[]

google arama sayfasına ne oldu?

Altta adresimi söyleyen bir satır çıkıyor, arama sonuçları çerçevelenmiş halde geliyor..
Ayar değiştirmedim, güncelleme yapmadım. Sizde de aynı mı?



 
ayni. cercevelenmis hali begendim.
deneme yazdim "Deneme, edebiyat alanında herhangi bir konuda yeni ve kişisel görüşlerle bezenmiş bir anlatım içinde sunulan düz yazı türü. Denemeler, Montaigne'in özgün adı Essais olan, Türkçeye ilk kez 1947'de Sabahattin Eyüboğlu tarafından çevrilen deneme türündeki 1580 tarihli eseri."
cikti. ufak bir sey ariyorsan ekstra tik yapmadan gorebiliyorsun.


konum sebebi: Google'da arama yaptığınızda, size en alakalı arama sonuçlarını sağlamaya yardımcı olması için konumunuzu kullanırız. Örneğin, İstanbul'daysanız, kahve dükkanları ifadesini arattığınızda yakın çevredeki kahve dükkanlarını görürsünüz.
  • fakyoras  (21.09.16 23:18:34 ~ 23:19:30) 
[]

Dul ve yetim aylığı

Kendi emekli olan dul bir kadın babasından yetim maaşı alabiliyor mu? ( Biri ssk, biri emekli sandığı emeklisi ama hangisi hangisinden emekliydi unuttum şu anda. )




 
Haberlerde izlemiştim alabilen vardı hatırladım kadarıyla birisinin ssk öbürünün Bağkur olmasi gerekiyorMuş bide 2008 tarihi var


  • all girls dream  (20.09.16 13:58:26) 
baba emekli sandığı, kızı ssk olursa çift maaş oluyor da, baba ssk'lı, kızı emekli sandığından geliri varsa ödenmiyor diye biliyorum, aynı durum eşimin teyzesine oldu 3 ay önce, o zaman öğrendim; ancak hafızam yanıltıyor olabilir ve durum tam tersi de olabilir. bu senaryolardan birinde çift maaşa izin var, diğerinde yok.


  • cedilla  (20.09.16 14:11:18) 
Öğrendim; baba emekli sandığı emeklisi kızı ssk emeklisiymiş. İkisi de 2008 öncesi emekli.
Bu durumda nasıl oluyor alabiliyor mu? Sgk sitesine baktım ama anlayamadım. Kanun numaraları vermişler hangi kanun bilemedim.

  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (21.09.16 11:49:01) 
[]

alez alıcam

tavsiye edeceğiniz marka - model var mı?




 
douchebag, hangisini tavsiye ediyorsun, kullanıp memnun olduğun var mı?


  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (09.09.16 13:08:20) 
bence suya dayanıklı olanlardan alma, yanlışlıkla aldım ben ama gıcırdıyor sanki ve de cok sıcak oldu (english home malı). o üründen vazgeçip koçtaş'ta öylesine evde bulunsun diye aldığım sıradan markası bilinmeyen alezden vazgeçemiyorum. çok komplike bişi arama bence ;)


  • lapetite  (09.09.16 15:58:35) 
evet suya dayanıklı olanlar kullanışsız oluyor.


  • lordoz  (09.09.16 16:08:43) 
Bellona'dan alma.

Ben yaptım sen yapma. Lastikli çarşaf gibi, kenar kısmı da tül gibi bir şey allahın cezası. Kayıp duruyor.
  • offred  (10.09.16 02:07:17) 
[]

yurt hazırlığı yapıyoz

kızlar için soruyorum.

1. ütü koyalım mı?
2. terlik nasıl osun? yurtta kullanışlı olanlar hangileri? üşütmesin sıcak tutsun, çabuk kirlenmesin. panduf versem bahçeye de çıkacak kulanışlı olmaz. bilemedim. en çok terlik konusunda takıldım. banyo tuvalet kendi odasında olacak. oraya ayrı bir tane alırım bir de sürekli giymelik olur diyorum.
3. iki takım nevresim koyacağım yeter demi?
4. öneriler tavsiyeler

 
Odasında yoksa su ısıtıcısı tarzı bir şey alın mutlaka. Akşamları çay, kahve içmek ister belki uyumadan önce. İyi olur.


  • fraise  (08.09.16 15:38:55) 
mini buzdolabı eğer yurt - apart hayatında uzun süre kalacaksa zorunlu gibi bi şey. 2 sene benim hayatımı kurtardı. hem dışarda yiyecek masrafını çok düşürüyor hem de gece uyanınca odada bi şey yok kantin kapalı falan gibi dertlere son.


  • freya  (08.09.16 15:45:59) 
Benim zamanimda herkes sabo tarzi ucuz terliklerden giyerdi. Hirsizlik cok olurdu pahali sey alamazdik.utu ben hic goturmedim, ihtiyacim olmadi olursa birilerinden isterim demistim. Kettle, uclu priz veya uzatma kablosu, kapi arkasina takilan askilik, dolap kilidi simdilik aklima gelenler.


  • curukturpkokusu  (08.09.16 15:46:22) 
nevresimler yurt tarafından verilir diye biliyorum, bizde öyleydi en azından.ütü lazım olur başkasından da bulabilir ama siz bilirsiniz, terlikler ise genelde ayağına en az temas edecek biçimde olsun yani açık terlikler daha iyi çünkü çok fazla ayağında duracak.öyle bir terlikle banyoda da iş görür. yurtlarda genelde öğrenciler ne kadar az eşya o kadar rahat kafa mantığındadır. ancak sık sık yıkamakla uğraşmaması adına çamaşır ve çorap normalden fazla olursa kafası daha rahat olur insanın.kışın yurtlar evlerden sıcak olur, bahçeye çıkarkende ayakkabı kullanır, hiç bir terlik kışın insanı dışarıda korumaz. birde yurtta kalacak insan tek kişilik odada dahi olsa sinirlerini biraz gevşek tutmalıdır.takıntıları varsa terketmelidir, yeri gelir gece bir şekilde kirli yere düşen yastıkla uyumaya devam etmek durumunda kalır insan.


  • eksisozlukokuryazari  (08.09.16 15:48:23) 
Bizim zamanımızda hepimiz tek odadayken ve herkesin sadece birer dolabı varken, annem, dolabımın kapağının içine asmam için bir şey yapıyordu, kalın kumaştan, bol cepli, şimdilerde plastikten takı torbası adı altında satıyorlar, ama benimki tüm kapağı kaplıyordu ve çeşitli büyüklüklerde ceplerle her şeyimi derliyor topluyordu. Kalın kumaştan olduğu için de sarkmıyordu, tüm yurt yaşantımın en faydalı gereciydi.


  • cedilla  (08.09.16 16:47:42) 
ütüye gerek yok. Genelde oluyor...
Su ısıtıcısı, mini dolap, 2 çarşaf takımı, kapı arkası askı, iç-dış terlik (sıcak tutacak olanlar aşırı kirleniyor malesef alma derim onun yerine patik al), bardak-tabak-çatal-kaşık vs. lazım olabilir, ayna iyi olur bir de odada bulunması iyi oluyor :)

Özleedimmm ne güzel zamanlardı of..
  • lcha  (08.09.16 18:10:48 ~ 18:11:31) 
[]

Çok güzel paylaşımlar bunlar

dediğiniz paylaşımları paylaşsanıza.

ilki benden gelsin; dumanı üzerinde bir tane: (fotoğrafçılık dersi)
www.diyphotography.net

 
buda benden gelsin.
www.eksiduyuru.com

  • kurnaz  (04.09.16 15:46:34 ~ 15:46:43) 
[]

şu yazıyı yorumlayabilir misiniz?

"Oksijeni yakarak enerjilerini elde eden canlıların yaşamları için mutlaka moleküler oksijene gereksinim duyduklarını açıklayan Uslu, anaerobik canlıların ise büyüme ve çoğalmaları için moleküler oksijene bağımlı olmadıklarını açıkladı. Uslu, “Her nefes alışımızda bir taraftan moleküler oksijeni solurken onunla birlikte bir de sağlığımız için çok zararlı olan oksijen atomunu ya da elektron dengesini yitirmiş reaktif oksijen moleküllerini maalesef ciğerlerimize ve oradan da kanımıza alırız. İşte bu çok zararlı reaktif oksijenlerin kanser yapıcı etkileri olduğundan kansere yakalanmamak ve yakalansak da kanserin ilerleyişini durdurmak için böğürtlen, elma, yaban mersini, karadut, ceviz gibi antioksijen gıdalar tüketmeliyiz. Elmayı ısırdığımızda hemen kararır. Onu karartan havadaki oksijen molekülleri değildir, reaktif oksijenlerdir. O halde bir gıdanın ne kadar antioksijen özelliğini görmek için havadaki reaktif oksijenlerin onu hangi hızda etkilediğini görmemiz gerekir. Dikkat ettim, örneğin Amasya elması gerçekten diğer elmalara göre daha hızla kararmakta yani havadaki reaktif oksijenlerle daha hızlı ve fazla etkileşme geçmektedir. Bu yüzden de daha antioksijen özelliklere sahiptir” ifadelerini kullandı."

yazının tümü:
www.facebook.com

reaktif oksijen mıknatısı gıdayı mesela elmayı yiyince elma vücuttaki reaktif oksijeni topluyor iyi güzel de peki bu nasıl oluyor. elmanın çektiği reaktif oksijenler elma hücrelerine yapışıp kalıyor da vücut onları almıyor ya da alamıyor mu? nasıl oluyor anlamadım ben bunu.
çok teknik bilmeye ihtiyacım yok. esas olarak öğrenmek istediğim şey; vücut elma vasıtasıyla reaktif oksijenden kurtulunca kanserden de kurtuluyor mu? bilim adamları araştırmış evet bu böyle oluyor demiş mi? alamanlar ameriganlar ne diyorlar bu konuda bilen var mı? bilimsel olarak tabii.
reaktif oksijen olmayınca kanser hücreleri beslenemiyormuş ya başka besin kaynakları yok mu bu illetin. yani yazı öyle bi hava veriyor ki amasya elması ye kanseri kov gibi bişey çıkıyor ortaya. yazan kişi de eften püften biri değil kimya profösörü.

kararmış elma da yememek lazım bu bilgiye göre demi? fazladan reaktif oksijen almış oluyoruz.
limon suyuyla kararmayı engelliyoruz ya biz, limon olunca reaktif oksijeni çekemiyor demek ki. elma yiyince limon yemiycez mi o zaman...

ben gidip bi çay demliyeyim demi ^^

 
Yalniz ben yazinin basini da okudum, kaale alinacak bir adam degil. Kansere karsi bu kadar ozguvenli konusanlara temkinli yaklasmak lazim. Termoterapiyi falan savunmus ki bu yontem bilimsel bir yontem degildir.

Ilk sorunuz, o gidalarda bulunan antioksidan kimyasallar var. Bu kimyasallar sizin vucut hucrelerinize yayiliyor diyelim, orada reaktif oksijenle tepkimeye giriyor. Bu tepkime sonucu reaktif oksijenin elektronlari artik bosta kalmadigi icin, sizin hucrelerinizde gerekli gereksiz her yere baglanmaya calismiyor. Cunku o elektronlarla bos bos dolasirsa gidip DNAniza baglanabilir, onu degistirip kansere yol acabilir.

Reaktif oksijenden kurtulmanin bir yolu yok ki zaten o kansere yol acan faktorlerden biri, kanser basladiktan sonra reaktif oksijenle alakasi kalmaz. Ilerleyisini bogurtlenle falan durduramazsiniz kanserin. Belki antioksidan azicik destek olur, vitamin gibi dusunelim ama kanserin ilerleyisini falan durdurmaz.

Malesef bu adamlarin derdi ne bilmiyorum gercekten. Yani su aciklama bilimsel olarak neresinden tutsan elinde kaliyor. Anlasilir olsun diye anlattim dese o da anlamli degil, millet amasya elmasiyla kanser yenebilecegini saniyor. Gercekten sacmalik.
  • evrim halkasi  (04.09.16 11:56:48) 
Kanserli hücrelerde ölüm mekanizması iptal olmuştur ve hücreler kontrolsüz çoğalma mekanizması kazanmışlardır. Bu olay ana olarak dnada gerçekleşiyor. Reaktif oksijenin hasarlayici etkisinden dolayı kanser oluşuyor. Kanserin tek sebebi de bu değil elbet. vücudumuzda birçok reaksiyon sonucu reaktif oksijen oluşuyor ve bunu etkisiz hale getirecek enzimler vs var. Bu enzimlerin çalışması bazı vitaminlere bağlı olabiliyor. Elmanın içerdigi vitamin gibi maddelerle antioksidan bir özelligi olabilir ama hocamızın bahsettigi şekilde etkisi nasıl onu ben de bilmiyorum :) konuyu özet geçmeye çalıştım. Umarım biraz da olsa faydalı olmuştur. Makale bazında bilgim yok malesef


  • mrsnpr  (04.09.16 12:00:03) 
Kanser teorilerinden sadecr biri reaktif oksijenler. Amcanin dedigine gore nefes almasak sanki kanser olmayacagiz. Ya cok fazla sey demek istiyorum ama size saygimdan frenliyorum kendimi. Akli basinda insanin inanacagi seyler degil bunlar. 3 afili cumle kurup ardindan elma armut frambuaz falan demek bana komik geliyor. Madem elma o kadar iyi, ekstratini cikar. Madem kimya profusun elmadaki hangi madde ros'u bagliyor onu bul, ilac gelistir. Gazeteye oraya buraya demek vererek populerlesme, her saygin bilim adami gibi deney yap. Kanser hastalarina ve sagliklilara ver maddeyi. Hatta once hucre kulturune bak ne oluyor. Valla 1 ilac bulursan saniyesinde milyonersin, nobel odulu de 3-4 seneye senin olur. Ama yok, demec vermek daha kolay


  • la noix  (04.09.16 12:16:47) 
  • kargn  (04.09.16 12:24:19) 
biliyorsunuz ben normalde bu tür yazıları okumam bi şekilde denk gelirsem de illa bilimsel dayanağı var mı bakarım. Uslu'uyla ortak tanıdıklarımız var, yazıları arar ara sayfama düşerdi. defneyle ilgili epey bi yazısı var sanıyorum. şimdi başkalarının paylaşımlarıyla da düşmeye başladı.

termoterapi başarılı sonuçlar veriyor diye okumuştum ben. termoterapi bana mantıklı geliyordu doğrusu. yazıyı okumadan çok önce tümör aldırmıştım mücadele sürecimde tamamen içsel istekle ve kendimce uyguladım ben bunu. hatta sonrasında yazıyı okuyunca "aa demek doğru yapmışım" demiştim.

cevap için çok teşekkür ederim. elma gibi reaktif oksijen seven gıdaların bu tür bir işlevi olduğu doğru yani. tabii koruyucu önlem anlamında. tedavi anlamında değil.

reaktif oksijen nasıl oluyor, hangi ortamlarda çok oluyor. doktorlar temiz hava temiz hava derken bu reaktif dağda bayırda az oluyor da onun için mi temiz hava diyorlar?
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (04.09.16 12:26:50 ~ 12:30:48) 
Bu sizinle alakali bir durum degil. Profesor unvanli bir adam cikip konusunca sizin bunu dogru kabul etmeniz normal ki siz kabul etmemis, arastiriyorsunuz.

Tekil tekil ornekler bilimsel yontemlerde ise yaramazlar. Ornegin, sizin uygulayip sonuc aldiginizi soylediginiz termoterapi bilimsel olarak yapilan deneylerde etkisi kanitlanmis bir yontem degildir. Sizin o an kullandiginiz bir ilacin etkisi, vucudunuzda bir nedenle salgilanan bir hormonun etkisi olabilir. Kontrollu deneyler yapilmadan ie yariyor demek bilim insanlari acisindan imkansiz.

Reaktif oksijenden kacmanin bir yolu yok. Hucrelerinizde surekli uretilen bir sey. Kotu etkilerinden korunmak amaciyla bol bol antioksidan tuketebilirsiniz. Havayla falan cok alakasi yok.
  • evrim halkasi  (04.09.16 12:37:49) 
Reaktif oksijen dedikleri ozon mu oluyor?
Ozonsa, araçların motorları üretir bir miktar, trafolarda, morötesi ışığın parçaladığı oksijen yüzünden doğal olarak atmosferde vs.

  • kargn  (04.09.16 12:38:47) 
la noix, Uslu kimya profösörü bana yazıyı okutan da o oldu açıkçası. (bir de ailesini tanırdım, çok muhterem insanlardı rahmetli oldular şimdi)
Yazıyı okuyunca şok yaşamış gibi oldum. yani dese ki; "yardımcı olur, faydası olabilir" hadi neyse. benim çevremde bile hala bu tür yazılara prim veren okumuş etmiş insanlar var. bir de günümüz eğitim kalitesine maruz kalmış kitleleri düşün. onun yazıyı yayınlamadan önce on kere düşünmesi lazım bunları.

  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (04.09.16 12:45:03) 
evrim halkası, tek termoterapiden sonuç aldığımı söyleyemem.
hasta yakınlarından okuyan eden olur yanlış bilgi aktarmış olmayayım. o dönemde başka şeyler de yaptım zaten ben. termoterapi miydi diğerleri miydi bilmeme olanak yok. sonuçta benimki bilimsel bir çalışma değildi mücadeleydi.
o dönemde menümde de değişiklikler yaptım mesela. tabii hepsini araştırarak. almanların e komisyonunun dökümanlarına internetten ulaşılabiliyordu o zamanlar. ona bakıyordum daha çok.
ben bağışıklık sistemime çalıştım. öncelikle kafa olarak değiştim sonra işte böyle bir iki taktikl uyguladım.
kanser hastalarına tavsiye olarak söyleyebileceğim tek şey "yaşamak isteyin" olabilir. gerisi bilim ne diyorsa o :)
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (04.09.16 13:13:54) 
Oncelikle cok buyuk gecmis olsun. Onemli olan yenmeyi istemek, tedavi yontemleri de gitgide gelisiyor. Artik hicbir sey 10 yil oncesi gibi degil. Umut tacirlerine pabuc birakmamak lazim, bunun haricinde elbette elinizden geldigi kadar okuyup, anlamaya calisip uygulayacaksiniz.

Bir whatsapp grubunda kanserin olusumuyla ilgili bir sohbetimiz olmustu, belki ilgilenen olur diye paylasayim. :) ezgimo.com
  • evrim halkasi  (04.09.16 13:35:11) 
teşekkür ederim evrim halkası. benimki geçti gitti bence. en azından ilk 5 yıl riskini atlattım. 6. yıl dolmak üzere. bundan sonrası daha rahat gibi.

yazı harika, okumak keyifli. sonuna kadar heyecanla okudum, anlamadığım yerler oldu, normalde ilerlemem, durur araştırırım, bunda onu bile yapamadım heyecanla sonuna kadar okudum. sonu da tam benim istediğim gibi bitti :)) diğer konuşmalarınızı da okuyorum fırsat buldukça. siz yazın, biz okuyoruz çünkü :)
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (04.09.16 14:08:48) 
[]

önsezi/ hissikablelvuku hakkında

1. yapılmış bilimsel çalışmalar var mı?

2. siz hiç olmadan önce olacağı sezinlediniz mi, nasıl oldu? sıklıkla mı oluyor, bir-iki kere mi oldu? ...


 
İkincisine cevap vereyim, bikaç sene önceki sevgilimi tamamen alakasız ama tanıdığım biriyle birlikte görmüştüm rüyamda. Uyanıp ne alaka demiştim. Ayrıldıktan bi ay sonra filan durduk yere içime bi huzursuzluk düştü, o alakasız olan kıza yazdım ve o gün eski sevgilimle ilk defa buluştuklarını öğrendim, sonra da sevgili oldular. Bunun dışında böyle aşırı spesifik bi şey yaşamadım sanırım, hatırlayamadım çünkü


  • aweamadeus  (29.08.16 16:51:09) 
70'li yıllarda var onunla ilgili çalışmalar. hatta sovyetler, abd'ye sazan.avi yapıyor bununla ilgili.


  • hosein  (29.08.16 16:52:16) 
İkinci soru için cevaplayayım. İlkokulda bahçede koşarken 10 metre önümde çamurlu su birikintisine düşeceğimi hissettim. Buna rağmen koşmaya devam ettim ve önsezim haklı çıktı.


  • hayde bre  (29.08.16 18:18:32) 
@hayde bre; kullanıcı adından da belli zati haydadığın.


  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (29.08.16 18:27:44) 
[]

Biz burada hep birlikte iyi değil miydi?

Her alanda duyuru grupları oluşmaya başladı ya... Bir yandan olayı anlamaya çalışıyorum çünkü teknolojinin o yönüne vakıf değilim, işleyişi bilmiyorum, bir yandan da kendimi dışarıda kalmış hissediyorum. Şimdi onlar ne güzel şeyler paylaşacaklar ama ben yararlanamayacağım diyorum.

Grup konuşmalarının duyurudan farkı anladığım kadarıyla soruya cevapla kısıtlı kalmayıp o konudaki her şeyi yazabileceksiniz. Bu cevap değil diye silinmeyecek değil mi?

Böyle benim gibi öğrenme merakı olup da kenarda sessiz sessiz oturup dinleyeceklerin de olabileceği bir oluşum mu bu kurulan gruplar? Eğer öyleyse teknik olarak bilgisayardan izlemek mümkün mü?

Tarih dediniz, sanat dediniz, gezi dediniz... Of of of.. Siz orada çılgın atarken ben burada böyle mahsun... Yazık değil mi bana?

Duyuru bir üst seviyeye geçse soru/duyuru/ konuşma olsa ya diğeceğim; compu önce şunu yapsın daa! diyeceksiniz biliyorum. Keşke yapsa ama...

 
bilim grubumuzda böyle bir arşivleme yapmaya başladık, ara ara konuşmaları kaydedip buraya atıyoruz. sırf senin için atıyorum başka kimse bakmasın ^^

eksibilim.blogspot.com.tr
  • Apocalypse  (27.08.16 16:56:57) 
iyi de. hepsinin web versiyonlari var?
whatsapp web, telegram web neden kullanamayacaksiniz?

boyle konusuyorum ama ben de hala gezi grubu icin bi telegramdan grup kurabilmis degilim :D
  • sergerde  (27.08.16 17:01:26) 
Telegram çok daha pratik oluyor açıkçası burada konu aç bekle moda uysun falan biraz masraflı geliyor, belki mobil problemi çözülse şu sitenin daha güzel olur herşey ama telefondan kullanmak gerçekten işkence.


  • gozu acik sevisen yahudi  (27.08.16 17:06:23) 
Şöyle olucam diyorsan o da olumlu.
pbs.twimg.com

  • bigbadabum  (27.08.16 17:15:36 ~ 17:18:02) 
çok az kişi var gibi geldi bana 3-4 kişi ne muhabbet çevirebilir?


  • mungojerry  (27.08.16 17:22:25) 
apocaliypse, speşıl teşekkkürler :))

sergerde, telegram web'i indirdim, telefon numarası istedi, "aa sırf telefondan bu galiba" deyip çöpe yolladım.
mac seçeneği de vardı ona tıkladım niye telefon numarası istedi bilmiyorum.

whatsapp web'i bilmiyordum. hemen bakarım şimdi :)

yahudi, biliyorum, çok haklısınız o konuda :/
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (27.08.16 17:32:18) 
Şu an en faydalı grup telegramdaki ekşitarih grubu şiddetle tavsiye ediyorumx


  • lithu  (27.08.16 17:49:10) 
Buranın kullanımını azaltacak bir şey yok, ben zaten azalarak biteceğini düşünüyorum grup işinin kısa zamanda.

Yukarıdaki tüm grup duyurularını sabitleyen duyuru nereye gitti bu arada?

Burası reklam alanı olmuş ya.

BURAYA BAKARLAR

BURAYA REKLAM ALINIR
  • Adramelekhh  (27.08.16 18:14:17 ~ 18:16:19) 
bigbadabum, arada çok azcık şöyle olabilirim ama;
i.hizliresim.com

mugojerry, nicelik değil nitelik önemli ki. bilim bloğundan çıkamadım deminden beri. mesela passiflora çiçeğini hep merak ediyordum, bizim buraların yerli bitkisi o, çocukluğumdan beri görürüm, meğer neymiş baksana. bu ne çiçeği diye sorduklarında "onun adını bilmiyorum ama galiba zehirli diyordum. " bundan sonra söyleyebilecem en azından. yeğenler çocuklar filan hep bana sorarlar ağaçları çiçekleri, sülalenin bitki tanıtıcısı gibiyim de ben :P
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (27.08.16 18:18:06 ~ 18:19:47) 
Bu işi ben başlattım. :D

Whatsapp olmasa da, ilk telegram grubunu kurdum ve 2 ay çok güzel muhabbet ettik, çok iyi dostluklar edindik. Bazı dönemler 40 kişi olduk, ama ilk hafta haricinde hiç 30 kişinin altına düşmedik. Benim seviye takıntım nedeniyle grup gayet de eğlenceliydi.

Sonra beni sinirlendirdiler, grubu yönetemediğimi söylediler ve sinirlenip grubu dağıttım. Şimdi ben hariç devam eden bir ekip var diye biliyorum.
  • pomknos  (27.08.16 18:39:45) 
daha amaca yönelik, daha nokta atışı, daha belirli kadro ile etkileşme için. "neden olmasın" diyorum ben. ucunda ölüm yok. ömrü biten grup ölür, dağılır. işlevsel olarak grup da yükselir, gelişir. bir tür domino taşı bu aslında. daha sonra nelere neden olacağını o an geldiğinde görebileceğiz sadece. bir de duyurunun mobil olarak kullanımı pratik değil biliyorsunuz. yolda şak diye bir etkinlik görüp paylaşmak istediğinizde kaç kişi duyuruya girip bunu yapabilecek ki hemen mesela. whatsapp/telegram daha mantıklı oluyor.


  • matrix  (27.08.16 19:11:00) 
[]

Doğalgaz faturanız ne kadar geliyor?

Yaz aylarında ödediğiniz doğalgaz ne kadar? Kaç kişilik kullanım olduğunu da belirtebilirseniz sevinirim.




 
28-17-13 şeklinde ilerliyoruz.
3 kişi kullanım.

  • interview with the vampire  (24.08.16 14:58:15) 
8 lira
Gunduzleri evde 3 kisi, aksamlari ve haftasonlari 2 kisi var.

  • la noix  (24.08.16 15:01:14) 
tek kişiyim, hiç gelmiyor. doğalgaz sobası var evde. yazın hiç yakmıyorum doğal olarak. bir de ocak var doğalgazla çalışan. haftada 2-3 kez yemek yapıyorum, 0 tl geliyor.


  • dedimmidemedimmi  (24.08.16 15:01:48) 
15-20 lira arasi. 2 kişiyiz.


  • fraise  (24.08.16 15:03:28) 
100 lira kontör yüklüyoruz bütün yaz gidiyor 2 kişiyiz. ama kışın minimumda kullanmamıza rağmen her ay 300 lira koyuyoruz. kontör sistemi sayesinde zamdan önce toplu para yatırıyoruz. yoksa yıllık ohoooo


  • neira  (24.08.16 15:19:35 ~ 15:19:40) 
6-7 lira. tek kişi. kışın da taş çatlasın 100-110 lira.


  • mermize  (24.08.16 15:46:08) 
[]

paranoya + halüsinasyon - hasta yakını

sevdiğim bir arkadaşım var. psikolojiik rahatsızlığı var, teşhis ne bilmiyorum ama çalışamaz denmiş, emekli edilmiş.
facebook paylaşımlarında arada halüsinasyon gördüğünü gözlemliyorum.

çok üzülüyorum. kızım " üzülme anne o mutludur çünkü senin baktığın yerden bakmıyor " diyor.
haklı mı? mutlu mudur? gözleri hiç mutluymuş gibi bakmıyor ama... çok nadir. biri ziyaretine gittiğinde bir iki defa mutlu bakış yakaladım.
gitmek istiyorum, kendimi tutamam "canım bak öyle şeyler olmuyor, sen çok zor günler yaşadın, işkence, endişe, korku beyninde bazı değişikliklere neden oldu, onarılabilir, sen de gayretli ol, biz de yardımcı olalım..." derim diye gitmekten çekiniyorum. çünkü nasıl yaklaşmam gerektiğini bilmiyorum. tedavisini oluyor mu, ilaçlarını alıyor mu bilmiyorum. aklım onda. üzülüyorum.

bu hastalara nasıl yaklaşmak lazım, konuyu açtı diyelim, ne demek lazım? "hımm öyle mi? " gibi ilk kez duyuyormuş gibi mi yapmalı, " aa, o nasıl şeymiş öyle, yok bizde olmuyor, başka hiç kimsede olmuyor" mu demeli...

 
acayip mutlu kafası süper yahut sürekli melankolik diyemeyiz. böyle hastalıklarda duygudurum bozuklukları çok yaygın gözlenir. mesela güzel bir olaya hüngür şakır ağlayıp üzüntü duyabilir veya çok üzücü bir olay onu keyiflendirip kahkahalar attırabilir. bunu net olarak bilemeyiz. yaklaşımın sana ve ona zarar vermeyecek şekilde olsa yeterli. doğruları iddia ederek onda farkındalık yaratman ya da tedavi etmen mümkün değil. kendi idrak edemiyorsa çevresini tedavisine ön ayak olmaları konusunda destekleyebilirsin.


  • shotgunwoman  (19.08.16 19:26:20) 
[]

eskişehir animasyon

mezunu olan, tanıdığı olan var mı?
mezun olanların neler yaptıklarını merak ediyorum.
en iyi durumdakiler, en kötü durumda olanlar...
çalışma koşulları, yükselme olanakları, ücretleri, tatilleri, günlük çalışma süreleri...
yurt dışına giden var mı? nasıl?
akademik kariyer durumları, olanakları...

bildiğiniz duyduğunuz her şeyi yazarsanız çok sevinirim.

 
yurtdışına gidip kendini kurtaran da var trt çocuk için sikko diziler yapan da. bazıları da ajanslarda çalışıyo reklam vs. animasyon yapıyo. şu kişi şunu yaptı diyemem de genel olarak böyle bölünüyolar.


  • parola58  (19.08.16 10:15:03) 
yurt dışı nerelere gittiler? menşei neresi bu işin. amerka, japonya, almanya, çin... en büyük firmalar hangi ulustan, ve gelecekte atak yapması öngörülen ülke var mı?

eskişehiri yıllardır duyarım. hep ulaşılmaz bişeymiş gibi konuşulur, süper, keşke gidebilse vs denir. 25 senedir öğrenci mezun ediyor, nerden baksan 500 kişi varlar. neler yaptı o öğrenciler acaba? sözlüğe baktım bir adam var batman çiziyor galiba. baya iyi deniyor. biri de mezunları iyi paralar kazanıyorlar yazmış.

mesela, trt çocuk için çalışanlar niye öyle çiziyorlar ki, okuldan yeteri kadar faydalanamamışlar mı? okul zaten eleyip eleyip en yeteneklileri alıyor. bu anlamda başarıyı garantiliyor zaten. o yeteneklerin altını doldurması beklenir, ben onu beklerim en azından. çalışılan kurumun vizyonu etkendir muhakkak, yine de bir fark olmalı diyorum.
yıldıray çınar o okula gitmeseydi de aynı başarıyı yakalar mıydı? başka yıldıray çınar'lar var mı?
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (19.08.16 10:56:33 ~ 10:59:51) 
tr.linkedin.comğbaş-07052a55

Kisa donem ev arkadasim onun sayeside bildiklerim var ama kendisi ile iletisime gecsen daha saglikli fikir edinirsin.
  • tuborg yesili  (19.08.16 11:21:52) 
mobilde yazamadim duzeltemedim de sagbas olacak soyadi. Ulasamazsan haber ver.


  • tuborg yesili  (19.08.16 11:27:24 ~ 11:29:08) 
  • nedendir bilinmez  (19.08.16 11:51:35) 
[]

havas ilmi

yasal mı?
Havas ilmi tanımlı site gördüm, facebook kullanıcısı gördüm, şaşırdım.

edit: hamas yazmışım, havas olacaktı. teşekkürler@partizan.

 
havas


  • partizan  (11.08.16 17:36:55) 
yanlış bilmiyorsam havas ilmi böyle büyü, ebced falan değil mi? Öyleyse niye yasak olsun ki? Herhangi bir büyü falan sayfası açmak yasak bişi değil.


  • whoosie  (11.08.16 17:40:44 ~ 17:43:05) 
[]

mesleki yön belirleme kararımıza katkıda bulunur musunuz?

kızım meslek lisesi fotoğraf ve grafik mezunu. dün diplomasını aldı :)

işyeri açma belgesini aldı. yani kosgep kredileri, kobi yolu açıldı. bu seçenek şimdilik bir kenarda dursun.

İmza yetkisi olan bir grafikçi oldu. Gerekli durumlarda bilirkişi olabilir. ( üni okurken kullanabileceği bir ek gelir kapısı olarak cepte dursun)

Elimizdekiler bunlar. Üzerine ne koyabilir nereye yönelsin konusu kendisini de yönder olarak beni de epeyce zorladı. O kadar ki, üni seçimleri son güne kaldı.

Dün seçimlerini yapıp yolladı. Aama iki konuda hala tam emin değildi sanki. Şimdi öğrendim seçim bir gün uzatılmış, değiştirme şanşımız hala var.

Mesleki yönlenme kişiye özel bir durum olduğu için elimden geldiğince kızımı betimlemem lazım. Bu nedenle biraz uzun olacak bu duyuru. Vakit ayırıp okuyanlara, yardımını, önerilerini esirgemeyenlere şimdiden teşekkür ederim.

Kızımda benim "ateş" dediğim yapmadan duramadığı bir eğilim yok ya da henüz bulamadı. Biraz da bu nedenle zorlandık aslında. Bu durumda neleri iyi yapabildiğine baktık.

Persfektif ve teknik çizimde ortalamanın üzrinde iyi. (öğretmenlerinin ve kendinin gözlemi) Karakter yaratmayı seviyor, o konuda iyi olduğunu söylüyor.

Yakın gelen meslekler mimarlık, bilgisayar destekli animasyon, dijital oyun tasarımı.

Ygs puanlarından pek memnun değil, beklentisi de yoktu deneyim kazanmak için iki sınava girdi. Biz öncesinden sınavsız geçiş hakkını kullanarak ilerlemesine karar varmiştik zaten.

Yani önlisans ve ve sonrasında dikey geçişi düşünüyor. Olur da girdiği bölümün ona uygun olmadığına karar verirse hazırlanıp lisans için yeniden sınava girebilir.

Animasyon, dijital oyun tasarımı yönünde benim endişelerim şunlar:
Bu çocuk hemen hemen hiç bilgisayar oyunu oynamadı. Bilgisayarında oyu yok galiba. Telefonundan benim oynarken gözlemlediğim tek oyun bilgi yarışması gibi bişey. Arkadaşlarıyla ablalarıyla kapışıyorlar. Bir de pokemon go var bir yere giderken bişeyler yakalayıp duruyor. Evde aklına gelip açmıyor sanırım ya da ben görmüyorumdur bilmiyorum. yani kendini kaptırırcasına oyun oynamaz, bilgisayarda çok zaman geçirmez.

Ablalarından biri çok oyun oynar meslek olarak da bu yönde çalışmaları var. Oyun oynamaktan emekli olunsaydı emekliliği yaklaşmıştı diyeyim siz anlayın. Ablasının kurmayı düşündüğü işte birlikte çalışabilirler, birbirlerinin eksiklerini tamamlayabilirler. Okulda kendini bu yöne ait hissedebilir, hissetmeyebilir... Herşey mümkün.
Liseye başlarken aklında fotoğraf yönü vardı ilerleyen yıllarda grafiği sevdi o yönde ilerlemeyi seçti. Böyle önlisanslı dikeyli yürümek daha esnek olanaklar sağlaması açısından da çok iyi bana göre. Yatay olanakları da epeyce genişledi gerçi. O da güzel bi adım oldu bana kalırsa.

Mimarlık; titri kallavi, puan dilimi yönünden ulaşılması zor seçenek. Dikey geçiş olanağı bu yönden çok çok cazip aslında. Sınavı zordur yapabilir mi derseniz, evet o yönde ilerlemek istediğinden emin olursa alasını yapabilir ve yapar.
Memleketteki mimarlık durumlarına bakınca; istihdam olanakları en azındıan yakın süreçte iyi olmaya devam edecek gibi görünüyor. Yurt dışına çıkma düşüncesi de var, o zamana ne olur ne düşünür bilmiyorum, diplomasının yurt dışında geçerli olabilmesi koşulları nelerdir henüz araştıramadım.

seçimleri şöyle:
ilk 3 seçenek girme olasılığı zayıf olan okul ve bölümler. (hepsi tam burslu özel okullar)
1 bilgi dijital oyun tasarımı
2 tane şehir içinden özel üni grafik tasarımı tam burslu
4. sıra : yakın ilde mimari dekoratif sanatlar
5. sıra : yakın ilde bilgisayar destekli animasyon
6.ve 7. sıra nispeten uzak bir il mimari dekoratif sanatlar
8. sıra: ege grafik tasarım (meteb bölgesi oluyor aynı zamanda, bundan öncekiler bizim için meteb dışı)

gerisi uzak ildeki grafik tasarımlar vey pek fazla istemediği ama istediği alana dikey geçişi sağlayan bölümler.
10. sırada aöf'ün merkezi yerleştirmeye aldığı web tasarımı bölümünü yazdı. sınavsız geçiş listesinde bu bölüm de var. okul 1000 kişilik kontenjan açmış.
Grafik bölümünün 17 adet sınavsız geçebileceği bölüm var. Yelpaze hayli geniş yani. Üstüne bunların dikey olanaklarını da katınca sürecin zorluğunu anlarsınız. Sık sık dupa girdik, epeyce terledik. Hata yanlış yaptık mı, atladığımız şeyler olmuş mu? Sektörel bazda kararımıza etki edecek sizin bildiğiniz durumlar var mı?

Özellikle şu mimarlık ve animasyon arasındaki tereddüdüne yardımcı olacak fikirleriniz, önerileriniz var mı?

 
Pek bilmediğim bir alan açıkçası ancak güzel sanatları düşünüyor mu? Üniv.lerin yetenek sınavlarına girse?


  • sefil  (04.08.16 12:03:19) 
Güzel sanatların yetenek sınavlarına girmedi, gerekirse seneye hazırlanıp girerim dedi. çizimini yeterli görmedi.


  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (04.08.16 12:14:14) 
mimari dekoratif sanatlar nedir?


  • manuel mandalina  (04.08.16 12:18:55) 
merhaba,

konu alanıma dahil olduğu için tamamını okudum. fakat öss döneminden kaldığım için yatay ve dikeyleri tam anlamadım.

tercihleri ve yönelimleri konusunda kendisine yardımcı olabilirim. şu an aktif çalışan ve danışacağı birilerini de bulabilirim.

gsf resim okudum, şimdi de bu alan üzerinde çalışıyorum.

anladığım kadarıyla çocuğun animasyona pek ilgisi yok. öyle olsaydı eskişehir animasyonun tüm kontenjanlarını neredeyse full dolduran bir kursa yönlendirebilirdim. ayrıca bahsettiğim kişiler grafik ve mimarlık üzerine de eğitim veriyor.

zaten kendisi söyleyemese bile yaptığı çalışmalardan neye yatkın olduğu anlaşılır.

mimarlık bitirip rusya'da çalışan arkadaşım var. bazıları da istanbul da ofiste çalışıyor. iç mimarlık iş alanında önü açık zaten.

animasyon'da ise (bence) abd hayalleriyle başlayıp zamanla daha mütevazılaşıyor hayaller. bu piyasa yeni olduğu için şansı burada da var. çünkü günden güne genişliyor bu alan.

arkadaşımın kızı kanada'da eğitimini aldı, bazı arkadaşlarım ise ankara ve eskişehir'de animasyon şirketlerinde çalışıyor.

daha detaylı soracağınız neler var? asıl önemli olan o.

izmir'de mi yaşıyorsunuz?
  • kupigometa  (04.08.16 12:20:18) 
mimarlık konusunu bilmiyorum. oyun sektörü türkiyede çok kısıtlı ancak yetenekli insanı da kaçırmıyorlar gibi. yurt dışına çıkmasının en rahat yolu da bu olur diye düşünüyorum. ancak oyunlara çok ilgisi yoksa bir süre sonra sıkılabilir. her oyun firması bizim oyunları ne kadar oynuyorsunuz diye soruyor başvuru sırasında (benim de merağım var biraz) o nedenle eğer kendini bu dünyaya ait hissedemeyecekse en iyisi diğer alternatiflere odaklanmak olur gibi.


  • freya  (04.08.16 12:21:17) 
@manuel mandalina,
mimari dekoratif sanatların ders programında sanat tarihi, teknik çizim, çini, seramik, bilgisayar destekli 2d ve 3d çizim, anadolu uygarlıkları, taş işlemeciliği, mitoloji vb dersler var.
bizim için anlamı; mimarlık bölümüne dikey geçiş olanağı sağlaması, ders programının hem mimarlık hem animasyon için kullanabileceği alt yapıları içermesi.
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (04.08.16 13:12:08) 
@ kupigometa,
evet İzmir'de yaşıyoruz.
Animasyona ilgisi yok diyemiyorum, şimdiye kadar pek oyun oynamadı ama animasyon istiyorum diyor.
Eskişehir için bu yıl kendini yeterli görmedi, seneye deneyebilir yeterli hazırlığı yapabilirse tabii. Bu nedenle İzmir'e yakın okullar seçmeye çalıştık, çizim kursu, dikey geçiş için hazırlık süreci, yabancı dili geliştirme gibi çalışmalarını daha rahat yapabilir. Okulun boş günlerinde İzmir'e gelip gidebilir diye düşündük.

Sizin yönlendirebileceğiniz kurs Eskişehir'dedir muhtemelen.
Sınavsız geçiş hakkını kullnacağı tek yıl olduğu için bu yıl bu hakkı kullanayım, bölüm bana hitap etmezse dondurur seneye tam hazırllık yaparım diyor. Yeterli hazırlığı yapamazsa , bişeyler ters giderse ( mesela istediği bölüme yığılma seneye gelecek öğrencilerin über performans göstermeleriı, siyasi dalgalanmalar nedeniyle oluşacak olumsuzluklar vs.) bu hakkından olmasın diye düşündük. Kısacası durum okulu dondurup eskişehire yönlenmeye giderse kurs bilgisi çok iyi olur :)

Abd hayalleri değil de daha çok çocuklar siyasetin bu denli günlük yaşama girmiş olmasından, çalışma koşullarından, karşılığını alamayacakları iş piyasasında çalışmaktan yani ucuz işgücünden, yasal olmayan uygulamaların günlük yaşamımızda gayet yasalmış gibi uygulanmasından vs. rahatsızlar. Dışarıya gitme istekleri ağırlıklı olarak bu nedenlerden kaynaklanıyor.
Ben de burada animasyon konusunda iş olanaklarının artacağını düşünüyorum, uzmanlar da aynı şeyi dile getiriyorlar.
Zaman dijitalleşme ve bilgiyi kullanma çağı. Ve yaratıcılık bu süreçte kendine önemli bir yer bulacak bir donanım ya da meziyet.

Size daha detaylı soracağım şeyler şunlar olabilir:
Animasyon şirketlerinde çalışma koşulları nasıl? Ücretleri ne civarlarda dolaşıyor?
Ve asıl önemlisi iyi bir animasyoncu olmak için demeyeyim de bu meslekle geçimini sağlayabilmek için olmazsa olmaz yetenek/donanımlar neler?

Bizim donanım için programımız şöye:
Vizyon yani yaratıcılık, algı geliştirme, ufku genişletme yönünde çalışmalar yapmak.
Kitap listemizi yapmaya başladık. mobidik, suç ve ceza, devlet, hayatın kaynağı... gidiyoruz. önerileriniz olursa makbule geçer.
davranış bilimi, işletmecilik konularında bilgilenmek ( aöf ikinci üni olarak önerdim, yaparsa ne ala)
bol bol gezmek
3 boyutlu çalışmalar yapmak (heykel kursu)
yabancı dili ilerletmek
portfolyo oluşturmaya başlamak ve zamanla geliştirmek.
başka neler önerirsiniz?
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (04.08.16 14:00:32 ~ 14:24:23) 
@freya, evet genel kanı öyle sanıyorum. ben de oyun oynamayan birinin oyun sektöründe pek başarılı olmayacağı konusunda endişeliyim doğrusu.
yiine de; ben çalıştığım süreçte gördüm ki hiç bir şey bilmeden işe başlayan elemanlarım işe daha çabuk adapte oldular daha fazla yol aldılar, başka firmalardan gelenler hep bocaladılar, yanlış işler yaptılar, şirketin vizyonuna uymayan işler yaptılar.
Bu açıdan bakınca hiç bilmeyenin avantajı daha fazla bana göre. Bence bizim oyunları oynadınız mı diye sormak yerine elemanın mücadeleci, dirayetli olup olmama gibi bazı özelliklerine bakmalılar.
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (04.08.16 14:23:28) 
@hayat, geçiş yapamaması durumu için de senaryo oluşturmak gerekirse, öyleyse piyasada çok iş görecek bir bölüm olmadığını söyleyebilirim.

mimarlığa geçiş için nispeten avantajlı ve kazanması kolay bölümlerden biri mimari restorasyon'dur. olur da geçiş gerçekleşmezse, iş imkanları da iyidir. devlette kadrosu da var hatta. bilginize.
  • manuel mandalina  (04.08.16 15:02:02 ~ 15:03:42) 
çok teşekkür ederim manuel mandalina.
senaryo oluşturmak deyince düşündüm de; hakkaten senaryolarla boğulmuş gibiyim. ablasında işim ne kolay olmuştu. fizik istiyorum dedi. "e bütün fizkleri yaz madem öyle" dedim. baştan sona tek bölüm yazdı biri tuttu oldu bitti. bu ne yaa böyle, o olursa şöyle bu olursa böyle olmazsa şu...
gerçi kendisi seçimlerini yaptı gezmeğe gitti ben mi fazla irdeliyorum bilemedim ki.. ama öte yandan sizlerden aldığım bilgiler, fikirler çok yararlı oluyor, dün fırsat bulup soramamıştım. sürenin uzatılması şansım oldu.

restorasyon bölümlerine bakayım hemen. tekrar teşekkürler.
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (04.08.16 15:50:48 ~ 15:53:49) 
mimari restorasyon bölümü sınavsız geçiş yapabileceği bölümler arasında yokmuş da onun için seçmemişiz. notlarıma bakınca gördüm.

seçebileceğimiz bölümler şunlar:

basım ve yayın teknolojileri
basın ve yayıncılık
bilgisayar destekli tasarım ve animasyon
endüstri ürünleri tasarımı
endistriyel cam ve seramik
fotoğrafçılık ve kameramanlık
geleneksel tekstillerin restorasyonu
görsel iletişim
grafik tasarımı
halıcılık kilimcilik
marka iletişimi
medya ve iletişim
mimari dekoratif sanatlar
reklamcılık
seramik ve cam
seramik, cam ve çinicilik
web tasarımı kodlama
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (04.08.16 16:01:53) 
@hayat, rica ederim. dgs ile mimarlığa geçiş var da, diğer bölümde yoksa bilemiyorum.

edit: sınavsız dediğinizi yeni farkettim. o konuya hakim değilim.
  • manuel mandalina  (04.08.16 16:12:51 ~ 16:14:51) 
mimari dekoratif sanatlar bölümünden dikey geçişle;
iç mimarlık, iç mimarlık ve çevre tasarımı, mimarlık,
grafik, fotoğraf,
çini, el sanatları, eski çini onarımı, geleneksel türk el sanatları, geleneksel türk sanatları, seramik ve tezhip bölümlerinden birine geçebiliyor.
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (04.08.16 16:37:56 ~ 16:38:18) 
Evet, dediğiniz dgs geçişleri oluyor da, sizin öss puanıyla değil de sınavsız geçiş yapacağınızı ve sınavsız geçiş listesinde mim rest olmadığını bilmeyerekten yazdım. Bunu söylemek istedim.


  • manuel mandalina  (04.08.16 17:58:55) 
Bu arada sunu da ekliyim. Düşündüğünüz programların öğretim kadrosunu iyi arastirmanizi öneririm. Örnek verdiğiniz dek. san. bölümünü ben ilk kez duyuyorum, halen akademik işlere devam ettiğim ve bu konu alanimla doğrudan alakalı olduğu halde. Kimler eğitim veriyor, alanları ve tecrübeleri nelerdir, bu çok önemli. Nihayetinde geçiş niyeti olsa da ortalama iki yılını orada geçirecek. Yeni kurulan bölümler genelde çevre bölümlerdeki hocalardan toplama kadrolarla oluşturuluyor ve ilk yıllarda programları çok oturmamış oluyor, bunlar olumsuz etkenler. Ama ola ki alanında uzman bir bölüm başkanı bulmuşlardır, öyleyse çok iyi. Başarılar, kolay gelsin.


  • manuel mandalina  (04.08.16 18:29:10) 
Her seferinde nokta atışı yapıyorsunuz manuel mandaline, ben de şimdi akademik kadrolara bakıyordum, akademik kadro dışarıdan nasıl incelenir demeye gelmiştim. çünkü okulun sitesinde öğretim görevlileriyle ilgili bilgiler kaldırılmış veya hiç konmamış galiba. sadece bir öğretmenin bilgilerine ulaşabildim . bölüm başkanının da bilgileri yok okulun sitesinde.


  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (04.08.16 19:18:00) 
Bölümün yeni kurulmuş olmasıyla ilgili muhtemelen. Site dışında bilgi edinmek zor, okulun ya da bölümün facebook sayfasına ve forumlara bakilabilir, orada öğrenciler konuşmuştur muhakkak.


  • manuel mandalina  (04.08.16 22:34:43) 
Ay dayanamicam, bu son; bölümün ilk senesi ise kesinlikle yazmayın.


  • manuel mandalina  (05.08.16 00:59:12 ~ 01:00:32) 
@hayat, mimarliga girmesi bitirmesinden daha kolay emin olabilirsiniz. Lutfen kiziniz eksideki mimarlıkla ilgili butun basliklari okusun, inanın ki yazilanlar abartili degil fazlasi yok eksigi var. Yeni mezun oldugunda teklif edilecek rakamlari gorunce "acaba benimle kafa mi buluyorlar?" Diye dusunme ihtimali cok cok fazla. Okumasi cok masraflı bunu da not duseyim. He diger bölümlerden mezun olursa durum cok mu parlak olur, inanın ki fikrim yok. Ama mimarligi lutfen cok cok iyi arastirmadan hedef olarak koymayın, simdiki aklim olsa asla asla mimar olmazdım.


  • physcos physcos  (05.08.16 02:22:21) 
yazacaklarım ne kadar faydalı olabilir bilmiyorum. bir bilgisayar oyunu firmasında çalışıyorum. bundan 5 sene önce oyun firmasında çalışmak aklımın ucundan geçmezdi mesela. oyun sektörü hızla gelişen bir alan. özellikle son zamanlarda türk yapımı oyunlar oldukça çoğaldı ve gençler, çocuklar tarafından epey rağbet görüyorlar. joy game'in oyunları, zula vs. bize ne kadar bu oynanır mı ya gibi gelse de oldukça popülerler.

kızınızın bilgisayar, mobil vs. oyunlarla çok ilgisi olmadığını belirtmişsiniz. şimdi yavaş yavaş takip etmeye başlasa mesela bu zamana kadar oynamadığı için pek kaybı olmayacaktır. benim naçizane önerim, youtube üzerinden oyun videoları çeken kanallara bir göz atması olacaktır. hem görsellik olarak hem de ilgisinin çekip çekmediğini ölçebilmesi için. (şahane animasyonlar için uncharted 4 derim :))

animasyon, tasarım alanına hakim değilim açıkçası bu yönden bir şey söyleyemiyorum. ama oyun sektörü, animasyon tasarım vs. ilerlemek için çok çok iyi bir ingilizce kesinlikle olmalı.
oyun tasarımı için birçok oyuna az çok aşina olmalı, oynamasa dahi bilse anlamında diyorum. oyunlar genellikle birbirlerinden ilham alıyorlar, farklı tasarımlar ve hikayelerle yeni bir karakter yaratılıyor başka bir oyuna. :)

umarım kızınız için her şey çok güzel olur, bol şans.
  • rheia  (05.08.16 02:50:25) 
tercihler dün gece yarısı kapandı arkadaşlar, seçimlerinde değişiklik yapmadı olduğu gibi bıraktı. hayırlısı artık...
zaman ayırıp cevaplayan, mesajla bilgilendiren herkese çok çok teşekkür ederim.

@manuel mandalina, yazdığımız okulların hiç birinin ilk senesi değil, en yenisi 4 yıllık. bölümden mezun olanların çoğu mimar olmuş. Sizin gözünüzden kaçtı sanırım bu bölüm :)

@phycos phycos, lise son sınıfta mimar olmak istediğini söyleyince ilk önce sözlük, mimarlar odası sitesi, internette bulabildiğim yazılar, mimar arkadaşlarım, çevremizdeki mimarlık firmaları.. epeyce araştırmıştık. tablo kişiden kişiye değişmekle birlikte ortak sıkıntılar sizin yazığınız konular. İşi yaptıranın işten anlamaması, işin maliyeti ile ilgili sıkıntılar, teknik zorluklar, bürokrasi, üretler vs.
Çok haklısınız, mimarlık zor mesleklerden biri. Kızım, okurken, mesleği yaparken karşılaşacağı zorlukların farkında. Gelgör ki yetenekleri o yönü işaret ediyorve mesleki ilgisi var. Küçüklüğünden beri binaların dizaynını kafasında tekrar yapar, şu şurda olsaymış daha iyi olurmuş gibi yorumlar yapar.
Bilemiyorum artık hayırlısı neyse o olsun demekten başka yapacak bişe kalmadı, seçtik gitti...
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (05.08.16 07:26:45 ~ 09:12:47) 
@farkındaysa sıkıntı yok, insallah gonlunden gectigi gibi olur hersey. Başarılar diliyorum.


  • physcos physcos  (05.08.16 08:06:48) 
@rheia, güzel dileğin için sağolasın :)

Oyun sektörünün sıkıntıları da pek hafifsenecek gibi değil bana kalırsa. Yeni yeni hareketlenmeler var evet. Bu sektörden ekmek yemek mümkün.
Lakin;
Bizim birinci olduğumuz alan kişi başına düşen oyun oynama saati. Üretmiyoruz ama fena halde tüketiyoruz, garip olan bu kadar çok tükettiğimiz şeyi hala üretemiyor oluşumuz. Mantıklı değil demi...
Nedenini düşününce durum hiç şaşırtıcı değil;
İspanyollarla atbaşı giden malum ortam bilgilerimiz, çalışmadan, üretmeden kolay elde etme trendimiz (makarna kömür, malum ortam...) ve kişi başına düşen gelirimiz... Paramız yok, üretimimiz yok, oyun oynuyoruz. Sektörde hareketlenme var çünkü ülkede ucuz işgücü var, yabancı sermaye oyun ürettirmek için giriş yapıyor. Üniversiteler o işgücünü sağlamak için bölüm açıyor. Yakında meslek liselerinde de açılır belki açılmıştır bile.
Oyun sektörünün benim dışarıdan görebildiğim tablosu genel hatlarıyla bu. Yüz milyar dolarlarla ifade edilen sektörün gerekli alt yapı olmadan (kallavi veri merkezi, oyun alabilecek kazanç, vs) neresinde olabileceğimiz belli aslında :)

İngilizce şart evet :)
Ve vizyon, yaratıcı düşünce alışkanlığı. Hiç oyun oynamamış biri yaratıcı düşünce alışkanlığı ve vizyonla çok iyi işler çıkarabilir. Kızım için yazmıyorum ( kızım yapar gibi anlam çıkmasın) sektör ve aslında çoğu sektörle ilgili genel bakış.
Hintlileri biliyorsunuz bilişim sektöründe bir numaralar. Onların eksik noktası; güven sağlamıyorlar. Bu nedenle app stor'da satış yapamıyorlar, kimse onlardan ürün almak istemiyor, iş yaptırmak istemiyor.
Bizim eksik noktamız da katip gibi söyleneni- yapılmışı yapmak, yeni şeylere burun kıvırmak hatta "tu kaka" demek, işin şeytanlıklarını bulmak, sıfır farkındalık.

5 yıldır oyun sektöründesin madem, bir iki konu var merak ettiğim bulmuşken sorayım:)
Firma veri merkezi kullanıyor mu kullanıyorsa yurt içi/ yurt dışı nereden sağlıyor?
Çalışanlara ne ödüyor, ücretler en alt ve en üst hangi aralıkta?
Şirket kaç yıllık, yeni yatırımları var mı, kazancı hangi aralıkta?

edit: phycos, güzel dileklerin için çok teşekkür ederim :)
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (05.08.16 08:50:27 ~ 12:02:36) 
[]

ösym sitesi kitlendi, ne yapabiliriz?

okul seçimlerini ıhlaya ıhlaya yaptı, ön izleme sayfasına geçemedi bi türlü 1 saate yakın zamandır bekletiyor.
proxy /dns ayarlarından vb bişey yapılabilir mi, başka kanaldan ulaşmaya çalışmak işe yarar mı?

ne yapalım? nasıl yapalım?

sayfa yenile yapılamıyor, sayfa yenilenince okul seçimlerini aklında tutmuyor siliyor.

 
Aynı durumdayız, biraz daha uzarsa süre uzar.


  • kurnaz  (03.08.16 16:56:14) 
[]

yatay geçiş

sınavsız geçişle kayıt olanlar için de oluyor mu?




 
İki türlü yatay geçiş olur
1-)Merkezi yerleştirme puanı ile
2-)Başarı puanı lle(ÖSYM+not ortalaması)
1.madde için ösym puanının nereye olursa oraya geçebilirsiniz.Başvuranlar sıralanır puanlarına göre ona göre kaç kişi kontenjan açılmışsa geçiş yapabilirsiniz
2.maddede ise bazı üniversiteler daha önceden yatay geçiş yapanları almıyor.Ön lisanstan lisansa geçiş olmuyor gibi kurallar var üniversitelerin.
Sorunuzda bu 2 madde de yok bu yüzden geçiş yapamazsınız.Çünkü ÖSYM puanı her 2 maddede de var gördüğünüz gibi.
  • Xenus  (02.08.16 23:55:10) 
[]

persfektif ve teknik çizimde iyi olan

öğrenci için hangi bölümleri daha doğrusu hangi meslekleri önerirsiniz?
lise grafik ve fotoğraf bölümü mezunu. üni seçimi yapacak.



 
Makine resim ve konstrüksiyon diye bir bölüm var.


  • dissendium  (31.07.16 23:26:56) 
iç mimarlık


  • normalbiadam  (01.08.16 00:22:24) 
elle çizim yeteneğinin piyasada karşılığı olduğunu ben duymadım (babam grafiker); iş daha ziyade göz ile ilgili, yani çizdiği şeylere bakışı. ve bunu bilgisayardaki programlarıyla orada çizebilme.


  • dafaisss  (01.08.16 01:12:26) 
[]

üni seçimi / katsayı sorusu

Bu yıl lys veya ygs puanıyla yerleşme oluması durumunda seneye katsayılı puanla yerleşme olabilir mi?

Katsayı okula giriş yılına göre hesaplanıyor anladığım kadarıyla. Sene kaybı olduğu için bu yıl mezun olan öğrencide hesaplanmış. Bu durumda bu çocuk için önümüzdeki yıl sınavınıda da hesaplanır demi?


 
Aslında sorunuzu tam olarak anlamadım.

---
@fuzzy olmak istemistim'in uyarısı üzerine yanıtı tekrar düzenliyorum. Kendisine teşekkürler. Kafa karışıklığına sebebiyet verdi isek affola.
---

ÖSYM'in bu yılki kılavuzuna baktım. Kendisi şurada: dokuman.osym.gov.tr OBP ile ilgili kısım aynen şöyle:

--- kılavuz spoiler ---

6.2. YERLEŞTİRME PUANLARI HESAPLANIRKEN OBP BU PUANLARA NASIL EKLENECEK VE EK PUANLAR NASIL HESAPLANACAKTIR?

Her aday için hesaplanmış olan OBP; 0,12 katsayısı ile çarpılarak sınav puanlarına eklenecek ve böylece adayların yerleştirme puanları hesaplanacaktır.

Bir mesleğe yönelik program uygulayan ortaöğretim kurumlarının mezunlarının, Tablo 3A’da ve Tablo 3B.1’de belirtilen
yükseköğretim lisans programına yerleştirilirken OBP’nin 0,06 katsayısı ile çarpımından elde edilecek ek puanları da yerleştirme puanlarına eklenecektir. Bu ek puanlardan yararlanmak için adayların ilgili puan türünde 180 veya daha yüksek puan almış olmaları gerekmektedir. Ek puanlar, 30.03.2012 tarihi itibarıyla bir mesleğe yönelik program uygulayan ortaöğretim kurumlarından mezun olan veya öğrenim görmekte olan öğrenciler için uygulanacaktır. İlgili ortaöğretim
kurumuna 30.03.2012 tarihinden sonra kayıt olan adaylar için Tablo-3A ve Tablo-3B1 kapsamında ek puan
hesaplanmayacaktır.

2015-ÖSYS puanları veya özel yetenek sınavı sonucu ile bir yükseköğretim programına yerleştirilen adaylar, 2016-ÖSYS puanları ile bir yükseköğretim programına yerleştirilirken OBP’ye uygulanacak katsayılar yarıya düşürülecektir.

Yükseköğretim Yürütme Kurulunun 24.06.2015 ve 09.09.2015 tarihli toplantılarında, ortaöğretim kurumlarından mezun olamadığı için 2015-ÖSYS’de kayıt hakkı kazandığı programa kayıt yaptıramayanların 22 Ekim 2015 tarihine kadar kayıt yaptırabilmelerine karar verilmiştir. Bu karar gereği; 2015-ÖSYS için lise son sınıf öğrenci durumunda eğitim bilgisi mevcut olup 2015-ÖSYS’de bir yükseköğretim programına yerleştirildiği hâlde belirtilen tarihe kadar mezun olamadığı için yerleştirildiği programa kayıt yaptıramayan adaylardan, 2016-ÖSYS’ye başvuranların OBP’lerinin çarpılacağı katsayılar yarıya düşürülmeyecektir. Bu durumdaki adayların MEB e-okuldaki bilgileri dikkate alınacağından adayların ayrıca ÖSYM’ye dilekçe/belge göndermesi gerekmemektedir.

Sınavsız geçiş hakkı ile 2015-ÖSYS’de bir yükseköğretim programına yerleştirilen adayların OBP’lerinin çarpılacağı
katsayılarda herhangi bir değişiklik yapılmayacaktır.

--- kılavuz spoiler ---

Yani benim anladığım: Her adayın diploma puanı 0,12 ile çarpılıyor. 30 Mart 2012 tarihinden önce bir mesleğe yönelik eğitim veren bir okula (öğretmen lisesi, meslek lisesi gibi) kayıt yaptırmış ve burdan mezun olmus adaylar için şöyle bir güzellik var: Eğitim aldığı alanda bir yeri tercih etmiş oraya yerleşecekse ekstradan bir de 0,6'lık katsayı alıyor.

Adaylar eğer tercih yapar da yerleşir bunla birlikte bir sonraki yıl tekrar sınava girerse bu defa aynı şartlarda bu katsayılar yarıya düşürülüyor. Tercih yaptı, yerleşti lakin sınıfta kaldı ve mezun olamadığı için yerleştiği programa kayıt yaptıramadı ise sınava ilk kez giriyormuş, puanı ilk kez hesaplanıyormuş gibi davranılıyor. Tercih yapıp yerleşmediği taktirde bir yaptırımdan bahsedilmemiş. Ki manasız olmaz mı yerleşmeden puanının kırılması?
  • olanlaolunmaz  (30.07.16 12:38:38 ~ 14:43:34) 
@olanlaolunmaz o değişmiş sanırım. tercih yaparsan yerleşemesen bile kesinti oluyormuş artık. çoğu kişi tercih yapmaktan kaçınıyor bu sebepten.


  • fuzzy olmak istemistim  (30.07.16 13:27:37) 
arkadaşlar bence de çok saçma ama rehber öğretmenlerin dediği bu şekilde. riske atmamak için 30bindeki öğrenciler falan bile tercih yapmaktan vazgeçiyor. öss zamanında dediğiniz gibiydi.


  • fuzzy olmak istemistim  (30.07.16 14:04:55) 
Rehberlikçilerin kastı tedbir olsagerek dediğiniz gibi. Yoksa elbette işin içindeler ve konuya bizlerden daha vakıflar. Ben en son üç sene önce düştüm ÖSYS derdine. Az zamanda çok ve büyük değişiklikler yapabiliyor ÖSYM, biliyorum. Teknik olarak kılavuz bu şekilde, yine tabi okunsun, buraya bırakılmasın iş.

Bu yıl şu kapatılan vakıf üniversiteleri ve böylece çekilen kontenjanlar sebebiyle hatta belki ondan daha çok bu durumun yarattığı kafa karışıklığı sebebiyle okulların sıralamalarında beklenmeyen değişiklikler olabilir. Yerleşmeyecek denen adaylar gelmeyeceği dusunulen bölümlere gidebilir belki. O puanı boşu boşuna yakmamak için tedbir maksatlı böyle bir yola girmiş olabilir danışmanlar da.
  • olanlaolunmaz  (30.07.16 14:16:51 ~ 14:18:21) 
Mesleki ve Teknik okullar için ek puanmış esas adı. 30.03.2012 tarihinden sonra liseye kaydolanlar için hesaplanmıyormuş, öncesinde kayıt olanlar için hesaplanıyormuş. Bu yıl mezunlarında yokmuş.
Bu yılki klavuzun 60. sayfasındaki tablo 3b deki durum için soruyorum.

Çocuk meslek okulu mezunu ygs1 için ek puan hesaplanmış yerleştirme puanına ek olarak. Dijital oyun tasarımı bölümüyle ilgili ama bu sene sadece özel okullarda olan bir bölüm. Seneye maddi olarak hazırlanıp bu bölüme girerse ygs1 hakkından yararlanabilecek mi?

Yerleştirme olayları çok karışık yahu, valla başım döndü o tablo senin bu tablo benim gezinmekten.
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (30.07.16 14:22:15) 
ben bulup yazıncaya kadar siz cevabı editlemişsiniz @olanla olunmaz.

şimdi bi daha bakayım, sizin alıntıladığınız bölümü görmemişim ben.
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (30.07.16 14:26:21) 
@hayat aklını konusacak bir filozof uret esasen burda yani şu 30.03.2012 meselesinde 'itibariyla' lafı kafami karıştırdı ama evet bu tarihten sonraki kayıtları kapsamayan bir durum olduğunu anlatmışlar sanırım.

Benim bildiğim kadarıyla katsayı konusunda bir kaybı olmamalı seneye. Sadece yeni bir YGS'ye gireceği için yeni bir YGS puanı hesaplanacak, aynı OBP puanı o yeni YGS puanına eklenip yeni yerleştirme puanı belirlenecek. Fakat dediğim gibi, kılavuzu iyice okuyun, bir de birkaç dershaneciye, rehberlikçiye danışın. Belki kaçırdığımız bir şey vardır.
  • olanlaolunmaz  (30.07.16 14:35:59) 
[]

meteb bölgesi neye göre belirleniyor?

Mezun olduğu okul mu ikametgah adresi mi?

Mezun olduktan sonra taşınma olursa hangi meteb bölgesi geçerli olur?


 
ikamet değil okulla alakalı.


  • nrmnm  (30.07.16 06:44:16) 
[]

Fermantasyon ama yarım

Şıra yapacağım. Sirke ve şaraba dönüşmeden, zararlı bakterilerin oluşmasına izin vermeden fermantasyonu başlatıp yarı yolda durdurmam gerek.

İstediklerim;
Alkol oluşmasın, sirkeleşmeye neden olan bakteriler üremesin (acotobacter), fermante olsun.
Nasıl yaparım?
Sirke bakterileri 5. günde oluşuyor diye biliyorum. 5 gün ağzını kapalı tutayım sonra açıp mayalanmasını takip mi edeyim,
Şarap yapımında olduğu gibi instant mayayla mı mayalandırayım bilemedim.

Üzümleri marketten aldığım için yıkamak zorunda kaldım. Doğal bakterileri gitti yani.

 
Olanlar oldu...
İkinci yolu seçip şırayı mayalandırdım, köpürdü etti ikinci günde ekşimeye başlayacak gibi oldu, hava çok sıcak malum, daha fazla tutmayayım dedim, süzdüm ettim dolaba kaldırdım. rengi kokusu harika, tadında kamaşık bi nota var nedeni benim biliyom. akıllı ben üzümleri elle ezmek yerine miksere atıverdiydim, çekirdeklerden de kırılanlar oldu haliyle, acımsı tad çekirdeklerden geldi. acımsı da değil de daha çok kamaşık gibi bi tad. olsun varsın o kadar kusur kadı kızında da olur deyip bu sabah sevdiğim cam bardağıma koyup yuvarladım. Vallahi çok güzel olmuş.

Yalnız galiba biraz alkol oluştu içtikten sonra biraz sersemlik oldu ve acayip gülme geliyor, kimse de yok yanlızım herkes uyuyor, yalnız yalnız gülünmez ki, ona da ggülerim bide, dur durabilirsen.. kalkıp sirtaki yapasım da var.
ben en iyisi açıp bi zorba izleyeyim bari.
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (31.07.16 11:07:03 ~ 11:09:41) 
deneyimim yok ama sanki istediğiniz kadar fermente olduktan sonra kaynatsanız alkol oluşması durur bakteriler öleceği için.


  • slow like honey  (31.07.16 11:14:23) 
Evet pastorize eder gibi azcık kaynatsam olurdu hakkaten. Ben onun yerine dondurucuya atıp soğutayım dedim. Süzdükten hemen sonra dolabın şok dondurma bölümüne koydum epeyce soğuyunca alıp soğutucu bölümüne kaldırdım.
Şıra şampanya arası bişe oldu bu herhal. Düşük alkollu şampanya ürettim ehehe :)

Şimdi acı bi kahve içtim. Filmi de buldum.
O değil şimdi kızlar uyanacaklar maskara olucam, alkol dokunuyo bana. hiç tolaransım yok, fena saçmalayabilirim yani.
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (31.07.16 12:08:00) 
[]

buzdolabı

Yaklaşık bir yıldır kullanmadığım buzdolabını bu akşam çalıştırdım, iki saat falan oldu , buzdolabının dış çeperi fırın gibi ısındı, dokununca elimi yakacak neredeyse.
Dondurucu kısmı soğudu, alt kısım serinledi, iç kısımda işler olması gerektiği gibi bi sorun yok.

Napayım fişini çekeyim mi, biraz daha bekleyeyim mi bilemedim. Dondurucu kısmını kullanmam lazım, içindekileri koyacak yerim yok.
Dolap patlamasın bide..

 
dolabı hareket ettirdin mi ? (eğip, yatırıp taşıdın mı ?) Eğer cevabın evetse çalıştırmadan önce gazın yerine oturması için bir saat kadar beklemen gerekiyordu.

Ayrıca google'dan baktım, dolapların yan kısımlarında da ısı yayma boruları varmış, ilk kez çalıştırdığın için haliyle deli gibi sıcaklığı atması gerekti. Gene de kontrol altında tut.

kaynak :

www.samsung.com
  • kimlanbu  (27.07.16 23:50:11 ~ 23:50:46) 
[]

erkeğe hediye

en yakın kız arkadaşın erkek arkadaşına doğum günü hediyesi olarak ne alınır. yaşlar 20 civarı.
genç bilgisayar oyunu seviyomuş.



 
Bütçe?


  • gozu acik sevisen yahudi  (21.07.16 18:52:02) 
ne oynuyormuş? steam'den oyun alınabilir, ekipmanı eksikse ekipman alınabilir(gaming mouse, keyboard, headset etc)


  • devorgilla the gunslinger  (21.07.16 18:52:06) 
bütçe öğrenci bütçesi:)
zaten pahalı bişey uygun olmaz, yeni çıkmaya başladılar, bir iki aylık bi arkadaşlık.

  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (21.07.16 19:06:53) 
Hm şimdi şöyle ki pahalı olmayan bir ekipman çok tat vermez bence ekipman işine girmeyin, oyun olarak da eğer istediği birşey varsa alınabilir ama bunu öğrenmek de mesele.

En ucuz yollu 75-80 ₺ ye bir qck mousepad alabilir bence.
  • gozu acik sevisen yahudi  (21.07.16 19:10:24) 
Pull and bear potion parfum. 60 tl


  • dickens  (21.07.16 19:45:50) 
Overwatch al


  • nolmus yani  (21.07.16 21:01:35) 
[]

denişik semizotu tarifiniz var mı?

semizotunun iki çeşidini yaptığımı farkettim. yoğurtlu salatası, boranisi, başka nasıl yapabilirim. yabani semizotu aldım, canım hiçbirini istemedi. mücver gibi olur mu ki, başka önerileri olan var mı?




 
direk ıspanak gibi yemeğini yapıyorlar ama bilemedim.


  • cagdassalur  (21.07.16 17:31:37) 
yemeği güzel olur. zeytinyağlı falan. soğuk sğuk yazın iyi gider.


  • sutlu nescafe  (21.07.16 17:33:16) 
sarı/turuncu mercimekle çorbasını yapıyorum ben. çok da seviyorum. mercimeği koyuyoruz kaynıyor bir süre. semiz otlarını doğruyoruz ufak ufak. biraz kaynamış, açılmış mercimeğin içerisine semiz otunu koyuyoruz. o sırada sarımsağı da doğrayarak ya da ezerek koyuyoruz. biraz da ekşi koyuyoruz. kaynamaya devam ediyor.
ocaktan almak üzereyken ince doğranmış soğanı ayrı yağda kavurup çorbayla karıştırıyoruz.

  • uzunuzunilgi  (21.07.16 17:41:42) 
borani ne bilmiyorum ama biz direkt salataya doğruyoruz. zevkine göre ince de dilimlenebilir. salçalı yemeği ise ıspanaktan pek farklı değil ama ben ıspanağın sulu salçalı yemeğini çok daha seviyorum.

boraniyi gördüm biz ona direkt yoğurtlu semiz diyoruz :d
  • cabiday  (21.07.16 17:54:08 ~ 17:55:05) 
boraniyi biz prinçle yapıyoruz.
soğan, domates, semiz pişiyor inmesine yakın bi avuç içi kadar prinç ekliyoruz. prinçler pişince ocaktan alıyoruz.
ıspanakla yaparken domates yerine salça oluyor.
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (21.07.16 18:11:45) 
Ben nar eksisili, zeytinyagili ve beyaz peynirli yapmistim. Uyduruktu ama güzeldi.


  • pln  (21.07.16 18:49:40) 
@uzunuzunilgi, birazıyla mercimekliyi deneyeceğim. soğan kavurmak yerine ince ince taze soğan doğrasam nasıl olur diye düşünmekteyim, nasıl olur sence?

@pin, salata demi? o da iyi fikirmiş. birazını da sabah kahvaltısında öyle yapayım.

birazıyla da mücveri deneyeyim diyorum.. ya da okonomiyaki gibi bişey yaparım lahana yerine semizotlu da olur bence.
sonucu yazarım buraya :P
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (21.07.16 19:17:33) 
Domates salatalık tercihen biber vs doğrayarak semizotunu da içine atıp salata yapabilirsiniz. İçine peynir ve cevizle efsane olur.


  • ananotherlife  (21.07.16 19:25:12) 
Ben haşlamadan yapıyorum, haşlayınca tadı kaçıyor bence. Semizotu piyazı diye bir şey var, salata gibi. Domatesi ve soğanı küp küp kesip araya semizotu atarak, üstüne sarmısak, limon, zeytinyağı ve sumak atınca mükemmel bir şey oluyor.


  • aychovsky  (21.07.16 19:56:54) 
yeşil taze soğan olmaz heralde ya. kavrulacak o. kuruyla yapalım garanti olsun :)


  • uzunuzunilgi  (22.07.16 22:34:14) 
[]

hekimler, sizin için ne yapabiliz?

rutin kontrollerim sırasında gördüm ki;
devlet hastahanelerinde doktorların yanlarındaki sekreterler alınmış. doktor bilgisayar ekranında kod bulup hastaya işlem yazacağım diye kılı kırk yarıyor, bazılarının yüzünde böbrek sancısı acısına benzer acı bi ifade vardı.
ne diye böyle bi karar alındı anlamak güç. doktor bürokrasiyle uğraşmak zorunda kalmamalı. so iki haftam hastahanede geçti sayılır, salt bu nedenle bir çok olumsuzluk gözlemledim.

ilk sorum; bütün devlet hastanelerinde durum aynı mı?
ikinci sorum; duruma nasıl itiraz edebiliriz? bi işe yarar mı bilmiyorum tabii, hele son olaylardan sonra hiç bulandırmamak mı iyi bilemiyorum, ne dersiniz?

 
göztepe sıkıntılı bir durum yoktu. 1-2 ay öncesinden bahsediyorum. doktor tahlillerin girişini kendi yaptı.


  • sutlu nescafe  (21.07.16 16:59:06) 
ankara'da ilçedeyim. düniki poliklinikte işim vardı, ikisinde de sekreter bulunuyordu. belki o hastane ile ilgili bir durumdur. izin kullanıyor olabilirler, tarih daha yakın olsa son olaylardan ötürü açığa alınmış olabilirler diyeceğim fakat iki hafta evvel demişsiniz. bilemedim, ilk olarak sebebini öğrenmek lazım olsagerek.

hasta yakını olarak bir iki gözlem ilettikten sonra bir hekim adayı olarak iki kelam; şu sorunuzu, konuya yaklaşımınızı okumak beni nasıl sevindirdi onu da belirtmeden geçmek istemedim. var olunuz.
  • olanlaolunmaz  (21.07.16 17:24:40) 
[]

askerlerin ailelerinin yaşadığı lojmanların

elektrik ve suları kesik mi? 3 gündür kesikmiş doğru mu?




 
Elektirik bugun sabahtan su saate kadar hala kesik.


  • rumpleteazer  (18.07.16 22:21:00) 
[]

ajanlı ekşinli film önerir misiniz

komikli de olur




 
hangilerini izledin bilemiyoruz ama yeni filmi de yaklaşırken bourne serisini izleyebilirsin


  • freebird5406_2  (10.07.16 15:13:57) 
kingsman olması lazım, güzel filmdi.


  • komsu komsunun nickine muhtactir  (10.07.16 15:31:06) 
Spy
The Man from UNCLE
Ben bugün The Nice Guys'ı izleyeceğim.
  • Lim5  (10.07.16 15:33:17) 
angelna jolienin bi filmi vardı ajan salt diye güzel film.


  • condom kurşunu  (10.07.16 15:33:40) 
spy +1
the man from uncle +1
the nice guys +1

bourne serisi +1

bond serisi
mission impossible serisi

body of lies
argo
confessions of a dangerous mind
red
true lies
the departed
north by northwest
a most wanted man
the informant!
spy game
tinker tailor soldier spy
the men who stare at goats
  • whimsical  (10.07.16 15:56:16) 
safe house
ajansız aksiyon

  • sttc  (11.07.16 01:40:07) 
[]

safra kesesi yine tıkandı (sanıyorum)

benim safra kesesini yaklaşık 6 yıl önce çamur tıkamıştı ercp ile tıkanıklık açılmıştı.
mide bulantısı, ağzımdaki tuhaf tad, sağ beldeki ağrı bacak kasılması filan belirtilerden anladığım kadarıyla büyük olasılık safra yine sıkıntıda.
yarın kontrole gideceğim. gitmeden önce size akıl danışmak istedim.

mide bulantısı 3 gündür epey şiddetli . beklemeden hemen gitsem mi diye de düşünmüyor değilim. karaciğer pankreas geçen sefer haşat olmuştu. dr " ölmüş senin karaciğer" filan dediydi. operasyondan sonra 3 ayda toparladıydı bereket. (ben de yardım ettim tabii hakkımı yemeyeyim şimdi) ki o zaman mide bulantısı bi kere olmuştu sonra geçmişti. sonra iki gün aralıklı şiddetli mide ağrısı oldu, dayanamıycam iğne vurun demeye polikliniğe gittim "ağrım biraz sağda" deyince doğru acile ondan sonra olaylar olaylar... safra tıkanmış açıldı o meyanda mesanedeki tümör erken teşhis edildi falan feşmekan.
lk sorum bu; yarına kadar bekleyeyim mi hemen mi gideyim?
ikinci sorum da şu:
tatil bitip de hastaneler çalışana kadar belki yardımı olur diye gilaburu alıp içtim. bu sabahtan beri mide bulantım hafifledi. ağrı kasılma hiç yok nokta kadar kaldı. ama tam da düzelmiş değilim.
böbrek taşı için (başkası için) araştırırken rowatinex hakkında çok olumlu yazılar okudum. ilaç firmasının sayfasında da safra için rowachol diye bi ilaç gördüm. ingilizcem yeterli olmadığı için yabancı kaynaklardan bilgi alamadım, bizimkiler de pek bişey yazmamışlar.
rowachol hakkında bilginiz var mı? safra taşını ya da çamurunu eritmede ya da vücudun atmasında faydası olabilir mi?

sorunum safradansa büyük olasılıkla doktorlar " o safra alınacak" diyecekler. ben de mümkün olduğu kadar uzun bir süre safrayı aldırmadan kontrollü gideyim kafasındayım. zira safra alındıktan sonra başımın iyce derde gireceğini sanıyorum. ben öyle çok da "onu yemeyeyim zararlı " diyen biri değilim. canım istiyorsa yerim. hepsini geçtim çikolata diye müthiş bişey var bikere. nasıl hayır diyeyim...

safra alındıktan sonra çikolata kızartma yumurta filan yersem (ara ara abartabiliyorum) bana zararı ne olur? karaciğer pankreas...
böyle sevgili safracığımın 5 yıllık tıkanma planı yaptığına bakarsak aldırmazsam daha mı zararı olur?
aldırmayayım lütfen çünkü ikinci bi şans verdi bana o,, seviyom ben saframı.

 
5 yıl önce alındı safra kesem, doktorun beslenme tavsiyesi vermemesi üzerine ben sordum, "fazla içki içme, çok yağlı ve tuzlu yeme" dedi sadece.

Protein ağırlıklı besleniyorum genelde. Günde iki yumurta yiyorum hep, bir rahatsızlık duymadım. Abartılı kızartma yer ya da çok içki içersem rahatsızlık hissediyorum sadece.

Safra kesesi alınmadan önce çektiğim o ağrılara değmezmiş. Şimdiki aklım olsa daha erken ameliyat olurdum. İyileşme süresi de çok kısa ayrıca.
  • crescendo  (10.07.16 22:38:57) 
[]

eski foça'da günübirlik plaj

girişi olan otel club vs tevsiye edebilir misiniz?
nezih, denizi güzel..



 
eski foça'nın denizinden çok şey beklememek lazım.


  • brakgn  (05.07.16 16:52:10) 
En güzeli Hanedan Tatil Köyü'nün oradakiydi. Daha güzel bir öneri gelene kadar Hanedan'ı tavsiye ederim.


  • aychovsky  (05.07.16 16:54:40 ~ 16:55:06) 
eski foça zorunlu değilse yeni'ye gidin derim. eski'de ise hanedan.


  • hayati cozemeyen adam  (05.07.16 18:43:00) 
Hanedan +1, tesis eski ama deniz mavi bayraklı.


  • Phoebe  (05.07.16 19:32:47) 
Mackerel var hanedanin yaninda han3dan cok kalabalik olabilir


  • condom kurşunu  (05.07.16 20:51:26) 
[]

kahvaltılık tarifi istiyom

bayram sabahı kahvaltısında sunabileceğim, tadı damaklarda kalacak, yiyenin bir daha unutamayacağı, ç.ok çok lezzetil kahvaltılık tarifiniz var mı?




 
çok lezzetli diyince aklıma yoğurtlu zeytinyağlı ve de cevizli havuç kavurması geliyor :3


  • manuel mandalina  (04.07.16 12:31:59) 
Pankek yap bence


  • condom kurşunu  (04.07.16 12:34:18) 
Mini sandviçler için ingilizlerin meşhur ekmeği scones u tavsiye ederim. Çok az tatlı yapısı iyi sandviç içiyle inanilmaz harmanlanıyor :)

Şu an dışardayım. Eve gidince tarifini atarim sana. Ayrıca italyanlarin en güzel pidesi focaccio da favorim. Bildigin lezzet harikasi. Ikisinin de reçetesini atarım sana.

Yemek hakkında başka sorun olursa her daim rahatsız edebilirsin :)
  • gece kelebegi  (04.07.16 12:44:46) 
Özel bir tarif değil ama pişi güzel oluyor yanına da diz her tür receli...


  • Sulfoxaflor  (04.07.16 13:02:48) 
simiti alıyoruz. yanlamasına ortadan kesiyoruz. teflon tavanının içine biraz tereyağı eritip simiti ortaya oturtuyoruz. simitin ortasındaki boşluğa da küçük bir parça tereyağı eritiyoruz. sonra bu boşluğa bir adet yumurta kırıyoruz. çırpmıyoruz. yumurta pişmeye yaklaşınca sarısının üzerine pul biber ve karabiber serpiyoruz. afiyet olsun

şöyle bir şey yani.
www.youtube.com
  • elestirman  (04.07.16 13:20:40) 
Çok özel bir şey değil ama acuka güzel oluyor kahvaltıda. Şu tarif fena değil.
www.yemektarifleri-sitesi.com

  • aychovsky  (04.07.16 13:31:44) 
  • Polaroid  (04.07.16 13:34:39) 
Tost ekmeğini alıp küp küp kesiyoruz, pastırmanın cemenini ayırıyoruz ve ekmeğin doğrandigi boyutta pastırmayı da kesiyoruz. Kaşarı da aynı şekilde...

Sonra ekmek, pastırma, kaşar sırasına göre kürdana dizip fırına veriyoruz. Kısa sürede hazır oluyor.

Pastırma yağsız olmalı. Yoksa bıçak kesemeyebilir. Bi de fırına atarken tepsi kağıdı kullan.
  • la rana  (04.07.16 13:51:07) 
Mobildeyim esitleyemedim... O kadar uğraşamam dersen direk tost ekmeğinin üstüne yatır malzemeleri ufaltmadan, öyle de gidiyor.


  • la rana  (04.07.16 13:57:49) 
Ispanakli kis (bunun tarifini mobil yazmaya usendim su anda ama ilgilenirseniz yazarim)

Ayrica domatesleri rendeleyin/rondodan gecirin. Tuz be zeytinyagi ekleyin. Kizarmis ekmekle servis yapin

Hellim peyniri

Patlican pizzalar
  • la noix  (04.07.16 14:09:30) 
ekmek dilimlerine kaşar peyniri zeytin vs koyup minik pizzalar yapabilirsin


  • fasulyek  (04.07.16 14:25:29) 
Suda pismis yumurta
Patates kizartmasi cipsi
Köy biberi ile pismis domates sos (sarmisakli)
Pişi
  • nax  (04.07.16 15:50:56) 
1 tane küçük patatesi küçük küpler halinde ( bayağı abartarak çok küçük olacaklar) doğrayıp kısık Ateş'te yağda kızartıyoruz az bir yağla kızarmaya yakın küçük doğranmış soğanları ekliyoruz bu karışım yeteri kadar piştiğinde aZ kırmızı pul biber ekliyoruz sonrasında içine 2-3 çırpılmış yumurta ekleyip kısık Ateş'te pişince altını kapatıp üstüne burası çok önemli taze kaşarı abartmadan rendeliyoruz sonra da üstüne keyfe keder çörekotu ekliyoruz. Çok güzel oluyor hiçbir yerde yok böyle yapıyorum zevk meselesi :) olunca insan üşenmiyor yoksa çok üşengeç bir insanım.


  • creedwar  (04.07.16 18:15:18) 
Mantarın saplarını çıkarıp çukurları yukarı bakacak şekilde tavaya diziyor, içlerine azar azar tereyağı koyuyorsun. Tavaya da çok az tereyağı koyarsan iyi olur. Sonra o mantarları kısık ateşte sularını bırakıp çekene kadar pişiriyorsun, ateşten almaran önce de rendelediğin kaşarı çukurlara koyup eriyene kadar bekletiyorsun. Bu kadar basit ve bu kadar lezzetli bir tarif yok. Afiyet olsun. :)


  • yirmisantim  (04.07.16 19:16:20) 
[]

ege üni. gıda mühendisliği

metro durağına yakın mı?
karşıyaka'dan ulaşım tavsiyesi verir misiniz?



 
arası 10 dk filanmış yürüyerek


  • orixim  (25.06.16 15:36:14) 
Öyle ya da böyle metro kullanacaksınız 5-10 dk yürüyeceksiniz. Karşıyaka-Bornova dolmuşlarını kullanırsanız daha fazla yürürsünüz.

İzban'a binip Halkapınar'da iner, Metro'ya geçip Üniversite durağında inerseniz tahmini 40-45 dk içinde hedefe ulaşırsınız.

iyi günler.
  • teknikekip  (25.06.16 15:55:56) 
973 metre


  • screamshot  (25.06.16 15:56:50) 
[]

grafiker için yol haritası

kızım lise grafik fotoğraf bölümü mezunu. yaşadığımız şehir izmir

üniversite sınav sonuçlarının pek ahım şahım olmayacağını sanıyorum. zira hazırlık yapmadı okuldaki bilgileriyle kaldı.
diploma notu nasıl hesaplanıyor tam bilmiyorum yıl sonu başarı puanları şöyle:
9. sınıf 60.67
10. sınıf 60.72
11. sınıf 76.64
12. sınıf 90.21

geçen yaz çizim kurslarına gitti ama sağlık sorunları nedeniyle pek verimli olamadı.


benim bakış açım şöyle: üni olsun da ne olursa olsun yerine madem okuyacak o kadar para ve zaman harcanacak öyleyse ona birşeyler katacak bir okulda okusun. grafiker piyasasında geçerli okullardan biri olsun.

değeceğine inandığım her türlü kursu, okulu, işi finanse ederim, yetmeyeni gerekirse gece gündüz çalışır yine yettiririm yeter ki gerçekten değsin.

kızım çok hırslı biri değil, biraz da ensesine vur ağzından lokmasını al tarzı. yardımlaşmayı seven paylaşımcı biri. iş kurma konusu bu nedenlerle düşündürüyor diğer yandan elim ayağım tutarken yardımcı olabilecekken olsa iyi olur diyorum. yani en erken 5-6 yıl sonrası için bi iş düşüncem de var

sektör hakkında bilgilerim yeterli değil. sektörün iç yüzü hakkında bilgilerinizi deneyimlerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.

kızın ne düşünüyor dediğinizi duyar gibiyim;

bir çizim kursuna gidip çizim konusunda gelişmeyi,
sınav sonuçlarına göre ve benim önerilerim doğrultusunda bir okula kayıt olmayı düşünüyor.
iki yıllık geçiş hakkından yararlanıp belki okulu dondurup önümüzdeki yıl sınavlarına hazırlanmayı da düşünebilirim diyor.

 
grafiklerlikle gelinecek maksimum bir sınır var ve bu sınır çok yüksek değil sadece ortalama bir hayat yaşamasına yetecek kadar. (eğer bi logoda milyonlar kaldırmayacaksa ki kaldırmaz bence) mesela yazılım çok yükselmeye açık bir alandır ama grafiklerlik o kadar değil anlatabilmişimdir umarım.

şu sözün +1 "benim bakış açım şöyle: üni olsun da ne olursa olsun yerine madem okuyacak o kadar para ve zaman harcanacak öyleyse ona birşeyler katacak bir okulda okusun. grafiker piyasasında geçerli okullardan biri olsun."

kesinlikle iyi bir okulda okumalı. sonra bu grafikerlik bilgisinin yeteneğinin yanına ticareti katmalı. zevk alarak yaptığı şeylerden para kazanmalı.

www.instagram.com bu kız bunun en iyi örneğidir. kendisi digital artist, illustrator. hem çiziyor hem bir sürü ünlü tanıyor hem geziyor. müthiş bir hayatı var. bi sitesi var oradan da satış yapıyor. yaptığı şey sadece bi grafik tabletle bişeyler çizmek ve satmak.

başka tavsiyeler gelecektir tabii ki bu benim naçizane tavsiyem. bende bu işi icra etmeye çalışıyorum ama yeteneksizim :P o yüzden iyi bir okula +1 diyorum.
  • freetakilir  (20.06.16 10:44:15 ~ 10:52:43) 
İlk öncelikle kızınızın tam olarak ne istediğine karar vermesi gerekiyor. Grafikerlik çok havada bir kavram ve piyasada grafiker terimi genellikle sıradan reklam ajanslarında vb. kurumlarda çalışan bilgisayar başı işçilerine deniyormuş gibi bir algı mevcut. Bilgisayar başında oturur, gelen siparişler ve istekler doğrultusunda ilan hazırlar, afiş hazırlar vs. gibi...İyi bir üniversitenini iyi bir bölümünden mevzun olmasınada gerek yoktur, teknik lise ve yüksek okulunda aldığı eğitim üzerine biraz program bilgisi katıp zaten müşterilerin isteklerine cevap verecek seviyeye gelebilirler. Ajanslar falan da böyle arkadaşları olabildiğince minimum ücretle çalıştırıp faydalanırlar. Maalesef şu an bu işin piyasası bu şekilde. Siz zaten grafikerlik diyerek çıtayı en aşağıya koymuş bulunuyorsunuz. Grafik tasarım, illüstrasyon, dijital art, sanat yönetimi, animasyon ve daha niceleri gibi daha spesifike ve daha altyapı gerektiren mesleklere yönelirse kendisi için daha hayırlı bir gelecek olur diye düşünüyorum.


  • Tutesh  (20.06.16 10:59:24 ~ 11:04:49) 
Sınavsız geçiş hakkını kullanarak 2 yıllık Grafik Tasarım önlisans programlarına yerleşebilir. Sonrasında DGS ile 4 yıllık fakültelere devam edebilir. İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde bu program var diye biliyorum.

Ayrıca sınavsız geçiş hakkının bu yıl son kez geçerli olacağı belirtiliyor. Seneye ek katsayı uygulaması geçerli olacak meslek liseleri için.
  • Sandeman  (20.06.16 11:11:25) 
cevaplar için çok teşekkür ederim arkadaşlar.

@ tutesh saydığın branşları meslek icra koşulları, iş alanları vb. açısından nasıl nereden inceleyebilirim? mesela bu işleri yapanları nerelerde bulurum?
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (21.06.16 11:10:28 ~ 11:19:47) 
@sandeman, evet seneye sınavsız geçiş kalkacak deniyor. yine de bizim kız etkilenmiyormuş, okula girdiği yıl geçerliymiş. zaten ikinci yıla kalınca sınavsız geçiş hakkından yararlanmak zorlaşıyor. o yıl mezunlarına öncelik tanınıyor. yer kalırsa geçmiş yıllar mezunları yerleşiyor. o nedenle bu yıl kaydını yaptıracak. dikey geçiş koşullarını tam bilmiyorum, başka okul oluyor mu? Kendisi bi yıl hazırlanayım ekonomiye burslu gireyim diyordu. İki yıl sınavsız geçiş hakkı olan okulda okuyup dikey geçişle ekonomiye girebiliyorsa yıl kaybetmemiş olur. o zaman burslu olmaz sanıyorum demi?


  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (21.06.16 11:20:05) 
Iyi okulda okumasi yetmez, ne kadar iyi okulda okursa okusun universiteden yeni cikmis taze bir grafiker sektor icin hic de kalifiye sayilmaz. Halihazirda ogrenciyken kendine portfolyo hazirlama baksin, genisletsin, surekli ilerlesin.
Yukaridaki arkadasin da dedigi gibi ne olursa olsun bir ust sinir var grafikerlikte ve bu sinir cok da yukarilarda degil.

Kisacasi iyi okul + saglam tecrube ve portfolyo diyorum ben. Kullanabildigin programlarin - sektore gore degismekle birlikte - o kadar da onemi yok grafikerlikte, potansiyelin seni one cikarir ve potansiyelini kanitlamanin yolu da portfolyon. Ogrenirken hic bos durmaman, ogrendiginle surekli uygulama yapman gerekli.
  • stavro  (21.06.16 11:40:34) 
adını koysak bu üst sınırın, ne civarlarda dolaşıyor rakamlar?


  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (21.06.16 14:01:41 ~ 14:01:59) 
İzmir ve grafik tasarım için konuşuyorum. (bende izmir'de çalışıyorum ve güzel sanatlar mezunuyum.) Okuldan yeni mezun bir grafik tasarımcı İzmir'de 1500-2000 lira arası maaş ile işe başlıyor. (daha geçen hafta 1 yıllık iş tecrübesi olan bir tanıdığım 2500 lira ile işe başladı. rakamlar maalesef bu kadar aşağılarda.) İlk yıl sonunda kendini kanıtlayabilir ve Jr.'likten senior'luğa geçiş yaparsa 2500-3000 lira civarlarında bir maaşı olur. Tecrübelendikçe ekiplere liderlik ve ekip yönlendirmeye başlar, jr. art directörlük, senior art directorluk şeklinde devam eder ajans macerası. Yine İzmir için söylüyorum, iyi bir ajansta (ki izmir'de sayıları oldukça az.) Senior Art Directorler +-5000 civarı maaş alıyor. İstanbulda bu rakamları ikiye üçe katlayabilirsiniz. Tabi illa birilerinin ajanslarında iş yapmak zorunda değil, kendi bağlantılarını kurabiliyorsa dışarıdan da iş yapabilir ya da kendi ajansını kurabilir. Grafik tasarım için aşağı yukarı meslek bu şekilde devam ediyor işte ama yukarıda dediğim gibi kendisinin ne istediği çok önemli. İşin en başında kendisinin ne istediğini belirleyebilirse, okula girdiği zaman okulun verdiği yetersiz eğitimlere rağmen kendini istediği alanda geliştirir ve güçlü portfolyolar hazırlarsa, okuldan çıktığında iş bulması o kadar kolaylaşır. Çünkü maalesef okullardaki eğitimler yetersiz kalıyor, okuldan mezun olan çocuklar okulda okuduğu 4 yılın üzerine de 2 yıl piyasada çalışıp iş öğrenmeye çalışıyor. Bizleri bu şekilde yönlendiren olmamıştı ve okuldan mezun olduktan sonra çoğu arkadaşım epey bir bocaladı. Ben biraz şanslıydım ve mezun olmadan çok önceleri iş bulup çalışmaya başladım, bu benim için okuldan çok daha eğitici olmuştu. Gerçi iş yüzünden okulu biraz uzatmak zorunda kalmıştım ama değdiğini düşünüyorum.

İllustratorlerden bahsedicek olursak onlar genelde sabit bir iş yerinden ziyade proje bazlı çalışıyorlar, illüstrasyon işinde her şey portfolyo ve vitrinden ibaret. İsminiz ve portfolyonuz size bir sonraki işinizi bulur ve isim yapmış arkadaşlar gerçekten iyi standartlarda yaşayıp iyi paralar kazanıyorlar... Ajans ya da stüdyo bünyesinde çalışan illüstratör sayısı çok azdır, ne seviyelerde maaş alıyorlardır bilemiyorum ama yine tanıdık üzerinden bir örnek vereyim, daha mezun bile olmamış bir tanıdığım Behance.com'a hazırlayıp koyduğu portfolyosu sayesinde bir çocuk kitabının sayfaları için illüstrasyonlar hazırladı ve ortalama bir art direktörün aylık maaşından daha fazla para kazandı. O bitirdiği işten sonra yeni bir proje daha aldı ve şu an onun üzerinde çalışıyor, yeni çalıştığı işin ücretini bilmiyorum...

Animasyon piyasasına pek hakim değilim o bambaşka bir dünya, onun da kendi içinde çizgifilm animasyon, hareketli grafik tasarım( internet sitelerindeki bannerlar, reklam animasyonları vs gibi) falan gibi branşları var...

En başa dönecek olursak, anladığım kadarı ile kızınız kurs alıp yetenek sınavlarına hazırlanacak ve güzel sanatlar fakültelerinin yetenek sınavlarına girip Grafik Tasarım bölümlerini kazanmaya çalışacak. Zaten yukarıdaki cevapta saydığımız meslek gruplarının hepsi grafik tasarım bölümlerinden eğitim alıp branşlaşıyor. En kısa sürede yetenek sınavlarına hazırlık kursuna başlayıp hazırlanması gerekiyor çünkü sınavlar genelde ağustos ayı başlarına ve ortalarına doğru oluyor. Aslında epeyde gecikmiş sayılırsınız.

Bu arada İzmir'de yaşadığınızdan bahsetmişsiniz ama eğitim için İzmir dışına gönderme durumunuz var mı söylememişsiniz, eğer illa İzmir istiyorsanız Dokuz Eylül Üniversitesi ve Yaşar Üniversitesinin eğitimleri fena değil ama İzmir dışı imkanı var ise Mimar Sinan ya da Eskişehir Anadolu Türkiye'de iyi seviyedeler, bunları Marmara Üniversitesi takip ediyor...
  • Tutesh  (21.06.16 16:32:13 ~ 16:35:20) 
çok çok teşekür ederim arkadaşlar, şimdi çok daha net bakabiliyorum:)


  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (22.06.16 11:09:25) 
[]

fizikçilere- esir

abd hava yolları 1986 yılında morley deneyinini bu kez (doğal olarak) daha hassas aletlerle tekrar yapmış ve pozitif sonuç almış, sonuç nature dergisinde yayımlanmışmış. bu doğru mu?




 
hayır.


  • babilbaligi  (10.06.16 09:49:09) 
Oyle hayır yazıp gectim ama michelson morley deneyi günümüz fizik mufredatında zaten lazer ile lisans eğitiminde yapiliyor. Istersen gel rica edip yapalim.

Asagida mm deneylerinin sirali tam listesi var. Hepsinde sonuc ayni. Yapilan aletler falan tabi o zamankine gore o kadar hassas ki.

Bu arada kutlecekim dalgalarinin bulundugu deneyin de esasinda mm tipi oldugunu hatirlatmakta fayda var.

2009 yilina kadar yapilan mm tipi deneylerin sirali tam listesi;

en.m.wikipedia.org
  • babilbaligi  (10.06.16 11:56:15) 
[]

inşaat mühendisi kostümü

çocuklarla yapılan meslekler etkinliği için inşaat mühendisine tulum baret mi giydirmek doğru olur, takım elbise mi veya gabardin pantolon,yazılı tişört dağcı ayakkabısı gibi mi olsun?
siz ne giyiyonuz müendisler çalışırken?



 
Baret yeter.


  • hayde bre  (23.05.16 08:26:06) 
baret, cetvel, pergel, plan rulosu
gibi şeyler işe yarayabilir.
hatta kravat ve baret iyice kontrole gelen baba mühendis havası yaratır
  • Corc  (23.05.16 08:29:50) 
takım elbise üzerine baret.


  • baba jo  (23.05.16 08:34:27) 
Kot pantalon, mühendis gömleği, baret


  • zombi  (23.05.16 08:43:24) 
iş ayakkabısı - iş yeleği - baret
Şantiyelerde bunlar giyilir. Tulumu mühendisler giymez.

  • dunyanin dans eden sarki soleyen pisligi  (23.05.16 10:57:43) 
baba jo +1

birde eline t cetveli ver tam olsun :)
  • sarlatan  (23.05.16 11:00:04) 
[]

göremediğim fotoğraflar

linkteki fotoğrafları göremiyorum, nasıl görebilirim?
oregonballettheatre.blogspot.com.tr



 
fotoğraflar yüklendikleri yerden silinmişler. ya da host edildikleri alan kapandı.


  • battal gemalmaz  (10.05.16 09:20:13) 
www.obt.org

bir görselin linki üstteki gibi. açmaya çalışınca removed ya da relocated diyor.
muhtemelen bu siteden dosyalar silinmiş.
  • lazpalle  (10.05.16 09:23:02) 
[]

ekran görüntüsünü

bilgisayara kaydetmeden doğrudan internette saklamak istiyorum. nasıl yapılıyor?




 
prnt.sc

edit: ekran görüntüsünü çekin, linke tıklayın, ctrl+v yapın.
  • veritaslibertas  (07.05.16 09:54:45 ~ 09:55:33) 
[]

semantik web

örnekler, iyiler, (varsa) yerliler... bildiklerinizi paylaşır mısınız

edi: cevaplara akşam bakabileceğim, yani tikler akşama :) şimdiden teşekkürler.


 
  • amarat  (06.05.16 08:53:00) 
[]

pisagor hesabı

kafam karıştı yardım edebilir misiniz?

biliyorsunuz dikiş dikiyorum. şimdi bi kabarık etek keseceğim, etek uzunluğunu hesaplayamadım.

belden yere kadar ölçü 84 cm
altına koyacağım tarlatanın çapı 80 cm.
yani 40 ve 84 cm kenarı olan bi dik üçgenin hipotenüsünü bulacağım. hesaplayınca 1.22 cm çıkıyor. ama bu çok, bu şekilde kesersem etek yerleri süpürür.
nerede hata yapıyorum ben?

 
93 cm çıktı bende

edit: prntscr.com
  • basond  (01.05.16 15:08:33 ~ 15:12:16) 
Hipotenüs 93.03 çıkıyor.


  • dissendium  (01.05.16 15:09:14) 
evet arkadaşlar o civarda çıkmasıı lazım işte :)
ben de 8656 buldum, karekökünü google hesap makinesiyle aldım. o bölümde hata yaptım o zaman ben. nası yapıyoz onu?
edit: bu soru tam "anneye anlatır gibi" sorusu oldu :P
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (01.05.16 15:25:20 ~ 15:27:36) 
  • basond  (01.05.16 15:29:26) 
ahah, önce kareköke basıp sonra rakamı yazmak yerine rakamı yazıp karaköke basıyormuşum ya ben. parantez çıkınca da 2 yazıyorum o da 2 nin karekökünü veriyo haliyle. tüüü :)) parantezi kare kök, küp kök ..için koydular diye düşündüm. kullanmaya kullanmaya unutmuşum yahu.
çok çok teşekkür ederim. 10 etek daha hesaplayacağım böyle.

edit: 1.22 değil dabii, 1.42 çıkıyor. baştaki yazıda yazım hatası olmuş.
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (01.05.16 15:41:10 ~ 15:42:54) 
[]

bana bluz modeli seçelim mi?

ekteki şifon kumaşı bluz yapacağım fekat modele karar veremedim.
m beden (azıcık göbek var ;) pantolon üstüne kullanmayı düşünüyorum.
kumaş şifon olduğu için içine bady tarzı bişey giymek gerekecek gibi.

1. erkek yaka gömlek tarzı
2. hakim yaka gömlek tarzı, minik şık düğmeler
3. reglan kol, büzgülü, kollar ve yaka biyeyle toplanmış önde ufak bi açıklık, bağcıklarla hareketlendirilebilir.
4. uzun kollu kruvaze kesim. belde veya basende bitebilir.
5. başka öneri

 
Hakim yaka şifon kumaşta bence güzel olmaz. Hakim yakadan genel olarak nefret ediyorum hatta.
1 veya 4 diyorum. Biraz tarzına da bağlı, daha salaş giyinmeyi seviyorsan erkek yaka, hafif bol gömlek olabilir, yüksek bel etek veya pantolonun içine sokarak kullanabilirsin ya da dışarıda bırakırsın tamamen, skinny bir kotla vs giyersin. Ama kruvazeyi de çok severim o yüzden 4 daha bi güzel olur mu diye düşünüyorum.

  • buff  (27.04.16 19:49:09) 
bu kumaşa reglan dediğin model gidebilir. tiril tiril bi havası var.

şu linkteki gibi bi model de olabilir:
www.defacto.com.tr
  • olutaklidi  (27.04.16 19:50:02 ~ 19:53:44) 
[]

geleneklerimizden seçmece yapmam lazım

1. ilk aklınıza gelen geleneğimiz,
2. en sevdiğiniz geleneğimiz,
3. hiç sevmediğiniz geleneğimizi yazar mısınız?

yöreyi de yazarsanız çok iyi olur.

 
1. ölü evine yemek götürme (yabancılarda da var gerçi)
2. düğünde takı takma (gönülden gelerek, aile kuranlara yardım amacıyla takıldığı zamanlar tabi)
3. köylerdeki bilimum gerdek gecesi ritüelleri

yöreden bağımsız, anadolu gelenekleri diyeyim.
  • manuel mandalina  (26.04.16 23:51:33 ~ 23:51:55) 
1-komşuya yemek götürmek/gelen tabağı dolu vermek :)
2-yola çıkanın ardından su dökmek
3-geline kırmızı kuşak
  • kül  (26.04.16 23:55:41) 
1-kız isteme
2-aklıma sevdiğim bir şey gelmedi.
3-kız isteme
  • utkuren  (27.04.16 00:04:55) 
1. El öpme
2. Bayramlarda birbirini arayıp hatır sormak, küslerin barıştırılması, ölüsü olan kişiye destek çıkmak için yapılanlar, doğumda ziyaret etmek, misafirperverlik, vb.
3. Geleneklerin çoğunu hayat zorlaştırıcı ve sadece bir ritüel olarak görüyorum. Sevdiklerim de bu barışmayla, güzel geçinme ile ilgili olanlar ama açık ara en nefret ettiğim geline bağlanan kırmızı kuşak ve kaldıysa gerdek gecesi sonrası çarşaf asmak.
Gerçi düğünlerle ve çocuklarla ilgili kız isteme, tuzlu kahve, karşı tarafın sülalesine saçmasapan bohçalar yapma ve kına gecelerini de sevdiğimi söyleyemem. Özel gün konvoylarını da sevmiyorum.

Yöreye özel olarak değil de, Çerkes gelini geleneğini sevmiyorum. Gerçi kalktı bir 30-40 yıl önce. Çerkes gelini olunca damadın annesi izin verene kadar gelin onlarla aynı sofrada yemek yiyemez, onlarla oturamaz. Ne zaman ki gelin evde kendini kanıtlar, kaynana o zaman geline bir hediye vererek aileye kabul ettiğini belirtir, o zaman aynı masaya, odaya otururlar. Halam iki sene beklemiş.
  • aychovsky  (27.04.16 00:06:12 ~ 00:08:13) 
1- Tuzlu Kahve
2- Düğün yapana yardım edilmesi(kim ne takmış not edilen cinsi değil ama)
3- Çerkeslerin saçma tüm adetleri abi. Bir kere çerkes bir sevgilim oldu bana adetlerini anlattıkça sanki boğazımı sıkıyorlardı. Bu kadar gereksiz salak bir adet sinsilesi olamaz abi. Tam bir ayranı yok içmeye tahtırevanla gider sıçmaya milleti.
  • gozu acik sevisen yahudi  (27.04.16 09:43:58) 
[]

Bi redhack vardı

N'oldu onlara? Neden adlarını duymuyoruz artık?




 
En son Yozgatlilar Dernegi sitesini hackliyorlardi.


  • kareem said  (17.04.16 08:55:13) 
90ların sonunda linux kurmuştum az çok da kaynak kodunda hata oldu mu düzeltebiliyordum vs. o zamanlar sadece 3-5 tane scripti kullanarak bazı exploiti olan siteleri hackleyebiliyordum. yani tam anlamıyla bir script kiddie idim. neyse durumumla ilgili problemim yoktu ama yakalanırım diye ciddi bir paranoyam vardı. o yüzden hacklediğim hiç bir yere adımı yazmıyordum. yazarsam da sürekli farklı isim yazıyordum. bu arkadaşlarla kıyaslanır mı bilmiyorum ama temel içgüdü yakalanmamaksa yaptıkları şeyleri imzalamıyor ya da komple isim falan değiştirmiş olabilirler.


  • dodi el ford  (17.04.16 09:07:48) 
Bunlar hacker değil. Kodlama modlama bilmezler hepsi lamer. İnternet üzerindeki yazışmalarını bile gizleyemiyorlar. Yazışmaları ifşa edildikten sonra başkasının virüslü programını dağıtıp biz hackerız diye geçinen tipler oldukları da ortaya çıktı. Etkisizler özentiler.


  • neotunc  (17.04.16 10:25:29) 
Tırt bi oluşumdu zaten öyle kendilerini tanıttıkları gibi "büyük" işler de yapmadılar. Balondular patladılar kısacası.


  • an engineer  (17.04.16 10:34:56) 
Bi sozculeri vardi. Tvde saatlerce konusma felan yapardi. Benim tahminim bu eleman ortaliktan kaybolunca grup dagildi.


  • yons  (17.04.16 12:24:01) 
Güzel ve desteklenebilir bir fikirdi. Ancak anladığım kadarıyla örgütlenme, gizlilik, yetenek konusunda ciddi sıkıntıları vardı arkadaşların. Dolayısıyla yeterli olamadılar.

Büyük ihtimalle şu anda yer altındalar, zaten kolay kolay yakalanan olmadı. Uygun vakti bekliyor olabilirler. Umarım o arayı iyi değerlendirirler de kendilerini gerçekten yetiştirip hakkıyla iş yaparlar.
  • sevgikusunkanadinda  (17.04.16 12:58:21) 
merhaba. "redhack sözcüsü polis muhbiri" diye aratırsanız... inanması zor olsa da mantıklı geliyor. çıkıpta iddiaları reddetmek yada muhattap almayıp devam etmek yerine sustular. adamın sesini bir daha duymadım, oluşumda yok oldu.


  • libertine  (17.04.16 14:26:13 ~ 14:26:33) 
[]

Kulak uğuldaması

Her sabah uyanınca olan, bazen uyandıran, gün içinde olabilen kulak uğuldaması neden olabilir? Geçtiğimiz yaz ilk olduğunda kbb ye gittim. işitme testi yapıldı, normal çıktı. Bir hafta aynı saatlerde tansiyonumu ölçtürdüm 14/8 civarlarındaydı.
Sonra ara verdi, geçti diye düşündüm. 2 aya yakın zamandır yine oluyor bu kez çoğaldı.
Bu sabah da uğuldamayla uyandım, bir iki iş yaptım, kahvaltımı yaptım. O sırada olmadı ya da hissetmedim. Şimdi bilgisayara oturdum, Özgecan'ın annesinin videosunu izledim, bir iki haber okudum. Aile içi şiddetle ilgili araştırma yaptım filan. Şu anda vapurun makine dairesinde gibiyim.
Geçtiğimiz hafta kulak uğuldaması olduğunda iki kez tansiyonumu ölçtürdüm yine 14/8 çıktı.
Gençliğimde benim tansiyonum 11/7 gibi falan çıkıyordu Bana göre 14/8 fazla mı ki acaba.

Kanser geçmşim de var biliyorsunuz. Ellerimde zaman zaman hissizlik oluyor, el becerilerimin zayıflamaya başladığını gözlemliyorum, tuttuğum objeyi düşürme sıklığı artıyor. sözel hafızam çok geriledi, zaten pek iyi değildi ama son zamanlarda epeyce geriledi. ailemde beyin metastazı var...

Yani kısaca evham mı yapıyorum, ihmal mi ediyorum düşünceleri gelip gidiyor. Önemli bi durum gibi görünmüyorsa sallıycam gittiği yere gitsin, risk varsa gidip konrtol ettireyim diyorum. Kanser kontrolleri beni çok yordu elimi veriyorum kolumu kurtaramıyorum gibi oluyor.
Teşhis konmuş tansiyon şeker, kolestrol vs bir rahatsızlığım yok, sürekli kullandığım ilaç yok. Ölçtürdüğümde normalin az üzerinde çıkıyordu. Yanlış hatırlamıyorsam iki yıl olmuştur en son ölçüleli.

Astimat veya gözle ilgili olabilir mi? Dikiş, kitap filan gözlerimi epeyce kullanıyorum bu sıralar.

Bi git görün derseniz, nereye gideyim nereden başlayayım?

 
valla şimdi kbb doktorundan geldim bir haftadır uğuldama vardı (aynısı geçen sene olmuştu ilaç ve temizlikle geçti) sabah uyandığımda komple kapalı kulakla uyandım.

temizlik yapıp ilaç verdi zarda ufak bir çizik var o uğuldama yapıyor dedi.
Yani doktora gittim diyorsun ama baktılarda görmedilerse zaten doktordan iyi bilecek halim yok. bakmadılarsa bi zara baktır derim.
  • basond  (13.04.16 12:04:30) 
[]

aile mahkemesi süreci

nasıl oluyor?
hakim neler soruyor, sorabilir?
avukat gerekiyor mu?


 
hiçbir veri vermemişsiniz. anlaşmalı boşanma mı çekişmeli mi? boşanma davasının gerekçesi ne? tazminat, nafaka vb. istenmiş mi? ortada şiddet, aldatma vb. bir tarafın kusuru olan bir durum var mı? siz davalı taraf mısınız davacı mı? erkek misiniz, kadın mı= ortada çocuk, velayet vb. sorun var mı?

eğer anlaşmalı boşanma değilse her halükârda ben avukata gitmenizi öneririm. (hatta taraflardan birinin diğerini suistimal etme ihtimali olan durumlarda anlaşmalı boşanmada da avukat tutulmasını öneririm. tutmasanız bile en azından bir saatlik bir danışma bile işinize yarayabilir.) eğer çekişmeliyse avukat tutmamanız halinde mağdur olmanız kuvvetle muhtemel. dava süreçleri "hâkime meramını anlatmak"la kotarılamayacak derecede detaylı hususlar içerebilir.
  • microfiction  (13.04.16 07:25:51) 
boşanma davası değil, aile mahkemesine adli yoldan gidilecek.
konu aile içi şiddet. kadın tarafı adına soruyorum. yeni evli genç bir çift bunlar. erkek evlenip boşanmış bu kadın ikinci eşi. adam ilk evliliğinden sonra alkole başlamış. psikolojik ve fiziksel şiddet var. hepsi de alkollüyken olmuş.
fiziksel şiddetin olduğu gün kadın ailesinin yanına gitmiş, ailesi darp raporu almaya yönlendirmiş. kadın psikolojik ve fiziksel muayene olmuş. raporun içeriğini bilmiyorum, hastane raporu karakola gönderecekmiş. olayı çok ayrıntılı anlatmayayım başkasının özelini paylaşmak olmasın. şiddetin derecesi tokat sonucu dudak patlaması gibi şeyler. kadın şimdi babaevinde kalıyor. polisler mahkemeye kadar ailende kal demişler. sanıyorum adama uzaklaştırma yazmışlar, karakol yazabiliyor mu bilmiyorum. polis amiri 1 ay uzaklaştırma yazın aklı başına gelsin demiş galiba. aiile de çok üzgün, şokta gibiler. deneyimli akıl fikir alabileceğim kimseyi de bulamadım. nasıl yardımcı olabileceğimi bilemiyorum.

mahkeme kurulunca hakim ayrıntıları sorup iki tarafı da dinleyecek mi, kadına ne yapmak istediğini mi soracak, avukat tutacak durumları yok, avukat gerekiyorsa mahkemeden avukat talep edilebiliyor mu?
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (13.04.16 08:06:46 ~ 08:07:50) 
Merhabalar, şimdi aile mahkemesi ile çok işiniz yok gibi. Olay şu böyle şiddet olaylarında karakol yada mahkeme uzaklaşma veriyor bu olaydaki rolü bundan ibaret. Şiddetle ilgili kısım asliye ceza mahkemesinde (aile mahkemesi hukuk mahkemesidir, asliye ceza ceza mahkemesidir.) devam edecek. Basit yaralama suçu adı altında olması lazım. Bu mahkeme sürecinden önce aile içi şiddet savcısı ifade alabilir dava savcının talebiyle açılır. Mahkeme sürecinde heyet yada kurul yok. Ağır ceza mahkemesi dışındaki mahkemeler (asliye ceza, aile, sulh hukuk vs.) tek hakimli mahkemelerdir.Asliye ceza mahkemesine dava açıldığında bir dilekçe yazsın maddi durumum kötü avukat talep etmek istiyorum diye uygun görülürse barodan bir avukat görevlendirilir.

Aklıma gelenleri yazdım, aklınıza takılan bir durum olursa bilgim kadarıyla yardımcı olabilirim.
  • infernalcadre  (13.04.16 08:36:43) 
avukat karşılayacak durumları yoksa ve bu ispatlanabilir bir durumsa adli yardıma başvurabilirler.
İstanbul'da olduğunuzu varsayıyorum. İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi gelir durumuna bakmadan bu konuda ücretsiz yardım da bulunabiliyor.

  • emininsel  (13.04.16 09:45:10 ~ 09:46:01) 
Teşekkür ederim. Mahkemenin yolunu bilmem diyebilecek kadar bu konulardan habersizim. Olay üzerine internetten araştırdım, 6284 sayılı kanunu okudum. O çerçevede aile mahkemesine çıkacaklar sandıydım.

Aile İzmir'de. İzmir Barosu'nda da kadın merkezi vardır muhakkak. Bi onlarla görüşsünler madem. Kadın çalışmıyor, ailesi kızlarını evlendirken epey borcun içine girmişti, okuyan çocukları da var ve emekli maaşıyla geçinen bir aile.

Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla adam asliye cezada yargılanacak ve kadının şikayetçi değilim deme durumu yok, kamu davası olacak. Adam suçlu bulunursa siciline işlenecek mi? Ne cezası alabilir?

Kadın eşinin alkol nedeniyle bunları yaptığını söylüyor, Adamın şiddet eğilimli olup olmadığını anlamak istiyor. Kendi isteğiyle alkolü bırakma ve şiddet/ öfke kontrolü tedavisi olursa evliliğini sonlandırmayabilir gibi. Daha kafası çok net değil ama konuşmalarından bu yönde de açık kapı bıraktığını düşünüyorum. Bu konuda kadına nasıl yardımcı olabilirim tam bilmiyorum. Aile terapisini düşünmüştüm. Araştırdığım kadarıyla şiddet olan durumlarda terapistin tavrı hayli önemliymiş. Aile bakanlığının aile terapisi hizmeti var ama açıkçası güvenemiyorum. Devlet Buhari tipi aileyi destekliyor ve bakanlık çalışanlarının da aynı yönde düşünüyor olma olasılığı hayli fazla. Zaten de eşle birlikte yapılacağı için şu durumda bu mümkün de değil.
Kadına birkaç kitap verdim, Irvın Yalom'un evlilik terapisi kitabı faydalı oldu dedi. diğerlerini henüz okumamış. kitap öneriniz varsa makbule geçer.
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (13.04.16 11:06:28 ~ 13:15:51) 
izmir barosunun kadın merkezi var. bazı avukatlar çok usulen ilgileniyorlar ama bazıları gerçekten inceliyor ve ilgileniyor. boşanmaya niyeti olsaydı bizim destek olmaya çalıştığımız kadınlardan birinin işlemlerini mükemmel götüren cabbar bir gönüllü avukat vardı ama siz açık kapı bıraktı demişsiniz.

yinede isterseniz o gönüllü avukata süreç nasıl işleyecek sorabiliriz belki?
  • Phoebe  (13.04.16 12:42:44) 
[]

Selanik pilavı

Aranızda Selanik'le bağı olan varsa hakiki Selanik pilavının tarifini arıyorum. Yıllar önce bi teyze yapmıştı içinde neler vardı hatırlayamıyorum. patlıcan vardı, birkaç sebze daha ve baharat vardı galiba.




 
www.google.gr
şunlardan birine benziyor muydu?

  • cekilmis gayfe  (12.04.16 11:16:21) 
görüntü olarak linktekine benziyordu. patlıcanlar ufak küpler halinde doğranmıştı. hatırladığım kadarıyla içinde kaju yoktu. geleneksel bi pilavlarıymış her sene belli bi vakitte yaparlarmış. bi ağabeymizin annesi yapıp iş yerine yollamıştı. koca bi tepsi pilav kapış kapış gitmişti çok lezzetliydi.
syntageskardias.blogspot.com.tr

  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (12.04.16 12:51:38 ~ 12:52:19) 
senin yolladığın linkteki tarifte patlıcan yok.


  • cekilmis gayfe  (12.04.16 12:57:43) 
[]

rain

60'ların sonu 70'lerin başı gibi, sanatçı erkek.
rain es rain es nara nara nan nan gibi bir melodisi var.
eşim parçanın adının rain olduğu konusunda ısrar ediyor, plağını almıştım adı rain'di diyor. ben de adı başka olabilir diyorum. adında rain olan parçaların çoğuna baktık, bulamadık.
bilen var mı, ya da nasıl bulurum?

 
şu olabilir mi belki?
www.youtube.com

  • it oynamis yonca masarasi  (21.03.16 20:43:10) 
jose feliciano'nun söylediği değil, başka bi şarkı.
edit: uriah heep de değil ne zaık ki. ve hala bulamadım.

  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (21.03.16 20:53:40 ~ 15.04.16 10:09:37) 
uriah heep bence.
youtu.be

  • pokemonk  (23.03.16 15:42:17) 
[]

film kültürünü geliştirmece

izlemeyeni dövüyorlar dediğiniz filmeliri yazar mısınız, 18- 19-yaşlarındaki gençler için liste hazırlıyorum da.
bir de internetde bulunan film okumaları kaynakları önersenize. siyasal yaklaşımlardan ırak, hakiki film okumaları kaynakları var mı bildiğiniz?



 
top 250. filmleri kendiniz okuyun. başkasının görüşlerini savunmak kişiye bir şey kazandırmaz.


  • dedim dedim de kime dedim  (20.03.16 08:04:40) 
@ dedim dedim de kime dedim, top 250 dışında izlenmezse olmaz diyebileceğimiz film yok mu?

film okumalarını istememin nedenini başkalarının görüşlerini savunmak olarak nasıl anladığını anlayamadım. o zaman film de izlemeyelim, kitap da okumayalım,, onlar da başka insanların yorumları değil mi?
bilgilenmek, ufkunu genişletmek vs nedenlerle istediğim bir bilgiyi başkalarının görüşlerini savunmak şeklinde anlamana şaşırdım açıkçası. benim sinema okumamla senin ya da konunun eğitimini almış birinin okuması farklı olmaz mı? ben şahsen konusunda o kadar yıl dirsek çürütmüş, okumuş, araştırmış, konulara vakıf biri gibi sinama okuması yapabileceğimi sanmıyorum, konunun uzmanlarına haksızlık etmiş olmak da istemiyorum.
filmi izlersin, kendince okumanı yaparsın sonra da işin uzmanları neler demiş dinlersin böylece neleri kaçırmışsın, nereleri farklı yorumlamışsın, benzer yorumların var mı bakasın. belki onun yorumuna katılırsın belki kendi görüşünde devam edersin, sana, ona ve konuya göre değişir.

bir film izleyip sinemadan çıkışta yanındakilerle konuştuysan bilirsin, her biriniz için dikkat çeken sahneler, öğeler, diyaloglar farklı farklıdır. şindlerin listesi filminde tek rengin kızın kırmızı elbisesini olduğunu söyleyen bir arkadaşıma hayretler içinde bakıp hiç farketmemişim demiştim. o da benim için filmi özetleyen cümleyi anımsayamadı. mesela...
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (20.03.16 08:40:54 ~ 09:54:45) 
Bence

Music Within (2007)
As Good as It Gets (1997)
Interstate 60: Episodes of the Road (2002)
Donnie Darko (2001)
Pay It Forward (2000)
Good Will Hunting (1997)
American History X (1998)
About Time (2013)
Back to the Future (1985)
Groundhog Day (1993)
Scent of a Woman (1992)
Billy Elliot (2000)
The 'Burbs (1989)
Ondskan (2003)
Bang Bang You're Dead (2002)
  • RedGoldGreen  (20.03.16 10:44:47) 
sanatlog var benim ara sira okudugum. filmlere gelecek olursak, www.timeout.com

su tarz listelerle halledilebilir. ama iyi film izlemeni dovuyorlar denilen film demek degil tabii. asil cevherler daha derinlerde.
  • bohr atom modeli  (20.03.16 11:31:14) 
@hayat
şimdi kitle 18-19 bunlar film izleyip hava atıcak yaştalar. öyle de olması lazım şimdi sen bunlara

Le Samouraï
www.imdb.com

Battleship Potemkin
www.imdb.com

El Topo
www.imdb.com

falan izletsen hem sıkılırlar hep sosyal bir konu olmadığı için ortamlarda üste çıkamazlar doğal olarak sinemadan sıkılırlar. top 250 popüler kültürün bilmesi gereken eğer hobi olarak sinema ile ilgilenecekse bir üst seviye filmlere geçmesini sağlayacak filmlerdir. ayrıca ortamlarda öne geçeceklerinden dolayı sinemayı da sevip merak edicekler. ortam falan diyorsun ne kadar basit bir insansın sen dedim dedim deme sakın hayatın gerçekleri bunlar :)

film okumasından kastım şu. bak bu film, bu da çok iyi bir okuması filmi izle bunu oku dediğinde kişi kendi fikirlerini üretemez. filmden hemen sonra daha kişiye düşünme fırsatı vermeden önüne filmi açıklayacan bir yazı koyarsan 'ulan ne malmışım ben ne neler varmışta görememişim' der ve bundan sonra sürekli bu yazılara yönelir ve kendi fikirlerini, keşfetme güdüsünü geliştiremez. film ile ilgili bir yazı okumak 'olum şurada şu niye şöyle olmuş 10 kişi düşündük bulamadık. bir bakayım internette ne demişler?' şeklinde araştırma şeklinde olmalı. bu şekilde merak güdüsü de gelişir.

yoksa kastettiğim filmden sonra sonra kimse konuşmasın. sus bakiim. tıp! değil elbet.

orada bir yanlış anlaşılma oldu sanırım.
  • dedim dedim de kime dedim  (20.03.16 11:52:58 ~ 11:55:29) 
[]

Fotoğrafçılık kursu - İzmir

tavsiye edeceğiniz kişi / kurum var mı?




 
İFOD
ifod.org.tr

  • Sandeman  (16.03.16 10:01:21) 
cizgelikedi
www.cizgelikedi.com

  • thewizardofearthsea  (16.03.16 10:53:52) 
  • bugraok  (16.03.16 16:26:18 ~ 16:26:29) 
ifod +1


  • crax109  (16.03.16 19:51:58) 
[]

İzmir'de hamster fazlası olan var mı?

satın almadan önce buraya bi soram dedim.
(öğrenci bi gencimiz arkadaşına hediye etmek için arıyor))



 
hayvanlar hediye malzemesi değil. çok gördük bir hevesle alınan kuşun, hamsterın öldüğünü.

bir hiddetle yazmış bulundum ama lütfen alet olmayın, arkadaşınızı da uyarın.
  • piremses  (15.03.16 07:32:50) 
bir hamster asla fazla değildir.


  • anonymice  (15.03.16 07:56:24) 
haklısın primses, hayvanlar hediye malzemesi değildir zira hayvanlar malzeme değildir:)

katılıyorum, ben de aldığı ev hayvanının, doğurduğu evladının sorumluluğunu yüklenemeyen insanlar tanıdım. bunun yanı sıra, tam tersi örneklerini kat kat fazla gözlemledim.

ülke gündeminden midir, alışkanlık mı edindik bilmiyoum; biz daha çok olumsuz örnekleri vitrine koyup olumlu olanları çekmecede saklıyoruz. Oysa olumlular daha fazlalar ve galiba bizim onları bilmeye herkesten fazla ihtiyacımız var.

durumun alet olmayla alakası yok. ekranın arkasını biraz aydınlatayım: bu gencimiz uzun zamandır hamster almak istiyor. lise son öğrencisi, sınavlarına çalışmak yerine hafta sonları çalışıp okul masraflarını çıkarıyor, ailesine destek oluyor. hamster edinmek için bütçesi yok.

anonymice, hamster sevenlere göre öyledir muhakkak. ancak yine de durum değişikliği vs nedenlerle bakamayacak durumda olan olur, doğurmuştur yer arayan olur vs... ( doğuruyo demi hamster)
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (15.03.16 09:21:03 ~ 09:41:29) 
[]

tema++

ben dün uygulamayı (tampermonkey) kurup tema++ yazılımını indirdim. sözlüğe girince sol üst köşede ... butonunun başında tema seçeneği vardı. girip bi temayı seçtim.

tema değişmedi yazılar yine yeşil kaldı
sonrasında tema seçeneğini göremedim, kayboldu ?
yazılımı tekrar indirdim, yine yok.

yardım eder misiniz?

chrome kullanıyorum, bilgisayarım mac

 
firefoxçuyum. tampermonkey'i disabled yapmış olabilirsiniz. enabled yanında tik olması gerekiyor. ya da işte maymun soluk olmayacak diyeyim.


  • supergirl  (14.03.16 14:24:55) 
yok tempermonkey devre dışı değil, etkin.


  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (15.03.16 06:14:23) 
[]

yara kültürü sonucunda

"flora bakteri üredi" demesi "durum olağan, ürkecek bişi yok" mu demek oluyor?




 
aynen dediginiz gibi. oranın zaten sakini olan bakteriler uremis.


  • fallopian  (13.03.16 14:04:09) 
[]

lnk uzantılı usb bellek

lnk uzantısı mac bilgisayarda tanımlı deği, belleği açamadı. belleği açmak için format mı atmak lazım, uzantı nasıl değiştiriliyor, uygulama mı kurmak lazım...




 
o windows'un kısayol uzantısı, çalışmaz yani dosya. biri dosya yerine kısayolu atmış.


  • passion rules the game  (12.03.16 17:02:12) 
virüs bulaşmış olabilir ha. Antivirüs yazılımı olan bi windows'a takıp taratın. Ya da mac'te formatlayın direkt önemli bişey yoksa.

(virüs dedim çünkü bir kırtasiyede bişey yazdırırken öyle bişey olmuştu, bütün dosyalarım ek bi klasör/link gibi bişeyin içine girmişti tam hatırlamıyorum baya oldu. Evde tarattığımda virüs bulaştığını görmüştüm)
  • rodriguez2  (12.03.16 17:11:31) 
o kısayol uzantısı


  • wishboneash  (12.03.16 17:47:38) 
çocukların laptopunda içini görebiliyoruz kısayol değil yani. içinde videolar var. tv de izlenecek şekilde yüklenmiş sanıyorum.
bu durumda tek yol format demi?

  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (12.03.16 20:52:25) 
[]

keman

için besteler, içinde keman olan bestelerden beğendiklerinizi paylaşır mısınız.
hele de çalma listesi olursa dadından yenmez:)



 
  • freya  (10.03.16 08:01:46) 
Schindler's List theme


  • suskun  (10.03.16 09:40:54) 
  • nundu  (10.03.16 09:47:06) 
123456   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.