bence insanlar çok sağlıksız durumda (ben de öyleydim). öfkelerini, karşılıksız aşklarını, uğradıkları tacizleri vb. iki taraftan birini tutarak, bu gibi olayları vasıta olarak kullanarak ifade ediyorlar. kendi hayatlarında ifade edemedikleri için anonimliğin verdiği rahatlıkla kendilerini rahatlatıyorlar (sonuçta bir şekilde dışarı çıkması gerekiyor o bastırılan hislerin).
kadının faşist, seksist enty'ler yazmış olması, varsayalım kezban olması, şöyle olması, böyle olması yaşadığı şeyin taciz olduğunu değiştirmiyor*. adamın kadını 3 sene kafaya takmış olması ilişkinin tek taraflı olmadığının kanıtı değil. insan şüpheye düşüyor evet ama kadının adamla 3 sene muhabbet ettiğine dair hiçbir kanıt yok, neye/kime inanmak istiyorsan ona inanıyorsun. bu da senin taciz eden/taciz edilenden hangi tarafa yakın olduğunu gösteriyor işte.
audrey tattou'nun oynadığı bir film vardı, he loves me he loves me not diye; biraz oradaki karaktere benzettim adamı.
not: taciz etmek rahatsız etmek demektir; seksüel olan tacize "cinsel taciz" denilmesinin sebebi de tacizinin anlamının doğrudan"seksüel" olmayışı zaten. o yüzden ortada taciz yok mok demeyi düşünenler düşünmeye devam etsin. :)
edit: filmi tavsiye ederim:
a la folie... pas du tout. romantik komedi olarak sınıflandırılmış olmasına aldanmayın, gayet psikolojik gerilim. belki bu filmi görmemiş olsam ben de kadına inanmakta zorlanırdım. saplantı gerçek ve korkunç bir hastalık...
*bu kısmı editledim.