuycam lan, negzel her yer de karanlık, tam uyku havası mmm" deyince mutlu oluyorum. aslında tam bir yıkığım. hayatımda doğru giden neredeyse hiçbir şey yok. anksiyete aldı başını yürüdü. ama iç huzur mu denir artık, küçük mutluluklar mı denir bilmiyorum, bi' şekilde tutunuyorum. tutunmak bile denmez aslında. seviyorum çünkü yaşamayı. bana da zor geliyor, ben de çok güzel olduğunu düşünmüyorum ama var olmak güzel yani benim için. bazen saçım dökülünce bile ilginç geliyor, hoşuma gidiyor. olumsuz anlamda bile olsa yeni bir gelişme, farklı bir şey... hiç olmasaydım, yaşanmazdı. o açıdan var olmayı seviyorum ben. bir gün gelecek ve hiçbirimizden geriye hiçbir şey kalmayacak.

o yüzden ölmek istemiyorum. zaten öleceğim. intihar etmek isteyen birisi için bu cümleler çok anlamsız, biliyorum, 5 yıl önce teşebbüs etmiştim. o zaman bana böyle saçmasapan laflar etseler gülüp geçerdim ama şu an kendi adıma ölmek istemiyorum yani, açıkçası sen sorana kadar da niye böyle olduğunu pek düşünmemiştim.
  • der meister  (19.06.19 23:22:47) 
Denerdim ama becerememek de var.


  • geçerkenugradım  (19.06.19 23:26:18) 
Acıve dert çekmekten zevk alıyorum


  • goodman  (19.06.19 23:30:06) 
tanışacak çok insan, öğrenecek çok bilgi, gezecek çok yer, tadacak çok zevk var. hiçbirine ömür yetmez.


  • bonanza  (19.06.19 23:38:00 ~ 20.06.19 19:46:58) 
Spontane yaşamak daha güzel olduğundan. Ölümün de plansızı güzel gelir insana.


  • (s)AINT  (19.06.19 23:42:54) 
Hayat her şeye rağmen güzel olduğu için benim gözümde intihar eden kim olursa olsun geri zekalıdır. Hele hele hayat çok sıkıcı diyerek intihar eden 9x gerizekalıdır. Şu hayatta zevk almaya bakacaksın.

Ben niye etmiyorum? kafama bir şey takmıyorum, çalışmıyorum, sıkılmıyorum, geziyorum, istanbul'un ara sokaklarına kadar giriyorum, sahilde bisikler sürüyorum bu bile keyif veriyor. Hatta arkadaşlarımın gelesi olmadığı zamanlar sözlükten bile bir adam bulup kafayı güzel yapıp geyik yapabiliyorum.

Kendinizi mutlu etmeye bakın.
  • eazy  (19.06.19 23:50:31) 
Benim sebebim din.

Ha din dediysem müslüman değilim. Tanrıya da şu an yüzde yüz inanmıyorum. Ama bir gün suphesiz inanacagimi düşünüyorum.
Intihar mi dedin? Ben daha dün intihar edecektim ya la. :) ama etmedim. Şu an aranızdayım.

Eğer intihar edersem vazgeçmiş olacağım. Ben şu an zaten yaşadığımı düşünmüyorum. Ölüyüm ben. Yaşamak için çabalamalıyım. Vazgeçersem yaşama kavuşma ihtimalim de yok olur.
  • dont eat me  (20.06.19 00:01:22) 
umarım acınası hale geldiğimde bunu yapacak bilincim olur. yaşlanınca ederim gibi geliyor.


  • 9kuyruklukedi  (20.06.19 00:02:21) 
intihar yolları zahmetli. kendini yakmak, asmak, suda boğmak, metronun önüne atmak, balkondan atlamak hepsi çok korkunç geliyor. ilaçla etmek de zor dozajı ve ilacı iyi ayarlaman lazım mide yıkatıp rezil olduğunla da kalabilirsin yanlış bi şey içersen çok korkunç bi şekilde de can verebilirsin. kafaya sıkmak nispeten rahat gibi geliyor ama onda da hem silah temin etmek kolay değil hem de kendini öldüremezsen deforme bi kafayla pipettten beslenerek yaşamaya devam edersin (var öyle örnekler). ötanazi olsa güzel olurdu.

edit: bilekleri kesme ve gazla zehirlemeyi unutmuşum. şahsen kesmenin düşüncesi bile acayip yapıyor içimi çok rahatsız edici benim için. gaz en iyisi olabilir ama iyice dolunca uykuya dalıyosun falan deniyor öyleyse çok iyi ama boğuluyor gibi can çekişerek ölürsek o da epey kötü. tabii tek yaşaman lazım ve gazın odayı doldurması uzun sürer iyi kapatmak lazım camı kapıyı vs. harbiden hepsi çok zor ya.
  • semaforo de medianoche  (20.06.19 00:02:52 ~ 02:39:22) 
Sen niye etmiyorsun? Benimki de dinden ötürü.


  • Bartebly  (20.06.19 00:15:05) 
Canım kardeşim kiyiya vuran dildolar

Çalışan sabah kalkıyor, çalışmayan sıkılıyor falan demiş o yüzden o örneği verdim. Şu sitede satalışacak son kişi benim, etliye sütlüye karışmam, kendi halimde takılırım. Hiç sataşma bana. İntihar edenlere saygı duymuyorum, bana aptallık geliyor. Napim yalan mı söyleyeyim.
  • eazy  (20.06.19 00:24:24) 
Çünkü hayatta bu kadar küçük pencereden bakmıyorum :) çok mu para kazanıyorum? Hayır, resmen karın tokluguna çalışıp günü kapatıyorum. Çok mu istediğim yerdeyim? Hayır ama sahip olduklarımla mutluyum şu an için. Çok mu sağlıklıyim? Hayır, ama çoğu kişiye göre evet, en azından ölümcül birşeylerim yok. Gibi gibi..

Bence her sabah doğru düzgün canın acimadan desteksiz vs nefes alabiliyorsan, az çok başkalarına ihtiyaç duymadan yaşayabiliyorsan devam etmeye sebep hep.
  • superfluid  (20.06.19 00:29:58) 
Chuck Palahniuk Fight club’ta ne diyor: “Nefret ettiğimiz işlerde çalışıp gereksiz şeyler alıyoruz. Bizler tarihin ortanca çocuklarıyız. Bir amacımız ya da yerimiz yok, ne büyük savaşı yaşadık ne de büyük buhranı. Bizim savaşımız ruhani bir savaş, en büyük buhranımız hayatlarımız.” En başta bunu kabullenmek lazım sanırım.


  • astrid  (20.06.19 00:38:17) 
İzledigin guzel bir film, yedigin guzel bir yemek, hoş bir sohbet bile yasamaya deger, hiçlikten iyidir.

Modern insanin yalnizligi, kapitalmizin koleligi falan geyik geliyor bana. O yuzden mehmet piskin’i alkislayan tayfadan da degilim.
  • pofudukayi  (20.06.19 01:03:09) 
Belki yarın güzel bi gün umudu,


  • photo85  (20.06.19 01:29:15) 
çünkü beceriksizim ve kolay bir intihar yöntemi yok. en popüler yöntem kendini asma mesela günlerce evde nereye asılacak ki bu kodumun şeyi diye yer aradım bulamadım. bu intihar edenler nereye asıyor onu da anlamadım. ip de yok gerçi gidip almaya kalksam ne dicem bana ordan bi intihar ipi ver mi dicem. evden çıkmıyorum ki onu almaya gideyim. aldım diyelim bağlamayı da beceremem muhakkak. diğer yöntemlerin de hepsi çok zahmetli ve illa ki bir kurtulma ya da ölmeyip sakat kalma ihtimali var. en çok korktuğum şey kurtulup sakat kalmak ki bu beceriksizlikle her şeyi daha da bok edeceğimden eminim nerdeyse. yani kısaca zor. keşke kolay bi yolu olsaydı.


  • çok mutsuzum  (20.06.19 01:44:29) 
Öncelikle din inancımdan dolayı intihara kalkışmıyorum.
Kafama silahla sıkacak ya da kendini asıp ölmeyi bekleyecek bir insan değilim. Hap içip ölmeye kalkışsam 112'yi arar ambulans çağırırım. Tabi bunların en büyük sebebi, "Ulan niye yaşıyorum ki?" deyip ölmenin daha faydalı olacağı bir hayatımın olmaması.

İsmet Özel şöyle demis, "40 yaşıma kadar intiharı düşündüm. İntihar geride kalanlara yönelik ağır bir suçlamadır. Hayatımda o tiynette bir insan olmadığı için vazgeçtim."

Kimse kendi için intihar etmez. Birilerinin bundan sorumlu hissetmesini istediği için eder. Düşünsene sevgilin senden ayrılıyor, iki gün sonra intihar haberini duyuyor. İçi sızlamaz mı? Benim yüzünden mi diye düşünmez mi? Bütün intiharların sebebi bu bence. İnsanların hayatında istediği yeri edinememiş kişilerin sonsuza kadar sürmesini diledikleri bir sorumluluk ve suçluluk duygusu bırakmak. Bana kalırsa çok bir etkisi yok. Varsa ailen üzülür hayatı boyunca. Geride kalan kişilerin cok büyük bir kismi bir sure sonra hayatına devam eder, aklına bile gelmez. İntihar notu yazıp açık açık suçlasan bile.

İntiharı bir yere bağlamayıp, hayatın tekdüzeliği ve bir yere bağlanıp bağlanmaması sorusu üzerine After Life dizisini tavsiye ederim. Orada geçen ana fikir kısaca şu, hayatın güzelliği tek bir kere yaşanmasından geliyor zaten. Bir filmi yarısında kapatıp sonra devam etme şansımız ya da onlarca kez izleme şansımız var. Ama hayatın yok. Bizim seçmediğimiz bir yerde başladı hayat ve intihar haricinde bizim seçmediğimiz bir yerde bitecek. Bütün heyecanı burada. Hayatı güzelleştirmek de bizim elimizde, klişe ama öyle. Oturup sürekli intiharı ya da varlığın sebeplerini düşünmek buhrana yol açar. Hayata biraz hareket katmak lazım. Her şeye rağmen hayat yaşanılmaya değer bence.
  • black holes in the sky  (20.06.19 02:45:56) 
Ben de bilmiyorum. Veren de yok zaten.


  • Elduinnnn  (20.06.19 05:21:30) 
tolstoy "itiraflarım" kitabını okuyabilirsin bakmadıysan


  • sosyal yalniz  (20.06.19 09:33:50) 
dini yönü ağır basıyor. bide ölümden korkuyorum ben ya. gömülme düşüncesi falan. bide bebeğim olacak şimdi kimbilir belki herşey daha güzel olur.


  • ferrarimizolaydisatardik  (20.06.19 10:37:57) 
2 yaşında kızım var. 1,5 ay sonra oğlum olacak. tabi ki yaşayacağım. rezil bir hayatım olsa da fedakarlık yapacağım. he isteyen gitsin ölsün. bana ne?

edit : hayatım şahane değil ama yaşamayı seviyorum. kızımla geçirdiğim vakitlere bayılıyorum. yeni hobiler ediniyorum. zevk almaya çalışıyorum.
  • zam sampiyonu domates  (20.06.19 12:47:42 ~ 12:48:25) 
hayat işte çok yorulunduğu için, ya da işi olmayan için de boş boş oturup canı sıkılındığı için katlanılmaz ve çekilmez ise verebileceğim tavsiye sırtına çantanı ve var olan tüm maddi birikimini, yoksa da ordan burdan bulunacak belli bir parayı alarak kendi çapında bir dünya turuna çıkmak olurdu. eldeki parayla yola çıkıp belli yerler gezildikten sonra gidilen yerlerde yapılacak ufa tefek işlerle gezi sürekli hale getirilebilir. benzer şekilde can sıkıntısı ya da hayattaki problemlerden bunalıp yola çıkan kişilerin yazıları okunarak hem motivasyon kazanılabilir, hem alternatif rota ve planlar oluşturulabilir.

normalde insanları böyle bir tura çıkmaktan alıkoyan şey sahip olunan sorumluluklar veya hayat konforunu bozma endişesi yüzünden halihazırdaki işi bırakıp cesaret edememek oluyor ancak intiharı düşünecek kadar her şeyi boş vermiş birinin bu tip bir engeli olmaması gerekir mantıken.
  • del piero10  (20.06.19 14:03:12 ~ 14:48:18) 
bi saat önce uzun bir yürüyüşten geldim. saatlerce bunu düşündüm, etmeli miyim edersem hangi yolla ederim diye. şimdi böyle bi başlıkla karşılaşmak garip oldu. cevabı bulursam editlerim burayı :)


  • bidakikanizialicam  (20.06.19 15:14:03) 
Temel içgüdüler üremeyi ve bunu başarabilmek/sürdürebilmek için de hayatta kalmayı hedefliyor. İntihar edebilen, bu kararla ölebilme becerisi olanlar; haliyle genlerini günümüze aktaramadılar.


  • Etanglement  (20.06.19 15:20:31) 
intihar edersem çekilecek filmleri izleyemem
bu beni çok motive ediyor mesela

  • superb  (20.06.19 15:24:22) 
çünkü var olmak yok olmaktan her zaman için daha iyidir. hayatı bouynca çok acı şeyler yaşamış kişileri dışında tutarsam bütün bu varoşuş sancıları, anlam bulma çabaları falan çok boş geliyor bana. yanlış olmasın 20 li yaşlarımda dibine kadar yaşadım bu boku o günlerime istinaden söylüyorum. şimdiki aklım olsa aldığım tek nefesi bile boşa geçirmez tadını çıkatırdım.

neyse konuyu bir kısım okuyucuya komik gelmeyecek bir fıkra ile sonlandıralım:

+18, argo içerir

geçmiş dönem; şehrin kadısının önüne iki suçlu getirilir, biri cinayetten diğeri de zina dan suçlanmakta. önce cinayet işleyen getirilir, kadı tarafları dinler eder, kararını verir:

- tiz kellesi vurula!

ardından zina eden getirilir, kadı yine dinler eder, kararını verir:

- tiz götü siküle!

yeniçeriler iki suçluyu da alıp cezalarını infaz etmek üzere dışarıya çıkarırlarken zinacı eleman yeniçerilere seslenir:

- agalar karıştırmayın sakın, götü sikilecek olan benim ha!


+18, argo içerir
  • issiz karga  (20.06.19 15:40:09) 
intihar etmeyi ciddi olarak hiç düşünmedim. ama düşünseydim ve yapmış olsaydım, ya da bir şekilde ölseydim şu yaşıma kadar yaşadığım güzel anıların hiçbirini tadamayacaktım. bence çok üzücü.

hayatın çok eksileri var tabi ama bazen tek bir artısı oluyor, bütün eksileri unutturuyor. bırak 365 günün 10 günü müthiş, 355 günü kötü geçsin. müthiş günlerimzin şerefine yaşayalım.
  • istanbul kanatlarimin altinda  (20.06.19 15:53:48) 
e zaten ölüm bize geliyor, bizim ona gitmemize gerek var mı? her şey zamanla düzelir, ölüm şu hayatta düzelmeyen tek şey...


  • babilbaligi  (20.06.19 16:01:11) 
sevdiceğin gülcemalini bir kez daha görüp; onunla bir gün daha birlikte olmak, "neden intihar etmiyorsun?" sorusuna vereceğim ilk yanıt olurdu.
ikinci yanıtımsa, tereyağlı 1,5 iskender.
bu ikisi, benim için yaşamak için yeterli sebep.
  • pangea  (20.06.19 22:34:14) 
[]

moka pot sorusu

görsellerde yer alan iki moka potu da bulaşık makinesinde yıkama hatasına düştüm. ikisinin de kapaklarındaki metal kısımları boya vermeye başladı :( bulaşık makinesinde rahatça yıkayabileceğim bir moka pot tavsiyeniz var mıdır?

i.hizliresim.com

i.hizliresim.com

 
İkea'daki çelik potlar yıkanıyor diye hatırlıyorum ama yine de elle yıkama en güzeli. Gerçekten neden makinede yıkamaya ihtiyaç duyuyorsunuz?


  • milletin efendisi olmaya gelen adam  (08.06.19 23:20:52) 
cevaplar için teşekkürler. elde yıkadığımda yeterince temizlenmiş gibi hissetmiyorum ve çok zahmetli geliyor köpüklemek falan.


  • fragile lady  (08.06.19 23:24:33) 
moka pot kopukle yikanmaz ki. suyla calkalayip koyarsin kenara kurur. kahvenin rahiyasi moka potta kalir,sonraki demlemelerde daha hos bir tat alirsiniz.


  • 1917  (08.06.19 23:36:44) 
[]

Dilara Koçak'ın hırkası nereden?

İşbu fotoğraftaki hırkaya bayılmış bulunmaktayım. Acaba nerede satıldığını bilen, bir yerlerde buna benzer bir şeye denk gelen var mıdır aranızda?

i.hizliresim.com


 
bilgi@mezurasaglik.com.tr mail atarsan resmi de ekle cevap gelir.


  • jamswety  (27.05.19 17:28:00) 
[]

Sıra dışı abur cuburlar

Deliler gibi sevdiğiniz ve ısrarla önerdiğiniz sıra dışı abur cuburlar var mıdır? Tatlı tercihimdir ama tuzlu da olur.

Benim önerim Kahve Dünyası'nın yaban mersin ve bitter çikolatalı Frutibon'u ve elbette ki sıra dışı olmasa da Intense.


 
Valla sıradışı filan değil ama cevizli sucuk en sevdigim abur cubur öyle boyle değil. Şunu kastediyorum:

encrypted-tbn0.gstatic.com
  • Amaranta ursula  (04.04.19 12:57:15) 
ben de chips ahoya bayılıyorum ama hiçbir yerde yok türkiyede. bulan olursa mesajını bekliyorum


  • diyarbakir karpuzu  (04.04.19 13:01:39) 
Turkiye'de yedigim en guzel donutlar Ikea'da satiliyor.

Costco'nun soft cookie'sini cok ozluyorum.
  • Traveler  (04.04.19 13:05:11) 
goo.gl

images.app.goo.gl

images.app.goo.gl

goo.gl

goo.gl

Yine de ben en çok kavrulmuş fındık yemeyi seviyorum:)
  • megalomaniac  (04.04.19 13:08:40) 
Acik ara favorim kurutulmus mangodur. Hem saglikli hemde harika bi atistirmalik.

+ Tatli patlamis misir.
  • VIPCH  (04.04.19 14:00:26) 
  • kitik  (04.04.19 14:07:43) 
[]

En son kimin konserine gittiniz?

Konsere gitme sıklığınız nedir? Bütçenizin ne kadarını ayırıyorsunuz konsere? Bir de en son kimin konserine gittiniz ve nasıldı?




 
Konser, parti, tiyatro, sinema gibi ortamları hiç sevemedim. Kalabalığı sevmiyorum çünkü.

En son Lefkoşa’da yirmi7 konserine gitmiştim. 2016’nın sonları gibi. Güzeldi.
  • (s)AINT  (21.03.19 23:00:17) 
karsunun crr konserine gittim. mükemmeldi. 1.5 ayda bir falan güzel buldukça gidiyorum konsere. aylık harcamam 3500 civarı, aldığım biletler 50-70 arası, daha fazlasına içim elvermiyor.


  • neverlose  (21.03.19 23:00:39) 
geçen sene 9 konsere gitmişim. genelde de 10 civarı olur senede düşününce. bütçe meselesini de dinlemek istediğim bi grup gelince çok düşünmüyorum. yani harcarken düşünmemi gerektirecek ekstrem paralar olmuyor sonuçta. en son tiger lillies'e gitmiştim geçen ay. cumartesi günü nekropsi var.


  • tepedeki psychedelic adam  (21.03.19 23:01:04) 
konserlerde çalışıyordum geçen sene bu zamanlar. haftada 1 falan konser oluyordu. son gittiğim konser mayıs ayında australian pink floyd'du yanlış hatırlamıyorsam.


  • reavelyn  (21.03.19 23:02:31 ~ 23:03:05) 
sanırım 2016 - haggard. fena değildi.


  • xiii  (21.03.19 23:03:46) 
Büyük Ev Ablukada - Moda Kayıkhane konserine gittik bir ay önce kadar. yılda maksimum 5'i geçmiyordur sanırım. düzenli ve tarihleri belirli bir işte çalışmadığım için ileri tarihli bilet almak zor oluyor.


  • amelie poulain  (21.03.19 23:05:11) 
en son mor ve otesi konserine gittim aralik sonu gibiydi; gayet guzeldi. firsat buldukca gitmeye calisiyoruz, bazen ayda 2 konser oluyor, bazen 3 ayda bir. Gelecek ay icin 2 konser bir de tiyatro biletimiz var mesela.

bu tarz etkinliklere para harcarken ekstrem bir durum yoksa cok dusunmeyen gruptanim ben de; yillar once gittigim konseri dusununce bile hala o gune donup, asiri keyif aldigimi hatirlayinca parasi neyse verelim diyorum ki fiyatlar da asiri absurt degil sonucta.
  • fraise  (21.03.19 23:08:37) 
ortalama 2-3 yılda bir sağlam konsere giderim, gidebilirim. bütçe ayırma durumu yok, gideceğim her konser için bütçemi ciddi anlamda zorlamam gerekiyor, o yüzden 2-3 yılda bir falan kafayı bozup yardırıyorum. en son oomph konserine gittim kiev'de, hayatımın en güzel günlerinden biriydi. ezhel (arkadaşım istemişti) ve tarkan (çocukken sjfsk) konserlerini saymazsak rammstein, prodigy ve oomph'u görebildim. ikisini kiev'de gördüm zaten. kızıl ordu korosu'nu çok istiyordum mesela, geçen geldiler ama param yetmedi ona.

bu vesileyle canım bebeyim ALLES AUS LIEBE'yi paylaşmak isterim, arkadaşım çekmişti galiba bunu,

streamable.com

"görmeden ölmek istemem" diyebileceğim sadece eisbrecher kaldı sanırım. kraftwerk'e çok geç kaldık. onun dışında sevip ettiğim bir sürü grup var ama hiçbiri oomph'un önüne geçemeyecek, biliyorum. bu inanılmazdı benim açımdan. bu saatten sonra hiç gitmesem de olur yani herhalde. bi' eisbrecher kaldı.
  • der meister  (21.03.19 23:08:45 ~ 23:10:21) 
sıklığı ve bütçe değişiyo ya. oran vermek zor.

geçen ay evrencan gündüz'e gitmiştim. yarın pilli bebek var yanıma birini bulursam ona gidicem.

cumartesi nekropsi var kesin gidicem. dorock'ta sürekli canlı performansları izlerim. temmuz'da manowar var. planlı olan.

konserlerde en çok alkole para gidiyo bu arada.
  • spirit crusher  (21.03.19 23:20:28) 
severim, bol bol giderim. en son geçen hafta wooden shjips'e gittim, iyiydi. seyirciyle etkileşim tırttı ama albümdeki gibi çalıyorlar. işte arkaplanda the piper dönemi pf gibi görseller falan vardı onun dışında. mekanı hiç beğenmedim yalnız, ilk kez alt katta izledim salon iksv'de. sıkış tepiş, o iyi değildi. sanatçıyı/grubu ne kadar sevdiğime göre değişiyor ayırdığım bütçe. yeri geliyor 440 liralık bilet alıyorum, yeri geliyor 120 değmez bu gruba diyorum, gitmiyorum. yalnız o aldığım 440 liralık bilet hayatımın en iyi kararlarından biriydi sanırım. sonraki hafta boyunca "daha dün nick cave'in elini tutuyordum, bugün arapların değdiği otobüs tutacaklarını" diye diye ağlamaklı oluyordum ara sıra. o kadar fazla bütçe ayırabileceğim çok az grup vardır zaten. önceki yıl swans gelmişti, ona da o bütçeyi ayırabilirdim fakat 60küsur liraydı sahne önü. çok güzel anılar biriktirip döndüm oradan da. şaman ayini tadında bir konser, sonrasında michael gira'yla bağıra çağıra konuşmaya çalışmam çünkü ikimizin de sağır olması falan. :D konserler ilginç bir şekilde mutlu ediyor beni ya.. seneler sonra bile "ne güzel günlerdi, harika anılardı" diye hatırlıyorum. 2 ay içinde watain'den de benzer beklentilerim var çünkü hem canlı performansını çok sevdiğim grup, hem epeydir bekliyorum. kesin bu bekleyişe değecek bir anı olacak.


  • QweAsdZxc  (21.03.19 23:21:57) 
morun ötesine gittim. çok gitmiyorum çünki yaşadığım bölgeye gelmiyor fazla.


  • mikahakkinen  (21.03.19 23:32:22) 
2018 - camel, iki-üç gün sonrasında da pearl jam.


  • rahip janick  (21.03.19 23:39:08 ~ 23:39:25) 
hayatımda hiç gitmedim


  • avatar is back  (21.03.19 23:50:16) 
hiç gitmedim.


  • sutlu nescafe  (22.03.19 00:23:17) 
Hayatimda hic gitmedim +1


  • dont eat me  (22.03.19 00:30:12) 
Temmuz ayında Nijmegen'da Eminem konserine gittim. Muhteşemdi.


  • batlegolas  (22.03.19 00:39:55) 
yazin ortalama 2 haftada bir, kisin biraz daha seyrek, ayda bir civari. en son gaye su akyol. güzel gecti. 2 hafta sonra altin gün‘e gidicem.


  • ben de  (22.03.19 00:59:29) 
the cat empire - superdi.


  • cooperr  (22.03.19 01:02:30) 
Temmuz 2018'deki Joan Baez konserine gittim en son.

Ölümüne sevdiğim belli isimler kırk yılda bir Türkiye'ye uğrayacak olursa paraya acımıyorum hiç. Geçen yılki Robert Plant konseri böyleydi mesela benim için. Bunların dışında rutinde pek konsere gidemiyorum çünkü beklediğim isimler uğramadıkça ilgimi çeken çok bir şey olmuyor maalesef İstanbul'da.
  • ms brownstone  (22.03.19 01:03:20) 
Ceylan ertem


  • insomnia  (22.03.19 02:28:27) 
shakira / temmuz 2018


  • tabudeviren  (22.03.19 06:57:17) 
1- yılda bir.
2- yüzde bir.
3- selda bağcan. antik tiyatrodaydı. hazır tatile gitmişken kendisini babam çok sevdiği için jest amaçlı sürpriz yapmıştım. ama performansına dibim düştü.

artık bana dünyadaki bütün şarkılar arasında en güzel an hangisi diye sorsalar, selda bağcan'ın ''kâtip arzuhalim yaz yare böyle'' kısmını okuyuşu derim. tarif etme hadsizlik ve talihsizliğine girmek istemiyorum ama başka bir evrenden gelmiş gibi o an. hissederek dinlersen ayaklarını yerden kesiyor. masum dizisini bitirdim netflix'te mesela, sırf bu şarkı sayesinde bütün sezon boyunca intro'yu atla'ya tıklamadığım ilk ve son dizi olacaktır.

sonrasında konsere gidilecekse gerçekten değecek bir durum olmalı. sanatçı konserinde ne kadar normalden farklı yorumlarsa yorumlasın, ne kadar doğaçlama yaparsa yapsın, ne kadar konsere özel piyasada olmayan şarkı söylerse söylesin bana yetmez.

iki uç örnek vereyim;

1- www.youtube.com

Mustafa Keser'in bu standup tadında, içtikçe değişen performansını ölmeden görmek isterim. espriler tırt ve bel altı kabul. ama o ağızla enstrüman sesi çıkarması, şarkıların hikayeleri, o fasıl kültürü... bu işin nirvanasındaki, affetsin; fırlamasından görmek isterim yani.

2- www.youtube.com
Aynı şekilde binbir enstürman çalacağını ve son albümlerinden çalmayacağını bilsem Yann Tiersen'i canlı dinlemeden ölmek istemem. Ya da Fazıl Say'ı.
  • onemoremile  (22.03.19 09:07:57) 
eskiden güzel gruplar geliyordu, 2007-2013 arası, festivaller vs. sonra güzel konser sayısı giderek azaldı. parov stelar dünya çapında meşhur olmadan önce yılda 2 kez gelirdi, şimdilerde hiç gelmiyor. evde boş boş otururken, 'hadi' diye zıplayıp faithless konserine koşmuşluğumuz var =)) konser maceraları bitmez

sonra bu terör olayları yüzünden, güzel gruplar gelmemeye başladı, dolayısıyla konsere gitme sayısı da azaldı. en son liam gallagher/oasis konserine gittim (temmuz2018), bu yaz belki franz ferdinand'a giderim.

özel bir bütçe yapmıyorum bunun için. illa konseri var diye sevmediğim bir grubun sanatçının konserine gitmem.
  • füt  (22.03.19 09:17:41) 
khruangbin
güzeldi
ayda 1-2 konsere gidiyorum
  • superb  (22.03.19 09:22:37) 
2018 - gezgin fest'e gittim. bi de oscan and the wolf'a gittim.

yılda 1-2 defa gidiyorum sanırım.
  • ayin yazari  (22.03.19 09:29:44) 
Nadiren çok beğendiğim grup gelirse gidiyorum kaç para fark etmez. En son Behemoth'a gittim Volkswagen Arena'da konser,mekan,ses sistemi,görsel herşey mükemmeldi fakat seyirci için aynı şeyi diyemeyeceğim. Zil zurna sarhoş bi şekilde gelip insanları rahatsız edenler,üstüme bira dökenler, kapalı alanda sigara yakanlar, telefonları havaya kaldırıp ortamı bozanlar vs. İnsanlar yüzünden sinemaya falan da gitmiyorum çatır çutur mısır yiyenler, salak salak espiriler yorumlar yapanlar, şap şup öpüşenler vs filme odaklanamıyorum.


  • klakie  (22.03.19 11:59:22) 
En son mabel matiz. beğendim sahne enerjisi pozitif biri. ama sahnesinden en çok zevk aldığım athena - mfö.
100- 200 tl arası ayırırım. senede festivaller de dahil olmak üzere 4 5 kere gidiyorumdur. ama istanbul'da yaşamadığım için de imkanlarım kısıtlı.

  • damla sakızlı dondurma  (22.03.19 12:40:40) 
[]

Ev Boyama Derdi

Evi baştan aşağı kendim boyamak istiyorum. Buna dair birkaç sorum var. Konuya dair bilgi ve tecrübe sahibi olanlar cevap verebilirse çok sevinirim.

1. Uygun fiyata güzel boyayı nereden alabilirim?
2. Bu işi becerebilir miyim? Sonuçta boyacılar da insan değil mi? Onlara o kadar para vermek yerine bu işi kendim halletmek istiyorum. Ortaya şahane bir iş çıkmasına gerek yok, rezil olmasın yeter.
3. Ne kadar boya gerektiğini nereden bilebilirim?
4. Boyama işlemini hangi ekipmanlarla gerçekleştirmeliyim? Rulolar falan mı alınmalı? Hiçbir fikrim yok :/
5. Bazı duvarlarda duvar kağıdı kullanabilirim. Bu konuda önerileriniz varsa (marka, miktar, ekipman vs.) bu önerilere de açığım. Çok teşekkürler.

 
1. koçtaş
2. beceremeyebilirsin veya becerirsin de bir boyacının sarf ettiği efor x 10 efor sarf etme ihtimalin var. hayatında hiç boya vurmadıysan bir duvara işin zor en azından bilen birinden bi göstermesini rica et olmadı video izle önce.
3. koçtaş'taki görevli bilir
4. bkz: 3
5. hiç anlamam

edit: bir şeyi unuttum, içinde yaşadığın evi mi boyayacaksın? öyleyse oh boi... kolay gelsin.
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (21.02.19 11:34:24 ~ 11:35:06) 
1. yapı marketler
2. duvar rengin koyuysa ve daha açık renge boyayacaksan ya da su bazlı boya değilse zor ama bunlar dışında halledersin. tavanı boyayacaksan o da zorlar.
3. boya almaya gitmeden önce kaç metrekareyi boyayacağını hesapla, sana söylerler.
4. rulo, kestirme fırçası, yapışkan bant, muşamba, süzme ızgarası, spatula. aldığın yere sorarsan onlar da söyler.
5. fikrim yok.
  • sir gawain  (21.02.19 11:43:16) 
Koçtaş konusunda yukarıdaki arkadaşla hemfikiriz. Koçtaş'ta üzerinde 'bana sorabilirsiniz' veya 'size yardımcı olmak için buradayım' yazan ve genelde birbirleriyle muhabbetle vakit geçiren, turuncu önlüklü arkadaşlar nasıl yapacağınız ve hangi malzemelerin gerekeceği konusunda size yardımcı olacaklardır. Aşağı yukarı şurada gördüğünüz malzemeler gerekecek:
www.google.com.tr
İlk kez böyle bir işe kalkışıyorsanız, masrafınız iyi bir usta tuttuğunuz zamankinden daha fazla olacak ve daha kötü bir sonuç ortaya çıkacaktır. Malzeme almaya giderken tavan ve duvar metrekare hesabını yapıp gidin . Alacağınız malzeme pek elle taşımaya müsait olmadığı için aracınız olsun. Su ile boyayı çok iyi karıştırmanız ve sürekli homojen halde tutmanız gerekir. Boyacılar karıştırma işlemini matkap ucuna taktıkları bir aparatla yani bir nevi mikserle yaparlar ama sizin böyle bir şansınız olmayacak. Malzeme alırken yere sermek için naylon almayı unutmayın. Çünkü bol bol dökecek, damlatacaksınız. Çok yorulacaksınız ama 'Ben yaptım' hazzını yaşamak için değer. Duvar kağıdını da kendiniz kaplamayı düşünüyorsanız, tavsiyem, o işe hiç girmeyin.
  • Mirket  (21.02.19 12:01:27) 
bende aynı senin gibiydim.

yapı marketten gereken ürünleri topladım. orada satılıyor hepsi.
boyayacağım boyadan ve bir adet te tavan boyası için bir adet aldım.

tüm eşyaları odanın ortasına topladım. üzerlerine muşamba örttüm.

ne kadar köşe kenar varsa güzelce bant çektim.

bi arkadaşımı çağırdım. sabahtan belki akşam 18'e kadar sürmüştür.

iki amatör bir odayı boyadık. kesme fırçası işini tam beceremedik kaçaklar oldu.

bence bir arkadaşın varsa yoldaş olabilir.
  • güneyli çocuk  (21.02.19 12:04:04) 
arkadaşlar diğer maddeler hakkında fikir vermişler. ben de 5. madde ile ilgili tavsiyemi yazayım.

5. duvar kağıdı desenleri birbirini takip edecekse yapıştırırken bunu dikkate almalısınız. düz bir kağıtsa işiniz daha kolay olur.
marka için bir tavsiyem yok ama miktar olarak uygulayacağın alanın metrekaresi = alman gereken duvar kağıdı metrekaresi (bence +2/+3 metrekare fazla alın)
duvar kağıdı aldığınız yerden yapıştırıcısını da alın. ayrıca yapıştırıcıyı sürmek için bir de fırça ihtiyacınız olacak. boya fırçası gibi değil de daha çok araba yıkama fırçalarına benziyor.
uygulama tekniği olarak da duvar kağıdının içine yapıştırıcıyı fırça ile sürün ve sürdüğünüz katları birbirine gelecek şekilde katlayıp bir 5 dk kadar kağıdın yumuşaması için bekleyin. yapıştırıcıyı sürüp direkt duvara yapıştırırsanız kağıt kalıp gibi kalkacaktır.
  • eeb  (21.02.19 12:34:07) 
Yapı marketler çok pahalı,bilgisayarlı boya karıştırıcısı olan mahalle nalburu candır,herşeyi ordan al bence.15lt fawori işini görür,rengi ordaki katologdan seç ki,ilave boya alman gerekirse rengi tutturman kolay olsun.Duvarlarda delik,çatlak varsa alçı-spatula alıp boya öncesi kapatman da gerekecek.Mümkün mertebe gün ışığında boya,ışık altında boyada dalgalanmalar gözükmeyebiliyor.Zaman kısıtlıysa oda oda gitmekte fayda var,malum eşya aktarmak gerekebilir odadan odaya.Maskeleme biraz sabır işi ama iş bitince kıymetini anlıyosun.Biz eşimle geçen yıl 2+1 90 metrekare evi 2 haftasonunda boyadık, ancak evin duvarları haraptı,3 kat sürdük bazı odaları ve acemilik te var tabi.Yapılmayacak bi iş değil,tamamen zaman ayırmakla alakalı.Youtubeda da baya ipucu içeren kaynak video bulabilirsin.


  • arenas  (21.02.19 15:46:08) 
Beceremezsin


  • mekhanik karpov  (21.02.19 20:23:48) 
çok zor bence. boyacılar insan ama adamlar senelerdir bu işi yapıyor, kolları kasları alışmış. tecrübe lazım, o kol hareketleri her yiğidin harcı değil.

bu mantıkla doktor mühendis de insan, ha diyince aynı işi yapamıyoruz ama :-) tanıdığım iyi boyacıların hepsi en aşağı 15 yıllık tecrübe sahibi.
  • windows95  (21.02.19 21:02:50) 
[]

Ukrayna'da hangi dil?

Birkaç günlüğüne Ukrayna'ya gideceğim. Ağırlıklı olarak Ukraynaca konuşulduğunu biliyorum fakat Rusça da kayda değer bir şekilde kullanılıyor galiba. En azından temel cümlelerini öğrenmek ve temel iletişimi onların dilinde sağlamak istiyorum. Bu durumda Rusça öğrenmem işe yarar mı? İlla Ukraynaca mı öğrenmek gerekir? Birkaç gün için Ukraynaca öğrenmek saçma geliyor ama Rusça yanıma kâr kalır diye düşünüyorum.




 
batı kısmında rusçanın pek tercih edilmediğini, hatta benimsenmediğini duymuştum. genç arkadaşlara yaklaştığınızda çoğunlukla ingilizce anlaşabiliyorsunuz. ama ukraynaca bilsem gişeden tren bileti işlemini çok daha kolay gerçekleştirebilirdim.


  • sanat guresi  (13.02.19 12:27:08) 
@traveller, birkaç günlüğüne gidiyorum demiş, birkaç gün içinde dememiş. Belki bir yıl sonra gidecek.

Gideceğin yere göre değişiyor bence biraz, bazı şehirlerinde rusça konuşuluyor baya. Şu son yıllarda patlak veren krizde Rusya ve AB destekçileri böyle coğrafi olarak keskin gibiydi baya.

america.aljazeera.com

Sağdaki şehirlere gideceksen Rusça öğrenirsen işine yarayabilir, soldakilere gideceksen de yine Rusça bilenler olur.
  • senolll  (13.02.19 12:29:29 ~ 12:30:13) 
Rusça öğren. Triplere giriyorlar bazen biz ukraynalıyız falan diye, özellikle lvivdekiler çok yapıyor bunu ama hepsiyle gayet anlaşılıyor. Gençler zaten ingilizce biliyor.

Ben bunlara hepiniz caponsunuz lan işte diyorum, hepsi rus :D
  • eazy  (13.02.19 12:33:11) 
turistsin sonuçta çat pat rusça konuştun diye turistik bölgelerde kimse öyle sana tavır almaz. birazcık bile öğrensen çok faydasını görürsün. en kötü ihtimalle kiril alfabesini öğrenmek bile rahatlık sağlıyor.


  • hayley williams ile evlenecek genc  (13.02.19 12:35:18) 
Yanina kar falan kalmaz, unutrsun gider. Kullanmaua devam etmezsen tabii.
Onun disinda evet, Rusca orada her yerde anlasabilirsin sikinti yasamazsin.

  • stavro  (13.02.19 12:47:11) 
Bence İngilizce yeterli. Hiç sorun yaşamadım gittiğimde. Gideceğiniz şehirleri önceden biraz araştırırsanız, harita uygulamasını indirirseniz, bir de çevrimdışı harita olarak maps.me'yi indirirseniz kâfi.


  • iwasbornonamountainside  (13.02.19 12:48:15 ~ 12:49:02) 
rusça biliyor hepsi ama sen o kadar rusçayı öğrenebilir misin orası soru işareti. ukraynaca dediğin de rusçanın lehçesi gibi zaten çok fark yok.


  • prasinos  (13.02.19 13:14:49) 
[]

Terapiye devam mı?

Uzun yıllardır aralıklarla terapiye gidiyorum. Önce üniversitenin psikoloğundan yaklaşık 2-2,5 sene faydalandım ve o yardım o süreçte bana çok ciddi fayda sağladı. Ardından çalışmaya başlayınca 7 ay süresince daha profesyonel bir yardım aldım, onun da bana önemli düzeyde katkıları oldu.

Üniversitede aldığım yardım ücretsizdi, 7 ay süreninse seans ücreti 100 TL idi; ayda 400 TL'ye denk geliyordu.

Yaklaşık 5 aydır terapiye gitmiyordum. Şimdi yeniden başka biriyle, bu defa bir psikanalistle terapiye başladım. Henüz iki seanstır birlikteyiz ve bana şimdiden iyi geldi. Uzun vadede de iyi geleceğini düşünüyorum. Bu terapistin seans ücreti ise 160 TL; ayda 640 TL ediyor.

Aldığım maaşla kıyasladığımda terapi benim için çok ciddi bir paraya denk geliyor. Bir psikanalistle ciddi manada yol kat edebilmek için ise en az 6 ay terapiye devam etmek gerekiyor. Bu para 6 ayda 3.840 TL, senede ise 7.860 TL ediyor. Bu bilgi bana kafayı yedirtiyor.

Çocukluktan gelen ciddi travmalarım var. Karakterimde, kafa yapımda bunca senedir terapiye gitmeme rağmen hala düzelmeyen ve düzelmesi gereken noktalar var. Bir psikanalistin hayatımda ciddi bir dönüşüme vesile olabileceğine inanıyorum, bunu biliyorum. Fakat psikanalistler ne yazık ki daha pahalı ücretlerle danışan görüyor.

Bu kadın zaten 280 TL olan ücretini benim için 160 TL'ye indirdi fakat bu bana yine de aşırı geliyor. Ödeyebileceğim miktar 60-80 olmalı ki ben bu ücreti kafaya takmayayım. Senede 8.000 TL biriktirebilecekken bu parayı terapiye vermek bana dokunuyor. Mantıklı bir şey mi yapıyorum hiç bilmiyorum.

Terapi bana çok iyi geliyor ama bu kadar paraya değer mi yoksa saçmalıyor muyum? Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

 
gitmesen kafan daha rahat olur herhalde :) vereceğin paraya bile takmıssın kafaya. verip gitsen buraya çok para veriyorum diyerek onu da kafaya takarsın.


  • koela  (28.01.19 14:44:30) 
Seni cok iyi anliyorum. Disardan bakinca mantikli gelen terapiye devam etmek. Fakat parayi veren sen olunca koyuyor insana somut ve/veya kisa sureli faydalarini gormedigin birseye bu kadar para vermek. Bence verdigin o parayi kendine yatirim olarak dusun. Saglikli bir ruh, berrak ve duru bir zihin her seye bedel su hayatta.


  • cortado  (28.01.19 14:49:11) 
Hem geçmişteki tecrübeleriniz, hem de şimdiki deneyiminiz için faydası oldu ve olacak diyorsunuz, bunun farkındalığını en iyi siz bilirsiniz, bir başkası değil. Sağlığınız, ruh haliniz, mutluluğunuz her şeyden daha değerli. Yılın sonunda banka hesabınızda +8000 TL görmek mi size daha çok fayda sağlayacak yoksa bu terapiye gitmiş olmanız mı? Veya artacak olan bu 8000 TL ile başka şeyler yapmış olmanız, misal seyahat etmiş olmanız mı daha faydalı olacak yoksa bu terapi mı, buna karar vermeniz lazım.

Para her daim kazanılır, çalıştıkça mesleğinizde tecrübe kazandıkça gelişir. Ancak bazı şeylerin düzeltilmesi zaman ilerledikçe daha da zor hale gelebilir. Hazır şimdiden imkanınız varken terapiye devam edin derim ben. Yıllar ilerledikçe kazancınızın artacağı gibi bu tür şeylerin de maliyeti artacak. Ancak ilerleyen yıllarda bu tür terapilere daha az ihtiyaç duyacaksanız şimdiki terapiyi kendinize yatırım olarak düşünebilirsiniz. Böylece mesela 5 yıl sonra 16.000 TL vermeniz gerekecek olan şeyi şimdi yaparak 8000 TL ile çözmüş olacaksınız.
  • taurina  (28.01.19 14:49:20) 
yaz ikisini de gidersen verdiğin paraya değecek kazançların, vermezsen o parayı tutma ihtimalin, ya da gitmezsen hangi sıkıntılar seni bekliyor. sonuca göre ver kararını.


  • for day to break  (28.01.19 14:51:28) 
Her zaman söylüyorum, huzur ÇOĞU ZAMAN satın alınabilen bir şey değildir, ama kimi zaman satın alınabilir. Bu da öyle durumlardan biri bence. Çözmediğin için her gün karşına çeşitli şekillerde çıkan sorunlarını milim milim de olsa yontmana yardımcı oluyorsa bile gitmeni öneririm terapiye.

"Ayağım kırık ama röntgen, alçı, doktor parası çok tutacak, ben evde hiç ayağımı kımıldatmadan dururum, yanlış kaynarsa da napalım artık" demiyoruz ama söz konusu zihinsel bir durum, elle tutulamaz şeyler olduğunda gayet umursamaz olabiliyor, ve hatta senin de şimdi dediğin gibi "acaba boşa mı paramı harcıyorum" diye düşünebiliyoruz.

Bir yılda biriktirdiğin parayla ne yapmayı planlarsın bilmiyorum ama bir şey satın alsan ya da bir seyahate gitsen bile bunlardan %100 keyif ve verim alabilecek misin?

Terapinin sana faydalı olduğunu biliyorsun zaten. Yazdıklarından ne kadar bilinçli ve eğitimli olduğun belli. Para dediğimiz şey bir araçtır, bugün buna harcarsın ama gelecekte kendini çok daha iyi hissettiğin zamanlarda bu harcadığının kat ve kat fazlasını kazanabilecek hale gelirsin. Evde fareler tüm tahtaları kemiriyor ama ben para biriktirip metal bir masa alsam çok şık durur demek gibi senin kafaya taktığın bu para. Sağlığınla değiş tokuş edebiliyorsan parayı düşünme derim.
  • miss copernicus cadisi  (28.01.19 14:52:25) 
önce psikiyatriste gittin mi, hormonlarda, beyinde sıkıntı varsa ilaç gerekiyorsa terapinin bir anlamı kalmıyor


  • bir soru sorcam  (28.01.19 14:58:16) 
terapistinden memnunsan ve astronomik rakamlar vermiyorsan kesinlikle değer.


  • kronik  (28.01.19 15:54:58) 
İngilizcede path dependence diye bir kavram var. Türkçeye patika bağımlılığı olarak çevirebiliriz. Hatta iktisatçı arkadaşlar buna batık maliyet diyorlar. Bu kavrama göre sonucunun ne olacağını bilmediğimiz bir yolun yarısına gelince kişide devam edeyim mi? Etmesem mi? O kadar masraf, zaman harcadım. Ya istediğim gibi bitmezse? dediğimiz kararsızlık durumuna deniliyormuş. Yani bir yolda ne kadar çok zaman harcadiysak geri dönmenin/ vazgeçmenin bir o kadar zor olduğu durum.

Sizin durumunuzu da buna çok benzettim. Ben hiç psikolojik destek almadım dolayısıyla önerilerim biraz bekara eş boşamak kolay gibi gelebilir. Bence oturup arti ve eksilerini yazmaniz gerek. Yazdiklarıniza bakınca terapi almadığıniz o 5 aylık sürede ruh haliniz nasıldı? Karşılaştığınız sorunları tek başınıza çözebilme noktasında ne kadar aktiftiniz? Sizi yeniden terapiye başlatan şey "mutlaka terapiye devam etmeliyim" şeklinde alışkanlıktan gelen bir şey mi yoksa terapiye gerçekten ihtiyacınız olduğundan dolayı mı başladınız? Bu soruya verdiğiniz cevap bence bundan sonraki adımı belirliyor.
  • Amaranta ursula  (28.01.19 17:16:14) 
Gitmelisin. Fiyatın da cok uygun olduģunu düşünüyorum. Kendinle ve travmalarla baş etmeye ćalışarak işkence gibi geçireceğin bir yılın sonunda bankada gördüğün paranın değeri ne olabiir ki?


  • velvetmorning  (28.01.19 17:49:26 ~ 17:49:51) 
[]

Karaköy'de şık kafe tavsiyesi

Kıyafet fotoğrafları için Karaköy'de şık dekorasyona sahip bir ya da birkaç kafe arayışındayım. Tavsiyeniz varsa çok memnun olurum.




 
filbooks gayet şık. burdan bakabilirsiniz.
www.instagram.com

  • ashortman  (21.01.19 13:46:02) 
[]

Dergi okuyan kaldı mı ya?

2019 itibariyle düzenli olarak takip ettiğiniz ve önerdiğiniz dergiler var mıdır?




 
uçağa binince okuyorum işte :)) pegasus'un dergisi güzel, internette de var her sayısı.


  • prasinos  (19.01.19 21:24:50) 
Aliyoruz arada yemek ve ev dizayni ile ilgili hanim okuyor. Oyle internette ha diye bulabilecegin seyler degil genelde icerik kaliteli ama fiyati da yuksek oluyor bu tip dergilerin.


  • bos gezenin bos ustasi  (19.01.19 21:31:34 ~ 21:37:38) 
Düşünbil
Libido

  • landho  (19.01.19 21:31:51) 
"Popular Science" fena değil, "Dergilik" uygulamasıyla da erişebilirsiniz. "Geo" vardı bir aralar, müthiş bir dergi. Bir ara kayboldular ortadan, sonra tekrar çıkarttılar Türkiye'de ama, temelli çekilmeden önce bayağı bozmuşlardı. Bir daha da çıkartmazlar herhalde.


  • kusmakla kusamamak arasindaki ince cizgi  (19.01.19 21:37:57) 
Her ay Popular Science ile Bilim ve Teknik alıyorum.

How it works'ü de aldım ilk iki sayısını ama pek beğenmedim içeriğini bırakacağım.

Bu arada Se7en ve 221B'yi de takip ediyorum.
  • lisw  (19.01.19 21:39:49) 
(bkz: hbr)


  • babilbaligi  (19.01.19 21:49:55) 
Psikeart, bi de zahmet edip çıkarsa Naber
Psikeart iyidir

  • windows95  (19.01.19 21:58:04) 
En son 8-10 sene once almisimdir.


  • stavro  (19.01.19 22:44:53) 
her cuma herkese bilim teknoloji isimli dergiyi alıyoruz eve.


  • lata  (19.01.19 22:47:10) 
şu listede kafa-bavul-ot falan görmemek çok hoşuma gitti.


  • mcsword  (20.01.19 09:27:31) 
[]

Vizesiz nereye gitmeli?

Vizesiz ülkelerden gidip gördüğünüz ve görülmesi gerektiğini düşündüğünüz var mı? Vize ücretleri çok pahalı malum, o nedenle vizesiz bir yer olmak durumunda. Uçak biletleri de makul seviyede olması gerektiği için pek çok ülke eleniyor ne yazık ki. Yakınlardaki Sırbistan, Karadağ, Arnavutluk falan pek çekici gelmiyor ama bunlar içerisinde çok beğendiğiniz bir yer varsa orayı da tavsiye edebilirsiniz. Şöyle uygun fiyata gidip güzel şeyler görebileceğimiz bir yer var mıdır?

edit: ukrayna seçenekler arasında.


 
Ukrayna lvive gidebilirsiniz. Hem vizesiz hem çok ucuz hem de polonya sınırında olduğu için avrupa ülkelerine biraz daha yakın bir havası var.


  • legolasin son oku  (16.01.19 15:53:12) 
Karadağ çok güzeldir aslında ya. Budva, Kotor...


  • lcha  (16.01.19 16:02:58) 
Fas'a git derim. Marakeş, fez bu şehirler keyiflidir.


  • lepetitprince  (16.01.19 16:05:51) 
@lepetitprince; fas en çok gitmek istediğim ülkeydi fakat yakın zamanda yaşanan korkunç olaydan ötürü oraya gitmekten vazgeçtim.


  • fragile lady  (16.01.19 16:10:27) 
Iran, ukrayna, karadag, gurcistan


  • kuehles blondes  (16.01.19 16:15:43) 
Belgrad <3


  • kablelvuku  (16.01.19 16:39:46) 
Beyrut güzel ama pahalı, dolar geçiyor. Tiflis ve Belgrad çok güzel şehirler bence, ikisini de pek seviyorum.


  • whoosie  (16.01.19 17:16:07) 
net ukrayna. baya farklı gidebilecek yerleri de var. lviv, kiev, odessa, kharkiv (kharkiv'e gitmedim ama askerdeki çocuk övmüştü) başta olmak üzere.


  • hayley williams ile evlenecek genc  (16.01.19 18:52:45 ~ 18:53:59) 
Ukrayna.


  • iwasbornonamountainside  (16.01.19 18:55:08) 
Su an lviv ya da kiev yazın Odessa. Lviv daha tarihi güzel. Belgrad da olabilir. Tiflis de güzel. Ama bence top1 Ukrayna


  • monkey  (17.01.19 04:24:24) 
[]

Bir marka nasıl yaratılır?

Örneğin özel bir matara üretiyorsunuz, bu mataranın markasını yaratma süreci nasıl işliyor? Patent, marka, şirket vs. bunları kurmak için nerelere başvurmak gerekiyor? Bunun sırası nedir? Bu süreçte dikkat edilmesi gereken şeyler nelerdir? Bu konuya dair bilgisi olanlar bildiklerini paylaşabilirlerse çok sevinirim.




 
Aöfnin dersi vardı marka ve itibar gibi bir şey baya ayrıntılı anlatıyordu. hatta startup kurulacaksa bir sürü ayrıntılı dersler var okurum derseniz kitaplar internette vardır zaten. Marka ile ilgili Kişisel tecrübe istersen bende yok malesef.


  • bahoho  (14.01.19 16:33:11) 
Önce markaya karar vermelisiniz;

akılda kalan,
kolay okunan (fonetik)
uluslararası olacaksa diğer dillerde farklı anlamı olmayan

Markaya karar verdikten sonra marka tescile başvurup sizin adınıza onaylanmasını sağlayacaksınız, araştırma süreci dolmadan yatırım yapmamak mantıklı olur. Bir sürü yatırım yapıp da markayı tescil ettiremezseniz yazık olur.

Eğer yeni bir ürün icat ettiyseniz, ya da var olan ürüne farklı bir boyut kattyısanız bunun için patent almalısınız.

Unutmayın ki patent sizi sadece kurumsal üreticilere karşı korur, merdiven altı üretilebilecek kolay bir ürüne patent için masraf yapmak pek mantıklı değil.

Şirketin bunalrla bir alakası yok, şahıs firması da kuraiblirsiniz ltd ya da a.ş de, hatta adi ortaklık da olabilir. Ama ortaklık gibi durumlarda markayı şahıs adına tescil ettirmek ileride doğacak problemleri şimdiden önler.

Tabi markayı tek başınıza düşünüp geliştirdiyseniz.

Ürün kaliteli ve fiyatı mantıklı ise zamanla sektördeki herkes tarafından bilinir, tutulur.

Unutmayın isim çok önemli, bir örnek vereyim;

Zamanında "Docteurr Renaud De Paris" diye bir cilt bakım üsrünleri girmişti piyasaya, zamanın bir sürü ünlüsü ile deli gibi reklam yaptılar. Ama tutmadı, neden?

Çünkü vatandaş adını bile söyleyemediği ürünü alacağına Arko almaya devam etti.

Nostalji olsun;

alkislarlayasiyorum.com
  • John Bloor  (14.01.19 17:11:07) 
[]

Aletli pilates tavsiyesi

Anadolu yakasındaki merkezi ilçelerde ya da Avrupa yakasında Şişli veya Beşiktaş'ta önerebileceğiniz bir aletli pilates mekanı var mı acaba? Sizin ya da yakınınızın deneyip memnun kaldığınız bir yer olursa çok iyi olur. Teşekkürler.




 
mesaj attım.


  • desdenova34  (10.01.19 13:48:09) 
Taxim pilates.Nişantaşı şubesi aktif şu anda.toplam 15 ders aldım gayet memnun kaldım.


  • Frances  (10.01.19 13:48:42) 
[]

Makyaj öğrenmek istiyorum

Merhaba makyajla ilgilenen duyuru kullanıcıları,

Yalnızca temel seviyede makyaj yapmayı biliyorum ve bu konuda kayda değer bir şeyler öğrenmek istiyorum. Siz makyaj yapmayı ne seviyede biliyorsunuz ve nasıl öğrendiniz?

Makyaja dair bilgilendirici ve profesyonel video, belgesel, youtube kanalı, kitap vs. önerileriniz varsa benimle paylaşabilir misiniz? Spesifik olarak takip ettiğiniz makyaj sanatçılarının Instagram hesaplarını da yazabilirsiniz.

Şimdiden çok teşekkürler.

 
Mac cosmeticste makyaj dersi aldım makyaja başlayacağım zaman (yani iş hayatına girdiğimde), ders ücreti kadar ürün alabiliyorsunuz. O şekilde temel ihtiyaçları da almıştım.


  • marla is in my head  (07.01.19 16:50:00) 
"Siz makyaj yapmayı ne seviyede biliyorsunuz? "
Temel seviyeye bile giriş düzeyinde. Rimel ve ruj sadece. 3 senedir eyeliner denen laneti surmeyi öğrenemedim. Hâlâ sıradağ çiziyorum göz kapağımda. En son pes edip belki göz kalemi ile yarısından sonraya sürüyorum.

Ben de doğru düzgün öğrenmeyi çok istiyorum ama ne yazık ki zaman ve enerji ayırma konusunda çok da istekli değilim:/

Kanal ismi olarak bilmiyorum ama youtubeta çok var arkadaşlarım epey takip ediyor. Öğrenirsem editlerim.
  • Amaranta ursula  (07.01.19 16:57:18 ~ 16:58:46) 
Ben kimleri izlediğimi hatırlamıyorum şu an isim isim fakat 2-3 sene önce hipnotize olmuş gibi video izlerdim youtubedan. Sonrasında da evde sıkıldıkça ev arkadaşlarımla makyaj yapardık. Bir süre sonra elim alıştı, izlemeden de bir şeyler denemeye başladım. Olumlu yorumlar aldıkça da “hmm becerebiliyorum sanırım” dedim. Ne seviyede bildiğimi bilmiyorum ama yakınlarım özel günlerinde benden onlara makyaj yapmamı rica ediyorlar, yapıyorum. Seviye bu kadar :)

@inbeautmag, bu hesabı takip edebilirsiniz. Her postta neredeyse farklı bir makyaj artisti etiketli. Beğendiğiniz makyajların makyaj artistlerine oradan bakıp, diğer çalışmalarını da görebilirsiniz.
  • irene  (07.01.19 16:57:28) 
Lisa eldrige in kanali cok güzel


  • fasulyek  (07.01.19 17:16:13) 
Ozel gunlerde kendimin ve yakinlarimin makyajini yapabilecek seviyedeyim. El becerim genel olarak iyi oldugu icin makyaj yapmaya ilk basladigimda da kotu degildim. Ama ilgim arttikca video izlemeye sardim, oyle oyle makyaj trendlerinden, marka ve urunlerden de haberdar olmaya basladim. Birini takip etmeye baslayinca zaten milyon tane oneri geliyor ama aklima gelen ise yarar hesaplari siraliyorum.

Merve ozkaynak, sonjdradeluxe, carli bybel, desi perkins, easy neon, eman, ezgi findik, duygu ozaslan, nikkietutorials, teni panosian, james charles, jeffreestar, camila coelho.
  • bxgx  (07.01.19 18:36:51 ~ 18:37:37) 
Seviye: küçüklüğümden beri makyaj yapıyorum.

Yıllarca deneye deneye elim alışmış olacak ki makyaj konusunda hiçbir problem yaşamadım. Hatta youtubetan birkaç makyaj önerisine bakayım demiştim eskiden "sizin yapacağınız işi" diyerek kapatmıştım.

Yaptığım makyajlardan öğrendiğim bir şey varsa o da moda diye yüzü palyaçoya çevirmemek. Ben de özendim zamanında o kızılımsı göz farlarına ama kendime yakıştıramadığım için ısrarcı olmadım. Siyah farımdan vazgeçmedim gibi. Yoksa en güzel eyelinerı çeksen bile senin göz tipine gitmiyorsa çirkin makyaj yapmış olacaksın.

Bu yüzden moda diye kendime yakıştırmadığım hiçbir tonu, hiçbir makyaj aletini kullanmıyorum. Standart makyajım yeterince övgü getiriyor zaten hehe.
  • ruhen hastayim ben  (07.01.19 18:57:09) 
charlotte tilbury'nin kanalını öneririm.


  • yineiyisinoxford  (07.01.19 19:27:04) 
Marla+1
Eger ten ve goz renginize uygun olan renkleri bilmiyorsaniz mac’ten ders almaniz mantikli.
Kahveringi tonlarini hic sevmezdim ama aslinda bana en uygununun o tonlar oldugunu ve nasil kullanacagimi ogrendim mesela.
  • 65 derece  (07.01.19 21:29:26) 
Lisa eldrige
Charlotte tilbury
Pixiwoo
Wayne goss
YouTube kanalları olabilir belki.
  • entel dantel seyleri seven kiz  (07.01.19 21:44:35) 
[]

Pazar sabahı neden erken kalkılır?

Bu pazar günü erkenden uyananların gerekçeleri nelerdir acaba? Merak ettim.

Nasılsınız, bugün için planlar nelerdir?


 
Haftanın 6 günü erken uyanmaya alışınca çok uyuyamadım ben şahsen. Gece de erken uyumuştum mesela.

Plan yok, soğuk var
  • oekuklu  (06.01.19 09:36:08) 
kiliseye gitmek için


  • killerbee  (06.01.19 09:37:08) 
kabus gördüm 07:30 gibi ve uyandım.

yoksa saat 09:30 - 10:00 gibi uyanacaktım.
  • rain when i die  (06.01.19 10:07:29) 
köpek gezdireceğum


  • passion rules the game  (06.01.19 10:07:40) 
Alışkanlık


  • sen gibi  (06.01.19 10:13:25) 
Çalışmak için


  • uzman pratisyen  (06.01.19 10:16:35) 
Garip rüyalar yüzünden 5 te uykum kaçtı tekrar uyumam zor oldu.
8 de kalkmam gerekiyordu ama alarmı duymamışım bile. 40 geçe fırladım yataktan.

Arkadaş buluşması, yol uzun olduğu için güne erken başlamak gerekti.
  • mutekebbir  (06.01.19 10:26:39) 
Ders çalışmak için kalktım.


  • dox  (06.01.19 10:29:51) 
iyi bir işim var, karım ve çocuklarım var onları seviyorum, kimseye bi zararım dokunmaz, işinde gücünde kendi kendine bir insanım. pazar sabahları erken kalkıp kiliseye giderim ki cehennemde nasıl yanacağımı dinleyebileyim.


  • yine erken geldim  (06.01.19 10:32:27 ~ 10:35:35) 
nöbetim var.


  • sanat guresi  (06.01.19 10:48:23) 
Düzenimi bozmayı sevmiyorum. Haftanın her günü aynı saatte kalkmak iyi geliyor, günlerim uzun ve verimli oluyor.


  • fotrsapka  (06.01.19 10:56:59 ~ 11:01:30) 
işe gitmek üçün.
sen neden uyandın asıl?

  • prasinos  (06.01.19 11:06:52) 
İstinye park’a gitmek için :)


  • since1907  (06.01.19 11:22:46) 
Küçük çocuğum var o uyandırıyor :/


  • sta  (06.01.19 11:28:08) 
Günleri şaşırdım.7'de kalkıp yarım saat hazırlandım ve arabayı çalıştırdım.Annem sesime uyanmış beni aradı ve bu günün pazar olduğunu hatırlattı.Eve döndüm,daha da uyku tutmadı.


  • hebanon  (06.01.19 14:10:52) 
Her gün erken aynı saatte kalkmayi seviyorum. Erken kalkan yol alir.


  • JohnOakley  (06.01.19 14:17:20) 
haftaiçi eloğlu için erken kalkarken, kendim için neden erken kalk mıyım? ayrıca neden geç kalkmak zorundayım? öyle bir inanış mantıksız.


  • mayeskuel  (06.01.19 14:25:31) 
ihtiyaçtan fazla uyumak istememek.

nasıl ki bugün pazar diye daha fazla yemek yemeye, daha fazla su içmeye, daha fazla nefes almaya çalışmıyorum, daha fazla uyumaya da ihtiyacım yok. her sabah hangi saatte kalkıyorsam, yine aynı saatte kalkıyorum.
  • babilbaligi  (06.01.19 15:32:20) 
lan yine ben bir pazar günü erken kalktım ve yine kabus gördüm. ama bu sefer 3'te mi öyle bir şeylerde uyandım. sonra dolanırken internette burada bu başlığa yazdığımı gördüm. ilginç.


  • rain when i die  (13.01.19 08:38:09) 
[]

Youtube'dan video indirmek

Youtube'daki bir videoyu altyazısıyla birlikte indirmek istiyorum fakat altyazısı inmiyor haliyle, sadece online'da görünüyor. Bunu altyazısıyla birlikte indirmenin bir yolu yok mudur acaba?




 
capture programıyla video kaydı yaparak kaydedebilirsin. bu sefer de sesler tırt olur muhtemelen.

ama aynı videoyu mp3 olarak indirerek, after effects gibi bir programda birleştirebilirsin.
  • killerbee  (02.01.19 15:08:01 ~ 15:08:29) 
aramaya inanmak : www.vidpaw.com

not : videoyu ve altyazıyı ayrı ayrı indirebilirsin. kurulumsuz.
  • false pretension  (02.01.19 15:15:18 ~ 15:16:07) 
[]

Ne gibi sosyal etkinlikler?

bir hafta boyunca ne gibi sosyal etkinliklere katılıyorsunuz? kaç gününüzü dışarıda geçiriyorsunuz? ayda kaç kez arkadaşlarınızla buluşup vakit geçiriyorsunuz? bu arkadaşlar nerelerden oluyor? kendinizi sosyal buluyor musunuz?




 
Sosyal etkinlik namına yaptığım sinemaya gitmek oluyor, takip ettiğim bir festival varsa haftada 10 film de izleyebiliyorum, normal vizyonda haftalarca izleyecek film bulamadığım da oluyor. Çok nadir konserlere gidiyorum. Fırsat buldukça da gezilere katılıyorum, seyahati seviyorum.

Tüm gün değil ama her günün en az 2-3 saatini dışarda geçiriyorum, yürüyüş yapmayı seviyorum. Özellikle hava güzelse sokakta olmak tercihim.

Arkadaşlarla vakit ayda bir olarak oranlanabilir, bazen daha sık oluyor, bahsi geçen arkadaşlar en az yirmi yıldır tanıdığım arkadaşlarım. Pek yeni insan görmüyorum.

Kendimi hiç sosyal bulmuyorum ama hayatın dışında olduğum da söylenemez.
  •   (28.12.18 16:39:11) 
okul ve işten geriye kalan vakitlerimde aç karnımı doyurmaya çalışıyorum (yemek konusunda pek pratik değilim, o yüzden çok vaktimi alıyor), onun dışında maç falan izliyor ya da reddit'te takılıyorum. beynim yeterse kitap da okuyorum arada, ders bakıyorum vs. tüm bunların üstüne, param yok. haliyle çok nadiren okul dışında bir sebeple çıkıyorum evden, zaten 5 gün dersim olduğu için gerek de duymuyorum.

en yakın arkadaşım zaten ev arkadaşım. onun dışında dışarıda buluşup görüştüğüm birisi yok, olursa da 2-3 ayda bir, yeni tanıştığım biriyle falan buluşuyorum. ortalama olarak ayda bi' kez kız arkadaşım gelir ya da ben ona giderim, 2-3 gün öyle birlikte vakit geçiririz.

kendimi hiç sosyal bulmuyorum. kulağa çok garip gelecek belki ama 10-12 gün boyunca odamdan çıkmadığım, sosyal fobi ve majör depresyon yüzünden hayatımın kaydığı yıllarda inan daha sosyaldim. internetten biriyle tanışırdım, bi' şey olurdu buluşur ederdik, vaktim boldu, kimse yoksa 1-2 tane arkadaşım vardı... gerçi şimdi yine var ama kimseyle bir şey yapmak istemiyorum.

"yıkık olmasaydın ne yapardın?" dersen şehrimin spor takımlarının maçlarını takip edebilmek isterdim. ankaragücü tribünlerinde ağzımda jilet çevirmek, türk telekom maçlarında efendi efendi basketbolun tadını çıkarmak, gümüş patenler maçına gidip caaaanım buz hokeyimle hemhal olmak... onun dışında sinema, tiyatro falan da güzel etkinlikler tabii ama açıkçası pek ilgimi çekmiyor benim. edebiyat öğrencisiyim ama hiç antin kuntin entellik taslayamayacağım, görsel sanatlardan pek anlamıyorum, puşkin yahut tiyatro oyunu hakkında konuşmaktansa batak oynamayı tercih ederim. ülkenin ihtiyaç duyduğu potansiyel <333

benim sosyallik anlayışım gece bi' yerlerde sürtüp 2-3 bira içmek. saydıklarıma ek olarak bunu yapsam "tamam çok sosyalim" derim.
  • der meister  (28.12.18 16:40:54 ~ 16:43:56) 
kendimi sosyal bulmuyorum, hafta içi ayda 1-2 çıkarsam çıkıyorum birileriyle; arkadaş grubum karşıda oturduğu için değmiyor buluşmaya. genelde hafta sonu takılıyorum; ay içinde 1 hafta sonu kendime ayırıyorum, tek başıma yaptığım etkinliklere ayırıyorum, fotoğraf çekmek, sinemaya gitmek vb. 1 hafta sonu dinleniyorum, kalan 2 haftayı da arkadaşlarla geçiriyorum 2'şer günden.


  • Bruce  (28.12.18 16:40:59 ~ 16:41:45) 
Bölümümle ve okulla ilgili çeşitli sosyal faaliyetlere katılıyorum. Haftada bir oluyor en aşağı. Aslında gidene kadar çok üşeniyorum ama zorluyorum kendimi, bazen tanımadıklarım arasına karışmıyorum bazen ben önayak olup çağırıyorum birilerini ^^ Sosyal olarak tanımlamam kendimi, feci bir "introvert"im aslında.


  • birsürüsorumvar  (28.12.18 16:59:51 ~ 17:00:11) 
Haftanın 2 günü sabahları ve akşamları spora gidiyorum, pilates yapıyorum. Önceden yüzmeye giderdim ama bu aralar fırsat bulamadım.
Haftada 2 kere tiyatro oyununa kesin giderim.
Haftada 1 kere sinemaya gidiyorum.
Cumartesi pazarları astroloji kursuna gidiyorum.
Hafta 3-4 günü arkadaşımları işten sonra takılıyorum.
Kendimi sosyal buluyorum hatta daha da sosyalleşmek istiyorum.
  • arockm  (28.12.18 17:03:12) 
Sinema, tiyatro, konser ya da ilgilendigim alanlardaki akademik etkinliklere, mesela workshoplara katiliyorum. Neredeyse her hafta sonu konsere gidiyorum; cevremde cok muzisyen tanidik oldugu icin. Kendimi eskiye oranla cok sosyal bulmuyorum, is yukum artti cunku; ogrencilikteki bos vakitten eser kalmadi. Sokakta gecirdigim vakit ise, kopek sayesinde artti. Ormandir, parktir geziyoruz gunde 2 kez. Yuruyusu seven tanidiklarim da bu sayede beni cagirir oldular aslinda.

Kisin aralik ayi cok daha sosyal geciyor, noel yemekleri, christmas marketlerde bulusma vs. derken bu ay 2-3 günde bir aksamlari disaridaydim. Arkadas cevrem eski ev arkadaslarim, onlarin arkadaslari, cok az miktarda da üniversiteden arkadaslarimdan olusuyor.
  • buf-e kür  (28.12.18 17:28:17 ~ 17:33:46) 
[]

dizi tavsiyesi

yemek yerken izlemelik komedi dizisi arıyorum. farklı tavsiyeleriniz varsa çok sevinirim.

sevdiklerim; the big bang theory, crashing, 2 broke girls, seinfeld, unbreakable kimmy schmidt, the good place, togetherness, how i met your mother, rick & morty, the letdown, fleabag, maniac, raising hope, inside no 9

sevmediklerim; friends, louis ck, curb your enthusiasm, bojack horseman, scrubs, it's always sunny in philadelphia, the last man on earth

 
Family Guy, Futurama, The Simpsons, American Dad.

Komedi değil ama Lucifer çerezlik güzel gidiyor.

Master of None gene yemek yerken izlerdim bitirdim.
  • bos gezenin bos ustasi  (27.12.18 23:49:42) 
The it crowd, aşk ararken, new girl, the middle, modern family


  • senolll  (27.12.18 23:53:14) 
Unutmuşum Bob's Burgers. Tina'nın seslendirmesi için bile izlenir.


  • bos gezenin bos ustasi  (27.12.18 23:56:13) 
Sevdiğin ve sevmediğin diziler çok tutarsız bazılarına(scrubs mesela) bir şans daha vermelisin bence.

Yeni olarak da Community öneriyorum.
  • nickimin hakkini veremedim  (28.12.18 00:00:49) 
brooklyn 99 tam o şekil bir dizi.

Ayrıca scrubs ve BoJack Horseman'i sevmemen baya üzdü..
  • nundu  (28.12.18 00:08:40) 
wrecked, baby daddy


  • mavicorap  (28.12.18 00:09:54) 
Workaholics


  • Delay Fuze  (28.12.18 00:29:43) 
bu arada biraz daha çocuklara yönelik gibi dursa da aslında çoğu esprisini ve göndermesini yetişkinlere göre yapan bir disney çizgi filmi olan gravity falls'u da izleyebilirsin. Yapımcıları rick and morty'nin yapımcılarının yakın arkadaşları olduğu için bazı göndermeler bile var ve bence mizah ve macera seviyesi gayet iyi.


  • nundu  (28.12.18 01:02:36) 
Кухня (MUTFAK) youtube'da var türkçe altyazısı.kesinlikle izlemelisin.''rusların nasıl bir mizahı olabilir ki lan ?'' diyerek başlayıp müptelası oldum.


  • Varolus sancısı  (28.12.18 01:16:08) 
Good girls netflix


  • chezsoi  (28.12.18 07:38:56) 
It crowd +1, spaced.


  • lüzumsuz adam  (28.12.18 07:44:19 ~ 07:45:18) 
Mom
+ Mesut sureyle iliski testi

  • red g  (28.12.18 08:43:53) 
My name is Earl


  • dreadplayer  (28.12.18 10:27:53) 
the office

9 sezonu sadece yemek yerken izledim. şu an yeni komediler deneyip duruyorum ama hiçbiri sarmıyor. yeniden başlayabilirim.

ikinci seçenek: modern family. formatları aynı zaten. mockumentary'ye alışınca gülme efektli komediler aşırı itici geliyor.
  • sir gawain  (28.12.18 11:12:50 ~ 11:13:55) 
Black Books


  • battal gemalmaz  (28.12.18 18:22:29) 
1234  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.