Giriş
(4)

mekdanıs'ta işe giriyim mi ne dersiniz, şartları nasıldır

mark greg sputnik
iyi akşamlar,yaşı ilerlemiş uzatmalı öğrenciyim. şu an çoğunlukla günde 3-4 saati aşmayacak şekilde, bilgisayar başından yaptığım ve aylık 20 bin civarı kazandıran bir işim var ama borçlardan dolayı en azından 3-4 ay hatta tutturabilirsem sonrasında da çalışmak istiyorum. yani bi nevi artık "okul bi
iyi akşamlar,

yaşı ilerlemiş uzatmalı öğrenciyim. şu an çoğunlukla günde 3-4 saati aşmayacak şekilde, bilgisayar başından yaptığım ve aylık 20 bin civarı kazandıran bir işim var ama borçlardan dolayı en azından 3-4 ay hatta tutturabilirsem sonrasında da çalışmak istiyorum. yani bi nevi artık "okul bitsin de hele" demeyip günün 8-10 saati aktif olma gayretindeyim, sonuçta bundan sonra hayat böyle olacak, ertelemenin ya da kaçmanın manası yok.

yarın bi mekdanıs şubesiyle görüşcem, müdür hoş bi insana benziyo açıkçası, ilanı garson olarak vermişler ama saatleri işi vs. yüz yüze konuşucaz. genelde bu tür fast food zincirlerinden nefret edildiğini görüyorum, iş ağır ve kötü diyorlar.

benim için avantajı şu: açıkçası kafam atarsa çıkabilecek lükse sahibim ama tabii ki mücadele etmeyi tercih ederim, cebim biraz mangır görsün. ders programım da uygun sayılır. hafta içi bir günüm boş. hafta sonu zaten boş. derslerin erken olduğu bi günü de eklersek haftada dört gün sorunsuz çalışma fırsatım oluyor part-time için 30-32 saat.

siz ne dersiniz, tecrübesi olan varsa paylaşabilir mi? açıkçası zaten gel derlerse "yok gelmem" demeyeceğim, daha ziyade önceden bi fikrim olsun istiyorum.

kariyer için bu yola girmiş olsam üzülebilirdim ama açıkçası mobbingmiş üstlerin ters tavrıymış vs. onlar pek takılacağım şeyler değil. bi iş yapıyorsam elimden gelenin en iyisini veririm ama diğer taraftan spesifik olarak bu işe muhtaç da değilim. o açıdan çocuklar mark abilerine eşek muamelesi yapmış filan çok takılmam.

ne dersiniz güzel bi macera olur mu yoksa walter sobchak'ın dediği gibi YOU ARE ENTERING A WORLD OF PAIN durumu mu yaşarım?

18'imden beri çalışıyorum ama hep yazı yazdım ben, doğrudan insanlarla çalıştığım bi işim olmadı. o açıdan hiçbi şey değilse "insan içinde olmak" açısından bile iyi olur diye düşünüyorum. haksız mıyım?
0
mark greg sputnik
(08.10.24)
insan içinde olmak gibi düşündüğün şey ile bu aynı değil, sürekli ayaktasın, sürekli ses, sürekli parlak ışıklar, işin kötüsü bu yorgunluk eve gittiğinde geride kalmıyor, kafanda dinmeyen bir uğultu ile oturuyorsun, herhangi bir ses duymak, bir görsel görmek istemiyorsun. Bütün gün dış uyaranlara maruz kalmak delirtici
0
grimavi
(08.10.24)
@grimavi, hocam günün 8-9 saatini verilen hiçbir iş kolay değildir, o konuda bir illüzyon içerisinde değilim açıkçası, muhakkak zorlayacaktır. ama benim gibi asosyal bir sığır yavrusu için o ışıkların içinde bulunup sabahtan akşama o gürültüde olmak muhtemelen uzun vadede zarardan çok fayda sağlar. her ay hesabıma 20-30 bin lira gönderseler ben de çalışmayayım ama öyle bir dünya yok, keşke olsaydı jdfdjk
0
🌸mark greg sputnik
(08.10.24)
gir ya, nolcak. sevmezsen çıkar burger'a girersin...
0
nolmus yani
(08.10.24)
Üniversitede olsaydın kesinlikle çalışmak isterdim o yüzden ben go on diyorum
0
respect
(08.10.24)
(5)

dolap letgo gibi uygulamalarda kıyafet satılıyor mu

mark greg sputnik
elimde birkaç parça mont tarzı bi şeyler var. 2 bin lira borç takıp üstüne bavulumu çalan eski ev arkadaşımdan kaldı. onları satayım diyorum. öyle ahım şahım değiller ama önümüz kış, tam bu mevsime uygun, sıfırları en dandik yerde bile 700-800'den aşağı değildir diye düşünüyorum.talep oluyor mu, uğr
elimde birkaç parça mont tarzı bi şeyler var. 2 bin lira borç takıp üstüne bavulumu çalan eski ev arkadaşımdan kaldı. onları satayım diyorum. öyle ahım şahım değiller ama önümüz kış, tam bu mevsime uygun, sıfırları en dandik yerde bile 700-800'den aşağı değildir diye düşünüyorum.

talep oluyor mu, uğraştığıma değer mi? bissürü var çünkü tek tek fotoğrafını çek, ilan oluştur vs.
0
mark greg sputnik
(08.10.24)
dolapta satılıyor. dolaptan bana göre oldukça çirkin swarovski kalem bile sattım taşlı ucunda kelebek sallanan :) ayrıca alışveriş de yapıyorum etiketi üzerinde bir ayakkabıyı 3te 1 fiyatına satın aldım. bence azımsanmayacak kadar kişinin alışveriş alışkanlıkları değişti,ben ve çevremdeki birkaç kişi bu platformlara uğramadan satın alma yapmıyoruz. mağazada çılgın indirim yoksa tabi.
0
denef
(08.10.24)
ucuza koyarsan gidiyor valla
letgo ile hiç uğraşma bence. Dolap daha yaygın, Gardrops sanki daha az kullanılıyor ama orada da denebilir.
kadın ve çocuk kıyafetleri daha çabuk gidiyor ama erkeklerin de gidiyor dolap'ta.
0
high hopes of the sozluk
(08.10.24)
dolapta arkadaşım baya herşeyi satıyor ama arada arıza çıkartan oluyormuş, teslim almayıp ürün sana x2 kargo fiyatına patlıyormuş, iade ederlersede aynı şekildeymiş.
0
eja
(08.10.24)
Zebramo ve Dolap'ta gider. Dolap hatta ilk çıktığında yalnızca hanımların kıyafet al sat yaptığı bir yerdi sonra diğer kategoriler çoğaldı. Zebramo'da da her gün giyim listeleyen görüyorum orada da hatrı sayılır bir kadın kullanıcı var.

Let go zaten söylemişler hiç uğraşmayın canınız sıkılır. Oraya spotçu gözüyle bakmak gerekiyor, x ürün lanet olsun diye bedavadan biraz pahalıya koyunca biri gelip evinizden alıyor :D
0
hedep
(08.10.24)
özellikle dolap ve gardrops çok yaygın ancak çok ciddi komisyonlar alıyorlar. özellikle 2. el yada uygun birşey satayım diyorsan, kestikleri komisyondan sonra hayrına birine vereyim bununla mı uğraşacağım diyebilirsin.
0
mchslmdnc
(09.10.24)
(19)

çocuk sevmeyenlere sorum - neden?

mark greg sputnik
BAHSETTİĞİM ŞEY ÇOCUK SAHİBİ OLMAK DEĞİL.bazı insanlar çocukları hiç sevmez. etraflarında bulunmasını istemezler. şimdi ebeveynler zaten aşırı zor olsa bile muhtemelen kendi çocuklarından bıkmıyorlardır, yani en azından "keşke olmasa!" diyemiyorlardır. amca, teyze, dayı, hala vs. desen zaten premium
BAHSETTİĞİM ŞEY ÇOCUK SAHİBİ OLMAK DEĞİL.

bazı insanlar çocukları hiç sevmez. etraflarında bulunmasını istemezler. şimdi ebeveynler zaten aşırı zor olsa bile muhtemelen kendi çocuklarından bıkmıyorlardır, yani en azından "keşke olmasa!" diyemiyorlardır. amca, teyze, dayı, hala vs. desen zaten premium üye, çocukla keyifli vakit geçirip sıkılınca anasına babasına verebiliyorlar.

ama genel olarak hani mesela işte arkadaşıyla buluşurken onun bebeğini de getirmesine bile kızan, bebeklerle, çocuklarla aynı ortamda bulunmayı hiç sevmeyen insanları merak ediyorum.

ben her zaman çok sevmişimdir mesela, yaş çok fark etmez, ergenliğe kadar hepsini aşırı sevimli buluyorum. bi yandan çok saflar, diğer taraftan bizim asla aklımıza gelmeyecek düşünceleri olabiliyor. bebek zaten sevimli ve saftirik, biraz daha büyükleri "anaa harbi lan!" dedirtecek bissürü enteresan fikir üretebiliyor vs...

bir çocuğun devamlı sorumluluğunu almak dünyanın muhtemelen en zor işidir, ona itirazım yok ama neblim hani çocuk deyince yüzü düşen insanlar var. onu merak ediyorum. niye sevmiyosunuz? ağladığı için mi? makul bi şekilde iletişim kurulamadığı için mi?
0
mark greg sputnik
(05.10.24)
Çocuk bence çok büyük sorumluluk. ekonomik açıdan ve ilgilenme açısından bana yük geliyor.
0
ferenc
(05.10.24)
Ben çocuk sesinden nefret ediyorum bağran çağıran zırlayan bi çocuk hayattan soğutuyor beni.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(05.10.24)
e arkadasinla oturup iki muhabbet edeceksin ya cocuk orda ses yapacak ya ilgilenilmesi gereken bi seyler olacak. laf bolmek zaten hepsinin yaptigi bi sey sonuc olarak rahat degil. hele is yerine getirmek, daha fazla yorum yok
0
ala09
(05.10.24)
Çok çocuklu ailede büyümüş (birisi 3 diğeri 4 kardeş) iki arkadaşım da çocuk istemiyor. Kardeşlerine anne babalık yapmak durumunda kalmışlar ve bıkmışlar öyle söylüyorlar
0
kullanicadi
(05.10.24)
Sürekli bitmeyen bir ses... Ve o ses kulaklarini tirmalayacak seviyede olmadığında bile ilgini çekecek herhangi bir şey anlatmiyor
0
abuzer
(05.10.24)
Ben o yüzü düşen kişiyim. Çünkü doğası gereği hareketli, meraklı ve gürültülü oluyor. Sınır kavramları da yok. Duygusal bağımın olmadığı çocuklar sevimli gelmiyor o yüzden. Bir çocuğa sevgi besleyip tahammül edebilmem için ya öğrencim ya da kan bağımın olması gerekiyor. Diğer türlü uzaktan seviyorum yetiyor.
0
ruhen hastayim ben
(05.10.24)
Çocukları değil ebeveynlerini sevmemek aslında konu. Tek vasfı hamile kalmak-hamile bırakmak olan kişiler anne-baba olunca şımarık, sürekli ağlayan, bağıran, etrafı dağıtan, olay çıkaran insanların 2 saat dinlenmek için gittikleri yerin içine sıçan veletler ile hayvanlara ve kendilerinden daha küçüklere işkence eden p*çler doğuyor. Yoksa insan evladı gibi çocuklar ile ilgili sorunum yok. Baldan tatlı çocukları olan arkadaşlarım var.
0
nawar
(05.10.24)
@nawar, güzel nokta hocam. buna kesinlikle katılıyorum. bebek istediği kadar saçmalasın neticede birkaç senelik insan evladıdır, laf anlatsan da anlamaz ama çocuk yaptığı için kendini takdire layık gören sorumsuz ve dangalak ebeveynler gerçekten çekilmiyor.
0
🌸mark greg sputnik
(05.10.24)
Kaleci sacli +1
Nawar +1
0
mor oje
(05.10.24)
Çocukları "sevmeyen" biri değilim, onlarla iletişimi beceremeyen, kısa süre sonra elinde olmadan bunalan, darlanan, zaman zaman (çocuğun şımarıklığına, ailesinin ona yaklaşımına göre) sinirlenen biriyim. Hiçbir zaman hiçbir çocuğa hiçbir şekilde zarar gelmesini şstemem ve zarar vermem. Fakat çocuklarla bir arada olmak beni fena halde darlar, bunalırım, bazen sinirlenebilirim. Uzaklaşırım, elimden geldiği kadar da sorumluluk almam,bir arada durmam.

Dediğin örneği de cevaplayayım,

Arkadaşımla buluşmaya gelirken bebeğini getirmesi beni çok bozmaz, ama 2 yaştan itibaren o bir bebek değildir çocuktur ve çocuk sürekli anne ilgisini üzerinde ister, ben ise annesini ondan çalıyormuş gibi hissederim ve bu histen nefret ediyorum. Ayrıca bir çocuk hiçbir zaman büyüklerin kendi aralarındaki sohbetleri dinlememeli, duymamalıdır. Çünkü bilinçaltı bunlaro kaydeder ve kendi hayatımda yaşadığım gibi hayata dair bazı şeylerden nefret yahut korku geliştirebilirler. Bunu çok şiddetli yaşıyorum, onun için arkadaşımla görüşürken yanımda çocuk istemem.

Çocukları severim, çocukluğun o hesapsız ve korkusuz coşkusuna çok imrenirim ama bir arada duramam, bunalırım. Belki ben baskı altında (kime göre neye göre baskı) büyüdüğüm içindir, bilmiyorum.
0
muhayyer divan
(05.10.24)
Bebeklere agucuk gugucuk yapmak hoşuma gitmiyor. Yani bebekler sevimli gelmiyor bana, bi de kontrol edilemeyen, iletişime geçilemeyen canlılar olması da rahatsız ediyor. Gürültü de zaten söylenmiş.

Şöyle 7-8 yaşından itibaren en azından sohbet edilebilir seviyedeki çocuklarla bir sorunum yok. Hele böyle spesifik bir ilgi alanı olan, meraklı ve hafif büyümüş de küçülmüş çocuklarla sohbet etmekten keyif de alırım. Ama ne bileyim gel boyama yapalım, evcilik oynayalım tarzı işlerde de yokum :D

Ben genelin aksine ergenler konusunda daha pozitifim. Tabii ki bu salak kanzi tip ya da zevzek ergenler değil de biraz okuyan eden ergenlerle sohbet etmek keyifli oluyor.

Benim kardeşimle aramda 11 yaş var, bebekken doğru düzgün zaman geçirmişliğim yoktu neredeyse. Büyüdükçe, bir şeyler paylaşabildikçe yakınlaştık ve şimdi 17 yaşında bir ergen olarak kendisini çok seviyorum. Kendi öz kardeşimi bebekken pek sevmiyodum yani, elin veledi de kusuruma bakmasın :D
0
nundu
(05.10.24)
Neyi neden sevip neden sevmediğimizi pek bilmeyiz aslında. Çok daha derinden gelen şeyler bunlar en fazla justify edebiliriz bi bahane açıklama uydururuz hemen aslında şundan dolayı diye.

Yani seven anlaşan bi şekilde seviyor, sevmeyen de sevmiyor dünyanın en bayağı dandik yanıtı gibi dursa da mevzu böyle cidden.

Ben sevmeyen taraftayım niye sevmiyorum diye düşündüğümde ne yapacağı belli olmayan kontrolsüz, ayarsız, salyalı yüksek sesli inanılmaz dikkat edilmesi gereken bi yaratık sonuçta diyorum. Tanımadığım çocuklarla ilgili sıkıntım var sanırım. (bunu beni tanımadan okuyunca vay g*t herif deniyor çok doğal olarak da öyle değil durum yani dediğim gibi mantıklı bi sebep aradığımda aklıma bunlar geliyor)

Ha çocuk görünce goblin görmüşüm gibi kaçmıyorum çok iyi anlaştığım çocuklar da oldu, yeğenlerimle gayet güzel vakit geçirdim ufaklıklarında çok da seviyordum. Ama 20 yaş altı olmayan bi yere gönder beni ay çocuk seveyim göreyim demek aklıma 20 sene gelmez sanıyorum.
0
hedep
(05.10.24)
sevgi dolu ortamda buyumemistir, genel olarak iletisim sorunu da vardir muhtelemen.
cok kalabalik ortamda buyumustur nefret etmistr
bir suru sebep olabilir
0
kurcalamabozarsin
(05.10.24)
Ben de pek sevmem ya çocukları çünkü anlaşamam ve onu anlamaya çalışacsk sabrı gösteremem.

*geçen gün havuza gittim, çalışanlardan birinin çocuğu da gelmişti. Suya atlayıp bağrınıp çığrınıp duruyodu. Sabahın 8inde 2 kulaç atıcam, yarım saat 1 saat yüzüp gidicem, çocuk huzur bırakmadı.

*metroya biniyorum, bebek arabasıyla terör estiren biri biniyor, zaten sıkıl tepiş gidiyoz, bi de arabadaki çocuk zırıl zırıl ağlıyor, moral filan kalmıyor.

*bayram günü akraba evine gidiyorum, kahvaltımı yapıp kahvemi içip milletle sohbet edicem sanıyorum, çocuk eğlemekten başka bi şey yapmadan dönüyoruz eve. Acıkıyolar oyun istiyolar.

*bi ara amcamın evine gidemiyorduk çünkü kızı 4-5 yaşındaydı, gittiğimiz andan çıkana kadar barbi bebeklerle oynama simülasyonuna giriyoduk, oynamazsak mızmızlanıp ağlıyodu. Korkunç bi dönemdi.

Bu gibi şeyler yani. Ben de sevmiyorum. Zaten şöyle bi söz duymuştum çocuklar osuruk gibidir kimse kendisininkinden başkasına katlanamaz fjfkfkgk

Bi gün kendi çocuğum olursa bu bana yük gelmez muhtemelen içgüdüler sayesinde ama şu an başkasının çocuğunu pek de sevecek bi psikolojide değilim fmgkgkf
0
turuncu tonlarda
(05.10.24)
çok yeni bir şey söylemeyeceğim görünüşe bakılırsa:

çocuklarla çalışmayı seviyorum ama arkadaşlarımın çocuklarıyla ilgili toplumsal zorunlulukları yerine getirmek (örneğin, ilgilenmek, sevgi gösterisinde bulunmak, beğeni ifade etmek, hediye almak) istemiyorum. içimden gelirse bunları zaten yapıyorum, ama çok zaman söz konusu çocuk, benimle arkadaşımın arasındakı kopuşun "sorumlusu" oluyor. çünkü birlikte geçirilen zamanlarda çocuk bir şekilde odakta oluyor, veya çocuksuz bir insan olarak çocuklu akranlarınla geçirdiğin zamanlarda görünmez kalıyorsun senin bir hayatın yokmuş gibi. bezin kaç para olduğu da ilgimi çekmiyor, 3 yaşındaki çocuklarını kreşe vermek için milyor milyar gerekmesi de.

genelde de çocuktan çok, sorumsuz veya umursamaz ebeveynlerine kızıyorum. çocuğa yapacak bir şey yok, çok günahı veya sorumluluğu yok davranışlarında (mizaç olarak kiminin yamyam olduğunu kabul etmek gerek. ayrıca hepsinin öyle çok saf olduğunu da hiç düşünmüyorum).

arkadaşlarımın çocukları bir yana, hiç alakam olmayan insanların çocukları söz konusu olduğunda tahammülüm kendilerine ve ebeveynlerine çok çok daha düşük.
0
harfitarif
(06.10.24)
Açıkçası benim şahsen en zorlandığım şey çocuklu bir arkadaşla buluşup sohbet edebilmek. Sohbetin "Tamam yavrum, efendim canım, yapma evladım" gibi bir şeyle bölünmeden 10 saniye devam edebilmesi mümkün değil. Haliyle insan konuştuğundan da buluştuğundan da bir şey anlamıyor. Ha bir de tabi çocukla gelen kısıtlar var; oraya gidemeyiz, o saatte ayakta olamayız, onu yapamayız; o da zaman zaman zorlayıcı oluyor.
0
salihdt
(06.10.24)
güzel noktalara değinilmiş aslında insanların sevmediği eğitimsiz şımarık çocuklar, ailesi biraz kaliteli ilgi alaka gösterip doğru şekilde ahlak kurallarını verirse insanları rahatsız etmeyen oyun oynayıp başkalarını üzmeyen çocuklar ortaya çıkabiliyor.

ha bazı çocuklar o yaşta o eğitimi reddediyor bazısı reddetmiyor olay çok değişkenli.

ben küçükken düzgün aile eğitimi almış çocukları seviyorum ama her bir halta ağlayan zırlayan mızmızlanan şımarık çocukları sevemiyorum. deniyorum oynamayı iletişimi vs baktım olmuyor hadi yoluna diyorum yok güzelce anlaşırsak tüm gün oynuyoruz.
0
basond
(06.10.24)
Ben anneyim ve kendi çocuğumu çok seviyorum ama başka çocukları hiç sevmiyorum maalesef. Doğurmadan önce de sevmezdim çocukları.

Çünkü çok gürültü yapıyorlar, kontrol etmek zor, strese giriyorum, sürekli korumak gerekiyor, ilgi istiyor. Sevmiyorum arkadaş buluşmasında çocuk.
Ama kendi çocuğumda bunları kontrol edebildiğim için çok seviyorum.
0
kaptan maydanoz
(06.10.24)
çocukları sevmeyenler bence sevenlerden fazla. çoğu insan seviyormuş gibi rol yapıyor.

çocuklar sevilmez çünkü ağlarlar, zırlarlar, inatçıdırlar, şımarırlar
sürekli oyun oynamak isterler, yorarlar.
agucuk gugucuk yapmayı sevmiyorum. yapmadığım zaman ay ne soğuk diyorlar. bizim çocugu sevmedi, bizi de sevmiyor diyip gönül koyuyorlar.
agucuk yapıp çocuğu eğlendirince şımarıyor, bu sefer yapışıyor hep istiyor. ciddi olman gereken yerde de yapışıyor. hatta geçen başıma geldi, ciddi bir şey konusuluyor çocuk yapıstı konusup duruyor 4 yaşında falan. bir sus da diyemiyorsun anlamıyor.
ayrıca çocuklar her şeyi hemen söyler. adamı ipe götürür valla. anne bu bana böyle dediii diye hemen ispiyonlar. olay yanlış anlaşılır saçma sapan yerlere gider. bu sefer annesi ile aran kötü olur.
çocukların çoğu çirkindir. kirpi yavrusunu pamugun diye severmiş. herkese kendi çocugu yegeni güzel geliyor ama çogunlugu çirkin. foto gösteriyorlar bak ne kadar güzel diye, halbuki güzel falan değil.
geçen gün şöyle dedi diye anlatır dururlar halbuki her çocugun söyleyeceği normal şeyleri söylemiştir. ama annesi teyzesi öyle bir anlatır ki çocuk süper zeka sanki.
olur olmadık şeylere ağladıklarını söylemişmiydim
0
abelardo
(06.10.24)

ankara ulaşım/esenboğa sorusu

mark greg sputnik
1) toplu taşıma gece 1'e kadar çalışıyor di mi hala? en son öyleydi ama bayağıdır kullanmıyorum o saatlerde, o yüzden bilgim yok.2) gece 2-3 gibi esenboğa'dan incesu tarafına toplu taşımayla gelmem mümkün mü? havalimanından otobüs saat başı oluyor sanırım ama kızılay'da indiriyordu diye hatırlıyorum
1) toplu taşıma gece 1'e kadar çalışıyor di mi hala? en son öyleydi ama bayağıdır kullanmıyorum o saatlerde, o yüzden bilgim yok.

2) gece 2-3 gibi esenboğa'dan incesu tarafına toplu taşımayla gelmem mümkün mü? havalimanından otobüs saat başı oluyor sanırım ama kızılay'da indiriyordu diye hatırlıyorum. kızılay'dan taksiyle fazla yazmaz sanırım, en mantıklısı öyle mi olur dönüş için? bavul olmasa aslında kızılay'dan yürürdük bile ama bavul var.
0
mark greg sputnik
(27.09.24)
(8)

sadece belli bölgelerde yaygın olan isimler biliyor musunuz?

mark greg sputnik
illa yaygın demeyeyim ama hani oradan başka hiçbir yerde duyulmayan, çok nadir rastlanan ama belli yörelerde hiç garipsenmeyen isimler soruyorum. öncelikle türkiye için tabii ama biliyorsanız başka coğrafyalardan da olur.benim aklıma bestami/ökkeş geliyor mesela. bildiğim kadarıyla antep-maraş-osman
illa yaygın demeyeyim ama hani oradan başka hiçbir yerde duyulmayan, çok nadir rastlanan ama belli yörelerde hiç garipsenmeyen isimler soruyorum. öncelikle türkiye için tabii ama biliyorsanız başka coğrafyalardan da olur.

benim aklıma bestami/ökkeş geliyor mesela. bildiğim kadarıyla antep-maraş-osmaniye taraflarında nadir değil. ne kadar tutuyor bilmiyorum. bunun gibi böyle belli bölgelerde insanların tercih ettiği, ülke genelinde ise nadir sayılabilecek hangi isimler var aklınıza gelen?
0
mark greg sputnik
(18.08.24)
sivas ve etrafındaki alevi köylerinde hacı ismi.
0
janderzel zartanyan
(18.08.24)
Adıyaman'da Abuzer çoktur.
Hatta Hacı Abuzer fıkrası bile vardır internette bulabilirsin
0
etna
(18.08.24)
idris, dursun gibi isimler genelde karadenizde oluyor.
0
buenosdias
(18.08.24)
Adıyaman için Abuzer'e ek olarak Zeynal.
0
Amaranta ursula
(18.08.24)
başlığı okuyunca direkt aklıma ökkeş gelmişti ki siz yazmışsınız zaten.
antalya, mersin köylerinde anaadın kız ismi yaygındır.
0
dedim ben sana
(18.08.24)
Ejder ve Memik. Antep ve Maras bolgesinde cok yaygin diye biliyorum.
Mumin Bulgaristan gocmenlerinde cok rasladim
0
freedonia
(18.08.24)
Aynı bölgeden gidelim; Antep ve Maraş çevresi için:
Cuma, Vakkas, İslim, Murtaza, Kanber, Selver.
0
goodz
(18.08.24)
Tokat satılmış
0
numlock
(18.08.24)
(5)

don kişot (yky)

mark greg sputnik
iyi akşamlar,https://www.yapikrediyayinlari.com.tr/dosyalar/2017/03/e263bb0c-5318-424b-80a9-68b73787309a.jpgfotoğraftaki kitap don kişot'un sadeleştirilmiş, daha çok çocuklar için düzenlenmiş bir hali mi acaba bilen var mı? yapı kredi yayınları olunca ben orijinale yakındır diye düşünmüştüm, kardeşi
iyi akşamlar,

www.yapikrediyayinlari.com.tr

fotoğraftaki kitap don kişot'un sadeleştirilmiş, daha çok çocuklar için düzenlenmiş bir hali mi acaba bilen var mı? yapı kredi yayınları olunca ben orijinale yakındır diye düşünmüştüm, kardeşim ısrarla "bu çocuklar için, içinde resimler var" diyor.

kısacası don kişot'u bir yetişkin olarak, olduğu gibi okumak istiyorum ama bu versiyonu nedir emin olamadım. eğer bu yetişkinler için değilse yayınevi/çeviri vs. önerebilir misiniz?
0
mark greg sputnik
(01.08.24)
Hocam Don Kişot normalde yaklaşık 1000 sayfa, bu kitap 292 sayfa, sen hesap artık içeriği orijinale ne kadar yakındır.

Roza Hakmen çevirisi orijinale en yakın çeviridir: www.yapikrediyayinlari.com.tr
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(01.08.24)
Bende de Roza Hakmen çevirisi var, 2 ciltlik. Amazon'da 359 liraymış. Link vermeye çalıştım ama link uzay boşluğuna kadar yol aldı ben de sildim.
0
pispinti
(01.08.24)
Çeviren Reşat nuri olduğuna göre sadeleştirmiş değildir. Argo yoktur sadece.
0
numlock
(02.08.24)
cocuk kitabi degildir tabiki oku bence bunu elinde varsa. don kisot cok guzeldi ama bin sayfa da okunmaz simdi
0
aydonno
(02.08.24)
ben roza hakmen çevirisi ile okudum. bi çırpıda bitti.
1000 sayfa demeyelim. 500'er sayfalık 2 kitap diyelim.

ikinci kitabı, ilkinden on yıl kadar sonra yazılmış çünkü.
0
biseysorcaktim
(02.08.24)
(6)

trakyalıların yunanistan-bulgaristan'a daha rahat gitmesi

mark greg sputnik
iyi akşamlar dostlar,ben trakya'da doğup büyüdüm ama aslen oralı değilim, yani ninelerin dedelerin bölgeyle bağı ve göçmen geçmişi yok. o zaman dikkatimi çekmiyordu da şimdi düşününce fark ettim: çevredeki çoğu insan yunanistan ve bulgaristan'a görece rahat girip çıkabiliyordu. hepsinin çifte vatand
iyi akşamlar dostlar,

ben trakya'da doğup büyüdüm ama aslen oralı değilim, yani ninelerin dedelerin bölgeyle bağı ve göçmen geçmişi yok.

o zaman dikkatimi çekmiyordu da şimdi düşününce fark ettim: çevredeki çoğu insan yunanistan ve bulgaristan'a görece rahat girip çıkabiliyordu. hepsinin çifte vatandaşlığı olduğunu sanmıyorum. bizzat tanıdıklarım dışında herhangi bir sohbette de rastgele çok duyduğum olurdu yani işte "bulgara gittik şunu aldık" gibilerinden. tanıdığım dediğim insanlar da yıllardır görüşmediğim kişiler şimdi gidip "sen daha kolay mı giriyosun??" diye sorulmaz.

sınıra yakın yaşayanlar yahut ne bileyim günübirlik gidenler vs. bu konuda herhangi bir kolaylık görüyor mu? şimdi bu çifte vatandaşlık daha popüler tabii ama o dönemde zaten böyle "nenem orada doğup büyümüş, vatandaşlık veriyolarmış" durumu da o kadar yaygın değildi.

bu insanlar nasıl o kadar sık gidip gelebiliyor? ülkeyle bir bağları ya da istedikleri gibi vize alacak paraları mı var hepsinin? gerçi öyledir herhalde, yunan pasaport polisi "aaa senin ikamet edirne'ymiş, sen üç gün gelebilirsin vizeyi boşver" demiyordur ama neblim değişik geldi.
0
mark greg sputnik
(29.07.24)
bahsettigin bolge insani, bulgaristan falan ab'ye girmeden onceden beridir (yani hicbir cazibesinin olmadigi donem, 25 sene once falan mesela) gidip geliyorsa gumrukte belli bir guven ve tanisiklik olusmus olabilir
0
hot potato
(29.07.24)
eskiden vize zorluğu yokmuş hiç. isteyen Avrupaya girip çıkıyormuş. 80 darbesinden sonra cunta hükümeti Avrupaya istekte bulunuyor bizimkilerin Avrupaya kaçmasını zorlaştırmak için. şu anda da aynı olay devam ediyor aslında, trakyayla falan ilgisi olduğunu sanmıyorum.
0
titanyum22
(29.07.24)
Hocam hangi tarihlerden bahsediyorsun bilmiyorum fakat 80'li yılların başına kadar AB öncesi AET ülkelerine vizesiz girilebiliyordu, isteyen istediği ülkeye girebiliyordu yani, belki Yunanistan'a ve Bulgaristan'a bunun rahatlığıyla giriyor olabilirler.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(29.07.24)
Bu dediğin aynısını ben de yaşadım Edirne’de tanıdıklar aynı şekilde giriş çıkışta problem olmuyor diyordu ben de senin gibi sormak istemedim hem de ihtiyacım yoktu ama ben de merak ediyorum
0
coner
(30.07.24)
Söylerken bizim Kendimize az gidişimiz var bıyık altından güler gibi söylüyordu ama detayını sormadım
0
coner
(30.07.24)
Öncelikle vizesiz girme gibi bir durum yok,

Edirnede hem bulgar hem yunan konsolosluğu var.yerel halk vize almak istediğinde diğer yerlere göre nispeten daha kolayca vize alabiliyor.adamın kütük edirne,ikametgah da edirne olunca kimse sorun çıkarmıyor.bulgar konsolosuyla bir kaç kere yemek yerken benim bile karşılaşmışlığım var.arada işimiz düştüğünde istanbuldan sıra almak yerine edirneden yardımcı oluyorlar.

Vize sonuçta 60-80 euroluk bir mevzu,adamlarda ordalar,aksam yemek yemeye yunan,kumar oynamaya bulgara geciyorlar.svilengrad ta bir grupla tanışmıştım,edirne de oto sanayide çalışan adamlar.4-5 kişi vizeleri almışlar,eski bir tüplü arabayada sigorta yapmışlar.her gün iş çıkışı arabaya atlayıp casinoya geliyorlar.10-20 euro ne varsa makinede şansını deniyor,yemeğini yiyor,yanlışlıkla 50-100 euro yaparsa ,ablalarla kısa bir görüşme yapıp,edirneye dönüyorlardı.kısaca target 35 euro.

Gelirken içki falan alıp masrafıda öyle çıkarıyorlar.

Yine tanıdığım bir kız var,uzunköprüden ,her gün arabasına binip bulgara geliyor.gelirken paraya çevirebileceği bir şeyler getirip orada satıyor,misal deterjan vs.çokta değil 3-5 tane.bazen türkiyeden istediğimiz bir şey varsa ona söylüypruz getiriyor,giderkende bir kaç şişe içki,gofret vs.paraya çevirebileceği ne varsa alıyor,gidiyor,en kötü günlük 100 euro yapıyor kendisine.

Birde tabi edirne özelinde çok memur ve emeklisi var.yeşil pasaportlu çok.onlarda çokça gelip gidiyorlar.
0
duptıs
(30.07.24)
(3)

uçakta puset/bebek arabası/bebek durumları

mark greg sputnik
dostlar iyi akşamlar,kız kardeşim ilk kez bebeyle uçağa binecek (5 aylık) ve biz gereken araştırmayı yapmamıza rağmen hala panik yapıyor kardeşim de yanında geleceği halde. size de sorayım, özellikle tecrübesi olanlar cevaplarsa biraz kafası rahatlar sanırım. firma ajet. bagaj ve kabin bagajı sınırı
dostlar iyi akşamlar,

kız kardeşim ilk kez bebeyle uçağa binecek (5 aylık) ve biz gereken araştırmayı yapmamıza rağmen hala panik yapıyor kardeşim de yanında geleceği halde. size de sorayım, özellikle tecrübesi olanlar cevaplarsa biraz kafası rahatlar sanırım.

firma ajet. bagaj ve kabin bagajı sınırı konusunda sorun yok ama kız tutturdu ya puseti (anakucağı dediğimiz şey, puset diye geçiyo galiba, ben bilmiyom) ve bebek arabasını kabul etmezlerse diyor. firmanın sitesinde eğer çocuk da yanlarındaysa bunların ücretsiz taşınacağı yazıyor.

1) şimdi bu dostlar check-in yaparken puset ve bebek arabasını da bagajla beraber mi verecekler? ücretsiz alıyorlar mı bunları? veya uçağa mı alıyorlar, nasıl oluyor?

2) uçağa sıvı alma durumu nasıl? benim bildiğim 100ml'yi geçmeyecek miktarda, ayrı ayrı maksimum 1 litreye kadar alınabiliyor ama kontuardan verilen bagaj için sınırlama yok. yani atıyorum 5 litre suyu uçağa sokamıyoruz ama check-in yaptırırken bagaja gönderebiliriz. doğru mudur?

yani kısacası bebek arabası ve puset için fazla para isterler mi, almazlar mı vs. diye çok panik yapıyor, benim de kafamı karıştırdı zalımey. hayır ben yanlarında olacağım zaten en kötü bagaj ücretini verip koydururuz veya ben alır geri getiririm, sonra kargoyla gönderirim vs. ama sakinleştiremedik kızı.
0
mark greg sputnik
(24.07.24)
Para istemezler uçağa kadar kendiniz getiriyorsunuz uçağın önümde sizden alıp çıkışta veriyorlar.
0
rodeocu
(24.07.24)
1- kabin boy bebek arabasiysa ucagin icine de alirlar (yine de bu biraz oradaki ilgilinin inisiyatifine kaliyor bazen kabin boyu bile kabul etmeyebiliyorlar). kabin boy harici bir cesitse check in sirasinda thy koca bir puset poseti veriyor, ucaga binene kadar puseti kullanabiliyorsunuz, ucaga binerken ucak kapisinda posete koyup teslim ediyorsunuz, cogunlukla inerken yine kapida teslim ediyorlar, bazen bagajla geliyor ama cok cok nadir oluyor, ben denk gelmedim diyeyim. bu soylediklerimin tamami ucretsiz bu arada. ucret istemezler ya olursa kesinlikle itiraz etsinler, yetkilisine sordurtsunlar vermesinler sakin para.

2- bebek mamasi konularinda sivi olayini esnetiyorlar ama tabii yine damacanayla binemezsiniz :) ama termosta veya biberonda su/sut/mama/corba icin sorun cikaran kimseye denk gelmedim ve biz cok uctuk bebekle. sorun olmuyor cogunlukla, yine de alenen su sisesi, icecek tasimaktansa biberon ve termos gibi bebege ait oldugu asikar olan seyleri kullanmayi tercih etsinler.

tavsiye: uzun bir ucus olacaksa cogunlukla en on koltuklarda basinette oluyor, o koltuklara ucretsiz check in yapilabiliyor bebekli bilete. online check in yaparken erkenden yapmaya calissinlar, o koltuklar bossa onlari ayarlamaya calissinlar. kisa ucuslar icin cok onemli olmaz ama ozellikle bebisin uyku saatine denk gelecek bir ucus yapilacaksa o basinette cok is goruyor.

bu dediklerimin hepsi thy icin gecerli bu arada, farkli sirket tecrube etmedim bebekle ama bebek arabasi ucretsiz tasiniyor o sirketler ustu bir kural.
0
in vino veritas
(24.07.24)
bize bir keresinde katlanınca tek parça oluyor mu diye sormuşlardı. 5 aylık bebek için olan pusetliler bazen tek parça katlanamıyor. bunu da arasın bi teyit etsin. ama normal şartlarda bebek arabasını uçağın kapısında teslim ediyor. inince de kapıda teslim alıyor.

2. evet doğrudur. ama ikinci güvenlikten geçtikten sonra otomattan su alırsanız o suyla ml sınırına takılmadan uçağa binebilirsiniz. sorun olmaz. ya da biz bebek maması için kafenin birinden ılık su istemiştik çay termosu gibi bi şeyden vermişlerdi. onun dışında uçak altı bagajda sıvı kısıtlaması yok evet.
0
elorelia
(25.07.24)
(5)

alkol yoksunluğu bu kadar etkiler mi ya?

mark greg sputnik
hem ilaç kullandığım hem de çeşitli bağımlılıklarıma zamanında son vermeye çalıştığım için aslında sürece ve vücudumun/beynimin acayip tepkilerine alışığım. bana o yüzden tuhaf geldi.çok abarttığımı düşündüğüm bir süreçte "bi süre alkolü ağzına sürme" dedim kendime, 37 gün oluyor sanırım bugün.yalnı
hem ilaç kullandığım hem de çeşitli bağımlılıklarıma zamanında son vermeye çalıştığım için aslında sürece ve vücudumun/beynimin acayip tepkilerine alışığım. bana o yüzden tuhaf geldi.

çok abarttığımı düşündüğüm bir süreçte "bi süre alkolü ağzına sürme" dedim kendime, 37 gün oluyor sanırım bugün.

yalnız mental olarak, biraz daha iyi olmakla beraber hala "boş" hissediyorum ya. nasıl desem hevessiz, isteksiz, heyecansız... yahu sigarada, şekerde bile bu his 5-6 günde geçerdi.

sizce bu mental apışıp kalma ve hüzün durumunun sebebini başka bi yerde aramalı mıyım artık? yani bu kadar sürmemesi lazım bunun, saçma geldi bana.

çok içtiğim süre de 2 ay civarı ha öyle 15 senelik alkolik değilim.

benzer yoldan geçmiş olanlar tecrübelerini paylaşabilir mi? neblim "kardeş alkol sigaradan daha beter, kafanın resetlenmesi aylar sürer, sabret" mi dersiniz, "benim dayı amatem'e yattı bi ay sonra fabrika ayarlarına döndü, iki ay içtin diye bu kadar bozulmazsın, başka bi şeydendir o" mu dersiniz?

hayatımda ilk kez "çok içtin, durman lazım" dedim açıkçası, normalde bu sürecin nasıl işlediğini bilmiyorum :( dediğim gibi daha önce sigara, şeker vs. bırakırken 5-6 gün mızıldanırdım sonra geçerdi. bu ne yav.
0
mark greg sputnik
(17.07.24)
Yerine alkolün yaptığını (tamamen olmasa da tatmin edici oranda) yapan bir şey koymazsan alkol yoksunluğu aşk acısından beterdir. Bitti sandığın yerde yeniden başlar. Benim deneyimim bu yönde, bilimsel bir dayanağım yok ki dayanayım.
0
sekizdokuzon
(17.07.24)
@sekizdokuzon, eski düzene döndüm aslında. alkolün olmadığı zamanlardaki gibi akşamları çay içip kitap okuyorum filan. bundan aldığım keyif yavaş yavaş artıyor, bunun farkındayım ama ne yalan söyliyim eskisi gibi değilim. "içmicem" deyince durabiliyorum, bu çok güzel fakat özlemiyorum ve istemiyorum dersem yalan olur. pü.

@bir ben var benden şurada,

tam olarak bundan bahsediyorum aslında... yahu bu reseptörler sigarayı bile 4-5 günde aşıyordu. şimdi niye ölü taklidi yapıyorlar? ilaç mı bozdu acaba?
0
🌸mark greg sputnik
(17.07.24)
Alkollü halinle ayık halin arasındaki kontrast ne kadar fazlaysa o kadar hızlı ve derin bir bağımlılık geliştiriyorsun. Sen yine iki ayda "Noluyoruz?" demişsin, ben neredeyse üç yıldır arama mesafe koymaya çalışıyorum.

Şey yapmaya çalışıyorum. Alkol aldığımda yapmamı engelleyen işler bulayım dedim kendime. Nedir mesela, spor. Sonra işte gün içinde sürekli bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum, alkol evet odaklanmayı arttırıyor bende ama ertesi gün hiçbir şey öğrenecek halim kalmıyor, bu konuda eksiye düşüyorum. Bu süreçte de karşıma hep alkolden hayatı kaymış insanlar çıktı. "Buraya doğru gidiyorsun" diye fısıldıyor bir şeyler. Zor, çetrefilli bir süreç. Erken önlem almışsın, tebrik ediyorum.
0
sekizdokuzon
(17.07.24)
Alkol problemim olmadı ama diyorumki, bu olayın üzerine çok düiünme, GEÇİCEK. Şuan arınma aşamasındasın, kolay olucak denmedi. Ama sonsuza kadar da böyle sürmeyecek. Arınıyorsun, sık dişini
0
füt
(18.07.24)
Hiç yapmadığın şeyler yap, evcil hayvan al, yoksullara ihtiyaç sahiplerine yardım et. Kendini meşgul tut. Koşuya başla. Anahtar kelime; arınma
0
füt
(18.07.24)
(12)

arabada uyumak

mark greg sputnik
iyi aksamlar,kucuk bir alanimiz var ve ben cok horladigim icin digerleriyle beraber uyumak istemiyorum.arabada uyusam zehirlenir miyim? sineklerden dolayi cam acmak istemiyorum pek. acmamak tehlikeliyse mecbur acarim tabii, en azindan oylesi guvenli olur mu?insan, hayvan gelmesi riski filan yok yani
iyi aksamlar,

kucuk bir alanimiz var ve ben cok horladigim icin digerleriyle beraber uyumak istemiyorum.

arabada uyusam zehirlenir miyim? sineklerden dolayi cam acmak istemiyorum pek. acmamak tehlikeliyse mecbur acarim tabii, en azindan oylesi guvenli olur mu?

insan, hayvan gelmesi riski filan yok yani gerekirse komple kapilar acik da yatarim ama sabaha karsi asiri soguk olur oyle.
0
mark greg sputnik
(07.07.24)
Hahaha ne insalar ne hayatlar var ya :)

Uyu uyu bişey olmaz, sinek falan da gelmez.
0
numlock
(07.07.24)
Arka camlardan birini açıp önüne penye gibi bir şey koyarsan hem hava gelir hem de sinek istilası bayağı kesilir diye düşündüm.
0
sekizdokuzon
(07.07.24)
abi yanlis anlasilma olmasin, hayat benim degil, misafirim ben. zengin erkek seven kizlar eqlemesin.
0
🌸mark greg sputnik
(07.07.24)
kesinlikle cam kapalı uyuma.
0
hrskrs
(07.07.24)
kendi nefesinle boğulursun,
camı aç kadın çorabı gibi bir şey geçir kapıya hem hava gelir hem sineklik olur.
0
basond
(07.07.24)
Bogulursun
0
abuzer
(07.07.24)
arkadaşlar ne kadar da narinsiniz.

bi halt olmaz abi, babam hastanede acildeyken içeride kıçımı devirip biraz uzanacak bekleme sandalyesi bulamayıp defalarca uyudum arabada. kışın soğuk oluyor üşüyorsun da şu mevsimde bir halt olmaz. pencereyi 2 parmak aç, el girmeyecek kadar, yatır koltuğu devril uyu. belki sabaha karşı biraz soğuk olabilir, üstüne bi battaniye atarsın, mis gibi de uyursun. mayıs'ta muğla'da, eylül'de ankara'da açık otoparkta sabaha karşı çok üşümüştüm ama üstüm de inceydi. bi hırka falan olsa idare ederdi.
0
kibritsuyu
(07.07.24)
pencereyi iki parmak aç +1

deprem zamanında hatay'a gittiğimde uyumuştum. elbette sabaha doğru iyice hava soğuyor ama yapacak bir şey yok.

zehirlenme olayı ise klima açıkken oluyor:

m.haberturk.com
0
tabudeviren
(07.07.24)
99 depreminden sonra ilk hafta arabada uyumayı baya denedim. Çekilecek eziyet değil yazın.
Onun yerine çadır ve hatta açık alan daha rahat geldi. Aşırı sıcak havasız nemli oluyor. Ergonomik olmaması da bir o kadar önemli.

Birkaç sene önce de bir otelde organizasyon hatası yüzünden epey kilolu bir arkadaşla kalmak zorunda kaldım. Öyle bir horluyordu ki kış günü Trakya'da arabada uyudum. Sabah beni ön koltukta battaniyeye sarılı dürüm gibi görenler durup inceliyorlardı uyandığımda.
0
nop
(08.07.24)
sineği bu kadar kafaya takıyorsan git apartta yat başkan. sıcakta camı kapatıp uyunur mu? ben klima altında bile terliyorum.
0
mikahakkinen
(08.07.24)
hocam şundan alıyorsun;
www.trendyol.com

camı 2 parmak açık bırakıyorsun. kapıları kitleyip sabaha kadar mışıl mışıl uyuyorsun.
0
trajikomix
(08.07.24)
len çat diye boğulursun yazmışlar:) bişey olmaz tabiki ölmezsin ama rahat edemezsin, hafif arala en azından bir camı tül gibi file gibi bişey koyarsan o boşluğa sinek de gelmez. olm ben nerelerde uyudum da ölmedim araba ney. bişi olmaz.
0
entropik
(08.07.24)
(8)

kilit değiştirmek ne kadar maliyetlidir?

mark greg sputnik
evden çıktıktan sonra anahtarı teslim etmeyen, evde hala bazı eşyaları olan bir "muhterem" var. yakında ev ahalisi olarak bir süre şehir dışında olacağız. ben bu şahsın bizim bilgimiz ve kontrolümüz olmaksızın eve erişebilmesini istemiyorum. borç takmaktan tutun daha rahat taşınsın diye verdiğim bav
evden çıktıktan sonra anahtarı teslim etmeyen, evde hala bazı eşyaları olan bir "muhterem" var. yakında ev ahalisi olarak bir süre şehir dışında olacağız. ben bu şahsın bizim bilgimiz ve kontrolümüz olmaksızın eve erişebilmesini istemiyorum. borç takmaktan tutun daha rahat taşınsın diye verdiğim bavulu BİR AYDIR zahmet edip getirmemesi gibi davranışlarından dolayı kendisine asla güvenmiyorum. o yüzden kilitleri değiştirmeyi düşündüm.

bunun maliyeti nedir aşağı yukarı? apartman dairesinin çelik kapısında alt taraftaki kilit değişecek sadece, anahtarı zaten saymıyorum.

ikinci sorum şu ki kiracı olarak bunu ev sahibine bildirmeme gerek var mı veya sorun yaşayabileceğim bir şey mi? kendisi başka şehirde, evle hiçbir şekilde bağlantısı yok. değişim masrafını ben üstleniyorum, çıkacağımız zaman da zaten yeni anahtarları teslim edeceğiz. hani haber vermesem "niye kafanıza göre iş yapıyosunuz" durumu olur mu sizce? gerçi adam anahtarları verince kilidin değiştiğini bile anlamaz ki herhalde.

son sorum bu işlem kapıya zarar verebilecek ya da malın değerini düşürebilecek bi şey mi? çilingir kapı açarken bayağı hırpalıyor diye biliyorum mesela. yoksa biri sökülüp diğeri tertemiz takılır mı?
0
mark greg sputnik
(07.06.24)
kendiniz bile takarsiniz, hicbir sey olmaz eger kapi cok ozellikli bir kapi degilse, duz celik kapiyi ben kendim takabilmistim.

eski kilidi atmazsiniz, isterseniz evi bosaltmadan once tekrar takarsiniz eger o kisi bos eve veya yeni tasinan kisilere de dadanmayacaksa. dadanacaksa da degistirdiginizi soylemeyebilirsiniz, fark etmez bile bence, ki zaten yeni eve tasininca ilk is kilit degistirmek olmali,ev sahibinde neden benim evimin anahtari olsun sonucta. onemli olan ayni kalitede bi kilit almak, bazi kilitler dandik oluyor, ucuza kacmayin derim.

kilit fiyatlari da sanirim guncel 500 tl filandi, gecen anahtar cogaltirken gozume carpmisti ama bundan cok emin degilim, bir anahtarciya sorabilirsiniz.

ozetle zor bir islem degil, hic endiselenmeyin.
0
aferin cok iyi dusunmussun
(07.06.24)
çok maliyetli olmaz ancak kilidin ölçülerine dikkat edin, kapının iki tarafında da farklı uzunluklar olması olası. bazı kapılarda anahtar deliği koruması gibi şeyler de oluyor, kilit mekanizmasını ve kapıyı iyice ölçmek biçmek lazım. bu bilgilerle siz kilidi söküp ölçüp ona göre bir kilit alabilirsiniz, ya da işçilik bedelini de ödeyip direkt anahtarcıya bu işi yaptırabilirsiniz.

aferin cok iyi dusunmussun +1 diyorum ayrıca, zaten kiracıysanız bence yapılacak ilk işlerden biri kilidi değiştirmek olmalı (diğeri de klozet kapağını değiştirmek bence bu arada). kilidi değiştirin, evden çıkarken eskiyi takıp size ait olanı alın derim.
0
semyasa
(07.06.24)
kilidi değil göbeği değiştireceksin sadece. bu ucuz bir şey. işten anlıyorsan kendin yaparsın. birine yaptırırsan fazla para isteyebilir.
0
ferenc
(07.06.24)
kilidi kendiniz alıp değiştirebilirsiniz. çilingire gerek yok. eski anahtar ve bir tornavida olması yeterli.

kapıyı açın, kapıdan kilide giden bir vida var onu tornavida ile sökün. eski kilidi kendinize doğru çekerken anahtar ile hafifçe açın, dili kilit deliği ile hizalansın. sonra yeni kilidi aynı şekilde takın.

her girdiğim evde ilk yaptığım şeylerden biri kilitleri değiştirmek oldu. eski kilidi saklayın evi boşaltırken tekrar takarsınız. yeni gittiğiniz evde de halihazırda kullandığınız anahtarı kullanmış olursunuz.

kilit alırken tuzaklı olmasına dikkat edin.
0
inheritance
(07.06.24)
numlock
(07.06.24)
kiraladığım evde yerleşmeden önce ilk yaptığım şeylerden biri kilidi değiştirmektir. kiracı olarak bu zaten sizin hakkınız. birisi anahtarı kopyalamış olabilir veya eski bir kiracı kendisindeki anahtarla eve girebilir.

misalen söylüyorum ev sahibi bunu problem yapacak birisi bile olsa kaldığınız sürece kendi kilidinizi kullanırsınız çıkarken eski kilidi takarsınız böylece kimse bir şey diyemez.
0
bravoteam
(07.06.24)
500 tlye değiştirdik 1-2 ay önce. kilit dahil ücrete.
0
jelly bear
(07.06.24)
Yeni taşındığınız evde, ilk iş olarak kilidi değiştirmeden, kaç kişide ve kimlerde anahtar olduğunu bilmeden, bilemeden, gönül rahatlığıyla nasıl oturuyorsunuz, nasıl uyuyorsunuz, tatile nasıl gidiyorsunuz yahu?

Eve gelen çilingirin çırağının kendine de bir yedek anahtar yapmayacağı ne malum deyip ben hep kendim değiştiririm o kilidi. Ben mi paranoyağım siz mi genişsiniz birader?
0
Mirket
(07.06.24)
(2)

no country for old men'i izlemiş olanlara soru (Spoiler)

mark greg sputnik
şuradaki sahneden bahsediyorum,https://www.youtube.com/shorts/KQD0zm03_Ikben bunun devamında ne olduğunu hatırlamıyorum. muhasebeci dayıyı vuruyor muydu anton? yoksa ona ilişmeden çıkıp gidiyor muydu?
şuradaki sahneden bahsediyorum,

www.youtube.com

ben bunun devamında ne olduğunu hatırlamıyorum. muhasebeci dayıyı vuruyor muydu anton? yoksa ona ilişmeden çıkıp gidiyor muydu?
0
mark greg sputnik
(05.06.24)
Hatirlamadim ama altta yorumlarda gordum:
Ethan Cohen said he let the accountant live, in case anyone was curious.

Oyle cok anlamli, irdelenecek bir sey degil ama bir piskopatin anlik karar mekanizmasidir sadece
0
freedonia
(05.06.24)
Filmde göstermiyor.
0
logisticsmanager
(05.06.24)
(4)

canım deli gibi peynir istiyor sürekli

mark greg sputnik
dostlar iyi akşamlar,ben peyniri normalde de severim ama kötü beslendiğim için sık tükettiğim bir şey değildir. yani eve nadiren peynir alıp yerim. kahvaltı zaten etmiyorum, haliyle kullanım alanı kısıtlı oluyor. yalnız son 10-12 gündür filan böyle uyuşturucu bağımlısı gibi peynir istiyor canım. her
dostlar iyi akşamlar,

ben peyniri normalde de severim ama kötü beslendiğim için sık tükettiğim bir şey değildir. yani eve nadiren peynir alıp yerim. kahvaltı zaten etmiyorum, haliyle kullanım alanı kısıtlı oluyor.

yalnız son 10-12 gündür filan böyle uyuşturucu bağımlısı gibi peynir istiyor canım. her sabah iki yumurtaya 50 kilo peynir karıştırıp yer oldum. bunu yaptım ya mesela 6-7 saat sonra karnım acıktı, CANIM YİNE PEYNİR ÇEKİYOR.

bu vücudun bir çeşit sinyali olabilir mi? öyleyse neyim eksiktir? son 2-3 ayda alkol tüketimim fazlasıyla arttı mesela, onun alıp götürdüğü bi şeyler mi oldu acaba nedir?

şakasız söylüyorum "ulan sigarasızlıktan başım çatlıcak" hissini peynirle yaşıyorum artık her gün. yediğim peynir de süpermarketteki tırt beyaz peynir yani öyle çok değişik, lezzetli bi şey yemiş de tadına bayılmış değilim. bildiğimiz peynir yani yıllardır yediğim şey.

bunun bi sebebi olabilir mi yoksa kafayı mı yedim?
0
mark greg sputnik
(05.06.24)
geçen benim de ananasa aynısı oldu. dilimlenmiş aldım önce. 2gün öyle dilimlenmiş ananas aldım marketten. sonra kesmedi bütün ananas aldım giriştim bıçakla. 3 gün üst üste günde 1 ananas yedim. ağzımda hassasiyet oldu bir iki noktada yiyince yakmaya başladı xD , yana yana yedim 1 gün daha. sonra saldım. ama hala arzum tamamen geçmiş değil.

insanın canını çektiği şeyi hunharca yemesi güzel oluyor
0
jülsezar
(05.06.24)
Hocam o kadar değilse bile peynir düşkünlüğü bende de var ya. Bu kadar değildi. Ne zaman masaya otursam çeyrek kalıp peynir yiyorum. Gün içinde bir daha, bu sefer karpuzla. Vallahi ilginç olay
0
kel aynak kusu
(05.06.24)
Bilimsel bir dayanağım yok ama bu durum bende de var. Peyniri kahvaltıda zaten arıyorum ama yoğurt konusu iyice abartılı bir durumda. Kahvaltı hariç her öğün yemeğin eşlikçisi yoğurt veya ayran. Bir Alman için bira neyse benim için yoğurt o.

Ek olarak, aciklayamasam da vucudun bir ihtiyacina bagli bu durum olusuyordur diye dusunuyorum.
0
mbond
(05.06.24)
kalsiyum+1
0
jamswety
(05.06.24)
(1)

gibi'nin altıncı sezonu olacak mı?

mark greg sputnik
net bilgi var mı bu konuda? diziyi izliyorum ama onun dışında kulistir şudur budur takip etmem. feyyaz yiğit ya da başkasının bu konuda bir açıklaması oldu mu?
net bilgi var mı bu konuda? diziyi izliyorum ama onun dışında kulistir şudur budur takip etmem. feyyaz yiğit ya da başkasının bu konuda bir açıklaması oldu mu?
0
mark greg sputnik
(31.05.24)
olacak
0
jelly bear
(01.06.24)
(1)

eczanede ilaç konusunda yaşadığım sorun

mark greg sputnik
merhaba,geçen gün terapistim ilaç yazdı. ilk kez olan bir şey değil. yalnız bu sefer e-reçete koduyla gittiğim 2-3 eczanede de aynı şeyi söylediler: sistemde görünmüyormuş. özel klinik olduğunu da belirttim, parasını verip alacağım vs. dedim. yok diyorlar. neyse böyle olunca hocamı aradım, dedim bul
merhaba,

geçen gün terapistim ilaç yazdı. ilk kez olan bir şey değil. yalnız bu sefer e-reçete koduyla gittiğim 2-3 eczanede de aynı şeyi söylediler: sistemde görünmüyormuş. özel klinik olduğunu da belirttim, parasını verip alacağım vs. dedim. yok diyorlar. neyse böyle olunca hocamı aradım, dedim bulamıyorlar. "medula'ya girmeden baksınlar" dedi. bunu eczacıya söylediğimde de "zaten oraya girmiyoruz ki" dediler.

en son "renkli reçete sisteminde de yok" deyince ben atladım "benim kullandığım ilaç renkli reçeteli değil ki?" diye. öyle olunca nasıl oldu bilmiyorum ama istediğim ilaçtan iki kutu verdiler (başka bir şehirde aynı ilacı KESİNLİKLE reçetesiz alamıyorum).

şimdilik paçayı bir şekilde kurtardım, telefonda terapistle iki saat konuşmak da istemedim şimdi mesai saati ama biraz canım sıkıldı çünkü her ilaç almam gerektiğinde böyle problem yaşamak istemiyorum. kaldı ki hep aynı şehirde değilim, diğer yerlerde dediğim gibi eczanede vermiyorlar bile bunu, o da nasıl iş anlamadım yani ankara'da satılıyor işte.

***

konudan anlayan biri problemin ne olduğunu/olabileceğini söyleyebilir mi? altından daha farklı bi şey çıkar diye korkuyorum, borç harç yüzünden devlet direkt vatandaşlıktan mı attı n'aptı acaba?

daha önce defalarca o verilen kodla gittim ilaç aldım yani ben şimdi niye çalışmıyo ki?
0
mark greg sputnik
(09.05.24)
merhaba,
aynı sorunu yaşadık yeşil reçeteli ağrı kesicide doktor bizi bu işi bilen eczaneye yönlendirdi, aynen şu cümleyi kurdu çoğu eczane sistemden girilen recete ile işlem yapmayı bilmiyor, tabi ben inanmadım ilk eczaneye girdim yapamadılar şöyle böyle dediler, doktorun yönlendirdiği eczanede hallettim.

şöyle bişeyde olabiliyor e reçete yazarken e imza kutucuğunu mu işaretlemesi gerekiyor doktorun onu hep unutuyor doktorlar siz doktorun sekreterini arayıp bi receteyi kontrol etmesini siteyin yinede
0
eja
(09.05.24)
(10)

yanlışlıkla tava kapağını vakumladım, yetkililerden yardım bekliyorum

mark greg sputnik
tencerede bi şeyler pişiriyordum, kapak olarak üstüne tavanınkini kapattım. daha küçük. yani tencerenin içine girdi kapak, içindekilerin üstünü kapatıyordu sadece.yalnız zalımey CUK oturdu. sıcaklıktan dolayı da kavanoz kapağı gibi yapıştı tencereye. şu an tencerede yemek mahsur. ben açım. tencereyi
tencerede bi şeyler pişiriyordum, kapak olarak üstüne tavanınkini kapattım. daha küçük. yani tencerenin içine girdi kapak, içindekilerin üstünü kapatıyordu sadece.

yalnız zalımey CUK oturdu. sıcaklıktan dolayı da kavanoz kapağı gibi yapıştı tencereye. şu an tencerede yemek mahsur. ben açım. tencereyi de kullanamıyorum. çok aç olmasam gülmekten altıma yapıcam. dünyanın en saçma şeyi.

kavanoz olsa yanından bıçak sokuyorsun pssst diye havası gidiyor filan ama bu hayvan gibi tava kapağı, hiçbir şekilde yerinden oynatamıyorum. zaten hasbelkader çekebilsem patlayacak gibi duruyor.

soğuyunca belki düzelir diye buzdolabına koydum ama mantıken içerideki hava hiçbir yere gitmeyecek? yoksa soğuyunca düzelir mi?

mis gibi tencereye içindekilerle birlikte veda mı edicem şimdi, mümkünse yemeği de kurtararak nasıl bir alternatif düşünebilirim?

iki kulptan tutup asılmak vs fayda etmiyor bu arada, yok yani, insan gücüyle çıkacak bir kapak değil. zaten kendi kulbu da hakka yürümek üzere, elimde kalır biraz daha zorlarsam
0
mark greg sputnik
(05.05.24)
güncelleme: arkadaşlar soğutmama rağmen hiç bana mısın demeyince büyük bir eşeklik edip sinirle sağlam bir geçirdim kapağa. patladı. 25 yerimden yaralandım ama hepsi sıyrık boyutunda. bi ekmek arası yapıp yiyecektik, final destination'lık oluyoduk az daha. RABBIM HEPİMİZİ KORUSUN.
0
🌸mark greg sputnik
(05.05.24)
Gecmis olsun. Bir daha olursa tencereyi isitirken kapagi sogutmayi deneyin (ustune buz koyup vb).
0
sertac akin
(05.05.24)
Tencerenin hava alaması lazım. Kapağın tutulduğu yeri kendinize doğru çekerek çevire çevire vidasının atmasını sağlamayı deneyebilirsiniz.
0
orangesandsea
(05.05.24)
Şu yöntemle başarıya ulaşan da birkaç kişi de var sanırım.

www.youtube.com
0
orangesandsea
(05.05.24)
Benim başıma birkaç kere geldi. Ben sadece bir kere yaptım ama benden başka eşim, kızım, eve gelen yardımcı hanım, ablam filan da hep aynı şeyi yaptıkları için artık bu işin uzmanı oldum. Çözüm aslında hepimizin bildiği bir fizik gerçeğinde ısınan materyal genişler, soğuk olan / soğutulan daralır / dar kalır:
Tavanın altını açıyoruz, tava ısındıktan SONRA kapağın kenarlarına buzları bir ayda koyup kapağı ufak ufak çekiştirmeye başlıyoruz.

Geç olmuş cevabım ama aklınızda olsun.
0
SiyamkedisiZorro
(05.05.24)
Soğutursan daha beter yapışır.

Şu an soğumuşsa ocağı son ayarda aç tencere anlık olarak hemen ısınsın. Bu sayede tencere genleşir kapak soğuk olur. Hemen kapağı bıçakla ayırmaya çalış.
0
sevilen progressive türkücü
(05.05.24)
Güncellemeyi yeni gördüm. Geçmiş olsun. Metal çember yok mu kapakta? Yani tencerede kapağın hiçbir parçası kalmadı mı?
0
sevilen progressive türkücü
(05.05.24)
teşekkür ederim.

hocam ilk olarak görüntü şuydu,

imgur.com

patladıktan sonraki hali,

imgur.com

fırlayan parçalar,

imgur.com

vücudumda ufak tefek kesikler haricinde bi şey yok, belki psikolojiktir bilmiyorum ama sağ gözüm hafiften sapıtmaya başladı gibi, patladığı an oraya bi parça girdi gibime geldi. hiç hastaneye filan da gitmedim, şansıma fırlayanlar genelde çok küçük parçalardı.

az kalsın ölüyordum yav, hala şokunu atlatabilmiş değilim.

yani havanın içeride sıkıştığının ve hayvan gibi vurmanın muhtemelen felaketle sonuçlanacağının farkındaydım ama bilmiyorum neye güvendim, bi an çat diye vurdum öyle. hakikaten verilmiş sadakam varmış, yan sürüyle kavga etmiş aslan gibi her tarafım yara bere oldu ama iyi geberip gitmedim.
0
🌸mark greg sputnik
(05.05.24)
geçmiş olsun.

artık gerek kalmamış ama, kapağın kulbunu sola çevirip gevşeterek vidasından sökseniz vida deliğinden hava alıp vakumu çözülmez miydi acaba?
0
kibritsuyu
(05.05.24)
Geçmiş olsun, gözü ihmal etmeyin, bir baktırın mutlaka
0
efx
(05.05.24)
(2)

ev arkadaşı nasıl buluyorsunuz?

mark greg sputnik
yahu ben 10-12 yıldır hep ev arkadaşlarıyla yaşayan biriyim ama son birkaç yıldır ne zaman ihtiyacım olsa gerçekten büyük sorun yaşıyorum, sektör mü bitmiş ben mi bulamıyorum anlamadım.facebook'taki erasmus ve üniversite grupları, bi tane en popüler ev arkadaşlığı sitesi, hatta reddit vs. hepsine il
yahu ben 10-12 yıldır hep ev arkadaşlarıyla yaşayan biriyim ama son birkaç yıldır ne zaman ihtiyacım olsa gerçekten büyük sorun yaşıyorum, sektör mü bitmiş ben mi bulamıyorum anlamadım.

facebook'taki erasmus ve üniversite grupları, bi tane en popüler ev arkadaşlığı sitesi, hatta reddit vs. hepsine ilan veriyorum ama yok abi. yani adamlar numara istiyor mesela, veriyorum, asla geri dönmüyorlar. geçen bi tanesi "merhaba" dedi, merhaba hocam iyi günler dedim, bi daha hiçbi şey yazmadı.

hatta eskiden burdan bile birden fazla kez bulmuştum ama artık insan sayısı mı azaldı, bu nick'imi tanımadığı için güvenmiyorlar mı bilmiyorum, hiçbir şey çıkmıyor.

artık iş öyle bi noktaya geldi ki her şeyi bırakıp anamın yanına gidicem ya. hayır hadi benim maddi durumum zaten iyi değil ama bugün evli olmayan asgari ücretli ne yapıyor misal işi de ailesine yakın veya aynı şehirde değilse? hayatın kendisi zaten pahalı ama milyonlarca insan nerde oturuyor, nasıl yaşıyor yav?
0
mark greg sputnik
(25.04.24)
Bence insanlar artık ucu ucuna yetiştirme pahasına bile ayrı yaşamayı seçiyorlar. Ev arkadaşı çekilecek çile değil eğer öğrenci değilsen. Ben öğrenciyken de çekilecek çile olmadığını düşündüğümden çalışarak ayrı eve çıkmıştım.

Rastgele tanıdığım bir öğrenci bir dükkanı eve çevirmiş mesela ayrı yaşamak için. Dükkan sahibini de ikna etmiş nasıl becerdiyse. 5 bin tl kira ödüyordu geçtiğimiz Ocak ayında.
0
orangesandsea
(26.04.24)
Burada sürekli ev arkadaşı arayan LGBT bir arkadaş var. Aynı zamanda ot bağımlısı falan. Bir görüşün bakalım
0
ferenc
(26.04.24)
(1)

matematik öğrenmek istiyorum, nereden başlamalıyım

mark greg sputnik
arkadaşlar durum şu şekilde: tamamen içimde ukte kaldığı için iyi düzeyde matematik bilmek istiyorum. iyiden kastım üniversite sınavındaki testlerde başarılı olmak, kalkıp yüksek mühendis olacak halim yok ama matematik biliminin temellerine haiz olayım istiyorum.ilkokul ve ortaokulda matematiğim çok
arkadaşlar durum şu şekilde: tamamen içimde ukte kaldığı için iyi düzeyde matematik bilmek istiyorum. iyiden kastım üniversite sınavındaki testlerde başarılı olmak, kalkıp yüksek mühendis olacak halim yok ama matematik biliminin temellerine haiz olayım istiyorum.

ilkokul ve ortaokulda matematiğim çok iyiydi. lisede hem dili daha çok sevdiğim hem de matematik hocalarıma acayip uyuz olduğum için hiç üstüne düşmedim. suçu tamamen onlara atmıyorum tabii ki açıkçası kafam da basmıyordu ama şimdi geldiğim noktada lise düzeyinde matematiğin altından girip üstünden çıkabilirmişim gibime geliyor. çünkü kafa yapısı olarak netliği seviyorum zaten, dil öğrenirken bile gramere çok daha fazla ağırlık veririm mesela; belli kuralların olduğu, bi şeyleri yerine koymanın gerektiği, çözümlemeli yapıları seviyorum. biraz da ondan "yaparsın len" diye düşündüm. bi de hiç unutmadığım bi şey var, ben bir akrabamız tarafından dershaneye yazdırılmıştım yedinci sınıfta. hiç istemiyordum ama hatırlı akraba ayarlayınca mecbur gittim. ilk matematik denememde 25 soruda 4 net yapmıştım. öğretmen bayağı kızmıştı, yüzüme bakarak "bazılarınızla çok işim var" filan demişti. o adam bana tamamen ücretsiz, kendi isteğiyle derslerden sonra ayrıca ders verdi. dönem bitmeden 21 yapmıştım. kısacası biraz "yapabileceğim bir şeyi yapmamış" gibi hissediyorum ve bulmaca çözer gibi denklem çözme fikri hoşuma gidiyor.

ahmet buhan'a geri dönsem fazla geriye gitmiş olurum herhalde. böyle konu anlatımlı, sorusu bol kitap filan işimi görür sanırım. anlamadığım yerde zaten internetten konu anlatım videosu izlerim ama önce kendim girişmeyi, önümde kitapla çalışmayı daha çok seviyorum.

"eşşoleşşekler için matematik", "itovlit seviyesinde matematik" tarzı yayınlar var, onlardan önerebileceğiniz var mı?

dediğim gibi amacım üniversiteye giriş sınavlarında iyi derece elde edebilecek, dolayısıyla "lise için üst düzey" sayılabilecek bir matematik ama sıfırdan başlıcam. sınava girmek gibi bir niyetim yok bu arada, referans olması açısından söylüyorum. sırf kendi keyfim için öğrenicem, maksat kafayı çalıştıralım erken bunamayalım.
0
mark greg sputnik
(23.04.24)
yazılmış zaten. antremanlarla matematik 1 ve 2. ciltleri bana dgs kazandırmıştı.
0
phonex
(23.04.24)

uygun yollu uluslararası para transferi

mark greg sputnik
arkadaşlar geçen de sormuştum ama cevap alamadım ne yazık ki. wise, adresimi türkiye'ye güncellediğim an hesaplarımı engelledi. para alabilirmişim ama gönderemezmişim filan. hesaptaki parayı da çekemiyorum anlaşılan. daha farklı bir şey lazım.karşılıklı olarak en ucuz yollu (komisyon, kur farkı vs.
arkadaşlar geçen de sormuştum ama cevap alamadım ne yazık ki. wise, adresimi türkiye'ye güncellediğim an hesaplarımı engelledi. para alabilirmişim ama gönderemezmişim filan. hesaptaki parayı da çekemiyorum anlaşılan. daha farklı bir şey lazım.

karşılıklı olarak en ucuz yollu (komisyon, kur farkı vs. bakımından) uluslararası para gönderim şeysi ne olur şu an? letonya-türkiye arası gidip gelecek. karşı tarafın bankası SEB. benimki finansbank ama vakıf filan da olur onu ayarlarım.

wise'ın çalıştığı zamanlardakine benzer başka bi şey yok mu? gönderimin çok hızlı olması da şart değil 3-5 günde gelse yine olur, önceliğim fazla masraf kesmemesi.

transfergo nasıl mesela kullanan oldu mu?
0
mark greg sputnik
(19.04.24)

askerlik işlemlerinin sonucu e-devlete ne zaman düşer?

mark greg sputnik
sene başında tecilim bitti. işlemlere başladım, dombili olduğum için bir yıl erteleme aldım. heyette bana raporumu e-devlet'ten alabileceğimi, ayrıca bir işlem yapmama gerek olmadığını söylemişlerdi. yalnız bu işlem şubat ayı sonunda gerçekleşmiş olmasına rağmen e-devlet'te baktığımda şu ekranı görü
sene başında tecilim bitti. işlemlere başladım, dombili olduğum için bir yıl erteleme aldım. heyette bana raporumu e-devlet'ten alabileceğimi, ayrıca bir işlem yapmama gerek olmadığını söylemişlerdi. yalnız bu işlem şubat ayı sonunda gerçekleşmiş olmasına rağmen e-devlet'te baktığımda şu ekranı görüyorum,

prnt.sc

hadi genel müdürlük neyse de hastane sağlık muayenesi bile tamamlanmamış görünüyor. ben bunları gayet tamamladım, bizzat heyetten de bir yıl erteleme kararını duydum.

bu neden hala işlenmemiş olabilir, peşine düşeyim diyorum da hastaneyi mi aramak lazım yoksa başka bir yerle mi görüşmek lazım ondan da emin olamadım.

şimdi otobüs yolculuğu yapsam filan kaçaksın diye otobüsten indirip yine tebligat imzalatacaklar, boş yere borç yazacaklar sonra onu sildirmekle uğraşacağız bir de.

benzer durum yaşayan oldu mu, sisteme yansıması mı uzun sürüyor acaba?
0
mark greg sputnik
(17.04.24)
(4)

çocukken/ergenken kışı çok sevenler - büyüyünce durum değişti mi?

mark greg sputnik
kıştan kastım kar-buz, soğuk ama kapalı hava ve yağmuru da buna dahil edebilirim. özellikle çocukluğunda, ergenliğinde, genç yaşında bu tür havaları güneşli havalara kıyasla çok daha fazla sevenlere soruyorum: belli bir noktadan sonra tercihleriniz değişmeye başladı mı? yoksa hala karı, soğuğu, yağm
kıştan kastım kar-buz, soğuk ama kapalı hava ve yağmuru da buna dahil edebilirim. özellikle çocukluğunda, ergenliğinde, genç yaşında bu tür havaları güneşli havalara kıyasla çok daha fazla sevenlere soruyorum: belli bir noktadan sonra tercihleriniz değişmeye başladı mı? yoksa hala karı, soğuğu, yağmuru güneşe tercih eder misiniz?

neden merak ettim çünkü bende bu değişmeye başladı. azılı bir yağmur-çamur-kar-depresyon sevdalısıydım ama yaş ilerledikçe bunlar bana çok ağır gelmeye başladı. karakter olarak hala aynı insanım esasında. işte depresyona meyilli, yalnız vs... ama doğanın bir çeşit "otomatik reset"i midir bilmiyorum, artık havada güneşi, sıcağı gördüğüm zaman şerefsizim direkt daha iyi hissetmeye başlıyorum. koca hayatımı sibirya'da yaşamayı hayal ederek geçirdim, yeni yeni "lan kanarya adaları'nda şıpıdık terlikle dolaşmak varken ne sibiryası?" demeye başladım.

ki hakikaten çevreme de bakıyorum özellikle 40-50 yaş sonrasında sıcakla, doğayla, cıbıldak gezmeyle çok daha ilgilenir hale geliyor insanlar. neblim ege'de sahil kasabasına yerleşmek isteyeni çok görüyorum ama 3 bin metre rakımda dize kadar karın içinde yaşamayı isteyene hiç rastlamadım.

sizce bu ne kadar kişisel tercih, ne kadar "doğanın bizi yola getirmesi"? sizde herhangi bir değişiklik oldu mu bu açıdan?

bu arada ben hala kar yağınca çocuk gibi heyecanlanan biriyim. onda hiçbi değişiklik yok. ama güneşli, sıcak havalardan eskiden nefret ederdim. şimdi onları da çok seviyorum öyle söyliyim.
0
mark greg sputnik
(02.04.24)
(bkz: aa bu benim lan)

Küçükken Istanbul'da kar yağınca mutlu olurduk her çocuk gibi.
Şimdi; kar yağmasının neredeyse imkansız olduğu bir şehirde yaşıyorum, yazları da çok sıcak. Yazdan hiç şikayetçi değilim, yıllardır kar görmedim bir 13 sene görmesem aramam herhalde.
0
goodz
(02.04.24)
bol miktarda kar yağan bir şehirde yaşıyorum ancak kardan nefret ediyorum. yağmurdan nefret ediyorum. ıslatmasından hiç hoşlanmıyorum. ben serin hava seviyorum. sıcaktan aşırı derecede nefret ediyorum. nemden kaçmak için eşimle kavga ediyorum tayin olmamak için. o nemli bir şehire gidelim diyor ben karasal yerde yaşamak istiyorum.
0
blue eyes white dragon
(02.04.24)
Yas 37 ben hala karı buzu çok severim. Ankara'ya bu sene bir gün kar yağdı oğlanı alıp koşa koşa bahçeye indim. Sıcaktan nefret ederim.
0
mirty
(02.04.24)
kısmen. hala kar ve yağmur çok severim. ama işte küçükken geçim derdi yoktu, mal mülk derdi yoktu. evde otururdun sıcak, dışarı çıkar oynardın bundan ibaretti çocukluk. araba var mesela kar yağınca gidip temizlemek zorundasın. çok dikkatli kullanmak zorundasın o tarz havalarda. işe eve gitmek yine sıkıntı. ama hala çok severim.
0
paintov
(03.04.24)

ankara'da eşyalı evime arkadaş arıyorum (kolej)

mark greg sputnik
ev incesu caddesi üzerinde, incesu pazarı hemen evin önünde kuruluyor. kolej durağına yürüyerek 15 dakika mesafede. ortak kullanım alanı olarak mutfak (ve balkon) ile banyo mevcut, odanızda yataktır dolaptır temel ihtiyaçlar bulunuyor, bavulunuzu alıp gelebilirsiniz. keza mutfakta da bir eksik yok,
ev incesu caddesi üzerinde, incesu pazarı hemen evin önünde kuruluyor. kolej durağına yürüyerek 15 dakika mesafede. ortak kullanım alanı olarak mutfak (ve balkon) ile banyo mevcut, odanızda yataktır dolaptır temel ihtiyaçlar bulunuyor, bavulunuzu alıp gelebilirsiniz. keza mutfakta da bir eksik yok, yakışıklı bıçak setinden tenceresine tavasına her şey var. kira bedeli 5 bin lira, faturalar kişi başı aylık 500 lirayı geçmiyor. girişte bir kira bedeli de depozito rica ediyorum.

şu an iki kişiyiz, yaşlar 29-25, ikimiz de erkeğiz. fotoğraflar, detaylar vs. için mesaj atabilirsiniz.
0
mark greg sputnik
(01.04.24)
(4)

tamamen cahilinden bir dune sorusu

mark greg sputnik
arkadaşlar iyi akşamlar,son zamanlarda karşıma sık sık çıkmaya başladı. sanırım bir bilimkurgu serisi ama inanın dune ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum. ilk olarak şunu sormak istiyorum,1) bu fotoğrafın esprisi ne? muhtemelen çocuk seride yer alan birine benziyor ama spoiler vermeden açıklar mısınız?
arkadaşlar iyi akşamlar,

son zamanlarda karşıma sık sık çıkmaya başladı. sanırım bir bilimkurgu serisi ama inanın dune ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum. ilk olarak şunu sormak istiyorum,

1) bu fotoğrafın esprisi ne? muhtemelen çocuk seride yer alan birine benziyor ama spoiler vermeden açıklar mısınız? 64.media.tumblr.com

2) ben dune 2000 oynadım. 8-9 yaşındaydım o zamanlar. yerin altından çıkıp benim araçlarımı yutan şerefsiz bir makine hatırlıyorum. rise of harkonnen'in müziğini hala dinlerim, çok severim ama oyuna dair savaş/strateji oyunu olması dışında pek bi şey hatırlamıyorum, dediğim gibi sene 2001-2002 filan, bilgisayarda var diye oynuyordum öyle, babam yüklemişti galiba. bu dune, o dune mu?

3) kitabı var mı?

4) filmi ya da kitabı varsa tavsiye eder misiniz? aslında bilimkurgudan çok anlamam. "fantastik" içerikli olarak çocukken harry potter'ı severdim, bi de game of thrones izledim daha sonra severek. amma politika, savaş, dövüş, gelecek, uzay vs. konularını, neblim distopik romanları filan severim.

5) duygulandım, dune 2000'i win 10'da oynayabilir miyim? biraz baktım ama bulamadım, sadece win 98 görünüyor.

şu ara sıkça görüyorum sağda solda dune dune diye. ne oluyor?
0
mark greg sputnik
(30.03.24)
1- filminin başrol oyuncusuna benziyor.

2-olabilir çünkü çölde insanları yutan solucanlar vardı yanlış hatırlamıyorsam

3-kitabının serisi var. 5 tane vardı galiba. edit : 6 mış

4-ben ilk kitabı okudum sadece. fena kitap değil ama ben bu tarz evrenlere çok giremiyorum. o yüzden devam etmedim. ilk film ilk kitabın yarısıydı galiba 2. film de diğer yarısıdır. film de iyi sayılır bence.
0
high hopes of the sozluk
(30.03.24)
Cevaplar gelmiş ekleme yapayım

Bilim kurgu seviyorsanız kitaplar baya baya iyi.

Dune 2000 (ya da diğer dune oyunlarını) güncel bilgisayarda oynamak için dosbox deneyebilirsiniz. Ya da eski oyunları güncel sistemlerde çalışacak şekilde yamalayıp satan gog (good old games) sitesine bakabilirsiniz (ki dune 2000 varmış gog'da) oradan satın alıp yasallı, lisanslı bir şekilde de oynayabilirsiniz.
0
hedep
(30.03.24)
1. cevab verilmiş.
2. evet o oyun bu dune'un oyunu. oyunda atreides ve harkonnen'den başka seçilebilen ordos diye kitapta olmayan bir house daha vardı (yeşil), o uydurma bildiğim kadarıyla.
4. kitaplar şahane, akla kazınan bir sürü replik ve olay var. gerçek hayatta sık sık kullandığım bir de feature sahibi yaptı bu kitap beni.
5. www.dosgamers.com "Play the original Dune 2000 on 64 bit Windows systems" kısmı
0
engelbert humperdinck
(31.03.24)
2) dune2000 kitap ve filmle aynı evrende geçiyor, onun dışında pek bir bağlantısı yok. belki hatırlıyorsunuzdur oyunda üç aile var, dune gezegenini ele geçirmek için savaşıyorlar. kitapta (filmde) bu tarz açık bir savaş yok. hatta bir başkasının yazdığı gibi, üç aileden biri (ordos) kitapta sadece isim olarak geçiyor. yani büyük oranda uydurma, alternatif evren olarak düşünebilirsiniz.

5) diğer yanıtlara alternatif olarak openRA üzerinden modern ui ile oynayabilirsiniz.
0
anonim yazar
(31.03.24)
(3)

emekli maaşı taşıma promosyonu

mark greg sputnik
iyi günler dostlar,erkek kardeşim, vefat eden babamın emekli maaşını alıyor. annem bana bu emekli maaşını taşıma promosyonundan onun da faydalanabileceğini söyledi, öyle bir şey görmüş sanırım. öncelikle sorum, bu gerçek mi? birader kendisi emekli olmadığı halde bu imkandan yararlanabilir mi?eğer öy
iyi günler dostlar,

erkek kardeşim, vefat eden babamın emekli maaşını alıyor. annem bana bu emekli maaşını taşıma promosyonundan onun da faydalanabileceğini söyledi, öyle bir şey görmüş sanırım.

öncelikle sorum, bu gerçek mi? birader kendisi emekli olmadığı halde bu imkandan yararlanabilir mi?

eğer öyleyse süreç nasıl işliyor? hangi bankanın bunu yaptığını, hangisinin ne kadar promosyon verdiğini vs. tek tek bankalarla görüşerek mi öğrenebiliriz? yoksa katılımcılar ve rakamlar belli mi?

benim gönlü zengin kardeşim "üşeniyom ya" diye hiç üstüne düşmüyor ama böyle bir imkan varsa kendisini fiştekleyeyim diyorum, taş atıyoruz da kolumuz mu yoruluyor sanki, yapalım şovumuzu.
0
mark greg sputnik
(29.03.24)
Evet ölüm aylığı alan hak sahipleri de prompsyon alabiliyor, linke bir göz atın.

www.sgk.gov.tr:~:text=Emekli%20ayl%C4%B1%C4%9F%C4%B1%20alan%20vatanda%C5%9Flar%C4%B1m%C4%B1za%20y%C3%B6nelik,bin%20lira%20promosyon%20%C3%B6demesi%20yap%C4%B1lacakt%C4%B1r.
0
akhenaten
(29.03.24)
evet yararlanır.
internete herhangi bir banka için xx banka emekli yaz çıkıyor zaten alınan paraya göre.

bu arada bulunduğu bankadan da promosyon alabilir. ama en yüksek hangisiyse ondan alsın. akbank iyi mesela.

bankaya gitmeden bile yapılabiliyor bazı bankalarda.

google'a akbank emekli yazdım. ilk sonuç
www.akbank.com
0
jelly bear
(29.03.24)
Mirket
(29.03.24)
(5)

yurtdışından para transferi için şu an en iyi yol hangisi?

mark greg sputnik
öncelik masrafın olabildiğince az olması, gönderim süresi de 3-4 günü aşmadığı sürece çok önemli değil. meblağ günümüz kuruyla sadece 170 euro civarı bir para ama bu miktarda her ay birkaç kez işlem olacak türkiye-AB, AB-türkiye yönlü. karşı taraf türk vatandaşı değil, türk bankalarıyla çalışmıyor.e
öncelik masrafın olabildiğince az olması, gönderim süresi de 3-4 günü aşmadığı sürece çok önemli değil. meblağ günümüz kuruyla sadece 170 euro civarı bir para ama bu miktarda her ay birkaç kez işlem olacak türkiye-AB, AB-türkiye yönlü. karşı taraf türk vatandaşı değil, türk bankalarıyla çalışmıyor.

eskiden wise kullanıyordum ama onlar da şimdi işlem yapmak için 20 euro depozit şartı filan koymuş, ben zaten küçük paraların adamıyım, bana yaramaz.

hem türkiye hem de AB ülkesinde görece kolay kullanılabilecek, mümkünse sadece interlek üzerinden iş görebilecek bir uygulama sistem neyin var mı şu an?
0
mark greg sputnik
(26.03.24)
Wise'da depozito olduğuna emin misiniz? Ben her ay gönderim yapıyorum hatta en son geçen hafta yapmışım, hiç böyle bir şey istenmedi.
0
fraise
(26.03.24)
fraise +1 her ay wise kullaniyorum depozit konusu mevzu bahis olmadi
0
sutcuyumbensutcu
(26.03.24)
Monito diye bir site var farklı alternatifleri karşılaştırıyor.
0
but that was just a dream
(26.03.24)
Remitly
0
kaset
(27.03.24)
ben dün ilk defa Wise açtım, evet doğrulamak için kendi adına banka hesabından veya kartından "20gbp" yolla bakalım dedi. Avrupa'da da euro diyor demek. Sonrasında böyle bişey olmamalı ama.
dar.vin
0
nhk ni youkosu
(27.03.24)
(8)

okuldan atılma mevzuu

mark greg sputnik
iyi akşamlar dostlar,bu iş benim canımı çok sıkıyor ve korkumdan inanın öğrenci işlerine gidip sorasım bile gelmiyor.2017-18 (hazırlık) girişliyim ben. mezuniyet için gereken 240 kredinin NEREDEYSE yarısı duruyor. en son hesaplamalarıma göre 2024-25 son şansımdı. bu dönem 20 temizlesek, önümüzdeki y
iyi akşamlar dostlar,

bu iş benim canımı çok sıkıyor ve korkumdan inanın öğrenci işlerine gidip sorasım bile gelmiyor.

2017-18 (hazırlık) girişliyim ben. mezuniyet için gereken 240 kredinin NEREDEYSE yarısı duruyor. en son hesaplamalarıma göre 2024-25 son şansımdı. bu dönem 20 temizlesek, önümüzdeki yıl da fire vermeden 60 yapsak... yok, yine tutmuyor. üç ders sınavı filan var ama üç dersten fazlası kalabilir.

benim kesinlikle diploma almam lazım. yaşım geçti. öyle muslukçuluk, berberlik gibi bir meziyetim de yok. iş bulup iki sene çalışsam lise mezunu olarak ordan çıkınca bi daha iş bulamam yani öyle bi durum, ülke şartları malumunuz. onun da ötesinde zaten şu an okuduğum bölümün diplomasını almayı ben kendim için çok istiyorum, kazancında değilim, benim için bir çeşit hayat amacına dönüştü ama gerek şahsi denyoluklar gerekse hayat şartları vs. olmadı.

şimdi ben muhtemelen önümüzdeki yılın sonunda, okulu bitirmeme bir veya iki dönem kalmışken atılacağım.

bu durumda aklıma şu geldi: ben sınava tekrar girsem, bölümümü kazansam, verdiğim derslerin ne kadarını saydırabilirim? aynı okul, aynı bölüm. bu konuda bir sorun olur mu dersiniz? bu saydırma olayı nasıl oluyor?

ben sınava girip aynı yeri kazanırım, o kısım hiç problem değil. ama saydırdığım dersler içinde kayıp olur mu, orasını merak ediyorum. onun dışında genel olarak 30 yaşına gelip hala lisansı bitirememiş bu davar kardeşinize konuyla ilgili herhangi bir öneriniz, tavsiyeniz vs. varsa onu da alırım.
0
mark greg sputnik
(24.03.24)
pasif öğrenci olarak dışardan dersler belli koşullarda verilebiliyor onu bi araştır bence önce.
bölümü tekrar kazansan c altı dersler sayılmayacak muhtemelen
0
jelly bear
(24.03.24)
Böyle şeyler okuldan okula değişiyor, durumu öğrenci işleriyle konuşmanız zorunlu.

Yine de bütün dersleri saydırmanız çok olası olmasa gerek. Toplam muaf olunabilecek derslerin bir üst sınırı vardı ve bu üst sınır çok da yukarda değildi diye hatırlıyorum.

Daha önce sınıfımdan birisi başka okula gitmek için yeniden sınava girmişti ondan hatırlıyorum biraz, kafanızdaki hesap çok tutmayabilir.

Ancak burada duyduklarınız üzere moralinizi bozmak ya da beklentini yükseltmek yerine kesinlikle okulla konuşmalısınız.
0
akhenaten
(24.03.24)
Valla martın sonuna geliyoruz. Vakit kaybetmeden öğrenci işlerine sorun.
Cevaba göre sınava hazırlanırsınız en azından.

Fabrika işçileri büyük meziyetlere sahip insanlar değiller. Okulu bu kadar uzatmışsanız daha en az 2 sene daha okuman gerekecek. Bence vaktinizi iyi değerlendirin. Bölümünüzü bilmiyorum bu arada. Genel yazdım.
0
sevilen progressive türkücü
(24.03.24)
dost acı söyler derler.

rus dili ve edebiyatı bölümünü için 8 senede bitirememek doğru değil. bunu alışkanlık haline getirmişsiniz. eğer rusçayı iyi derecede öğrendiyseniz illa bu bölümü bitirmek yerine, size diploma imkanı sağlayacak açık öğretim fakültesine yönelebilir, 'uluslararası ticaret', 'lojistik' 'sivil havacılık' veya 'turizm' bölümlerinden birini okuyup, diploma alıp sahip olduğunuz türkçe-ingilizce-rusça yeterliliğini kullanarak iş hayatına atılabilirsiniz.


şuan iş hayatı için de sınırdasınız. 30'dan sonra iyi işler bulmanız daha da zorlaşacaktır.
0
tavish11
(24.03.24)
@tavish11,

sus yoksa inanırım. şşş...

abi evet o konuda diyecek bir şeyim yok gerçekten, ben çok saldım, 18'imden beri de çalıştığım için hiç "öğrenci" kafasına girip tamamen okula veremedim kendimi ama rusçayı çok seviyorum ve okuduğum, okula devam ettiğim süreçte de hakikaten hocaların çok sevip tuttuğu bir öğrenci oldum. bugün okulu olabilecek en düşük ortalamayla bitirsem bile yüksek lisans başvurumda beni önce değerlendirirlerdi diye düşünüyordum. bu yola gerçekten baş koymuş bir insanım.

şu noktada başka bir bölümü açıktan okumak benim için ihtimal dahilinde değil ne yazık ki, çünkü zaten yeterince işim gücüm var, ben sadece bu kadar emek verdiğim lisansı bitirmenin derdindeyim.

iş kısmı da çok problem değil. ben halihazırda çalışıyorum. a 101 kasiyeri olsam bile şu an ülkede asgari ücretin yaklaşık iki katı gelir elde edebilirim. yeter ki üni mezunu, ankara üni rus dili bitirmiş adam olayım. tek derdim bu. parasında değilim. yoksa elbette farkındayım, okulu bitirince de uçup kaçmayacağım.

@diss,

olm inan aklımdan geçti, dissendium kesin bu duyuruya cevap verir dedim, hatta şunu bile hazırlamıştım: www.youtube.com

ama bizde yaz okulu yok maalesef, keşke olsa... niye yok zaten onu da anlamadım. bırakın kardeşim okuyalım işte, niye 7-8 aya sıkıştırıyorsunuz bizi?
0
🌸mark greg sputnik
(24.03.24)
Öğrenci affı lazım sana.
0
ferenc
(24.03.24)
Aynı okulun aynı bölümünü kazanamıyorsun abi. Kaydını sildirmen gerekiyor tekrar kayıt olmak için, kaydını sildirirsen de yeniden kayıt olamıyorsun. Belki bu mevzu okuldan okula değişiyordur ama, net bi şekilde sor onu. Ya da aç yönetmeliği oku, vardır orada.

Başka okulda aynı bölüm olur ama. Ya da aynı okulda başka bölüm de olur.

Bu arada ben de bölümü 9 senede bitirdim (atılma yoktu o zaman). 140 kredinin 60'ını hayvan gibi kasıp tek senede vermiştim. Yani 2,5 yılda bitebilecek bi bölüm okuyormuşum :) Kütüphanede yatıp kalkmaya okeysen olabiliyor öyle şeyler.
0
plutongezegendegilmi
(25.03.24)
sen derslerine çalış af çıkar olmasa yatay geçiş falan yapıyor millet ona bakarsın daha kötü bi üniversiteye geçersin.
0
kveldulv
(25.03.24)
(3)

mobil internette en uygun fiyatlı operatör hangisi?

mark greg sputnik
turkcell müşterisiyim. az önce aylık 24 gb interlek + 1000 dakika konuşma paketine 330 lira verdim. 50gb hotspot fiyatı da yaklaşık 200'dü sanırım.ben çok fazla mobil veri (ağırlıklı olarak bilgisayarda) kullanıyorum. şu an ev internetimle zaten sorun yaşıyorum, taahhütlü olduğu için sözleşmeyi sonl
turkcell müşterisiyim. az önce aylık 24 gb interlek + 1000 dakika konuşma paketine 330 lira verdim. 50gb hotspot fiyatı da yaklaşık 200'dü sanırım.

ben çok fazla mobil veri (ağırlıklı olarak bilgisayarda) kullanıyorum. şu an ev internetimle zaten sorun yaşıyorum, taahhütlü olduğu için sözleşmeyi sonlandırmak da pek mantıklı değil. elde avuçta ne varsa internete gider oldu o yüzden.

mobil veri için daha uygun bi şey arıyorum, bu noktada önerebileceğiniz operatör ya da hatta doğrudan paket var mı? mesela birisi bana vodafone'da 400 liraya sınırsız hotspot olduğundan bahsetmişti de çok şaşırmıştım. kendisi sürekli gezdiği için hiç internet filan bağlatmayıp telefonundan kullanıyordu. o tarz bi şey mesela benim için şahane olur.

doğrudan mobil kullanım için ayda 50gb, hotspot için de tercihen sınırsız tabii ama en azından 200gb (aylık) kullanabileceğim bi şeyler arıyorum. fiyatı uygun olduktan sonra parça parça da alırım o sorun değil.

çok şey mi istiyorum? yani hiç değilse turkcell'den daha ucuzu yok mu?
0
mark greg sputnik
(06.03.24)
turkcell en pahalısı zaten. geçen yaz 280 liraya vodafone'dan tarifemi yeniledim. 30 gb dk vs hatırlayamadım şimdi. ama sosyal medya internet harcamıyor. bu yüzden internetim nerdeyse hiç gitmiyor
0
paintov
(06.03.24)
donanımhaber'de mobil operatörler forumuna bakın, ne varsa orada var: forum.donanimhaber.com
0
suyin
(06.03.24)
Bimcell
0
doharkoman
(07.03.24)
(9)

parfüm seçerken nelere dikkat edilmeli? erkek

mark greg sputnik
iyi akşamlar dostlar,normalde ben hiç ciks birisi değilim, a 101'den axe deodorant basıp yoluma devam ederim. ama hem depresif zamanları hem de garibanlığı hatırlattığı için onu kullanasım yok pek. şöyle bi fıslattın mıydı peşinden gelecek, güzel kokan, ESSAHTAN PARFÜM almak istiyorum. 30 yaşında sa
iyi akşamlar dostlar,

normalde ben hiç ciks birisi değilim, a 101'den axe deodorant basıp yoluma devam ederim. ama hem depresif zamanları hem de garibanlığı hatırlattığı için onu kullanasım yok pek. şöyle bi fıslattın mıydı peşinden gelecek, güzel kokan, ESSAHTAN PARFÜM almak istiyorum.

30 yaşında sakallı, bazen kel, dombili, üniforması siyah kot siyah tişört olan biriyim. bana nasıl bi şey gider? işte baharatlı, pastırmalı, çiçekli böcekli filan bissürü türü oluyo ya bunların.

kardeşime sordum "git kokla beğendiğini al işte" dedi, kalbimi kırdı. rahmetli babamın böyle portakal gibi kokan baharatlı bi parfümü vardı mesela ondan nefret ederdim, o yüzden sanırım o tarz ağır kokuları tercih etmem.

böyle COOL SPORTS RUSH tarzı denyo denyo deodorantların parfüm versiyonu yok mu? mümkünse ucuz bi şeyler olsun, yani maksat bi koku sürünmek temelde, iki fıstırıcam diye 800-900 lira ver(e)mem minik bi şişeye.
0
mark greg sputnik
(05.03.24)
Öncelikle 800-900 liraya şu zaten orjinal bir şey alamazsınız, doldurmacı parfümcülerde bile şişesi 300-400 oldu.
Neyse benim önerim Polo Blue. Güzel kokudur. Dawid Walker'da var ve başarılı gayet.
0
pianeta
(05.03.24)
@arbre, hocam essah parfüm derken 100 liraya satılan deodorant olmasın diyorum aslında. yoksa evet tahmin etmiştim 800-900 liraya bile çok kaliteli bi şey yoktur. benim essah parfüm anlayışım böyle cam şişede, miktar olarak az, iki fıstlatınca kokusu uzun süre kalan şeyler :(
0
🌸mark greg sputnik
(05.03.24)
Zarada lacivert siseli bir erko parfumu begenmistim ama adini bilmiyorum;(( gidip denensin!
0
ala09
(05.03.24)
abi ben sana davidoff cool water yazıyorum, sabahları aç karna.
0
kumandanim
(06.03.24)
Bütçe düşükse mavi, zara, pull and bear gibi markalara girip hoşunuza giden parfümü alabilirsiniz. 800-900 bile orjinal "marka" parfüm için düşük bir bütçe. axe'ın deodorantı 100tl'yi geçmiş, doldurma parfüm 250-300tl olmuş.
0
kimlanbu
(06.03.24)
abi polo blue hayli güzel fakat kalıcı değil
0
edaddy
(06.03.24)
ek olarak parfüm beğenip pahalıysa benzerlerini araştırmak da yapılabilir ünlü parfümlerin çoğunun ya bargello gibi yerlerde benzeri oluyor ya da yine ünlü markalar benzerini yapıyor
0
edaddy
(06.03.24)
daha bütçe dostu dersen; slazenger deo + parfüm al geç.
0
kumandanim
(06.03.24)
Anladığım kadarıyla fresh bir koku istiyorsunuz, çok pahalı olmasın diyorsunuz, ama kalıcılığı ve yayılımı iyi olsun diyorsunuz.
Size önerebileceğim parfümler şunlar:
1. Versace-Eros : Üst notalarında nane, yeşil elma limon vardır. Sonrasında sardunya ve amber gelir.
2. Dior-Sauvage : Bergamotla açılır, biberle devam eder ve sedirle kapanır.
3. Armani-Stronger With You : Biber ve menekşe ile açılır, amber ve vanilya ile devam eder.

Ben üçünü de farklı dönemlerde kullanıyorum. Üçü de günlük kullanıma uygun parfümler.

Orjinalleri tabii pahalı ama gerçekten orjinalden farksız yapan bir yerden alıyorum. Çok da uyguna geliyor. Markanın adı Creamia, Trendyol’da da var, kendi sitesinden de almıştım. Sitesi de şu: www.creamiaperfume.com
0
dize getiren
(08.03.24)
(2)

sıhhiye-cebeci-kızılay taraflarında internet kafe önerisi

mark greg sputnik
iyi akşamlar,evde kullandığım internet berbat ötesi ve taahhüt var maalesef. önümüzdeki iki ay boyunca kesinlikle kaçırmak istediğim bazı maçlar var. internet kafeye gitmeyi düşünüyorum bu yüzden. tek kriterim internet hızının yüksek olması. yüksek dediysem 20-30mbps bile yeterli olur muhtemelen, iz
iyi akşamlar,

evde kullandığım internet berbat ötesi ve taahhüt var maalesef. önümüzdeki iki ay boyunca kesinlikle kaçırmak istediğim bazı maçlar var. internet kafeye gitmeyi düşünüyorum bu yüzden. tek kriterim internet hızının yüksek olması. yüksek dediysem 20-30mbps bile yeterli olur muhtemelen, izleyeceğim şey dümdüz maç yayını, ekstra bir şeye gerek yok.

maçların saatinden dolayı okula yakın bir yer olsa iyi olur, o yüzden öncelik sıhhiye ve kızılay olmak üzere o bölgede önerebileceğiniz kaliteli bir mekan var mı?

zamanında istanbul'da nhl playofflarını 7/24 açık internet kafede tost yiyip red bull ve sigara içerek izlemiştim, acayip keyifliydi. öyle bir ortam arıyorum.

yani herhalde herhangi bir internet kafe de iş görür ama sizin bildiğiniz, sevdiğiniz, özellikle önerebileceğiniz bir yer varsa oraya gideyim.
0
mark greg sputnik
(26.02.24)
abi haritaya bakmaya gerek yok ben kendim zaten burda yaşıyorum, sokağa çıkınca internet kafeleri kendim de görüyorum... ben sizin önerebileceğiniz, beğendiğiniz bir yer var mı diye soruyorum. gidip otururum birine, internet kalitesizdir, sürekli donar vs. boşuna uğraşmış olurum.
0
🌸mark greg sputnik
(26.02.24)
Abi Chatlak vardı.. içeride sigara da içiliyordu, ama 10-15 sene geçti üstünden :) şu an içilmiyordur diye tahmin ediyorum. Ama interneti, bilgisayarları falan en iyi olan yer orasıydı hep.

GMK üzerinde, Fevzi Çakmak sokak var, sokağa girdikten 20 metre sonra falan solda.
0
plutongezegendegilmi
(26.02.24)
(3)

ikinci el kitap satışı için en uygun yol

mark greg sputnik
merhaba dostlar,elimde onlarca kitap var. çoğunda tek çizik yok, satın aldığım günkü haliyle tertemiz kitaplar. bunları toplu ya da ayrı ayrı dişe dokunur bir meblağ karşılığında okutmam mümkün olur mu? yani para eder mi aslında merak ettiğim o. etmezse kütüphaneye bağışlarım ama ederse maalesef par
merhaba dostlar,

elimde onlarca kitap var. çoğunda tek çizik yok, satın aldığım günkü haliyle tertemiz kitaplar. bunları toplu ya da ayrı ayrı dişe dokunur bir meblağ karşılığında okutmam mümkün olur mu? yani para eder mi aslında merak ettiğim o. etmezse kütüphaneye bağışlarım ama ederse maalesef paraya çevirmek durumundayım, lazım.

atıyorum tertemiz iki ciltlik iş bankası sefiller'i kaça gider şu an? kitapyurdu'nda iletişim yayınları 293 lira sıfırı. buna sahaf ya da okur kaç verir misal? genel olarak bir okurun "orijinaline ne para vercem sahaftan/uygulamadan daha ucuza alırım" dediği zaman indirim beklentisi ne kadar olur?

sherlock holmes serisinden tutun metrosuna, dünya klasiklerine bissürü kitap var. evde yer kalmadı. size satiyim??
0
mark greg sputnik
(01.02.24)
sahaflara götürürseniz eger çok özgün ve piyasada bulunmayan ilk basım bir kitap degilse 5de 1 fiyatına alırlar. diger yerlere götürseniz kilo hesabına alırlar. onun için en mantıklısı kitapları letgo ,sahibinden, nadir kitap gibi yerlere tek tek ve set set koymak. onun dışında buraya da koyabilirsiniz. mesela kitapların listesini yazın.veya cilt şeklinde fotografını koyun şehrinizi de yazın. isteyenle ortak bir noktada buluşup bir kısmını veya tamamını da satabilirsiniz. hoşuma giden bir seri varsa ben de talip olabilirim belki
0
limonlu eksi
(01.02.24)
dolap'ta satabilirsiniz, orada piyasası var bu işin. nadir kitap'ta sadece işletmeler satış yapar. letgo'da sadece yakınınızdakilere satabilirsiniz. sahibinden'de de kargo ücreti perakende kitap satışı için yüksekti diye hatırlıyorum.
0
kesmekes laleler
(01.02.24)
buraya da koyun biz de almak isteriz belki efem
0
summerjam0306
(02.02.24)
(6)

ekşi'de sol frame sizde de göçtü mü?

mark greg sputnik
yasak kaldırıldıktan sonra eksisozluk111.com adresinden girdiğimde hesaptan çıkmış gösteriyordu. öyle olunca eksisozluk.com aracılığıyla girdim. hesapta sorun yok ama sol frame görünmüyor. gündem, debe vs. de çıkmıyor haliyle. sol taraf boş.sizde de aynı mı?
yasak kaldırıldıktan sonra eksisozluk111.com adresinden girdiğimde hesaptan çıkmış gösteriyordu. öyle olunca eksisozluk.com aracılığıyla girdim. hesapta sorun yok ama sol frame görünmüyor. gündem, debe vs. de çıkmıyor haliyle. sol taraf boş.

sizde de aynı mı?
0
mark greg sputnik
(22.01.24)
111 de çalışıyor, sol frame de sağlam
0
akhenaten
(22.01.24)
eksisozluk111, eksisozluk'e yönlenip hiç açılmıyor bende. gizli sekmede de aynı şekilde.
0
tepedeki psychedelic adam
(22.01.24)
ben siteye bile giremiyorum :/ (uygulamada sorun yok)
0
dilhun
(23.01.24)
yurtdisina acik sikinti yok
0
cooperr
(23.01.24)
Ben de siteye giremiyordum. Bilgisayarda VPN açıp girdim bir kere ve şimdi VPN'i kapatmama rağmen girebiliyorum. Ama telefonda giremiyorum hala. Neden anlayamadım.
0
peki madem
(23.01.24)
eskisozluk111.com'uorijinal domain'e geri yönlendirdiklerinden beri firefox'tan vpn'siz siteye girilemiyor. opera ile bir kez vpn açıp girince normale döndü fakat firefox'ta vpn'i kapatınca giriş yok. cache'leri ve cookie'leri temizledim, dns flush yaptım, modem konsolundan dns'i değiştirdim, bana mısın demiyor. çözebilen varsa beri gelsin.
0
massayidonatello
(26.01.24)
(2)

ankara yht garına ulaşım

mark greg sputnik
iyi akşamlar dostlar,ben buraya hep taksiyle gitmiştim daha önce. ulus metro durağına yakınmış galiba. orada insem ne kadar yürümem gerekir? yol filan nasıldır yokuş mu mesela? sakat olduğum için ona göre daha erken çıkayım diye soruyorum. ulus'tan inince ne yana, ne kadar gitmek gerekiyor aşağı yuk
iyi akşamlar dostlar,

ben buraya hep taksiyle gitmiştim daha önce. ulus metro durağına yakınmış galiba. orada insem ne kadar yürümem gerekir? yol filan nasıldır yokuş mu mesela? sakat olduğum için ona göre daha erken çıkayım diye soruyorum. ulus'tan inince ne yana, ne kadar gitmek gerekiyor aşağı yukarı?
0
mark greg sputnik
(11.12.23)
Yeni hat yapıldı ya ona binsene. Kızılay metrodan doğrudan gar durağında ineceksin
0
Hallegadola
(11.12.23)
anaa öyle şeyler oldu mu ya, hiç bilmiyordum, teşekkür ederim
0
🌸mark greg sputnik
(11.12.23)
(4)

whatsapp profil fotosu ve profesyonellik

mark greg sputnik
dostlar iyi akşamlar,ben şu an iki işte birden çalışıyorum. bunların birini geçelim, sorun değil.diğerinde de müşteriyle doğrudan ilişkim yok. iş sebepli DEVAMLI muhatap olduğum bir kişi bile yok, şu veya bu sebepten bana yazması/beni görmesi gereken 2-3 kişi oluyor.benim de 30 yaşında herif olmama
dostlar iyi akşamlar,

ben şu an iki işte birden çalışıyorum. bunların birini geçelim, sorun değil.

diğerinde de müşteriyle doğrudan ilişkim yok. iş sebepli DEVAMLI muhatap olduğum bir kişi bile yok, şu veya bu sebepten bana yazması/beni görmesi gereken 2-3 kişi oluyor.

benim de 30 yaşında herif olmama rağmen pis bir huyum var, kendimce komik ya da saçma bulduğum çeşit çeşit şey koyarım profil fotoğrafıma. çok sık değiştirmem aslında ama 3 sene aynı fotoğraf olmaz yani.

sormak istediğim şu: BİREYSEL hesabımı kullanırken bu sizce profesyonellik ya da ne bileyim toplum ilişkileri açısından sorun olacak bi şey mi sizin için? neblim iş arkadaşınız ayda bir profil fotoğrafı değiştirse, antin kuntin şeyler koysa "manyak mı bu" filan der misiniz? ya da birine iş verceksiniz diyelim böyle bi tavır sizde güvensizlik uyandırır mı?

şu an benim düzenim ne kadar "casual" olabilirse o kadar casual, kaldı ki şu an çalıştığım insanların da hiç taktığını düşünmüyorum, o yüzden sonuna kadar ergenliğe devam edicem ama "gardaşım yapma üzülürsün" derseniz en azından ilerleyen yıllar için filan aklımda olsun. kurumsal iş hesabı kullanacak olsam orada zaten yapmam, ona girmiyorum bile.
0
mark greg sputnik
(06.12.23)
bu sadece yeni tanıştığın insanda problem oluyor. o da seni daha önce hiç görmediyse.
benim whatsapp adım "fikibok" mesela. kimseyi umursamadan yıllardır böyle
bence takma
0
jelly bear
(06.12.23)
hay yaşa hocam ne güzel dedin. sen böyle deyince aklıma eski bir arkadaşım geldi. yaşı benden büyüktü, çok sevip saydığım biriydi, bayağı bir süre görüştükten sonra facebook'ta ekleşecektik. benim de yine facebook'ta antin kuntin bissürü fotom, paylaşımım filan var. çekindim biraz. açıkça söylemiştim. yıllar sonra konusu açıldı, o yüzden daha çok ısınmış bana kendisi, hoşuna gitmiş. insan neyse o olmalı bi yerde galiba.
0
🌸mark greg sputnik
(06.12.23)
Ne kadar boş bir şeyle uğraşır geçerim. Tabii siz bundan keyif alıyorsanız, benim ve diğerlerinin önemi yok.

Diyelim sizinle iş yapıyoruz. Ben kazancıma bakarım, siz de kazancına bakarsanız. Gerisi 0.

Edit: Takılacak o kadar şey olduktan sonra ona sıra gelmez.
0
put it in your appropriate place
(06.12.23)
Aynı çalışma ortamında, aynı şirket bünyesinde sorun olmamalı elbette. Sonuçta siz bireysel hesabınızı kullanıyorsunuz. Size bir iş hesabı sağlanmamış ya da bu önemsenmemiş. Kim ne diyebilir?

Ancak "iş verirken" diye özellikle yazdığınız için diyorum; dışarıyla iş ilişkisi kurarken nötr olmak her zaman daha iyi. Sizin profil resminiz bir şey anlatıyor sonuçta. Her görüşten, her karakterden insan var. Profil fotoğrafınız sebebiyle iş kaçırmak istemezsiniz heralde.

Kendi adıma, iletişim kurduğum yerde bana uygun gelmeyen bir profil fotoğrafı görürsem bu bi acaba dedirtiyor, bundan sonraki her hoşnutsuzluk da üstüne "zaten belliydi" hissiyatı uyandırıyor ve genelde tekrar tercih etmiyorum. İlla özel çekim profesyonel bir şey kullanmanız gerekmiyor ama kendinizle ilgili ne kadar az şey anlatırsa o kadar iyi bence. Ha tam tersine bunun size kazandıracağı müşteriler de olur elbette ama orana vurulduğunda ne çıkar takdir sizin.
0
akhenaten
(06.12.23)
(1)

ankara'da tişört & kapüşonlu için baskı

mark greg sputnik
dostlar iyi akşamlar,şimdi bilen bilir ben buz hokeyini çok severim, gönülden bağlı olduğum birkaç dost da mevcuttur ama orijinal dükkandan sipariş vermeye kalksam bir parça eşya 2 bin liradan fazla tutuyor, üstüne gümrüğe takılma ihtimali var. bunu yapacak durumum yok açıkçası. malum kış geliyor ya
dostlar iyi akşamlar,

şimdi bilen bilir ben buz hokeyini çok severim, gönülden bağlı olduğum birkaç dost da mevcuttur ama orijinal dükkandan sipariş vermeye kalksam bir parça eşya 2 bin liradan fazla tutuyor, üstüne gümrüğe takılma ihtimali var. bunu yapacak durumum yok açıkçası. malum kış geliyor yavaştan, şöyle sevimli bir hoodie'm olsa güzel olurdu diye düşünüyorum.

o yüzden dedim ki kapüşonluyu kendim bi' yerden alayım, üstüne şrak diye yazıyı bastırayım. bunu aslında kardeşim çok iyi becerir ama o başka bir şehirde yapıyordu bu işi, ankara'da bildiğimiz bir yer yok.

örnek ürün olarak şunu gösterebilirim,

shop.hawk.ru

mesela buna çok benzer bir şey yapmak için ankara'da nereye gidilmeli sizce? hem ana ürünü satın almak hem de bastırma işlemi için ayrı ayrı soruyorum. kaliteli olması benim için önemli. zamanında rammstein tişörtü bastırmıştı biraderim, üç sene oldu, anca yeni yeni dağılıyor mesela yapışkanı. bu tarz kaliteli iş yapan bir yer varsa önerinizi alırım.
0
mark greg sputnik
(17.11.23)
Kızılay da ülkealan pasaji alt katinda yabanci takimlarin basket formalarini satan bir dukkan vardi.orada buz hokeyi formalari da olacak. Gitmisken caprazinda baski yapan iki dukkana da ugrayip fikir alabilirsin.
0
unabomber
(18.11.23)
(3)

oyunculardan ıslak imzalı fb forması ne kadara gider?

mark greg sputnik
merhaba,elimde imzalı bir fenerbahçe forması var. kadrodaki tüm oyuncuların ıslak imzası mevcut. sezondan emin değilim ama isimlerden dolayı 2017-18 olduğunu tahmin ediyorum, zaten sıkı fenerbahçeliler fotoğrafı görünce direkt anlayacaktır, benim forma hafızam zayıf. bunu satacağım ama piyasayı hiç
merhaba,

elimde imzalı bir fenerbahçe forması var. kadrodaki tüm oyuncuların ıslak imzası mevcut. sezondan emin değilim ama isimlerden dolayı 2017-18 olduğunu tahmin ediyorum, zaten sıkı fenerbahçeliler fotoğrafı görünce direkt anlayacaktır, benim forma hafızam zayıf.

bunu satacağım ama piyasayı hiç bilmiyorum. sahibinden'de 3 bine satışa koyulan da var 20 bine de... bendeki formanın avantajı hala tertemiz olması ve oyuncular tarafından bizzat imzalanmış olması. yani öyle seri üretim ya da adamların imzasını basalım türü bir şey değil. öyle satılanlar da var çünkü.

böyle şeylerde "piyasa değeri" pek olmaz farkındayım, daha ziyade zevk işi çünkü ama siz olsanız böyle bir formaya kaç para verirsiniz? ederi aşağı yukarı nedir, ne olmalıdır? yani satacak tarafın önceliği formayı paraya çevirmek ama 50 bin edecekse 3-4 bine de gitmesin.

o açıdan siz ne kadar verirdiniz, benzer formaların alındığını ya da satıldığını gördünüz mü, fiyatlar nasıldı vs. bu konuda fikir verebilecek her türlü bilgiye açığım. teşekkürler.
0
mark greg sputnik
(13.11.23)
Sahibinden.com yanlis secim. Fb hayran sayfasi falan bisey vardir. Türlü fanatigin dolustugu yerler. Orda 50 bin bile verirler.
0
halk
(13.11.23)
sahibinden full kadro imzalı formalar bile 10 binden fazlaya satılmıyor. daha yüksek yazan ilanlar var ama satılmıyor.
0
durbidakka
(13.11.23)
Onları malzemecilerin imzaladığını biliyorsun değil mi?
Içerden biri olarak söylüyorum bunu.
Ancak fotoğraf, video kanıt olarak varsa futbolcuların imzaladığı, o zaman olur.
0
les yeux blanches
(13.11.23)
(1)

esenboğa sorusu

mark greg sputnik
10:20'deki iç hatlar uçuşu için 9'da havalimanında olsam yeter mi acaba? bi de aşti'den gitmeyi düşünüyorum, yanlış hatırlamıyosam havaş ve belko'nun ayrı ayrı otobüsleri var. bi kere böyle arka tarafta kuytu bi köşeden bindiğimi hatırlıyorum gece ama normalde peronlarda da oluyor otobüsler. bunlar
10:20'deki iç hatlar uçuşu için 9'da havalimanında olsam yeter mi acaba?

bi de aşti'den gitmeyi düşünüyorum, yanlış hatırlamıyosam havaş ve belko'nun ayrı ayrı otobüsleri var. bi kere böyle arka tarafta kuytu bi köşeden bindiğimi hatırlıyorum gece ama normalde peronlarda da oluyor otobüsler. bunlar yarım saatte bir mi kalkar, havalimanına gidişi ne kadar sürer aşağı yukarı?

8'de aşti'de olsam mesela ideal midir yoksa riskli mi, daha mı erken çıkmak lazım?
0
mark greg sputnik
(09.11.23)
8de olsan yeterli. hepsi okey.
0
jelly bear
(09.11.23)
(4)

en sevdiğiniz/en çok güldüğünüz behzat ç sahneleri? (spoiler)

mark greg sputnik
iyi akşamlar dostlar,behzat ç.'den en sevdiğiniz yahut en çok etkilendiğiniz, güldüğünüz, kısacası sizin için öne çıkmış sahneleri paylaşabilir misiniz? link varsa daha iyi olur ama sadece anlatsanız yine yeterli. şu kaşık oynayan ukraynalı kız videosunu gördüğümden beri harun'un larissa'yla tanıştı
iyi akşamlar dostlar,

behzat ç.'den en sevdiğiniz yahut en çok etkilendiğiniz, güldüğünüz, kısacası sizin için öne çıkmış sahneleri paylaşabilir misiniz? link varsa daha iyi olur ama sadece anlatsanız yine yeterli. şu kaşık oynayan ukraynalı kız videosunu gördüğümden beri harun'un larissa'yla tanıştığı sahne aklımdan çıkmıyor da o yüzden biraz duygulandım bu ara djdjfjd size de sorayım dedim.
0
mark greg sputnik
(30.10.23)
-Boğazına vurup "tınnn" dediği,
-Ödül verdikleri törende "tabak iyi" dediği sahne.
0
heritage
(30.10.23)
mtgs
(30.10.23)
birden fazla behzat'ın birbiriyle konuştuğu bir sahne vardı ama hangi bölümdü onu hatırlamıyorum. erdal reisin ustalık eseri bence.
0
izole
(30.10.23)
aziz başkomiserin behzat'a kendini acındırmak için "ben bu saatten sonra sadece torunum için yaşıyorum" tarzı duygusal bir konuşma yaptığı sırada "dedeee" diye bir anda içeri giren torununu küfür kıyamet kovduğu sahne

feridenin kocasının cesedini çıkarma planı yaparken harun'un "90'lar ha, nostalji diyorsun" repliği

boğazlar gitmiş+1

harun'un kurduğu "zaman her şeyin ilacı abi" cümlesine behzatın tepkisi

şevket ve muzonun çoğu sahnesi de tekrar izlediğimde bile güldürür hala beni.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(31.10.23)
(6)

narcos havası olan güney amerika dizisi/filmi önerisi

mark greg sputnik
narcos'u özellikle sinematik açıdan sevmiştim ben, spoiler olmasın ama malum olaydan sonra izlemeye gerek görmedim. ona benzer böyle hem garibanlığın hem zenginliğin olduğu, güney amerika (meksika da olur) taraflarında geçen mini dizi yahut film önerir misiniz? amores perros, relatos salvajes, el se
narcos'u özellikle sinematik açıdan sevmiştim ben, spoiler olmasın ama malum olaydan sonra izlemeye gerek görmedim. ona benzer böyle hem garibanlığın hem zenginliğin olduğu, güney amerika (meksika da olur) taraflarında geçen mini dizi yahut film önerir misiniz? amores perros, relatos salvajes, el secreto de sus ojos üçlüsü hariç. tşk.
0
mark greg sputnik
(15.10.23)
Sicario ve devam filmi.
0
alimcgraw
(15.10.23)
Desperado
0
alimcgraw
(15.10.23)
o meconismo, narcosun yapimcilarinin olmasi lazim.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(15.10.23)
teşekkürler, desperado ve once upon a time in mexico'yu izlemiştim daha önce. iyi ki yaşım daha gençken izlemişim açıkçası, şimdi izlesem çok komik bulurdum muhtemelen :(
0
🌸mark greg sputnik
(15.10.23)
zerozerozero
0
malheiros
(15.10.23)
The Marked Heart (Palpito)
0
congratulationsyouwon
(21.10.23)
(6)

az takip edilen liglerde maaşlar nasıl?

mark greg sputnik
özellikle hentbolu merak ediyorum ama voleybol, kadın basketbolu gibi maçları genelde fazla ilgi çekmeyen her spor için veri olur. mesela türkiye'de hentbol liginde ortalama bir oyuncu ne kadar para kazanıyordur? bi yandan bakıyorsun profesyonel seviyede sporcu olmak ne olursa olsun gerçekten ciddi
özellikle hentbolu merak ediyorum ama voleybol, kadın basketbolu gibi maçları genelde fazla ilgi çekmeyen her spor için veri olur. mesela türkiye'de hentbol liginde ortalama bir oyuncu ne kadar para kazanıyordur? bi yandan bakıyorsun profesyonel seviyede sporcu olmak ne olursa olsun gerçekten ciddi güç ve disiplin ister. e diğer taraftan bunlar futbolcular gibi milyonlar da kazanmıyor, kariyerleri desen maksimum 40 yaşında bitecek, kesinlikle zengin değiller.

bu sporcular ne yiyor, ne içiyor yahu?

ikinci olarak ankara'da en iyi hentbol takımı hangisi? denk gelirse arada izlemek isterim açıkçası, zaten ya bedavadır ya da biletler çok ucuzdur diye düşünüyorum.
0
mark greg sputnik
(12.10.23)
hentbolu bilmiyorum ama sporlar arasında voleybolu da saydığın için söylüyorum. yıldız voleybolcuların yıllık maaşlarının 1 milyon euro'yu geçtiği oluyor diye biliyorum türkiye'de. ama ortalama çok daha düşüktür tabii.
0
king lizard
(12.10.23)
@king lizard

hocam yildiz voleybolcunun maasinin 1 milyon avro olmasinin mumkunu yok, gs Kerem'in maasini daha yeni 20 milyon tl yapti. Yildiz voleybolcu tr'de her ay asgari ucret alsa zil takip oynar herhalde.

amator subelerde durum daha da berbat zaten, yildiz/genc olarak GS'de lisansli sporcuydum, forma verirken bile elleri titriyordu..uluslarrasi derecesi olan elemanlar bile dogru duzgun maas almiyor, hepsi ek is yaparak ay sonunu getirmiyeye calisiyordu.
0
cooperr
(12.10.23)
10 sene önce çalıştığım eski patron bal liginde bi takımın başkanıydı, asgari ücret verirdi. arada harçlık olarak galibiyet primi verirdi. iyi oynayanlara da asgari ücretin 1/3 gibi ufak bi çek yazardı.
0
mutlu yillar sana
(12.10.23)
boskovic dünyanın en iyi birkaç pasör çaprazından biri. eczacı'dan 1.4 milyon euro alıyor yıllık o da destekli takım olduğu için. egonu'nun adı boskovic'le yan yana alınır, italya'da 400 bin euro civarlarında oynarken türkiye'de vakıfbank 1m civarında veriyordu ona o da devlet destekli olduğu için. fb destekli kulüp değil mesela vargas'ı sadece ikinci yarı oynatabiliyor çünkü parası iyi olduğu için kasım-şubat arası çin'de oynuyor. bunlar bu mevkinin en iyi dört oyuncusunun maaşları yani. ortalama oyuncuların çok daha düşüktür.
0
black holes in the sky
(12.10.23)
İş arkadaşım öyle bir takımda oynuyor. Yani kendi işleri ayrı diyebilirim.
0
Gradient_tabanlı_mor
(13.10.23)
@cooperr yıldıztan kastım genç oyuncu demek değildi ya, star, süper star oyuncu anlamında kullanmıştım yıldız kelimesini :D
0
king lizard
(20.10.23)
(1)

lisansta formasyon dersi mi var artık? şu nedir acaba?

mark greg sputnik
selam dostlar,uzun bir aradan sonra sürgün öğretime geri döndüm ve ders seçiminde listede daha önce hiç görmediğim dersler gördüm. bölüm dışı "eğitime giriş", "özel eğitim" gibi PFE kodlu dersler var. evet bildiğimiz pedagojik formasyon eğitimi. ben dil öğrencisiyim ama bi arkadaşım mesela mütercim
selam dostlar,

uzun bir aradan sonra sürgün öğretime geri döndüm ve ders seçiminde listede daha önce hiç görmediğim dersler gördüm. bölüm dışı "eğitime giriş", "özel eğitim" gibi PFE kodlu dersler var. evet bildiğimiz pedagojik formasyon eğitimi. ben dil öğrencisiyim ama bi arkadaşım mesela mütercim tercümanlık mezunu ve 2-3 sene önce kendisi para verip ayrıca formasyon almıştı koca sene derslere girip.

şu an bölümden kimseyi tanımadığım için "bu nedir?" diye soramadım da. ders seçerken attım sepete iki tane, hocam da onaylamış, "nabıyon olm" dememiş.

şimdi ben bu dersleri alsam mezun olunca örtmenlik yapabiliyo muyum acaba? arkadaşa sordum mesela o da çok şaşırdı, anlam veremedi. bu yeni bi şey mi yoksa ben mi çok geride kaldım?
0
mark greg sputnik
(22.09.23)
şu an birçok üniversite birçok bölümde formasyon derslerini veriyor. böylece mezun olduğunuzda pedagojik formasyon eğitimi de aldığınız gözüküyor ve öğretmen olabiliyorsunuz. zorunlu değil tabii, isteyen almıyor.
0
psipsipsi
(22.09.23)
(7)

türk filmi önerisi

mark greg sputnik
merhaba,geçenlerde pardon'u izleyip çok sevmiştim. ülkemizin çıkardığı en iyi veya en azından "ikonik" diyebileceğimiz işlerden ne önerirsiniz? açıkçası çok az türk filmi izledim, haliyle "bunu kesin izlemişsindir" diye düşünüp en bilinenleri önermezlik yapmayın. mesela gemide geldi aklıma malum o d
merhaba,

geçenlerde pardon'u izleyip çok sevmiştim. ülkemizin çıkardığı en iyi veya en azından "ikonik" diyebileceğimiz işlerden ne önerirsiniz? açıkçası çok az türk filmi izledim, haliyle "bunu kesin izlemişsindir" diye düşünüp en bilinenleri önermezlik yapmayın. mesela gemide geldi aklıma malum o da izlemeyenlerin bile sahneleriyle çok duyduğu bir film. benzer tadı, havayı verir mi sizce?

yıl olarak da çok eski olmasın ama son 10 yıldan da olmasın istiyorum, o açıdan 90'lar veya 2000'lerin başı civarında geçen bir film olursa daha iyi olur ama bu kısmı şart değil.
0
mark greg sputnik
(15.09.23)
tabutta rövaşata.
gemide'yi de izle tabii.
0
tepedeki psychedelic adam
(15.09.23)
Mubi' ye ümit ünal'ın 9 diye bi filmi geldi, malum sitelerde de bulunuyor
0
freebird5406_2
(15.09.23)
Ah belinda
Arkadaşım şeytan
Masumiyet
Ağır roman
Duvara karşı
Polis
Fasulye
0
alimcgraw
(15.09.23)
beni şimdiye dek en çok etkileyen türk filmi tabutta rövaşata'dır. aylarca yansımalar bab-i esrar dinleyerek gezmiştim. ama içinde zerre mizah olmayan, ağır depresif bir filmdir. ona göre izlemeye karar ver. gerçi zamanın ruhunun çok gerisinde kaldı, şu anda bir şey ifade etmeyebilir.

eşkıya ve ağır roman türk sinemasını yeniden dirilten iki film. ikisi de epey iyidir.

pardon gibi trajikomik olsun dersen aşırı underrated bir film olan: inşaat

son yıllardan da sarmaşık'ı beğendim.
0
sir gawain
(15.09.23)
Muhsin Bey (Plase olarak: Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni, Gölge Oyunu)
Hayat Var
Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak
Hacıvat Karagöz Neden Öldürüldü
Her Şey Çok Güzel Olacak
Bir Zamanlar Anadolu'da
Çoğunluk
Sarmaşık
0
perferil
(15.09.23)
izlemediysen kesinlikle eşkiya ve ağır roman.
0
etna
(15.09.23)
Kaç para kaç
Korkuyorum anne
0
alimcgraw
(16.09.23)
(4)

breathe right veya benzeri aparatlardan memnun kalan var mı?

mark greg sputnik
geçen gece gaza gelip breathe right'ın ekstrasından sipariş verdim, gelmesini bekliyorum. bazıları yapışmıyor demiş, 400 lira verdim toplamda 60 tanesine mi ne, canım sıkıldı biraz. siz bunu ya da buna benzer herhangi bir ürünü kullanıp rahat ettiniz mi, fayda gördünüz mü acaba?şimdi bende sigara, f
geçen gece gaza gelip breathe right'ın ekstrasından sipariş verdim, gelmesini bekliyorum. bazıları yapışmıyor demiş, 400 lira verdim toplamda 60 tanesine mi ne, canım sıkıldı biraz. siz bunu ya da buna benzer herhangi bir ürünü kullanıp rahat ettiniz mi, fayda gördünüz mü acaba?

şimdi bende sigara, fazla kilo, kötü beslenme vs. her şey var ve özellikle yorgun olduğum günlerde horlamamın korkunç boyutlara ulaştığını biliyorum. bi keresinde akşamüstü kestireyim dedim, annem ağlamış oturup, "resmen can çekişiyosun, boğuluyosun" diye.

hakkı var zira ne yaparsam yapayım deliksiz 6-7 saat bile uyuyamıyorum. aşırı gerçekçi rüyalar görüyorum, o kadar ki rüyamda bir şey okuduysam uyanınca harfi harfine hatırlıyorum onu. "bunu gerçekten yaşadım mı yoksa rüya mıydı?" diye sorduğum da az değildir.

o yüzden kısa süreli çözüm olarak en azından daha rahat nefes almamı sağlayacak bi şey faydalı olur diye düşündüm çünkü bariz biçimde uyurken nefes alamıyorum.

soracağım o ki siz böyle bir durumda herhangi bir üründen fayda gördünüz mü? bazı yorumlarda yazdığı gibi "ben bu zamana kadar uyumamışım be heheyt" dedirtti mi?

onun haricinde genel olarak kısa süreli herhangi bir çözüm öneriniz varsa onu da alırım. evet kilo vermek, cuvaret çekmemek lazım ama ben üç gece daha düzgün uyuyamazsam zaten kalpten gidermişim gibime geliyor. bir an önce "ulan şerefsiz, iğrenç yaşıyorsun, bari gece bırak da azıcık dinlenelim" çağrısına cevap vermek istiyorum vücudumun.
0
mark greg sputnik
(06.09.23)
İşe yarıyor ama konforsuz. Burnunda devamlı bir baskı hissediyorsun hatta ben gece farkında olmadan çıkarıyordum bazen. Bir de belki bana özel bir durumdur ancak burnumda deri soyulmasına sebep oldu.
Ekstrası çok kuvvetli eğer sen çıkarmazsan çıkmaz. Yani bende öyle oldu.

Alternatif önerim odayı sık sık havalandır. Dyson tarzı hava temizleme cihazı alabilirsin. Bir de doktora görün eğer gerçekten kötü hissediyorsan.
0
nuevo
(06.09.23)
düzenli horlamaysa okey ama durup durup hhhhoohghdhsjf diyip bi anda hayvan gibi nefes alıyorsan uyku apnesi olması olası. Uyurken takman için oksijen maskesi mi ne veriyorlar o durumda. Bir gidip uyku testi yaptırabilirsin bu sebeple.
0
nhk ni youkosu
(06.09.23)
breathe right' ın bedenleri var. siparişte burun genişliğinize dikkat ettiyseniz, bantların tutmaması gibi bir sorun olmaz. eşim ara sıra kullanıyor, ben de denedim. yapışkanı 1,5 gün kadar gayet rahat tutuyor. bir kbb uzmanının muayenesinden geçmenizi öneririm.
0
from where i ride
(06.09.23)
uyku apnesinden ben de şüphelenmiştim ama 5-6 ay öncesine kadar bu ölçüde ciddi bir sorun yoktu, o yüzden artan kilo ve sigaradan dolayı olduğunu düşündüm. uyku testine girmeyi çok isterim aslında ama devlet hastanesinde yapıyorlar mı, bilmiyorum.

odamın camını ve kapısını yağmur, fırtına vs. olmadığında kapatmam bile. yani başımın üstünde bir çatı varken odanın daha temiz, ferah olması mümkün değil maalesef.

ben bazen uyku-uyanıklık arasında boğazımın tıkandığını hissediyorum. sanki bi şey inip kanalı tıkıyor resmen. o yüzden tamamen boyundaki yağ ve dombililik kaynaklı olduğunu düşündüm açıkçası. bakacağım.
0
🌸mark greg sputnik
(06.09.23)
(2)

uzaktan eğitim ihtimali gerçekten var mı, aslı astarı nedir?

mark greg sputnik
özellikle akademidekilere soruyorum belki daha güvenilir duyumları olabilir diye.ben en başta eylül sonu açılacağını görünce şaşırmıştım. normalde başında başlardı dönem. sonra kardeşim, bir arkadaşının okulunun ekim başına attığını söyledi başlangıcı. hoop birkaç gün sonra bizim okul da gerçekten d
özellikle akademidekilere soruyorum belki daha güvenilir duyumları olabilir diye.

ben en başta eylül sonu açılacağını görünce şaşırmıştım. normalde başında başlardı dönem. sonra kardeşim, bir arkadaşının okulunun ekim başına attığını söyledi başlangıcı. hoop birkaç gün sonra bizim okul da gerçekten dönem başlangıcını bir hafta öteledi.

böyle böyle en sonunda "gelmeyin lan eşekler" mi diyecekler yine? yani benim için süper olurdu çünkü ben zaten okuyacağımı okudum, bu yoklukta masraf etmeden oturduğum yerde kalan derslerimi tamamlayıp işime baksam güzel olurdu ama başta kardeşim olmak üzere en güzel çağlarında resmen lise-üniversite görmeyen çocuklara üzülüyorum. ne olacak bunun sonu? cidden online eğitime geçilmesi gibi bir ihtimal var mı?
0
mark greg sputnik
(02.09.23)
İhtimal yok. Ekimde yüz yüze başlayacak.
0
prole
(02.09.23)
duyduğum kadarıyla öyle bir şey konuşulmuyor. bütün yaz okulları da yüz yüze yapıldı.
0
matlii
(02.09.23)
(2)

bugünlerde çakmaklar aşırı mı dandik?

mark greg sputnik
yahu çıldıracağım, abartısız söylüyorum üç gün dayanmıyorlar. sorun gaz değil, basmalısı olsun şu silindirlisi olsun bir yerden sonra ateşlemiyor. mis gibi yepyeni almıştım mesela gerçekten üç gün olmadı ve gazı ağzına kadar dolu olduğu halde çakmıyor, taşıyla ilgili muhtemelen.ben marketten alıyoru
yahu çıldıracağım, abartısız söylüyorum üç gün dayanmıyorlar. sorun gaz değil, basmalısı olsun şu silindirlisi olsun bir yerden sonra ateşlemiyor. mis gibi yepyeni almıştım mesela gerçekten üç gün olmadı ve gazı ağzına kadar dolu olduğu halde çakmıyor, taşıyla ilgili muhtemelen.

ben marketten alıyorum hep öyle en ucuzundan. yani benim yaptığım bi tuhaflık diyeceğim ama yoo gayet normal insan gibi kullanıyorum, nasıl hor kullanabilirsin ki zaten çakmağı? ama yok, hiçbiri idare etmiyor.

özellikle cuvaret çekenler aynı sorunu yaşıyor mu acaba yoksa bir "çakmak nedir ve onu nasıl kullanmalıyız" dersi mi almam lazım?
0
mark greg sputnik
(01.09.23)
Clipper marka çakmaklar çok iyi oluyor. Tam fiyat performans kategorisinde ben kaybetmedigim müddetçe yıllarca kullanıyorum. Gazı bitince doldurma tüpü var. 30 saniyede doluyor sonra devam
0
limonlu eksi
(01.09.23)
Elin ıslak olabilir mi kullanirken
0
abuzer
(02.09.23)
(9)

tarih anlatan kitap önerir misiniz?

mark greg sputnik
çevre ülkelerin, genel olarak bu coğrafyanın (avrupa, asya, ortadoğu) tarihine meraklıyım. milattan öncesinden ikinci dünya savaşına kadar. çok fark etmez.böyle wiki'de okur gibi ama tabii ki çok daha fazla bilgi içeren, kaliteli eserler arıyorum. içinde gerçeklik payı varsa kurgu da olabilir ama da
çevre ülkelerin, genel olarak bu coğrafyanın (avrupa, asya, ortadoğu) tarihine meraklıyım. milattan öncesinden ikinci dünya savaşına kadar. çok fark etmez.

böyle wiki'de okur gibi ama tabii ki çok daha fazla bilgi içeren, kaliteli eserler arıyorum. içinde gerçeklik payı varsa kurgu da olabilir ama daha ziyade öğrenmek amacıyla daha bilimsel dille yazılmış bir şeyler istiyorum. tabii ki dilinin rahat ve anlaşılabilir olması, klasik tabirle "akıp gitmesi" tercih sebebi.

kısacası alıp başka dünyaya götürecek, şaşırtacak, "vay anam neler olmuş yaa" dedirtecek niteliğe sahip her türlü tarihsel içerik olur. antik yunandan tutun roma'nın herhangi bir dönemindeki darbe girişimine kadar her konu. tek ricam kısmen de olsa olayın öncesini, sonrasını da anlatması bilmeyenler için.

arkadaşımda mesela slavların kökeniyle ilgili bir kitap vardı, adını hatırlamıyorum şu an. 140-150 sayfa bi şey olmalı. çocuğa anlatır gibi anlatıyodu şu kavimler şuradan gelmiştir, şöyle olmuştur vs... roman değildi ama güzel bir öykü kitabı gibi merak ederek okutuyordu kendini. öyle bi şeyler istiyorum.
0
mark greg sputnik
(28.08.23)
henüz okumadıysanız halil inalcık'ın rönesans avrupası'nı öneririm.
0
62den tavsan
(28.08.23)
Dünya Tarihiyle ilgili liste hazırlayıp paylaşacağım. Duyuru gözden kaybolmasın diye yazıyorum.
0
put it in your appropriate place
(28.08.23)
Şu kitaptan başlayın bence.
Yüzyıllar önce yazılmış.
Sesli kitap
www.youtube.com
Kitap olsun istersen de
www.iskultur.com.tr
0
Tina
(28.08.23)
bu mülkün sultanları
0
duster
(28.08.23)
oral sander - siyasi tarih cilt 1
0
sensible soccer
(29.08.23)
tüfek mikrop ve çelik: www.amazon.com.tr
ulusların düşüşü: www.amazon.com.tr
akdeniz: www.kitapyurdu.com
0
halanne
(29.08.23)
Dünya Tarihi
Tüfek, Mikrop ve Çelik - Jared Diamond
Çöküş - Jared Diamond
Yükleliş - Jared Diamond
Düne Kadar Dünya - Jared Diamond
Dünyaya Neden Batı Hükmediyor. - Ian Morris
Hayvanlardan Tanrılara - Yuval Noah Harari
Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi - Yuval Noah Harari
İslam'ın Bakış Açısından Dünya Tarihi - Tamim Ensari
Strateji - Bir Tarih Lawrence Freedman
Alta Bardakta Dünya Tarihi - Tom Standage

Iran Tarihi
Devrimci İran - Michael Axworthy

Soğuk Savaş
Berlin 1961 - Freerick Kempe
Jivago Vakası - Peter Finn ve Petra Couvee

Coğrafu Keşifler
Keşifler ve Coğrafya - Nazan Karakaş Özür

Haçlı Seferleri
Arapların Gözünden Haçlı Seferleri - Amin Maalouf
Haçlı Seferleri - Thomas Asbridge
0
put it in your appropriate place
(29.08.23)
eric hobsbawm'ın bütün eserleri.
0
ahm1
(30.08.23)
alphonse de lamartine - osmanlı tarihi
0
abelardo
(30.08.23)
(2)

ekran değişimi vs yeni telefon

mark greg sputnik
huawei p30 lite kullanıyordum 3 yıldır filan. son zamanlarda ekranı gevşedi; ekranı cihaza bağlayan kayışımsı şey bir arada tutuyordu. az önce düşürdüm, o kayışın çok küçük bir kısmı kenardan fırlamış gibi. sağ alt köşede ışığı görüyorum, telefonda sorun yok ama görüntüyü ekrana vermiyor artık.herha
huawei p30 lite kullanıyordum 3 yıldır filan. son zamanlarda ekranı gevşedi; ekranı cihaza bağlayan kayışımsı şey bir arada tutuyordu. az önce düşürdüm, o kayışın çok küçük bir kısmı kenardan fırlamış gibi. sağ alt köşede ışığı görüyorum, telefonda sorun yok ama görüntüyü ekrana vermiyor artık.

herhangi bir telefoncuda ekranı değiştirtmek istesem kaça patlar aşağı yukarı, piyasası nedir? telefonumdan memnunum aslında ama arada çok fazla fark olmayacaksa yenisini almayı düşünebilirim. gerçi param yok, olabildiğince ucuza ekran değişse yine razıyım ama hiç bilemedim.

ek olarak huawei ya da başka markada benzer sorun yaşayan oldu mu? benim kardeşimde de oluyor bu. ekran bir noktadan sonra gevşeyip telefonun geri kalanından ayrılıyor, bağımsızlığını ilan ediyor resmen.
0
mark greg sputnik
(24.08.23)
Telefonunuzun ekranı çıtalar hariç 450 lira civarından çinden direkt geliyor. Tr'de de üzerine 100 200 daha koyun ortalama.

Ortalama bi ekran değişim ücreti de 200 300 lira civarında

yani 750~ civarına hallederler onu.

Google'a p30lite ekran değişim fiyatı yazınca da türk bi site 750 lira diye reklam vermiş google'a reklam olduğu için güncel olduğunu varsayabiliriz.
0
hedep
(24.08.23)
çok teşekkür ederim hocam cevap için. gerçekten de 850 liraya ekran korucuyla beraber yaptırdım, isabetli tahmin olmuş. cevabı sonradan gördüm. belki başka birinin işine yazar diye ekliyorum bunu da.
0
🌸mark greg sputnik
(25.08.23)
(1)

bu gerçek mesaj mı dolandırıcı mı?

mark greg sputnik
ATBRISK diye bir yer 10-12 gündür bana sardı. ödenmemiş türknet fatura borcunuzdan dolayı yasal işlem başlatacağız dediler. sonra avukatlık büromuza intikal etti sizi çıtır çıtır yiyeceğiz diye başka mesaj geldi.benim gerçekten de türknet'te yakın zamanda sonlandırdığım aboneliğim ve ödenmemiş borcu
ATBRISK diye bir yer 10-12 gündür bana sardı. ödenmemiş türknet fatura borcunuzdan dolayı yasal işlem başlatacağız dediler. sonra avukatlık büromuza intikal etti sizi çıtır çıtır yiyeceğiz diye başka mesaj geldi.

benim gerçekten de türknet'te yakın zamanda sonlandırdığım aboneliğim ve ödenmemiş borcum vardı ama ben bunların hepsini "ödemediğiniz için yasal işlem başlatıyoruz" mesajlarından önce ödemiştim zaten. iki eski aboneliğim için de bankacılık uygulamasından sorguluyorum, ödenmemiş fatura yok.

türknet'i bilen bilir, aktif kullanıcı değilseniz adamlara ulaşmak ölüm. telefonla zaten olmuyor. erişebilsem onlara da soracağım "benim borcum var mı?" diye ama yolunu bilmiyorum.

şu durumda endişelenmemi gerektirecek bir şey var mı sizce yoksa bilgilerimize erişen kişilerin sıradan dolandırıcılık denemelerinden mi bu da?
0
mark greg sputnik
(22.08.23)
e-devlet'ten de kontrol edin.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu
Mobil/Sabit/İnternet/Kablo Tv/Uydu İşletmecilerinden Borç/Alacak Sorgulama ve Ödeme/İade İşlemleri
0
pispinti
(22.08.23)

berlin'de paylaşımlı ev/oda ihtiyacı (kadın)

mark greg sputnik
merhaba,duyuruyu arkadaşım için açıyorum. kendisi 27 yaşında, kadın. önceliği kadın ev arkadaşı ama karışık da olur dedi. bütçesi maksimum 600 euro. toplu taşımaya yakın olduğu sürece lokasyonun çok önemli olmadığını söyledi. berlin'e gelişi 1-16 ekim arasında. sözlük veya duyuru hesabı olmadığı içi
merhaba,

duyuruyu arkadaşım için açıyorum. kendisi 27 yaşında, kadın. önceliği kadın ev arkadaşı ama karışık da olur dedi. bütçesi maksimum 600 euro. toplu taşımaya yakın olduğu sürece lokasyonun çok önemli olmadığını söyledi. berlin'e gelişi 1-16 ekim arasında. sözlük veya duyuru hesabı olmadığı için benden rica etti.

ev arkadaşı arıyorsanız, arayan bir tanıdığınız varsa bana ulaşırsanız memnun olurum, iletiştiririm sizi.

kendisi bildiği her mecraya zaten baktığını, "nasıl kalacak yer bulabilirim"den ziyade direkt olarak ev arkadaşı aradığını özellikle belirtti bu arada. yine de faydası olacağını düşündüğünüz başka bir yöntem vs. varsa onu da paylaşın lütfen.
0
mark greg sputnik
(09.08.23)
(1)

müzik kulağına güvenenler - şu iki kısım sizce benziyor mu

mark greg sputnik
yoksa ben çok mu uçtum?benzerlik gördüğüm kısma atacağım doğrudan, ikisini de 10-15'er saniye dinleseniz bile yeter sanırım,şarkı 1: https://youtu.be/rsgt4z32aYE?t=157 (otomatik gitmesi lazım, gitmezse 02:37)şarkı 2: https://youtu.be/MTlSjRMx5Ic?t=183 (otomatik gitmezse 03:03)***yahu bunlar resmen a
yoksa ben çok mu uçtum?

benzerlik gördüğüm kısma atacağım doğrudan, ikisini de 10-15'er saniye dinleseniz bile yeter sanırım,

şarkı 1: youtu.be (otomatik gitmesi lazım, gitmezse 02:37)

şarkı 2: youtu.be (otomatik gitmezse 03:03)

***

yahu bunlar resmen aynı değil mi? gerçi bilmiyorum eski şarkılar bunlar, zaten gizlisi saklısı yoktur belki o dönem popüler bi müziktir arkadaki. aaa. normalde falco dedemi alkollüyken dinlerim hep, bu sefer ayık olunca kafamda şimşek çaktı.

sizce de benzemiyo mu bu yoksa ben kendi manyak algoritmamla yine sapıtıyo muyum?
0
mark greg sputnik
(05.08.23)
evet ikisi de jethro tull dan araklamışlar :)

belirli dönemler belirli soundlar popüler oluyor
0
freebird5406_2
(05.08.23)
(1)

ancestry dna işleri türkiye'den yapılabiliyor mu?

mark greg sputnik
gönderdikleri kite tükürüp gönderiyoruz da yüzde kaç hangi toprağın insanı olduğumuzu gösteriyor ya onlardan bahsediyorum. birden fazla firma var sanırım. 1) bunlardan şu an türkiye'ye gönderim yapan, tabii bir de geri gönderim yapabileceğimiz firma var mı acaba? tükürük vücut sıvısı sonuçta, abartı
gönderdikleri kite tükürüp gönderiyoruz da yüzde kaç hangi toprağın insanı olduğumuzu gösteriyor ya onlardan bahsediyorum. birden fazla firma var sanırım.

1) bunlardan şu an türkiye'ye gönderim yapan, tabii bir de geri gönderim yapabileceğimiz firma var mı acaba? tükürük vücut sıvısı sonuçta, abartırsak biyolojik silah bile olur. bunu ptt'yle uluslararası gezintiye filan çıkarabiliyo muyuz?

2) eğer birden fazla alternatif varsa sizin önereceğiniz bi firma olur mu? bi de sanırım bu sonuçları daha bi filtrelenmiş, daha sağlıklı görebilmek için kaydolabileceğimiz veya inceleyebileceğimiz veritabanları varmış mesela. o işin detayını açıklar mısınız?

ben açıkçası hep merak etmişimdir böyle şeyleri çok, emin olup güvenebilsem parayı basıp alacağım ama hiç bilemiyorum. meme'deki gibi kendi geçmişimizi, kanımızı filan bi öğrenelim ki ona göre daha isabetli şekilde ırkçı olabilelim jdjfdj şimdi gidip arapsak paso araplara sövmeyelim, daha gerçekçi pisleşelim. tşk.
0
mark greg sputnik
(03.08.23)
merhaba, evet ancestrydna türkiye'ye gönderim yapıyor, ben 2021'de burada yaptırdım, eşime de geçen sene yaptırmıştık. ama abd'de yaptıkları babalar günü indirimi gibi avantajlar lokasyon seçtiğinizde yok oluyor. geri gönderim zarfıyla geliyor, tükrüğü o tüpe koyup çalkalayıp kutusuyla o poşete koyarak para mara ödemeden ptt'ye veriyorsunuz, alıcı ödemeli gibi bir şey, başka bi prosedürü yok. kitin üstündeki kodu sisteme girip aktive ediyorsunuz bir süre sonra tamam aldık örneğinizi diye mesaj geliyor, 2-3 hafta içinde de sonuçlarınız çıktı mesajı geliyor portallarına girip sonuçlara bakıp şaşırıyorsunuz, bu kısım önemli ham DNA'nızı da indirebiliyorsunuz, txt formatında 2-3 mb'lik bir dosya. daha sonra bu ham DNA'yı başka yerlerdeki analizlerde kullanabilirsiniz.

bir de ancestrydna'nın sahibi blackrock bilginiz olsun dna'nız rockefeller'a teslim, öyle bi hassasiyetiniz varsa belirteyim dedim :) 23andme türkiye'ye gönderim yapmıyordu en son gördüğümde.

e: yükleyebileceğiniz başka veritabanları olarak genomelink ve prometeus'u biliyorum, genomelink ücretli galiba, prometeus ücretsiz ve hayli detaylı ama biraz outdated olabilir bilen arkadaşlar başka şeyler de yazar öğreniriz.

e2: prometheus demiştim, promethease.com olacak ve ücretsiz değil $12'ymiş
0
engelbert humperdinck
(03.08.23)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.