Ekşi Duyuru

live da oyle bir ozelik var ama gmail de var mı bilmiyorum.
(bkz: http://www.google.com/mobile/sms/mail/)
(bkz: http://www.google.com.tr/#hl=tr&sclient=psy-ab&q=google+sms&oq=google+sms&gs_l=hp.3...1048.4758.0.5372.13.11.1.1.1.1.961.2535.0j5j2j1j6-1.9.0...0.0...1c.nYbV-namAn4&pbx=1&bav=on.2,or.r_gc.r_pw.r_qf.,cf.osb&fp=22a8e5ccd73a7849&biw=1280&bih=899)

3-İslâm kültüründeki semâvî dinler kavramı zaman zaman İbrahimî dinler kavramına karşılık olarak kullanılmasına rağmen birebir aynı dinleri karşılamaz. Semavî dinler daha kapsamlı olup İslam'da İbrahim'den öncekiler de dahil Âdem'den beri indirildiğine inanılan ve bugün unutulmuş bütüm dinleri içine alır.
...
Semavî dinlerin diğer tek tanrılı dinlerden ayrıldığı nokta bu dinlerde sonra gelen dinin önce gelen dinlerin peygamberlerini ve din büyüklerini kabul edip ve saygıyla anmasıdır. Ancak tersi durum her zaman geçerli değildir. Örneğin İsa ve Muhammed Yahudilikte, Muhammed ise Hristiyanlıkta peygamber kabul edilmez.(Vikipedi)

8- Saçma bir yargı gibi geldi bana. Zira, bahse girerim 100 sene sürmüş onlarca din vardır. 'ortalama ömür' saçma bir ölçü. Sen Hıristiyanlık ile putperestliği filan aynı kefeye koyamazsın. Öte yandan, bizim bilmediğimiz onlarca din ortaya çıkıp kaybolmuştur tarih boyunca. Gerekli bir yargı da değil zaten.

1. çok farklı kategorileme sistemleri var. temel olarak bir grup felsefik/mantık üzerinden ilerlerken, bir grup salt teizm üzerinden ilerliyor.

2. hayır. sükse yapmış dinler dogmalı diye sana öyle gelmiştir.

3. var.
ibrahimi demek birbirlerine selam çakan üç dini kast etmek. tabii isa mohammed'i, musa da isa'yı tanımaz etmez. bunun üzerine teoriler var. ama temelde bir nevi devir teslim var aralarında gibi özetleyebiliriz ve ibrami hepsi tanır. semavi dinler, tek tanrılı dinler kümesine dahil. ibrahimi dinler semavi dinler olarak da anılabiliyor.

4. farklı dinlerde değişiyor olabilir esas kaynak book of genesis. just google it.

5. dindir. wicca da din. hepsi din.

6. sen edersin, belki katılan olur. gerisini sizin ekip düşünecek. plan-proje bol. bak adnan oktar'a. feyz alınası.

Franklin'i izle.
düyanın daha çok dine ihtiyacı var mı?
din manasız.
neyini dinleştireceksin fatih bey'in?

7. bilmiyorum, sanmıyorum.
bak burdaki arkadaş da dinini ABUZİTTİN olarak değiştirmeyi sormuş ama cevap alamamış. :(
www.hukuki.net

8. dinler kadar saçma bir genelleme. çok kısa süren ve baskılanan ama 5 bin yıldır devam edenler de var.
ve hayır kaynak bulamadım. ama aramaya inancını yitirme.

9. bence değildir. birkaç hoca vardır. onlar iyidir herhalde. konuyla ilgili çok bilgim yok ama seçmeli teoloji dersi veren hocaları bulup, onların derslerini dışardan takip edebilirsin. Hocalar ilgili öğrenciyi severler. Örnek de vereyim: Bilgi'de Kültürel İncelemeler'de Saime Tuğrul Kutsal, Kurban ve Modernite veriyor, senin aradığın kıvamda ve hoşuna gider diye düşünüyorum.

belki sen de teoloji okursan, 10 yıl sonra bu durumu değiştiren insanlardan biri olursun. o da var. kahramaning.

(:

tekrar genel seçim yapılır diye biliyorum.

Ülke seçime gider. Parti içinde ayrıca parti başkanı seçilir.

İdeolojik hareketlerin bir kisiye, o kisinin yasamasına/ölmesine bağlı oldugunu düşünmek iyimserlik bence. O kisiyi oraya getiren, onun bugun orada olmasını sağlayan toplumun fikri değişmediği sürece hicbir sey olmaz. Ayrıca benim hayatta gördüğüm kadarıyla hep gelen gideni aratıyor. O bakımdan tayyip'e, fetoya bisey olmasından da tirsiyorum, o derece.

yakın zamanda ölürse senden bilirler. aksi halde sadece şüpheliler arasında yer alırsın ve seçime gider.

bakanlar kurulunun görevi sona ermiş olur. yeni bakanlar kurulu kurulana kadar eskisi görevine devam eder. cumhurbaşkanı, bakanlardan birisini başbakan olarak atar.

edit: başlıktaki "bir ülkenin" ifadesini görmemişim. o yüzden, soruya türkiye açısından cevap verdim. ülkeden ülkeye farklı uygulamalar olabilir.

www.anayasa.gen.tr

B. BAŞBAKANIN GÖREVININ SONA ERMESI

Başbakanın görevinin sona ermesi çeşitli hallerde olabilir. Bu halleri saymadan önce, yukarıda belirttiğimiz gibi, tekrar hatırlatalım ki, Başbakanın görevinin sona ermesi, aynı zamanda Bakanlar Kurulunun görevinin sona ermesi anlamına gelir. Zira, Başbakansız bir Bakanlar Kurulu düşünülemez.

1. Ölüm

Ölüm, gerçek kişiliği sona erdiren bir hâl olduğuna göre, gerçek kişi olan Başbakanın ölümü, görevinin sona ermesi sonucunu doğurur. Yukarıda gördüğümüz gibi, Başbakanın ölümü, Bakanlar Kurulunun görevini de sona erdirir. Ancak, ülke hükûmetsiz kalamayacağına göre, yeni Bakanlar Kurulu göreve başlayıncaya kadar eski Bakanlar Kurulunun görevde kalması gerekir. Bunun için de, Anayasamızda ayrıca bir hüküm olmamakla birlikte, Cumhurbaşkanının derhal, bakanlardan birisini (örneğin varsa Başbakan yardımcısı olan bakanı) Başbakan ataması uygun olur[60].

alıntıdır.

nerde yaşıyorsun, nası bir habitatın var bilmiyorum. insanlar artık anladı demişsin ya, yarın seçim olsa adam gene 50% oy alacak. kısıtlı çevrenden biraz dışarı çık da gerçekleri gör.

Teknik olarak cumhurbaskani derhal yeni bir basbakan atar. Bu sokaktan cevirebilecegin bir T.C. vatandasi da olabilir ama genel tahakkümler uyarinca hükümetten ve hatta kabineden birisi olur. Daha sonra da mesruiyetin saglanmasi icin genel secime gidilir.

Suikast girişimleri olduğunda bastırılıyor önleniyor. İlla duyurmuyorlar size.

yurt dışından gelen bir arkadaşım bursada ilahiyat okuyordu. Bir fikir verebilir belki.

edit büdüt:
(2491106) İSTANBUL 29 MAYIS ÜNİVERSİTESİ İslam ve Din Bilimleri

diye bir bölüm varmış. tam burslusu ygs de ilk on bini almış.

edit büdüt 2:

101111067
(1062328) ANKARA ÜNİVERSİTESİ Dünya Dinleri

diye vbir bölüm daha varmış. yine ygs 4 puanıyla 143.000 den kapamış.

inanmamak ateizm, reddetmek deizme giriyor, gerçek satanist ne arkadaşım ayrıca laveyan bilmemne muhabbetleri ergenliğin altın kapısıdır.

Gerçek satanist "Non serviam." der geçer. Derine inmez.

@Naw man, deizm degil o. deizm.in tek bi aciklamasi yok lakin genelde tanriya inanip dinlerin ne amacla yazildigini bildigi icin "dinleri reddetmek"tir, tanriyi degil.
bilmedigin konu hakkinda konusmak ergenligin farzlarindan olsa gerek.

non serviam bu anlama gelmiyor mu? sana hizmet etmem, sana iman etmem. oyleyse varligini bildigi halde reddetmektir bu.

oyş özür dilerim basit bir şekilde 'inanmamak ateizm, reddedmek deizme girer' dedim, reddetmek deizmdir demedim, şeytanınız bol olsun ehe mehe :=)

a-teizm: tanrı ve benzerlerine inanmamak, yani ikinci örneğin ateizm falan değil. şeytan da tanrı'nın hikayelerinden çıkma. ya da yine bir deity, kutsallık atfedilmiş yaratık. ateizmde bunların hiçbirine yer yok ve hepsi zırva.

dinlere+peygamberlere inanmamak, tanrının ya da tanrıların evreni yarattığını ama karışmadığını düşünmek: deizm.

tanrının kötücül olduğuna inanıyorsan:
kısmen kötü: dystheism
tamamen kötü: maltheism

maltheism'e aslında zorlasak, hatta belki zorlamasak bile kurandan önceki kitaplar girer. ama özellikle eski ahitte ya da yahudilerin kitabında tanrı cezalandırıcı, acımasız, hatta gaddardır.

gerçek satanistler diye bir şey var. geleneksel satanizm deniyor esasen.
ha şimdi, ateistik ve teistik diye ayırabiliriz. ateistik olan evil-kötü kavramının felsefik sorgusundan, teistik olan da bildiğin şeytan-lucifer'den çıkar. bu geleneksel anlamdaki satanistlerin, teist olanları temel olarak adaletsiz olan tanrının aksine, devrim yapan, karşı çıkan, sömürüye karşı gelen şeytana inanırlar ve saygı duyarlar.

ama gördüğün gibi dinin ve dinsizliğin çok türü var. evet zaten artık aşırı çok din türü var. temel olarak ayrım mantık/felsefik ayrımlar ve iman ayrımları üzerinde gruplanabilir.

felanje.

evet.
ne güzel dünya vallahi.
insan,dünya,güneş,kainat,binlerce hayvan,bitki diyorsun eeee noooolmuş ki diyor?
kim yarattı, nasıl oldu diyorsun sonsuzdan beri vardı ya da bilmiyorum diyor.
lan bunları bir yaratan olmasın? diyorsun "la yok olm" diyor.

ne istiyorsunuz lan?

@ kredi_karti_hesap_ozeti_gelmis_hanim_sen_ne_a mevzunun bu kadar yüzeysel olduğunu düşünmemelisin.

bildiğim kadarıyla satanizm 2 alt türe ayrılıyor, ruhani satanizm ve laveyanlar diye tabir edilen aslen felsefik ama din şeklinde yazılmış bir tür. 'sen kötü bir tanrısın ve sana ibadet etmeyi reddediyorum' dediğin an 2. alt türe dahil olmuş oluyorsun

@adramelekh

sivilce suratını patlatırım senin. konu ile alakasının derdi sana mı düştü.

büyük amcalarımızdan birisinin evladı su işine girecek. piyasayı bulandırıyorlar.

Şöyle anlatayım, su ruhsatla çıkarılıyor ve ruhsata göre verdiğin ücreti dahil ederek söyleyeyim damacana ve ulaşımdan başka en ufak bir masrafın yok. Yani o 7 TL damacana su çok normal diyoruz ya, bok normal. Nakliyedir, depozitolu damacanadır 1 tl tutmuyor bile su. Şöyle düşün şimdi, bu 1 tl benim giderim, geri kalan 5 tl ise benim kârım. Günde onlarca damacana satılıyor üstelik sadece 1 bayiide.

Bu kadar az masraflı bu kadar çok getirisi olan bir iş yok. Üstelik her gün su tüketiliyor.

Bizim eski komşumuz girdi su işine, adam 6 ayda dap bilmemne konutlarından ev alıp istanbula taşındı.

gençlik parkı var en yakın ama tavsiyem kızılaya git karanfilde güzel kahvaltılık mekanlar bulursun

kızılaya git ama çok erken saatte kapalı olur her yer yine de.

Bahçelievler'e git bence

bahçelievler +1

Indim gencler. gunaydin. bahcelievler nerede? kizilay nerede? yuruyecebilir miyim oralara?

ankaray'a bin beşevlerde in, bahçeliye bu şekil gidersin, kızılay da aynı şekil ankaraya bin kızılayda in

Buyukelcilik kizilay.a yakin dimi?

elçilik hakkında bir bilgim yok ama muhtemelen kızılay civarlarında biyerdedir, google mapsden bakabilirsin ya da taksicilere vs sorabilirsin ama aşti taksicilerinden kesinlikle uzak dur yanlarına yaklaşma bile dedikleri hiç bi lafı dinleme

sagolsun varolsun herkes, tesekkurler.

ya bu angara cok garip bi sehir dimi la? boyle cansiz, ruhsuz, karamsar garip bi havasi var. cok kasvetli. bodrum kati ev gibi.

@olmekisteyen
Hocu gps seysi var telefonumda ama internet paketim bitti. maps cok kb harciyor.

kaldi ki duyuruya sormak daha guzel.

eger hala kahvalti etmediysen astiden ankaraya geciyormus gibi yuru, ama ankaraya binme en sondaki merdivenlerden dis dunyaya cik. sagli sollu dis dunyaya cikan merdivenler var ya tam bunlarin ortasina denk gelen bir sokak var, boylu boyunca gec sokagi, 8. caddeye cikacaksin, sag tarafa dogru yuru, yesim pastanesinde pogaca ye, bence turkiyenin en guzel pogacalari burada, boyle bir tad yok...

üç ay önce haber verdiğiniz takdirde ayrılabilirsiniz.
pariste ev bulmak çok zor direk kabul edin

Fransaya özgü bir kısıtlama yoksa -ki yoktu 2 sene öncesine kadar- uzatırsın. Gittiğinde okulun bir sonraki dönem de kaydolmanı ister (bi belge mektup bişey verir)sen de maddi kanıt gösterirsen bir sorun olmaz.

Tr den alacağınız vize zaten kalacağınız sürenin(ya da işte o 5 ayın) tamamını karşılamayacaktır. Fransa da o vizeyle oturma iznine başvuracaksınızdır. Dolayısıyla Fransada iken ikinci dönem de okuyacağınızı göstererek oturma izni uzatmak için başvuracaksınız. Hollanda için bildiklerimi uyarladım ama aynıdır muhtemelen.

ben bir senelik gittiğimden tam bir senelik vize almıştım. oturma izninde tarih yazmıyor. bu da oturma izninin başlangıcının vize başlangıcına, bitiminin de vize bitimine denk geldiği manasına geliyor sanırım. eğer 6 aylık oturma izni alırsan vizen bitince sen de dönmek zorunda kalabilirsin. fazladan kalma düşüncen varsa etraflıca araştırsan iyi olur, konsolosluklara vs telefon aç, gidenlerle konuş.

evet güzel olmuş, böyle bir şey yazabilirsin. Şu anki okulundan da bahsebilirsin, şu okulda okuyorum diye.Eğitimden Sonra da geri döneceğim de.

Hatirladigim kadariyla yaziyorum; baska cevaplari beklemende veya internette arastirmanda fayda olabilir.

CAF yardimi almak icin oturma izninin olmasi lazim; misal tek donemlik gelip 5 aylik vize aldiysan ve oturma izninden muaf isen o zaman bu yardima basvuramazsin. Isin temel noktasi bu.

Oturacagin yerle pek bi ilgisi yok; statunle ilgisi var daha cok. Ha Paris'in gobeginde ayligi 2500€ olan eve cikarsan tabi ki alamazsin fakat onun disinda bi problem olmaz. Ayriyetten tum yurtlarda ve hatta artik studyo, ev ilanlarinda filan da CAF olanaginin olup olmadigi yazar. Yazmiyorsa da kendin sorabilirsin. Bi yurtta kalacaksan CAF'a basvururken vs. onlar yardimci da oluyorlar genelde.

Lafin kisasi, kilit nokta su vize & oturma izni olayi.

bence kullandıgın ilaçların yan etkisi olabilir bu. eger olmazsa acilen sevişmeniz lazım geçer.

Erkek kardeşim de bir dönem depresyonda idi -ilaç kullanıyordu- ve suyu sevmiyordu, 10 gün, 15 gün yıkanmadığını bilirim. Depresyonla ilgili, olur yani böyle şeyler. Bir de buna kafayı takma. Ama hakikaten depresyondasın, kendin istemediğin sürece de çıkamazsın. İlaçlar bile bir yerden sonra fayda etmez. Hemen o koltuktan kalk, bilgisayarını da kapa, hava nasıl olursa olsun dışarı at kendini, bol bol yürü. Hareket etmezsen daha da kötü hissedeceksin, bunu da kendimden biliyorum. Gene de, bazı durumlarda profesyonel yardım almadan işin içinden çıkamazsın, zaten alıyorsan da, muhakkak sosyalleşmeye çalış, zorla kendini. Hoşlanmasan da zorla. Öyle yatınca olmuyor çünkü. Ben 6 ay evden dışarı çıkmadım, gerçi okb vardı benden, ondan dolayı çıkamadım, ama bir şekilde zorunlu kalınca çıkıyorsun işte. Alışmaya başlıyorsun sonra. İşlerin de yarım kalmasın hem. Kendin için ne kadar önemli olduğunu düşün, geleceğin için. Çok yararlı olmadı belki söylediklerim ama, yap bu dediklerimi. İyi gelebilir.

(bkz: casual sex)

yanliz dus almadan zor haa les gibi kokuyorsundur sen simdi

suyu sevmeme bence cok bariz depresyonla alakali hatta bizim arkadaslarla geyik konularimizdan biridir, yani ben cok insanda duydum yani anormal bir durum degil. aksine de dus almak insana iyi gelir, suyun notrlestirici etkisi vardir, serinlik haricinde bir rahatlama yaratir vucutta.
bir is yapmak icin anlik rahatlamak istiyorsan dusa girmeden michel telo'nun sarkisini ac, dusunmeden sadece insanlarin enerjisini somur, daha dusun icindeyken bir iki dans hareketi yap, yani beynini kandir, mesela aslinda evde dusta degilsin, gece disari cikmissin, dans edip cosuyosun falan diye dusun. dustan cikinca sanki tiyatro egzersizi gibi siritmaya basla ve o ifade yuzunde kalsin yani normalde mutlu oldugunda guluyorsun ya. simdi bu tepkiyi geri dondurup beynini kandirmak icin kullan. var boyle bisiy, bi tarafimdan sallamiyorum. simdi zaten gozeneklerin acildi, vucudun nefes aliyor, bir de sen kendin kapiyi pencereyi ac, derin derin burnundan nefes al.
bu soylediklerim gecici de olsa seni idare eder, en azindan kisa sureli isini halledersin. yarim saatlik kendi kendine terapi olur.

eczaneye git bir d3 vit ampülü al iç. bir defalık.
10-14 arası günde 1 saat eller yüzler bacaklar açık güneş altında yürü.
bol balık yağı, ceviz, keten tohumu omega 3 içeren besinler tüket.
bol lahana brokoli karnıbahar ailesinden besinler tüket.

joepiscopo + 1

yumurta ve kirmizi et de ye...

anaam kardeş sen daha fransızca okuyamıyon bile. ev ararken kim bilir ne işkencelerden geçeceksin. sen vazgeç boşver bence çok zorlanıcaksın :)) crous yurtları mucizevi de olsa çıkabiliyor, başvur derim. hier kommt die sonne nikli yazar pariste erasmus yaptı, ona bi danışabilirsin. parisi ve çevresindeki banliyöleri çok iyi bilmediğim için yorum yapamıyorum ama bursa bel bağlama, çok zor durumda kalırsın. vizende çalışma izni varsa mümkünse bir iş bul çalış.

hareket etmeyince daha az yakıyorsun. daha az besin yetiyor. haliyle kilo vermiyorsun.

seyehat sigortası dediği şey zaten seyehat sağlık sigortasına denk geliyor. aynı şey yani.

meşhur markalar ak sigorta falan hepsinde kabul ediliyor benim bildiğim. hdi konusunda bilgim yok ama orada yaptırmadan önce kendilerine sorabilirsiniz.

firmanın kendisine sorabilirsiniz. bir de 30.000€ taahhütlü + schengen bölgesinde geçerli olmasına dikkat edin. yani ben fransa'ya gitçem, onların istediği şey oluyo mu bu deyin.

sanırım garanti bankası'nın bile var sigorta şeysi. aklınıza gelebilecek tüm büyük sigorta firmaları yapıyor bu işi, pek çok alternatif var.

axa'dan fiyat alın. Geçen bayağı ucuza yaptırdım.

www.sompojapan.com.tr bu firmadan yaptırdım ben fransa için ve vize aldım.
30 günlüğü 40tl mi ne tuttu.

inanır mısın aynı super sexy saçlar bende de var. seksi değil ama özellikle sexy. böyle ayna karşısında sikesim geliyor kendimi hani o derece.
bu seksapaliteye gün boyu nasıl mı sahip çıkabiliyorum? hacı şakir saç kremiyle elbette. sana da bunu öneriyorum. biyodizel bir içeriği var ürünün zaten içindekiler bölümünü okursan saçları ışıl ışıl yapan partiküller olduğuna şahit olacaksın. fiyatı da 15 lira mı ne.

Vax ya da egoiste saç spreyi

briyantin'e devam.

seri numarasından ne zamana kadar garantisi kaldığı görülüyor fakat şöyle bir durum söz konusu, teknik servis garantiyi bilgisayarın distribütörden çıktığı günden itibaren başlatıyor. bir iki ay electroworld de vs. beklemiş daha sonra senin satın aldığın bilgisayarın fatura tarihiyle, dist. çıkış tarihi arasında bir fark olacaktır. bu yüzden garantisi dolmuş bunun vs. diyebilme ihtimalleri olabilir (bu tarih farkı yüzünden) en garanti yol faturayı bulman.

pil'i garantiye sokmayabiliyorlar bazen, 1 yıl vs. diyebiliyorlar.

disk arızasını muhtemelen giderirler, diski değiştirirler.

Seri no'dan görürler faturaya gerek yok. Direk yetkili servise ver. Garanti kapsamına girip girmeyeceğini onlar sana söyler zaten.

hard diskte bad sector oluşması durumu konusunda çok emin değilim. yani adamlar çok sarsılmış bu bilgisayar, bu yüzden bad sector oluşmuş diyebilirler. yine de küçük bir ihtimal bu. batarya ise garanti kapsamı içinde sayılır. çünkü elektronik ürünlerde size verilen bütün parçalar garanti kapsamına dahil olmak durumundadur. bataryayı yenisiyle değiştireceklerdir. tabi bu senaryoları garantisinin belgelendiğini varsayarak yazıyorum. o konuda da pek bir bilgim yok.

ayrıca gidip electroworldden faturanı tekrar çıakrttırabilrisin, aslı gibidir diye imza falan da atıyolar altına.

paackard bell servisi destek bilişimdir www.destekbilisim.com şuradan garanti kontrol yapabilirrsin

"ama bi de o elemanin bi sicili olsa da bu davranislari sikca yapan elemanlar sutlansa nasil olur?"

e oluyor zaten. istatistiklerdeki kuş sayısı ne diye duruyor sanıyorsunuz?

duzenli ve saglikli bir hayatin varsa yeter. sperm kalitesini arttirmak gereksiz.

vaktiye adolf diye bir adam denediydi onu. pek işe yaramıyor ama.

Karşı tarafın 1 ay kimyasal içerikli kişisel bakım yapması engellenir (takviye besin hapları, makyaj, bakım kremi, deodorant vs.) Hala alımlı hala çekiciyse ondan sağlam gen gelir.

Deodorant sıkmazsa kokar ki bu diyecek kadar salak varsa bu arada zaten çıksın gitsin siteden. Ter kokusundan da gen tahlili yapıyor beyin bizim denetimimiz dışında, kendi kusurlarını örten gen buldu mu karşı tarafın ter kokusu dahi -boku çıkmadığı sürece- hoş gelir. Ayrıca duş almasın demedim hatırlatayım :)

hani kimi sülaleler vardır, onlarda herkes 90'ı 100'ü görür...
çift olarak öyle bir sülaleden olmak gerek sanırım sağlam çocuğa sahip olmak için.

bizim sülale 70'i uzaktan görse devrilir mesela imamın önüne.

sağlıklı olmanıza rağmen tüp bebek yöntemiyle en sağlıklı spermi aldırıp koydurmak mantıklı olur mu diye düşündüm, sadece düşündüm.

Bazen birini goruyorum, belli, adam bi kac puan onde baslamis hayata, ister istemez geciyor aklimdan "tohumu saglam abi" diyorum kendi kendime. iste ben de bu tohum kalitesini arttirmak icin ne yapabiliriz baska, onu soruyorum.

9kuyruklu.nun dedigi nasil olur? ben de dusundum, sadece dusundum ama kas yaparken goz cikarmaya donebilir?

Hem sorunuzun yanıtı, hem de @9kuyruklukedi'nin dediğinin olabilmesi için: @keltikfrost +1

yabancı tıbbi kaynakları, makaleleri falan okumak lazım sanırım.

bilgi sahibi olmaktan kastınız nedir? haymatlos olmanın nasıl bir şey olduğu mu yoksa nasıl haymatlos olabileceğiniz mi?

ikincisi için, türkiye vatandaşı iseniz hemen söyleyeyim, devlet sizi vatan hainliği suçundan vatandaşlıktan atmadığı sürece (ki bu hiç de kolay edinilmiyor), kendi isteğinizle vatansız olamıyorsunuz. ancak ikinci bir ülkenin vatandaşı olduğunuzda vatandaşlıktan çıkabiliyorsunuz ancak o zaman bile çift pasaport uygulamasını daha çok işliyorlar, vatandaşlıktan çıkarmak yerine.

ilki hakkında ise hiçbir fikrim yok.

letonya'da şöyle bir durum var/dı. 4 sene öncesine kadar aşağıda anlattığım şekildeydi, belki şimdilerde değişmiştir.

leton vatandaşlığı için aşağıdaki şartları sağlamak gerekiyor;
sovyetlerden sonra letonya'da doğduysan doğal vatandaşsın. letonya'da doğmadıysan, letonca dil sınavını geçmeden vatandaşlık alamıyorsun. sovyetler'den önce letonya'da doğduysan dil sınavına yine tabiiisin.

sovyet döneminde letonya'da doğmuş letonlar var. letonca bilmiyorlar. letoca bayağı zor bir dil, bu teyzeler/amcalar için öğrenilmesi kolay değil. sınavın da kolay olmadığı söyleniyordu. bu yaşlı letonlar sınavı geçemedikleri için vatandaşlık alamıyorlar. rusya'ya da gidemiyorlar ya da gitmiyorlar (aralarında vakti zamanında letonya'nın özgürlüğü için çabalamış letonlar da olduğu söyleniyordu)

kağıt üzerinde bu şanssız letonlar vatansız sayılırlar. letonya bu teyzelere/amcalara non-latvian citizen passaport tadında bir şey veriyor. altı ayda bir oturma izinlerini yeniliyorlar. yenilenmemesi halinde bu letonların gidecek bir yeri, hakikaten, olmuyor.

belki bir nebze yardımcı olabilmişimdir.

Turk anayasasında vatansız olmak gibi bir sey yoktu. Ben de bir bakmıştım.

bu arada bir soru ben de sorayım o zaman, ayrıca açmadan.

vatansız olan kişilerin ülekeler arası dolşaımı nasıl oluyor? vize, pasaport, bilet vs gibi işleri?

soyle de bir sey var x kisisi bir ulkeye iltica ettigi zaman o ulkenin vatandasligina gecene kadar iltica ettigi ulke icinde vatansiz sayiliyor

onun bi de sonrası var
Les poupées russes diye

Salut,

J'ai payé la taxe pour le séminaire sur l'internet ce matin. Il peut prendre trois jours pour compléter le transfert.

Bonne jours, sincèrement.

hoca yüz erkeksi değilse saçı uzatırsan türkiye gibi bir yerde böyle tepkiler alırsın.

kupe taktigim icin baya laf yiyordum. cozumu buldum : kupeyi cikarmak.

1.85 civarı boyum, geniş omuzlarım ve top sakalım olduğundan kelli 2 sene uzun saçlı gezdim ne bir teyze bana yanlışlıkla kızım dedi, ne laf atabilen oldu ne de ''afedersin birader, yanlış anlama, bu saç ne manaya geliyür'' diyene rastladım. Ankara'da yaşıyorum ama tabii. Küçük yerleri bilemem. Hiç ''uzun saçlı erkek anısı'' sahibi olamadım yani onca zaman. Tabii muhtemelen ayrıksı olan senin değil benim durumumdur.

eskisi kadar olmuyor, eskiden daha tuhaf karşılıyordu insanlar, şimdi çok sıradan.
sokaklardaki veletler her zaman, her konuda daha zalim olmuştur:)

Uzun yıllar uzun saçlıydım. Yolda durdurup yanlışlıkla "Kızım burdan kızılaya gidilir mi?" diye soran amcadan, saçı açık bıraktığım zaman arabayı bayan kullanıyor sanıp alakasız korna çalanlara kadar rastladım.

Çoğunlukla büyükşehirlerdeydim. Küçük şehirlerde daha fazla problem olacağı kesin.

Eğer tatil vs için gittiysen bence saçlarına yazık etme. Ama eğer tamamen o bölgeye yerleşme gibi bir durum varsa ve öğrenci değilsen, saçları kestirebilirsin.

Yine de insan bu durumda olmaktan nefret ediyor.

türkiyenin çok yerine gittim geldim. bazen şehirlerde bile laf atan oluyor. genellikle duymamazlıktan geliyorum. her gün laf atsalarda duymamazlıktan geliyorum ama bazen yol kesme durumları oluyor (2 ya da 3 kez oldu gerçi) bende kavgaya giriyorum oluyor bitiyor. gerçi top sakal da işe yarıyor mümkünse bırak derim : )

ya takmıycan bu kadar basit. çok canını sıkıyorsa da kestireceksin. eskiden şakayla karışık patronlar takılırdı bana ama hiç skimde bile olmadı. fabrikada çalıştım 3-5 sene. herkes alıştı zamanla. şimdi kıvırcık kabarık şekilde dolaşıyom. yeni tanışanlardan bonus monus diyen oluyo bazen. "çok yaratıcısın" diyip bozuyorum, bi daha bulaşmıyolar. uzun saç biraz da topluma muhalif olmak için bırakılır. sadece türkiye'de değil dünyanın her yerinde yobaz vardır.

bu arada top sakal +1

benim baya sakalım da var ama yine de arkadan kız sanan, abla diyen oldu. arada takılanlar da oluyor. bence çok kafana takmana gerek yok boşver.

tersten yaklaşıyım olaya ufak tefek sayılabilecek bir tipim ve lise yıllarıma kadar kısacık saçlı, komando/kargo ne deniyorsa işte yandan cepleri olan pantalon, uzun bol tişörtler ve bazen kasket tipi şapkayla gezerdim (evet abartı biliyorum) oğlan çocuğu gibiydim... Mahallede bile oğlum aşağı oğlum yukarı derlerdi. Yadırgmazdım sonuçta bu benim kadın olduğum gerçeğini değiştirmiyor o zamanlar ergendim öyle giymeyi seviyordum.
Neyse yani boşver biz mini giysek de o veletler laf atıyor siz saç uzatsanız da iki velet yüzünden moral bozma.

benim saçlarım 11-12 yaşlarındayken baya uzundu. 3-4 yıl da öyle devam etti. istanbul gibi yerde yaşamama rağmen arkadaşlarıma hep malzeme olmuştu saçlarım. çocuklar acımasızdır derler. cidden öyleydi. yine 11-12 yaşlarında çocuklar kız mısın lan sen, niye saçların uzun filan diyorlardı.

en sonunda birini dövmüştüm. sonra hiç saç mevzusu olmadı.

uzun saç ve sakal yok senin gibi. bu saçlarla 15-20 şehir gezdim, istanbul'da yaşıyorum, 2 sene evvel bir roman çocuğu "sen kız mısın erkek mi?" demişti gecenin bi vakti, başka da bişey hatırlamıyorum, ailedeki 60 yaş üstü kadınların takıldığı oldu. bu saçlarla bir de doğu karadenize gideceğim, oradan ilginç hikayeler çıkabilir.

Kablosuz elektrik iletimi gibi kartellerin işini baltalayacak icatlar yapmasaydı. Değil mi?

Not: Kendisinin hayranı olarak dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük dahilerinden biri olduğunu söyleyebilirim. Hatta en büyüğü oydu. Kimin icatları insanoğlunu bir anda bu kadar medenileştirdi ki?

yok o öyle değil. "doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar."

onunla ilgili asıl durum edison'un doğru akım'ına karşı (dc) dalgalı akımı (ac) çıkarmasıdır. bu icatla ortaya çıktığında edison hali hazırda kendi şebekesini bir anlamda kurmuştu.

şimdi dalgalı akım'ın tartışmasız liderliğini düşünürsek bundan pay alamamış olması üzücü.

onun haricinde kuşkusuz bir çok icadı daha var. kablosuz elektrik iletimi mesela , ama gerçek hayatta uygulanabilecek birşey değil.

yani kendisi gerçekten büyük bir bilimadamıydı , ama hakkında okurken popüler kültürün onu bir mit haline getirdiğini ve biraz da abarttığını unutmamak lazım. yani deprem yaratmaya yönelik bir alet yaptığı ve afyon depreminin bu şekilde yapıldığına inanan türkler var sonuçta.

doğru akım, direkt akım, düz akım hepsi de dc dimi?
alternatif akımla dalgalı akım aynı şeyler mi? ac?

şimdi ac üstünlükte kullanıyorduysa ve bu paydan mucidi tesla pay almıyorsa bunun üstüüne yatan kim? ac.nin tesla tarafından icat edildiği biliniyor dimi?

ben edison.u taparcasına severdim çocukken. hani insanların örnek aldığı insanlar vardıt ya benimki thomas alva edison idi. tesla.yı başka bilim adamlarını tanımazdım ki küçükken. teliveziyonda, çizgi filmlerde gördüklerimi öğrenirdim. merak ettiğim diğer şey şu, neden bu devirde bile edison.u temize çıkarırcasına yayınlar yapılıyor?

üstte sorduklarının hepsinin cevabı evet.

şimdi bildiğin gibi bilimsel keşifler sıfırdan biri tarafından yapılmıyor. tesla bu alanda aldığı patentleri satmış bildiğim kadarıyla. ama en önemli katkıyı yaptığı söylenir hep.

edison la ilgili durum simpsons da işlenmişti. amerikalı olmasıyla ilgili bir şey. bir sırp mı amerikalı mı kahraman olmalı. benzer durum telefonu bulan graham bell ile meucci arasında da var. aslında meucci bulmuş telefonu.

@spy of soul, aynen. buna benzer bir örnek de tesla'nın radyo frekanslarını veri aktarımı için kullanıp aslında teorik olarak radyoyu da icad etmesi olabilir. sonradan marconi tekerleği yeniden icad ediyor falan...

firefox ta user agent eklentisi ile olabilir. ayarlardan iphone falan secerseniz mobil sozluge girebilirsiniz.

addons.mozilla.org

ben de ugrasmistim biara. bu isler swift adi altinda geciyor. yapi kredi 140 gibi ve ing bank 80 civari demişti masrafa. garantinin internet şubesinden yaptım, 15 ya da 20 liraydi işlem üçreti. işbankasında da 10 demişlerdi. internetten halledebilirsin, swift ve iban kodu olduktan sonra hatalı bir işlem yapman çok zor.

İş Bankası'ndan swift yaptım geçen hafta. Orda seçenek vardı alıcı mı ödesin gönderici mi şeklinde. Ben tüm masrafları kendim karşıladım oraya tam gitsin para diye. Bu arada internetten yapınca sadece 10 dolar masraf alıyor İş Bankası haberin olsun. Bir de ben yanlış hatırlamıyorsam adresi falan boş bıraktım. Swift code ve iban no yeterli olmalı zaten mantıken. Benimki de 140 euro'ydu bu arada ha işe bak :)

swift kodu denilen şey BIC mi? yani bank indentifier code?

evet öyleymiş; (bkz: #19904512)
--
ziraat internet şubesinden gerçekleştirdim işlemi, 25,65 masraf aldı. 1,28 de bsmv ücreti.
gelecekten biri gelir de okursa eğer, karşı tarafın masrafını üstlenmeniz mümkün değil zirat internet bankacılığında. bunu gerçekleştirmek için şubeye gidiniz diye bir uyarısı var.

euro/dolar paritesini izlemen lazım. euro/tl yaklaşık %99 olarak euro/dolar paritesine göre hareket eder. şimdi 1,2294 . aşırı düşük seviyelerde. avrupa daki kriz sürdüğü sürece ve fed parasal genişlemeye gitmedikçe en fazla 1,25 leri görüyor. euro/tl içinde 2.30 max gibi düşünebilirsin.

düşecek. almanya da çıkacak eurodan.

ajda pekkan şarkıları var bi ton
hepsi şeyden o şişman zenci neydi o kadının adı ondan

@neira, 60 70lerde oluşan aranjman akımından bahsetmiyorum. yabancı şarkıların türkçeye uyarlanması değil, bir şarkının en az iki farklı dilde coverlanması.

o bi ton şarkı bak burada yazıyor. tr.wikipedia.org

cok konusan arkadaş, teşekkürler.

bir de eski sarkilar var mesela uskudara gideriken gibi ama bunlar daha cok cesitli balkan dillerindedir. bir de misirlou var, o sarkinin hikayesi falan da var. hatta bir kere npr da program olmustu bununla ilgili.

www.youtube.com tanju okan'ın her akşam votka rakı ve şarap şarkısının rusçası. Я пьян от любви : aşk sarhoşoyum.

www.youtube.com polis akademisi'nin efsanevi blue oyster bar müziği el-bimbo'nun orjinali. tanha shodam. afgan şarkıcı ahmed zahir söylüyor.

japonca dan macarcaya her dilde söylenen "those were the days"

coupling

scrubs

dediğin gibi: "komedisi efsane romantiği şahane ama en önemlisi samimi bi dizi"

friensden sonra joey izleyebilirsin, 2 sezon nasıl olsa bunun dışında it crowd

edit: birde bana friendsden sonra şunları önerdiler şiddetle;

-Seinfeld ( en çok şidddeti bunda gösterdiler )
-Scrubs
-Coupling
-Arrested Development
-Northern exposure

diyorsun ki hafif aşk meşk ve komedi olsun. himym ve friends o formatta zira.

(bkz: that 70s show)

modern family

biyometrik fotoğraf çekilmek istiyorum diyin onlar çeker.

kulaklarin gozukmesi gerekiyor. saclari atican kulaklarin arkasina.

ciddi mevzu da halkımız hack'lenme olayının ciddiyetini kavrayamadığı için ondan pek yankı bulmadı.
yoksa bildiğin dışişleri'nin binasına girmek ile, dosya sitesine girmek aynı önemde hadise...

ha keşke bahsettikleri evrakları yayınlasalar da insanlar mevzunun ciddiyetini anlasa, yapılanın neden yapıldığını idrak etse.
bilgisayar türk insanının büyük kesimi için hala oyun oynanan yer gibi algılandığı için bu durumun vahemiyetini fark etmiyorlar.

yoksa adamların yaptıkları çok sağlam eylem, başka yerde olsa bakan kellesi alır.

hayır, kapsamıyor.

müşteri kazanmak için yapılan fırsatlar, müşteriyi kazandıklarını düşündükleri zaman azalacaktır. normal karşılamak gerekir. kendisi böyle bir piyasada hizmet etmekte nitekim.

cevap sorunuz da gizli sanırım.
"malumunuz turkcell, aylık 20 lira 30 lira yükleyen müşterilerine epey konuşma, mesajlaşma ve internet alışkanıkları kazandırmıştı"

baştan belki zarar ederek sübvanse ettikleri fiyatları şimdi yukarı çekiyorlar. insanlar da alışkanlık kazandırdılar.

turkcell' için yazılan bir araştırma raporun da görmüştüm abone başına ortalama fatura 17 tl diye. ama bunu 25 tl seviyesine çekmeye çalıştıklarından bahsediyordu. şimdiki sabit fatura kampanyaların da fiyatlar da hep bu düzeyde dikkat ederseniz.

her sey daha fazla kar etmek icin. batmaz merak etme.

o teklifi atıyorum 6 aydır kontör yüklemeyen müşterilerine yapıyorlardı. yani sen şimdi hiç kontör yüklemesen uzun süre gene yükleyin hediye edelim derler.

gotleri kalkti, ben gecen hafta avea'ya gectim turkcell'den, yari fiyatina ayni dakika, ayni sms, iki kat internet kullaniyorum.

Turkcell 2011 3ncü çeyreğindeki 313 mio TL net karını bu seneye 510 mio TL olarak taşımış. www.kap.gov.tr

Gelirlerini daha düşük bir oranda artırmış. Yani karlılığı artmış durumda.

Söylenildiği gibi tamamen piyasa ele geçirme amaçlı hareketlerin meyvelerini toplama dönemine girmiş durumda.

şu anda karda olan tek gsm operatörü turkcell. vergilerle birlikte hesaplanınca vodafone ve avea zararda. hatta vodafone kemerleri sıkmış durumda, avea bile daha çok yatırım yapıyor.

"şanımız yürüsün yeter!" mantığı da yok değil.

Yine kendi soruma cevap olacak, sozlukte biri bu konu hakkinda bir yazi paylasmis. simdi gordum (git: #16657575)

sadece böbreklerle yetinmemişler demek ki panpa.

Valla bende şimdi sayende gördümokumamıştım önceden, merak ettim ne oldu?

Christopher McCandless ?

@blackmamba+1
ayrıca hayat hikayesi beyazperdeye de "Into the wild" filmiyle aktarılmıştır ve oradaki ismi
"alexander supertramp"dır. Çok da güzel filmdir tavsiye edilir.
www.imdb.com

Filmi biliyorum. begendim, bn de tavsiye ederim.

lakin ben bahsettigim bir yazi. belki bir gazete yazisi. muhtemelen mcandless.i anlatiyordur.

harcamanı nasıl yapacağını kesinleştir. western union kullanma. hsbc'den hesap açtır. bankamatikten çek.

tikten mikten anlamam da, erasmus güzel şey. hani korkun olmasın. epey sürünürsün bu süreçte ama değer.
şöyle anlatayım, ekomıdeyşın çıkmayabilir. önemli değil. orada kalacağın gün * bilmem kaç yuro para olan bir banka hesabını teminat olarak gösterebilirsin.
ama sanmıyorum bunlara gerek kalacağını.
muhtemelen bir öğrenci yurduna kabul görürsün.

dediğim gibi,
işin en zor yanı beklemek. o harbiden çok zor. ben bundan 6-7 sene önce gitmiştim. hey gidi üniversite günleri hey..
ama hatırlarım; beklemesi çok zor.

konsolosluk konusunda şirketlerle görüştün mü? belki şirket üzerinden de halledebilirsin. geçenlerde hollanda'ya bir iş gezisine gitme durumum vardı. bir şirket aracılığıyla kısa zamanda aldım vizemi.

sen tüm istenen belgeleri hazırla, sonra da git konsolosluğa. tek bir şeyi eksik yapsan yine git gel yapmak zorunda kalırsın ne yazık ki.

ve bol şans !!
bol bol şarap iç :))

Cevap geldi evlendirme biriminden (housing) Baska kapiya arkadasim demisler.

vizeciler nerede yatican orada deyince ne belgesi gostericem onlara? hostel rezervasyonu yaptir sonra iptal etsen de vize icin kabul ediliyor demisti biri bi duyuruda. ayrintili bilgi verir misinz o konuda?

deja vu mu dedim :) vay mk.

oyuncuların isimlerini twitter' dan falan aratın ya da facebook' tan onlara sorunuz. bilir onlar.

bir arkadaşımla gitçektim, gelemiyormuş ben de gitmiyorum.

Yazar değilim, asosyalim, tanıdığım yok :(

mezuniyet törenine katılacağım cuma günü, anam babam geliyor. gelmişken bir istanbul turu yapalım dedik cumartesi pazar :)

Ben Ankara'dayım. Dayım yerindeyse bir de asosyalim. Arkadaşlarım da hanzo. Aranıza girip küfürlü konuşurlar. O yüzden gelemiyorum.

izmir'deyim.

Guzel degil.

gecen sene cook guzel olmasina karsin bu sene benim de ilgimi cekmedi program. ama belki orada ufak bi asosyal duyuru insanlari zirvesi yapabiliriz. haftaya ctesi miydi?

hoşlandığım bir ortam olmayacağını tahmin ediyorum, crr'de yapılsaydı, sahnede de neblim klasik müzik yahut caz topluluğu olsaydı smokini giyer giderdim. bir dahaki ekşifest e igudesman&joo gelsin, hem millet eğlenir güler çok kişiye hitap eder, hep aynı insanlara yönelik yapılmasın efendim.

istanbul'da değilim.

valla pek ilgi çekici değil de anca üşenmezsem beleş pilli bebek dinlemek ve duyuru, cs server'ından adamlarla 2 muhabbet etmek için olabilir. başka da bi numarası yok.

şerefsiz organizatörler geçen sene 4 saat kapıda bekletip içeriye bir türlü sokamadıkları için.

reçete süresi 3 gündür. bu süreyi geçirdiğinden tekrar yazdırmalısın.

Reçeteyle acile gidin oradaki doktorlar yazar belki. Eczane vermez, sadece yeni reçete getirecekseniz önceden vermek gibi bir kolaylık yapar.

Gittim her zamanki eczaciya, ayni ay icinde yazildiysa ayarlariz dedi. hic sorun sikinti cikarmadan verdi. benimki sans miydi, gunu mu gecmemisti bilmiyorum.

erasmus ise çok ciddiye almaya gerek yok.

doğru aslında. 17 yaşında ikinciyi seçeceğini düşünüyorsun ama sonra birincisi kapını tırmalıyor.

kaç ayarsın ,?! ona göre bozduralım ?

(bkz: doom3)

(bkz: western union)

şu ara ne kadar komisyon alıyorlar bilemiyorum...

www.eksiduyuru.com


internet bankacılığını kullan diğer türlü çok tuzlu.

çöp

bad sektör olabilir. harddisk yüzey tarama programları var. bad sectorun nerede başlayıp nerede bittiğini belirleyebilirsen ona göre o kısmı boş bırakıp, kalan kısmı kullanabilirsin.
elbet kalan kısım kullanmaya değecek büyüklükteyse.

biraz meşakkatli bir iştir.

bu hata ne anlama geliyor peki? windows.tan checkdisk yap demiş lakin windows açılmıyor ki.

ben şu an bahsi geçen harddisk.in takılı olduğu bilgisayarı kullanıyorum. bad sector olması muhtemel. daha önce test ettiğimde o yoktu ama current pending vs gibi birşeyle karşılaşmıştım.

şimdi ubuntu kullanarak nasıl bad sector taraması yapmam, mümkünse düzeltmem mümkün değil midir?

d: deki dosyaları kurtarmak istiyorum. ardından low level format çekeceğim. muhtemelen low levelle oynarken çöp yolu görünecek ama şimdi sağlam olduğu kannatindeyim. daha önce windows.ta bir programla sağlık testi yaptı idim de sonuç çok kötü değildi.

raid varsa onda sorun olabilir, yoksa hardware sorunu(bad sectör) diyor. windows'tan chcdsk /f çalıştır diyor(disk yüzeyini taratmak için). windows açılmıyorsa hiren's bootcd içinde bu işi gören program olmalı, bir göz at derim.

o zamanlar öyle birleşmiş milletler yasasıydı nato' ydu insan haklarıydı bilmem ne yok. eline gücü geçiren direk sağa sola dalıyor. öyle bir düzen var. sen bugün elinde güç varsa ve etrafındakilere dalmıyorsan yarın o etrafındakiler biraz güçlenince direk sana dalıyor. böyle bir durumda her ülke gibi mecburdu osmanlı da öyle davranmaya. günümüz şartlarıyla kıyaslamamak lazım. bugün öyle bişey olsa kötü tabi.

Anakronizm'i bir araştırlamlısın, günün koşullarını dünün koşulları ile karıştırma, eğer osmanlı istila dediğin şeyi yapmasaydı diğerlerinin de buna saygı duyup boş boş bekleyeceğini zannetmek yanlış olur, eğer osmanlı o gün 3 kıtaya hakim olmasa, belki şu an türkiye diye bir yer yoktu.

Osmanlı'nın yönetimi cidden diğer devletlere göre farklı, osmanlı kazandığı topraklara kendi toprağı olarak bakar, dolayısıyla sömürme gibi faaliyetleri yoktur. Hatta osmanlı'nın batıya yaptığı yatırım doğudakine kıyasla kat be kat fazladır. Tamam, zalimlerin hükmündeler miydi bilmiyorum ama batıda çıkan isyanlar ya yerel yöneticilerden ya da milliyetçilik ve batı kışkırtmalarından kaynaklı diye biliyorum.

O zamanki savaşlar ile şimdiki ırak savaşının da çok farkları var, mesela ben atatürk'ü osmanlı padişahlarından daha az savaş yanlısı bulmazken, padişahlar olsun atatürk olsun günümüz koşullarında ırak veya libya'ya saldırmasına imkan vermiyorum.

Aslında savaşlar bitmiş gibi bir his var insanlarda ama öyle değil, öyle veya böyle devam ediyor, tabi savaş anlaşmaları değişti, önceden o toprağı kendine bağlarken artık o topraklarda kukla hükümetler kuruyorsun.

@nawres, kim oluyorsun da böyle hüküm verebiliyorsun anında? başka insanlardan önce kendini sorgulamalısın biraz.

fetih = tecavuz + istila + babarlik + turlu turlu pislikler

bunu osmanli ya da muslumanlar yapinca da ayni.

"onlarca emperyalist ulkelerin ordularina diz cokturen" komikmis bu da.

tarih okumak, resmi tarihten başka şeyler okumak iyi olabilir, atilla'nın türk mü, moğol mu moğolların ayrı bir ırk mı türklerin bir kolu mu olduğu bile tartışmalı. ki mete için bile var böyle söylentiler. bunları bilelim sonra okumaya devam edelim dönemleri için yapılabilecek bir şey yok ama gerekli dönüşümü de gerçekleştiremedikleri bir gerçek türklerin.

bütün dünya tatihine bakmadan sadece osamanlıyı onu da sadece 10. padişahına kadar bilen kimselerle tarih tartışmasına girmeyin, sonra da okuyun. osmanlı kurulurken avrupa'da, amerika'da yanı başımızda neler oluyordu diye bi bakın sonra çok benzer şeylerle birlikte çok farklı şeyler de bulacaksınız. matbaa ne zaman bulunmuş, ya da çiçek aşısı bütüncül bir tarih algısı lazım, parça parça olmaz.
hiç bir türk tarihe bu kadar romantik bakamayacağı gibi hiçbir ulus? da bakamaz.

durduk yere kimse kimseye bir sey yapmiyor. her savasa uygun bir nden bulunuyor ve bunun uzerinde zamanla uzlasiliyor. tarih dedigimiz sey de bu uzlasmalarin birbirine halkalanmis hal bir nevi
degil de tarih denilende senin kusku ile baktigin meseleleri yabanci tarihciler nasil ele almis diyerekten bir miktar bu kapsamda okuma yaparsan, saniyorum soruna tatmin saglar bir yanit bulursun

fatih dışında demişsin ama fatih de istanbul'u alıyor. sonuçta über süper biri olsaydı o kadar bilim adamı kaçıp da italya'da rönesansı başlatmazdı.

tarihi çözmüşsün, sonuçta osmanlı sadece işgal ve talanla biyerlere gelen devletti. tc kurulduğunda eldeki sanayi yalnızca yabancıların kurduğu şeylerdi.

osmanlının en parlak olduğu döneme bakıyorsun, yine talan, yine işgal..

tam dediğin gibi, bizim tarih tezimiz pembe hayaller üzerine kuruludur, hiçbi zaman kendimize toz kondurmayız. zaten almanya yenildiği için biz de yenilmiş sayıldık, 15 cepheyi açan da babamdı.

Osmanlı'nın fetih politikası gaza ve cihat anlayışı üzerine kurulmuştur. aynı soruya bakın ne cevap gelmiş. buyurun : www.tarihpostasi.com

İnsanlar bilip bilmeden ne kadar çok konuşuyor. Osmanlı'da über padişah varsa bu da fatih'tir, ilber ortaylı'nın hakkındaki görüşlerine bakabilirsin.

Ayrıca o sanayici dediğin adamlar'ın afrikada ve hindistan'da yaptıklarına bir bakmanı tavsiye ederim.

Osmanlı devleti'nin büyümesi ordusunun kuvvetiyle ilgilidir, doğrudur, ancak, talan ve işgal olarak nitelendirdiğin şeyleri yapmayan toplum gösterir misin bana, rica ediyorum.

İslam'da ve Osmanlı'daki fetih ile Avrupa'daki conquer'in anlamları çok farklıdır, biraz araştırın, osmanlı fethettiği yerlere ne yapmış, avrupa ne yapmış?

Okuduğum kötü yorumların hepsi bilgisizce ortaya atılmış fikirler, gayet iyi tarihçilerimiz var, alın birer kitaplarını okuyun ondan sonra yorum yapın.

o zamanlar orman kanunu var, ya işgal edersin ya işgal edilirsin. 4 kıtaya hüküm sürecek kadar güçlü olmak da övünülmeyecek bir şey değil. şu an yaşamını devam devletlerin çoğu aynı şekilde bugünlere gelebilmişlerdir. özellikle büyük devletler büyük olmasını buna borçludur.

osmanlı aldığı topraklardaki insanlara iyi davrandığı için, sömürüp onları zorlamadığı için türkiye bugün ingiltereye fransaya muhtaçtır çünkü onlar sömürerek sermayelerini güçlendirmiş, kendi insanlarını rahat ettirmiş ve eğitim ile bilime daha çok para ve zaman yatırabilmişlerdir. osmanlı topraklarında herkes kendi dilini inancını sürdürmüştür, ingiltere hindistana, kendi içinde 3 ayrı dili olan ülkeye ingilizce dayatmıştır.

evet tabi ki savaşmak falan övünülecek şeyler değil, bizim derslerde anlatıldığı gibi de toz pembe değildi, illaki fethedilen şehirde talan yapılıyordur ama roma'nın gladyatörleri eğlence için dövüştürdüğü, vikinglerin kendi halinde yaşayan demiri bilmeyen kabilelere saldırıp onları medeniyet görmemiş yabani olarak adlandırdığı dönemlerden söz ediyoruz. herkes savaşıyor, savaşmayan yok oluyor, böyle bir ortam da varlığını yüzlerce yıl sürdürüp üzerine imparatorluk kurmak kolay işler değil.

bugüne göre değerlendirmemiz imkansız, o zamanki şartlar, düşünceler çok farklı.

ya ben çok merak ettiğimden bir kere kurdum bilgisayara. 15 dakka sonra sildim. win 7 ye geri döndüm hemen.

he elimde çok dandik bi bilgisayar olsa internete girsin diye ubuntu kurarım ama öteki türlü çok gereksiz.

şu sıralar mac osx e geçmeyi düşünüyorum zaten. ama windows 7nin her türlü gideri var yani.

ubuntu değil fedora kullanıyorum ama :P daha doğrusu fedora/windows xp çiftlisistem (çok uyduruk bir kelime oldu bu) kurulu bilgisayarımda.

xp'de sadece oyun oynuyorum, fedora daha rahat, daha hızlı, daha rahat, daha az sıkıntılı. üstelik windows'la yapabileceğim her şeyi yapabiliyorum, bedavaya hem de, hem içim rahat oluyor, korsan derdine girmediğimden, hem de sorunsuz.

bilgisayarda bir problem oldu mu nesi varmış niye olmuş n'oluyor bak bak bilmek isterim, arayüz ayağına bilgisayara hakimiyetimin elimin altından alınması hoşuma gitmez. fedora'da hem rahat bir arayüz var, hem de bilgisayara hakimiyetim tam.

öyle ya. ne bileyim.

@raskolnikov2

mac osx.e geçmeyi düşünüyorum derken yeni bir apple almaktan mı yoksa elindeki normal dizüstü bilgisayara mac kurmaktan mı bahsediyorsun? çünkü normal pc.ye mac kurulabiliyorsa ben de denemek istiyorum.

bir kuruyorsun ihtiyacın olan bütün programlar hazır. istersen alternatiflerini de reklam meklam uğraşmadan indirip kurabiliyorsun. virüs derdi neredeyse yok. hem de beleş.

@dahinnotha

normal bilgisayara da mac os x kuruluyor fakat çok sıkıntılı. ben ilk fırsatta mac li bi bilgisayar alacağım.

@zephyrus

ubuntuda kullanılan programlar fedoraya da uyum sağlıyor mu peki? daha genel bi soru olarak, linux platformu için üretilen yazılımlar tüm linux dağıtımlarında çalışır mı?

linux deyince akla ilk ubuntu geliyor sonra da fedora mı?

neden başka bir Linux distro değil de ubuntu dersen;

-daha yaygın ve populer olduğu için, çıkan arızaları forumlarda kolaylıkla bulduğumdan dolayı.

neden Win değil de Ubuntu dersen;

-kullandığım bir sürü tool ( elektronik tasarım, simulasyon ve yazılım geliştirme ) Win altında ya yok, ya da muadilleri çok ilkel. Bazıları ise Linux üzerinde Free olarak bulunurken Windows versiyonları 5bin, 10bin dolar gibi paralara satılıyor.

-Peşin cevap: Win altında tonla iyi tasarım yazılımı var hem de gelişmişler ama benim uğraştığım spesifik şeyler yok-

- açık kaynak, bedava
- işletim sistemini istediğim gibi modifiye edebilmeyi seviyorum
- hakkında okuyup araştırmayı seviyorum,
- eski bilgisayarımda sorunsuzca çalışması
- windows tabanlı oyunları oynamıyorum, bilgisayarı böylece daha verimli kullanıyorum

tr de bilg yanında sana bir de windoz sattıkları için farketmıyorsun ya da korsan denetimi ciddi degil hala buralarda.

yoksa 500 usd bi windoz lisansı ciddi para.

her işimi fazlasıyla gördüğü için..desem yeterli olur mu..

Windows ile beraber calisan versiyonunu kurdum. Bilgisayar 4 kusur senelik laptop, artik biraz experimental kullanayim dedim. Fakat ubuntuya bir baktim ki win7 den geri kalir yani yok. Aero temalar, camsi gorunumler efektler falan. Sonuc itibariyle win xp kadar performans alamadigimdan biraktim ama, standardlarin disinda bisey kullanmak, kendine gore kolayliklari, zorluklari vs. ile eglenceliydi.

Ubuntu tabanlı bir dağıtım olan Linux Mint'i kullanıyorum.

- Virüs ya da trojan derdi yok; kernel devamlı olarak yenilendiğinden ve kullanıcı hakları varsayılan olarak virüslerin erişebileceği yerleri kapadığından virüs ve trojanlar dert olmuyor.

- Windows'tan daha verimli; sistem modüler olduğundan arkaplanda devamlı olarak gereksz yazılımları çalıştırmak ve hatta bulundurmak zorunda değil. Haliyle sistem kasılmıyor.

- Paket yöneticisi var; kaynağı belirsiz setup.exe'ler indirip/kurup sistemi allak bullak edeceği yerde yazılım merkezi sayesinde hangi yazılım hangi pakete ihtiyaç duyuyorsa Ubuntu'nun internetteki depolarından çekiyor; iPhone'da 2007'den beri olan şey bunda ezelden beri var yani.

- Ortak oyunları daha performanslı çalıştırıyor; Quake 4, Urban Terror gibi her 3 işletim sisteminde de çalışan oyunlar en iyi Linux'ta çalışıyor.

- Beleş ve özgür; kendisi ve depolarındaki yazılımların tamamı beleş ve özgür; yasal sorunlarla başın ağrımadığı gibi işten anlıyorsan söz konusu yazılımları geliştrip, şekillendirebilirsin.

- Şekillendirilebilir; gerçi Ubuntu'nun yeni mecburi arayüzü olan Unity bu konuda bir geri adım olsa da Linux Mint gibi dağıtımlar Ubuntu'yu taban olarak alıp kendi arayüzlerini sunuyorlar.

Daha ne olsun...

çok skko bir yorum yapıyorum havalar da bir ısındı zaten kesin büyük deprem geliyor van fethiye derken istanbula bir vuracak pir vuracak

yok ya. bugün izmirden ablam geldi sallandık diyor. az önce dedi hemde. tesadüf değil. bencede çok duyuyoruz

Haarp, yanık kokusu, sıcak hava, garip davranan karıncalar derken beklemedeyiz. Güç bizimle olsun.

son günlerde kentsel dönüşüm kelimelerini de çok sık duyar oldum. ister istemez işkilleniyor insan. acaba kentsel dönüşüme hız kazandırmak için insanları gazlıyor olabilirler mi? zira yıl içinde dünyada milyonlarca deprem oluyor.

buyuklukleri normalde olanlara gore fazla oldugundan daha cok yer tutuyor gundemde.

olur öyle.

(bkz: dünyanın en yüzeysel adamı)

@Bira şişesi kapağı ne olur bana şaka olduğunu söyle, yarı-ciddi bir duyuru bahsinde haarp kelimesini kullandım diye gerçekten hayatında hiçbir muhabbetin olmayan bana salak demiş olamazsın değil mi?

Hiçbir hakaretten gocunmam, çünkü hakaretin edene ait olduğunu bilirim. Sana çok üzüldüm. Bir de tüm millete mal etmişsin. Ah ah.