ya ben lan neyse
https://www.youtube.com/watch?v=rDh2BWTrsv02.23 teki diyaloğu özetleyebilir misiniz? özellikle ecnebilerin güldükleri kısım?sağ olunuz.
www.youtube.com 
2.23 teki diyaloğu özetleyebilir misiniz? özellikle ecnebilerin güldükleri kısım?
sağ olunuz.
2.23 teki diyaloğu özetleyebilir misiniz? özellikle ecnebilerin güldükleri kısım?
sağ olunuz.
0
ya ben lan neyse
nereye sığdırıyorlar bu kadar veriyi? bu kadar sunucuya para mı dayanır? tüm sitelerin ortalama 3-5 arşiv görüntüsü olsa vay amk.http://web.archive.orgedit: http://web.archive.org/web/20081002042518/www.eksiduyuru.com/
nereye sığdırıyorlar bu kadar veriyi? bu kadar sunucuya para mı dayanır? tüm sitelerin ortalama 3-5 arşiv görüntüsü olsa vay amk.
web.archive.org
edit: web.archive.org
web.archive.org
edit: web.archive.org
0
yılda 10 milyon dolarla dönüyomuş. "It has an annual budget of $10 million, derived from a variety of sources: revenue from its Web crawling services, various partnerships, grants, donations, and the Kahle-Austin Foundation" en.wikipedia.org
0
ya ben lan neyse
güzelleşiyor işte. anladınız sanırım. "şu sezondan itibaren" diyebileceğiniz bir sezon var mı?
güzelleşiyor işte. anladınız sanırım. "şu sezondan itibaren" diyebileceğiniz bir sezon var mı?
0
Hep öyle gidiyor, ama sen bir yerden sonra diziyi o haliyle sevmeye başlıyorsun. O bir yer neresi değişir. Heisenberg'ün karizma olduğu yerlerden biri olabilir.
0
Baştan sona tarzı aynı. Sarmadıysa çok acayip olaylar olacak güzelleşecek diye bekleme yani.
(Sevmeye sevmeye izlemeyin şu dizileri lütfen. Şahsen ben de game of thrones'u 2. sezonda mı ne bıraktım. Sıkıcı bana göre)
(Sevmeye sevmeye izlemeyin şu dizileri lütfen. Şahsen ben de game of thrones'u 2. sezonda mı ne bıraktım. Sıkıcı bana göre)
0
buna benzer bir duyuru ben de acmistim.
dedim heralde yaprak dokumune bagkayacak bizim ki burnunu pislige sokacak ailesi trip atacak falan cocuk zaten sakat tripli lan dedim nerden basladim su diziye ama sonra neler oluyor neler.
Butun sulale pskopat amk.
hic beklemedigin karakterler hic beklenmedik insanlara donusuyor.
net olarak bu iyi bu kotuler yok.
Ama sezon olarak 3 diyebilirim.
dedim heralde yaprak dokumune bagkayacak bizim ki burnunu pislige sokacak ailesi trip atacak falan cocuk zaten sakat tripli lan dedim nerden basladim su diziye ama sonra neler oluyor neler.
Butun sulale pskopat amk.
hic beklemedigin karakterler hic beklenmedik insanlara donusuyor.
net olarak bu iyi bu kotuler yok.
Ama sezon olarak 3 diyebilirim.
0
hep aynı. hatta ilerde karizma olduktan sonraları eski acemi hallerindeki tadı arıyor oluyoruz.
0
3. sezondan sonra baya iyileşiyor. ilk iki sezonu bitirmem senelerimi aldı sıkıntıdan izleyemiyordum ama şu anda baya güzel
0
hep iyiydi, hangi olay hangi sezonda olmuş hatırlamıyorum bile.
0
ya ben lan neyse
bir meslek olarak?daha da önemlisi sizce toplumun neresindeler? mesela bir avukat kadar saygı duyuluyor mu kendilerine?
bir meslek olarak?
daha da önemlisi sizce toplumun neresindeler? mesela bir avukat kadar saygı duyuluyor mu kendilerine?
daha da önemlisi sizce toplumun neresindeler? mesela bir avukat kadar saygı duyuluyor mu kendilerine?
0
sorun yanlış bir kere.
adam gibi bir ülkede saygı duyardım ama türkiye'de kesinlikle saygı duyulacak insanlar değiller. istisnalar tabii ki var, o ayrı.
ps: ailede 3 tane öğretmen var.
adam gibi bir ülkede saygı duyardım ama türkiye'de kesinlikle saygı duyulacak insanlar değiller. istisnalar tabii ki var, o ayrı.
ps: ailede 3 tane öğretmen var.
0
patavatsız olanlarını gebertinceye kadar döveceksin.Bazıları cidden iğrenç.Hele dersinde başarısız sevmediği öğrenciye hakaret edenleri var ki cidden..............sin.
0
bu ülkede hangi meslek grubunda saygın insan çok ki? bakıyosun adam doktorum diyo akademisyenim diyo bildiğin ergen. öğretmenler desen salla başı al maaşı. bazı branşlarda öğrenciyi dolar işareti gibi gören bi çok öğretmen var özel ders lazım filan diyor aileye bi halt da öğretemeden dünyanın parasını götürüyor.
bende öğrenci oldum tabi ki. şimdiki aklım olsa ilkokuldan sonra okumam. okuma öğreneyim 4 işlem öğreneyim yeter. en mantıklısı gidip meslek öğrenmek. şu an çocuğum olsa bunu yaptırırım. yarış atı gibi koşturacağına gitsin tiyatro yapsın fotoğraf çeksin stüdyoya girip kayıt yapsın h. içi de ne istiyorsa neye yeteneği varsa gitsin onu öğrensin. daha sonra başarılı olursa üniversite mezunu adamların %90 ından daha rahat ve daha iyi kazanacağına eminim.
işte bunların arkasında hep öğretmenler var bi bok öğretmiyorlar doğru yönlendirmiyorlar çünkü. tabi istisnalar hariç.
bende öğrenci oldum tabi ki. şimdiki aklım olsa ilkokuldan sonra okumam. okuma öğreneyim 4 işlem öğreneyim yeter. en mantıklısı gidip meslek öğrenmek. şu an çocuğum olsa bunu yaptırırım. yarış atı gibi koşturacağına gitsin tiyatro yapsın fotoğraf çeksin stüdyoya girip kayıt yapsın h. içi de ne istiyorsa neye yeteneği varsa gitsin onu öğrensin. daha sonra başarılı olursa üniversite mezunu adamların %90 ından daha rahat ve daha iyi kazanacağına eminim.
işte bunların arkasında hep öğretmenler var bi bok öğretmiyorlar doğru yönlendirmiyorlar çünkü. tabi istisnalar hariç.
0
Yaptığı işten para kazanan herhangi bir meslek erbabından farksızlar. Doktorlar da öyle. Neden ayrı bir kutsallık yükleniyor bu insanlara anlamak güç. Bir garson bir ceo bir futbolcu neyse, öğretmen de o. İşini iyi yapıyorsa insanların saygısını hak ediyordur o kadar.
0
sanırım meb'de çalışanları kastettin. sonuçta stüdyosunda plates öğreten öğretmen de var.
tr'de bugünün şartlarında (0-15 senelik öğretmenleri) düşünerek
ve yabancı uyruklu hocaları dışarıda tutarak cevap veriyorum;
alt sınıf bir grubu temsil ediyor benim için, sinemaya tiyatroya gitmeyen, sosyal medyayı pek takip etmeyen, ucuz süpermarketlerden sağlıksız besinler tüketen, tv'da evlilik programları, acun show, yerli yapım diziler seyreden, mizah ve estetik anlayışı zayıf bir grup canlanıyor.
elbette bütün bunlar bende uyanan ilk intiba ve bir genelleme. bu saydığım profilin çok dışında olanlar vardır elbette.
bir avukat kadar saygı duymam.
tr'de bugünün şartlarında (0-15 senelik öğretmenleri) düşünerek
ve yabancı uyruklu hocaları dışarıda tutarak cevap veriyorum;
alt sınıf bir grubu temsil ediyor benim için, sinemaya tiyatroya gitmeyen, sosyal medyayı pek takip etmeyen, ucuz süpermarketlerden sağlıksız besinler tüketen, tv'da evlilik programları, acun show, yerli yapım diziler seyreden, mizah ve estetik anlayışı zayıf bir grup canlanıyor.
elbette bütün bunlar bende uyanan ilk intiba ve bir genelleme. bu saydığım profilin çok dışında olanlar vardır elbette.
bir avukat kadar saygı duymam.
0
Cidden kötü öğretmenlerle karşılaşmış olsam da, genellikle bir öğretmenle tanıştığımda şımarık olmayan, aslında ömrü boyunca çok artmayacak maaşına razı gelecek kadar mesleğini istemiş, elinden geleni yapan insanlar olduklarını düşünüyorum. Bir öğretmenle tanıştığımda "off ne sıkıntılar yaşıyordur" diyorum, aklıma "3 ay tatil yapıyor, oh kebap" gelmiyor. Annemin öğretmenlik yaparken kaybettiği sağlığının karşılığı benim uyduruk bir mühendis olarak daha ilk yıllarda kazandığımın 3'te 4'te biri olmamalı diye düşünüyorum. Öğretmen deyince aklıma okumayan, sinemaya konsere gitmeyen insanlar gelmiyor, tüm meslek gruplarını düşününce gitmek isteyip de gidemeyen insanlar geliyor, ve gitmek akıllarına gelmiyorsa bile bunu önemsememeleri olarak değil, artık yaşam biçimi olarak bunu kabul etmeleri olarak görüyorum. Bu düşük yaşam kalitesine razı bırakılmış, emeklerinin karşılığının bu olduğuna veya bu olmasa bile ellerinden bir şey gelmeyeceğine inandırılmış insanlar bence öğretmenler.
Sırf popüler olduğu için, sektörde açık olduğu için daha çok para kazandıran meslekler diğerlerinden, öğretmenlikten, emekçilikten daha değerli değil. Sırf pohpohlanıyor diye doktorların, sektör genişliyor diye mühendislerin, sebebi her neyse avukatların daha çok para kazanması bu mesleklerin öğretmenlikten daha değerli olduğunu göstermiyor. Bu en başta toplum denen şeyin temeline aykırı. Çöpleri toplayacak, çocukları eğitecek, bina inşa edecek, hasta tedavi edecek, hukuk sorununu çözecek insanlara ihtiyaç var bir toplum oluşturmak için. Şöyle düşünelim, benim iş yerimdeki yüzlerce "kaliteli" mühendis ortalığı öyle bir kirletiyor ki, temizlikçiler azıcık geç kalsa ortalık bok kokusundan geçilmiyor, herkes söylenmeye başlıyor. Demekki mühendislerin o "çok değerli", "çok para eden" işlerini yapması temizlikçinin asgari ücretle yaptığı, aslında diğerlerinin midesini bulandıran işe bağlı.
Sırf popüler olduğu için, sektörde açık olduğu için daha çok para kazandıran meslekler diğerlerinden, öğretmenlikten, emekçilikten daha değerli değil. Sırf pohpohlanıyor diye doktorların, sektör genişliyor diye mühendislerin, sebebi her neyse avukatların daha çok para kazanması bu mesleklerin öğretmenlikten daha değerli olduğunu göstermiyor. Bu en başta toplum denen şeyin temeline aykırı. Çöpleri toplayacak, çocukları eğitecek, bina inşa edecek, hasta tedavi edecek, hukuk sorununu çözecek insanlara ihtiyaç var bir toplum oluşturmak için. Şöyle düşünelim, benim iş yerimdeki yüzlerce "kaliteli" mühendis ortalığı öyle bir kirletiyor ki, temizlikçiler azıcık geç kalsa ortalık bok kokusundan geçilmiyor, herkes söylenmeye başlıyor. Demekki mühendislerin o "çok değerli", "çok para eden" işlerini yapması temizlikçinin asgari ücretle yaptığı, aslında diğerlerinin midesini bulandıran işe bağlı.
0
Açılın ben öğretmenim. :)
12 senedir MEB'e bağlı okullarda kadrolu olarak çalışıyorum. Aslında 11. Çünkü İngilizce öğretmeniyim ve asaletim onandıktan sonra 1 sene ücretsiz izin alıp yurt dışına gittim üniversitede aldığım dil eğitimini yeterli bulmadığım için. Hala da bulduğum her fırsatta yurt dışına kaçıyorum dil becerilerim gerilemesin diye. Ha gerek var mı? Öğretmek açısından yok. Ama sadece öğretmekle yetinemiyorum. O çocuklara bir dünya görüşü de vermek istiyorum. Zamanı kullanmayı öğrensinler istiyorum. Eve gidince televizyon ödev yemek uyku ekseninde boğulmasınlar, zamanı doğru kullanıp ellerine kitap alacak fırsat da yaratsınlar istiyorum. Düşünme araştırma becerilerini geliştirsinler istiyorum. Hayal kursunlar istiyorum en basitinden. Hayali olmayan bir çocuk benim içimi acıtıyor. İngilizceden nefret etmeden büyüsünler, İngilizceyi önlerinde aşılması gereken sarp bir engel gibi görmesinler istiyorum. Millet free shopları talan eder, ben dil eğitim setlerini, o ülkenin kültürel kodlarını yansıtan şey her ne ise onların bulunduğu yerleri talan ediyorum. 3 yazı yurt dışında geçirip farklı yaş gruplarıyla çalışma eğitimleri aldım.
Okulda "işin mi yok yea" diyenlere denk gelince yüzüne bir şey demeyip kafamı çeviriyorum sadece ama içimden geçenleri şuraya yazamam.
Benim imkanlarım var, yaptım. Yapamayana tabii ki bir şey diyemem ama gidip yerinde görmese bile alanında derinlemesine araştırma yapmayan, derse hazırlıksız gelen, kaç senelik öğretmenim deyip öğrenciye ezber bilgiyi satan, 1'in üzerine 1 daha koyma derdine düşmeyen meslektaşım maalesef çok.
En beteri ama şu grup; kendisi çaba sarf etmeyip, çaba sarf edene de çıtayı yükselttiği için tavır yapanlar. Bunlara zerre kadar bile saygı duymuyorum.
Evet, bir meslekten bıkacak yeterli süreyi çoktan tamamladım mesleğimde ama henüz bıkmadım. Hala yapabiliyorum. Bir gün eğer artık bunları yapmak istemediğimi fark eder, öğrenciye müfredatın dışında bir şeyler katamadığımı görürsem, emekliliği falan beklemez istifa ederim. Ne öğrenci eziyet çeksin ne de ben. Sırf para için yapılacak iş değil öğretmenlik. Öylesi karşılıklı kahır çekmeye girer. Ne ben kimsenin kahrını çekerim ne de kimse benim kahrımı çeksin.
Aileme göre ise "bunlar hep idealistlik ve idealist takılacak yaşları geçtim, artık el alemin çocuğu için kendimi paralamayı bırakıp, evlenip kendi çocuklarımın derdine düşmem gerekiyor." Bu da benim açmazım.
12 senedir MEB'e bağlı okullarda kadrolu olarak çalışıyorum. Aslında 11. Çünkü İngilizce öğretmeniyim ve asaletim onandıktan sonra 1 sene ücretsiz izin alıp yurt dışına gittim üniversitede aldığım dil eğitimini yeterli bulmadığım için. Hala da bulduğum her fırsatta yurt dışına kaçıyorum dil becerilerim gerilemesin diye. Ha gerek var mı? Öğretmek açısından yok. Ama sadece öğretmekle yetinemiyorum. O çocuklara bir dünya görüşü de vermek istiyorum. Zamanı kullanmayı öğrensinler istiyorum. Eve gidince televizyon ödev yemek uyku ekseninde boğulmasınlar, zamanı doğru kullanıp ellerine kitap alacak fırsat da yaratsınlar istiyorum. Düşünme araştırma becerilerini geliştirsinler istiyorum. Hayal kursunlar istiyorum en basitinden. Hayali olmayan bir çocuk benim içimi acıtıyor. İngilizceden nefret etmeden büyüsünler, İngilizceyi önlerinde aşılması gereken sarp bir engel gibi görmesinler istiyorum. Millet free shopları talan eder, ben dil eğitim setlerini, o ülkenin kültürel kodlarını yansıtan şey her ne ise onların bulunduğu yerleri talan ediyorum. 3 yazı yurt dışında geçirip farklı yaş gruplarıyla çalışma eğitimleri aldım.
Okulda "işin mi yok yea" diyenlere denk gelince yüzüne bir şey demeyip kafamı çeviriyorum sadece ama içimden geçenleri şuraya yazamam.
Benim imkanlarım var, yaptım. Yapamayana tabii ki bir şey diyemem ama gidip yerinde görmese bile alanında derinlemesine araştırma yapmayan, derse hazırlıksız gelen, kaç senelik öğretmenim deyip öğrenciye ezber bilgiyi satan, 1'in üzerine 1 daha koyma derdine düşmeyen meslektaşım maalesef çok.
En beteri ama şu grup; kendisi çaba sarf etmeyip, çaba sarf edene de çıtayı yükselttiği için tavır yapanlar. Bunlara zerre kadar bile saygı duymuyorum.
Evet, bir meslekten bıkacak yeterli süreyi çoktan tamamladım mesleğimde ama henüz bıkmadım. Hala yapabiliyorum. Bir gün eğer artık bunları yapmak istemediğimi fark eder, öğrenciye müfredatın dışında bir şeyler katamadığımı görürsem, emekliliği falan beklemez istifa ederim. Ne öğrenci eziyet çeksin ne de ben. Sırf para için yapılacak iş değil öğretmenlik. Öylesi karşılıklı kahır çekmeye girer. Ne ben kimsenin kahrını çekerim ne de kimse benim kahrımı çeksin.
Aileme göre ise "bunlar hep idealistlik ve idealist takılacak yaşları geçtim, artık el alemin çocuğu için kendimi paralamayı bırakıp, evlenip kendi çocuklarımın derdine düşmem gerekiyor." Bu da benim açmazım.
0
Türkiye'de öğretmenlik olmak istenen bir şey değil, olmak zorunda kalınan bir şey genelde. Sınavdan çok düşük puan alıp bari işsiz kalmayayım, maaşı da fena değil mantığıyla öğretmenlik seçiyorlar. Doğal olarak öğretmenler de kalitesiz oluyor. Bu mesleğin suçu değil tabii ki, Türkiye'deki durum böyle yalnızca.
0
Öğretmenliğin maaşı nasıl fena değil yahu? Asıl başka bölümler okuyup iki kat para kazanabilecekken o maaşa razı oldukları için tebrik etmek lazım öğretmenleri. Hatta atanamamak gibi çok büyük bir sorunları var.
0
turkiye'de kim hangi meslegi, ne sekilde seciyor? bu sistemde hasbelkader bir meslege intisap etmis bir kisiye yalnizca mesleginden oturu saygi duymak mantikli mi? burada takilan insanlarin ekseriyeti gozume carptigi kadariyla ulkeyi elestiren insanlardan olusuyor. bu ulkedeki ogretmenler turkiye'de yetisiyor da avukatlar fransa'dan mi ithal ediliyor? 'bu ulkede adalet yok' deyip avukatlara mi saygi duyacagim? etrafimdaki cirkinligi gorup bu ulkenin mimarlarina mi saygi duyacagim? muayenehanesinin kapisindan iceri adim atamayacagim doktorlara mi saygi duyacagim? siyasi nedenlerle universitelerden uzaklastirilip onlarin yerine parasutle inen akademisyenlere mi saygi duyacagim? miras yoluyla edindigi etiketlerinden oturu pelin batu'ya mi saygi duyacagim? ferhan sensoy'un kizina mi? yoksa kizi rahat okusun diye anasi evini ipotek ettirmis ogretmen kizi olan arkadasima mi?
sirf mesleginden oturu saygi duydugum adamlar da yok degil:
www.haberartibir.com.tr
en azindan ulkeye etkisi sandiga gidip attigi bir oy olan, metazori de olsa tuketimi minimum seviyede kalmis bir olu o. varsin recep ivedik'e gulmus, carkifelek'e katilip "yardimci olun mehmet ali bey" demis olsun.
bu ulke bu haldeyse bu ulkenin bir ferdi olarak sucun bir kismi da bendedir.
cevap: saygi etiketlerle indigi icin maalesef hayir. (edilgen "duyuluyor mu?" sorusuna verilen genellenmis bir cevap bu yoksa kendi cevabim ustteki)
sirf mesleginden oturu saygi duydugum adamlar da yok degil:
www.haberartibir.com.tr
en azindan ulkeye etkisi sandiga gidip attigi bir oy olan, metazori de olsa tuketimi minimum seviyede kalmis bir olu o. varsin recep ivedik'e gulmus, carkifelek'e katilip "yardimci olun mehmet ali bey" demis olsun.
bu ulke bu haldeyse bu ulkenin bir ferdi olarak sucun bir kismi da bendedir.
cevap: saygi etiketlerle indigi icin maalesef hayir. (edilgen "duyuluyor mu?" sorusuna verilen genellenmis bir cevap bu yoksa kendi cevabim ustteki)
0
@wecarealot, aldığı puana göre alacağı maaş daha iyi. Adam atıyorum 300 puan almış, o puanla gittiği üniversitede mühendis olsa kaç para alacak? 1000-1500? O puanla herhangi bir üniversiteye gidip öğretmen olarak atanırsa 2500-3000'e kadar yolu var. Özel ders verirse daha da fazla. Abartıp hafta sonu dershanede falan çalışırsa daha da fazla. Sonradan müdür yardımcısı falan olup yattığı yerden de para alabilir.
Atanamamak da sorun falan değil ayrıca, devlet doktorlar hariç kimseye gel sana iş vereceğim demiyor, vermek zorunda değil. Atama sayısının sınırlı olduğunu bile bile öğretmenlik seçiyorsan katlanacaksın. Ben hiç atanamıyoruz diye ağlayan mühendis ya da işletmeci görmedim ki bu mesleklerden topu topu beş on kişi atanıyor senede, öğretmen yüzlerce. Atanamıyorsan gidip özelde çalışacaksın.
Atanamamak da sorun falan değil ayrıca, devlet doktorlar hariç kimseye gel sana iş vereceğim demiyor, vermek zorunda değil. Atama sayısının sınırlı olduğunu bile bile öğretmenlik seçiyorsan katlanacaksın. Ben hiç atanamıyoruz diye ağlayan mühendis ya da işletmeci görmedim ki bu mesleklerden topu topu beş on kişi atanıyor senede, öğretmen yüzlerce. Atanamıyorsan gidip özelde çalışacaksın.
0
Hocam mühendislik ve işletmecilik özel sektörü çok geniş olan meslekler. Özel eğitim kurumlarının öğretmenlere yaptıklarından hiç haberiniz yok galiba. Para vermezler, sigorta yapmazlar, eşşek gibi de çalıştırırlar, sonra da canları isteyince, kur bitince tekmeyi basarlar. En terbiyesiz sektörlerden biri.
0
ya ben lan neyse
selamlar duyuru sakinleri,yaklaşık 50 gün kadar önce bununla ilgili bir duyuru açmıştım.ben evde değilken benden habersiz bir şekilde ev arkadaşımın bir arkadaşı 3 ay boyunca evi ve odamı hunharca kullanmış ve gitmiş. adam hepatit-b hastası ve bulaşıcı olduğunun da farkında değil.ben 50 gündür evde
selamlar duyuru sakinleri,
yaklaşık 50 gün kadar önce bununla ilgili bir duyuru açmıştım.
ben evde değilken benden habersiz bir şekilde ev arkadaşımın bir arkadaşı 3 ay boyunca evi ve odamı hunharca kullanmış ve gitmiş. adam hepatit-b hastası ve bulaşıcı olduğunun da farkında değil.
ben 50 gündür evde her şeye eldivenle dokunuyor, evde yemek pişirip banyo yapamıyorum.
üstelik şu anda evde tek kalıyorum, kiramı da tek başıma ödüyorum.
evdeki eşyaların yarısını çöpe attım. eve 2 aydır yatmadan yatmaya gelip dışarıdan yemek yiyorum. sağlığım bozuldu. çamaşır bile yıkayamıyorum benden önceki makineyi kullanmış diye. öfkeden çıldırmak üzereyim. evi yaksam ancak içim rahatlar.
mesele benim pimpirikliğim değil onu geçelim. o konuda tavsiye istemiyorum.
evden taşınmam da mümkün değil. zaten taşınsam bile çöpe atacağım eşyalardan dolayı ekonomik olarak batarım.
bana bir dezenfeksiyon yöntemi söyleyin de dip-köşe temizleyip içimi rahat ettireyim. kirasını verdiğim evimi kullanabileyim.
hangi maddeyi kullanıp nasıl dezenfeksiyon yapayım? bana bilimsel yöntemlerden bahsedin.
sağ olunuz.
yaklaşık 50 gün kadar önce bununla ilgili bir duyuru açmıştım.
ben evde değilken benden habersiz bir şekilde ev arkadaşımın bir arkadaşı 3 ay boyunca evi ve odamı hunharca kullanmış ve gitmiş. adam hepatit-b hastası ve bulaşıcı olduğunun da farkında değil.
ben 50 gündür evde her şeye eldivenle dokunuyor, evde yemek pişirip banyo yapamıyorum.
üstelik şu anda evde tek kalıyorum, kiramı da tek başıma ödüyorum.
evdeki eşyaların yarısını çöpe attım. eve 2 aydır yatmadan yatmaya gelip dışarıdan yemek yiyorum. sağlığım bozuldu. çamaşır bile yıkayamıyorum benden önceki makineyi kullanmış diye. öfkeden çıldırmak üzereyim. evi yaksam ancak içim rahatlar.
mesele benim pimpirikliğim değil onu geçelim. o konuda tavsiye istemiyorum.
evden taşınmam da mümkün değil. zaten taşınsam bile çöpe atacağım eşyalardan dolayı ekonomik olarak batarım.
bana bir dezenfeksiyon yöntemi söyleyin de dip-köşe temizleyip içimi rahat ettireyim. kirasını verdiğim evimi kullanabileyim.
hangi maddeyi kullanıp nasıl dezenfeksiyon yapayım? bana bilimsel yöntemlerden bahsedin.
sağ olunuz.
0
evi güzelde çamaşır suyu ile temizle, kıyafetlerini sıcak suda yıkat, bulaşıkları sıcak suda beklet/yıkat bunun dışında aklıma bir dezenfektan markası/ilacı gelmedi.
0
Hepatit çamaşır suyuyla 10-30 dk içinde ölüyor. Virüs yüksek ısıya dayanıklı değil.
Ayrıca insan dışında kuru ortamda 8-12 saat yaşayabiliyor. Sadece hücre içinde yaşayabilir.
Ayrıca insan dışında kuru ortamda 8-12 saat yaşayabiliyor. Sadece hücre içinde yaşayabilir.
0
hastanelerde ortamlara esya uzerlerine siktiklari bir sprey var. medikallere ya da eczanelere sorarsaniz gosterirler. onunla ortami fisfislarsiniz.
0
En basit ve en etkili çözüm:
Makinada yıkanabilecek her şeyi 90 derecede yıka. Geri kalan her şeyi bol çamaşır suyuyla sil. Evde belki düşündüğün kadar tehlike yok hatta muhtemelen yok. Bunu sadece için rahat etsin diye yapcaksın.
Makinada yıkanabilecek her şeyi 90 derecede yıka. Geri kalan her şeyi bol çamaşır suyuyla sil. Evde belki düşündüğün kadar tehlike yok hatta muhtemelen yok. Bunu sadece için rahat etsin diye yapcaksın.
0
camasir suyuyla evi temizle. ozellikle banyo tuvaleti. bunlari yaparken maske ve eldiven kullan. sonrasinda evi bol bol havandir. bulasiklari makinede yika. ustlerine biraz camasir suyu dokebilirsin. camasir makinesini de icine camasir suyu dokup bos calistir en yuksek isida. sonra da carsaf yorgan hepsini en yuksek isida yika. ve hemen gidip asi olmaya basla. 0-1-6. aylarda 3 doz asi olacaksin. eger gercekten icin hic rahat degilse supheli temas oldu iste arkadasimin ignesi bana batti vs diyerek immunoglobulin tedavisine baslayabilirsin. asi ile ayni anda oteki koldan uygulanir. fakat asi ol dememin esas sebebi psikolojik rahatlama. 20 senedir, en az 30 senelik hepatit tasiyicisi olan babamla ayni evde yasiyorum. elbette asi oldum fakat son 5 yildir asiliyim. oncesinde bulasmadiysa sana da bulasmaz. kendini rahatlat psikolojik olarak. ha bir de camasir suyu ile ugrasacagin donem bol bol havalandir evi. saatlerce temizlik yapma. cik temiz hava al bol bol ayran ic. zehirlenme aman ha
0
ya ben lan neyse
dün 6. sınıf okuyan bir öğrenci yanıma gelip "camdan bir kabın içine organik soğan ekicem, düğmeye bastığında otomatik sulanacak." diyerek benden buna benzer organik tarım konulu başka fikirler istedi. ben de abi olarak ezik kaldım. aklıma bir şey gelmedi.sizlerin tavsiyesi olur mu bu konuda?fen bil
dün 6. sınıf okuyan bir öğrenci yanıma gelip "camdan bir kabın içine organik soğan ekicem, düğmeye bastığında otomatik sulanacak." diyerek benden buna benzer organik tarım konulu başka fikirler istedi. ben de abi olarak ezik kaldım. aklıma bir şey gelmedi.
sizlerin tavsiyesi olur mu bu konuda?
fen bilgisi dersi için.
sağ olunuz.
sizlerin tavsiyesi olur mu bu konuda?
fen bilgisi dersi için.
sağ olunuz.
0
aquafarm ddiye birşey var. onu bulup türkçeye çevir. araştırmak aklına gelmez kimsenin.
ama 6.cı sınıf için üst düzey olabilir.
ama 6.cı sınıf için üst düzey olabilir.
0
düğmeye basmakla organiklik arasındaki bağı kuramadım ama şöyle birşey daha alakalı sanki.
bir düzenek var, altta canlı balık fanusu, üstte de bitki. bitkiyi suladığınız zaman alta geçen su doğal olarak filtrelenmiş oluyor ve balığın suyuna karışıyor. belki böylesi daha ilgi çekici olur.
bir düzenek var, altta canlı balık fanusu, üstte de bitki. bitkiyi suladığınız zaman alta geçen su doğal olarak filtrelenmiş oluyor ve balığın suyuna karışıyor. belki böylesi daha ilgi çekici olur.
0
sanırım yeni icat bulmalarını istiyorlar. çocuk düşünüp bulsa daha iyi olur.
organik tarımla ilgili sitelere yönlendirebilirsiniz, araştırsın biraz.
organik tarım için zirai ilaç kullanılmaması ve yerleşim bölgelerinden (kimyasal atıklardan) uzak olması gerekiyor.
organik tarımda zehirsiz ilaçlama yapmak önemli. bu konuda bir şeyler üretebilir. ağaçlara gelen sinekler/böcekler için düzenek yapabilir, kardeş bitkiler olayı var, birbiriyle iyi geçinen ve geçinemeyen bitkiler öğrenilip yakın veya uzak dikiliyor, arı çok önemli, arı çeken bitkiler ya da düzenekler düşünebilir, toprak ve sudaki zararlı bakterileri yararlıya çeviren yararlı bakteriler kullanılıyor...
not düşeyim; en iyi yöntem doğal tarım, organik tarım kötünün iyisi. (çocuğa bunu belirtseniz iyi olur.)
organik tarımla ilgili sitelere yönlendirebilirsiniz, araştırsın biraz.
organik tarım için zirai ilaç kullanılmaması ve yerleşim bölgelerinden (kimyasal atıklardan) uzak olması gerekiyor.
organik tarımda zehirsiz ilaçlama yapmak önemli. bu konuda bir şeyler üretebilir. ağaçlara gelen sinekler/böcekler için düzenek yapabilir, kardeş bitkiler olayı var, birbiriyle iyi geçinen ve geçinemeyen bitkiler öğrenilip yakın veya uzak dikiliyor, arı çok önemli, arı çeken bitkiler ya da düzenekler düşünebilir, toprak ve sudaki zararlı bakterileri yararlıya çeviren yararlı bakteriler kullanılıyor...
not düşeyim; en iyi yöntem doğal tarım, organik tarım kötünün iyisi. (çocuğa bunu belirtseniz iyi olur.)
0
ya ben lan neyse
tozlu, kokulu,dumanlı işlerde çalılanlar maske takıyor biliyorsunuz.1. bunların tek kullanımlık olanlarıyla filteri değiştirilen çok kullanımlık olanları aynı işlevi görür mü?diyelim ki ffp3 tek kullanımlık maske 5 lira. bir de 250 liraya yine ffp3 filtreli half life deki adamların taktığı maskeden
tozlu, kokulu,dumanlı işlerde çalılanlar maske takıyor biliyorsunuz.
1. bunların tek kullanımlık olanlarıyla filteri değiştirilen çok kullanımlık olanları aynı işlevi görür mü?
diyelim ki ffp3 tek kullanımlık maske 5 lira. bir de 250 liraya yine ffp3 filtreli half life deki adamların taktığı maskeden var. ikisi birebir aynı işi mi görür?
2. ffp3 her zaman daha mı iyidir?
3. bana boya ve ağır çamaşır suyu gazı-kokusu nu engelleyecek maske lazım. tavsiyeniz olur mu? ayrıca varsa bu konularda uzun uzun okuyabileceğim kaynak var mıdır?
sağ olunuz.
1. bunların tek kullanımlık olanlarıyla filteri değiştirilen çok kullanımlık olanları aynı işlevi görür mü?
diyelim ki ffp3 tek kullanımlık maske 5 lira. bir de 250 liraya yine ffp3 filtreli half life deki adamların taktığı maskeden var. ikisi birebir aynı işi mi görür?
2. ffp3 her zaman daha mı iyidir?
3. bana boya ve ağır çamaşır suyu gazı-kokusu nu engelleyecek maske lazım. tavsiyeniz olur mu? ayrıca varsa bu konularda uzun uzun okuyabileceğim kaynak var mıdır?
sağ olunuz.
0
ya ben lan neyse
http://9gag.com/gag/a2PWK8eçok iyiymiş lan. google da aradım bulamadım. bilgisi olan var mıdır?
0
yüksek performans için milyon dolarlık şirketlerin ürettiği kocaman parçalar yetmiyor, overlock yapılıyor. ısınıyor, havalı soğutma yetmediğinden sıvı soğutma yapılıyor... bu adamlar hem o küçücük kutuya yeterli performansı hem de o kadar küçüldüğü halde performans sağlayacak parçaları soğuk tutmayı becerebilmişse tebrikler... ama günümüzde göstermelik olur gibi geliyor bana.
ayrıca masaüstü bilgisayarın taşınma amacı yok ki zaten, gittiğin yerde monitör klavye mouse vs. olacaksa zaten bilgisayar vardır. çok rahatlıkla bir usb diske kendi işletim sistmeini kurup o gittiğin yerde kullanabilirsin, en olması bir ssd taşırsın, gidince takarsın kasaya. driverleri kuracaksın alt tarafı. performans da maliyet de daha iyi olur.
eğer gideceğin yerde bilgisayar yoksa monitör de mi taşıyacaksın? zaten leptoplar bu işler için...
ben gereksiz buldum, uzun süre de başarılı olamaz. ihtiyaç hiç değil.
ayrıca masaüstü bilgisayarın taşınma amacı yok ki zaten, gittiğin yerde monitör klavye mouse vs. olacaksa zaten bilgisayar vardır. çok rahatlıkla bir usb diske kendi işletim sistmeini kurup o gittiğin yerde kullanabilirsin, en olması bir ssd taşırsın, gidince takarsın kasaya. driverleri kuracaksın alt tarafı. performans da maliyet de daha iyi olur.
eğer gideceğin yerde bilgisayar yoksa monitör de mi taşıyacaksın? zaten leptoplar bu işler için...
ben gereksiz buldum, uzun süre de başarılı olamaz. ihtiyaç hiç değil.
0
babam ipad'imi ilk gördüğünde evirip çevirip arkasına önüne bakmıştı. napıyorsun dediğimde ise "fanı nerede bunun?" dedi.
yani diyeceğim o ki, teknoloji ne kadar garip değil mi azizim? göz açıp kapamışsın, neler yapmışlar.
yani diyeceğim o ki, teknoloji ne kadar garip değil mi azizim? göz açıp kapamışsın, neler yapmışlar.
0
ya ben lan neyse
14 aydır kullanıyorum. 3 aylık yaz paketiyle başladım. sonra 9 aylık taahhüt vermeden 67 liralık tarifeye geçirdiler. 9 aysonra bitti. 2 aydır da 82 lira ödüyorum.çıkıcam, iptal edicem falan deyince indiriyorlarmış fiyatı öyle mi? nasıl bir yol izleyeyim?mahallede fiber altyapı yok.edit: evet, yalın
14 aydır kullanıyorum. 3 aylık yaz paketiyle başladım. sonra 9 aylık taahhüt vermeden 67 liralık tarifeye geçirdiler. 9 aysonra bitti. 2 aydır da 82 lira ödüyorum.
çıkıcam, iptal edicem falan deyince indiriyorlarmış fiyatı öyle mi? nasıl bir yol izleyeyim?
mahallede fiber altyapı yok.
edit: evet, yalın internet.
çıkıcam, iptal edicem falan deyince indiriyorlarmış fiyatı öyle mi? nasıl bir yol izleyeyim?
mahallede fiber altyapı yok.
edit: evet, yalın internet.
0
bir yıl taahhütle yalın internet 16mbit 69 tl veriyoruz. ekstra başka ücret yok.
0
İptal et, superonline da adsl hizmeti veriyor. Dün 98 liralık fatura ödedik 4 mbit internete. Adı 8 mbit ama altyapı bu kadarmış. Şimdi o paketi de iptal etmişler, artık 16 mbite kadar paketleri varmış en ucuz, ama hızımız yine altyapıya bagli 4 mbit. İptal et gitsin, dün ettim çok mutluyum. Üç dört güne superonline geliyor. Aynı ttnet kalitesizligine bir yıl taahhüt verme.
0
yeni taahhüde geç, iptal edicem diyince yeni taahüt sunarlar ama sen iyice incele önceden. adamın önerdiğini kabul etme hemen.
0
Cikicam iptal edicem deyince indirmediler, eski müşterimiz olduğundan taahhütle size 45 lira + 15 yalın internet parası diyorlar. Editleyemiyorum. İptal ettim indirim yapsalar yaparlardı.
0
uydunet 10 mbit sınırsız 25 gb akk'lı kablolu tv hediye aylık 29 lira ama 2 yıl taahhüt istiyor.
0
Benim yıl sonunda biten taahhütüm vardı geçtiğimiz ay 44 TL sabit ücret ile normal hızı (8 Mbps) iki katına çıkararak tekrar 24 aylık taahhüt imzaladım. Online işlem merkezinden baktığımda tarife olarak "ULTRANET LİMİTSİZ 50GB_24 Ay Net Avantaj Kampanyası_İkna (24 Ay taahhüt)" görünüyor..
Bulunduğum yerde benim de fiber gibi bir alternatifim yok, üstelik pepsi kampanyası ile (5 adet kod) faturamı 5 TL daha az ödüyorum..
Bulunduğum yerde benim de fiber gibi bir alternatifim yok, üstelik pepsi kampanyası ile (5 adet kod) faturamı 5 TL daha az ödüyorum..
0
ya ben lan neyse
diyelim ki şu anda sayesinde para kazandığınız ya da ileride sizin temel geçim kaynağınız olacak bilgi, beceri, ilmi elinizden alsalar. ya da bir anda bunu kaybetseniz ya da aniden bilgi-becerinizi unutsanız. geçiminizi ne ile sağlardınız? ikinci beceriniz nedir?diyelim ki bir matematik öğretmeni ma
diyelim ki şu anda sayesinde para kazandığınız ya da ileride sizin temel geçim kaynağınız olacak bilgi, beceri, ilmi elinizden alsalar. ya da bir anda bunu kaybetseniz ya da aniden bilgi-becerinizi unutsanız. geçiminizi ne ile sağlardınız? ikinci beceriniz nedir?
diyelim ki bir matematik öğretmeni matematik becerisini kaybediyor ve iyi anladığı müzisyenlik işini icra ediyor.
bu sizin durumunuzda nasıl olurdu? sizin becerileriniz neler?
ben düşündüm de bi b.k yok. ne enstürman çalarım ne bir zanaattan anlarım ne de ikinci bir dilden anlarım. ot gibi gelmişiz bu yaşa kadar. anca vasıfsız eleman olurum. aklıma oradan geldi.
sağ olunuz.
diyelim ki bir matematik öğretmeni matematik becerisini kaybediyor ve iyi anladığı müzisyenlik işini icra ediyor.
bu sizin durumunuzda nasıl olurdu? sizin becerileriniz neler?
ben düşündüm de bi b.k yok. ne enstürman çalarım ne bir zanaattan anlarım ne de ikinci bir dilden anlarım. ot gibi gelmişiz bu yaşa kadar. anca vasıfsız eleman olurum. aklıma oradan geldi.
sağ olunuz.
0
Güzel bir soru ve 1 dakika düşündüm cevap veremedim. Sanırım mecburen vasıfsız işçilik yapardım.
Yazdıktan sonra senin de son cümleni okudum aynı şeyi yazmışız :).
Yazdıktan sonra senin de son cümleni okudum aynı şeyi yazmışız :).
0
sanki senin böyle bir duyurun daha vardı. yanlış mı hatırlıyorum? orada da konuşmuştuk. enstrüman çalmak kolay bişey değil ki. çalamaman çok doğal yani. takma kafaya (:
ne yapardım peki: emlakçılık, dolmuş/taksi şöförlüğü vasıfsız adamlar bunları yapabilir gayet.
ne yapardım peki: emlakçılık, dolmuş/taksi şöförlüğü vasıfsız adamlar bunları yapabilir gayet.
0
Her konuda bilgimi almadilarsa özel ders veririm, çocuklara ingilizce, yabancılara türkçe falan ogretirim. Tur rehberliği, çevirmenlik yaparım. İnternetten ticaret işine girerim. Sosyeteye fal bakarim. Starbucks gibi kimsenin rahatsız etmeyeceği kütüphane kafe arası bir yer açarım.
0
ana isim, meslegim biyolojiyle ilgili. eger bunu kaybetsem
cevirmenlik yapabilirim.
ingilizce ogretebilirim
kucuk siniflara ders verebilirim
pilates hocaligi yapabilirim.
piyano dersi verebilirim.
ama bir anda meslegimi pat diye elimden alsalar buyuk ihtimalle politikaya atilirdim.
cevirmenlik yapabilirim.
ingilizce ogretebilirim
kucuk siniflara ders verebilirim
pilates hocaligi yapabilirim.
piyano dersi verebilirim.
ama bir anda meslegimi pat diye elimden alsalar buyuk ihtimalle politikaya atilirdim.
0
şimdi maaşım kadar, bazen daha fazla borsadan kazanıyorum, borsaya devam ederim.
borsa da yasak olsa mesela, iyi çalışıp koşucu olurum (hayalim buydu aslında), ya da ticaret yapabilirim, çeviri yapabilirim, ev alıp satabilirim, ihalelere girerim.
hostel açarım, bu da güzel.
borsa da yasak olsa mesela, iyi çalışıp koşucu olurum (hayalim buydu aslında), ya da ticaret yapabilirim, çeviri yapabilirim, ev alıp satabilirim, ihalelere girerim.
hostel açarım, bu da güzel.
0
şu anda kendi mesleğimi yapmıyorum, ama öyle bir durumda kendi mesleğime dönerim tabi ki.
0
şimdiki mesleğim elimden alınsa barlarda trombon çalarım o da elimden alınırsa motosiklet eğitmenliği olur
0
kafe açarım. çay-kahve ve minik, lezzetli atıştırmalıklar olur mesela. oh mis. ya daa, kuaförlük-makyözlük yaparım.
0
ya ben lan neyse
hayatımda ilk kez yedim. Lavazza'da önüme getirdiler. 4 çatal aldım. önce "sanırım böyle ekşi oluyor" diye yedim. sonra söyleyince değiştirdiler.zehirleme falan olur mu? bildiğin süt ekşisiydi. nasıl bir önlem alabilirim? yarın çok işim var. zehirlenirsem aksayacak.
hayatımda ilk kez yedim. Lavazza'da önüme getirdiler. 4 çatal aldım. önce "sanırım böyle ekşi oluyor" diye yedim. sonra söyleyince değiştirdiler.
zehirleme falan olur mu? bildiğin süt ekşisiydi. nasıl bir önlem alabilirim? yarın çok işim var. zehirlenirsem aksayacak.
zehirleme falan olur mu? bildiğin süt ekşisiydi. nasıl bir önlem alabilirim? yarın çok işim var. zehirlenirsem aksayacak.
0
ya ben lan neyse
berbere gitsem kesin yapar mı aynısından? saç tipi, uzunluğu falan aynı. ben evde ayna karşısında yapamıyorum. jöle biryantin neyin hiç anlamam. kozmetik ürün şart mı?sağ alttaki delikanlı:http://9gag.com/gag/avZoZYWedit: tikler sonra.
berbere gitsem kesin yapar mı aynısından? saç tipi, uzunluğu falan aynı. ben evde ayna karşısında yapamıyorum. jöle biryantin neyin hiç anlamam. kozmetik ürün şart mı?
sağ alttaki delikanlı:
9gag.com
edit: tikler sonra.
sağ alttaki delikanlı:
9gag.com
edit: tikler sonra.
0
saç yapısı önemli eğer şekil alabilen bir saçın varsa şart değil ama öyle bir şekiliçin bir miktar kozmetik ürün şart. ama az kullanmalısın çok çok az çok sürersen olmaz.
0
ya ben lan neyse
6600 dan sonra bir telefona çok para vermemeye yemin edip hala 3310 dan hallice bir telefon kullanıyorum.çok para vermek istemediğimden 400 liraya bir s3 mini almak gibi bir planım var.1. ikinci el akıllı telefon alınır mı? s3'ün zamanı geçti mi ya da geçmesi yakın mı? -güncellemeler, performans ist
6600 dan sonra bir telefona çok para vermemeye yemin edip hala 3310 dan hallice bir telefon kullanıyorum.
çok para vermek istemediğimden 400 liraya bir s3 mini almak gibi bir planım var.
1. ikinci el akıllı telefon alınır mı? s3'ün zamanı geçti mi ya da geçmesi yakın mı? -güncellemeler, performans isteyen yeni uygulamalar v.s açısından-
2. sahibinden com dan mı alayım, ikinci el telefon satan dükkanlardan mı?
sağ olunuz?
çok para vermek istemediğimden 400 liraya bir s3 mini almak gibi bir planım var.
1. ikinci el akıllı telefon alınır mı? s3'ün zamanı geçti mi ya da geçmesi yakın mı? -güncellemeler, performans isteyen yeni uygulamalar v.s açısından-
2. sahibinden com dan mı alayım, ikinci el telefon satan dükkanlardan mı?
sağ olunuz?
0
Kipa da 530 tl ye dusmus fiyati.
2. El fiyatini bilmem ama fiyat cok dusuk geldi gordugumde.
2. El fiyatini bilmem ama fiyat cok dusuk geldi gordugumde.
0
ya ben lan neyse
sizden oyuncu ismi, içeride ne fantaziler döndüğü, caps ya da link istemiyorum.izlediğiniz en ilginç, uçuk, fantastik, özellikle komik p.rno film neydi? filmde neler dönüyordu? işemeli sıçmalı ve bilimum iğrenç filmler haricinde tabi.
sizden oyuncu ismi, içeride ne fantaziler döndüğü, caps ya da link istemiyorum.
izlediğiniz en ilginç, uçuk, fantastik, özellikle komik p.rno film neydi? filmde neler dönüyordu? işemeli sıçmalı ve bilimum iğrenç filmler haricinde tabi.
izlediğiniz en ilginç, uçuk, fantastik, özellikle komik p.rno film neydi? filmde neler dönüyordu? işemeli sıçmalı ve bilimum iğrenç filmler haricinde tabi.
0
Bi tanesinde bi abla oyuncak adamla oynarken oyuncak gerçek adama dönüşüp ablayı mikiyodu. Çok saçma ve komik amk o efekte kasmaya ne gerek vardı yani skflglg sanki çok süper bi senaryo gibi.
0
Çizgi gibi bi şeydi. Bi sürü küçük y.rak güzel bi kızın etrafında toplanıyor. Kız önce bi tanesini görüp dokunuyor. Dokununca büyüyo bu. Diğer y.rak arkadaşlarına ıslık çalıyo hepsi odanın bi köşesinden çıkıp geliyolar kızın üstüne. Bunların yürümeye çalıştığını düşümn saçma ve komik. Ama kız Guliver gibi kocaman, y.raklar küçük ve bi sürü. Biri ağzına biri bilmem neresine falan. Neyse olaylar olaylar. Sonra kapı açılıyo tüm y.raklar yok oluyo. Kızın elinde y.rağa benzer şey elinden düşüyo, kapıdaki kocası. Uzun bi reklam filmi gibiydi. İzlediğim en absürt şeylerden biriydi.
0
ya ben lan neyse
selamlar,dostlar bir ay önce de sormuştum. birkaç cevap geldi ama dadmin olamadım. zaten bir aydır da araştırıyorum hiç ilerleme yok.sodyum dodecyl sulfatilesodyum lauryl sülfatbirebir aynı şeyler midir?öyleyse neden kimya depolarında fiyatları farklı? lauryl denilen şeyin kilosu 39 lira, dodecyl 12
selamlar,
dostlar bir ay önce de sormuştum. birkaç cevap geldi ama dadmin olamadım. zaten bir aydır da araştırıyorum hiç ilerleme yok.
sodyum dodecyl sulfat
ile
sodyum lauryl sülfat
birebir aynı şeyler midir?
öyleyse neden kimya depolarında fiyatları farklı? lauryl denilen şeyin kilosu 39 lira, dodecyl 124 lira.
dodecyl, laurylken. alkolle mi ne işleniyormuş tam bilmiyorum. şimdi dodecyl için bazı mikroplara çok etkili deniliyor. o zaman lauryl de aynı biçimde etkili mi sayılıyor?
ingilizceci arkadaşlara seslenmemin sebebi türkçe kaynağın çok az olması.
çok lazım arkadaşlar. kullanıcam bu maddelerden birini satın alıp.
oraya gelirsem hepinizi datmin ederim diyen bir arkadaş varsa lütfen dadmin etsin.
sağ olunuz.
edit: aramaya da inandım. kimya mühendisliği okuyan arkadaşa dahi sordum, "benim kimyam iyi değil ki hacı." cevabını aldım. o da bir bok bilmiyordu yani.
dostlar bir ay önce de sormuştum. birkaç cevap geldi ama dadmin olamadım. zaten bir aydır da araştırıyorum hiç ilerleme yok.
sodyum dodecyl sulfat
ile
sodyum lauryl sülfat
birebir aynı şeyler midir?
öyleyse neden kimya depolarında fiyatları farklı? lauryl denilen şeyin kilosu 39 lira, dodecyl 124 lira.
dodecyl, laurylken. alkolle mi ne işleniyormuş tam bilmiyorum. şimdi dodecyl için bazı mikroplara çok etkili deniliyor. o zaman lauryl de aynı biçimde etkili mi sayılıyor?
ingilizceci arkadaşlara seslenmemin sebebi türkçe kaynağın çok az olması.
çok lazım arkadaşlar. kullanıcam bu maddelerden birini satın alıp.
oraya gelirsem hepinizi datmin ederim diyen bir arkadaş varsa lütfen dadmin etsin.
sağ olunuz.
edit: aramaya da inandım. kimya mühendisliği okuyan arkadaşa dahi sordum, "benim kimyam iyi değil ki hacı." cevabını aldım. o da bir bok bilmiyordu yani.
0
hacı, şimdi birkaç farklı kaynağa baktım, aynı şeyler olarak gösteriyor. ikisinin de formülü aynı, "s. dodesil sülfat, s. lauryl sülfat olarak da bilinir" diye geçiyor.
ancak şahsi kanaatim şöyle: biri lauryl ile hazırlanıyordur, diğeri de lauryl'in muadili dodesil ile hazırlanıyordur; ama her ikisi de aynı etkiyi gösterdiği için aynı işi yapıyorlardır, ve formül aynı çıkıyordur. göze çarpan bir farklılıkları yoktur.
ancak şahsi kanaatim şöyle: biri lauryl ile hazırlanıyordur, diğeri de lauryl'in muadili dodesil ile hazırlanıyordur; ama her ikisi de aynı etkiyi gösterdiği için aynı işi yapıyorlardır, ve formül aynı çıkıyordur. göze çarpan bir farklılıkları yoktur.
0
Merhaba,
Wikipedia'ya göre ikisi aynı şey: en.wikipedia.org
Sigma Aldrich daha ciddidir, orada da aynı durum geçerli: www.sigmaaldrich.com
Tahminimce aynı malzeme iki farklı endüstride kullanılırken bunlardan birinde lauryl, diğerinde ise dodesil deniyor olmalı. Bu iki endüstri kolundan katma değeri yüksek olanı dodecyl adının yaygın kullanım bulduğu olabilir, dolayısıyla tüccarlar "bu alanda para var, geleni soyalım" diyebilirler.
Örneğin asetat kalemi diye 2 TL'ye satılan şey, CD kalemi adıyla 5 TL'ye satılıyordu, bu gözler bunu gördü.
İyi günler.
Wikipedia'ya göre ikisi aynı şey: en.wikipedia.org
Sigma Aldrich daha ciddidir, orada da aynı durum geçerli: www.sigmaaldrich.com
Tahminimce aynı malzeme iki farklı endüstride kullanılırken bunlardan birinde lauryl, diğerinde ise dodesil deniyor olmalı. Bu iki endüstri kolundan katma değeri yüksek olanı dodecyl adının yaygın kullanım bulduğu olabilir, dolayısıyla tüccarlar "bu alanda para var, geleni soyalım" diyebilirler.
Örneğin asetat kalemi diye 2 TL'ye satılan şey, CD kalemi adıyla 5 TL'ye satılıyordu, bu gözler bunu gördü.
İyi günler.
0
ya ben lan neyse
2013 yılının filmlerini puanına göre sıraladığımda araya bir sürü yukarıdaki türden filmler sıkışmış oluyor. hepsi de 8 üstü nerdeyse. sadece holivud filmlerini gösterecek şekilde filtre neyin yok mu sitede?
2013 yılının filmlerini puanına göre sıraladığımda araya bir sürü yukarıdaki türden filmler sıkışmış oluyor. hepsi de 8 üstü nerdeyse. sadece holivud filmlerini gösterecek şekilde filtre neyin yok mu sitede?
0
www.imdb.com
tür seçtikten sonra sağdan ülke seçin.
ya da;
filimadamı'nda üye girişi yaparak (film seç>pop-corn) ülke, imdb puanı, tür gibi kriterlere göre sıralama yapabilirsiniz.
www.filimadami.com
tür seçtikten sonra sağdan ülke seçin.
ya da;
filimadamı'nda üye girişi yaparak (film seç>pop-corn) ülke, imdb puanı, tür gibi kriterlere göre sıralama yapabilirsiniz.
www.filimadami.com
0
ya ben lan neyse
olum ne zaman oluyor bu ifşa şeyleri?kabul edelim, herkes -neredeyse herkes- birileri tarafından değerlendirilmek ister. merak belki de en baskın duygu burada. ama yine aynı adamlar ifşa dalgasında milleti ayıplıyor.her neyse. ne zaman oldu, ne zaman oluyor? gece mi? kaçta oluyor? ne zaman gelek?
olum ne zaman oluyor bu ifşa şeyleri?
kabul edelim, herkes -neredeyse herkes- birileri tarafından değerlendirilmek ister. merak belki de en baskın duygu burada. ama yine aynı adamlar ifşa dalgasında milleti ayıplıyor.
her neyse. ne zaman oldu, ne zaman oluyor? gece mi? kaçta oluyor? ne zaman gelek?
kabul edelim, herkes -neredeyse herkes- birileri tarafından değerlendirilmek ister. merak belki de en baskın duygu burada. ama yine aynı adamlar ifşa dalgasında milleti ayıplıyor.
her neyse. ne zaman oldu, ne zaman oluyor? gece mi? kaçta oluyor? ne zaman gelek?
0
herkes aslında fotoğraflarını masaüstüne kaydetmiş o ilk kıvılcımı bekliyor.
ben ise o kıvılcımın bu olmasından korkuyorum.
ben ise o kıvılcımın bu olmasından korkuyorum.
0
2-3 ayda bir, genelde bir kişinin "saçım güzel mi" tarzı sorusuyla başlıyor. önceden planlanan bir şey değil. ben hiçbir ifşayı kaçırmadım ama bunda günün 20 saati duyuruda olmamın payı çok büyük. genelde 11-12 civarı başlar, gece 4'e kadar falan sürer. en güzel kıyafetler giyilir, küçükler büyüklerin elini öper, büyükler harçlık verir.
cidden aniden oluyor yani. birisi kendisiyle ilgili soru soruyor. sonra başkası elini taşın altına koyup İFŞAYI BAŞLATIYORUM diyerek ateşliyor fitili. çat çat çat geliyor gerisi.
bir sonraki ifşa en iyi ihtimalle 1 ay sonra olur. bunun bize gelişi zaten 2 ay. daha var.
cidden aniden oluyor yani. birisi kendisiyle ilgili soru soruyor. sonra başkası elini taşın altına koyup İFŞAYI BAŞLATIYORUM diyerek ateşliyor fitili. çat çat çat geliyor gerisi.
bir sonraki ifşa en iyi ihtimalle 1 ay sonra olur. bunun bize gelişi zaten 2 ay. daha var.
0
burası sözlüğe giremeyenlerin bekleyenlerin ya da sözlükten farklı bir ruh halini yansıtmak isteyenlerin yeri.
o yüzden ben hazırım laaaooouuuv
o yüzden ben hazırım laaaooouuuv
0
olm ben bu ifsadan bi bok anlamiyorum ya.
Konuya yardimci ek 3 sorum var.
1. Zaten instagramda orada burada tonla fotografiniz yok mu. ben oradaki takipcilerimin cogunuda tanimiyorum. Oraya upload ederken hic dusunmuyorum burada ki bu hezeyan ne boyle.
bir diger olarak ben sirf zevkine hepsine ayy gotum yaziyorum ciddi ciddi yorumlayan var mi?
son olarak mustafa pektemek milli takim kadrosundan cikti mi abiler ablalar.
Konuya yardimci ek 3 sorum var.
1. Zaten instagramda orada burada tonla fotografiniz yok mu. ben oradaki takipcilerimin cogunuda tanimiyorum. Oraya upload ederken hic dusunmuyorum burada ki bu hezeyan ne boyle.
bir diger olarak ben sirf zevkine hepsine ayy gotum yaziyorum ciddi ciddi yorumlayan var mi?
son olarak mustafa pektemek milli takim kadrosundan cikti mi abiler ablalar.
0
plan program dahilinde olmuyor. biri koyuyor ardından birkaç kişi daha koyarsa büyüyor, millet gaza geliyor.
bu arada bition'ın amacı milletin kendini ifşa etmesi değil. onun için ayrılmış bir bölüm var elbette (sevgi pıtırcıkları ve bir kısım sözlükçülerin bacakları diye. birde selfie kısmı eklendi sanırım) onun haricinde görsel anlamda her türlü materyeli paylaşılabilir.
bu arada hayır, Göktuğ para vermedi bana. asdhjkl
bu arada bition'ın amacı milletin kendini ifşa etmesi değil. onun için ayrılmış bir bölüm var elbette (sevgi pıtırcıkları ve bir kısım sözlükçülerin bacakları diye. birde selfie kısmı eklendi sanırım) onun haricinde görsel anlamda her türlü materyeli paylaşılabilir.
bu arada hayır, Göktuğ para vermedi bana. asdhjkl
0
ya ben lan neyse
starda mı ne başlayacakmış.zamanını bilen var mı?
starda mı ne başlayacakmış.
zamanını bilen var mı?
zamanını bilen var mı?
0
"Geçen yıl Show TV ve Habertürk’te program yapan Okan Bayülgen yeni sezonda Star ekranlarında olacak. Star TV ekranlarında yayınlanacak olan Dada Dandinista adlı program 11 Ekim tarihinde yayınlanacak. Bayülgen’in yeni programında yine ünlü isimlerle zevkli sohbetler yapacak."
mış.
mış.
0
ya ben lan neyse
selamlar,hadi sıçsana örneği uçuk olmuş olabilir ama onun üzerinden şunu sormak istiyorum."sıçsana" birleşik zamanlı bir fiil midir?basit zamanlı bir fiil midir?cevap hangisi olursa olsun, hangi kip eklerini almıştır? - sadece dilek şart eki almışsa sonraki "e" harfi ne oluyor?sağolunuz.
selamlar,
hadi sıçsana örneği uçuk olmuş olabilir ama onun üzerinden şunu sormak istiyorum.
"sıçsana" birleşik zamanlı bir fiil midir?
basit zamanlı bir fiil midir?
cevap hangisi olursa olsun, hangi kip eklerini almıştır? - sadece dilek şart eki almışsa sonraki "e" harfi ne oluyor?
sağolunuz.
hadi sıçsana örneği uçuk olmuş olabilir ama onun üzerinden şunu sormak istiyorum.
"sıçsana" birleşik zamanlı bir fiil midir?
basit zamanlı bir fiil midir?
cevap hangisi olursa olsun, hangi kip eklerini almıştır? - sadece dilek şart eki almışsa sonraki "e" harfi ne oluyor?
sağolunuz.
0
burda dilek şart kipi yok bence. sıç-SA-na. burdaki -sa dilek şart kibi olan sa değildir. dilek şartta adı üstünde fiil bi şarta bağlanır. ölürsem kabrime gelme gibi mesela. başına da eğer getirebiliriz dilek şartla kurulan cümlelerim. ama eğer hadi sıçsana. bak olmadı.
burda emir var bence.
hadi sıç. hadi sıçsana.
yap. yapsana.
burda emir var bence.
hadi sıç. hadi sıçsana.
yap. yapsana.
0
Birleşik zamanlı olması için bir ek daha alması lazım. Sıçsana kelimesine de herhangi bir ek eklenemiyor zaten, sıçsanaydı, sıçsanaymış falan olmuyor. Basit zaman kısaca.
0
@i was made for you: ama hocam "e" eki istek kipine giriyor ya?
buradaki "e" eki de istek kipi olamaz mı?
"sıçsan" basit zamanlı da.
sıç-sa-n-a bileşik zamanlı olamaz mı?
buradaki "e" eki de istek kipi olamaz mı?
"sıçsan" basit zamanlı da.
sıç-sa-n-a bileşik zamanlı olamaz mı?
0
E eki istek kipi ama "sa" eki dilek şart değil gibi. En iyisi cümle içinde kullanalım.
"Gidip bir sıçsana lütfen, canımı sıkıyorsun."
Şimdi böyle bakınca da evet hem dilek-şart hem de istek kipi var gibi gözüküyor. Emin olamadım gene de.
"Gidip bir sıçsana lütfen, canımı sıkıyorsun."
Şimdi böyle bakınca da evet hem dilek-şart hem de istek kipi var gibi gözüküyor. Emin olamadım gene de.
0
sıç-sa-n-a
kök-dilek şart görünümlü istek kipi-kişi eki
sondaki a ise yanılmıyorsam ama yanılmıyorsam türetme bir ses, ünlem yapıyor.
basit fiil.
zarf fiil kalıntısı olabilir -a sesi.
kök-dilek şart görünümlü istek kipi-kişi eki
sondaki a ise yanılmıyorsam ama yanılmıyorsam türetme bir ses, ünlem yapıyor.
basit fiil.
zarf fiil kalıntısı olabilir -a sesi.
0
Sa dilek kipi, "sicsa", "yapsa", "gelse", "gitse" gibi.
Sondaki "a" harfi ise "sen"i vurgulayan sahis eki. San(a) --> sen
(Sen) SicsanA.
(Sen) GelsenE.
(Sen) yapsanA.
Sondaki "a" harfi ise "sen"i vurgulayan sahis eki. San(a) --> sen
(Sen) SicsanA.
(Sen) GelsenE.
(Sen) yapsanA.
0
barbara şahıs eki -n'dir. ikinci tekil kişi anlamını doğrudan tek başına verir. o a şahıs eki değil yani.
0
hayır n kaynaştırma harfi değil. fiil çekim eki (şahıs eki)
yap-sa-n burda "n" ikinci tekil kişi anlamı veriyor.
kim yapsa? sen yapsan. kaynaştırma harfi kelime sonunda olur mu?
yap-sa-n burda "n" ikinci tekil kişi anlamı veriyor.
kim yapsa? sen yapsan. kaynaştırma harfi kelime sonunda olur mu?
0
Sahis eki dedigim, kisi zamiri oluyor aslinda yanlis ifade ettim.
Yani oradaki sondaki a kisi zamirinin ek almasi. Sen -> sana gibi.
Yani oradaki sondaki a kisi zamirinin ek almasi. Sen -> sana gibi.
0
yapsan kelimesini soru anlamı hariç kullanmıyoruz. yapsan ne olur? diyoruz ama emir vereceksek, sesleneceksek yapsana diyoruz
0
aaa aynen kaynastirma degil :v pardon pardon karistirdim. :D
0
barbara çekimli bir fiil zamir eki nasıl alsın. zaten zamir eki diye bir şey yok. isim çekim eki var. sen iyelik ekini kastediyorsun ama çekimli bir fiilin sonunda iyelik eki olmaz.
0
Ben sondaki "a" ekinin kip olduğu konusunda emin değilim.
Dilek şart kipiyle kişilere göre çekelim.
Sıçsam
Sıçsan
Sıçsa
Sıçsak
Sıçsanız
Sıçsalar
Sondaki "a" ekine dilek kipi deyip çekim yapsak düzgün bişey ortaya çıkmıyor.Sadece ikinci tekil ve çoğul şahısta ortaya düzgün bişey çıkıyor. Diğer kişilerde dilek şart kipinin üstüne istek kipiyle çekim yapamadım ben.
Ben sıçsam? (olmuyor)
Sen sıçsa(n)a
O sıçsa (olmuyor)
Biz sıçsa(k)(olmuyor)
Siz sıçsa(nız)a
Onlar sıçsa(lar)(olmuyor)
Sondaki "a" eki cümle içinde kelimeden sonra gelebilecek bağlacın kısalarak fiile yapışması bence sadece.
Dilek şart kipiyle kişilere göre çekelim.
Sıçsam
Sıçsan
Sıçsa
Sıçsak
Sıçsanız
Sıçsalar
Sondaki "a" ekine dilek kipi deyip çekim yapsak düzgün bişey ortaya çıkmıyor.Sadece ikinci tekil ve çoğul şahısta ortaya düzgün bişey çıkıyor. Diğer kişilerde dilek şart kipinin üstüne istek kipiyle çekim yapamadım ben.
Ben sıçsam? (olmuyor)
Sen sıçsa(n)a
O sıçsa (olmuyor)
Biz sıçsa(k)(olmuyor)
Siz sıçsa(nız)a
Onlar sıçsa(lar)(olmuyor)
Sondaki "a" eki cümle içinde kelimeden sonra gelebilecek bağlacın kısalarak fiile yapışması bence sadece.
0
ya ben lan neyse
ingilizcem hiç iyi değil.kitap, video v.b tavsiyeniz olur mu? şu an için sıfırım. tek bildiğim programlamacılığın ne olduğu.
ingilizcem hiç iyi değil.
kitap, video v.b tavsiyeniz olur mu? şu an için sıfırım. tek bildiğim programlamacılığın ne olduğu.
kitap, video v.b tavsiyeniz olur mu? şu an için sıfırım. tek bildiğim programlamacılığın ne olduğu.
0
"ingilizcem hiç iyi değil."
buradan başlansa daha iyi olur bence. yani önce ingilizceyi biraz geliştirmekten.
buradan başlansa daha iyi olur bence. yani önce ingilizceyi biraz geliştirmekten.
0
yok izlancayı bilmediğim kadar sıfır değil. color=pink i biliyorum html de. :P
0
ogrenecegin ilk dil ingilizce acikcasi. teknik makale okuyabilecek seviyeye gelmelisin, sonra ogrenirsin programlama dillerini falan.
0
bos bos konusuyorsunuz. nalakasi var ingilizceyle amk. ingilizce ne? programlama ne? kod'lar ingilizce diye adam niye gramer, vocabulary kassin? programlamaýa girisir, kodlarin anlamini ogrenir ayni zamanda ingilizce kelime dagarcigi da gelisir.
0
ezbere kod yazmak, algoritma nedir bilmemek istiyorsan, dunya senin ilgilendigin alanda nereye gidiyor umrunda degilse @mayeskuel hakli.
0
ingilizce ne alaka diyenler, dökümantasyon okumaya çalışmamış herhalde hiç. kodların anlamını da gökten zembille indirip öğrenir.
0
ahaha ulan hala direniyor, kivraniyorsunuz. sizin dedigin gibi olsaydi butun bilgisayar programciligi ogrencileri intermediate ingilizce bilmesi lazimdi. adam, nasil advanced coder olunur dememis. nereden baslanmali demis. siz de ingilizce'yi adres gosterip sacmalamanin en nadide orneklerinden birini gostermissiniz.
0
ya ben lan neyse
selamlar,birini bitirmeden ve oradan kaydı sildirmeden başka bir üniversiteye y.l kaydı yapıldığında tecil hakkı yeniden 3 sene 3 ay mı oluyor?ilk y.l deki tecil süresi hakkının bittiğini varsayarsak?
selamlar,
birini bitirmeden ve oradan kaydı sildirmeden başka bir üniversiteye y.l kaydı yapıldığında tecil hakkı yeniden 3 sene 3 ay mı oluyor?
ilk y.l deki tecil süresi hakkının bittiğini varsayarsak?
birini bitirmeden ve oradan kaydı sildirmeden başka bir üniversiteye y.l kaydı yapıldığında tecil hakkı yeniden 3 sene 3 ay mı oluyor?
ilk y.l deki tecil süresi hakkının bittiğini varsayarsak?
0
ya ben lan neyse
30 yaşında baba olsa insan. bunun daha muhtemelen 2. belki 3. çocuğu var...geç mi? arada çocukla çok kopukluk olur mu?
30 yaşında baba olsa insan. bunun daha muhtemelen 2. belki 3. çocuğu var...
geç mi? arada çocukla çok kopukluk olur mu?
geç mi? arada çocukla çok kopukluk olur mu?
0
geç değil.
çocukla kopukluk 20 yaşında çocuğun olduğunda da yaşayabileceğin bir şey. yani tamamen sana kalmış. sen raif efendi* gibi içine kapanık bir adamsan her türlü yaşarsın o kopukluğu, yaşının önemi yok. fakat ruhun her yaşında çocuk ise asla kopukluk yaşamazsın. bir de sağlık durumun önemli. kendine iyi bak, düzenli beslen, spor yap.
*kürk mantolu madonna'nın malum kahramanı(!)
çocukla kopukluk 20 yaşında çocuğun olduğunda da yaşayabileceğin bir şey. yani tamamen sana kalmış. sen raif efendi* gibi içine kapanık bir adamsan her türlü yaşarsın o kopukluğu, yaşının önemi yok. fakat ruhun her yaşında çocuk ise asla kopukluk yaşamazsın. bir de sağlık durumun önemli. kendine iyi bak, düzenli beslen, spor yap.
*kürk mantolu madonna'nın malum kahramanı(!)
0
pederbey 38 yaşında almış beni kucağına :) ama biraz kuşak çatışması oluyor evet :/
0
2. ve hatta 3. çocuğu olanlar 20sinde mi evlenmiş :/ bu ne hız...
geç değil. kopukluk olabilir ama 20sinde çocuğun olduğunda da o kopukluk olabilir...
geç değil. kopukluk olabilir ama 20sinde çocuğun olduğunda da o kopukluk olabilir...
0
ben 29 yaşındayım nasıl peşinden koşması zor oluyor anlamadım. 30 yasında nasıl çöktünüz böyle anlamadım. normal bence de daha da geç olsa da normal. ortalama 80 yıl yaşasan torununun çocuğunu görürsün. bu mu geç :)
0
yoo ben ilk çocuğum babam 27 yaşındaymış 5 çocuğu oldu kendisinin :) 36'de evlenip 3 tane yapan da bol bol var bizde hiç merak etme yani kadında bi sıkıntı olmadıktan sonra erkekğin 30-35 daha da gideri vardır.
0
41 yaşındayım 3. Çocuk düşünüyorum. İşin ilginci babam da ben doğduğumda 41 yaşında imiş.
0
biyolojik olarak bi sağlık sorunu yoksa geç değil. ama 35 yaşında evlenmiş bir babanın 2. çocuğu olarak söyleyebilirim ki kopukluğun, kuşak çatışmasının allahı oluyor. tabi bu durumun yaşanmasında kişilik farklılıkları ve tolerans kabiliyeti de çok etkilidir.
0
ben de babam 40 yaşındayken doğmusum, bayılıyorum ilişkimize, bazen arkadaslar dedenle ne tatlı cıkmıssınız fotoda diyolar, hosuma gidiyo açıkcasi, bence hiç gec kalmamıssın :)
0
merhaba. 30 yaşında erkeğim. ya bende bu ikilem içinde kalıyorum çok mu geç olacak diye (evli mevli değilim) sonra kendi babamı düşünüyorum çok erken baba olup siktirip gitmişti. yaşlı baba' da olsan genç baba' da olsan yanında durduğun sürece sorun yok bence. bir arkadaşımın babası annemin babasından 1 yaş büyük. arkadaş grubu olarak hayranız adama. çocukluğumuzdan beri her bilgisini, anısını paylaştı. hayranız adama. ağzımız açık dinliyoruz. arkadaşımız da farkında. yani sen dolu bir insan olduğun sürece çocuğunun yanında olduğun sürece sorun yok bence.
0
Gec bence. Cocugun 5 yasindayken mesela sen 50 filan olabilirsin. (3. Cocuk) ne bileyin çocuğun kullandigi teknolojiye falan geri kalmis olacaksin belki. Ya da cok sey degisecek falan. Ki hadi hepsini takip etsen bile gec ya.
0
30dan sonra 35ten once idealdir bence. Bide su cocukla kosma oynama geyikleri sacma. Kendine bakarsan oglun 20deyken onla hali saha maci bile yaparsin yaldir yaldir.
0
Babamla aramda 30 yaş var, ilk çocuğum. Normal bence.
edit: çocukla kopukluk yaştan değil, kişilikten oluyor. Babalık yapmayı ilmek ayrı bi şey.
edit: çocukla kopukluk yaştan değil, kişilikten oluyor. Babalık yapmayı ilmek ayrı bi şey.
0
kişiden kişiye değişir tabi ama bence 30 sınır.
dünya her alanda(ahlak, kültür, teknoloji, siyaset vs...)gün aşırı değişiyor. 30 yaş fark da kuşak çatışması için dünyanın bu temposu söz konusuyken gayet olası.
dünya her alanda(ahlak, kültür, teknoloji, siyaset vs...)gün aşırı değişiyor. 30 yaş fark da kuşak çatışması için dünyanın bu temposu söz konusuyken gayet olası.
0
geç değil. üçüncü de 36-37'de olabilir.
babam 45 yaşındayken doğmuşum. kardeşlerimden bile daha fazla kafa barıştırırdım, kopukluk/çatışma falan olmadı hiç. başka birileriyle uyuşma kriterlerinden farklı değil aile bireyleriyle uyuşma kriterleri. kafalar uyabilir yani yaşlar yakın olmasa da.
babam 45 yaşındayken doğmuşum. kardeşlerimden bile daha fazla kafa barıştırırdım, kopukluk/çatışma falan olmadı hiç. başka birileriyle uyuşma kriterlerinden farklı değil aile bireyleriyle uyuşma kriterleri. kafalar uyabilir yani yaşlar yakın olmasa da.
0
ya ben lan neyse
matematiğim kürrek gibi. onun için saçma olabilir.50 . 200\100 = 100 ya.100 . %x = 50bu 200\100 ile x arasında bir ilişki olsa gerek. değişen her sayı için. böyle bir formül var mı?hani yüzdelik denklemi tersine çevirince x hep 200\100 cinsinden çıksın?
matematiğim kürrek gibi. onun için saçma olabilir.
50 . 200\100 = 100 ya.
100 . %x = 50
bu 200\100 ile x arasında bir ilişki olsa gerek. değişen her sayı için. böyle bir formül var mı?
hani yüzdelik denklemi tersine çevirince x hep 200\100 cinsinden çıksın?
50 . 200\100 = 100 ya.
100 . %x = 50
bu 200\100 ile x arasında bir ilişki olsa gerek. değişen her sayı için. böyle bir formül var mı?
hani yüzdelik denklemi tersine çevirince x hep 200\100 cinsinden çıksın?
0
hocam 200/100 dediğin şey zaten 2. Sadece 2 yani. x in hep 2 cinsinden çıkması derken neyi kastettiğinizi anlayamadım.
0
hacı hata ben de amk. derdimi anlatacak kelime bulamıyorum o kadar acizim.
100 ün yüzde 50 eksiği 50.
ama 50 nin yüzde 50 fazlası 50 değil. yüzde 100 fazlası 100.
ilk denklemdeki yüzde 50
ikinci denklemdeki yüzde 100 ün yarısı.
bu iki farklı denklem arasındaki ilişkilerde hep "2 kat" mıdır mesela?
ya da belli bir formülü var mıdır ki "bir sayının yüzde x azı, çıkan sonucun yüzde x fazlasına eşittir." gibi.
off..
100 ün yüzde 50 eksiği 50.
ama 50 nin yüzde 50 fazlası 50 değil. yüzde 100 fazlası 100.
ilk denklemdeki yüzde 50
ikinci denklemdeki yüzde 100 ün yarısı.
bu iki farklı denklem arasındaki ilişkilerde hep "2 kat" mıdır mesela?
ya da belli bir formülü var mıdır ki "bir sayının yüzde x azı, çıkan sonucun yüzde x fazlasına eşittir." gibi.
off..
0
Aynı şeyi 40'la dene mesela. 40'ın yüzde 20 eksiği ile 20'nin %20 fazlası bir mi?
0
deneyelim hocam:
en son soyledigin cumleyi denkleme dokelim:
a sayisinin yuzde x azi : a[1-x/100]
cikan sayinin yuzde y fazlasi ilk sayiya esitse: a[1-x/100][1+y/100]= a
bakalim x ve y arasinda nasil bir iliski var:
a[1-x/100][1+y/100]= a
[1-x/100][1+y/100]=1
(100-x)(100+y)=10000
bu denklemi saglayan her x y icin soyledigin fazlasi/azi islemleri sonucunda ilk sayiyi bulursun.
mesela
x=20
(100-x)(100+y)=10000
80(100+y)=10000
y=25 olmali
bir sayinin yuzde 20 azi'nin yuzde 25 fazlasi ilk sayiyi verir
bir ornek daha verelim.
x=40 olsun
oyleyse
denklemimizden
60(100+y)=10000
y= 66.666667
yani, bir sayinin yuzde 40 azinin yuzde 66.6666667 fazlasi ayni sayiyi verir.
kisaca,
aradaki iliski:
(100-x)(100+y)=10000
en son soyledigin cumleyi denkleme dokelim:
a sayisinin yuzde x azi : a[1-x/100]
cikan sayinin yuzde y fazlasi ilk sayiya esitse: a[1-x/100][1+y/100]= a
bakalim x ve y arasinda nasil bir iliski var:
a[1-x/100][1+y/100]= a
[1-x/100][1+y/100]=1
(100-x)(100+y)=10000
bu denklemi saglayan her x y icin soyledigin fazlasi/azi islemleri sonucunda ilk sayiyi bulursun.
mesela
x=20
(100-x)(100+y)=10000
80(100+y)=10000
y=25 olmali
bir sayinin yuzde 20 azi'nin yuzde 25 fazlasi ilk sayiyi verir
bir ornek daha verelim.
x=40 olsun
oyleyse
denklemimizden
60(100+y)=10000
y= 66.666667
yani, bir sayinin yuzde 40 azinin yuzde 66.6666667 fazlasi ayni sayiyi verir.
kisaca,
aradaki iliski:
(100-x)(100+y)=10000
0
ya ben lan neyse
ilker başbuğ ve sayısız komutan ergenekon kafes bilmem neyden yargılanıyordu hani...şimdi dışarıdalar. kesin kurtuldular mı? yoksa hala içeri girme ihtimalleri var mı? tutuksuz yargılama gibi bir şey mi içine düştükleri durum?biri ayrıntılı olarak açıklayabilirse çok memnun kalırım.sağ olunuz.
ilker başbuğ ve sayısız komutan ergenekon kafes bilmem neyden yargılanıyordu hani...
şimdi dışarıdalar. kesin kurtuldular mı? yoksa hala içeri girme ihtimalleri var mı? tutuksuz yargılama gibi bir şey mi içine düştükleri durum?
biri ayrıntılı olarak açıklayabilirse çok memnun kalırım.
sağ olunuz.
şimdi dışarıdalar. kesin kurtuldular mı? yoksa hala içeri girme ihtimalleri var mı? tutuksuz yargılama gibi bir şey mi içine düştükleri durum?
biri ayrıntılı olarak açıklayabilirse çok memnun kalırım.
sağ olunuz.
0
ya ben lan neyse
selamlar,sorum sadece kızlara değil. kızlara yapılan iltifatla ilgili.diyelim adamın biri yolda tek başına yürüyen bir kıza yaklaştı ve o anın coşkusuyla kibarca "ne kadar güzelsiniz." dedi. ya da onun gibi bir şey.türkiye'de durumun skalası nedir?çok pis linç edilip dayak yemekten kızın samimiyetle
selamlar,
sorum sadece kızlara değil. kızlara yapılan iltifatla ilgili.
diyelim adamın biri yolda tek başına yürüyen bir kıza yaklaştı ve o anın coşkusuyla kibarca "ne kadar güzelsiniz." dedi. ya da onun gibi bir şey.
türkiye'de durumun skalası nedir?
çok pis linç edilip dayak yemekten kızın samimiyetle teşekkür etmesine kadar?
bir de kızın tavrı ne olur bu durumda? "ay git be pis sapık"? durumu kesin vuku bulur mu?
sorum sadece kızlara değil. kızlara yapılan iltifatla ilgili.
diyelim adamın biri yolda tek başına yürüyen bir kıza yaklaştı ve o anın coşkusuyla kibarca "ne kadar güzelsiniz." dedi. ya da onun gibi bir şey.
türkiye'de durumun skalası nedir?
çok pis linç edilip dayak yemekten kızın samimiyetle teşekkür etmesine kadar?
bir de kızın tavrı ne olur bu durumda? "ay git be pis sapık"? durumu kesin vuku bulur mu?
0
teşekkür edilmez..
adamın tipine göre değişir.. yakışıklı ise gülümsenir.. at hırsızı ise surat asılır duymamış gibi yapılır tedirgin olunur..
adamın tipine göre değişir.. yakışıklı ise gülümsenir.. at hırsızı ise surat asılır duymamış gibi yapılır tedirgin olunur..
0
karşı cins olarak düşünme, türkiyede yaşayan erkekler hakkında çok da yanlış olmayan bir dolu genelleme var, tanımadığın bir adam yolda gelip sana, yavaşama anlamı olmayan bir iltifat etse, atıyorum gömleğin şahaneymiş, saç kesiminiz süpermiş dese, adamın tipine göre ya tedirgin olursun ya da hı peki der allah allah diye uzaklaşırsın. benim kıyafetime/tarzıma/bir şeyime iltifat etti diye mutlu olmazsın.
0
bu lafın ardından kızın sol omzunda bir şeytan belirir ve şunu der: "inanma seni sikecek".
e sonrası da "ay git be pis sapık" ile "komşular yetişin"e kadar uzanan geniş bir skalada gerçekleşen olaylar silsilesi.
e sonrası da "ay git be pis sapık" ile "komşular yetişin"e kadar uzanan geniş bir skalada gerçekleşen olaylar silsilesi.
0
abi bu gün otobüste kızın birini kartı düştü. valizi de vardı. dikkat çekici giyinmiş, süslenmiş. bunu belirtmemin sebebi dış dünyaya kapalı değil, kendisine küs değil, bakımlı ve güzel. güzelliğini ön plana da çıkarmış. eğildim pis yerden aldım, kıza uzattım, 'yüzüme bakmadan' kartı aldı, hiç bi şey demedi veya hiç bi tepki vermeden kartı alıp kafasını çevirdi.
yemin ediyorum taciz etmişim gibi hissettim. keşke vermeseydim de koskoca valizle otobüsün içinde kartı alıcam diye debellenseydi. yardım ettiğim biri bana bunu hissettiriyorsa, iltifat ettiğim biri neler hissettirebilir sen düşün.
yemin ediyorum taciz etmişim gibi hissettim. keşke vermeseydim de koskoca valizle otobüsün içinde kartı alıcam diye debellenseydi. yardım ettiğim biri bana bunu hissettiriyorsa, iltifat ettiğim biri neler hissettirebilir sen düşün.
0
oncelikle konu ile ilgili olarak: www.ensonhaber.com
burada verilen cevaplar turkiye'de neden yasanmaz sorusunun da cevabi ayni zamanda.
isadora da noktayi koymus. samimiyetle tesekkur eden hic yok degil var ama tahmin edilecegi uzere milyonda bir. kezban kelimesinden nefret ediyordum ama gercekten kizlarimizin kadinlarimizin cogu kezbanlikta cigir acmis durumda bir kez daha anladim.
burada verilen cevaplar turkiye'de neden yasanmaz sorusunun da cevabi ayni zamanda.
isadora da noktayi koymus. samimiyetle tesekkur eden hic yok degil var ama tahmin edilecegi uzere milyonda bir. kezban kelimesinden nefret ediyordum ama gercekten kizlarimizin kadinlarimizin cogu kezbanlikta cigir acmis durumda bir kez daha anladim.
0
merhaba. dün düğündeydim. arkadaşlarıma bile "çok şıksın" "çok güzel olmuşsun" derken çekindim ki mütaassıp bir ilçemizde yaşamıyorum, hepsi de biliyor yazmak için demediğimi. insan geriliyor ama bize zamanında dayatılan bir şey bence bu. şimdi beni kesmeyen birine hayatta "ne kadar güzelsiniz" diyemem. 20-21 iken vapurun iskeleye yaklaşma kalabalığında kızın birine "ya ben normalde asosyalim ama gözlerin çok güzel" dedim ters tepmedi.
0
Tañımadığim biri atmden sıra beklerken çok absürt olmayacak şekilde iltifat etmişti. Güldüm ve teşekkür ettim. Atmden işimi bitirdim ve uzaklaştım oradan. Öyle büyütülecek bir şey olmadı benim ićin..
0
Sapıkça olmadığı sürece hoşuma gider ama belli etmem, gizlice gülebilirim duruma göre.
Bi keresinde "laf atamam çünkü gerçekten çok güzel" diye duydum, hafif bi tedirginlik yaşamadm değil ama içten içe hoşuma gitti, sonrasnda takip vs. olmayınca rahatladm tabi.
Erkekler bilmez kezban diyip çekilirler kenara ama eve kadar takip edip ara sokakta sıkıştıranları, tekrar tekrar yoluna çıkan versiyonları var bu tip insanların. Yoksa biz de biliriz nazikçe gülümseyip "teşekkürler" demesini !
Bi keresinde "laf atamam çünkü gerçekten çok güzel" diye duydum, hafif bi tedirginlik yaşamadm değil ama içten içe hoşuma gitti, sonrasnda takip vs. olmayınca rahatladm tabi.
Erkekler bilmez kezban diyip çekilirler kenara ama eve kadar takip edip ara sokakta sıkıştıranları, tekrar tekrar yoluna çıkan versiyonları var bu tip insanların. Yoksa biz de biliriz nazikçe gülümseyip "teşekkürler" demesini !
0
ya ben lan neyse
soru ergen sorusu gibi oldu ama merak ediyorum.1.75 lik adam haftada 3 gün ağırlık çalışıyor 2 yıldır.1.90 lık adam da çevresinde güçlü olarak biliniyor ama haftada 1 halısaha maçından başka bir numarası yok.1.75 lik adam 79 kilo1.90 lık adam 100 kilo
soru ergen sorusu gibi oldu ama merak ediyorum.
1.75 lik adam haftada 3 gün ağırlık çalışıyor 2 yıldır.
1.90 lık adam da çevresinde güçlü olarak biliniyor ama haftada 1 halısaha maçından başka bir numarası yok.
1.75 lik adam 79 kilo
1.90 lık adam 100 kilo
1.75 lik adam haftada 3 gün ağırlık çalışıyor 2 yıldır.
1.90 lık adam da çevresinde güçlü olarak biliniyor ama haftada 1 halısaha maçından başka bir numarası yok.
1.75 lik adam 79 kilo
1.90 lık adam 100 kilo
0
Siklet avantajı var he boşsa 100 kilo olması bişey ifade etmez sana bağlı biraz burna zıplayıp kafayı kodunmu aklı gider zaten sonrasında yardır mürsel :)
0
bu iş cesaret meselesi. dayak yemekten çekinmeyen her zaman kazanır.
0
ikiside dovus bilmiyorsa uzun boylu daha avantajlidir.
Fakat agirlik calisan eleman baya yuksek agirliklara girebilen tipse vs eger olay yerde biterse rakibini alt edebilme ihtimali var. Ozellikle rakibin boynunu vs kistirabilirse.
Soyle bir sahne olabilir tabi:
stream1.gifsoup.com
Fakat agirlik calisan eleman baya yuksek agirliklara girebilen tipse vs eger olay yerde biterse rakibini alt edebilme ihtimali var. Ozellikle rakibin boynunu vs kistirabilirse.
Soyle bir sahne olabilir tabi:
stream1.gifsoup.com
0
Mevzu kalıp değil aslında. Tamamen akıl. Ne bileyim kavgayı çirkinleştireceksek mesela bazı bölgeler hassastır insanda. Yarmagül bile gelse kıvranır. Ufak insan da bazı kısayolları biliyorsa dosyayı çöp kutusuna atmadan silebilir.
0
1.62lik kickboksçü arkadaşım bulgaristan gibi yerde 3 tane bodyguarda girdi gözümüzün önünde birden.
birinin burnunu kırdı diğerini yere serdi derken girdik de ayırdık. ama çocuk4 senelik boksör.
birinin burnunu kırdı diğerini yere serdi derken girdik de ayırdık. ama çocuk4 senelik boksör.
0
isterse karşında hulk hogan olsun 3 alternatifin var;
1. ilk yumruğu çenesine denk getireceksin ve tabii ki ilk hamleyi çat diye sen yapacaksın ve hızlı olacaksın. (öldürürsen karışmam)
2. karşındaki nin şaolin rahibi olmadığını varsayarak söylüyorum, taşaklarına dizinle elinle ya da herhangi tercihe göre kafanla (artık bu senin boyutuna ve tercihine kalmış bişey) vuracaksın.
3. Kaçacaksın arkadaş, ilk darbeden sonra patates olmamak için arkana bakmadan kaçacaksın.
1. ilk yumruğu çenesine denk getireceksin ve tabii ki ilk hamleyi çat diye sen yapacaksın ve hızlı olacaksın. (öldürürsen karışmam)
2. karşındaki nin şaolin rahibi olmadığını varsayarak söylüyorum, taşaklarına dizinle elinle ya da herhangi tercihe göre kafanla (artık bu senin boyutuna ve tercihine kalmış bişey) vuracaksın.
3. Kaçacaksın arkadaş, ilk darbeden sonra patates olmamak için arkana bakmadan kaçacaksın.
0
ya ben lan neyse
varsa vücudun hangi bölgeleri ölçülüyor?
varsa vücudun hangi bölgeleri ölçülüyor?
0
erkeklerde üçgen vücut var. onun da belirli bir oranı yok sanırım. izafi.
0
ölçü olarak duymadım öyle bi şey ama ölçülüyorsa omuz-göğüs-bel ölçülüyordur.
0
Soyle bir sey var belki ilgini ceker.
en.wikipedia.org
Bunun haricinde omuzlar bele oranla ne kadar genis ise o kadar goze hos geliyor.
en.wikipedia.org
Bunun haricinde omuzlar bele oranla ne kadar genis ise o kadar goze hos geliyor.
0
Bel ince, kalçalar ve göğüs aynı boyutta bir erkek hayal et.
Edebiliyorsan vardır elbet. Ama dediğin ölçülerde bir kadın ilgi çekicidir malum. Erkeklerde de ufak olur o sondaki 90. Bel ince olur ama 60 olmaz herhalde. Göğüs için de kanatlar vücudu şekillendirir. Buradan da bildiğin üçgen çıkıyor tabi.
Edebiliyorsan vardır elbet. Ama dediğin ölçülerde bir kadın ilgi çekicidir malum. Erkeklerde de ufak olur o sondaki 90. Bel ince olur ama 60 olmaz herhalde. Göğüs için de kanatlar vücudu şekillendirir. Buradan da bildiğin üçgen çıkıyor tabi.
0
Soruna cevap degilde, 90-60-90 cok sacma bir oran bence. Daha dogrusu bu tarz bir oran cok sacma. Her kadinin isklet yapisi ayni degil ki. Kimi 90-60-90 lik kadinlarin vucudu hic de hos gorunmuyor.
0
boyun kalf ve kol lar aynı olcude olmali estetik goruntu icin. birileri oyle demis zamanında, vucut gelistirmeciler icin en azından.
0
ya ben lan neyse
garson çok kibardı. içimden geldi, hesap şeysini getirince o ajanda gibi şeyin içine fazladan para bıraktım. o da almadan götürdü o ajanda gibi şeyi kasaya bıraktı. bahşişin ona gitmesini istiyordum ben? gitti mi ona? sonradan gidip bakıyorlar mı içine?o ajanda gibi şeyi bilmeyecek kadar ayıyım. hay
garson çok kibardı. içimden geldi, hesap şeysini getirince o ajanda gibi şeyin içine fazladan para bıraktım. o da almadan götürdü o ajanda gibi şeyi kasaya bıraktı. bahşişin ona gitmesini istiyordum ben? gitti mi ona? sonradan gidip bakıyorlar mı içine?
o ajanda gibi şeyi bilmeyecek kadar ayıyım. hayatımda ilk kez gittim zaten amk.
o ajanda gibi şeyi bilmeyecek kadar ayıyım. hayatımda ilk kez gittim zaten amk.
0
muhtemelen tip kutusuna atılmıştır o para. yani direk o garsona gitmiyor. kutuda toplanıyor. belli zamanlarda açılıp kıdeme göre bölüştürülüyor.
0
evrupalarının genel görgü kuralına göre yüzde 10 bahşişden aşağısı ayip yukarısı görgüsüzlük müymüş neymiş. reservoir dog'da iyi bir sahnesi vardı.
0
@fucking machine in my head: var amk. bi daha da gitmem o zaman oraya.
0
ya ben lan neyse
yıllardır görüp de yemediğim kaju denen gavur yemişini 200 gr kadar alıp -Bim - Sinbad- yedim. 3 saat oldu yiyeli ve acaip midem bulanıyor. ha kustum ha kusucam çok afedersiniz bir daha da yersem ziksinler.sizde de oluyor mu?mide bulantısına öneriniz olur mu?
yıllardır görüp de yemediğim kaju denen gavur yemişini 200 gr kadar alıp -Bim - Sinbad- yedim. 3 saat oldu yiyeli ve acaip midem bulanıyor. ha kustum ha kusucam çok afedersiniz bir daha da yersem ziksinler.
sizde de oluyor mu?
mide bulantısına öneriniz olur mu?
sizde de oluyor mu?
mide bulantısına öneriniz olur mu?
0
yillardir yerim, 200 gr da yedim daha fazlasini da; bim'den almadim bilmiyorum ama hic mide bulantisi yapmadi bende; baska bi sey dokunmus olmasin ?
0
Soda ic. Bende ise yariyor. Ben de yiyemiyorum o seyi. Asiri yagli, midem dayanamiyor.
0
soda veya en iyisi nane limon+1
herkesin boyle yiyemedigi bir iki sey vardir, sen de seninkini bulmussun tebrikler.
herkesin boyle yiyemedigi bir iki sey vardir, sen de seninkini bulmussun tebrikler.
0
hafız bim'in sinbad marka kuruyemişlerinin her çeşidinde puştluklar olabiliyor. kaju zaten çok yağlı, mideye dokundurtmuştur.
0
ya ben lan neyse
geçen ilk kez gittim. acaip pahalı bir yer bence. üstelik fast-food tarzı bir yer olmasına rağmen.hani bazı yerler vardır pahalıdır ama mekan güzeldir, partnerinle gidip saatlerce sohbet edersin, sessizdir bilmem ne, parayı da ona verirsin zaten. yemek bahanedir.soru: neden gidiyorsunuz olm? sırf ka
geçen ilk kez gittim. acaip pahalı bir yer bence. üstelik fast-food tarzı bir yer olmasına rağmen.
hani bazı yerler vardır pahalıdır ama mekan güzeldir, partnerinle gidip saatlerce sohbet edersin, sessizdir bilmem ne, parayı da ona verirsin zaten. yemek bahanedir.
soru: neden gidiyorsunuz olm? sırf kahve için gidiyorum diyen aynı paraya evde 5 bardak kahve yapar kendine.
hani bazı yerler vardır pahalıdır ama mekan güzeldir, partnerinle gidip saatlerce sohbet edersin, sessizdir bilmem ne, parayı da ona verirsin zaten. yemek bahanedir.
soru: neden gidiyorsunuz olm? sırf kahve için gidiyorum diyen aynı paraya evde 5 bardak kahve yapar kendine.
0
1. Evde o kahvelerin aynısı yapamazsın. Çekirdek kahve alsan bile cins cins kahveleri yapmak için oldukça pahalı makineler gerek.
2. O dediğin mekan güzelliği Starbucks'ta da var zaten, gidip saatlerce oturabilirsin, kimse de gelip bir şey alır mısınız, ya da kalkın artık demez. Aptal Türkçe pop şarkılar çalmaz, güzel müzikler çalarlar.
3. Sakın Godiva'ya gitme, kalp krizi geçirirsin.
2. O dediğin mekan güzelliği Starbucks'ta da var zaten, gidip saatlerce oturabilirsin, kimse de gelip bir şey alır mısınız, ya da kalkın artık demez. Aptal Türkçe pop şarkılar çalmaz, güzel müzikler çalarlar.
3. Sakın Godiva'ya gitme, kalp krizi geçirirsin.
0
@soylu: belki ben de gidicem ama kendimi ikna etmek istiyorum. sebastiyan!
0
filtre kahve içiyorum, orta boy 5,25 tl. başka cafeye gittiğimde getirdikleri leş gibi filtre kahveler en az 7 tl. habire gelip başka bir isteğimin olup olmadığını soran garsonlar da cabası.
0
Eli yüzü duzgun butun cafelerde kahveyi o fiyata iciyosun zaten. Ortami da sessiz sakin guzel. Yiyecekleri de guzel.
0
bugun 5 liraya bir bardak kahve aldim, iki saat oturdum, internetinden faydalandim, etrafa bakındım. yan taraftaki tamamen türk yatirimciligi mucizesi başka bir kafe vardi, osuruktan kahveye 7 lira istiyorlardi, garsonlarda yarim saatte bir bir istegin var mi diye soruyorlardi.
kapitalizm kötü ama starbucks iyi.
kapitalizm kötü ama starbucks iyi.
0
ortamı liselilerle dolup taşıyor olsa da, statü simgesi olduğunu düşünenler olsa da starbucks iyidir. kahvesi iyi. istersen git bir şey içmeden bir ay otur dükkanda ve interneti sömür, kimse "birader sen ne ayaksın" demez. hatta büyük ihtimal çalışanlarla samimi olursun. kahvesi 5 tl civarında, o miktarda kahve için gayet uygun bir fiyat. barzo garsonlardan kaçan kitlenin sığınağı aynı zamanda. adam gibi garsonları olan iyi dediğin diğer mekanlarda aynı miktarda kahveye 10 tl'den az ödemezsin.
0
starbucks'ın kahveleri iyi değil, bir tek çayları iyi. ama pahalı değil. gayet de ucuz.
normalde starbucksta 4 lira verdiğim earl grey çay için geçen 14 lira verdim bir mekanda, yanına 17-18 liralık da bir pasta istemiştim. ödeme yaparken az kaldı ağlayacaktım.
ya ayrıca ne statü sembolü, nerden çıkartıyorsunuz? esenler otogarı gibi starbuck. bizim mahallede ne kadar işi gücü olmayan yaşlı, emekli, canı evde sıkılan adam varsa orada. içime fenalık geliyor yeminle.
normalde starbucksta 4 lira verdiğim earl grey çay için geçen 14 lira verdim bir mekanda, yanına 17-18 liralık da bir pasta istemiştim. ödeme yaparken az kaldı ağlayacaktım.
ya ayrıca ne statü sembolü, nerden çıkartıyorsunuz? esenler otogarı gibi starbuck. bizim mahallede ne kadar işi gücü olmayan yaşlı, emekli, canı evde sıkılan adam varsa orada. içime fenalık geliyor yeminle.
0
5 lira'ya 3'ü 1 arada dayayan cafe'lerden iyidir diye düşünüyorum. Ayrıca Pumpkin spice latte diye bi güzellik var ki oyş.
0
ben yurtta kalırken, her memleketten dönüşte okul servisi 6 saat boyunca olmadığından sabahın köründe istiklal starbucks'a gidip 5-6 saat orda uyuduğumu, hatta bana battaniye verdiklerini bilirim. Fiyatı bence oldukça uygun, şimdiye kadar hiçbir içeceği bana pahalı gelmedi. ortamını seviyorum, müzikleri sakin güzel. hafta içi gündüzleri çok sakin oluyor mekanların içi. yiyecekleri idare eder, tatlılarını sevmiyorum.
adam evde zaten kahve içecek olsa ne starbaksa gider ne başka yere. o zaman aynı paraya her şeyin 10 mislini evde yapabilirsin, zaten bu mantıkla hiçbir yere gitmemen gerek.
çok saçma geliyor bana şu starbucks sorgulama mevzu. sanki laf olsun diye yapılıyor gibi artık. fiyat olarak herhangi bir cafeden eksiği yok fazlası var. hatta o paraya herhangi bir kafede öyle kahve alamıyorsun, üçü bir arada kahveler bile en az 5-6 liraya gidiyor kafelerde. eli yüzü düzgün cafelerde 9-10 lira ufak fincanla bayat, kokusu kalmamış abuk subuk bi filtre kahve. kimsenin de starbucksı statü sembolu, hava atacak bir yer olarak gördüğünü sanmıyorum. 5 liralık kahve yahu.
adam evde zaten kahve içecek olsa ne starbaksa gider ne başka yere. o zaman aynı paraya her şeyin 10 mislini evde yapabilirsin, zaten bu mantıkla hiçbir yere gitmemen gerek.
çok saçma geliyor bana şu starbucks sorgulama mevzu. sanki laf olsun diye yapılıyor gibi artık. fiyat olarak herhangi bir cafeden eksiği yok fazlası var. hatta o paraya herhangi bir kafede öyle kahve alamıyorsun, üçü bir arada kahveler bile en az 5-6 liraya gidiyor kafelerde. eli yüzü düzgün cafelerde 9-10 lira ufak fincanla bayat, kokusu kalmamış abuk subuk bi filtre kahve. kimsenin de starbucksı statü sembolu, hava atacak bir yer olarak gördüğünü sanmıyorum. 5 liralık kahve yahu.
0
Hiçbir kahve makinesi benim favori içeceğimi yapamıyor, o yüzden gidiyorum.
Sen yapabiliyorsan size gelelim?
Sen yapabiliyorsan size gelelim?
0
@april12th: evet bu muhabbetleri sözlükten fark ettim ama hiçbirini okumadım belki de bu muhabbet çok önceden bitmeliydi. ama benim olduğum şehirde daha yeni açıldı starbaks :). biz 3-5 yıl geriden geliyoruz.
0
bir orta boy kahvenin neredeyse yarim litre oldugunu bilip ona gore hesap yaptiginizda aslinda o kalitede bir kahveyi cok ucuza ictiginizi anlayacaksiniz bence.
starbucks pahali degil. sadece sagda solda dolandirilinca unutuyoruz gidiyor.
nescafe 3'u 1 arada'ya 6 lira bayildigim cafeler oldu.
starbucks pahali degil. sadece sagda solda dolandirilinca unutuyoruz gidiyor.
nescafe 3'u 1 arada'ya 6 lira bayildigim cafeler oldu.
0
koca demlikte çay (2 koca fincan geliyor) 3.5 tl. nesi pahalı? fakir misiniz arkadaş?
0
Starbucks'ın kahvesi iyi değil diyenler neye göre diyor merak ediyorum. Şu kedi bokundan yapılan dünyanın en pahalı kahvesini içmişler mi de beğenmiyorlar?
0
sözlükteki başlıkta çok yazan var. nasıl mc donalds'ın hamburgerleri kötüyse, starbucks'ın kahveleri de kötü.
kahve çekirdekleri bayat ve çok kavrulmuş.
kahvelere konulan binbir çeşit şekerli, aromalı katkılar ve yağlı şeylere de hiç girmeyelim. sağlık açısından onları tüketmiyorum zaten.
kahve çekirdekleri bayat ve çok kavrulmuş.
kahvelere konulan binbir çeşit şekerli, aromalı katkılar ve yağlı şeylere de hiç girmeyelim. sağlık açısından onları tüketmiyorum zaten.
0
zamanında kahve zinciri şirketlerden birinde çalıştım ve bu esnada kahve olaylarını merak ettim, baristalık da öğrendim. merakımdan da piyasadaki hemen her zincir kahveciye gittim. herkesin damak zevki farklıdır tabi ki, ama "kahve" tadı olarak en iyisi lavazza. lavazza her yerde bulunmuyor, caffe nero da lavazza ile yarışır. diğer kahve zincirlerini oturup da anlatmayacağım, ama starbucks "eh işte" kahve yapar. gerçek kahve için lavazza diyorum. o an o bölgede sadece starbucks varsa gidiyorum, o kadar. diğer yerlerde bir çok kahve deneyimlemeseydim bana en iyisi starbucks gibi gelebilirdi lakin.
0
kahvesine kotu ve bayat diyen dingiller sadece anti-populist yaklasiyorlar. kahveden caktiklari da yok. ayrica kimsenin kahvesine zorla sekerli bir sey kattiklari yok.
neyin ne oldugunu biliyorum. orada calistim. starbucks'in sahibinin yegeni falan da degilim ama bu tipler cok itici.
neyin ne oldugunu biliyorum. orada calistim. starbucks'in sahibinin yegeni falan da degilim ama bu tipler cok itici.
0
bulgaristan'da tatildeydim. hollanda'lı biriyle konuştum, adam iki defa marmaris'e gelmiş, bulgar clubları ile türk clublarını kıyasladı, türkiye'de giriyorsun, devamlı garson peşinde, bir şey iç, şunu da iç, ne arzu ederdiniz şeklinde soruyor, içmezseniz atıyor dedi. bunu niye anlattım:
starbucks'a hayatımda bi kere gittim ama insanlara burada cazip gelen şeylerden biri de saatlerce oturulmasına kimsenin bir şey dememesi. bence insanlar bunu da arıyor.
starbucks'a hayatımda bi kere gittim ama insanlara burada cazip gelen şeylerden biri de saatlerce oturulmasına kimsenin bir şey dememesi. bence insanlar bunu da arıyor.
0
wi-fi,
başımda dikilmeyen garsonlar; bir kahveye saatlerce oturup bilgisayarda işimle ilgilenebilir, ders çalışabilir ya da arkadaşımla sohbet edebilirim,
müdavim kitlesi nispeten daha nezih/seçkin olduğu için
kahveleri çok lezzetli değil, aromaları yalnız starbucksta değil hiç bir yerde kullanmam zaten.
ayrıca -pahalı sayılsa bile- insanlar gittikleri mekanlarda çoğu zaman parayı yedikleri/içtikleri için değil hizmet kalitesine ödüyorlar. bunu anlayalım artık.
başımda dikilmeyen garsonlar; bir kahveye saatlerce oturup bilgisayarda işimle ilgilenebilir, ders çalışabilir ya da arkadaşımla sohbet edebilirim,
müdavim kitlesi nispeten daha nezih/seçkin olduğu için
kahveleri çok lezzetli değil, aromaları yalnız starbucksta değil hiç bir yerde kullanmam zaten.
ayrıca -pahalı sayılsa bile- insanlar gittikleri mekanlarda çoğu zaman parayı yedikleri/içtikleri için değil hizmet kalitesine ödüyorlar. bunu anlayalım artık.
0
kapitalizm kötü ama globalizm süper bişeydir. nereye gidersen git aynı tadı ve hizmeti görürsün. gittiğimde 7-8 liralık kahvelerden içiyorum.
1) o lezzeti evde yakalamamın imkanı yok. Nero ve lavazza'yı sevmiyorum.
2) Masana sürekli gelen gerizekalı garsonlar yok.
3) Starbucks ortamını çok seviyorum. Duvar koltuk renkleri falan orada zaman geçirmek hoşuma gidiyor.
4) Sürekli gelen geçene bakıp güzel kızları kesiyorum. Güzel kız sayısı türkiye ortalamasının üstünde baya.
1) o lezzeti evde yakalamamın imkanı yok. Nero ve lavazza'yı sevmiyorum.
2) Masana sürekli gelen gerizekalı garsonlar yok.
3) Starbucks ortamını çok seviyorum. Duvar koltuk renkleri falan orada zaman geçirmek hoşuma gidiyor.
4) Sürekli gelen geçene bakıp güzel kızları kesiyorum. Güzel kız sayısı türkiye ortalamasının üstünde baya.
0
ya ben lan neyse
basit bir hayat okulu hipotezi olaraktan.ortalama bir şey?%10 lan bence.
basit bir hayat okulu hipotezi olaraktan.
ortalama bir şey?
%10 lan bence.
ortalama bir şey?
%10 lan bence.
0
yüzde 5. o bile iyimser.
kız en fazla sinyal çakar o kadar. gerisi erkeğe kalmış.
kız en fazla sinyal çakar o kadar. gerisi erkeğe kalmış.
0
etrafımda bayağı var, kendimi de dahil ederek genellersem %40-50 gibi.
0
Tam tahmin edemem ama giderek dusen bi yuzde bence. Hadi yuzde 5 diyeyim ben de.
Eskiden bana normal gelirdi acilmak, baktim erkeklere hic normal gelmiyor biraktim.
Normal karsilayacak erkek de yine yuzde 5 10 falandir.
Bu yuzdelerin bi araya gelmesi ise paha bicilemez :/
Eskiden bana normal gelirdi acilmak, baktim erkeklere hic normal gelmiyor biraktim.
Normal karsilayacak erkek de yine yuzde 5 10 falandir.
Bu yuzdelerin bi araya gelmesi ise paha bicilemez :/
0
ya ben lan neyse
valla basit mi bilmem de hacılar. -çünkü basit diyim de soruya bakın diye-c12h25naso4 NaC12H25SO41. şu iki formül aynı mıdır? yani birebir aynı maddeler midir?öyleyse neden "na" birinde başta, birinde sonra?2. aynıysa suya da OH2 desek olur mu?
valla basit mi bilmem de hacılar. -çünkü basit diyim de soruya bakın diye-
c12h25naso4
NaC12H25SO4
1. şu iki formül aynı mıdır? yani birebir aynı maddeler midir?
öyleyse neden "na" birinde başta, birinde sonra?
2. aynıysa suya da OH2 desek olur mu?
c12h25naso4
NaC12H25SO4
1. şu iki formül aynı mıdır? yani birebir aynı maddeler midir?
öyleyse neden "na" birinde başta, birinde sonra?
2. aynıysa suya da OH2 desek olur mu?
0
kimyacı değilim biyolojiciyim 10 küsür sene oldu ama bu SDS biz bunu jellerimizde kullanıyoruz. olay Na başta mı sonda mı değil ki c-o-h li bileşikleride o c ve h'lerin hepsi birbirine tren gibi dizilmiyor zaten onun esas formülü şu:
Sodium dodecyl sulfate veya sodium laurilsulfate veya sodium lauryl sulfate Formülü: CH3(CH2)11OSO3Na.
organik kimyada birden fazla tane formül ifade etme şekli var. hepsi de doğru. daha fazlasını hatırlama için organik kimya kitabını karıştırmam lazım :p
Sodium dodecyl sulfate veya sodium laurilsulfate veya sodium lauryl sulfate Formülü: CH3(CH2)11OSO3Na.
organik kimyada birden fazla tane formül ifade etme şekli var. hepsi de doğru. daha fazlasını hatırlama için organik kimya kitabını karıştırmam lazım :p
0
Bunlar karmaşık yapılı bileşikler-bağ yapıları karmaşık-, ondan dolayı yazımları farklı olabiliyor, aynı maddeyi temsil ediyor olabilirler, fakat bağ yapısının biraz farklı olması(açı, bağ uzunluğu gibi) maddenin kimyasını biraz değiştirebiliyor(kaynama sıcaklığı gibi). onun için bağ yapısına bakmak gerek. karmaşık olmayan bileşiklerde ise genellikle + değerlikliler başa, - değerlikliler sona yazılır.
0
İkincisi muhtemelen yanlış yazılmış. NaCl(2)'dir o. Bileşik yazarken sırayla yazılır. Önce pozitif yüklü olan, sonra negatif yüklü olan yazılır. Büyük moleküllerde bunlar da alt parçalarına ayrılarak yazılır.
(bkz: orta iki fen bilgisi)
(bkz: orta iki fen bilgisi)
0
ya ben lan neyse
selamlar,ben değilim isteyen. vurmayın. ha olsa fena olmaz tabi.adamın biri gelse. "abi 5 senede 1 milyon lira kazanmak istiyorum." dese.mantıklı cecabınız ne olurdu?adam ayda 1500 lira kazanan garson olsun mesela.not: valla billa ben değil lan. bi arkadaş da değil.
selamlar,
ben değilim isteyen. vurmayın. ha olsa fena olmaz tabi.
adamın biri gelse. "abi 5 senede 1 milyon lira kazanmak istiyorum." dese.
mantıklı cecabınız ne olurdu?
adam ayda 1500 lira kazanan garson olsun mesela.
not: valla billa ben değil lan. bi arkadaş da değil.
ben değilim isteyen. vurmayın. ha olsa fena olmaz tabi.
adamın biri gelse. "abi 5 senede 1 milyon lira kazanmak istiyorum." dese.
mantıklı cecabınız ne olurdu?
adam ayda 1500 lira kazanan garson olsun mesela.
not: valla billa ben değil lan. bi arkadaş da değil.
0
aylık 1500 lira kazanan adamın 5 sene içinde 1 milyon kazanmasının mantıklı açıklaması yoktur.
0
@kumlupara, öyle demiyor yahu, böyle bir adam ne yaparsa 1 milyon kazanabilir diyor, yatırım sorusu gibin,
hiç bu işlerden anlamam fakat inşaat-emlak sektörünün altın çağındayız, bu taraflardan yürüyenler kazanıyor sanki
hiç bu işlerden anlamam fakat inşaat-emlak sektörünün altın çağındayız, bu taraflardan yürüyenler kazanıyor sanki
0
sıfır sermayeyle çok para kazanmanın iki yolu var. şans oyunları ve çok çok üstün bir satış becerisi.
0
en bilinen yolu ticaret.
bir de o ortamları hiç bilmiyorum ama bi ihtimal jigololuk da olabilir.
bir de o ortamları hiç bilmiyorum ama bi ihtimal jigololuk da olabilir.
0
g.tünü verirse olur afedersin. sermayesiz. başta zorlanır ama sonra alışır, milyonu kazanınca da bırakır. tabi, sorunun cevabı bu değil. soru ekstrem olunca cevap da öyle oldu.
0
şans oyunları harici mümkün değil derdim. bir kere adam garson çevresi falan da yok, haliyle eğitim seviyesi de çok yüksek değildir. hani şöyle 1500 alsa ve kurumsal bir firmada çalışsa çevresiyle belki bir şeyler yapabilirdi. 5-10 sene içinde de belki kazanabilirdi. ama şu anlık hiç şansı yok gibi duruyor.
0
ya ben lan neyse
selamlar,yüzde 5 etken madde içeren bir birim solüsyona 9 birim su ekleyerek solüsyonu seyreltmek istiyoruz.fakat elimizdeki solüsyon yüzde 5 değil, yüzde 4.5 etken madde içeriyor.bu solüsyona kaç birim su katalım ki bir birimlik yüzde 5 solüsyona 9 birim su katarak elde ettiğimiz çözeltiyle etken m
selamlar,
yüzde 5 etken madde içeren bir birim solüsyona 9 birim su ekleyerek solüsyonu seyreltmek istiyoruz.
fakat elimizdeki solüsyon yüzde 5 değil, yüzde 4.5 etken madde içeriyor.
bu solüsyona kaç birim su katalım ki bir birimlik yüzde 5 solüsyona 9 birim su katarak elde ettiğimiz çözeltiyle etken madde oranı açısından eşdeğer olsun?
matematik hep 1 di amk.
sağ olunuz.
yüzde 5 etken madde içeren bir birim solüsyona 9 birim su ekleyerek solüsyonu seyreltmek istiyoruz.
fakat elimizdeki solüsyon yüzde 5 değil, yüzde 4.5 etken madde içeriyor.
bu solüsyona kaç birim su katalım ki bir birimlik yüzde 5 solüsyona 9 birim su katarak elde ettiğimiz çözeltiyle etken madde oranı açısından eşdeğer olsun?
matematik hep 1 di amk.
sağ olunuz.
0
oncelikle,
%5'lik 1 birimlik solusyonda 0.05 birim etken madde vardir. 9 birim su eklediginde toplamda 10 birim solusyonun icinde yine 0.05 birim etken madde olacagi icin. solusyonunun etken madde orani [0.05/10 ]x 100 = %0.5 olur
yani solusyonunun etken madde oraninin %0.5 olmasini istiyorsun.
%4.5'luk solusyonu %0.5'lige dusurecek su miktarini bulmak icin elindeki %4.5'luk solusyonun kac birim oldugunu bilmemiz lazim.
diyelim ki 1 birim:
1 birim %4.5'luk solusyonda 0.045 birim etken madde vardir. Bunu %0.5'e dusurmek icin A birim su ekliyoruz: [ 0.045/(1+A)]x100 = 0.5
A=8
yani bir birimlik solusyona 8 birim su katman lazim
%5'lik 1 birimlik solusyonda 0.05 birim etken madde vardir. 9 birim su eklediginde toplamda 10 birim solusyonun icinde yine 0.05 birim etken madde olacagi icin. solusyonunun etken madde orani [0.05/10 ]x 100 = %0.5 olur
yani solusyonunun etken madde oraninin %0.5 olmasini istiyorsun.
%4.5'luk solusyonu %0.5'lige dusurecek su miktarini bulmak icin elindeki %4.5'luk solusyonun kac birim oldugunu bilmemiz lazim.
diyelim ki 1 birim:
1 birim %4.5'luk solusyonda 0.045 birim etken madde vardir. Bunu %0.5'e dusurmek icin A birim su ekliyoruz: [ 0.045/(1+A)]x100 = 0.5
A=8
yani bir birimlik solusyona 8 birim su katman lazim
0
ya ben lan neyse
valla okumaya zamanım yok, isteğim de yok. biri özet geçsin lan neden bu kadar önemli bu kitap?-stratejik derinlik neyi anlatıyor?+stratejik derinliği.gibi düz cevaplar olmazsa sevinirim. sağ olunuz.
valla okumaya zamanım yok, isteğim de yok. biri özet geçsin lan neden bu kadar önemli bu kitap?
-stratejik derinlik neyi anlatıyor?
+stratejik derinliği.
gibi düz cevaplar olmazsa sevinirim. sağ olunuz.
-stratejik derinlik neyi anlatıyor?
+stratejik derinliği.
gibi düz cevaplar olmazsa sevinirim. sağ olunuz.
0
-neden bu kitap bu kadar onemli ?
+cunku rte onemli oldugunu dusunuyor ve tum dis politikayi bunun ustune kurarak turkiye'nin uluslararasi pozisyonunu ve itibarini (artik ne kadar varsa) yerlebir etti.
+cunku rte onemli oldugunu dusunuyor ve tum dis politikayi bunun ustune kurarak turkiye'nin uluslararasi pozisyonunu ve itibarini (artik ne kadar varsa) yerlebir etti.
0
adam dışişleri'ne danışman olunca ünlü oldu. ekseriyeti zırcahil bir siyasi akımdan gelindiği için iyi kötü okumuş yazmış adamı yarı tanrı mertebesine çıkardılar.
yoksa bu kitap akademide alay konusudur. yarısı temenniden ibaret, tanımları muğlak, elbette bir iki ilginç doğru şey söyleyen ama çoğu özcü önermelerle dolu, işte ne bileyim hitler'in vizyonunu almanların ta 1000 yıl önceki kutsal roma cermen imparatorluğu'na kadar falan götüren (ki siyaset bilimi veya uluslararası ilişkiler literatüründe böyle atıp tutmalara baya gülünür) şeyler var.
kabaca, tr'nin osmanlı bakiyesi olduğunu, ortadoğu'da daha aktif olması gerektiğini vs. anlatıyor ama en önemli şeyi atlıyor, ki bunu gerçek hayatta yaşadık bilfiil:
ülkeler paraları, orduları ve güçleri olmadan diplomasiyle vizyonlar bir şey yapamazlar. istediğiniz kadar vizyoner olun, battı dediğiniz avrupa'da güç bile kabul edilmeyen ispanya sizden 2 kat daha güçlüdür.
özetle böyle bir kitap.
yoksa bu kitap akademide alay konusudur. yarısı temenniden ibaret, tanımları muğlak, elbette bir iki ilginç doğru şey söyleyen ama çoğu özcü önermelerle dolu, işte ne bileyim hitler'in vizyonunu almanların ta 1000 yıl önceki kutsal roma cermen imparatorluğu'na kadar falan götüren (ki siyaset bilimi veya uluslararası ilişkiler literatüründe böyle atıp tutmalara baya gülünür) şeyler var.
kabaca, tr'nin osmanlı bakiyesi olduğunu, ortadoğu'da daha aktif olması gerektiğini vs. anlatıyor ama en önemli şeyi atlıyor, ki bunu gerçek hayatta yaşadık bilfiil:
ülkeler paraları, orduları ve güçleri olmadan diplomasiyle vizyonlar bir şey yapamazlar. istediğiniz kadar vizyoner olun, battı dediğiniz avrupa'da güç bile kabul edilmeyen ispanya sizden 2 kat daha güçlüdür.
özetle böyle bir kitap.
0
ya ben lan neyse
yetişkinlikte hastalığı kapanların yüzde 90 ı tamamen iyileşiyor mu?yoksa yüzde 90 ı belirti göstermiyor mu?hangisiydi?üstteki doğruysa bu bildiğin" hastalığı tamamen atlatıyorlar ve bulaşıcı özellik göstermiyorlar" mı demek oluyor?
yetişkinlikte hastalığı kapanların yüzde 90 ı tamamen iyileşiyor mu?
yoksa yüzde 90 ı belirti göstermiyor mu?
hangisiydi?
üstteki doğruysa bu bildiğin" hastalığı tamamen atlatıyorlar ve bulaşıcı özellik göstermiyorlar" mı demek oluyor?
yoksa yüzde 90 ı belirti göstermiyor mu?
hangisiydi?
üstteki doğruysa bu bildiğin" hastalığı tamamen atlatıyorlar ve bulaşıcı özellik göstermiyorlar" mı demek oluyor?
0
ya ben lan neyse
oğlum harbiden çok pis sinirim bozuluyor lan. görgüsüz mantığı arabalardan bu kadar vergi almak. 150 yıllık teknoloji lan bu. neden bu kadar pahalı?soruyu da şuna dayanarak soruyorum: 2007 yılında -2006 da olabilir- o zamanlar hükümete çok yakın bir gazetede ali babacan ın "vergiler ab seviyesine ge
oğlum harbiden çok pis sinirim bozuluyor lan. görgüsüz mantığı arabalardan bu kadar vergi almak. 150 yıllık teknoloji lan bu. neden bu kadar pahalı?
soruyu da şuna dayanarak soruyorum: 2007 yılında -2006 da olabilir- o zamanlar hükümete çok yakın bir gazetede ali babacan ın "vergiler ab seviyesine gelecek" şeysini net hatırlıyorum.
eski oda arkadaşımın bir arkadaşı amerikada 1000 dolara mustang almış lan. hadi 2000 olsun, 3000 olsun amk.
araba ihtiyaç kardeşim. gerçekten ihtiyaç. arabayla 5 dakkada gittiğim mesafeyi otobüsle 45 dakkada gittiğimi bilirim.
ne zaman düşer vergiler? hiçbir zaman mı?
bir soru daha: elektrikli araçlar çıkınca ucuzlar mı vergiler?
edit: buyrun: www.google.com.tr
edit2: ali babacan değilmiş başka bir adammış.
soruyu da şuna dayanarak soruyorum: 2007 yılında -2006 da olabilir- o zamanlar hükümete çok yakın bir gazetede ali babacan ın "vergiler ab seviyesine gelecek" şeysini net hatırlıyorum.
eski oda arkadaşımın bir arkadaşı amerikada 1000 dolara mustang almış lan. hadi 2000 olsun, 3000 olsun amk.
araba ihtiyaç kardeşim. gerçekten ihtiyaç. arabayla 5 dakkada gittiğim mesafeyi otobüsle 45 dakkada gittiğimi bilirim.
ne zaman düşer vergiler? hiçbir zaman mı?
bir soru daha: elektrikli araçlar çıkınca ucuzlar mı vergiler?
edit: buyrun: www.google.com.tr
edit2: ali babacan değilmiş başka bir adammış.
0
abi ülke öyle durumda ki, vergilerin düşmesini bırak daha da yükseleceğini düşünüyorum. kdv %18 di yanlış bilmiyorsam. yarın onu %20 yapsa ne olacak? arabalar için ötv kaçtı atıyorum %150 olsun, unuttum şimdi. %160 yapsa ne olacak? hiç bi şey. 1-2 gün konuşulup unutulacak. bu ülkede hiç bi şeyden sonuç alınamıyor ki bi süre sonra unutuluyor ne olursa olsun.
0
Bak dostum, vergilerin düşmesi bizi yönetenlerden çok halkımıza bağlı bir durum, bu halkın büyük bir kesimi afedersiniz ama gerizekalı, yapılan yolsuzluklar su üstüne çıkmasına rağmen ne değişti ? sandıkta kime oy verdiler ?
Dünyanın en pahalı yakıtını kullanan ülkeler arasına girmekte neyin nesidir ? kendisine ve tayfasına saray yapıp, son model araçlar tahsis edip, adeta krallar gibi yaşayıp, asgari ücret ile çalışan işcisine ne bir araç alma imkanı, aracı olsa bile bir yerden bir yere gidebilmesi için yakıt alacak olanak tanımaması ve bu asgari ücret ile çalışan işcinin ak parti re-rö*re-rö diye konuşması, sandıkta oyunu akp ye verdiği için gurur duyması, nasıl kafalar bunlar anlamış değilim, sanıyorum akp muhafazakar kimliği sayesinde bütün bunları yapabiliyor, başka bir açıklaması yok.
İnsanlar bu yüksek vergiler eşliğinde araç almayı bıraksa, hemen teşvik indirimi yaparlar ama bizim halkımız bunu istemez, fakir adam der ki sizden vergi alsınlar, bize kömür dağıtsınlar, yol yapsınlar, sağlık hizmeti versinler, bu ülke cahil, fakir insanlar ile dolu, aziz nesin ve söylemleri kesinlikle doğru.
Dünyanın en pahalı yakıtını kullanan ülkeler arasına girmekte neyin nesidir ? kendisine ve tayfasına saray yapıp, son model araçlar tahsis edip, adeta krallar gibi yaşayıp, asgari ücret ile çalışan işcisine ne bir araç alma imkanı, aracı olsa bile bir yerden bir yere gidebilmesi için yakıt alacak olanak tanımaması ve bu asgari ücret ile çalışan işcinin ak parti re-rö*re-rö diye konuşması, sandıkta oyunu akp ye verdiği için gurur duyması, nasıl kafalar bunlar anlamış değilim, sanıyorum akp muhafazakar kimliği sayesinde bütün bunları yapabiliyor, başka bir açıklaması yok.
İnsanlar bu yüksek vergiler eşliğinde araç almayı bıraksa, hemen teşvik indirimi yaparlar ama bizim halkımız bunu istemez, fakir adam der ki sizden vergi alsınlar, bize kömür dağıtsınlar, yol yapsınlar, sağlık hizmeti versinler, bu ülke cahil, fakir insanlar ile dolu, aziz nesin ve söylemleri kesinlikle doğru.
0
ya ben lan neyse
hastalar, boya yapanlar, marangozlar...bu adamlar hep maske takıyor -bazıları en azından- mikrop ya da boya ciğerlerine gitmesin diye. hava kirlenince de takılıyor. o maskeler de eczanelerde 1-2 liraya satılıyor.o havadaki virüs bilmem kaç mikronken o maskenin gözeneklerinden de mi geçemeyecek? ya d
hastalar, boya yapanlar, marangozlar...
bu adamlar hep maske takıyor -bazıları en azından- mikrop ya da boya ciğerlerine gitmesin diye. hava kirlenince de takılıyor. o maskeler de eczanelerde 1-2 liraya satılıyor.
o havadaki virüs bilmem kaç mikronken o maskenin gözeneklerinden de mi geçemeyecek? ya da boya?
bu adamlar hep maske takıyor -bazıları en azından- mikrop ya da boya ciğerlerine gitmesin diye. hava kirlenince de takılıyor. o maskeler de eczanelerde 1-2 liraya satılıyor.
o havadaki virüs bilmem kaç mikronken o maskenin gözeneklerinden de mi geçemeyecek? ya da boya?
0
zaten hepsini engelleyemiyor.
mesela marangozlarin taktiklari sadece kati partikulleri engelliyor. o da 100% degil.
mesela marangozlarin taktiklari sadece kati partikulleri engelliyor. o da 100% degil.
0
maskelerde hangi mikron a kadar toz zerrecikleri yazıyor.Maske verilirken de kullanılan alana göre veriliyor.bir boyacınınki ile hastanınki zaten aynı olamaz.
0
Domuz gribi sırasında maske kullanarak korunmayı önermiyorlardı. Neden olarak da maskelerin asıl amacının hastalığı yaymamak olduğunu, yoksa hasta bir insandan gelen bir virüsün maskeye daha fazla tutunduğunu ve havada öleceği varsa maskede daha uzun süre yaşadığını söylüyorlardı. Ayrıca mikroplar falan geçebiliyor diyorlardı.
İşçilere gelince, tabii ki o dandik maskeler büyük hastalıklardan korumayacak ama belki hızını azaltacak. Ya da daha büyük tozlarla olan sıkıntıları önleyecek. Yoksa bir kot kumlama işçisi sadece o dandik maske ile nasıl slikozisten korunabilir ki?
Bir de plasebo etkisi olabilir. Maskeyi takınca "Bir şey olmaz" kendine güveni geliyor olabilir. Belki küçük şeylerden koruyor olabilir.
İşçilere gelince, tabii ki o dandik maskeler büyük hastalıklardan korumayacak ama belki hızını azaltacak. Ya da daha büyük tozlarla olan sıkıntıları önleyecek. Yoksa bir kot kumlama işçisi sadece o dandik maske ile nasıl slikozisten korunabilir ki?
Bir de plasebo etkisi olabilir. Maskeyi takınca "Bir şey olmaz" kendine güveni geliyor olabilir. Belki küçük şeylerden koruyor olabilir.
0
ya ben lan neyse
asker izne gelmiş diyelim.izinde 10 gün daha rapor alsa. bunu birliğine faxlasa.10 gün daha uzar mı izni?
asker izne gelmiş diyelim.
izinde 10 gün daha rapor alsa. bunu birliğine faxlasa.
10 gün daha uzar mı izni?
izinde 10 gün daha rapor alsa. bunu birliğine faxlasa.
10 gün daha uzar mı izni?
0
askere gitmedim yanımda yüzbaşı var gatadan alırsa uzamaz dedi. sadece gata ama. yani 10 gün geç çıkmayacaksın askerden yapmış gibi olcak o 10 gün.
0
10 gün rapor alırsa hava değişimi uzatabilir ancak bu raporu askeri hastaneden almak durumda diye biliyorum. o da tanıdık yoksa nah verirler.
0
ben de eski bi yazici olarak cevap vereyim. izne gittigin yerde askerlik subesine gidip sevk alacaksin, onlar seni nereye gonderiyorsa oraya gideceksin.
askeri bi birim yoksa, devlet hastanesine gonderiyosa, ordan da rapor alabiliyorsan, bu raporun da askeri bi yerde/hastanede onaylanmasi gerekiyor.
edit:
hava degisimi suresi 21'den 10'a indigi icin de onaylatilma olayi daha ciddi olacaktir. eskiden 10 gun, birlik komutaninin insiyatifiyle sihhi izin olarak yazilabiliyordu ama havadegisimi olunca insiyatiften cikiyor.
askeri bi birim yoksa, devlet hastanesine gonderiyosa, ordan da rapor alabiliyorsan, bu raporun da askeri bi yerde/hastanede onaylanmasi gerekiyor.
edit:
hava degisimi suresi 21'den 10'a indigi icin de onaylatilma olayi daha ciddi olacaktir. eskiden 10 gun, birlik komutaninin insiyatifiyle sihhi izin olarak yazilabiliyordu ama havadegisimi olunca insiyatiften cikiyor.
0
ya ben lan neyse
www.bandcleaner.com/brosur/turkce.pdfşurada okudum. adamlar çamaşır suyundan bile seksen kat daha güçlü falan diyor.doğru olabilir mi?
www.bandcleaner.com/brosur/turkce.pdf
şurada okudum. adamlar çamaşır suyundan bile seksen kat daha güçlü falan diyor.
doğru olabilir mi?
şurada okudum. adamlar çamaşır suyundan bile seksen kat daha güçlü falan diyor.
doğru olabilir mi?
0
o adamlarınki muhtemelen sallama da benim çamaşır suyunun bakterileri nasıl öldürdüğünü araştıran amerikalı bir arkadaşım bir firmayla anlaşmıştı da "süper çamaşır suyu" yapmaya çalışıyorlardı en son. yani çamaşır suyundan daha güçlü dezenfektan yaratılabilir. ya da daha güçlü çamaşır suyu diyelim. ama sırf temizlik için falan soruyorsan bir mikrobiyolog olarak çamaşır suyu yeterlidir diyorum ben.
bu arada linke baktım "hocl" çamaşır suyunda mevcut zaten. bunlar super oxidizied water diye bildiğin çamaşır suyunu satıp para kazanma peşinde.
bu arada linke baktım "hocl" çamaşır suyunda mevcut zaten. bunlar super oxidizied water diye bildiğin çamaşır suyunu satıp para kazanma peşinde.
0
niye super dezenfektan istiyon? ameliyat falan mi yapcan evde?
saka saka. Bence camasir suyu hijyen icin yeterli. oluyor zaten zavalli baktericikler
saka saka. Bence camasir suyu hijyen icin yeterli. oluyor zaten zavalli baktericikler
0
ya ben lan neyse
30 dan gün alanlar mı?30 u doldurmuş olanlar mı?diğer?sağ olunuz.
30 dan gün alanlar mı?
30 u doldurmuş olanlar mı?
diğer?
sağ olunuz.
30 u doldurmuş olanlar mı?
diğer?
sağ olunuz.
0
ya ben lan neyse
selamlar,normal lisenin başarılı bir öğrencisiydim. lise 1 den sonra ingilizce görmedim.şu anda emek-para-zaman harcamaya hazırım. lütfen bana ne yapacağımı, nerden başlayacağımı söyleyin tecrübeli arkadaşlar.her türlü tavsiyeye açığım.sağolunuz.
selamlar,
normal lisenin başarılı bir öğrencisiydim. lise 1 den sonra ingilizce görmedim.
şu anda emek-para-zaman harcamaya hazırım. lütfen bana ne yapacağımı, nerden başlayacağımı söyleyin tecrübeli arkadaşlar.
her türlü tavsiyeye açığım.
sağolunuz.
normal lisenin başarılı bir öğrencisiydim. lise 1 den sonra ingilizce görmedim.
şu anda emek-para-zaman harcamaya hazırım. lütfen bana ne yapacağımı, nerden başlayacağımı söyleyin tecrübeli arkadaşlar.
her türlü tavsiyeye açığım.
sağolunuz.
0
ingilizceyi hayatına katmaya başla. kitap oku müzik dinle (sözlerini araştır) altyazılı film izle ingilizce konuş hatta fırsat bulursan.
kitap olarak da penguin reader'ın oxford'un falan 0-1-2-3-4-5-6 diye giden seviyeli kitapları var, onlarla başla. 5-6'yı rahat okur kıvama geldiğinde romanlara geç.
kitap olarak da penguin reader'ın oxford'un falan 0-1-2-3-4-5-6 diye giden seviyeli kitapları var, onlarla başla. 5-6'yı rahat okur kıvama geldiğinde romanlara geç.
0
emek-para-zaman harcamaya hazırım diyorsan al çantanı git amerika'ya, kanada'ya nereye istersen. geçir orda 6 ay. mis gibi olursun. ama tabi 6 ay evde yatma. çık, konuş, yaşa. ilk 2 ay çok sıkıntılı geçebilir. eğer o 2 ayı atlatırsan ömür boyu ingilizce problemin olmaz.
0
ya ben lan neyse
şimdiye kadar sanırım 21 defa uçağa bindim.ilki unutulmaz. ilkinde o kadar rahattım ki anlatamam.en son bindiğimde diğer 20 uçuştan çok farklı geçti.uçak inişe geçiyor anonsundan sonra uçak 10 saniye kadar bir şey hissettirmiyor, takip eden 5 saniyede adeta kamikazeye-gondola binmiş gibi, baş, mide,
şimdiye kadar sanırım 21 defa uçağa bindim.
ilki unutulmaz. ilkinde o kadar rahattım ki anlatamam.
en son bindiğimde diğer 20 uçuştan çok farklı geçti.
uçak inişe geçiyor anonsundan sonra uçak 10 saniye kadar bir şey hissettirmiyor, takip eden 5 saniyede adeta kamikazeye-gondola binmiş gibi, baş, mide, ciğer her bi şeyi resmen yerinden oynatıyordu. hani asansör aniden durunca olan şey ama çok daha şiddetlisi.
hayatımda bu kadar gerildiğim başka an olmadı sanırım.
uçakta yaklaşık 200 kişi vardı. bu 5 saniyelik periyodlar boyunca yolculardan çıkan ani bir uğultu, herkesin birbirine bakışması, bebeklerin ağlaması, tek tük duyduğum çığlıklar, teyzelerin bism.... leri...
vallaha korku filmi gibiydi. alakalı mı bilmiyorum ama hava da mükemmeldi.
o zamandan beri uçağa binemiyorum. 1000 km ye yakın yolu karayoluyla gidiyorum.
belki bu durumun bir açıklamasını bulabilirsem korkumu yenebilirim. bu konuda uzman arkadaşlardan yardım istiyorum.
sağ olunuz.
not: benim için istatistikler hakikaten bir anlam ifade etmiyor.
ilki unutulmaz. ilkinde o kadar rahattım ki anlatamam.
en son bindiğimde diğer 20 uçuştan çok farklı geçti.
uçak inişe geçiyor anonsundan sonra uçak 10 saniye kadar bir şey hissettirmiyor, takip eden 5 saniyede adeta kamikazeye-gondola binmiş gibi, baş, mide, ciğer her bi şeyi resmen yerinden oynatıyordu. hani asansör aniden durunca olan şey ama çok daha şiddetlisi.
hayatımda bu kadar gerildiğim başka an olmadı sanırım.
uçakta yaklaşık 200 kişi vardı. bu 5 saniyelik periyodlar boyunca yolculardan çıkan ani bir uğultu, herkesin birbirine bakışması, bebeklerin ağlaması, tek tük duyduğum çığlıklar, teyzelerin bism.... leri...
vallaha korku filmi gibiydi. alakalı mı bilmiyorum ama hava da mükemmeldi.
o zamandan beri uçağa binemiyorum. 1000 km ye yakın yolu karayoluyla gidiyorum.
belki bu durumun bir açıklamasını bulabilirsem korkumu yenebilirim. bu konuda uzman arkadaşlardan yardım istiyorum.
sağ olunuz.
not: benim için istatistikler hakikaten bir anlam ifade etmiyor.
0
senin kadar uçağa bindim mi binmiyorum da (muhtemeln daha fazla da olaiblir), pilotun bok yemesi muhtemelen bu olay. Ya da belki de kabin içi basınçla alakalı birşey de olabilir.
genelde uçağa yorgun binen biri olaraktan, bildiğin sızıp kalıyorum ve uçak tekerlekleri piste ilk temas ettiğinde ortaya çıkan zıplamayla - ananı avradını noluyo lan nerdeyim şeklinde - uyanan biri olarak hiç başıma böyle birşey gelmedi.
diğer yolcuların da hiç inerken besmele çektiğini hatırlamıyorum uyanık olduğum zamanlarda da.
şanssızlık diyebiliriz, bence kısa süreli bir uçuş tekrar deneyebilirsiniz
genelde uçağa yorgun binen biri olaraktan, bildiğin sızıp kalıyorum ve uçak tekerlekleri piste ilk temas ettiğinde ortaya çıkan zıplamayla - ananı avradını noluyo lan nerdeyim şeklinde - uyanan biri olarak hiç başıma böyle birşey gelmedi.
diğer yolcuların da hiç inerken besmele çektiğini hatırlamıyorum uyanık olduğum zamanlarda da.
şanssızlık diyebiliriz, bence kısa süreli bir uçuş tekrar deneyebilirsiniz
0
arada oluyor öyle.
bir keresinde resmen uçak bir metre kadar yüksekten piste düştü.
lastiklerden acayip bir ses çıktı. heralde lastikler kopacak dedim ama bişey olmadı.
bir keresinde resmen uçak bir metre kadar yüksekten piste düştü.
lastiklerden acayip bir ses çıktı. heralde lastikler kopacak dedim ama bişey olmadı.
0
Isim geregi ucakta çalışıyorum bu ucaklar suanki evinde arabanda cevrende gordugun en teknolojik aletler her boku görüp ona gore çalışıyorlar ucus plani var sistemine yukleniyor plotlar tarafindan ne kadar surede ucacagi ne yakacagi ne zaman alcalacagi en ince ayrintisina kadar hesapli. Ancak hava trafigi hava sartlari pist durumu vs degisken etkenler inis acisini ve suratini kaptan tarafindan değiştirmiş olabilir alcalma da degisen isi termik bulut hava yogunlugu vs turbulans yaratabilir turbulans ucak dusurmez ucus konforunu etkiler.1000 km yolu yil olmus 2014 rezil on numara yag yakan kamyon sollayacagim diye sarampole ucan otobuslerle tepecegine 1 saatte bulutlarin ustunde cayini icerek guvenle gel welcome aboard
0
Bir ornek; Karsidan gelen guclu bir ruzgar kanatlara carptigi anda kanattaki hava akimi birden arttigi icin aniden kaldirma kuvveti artiyor ve ucagi hizla bir miktar yukseltiyor. Hatta otopilot ucagi yaklasma hattinda tutmak icin devreye girip ayarlamalar yapiyor, beklenenden yuksekte oldugu icin ucagi hizla alcaltiyor kisa bir sureligine. Ucak yukseldiginde, otopilot tekrar ayarlama yaptiginda bu sarsintilar ve asansor hissi gibi seyleri yasiyorsun. Tabi bu sirada pilotlarda en ufak bir panik yok, cunku bu siradan bir durum.
0
buyuk ihtimalle hava trafigi gibi cesitli sebeplerden kaptana alcalma izni gec verildi. bunun uzerine bir de karsidan gelen ruzgar vardi. karsidan gelen ruzgar yuzunden yumusak bir alcalma yapmasi zaten zorken bir de hizli alcalmasi gerekince parca parca alcalmak zorunda kaldi. yani hizli dususlerle alcaldi. ben de oldukca cok ucuyorum, basima 3 kere falan geldi bu.
edit: bunun disinda bebek puseti gibi bir saga bir sola sallanan ucaklarla inis yaptim. korkunc bir kar firtinasinda kalkis yaptim. baya ruzgarli bir havada bir yukari bir asagi ziplayarak kalkis yaptim. oluyor yani boyle seyler.
edit: bunun disinda bebek puseti gibi bir saga bir sola sallanan ucaklarla inis yaptim. korkunc bir kar firtinasinda kalkis yaptim. baya ruzgarli bir havada bir yukari bir asagi ziplayarak kalkis yaptim. oluyor yani boyle seyler.
0
kaç kere uçağa bindim bilmiyorum ama bundan birkaç sene önce istanbul-denizli uçuşunda inanılmaz korktum
pilot inişe geçiyoruz dedi. önce indik, sonra geri çıktık. bu arada türbülansa falan girdik. tabi denizli etrafında döndü uçak, yarım saat-40 dk kadar türbülansta kaldık
sonradan öğrendim ki pilot inerken yağmur bulutu görmüş. ona girmemek için (sanırım elektriksel olaylar) tekrar çıkıp manevra falan yapmış
bi süre uçak kullanamamıştım ama sonra el mahkum tekrar başlıyosun :)
pilot inişe geçiyoruz dedi. önce indik, sonra geri çıktık. bu arada türbülansa falan girdik. tabi denizli etrafında döndü uçak, yarım saat-40 dk kadar türbülansta kaldık
sonradan öğrendim ki pilot inerken yağmur bulutu görmüş. ona girmemek için (sanırım elektriksel olaylar) tekrar çıkıp manevra falan yapmış
bi süre uçak kullanamamıştım ama sonra el mahkum tekrar başlıyosun :)
0
twin otterdan 737ye kadar neredeyse tüm yaygın yolcu uçaklarıyla(deniz uçağı dahil) uçmuşluğum var, çok kötü havalarda da uçtum. bird strike gördüm, fırtına olduğu için uçakla kalkış noktasına geri de döndüm, hatta pilot olmayan birinin uçak kullandığını dahi gördüm ve hala tek parçayım :D o yüzden bence korkulacak hiçbir şey yok. her şeyde olduğu gibi bunda da elbette bir risk var, ama diğer yolculuk tiplerine göre en düşüğü havayolu. muhtemelen o kötü anın olan yolculukta da hava boşluğu vs. bir şeydir. gönlün rahat olsun, al biletini uç.
0
bunun pek cok nedeni olabilir.
1. hava trafigi
2. sana güzel görünse de o irtifadaki hava kosulalari. netice de ucak kanatlarinin altidan gecen hava ile hareket ediyor ve hava durumu aniden değişmiş olabilir.
3. ucagi egitimdeki bir pilot indiriyor olabilir.
karayoluna gelince yilda karayolunda ortalama 60.000 km yapan biri olarak sunu soyleyebilirim. muhtelen 1000 km'de fiziksel donanımı trafige cikmaya uygun olmayan yüzlerce aracin yanindan gectiniz. bu surede gordunuz suruculerden en az 10 tanesi alkol etkisinde arac kullaniyordu. ayni yolu paylastiginiz kullanicilarin %95'i ehliyetini sadece sınava girerek almisti ve bunların en az %50'si yerdeki düz çizgi'nin bile anlamiyordu. %70'i radara yakalanmadan 180 km/h ile gitmeyi usta soforluk sayiyordu.
not: kac kez ucaga bindigimin cetelesini tutmadim ama babamin meslegi geregi kendimi bildim bileli ucak ile seyahat ederim. risk her zaman vardır. ama bence almaya degerdir.
1. hava trafigi
2. sana güzel görünse de o irtifadaki hava kosulalari. netice de ucak kanatlarinin altidan gecen hava ile hareket ediyor ve hava durumu aniden değişmiş olabilir.
3. ucagi egitimdeki bir pilot indiriyor olabilir.
karayoluna gelince yilda karayolunda ortalama 60.000 km yapan biri olarak sunu soyleyebilirim. muhtelen 1000 km'de fiziksel donanımı trafige cikmaya uygun olmayan yüzlerce aracin yanindan gectiniz. bu surede gordunuz suruculerden en az 10 tanesi alkol etkisinde arac kullaniyordu. ayni yolu paylastiginiz kullanicilarin %95'i ehliyetini sadece sınava girerek almisti ve bunların en az %50'si yerdeki düz çizgi'nin bile anlamiyordu. %70'i radara yakalanmadan 180 km/h ile gitmeyi usta soforluk sayiyordu.
not: kac kez ucaga bindigimin cetelesini tutmadim ama babamin meslegi geregi kendimi bildim bileli ucak ile seyahat ederim. risk her zaman vardır. ama bence almaya degerdir.
0
ya ben lan neyse
yeni doğan bebeklerde?öyleyse ne kadar zamandır zorunlu?
yeni doğan bebeklerde?
öyleyse ne kadar zamandır zorunlu?
öyleyse ne kadar zamandır zorunlu?
0
Ne kadar zamandır bilmiyorum ama bebek daha kucağınıza verilmeden ilki yapılıyor. İkincisi de birkaç ay sonra(2.ya da 3.ayda)
Zorunlu diye bir şey yok aşı yaptırmaya götürmezseniz hiçbir aşısı yapılmaz.
Zorunlu diye bir şey yok aşı yaptırmaya götürmezseniz hiçbir aşısı yapılmaz.
0
zorunludur. yaptırmak istemiyorsanız her seferinde aile hekiminize gidip yaptırmak istemiyorum diye imza vermeniz gerekir. aile hekiminize götürmezseniz bile o size gelir, bir şekilde ulaşır. hepatit b 5-6 yıl oldu sanırım zorunlu olalı. ilk doz doğumda ikinci doz 1 aylıkken üçüncü doz 6 aylıkken yapılır.
aşı olayı bireysel değil toplumsal bir koruma sağlar. kendi başınıza değilsiniz bu konuda. sizin bebeğinizi aşılatmamanız çevrenizdeki çocukların sağlığını tehlikeye atar. kızamık aşısı olmayan suriyeliler istanbula geldiği zaman onların yüzünden istanbulda kızamık salgını oldu.
özet: çocuğunuzu aşılatın. aşılatmazsanız size hakkımı helal etmem.
aşı olayı bireysel değil toplumsal bir koruma sağlar. kendi başınıza değilsiniz bu konuda. sizin bebeğinizi aşılatmamanız çevrenizdeki çocukların sağlığını tehlikeye atar. kızamık aşısı olmayan suriyeliler istanbula geldiği zaman onların yüzünden istanbulda kızamık salgını oldu.
özet: çocuğunuzu aşılatın. aşılatmazsanız size hakkımı helal etmem.
0
ya ben lan neyse
selamlar,youtube da gezinirken şu videoyla karşılaştım:http://www.youtube.com/watch?v=pDnq9z2i8l81.10 da adam ölmüş ama bildiğin gülüyor.yalan olduğunu söyleyin lan. tırstım yeminle.edit: sanırım açıklama yapmam lazım. şu şehidlerin ölürken gülme meselesi falan çocukluğumuzdan beri anlatılır. bilmiy
selamlar,
youtube da gezinirken şu videoyla karşılaştım:
www.youtube.com
1.10 da adam ölmüş ama bildiğin gülüyor.
yalan olduğunu söyleyin lan. tırstım yeminle.
edit: sanırım açıklama yapmam lazım. şu şehidlerin ölürken gülme meselesi falan çocukluğumuzdan beri anlatılır. bilmiyorum işte. kafa kesen adamlardı bunlar. mını skym.
youtube da gezinirken şu videoyla karşılaştım:
www.youtube.com
1.10 da adam ölmüş ama bildiğin gülüyor.
yalan olduğunu söyleyin lan. tırstım yeminle.
edit: sanırım açıklama yapmam lazım. şu şehidlerin ölürken gülme meselesi falan çocukluğumuzdan beri anlatılır. bilmiyorum işte. kafa kesen adamlardı bunlar. mını skym.
0
düşman üstüne roketi çaksın bakalım şehit olurken gülüyo musun gülmüyo musun :D
bence adam gülmüyo. ağız dudak kıvrımları böyle. başka birinin dudak ve ağız yapısı somurtkan gösteriyo olabilir o kişiyi mesela.
bence adam gülmüyo. ağız dudak kıvrımları böyle. başka birinin dudak ve ağız yapısı somurtkan gösteriyo olabilir o kişiyi mesela.
0
insan öldükten sonra mimikler hemen donmaz, öldükten bir müddet sonra daha canlı kalmaya devam eder, yavaş yavaş kasılır ve donar. ölen insanların sebebi bilinmemekle birlikte üzgün, dehşete düşmüş veya mutlu yüz ifadelerine bürünmeleri sıklıkla görülür. afgan ve çeçen savaşçılar arasında bu genelde şehadet işareti olarak yorumlandığı bilinmektedir.
0
ya ben lan neyse
hani sözleri olmasa da olur. ya da bestesiyle öne çıkan diyeyim. zaten ingilizcem de yok anlamsam da olur.orionbreaking the lawtroopernumber of the beastonewhereever i may roamunforgivendie for metalmetal warriorswarrior of the worldlai lai heifear of the darkbunlar gibi olsun işte. başka da bilmiyo
hani sözleri olmasa da olur. ya da bestesiyle öne çıkan diyeyim. zaten ingilizcem de yok anlamsam da olur.
orion
breaking the law
trooper
number of the beast
one
whereever i may roam
unforgiven
die for metal
metal warriors
warrior of the world
lai lai hei
fear of the dark
bunlar gibi olsun işte. başka da bilmiyom zaten. bunları çevirip çevirip dinliyorum.
edit: güfte beste olucak. @fayfim: oğlum valla biliyodum lan :p
orion
breaking the law
trooper
number of the beast
one
whereever i may roam
unforgiven
die for metal
metal warriors
warrior of the world
lai lai hei
fear of the dark
bunlar gibi olsun işte. başka da bilmiyom zaten. bunları çevirip çevirip dinliyorum.
edit: güfte beste olucak. @fayfim: oğlum valla biliyodum lan :p
0
Magick - Silver Loom and the Mirror Man. Şu ana kadar denk geldiğim Türk metal parçaları arasında en iyisidir.
www.youtube.com
www.youtube.com
0
ya ben lan neyse
açıkçası bu konuda emekleme aşamasında olan bir arkadaşımın iteklemesiyle bu işe girip uzun vadede kendimi geliştirmek istiyorum.nerden başlamalıyım? 0 kabul edebilirsiniz beni. yanlış olmaz. kodlamayla ilgili bildiğim tek şey 15 yıl önce gördüğümcolor=pinkten ibarettir.sağ olunuz.
açıkçası bu konuda emekleme aşamasında olan bir arkadaşımın iteklemesiyle bu işe girip uzun vadede kendimi geliştirmek istiyorum.
nerden başlamalıyım? 0 kabul edebilirsiniz beni. yanlış olmaz. kodlamayla ilgili bildiğim tek şey 15 yıl önce gördüğüm
color=pink
ten ibarettir.
sağ olunuz.
nerden başlamalıyım? 0 kabul edebilirsiniz beni. yanlış olmaz. kodlamayla ilgili bildiğim tek şey 15 yıl önce gördüğüm
color=pink
ten ibarettir.
sağ olunuz.
0
Java ile başlayabilirsiniz. Hem programlama hem de ADK için faydalı olur.
(bkz: accessory development kit)
(bkz: accessory development kit)
0
developer.android.com
developer.android.com
developer.android.com
developer.android.com
Anroid gelistirme bu sayfadan yürür genelde, en son yenilikler ilk buraya gelir. 1. link giris sayfasi, 2. gelistirme ortaminin hazirlanmasi, 3.gelistirme 4. referans
Ama java bilmeden android yazmak kopyala, yapistir kod yazmaktan farkli olmayaz. o nedenle java bilmek lazim. Java icin bu sayfayi tavsiye ederim www.javaturk.org Bu sayfadaki basliklari google da arayarakda bircok sonuc bulabilirsin. Java cok genis bir dil, cok da fazla kaynak var hangisi hosuna giderse ona yönel cünkü cok farkli anlatim tarzi var.
Java baslangic kitabi olarak da www.amazon.com ve www.amazon.com tavsiye ederim. özellikle ikinci kitap cok anlasilir bir dille yazilmis.
developer.android.com
developer.android.com
developer.android.com
Anroid gelistirme bu sayfadan yürür genelde, en son yenilikler ilk buraya gelir. 1. link giris sayfasi, 2. gelistirme ortaminin hazirlanmasi, 3.gelistirme 4. referans
Ama java bilmeden android yazmak kopyala, yapistir kod yazmaktan farkli olmayaz. o nedenle java bilmek lazim. Java icin bu sayfayi tavsiye ederim www.javaturk.org Bu sayfadaki basliklari google da arayarakda bircok sonuc bulabilirsin. Java cok genis bir dil, cok da fazla kaynak var hangisi hosuna giderse ona yönel cünkü cok farkli anlatim tarzi var.
Java baslangic kitabi olarak da www.amazon.com ve www.amazon.com tavsiye ederim. özellikle ikinci kitap cok anlasilir bir dille yazilmis.
0
ya ben lan neyse
hacılar birinin adını deyiverin işte fark etmez.
hacılar birinin adını deyiverin işte fark etmez.
0
çok mu zor hacı aşağıya bakmak.
adam sözlükte demiş. ne mal adamım aq.
özür dilerim arkadaşım.
ekleme: tamam lan vurmayın daha.
adam sözlükte demiş. ne mal adamım aq.
özür dilerim arkadaşım.
ekleme: tamam lan vurmayın daha.
0
@oğlum: yıllardır sözlüğe doğru düzgün girmiyorum. eskiden ekşisözlük logosunu tıklayınca modların listesi çıkıyordu. şimdi bulamadım. edit: sorun değil hacı.
@oxi: hacı yetkili bir abi de olur.
@oxi: hacı yetkili bir abi de olur.
0
çok mu zor yazılanı anlamak? adam sözlükte demiş bir de okuduğunu anlamadan laf sokmaya çalışanlar var.
sözlükte moderator yok sadece kanzuk ve ekibi var praetor olarak. ha moderator varsa da açıklanmıyor kim oldukları gizli tutuluyor.
sözlükte moderator yok sadece kanzuk ve ekibi var praetor olarak. ha moderator varsa da açıklanmıyor kim oldukları gizli tutuluyor.
0
ya ben lan neyse
selamlar,yakın zamanda erzurum da çarşının ortasında bir kız bir erkek çiftin yürürken iri yarı bir adam -yanında arkadaşları da vardı- tarafından yüksek sese maruz kaldığına tanık oldum. ben olayı fark ettiğimde bu çift kol kola yürüyordu. iri yarı adam da kızın arkasından "şuna bak götü bir karış
selamlar,
yakın zamanda erzurum da çarşının ortasında bir kız bir erkek çiftin yürürken iri yarı bir adam -yanında arkadaşları da vardı- tarafından yüksek sese maruz kaldığına tanık oldum. ben olayı fark ettiğimde bu çift kol kola yürüyordu. iri yarı adam da kızın arkasından "şuna bak götü bir karış ..... yapıyor" gibi bir şey söyledi. asılma maksatlı falan değil. öncesinde belli ki bir şey olmuş. adama da bir şeyler dedi ama hatırlamıyorum.
çift üni öğrencisiydi tahminim iri yarı adam da 25-30 yaşlarında birisiydi işte.
çift arkalarına bile bakmadan hızlı hızlı yürüyerek gitti. ben de arkalarından gördüm sadece.
olaya son anında şahit oldum. bir çıkarım yapamadım sebeple ilgili ama çiftin adamla bir konuyla ilgili tartıştığını tahmin ettim. belki de çiftin yanına bir dilenci yaklaştı, bunlar dilenciyi tersledi, iri yarı adam da "lan bunlar erzuruma gelip bizim fakir insanımızı aşağılıyor." diye düşündü.
bu çıkarıma ulaşacak bir şeyim yok ama sadece tahmin.
sadede geleyim.
çifte çok üzüldüm. kendimi genç adamın yerine koydum da kız arkadaşının yanında hakarete uğradı, hatta kız arkadaşı da uğradı. zor bir durum gerçekten. dönüp adama dalsa çok bariz dayak yiycek hem de öyle böyle değil. dalmasa, iki ucu b.klu değnek.
siz bu durumda olsanız erkek arkadaşınızdan soğur musunuz? "tavuk lan bu" diye saygınız azalır mı erkek arkadaşınıza?
umut sarıkaya nın bir yazısı vardı hatırlayan hatırlar. orada böyle bir duruma düşen erkek kız için "ne kadar -ya önemli değil- dese de aslında erkeğinin kadını için vahşice savaşmasını istiyordu." gibi bir şey söylemişti. siz de mi bu kız gibi düşünürdünüz?
son olarak genelde erkeklerin böyle bir duruma düşmekten korktuğunu, bu olayın bazılarında bir fobiye dönüştüğünü düşünmekteyim kendimce.
sağ olunuz.
yakın zamanda erzurum da çarşının ortasında bir kız bir erkek çiftin yürürken iri yarı bir adam -yanında arkadaşları da vardı- tarafından yüksek sese maruz kaldığına tanık oldum. ben olayı fark ettiğimde bu çift kol kola yürüyordu. iri yarı adam da kızın arkasından "şuna bak götü bir karış ..... yapıyor" gibi bir şey söyledi. asılma maksatlı falan değil. öncesinde belli ki bir şey olmuş. adama da bir şeyler dedi ama hatırlamıyorum.
çift üni öğrencisiydi tahminim iri yarı adam da 25-30 yaşlarında birisiydi işte.
çift arkalarına bile bakmadan hızlı hızlı yürüyerek gitti. ben de arkalarından gördüm sadece.
olaya son anında şahit oldum. bir çıkarım yapamadım sebeple ilgili ama çiftin adamla bir konuyla ilgili tartıştığını tahmin ettim. belki de çiftin yanına bir dilenci yaklaştı, bunlar dilenciyi tersledi, iri yarı adam da "lan bunlar erzuruma gelip bizim fakir insanımızı aşağılıyor." diye düşündü.
bu çıkarıma ulaşacak bir şeyim yok ama sadece tahmin.
sadede geleyim.
çifte çok üzüldüm. kendimi genç adamın yerine koydum da kız arkadaşının yanında hakarete uğradı, hatta kız arkadaşı da uğradı. zor bir durum gerçekten. dönüp adama dalsa çok bariz dayak yiycek hem de öyle böyle değil. dalmasa, iki ucu b.klu değnek.
siz bu durumda olsanız erkek arkadaşınızdan soğur musunuz? "tavuk lan bu" diye saygınız azalır mı erkek arkadaşınıza?
umut sarıkaya nın bir yazısı vardı hatırlayan hatırlar. orada böyle bir duruma düşen erkek kız için "ne kadar -ya önemli değil- dese de aslında erkeğinin kadını için vahşice savaşmasını istiyordu." gibi bir şey söylemişti. siz de mi bu kız gibi düşünürdünüz?
son olarak genelde erkeklerin böyle bir duruma düşmekten korktuğunu, bu olayın bazılarında bir fobiye dönüştüğünü düşünmekteyim kendimce.
sağ olunuz.
0
O iri yarı adam bariz bir öküzdür.ulan öküz senin de sevgilinin yanında inşallah 4 katın cüssende birileri bunu yapar ve yutkunmak zorunda kalırsın.
Soruna cevaba gelince her erkek bundan tedirgin olur.kızlarında sağduyulu olup saldır modunda değil de bırak öküz işte uğraşma demesi lazım.
Soruna cevaba gelince her erkek bundan tedirgin olur.kızlarında sağduyulu olup saldır modunda değil de bırak öküz işte uğraşma demesi lazım.
0
ben erkek arkadaşımın itle çakalla muhattap olmasını asla istemeyeceğimden niye soğuyayım?
karşıdaki nasıl bi kafa yapısına sahip, nasıl bi manyak , durduk yere çıkarıp orasını bıçaklıcak kadar psikopat adamlar varken bu ülkede nasıl bir döl ürünü fikrimiz var mı? yok.
gidip kafa göz dalınca ''oov süper '' mi oluyo şimdi.
hiç etkilenmem bu tarz şeylerden, yanımda olsun, sağlıklı sıhhatli , mutlu olsun daha ne isteyeyim?
ayaklarımda sandaletlerimden amele yanığı olsa da ''hepsini parçalasın'' kadar kro olamıcam nein.
karşıdaki nasıl bi kafa yapısına sahip, nasıl bi manyak , durduk yere çıkarıp orasını bıçaklıcak kadar psikopat adamlar varken bu ülkede nasıl bir döl ürünü fikrimiz var mı? yok.
gidip kafa göz dalınca ''oov süper '' mi oluyo şimdi.
hiç etkilenmem bu tarz şeylerden, yanımda olsun, sağlıklı sıhhatli , mutlu olsun daha ne isteyeyim?
ayaklarımda sandaletlerimden amele yanığı olsa da ''hepsini parçalasın'' kadar kro olamıcam nein.
0
Umut sarıkaya'ya katılıyorum. Çoğu kızın gözünde karizman çizilir böyle bir durumda. En medeni olduğunu iddia eden kızlar bile bu tip maçoluklara hafiften ilgi duyuyor. Mesela duyuruya bile bakarsan gönül işlerinde çoğu kızın erkek arkadaşlarının magandalıklarından, maçoluklarından şikayetçi olduğunu görürsün, ama ısrarla bu etkeklerle birlikte olurlar. Tuhaf bir toplumsal rahatsızlık bu. Erkeğin o durumda dönüp kavga etmesinin mantıksızlığını ve hatta aptallığını fikir olarak algılayabilen ve sindirebilen bir kadın bile o tip bir olaydan etkilenir bence. İstisnası vardır ama sayıca azdır.
0
Zeka/akıl/mantık, safi kas gücünden daha işe yarar bir özelliktir uzun vadede. Doğaya adaptasyon ve hatta ona hükmetme gücüne kaslarımızla değil, daha çok zekamızla eriştik. Bu yüzden, o an yapılan bir durum değerlendirmesine göre en doğru hamleye karar verebilen kadın/erkek değerlidir. Ha, bazı durumlar olur, öleceğini de bilsen girmen gerekir mevzuya; o başka. Ama burada cinsellik maksadı bile güdülmeden atılmış bir laf var ortada sadece; herhangi bir orantısız risk almalık bir durum yok. Dolayısıyla soğumam; aksine takdir eder, yatıştırırım eve gittiğimizde ^^.
0
efendi erkek arayıp piçle çıkan genç kız fenomeni gibi, pek çok kız sakin kalınmasını istediklerini söyleyip içlerinden ay beceriksiz salak moduna girerler böyle bir konumda.
0
Ben olaya bambaşka bir yerden bakıyorum, sevgilime kalmadan ben dönüp ''Sen ne diyorsun?'' derdim arkamdakine. Ya yaşımdan, ya yaşadıklarımdan olsa gerek, ne kadar tehlikeli olsa da bu tarz durumlarda sessiz kalıp adımlarımı hızlandırıp yürüyemiyorum, bana söylenen şeye dönüp cevap veriyorum. Hele de çarşı gibi bir yerse, asla susmuyorum, bağıra bağıra ediyorum kavgamı.
Bahsettiğin olayda kesin arkaya dönüp bir şey söylerdim, tek endişem benim kavgamın erkek arkadaşımın kavgasına dönmesi olurdu çünkü endişem ona bir şey olması olurdu.
Ama bu tarz durumlarda asla yanımdaki adamın gölgesine sığınan veya benim kavgamı onun etmesini isteyen kadın olmadım, aksine onun müdahalesi canımı sıkar. Ben yanımda bir adam yokken de gün içinde az veya çok benzeri durumlarla karşılaşıyorum ve o zaman başımın çaresine bakabiliyorum, yanımda bir adam varken de bunu yapabileceğimi bilmem ve yanımdaki insanın da bilmesi lazım.
Tabii ki bu onun da susup durması değil, ama yumruklarını hazırlayıp kavgaya karışması da değil. Taciz durumlarında kadın dönüp taciz eden kişiye tepki verdiğinde erkek bunu beklemez iken, erkek-erkek karşı karşıya geldiğinde durum agresifleşebiliyor.
edit: tabii bali filan çektiyse, kafası yerinde değilse yürür giderim, ama aksi durumlarda beynime kan sıçrıyor sağlıklı düşünemiyorum.
Bahsettiğin olayda kesin arkaya dönüp bir şey söylerdim, tek endişem benim kavgamın erkek arkadaşımın kavgasına dönmesi olurdu çünkü endişem ona bir şey olması olurdu.
Ama bu tarz durumlarda asla yanımdaki adamın gölgesine sığınan veya benim kavgamı onun etmesini isteyen kadın olmadım, aksine onun müdahalesi canımı sıkar. Ben yanımda bir adam yokken de gün içinde az veya çok benzeri durumlarla karşılaşıyorum ve o zaman başımın çaresine bakabiliyorum, yanımda bir adam varken de bunu yapabileceğimi bilmem ve yanımdaki insanın da bilmesi lazım.
Tabii ki bu onun da susup durması değil, ama yumruklarını hazırlayıp kavgaya karışması da değil. Taciz durumlarında kadın dönüp taciz eden kişiye tepki verdiğinde erkek bunu beklemez iken, erkek-erkek karşı karşıya geldiğinde durum agresifleşebiliyor.
edit: tabii bali filan çektiyse, kafası yerinde değilse yürür giderim, ama aksi durumlarda beynime kan sıçrıyor sağlıklı düşünemiyorum.
0
eğer bir erkek normalde ağır abi takılıyor, kasıntı kasıntı triplere giriyor, ben şöyle ben böyleyim asarım keserim modunda dolaşıyor ve senin bahsettiğin gibi bir laf atma durumuna maruz kaldığında pısıp kalıyorsa işte o zaman komik duruma düşer.
yoksa gayet aklı başında, neşeli, eğlenceli, kız arkadaşına maçoluk taslamayan adam böyle bir durumda başka bir adama da erkeklik gösterisine girişmez. zaten kız arkadaşı da ondan böyle bir şey beklemez. o yüzden soğumak söz konusu hiç olmaz.
yoksa gayet aklı başında, neşeli, eğlenceli, kız arkadaşına maçoluk taslamayan adam böyle bir durumda başka bir adama da erkeklik gösterisine girişmez. zaten kız arkadaşı da ondan böyle bir şey beklemez. o yüzden soğumak söz konusu hiç olmaz.
0
niye herkes bali çektiyse kafası yerinde değilse giderim demiş anlamadım, öyle daha mayışmış olmuyorlar mı? Onlar o haldeyken bi tane çaksak yere yığılırlar gibi geliyor bana, normalde daha güçlü olabileceklerken.. Ha tabii öyle daha cesur-manyak da olabilirler bilmiyorum.
Ben bir erkek olarak bu durumdan korkuyorum. Umarım kimsenin başına gelmez. Hayatımda neredeyse hiç kavga etmedim, orada da gitmeyi tercih edebileceğimi düşünüyorum ama cigerdelen gibi arkadaşların dediğine göre "tam olarak soğunacak" bir hareket bu. Zekamızı kullanıp ne yapacağız düzenek kurup adamı kanalizasyona mı düşüreceğiz anlamadım ama..
O değilde hep düşünüp gitmediğim muay-thai vb. dövüş sporlarına başlamak lazım cidden. En azından özgüven için.
Ben bir erkek olarak bu durumdan korkuyorum. Umarım kimsenin başına gelmez. Hayatımda neredeyse hiç kavga etmedim, orada da gitmeyi tercih edebileceğimi düşünüyorum ama cigerdelen gibi arkadaşların dediğine göre "tam olarak soğunacak" bir hareket bu. Zekamızı kullanıp ne yapacağız düzenek kurup adamı kanalizasyona mı düşüreceğiz anlamadım ama..
O değilde hep düşünüp gitmediğim muay-thai vb. dövüş sporlarına başlamak lazım cidden. En azından özgüven için.
0
ömür boyu aynı yastığa baş koymak istediğim kadınla kadıköyde dolaşıyorduk sabaha karşı, barzonun biri arkadan bağırdı, ramazan'da ahlak bekçiliği yapacak kafasına göre, baktım 2 kişi oldular, tipler zaten kayık, yoluma devam ettim, ha iş fiziksel veya aleni sözlü tacize girerse tüm insanlığımı kaybedebilirim, hatun zaten o konuda deli, eğer ona bir şey olursa yakarım önüme ne gelirse, o yüzden o konuda fena hassasım.
kadınların fikrine gelince, "benim için yapsın yoksa soğurum" derseler seviyorum dedikleri adam karaciğerinden bıçaklanıp soluğu morgda alınca bir güzel soğmuş olursunuz, morg zaten soğuk.
kadınların fikrine gelince, "benim için yapsın yoksa soğurum" derseler seviyorum dedikleri adam karaciğerinden bıçaklanıp soluğu morgda alınca bir güzel soğmuş olursunuz, morg zaten soğuk.
0
japon askeri +1
kim sevdiceği bıçaklatmak ister yahu, o ne saçma şey. etraf manyak dolu! böyle durumlarda o çiftin yaptığı gibi hızlı adımlarla ortamdan uzaklaşmak lazım bence de. hatta bir söz vardı bununla ilgili, "erkekliğin onda dokuzu kaçmaktır"dı sanırım.
kim sevdiceği bıçaklatmak ister yahu, o ne saçma şey. etraf manyak dolu! böyle durumlarda o çiftin yaptığı gibi hızlı adımlarla ortamdan uzaklaşmak lazım bence de. hatta bir söz vardı bununla ilgili, "erkekliğin onda dokuzu kaçmaktır"dı sanırım.
0
japon askeri +1
bence sevgilim böyle durumda gaza gelip cesur davranışlar sergileseydi asıl ben utanırdım manyak diye.
bence sevgilim böyle durumda gaza gelip cesur davranışlar sergileseydi asıl ben utanırdım manyak diye.
0
bu olayın bir benzerini erkek arkadaşımla yeni çıkmaya başladığımızda yaşadık. aslında iyi de oldu, nasıl bir insan olduğunu görmüş oldum -ki bu açıdan baktığımda süper bir insanmış alsjdşsad diğer yönlerini daha bilemiyorum tabi, çok uzun süredir çıkmıyoruz çünkü- neyse, biz böyle elele gözgöze dizdize oturuyoz, kafe sahibi geldi atar yaptı "ayıboluyo" diye, bizim bey -akjasdşasdş- aslında sinirlendi ama hafif sert bir tonda "kafenin sahibi misiniz?" dedi, adam da "evet öyleyim!" diye lafı koydu -daha doğrusu koyduğunu sandı- bizimki "oo abi pardon ya kusura bakma!" diye elini uzatıp adamın elini sıktı, adam hayatının feykini yedi alkjdaşlsdjakşjda ayh çok komikti yaa adam böyle mal gibi kaldı sonra biz aynı şekilde oturmaya devam ettik asdşljkadlkjsadlakjdsşasd gerçi ben sinir oldum neredeyse adamı dövecektim -ki minyon olmama rağmen adam dövmüşlüğüm vardır- erkek arkadaşım da "yea bırak yeaa değmez.." modunda sakin sakin takıldı, hayret ettim yani hayatım boyunca öyle sakin olamam herhalde? cidden saygı duydum -zaten erkekte gereksiz, hormonal şiddeti seven bir insan değilim, öyle tipleri de genelde dövüyorum dediğim gibi aşdlkjşadsa- bir de, ben sinirlenince konuşamam bile, gerçekten de takılır kalırım, adam gayet sakin durumu idare etti, kafe sahibine feykini attı güzel güzel, adam mala bağladı çekti gitti falan, biz oturmaya devam ettik öyle, çayımızı içtik falan.. hala şoktayım aslında 0_o ne oldu ki lan öyle?!
şöyle konuşarak durumu idare edebilen insanlara hayranım, ondan sanırım. ben yapamıyorum çünkü.
ama bu durum her insana güzel gelecek diye bir kaide yok, görüyorum yani "ayh adama niye bişe demedim ni-yaa-zi?" diyen kadınlar. naapsın adam, bok yolunda mı niyazi olsun? hayret bişey arkadaşım ya!
not: sonradan sevdicek dedi ki, "ya ben aslında çok sinirlendim, o adama da dalardım -ki dalar, boylu ve yapılı, zaten öyle olmasa da dalabilir yani. (bkz: ben bile dalıyom sinirle) - da senin gözünde öküz gibi görünmek istemedim." dedi. zaten iyi ki de öyle yapmamış, ben muhtemelen bir daha görüşmezdim kendisiyle -umut sarıkaya'yı sevsem ve çoğu şeyde haklı bulsam da -bu konu da dahil- böyle olmayan kadınlar, adamlar da var, ki (bkz: bütün genellemeler yanlıştır) -> bu da dahil.
şöyle konuşarak durumu idare edebilen insanlara hayranım, ondan sanırım. ben yapamıyorum çünkü.
ama bu durum her insana güzel gelecek diye bir kaide yok, görüyorum yani "ayh adama niye bişe demedim ni-yaa-zi?" diyen kadınlar. naapsın adam, bok yolunda mı niyazi olsun? hayret bişey arkadaşım ya!
not: sonradan sevdicek dedi ki, "ya ben aslında çok sinirlendim, o adama da dalardım -ki dalar, boylu ve yapılı, zaten öyle olmasa da dalabilir yani. (bkz: ben bile dalıyom sinirle) - da senin gözünde öküz gibi görünmek istemedim." dedi. zaten iyi ki de öyle yapmamış, ben muhtemelen bir daha görüşmezdim kendisiyle -umut sarıkaya'yı sevsem ve çoğu şeyde haklı bulsam da -bu konu da dahil- böyle olmayan kadınlar, adamlar da var, ki (bkz: bütün genellemeler yanlıştır) -> bu da dahil.
0
benim başıma gelmişti benzer bir olay. adam sevgilimden ziyade bana saydırmıştı esnaftı. normal şartlar altında tek başıma olsam ben de adama saydırırdım ama yanımda sevgilim varken böyle bir şey yapamadım sustum. ben tartışmaya girersem erkek arkadaşım daha ezik hisseder diye düşünüp sustum. adamın bana bağırma sebebi de dolaylı yoldan erkek arkadaşımın suçuydu. özür dilediğim halde ağır konuştu adam. orada erkek arkadaşımın arkamı kollamaması zoruma gitmişti açıkçası. kavga etsin diye hiç düşünmedim zaten ağzını açsa tüm esnafların üzerimize çullanacağı da belli bir şeydi. ama en azından ağır oldu abi kız özür diledi işte kusurumuza bakma falan deseydi belki yatışırdı ortam diye düşünmüştüm. mal gibi dikilip adamın sövmesini dinledik herkes bize baktı erkek arkadaşım hakkında da ne biçim adamsa kızı savunmuyor diye konuştuklarını duydum. esnafın öküzlüğüydü tabii ama erkek arkadaşımın suçu olduğu halde ihalenin bana kalması ve sadece susmak çok koymuştu o gün. ona hiçbir şey belli etmedim kavga çıkmadığı için şükrettim sadece. sonra kendisi çok kötü hissettiğini söyledi vesaire.
sonra başka bir erkek arkadaşıma da yine bir esnaf vatandaş ''ne bakıyon dik dik'' diye atar yaptı bir gün durduk yere. o gün ben kolundan tutup boşver diye çekiştirmesem kanlı bitecekti olay.
demem o ki hakikaten zor bir durum. etrafta şerefsiz insan çok. kimsenin kimseyi küçük düşürmeye kimseye laf atmaya hakkı yok. ama cüssesi büyük pipisi küçük bazı insanlar yapıyor böyle şeyler. kadın için de erkek için de hiç kolay değil ama seven bir kadının da kolay kolay sevdiği erkeği kavga eder bir şekilde görmeyi isteyeceğini sanmam. onun yerine ağır da olsa lafı yutmayı yeğlerim.
sonra başka bir erkek arkadaşıma da yine bir esnaf vatandaş ''ne bakıyon dik dik'' diye atar yaptı bir gün durduk yere. o gün ben kolundan tutup boşver diye çekiştirmesem kanlı bitecekti olay.
demem o ki hakikaten zor bir durum. etrafta şerefsiz insan çok. kimsenin kimseyi küçük düşürmeye kimseye laf atmaya hakkı yok. ama cüssesi büyük pipisi küçük bazı insanlar yapıyor böyle şeyler. kadın için de erkek için de hiç kolay değil ama seven bir kadının da kolay kolay sevdiği erkeği kavga eder bir şekilde görmeyi isteyeceğini sanmam. onun yerine ağır da olsa lafı yutmayı yeğlerim.
0
Asla "tavuk" falan gibi şeyler düşünmem. Hatta yürüyüp gitmeye zorlarım. Yani adam "dövebileceği" biri de olsa aynı şeyi yaparım. Mesele orda kavga çıkması. "Erkeğim benim için savaşsın" falan bana saçma geliyor.
0
Bu tür olaylarda benim genelde gördüğüm kadın başka bir erkeğe çirkeflik yapıyor, ön plana da erkek arkadaşını sürüyor. Onu yapan kadın zaten sevgilisine saygı duymuyordur.
0
Buna benzer bir durumda kaldık ve zordu. Adamın biri yürürken koluma biraz da geçirerek çarğmıştı ve özür de dilememişti, ters ters "Yoluma ne çıkıyorsun" bakışı atarak gidiyordu. O dönemdeki erkek arkadaşım zaten birtakım uzakdoğu sporlarında dan sahibiydi ve tartışma konusunda da alevli idi. Doğrudan adama dönüp ağız kavgası başlattı. Adam da erkekliğine yediremedi, o da kavgaya başladı. Dövüşmediler ama bağıra bağıra "Ne diyon sen", "Asıl sen ne diyon" şeklinde başlayan ve biraz sonra lafların önce biraz daha erkekleştiği ve sonrasında bağırmalı çağırmalı küfre döndüğü ağız dalaşı bile etraftakilerin bize bakmasına neden olmuştu. Yanımdan geçen kadınların sevgilime "Iıııy, ayı", bana da "Böyle biriyle mi birliktesin" bakışlarını unutamıyorum. Benim sesimi duysa daha da alevleneceğini ve adamı tartaklayacağını biliyordum. O yüzden sessiz sessiz ve utançtan yüzümü kapayarak, "Tanıdık biri geçmese bari" diye içimden geçirerek beklemiştim. Sonra da konuşarak "Yanında ben varken kimseyle ağız dalaşına girme, yanında yoksam istediğini dövüp gebertebilirsin" noktasında anlaşmıştık.
En iyisi hiç sallamadan, duymazlıktan gelip geçip gitmek. Çünkü kavgaya girdiği anda saygım azalmıştı; birlikte olduğum dönem içinde ondan utandığım tek andı. Onurumu savunmasını istemiyorum, zira onurum 3-5 serserinin dilinde ya da öküz bir adamın hayata bakışında saklı değil.
En iyisi hiç sallamadan, duymazlıktan gelip geçip gitmek. Çünkü kavgaya girdiği anda saygım azalmıştı; birlikte olduğum dönem içinde ondan utandığım tek andı. Onurumu savunmasını istemiyorum, zira onurum 3-5 serserinin dilinde ya da öküz bir adamın hayata bakışında saklı değil.
0
yahu delirdiniz mi yine? "benim için savaşmasını" istiyorsam beraber ortaçağa dönelim madem. ben genelde sevdiğim adamın benim için yaşamasını isterim. ayının tekiyle kavgaya tutuşup yaralanmasını veya ölmesini değil.
0
son olarak genelde erkeklerin böyle bir duruma düşmekten korktuğunu, bu olayın bazılarında bir fobiye dönüştüğünü düşünmekteyim kendimce.
buna katılıyorum, hatta çoğu zaman kurgularlar, ama nedense kurguladıkları gibi olmaz.
erkek burada en iyisini yapmış, orada kavga çıksa muhtemelen sırf yanında hatun var diye haksız olarak görülecekti, toplu olarak dayak yeme ihtimalleri bile vardır, çünkü oranın esnafı birbirini tanır, kollar. bu tip durumda en iyisi siklememek, dalaşmamak. benim için tavuk diye düşünen kızla da çıkmazdım zaten.
bu tip durumlarda en iyisi bu tip insanlarla muhattap olmamaktır. hani muhattap alınacak bir insan olsa zaten laf atmazdı.
buna katılıyorum, hatta çoğu zaman kurgularlar, ama nedense kurguladıkları gibi olmaz.
erkek burada en iyisini yapmış, orada kavga çıksa muhtemelen sırf yanında hatun var diye haksız olarak görülecekti, toplu olarak dayak yeme ihtimalleri bile vardır, çünkü oranın esnafı birbirini tanır, kollar. bu tip durumda en iyisi siklememek, dalaşmamak. benim için tavuk diye düşünen kızla da çıkmazdım zaten.
bu tip durumlarda en iyisi bu tip insanlarla muhattap olmamaktır. hani muhattap alınacak bir insan olsa zaten laf atmazdı.
0
İs fiziksel bir tacize varmiyorsa donup uzaklasmak en temizi. Yaninda karin, sevgilin, colugun cocugun varken kavga etmek cok riskli, onlara da zarar gelebikir manyak cok.
3-4 sene once trafikte bir adami yumruklamistim, o vurmadan ben vurdum. Sonra aracta karisi ve cocugu oldugunu gormustum uzulmustum acikcasi.
3-4 sene once trafikte bir adami yumruklamistim, o vurmadan ben vurdum. Sonra aracta karisi ve cocugu oldugunu gormustum uzulmustum acikcasi.
0
asla asla donup laf etmesini istemem. hatta kolundan tutup olabildigince cabuk uzaklastiririm. benim icin hayattaki en onemli insan o. en ufak bir sekilde zarar gormesini, hele ki bunun bana atilan bir laf yuzunden olmasini nasil isteyebilirim ki? trafikte bile arabanin icinden bagirmasina izin vermem. her turlu deli var, cekip vurursa naparim sonra.
boyle durumlarda kavga etmek cok mantiksiz. dunyada hic birsey degismiyor, sadece birkac hafta morluklar ve hatta belki kiriklarla yasamak zorunda kaliyorsun. bunun tavuklukla alakasi yok, zeki olmakla alakasi var. aklini kullanan muhatap olmaz, doner gider.
boyle durumlarda kavga etmek cok mantiksiz. dunyada hic birsey degismiyor, sadece birkac hafta morluklar ve hatta belki kiriklarla yasamak zorunda kaliyorsun. bunun tavuklukla alakasi yok, zeki olmakla alakasi var. aklini kullanan muhatap olmaz, doner gider.
0
