[]

hangisi ses girişi?

5+1 ses sistemini yeni aldığım tv'ye bağlayacağım da, bu girişlerden hangilerini kullanacağım?
(hoparlörden çıkan 3 tane kablo var, ona göre ara kablosu almam gerek)

oi66.tinypic.com

 
mono ve stereo seçeneklerin var. (RCA kablo)
5 + 1 kanal kullanmak istiyorum dersen optik kablo girişini kullanman gerek. ancak hoparlör sisteminde optik giriş var mı onu kontrol etmelisin. varsa şu alttaki optical yazan port u kullanacaksın.

  • sttc  (29.01.17 14:53:43) 
[]

mhp tabanının motivasyonu ne?

tepki oyu, oy atacak parti bulamama gibi nedenlerle oy atanların dışında mhp'li olan ve oy atan insanları merak ediyorum.
olayınız, amacınız ne? bir insan neden mhp'li olur? iktidar olsa diğer partilerden ayıran farkı vizyonu nedir mhp'nin?
neden mhp'ye oy atmalıyım mesela?


 
turkiye'de, milli egitimin tedrisatindan geçmiş ve daha sonra, kendisini, entelektüel açıdan gelistirme fırsatı bulamamış yığınlar, doğal olarak, milliyetci-muhafazakâr olurlar. milli eğitime paralel olarak bir cemaat ya da tarikatin rahle-i tedrisinden geçen genç dimaglar ise İslamcı olurlar. Tabii geçen yıllar içinde ise takip ettikleri ana akım marifetiyle ezberlerinin sağlamasını yaparlar. Yani ortada motivasyon falan yok; çocukluk endoktrinasyonu var.


  • sfteses  (26.01.17 15:38:53 ~ 19:53:10) 
Milliyetci muhafazakar olmalari.

Sag partilerin genel ozeelikleri zaten muhafazakar ve gelenekci olmaktan geciyor.

Ozellikle 15 temmuz sonrasi bahcelinin tutumu ile birlikte Bugunku mhp akp ile benzer bir goruntu ciziyor.

Aralarindaki fark; biri tarihini islamiyet sonrasindan baslatiyor diğeri daha oncesinden... :)

,

Bir de su var,

Akp dinci
Mhp turkcu
Chp ataturkcu, kemalist, elitist
Hdp kurtcu, pkk

Kodlamalari var toplumda.
Iceriklerinin cok onemi yok..

insanlar hangi grupta olmak ya da olmamak istediklerine gore birine kendilerini yakistiriyorlar iste.

Bir de su var, bizim kucuklugumuz battal gazi, malkocoglu filmleriyle gecti. Onlar "mhp" eksenli filmler olmasa bile, o yas grubu icin heyecan yaratan milliyetçilik pompalayan filmlerdi... o gaza kendini kaptiran solugu ulku ocaklari ya da alperen ocaklarinda aldi..
  • aksiyom  (26.01.17 15:47:59) 
[]

bencil olmadan normal bir hayat mümkün değil mi?

31 yaşıma girdim hala ara ara kafamı kurcalar. optimal bir hayat yaşamak için bencil olmak şart mı?




 
Şart


  • jamalbsf  (25.01.17 16:14:04) 
Bencilliği erdem ve hatta özveri gibi göstermeyi başardığında sorun herkes için çözülür.


  • kargn  (25.01.17 16:19:53) 
sevgilin, eşin ya da çocuğun haricinde herkese ve her şeye karşı bencil ol.


  • allaccess  (25.01.17 16:20:01) 
Hayatta olan her varlik gibi seninde onceligin kendi butunlugunu saglamak..Sonra cocugun veya once ...Ama bunda kotu birsey yok....

insanin Kendisine hayri olmasi guzel birsey...Kendisini iyi hisseten kisi iyilik yapar....sadece sen aldigini etrafa verebiliyorsan diye dusunuyorum bence ustune duseni yapiyorsundur ....bunu dusunen sen, zaten etrafina dagitiyorsun demektir...

Ufak da olsa etrafina dagit...insanlara iyi davran...hayvalara iyi davran...Bencillik gibi cok yanlis anlasilabilen seylere kafayi takma bence....eylemlere takilmak daha sade ve net.....kendini suclu hissediyorsan ona odaklan..onun yanitini ara...
  • zaman öğütücü  (25.01.17 16:50:45 ~ 23:37:13) 
Cocugun haric herkese bencil olacaksin evet. Aksi takdirde baskalarinin optimumlarini yasamaya basliyorsun.


  • lallala  (25.01.17 18:56:30) 
olumsuz çağrı yapsa da bencillik güzel bi'şey. insanı kötü yapmıyor, kendini daha fazla önemsiyorsun sadece, öncelik veriyorsun her şeyde. empati, vicdan, hayvan/doğa sevgisi yoksa yoksa durum sakat ama bence


  • hasmetizm 2046  (25.01.17 19:08:15) 
[]

pop-up engellenemiyor mu hala?

pop-up reklam taktiğinin tarihte kaldığını sanıyordum ama hiç öyle olmadı. sörf yaparken browser farketmeksizin çat pat pop-up fırlıyor kenardan.
bir de nasıl yerleştirmişlerse artık tıklayacağım bazı linkler ilk seferinde pop-up'u açıyor. ikinciye asıl açması gereken linki.



 
son zamanlarda inanılmaz bir artış var haklısın. ben de sormuştum daha birkaç hafta önce: eksiduyu.ru

popunder deniyormuş bu yeni nesil olanlarına sanırım.

adblock zaten hiç engelleyemiyor, benim sorunun altında bahsettikleri ublock origin'i kurdum o yine bir nebze engelliyor ancak onun da arada kaçırdıkları oluyor. yine de adblock'tan kat kat iyi.

chrome kullanıyorsan popunder'lar için şu eklenti oldukça etkili deniyor: chrome.google.com

ben firefox kullanıyorum ve bunun muadili bir şey yok maalesef. anca ublock'la yetiniyorum şimdilik.
  • rotten head  (25.01.17 12:39:55 ~ 12:40:37) 
ublock ve anti adblock killer dene. her sitede işe yaramıyor pek ama.


  • sutlu nescafe  (25.01.17 12:40:54) 
adguard
ublock origin
Ghostery

üçüncü birden kullanın.
  • feel the blanks  (25.01.17 13:42:54) 
ublock origin guzel engelliyor rastgele cikan popuplari
ghostery'i kullanmiyorum artk, bilgileri 3. partilere aktardigina dair bisey okuduktan sonra.
privacy badger kullaniyorum bir de ama onun popuplarla ilgisi yok, daha cok cookie'leri engelliyor 3. partilerin
  • jedilance  (25.01.17 13:54:47) 
[]

garanti baslangic tarihi

satin aldigim sony bravia tv'nin garanti belgesinde satin aldigim tarihten iki ay oncesine ait tarih yazili. kurulum yapildiktan sonra gordum. Magazayi arayip sordugumda o tarihin tv'nin stoklardan cikis tarihi oldugunu, garantide fatura tarihimin baz alindigini soyledi. 2 ay garanti icin iade edecek degilim ama bu cihaz daha once birine satilmis mi demek diye kafami kurcaladi. garanti belgesinde satin aldigim tarih olmasi gerekmez miydi?




 
Genelde fatura tarihini baz aliyorlar.faturanizi kaybetmeyin


  • delicevat  (19.01.17 20:23:56) 
elle yazılmışsa, daha önce satılmış olabilir gibi geldi bana.


  • baal  (19.01.17 21:04:05) 
Aynı şekilde yazmışlar mıdır bilmiyorum ama telefonumdaki Sony Eurasia garantisi elle değil, yazıcıyla yazılmıştı ve sizdeki gibi almamdan 2 ay öncesi tarihliydi. Servis için gittiğimde fatura tarihine baktılar, garanti değil. Faturada da yazar, garanti malın teslim tarihinden (yani fatura tarihi) itibaren başlar diye. Sorun olmaz


  • kaportaci mahmut  (19.01.17 21:40:34) 
Benim aldığım bütün cihazlarda garanti belgesinin üzerindeki tarih alakasız oluyor. 1 yıl öncesinin tarihi de var. Servisler fatura tarihini baz alıyor. Daha önce satılmış gib bir durum yoktur.


  • neyehbe  (19.01.17 21:49:54) 
[]

kilo ile libido arasında ilişki var mı?

kilo (yağlanma olarak) alma ile libido arasında ilişki var mı? negatif yönden. 1-2 felan değil. 10-15 kilo fazlalık olarak düşünün. erkek.




 
yok.

ama kilonun yarattığı sosyal sıkıntılar dolayısıyla psikolojik durum etkileniyorsa, dolaylı olarak olabilir.
o da kişiden kişiye değişiyor tabii.

not:
uzman değilim bu arada.
tıbbi, bilimsel yönünü bilemem.
  • blatta hiberna  (06.01.17 14:57:32 ~ 14:58:09) 
Erkeklerde testosteron yağ hücrelerindeki aromataz enzimi nedeniyle östrojene dönüşür, bu da negatif yönde etkiler.


  • angelus  (06.01.17 15:00:44) 
@angelus

kiloları verdikten sonra bu durum tersine, daha doğrusu normale döner mi?
  • lawrence of arabia  (06.01.17 15:03:33) 
şişkoyken çok yüksek libidom vardı. zayıfladım o eski libidodan eser kalmadı. etkiliyor yani.


  • yazar yazmaz yazan yazar  (06.01.17 15:04:35) 
bel çevresi yağlanmasının etkisi var.


  • tutmayın küçük enişteyi, salıverin gitsin  (06.01.17 15:11:03) 
Fazla yağlarda böyle olur, normal seviyelere gelince ortadan kalkar. Tabii böyle deyince çok zayıf olmak daha iyidir diye bir algı oluşmasın, aşırı zayıflıkta ya da düşük yağ oranında da testosteron/östrojen üretimi azalıyor. Cinsel istek o zaman da düşüyor.


  • angelus  (06.01.17 15:16:01) 
[]

hiit, p90x evde yapılabilir mi?

sb




 
evde yapmak için tasarlanmış program zaten.


  • chavezding  (29.12.16 16:43:03) 
yapılır amaç o zaten. p90x azcık ağır, p90x3'e de bir bak. Çok fazla ekipman lazım değil.


  • kimlanbu  (29.12.16 17:00:07 ~ 17:00:18) 
ben başladım da kendi uyuşukluğumdam devam ettiremedim. yapılır diyorum, hala tüm 5 seri de yüklü ama başlayamadım bi türlü.


  • orospu  (29.12.16 17:00:13) 
[]

tv'lerdeki hz

led tv araştırıyorum da, özelliklerin arasındaki hz'lerden hiçbir şey anlamadım.
50 60 100 200 800'ler havada uçuşuyor.

fiyattan yola çıkarak philips'in 55PUS6101 modelini buldum. hz kısmında aşağıdakiler yazıyor.
neye dikkat etmeliyim tam olarak verimli bir cihaz almak adına?


HDMI1/2'de bilgisayar girişleri
60 Hz'de FHD 1920x1080 değerine kadar
30 Hz'de 4K UHD 3840x2160 değerine kadar
HDMI3/4'te bilgisayar girişleri
60 Hz'de 4K UHD 3840x2160 değerine kadar
HDMI1/2'de video girişleri
30 Hz'de 4K UHD 3840x2160 değerine kadar
60 Hz'de FHD 1920x1080 değerine kadar
HDMI3/4'te video girişleri
60 Hz'de 4K UHD 3840x2160 değerine kadar

 
hertz dediği ekranın yenilenme süresi aslında. süre = 1 / frekans'tır. yani 50 hz'lik bir cihaz 0.02 saniyede bir ekranı yeniler. hertz ne kadar yüksek olursa görüntü o kadar akıcı olur izleyen için.

fakat 100'den sonrası çok da gerekli mi yoksa abartı mı sorgulanır.
  • seksli harf  (25.12.16 23:38:12) 
piyasada gerçek panel hızı 100hz üzerinde olan çok az tv mevcut. zaten 100hz üzerinde yayın da yok. yani 800, 900 yazanlar gerçek panel hızı değil.

55PUS6101'in panel frekansı 50hz'dir. yazdığınız değerler hdmi girişlerinin desteklediği değerler.

mesela lg 55uf8507'nin panel hızı 100hz'dir.
  • lancelot du lac  (26.12.16 11:17:08) 
[]

Empati duygusunun gittikce korelmesi

Benim de gencligime denk gelen son 15 yil icinde her allahin gunu gittikce artan cinayetler katliamlar sehit haberleri devlet kusuru veya kasti ile yasanan butun olum tutuklama haberleri karsisinda gittikce uzuntu katsayisi dusuyor kendi adima konusmak gerekirse. 10 yil onceki bir olum haberinin bendeki etkisi ile bugun yasanan bir olum haberinin etkisi arasinda ucurum vardir. Bir hissizlik hali aliyorum artik. Beyin savunma psikolojisine giriyor sanki, asiri yukleme veya bunun aynini zaten gormustun felan diyor.
dusunuyorum vurdumduymaz miyim, duygusuz muyum, bencil miyim diye, kendimi yuzdeyuz objektif degerlendiremem ama boyle bir kisiligim yok diyebilirim. sevdigim, yakinim olan insanlara, arkadaslarima cok bagliyim. Daha cok toplumsal olaylarda boyle oluyorum.
galiba en son havan topuyla oldurulen bir koylu kiz cocuguna cok uzulmustum. Ceylandi adi.
yorumunuz varsa yaziverin. bilemedim.

 
Bende de tam tersi durum hakim, gün geçtikçe artıyor empati hissim. Dünyadan bihaber kalmayı seçiyorum artık kendi huzurum için. Alışmak da gayet doğal yine de; dünya, dünya değil ki, cehennem demosu.


  • devilred  (20.12.16 22:18:21 ~ 22:18:40) 
psikolojide duyarsızlaşma deniyor buna, o kadar çok vahşi ve benzeri olay yaşadık ki, beyin kendini korumak için kapattı, bir şey hissedemiyoruz, hissetsek kafayı yiyeceğiz


  • limoncello  (20.12.16 22:26:00) 
Bunun temel nedeni dünyanın daha kötü bi yer olmasından çok iletişim teknolojisindeki gelişmedir diyebilirim. Şu anda herkes cebinde video kamera ile dolaşıyor ve istediği anda çektiği görüntüleri dünyanın öbür ucuyla paylaşabiliyor. Şimdi bize çok normal geliyor ama sadece 20 sene öncesine göre bile büyük bir değişim bu. Önce duymadıklarımız duyulur hale geldi, sonra görmediklerimiz görünür hale geldi. Umursamaz davranmamız gerektiğini söylemiyorum ama kötülük ve şiddet hep vardı, biz görmüyorduk. Şimdi bu algı bombardımanına adapte olmaya çalışıyoruz. Bunun yolu da olaylara duygusal tepki vermekten çok akıl düzeyinde tepki vermek olabilir.
(Burada Türkiye özelinde yazmadım, o ayrı bir konu)

  • mikro patlama  (20.12.16 22:30:34) 
[]

insan gozu en fazla kac milisaniyeyi farkedebiliyor?

kac milisaniyeden sonra bizim icin birsey farketmemeye basliyor?




 
göz her şeyi(belki de her şey olmasa bile çoğu şeyi) yakalıyor ancak beyin yetersiz kalıyor diye biliyorum ben. pek bilgim yok öyle duyduğum şeyi yazıyorum.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (17.12.16 20:22:43) 
o zaman isin icine beyini de ekleyelim. ben farkettim gecikmeyi diyebilecegimiz max esik nedir?


  • yons  (17.12.16 20:26:31) 
Smoke yiyince 60lara düşüyor, normalde 150 fps sabit, aa 16x, dikey eşitleme kapalı.


  • Golden Ratio  (17.12.16 20:29:55) 
0,8 ya da 0,08 saniye diye bir bilgi var kafamda. Kaynak veremicem


  • fallopian  (17.12.16 21:20:54) 
www.reddit.com

burada fighter pilots 255 fps yazmis.
  • samicin  (17.12.16 22:37:34) 
25. kare muhabbeti vardı bu konuyla ilgili. ne kadar doğru bilmiyorum.


  • icim urperiyor  (17.12.16 22:48:37) 
Savaş uçağı pilotları 4 milisaniye boyunca gösterilen fotograflardaki savaş uçağını tanımaya eğitiliyorlarmış. Yani sadece fark etme değil, gördüğünü tanıma.

Fark etme dediğin şey her neyse, 4 milisaniyeden daha da düşük.
  • harzem  (17.12.16 23:23:06) 
[]

full hd vs uhd

43"lik uhd tv mi, 55"lik full hd mi?
Diger sartlar ayni iken.

uhd'nin 49", 55"leri cok pahali.

 
55


  • partizan  (13.12.16 23:55:47) 
42 43 için uhd gereksiz. 48-49 dan sonra almak mantıklı.


  • mrthany  (14.12.16 01:32:01) 
[]

içimden şarkı söyleyince gırtlağıma bi haller oluyor

rock türevi sert parçaları dinlerken parçanın sözlerini içimden geçiriyorsam akabinde sanki sesli söylemişim gibi gırtlakta bi ses kısılması, bi tahriş oluyor. anlam veremedim.
bu size de oluyor mu?
neden oluyor?


 
nefesi diyaframdan verip ses çıkmasın diye gırtlakta susturmaya çalışınca zorlanıyor, grunge tarzı vokal gibi


  • freebird5406_2  (09.12.16 15:36:57) 
freebird'ün dediği gibi.
içinden geçirirken mırıldanıyorsun muhtemelen.

  • teritori  (09.12.16 15:53:25) 
[]

full hd vs. uhd

full hd (1080) ile 4k uhd arasındaki farkı gözle görülür farketmek için kaç inç tv izlemek gerek? minimum

edit: sorumu şöyle netleştireyim.
full hd ve uhd tam olarak kaç inç tv'ye denk geliyor?
4k.com

 
boyut ile alakalı değil bunlar. çözünürlük boyuttan bagımsız bir sey. cozunurluklerı farklı olan aynı boyutta tv lerde izlersen de farkı anlarsın.


  • jack n brooks  (06.12.16 13:36:58) 
Full hd, uhd gibi terimler piksel sayısını anlatır, tv boyutunu veya çözünürlüğü (alan başına piksel sayısı) değil. Ekte verdiğin resim, eşit piksel aralıkları olması durumunda tv boyutunun nasıl değişeceğini gösteriyor. Aynı boyutta iki televizyondan birinin UHD, birinin de Quad HD olduğunu düşünürsen; Quad HD televizyonda 4 kat fazla piksel ve çözünürlük olacaktır. Veya bir UHD televizyon ile bu televizyonun dört katı büyüklüğündeki Quad HD bir televizyonun çözünürlükleri de aynı olacaktır.


  • desdinova  (06.12.16 13:41:39) 
kaç inç tv'ye denk geliyor diye bir şey yok, ppi(pixel-per-inch) denen değer göz önünde bulundurulabilir bu durumda.

full hd'de elinde 1080p yatay piksel var, sen bunları 30 santimin içine de koyarsın, 100 santimin içine de. fark ne olur; bi tanesinde pikseller birbirine çok yakın olur, diğerinde uzak olur. bunun görüntüye etkisi keskinlik olur mesela, birbirine yakın olan, yani piksel yoğunluğu yüksek olan daha güzel görünür.

www.sven.de
burada ppi hesaplayıcı var. 40inç tv'de full hd çözünürlük 55 ppi ediyorken 4k'da bu sayı 129'a çıkıyor. aspect ratio da önemli(16:9, 4:3) ama standart olarak 16:9 hesaplanıyor genelde, onu hesaba katmıyoruz o yüzden.

açıkçası optimal bi ppi değeri yok, tv'yi izleyeceğin mesafeden tut senin gözünün detay yakalama kapasitesine kadar çok değişken var. ortalama bir şey söylemek gerekirse, 50 inç ve üzerinde full hd sırıtmaya başlar. bu da yaklaşık 45 ppi yapıyor. alt sınıra 50 ppi diyebiliriz buna göre ama 45 inç ekrana 2 metreden bakarsan piksel saymaya başlayabilirsin. denemeden, tv izleme mesafeni simüle etmeden ppi'a bakarak karar verme.
  • baba jo  (06.12.16 13:58:49 ~ 14:00:16) 
[]

anakartin destekledigi ekran kartlari

Nasil ogrenebilirim?
eski bi pc'm var. Uhd destekleyen bir ekran karti almayi dusunuyorum ama anakarta uyumlu olacak mi bilmiyorum? (Gigabyte MA785GT-UD3H )



 
uhd tv alip pc'ye baglayacagim. O yuzden ekran kartinin da uhd olmasi gerekecek. kullandigim ana karti da yenilemem gerekecek mi onu arastiriyorum.
butce, eger her iki parcanin da degismesi gerekecekse 1000 tl max ayirabilirim.

  • yons  (03.12.16 22:18:24) 
Nvidia gtx 650'den itibaren 4k destekliyor. Anakartini yenilemeyeceksin, gerek yok. Ama karta gore guc kaynagini yenilemen gerekebilir, kaclik var sende bilmiyorum.


  • denizgonen  (03.12.16 22:33:07) 
Sadece ekran kartini degistirirsem guc kaynagi yeterli olur. Konfigrasyona gore ihtiyacin fazlasini almistim zamaninda.


  • yons  (03.12.16 22:41:54) 
[]

pc'de çift joystick

pc'ye iki tane joystick takıp fifa veya pes oynamak mümkün mü?




 
evet


  • mattiadestro  (02.12.16 09:07:32) 
Elbette, yurdu atari salonuna çevirmiştik zamanında hey gidi...


  • chicha  (02.12.16 09:30:10) 
[]

is icin okumak/okumamak

Onceleri boyle bir polemik vardi? Okumayi is edinmek icin degil kendini egitmek icin gerceklestirmelisin vs vs.
Bitti galiba bu catisma. is icin okumak kazandi. Aksini duymadim hic kimseden yillardir.



 
ideali okumak için okumaktır ama türkiye gibi bir ülkede iş edinmek için okumak bile söz konusu değil çünkü okusan da iş edinemiyorsun genelde başka faktörler devreye giriyor.


  • limoncello  (27.11.16 11:36:28) 
Güya iş için okuyoruz...dün hesapladım, 2.senemde kazandım, 7 sene okudum, 1 sene de staj.
9 senemi neye harcasam o şeyin ustası olurdum ama şuan ne olacağım belli değil, üstelik bu işin ustası da olmadım. Benden kaynaklı değil bu aynı durumdaki hiçbir tanıdığım olmadı.

  • megalomaniac  (27.11.16 11:54:04) 
[]

bilgisayar monitoru yerine tv alsam

Orta duzey mini atx kasalardan toplayacagim. Oyun film internet icin felan. Diyorum ki monitore para vermiyim hic. zaten tek yasiyorum. Salona 42" veya alti bi tv alip sadece onunla kullansam nasil olur? kablosuz fare klavye alirim. Pc monitorunun yerini tutar mi? Dezavantaji var mi tv'nin?




 
hocam saatlerce o ekrana bakacaksin, konumu iyi sekilde mi, yani boynunu rahat ettirebilecek misin?
tv'de input lag daha fazla oluyormus sanirim, ghosting falan da oynadigin oyun turune gore sana sikinti yaratir mi?

  • jedilance  (26.11.16 17:32:55) 
masaüstü pc mi hem monitöre hem de 47 inch tv ye bağlı şekilde, biri kablolu biri kablosuz 2 klavye, 1 de kablosuz fare ile kullanıyorum. nette gezinip rahatlamak istediğimde masada oturmak yerine kanepeye uzanıp takılıyorum, ya da joystickle oyun oynayacağım zaman kanepede yayılarak oynuyorum. ciddiye almam gerkeen bi oyun olduğunda masaya geçiyorum. monitör de tv de samsung. düzgün, kaliteli bi tv alırsan lag olmaz. bende gram olmuyor. hatta tv, monitörden daha güzel görüntü veriyor bana kalırsa. renkler vs daha hoş görünüyor bana.

dezavantaj olarak, fare kanepede pek hoş olmuyor ama yeterli. çok uzakta olursa tv okumakta zorluk çekebilirsin. bunun dışında ciddi bi dezavantajı olmuyor.
  • washe  (26.11.16 17:37:58 ~ 17:39:33) 
LG'ninkini aldım ben. Arada bir laptopu bağlıyorum. Normal PC monitörü gibi ama ayarlanabilirliği yok. Yani aşağı ya da yukarı indiremiyorsun. O kötü oluyor.


  • birşeylersoracağım  (26.11.16 17:38:44) 
bir arkadaşım odasında tv olmasına rağmen eski tip bir monitörde oynuyor oyunları, hatta 4-3 oran böyle ben dalga geçiyorum falan. tv yi kullanmama sebebi olarak da oyun oynarken mouse u hareket ettirmek ile ilgili bir şeyler dedi de bilemiyorum. hassaslığı ayarlanabiliyor mouse'un da niyeyse kötü olacağını söyledi.


  • senolll  (26.11.16 17:40:15) 
@jedilance @washe lag icin hangi ozelligine dikkat etmek gerekiyor?

Onun disinda ekrani oturma pozisyonuma gore asagi konumlandirabilirim. internet icin yaklastigimda boynumu kirmamak adina. oyun icin kablosuz joystick de alinabilir.
  • yons  (26.11.16 17:46:21) 
hocam bakın ben denedim

1- kablosuz klavye oyun kaldırmasi gerekli
yani wow skyrim oynayacaksan sıkıntı

2- buyuk fonta ayarlıyorsun
rahat oluyor

3- ama internete rahat girilmiyor soyliyim
  • kingcyrax  (26.11.16 20:20:49) 
hocam ben tam teknik bilmiyorum.

oyun icin alanlar tepki suresini dusuk ms'li seciyorlar 1 ms flan.
yada yenileme frekansini yuksek secmeye calisiyorlar heralde. millet 144 hz falan ariyordu.
bir de monitorlerde freesync ve g-sync diye iki kategori mi varmis, birisi yazilimsal digeri donanimsal miymis tam bilmiyorum ama ona da dikkat edildigini okudum sanki.
  • jedilance  (27.11.16 16:29:21) 
lag için dikkat etmen gerkeen şey gidip de vestel almamak mesela :) biraz paraya kıyıp samsung, lg vs al. bendeki samsung 3-4 senelik ve smart dahi değil ama dediğim gibi çatır çatır.

bende rahat bi kanepe var. eve gelip oturup da ne kadar rahat bunalr diyen olmadı. gebzedeki mobilyacılar çarşısından almıştım. kendi de fiyatı da dandik ama rahat :) bi de puf var. ayağımı uzatıyorum mis gibi oh :)

kablosuz klavye oyun kaldırması gerekli derken ne demek istenmiş anlamadım ama;

yıllarca logitech kablosuz klavye kullandım. şimdi logitech kablolu kullanıyorum ve kabloluya dönmemin tek nedeni keyfim ve 4 mesela a ve w ya basarken 4 e klavye basmıyordu. fare de kablosuz, g930. hiç öyle lag, takılma vs derdim olmadı kablosuzlarla. tv yle aramda 5 metre var. sözlüğün fontları 14 pt ya ayarladım. mis gibi okuyorum (benim gözler için insan değilsin diyenler var, en kötü sen yazıları büyütürsün) ve web de gezinmek kadar rahat bişi yok kanepede yayılarak.
  • washe  (27.11.16 17:16:02) 
[]

Butun gezegenler yuvarlak mi?

s.b.




 
evet kütle çekimdendi sanırım belli bir kütle üzeri olunca küreleşiyor gezegenler.


  • cekilmis gayfe  (21.11.16 23:38:34) 
Yuvarlak değilse gezegen olamıyor zaten gezegen niteliği kazanması için yuvarlak olması şart.


  • angelus  (22.11.16 00:26:18) 
bazıları dikdörtgen.
havada asılı kaldım, şahitlerim var.

  • bigbadabum  (22.11.16 01:04:13) 
Kusursuz bir yuvarlak değil.

www.kozmikanafor.com

www.kozmikanafor.com
  • premium hayat yan gel yat  (22.11.16 01:12:22) 
[]

kahve tavsiyesi

hangi kahveyi tavsiye edersiniz. paket olarak almalık.




 
nasıl yani? çekirdek kahve, granül kahve?


  • re noreno  (21.11.16 15:38:14) 
granül olarak.
nescafe'nin tadı kötü gelmeye başladı bana.

  • yons  (21.11.16 16:21:55) 
granülse jakobs monarch millicano yu tavsiye ederim.


  • red g  (21.11.16 16:32:44) 
tchibo'nun granül kahvesini metheden arkadaşlarım var, kavanozda satılıyor sanırım.

ama bence bir ucuz bir french press alıp çekirdekten çektirmek çok daha iyi.
olmadı bir filtre kağıdına kahveyi koyup yavaş yavaş üstünden sıcak suyu geçirmek de ikinci bir alternatif, ucuz olması ve gerçek kahve adına.
  • overthrower  (21.11.16 16:38:43) 
French press +1111
Granül kahve baya kötü yani, 1 hafta french press kullan granüle dönemezsin.

  • r_u_h  (21.11.16 16:45:08) 
benim arkadaş var evde kavuruyor dehşet oluyor satıyor ama bu aralar sipariş çok oluyor diyordu yetişemediğini söylüyordu yinede istersen bi sorarım


  • Yaratıcı Nickli Helper  (21.11.16 17:12:51) 
@yaratıcı nickli helper, evde granül kahve yapabilmesi için sprey kurutucu atomizer falan lazım. Granül değildir o. Düz cekirdektir.


  • overthrower  (21.11.16 17:44:59 ~ 19:12:25) 
[]

Karbonat ile soda ayni sey mi?

Temizlik icin olani




 
temizlik icin karbonat ariyorum da. ondan sordum.


  • yons  (19.11.16 22:10:57) 
Temizlik için kullanılan çamaşır sodası adıyla geçer. Mutfakta kullanılan kabartma tozu veya karbonattır. Farklı kimyasal maddelerdir.


  • mikro patlama  (19.11.16 23:28:16) 
[]

dolar

mevduatımı dolara çevireyim diyorum ama bi yandan da bedevi şansı var bende. ertesi gün lap diye merkez bankası müdahale eder kesin.
bu yükseliş trendine müdahale gelir mi dersiniz?



 
bir arkadas yatirim yapmak mantiksiz demis ama olay yatirim degil zaten. ulke iflas ediyor an be an, daha da fakirlesmemek icin ekmekler, yag almak icin uzun siralar oldugunda, tl kagit parcasindan farksiz oldugu anda hayatta kalmak icin yine dolar alirim. su saatten sorna ne yatirimi, hayatta kalmak icin almak lazim.
gerekirse binersin ucaga gurcistana gidersin 1 2 ay elinde dolar oldugu surece, ama tl ile turkiye disina adim dahi atamazsin.

sonuc olarak bunlar benim kisisel gorusum, bunlari baz alarak yatirim filan yapmayin tabiiki, sozlerimin hicbiri yatirim tavsiyesi degil, sahsi kaanatim.
  • matematik koyu  (18.11.16 12:53:48) 
[]

neden dizilerin bölümlerini farklı yönetmenler çekiyor?

birçok dizide böyle bu. özel bir sebebi var mı?




 
anlaşmaları öyledir? oyuncular hep aynı mecbur değişiklik olsun diyorlardır? yönetmenlerin hepsi belki kaprslidir. aynı işi uzun süre yapamıyorlardır? kafamda deli sorular dı dım dım.
bu arada "rez" arkadaşta cevabı merak etmiş demek. biri yazarsauyarı gitsin diye rezerve yapmış?

  • nymphe  (17.11.16 23:43:14) 
[]

akp bürokratlarını g.t etmek çok basit lan

şu tartışma programlarına katılan iktidar yalayıcılarının tıkandığı noktada yattığı şey hep kanıtla da kanıtla. canlı yayın olduğu için o anda hadi bulup getireyim diyemiyorsun zaten. onların da güvendiği nokta bu.
çok basit argümanların birer sayfa kanun maddesi veya yandaş medyanın haber sayfasını alacaksın yanına. (dünkü programda mesela israilden alınan özür parası) yanında değilmiş gibi adamla tartışırken son kertede çıkarıp sokacaksın g.tüne. kalacak öyle.
yanlış mıyım?


 
yanlışsin. hakli da olsan bu dille bir yere gelemezsin. muhalefette halkin dilinden konusmadigi, onlari duymadığı icin gelemiyor iktidara.


  • 1adam  (17.11.16 10:48:09) 
göt etmek basit de, göt etmenin herhangi bir getirisi olmuyor ki; kendi kendini göt edenleri bile mevcut.


  • baba jo  (17.11.16 10:51:31) 
[]

dolar yükseldikten sonra zam haberi çıktı mı?

elektrik, doğalgaz, benzin vs. dışarıdan alınan diğer hizmetler.




 
şu an için bildiğim yok ama yeni yıla bir şey kalmadı şunun şurasında. temiz iteleyecekler yeni yılda. az sabır.


  • antipodes  (15.11.16 14:53:14) 
sıfır otomobillere 1-2bin zam geldi.


  • brakgn  (15.11.16 14:55:02) 
dakka bir gol bir
www.bursadabugun.com

  • yons  (15.11.16 17:52:11) 
[]

parayla mutluluk olmaz vol ~

bunu da hep hali vakti yerinde, ekonomik kaygıları olmayan insanlardan duyuyorum.
muhabbet paradan puldan açıldığında maddi açıdan refah olan kişi bunu dile getirir bir yerde, haklısın deriz ve konu kapanır.
ya benim hayattaki motivasyonum yanlış ya da bu muhabbette bir yanılgı var.
bu diyaloglardaki parayı önemli bulan taraf (%99,8 + ben diyelim) hayatını sıkıntısız geçirebilmek için ister. bkz egitim.erciyes.edu.tr
içinde bulunduğumuz toplum içerisinde mutlu da demiyorum, nötr bir ruh halinde olabilmek için belirli bir gelir elde etmek (çalışmak) gerekiyor.
ben her ay verdiğim evin kirasının boşa gittiğini bildiğim için huzurlu olamıyorum, çünkü gelecekte çalışamayacağım. ev sahibi olabilmek için çabalamam gerekli.
veya her gün sabah akşam toplu taşımada göt göte (mecazi değil) giderken huzurlu veya mutlu olamıyorum. sistem beni araç almaya zorluyor, onun için de çabalamam gerek. www.rayhaber.com
özel sektörün rekabet ortamında (bkz. işsizlik oranları) mevcut işimden olmamak için ayrıca çabalamam gerekli.
sistemin dışına da çıkamam. temel ihtiyaçları karşılayabilmek için sistemin içinde çalışıp maaş elde etmem gerek. babadan atadan miras yok, ticaret için sermaye de yok. (mecburen) çok çalışınca da bu muhabbet hortluyor işte.

özet geçiyorum: optimum refah elde edebilmek için çabalıyoruz, mutluluk için değil olm. mevcut durumumda günde 3 birim mutlu oluyorsam 5 birim de mutsuz oluyorum maddi yetersizliklerin sonucunda. bu 5 birim mutsuzluğu azaltan şey de para.
zengin ipneler konuyu saptırıyor bence :D

 
bir noktada bakışınız hatalı. refah elde edebilmek, mutluluk bunlar bağlantılı. 2 mazlow görüp hemen heyecanlanmayın. doğruluk payı var ama temel basamaklar zaten elinizde.

siz en üstteki 2 basamaktasınız. kim ne derse desin. bu bahsettikleriniz başka problemlerin nedeni aslında.

ben de ailesinden bir şey kalmayacak olan, akraba kavramında hep yararlanılacak taraf olan, evi arabası etc si olmayan biriyim.

neyse para mutluluk getirmiyor. yardım ediyor, ama paranın getireeği sorunlarınızda var, korku mesela. yada para sahibi olunca yapacaklarınızı daha sonra ileride yapamazsanız mutsuzluğunuz daha da artacak.

okuduğum kadarıyla bir çok bilgiyi kafanızda yanlış yönlendirmişsiniz. kira boşa gitmesi meselesi mesela çok basit bir yatırım çözümlemesi ile halledilecek bir şey. toplu taşımayı yönlendirerek kullanabilirsiniz gibi. bu sırada vaktinizi değerlendirmek gibi. kirada iseniz niye toplu taşıma kullanıyorsunuz gidin işe yakın yerde oturun mesela.

sistem niye araç almaya zorlasın? niye arabaya ihtiyaç duyuyorsunuz? araç ile gidilmeyecek yerlere gitmeyin. bunun nedeni işte o üstteki iki basamakta olmanız. araç alma isteği.

neyse daha yazarım ama mantelite değiştirmeniz gerek bence.

zengin ipneler konuyu kaydırmıyor, insanlar her şeye sahip olmak istiyor, ben neyim, neredeyim, neler yapabilirim, zekiyim ama çalışmıyorum ama niye çalışmıyorum, gibi soruların cevaplarını kendine dürüstçe vermiyor. ne kadar emek o kadar başarı.
  • kurnaz  (13.11.16 15:05:54 ~ 15:08:41) 
Açık olmak gerekirse parayla mutlu olabilecek bir insanım.


  • dissendium  (13.11.16 15:11:57) 
Çok haklısın. Parayla mutluluk olmaz lafını ancak hayatı boyunca sıkıntı çekmiş halen durumu iyi olmayan biri söylerse bir nebze anlarım. Para önemsiz diyen biri parasız kalsın bak nasıl önemli oluyor. Para derken illaki ev arabada değil kastettiğim. Çok ufak detaylarda ortaya çıkar bunlar.

@kurnaz toplu taşıma da kitap okumak iş çıkış ve giriş saatlerinde pek mümkün olmuyor malum. iş yerinin yakınına taşınmakta çok kolay değil. kiralar daha yüksek olabiliyor, eş başka yerde çalışıyor oluyor vs.
  • mysticriver  (13.11.16 15:13:44 ~ 15:15:08) 
@kurnaz, verdiğim 3 örnek de direk çalışmayla (emek) bağlantılı şeyler. işe gidebilmek için toplu taşımaya biniyorum. işyerimin bulunduğu semt lüks denebilecek bir seviyede. her gün kiralık ilanların sayfalarını aşındırıyorum, lakin pahalı. kirayı karşılasam birikim yapamayacağım. birikim yapamazsam gelecekte emek gücümü kaybettiğimde temel ihtiyaçlarım için kenarda yatırımım olmayacak.
bindiğim araç yukarıdaki resimle aynı. kitap okuyaman o ortamda. cepten telefonu bile çıkaramıyorsun çoğu zaman.
söylediklerinde haklılık da var elbette. biraz da elimdeki işten sıkıldığım için yazdım duyuruyu (procrastination). pesimist değilim hayata karşı :)
çalışmaya devam.
  • yons  (13.11.16 15:33:02) 
@yons emeği yanlış yere veriyorsun.

Ev bakmak, işe otobüsle gitmek, yürümek gibi şeyler geleceğini değil bugününü kurtaracağın şeyler.

Emeği kafana yapman gerek. Sallıyorum 6 sene sonra doktor olacağım gibi.
  • kurnaz  (13.11.16 15:41:03) 
Ted'de bir konuşmada bununla ilgili bir araştırma ve verilerini paylaşmışlardı. Yoksulluk sınırının altındayken parasızlık mutsuzluk getiriyordu, belli bir sınırdan sonraysa para ile mutluluk arasında bir bağlantı kalmıyordu, ilişki sabitleniyordu.

Ben ilkokuldayken pek malımız, mülkümüz yoktu. Annem ve babam işçi olarak çalışıyordu, kazandıkları 3-5 kuruşu gelecek için biriktiriyorlardı. Kutu gibi bir evde 5 kişi yaşıyorduk. Sonra liseye başladığım sene bizim için bir dönüm noktası oldu, babamın o zamana kadar yaptığı doğru yatırımlar, çok çalışmaları ve tutumlu olmaları sonucunda kendi işimiz, müstakil bir evimiz ve jeepimiz oldu. peki daha mı mutlu olduk? yoo. artık ailecek dışarıda yemek yiyebiliyorduk arada bir, yazları beş yıldızlı otelde tatil yapabiliyorduk ama öncesine göre daha mutlu filan olmadık hiç. ailemden dolayı böyle bir tecrübe yaşamış olmam hayata bakışımı çok etkiledi elbette. şu an yapacağım işi cebime girecek paraya göre seçmiyorum, evleneceğim adamın statüsü, varlığı umurumda değil. giyeceğim kıyafetleri, yemek yiyeceğim yerleri de popisine göre seçmiyorum. hatta doğru dürüst kıyafet alma, restoranlarda yemek yeme hevesim yok.

çünkü mutluluk sahip olduğumuz dört duvarda, üstümüzde taşıdığımız kıyafetlerde, beş yıldızlı otellerde değil. paranın mutluluk getireceğini sanan alt ve orta direk insanlar bunun farkında değil.

peki mutluluk nerede? herkes kendi mutluluğunu yaratır. benim için mutluluk bilgide, üç satır yazı yazıp yeni bilgi üretmede, sevgilimle çadırda kamp yapmakta, ailemle balkonda çay içmekte.

parayla mutlu olunmaz sözü fakirleri oyalamak için üretilmedi. asıl para kazanıp tüketmenin mutlu edeceği sanrısı insanlar para kazanmak için yırtınsın ve kazandığını harcasın, sistemden de çıkamasın diye üretildi. siz de bunun bir örneğisiniz.
  • gmzo  (13.11.16 15:54:47) 
" Türk-İş, her ay düzenli olarak yaptığı “açlık ve yoksulluk sınırı” araştırmasının Eylül ayı sonuçlarını açıkladı. Buna göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcamasını ifade eden açlık sınırı 1386,22 TL; gıda harcaması da dahil yapılması zorunlu diğer aylık harcamaları ifade eden yoksulluk sınırı ise 4 bin 515,37 TL oldu. Bekar bir çalışanın aylık yaşama maliyeti ise 1711,50 TL olarak gerçekleşti. "

yoksulluk sınırının altındaymışım :(

cevaplar için teşekkürler, fakat benim parmak bastığım nokta para ile lüks bir hayat yaşama arzusu, aşırı tüketim yönünde değil. bu yönde düşünen de çok ama insanların çoğunluğunun refah seviyesinin altında bir hayat sürdürdüğü için mutsuzluk çektiğini düşünüyorum. daha temel ihtiyaçlar olarak düşünün. barınma, ulaşım, gıda, sağlık, eğitim, daha sonra sosyal aktivite.
iskandinav ülkeleri belki iyi bir örnek olabilir bu sava. ekonomik refah seviyeleri iyi ve mutluluk endeksinde başı çekiyorlar. arap ülkelerindeki gibi abartı lüks bir hayat yaşadıklarını sanmıyorum.
tr.wikipedia.org
  • yons  (13.11.16 17:55:58) 
[]

trump ve tayyip'in tabanı benzer mi?

ikisinin de hitap ettiği seçmen tabanının motivasyonları, hayata bakışları, eğitim düzeyi vs. benzer midir?




 
alakaları bile yok, bu nasıl kıyas?


  • loser blueser  (12.11.16 16:06:49) 
Benzer cunku korku ve tahammulsuzluk retorigine prim veriyorlar (ya da baska cekincelerden dolayi hosgorebiliyorlar). Terorizmi buyuk tehdit gorenler Trump'a oy veriyor. Ayni Tayyip gibi sehirlesmemis kirsal kesimden oy aliyor. Dolayisiyla gelir seviyesi dusuk insanlar daha cok oy veriyor.

Benzer degil cunku egitim seviyeleri demoktratlarinkiyle cok farkli degil. (Turkiye'de egitim seviyesi ile oy verilen parti arasindaki korelasyon epey yuksekken ABD'de yine fark olmakla birlikte bu farkin buyuklugu o kadar da onemli degil.). Trump'a aslinda o kadar da guvenmiyorlar ya da samimi bulmuyorlar. Turkiye'de ise duygusal bir bag var. Guclu lider olmasi insanlari cezbediyor. Turkiye'de gelir seviyesi daha dusuk insanlar, ayni Amerika'daki gibi kendini daha iyi temsil edeceklere oy vermese de bunun motivasyonlari farkli zira Turkiye'de ulufe kulturunden beslenen sosyal yardim adi altinda sacma sapan bir duzen var. ABD'de bu bu sekilde islemiyor. Ek olarak Trump agirlikli olarak beyazlardan oy alirken, Tayyip Turkiyedeki ana azinlik olan Kurtlerden de oy aliyor.

Genel olarak bazi analojiler olsa da farkli taban diyorum.
  • f_d  (12.11.16 16:14:58 ~ 16:26:41) 
İki taraf da hater. O yönden benziyorlar. İki taraf da ekonomi için bir yerlerini vermeye hazır vs vs.


  • 6 yasimdan beri metal dinliyorum  (12.11.16 16:15:04) 
Dün bir AKP'li yanımda aynen şöyle söyledi:

"Bu tırambı istemeyenler neye istemiyorlar yauv, ne güzel doların değeri çıhtı işte."
  • 6 yasimdan beri metal dinliyorum  (12.11.16 16:16:27) 
[]

youtube reklamı atla seçeneği

5 saniye sonra reklamı atlaya bastığımızda videoyu yükleyen kanal yine reklam gelirinden pay alıyor mu?




 
Tık olmadıkça para yok.


  • kurnaz  (12.11.16 14:52:13) 
Tık almasına `gerek yok. Gösterim başına para ödeniyor. Mesela 1000 gösterim 1 Dolar. bu oranı salladım ama ücret şekli bu şekilde. Hatta sahte tıklamalar, kötü amaçlı kullanımlar filan ban sebebi oluyor.

İçerik üreticisinin para alamadığı tek şekil, reklam engelleyici programların kullanıldığı durumlar. Çünkü öyle olunca reklam görüntülenemeden direkt pas geçiliyor.

Tıklamanın şart olduğu reklam türleri de var. Reklamveren bunu baştan seçebiliyor.

Zamanında hem reklamveren hem de içerik üretici olduğum durumlar vardı. Youtube için durum böyle, Facebook için biraz daha farklı.
  • sansli pipi  (12.11.16 15:15:52) 
gerçekten faydalı işler yapan amatör youtube kanallarında reklamı beklemek gerekiyorsa bekleyeyim diye sordum. hiç yoktan böyle bi faydam dokunsun.


  • yons  (12.11.16 15:29:52) 
O zaman reklama tiklayabilirsin ve acilan pencerede 1 dakika boyunca gezinmen iyi olabilir. Ama o reklam gelirleri ülkemizde cok düşük. Düşündüğün kadar maddi yardimi olmayacak. Durekt bağış yapmak gibi bir imkanin varsa emin ol en iyisi o. Paypaldan sonra o isler ne hale geldi onu bilmiyorum tabi.


  • sansli pipi  (12.11.16 15:32:42) 
80k izlenme alan, telif sikintisiz, ozgun icerikli videolarım oldu, 50 doların üzerinde kazanamadim aylik. Bin izlenme bin lira turkiyede imkansız. Her videosu gunluk 100k izlenen kanallar var türkiyede.


  • sansli pipi  (12.11.16 15:45:43) 
@sansli pipi

gösterime ödenmiyor, tıklama ödeniyor, gösterimde ortalama yapıyor. 100 kişide 1-5 tık arası normal, 100 kişide 10-50 tık alırsın. 200 kişi izlediyse bunu 1000e oranlıyor sistem, izleme başı diyor ama tıklama olmadan 1 milyon izlen para yok.
  • kurnaz  (12.11.16 16:06:29) 
[]

1. kata zemin kat denmesi

bana çok saçma geliyor la bu. eşşek kadar oldum hala kabullenemiyorum bu olayı.
bakıyorsun toplam 8 tane kat var ama en üst kata 7. kat, 2. kata 1. kat diyorlar. bi tane katı sıfır olarak sayıyorlar.
yav insanoğlu saymayı öğrendiğinde elindeki dört tane taşı üç mü saydı sanki.
mantıksız değil mi bu?

 
bence değil, zemin kattır orası, asansörle 0'a inersin. bu durumda eğer zeminin altında bir kat varsa oraya mı sıfır diyeceğiz yoksa 1'den direkt -1'e mi geçeceğiz?

ben de hiç anlamam insanlar niye inatla giriş katlarına 1 der :/
  • 111111  (02.11.16 14:47:19) 
Sifir referans noktasi, bir referans noktasi olmadan +1 / -1 sayim yapamazsin. Gayet mantikli yani.


  • neferkitty  (02.11.16 14:49:06 ~ 14:49:27) 
seni japonya'ya alalım, orada rahat edersin, birinci kat diyorlar zemin kata.


  • neseranni  (02.11.16 14:49:40) 
cis ülkelerinde de zemine 1 diyorlar. kültürle ilgili bir durum.


  • desdinova  (02.11.16 14:55:36) 
abd'de de zemin = 1.

ama her ikisi de normal, garip bir şey yok. aynısı yaş hesaplamada da var. kimisi bitirdiğin yıl sayısını yaş olarak söyler, kimisi içine girdiğin yıl sayısını. skalar ölçümlerde referansı herkes aynı almalı diye bir kural yok, yeter ki ölçek hızı aynı olsun :) (bkz: anders celsius)
  • 507  (02.11.16 14:59:03 ~ 15:02:53) 
hayır mantıksız değil.
zira ora kat değil, düz ayak. kat dediğine merdivenle çıkılır.

  • manuel mandalina  (02.11.16 15:00:29) 
gerçekten çok mantıksız.
zemin kat 1. kattır, üstündeki kat da 2.
asansörle 0'a inersin denmiş. siz 1 katlı olan evlere "0 katlı" mı diyorsunuz? 2 katlı evlere de "1 katlı" mı?

bu arada bir Şehir Plancısı olarak bina analizi yaptığımızda yaklaşık 3 metre olan bu katları "1"den sayarız. 9 metrelik bina 3 kattır yani.
  • senolll  (02.11.16 15:02:47 ~ 15:05:04) 
ben de kabullenemiyorum.

bu mantıkla şu ev 1 katlı mı ?

www.youngarchitectureservices.com

yok iki katlıysa yine bu mantıkla 2. kat 1. kat oluyor. o zaman bu evin diğer katı nerede? benzer şekilde 3 katlı pasta dendiğinde aklınıza kaç bölümden oluşan bir pasta geliyor? 4 mü?
  • sir gawain  (02.11.16 15:21:18 ~ 15:29:54) 
Bende anlamıyorum o yüzden hep birinci kat diyorum, arkadaşlarım beni bulamıyor.


  • geçerkenugradım  (02.11.16 15:22:27) 
Mantıksız, ben hala 1. Kat derim.

Saymayı 0 1 2 3 diye yapmıyorsak kat saymaya da sıfırdan başlanmaz.
  • doxanikee  (02.11.16 15:30:23) 
Bodruma ne diyeceğiz o zaman 0 mı, ne alaka? Yine -1 mi, e 0 nereye gitti? İkisi de anlamsız oluyor. 1. Yüzyılın 0-99 yıllarını kapsaması ama 100. Yılın 2. Yüzyılda olması gibi anlık şüpheye düşüren sonra hee öyle değildi dedirten bir durum bu da. Zihni canlı tutuyor keriz ile kurnazı ayırıyor böyle şeyler. Bence iyi bir isimlendirme olmuş.


  • herp  (02.11.16 17:13:31 ~ 17:14:33) 
Bir programcı olarak zemin kata 0 derim.

$dortKatliBina = array(0,1,2,3);
  • harzem  (02.11.16 17:48:16) 
@sir gawain güzel örneklemiş. hadi bunu da cevaplayın ateyizler


  • yons  (02.11.16 18:04:15) 
@herp, evet hocam bodrum da -1'dir. Niye illa 0'a bişey densin? 0 Yokluktur, binanın arsasıdır, sadece düzlemdir. Üstüne 3-4 metrelik kat gelince 1. kat, altına gelince -1. kat olur.


  • senolll  (02.11.16 20:58:41) 
[]

iphone sevilen parçalar

şu soldaki kalp ile işaretlediğim parçalarımı listelemiyor mu iphone? bulamadım. ne işe yaradığını da anlamadım. (ok işareti aklınızı çelmesin, netten buldum fotoyu)
ios8release.com



 
itunesdan akıllı liste yapacaksınız sonra her kalbe bastığınız parça o listede çıkacak.


  • excespeace  (27.10.16 14:45:01) 
[]

youtube'a erişim

adres satırına www.youtube.com yazarak youtube'a giremiyorum.
google'dan youtube aratıp tıklayınca giriyor ama bu linke www.youtube.com

sıkıntı bende mi? yoksa yasaklı olmasıyla ilgili birşey mi?

 
https olarak giriliyor. diğer türlü yönlendiriliyor zaten. ben bir sorun göremedim. Yurtdışı sitelerine saldırılar aralıklarla devam ediyor, onunla bağlantılı olabilir.


  • teknikekip  (26.10.16 10:27:13) 
bende de var aynı sorun. hem chrome da hem de Explorer da. saldırılara bağlıyorum ben.


  • for the record  (26.10.16 11:14:16) 
DNS değiştirip deneyin arkadaşlar: (git: 1132889)


  • teknikekip  (26.10.16 11:15:36) 
[]

erp tavsiyesi

sap dışında türkçe erp yazılımı var mı? 2017 yılında kullanmak üzere çalıştığım şirket için araştırma yapıyorum. logo tiger gördüm bir tek.




 
Minerva var hocam, bi araştırın isterseniz.


  • chicha  (25.10.16 14:37:58) 
biz navision kullanıyoruz şirkette türkçe


  • dunyanin dans eden sarki soleyen pisligi  (25.10.16 14:46:50) 
axapta


  • kablelvuku  (25.10.16 19:29:51) 
[]

Bir kiyafetin saglam oldugunu nasil anlarsiniz?

Ayakkabi da dahil.
İtiraf edeyim ben anlamiyorum. Kiyafet konu olunca marka bilinirligine siginiyorum.
Siz ne yapiyorsunuz? Dayanikli kiyafet secmek icin referans noktalari var mi? Cok kiyafet parcaladim da :(


 
Markaya güveniyorum.


  • hasmetizm 2046  (23.10.16 18:39:31) 
İlk baktığım ürünün tuşesi. Dokusu kadar hammaddesi de önemli fakat beğendiysem pek önemsemiyorum. Zaten tarzınıza göre belli markalar ve ürünler yer etmiştir. O markaların da bazı ürünleri çok kaliteli olabiliyor mesela polyester içerikli bir t-shirt yerine full pamuk olan ve ince olmayan bir t-shirt kat ve kat daha fazla dayanıyor hem de sağlık açısından bıdı bıdı biliyosun. Latifeyi kesip sadede gelirsem hem tarzına ve modaya uygun olup hem de son kalite bir ürün bulmak güç, bulsan da money money. Biraz daha çeşit bulundurup az az kullanırsan daha fazla dayanır gibi.


  • Hendrix'e tapan adam  (23.10.16 18:46:17) 
tecrübelerimden yola çıkarak markalara güveniyorum.
kumaştan falan zerre anlamam. gömleğe dokunup "oo kumaşı güzel" falan diyen insanlardan olmadım hiç. o yüzden x markasından daha önce alıp giydiğim ürünün performansını bütün markaya mal ediyorum. kafamda da markaların belli yerleri var, ona göre alıyorum.

  • naberabi  (23.10.16 18:53:14) 
Çok kıyafet parçaladım ne demek ya? 12-13 yaşında sokakta top oynayan biri değilsen durumun normal değil. Bir de BDSM partileri yapmıyorsanız. Dikiş bölgelerine bakmak gerek. Kalın ve sağlam görünüyorsa iyidir.


  • dissendium  (23.10.16 18:57:12) 
pantolonun ag bolumu. Tisortlerin yakalari. Ayakkabinin tabani. Gomleklerin kollari vs vs parcalamak derken bu kisimlarin cabuk yipranmasi ve sokulmesini kastediyorum. Duyurunun butununden deyim kullandigimi anlayamadiysan sen normal degilsin.
Once tusenin ne oldugunu ogrenmekle basliyim.

  • yons  (23.10.16 19:09:56) 
@yons, bence hala sen normal değilsin. 23 yaşındayım, hayatımda hiçbir tişörtümün yakası aşırı yıpranmadı. Ki yıpranmakla parçalanmak çok farklı şeyler. Yıpranmaktan parçalanmak anlaşılmaz. Türkçe de bilmiyorsun sanırım. Ayakkabı tabanı demişsin. Yıpranmayan ayakkabı tabanı var da biz mi bilmiyoruz? Bakımsız birisin demek ki.


  • dissendium  (23.10.16 19:18:59 ~ 19:20:44) 
iyi bir markadan alınca güveniyorum. kumaşlardan da anlıyorum


  • fragile lady  (23.10.16 21:48:57 ~ 21:49:24) 
@dissendium duyurunun ozunden kopup tanimadigin insanlari yargilamak ve kucumsemek gibi davranislar sergiliyorsun. gayet acik anlasilir iki cumleyi anlamak icin caba sarfetmeyip saldiri ve dalga moduna geciyorsun. sirf bu cevabi yazmak yerine hicbirsey yazmamak senin ve duyuru acanlar icin en faydali secenek olurdu.
uc tane cumle ustunden normal olmadigimi, turkce bilmedigimi, bakimsiz oldugumu cikarmissin. Sherlock bile bu kadar az veriden fazlasini cikaramazdi. Umarim sanal olmayan hayatinda bu kadar on yargili degilsindir. Cevrendeki insanlara acirim oyle ise.

  • yons  (24.10.16 00:06:10) 
[]

atanamayan ogretmenler hk.

konuya uzak biri olarak anlamaya calisiyorum su atanamayan ogretmenler konusunu.
- bir yilda istihdam edilebilen ortalama ogretmen sayisi ne kadar?
- toplam atanmayi bekleyen ogretmen sayisi ne kadar?
- bir yilda atanmayi bekleyen ogretmen sayisina ne kadar sayi daha ekleniyor?

Bunlari goz onunde bulundurmak gerek yorumlarken.
Rakamlari bilmiyorum ama atanan ile atanmayi bekleyen kuyruguna eklenen sayi baya farkli olsa gerek. Yuzbinlerden bahsediliyor.
Bu durumun olusumuna sebep olarak devletin atanmayi bekleyen ogretmenlik icin halen daha universitelerde kontenjan actigini goruyoruz. Evet bu bariz bir yanlis. İktidarin cikarina kullanabilecegi bir potansiyel var ve vazgecmiyor bu havuzdan.
Neyse, isin devlet tarafinda bir yanlislik var. Kasitli giderilmiyor.
Kendimi meslek secme donemecine koyuyorum. Baktigimda devletin eksikliginden kaynaklanan birikmis ogretmen adaylari var. Benim icin muazzam bir rekabet bekliyor demek bu. Yillarca beklemem gerekiyor atanmam icin. Kesin de degil.
Devlet beni dusunmedigi icin artik kendimi dusunmem gerekiyor. Neden bu yola girmeliyim, alternatiflerim neler. Meslek secimi yapilirken piyasaya bakmak gerekmiyor mu biraz da?

 
çünkü öğretmenlerin çoğu puanı sadece ona yettiği için tercih ediyor. bir şey olamadım bari öğretmen olayım düşüncesi. gerçekten öğretmen olmak isteyenler atanıyor zaten. mesela lisede iyi bir puan alan ve öğretmen olmak isteyen bir arkadaşım pdr okudu ve mezun olur olmaz atandı. bir kişi zaten lisede başarılı bir öğrenciyse böyle ataması yüksek bölümlere yöneliyor ve sıkıntısız atanıyor. atanamayanlar da puanı anca ona yetenler.

liseden mezun olduğumda ataması yüksek diye sınıf öğretmenliğinin puanı hukukla denkti. buna rağmen aklıma bile gelmedi sınıf öğretmeni olmak. çünkü matematik öğretmeni olsan dersanede çalışırsın, özel ders verirsin falan. ama sınıf öğretmeni olursan devlete giremezsen yandın. devletin de ne yapacağı belli olmaz diye düşündüm. daha sonra 2012de 4+4+4 çıktı sınıf öğretmenliğinin puanı düştü.

bence atanamayan öğretmenler zaten atanmasın da. lys'de en başarılı öğrenciler zaten öğretmenlik yazmıyor. yazanlar da mezun olur olmaz atanacağı bölümlere gidiyor ve atanıyor. yani atanamayan öğretmenler tamamen algı yönetimi ve lisedeki başarısız öğrenciler. diğer taraftan üzülüyorum. bu insanlar genelde alt-orta sınıftan geliyor. ellerinde çok alternatif yok. ama ülkenin genelinde olan devlete sırtını dayama isteğinin sonucu bu.
  • black mamba  (23.10.16 14:34:59) 
[]

Abd secimlerini anlamak

Abd baskan adaylari trump ve hillary buradan ve sosyal medyadan gordugumuz kadariyla birbirlerinden vasat. herkes abd'ye aciyor bu ikisine kaldiklari icin.
bu partiler baska aday cikaramadi mi yahu peki? Taraflardan biri az biraz profesyonelce davransa secimi goturecek gibi.
Yok abd halki bizdeki gibi cahil cesareti olan insanlari mi seviyor? Sacma sapan olsa da gaza getirici seyler prim yapiyor belkide. Hi?


 
Hillary vasat. Trump tam bir komedi. Gidip bu ikisinin salak münazarasını ciddi ciddi izleyenler var türkiyede ahmet hakanı izleyenler olduğu gibi. Bence seçimler pek bir şey ifade etmiyor. Para kimde ise düdüğü o çalıyor. Para da Yahudilerde, ortadoğu için bushtan daha hayırlı olmayacak bir demokrat aday çıkardılar işte.


  • Batuhanolabilir  (23.10.16 12:12:44) 
Malum sistemin bekası için böyle iki abuk adayın çıkması şart. Sanders'ın demokratlardan aday olmaması için binbir türlü katakulli dönmüştü. Adam yine de mevzuyu sola çekebilmek için elinden geleni yaptı. Şu anda Hillary "ben de işçi çocuğuyum, ben de sizin gibiyim" edebiyatı çekmek zorunda kalıyorsa bunda Sanders'ın payı büyük.

ABD'nin de sosyalist, komünist partileri var. Anarko sendikalizm de mevcut. Fakat o gürültü içinde bir şekilde boğuluyorlar.
  • sevgikusunkanadinda  (23.10.16 12:15:10) 
"Yok abd halki bizdeki gibi cahil cesareti olan insanlari mi seviyor? Evet oyle. Amerikan halki bizim halktan bile daha cahil bir halk genel olarak.
Kaldi ki baskanin kim oldugu cok da onemli degil. Trump zaten gercek degil. Secimler de gercek degil.

  • stavro  (23.10.16 14:12:14) 
[]

Kapali mekanda ayakta konser dinlemek

Cok sevdigim sanatcilar sehrime gelse bile boyle konserler cok itici geliyor bana, gitmiyorum. max 50-100 kisinin alindigi (20 30 kisilik got kadar mekanlar da boyle) yerde saatlerce ayakta dikilmek bana hic cekici gelmiyor. Tembel de degilim aslinda. Yap 10.000 kisilik acik hava konseri aksama kadar seve seve ayakta tepineyim.
Sizin yorumunuz ne bu konuda?
(Biletix'de Mercan Dede'nin konserini incelerken)


 
sevmiyorum ben de. misal taksimdeki jolly joker. nefes alinamiyir bile. sonrasi gerginlik o bana carpti su birami doktu ve simdi erkek arkadasim gelecek falan filan. acik havada daha iyi ama onun da dar alani pek iyi degil. en guzeli konser alaninda herkes otursun ickisini icsin muzigini dinlesin rahat rahat takilinsin ama iste...


  • in vino veritas  (22.10.16 14:10:41) 
30 kişilik yerde 100 kişi olunca çığlık atıp küfür edesim geliyor. Onu bunu itip dalasım da. Ama salınım yapacak alan olduktan sonra o konsepte ayakta izlemek keyifli oluyor.


  • bir ileti paylastim  (22.10.16 14:12:35) 
Aynı şekilde düşünüyorum. Öyle ortamlarda dinlediğim müzikten de bir şey anlamadığım için sanatçıyı dinlemek istediğim halde gitmediğim çok konser oldu.


  • fotrsapka  (22.10.16 15:56:23) 
[]

evlilik teklifi yuzugu

Sirf meraktan soruyorum. Konuya baya uzagim da :)
Evlilik teklifi yapildiginda yuzuk takiliyor mu? Hayir takiliyorsa bunun kiz istemesi sozu nisaninda ne takiliyor bi daha? Caktirmadan cepte mi tasiyonuz soze nisana kadar napiyonuz, takili mi kaliyo parmakta. Anne baba gormuyor mu o parmaktaki ne ayak. Efendime soyliyim sonra nikahta bi daha yuzuk aliniyor mu?
bugunku merakim bu.


 
bazilari tek tas takiyor, nisanda alyans takiyor, evlenince alyansi obur ele aliyor.


  • compumaster  (17.10.16 19:25:14) 
Benim bildigim günümüzde evlilik teklifinde tektaş alınıyor. Nişanda taraflar birbirine alyans aliyor. Evlenince o alyansin yeri degisiyor. Sanirim böyle.birinden evlenme teklifi alıp kabul ettigine göre iş ciddiye binmistir aileler de ogrenir zaten bunu.


  • aquarium  (17.10.16 19:27:05) 
[]

merkez bankası tayyara mı bağlandı?

ben birşey mi kaçırdım. yoksa patavatsızlık mı yapıyorlar her zamanki gibi?

Piyasalarda merak edilen bir diğer konuda Merkez Bankası dolar kuruna müdahale edecek mi? sorusuydu. Soruya yanıt Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Danışmanı Cemil Ertem'den geldi. Ertem, "Dolar/TL de şu andaki seviye çok endişe edilecek bir seviye değil, Merkez Bankasının piyasaya müdahale edeceği bir durum yok" diye konuştu.
www.internethaber.com

 
şu an fiilen tüm kamu kurumları doğrudan uzuna bağlı. "yok biz bağımsız" diyeni cümlesi bitmeden fetö'den içeri alabildikleri için (bir ay fetö okuluna giden çocuk, bir tane zaman gazetesi falan yeterli) herkes tam olarak bağlanmış durumda. bir de danışmanların patavatsızlığı eklenince, olur öyle şeyler.


  • babilbaligi  (17.10.16 10:15:49) 
[]

süte ne katayım?

kahvaltı niyetine her gün 500ml sütlerden alsam, içine ne katarak içebilirim mesela?
www.uczbakkal.com



 
Muz bas blender'dan geçir, en güzel içecek


  • skulldragon  (13.10.16 10:14:12) 
muz +1


  • doxanikee  (13.10.16 10:59:17) 
tarçın, bal, muz


  • sir gawain  (13.10.16 11:25:53) 
Ben de muzlu süt yapıp içiyorum süper oluyor. Ama her gün yarım litre süt zararlı olur sanki, onu bir araştır derim.


  • peggy  (13.10.16 11:26:43) 
Bal+Keçiboynuzu unu. Kakao yerine.


  • balik kraker  (13.10.16 13:37:30) 
Bebe biskuvisi+bal blenderle. 6 bebe biskuvisi yeterli oluyordu bana.


  • balik kraker  (13.10.16 15:21:07) 
[]

bu gif nereden?

media.giphy.com




 
kız: Claudia Karvan
film: Dating The Enemy

  • masa penisi  (02.10.16 21:13:55) 
tesekkurler. Konusuna baktim simdi ilgi cekici geldi. izlerim bunu ben.


  • yons  (02.10.16 21:21:03) 
[]

tuvalette durma suresi

olm ben kabiz dahi olsam tuvalette en fazla 5 dk da isimi gorup cikiyorum. millet telefonu olmadan tuvalete giriyor yarim saat cikmiyor. eski tv dizilerde de gazete dergi ile tuvalete giren karakterler gorurdum. ben mi yanlis siciyorum lan?




 
Bence yanlış sıçıyorsun.


  • dissendium  (02.10.16 13:08:17) 
şu videoyaya da bakayım, instagram'a da bakayım derken 20dk yı bulabiliyor gerçekten.


  • kimlanbu  (02.10.16 13:08:36) 
ev arkadaşım laptopla giriyodu çıkınca ayakları uyuştuğundan yürüyemiyodu


  • masa penisi  (02.10.16 13:10:22) 
benim de 2-3 dk mı alıyor. eşim ise girdiği zaman yarım saatte anca çıkıyor. anlayamıyorum napıyor onca saat. ben zaten erken çıkacağımı bildiğim için yanıma hiçbişi almıyorum çünkü alırsam konsantre olamıyorum o zaman daha uzun sürüyor.


  • sta  (02.10.16 13:12:15) 
en guzelini yapiyorsun fazla uzun kalmak basura neden olabilir.


  • enaz3kedi  (02.10.16 13:13:05) 
ben genelde 45 dk dan once sicamiyorum. 20 dk da sicarsam kendimi sansli sayiyorum

bu da buradaki son entryim daha da kiz dusmez burdan
  • kosun lan mevzu var  (02.10.16 13:13:09) 
@fay day to break
yoo gayet isimi bitirip cikiyorum. geride kimse kalmiyor :D
hayir insanlar sinyal gelmeden tuvalete girip gelmesini mi bekliyor anlamadim..
  • yons  (02.10.16 13:15:42) 
Kabız olmamışın bence. Kabız insan 45 dk da durabilir tuvalette, durmuşu var yani :$ :$


  • yaren  (02.10.16 13:16:03) 
bu arada hatali yazmisim duyuruda. giriyor degil girmiyor olacakti. mobildeyim.


  • yons  (02.10.16 13:17:19) 
3-4 dk
5dk olmamıştır hiç.

  • basond  (02.10.16 13:23:36) 
ben sabah ilk tuvalete gittiğimde uyuyakalabiliyorum sdsjk onun dışında işim bitince çıkar giderim.


  • rayde  (02.10.16 13:28:59) 
Ben de hıc anlamıyorum bunu ya. Baktım tuvaletim gelmiş, sıkıştırıyor, giriyorum. 20 saniye içinde patır patır çıkıyor ne varsa. Ondan sonra uğraşşam da gelmiyor yani bişi. Nası o kadar saat kalıyorlar, garip.


  • basubadelmevt  (02.10.16 13:33:29) 
ben de sormuştum bunu. buradaki cevaplara ek olsun.

(git: 1059253)
  • tepedeki psychedelic adam  (02.10.16 13:41:39) 
ben de tuvalette işini ışık hızıyla halleden bir insanım.

maksimum 3-4 bilemedin 5 dk'da çıkıyorum.
  • köstebek kurabiye  (02.10.16 14:16:52 ~ 14:17:11) 
bazı insanlar temizlenmek için birkaç dk işini uzatabilir belki. ya da bağırsakları bozunca falan bi müddet uzun kalabilir. ama sürekli uzun süre kalmak pek sağlıklı gelmiyor bana. aynı zamanda iğrenç geliyor. ve orada okumak gibi bir eylemi yapmayı da hoş bulmuyorum. vaktini düşünerek değerlendirebilir insan orada.


  • gijilti  (02.10.16 14:29:13) 
[]

tarladan rafa gelirken ürün fiyatları

çok yüzeysel şekilde soracağım.

çiftçinin tarladan toplayıp 0,50 tl'ye verdiği ürün tüketiciye gelene kadar 10 tl olur ya hani.

bu aradaki artışa neden olan tüm aracılar gerçekten gerekli mi (türkiye için)? (elzem maliyetler vardır mutlaka. depolama, taze tutma, işçisi, nakliyatı vs.)

bir haksız kazanç söz konusu mu? yoksa piyasanın olması gereken noktası (optimumu) bu mu?

aracıları ortadan kaldıran veya azaltan alternatifler var mı?

 
gerekli aracılar da var tabi (nakliyeciler vs) ama bir çoğu gereksiz. bakanlık da son dönemde bu işle uğraşıyor.

aracıları ortadan kaldıran sistem,üreticinin desteklenmesi ile olur. üreticiyi kredi ve hibelerle destekler ve kendi nakliye araçlarını, kendi pazar alanlarını kurmasını sağlayıp buralarda satış yapmasının önüne açarsan aracılar azalır,ürünler ucuzlar.
  • dahili meddah  (27.09.16 11:11:57) 
Çoğunluğu doğulu mafya tipler genelde halcilik yaparlar. Ölü fiyattan alırlar, hatta fiyat bile vermezler sen malı gönder ben kaça satarsam onu sana veririm derler.

Bu tipler tamamen gereksiz ve safi zarar. Haksız kazancın kralı söz konusu. Sebze alıp satarak mercedese Almanya'da bile binilmiyordur.

Bunun önüne geçmek için kooperatifler var. Çaykur, tariş, fiskobirlk gibi.
Bu yüzden kooperatifler önemli. Bu yüzden çaykur dururken lipton içenlere kızıyoruz.
Fakat yaş meyvede ve sebzede hiç duymadım.


Zincir marketler açılabilir. Çiftçiler raf kiralar ürününü oraya koyar ya da ortak fiyat belirlenir kardan pay verir. Ama bizim millet gitmez. Virüs gibi yayılan ülker sokak lambası gibi şok market dikiyor her yere. Hepsinin de manavı var.

Yerli büyük perakendeci yok bu tür bir iş yapabilecek. Demek ki kârlı görmüyorlar. Kipa migros yabancı hep.
  • Batuhanolabilir  (27.09.16 11:25:10 ~ 11:36:45) 
tarla-komisyoncu-hal-nakliye-hal-(toptancı)-raf

bunu şöyle yaptığın zaman fiyat yarıya iniyor;

tarla-nakliye-raf.

ama hal esnafının tamamı paralı ve neredeyse tamamı akp'li. dolayısıyla kimse onları aradan çıkamaya cesaret edemiyor. küçük yerdeki çiftçinin ürününü büyük şehirlere kendi satmasını da kanunla önlediler (neden sence?). Dolayısıyla çiftçi ancak kendi civarına gidebiliyor.

öyle olunca kazığın büyüğünü biz yiyoruz.

mesele kazancın haksız olması olmamasından ziyade hangi tarafa gittiği. kendi taraflarına gitmese bin kere aradan çıkarmışlardı 15 yılda. işlerine gelmediği için sokuyorlar kazığı.

ama olsun köprü yol yaptılar.
  • babilbaligi  (27.09.16 11:29:52) 
Geçen sene Cnn Türk'te yayınlanan Cem Seymen'in hazırlayıp sunduğu (bkz: Para Dedektifi )programı tam da bu konuları ele alıyordu. Tabi ülkemizde futbol, magazin, kavga ve acun'un programları reyting getirdiği için çoğu kişi bilmiyordu ve izlemedi. Tekrarlarını burdan izleyebilirsin.

www.youtube.com

Link düzeltilmiştir.
  • iwasbornonamountainside  (27.09.16 11:51:14 ~ 17:15:11) 
[]

otomasyon devrimi sonrasi insan nufusu azalir mi?

endustri 4 yahut otomasyon devrimi, beyaz ve mavi yakali iscilerin yerini otomasyona (robotlara) birakmasi cok uzak degil. max 20-30 yil diyorum. bu durum sonrasi su an calisan iscilerin (iyimser bir tahminle) yarisindan fazlasi issiz kalacak. kimisi gecmis devrimlere bakarak yeni is alanlari acilacagini soyluyor. bence su anki isci sayisina oranla cok cok az bir is alani olusacak. zaten o isi yapabilen yorulmayan bir kod yigini var. insana ihtiyac minimumda tutulacak.
youtu.be
bu senaryoda issiz kalan, gelir elde edemeyen, haliyle tuketime de dahil olmayan insanlarin hayatini surdurmesi mumkun olmayacaktir diye tahmin ediyorum. hayatimizi idame ettirmemiz (maslow ihtiyac piramidi) calismamiza bagli sonucta. emegimizi bu ihtiyaclari karsilamak icin takas ediyoruz.

tabi bir celiski var. mukemmel sistemlerle idare edilen bu sirketler kime neyi satacak?

 
azalmaz, aksine kaynaklar daha iyi kullanildigi icin artmasi beklenir.


  • f_d  (25.09.16 13:07:31) 
Savas ve kaosla nufus azalabilir


  • HasanK  (25.09.16 13:10:30) 
@f_d
isci olarak kaynaklari idame ettiren biz degiliz. kaynak sahibi de degiliz. aksine kaynaklardan birisi biziz (emek). ona da ihtiyac kalmayacak.

  • yons  (25.09.16 13:12:58) 
sefalet artar ama nüfus azalmaz


  • medievalman  (25.09.16 13:18:19) 
@yons, size ozel konusmuyorum. sorunuz genel bir soru. sordugunuz uzere genel olarak bakildiginda sistemde bir verimlilikten bahsediyoruz. nufus, savasla ya da kitlikla azalir. (kaosla nufus azalmak zorunda degil)


  • f_d  (25.09.16 13:36:27) 
@f_d sorudaki parametrelerden bagimsiz bir cevap oldu. verimlilikten bahsetmissin ama kimin icin verimlilik. kapitalist sistemde durduk yere kimse bana kaynaklarindan istifade ettirmez. dolayisi ile benim uretim-tuketim sirkulasyonundaki pozisyonum muamma. bunu soruyorum acikca.
ayrica nufus azalmasi sadece savas ve kitlikta olusmasi genellemesi yanlis. yaslanarak nufusu azalan devletler cokca simdi bile.

  • yons  (25.09.16 13:45:05) 
soru makro bir soru. ve varsayimlar/aklimizdaki kurallar da bu sebeple mutlaka yanlis. ornegin sizin kaynaklara erisiminizin azalacagi, ya da kimsenin size durduk yere bir sey kullandirmayacagi da bir varsayim ve dogru olmak zorunda degil. (bkz: basic income)
kaynagin artmasinun nufusu arttirmasinin cok kaba bir varsayim oldugunu kabul ediyorum. ancak bunun aksi daha kaba bir varsayim.

herhangi biri icin verimlilikten degil, uretimde verimlilikten bahsediyoruz. otomasyon olduysa uretimde verimlilik olmustur. verimlilik artsa bile kaynak paylasimindan dolayi teorik olarak kitlik olabilecegini ve bunun nufusu etkileyebilecegini ben de kabul ederim. fakat bu durumda kaynagi olan tarafin nufusu niye dengelemeyecegini de aciklamak lazim. bunu zenginler zaten az cocuk doguruyor diye aciklarsak, o halde fakirlerin niye nufusunun azalacagini bekledigimizi de aciklamak lazim.
  • f_d  (25.09.16 14:01:20) 
[]

aktroll

para ile hesap satın alarak sözlükte (bariz) örgütlü propaganda yapan aktroller için sözlük yönetimi bir önlem alamıyor mu?

100 TL'ye sınırsız propaganda yapmak mümkün yani onu anlıyoruz.


 
önlem almak istediklerini sanmıyorum, daha ateşli tartışmalar daha çok sansasyon getirir; reklamın kötüsünden gocunacaklarını da sanmıyorum.


  • baba jo  (20.09.16 21:58:46) 
15 temmuz mevzuunda senkronize hareket ettiği belli olan cemaat hesaplarını uçurduklarını söylemişlerdi. aktroll'ler için de benzeri bir mevzu lazım galiba.


  • zgrydn  (20.09.16 22:25:00) 
almıyor, almasına da gerek yok.

sizin bu özgürlük anlayışınız ne, merak ediyorum. "her türlü sesin olduğu, özgürlükler platformu" olan ekşi sözlük'te "benden değilsen yazma" mantığı nedir?
gören de prim veriliyor zanneder. sizin bu halleriniz yüzünden zaten herkes oldukça aptalca görünen "not: akp'li değilim.", "not: chpsporluyum.", "not: atatürkçüyüm!" notunu düşmek zorunda kalmıyor mu entry sonuna?


ayrıca hepsini geçtim, her iki kişiden biri zaten akp'li. neden sanal ortamlarda da akp'lilerin görülmesine troll'lük etiketi vuruluyor? popülasyon yönünden bundan daha doğal ne olabilir? sözlükte pkk propagandası serbest ama siyasi görüşü akp diye adamın yazması troll'lük, öyle mi?
  • m e b  (20.09.16 22:50:44) 
maaşlı bir aktroll birimi mevcut. seçim zamanı haberleri bile çıktı. örgütlü bir şekilde zaman zaman propaganda yaptılar, hala da yapıyor olabilirler. duyurunun konusu zaten bu kişiler.

kendi adıma, normalde ak partili olan bir yazar ile bir aktroll'ün ayırt edilebildiğini düşünüyorum. alınganlık yapmak şu halde anlamsız.
  • zgrydn  (20.09.16 22:58:20) 
[]

günlük su ihtiyacını nasıl karşılıyorsunuz

ortalama 3-4 litre sanırım içilmesi gereken. geçen hafta böbrek ile alakalı bir sıkıntı yaşadıktan sonra mecburen dikkat etmem gerekti bu ihtiyaca. ama arkadaş benim ağzım kurumadığı sürece su içmek aklıma gelmez hiç. sabah beri (gıdalardan aldığım hariç) bir litrelik şişe suyu bitiremedim hala :(

nasıl yapıyorsunuz? tavsiye vs.


 
kendini zorlamaktan başka hiçbir çaren yok. su sürekli etrafında olacak. masanda, elinde, çantanda. gerekirse akıllı telefon uygulamaları var, su içmeyi hatırlatıyor, onlardan kullan.

susamasan da iç. ben de ömür boyu ilaç kullandığım için çok su içmek zorundayım. sağlıktan önemli değil hiçbir şey sonuçta.
  • nathanieltroy  (19.09.16 15:07:13) 
hatırlatan telefon uygulamaları var, idrinkwater gibi. faydalı.

çalışırken masanın üzerine görünür bir yere şişe koymak ve o şişeyi belli bir zaman içinde bitirmeye çalışmak işe yarıyor.
  • babilbaligi  (19.09.16 15:20:56) 
soda icerek karsiliyorum


  • eksimeksi  (19.09.16 15:21:06) 
sürekli üç beş tuzlu leblebi yiyerek kendimi susatsam işe yarar mı acaba. bi deniyeyim bunu.

@eksimeksi geçen aya kadar abartı düzeyde maden suyu içiyordum (günde 3-5 şişe). doktor artık asitli hiçbirşey içmememi söyledi bana.
  • yons  (19.09.16 15:22:15 ~ 15:23:45) 
ben normalde zaten çok su içerim. mesela sabahtan beri 3lt oldu bile.
ama iş yerinde ltlik bir şişe su masamda sürekli gözümün önünde duruyor ve gördükçe içiyorum. bittikçe dolduruyorum. bu benim bile içme sıklığımı çok artırdı. sürekli elinin altında tut. bir yerden sonra içtikçe içesin geliyor.

  • kaputt  (19.09.16 15:28:55) 
yarım saatte bir, bir bardak su içeceksin zorla. hepsi bu.


  • yazar yazmaz yazan yazar  (19.09.16 15:30:53) 
Gerçekten ilk başta çok sıkıntılı oluyor. Olur olmaz çişin geliyor falan ama zamanla alışıyorsun. Ayran ve kefirle ilgili bir sıkıntı var mı? Yemeğin yanında bunları iç. Bunlar da olumlu.


  • petekpare  (19.09.16 15:31:15) 
yanımdan hiç ayırmadığım bir tupper kullanıyorum 750'lik. gün içinde en az 3 kere onu doldurup bitiriyorum. iş yerinde masamda olduğu için susamasam da sürekli içiyorum. eskiden çok az içerdim. zamanla alıştırdım kendimi. bazen içine limon dilimi, taze nane, karanfil falan koyuyorum içimi daha güzel oluyor. soda, çay, ayran gibi şeylerle 3'e tamamlamış oluyorum.


  • ofelia  (19.09.16 16:34:34) 
Karsilayamiyorum. Cogu zaman midem bulanir su icince.


  • stavro  (19.09.16 16:41:11) 
[]

Ileri teknolojinin mutsuzluk vermesi

Su blog yazisini okudugumda bi mutsuzluk coktu ustume.
www.dunyahalleri.com
Teknoloji ilerledikce insan dogasinin matematiksel ongorulebilir degistirilebilir bir forma dogru evrilmesi benim canimi sikiyor. Tam olarak tanimlayiyorum. Bu kacinilmaz ve gercek tabi. elden birsey gelmez. Hani 80ler 90larda cocuk olmak gibi kavramlari abartiyoruz diyoruz ya. Sanirim bununla bir baglantisi var. bazen 50lerde 60larda dogsaydim keske diyorum.
Benzer dusuncede olanlar var mi be?

 
bir tek müzik konusunda keşke eskilerde doğsaydım diyorum, onun dışında memnunum.


  • makarnavodka  (14.09.16 11:12:58) 
Her teknolojik gelişme ve icatın negatif tarafı var ve olmaya devam edecek.


  • aklimdakisorular  (14.09.16 11:20:31) 
ben tanimlayayim. ozel bir benliginiz oldugunu dusunuyordunuz, olmadigini gormek sizi rahatsiz ediyor. iste bunlar hep id.


  • f_d  (14.09.16 11:39:20) 
Başta Hawking, Elon Musk, Bill Gates olmak üzere birçok isim gelecekten kaygılı zaten. Yapay zeka geliştirmede biraz dengeli ilerlemekte fayda var. Yani gönderdiğin linkteki bir fizik profesörünün söylediğinin aksine fişi çekmek bir zaman sonra yeterli olmayacak tabii ki.


  • soso  (14.09.16 11:40:42) 
Bkz: yabancılaşma
Bkz: modernizm

Benzer düşünceler içindeyim. Keşke 80lerde ya da 70lerde doğup 90ları daha bilinçli yaşayabilseydim diyorum.
  • mutlusismankedi2015  (14.09.16 12:10:10) 
50'lerde doğup 70'leri cillop gibi yaşamak vardı. ki benim nesil teknoloji ile büyümedi. robot suluk vardı yani en teknolojik alet olarak. şimdiki durum acınası.


  • hasmetizm 2046  (14.09.16 12:55:22) 
Ben gençliğimi 65-75 arası yaşamak isterdim. En sahici çağ o aralar gibi geliyor bana


  • turkuaz  (14.09.16 13:34:28) 
ben keşke 2200 de falan doğsaydım diyorum. o zamanki teknolojiyi hayal edince...


  • ya ben lan neyse  (14.09.16 13:39:47) 
Hayıflanma hep vardı hep olacak. Bundan yirmi yıl sonra doğanlar da bugün doğmuş olmaktan bahsedip duracaklar. Eskiden de böyleydi şimdi de böyle.

Bilim ve teknolojideki gelişmeler hem insan ömrünü uzattı hem de yaşam konforunu arttırdı. Bu doğru. 30 yıl önceye gidip hastahaneleri gezmeniz tırsıp susmamız için yeter de artar bile. Ayrıca HIV'nin ülserin ilacı yoktu o yoktu bu yoktu şu yoktu. Bunlara ertesi gün yakalanıp yakalanmayacağınızı bilemezsiniz. 50'lerde dişçilerin ne şartlarda çalıştığını görün yeter.


Ama... 80'lerdeki feminizm akımından yani kadınlar erkekleşmeden (Öncesini bilmeyene ne anlatıyorum ki ben?) önce kadınlar erkekleri seksüel olarak 20 kat fazla heyecanlandırabiliyorlardı ve değerleri çok daha yüksekti. Bu da doğru. Sadece bu tek başına yeter de artar bile.
  • neotunc  (14.09.16 13:42:10 ~ 13:49:12) 
[]

the dark knight ve dc evreni

nolan the dark knight üçlemesini çekerken dc sinema evrenini oluşturuluyor muydu? bir bağlantısı var mı, yoksa başlı başına bir seri miydi?




 
ilk dark knight filminde yoktu daha sonra ortaya çıktı.


  • bazenuyur  (04.09.16 22:29:30) 
süpermanli film o serinin devamıydı galiba
joker ile ilgili göndermeler vardı sanki hatırlıyorum

  • zugas  (04.09.16 22:44:20) 
evrenin başlangıcı man of steel


  • bazenuyur  (24.02.19 22:54:47) 
[]

eleştiri yazabilmek (sinema)

yaklaşık 8-9 yıldır sinemayı hobi haline getirdim. az önce baktım listeme, son yüz yıllık dönemden seçerek izlediğim film sayısı 1000'i geçmiş. filmleri seçerken yönetmen-senarist-yapımcı-görüntü yönetmeni-oyuncu kadrolarını (+metacritic, rottentomatoes vs.) inceleyip izliyorum. az çok yönetmenlerin hikaye anlatış tarzını, kamerayı kullanış tarzlarını biliyorum. her 3-4 filmden birinin kritiğini okumaya çalışmışımdır.

şimdi kendi çapımda blog açıp izlediğim filmler için eleştiri (olumlu/olumsuz) yazmak istiyorum. bir iddiam yok, hobimi ilerletmiş olurum belki. öğrencilik hayatım boyunca da kompozisyon sınavlarında boş kağıt vermiş biriyim, nefret ettim o derslerden. bu durumu kırıp eleştiri yazabilmek için ne yapmak gerekir, ne okumak veya kimi okumak gerekir.

olmadı bodoslama yazmaya çalışmalı mı ufaktan ufaktan?

 
Sinema tv öğrencisi olarak uzun, detaylı, konudan uzak film eleştirileri bayıyor beni.Bu işi basit sade yapan kişi sayısı az. Hobi diyorsun zaten direkt dal bence, yaza yaza gelişirsin. Bana kompozisyon ve hitap şeklinden çok filmi nasıl okuduğun önemli zaten.


  • iscanthere  (29.08.16 11:34:17) 
burada iki konu var bence, biri düz yazı yazmak, diğeri eleştiri yazmak.
düz yzı konusunu nasıl geliştirirsin bilemiyorum, dediğin gibi kompozisyon derslerin filan kötüyse. burada yazım yanlışlarına dikkat etmen gerekir. de'ler filan.. yani çok hata olan yazıyı kimse okumaz. bunun en iyi çözüm yolu herhalde daha çok okumaktır. herhangi bir şey yani kitap okumak.
ikinci konu ise eleştiri yazmak. ben de senin dediğin gibi sinemayla çok ilgiliyim. yönetmenler, ülkelerin filmleri.. izlemeyi de haklarında okumayı da severim haliyle bir kültür gelişiyor. amaa gel gör ki aslında işin içini bilmek pek öyle değilmiş. bunu da eşimle tanışınca anladım. kendisi tiyatro eleştirmenliği mezunu. ve kendisiyle film izlemek gerçekten çok farklı. senin asla aklına gelmeyecek ya da gözüne çarpmayacak şeylerden öyle yorumlar getiriyor ki hayran kalmamak elde değil. ben çoğu kez, ya ben filmi hiç izlememişim demek ki diyorum onunla konuştuktan sonra. belki sen benim gibi değilsindir. ama yine de eleştiri yazısı yazmadan önce belki bu anlamda teknik bilgi de veren kitaplara da bir göz atarsan iyi olabilir. sana sinemada nelere dikkat edilir, eleştiri nasıl yapılır, ne konulara odaklanmalı vs birçok konuda yarar sağlayabilir. çünkü yorumların sığ kalırsa yine okunmaz. yani senin herkesten farklı şeyler yazman lazım ki dikkat çeksin. düz bir insan da belli yorumları yapabilir filmi izleyince sen kendini ondan ayırabilmelisin. eşimin bana hissettirdiği o aydınlanmayı almalıyım senin yazını okuyunca. onun için eğitim almak gerçekten farklıymış onu biliyorum. sen de ama dediğim şekilde eleştiri nasıl yapılır ile ilgili kitaplarla başlayabilirsin.
  • kaputt  (29.08.16 11:36:32 ~ 11:48:48) 
James monaco'nun "bir film nasıl okunur" kitabı da çok yardımcı olacaktır.


  • iscanthere  (29.08.16 11:58:06) 
eleştiri yazabilmenin en önemli kısmı yazabilme ve objektif bakabilme eylemlerini başarıyla gerçekleştirmek. yazının yazılacağı alana çok hakim olmak tabii ki çok önemli ama yetmiyor çünkü eleştiri yazıları fikir belirtmekten ziyade ortaya tutarlı savlar dökebilmeyi, düşünceni güzel bir şekilde temellendirmeyi ve üslubunu kontrol altında tutabilmeyi gerektiriyor.

şunu oku şunu yap demek biraz kolay biraz zor, elbet işine yarayacak şeyler bulabilirsin ama olay senin kendi düşünceleri karşılaştırma, temellendirme, çürütme yetinde yatıyor. mesela günlük hayatta insanlarla ilgilendiğin şeyleri tartışmayı sever misin? iyi bir tartışmacı mısındır? kendini iyi ifade edebildiğini düşünüyor musun? bu soruların cevabı evetse biraz teknik öğrenerek yazabilirsin bence.

tabii ki kendi çapında bir şeyler yazmak için bu kadar kasmaya gerek yok, direkt olarak yazmaya başlayıp etrafındakilerden fikir alabilirsin.
  • baba jo  (29.08.16 12:04:12) 
1000 film izlemiş birinin blog açması kendine saygısızlık olur. Ya bir alan adı alıp kendi sitenizi oluşturun ya da dergilere birkaç eleştiri denemesi yollayın.


  • dissendium  (29.08.16 12:39:45 ~ 12:40:09) 
Bence sanat elestrisi teorlierini, ozel olarak da film elestrisi teorilerini okumalisin. Hangi perspektiften kritigini yapacaksin, ideolojik, jenerik, kulturel ya da donemsel, psikolojik, formalist ya da realist vs. Sanat eserleri, kulturel uretimler nasıl okunur, nasıl degerlendirilir, sanatin sinemacinin amaci nedir, bunlari bilmen gerekiyor. Bahsettigin bilgiler ve merakin film yapina dair teknik bilgiler. Sanata dair bir alt yapin olmadan iyi bir seyler cikmasi zor.


  • shadowcat  (29.08.16 13:04:32) 
Bir tavsiye daha vereyim. İzlediğin filmler arasından seçimler yapmak zorundasın. Bir insan bir sinema eleştirisi kitabı yazacaksa kitapta en fazla 20 tane film olmalı. O nedenle filmleri başkaları için değil, önce kendin için eleştirmelisin. Kendini sinema uzmanı gören bazı kişiler dandik filmleri baş tacı yapmayı çok severler. Örneğin Bir Zamanlar Anadolu'da filmini yere göre sığdıramazlar ama aslında gerçek hayattan biraz kopuk bir filmdir. Ağır Roman filmi ise tam tersine gerçeğe fazlasıyla dokunan bir filmdir. Bir Zamanlar Anadolu'da filmini birkaç yıl sonra kimse hatırlamaz, ama Ağır Roman hep hatırlanabilir. Bu sebeple bu ayrımı da yapmak gerekiyor. Kıyıda köşede kalmış filmler mi eleştirilecek yoksa popüler filmler mi? Bu da eleştirinin okunması için önemli. Çünkü kimsenin izlemediği filmlerin eleştirileri de okunmaz.


  • dissendium  (29.08.16 14:10:45 ~ 14:11:16) 
[]

Pkk'nin istekleri

Pkk'nin somut olarak turkiyeden talepte bulunmuslugu var mi?
Toprak, ozerklik, hak vs.
Link verirseniz sevinirim.


 
pekuku ne istediğini, ne talep ettiğini, amacının ne olduğunu bilmeyen aciz bir örgüt.
şimdi bu kadar güçlü ise bu bizim devletimizin iş bilmezliğinden.
marksist/leninist çizgide kurulan sonra islami çizgiye gelen bir örgütten bahsediyoruz.
götü ayrı başı ayrı oynuyor, içerideki adamı ( popüler tarifle imralı) beyaz diyor, dağdakinin işine gelmeyince; "-ne beyazı amk ne akla böyle söyledi bilmiyoruz. ama bizim tavrımız bellidir: kara."
adamlar abd desteği ile bağımsız bir kürt devleti kurabileceklerine inanıyorlar gerisini var sen düşün.
  • seyduna6687  (27.08.16 10:57:53) 
kendi manifestoları ya da tüzüklerinde talepleri bellidir kanımca. yoksa gelip dilekçe verdiklerini ya da bimer'i arayıp "bizim şu şu taleplerimiz var." dediklerini sanmıyorum.


  • zgrydn  (27.08.16 11:16:04) 
polen sacmak istiyorlar, nasil bu kadar anlayissiz olabiliyorsunuz. sevgi pitircigi hepsi. yere cop bile atmazlar.


  • fakyoras  (27.08.16 11:16:28 ~ 11:16:43) 
Önceden tam bagimsizlik istiyorlardi ama simdi ozerklik istiyorlar. Artik devir degisti tabi pikeykey de degisti.


  • zoghurt  (27.08.16 12:38:29) 
pkk her terorist grup gibi basta ezilen, somurulen, hor gorulen halkini savunmak icin kurulup, siddetle ve hukuksuzlukla beslene beslene canavara donustugu icin su an icin verilecek hic bir guc, taahut, ozerklik tatmin etmeyecektir. ulkenin anahtarini versek bile bu tatmin olamazlar.


  • mayeskuel  (27.08.16 13:05:39) 
Sağır sultan duydu :

pkk ve türevlerinin amacı 4 parçalı (ırak, suriye, türkiye, iran) bir kürdistan kurmak, sonra bunları birleştirmektir. Bunu kurmak için de her türlü ayak oyununu denerler.

Türkiye'den istedikleri malum, sadece Sivas'a kadar olan Türkiye'nin doğusunu istiyorlar.

Barzani vs. bizim tarafımızda gözüküyor ama bu cephede, barzani, talabani, pkk, abd ve israil var. Hepsinin amacı aynı.


.
  • kartallar yuksek ucar  (27.08.16 13:06:41 ~ 13:08:57) 
Yav soruda dedigim gibi somut bir talep oldu mu gecmiste onu merak ediyorum. Yorum istemedim. Turist felan degilimki ulke gundemini bilmeyeyim.

Medyada yer alan sozlu veya yazili olarak biz sunu sunu istiyoruz, varolma amacimiz budur dediler mi?
  • yons  (27.08.16 14:26:08) 
Anaakım medyada anca itliğini hergeleliğini okursun.
Tüzük manifesto bellidir, dendiği gibi. Kendi yayın organlarında hepsini ve daha fazlasını bulabilirsin. En son hakkat polen yayma derdindelerdi. Amed halkının ekolojik komün kooperatif önderliği gibi bişiler.
Apo imralıda sıkılıp thoreau okumaya başlayınca... Hegeli falan aşmazdan evvel.. Çok karışık..
  • kargn  (27.08.16 22:26:14) 
[]

reklam sms'leri

bu reklam sms'leri ile ilgili yaptırım uygulanmıyor gördüğüm kadarıyla. kısa bir süreliğine durup tekrar atmaya başladılar.

ben bu ipneleri (attıkları sms görüntüleri ile) ifşa eden basit bir website yapsam bana bir sıkıntı çıkar mı?


 
Sıkıntı çıkar mı bilmem ama adım soyadım görünecek şekilde sizin sitenize yükleyebilirim ekran görüntülerini eğer öyle bir site yaparsanız. Cidden bıktım.


  • anumegha  (24.08.16 12:21:36) 
yok. mesajı alanın adını veya numarasını göstermem o durumda. mozaiklerim heralde.


  • yons  (24.08.16 12:23:24) 
Tamam fark etmez, açılırsa haber verir misiniz? şimdiye kadar kullandığım siteler çok işe yaramadı.


  • anumegha  (24.08.16 12:48:16) 
Reklam sms'i atanlar ücretsiz çıkış imkanı vermek zorunda.

O numaraya sms atın ve sms'i saklayın. 2. sefer aynı yerden sms gelirse şikayet edersiniz...


tiss.gtb.gov.tr


.
  • kartallar yuksek ucar  (24.08.16 12:58:25) 
[]

diş macunu

paradontax diş macunu almıştım dün bitti (mor kutulu) 20 TL
az önce marketten döndüm. rafta gözüme ilişti colgate üçlü etki naneli 2,25 TL

?

biri diğerinin 9 katı fiyatlı. yani nasıl bir maliyet kalemi var ki birinde, fiyatlar arasında bu kadar fark oluşuyor. marka mı? başka etken bir madde mi? veya ucuz olanda çok dandik bir kimyasal mı var? bilemedim.

 
bende bi pok anlamadım hacı.
sensodyne çok pahalı, hep onu kullandım.
şimdi bende senin gibi düşünmeye başladım.
herhalde marka ya, ben bir fark göremedim.
  • seyduna6687  (23.08.16 16:22:24) 
Tanidigim dis doktorlari genelde paradontax oneriyor dis etleri icin vs colgate bir ise yaramiyor diyolardi. Ne kadar dogru bilemem


  • England  (23.08.16 16:24:35) 
dursun bu burda. internetten başka bilgi bulursam ekleyeceğim buraya.
www.yeniasya.com.tr
Diş macununun etkisini göstermeye iki dakika sonra başladığını belirten vakıf yetkilisi Nicole Merbach reklamlarda ön plana çıkarılan ve çeşitli baharat veya otların karışımıyla imal edilen diş macunlarının daha etkili olduğu konusunda şüpheci davranmak gerektiğine dikkat çekti. Merbach, “Diş macunu satın alırken en çok dikkat edilmesi gereken unsur macunun içinde yeterli oranda florid maddesinin bulunmasıdır.” dedi.
CİHAN
www.monthlyfitness.com
  • yons  (23.08.16 16:36:21 ~ 16:39:14) 
Arge yansıtımı. yoksa maliyet olarak bir fark yok. 2.5 liralık tişörtün üstüne Nike amblemi basarak 100 lira yapmanız gibi bir şey.


  • manuelka  (23.08.16 16:36:36) 
Ben de paradontax kullanıyorum. Çok memnunum. Ama siz paradontax'ı çok pahalıya almışsınız. Rossmann'dan ya da a101'den ben 14 liraya alıyorum. Colgate bence çok dandik bir marka. Paradontax Türkiye'de pahalı.


  • tahin pekmez yoğurt  (23.08.16 16:39:30 ~ 16:40:18) 
ya evet.. ben de her seferinde bok var gibi pahalı olanı alıyorum. Sensodynein şişeleri güzel diye kanıyorum. Ne farkı var? Hiç..

Signal en iyisi.
  • lcha  (23.08.16 16:54:03) 
şurda indirimli olarak buldum. 17,90
www.cosmetica.com.tr

benim merak ettiğim colgate'i dandik yapan şey ne?
  • yons  (23.08.16 16:57:27) 
Paradontax'In verdiği temizlik ve ferahlık hissini vermiyor. İki gündür diş macunum bittiği için evdeki colgate'i kullanıyorum. Çok şekerli geliyor midem bulanıyor hemen tükürüyorum. Hiç ferahlık vermiyor. Paradontax'ın ferahlık hissi 3-4 saat sürüyor.


  • tahin pekmez yoğurt  (23.08.16 17:54:20) 
Ben de Paradontax kullanıyorum. Ne zaman Sensodyne'e geçsem aft çıkıyor. Colgate falan kullansam ağzım komple yara olur herhalde. İçlerine köpürsün diye bir milyar saçma malzeme koyuyorlar.


  • Lim5  (23.08.16 18:48:52) 
Paradontax diğerlerinden farklı bir dii macunu ve diş etleri hassas/problemli olan insanlar için gerekli bir macun. Sensodyne ise diğer macunlarla aynı kulvarda ve marka değeriyle öne çıkıyor. Macunlar arasında kesinlikle fark var ama.

Mesela ipana 7, hem diş etlerine iyi geliyor ama hem de dişi çok iyi beyazlatıyor. Ancak ben paradontax kullanıyorum diş etlerim nedeniyle. Herkese de tavsiye ediyorum.
  • of dream and drama  (23.08.16 23:35:30) 
benim tanıdığım 2-3 diş hekimi aslında hepsi birbirinin laciverti demişti içlerinde bi madde varmış, floriddi sanırım o olduktan sonra pek farkları yokmuş.

paradontax içindeki tuzdan vs odolayı diş etlerine daha iyi gelebiliyor evet, sanırım 15 yıldır falan biliyorum ve bulabildiğimce kullandım çünkü köpüren diş macunundan nefret ediyorum. muhtemelen aynı tuz etkisini dişlerini başka bir macunla fırçalayıp tuzlu su ile gargara yaparsan da alırsın.

benim gördüğüm en az 2 kere fırçalayıp, diş ipi yapmadıktan sonra hiçbir macunun harikalar yaratmadığı.
  • april12th  (23.08.16 23:52:08) 
12345   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.