soğukta benim dizel araç 1 lt fazla yakıyor, bir de mesafeleriniz çok kısa kaldıysa yükselir. Yazın şehir içi 15-20 km yolda 5.5 lt yakan araç, kışın 5 km şehir içi yolda 7.3'e yükseldi.

benzinlilerde yaz-kış ve mesafe bu kadar etkiliyor mu bilmiyorum. dizel 15-20 kmden sonra açılıp düşüyor tüketim.

Soğukta araç fazla yakar +1

Bir de yakıt aldığınız istasyonu değiştirmiş olabilir misiniz? Eski aracımda aynısı başıma gelmişti, artık nasıl bir dizel doldurdularsa çok uzun yıllardır şehir içi 6.5 lt'den şaşmayan araç bir anda canavara dönüşüp 11-12 lt'lere çıkmıştı.

Araç yol bilgisayarı tüketimde sıcağı soğuğu hesaba katar. Daha doğrusu motor optimum sıcaklığa gelene kadar daha fazla yakıt tüketir, yol bilgisayarı da bunu hesaplar. Motor soğukken anlık ve ortalama tüketimin arttığını görebilirsiniz.

Sonuç olarak kısa mesafe kullanım, sıkışık trafikte kullanım ve soğuk ortam tüketimi artırır. Benim aracım da (Dizel) kışın 1-2 litre fazla yakıyor. Ortalama tüketim değerinde 20-30 km çok sağlıklı değil, sıradışı bir kullanım olmuş olabilir. Ben aylık ortalamamı (1500-2000 km) takip ederim genelde.

cevaplar için teşekkürler
başka fikri olan var mı?

Araç istediği güce ulaşmak için daha fazla yakıta ihtiyaç duyabilir. En tipik örneği de egzoz sistemindeki sorunlardır.

Valla sartlar nasil guncellenmistir bilmiyorum ancak en son aboneligi birine devredilme olayi vardi. Yani eger aboneligin avantajliysa birini kolaylikla bulup ona devredebilirsin.

@jrr:

normal, fiber falan olmayan bir abonelik.
kime nasıl devredebilirim bilemedim ve açıkçası uğraşmak da istemiyorum ama araştıracağım.
teşekkürler.

Kendi evinize neden nakil yaptırmadınız onu?

Ağustos 2021de taahhüt yenilenmesi ile yenilenmemesi arasında size maliyet olarak farkeden bir şey yok aslen, taahhütsüzüne 300 lira yazıyor, ağustostan itibaren 5 ay 1500 lira öderdiniz, taahütlü 100 tl olduysa, 5 aylık indirim farkını ödersiniz 1000 tl.

Alternatif yoksa ilk anda iptal ettirmek en mantıklısıdır.

@atom karincanin torunu:

Evdeki aboneligi nakil yaptirdim.
Atolyemi de kapattigim icin nakil yaptirabilecegim bir yer kalmadi.

Hocam tüketici kanunu çok açık yazıyor (md.52)
(4) Tüketici, belirsiz süreli veya süresi bir yıldan daha uzun olan belirli süreli abonelik sözleşmesini herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin istediği zaman feshetme hakkına sahiptir.
Yani, kapattırabilirsiniz cezasız. En fazla iki yıllık sözleşme olduğunu ispatlar belge vb ile tüketici hakem heyeti

Taşındığınız yerde iptal etmek istediğiniz aboneliğe ait altyapı yoksa cayma bedeli falan ödemeden iptal edebiliyorsunuz. Yakın zamanda babamlar taşındı, kablonet kullanıyordular. Taşındıkları binada kablonet altyapısı olmadığı için ikametgah bilgisi falan gösterip iptal ettik. Siz vodafone kullanıyormuşsunuz, yeni evinizde de vodafone kullanıyorsunuz. Neden aboneliği nakil ettirmediniz orasını anlayamadım.

Kaşarlı mantar
Salata
Koyun yoğurdu etle güzel olur
Pilav olabilir ben köylüyüm etin yanında biraz pilav severim
Araya yaprak kanat ekleyebilirsiniz kırmızı et olmasın full farklılık olur

közde domates, biber, patlıcan hatta sarımsak çok güzel olur. kabuklarını soyup üstüne yoğurt koyarsan da şahane olur.

ek olarak mısır ve patates de denenebilir.

Marshmallow götürebilirsiniz. Tahta şişlere takıp ateşin üstüne tutunca güzel oluyor, hafif eriyince.
Köfte olabilir
Hellim peyniri de güzel olur

koocaman bir kaba patates salatası olabilir.
ama taze soğanı baştan içine atmamakta fayda var, yanına koyabilirsiniz isteyen atar.

tatlı da en basitinden mozaik pasta olur. hem bereketlidir bir sürü porsiyon çıkar hem de servisi kolay.

dilerseniz bir de haydari yapabilirsiniz.

Kırmızı et yemeyen varsa beyaz et.
Marul veya lahana salatası. Patates salatası da olabilir.
Alkol varsa meze veya yanında atıştırmalık birşeyler.

ben hic ugrasmiyorum artik, tatli icin dondurma al gec.
salata sogan salatasi olabilir.

Piyaz, coleslaw, patates salatası, tarator, kereviz salatası…

Yabancı isim olacaksa celebrityfacts olabilir

Cam studio ile olabilir belki

Soruya cevap degil ama:
Toplantidaki diger kisilerin haberi oluyor degil mi toplantiyi kydettiginizden? Habersiz kaydetmek suc cunku.

OBS Studio denemediyseniz ben faydasını görmüştüm.

Büdüt: Özür dilerim telefondan dediğiniz kısmı atlamışım, onu bilemiyorum.

hangi tel yazmamışsınız ama iphone ise kendi ekran görüntüsü kaydetme fonksiyonu ile kaydedebiliyor olmanız lazım. teams'i kaydedebiliyor en azından ses vs dahil olarak.

bikaç hafta önce toplu sms alındı. o sonuçlara göre eleniyorlar.

önceden toplu sms yapıldı herkesin oyu aday olmadan önceden belli

Rutracker?

mac için şunu biliyorum belki işinizi görür: www.macbed.com
rus olanı merak ettim ben de

ru olmasa da şu var:

nmac nokta to

buldum

appstorrent.ru

ücretli programları ücretsiz indirmek için mi bu? sorun olmuyor mu?

Ohoo bu işin içinden çıkılmaz bence özellikle az bilinen gruplar neler yapmış neler ama kim biliyor
Misal youtu.be

Firuze değer görmemiş olur mu ya. Bayağı dinlenmişti.

Hayko Cepkin - Yalnız Kalsın

youtu.be

Televizyonda çıkmıyor bile.

Kesinlikle tarkan- selam ver

malt grubu ve tüm şarkıları.

mesela şu şarkı : www.youtube.com

@dissendium hocam aslında tam olarak anlatmak istediğim şey dinlenme sayısı değil de, hani efsaneler arasında olması gereken bir şarkının o derecede görülmemesi.

@olaylar olaylar güzelmiş, aslında bu soru biraz da yeni şarkılar, gözden kaçanları değerlendirmek amaçlıydı.

Furkan İpek - İlacın Yok

www.youtube.com

bazen şarkıyı sadece ben dinliyorum sanıyorum.

Firuze zaten eski bir hit. Tarkan çok iyi yorumladı ama kitle zaten doymuştu şarkıya.

Fatih erdemci ilk albümü genel

Rashit-gönül yazar düeti; kibir

Grup Pan; bana bana

teoman ruhun sarisin

Pamela'nin ilk 3 albumundeki sarkilar.

Starbucks küçük-orta boy için tek shot veriyor, ikincisi için ekstra shot alıyorsun. Nero küçük için tek shot orta için 2 shot veriyor; büyük boylar için Nero 3 shot Starbucks 2 shot veriyor, o nedenle ben hep Nero'dan alırım.

Neroda her kahvenin içinde ne var, kaç kalori vs görebilirsiniz

caffenero.com

Shot farkı oluyor. Ama starbucks bu konuda aşırı saçma bi politika izliyor, yukarıda açıklamışlar zaten. Bu durum oranı değiştirdiği için direkt tadı da etkiliyor. Yani nasıl yüzdece farklı bir içeriğe aynı miktar kahve koyup aynı tadı bekleyebiliriz. Aşırı saçma.

En ideali nero bu konuda.
Kahve dünyası da eğer kartonda içmeyecekseniz her mağazada sürpriz bardak boyutuyla meşhur bi yer. Bu dediğim sadece americano için değil tabii.

Vade farkı var çoğu yerde.

Vade farkı olmayan bir taksitlendirmeyse (ki sanmıyorum) bizim halkımızda olan, garip, taksit yaparsam hesabımı tutamam ipin ucunu kaçırırım korkusudur.
Enflasyonist ortamlarda vade farksız en uzun vade, en karlı olandır.

taksitle satsalar istanbul'u bile alırım :-)

ekonomik olarak toplam rakam aynıysa taksit daha mantıklı. ama takip etmesi cidden zor, o yüzden dikkatli kullanmaya çalışıyorum kartları. takside abanırsan kredi kartı batağına düşme riskin çok yüksek.

Taksit sayısı eşitse taksitli işlem daha avantajli. Ama burada avantaj olması için vadenın epey uzun olması lazım. Misal konut kredileri. Yoksa üç taksitle beyaz eşya almak değil.

Ama şu da var. (beyaz eşya misali) Misal 10 bin liralık harcama yapacaksın. Bir seferde 10 bin lira vermek kişiyi o ay için sıkıntıya sokacak diyelim. Ama 4 e bölüp her ay 2500 tl ödemek kişiye bir sıkınto yaratmıyor farz edelim. Bu durumda taksitli işlem daha mantıklı.

yıllardır kredi kartı kullanmadım. sonra 1 yıllığına bu zinciri kırıp taksit için kullanayım dedim. 6. ayında pişman olup. tüm taksitleri erkenden kapatıp kartı kapattırdım. mantığı, ekonomikliğini falan geçtim. psikolojik olarak çok yorucu. borçsuz, taksitsiz yaşamak büyük nimetmiş onu anladım.

vade farkı olmadığı durumda finansal olarak taksit daha mantıklı olsa da ben de bir memur çocuğu olarak borçsuz yaşama isteği nedeniyle hiç taksit yapmıyorum.

maliyet aynı derken peşin indirimi avantajı-enflasyon/döviz hesabı sonucu mu denk geliyor
yoksa peşin ve taksitli fiyatlar birebir aynı mı

açığa alış/satış mantığı aslında
enflasyon artıyor, dolar muhtemelen yükselecek şu an dolar alıp, taksit günü bozdurursan daha karlı

peşin indirimini de zaten buna göre hesaplıyorlar

@mantık peşin fiyatıyla taksitli fiyatının aynı olmasından bahsediyorum hocam.

en iyisi budur. ses kayıt özelliği de var.

play.google.com

google'in dilaer ve sms uygulamasını bile gizlice veri gönderdiği ortaya çıktı daha yeni.
güvenilir olan yok, ben telefonun kendi uygulamasını kullanıyorum.

facebook ve servislerinde sorun yaşanıyor.
techgameworld.com

Fatma Turgut konserde pembe mezarlık için o malum şarkıyı istemediğiniz için size ayrıca teşekkür ediyorum deyip sonra kendi isteğiyle bi kuble mırıldanmıştı hehe. şu an sevgilisi konsere gelemeyen varsa telefonunu bana versin jest amaçlı ona görüntülü şarkı söyleyeyim demişti. böyle interaktif şeyleri seviyor. ben uykusuzdum konserin yarısında çıkıp çadıra geçtim bir ekşici olarak.

ocak zammı + temmuz zammı var hocam. bunlara bir de enflasyon farkı ekleniyor. aslında hem 2022 hem de 2023 zam oranları belli. zamanı gelince o alınıyor ve son 6 aylık enflasyon farkı ekleniyor

yılda 2 kere ocak temmuz

ocakta aldıkları %20-30 civarı zammı temmuzda da bi daha alacaklar mi yani

enflasyona göre değişir, daha az da alabilirler daha çok da.

7,5 temmuz zammı kesin. ocak ve şubattaki toplam %16 enflasyon da kesin. toplamları olarak %23,5 zam şu an kesin. mart-temmuz arası toplam %12 civarı daha enflasyon eklenerek toplam temmuz zammı %35 falan olur

bir üstteki bilgi yanlış bu arada, enflasyon 7.5dan büyük olduğu için direkt enflasyon oranı alınıyor 7.5 + olarak eklenmiyor yani, evet yılda 2 kere alıyorlar 6 aylık enflasyon farkları toplanarak belirleniyor.

avatar'ın bilgisi yanlış. aynı yanlış izlenim kur korumalı mevduat işinde de var.

zamda ve kkm'de iki seçenekten hangisi daha yüksekse onu verirler. yani zamda enflasyon zam miktarını geçerse enflasyonu verirler. enflasyon zam miktarının altında kalırsa zam miktarını verirler. kkm'de de faiz kur farkını geçerse faizi, geçemezse kur farkını verirler.

İlk bölümü berbat bi bölüm, şu kokoriç olan, ben de onu izleyip beğenmemiştim, 2-3 ay sonra ilk bölümü atlayıp diğerlerini izledim acayip beğendim, bence beğenmeyenler de ilk bölüm travması nedeniyle beğenmiyor yoksa baya komik dizi işte. Ha böyle diyorum ama herkes sevecek diye de bi zorunluluk yok beğenmemişsen beğenmemişsindir, ben de Breking Bad dizisinden nefret ediyorum mesela.

bölümler kalite olarak gerçekten çok farklı. yani bazı bölümler gerçekten iyi diğerleri çok kötü. ortası yok. "süper yaaa" olmasının sebebi de yokluk, muadili yok.

ilk bolume ben de 15 dk dayandım tahammul edemedim. ben feyyaz yiğit i de taa lost çok bozdu muhabbetinden beri itici ve overrated bulurum hatta nesi komik cidden bilmiyorum. zevk meselesi işte. bizim millet bazı şeyleri çok abartılı seviyor. dedikleri gibi yokluktan sanırım.

Zevk meselesi ya mizah sonucta. Ben de begenmedim ama bunun bir kriteri yok ki

love or hate it tarzı işte. mizah tarzınız ile ilgili. mizahı tarif etmek zor. xx komedyeni niye seviliyo demek gibi.

erasmusla gelen yamyam
Badana
İkinci yol
Karanlık güç

gibi bölümlere bak. Bunları sevip karakterlere alışırsan kötü gelen bölümler bile iyi gelebilir. Biraz karakterlere ortama ısınma meselesi.

Herkes sevemeyebilir bence ama ilk 3 bölüm falan kötüydü ya, benim favorilerim dörtten sonra başlıyor mesela. Artık bazı cümleleri durumları kendi hayatımda görüp esprisini yapıyorum, o yüzden herkes çok sevdi. Ama tarzı beğenmezsen beğenmezsin olabilir.

ben beğendim diziyi. 3. sezon gelse de izlesem. benzer, aynı kulvarda Türk yapım yok. Ama süper yaa da diyemem.

ben baya hastasıyım dizinin. Hemen her bölümünü severek izledim, aşşşırı keyifli bir dizi. Mizah anlayışını, oyunculukların doğal seyrini falan seviyorum baya.

Ayrıca ilk bölümün sevilmemesine çok şaşırdım, dizinin en iyi birkaç bölümünden biri ya şu ana kadar sevmeyen kimseye denk gelmemiştim Gibi'yi sevenler arasında. Erdem atletik çocuk diye ben niye kokoreççi açıyorum repliğine twitterda denk gelince bile gülüyorum asdfasd

Her izleyene göre değişiyor güzel bölümleri. Ben ilk bölümü çok beğenmiştim mesela.

Sadece romalı en son bölümünü izledim. Çok beğendim. En baştan izlicem bir ara.

Z kuşağı, internet ve batıya daha hızlı ulaşabilmemiz, son zamanlarda espiri anlayışımızı biraz değiştirdi. Ben Y kuşağı sonlarındayım, yeni nesli çoğu zaman çekilmez bulsam da mizah şekillerini severim. Yani son zamanlarda farklı bir kültür oturdu.

Kendi aramızda, twitterda falan dönen bu kültür ölümlü dünya filmi ve karakterleri ile aşırı özdeşleşti ve oradaki feyyaz yiğit, doğu demirkol gibi oyuncuları çok benimsedik. Bunlarla birlikte tabi yine yeni nesil komedyenleri de takip ediyorduk; Sergen Deveci, Hasan Can Kaya gibi..

Güldür güldür, çok güzel harektler bunlar tarzı mizahlar artık bizi sarmayınca.. zaten içimizde bir miktar boşluk vardı. Öndecen aşina olduğumuz karakterler de bence başarılı bir şekilde dizi yapınca.. bayıldık. O mizah tarzına ne deniyor bilmiyorum ama işte feyyaz ve doğu, ciddi bir tavır takınarak güldüren komedyenler. Daha çok olaylara bakış açılarına, yorumlarına gülüyoruz. Ya da işte mesela dizide birden bire atmasyon özlü sözler türeten bir adamın varlığı, bazen sözleri, bazen de onu dinlemeyip yarıda kesmeleri komik geliyor.

Çok maruz kalınca sıkılıyorum bazen ama yine de daha güzel bir alternatif yok şuan.

son iki bölüm (folklor ve roma) baya kötüydü. o yüzden üçüncü sezondan pek ümidim yok. ama şimdiye dek güzel dört beş bölümü var. hem kurgu, hem hikaye, hem mizah açısından iyi. bölümler episodik olsa da kendi evrenini yaratan bir dizi. hikayeler kronolojik değil ama kendi açısından bir devamlılığı da var. bu özellikler diziyi skeç havasından çıkarıyor. alıştığın dünyada alıştığın karakterleri izliyorsun.

en sevdiğim bölümler:
1. sezon: erasmus, ikinci yol, badana
2. sezon: kuki, sokak röportajı, çaça ve cosplay

özellikle kuki bana göre en komik bölümü. bu bölüme gülmezsen diğer bölümleri boşuna izleme.

feyyaz yiğit'in, gibi'nin farklı bir sarkastik mizah anlayışı var. o anlayışta olmayanlar hiç sevmiyor. en iyisi odur veya değildir demiyorum. zevk meselesi. ben bayıla bayıla izliyorum (bazı bölümler hariç). ama "neyine gülüyosunuz" diyen de çok gördüm.

abartmaya gerek yok, tamamen zevk meselesi.
hatta bazen bölümü izlerken o kadar gülmeyip, sonradan hatırlayınca kendi kendime çok güldüğüm yerler de olabiliyor.
illa katıla katıla gülmeye gerek de yok keyif almak için.

feyyaz yiğit hayranı değilim ama erasmus, çaça ve cosplay ve kuki son zamanlarda en çok güldüğüm şeyler oldu.

Şu anki bilgi, teknoloji ve ilaç vs ile şimdikilerin daha iyi olması gayet normal hocam.

Arnol tabiki döneminin en iyisi. Şimdinin değil.

Adamlar cesetten Growth Hormon çalarak yapmışlar bu işi, o şartlarda öyle bir vücudu inşa edersen tanrı muamelesi görürsün, normal. O dönemin vücutcularına bak bugünün plaj vücudu denilen cinsten, Arnold onun bir üst seviyesine çıkmış öncülük yapmış, illa ki kendisinden daha iyisi çıkar ama öncü olmak başka. Onun dışında ben öyle bir göğsü hala göremedim onu da belirtmek isterim.

Bana göre arnold hem fizik hem estetik olarak top nokta.
Misal ronnie ya da jay çok iyi ama estetik bulmuyorum.

Ki unutmayalim ki bu insanlar öncüleri. Yani adam vücut Avusturyalı, aksani dandik. Burada ünlü oluyor, sonra filmlerde ünleniyor, sonra vali oluyor falan. Insanın saygı duymak dışında yapacağı bir şey yok heralde.

Bu mantık maradona niye seviliyor ki gibi. Dönem dönem degerlendirmek lazım.

Misal bundan 10 sene sonra çoğu strongman rekoru belki de ciddi farklarla kirilacak, bu dönem umursanmayacak bile. Ama benim unutmayacağım tek strongman;
Jon pall sigmarsson

Dönemine göre bakmak lazım +1
Ayrıca adam 1970-75 arasında aralıksız mr. olympia olduktan sonra vücut geliştirmeyi bırakıyor fakat 80’de dönüp, döndüğü gibi tekrar mr. olympia oluyor. Kolay iş değil.

Adam babasının cenazesine gitmemiş antremanlar var, yarışmaya hazırlanıyorum diye.

Ayrıca dönemin şartları +1

Şimdi bilgi bedava ve gırla, beslenmek daha kolay, suplementler ulaşılabilir ve çeşit bol.

Adam literatüre adını sokmuş bir hareket türü ile mesela, daha ne olsun?

onun dönemiyle şimdiki aynı değil sanki?
kayınpederim kendik kategorisinde dünya vücut geliştirme şampiyonu ve benim gözümde açık ara arnold'dan daha iyi vücudu var ancak arada farklar var: mesela arnold'ın boyu 1.88, kayınpederim 1.65. arnold muhtemelen doğal yollu vücut basmıştı kayınpederim takviyeyle vs vs

Arnold doğal mı yapmıştı? :D

mg3929

"muhtemelen" yani ola da bilir olmaya da bilir. kaldı ki olsa bile onun zamanındaki takviyelerin kalitesiyle şimdiki bir değildir.

yani bi kere 1 lt su değil minimum 2.5 lt su içmen lazım. öncelikle onu düzelt. ödemden de kurtulabilirsin böylece. başka bir sağlık sorunun da olabilir ödeme sebep olan. ben de hipotiroitliyim ama hiç öyle bir şikayetim olmadı.

1.5litreye çıkınca midem ağrıyor haraket ettikçe guluk guluk ses geliyor :) 6 ayda bi kan veriyorum bişey olsa çıkmaz mıydı

1 litre suyun yetmesi için 35 kilo falan olman lazım. kilo/33 kadar litre minimum içmen gereken su miktarı. MİNİMUM. Üstü sana kalmış. İçebildiğin kadar...

Dahiliyeye gidin. ilaçlara rağmen t3-t4 normal değilse ödem olabilir.

Bazı insanlarda alt bedende dolaşım problemi oluyor. En ödemsiz günlerinde bile bacaklarda ufaktan ödem oluyor. Belki öyle bişeyiniz vardır.

Bizim tüm ailede bacaklar kalın, varislenmeye yağlanmaya aşırı müsait. Ben de mesela 55 kg ım ama aynı özellikleri taşıyorum. Göbeğimde ellerimde vs hiç ödem hissetmezken ayak bileklerimde kesin oluyor.

Bir de su ve hareket önemli. Farklı kas gruplarını çalıştıran farklı aktiviteler yaparsan dolaşımı hızlandırabilirsin.
50 kiloyken giydiğin pantolon şuan oluyordur ama daha dar oluyordur. Bu dar olması da dolaşımı biraz zorladığı için ödemi tetikler.

Otururken üst bacağın arkasına yapılan baskı ödemi tetikliyor. Mümkünse ayaklarının altına ufak bi yükselti koyup çalış.

Yavaş yürümek, ayakta dikilmek vs bunlardan kaçın. Daha çok hareket koy hayatına.

Topuklu ayakkabı giyiyorsan eğer o ayakkabıyla bazı kaslar kasılı kaldığı için dolaşım düşmanı.

Gebelik teminatınız varsa sigorta neden karşılamıyor ben onu anlamadım. Bence sigorta şirketiyle tekrar görüşün. Sigortanın ne anlamı var bu durumda? Hastanedeki kişi yenidoğan masrafı ve anestezi derken ne demek istemiş? Bebek doğduktan sonra bebeğe yapılan işlemleri kastediyorsa haklı olabilir. Yeni doğumlarda sigorta için 15 gün geçmesi gerekiyor. 15 gün sonra bebek için sigorta yapılabiliyor. Tabi ben tahminde bulunuyorum. Yanlış yönlendirmek istemem. Ama bebek yoğun bakıma alınırsa sizden ücret falan talep edemezler. Öyle bir durum olursa faturasını isteyip şikâyet edin. Ama dikkat edin faturaya doğru işlemi yazsınlar.

Ben doğum yapalı 3 sene oldu ama hatırladığım kadarıyla;
Yenidoğanın ilk doğum anı rutin kontrolleri doğum ücretine dahil
Yoğun bakımda kalırsa bize siz ödeyeceksiniz sgk şu kadarı karşılıyor bunu sonra devletten geri alıcaksınız demişlerdi.
Hastane acıbadem altunizade bu arada
Anesteziyi karşılamayacaksa bu sigorta neden var :)
Onun detayını öğrenin sigortadan poliçenizi isteyin çağrı merkezinden bu normal gelmedi bana. Acenteya felan gerek yok kendiniz arayın poliçenin peşine düşün baştan savmasınlar.

Bence kafanız çok karışmış. Sakin kafa ile poliçenizi tekrar gözden geçirin. Sigorta kapsamında Acıbadem grubunda doğum yapıp çok cüzi bir rakam ödedik, bebeğin ilk kontrolleri de yapıldı.

acıbadem'in bazı şubelerinde sgk anlaşması olmadığı için sgkdan alamıyor masrafları haliyle size yansıtıyor olabilir.

sigortanız size ait, bebeğinize ait değil bu nedenle yenidoğan masraflarını karşılamaz. bebek doğduktan sonra ayrı bir birey sayılıyor. ancak bazı hastaneler doğum paketinde kampanya yapıp yenidoğan ilk bakımları da içinde diyebiliyor. hastaneyle ilgili. @oligami nin dediği böyle bir durum olmalı. diğer sorularınızı bilmiyorum açıkçası. burada da yanıt bulmanız güç, poliçenizi görmek gerekirdi.

Bugün anestezi uzmanı ile görüşmek için hastaneye gitmiştik, tekrar görüştük. Daha sonra bilgi arayacak olanlar için yazayım dedim: Yenidoğan masraflarını özel hastane de olsa SSK karşılıyor (sügortanızın karşılaması gerekmiyor). Spinal anestezi için 1500 TL fark ödeyeceğiz, genel anestezi olsaydı tamamlayıcı sigorta karşılayacaktı.

@hot potato tesekkurler, biliyorum. daha cok yakin zamanda yolculuk yapmis birilerinden birseyler duymak istedim :)

eylulde istanbul - londra - kanada yaptim, sorun olmadi. havaalani degistirmeyecekseniz ingiltere transit vize istemez. havaalani degistirmeli bilet almayin.

yolcu gecis formu, covid asisi givi bazi ivir zivirlar ister isterse.

@taurina cok tesekkurler cevap icin

yaptim sorun olmadi

Normalde ayakkabılar zamanla yumuşar, daha rahat hale gelir ama ben alırken dahi rahat, esnek olanı biraz boşluk olanı seçmeye çalışıyorum. giyip biraz yürüyünce eğreti mi yoksa rahat mı olduğu belli oluyor. alıp pişman olduğum olmuyor.

Aynı dert bende de vardı. Normalde 38 giyerdim. Sandalet ve terlik dışında hep 39 alıyorum ayakkabıları. Çünkü ayaklarım şişiyor. Çok büyükse içine keçe koyulabiliyor. Ama genelde büyük ve ferah ayakkabı ile rahat ettiğim için gerek olmuyor.

Ufacık bile dokunuyorsa, orasından burasından, kullanmaya saşlayınca rahatsız ediyor, vuruyor.

Bu sebepten, ayağıma çok güzel oturan bir ayakkabıdan 5 çift aldım, yıllardır giyiyorum

ben de bu konuda çok dertliyim. bi' modeli beğendikten sonra numara seçiminde çok zorlanıyorum, genellikle haftalar sürüyor beğendiğim ayakkabıyı alabilmem. iki ayağım arasında yarım numara kadar fark var, bazı kalıplarda bu çok sıkıntı yaşatıyor. istediğim rengin her numarası da her gittiğim mağazada olmadığı için sürekli mağaza mağaza dolaşmam gerekiyor.

tam da bu sebepten beğendiğim bir ayakkabı modeli olduğu zaman üretimden kalkmadan başka aklımda kalan rengi varsa bir kaç tane daha almaya gayret ediyorum. genellikle spor tarzda giydiğim için de günlük kullanımda sıkıntı yaşamıyorum.

Muhtemelen püskürtmez mekanizmasından ötürü ama ucuz bir şey olacağı için denenebilir.

Ordinary sausage diye bir kanal var YouTubeda, son zamanlarda bu dediğinizi yapmaya başladı. Ve sorun olmamış herhalde ki yapmaya başladığından beri hala devam ediyor.

Bence olabilir, boya koyup denemişliğim var. Ama su gibi güzel püskürmüyor daha kalın sıvılar.

yağlar için spreyler mevcut alışveriş sitelerinde sprey yağdanlık diye aratın

@argent farkındayım. Sorum farklı.

ben yapmıştım olmuştu denenebilir

yağ spreyleri daha dengeli dağılması için basınçlı oluyor. satılan yağ spreyleri kadar iyi bir sonuç elde edemezsiniz.

Okuyamazsın diye biliyorum

İstersen 10 kere oku, bir engel yok.

O iki delik arkasında bir iletken yol vs yoksa oradan cıvata somun ile fixlenebilir gibi geldi

images.app.goo.gl

eğer şaftı soruyorsan şu tip üzerinde setskur olan flanş kullanabilirsin.

eğer pcb devreyi soruyorsan civatanın kafası üstte kalacak şekilde sabitleyebilirsin.

Dil öğrenme işi büyük bir deniz. Yapman gereken her şeyi yapman gerekiyor. Bunlar neler? Bir grammar kitabı alıp çalışmak. Her gün BBC, CNN okumak. İngilizce kitap okumak. Dizi izlemek. Film izlemek. Müzik dinlemek. İngilizce sitelerde yazı yazmaya çalışmak.

Konuşmayı çok büyütüyorsun gibi geldi. Konuşmak sihirli bir olay değil. Cümleyi kurmayı bilen, grammar ve kelime bilgisi yeterli olan herkes konuşabilir.

Amacın hiçbir zaman dert anlatmak olmasın. Hedefi her zaman yüksek tut. İş hayatında bir proje ekibini sorunsuzca yönetecek kadar öğrenmeye çalış.

En önemlisi bu uzun bir yol. Ben İngilizce sözlü mülakatı geçip işe girmiş biriyim ama hâlâ kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Öğrendim, bitti diye bir şey yok. O yüzden sabırlı olmak lazım. Bu işi sevmek, bol bol zaman ayırmak lazım.

TLDR; oturun çalışın! biraz kafanız karışsın sıkıntı çekin. her taraftan hedef dil ile alakalı bir uyarana maruz bırakın kendinizi, sonra belli bir süre sonra her şey çok daha kolay ve hızlı olcak.

----

öncelikle olaya dilin kendisini öğrenmek motivasyonu ve isteği ile yaklaşmanız baştan sizin için iyi bir şey. genelde yapılan hata amaç ile aracı karıştırmak ve sonucunda kendi durumunu yanlış analiz etmek oluyor. yani YDS'ye çalışıyor 10 sefer sınava girip anca belli bir puan alıyor ama aslında dili pek anlamıyor ya da konuşamıyor sonra başka yerlerde sorun arıyor. Halbuki dilin kendisini öğrenince sınavlar veya dili kullanması sadece alışkanlık kazanma ile alakalı. neyse..

dil öğrenirken en önemli husus hedef dile kendinizi mümkün olduğunca maruz bırakmak. günlük en basit şeyde bile hedef dil ile alakalı bir uyaran bulmak gerek. mesela en klasik örnek telefon dilini hedef dile çevirmek veya hedef dil ile ilgili medya içeriği tüketmek vb. şeyler gibi.

pasif yetiler ve aktif yetilerin neler olduğuna ve gelişim çizgisine önem vermek gerek. pasif yetiler olarak okuma ve dinlemeyi; aktif yetiler olarak ise yazma ve konuşmayı kastediyorum. her dilde öncelikle pasif yetiler çok hızlı bir ivme gelişir. olması gereken de budur. öncelikle duyduğunuzu anlamanız gerekir ki konuşup yazabilesiniz. pasif yetilerin ilerlemesinin önünü açın bir süre ancak sadece pasif yetilerinize yüklenirseniz "anlıyorum ama konuşamıyorum" tuzağına düşersiniz. belli bir noktadan sonra hedef dili aktive etmeniz lazım. dili aktive etmekten kastım ise mümkünse dili kullanabileceğiniz bir ortam bulmanız. hiç yok ise kendi kendinize konuşmanız yazmanız vs.

internet varken herhangi bir dil kursuna sadece teorik ders için para vermek bana üşengeçlik gibi geliyor. kendiniz bir dili öğrenebilirsiniz. ama tabii herkesin vakti o kadar olamayabiliyor ama dil öğrenmede en çok imkana sahip çağdayız. akıllıca kullanmayı bilmeniz lazım. zaten bir sürü blog/uygulama/site bulacaksınız kendiniz.

kelime öğrenme konusunu o kadar kafaya takmayın ve sabırlı olun. liste çıkartarak sabah akşam notlar alarak asla kelime öğrenemezsiniz. kelimeleri belli bir bağlamda öğrenmeniz akılınızda kalmasına yardımcı olacaktır. ayrıca ilk başta yazdığım gibi dile kendinizi maruz bıraktığınızda o kelimeler karışınıza sürekli sürekli çıktığında aklınızda yer etmeye başlayacak. yani belli bir öğrenme grafiği var ver bu grafiğin ilerlemesine yardımcı olmanız ve sabırlı olmanız lazım.

gramer konusunu bazı insanlar önemsiz diyor ama bence gayet önemli. belli bir süre gramere ağırlık vererek masa başında teorik çalışma yapmanız şart. tabii bunun yanında diğer aktif ve pasif yetiler için de antrenman yapmanız lazım. zaten belli bir seviyeden sonra öğrenebileceğiniz bir gramer kuralı kalmıyor sadece içselleşmesi ve kullanma konusunda pratik ihtiyacınız kalıyor.

İngilizce öğrenmesi gayet kolay bir dil. sadece telaffuz konusunda biraz sıkıntılı olabilir ama merak etmeyin zamanla oturur.

settings > "word wrap" arat, "on" seç

Hayır

Ben 12.günde test yaptırdım pozitif çıktı, kimse aramadı sormadı. Tekrar karantina uygulanmadı.

Sigortanin anlasmali oldugu laboratuvarlari arayip sormaniz gerekir. Gerekirse ön onay alirlar, onay gelirse yaptirirsiniz.

Poliçe şartlarında yazar

Hastaneyi aradım fakat muayene sonrasında anlaşılır diyorlar, önden kesin bir bilgi vermiyorlar..

poliçenize bağlı olarak değişir ancak sıradan bir poliçe karşılamaz.

nivea kullandim çok bir olayı yok. diğerleri de pazarlama stratejileri gibi geliyor. bana soracak olursan haftada bi badem yağı ya da yılan yağı kullansan daha iyi netice alirsin

sakal sagligi icin bir faydasi oldugunu dusunmuyorum. sadece gorunum ve yumusaklik icin gibi dusunebilirsin (sac kremi gibi). sakalin kendisi sac gibi, genetik bir mevzu.

nivea, rosmann falan maalesef işinin ehli olmayan markalar. aynı sorunu after shave ürünlerinde de yaşıyorsun. niveanın after shave'ini yüzlerine insanlar nasıl sürüyor anlamıyorum. bu tarz ürünleri tercih etmenizi önermem.

www.razorus.com

bu siteden ürünlere bakıp fiyat ve içerik olarak uygun olan bir ürünü tercih edebilirsiniz.

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

benim takip ettiklerim.

Bende de cold-induced rhinitis denen bir durum var, sogukta bulundugumda o kadar cok burnum akiyor ki baska hicbir sey yapamayip sogukta bulundugum surece burnumu silmem gerekiyor. Yuruyemiyorum bile dogru duzgun, cunku burnumu silmekten onume bakamiyorum.

Yani, allerjik bir reaksiyona cozumu yok demek de biraz garip, tonlarca ilac var farkli farkli semptomlar icin. Cogu uzun sureli, her gun kullanilabilecek ilaclar. Yani sorunu cozmez belki de semptomlari cozer?

bizim işyerinde bir kız var aynen benzer şeyler yaşıyor.

ben şuna bağladım herhangi bir spor aktivitesi yapmamasından dolayı bağışıklığı kuvvetsiz diye düşünüyorum.

annenizin yaşı 67 de olsa az çok hareket ederse bağışıklığı kuvvetlenebilir.

Ben de ilişeyim duyurunuza.
Annem, 70 yaşında. Her gün 1 saat yürüyüş yapar, yazları buna ilave 1000 kulaç atar.
Sjögren hastası ve bronşektazisi var.
Bırakın cam açmayı, yemek yerken buzdolabını açsak kıyameti koparıyor üşüyorum diye.
Evine gidince kapıyı açıp kaçıyor, çünkü orada cereyan varmış, üşüyor ve hastalanıyor.
Yazlık yerde yaşıyoruz, hava buralarda 40 derece yazın ve nem var, klima heryerde çalışıyor. Ama biz evde klimasız oturduğumuz gibi Pencere bile açamıyoruz. 8aylık bebeğim kurdeşen döktü aylarca bu sebepten.
Çarşıya vb gitmek ise ölüm, çünkü dışarısı sıcak olunca anında terliyor(normal olarak) , markette bankada klima olunca aniden donuyor. Sonra hasta yatıyor. Yazın sırtına şal ya da kalın bir şey almayı da kabul etmiyor. Kendi hayat kalitesi zaten düşük, ne yazık ki artık bizimki de öyle.
Varsa bir çözümü ben de öğreneyim.

kalıcı ve şık bir çözüm olmamakla beraber gayet iş görür.

iş görür ama ağzı burnu kayıyor yükledikçe

satış evrakı değil ruhsatı vermen yeterli.

Ruhsat henüz çıkmadıysa (ki artık noterde hemen çıkıyor, ancak plaka değişikliğinde hemen çıkmayabilir) o zaman sigorta yapmak için elde ruhsat olmayınca noter satış kağıdını isterler.

İade gelirse nolur. Çok sıkıntılı bir konu.

iade gelirse iadesini gerçekleştiririz

El bagajınızda taşıyamazsınız. Uçak altına vermeniz ve iyi paketlemeniz gerekiyor.

Faiz oranları reel enflasyona göre baya düşük, ne alıyorsan kredi ile almak en karlısı.

Elinizdeki peşinden kalan miktarla da başka bir şey alın o da değer kaybetmesin.

Sessiz çalışması. Kullanımı (üstten su doldurma vs.) ve temizlemesi(bakteri oluşumundan dolayı) kolay olmalı. Üzerinde bir nem ölçeri olsa ve kendisi devreye girip-çıksa güzel olurdu.

Gönül Beurer ister ama pahalı. Deerma markası tavsiye ediliyordu bi ara.

hepsi çok basit bir bozuk para kadar çin malı mekanizmadan yapılıyor, etrafındaki plastikler tamamen süs ve hazneliler bakteri yayıyor bolca, bebek için simit tipi mini olanlardan alın. ucuz, etkili ve sağlıklı

bu durum ev sahibinin kişiliği ile alakalı biraz.

ancak hukuki açıdan konuşacak olursak "hor kullanım" ve "normal kullanım" arasındaki farka değinmek gerekir.

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi der ki:

"somut olayda davalı kiracı, sadece ve ancak, kira süresi içerisinde kiralananın hor kullanılması nedeniyle oluşan zararlarla sınırlı olarak kiralayana karşı sorumludur.

dolayısıyla, hor kullanma iddiasının ileri sürüldüğü eldeki davada, yerel mahkemece öncelikle bu yön üzerinde durulmalı, kiralananda varlığı saptanan hasarların hor kullanım sonucunda oluşup oluşmadığı belirlenmelidir."

normal kullanım ile parkede sizin belirttiğiniz çiziklerin olması çok doğaldır kanaatimce. yani eline çekiç alıp parkeleri bilerek parçalamadığınız sürece, kim kullanırsa kullansın oluşacak çiziklerden, çentiklerden kiracı sorumlu tutulamaz.

ingilizce

aidatsiz olanlarda taksit vb kampanya olmuyor. fakat bazı kartlar yine de yılda birkaç kez birkaç taksite bölmeye izin veriyor ücretsiz olarak. tek tek bakmak lazım.

Kredi kartı kampanyalarını, avantajlarını takip eden biri değilseniz hiç düşünmeden aidatsız alın geçin.
Sonra her sene kart aidatı kesecekler, telefon edeceksiniz, ikna edeceksiniz, kalma sözüne karşılık kestikleri paranın bir kısmını puan olarak karta tanımlayacaklar vs. Size bir avantajı da olmayacaksa süreki bir uğraşı.

Maaş alıyorsanız, bankanızdan kredi kartını aidatsız alabilirsiniz böylece kampanyalardan geri kalmazsınız.

Ben pek kampanya takip etmediğim için aidatsız kartlar işimi görüyor.

çok alış veriş yapıyorsanız aidatlı olan daha uygun aslında. ben senelik en az 500 tl bonus kazanıyorumdur. 200 civarı aidatı var ama arayınca bi 150 civarını yine bonus olarak yüklüyorlar, kartı kapatmama sözüne karşı.

aidatsız kart alırsanız bonus kampanyalarından yararlanamıyorsunuz.

normal bankalardan aidatsız almak durumundaysanız, hiç almayın derim. Hiç bir avantaj sağlamıyorlar.

Onun yerine enpara kredi kartına başvurun en azından faizsiz taksitlendirme avantajınız olur.

Aidatsız kartlarla çatır çatır avantaj sağlıyorum. Ezberden konuşanlara bakmayın. Çok ufak farklar olabiliyor. Taksit sayısı 6 değil 4 oluyor gibi.

bu güne kadar hiç bir bankaya kart için aidat ödemedim. başvuru sırasında aidat ödemeyeceğimi belirterek pazarlık yaptım.
evet. bankalarla da pazarlık olur.

Google flights üzerinden kalkış ve iniş seçerseniz zaten en uygunu çıkıyor, neden isim belirlemeye çalışıyorsunuz ki?

Mesela 20 nisanda tek yön bodrumdan amsterdama bakıyorum 62euro corendon olarak çıkıyor zaten. Bence google ın o sistemini kullanın.

@ananiyimioguz doğru bilgi vermiyor bazen. google'da farklı fiyat gösteriyor sitesine girince farklı görünüyor.

tek tek havayolu firması aramak yerine skyscanner ya da ekobilet gibi karşılaştırma sitelerinden yararlanabilirsiniz.
benim hep ucuza denk getirdiklerim:
rusya için aeroflot
avrupa içinde ryanair. yalnız ryanair şehirdışı havaalanlarını kullanır. bilet ucuza gelse bile havaalanından şehre transfer daha pahalıya gelebiliyor, dikkatli bakın.
abd için klm veya france air.

yeğenim negatife döndükten 10 gün sonra yine pozitif oldu.

yani evet bulaşır.

Mehmet Ceyhan omicron varyantı için bir açıklamasında ay içinde 2-3 defa yakalanılabileceğinden bahsetmişti.

biz de eşimle arka arkaya covid olduk, ondan bana bulaştı, o negatife döndüğü gün ben pozitif oldum.

aynı şeyi merak edip doktor bi arkadaşa sorduk, o da sağlık bakanlığına telefonla ulaşıp dediğinizi sordu. onların dediğine göre o kadar kısa sürede arka arkaya bulaşmazmış ve o yüzden evde ikimizsek maske takmamıza gerek yokmuş.

doktor değilim, bize söyleneni aktarıyorum sadece. bu arada farkeder mi bilmiyorum ama bahsettiğim olay yurtdışında geçiyor. her ülkenin resmi kurumu farklı yorumda da bulunuyor olabilir tabii.

Siz ders alan taraf mısınız yoksa veren taraf mı? 400 TL kim olursa olsun bir saat için çok. Ya tutarsa mantığıyla yapılmış oluyor böyle şeyler.

neye hazırladığına göre değişir.
sat sınavı falansa gayet normal. yurt içinde bişeyler içinse piyasa 200-500 arası.
200 ve altı üniv öğrencisi veya işte tecrübesiz hoca ücreti oluyor öyle hesap edebilirsiniz.

45+10+45 = 100 dakika için gibi bu fiyat.

Muhtemelen de öğrenci evindedir.

Bu şekilde ise pazarlık yapılabilir.

Bence bir tık fazla.

benim arkadaşlarım 2 hafta önce gitmişti, test istenmiyor. sadece online bir form var onu doldurmanız gerekiyor.

www.spth.gob.es
qr kodu alman yeterli. koltuk numarası istiyor. uçuştan 48 saat önce koltuk numaranı başvuruya eklediğinde qr kod oluşuyor. direkt telefona kaydedip gümrük sonrası havaalanı çıkışı öncesi gösterip geçebilirsin.

2 hafta önce İspanya’ya testsiz gidip geldim sadece aşı belgemle. Benden 1 hafta önce de kardeşim gitti. Aynı şekilde test falan yaptırmadı o da.

O online doldurulan formu da doldurmasanız bile uçakta yine dağıtıyorlar ama tabii erkenden halletmek daha iyi. Havaalanında ona bakıp geçirdiler bizi direkt pasaporttan sonra ayrı bir yerden de.

Geçtiğimiz yıl defalarca bu işlemi yaptım paribu ve binance üzerinden hiç sorun yaşamadım. o dönemlerde tek seferde çektiğim en yüksek rakam o zaman için 30k dolara denk gelen 250 bin civarını bozdurup 10 - 15 dakika içinde hesabıma geçmiştim.
Hesabınızı daha bir kaç gün önce açıp hiç işlem yapmayıp para ekme talebinde bulunursanız nasılolur bilmiyorum. Benim hesaplarım 2016'dan bu yana aktif.

foolrules

+1

hayır bozulmuyor. denendi çalışıyor.

pasif öğrenci yalnızca o dönem için pasif konumda olan ama öğrencilik hakkı devam eden öğrenci anlamına geliyor.

yüksek lisansı bitirme dönemine kadar öğrencilik hakkın olduğundan, tecil bozulmaz devam eder.

velev ki terk, mezun vs durumları olmasın.

hem öğrenci işlerinden hem de askerlik şubesinden aldığım cevap bu şekildeydi.

Tecil devam ediyor aynı durumdayım.

evet pazarlık olayı var. önemli bir suç yoksa (küfür, hakaret vs. ise) kesinlikle 1 lira dahi vermeyin. mahkemeden alacağınız ceza ertelenecek zaten 1 kuruş bile ödemezsiniz.

evet karşı tarafın istediği rakam üzerinden, vekil aracılığıyla ya da aslen siz ortak bir miktarda anlaşabilirsiniz.

uzlaşılmama halinde, karşı tarafın vekili varsa hagb/ceza ertelemesi olsa dahi şu anki tarifeyle 5.100 TL vekalet ücreti ödersiniz. icraya da koyarsa 6.000 TL'yi bulur. yani 1 kuruştan fazla ödeme ile karşılaşabilirsiniz.

ayrıca hagb almanız ihtimalinde, bu aslında bir ceza almama durumu değildir. hükmün açıklanmasının geri bırakılması halidir. hükümden sonra 5 yıl içinde bir suç işlemeniz halinde hagb'niz bozulur. ayrıca hagb sicile işlemese de, hakimlerin görebileceği özel bir sicile işlenir.

e tabi, hagb verilmeme gibi bir ihtimal de söz konusu. hakim gerekli pişmanlığı göstermediğinizi düşünürse, hagb yerine cezaya hükmedebilir.

bu yüzden suçun ağırlığı ne olursa olsun, uzlaşmak güzeldir. tabi suçsuz olduğunuzu ve davayı kesin kazanacağınızı düşünüyorsanız orası ayrı.

3 sene önce hakaret davam olmuştu. hagb oldu 5 sene ertelendi cezam. 1 kuruş bile para ödemedim ne karşı tarafa ne devlete. yaşadığımı yazıyorum ben işkembeden sallamıyorum.

hatta uzlaştırmacı aradığında 10k istediğini söyledi. ben de "5 kuruş" veririm deyip şekil bile yaptım çakala.

öncelikle işkembeden salladığını iddia etmedim.

ancak ceza hukukunda durumlar, meydana gelen olay ve kişi bazında değerlendirilmelidir. senin 1 kuruş ödememiş olman, bu tür olayları yaşayan kişilerin de ödeme yapmaması anlamına gelmez.

birçok davamda, şüphelinin ödememe yapmaması üzerine vekalet ücretine hak kazandım. keza ödeme yapmadığı için, vekalet ücreti ödemek zorunda kalan, hatta hagb'si bozulan müvekkillerim de oldu.

ekşi duyuruda bir hukuki durumu yorumlarken, tüm riskleri söylemek zorunda hissediyorum kendimi. çünkü ne dosyayı görüyorum, ne şüpheliyi ne de mağduru tanıyorum.

Moda Drei, Hush Hostel Lounge, Moda Hostel

mesto altunizade
kadıköye dolmuşla 10 dk alternatif olarak yazdım

Lsd'nin etkilerini bilmem fakat bir yöntem denenmiş ve çalışmışsa o yöntem sürekli kullanılırdı muhtemelen, yani bir kişi için bir yöntem yaratılıp sonra bırakılmazdı, böyle düşünürsek eğer teori çökebilir.

İnsan beyni aside cok hızlı tolerans oluşturur hayatinda hiç lsd almamis birine ilk seferinde 500ug dayarsaniz 12 saat tripte kalır bir sonraki 500 de bu surede düşüş görünür rutine döndüğünde 500 artik o kiside calismaz. Dozun azar azar arttırılması da toleransi arttiran bir durumdur. Ama bir seferde 1000+ dayamak iste bu beyni ciddi manada yakar hele ki ilk seferde...

Alparslanin durumuna gelirsek o adam ciddi manada iyi poz veriyor