Biz yakın zamanda yatak aldık, biz visco aldık size visco kesinlikle olmaz sert yatak alcaksınız büyük ihtimalle, önce doktorunuzdan öneri alın tabi ki ama bana burda paraya kıyabilecek durumdaysan Yatsan, değilsen İşbir yatağa bak dediler. Ben marka olarak bunlara baktım. Gerçekten de iki firma da alanında çok iyi anladığım kadarıyla. İşbir mağazasına gidip bu bahsettiklerinizi orda sorarsanız bence güzel bi şekilde bilgi verirler. Ben kesinlikle bi işbir mağazasına uğramanızı tavsiye ederim.

bildiğin topraklama işte. aslı astarı var tabi ki.

Yani normal bir insana gercekten faydasi var mi, hepimiz duzenli olarak bunu yapiyor olmali miyiz, onu soruyorum.

Stres değil, vücuttaki statik elektriği atarsın. Bilimsel bir şey bu zaten. Normal bir insana faydası tüylerin yüklü başka bir şey tarafından çekilmez. Bir de başkasıyla tokalaşırken elektrik çarpmaz.

insanın toprakla, ağaçlarla, kaynak sularıyla vs. teması evrimsel içguduyu kaybetmemeleri açısından dolaylı yoldan faydalı olabilir, daha rahat hissetmesine sebep olabilir. sketchers giymek için evrimleşmedik nihayetinde. doğanın bir parçası olmamıza rağmen butun uzuvlarımızla doğadan en kopuk yaşayan canlı biziz. doğaya ve bu yuzden kendimize yabancılaşmamak için fırsat buldukça yapmamız gereken bir şey bu bence. statik elektrik mevzusu doğrudan aslı astarı olan bir gerçek evet, bir de işin yukarıda bahsettiğim diğer boyutu var benim duşunceme göre.

ayağın çıplak olarak soğuk ve yumuşak bir zemine değmesi içgüdüsel olarak seni rahatlatıyor. başka bir numarası yok. özüne dönüyorsun yani. mevzu o.

Statik elektrik vucutta kalmaz bunlar hurafe.

Sen arabaya kapi koluna falan dokundugunda carpiliyorsun ya, carpildigin anda elektrigin bosalmis oluyor.
Yani git musluga dokun bitti gitti saniyelik olay, musluk zaten topraga bagli.
Carpilmadiysan zaten elektrigin yoktur.

Bunun disinda bir elektrik bosaltma yontemi yok zaten.
Keske olsa ama yok.

Topraga basmak iyi hissetiriyor olabilir, ama bunun elektrikle alakasi yok.
Zaten eletrik iyi ya da kotu bir kavram degil ki onu salmak iyi hissettirsin.

Yakın zamandaki deneyimime göre bende işe yaradığını düşünüyorum. Bayramdan önce özellikle ramazan döneminde "daha fazla yaşamanın ne anlamı var, keşke yok olsam" diye düşünüyordum.
Bayramda memlekette bol güneş altında kaldım tabanlarımı acıtacak kadar toprağa bastım. Şu an modum, ruh halim, hayata bakışım gayet yerinde.
Ha hala çok elektrik var halen kapı kollarına ya da birilerine dokunurken çarpılıyorum ama ruh halim cidden tamamen değişti. Mucizevi bir şey. Tabi güneş ışığının daha çok faydası olmuştur ama ben ikisininde etkili olduğunu düşünüyorum.
Düzenli olarak yapılmasa bile fırsatını bulunca hep yapmaya çalışıyorum.

hikaye kısmı elktrik yükü ama toprakla uğraşmak, güneşte uzanmak, ateş izlemek evrimsel olarak rahatlatıcıdır

Rengini uydurmak lazım tabi. Eğer çok sarıysa diğerlerine kaplama yapmaktan başka çare yok. Ama dolgu malzemesine de pigment eklenebiliyor aslında, benim ön diş dolgularımı doktor hafiften sarartmıştı. Ama dişlerim sarı değil, inci gibi beyaz değil sadece. Belki fazla sarıysa onu yapamıyorlardır.

Yani kısaca: Dişçi kaplama satmaya çalışıyor olabilir, dolgu yapılacak malzemenin rengi dişe uydurulamaz mı diye sorun bakalım ne diyecek.

Isterse elmastan yapsin yine kirilacak.
Once sikmani coz sonra duzeltsin.

divit + 1

ek olarak, kaplama yapmak ciddi işlem. Sağlam dişinizi kesip, kaplamayı destekliyorlar. Yani 2 sağlam dişiniz durduk yere kesilecek

Diş sıkma sorununu sakın küçümsemeyin. Sırasıyla tüm dişlerde sorun yaşarsınız (yaşınız genç bile olsa).

Yukarıdaki arkadaşlara ek olarak; diş sıkma problemi olanların 6 ayda 1 çene botoksu yaptırdıklarını ve çok güzel sonuç aldıklarını duymuştum.

Bunalımda olabilir mi?

Benim babam da koronavirüsten sonra bir türlü kendine gelemediğini söylüyordu, biraz yol yürüyünce hemen yoruluyorum diyordu. Zamanla daha iyi duruma geldi (iyileştiğimiz haftaya kıyasla tabi) ama hâlâ eskisi gibi değilim diyor. Bu söylediklerim bir yıldan fazla sürdü.

Sizin ne kadar zaman geçti?

@hayirsiz bizim 1 seneyi geçti. ama bu hafta olan ekstra, ayağa kaldıramıyorum, gözlerini bile açamıyor, kalbi çok hızlı atıyor, doktorlar birşey yok diyor. ne yapacağımı şaşırdım

Hacamatı kesinlikle araştırın. 4000 yıllık bir uygulama olmasına ve Çin tıbbından gelmesine rağmen çok tuhaf ve anlamsız bir önyargı var.

3 defa yaptırdım. İkisinde müthiş fayda gördüm.

Hani böyle zihin çocukluktaki gibi hafif, tertemiz olur ya. Anında öyle oldu ve sanki üzerimden tonlarca ağırlık kalktı.

Bir sürü dolaylı faydasını da gördüm.

İşin uzmanı birini bulup mutlaka yaptırın. Yaptıran ünlülerin paylaşımları da var.

doktor çok önemli, devlete götürdüyseniz en az uzman olan özelde ilgili bir doktora götürün. devlet 3 damarın tıkalı olduğunu bile gözden kaçırıyor.

Kalbi zaman zaman ya da sürekli çok hızlı atıyorsa, kardiyolojinin holter ile kalbi takip etmesi gerekirdi. Kalp ya da tansiyondan kaynaklı olabilir. Siz sanırım iç hastalıklarına gitmişsiniz. Kardiyolojiye gözükebilirsiniz. Kan testlerinde kalbin 24 saatlik atışlarını takip edemezler. Kalp için holter takıp, ulttason ile bakıyorlar. Kalp atışları düzenli mi değil mi, ne kadar düzensiz,kalp damarları ne durumda bakıyorlar.

Yaş ilerledikçe fiziksel yorgunluk çok daha yavaş geçiyor. Benim anneannem ramazan sonrasında 3-4 aya anca eski haline geliyor. Menopoz sürecinden dolayı böyle kendisini psikolojik olarak kötü hissedebilir. Bu kötü hissetme kaşbini tetikliyor olabilir. Böyle yerlerinden kalkmak, hiçbir şey yapmak istemedikleri oluyor yaşlıların.

Korona kaynaklı ya da koronanın etkisiyle de bu durum olabilir. Benim 22 yaşındaki iki arkadaşım hastalığı geçirdikten 6-7 sonrasında bile -hastalığı ilaçsız, hafif geçirmişlerdi- yürüyüş yaparken zorlanıyorlardı. 50-55 yaşının üzerindeki kişilerde bu süreç uzayabilir.

+hacamat
2.sindirim sistemi nasil? bagirsak sorunu yasiyor olabilir mi? ikinci beyin biliyorsunuz. ne yiyip iciyor bu aralar?

@sta bunalımda evet, ama bunalım için bedenin verdiği reaksiyon fazla değil mi? @leventbilgen hacamatı araştıracağım. siz de nerede yaptırılacağı ile ilgili bilgi verebilirseniz sevinirim.
@goodmorningteacher yarın kardiyoloji bölümüne randevu aldım, umuyorum sorunun ne olduğunu anlayabiliriz.
@damba sindirim sisteminde herhangi bir sıkıntı yok, sulu ev yemekleri yiyor genelde, dışarıda çok yemez.

folik asidine baktırmamıştır. bir de ona baktırsın.

Bunalimdaysa reaksiyonu fazla degil. ama elbette tedavi icin daha fazla teshise ihtiyaciniz var bu yorgunlugu gecirmeniz lazim bunalimi devam etse dahi
gecmis olsun

aşırı aktif mesane sendromu olabilir.

Remolent yoğun bakım serumu

Çok büyük ve insanın uzun zamanını yiyen bir dünya. Buradan tek bir cevap vermek mümkün değil. DHT baskılayıcılar olsun, kremler olsun, serumlar, şampuanlar, hatta saç dökülmesine karşı meditasyon, yoga falan bile var. Bütün bunlar prensipte işe yarayan şeyler ama ne olursa olsun gençlikteki saçlar geri dönmüyor, çok yoğun bir efor sonucu çok az bir saç kazanımı söz konusu.

Bunların arasında en etkili formül şu: Minoxidil + mikro iğneleme. Mikro iğneleme dermaroller denilen bir aletle kafaya binlerce mikrospobik delik açma işlemi. O aleti alıp evde de yapabiliyorsun ama iyice öğrenmek lazım. Minoxidil de deri üzerindeki kılcal damarları genişletip kan dolaşımını hızlandıran ve kullanıldığı sürece saç kaybını durdurup daha fazla çıkartan bir ilaç. Bunların ikisini aynı anda yaptığında hem minoxidilin kafada emilimi kolaylaşıyor, hem de iğneleme sırasında açılan yaraları kapatmak için vücut daha çok kolajen göndererek o bölgeyi canlandırıyor ve saçlar gelişiyor. Bu sayede epey bir etki görülüyor.

Ancak bunu düzenli yapmak ve hiç bırakmamak lazım. Bıraktığında bir iki ay içinde eski haline dönüyor.

Yani aynı kadınların yaptığı gibi düzenli cilt bakım rutini oluyor. Bize küçükten öğretilen birşey olmadığı ve "erkek bakımsız olur" mantığı işlediği için herkes bıkıp bırakıyor bir süre sonra. Cidden devam edip de kelini tamamen kapatanları gördüm mesela ama çoğu bırakıp kafayı sıfıra vurmuş sonunda.

Sana saç dökülmesini durduran sırrı veriyorum: Proscar gibi Prostat ilaçları. Bu ilaçlar işe yarar, yani gerçekten işe yarıyor saç dökülmesini bildiğin durduruyor ama yan etkisi testosteronu aktif hali olan dihidrotestosterona dönüşmesini baskılıyor, o da cinsel fonksiyonların bitmesi demek. Bu noktada senin için saç mı daha önemli cinsel hayat mı ona göre karar vereceksin, diğer tüm takviyeler biraz hikaye kalıyor zira saçı döken şey dihidrotestosteron, o aktif olduğu sürece saç dökülmesini bitirmek imkansız.

Hepsi reçetesiz. mg sınırı olması mantıklı değil zaten. 10luktan 20 kutu alıp istediğin kadar içebilirsin.

vichy dercos anti dandruff

ya da

head and shoulders clinical strength (bu da medikal sayılır, markette eczanede vs bulamazsın internette var)

Konazol.

sebamed kepeğe karşı şampuanını kullanıyorum. hem saç hem de kaşlarda yüzde t bölgesinde ne varsa azalttı. bitirmek üzere. öneririm.

prozinc

sebamed kepeğe karşı.

konazol +1. ama benim önerim doktora sorup kullanmanız.

Rexona clinical denen deodoranti kullan dustan hemen sonra. veya limon suyu sur dustan sonra. dus alirken de karbonatla ovalayabilirsin biraz.

agir yemekler tukettigim zamanlarda bile (baharat, sarimsak vb) bu sorunu yasamiyorum. ama 2-3 badim var giydigimde koku oluyordu. biraz kiyafete de degisebilir ona dikkat edebilirsin

Kıyafetten olabilir +1

Neden diye soracak olursanız bazı kıyafetlerde bende de oluyor. Koku hem kıyafetten çıkmıyor yıkansa bile hem de duştan sonra koltukaltımdan çıkmıyor.

Duştan sonra elinize limon sıkarak sürebilirsiniz koltukaltına ya da bebek pudrası.

hemen bir glikolik asit toniği alın (aha), günlük olarak kullanın. sonra da roll-onunuzu sürersiniz. ben bu sekilde kurtuldum.

Dustan sonra deotak surun kotu koku olmaz.

Driclor deneyebilirsiniz.

Omuz bir kere hasar aldıysa etkisini hissetmeden antrenman yapmak neredeyse imkansıza yakın, nereni çalıştırırsan çalıştır omuz bir şekilde aktive oluyor fakat yüksek ağırlıklara çıkmadan yine çalışılır o da maksimumun %50-60'ı düzeyinde, o da bb için yeterli bir aralık bence. Gelişimin ağırlık artırmaya göre daha yavaş olur ama düzenli yüklemeyi set sayısını artırarak tempoyu yavaşlatarak ya da ne bileyim tekrar sayısını artırarak yine sağlarsın. Tabii omzunu rehabilite edecek egzersizler iyi ısınma falan olumsuz etkileri en aza indirir. Çevrende böyle biri var mı dersen ben varım, 15 sene önce rotator kılıfı yırttım hala ağrısını hissediyorum, güç olarak 120-130 kg aralığında bench yapabilirim bazen soğutucu sıkıp yapabiliyorum ama normal şartlarda 100 kiloya yaklaşınca ağrı başlıyor.

poliçeye baglı, bir de kurum bunu nasıl tedavi olarak gösterecek, bir arkadaş ücret vermeden aldırdı.

poliçenize göre değişir. bazı poliçelerde bu tür işlemler “kozmetik”e giriyor ve karşılanmıyor. işlem yaptırmadan önce provizyon alınmasını talep edebilirsiniz hastaneden. diğer alternatif, doktorunuz yaptığı işlemi poliçenizin karşıladığı bir işlem olarak gösterebilir.

Ankara koru Hastanesi'nde iki ay önce aldırdım. Bir kaç tane farklı tipte ben vardı sırtımda. Bazıları titanyum uçlu bir şey ile alınması lazım onlara fark fazla çıkar dedi doktor ama standart benleri ( yağ dokusu olan)siğil gibi gösterip çok ufak bir farkla aldı.

benim d. vit. 5'ti, takviye aldım su an 23. gene takviye alıyorum o sebeple söyleyeceğim: d-colefor alın haftada iki kez kullanın. (doktorun önerisi böyleydi.)

Şurada fotoğrafları kaydırarak ve altındaki açıklamayı okuyarak detaylı bilgi edinebilirsiniz.

www.instagram.com

@kaptankedi

gönderdiğiniz linkte kilo başına 100 iu uygundur diyor ki benim durumumda günde yaklaşık 10000 iu demek. araştırmalar günde 1000 ila 4000 iu dan fazlasının alınmaması gerektiği yönünde.

www.nhs.uk

birleşik krallık ulusal sağlık sistemi diyor ki; "Do not take more than 100 micrograms (4,000 IU) of vitamin D a day as it could be harmful."

aynı şekilde sağlık dergisi healthline araştırmaları sonucunda makale yazmış;

www.healthline.com

"don’t consume more than 4,000 IU of vitamin D without your doctor’s permission"

"kilo başı için 100 iu uygundur" önerisi hangi araştırmalara dayanarak verilmiş paylaşabilir misiniz?

aklıma geldi duyuruyu görünce bak.
avusturya'daki doktorlar benim d vitamini seviyemi iki sene boyunca avrupa'daki belirlenmiş normlara göre yükseltemediler. baya yükseltemediler yani, Rocaltrol 0.50 bile kullanıyordum o sırada. ona ek olarak günde 800IU ya da 1000IU veriyorlardı. sonra verdim parayı özel hekime gittim. amerika ekolünden çıkma biriydi. o standartları bir uyguladı, iki ayda ayağa kalktım alimallah.
sağlıkta abd ne diyorsa o :D
bana ilk önce d-vitamini ampulü verdi, üç tane. ikişer hafta arayla yarısını kırdım içtim. diğer yarısını başkası içiyordu. sonra da günde 7000 IU kullandım uzun süre. hala günlük d vitamini alıyorum (7000 IU almıyorum ama avrupalıların tavsiyesi gibi 1000 IU de almıyorum). Zira 1000 IU kulanınca D vitaminini olduğu değerde bile koruyamıyorsun.

uzuuuun lafın kısası, iyi bir doktora git, seni güzelce takip etsin. iyi bir hekimse zaten becerir yükseltmeyi.

benim de gecen sene kan testinde dusuk cikti, 6000iu verdiler gunde.
39e 90kg

benimde önceden düşük çıkmıştı fakat dozajı bir doktorun testinize bakıp belirlemesi lazım. mesela benim çok düşük olduğu için haftada 1 devit 3 50000'liği kafaya dikiyordum ama sizde farklı olabilir o yüzden kafanıza göre dozaj ayarlamayın.

@durbakalim —o biraz güncellenmemiş avrupa dozu maalesef ve o değerlerde alırsan yükselmiyor. hatta koruyamıyorsun bile. orada kaynak vermişlerdir, orada yoksa önceki postlarında vardır.

vaktim olunca bakıp kaynak göndereyim.

Raconu "ben bi sonuç gösterip çıkıcam" demektir, ama en güzeli içeri yeni hasta girerken asistanla göz göze gelip "sonucu gösterecektim" derseniz ya o anda o hastaya bakmadan size kısa bilgilendirmeyi yapar, ya da hasta çıktıktan sonra hemen sizi alırlar.

@John Bloor Doktor asistanı veya hastaların bu tip işlemlerini organize edebilecek türde biri yok yalnız, sıkıntı da bu zaten. Randevu ile değil de sıra numarası ile hizmet veriyorlar.

tekrar numara alabiliyorsam alır beklerdim. numara yoksa da hastaların bitmesini bekler girerdim.

@enivicivokke Hayatımda bir daha görmeyeceğim insanların ne diyeceğini umursamak değil de, bir tartışma ortamının içerisinde kendimi bulmak istemem.

Tanımadığım insanlarla sözlü olarak tartışmaktan hakikaten nefret ederim ve bundan kaçınırım.

tomografi cekmeleri lazim bunu anlamak icin.

9mm de buyukmus.

not: doktor degilim.

Yazan sözcüklerin dilimizde bir karşılığı yok çünkü günlük hayatta kafatasımızız içini görmediğimiz için bunları tarif etmek için kullandığımız sözcükler de yok.

Örneğin hipofizer fossa temelde hipofiz bezinizin içerisine yerleştiği yuvanın adı. Burada bir kitle tespit edilmiş suprasellar sisterna da yine kafatasınızın merkezindeki başka bir bölgenin adı kitle buraya doğru uzanıyormuş. Daha sonra bu kitlenin tanımını yapmış, neye benzediğini söylemiş. Aynı zamanda görme ile ilişkili başka bir sisteme (optik kiazma) baskı yapıyormuş bu kitle.

Yani raporda sadece tespit edilen kitlenin yerleşim yeri ve kitlenin ölçileriyle birlikte tanımı yapılıyor. Gerisi doktorunuzun yorumuna kalıyor.

Türkçe meali en kısa zamanda endokrinoloji ve olası cerrahi için hipofiz cerrahisi konusunda tecrübeli beyin cerrahi uzmanına görünmeniz gerek. Geçmiş olsun.

Ben aynı şikayetle doktora gittiğimde göz kuruluğu demişlerdi. Bir jel vermişti doktor, düzeldi.

göz kuruluğu olabilir. eczanelerde suni gözyaşı damlaları olur. onlardan alıp birkaç saatte bir damlatırsanız rahatlatır. doktor olmadığım için bu tıbbi bir tavsiye değil elbet. bir doktora görünmenizde fayda var. bahsettiğim damla ilaç niteliğinde olmadığı için kullanmanızda sakınca yok ama.

Özofagus varis kanamasına hepatik endeflaopati (burası yanlış yazılmış olabilir) serviste takip edilmiş demek istemiş

clonus +1
Yemek borusundaki varislerin kanayıp (övk) akan kanın mide ve barsaklana geçmesi sonucu sindirilen ve emilen kan hepatik ensealopati yapar. Oradaa da övk’ya bağlı hep. ensefalopati demek istemiş

3 ay önce diş taşı temizliği özelde 350-450 TL arasıydı. Fakültede yanlış hatırlamıyorsam 290 TL'ye yaptırmıştım. Plak için 1000 TL fiyat vermişlerdi.

Aynı durumdayız :) Benim de miyop ve 0.5 daha düşük lensler, gözlük 4.5 ve gözlüklü ben de asla rahat edemiyorum. Taktigimda ayağımı boşluğa atiyormusum gibi geliyor. Bu sebeple göz doktoruyla anlaştık 0.25 yaptı farkı :D Şimdi gözlük taktigimda daha rahat ediyorum ama yine de lensle o boşluğa basıyor hissini yaşamıyorum. Default 0.5 mi veriyolardir nedir anlamadım:D

gözüm 4.5 numara miyop. gözlüğüm de lensim de 4.5 numara. hiç sıkıntı yaşamıyorum, neden farklı olsunlar ki?

bi dakika, lens numarası gözlük numarasından daha yüksek değil, daha düşük olur.

sebebi de, lensi doğrudan göz yuvarlağının üstüne yapıştırıyor olmak, ama gözlükle göz arasında bir mesafe bulunması.

benim gözlüğüm -4,75 ve -5,25. lenslerim ise bundan 0,25 daha düşük, -4,50 ve -5,00.

gözlükle de lensle de çok rahatım.

Doktor muayenesinde gözlük için ayrı lens için ayrı ölçüm yaptırın. Lens numaranız gözlükten daha düşük çıkar.

ben de yakin zamanda kontrole gitttim, gozluklerden 0.25 numara eksik yazmis lensleri

Bunun sebebi unutkanlık değilse, yani bir hastalığın semptomu vs değil tamamen şahsi seçiminizse problem yok (hastalıksa acil nöroloji)
Ama kendi seçiminizse şayet; işyerinde varsa deadline’ınızı, sosyal hayatta plan programınızı etkileyebilir. Ama İki yıldır da gayet güzel hayat sürdüğünüze göre etkilemiyor belli ki. O halde sorun yok bence :D

ayın kaçı olduğunu eşim de bilmez. hangi gün hangi ders olduğunu takip etmek için mecburen haftanın hangi günü olduğunu takip ediyor ama o da okullar açıkken sadece. yaz tatili başladığında ha temmuz ha ağustos, ha pazar ha salı onun için.

Sadece günlerle mi sınırlı? Örneğin gün içinde yediğiniz şeyleri hatırlıyor musunuz? Çalışırken bunu nasıl yaptım dediğiniz hatalarla sıkça karşılaşıyor musunuz? Anahtar, ütü gibi şeylerle ilgili sıkça karışıklık yaşıyor musunuz? Konuşurken takıldığınız, birine söylediklerini tekrarlattığınız oluyor mu?

Bu gibi şeylerden birkaçına (bu listede olmasa da benzeri durumları kendiniz tahlil ettiğinizde) cevabınız evetse dahiliyeye gidip bir kan sayımı yaptırmanız ve vitamin-mineral eksikliğiniz varsa doktorun vereceği takviyeleri ve diyeti uygulamanız oradan bir şey çıkmazsa nörolojiye oradan da bir şey çıkmazsa psikiyatriye gitmeniz iyi olabilir.

Isiniz nedir merak ettim. Sanirim gunlere bakmayi gerektirecek bir isiniz ve sorumluluklariniz yok. O yuzden bakmadiginiz icin hatirlamiyorsunuzdur. Ya da unutuyor musunuz? Bilgisayar ve telefona bakinca da goruyor insan. Teknoloji de mi cok kullanmiyorsunuz?

Hafizanizla ilgili ciddi sorun varsa doktora gidebilirsiniz.

Hafizanizda sorunlar varsa vitamin, mineral eksiklikleri de olabiliyor. Ya da ne bileyim covid gecirdiniz mi mesela? Beyin sisi gibi bir sey birakmis olabilir mi? Ben de deadline‘lar olan bir iste calisiyorum, onun disinda isyerinde cogu yerde takvim asili, bilgisayari ve telefonumu her actigimda ayin kaci oldugu bana bakiyor. Bir kere gördüm mü unutmuyorum.
Ayrica psikolojik sorunlar yasadiysaniz da normal olabilir bence.(Yukardaki cevaplara katiliyorum)

Problem unutkanlıkla alakalı değil. Hangi gün ve hangi saat, hangi yılda olduğumuzu artık önemsemiyorum. Teknoloji de kullanırım ama bakmıyorum. Takvime bakma gereksinimi duymuyorum. İşim de insan kaynakları sorumlusuyum.

Zorunlu durumlarda yutulabilir.

ezip, öyle yutun bence. doktorum çiğneme tabletlerinin yutulmasının doğru olmadığını söylemişti. mideye gitmeden önce bi şeyler olması için çiğneme tabletiymiş onlar.

ölümcül bir hastalığınız veya kazanız olmadığı sürece, bu tip kontrollü ameliyatların hepsi aynı sayılır bana göre. hepsinde hastaneye yürüyerek giriyorsunuz ve aynı anesteziyi alıyorsunuz. uyandığınızda yine aynı yatakta uyanıyorsunuz. burun estetiği de olsanız, yağlarınızı da aldırsanız aynı. o yüzden ameliyattan korkmanıza hiç gerek yok, ameliyat sonrası hayatınız değişecek ancak tüp mide ameliyatı olduğunuza göre ilk süreç zor olsa da uzun vadede olumlu anlamda değişiklik olacağı kesin.

Kardeşim oldu, çok mutlu, 120'den 55'e düştü ve sarkması da olmadı. Doktor önerisi isteyen olursa paslarım.

ameliyat korkusunu bir kenara koyarak yaziyorum.

cok yakin bir dostum bu ameliyattan oldu. 2 sene filan sorun cikmadi. sonra "normal" sayilacak bir komplikasyon gelisti ve hayati zehir oldu. tekrar ameliyat oldu, belki yine olmasi gerecek vs. cok ama cok pisman. bu surece sahit olmus biri olarak (ve hic haddim olmayarak) olmamani tavsiye ederim.

Su basliga bir goz at derim www.eksiduyuru.com

Bmi 42.5 olan biri olarak diyet hiç kolay değil.

merhaba kardeşimin et beni vardı. çok küçük et beni kriyoterapi yaptılar.


cildiye bölümü yapıyor.

devlet için o gün orada kriyoterapi cihazı varsa doktor hemen yapıyor.

özelde yaptırken baktı fiyat verdi. şu gün şu saat gel cihaz o gün geliyor dediler.

bazı hastane seans basına bazısı ise işe göre fiyat veriyor.

anadolu yakasındaysanız doktor önerebilirim.

www.climednisantasi.com

rayo frekansla aldırdım ama sivilce gibiydi benim, aşırı küçüktü. 500 vermiştim. yıldız tilbe tipi et beni için 700 falandır herhalde. bahsettiğim yılbaşından önceydi.

Prp denediniz mi? Annemin dizlerine yaptirdik. Agrilarinin oldukca azaldigini soyluyor.

Tip 2 ben hiçbir yerden bulamadım. Ama cilt için de lazım odluğu için tip 1-3 olanından almıştım, onu kullandığım sırada eklemlere iyi gelmeyeceğini düşündüğüm halde etki etti nasılsa. Başka birşey kullanmadığım halde bel ağrılarım falan geçti hep.

Nature's Supreme Beauty Collagen kapsül olanı kullandım. 6 ay falan ama.

cok buyuk ihtimalle birkaç gün hafif ateşle yatar sonra da kalkarsın.

Şu an yaygın olan Omikron varyantı ilk varyant kadar agresif olmadığı için büyük ihtimalle bir hafta falan hasta olup atlatırsınız gibime geliyor. Yine de aşı olup iki hafta yatak döşek olanlar da var…

belli olmuyor ağır geçirme olayı. asıl düşünmen gereken hastalıktan sonra kalıcı etki bırakıp bırakmaması. bunu genelde aşı engelliyor. negatife döndükten bir süre sonra aşınızı olun.


c ve d dışında diğerleri gereksiz gibi geldi. bir de çinko ve probiyotik eklerseniz sizin için daha iyi olabilir. bol bol su için.

geçmiş olsun.

Eşinizi bu yüzden yormazsınız, iyileşmek için hiç bi çaba göstermediğinizde yorarsınız bence. O konuyu boşverin bence.

Ben de yıllar evvel takıntıdan dolayı psikiyatriye gitmiştim. 3-4 ay kullandım hiç bi şey düzelmedi. Doktora söyledim o da ilacı değiştirelim dedi. Ben de "ben deney tahtası mıyım sorun neyse o ilacı verin" dedim. O da bana "psikiyatri öyle bi alan değil, hastaya uygun ilacı deneye yanıla bulursunuz ve bu bu en az 6 ay sürebilir" dedi. Sonra benim sorunum çok basit ve hayatımı çok etkileyen bi şey olmadığı için ben de bıraktım ilacı milacı.

Ama ilacı bırakınca anladım ki, o ilacı içince hiç bi şey değişmiyor gibi gelse de aslında mesela o araba konusunu günde 30 kere düşünüyosan ilaçla ve telkinle 10 kez düşünüyosun gibi oluyo.

Tabi ki sonsuza kadar ilaç kullanacak değilsiniz ama 6 ay -1 yıl kadar kullanıp en azından olayın ilk sıcaklığı geçtikten sonra azaltarak bırakırsınız.

Ben de geçenlerde işimle ilgili bir konuda problem yaşadığım için kafayı yiyecek gibi oldum ve işi bıraktım. Yaşadığım sorunu günde 30 kez düşünüyodm başlarda. Kimle konuşsam bana endişe etmemem gerektiğini söylüyolardı ve bu söylemler bana hep beni geçiştirmek için söyleniyormuş gibi geliyordu. Sonra benim gibi takıntılar ve endişe bozukluğu olan bir arkadaşımla konuştum. Bu kişi aynı zamanda meslektaşım olduğu için bilgisiyle de destek oldu. O görüşme ile ve zaman geçtikçe günde 5 kere düşünmeye başladım. Bi de bana o konuyu hatırlatacak şeylerden olabildiğince uzak durmaya çalışıyorum. O konuda hiç haber twit veya makale tarzı şeyler okumuyorum. Size de tavsiye ederim. Sorun yaşadığınız konuda teknik bilgisi olabilecek ve sizi rahatlatabilecek kişilerle konuşabilirsiniz, sizi endişelendirecek tatsız şeylerden de uzak durmaya çalışabilirsiniz. Bence bunlar çok normal şeyler hepimiz bazen bazı konularda çok endişe duyabiliriz ama önemli olan bunu aşmak için içimizde istek olması. Geçmiş olsun, her şeyin düzeleceğine inanalım her zaman.

*Cipralex 10mg
Cialis 20mg

hocam cipralex adami 5 yasina geri donduren bir meret ve benim deneyimim biraktiktan sonra toparlanmasi uzun suruyor, ates edemedikten sonra yaninda bazuka da tasisan bir ise yaramiyor.

o yuzden ben olsam bir an once cipralex'i degistiririm, cialis'e falan bulasmam.

www.kanver.org

"Bağışlanan tüm kanlar, Hepatit B, Hepatit C, AIDS ve Sifiliz (Frengi) infeksiyonları yönünden test edilir. Kullanılan cihaz ve kitler kan bankacılığı alanında gelişmiş Avrupa ülkelerinde kullanılan cihaz ve kitlere eşdeğer standarttadır.

Hepatit B, Hepatit C ve AIDS testlerinde "MikroElisa", Frengi testinde ise TPHA yöntemleri kullanılır. Hepatit B için HBsAg; virüsün yüzey antijeni ve Hepatit C ile Frengi için bu infeksiyonlara özgül antikorlar (mikroorganizma ile karşılaşmış olan kişilerin kanında bulunan biyokimyasal madde), AIDS için hem antijen hem de antikor taraması yapılır. Bu testlerin sonuçları çıkıncaya kadar, kan bileşeni hazırlama biriminde elde edilmiş olan kan bileşenleri karantinada bekler."

Ben bununla ilgili bir haber okumuştum uzun zaman önce. Adamın biri böbrek nakli oluyor, ameliyatta kızılaydan kan veriliyor. Ameliyat çok başarılı geçmesine rağmen adam 4 ay sonra ölmüştü. O dönemin yetkilileri yargılanmıştı ama sanırım @anon1m'in dediği testler yapılmasına rağmenkuluçka dönemindeki bulaşıcı hastalığı tespit etmek mümkün olmadığından beraat etmişlerdi. Haber şu olabilir;

www.google.com

Hocam çok büyük ihtimalle zaten sizi mr çekimine yollayacaklar. Ben de ilk başta bir ilçe hastanesindr ortopediye gittim sonuç, miyalji diyip postaladi. Biliyorum ki bu miyalji falan değil bir bok var. Bu sefer eşeğimi sağlam kazığa bağladım beyin sinir cerrahi aldım bölge eğitim Hastanesi'nde direkt mr istedi sonuç fitikciklar. Büyük bir hastene ise öyle ya da böyle mr görürsünüz.

Bence de beyin doktorunun işidir bu.

muhtemelen fitik bu o yuzden annenizi dinleyin derim.

sağ olun arkadaşlar, sıra alacağım muhakkak, ağrım biraz daha arttı ama hayırlısı...

Fiziksel tıp ve rehabilitasyon daha uygun.

neden hamstring'i germek isityorsun? çoğu insanın mobilite sorunu hamstring'in zayıf olmasından ve bilek mobilitesinin olmamasından kaynaklanıyor aslında. ama herkes tutturmuş hamstring'i uzat diye.

Fizyoterapiste gitmiştim verdiği egzersizler hamstring germe egzersizi idi. Bacaklarımda bir ağrı var hareket etmemi zorlaştırıyor bazen bu yuzden

en kolayı şu: www.verywellhealth.com:no_upscale():max_bytes(150000):strip_icc()/woman-runner-stretching-leg-on-bench-in-autumn-park-overlooking-lake-686721121-5a50de1a7bb2830037482acc.jpg

Hayır. Tetkiki çekilecek kişinin yanında refakatçi olması gereken kişi/kişiler varsa ancak onlar giyer. Bir de bazı zorunlu hallerde hamile kişiler/hamilelik şüphesi olanların mecburen çekilmesi gerekiyorsa giydiriliyor.

Cevaba ek olarak içinizi rahatlatmak amacıyla yazıyorum. Günümüz BT cihazları günlük hayatımızda maruz kaldığımız bir çok elektronik cihazdan ya çok daha az radyasyon veriyor ya da eşit seviyede.

Mobildeyim editleyemiyorum. BT teknikerlerinin bakanlık yönetmeliğine göre üzerlerinde radyasyon ölçer cihazlar olur. Belki dikkat etmişsinizdir yakalarında klips şeklinde olur. O cihazlar belirli periyotlarda ölçüme gönderilir, bu durumla beraber tekniklerin yasal sınır radyasyona maruz kalıp kalmadığına bakılır. O teknikerler bile (ki o personeller sizden çok çok daha fazla radyasyona maruz kalıyorlar) yasal sınıra yaklaşmazlar.

Bunu neden yazdım? Her gün BT çekilmiyorsanız ya da odanın içerisinde saatler geçirmiyorsanız korkacak bir durum yok. Geçmiş olsun. :)

@aids rakun hangi kurumda çalışıyorsun bilemiyorum ama Ankara şehir hastanesinde durum tam olarak benim anlattığım gibi. Dozimetreler konusunda yine yetkili ölçüm laboratuvarlar (iki farklı kuruma gidiyor) sonuçları eşik değerinin bayağı altında çıkıyor. Dediğim gibi sizin çalıştığınız hastane/kurum ölçüm konularında "çakallık" yapıyorsa bu sistemin değil kişilerin/yöneticilerinizin problemi.

Tartışmaya dönmesin diye cevap vermiyorum.

Soru sahibine diyeceğim/önereceğim tek husus şudur ki, aklınızda bir şüphe vs kaldıysa muhakkak hangi hastanede bt çekildiyseniz o hastanenin hasta haklarına/başhekimliğine yazılı olarak dilekçe verin. Hastanenizde şu tarihte, şu saatlerde şu tetkikleri çektirdim. Hastanenizin radyasyonla ilgili aldığı önlemleri içeren bilgilerin tarafıma verilmesini talep ediyorum tarzında. Ayrıca yelek meselesinde de bakanlığı (sağlık bakanlığı) arayarak hastaneyi şikayet edebilirsiniz.

Ben yukarıda verdiğim tüm cevaplarda işin pratik yönünü, uygulananı anlattım. Tabii ki sebepleri ve sonuçlarıyla beraber. Aklınızda bulunsun bundan sonra bu tip şüpheye düştüğünüz durumlarda ilgili tetkiki/tedaviyi reddetme hakkınız var.

sorunun cevabı hayır giyilmez. skzr'nin verdiği müthiş hatalı bilgiyi de düzeltelim. "Günümüz BT cihazları günlük hayatımızda maruz kaldığımız bir çok elektronik cihazdan ya çok daha az radyasyon veriyor ya da eşit seviyede." gibi bir durum söz konusu bile değildir. eskiye nazaran bt'lerin verdiği doz miktarı görece azaldı diyebiliriz bazı çekimlerde o da.

keza vucüttan yüksek ma'de kopan bir x-ışınının geçmesi ile radyo frekansının geçmesini kıyaslamak çok komik.

bu ne bilimsizliktir.

motion sickness deniyor buna. yalnız değilsin. www.reddit.com

@false pretension çok teşekkür ederim hocam. Peki bunu engellemenin ya da daha hafif geçirmenin yolu/yöntemi/ilacı/tedavisi var mıdır acaba?

valla hocam ben yaşamıyorum bu durumu ama motion sickness diye aratınca bazı yöntemler karşına çıkıyor. geçmiş olsun.

Çoğu oyunda motion sickness açıp kapatma seçeneği var. Direk büyün oyunlarda kapıyorum ben.

1. ortaokuldaydım o yüzden hatırlamıyorum fakat bir dönem ütşenip bırakmıştım ve 5 küsürlere çıkmıştı onu hatırlıyorum
2. -
3. hashimato zaten hem hipertiroit hem de hipotiroit olan kişiye denmiyor mu? yani bir gün öyle bir gün böyle oynuyor değerler hatta bu yüzden doktor bir tanıdığıma 2 gün 50lik 1 gün 25lik sonraki gün 75lik sonra dinlen tarzı bir formül vermişti.

1. tsh 4 küsür idi, bir anda kilo almaya başlamıştım, ultrason ve sintigrafide de hashimato görünümü de vardı. anti tpo ve anti tg hafif yüksekti. subklinik tiroidit demişlerdi. yine de ilaca başlamıştık.

2. ilaç kullanmaya başladığımdan beri hep referansların içinde ama ilacı bırakmaya hiç cesaret edemedim. bir de sonuçta ilaç ile bu şekilde diye düşündüm.

3. emin değilim ama tsh biraz oynak bir hormondu diye hatırlıyorum. benim hatırladığıma göre mümkün bir oynaklık ama bu bilgim yanlış olabilir, emin değilim.

5 haftalık görünüyor. tebrikler.

Ne kadarlık olduğu bhcg den değil aon adet tarihinden hesaplanır. Yalnız değer baya yüksek eğer çok fazla zaman geçmediyse çoklu gebelik de olabilir :) Hayırlı uğurlu olsun :)

evet aşı olma sıklığı azaldığı için normal. aşının boşa gitmesini istemiyorlar.

İyi de biz her gün gidip aşı mi bekleyeceğiz? Yurtdışına çıkacak, 3. Dozu olması şart gibi bir şey. Aşırı saçma geldi bu durum bana. Aşının boşa gitmemesi kısmını anlarim, o zaman civardaki hastanelerle koordineli çalışıp ona göre yönlendirme vs yapmalari lazım.

daha yoğun bi hastaneye gidin

aynen katılıyorum yönlendirip bir yerde toplasalar bari. Annem gittiğinde "biz size haber veririz" demişler ama ne zaman olacağı belli değil, kalabalık bi devlet hastanesine gidip oldu sonra. Hani 6 kişi tamamlanmadıysa randevu alanlara mesaj gitsin iptal olsun bişey olsun bari.

1 ay önce annem için aşıya gittiğimizde bizi randevu saatinden önce arayıp hemen gelebilir misiniz demişlerdi. 5 kişi aşı olmuş, 6. bize kalmıştı. hemen gidip olmuştu annem. eğer zaman geçerse 6 kişi beklemeden aşıyı yapabiliyorlar.

Sonuç itibariyle yaklaşık 4 saat bekledikten sonra aşıyı olabildi ama bugünkü tüm planlarımız sekteye uğradı. Üstelik oradaki hemşire '6. kişi hiç gelmeyebilirdi.o zaman iptal edecektik mecburen' demiş. Boşuna beklemedi en azından diyoruz.

Bilmislik etmek istemem de ilacin etkenine baktim bilim ilacin boyle bir goz damlasi var, form olarak biri tablet biri damla uymuyor tabii ama ilaca hic bi turlu ulasamazsaniz doktorunuza danisip bunun muadili gibi kullanilabilir mi ogrenebilirsiniz

www.bilimilac.com

Anneme de geçen ay aynı tanı kondu ve aynı ilacı bulmakta çok zorlandık. En son depodan geçmiş satışları öğrenerek sayı olarak fazla almış eczaneleri gezerek bulmuştum. Farklı eczaneleri gezmenizi öneririm. Elinde olan eczacılar olabiliyor.

düzenli olarak abd amazon 'dan ilaç sipariş veriyorum.
gümrükten almak için doktora reçete yazdırmanız lazım. ben aile doktoruna yazdırıyorum.
aldığım ilaçlarda multivitamin, antioksidan tarzı reçetesiz satılan ilaçlar.
reçetesiz satılmayan ilaçlardan hiç getirtmedim.

Çok teşekkür ederim cevaplar için

buz kabının üzerinde poşetle size verebildiklerine göre 2 saat içerisinde bozulacak bir durum yok gibi geldi bana. (tabii buz kabına temaslı/yakın bıraktıysanız sürekli olarak) eğer bozulacak bir durum olsaydı, bu şekilde size vermezlerdi bence.

Gece gözleriniz aralık kalıyor olabilir ya da az göz kırpıyor olabilirsiniz. İkisi de kuruluk yapar. Bende de olduğu için geceleri bausch&lomb lipotears sürüyorum haftada 1-2.
Yorgun bakma bunlardan bağımsız gerçi.

Ekranı sarı moda al, b12 vitamin al, göz damlası al, papatya çayı iç, dalin çocuk sabunu ile göz çevreni yıka.

Mavi isik kirici gozluk

şansına 1 ay önce ayıptır söylemesi 1200 tl muayene ücreti verip özel bir doktora gittim.
göz kurumasına karşı theloz duo damlası verdi.
gün içinde 3 saatte bir damlatıcam ömür boyu. başka yapacak birşey yok dedi.
ekran karşısısında göz kırpma periyodu azaldığı için damla kullanmak gerekiyormuş.
mavi ışık için abd amazonda çok uyguna gözlükler var.
windows 10'da mavi ışık ayarı var.

Gebelik isteniyorsa evet en az 1 yıl denenmeli ancak, her ikiniz de sağlıklıysanız. Gidip bir sperm testi yaptırın, eşiniz bir jinekologa gitsin durumlarınız normal ise evet denemeye devam etmeli, en az bir yıl beklemelisiniz. Ancak her ikinizden birinde problem varsa, beklenecek bir yıl eşittir kaybedilen zaman demek, bunu da unutmayın. Ben bu durumu yaşadım. Tedaviye başlamak için büyük bir zaman kaybettik. Aslında bu kontrol işlerin evlenmeden önce yapılması gerekiyor ama, bütün çiftler bu durumu gözardı ediyor. Yaş durumu da çok önemli bir etken, boşuna bir yıl beklemeyin. Sorun varsa - ki umuyorum yoktur, bir an önce tedaviye başlayın.


Eşinizin psikolojisi açısından bir ufak tatil planı falan etkili olabilir, havanız değişir. Durum çok kötü değilse zaten sizin de desteğinizle çözülür kısa zamanda.

Merhaba, psikoloğum, anladığım kadarıyla söyleyeyim.
Öncelikle ortada bir istek var ve bir kayıp var sanırım, eşinizin bir kaybı var? Kayıpla birlikte yas tutuyor, üzülüyor, bu normal merak etmeyin. Bu yas sürecini, üzüntüsünü, kırgınlığını -ortaya çıkan neyse-yok etmeye çalışmayın, çünkü o orada ve yaşanması gerekiyor. Ayrılık sevdaya dahil ya, onun gibi bir şey. Yas da istenen şeyin kaybının bir parçası olabiliyor.

Siz neler yapabilirsiniz? Eşinizin yanında olun, onu anladığınızı hissettirin, onu cümlelerle değil her zaman, dokunmanızla, okşamanızla, sarılmanızla yanında olduğunu hissettirin. Dediğim gibi her zaman konuşmak zorunda değilsiniz, hiç konuşmadan eşinizin yanında olmanız da harika bir destektir, merak etmeyin.

Eğer bu kayıp süreci normalleşirse, istenen şeyin yanında kayıp ihtimali sağlıklı atlatılırsa ikiniz için de bir sonraki denemek daha kolay olur bence. -bunu psikooog olarak söylemiyorum da:)- bu arada geleceğe odaklı şeyler söylemeyin, yani şöyle: yine deneriz, bir çocuğumuz olacak inanıyorum vs gibi şeyler demeyin. Eşiniz şu an ne yaşıyorsa ona odaklanın, hüzünlüyse hüznüne, yastaysa, yasına…

Ne zaman endişelenip psikoloğa gitmeniz gerekir? Eşiniz bu hüznü uzatırsa, işlevselliği uzun süre bozulursa, işa gidemezse, hayattan zevk alması düşerse vs psikolog düşünülebilir. Şimdi de düşünülür de, belki de biraz beklemek daha sağlıklı.

Geçmiş olsun, hakkınızda hayırlısı.

Çok teşekkürler, çok yardımcı oldunuz ikinizde.

konuşmak istemeyen birini konuşmturmaya çalışmayın. ama istediği zaman size açılabileceği sıcaklığı hep gösterin. örneğin konusmasa da ayaklarını ovalayın ya da kolunu okşayın. kabullenici davranın. sizin güçlü, yılmayan duruşunuz ona da geçmeye başlar zamanla(umarım)
geçmiş olsun

merhaba, öncelikle çok çok geçmiş olsun benzer süreci biz de 2 kez yaşadık ve eşinizin üzüntüsünü çok iyi anlıyorum. ama inanın hepsi geçiyor, geçecek. inşallah en kısa zamanda evladınızı sağlıkla kucağınıza alır ve bu süreci unutursunuz.

ama yine benzer süreçten geçtiğim için şunu da belirtmek istiyorum. biz kadınlar o psikolojisiyle bunu kayıp olarak görüyoruz ama aslında bebek hiç olmamış ortada bir kayıp yok, yalnızca bir yanlış anlaşılma var. durumu kayıp olarak düşünmenin psikolojisi çok daha yıkıcı, ama yanlış anlaşılma olduğunu düşününce bir nebze daha rahatlıyor insan. çünkü düşük olduğunu düşünürken ister istemez bir sağlık problemim mi var, ya her hamileliğim böyle olursa, ya yıllarca tedavi görüp yine de çocuğum olamazsa diye evham yapmaya başlıyoruz. oysa ki ortada olumsuz bir durum yok aslında. eşinize bu yönde bir telkin verebilirsiniz. vardı ve kaybettik değil, hiç olmadı. ama şimdiye kadar olmaması olmayacağı anlamına asla gelmiyor, zamanı gelince en güzel şekilde olacak.

umarım yakın zamanda bebeğimize hangi ismi koyalım şeklinde duyurunuzu görürüz, sevgiler...

bir de eklemeyi unuttum eşinizin eğer prolaktini yüksekse bu da gebelik testlerinde yanlış pozitif çıkmasına sebep oluyor. bizim ikisinde de prolaktin kaynaklıydı. detaylı bir hormon testiyle sebebini bulup kısa bir tedavi sürecinden sonra sorun kalmıyor.

Bence benzer süreçlerden geçen kişileri dinlemek iyi olabilir, ben öyle rahatlayan biriyim mesela. Korona olduğumda yutubda milyon tane korona olup iyileşen insan vidyosu izledim. İzleyip rahatlıyodum :) siz de bu tür hikayeler dinleyebilirsiniz. Bi de duyduğum kadarıyla zaten stres yapınca hiç olmuyomuş, rahat olmak lazımmış, bu tür vidyolar izleyin bence birlikte.

Çok teşekkürler iyi ki varsınız

Boyun ağrısı varsa tansiyon takibi yapın.

Asıl gereken derece ne ise ona göre gözlük camı vermeliler diye biliyorum. ayrıca sormak gerekiyor kendisine neden böyle dendiğini.

Uzak derken de miyopi rahatsızlığı olduğunu anlıyoruz buradan.
Bu derecedeki göz bozukluğu için gözlüğün zaruri olarak kullanılması durumu da evet, yaklaşık olarak belirtilen metrelerden sonra tam netlik isteyenler için söz konusu.

Gözlüğü de alın diyebilirim. Yaşa bağlı olarak miyopi artabilir.

Diğer yandan bazı göz egzersizleri ile böyle rahatsızlıkların giderildiği yönünde bazı kaynaklardan da bahsediliyor. Ne kadar fayda veriyor bilmiyorum.
Düşünüldüğünde bu egzersizleri yapmak doğrusu mantıklı da geliyor.
Bir benzetme:
www.hihonor.com

Benim gözler ileri derece bozuk,ayrıca göz tansiyonum da var.Doktorlar olması gerekenin altında numara yazıyorlar.Çünkü tam numarayı alırsam baş ağrısı,gözde kanlanma gibi sorunlar oluyor.Sizin durumunuzda neden düşük yazdıklarını anlayamadım.
Uzak gözlüğü gün içinde kitap okuma,telefonu kurcalama dışında her zaman gözünüzde olmalı.Özellikle dışarda sürekli kullanmalısınız.

muayene ederken harf okutmadı mı? öyle yarım derece üstü yarım derece altını denetip hangisinde rahatsınız diye sorması lazımdı.

benim de göz derecem gözlüğümden 0.25 yüksek. gözlük gayet yeterli geliyor. senin de numaran düşükmüş. o yüzden gözlüğü ne kadar çok takarsan o kadar alışırsın

@astronom bey okuttu hocam, hatta 5-6 farklı mercekle okuttu. en sonunda dedi numaran 1 ama 0.75 veriyorum diye.

her hangi bir hastaneye de gitsen bağışı ne zaman gidersen alıyorlar, kan grubunu da sorarsan söylerler.
şehrinizde kızılayın kan bağışı aldığı noktalar vardır kızılaya sorsanız söylerler, o noktalardan da gidip kan verebilirsiniz.

Randevu 15 ten sonra falan dediğine bakmayın. Zaten kimse Kızılay'a bırak kanı günahını bile vermiyor artık. İstediğin zaman verebilirsin bence

doğal yöntem olarak bamya tohumunu araştırın derim.

bir de kolajenleri araştırın. eklem için uygun tip olanını. ancak özelikle kullanacağınız tavsiyenin içeriğine bakmanız gerek. 2000lik bir işe yaramıyor. Ama günde 10000lik bir takviye, iki ay içerisinde etkisini gösterebilir.

ikisi için de önce araştırın derim. ben kullandırdım ve geri dönüşü çok iyi oldu. ancak doktor değilim.

kireçleme olduğundan emin misiniz?
artrid olmasın? kolay çıkmıyor çünkü, sinsi bir hastalık. ra faktöre falan ve bir sürü şeye daha aynı anda bakmak lazım.

kolajen, glikosomin, paça çorbası, d vitamini, bamya tohumu+1

at kestanesi balsamını da araştırın isterseniz, iyileştirmiyor ama ağrıları çok hafifletiyor (dizimdeki ödem ve bağ zedelenmesi için kullanıyorum dönem dönem). ayrıca bamya tohumu+1.

dişçide 1000-2500 tl arası. tanıdık bir dişçiden evde yapılabilecek set alabilirsin, 500-1000 lira arası tutar. evde yapmakla ofiste yapmak arasında büyük bir fark yok. evde yaptıracağına 500 lira daha ver dişçide yaptır, derim.

Tabii ki bos mideye yapılıyor, uyutuyorlar damar yolu ile. 10 dakikalik islem sonrası uyandirip bir süre ayılma odasinda bekletiyorlar.

2 hafta önce falan seyrantepe gastroentrolojide muayne oldum, 7 temmuza gün verdiler endoskopi için en erken tarih.

- Gastro polikliniği de istem yapabilir dahiliye polikliniği de.

- Endoskopi boş mideye yapılır, aksi takdirde görüntüleme esnasında doktorunuz sağlıklı bulgular elde edemez.

- Bazı hastanelerde hastayı uyutmadan, bazı hastanelerde ise uyutarak yapıyorlar.

Aslında çok zorlayıcı bir görüntüleme tekniği değil ama bazı hastalar özellikle, görüntüleme yapacak boru benzeri cihazı yutak kısmında yutkunurken zorlanıyorlar.