[]

Ütü kireç temizleme

Selamlar ütümüz yeni sayılır fakat içi biraz kireç olmuş, ütülerken çamaşıra düşüyor.

Bunun için bir kaç temizleme videosu izledim ama bana çok ilkel ve yorucu geldi.

İşte içine sirkeli su koyup sürekli buhar veriyor. Dökülen dökülüyor, dökülmeyeni kürdanla tek tek almaya çalışıyor. Kimi tekrar içine kaçıyor.

Yani bana pek pratik gelmedi bunun daha kolay ve kesin bir yolu yok mu? Mesela ütüyü söksem komple?

Ütüde kireç toplama özelliği yok. O tarz bir ütü mü alsak bu sıkıntıyı yaşamamak için?

Veya genelde kaynamış su veya arıtma suyu kullanıyoruz, başka bir şey mi kullanmak gerekiyor saf su falan?

 
Kimsayasal bir şey deneyebilirsiniz:

www.migros.com.tr

daha sonra sadece arıtılmış su kullanın. arıtma cihazının kireci sıfırlaması lazım.
  • faithless  (03.05.24 00:37:27) 
[]

Allibaba'dan ürün alırken bilinmesi gerekenler?

Selamlar, ben alibaba yı hiç kullanmadım. aliexpress i biliyorum kullanıyorum ilk çıktığı zamanlardan beri ama son bir kaç yıldır onu da kullanmıyorum.

Aklımda şey diye kalmış, alibaba'da toptan ürün satıldığı için, sadece firma olarak bir şeyler alabiliyorsun, bireysel olarak alamıyorsun. Böyle bir şey var mı?

Bir kaç yüz tanelik bir ürün almamız gerekiyor. Şirket üstüne mi alalım, bireysel mi alalım?

Euro sınırı ne kadar? Sınır aşılırsa gümrükte mi kalıyor? Mesela limit 100 euro, alacağımız ürün 200 euro. Böyle olunca alamıyor muyuz yoksa daha mı fazla vergi ödüyoruz?

Sınırı aşmayınca vergi ne kadar çıkıyor? Vergi + kargo ödeme kısmında hesaplanıyor mu? Yani amazon gibi mi yoksa sonradan masraf çıkıyor mu?

Limite takılmamak için ürünlerin ikiye bölünüp ayrı ayrı faturalanıp kargolanmasını istesek mantıklı mı?

Teşekkürler.

 
[]

Boşanma masrafları ve evlilikte parasal durumlar vol.63925

Anlaşmalı olunca çok masraf olmuyor değil mi? Eğer öyle ise bu fikir bir kenarda dursun çünkü en sonunda adaya veda edebilirim çünkü bazı konularda aynı bakamadığımız, yani anlaşamadığımız konusunda anlaşabiliriz gibi duruyor.

Aslında çoğu ayrılmamız veya boşanmamız gereken badireleri atlattık genel olarak ilişkide bir sorun yok. Fakat ekonomik nedenlerden ötürü eşimin beklediği bir koca olamıyorum. Aslında başlarda da değildim neden beni tercih etti diye ayrıca sinirliyim bana kendimi kötü hissettirmeye de hakkı yok ama yine de kendince haklı olduğu için bir şey diyemiyorum.

Kredi kartımı yatırınca ana paramdan geriye sadece anam kalıyor. Kendisi benden 2-3 kat fazla kazandığı için durumu anlamakta zorluk çekiyor. 40-50 bin lira gelirin var nasıl paran bitiyor diyor. 40-50 bin dediği eskinin 4bini işte.

Kirayı bölüşüyoruz, faturalar bende, mutfak alışverişi yemek kartımdan. Yetmezse eşim alıyor. Geriye de alınan eşya, elektronik eşya taksitleri var. Motorum var kredi borcu bittikçe gıdım gıdım onu yükseltmeye çalışıyorum. Sonrasına arabaya çeviricem o yatırımı.

Hal böyle olunca ay başında param sıfırlanıyor zaten. Eşim de eve aldığımız eşyaların bazılarını ödüyor. Gezme tozma olunca o karşılıyor.

Fakat dışarıda bir plan yaparken ben sürekli "bana bakma bende yok" dediğim için sanki paraları karı kızla yemişim gibi "nasıl ya nereye gidiyor maaşın özel günde de bir yere çıkamayacak mıyız" diye çıkışabilir. Halbuki ben sadece hediye alabilmişim mesela. Başka bir plan yapmamışım. Hediye ve özel günlerde lüks mekan takıntısı var. Kendisi de beni götürür bu arada. Ama ben önceki ilişkilerimden alışkınım genelde para harcamamaya veya az harcamaya yönelik planlar yapılırdı. Veya kimse kimseden para harcamasını beklemezdi zaten karşı taraf yaparsa bir plan, jest yapmış olurdu.

Eşimin bir maddi kaygısı olmadığı için böyle dinamikler geliştirmemiş. Tanıştığımızda beni bir yere götürmüştü mesela ödediği tutar benim o anki maaşım kadardı zaten. Ben hayatta öyle bir yere gitmem rahatsız oldum.

Param olsa da gitmem yani bazı şeyler bana saçma geliyor. Ailede maddi durumu en iyi amcam ve yengem var kişi başı 150bin kazanıyorlardır. İkisi de yönetici güzel yerlerde. Onlarda hiç böyle zevkler görmedim mesela. Lüks görüneyim, lüks takılayım gibi bir havaları yok.

Yani öyle zengin kız fakir oğlan durumu canlanmasın gözünüzde ben de fakir büyümedim tek çocuğum, mühendisim, idare ediyorum fakat eşim para harcamayı seviyor. Karşısındaki birisi harcamazsa da sevilmediğini düşünüyor.

Ben çok sevmiyorum dışarıda para harcamayı. O yüzden önceliklerim farklı. Kardeşleri kuzenleri falan da öyle mesela özel bir günde illa lüks bir yere götürmesi lazım erkeğin. Önceden hazırlık yapması lazım.

Yoo ben evde bir şeyler hazırlayıp evde kutlamak istiyorum. Hediyemi de evde vericem. Aa olmaz fakir miyim ben illa güzel bir yere götürülmeli.

Böyle böyle doldum biraz. Hanım da dolmuştur. Zaten çocuk falan da düşünemiyoruz ekonomik sebeplerden dolayı. Yarın öbür gün bir bez bile alamıyor musun der yani.

Zamanla düzelir de demeyin biz düzeldikçe hayat daha da pahalılaşıyor o yüzden giderler aynı oranda artarken bu mücadele hep devam edecek.

Ve anlayışla karşılayamayan veya normal karşılayamayan bir insanla ilerlemek zor. Kendisinin rahat rahat para artırabilen birisiyle, benim de biraz sürekli beklenti içinde olmayan veya dışarıda para harcamayı sevmeyen birisiyle hayatı paylaşmam daha doğru gibi duruyor.

Kendisine de sorsanız ben nelere katlandım, o dışarıda harcamaya yapmaktan aciz mi? diyecektir fakat kendisinin nelere katlanacağı önceden belliydi. Benim kazandığım belliydi. Huyum belliydi. Belli olan şeyler konusunda neden şikayet edilir?

Veya kadınlar neden kendinden daha alt gelire sahip adamlar tercih ederler? Tercih ettin madem, bunu neden hissettirirler? Kafamda deli sorular.

Edit: Bu arada hediye almayan bir insan değilim, alıyorum. Bir yerlere götürmemezlik yapmıyorum, götürüyorum. Param artarsa ilk iş kendisiyle veya komple ailesiyle bir şey planlamak oluyor, onda da sorun yok.

Fakat bunları sürekli yapamadığım için, yapamadığım "her" olayda kötü koca oluyorum. "Ne biçim erkek" oluyorum. Bu topraklarda pek hoş karşılanmıyor. O ay başka harcamalarım oluyor. O yüzden bazen "e yuh yani 2000tl hesap ödeyemedin mi" deniliyor ya, e evet gerçekten ödeyemedim ve bunda gocunacak bir şey görmüyorum hesabıma gelen belli giden belli yani sende varsa sen öde. Veya ben durumları genelde başından söylüyorum. Neden beni o olay ile baş başa bırakıyorsun? vs. gibi sorunlar...

 
Ben sunu anlamadim; evliliginiz dahilinde “senin paran-benim param” gibi mi bakis aciniz? Yani gelirler ortak olmasi lazim degil mi? Kimde varsa ondan harcanir bence. Birinin fazla kazanmasi mesele olmamali hatta daha fazla kazanan masraflari sirtlanabilir sanki.
Luks sevebilir insan normal ama ayagini yorganina gore uzatmak da lazim. Karsilayabiliyorsaniz ve sorun cikmiyorsa ne ala, yoksa boyle luks takinti haline geliyor kisisel zevkten cikiyor.
Bilemedim bana garip geldi paraniz ortak degil gibi hissettim yazim tarzinizdan.
  • mor oje  (22.04.24 15:07:08) 
eşi evlenirken kuzenim düğünde şunu yaptı ben de isterim vs diyen kişi sen değil misin? ailen ayrıydı hatata ayrı ayrı onların sana para vermesi, evlerini satması gerektiğini filan söylemiştin. yanlış mı hatırlıyorum.


  • elorelia  (22.04.24 15:11:36) 
@mor oje, zaten genelde eşimde olduğu için mühim şeyleri o üstleniyor.
lüks olaylar takıntı halinde değil, arada yapılan şeyler.
fakat benim gözüne ufak gözüken harcamalarımın, benim tüm paramı bitirdiğinin farkında değil.
o yüzden "e yuh yani şunu da yapamıyor musun" diye çıkışları oluyor. E evet yapamıyorum?

veya şunu şunu niye aldın diyor mesela. e onu aldık kullanıyorsun işte sonra mı sorgulamak aklına geldi yani tuhaf yani.

@elorelia, evet orada şöyle olmuştu, biz evlilik kararı aldıktan sonra neler yapabileceğimiz konuşuluyordu ben de aileme döndüm sordum. Onlar da bişey yok dediler. Sonra tekrar eşime döndüm sizde neler yapılır mesela demiştim. O da örnekler vermişti. Sonra tekrar döndüm anne, baba, hiç yardımcı olabileceğiniz bir şey yok mu yani evdi takıydı bişey mişey bizim hayatımızı kolaylaştıracak? Onlar da öyle bir zamanda geldiniz ki şuan yok dediler.

Sonra bu ufak bir sorun olmuştu fakat biz kararlı olduğumuz için her şeyi kendimiz karşıladık hatta çoğunu eşim karşıladı hallettik. Aile destek olmak zorunda değil, fakat olursa mutlu olacaktık, mutlu olamamıştık o yönden.
  • ananiyimioguz  (22.04.24 15:17:15) 
ayyy evet profilinde biraz gezdim, sen osun.

duyuru tarihinde ahalinin fikir birliğine varabildiği nadir konulardan biri senin evlenmemendi. ama sen inat ettin.

gönül işleri ile ilgili hemen hemen her sorun para ile ilgili. ya ailenin parası ya senin paran ya eşinin parası.

eşin burnu havada, lüks yaşamaya alışmış, kız isteme merasimi meşalelerle olsun isteyen biri. kuzenimde varsa bende neden yok diyen biri. parası da var. sen de bu durumu kompleks yapan birisin işte. ailen seni okutmuş, meslek sahibi yapmış. ama sen başka bir kadının parası karşısında ezilmeyi tercih etmişsin. gerçekten inanılmaz bi karaktersin.

sen bu işe bile bile giriştin. eşinin kumaşı belliydi. yani daha evlenmeden para mevzuları sorun oldu. eşin x istedi, yapamadın, laf yedin, altta kaldın. şimdi neden 'eşim niye para mevzusunda beni ezikliyo? ühühühü' diye ağlıyorsun. bu yeni bi şey değil ki. daha en başında böyleydi.

ayrıca anlaşmalı boşanma masraflı bir şey değil. tek dilekçe ve tek celse ile halledilebiliyor diye biliyorum. ama karşı taraftan bu teklif gelmedikçe sen boşanamazsın.
  • elorelia  (22.04.24 15:23:48 ~ 15:25:22) 
@elorelia, yani çoğuna katılmakla birlikte

"eşin burnu havada, lüks yaşamaya alışmış, kız isteme merasimi meşalelerle olsun isteyen biri" kısmına şu şekilde katılmıyorum; öyle bir şey beklemiş olabilir, ama olmadı, öyle kabul etti.

eve geçmeden evimiz dizili olsun diye beklemiş olabilir, ama öyle olmadı, öyle kabul etti. Çoğu eşyamız 2. el

yani hamurunda bazı lüks beklentilikler olabilir yetiştiği çevre ile ilgili veya geldiği sosyal statü ile ilgili fakat yaşarken de olmayan haliyle de yaşıyor yani. o yüzden bu durum bende bir çelişki yarattı. "yani madem öyle, yok" diyorum, e tamam neyse devam edelim o zaman diyor.

öyle öyle buralara geldik.

Ve her kadın bekler diye düşünüyorum olabiliyorsa. Bu konuda bir beklenti içine girmesinde yanlış görmüyorum. Sadece hatası, olan neyse onu kabul edip herhangi bir eleştiri getirmemesi gerekirdi. Fakat lafını ettiği için biraz kendisi paragözmüş gibi imaj çizdi. Olmadığını görünce de geri dönmedi, geri dönseydi asıl o zaman illa onları beklediğini düşünmez miydik?

Biz düğünü 50 kişiyle falan yaptık çünkü buna neden razı oldu o zaman?
  • ananiyimioguz  (22.04.24 15:31:37 ~ 15:39:21) 
Sorunuza cevap değil ama:

Eşinizin kazandığı da belliydi. Huyu da belliydi. Belli olan şeyler konusunda neden şikayet ediyorsunuz?

Eşiniz sizi, siz de eşinizi tercih etmişsiniz, şimdi kendinizi marketten alınan, süreç içerisinde hiç bir etkeni olmayan gazoz muamelesi yapmayın. Siz de en az eşiniz kadar bu karardan sorumlusunuz.
  • orangesandsea  (22.04.24 15:32:57) 
@edmond honda, maalesef biraz sıkıntılı bir durum.

hor görmüyorlar ama sabahki ufak kavgada anlatsam hor görürler diye ufak bir tehdit savurmuştu evet :3
  • ananiyimioguz  (22.04.24 15:37:53) 
orangesandsea + 1

bu kadın bir gece uyuyup sabaha böyle beklentileri olan bir insan olarak uyanmadı ki? tüm bunların sevgiliyken farkına varamadım derseniz o da hayatın olağan akışına aykırı.

tercih ettiniz madem, sonuçlardan her ikinizde sorumlusunuz sadece o değil. siz ortak payda da uzlaşmak değil, tamamen sizin istediğiniz şekilde kabullenilmek istiyorsunuz. böyle çözülemez bu.
  • Phoebe  (22.04.24 15:38:58 ~ 15:39:54) 
Ikiniz de birbirinizin isteklerini, bakis acilarini, yapabilirliklerini bilerek ve gorerek birlikte olmussunuz ama birbirinizi oldugunuz gibi kabullenmemissiniz. Kabullenseniz bu sorunlar cikmazdi. Zaman gectikce goze daha cok batmaya baslamasinin nedeni bu.


  • mor oje  (22.04.24 15:40:30) 
@Phoebe, haklısınız ben de farkındaydım ama işte halının altına süpürülüp geçiştirilen şeylerin birikip gün yüzüne çıkması diyelim.


  • ananiyimioguz  (22.04.24 15:41:12) 
Hipergami 101 dersi olmus size. Gecmis olsun


  • lapaz  (22.04.24 15:44:47) 
@lapaz, o kadar da okuduk red pill med pill yaramamış :(

çünkü tersi olunca da, yani ben güçlü, kadın güçsüz olunca da bu sefer ben soğuyorum o yüzden dengeyi tutturamadım. güçten kastım illa maddi de değil yani karakter olarak falan da...

bu arada gelir ve harcamalar dışında bir şeyi sorun ettiğini düşünmüyorum, diğer konularda kendime bir güvensizliğim yok.
  • ananiyimioguz  (22.04.24 15:46:49 ~ 17:05:30) 
sen çok fazla kendinle çelişiyorsun.

istedi olmadı, kabul etti diyorsun. ama lafını etmemesi gerekirdi diyorsun. e kabul etmemiş ki işte. nedendir bilinmez etmiş gibi yapmış.

üşenmedim eski duyurularını da okudum. annenin tercihinin benzerini eşin yapmış. ama anneninki isabetli olurken eşininki elinde patlamış. çünkü kritik bi hata yapmış, senin paran yok. yani hem ilişkiyi yöneteyim hem benim istediğim şekilde lüks yaşayalım diye düşünürken evdeki hesap çarşıya uymamış. bu arada senin paran yok değil, var ama eşini finanse etmekten bu günlere ancak gelebilmişsin.

tek hata sende değil. annen-baban da garip insanlar, kabul. ama artık evlenip barklanıp 30 yaşına geldikten sonra yapılan hatalar için başkaları suçlanmaz. o aşamayı geç.

sana terapi al filan demiştik, iki kere gitmişsin. orada bıraktın sanırım. bence devam et. yani sen çok düşünüyorsun, kılı kırk yarıyorsun vs ama senin bakış açın çooooook yanlış. olayları doğru değerlendiremiyorsun. herkes sana anlatmaya çalıştı ama sen hep ya öyle değil de şöyle filan dedin geçiştirdin durumları. sonuç? anlaşmalı boşanma masraflarına geldi. yahu buradan bile belli olay. sorun boşanmak değil de boşanma masrafları.

para para para. insan bıkar ya. fakirler bile bu kadar parayı düşünmüyor emin ol. sizde var ama hala en büyük derdiniz para.
  • elorelia  (22.04.24 16:15:43) 
@elorelia, evet işte o da benim problemim :/ evet gittim ama devam etmedim.

doğduğumdan beri orta seviye bir hayat yaşadım ama parayı düşünmeden harcadığım bir zaman hiç olmadı çünkü sonunu çabuk görüyorum.

o yüzden sürekli düşünmek zorundayım. hatta öyle bir boyuta geldi ki düşünmüyorum diyen insanların bile öyleymiş gibi görünmeye çalıştığını düşünüyorum. ne kadar doğru bilmiyorum.

yani devam etsem de bilemedim işe yarar mı, ayrıca o da para sdfgdg :(
  • ananiyimioguz  (22.04.24 16:33:15 ~ 16:36:57) 
Sayın hocam 2 sene önce annen sana bu kızla evlenme demişti yanlış hatırlamıyorsam. gerçi duyuru sakinleride dedi her neyse olan olmuş ama karın yakında seni boşayacak gibi. isterseniz karınla beraber bir terapiste gidin.


  • komando kani var bende  (22.04.24 19:00:15) 
@komando kani var bende, valla evet ben boşanmazsam o boşarmış gibi geliyor zaten o yüzden yol yakınken kararlaştırmak lazım. bu arada boşanmaya ben daha yakınım o biraz uzak ama çözülemezse yapacak bir şey yok.

aslında oradaki çoğu şey aşılmıştı, şuan ailenin de bir derdi yok ama şu maddi dengeler değişmediği için bazı şeyler takip etti işte dediğim gibi.

benim içim sıkıldı artık kendi çabamla maddi bir şeyler yapsam dahi ufak çırpınışlar gibi gözüküyor ete dişe dokunur bir şey olarak da gözükmüyor hem kendisi hem ailesi tarafından. bu arada benden bir şey bekledikleri yok ama bazı ufak tefek harcamaları yapamayınca göze batıyor.

ben hanımdan ekstra bir şey beklemememe rağmen bu dış harcamaları genelde o hallettiği için sanki o bana bakıyormuş gibi bir izlenim yaratıldı. e bir de başta evlilik sürecinde bir şeyleri ben komple üstlenemedim. ya da ailem üstlenemedi. o yüzden bir aciz kaldım yani çok tuhaf oldu. bu da beni rahatsız ediyor. ben kendime de evime de bakarım kardeşim, sadece dışarı planı yaparken bütçeme bakıp ona göre yapıyorum ya da hiç yapmıyorum. e bunu bile bile beni dahil edince tabii ki patlıyorum.

ben ona evlenmeden önce dedim. henüz kendimi evlilik için hazır hissetmiyorum dedim. önce işimde yükselmeli, sonra evimi arabamı almalıyım ki ancak öyle güçlü hissedebilirim dedim. bunlar önemli değil zamanla olur dedi.

nah önemli değil afedersiniz gördük yani.

bu arada kendisi de ailesi de öyle çok sofistikeymiş de ben böyle çulsuz kalmışım gibi anlaşılmasın onunla da hiç uzaktan yakından ilgisi yok ama işte şu "bazı şeyleri erkek yapar" düşüncesi bizi aşağı çekiyor.

e ben de tüm gün evden çalışıyorum ama ev işi yapmayım o zaman olur mu öyle şey. bazı şeyleri gören yok dediğim gibi.
  • ananiyimioguz  (22.04.24 19:26:44 ~ 19:49:04) 
Olay boşanmakla bitmiyor. Nafaka ödeme ihtimalin yüksek. Yüzde 25 olsa 10 bin ödersin. Bir de sen eşine muayenehane için masraf yapmıştın yanlış hatırlamıyorsam. Bu yola gireceksen net karar ver ve iyi bir avukat bul. Eşin Duyuru'ca bildiğimiz kadarıyla donuna kadar alacak biri.


  • dissendium  (22.04.24 20:03:52) 
Bir şeyler de ben söyleyeyim.

Başlıktaki sorunun cevabı, Evet, anlaşmalı boşanmada biraz mahkeme masrafı ödüyorsun. Son zamanlarda çok artmış olabilir desek de 5 bini geçmez.
İş o aşamaya gelince nasıl yapıldığını sorarsan adım adım anlatırım.

Diğer konu şöyle.
Maalesef zengin kız fakir oğlan senaryoları sadece masallarda oluyor. Günlük hayatta olabilmesi için kızın biraz sadizmden oğlanın da biraz mazoşizmden nasiplenmesi gerek. Onun dışında pek mümkün değil.

Sizin olayda, hazırda baştan yapılması hata ama yapılmış bir evlilik var. Öncelikle kurtarılabilir mi diye olaya bir bakmak lazım.
Anlattıklarından, hatun kişisinin biraz lüks harcamaya meyilli olduğu görülüyor.
Uygunu, bir gün evde bir ambiyans hazırlanır, mumlar falan eşliğinde bir akşam yemeği yenir ve hafif(!) içilir. Sonra herkesin eteğindeki taşı dökmesi oyunu oynanır. Her iki taraf karşılıklı olarak beklentiler, hatalar, yapılanlar ve yapılamayacaklar konuşması yaparak gece sabah edilir.

O lüks tüketimi isteyen ve kazanan taraf olarak, istediği kadarına harcamalar ondan olmak kaydıyla eyvallah denir. Beklenti oluşuyorsa ortaya yazılı bir bütçe bırakılır.

Bunlar söylendikten sonra da net olunur. Ben ancak bu şekilde yürütürüm. Devam edelim mi bitirelim mi. Eğer devam edeceksek bu konu sonsuza kadar kapanacak mı diye sorularak ağırlık konur ve düşünmesi için süre tanınır.

Yok. madem bitirelim derse de önüne bir anlaşmalı boşanma dilekçesi ek protokolü konur.
Olur biter.
  • Mirket  (22.04.24 20:17:21) 
@ dissendium, nafaka niye çıksın ki anlamadım anlaşmalı boşanınca? hadi diyelim anlaşmalı olmadı, çoluk yok cocuk yok, kendi evi var arabası var bende bişey yok ki zaten her şeyi bırakmışım gelmişim.

klinik için düğündeki altınlar kullanışmıştı ben ekstra bir masraf yapmadım. çok gelen olmadığı için çok altınımız da yoktu zaten. sadece mimari çizimi, usta bulma, tadilat işleri vs. konularında zihinsel ve fiziksel uğraşmışımdır. ne bileyim cihaz kurulumları, desteği, web sitesi, sosyal medya işleri vs. yapmışımdır.

evden de alabileceğim 3-5 şey var. onun dışında şuan o daha iyi bir konumda geçtiğimiz 2 yılda. geri giden ben olacağım. o yüzden neden ben nafaka ödeyeyim anlamadım :/

@ Mirket, teşekkürler, denenebilir. Fakat sorun şu ki, sorunlar her zaman lüks isteklerden dolayı olmuyor. Yani her zaman lüks bir beklentisi yok.

Çok basit bir beklentiyi bile ben öyle bir bütçe ayırmadıysam yapmıyorum.

Ama çok alakasız bir zamanda bütçe artırdıysam da sürpriz yapıyorum tabi. Ama onların bir önemi olmuyor ya da hatırlanmıyor. Mesela hediyeler konusunda ben ona daha fazla şey almışımdır maddi olarak. Fakat onun da bir önemi yok beklentili olduğu bir anda beklentisini karşılamadıysam.

Sorun sanki benim sürekli cebime bakmam. Dur gireyim borca ödenir yeeaaa diyemiyorum. Hastalık falan olmadıktan sonra 1000 liralık bile bir şey olsa bende yok diyorum.

Çünkü sonra onu ödemeyince, önümüzdeki aylar borçlarla boğuşunca ben stres oluyorum. Ben mutlu olmuyorum ki. Benim mutlu olmadığım bir durumda o nasıl mutlu olabiliyor? O yüzden ben direkt söylerim.
  • ananiyimioguz  (22.04.24 20:21:18 ~ 20:38:30) 
Eski duyurularınızı ben de hatırlıyorum, dışarıdan bakınca hiç yapılmaması gereken bir evlilikti ama bazen insan o olayı yasarket yaşadıklarını idrak edemiyor. Bir de hayatınızda bilmediğimiz detaylar var sonuçta; duyuru ahalisi olarak sizin yanınızda yaşamıyoruz, sadece sizin anlattıklarınızi biliyoruz. Eşinizi dinlesek, kim bilir neler anlatacak.

Yine de kimse boşanmak için evlenmez, zor ve sancılı bir süreç. Fevri karar verip ileride pişman olmamak için eşinizle önce konuşup bir terapiye gitmeyi deneyebilirsiniz. İkinize ve iliskinize dışarıdan profesyonel bir gözün bakması çok daha iyi olacaktır. Bu şekilde kurtulan çok fazla evlilik var.

Baktınız hiçbir şekilde olmuyor, anlaşmalı boşanmak atla deve bir şey değil. Bir dilekçe ve bir mahkeme oturumu. Çocuğunuz yok. ve eşiniz sizin yüzünüzden maddi bir kayıp da yaşamadigi için (işten ayrılma vs gibi) mahkeme her önüne gelenden nafaka almıyor. Eşinizin özellikle bunu talep edeceğini de düşünmüyorum anlaşmalı bir durumda.
  • fraise  (22.04.24 21:41:04 ~ 21:41:23) 
@ fraise, katılıyorum, tek taraflı dinleniliyor. maddi konularda eşim de anlatsa ben çok insan çıldırtabilecek bir yapıya sahibimdir bazen. öyle çok gurur murur yoktur yani. senin benim de çok yaparım. o yüzden kim kime katlanmaya çalışıyor belli olmayabilir.

niye devam ettik konusuna gelince, görülmeyecek bir şey yoktu da, ben yeterince sayıda uzun ilişki yaşadığımı düşünüyordum. yaşadıklarımı da önüme koyunca eşimin kendini geliştirdiği yanları ağır bastı çünkü öncekilerden koşarak uzaklaşmıştım. X,Y,Z yoksunu kadın görmek istemiyordum. Bunlar özgüven, zeka, kafa denkliği gibi şeyler olabilir. Veya fabrikadan çıkma kadınlar görmek, yaşamak ve deneyimlemek istemiyordum. Sosyal ve görmüş geçirmişlik açısından ben daha ağır basıyorum eşimin dış dünyadan çok haberi yok gibi. Yani var aslında hatta belki gerçek dış dünya onun deneyimlediğidir çünkü ticari yönden daha deneyimli okurken bile 10 sene önce hasta bakmış kendi yerini açmış zamanında ama kendisi kafa olarak güney doğu anadoludan çıkmış olduğunu düşünse de bence çıkamamış. öyle yabancı kültür, sosyal medya kültürü, kadın erkek ilişkileri, sözlük kültürü falan da yok hiç. teknolojiyle de arası pek yok. ama benim bunlar aman aman taktığım şeyler olmadığı için sorun olmadı. parasal beklentileri vardı evet o noktada yolları ayırabilirdim. ama baktım o devam ediyor demekki dedim sorun etmeyecek, nereden bileyim. Onun da anne babasından kızgınlıkları var, babasının yaptığı şeyleri ben yapınca çıldırıyor. Halbuki erkekler olarak çok da farklı değiliz.

Boşanmalar çok arttı. Yakın çevremizde de oldu. Ben boşanma karşıtı bir insan değilim. Destekliyorum eğer çözülemeyen şeyler varsa. Bu da çözülemiyor gibi duruyor. Sorunların genel sebebi ekonomi, para. o yüzden üzülüyorum aslında sürekli bir beklenti içinde olmasa veya sürekli mutsuz olacak şeyler bulmaya çalışmasa ortalama üstünde bir hayat yaşadığımızı düşünüyorum. mesela gezmiyoruz diyor. sosyal medyamı açayım influencerdan hallice. yurt içi, yurt dışı hatrı sayılır bir sürü yer var.

Ama yok arkadaşının eşi araba hediye eder üzüşür, haftasaonu yurt dışına kaçarlar üzülür.

Yahu kıyasların sonu yok ki öyle olunca da başka şeye üzüleceksin yani elbet bir üstü vardır insan eldekilerle güzel yaşamayı bilmeli. Ben imkan yoksa dertlenmiyorum. Madem öyle bir hayali vardı zengin koca bulsaydı ben de anlamıyorum ki. Onu da yönetemem diye dert ediyor belki. Benim gittiğim geldiğim belli ne kazandığım ne harcadığım belli. Kadınlar böyle erkekler ister ama pratikte çekici gelmez işte yapacak bir şey yok. Zengin kocalı bir hayatı olsaydı da benim gibi bir koca isteyecekti belki bilemiyorum. Veya bulamadı demek ki öyle adamlar da başka kadınlardan hoşlanıyor ne bileyim yine saçmalıyorum sanırım iyice asabım bozuldu yani bu işten.

Bazen kıyasları bırakıyor ama sevgiyi ona sürpriz yapmakta, çicek almakta falan arıyor. Ben de karşı taraf benden bir şey beklediğinde inadına yapmayan bir yapıdayım.

Ben oturup da bir şey beklemem çünkü. Olur da bir şey yapılırsa mutlu olurum. Yapılmazsa da zaten mutsuz değildim ki sorun da yok. Ve de karşı taraf beni seviyorsa bunu bir kaç testte kaparım zaten. Oturup da hmm dur bakalım bugün beni sevmediğini düşüneceğim ne yapacak acaba diye beklemem. Hanım öyle geziyor gibi. Bu da beni çok yoruyor. Sevgimi zaten görmüşsündür, eminsindir. Ömür boyu ne teste tabi tutuyosun. O gün görmezsin de 2 gün sonra görürsün, 5 gün sonra görürsün. Veya her gün eve gelince sarılınca görürsün illa başka şeyler mi yapmam gerekiyor. Veya x bir planı maddi olarak karşılayamıyorum diye sevmiyorum mu oluyorum. Belki fiziksel olarak karşılayamıyorumdur? Yok o seçenek onda yok işte.
  • ananiyimioguz  (22.04.24 22:30:43 ~ 22:45:18) 
uzun uzun cevap yazmaya gerek yok:

"hanimdan fazla kazanamadigin surece sikintilarin cozulmez"
  • cooperr  (22.04.24 22:41:29) 
@ cooperr, evet sanırım öyle. o da pek mümkün görünmüyor bir anda kendime yazılım şirketi kurmadıktan sonra. kaldı ki o yoğunlukta bir insan olduğumda ne o bendeki sevdiği şeyleri tekrar bulabilir ne ben kendimde bulabilirim.

yakın zamanda da öyle bir seviyeye gelemem zaten. hatta belki hiç gelemem çünkü işimi bayılarak yapmıyorum bir sürü başka şeylerle de uğraşıyorum.

ve benim hiç bir zaman çok zengin olmak gibi bir hayalim olmadı. ortalama bir hayat yaşayıp mutlu mesut ölüp gideyim çok bir beklentim yok.
  • ananiyimioguz  (22.04.24 22:48:42 ~ 22:52:49) 
sizin şu an yapacağınız en mantıklı şey bir ilişki terapistine gitmeniz. buradaki asıl amaç, objektif bir görüş ve ifade özgürlüğü elde etmek.
burada yazdıklarının %20sini eşine bu şekilde anlatmamışsındır; keza onun da sana açık açık anlatmadığı bir sürü şey vardır. bu normaldir, genelde karşı tarafın anlamasını bekleriz.
siz boşanmadan önce bir terapi deneyin bence.
  • numlock  (23.04.24 01:50:25) 
Abi ben yapamazdim. Kusura bakma bunu boyle direk yaziyorum. Biliyorum evlilik boyle bir sey degil. Inisleri olur, cikislari olur. esler islerini, sagliklarini kaybedebilir. Birbirlerine destek olur.

Esim beni kotu koca, ne bicim erkek hissetiriyorsa, o is biter. Bu sekilde hissettmene bir erkek olarak cok uzuldum."e yuh yani 2000tl hesap ödeyemedin mi" , "Ne biçim erkek" vs. kimsenin sana kendini bu sekilde hissettirmeye hakki yok.

Bu gelir/gorus farki maskuleniteni elinden almis. Bu maskulenite bizim dna'miz gibi bir sey. Hem biyolojik hem kulturel. Degismez. Bizim olayimiz bu zaten. Ustune rakamlar ortada degil mi? Ne diye seni bu duruma sokuyor?
  • thetruenorthstrongandfree  (23.04.24 03:05:33) 
@ thetruenorthstrongandfree, yani öyle kötü kadın gibi söylemiyor da işte burada nasıl böyle davranabiliyorsun, 300, 500, 2000 her neyse nasıl yok yani diyor.

ucu ucuna hesap yapıp yaşadığımın farkında değil. mesela canlı bir örnekle anlatayım, doğum günü yaklaşıyor ben kenara yaklaşık 5k para ayırmışım hediye + kutlama diye.

fakat bayram tatiline de denk geldi aynı zamanda. ben onun için de ayrıca bir bütçe ayırmadım. zaten ödemelerim var. tek tük ev eşyası, ev elektroniği, kendi elektronik harcamalarım falan. bir yere gitmezsek gayet kutluycam güzel bir şekilde. bir yere kaçarsak da ya annemlerin yanına yazlığa kaçarız ya da babamların yanına kaçarız az masraf olur diye düşünüyordum. yol parasını da hanım hallederse, oralarda uçup kaçmazsa sorun yok diye oturttum kafamda.

fakat tatil yaklaşınca e bir yere gitmiyor muyuz ısrarları sonucu bir kaç plan yaptık en az 20k gerekiyor. dedim bende yok böyle bir bütçe. kendi de bende var demedi. artık var mı yok mu bilmiyorum. ama en son yurt dışı gezimiz komple kendi karşıladığı için ne bu böyle tüm tatilleri ben mi yapıcam demiş olabilir.

o yüzden biraz bana yüklendi. ben de sıkışınca neyse o zaman annemlerin oraya gidelim yolu da ben karşılarım dedim.

e yolu karşılayınca hediye alabildim ama kutlamayla ilgili bir şey kalmadı. sonra oraya gidince kendi bir yandan, kardeşiyle konuşuyorum o bir yandan, e bir yere gitmiyor musunuz/muyuz demeler başlayınca benim biraz sinirim bozuldu. ama götürdüm de. yoksa evde pasta kesmiştik hediyeleşmiştik okey diye düşünüyordum.

neyse ertesi gün sahile giderken alışveriş yaptı bana baktı öder misin diye. ben de yok ki bende dedim. nasıl yani kartında da mı yok diyor. e yok diyorum borç ödüyorum ya. nasıl yani limitte mi yok diyor sdfjdsgh ya dedim lanet olsun al geç.

sonra neyse ben iyice sinirlen etliye sütlüye çok karışmadım tatil bitti döndük hanımın suratlar hep asık. direkt ne biçim erkeksin demiyor ama onu ima edici şeyler falan konuşuldu.

bir yandan sosyal medyada mutlu mesut tatil fotoğrafları paylaşılıyor sanki hiç sorun yokmuş gibi sdfjdsg komedi.

mesela madem paran yok aksiyon kamerası niye alıyorsun belli ki tatil geliyor veya doğum günüm geliyor diyor. Dedim ki o da lazımdı inceleme videoları çekiyorum, tatilimizi çekiyorum, daha dedim motorla vlog çekeriz vs. güzel olur diye düşündüm. ben bunu borca girmeden de alırdım fakat aynasız fotoğraf makinamı sen iş yerinde kullanıyorsun. bana kalsa ben onu satar alırdım borçsuz, tatilde de nakit kalırdı dedim. bişey diyemedi.

e hadi o madem öyle laptop niye aldın dedi (alalı oluyor biraz ama hala onun taksidini ödüyorum demiştim) çünkü dedim eski windows laptopumu sen yine iş yerinde kullanıyorsun sdjsg bende mac var, windows lazım (ileride vr programlamayla uğraşırım diye) indirimde diye almıştım dedim.

öyle deyince pek bişey diyemedi ama şunu idrak edemiyor. ihtiyaçlarımı alınca dahi kenarda para kaldığını ve onun için herhangi bir etkinlikte harcamadığımı düşünüyor bilerek ve isteyerek. çünkü ondan sonra motoru bakıma götürdün nasıl götürdün diyor. e çünkü ayırmıştım onu önceden, öyle olunca o para yok gibi düşünüyorum dedim.

e onu ayırdın bizim planlara niye ayırmadınlar.. yani konu uzar gider çünkü bizim planlar belli değildi. benim kendi harcamalarımı yapsam dahi kenarda para kalmadığı sürece sıkıntı yani.
  • ananiyimioguz  (23.04.24 09:44:59 ~ 09:58:41) 
Bütçenizi ortak yapın, sorun çözülsün. Teşekküre gerek yok, önemli diil ;)


  • abuzer  (23.04.24 10:01:31) 
@ abuzer, nasıl yani mesela 20k tatil planı yaptık, bende 10k yok nasıl olacak?

en iyisi maaşı komple ona vereyim, kartları de vereyim ödesin yaşasın bakalım sjdfsd
  • ananiyimioguz  (23.04.24 10:04:24 ~ 10:04:53) 
abuzerin dediği, bütçeyi bir yapmak, bir banka hesabına herkes kazandığını gönderiyor ve masraflar o banka hesabından harcanıyor.


  • orangesandsea  (23.04.24 10:21:17) 
Hmm bi sunayım ama mesela maaşın belli bir yüzdesini her ay oraya attık diyelim.

Bu sefer demez mi benimki 10k seninki 3k oldu
  • ananiyimioguz  (23.04.24 10:30:10) 
Sey, pardon ben evlilikle ilgili konuşuyoruz sanmıştım. Şirket miydi mevzu?

Knk onu da demesin bı zahmet...
  • abuzer  (23.04.24 10:37:16) 
Yalnız bunlari burada bize anlattığıniz gibi eşinizle konuşmanız gerekiyor. Verilen fikirlere karşı argüman üretmek yerine hoşunuza gidenleri eşinizle paylaşın, ortak paydada buluşmaya çalışın. Abuzer'in dediği gibi şirket yonetmiyorsunuz ki evlilik bu.

Yukarıdaki önerimi tekrarlıyorum; henüz bir şeyler duzeltilecek gibiyken, isteğiniz de varsa çift terapisi gayet mantikli bir çözüm
  • fraise  (23.04.24 11:37:55 ~ 11:40:36) 
elo+1 bosanirken bile masraf... sevip sevmediginizi anlamiyorum ama iliskiyi kurtarmaya calismak da bir medeniyet gostergesi. terapiye devam etmemissin, belki tek terapi ihtiyaci sende degil sunu bunu yapiyorum hicbiri gozukmuyor dedigin o tatmin edememe hali niye, hanim neden tatmin olmuyor. bu iliskideki kadin tarafi gibi bir iliski gecirdim ve erkek kisisi maddi durumu cok iyi gelismesine ragmen tatminsizligi asamamistim. bu gibi düşüncelerle ilişki terapisi gibi bir yol denenmeli diye düşünüyorum. hem maddi hem kültürel çatışmalar çözümsüz gibi gelmiyor çünkü hepsi bakış açısıyla alakalı. hanım hem çok geleneksel hem de farklı kültürden biriyle evlenebilecek kadar da açıkmış. bol şans


  • ala09  (23.04.24 13:37:42) 
"Bu sefer demez mi benimki 10k seninki 3k oldu"

hocam şirket mi yönetiyorsunuz +1
  • jülsezar  (23.04.24 13:46:09) 
valla sordum bir çözüm yöntemi olarak, mesajlaşıyorduk.

düşünmem lazım dedi. mantıklı gelmedi herhalde. düşünsün bakalım. henüz konuyu tam açamadım, akşam oturup konuşucaz. olursa olur. olmazsa yapacak bişey yok.

onun istediği biraz kendi paramla düşünüp jestler yapmam. bir sıkışıklık olursa kendi paramla çözmem. onu düşündüğümü göstermem.

bu havuz olayında onun da parası olacağı için onu tatmin edeceğini sanmıyorum.

önceliğin ben değilim benim için para ayırmıyorsun diyor. e buyur işte önceden konuşalım ayıralım, ilk senin için ayırmış olurum, diğer harcamalarım öncelikli olmaz böylelikle dedim.

düşünmem lazım dedi.

sıkışınca da ben senin şuna katlandım, sana şöyle yardımcı oldum böyle yardımcı oldum, sana şöyle masraf çıkarmadım diyor. sen bir planda bile bütçe ayırmıyorsun diyor.

ta evlilik konularını açıyor. yahu iyi de, sen bendeki bu ekonomik şartları kabul etmişsin zaten. illa ki bir şey alınınca başka bir şey alınamıyor veya yapılamıyor bendeki hesaba göre. bunu biliyor olması lazım neye şaşırıyor anlamıyorum.

yaptıkları bana lütuf gibi gelmiyor. çünkü evlenebilmemiz için onları yapması gerekiyordu. ben evlenme taraftarıydım ama hemen evlenme taraftarı değildim. e hemen olmasını o istiyorsa bazı gereklilikleri var onları yaptıysa kendi isteği olsun diye yaptı diye düşünüyorum. yoksa kocalarımızı çok severiz onları masrafa sokmayız gibi bir fikirden gelerek yaptığını düşünmüyorum. olsaydı çatır çutur yaptırırdı da isterdi de.
  • ananiyimioguz  (23.04.24 14:27:21 ~ 14:40:53) 
aklıma ne geldi, şubatta kısa süreliğine bir iş için babamın yanına gitmiştim.

çok duramadım 14 şubat geliyor diye, hemen geri döndüm.

dönmeden de babamla avm'deyiz, kolye bakıyorum. cebimde 3-4bin kalmış.

sonra içime sinmedi hiç biri, dedim ki hanım zaten sürekli para harcamadığımı, güzel bir hediye almadığımı ne bileyim güzel bir şekilde kutlamadığımı falan söylüyor, bari paraya biraz daha kıyayım da düzgün bir şey alayım.

gittim altın baktım. kolyeler pahalıydı bileziğe yöneldim, 20binden başlıyor dedi.

Dedim çok ya bari 10bin olsun bişey yok mu dedim. bir tane buldu ama ince biraz tabi.

Neyse baba dedim güzel bir şey almak istiyorum biraz sen de destek olsan olur mu? Babam da tamam oğlum ben tamamlayayım sevinsin dedi. Aldık işte neyse, babam dur biraz daha dedi 2 gün kaldın sadece. ama 14 şubat geliyor baba hem kurslarım var dönmem lazım dedim döndüm eşim de 14 şubatı yalnız geçirmesin.

Neyse 14 şubatı kutladık, eşim ertesi gün ne dedi biliyor musunuz? Ben onu nasıl takıcam yamuluyor ala ala bunu mu aldın dedi.

Valla tutup camdan fırlatacaktım bu nasıl bir saf kötülüktür yarabbi? ama sonra başka yaptıklarına bakıyorum, koşturuyor, çabalıyor, yardımcı oluyor.

ama bu tarz konularda çok çirkinleşiyor. bidaha dedim sana hediye alırsam.. bırak onu direkt boşanıp gitmek lazımdı belki bilemiyorum.

manyak mısın altın işte beğenmediysen bile gidersin bozdurursun beğendiğin bir şey alırsın ?! yok beğendiremedik.

Yine de 2 ay geçti işte yine ufak bişey aldım doğum gününde ama illa güzel bir yerde yemek + kutlama beklentisi yüzünden parayı dert ettiğim için yine suçlu oldum.

sanırım en sağlıklısı yolları ayırmak gibi duruyor.

sonra toparlamaya çalıştı "ya parasında değilim 50 liralık bile bir şey olsa en azından takabileceğim bir şey olsaydı falan" dedi ama yok bende izi kaldı bir kere.
  • ananiyimioguz  (23.04.24 15:29:33 ~ 15:41:00) 
"ya parasında değilim 50 liralık bile bir şey olsa en azından takabileceğim bir şey olsaydı falan" dedi"

vallahi dostum doldurmak için demiyorum da yani o bileziği takmayıp 50 tl ye alabileceğin ve en azından takabileceği hediye nasıl bir bileklik, kolye vb. merak ettim.

hepsini geçtim hediye almışsın, hem de zorlanıp almışsın "Ben onu nasıl takıcam yamuluyor ala ala bunu mu aldın?" demiş, vay anasını. bu nası' bi üslup abi, büyük konuşmayayım da yani.

bilemedim, umarım düzelir ilişkiniz.
  • kumandanim  (23.04.24 18:12:42) 
dizi gibi takip ediyorum bu duyuruyu ve duyuru sahibini. umarım devamı gelir.

erkeğin az kazandığı senaryoda komplekse girmesini anlayabiliyorum ama sizinki baya baya eziklenme durumunun sonucu. ama hala kendinizi kanıtlamaya çalışıyorsunuz karşı tarafa karşı. 10.000 liraya bilezik alındıktan sonra ala ala bunu mu aldın diyen bi kadının 50 liralık hediye ile mutlu olacağını iddia etmesi de komik. senin bu olaylar üstüne hala bu ilişkiyi devam ettirmen daha da komik. üstelik hediye konusu da 14 şubat. 14 şubat ya lisesiler filan kutluyor sanırım artık sadece.

ayrıca günler mi bitiyor, o gün olmaz başka gün olur. kaldı ki sizde dert o da değil aslında. şimdi olsun, en pahalısı olsun derdi heralde. kuzenlerine filan hava atamaz malum 10.000 liralık bilezikle.

sizin senaryoları kendi hayatıma uydurmaya çalışıyorum. yok, olmuyor. yani hesap ödeme kısmında kimde varsa o öder. param yok demeye gerek yok zaten. üstüne üstlük kartında da mı yok???? limitinde mi yok????? nedir bu ısrar kıyamet. ters çevirip silkelesin bi de üstünü başını senin.

hayır bi de yani koskoca adamsın, evlisin barklısın, karına hediye almak için babandan borç istemek filan... tamam karın sıkıntılı da sen de sıkıntılısın yine söylüyorum. utanılması gereken durum bu aslında. zamanında evlerini satmalarını beklemen gibi bir şey. adam da hala veriyor para, bu da ilginç. olayları bile babanın sana ne biçim erkeksin demesi lazım aslında. insan parası yok diye kendisini ezikleyen karısına daha pahalı hediye almak için babasından para ister mi ya?
  • elorelia  (24.04.24 09:28:13) 
Eğer siz de böyle düşünüyorsanız eşinize diyeceksiniz ki:
Evlilik birliğinde hayatımızı, geleceğimizi birbirimize bağladık. Aynı şekilde gelir-giderimizi de bağlamalıyız.
Bugün sen fazla kazanırsın, yarın ben fazla kazanırım belli olmaz. Belki her zaman sen fazla kazanırsın. Ama bu bir yarış değil. Zaten kazandıklarımızı ailemiz ve ileride sahip olacağımız çocuklarımız için kazanıyoruz.

Masrafları eşit ödeme şeklinde yaptığımız sistem beni çok kötü etkiliyor, maddi olarak gücüm yetmiyor.

Sana iki teklifim var;
- Kazandığım bütün parayı ortak hesaba göndereyim, oradan harcayalım tüm masraflarımızı.
- Ortak hesaba benim kazancım kadar parayı sen de gönder. O hesaptaki para ne kadar yaşamamıza yetiyorsa o kadar yaşayalım. O kadar alışveriş, o kadar tatil, o kadar lüks. Sen kalanıyla kendi birikimini yap, onlar senin olsun.

Eğer bu iki sistem de aklına yatmadıysa bana başka bir öneriyle gel. Eğer başka bir önerin yok ve bunları kabul etmiyorsan evliliğimizi sürdürmeyelim. Ben de sen de çok yıprandık, ikimiz için de kötü oluyor.

Benim erkekliğimi, insanlığımı kazandığım para ile ölçmen beni hem üzüyor hem de çaresiz hissettiriyor. Böyle bir düşünceyi kabul etmiyorum. Bunu engeleyemeyeceksen de evliliğimizi sürdürmeyelim. Ben bu konunun şimdi konuşulup kapanmasını istiyorum. Bundan 6 ay sonra, 3 yıl sonra, 10 yıl sonra bu konunun yeniden karşıma gelmeyeceğine söz veriyorsan devam edelim evliliğimize.

Ek: 4-5 ay önce bir tanıdığım anlaşmalı boşanma için 20 bin TL fiyat almıştı avukattan. Başka bir arkadaşım bundan 1 yıl önce çekişmeli boşanma için 60 bin TL fiyat almıştı.
  • michael_knight  (24.04.24 11:31:23) 
@ elorelia, tekrar merhaba dün yaklaşık bir 8 saat konuştuk çok yorgunum ama yazacağım bir şeyler. Öncesinde bizim şirketin satın aldığı online psikolog hizmeti varmış onunla da görüştüm free şeyleri kaçırmam sdjgh :( bir kaç tüyo aldım nasıl kendimi ifade edebilirim diye. Fakat bir türlü akşam olmuyor. kafamda söyleyeceklerimi kuruyorum bir anda doldum gelme vaz geçtim dedim hanıma. Kendi kendime kesin olarak aldım boşanma kararını. O da ben öyle deyince korkmuş olan hastaları da bırakmış kalkmış eve geldi erkenden :(

Katılıyorum bende de sıkıntılar var ben zaten evlilik hayatına da evliliğe de hazır olmadığını başından eşime de söylemiştim ama girince de hemen koca veya baba ağırlığı gelmedi hala aile evindeki rahat adam kafası devam ediyordu. hatta işte şımarık bir çocukluk geçirmememe rağmen param bittiğinde gocunmamam ve aileden isteme şımarıklılığım devam ediyordu. Yaş 30 a dayandı ne alaka yani cidden adama gülerler ama işte birden değişmiyor bir şeyler ben hiç bu tarz bir sorumluluk almadım ki. Önceki ilişkilerimde de ben hep ortak olsun dedim. Hesap kitap yapmalarım bazılarında sorun oldu bazılarında olmadı. Hangisinde olmadı, mesela birinde ilişkiyi para harcamak üzerine değil de para harcamamak üzerine yaşıyorduk. Ona göre evde plan yapıyorduk, dışarıda piknikler, şehir dışı gezilerinde hep bir akraba/tanış yanı falan derken ekmek elden su gölden yaşıyorduk sorun olmuyordu :D Parayla ilgili iletişimimi törpüledim baya ama hala sürekli para odaklı yaşamaya ve hesap kitap yapmaya devam ediyorum. Eşim de biraz garezi olduğu için değil de benim o özelliğimi törpülemek için bilerek kaşıdığını söyledi dün. Sen dedi biz gibi bakamıyorsun sürekli benim param senin paran, benim motorum senin araban, senin iş yerin falan diye düşünüyorsun. O kliniği biz kurduk senin maddi yatırımımın olmaması, kendini ayrı görmene sebep olmamalı sen oraya emek verdin, ben işsiz kaldım, iş yeri açmaya çalıştım kaç ay sen idare ettin her şeyi dedi (ki onun da lafını etmiştim ^^) O yüzden bencilliği bırakıp seni biz gibi davrandırtmaya çalışıyorum dedi. Bilezik konusunu yine açtım, ben öyle kötü kalpli değilim orada başka bişeye kızmıştım öyle davrandım dedi.

Bazi mesajlar aldım kardeşim ben de aynı durumdayım hatta daha kötü, üstelik çocuk da var boşandım zor kurtardım kendimi sen de boşan kurtul diye ama nasıl anlaşıldı bilmiyorum benim öyle burada ümüğümü sıkıyorlar da para kalmıyor gibi bir durum yok ki. Kira ortak, eve alınanlar ortak, gezmelerin maddi harcamalarına teraziye koyarsak hanımınki ağır basıyor. E buradaki anne babam sürekli yemeğe çağırıyor, köy ürünleri ayarlıyorlar bize sürekli falan. O yüzden o açıdan şikayet edebileceğim bir şey yok.

Burada hanımın anlamadığı, kendisi yatırım yapıyor, istediklerini alıyor, gezmelerini yapıyor, ortak harcamalarını yapıyor ONA RAĞMEN PARASI KALIYOR ama ben bir yatırım yapıp 2 bişey alsam param bitiyor. O da onun farkında değilmiş yani şımarıklık yapıyorum zannetmiş. Çünkü tamam bir şeyler aldığını biliyordum ama bir gezi planında yolu karşılayamacağını veya hesap ödeyemeceğini düşünemedim yani sanki bana harcamıyormuşsun gibi düşündüm huyunu da bildiğim için dedi :D

Benimkiler dönemsel dedim 1-2 ay idare etsen düzene gireceğim yine sürprizler, iki kişilik planlar, toplu planlar yapacağım ama ben biraz doluyum şu sıralar dememe inan bir zahmet dedim.

Geçenlerde şirket toplantısında 40 yaşında bir yazılım mühendisi abimiz ağlıyordu 2 çocuğum var 4 kişi dışarıda yemek yemeye götüremiyorum ev masrafı okul masrafı derken, bu nasıl hayat diye. Onu örnek verdim yani sen şanslısın krizden etkilensen bile aslında çok sorun olmuyor dedim.

Madem lüks zevklerin var -ki lüks lüks diyoruz da düşündüğünüz gibi bir lüks hayattan uzaktan yakından alakası yoktur- hanımı ve ailesini de görseniz öyle şaşalı bir hayatları yok. Hanımın kendisine baksanız onda da yok yani. Şuan sadece kötü görünmemek için bir şeyler yapıyor. Kişisel bakımları için bile uçup kaçmıyor ki biz tanıştığımızda sürekli kuaför, tırnak bakımları vs. gidip dururdu. O yüzden benim beklentilerim ve arada dışarı çıkalım kendimizi şımartalım bir şeyleri kutlayalım demem lüks olmamalı senin için dedi.

Ben kendim yapmadığım için bana lüks dedim. O yüzden şu ortak hesap konusunu açtım yine. Herkes dedim gelirinin %10u 20si neyse birlikte yaptığımız şeyler için ayırsın koysun. 2 de kart çıkartalım. Hem önceden para ayıracağım için ben de kendimi daha rahat ayarlarım dedim. O konuda mutabıkız şu an.

Ha bu arada buna gelmeden önce kafamda kesin bir ayrılık olduğu için, gelir dengesinden ötürü kötü hissettiğim için, dedim ki senin madem ki daha rahat bir hayat yaşama isteğin var, yani her haftasonu bir yerlere kaçalım, yiyelim içelim partileyelim, sıklıkla yurt dışına kaçalım vs. neden benimle birliktesin, hadi birliktesin madem bu arzularını azaltman lazım neden bana yanstıyorsun o yüzden bence herkes kendine uygun birisini bulmalı dedim.

Israrla diyor ki ben senden memnunum ben senle yaşamak istiyorum hepsini, hayatımız biraz daha otursun gerekirse ben ağırlık veririm yaparız yine hepsini, sadece sen niye kendini ezikleyip duruyorsun diyor o da karşımda sdfjsg. Kaç yaşında boylu poslu adamsın beni sen de yaptıkların da gayet tatmin ediyor ben seni kendimden aşağı görmüyorum ki dedi.

Sadece sen kendini küçük görüyorsun ben de ona sinir oluyorum diyor. Ki o da sanırım işte başta bir şeyler istediğim gibi olmadı. Ama yine de bazı hemcinslerim hiç birşeyi olmamasına rağmen şirketi varmış da şirket yönetiyormuş havalarında takılabiliyorlar bende o özgüven yok sanırım. Ki özgüvenliyimdir de ama işte...

Ona göre daha yüksek geliri olan birilerini tercih edebilirsin dedim. Ya beni çıldırtma diyor seçtim diyelim onun bir garantisi yok ki hayat bu ben parasına göre mi eş seçicem batabilir, sağlık sorunu yaşayabilir, bana bişey olabilir. Hayat öyle tek bir şeye bağlı değil ki dedi. Mesela ben de bir anda işten kovuldum sen benden çok kazanıyordun sonra iş kurduk da biraz toparladım tekrar dedi. Deprem oldu ölüyorduk nerdeyse veya o kadar para gömdük iş yeri yıkılsa ne olacaktı dedi? daha sigortası falan da yapılmamıştı çünkü yeni kurmuştuk. Sen uzaktan çalıştığın için şanslısın dedi şehir çökse başka yere gideriz devam edersin yani ne olacağı belli mi diyor.

O yüzden 8 saat kavga etmeden konuşarak anlaştığımızı düşünüyorum son seçenek şu ortak havuz muhabbetini deneyip bir de öyle bakacağız. Israrla seni kaybetmek istemiyorum diyor. O biraz daha anlayışlı olur, ben biraz daha şu kendimi acındırma veya ezikleme hallerinden kurtulursam sorunun düzelme ihtimali var.

Olmazsa da o her ne kadar boşanmayı istemese de, o konu olması durumunda anlayışla karşılayacağını söyledi zaten ben zorluk çıkarsam ne olacak sen gittikten sonra dedi.

@ michael_knight, çok teşekkürler öncelikle bana veya eşime saydırmadan yapıcı öneride bulunduğunuz için. dün görseydim daha pozitif yaklaşabilirdim konuya ama yukarıda okuduğunuz üzere benzer minvalde ilerlediğimi ve anlaşıldığımızı düşünüyorum.
  • ananiyimioguz  (24.04.24 11:41:26 ~ 12:13:28) 
tamam, senin karın melekmiş. parasızlıktan cimrilik gibi görülen huylarını törpülemek için seni sabah akşam ezikleyip aldığın hediyeleri b.kluyormuş meğer. biz bilememişiz.

hakkınızda hayırlısı.

uzun süre çocuk yapmayın ama siz.
  • elorelia  (24.04.24 11:59:55) 
@ elorelia, zaten o da bir şeyleri törpülemez ise sonuç kaçınılmaz evet eleştiriler hala geçerli. şu ortak bütçe hesabından sonra bir değişiklik olacak mı göreceğiz. olmazsa kimse birbirimizi zincirle bağlamıyor ki yahu.

Ha ama biz sürekli tıkanan yollardan, bariz olan şeylere rağmen yeni bir yol açmaya çalışıyoruz bu inat gerekli mi onu bilmiyorum.

Edit:

Ve tekrar söylüyorum, anlıyorum o kadar şey diyorsun bana bunlar yapılsa 1dk durmam, sana o kadar yapma etme diyoruz niye yapıyorsun diye.

Çünkü ben burada her şeyi tek taraflı anlatıyorum. Bazı konular var hanım şöyle şöyle yaptı derim 2 gün burada saydırırız dururuz. Ama o konu oraya nasıl geldi, o neden öyle davrandı, o sırada ortam nasıldı, ben ne yapmışım vs. hepsi göz önüne alınsa bu sefer pü allahın cezası az bile yapmış diyeceksiniz bana belki. -tüm olaylar için söylemiyorum ama kimi böyle-

O yüzden bana kızmayın ben size hak veriyorum ama burada yazılanları -iyi veya kötü- sürekli bir süzgeçten geçirme durumundayım çünkü hanımı bir yerde beni eziklemesiyle gömerken (ben neden kendimi o duruma sokuyorum/izin veriyorum mesela? o da ayrı bir konu veya kim bilir ben hanıma neler neler diyorum biliyor muyuz?) başka bir yerde yaptığı daha büyük fedakarlıkları görmüyoruz. Bu onu ezikleme yapma konusunda haklı çıkarmaz kabul biz yine diyeceğimizi diyelim ama tümüyle değerlendirmeye çalıştığım için bazen bu kadar sakin davranıyorum veya bir şeyler devam ediyorsa bazen burada konuşulmayan şeyler için devam ediyor.
  • ananiyimioguz  (24.04.24 12:19:29 ~ 12:32:08) 
O-hooo ilişkinizi ben kurtardim sen teşekkürü @michael a yapiyosun


  • abuzer  (24.04.24 14:44:47) 
Konu paranın kalmamasıysa maaşını artırmaya çalış. İşin yazılım yanlış hatırlamıyorsam. Yazılımcılar altın çağını yaşıyor. Şu zamanda yurt dışına gidemezsen bir daha hiç gidemezsin. Gözünü karart ve yurt dışında iş bul. Dolar, euro kazanırsan paran kalır. Bunlarla uğraşma kısaca. Zamanını iyi değerlendir. Eşin sana seni kaybetmek istemiyorum demiş. Daha sakin yaklaşmaya çalış.


  • dissendium  (24.04.24 14:46:11) 
niye sizi tercih etti?

ya size göre ortalama altı biri, yani kısaca çirkin.
ya da evde kalacağını gördü.
kadınının çok kazanması veya uzun boylu olması aslında kendi için dezavantaj çünkü kendisinden çok kazanan ve uzun birisini bulması gerekiyor bu da havuzu çok küçültüyor kadın için.
  • nuisance2  (24.04.24 16:08:25) 
esinin tipik bir antepli klisesi olarak asiri gosteris ve materyalizm takintisi var.

ya "yok, gitmiyoruz, almiyoruz" diye kendini net bir sekilde ifade edip tavrini koycaksin, ya da ayril. cunku esinin harcama gosteris tutkusu kendiliginden hic bitmeyecek. o elektronik esya, mobilya taksitleri de asla bitmeyecek cunku markalar ha bire yeni modeller, yeni stiller cikariyor ve eskileri atip onlari almak isteyecek.

yani bir de herseyi olan birine habire hediye ne demek. sorun hayatin pahali olmasi degil, surekli gereksiz harcama.
  • hot potato  (24.04.24 17:45:05 ~ 18:35:18) 
@ nuisance2, shdjdg ask olsun eşim gayet güzeldir sadece biraz zor bir kadın, özellikle de dısarıdan fazla dominant duruyor. Ama ben o dominantligina yuklenmesindeki sebebin gercekte asiri kirilgan oldugu durumunu cozdugum icin artik cok bas edilemez gelmiyor.

Ben tam tersi asiri naif sakin bir insanım hiç cussemden de utanmiyorum insan biraz sert olur ama ne yapalim allah baba bizi de böyle yaratmis. Belki yılda 1 kere sinirlenirim çok çok sınırlarım zorlanınca hanım gördü bir kere. Ben bile kendimden korkuyorum karsi taraf nasil korkmasin. Ben de boşuna sakin gorunmuyorum sanirim herkes tersi bir şeyle mi baskiliyordur nedir psikiloji alanim degil bisey diyemeyecegim.

Neyse iste hanim da her iliskisinde irili ufakli bir kazik yiyince, yani memlekette kiskanci mi yok, siddet uygulayani mi yok, yalancisi mi yok... o yuzden sutten agzi yaninca dogru duzgun birini de aramis olabilir bilmiyorum simdi kendimi övmeyeyim de :( Veya işte çok rahat yönetirim falan da demis olabilir bilmiyorum. Ama hic sosyal hayatima da karismiyor o da beni sasirtti. Benim de kusurum işte hem daha cok para kazanip hem de daha rahat harcayabilmem lazim. Aslinda olunca cok rahat harciyorum ben mutlu etmeyi sevindirmeyi seviyorum ama surekli bir sekilde bittigi icin tüm hayatim hesap kitapla geciyor.
  • ananiyimioguz  (24.04.24 19:24:34 ~ 19:26:50) 
hocam o kadın sizi boşayana kadar siz hiç bir şey yapamazsınız, buraya boşuna sormayın bence.


  • nuisance2  (24.04.24 22:11:56) 
@ nuisance2, valla simdiye kadar cok ayrildim ama hic boşanmadim o yuzden nasil olur bilmiyorum. Son konustugumuza gore bosanmaya sicak bakiyor ama ben ayrılmaktansa düzeltmek istiyorum dedi sorun ne ise.

E benim de derdim o, sorun sevmiyorum. Sorun olmazsa niye bosanayim. Yani problemler olur ama kötü hissetmek istemiyorum yani anlayış olması lazım.

Diyelim ki sorun devam etti, çözüm de kalmadı, kesin boşanmaya cikiyor tum yollar.

Ama hanım istemiyor nereye gidiyorsun toni otur asagi diyor. -Sizin gözünüzde öyle oldum ya-

Dinlemiyorum cikiyorum gidiyorum onunla yasamak istemiyorum. E isterse boşamasin ben tek mutluyum derim yaşarim ne yapabilecek anlamadim.

Ki daha önce kizip gitmisligim var 1-2 gun kafa dinleyip geldim. Öldüm falan sanmış. Dogru degil benim yaptigim da normal degil ama kalirsam zarar verecegim duramiyorum zaten.
  • ananiyimioguz  (24.04.24 22:56:30 ~ 22:58:10) 
Yukarı da terapi de terapi yazan biri vardı, çok haklı.

Sizin beraber terapiye gitmeniz lazım, ikiniz bu işin altından kendi başınıza kalkacak gibi durmuyorsunuz. Ama iyi haber, artık herkes gidiyor, yeni normal bu. Sorgulamadan aile sağlık merkezine gider gibi gideceksiniz kenarına köşesine bakmadan. Hocamdır diyip “yaa yardımcı oluyo mu ki”yi uzun süre aklınızın ucundan dahi geçirmeyerek, full teslim full güven.
  • orangesandsea  (26.04.24 01:29:49) 
@ orangesandsea, öyle şeylere ön yargılı değiliz gideriz sorun değil de işte bütçe ayirmak lazimnsdhf :(

@ nuisance2, 2 gündür ağlıyorum eşin ya kiloludur ya da çok çirkindir yoksa niye seni tercih etsin dedin
EŞİM CÜCE CÜNKÜ MUTLU MUSUN TOPUKLUYLA NEREME GELIYOR BIR BAK

ibb.co (balonlarda harf yazdigi icin bozmak zorunda kaldim)
ibb.co

Ben yakistigimizi düşünüyorum ya :3 Yani saka bir yana o konuda bir problem yok bence. Baska tespitleriniz olursa alırım ama tabi.
  • ananiyimioguz  (26.04.24 13:33:59 ~ 14:12:22) 
Terapi de terapi yazan benim. Hayatınızdaki bazı şeylere bütçe ayırmak zorundasınız. Her şeyi para odaklı dusunemezsiniz maalesef. Evliliginizin düzelmesi mi ayda 5000-6000 lirayı saklamak mi daha önemli şu aşamada?

Yukarıda "siz kendi açınızdan anlatıyorsunuz, eşiniz anlatsa kim bilir neler diyecek" demiştim. Şu anda bir örneğini görüyoruz mesela. Belki de siz çok para odaklı yaşadığınız de sorun yaşıyorsunuz.
  • fraise  (26.04.24 14:04:34) 
birlikte ve ayri ayri terapiye gitmeniz uygun olur, onceki duyurularinizda da yazmistim diye hatirliyorum ben, yazmadiysam da aklimdan gecmis yani. sanki annenizle tamamlayamadiginiz iliskinizi/dongunuzu annenize benzer bir kadin olan esinizle tamamlamaya calisiyorsunuz gibi gelmisti bir duyurunuzda. ayrica esinizin derin bir degersizlik hissi olabilir (kendi ile ilgili), bu nedenle de yaptiginiz hicbir 'sevgi gosterisi' esinize yetmiyor olabilir, olmayadabilir tabii yani tanimadan ne desek bos. ayrica para ile iliskinizi ve inanislarinizi gozden gecirebilirsiniz, yukarida elo yazmis, acayip bir para konusuluyor sizde surekli, varlik icinde yoksunluk hissi ile bogusuyorsunuz sanki. velhasilikelam terapi guzel sey.


  • kassiopeia  (26.04.24 14:10:28) 
Para evet çok konuşuluyor eşim de şikayetçi, ben parayla kendi ilişkimden de emin değilim ki. Öyle para tutayım kimse vermeyeyim gibi bir derdim yok. Cimrilik de yaptığımı düşünmüyorum olunca harcıyorum, mutlu da oluyorum. Gerçi cimriler cimriyim der mi onu da bilmiyorum da...

Ama işte ikili ilişkilerde şey canımı sıkıyor, iki taraf da para kazandığı için, neden önce benim paramın bitmesi bekleniyor? Bitecekse birlikte bitsin bitmeyecekse ikimizin de bitmesin. Yani eşim onu beklemeden baştan destek olsa (ki oluyor zaten de yani en azından bitmesini beklemeden) zaten bitmeyecek belki sürpriz planlara bile para kalacak.

Şu da var, benim param önce bittiği için tüm ayı programlıyorum, param varsa bile belli noktalarda harcanacak ise, param yok diyorum. Yani bir yeri oluyor onların o yüzden tutuyorum. Aşalım sınırı ya ne olacak bidaha mı gelicez dünyaya demiyorum. Niye demiyorum, ben belki o an mutlu olucam ama ödeyemezken olamıycam. Çok mantıklı gelmiyor o yüzden bu durum. Ödeyebileceğim yere kadar mutlu olabiliyorum veya edebiliyorum.

Yani siz para harcarken hiç kartınıza hesabınıza bakmıyor musunuz, düşünmeyecek kadar çok mu paranız var? Sanmıyorum.

Mesela bakın size şimdi ilişkimizdeki para giderleri adımlarını yazayım ne yapılabileceğine siz bir yorum getirin.

Eşimin cüzdanı:
İş yeri giderleri -> ev giderleri -> kişisel giderler -> ortak giderler -> eğlence -> yatırım -> finish

Benim cüzdan:
Ev giderleri -> kişisel giderler -> ortak giderler (opsiyonel) -> finish

Yani ben düşünmeyeyim de kim düşünsün.

Kişisel giderlerden kısayım diyorum, eşim kısmıyor mesela gidip iphone 15 alıyor ben bir pc alıyorum klima alıyorum mesela bittim :| Tabi böyle deyince de kıskançlık yapıp yarışıyormuşum gibi olmasın ben 5 yıldır telefonumu değiştirmiyorum. Alamadığımdan değil, ihtiyacım yok. Ama pc ye vardı mesela. Veya motorumu büyütmem gerekiyordu hem kendi konforumuz hem de yatırım için.

Elektronik bir şey almayayım, o kısmı atlayayım, ortak planlara harcayayım diyorum, en fazla bir adım ileri gidebiliyorum sonra yine devamı gelmiyor.

O yüzden ilişkilerde bir erkek hem kendi döngüsüne hem eşinin döngüsüne yardımcı olsa sorun yok ama kadınlar nedense daha çok kazanıyorsa önce erkeğin bitmesini bekliyorlar sonra destek oluyorlar gibi geliyor.
  • ananiyimioguz  (26.04.24 14:28:10 ~ 14:40:44) 
Dilimde tüy bitti ama son kez yazacağım. İşte bu bahsettiğiniz şeyleri konuşacağız yer terapi odası; burası değil. Buradaki insanlar sadece sizin yazdığınız 3-5 cümleyle yorum yapamazlar. Zaten ruh sağlığı profesyoneli de değiller. Ayrıca ilişkinizin dinamiğini de bilemeyiz. Sorduğunuz şey basit bir konu değil. Katmanlı ve üzerine çalışılmalı. Burada sayfalarca cevap yazmanizin bir anlamı yok maalesef. Sadece içinizi döküp, anlık rahatlama sağlar bu size.

Bu yüzden bazı şeylerden fedakarlık yapıp terapiye gitmelisiniz ki olayları, duyguları anlamlandirip, gerekirse dönüştürebilesiniz.

Terapiyi masraf kapısı gibi değil de yatırım gibi görmek işinize yarayabilir. İliskinize, kendinize yatırım yapacaksınız. Olmuyorsa da uygun bir şekilde bitirmenin yolunu arayacaksınız.
  • fraise  (26.04.24 14:38:38 ~ 14:41:06) 
evli değilim ama arkadaşlarımda gördüğüm ortak bütçe

birinin nakiti biterse diğerinden istiyor

ya da bu ay aidat senin karttan çekelim diyor

eğer eşlerden biri iphone alırken diğer eşe sormadan alıyorsa o evlilik midir yahu ?

nerede takım ruhu nerede birlik
  • jülsezar  (26.04.24 14:51:52) 
@ fraise, tamam tamam planlayacağım :( teşekkürler.

@ jülsezar, haberim var yahu. parası var alıyor diyorum ben onun bişey almasına karışmıyorum ki. O bişey alınca başka şeylere de ayırabiliyor çünkü bir sorun yok o yüzden.

Ama bazen ay başından, ortasından, hatta bazen de hiç demiyorum, ben bitiğim bana bakma ay başına kadar diyorum. Dememe rağmen dışarıda anlık benden bekleyebiliyor. E benden niye bekliyorsun varsa hallediver işe. Ben demişim sana doldum diye. Ha sende de yoksa madem o an o planı neden yaptık otursaydık evde.
  • ananiyimioguz  (26.04.24 15:06:45) 
abi işte parası var alıyor değil paramız olması lazım

eşin bu konuda öyle bakmıyor galiba mevzuya tam olarak

denildiği gibi terapi şart evlilik kurtarılmak isteniyorsa
  • jülsezar  (26.04.24 15:09:20) 
bu anlattıklarını sadece senden dinledik boşanmazsan ülser olursun bu kadar içine attığın için,
malum sen kafaya koymuşsun gibi zaten masraflar ne olur diye açmışsın duyuruyu hakkınızda hayırlısı...

  • basond  (26.04.24 22:23:17) 
[]

Android - Bildirim kaydedilicelere ne oldu?

Denediklerimin hiç biri sağlıklı çalışmıyor. Normalde app bazlı history tutardı ben de silinen mesajları veya yanlışlıkla beğenenleri falan görürdüm.

Yeni bir android update ile güvenlik açığı diye kapatıldı mı ne oldu bilen var mı?

Aslında tüm gerekli izinleri de veriyordum halbuki. tabi her bildirimi okuması ne kadar güvenli orası tartışılır ama yine de ben seviyordum.

Çalışan bir yöntem bileniniz var mı?

 
Bildirim geçmişi var ayarlarda telefonun kendisinin. Çok geçmişe kadar kaydediyor mu bilmiyorum ama gün içinde gelen bildirimleri oradan kontrol edebiliyosun.


  • nundu  (21.04.24 00:08:21) 
aa öyle bişey gelmiş onla mı çakışıyor acaba. o kısa ama son birkaç tane gösteriyor


  • ananiyimioguz  (21.04.24 00:18:50) 
Samsung için Good Lock diye bir uygulama var. Bir şekilde ya Samsung'un bizzat kendi geliştirdiği ya da desteklediği bir uygulamaydı bu detaylarını hatırlamıyorum şu an. Galaxy Store'dan indiriyorsunuz.

Microsoft Powertoys mantığında çalışıyor. Uygulamanın 2 bölümü var bir kısmı NovaLauncher gibi tema uygulamalarında yaptığınız şeyleri yapmak için, diğer kısmı da daha çok powertoys mantığıyla çalışan bildirim geçmişi, titreme geçmişi, geliştirilmiş ekran görüntüsü alma, dokunmatik özelliklerini geliştirme, özel çoklu dokunma, kamera asistanı gibi şeyler için.

Sizin aradığınız şey bu uygulamadaki NotiStar özelliği. Belirlediğiniz aralığa göre 1 yıla kadar bildirim geçmişini tutuyor. Uygulamalara göre eleme, ekleme ve gruplandırma falan yapabiliyorsunuz.

youtu.be
  • akhenaten  (21.04.24 08:52:43 ~ 09:03:15) 
[]

Yazdığım soruyu oturum sonlandığı için gönderemedim

Az önce ufak bir roman yazmıştım fakat yazarken oturumum sonlanmış, gönder dediğimde beni ana sayfaya attı.

Geri gelmeye çalıştım ama olmadı, gitmiş yazdıklarım.
Tarayıcıda network loglarını tutmuyorum, göremedim.
Başka bakabileceğim bir yer var mı tarayıcı veya pc üzerinde?

1 saattir yazıyorum evlat acısı gibi oldu.

 
[]

Şu kabloyu en uygun nerede bulabilirim? Usb to 2.5mm jack

Aslında bir tane buldum ama bence 50 liralık kısa bir şey vardır ülke sınırları içerisinde.

www.hepsiburada.com

tr.aliexpress.com

tr.aliexpress.com

Edit: Ne için lazım derseniz, intercom şarj etmek için kullanılacak.

usb to 2.5mm stereo,
usb to 2.5mm aux,
usb to 2.5mm charging cable

diye arattım ama uygun bir şey bulamadım. aliexpresste 1 dolar olan şey niye 300-500 e satılıyor anlamadım.

 
[]

Transferwise 101

Freelance bir işten yurt dışından para almamız gerekiyor.

Euro hesabı istemişler benim var ama onu versem direkt gelmiyor sanırım?

Bir arkadaş wise hesabı aç onu gönder dedi ama açtım, para gönderme seçeneği var, alma seçeneği bizim ülkemizde kapalıymış.

E ne anladık ne kullanacağım ben :/

 
enpara eur olabilir, onun da fazla masrafı yok. wise'dan tl çekersen veya eur banka hesabına gönderirsen kur veya komisyon farkı oluyor.


  • fistikthecat  (16.04.24 10:57:55) 
enpara eur en mantıklısı. kullandım hepsini.


  • Kahvedesu  (16.04.24 11:15:18) 
Euro hesabinizin IBAN ve BIC bilgisini paylasirsaniz Swift yapabilirler.

Enpara Euro hesabina gelen paradan 45-50 lira gibi bir sey kesiyor, daha 1-2 ay once yaptim 1,5 euro gibi kusuratli bir sey kesti.
  • supergirl  (16.04.24 20:28:53 ~ 20:29:16) 
[]

Alkaline pil toplu halde en uygun nereden alınır?

Toplu dediğim 50-100 tane falan alacağım. Bunun bir yeri falan var mı toptancısı vs. Marka önemli değil, alkaline olsun yeter.

Piyasadaki AA pillere bakıyorum, çoğu çinko karbon. Milletin alım gücü düştükçe pil kalitesi de düşmüş.


 
migrostaki foreverplus gayet iyi. migros adına üretilen bir ürün zaten... eski kipa piller ile aynı. ve orbus ile aynı ürün sadece farklı marka. yıllardır hep kipa-orbus ve foreverplus kullandım ben.

normal fiyatı bile uygun, arada pillerde 40% mı ne indirim yapıyor migros. kampanya bekleyebilecek durumdaysan takipte kal.

www.migros.com.tr


sözlük başlığında aktı diyen olmuş ama ben daha kipa döneminden beri bu pilleri kullanıyorum, yüzlercesini kullanmışımdır akan olmadı. bilemiyorum... memnunum. tam tersi akma yapan duracell pillerle karşılaştım :D indirimle 12'liyi 42 lira civarına alabiliyorsun zamlanmadan tekrar kampanya gelirse ^^
  • konetsu  (15.04.24 14:28:04 ~ 14:31:51) 
aylar yıllar önce internette birisi AA pil testi yapmıştı. Duracell vs bir dolu marka ile bim'de satılan powerB marka pil vardı. performansları çok yakın olmasına rağmen, bim'deki pillerin fiyatı kat kat düşüktü. o günden beri sadece bim'den alırım pillerimi.


  • co2s2  (15.04.24 15:10:40) 
Evet o incelemeyi hatırlıyorum ama o diğer piller de yine alkalin pildi. O yüzden marka çok da fark etmiyordu. Duracell yerine bim pili alıyorduk. Şimdi bakıyorum üzerlerinde alkalin yazmıyor artık.

Ama migrostaki uygunmuş ben şunu bulmuştum, bundan daha uygun.
www.akakce.com

Hatta çinko karbon pillerden bile uygun ilginç. Şimdilik listenin üst sırasına koydum teşekkürler.
  • ananiyimioguz  (15.04.24 15:41:16 ~ 15:45:17) 
pilburada mağazalarından alabilirsin toplu alırsan indirim olur


  • alp9900  (15.04.24 16:00:19) 
Şarjlı pil kullanılamayacak bir alet vs. mi kullanıyorsun?

Sağlam bir şarjlı pil/şarj cihazı kombosu ile de ilerleyebilirsin.

Bu kadar pili aynı anda kullanmayacaksan çok almanın çok bir esprisi olmayabilir bekledikçe az da olsa eskiyorlar malum.
  • chicha_v2  (15.04.24 16:14:04) 
evdeki koridoru aydınlatan sensörlü lambalar, oyun kollarım falan sürekli pil istiyor.

şarjlı piller, pil masrafı + şarj aleti masrafı + harcanan elektrik düşünüldüğünde daha mı avantajlı oluyor, hesabını yapmadım.

çok önceden kullanıyordum ama yedekli ilerlemek lazım o da hem maliyeti artırıyor hem de bazen takmayı unutuyorum oturup dolmasını bekliyorsun falan rezillik.

o yüzden en güzeli kullan at demiştim. onları da biriktiriyorum geri dönüşüme vermek için.
  • ananiyimioguz  (15.04.24 18:26:51) 
[]

Çadır kurmanın yasak olduğu yerler?

Geçenlerde hanım dedi ki çadırı kurup uyuyabilmemiz için illa paralı kamp yeri mi olmak zorunda?

Ben de hayır ama bazı ormanlar orman yangınlarından ötürü gündüz kurdursa da belli bir saatten sonra konaklamaya izin vermiyorlar dedim.

Benim bilgilimi yalanlayacak veya güncelleyecek olan var mı çünkü her yeri bilmiyorum.

Mesela sahilleri bilmiyorum. Normalde sahillerde çadır görüyoruz. Bunlara kimse karışmıyor mu? Yani hem paralı hem de parasız yerlerde çadır yasağı olabilir mi?

Gaziantep'ten Aydın'a bir rota çizdik diyelim ve sahil şeridinden gidilecek.

Kalacağımız orman veya sahilleri nasıl seçelim? Her yeri teker teker arayıp sormak mı lazım?

 
hocam sizin arabanın markası neydi, genişçe ise stealth camping e çevirin arabayı, yanınıza çadır da alın


  • grimavi  (01.04.24 14:14:53) 
Genel olarak bildiğim kadarı ile herhangi bir yere çadır kurmak kanunen yasak. her hangi bir yerde 15 günden fazla devlete bilgi vermeden geçirmende yasak. ancak pratik hayat bundan farklı. kimi bölgelerde işi çok sıkı tutuyorlar özellikle yangınların yaygın olduğu sıcak ve kuru iklimlerde, akdenizde, ancak kimi iklimlerde o kadar da büyük dert değil.

insanların sıklıkla gittiği bilinen alanlar var, bilmemne ovası, bilmemne tepesi, şu gölü falan, insanlar gidip kamp yapıyor jandarma bi ara gelip şöyle bir geziyor etrafa bakıyor gidiyor. bir iki günlük kampçıların yerleri. atla aracına bas git kimse bişi demez.

jandarma tipi bozuk içmeye gelmiş kişilerin derdinde içip içip sapıtmasın diye geziniyo falan ekipmanın düzgünse niyetin belliyse en fazla kibarca başka yere yönlendirir.

bir rota planladıysan o rota üzerinde kamp yapılacak alanları belirleyebilirsin, instagram, facebook grupları üzerinden. tam olarak nasıl bir rota olacağını sen belirleyeceksin ki ona göre kamp yapılacak yerleri çıkart.

sana tavsiyem rota üzerindeki doğa güzelliği alanlarını tespit etmen, oralara yakın kamp yapacak uygun yerler bulunur.

ateş yakma, kamp tüpü al tamamdır.

ücretli yerlerin konforu oluyor, tuvalet, duş, mutfak yada mini marketimsi şeyler falan.

instagram'da ve facebookda kamp yapabileceğin yerlerle ilgili bir sürü grup var.
  • selam  (01.04.24 14:53:14) 
türkiye'de herhangi bir kısıtlma ya da regülasyon yok bu konuda bildiğim kadarıyla. wild camping tamamen mümkün.


  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (01.04.24 15:47:47) 
1. Belediye mücavir alan sınırları içinde çadır işine belediye karışır. Mutlaka bir encümen kararı vardır ve kurdurmaz.

2. Belediye yetki sınırları dışındaki yerler, şahıs arazisi ya da girilmesi yasaklı yer değilse kurarsın.

3. Ancak, son yıllardaki orman yangınlarından sonra yaz sezonlarında çadır kurmak için ayrılmış ücretli ya da ücretsiz yerler dışında çadır kurulması her yıl yasaklanıyor. Bu sene henüz bir yasak konmadı ama işgüzar bir polis ya da jandarma ekibi gelip huzurunuzu kaçırabilir ya da bir yerleşim yeri yakınındaysanız, sakinler sizi huzurumuzu bozuyor diye şikayet edebilir.

4. Son yıllarda kaçp malzemelerinin 3 harfli dükkanlarda satılması, kamp işinin genlerimizde olması ve ucuz bir tatil çeşidi olması nedeniyle bu işler sahillerde aldı yürüdü.
Kamp yapılan yerlere çökülür oldu. Karavanlar, tekerlekli sabit gecekondular oldu ve hepberaber halkta bir antipati yarattılar.

Bir şekilde kamp yapanlar kamp alanına Anadolu irfanını her tür atıklarını bıraktılar.

Uygun ve temiz bir yer bulma ve huzurlu kamp konusunda sıkıntı yaşayabilirsiniz.
  • Mirket  (01.04.24 16:49:47) 
[]

Yemek kartınıza ne kadar yatıyor?

İl ve tutar şeklinde yazar mısınız?


İstanbul - 5000

 
remote -250 günlük. nakit ödeniyor.


  • jelly bear  (01.04.24 13:56:49 ~ 13:57:01) 
Yani aylık 5500 mü


  • ananiyimioguz  (01.04.24 13:59:11) 
aylık değil günlük hesaplanır, o ayda kaç iş günü varsa onun üzerinden.

genelde 22 gün vardır.
  • benaslinda  (01.04.24 14:00:36) 
Tamam işte 22 gün olarak düşünüp söyleyin da. 5500 yapıyor işte yormayın insanları yoruldum vallahi yoruldum. Bize her ay aynı yatıyor, aylık hesaplanıyor.

Diyorsanız ki öyle doğru sonuç çıkmaz, günlük çalışanlar da var, tamam hadi günlük yazalım.

İstanbul - 230
  • ananiyimioguz  (01.04.24 14:16:30 ~ 14:17:11) 
istanbul-40 tl (evet yazıyla kırk lira)


  • akiskan  (01.04.24 14:30:50) 
istanbul - 275 günlük


  • pide  (01.04.24 14:43:08) 
istanbul, 6000


  • gabe h coud  (01.04.24 14:52:40) 
İstanbul - günlük 225 x remote çalışılan gün sayısı


  • arenas  (01.04.24 15:00:51) 
ankara - 6500


  • summerjam0306  (01.04.24 15:03:05) 
ben türkiye'de çalışmadım ama staj yaptım. orada da aylık hesaplanırdı; günlük değil. isterse ayda 10 iş günü olsun, isterse 25 iş günü. her ay aynı para yatardı.
tabii sene 2013'tü, o sebeple burada yazmam saçma olur miktarı.

  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (01.04.24 15:36:55) 
Aylık 5500 yatıyor, remote.


  • mirty  (01.04.24 18:06:44) 
Günlük 220 diye biliyorum. İstanbul.


  • put it in your appropriate place  (01.04.24 18:18:01) 
Günlük 215 ama sadece home office çalışılan günler


  • meraklitursucu  (01.04.24 19:46:51) 
Ankara - 250 - remote


  • yenibirgüzelnick  (02.04.24 07:43:35) 
Ankara - 8800


  • plutongezegendegilmi  (02.04.24 08:43:44) 
istanbul aylık 4500


  • nesenbilneben  (02.04.24 17:08:50) 
[]

Erotik zayıflama aleti reklamı

Arkadaslar bunu gecen yillarda da sormuştum kimse bulamamisti.

Şimdi bir benzerini gördüm tekrar soruyorum. Belki bu hatırlamanıza yardımcı olabilir.

www.instagram.com

Şu tarz bir aletin reklami dönüyordu birkac sene once.

Bir kadin reklamda oynuyordu ayni bu sekil. Ben cok memnun kaldim diyordu ama sesler ve görüntü bu biçim.

Bana o ilk yayılmış olan video veya reklam lazım bulabilir misiniz?

Edit: Bu arada tabii ki erotik degil de işte o anlam çıkıyor diye öyle dedim.

Edit 2: Video kalitesi kötüydü, 8-10 yıllık olabilir.

 
Zayıflama olduğuna emin miyiz?
Bölgesel beyazlatıcı uygulaması yapan bir cihaz ve dr. vardı, o da çok yayılmıştı en az 5 sene öncedir. Onu bulabilirim gibi :)

  • megalomaniac  (30.03.24 02:07:25) 
@megalomaniac, evet evet cihaz yine bunun aynısıydı


  • ananiyimioguz  (30.03.24 03:37:02) 
  • gnosis  (30.03.24 12:52:16) 
işine yararsa. dün bizim borsa grubunda paylaşmışlardı.
twitter.com

  • lazpalle  (30.03.24 14:16:11) 
Bunlar degil arkadaslar :(


  • ananiyimioguz  (31.03.24 20:20:24) 
[]

Oyalanmamız doğru mu?

Uzun bir süredir insan ırkı olarak çok azımız dışında geri kalan herkesin oyalanıp gittiğini düşünüyorum ve bu bana rahatsızlık veriyor.

Çünkü ben de oyalanıyorum. Kendi ırkım için faydalı bir şeyler yaptığımı veya yaptığımızı düşünmüyorum.

Kitaplar, kurgular, filmler, diziler, siyaset, ideolojiler hatta dinler.

Kısacık ümrümüzü güzel geçirdiğimizi düşünmemiz/sanmamız için yine kendimizin yaptığı, yani yine kendi beynimizden çıkan araçlar olarak görüyorum.

Bir kitabı okurken veya filmi izlerken o heyecan hoşuma gidiyor. Bir inanca kaptırıp gitmek, ölümden sonraki bilinmezliği doldurmak hoşuma gidiyor. Fakat yoğunlaşma bittiğinde pişmanlık hissi duyuyorum.

Sürekli belli yalanlar kurguluyor, birbirimizi inandırıyor ve bu kurgular hakkında tartışıp duruyoruz. Herkes kendince bir amaç buluyor, kimi dini inancı gereği orada söylenenleri uyguluyor veya uyguladığını düşünüyor en azından iyi hissediyor, kimi farklı duygusal veya bilimsel inanclar geliştiriyor onlara sarılıyor.

Bunu yapıyoruz çünkü birileri öyle istediği için değil de, yapmasaydık eğer türümüzün devamlılığını kendi kendine getiremezdik yani inanç meselesinin de evrimin bir parçası olduğunu düşünüyorum yani bu inancın illa dini olması gerekmiyor.

Fakat her ne olursa olsun, her ne bulursak bulalım oyalandığımızı düşünüyorum. Çoğumuzun "anlamlı" bulduğu şeylerin bile bir yalandan ibaret olduğunu düşünmek bana rahatsızlık veriyor.

Bu konuda ne yapabilirim?

 
çocuk xd senin ilacın bu.. yap bak kalıyo mu bi tane varoluşsal sancın

bi de domates salata falan ekebilirsin
  • abuzer  (23.03.24 21:21:13) 
çocuk da umduğum gibi olmayabilir :( ayrıca o da bir çeşit oyalanma ve anlam bulma nesnesi değil mi?

gerçi hoş, başka ne yapabiliriz ki herkes bir buluş yapacak diye bir şey yok.
  • ananiyimioguz  (23.03.24 21:23:18 ~ 21:26:03) 
öncelikle zaten her şey çok anlamsız, anlamı biz yaratıyoruz. sizin de kendi anlamınızı inşa etmeniz gerekir. oyalanıyoruz bu beni rahatsız ediyor, bir şeyler yapıyorum hoşuma gidiyor sonrasında pişman oluyorum demişsiniz ya. başka bir şey yapamazsınız çünkü. değiştirebileceğiniz şeylere odaklanın. değiştiremeyeceğiniz şeylerin peşinde heba olmayın. neye inanıyorsanız ailenize, sevdiğinize ya da devletinize, ona en iyi hizmeti kendinize yatırım yaparak, kendinizi geliştirerek, bu iğrenç sistemin dişlilerinden biri olmayarak yapmış olursunuz. savaşarak bir şeylerin elde edildiği dönem bitti. kim akıl sağlığını koruyorsa o güçlüdür.


  • tabii lan manyak mısın  (23.03.24 21:28:52) 
türümün devamlılığı ya da insanlık umrumda değil, ben dünyaya oyalanmaya gelmişim kimseye bir zarar vermeden de zamanı gelince ayrılacam bu kadar


  • grimavi  (23.03.24 21:29:55) 
Ne kadar kaliteli oyalanabiliyorsan o kadar iyi.


  • kimlanbu  (23.03.24 21:37:05) 
Git Mardinli Şeyhmuz Amca'yla tanış. Yakınsın nasıl olsa.

www.youtube.com

Jadav Molai Payeng'la tanış diyeceğim de o uzakta.

onedio.com
  • Mirket  (23.03.24 21:42:48 ~ 21:45:40) 
@grimavi +1

Dünyaya bir şey katmak benim de pek umrumda değil. Mesleğimdeki ilerlemem ya da ilgi duyduğum başka bir şey belirsiz bir gelecekte "dünyaya bir şey katmakla" sonuçlanırsa bile böyle bir niyetim olduğundan dolayı olmayacaktır. Zaten böyle bir şey de olmayacaktır.

Hayatın genel bir anlamı olduğunu sanmıyorum, ama yaşamaktan memnunum. Canımı sıkan şeyler var, ilgimi çeken şeyler de var. İnişli çıkışlı gidiyor işte. Olması gereken de bu gibi geliyor.

Gününüzün güzel geçmesiyle, güzel geçtiğini sanmanız arasında bir fark olduğunu da sanmıyorum. Hayatınızı kimseye muhtaç olmadan geçirmek için belli başlı sorumluluklar var, bunları yerine getirdiğiniz sürece geri kalan zamanda ne olduğu çok önemli değil bence.
  • akhenaten  (23.03.24 23:05:15) 
Valla anlamsız da gelse sabah erken kalkıp kahvaltımızı yapacaz sporumuzu yogamızı yapacaz işimize gidecek en az emekle max parayı kazanmaya çalışacaz mutlaka her ay para biriktirecez en ucuza en güzel yemekleri nasıl yiycez onu düşünecez kaliteli uyku uyuyacağız mümkün olduğunca doyurucu cinsellik yaşayacaz. Buraya kadar olanları anlamsız da olsa yapacaz. Bunlar oyalanma değil. Bunlar yoksa sağlığımız ekonomimiz bozuluyor. Gücümüz azalıyor. Gücümüzü artıracağız. Fiziksel maddi manevi sosyal ekonomik gücümüzü artıracağız. Bunları düzenli yapıyoruz peki sonra? Hayatla ve insanlarla bağ kuracağız. Bu bağları da güçlendirecekğiz. Hayatın her anını bir festival olarak göreceğiz. Tamam herkes çok acılar çekti herkes oyalandı falan ama bi sürü güzellik de gördük. Öteki sperm birinci gelseydi sen bu güzelliklerin hiçbirini göremeyecektin. İyi ki gelmişiz.


  • gece abisi  (23.03.24 23:11:06 ~ 23:12:24) 
Felsefe okumya başla. Uzun zamandır okuyorum


  • sonhakan  (23.03.24 23:15:13) 
On not: telden uzun cevap yazarken site log off etmis beni ve gondere basinca cevap gitmedi. Cok sagol eksi duyuru. Genis konu ve oyalanmanin anlami degisebilir veya daha felsefi/derin de dusunulebilir. Biraz daha kisa maddeler yazim:

- hayata bir sey birakma istegi, oyalanmamanin ana temasi sanirim ya da toplum bilinci onu dayatiyor. Bunun en yaygin ve gecerli olani cocuk yapmak oluyor. Tabii bunu biyolojik/evrimsel bir icgudu olarak da dusunebiliriz.

- kendimizi karsilastiriyoruz. Son yillarda sosyal medya en buyuk etken. Bence karsilastirmayi birakmaliyiz. En azindan bir cok rastgele insanla. Ama ilham almak iyi bir sey veya sonucu iyi olabilir. Daha onemli kisilerden, sanatkarlardan, bilimadamlarindan ilham almak daha anlamli bence. Onlar da kendilerinden once gelmis buyuk kisilerden ilham alabiliyorlar veya onlarin calismalarini ilerletebiliyorlar. Boyle insanlar sayesinde de medeniyet/bilim/teknoloji vs. ilerlemis.

- dini ve ruhani durumlar da insani etkileyebiliyor ve kisi icin hayatin anlami oluyor. Ruhun veya bilincin sonsuz oldugu inanci ve bu umutla yasamak, dunyanin bir test oldugu inanci ve kendini bir yaraticiya adamak. Kisi, dunyada, dine ve kurallarina gore yasayinca da zaten tatmin oluyor ve oyalanmamis oluyor.

- kendimizi veya dunyayi evrenle karsilastirdigimizda her sey anlamsiz kaliyor. Bir anlam aramamiz da anlamsiz gibi. Ani yasamali bir nevi. Mutlu olmak ve insani degerlerimizi korumak en guzeli. En basitinden dusunursek, etrafimiza/cevremize yaptigimiz kucuk iyilikler ve yardimlar yeterli olabilir.
  • ermanen  (23.03.24 23:35:24 ~ 23:40:11) 
Bunun yolu hayatını bir bilime vermek.


  • dissendium  (24.03.24 00:05:57) 
bu dunya zaten oyalanma yeri

aslinda dinlere gore, bir cesit nezarethane. bir suc islendi ve biz o nedenle buradayiz.

babaannem cocukken hep soyle derdi, o zamanlar anlamazdim


malda yalan mulkte yalan, var birazda sen oyalan
  • foster  (24.03.24 00:08:03) 
@grimavi +1
Bütün bilgeliğimle şunu eklemek istiyorum: ya ne yapacağıdık?

Girdiğiniz yolun sonu nihilizme çıkıyor, güzel bura.
  • kobuzchu kiz  (24.03.24 08:12:48) 
einstein da olsan, mehmet emmi de olsan yasayacagin omur belli. bence oyalanmak daha iyi. einstein hayati boyunca calismis, belki de berbat bir hayat gecirmis. sonunda ikisi de hayatini kaybediyor ve yaptiklarinin kendileri icin hicbir anlami olmuyor.

biz einstein'i guzel aniyorsak bunun einstein'a ne faydasi var? adam oldu gitti. belki cok calistigi icin cok sevdigi bir yemegi bir kez daha yiyemeden oldu. bu yemek bence einstein acisindan tum bilimsel calismalarindan daha onemli bir sey olabilirdi. cunku hazzin da bir siniri var. belki bu adamin aldigi nobel mehmet emminin aldigi ikinci inekle ayni derecede haz verdi ona. on yillarca calisma sonucu aldigin haz mehmetin alti ay para biriktirip aldigi inekle ayni hazzi veriyor. kisisel olarak asiri kotu bir emek fayda orani degil mi bu?

biyolojik olarak ayniyiz, salgiladigimiz hormonlar ve yasadigimiz haz ayni. ne kadar cok sey yaparsak bu hazza ulasma esigimiz artiyor ki bu olumsuz bir sey.

ozetle bence oyalanmak dunyaya bir seyler katmaktan cok daha iyi. ignorance is bliss diye bosuna dememisler.
  • bohr atom modeli  (24.03.24 12:59:30 ~ 13:09:19) 
Uzun bir süredir dediğin 200 bin yıldır böyle zaten. İnsanlığın küçük bir kısmı ilerlemeyi ve gelişmeyi sağlıyor. Geri kalanı da ikiye ayrılıyor. Buna doğrudan ya da dolaylı olarak katkı sağlayanlar ya da uyanlar bir grup, topluma gram faydası olmayan yük olarak arkadan getirilenler/geri çekenler de diğer grup. Bırak tamamını, aynı anda yaşayan nüfusunun çeyreğinin Dünya'yı ileriye taşıyan adımlar atıp icatlar yaptığı bir toplum hiç olmadı zaten.

Sende yaşanan şey işte bu diğer iki gruptan birinde olduğunu fark etme anı. Nasıl oyalanacağın ve oylanırken topluma yük olup olmayacağın senin elinde. Kendini fazla yıpratmana gerek yok.
  • nawar  (24.03.24 15:47:31) 
[]

Bütün motorlara binmek istiyorum

Ülke sınırları içerisinde bunu nasıl gerçekleştirebilirim?

Yani gideyim bir yere ve naked, advanture, racing, touring, chopper..

Sıradan hepsine bineyim.

Hangisini daha çok seveceğime karar vermek istiyorum.

Kiralanıyorsa saatlik kiralayım bir yerden ama bu çeşitliliğe tek seferde nasıl ulaşabilirim?

Edit: Bazen fuarlar oluyor, oralarda binebiliyorsunuz ama süremiyorsunuz.

 
öyle 10-20 dakikalık sürüşle buna karar veremezsin. hepsinin sürüş stilinin ayrı keyfi, amacı ve uzmanlığı var. chopper sürer gibi cross süremezsin mesela. crossun keyfini alacak tecrübeye ulaşman da aylar sürer. ya da bir enduroya boş yolda bindin iki tur attın, şehir içine girip o dar trafikte at gibi motorla güreşmeye başlayınca işin rengi değişir. çok fazla faktör var.


  • orpheus  (20.03.24 20:56:39 ~ 21:00:48) 
farkındayım ancak bir yerden başlamak lazım değil mi


  • ananiyimioguz  (20.03.24 21:40:53) 
bu kadar uzun birşey değil bu.

öncelikle hepsine fuarda oturun. hangisinin üstünde oturuş rahatsa 1, hangisinin üstünde kendinizi beğendiyseniz 2. - foto çektirin her bindiğinize 2.yi ancak böyle bulursunuz.

sonra 1 ve 2 arasında seçim yapacaksınız.

ben mt9 cb hornet da mutluyum ama tracer twin serisine hayranım mesela. böyle birşey çıkacak sizde de.
  • baldan kaymak  (20.03.24 21:51:32) 
o da hiç yoktan iyidir fakat durduğu yerden hissiyatı anlayamam kaldı ki orpheus un dediği gibi başka dinamiklerde var.

o yüzden mümkün olduğunca binip sürebilirsem iyi olacak.

teker teker ilanlara yazıp test sürüşü için binmek istesem gibi bir fikir geldi aklıma ama herkes vermeyebilir. bir de çok yorar farklı yerlere git gel.
  • ananiyimioguz  (20.03.24 22:30:09 ~ 22:31:54) 
Tanımadığım kişiye denemesi için arabamı/motorumu vermezdim, ilan sahiplerine mesaj atma işinin hüsranla sonuçlanması kuvvetle muhtemel.

Kiralık seçenekleri değerlendirmek iyi olur ama orada da motor tipi ve güç seçenekleri büyük olasılıkla sınırlı olacaktır. Yurtdışında çok çeşitli kiralama alternatifleri mevcut ama Türkiye'de zor.

Bu durumda bence çalışacak tek alternatif, motosiklet sürücülerinin topluluklarına dahil olup arkadaşlık ilişkisi geliştirdikten sonra motosikletlerini denemek. Ama burada da şöyle bir sorun görüyorum. Bu soruyu soruyorsanız, muhtemelen ilk motosikletiniz olacak zira biraz tecrübeli bir motosiklet kullanıcısı böyle bir soru sormayacaktır.

Eğer ilk motosikletiniz olacaksa motosikletin türünden ziyade başlangıç için uygun olan modellere öncelik vermenizi öneririm. İlk mesajınızdan anladığım kadarıyla scooter düşünmüyorsunuz. Başlangıç için genelde 125 cc'lik motorlar tavsiye edilir, 250 cc'nin üzerine çıkılması pek önerilmez. Bu aralıkta model çeşitliliği üst hacimlerdeki kadar fazla olmadığından, racing ya da cruiser gibi skalanın uçlarında yer alan motosikletler yerine daha ortada olan naked modellere yönelirdim ben olsam.
  • 10551037  (21.03.24 00:10:47) 
devam ediyor mu bilmiyorum ama hondanın güvenli sürüş akademisi vardı. orada önce 125cc commuter ile başlatıp en son 600cc kadar kullandırıyorlar. hem eğitim hem de farklı segment motorları yeterince test etmek için kullanılabilir.


  • orpheus  (21.03.24 01:01:20) 
sukuter düşünmüyorum çünkü zaten 125 ve 300 lük kullandım aslında seviyorum, memnunum ama diğerlerini merak ediyorum.

daha önce honda cbf 150 ve suzuki inazuma 250 denedim fakat bunlar dışında hiç tecrübem yok.

tecrübeli sayılmam ama bu deneyimi herkes yaşamak ister neden x kategoriyi bilen birisi diğerlerini denemek istemesin ki anlamadım
  • ananiyimioguz  (21.03.24 01:12:23) 
Belli bir motosiklet tecrübesi olan sürücünün etrafında da genelde çok sayıda motosikletçi olduğundan arkadaşlarının da motosikletlerini tecrübe etme fırsatı bulacaktır, en azından benim çevremdeki motosiklet sürücülerinin deneyimi bu yönde.

Mevcut durumu bilmiyorum ama 7-8 yıl önce cruiser için tek alternatif görece düşük kaliteli Çin malı motosikletlerdi, bu nedenle başlangıç için kimse cruiser önermiyordu. Yine 300 cc'ye kadar touring motor var mı bilmiyorum, aklıma gelmiyor. Adventure için sanırım KTM'de model var ama başlangıç için pahalı olabilir. Naked ve racing alternatifler daha bol, hem daha uygun fiyatlı Japon hem de daha pahalı Avrupa markalarında bu modellere ulaşmak mümkün.

Madem ilk motosikletiniz olacak, zaten bu motosikleti yıllarca kullanmayacağınız için tipten ziyade başlangıç için daha makul modele yönelmek bence daha mantıklı. 125'lik bir motosikleti 1 yıl kullandıktan sonra zaten büyütmek için kaşınmaya başlayacaksınız. Bu süre zarfında etrafınızda motosikletçilerden oluşan bir çevreniz oluşur, siz de her türden motosikleti kullananların tecrübelerini ilk elden öğrenir, bu sırada bazı motosikletleri dener, ona göre karar verirsiniz.
  • 10551037  (21.03.24 01:35:40) 
[]

Aramızda youtuber var mı?

Yazın yotube a bir video atmıştım birden 100bin izlendi. Ben de bi gaza geldim video atmaya devam edeyim dedim.

Bir de para kazanma olayı varmış onu açayım dedim. Önce dedi ki videoların bilmem kaç izlenmesi lazım ön koşul olarak. Onu geçtim zaten 100bini geçince. (şuan 200bin)

Sonra dedi ki 500 aboneyi geçmen lazım. benim 10 abonem falan vardı. Zamanla 100-200 derken 500 oldu. Para kazanma paneli açıldı. Benden google cüzdan falan bişeyler istedi kart tanımladım banka hesabı tanımladım falan.

Neyse gel zaman git zaman benim toplam video izlenmelerim 250bin görüntülenmeye ulaştı ama henüz para mara yok. şimdi de 1000 aboneyi geç diyor. Yav bu ne her adımda yenisi mi açılacak anlamadım.

abone sayım 980 falan yakında 1000 olurum o zaman mı kazanıcam ben anlamadım bu işten bişey.

hayır vereceği de 1-2 dolar bişeydir allah bilir de heves ettim :(

 
son 365 gün içerisinde 4000 saat izlenme (geçmişsindir tahminen)
+
1000 abone.

500 abone olayı şey, izlenmeden/reklamdan para gelmiyor ama izleyiciler super like gibi şeyler atıp para verebiliyor destek olabiliyor.
  • nhk ni youkosu  (13.03.24 23:34:41) 
kanal paylasin da like atalim :P
boyle kuru kuru olmuyor

  • cooperr  (14.03.24 00:09:10) 
aynen merak ettik videoyu paylasir misiniz :)


  • The_Lollok  (14.03.24 00:14:18) 
Kauntum bilgeliği ve tasavvufla ilgili arkadaşlar sizlik bir sey yok


  • ananiyimioguz  (14.03.24 00:36:57) 
iki dakikada harcadı duyurucuları
ayda en az 1 düzenli video atmak para kazanma paneline etkili diye biliyorum.

  • eja  (14.03.24 09:00:33) 
''Kauntum bilgeliği ve tasavvufla ilgili arkadaşlar sizlik bir sey yok''

teşekkürler hahahahahhaha

Ben ilgileniyorum ya.
  • Kahvedesu  (14.03.24 10:44:43) 
YANLIŞ YAPMIŞSIN,

banka hesabı tanımlamadan önce gidip vergi dairesinden yazı alacaksın sonra bu yazı ile bankaya gideceksin, önce banka hesabı açınca sorun oldugunu izlemiştim.
  • liberal  (14.03.24 11:50:35) 
@liberal, ama her şey onaylı gözüküyor banka bilgilerimi falan girdim, vergisel bir sorun yazmıyor (en azından şimdilik), acaba yatırılırken mi sorun olur?

ne gibi bir sorun oluyor yani şu saatten sonra ne yapabilirim, vergi dairesine gidip ne yazı alacağım? bu arada hemen öyle yüklü miktarda para geleceğini sanmıyorum şimdilik dikkat çekmeyebilir :D
  • ananiyimioguz  (14.03.24 11:53:57 ~ 12:01:11) 
1.900.000 TL gelire kadar zaten vergi kaydı açtırmana gerek yok ama gelir elde ediyorsan vergisini ödemen lazım o da bankaya para yatınca kendisi kesinti yapıyor.

youtube'da videolar var izle derim.
  • liberal  (14.03.24 11:57:16) 
Devlet yıllık x liraya kadar kaynağından kesilecek %15 vergi getirmişti arkadaşın dediği onun içindir. Sen beyan edip gelir vergisi vs ödemiyorsun da geldiği anda yüzde 15 kesiliyor. Bunun için bildirmen ona göre yeni banka hesabı açman oraya para alman vs gerekiyor diye biliyorum ama deneyimlemedim.
www.parasut.com

  • nhk ni youkosu  (14.03.24 12:00:44) 
Ama benden banka hesabından ziyade kart istedi sanki ya.

Ve vergi kısmında onaylı gözüküyor nasıl oluyor ben bişey yapmadım.

hizliresim.com

Bir de benden web sitesine reklam vermemi istiyor. Hanıma açtığım web sayfası vardı kendimin yok da, ona gömdüm. Bu sefer de trafiği az falan diye kem küm etti google. Bu gerekli mi "para kazanmak için sitenizi bağlamalısınız" diyor. E ben youtube üzerinden kazanıca site şart mı yani
  • ananiyimioguz  (14.03.24 12:05:10 ~ 12:08:17) 
tasavvuf ile ilgilisin ama 1-2 dolarin pesine dusuyorsun.
bunu takipcilerin duymasin oguzcum :)

  • cooperr  (15.03.24 19:52:32) 
mülk allahın bız sadece emanetciyishdjf


  • ananiyimioguz  (16.03.24 00:39:22) 
[]

Toplu münasebet partisi

Geçenlerde bir tanıdığın çalıştığı yerdeki patronu çalışanlarla veya müşterilerle odasında "partilediği" konuşuluyordu. Bu tescillenmiş bu arada artık.

Sonra konu çiftlerin de bu şekilde takıldığına geldi.

Ben de zamanında dating applerde çift görüyordum ama onlar takılıyordur falan diyordum. Meğer ciddi ilişkide veya evli olanlar da tercih edebiliyormuş.

Biz bi düşündük dedik ki çiftler bunu yapıyorsa artık birbirlerine karşı sevgilerini yitirmiş olmalılar.

Siz ne düşüyorsunuz öyle midir yoksa tüm zevkleri tattık bunu da tadalım gibi bir şey midir?

Olabildiğince sansürleyerek sormaya çalıştım.

Eski duyurularımdan olayı hatırlayanlar olacaktır: www.eksiduyuru.com

 
hiç düşünmeyeceğim kesimlerdeki insanlardan acayip şeyler duyuyorum. her şeyin hızlı tüketildiği gibi ilişkileri ve parterleri de hızla tüketiyorlar sanırım.


  • anon1m  (13.03.24 04:12:25) 
Dünyada her tür insan var, hepsini anlamaya çalışsak işin içinden çıkmak mümkün değil.

Önce sevgi nediri bir tanımlamak gerekiyor, bunun da belli bir cevabı yok ki... Bir de birlikte olan herkesin aynı sebeplere dayalı olarak birlikte olduğunu düşünmek yanlış olsa gerek. Sizin takılıyorlar dediklerinizle, sevgili dediğiniz insanların her ikisinin de ortak özellikleri, dışardan, o ilişkinin içinde olmayan kişilerin gördüğü profil bakımından birlikte kalmaya gönüllü çift resmini çiziyor olması. Neden bir arada kalmak istedikleri kendi bilecekleri iş.

Hepimiz kendi hayatımızdan sorumluyuz sonuçta. Başkasına gidip "ya sen kendini mutlu sanıyorsun ama senin mutlu olman mümkün değil, ben senin böyle yaşamanı istemem" diyemeyiz. Ama kendi hayatımızı nasıl kuracağımıza, kimleri içeri alıp kimleri dışarda tutacağımıza karar verebiliriz.

Herkesin düşünce yapısını anlamak mümkün değil. Ben swinger olayını anlamıyorum mesela, ama ilişkiyi yürütemediklerini açık seçik bildikleri halde evli kalanları da anlamıyorum. Görücü usulü kurulan ilişkileri de anlamıyorum. "erkeğin güzeli çirkini olmaz, erkek erkektir" diyen kadınları da anlamıyorum. Ne bileyim, çocuğunuz var ayrılamazsınız olayını da anlamıyorum. Benim anladığım tek eşli, ancak birlikte olmayı isteyen insanların birlikte olması. Yine de benim anlamadığım ilişkiler binyıllardır var ve sürdürülebilir şeyler demek ki.

O yüzden bu kişilerin birbirlerine karşı sevgisini ne kadar yitirmiş ne kadar seviyor oldukları hakkında bir şey demek çok da kolay değil ve bunun herkes tarafından kabul görecek bir cevabı da yok zaten.
  • akhenaten  (13.03.24 09:25:15 ~ 09:55:53) 
Abi yani böyle fetişler var dünyada. 4 akli dengesi yerinde yetişkin, kendi rızaları dahilinde yaptıktan sonra ilişkide sevgi bitmiş midir, ayrılırlar mı, ahlak dışı mıdır vs gibi sorular beni çok ilgilendirmiyor. Ne bileyim sanırım dün bir duyuru vardı ayaktan huylanan bi arkadaş açmıştı, hatta sanırım sen de çekici bir ayağı beğendiğini söylemiştin. Ayak fetişi nasıl genel geçer (hatta medyada falan en popüler bile olabilir) bir fetişse, eşini başkasıyla izlemek de öyle bir fetiş ki bu da medyada çok işleniyor son dönemlerde. Senin, benim tasvip edip etmememiz bundan hoşlanan çiftlerin varlığını değiştirmeyecek. Birbirleri arasındaki sevginin durumu hakkında da yorum yapamayız yani bence. Gayet birbirlerini deli gibi sevip arada "heyecan" olması için yapan çiftler de olabilir. Etrafımda hiç swingera katılan çift olmadığı için (en azından bildiğim kadarıyla lol) soramadım tabii ki ama bunu yapanlar da birbirlerini sevmiyor diyemeyiz gibi geliyor bana.


  • nundu  (13.03.24 09:53:11) 
beni ilgilendirmeyen durum.

şahsen hiçbir aksiyon almam. olur da başa gelirse de yani eşim böyle birşey istese, ayrılırım. diğer türlü çıkar evliliği oluyor. sanırım biz erkeklerin çıkar evliliğine hiç ihtiyacı yok. zaten evlilik kurumu için çıkar üstüne kurulu diye düşünüyorum düşüncem iyice perçinlenirdi.
  • baldan kaymak  (13.03.24 10:51:35) 
  • salihdt  (13.03.24 11:50:49) 
hocam bunu düşüncelerinizi yargılamak için değil de farklı bir bakış açısı olarak söylüyorum

"Biz bi düşündük dedik ki çiftler bunu yapıyorsa artık birbirlerine karşı sevgilerini yitirmiş olmalılar."

çünkü bu düşünce heteronormatif ve tek eşli bir ilişki dinamiğinin çerçevesi

fakat bu herkesi kapsamıyor, sorduğunuz hayat tarzını deneyen uygulayan çiftler de var, bu onların birbirine saygı ve sevgisinin bittiği anlamına gelmiyor, çünkü tanımları farklı

reddit'te bazı sublarda bunlar çok açık net bilgilendirici şekilde konuşuluyor oraları okuyabilirsin

ben meraktan okudum, uygulayacağım bir pratik değil ama ufkum açıldı
  • grimavi  (13.03.24 12:31:29) 
mobildeyim editleyemiyorum.

ata erkil toplumca yetiştirilmiş erkeklerin çıkarına tabi.

yemeğini yapan, temiz olan, sadece anı yaşamak için biri olsun isteyenler de var aramızda. varız burdayız öyle değiliz. vesselam.

cevabımı da yazmış olayım: ortamdan etkilenmemek elde olmazdı ama umrumda olmazdı.
  • baldan kaymak  (14.03.24 21:29:41) 
yeni evlilikler eskisi gibi degil, saygi sevgi tanimi artik cok baska. ben sahsen oyle bir ortamda esimle bulunmak istemem ama bekar olsam kiz arkadasimla ya da escort tutup :D gidebilirim.

bu arada otellerde cift kisilik yataga bakan tekli koltuk artik moda oldu.
twitter.com
  • sewdali  (14.03.24 21:39:35) 
[]

Şu japon ile yapışır mı?

ibb.co

Deri yapistiricisi diye ayri satilan bir sey var ama evde sadece normal japon var.

150 lira falan deri için olan. Ondan alip mi yapistirsam yoksa japonu basayım mı?

150 lira bisey degil ama bir kac damla kullanicam yani bidaha nerede deri yapistirma işi denk gelsin bu yasima geldim ilk defa kullanicam.

Ya da 50 lirayi şu esnafa ver o halleder mi dersiniz? Ayakkabici cantaci falan?

Hem işgence aleti gibi bisey var ya, ona koymak gerekir belki?

 
Bence yaptırın. Japon tutar tutmasına ama elastikiyetini kaybeder.


  • orient blue  (12.03.24 12:20:27) 
japon tutar ama dikkatli kullanman lazım. her yere bulaşıyor çıkmıyor da.

ayakkabıcılar da halleder bu arada. bally deneyebilirsin mesela.
  • jelly bear  (12.03.24 12:33:27) 
yapışsa bile sağlam olmaz
çift komponentli bir şey olması lazım. ben hızlı yapıştırıcı derim ama mikro boyutlarda nasıl uygulayabilirsin bilemedim. ya da iran yapıştırıcısı denen bir şey var. bu ikisinden biri olur ama kordonu bebat etme riski de var.

  • etna  (12.03.24 22:32:09) 
nereye götüreyim peki neresi yapar bunu en sağlıklı şekilde?


  • ananiyimioguz  (12.03.24 22:39:43) 
valla ayakkabıcı çantacı da bally ile yapıştırır isterseniz siz de bi bally alıp yapıştırın


  • milletin efendisi olmaya gelen adam  (12.03.24 23:36:34) 
[]

Anne babanız ele ayağa düşse evinize alır bakar mısınız?

Siz de 40 yasindasiniz ve evlisiniz.

A) evime alir bakarim
B) bakıcı tutarim kendi evinde bakılır
C) ben bakamam kardeslerimden biri bakar ona para gondeririz
D) bakim evine veriririm
E) hic ilgilenmem baslarinin caresine baksinlar, devlet sahip ciksin

Edit: Bakıcılar 1000-2000 dolar arası alıyor diye biliyorum bu arada onu da hesaplıyor musunuz düşünürken?
Bakım evine verseniz de yine 500-1000 dolar arası bir ücret isteyecekler.
Kaldı ki her şey dahil mi yani ilaç veya bez paraları dahil olmayabiliyor onları da eklemek lazım.

 
b


  • gabe h coud  (11.03.24 20:18:16) 
a ya da b duruma göre değişir.
kendi evimde bakmasam da kendi evinde çokça baktım.

  • jelly bear  (11.03.24 20:22:45) 
Allah büyük konuşturmasın da

a-b
  • ya ben lan neyse  (11.03.24 20:27:20) 
babam erken ölünce bunları konuşur olduk annemle. kendisi kimseye yük olmayan tonton nene olarak ara sıra bizim yanımızda olmak isteyeceğini ama KESİNLİKLE ona bakmamamızı söylüyor. evlat olarak gelin, görün, halimi hatrımı sorun, beni yalnız bırakmayın ama sizin başınıza kalacağım bi durum da olmasın diyor sigma reyiz.

o yüzden bana en mantıklı gelen B veya kendisi isterse C. bakıma muhtaçsa eğer ne yaptığını bilen, ona iyi davranacağını da bildiğim bi profesyonele işi yıkmayı tercih ederim. mümkünse annemin bize olabildiğince yakın yaşamasını sağlarım. bakımıyla profesyonel uğraşır, ben de hep yanında yöresinde olurum. hem o kimseye yük olduğunu hissetmez hem de oğlunun yanında olduğunu bilir.

A çok sıkıntılı bir olay. yaşlanan anamı öylece bırakmayı kendime yakıştıramıyorum, doğru bulmam. diğer taraftan 40 yaşında adamım, evliyim, eşim "ben senin annene mi bakıcam bu saatten sonra" derse o da haklı. ne biliyim. çok zor iş. umarım hiç öyle bi noktada olmam ama olursam da eşime güzelce açıklamaya çalışırım, anamla ilgili tüm sorumluluğu üstlenirim, hem eşimin rahatı bozulmasın hem de annem kendini rahatsız hissetmesin diye uğraşırım. 40 yaşındaki adamın önceliği kendi karısı ve çocuğu olmalı diye düşünüyorum ama anamı da sokağa bırakamam yav, gönlüm razı gelmez.
  • mark greg sputnik  (11.03.24 20:29:58) 
Yatılı bakıcı fiyatlarını araştırın ya da hiç araştırmayıp B seçeneğini eleyin bence.

Bakım evi dediğiniz Devlete ait huzurevleriyse hem yıllar önceden sıraya girmesi gerekiyor ve hem de 'kendine bakabilecek yeterlilikte' şartı var. Dolayısıyla E maddesinin virgülden sonrası da iptal.
Özel huzur evi diyorsanız eğer onun için de B maddesi için söylediklerim geçerli.

Benim cevabım A.
A dışındaki maddeyi düşünenleri (gerçi şahsi görüşümdür kimseyi bağlamaz da) insani bulmam.
  • Mirket  (11.03.24 20:43:09) 
B
Mevcutta benim anne babam daha genç ama yatalak hastalarımıza böyle bakıyoruz. Annem vakti zamanında anneanneme bakarken bel fıtığı oldu. Senelerdir ceremesini çekiyoruz yatan hastaya bakmak herkesin harcı değil.

  • cilekli pasta  (11.03.24 20:50:57) 
Benim evimde bakıcısı olur. Ben çalışıyorum, eşim de çalışıyor olacak. O yüzden bakıcı olur. Ekonomik durumumuza göre ya yarım gün ya da yatılı olur. Evin her yerine kamera koyarız, tuvalet ve banyoya ise sadece ses kaydı alan tipte kamera eğer varsa. Biraz detaylı anlattım ama :))


  • rock n roll  (11.03.24 21:03:52) 
Duruma göre a ya da b. A olacaksa mutlaka yine bakıcı olur evde. O ilgilenir ama benim gözüm üstünde olur. B olacaksa da benim evime yakın bir yere taşınılir. Ben yine her gün, gün içinde görürüm. Başka türlüsünü hayal edemedim. Bu arada aynısı eşimin annesi için de geçerli.


Bu arada ben yurtdışındayim, ailem de öyle. Buna gore cevap verdim.
  • fraise  (11.03.24 21:09:27 ~ 23:34:44) 
Allah kimseye öyle bir durum yaşatmasın ama A şıkkı fazla hayalci.

Kendi evinizde bile baksanız bakıcı tutmak zorunda kalabilirsiniz zira pek hareket edemeyen bir hastayı kaldırmak, oturtmak, yatırmak, yıkamak vb. zor işler ve üstüne "dışarıdan" biri psikolojik olarak o işi daha iyi yapıyor. Sürekli yanınızda kötüleşen ve ölüme giden biri olması, ve o kişinin anneniz babanız olması sizin için de aşırı yıpratıcı olacaktır. Anneannem alzheimer'dı ve göçmen bakıcı tutulmuştu onlarla bile psikolojik harp oldu, komple annem veya teyzem baksa onların psikolojisini ve bedensel sağlıklarını(bel vs.) kaybederdik sanırım.
  • nhk ni youkosu  (11.03.24 21:14:52) 
A. Ama bu senaryoda ben de çalışacağım için bakıcı tutmam gerekecek.


  • Amaranta ursula  (11.03.24 21:27:05) 
85 yaşındaki annem ben de 3 ay kaldı. gece defalarca krizi tuttu, başta ambulans çağırdık ama sürekli çağırmadık artık. çünkü hastane tahlilleri tertemiz çıkıyordu. korona zamanıydı beni evime götürün diye bağırdı. 10 dakika mesafedeki markete gidince bile balkona çıkıp beni çağırıyordu. sinirden ağlama nöbetleri geçirdim. bunlar annemim aklıbaşındayken yaptığı şeylerdi. yavaş yavaş bilinçte gidiyor. şimdi kendi evinde çocukları dönüşümlü olarak ilgileniyoruz.

yani @mirketcim insani olmak bazen aşırı zorlayıcı, hatta imkansız.
  • geveze yazar  (11.03.24 21:29:34 ~ 21:31:21) 
Bana kalsa ben A isterim. İçim ancak öyle rahat eder ama ailem çok karşı bu bakma olaylarına. Onlar B dışındaki tüm seçeneklerde mutsuz olur. İkisi de bana ve kardeşime yük olmama konusunda aşırı takıntılı.


  • juliette  (11.03.24 21:31:39) 
B zaten kendi evinden baska yerde olmak istemez ana biz gununirlik temizlikci bile zor bulurken bakimina guvenecek kisi bulmak zor. imkan varsa C en guzeli ama kardeslerime de yazik olur. insanlar boyle sorumluluk alinca bir anda hayatsiz oluyorlar ve o sorumluluk ustune yapisiyor. ama evliyken eve anne baba gelmesi allah korusun misafir olarak bile yatili kalmasini istemem hic benlik degil. eger alzheimer gibi bi hastaligi varsa D secenegi en sagliklisi ki bizimkiler de bunu ister muhtemelen


  • ala09  (11.03.24 22:09:41) 
b.

Gördüğüm kadarıyla A uzun vadede her iki taraf için çok zorlayıcı oluyor düzenli bakım gerektiren hastalık durumlarında, C kardeşler arasında sürtüşmelere sebep olabiliyor, D ne yazık ki Türkiye'de hala insanlara tuhaf geldiği için çocuklarda vicdan azabına sebep olabiliyor, E aile ile olan ilişkinin kötülüğüne göre bir seçenek.
  • lolita  (11.03.24 22:27:15) 
A. Daha genç ve bekarım ama alzheimer olan annemi baktım/baktık. Alzheimer hastasını biz ailesi olarak zor bakarken bakıcıyla nasıl olurdu düşünemiyorum. Annemden birkaç yıl sonra komşumuzun kardeşine teşhis kondu, bakmak istemediler ve bir bakımevi bulup yerleştirdiler. Kadıncağız bir yıl bile dayanamadı, öldü.
Genelde çevremdeki aileler de dünüşümlü bakıyor. Birkaç ay sizde birkaç ay başkasında şeklinde.

  • gnosis  (11.03.24 22:33:02 ~ 22:35:33) 
Ben muhtemelen B ile baslarim. Durumu kotulesince D'ye gecerim.

Ben evimde bakarim diyenler kendi vicdanlarini rahatlatiyorlar. Evde bakamazsiniz. Muhtac durumdaki yaslilarin ihtiyaclari cok komplike.

Beslenmesi, ilaci, banyosu, tuvaleti, parasinin yonetimi, gerekli medikal cihazlari, giyinmesi, kisisel bakimi, doktor hastane isleri, sosyal ihtiyaclari, eglence ihtiyaclari...

90 kiloluk, mobilite sorunu olan bir yasliyi gunde 8 kez tuvalete goturup temizligini yapamazsiniz. Mumkun degil.

Bakimini yaptiracaksiniz, siz her gun ziyaret edeceksiniz. Cocuklari gotureceksiniz. Maximum yapabileceginiz budur.
  • thetruenorthstrongandfree  (11.03.24 22:57:31) 
Bakıcılar 1000-2000 dolar arası alıyor diye biliyorum bu arada onu da hesaplıyor musunuz düşünürken?
Bakım evine verseniz de yine 500-1000 dolar arası bir ücret isteyecekler.
Kaldı ki her şey dahil mi yani ilaç veya bez paraları dahil olmayabiliyor onları da eklemek lazım.
  • ananiyimioguz  (11.03.24 23:09:00) 
Burda idare eder seviyecdeki bakim evleri aylik $4000-$5000. Cok iyi yerler aylik $10.000'in uzerinde.


  • thetruenorthstrongandfree  (11.03.24 23:59:12) 
@ananiyimioguz'un da işaret ettiği gibi, bakıcı ve bakımevi seçeneği artık biz fakirler için yok.

Verilen cevaplardan insanımızın yeni ekonomik düzene fikir olarak tam bir geçiş yapamadığı anlaşılıyor.
  • Mirket  (12.03.24 00:12:48) 
En güzeli yan daire, alt/üst daire vs gibi yakınlıkta oturup B seçeneği. Hem senin ayrı hem onun ayrı yaşam alanı olur, hem sürekli gözümün önünde olur. A ya da dediğim şekilde B diyorum ben.


  • yazdonumu  (12.03.24 00:56:29) 
insan eti ağırdır. kimseye bakamam. bakılmak da istemem ötenazi haktır.

mümkünse b yi seçerim.
  • anon1m  (12.03.24 01:00:12) 
Siz ne plan yaparsaniz yapin olay esinizin bu konuda ne dusundugunde dugumlenecek.Umarim anlayisli esleriniz vardir/olur


  • turkuaz  (12.03.24 01:56:52) 
Bence insani olan hatta olması gereken A'dır fakat bugün Türkiye'de gerek toplumsal yozlaşma gerek egoizmden dolayı ebeveynler çocuklarına dahi bakmıyorlar, kadınlar evde yemek pişirmek istemiyorlar. Bana göre A dışındaki seçenekler tartışmaya kapalı benim için ama Türkiye gerçeği B ne yazık ki.


  • doharkoman  (12.03.24 02:34:51) 
Annem anneanneme, amcam ve eşi babaanne ve dedeme baktı. Dede dışında ağır hastalığı olan yoktu, birlikte yaşadılar diyelim.
Annem de abimlerle yaşıyor. Ben başka şehirdeyim. Yaşlılığında da böyle devam ediyor diye düşünüyorum.
Kendi şartlarımdan bağımsız olarak ve annemle yakın bir ilişkim olsaydı B’yi seçerdim. Hasta insana bakabilecek beceriler yok bende.
  • auroraaurora  (12.03.24 08:18:03) 
valla benim için 40 olmadan yaşanacak bir durum olabilir. 32 yaşındayım babam neredeyse 80 olacak. ev üzerinde ev olmaz bence. bakımlık bir durum olunca da eşim de ben de çalışıyoruz nasıl bakacağız? imkanım el verdikçe "b" seçeneği benim için. öbür türlü gene evde yalnız kalıyorlar bir anlamı olmuyor.


  • wild honey suckle  (12.03.24 08:27:52) 
parasından bağımsız olarak A. yani bakıcı fiyatı 100 dolar da olsa seçenek değil benim için. annem babam çocukken bakıcıya vermedi beni. ele ayağa düşmelerine de gerek yok, başımın üzerinde her zaman yerleri. şu an 10 dk mesafede yaşıyoruz, haftanın en az 3-4 günü birlikteyiz.


  • mustafakesekci  (12.03.24 09:20:50) 
doğrudan süreci yaşamış ve hala da yaşayan biri olarak tecrübelerimi paylaşayım.

88 yaşındaki babam özel bir bakımevinde kalıyor. kendi isteğiyle oraya yerleştirdik. yani bizim için cevap önce a, sonra d.

a. evime alır bakarım.

çok vicdanlısınız ama sanırım işiniz gücünüz yok, çalışmıyorsunuz. yani evinize aldıktan sonra 24 saat yanında kalmayacaksanız evinize almanın mantığı nedir? evinize aldıktan sonra bırakıp gidebiliyorsanız zaten elden ayaktan düşmüş değildir.

babam hastaneden ilk çıktığında 3 ay kadar bizde kaldı. bizim bir şikayetimiz yoktu. keşke işsiz güçsüz adamlar olsak da evimizde bakabilsek. ben 3 ay işime gücüme gidemedim. ayağa kalkıyor, yürüyor, tuvalete gidiyor ama kalkıp dolaptan yemeği bulup, ocağa koyup, ısıtıp yiyemez. o yüzden iki öğün arasındaki süreden daha uzun yalnız bırakamadık. yemeğini koyup çıkıyorsun, diğer öğünden önce de dönmek zorundasın.

o yüzden a şıkkını eliyoruz. bakımevinde kalıyor olduğunu duyan pek vicdanlı kişiler evime niye almadığımı sorguluyor, ya da bana babasını köpek gibi barınağa vermiş şerefsiz ibne gözüyle bakıyor, yüzlerinden hissediyorum. ama karı koca sabah işe gidip akşam döndüğümüz evde bu adam bütün gün ne yer, ne içer, ne yapar, kimse onu düşünmüyor.

b. bakıcı tutar kendi evinde bakılır.

güzel fikir. babam bakımevinde kalmak istediğini söylediğinde ben de baba olur mu öyle şey, bakıcı tutalım evde baksın dedim. dedi ki naapıcam ben bakıcıyla bütün gün evde? evet minimum 1000 dolar gibi bir rakam istiyorlar. ayrıca evin elektriği, suyu, doğalgazı yine ödeniyor. babamın ve bakıcının yediği, içtiği var. üstüne bir de nazını kaprisini çekmeniz gerekiyor ve kalıcı olacağı da garanti değil, bir şeye tepesi attığı anda yaşlı maşlı demeden, haber bile vermeden çekip gidebiliyor, yüz üstü kalıyorsunuz. ekonomik de değil, verimli de değil. üstelik 7/24 kendi evinde kös kös bakıcıyla oturmak pek eğlenceli de değil. bir de kadının biriyle evde yalnız kadın "beni elledi, bana sarktı, taciz etti" dese, 88 yaşında al başına belayı.

c. tek çocuk olduğum ve benden başka bakacak kimse olmadığı için bu şıkka bir şey diyemiyorum. keşke 3-4 kardeş olsaydık da üçer dörder ay her birimiz baksaydık. hep bunun için keşke dedim. ama kime "keşke kardeşim olsaydı" dediysem "biz kaç kardeşiz de ne oldu, herkes birbiriyle küs, kimse kimseyle konuşmuyor, şükret haline" diyor. belki de böylesi daha hayırlı. öyle olsa ben baktım, sen bakmadın diye tatava çıkacaktı. hepsi tahmin tabii, bilemeyiz.

e. o kadar da şerefsiz vicdansız hayırsız değilim.

d. devlet bakımevleri kendi işini kendi görebilen ve aklı başında yaşlıları kabul ediyor. kendi işini, temel ihtiyaçlarını kendi göremeyen ve/veya alzheimer/demans hastası yaşlıları kabul etmiyor. sıraya giriyorsunuz, sıranız gelince kabul ediyorlar. sıra nasıl geliyor? birileri vefat ettikçe... babam çok şükür kendi temel ihtiyaçlarını görüyor, aklı da başında. ama biraz daha iyi hizmet için devleti tercih etmedik. devlet de ücretsiz değil ama özelin yanında çok cüzi bir ücret alıyorlar.

özel bakımevinde kalıyor. 3 öğün yemek veriyorlar. ara öğünlerde meyve, kurabiye, bisküvi falan veriyorlar. elektriği, suyu, ısınması içinde. bakım personeli var, hemşiresi var, doktoru var. ilaçlarını veriyorlar, çamaşırını yıkıyorlar, banyosunu yaptırıyorlar, sosyalleşebileceği arkadaşları var, kimsenin nazını çekmiyorsunuz, onlar size hizmet sunmak için uğraşıyorlar. devletin karşıladığı bütün ilaçları alıyorlar. babamın bez ihtiyacı yok, kullanmıyor. ama raporunuz varsa devlet bez için de bir ödeme yapıyor, onu veriyorsunuz, bezi de karşılıyorlar. yetmediği kısmı siz karşılıyorsunuz. başına bir iş geldiği zaman anında haberim oluyor, gerekiyorsa ambulans çağırıp hastaneye gönderiyorlar. düştü mü, kalktı mı, fenalaştı mı, rahatsızlandı mı aklınız kalmıyor. çok affedersiniz ishal olup tuvalete yetişemediği de oldu. evde bakıcı olsa eeh ben bununla uğraşamam diyip bok içinde bırakıp gidebilir, burada öyle bir derdiniz olmuyor, temizleyip, yıkayıp paklayıp, üstünü başını değiştirip sizi de haberdar ediyorlar.

bugünün fiyatıyla da aylık 23 bin lira ödüyorum, emekli maaşı ile hemen hemen karşılanıyor. kendisi de memnun, benim de kafam rahat. elbette evindeki kadar rahat bir ortam değil, yatılı okul gibi, öğrenci yurdunda kalıyor gibi. ama bu şartlarda hepimiz için en iyisi bu. üstelik kendi evini de kiraya verdik, oradan da güzel kira geliyor.
  • kibritsuyu  (12.03.24 10:27:06 ~ 13:23:26) 
iyiki kardeslerim var: C
olmasaydi B + periyodik ziyaret
elden ayaktan dusmus bakim gerekiyse D
  • buenosdias  (12.03.24 11:43:40) 
evliysem b ama ben de sık sık giderim, evli değilsem a ama bakıcı da tutarım maddi gücüm varsa.


  • nic cage  (12.03.24 11:53:16) 
[]

Harici Klavyedeki Fn tuşunun yerini değitirme?

Normalde tuş ataması yapabiliyorum bir kaç tane yerlerini yazılımsal olarak değiştirmem gereken tuşlar oldu.

Fakat şu lanet Fn tuşu ilk basışta bir action üretmediği için olsa gerek, o tuşu tek başına tespit edemiyorum. Yani (Fn + bilmem ne) şeklinde basınca bir çıktı üretiyor ya. E o zaman da o çıktı neyse onu yakalıyorum.

Yani Fn i tek başına tespit edemedim ki o tuşu bir yanındakine atayım da yer değiştireyim.

Bu derdim mac os'da geçerli. Tuş atamaları için Karabiner Elements yazılımını kullanıyorum. Orada ön tanımlı Fn tuş seçeneği var ama onunla değiştirince çalışmıyor. Büyük ihtimalle başka bir şey seçmem lazım ama bulamadım.

Klavye şu: www.monsternotebook.com.tr

Monster a da mail attım bakalım.

 
[]

Evin duvarlarını boyamaya yardım için komşuya ne kadar verilir?

Ufak bir yazlığımız var 55-60 m2 falan. Kiracı çıkınca boyatalım dedik çünkü biz de boyasız teslim etmiştik, onlar da boyatmamış.

Annemler de aynı yerde yaşıyor. Emekli genç ruhlu bir komşuları var, tüm sokağın işlerine koşturuyor. Adamın her iş elinden geliyor. Bazen hatır gönül, bazen de 3-5 bişey alıp yapıyor tüm tadilat tamirat işlerini.

Onunla bir boş eve gider misiniz dedim annemlere, bi baksın çok iş var mı diye. Para falan konuşulmadı hiç başta.

O da ilk bakmış burasının yine biraz işi var ya bunu biz yapamayız öyle ufak iş değil demiş.

Bizimkiler de ne olacak ya biz de yardım ederiz, hem ustaya vereceklerine sana verirler işte cocuklar demiş. Öyle deyince (ilk hiç vermiycez mi zannetti bilmiyorum) e şöyle bi baktım da tekrar neyse boyanır ya falan demiş sdfsgjh

Fakat yine rakam konuşulmadı. Öyle bir insan değil az biraz tanıyorum. Sorsak da kesin ne verirseniz işte ya falan diyecek.

Sadece duvarlar boyanacak. Ben 15kg boya kargoladım onlara. Başka ufak tefek şeyler de lazım dediler onları da kargoladım. Annemler de yardım edecek ama genel olarak boyayı o yapacak.

Mesela daha önce annemlerin diğer komşularının bahçesini düzenlemiş, budamış falan 300 vermişler yani bir yemek parasına koşturuyor öyle çok bir beklentisi de yok gibi geldi. Yine de emeği neyse vermek lazım ufak tefek bizimkilerin motoru veya bisikleti bozuluyor mesela yardımcı oluyor da şimdi boya için düzgün bir ödeme yapmak lazım.

www.youtube.com

 
bin lira atarım ben olsam. 300 neymiş ya çok az.


  • entropik  (08.03.24 14:14:23) 
en az bin lira vermelisiniz. şu an 5-10 bine falan boyuyor millet.


  • summerjam0306  (08.03.24 14:26:33) 
@entropik, o işte bahçe işi için ya örnek verdim. onun için de az ama bence de.

@summerjam0306, piyasıyı bilmiyorum ama evet bizim de kafamızda 1-2bin göndermek vardı da işte az mı çok mu bilemedim.
  • ananiyimioguz  (08.03.24 14:28:36 ~ 14:28:57) 
bilemedim ama bana sorsanız 1000 tl bile para değil bu iş için. Kaç gün sürecek ki iş? yani 2-3 günlük bre işse ki bana öyle geldi en az 2000 tl diyorum.


  • kumandanim  (08.03.24 14:31:05) 
- Asgari ücretin günlüğü 700 TL civarında,
- Günlük temizlikçi fiyatları 1000 TL civarında,
- Günlük inşaat işçisi fiyatları (tam emin değilim) 1200 TL civarında.
Bu kişilere yemek de veriliyor.

İşin ne kadar sürdüğüne, kalitesine, aranızdaki iletişime göre yukarıdaki örnekleri kullanarak bir ücret belirleyin derim.

Belirlemeden önce komşunuza ısrarla sormanınızı da öneririm, belki de aklında bir fiyat vardır.
  • michael_knight  (08.03.24 14:34:16 ~ 14:34:55) 
Şimdi armut.com'a sordum. 2.500 ile 6.500 lira arası fiyat verdi.

Bu durumda 1.500 uygundur diyorum.
  • Mirket  (08.03.24 14:35:48) 
60m2'yi 5 ay önce babamın arkadaşına boyattık, adam boyacılık yapıyor, 3500TL verdik. Tanıdık olmasa belki 5000TL'ye boyardı. Bence en az yarısı kadar vermek doğru olur. Uğraşmak istememiş ama parayı başkasına vereceğimize sana veririz deyince adamı beklenti içine sokmuşsunuz, yani orası 5000TL'ye boyanacaksa adama da 5000TL verecekmiş gibi konuşulmuş bence. Çok güzel boyayamayacağını düşündüğüm için yarısını verirdim.


  • Tutkun  (08.03.24 14:46:00) 
1000 tl az 2000 gönderin yüz yüze bakıyorsanız ilerde çıkacak işlerde yardım istediğinizde yüzünüz olur.


  • eja  (08.03.24 14:49:08) 
1000 lira nedir yahu çok az. 2500 civarı verirdim ben en az. boya işi öyle kolay bir iş de değil.


  • elorelia  (08.03.24 15:25:07) 
2500'den aşağı ayıp olur.


  • adivar  (08.03.24 15:39:02) 
Sadece salonsa 25...


  • nop  (08.03.24 15:48:06) 
[]

Dolaptaki sebze meyveler donuyor?

Dondurucu kısmı altta, normal kısım üstte olan bir model.

Dolap şu: www.hotpoint.co.uk

Üst tarafın en alt kısımda sebze meyve haznelerinde, -dondurucuya değen zeminde yani- ne varsa buz kesiliyorlar.

Daha önce böyle bir şey yaşanınız oldu mu nasıl çözüldü?

Usta çağırmadan çözülebilecek bir şey mi?

 
Dolap kaç derecede?


  • Tina  (07.03.24 01:19:56) 
+2 +4 +6 +8

dereceleri var üst taraf için. +6 da duruyor.

alt taraf da -18 den -26 ya gidiyor o da -20 de duruyor
  • ananiyimioguz  (07.03.24 01:42:51) 
-18 yaparsanız düzelir diye düşünüyorum yani bizimki öyle


  • Tina  (07.03.24 12:03:04) 
termostat bozulmustur belki de, yani 6 derecere sabit tutması gerekirken daha düşük ısılara iniyor olabilir. ek olarak da buzdolabının duvarlarından 4-5 cm uzak koymak gerekiyormus ürünleri. fazla yakın olması da dondurabiliyormus


  • delidiyorum  (07.03.24 13:38:14) 
Dolabın fazla dolu olması, hava geçecek yer olmaması sebep olabilir, bir şey yapmadan önce ona dikkat edin.


  • michael_knight  (07.03.24 13:48:28) 
muhtemel durumlar

-dolap hava sirkilasyon fanı bozuk
-hava akışını kesecek şekilde yiyecek istiflenmesi yapılmış
-dolap termostat vb. ilişkili ekipmanlarda sorun var.
  • Rao  (07.03.24 14:10:49) 
[]

Otobüsle motosiklet nasıl taşınır?

İstanbul'dan Gaziantep'e motoru getirmem gerekiyor. Armut com üzerinden teklif istedim ama hiç yazan olmadı.

Sanırım oradan buraya bu iş için araç bulmak zor.

Otobüse koyanlar duydum ama bir ara böyle bir şeyi merak edip sormuştum, biz o sorumluluğu alamayız demişti bir kaç firma.

Peki koyan nasıl koyuyor, bu işin raconu nedir yani yolcu parası verelim altta getirsinler. Sığar herhalde? Arkadaş koyar oradan ben buradan alırım.

Motor: Yamaha xmax 300

Öte yandan ben nasıl güveneceğim? Tanıdık falan da yok ki. Sizin var mı? Çalınsa falan veya bir çalışan kötü niyetinden okutsa okutur gibime geliyor. Hani düşük bir ihtimal ama yine de gerilirim yani.

Nasıl çözebilirim bu işi? Kendim gidip birlikte mi döneyim? Ama o kadar yolu nasıl çekeceğim, ve de uyurum yani yine kontrol edemem ki sdfdskdg

Son seçenek: Arkadaşla geze geze o kadar yolu gelmel. Hem vlog çekmeye başladım malzeme çıkar ama ölümüz de çıkabilir emin olamıyorum :D

 
motosikleti istanbul'da satıp, aynısından gaziantep'te satın al?


  • malheiros  (04.03.24 18:23:09) 
Bir gece Ankara'da, bir gece Kayseri'de kalsanız (şehirleri kabaca Google haritaya bakarak uydurdum ama bence tuttu) üç günde geze geze gidersiniz.

Arkadaş motorunu Antalya'ya götürürken Afyon'da mola verip iki günde gitmişti. Gerçi o büyük motordu, uzun yolda daha konforludur diye tahmin ediyorum ama yapılmayacak iş değil.
  • kobuzchu kiz  (04.03.24 18:32:31) 
ben xmax 250 ile istanbul'dan nevşehire 8-9 saatte gelmiştim. siz de gaziantep'e 1 veya 2 gece konaklama ile rahatlıkla gidersiniz amma....

mevsim malum. mabadınız donar. çok iyi kıyafet, ekipman ve uzun yol tecrübesi lazım. yağmur olacak, rüzgar olacak, belki de kar olacak. ufak bir yanlış harekette Allah muhafaza...
Yaz olsaydı valla ne güzel püfür püfür gidilirdi. xmax uzun yolda çok konforlu bir motor, eğer şimdi değil de 2-3 ay sonrası için soruyorsanız hiç düşünmeyin derim.
  • mustafakesekci  (04.03.24 19:15:02) 
Ben İstanbul'dan Mersin'e yolladım motorumu. Yerel firmalar alıyor. Bir yolcu parası ödedim sanırım tam hatırlamıyorum. Ön camı ve çantayı söktürmen gerekiyor varsa eğer. Firmanın kendi garajından kolayca koymuştuk. Otogardandan zor olur sanırım. Ruhsatı ıvır zıvırı çantaya koyup anahtarı şoföre vermiştim. Bagajın direğine bağlamıştı muavin.Arkadaşım karşıladı karşıdan. Karşılama şart. Koyduktan sonra fotoğrafını çekmiştim arkadaşa yollamak için. Hem kanıt da olur. Firma çok doğal karşılamıştı bu arada biz neler yolluyoruz yiğenim demişti dayı :) Yerel firmalarla konuşun.Adı Has ve özle başlayan bir firmanın almama ihtimali yok.


  • Godless  (04.03.24 20:04:50) 
Artı 1 yolcu parası verip muavinle şöförü gördügünde otobüsün bagajında getiremeyecegin hiç bir şey yok.


  • limonlu eksi  (04.03.24 23:06:00) 
@malheiros, zaten buradalarda xmax 300 olmadığı için oradan aldım. 1-2 tane olsa bile pahalı. istanbulda uygundu baya.


  • ananiyimioguz  (05.03.24 00:00:51) 
Şehirler arası taşımacılık yapan ambar şirketleri var onlarla göndereceksiniz. Otobüsün işi yolcu taşımaktır nakliye aracı değildir otobüsle korsan taşıma yapmanız durumunda on binlerce liralık aracınızın başına bir şey gelirse
uğraşırsınız üç kuruş kar edeceğim derken motordan olursunuz kimsede mesuliyet kabul etmez sonra

  • doharkoman  (05.03.24 01:25:23) 
[]

Kuvvetli Bir Alkış - Annemi filme çekmişler

Kuvvetli Bir Alkış'ı Netflix'te izleyen oldu mu? Normalde özellikle de bizim ülkemizde yayınlanan netflix dizilerini pek sevmem ama bu baya güzel olmuş bence. Bundan önce bir de Bir Başkadır'ı sevmiştim. Bunu da muhakkak izlemelisiniz toplumdaki herkesi tokatlıyor sıradan. Elbet sizin de payınıza bir kaç tokat düşmüştür.

Fakat parça parça giydirmelerden ziyade filmin ana fikri olan anne var ya.

Hah benimki tam ondan.

-spoiler-

kısa dizi, aslında kendisi mutsuz, ilişkisi mutsuz, hayattan bir anlam, bir mutluluk bulamamış bir kadının, çocuk yaparak tüm hayatının merkezine çocuğu koyup, hayattan alamadığı mutluluğu, ilgiyi, sevgiyi, mücadeleyi, çocuğu üstünden gerçekleştirmeye çalışan bir kadını anlatıyor. Çocuğu doğurmuş olsa bile aslında hala karnında taşıyan. Emzirmeyi bırakmış olsa bile hala emzirmeye devam eden bir anne.

soru: ve ben de dizideki gibi çok içe kapanık, depresif bir çocukluk geçirdim. sürekli kendimle konuştuğum bir dönem oldu. liseden sonra açılsam da kelimelerle ilişkim bitmedi. hala sürekli gözlem yapıyorum, tartışmalarda uzun uzun edebi edebi baya baya sürdürüyorum tartışmayı. Böyle bir annenin çocuğu neden böyle oluyor?

-spoiler-

daha geçen yazmıştı acıklı acıklı ıslak kek yaptım bayadır yapmıyordum sadece sana yapardım gel ye diye.
ondan önce de senin adını seslendim tofi (köpeğimiz) pencereye koştu hemen özlemiş demek ki seni bekliyor diyor.

anne adımı söylersen bekler tabi diyorum.

şimdi belki kızacaksınız allahın ruhsuzu diye ama diziyi izlediğinizde daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum. sanırım toplumumuzda çoğu anne böyle.

küçükken de düşerim, olsun annem ben yanındayım.
sınavım kötü geçer, olsun annem ben yanındayım.
iş ararken strese girerim, olsun annem ben sana bakarım.

yahu bir sal gözünü seveyim git gez ülkeyi gez dünyanı gez yeni arkadaşlar edin, sohbet et muhabbet et. Yok. varsa yoksa ben. 30 yaşıma geldim ama o daha kendi hayatını yaşayamadı.

Evlenip gidiyorum artık ona da zorluk çıkarmıştı hatırlarsanız kavgalar edilmişti, ben karşı çıktığı için yeter artık benim yerime kararlar almayı bırak diye çekip gitmiştim. Sonra da diyor ki ben hep senin için yaşadım böyle kolay gidemezsin o zaman bana yaşatmadığın hayatı geri gel.

Ya dedim allah askına sanki ben olmasam sen hayatı yaşayan bir insandın da bunun sorumlusu olarak beni göremezsin hadi şimdi emekli oldun yaşa bakalım dedim. 1 senedir pek konuşmuyoruz hiç bişey de yapmamış yazlıkta oturuyor bütün gün. Arada yürüyüşe çıkıyorlar. Aklı da sürekli bende aramaya çalışıyor yazmaya çalışıyor.

Tekrar söylüyorum bu noktada bana kızacak, hayırsız evlat diyecekler ortadaki sorunu anlamak için kısa diziyi izlemenizi tavsiye ediyorum.

Fakat izleyince tekrar çok üzüldüm. Annemin kişiliğine, benim büründüğüm kişiliğe, kitlesel şekilde bunların yaşandığına..

Bunun çözümü nedir benim yapabileceğim bir şey var mı annem 60 yaşına geldi, onun yapabileceği bir şey var mı? hala ben nasılım diye düşünmekten kendi hayatını yaşayamıyor biliyorum.

 
Diziyi izlemedim ama benim eşimin annesi de benzer durumda. Benzer diyorum ama bu kadar sert şekilde değil, bunun daha hafif versiyonu. Kadın yine de bir tık da olsa gerçekçi olabiliyor.
Ve bu durum en çok çocuklarına zarar veriyor. Çünkü sürekli el üstünde büyütülmüşler, bir dedikleri iki edilmemiş (hem anne tarafından hem dede vs tarafından). Ve şu an sosyal hayatta çok zorlanıyorlar, yapılan en ufak şeye darılıp sinirleniyorlar. Bazen diyorum hatta siz cam fanusta büyümüşsünüz ama gerçek dünya öyle değil diye, kızıyorlar tabi. Onlara göre sevginin tanımı bu olmuş ve onlar gibi olmayan insanlar yeteri kadar sevgi beslemiyorlar birbirlerine. Ulan anneyse bizimki de anne, bizi de leylekeler getirmedi ya da ağaç kovuğundan çıkmadık, biz de çocuk olduk ama hiçbir zaman bir dediğimin iki edilmediği olmadı.
Neyse çok da alakalı olmayabilir ama okuyunca anlatmak istedim. Zor bir durum, özellikle de çocuklar açısından zor bir durum bence. Çünkü bu tarz büyütülen insanlar dış dünyaya karşı fazla savunmasız ve hassas oluyorlar. İkinci olarak da böyle yetiştirilen insanların hayatına giren insanlar için zor bir durum. Çünkü ailesinden gördüğü muameleyi hayatındaki insanlardan göremeyince kendisine değer verilmediğini düşünüyorlar.
Gerçi sizde durum farklı, siz bunun yanlış olduğunu görüp tepki gösterebilmişsiniz ama çoğu kişi bunu yapamıyor.
  • pianeta  (03.03.24 10:39:09) 
Komedi diye açtık fantastik dram çıktı. İnsanın çocuğu sağ salim yanındaysa başka bir şey istemiyor. Ha zaten isteyecek olsa çocuk yapmaz ya da büyütürken bırakır gider.


  • gece abisi  (03.03.24 11:49:10) 
Anneniz sizinle bagli degil bagimli bir iliski kurmus anladigim kadariyla. Siz yetiskin olup, kendinizi ortaya koymaya calisiyorsunuz.

Elimden gelen bir sey yok dogru bir ifade degil. Siz artik bir yetiskinsiniz, kendi sinirlarinizi koymayi ve bunlari uygulamayi ve kendinize ve ihtiyaclariniza sahip cikmayi ogrenebilirsiniz. Annenizin "ben sana omrumu verdim" ifadesindeki surekli kurban olma psikolijisini, siz de 'annem bana boyle yapiyor, bir salmiyor, benim elimden bir sey gelmiyor' diyerek benimsiyor olabilirsiniz. Halbu ki bu da bir kurban rolune burunme durumudur. Boyle karsilikli gecinip gidebilirsiniz. Ya da yetiskin olarak farkli kararlar alip annenizle bagli iliskiler kurmaya calisabilir, kendinize ve hayatiniza sahip cikabilirsiniz. Bu da bir secim. Kontrol edebileginiz seyler, kendiniz ve kendi tavirlariniz. Kontrol edemediginiz seyler, anneniz ve onun davranislari. Kontrol edebildiklerinize odaklanin. Bu arada kolay oldugunu kimse soylemiyor, boyle bir taahhut yok, o kadar zor da degil. Kilit soru ne kadar kendi yasaminizi daha saglikli yasamak istediginiz.
  • kassiopeia  (03.03.24 12:01:59) 
@planeta bence verdiginiz ornek benzer ancak duyuru sahibi bu bagimliligi kirip gercek iliskiler kurmak ve yasami daha saglikli bir yetiskin olarak yasamak istiyor diye anliyorum. Sizin verdiginiz ornekte ise, bu durumu sorgulamayan ve cocukluktan yetiskinlige gecmek istemeyen bir durum soz konusu, zira kusmek, trip atmak duygularini regule etmeyi bilmeyen cocuk tepkisidir, iliskilerde hep alici olmak, kendi gordugunu baskalarina dayatmak vs de saglikli ve sorumluluk almak isteyen yetiskin davranisi degil. Dolayisiyla ayni tarz anneden hep ayni tarz cocuk cikiyor diyemeyiz, bazilari da iliskideki garipligin farkinda oluyor ve kendi sorumluluklarini kendileri almayi ogrenmek istiyor.


  • kassiopeia  (03.03.24 12:14:01) 
@kassiopeia
Yok ben de yazının sonunda bundan bahsetmiştim zaten. Duyuruyu açan kişi durumun yanlış olduğunun farkında, hatta tepkisini bile koymuş daha ne yapsın zaten. Ama çoğu kişide böyle olmuyor, en azından benim gözlemim bu. Çünkü bu tarz kişiler gerçekten fanusta gibi yetişiyorlar bence.

  • büyük engizisyoncu  (03.03.24 12:35:03) 
oo yine annelik gömüyoruz geldim

hayattan alamadığı mutluluğu, ilgiyi, sevgiyi, mücadeleyi; iş, akademi, kariyer, maaş üstünden almakla anne olarak almanın farkı ne mahiyet olarak? :)

ilki bencilce diyecektim ama bencillik bile değil, ancak restorana zaraya yargıcıya 2. evi alırken müteahhite faydan dokunuyor filan. ötekinde product insan, onun da faydaları vardır heralde, sanırım

insan yetiştirmek bir iş zaten. başlı başına. bunu yapanın yaşanmamış bir hayatı olmuyor. öyle olsa gelmiş geçmiş 110 milyar insanın 100 milyarı bi hayat yaşamadı. anne olsan ya da çocuğun olsa nasipse, anlıycan. o bölümün kilidi şak diye açılacak.

şerh düşmek istedim. diğer konular göreceli. haklısındır.
  • lambırcek  (03.03.24 12:53:16 ~ 12:56:40) 
@pianeta, yani yakın aslında ama tam dediğiniz şekilde de olmadı evet, annem fazla disiplinliydi çünkü ben 2 yaşımdayken boşanmışlar. Annem boşandıktan 20 sene sonra tekrar evlendi. Tek başına hem anne hem baba olmaya çalışıyordu. O yüzden bende öyle pek tek çocuk şımarıklılığı veya herhangi bir şımarıklılık oluşmadı. Sadece biraz birey olabilme, güçlü olabilme durumlarında eksik kalmış olabilirim. Bir de annem öyle uygulanabilir bir sevgi göstermeyi bilmiyordu sarılmak öpmek koklamak gibi. Arkadaş gibiydik daha çok. Ama ona rağmen üzerime titrediğini de her fırsatta bir şekilde gösteriyordu. Ama ben öyle bir şey beklemiyordum ki. Kendi hayatımı yaşayayım, kendi hatalarımı yapayım istiyordum. Annemse her şeyi bilmek istiyordu, nereye gittim, kimle gittim, ne yedim, ne harcadım vs. vs. Ben artık dayanamayıp annemle bu iletişimi keskin bir şekilde sınırlayıp yeni ilişkiler kurmaya başlayınca, ve kendisinin hiç bir şeyden haberi olmayınca (ya da çok az) olunca. Bu sefer de yeni ilişki kurduğum kişiye kurulmaya başladı. Sanki ben böyle değildim de beni hayatıma giren kişi bozmuş gibi düşündü sanırım. Halbuki benim savaşım sadece annemle yani dış dünyanın buna bir teması yoktu ki.

O yüzden bu durumları ona nasıl anlatacağım bilmiyorum. Annemin şu an evliliğimle ilgili bir derdi sıkıntısı olmasa da başlarda çok istemiyordu. Çok razı değildi. İstemeye gelmedi, nişana gelmedi, sadece düğüne geldi onu da artık dibinde yaptık gel bir zahmet yani. Geçenlerde bi bunalıma girdim çıktım evden kimseden habersiz telefonlarımı falan kapattım gittim bir parkta kitap okudum. Kimse bana ulaşamayına da annem öldüğümü sanmış ağlamış karakola falan gitmiş. Neden haber vermiyorsunuz ben senin icin canını veririm falan dedi. Ben boyle bir sey istemiyorum ki. Ve niye böyle bir şey yaptım evli barklı adam ben de bilmiyorum. Belki böyle yetiştirilmemin bir sonucudur. Belki az da olsa bir şımarıklılık kalmıştır. Bilmiyorum.

Dedi ki niye böyle yapıyorsunuz. Dedim sizin yüzünüzden yani bu yaşıma kadar yanındayız arkandayız dediniz ama evlenirken yoksunuz, eve geçtik yoksunuz, bir yuva kurmaya çalışıyoruz, yoksunuz. Sonra canımı verirdimler... e kılını kırpmadın bu mudur canını vermen. Bu arada kac yaşına gelmisim yanimda olmak zorunda değiller, çiftler kendileri de yuva kurabilirler fakat şu kısmı insanlara anlatamıyorum; madem öyle bi anda ortada bırakacaktınız, beni neden öyle yetiştirmediniz? Ben de o güçlükte bir karakter olurdum. Madem hayat böyleydi, önceden hazırlasaydınız o zaman
  • ananiyimioguz  (03.03.24 13:02:50 ~ 15:02:35) 
[]

Bitcoin eski rekoruna geldiğinde, diğerleri neden gelmiyor?

Mesela btc 65ten 20ye düşmüştü. yani yaklaşık %70 düştü.
Şimdi bakıyoruz %300 artarak 60lara geldi tekrar.

değerleri bir kanara bırakırsak, insanlar kaç dolara girdiyse şuan o kadar dolara çıkabilirler yine. (enflasyonu saymıyorum)

Fakat etherium a bakıyoruz, eski rekorunun ancak yarısına gelmiş.

doge, shiba falan eski rekoruna gelmesi için 10 kata yakın artması lazım.

Benim hatırladığım genelde top listedeki coinler rekor tazelediğinde hepsi tazeliyordu, şimdi neden göremiyoruz? Btc den sonra mı hareketleniyorlardı yani oradan kar ile çıkan alt koinlere mi kayıyordu yoksa böyle bir kural yok muydu?

 
bana alt coin’lerin hype’ı geçti gibi geliyor. 2016-2017 yılında türkiye’den kriptoya girmek için parayı konsomatris gibi oradan oraya gezdirirken iotalar, tronlar vs ile çok güzel para kazanılıyordu ve bu alt coin’lerin arkasında gerçekten bir proje, fikir, iş modeli olduğunu sanıyorduk. sonradan bu coin’lerin çoğunun arkasında bir şirket bile olmadığı ortaya çıktı ve birçoğu battı zaten. btc ile paralel yükselmelerinin tek nedeni oluşan hype dalgası ve insanların merakıydı. o dönemden sonra alt coinlere güven büyük ölçüde azaldı.

bir de kripto borsası yaygınlaşıp amcaların teyzelerin bile girebileceği bir yatırım aracı haline geldikçe daha ciddi ve risk sevmeyen kitle piyasada hükmetmeye başladı. artık kimsenin kumara yatıracak parası yok. ben de şu an kriptoya yüklü para koyacak olsam etherium’a bile bakmam, btc alır geçerim. belki daha somut nedenleri vardır ama benim dışarıdan bir göz olarak gözlemim böyle.
  • sir gawain  (28.02.24 18:45:48 ~ 18:50:12) 
Faizler yuksek, kumar oynayacak parayi borc almanin bedeli yuksek. Bir de bu tip seylerin ozelligi tahmin edilemez olmasidir. Her sey her seferinde beklentiler dahilinde inip ciksa herkes ayni anda zengin olur.


  • hot potato  (28.02.24 19:01:42 ~ 21:41:39) 
Btc tek geri kalan bir de o yüzden.
Ayrıca btc yükseldi diye diğerleri yükselecek diye bir kaide de yok.
Mantıken öyle olması beklenir ancak short ve long pozisyonlar yüzünden iki yöne de engelleyebiliyor borsalar.
Misal: btc yükseliyor, eth alalım veya eth'ye long basalım.
O kadar kolay değil şşte.
Bak bugünkü yükselişe hemen hiçbiri adamakıllı tepki bile veremedi o yüzden.
  • marcus fenix  (28.02.24 19:14:16) 
pasta bölündü. Toplam market cap 800 milyar dolar olduğunda (2018 başı gibi) ortalıkta 2000 coin varsa bugün 2.33 trilyon market cap atıyorum 9000 coine bölünüyor. Ethereum eski değerine gelsin diye bekliyorsun (belki de gelir) ama paranın akacağı bir sürü L1 - L2 chain denen ethereum'un üzerine şunları yapıyoruz diyen chainler var.

Btc durakladığında para altlara akar o yine aynı devam eder bence ama "hangi coinlere?" Her dönem bir furya oluyor dex, fintech, nft bilmemne ara ara çıkıyor ama geçen sefer "köpekli coin" furyasında ben artık düşünmeyi bıraktım :D aklıma yatanları alıyorum geri kalan saçmalığı düşünecek vaktim yok.

Bu arada tam bu dediğin sebeple "sol eskiden 280 dolardı, yine olmalı, 120den alayım" diyenlerin bir kısmı yaya kalabilir. Solana öylesine bi örnek.
  • nhk ni youkosu  (28.02.24 20:32:57 ~ 20:34:22) 
eth tutanlar satıp btc'ye geçti de ondan.

bi de geçen yazdan beri btc etf'leri yüzünden millet btc alıyor.
  • plutongezegendegilmi  (28.02.24 21:38:47) 
"Benim hatırladığım genelde top listedeki coinler rekor tazelediğinde hepsi tazeliyordu"

yanlış hatırlıyorsun. her zaman önden btc gider, altlar sonradan gelir. geçmişte de hep böyle oldu
  • benarrivo  (28.02.24 23:05:57) 
Amerika menkul kıymetler borsasının yönetimi (Adı her ne ise) yatırım şirketlerinin Bitcoin'e yatırım yapmasına onay verdi. Bu durum da Bitcoin'in önünü açtı. Diğer Coin'lerden ayrışmasına neden oldu.
Hem mevcudiyeti daha meşru hale geldi hem de daha ulaşılır hale geldi.

Bir de bir şirketin toplu alımı oldu. İkisi bir araya gelince patladı.
  • Mirket  (28.02.24 23:20:31) 
bizim borsada da genelde aynı olur. önce babalar ve belli yan tahtalar hareketlenir. oradaki marj azalınca diğerlerinde hareket başlar.
alt coinlerin de zamanı gelir bir gün.

  • lazpalle  (29.02.24 08:26:37) 
[]

Veriler flash disklerde / sd kartlarda nasıl depolanır?

Bir video çekiyorum da ucu buralara dokunuyor bahsetmem lazım.

Aslında bilmediğim veya unuttuğum bilgilere aratarak ulaştım birazına. Veya bazılarını chat gpt ile tartıştım artık ne kadar doğru bilmiyorum ama bir şeyler oturdu. Oturtamadığım bazı şeyler var. Bilenler varsa maddeler halinde yazsam cevaplayabilir mi?

1- Anladığım kadarıyla sd kartlarda ön bellek olmuyor. Varsa da çok çok küçük oluyor. Bu alan ne için kullanılıyor çok çok küçük ise?

2- Normalde benim bildiğim ön bellekte tekrar erişme ihtimali olan datalar tutulur. Ama bazen düşünüyorum datanın boyutu fazla ise burada ne tutuluyor? O datanın kendisi yerine bellekte bulunduğu adresi mi?

3- Yani bu da düşünüldüğünde, her önbellekte data tutulmuyor, adresin veya meta verinin tutulduğu yöntemler de var diyebilir miyiz? Bunlar hangileri mesela cpu,ram,hdd,ssd önbellekleri arasında ne gibi farklılıklar var?

4- Manyetik disklerde yazma ve okuma olaylarını biliyorum. Katı halli disklerde de öyle. Fakat flash diskleri tam anlamadım. RAM i de az çok hatırlıyorum fakülteden. Fakat ram sadece sistem çalıştığında kullanıldığı için ve geçici bellek olduğu için yani datalar zaten elektrik gittiğinde silindiği için kafama biraz daha yatıyor ama mesela ssd ler tam yatmıyor elektrik bilgim zayıf olduğu için. Bazı animasyonlar izledim. Elektron tutabilen hücreler vardır, oralara elektron yüklenir veya yüklenmez. Bu da 0 ve 1 durumuna karşılık gelir. Böylelikle data yazabilir diyor. Kimisi belli voltaj aralığına kadar tutabiliyormuş yani 1 bit değil 1 byte ya da fazlasını tutabilenler de varmış. Okurken de ilgili adreslerden voltajı geçiriyor, voltaj farklarına göre data okunuyormuş. Fakat buradaki "data tutma" olayını tam anlamadım. Ssd veya sd kartı cihazdan çıkardığımız zaman elektrik yüklü bir şey orada bozulmadan durmaya nasıl devam edebiliyor? Data nasıl korunuyor yani? Pil gibi mi çalışıyor? O kısmı tam anlamadım.

5- Depolama aygıtlarını farklı dosya formatlarıyla biçimlendirdiğimizde, farklı kullanım alanları sunuyorlar kullanıcıya. Çünkü bir miktarı meta veri ve veri kurtarma için kullanılıyor. Başka ne için kullanılıyor bilen var mı? Bir de eğer mesela dataların adresleri de yazıyor ise, bir nevi bu kısma ön bellek diyebilir miyiz?

6- Bir sd kart veya ssd nin hızını ölçerken paket boyutu ve süre seçiyoruz. Sanırım 64kb lik parçalar halinde 10gb lık dosyayı atmak ile 128mb lik veya tek parça halinde 10gb ı atmaya çalışmak arasında farklılıklar var. Dosya ne kadar tek parça ise hız artıyor sanırım. 5mb lık bir görsel ile 5mb lık içinde trilyonlarca klasör ve dosya olan bir şeyi atmak arasında fark var. Ama 5mb lik tek dosyayı da laps diye taşımıyor ki onu da bitlere bölüyor. Bu kısımdaki senaryoları da açıklayabilir misiniz?

7- SD karta dosya yazılırken buffer görevini neresi görüyor mesela fotoğraf makinamda fotoğraf çektim diyelim, buffer makine üzerinde ayrı bir devre değil mi? Bu dolunca çekimde de bir yavaşlık oluyor. Bu neden doluyor, çünkü sd kart yeterince hızlı değil. Yığılma oluyor. Bu esnada bu trafik sıkışıklığını kart üzerinde dağıtmaya çalışan kartın kendisi mi yoksa işlemci mi? Yani hop birader sen şu adrese git diyen kartın devresi mi?

8- Buffer devresi normalde depolama birimlerinde olmaz değil mi? Mesela yüksek hız kapasiteli sd kartlar var. Bunların özelliği üzerlerinde cache veya buffer barındırıyor olması mı yoksa aktarım organlarında kullanılar malzemeler daha mı iletken falan da o yüzden mi hızlı çalışıyorlar?

Danke

 
SD Cardların içerisinde milyarlarca su kovası olduğunu düşün (transistörler) ve bunlara suların nasıl dağıtılacağını söyleyen birisi var (controller chip). transistorlar minik miktarlarda elektronları hapsedebiliyorlar, elektrik kaynağı kesilse bile hapsedilenler orda duruyor(non-volatile memory) bunun aksi de pclerdeki ramler(volatile memory). bu elektronların karşılığı da bit değerleri oluyor. controller chip dediğimiz usta başı da bu kovaların dizilimini biliyor, şöyle çalışıyor 523453. sıradan 104 kovanın içindeki elektronların bit karşılıklarını oku örnek:
01100001011011100110000101101110011010010111100101101001011011010110100101101111011001110111010101111010
bunu da bilgisayar ekranda senin nickine çeviriyor.

controller chipde önbellek olabilir, benim bildiğim ilginç bir özelliği yoksa kullanılan cihazın memorysinde tutuluyor. yeni nesil memory çiplerini takip etmedim dram ve slc falan ismen biliyorum sadece. elektron dizilimi transistörlere aktarılmadan önce buffer(önbellek) doldurulur önce bir hata yoksa buffer dolduğunda ilgili transistörlere veri aktarılıyor.
  • nahtoderfahrung  (28.02.24 00:44:37 ~ 00:46:13) 
teşekkürler peki bu controller chip ve barındırdığı cache, sd kart hafızasının dışında mı yoksa ondan mı yiyor?

64gb bir sd kart aldığımızda 59gb kullanmamımız nedeni mi bu? Dosya sistemi belli bir algoritmaya göre adresliyor ya, bu adresler bu yenen alanda mı tutuluyor?
  • ananiyimioguz  (28.02.24 01:33:48) 
[]

Diğer inançlara sahip insanların orada kalma sebepleri ney?

Veya şöyle sorayım, farklı inançlara sahip kişiler, tek doğru olarak kendilerinin seçtiği yolu mu görüyorlar yoksa "başka dinler de var biliyorum ama biz bu yolu seçmişiz" gibi bir farkındalığa sahipler mi?

Yoksa bu soru inanç ile çelişiyor mu? Yani ben ineğe tapıyorum diyelim, bunun için geçerli sebeplerim var. Farklı bir yoldan gittiğimin ve bizim de kendimizce böyle bir motivasyonumuz var'ın farkında mıyım yoksa diğer herkes yanlış da ben doğruyum gibi bir inanç mı olmalı illa bir şeye inanıyorsam?

Mesela bir hristiyan neden o inancını sürdürüyor? Hani biz diyoruz ya son din bizimki o yüzden buna inanmamız lazım.

E madem son din bizimki gibi bir kanıtlanabilir bir şey var elimizde, diğer farklı inançtakiler neden bizimkine inanmıyor? Bunu sadece biz mi biliyoruz? Bizim savımızı neden onlar benimsemiyor? Öyleyse güçsüz mü bizim savımız?

Bir hristiyanın, bir budistin, bir musevinin hala orada durma motivasyonu nedir yani?

Veya biz nasıl ki tek doğru bizimkidir... gibi bir inançla bağlıysak, onlar da öyle bağlıysa, bizim inandığımız din de onlarınkinden farksızsa, burada bizimkini özel kılan nedir? Başkalarının dinlerine nasıl bakıyorsak, onlar da bizimkine aynı boş vermişlik veya inançsızlık ve yanlışlık ile bakıyorsa, biz de bir illüzyonun içinde olamaz mıyız?

Yani aynı bedende ingilterede doğdunuzu düşünün, büyük olasılıkla hristiyan olacaktınız. Şimdi oradan orta doğuya bakın. Müslümanlığa bakıp ne düşüneceğizi düşünün. Veya yahudiliğe. E şu an aynı şekilde biz de burada müslümanlıktan onlara bakıp aynı şeyleri düşünüyoruz. Demek istediğimi anladınız mı yani tek doğru bizimkidir nasıl diyebiliyoruz, orada doğsaydık başka bir şey diyecektik.

Bir hristiyanın, bir budistin, bir musevinin hala orada durma motivasyonu nedir yani? Sorusuna cevap tabii ki yetiştirilirken büyüdüğü kültür ama yetişkinlikten, yani düşünmeye ve sorgulamaya, araştırmaya başladıktan sonra da kalıyorsa neden kalıyordur? Çok çok nadir din değiştirenler veya dinden uzaklaşanlar var. Diğerleri sorgulamıyor mu?

 
Sen hasan mezarciya neden inanmıyorsan, Hristiyanlar da o yüzden Muhammed e inanmıyor.


  • allah yazdiysa bozsun  (27.02.24 19:10:05) 
Senin burada durma motivasyonun nedir? Sen Müslüman olmadın, Müslüman doğdun, Acaba deyip dinini araştırdın mı? Kuran'ı hiç baştan sona Türkçe okudun mu? Farklı tefsirler var deyip tefsirler arası kıyaslama yaptın mı? Tam tercümesi olmayan arapça kelimelerin özünü anlamaya çalıştın mı? Eski Ahit ne der, yeni Ahit ne der diye baktın mı? İncil'i okudun mu mesela, On emir nedir, niyedir, araştırdın mı? Kuran'da Avesta'dan izler bulmaya çalıştın mı? Roma Paganizmi ile Yunan Paganizminin arasındaki farka kafa yordun mu? Bugünün dinlerinde Amon Ra'dan izler aradın mı?

Yanlış anlama. Bu sorular sana değil. Biz Müslüman olmadık, Müslüman olarak doğduk. Bize ne söylendiyse, gerek kendi dinimizle ilgili, gerekse diğer dinlerle ilgili ona inandık. Motivasyonumuz falan yoktu. O din mensuplarının da bir motivasyonu yok.
  • Mirket  (27.02.24 19:19:15) 
Şahsen farklı milletlerden sonradan Müslüman olan çok fazla insanla tanıştım bunların içinde Avrupalı, Afrikalı ve bir çok Rus var benim tanıdıklarımın ortak özelliği ise çok fazla okuyan araştıran insan olmaları çevrelerinde bir müslüman tanıdığı arkadaşları olmamasına rağmen araştırarak tamamen kendi iradeleri ile İslamiyet'e geçmişler hatta en son tanıştığım Rus arkadaşın yaşadığı bölgede hiç müslüman bulunmuyor genel olarak şunu söyleyebilirim öncesinde İslamiyet'e ve müslümanlara karşı önyargılı veya yanlış bilgiye sahipler genelde öncesinde ateist veya deizme yönelmiş kişiler. Bu konu açıldığında İslamiyet'in inkar edilemeyecek hakikatlere sahip olduğunu ve mantığa hitap ettiğini ifade ediyorlar.

Bizdeki ateisme, deizme veya satanizm gibi inançlara özenen kişiler ise tamamen popülizmin tesisiyle ve sosyal medyanın etkisiyle bu tarz inançlara veya inançsızlığa yöneliyorlar aslında bir temelleri ve omurgaları yok mensup oldukları inanç veya kimlik hakkında bilgi sahipleri değiller sadece propoganda ne yönde ise o yöne meylediyorlar moda gibi veya takım tutmak gibi.
  • doharkoman  (27.02.24 20:35:57) 
Semavi dinler özelinde her din kendinden sonra gelen dinleri yalancılıkla suçlar. Hıristiyanlara göre Muhammed yalancıdır. Hatta orta çağ'da bazı hıristiyanlarca deccal olduğu düşünülür. Aynısı isa için de geçerli. Yahudiler eski ahit'te bahsedilen mesih'in isa olamayacağını, isa'nın eski ahit'te verilen mesih tanımına asla uymadığını söyler. Kendi aklınızla bir karar vermiyorsanız, ailenize veya bir din bilginine gidip "bakın ama böyle bir din varmış, son din olduğunu iddia ediyor" derseniz muhtemelen "boş ver onları, onlar yalancı" gibi bir cevap alırsınız. Kaldı ki hıristiyanlar İsa'nın tanrı olduğuna ve hakikati zaten dünyaya getirdiğine inanırlar. Dolayısıyla ondan sonra daha önemli bir güncellemenin gelecek olduğuna inanmaları mantıklı değil. Tanrı bizzat tecessüm edip gerçekleri söylemiş, daha sonra gelecek fanilerin ne önemi var diye düşünürler.

Semavi olmayan dinlerin birçoğu (bunların bir kısmı dinden çok öğreti gibidir) tek ve asıl din olma iddiası taşımazlar. Dolayısıyla diğer dinleri ve öğretileri kabul etmeleri daha kolay olur.

Öte yandan bir üst cevapta popülizm falan diye saçmalayan arkadaşı ciddiye almayın lütfen.
  • stronzo  (27.02.24 21:32:25) 
İnsanların büyük bir kısmı bu konuya kafa yormuyor, doğduğunda gördüğü gelenek ile devam ediyor.

Yani özellikle bu dinle devam etmeliyim motivasyonu yok, diğer kültürel konulara baktığınızda da aynısını görürsünüz. Kolay kolay başka bir yaşam, yemek, giyim kültürü benimsenmez, insanların büyük bir kısmı gördüğüyle devam eder.
  • xephyr  (27.02.24 21:48:08) 
Burada asıl sorulması ve üzerine düşünülmesi gereken şey, "A dinine inanan birini B dinine geçmekten alıkoyan şey ne?" sorusundan ziyade, insanları bir dine inanmaya iten ve inanmaya devam ettiren şey ne? sorusu olmalı.

İnsanın dine inanma ihtiyacının sebeplerini ve dinler tarihini incelediğinizde zaten bu soru otomatik olarak oluşuyor. Tarih boyunca pek çok mitolojik anlatı birbirini etkiledi ve besledi. İnsanlar da tarihin farklı dönemlerinde bu anlatıların peşinden gittiler. Peki ne oluyor da bu kadar bilimsel gelişme varken insanlar hala uçan bir atın üzerinde göğe yükselme mitine inanmaya, ayı ortadan ikiye ayırma hikayelerine inanmaya devam edebiliyor ve bugün dahi, burada bunun propagandasını yapma motivasyonuna sahip olabiliyor?

Bence bu soruya verilecek cevapları, daha yukarıdan bir pencereden bakarak insan varlığını sosyolojik olarak anlamanın da bir yolu.
  • thracia  (28.02.24 11:34:34) 
manevi inanç ve pratikleri rasyonalize edip, içlerinden birinin diğerinden daha doğru olabileceğini varsaymışsınız. maneviyata belli bir vakit ayırmış; biz neyiz, nereden geldik neden buradayız ve buranın öncesi sonrası nedir gibi konuları düşünen, tabiatı takdir etmeyi bilen herkes bulunduğu kültürün dini ritüellerini anlamlı bulmaya yatkındır. ancak temelde hepsi aynı şeyi yapar. ve olayın temelde aynı olduğunu o insanlar anlar. bu soruyu sorduğunuz için, sizin henüz düzenli bir pratiğe sahip olmadığınızı varsayıyorum. herhangi bir keşiş, imam ve papazın birbiriyle sohbetini canlandırın. onların "bizim savımız" ya da "desteklemek"ten bahsedeceklerini sanmıyorum. dini öğretilerden gelen farklar kültürel ve dünyevidir. bunlar olaya maddi boyuttan bakan biri için her şeymiş gibi görünür. "vay canına biri yumurta boyuyor diğeri oruç tutuyor diğeri et yemiyor diğeri kök bitki yemiyor. bunların hepsi aynı anda 'doğru' olamaz" diyebilirsiniz. ancak dinin varlığı maneviyattan gelir. niyette ve insanın içinde olan dışarıya farklı biçimlerde yansıyabilir. neticede kültlerin ortaya çıkışlarında konum ve zamanda farklılıklar var. iklimler ve kültürler farklı. tehdit ve fırsatlar farklı. yas ve kutlamalar farklı. bu yüzden dışarıdan baktığımızda işin maddi kısmı farklı görünecek. manevi boyutta aynılar. daha da derine gidip manevi kısmı da rasyonalize etmeye çalışırsanız bazı tezli programlara başvurabilirsiniz :)


  • Etanglement  (28.02.24 14:38:46) 
[]

MacOS uygulamasının eski sürümünü indirme?

App Store'dan iMovie indireceğim fakat benim sürümüm Ventura 13.4.1,

indirebilmeniz için minumum 13.5 olması gerekiyor diyor.

Şirket cihazı olduğu için update hizmeti IT tarafından kapatılmış durumda.

O yüzden cihazı güncelleyemiyorum.

Bir önceki imovie i haricen indirip kurabilirsem sorun çözülecek gibi.

Çünkü bir kaç ay önce zaten indirim kurmuştum sonra silmem gerekti.

Torrent e falan baktım bulamadım nasıl çözebilirim?

 
Tam istediğim şeyi bulamadım app store da hesap ayarlarına girip satın alınanlar kısmında imovie yi bulup indir dediğimde "daha eski bir sürüm indirilsin mi" diye soruyor. Oradan tekrar indirilebiliyormuş en son sürüme bağlı kalmadan.


  • ananiyimioguz  (25.02.24 16:41:55) 
[]

İnternet hızlarında neden megabyte değil de megabit kullanılıyor

Artık aktarım hızları eskisi gibi yavaş değil ki yani bitler ile konuşmaya ne gerek var?

Direkt desin mesela 10 megabyte download veriyorum diye.

Neden 80 Mbit diyorlar 10MB demek varken?

 
internet uzerinde paketler bitler olarak gonderildiginden diyebiliriz ama asil sebep marketing.

kim 100 mbps demek varken 12.5 MBps demek ister.
  • gule gule  (22.02.24 00:40:01) 
Tamam da megabyte deyince de yine temele indikçe bit e çıkmıyor muyuz

yakında gigabitler konuşulacak 2 gigabit demekle 250 megabyte demek aynı şey değil mi

ben neden sürekli download speed calculate etmek zorundayım direkt mb cinsinden kullansınlar işte
  • ananiyimioguz  (22.02.24 01:30:28) 
2gigabit = 250 mb dogru, ama internet uzerinde transferde aracin yol alisindaki 1km = 1000 m mantigi calismiyor dogrusal bir akis yok. farkli metrelerle toplanip kilometre elde ediliyor bu yuzden terminoloji olarak da bit kullanimi dogru.

aslinda soruyu tersten sorsak neden data volume'u bitlerle degil de bytelarla hesapliyoruz diye daha rahat anlasilir transfer kismi. bunun yaninda tarihte de 1 byte her zaman 8 bit'e esit degildi.

tabii yine de son kullanici icin 2 gigabit yerine 250 megabyte desek hicbir sey farketmez.
  • gule gule  (22.02.24 02:32:06) 
Bir karakteri (harf, rakam, vs) karşı tarafa iletmek için isterseniz 4bit, 5bit, 8bit, 9bit, 10bit kullanabilirsiniz.

1 byte (genellikle) ise, 1 start bit artı 8bit karakter artı 1 stop bit olarak iletilir. Bu yüzden bit-per-second (bps) kullanılır.

Örneğin 240 bps demek, 30 byte/s değildir (240/8). 24 byte/s olarak düşünülmesi gerekir, yani 1 karakter = 10 bit. İsterseniz start/stop bit vs kullanmazsınız ve hesap değişir.

Not: Start bit, stop bit, ve başka bit'lerde kullanılır ama tercihe bağlıdır.

Bu yüzden bit önrmlidir.
  • alfired  (22.02.24 05:12:35) 
aslında ifade ettikleri anlamlar farklı olduğu için bu kullanılıyor. megabyte kavramını trafikteki arabalar ve megabit kavramını da yoldaki şeritler gibi düşünebilirsiniz.

100 adet aracı hem 2 şeritli hem de 4 şeritli bir yoldan gideceği yere ulaştırabilirsiniz. değişen şey ulaşma süreleri olacaktır. internete erişirken size verilen limitler de bant genişliği yani megabit olarak veriliyor. ayrıca bazı internet paketlerinde uygulanan kota da geçiş sayısını sınırladığı için megabyte-gigabyte olarak veriliyor.
  • bravoteam  (22.02.24 09:05:29) 
[]

Öleceğini hissetmek

İnsan bunu nasıl hissediyor bilimsel bir açıklaması var mı? Genelde inanç olarak malum oldu, melek gördü gibi şeyler duyuyorum ama bir insan öleceğini nasıl hissedebilir?

Çoğu ölüm hikayesinde, ölümden bir gün önce veya birkaç saat önce hissettikleri yönünde şeyler duyuyorum.

Ne oluyor olabilir? Zaten kalp rahatsızlığı var diyelim. Kalbi sıkışıyor diyelim. E hep aynı sıkıntıdan daha önce yatmış bir insan, nasıl sonuncuyu ayırt edebiliyor?

Nasıl sevdikleri ile vedalaşabiliyor? Hormonel olarak bir şeyler değişiyor da o his, şimdiye kadar yaşadıklarının dışında oluyor da, onun artık yolun sonu olduğunu mu anlıyor?

 
Aman üstüme geliyorlar +1

Anneannem en az 20 kere böyle öleceğini görmüştür.
Dedem de misal hiç bir şey yokken kalp krizinden gitti.
Babannemi gittik gördük hastanede çok iyiydi, yarın cikar dediler. Eve döndük ertesi sabah haberi geldi.

Bilimsel bir açıklaması yok çünkü ortada olan bir şey de yok. Nefes almasi agirlasan, yorgun olan, bitkin olan insan zaten ölü gibi hisseder yani.

Ben hayatimda ne hissedene denk geldim ne duydum. Gördüğümüz üzere sizin çevrenizde daha çok böyle inaniliyor demekki, yoksa genel geçer bir şey olsa kesin denk gelirdi.
  • logisticsmanager  (20.02.24 00:30:48) 
Ben böyle dini inançlılardan melek gördü gibi bir tabir de hiç duymadım. Hatta insanın öleceği anı yalnız Allah bilir inanışı yok mu İslam'da?

Bilimsel bi olayı da yok zaten arkadaşların dediği gibi. Çünkü böyle bi olay yok. Sonucu bilinen olaydan çıkarım yapma durumu var bence de ki hiç böyle "Ölümünü bildi" durumuna denk gelmedim
  • nundu  (20.02.24 00:47:16) 
Bendeki doneler şöyle;

1- "Normalde baba hiç sevgisini göstermezdi, ölmeden bir gün önce hissettirmeye çalıştı" diyen var.

2- Annemin babası için "normalde yemekten sonra hep salona geçip haber izlerdi ve gece 11 gibi yatağına girerdi, hasta da olsa salonda yatardı ama öleceği gün saat daha 6 olmasına rağmen yatağına gitmişti" dediler ve uyuyarak ölmüş.

3- Büyük teyzemin her yeri kanserdi çok savaştı en sonunda beyin kanseri oldu konuşamıyor yemek yiyemiyordu. Su bile diyemiyordu Hareket bile zor ediyordu. Ne hikmetse ölmeden bir kaç saat önce anne diye sayıkladı. Anneannem yanına gitti elini tuttu. Dakikalar içinde nefes verdi ve öldü. Ben de oradaydım. Tüm aile evinde yanındaydık çünkü doktor artık yapacak bir şey yok evde yanında durun demişti. Ama biz odasında durmuyorduk. 1 haftadır su bile diyemeyin kadın "anne" dediği için hepimiz başına toplanmıştık.

4- Bababamın babası rutin rahatsızlanmış köyden hastaneye yetiştiriyormuş babam. Son zamanlarında sık sık rahatsızlanıyordu. Öleceği gün ilk defa yolun ortasında "oğlum neyse geri dön" demiş. Babam da ne dönmesi baba iyi değilsin yine yeiştireyim demiş. Dedem gerek yok dön sen dön demiş. Babam da şaşırmış durmuş yol kenarında. Bi an anlamamış çünkü ne oldu iyileşti mi birden demiş. Kemerini çıkarmış kapısını açmış adam oracıkta ölmüş.

Ben de diyorum ki farklı bir şey hissediyorlar herhalde?

Edit: bir de kedilerim hastalanınca yine yanımda duruyorlardı ama hepsi ölecekleri zaman hep bir kuytu aradılar. Onlar da hissediyor derler sanki öyle bir bilgi kalmış kafamda.
  • ananiyimioguz  (20.02.24 00:53:08 ~ 00:56:17) 
ben de hissediyorum ama bir türlü ölmedim.


  • deartheodosia  (20.02.24 04:24:03) 
Bence bilinçdışı da olsa insan vücudu kendinde olan şeyleri hissediyor. Daha geçen ay bir tanıdığım vefat etti, vefat etmeden önce de “ben bu yıl kışı geçiremem o yüzden hiç hazırlık yapmayacağım sonraki seneye” dedi. Gidip insanlarla vedalaştı. Hastalığı filan da yoktu sağlamdı ve öldü.

Diğeri de benim başıma gelmiş bir olay. Ben anne karnındayken ikiz kardeşim benim iç organlarıma yapışık olarak kalmış ve ve karnımda bir kist ile kaplanmış. Bunu 27 yaşında öğrendim. O güne kadar da neredeyse iki üç ayda bir rüyamda kendi kendimi doğurduğumu, karnımdan kendimin çıktığını görüyordum. En sonunda doktora gitmeyi akıl edip ameliyat oldum ve bir daha bu rüyayı görmedim.

Yani vücut biliyor bence her şeyi.
  • Gradient_tabanlı_mor  (20.02.24 09:07:28) 
insanlar hep bir anlam arayışı içinde. haliyle en ufak anlam çıkarabileceği olayı hatırlayıp büyütürken. kendince ruhani anlam bulamadıkları olayları görmezden geliyorlar.


  • orpheus  (20.02.24 16:03:13) 
[]

2023 nmax 125 i satıp 2018 xmax 300 e geçmek mantıklı mı?

Diğer soru da dursun ama büyük ihtimalle ilk ilerleyeceğim seçenek bu olacak. Temiz ve bakımlı 30binde buldum mesela.. yılı biraz eski olsa da konfor performans olarak bana mantıklı geliyor ama kaçırdığım bir şeyler olabilir.

şuan nmaxten de memnunum aslında şehir içi ama şehir çevresi iki kişi turlarken iş görse da can sıkabiliyor performans olarak. O yüzden bir arayış içindeyim.

Bu arada sattıktan sonra sadece 20k koyacağım üstüne. Yani neredeyse başa baş.

Benim motorumdan farklı olarak bulduğum xmax'te kablosuz şarj, uzun tur camı, elcik koruma yok sadece. kalan her şey bendekiyle nmax ile aynı.

 
bende ilk sizin gibi düşündüm baya kafa yordum ama son model xmax te karar kıldım. ha şimdi de bunu da satmaya karar verdim 7binde 2021model, düşünürsenizde konuşuruz tabi.


  • hunharca ben  (19.02.24 17:13:08) 
@hunharca ben, tesekkurler alirsam direkt 300lük alirim sizinki 250lik sanirim, yeni olsa da min 300lük düşünüyorum şuan.


  • ananiyimioguz  (19.02.24 18:15:47) 
[]

BENELLİ TRK 502X mi VOGE 525 DSX mi ?

Bütçe max 300 civarı. Başka tavsiyeler varsa açığım. 500cc yi geçmemesi ve 2020 model üstü olması yeterli.




 
VOGE dolu ama çin malı. Benelli de çinde üretiliyo ama en azından italya ayağı var. Ben Benelli derdim. VOGE şu an bende pek güven uyandırmıyor


  • KidLazer  (19.02.24 14:37:05) 
Marka olarak Benelli bana da daha yakın ancak belli bir devir ve hız üstünde titreşim sorunu var diyorlar trk 502de. Voge da mesela sr4 maxi scooter ı komple bmw motoru ve altyapisi diye duydum.

525dsx i de yine bireylere benzertmisler motor tasarimi olarak ama detaylari cok bilmiyorum
  • ananiyimioguz  (19.02.24 18:16:01) 
benim kendimce şöyle bi istatistiğim var: motorun fiyatı 550 600ü aşmadıkça titreme olur. kendi kalite paritem sadece bi dayanağı yok. svartpilen 250 ile başladım. böbrek taşı düşürür. triden 660'a geçtim, çok daha iyiydi ama yine de ufak bir titreşim vardı. şimdi tracer9gt'deyim çiçek gibi.


  • KidLazer  (20.02.24 09:31:01) 
[]

Şu komik videoyu arıyorum

Annem, babam veya eşim yan koltukta otururken ve aracı onlar sürerken...

Tarzında bir karşılaştırma videosu vardı.

Sürerken gayet haşinler ama yan koltukla olunca en ufak bir kasis, viraj veya hızlanmalarda ortalığı velveleye veriyorlar ya..

Bu durumu abartılı bir şekilde gösteren komik bir videoydu.

 
[]

Vücut ağırlığı ile yapılan egzersizler için youtube, tv app, android app?

Pc başında oturmaktan hareketsizlikten hığğk deyip gideceğim.

Spor salonuna gitmeyi deniyorum ama çok sıkıcı geliyor ortamını da sevmiyorum açıkçası. E hazırlanması giyinmesi soyunması da çok zahmetli geliyor. Hep başlayıp başlayıp 1-2 ay sonra bırakıyorum.

Evde hiç denemedim. Evde 1 tane mat ve bir iki dambıl var.

Ama ne yapacağımı bilmiyorum. Fıtığım var 3 tane ellerinizden öper. Onu zorlamayacak şeyler yapmam lazım. Aynı zamanda da sırt kaslarımı geliştirmem lazım ki fıtığım ilerlemesin.

Boy: 191, KG: 110 benim acilen 95 lere inmem lazım. Aslında dışarıdan bakıldığında sadece göbeğim varmış gibi gözüküyor ama ben 90lardan buralara geldim. 90 olunca da baston gibi dolaşıyorum o da rahatsız ediyor.

Hangi adımları izleyebilirim evde?

 
Google "you are your own gym". Her seyi anlatıyor.

Ama fıtık demissiniz. Bu biraz sıkıntı çünkü youtube ya da kitap size fıtığa sorun yaratmayan diye anlatmaz. O kısım biraz zorlu.
  • logisticsmanager  (16.02.24 11:49:10) 
Kilo vermek için diyet yapman lazım. Sağlıklı ve dengeli beslenirsen kilo verirsin, sporla değil.

Fıtığın varsa web'den ya da uygulamadan spor seçip yapmanı önermem. Bir gün iki büklüm kalabilirsin.

Bir reformer pilates salonuna yazılmanı öneririm. Hem postürün düzelir 2-3 ayda, hem sırt kasların güçlenir.
  • Mirket  (16.02.24 12:07:40 ~ 12:08:29) 
Better me diye bir app var, on gündür kullanıyorum. Ufak bir ücret karşılığı (indirimde 100 küsur liraydı sanırım) beklentiniz, hedefiniz doğrultusunda size üç aylık program hazırlıyor. Keyifli memnunum şimdilik, bakabilirsiniz indirip


  • bir fincan kahve ile film izlemek  (16.02.24 12:56:39) 
Soruna tam cevap değil ama spor salonuna gitmeye zorla kendini. Yoksa bu tembellik usengeclik ile evde de pek verimli ve düzenli spor yapacagini zannetmiyorum. Kilo fazlan var ve disiplinli şekilde sedanter yaşamdan çıkmalısin. Spor salonuna hazırlanmaktan bile useniyorsun. Bu usengecligi yenmek için üzerine gitmeli ve salona düzenli gitmelisin. Bir zaman sonra usenmeyeceksin.


  • abelardo  (16.02.24 16:31:00) 
Youtube => walk at home.

Hiç bir alet gerektirmeyen her yaşta ve seviyede insanın kolaylıkla yapabileceği kardiyo egzersizleri.

iyi bir diyetle birlikte düzenli uygularsan kilo vermek garanti. Tarafımdan denendi onaylandı.
  • zikardo  (17.02.24 05:35:00) 
[]

İlk araç alımında ÖTV indirimi kesin mi? Ne zaman gelecek?

Bir süredir duyuyorum bunu. Mesela B ehliyetlilerin 125 cc ye kadar motor kullanma izni de bir süredir konuşuluyordu. Çıkacak mı çıkmayacak mı diyorduk ama bu günlerde kesinleşti.

Şimdi ilk araç alımında ÖTV alınmayacağı da gelirse yeni araç almak için bekleyelim.

Ne zamana olur bu olay bilen var mı? Bir de bir kaç sorum var.

Mesela tıpkı engelli indirimiyle araç alma olayı gibi 5 yıl satamama şartı var. Ama o şekilde alınca engellinin kendisi veya 1. derecede akrabaları dışında aracı kullanamıyor.

Bunda da böyle bir şey söz konusu olur mu?

Diğer bir sorum; ben daha önce hiç sıfır araç almadım ama 2. el aldım sattım.

Bu durumda ben bu olaydan yararlanamıyor muyum?

Yararlanamıyorsam bir akrabam üzerinden alırım.. fakat o durumda da aracın kimlerin kullanabileceği durumu soru işareti yaratıyor öyle bir kıstas gelirse sıkıntı.

www.yurtgazetesi.com.tr

 
İlk defa duydum, halit bolkan’a referans verilmiş ama öyle bir açıklamasını bulamadım. Sıfır ötv gelmesi mantıklı gelmiyor, tüm ülke başkasının üzerinden rahatça alır, abi kardeş baba kız vs derken ilk araç alanlara diye bir detay olmamış olur. Diğer taraftan ötv’siz araç ile vergili arasında 2 milyon lira için 700-800k fark var. Tamam 5 yıl sonra satmasın ama 5 sene sonra o parayı satarken aldığında havadan para demek. Ayrıca piyasa nasıl dengelenir bilemedim. 0 araç 1,5 milyon 2020 50k km’deki halini millet 1,4’e satmaya çalışırken böyle bir kararla belirli kişilerin 800bine falan 2024’ünü alma şansı doğacak falan.

Ayrıca kamuda milyonlara 1k$ ile 1,5k$ maaş veriliyor, emekli yaşı olmuş 40 bu açık mümkün değil deli gbi ötv toplanmadan kapanamaz. He olursa en çok benim işime yarar orası da ayrı ama gerçekleri de görmek lazım
  • avatar is back  (16.02.24 11:33:56) 
genel seçimden önce gelir belki o da muallak. onda da her bayiiye limit verilir mesela ayda 5 ötvsiz satış izni gibi.


  • mikahakkinen  (16.02.24 11:38:25) 
Biz geçen ötv siz araç aldık engelli indirimi ile babama.

3 senedir da bu olayı deniyoruz sürekli. Ancak alabildik.

3 senedir hangi bayi ile konuşsam, biz zaten engelli limitine giren araçların hemen hepsini ötv siz satıyoruz millet öyle rahatlıkla 0 araç alamıyor ki veya almak istemiyor bir şekilde ötv siz alıyor demişti.

Biz bu işe ilk giriştiğimizde limit 300bindi. Max. seat ateca, opel grandland x falan alınabiliyordu. Hala da öyle sayılır. Sonra 500-1000-1600 diye arttı limit. Bu rakamda bir araç alırsanız %40 falan altına alabiliyorsunuz yani bu şekilde alan tonlarca insan var.

Yani zaten kullanılan bir şey, o yüzden olmaması için bir sebep göremiyorum.

Büyük ihtimalle yine engelli indirimindeki gibi bir üst limit sınırı getirilecek.
  • ananiyimioguz  (16.02.24 11:42:50 ~ 11:44:35) 
öyle bir şey geçmedi ki daha. bi ara konuşuldu sadece. böyle bir olay geleceğini sanmıyorum.


  • jelly bear  (16.02.24 11:44:10) 
hocam tüm harcamaların kısılmaya çalıştığı bu dönemde neden ötv indirimi gelsin? cari açık patlamış, döviz ihtiyacı hat safhada iken yapılacak en son şey ötv indirimi gelmesi olur.


  • eisberg  (16.02.24 12:03:18) 
Uzun zamandır böyle bir şey duymadım. En son Kılıçdaroğlu'nun seçim vaadiydi bu.

Türkiye'de bu saatten sonra vergi ve fiyatlar düşmez. Aksine seçimden sonra kur ve araba fiyatları artar.

İhtiyacınız varsa, üçe beşe bakmadan evinizi, arabanızı alın. Çok çok çok ihtiyaç yoksa nakitte kalın. Araba dediğiniz şey çok masraflı bir iş. Aylık ortalama en az 8-10 bin masrafı var.

NOT: Yatırım tavsiyesi değildir!


.
  • kartallar yuksek ucar  (16.02.24 15:17:37) 
[]

Cennette neden elma ağaç ırmak gibi fani dünya nesnelerinden var?

Ruhani, ilahı bir boyuttan bahsediyoruz. Ama orası için anlatılan tasvirler hep dünyada olan şeylerden ibaret.

Ruh, melek, şeytan gibi kavramlar çok eski inançlardan beri var zaten yani onlar da elimizde vardı.

O zaman kutsal kitaplar artı olarak ne gibi farkı bir boyut katmışlar öbür dünya için?

Köprüler, ateş, huriler falan..

 
İnsana bilmediği bir şey ile tasvir yapılamadığı için. X cismi var desen ne anlayacak insanlar ama elma armut gibi daha lezzetli şeyler var dersen anlar.


  • Gradient_tabanlı_mor  (15.02.24 11:17:11) 
@Gradient_tabanlı_mor, ama bu sefer de insan beyninden çıkmış olduğu izlenimi yaratıyor


  • ananiyimioguz  (15.02.24 11:28:11) 
iste bu cikarimlari yaptigin andan itibaren deist, ateist oluyorsun. kutsal kitabi buyuk bir heyecan, mana, beklenti olmaksizin turkce okursan buyuk hayal kirikligina ugrarsin.


  • dokunmakalbime  (15.02.24 11:33:43) 
Dokunmakalbime +1
Böyle sorular sorarsan hayal kırıklığı var. Zaten doğru soruları sorarak çıkıyorsun dinden genelde.

  • logisticsmanager  (15.02.24 12:34:18) 
Evet öyle uyandırıyor ama başka bir seçenek de aklıma gelmiyor açıkçası. İnsan aklının almayacağı şey insanlara hitap etmiyor çünkü.
Ben tanrı olsam ben de böyle yapardım çünkü bunların kafası anca buna basıyor 4.boyut filan ne anlatsam anlamazlar derdim.

  • Gradient_tabanlı_mor  (15.02.24 14:31:22) 
peşin not: tartışma amaçlı değil, sadece @ananiyimioguz'a cevap veriyorum. yanlış anlaşılmasın

dine direkt sorgusuz sualsiz inanmak gerekiyor.

neden muz, ananas, domates, zeytin vs yok? çünkü keşfedilmemiş. yazan kişi bilmiyor.
neden cehennemle tehdit ediliyor, çünkü arabistan sıcak, daha da sıcak daha kötü olur diye düşünülüyor. halbuki antarktikada çıksaydı bu din, muhtemelen cehennem buz gibi olacaktı

cennette ırmak, ağaç, kadın var çünkü bunlar arabistanda yok. özlem duyulan neyse onu karşılıyor. ve hep erkeklere hitap ediyor.

en başta dediğim gibi. inanacaksan direkt sorgusuz sualsiz inanacaksın.
  • artci sarsinti  (15.02.24 15:24:41) 
[]

B ehliyetlilerin 125cc motor kullanabilecek olmasi fiyatlari nasil etkiler?

2023 model nmax 125im var.

Geçtiğimiz Nisan ayinda aldım henüz 2700km de.

Ben 130a almistim. 10bin de masraf yaptim etti 140. Ben aldigim zaman bayilerde motor bulunmuyordu cok zor bulmustum.

Agustos gibi 2.el fiyati 210bin liralara cikmisti.

Sonra hem arabalar hem motorlar gelmeye baslayinca, sifirlari bulunmaya baslayinca suan fiyatlar yine 140 lara kadar düştü.

Ben de tas catlasa dolu motor oldugu icin 150 160a satabiliyorum.

Ama simdi yeni haberle birlikte, fiyatlar artacak ise simdilik bekleyeyim yaza dogru satsam daha mi iyi olur?

Ama xmax 300 almak istiyorum. 200e temiz bulabiliyorum. O da yaza 230 olursa bi anlami kalmaz simdiden satip alsam mi alicisi var?

 
artsa ne kadar artacak ki? bayiilerde şu an motor mevcut, ancak motorlar yazın para eder. xmax alacaksan bekleme al o da zamlanacak şurdaki fark en fazla 10 bin kar zarar yazar sana.


  • mikahakkinen  (13.02.24 10:20:22) 
artık motor bulunabiliyor. bu haber daha çok çin mallarını hareketlendirir. motor fiyatları kur/enflasyon paralelinde artar, yani önceki gibi karaborsa fiyatları oluşmaz bence. o yüzden ben olsam kasko değerini tavan alırdım. örneğin kasko değeri 10 lira ise maks 9’a (+ekstra aksesuarlar ama orda da aksesuarın sıfır fiyatının %60’ı maks olacak şekilde) satmak lazım. bu işin doğrusu bu ama siz bilirsiniz.


  • orient blue  (13.02.24 10:24:01) 
50ccler çöp olacak. Sizinki etkilenmez bence de +1


  • jackyr  (13.02.24 12:06:29) 
[]

Plakanız XX ASS XXX şeklinde olsa değiştirir miydiniz?

Bulunduğum şehirde çok görmeye başladım komik geliyor ama insanlar takmıyor sanırım




 
hayır degiştirmezdim. Çünkü istek harfli özel plakalar büyük paralar. onun dışında araç plakalası alırken bunun dışında sana seçim hakkı vermiyorlar


  • limonlu eksi  (12.02.24 08:03:17) 
Hayır.
AM (ki vermezler), GOT, SIK ise değiştiririm de yabancı dil ise kimse takmaz

  • abbabaabbaababbabaababbaabbabaab  (12.02.24 08:46:22) 
Neden değiştireyim ki, özellikle tutarım :D


  • akhenaten  (12.02.24 08:55:09) 
Yani degistirmek isteyebilirdim. Plakada da her seyi begenmiyorum ben, buna gore araba secmemisligim var :)


  • mor oje  (12.02.24 09:01:47) 
ass varsa boşta alırım. değiştirmem.


  • mikahakkinen  (12.02.24 09:23:21) 
Değiştirmem


  • abelardo  (12.02.24 09:38:09) 
değiştirmem


  • black holes in the sky  (12.02.24 09:55:26) 
Ben tepesine "i like big", "give me your" vs bile yazardım :) Kesinlikle tutardım.


  • kimlanbu  (12.02.24 10:01:12) 
alirim+1


  • ala09  (12.02.24 11:31:20) 
[]

Şu çalışma masası ayağını nereden bulabilirim?

Taşınırken kayboldu bir tanesi, kotu duruyor.

ibb.co
ibb.co
ibb.co
ibb.co
ibb.co

 
bari geçici olarak arkadaki ayağı öne tak, yükselti arka ayakta dursun


  • grimavi  (10.02.24 00:17:12) 
Pek alışıldık ayaklara benzemiyor.
İnsanın, - sen ne ayaksın? diyesi geliyor :)

Bulunması, üretici firması dışında biraz zor gibi.

Hepsini çıkarın bunları deneyin isterseniz:
i.hizliresim.com
  • diyecevaplandı  (10.02.24 00:50:37) 
internette bulunur ölçülere dikkat etmek lazım. mafsallı ayak veya mafsallı pingo ayak diye aratırsan çıkar ölçüleri karşılaştırıp alabilirsin.


  • bravoteam  (10.02.24 10:20:49) 
birgün bir yerde bu sitenin linkini vereceğimi 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi.

www.e-tekerlek.com

metrik yada withwort civata ölçüsüne göre buradan bulabilirsiniz sanırım. mafsallı ayak aradığınız şey.
  • Fodera  (10.02.24 10:32:25 ~ 10:34:37) 
[]

Aksiyon kamerası veya video kamera tavsiyesi

Selamlar , şu sıralar ürün incelemeleri çekiyorum youtube kanalımda.

Fakat telefona çekiyorum her ne kadar 4k olsa da biraz tırt oluyor.

Yapacaklarımı sıralasam, bana her işimi görecek bir cihaz önerir misiniz;

-Ürün inceleme videoları. Geniş çekim ve yakın çekim.
-VLOG şehir turu, mekan turu, gezi vs.
-Motosiklete takabilirsem de güzel olur.

Ben hiç action camera kullanmadım hayatımda. O yüzden bir kaç sorum daha var.

-Bu işlerde videonun çok sarsılmaması lazım. Gimbal kullanmadan, action cameraların kendi üzerindeki image stabilization sağlıklı çalışıyor mu? Sabit bir el tripoduna tutturdum diyelim..

-Insta360 motorda güzel oluyor fakat onda istersek tek kamerayı kullanarak çekim yapabiliyor muyuz yoksa illa 180 + 180 derece komple çekim mi yapıyor? Yani edit ile kırpılabiliyor sanırım ama hatta ben direkt tek taraflı 120 derece falan çekebiliyor muyum o önemli yormaması açısından.

-DJI Action 2 tavsiye eder misiniz boyun askılı tripodlu bir paket buldum.

-Diğer bulduklarım dji osmo action, go pro 11, 13.. neye göre seçicem bilmiyorum.

 
aksiyon kameralarının elektronik resim sabitleme fonksiyonları harika çalışıyor fakat sizin senaryoda bence alınmaz zira;
sabit odaklılar
düşük ışık performansları kötü
ısınıyorlar (özellikle gopro) ve kapanabiliyorlar, statik haldeyken video çekmek için pek uygun değiller, hava akımı lazım
görüntü sabitlerken videoyu kırpıyorlar biraz
mikrofonları fena değil ama ürün inceleme videosu için harici mikrofon şart.

insta360 güzel alet ama motosiklet için güzel. Tek kamera ile 4k kayıt yapabiliyor, aslında aksiyon kameralardan farksız tek kamera modunda, aynı avantaj ve dezavantajları paylaşıyor. 360 derece kayıt almayacaksanız gereksiz.

Action 2 de insta ve aksiyon kameralar gibi. Boyut sebebiyle biraz daha avantajlı olabilir.

eğer ürün incelemesi çekmeseydiniz dji osmo action 4 alın derdim ama bence size en uygunu dji pocket 3 ve bütçe varsa yine dji mic 2.

çözünürlüğü 4k zaten ama 1 inç sensörü olduğu için yuksek bitrate ile kayıt yapıyor. yine aynı sebepten düşük ışık performansı çok iyi. otofokusu var. bir gimbal’ı olduğundan mükemmel görüntü sabitliyor. teknik açıdan çok daha üstün kısacası. fakat elbette pahalı, diğerlerinin neredeyse 2 katı.

aksiyon kameralarına göre şöyle bir farkı var yalnız, cihaz büyük bir sensöre ve epeyce açık sabit bir diyaframa sahip olduğundan yakın çekimlerde her yer fokusta olamıyor, örneğin bir insanı kaydederken (yüzüne yaklaştınız diyelim) arkasındaki cadde flu çıkar (bokeh). bu genelde istenen bir şey ama yine de aklınızda olsun.

Sabit odak sizin için problem değilse aksiyon kamerası gayet işinizi görür. Ayrıca action 2 ve pocket 3’ün pillerinin dahili ve değiştirilemez olduğunu, pilleri ölünce harici pil aksesuarını kullanmak zorunda kalacağınızı da unutmayın. GoPro ve action 4’ün pilleri harici, cebinize 3 yedek atıp bütün gün çekim yapabilirsiniz teorik olarak.
  • orient blue  (10.02.24 06:51:57 ~ 11:06:58) 
Dji osmo action 4 kullanıyorum, çok memnunum. Her açıdan beklentinizi karşılar


  • bir fincan kahve ile film izlemek  (10.02.24 08:31:45) 
DJI Osmo Action 4 der ve çekilirim.


  • mada  (10.02.24 14:41:07) 
Benim de şimdi kafama dji osmo action yattı görüntü sabitlemesi baya iyiymiş.

Fakat ilk etapta osmo action 4 e sıfır 17-18k vermektense (advanture combo pack)

5-7k arasına osmo action 1 bulabiliyorum (dji osmo action 4k diye geçiyormuş ilk versiyon) ondan mı alsam?

Youtube da inceledim de makul geldi. Genelde yanında bir kaç batarya var ilanlarda. Yine aparatları da var tutucu, mikrofon, kask aparatı vs.

İşimi görür mü sizce? 4. versiyonun mikrofonu biraz daha iyileştirilmiş ve görüntü kalitesi ve fps bir miktar artmış fakat benim için 4k 60fps yeterli şimdilik.

Mesela şimdi ilanlarda gördüğüm ek aksesuar paketli bir dji osmo 4 dizmeye kalksam 20k yı bulacak.

Tamam 2.el alacağım ama aradaki 3 kat fiyat farkına değer mi?
  • ananiyimioguz  (10.02.24 15:55:48 ~ 16:01:44) 
dji osmo action 3 advanture pack sıfır taksitli almak daha mantıklı geldi mediamarkttan. 4ün fiyatı biraz yüksek geldi bir de fark olarak gece çekiminde iyileştirme olmuş ama benim gece çekme olayım pek olmayacak olursa da sonradan video edit ile halledebilirim.

ama neden hiç gopro konuşmadık, onun da görüntüleri güzel duruyor.

djis osmo action ın gorpo hero lara göre ne gibi bir artısı var?

gpro larda ısınma sorunu duydum, dji hero da yok mu?

Edit: acaba diyorum bende samsung galaxy note 10 plus var, hanimda da iphone 14 pro max var. Bu ikisi videoda üzmüyorlar.

Benim ihtiyaçlarım için sadece gimbal alıp telefonlardan devam etsek ne gibi avantaj dezavanfajlar olur?

Aklima gelenler; motora sabitleyemem evat sorunu var. Ya da sabitledim diyelim kullanmasi zor olur. telefon hafizalarimiz çabuk dolar
  • ananiyimioguz  (10.02.24 19:30:59 ~ 23:27:11) 
[]

Çiftler arasında 2.el - sıfır eşya problemi

Selamlar duyuru, çiftlere bir sorum var. Ben kendi kullandığın şeylerde temiz ise 2.el i dert etmiyorum. Temiz bulduysam veya fiyatı çok uygunsa 2.el tercih ediyorum.

Daha önce çok 2.el telefon aldım. Şu an kullandığım klavye 2.el. Veya motor montumun biri 2.el. Fotoğraf makinem 2.el vs.. Şimdi ben bunları sıfır alamaz mıydım, alırdım ama bu sayede fazlada bir lens daha aldım mesela. Veya fazladan gittim bir mouse aldım en basitinden. Ölçeği küçültüp büyütebilirsiniz.

İstanbulda yaşarken sarıyerde sosyete pazarı gibi bir yer vardı arada oraya da giderdik ailece. CHP kadın kolları gibi teyzeler gelip orada kaliteli ama kullanmadığı eşyalarını satardı. Normalde 50k ise 10k ya alabiliyordun mesela temizliğine göre. Veya bin liralık bir şeyi 200 liraya alabiliyordun. Bunlar herhangi bir ev eşyası veya kıyafet olabilir.

Bana o yüzden bu tarz bir alışveriş tü-kaka gelmiyor. Temizler kullanırsın yani ne olabilir şimdiye kadar hiç sorun yaşayan görmedim. Ve bunu dert etmeyen bir sürü insan tanıyorum (statü farkı gözetmeksizin)

Daha önce eşimle böyle bir pazarı gezmiştik ama iğrenir şekilde baktığını hissettim. Pek bir şey de almadı. Halbuki oraya gelenlerde pek sınıf farkı da yoktu, karışıktı. Ama eşim çok lazımsa gider sıfır alırım kafasındaydı. Ya bi tadını çıkar belki güzel bir şey görücen, antika bir şey bulacaksın belki, ama ruhen hiç orada değildi.

Elektronikte de mesela faturalı, garantili alabilirsin, yine için rahat eder. Tabi anlamak lazım biraz almadan önce iyice kurcalamak lazım.

Sizde durumlar nasıl bu konuda fikirler örtüşüyor mu? Zıt olanlarınız varsa nasıl üstesinden geliyorsunuz bu farklılığın?

Eşim nedense bu konuya çok uzak. Mecbur kaldığımızda sesini pek çıkamıyor gerçi. Mesela evlenirken bir yazlık boşaltılıyordu komple. Pek kullanmamışlar, sadece yılları biraz eskiydi, komple bir evi almıştık 20k falan tutmuştu mobilyasından beyaz eşyasına kadar. O zaman sıfır dizsek 100k gidecekti ama nakitimiz yoktu o kadar mesela.

Ben de sevindim aa ne güzel normal karşıladı falan diye ama zaman içerisinde çok dillendirdi bunu bi ev eşyasını bile sıfır alamadık diye.

Şimdi yavaş yavaş ikimiz de kimin parası artarsa değiştiriyoruz parça parça gerçi ama yine de benim penceremden bakınca böyle sanki mutluluğu sıfırı mı getirecek yani evde huzur olsun yeter diye bakıyorum.

O nasıl bakıyor anlamıyorum. 2. el bir şey bakıyorum mesela ev için sahibindenden. Biraz "bana bunu mu reva görüyorsun" gibi bir vibe veriyor. O yüzden tam anlamıyorum ama ben yorumlamaya kalksam da şey gibi geliyor sanki böyle burnu havada bir şekilde "bunu mu hak ediyorum ben, hayatta herkes her şeyin en iyisini hak eder, kendimize uygun gördüğümüz şeylere pak püü, en kötü durumdaki arkadaşlarım bile her şeyin sıfırını alıyor" gibi düşünüyormuş gibi hissediyorum.

Fakat ben kendimi böyle bir yarış veya ölçüm içinde görmüyorum. Kendisi öyle geçim sıkıntısı görmemiş bir insan da değil yani normalde yetişirken yüksek bir refah içinde olmamasına rağmen büyük ihtimalle kendini yetiştirirken yüksek refah beklentisiyle ilerlemiş, tamam başarılı da yani her şeyin en iyisini hak ediyor fakat ben bir yerde ceo da olsam evimde niye 2.el berjer var demem yani. Sevdim, mantıklı geldi, 3'te 1 fiyatına aldım, artan parama da başka bir şey alırım derim.

Bu konuyu nasıl çözebiliriz sizce? Kendimce şey diyorum "ne güzel yeni alınmış temiz ürünü yarı fiyatına satan bulmuşum, ama eşimin takıntıları yüzünden gidip 2 kat daha fazla borca girip sıfır alacağım ve bu hayattan aldığı mutluluğu da diğerini aldığım senaryoya göre 2 kata mı çıkaracak gerçekten?"

Belli bir takıntı da söylemiyor mesela hijyen ile ilgiliyse temizletirsin falan ama yok direkt "ben niye 2.el alayım" gibi net bir görüşü var. Sizce bende mi bir varoşluk var yoksa hanımda mı fazla sofistikelik var anlamış değilim.

Mesela bir çok kadın dolap gibi uygulamalar falan kullanıyor. Alıyor, satıyor vs. Kendi çevresinde pek kullanan yok mu veya böyle bir şeyin ayıp ya da tü-kaka karşılandığı bir çevrede mi büyümüş bilmiyorum. Ama çok uzak böyle şeylere. Kullanmıyorsam kardeşime veririm diyor. Beğendiysem de gider sıfır alırım diyor. Kontrol etmeyecek kadar paramız olsa tamam yapsın da sonuçta mantıklı kullanmak lazım parayı da.

Eşim bana veya eve lazım olan bir şeyi "askim bunu iş yerinin orada buldum çok az kullanmış güzel yakaladım" diye getirse ben çok mutlu olurum. Çok kötü durumda olmadıktan sonra sıfır ile 2.el arasında bir fark gözetmem. Sonuçta bir ihtiyaç var, giderildi mi, giderildi. E daha ne. Ben biraz kullanınca 2.el olacak zaten.

Ama buralarda insanlar pek 2.eli hoş karşılamıyor sanırım, kültürel olabilir mi? (gaziantep) gösteriş falan da had safhada. eşimde öyle çok bir karşılığı yok aslında düğün çok mütevaziydi, e eşyaların çoğu sıfır değildi zaten dediğim gibi. Ama bunlar böyle olması gerektiği ve hayatı yavaş yavaş kendimiz kurarız diye düşündüğüm için bana çok üzüntü verici şeylermiş gibi gelmiyor. Ben mesela eşimle olmak istedikten sonra yere minder koyar otururum yani onu mu dert edicem. Kendisi de belki oturur imkan yoksa ama bu ona üzüntü verir işte fark o sanki.

Bazı çiftler tanıyorum, bir şeyi uyguna düşürünce çok sevinen koşa koşa mutlu mutlu eve giden. Ama eşimde bir burukluk, üzüntü oluyor. Acaba ah o diğer fabrikatör zengin koca adayını reddetmeseydim mi diyordur içinden :( (öyle bir şey yok da misalen diyorum, belki de öyledir bilemeyiz)

Edit: araç konusunda böyle bir takıntısı yok, 2.el alabiliyor.

 
şayet evli olsaydım ve eşim ikinci el bir eşyadan rahatsızlık duysaydı asla almazdım. bekarken alabilirim ama..

ikinci el eşya başkasının yaşanmışlığın izlerini taşıyor. hele yazlıkta ikinci el eşya beni tiksindirirdi.

şu an bekarım, sorun değil ama evli olsaydım gerçekten çok ihtiyaç yoksa ikinci el eşya almazdım.

eşyaları eşimle kullanmaya başlamak isterdim.

şu an evlensem ve eşim evdeki çatal bıçak bardağı atacak olsa, buna bile itiraz etmem.
  • tabudeviren  (07.02.24 18:31:14) 
Eşyanın anısını düşünüyordur, uğursuzluk vs.


  • Kahvedesu  (07.02.24 18:39:44) 
@tabudeviren, çok dokunaklı, tabii ki her şeyin sıfırından oluşan bir düğün paketi elimizin altında olsaydı hayır demezdim fakat benim önceliklerim farklı sanırım.

hayatımdaki insanın gayesi mutlu olmaksa her şeyle mutlu olabilirmiş gibi geliyor.

veya sürekli mutsuz olabilecek şeyler bulabilecek bir potansiyeldeyse baştan tırnağa sıfır ve altın kaplama olsun her şeyimiz, benim için hiç bir önemi yok ki.

hiç mi öğrencilik hayatı yaşamadınız veya hiç mi elinizde yüklü nakit para yokken yuva kurmak istemediniz, bir şekilde olur, yavaş yavaş beğenmediğin şeyler varsa değiştirirsin.

bir eşyanın yaşanmışlığı varsa sen üstüne koyarsın başka yaşanmışlıklar katarsın. Mesela araba almak istediğinde 2.el bakıyor onda sorun yok, onun yaşanmışlığı yok mu? İç dış yıkatırım diyor belki. E koltuğu da yıkatırsın yani dert mi şimdi.

@Kahvedesu, belki de evet diğer yoruma da yakın aslında. bilmiyorum belki üstüne kafa yorsam biraz kabul edilebilir bir hal alabilir benim için de.
  • ananiyimioguz  (07.02.24 18:40:27 ~ 18:43:06) 
tabudevirrn+1

erk arkim hoslanmadigini o kadar anlatti ki daha yeni anladim ve konu tamamen kapandi. ikinci eli sevdirmenihtimaliniz yok. bir de komple bir yerden hazir esya almak tatsiz zaten butce olarak makul olmus ama bir iki eve uyan esya alsan neyse, kendi zevkini tamamen gozardi etmissin gibi olmus ve uzulmekte hakli sanki o konuda. ben tr de satilmayan, stock out urunlerden kendime aldigim oluyor ikinci el, ona karisan yok, zaten sifir urun. ortak alanda hoslanmadigi bi seyi gozune sokamam
  • ala09  (07.02.24 18:48:12) 
@ala09, evet o konuda hak veriyorum çok zevkimize uyan şeyler değildi idareten böyle olması gerekiyordu ve yavaş yavaş değiştiriyoruz dediğim gibi.

ama işte mesela sevdiği bir şey var, 50k diyelim. Ben yakınlarda birisinin 35k ya sattığını gördüm daha 1 ay olmuş alalı. Bunu almak neden yanlış olsun sonuçta zevkimize de uyuyor.
  • ananiyimioguz  (07.02.24 18:51:09 ~ 18:52:05) 
Ben hiç ikinci el bir şey almadım şimdiye kadar. Giysileri hijyen probleminden dolayı istemem,

Çok sevdiğim bir şeyin de ikinci el olmasını istemem. Neden diyecek olursanız bu tür şeylerde "kullanılmışlık" çok bariz belli oluyor. Siz temiz kullanılmış diyorsunuz ama ne kadar temiz olursa olsun birleşme yerlerindeki birikip silinmiş toz izleri, mikro çizikler vs. kullanımdan kaynaklı doğal izler "yeni bir şey aldığınız" hissi vermiyor. Eskimek eşyanın doğasında var, ikinci el ürün ne kadar iyi olursa olsun o eskiliği hissettiriyor. Ben böyle bir durumda da illa sıfır olsun deyip sıfırını almıyorum, ama bunun yerine "olmasa da olur, alabilirsem sonra alırım" diyorum. 2. El olan ürün bende herhangi bir heyecan uyandırmıyor. Çünkü o kullanılmışlık görüntüsü heves baltalayıcı geliyor. Ancak bunun bir mantığı yok, müzik zevki gibi bir şey bu. Kimi de çok sever o kullanılmış görüntüyü.

2. Eli tercih edebileceğim tek şey artık satışı olmayan eski şeyler, süs objeleri, koleksiyon ürünleri vs gibi şeyler. Ancak 2. El piyasasıyla hiç alakam olmadığı için arada aklıma gelse de hiç uğraşıp bakmadım mesela bunlara da.

Eşinizin hevesiyle ilgili bir durum olabilir. Siz ucuzu varken neden pahalısı olsun sonuçta aynı işi yapacak diyor olabilirsiniz ancak belki ikinci el alacağınız şeyi hiç almamak eşinize daha iyi hissettirecektir. Ayrıca bazı şeyleri hiç almazsanız diğerlerinin sıfırını alacak kadar bütçe de ayırabilirsiniz.
  • akhenaten  (07.02.24 19:08:33 ~ 19:11:55) 
kadınlar bu konuda daha katı oluyor. bundan sonra değiştirebileceğini sanmıyorum. kendi kişisel kullanacağın şeylerde yine ikinci el al. fakat eşinle ortak kullanım alanlarında hiç alma gerekirse. sevmiyorsa zorlama yani.


  • adivar  (07.02.24 19:22:33) 
@akhenaten, teşekkürler biraz daha anladım o tarz bakış açısını.

Sanırım ben mala veya kendime mi acaba.. çok önem vermiyor olabilir miyim?

beni x bir üründeki çiziksizlik veya toz zerrelerinin olmayışı çok mutlu etmiyor.

sadece o şeye sahip olup olmamakla ilgileniyorum çünkü ben kullanırken de çizilecek tozlanacak zaten.

o yüzden genelde 2.ele bakıyorum. bakıyorum ki sıfırı ile arasında çok bir fark yok, e gideyim sıfır alayım deli miyim diyorum. ama temiz bulduysam ve fiyat avantajı yüksek ise sıfırına vereceğim paranın birazını ona veriyorum, artanına da başka bir ihtiyacı alıyorum mesela.

sıfır aldık her şeyi diyelim. taşındık falan illaki eskidi çizildi kırıldı bir şey oldu. benim temiz 2.el bulabileceğim durumdan daha kötü bir hale geldi. Demek ki sizler için "sonuçta benim, ilk ben kullandım, ne olduğunu biliyorum, kusurları varsa da benim yaşantımda bir karşılığı var" gibi bir düşünce oluşuyor ve bunu sorun etmiyorsunuz anladım.

ama onu öyle görmek yine kullanılmış, eski bir ürün kullanıyor hissiyatı yaratıp da sizi mutsuzluğa götürüyorsa orada hala bana hiç mantıklı gelmeyen bir durum vardır bana göre.

her şeyin sürekli sıfırının alınmasını düşündürten bir psikolojik düşünce de sanki kapitalizmin oyunları gibiymiş de gelmiyor değil bir yerde :(
  • ananiyimioguz  (07.02.24 19:24:54) 
Hayatımda hiç ikinci el kullanmadım, bir keresinde kız kardeşim popüler bir bit pazarına götürmüştü beni. Orada vintage güneş gözlükleri denerken tansiyonum düşmüştü o şeyi nasıl yüzüne değdirebiliyor, alsa nasıl içine sinerek kullanacak diye. Ve hayat sonrasında bana benim gibi bir hayat arkadaşı armağan etti.


İkinci el belki tüketim çılgınlığının önüne geçmeye ne bileyim para pul tasarrufuna falan yardımcı oluyor olabilir. Ama sevmeyen, iğrenen insan da bu konuda düşüncesini değiştiremez. Çok zor. Hiç param yokken bile sırf ikinci el almamak için aylarca koltuksuz yaşamıştım ve sonrasında içime sinen, rengini ve tarzını çok beğendiğim sıfır bir koltuk almıştım.
  • ruhen hastayim ben  (07.02.24 19:58:25 ~ 20:00:58) 
"sıfır aldık her şeyi diyelim. taşındık falan illaki eskidi çizildi kırıldı bir şey oldu. benim temiz 2.el bulabileceğim durumdan daha kötü bir hale geldi. Demek ki sizler için "sonuçta benim, ilk ben kullandım, ne olduğunu biliyorum, kusurları varsa da benim yaşantımda bir karşılığı var" gibi bir düşünce oluşuyor ve bunu sorun etmiyorsunuz anladım"

Kendi adıma aynen durum bu. Kendi eşyamı kullanılmış görmek moralimi bozmuyor ama, hatta eşyalarımı ziyadesiyle eskitirim ben. Evde ıvır zıvır hatıra bıraktığım eşyam da çoktur. Ama yeni bir şey alırken genelde heves ettiğim için alırım ve bu olurken de tabiri caize onun da aynı hevesi taşıdığını görmek isterim. Yani böyle düşünmüyorum tabi ama size anlatırken söze nasıl dökerim diye düşününce bunlar çıkıyor ağzımdan.

Örneğin yakın olduğum insanlar evlerinden bir şey hediye etse de bunu takmam sanırım bu daha ziyade yaşanmışlıkla ilgili. Uğursuzluk ya da enerji gibi şeylerle de ilgisi yok. Bir şeye bakınca onun tanıdık gelmesi gibi daha çok. Tanımadığım birinin eşyası evdeki yabancı biri gibi.

Tabi bu benim, detaya indikçe daha çok benle ilgili oluyor konu :D eşiniz de üç aşağı beş yukarı böyle bir şeyler hissediyordur belki.

Demek istediğim işin maddi boyutuyla çok ilgili olmayabilir.
  • akhenaten  (07.02.24 20:01:51) 
İkinize de hak veriyorum. Ben ikinci el hiç sevmiyorum ama kocam vintage filan sever alıp kullanırdı bekarken. Saat alırdı mesela. 2.el markalı bir saat alacağına daha düşük markadan sıfır da alabilir ama o gidip 2.el tercih ediyordu. Ben sıfır ve kötü marka tercih ederim.

Hijyen takıntısı belki de. Evlendikten sonra galiba adama bu konuda biraz yüzümü ekşittim ki bir iki kez teklif etti daha da söylemedi böyle bir şey.

Daha kötü marka olsun ama sıfır olsun boşverin. :)
  • kaptan maydanoz  (07.02.24 22:21:53) 
halen daha evli kalabildiğin için seni tebrik ederek yazmaya başlıyorum.

eşinin çoğu huyunu abartılı bulsam da ikinci el konusundaki hassasiyetlerini anlıyorum. ben de kullanamam. hem temiz bulmam hem de ölmüş gitmiş birinindir kötü enerjisi vardır o yüzden almam.

eşin bir kere anlayış göstermiş yazlıktan çıkma eşyaları satın alarak. ki yazlık olması beni de tiksindirdi. ha bence sıfır eşya alacak paranız yoksa hemen evlenmeyebilirdiniz öyle bir durum da var.
  • Hallegadola  (08.02.24 14:26:04) 
@Hallegadola, sdfjsgh yuvarlanıp gidiyoruz gördüğün gibi.

Eşyalardan anladığım kadarıyla alamancı yaşlı bir çift kendi dizmiş ama uzun yıllar pek kullanmamışlar. Evi satarken eşyaları da ayrı elden çıkarmışlar.

Ben pek iğrenmedim ama hanım biraz titizdir şimdi yazılanları görünce iyi dayanmış diyorum :(

Artık kendi eşyalarım dışında 2.el herhangi bir şey düşünmesem iyi olacak.

Ha bu arada evet bekleseydik de 4/4lük hazır bir yere geçseydik daha iyi olabilirdi belki ama hem onun ailesi bu tarz bir birlikteliği kabul edemezdi (biz birlikte yaşamaya başlamıştık) hem de canına yandığım ülkesinde bekleyip para biriktirdikçe malların fiyatı senin biriktirme hızından daha fazla artıyor, o yüzden biz hiç evlenemezdik ev dizmeyi bekleseydik gibi geliyor. E tabi bir de hatılıyorsun belki, eldeki nakit ile önceliğimiz bir klinik açmaktı. Ev dizmek çok geri planda kaldı.

Yine de en azından bu şekilde borcumuz falan çok çabuk bitti, eğlence ve gezmelerden de ödün vermemiş olduk bu geçen yıl içerisinde. Şimdi yavaş yavaş değiştiriyoruz zevkimize göre. Ama işte ben yine 2.el temiz bulsam alırım diyordum vazgeçtim mecbur.

Bu arada insanlar mala mülke o kadar yatırım yapıyor, biz buraya gelir gelmez depreme yakalandık, sıfır eşyalar aldığımızı ve göçtüğünü düşünüyorum da.. tamam bir can değil belki ama içler acısı bir durum yine. O yüzden çok şaşaya veya maddi açıdan uçuk şeylere çok önem vermemek lazım sanki bilemiyorum :|

"Ucuzundan olsun sıfır olsun" da temiz hissettirebilir ama ucuzu da basit duruyor beğenmiyoruz. Taksit maksit girişicez artk..

Edit: Ayrıca sevmediğim huy falan diyorsun da o da benim için nelere katlandı bir bilsen.. bak biri bu 2.el eşya muhabbeti mesela :D
  • ananiyimioguz  (08.02.24 15:07:42 ~ 15:16:13) 
Keşke Türkiye'de daha yaygın bir ikinci el alışkanlığı olsa, charity/thrift shoplar olsa diye çok istiyorum ben ya. Tutup günlük giysilerimi ikinci el almam ama vintage elbise, ayakkabı, güneş gözlüğü bulsam alırım, üzerinde leke olmadığı sürece temizlenebilen bir şey giysi. "Önceki sahibinin enerjisi" gibi batıl şeylere de inanmıyorum. (Güneş gözlüğünün camını UV filtreli camla değiştirtmek isteyebilirim, şimdi düşündüm de...)

İkinci el elektronik almam çünkü sürekli telefon/bilgisayar değiştirmiyorum, kullanılmaz hale gelene kadar kullanıyorum. Ama eşim ikinci el amfi, kolonlar, subwoofer falan alıp ses sistemi yaptı mesela. Evdeki amfinin sıfır fiyatı şu an 80 bin liradan fazlaymış, mis gibi ikinci el kullanıyoruz. Bir de "ikinci el alsam düzgün çıkar mı acaba ya" diye kitchenaid mikser bakıyorum ben ara sıra.

Özetle biz karı koca ikinci ele karşı değiliz ama özellikle ikinci el eşya peşinde de koşmuyoruz. Birimiz bir şeyi ikinci el alırsa diğeri "iyi yapmışsın, güle güle kullan/kullanalım" diyor.
  • kobuzchu kiz  (08.02.24 17:05:17) 
[]

r10 net davetiya kodu olan varsa atabilir mi?

teşekkürler.




 
[]

Takipçi botu ne oluyor? Kodlayanınız oldu mu?

Biriyle tanıştım, yazılımcı olduğumu duyunca tiktok, instagram hesaplarını canlandırmak istediğini söyledi. Diyor ki takipçi falan satın alma olayları var ancak ben onlara vereceğim parayı ve hatta bir kaç mislini sana vereyim, onlar nasıl yapıyorsa, onların yazdığı programı sen yaz sonra bana onu sat diyor.

Cidden bazı insanlar yazılımcı görünce tüm yazılımları tek bir kişi yapabilirmiş zannetmesi tuhaf geliyor ama sorun değil öğrenilir bir şekilde.

Fakat ben mantığını anlamadım bilen varsa aydınlatırsa sevinirim. Ben hesaplara dışarıdan müdahale edemem ki şu şu hesapları takip etsinler diye.

Bunu şu şekilde yapan olduğunu biliyorum, mesela kapalı profilleri gösteren uygulamalar vardı belki hala vardır, o uygulamaya giriş yapıyorsun zaten artık kontrolü başkalarına vermiş oluyorsun. E onlar da sana bir hizmet veriyorlar ama senin hesabından da başkalarını takip ettirebiliyorlar. Bu bir yol.

Başka bir yol, yapay zeka ile çalışan chat bot ile yabancı numaralardan insanlara whatsapptan falan yazıp, şu hesabı takip ederseniz şu kadar para göndereceğiz gibi mesaj atmak.

Bunları anlarım da, bir kod yazayım ve tarkan hesabına + 500bin takipçi gelsin gibi bir olay nasıl yapılıyor?

Parayla yapanlar nasıl yapıyor? Demek ki çalışıyor bir şekilde?

Bu arada hesapların aktif olması şartı koşulmuyor maksat sadece sayı yüksek gözüksün. Aktif beğeni falan beklenmiyor.

 
olaylardan hiç anlamıyorum ama düz mantıkla 10k takipçi istiyorsa 10k adet mail alıcaksın yazılımla, bunları instagrama ekliceksin programla, yine programla sana para veren adamları bu hesaplar takip edecek.


  • eja  (05.02.24 13:15:03) 
ama şirketler bu tarz yumurta hesap dedikleri hesapları toplu halde uçuruyorlar ara ara. boşa gider o zaman


  • ananiyimioguz  (05.02.24 13:17:37) 
Isin donanimsal yonu de var sanirim. Cindeki bi "click farm" haberi : youtu.be

Piyasadaki panellerin cogu ayni yere bagli, satan yuzlerce kisi sadece komisyonculuk yapiyor.
  • brkylmz  (06.02.24 10:07:19 ~ 18:43:59) 
[]

İlk yıkamada yamulan elyaf monta ne yapilir?

Hanımla ikimizin severek giydigimiz michelin lastik adami gibi montumuzu makinada hassas camasirlar modunda 30 derecede yakayayim dedim ne olabilir..

Meger etiketinde sadece elde yikayin yaziyormus sonradan fark ettik.

Icindeki elyaflar topak topak oldu homojen dagilmis halde degiller.

Bunlara yapacak bir sey olur mu? Iade veya onarima da almazlar sanirim etiketi disinda kullanildigi icin :/ haniminki zaranin benimki hummel ın

Çöp olmamistir umarim.

 
oklava gibi bir şeyle döve döve elyafların tekrar dağılmasını sağlayacaksınız, ama uzun sürebilir


  • malheiros  (04.02.24 14:04:11) 
Youtube da bu durumlar için düzeltme videoları var.


  • Phoebe  (04.02.24 15:15:01 ~ 17:21:19) 
[]

Kriptoların rekor tazelemesi ne zaman olur sizce?

veya tazeler mi?




 
fed faiz indirip piyasaya da bol para verirse olur

faiz indirim başlangıcı mayıs gibi görünüyor, öncesinde bir şey olmaz
belki 2024 sonu belki 2025 belki de hiç :)
  • gurur  (03.02.24 19:19:42) 
geçtiğimiz dönemlere bakınca halvingten bir sene sonra rekor geliyor, sonra düşüyor.


  • abelardo  (03.02.24 19:21:24) 
YTD.

mayıs-haziranda güzel seviyeler görürüz. Orada balinalar sağlam satışlar yapar.

Sonrası dump. Temmuz dip.

YTD
  • adwokat  (03.02.24 20:52:38) 
2021 gibisini zor görürürüz. abd'de tüm gençlere esnafa herkese zarf içinde 2-5-10k$ lar verildi. adam var biliyorum, çalışıyordu, remote'a döndü, ulaşım+öğle yemeği parası + sosyal harcamaları %80 düştü baya birikim oldu üstüne devletten para aldı. böyleleri bastılar ethereum'a solanaya. bir daha zor ama sakin sakin artışlar fed faizi düşürüp para bastığında olur gibi


  • avatar is back  (03.02.24 21:54:30) 
[]

A2 ehliyet ile 700cc motora binersem ne olur?

Biraz geçiyor limiti ama konuda hiç sorun yaşayanınız oldu mu?




 
bir şey olmaz, polis limiti geçen kısım kadar ceza yazar.


  • malheiros  (03.02.24 12:51:49) 
Yersiniz cezayı. Mevzuat açık. Polis uygular mı uygulamaz mı, orasını bilemem.

Ceza Kodu: 39/2

Ceza tanımı: Sürücü belgesi sahiplerinin, sürücü belgelerinin sınıfına göre sürmeye yetkili olmadıkları araçları sürmeleri

Ceza puanı: 20

Ehliyet yetersizliği cezası: 6.439 TL
  • kojonotsuki  (03.02.24 13:11:19) 
Polisin ceza yazması gerekir, yazmazsa görevi ihmal suçunu işlemekle yargılanma riski vardır.

Hele limiti geçen kısım kadar ceza yazmak ne demek, onu gerçekten anlayabilmiş değilim. İdari para cezasına dair bir kıstelyevm esası var da biz mi bilmiyoruz? Ehliyetin kapsamı kullanılan motosikletin silindir hacminin 100 cc altında ise, para cezası miktarı silindir hacmine bölünüp elde edilen miktar motosikletin silindir hacmiyle çarpılıp iki miktar arasındaki fark mı ceza olarak yazılacak? Komiklik yaparken komik duruşa düşmeyin lütfen.
  • 10551037  (03.02.24 20:21:53 ~ 21:07:53) 
10551037, geçenlerde ben %90 ve ustu engelli raporuyla alinmis otv siz araci baskasi kullanirken yakalanirsa(1. derecede yakinlari disinda) ne olur u arastiriyordum polislerle falan da gorustum de.

Valla onu goruyoruz da cok takmiyoruz demislerdi.

Belki dedim takilacak bir sey degildir belki bu da.. ondan sordum. Kurumlarimiz salastir ya bazen sagolsunlar -_-
  • ananiyimioguz  (03.02.24 21:32:12) 
Haklısınız, ceza tipi ve bölgeye göre değişkenlik gösteren durumlar olabiliyor. Sizin yaşadığınız şehirde çok takılmıyor olabilirler ama başka bir şehirde denetim çok sıkı olabilir engelli araçlarını üçüncü kişilerin kullanması durumunda.

Bizzat konuştuğum emniyet müdürleri şunu söylemişlerdi: Araba sürerken ehliyeti yanında bulundurmak zorunlu. Şahsın ehliyeti yanında yoksa ancak tavırları nazikse uyarın, ceza yazmayın diyoruz. Ha şahıs kabalaşırsa vs o zaman yazın cezayı. Ama bu da sözlü bir talimat olup, kanuna da aykırı olduğu için aksine işlem yapan polise kimse hesap soramaz. Tam aksine, işlem yapmayana hesap sormak hukuken mümkün.

Ama arkadaşın verdiği cevabın doğrulukla uzaktan yakından alakası yok. Sizi durduran polis ya ceza yazar ya da yazmaz. Yazmazsa kendi bilir, başına iş alabilir. Ama "Bir şey olmaz" ya da "Limiti geçen kısım kadar ceza yazar" cevapları gerçekten çok komik. Limiti ne kadar geçtiği nasıl hesaplanıyormuş onu da öğrenebilirsek çok sevineceğim. Ehliyet 250 cc'ye kadar motosiklet sürmeye izin veriyorsa ve şahıs 700 cc'lik motosikletle yakalanırsa bakiye 450 cc için ceza nasıl hesaplanacak?
  • 10551037  (03.02.24 21:49:12) 
bunun cezası yüksek arkadaşım yeni yedi, hem motor sahibi hem kendi yedi cezayı
bu aralar polisler inanılmaz çevirme yapıyor, ara sokakta bile çevirme var, hiç bir şey bulamadılar kemerden dayıyorlar cezayı, riske atmazdım ben olsam.

  • eja  (05.02.24 14:54:28) 
[]

4K 3D film neden bulamıyorum?

Benim arşivim vardı 10-15 tane film olan bu şekilde ama artık 3d tv mi kaldı deyip silmiştim geçtiğimiz sene. Zaten çok yer kaplıyorlardı hdd de.

Fakat şimdi vr gözlükte güzel oluyor diyorlar deneyeyim diyorum ama bulamadım.

Ya 4k var ya da 3d full hd var internette filmler.

Hem 4k hem 3d olacak şekilde bulamadım. Bilen var mı?

 
www.youtube.com
demo şeyler için şu listeye bir bakabilirsin.

Eskiden Rarbg'de bişeyler vardı ama o da kapatıldı, malum ortamlar baya darbe aldı.

Bu arada Holllywood filmlerinin çoğu fake 3D idi, zaten bir sürü efekt yaptıkları için derinlik gereken şeyleri de efektle falan yapıyorlardı o da kötü oluyor.
realorfake3d.com

Gerçekten çift lensli ve o anda çekilen videolar harika oluyor ama. (youtube'dakiler gerçek galiba, şu an bakacak cihazım yok ama)
store.steampowered.com

Ek olarak, her teknoloji gibi bu 3D filmlerin bazı çok iyi örnekleri yetişkin film sektöründe yer alıyor.
  • nhk ni youkosu  (31.01.24 01:27:44) 
3d gözlükte (oculus vs) güzel olmuyor, öncelikle bunu söyleyeyim. Zaten sahte bir 3d içindesiniz, bunun içinde bir 3d daha olunca saçma bile gelebiliyor.

Son olarak 3d tv'lerin yaygın olduğu zamanlarda çözünürlük 1080p idi bu yüzden çoğu 3d rip 1080p olarak geliyor.

1337xx.to adresinden torrenti kontrol edebilirsiniz.
  • kimlanbu  (31.01.24 11:02:39) 
Evet bu arada bigscreen uygulamasinda yayin yapanlar oluyor orada denedim cidden çok sarmadi 3d.

Yine de ortamsiz direkt goruntuyu yansitip denemek istiyorum.

Bulamadim 4k sekilde hala, ilginc.
  • ananiyimioguz  (05.02.24 23:38:07) 
[]

Fatih Altaylı'nın saati?

Şuradaki saati nedir kesin ben bir yerde inceleyip bakmıştım ama pahalıydı diye hatırlıyorum marka model hatırlayamadım.

youtu.be


 
patek philippe nautilus 3710 büyük ihtimalle.


  • gule gule  (31.01.24 00:09:14) 
tahminim fatih'te min. 1 milyon dolarlik saat koleksiyonu var, ne takarsa 50-100bin dolar oluyor.


  • cooperr  (31.01.24 01:07:50) 
Nautilus +1

Ek olarak bu hesaba bakabilirsiniz ilginizi cekerse: www.instagram.com
  • sertac akin  (31.01.24 02:09:48) 
[]

Head & Shoulders Şampuanın sahte olduğu nasıl anlaşılır?

Selamlar, bir süredir saçımda kepek oluyor fakat benim saçımda hiç kepek olmazdı şimdiye kadar.

Hep aynı şampuanı kullanıyorum. Stres falan desek kıralını yaşadığım zamanlar oldu yine de kepek olmamıştı.

Fakat son zamanlarda olduğu için şampuandan şüpheleniyorum. Son 1 yıldır şampuanı hep aynı yerden alıyorum (şehir özelinde bir market zinciri).

İnternette sahte şampuan videolarını da görünce aklıma geldi. Popüler markalarda çok sahte olayı dönüyormuş.

Ben bunu nasıl anlayabilirim?

 
Aynı ürünün sahtesini internetten gönderdiler bana. Head and shoulders un sitesi var. İlgili siteden telefon numaralarını bularak müşteri temsilcisiyle görüş ve elindeki şampuanın seri numarasını bildir. Kendilerine ait ürün olup olmadığını bildiriyorlar


  • dedeminhirkasi  (30.01.24 18:26:21) 
[]

Düzenli olarak VR gözlük kullanan var mı?

Ben 1-2 haftadır kullanıyorum. Bende şöyle bir sorun yarattı. 1 saatlik kullanım sonrası gözlerim kan çanağına dönüyor. Kuruyor. Acıyor. Kızarıyor. Kapanmaya başlıyor. İnanılmaz yoruluyor. Yatıyorum kalkıyorum tüm günü kıpkırmızı gözlerle geçiriyorum.

Gözümden uzaklaştırıp denedim ayarı var ya hani. Bir şey değişmedi. Gözüm 1.25 derece aslında çok değil ama gözlükle denedim. Durum yine aynı.

Neden böyle oluyor 1 saatte pert oluyorum, içerisine 4k film atıp izleyeyim diyorum, ortam çok güzel, aşırı net, sinemadan daha iyi neredeyse.

Fakat filmin yarısında işkenceye dönmeye başlıyor. Bu tarz bir sıkıntı yaşan var mı? Çözümü var mıdır?

 
İlginç, bende böyle bir sıkıntı olmuyor. Hatta etrafımda düzenli olarak kullanan bir çok kişi de var ama hiçbirinden böyle bir şikayet duymadım.

DAha sık karşılaşılan sıkıntı gözlüğün baş dönmesi ve mide bulantısına yol açması. Hatta gözlüğü çıkardıktan sonra geçmeyen, acile giden biri bile oldu.

hangi gözlük?
  • king lizard  (28.01.24 13:08:41) 
Yok bende sanal ortama uyumsuzluk olmadı sevdim baya ama gözler 1 saate gg dedigim gibi.

Meta Quest 3
  • ananiyimioguz  (28.01.24 13:11:42) 
Gözlerinizi yeterince kırpmıyor olabilir misiniz? Bana bir ara bilgisayarda olmuştu, çok odaklanıp çalışırken meğer gözlerimi kırpmayı unutuyormuşum lol.


  • inawen  (28.01.24 17:07:03) 
öncesinde veya sonrasında göz damlası kullanmak mantıklı olabilir. Çok ekrana bakan biri olarak bende göz kuruluğu çıkmıştı. Çok kırparsan sorun olmuyor aslında.

www.youtube.com
şurada doktorun anlattığı gibi, yakından piksellere bakınca göz kilitlenip ona adapte oluyormuş, kırpmayı unutuyormuşuz.

bu arada bence VR gözlük 40-50dkdan sonra sıkıntı zaten. Ben 40dk falan oyun oynadığımda da çıkarınca bir süre kendime gelemiyorum gerçek dünya garip geliyor haha. 3D film izlenirse harika görünüyor (180 derece 3D videolara bak, harika) ama düz film için ne kadar sinema ortamı veya farklı ortamlarda izleyebiliyor olsam da gözümü o şekilde yormam. İyi bi projektör alırım veya Oled TV, uzağa bakarım.
  • nhk ni youkosu  (28.01.24 18:34:40 ~ 18:37:20) 
[]

Harry Potter sorusu

Ben seriyi melez prense gelince bırakmışım, lisedeydim o zamanlar.

İzlemedigim son bölümleri şimdi izleyeyim dedim biraz geç oldu ama :D

Kafama bir şey takıldı aydınlatabilecek var mı?

-spoiler alert-

Harry, Snape in göz yaşlarında anılarını izlerken Snape ile Dumbledore un bir konuşmasını görüyor. Snape diyor ki, harry potter ı ne olursa olsun korumanı ve kollamanı istiyorum. Dumbledore da karsılığında ne vereceksin? Diyor. Snape de ne istersen diyor. Ne istemiş olabilir Dumbledore Snape'ten?

Gece "yapma dumbledore yabanci degiliz" diye bitmemistir herhalde, filmde bir ipucu var miydi?

 
İşte yıllarca voldemort'un çok yakınında bir casus olarak kullandı Snape'i. Ayrıca Dumbledore öldükten sonra bile Voldemort'un yanında olup Harry'yi kollamaya devam etti. Yani ajan kazanmış oldu Dumbledore


  • nundu  (28.01.24 10:38:38) 
Hmm ama aslında snape onu zaten harry i korumak için seve isteye yapmaz mıydı, ben daha farklı bir şey beklemiştim.


  • ananiyimioguz  (28.01.24 11:56:37) 
ajanlığa devam etmesi için gerekirse kendisini öldürmesi.


  • paintov  (28.01.24 12:07:44) 
[]

Motoruma bakmaya geldiler ama ödemeyi eminevim yapacakmış?

Selamlar motorum ilandaydı bugün gelip baktılar beğendiler.

Ancak hafta içi ödemeyi eminevim mi dedi öyle bir şey onu da tam hatırlamıyorum da..

Bizim orada paramız var zaten bir miktar. Bu motoru da aldı göstericez biz oraya ödeme yapmaya devam edicez ama parayı size oradaki yetkili gönderecek dedi.

Bakın bu da konuşmalarımız dedi yetkiliyle görüşmüşler. ruhsat faturası, e devlette araçlarım menüsündeki görüntü, tramer sorgusu vs. istiyorlarmış.

Bunlar okeyse 1 saatte hallederiz dedi haftaiçi.

Tamam ben de bir araştırayım parayı versinler de sorun değil dedim ama nasıl yapsam bilemedim dikkat etmem gereken bir şey var mı daha önce böyle bir şeye girişen oldu mu?

Edit: isterseniz eminevime gidip yetkiliyle de görüşebiliriz dedi

 
Notere gitmeden, işlemleri başlatmadan, gişedeki görevli size "para hesabınıza yattı mı?" diye sorduğunda para hesabınıza yatmadan hiçbirşey yapmayın derim. Beni baba evim ilgilendirmez diyin.


  • baldan kaymak  (27.01.24 20:32:56) 
Bir arkadaşımı ilanla arayan biri de aynı şeyleri söylemiş.
15-20 dakika araç hakkında konuştuktan sonra (kesin alıcı gibi) iki yüz ben vereceğim gerisini evkur'dan alacaksın tarzı bir şey.
Olay orada kapandı tabii ki.
Aracı kim alacaksa para da o kişinin hesabından gelecek demiş arkadaş...
Tabii konu hemen kapanmış.
Yeni bir dolandırıcılık türü sanırım
Oltaya gelmeyin.
  • marcus fenix  (27.01.24 22:35:27) 
Bir arkadaşım da dedi ki şimdi krediler falan arttığı için insanlar oranın üzerinden alıyor.

Güvenli olsun diyorsan devletin takas bank iye bir hizmeti var. Parayı oray atıyorlar, noterden devir olduktan sonra size geçiyor para. yok bir sıkıntı olursa da geri onlara dönmüyor gibi bir şey dedi.

Belki o şekilde yapabilirsiniz dedi ama net bir kullanan kişiyle karşılaşmadım henüz.
  • ananiyimioguz  (27.01.24 22:52:44) 
Benim anlamadığım şu.
Madem orada paran var bu katakulli neden?
İkincisi, hadi arkadaşı anladık, bizim arkadaşla da aynı şekilde konuşuyorlar.
Madem oaran var orda (nasıl oluyorsa artık) al parayı diyince neden uzuyorlar.
Bildiğin dolandırıcılık işte.
Cüzi miktarını kendi verip motoru üzerine alacak.
Ne eminevim ne de evkur'un böyle bir şeyden haberi vardır.
Yüksek ihtimal geri kalanı için onlarla anlaşmıştır elimde şöyle bir motor var kaç para verirsiniz diye.
Onlar da galerici gibi fiyat vermiştir anca bu kadar veririz diye.
Ancak ruhsat elemana geçtiğiniz içşn üzerine bir bardak soğuk su içeceksiniz.
Olay, bu.
Öyle şu kadarını ben verecem, getisini dayım, eniştem olmadı kaynım verecek gibi pazarlıklardan uzak durun.
  • marcus fenix  (27.01.24 23:14:46) 
Bu yaz aracımı sattım, karşı taraf fuzuloto'dan kura ile hak sahibi olmuş.
Paranin yarisi nakit yarısı fuzuloto noter devrinden sonra hesabıma atacakmis.

Satış sırasında arada bir tanidik vardi fuzuloto'da ki görevlisi de hemserim çıktı.

Fuzuloto'da para ne zaman hesaba gecicek dedim 3 saat icinde dedi ve soz verdikleri gibi oldu

Tabi arada tanidik olmasa pek sicak bakmazdım.

Karar verirseniz para hesabınıza geçene kadar anahtarı teslim etmeyin
  • Fritz-X  (27.01.24 23:26:39) 
bu firmalar evi alacak kişiye al şu parayı git al evi arabayı demiyor öyle paramı aldım firmadan evi arabayı alayım diye bir şey yok, olsa öyle yaparlar zaten.
alışveriş sırasında firmadan da biri oluyor, siz satışı veriyorsunuz yetkili de belgelerin kopyalarını vs alıyor ondan sonra ödemeyi gerçekleştiriyor.
satıcı için biraz can sıkan bir durum ama krediler böyleyken başka pek bir alternatifi de yok alıcının.
firma adını, şubesini vs öğrenip gidip sorabilirsiniz durumunu.
  • Whily  (27.01.24 23:50:24) 
123456789  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.