Ekşi Duyuru

Superonline fiber varsa, ttnetten bağımsız olmalı yani superonline açıldıktan sonta ttnet'i kapatabilirsiniz.

Superonline bağlantısı için civarınızda superonline bayisi bulursanız aynı gün içinde veya en geç ertesi gün bağlarlar.

ttnet fibere mi geçsem yoksa superonline fibere mi geçsem diye bir lüksünüz yok bulunduğunuz binada kimin fiber servisi varsa onu alabilirsiniz o yüzden superonline fiber varsa zaten fiber modemleri farklı yeni superonline aboneiği alıp bağlantı sağlanınca ttneti iptal edersiniz.

Viski.

valla bana viski hediye gelse acayip mutlu olurdum, ne sevdiğine bağlı güzel bir şarap da alabilirsin.

Viski olur. Yanına da iki viski kadehi ve viski buzu (tam adını bilmiyorum ama taş şeklinde, buzluğa atınca donuyor ve viskiye su katmıyor) alırsan tadından yenmez.

single malt viski alınabilir. zamanınız varsa yurt dışından gelecek olanlara sipariş verebilirsiniz,burada içki fiyatları zaten aşırı pahalı.
bana sevgilim alkol alsa, altına ad ve tarih atar koleksiyonuma koyardım. şişesi güzel içkileri de tercih edebilirsiniz.
passoa,kahlua,olmeca chocolate gibi likörleri de tercih edebilirsiniz.içmesi keyifli oluyor. özellikle de passoa.görünce bile mutlu oluyorum

Ahahaha anacım efsaneymiş.

Cinsiyet K
Sevmediklerim "sı" ile bitenler ve tabii ki "piremses"

Sevdiklerim de ismimle olanlar.. lcham der mesela arkadaşlarım bile, bence çok tatlı bi söylem :)

Hoşuma gidenler: İsmimle hitap edilmesi
Hoşuma gitmeyenler: İsmim dışında her şey

K

ismimle hitap etmesi hoşuma gidiyor.
canısılar beybisiler aşkısılardan nefret ediyorum. bazen sinir olduğumu bildiği için "beybisiiiii" diye sesleniyor.

samimi bulduğum tüm hitaplar hoşuma gidiyor benim. öyle ıyy onu demesin derdim yok pek sanırım. geçmişte aşkım lafından hiç hoşlanmazdım ama gerçekten çok sevdiğin adam dediğinde hoşa gidebiliyormuş. samimi bir şekilde söyleniyorsa böcek bile güzel gelebiliyor bana. gerçi ben samimiyet konusunda hepten ince eleyip sık dokuduğum için ancak gözüm kör olmuş derecede seviyorsam hoşlanıyorum bu tarz hitaplardan.

Hoşuma giden: İsmimle hitap edilmesi.

Gitmeyen: Kızım.

İsmimle hitap etsin mümkünse. Aşkım, bebeğim, hayatım gibi olan hiçbir şeyi sevmiyorum.
Belki ismimin yanına -cım, -iş ekleyebilir.

Ama ben hitap ederken çok saçmalıyorum. Beybilito, minnoş, bebeksi falan bile derim.

K

Şu ara birkaç kere "aşkım" duydum, hayatını aşkım demeyi basitlik olarak görenlerle harcamış biri olarak çok hoşuma gitti. Aşkım çok hoşmuş.

Kadın cinsiyim.

valla bi dönem en yakın arkadaşına mercimek çorbası olarak seslenmiş birisi olarak abicim, hacım veya arabesk hitaplar haricinde hoşlandığım kişinin her hitap şekline tavım ben. vay efendim sadece ismim olsun, yok işte aşkım demesin vs. heç şeyimde olmaz. 1,5 iskenderim diyebilir, ayıcığım diyebilir, rospu çocuğu diyebilir, eşşoleşşek diyebilir... ha şimdi aklıma geldi, sonu -iş veya -oş'la biten ılık şeyleri de sevmiyorum. tontişim, aşkitom vs. hani bu tip hitap şekilleri normalde komik gelir bana, "AAYY İĞREANÇ" demem ama bana karşı kullanılmasını istemem.

erkeğim bu arada.

hoşuma gitmeyen:
fıstık
hayatım
güzellik
canım

bi kere bir önceki ex laf arasında gayriihtiyari 'gülüm' demişti, o hoşuma gitmişti bak :)

canımı sevmiyorum. anacım da diyebilir ama canım olmasın.
canısılar beybisiler aşkısılar diyenim olmadı mümkünse de olmasın.

güzelim, fıstık, bebek diyebilir. yavrum kelimesi de gayet hoş. ne istiyorsa onu desin nutellam bile diyebilir ama yapmacıksız samimimyet mühim.

şuana kadar hiç aşkım demedim ama yerinde ve nadir kullanılırsa o da şahane olabilir.

Gülüm yavrum demeyi severim. Gülüm gayrı ihtiyari çıkıyor bazen seviyorum da bu lafı.
Bi kere paşam diyordu bi hatun muaha çok tuhaf gelmişti. Bana canım hayatım falan denebilir ama ismim daha iyi sanki.

Anacım'ı çok kullanıyorum günlük hayatta, muhabbet içinde kullanıyorum.
in vino veritas + 1
Sevmediğim hitap yok bulamadım. Düşündüm ama rahatsız eden bir şey bulamadım. İçten geliyorsa her şeyi sever, her şeye gülerim. En yakın arkadaşım Mahsun Kırmızıgül vurgusu ile "Belalım, yaban çiçeğim" der (ki ezelden rock'çıdır), her duyduğumda kahkaha atarım. Abim bana "hacı dayı", oda arkadaşım "hacı abi" der; herhalde bir hacılık auram mı var, neyse artık. Diğer oda arkadaşım "beybigül, beybican" der. Patronlardan biri "civciv", başka bir patron "tatlış" der. Düşününce, ismimi kullanan pek yok galiba. Ama seviyorum hepsini. İçlerinden gelmiş öyle demek veya o an onu yakıştırmışlar öyle. Her türlü eheheehe diye sırıtırım ben.

Sevgili açısından da içten gelen her şey götürür beni. Dalağım, böbreğim'e kadar yolu var. Aşkım da derim, saldırasım geliyorsa ş harfi, içim gidiyorsa m harfi uzar.

Bebeğim, gülüm, yavrum üçlemesi dışında (bunlardan üretilen kelimeler de dahil) kalan hitaplarla ilgili pek sorunum yok. Bu üçünden de en antipatik gelen kelime, bebeğim. Koskoca insanlara bebeğim demek kadar saçma bir şey yok bana kalırsa.

K.

hic hosuma gitmeyenler: hatun(um), -si ekiyle bitenler, prenses, gulum, yavrum.

duymayi tercih etmeyeceklerim: hayatim, canim, fistik/fistigim

hosuma gidenler: ismim, ismim + iyelik eki "sacdemetim" gibi.

bir de bence hitapta en onemlisi cok abartmamak. yani oyle her gun her dk degil de arada bir, boyle sevgi dolundugunda falan "canimin ici", "sevgilim", "bebegim" gibi sozler hosuma gidebilir ve anlamli gelebilir ama her cumlenin basina sonuna kondugunda anlamsizlasiyor.

Genel olarak ismim ve ismimin türevleri ile hitap edilmesini tercih ederim geriye kalan tüm hitaplar inanılmaz derecede itici geliyor. En deli olduklarım da çıtır, hatun, fıstık falandır. Prenses, aşkım, minnoş ve ponçik türevlerini hiç söylemiyorum. Prenses lafını sadece annemden duymayı severim, sanırım düz bir insanım :/

İsim yeterli. Bahsi geçen hitaplar yapmacık ve bu sebeple tiksindirici geliyor.

ne söylediği değil, söyleyen hoşuma gidiyor

Hiç hoşuma gitmeyenler:

- sı diye bitenler (aşkısı, canısı.. )
- herhangi bir şeyin her cümlenin başında ya da sonunda kullanılması (aşkım, sevgilim dahil.)
-

Hoşuma gidenler:

- nefesim
- ömrüm
- ütopyam :)
- şapşik
- (sırf söyleyenden ve söyleme şeklinden ötürü keyiflenebildiklerim de oluyor. (salak, aptal, at gibi..)

gerçi soru başlığı "bizim duyduklarımız" ama ben bir tane de kendi kullandığımı söylemek isterim. son kız arkadaşıma arada coşarak "cici" derdim. "çok cicisin" falan. bir tek bunu sevmezdi. ben de anlam veremiyordum sevememesine. "kocaman kadına cici diyo ya" diyordu. ki yaşı 25 idi. :) bana böyle parıltılı, narin bir anlam veriyor cici. o yüzden kullanıyorum. sanırım onda çok farklı bir şekilde tanımlıydı. neyse.

Oğlan kişisiyim. (bunu da konunun ışığında bilerek böyle söyledim. kullanmayı severim. eşcinsel değilim yoksa. bununla onların anlaşılmasını da sevmiyorum. gayet güzel bir kelime bence "oğlan")

ismimle hitap edilmesinden nefret ederim çünkü ismimden nefret ediyorum,
ismim dışında herşeye okeyim

Erkek arkadaşımın her türlü hitap edisini seviyorum. Aşkım falan dese bir tane yabistirir miyim kestiremiyorum :) neyseki demiyor.

manitama muhtar diyorum

sadece adımla hitap edilmesi hoşuma gidiyor.
-bebişim, aşkısı iğrenç .

gokhan atestepe +1

Fıstığım diyen bi sevgilim vardı, öyle içten doğal söylerdi ki anında affederdim. Konu ne olursa olsun.

+ Akşam gelemicem...
- Neden? Niye? Nasıl?!*
+ İşim çıktı fıstığım benim, müşteri geldi vs vs...

Bi başka sevgilim ''meleğim'' diyodu. İğreniyorum bu hitap şeklinden meleğim ne ya. Iy. (Zaten uzun sürmedi)

Meleğim, Güzelim sevmediğim hitaplar.
İsmimle hitap edilmesini tercih ederim.

ben kişiye özel hitaplar kullanırım genelde, bir sevgilime dediğim şeyi bir başkasına dememişimdir bu yüzden. bunun sebebi genel geçer hitapları kullanmayı sevmemem, yukarıdakiler gibi; samimi gelmiyor hiç biri. çok sevilen ve ilişkide yeri olan bir hayvan varsa ya da herhangi bir hayvan karakteristiğine benzeyen bir özelliği varsa kullanırım. aynı şekilde sevdiği, ilişkide bir dizi/film karakteri de olabilir; asıl olay bir anlamı ya da çağrıştırdığı bişeylerin olması. tabii bunlar aşksal sevgi bildiren hitap konusu için geçerli; onun haricinde günlük arkadaşlarıma kullandığım "keke, kanki, panpiş, hacı, abi" gibilerini elbet kullanırım.

bana edilen hitap konusunda isimden fazlasını talep etmem ama yukarıda bahsettiğim gibi kişisel bir şey demek istiyorsa der, çok sorun etmem.

bu kadar uyumlu ve anlaşabilen çifti boşamaz hakim

1 haftada dava sonuçlanabilir imkansız değil. ancak anlaşma protokolü yapıldığında, devredilecek malların devredilip hakim karşısına öyle çıkılması lazım. zira hakim devredip gelin diyebiliyormuş anlaşılmış olsa bile. hakiminki de tarafları korumak için, sonra devretmezlerse diye.

aile mahkemesinin yoğunluğuna bağlı süre. randevu alabilirseniz, aynı gün tek celsede boşuyor anlaşmalı boşanmalarda dediğim gibi devir tamamsa.

ancak gerekçeli karar yine çıkmaz 14 gün sürer. yani boşanma gerçekleşir ama soyadı değişikliği vs 1 ay sürer.

ek olarak;

ben yakın zamanda kendim birebir bir boşanma yönettim/organize ettim. avukat değilim, ancak hakim sebebini bile sormadı. anlaşmalı boşanmada yorum yapmıyor bile.

anlaşmalı boşanmada avukata gerek yok anlaştılarsa herşeyde. tutmayın boşuna.

abim bu seninin başında tek celsede boşandı. anlaşmalı olarak boşandılar çocukları yoktu evden alıcağını aldı başka eve çıktı anlaştıkları için de sadece tek bi avukat tuttular ki o da kız tarafının akrabasıydı. gittiler yarım saatte boşanıp geldiler.

boşanmak belki yetişebilir ama sanki o kararın nüfusa ulaşıp yeni kimliğin çıkarılması biraz süre alıyordu diye biliyorum.

Tezin teslimi değil, jürinin kabul edip onaylayıp "yüksek lisans/doktora neyse mezuniyet belgesini alabilir" demesi önemli. Dolayısıyla şu anda normal prosedürünü devam ettirsim, boşanma kesinleşince de belgeyi alacakken öğrenci işlerine yeni soyadını ibraz etsin. Tezin yayınlanacağı online yerlerde filan yayınlanacağı zaman da adını değiştirdiği versiyonunu versin.
Önemli: Tamamen kafadan atarak cevap yazdım, ama mümkün bir olasılık, araştırmaya değer.

tek celse ama o celseyi ne zaman verirler bilemedim.
hakim avukatlar söyler

soruyu "en hızlı ne kadar sürede boşalınabilir" diye okuyan var mı benden başka? :)

boşanacakları kesin ise;

butun evraklara sadece kalacak soyadini yazsin. 1 haftada savunulacak tezin duzeltmesi basimi 20 gunu gecer. bu da totalde 1 ay eder. hatta kimligi cikana kadar beklesin. enstituye teslim ederken yeni kimlik bilgileri ile teslim edip oradaki bilgilerini duzelttirsin.

boyle her yerde kocasinin olmayan soyadi yazar.

edit: bosanma konusun epeyce cevaplanmis zaten. o nedenle o konuya hic girmedim.

istanbul yogundur daha kucuk baska bir ilde bosansinlar,

türk erkeğinde gözlüklü sekreter fantezisi var, o bahsettiğin çirkin betty bizde geçerli değil yani; korkma tak.

bacım dert ettiğin şeye bak ya. hatun güzelse gözlüklü de güzeldir, değilse gözlüğü çıkar at yine değildir yani.

hep çirkin beti türevi filmler yüzünden oluyor bunlar. yüz tipine yakışan bi gözlük bul geç yani.

baba jo +1

gözlüklü kadın = sekreter. +10.000 seksapel demek gözlük.

malesef kalın camlıysa hoş olmuyor. (unisex)

ayrıca gözlüğün de kendine göre dertleri var.

tabi en güzeli "çizdirmek"

gözlük hatunların seksapelitesini arttıran bir aksesuar. baba jo + 1

çok problem oluyorsa çizdir.

@elorelia+1
güzelliğin gözlükle bi ilgisi olmamalı...
Gözlüğü alınca bi ifşa yap daha somut değerlendirmeler gelir.

gözlük kullanması lense göre daha çok işkence oluyor. lensi gözüne uygun ve kaliteli lenslerden kullanırsan bir sıkıntı olmaz. bayan olduğun içinde çantana lens kabı koyarsan ani ortaya çıkan başka evlerde kalma olayından da etkilenmezsin.

gözlüğün camı kirlenir. kirpiklerin uzunsa camda sürekli kirpik izi, yağlı bir cilde sahipsen gözlüğün camıda yağlanır.(nasıl yağlanıyor bilmiyorum.) uzun süre takınca yüzünde iz yapması,birisi ile tokalaşıp öpüşürken gözlüğün sapları sıkntı çıkarıyor. soğuktan sıcağa geçince cam buğulanması oluyor.

aklıma gelenler bunlar. ama hevesin gözlük kullanmaksa yüzüne uygun bir çerçeve seçebilirsen. çirkinleştirmez.

genel olarak kadınlara bordo renk kemikli çerçeveler yakıştırıyorum ama bu ten rengine yüz şekline göre değişiklik gösterir.

ya bırak o sacma filmleri. yakısabilir. seksi gösterebilir. şirin gösterebilir.
gözlüge ve sana bağlı.

gözlük kadının güzelliğini götüren bir şey. O sebeple bir model önerim yok.

bazı yüz şekillerine, saç kesimlerine gözlük cuk oturuyor çok şık yada sevimli durabiliyor. Yüzünüze uygun bir gözlük seçerseniz bence karizması olan bir şey gözlük.

gözlük 99,999% kötü durur hem erkekte hem kadında. lensle de rahat edemiyorsan lasik. hatta lens kullanabiliyorsan bile yine de lasik, direkt çözüm...

erkekler kemikli gözlükleri daha çok seviyor.
edit: as in the below example

saçını da at kuyruğu yaptın mı tadından yinmez.

www.google.com.tr

Romantik komedilerin gerçek hayatı yansıttığını düşünmeyi bırakalım.

bana gozluklu kizlar hep daha seksi geliyor. simdi bide kemik gozlugun damla versiyonu cikmis :P cok acayip

gözlük insanı çirkinleştirmez. ama kayda değer güzellik anlayışını sadece yakışıklı erkeklerin görüşlerinin belirleyeceğini düşünmek seni iğrenç bir insan yapar. gözlükten önce kafanda değiştirmen gereken başka şeyler var.

amma trolllemiş ha.

çerçeve ve model kişiden kişiye değişir, onu sen bulacaksın. çok saçma ötesi bir şey takmadığın sürece hayır, gözlük seni çirkinleştirmez. ama yüzüne, tipine uygun bi çerçeve bulursan işte o zaman müthiş olur. gözlük 100 kadından 20'sini çirkin gösterirse 60'ını seksi gösterir, kalan 20'si için değiştirmez. öyle diyim.

"asla klasik giyinmiyorum" cümlesinden ben kendini çok kastığın sonucuna vardım açıkçası, yani sen kendini zaten "çirkin" kabul etmişsin en başta. rahat ol. gözlük seni daha çirkin yapmaz. hatta diyorum ya uygun bi model çok daha seksi gösterir.

bi de "gözlüklüyken çirkin, çıkarınca güzelleşiyor" ne ya, olur mu öyle şey? gözlüklü insan, gözlüğünü çıkarınca çok komik görünüyo benim gözüme. gözlüksüz birinin kaşlarını çıkarmak gibi oluyo yani.

@icim urperiyor elbette ki sadece yakışıklı erkeklerin fikrini sormuyorum, duyuru başlığını daha dikkat çekici ve eğlenceli kılmak adına öyle yazdım sadece. ciddiye alınacak ya da üstünden karakter analizi yapılacak bir şey değil gerçekten...

@cedrus deodara kim kimi trollemiş anlayamadım?

doğru gözlüğü takarsan @baba jo +1 diyorum.

İlk başlarda baş ağrısı olur sonra alışırsın ama dediğini yaparsan gözünü tembelliğe alıştırırsın ve bir şekilde her 2 gözün de 3 numara olur en sonunda..

diğer gözünü de 3 yapmış olursun zamanla.

aşırı rahatsızlık vermez ama pek doğru bir hareket değil. hele maddi olarak kolaylık olsun diye söylüyorsanız makul bir yanı da yok. 2 kutu aldığınızda 6 ay kullanacaksınız sonuçta.

mümkün,

1-kelimeyi normal olarak arat googleda
2-altta "web, images.......... search tools" var ya. search tools'a tıkla
3-bir altında "any time" satırı çıkacak ona tıkla en alttan "custom range"
4-tarih aralığını belirle arat
5-yeniden arayacak ama arama sonucunda kaç tane çıktığı belli olmayacak. onu gormek icin de "search tools"a bir kere daha tıkla
5-tarih kısıtının göründüğü satır ortadan kalkıp yerine kaç sonuç bulduğu gelecek

cokponcik nickli arkadaşın yaptığı şeyde sadece şu an için o tarihte eklenen sayfaları bulursun. ancak google güncel arama istatistiklerine göre sonuçları değiştirdiği için tam o zamanki arandığında çıkacak sonucu vermez.

star blazers olabilir mi?

Star blazers değilmiş :/

Ulysse 31 olabilir mi?

www.animecharactersdatabase.com

şuradan bakıp bulsun

www.animecharactersdatabase.com

henry gale haklı sanırım

Stars blazers'ın 70 küsür bölümü varmış, yine de kontrol edecekmiş. Teşekkürler herkese.

Ödeyebilir, tc kimlik numaran yeterli. Ancak borcunu öğrenemez, sadece parayı yatırabilir.

kart numaranı versen daha mantıklı olur.

Öder, atm'den de kartsız işlem ile kredi kartı numarasını girerek ödeyebilir. Fakat atm'den borç miktarını göremez, sadece ödeme yapabilir.

Bikere poset caydan cay olmaz, guzel bir cay icin toz cay lutfen, marka vermiyciim herkesin tercihi farkli ama biz tabbiki caykur kullaniyoruz. Ve ayrica lutfen porselende demleyin farki farkedeceksiniz, hafif kokulu olsun derseniz de biraz tomurcuk. Mesela biz evde soyle yapiyoruz; orta buyuklukte bir porselen demlige 2 kasik cay, 1 kasik tomurcuk ve demligin deligine gelecek kadar yani ortaya kadar falan da su. 10 dakika demlensin en az, 12 de olabilir, 15 de olabilir size kalmis, o zaman kirmizi caylar icebilirsiniz, bence tabi.

@hier kommt die sonne çayın tadı çok değişmiyor mu?

su kaynar olmazsa bazen renk salmıyor.

karbonat

oyle demlik posetinden cay lmaz kardes. geleneksel cay demleyeceksin. rize turist cayi (sari paket) ile demle,icmelere doyamazsi. demlik posetinin poset caydan farki yok ve cig birkagit tadi olur cayda

Lipton Label demlik poşet de kullanıyorum,çaykur da kullanıyorum. İkisinde de o sonucu alıyorum. Çayı demledikten sonra en az 15-20 dk bekliyorum.Sırrı beklemesinde bence.

Çay demiş arkadaşlar ama bence olay suda bitiyor.
Çatı severim, hususi odun
ateşinde çay ocaklarına giderim.
Su yu bir tıklayın derim. Bazı illerde insanlar damacana su kullansalar dahi, çay suyu için köy çeşmelerine gider.

Demlik poşete laf edenlere itibar etmeyiniz. Toz moz çer çöp sevenler onlar. Doğuş earl grey demlik poşettir çay.

anaaaammmmmmmmmmmmmmmmmmmm <3<3<3<3

ya siz baksanız olmaz mı? çok tatlııı

Bize de haftada beş gün geliyor haliyle evden biri oluyor. Elektronik şeylere ne olacak kaygısı da olmuyor bu yüzden. İç çamaşırı konusunu da kafana takma bence. Başlarda istersen bunu da sen yapma dediğim şeyler için hep "Bu benim işim, tabi ki yapıcam" cevabı aldım. İyi ki de yapıyor. Yemek konusu önemli. Hep tek tip ya da sağlıksız yapacak olursa, neleri tercih ettiğinizi söylemeniz lazım. Ben kocaman bir yemek kitabı aldım mutfağa. Artık bugün ne pişireyim diye sormuyor. Haftalığı dışında bir de yine mutfaktaki günlük harcamalar kutusundan alışveriş yapıyor. Alışveriş fişlerini bıraması tercih edilebilir. Ve son olarak aklıma gelen, zamanla kankaya bağlamayın, işveren olduğunuzu unutturmayın ama o da o evden biri olacağı için, kendine bir kahve yapıp en sevdiğiniz tatlınızdan yediğinde de somurtmayın.

Önceki çalıştığı yerlerin referanslarını isteyin arayın sorun öncelikle. Nasıl çalışıyor ters bir tarafı mı var mı? karakteri nasıl diye.
Yine de tatmin olmazsanız eğer evin içinde 1 2 odaya gizli kamera yerleştirip telefondan merak ettikçe online olarak izleyin ;) en tatminkar tarafı bu olur. Bir de ev adresini, tanıdık birisinin telefon numarasını kimlik fotokopisini alın dicem de böyle yapınca baya potansiyel zanlı muamelesi yapılmış olur gibi.

hiç öyle bir yer duymadım. ev yemekleri yapan yerler var ama eve getireceklerini sanmam. yemeksepeti üzerinden sipariş verebilirsiniz ama onun da çeşidi az olur. anca kuru fasulye, pilav, nohut falan.

çevrede ki catering firmalarıyla gorusun bence. iki kisi icin belki pahalı olabilir ama getirirler diye tahmin ediyorum.

evlere temizlige giden yardimcilardan duzenli yemek yapabilen de cikabilir, apartman gorevlisinin esi vs.

elbar +1
o sekilde duymustum sanirim yapani hem de eskisehir $irintepe tepebasinda

bonus cevap: eski bir kitap var elimde bitkisel yollarla deva reçeteleri sunan. bu konuda vardır mutlaka, eve gittiğimde bakar önerimi yazarım.

çam terebentin yağını unutma. ama az koy.
bepanthen ve evigen ampül de kırıp koyabilirsin.
ama bu kadar karışım kafa derini yakabilir de.

www.doakozmetik.com

adamlar yapmis, ucuz ucuz satiyor. ben daha bir sey almadim burdan ama kullanan arkadas cok memnun.

Lavanta yağı çok koroziv bence cildine degdirme.
biberiye de öyle, maksimum 2 damla kullan. Ve yağları karıştırma ayri ayri dursun.

Lavanta ve biberiye hariç karıştır

Bemiks evigen bepanthen ampul.kır her.kullanacağın sefer için ya da tamamiyle hepsini kır (badem Hint susam hindistan cevizi içine)

Kullan gitsin

badem yağı + yemeklerde kullandığın ayçiçek yağı
bak bu tüyoyu da herkese vermem, değerini bil

cafissimo hem daha uygun hemde daha yaygın. o yüzden tavsiyem cafissimo yönünde.

uzun zamandır kullanıyorum bir problemini görmedim. 40 kuruşa 3ü1arada alan adamlar var sen 75 kuruşa kapsül alabiliyorsun mesela. cafissimonun kendi süt köpürtücülü olanı var değişik şeyler deneyebilirsin. harikalar yaratmasan da en azından güzel bir capuccino yaparsın.

cafissimonun kapsülleri daha ulaşılabilir ve daha ucuz. arada bir kampanya da yapıyor tchibo. ancak makinanın süt köpürtücüsü iyi değil diye biliyorum. ve bazı kullanıcıların sütün sıcaklığından memnun olmadığını da duydum.

nescafe hakkında fazla bilgim yok.

1- götürmesi biraz sıkıntı gelir gösteremezse kolay kolay oturum vermiyorlar, ziyaretçi muamelesi yapıyorlar/turist vizesi vermeye eğilimliler...bu süreçleri yaşayan ve eşi orada doktora yaparken iki çocuğunu da burada doğuran bir kuzenim var.
2-önce kalıcı oturum alsın 8 yıla yaymadan sonra vatandaşlık düşünsün. doktorayı 8 senede yapmandan akademik title ile başvuru yapman daha geçer akçe- ben genetikiyim bizde bile 8 seneye hiç normal bakmıyorlar.
3- verpflichtungserklärung verebilirler de o oturumda pek işe yaramaz belki ilk başta adres vermekte orada kalacam demekte işe yarayabilir. işyerleri varsa belki işçi olarak başvuruda işe yarar ki pazarcıklı filan değilseniz onları halletmeniz de baya zor :)).

1. götüremez cünkü almanya ya esini götürmesi icin almanyada calisiyor olmasi ve geliri yeterli seviyede olmasi gerekli.

2. Lisansüstü egitim süresini 8 yila yaymasi biraz zor cünkü okullarda egitim dönemi limiti var. eger o süre asilirsa okuldan atiliyor. Sanirim master egitimi icin 5 yili asamaz.

3. ücüncü dereceden akraba ya da herhangi biri teminat (Verpflichtungserklärung) verebilir, Bu belge ile vize alma süreci kolaylasir, maddi durum ispati isteyen belgeler daha az istenir.

Ideal senaryoda almanyada master tamamlanir ve is bulunur, sonra oturum alinir ve sonra esini de yanina almak icin basvurur. Ciddi prosedürü olan bir sürectir. Sonra kalici oturum alinir ve almanca en az B2 seviyesine gelinir. 8 yil sonunda vatandaslik basvurusu yapilir.

1- esini getirmek icin hem seni hem esini gecinderecek gelirin olmasi, kalacak yeterli buyuklukte bir daire kiralamis olman ve aile birlesimiyle gelecegi icin temel seviyede almanca bilmesi gerekiyor.
2- alman vatandasligina basvuru icin once suresiz oturum alman gerek. bunun icin de 60 ay emeklilik sigortasi yatirman lazim, sartlarin en zorlayani bu, bu sureye egitim suresi onceden dahilmis ama kaldirmislar. sigortali calisman gerekiyor once 5 sene yani.
3-akrabalar birinci derece olmadigi surece faydasi olmaz oturum acisindan.

burdan çözmesi zor sen şuradan yürü: www.google.com.tr

Selam Bu durum bütün bilgisayarlar kapalıyken ve sadece telefon wifi kullanırken de geçerli mi ?
Windows düşmanı biri olarak suçu o tarafa atmak istiyorum ama elimde herhangi bri bulgu yok.

malwarebites
adwcleaner
hitmanpro

bu üçüyle taratıp temizledikten sonra kurtuldum. hitmanpro en ayrıntılı temizleyen sanırım. ne önerdilerse uyguladım, bir şey kalmadı.

tabi - pcde geçerli bu. telefonlar için çözüm bulamadım.

hayyam ara - evet, yani modemden şüphelenme sebebim bundan dolayı zaten. neyle bağlanırsak bağlanalım aynı sorun var.

Tum cihazlarin ayni ag uzerinden bağlandığı icin sorun yaşıyorsunuz, sorun modem de degil, modeme bağlanan cihazlarda

Modem uzurinde dns ayari yapilmis olabilme ihtimali geliyor aklima. Eger oyleyse bilgilerinzde coktan calinmistir. Modem uzerinden dns ayarlari yapilan bolumu kontrol edin.

sorun neymiş merak ettim. varmı gelişme.

çözümü buldum. virüs google hesabınızdan yayılıyormuş, ağ ile ilgisi yok. google hesabınızı kapatın her yerden, sonra da chrome'u ya da tarayıcınızı sıfırlayın. malwarebyte ve hitmanpro ile tarama yapın. şu anda bende hiçbir sorun kalmadı.

kendisine nasil okuman gerektiğini sorabilirsin ama türkçe okumamalısın bence.

ti pi yu oku bence.

"o ne çirkin bir şey lan" diye düşünüyorum.

sokağa çıkmadığım için hiç görmedim ama çok çirkinmiş, saçmasapan şeyleri moda yapma şeysinin bir parçası. görsem dikkatimi çekmezdi yine de, fotoğraf olarak görünce çirkinmiş diyorum.

hahaha der meister +1 mağaramdan çıkmadığım için hiç görmedim.

Ben de erekekim ben de yorum yapıcam : çok çirkin sakın almayın kızlar.

kötü

bi erkek olarak söylüyorum, kışlık bi modeli yazlık yapmışlar gibi beyazı moru su yeşili güzel renkten kurtarıyo sadece

eww

dengesiz olur bu, koşaman.

önceliklerim farklı galiba, bilemedim.

kötü. ayrıca sanki biraz:

(bkz: amish)

kosarak uzaklas. (bu ayakkabilar olmadan)

kötü

Çekici mi? Değil.
Şık mı? Değil.
Konforlu mu? Değil.

Bir kadının bu ayakkabıları giymesi için yukarıdaki soruların en azından birine evet cevabını verdirmesi gerektiğini düşünüyorum. Söz gelimi spor ayakkabı şık ve çekici değildir ama konforludur, siyah topuklu ayakkabı konforlu değildir ama şık veya çekici olabilir, yine giyilir. E bu dangalak ayakkabıları ne yapacaksın? Ben ilk defa gördüm, yine her yıl bir şeylerin bir "otorite" tarafından "moda" kabul edilmesinin akabinde herkesin gözüne sokulup zorla satıldığını düşünüyorum.

"ama çok rahat yhaa .s .s"

- 1.60m boy geliyor aklıma.

kısalık kompleksinin ayakkabı endüstrisindeki karşılığı bu olmalı sanırım

ganbare genki diye bir şey var ama?

Ben de Genki diye hatırlıyorum. Çok travma yaratmıştı bende.

genki +1. direklere tirmanip trenleri izlerdi hatta, sanirim gozlerini keskinlestirmek icin yapiyordu.

genki demeye geldim hüzünlü olarak hatırlıyorum bende.

İnternette videolar var. Onlara bir bakın isterseniz. Ben geçen sene bir tane izlemiştim ve orada dediğiniz gibi masaj yaptıklarını görmüştüm.
Ayrıca anneniz nerede oturuyor?

Toplam ne kadar süre geçti bu önemli. 2-4-6 saat sürebilir.

Ayrıca doğum yapmaya çalıştığı yavrunun zarından kurtulamadığı için doğuramıyor olabilir. Buna bakar mısınız? Eğer öyleyse siz zarı kendiniz yırtıp çıkartın.

Benim bi' arkadaşımın kedisi doğururken veteriner çağırmışlardı. Yavru hafif çıktığında hemen çekip çıkartmak gerekiyor demişti adam.

Ellemezseniz daha iyi olur bence. Veterinere telefonla da danışabilirsiniz, gitmeniz şart değil. Eve gelen veterinerler de var ayrıca. Yer bilgisi verirseniz belki buradan da veterinere yönlendirerek yardımcı olabilecek birileri çıkar.

Şu bilgiyi buldum:

"Kedinin normal vücut sıcaklığı 38.5 C olduğu halde , doğum yaklaşırken bu 1 derece düşer. Doğum sancıları başladıktan sonra ilk yavrunun gelmesi 4 saati bulabilir. Yavrular doğarken önce baş kısmı da gelebilir, kuyruk kısmı da. Her yavrunun doğumu arasında ortalama 30-60 dakika geçebilirken bu süre 2 saate kadar da uzayabilir. Bu andan itibaren kedi sepetinden ayrılmaz. Bu durum yavrularını doğuruncaya ve onları ilk kez emzirinceye kadar sürer. Kedi yana yatarak doğurur. Her yavrunun ve plasantanın çıkarılışı iki üç kontraksiyonda hemen olur. İki doğum arasında yavrunun döl yatağındaki pozisyonuna göre , 10 dakikadan 1 saate kadar giden bir süre vardır. Her yavrunun doğumunda anne onun her türlü ihtiyacı ile ilgilenir. Göbek kordonunu çiğner ve koparır. Plasentayı yer. Plasenta içinde bulunan bazı hormonlar sütün artmasına yardım eder. Daha sonra anne yavruyu yalayarak kurutur. Bütün bu işlemler sırasında kediye müdahale etmeyiniz. Bir köşede göz ucu ile kendinizi belli etmeden onu izleyiniz. Sepete ancak sizi çağırdığı zaman yaklaşınız. Anne yavruları il ilgili tüm işlemler bittiği zaman size göstermek isteyecek ve çağıracaktır. Eğer anormal derecede miyavladığını görürseniz ve yavru suları akmış ise ve ya kontraksiyonlar yetersi ise , kısaca anormal bazı noktalar görürseniz, beklemeden onu Veteriner Hekime götürünüz."

www.friendsvet.com

Bir de şu var:

"Çoğunlukla anne kediler hiçbir yardıma ihtiyaç duymaksızın sorunsuz bir şekilde doğum yaparlar. Ancakaşağıdaki belirtileri gözlemlediğiniz takdirde hiç vakit kaybetmeden veteriner hekiminizle temas kurun.

* Anne kedi saatlerce, örneğin 2 saatten uzun bir süre boyunca şiddetli bir şekilde ıkınmasına karşın yavru görünmüyorsa,

* Yavru doğum kanalında göründükten 10 dakika sonra hala doğmadıysa,

* İçi sıvıyla dolu zar doğum kanalından çıkıp şiştiyse ve 10 dakika sonra hala yavru çıkmadıysa,

* Anne kedide ani halsizlik, bilinç kaybı ortaya çıkarsa,

* Anne kedi yavrularla ilgilenmesi gerekirken yatıyorsa ve düzensiz soluk alıp veriyorsa,

* Vajinadan şiddetle kanama başlarsa,

* Yavrulardan biri veya bir kaçı kendiliklerinden anneyi emmeye başlamadılarsa."

www.sokakkedisi.net

sanırım o iki yavruyu ölü doğurdu, hatta ölü olmasına rağmen yalayıp temizlemeye çalışmış, annem uzaklaştırmış ölü yavruyu. zardan çıkarıp temizliyormuş doğurduğunu. ama şu an yaşayanları pek emzirmiyormuş.

sabah 9-10 arasında başlamış doğum.

Bir de şu başlık işe yarayabilir:
(bkz: 7 gün 24 saat açık veteriner klinikleri veritabanı)

Telefonla ulaşıp bilgi almaya çalışırdım ben olsam.

Ben insandan anlarım ama yine de bir şeyler söyleyeyim.

Onlar ölü doğmamış olabilir. Yavruya ne yapacağına anne kedi karar versin. O diriltebilir.

Eğer yavrunun başı görünüyorsa nazikçe tutup çekin. Kafasından koparacak gibi asılmayın. Yarısı dışarıda kaldığı süreçte ölü kedi yolu tıkamış, dönememis olabilir. Şu anda içeride bir ölü kedi tıkamış olabilir. İçeride tikandiysa sizin yapacak bir şeyiniz yok. İnsan olsa elinizi sokup yardım edin derdim ebe gibi. Veterinerin kesip alması lazım. İkiniyorsa ve dışarıda bir sey görünüyorsa karnına biraz bastırıp basıncı arttırın. Doğan kedileri kordonundan siz ayırmayın. Geçmiş olsun. Bence onun veterinere gitme vakti çoktan gelmiş.

boya saç teliyle tam bütünleşmez, rengi iyi vermez ve çabuk akar.

ama zaten hali hazırda kullandığın renkse, dramatik bir renk değişikliği yapılmayacaksa bir şey olmaz, boya gitsin.

bi şey olmaz. sadece saç derin çok temiz olduğu için kimyasala daha güzel maruz kalır. işte boya kafandayken daha fazla kaşıntı yapar falan. uzun vadede bi zararı olmaz alerjin falan yoksa. Boyanın tutmasıyla ilgili bi sıkıntı olmaz.

eline bi eldiven takıp kaşıya kaşıya beklersin en kötü.

hee ama tabii saçında çok bakım, yağ, krem vb varsa iyi durulaman lazım. o zaman boya saça tutunamaz, kayar gider. ille de bu gece boyayacaksan çok güzel durula, yağını, nemini, kremini akıt saçın.

ama o kadar bakım yapmışsın yav. iki gün bekle bence.

su tarz olabilir bende bundan var.
Hotic Yaya modeli. Yaya koleksiyonuna bakabilirsin sen de

imgur.com

tabanın yumuşak olması, kısa topuklarda bile önünde platform olması şart. ben de bahar aylarında benzer sıkıntıyı yaşıyorum, platform topuklar genelde sorunumu çözüyor. babet giyemiyorum, istisnasız tüm babetler vuruyor, giyebilsem de sevmiyorum.

aslinda boyle giyiniyorsan oxford ayakkabi cok guzel giyersin :)

aldo'nun ayakkabilari cok rahat oluyor bu arada, ilk kez giydigimde bile agri, vurma vs yapmamisti.

Hisarönü ve civarlarına baktınız mı, oralarda olabilir.

can kırtasiyeye bakabilirsiniz.

e.l.f. cosmetics'in var benzeri bir paleti: www.eyeslipsface.com çeşitli yurtdışı satış sitelerinden alabilirsiniz.

renkli kapatıcılar için de flormar'ın var: www.flormar.com.tr

hatta beauty joint linki de buldum size e.l.f. için.

normal kapatıcı: beautyjoint.com

renkli kapatıcı: beautyjoint.com

içine leblebi kırıp atabilirsin ya da tarçın. koy bardağa kaşıkla ye.

mayhoş tarcın bi de leblebi lazım bardağa koyup icersen de olur ca kasığıynan da yseden de süper lan canım cekti

önce sade iç bardaktan. sonra leblebi yiyerek iç yanında. sonra da tarçın dök üstüne azıcık öyle iç. seversin güzel bir şey.

hafif tarçın ve yeni çekilmiş sıcak leblebi olursa harika olur yani bunlarla güzel gider.Ama sek de içebilirsin.Mayalı olduğu için ekşimsi bir tadı var.Ben genelde seviyorum ama içlerinden tek bir markanın akmandı galiba adı onun bozasını seviyordum ki o da ekşitmiş olabilir tadını son zamanlarda.Diğer bütün bozalar çok ekşi geldi, sevemedim.Umarım bozan fazla ekşi değil ve güzeldir.Öyle olunca soğuk kış gecelerinde orgazmik olur ama boza candır yine de.Tavsiye ederim, ısıtma falan yok tabii ki:)

canım istedi benim de, hala bozacılar dolaşıyor mu ya? bardakta kalanı parmaklamayı unutma.

Dolaba koy. Sıcakta ekşir. Sakın ısıtma. Tarçın leblebi...

Boza tatlı da sevilir ekşi de. İçinde mayalanma olduğu için alkol de vardır. Bilmem kaçıncı Murat meyhaneleri kapattığında bozacıları da kapatmış. Leblebiyle tarçınla güzel olur.

teşekkürler!
tarçınla deniyorum şu an, güzelmiş gerçekten :) canı çekenler kusura bakmasın...

bir su bardağı boza 300-350 kalori bu arada çok da abartmamak gerek :)

Yulaf koyup yiyorum ben.

bütçe 50 60 tl ise kaliteli peruk bulamazsın heralde. çok dandik, ışık ışıl parlayan peruklar da kötü durur.

bence elbise çorap dene.

kırmızı pelerin tak. romalı lejyonerler gibi takıl

kırmızı venedik maskesi takabilirsin. hmm. kırmızı külotlu çorap çirkin bi şey diil mi ya? kırmızı aksesuarlar kullanabilirsin, tokadır kolyedir kemerdir bilekliktir. kırmızı eldiven giyebilirsin.

intvd.gib.gov.tr

Üstteki link vergi borçları için. Bağkur için online yapılandırma yok. Sadece borca ve taksitlere bakabiliyorsunuz.

parasetamol, aspirin, opioidler.

ee, şimdi geçirdiğim mide operasyonu sonrası bana NSAİİ alma dendi. aspirin bile o gruba giriyorsa ben ne içicem bir ağrım sızım olduğunda?

metamizol sodyum (novalgin), propifenazon (minoset plus'ın etkin maddelerinden biri), parasetamol ve opioidler kısmında sıradısı +1

opiodleri dışlarsak grubun adı non-opioid analjezikler oluyor.

parasetamol içiceksin
opioidler de zaten yeşil reçete ilaçlar

ankamall- nata vega olabilir

Bir tanesi kesinlikle Ankamall ama ötekini bilmiyorum.

büyükten kastın mağaza sayısı bu arada di mi ?

www.hyper.web.tr

wowturkey.com

bence cepa ankamall'den büyük.

freekara +1
armada yaklaşık 4781 ek bina yapınca kocaman oldu.

nasıl armada ya.

bu armada:

30.000 m2 büyüklüğünde bir arsa üzerinde toplam alanı 125.000 m2 olarak inşa edilen Armada, 2200 araçlık otopark kapasitesine sahiptir. Yenilenen Armada, iki yapıyı köprü ile birbirine bağlayarak, hem mimari açıdan farklılık hem de kullanım açısından ziyaretçileri için yeni bir deneyim sağlıyor. Sayıları 250’yi bulan ve aralarında dünyaca ünlü markalar bulunan mağazaları ile Armada, alışveriş keyfinin yanında ziyaretçileri için her türlü ihtiyaca cevap verecek özel bir yaşam alanı sunmaktadır.

bu ankamall:

ANKAmall, dünyanın seçkin markalarından oluşan 320'yi aşkın mağazası, 108.000 m² kiralanabilir alanı, 6.000 araçlık ücretsiz otoparkı, kafeleri, restoranları, tiyatrosu, 10 sinema salonu ve çocuklar için oyun alanlarıyla her gün 10.00 - 22.00 saatleri arasında ziyaretçileriyle buluşuyor.

armada 125.000 m2 ama bu komple ankamall sadece kiralanabilir alanı 108.000 m2.

Hukukçu olarak söylüyorum; ev sahibine hiçbir şey yapamazlar, rahat olun. Kedilere mama vermek dünyanın hiçbir ülkesinde suç veya hukuksuzluk oluşturmaz.

aynen hiçbir şey gelmez.
siz inadına mama verin. kediler merdivene sıçmaz ama işiyor ibneler koku bırakmak için o zaman da harbiden geçilmiyor. ben kendi kedimden biliyordum lanet ne pis kokuyor öyle. harbi millet rahatsız oluyor. mamayı az öteye bir yere verin bence. yani bir duvar dibi elbet vardır.

Kaldırım belediyenin, yönetici hiçbir şey yapamaz. Ben de hukukçu olarak söylüyorum ve bunun aynısını nişanlımın binasındaki bunak ve kötü kalpli yöneticiye de söylemiştim. Hiçbir şey de yapamadı.

Siz yine de bu durumdan rahatsız olanlardan "kedilere bir zarar gelmemesi için" boş bir dondurma kabına vb. bir kaba koyun mamayı, kediler oradan yesinler. Hiç değilse daha derli toplu durur, onlara da daha az batar.

azcık carlayın hatta, sessiz görmesinler sizi. kalpleri kötü çünkü, aynısını ben yaşıyorum, carlamadan sessiz kalmıyorlar.

şimdi öyle ayarlayın ki size geliştirecekleri her argümana karşı cevabınız olsun.

1. siz yine de etrafa bir bakın ve en az rahatsız edecek noktaya mamayı dökmeden koyun. benim de en nefret ettiğim şey. dondurma kabı mantıklı.
2. kediler de artık mutasyon mu geçirdi nedir merdivenlere sıçıyorlar. bir tanesi penceremizin önünü kendine yer etti mesela. merdivene beyaz sabun koysunlar ya da siz koyun. kokusunu sevmiyor kediler. gelmezler böylece.
3. siz ne yaparsanız yapın, büyük ve güçlü olanlar yemeden yavrulara yemek sırası gelmez. o yüzden dediğim gibi bir kaba koyun mamayı, geri kalan onların doğal yaşamı. su koymayı da unutmayın bu arada.

sonunda eğer hala konuşan olursa, verecek cevabınız olmuş olur. ama alıp mamayı kaldırıma dökerseniz olmaz.

bir de tek seferde bitirecek miktarı ayarlayın. kanıt kalmasın.

hiçbir şikayet hakları yok. hatta bunun suç değil bir yükümlüük olduğuna dair bir mahkeme kararı vardı. istanbul barosu hayvan hakları komisyonu bilgilendirme amaçlı paylaşımlarda bulunuyor takip edebilirsiniz.

midi klavye al laptobunla birlikte taşırsın her yere. İstediğin enstrümanı da çalarsın :D

kendi kendine ogrenmeseydin kemandi ama bu haliyle org.

ukulele, mandolin.

perdeli, kolay taşınabilen, üflemeli olmayan, solo ve/veya çoksesli çalınabilen, bence karizmatik, öğrenmesi kolay (neye göre?), kadına yakışıp yakışmamasını bilemem. kadın güzelse zurna bile yakışır bence ama o ayrı mesele. kendi çalgım olan flütü kadınlara çok yakıştırıyorum fakat üflemeli istememişsin. aklıma ilk o ikisi geldi.

edit: aslında gitar da olabilir. akor çalmayacaksın diye solo çalgılara bakmak hızlı gitmeyeceğin için 3 vitesli araba aramaya benziyor. gitarı alıp sadece solo da çalabilirsin. heritage'in videosuna da ben+1 diyorum. çok severim o videoyu. al gitar ya da ukulele video'nu koy buraya izleyelim:)

Kendi kendime ogrenme dedigin anda oyle bir enstruman yok zaten. Ha ogrenebilirsin aslinda ama hem yetenekli olman hem de her gun saatlerini harcaman gerekir. Verimsizligin dibi yani.

Ukulele + 1

www.youtube.com

akordeon.

www.youtube.com

tek başına yeten enstruman demek hem solo hem akor çalınabilen enstrumanlardır piyano, gitar vs gibi.

bağlamayı düşünmüşsündür diye yazmıyorum.
edit:

enstruman çalmak uğraşı, özen isteyen meşakkatli bir iştir. hem karizmatik, hem egzotik olmayan, kendi kendine yetip, hem evde kendi kendine kolay öğrenilecek enstruman olsa şuan herkes onu çalıyor olurdu.

bu kadar istekten aslında ne istediğini bilmediğini çıkardım daha çok. bu yüzden öncelikle ne istediğine karar vermelisin. bu şekilde seçtiğin bir müzik aleti bikaç ay sonra evin bir köşesinde yatıyor olacak muhtemelen.

mondolin dimeye geldim, denmiş zaten.
mandolin çalgıların hasıdır. deneyin bırakamayacaksınız.

upload.wikimedia.org

santur.

Bir udi olarak lavta bakmanı öneririm.

Ama bakma yani. Al bi eline. Tut iki vur teline.(akordsuz bile olsa)
Ud mesela göğüs faktöründen dezavantaj artı perdesiz. Ukulele falan.... Tarzını bilemem de temiz ses gelir iyi bir usta yaparsa lavta'yı. Bulması da eskisi gibi zor değil

bu isteklerin ilacı mandolin diyorum.

Ukulele. Yakışıp yakışmadığına sen karar ver. Ayrıca Ingrid Michaelson'ın kendi performanslarına bakabilirsin.

www.youtube.com

Hem egzotik (?) bir alet, hem de çalarken söyleyebileceğin, tek başına yetebilen, kendini dinleten bir alet.

Kendi kendine öğrenme işine gelince. Youtube'a "how to play ukulele for beginners" yazman yeterli.

www.youtube.com

Bu arada cümbüşün bildiğimiz gitar saplı, yani perdeli olanlarıda var.

www.enstrumansepeti.com

çiğneme değil ama supradyn'in suya karıştırılıp içileni var.

solgar'ın çocuklar için olan vitamin çiğneme tableti var

supradyn ve pharmatonun efervesanları var. multitabs lgg var çiğneme tableti olarak.

Metsil var benim bildiğim. ikisinin de içeriği aynı; Simethicone. gerçi metsin bu kadar şekilli değil ama işe yarıyor orası kesin.

(bkz: meteospasmyl)

candır.

metsil var, bir de bir toz var dilinin üstüne döküyorsun adını hatırlayamadım eczaneye sorsan bilirler.

edit: dulcogas tı tozun adı.

imuneks gas stop strip var 60 mg simetikon içerir.
dulcogas saşe var, dedikleri gibi metsil çiğneme tableti, sab simplex süspansiyon (bebek için bu) vb ürünler var. tabii bunlardan hangileri depolarda vardır yoktur onu bir eczaneye danışmanız lazım.

Doğum kontrol hapı al, gecikir. Bıraktığında da regl olursun.

operasyon söz konusuyla bu konuyu doktora danışmak şart sanırım o.o

öyle bir olay var. regl geciktirici ilaçları günlük almaya başlıyorsun, ne zaman regl olmak senin için problem olmayacaksa o zaman bırakıyorsun.


lakin doktoruna mutlaka danış.

mutlaka doktoruna danış bu konuyu, bazı d.k. hapları pıhtı riskini arttırıyor.

operasyon öncesi herhangi bir ilaç kullanmadan önce kesinlikle doktoruna danışmalısın. anestezi ile verilecek ilaçlar, tedavi ile ilgili hususlar değişiklik gösterebilir.

tahminen ya çok var daha diyosan sabah akşam 1 tane prımolut n kullanarak geciktirebilirsin. yok daha da yakın dersen günde 3 tane al.

ancak kullanmadan önce doktora danış mutlaka. operasyonla ilgili sorun olmasın.

''onu bankana sorsana delikanlı.''

bankadan bankaya hizmet politikaları farklılık gösterir. hatta çoğu zaman banka müdürünün insiyatifindedir. bankana danışman en sağlıklısı.

Bankalarin kredi tahsis koşuluna gore değişir. Sen odeyebilecegine eminsindir ama genel kredi risk toplamin yüksektir tahsis edilemez. Genelde ödenebilir taksit tutarina bakıyorlar. Eger gelir gider hesaplamasinda sorun yasamazsan 3.krediyi alma ihtimalin yüksek tabi. Haa şu da olabilir. Ödenebilir taksit tutarin normal cikar ama kkb puanin düşüktür o zaman alman zor olur.

En guzeli Subeyle bi görüş sen. Bi baksınlar ne kadar tahsis edebilirler riskin ne. Burdan farazi konuşmak sağlıklı degil ;)

aylık belgeleyebildiğin gelire göre aylık ödeyebileceğin maximum kredi miktarı bankaların operasyon merkezlerinde değerlendirilip kredi veriliyor.

Belki daha sonra başkalarının işine yarar diye yazıyorum bu bilgiyi.
Az önce şubemle görüştüm, veriyorlar istediğim krediyi. Gidip kullanacağım birazdan.

not: bankam Vakıf
kredi notum: 1400 civarında.

Alışverişi tamamla diyip adımları ilerledikten sonra muhtemelen, Türkiye'ye bu ürünlerin gönderilmediği mesajını alıp hüzünlere koşacaksınız.

naaptınız, amazon göndermez bu tarz ürünler. k-nex, oyun seti, kitap vs. alabildim bugüne değin.

genelde yemin töreninden sonra evci izni verilir iki gün, pazar akşam üstü 5-6 gibi döner. usta birliği başka şehirdeyse yol izni olur bu da mesafeye göre değişmekle beraber 2-3 gün sağlayabilir. ertesi gün teslim olması demek 1 gece evci izni veriyorlar demektir (çok alışıldık bir durum değil) o durumda da akşam üstü 5 gibi falan dönmesi gerekir.

acemi birliğindeki komutanın yazdığı saat önemli. yemin töreni bitiş saati olarak 13:00 girerse, ertesi gün 13:00'e kadar birliğine gitmek zorunda. hea resmiyette böyle tabi. akşam içtimasına kadar takılsa problem olmaz. 11'de de girse bişi olmaz ama komutanları kıllık yapar. 12'yi geçirirse askerliği 1 gün daha uzar.

bi cevap da benden gelsin. yaziciydim.

1) usta birligi farkli sehirdeyse, evci izni diye bir sey yok.
2) 24 saat olarak veriliyor yol izni. dagitimdaki gibi ayri olarak 1 gun degil yani. ornegin 15'i sevk tarihi, 16'si yol, 17'si katilis gibi degil. 24 saat.
3) gec katilacaksa direkt pazar gunu katilsin. 1 gun takmis oluyor. 1 gun gec terhis demek tabi bu da (ben oyle yapmistim). bu durumda belki bi hafta sonu carsi izni olmayabilir.
4) gece katilis yapmak iyi degildir. nobetci amir'in insiyatifine kalir. tutanak tutar. niye gec geldin, niye bu saatte geldin falan filan.
5) ayni gun katilacaksa 18'den once katilmasini tavsiye ederim. (bu durumda pek bi sikinti cikmaz)

ÖYP'liyim, benzer durumda bir arkadaşım vardı. Halihazırda başka bir üniversitede cari kadrodayken ÖYP ile başka bir üniversiteyi kazandı, başvurusunu yapmak için rapor alıp evraklarını yeni üniversiteye teslim etti. 1-2 ay muvaffakiyet için bekledi, vermediler. istifa edip geldi sonra. şimdiden istifa etmesine gerek yok bildiğim kadarıyla. En iyisi gitmek istediği kurumun personel birimiyle görüşsün, netleştirsin.

Başvuru için vs. de gece acilden rapor patlatsın gitsin, izin mizin uğraştıracaklar madem.

Atandığı kesinlestikten sonra yaklasik bir aydan fazla zamani olur. Zaten üniversite istemese bile istifa eder en gec de 10 gün icinde kabul etmek zorundala

Öncelikle çalışan insana gerekli olan ilk şey bir adet küçük boy düdüklü tenceredir.
Ondan sonra buzlukta doğranmış soğan, havuç, patates falan bulundurmak önemli.
Böylece eve gelince tencerede soğanı kavurup salça vs koyar, bezelyeyi ve garnitürü ekleyip hiçbir şey yapmadan kolayca pişirebilirsiniz.
Bolca nohutu ıslatıp haşlayın, sonra kurulayıp buzluğa atın, ister pilava eklersiniz ister yemek yaparsınız.
Kısaca olay buzluk ve düdüklü. Her şeyin donmuşu var zaten. Böylece yarım saatte bir sulu yemek yanına da bir bulgur pilavı vs yapabilirsiniz.

tupperware yahut benzeri saklama kapları bu iş için ideal.
1-2 porsiyonluk alacak kadar kaplardan 3-4 tane edinin. Sürekli aç kapa yapınca gıdalar içinde çabuk bozuluyor. Salata, kurufasülye, karnıyarık vs. 10 gün dayanır ;)

makarna sosunu önceden hazırlayıp sonra küçük poşetlere ya da küçük kaselere koyup dondurursanız güzel oluyor.

kaseyi dondurucudan çıkartıp 10 dakikada filan çözebiliyorsunuz, bu arada makarna da pişmiş oluyor. hatta daha kısa sürüyor.

kıymayı haşlayıp buzlukta yemeklik porsiyonlar halinde bölerek saklayın, sonra çıkartın hemen çözülür, az yağda baharatla kavurun ister yumurta kırın ister makarnaya koyun ister patates doğrayın sulu yemek yapın.

köfte yap, buzlupa koy
tavuk haşla buzluğa koy
sebzeleri yıka, buzluğa koy. yiyeceğin zaman direkt kaynar suya at ve haşla
börek yap, buzluğa koy

cevaplardan da görüldüğü gibi, sihirli kelime: buzluk

ben de şunu önereyim: dolabınızda yumurta ve peynir bulunsun her daim. bazen hiç canınız bir şey yapmak istemezse bir yumurta kırarsınız. mis gibi öğün olur.
yoğurt da bulunsun tabii.

Değişik börek harçları hazırlayıp, bunları buzluğa atıp sonrasında hızlıca tavada börek yapabilirsin. Yanına da bir salata bir çorba. Mevsimine göre ıspanaklı, patlıcanlı, semizotlu iç hazırla. Sonrasında böreği yaparken peynir eklersin içine. Yazın bol bol soğuk salata yapabilirsin, kabaklı, kırmızı biberli, tavuklu, patatesli...

2-3 kilo yağlı kıymayı geniş bir tencerede kavurup, hafta içi yapacağın salata ya da basit yemeklere karıştırabilirsin. Benim taktik bu.

Tavuk alıp (göğüs) sabahtan buzluktan çıkarıp dolaba koyun, akşam da haşlayıp bi güzel yiyin. Bildiğin küp küp doğra tavaya koy su koy o haşlanıyor 5 dakikada. Hatta soya sosu da koyarsanız daha güzel oluyor, isteğe göre pul biber vs...

Psikiyatrlar çok kolay rapor yazmıyorlar. Beni 3 gün yatmaya ikna edip bir haftalık raporu anca yazmışlardı.

hastaysan çalışamayacak durumdaysan rapor verir doktor.

işten çıkarmaları gibi bir durum olursa psikiatri raporunu aleyhine kullanabilirler ayrıca psikiyatrik sorun yüzünden işe gidememek de işverenin pek hoşuna gidecek bir durum değil. bence başka bir yolunu bul, bildiğimden değil ama sanki en kolayı bel ağrısı, fıtık, tutulma, sinir sıkışması gibi beyin cerrahisi ya da ortopedi sorunları olabilir.

Memursun sanırım iki üç günlük bir şeyse gidip sağlık ocağından, eğer müdürün ılımlı yaklaşmaz çekincen varsa özel bi sağlık merkezinden rapor alabilirsin. Psikiyatriye bulaşma bu sefer memurluk yapmaya yeterli ruh halinin olup olmadığının araştırılmasına diye gelirler o zaman gerçekten aklın çıkar :D
Rapor al geç hiç çekinme ben hep yapıyorum okul mevzuları olunca.

hiç gitmemek.

siralar arasinda dolasirken cakirmadan kim ne kadar cozmus diye bakiyorum. sonra kendi kendime ilk kim cikacak diye tahmin oyunu oyunuyorum.

aday kontrol listesinden isimleri ezberleyip, sonra kimin kim oldugunu hatirlamaya calisiyorum.

siniftaki bilimum ilan, afis, resim vs okuyorum.

ataturkun genclige hitabesi, istiklal marsi ezberden okuyup hala hatirliyor muyum diye bakiyorum.

bence isini yapip sinava girenleri gozetlemeyi denesen daha iyi olur. bos zaman olarak gorme, is yapiyorsun orada.

Hayal kurabilirsiniz, her şey yasak zaten ÖSYM'nin sınavlarında.

şarkı söyle içinden

dikkat dagitmamak icin sinifta cok fazla gezinmiyorum. gezinirsem de milletin cevap kagidina bakiniyorum. arada gozetmene emanet edip asagiya cay, sigara, kahve icmeye iniyorum. gelmeyen biri olursa -ki 2012 bahar ales efsaneydi, neredeyse sadece 10 kisi gelmisti 40 kisilik sinifa- bos olan siralara oturup telefondan internete giriyorum. kelime avi oynuyorum.

@osuruklu

telefon yasak birader naptin sen???

6 tane kupem var, onlari da cikartmadim hic. genelde salon baskani gorevi gelirdi zaten. pek sorgulamazlar o yuzden.

@bohr atom modeli
arkadaşım, zaten öyle bir güvenlik önlemi alınıyor ki, öğrencilere oturup cevap vermekten başka seçenek kalmıyor. gözetliyorsun tabii ki milleti ama inan bana olağan dışı hiçbir şey olma şansı yok neredeyse.

@diss0640
insanın hiçbir şey yapmadan, okumadan, izlemeden, yazmadan, söylemeden, dinlemeden 135 dakika durması nasıl can sıkmasın merak ediyorum? tabii ki para alacağım bu iş için, sınav görevi almayan meslektaşım cumartesi pazar öğlene kadar uyurken, ben haftasonu da 7'de kalkıyorsam, cumartesi pazarımı bu işle harcıyorsam, tabii ki bir karşılık hak ediyorum. Son olarak, adamlar orda ter döküyor filan, hatırlatırım, gözetmen oluncaya kadar, biz de döktük o terlerden. belki bir çoğunun dökmeyeceği kadar. 21 yıl öğrencilik yaptım, hala da yapıyorum...

evde kullandım bunlardan, aynısı değil ama benzeri, neticede bozuldu ama 2 yaz dayandı.

220 voltu 12 volta çevirebilen bir adaptör bulabilirseniz kullanabilmeniz lazım mantıken.

ön düzende sağlam aksam yok anlaşılan? ama bence yolmak için şişirilmiş bir listedir bu. en az 1,000.

500 ortalama ile bitmesi lazim. 1000 tl ye motor yaptirirsin yahu, zaten liste de cok sisik bir liste degil. normal yani.

Ankara'daysaniz, sizi bir ustaya yonlendirebilirim. Alt takimlari kontrol edip, gercekten degismesi gereken parcalari belirler. Parcalarin maliyetini de yazar. Bunun icin de herhangi bir ucret almaz.

ses harici bir sorun varmı aracında? yolda gezme, zıplama, direksiyonda hafiflik vb.?

bence sanayideki parcaciya gidip fiyatlari kendiniz ogrenin.

ust takoz 60 lira olsa 120.
rot kolu ve rot basina da 80'den 160 diyorum.
salincaklar pahalidir, bunlara 350 diyorum.
amostisorler de 125ten 250.
balata dahil disk fiyati da toplam 300 lira gelir.

ne etti? iscilik haric 1200 civari. 1500 lirayla cikarsiniz bu isten asagi yukari.

dokuzeykul; hayır, ses dışında herhangi bir şikayetim yok..

Araba o hale Eskişehir'de, Şirintepe civarındaki aylar süren tramvay inşaatı yüzünden geldi. Aylardır çukurlara girip girip çıkıyoruz...

rain when i die; lastikler de değişmeli dedi zaten tamirci... ama o konuda doğru söylediğini biliyorum.

google'dan hızlı bir arama ile;

takozlar ortalama 15 tl x 2 : 30
rot kolu 25 tl x 2 : 50
rot başı 15 tl x 2 : 30
salıncaklar 60 tl x 2 : 120
amortisörler 120 tl x 2 : 240
diskler çifti 115 tl

ne etti toplam? 585 tl parça ücreti, bunu sanayideki parçacıda belki 500 e kadar çekersin.

fiyatlar ortalama ama, model ve kasadan dolayı küçük farklar olabilir.

200-250 tl de işçilik versen yeter.

google a şehir ismi+opel yedek parça yazılır. uygun dükkan seçilir. parça fiyatları sorulur. genelde orjinal ve yan sanayi olarak fiyat söylerler. aralarında çok büyük fark yoksa orjinal olanı al. neden diye soracak olursa çünkü bunları taktırmaya da para ödeyeceksin. 3-5ay sonra yan sanayi parçaya birşey olursa herşey başa alınır.
ne olursa olsun bir bilenle yap bu işleri.

Damlatmamak daha doğru olur diye düşünüyorum. Bir veterineri telefonla arayıp sorsanız net bilgi verirler aslında.

@synic dış parazit damlalarından bazıları iç parazit için de işe yarıyor. Yani salt yalama meselesi değil.

Kardeş Payı

yeşil mercimek haşlayıp koyabilirsin.hem protein deposu

hazır mantar salatalık turşusu kırmızı köz biber de hazır olduğu için ekşi tat baskın olmuş... en iyisi buna mısır konservesi (tane mısır) katın. tatlı olarak dengeleyecektir. ekstra olarak barbekü sos varsa ondan da hafif dökün, ekşi tatlı dengeli bir tat ortaya çıkar

Malzemeler konserve olduğu için ekşi ve ayrıca limon sıkılıyor o salataya. Gerçi ben kendim evde yaparım ve bayıla bayıla yerim o ayrı. Bizim buralarda Demtaş isimli bir markette vardı, ordan almıştım bir kez ve çok başarılı bulmamıştım.

Çözüme gelecek olursak. Yeşil Mercimek, Nohut, Maydanoz, Hindiba ve Mısır katabilirsiniz. Yani bunların hepsini katın ve bunları katmadan evvel salatanın altındaki suyu mutlaka alın. Ekşiliğin büyük bölümü zaten altına birikmiş suda oluyor.

açık salataysa ekşimiş de olabilir.

Dolmuş geçiyordu yakınından, oradan forum civarına gidebilirsin. Oralarda birçok mekan vardır. Bir de künefeci vardı ünlü bayağı, bir söyleyen çıkar birazdan yerini.
Yürüme mesafesinde çok yakında bir balık restaurantı vardı, bir de 2 yıl önce sahilde mekanlar yapılıyordu, şimdiye bayağı güzelleşmiş olmalı
Bu arada sultaşa güzel oteldir.

Sultaşa otelin karşı tarafındaki yola geç, (Yani Mersin - Antalya Yönü) Denizhan2 - Liparis dolmuşuna bin, İçişleri Bakanlığı Dinlenme Tesislerine gelince in, köşede Yedi Kardeşler isimli bir kebapçı var, kebabını afiyetle ye. (Mersin'de yemek çok ucuzdur ve 7 kardeşler çok iyi kebap yapar) Yemek üstüne tatlı yemek istersen, Kral Künefe nerede diye kebap yediğin yerdeki birilerine sor yarif ederler. Zaten Kebapçıdan Soli yönüne doğru 3 dakika yürürsen, künefeciye varırsın. Yine 3 dakika yürüyüp kebapçının ordan aynı dolmuşa binerek Sultaşa otele ulaşabilirsin.

sürekli dönen bir ip bir an makaradan kalemle ittirerek rayından çıkıyor ve döne döne yere düşüyor tabi dönme hareketli olduğu için gifteki gibi davranıyor.

gerçek, düz normal fizik olayı.
Dönen şey lastik ya da ip neyse, o momentini ve formunu koruyamayarak duruyor.

Bir nevi eylemsizlik aslında hareketin devamını sağlamaya çalışıyor ama yerçekimine yenik düşüyor. bir gezegene düşene kadar devam ederdi ama tam çember olarak değil . Orada da yerçekimi var ama çok az.

Mantıksal olarak, kadınların bıyıklarını aldıkları ip sistemiyle bu sistem hemen hemen aynı gibi.

dropbox

google drive ya da dropbox. google daha çok yer veriyor. seçim sana kalmış. hangisinin arayüzü daha çok hoşuna giderse onu kullan.

Senkronizasyon hepsi yapar windows programlarını indirirsen. Ama programı indirmezsin, burdan atarsın browser üstünden işyerinde indirirsin. Bunun için de google drive da dropbox da iyidir ama ben tercihimi açık ara farkla dropboxtan yana kullandım.

copy'e de bak derim.

www1.copy.com

googledrive ve microsoft skydrive kullanıyorum, ikisi de güzel bence ama pek kullanmayacağım yedekleme amaçlı şeyleri skydrive'a, her an bakabileceğim şeyleri google drive'a atıyorum ;)

edit: sadece browser üzerinden çalış ;) programını kurarsan senkronize etme olayı falan var sıkıntı..