koskoca kirpi
Merhaba, instagramda karşılıklı takipleştiğimiz birisi var. Ondan gelen herhangi bir şeyi kaçırmamak için özel bildirimleri açık. Fakat yaklaşık 2 haftadır story attı diye ara ara bildirim geliyor, açıp bakıyorum bir şey yok. İlk başlarda acaba sildi de yetişemedim mi diyordum ama karantina dönemi 2
Merhaba, instagramda karşılıklı takipleştiğimiz birisi var. Ondan gelen herhangi bir şeyi kaçırmamak için özel bildirimleri açık. Fakat yaklaşık 2 haftadır story attı diye ara ara bildirim geliyor, açıp bakıyorum bir şey yok. İlk başlarda acaba sildi de yetişemedim mi diyordum ama karantina dönemi 2 defa telefon elimdeyken tak açtım ama yok bir şey.
Neden böyle oluyor? Acaba "yakın arkadaşlar" kısıtlamasıyla story attığında ben storyi görmüyorum ama bildirim mi alıyorum? Hesabımı kısıtlaması yok, özellikle dikkat ediyorum ben bir şey gönderdiğimde bakıyor.
Neden böyle oluyor? Acaba "yakın arkadaşlar" kısıtlamasıyla story attığında ben storyi görmüyorum ama bildirim mi alıyorum? Hesabımı kısıtlaması yok, özellikle dikkat ediyorum ben bir şey gönderdiğimde bakıyor.
0
Kahir ekseriyet
Var mı? Hiç yabancı çeyrek altın gördünüz mü fotoğrafı var mı merak ettim :)
Var mı? Hiç yabancı çeyrek altın gördünüz mü fotoğrafı var mı merak ettim :)
0
altın var mı bilmiyorum (vardır da) ama reddit'te gümüş görmüştüm. Yatırım için almış üstünde kartal falan vardı.
Bizdeki kadar yaygın değildir tabii bizim atasporumuz altın takmak/biriktirmek :D
Bizdeki kadar yaygın değildir tabii bizim atasporumuz altın takmak/biriktirmek :D
0
0
amerika'da bi arkadas gumus kulceler aliyordu yatirim icin. bunlari satan siteler var, sertifikali. icinde ne oldugunu belli etmeyen bi kargo paketiyle geliyor, geri gondermek istersen de bi warehouse'a yine ne oldugu anlasilmayacak sekilde goneriyorsun, adresin ustunde bilmemne gumus gibi bir sey yazmiyor yani.
kulce seffaf bir plastik vakumla kapli. acmiyorsun, kasana koyuyorsun oylece.
www.jmbullion.com ornek
kulce seffaf bir plastik vakumla kapli. acmiyorsun, kasana koyuyorsun oylece.
www.jmbullion.com ornek
0
genelde bulyon denilen bizdeki gram altinlar gibi satilan altin ve gumusler oluyor. ama bizdeki cayrek/yarim gibi para seklinde olanlari da var.
www.bullionbypost.eu
www.bullionbypost.eu
0
Adamlarda ciddi bir enflasyon olmadı için bizdeki kuyumcu ve döviz büroları gibi yerlerin olmaması gerekir. Döviz bürosu yoktur derken yerliden alip yerliye satan yerler yoktur diyorum. Soruya dönersek.
Çeyrek yarım tam bize has bir uygulama gibi . Ama birçok ülkede altın ve gümüş bozuk paralar(coin) mevcuttur. Halkin buyuk kismi alip satmaz.
Çeyrek yarım tam bize has bir uygulama gibi . Ama birçok ülkede altın ve gümüş bozuk paralar(coin) mevcuttur. Halkin buyuk kismi alip satmaz.
0
slalom
maalesef ki yüksek lisansımın son sınavlarından biri olan web sitesi yapma ödevinde bi turlu ilerleme saglayamıyorum. bracket uzerinden tek tek kodları kendimiz yazarak teması serbest bi site yapip, oncesinde teorik kısmı geçersek, bu projemizi tek tek, asama asama anlatıp, bu sayede sınav gecebiliy
maalesef ki yüksek lisansımın son sınavlarından biri olan web sitesi yapma ödevinde bi turlu ilerleme saglayamıyorum. bracket uzerinden tek tek kodları kendimiz yazarak teması serbest bi site yapip, oncesinde teorik kısmı geçersek, bu projemizi tek tek, asama asama anlatıp, bu sayede sınav gecebiliyoruz. Aslinda boyle tek tek sormayacak osla ben çoktan parasıyla yaptirirdim da siteyi. Bolum iletişim ve reklam ama iste bu ders maalesef asla kafama girmiyor. Youtube dan videolar acip izliyorum, tek tek elimle baka baka durdura durdura ne ise yaradiklarini cok da anlamadan kodlar yazıyorum, saatlerce ugrasiyorum ama bi hata yapıp her seyi mahvedip en basa donuyorum. bana bi akil verin. ben bu isin icinden cikamadim :(
0
berkan11
Teşhis ve tedavinin geleceği hakkında nasıl bir öngörü/beklenti var? Mesela 15 yıl sonra şizofren, bipolar veya kişilik bozukluğu olan biri tamamen şifa bulabilecek mi veya uygulanan tedaviyle tamamen eski haline dönebilecek mi? İlaçlar ve EKT dışında farklı tedavi beklentileri nedir? (Mesela kök hü
Teşhis ve tedavinin geleceği hakkında nasıl bir öngörü/beklenti var? Mesela 15 yıl sonra şizofren, bipolar veya kişilik bozukluğu olan biri tamamen şifa bulabilecek mi veya uygulanan tedaviyle tamamen eski haline dönebilecek mi? İlaçlar ve EKT dışında farklı tedavi beklentileri nedir? (Mesela kök hücre veya beyin ameliyatı gibi)? Bunların haricinde psikiyatrik bozukluğa sahip bir bireyin farklı bir kimlik olarak toplumda kabul edilebilmesi mümkün mü? (mesela eşcinseller gibi)
0
Artık hastalıkla ne kadar uğraşılır bilmiyorum ama İnsanlar şu haliyle bile noksan sayılıyor ve onu dönüştürme planları var. transhumanizm kavramını araştırabilirsin.
Genetik alanındaki ilerlemelerle birlikte, insanın yavaş yavaş makineleşmesi, ona veri depolama, konuları işleniyor artık.
Bilim, birilerinin tekelinde ve kişisel tercihler çok önemli değil artık. İnsanın belli bir sisteme entegre olması gündemde. Magazin diğer saçma kişisel his, zevklerimize ayrıca hitap eden kitap yayın dizi ve filmlerden biraz sıyrılmalı bu alanda yapılan çalışmaları anlatan kaynakları okumaya çalışmalıyız. Episode bilmem kaçı izlemekle çok zaman harcıyoruz.
Özellikle küreselciliğe karşıt olarak dış ülkelerde yapılan gösterilerin asıl nedenleri ülkemizde yeterince açıklanmıyor tartışılmıyor maalesef.
Doğrusu hal,plan böyleyken o hazırlanan ütopya içindeki hasta olan "birey"i tedavi etmek, ona sağlık harcaması yapmak gereksiz olarak görülebilir.
Kısacası, fişi çekilebilir fikri akla çok uzak değil.
Genetik alanındaki ilerlemelerle birlikte, insanın yavaş yavaş makineleşmesi, ona veri depolama, konuları işleniyor artık.
Bilim, birilerinin tekelinde ve kişisel tercihler çok önemli değil artık. İnsanın belli bir sisteme entegre olması gündemde. Magazin diğer saçma kişisel his, zevklerimize ayrıca hitap eden kitap yayın dizi ve filmlerden biraz sıyrılmalı bu alanda yapılan çalışmaları anlatan kaynakları okumaya çalışmalıyız. Episode bilmem kaçı izlemekle çok zaman harcıyoruz.
Özellikle küreselciliğe karşıt olarak dış ülkelerde yapılan gösterilerin asıl nedenleri ülkemizde yeterince açıklanmıyor tartışılmıyor maalesef.
Doğrusu hal,plan böyleyken o hazırlanan ütopya içindeki hasta olan "birey"i tedavi etmek, ona sağlık harcaması yapmak gereksiz olarak görülebilir.
Kısacası, fişi çekilebilir fikri akla çok uzak değil.
0
@erva +1 psikiyatri psikoloji ayrılamaz. hastalıklar 2 ye ayrılır, psikoz ve nevroz. genelde psikoz hastalıklar genetik faktörlü hastalıklardır. yani bilimin genetik olarak araştırıp çözmesi gereken bir durum. şu an şizofreni araştırmalarda kaçıncı sıradadır düşünmek lazım. ayrıca ilaç sektörü psikiyatrik ilaçlardan ne kadar para kazanıyor onu da düşünmek lazım. psikolojiye başladığımda hocamın biri eğer genetik çok gelişirse psikiyatri veya psikoloji bilimi yok olur demişti.
kimlik olarak toplumda kabul edilme olayı ilerleyen süreçte olabilir. okbler gibi bir grup olabilir.
kimlik olarak toplumda kabul edilme olayı ilerleyen süreçte olabilir. okbler gibi bir grup olabilir.
0
bluewhale
yada bilinç altımızda kadınlardan korkmamızı gerektiren birşeyler mi var? korku filmlerindeki hayaletler hep kadın, kız çocogu falan oradan çıkarım yapıyorum.
yada bilinç altımızda kadınlardan korkmamızı gerektiren birşeyler mi var? korku filmlerindeki hayaletler hep kadın, kız çocogu falan oradan çıkarım yapıyorum.
0
Bir çeşit ters köşe hedefledikleri için öyle olduğunu düşünüyorum, çocuktan zarar görmeyi ummazsın sonra aniden kötü bir yönü ortaya çıkar ekstra şaşırtıcı ve ürpertici olur.
0
biriniz de açık konuşsun. evet abi kadınlar daha korkunç. sen hiç tersi pis erkek gördün mü? erkek neyse o.
0
Garez'de erkek çocuktu sanırım.
Filmleri yapanlar hep erkek, o yüzden olabilir. Kadın yönetmen-senarist yapsa erkek çocuk kullanacak belki de.
ki örnek geldi aklıma, kadın yönetmenin "we need to talk about kevin" filminde psikopat olan erkek çocuk.
Filmleri yapanlar hep erkek, o yüzden olabilir. Kadın yönetmen-senarist yapsa erkek çocuk kullanacak belki de.
ki örnek geldi aklıma, kadın yönetmenin "we need to talk about kevin" filminde psikopat olan erkek çocuk.
0
Bunla ilgili yapılmış çok çalışma var, genelde kadın düşmanlığı yani bu konudaki mitler ile bağlantılı. Siyahların ana rollerde oynamaması, Ortadoğunun filmlerde sarı filtreleme ile sunulması gibi.
FEMİNİST ELEŞTİRİSİ AÇISINDAN KORKU
SİNEMASINDA KADININ SUNUMU
Farahnaz AMIRI tezinden:
nek.istanbul.edu.tr
(Cennetten Kovulma) mitindeki Kadın burada erkeğin cennetten
kovulmasına neden olan bir varlığa dönüşmüştür. Yılana kanan Havva, tanrının
sözünden çıkmış, ayrıca güzelliğinden yararlanarak Âdem’i de baştan çıkarmıştır. Bu
mitte ataerkil dinin kadına yönelttiği iki özellik açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır:
Kendine hâkim olamayıp çabucak kanan ve erkeği baştan çıkaran kadın. Bu mitler
“zayıf ve kolay şaşıran kadın, erkeği felakete sürükleyen şehvetin temsilcisi kadın ve
şeytan kadın imgelerinin yüzyıllar boyu sürüp gelmesine olanak vermekte, üstelik bu
tipoloji, korku filmleri için çok verimli bir malzeme sağlamaktadır.”
filmloverss.com
Dönemin erkek fantezisini yansıtan kadın, melek ve şeytan arasındadır. Korku, kuşku, iktidarsızlık ve yetersizlik temeline oturan gerilimli ilişkiler Hitchcock’un filmlerinde oldukça belirgindir. Kimi yönetmenler bu dönemde ‘misogyny’ olarak adlandırılan kadından nefret etme eğilimlerini filmlerinde yansıtırlar. (Derman, tarihsiz aktaran: Akbulut, 2008)
----
kitapeki.com
Bechdel Testi
Netflix Disclosure belgeseli, Racial Stereotypes konularına da bakabilirsiniz. www.thoughtco.com
Mizojinin tarihi, Görme biçimleri kitapları da genel bakış için yardımcı olabilir.
FEMİNİST ELEŞTİRİSİ AÇISINDAN KORKU
SİNEMASINDA KADININ SUNUMU
Farahnaz AMIRI tezinden:
nek.istanbul.edu.tr
(Cennetten Kovulma) mitindeki Kadın burada erkeğin cennetten
kovulmasına neden olan bir varlığa dönüşmüştür. Yılana kanan Havva, tanrının
sözünden çıkmış, ayrıca güzelliğinden yararlanarak Âdem’i de baştan çıkarmıştır. Bu
mitte ataerkil dinin kadına yönelttiği iki özellik açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır:
Kendine hâkim olamayıp çabucak kanan ve erkeği baştan çıkaran kadın. Bu mitler
“zayıf ve kolay şaşıran kadın, erkeği felakete sürükleyen şehvetin temsilcisi kadın ve
şeytan kadın imgelerinin yüzyıllar boyu sürüp gelmesine olanak vermekte, üstelik bu
tipoloji, korku filmleri için çok verimli bir malzeme sağlamaktadır.”
filmloverss.com
Dönemin erkek fantezisini yansıtan kadın, melek ve şeytan arasındadır. Korku, kuşku, iktidarsızlık ve yetersizlik temeline oturan gerilimli ilişkiler Hitchcock’un filmlerinde oldukça belirgindir. Kimi yönetmenler bu dönemde ‘misogyny’ olarak adlandırılan kadından nefret etme eğilimlerini filmlerinde yansıtırlar. (Derman, tarihsiz aktaran: Akbulut, 2008)
----
kitapeki.com
Bechdel Testi
Netflix Disclosure belgeseli, Racial Stereotypes konularına da bakabilirsiniz. www.thoughtco.com
Mizojinin tarihi, Görme biçimleri kitapları da genel bakış için yardımcı olabilir.
0
sen düşünür, sinirlenir ve unutursun kadınlar unutmaz.
sen bir olay olduğunda 3-5 olasılığı hesap eder aman ya ne olacaksa olsun dersin. kadınlar 125 olasılığı kafasında simüle eder.
erkeğin zayıf yanı öfkedir, kolay öfkelenir saçma kararlar verir, kavga eder, trafikte makas atar... kadın böyle bişey yapmaz ama uygun zamanı bekler ve en ağır darbeyi vurur.
sen bir olay olduğunda 3-5 olasılığı hesap eder aman ya ne olacaksa olsun dersin. kadınlar 125 olasılığı kafasında simüle eder.
erkeğin zayıf yanı öfkedir, kolay öfkelenir saçma kararlar verir, kavga eder, trafikte makas atar... kadın böyle bişey yapmaz ama uygun zamanı bekler ve en ağır darbeyi vurur.
0
Cok fazla erkek katil var erkek suclu var.neye dayanarak bu istatistik yapildi? Aksine daha fazla erkek oldugunu dusunuyorum
0
ya ama bir yandan olaya kadın düşmanlığı bunlar gibi bir açıdan bakıp kestirip atmayada gönlüm el vermiyor, bakın çok basit anlatıyorum realist yani paranormal/supernatural olmayan filmlerde hep kötü insanlar erkek, ama nerede hayaletli inli cinli film var, bunlarda korku ögesi kadın. ben bu tarz filmlerin(korku) bilinç altını hedef aldığını duymuştum, bence bununla ilgili bir açıklaması olmalı.
0
@bluewhale Hayalet bazında Gotik dönem hikayeleri ile bağlantısı var diyor aşağıda.Kadın düşmanlığı denilen şey yazdığım gibi arketipler, oluşmuş kalıp yargılar işte. Yani kadınlardan nefret ediliyor diye böyle yapılıyor demek basite indirgemek olur, hakkında çok çalışma var, psikanalizle de bağlantısına bakabilirsiniz
www.theguardian.com
In any case, ghosts are unusual among movie monsters in that they're more often female than male, perhaps because their origins lie in the Gothic romantic tradition, which so often features haunted houses, madwomen in the attic and sinister nocturnal goings-on. It's a particularly female branch of the horror genre, but appeals to male viewers as much as to female ones since it subverts the conventional view of woman as a passive, obedient creature and supposes that the angry, violent, retributive urges suppressed in life may emerge after death in twisted malevolent form. As Colette Balmain, author of Introduction to Japanese Horror Film, writes: "The reason for the success and ubiquity of such female ghosts is a mixture of female desire, and fear of such empowermen
en.wikipedia.org
Shelley Stamp Lindsey states "Carrie is not about liberation from sexual repression, but about the failure of repression to contain the monstrous feminine". Audiences are not supposed to identify with Carrie White whilst she becomes the monster, instead they are supposed to be scared of her ability and destructive potential. Carrie is purposely portrayed in this manner because the character Carrie White demonstrates what happens when women gain power and are no longer repressed. Carrie ultimately tells its audience that they must live in a patriarchal world, and if they fail to successfully integrate then this is what will come of it.[13]
www.syfy.com
www.theguardian.com
In any case, ghosts are unusual among movie monsters in that they're more often female than male, perhaps because their origins lie in the Gothic romantic tradition, which so often features haunted houses, madwomen in the attic and sinister nocturnal goings-on. It's a particularly female branch of the horror genre, but appeals to male viewers as much as to female ones since it subverts the conventional view of woman as a passive, obedient creature and supposes that the angry, violent, retributive urges suppressed in life may emerge after death in twisted malevolent form. As Colette Balmain, author of Introduction to Japanese Horror Film, writes: "The reason for the success and ubiquity of such female ghosts is a mixture of female desire, and fear of such empowermen
en.wikipedia.org
Shelley Stamp Lindsey states "Carrie is not about liberation from sexual repression, but about the failure of repression to contain the monstrous feminine". Audiences are not supposed to identify with Carrie White whilst she becomes the monster, instead they are supposed to be scared of her ability and destructive potential. Carrie is purposely portrayed in this manner because the character Carrie White demonstrates what happens when women gain power and are no longer repressed. Carrie ultimately tells its audience that they must live in a patriarchal world, and if they fail to successfully integrate then this is what will come of it.[13]
www.syfy.com
0
kesinlikle kadinlar daha korkunç. misal etrafımızdaki, haberlerde duyduğumuzkadın katiller. bir erkek ani şekilde bi anlık dürtüyle parlayıp elini kana buluyo ama bir kadın kocasını öldürmek için yıllarca plan yapıp mezar yerini bile düşünebiliyor. işte bu planlama aşaması filmler için kaynak.
www.google.com
www.google.com
0
kaset+1
erkek temsilleri özellikle sanat dallarında güç ve norm olarak var. ataerkilliğin tamamen egemen olmasıyla birlikte kadın korunması gereken ya da (güç kazandığında;aslında sadece erkek kadar güç kazandığında) korkulması gereken (femme fatale) bir temsil kazanıyor. hiç öyle norm olarak duran kadın kahraman hikayeleri, kadın başrol filmler vs göremeyiz edebiyatta falan da çok azdır. kadın kadına diyaloglar bile azdır sinema filmlerinde, araştırabilirsiniz.
kadınlar daha korkunç değil.
erkek temsilleri özellikle sanat dallarında güç ve norm olarak var. ataerkilliğin tamamen egemen olmasıyla birlikte kadın korunması gereken ya da (güç kazandığında;aslında sadece erkek kadar güç kazandığında) korkulması gereken (femme fatale) bir temsil kazanıyor. hiç öyle norm olarak duran kadın kahraman hikayeleri, kadın başrol filmler vs göremeyiz edebiyatta falan da çok azdır. kadın kadına diyaloglar bile azdır sinema filmlerinde, araştırabilirsiniz.
kadınlar daha korkunç değil.
0
walser
Merhaba. Her performans gorusmesinde yoneticim bana surekli ozguvenimin dusuk oldugunu, gelistirmemi soyleyip duruyor. Ek olarak ekiple iletisimimin iyi olmasini istiyor ama ben ekiptekileri dedikoducu buldugum icin is haric fazla konusmuyorum. Ama beni dinlemeden surekli zayif/olumsuz yanlarimi yuz
Merhaba. Her performans gorusmesinde yoneticim bana surekli ozguvenimin dusuk oldugunu, gelistirmemi soyleyip duruyor. Ek olarak ekiple iletisimimin iyi olmasini istiyor ama ben ekiptekileri dedikoducu buldugum icin is haric fazla konusmuyorum. Ama beni dinlemeden surekli zayif/olumsuz yanlarimi yuzume vurmasindan cok bunaldim. Tek olumlu ozelligim ona gore cok calisiyor olmak. Surekli zayif yanimi soylemesi normal mi sizce? Cok ilgili bir insan da degil, kendimi cogu zaman yalniz hissederim destek gormem ama bana surekli bu konuyla geliyor ve mobbing mi yapiyor acaba diye dusunuyorum. Ben birden ozguven depolasam bile eminim bir kulp bulacak. Bu tavrinin degismesi icin ne yapmaliyim? Is mi arayayim, cok mutsuzum
0
"Çalışanların alayı Müge Anlı ayarında, a kalite çalışanlarla sağlıklı iletişim kurabileceğime inanıyorum. Onların düzeyine inmek için özel bir çaba gerekli. Ve ben o düzeye inmeye tenezzül etmiyorum. Size de çalışmak zorunda olduğum için katlanıyorum. Ben de bilgi ve tecrübelerini aktarırken kendisine hayran bırakacak bir yönetici ile çalışmak isterdim ama maalesef koşullarım bu" derdim.
0
benim de birebir çalıştıgım üstüm, teslim ettiği 100 işten 90'ını dokunmadan müşteriye iletiyor da 10 tanesinde revizyon yapması gerekiyorsa o 10 tanesi hakkında moralimi bozmadan asla geçmiyor, ki "junior"" bir pozisyondayım. ifade ediş biçimi de çok iyi değil. konunu takip ediyorum
0
Üst pozisyonunda çalışan biri olması ne değiştiriyor ki? Size göre de onda çeşitli eksiklikler olabilir. Bunlar mutlak doğru da değil yani. Bana göre insanların yargılarının bizim üzerimizde etki bırakmasına izin vermemek gerekir. Öyle düşünüyorsa ki kaba bir şey söylememiş, tamam teşekkür ederim deyip geçebilirsiniz. Canınızı sıkmasın yani. Siz ne olmak isterseniz o olabilirsiniz. Başkalarının söyledikleri kendileeini bağlar.
0
Yöneticinin iyisi geribildirim verirken sandwich tekniğini kullanır; iki iyi arasına geliştirmesi gereken alanları. Yönetici olarak gördüğüm şu; çalışanlar iyi geribildirimleri kabullenip, geliştirmeleri gereken alanlarda hemen savunmaya geçiyor. Bakın size çalışmanızdan memnun olduğunu söylemiş. Bu cepte. Size eksik yanınızı söylemesi mobbing değil. Sizin anlattığınızdan "bir kulp bulmak" gayesinde olduğunu düşünmedim. Size hep aynı konuyla geliyor ve siz de "bende bir sorun yok, etrafımdakiler tiksinç" diyerek hem uyumsuz portresi çiziyorsunuz hem de bu geribildirimi kabul etmiyorsunuz bile. Eğer bulunduğunuz ortamdan mutsuzsanız elbette arayın, iş değiştirin. Bu bir çözüm olabilir. Ama tümden yalnız çalışmıyorsanız hiçbir yer gül bahçesi değil.
0
Tum soylenenler uzaktan bakildiginda mantikli geliyor. Ama bulundugun durumda motivasyonum cok dusuk. Ne yaparsam yapayim yetersizmisim hissi aliyorum. Bana telefonda bir kere anlamsiz yere bagirmisti ben de biraz sesimi yukseltip savunmaya gecince de hatasini fark edip geri adim atti ama bu savunmaya gecmemi bile ozguven dusuklugu olarak yorumladi. Nicin bana bagirma hakkini elinde buluyor? Ben yine haksiz miyim bana bagirdigi icin?
0
Hocam diğer verdiğiniz örneğe istinaden ikinci kez yorum yapmak istedim. İlk olarak zaten özgüven eksikliği bir hata vs değil. Herkesin zaman zaman bununla ilgili bir problemi olabilir. Geliştirilebilen bir şey.
Burada problem, başkalarının söyledikleri şeylerin sizin üzerinizde fazlasıyla etki etmesi, sizi yönlendirmesi ve üzmesi. Bunun farkında olup kendinizi geliştirebilirsiniz. Bununla birlikte hak savunma, daha sakin tartışma, kendinin daha iyi ifade etme gibi noktalarda da gelişme sağlarsınız çünkü bunların hepsi problemin farkında olup çözmekten ibaret diye düşünüyorum. Kendinize gerekli değeri verirseniz kimsenin sözü size gerektiğinden fazla etki etmez, sizi yönlendirmez, kendinizi daha iyi ifade eder ve gerektiği gibi savunabilirsiniz.
Ben de geçmişte aynı olmasa da ortak noktaları bulunan farklı olay ve durumlar yaşadım ve böyle bir çözüm yoluna ulaştım. Kendimi bu durumu aşmış gibi hissediyorum ama tabi bir tecrübe diğerini, bir performans diğerini tutmayabilir. Hayat böyle işte aşa aşa hem kendimizi yükselteceğiz hem ilerleyeceğiz. Bu tarz şeyler hep karşımıza çıkabilir, insanlara fazla değer yüklememekle başlamak lazım bence. Bir derin nefes alıp kendinizden memnun olun, kendinize inanın.
Bir sürü gereksiz konuştum halbuki psikilog psikiyatr veya iş dünyasında belli bir noktada biri değilim. Okuyun geçin ciddiye almayın :)
Burada problem, başkalarının söyledikleri şeylerin sizin üzerinizde fazlasıyla etki etmesi, sizi yönlendirmesi ve üzmesi. Bunun farkında olup kendinizi geliştirebilirsiniz. Bununla birlikte hak savunma, daha sakin tartışma, kendinin daha iyi ifade etme gibi noktalarda da gelişme sağlarsınız çünkü bunların hepsi problemin farkında olup çözmekten ibaret diye düşünüyorum. Kendinize gerekli değeri verirseniz kimsenin sözü size gerektiğinden fazla etki etmez, sizi yönlendirmez, kendinizi daha iyi ifade eder ve gerektiği gibi savunabilirsiniz.
Ben de geçmişte aynı olmasa da ortak noktaları bulunan farklı olay ve durumlar yaşadım ve böyle bir çözüm yoluna ulaştım. Kendimi bu durumu aşmış gibi hissediyorum ama tabi bir tecrübe diğerini, bir performans diğerini tutmayabilir. Hayat böyle işte aşa aşa hem kendimizi yükselteceğiz hem ilerleyeceğiz. Bu tarz şeyler hep karşımıza çıkabilir, insanlara fazla değer yüklememekle başlamak lazım bence. Bir derin nefes alıp kendinizden memnun olun, kendinize inanın.
Bir sürü gereksiz konuştum halbuki psikilog psikiyatr veya iş dünyasında belli bir noktada biri değilim. Okuyun geçin ciddiye almayın :)
0
silah taciri
Merhaba. Ufaklık ve ben, Heath Ledger’ın muhteşem oyunculuğunun da etkisiyle Joker’i tutuyoruz :) ikimiz de suratımızı joker gibi boyamak istiyoruz ama bunun için hangi boya? Ve nereden alabiliriz?
Merhaba. Ufaklık ve ben, Heath Ledger’ın muhteşem oyunculuğunun da etkisiyle Joker’i tutuyoruz :) ikimiz de suratımızı joker gibi boyamak istiyoruz ama bunun için hangi boya? Ve nereden alabiliriz?
0
j r r tolkien hayrani
Evet arkadaslar, Not: Hata varsa yazin baslik altina gelip duzeltirim ve siz de bu duyuruyu gormemis gibi yaparsiniz.Sanirim son asama bu asama oluyor. Katilim istekleri alindiktan sonra ve filtrelendikten sonra sartlari saglayan uyeler ile cekilis yapildi. Cekilis ikili cekilis oldu. Niye? Cunku pa
Evet arkadaslar,
Not: Hata varsa yazin baslik altina gelip duzeltirim ve siz de bu duyuruyu gormemis gibi yaparsiniz.
Sanirim son asama bu asama oluyor. Katilim istekleri alindiktan sonra ve filtrelendikten sonra sartlari saglayan uyeler ile cekilis yapildi.
Cekilis ikili cekilis oldu. Niye? Cunku pasa gonlum oyle istedi.
Saka saka, riski minimize etmek icin bana en mantikli gelen oydu ve 60 kisinin uzerinde katilim olmasina ragmen cogunluk da fikrini belirtmedigi icin ben inisiyatif aldim. 'Cok konusma' dediginizi duyar gibiyim. Ama oncesinde kurallardan bahsetmek gerek.
ONEMLI: Herkesin birbiriyle 10 Aralik gunune kadar iletisime gecmesi gerekiyor. O tarihe kadar esinizden cevap alamadiysaniz buraya yazin. 10 aralik gununde iletisime gecilmeyen uyelerle yeni bir cekilis duzenlenebilir.
Hediyelerinizi de yilbasindan once gondermeye calisin. Eger esinizden 20 aralik gunune kadar 'kargoya verdim' tarzi bir mesaj almazsaniz onu da buraya yazin.
EKLEME: Arkadaslar herkesi belli bir alt-ust limitine zorlamak bana biraz anlamsiz geldigi icin o siniri sizlere biraktim. Sizler eger oyle bir sinir koymak istiyorsaniz esinizle konusup kendi aranizda belirleyebilirsiniz. Tamamen sizlere bagli bir olay yani.
Sonuclar
'obscure<->r evolution',
'opitseri<->desdenova34',
'emfuzi<->bass solo take one',
'don baba donelim<->tuborg yesili',
'IncredibleMau<->sanat guresi',
'her giriste sifresini unutan adam<->stewie',
'erty_ksk<->spacevan',
'baharat<->gucune giden kaplumbaga',
'jazzabel<->drystedb efficacious',
'jepa<->Kıllanıcı adı:',
'MandMs<->Hallegadola',
'follow rivers<->fıytfıyt',
'IcedFlames<->winston',
'plutongezegendegilmi<->babafingo',
'livaneli kadir<->makarnavodka',
'istege bagli sigortasiz<->kitap arasında kalmış silgi tozu',
'candoguaydin<->infernalcadre',
'4seneayniyerdeduramam<->alt4y',
'the gangbang theory<->reanarchy',
'grigri<->vasilias',
'ala09<->tss',
'sen supersin<->kisa',
'diyanet takvimi<->irene',
'ofelia<->kaptan maydanoz',
'iwillsee<->tthet',
'Phoebe<->pati',
'neymis<->buff',
'Big bada bum bum<->duster',
'denef<->janderzel zartanyan',
'ashleybon<->birbilsem',
'beyaztenlikiz<->hanim kos goethe geldi'
Not: Hata varsa yazin baslik altina gelip duzeltirim ve siz de bu duyuruyu gormemis gibi yaparsiniz.
Sanirim son asama bu asama oluyor. Katilim istekleri alindiktan sonra ve filtrelendikten sonra sartlari saglayan uyeler ile cekilis yapildi.
Cekilis ikili cekilis oldu. Niye? Cunku pasa gonlum oyle istedi.
Saka saka, riski minimize etmek icin bana en mantikli gelen oydu ve 60 kisinin uzerinde katilim olmasina ragmen cogunluk da fikrini belirtmedigi icin ben inisiyatif aldim. 'Cok konusma' dediginizi duyar gibiyim. Ama oncesinde kurallardan bahsetmek gerek.
ONEMLI: Herkesin birbiriyle 10 Aralik gunune kadar iletisime gecmesi gerekiyor. O tarihe kadar esinizden cevap alamadiysaniz buraya yazin. 10 aralik gununde iletisime gecilmeyen uyelerle yeni bir cekilis duzenlenebilir.
Hediyelerinizi de yilbasindan once gondermeye calisin. Eger esinizden 20 aralik gunune kadar 'kargoya verdim' tarzi bir mesaj almazsaniz onu da buraya yazin.
EKLEME: Arkadaslar herkesi belli bir alt-ust limitine zorlamak bana biraz anlamsiz geldigi icin o siniri sizlere biraktim. Sizler eger oyle bir sinir koymak istiyorsaniz esinizle konusup kendi aranizda belirleyebilirsiniz. Tamamen sizlere bagli bir olay yani.
Sonuclar
'obscure<->r evolution',
'opitseri<->desdenova34',
'emfuzi<->bass solo take one',
'don baba donelim<->tuborg yesili',
'IncredibleMau<->sanat guresi',
'her giriste sifresini unutan adam<->stewie',
'erty_ksk<->spacevan',
'baharat<->gucune giden kaplumbaga',
'jazzabel<->drystedb efficacious',
'jepa<->Kıllanıcı adı:',
'MandMs<->Hallegadola',
'follow rivers<->fıytfıyt',
'IcedFlames<->winston',
'plutongezegendegilmi<->babafingo',
'livaneli kadir<->makarnavodka',
'istege bagli sigortasiz<->kitap arasında kalmış silgi tozu',
'candoguaydin<->infernalcadre',
'4seneayniyerdeduramam<->alt4y',
'the gangbang theory<->reanarchy',
'grigri<->vasilias',
'ala09<->tss',
'sen supersin<->kisa',
'diyanet takvimi<->irene',
'ofelia<->kaptan maydanoz',
'iwillsee<->tthet',
'Phoebe<->pati',
'neymis<->buff',
'Big bada bum bum<->duster',
'denef<->janderzel zartanyan',
'ashleybon<->birbilsem',
'beyaztenlikiz<->hanim kos goethe geldi'
0
Arkadaşlar olumlu sonuçları değil olumsuz sonuçları yazın ki gelecek senelerde kişiler başlıktan direkt kara listeyi çıkarabilsin.
0
Bunu anca gordum katilirdim yalniz biz christmas eve falan yapmiyoruz yani bu ne acele anlamadim
0
Arkadaşlar eşinden hediye alamayan ya da "kargoya verdim" tarzı dönüş alamayanlar yarın gün sonuna kadar buraya yazsın.
Net son tarih 20 Aralık 23:59
Eğer kişilerin sayısı fazla olursa yeni çekiliş yaparız. Eğer kimse yazmazsa hiçbir sıkıntının yaşanmadığı varsayılır ve hiçbir şey yapılmaz.
Bu tarihten sonra yazılacak olumsuz geri bildirimlere benim yapacak bişeyim yok.
Net son tarih 20 Aralık 23:59
Eğer kişilerin sayısı fazla olursa yeni çekiliş yaparız. Eğer kimse yazmazsa hiçbir sıkıntının yaşanmadığı varsayılır ve hiçbir şey yapılmaz.
Bu tarihten sonra yazılacak olumsuz geri bildirimlere benim yapacak bişeyim yok.
0
'the gangbang theory<->reanarchy'
benim eşim beni sallamadı, adresimi falan gönderdim onun adresini ve iletişim bilgilerini de istedim hiçbir cevap vermedi.
Tekrar çekilişe girmek de istemiyorum.
benim eşim beni sallamadı, adresimi falan gönderdim onun adresini ve iletişim bilgilerini de istedim hiçbir cevap vermedi.
Tekrar çekilişe girmek de istemiyorum.
0
bass solo take one ile eşleştim hediyelerini gönderdim hepsi de teslim edildi, teyit etti. o da hediyeleri gönderdi sanıyorum heyecan ile kargo bekliyorum şu an. :)
0
Arkadaşlar durumu netleştirmek için yazıyorum. Belirlediğim tüm son tarihleri geçtik. Dolayısıyla 20 Aralık tarihi sonrası ekstra herhangi bir şey benim tarafımdan yapılmayacak.
Hiçbir olumsuz durumun yaşanmaması en güzeli olurdu ancak maalesef bazı olumsuz olaylar yaşanmış gibi gözüküyor. Başlık da bu tür olumsuz geri bildirimleri almak için bir süre daha tepede olacak.
Umarım genel olarak iyi geçmiş bir organizasyon olmuştur da çok fazla olumsuz geri dönüşler yazılmaz.
Hiçbir olumsuz durumun yaşanmaması en güzeli olurdu ancak maalesef bazı olumsuz olaylar yaşanmış gibi gözüküyor. Başlık da bu tür olumsuz geri bildirimleri almak için bir süre daha tepede olacak.
Umarım genel olarak iyi geçmiş bir organizasyon olmuştur da çok fazla olumsuz geri dönüşler yazılmaz.
0
blue eyes white dragon
vekil, bir disiplin suçu işledi ve meclis başkanı tarafından bu cezaya maruz kaldı. vekili, meclise girmekten alıkoyacak ne var? kim engelleyecek? vekilin gayet dokunulmazlığı var?
vekil, bir disiplin suçu işledi ve meclis başkanı tarafından bu cezaya maruz kaldı. vekili, meclise girmekten alıkoyacak ne var? kim engelleyecek? vekilin gayet dokunulmazlığı var?
0
exlibris
https://www.instagram.com/p/CIc-1A6gBoQ/?hl=enSoldaki. Üzerinde köpek balığı kabartması vardı kolunda da take me ya da bite me gibi bir şey yazıyordu
www.instagram.com
Soldaki. Üzerinde köpek balığı kabartması vardı kolunda da take me ya da bite me gibi bir şey yazıyordu
Soldaki. Üzerinde köpek balığı kabartması vardı kolunda da take me ya da bite me gibi bir şey yazıyordu
0
Paul & shark olabilir ve eski sezondur. Trde bu marka olmadığı için yeni aldığını sanmıyorum. Ayrıca bu bir kazak bence.
0
incelikler yüzünden
Adliyeler saat kaçta açılıyor? 8.30 mu yoksa son genelgeler ile saat 10da mı?
Adliyeler saat kaçta açılıyor? 8.30 mu yoksa son genelgeler ile saat 10da mı?
0
potsdamer
SpoilerYıllar önce de izlemiştim. Tekrar izledim ve tamÇözemediğim bir şey var. Alfred(c. Bale) in ikizi olarakOrtaya çıkan kişi aslında teslanın cihazıyla ortaya çıkanBir kopya mı? Eğer öyle değilse ne alaka sır olarakKağıda tesla yazdı? Ama eğer alfred teslanın bu aletindenHaberdarsa Angier(h. Jac
Spoiler
Yıllar önce de izlemiştim. Tekrar izledim ve tam
Çözemediğim bir şey var. Alfred(c. Bale) in ikizi olarak
Ortaya çıkan kişi aslında teslanın cihazıyla ortaya çıkan
Bir kopya mı? Eğer öyle değilse ne alaka sır olarak
Kağıda tesla yazdı? Ama eğer alfred teslanın bu aletinden
Haberdarsa Angier(h. Jackman) bu aleti kullanarak gösteri
Yaptığında neden bu adam bunu nasıl yapıyor diye deliriyor?
Çözemedim şu filmi.
Yıllar önce de izlemiştim. Tekrar izledim ve tam
Çözemediğim bir şey var. Alfred(c. Bale) in ikizi olarak
Ortaya çıkan kişi aslında teslanın cihazıyla ortaya çıkan
Bir kopya mı? Eğer öyle değilse ne alaka sır olarak
Kağıda tesla yazdı? Ama eğer alfred teslanın bu aletinden
Haberdarsa Angier(h. Jackman) bu aleti kullanarak gösteri
Yaptığında neden bu adam bunu nasıl yapıyor diye deliriyor?
Çözemedim şu filmi.
0
çok oldu ama aklımda kalan şu
o ikizlerin hayatı bu aslında tek büyük numaraları var ve ikiz oldukları bilinirse numaraları kalmayacak. onlarda hayat boyu saklamışlar tek karakteri sıra ile yaşıyorlar.
ama wolverin abimiz ikiz değil ve nasıl yaptığını çözemiyorlar bu yüzden deliriyorlaar.
o ikizlerin hayatı bu aslında tek büyük numaraları var ve ikiz oldukları bilinirse numaraları kalmayacak. onlarda hayat boyu saklamışlar tek karakteri sıra ile yaşıyorlar.
ama wolverin abimiz ikiz değil ve nasıl yaptığını çözemiyorlar bu yüzden deliriyorlaar.
0
toparlayayım bale abimiz doğuştan beri ikiz ama hep saklamışlar. ışınlanma numarası hilesi bu ve kimse bilmiyor(hatta birinin parmağı kopunca diğeride kesiyor parmağı)
wolverin abi ışınlanmaya sahip ama bunlar ışınlanma olmadan bu numarayı nasıl yapıyor diye kafayı yiyor
malum filmde hep rekabet ve sabotaj halindeler
wolverin abi ışınlanmaya sahip ama bunlar ışınlanma olmadan bu numarayı nasıl yapıyor diye kafayı yiyor
malum filmde hep rekabet ve sabotaj halindeler
0
Kafanı biraz daha karıştırayım.
Alfred'in zaten ikizi var. Onda olağanüstü bir durum yok. Tesla'yı kağıda sadece Angier'ı yanlış yönlendirmek ve parasını gerçek dışı bir şeye harcatmak için yazıyor.
Kafanı karıştıracak bölüme gelirsek; Tesla aslında klonlama makinesi falan yapmıyor. Bizler seyirci olarak öyle olmasını istiyoruz. Yani Cutter'ın söylemiyle "You don't really want to know. You want to be fooled."
Bu anlattığım teoriyle ilgili şu entry'yi okumanı öneririm: #24722889
Alfred'in zaten ikizi var. Onda olağanüstü bir durum yok. Tesla'yı kağıda sadece Angier'ı yanlış yönlendirmek ve parasını gerçek dışı bir şeye harcatmak için yazıyor.
Kafanı karıştıracak bölüme gelirsek; Tesla aslında klonlama makinesi falan yapmıyor. Bizler seyirci olarak öyle olmasını istiyoruz. Yani Cutter'ın söylemiyle "You don't really want to know. You want to be fooled."
Bu anlattığım teoriyle ilgili şu entry'yi okumanı öneririm: #24722889
0
Alfred(c. Bale) ikizi vardı hep. o sebeple zaten filmin başında benim numaralarımı kimse yapamaz diyor ve o sevdiği kızın evine girme sahnesi var mesela. orada ikizi giriyor işte.
neden kağıda tesla yazdı?
Angier'ı boşu boşuna uğraştırmak için. bir de ona inanacağı bir açıklama yapması gerekiyordu. adamın tesla'nın böyle bir makine yapabileceği inancına sahip olduğunu biliyordu. kendisi sadece show amacı ile tesla'dan makine almış.
Alfred tesla'nın böyle bir makine yapacağını bilmiyordu. salladı yani. ama tuttu. tesla makineyi yaptı. zaten filmde de angier sen hiç bir zaman böyle bir makine yapmadın beni kandırdın dediğinde tesla ben yaptığımı söylemedim yapabileceğimi söyledim diyor.
Alfred makinenin öyle bir gücü olduğunu bilmiyor o sebeple normal yollar ile Angier'in o kadar mesafeyi nasıl gittiğini çözmeye çalışıyor ama çözemiyor hatta sonra pes edip bırakalım yapsın showunu vs diyor.
neden kağıda tesla yazdı?
Angier'ı boşu boşuna uğraştırmak için. bir de ona inanacağı bir açıklama yapması gerekiyordu. adamın tesla'nın böyle bir makine yapabileceği inancına sahip olduğunu biliyordu. kendisi sadece show amacı ile tesla'dan makine almış.
Alfred tesla'nın böyle bir makine yapacağını bilmiyordu. salladı yani. ama tuttu. tesla makineyi yaptı. zaten filmde de angier sen hiç bir zaman böyle bir makine yapmadın beni kandırdın dediğinde tesla ben yaptığımı söylemedim yapabileceğimi söyledim diyor.
Alfred makinenin öyle bir gücü olduğunu bilmiyor o sebeple normal yollar ile Angier'in o kadar mesafeyi nasıl gittiğini çözmeye çalışıyor ama çözemiyor hatta sonra pes edip bırakalım yapsın showunu vs diyor.
0
@himmet
hacı abi sen şimdi diyorsun ki angier son show'u için 100 tane dublor buldu hepsini sıra ile öldürdü? bunu mu diyorsun?
yani ilk numarasındaki gibi bardan falan 100 adam toplayıp kendine benzetip öldürttü mü diyorsun?
hacı abi sen şimdi diyorsun ki angier son show'u için 100 tane dublor buldu hepsini sıra ile öldürdü? bunu mu diyorsun?
yani ilk numarasındaki gibi bardan falan 100 adam toplayıp kendine benzetip öldürttü mü diyorsun?
0
Gençler tamam da soru o değil. borden (veya ikizi) angier'a oyunun sırrı diye bi kağıda tesla yazıp veriyor, o ne alaka? Arkadaş diyor ki acep borden çok daha önceleri tesla'nın aletiyle kendini kopyalamış da ikizi öyle mi oluşmuş acaba?
Bu ikizlerin doğuştan olduğuna dair bi bilgi yok. Borden da angier'a tesla yazıp veriyor. Yani borden da ikiz değil klon olabilir. Ama öyle olsa angier'ın numarasını hemen anlamalıydı.
Gerçi belki de anladı ama her oyundan sonra klonu akvaryumda boğuyor olabileceğine ihtimal vermemiş, ulan her sefer klonlanıyorsa nerde bu klonlar diye düşünüp onu anlamaya çalışmış olabilir.
Bu ikizlerin doğuştan olduğuna dair bi bilgi yok. Borden da angier'a tesla yazıp veriyor. Yani borden da ikiz değil klon olabilir. Ama öyle olsa angier'ın numarasını hemen anlamalıydı.
Gerçi belki de anladı ama her oyundan sonra klonu akvaryumda boğuyor olabileceğine ihtimal vermemiş, ulan her sefer klonlanıyorsa nerde bu klonlar diye düşünüp onu anlamaya çalışmış olabilir.
0
@kibrit
adamın amacı hedef şaşırtmak ve adamı londra'dan göndermek. zaten tesla'nın fuarında gördüğü için ona tesla'dan makine aldım yalanını attım dediğinde adam zokayı yutuyor ama tesla cidden makineyi yapıyor.
ayrıca ikizlerin doğuştan olduğuna dair en büyük kanıt sevdiği kızın evine girme sahnesi.
adamın amacı hedef şaşırtmak ve adamı londra'dan göndermek. zaten tesla'nın fuarında gördüğü için ona tesla'dan makine aldım yalanını attım dediğinde adam zokayı yutuyor ama tesla cidden makineyi yapıyor.
ayrıca ikizlerin doğuştan olduğuna dair en büyük kanıt sevdiği kızın evine girme sahnesi.
0
@duyurukullanıcısı
ben demiyorum. bu bir teori ve bana mantıklı geldi. doğruluğunu teyit edemem, aksini de ispatlayamam. Christopher Nolan'ın olayı bu zaten.
Inception'ın finalinde Dom'un rüyada mı gerçek hayatta mı olduğunu bilemeyeceğimiz gibi...
ben demiyorum. bu bir teori ve bana mantıklı geldi. doğruluğunu teyit edemem, aksini de ispatlayamam. Christopher Nolan'ın olayı bu zaten.
Inception'ın finalinde Dom'un rüyada mı gerçek hayatta mı olduğunu bilemeyeceğimiz gibi...
0
@himmet
abi koca bir şapka sahnesi var. ayrıca sanırım kedi de klonlandı. yine filmin sonunda adam makineyi ilk kez denediğinde eğer çalışmazsa intihar edeceğim diye silahını hazırlamışken karşısında bir anda klonunu görüp şaşırıp klonunu vuruyor.
ayrıca filmin en vurucu sahnesi;
hiç bir zaman bilemezsin prestijdeki adam mı olacaksın yoksa su da boğulan mı? senin teorin doğru olsaydı zaten kendini hep prestijde göstereceği için bu sözü söylemezdi.
nolan'ın seyirciye attığı en büyük kazık makinenin nasıl çalıştığını söylememesinir. inception'da da söylemedi, interstellar'da da söylemedi.
adam bizi böyle böyle yiyor işte.
abi koca bir şapka sahnesi var. ayrıca sanırım kedi de klonlandı. yine filmin sonunda adam makineyi ilk kez denediğinde eğer çalışmazsa intihar edeceğim diye silahını hazırlamışken karşısında bir anda klonunu görüp şaşırıp klonunu vuruyor.
ayrıca filmin en vurucu sahnesi;
hiç bir zaman bilemezsin prestijdeki adam mı olacaksın yoksa su da boğulan mı? senin teorin doğru olsaydı zaten kendini hep prestijde göstereceği için bu sözü söylemezdi.
nolan'ın seyirciye attığı en büyük kazık makinenin nasıl çalıştığını söylememesinir. inception'da da söylemedi, interstellar'da da söylemedi.
adam bizi böyle böyle yiyor işte.
0
@duyurukullanıcısı
dostum o şapka, kedi kopyalama olayları falan hepsi aslında Angier'ın hilesi. Yani asıl hile kopyalanması değil, Borden'ı kopyalandığına ve makinenin çalıştığına ikna etmek için günlüğüne yazdığı yalanlardan ibaret. Filmde nasıl seyirciye kandırıyorlarsa filmin bütünü de filmin seyircisini, yani bizi kandırmak üzere kurgulanmış.
Konuyla ilgili daha detaylı bir yazı şurada var: www.reddit.com
dostum o şapka, kedi kopyalama olayları falan hepsi aslında Angier'ın hilesi. Yani asıl hile kopyalanması değil, Borden'ı kopyalandığına ve makinenin çalıştığına ikna etmek için günlüğüne yazdığı yalanlardan ibaret. Filmde nasıl seyirciye kandırıyorlarsa filmin bütünü de filmin seyircisini, yani bizi kandırmak üzere kurgulanmış.
Konuyla ilgili daha detaylı bir yazı şurada var: www.reddit.com
0
@himmet
detaylı yazı dediğin 2 upvote almış hocam. hadi post 10k upvote falan alır. hadi reddit standartlarında belki derim doğruluk payı vardır. post ilgi bile çekmemiş.
yani çekmeye çalıştığın teori her noktasından çöküyor. adam filmin ortasında bir dublorü idare edemişken bir tanesine bile kendine benzetmeye 2-3 ay harcamışken. 100 tane bulmuş hepsini kendine benzetmiş sonra hepsini sıra ile öldürmüş diyorsun.
çok saçma yani.
detaylı yazı dediğin 2 upvote almış hocam. hadi post 10k upvote falan alır. hadi reddit standartlarında belki derim doğruluk payı vardır. post ilgi bile çekmemiş.
yani çekmeye çalıştığın teori her noktasından çöküyor. adam filmin ortasında bir dublorü idare edemişken bir tanesine bile kendine benzetmeye 2-3 ay harcamışken. 100 tane bulmuş hepsini kendine benzetmiş sonra hepsini sıra ile öldürmüş diyorsun.
çok saçma yani.
0
0
arkadaşlar nolan molan tamam da o kadar da şeyapmayın yani.
borden angier'ı yanıltıp para harcatmak için kağıda tesla yazmış olabilir, orasını anlamamışım kabul.
lakin tesla aslında makineyi yapmadı, bize öyle zannettirdi, kendi 100 benzerini bulup hepsini öldürdü falan buna inanıyor musunuz gerçekten? adam tek bir benzerini bile zar zor bulup idare etti, 100 benzerini nereden bulsun? ha bunu iddia ediyorsanız şunlara cevap alayım.
1. angier makineyi ilk denediğinde karşısında yeni bir angier oluştu, o ne?
2. angier akvaryumda boğulduktan sonra cutter angier'ı morgda teşhis etti. cutter da mı anlamadı onun benzerlerden biri olduğunu?
tesla basbayağı klon makinesini yapmış. filmin sonunda ormanda bin tane şapkayı, kediyi falan gördüğümüz sahneden de bunu anlıyoruz. yok film bize zannettirdi, filmin asıl olayı o falan, o kadar da zorlamanın alemi yok.
filmin asıl olayı şu. angier her seferinde oluşan klonu değil, kendini öldürüp hayatına klon ile devam ediyordu. yani klonlayıp klonlayıp öldürse hafif kalacaktı belki ama ölen her sefer kendisiydi. o bahsettiğiniz bütün aforizmalar her sefer kendini öldürdüğü için. ayrıca öldürme yolunun karısının ölüm şekliyle aynı olması da karısının ölümüne bir öykünme.
borden angier'ı yanıltıp para harcatmak için kağıda tesla yazmış olabilir, orasını anlamamışım kabul.
lakin tesla aslında makineyi yapmadı, bize öyle zannettirdi, kendi 100 benzerini bulup hepsini öldürdü falan buna inanıyor musunuz gerçekten? adam tek bir benzerini bile zar zor bulup idare etti, 100 benzerini nereden bulsun? ha bunu iddia ediyorsanız şunlara cevap alayım.
1. angier makineyi ilk denediğinde karşısında yeni bir angier oluştu, o ne?
2. angier akvaryumda boğulduktan sonra cutter angier'ı morgda teşhis etti. cutter da mı anlamadı onun benzerlerden biri olduğunu?
tesla basbayağı klon makinesini yapmış. filmin sonunda ormanda bin tane şapkayı, kediyi falan gördüğümüz sahneden de bunu anlıyoruz. yok film bize zannettirdi, filmin asıl olayı o falan, o kadar da zorlamanın alemi yok.
filmin asıl olayı şu. angier her seferinde oluşan klonu değil, kendini öldürüp hayatına klon ile devam ediyordu. yani klonlayıp klonlayıp öldürse hafif kalacaktı belki ama ölen her sefer kendisiydi. o bahsettiğiniz bütün aforizmalar her sefer kendini öldürdüğü için. ayrıca öldürme yolunun karısının ölüm şekliyle aynı olması da karısının ölümüne bir öykünme.
0
@duyurukullanıcısı
dostum sözlükteki entry'yi ben yazmadım. o yüzden 100 kişiyi öldürmüş falan demiyuorum. angier'ın tesla'ya gidişinden itibaren yaşananların tamamı aslında angier'ın günlüğüne yazdığı bir numaradan ibaret diyorum. daha doğrusu bu da bir teori. benim hoşuma gittiği için ben böyle olduğunu varsayıyorum. sen öteki türlü düşünebilirsin. sonuç olarak bu bir film ve aslında ne olduğunun net bir cevabı yok. nolan'ın tarzı bu. o yüzden sen istediğine inan ben istediğime inanayım. reddit'te 2 upvote alması bir gösterge değil. çünkü benim anlattığım da nihai bir sonuç değil. birkaç teoriden biri. burada teoriyi çökertmeye ya da doğrulamaya çalışmıyoruz. bilimsel bir teori değil neticede.
dostum sözlükteki entry'yi ben yazmadım. o yüzden 100 kişiyi öldürmüş falan demiyuorum. angier'ın tesla'ya gidişinden itibaren yaşananların tamamı aslında angier'ın günlüğüne yazdığı bir numaradan ibaret diyorum. daha doğrusu bu da bir teori. benim hoşuma gittiği için ben böyle olduğunu varsayıyorum. sen öteki türlü düşünebilirsin. sonuç olarak bu bir film ve aslında ne olduğunun net bir cevabı yok. nolan'ın tarzı bu. o yüzden sen istediğine inan ben istediğime inanayım. reddit'te 2 upvote alması bir gösterge değil. çünkü benim anlattığım da nihai bir sonuç değil. birkaç teoriden biri. burada teoriyi çökertmeye ya da doğrulamaya çalışmıyoruz. bilimsel bir teori değil neticede.
0
@kibritsuyu
bir yukarıdaki cevabıma bakabilirsin. biz burada kimi teorisi daha uzağa işeyebiliyor tartışması yapmıyoruz ki.
"100 dublör bulup öldürdü" kısmı gerçek değil. angier'ın günlüğünde bahsettiği 'yalanın' bir parçası. daha doğrusu her akşam üzeri örtülü bir kabin çıkarılıyor tiyatronun arkasından. borden onu ölen klon sansın diye.
cutter kısmı daha karışık. cutter'ın teşhis ettiği kişi gerçekten angier ise lord caldlow kim? borden ve ikizi sırrını bilen cutter lord caldlow'un aslında angier olduğunu bilmiyor mu? eğer biliyorsa onun klon olup olmadığını bilmiyor mu? klon olduğunu biliyorsa bütün numarayı biliyor demektir. böylece her akşam bir angier'ın öldüğünü biliyor ise son akşam ölen kişinin diğer günler gibi öldüğünün farkında ama borden'ın idam edilmesine sessiz mi kalıyor. bu soruların cevaplarını film içinde kesin olarak bulamayacağımız gibi bu teorinin ya da bir başka teorinin 'doğru' olduğunu bulamayız.
dediğim gibi biz burada bir gerçeği aramıyoruz. bu bir teori. tıpkı inception finalindeki sürekli dönen ama son anda yalpalayan totem gibi bir durum. totem duracak mı durmayacak mı bilmiyoruz ve Dom'un rüyada mı ya da gerçek hayatta mı olduğu yargısına varamayız.
bir yukarıdaki cevabıma bakabilirsin. biz burada kimi teorisi daha uzağa işeyebiliyor tartışması yapmıyoruz ki.
"100 dublör bulup öldürdü" kısmı gerçek değil. angier'ın günlüğünde bahsettiği 'yalanın' bir parçası. daha doğrusu her akşam üzeri örtülü bir kabin çıkarılıyor tiyatronun arkasından. borden onu ölen klon sansın diye.
cutter kısmı daha karışık. cutter'ın teşhis ettiği kişi gerçekten angier ise lord caldlow kim? borden ve ikizi sırrını bilen cutter lord caldlow'un aslında angier olduğunu bilmiyor mu? eğer biliyorsa onun klon olup olmadığını bilmiyor mu? klon olduğunu biliyorsa bütün numarayı biliyor demektir. böylece her akşam bir angier'ın öldüğünü biliyor ise son akşam ölen kişinin diğer günler gibi öldüğünün farkında ama borden'ın idam edilmesine sessiz mi kalıyor. bu soruların cevaplarını film içinde kesin olarak bulamayacağımız gibi bu teorinin ya da bir başka teorinin 'doğru' olduğunu bulamayız.
dediğim gibi biz burada bir gerçeği aramıyoruz. bu bir teori. tıpkı inception finalindeki sürekli dönen ama son anda yalpalayan totem gibi bir durum. totem duracak mı durmayacak mı bilmiyoruz ve Dom'un rüyada mı ya da gerçek hayatta mı olduğu yargısına varamayız.
0
@himmet
abi sen tüm filmleri böyle izliyorsan. matrix'te ne anladın çok merak ettim.
''cutter'ın teşhis ettiği kişi gerçekten angier ise lord caldlow kim?''
angier alfred'in mutlaka gösterisine geleceğini biliyordu. o sebeple sadece 100 gösteri diye reklam yaptı. eğer gitmez ise sırrı öğrenemeyecekti. o sebeple geleceğini kesin biliyordu. o geleceği günü bekliyordu angier. o sebeple alfred'in sahne arkasına girdiği gün. prestije çıkmadı. adamı hapse mahkum etti ve kendi (yani klonu) lord caldlow oldu.
adamın amacı aldred'i öldürüp intikam almak!
cutter'a bilerek hiç birşey söylemedi çünkü mahkemede inanarak alfred'in suçlu olduğunu söylemesi gerekiyordu. ve cutter aynen angier'ın planladığı gibi alfred'e karşı tanıklık etti ve adamı astırdı. sonra pişman oluyor hatta angier'ın ölmesine bile göz yumuyor final sahnesinde.
'' borden ve ikizi sırrını bilen cutter lord caldlow'un aslında angier olduğunu bilmiyor mu? eğer biliyorsa onun klon olup olmadığını bilmiyor mu? ''
cutter'ın bi boktan haberi yok alfred'in dublor kullandığını sanıyordu hatta. angier lord olarak karşısına çıktığında tüm numarayı anlıyor.
'' böylece her akşam bir angier'ın öldüğünü biliyor ise son akşam ölen kişinin diğer günler gibi öldüğünün farkında ama borden'ın idam edilmesine sessiz mi kalıyor. ''
bilmiyor hacı bilmiyor. zaten angier adamı sahne arkasına hiç sokmadı. numarayı bilmiyor zaten bir sihirbaz diğerine numarasını söylemez prensibi olduğu için üstelemiyorda.
kimse bilmesin diye zaten kör adamlar kullanıyor.
daha fazla cevap yazmayacağım. bu filmin bu kadar açıklamaya ihtiyacı yok.
vay aq.
abi sen tüm filmleri böyle izliyorsan. matrix'te ne anladın çok merak ettim.
''cutter'ın teşhis ettiği kişi gerçekten angier ise lord caldlow kim?''
angier alfred'in mutlaka gösterisine geleceğini biliyordu. o sebeple sadece 100 gösteri diye reklam yaptı. eğer gitmez ise sırrı öğrenemeyecekti. o sebeple geleceğini kesin biliyordu. o geleceği günü bekliyordu angier. o sebeple alfred'in sahne arkasına girdiği gün. prestije çıkmadı. adamı hapse mahkum etti ve kendi (yani klonu) lord caldlow oldu.
adamın amacı aldred'i öldürüp intikam almak!
cutter'a bilerek hiç birşey söylemedi çünkü mahkemede inanarak alfred'in suçlu olduğunu söylemesi gerekiyordu. ve cutter aynen angier'ın planladığı gibi alfred'e karşı tanıklık etti ve adamı astırdı. sonra pişman oluyor hatta angier'ın ölmesine bile göz yumuyor final sahnesinde.
'' borden ve ikizi sırrını bilen cutter lord caldlow'un aslında angier olduğunu bilmiyor mu? eğer biliyorsa onun klon olup olmadığını bilmiyor mu? ''
cutter'ın bi boktan haberi yok alfred'in dublor kullandığını sanıyordu hatta. angier lord olarak karşısına çıktığında tüm numarayı anlıyor.
'' böylece her akşam bir angier'ın öldüğünü biliyor ise son akşam ölen kişinin diğer günler gibi öldüğünün farkında ama borden'ın idam edilmesine sessiz mi kalıyor. ''
bilmiyor hacı bilmiyor. zaten angier adamı sahne arkasına hiç sokmadı. numarayı bilmiyor zaten bir sihirbaz diğerine numarasını söylemez prensibi olduğu için üstelemiyorda.
kimse bilmesin diye zaten kör adamlar kullanıyor.
daha fazla cevap yazmayacağım. bu filmin bu kadar açıklamaya ihtiyacı yok.
vay aq.
0
himmet hocam, yönetmen nolan diye bu kadar teori kasıp zorlamaya gerek yok ki ya, tamam adamın tarzı bu dai, işte insepşının sonundaki gibi yalpalayan topaç gösterip sonunu seyirciye bırakır da bu da bi insan. niye kimsenin hiçbir halt anlamayacağı film yapsın ki. yani yazdıkların aşırı zorlama. teoriye falan gerek kalmadan anlaşılan şeyler için "hmm nolan yaptığına göre bu böyle dümdüz olamaz, kesin şöyle böyle bambaşka bir şey kast etmiştir" demeye ne gerek var?
----
"100 dublör bulup öldürdü" kısmı gerçek değil. angier'ın günlüğünde bahsettiği 'yalanın' bir parçası. daha doğrusu her akşam üzeri örtülü bir kabin çıkarılıyor tiyatronun arkasından. borden onu ölen klon sansın diye.
----
velev ki öyle sansın diye yaptı, boş akvaryumlar çıkardı. e filmin sonunda tiyatro yanarken gördük biz o akvaryumları, hepsinin içinde ayrı birer ölü angier var. hem madem akvaryumlar boş, hepsi borden'ı yemlemek için, her gün bin tane seyircinin önünde kaybolan angier nereye gitti?
----
cutter kısmı daha karışık. cutter'ın teşhis ettiği kişi gerçekten angier ise lord caldlow kim?
----
e son kalan klon işte. kendi akvarumda öldü, cutter da teşhis etti. klon da borden'ın sahne altına girip fark ettiğini gördü, ölümünü borden'a kitlediği için prestijde ortaya çıkmayıp defoldu gitti. film boyunca bin ayrı kılığa giriyorlar zaten. bu da gitmiş bi şekilde lordluk ayarlamış kendine. artık önceden öyle bir geçmişi var mıydı, sonra mı oldu, çok da önemli değil. yani lord olmuş, kont olmuş fark etmez. başka bir kimlikle saklanmış işte. cutter dahil herkes kendini öldü sansın diye, daha doğrusu cesetle ve kilitli akvaryumla yakalanan borden öldürdü sansın diye. makinesini istemek için cutter'ı ayağına çağırdığında ciddiye alınsın diye köylü möylü olmamış, lord olmuş.
----
borden ve ikizi sırrını bilen cutter lord caldlow'un aslında angier olduğunu bilmiyor mu?
----
cutter, borden'ın ikizi olduğunu da bilmiyor ki. sadece yer değiştiren adam numarasını çözmeye çalışırken "kesin dublör kullanıyor" diye tahmin yürütüyor, angier da "hayır o kadar basit olamaz, ikisinin de parmağı yok, aynı kişi" diyor. cutter'ın bi boktan haberi yok.
lord'un da aslında angier olduğunu görene kadar bilmiyor, görünce de aşırı şaşırıyor zaten.
----
eğer biliyorsa onun klon olup olmadığını bilmiyor mu?
----
ikizi olduğunu bilmiyor.
----
klon olduğunu biliyorsa bütün numarayı biliyor demektir.
----
klon olduğunu da, numarayı da bilmiyor. angier cutter'ı sahne arkasına hiç sokmuyor.
----
böylece her akşam bir angier'ın öldüğünü biliyor ise son akşam ölen kişinin diğer günler gibi öldüğünün farkında ama borden'ın idam edilmesine sessiz mi kalıyor.
----
bilmiyor. hiçbir şeyin farkında değil. lord'un sıfatını görene kadar da anlamıyor. gördüğünde anlıyor, borden'ın çocuğunu da görüyor yanında. idama engel olmak için "senin yüzünden bu çocuk yetim kalacak" diyor, lord ipnesi hayır diyor, makineyi de tiyatroma teslim et diyor.
----
bu soruların cevaplarını film içinde kesin olarak bulamayacağımız gibi bu teorinin ya da bir başka teorinin 'doğru' olduğunu bulamayız.
----
bu soruların cevabı film içinde kesin olarak var. zaten o yüzden boşa teori kasıyorsun diyorum. dümdüz açıklanıyor bunlar yahu.
----
"100 dublör bulup öldürdü" kısmı gerçek değil. angier'ın günlüğünde bahsettiği 'yalanın' bir parçası. daha doğrusu her akşam üzeri örtülü bir kabin çıkarılıyor tiyatronun arkasından. borden onu ölen klon sansın diye.
----
velev ki öyle sansın diye yaptı, boş akvaryumlar çıkardı. e filmin sonunda tiyatro yanarken gördük biz o akvaryumları, hepsinin içinde ayrı birer ölü angier var. hem madem akvaryumlar boş, hepsi borden'ı yemlemek için, her gün bin tane seyircinin önünde kaybolan angier nereye gitti?
----
cutter kısmı daha karışık. cutter'ın teşhis ettiği kişi gerçekten angier ise lord caldlow kim?
----
e son kalan klon işte. kendi akvarumda öldü, cutter da teşhis etti. klon da borden'ın sahne altına girip fark ettiğini gördü, ölümünü borden'a kitlediği için prestijde ortaya çıkmayıp defoldu gitti. film boyunca bin ayrı kılığa giriyorlar zaten. bu da gitmiş bi şekilde lordluk ayarlamış kendine. artık önceden öyle bir geçmişi var mıydı, sonra mı oldu, çok da önemli değil. yani lord olmuş, kont olmuş fark etmez. başka bir kimlikle saklanmış işte. cutter dahil herkes kendini öldü sansın diye, daha doğrusu cesetle ve kilitli akvaryumla yakalanan borden öldürdü sansın diye. makinesini istemek için cutter'ı ayağına çağırdığında ciddiye alınsın diye köylü möylü olmamış, lord olmuş.
----
borden ve ikizi sırrını bilen cutter lord caldlow'un aslında angier olduğunu bilmiyor mu?
----
cutter, borden'ın ikizi olduğunu da bilmiyor ki. sadece yer değiştiren adam numarasını çözmeye çalışırken "kesin dublör kullanıyor" diye tahmin yürütüyor, angier da "hayır o kadar basit olamaz, ikisinin de parmağı yok, aynı kişi" diyor. cutter'ın bi boktan haberi yok.
lord'un da aslında angier olduğunu görene kadar bilmiyor, görünce de aşırı şaşırıyor zaten.
----
eğer biliyorsa onun klon olup olmadığını bilmiyor mu?
----
ikizi olduğunu bilmiyor.
----
klon olduğunu biliyorsa bütün numarayı biliyor demektir.
----
klon olduğunu da, numarayı da bilmiyor. angier cutter'ı sahne arkasına hiç sokmuyor.
----
böylece her akşam bir angier'ın öldüğünü biliyor ise son akşam ölen kişinin diğer günler gibi öldüğünün farkında ama borden'ın idam edilmesine sessiz mi kalıyor.
----
bilmiyor. hiçbir şeyin farkında değil. lord'un sıfatını görene kadar da anlamıyor. gördüğünde anlıyor, borden'ın çocuğunu da görüyor yanında. idama engel olmak için "senin yüzünden bu çocuk yetim kalacak" diyor, lord ipnesi hayır diyor, makineyi de tiyatroma teslim et diyor.
----
bu soruların cevaplarını film içinde kesin olarak bulamayacağımız gibi bu teorinin ya da bir başka teorinin 'doğru' olduğunu bulamayız.
----
bu soruların cevabı film içinde kesin olarak var. zaten o yüzden boşa teori kasıyorsun diyorum. dümdüz açıklanıyor bunlar yahu.
0
rose parks
çalışırken ikinci üniversiteyi okumayı düşünüyorum ama nasıl olacak düşüncesindeyim. yapan var mı? ikinci öğretim dışında nasıl bir yol izlenebilir?
çalışırken ikinci üniversiteyi okumayı düşünüyorum ama nasıl olacak düşüncesindeyim. yapan var mı? ikinci öğretim dışında nasıl bir yol izlenebilir?
0
bir kısım dersler; zorunlular ve gerekli seçmeliler saydırılıyor.
yoklaması az hocadan dersler seçmek varsa ikinci öğretim derslerini almak.yaz okullarından yararlanmak gerek.
ben ilk sene az ders seçip bir kısmına geç gidip falan (ofisime aşırı yakındı okul) öğle aralarını biraz uzatarak gidiyordum derslere. bazu haftalar rahat gidebilmek için tek günlük izinler alıyordum.
elbette planımı sevdiğim bölümde okumak istediğim için 2.senenin yani 3. yarıyılın sonunda işimden istifa ederek devam ettirdim. okuldan tam yararlanamayacaksam ve yaptığım iş buna uygun değilse diplomanın ne anlamı olacak? severek okudum. çok mutluyum.
ama işinizin saatleri esnektir vs o zaman daha kolay olur.
yoklaması az hocadan dersler seçmek varsa ikinci öğretim derslerini almak.yaz okullarından yararlanmak gerek.
ben ilk sene az ders seçip bir kısmına geç gidip falan (ofisime aşırı yakındı okul) öğle aralarını biraz uzatarak gidiyordum derslere. bazu haftalar rahat gidebilmek için tek günlük izinler alıyordum.
elbette planımı sevdiğim bölümde okumak istediğim için 2.senenin yani 3. yarıyılın sonunda işimden istifa ederek devam ettirdim. okuldan tam yararlanamayacaksam ve yaptığım iş buna uygun değilse diplomanın ne anlamı olacak? severek okudum. çok mutluyum.
ama işinizin saatleri esnektir vs o zaman daha kolay olur.
0
karaca2
Merhaba. Notebook icin 10k-15k limitim var uzun zamandir ayni pc kullaniyorum yine uzun sure kullanmak istiyorum, en az 10 yil mumkun mu bilmiyorum ama iyi olur. Python, SQL, Anaconda pycharm gibi programlar kullaniyorum. Yazilima da merakim var. M1 islemcili yeni macbook air benim icin ideal midir?
Merhaba. Notebook icin 10k-15k limitim var uzun zamandir ayni pc kullaniyorum yine uzun sure kullanmak istiyorum, en az 10 yil mumkun mu bilmiyorum ama iyi olur. Python, SQL, Anaconda pycharm gibi programlar kullaniyorum. Yazilima da merakim var. M1 islemcili yeni macbook air benim icin ideal midir? Macos oldugu icin biraz endiseliyim, windows10 icin de hizli bir pc markasi onerebilir misiniz?
0
mac alacaksan bir kaç ay beklemeni öneririm herşey şuan m1'e adapte olmaya çalışıyor. saydığın şeyler windows'a özel şeyler değil o yüzden mac al.
0
matebook 14 bakabilirsin r5 4600h işlemcili. macbook'a rakip olabilecek bir cihaz.
0
kullandigin programlarin m1 uyumluluklarina isapplesiliconready.com surdan bakabilirsin. ben yazilimci/tasarimci olarak air degil pro alirim ama bu m1 air'ler onceki pro'lardan da performansli calisiyor ortalik karisti biraz :d youtube'da senin isini yapanlarin incelemelrini izle derim (m1 macbook air for programming vs), en iyi yaniti onlar verir. windows'u bosver 2 seneye ustunde palamut izgara yaparsin onlarin, m1 air'de fan bile yok gerek yok diye cikarmislar :d
0
M1 ile yürü hocam. Python vs ekosisteminde çalışıyorsan, Windox'a hiç bakma bile.
0
5 senedir macbook pro kullanıyorum. hala hiçbir sorun yok maşallah. yalnız yeni macbook'larda bir ton problem oluyor arkadaşlarımın çoğu servise verdiler ilk seneden itibaren. özellikle ekranları çok tırt.
bir de yeni macbook'larda donanımı asla değiştiremiyorsun. benim modelim early 2015 ve şanslıyım donanımını değiştirebiliyorum ama şu ana kadar ihtiyaç duymadım. dolayısıyla 6-7 sene çok rahat kullanırsın.
ama benim tavsiyem macbook air yerine pro alman olur.
bir de yeni macbook'larda donanımı asla değiştiremiyorsun. benim modelim early 2015 ve şanslıyım donanımını değiştirebiliyorum ama şu ana kadar ihtiyaç duymadım. dolayısıyla 6-7 sene çok rahat kullanırsın.
ama benim tavsiyem macbook air yerine pro alman olur.
0
gunluk kullanim icin M1 evet yillarca goturur ama programlama yapiyorsan, ne kadar buyuk kodlarla calistigina bagli. hobi olarak ufak projeler falan yaziyorsan sorun olmaz. ama python ML train etmek icin kullaniyorsan ozellikle Air'in fansiz olmasi seni sikintiya ugratir. M1'li MBP'lardan almaya calis. tabi onlarinda 16GB Ram'li olanlari futur proof olmasi acisindan daha iyi olur. MBP'nin 256GB SSD, 16GB Ram'li modeli 16500TL. butcen el veriyorsa bunu yapistir
0
la lykia
bu konuda insanların çok farklı bakış açıları olabiliyor malum;yakından tanımak için neler sorarsınız? neleri ilk buluşmada sormazsınız?hangi konulara girersiniz, kendiniz ile ilgili nelerden bahsedersiniz?ilk buluşmadan şu şu konulara girilmesi, şu soruların sorulması beni rahatsız eder dediğiniz ş
bu konuda insanların çok farklı bakış açıları olabiliyor malum;
yakından tanımak için neler sorarsınız?
neleri ilk buluşmada sormazsınız?
hangi konulara girersiniz, kendiniz ile ilgili nelerden bahsedersiniz?
ilk buluşmadan şu şu konulara girilmesi, şu soruların sorulması beni rahatsız eder dediğiniz şeyler var mı?
yaş/cinsiyet ile bahsederseniz ne güzel olur hatta.
yakından tanımak için neler sorarsınız?
neleri ilk buluşmada sormazsınız?
hangi konulara girersiniz, kendiniz ile ilgili nelerden bahsedersiniz?
ilk buluşmadan şu şu konulara girilmesi, şu soruların sorulması beni rahatsız eder dediğiniz şeyler var mı?
yaş/cinsiyet ile bahsederseniz ne güzel olur hatta.
0
flört buluşmasına iş mülakatına girer gibi gitmek hiç hoş değil, muhabbet nereye giderse onun üstüne merak ettiğimi sorarım. bunca yıllık insanım, bir gün bir flört buluşmasına giderken "şunu sorayım" demedim. böyle hesaplı kontrollü olunca samimiyeti kaçıyor işin.
sorulmasından hoşlanmayacağım sorular tam da böyle, gelmeden önce hesaplanmış sorulardır.
sorulmasından hoşlanmayacağım sorular tam da böyle, gelmeden önce hesaplanmış sorulardır.
0
ilk buluşmada yüzeysellik normal. derinlere girmeden zaman geçirip geçirmediğini keşfetmek önemli. dolayısıyla anlam aramadan/vermeye çalışmadan akışa göre ilerlemek daha doğru bence.
0
kazançla ilgili herhangi bir şeyi ne ilk konuşmada ne de sonraki konuşmalarda sirmam. Bana sorulursa, ima edilirse, herhangi bir şekilde bahsi geçirilirse rahatsız olurum. Mesela bir malla ilgili bile pahalı, ucuz yorumu yapmam. Çünkü onu pahalı, uygun, ucuz bulmam benim kazancım ile ilgili birazdan. Belli edecek herhangi bir şeyden kaçınırım. Evimin büyüklüğü, arabanın modeli, bilmem ne. Bunlardan bahsetmem gerekirse tamamen genel, niteleme olmadan bahsederim. Bazen bunun ucunu o kadar kacırıyorum ki ailem çiftlikte yasıyordu bir ara. Onun yerine sürekli bahçe diyordum, büyüklüğünden hic bahsetmedim. ve ziyarete gelen birinin yaşadıgı şaşkınlığı hala unutamıyorum. Insanları yanıltabiliyorum. Kısaca para mal mülk konuşmam.
0
Akışına bırakıyoruz. Laf lafı açıyor, açmazsa çevrede görülen şeylere yorum yapılıyor. Geçen böyle böyle oldu veya tee ben çocukken şunu bunu yaptım. İşinle alakalı tespitler, özellikle insanlar üzerine tespitler çok konuşturan konular.
Girilmeyecek bölgeler; para, geçmiş aşk hayatının ayrıntıları.
Girilmeyecek bölgeler; para, geçmiş aşk hayatının ayrıntıları.
0
1bir1bir1
SelamNote 4 telefona büyük çabalar sonucu youtube vanced kurmayı başardım, microg de dahil. Fakat gmail hesabımı girdiğimde sürekli bekletiyor ve 15-20 dk sonunda hiçbir işlem yapmadınız diyerek işlemi iptal ediyor yani gmail hesabımı kullandırmıyor.Gmail'e de vanced uygulamasına da ayarlar uygulama
Selam
Note 4 telefona büyük çabalar sonucu youtube vanced kurmayı başardım, microg de dahil. Fakat gmail hesabımı girdiğimde sürekli bekletiyor ve 15-20 dk sonunda hiçbir işlem yapmadınız diyerek işlemi iptal ediyor yani gmail hesabımı kullandırmıyor.
Gmail'e de vanced uygulamasına da ayarlar uygulamalar kısmından veriyi sil önbelleği sil yaptım olmadı. Mobil veriyle denedim olmadı. Başka ne yapmam lazım niye böyle olur? Anneme telefon alamayacağız şimdi nolur bununla idare etsin...
Note 4 telefona büyük çabalar sonucu youtube vanced kurmayı başardım, microg de dahil. Fakat gmail hesabımı girdiğimde sürekli bekletiyor ve 15-20 dk sonunda hiçbir işlem yapmadınız diyerek işlemi iptal ediyor yani gmail hesabımı kullandırmıyor.
Gmail'e de vanced uygulamasına da ayarlar uygulamalar kısmından veriyi sil önbelleği sil yaptım olmadı. Mobil veriyle denedim olmadı. Başka ne yapmam lazım niye böyle olur? Anneme telefon alamayacağız şimdi nolur bununla idare etsin...
0
no talk
merhaba, ispanyol bir arkadaşla film izleyeceğiz bugün, ingilizce altyazılı film bulabileceğim bir site tavsiye edebilir misiniz?
merhaba, ispanyol bir arkadaşla film izleyeceğiz bugün, ingilizce altyazılı film bulabileceğim bir site tavsiye edebilir misiniz?
0
elektr10
Kendi alanımda iyi bir kariyerim ve eğitimim var. Üniversitelerde okutman olmak için yüksek lisans/doktora yapma şartı var mı? Nasıl başvuruyoruz? Ders ismi, içerik, haftalık içerik hazırlayıp özgeçmişimizle beraber okula mı gönderiyoruz? Nasıl oluyor bu işler bir bilen var mı acaba?düzeltme: okutma
Kendi alanımda iyi bir kariyerim ve eğitimim var. Üniversitelerde okutman olmak için yüksek lisans/doktora yapma şartı var mı? Nasıl başvuruyoruz? Ders ismi, içerik, haftalık içerik hazırlayıp özgeçmişimizle beraber okula mı gönderiyoruz? Nasıl oluyor bu işler bir bilen var mı acaba?
düzeltme: okutman demek doğru bir tabir mi emin değilim fakat özellikle vakıf üniversitelerinde kendi alanında uzman olan bir beyaz yakalı gelip üniversitede ders verebiliyordu yarı zamanlı olarak. bahsettiğim bu.
düzeltme: okutman demek doğru bir tabir mi emin değilim fakat özellikle vakıf üniversitelerinde kendi alanında uzman olan bir beyaz yakalı gelip üniversitede ders verebiliyordu yarı zamanlı olarak. bahsettiğim bu.
0
yüksek lisans olmadan kabul edileceğinizi düşünmüyorum. üniversitelerin kendi siteleri ya da akademik ilanları takip eden sitelerden bakabilirsiniz. çok eskiden odtü/boğaziçi'nin herhangi bir bölümünden mezun olup bazı yüksekokullarda vs.. ingilizce okutman olunuyordu ama şimdiki durumu bilmiyorum.
akademisyen olmayıp kendi alanında uzman olarak, yani alaylı tabir edilen şekilde ders anlatmak işi de öyle kolay değildir diye tahmin ediyorum. üniversite olmasa da genellikle kalkınma ajanslarının uzman ilanlarında rastlıyorum. üst düzey yönetici olarak 10-15 yıl görev almak, belirlenen konu üzerinde çalışmak gibi şartları vardı.. muhtemelen üniversiteler de ona benzer şartlar istiyordur.
akademisyen olmayıp kendi alanında uzman olarak, yani alaylı tabir edilen şekilde ders anlatmak işi de öyle kolay değildir diye tahmin ediyorum. üniversite olmasa da genellikle kalkınma ajanslarının uzman ilanlarında rastlıyorum. üst düzey yönetici olarak 10-15 yıl görev almak, belirlenen konu üzerinde çalışmak gibi şartları vardı.. muhtemelen üniversiteler de ona benzer şartlar istiyordur.
0
@jepa
yok yahu bir tane hoca vardı öyle yarı zamanlı gelen. 10-15 yıllık yönetici tecrübesi filan yoktu. baya genç bir beyaz yakalıydı hatta. fakat dediğiniz gibi belki yüksek lisans şartı arıyorlardır. ya da belki de bu iş networking ile yürüyordur.
yok yahu bir tane hoca vardı öyle yarı zamanlı gelen. 10-15 yıllık yönetici tecrübesi filan yoktu. baya genç bir beyaz yakalıydı hatta. fakat dediğiniz gibi belki yüksek lisans şartı arıyorlardır. ya da belki de bu iş networking ile yürüyordur.
0
okutmanlık
türkiye üniversitelerinde zorunlu yök dersleri için tercih ediliyor genelde. İnkılap tarihi, türk dili, ingilizce. bu alanlardan başka bir bölümde okutman olamazsınız.
bunlar için genellikle yüksek doktora şartı aranmaz ama bu son derece değişken.
akademik ilan sitelerine bakıp sürekli takip edeceksiniz.
ales ve yabancı dil belgeleriniz hazırda bulunacak.
daha sonra bir ilanda uygun şartlara sahipseniz ön başvuru yapacak, ön elemeyi geçerseniz yazılı sınava alınacaksınız. bu sınavda da başarılı olursnız okutman yani ders saati bazında ücretlendirilecek kadrolu akademik personel olabilirsiniz.
okutmanlık dışında bir çok "ders verme" opsiyonu mevcut. external ders veren kadrolar (okutmanlık internal olsa da bu guruba dahil) akademik yükselme planı dahilinde değildir. dersi verir geçersiniz. size ihtiyaç biterse de yolunuz ayrılır. beyaz yakalı olup da ders vermek için ya meslekte çok istisna olacak ya da gerçekten vasat bir okul bulacaksınız. bu ihtimaller dışında ders saati hocalar da genellikle akademik geçmişe sahip olur (doç, öğr gör., dr. vs). her halukarda ales yabacı dil belgesi ve benzer eleme/başvuru sistemleri vardır. ama welcome to turkey mesela şöyle birşey yapılır; ben okulda profum. kendi adıma ders açarım, ünlü bir arkadaşımı dersin hocası olarak davet ederim. (başvuru falan olmayacak tabii bu durumda) gelir ders anlatır gider. mümkün.
bir de vakıf üniversitelerinde yarı zamanlı bursiyer diye bir olay var. artık kalkıyor sanırım yavaştan. bunu genellikle tam maaş vermek istemedikleri araştırma görevlisi kadrolarını doldurmak için yaparlar. dolayısıyla araştırma görevlileri gibi bu arkadaşlar da ders veremezler.
akademik personel konularını araştırın ilgili sayfalardan. biraz fikir verir ilgileniyorsanız.
ama ezcümle, çok şanslı ya da istisnai bir durumda değilseniz yarı zamanlı ders verme işi akademiden uzaksanız imkansıza çok yakın. siz şahane bir eğitim donanıma sahip olsanız bile size ders verdireceklerine vasat bir memura ders verdirirler. olay başarı değil yani.
türkiye üniversitelerinde zorunlu yök dersleri için tercih ediliyor genelde. İnkılap tarihi, türk dili, ingilizce. bu alanlardan başka bir bölümde okutman olamazsınız.
bunlar için genellikle yüksek doktora şartı aranmaz ama bu son derece değişken.
akademik ilan sitelerine bakıp sürekli takip edeceksiniz.
ales ve yabancı dil belgeleriniz hazırda bulunacak.
daha sonra bir ilanda uygun şartlara sahipseniz ön başvuru yapacak, ön elemeyi geçerseniz yazılı sınava alınacaksınız. bu sınavda da başarılı olursnız okutman yani ders saati bazında ücretlendirilecek kadrolu akademik personel olabilirsiniz.
okutmanlık dışında bir çok "ders verme" opsiyonu mevcut. external ders veren kadrolar (okutmanlık internal olsa da bu guruba dahil) akademik yükselme planı dahilinde değildir. dersi verir geçersiniz. size ihtiyaç biterse de yolunuz ayrılır. beyaz yakalı olup da ders vermek için ya meslekte çok istisna olacak ya da gerçekten vasat bir okul bulacaksınız. bu ihtimaller dışında ders saati hocalar da genellikle akademik geçmişe sahip olur (doç, öğr gör., dr. vs). her halukarda ales yabacı dil belgesi ve benzer eleme/başvuru sistemleri vardır. ama welcome to turkey mesela şöyle birşey yapılır; ben okulda profum. kendi adıma ders açarım, ünlü bir arkadaşımı dersin hocası olarak davet ederim. (başvuru falan olmayacak tabii bu durumda) gelir ders anlatır gider. mümkün.
bir de vakıf üniversitelerinde yarı zamanlı bursiyer diye bir olay var. artık kalkıyor sanırım yavaştan. bunu genellikle tam maaş vermek istemedikleri araştırma görevlisi kadrolarını doldurmak için yaparlar. dolayısıyla araştırma görevlileri gibi bu arkadaşlar da ders veremezler.
akademik personel konularını araştırın ilgili sayfalardan. biraz fikir verir ilgileniyorsanız.
ama ezcümle, çok şanslı ya da istisnai bir durumda değilseniz yarı zamanlı ders verme işi akademiden uzaksanız imkansıza çok yakın. siz şahane bir eğitim donanıma sahip olsanız bile size ders verdireceklerine vasat bir memura ders verdirirler. olay başarı değil yani.
0
1. dediğiniz okutmanlık değil, öğretim görevliliği.
2. okutmanlık artık tamamen kaldırıldı.
3. siz daimi olarak üniversitede personel olayım mı istiyorsunuz yoksa bir taraftan kendi işime devam ederken bir taraftan da üniversitede ders vereyim mi istiyorsunuz?
2547 sayılı Yüksek öğretim kanunu der ki:
Madde 31 – (Değişik: 17/8/1983 - 2880/14 md.)
Öğretim görevlileri; üniversitelerde ve bağlı birimlerinde bu Kanun uyarınca atanmış
öğretim üyesi bulunmayan dersler veya herhangi bir dersin özel bilgi ve uzmanlık isteyen konularının eğitim - öğretim ve uygulamaları için, kendi uzmanlık alanlarındaki çalışma ve eserleri ile
tanınmış kişiler, süreli veya ders saati ücreti ile görevlendirilebilirler. (Ek cümle:15/4/2020-
7243/3 md.) Meslek yüksekokullarının Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen uzmanlık
alanlarına başvuracak olanlar hariç olmak üzere öğretim görevlisi kadrosuna başvuracak adaylarda en az tezli yüksek lisans derecesine sahip olmak şartı aranır. Öğretim görevlileri, ilgili yönetim
kurullarının görüşleri alınarak fakültelerde dekanların, rektörlüğe bağlı bölümlerde bölüm başkanlarının önerileri üzerine ve rektörün onayı ile öğretim üyesi, araştırma görevlisi ve öğretim görevlisi kadrolarına atanabilirler veya kadro şartı aranmaksızın ders saati ücreti veya sözleşmeli olarak
istihdam edilebilirler. Öğretim üyesi kadrolarına öğretim görevlileri en çok iki yıl süre ile atanabilirler; bu süre sonunda işgal ettikleri kadroya başvuran öğretim üyesi bulunmadığı ve görevlerine
devamda yarar görüldüğü takdirde aynı usulle yeniden atanabilirler. Atanma süresi sonunda görevleri kendiliğinden sona erer. Bunların yeniden atanmaları mümkündür. Bu takdirde ilk atama
usulü uygulanır. Konservatuvarlar ile meslek yüksekokullarına gerektiğinde sürekli olarak öğretim görevlisi atanabilir. (2)
2. okutmanlık artık tamamen kaldırıldı.
3. siz daimi olarak üniversitede personel olayım mı istiyorsunuz yoksa bir taraftan kendi işime devam ederken bir taraftan da üniversitede ders vereyim mi istiyorsunuz?
2547 sayılı Yüksek öğretim kanunu der ki:
Madde 31 – (Değişik: 17/8/1983 - 2880/14 md.)
Öğretim görevlileri; üniversitelerde ve bağlı birimlerinde bu Kanun uyarınca atanmış
öğretim üyesi bulunmayan dersler veya herhangi bir dersin özel bilgi ve uzmanlık isteyen konularının eğitim - öğretim ve uygulamaları için, kendi uzmanlık alanlarındaki çalışma ve eserleri ile
tanınmış kişiler, süreli veya ders saati ücreti ile görevlendirilebilirler. (Ek cümle:15/4/2020-
7243/3 md.) Meslek yüksekokullarının Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen uzmanlık
alanlarına başvuracak olanlar hariç olmak üzere öğretim görevlisi kadrosuna başvuracak adaylarda en az tezli yüksek lisans derecesine sahip olmak şartı aranır. Öğretim görevlileri, ilgili yönetim
kurullarının görüşleri alınarak fakültelerde dekanların, rektörlüğe bağlı bölümlerde bölüm başkanlarının önerileri üzerine ve rektörün onayı ile öğretim üyesi, araştırma görevlisi ve öğretim görevlisi kadrolarına atanabilirler veya kadro şartı aranmaksızın ders saati ücreti veya sözleşmeli olarak
istihdam edilebilirler. Öğretim üyesi kadrolarına öğretim görevlileri en çok iki yıl süre ile atanabilirler; bu süre sonunda işgal ettikleri kadroya başvuran öğretim üyesi bulunmadığı ve görevlerine
devamda yarar görüldüğü takdirde aynı usulle yeniden atanabilirler. Atanma süresi sonunda görevleri kendiliğinden sona erer. Bunların yeniden atanmaları mümkündür. Bu takdirde ilk atama
usulü uygulanır. Konservatuvarlar ile meslek yüksekokullarına gerektiğinde sürekli olarak öğretim görevlisi atanabilir. (2)
0
okutmanlık değil öğretim görevliliği +1, 31. madde görevlendirmesi yapılıyor. Her dönem belli zamanları olur, bazen üniversiteler güz öncesi her iki dönem için de yapar bitirirler görevlendirme işlemlerini. Her üniversitenin bu konudaki tutumu farklı, bölümdeki ihtiyaç ve bölüm hocalarıyla iletişimde olma durumuna göre ayarlanabilir veya ayarlanamaz. İyi tecrübe varsa bazen yl aranmayabiliyor, ama yaşınız gençse yl olmaması dezavantajınıza olur. devlet üniversitelerinde alacağınız ücret çok cüzzi olur, vakıflarda durum nedir bilemiyorum. Bölümlerdeki ihtiyaca (seçmeli ders konusunda olacağını tahmin ediyorum) göre ders içeriği hazırlayıp mail atabilirsiniz, ihtiyaç varsa ilgilerini çekerse iletişime geçerler herhalde. en mantıklı yöntem bu gibi duruyor ancak sizinle görüşmeden doğrudan karar/olur verme ihtimalleri çok çok düşük. dersten önce belki bir konferans-sunum gibi bir şey önerebilirsiniz (veya her ikisini de), uzaktan eğitim döneminde hocaların da sizi dinleyip tanımalarını sağlayabilirsiniz böylece. ayrıca dışardan gelen hocanın ders boyunca yaptığı söylediği şeylere dair şikayet vb. durumlar doğrudan bölümü ilgilendirdiği için referansınız varsa avantajınıza olacaktır. yazdıkların kadrosuz, dönemlik görevlendirme için geçerli.
0
denef
merhaba, mesela 100x150 cm baskıda çözünürlüğün düzgün olması için indirdiğim görselde neye dikkat etmeliyim? rakamlar en az ne olmalı?
merhaba, mesela 100x150 cm baskıda çözünürlüğün düzgün olması için indirdiğim görselde neye dikkat etmeliyim? rakamlar en az ne olmalı?
0
etna
deneyip memnun kaldığınız ve tavsiye edebileceğiniz hangi marka hangi model var?f/p olması tercih sebebidir. birde hep yolda olduğum için çok km yapıyorum.
deneyip memnun kaldığınız ve tavsiye edebileceğiniz hangi marka hangi model var?
f/p olması tercih sebebidir. birde hep yolda olduğum için çok km yapıyorum.
f/p olması tercih sebebidir. birde hep yolda olduğum için çok km yapıyorum.
0
İngilizce olması sorun değilse eğer, bu sayfada Auto Bild'in her yıl yaptığı lastik testi sonuçları var. Buradan detaylı bilgiyi edinebilirsin. www.tyrereviews.co.uk
0
regina phalange
Memnun olduğunuz model marka tavsiyesi alınır teşekkürler. Meye dikkat etmeliyiz alırken onu da paylaşırsanız sevinirim
Memnun olduğunuz model marka tavsiyesi alınır teşekkürler. Meye dikkat etmeliyiz alırken onu da paylaşırsanız sevinirim
0
Benimki Vestel, almanı önermem. kirli çıkıyor üst raftakiler ve parlatıcı gözü dolu bile olsa leke leke kalıyor. İçinin çelik olmasına dikkat edin. Bazı markalar kurutma yapmıyormuş ona da dikkat edin bence. Enerji tasarrufu konusunda benim kafam karışık cok az su harcayan makineler temiz de yıkamıyor sanki, bilemiyorum.
0
Arçelikten memnunuz. Çok programlı olması işe yaramıyor diyorlardi gerçekten öyle. 4 programi var birini kullanıyoruz. Aklınizda bulunsun.
0
Mutlaka iç kasası tamamen metal olsun ve üç tane su püskürten pervane gibi şeyden olması iyi oluyor alt ve üst tabanda ve üst çekmelinin altında. Ben lg kullanıyorum memnunum ama model ve markadan ziyade bu iki kriter en önemlisi.
0
arçelik 6344 memnunum, pek temizlemeden koyuyoruz genelde kalıntısız yıkıyor.
üstünde pervane olmadıgı için üst alan geniş, takılma durumu olmuyor, tencere vs. konulabiliyor.
dokunmatik tuslu olmazsa daha rahat olur, tezgahtayken bazen yanlıslıkla değiyor insan sıkıntı oluyor. çamaşır makinesinde bu sorunu yasıyorum o dokunmatik tuslu
çatal bıçak sepeti aşağıda olanlardansa üstte bunun için ayrı çekmecesi olan modeller alan kazandırdıgı için benim daha hosuma gidiyor
ekstra kurutma, yarım yük gibi özellikler güzel. bitime kaç dakika kaldıgını görememek bir eksiklik.
üstünde pervane olmadıgı için üst alan geniş, takılma durumu olmuyor, tencere vs. konulabiliyor.
dokunmatik tuslu olmazsa daha rahat olur, tezgahtayken bazen yanlıslıkla değiyor insan sıkıntı oluyor. çamaşır makinesinde bu sorunu yasıyorum o dokunmatik tuslu
çatal bıçak sepeti aşağıda olanlardansa üstte bunun için ayrı çekmecesi olan modeller alan kazandırdıgı için benim daha hosuma gidiyor
ekstra kurutma, yarım yük gibi özellikler güzel. bitime kaç dakika kaldıgını görememek bir eksiklik.
0
Beko olmasin. 4-5 programli bir tane. Upuuuuuuzuuuuuunnnn bir kurutma programindan damla damla islak cikiyor hersey.
Lanet gitsin Beko'ya.
Lanet gitsin Beko'ya.
0
samsung'dan memnun değilim.
çamaşır makinesi ne kadar iyiyse, bulaşık makinesi o kadar kötü.
ilk aldığımda daha kötüydü gerçi, kullandıkça daha iyi anlaştık yani şu an normal bir performansı var aslında ama iyi bir bulaşık makinesi olduğunu söyleyemem yine de.
çamaşır makinesi ne kadar iyiyse, bulaşık makinesi o kadar kötü.
ilk aldığımda daha kötüydü gerçi, kullandıkça daha iyi anlaştık yani şu an normal bir performansı var aslında ama iyi bir bulaşık makinesi olduğunu söyleyemem yine de.
0
bende de arçelik 4 programlı var. yeni aldım ama memnunum, kirli beklemiş bulaşıklar bile temiz çıkıyor. 3 programlı da alabilirsin ama onun kısa programı yok. ben o yüzden 4 programlı aldım. bi de arçelik bulaşık makinasının fabrikası Ankara, tr de üretim olduğu için aldım, çin malını kakalamıyorlar en azından.
tavsiyem media markt vs yerine bayiden alman. mediamarkt en ucuz garantisi verdiği için o tarz yerlere özel üretim yapılıyormuş, çinden geliyormuş vs diye duymuştum. ne kadar doğru bilemem.
tavsiyem media markt vs yerine bayiden alman. mediamarkt en ucuz garantisi verdiği için o tarz yerlere özel üretim yapılıyormuş, çinden geliyormuş vs diye duymuştum. ne kadar doğru bilemem.
0
kırmızıayakkabılıgargamel
Telefon üçüncü el, daha önce abim kullanmıştı. Telefondan çıkan ses bi bozuk, dışardan bakınca sanki tozlar var içinde. Ayrıca biriyle telefon konuşması yaptığımda ahizeden sesi almakta zorlanıyorum. Nasıl temizletebilirim ahize ve hoparlörü
Telefon üçüncü el, daha önce abim kullanmıştı. Telefondan çıkan ses bi bozuk, dışardan bakınca sanki tozlar var içinde. Ayrıca biriyle telefon konuşması yaptığımda ahizeden sesi almakta zorlanıyorum. Nasıl temizletebilirim ahize ve hoparlörü
0
telefoncular temizliyor sakız tarzı bir maddeyle. baya tertemiz oluyor açmadan içini.
0
su geçirmiyor, abartmadan az sabunla yikayabilirsiniz. ben yıkıyorum arada.
0
uhu patafix sakiz seklinde yapistiricilar var.
hamur gibi. onlari alip delikleri kapatip cekince temizliyor sanirim
urun.n11.com
hamur gibi. onlari alip delikleri kapatip cekince temizliyor sanirim
urun.n11.com
0
isimsiz uye
bu arkadaşları nerelerde bulabiliriz?
bu arkadaşları nerelerde bulabiliriz?
0
penceredengorunenmorbina
https://www.letgo.com/tr-tr/i/yilbasi-agaci_3fa6ea1d-54ab-4535-adae-73945a4c28baLinkteki odunlardan nerede bulabilirim?Konum:İstanbul
0
Ağaç olan her yerde var. Ben geçen yol mihrabat korusundan toplamıştım
0
O zaman yikdiz parkı sanırım en yakın yer.
Biraz dolaşıp bir sürü dal toplarsın
Sonra onları bir bıçak çakı vs ile soyarsin. İstediğin şekilde olur.
Biraz dolaşıp bir sürü dal toplarsın
Sonra onları bir bıçak çakı vs ile soyarsin. İstediğin şekilde olur.
0
Nasıl tarif edeceğimi bilemedim ama mesela sol elini dalin altına koydun. Çakı sağ elinde ve bıçağı Dalin üzerine koydun.
O halde sol elinin baş parmağı cakiyi itsin toplamda 3 5 cm bhareket eder ve güvenli olur.
O halde sol elinin baş parmağı cakiyi itsin toplamda 3 5 cm bhareket eder ve güvenli olur.
0
Yıldız parkı ve bunun gibi parklarda bu tür dal parçaları olmaz, buna müsait ağaç da pek yok zaten. Olanı da peyzaja bakan işçiler toplar, onun gözündne kaçanları sahipli köpekler alır götürür oynayarak :)
Size en yakın sanırım Kağıthane cendere yoluna inerek ayazağa-kemerburgaz yönünde sağlı sollu ağaçlık alanlar var oralara bakarak bulabilirsiniz.
Size en yakın sanırım Kağıthane cendere yoluna inerek ayazağa-kemerburgaz yönünde sağlı sollu ağaçlık alanlar var oralara bakarak bulabilirsiniz.
0
karabasun
merhaba, yeni biçimlendirdiğim halde bir dosya atmak istediğimde yer olmadığını söylüyor. ne yapabilirim? özelliklere baktığımda boş görünüyor ama bu sebepten dolayı bir dosya atamıyorum.
merhaba, yeni biçimlendirdiğim halde bir dosya atmak istediğimde yer olmadığını söylüyor. ne yapabilirim? özelliklere baktığımda boş görünüyor ama bu sebepten dolayı bir dosya atamıyorum.
0
Anti virüs le tara .sonra NTFS olarak yeniden biçimlendir. Bilgisayarını kapat yeniden aç farklı bir USB girişinden tekrar dene.
0
biçimlendirdiğiniz tür fat-32'mi?
bu formatta 4gb'dan yüksek bir dosyayı parçalamadan atamıyorsunuz. dosya biçimini nfts yaparsanız istediğiniz büyüklükte dosya kopyalayabilirsiniz.
bu formatta 4gb'dan yüksek bir dosyayı parçalamadan atamıyorsunuz. dosya biçimini nfts yaparsanız istediğiniz büyüklükte dosya kopyalayabilirsiniz.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
ilk 2-2,5 aylık süreçte bu kadar bunalmamıştım da şimdi afakanlar basıyor soda şişesine oturasım geliyor sizde de böyle mi durumlar?
ilk 2-2,5 aylık süreçte bu kadar bunalmamıştım da şimdi afakanlar basıyor soda şişesine oturasım geliyor sizde de böyle mi durumlar?
0
hava kötü olsa zaten yasak olmasa da dışarı çıkasım gelmez, ama bu hafta sonu hava bu kadar güzelken eve tıkılmaktan bunaldım evet :(
ilk başlarda bana da bu kadar koymuyordu ama koronayla ilgili her şeyden, aylardır her yerde korona görmekten duymaktan o kadar bıktım ve bunaldım ki şimdi bayağı koyuyor.
ilk başlarda bana da bu kadar koymuyordu ama koronayla ilgili her şeyden, aylardır her yerde korona görmekten duymaktan o kadar bıktım ve bunaldım ki şimdi bayağı koyuyor.
0
ben alışkınım çok sıkılmadım. ama internet olmasaydı durum daha değişik olabilirdi...
0
Tüm aile üyeleri evde olunca normalden fazla ses oluyor. Sessizliği seven biri olarak kafam şişiyor. Yasağın en kötü taraflarından biri bu bence.
0
Ben asiri mutluyum. Tamam cikaak iyiydi ama sikayet etmek yerine evde vaktimi degerlendirdim, beklettigim evdeki bazi isleri yaptim, kitap okudum, dizi izledim, tembellik yaptim, pencere pervazlarini bile sildim, kirlenmis :)) kisacasi; sizin elinizde sikilmak veya sikilmamak
0
Hayır, aksine dönüşümüm bitiyor yarın işe gideceğim iki hafta, hiç istemiyorum gitmek. Ev iyi ya.
0
Spora ve akşam dışarıya çıkamamak dışında bir sorun yok. Herşeye alışıyor insan. Yasak hepimizin sağlığı için, sokağa bak bomboş ne tuhaf bir şey. Yüzyılda 1 gelir böylesi bir olay keyfini çıkar diyorum kendime.
0
Ben ilk yasaklarda daha çok boğulmuştum sanki. Sağlık çalışanı olduğum için her gün hastaneye ve sık sık nöbete gidip bir de üstüne her gün evde olmak aşırı kötüydü. Sonra istifam kabul oldu da kafam rahat şimdi asjsj. Bir de evi değiştirmemizin de etkisi var herhalde bende. İlk yasaklardaki evimiz balkonsuz ve çok eskiydi. Şimdi büyük teras var da açık havaya çıkabiliyorum içerde bunaldıkça.
0
Evcimen biri olmama rağmen beni de boğdu. İlk yasaktaki keyif kalmadı artık. Film izlerim dedim ama saatlerdir izleyecek bişey bulamıyorum. Sabrımız kalmamıştır.
0
Bende de böyle oldu. İlkinde çok iyi gelmişti ama şimdi hiçbir şeye odaklanamıyorum, çalışamıyorum falan. Tatsız.
0
boğulmadım, aksine evde yapılması gereken ve ertelediğim bir sürü şey vardı, onları hallettim.
biraz da yorulmuştum son zamanlarda, dinlendim.
iyi bile geldi sayılır.
biraz da yorulmuştum son zamanlarda, dinlendim.
iyi bile geldi sayılır.
0
Kesinlikle çok boğdu. Sürekli evden çalışıyıyorum bir de, her sabah uyandığımda ne yapıyorum ben neden yaşıyorum gibi düşünceler doluyor kafama.
0
işim gereği sürekli dışarıdayım ve kalabalık ortamlardayım. covide yakalanmamam mucize. bana kalsa hiç çıkmam keşke evden çalışabilseydim :(
0
dunya depresyon, kaygi ve intihar oranlari tavan yapmis durumda. covid'den daha cok kisi olduruyor bunlar.
0
Zaten evcimen olduğum için evde kalmak beni ekstra boğmuyor da 9 aydır evden çalışıyorum hala düzenimi oturtamadım, zaman yönetimini öğrenemedim. İş verimim düştü ama bir yandan da sanki uyanık olduğum her an çalışıyorum, işi düşünmediğim bir saat geçirmedim şu 9 ay. Ofise gidip işimi yapmayı, evde olunca da rahat olmayı özledim. Bu sınırsızlık beni boğuyor.
0
Hah iste ayni bu durumdayim @peki madem. Evde olunca da ev isi yapabiliyor veya kendime vakit ayirabiliyor degilim ki
0
baldur2 +1. hatta geçenlerde covidin insanlara kafayı yedirtecek olması diye başlık açacaktım:) bence bu böyle gittikçe insanlar kafayı yiyecek çok net.
0
14 gün boyunca evden çalıştım. sadece 2 kez pazara çıktım. daha da devam ettirebilirdim. beni pek boğmuyor bu karantina meselesi. meğer hayatım karantinaymış da ben yeni farketmişim.
0
Cumartesi pazar 11'de uyanmışız, hanımda bende çocuk gibi sırıta sırıta gezindik evin içinde. İşler için kötü bir şey ama cidden en azından bizim ihtiyacımız varmış. Dışarıda telefonda çok kötü oldu yaaa tavrı ile gezip konuşuyorum ama iyi geldi. Sözde kendi işimiz pazar günü bile sabahın 8'inde kalkıp gidiyorduk yıllardır.
Not : Geçen dönem kapanmada da aynı fikirdeydik.
Not : Geçen dönem kapanmada da aynı fikirdeydik.
0
megasalexandros
merhaba arkadaşlar,Almanya'ya içerisinde lokum, çikolata içeren gıda maddeleri gönderebilir miyim?Yasaklı listesine baktım ama şöyle bir uyarı buldum; 'Hazır gıda Şartlı kabul edilen maddeler Belirli çıkış ülkeleri için damping önleyici tedbirler uygulanabilir.'Haftaiçi bile PTT çağrılara cevap ver
merhaba arkadaşlar,
Almanya'ya içerisinde lokum, çikolata içeren gıda maddeleri gönderebilir miyim?
Yasaklı listesine baktım ama şöyle bir uyarı buldum; 'Hazır gıda Şartlı kabul edilen maddeler Belirli çıkış ülkeleri için damping önleyici tedbirler uygulanabilir.'
Haftaiçi bile PTT çağrılara cevap vermiyor, ondan yakın zamanda hazır tüketim gıdası gönderen oldu mu?
Kolay gelsin.
Almanya'ya içerisinde lokum, çikolata içeren gıda maddeleri gönderebilir miyim?
Yasaklı listesine baktım ama şöyle bir uyarı buldum; 'Hazır gıda Şartlı kabul edilen maddeler Belirli çıkış ülkeleri için damping önleyici tedbirler uygulanabilir.'
Haftaiçi bile PTT çağrılara cevap vermiyor, ondan yakın zamanda hazır tüketim gıdası gönderen oldu mu?
Kolay gelsin.
0
Uncle Sam
Hediye olarak alacağım, pulları ve kapakları dandik ve sedefli diye söylenip dijital resim baskılı olmayanlardan arıyorum. 200'e kadar bütçe ayırabilirim. Nerelere bakmak lazım?
Hediye olarak alacağım, pulları ve kapakları dandik ve sedefli diye söylenip dijital resim baskılı olmayanlardan arıyorum. 200'e kadar bütçe ayırabilirim. Nerelere bakmak lazım?
0
la lykia
evet ise ne kadar verirsiniz?
evet ise ne kadar verirsiniz?
0
tek parca ise 20 lira yeterli, ama buzdolabi, cam. bul. mak. birlikteyse 50 tl atesleyebilirsin
0
Beyaz eşyaya vermem ama mobilya kurulumu için olana verilebilir. En kotu yemek ismarlanir.
0
genelde 2 kisi gelirler 20'ser tl veririm. urun pahali bir seyse 50'ser de olabilir.
0
daha önce hiç vermemekle beraber ilk defa böyle bişey duydum. ancak mobilya için kuruluma vs gelen kişiler yorulup ağır iş yapıyorsa vermek gerekir bence de.
geçenler de buzdolabı geldi 4-5 kişi geldiler mesela, bunu bilseydim de veremezdim ki bilemedim şimdi.
geçenler de buzdolabı geldi 4-5 kişi geldiler mesela, bunu bilseydim de veremezdim ki bilemedim şimdi.
0
hiçbirine vermem. sen verirsin 2 gün sonra vermeyen veya "vermeyeceğini" düşündüğü daha fakir görünen bir insanın evinde baştan savma iş yapmaya başlar.
0
tek parçada sadece kurulumsa 10 TL.
taşıma işin içine giriyorsa 20.
ama mesela setüstü ocak için bir boru bağlayıp giden yetkiliye 5 TL verdim geçen.
harcanan efora göre rakam değişiyor benim gözümde.
taşıma işin içine giriyorsa 20.
ama mesela setüstü ocak için bir boru bağlayıp giden yetkiliye 5 TL verdim geçen.
harcanan efora göre rakam değişiyor benim gözümde.
0
evet. miktar bilemedim. 50 iyi gibi. büyük cihazlar için.
0
20-30-50 lira veriyorum, ya da bazen ıvır zıvır bir şeyler satıyorlar para mı vereyim bunu mu alayım diyorum, onlar karar veriyor.
0
msb
Abimler ses kaydı almış, böyle şarkı falan söylüyorum nasıl tatlıyım ama :)Şimdi bu kayıt benim için çok önemli, başka çok fazla belge yok çocukluğuma dair. Ben bunu temiz bi şekilde dijital bi formata nerede çektirtebilirim?İstanbul/Anadolu Yakası
Abimler ses kaydı almış, böyle şarkı falan söylüyorum nasıl tatlıyım ama :)
Şimdi bu kayıt benim için çok önemli, başka çok fazla belge yok çocukluğuma dair. Ben bunu temiz bi şekilde dijital bi formata nerede çektirtebilirim?
İstanbul/Anadolu Yakası
Şimdi bu kayıt benim için çok önemli, başka çok fazla belge yok çocukluğuma dair. Ben bunu temiz bi şekilde dijital bi formata nerede çektirtebilirim?
İstanbul/Anadolu Yakası
0
Kozyatağı inönü cad. Girişinde Filmci diye bir yer var ben orada Vhsleri flash diske aktardım. Belki kaseti de çekerler
0
işin mantığı şu şekilde: kasetçaların hoparlör çıkışı var mı? muhtemelen vardır.
Şimdi sana mikrofon girişi olan bir bilgisayar lazım. Masaüstü bilgisayarlarda genelde oluyor da, laptop'larda artık pek yok. Mikrofon girişi olan bilgisayar bulamazsan 10-15 liraya usb ses kartı alabilirsin.
Sonra bir tane aux kablosu alıyorsun, o da 5-10 lira. Kasetçaların hoparlör çıkışı ile bilgisayarın mikrofon girişi arasına aux kablosunu takacaksın.
Bilgisayara mikrofondan ses kaydedici bir program indir. Önce ses kaydediciyi başlat, sonra hemen kasetçaların düğmesine bas. Kasetçalar kendiliğinden durunca ses kaydediciyi durdur.
Kasetin tersini tak, yine aynı şekilde kayıt yap. Bu kadar. Aux kablosu sonradan lazım olur çabuk bozulmasın dersen 20-30 liralık da alabilirsin.
Şimdi sana mikrofon girişi olan bir bilgisayar lazım. Masaüstü bilgisayarlarda genelde oluyor da, laptop'larda artık pek yok. Mikrofon girişi olan bilgisayar bulamazsan 10-15 liraya usb ses kartı alabilirsin.
Sonra bir tane aux kablosu alıyorsun, o da 5-10 lira. Kasetçaların hoparlör çıkışı ile bilgisayarın mikrofon girişi arasına aux kablosunu takacaksın.
Bilgisayara mikrofondan ses kaydedici bir program indir. Önce ses kaydediciyi başlat, sonra hemen kasetçaların düğmesine bas. Kasetçalar kendiliğinden durunca ses kaydediciyi durdur.
Kasetin tersini tak, yine aynı şekilde kayıt yap. Bu kadar. Aux kablosu sonradan lazım olur çabuk bozulmasın dersen 20-30 liralık da alabilirsin.
0
@suicides, kozyatagi mahallem sayilir, bakicam, cok tesekkurler.
@kanepeee, seste kayip olmaz mi? Ben aradaki cizirtilar falan da gitsin istiyorum hatta, temizlesinler kirini pasini atsinlar :)
@kanepeee, seste kayip olmaz mi? Ben aradaki cizirtilar falan da gitsin istiyorum hatta, temizlesinler kirini pasini atsinlar :)
0
ear quessir
aşlıktan da anlaşılacağı üzere program indirme sitesi bakıyorum. genelde warezturkey ve bittürk ten indiriyordum ama oralarda bulamadım. aradıklarım çeşitli render ve 3 boyutlu programlar.ha derseniz ki torrentten indir uzun zamandır torrent kullanmadım site ismiyle beraber yazabilirseniz çok makbul
aşlıktan da anlaşılacağı üzere program indirme sitesi bakıyorum. genelde warezturkey ve bittürk ten indiriyordum ama oralarda bulamadım. aradıklarım çeşitli render ve 3 boyutlu programlar.
ha derseniz ki torrentten indir uzun zamandır torrent kullanmadım site ismiyle beraber yazabilirseniz çok makbule geçer
ha derseniz ki torrentten indir uzun zamandır torrent kullanmadım site ismiyle beraber yazabilirseniz çok makbule geçer
0
gcx
Merhaba,Bir firmaya yazılım işleri gerçekleştiriyorum ancak firma sürekli anlaşmış olduğumuz doküman haricinde ek geliştirme istiyor ve karşılığında ücret ödemek istemiyor. Ücreti ödenmeden ek iş yapmamın mümkün olmadığını belirttiğim halde inatla yapmam gerektiğini söylüyorlar ancak kendilerine ile
Merhaba,
Bir firmaya yazılım işleri gerçekleştiriyorum ancak firma sürekli anlaşmış olduğumuz doküman haricinde ek geliştirme istiyor ve karşılığında ücret ödemek istemiyor. Ücreti ödenmeden ek iş yapmamın mümkün olmadığını belirttiğim halde inatla yapmam gerektiğini söylüyorlar ancak kendilerine iletmiş olduğum her dokümanda dokümanda tariflenen iş harici şeylerin ek ücrete tabi olduğunu mutlaka da not düşüyorum.
Böyle bir firma ile işleri noktalarsam eğer henüz devam eden projelerin paralarını geri isteyebilirler mi yasal olarak? Sonuçta mevcut yürütülen projelere emek harcamışım ve süre sarfetmişim. Böyle bir şey mümkün mü? Yasal olarak bir problem yaşamadan projelerini durdurabilir mi hizmet veren?
Not: Fatura kesiyorum, şahıs firması olarak hizmet veriyorum
Avukat arkadaşların yorumu olursa çok çok mutlu olurum.
Sevgiler
Bir firmaya yazılım işleri gerçekleştiriyorum ancak firma sürekli anlaşmış olduğumuz doküman haricinde ek geliştirme istiyor ve karşılığında ücret ödemek istemiyor. Ücreti ödenmeden ek iş yapmamın mümkün olmadığını belirttiğim halde inatla yapmam gerektiğini söylüyorlar ancak kendilerine iletmiş olduğum her dokümanda dokümanda tariflenen iş harici şeylerin ek ücrete tabi olduğunu mutlaka da not düşüyorum.
Böyle bir firma ile işleri noktalarsam eğer henüz devam eden projelerin paralarını geri isteyebilirler mi yasal olarak? Sonuçta mevcut yürütülen projelere emek harcamışım ve süre sarfetmişim. Böyle bir şey mümkün mü? Yasal olarak bir problem yaşamadan projelerini durdurabilir mi hizmet veren?
Not: Fatura kesiyorum, şahıs firması olarak hizmet veriyorum
Avukat arkadaşların yorumu olursa çok çok mutlu olurum.
Sevgiler
0
Hukukta eser sözleşmesi konusu vardır. bilişim/yazılım konularında sizin yaşadığınız sorun gibi bağlantısı ne olur bilmiyorum ama şöyle bir husus var:
"Eserin tamamlanması, iş sahibi ile ilgili beklenmedik olay dolayısıyla imkânsızlaşırsa yüklenici, yaptığı işin değerini ve bu değere girmeyen giderlerini isteyebilir. İfa imkânsızlığının ortaya çıkmasında iş sahibi kusurluysa, yüklenicinin ayrıca tazminat isteme hakkı vardır. İş sahibi, sözleşmenin bu nedenler sona ermesi durumunda yüklenicinin sona erme anına kadar yaptığı işin değerini ve bu değerde yer almayan giderlerini ödemek zorundadır; ayrıca iş sahibinin kusuru varsa iş sahibi yüklenicinin müspet zararlarını da gidermekle yükümlü olacaktır."
"Eserin tamamlanması, iş sahibi ile ilgili beklenmedik olay dolayısıyla imkânsızlaşırsa yüklenici, yaptığı işin değerini ve bu değere girmeyen giderlerini isteyebilir. İfa imkânsızlığının ortaya çıkmasında iş sahibi kusurluysa, yüklenicinin ayrıca tazminat isteme hakkı vardır. İş sahibi, sözleşmenin bu nedenler sona ermesi durumunda yüklenicinin sona erme anına kadar yaptığı işin değerini ve bu değerde yer almayan giderlerini ödemek zorundadır; ayrıca iş sahibinin kusuru varsa iş sahibi yüklenicinin müspet zararlarını da gidermekle yükümlü olacaktır."
0
Unde bach canim
Ceza bir dilekçe ile iptal edilebiliyor mu? Kanun değil de genelge ve idari cezanın polis değil de mülki amirin kesmesi gerektiği için...
Ceza bir dilekçe ile iptal edilebiliyor mu? Kanun değil de genelge ve idari cezanın polis değil de mülki amirin kesmesi gerektiği için...
0
ejderha kuyrugunun ucunda yanan ates
Elimde bir zippo var, benzin doldurunca yanıyor ama 2 gün hiç yakmazsam 3. gün tekrar benzin doldurmam gerekiyor. Ama her gün yakarsam sorun olmuyor. Sanırım benzini uçuyor içinden ama hiç anlamıyorum zippodan, başka bir sorunu da olabilir. Bunu çözmenin bir yöntemi var mı yoksa her gün yakmak mı ge
Elimde bir zippo var, benzin doldurunca yanıyor ama 2 gün hiç yakmazsam 3. gün tekrar benzin doldurmam gerekiyor. Ama her gün yakarsam sorun olmuyor. Sanırım benzini uçuyor içinden ama hiç anlamıyorum zippodan, başka bir sorunu da olabilir. Bunu çözmenin bir yöntemi var mı yoksa her gün yakmak mı gerekiyor ?
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Malumunuz Cyberpunk 2077 birkaç gün sonra çıkacak. Sanırım şimdiye kadar en çok hype yiyen oyun kendisi olacak. Şu çıkış arefesinde ön sipariş versem mi vermesem mi diye kafama takıldı? Aslında çok da almak içimden gelmiyor ama bir yandan fiyatı yükselecek diğer yandan spoiler yiy
Merhaba arkadaşlar,
Malumunuz Cyberpunk 2077 birkaç gün sonra çıkacak. Sanırım şimdiye kadar en çok hype yiyen oyun kendisi olacak. Şu çıkış arefesinde ön sipariş versem mi vermesem mi diye kafama takıldı? Aslında çok da almak içimden gelmiyor ama bir yandan fiyatı yükselecek diğer yandan spoiler yiyeceğim diye sonraya bırakmak istemiyorum. Çıktıktan sonra her yerde memelerin, spoilerların cirit atacağından eminim. Yine şimdiye kadar en çok spoil edilen oyun olacağını düşünüyorum. Diğer yandan oynanacak, elimi hiç sürmediğim bir sürü oyun var. Onlar dururken onu almak gereksiz gibi duruyor, zaten eskisi kadar da çok oyun oynamıyorum.
Oyunun çok hoşuma gideceğinden eminim. Deus Ex serisine hayran olan, RPG mekaniklerini seven biri olarak oyunun bana hitap edeceğinden eminim. Ama içimden almak da pek gelmiyor. Alırsam sırf spoiler yememek için alırım. Çünkü spoiler yeme konusunda çok başarılıyım.
Siz ne yapacaksınız peki? Hemen çıkar çıkmaz oynayacak mısınız yoksa bi ara oynar mısınız? Ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim. Teşekkür ederim.
Malumunuz Cyberpunk 2077 birkaç gün sonra çıkacak. Sanırım şimdiye kadar en çok hype yiyen oyun kendisi olacak. Şu çıkış arefesinde ön sipariş versem mi vermesem mi diye kafama takıldı? Aslında çok da almak içimden gelmiyor ama bir yandan fiyatı yükselecek diğer yandan spoiler yiyeceğim diye sonraya bırakmak istemiyorum. Çıktıktan sonra her yerde memelerin, spoilerların cirit atacağından eminim. Yine şimdiye kadar en çok spoil edilen oyun olacağını düşünüyorum. Diğer yandan oynanacak, elimi hiç sürmediğim bir sürü oyun var. Onlar dururken onu almak gereksiz gibi duruyor, zaten eskisi kadar da çok oyun oynamıyorum.
Oyunun çok hoşuma gideceğinden eminim. Deus Ex serisine hayran olan, RPG mekaniklerini seven biri olarak oyunun bana hitap edeceğinden eminim. Ama içimden almak da pek gelmiyor. Alırsam sırf spoiler yememek için alırım. Çünkü spoiler yeme konusunda çok başarılıyım.
Siz ne yapacaksınız peki? Hemen çıkar çıkmaz oynayacak mısınız yoksa bi ara oynar mısınız? Ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim. Teşekkür ederim.
0
Ben oynamayacam ama bir filmi diziyi herkes konuşurken izleyip bitirmek güzel, bu hype ı da yakalayınca daha güzel olur
0
Oynayacağım çünkü rpg hastasıyım. Ekşinin gündemine birinci sıradan girecek, nette herkes konuşacak falan. Dayanamam ben :D
*Ön sipariş vermedim. Spotçuma gelince cd'li olarak alacağım :)
*Ön sipariş vermedim. Spotçuma gelince cd'li olarak alacağım :)
0
ben ön siparişten aldım. mastercard indirimi vardı 50 lira indirimle 200e aldım. çıktığı gün hemen indirip oynarım.
0
ön siparişle almıştım zaten ama çıktığında ne kadar vakit ayırabileceğimi bilmiyorum. Eğer vaktim olursa gömülürüm çünkü spoiler korkusuyla yaşanmaz.
0
black mamba
ablam ve kocası üst katta oturuyorlar. sürekli kavga ediyorlar ve rahatsız oluyorum. ablam da kolay değil kabul ediyorum ama kocası fazla bağırıyor. Ablam da her ne kadar kolay biri olmasa da 2 günde 1 bağırılmayı hakeden biri değil. ablam da altta kalmıyor ama sonuçta ikisinin bağırması bir değil.
ablam ve kocası üst katta oturuyorlar. sürekli kavga ediyorlar ve rahatsız oluyorum. ablam da kolay değil kabul ediyorum ama kocası fazla bağırıyor. Ablam da her ne kadar kolay biri olmasa da 2 günde 1 bağırılmayı hakeden biri değil. ablam da altta kalmıyor ama sonuçta ikisinin bağırması bir değil. üstelik ablamın yaptığı her şeye bir kulp buluyor yarım aklıyla küçümsüyor vs. daha önce de oluyordu ancak yakın zamana kadar yakın oturmuyorduk o yüzden çok maruz kalmamıştım bu duruma.
nasıl çözeyim? gideyim düzgün bir şekilde konuşayım mı yoksa atar mı yapayım? gidip tekme tokat dalasım var ama bu çözüm değil. düzgün konuşsam da bunu haketmeyen bir adam. daha başka falsoları da var. zaten düzgün konuşsam da artistlik yapacak ve yapışcam boğazına. Tam bir toksik insan. Hatasını kabul etmez.
bir de ablası olanlar ne yapıyor merak ediyorum. ablanız ve eşi arasındaki kavgalar sizi hangi noktada rahatsız ediyor? hangi noktada müdahil olursunuz?
Edit: küfür ve argo olduğu için duyuru silindi onları düzelttim.
nasıl çözeyim? gideyim düzgün bir şekilde konuşayım mı yoksa atar mı yapayım? gidip tekme tokat dalasım var ama bu çözüm değil. düzgün konuşsam da bunu haketmeyen bir adam. daha başka falsoları da var. zaten düzgün konuşsam da artistlik yapacak ve yapışcam boğazına. Tam bir toksik insan. Hatasını kabul etmez.
bir de ablası olanlar ne yapıyor merak ediyorum. ablanız ve eşi arasındaki kavgalar sizi hangi noktada rahatsız ediyor? hangi noktada müdahil olursunuz?
Edit: küfür ve argo olduğu için duyuru silindi onları düzelttim.
0
ablan durumdan memnun değilse, herifi döv rahat edin
ablan memnunsa, mecbur ses etmeyeceksin
ablan memnunsa, mecbur ses etmeyeceksin
0
abi yanlış anlama ama sana iş düşmez. ablan senden yardım istedi mi? sana hiç sızlandı mı? bu sorulara cevabın hayır ise karışma. kavgalarına maruz kalmasaydın hiçbir şey yapmayacaktın. şu anda da yapma bence. eğer şiddet yoksa burnunu sokma. sen o adama bir şey yaparsan günün sonunda ablan ile aranız bozulur.
0
Böyle işlere karisilmaz. 2 gün sonra onlar iyi olur, sen kötü. Aile dinamiklerini çok kurcalamamak lazımdır.
0
Müdahale edilmeyecek durumda değil ama. Psikolojik şiddet bu. Üstelik komşu olarak da rahatsız oluyorum. Kendi hiçbir haltı beceremeyen ama kızın her şeyini eleştiren ve bağıran bir tip. 3 yasında çocukları var. Çakarım tokadı ha dedi geçende çocuğa. Çıkıp dalcaktım zor tuttum kendimi.
0
Yukarıdakiler +1
Yapabileceğiniz şey ablanızla konuşmak olur. Abla hayatından memnunsa, iş fiziksel şiddete (özellikle çocuğa yönelik) varmıyorsa yapacak bir şeyiniz yok. Abla hayatından memnun değilse destek olacağınızı, yanında olacağınızı söyleyip ne yapmak istediğini sorabilirsiniz. Ayrılmak isteyip cesareti yoksa, korkuyorsa sizin desteğinizle cesaret edip durumunu düzeltebilir belki.
Yapabileceğiniz şey ablanızla konuşmak olur. Abla hayatından memnunsa, iş fiziksel şiddete (özellikle çocuğa yönelik) varmıyorsa yapacak bir şeyiniz yok. Abla hayatından memnun değilse destek olacağınızı, yanında olacağınızı söyleyip ne yapmak istediğini sorabilirsiniz. Ayrılmak isteyip cesareti yoksa, korkuyorsa sizin desteğinizle cesaret edip durumunu düzeltebilir belki.
0
ablanla konuş. müdahale edeyim mi de bence. ablan istemediği veya şiddet söz konusu olmadığı sürece karışmamalısın bence ancak psikolojik şiddet var diyorsun. bence ablanla teke tek samimi bir konuşma yap. evliliği hakkında ne düşünüyor, normal oldugunu mu dusunuyor, bunları bunları duyuyorum kardeş olarak şu sebeplerden rahatsız oluyorum, sence ne yapmalıyım de.
0
Ablanıza bu konuyu " Abla bu adam seni sahipsiz mi sanıyor, sesinizin geldiğini bile bile sana bağırıp çağırıp duruyor. Çok ağırıma gidiyor. Artık bilerek bana inat sana bağırıyor diye düşünüyorum. Yazık sen benim ablamsın, kıyamıyorum." diyerek konuşmalısınız.
Ablanızdan olumlu tepki alırsanız, sadece bir kere ses yükseltmesinde yukarı çıkıp sen kime bağırıyorsun diye enişteye bağırmanız yeterli olacaktır. Böyle sadece sesi eşine çocuğuna çıkan tipler, bir iki bağırışa kuzu oluyor.
Ablanızdan olumlu tepki alırsanız, sadece bir kere ses yükseltmesinde yukarı çıkıp sen kime bağırıyorsun diye enişteye bağırmanız yeterli olacaktır. Böyle sadece sesi eşine çocuğuna çıkan tipler, bir iki bağırışa kuzu oluyor.
0
Bir aile büyüğünüz yok mu? Sen tek mi kalıyorsun alt katta? Şöyle oturaklı, aklı başında bir aile büyüğüne olaya müdahale ettirseniz ve eniştenle konuşup mevzuyu güzelce anlatsa? Sen müdahil olursan, ihtimal, gurur yapıp seninle de papaz olabilir. Zira, alt katta senin o patırtı gürültüyü duyduğunu bilmiyor mu o? kesin biliyordur, tahmin de ediyordur.
0
o halde, yukarıdaki arkadaşların çoğunun dediği gibi davranmak daha makul sanırım. Allah kolaylık versin.
0
@GoodMorningTeacher +1
Ablanla muhakkak konuşman gerek. Altta ailesi var ama kimse ses etmiyor diyerek ablanı gittikçe daha çok ezebilir. Aileyi sülaleyi başına topla gerekirse.
Ablanla muhakkak konuşman gerek. Altta ailesi var ama kimse ses etmiyor diyerek ablanı gittikçe daha çok ezebilir. Aileyi sülaleyi başına topla gerekirse.
0
Ablam da altta kalmıyor ama karşıdaki daha çok bağırıyor. Anlamla konuştum ben de ona bağırıyorum bir şey olmaz diyor. Akılsız o da.
0
İki insanın hayatı, seni bağlamaz. Şiddet olmadığı sürece bulaşmazdım ben olsam, hatta mümkünse taşınır kendi hayatımı kurardım.
0
fiziksel şiddet uygulamıyorsa seni alakadar etmez karışma. Yarın ablan sende suç bulur kocamı senin yüzünden kaybettim der öyle kalırsın ortada.
0
bu sorunun çözümünün gidip kavga çıkarmak olmadığının farkındayım ama ne yapmam gerek? bir kere komşu olarak gürültüden rahatsız oluyorum. ikincisi her ne kadar beni ilgilendirmediğini sözleseniz de bırakın ablam olmasını kimse olsa bu muameleye maruz kalsa insan tepki gösterir.
şöyle olaylar yaşandı.
kargocu geldi. ablam evde olmadığı için kargoyu ben alıyordum normalde ve kargocu 2. kata bastı eskisi gibi. ablam da o gün evdeydi ve ben 3. kat yazdım neden 2. kata bastınız dedi. kargocu da cevapladı. arada bir münakaşa vs. olmadı. sonra kargocu gidince kocası çıkıştı "ne polemiğe giriyorsun?" vs. baya bir kafa yedi.
pazar alışverişi için ablam pazara gidiyor. bu herif yatıyor evde ablam alışverişi yapıyor, 3. kata kadar pazar arabasını ablam taşıyor. ben duyarsam geldiğini yardım ediyorum. 9 aydır buradayım kocası 1 kere bile yardım etmedi. geçende ben çıktım yardım etmeye biraz utandı sanırım. "ben sana söyledim alacağımı ne acele ediyorsun" gibi söylenmeye başladı. (bu konuya baya takığım bu yüzden patlama ihtimalim yüksek.)
ben de evde olduğum için duyuyorum sürekli. çocuk bu yokken bir kere bile ağlamıyor. artık oynarken mi beceremiyor bilmiyorum ama bu eve gelince çocuk ağlıyor bir şekilde. nedenini bilmiyorum.
bir kere kuzenlerle oturuyoruz konu depremden açıldı. ablam şöyle bir şey söyledi "depremde merdivenler tehlikeli merdivenlere gitmeyin" bu herif sonra çıkıştı cahil cahil " olur mu ya en güvenli yerler merdivenler. merdivenlere gidin" cevaptaki cahilliği geçtim azarlar bir şekilde söyledi. orada zor tuttum kuzenlerdeyiz diye. çünkü ağzımı açsam baya üzerine yürücektim.
onun dışında her gün mutlaka boş boş sebepler için bir bağırış çağırış var.
şöyle olaylar yaşandı.
kargocu geldi. ablam evde olmadığı için kargoyu ben alıyordum normalde ve kargocu 2. kata bastı eskisi gibi. ablam da o gün evdeydi ve ben 3. kat yazdım neden 2. kata bastınız dedi. kargocu da cevapladı. arada bir münakaşa vs. olmadı. sonra kargocu gidince kocası çıkıştı "ne polemiğe giriyorsun?" vs. baya bir kafa yedi.
pazar alışverişi için ablam pazara gidiyor. bu herif yatıyor evde ablam alışverişi yapıyor, 3. kata kadar pazar arabasını ablam taşıyor. ben duyarsam geldiğini yardım ediyorum. 9 aydır buradayım kocası 1 kere bile yardım etmedi. geçende ben çıktım yardım etmeye biraz utandı sanırım. "ben sana söyledim alacağımı ne acele ediyorsun" gibi söylenmeye başladı. (bu konuya baya takığım bu yüzden patlama ihtimalim yüksek.)
ben de evde olduğum için duyuyorum sürekli. çocuk bu yokken bir kere bile ağlamıyor. artık oynarken mi beceremiyor bilmiyorum ama bu eve gelince çocuk ağlıyor bir şekilde. nedenini bilmiyorum.
bir kere kuzenlerle oturuyoruz konu depremden açıldı. ablam şöyle bir şey söyledi "depremde merdivenler tehlikeli merdivenlere gitmeyin" bu herif sonra çıkıştı cahil cahil " olur mu ya en güvenli yerler merdivenler. merdivenlere gidin" cevaptaki cahilliği geçtim azarlar bir şekilde söyledi. orada zor tuttum kuzenlerdeyiz diye. çünkü ağzımı açsam baya üzerine yürücektim.
onun dışında her gün mutlaka boş boş sebepler için bir bağırış çağırış var.
0
Aile apartmanı gibi. Ben tek yaşıyorum. Bunlar sonradan geldi. Eskiden de böyleydi ama çok maruz kalmıyordum. Bu anlayışla karşılayabikecepim bir şey değilö. Onun da çok yanlışı var ve biz alttan aldık. Bu saatten sonra şu olur. Yaptığı en ufak hatada burnundan getiririm. Mesela evle tadilat yaptı batırdı bir şey demedik. Bunları bahane edip uğraşırım. Ya da deprem sohbetinde olduğu gibi duymazlıktan gelmem rezil ederim cahil cahil kınuşma, bir halttan Anlamıyorsun ama ahkam kesiyorsun derim. Başka bir sebepten üzerine yürürüm. Bu üstünü kapatabileceğim bir şey değil.
Bu karı koca mevzusu değil. Bir arkadaşınız sevgilisine bu şekilde bağırsa ne yapıyorsun sen falan dersiniz.
Bu karı koca mevzusu değil. Bir arkadaşınız sevgilisine bu şekilde bağırsa ne yapıyorsun sen falan dersiniz.
0
Kısacası ablamın hatrı için biz de birçok şeyi görmüyoruz. Alttan alıyoruz. Bu üsluba devam ederse en iyi ihtimalle ona karşı tavrım değişir. Daha başka birçok olay var.
0
Dostum sen ablanla bu konuyu açık açık konuşmalısın. Bazı insanlar, kan kusar kızılcık şerbeti içtim demeyi tercih eder. Belki ablan da durumdan rahatsız fakat size açıklayamıyor durumu. Aileden gelecek tepkiden çekinebilir, kötü evlilik, yanlış tercih yapan biri olarak yaftalanmak istemez vs bir çok nedeni olabilir.
Diğer taraftan ise bazı ilişkiler böyledir. Dışardan bakan bunlar nasıl birlikte yaşıyor falan der. Ama onlar hallerinden memnundur. Ablanın rahat konuşabileceği uygun zaman ve ortamı sağla endişelerini onunla konuş. Yapacağın ani bir çıkış hem seni hem ablanı zorda bırakabilir. Kaş yapayım derken göz çıkarırsın.
Diğer taraftan ise bazı ilişkiler böyledir. Dışardan bakan bunlar nasıl birlikte yaşıyor falan der. Ama onlar hallerinden memnundur. Ablanın rahat konuşabileceği uygun zaman ve ortamı sağla endişelerini onunla konuş. Yapacağın ani bir çıkış hem seni hem ablanı zorda bırakabilir. Kaş yapayım derken göz çıkarırsın.
0
Enişte resmen sistematik psikolojik şiddet uyguluyor ablanıza. Bu davranışı ile, 6284 sayılı yasaya aykırı davranıyor ve ciddi yaptırımları olan BİR SUÇ İŞLİYOR. Ablanız çok uzun süredir bu şiddete maruz kalıyor ve ayrılma halinde maddi, manevi ve sosyal olarak baskı göreceği için katlanıyor belli ki. bu durumdaki kadınlar bir dilekçe ile savcılığa başvurabiliyor. Hiç bir delil göstermek zorunda değil aslında ama sizin durumunuzda tanıklığınız ya da ablanızın katından gelen sesleri kaydetmek gibi bir şey eklenebilir. Tekrar ediyorum, BU DURUMDA ENİŞTE YASAL BİR SUÇ İŞLİYOR. Bir suçtan haberi olan ve gerekli mercileri haberdar etmeyenler de suça ortak olmuş sayılır. Karı koca arasına girilmez, kol kırılır yen içinde, kadının karnından sıpayı gibi bilgece olduğunu zannettiğimiz zırvaların nelere mal olduğunu hep beraber görüyoruz.
0
Ablam da biraz mal. Geçen söyledim ben de ona bağırıyorum diyor. Efendi erkek yerine *** erkekten hoşlanan bir tip. Hatta iyi davransa gözünden düşer belki. Maddi olarak kocasından daha avantajlı. Ona muhtaç değil ama duygusal olarak sorunlu.
Nasıl konuşsam bilemiyorum. Üzerine yürürüm, korktuğum bir şey yok ama fayda etmez. Ben huzurlu bir ortam istiyorum sadece. Yoksa hataları görcek olsak, derdim kavga dövüş olsa çoktan bozuşmuştuk. Mantıklı bir şekilde rahatsızlığımı söylemem gerek. Ondan sonra devam ederse kendi bilir, benden çekeceği var. Ama bu rahatsızlığımı hangi zeminde savunmam gerek bilemedim.
Nasıl konuşsam bilemiyorum. Üzerine yürürüm, korktuğum bir şey yok ama fayda etmez. Ben huzurlu bir ortam istiyorum sadece. Yoksa hataları görcek olsak, derdim kavga dövüş olsa çoktan bozuşmuştuk. Mantıklı bir şekilde rahatsızlığımı söylemem gerek. Ondan sonra devam ederse kendi bilir, benden çekeceği var. Ama bu rahatsızlığımı hangi zeminde savunmam gerek bilemedim.
0
Bende de biraz sorun var kabul ediyorum. Sessiz kalmamın sebebi düzgün konuşamayacak olmam. Sakin sakin lafını sokabilen biri değilim. O sinirle savunmaya kalksam baya sert çıkışırdım. Ortası yok bende pek.
Başlangıçta normal bir konuşma yaparım ama seni ilgilendirmeze getirirse konuyu sinirlenirim. Kendi yaptığı hatalarda da üste çıkmaya çalışan bir tip. Hatasını kabul etmez, egosu sarsılır. Hatasını kabul etmemek için saçma bir konuyu savunabilir mesela.
bu arada geçen yıl benzer bir olay yaşadık o yüzden konuşmadan anlamayacağını söylüyorum. benden sakladıkları bir şeyi öğrendim geçen yıl. düzgün bir şekilde aradım gel konuşalım neymiş ne değilmiş öğreneyim diyorum. egosuna yediremedi herhalde posta koymaya falan çalıştı. "neden geleyim, ne konuşcaz, evet oldu öyle bir şey de neden geleyim" gibi saçmaladı. sonra gelince de saçma sapan konuştu üzerine yürüdüm sonra alttan almak zorunda kaldı. kendimi de biliyorum. anneme sesini yükseltti diye dayıma dalmış bir insanım. yakınlarım benim için hassas konular. ama bu şekilde kavga dövüş de bir çözüm değil.
Başlangıçta normal bir konuşma yaparım ama seni ilgilendirmeze getirirse konuyu sinirlenirim. Kendi yaptığı hatalarda da üste çıkmaya çalışan bir tip. Hatasını kabul etmez, egosu sarsılır. Hatasını kabul etmemek için saçma bir konuyu savunabilir mesela.
bu arada geçen yıl benzer bir olay yaşadık o yüzden konuşmadan anlamayacağını söylüyorum. benden sakladıkları bir şeyi öğrendim geçen yıl. düzgün bir şekilde aradım gel konuşalım neymiş ne değilmiş öğreneyim diyorum. egosuna yediremedi herhalde posta koymaya falan çalıştı. "neden geleyim, ne konuşcaz, evet oldu öyle bir şey de neden geleyim" gibi saçmaladı. sonra gelince de saçma sapan konuştu üzerine yürüdüm sonra alttan almak zorunda kaldı. kendimi de biliyorum. anneme sesini yükseltti diye dayıma dalmış bir insanım. yakınlarım benim için hassas konular. ama bu şekilde kavga dövüş de bir çözüm değil.
0
kırmızıayakkabılıgargamel
26 yaşındayım. Bu zamana kadar gönüllü, zorunlu stajlarım, part time işlerim dışında tam zamanlı iş deneyimim olmadı. İki üniversite bitirdim. Şu anda CV’mi biraz daha zenginleştirmek için eğitimler alıyorum ve iş başvurusu yapıyorum, fakat geri dönüş olmuyor. Ama olacağına inanıyorum bir şekilde. A
26 yaşındayım. Bu zamana kadar gönüllü, zorunlu stajlarım, part time işlerim dışında tam zamanlı iş deneyimim olmadı. İki üniversite bitirdim. Şu anda CV’mi biraz daha zenginleştirmek için eğitimler alıyorum ve iş başvurusu yapıyorum, fakat geri dönüş olmuyor. Ama olacağına inanıyorum bir şekilde.
Ailemin yanında yaşıyorum ve yaşam standartlarımın düşük olmasından yoruldum. Öğrenciyken belki o kadar zorlamıyor ama yaş ilerledikçe zorlamaya başladı. Bir an önce işe girme niyetindeydim. Fakat şimdi Avrupa’da bi yüksek lisans fırsatım da var. Ayrıca burs bulma ihtimalim çok çok yüksek. Biraz ülkeden bunaldım, sıkıldım, öğrenci gibi yaşadım, yeter modundayım. Acaba diyorum çalışıyor olsaydım daha mı az bunalırdım? Daha mı az gitmek isterdim yurtdışına?
Türkiye’de kalırsam alacağım maksimum maaş 5.500 TL bu arada kendi alanımda. İşte deneyim toplaya toplaya daha da yükselebilir, tecrübe çok önemli bu alanda. Ama yükseğimi yapıp geri dönersem bazı etiketlerim de olacağı için daha yüksek kademede maaş alabilirim.
Biraz ailemde: döndüğünde 29 yaşında olacaksın ve doğru dürüst çalışmamış olacaksın, yeter artık öğrenci olduğun düşünceleri var. Babam memur, en büyük hayali KPSS’yle atanmam. Dolayısıyla onu da anlamaya çalışıyorum daha geniş
çaplı düşünemiyor. Bir de yurtdışında bulunduğum sürece evlenemeyeceğim için, babam başına kalacağımdan korkuyor (: (kadınım) Onların onayının olmaması da beni olumsuz etkiliyor açıkçası.
Bir sene burda çalışıp sonra duruma göre mi yükseğe başvursam diye düşünüyorum. Ama ya iş bulamazsam aylarca, gitmediğimle kalmış olacağım.
Yani kısaca çalışmaya başladığımda daha mı az oluyor yaşama tahammül seviyesi? Hiç deneyimlemedim. Bi de çalışmaya başlayınca ne değişecek hayatımda? Daha iyi çeken internet, Zara’dan sezonda alınmış ürünler beni mutlu etmeye yeter mi? :( (biraz sığ düşünüyorum, daha geniş düşünmem için yardım eder misiniz?)
Ailemin yanında yaşıyorum ve yaşam standartlarımın düşük olmasından yoruldum. Öğrenciyken belki o kadar zorlamıyor ama yaş ilerledikçe zorlamaya başladı. Bir an önce işe girme niyetindeydim. Fakat şimdi Avrupa’da bi yüksek lisans fırsatım da var. Ayrıca burs bulma ihtimalim çok çok yüksek. Biraz ülkeden bunaldım, sıkıldım, öğrenci gibi yaşadım, yeter modundayım. Acaba diyorum çalışıyor olsaydım daha mı az bunalırdım? Daha mı az gitmek isterdim yurtdışına?
Türkiye’de kalırsam alacağım maksimum maaş 5.500 TL bu arada kendi alanımda. İşte deneyim toplaya toplaya daha da yükselebilir, tecrübe çok önemli bu alanda. Ama yükseğimi yapıp geri dönersem bazı etiketlerim de olacağı için daha yüksek kademede maaş alabilirim.
Biraz ailemde: döndüğünde 29 yaşında olacaksın ve doğru dürüst çalışmamış olacaksın, yeter artık öğrenci olduğun düşünceleri var. Babam memur, en büyük hayali KPSS’yle atanmam. Dolayısıyla onu da anlamaya çalışıyorum daha geniş
çaplı düşünemiyor. Bir de yurtdışında bulunduğum sürece evlenemeyeceğim için, babam başına kalacağımdan korkuyor (: (kadınım) Onların onayının olmaması da beni olumsuz etkiliyor açıkçası.
Bir sene burda çalışıp sonra duruma göre mi yükseğe başvursam diye düşünüyorum. Ama ya iş bulamazsam aylarca, gitmediğimle kalmış olacağım.
Yani kısaca çalışmaya başladığımda daha mı az oluyor yaşama tahammül seviyesi? Hiç deneyimlemedim. Bi de çalışmaya başlayınca ne değişecek hayatımda? Daha iyi çeken internet, Zara’dan sezonda alınmış ürünler beni mutlu etmeye yeter mi? :( (biraz sığ düşünüyorum, daha geniş düşünmem için yardım eder misiniz?)
0
1- %90 git derim ama daha iyi bir fikir almak için bölümünden ve master programından bahsetmen gerekiyor ki değer mi diye bir fikir verilebilsin
2- Çalışma konusu çok değişkenli bir problem, bu nedenle yine meslekten mesleğe işe başlama zamanının yarattığı risk bayağı bir değişiklik gösteriyor. Bununla birlikte "çalışmayı bilmek" pek çok iş için önemli bir gösterge ve işverenler kendi alanlarında olmasa da çalışma tecrübesine sahip insanları daha çok seçiyorlar.
Bonus not: Niye yurtdışında evlenemeyesin?
2- Çalışma konusu çok değişkenli bir problem, bu nedenle yine meslekten mesleğe işe başlama zamanının yarattığı risk bayağı bir değişiklik gösteriyor. Bununla birlikte "çalışmayı bilmek" pek çok iş için önemli bir gösterge ve işverenler kendi alanlarında olmasa da çalışma tecrübesine sahip insanları daha çok seçiyorlar.
Bonus not: Niye yurtdışında evlenemeyesin?
0
Kanadadan %100 burs almıştım 2005 yılında
aynı zamanda da çalıştığım yerde 8 ayda müdür olmuştum
Master da yapsam müdür olurum işte, hazır müdür olmuşken tekrar okul mokul uğraşamam dedim gitmedim.
kafama sıçayım.
15 senedir kanadada olabilirdim.
Orada yaş evlilik bok püsüre kimse takmaz
git ufkun açılır, dönmezsin, orada evlenir hayat kurarsın mis
5500 de para değil.
kaybedecek hiç birşey yok
3 katı maaşı bırakıp giden var (mesela ben)
aynı zamanda da çalıştığım yerde 8 ayda müdür olmuştum
Master da yapsam müdür olurum işte, hazır müdür olmuşken tekrar okul mokul uğraşamam dedim gitmedim.
kafama sıçayım.
15 senedir kanadada olabilirdim.
Orada yaş evlilik bok püsüre kimse takmaz
git ufkun açılır, dönmezsin, orada evlenir hayat kurarsın mis
5500 de para değil.
kaybedecek hiç birşey yok
3 katı maaşı bırakıp giden var (mesela ben)
0
Keywords: YLSY. Bu sene kaçırdın gerçi. Kesinlikle git yurtdışına. En sikik yerde yl bile yapsan buraya döndüğünde “yurtdışında eğitim görmüş” oluyorsun ve bu iş başvurularını doğrudan etkiler.
Bunun yanı sıra babanı dinle, memurluğu yabana atma derim. Ne mezunusun, iş imkanları nedir bilmiyorum ama devlet memurluğu birçok açıdan cazip.
Bunun yanı sıra babanı dinle, memurluğu yabana atma derim. Ne mezunusun, iş imkanları nedir bilmiyorum ama devlet memurluğu birçok açıdan cazip.
0
ik cıyım.
29 yaşında hiç iş tecrübesi olmamış birini işe almam.
yüksek lisansı gözünüzde çok büyütüyorsunuz, özel sektörde bir geçerliliği yok. işe alınırken sizi 1 adım ileriye koyacağını sanmıyorum ( eğer mühendis vs.. değilseniz)
bir şekilde işe girmeye bakın, iş işte bulunur, çalışırken iş bulmak daha kolaydır bir yerden başlamak inanın en iyisi.
evet çalışmaya başlayınca böyle dertler azalıyor, iş hayatı, iş arkadaş çevresi, stres, yükselme azmi vs.. derken zaman geçiyor.
alalınız ne? neden en fazla 5500 tl alacağınızı düşünüyorsunuz? az para değil ama yine de sormak istedim.
29 yaşında hiç iş tecrübesi olmamış birini işe almam.
yüksek lisansı gözünüzde çok büyütüyorsunuz, özel sektörde bir geçerliliği yok. işe alınırken sizi 1 adım ileriye koyacağını sanmıyorum ( eğer mühendis vs.. değilseniz)
bir şekilde işe girmeye bakın, iş işte bulunur, çalışırken iş bulmak daha kolaydır bir yerden başlamak inanın en iyisi.
evet çalışmaya başlayınca böyle dertler azalıyor, iş hayatı, iş arkadaş çevresi, stres, yükselme azmi vs.. derken zaman geçiyor.
alalınız ne? neden en fazla 5500 tl alacağınızı düşünüyorsunuz? az para değil ama yine de sormak istedim.
0
Bölüm belirtmeden, yazılan her şey havada kalır bence. Yüksek lisans Türkiye için her zaman daha yüksek maaş demek değil. Yüksek lisans dersleri iş hayatına çok uzak olabiliyor. Ekonomik durumunuz iyiyse yurt dışında yüksek lisans mantıklı olabilir. Bu arada KPSS'yi araştırmadan eleştirmeyin bence. Özel sektör çalışanları cumartesi günü işe giderken memurlar cumartesi günü de tatil yapıyor.
0
Türkiye'de sektörden bağımsız olarak iş hayatına ne kadar geç girilirse o kadar iyi olduğunu düşünüyorum. Çoğu ülke master bittikten sonra 1-2 yıllık çalışma vizesi/oturum izni veriyor. İlk iş tecrübemi böyle yaşamayı tercih ederdim.
Öte yandan ana baba dırdırı kadar insanın yaşam azmini emen şey az bulunur. Dırdırın şiddetine göre bir an önce finansal özgürlüğünüzü kazanmaya başlamak kötü bir seçenek değil.
Ama ana baba dırdırının vereceği zararla Türkiye'deki iş hayatının vereceği zararın karşılaştırmasını iyi yapmak lazım.
Öte yandan ana baba dırdırı kadar insanın yaşam azmini emen şey az bulunur. Dırdırın şiddetine göre bir an önce finansal özgürlüğünüzü kazanmaya başlamak kötü bir seçenek değil.
Ama ana baba dırdırının vereceği zararla Türkiye'deki iş hayatının vereceği zararın karşılaştırmasını iyi yapmak lazım.
0
meslek yazılmadığı için fazla bilgi verememiş kimse ama ik'cıların laflarına takılma. avrupaya gidip ufkunu genişleteceğin yaşlardasın. en kötü iyi bir yabancı dilin olur. orada part-time iş bulup hem deneyim kazanırsın hem de tl karşısında giderek değeri artan euro biriktirebilirsin.
0
yüksek yapıp dönsen daha iyi bir maaş alamazsın. çok net.
eğer imkanın varsa, öyle bir ülkeyse vs git master'a ama dönmemek üzere git. son sene çalış part time. kalmaya bak. kalabilecek gibiysen mutlaka git.
eğer asla uzun vadeli yurt dışı düşünmüyorum diyorsan yükseği nerede olursa olsun unutup işe başla. aylarca iş bulamama durumunda daha az parayla bir işe başlayıp deneyim kazanacaksnız.
tahammül seviyesi çalışmaya başlamakla değil, hayat kurabilmekle artıyor. kendi bütçenizi ve hayatınızı yönetip ilerlerseniz belki daha iyi olur. belki bir kaç sene çalışıp hem para biriktirip hem de ne istediğinize daha iyi karar verip daha sonra gidersiniz mastera . yurt dışında yaş olayı anlamını yitiriyor , geç kalmış olmazsınız yani.
eğer imkanın varsa, öyle bir ülkeyse vs git master'a ama dönmemek üzere git. son sene çalış part time. kalmaya bak. kalabilecek gibiysen mutlaka git.
eğer asla uzun vadeli yurt dışı düşünmüyorum diyorsan yükseği nerede olursa olsun unutup işe başla. aylarca iş bulamama durumunda daha az parayla bir işe başlayıp deneyim kazanacaksnız.
tahammül seviyesi çalışmaya başlamakla değil, hayat kurabilmekle artıyor. kendi bütçenizi ve hayatınızı yönetip ilerlerseniz belki daha iyi olur. belki bir kaç sene çalışıp hem para biriktirip hem de ne istediğinize daha iyi karar verip daha sonra gidersiniz mastera . yurt dışında yaş olayı anlamını yitiriyor , geç kalmış olmazsınız yani.
0
mekaniker
https://www.eksiduyuru.com/mobil/duyuru/1456371/ben-neyimYukarıdaki duyuruda içinde bulunduğum durumu açıklamıştım. Geçen iki günde herhangi bir belirti gostermiyorum. Yarın test olacağım. Ama çok hafif olarak ciğerlerimde bir farklılık var gibi. Bu his ne batma gibi ne de karıncalanma gibi tam tari
www.eksiduyuru.com
Yukarıdaki duyuruda içinde bulunduğum durumu açıklamıştım. Geçen iki günde herhangi bir belirti gostermiyorum. Yarın test olacağım. Ama çok hafif olarak ciğerlerimde bir farklılık var gibi. Bu his ne batma gibi ne de karıncalanma gibi tam tarif edemiyorum. Nefesimde herhangi bir zorluk yok. Nefesimi tutabiliyorum. Bilen birisi varsa bu hastalık böyle başlıyor mu diye sormak istedim. Tat, koku var. Halsizlik, eklem ağrısı, baş ağrısı yok. Pozitif çıkan arkadaşım 1,5 haftadır belirti gösteriyor ama geçen pazartesi ikimiz de negatif çıktık. O cuma pozitif çıktı. Pozitif çıkana kadar 4-5 gün akşamları en az bir saat biraradaydik.
İlaçları cumartesi ikimiz için de getirdiler. Ben henüz semptom yok diye ve öyle söylediler diye kullanmıyorum. Yanlış mı yapıyorum. Teşekkürler.
Yukarıdaki duyuruda içinde bulunduğum durumu açıklamıştım. Geçen iki günde herhangi bir belirti gostermiyorum. Yarın test olacağım. Ama çok hafif olarak ciğerlerimde bir farklılık var gibi. Bu his ne batma gibi ne de karıncalanma gibi tam tarif edemiyorum. Nefesimde herhangi bir zorluk yok. Nefesimi tutabiliyorum. Bilen birisi varsa bu hastalık böyle başlıyor mu diye sormak istedim. Tat, koku var. Halsizlik, eklem ağrısı, baş ağrısı yok. Pozitif çıkan arkadaşım 1,5 haftadır belirti gösteriyor ama geçen pazartesi ikimiz de negatif çıktık. O cuma pozitif çıktı. Pozitif çıkana kadar 4-5 gün akşamları en az bir saat biraradaydik.
İlaçları cumartesi ikimiz için de getirdiler. Ben henüz semptom yok diye ve öyle söylediler diye kullanmıyorum. Yanlış mı yapıyorum. Teşekkürler.
0
bende sadece sırt ağrısı olarak başladı covid pozitif çıktım çok ağır atlatıyorum. 10 gün sonra bile çıkabilir yüksek ihtimal pozitifsiniz. izole edin kendinizi
0
Zaten izoleyim ve 14 gün evdeyim. Fakat benim bildiğim önce tat ve koku gidiyor sonra ciğerlere inmiyor mu? Sıralama bu şekilde değil mi yani?
Ağır atlatıyorum derken bahsedebilir misiniz biraz.
Ağır atlatıyorum derken bahsedebilir misiniz biraz.
0
pazartesi sadece sırtağrısı şeklinde başladı ne tat kaybı ne öksürük ne ateş ne boğazda kaşınma hiçbir belirti yoktu. salı doktora gittim 3 gün rapor verdi covid gibi eğil ama dikkatli olalım iyileşmezsen gene gel dedi. daha kötü oldum tuvalete sürünerek falan gidiyordum. sonra tekrar hastaneye gittim tomografi kan sayımı covid testi yaptılar tomogrofiyi görünce sen koronasın testin sonucunu beklemeye lüzum yok ciğerlerden çok belli dedi. hatta 3-4 gün sonra nefes alamamaya başlarsan hemen gel yatıralım seni dedi neyseki ilaçlar (sanırım) işe yaradı entübe durumuna gelmedim ama salıdan beridir yataktan çıkamıyorum. tuvalete giderken nefe nefese kalıp mola veriyorum yemek yerken yoruluyorum. Hala da o şekilde günün 23,5 saati yatakta 18 saati uyuyarak falan geçiyor
0
neyyirnevcivan
Pdf versiyonu düzgün olan kitapları mobi veya epub a dönüştürüp cihaza attığımda sayfa düzeni kötüleşiyor, soru işareti karakteri bir çok harfin yerine geçiyor. Güzel ve okunaklıbir şekilde pdf ten nasıl dönüştürebilirim? Yardımınızı bekliyorum.
Pdf versiyonu düzgün olan kitapları mobi veya epub a dönüştürüp cihaza attığımda sayfa düzeni kötüleşiyor, soru işareti karakteri bir çok harfin yerine geçiyor. Güzel ve okunaklıbir şekilde pdf ten nasıl dönüştürebilirim? Yardımınızı bekliyorum.
0
farrytikki2
İst avrupa yakasındayım. İşten eve saat 8de geliyorum. Yemek yapacak vakit buşamıyorum. Hadi zorlasam yaparım da aparatif şeyler olur.Sağlıklı şeyler yemek istiyorum. Siz nasıl yapıyorsunuz bu beslenme işini? Beslenmek istiyorum doymak degil.
İst avrupa yakasındayım. İşten eve saat 8de geliyorum. Yemek yapacak vakit buşamıyorum. Hadi zorlasam yaparım da aparatif şeyler olur.
Sağlıklı şeyler yemek istiyorum.
Siz nasıl yapıyorsunuz bu beslenme işini?
Beslenmek istiyorum doymak degil.
Sağlıklı şeyler yemek istiyorum.
Siz nasıl yapıyorsunuz bu beslenme işini?
Beslenmek istiyorum doymak degil.
0
Yarının yemeğini bir gün önceden yapın .Ertesi gün de işten geldiğinizde dolaptan çıkarıp ısıtın .
Sağlıklı şeyler dediğimiz genelde doğal olandır.
Hepsini temin edecek bir durum olmadığına göre Şu halde ihtiyacımız olan besinleri tüketmeye çalışmak en doğru olanı .
Sağlıklı şeyler dediğimiz genelde doğal olandır.
Hepsini temin edecek bir durum olmadığına göre Şu halde ihtiyacımız olan besinleri tüketmeye çalışmak en doğru olanı .
0
hafta sonu 1-2 saat ayırın.
en azından 2-3 çeşit zeytinyağlı, 1-2 çeşit de sebze yemeği ya da mercimek, nohut falan yapın.
zeytinyağlı dediğiniz düdüklüde 10 dakikada pişiyor.
hadi 15-20 dakika olsun.
baklagiller de aynı şekilde ama zeytinyağlılardan biraz daha uzun sürer pişmesi.
mesela bir çorba da yapabilirsiniz.
saklama kaplarına koyun, akşamları ısıtır ısıtır yersiniz.
en azından 2-3 çeşit zeytinyağlı, 1-2 çeşit de sebze yemeği ya da mercimek, nohut falan yapın.
zeytinyağlı dediğiniz düdüklüde 10 dakikada pişiyor.
hadi 15-20 dakika olsun.
baklagiller de aynı şekilde ama zeytinyağlılardan biraz daha uzun sürer pişmesi.
mesela bir çorba da yapabilirsiniz.
saklama kaplarına koyun, akşamları ısıtır ısıtır yersiniz.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
bu bambu çubuklu şişelere koku koyuyoruz da etrafa koku yayıyorlar ya. onların koku yayma sistemini seviyorum böyle hafiften hafiften rahatsız etmiyor ama her seferinde cam şişeli falan almak masraflı oluyor bunun yedek kokusunu satıyorlar mı satıyorlarsa önerdiğiniz bir şey var mı?
bu bambu çubuklu şişelere koku koyuyoruz da etrafa koku yayıyorlar ya. onların koku yayma sistemini seviyorum böyle hafiften hafiften rahatsız etmiyor ama her seferinde cam şişeli falan almak masraflı oluyor bunun yedek kokusunu satıyorlar mı satıyorlarsa önerdiğiniz bir şey var mı?
0
0
bluewhale
Sanırım add on gibi birşey, duyan var mıdır? tam olarak ne eder? farklı ekran boyutlarına uyumlulukla falan ile mı ilgili?
Sanırım add on gibi birşey, duyan var mıdır? tam olarak ne eder? farklı ekran boyutlarına uyumlulukla falan ile mı ilgili?
0
farrytikki2
Solidworks, autocad vb mühendis uygulamalarını kasmadan çalıltıracak ve programlama öğrenmeye başkayabileceğim bir masaüstü topluyorum.Şöyle bişey ihtiyacımı rahatlıkla karşılar mı? Eğer fazla bile gelir derseniz buna 7bin lira vermeyip daha uygun bir şeyler dğşğneceğim. Tasarruf rttiğim parayla da
Solidworks, autocad vb mühendis uygulamalarını kasmadan çalıltıracak ve programlama öğrenmeye başkayabileceğim bir masaüstü topluyorum.
Şöyle bişey ihtiyacımı rahatlıkla karşılar mı?
Eğer fazla bile gelir derseniz buna 7bin lira vermeyip daha uygun bir şeyler dğşğneceğim. Tasarruf rttiğim parayla da yeni bir telefon alırken kullanırım diyorum.
ASUS PRIME B360M-C CSM INTEL LGA1151 DDR4 2666
Intel Coffee Lake i5 9600KF 3.7GHz 1151 12M Fansız
NEOFORZA BLACK FAYE 16GB 3000MHz CL15 1.35V ddr4
ASUS PH-GTX1660S-O6G 6GB 192BIT NVIDIA EKRAN KARTI
WD 480GB Green Series 3D-NAND SSD Disk WDS480G2G0A
Dark Raider 1xUSB3.0 3x12cm FRGB Fanlı Ön Mesh ATX
ZALMAN ZM600-LXII 600W PSU
DEEP COOL GAMMAXX 200T SOKET INTEL VE AMD , 92X92
Şöyle bişey ihtiyacımı rahatlıkla karşılar mı?
Eğer fazla bile gelir derseniz buna 7bin lira vermeyip daha uygun bir şeyler dğşğneceğim. Tasarruf rttiğim parayla da yeni bir telefon alırken kullanırım diyorum.
ASUS PRIME B360M-C CSM INTEL LGA1151 DDR4 2666
Intel Coffee Lake i5 9600KF 3.7GHz 1151 12M Fansız
NEOFORZA BLACK FAYE 16GB 3000MHz CL15 1.35V ddr4
ASUS PH-GTX1660S-O6G 6GB 192BIT NVIDIA EKRAN KARTI
WD 480GB Green Series 3D-NAND SSD Disk WDS480G2G0A
Dark Raider 1xUSB3.0 3x12cm FRGB Fanlı Ön Mesh ATX
ZALMAN ZM600-LXII 600W PSU
DEEP COOL GAMMAXX 200T SOKET INTEL VE AMD , 92X92
0
primetime
Telefonumda genelde Teknosa, Tanrı var mı? Vs gibi rutin reklamlarCıkardı. Gelgelelim birkaç gündür çince ve İspanyolca reklamlarGeliyor. Sebebi neydi ki? VPN falan kullanmıyorum.
Telefonumda genelde Teknosa, Tanrı var mı? Vs gibi rutin reklamlar
Cıkardı. Gelgelelim birkaç gündür çince ve İspanyolca reklamlar
Geliyor. Sebebi neydi ki? VPN falan kullanmıyorum.
Cıkardı. Gelgelelim birkaç gündür çince ve İspanyolca reklamlar
Geliyor. Sebebi neydi ki? VPN falan kullanmıyorum.
0
gezegen olan pluton
select * from x where cond a, cond b sorgusundaeğer en az bir sonuç geliyorsa select * from x where cond a, cond bhiç sonuç gelmiyorsaselect * from x where cond aşeklinde ifadeyi MySql için Sql sorgusunda nasıl yazarız?
select * from x where cond a, cond b sorgusunda
eğer en az bir sonuç geliyorsa
select * from x where cond a, cond b
hiç sonuç gelmiyorsa
select * from x where cond a
şeklinde ifadeyi MySql için Sql sorgusunda nasıl yazarız?
eğer en az bir sonuç geliyorsa
select * from x where cond a, cond b
hiç sonuç gelmiyorsa
select * from x where cond a
şeklinde ifadeyi MySql için Sql sorgusunda nasıl yazarız?
0
aşağıdaki gibi bir şey olmalı;
IF EXISTS(sorgu1)
THEN
sorgu1
ELSE
sorgu2
END IF;
IF EXISTS(sorgu1)
THEN
sorgu1
ELSE
sorgu2
END IF;
0
select * from x
where 1 = case
when (select count(*) from x where cond a and cond b) > 0 then cond a and cond b
else cond a
end
şurada örnek yaptım,
www.shorturl.at
where 1 = case
when (select count(*) from x where cond a and cond b) > 0 then cond a and cond b
else cond a
end
şurada örnek yaptım,
www.shorturl.at
0
vogojin
Malum pandemi sonrası uzun süredir sürdürdüğüm vücut geliştirmeye ara verdim. Yeme düzeni de paralel olarak bozuldu, haliyle kas kaybı da son zamanlarda ciddi anlamda gözüme çarpıyor.Ortalama bir yeme düzeniyle evde spor tecrübeleriniz nedir, bana biraz motivasyon lazım sanırım :D
Malum pandemi sonrası uzun süredir sürdürdüğüm vücut geliştirmeye ara verdim. Yeme düzeni de paralel olarak bozuldu, haliyle kas kaybı da son zamanlarda ciddi anlamda gözüme çarpıyor.
Ortalama bir yeme düzeniyle evde spor tecrübeleriniz nedir, bana biraz motivasyon lazım sanırım :D
Ortalama bir yeme düzeniyle evde spor tecrübeleriniz nedir, bana biraz motivasyon lazım sanırım :D
0
'Hemen Bugün' deyip yeniden başlıyorsun.
Çok kısa bir zaman sonra, bu kadar kısa sürede nasıl toparladığına hayret edip kendinle gurur duyuyorsun.
Çok kısa bir zaman sonra, bu kadar kısa sürede nasıl toparladığına hayret edip kendinle gurur duyuyorsun.
0
Spor salonlarının kapandığı o ilk gün -mart mı nisan mı neydi- 80 kg ağırlık seti sipariş verdim. Sehpam, barfiksim ve diğer bir çok ekipmanım var. Evim geniş bir odamı gyme dönüştürdüm. Gayet iyi gidiyor bıkmadan usanmadan. Spor merak meselesi biraz. Bir de çevrem beni şekilli vücutla tanıyor bırakamam yani. Bu da benim motivasyonum :)
0
Her sabah 4 5km koşuyorum, 15 günde 5kg yaktım, akşamlarıda 100 şınav çekiom 1 ayda şekle girdim
0
bıraktığınız ağırlıkla başlamayı düşünmeyin bile. gerekirse boş demirlerle çalışın, bu işin ayıbı yok.
0
karantinanın başından beri VR ile spor yapıyorum. Ağırlıklı olarak boks. Kardiyo için mükemmel bir çözüm.
0
4 yıllık spor geçmişim varken 1,5 yıl kadar ara vermek zorunda kalmıştım. 1,5 yıl önce yeniden başladım ve bugüne kadar aralıksız devam ettirdim. Hem de eskisinden daha da disiplinli bir şekilde. Bu cevabı da sporum bitmiş ter içindeyken yazıyorum. Başlamak zor olanı. Başla ve devam ettir.
Ek: Diğer soruna cevap olarak şunu söyleyebilirim. Daha önce çeşitli spor salonlarına gitmiş biri olarak en yüksek verimi evde aldım. Belki kadın olduğum için büyük ağırlıklarla çalışmaya ihtiyaç duymamamdan kaynaklıdır, bilemiyorum. Ekstra olarak haftada 6 gün hazırlanıp spor salonunun yolunu tutmak da bende motivasyon kaybına yol açıyordu. Onun yerine evde direnç bantlarıyla ve dambıllarla işimi görüyorum. Ayrıca sporumu da if ile destekliyorum. Sonuç mükemmel.
Ek: Diğer soruna cevap olarak şunu söyleyebilirim. Daha önce çeşitli spor salonlarına gitmiş biri olarak en yüksek verimi evde aldım. Belki kadın olduğum için büyük ağırlıklarla çalışmaya ihtiyaç duymamamdan kaynaklıdır, bilemiyorum. Ekstra olarak haftada 6 gün hazırlanıp spor salonunun yolunu tutmak da bende motivasyon kaybına yol açıyordu. Onun yerine evde direnç bantlarıyla ve dambıllarla işimi görüyorum. Ayrıca sporumu da if ile destekliyorum. Sonuç mükemmel.
0
sparkle kiddle
Merhaba,çamaşırlarınızı gruplara ayırarak mı yıkıyorsunuz? örneğin mutfaktaki el havlusu ile t shirt'ünüzü yıkıyor musunuz? nasıl yapıyorsunuz bu işi bakalım?
Merhaba,
çamaşırlarınızı gruplara ayırarak mı yıkıyorsunuz? örneğin mutfaktaki el havlusu ile t shirt'ünüzü yıkıyor musunuz?
nasıl yapıyorsunuz bu işi bakalım?
çamaşırlarınızı gruplara ayırarak mı yıkıyorsunuz? örneğin mutfaktaki el havlusu ile t shirt'ünüzü yıkıyor musunuz?
nasıl yapıyorsunuz bu işi bakalım?
0
havlular (60 °C'de yıkadığım için), çarşaf-nevresim (boyut nedeniyle) ve diğerleri olarak ayırıyorum. eğer birikmişse kotları da ayrı yıkadığım olur, tek kot yıkayacaksam diğerleri grubuna dahil ederim.
0
Renkliler için olan deterjanı seçiyorum ki beyazlatıcı içermesin. Sonra renkli renksiz her şey 30 derecede.
0
Yemin ederim bu soruyu soracaktım bugün...
Havlu ve nevresimler (hepsi beyaz)
Mutfaktaki el havlusu ile tshirtü yıkamam bu arada
Onun haricinde gruplar şöyle:
Siyahlar/lacivertler (tek kot yıkanacaksa o da bu grupla yıkanır)
Beyazlar (gömlek bluz gibi hassas beyazları havlulardan ayrı yıkıyorum)
Koyu renkliler (yeşil, kahve, mavi gibi daha koyu renkler bu grupta)
Açık renkliler (krem, pudra, lila, nil yeşili, bebe mavisi gibi renkler bu grupta)
Yünlüler/ketenler (mevsimsel olarak değişiyor)
Bordo/kırmızılar (bunlar renk verebiliyor çünkü)
Bunun haricinde şöyle alt gruplar olabiliyor yine mevsimsel:
Açık renkli ketenler ayrı grup, yünlü bordolar ayrı grup gibi...
Deterjan olarak tüm koyu renkler için siyah deterjanı
Beyazlar için beyaz deterjanı ve leke çıkarıcı karıştırarak
Renkliler için renkli deterjanı
Yünlü, keten ve ipekler için yün deterjanı
Yumuşatıcıyı sadece havlularda kullanıyorum. Sağlıklı bulmuyorum genel olarak zaten kokusu da alerji yapıyor.
Havlu ve nevresimler (hepsi beyaz)
Mutfaktaki el havlusu ile tshirtü yıkamam bu arada
Onun haricinde gruplar şöyle:
Siyahlar/lacivertler (tek kot yıkanacaksa o da bu grupla yıkanır)
Beyazlar (gömlek bluz gibi hassas beyazları havlulardan ayrı yıkıyorum)
Koyu renkliler (yeşil, kahve, mavi gibi daha koyu renkler bu grupta)
Açık renkliler (krem, pudra, lila, nil yeşili, bebe mavisi gibi renkler bu grupta)
Yünlüler/ketenler (mevsimsel olarak değişiyor)
Bordo/kırmızılar (bunlar renk verebiliyor çünkü)
Bunun haricinde şöyle alt gruplar olabiliyor yine mevsimsel:
Açık renkli ketenler ayrı grup, yünlü bordolar ayrı grup gibi...
Deterjan olarak tüm koyu renkler için siyah deterjanı
Beyazlar için beyaz deterjanı ve leke çıkarıcı karıştırarak
Renkliler için renkli deterjanı
Yünlü, keten ve ipekler için yün deterjanı
Yumuşatıcıyı sadece havlularda kullanıyorum. Sağlıklı bulmuyorum genel olarak zaten kokusu da alerji yapıyor.
0
evet, havluları bile kendi içlerinde ayırırım.
banyo havlularını ayrı, yüz havlularını ayrı yıkarım.
pijamalar, gecelikler, evde giyilen şeyler vb. ayrı, normal kıyafetler ayrı.
yani kotumla geceliğimi de birlikte yıkamam.
ama tişörtleri yıkıyorsam, bir tane gecelik varsa onu da atabiliyorum içine.
nevresimler, koltuk örtüleri falan hepsi ayrı yıkanıyor.
mutfak havlularını normal havlulardan da daha uzun programda ve yüksek derecede yıkarım.
hatta mesela koltuk örtüsü yıkadıktan sonra iç çamaşırlarımı ya da havluları falan yıkamam.
yıkamam gerekiyorsa da makineyi kısa programda dahi olsa boş çalıştırırım önce.
eğer zaman varsa, belli sayıda yıkamadan sonra yapmak gereken kazan temizleme programını çalıştırıyorum, o da aradan çıkmış oluyor, sonra havlulara, iç çamaşırlarına falan geçiyorum.
renklerine ve türlerine göre de ayırıyorum tabii mecburen.
bazı şeyler renk verebiliyor.
beyaz havluları bir arada, renklileri bir arada yıkamak gibi.
hatta iç çamaşırları için ayrı, diğer çamaşırlar için ayrı deterjan veya nevresimler için ayrı, giysiler için ayrı yumuşatıcı falan kullanıyorum.
köpükte bekletme özelliğini de çok kullanıyorum.
edit:
bu kadar detaydan sonra masa örtülerini ayrı yıkadığımı belirtmeme gerek yok herhalde.
onları da renklerine göre ayırıyorum tabii. :)
banyo havlularını ayrı, yüz havlularını ayrı yıkarım.
pijamalar, gecelikler, evde giyilen şeyler vb. ayrı, normal kıyafetler ayrı.
yani kotumla geceliğimi de birlikte yıkamam.
ama tişörtleri yıkıyorsam, bir tane gecelik varsa onu da atabiliyorum içine.
nevresimler, koltuk örtüleri falan hepsi ayrı yıkanıyor.
mutfak havlularını normal havlulardan da daha uzun programda ve yüksek derecede yıkarım.
hatta mesela koltuk örtüsü yıkadıktan sonra iç çamaşırlarımı ya da havluları falan yıkamam.
yıkamam gerekiyorsa da makineyi kısa programda dahi olsa boş çalıştırırım önce.
eğer zaman varsa, belli sayıda yıkamadan sonra yapmak gereken kazan temizleme programını çalıştırıyorum, o da aradan çıkmış oluyor, sonra havlulara, iç çamaşırlarına falan geçiyorum.
renklerine ve türlerine göre de ayırıyorum tabii mecburen.
bazı şeyler renk verebiliyor.
beyaz havluları bir arada, renklileri bir arada yıkamak gibi.
hatta iç çamaşırları için ayrı, diğer çamaşırlar için ayrı deterjan veya nevresimler için ayrı, giysiler için ayrı yumuşatıcı falan kullanıyorum.
köpükte bekletme özelliğini de çok kullanıyorum.
edit:
bu kadar detaydan sonra masa örtülerini ayrı yıkadığımı belirtmeme gerek yok herhalde.
onları da renklerine göre ayırıyorum tabii. :)
0
Beyazlar, renkliler, koyu renkliler ve kotlar
10 günde bir her türlü banyo havlusu ve biriken el yüz havlusu
Birikme durumuna göre kısa programda yünlüler/ipekliler
10 günde bir her türlü banyo havlusu ve biriken el yüz havlusu
Birikme durumuna göre kısa programda yünlüler/ipekliler
0
her şeyi bir arada yıkıyorum nerdeyse. sadece çok pis şeyleri, örneğin banyo paspası, küçük kilimler vs ayrı yıkarım. bazen de gömlek ve pantolonları ayrı yıkayabiliyorum.
0
@pati, @kararsızataletfilozofu iç çamaşırıyla el yüz havlusunu aynı anda yıkıyorsunuz yani? ya da yemek masası örtüsünü?
0
Her şeyi birlikte yıkıyordum. Siz yapmayın. Özellikle pamuk salabilecek havlu gibi şeyleri siyahlarla yıkamayın. Siyahlar o pamuk ve tüylerin hepsini çekiyor
0
@sparkle, hayır, bak diyorum ki havlular ayrı. donla havluyu birlikte yıkamıyorum. donla tişört birlikte yıkanıyor ama.
masa örtülerini de yine boyut nedeniyle çarşaf ve nevresimlerle birlikte yıkıyorum, gruplarken masa örtüsünü dahil etmemişim. masa örtüleri de don-çorapla birlikte yıkanmıyor yani.
masa örtülerini de yine boyut nedeniyle çarşaf ve nevresimlerle birlikte yıkıyorum, gruplarken masa örtüsünü dahil etmemişim. masa örtüleri de don-çorapla birlikte yıkanmıyor yani.
0
Her şeyi birlikte yıkıyorum.
Ayırdığım şeyler şöyle;
Havlular (kendi başlarına makineyi doldurmaya yetiyor)
Nevresimler (yine kendi başlarına makineyi dolduruyor)
Beyaz ve renkliler ayrı.
Mutfakta havlu kullanmam. Kağıt havlu sadece. Sarı temizlik bezlerini de mutfakta 1 hafta kullanır atarım.
Banyo ve genel temizlik bezlerini makineye atmam bile. Kovada deterjan çamaşır suyuyla yıkar kurularım.
Hiçbir zararını da görmedim.
Çocukta genelde çıkmayan lekeler oluyor, onlara da leke çıkarıcı vs sıkıp atıyorum makineye.
Ha bir de kilimlerim var, onlar başlı başına ayrı yıkanıyor.
Ayırdığım şeyler şöyle;
Havlular (kendi başlarına makineyi doldurmaya yetiyor)
Nevresimler (yine kendi başlarına makineyi dolduruyor)
Beyaz ve renkliler ayrı.
Mutfakta havlu kullanmam. Kağıt havlu sadece. Sarı temizlik bezlerini de mutfakta 1 hafta kullanır atarım.
Banyo ve genel temizlik bezlerini makineye atmam bile. Kovada deterjan çamaşır suyuyla yıkar kurularım.
Hiçbir zararını da görmedim.
Çocukta genelde çıkmayan lekeler oluyor, onlara da leke çıkarıcı vs sıkıp atıyorum makineye.
Ha bir de kilimlerim var, onlar başlı başına ayrı yıkanıyor.
0
Yemekle mutfakla ilgili şeyleri makineye atmıyorum. Kaynar suya bastırıp elde yıkıyorum. Belki saçma gelebilir ama iç çamaşırının yıkandığı yerde masa örtüsü yıkamak istemiyorum. Koyu renkleri siyahları birlikte yıkıyorum.
Normal havluları ve nevresimleri birlikte yıkıyorum, açık renk kıyafet varsa yanına ekliyorum. .
Ayak havlularını banyo paspasları ile yıkıyorum.
Beyaz iç çamaşırlarını kendi içinde.
Normal havluları ve nevresimleri birlikte yıkıyorum, açık renk kıyafet varsa yanına ekliyorum. .
Ayak havlularını banyo paspasları ile yıkıyorum.
Beyaz iç çamaşırlarını kendi içinde.
0
cocugun giysileri ayri.. volum coksa onlar kendi icinde pantalonlar, tshirtler diye ayrilir...
kendi giysilerim ayri. .yine volume gore is kiyafetleri ev kiyafetleri ayiririm ama az varsa hepsi ayni anda yikanir..
havlular ayri
beyazlar ayri
mutfak bezleri ayri
carsaflar ayri
paspaslar ayri
kendi giysilerim ayri. .yine volume gore is kiyafetleri ev kiyafetleri ayiririm ama az varsa hepsi ayni anda yikanir..
havlular ayri
beyazlar ayri
mutfak bezleri ayri
carsaflar ayri
paspaslar ayri
0
tars gibi komik
favorilerime almıştım fakat o kadar taramama, google yazmama rağmen bulamadım.konu istanbul'un fethine dair ya da osmanlının romanın devamı olduğuna dair bi entry idi hatta debe deydi sanırım.içerisinde; entry sahibinin yapmış olduğu bizans bayrağı uploadı vardı(osmanlının bu bayrağı kullanmaya deva
favorilerime almıştım fakat o kadar taramama, google yazmama rağmen bulamadım.
konu istanbul'un fethine dair ya da osmanlının romanın devamı olduğuna dair bi entry idi hatta debe deydi sanırım.
içerisinde; entry sahibinin yapmış olduğu bizans bayrağı uploadı vardı(osmanlının bu bayrağı kullanmaya devam etmesinden bahisle). ayrıca fatih in kayzeri rum ünvanını kendisine uygun gördüğünden filan uzunca bahsetmişti. daha bir çok bilgi vermişti.
teşekkürler.
konu istanbul'un fethine dair ya da osmanlının romanın devamı olduğuna dair bi entry idi hatta debe deydi sanırım.
içerisinde; entry sahibinin yapmış olduğu bizans bayrağı uploadı vardı(osmanlının bu bayrağı kullanmaya devam etmesinden bahisle). ayrıca fatih in kayzeri rum ünvanını kendisine uygun gördüğünden filan uzunca bahsetmişti. daha bir çok bilgi vermişti.
teşekkürler.
0
pudra
Bir doktorla görüşmek istiyorum ama çocuk benim değil. Olay da pis ve sıkıntılı ve aman banane diyebileceğim bir şey değil ne yazık ki. Şimdi ben diyorum ki babayla konuşmadan önce bi doktorla konuşayım. Durumu anlatayım bana bir yol göstersin. Sonra da baba/anne artık ne yaparlarsa yapsınlar. Ben b
Bir doktorla görüşmek istiyorum ama çocuk benim değil. Olay da pis ve sıkıntılı ve aman banane diyebileceğim bir şey değil ne yazık ki.
Şimdi ben diyorum ki babayla konuşmadan önce bi doktorla konuşayım. Durumu anlatayım bana bir yol göstersin. Sonra da baba/anne artık ne yaparlarsa yapsınlar.
Ben bir doktora gidip hasta gibi randevu mu alayım? İkincisi Anadolu tarafında çocuklarla çalışmış, ruh hastası annelere rağmen işini yapabilecek biri var mı bildiğiniz tanıdığınız?
Şimdi ben diyorum ki babayla konuşmadan önce bi doktorla konuşayım. Durumu anlatayım bana bir yol göstersin. Sonra da baba/anne artık ne yaparlarsa yapsınlar.
Ben bir doktora gidip hasta gibi randevu mu alayım? İkincisi Anadolu tarafında çocuklarla çalışmış, ruh hastası annelere rağmen işini yapabilecek biri var mı bildiğiniz tanıdığınız?
0
