Ekşi Duyuru

sanmam

Birleşmeyecek bugün Meb müsteşarı öğretmenlerin çalışmalarına bayramdan sonra devam edeceğini söyledi.

yok yav üç gün fazla tepki çeker. bir gün olsa kesin, iki gün olsa belki derdim. ama üç fazla be gardaş. keşke olsa.

ülkenin geneli böyle inan ki...

Valla eski iş yerimde bendede vardı böyle insanlar. Bitirims ebende bitirim oluyodum efendiyse bende efendi. Genelde bir şekilde trafiğe takılıyorlar yad auyuya kalıyorlardı arıyorlardı benı taksiye binme bekle geliom die bende beliodum elime koz geçiodu yani sonra onlarda bana iyi yaklaşıolardı

benimki cok tontis hatta oyle tontis ki gec kaliyoruz hep mesela dun 2 bucuk saatte ise vardik. bu kadar tontis olunmaz servis soforlugunde bence.

gecen levent civarı bir minübüs soförü 'valla biz minübüs soförleri şerefsiziz dogru ! ama bu servis soförleri bizden şerefsiz yemin ederim' diye dert yanıyordu yolculara.

şunlar benziyor sanki

www.atasunoptik.com.tr

www.atasunoptik.com.tr

www.atasunoptik.com.tr

Laptopun şarjı olsun mutlaka açıp çalıştığını göstermen gerek.
İzmir de iki tane kontrol noktası var bir ilk kapıdan girerken bir de uçak bekleme salonuna girerken.
Çanta araması laptop hariç normal x-ray bandına koyarak oluyor. Kemer vs takmışsan saati de çıkartıp yine x ray Den geçecek kutulara koyuyorsun. İndikten sonra işlem yok ama binmeden önleme check in yaparsan rahat edersin. Kısa süreli uçuşlarda yeme içme ücretli oluyor ya da sadece sıcak sandviç veriliyor. İndikten sonra işlem yok sadece bavulunu almak için tabelaları takip etmelisin. ayrıca kabin bagajına sıvı şeyler konması yasak su dahil.

amerikano da süt de yok di mi, sadece kahve, su
sorduğunuz şey kahvenin işlenmesi ile çayın işlenmesinin karşılaştırılması mı ?

Baktığınızda americano, filtre kahve vs zararlı olmanın aksine günde 1-2 bardak icildiginde yarar bile sağlıyor. Ha kahvenin işlenmesi, taze olup olmaması gibi konulara girersek işin içinden cikamayabiliriz. Sonunda evde kahve çekirdeği yetiştirme noktasına geliriz ki o da biraz zor.

Şunu da eklemekye yarar var; her şekilde granül kahvelerden daha zararsız olduğu kesin.

kahvede herhangi bir katkı maddesi yok. zaten basit bir işlem. meyve kurutuluyor, kavruluyor sonra kahve yapılıyor. zararı yok.

Kafeinsizler zararli, kafein iceren normal kahvede bir risk yok. Kafeinsiz icerenlerde 1 cesidi haric kimyasal soyucu kullaniliyor. Onun disindakileri rahatlikla icebilirsin.

çay da zararlı olabiliyor ki, demir emilimini engelliyor kansızlık yapıyor mesela. tabi çok içildiğinde.

kahve de çok içildiğinde bisürü şey yapıyor. uykusuzluk, dikkat dağınıklığı, midesel şeyler, kafeine bağımlılık falan. ama bence günde bi americano içmenin zararı yoktur, hatta yararı vardır.

Yukariya ek olarak, likitini kendin yaparsan (yapmak dedigim 3 seyi karistiracaksin o kadar) cok cok ucuza gelebilir. Benim e-sigara masrafim 4-5 ayda bir 60-70 liraya geliyor boyle.

yada başka bi bağımlılık kazanmak yerine sigarayı bırakmayı düşünebilrsin.

daha bilgili arkadaşlar kesinlikle cevap vermeli ama ben de bildiğim kadarıyla bir şeyler karalayayım. senden bir sene geç geliyorum yani ben daha yeni başvuracağım. bildiğim kadarıyla değişen yönetmelikle birlikte 1 yıl ders + 1 yıl tez + 1 yıl mezun olarak toplamda 3 yıl tecil hakkımız bulunuyor. tez yılının 2. döneminde okul kaydını sildirip tekrar yüksek lisansa kayıt olursan lisanstan yüksek lisansa olduğu için tekrar tecil alıyorsun. aynı üniversite, aynı bölüm oluyor mu bilmiyorum. işte bunları hep tecrübeli kaçak kardeşlerimiz anlatacak :)

Evet 3 yil konusu dogru ama uc yil isverenlere nedense yetmiyor bes yila uzatma yapabilirmiyiz acaba

dövizciler daha ucuza satabiliyor galiba. Saati olduğunu sanmıyorum değişiyor sürekli, ama 5'ten sonra bir değişiklik olmuyordur herhalde.

(bugün biraz baktım, sayfaları güncelledim sürekli :D 2,95'ten 2,9485'lere falan düştü ama azıcık fark, almadım.) İnternetten uygun bulduğumda/bulursam alıcam ben.

ne zaman? kesinlikle mesai saatlerinde. mesai bittiği zaman piyasada işlem yapan çok az insan olacağı ve de bankalar kendi pozisyonlarına otomatik kapatamayacakları için marjları çok açarlar.

hangi saat? mesai saati içinde olduğu sürece saati bilemeyiz. dolar her saat çıkabilir de inebilir de, bunun kuralı olmaz.

nereden? miktara bağlı. miktar birkaç bin dolar ise çok fark etmez bürolar da olur. ama miktar arttıkça anlık olarak bankalardan daha uyguna almak mümkün olur. önemli olan şey şu: bankaya yoldan geçen biri gibi gidip "gişe kurlarından" alım yapmayın. hangi bankada hesabınız var ise, o bankanın internetinden satın alın. sonra gişeden döviz çekim işlemi yapın.

Sanırım özel hayatıma karışılması, müdahale edilmesi olur ...

İlk işyerimdeki son bir buçuk yıl kan kusup kızılcık şerbeti içmek ne demek anladım. benzer bir durumda kalsam büyük konuşmayayım ama birkaç dakika içinde çantamı alır çıkarım.
Bazı şeyleri insan ancak bir kere yaşayabilir.

ogrenciysen erasmus filan dusunebilirsin.

erasmus stajı veya gönüllü avrupa hizetine bakabilirsin, doğu avrupa nispeten ucuzdur.

az para ne kadar?

ben 6 aydır almanyada iş bulamıyorum sen yazın iki aylığına bulursan ruhunun önünde diz çöker tövbe dilerim.

az para ne kadar belli değil ancak romanya avrupada mesela. good luck.

gençtur'un çalışma kamplarına bak.

ofis uygulaması 5s'te de çalışıyor, evet. masaüstüne simgeyi koyabilirsin indirdikten sonra.

gözler hariç, burun ve yukarısı benziyor.

Yuzde 2 falan

benzemiyor.

yani ikisinin de iki gözü var. ikisinin de ağzı var. o açıdan diyorsan benziyorlar.

Abi bunların nesi benziyor gözünüzü seveyim.

kafaları benzemiyor :D

ne içtiyseniz bende istiyorum.

manyak mısın? inna varken damla sönmez falan.. ayıptır.

zorladım da anca burnunun ucu benzedi.

Yapı denetim firmasında çalışmadım ama epey bir yapı denetim firması müşterimiz olduğundan fikrim, bir şey öğrenip öğrenemeyeceğin çalışacağın firmayla alakalı ama yine de makine mühendisine çok şey katacağını sanmıyorum.

Risk olarak sanıyorum yapacağın en riskli iş olur. Zira çalıştığın firma yamuk bir yerse yani onaylanmaması gereken yerleri onaylıyorsa devlet bunu fark ettiğinde firmayı kapatıyor ama tabii ki risk olan bu değil. Firmadaki mühendislerin imza yetkileri 5 yıllığına geçersiz sayılıyor. Yani firmada bir yamuk yaparsa tespiti halinde 5 yıl imza yetkin olmaz. Çok olası bir senaryo olmasa da sanıyorum 5-6 yıl kadar önceydi, İstanbul'da onlarca yapı denetim firması kapatıldı.

Merhaba

Mumkundur. Bir yil boyunca kariyer sitelerinde dolastim ve tam sacma sapan oldularini dusundugum sirada askere gittim. Geldikten bir ay sonra is buldum.

Tek puf noktasi var istedigin ise basvur.

forda başvur. yeni mezun çoğu makina mühendisini alıyorlar

pcb danışmanlığı almak isteyen çok firma oluyor..biraz daha geliştirip daha profesyonel çalışın bana kalırsa.. sonuçta kaç ödev gelir ne kadara yaparsınız? az bir getirisi olur diye düşünüyorum..

Elektrotekno.com, 320volt.com var bildiğim. Hobicilerin Facebook sayfaları falan oluyor, oralara da bakmak lazım.

dedim dedim de kime dedim, Bu sitelerin yaptığı işler çok profesyonel gibi göründü bana sanki mezunlarla işleri olur gibi.Daha çok öğrenci işi yapabilirim ama öyle tasarımcı arayan bir site varsa bildiğin süper olur.

Profesyonel pcb yapmak büyük yatırım isteyen bir iş. Ben, bir numuneye yüzlerce lira veriyorum çoğu zaman. Bazen de Çin'de yaptırıyorum.

Piyasada sizin dediğiniz düzeyde pcb yapanlar genelde serigrafi ile yapıyor ve hassas işlerde pek temiz pcb'ler üretemiyor. Delik delme işini de elle yapıyorlar ve çok dandik işler çıkıyor. Temiz ve hızlı pcb üretebilirseniz ben basit prototiplerde müşteriniz olurum.

senin cevabın bende dostum.
kesinlikle: elektrik - elektronik mühendisliği facebook grupları
ben elektrik mühendisliği okuyorum ve geçen gün malzemeleri en fazla 30-35 lira tutan 35w'lık transformatörlü güç kaynağı ödevini bi çocuk 80 liradan yapıyodu. müşterisi de boldu.
şimdi tüm okulların final dönemi, bu tarz ödevler dönem içi yada sona doğru olur finale genelde kalmaz. ikinci dönem için bulabildiğin kadar facebook grubuna girip belirli periyotlarla reklamını yap rahat para kazanırsın

metal olmadığı sürece girilebilir. kağıt para vs.

sensodyne kullanıyorum. gayet memnunum.

ben sensodinle kolgeyti karıştırıyorum. tartarsız, inci gibi dişler. tak tak.

en çok beyazlatan en iyi macun olmayabilir. sozluge yazmıştı bir arkadaş, titanyum dioksit koyuyorlarmış içine, yani bildiğin beyaz boya.

Sensodyne. Bir kere bittiğinde Colgate kullanmıştım da hayatımın en kötü 40 saniyesini yaşamıştım.

parodontax kullaniyorum, memnunum. ozellikle dis etlerine iyi geliyor.

Crest 3D nin üstüne yok.

sensdyne uzerine tanimam

sensodyne ve signal white now dışında diş macunu kullanmıyorum çok zorda kalmadıkça. white now'dan da çok memnunum.

Sensodyne kullanıyordum ama beyazlatmiyor, onun dışında çok güzeldi. Colgate optik beyaza geçtim. Biraz beyazlasin geri döneceğim.

crest 3d bantlar
ama art arda her gün kullanırsan sızı yapıyor. bir de önerilen sürenin üzerinde tutma

sensödün tam koruma kullanıyodum, white now aldım ama beğenmedim, tam koruma kralmış bunu anladım.

Konuyla alakasız olacak ama titanyum dioksitin olmadığı bok yok. O konuda içiniz rahat olsun. İlaçlardan kozmetiklere kadar her şeyde kullanılan zararsız bir madde. 'Potansiyel karsinojen' sınıfındadır ama öyle düşük dozlarda kullanmaktan bir bok olmaz. Yediğin eti pişirirken oluşan poli aromatik karbonlar (PAH)'lar da karsinojen. Her şeyi bu kadar takarsak kendimizi yalıtılmış bir odaya kapatıp dışarı adım atmamamız lazım.

colgate advanced white kullanıyorum.signal white nowdan kat be kat daha iyi.

beyler diş fırçalayarak beyazlamaz. fırçalama diş ve çevre dokuların sağlığını korur. beyaz diş istiyorsanız gidin beyazlatın dişleri.

almasaydın keşke, parayı arkaya düşürüp bir de nasıl üste çıkabilmiş orayıda anlamadım. böyle durumda yırtıkla daha çok yırtık olacaksın.

şikayetin pek bir işe yarayacağını sanmıyorum. ama yine de et,içinde kalmaz en azından.

benimde başıma gelmişti bimde:) 50 tl verip 5 tl verdiğimi idda etmişti bütün kasayı tekrar saydı fazlalık çıkınca dediğim gibi 50 tl verdiğim anlaşıldı sinirden kast katı kesilmiştim ama adamda abi geliyorlar 100 tl verdim ben diyip para üstü istiyorlar kasada açık cıkınca maaşdan kesiyorlar değince adama hak verdim zaten emekçi adam kaç saattır orada ayakta kafa kalmamıştır. içini rahatlatakcasa şikayet et tabi ama o gün gece bime molotof kokteyli atmayı düşünmüştüm:)

icice katlayip verdigin parayi arkaya dusurduyse iki ihtimal var, birincisi icice oldugunu gordu, unutmussundur belki diyerek bilerek arkaya atti ustune yatmak icin. ikinci ihtimal(daha olasi) gercekten beyinsiz ve arkaya bilmeden dusurdu, sonra da bulamayinca hakli olarak paranin pesine dustu. unutmayalim ki biz iyi insanlar olsak da ortada baya fazla dolandirici, pis tip var ve giyim kusamindan, dis gorunusunden vs belli olmuyor bunlar.
ha tabii ki sikayetinizi edin. profesyonel bir tavir takinmadigi icin edin ama size karsi ozel, kisisel bir hakaret olarak algilamayin. o da orada kasiyer iste, kasa eksik cikarsa ondan bilirler, butun telasi o.

Cok begenmistim bi tane kalmis almasam parayi kaybettigiyle kalcakti. sakindim cok konusurken oyle nasil davranabilir anlamiyorum sakin olmamak lazim cidden boylelerine

beriberi haklı içeriye koyduğun 10 lira arkaya düşüyo da 50 nasıl düşmüyo zaten o parayı alırken tamamen açıp kasaya bişeyi kaldırıp öyle düz koyuyo. Günaha girmek istemem ama suçlular üste çıkar sürekli suçluluk psikolojisidir.

Bundan sonra katlama, ben her zaman açık ve dümdüz bir şekilde veririm. O zaman sorun çıkmaz. Bizim de geçen gün Derimod'da para üstü verirken 10.5 liramiza konmuşlar hemen fark edip söyledik aldı saydı 50 kuruşa yine çöktüler ama 10 lirayı kurtardık.
Şikayet edersen de bir şey çıkar mı bilmiyorum çıkmaz herhalde.

herkesin öyle. senlik bir durum değil.

gün içinde düzelir.

hatta bende duzeldi bile

srt dosyasını film ismi ile aynı yapın, aynı klasöre atın televizyon tanır. My app tuşuna basın video ayarlarına girin karakter kodlamayı türkçe yapın tamamdır

3d videoda sanırım ismi aynı yapmak işlemiyor.
3. parti program kullanarak altyazıyı videoya gömmeniz lazım.
anahtar kelimeler; embed subtitle to 3d movie

Sagolun. Film ve altyazi isimlerini ayni yaptim bu seferde turkce karakterler duzgun gozukmedi internette biraz arastirdim altyazi dosyasini notepad seklinde acip farkli kaydet diyoruz cikan ekrandaki en alttaki yerde ansi yazan yeri utf-8 olarak degistiriyoruz kaydet deyip sorunsuzca izleyebiliyoruz fakat okumasi falan biraz goz yoruyor 3d orjinal altyazi olmadigi icin. onu nasil yapiyoruz bulamadim. Neyse birinin isine yarar umarim kalsin burda.

221.186.85.74
sadece tek tarafa yazın

eksisozluk.com

google chrome'a zen mate eklentisini kurun

www.ininal.com kullanıyorum.memnunum.

(bkz: windhoek/#10441062)

Skol bira

Belirli zam dönemleri var, 6 ayda bir veya her çeyrekte veya her yıl, bunun gibi. İkisine de bağlıdır. Yani inanılmaz iyi de çalışsan senden daha kıdemli birinin üzerine çıkarmazlar ilk başta.

cok ekstrem bi durum olmadikca %10 %15 zam yaparlar genelde muendiz kismina o da bazi seneler es gecebiliyolar. firmaya ve kurumsalliga bagli. senede genelde 1 zam alinir. cok buyuk firmaysa 6 ayda bi ama boyle firma cok nadir. ha sunu dersen ben girdim bu ise yeni mezunum bana dediler ki zam zamani calismaniza bakarak zamminizi ayarariz o isi unut sen. yani maasinda iyilestirme olmaz ama herkesle ayni anda zam alirsin. tabi dedigim gibi ben daha gormedim ama sirkette o an bisey olir zammi vermek zorunda kalirlar elemana com ihtiyaci vardir onu bilemem.

her yerde öyle mi bilmiyorum ama fabrikalarda genelede mavi yakaya yılda iki kez beyaz yakaya ise yılda bir kez zam yapılıyor.

Çok değişken parametreler var bu konuda. Genel geçer yılda 2 kez olur ama bazı şirketler beyaz yakaya yılda 1 zam yapar. ya da performansını ve verimini beğenirler ve de motivasyon (Yeni mezun olduğunu varsayarak diyorum bunu) olsun diye normalden biraz daha fazla ve mesela 2 kez yapabilirler 1 zam yapmak yerine.
Sonuç olarak;
yeni mezunlara çoğu zaman istisnası hariç (şirkete ve sizin mezuniyetinize ve yetkinliğinize bağlı da olur bu!) zaten çok fazla ücret vermemeye bakarlar! Patron önce kendini düşünür yani. Siz mesleğinizde kendinizi en kısa sürede (varsayalım 3-4 sene) ne kadar iyi yetiştirirseniz sizin için sıçrama ve level atlama adına avantajdır.
Not: Sonuçta yıllarca enflasyon yok, tek haneli (yıllık %7-8 gibi), bitti gibi söylemler (Reelde böyle olmadığı herkesin malumu) tamamen siyasi çarkın işverenlere jestidir aslında, tıpkı halka yansıttıkları yalanları gibi.
O sebeple dediğim o kendini yetiştirme işini belki ilk yıllarda maaşa bakmaksızın (tabi yok pahasına çalışarak değil!!) belli bir seviyeye getirmek ve daha sonra şirket değişiklikleri vs.vs.vs olduğunda, ki mutlaka olacak "iyi bir rakama" kendini satmak, yani iyi bir rakama işe başlamak en akıllıca olanı.
Burada iş yine kişiye düşer, yani kimse bu devirde birilerine yıllık %15 ler gibi zam vermiyor artık, vermez de zaten. Ne kadar yüksekten kapatabilirsen kapıyı başlangıç için öyle de gider. Alacağın zam da ekstrası olur o zaman.
Bunların tamamı da sizin tecrübelenmenize bağlı zamanla birlikte.
Başarılar.

8lik set yapiyorsan 8inciyi kaldirabilmeli ama 9.yu kaldiramamalisin. Agirligi buna gore ayarlamak lazim. Cok kolay kaldirmak veya cok zorlamak dogru degil.

son 3 tekrar zorlayacak şekilde olmalı.

sanırım sorun kişilerin bu tercihini belirtmesi değil, ama kedi köpek sahibi olduğunuzu bile bile eve gelip ıyy kapat lütfen şu kedileri odaya diyip, koltuğa sanki çöpün kenarına konulmuş koltuğu alıp eve koymuşuz gibi poposunun ucuyla oturup çay kahve ellerinizle açtığınız börek falan ikram etmeye çalıştığınızda suratını buruşturup ayy her yer tüydür kedi köpek beslenen evde yapılmış şeyi yemem ben siz nasıl yiyorsunuz tüylü tüylü diye, sizin hijyen yoksunu, pis, tüylü püsürlü yemekleri yiyen bir insan olduğunuzu ima etmesidir.hani misafirliğe gelip, kedilerimi bile bile, ay ben bu evdeki bardaklardan içemem tüy olur diyen en nihayetinde hiç bir şey içmeden misafir etmeye gönlünüz razı gelmediği için bakkala gidip kutu kola/aysti almak zorunda hissettiğim misafirler gibi.

yani ben kedi köpek olan evde yemek yiyemem o yüzden kusura bakma gelmiyorum evine misafirliğe diyene, ya da eve gelip kusura bakma ben huylanırım yiyemem ama sen rahatsız olma diyene değil bu tepki, evinde hayvan besleyen insanların hayatında sürekli karşısına çıkan, kedi köpek bulunan evde yaşıyoruz yemek yiyoruz diye burun kıvırıp bize pis muamelesi yapanlara, ki karşındakine bakıp suratını ekşitip ıyyy nasıl yiyorsunuz kıl tüy içinde deiğinizde o bir tercih belirtmek değil, karşındakini pis, kendini çok hijyenik görüyorsunuz anlamına geliyor. e ben de her normal insan gibi bana kıl tüy yiyen bok püsür içinde yaşayan hayvanlarıyla aynı kaptan yiyen tiksinç hayvansever denilmesini hoş karşılamıyorum:)

yani bence sorun kedi köpek beslenen evde yemek yemem tabirinin genelde aynı anda bir surat buruşması ve ay siz nasıl yiyorsunuz pis pis anlamına gelen kelimelerle desteklenmesi. evde bir kaç hayvanınız varsa bu tepkiyle o kadar çok karşılaşıyorsunuz ki, ister istemez insan bir sinir oluyor, ben mi pisim ulan benim kediler köpekler senden temiz diye.

alerjisi/sağlık problemi temelli bir engeli olması dışında -ki öyle olsa tavrı bu olmaz, alerjim var vb. diyerek nazik bir biçimde durumunu belirtebilir, agresifleşmez- böyle insanların "ayyh çocuk her şeyi kıracak dökecek çok yaramaz bi söz geçiremiyosunuz/ne pis ıyy altını ben mi değiştireceğim" veya otizmli biri sözkonusu diyelim ona ucube gibi davranan birinden zerre farkı yok. Aynı çocuk, otizmlibir birey gibi hayvanlar da bu dünyanın bir parçası. Seve seve veya değil kabullenmek zorunda. Ha bu tavra sahip insanı evinde misafir edeni de anlamak mümkün değil; çok yakının olur (böyle biriyle nasıl "yakın" olunurs artık!) bir dereceye kadar hoşgörülür de ben olsam kovarım. Bu durumda bu tavır yüzsüzlük oluyor, evde hayvan olduğunu biliyorsun; gelmezsin o kadar tahammülsüzsen. Gelip bir de evdekü her şeyün kendine gre ayarlanmasını üstemek şımarıklık.
O küfürler hayvanlarısevmemesünden çok bu şımarıklık ve yüzsüzlüğe ediliyor.

Bu basit bir insanlık davranışıdır. Sizin gibi düşünmeyen, sizden farklı olan insanlara karşı acımasız olanlar her zaman olacaktır. Bu da farklı bir örneği.

yukarıda yazdıklarıma ek olarak bu düşünce özgürlüğü falan değil. Genel olarak özgürlük de özel olarak düşünce özgürlüğü de başkalarının temel haklarının ihlal edildiği yere kadardır. Bunu birini taciz etmek gibi düşünebiliriz, sınırı aşarsan şamarı yersin. Sen kalkıp "bütün xleri ölsün mü" diye bir oylama yapamazsın ya da "bütün xler ölmelidir" fikirini "düşünce özgürlüğü yeaaa" kategorisine alamazsın. Bu ve benzeri olaylar da aynı mantık. Şamarı yersin. Böylelerini meydanlarda ibret olsun diye falakaya yatırmak gerek küfür az bile.

hayvanlardan korkan veya rahatsız olan insanlar olabilir, normaldir. o halde hayvan besleyenlerin evine gitmeyecek, bu kadar basit. ama ayy hayatta yemem, ayy pistir onların evi, kokuyodur vs. tavrına her hayvan dostu sinir olur. aklı başında herkes hem kendine hem beslediği hayvana saygısından yaşadığı ortamı ve hayvanın tuvaletini, yemek kabını temiz tutar. bana da geçen arkadaşım kedim geceleri yatağın ayak ucuna kıvrılıyor dedim diye ayyy tiksindim yatakta kedi olur mu vırvır saçmaladı. insan sinirleniyor çünkü bu lafların altında yatan çaba seni yererek kendi üstün (!) temizlik alışkanlıklarını yüceltmek. halbuki bunların evine gitsen bok götürüyor hepsini. gördük de biliyoruz.

uzun 2000 2001
edit: hala var mıdır bilmiyorum

davidoff. diğer sigaralardan uzun hem

djarum black var 10 tl falan ama heryerde bulunmuyor tam icki sigarasi.

djarum sigara sayılıyorsa djarum bunun cevabı, diğer türlü davidoff aynen, ya da parliament reserve falan.

yok.

djarum sigara değil teknik olarak. türevi gibi bi şey. 10dk'dan fazla yanabilir.

Bariz gerçek, şehir dışında karanlık yerlerden baktığın zaman Türkiye'de de böyle görünebiliyor.

bana abartı geldi
şu video da rio da çekilmiş
www.youtube.com

hayır bu fotoğraf kesinlikle gerçek değil fantastik bir hava yaratmak üzere kurgulanmış bir sahne.

@cakabo türkiyede nerde görülebiliyor yahu bu kadar büyük ?

yuh buna nasıl inandınız ya. gerçek değil.

oha turkiyede nerde var lan bu kadar buyuk ay :)

Türkiye'nin en kuzeyi olan Sinop'ta, en uzun gece olan 21 Aralık'ta * görünüyor.

kaçın çarpıcak!

wiki.answers.com

burada dediğine göre her yerden aynı büyüklükte görünüyor. ancak, dünyanın her yerinde de ufka yakınsa daha büyük görünüyor. durumun çeşitli açıklamaları var:
en.wikipedia.org

en fazla gördüğüm açıklama da şu resimdeki ilüzyonla ilgili
upload.wikimedia.org

ortadaki iki daire de aslında aynı boyda ama yanında referans aldığın yerlere göre senin gözünün algılaması değişebilir.

aynı şekilde süper ay durumunda ay birazcık daha büyük görünür.

bu durumda resim ya sahte ya da optik ilüzyonlar ile çekilmiş demektir.

kesinlikle gerçek. ay bu konumdayken zincirlikuyu'dan metrobüsle gidilebiliyor hatta.

400 mm lensi alır makinene takarsın, sonra ayın önüne taa uzaktaki başka bir manzarayı, yapıyı vs alıp aya zumlar çekersin. ay kocaman gibi olur. önündeki yapı da normal ızaklıkta gibi olur.

aha bak ayasofya: www.mehmetakifmalatyali.com

abartırsan rio'daki gibi de çekersin. mesela çık dağın tepesine, makineye de ökküz gibi tele lensi tak, hatta teleconverter da kullan, zumla aya dibene kadar. ama önünde de ufuktaki şehir gözüksün.

ekonomi kısa vadede baya kötüleşir. yabancı yatırımcılar paralarını çeker. dolar iyice değer kazanır vs. tabi ki dünya savaşı gibi kıtlık çıkmaz ama para hızla değer kaybedeceği için zamlar gelebilir. tabi böyle olmaması temenni ama savaş çıkmasa bile ekonomimiz dış etmenlere karşı çok açık ve kötü gidişi kısa vadede durmaz diye düşünüyorum. mb'den müdahale gelebilir.

tbmm onayı=tayyip değil mi zaten?

böyle demokrasinin afedersin içine tüküreyim.

savaşa girmesine ihtimal dahi vermiyorum.

4 parçalı kürt devleti kurulacak. bunlar türkiye, suriye, ırak ve iran'da olacak şekilde.

biraz araştır abi en basit soruları sormuşsun

1- tamamen sana bağlı ama başlangıç olarak optimum gold standart iyidir sana
2-140 civarı
3-ben günde 3 ölçek alıyorum,haftada 4 gün spor yapıyorum
4-sikin düşecek sen ne diyosun
5-nestle protein ne amk çocuk musun
6-ben sütle içiyorum,cevap 3'e bakınız

bu arada 94 kiloyum,benim gibi içme sindiremezsin

2- değişir, markaya ve gramaja göre.
4- yok içermyor.
5- o ne lan
6- değişir ihtiyacına göre.

sütle içeceksen light yağsız sütle iç ya da suyla iç. portakal sıkıp onla da karıştırabilirsin.

her sabah uyanır uyanmaz 1,5 ölçek al. kahvaltıda bol su iç. spor yaptıktan hemen sonra da 1,5 ölçek al. bol su iç.

18:45 - 19:15 arasında

fenerbahçe nin onaylanmış
2 yıl

Staj bunun için var. Daha önce daha beterini yapanları elbette görmüşlerdir. Üzmeyin kendinizi, şansınız olursa bir daha deneyip düzgün yapmaya çalışın.

stajda rahatlıkla sıçıp batırabilirsin, rahat ol.

usta senin yapabileceğin tüm hataları bilerek sana o işi vermiştir. korkulacak bişey yok. staj bunun için.

Hiç moralini bozma. Talaşlı üretim öyledir, birkaç kez yapınca püf noktaları kaparsın.

o ustada zamanında sıçıp batırdığı için nema problema güzel insan.

ayrıca o kadar riskli işi sana zaten vermezler.

ha sana büyük geliyordur yaptığın hata ama tolere edilebilir birşeydir emin ol.

not: götü yay manasında değil ama rahat ol :)

ek not: en önemlisi de yaptığın hatayı öğren, bir daha yapmamaya çalış. sık tekrar edersen yersin paparayı :)

sıkıntı olmaz. atölye stajımda işte ilk günü olan bir ustadan kılavuzu aldım ve deliklere kılavuz çekmek istedim. 3. delikte çaat kılavuz kırıldı ağzı delikte kaldı. adam telaşla parçayı çıkarana kadar 1 saat uğraştı. götünden soğuk ter aktı yeminle asdfgjkl. sonra tornadan frezeden devam. bir şey olmaz. hata her zaman olur ;)

işe yeni girdiğimde çok büyük bir matkap tezgahında parça deliyordum, her şey normal olmasına rağmen koca mandren kırıldıydı ortadan ikiye :) beterin beteri var :)

Sağ ayak sol ayak ayarını yapabildiğinde 10 da 1 oranı yükselecek.

topuklarını yere sabitle.. ve o şekilde yarı yarıya gaz debriyaj yap.. yani debriyajdan çekerken diğeriyle gaza bas.. eğer ayakların yerden bağımsız olarak pedallarda olursa işte ozaman ayarlayamazsız..

bi de ilk zamanlarda olur öyle şeyler.. sen gaza bastığına emin ol,sonradan debriyajı yavaşça çeksen de olur.. tabi arabayı fırlatacak kadar çok gaza yüklenmemiş ol

zaten bunlar otomatiğe bağlanacak biyerden sonra.. takma

püf noktası defalarca tekrar etmek... hemen olmuyor.

çok doğal böyle olması. ilk defa kullanmışsın. endişelenmene gerek yok. araç eski ise bu durum biraz daha zor olur. ama yeni araçların kavrama aralığı daha geniştir o yüzden kolay kolay istop etmezler.

1. kural: asla debriyajdan ayağını önce çekmeyeceksin. bırak debriyaj basılı dursun sen gaza hafif hafif basmaya başla.

2. gaza bastıkça aracın sesini duyacaksın hafiften bağırmaya baslicak. ama çok bagırttrma.

3. debriyajdan usul usul, aniden değil, ayağını kaldır.


olay budur. sabret. ve güvenilir alanlarda çalış. vites geçişlerinde vitese bakma önüne bak aracın kontrolünü elden bırakma.

başarılar.

eğitim tekniği yanlış; yavaş yavaş debriyajdan çekerken gaza yavaş yavaş basmak ne ya... kırk yıllık baterist yapamaz... yavaş da ne kadar yavaş, kime göre neye göre... yavaş ney laaa :)
gaza sabit biçimde basarken (örneğin arabayı 2000 devire getir, orada beklet gazı) dipten başa yarım saniyede gelecekmiş gibi debriyajı bırakmaya başla, gaza basma-ayağını gazdan çekme gaz stabil kalsın... araban kalkacak.. sonra bütün bunlar otomatikleşecek, 150 ile giderken bir yandan makas atıp diğer yandan sigaranı yakarken solda yavaş giden connect'e küfredebileceksin :)

diğer yazıları okumadım tembellik edip ama bana sürücü hocam şöyle öğretmişti, özellikle yokuş yukarı arabayı kaldırırken kaydırmamak için;
debriyajdan ayağını yavaş yavaş çekerken bi noktada araba hafiften titremeye başlıyor, işte tam olarak o noktada gaza basmaya başla.
Bunları boşver otomatik araba al, süper bi olaymış.

Meyve şekerli olduğu için evet yapar eğer çok yersen

Ha bir çikolata barına göre çok daha sağlıklı tabii

inciri fazla yersen yapabilir,aşırı şekerli.diğerlerini bilemiyorum.

Abartmamak lazım, diyet listemde elma, şeftali gibi meyveleri küçükse 1 büyükse yarım, çilek, kiraz gibi meyveleri ise bir kase yazıyordu..
üzüm, incir, muz gibi bir kaç meyve daha yememek gerek diyordu unuttum şimdi hatırlayınca ekleyeceğim..

kararinda tuketildiginde yapmaz. karari nedir onu bilmek lazim. ve ne zaman yedigin de onemli. gece yatmadan once yemek tavsiye edilmiyor diyetisyenler tarafindan.

her birinin kalori değerlerine ulaşabilirsin gugıldan, pay biçersin işte. Fruktoz, yani doğal olarak karbonhidrat içerdiğinden belli bir eşiği aştın mı yağ olarak depolar vücut.

çok yediğin sürece herşey kilo yapar kalorisiz yiyecek var mı ki.

incir biraz daha kalorili, ama diğerlerini koyver gitsin, aslında inciri de koyver gitsin, oturup günde 5 kilo meyve yemediğin sürece ye gitsin yeaa

yapar net.

cok filan denmiste, kilo verirken her türlü sekerden olabildigince uzak durulmali. günde maximal sadece bir tane elma filan diyete uygun denir cogu zaman.

Muz kivi sakın yeme dediler.

bende de olmuştu aynısı vazgeçmiştim. bir yıl sonra tesadüfen düzeldiğini farkettim. modemi değiştirip dene veya bir yazılım güncellemesi?

kablosuz şifreni modemin panelinden "wpa anahtarı" şeklinde değiştir. şifreleme ile alakalı bir durum. eğer olmazsa farklı şifreler dene. mesela "12345679." veya "123456789aa" gibi

büyük ihtimal sana sorumluluk gerektirecek bir iş vermeyecekler bu yüzden rahat ol. hevesli ol, merak et. bence başka bir şeye gerek yok.
kurumsal şirket mi aile şirketi mi?

ilk gün ekstra bir şeye gerek yok, zaten oryantasyon yaparlar muhtemelen. (kurumsal bir firma olduğunu varsaydım)

ufak tefek işler verirler, adamı da sıkboğaz etmeden/işine mani olmadan soru sor, ilgilendiğini belli et.

kurumsal şirket, bide mesela yapılan işi deneyebilirmiyim bende desem ne tepki verirler ayak bağı mı olur yoksa öğrenmeye çalışıyor afrein mi derler

valla o adamına ve işine göre değişir bence.
eğer telafisi mümkün olmayan bir işse vermezler tabiki.

yani hem ayak bağı muamelesi görmen hem aferin demeleri de aynı anda mümkün.

Çalışan insanları rahatsız etmemeye dikkat et. Sinirlerini senden çıkarabilirler. Sana iş vermek zorunda değiller. Genelde ustaların yanına git muhabbet et. Oralardan bir şeyler kapabilirsin. Ofiste kalma pek.

sevgili meslektaşım,

gerçi diğer arkadaşlar da bahsetmişler ama ofiste durma kesinlikle, dolaş atölyede bol bol muhabbet et ordaki ustalarla, herşeyi sor onlara, iyi muhabbeti olan insanlara iyi yardım ederler severler ustalar. sakın diyim yukarıdan falan bakiym deme, yoksa hiç birşey öğrenemessin. bir de 3. sınıf yazında 3 ay bir şirkette çalışmıştım, solidworks falan ne varsa orda öğrendim ve daha sonra hep oranın ekmeğinin yedim bilgin olsun.şimdiki aklım olsa 1. sınıftan itibaren gider çalışırdım öyle yerlerde. öyle yani..

ilk gün mal gibi oturacaksın. 2.gün de öyle ve sonraki günler de. staj bitene kadar mal gibi oturacaksın ve çok canın sıkılacak. iş falan vermezler. fotokopi, ayak işleri verirseler de yapma. mühendis adamsın amk. kaldırsın götünü yapsın çalışan. ustalarla bol küfürlü goy goy, çay sigara en efektif zaman geçirme metodudur.

ulan staj dedin de aklıma geldi. enerji santralinde 2 usta, 2 stajyer, 1 mühendis eşek kadar vidalı kompresörü altına boru koyarak kaydırmak suretiyle santralin içine taşımıştık da götümüzden ter akmıştı ehehhe.

akçay otogardan izmire çok çok rahat otobüs bulursunuz, oradan da dikiliye gecersiniz. yoksa edremit otogara gidin. geçen sene orada ufak araçlarla 10 kişilik falan götürüyorlardı o taraflara.

son bölüme kadar izle, ama son bölümü izleme. sen kendi finalini yaz.

ya mantıklı düşünülecek olursa sonuçta bitmiş bir dizi, hafta hafta beklemeyeceksin, cliffhanger ya da sezon arası bekleyişin olmayacak. ben o hayal kırıklığının sebebi tüm bu bekleyişler diye düşünüyorum.

kafa açıyodu, düşündürüyodu, önemli filozofların adı karakterlere verilmiş mesela küçük küçük detayları var böyle çok hoşuma gidiyordu ondan.

Izlerken bir suru soru biriktiriyorsun. Son bolumle yuzlesmeyi goze alabiliyorsaniz guzel diziydi.

la her şeyi abartmayın ya. son bölümle yüzleşmeyi göze almak falan sanki hayatın anlamını çözdürecekti son bölüm sana.

cevap: izle, yapılmış en güzel dizilerden birisidir.

izle derim.

siteyi ve tik atmayi birakip izlemeye gittigini varsayiyorum.

iyi seyirler.

feci kıskandım seni. lost'u izlememiş olmak ve yeni izlemeye başlayacak olmak ne büyük bir şanstır. arkadaşlar da abartıyor yine, son bölüm kötü deniyor falan diye soğuma. güzeldir güzel.

Başlamalısın

başla, duramazsın

Gecmis zamanli cumleler kurmak icin daha cok erken. Daha bitmedi.

Ankara ayagi icin soruna cevap vereyim; evet aynen oyle oldu su ana kadar.

sol gorusluler cogunlukta.

apolitik gençlik çoğunlukta. parti olarak mhp yok ama ülkücüler oluyor, sol gruplar işin suyunu çıkarıp kendi propogandalarına çevirmeye çalıştığı için ilk günler ki kadar yoklar. solcular çok doğal olarak.

apolitikler+1

bence çoğunluk yok akp'liler de var ama akpliliğini çaktırmıyorlar benden söylemesi

yetenek bence. sözlüklerde var o tip adamlar. uludağda sirkecidentrengider vardı mesela, ekşide kelevelilis vardı. çok acayip adamlar.

çok kitap okumak.

can alici kisma gelene kadar pek detaya girmeyin. can alici kisimda da gereksiz detaya girmeyin. ana hatlariyla anlatin.
bi de ses tonu ve vurgu onemli. mesela "leopar desenli sort giymis bi adam gordum" yerine "gelirken bi adam gordum, herif sort bi giymis, leopar desenli" diyin. cunku burda can alici nokta sort degil leopar deseni. leopari sona saklayin. kucuk dogaclama nuanslar da katabilirsiniz. mesela deminki cumleye ilaveten "bi de saten kumas sariyo boyle kalcayi ahaha" diyin. ama cok da abartmayin.

bi de şey önemli.böyle dura dura konuşmayacaksın.aralardaa eee meee demiceksin.

bana ev arkadaşlarım öyle derdi.bundan olabilir.geri kalanı ifade gücü işte kitap mitap.

jest ve mimiklerden kaynaklanıyor o. cem yılmaz mesela. anlattığı şeylerin aynısını başka biri anlatmış olsaydı o kadar güldürmezdi. ama adamdaki tılsım o bahsettiğim mimikler. bence de doğuştan gelen bir yetenek veya çocukluk zamanlarında öğrenilen bir şey. sonradan öyle olucam diye kasmamak lazım. her insanın olayı farklı.

başını sonunu karıştırmamak lazım. karıştırıp yok la burası şundan sonra oluyordu dersen orada bitti o hikaye.

sözlükten lustralseyahat'i okuyun.

bir de elanor marin'i.

Sözlükte o kadar kitap okuyan insan var onlar nasıl böyle yazamıyor peki ?

Birkaç püf noktası vereceğim ama en önemlisi de, sizin "can alıcı kısmı" nı vurgulamak ile ilgili olan son ipucu.

Anlattığınız olayı kafanızda canlandırın, sadece sözcüklerle değil, tonlama, yüz ve vücut ifadeleri ile de betimlemeye çalışın.

Birden fazla kişinin diyaloğunu anlatıyorsanız iki karakter için farklı tonlar veya şive kullanın, kimin söylediği ayırt edilebilsin.

benzetmeler yapın, birkaç örnek:
adamın yüzü tost makinesi gibi dört köşeydi.
Kapı zili gibi melodili bir ses değil, deprem sireni gibi daat daat diye öten bir ses duydum!

Özel bir sebebi yoksa, olayları oluş sırasına göre anlatın, aksi halde kafa karışıklığı, anlamama çok rastlanır.

..::olayın özü::..
insanların olayları komik veya ilginç olarak kabul etmesin için alışılmışın dışında, beklenmedik, yani "sürpriz" sona bağlamak gerekir. Hikayeyi anlatırken, dinleyiciniz sonunu tahmin ederse artık ilginç veya komik gelmez. Bu sürprizin etkisini arttırabilmek için ipuçlarını iyi gizlemeniz, önemsiz detaylarmış gibi sunmanız gerekiyor.

lanc +11111111

melez. sokak köpeği

melez

bildiğin çomar bu.

Ben lens kullanıyorum,lens genelde reçetesiz de satılıyor.Eğer adamın sorun çıkarcak laf sokcak bi tip olduğunu düşünüyosanız gidip annem,eşim vs. benden önce davranıp almış gerek kalmadı diyip çekilebilirsin.

Bir de genelde lens alırken solüsyon hediye edilir küçük boy da olsa.Sizin gözlükçü esnaflıktan nasibini alamamış pek.

hacı hiç girme o işe söylemişsin bir kere ayıp olur, belki daha sonra işin düşer. hem netteki fiyatlar düşük olur piyasadakine göre. bu seferlik böyle olsun kutusunu atma sonra netten alırsın.

ben de reçetesiz alıyorum lensleri o yüzden reçetenin pek de hükmü yok.
şansınızı deneyin belki geri alabilirsiniz.
bu arada genelde denk geldim, herkes farklı fiyat söylüyor, bir ayarı yok galiba bu işin.

bir de benim de 8.7 ve piyasada pek buna uygun lensler yok zor buluyorum, rica etsem markasını söyleyebilir misiniz?

edit: yazmışsınız acuvue imiş. sorumu geri aldım.

internetten alırken bile reçeteyi mail ile yollamanı istiyorlar(en azından bir kez) reçete gerekiyor artık bildiğim kadarıyla ve ilk lenste de kazıklanmış ol yani sipariş etmiş gerçi özel yapılmıyor iade edebilir ama sorun da çıkarabilir basit şeylerde pasiflikten yanayım, viva zen...

sipariş üzerine getirilmiş numarası var sonuçta, herkes alamaz. adam geri verebilecek olsa da başkasına satabilecek olsa da bu almamanızı haklı çıkarmaz.
hata sizde, fiyatları önce araştırmanız gerekirdi.

kazık yemek derken de lensmarket satışları bakımından herhangi bir gözlükçüden kat kat daha iyi durumda. gözlükçü sipariş başına 10kat fazla kazansa bile toplamda daha az kazanır. aynı fiyat olmasını beklemek saçma haliyle...

belki almayabilirsiniz, birşey olmayabilir ancak böyle ufak bir miktar için sorun çıkarmaya gerek yok. bundan sonra internetten alırsınız olur biter.

reçete gerekmiyor bu arada, internetten direk veriyorsun siparişi reçete vs. olmadan.(gerekiyor yazan olmuş, 3yıldır reçete istenmedi benden...)

sorun olmaz.. siz müşterisiniz vazgeçme hakkınız var.. sözleşme yapmadınız sonuçta.. ayrıca o lensi kesinlikle satar elinde kalmaz. en çok satılan numaralardan..

(not: lens kullandığın sürece gözünde kuruluk hissi yaratacak, bunun önüne geçmek için gözyaşına en yakın değerlerde bir gözdamlası almalısın, doktoruna danış, kullanım kuşullarına uygun bir şekilde onu kullan. çok da temiz kullan mikrop kaptırman hiç iyi olmaz. kolayca iyileşen bir organ değil)

yıllar sonra lense geçtim. bilgisayar başında bir tek rahatsız ediyor. onun dışında gözümde yok gibi. ellerini yıkamaya dikkat edersen her takış çıkarışta mikrop kapma ihtimali azalır ama yine de var tabi. enfeksiyon kapsa bile 1 haftada göz damlasıyla geçiyor. memnunum genel olarak.

diğer sorularının cevabını bilmiyorum.

27 yaşındayım, ilkokul 3'ten beri gözlük, orta 2'den beri lens kullanıyorum.
daha çok evde, bilg başında gözlük, dışarıda lens kullanırım.
gözlükten sonra büyük rahatlık.

30 gün kullanılan ve uyurken çıkarılan yumuşak lenslerden kullanıyorum.
kullanımı en kolay, en zararsız ve fiyatı da en uygun olanı odur zaten.
ben zeiss'tan çok memnunum.
ama bir sürü marka var.
ben bundan memnun olduğum için farklı bir şey denemedim.
j&j bende batma yapmıştı mesela.
ama ondan memnun olan da çok var.

fiyatları gözün numarasına göre değişiyor, ama eğer astigmat yoksa ve 0'la 6 numara arasında ortalama bozuk gözlerin varsa 1 kutunun fiyatı 50-100 tl arasında değişiyor markaya, özelliğine göre.

bir kutuda 3 çift oluyor.
her çifti 30'ar gün kullanabiliyorsun.
yani bir kutuda 3 aylık var diyebiliriz.
lensi temiz kullanırsan bu süreyi 30 günden 50 güne falan uzatabiliyorsun.

bende miyop, astigmat var mesela, ama astigmatlı lens kullanmıyorum.
sadece miyop kullanıyorum ve rahatım yani astigmatla ilgili sorun yaşamıyorum.
ama astigmata uygun lens kullanacağım dersen onların fiyatları daha pahalı, 2-3 katına çıkıyor.
testerları oluyor çoğunun.
bir dene bence.

bazen bir yerde yatıya kalacağım zaman gözümde lensle uyuduğum falan da oldu, ertesi gün kırmızı ve biraz gözlerle dolaştım o kadar.
şimdiye kadar hiç enfeksiyon kapma gibi bir şey yaşamadım.
tavsiye ederim.

beni de bir tek bilgisayar başında rahatsız ediyor, dışarıda filan büyük rahatlık. ama eve gelince gözlüğe geçiyorum direk.

bende henüz gözde enfeksiyon olmadı kaç yıldır.

lensi gözünüze zarar vermeden uzun yıllar sağlıkla kullanmak istiyorsanız gözlük ya da lens diye bir tercihe gitmeyin. En sağlıklısı ikisini bir kullanmaktır. Ben her göz doktoruna gittiğimde bana lens kullanmıyordun di mi diyor, hayır kullanıyorum deyince şaşırıyor, en ufak kızarıklık kuruluk yok çok şükür; nasıl mı?

1- sabahları erken saatte(işiniz gücünüz yoksa) ve akşamları geç saatte, uzun soluklu kitap okumalarda ve de bilgisayar kullanımlarında gözlük kullanın, bunlar dışında günlük aktif hayatınız da lens.

2- takarken ve çıkarırken mutlaka elinizi kalıp sabunla yıkayın (sıvı sabun sorun olabiliyor) sonra biraz losyon damlatın parmaklarınıza.

3- lensi kullandığınız her gün lens kabındaki losyonu değiştirin.

4- lensle uyumaya fln çalışmayın. ayrıca bir gün içinde 9-10 saatten fazla takmamaya çalışın.

5- vakti gelince, aylık lens ise ayında, değiştirmeye özen gösterin. he ama çok mu sorun derseniz 45 gün fln sorunsuz gider, sonrasında mala dönebiliyor ama lens çok kasmamak lazım. zaten anlarsınız değiştirme vakti gelince.

6- milletin "yeeaa ben şunları şunları hiç yapmıyorum yıllardır kullanıyorum" demesine ağız bükmesine bakmayın, kornea incelmesi ve gözde damarlanma olması ancak doktor tarafından fark edilir, millete sorsan sorun yok der.

7- ilk haftalarda sıkıntı olur ama alışırsanız lens harbi çok rahattır.

8- kaliteli ve makul bir aylık lensin kutusu yaklaşık 40-50 tl civarıdır, 6 tane olur ve üç ay gider. astigmatınız varsa fiyat 80-90tl dir. ufak fiyat farklılıkları olur ama önemli olan oksijen geçirgenlikleri ve uv filtre meselesidir. onları incelersiniz.

bunlar tamamen farklı şeyleri ölçtükleri için birbirleri arasında kıyslama yapmak mantıksız. ama yine de yapmam gerekirse:

kumpas > komparatör => mikrometre

mastar bloğu bir ölçü aleti değil zaten. belirli bir parçaya ve toleransa özel olarak üretilir, geçeri geçmezi vardır.

şimdi 0-300 mm dijital kumpasla 0-25 mm mikrometrenin fiyatını karşılaştırırsan kumpas pahalı olur. 250-275 mm mikrometre ile 0-150 mm mekanik kumpası karşılaştırırsan mikr. pahalı olur. yani karşılaştırılamaz. araba gibi modeli ve özellikleri farklı çünkü. marka da çok farkettirir.

hassasiyete göre sıralanabilir belki:

mikrometre 0,001 mm hassasiyetinde ölçüm yaptığı için en hassasıdır. komparatör ve kumpas 0,01 mm hassasiyetinde ölçer ama koparatörün hatası kumpasa göre daha azdır yani komparatör daha hassastır. kumpasın uçları ve çeneleri kısa sürede aşınabildiği için hatası daha fazla olur. 3-5 ay sonra ölçtüğün değeri 0,03-0,05 hatalı ölçebilirsin.

ölçü aleti seçerken aletten çok ölçeceğin boyutun geometrisi (delik mi, mil mi vs.) ve toleransı (±0,01 mi ±0,3 mü) belirleyicidir. örneğin toleransı ±0,3 olan bir deliği ucuz mekanik bir kumpasla ölçebilirsin ama toleransı ±0,05 olan bir deliği delik komparatörüyle ölçmen lazım. ayrıca deliğin ovalliğini de kontrol edebilirsin.

mastarlarsa genelde set olarak satılır. onlar da çeliki seramik olmasına, hassasiyetine (grade) ve markasına göre değişir.

hiç alakası yok spor salonu protein olmak zorunda değil.

ne yapman gerektiğini bil düzgün sporunu evde ve dışarıda yap kas yaparsın.
ama beslenmen iyi olacak.

benim bir arkadaşım şınav mekik dambıl çalışıyordu , sağlam da yemek yiyordu kas yaptı , ama şuan birazı yağ oldu şekli hiç hoş değil. bilinçi çalışmakta fayda var.

ben evde çalışıpta kas yapan görmedim açıkçası evde yapsan bile diyet ve çalışma programına ihtiyacın olacak zaten :)

kas yapmanın yolu kas yapılacak bölgeleri antrenmanla GEREKTİĞİ KADAR yormak, sonrasında yine GEREKTİĞİ KADAR dinlenip yeteri kadar beslenmektir. bu harcanan efora, mevcut vücut ölçü/değerlerine göre değişir.

ayrıca kas yapmak için protein şart, ne demek protein olmak zorunda değil?

günde, vücut ağırlığının 1.5 katı kadar protein almalısın ve dinlenme-beslenmenin ağırlık kaldırmak kadar önemli olduğunu unutmamalısın.

bilincli olmak sart ama protein tozu zorunluluguna katilmiyorum profesyonel olup hic takviye almayanlar bile var arastir netten.. ama tabi ki takviye almayinca bazi seylere abanman gerekecek tavuk gogusu ton baligi falan.. bi de protein gerekli evet ama karbonhidrat (kompleks) ve yag olmadan protein bi ise yaramiyo bunu da unutmamak lazim
vucudun her yerinin calistirilmasi gerekliligi dogru.. dinlenme, uyku, beslenmeyi saymiyorum bile

orta dünyada yapacak görevleri bitti çünkü... başka bir dünyaya gittiler, ister inzivaya çekildiler de, istersen de cennete gittiler de... Aragorn gitmedi çünkü onunda hero olarak görevi kral olmaktı... Gimli zaten kendi diyarına gitti, Legolas'ta öyle... Sam ve diğerlerinin asli görevi ise kahramana yardımcı olmaktı... kendi çaplarında onlarda hero fekat herkes giderse geride kim kalacak değil mi :D

spoiler var aşağıda:

Sam de yüzüğü kısa bir süre taşıdığı için, yaşlanınca o da göçüyor frodo'nun gittiği yere.

hacım senin için baktım 825.000 TL vergiler dahil.
Ama yandex vergileri ödemiyorum yiğidim diyo
Yani 425.000 TL vergisi algısı var bunu yola çıkarabilmek için
Hayırlı olsun

Edit: KDV ÖTV hariç diyor evet.

satin alim vergisini falan ödüyorlar.

yillik motorlu tasitlari ödemiyorlardir diye tahmin ediyorum. onu iyi okuyunuz.

şehir ?

gümüş olur. taşlıları siktir et. 100 liralık kolyenin taşı avize taşlarıdır.

100 liraya kolye alıcağına 100 lirayla küpe neyin al

www.youtube.com

Bilardo öğrenmek/profesyonelleşmek, kitapla, dergiyle olacak iş değil.

Tekniğin kalıbını biliyorsan, deneme/yanılma ile öğrenilir.

Benim kanaatim bu yönde.

grimer; evet kitapla olabilecek iş değil zaten her gün 3-4 saat oynuyorum geliştirmeye çalışıyorum kendimi ama istediğim şey diamond tekniğini anlamak 3 bant ve 5 bantta daha iyi olabilmek biraz daha teknik detaylara girebilmek bu açıdanda tek başıma halledebileceğimi düşünmüyorum en azından bi kitap açıklama ipucu olmalı deneme yanılma kısmında problemim yok zaten.

ingilizcen varsa yabancı kaynaklara yönel derim. çok spesifik bir konu türkçe detaylı bilgi bulmak zor olsa gerek