Giriş
(1)

bir piyano melodisi (klasik)

kibritsuyu
kanal d'deki aşk-ı memnu adlı dizide nihal'in fransız bakıcısından ders alırken çaldığı parçanın adı neydi ya, çok tanıdık bir şey ama adını aklıma getiremiyorum.şurda 04:20'de başlıyor.http://www.youtube.com/watch?v=ymhuqz4nVnU&feature=related
kanal d'deki aşk-ı memnu adlı dizide nihal'in fransız bakıcısından ders alırken çaldığı parçanın adı neydi ya, çok tanıdık bir şey ama adını aklıma getiremiyorum.

şurda 04:20'de başlıyor.

www.youtube.com
0
kibritsuyu
(06.09.08)
la traviata
(06.09.08)
(3)

bluetooth'u bozulan telefon

kibritsuyu
nokia 6230 cep telefonum var (6230i değil). bu telefonun bluetooth'una ne olduysa açılmıyor. menüye girip on diyorum olmuyor. yine off olarak kalıyor. tamirciye gösterdim hallederim 15 lira dedi. zaten 50 lira anca eder. değiştirmeyi de düşünüyorum ama mesajlarımı yedeklemem lazım bilgisayara. 15 li
nokia 6230 cep telefonum var (6230i değil). bu telefonun bluetooth'una ne olduysa açılmıyor. menüye girip on diyorum olmuyor. yine off olarak kalıyor. tamirciye gösterdim hallederim 15 lira dedi. zaten 50 lira anca eder. değiştirmeyi de düşünüyorum ama mesajlarımı yedeklemem lazım bilgisayara. 15 lira çok mudur böyle bir arızaya? ankara kızılay'da daha ucuzu var mıdır? kendim halledebilir miyim?
0
kibritsuyu
(05.09.08)
15 lira çok mu? Bence az bile. Açmaya kapamaya 20 lira alıyorlar.
0
ozdek
(05.09.08)
Artık bu tür telefonlar için bile virüs türedi. FExplorer gibi bir programla telefonun sistem dosyalarına göz atmakta fayda var derim. Bununla içerideki dosyaları araştırın sonrasında yüklü olan programlarla bağlantılı olmayanları silin.
0
alkolik imam
(05.09.08)
öncelikle symbian için kullanılan backup programlar ile rehberinizi ve mesajlarınızı yedekleyin.

sonra telefona hard reset atmayı deneyin. symbian'ların çoğuna *#7370# şeklinde kodla yapılan bu reset işlemi çoğu sorunu gidermek için en uygun yöntemlerden biridir. sadece kodu ekrana yazıyorsunuz, sistem size "reset atçam emin misin?" diyor.

mesela bluetooth'u bozulan n-gage'lerde sadece reset atarak telefonu düzeltmek mümkün oldu. bir deneyin derim.

ancak bu reseti yaparken pilinizin dolu olduğuna emin olun, işlemi yarıda kesmeyin. az biraz risk taşır bunu da bilin (reset atarken olur da bir sebepten güç kesilirse telefon açılmayabilir, aynen firmware update gibidir).
0
raj
(06.09.08)
(7)

güneşin battığı yer sorunsalı

kibritsuyu
efendim abuk bir soruyla daha karşınızdayım.şimdi daha küçükken 2 ay yaz tatiline giderdik. akşamları güneş karşıdaki kocaman adanın üstünden batardı. ilk gittiğimizde (1 temmuz falan) adanın en sağ kenarına teğet batıyorken, tatilin sonlarına doğru (30 ağustos) adanın tepesini aşıp sol ucuna doğru
efendim abuk bir soruyla daha karşınızdayım.

şimdi daha küçükken 2 ay yaz tatiline giderdik. akşamları güneş karşıdaki kocaman adanın üstünden batardı. ilk gittiğimizde (1 temmuz falan) adanın en sağ kenarına teğet batıyorken, tatilin sonlarına doğru (30 ağustos) adanın tepesini aşıp sol ucuna doğru batardı.

şimdi 30 ağustos'ta yine aynı yerde görüyorum ki adayı falan aşmış daha da sola gitmiş güneş. tarih aynı, mevsim aynı. yörüngeden mi çıktık, niye önceki senelere göre daha çok gitti bu güneş?

edit: yer tam olarak bodrum turgutreis
0
kibritsuyu
(04.09.08)
güzel soru, bu dünyanın ekseninin eğiminden kaynaklanıyor. her gün aynı saatte aynı yerden güneşin fotoğrafını çekip hepsini birleştirirsen sonsuz işareti gibi bir şekil çıkar ortaya, sanki güneşin yörüngesi gibi. 8'in yana yatmış olanı yani.

amma velakin aynı günde farklı yıllarda farklı yerlerden batmasının sebebini bilmiyorum, bu dedğimle alakalı olabilir yine de.
0
kokomichu
(04.09.08)
evet zaten sorduğum da bu. farklı senelerde bulunan aynı tarihin aynı saatinde güneş niye farklı bir yerde? 30 ağustos 1994 tarihinde adanın sol ucundan batıyorken, 30 ağustos 2008 tarihinde niye sol ucunu da geçip daha uzaktan batıyor?
0
🌸kibritsuyu
(04.09.08)
Dünya'nın yalpalama hareketi var (tıpkı hızlı dönen bir topaç gibi). Mesela şu anki kutup yıldızı ursa minor ama ileride vega yıldızı kutup yıldızı olacak.

kibritsuyu, eğer tatil beldesinin yerini tam olarak söylerseniz (ki sanırım ege'de bir yer) daha bilimsel bir cevap yazacağım.

edit: söylediğiniz tarihlerdeki (1 temmuz - 30 ağustos 1994 ve 1 temmuz - 30 ağustos 2008) gök atlaslarına baktım, arada yalnızca 1-2 derece fark var, çok değil. yalnız yalpa hareketinin etkisi var sayılmayacak kadar az. hemen hemen aynı tarihler olduğuna emin misiniz? belki yanlış hatırlıyorsunuzdur batım noktasını? eğer farkın 1-2 derece olduğunu (işaret parmağının ucu kadar) doğruluyorsunuz o zaman tamam işte yalpa hareketidir bence. ama yok fark 5-6 derece diyorsanız (ki mümkün değil) ve tarihlerin aynı olduğundan eminseniz bilemiyorum.
0
deckard
(04.09.08)
aynı şeyi ben de yaşadım. güzelçamlı'da (geçen sene temmuz ortası) güneş denizin ilersinden ufuktan batardı, bu sene ağustos sonu samos(sisam) adasının üzerinden batıyordu. yaz kış orada yaşayan birine sorduğumda da "hadi lan ben bildim bileli samos'tan batar" dedi, halbuki geçen sene çektiğim fotoğraflar var taş gibi, ufuktan batmış :)
0
only
(04.09.08)
mrtksn; güneşin batımı aynı yerden geçen sene ve bu sene fotoğraf olarak mevcut bende. exif bilgileriyle sunabilirim montaj değil ;) yağ gibi kaymış. he sadece 2008 yılına özel bir şeydir bilemem, dediğin yine doğru olabilir.
0
only
(04.09.08)
ermanen
(04.09.08)
@mrtksn
Ben kokomichu'nun anlatmaya calistigini yazdim, yardimci olur diye verdim, kesin cevap degil tabi:)
0
ermanen
(04.09.08)
(28)

tuvalet kağıdı kullanımı

kibritsuyu
arkadaş yıllardır anlamıyorum şu hadiseyi. biri bana açıklasın noolur.bu tuvalet kağıdı denen şeyin asıl kullanım amacı nedir? nasıl kullanılır?1. kaka yaptıktan sonra tuvalet kağıdı alınıp kuru kuru silinir. (temiz olur mu lan böyle kuru kuru)2. kaka yaptıktan sonra tuvalet kağıdı ıslatılarak silin
arkadaş yıllardır anlamıyorum şu hadiseyi. biri bana açıklasın noolur.

bu tuvalet kağıdı denen şeyin asıl kullanım amacı nedir? nasıl kullanılır?

1. kaka yaptıktan sonra tuvalet kağıdı alınıp kuru kuru silinir. (temiz olur mu lan böyle kuru kuru)
2. kaka yaptıktan sonra tuvalet kağıdı ıslatılarak silinir. (1 rulo bitiririm herhalde)
3. kaka yapıp popo yıkandıktan sonra popo kurulanak için kullanılır.

hangisidir delirecem yeter ya. ben şahsen yıkadıktan sonra kurulamak için kullanıyorum. çevremdeki herkes de böyle yapıyor ama çocuklara temizliği öğreten kitaplarda "ayşe tuvaletten sonra tuvalet kağıdı kullanıyor" diye bir yazı ve klozette oturan bir çocuğun tuvalet kağıdına uzandığını gösteren biz çizim var. tamam ayşe kullansın yine onu da, ne yapıyor 30 yaşımda ben anlamıyorum, çocuk nasıl anlasın.
0
kibritsuyu
(04.09.08)
Batida standart davranis sekli 1 numarali ornekte anlattigin. Temizlik konusunda da cevap "yeteri kadar" diyeyim. Kuru sildikten sonra islak silmek icin satilan urunler var ama cok yaygin kullanilmiyorlar.

Bu durumda senin kitaplarda gordugun de 1 numara oluyor.

2 numara pek mantikli degil cunku tuvalet kagidi buna uygun sekilde uretilmiyor. cogunlukla islaninca parcalanacak sekilde uretiliyor lagim sistemlerinde sorun cikarmamasi icin. aninda parcalanmayip islakliga bir sure dayanan urunler var, ama bunlar tuvalet kagidinin icadindan cok sonra ciktigi icin asil kullanim seklinin 2 numara olmadigina karar verebiliriz.

3 numara da gayet mantikli bir yol. Imkanlar el veriyorsa ve tercih ediyorsan neden olmasin.
0
wpi
(04.09.08)
ben yıllardır 3. seçeneği uygularım.
kuru kuru temiz olmuyo. tuvalet kağıdı ıslatarak ta olmaz. dediğin gibi bir rulo 1 seferde biter.
o ayşenin çiziminde de ayşe taharet musluğuyla yıkamıştır poposunu sonrasında tuvalet kağıdı istiyordur. tabi çizimde gösterememişlerdir haliyle.
0
etna
(04.09.08)
en temizi ve zahmetsizi 3. yol
0
temasettin
(04.09.08)
ilginc tabi.. sahsen once kabasini aliyorum kuru kuru rulonun ic tarafiyla.. dis tarafiyla almiyorum malum toz moz olmustur saglama aliyim kendimi.. sonra yikiyorum.. sonra yine tuvalet kagidiyla kuruluyorum..
bikac kere bu evy babynin yada baska bebek markasinin falan bebekler icin islak tuvalet kagitlarindan var onlardan kullanmak zorunda kaldim onlarda cok guzel cok cici arada aliyorum aninda tak tak bitiyo cisimi yapiyom kakami yapiyom popom kuru kaliyo
0
orange coffee
(04.09.08)
Orjinali 1. yol ama temizlik manyağı olduğumuz için 3. yolu kullanıyoruz genellikle :)
0
ataturkiye
(04.09.08)
Taharet musluğunun bize has olduğunu biliyorsun değil mi? Rusya örneğini vereyim mesela orada tuvaletlerde el yıkama yeri bile odanın dışında olabiliyor. hayal gücüne kalmış artık. genelde kuru silersin ama asla istediğin kadar temiz olmaz. benim bulduğum çözüm tuvalet + duştu.
0
ozdek
(04.09.08)
ben mesela burnumu silmek, peçete olmadığı zaman peçete yerine kullanmak veya ıvır zıvır temizliğinde de kullanmak gibi şeyler yapıyorum.. adı tuvalet kağıdı diye aşağılamamak lazım aleti..
0
metox
(04.09.08)
Benim yaşadığım ülkede taharet musluğu yok, dolayısıyla mecburen 1. yöntemi tercih ediyorum.
Yalnız 3. yöntemde resmen çıplak elle pisliğin ortasına dokunuluyor yahu. Kendi bokunuzu avuçluyorsunuz afedersiniz. Ellerinizi yıkadığınız yerde sabun yoksa napıyorsunuz peki? Ya tırnağınızın arasında kalanlar?
Bu kadar kişinin böyle yapıyor olduğunu duymak iğrenç gerçekten.

Düzenli olarak duş alıyorsanız yalnızca tuvalet kağıdı kullanmak yeterli temizliği sağlar. Sağlamasa dahi pis popoyla gezmek pis elle gezmekten daha mantıklı olsa gerek.

Sanırım en iyisi önce tuvalet kağıdıyla silip sonra yıkayıp sonra da tekrar kurulamanız olacaktır. En fazla 20 saniye daha fazla alır.
0
386 dx
(04.09.08)
islak tuvalet kagitlari var onlardan kullan? hem her yerde de satiliyo...
0
pembeli kiz
(04.09.08)
@386 dx, benim üçüncü yöntemden anladığım poponun taharet musluğu ile yıkanması. e ondan sonra tuvalet kağıdı ile kurulamakta ne var? 1 numaralı yöntemden farkı taharet musluğu ile yıkıyosun işte.
0
deckard
(04.09.08)
386 dx'in düşündüğü sanırım taharet musluğundan akan suyla birlikte bahsedilen bölgeyi elimizle ovaladığımız.

taharet muslukları direk nokta atışı yaptığı için ovalama işini tuvalet kağıdına bırakıyoruz.
0
natnan
(04.09.08)
arkadaşlar, 2. yöntem düşündüğünüz kadar zor değil.
ama tabi bim marka kullanmayacaksınz, solo vs. kullanacaksınız...
0
kahvegibi
(04.09.08)
arkadaslar cok boktan bir muhabbet olacak ama aranizda taharet muslugu ile taharet borusunu karistiranlar var. alaturka tuvalet kullaniyorsaniz, poponuzu bokunuzu avuclamadan nasil yikayacaksiniz ki herkes 3. $ikki tercih ettigini soyluyor? bu konuda 386dx e katilip uzerine de +rep veriyorum.
0
egotm
(04.09.08)
3. yöntemi uyguladıktan sonra bi de üstüne ıslak mendille son rötüşü atıyorum ben şahsen, en temiz yolun da bu olduğu kanısındayım..
0
thefalloftekin
(04.09.08)
@egotm : herneyse işte,ha boru ha musluk :)
alaturkada da mümkünse biraz pis kalalım 1i işleyelim.
gavurlar patır patır ölmediğine göre bir sorun olmayacaktır.
0
natnan
(04.09.08)
3. yöntem tabii ki. ki bazı süper arkadaşlarımız pokunuzu mu elliyorsunuz diyor ama onu da yapmazsan nasıl temiz gezeceksin. sonra afedersin poponda kurumuş boklarla dolaş. iç çamaşırı koleksiyonun ortası kahverenkli donlardan oluşsun. düzenli olarak haftada bir tırnağını kesiyorsan, tuvalet sonrası da elini yıkıyorsan sorun yok. ki şimdi söyleyeceklerim mide bulandırıcı olarak nitelendirilebilir lakin içinden çıkan bir şey ne kadar pis olablir hahahaha
0
yetersiz veri
(04.09.08)
benim yöntemim: 2 + 1 + 2 + 1... Ta ki tuvalet kağıdı daha az boyanana dek. (3 tekrar yetiyor)

Marka olarak Papia'yı öneriyorum bu yöntemde. Hayat Temizlik diye bir firma çıkartıyor.
0
geri yinekel
(04.09.08)
sevgili kibritsuyu; uyguladigin yontem akil ve mantik cercevesinde en uygunu. yaparsin kakani yikarsin kicini silersin guzelce kardesim budur bunun guzeli. yok bokumu ellemem mikrop vs. dien arkadaslar yumusagindan bir firca kullansinlar. tobe ya. sen tirnagini kisa tutarsan elini dezenfektan ozelligi olan duzgun bi sabunla yikarsan bokunu da elle cükünü de. zaten vucudunda en pis yer elin. bokundan daha pis seyleri elliyosun onunla gun icinde merak etme. oeeh ne boktan bi muhabbetmis arkadas. :)
0
palyacopapi
(04.09.08)
Ben tuvalet kagıdından biraz çokca alıyorum sora onu avucumun içinde sıkıyorum böylelikle daha sert oluyor ve suda hemen parçalanmıyor.Daha sora teharet borusundan gelen suyla birlikte tuvalet kagıdıyla popomu siliyorum.
0
carpediem1653
(04.09.08)
Ilginctir bir yerde okumustum kimse bu olayin nasil kullanildigini "ogretmedigi" icin halk kafadan uydurmayla yasiyor diye...

1. + 3.
tuvalet kagidi ile iyice kuru temizleyip (abartiyorum ve detay veriyorum: 2 silme), sonra popo yikanir, sonra 1 silme ile kurulanir. Harcanan yaprak adedi 2x3 (veya 2x2 yaprak) + 2 veya 3 yaprak = 9 veya 6.

Turkiye disinda 3. olamadigi icin olacak olay 1.'den 18x3 seklinde :).

Bir de bu var:
www.treehugger.com
0
compumaster
(04.09.08)
o değil de 10 katlı bile olsa tuvalet kağıdını katlayarak kullanma takıntısı nedir ya? yeter ulan kağıt dayanmıyo kıçıma...
0
bodom
(05.09.08)
eğer 3. yöntemi kullanıyorsanız;

kibarca, herhangi bir enfeksiyona mahal vermemek için tuvaletten sonra ellerinizin hijyenine dikkat ettiğiniz kadar tuvaletten önce de buna dikkat etmelisiniz.

kabaca, eliniz o kadar çok mikrop-bakteri barındırma potansiyeline sahiptir ki, kıçınızdaki boku yıkarken bile kıçınıza mikrop kaptırabilirsiniz. o yüzden sıçmadan önce de ellerinizi yıkayınız.
0
flyalone
(05.09.08)
yikarim temizlenir yanlis bir mantik, el sabunlari bakterileri vs oldurmez. hele sivi degil kati sabun kullaniyorsaniz bakterilerin yasamasi icin sahane bir ortam saglarsiniz. bazi ulkelerde taharet aliskanliklarindan dolayi turk cerrahlara ameliyat yaptirmadiklarini soylemisti doktor bir arkadasim. popom temiz olacagina elim temiz olsun mantigina yurekten katiliyorum.
0
lykos
(05.09.08)
çocukluğumdan beri 1'i kullanıyorsam da kıçımın yeterince temizlenmediğine de hayıflanmıyor değilim. keşke şu japonya'daki el değmeden temizleyen otomatik zamazingolar dünyaya yayılsa.
0
robin
(05.09.08)
ben de 3. seçeneği uyguluyorum ama duyduğum kadarıyla; 4. seçenek gibi, bide çıplak eliyle taharet musluğu açıkken ovalayıp, sonra silenler var. bu da böyle. şimdiye kadar 2 kişiden duydum bu yöntemi.
0
kucukkiz
(05.09.08)
geri yinekel'in dediği gibi yapıyorum ben de. 2 + 1 + 2 + 1 şeklinde giderek kağıda bok bulaşmayana kadar siliyorum. göt yıkamak, çıplak elle boka dokunmak nedir arkadaş ya :S
0
trinitrotoluen
(15.10.11)
anüs bölgesindeki cilt dokusu incedir ve doğru olmayan tuvalet kağıdı kullanımı tahriş kanama ve ilerde basur gibi problemlere neden olur.
1. adım: Dışkıdan sonra tuvalet kağıdını nemlendirerek dışkıyı gidermek.
2.adım: suyla temizlenmek.
3.adım: Bastırarak kurulanmadan kaçınarak (tamponlama hareketiyle)kurulanmaktır.
Elleri ne olursa olsun yıkamak en önemli adımdır!
0
zasch
(15.10.11)
m.çtıktan sonra yavaşça taharet musluğunu ( ya da borusu neyse anladınız ) açıyoruz. tabi bu arada musluğun balistik ayarlarının tam olması gerekiyor. bu şekilde dübürün kabası alınır ve dübür yumuşatılır. dübüre su nazikçe tazyik ederken oturduğunuz yerde hafifçe öne doğru eyilme hareketleriyle suyu dübür ve çevresinde gezdirebilirsiniz. suyu kapadıktan sonra rulodan 3-4 yapraklık bir parça koparıp yemek yediğimiz elin tersi ( yani diğer elimiz ) ile ıslak bölgelerin nemi yavaşça alınır. sonra, m.çmanın derecesine göre ilgili bölgeye gerekli miktarda kağıt ile temizlik tatbik edilir. dübür ve çevresinin temizlendiğinden emin olduktan sonra üstümüzü başımızı düzeltip sifonu çekeriz. elimizi iyice yıkayıp duruluyoruz. tebrikler, başarılı bir şekilde m.çtınız.

bu işlemler sırasında tırnakların uzun olmamasına, dübür ve çevresinin avuçlanırcasına silinmemesine dikkat etmeliyiz. ayrıca temizlik işleminde aceleci olmayınız, tuvalet kağıdı kullanma konusunda ürkek davranmayınız.
0
toshiro
(15.10.11)
(14)

film ve dizi tavsiyesi

kibritsuyu
bir cinayet işlenir, suç işlenir, bir şey olur. kahramanımız olmayacak yerlerden çeşitli ipuçları bulur, biz şaşırırız falan, sonra bu ipuçlarından katili bulur. vaoov katil son derece sürpriz bir kişidir (kahramanımızın yardımcısıdır mesela).kısacası gizem çözmeceli, şaşırtmacalı, aksiyonlu, gerili
bir cinayet işlenir, suç işlenir, bir şey olur. kahramanımız olmayacak yerlerden çeşitli ipuçları bulur, biz şaşırırız falan, sonra bu ipuçlarından katili bulur. vaoov katil son derece sürpriz bir kişidir (kahramanımızın yardımcısıdır mesela).

kısacası gizem çözmeceli, şaşırtmacalı, aksiyonlu, gerilimli, sürprizli, oha dedirtgeçli film ve diziler arıyorum. yerli yabancı fark etmez. katil-polis ikilisi de şart değil.
0
kibritsuyu
(03.09.08)
Şaşırtmalı film arıyorsan Training Day'i önerebilirim. Ya da Fight Club'ı. Tabii hâlâ benden başka bu ikisini seyretmeyen kaldıysa :)
0
ataturkiye
(03.09.08)
usual suspects iyidir,saw 1-2 falan da olabilir belki.dizi olarak da tabi ki csi serileri
0
gaza gelen
(03.09.08)
fazlasıyla komplike diziler için Criminal Minds ve "Law and Order: Criminal Intent" i önerebilirim.

1.si fbi ın davranış analiz birimini konu alıyor. katilleri vs. profil çıkararak ve bi sonraki hareketlerini tahmin ederek buluyolar.

2.sinde zaten büronun adı major case detectives/squad falan gibi bişey. her bölüm karma karışık. bazen beyniniz yorulabiliyor. çok fazla olay oluyor. ama çok güzel.
dizi 8 sezon, yani bol bol yeter heralde.

bi de dexter var konusu sizin yukarıda yazdığınıza benziyor. daha fazla yazarsam spoiler olur heralde.

3 üne de kefilim :)
0
n v13c
(03.09.08)
CSI serisini tavsiye ederim. Toplam 3 tane var. 10 sezonu geçer toplamları ki her bölüm ayrı bir mind blowing aksiyona sahiptir. İpucu vs gırla gitmektedir. Güzeldir kısaca. Bir de Bones vardı sanki onda da benzer konu daha zayıf işlenir. CSI fanı olduğumu belirtmeme gerek yok herhalde.
0
ozdek
(03.09.08)
The Closer ve nispeten daha bilimsel bir versiyonu için ben de Bones diyorum:)
0
she runs away
(03.09.08)
ilginizi çeker mi bimiyorum ama bence identity.şaşırtmalı,sürprizli falan.
0
karamell
(03.09.08)
l.a. confidentials hoştur
0
zbam
(03.09.08)
Medium adlı diziyi öneririm.
0
jokond
(03.09.08)
sallayancay
(03.09.08)
traveler kesinlikle. 8 bolumluk mini dizi gibi.
0
kabizcik
(03.09.08)
prison break

ama benim gibi 3 > 2 > 4 > 1 diye gitmelisin sezon olarak.
inan, daha gizemli ve sürükleyici oluyor böyle izlersen...

not: 4. sezon yeni başladı, 1 ve 2. bölümler yayınlandı henüz.
0
sirrikadem2
(03.09.08)
Monk! Monk! Dedektif Monk adlı dizi tarifinize çok uygun. İzleyip de sevmeyene rastlamadım ayrıca. Klasik dedektiflik dizileri gibi kasvetli değil, oldukça eğlencelidir ayrıca.
0
tavsan hummasi
(03.09.08)
(bkz: 11:14)
0
withered
(03.09.08)
....
yukarıda yazdıklarıma devam olarak:

csi serileri, monk ve bones u da, şiddetle önermiyorum.
csi lar başlarda güzelken, bi yerden sonra acayip sıkıcı oluyor. hep aynı şeyler.
monk, takıntılı otistik bir dedektif. benim de takıntılarım var ama bunu izlemek çok rahatsız edici.
bones da da her olayı kemiklere bilmemnelere bağlamaya çalışıyolar...
.......
(bu mesajı önemsemeyebilirsiniz.)
0
n v13c
(04.09.08)
(5)

kan vermek

kibritsuyu
kan bağışı yapmayı ne zamandır istiyordum. daha önce hiç yapmadım. hep istedim ki ihtiyacı olana o anda vereyim, işe yarasın. çok bulunan bir kan grubuna sahip olduğumdan anonsları ne kadar takip etsem de bulunduğum şehirde benim kanımdan arayan olmadı. ama bağış yapmak istiyorum. bugün kızılay'daki
kan bağışı yapmayı ne zamandır istiyordum. daha önce hiç yapmadım. hep istedim ki ihtiyacı olana o anda vereyim, işe yarasın. çok bulunan bir kan grubuna sahip olduğumdan anonsları ne kadar takip etsem de bulunduğum şehirde benim kanımdan arayan olmadı. ama bağış yapmak istiyorum. bugün kızılay'daki otobüse gideceğim bir aksilik olmazsa. birkaç merak ettiğim var.

1. iğneden korkmam. iğnenin girişi dışında kanım alınırken herhangi bir his yaşıyor muyum? vıhşş kanım çekiliyo lan sanki falan gibi bir şey oluyor mu, yoksa öyle oturuyor muyum?

2. ne kadar sürüyor?

3. otobüs falan insanın gözü korkuyor. sterildir di mi bunların malzemeleri?
0
kibritsuyu
(30.08.08)
1. kesinlikle bir acı veya kanın çekillmesi gibi garip hisler yok.
2. 10dk. falan sürer sonrasında da 5dk. dinlenirsin, bana bişi olmaz kalkarım dersen tansiyonun düşüp bayılabilirsin.
3. bence gerekli önlemler alınmıştır.
0
dinomazu
(30.08.08)
1- Zerre bir şey hissetmiyorsun. İgnenin orda olduğunu bile unutuyorsun.

2- 15-20 dakika en fazla. Sonra seni meyve suyu filan verip 5 dakika filan oturtup tansiyonunun düzelmesi için bekletirler.

3- Çoğu malzemeler ilk kez kullanılmakta. Özellikle seninle birebir temas halinde olan malzemeler :)
0
ataturkiye
(30.08.08)
bu üç soru dışında bir konu daha var. daha önce kan vermediysen kan tutup tutmadığını bilemezsin. öyle bir terim var. bazı insanlar kendi kanını görünce fenalaşıp bayılabiliyorlar. öyle bir şey olursa derhal işlemi durduruyor zaten hemşiler.
0
synick
(30.08.08)
hiç bişi olmaz. ben 2-3 dakika dinlendikten sonra binadan ağzımda siğara ile çıktığımı biliyorum sonrada panoda ziftlenmiştik bizim zibidilerle.
0
pain
(30.08.08)
soru sahibi tecrübelerini cevap olarak yazıyor kendine.

1. çok kolay bi şeymiş. fırında makarnaların makarnası kadar kalın iğneyi görünce oha dedim ama girerken o bile acıtmadı. kan alınırken de hakikaten en ufak bir his yok. koluma bantladığı hortumun bantları sökülürken canım daha çok acıdı (kıllardan dolayı).

2. form doldurma, hemoglobin kontrolü, bağlanma, kan alma, dinlenme toplam olarak yarım saat sürdü.

3. gayet steril, rahat ve klimalı bir ortamdı. çıkasım gelmedi. çilekli kızılay sodası ikram ettiler. çikolata falan hikaye :P
0
🌸kibritsuyu
(31.08.08)
(10)

lost: merak edilenler !!! dikkat ağır spoiler içerir !!!

kibritsuyu
sonuna kadar izlemeyen okumasın. ciddi spoiler içerir.efendim asıl merak ettiklerim konu ile ilgili değil. kim kimdir nedir falan değil yani. daha çok bana saçma gelen şeyleri sormak istiyorum.1. lan uzaktan bakıldığında bu ada epey dağlık. yüksek dağlar var. sarp kayalar var. e nasıl oluyor da bu h
sonuna kadar izlemeyen okumasın. ciddi spoiler içerir.

efendim asıl merak ettiklerim konu ile ilgili değil. kim kimdir nedir falan değil yani. daha çok bana saçma gelen şeyleri sormak istiyorum.

1. lan uzaktan bakıldığında bu ada epey dağlık. yüksek dağlar var. sarp kayalar var. e nasıl oluyor da bu herifler bir uçtan bir uca desteksiz yürüyerek gidiyorlar lan? epey bir kayalara dağlara tırmanmaları gerekmez mi?

2. hurley efendi ebesinin hamında bulduğu tostos minibüsü onca ağacın derenin tepenin engebenin içinden (ki en son vurdurmak için bayır aşşaa saldılardı bi de) sahile kadar nasıl getirdi?

3. others'ın evlerinin etrafında beyin pörtleten sonik direkler yok muydu? bu ipneler nasıl bi locke'un kampına bi sahile gidip gelip duruyolar? beyinleri pörtlemiyo mu? en son kate ve juliet birbirlerine kelepçeliyken black smoke geliyo diye içine girip aktif etmişlerdi. sonra görmedik. biri gelip kapattı mı bunları?

4. suyun altındaki looking glass denen yere gidip düğme müğme kapatmakla uğraşacaklarına direkt o kabloyu kesselerdi ya. looking glass'ın elektriği gider, mis gibi olur işte. çarli bok yoluna gitti orda.

not: bunların içinde 4x07'den sonra açığa çıkacak olanlar varsa (mesela hurley öyle bi şey yapmıştır ki arabayı ışınlayarak getirmiştir falan) yazmayın. oraya kadar izledim daha.
0
kibritsuyu
(28.08.08)
Ben de tam hatırlamıyorum ama hatırlar gibi olduklarımı şaapayım;

---spoiler---

1. Sanırım adanın etrafında dolaşıyorlar çoğunlukla. Bununla ilgili bikaç konuşma ya vardı yahut atıyorum.

2. Bilemedim. Gözardı edilebilir diye öylece bırakmış olabilirler.

3. Bunun spoiler'ı vardı sanki, tam hatırlamıyorum.

4. Ona karşı da koruma vardı yanılmıyorsam. Belki yedek bi enerji falan. Herhangi bir sabotaj girişiminde savunma ayarlanacak şekilde geliştirilmiş olanilir.

Evet hiçbirini tam hatırlamıyormuşum

---spoiler---
0
colonizer
(28.08.08)
sadece bunlar mı? daha bir sürü mantıksızlık var. ama senin yanlış anladıklarını düzelteyim.
3. others'ın toplandıkları sadece bir yer yok. o çitler sadece iç tarafdaki köyün etrafında var. ayrıca bir kaç bölüm sonra gene göreceksin o çitleri.
0
insanimsi
(28.08.08)
onu sordum işte. iç taraftaki köyün etrafında çitler var. others bu köyü terk etti gitti, buraya da locke'un peşinden gidenler (sawyer, claire falan) yerleşti. ama kate bacım bi sawyer'ın yanında köyde, bi jack'in yanında aşaada sahilde geziyor mesela. nasıl çıkıyor köyden? kafası bozulan çantayı alıp ben sahile/barakalara gidiyom diyip gidiyo. lan gidiyon da çit vardı? beyin eritiyodu?
0
🌸kibritsuyu
(28.08.08)
çit tek taraflı. çıkarken değil girerken aktifleşiyor. zaten hatırlarsan lock içeri girerken o zamazingoların üzerinden aşmıştı.
bir de çitten bir others elemanı içeri geçmişti ama ölmemişti diye hatırlıyorum.
0
insanimsi
(28.08.08)
locke ve saz arkadaşları tek gözlü bakuninle birlikte girmişti. bakunin beyninden vurulmuşa dönmüştü hatta. ağacı eğip geçmişlerdi onlar da diye hatırlıyorum.
0
deckard
(28.08.08)
tam sorularınıza yanıt olmayacak ama lost'ta mantıksızlık olarak gördüğümüz şeyler aslında lost'un kendine ait klişeleri. hatta senaristler dizide bu klişelerle arada bir dalga geçiyor. ki bu diziyi daha izlenilebilir hale getiriyor.

4. soruyla ilgili diyeceğim şey ise desmond'un yalan söylüyor olduğudur. zira desmond'un düğme ile ilgili hiç bir flashını göstermediler. desmond sırf penelope'u görmek için bu düğme yalanını söylemiştir.
0
karanlık
(28.08.08)
bir de ben bi şey sormak istiyorum müsadenizle.daha once yazan falan olmuştur buyuk ihtimalle ama charlie uçak düşerken , uçağın kuyruk kısmında değil miydi?o bolum pc de olmadığı için bakamıyorum tekrar ama oyle hatırlıyorum.oyleyse nasıl oluyor da ondeki tayfayla aynı yere düşüyor bu herif?

4)ona karşı bi koruma var galiba.
0
dunyanin en gereksiz adami
(28.08.08)
charlie tam olarak jack'in 5 sıra arkasında oturuyordu. uyuşturucu krizine girdiğini hostesler anlayıp kovalamaya başlayınca kalktı, hatta jackle çarpıştı, gitti taa en öndeki tuvalette uyuşturucuyu çekti, o sırada uçak sallanmaya başlayınca uyuşturucusunu helaya atıp çıktı, zar zor bi yere oturdu. yani uçak düşerken önlerdeydi. hoş yerinden kalkmasa da kuyrukta değildi.
0
🌸kibritsuyu
(28.08.08)
Dunyanın en gereksiz adamı: Çarliston tuvalete girmişti uyuşturucu almak için, o sırada patlayayazdı uçak, o yüzden orada kaldı.

Düzenleme: Tuvaletten çıkabilmiş miydi yahu?
0
colonizer
(28.08.08)
ben baya baya hatırlıyorum cevaplamaya çalışayım;

1. genellikle sahilden yürüye yürüye dolaşıyolar adanın etrafını.

2. vardır bi yol adanın derinliklerinden sahile doğru. adam sırtında taşıyacak değil ya.

3. onun hani bi yerde düğmeleri vardı onlara şifre giriyodun filan. vardır onlardan diğer bazı kolonlarda da. ordan şeyetmişlerdir. bence.

4. maksat charlie'yi öldürmek işte.

zaten kuzum dizinin içinde o kadar saçma sapan olay varken bunları neden soruyosun ki, alış bunlara.
0
kucukkiz
(29.08.08)
(8)

lost ekstra bölümler

kibritsuyu
1-2 gün içinde lost'un 4 sezonunu bitirmiş olacağım. bugüne kadar sadece normal bölümlerini izledim. yani özet görüntüleri falan içeren şeyleri izlemedim. 4 sezonu bitirdikten sonra bunları izleyip kısa bir özet geçmek, anlamadığım yerler varsa bunları aydınlatmak istiyorum.3x00 var, 4x00 var, başka
1-2 gün içinde lost'un 4 sezonunu bitirmiş olacağım. bugüne kadar sadece normal bölümlerini izledim. yani özet görüntüleri falan içeren şeyleri izlemedim. 4 sezonu bitirdikten sonra bunları izleyip kısa bir özet geçmek, anlamadığım yerler varsa bunları aydınlatmak istiyorum.

3x00 var, 4x00 var, başka? bir de answers diye bir şey var galiba. yoksa answers denilen şey bu 3x00'dan 4x00'dan biri mi? nedir yani, kaç tane ekstra bölüm var?
0
kibritsuyu
(27.08.08)
01x20 Lost: The Journey
02x01 The Lost Survival Guide
02x01 Destination Lost
02x10 Lost: Revelation
02x20 Lost: Reckoning
02x02 Lost: A Tale Of Survival
03x22 Lost: The Answers
04x00 Past Present and Future
0
trimpot
(27.08.08)
ama bunlar normal bölüm numaraları (4x00 hariç) ama isimler o bölümlerin isimleri değil???

anlamadım ben??
0
🌸kibritsuyu
(27.08.08)
trimpot'un yazdiklari toplama bolumler. sanirim sizin istediginiz tv de yayimlanmamis, sadece internette yayimlanmis extra bolumler, mobisodlar vs.
bunlarin hepsi ile ilgili detayli bilgiye www.lostpedia.com dan ulasabilirsiniz. hikayeyi tamamlayan bazi klipleri izleyebilirsiniz hatta.
0
esreverdaer
(27.08.08)
simdiye kadar yayinlanan özel bölümler olarak geciyor.
0
trimpot
(27.08.08)
hayır hayır tv'de yayınlanmamış, kullanıcılar tarafından oluşturulmuş gayrıresmi görüntüleri aramıyorum. direkt olarak yapımcılar tarafından hazırlanmış ve hatta tv'de ya da her nerede ise yayınlanmış bölümleri arıyorum.

yani sanırım aradığım şey tam olarak trimpot'un dedikleri. ama bu başta yazdığı bölüm numaraları kafamı karıştırdı. hatta "4x00 past, present and future" elimde var. ama 3x22'nin adı the answers değil mesela, başka bir şey (through the looking glass mı ne). ama trimpot "3x22 the answers" yazmış. bunu anlamadım. kafam karıştı.
0
🌸kibritsuyu
(27.08.08)
the answer benim bildiğim dvd sürümünde yayımlandı. ve evet 3. sezonun sonundaydı ki bu da 3x22 oluyor. kafanı karıştırıyorsa 3x23 de gitsin.
0
insanimsi
(27.08.08)
karman çorman oldu. şu şekilde bir daha sorayım:

lost: the answers
lost 3x00: a tale of survival
lost 4x00: past, present and future

dışında özel bölüm var mı? öbür dediklerinle ilgili (revelation falan) bir şey bulamadım torrentte. yapımcı işi değilse istemem.
0
🌸kibritsuyu
(27.08.08)
bu bahsettiklerin dışında mobisode bölümleri var 13 bölümden oluşan ve aynı zamanda lost experience oyununa ait videolar var.
0
clones
(27.08.08)
(9)

dvd satın almak

kibritsuyu
şimdi kafama takılanlar şunlar, bir bir sorayım:1. dün d&r'da lost dvd'lerini sordum 98 lira dedi adam. 3 sezonun hepsi mi dedim, yok dedi sadece biri. amazon.co.uk'den bakıyorum birinci sezon 17£. shippingle falan olsun sana 20£. bu da 45 lira falan yapıyor (ki tek tek sipariş etsem bu ediyor. geti
şimdi kafama takılanlar şunlar, bir bir sorayım:

1. dün d&r'da lost dvd'lerini sordum 98 lira dedi adam. 3 sezonun hepsi mi dedim, yok dedi sadece biri. amazon.co.uk'den bakıyorum birinci sezon 17£. shippingle falan olsun sana 20£. bu da 45 lira falan yapıyor (ki tek tek sipariş etsem bu ediyor. getirip satan adam toplu getirdiği için shipping de düşer). nedir lan bu 98 lira peki? iki katından fazla? şimdi şu fiyatı görüp korsan alınca korsancı ben oluyorum. yani korsana geçit vermemek için illa benim mi g.tüm mikilecek? şu dvd'yi getirip dağıtan adamın hiç günahı yok mu? yazık günah değil mi lan 45 liralık şeyi 98 liraya satmak? ben pahalı bulup korsana yönelince suç niye benim oluyor? biraz da bunu getirip satan adam sosyal sorumluluk sahibi olsa da "ulan 45 liraya mal edilen şeyi ben de 50'ye satayım da korsanı engelleyeyim" dese olmuyor mu? asıl korsana teşvik eden ceplerini doldurma hırsıyla öküz gibi fiyat koyup cebini doldurmaya çalışan, bu fiyata almayıp korsana yönelenlere de hırsız şerefsiz korsancı muamelesi yapan bu adamlar değil mi?

2. gözünü para hırsı bürümüş gerçek korsancıları (evet yasal satıcısını kast ediyorum. bana göre korsanı asıl körükleyen onlar) boşverip amazon.co.uk'den almayı düşündük diyelim. lan altyazı ile ilgili bir bilgi yok burada. türkçe alyazı mevcut mu? niye altyazı ile ilgili hiçbir bilgi yazılmamış? yazılmadığı yetmiyor gibi kutunun back cover görüntüsü de yok oradan okuyalım. yani yasal yollardan alalım desek illa bir şekilde kazık mı yiyecez?

valla ben paşa paşa internetten indirdim izliyorum. sokmuşum korsanına. işin yasalını yapmaya çalıştıkça mikilen hep ben oluyorum. biraz da siz daha az para kazanayım da millet korsan alacağına gelip benden yasal alsın diye düşünün. yeter be.

gönül istedi bu soruyu entry olarak yazayım, ama yazacak başlık bulamadım. hiç sanmıyorum ama belki de mantıklı bir açıklaması vardır diye düşünüyorum. o yüzden soru olarak yazdım.
0
kibritsuyu
(20.08.08)
2. Ingiltere'ye yonelik bir web sayfasinda satilan Ingilizce bir dizide Turkce altyazi olma ihtimali bayagi dusuk herhalde.
0
wpi
(20.08.08)
ihtimallere mi kaldık yani? amazon gibi bir sitenin dvd açıklamasında arka kartonette yer alan bir bilgiyi yazmaması, inat yapar gibi resmini de koymaması saçma değil mi?
0
🌸kibritsuyu
(20.08.08)
bence en iyisini yapmışsın. o d&r da satılan dvdler, özel olarak kolesksiyon halinde saklamak istersen anca yararlı olabilir. çünkü olması gerektiğinden çok pahalılar.

şu gözünü para bürümüş korsancılara gelince; yine haklısın. hatta bak benim bir arkadaşım saflık yaptı, gitti 4 sezonu 80-90 liraya aldı korsan olarak çeken bir yerden. adam bildiğin internetten indirmiş dvdye çekmiş. arakadaşımla çok dalga geçmiştim. 90 ytl az değil ki.. sonra aynı adam grey's anatomy'i aynı saf arkadaşa 180 ytl ye satmaya çalıştı ama ben onları durdurdum artık.

her neyse böyle işte. o orjial dvdnin içindeki arka sehnleri falan da nette bulabilirsin.
en iyisi netten indirmek yani.oh mis.
0
kucukkiz
(20.08.08)
Studio: Buena Vista Home Entertainement

Release Date: 2005-11-23

DVD Format: Box Set, Pan & Scan 16:9, 1.78:1, Color

DVD Features: Subtitles: English, French, Audio Track 1: French, Dolby Digital 5.1, Audio Track 2: English, Dolby Digital 5.1
0
karapolisnas
(20.08.08)
asin kodu denen bişey var. onu alıp google'da aratın, imdb linki çıkar bitane. orada ayrıntılı bilgi bulursunuz genelde. veya başka sayfalarda.
0
karapolisnas
(20.08.08)
Amazon.co.uk'in Türkiye'ye dvd yolladıgına emin misiniz?Eger sorunsuzca yolluyorlarsa,Lost dvd'lerinde altyazı olup olmadıgını sordurtabilirim (İngiltere'de satılanlar icin)
0
im2shy
(20.08.08)
yurtdışından dvd almak korsanlık mı? yapmayın etmeyin ya. türkçe altyazı istemiyorsanız yıllardır var böyle bir özgürlüğünüz. yurtdışından kitap ya da dergi almak korsanlıksa bu da korsanlıktır. :)
0
ozdek
(20.08.08)
nasıl okuyorsunuz efendim yazdığımı? yurtdışından almak korsanlık değil elbet. yurtdışında 45 liraya satılan şeyi türkiye'de 98 liraya satanlardan almayıp da internetten indirmek korsanlık.

demek istediğim de bu. bence internetten indirmek korsanlık değil. 45 liralık şeyi 98 liraya satıp beni zorla internetten indirtenler düşünsün. asıl korsanlığı onlar yapıyor. 3 kuruş az kar edelim demiyorlar da internetten indirenlere "korsan" diyiveriyorlar.
0
🌸kibritsuyu
(20.08.08)
kadıköy akmar'da atlantis diye bir dükkan var orada yanlış hatırlamıyorsam lost dvd'si 40 50 civarındaydı umarım yardımım dokunmuştur
0
submariner
(20.08.08)
(5)

televizyon problemi

kibritsuyu
evdeki filipis marka tüplü televizyonumuza (2006'da alınmıştır) bir haller olmaya başladı. gerçi daha önce de birkaç sefer olup geçmişti ama şu aralar sıklaştı.böyle tık tık diye bir ses geliyo ama hoparlöründen değil de içinden geliyor ve bu tık tık olurken ekrandaki görüntü parazit yapıyor. bu tık
evdeki filipis marka tüplü televizyonumuza (2006'da alınmıştır) bir haller olmaya başladı. gerçi daha önce de birkaç sefer olup geçmişti ama şu aralar sıklaştı.

böyle tık tık diye bir ses geliyo ama hoparlöründen değil de içinden geliyor ve bu tık tık olurken ekrandaki görüntü parazit yapıyor. bu tık tıklar bazn öyle sıklaşıyor ki tık tık tırrrttık tıkırrrırırıkıkıkıtık şeklinde abartıyor. görüntü iyicene yamuluyor. kapatıp açınca falan da düzelmiyor. ama bazen de açıp saatlerce izliyoruz bir şey olmuyor. günlerce olmuyor, sonra birden oluvermeye başlıyor yeniden. aleti elimize alacaz diye korkuyoruz. garantisi de bitti. nedir ciddi bir masraf çıkarır mı bu şimdi bize.
0
kibritsuyu
(19.08.08)
yakında interference yapacak, radyo sinyali yayan başka bir chaz var mı? yakınınızda yüksek güçlü verici var mı?
0
raj
(19.08.08)
hayır yok. yani cep telefonu dıttırısı gibi bir şey değil.

bana sanki elektrik problemi gibi geliyor. yani voltaj yükselince falan oluyor gibi sanki. tahmin tabii sadece.
0
🌸kibritsuyu
(19.08.08)
bence bi gösterin o televizyonu.bir arkadaşımın halasının evinde tv kendi halinde patlayıp evin salonunun yanmasına sebep olmuştu.
0
omer460
(19.08.08)
bizim televizyonda da oluyor bir süre sonra insan alışıyor tembelliğin gözü kör olsun böyle vıdı vıdı diye yüksek frekanslı bir ses çıkarıyor ve görüntüde de ufak yamulmalar oluyor da bizimki 20 yıllık felan.
0
yuto
(19.08.08)
cep telefonu değil de ordu standardında yüksek güçlü verici demek istemiştim =)

bir tanıdığın askeri üs yakınında radyosundan falan askeri konuşmaları çektiğini duymuştum.

ancak siz götürün tamire, zaten benden iyi teşhis koymuşsunuz.
0
raj
(19.08.08)
(2)

fıkradan reklam üretimi

kibritsuyu
olur mu? yabancı bir reklam gördüm video sitelerinde `calvados` diye bir içki reklamı. yıllardır duyduğum temel fıkrası lan bu. ben de şimdi beğendiğim bir fıkrayı alıp reklama uyarlasam olur mu yani? sonuçta bu fıkralar anonim. telif olayı nasıl olacak? dünyanın reklamını yazarım ben böyle.calvados
olur mu? yabancı bir reklam gördüm video sitelerinde calvados diye bir içki reklamı. yıllardır duyduğum temel fıkrası lan bu. ben de şimdi beğendiğim bir fıkrayı alıp reklama uyarlasam olur mu yani? sonuçta bu fıkralar anonim. telif olayı nasıl olacak? dünyanın reklamını yazarım ben böyle.

calvados reklamını bilmeyenlere anlatayım:

adamın biri bara gidip calvados istiyor ve içiyor. barmen 3 euro diyor. adam 1 euroyu tezgaha koyup bir fiske ile öteki uca yolluyor, 1 euroyu aynı şekilde tam ters köşeye yolluyor, 1 euroyu da barmene verip gidiyor. 2-3 gün adam gelip calvados içip aynı şeyi yapıyor. barmen uyuz oluyor. son gün adam calvados'u içince 5 euroluk banknot veriyor. barmenin gözleri parlıyor. o da aynı adamın yaptığı gibi para üstü olan 2 euroyu götürüp ayrı ayrı köşelere koyuyor ve pis pis sırıtıyor. adam da cebinden 1 euro daha çıkarıyor, barmenin önüne koyup "bir calvados daha" diyor.
0
kibritsuyu
(18.08.08)
Telif hakki olmayan herhangi bir hikayeyi kullanabilirsin herhalde. Mesele onu iyi sekilde reklama aktarabilmek ve halkin bunu begenmesi.
0
wpi
(18.08.08)
anonim fıkralar vb. hikayeler reklamlara konu, tema, konsept vb. olabilmektedir. eğer sizin de böyle reklam projeleriniz varsa, neden olmasın?
0
bu nick kullanimda
(19.08.08)
(3)

lost 4x05 altyazısı - hiç umudum yok ama...

kibritsuyu
lost sezon 4 bölüm 5 altyazısını arıyorum. hdtv ripi, 350 mb olanlardan. divxplanet'taki ve divxforever'daki altyazılardan hiçbiri uymadı. diğer tüm bölümlerinki uyuyor, 5. bölümünki uymuyor anasını satayım. her yerinde eşit miktarda kaysa subtitle workshop ile düzeltecem ama yok. başında altyazı er
lost sezon 4 bölüm 5 altyazısını arıyorum. hdtv ripi, 350 mb olanlardan. divxplanet'taki ve divxforever'daki altyazılardan hiçbiri uymadı. diğer tüm bölümlerinki uyuyor, 5. bölümünki uymuyor anasını satayım. her yerinde eşit miktarda kaysa subtitle workshop ile düzeltecem ama yok. başında altyazı erken gelirken, sonlara doğru geç gelmeye başlıyor.

niye lan tüm bölümler uydu da bu uymuyor, oturup baştan indirecem yoksa sırf altyazı için. bir yol göster, bir altyazı bul bana ey duyuru.
0
kibritsuyu
(18.08.08)
5.bölüm nuke yemişti, ardından bir proper versiyonu çıktı, altyazılar proper'a uyuyor demek ki sizdeki nuke yiyen versiyon, proper indirmekten başka çareniz yok gibi.
0
frant1c
(18.08.08)
www.lostforum.gen.tr
wwww.yedincigemi.com

bir de buralari dene istersen, lostla ilgili farkli altyazilar bulunabiliyor buralarda da.
0
gioberg
(18.08.08)
km playerda izliyorsan programın üzerinde sağ tıkla ve altyazılar"a gel. orada istersen fps değiştirebiliyorsun izstersen 0,5 sn ileri/geri veya 5 sn ileri/geri alabiliyorsun. eğer arşivlik tutmayacaksan geçici bir çözümle bunu deneyebilirsin. yok arşivde kalacak diyorsan 5. bölümü (altyazısı düzgün olandan) tekrardan farklı bir ripini indireceksin.
0
etna
(18.08.08)
(5)

bir sürü toz sorusu

kibritsuyu
1. haltercilerin ellerine sürdükleri toz nedir?2. fitilini yakıp atınca patlayan torpillerin içindeki beyaz toz nedir? barun diyecem ama barut kara olmaz mı? bu karbonat gibi bembeyaz.3. evde bi torbada beyaz bi toz buldum. sizce bu nedir? inşaat malzemesi türevi bir şey. alçı, beyaz çimento veya ki
1. haltercilerin ellerine sürdükleri toz nedir?

2. fitilini yakıp atınca patlayan torpillerin içindeki beyaz toz nedir? barun diyecem ama barut kara olmaz mı? bu karbonat gibi bembeyaz.

3. evde bi torbada beyaz bi toz buldum. sizce bu nedir? inşaat malzemesi türevi bir şey. alçı, beyaz çimento veya kireç gibi bir şey olabilir. hangisi olduğunu nasıl anlarım?

4. torpil dedim aklıma geldi. bunun fitilinin malzemesi nedir? yakınca böyle pıssss diye ilerlemesi falan çok eğlenceli. kendim yapabilir miyim, ya da nereden bulurum?
0
kibritsuyu
(17.08.08)
1. magnezyum tozu
3. bir miktarını suyla karıştır, en çabuk alçı donar, ikinci beyaz çimento donar, kireç çok geç donar.. Donardan kastım sertleşir tabi:)
0
ermanen
(17.08.08)
@elma şekeri

evet orası:)
0
ermanen
(17.08.08)
0
kriker
(18.08.08)
3. bence alçıdır
0
yuto
(18.08.08)
3. şöyle bıçağın ucuyla bir lokma diline sür, ekşimtrak bir tadı varsa bana ulaştır. ben onu değerlendiririm.

ps. aynasızlara haber verirsen kız ölür dostum.
0
dursunkaptan
(18.08.08)
(11)

troll ne lan?

kibritsuyu
sözlükte bir troll'dür gidiyor. ne lan bu troll? cahil kalmışız.başlığına bakınız verecekseniz sözkonusu troll ile ilgili entry'e veriniz lütfen. balık ağı diyor, uzun saçlı uğurlu oyuncak diyor, wow diyor, lotr diyor, ihtiyar adam diyor, iskandinav diyor, diyor da diyor. sözlükte son zamanda açılan
sözlükte bir troll'dür gidiyor. ne lan bu troll? cahil kalmışız.

başlığına bakınız verecekseniz sözkonusu troll ile ilgili entry'e veriniz lütfen. balık ağı diyor, uzun saçlı uğurlu oyuncak diyor, wow diyor, lotr diyor, ihtiyar adam diyor, iskandinav diyor, diyor da diyor. sözlükte son zamanda açılan başlıklarla bağdaştıramıyorum hiçbirini.

ne lan bu bi yazıverin.
0
kibritsuyu
(15.08.08)
Sözlükte biraz anlam kayması var. Saçma sapan konuları gündeme getirip mide bulandıran, boş yazılar yazan arkadaşlara troll diyoruz kısaca. Provakasyon kısaca.
0
ataturkiye
(15.08.08)
abi sanirim bu "troll" denilen sey, bildigin "denyo" anlamina geliyor. oyle olmali.
ben de anlamamistim ilk baslarda, zamanla bu sonuca ulastim.
0
petekdoku
(15.08.08)
kıro demenin sözlükçesi gibi geldi bana.
0
deckard
(15.08.08)
benim gibi düşünmeyenlere nasıl bir laf söylemeliyim düşüncesinde olan ezik insanlar için karşıt düşüncede bulunanlara söylenen bir kelime, içeriği söylendiği gibi olursa kime göre neye göresi çıkar olayın, ayrıca ifade şeklini eleştirmekte saçma, adamin biri kemla'i sevmiyorsa bunu yazı üslubu farklıysa troll, peh peh peh
0
marmara34
(15.08.08)
peki tuzak başlığa , tuzak cevap yazan yok mu :D
0
ermanen
(15.08.08)
@mrtksn,

sazanlık kariyerim yok:) ama fikrimde sabitim. inatcıyım, agrasifim.
0
marmara34
(15.08.08)
(bkz: sözlükteki troller) olabilir mi acaba?
0
sui
(15.08.08)
boyle ibne gibin pu$t gibin bi$ii..
0
katafalk
(15.08.08)
"Troll"ler için "saçma sapan konuları gündeme getiren, boş yazılar yazan arkadaşlar" demek yanlıştır. Sözlükte kimin ne yazacağı belli değildir. İsteyen istediğini istediği şekilde -sözlük kurallarına uyduğu müddetçe- entry olarak girebilir. Ha girdiği şeye gıcık olur ayara kalkarsınız (bkz: ayara kalkmak) tamamen hakkınızdır vs. dir. Fakat "yazacak bunu mu buldunuz" tavrı, tavır değildir mekruhtur.

Detaylı bilgi için (bkz: sözlüğün konsept limitleri/1)
0
fredi
(15.08.08)
en.wikipedia.org(Internet)

çok güzel anlatmışlar burada. kısaca konuyla çokta alakalı olmayan provakatif yazılar yazan kişilere denir.
0
darknum
(16.08.08)
en basitinden sözlüğün ne hale geldiğinin göstergesi. 2-3 adamın eğlencesi olmuş be. nereden nereye..
0
dambil
(16.08.08)
(4)

olimpiyatlar - yüzme sorusu

kibritsuyu
ne zamandır kafama takılıp duruyor. bu yüzücüler havuzun başına niye üstte takım eşofman, ayaklarda çorap ayakkabı şeklinde geliyorlar? 3 dakika sonra suya gireceksiniz heyvanlar. terlikle, havluyla neyin gelsenize. eşofmanla, çorapla, ayakkabıyla gelip havuz başında soyunup kutuya koymak niye?
ne zamandır kafama takılıp duruyor. bu yüzücüler havuzun başına niye üstte takım eşofman, ayaklarda çorap ayakkabı şeklinde geliyorlar? 3 dakika sonra suya gireceksiniz heyvanlar. terlikle, havluyla neyin gelsenize. eşofmanla, çorapla, ayakkabıyla gelip havuz başında soyunup kutuya koymak niye?
0
kibritsuyu
(14.08.08)
orada soyununca daha heyecanli oluyor sanirim?
0
gimbal
(14.08.08)
"sallama mode on" yaparak sponsorlardan dolayı diyorum.
0
dare
(14.08.08)
aradaki isi kaybini önlemek için olabilirmi?
0
05
(15.08.08)
liflerini sıcak tutmak için

yoksa kramp girme olasılığı artar
0
ermanen
(15.08.08)
(2)

bilgisayar dingilliği midir, modem hipnalığı mıdır nedir

kibritsuyu
efendim annem babam tatildeler. ben de internet kotaları boşa gitmesin diye aldım laptopu, eksik lost bölümlerimi indireyim diye yatırdım download'a. utorrent kalan süre 1 gün falan diyince de dedim bu kalsın burada, ertesi gün gelir alırım. gayet de güzel indiriyordu. hatta güç yönetimini falan da
efendim annem babam tatildeler. ben de internet kotaları boşa gitmesin diye aldım laptopu, eksik lost bölümlerimi indireyim diye yatırdım download'a. utorrent kalan süre 1 gün falan diyince de dedim bu kalsın burada, ertesi gün gelir alırım. gayet de güzel indiriyordu. hatta güç yönetimini falan da iptal ettim, sabit diskler kapanmasın, bilgisayar beklemeye neyin geçmesin diye. sadece ekran koruyucu ve monitörü kapat kısmı açık (aynı dingil görüntü ekranı bozmasın falan diye o da işte). laptop da fişe takılı.

ertesi gün oldu geldim o da ne? modemdeki ppp ışığı yanmıyor, bilgisayarda "tercih edilen kablosuz ağa bağlanılamıyor" şeklinde bir uyarı, benim download %15'te durmuş kalmış. bilgisayarı yeniden başlatınca bağlandı, download devam ediyor.

niye yapmış lan böyle bir şeyi? şimdi download bitsin diye 1 gün daha bırakıp gidecem, yarın geldiğimde bu sefer de %16'da takılmış görürsem kırarım bu bilgisayarı.

ne yapayım da emin olayım bu download'un yarın biteceğine?

dur her ihtimale karşı ethernet kablosuyla bağlayayım modeme.
0
kibritsuyu
(14.08.08)
ethernetle bağlanmanız biraz daha sağlıklı olacaktır. ayrıca o ppp ışığının yanmaması da dns probleminden kaynaklanıyor. benim ve çevremdekilerin başına da çok geldi aynı saçmalık, burda ve bilimum forumda falan sordum, araşştırdım kimse şu yüzden diyemedi, (ben telekomun altyapısından olduğuna kanaat getirdim) sık sık dsl bağlantısı olmasına rağmen dns gidiyor. bağlantı var fakat hiçbir site açılmıyor, messenger'da connectivity test yapıyorsunuz, connection, ip, key ports, vs. hepsi ok, sadece dns yok. genelde modemi resetleyince, ya da modem setup'ta pppOE/OA ayarını falan değiştirince düzeliyor. bende bazen düzelmiyor saatlerce bağlantı olmuyor. (gerçekte bağlantı oluyor dediğim gibi sadece dns yok)
0
geldiler
(14.08.08)
bu da kendime tavsiye.

akşam gir bak adsl kota sorgulama sayfasından. en son 400 küsur yazıyordu (bundan da uyanmamışım hay salak kafa). güncellenmesine rağmen download artmamışsa yine takılmıştır. fazla bekleme git düzelt. ya da sittiret bi dahaki ayı bekle, kendi bilgisayarından indir.
0
🌸kibritsuyu
(14.08.08)
(5)

sayın sofistike maymun ve üst bölgedeki duyurunuz

kibritsuyu
internet kullanıcısı olduğunuzdan mesaj atamıyorum ve siz de duyuru olarak açtığınızdan cevap veremiyorum, o yüzden ayrı bir duyuru açıyorum. duyurunuzu soruya çevirirseniz altına yazacağım, zira cevap verme ihtiyacı hissettim.kişi sorduğu soruya herkesin görebileceği cevaplar verilmesini istemiyor
internet kullanıcısı olduğunuzdan mesaj atamıyorum ve siz de duyuru olarak açtığınızdan cevap veremiyorum, o yüzden ayrı bir duyuru açıyorum. duyurunuzu soruya çevirirseniz altına yazacağım, zira cevap verme ihtiyacı hissettim.

kişi sorduğu soruya herkesin görebileceği cevaplar verilmesini istemiyor olabilir. bu yüzden duyuru olarak açıp, bir de mail adresi verip, cevap verenlerin sadece mail atmasını, cevaplarını başkasının görmesini istiyordur.

bunun dışında ekşi duyuru açıldığından beri sürekli karışıklık yaratan ve kaç kişi tarafından ayrı ayrı düzeltilmesi istenen şu duyuru/soru meselesi, compumaster'ın tek bir kopyala yapıştır hareketi yapıp soru kategorisini üste almasıyla çözülebilir. ama anlamsız bir inatla yapılmıyor. anlamadım.

bir duyuru'nun yanlışlıkla soru olarak açılması herhangi bir problem yaratmayacak iken, bir sorunun duyuru olarak açılması hem moderatörlere ekstra iş çıkarıyor, hem soru sorup dalgınlıkla duyuru diye açanı mağdur ediyor. niye bu inat?

farz-ı misal "hede hödö konseri bu akşam 21:00'de kaçırmayın" şeklindeki bir duyuru, soru kategorisi üstte kaldığı için yanlışlıkla soru olarak açılsa ne olur? hiçbir şey olmaz. zira kim bunun altına ne yazsın ki? en en fazla birkaç kendini bilmez çıkıp "hehe ben gidiom konsere gızlar" falan yazıp forum tadı yakalar ki olsa bile eminim bunları silmek, yanlışlıkla duyuru diye açılan soruların kategorisini düzeltmekten daha kolaydır moderatörler için.
0
kibritsuyu
(14.08.08)
evet, katılmamak elde değil.
0
386 dx
(14.08.08)
Siteye kolaylık sağlayacak birkaç şey daha var aslında ama yöneticiye kalmış birşey tabi..

Şurda da güzel istekler var mesela:
(bkz: eksi duyuru ile ilgili istekler)
0
ermanen
(14.08.08)
@kibritsuyu, evet dediklerinize katılıyorum ben de. benim bahsettiklerim de zaten soruların duyuru şeklinde açılması. diğer türlü duyuru açıp mail adresi verilerek cevap istenmesi bence de normal.

yeni bir duyuru/soru yazarken default olarak "duyuru" seçeneğinin gelmesini ben sitenin adının "ekşi duyuru" olmasına bağlıyorum. duyuru özelliğinin soru sorma özelliğinden daha baskın olmasını istiyor olabilirler (hey dostum sadece tahmindi bu).
0
deckard
(14.08.08)
duyuru aslında hepsini kapsıyor ama aynı zamanda alt kategori, değil mi? Yoksa yanılıyor muyum?
0
ermanen
(14.08.08)
best answer seçimi gelsin bide. [bu cıglıklara katılmamak elde degildi]
0
merope
(14.08.08)
(3)

bilgisayarlar arası dosya transferi

kibritsuyu
malzemeler:1 adet 2001 model eski bilgisayar1 adet 2004 model laptop1 adet datron tek ethernet ve tek usb portlu adsl kablolu modem1 adet 4 gb flashdisk1 adet normal ethernet kablosu1 adet normal usb kablosu4 gb civarı dosya.hazırlanışı: 2001 model eski bilgisayarın indirdiği 6 gb. civarındaki dosya
malzemeler:

1 adet 2001 model eski bilgisayar
1 adet 2004 model laptop
1 adet datron tek ethernet ve tek usb portlu adsl kablolu modem
1 adet 4 gb flashdisk
1 adet normal ethernet kablosu
1 adet normal usb kablosu
4 gb civarı dosya.

hazırlanışı: 2001 model eski bilgisayarın indirdiği 6 gb. civarındaki dosyayı bir şekilde laptopa atmam gerekiyor. teoride yapılacak en güzel şey, dosyaları flashdisk ile taşımak olacaktır. ancak antika bilgisayar 4 gb'lık flashdiski tanımıyor. usb aygıtı tanınmadı falan diyor. elimde cross kablo da yok ki switchsiz bir ağ kurayım. acep ne yapayım da antikadaki dosyaları laptopa atayım? adsl modemi switch gibi bi portu ethernet bi portu usb gibi kullanabilir miyim? ne yapabilirim?
0
kibritsuyu
(12.08.08)
ayni yemegi ben de yapmaya calismistim. lakin "datron rta 230 modem" -ayni tarif ettiginiz gibi bir adet ethernet ve bir adet usb portu var- bu ise kesinlikle izin vermiyor. ya da o kadar kurcaladim ben bulamadim. gunlerce ugrastiktan sonra gidip 1 liraya cross kablo aldim. simdi cok mesudum. yasasin cross kablo.

evden cikamam diyorsaniz, ethernet kablonuzu kendiniz cross hale getirebilirsiniz. biraz mesakkatli ama usengeclige deger.
0
dahicocuk
(12.08.08)
adsl modeminiz eğer router özellikli ise iki bilgisayar arasında bir lan oluşur. bu durumda dosyaları paylaşıma açarsınız ve aktarabilirsiniz.
0
tom riddle
(12.08.08)
hiç uğraşmadan her bilgisayara birer teamviewer indirin (1,5 mb) yüklemeden çalıştırın, dosya paylaşımından gönderin istediğiniz herşeyi
0
reeper redeemer
(12.08.08)
(3)

deniz kabuğu ve buzdolabı mıknatısı

kibritsuyu
efendim tatilde denizden bir sürü deniz kabuğu çıkarttım. pek güzeller. şimdi istiyorum ki bunları bir şekilde buzdolabına yapıştırıp süs yapayım. ama nasıl olacak?1. bu tip mıknatısları nereden bulurum? (şehir ankara)2. mıknatısı bulduk. e bu kabuğun içi oyuk. düz değil ki oraya mıknatısı yapıştıra
efendim tatilde denizden bir sürü deniz kabuğu çıkarttım. pek güzeller. şimdi istiyorum ki bunları bir şekilde buzdolabına yapıştırıp süs yapayım. ama nasıl olacak?

1. bu tip mıknatısları nereden bulurum? (şehir ankara)
2. mıknatısı bulduk. e bu kabuğun içi oyuk. düz değil ki oraya mıknatısı yapıştırayım. içine dolgu mu yapayım ne edeyim?
3. kabukları bir şekilde büz bir zemine yapıştırıp o düz zemine de mıknatısı mı yapıştırayım?

ne yapayım?
0
kibritsuyu
(12.08.08)
şöyle bir şey olabilir. iki birbirine yakın boyutta olan deniz kabuğu alınır. birinin içine mıknatıs konur, onlar da sora birbirine yapıştırılır. nasıl fikir?
benim de bir sürü deniz kabuğum var. atmayayım da bunlardan yapayım bari :)
0
oceano
(12.08.08)
silikon kullanılarak içine dolgu yapılabilir galiba.
0
mentirosa
(12.08.08)
sevgili kibritsuyu herhangi bir nalburda aradigin şeyi rahatca bulabilirsin die düşünüyorum. sonra bir miktarda alçı hazırlarsin alçiyi kabugun bosluk kismina doldurup içine miknatisi hafifce bastirirsin ve düzlersin mis gibi olur. eger miknatisi alçiya gömmek kısmı pratikte yemezse o zaman önce kabugun arkasini doldurur kuruduktan sonra slikonla miknatisi yapiştirirsin. kolay gelsin şimdiden. ha bir de link verecegim sana hazır elini bulaştırmışken şunlardan da yapmak istersin belki. ahanda budur.

www.10marifet.org
0
palyacopapi
(12.08.08)
(6)

manikür pedikür ve hijyen - BİRAZ ACİL

kibritsuyu
arkadaşlar, özellikle hanımlar.bu kuaförlerdeki manikür pedikür aletlerine ne kadar güvenebiliriz? temiz midir, steril midir, hijyenik midir? hastalık enfeksiyon vs. kapılır mı? kimisi mor ışıklı bir alete sokuyor, bu sterilize eder mi? yoksa nasıl temizlenir, nedir ne değildir, hijyenik, steril fal
arkadaşlar, özellikle hanımlar.

bu kuaförlerdeki manikür pedikür aletlerine ne kadar güvenebiliriz? temiz midir, steril midir, hijyenik midir? hastalık enfeksiyon vs. kapılır mı? kimisi mor ışıklı bir alete sokuyor, bu sterilize eder mi? yoksa nasıl temizlenir, nedir ne değildir, hijyenik, steril falan değilse manikürü nasıl yaptıracağız?

yoksa kolay kolay bir şey olmaz mı? acil lütfen.
0
kibritsuyu
(30.07.08)
kendi setinizi taşımayı düşündünüz mü?
öyle yapanlar var.
0
cedilla
(30.07.08)
Genel olarak guvenilir/guvenilmez demek mumkun degildir herhalde. Yakinlarindan gittikleri yerleri tavsiye etmelerini iste, o yerlere git sen de.
0
wpi
(30.07.08)
ben gitmiycem zaten eşim gidicek de, kendi setimiz yeterli olur mu ki? ekstra alete ihtiyaç duyarlar mı acaba?
0
🌸kibritsuyu
(30.07.08)
manikür-pedikür yapılacak yere sorabilirsiniz neler gerektiğini. sonuçta pek çok insan kendi setini taşıdığından yadırgamazlar diye düşünüyorum.

manikür pedikürden sonra ellerin ayakların alkolle temizlenmesini de talep edebilirsiniz ki çoğu kendiliğinden yapar zaten bunu.
0
luin 41
(30.07.08)
mor ışıklı aletin biraz tırt olduğunu düşünüyorum
kimi yerlerde dövmecilerin aletlerini koyduğu sterilizatörlerden oluyo, onlar elbette daha emniyetli, çok daha yüksek ısılarda sterilize ediyolar bildiğim.

çok evhamlıysa(nız):

- kendi setini alsın ancak zottirik bi set oldu mu manikürcüler mırın kırın ediyo, kendi alıştıkları aletler olmayınca.
- bir de, dışarıda satılan aletler genellikle manikürcülerin istediği keskinlikte olmuyo, tırnak kesme aleti filan o yüzden eğer kendi setini kullandırcaksa, o sette zaten önemli olan iki tane alet var ikisi de tırnak etlerini kesmek için biri pense gibi diğeri ucu hafif uzun (denizatı gibi) bi makasa benziyo ikisini alsa yeter. ve onları kuaförüne versin. onlar o aletleri bileyci gibi bişeye yolluyo ucunu sivriltiyolar.
- uğraşamam derse ve mahalle kuaförüne güvenmiyosa son çare ünlü kuaförlerden birine gitmek heralde. onlar diğerlerine göre daha emniyete önem veriyo imajı çiziyolar en azından.
0
insensitive
(30.07.08)
ben guvenmiyorum acikcasi, cunku en azindan bende ozellikle kutikulleri keserken cogu manikurcu kanatiyor ve kan yoluyla hastalik bulasma ihtimali cok yuksek. cogu mahalle kuaforunun ya da ankara icin kizilaydaki kuaforlerin tek manikur seti oluyor. art arda 2 kisi manikur istediginde de cok kez aletlerin dezenfekte edilmeden kullanildigina sahit oldum. sonucta bunun aidsi var hepatiti var, ihmale gelecek bir sey degil. kutikul makasi, torpu ve olu kismi itmek icin olan aletten(bunun adini ben de bilmiyorum ama soylerseniz verirler) alirsaniz yeterli olur.
0
kayranin kedisi
(30.07.08)
(1)

sucuk - sucuk benzeri ürün v2

kibritsuyu
öncelikle (git: 34769)devamını sorayım.şimdi sucuk denen şeyin kodekse göre güneşte kurutulmuş olduğunu öğrendik. peki seri üretim yapan firmalar arasında güneşte kurutan var mıdır? yani tamam anamızın nenemizin yaptığı ev sucuğu güneşte kurutuluyor da anamın sucuğunun kodeksle modeksle işi olmaz. k
öncelikle (git: 34769)

devamını sorayım.

şimdi sucuk denen şeyin kodekse göre güneşte kurutulmuş olduğunu öğrendik. peki seri üretim yapan firmalar arasında güneşte kurutan var mıdır? yani tamam anamızın nenemizin yaptığı ev sucuğu güneşte kurutuluyor da anamın sucuğunun kodeksle modeksle işi olmaz. kodeksle işi olan, seri üretim yapan firmalardır. yani bu kodeksin muhatabı olup da ürününe sucuk demek isteyen firmanın da ürünü güneşte kurutması gerekiyor. var böyle firmalar ki kodekse yazılma gereği duyulmuş.

hangileri?
0
kibritsuyu
(29.07.08)
evdeki sucuğu kontrol ettim. ısıl işlem görmüş sucuk benzeri ürün yazıyor. bir çoklarında da zaten böyle yazıyor.
0
co2s2
(29.07.08)
(7)

tavuk bozulması

kibritsuyu
efendim gerizekalı bendeniz, buzdolabının ne kadar elektrik harcadığını, saati ne kadar döndürdüğünü anlayabilmek için buzdolabını düğmesinden kapatıp sıfıra getirmiştim. sonra da ne kadar gerizkalı bir adam olduğumu kanıtlarcasına onu öylece unutmuşum. buzdolabının buzluk kısmında üç adet donmuş ta
efendim gerizekalı bendeniz, buzdolabının ne kadar elektrik harcadığını, saati ne kadar döndürdüğünü anlayabilmek için buzdolabını düğmesinden kapatıp sıfıra getirmiştim. sonra da ne kadar gerizkalı bir adam olduğumu kanıtlarcasına onu öylece unutmuşum. buzdolabının buzluk kısmında üç adet donmuş tavuk göğsünden başka bir şey yoktu. yani bozulacak başka bir şey yok. bu işi cumartesi sabahı yaptım. pazartesi sabahı işyerine bir geldim ki buzluktaki tavuklar erimiş normal olarak. ama soğuk soğuk duruyorlar.

şimdi benim bu tavukları yememem daha doğru sanırım. çöpe atarken hangi duayı edeyim de çarpılmayayım?
0
kibritsuyu
(28.07.08)
evet 2 günden sonra yeme riskine girme bence de. süphaneke ile atabilirsin.
0
gerrain
(28.07.08)
bence de yeme. özellikle de havaların böyle sıcak olduğu zamanlarda etlerin bozulma süresi kısalıyor, birkaç defa besin zehirlenmesi yaşamış biri olarak yememeni öneririm. bozuk etten zehirlenmek çok feci oluyor, riske atmaya hiç değmez.
0
think martini
(28.07.08)
Günah olmasın diye yiyip kendini öldürmek daha büyük bir günah bildigime gore.
Allahım sen bana akıl fikir ver diyerek gönül rahatlığıyla atabilirsin.
0
im2shy
(28.07.08)
evet üç koca parça tavuk göğsü çöpe gitti salaklığım yüzünden.

kedi köpek yese onlara da dokunur mu peki? en azından pişirip sokağa koysam da kediler nasiplense?
0
🌸kibritsuyu
(28.07.08)
ya ben de onu dicektim..ver hayvanlara onlar yer.. sanırım bi şey olmaz.. adamlar ne bulsa yiyor sonuçta..
0
hareket saati gecmis otobus kaptani
(28.07.08)
kesinlikle yeme ki buzluk düzgün çalışsa bile çok uzun süre kalan tavuklar sakat bence. taşı yesem ögüten bir adamım şimdiye kadar sadece bir defa hafif gıda zehirlenmesi geçirdim marketten o gün aldığım tavuktan %99 bir kere de muhtemelen işyerinde yemekte çıkan tavuktan ishal filan. yani tavuğun 0ı bile nerdeyse tehlikeli:))
0
joepiscopo
(28.07.08)
iyice pişir, ne kadar toksin varsa denatüre olsun, sonra kediye filan verebilirsin, onlar protein ağırlıklı beslendikleri için sindirim sisteminde bir temiz parçalıyorlar, hiçbişi olmaz.

senin için garanti veremem:))
0
kara kadife
(28.07.08)
(6)

sucuk - sucuk benzeri ürün

kibritsuyu
yıllar yılı bu işin piri diye alıp yediğimiz cumhuriyet sucuğunun, afyon ipek sucuğunun bile üstünde "ısıl işlem görmüş sucuk benzeri ürün" yazıyor.ulan cumhuriyet sucuğu bile "sucuk benzeri" ise sucuk ne? benzeri menzeri olmayan harbi sucuk hangisi?
yıllar yılı bu işin piri diye alıp yediğimiz cumhuriyet sucuğunun, afyon ipek sucuğunun bile üstünde "ısıl işlem görmüş sucuk benzeri ürün" yazıyor.

ulan cumhuriyet sucuğu bile "sucuk benzeri" ise sucuk ne? benzeri menzeri olmayan harbi sucuk hangisi?
0
kibritsuyu
(25.07.08)
yanturalı
0
luzumsuzadam
(25.07.08)
güneşte kurutulmuş olanı. fırında kurutulunca sucuk benzeri oluyor. kodeks öyleymiş.

İzmir'deysen Bayındır-Canlı'da sucukçu var yolda, bağırsağa doldurulduktan sonra alıyorsun eve gelip güneşte kurutuyorsun. Sucuktan önce kokusundan kafayı yiyorsun sonra.
0
sui
(25.07.08)
yanlış anlaşılma olmasın. en güzel sucuk hangisidir demiyorum. "sucuk" denilen ürün hangisidir diyorum. yoksa cumhuriyet sucuğunun da tadından şikayetim yok.
0
🌸kibritsuyu
(25.07.08)
Evet "doldurulmus sucuk" denen olaya gercek sucuk deniyor benim de bildigim kadariyla. Pardon, "doldurulmus ve guneste (dogal sartlarda) kurutulmus sucuga" gercek sucuk deniyor.

Eger tatmadiysaniz derhal tatmanizi oneririm. Mutfak penceresine asarsiniz sucugu, gittikce buzusmeye baslar kurudukca.. Hos bir kokusu vardir. Fabrikasyon sucuklara gore daha yumusak ve yenilir yutulabilir bir sucuktur. Gordugunuz yerde direkt alin. Biz galiba Bursa'dan almistik, hala tadi damagimdadir.
0
vita vinum est
(25.07.08)
yukarıda açıklanmış, bu gıda kodeksiyle alakalı bir durum. kodekste mesela sucuk için şu şu işlemlerden geçen diye tanımlanmışsa bu işlemlerden geçmeyen veya anılan maddeleri içermeyen ürünün üzerine sucuk yazamıyorsun. yani kodekste güneşte kurutulur diyorsa ve sen fırında aynı işlemi uyguluyorsan ürünün üzerine sucuk yazamıyorsun. bunun bir benzeri de dondurmada var eğer gerçek süt kullanmazsan ürününü dondurma olarak lanse edemiyor, sütlü buz felan gibi bir isimle satabiliyorsun. (bkz: algida)
0
fakeinvoice
(25.07.08)
genelde bunlar tost sucugu olan sucuklardır ve her markanın böyle ucuz tost sucugu vardır. ama fiyatından da anlaşılacagı gibi tavada ve ya mangalda yapılacak sucuk çeşitleri kangal şeklindedir. tost sucugu ise uzun ambalajdadır.
0
yuceonder
(26.07.08)
(9)

lcd monitör tavsiyesi

kibritsuyu
işyerindeki bilgisayarımda kullanmak üzere lcd monitör almak istiyorum. halihazırda 17 inch crt monitör kullanıyorum ve özellik olarak, büyüklük olarak bana yetiyor. şu arkasındaki tüp uzantısı da olmasa değiştirmem zaten de masamın yarısını kaplıyor alet.oyun oynamaacağım, film izlemeyeceğim, dev e
işyerindeki bilgisayarımda kullanmak üzere lcd monitör almak istiyorum. halihazırda 17 inch crt monitör kullanıyorum ve özellik olarak, büyüklük olarak bana yetiyor. şu arkasındaki tüp uzantısı da olmasa değiştirmem zaten de masamın yarısını kaplıyor alet.

oyun oynamaacağım, film izlemeyeceğim, dev ekran gerektirecek uygulamalar çalıştırmayacağım. anca word, excel, muhasebe programı, internete bağlanma vs. olarak kullanacağım. fazla param yok. çok da adi bir şey olmasın da yani şu saydığım işleri görebilecek ucuz yollu bir lcd monitör ne tavsiye edersiniz?
0
kibritsuyu
(24.07.08)
samsung derim marka olarak.
0
la traviata
(24.07.08)
lcd'yi kesinlikle samsung'dan alın derim ben de, 2003'ten beri 17inç'lik bir modelini kullanıyorum, henüz hiçbir problem yaşamadım.
0
weeping guitar
(24.07.08)
biz de muhasebe bürosunda yaklaşık 1,5 senedir inca 17" kullanıyoruz. herhangi bir sorunda yaşamadık. fiyatı da uygun.

www.hepsiburada.com
0
murty
(24.07.08)
samsung'un servisi de çok kaliteli hizmet verir.

elimde ne faturası, ne de garanti belgesi mevcut olan monitorümü, garanti kapsamınde kapıdan alıp, tamir edip, kapıya kadar getirmiş bir servis hizmetleri var.

"bir elektronik eşyada en önemli şey yetkili servis değil de nedir?" diyorsan ben de samsung'u öneririm..
0
promilius
(24.07.08)
evet servis önemli gerçekten, samsung'un servisi dediğiniz gibiyse süper. ama inca da fena değil, fiyatı uygun ekran süper, daha geçen gün aldım, tavsiye ederim.
0
marmara34
(24.07.08)
Lg derim gerçi samsung denmiş. Bu 2linin kanka olduklarını biliyorum ama benim kişisel düşüncem Lg Flatron serisidir.

Alırsanız, iyi günlerde kullanın...
0
onyetele
(24.07.08)
bence en yisi hyundai hem fiyat olarak uygundur, hem şıktır, hem de yaygın servisi vardır. pek ihityacınız olmaz gerçi servisine :) şu 19" wd modeli oldukça iyidir:

www.hepsiburada.com
0
ali87
(24.07.08)
muhasebede kullanacaksan sakın widescreen alma 17 "lerin widescreenları ufacık oluyo
0
enter saltman
(24.07.08)
inca'ya falan bulaşmayın rica edeceğim... neresini kim yapıyor, ne oluyor ne bitiyor belli değil... 20-30 ytl ucuz diye inca tavsiye ediliyor anlamıyorum...
0
forrestgump
(24.07.08)
(2)

windows tuşunu kapatma

kibritsuyu
arkadaşlar klavyedeki windows tuşlarından soldakini kapatmanın bir yolu var mıdır? işlevsiz olsun o tuş. basınca hiçbir şey olmasın. işin tam en hassas yerinde ctrl veya alt'a basarken elim değiyor, zart başlat menüsü çıkıp işin içine ediyor. kapatayım çalışmasın bu tuş. ya da sökecem yerinden, klav
arkadaşlar klavyedeki windows tuşlarından soldakini kapatmanın bir yolu var mıdır? işlevsiz olsun o tuş. basınca hiçbir şey olmasın. işin tam en hassas yerinde ctrl veya alt'a basarken elim değiyor, zart başlat menüsü çıkıp işin içine ediyor. kapatayım çalışmasın bu tuş. ya da sökecem yerinden, klavye dişsiz babanneme dönecek.
0
kibritsuyu
(18.07.08)
murty
(18.07.08)
sökün keratayı. ben söktüm yıllardır öyle kullanıyorum. en işlevsel olanıdır. uğraşmayın programla falan
0
dare
(18.07.08)
(12)

virüslü entry

kibritsuyu
efendim (bkz: #3481840) şu güzide entry'nin bulunduğu sayfayı veya direkt numarasını girerek entry'i açtığım zaman entry içeriğindeki kod, nod32'ye uyarı verdirttiriyor. çalışabilir bir kod da değil ki bu, entry işte. bildiğin text. nasıl oluyor, niye oluyor, sözlük bug'ı mıdır, virüs müdür nedir bu
efendim (bkz: #3481840) şu güzide entry'nin bulunduğu sayfayı veya direkt numarasını girerek entry'i açtığım zaman entry içeriğindeki kod, nod32'ye uyarı verdirttiriyor. çalışabilir bir kod da değil ki bu, entry işte. bildiğin text. nasıl oluyor, niye oluyor, sözlük bug'ı mıdır, virüs müdür nedir bu?
0
kibritsuyu
(15.07.08)
entrynin icerisindeki kodlardan biri virüs sisteminin dikkatini cekiyor, norton da aynısını verdi.
0
hlathguth
(15.07.08)
avast da uyarı verdi, bağlantıyı kes dedi, vay be sağlam entrymiş :)
0
marmara34
(15.07.08)
i love you virüsünün kodları galiba. emin değilim.
en.wikipedia.org
0
federal
(15.07.08)
mc afee de actirmiyor bu entriyi
0
gene mi gene
(15.07.08)
benim nod32 3.0 açtı allahın cezası...
0
forrestgump
(15.07.08)
Düzenli güncellenen NOD32 2.7 de blokladı sayfayı. Forrestgump güncel olmayabilir belki sendeki NOD32...
0
crown
(15.07.08)
ben actim sayfayi kaspersky sallamadi bile. simdi acaba zararsiz oldugunu anladi da mi bisey demedi yoksa cidden farketmedi mi. bak killandim simdi.
0
mandayuvasi
(15.07.08)
nod32 bende de engelledi. ve evet sayfada i love you virusunun kodunu vermis eleman.
0
theli
(15.07.08)
gerizekalı mıyım, kendime zorla virüs mü bulaştırmaya çalışıyorum bilmem ama kodu kopyalayıp notepad'e yapıştırayım bakayım ne olacak dedim, love.txt diye kaydet dedim. nod32 anında engelleyip karantinaya aldı. save etmedi.
0
🌸kibritsuyu
(15.07.08)
o entriyi not defterine yapıştırıp hede.exe olarak kaydedip, kaydettiğimiz bu güzelim dosyaya çift tıklamak lazım bence.
0
edge_nabby
(15.07.08)
txt dosyasını exe olarak kaydedip açabilmek mümkün değil. bu durumun nedeni ise (az sallıyorum) antivirüs programlarının virüsü bulmak için dosya içlerinde bu kodu araması. çat diye karşısında görünce alarmı basıyor tabii.
0
arwear
(16.07.08)
avg agaya beleş edition sikine bile takmadı , çatur çutur açtım sayfayı.
0
alwaysdrunk
(16.07.08)
(7)

bacak bandı

kibritsuyu
efendim kadın bacağını daha erotik göstermek için kullanıldığını zannettiğim jartiyerli çorabın dantelli kısmı gibi tek bacağa takılan bir şey var. nedir bunun adı? amacı nedir? daha mı erotik oluyor bunu takınca?
efendim kadın bacağını daha erotik göstermek için kullanıldığını zannettiğim jartiyerli çorabın dantelli kısmı gibi tek bacağa takılan bir şey var. nedir bunun adı? amacı nedir? daha mı erotik oluyor bunu takınca?
0
kibritsuyu
(15.07.08)
oraya işte bilimum bond gereci, ufak silah, bıçak, ninja biçaa türevi ekipman konuluyor ya .. :)
0
lhun
(15.07.08)
lara croft cinsi hatunlar taksın da fırfırlı mini entari giymiş hatun niye takıyor ki. onda ne arar ninja yıldızı falan.
0
🌸kibritsuyu
(15.07.08)
asimetrik bir görüntü amaclanarak modanın doruk noktalarına çıkılmak istenmiş olunabilir
0
flate
(15.07.08)
o seyin amaci para tutmaktir, ciddiyim.
0
kayranin kedisi
(15.07.08)
o bandı gelin giyer. Damat, düğün esnasında o bandı dişleriyle çıkartır (evet herkes tezahurat ederken). Böyle de erotik bi düğün geleği var avrupalıların.
0
neronas
(15.07.08)
dikkati bacağa yönlendiriyor olabilir. ki evet bu haliyle daha hoş görünüyor bu bayan, o yüzden illaki bi fonksiyonu olması şart değil bu bantın. aksesuar olsun yeter..
0
smy
(15.07.08)
henüz elastik çoraplar yokken, ki o zamanlar külotlu çoraplar da yoktu, kalçaya kadar çıkan ipek vs çorapları bu lastiklerle yerinde tutar idi kadınlar. işlevini kaybetmiş ama estretik amaçlı kullanılmaya devam etmiştir.
0
cereal killer
(15.07.08)
(8)

film niye yönetmenindir?

kibritsuyu
evet kafama takılır durur bu sürekli. yönetmen de o projede aynı ışıkçı gibi, sesçi gibi, makyöz gibi, kameraman gibi çalışan bir kişi değil midir sonuçta? niye o filmin sahibi yönetmeni oluyor ki? tamam adamın bir tarzı var belki, ona göre çekiyor filmi. ama ona bakarsan ışıkçının da tarzı var, gör
evet kafama takılır durur bu sürekli. yönetmen de o projede aynı ışıkçı gibi, sesçi gibi, makyöz gibi, kameraman gibi çalışan bir kişi değil midir sonuçta? niye o filmin sahibi yönetmeni oluyor ki? tamam adamın bir tarzı var belki, ona göre çekiyor filmi. ama ona bakarsan ışıkçının da tarzı var, görüntü yönetmeninin de tarzı var. yönetmenin de tarzı var, hepsi birleşince bir film oluyor da niye en büyük payı yönetmen alıyor? asıl eser sahibinin yani senaristin film sahibi olması daha doğru değil mi? çünkü ötekiler olmasa da iyi veya kötü bir şey çıkar ortaya. ama senaryo olmadan ne çekileceği, ne oynanacağı bile belli olmaz. icabında yönetmen parayı beğenmeyip çekip gidiyor. yenisini getirip çektiriyorlar. e senarist senaryoyu alıp giderse, yeni senaryo bulup getirmek demek, o filmin baştan aşağı başka film olması demek. e peki niye o zaman o film yönetmene ait oluyor?

yönetmene ait'ten kastım "sitivın şipilberg filmi" deniyor mesela başkasının yazdığı hikayeye şipilberg film çekti diye.
0
kibritsuyu
(11.07.08)
(git: 26001)
0
deckard
(11.07.08)
film teknik olarak eğer bir yapımcısı varsa onundur. zira en iyi film ödülü filmin yapımcısına verilir. yapımcı yönetmeni yanına alıp boy gösterir. ancak her yönetmen filme tamamen sahip olmak için, tamamıyla benim filmim diyebilmek için hem senaryosunu yazmak hem oyuncuları seçmek hem ekibi kurmak ve çektikten sonra da montajlamak ister. çünkü filmin yapımcısı filmdeki bazı şeylerin değiştirilmesini isteyebilir kısaca yönetmen yeterince özgür değildir. bu yüzden spesifik bir yapımcı bulmak yerine yönetmenler maddi imkan sağlamak için kültür bakanlıklarına, çeşitli ülkelerin sanatsal fonlarına başvururlar ve kendilerine ortak ararlar. sonuçta yine kendi filmleri olmuş olur.

ayrıca bazı yönetmenler yeni yetme yönetmenlere destek olmak amacıyla filmlerinin yapımcılığını üstlenebilir. burada da yine yeni yönetmenden çok ünlü yönetmenin adı anılabilir yapımcılığını üstlendiği, arkaladığı için.

senaristin ise hiç bir şekilde filme sahip olmaya hakkı yok :) senaristlik genelde para için yapılan olay. senarist senaryoyu teslim ettikten sonra çeker gider genelde hiç karışmaz bile filmin çekilip çekilmeyeceğine. elbetteki istisnaları da vardır bunun. senaristin de şartları olabilir senaryosunun aynen çekilmesini istemesi gibi.

yönetmen genelde kendi fikirlerini de katarak senaryoyu çeker. ancak film ortaya çıkmadıysa senaryo bir hiçtir.

icabında yönetmen çekip gidiyor derken bu yönetmen eğer "kiralanmış" biriyse, yani yapımcı özel olarak bir film çektirmek istiyorsa senariste senaryosunu yazdırır, yönetmenini tutar, burada da yönetmenin görevi sadece o senaryoyu çekmek ve parasını almak olur. burada bahsettiğin gibi işçi gibi oluyor yönetmen. ve filmin hakları yine yapımcı şirkete ait oluyor. ancak elde edilecek gelir anlaşmalara göre paylaştırılabilinir.

yönetmen kendisi bir film çekecekse zaten neden çekip gitsin, kafasına uymayan kişileri kovar stanley kubrick gibi :)

şöyle örnek vermek gerekirse quentin tarantino para kazanmak için natural born killers ve true romance senaryolarını yazmış ve bunları satmıştır, sözü edilen filmler halen çok güzeldir ancak o filmleri tarantino çekseydi belki de daha güzel olabileceğini çoğu insan düşünmekte(en azından natural born killers için). tabi o zamanlar paraya ihtiyacı olduğu için bunu yaptı ve daha sonra da kendi filmlerini çekti. kısaca senarist sadece senaryoyu yazar. onu film yapan, sinemaya dönüştüren kişi yönetmendir.

bu sorunun cevabı ticari sinema ve diğer sinemalara göre değişiyor elbette.
0
nihilanth
(11.07.08)
film senaristin değildir, sizi bu düşünceye sevk eder şey ise genellikle okuduğunuz, piyasada bulabileceğiniz senaryolardır. bu senaryolar senaristin yazdığı değil, film çekimi bittikten sonra son hali verilmiş senaryolardır. senarist senaryoyu getirdikten sonra üzerinde yönetmen ekibi toparlayarak 50bin değişiklik yapar sonra çekimlerde değişir, sonra kurguda değişir ve nihai film göz önüne alınarak son senaryo yazılır. sizin ulaşabildiğiniz senaryolar onlardır. senaryo ilk yazıldığında kamera hareketleri, çekim planları yazılmaz. bu yönetmene saygısızlıktır çünkü onlara karar vermek yönetmenin işidir.

burdan şuraya geliyoruz. filmin yapımcısı sermayedarıdır. bu nedenle filme ödül ona verilse de film asla onun filmi olamaz. o filme sahip olduğu ruhu veren yönetmendir. yönetmen ne işe yarar diye soranlar oluyor, yönetmen olmasa ortaya bırakın bir filmi bir sahne bile çıkartamazsınız, çünkü kameramanın ayrı ışıkçının ayrı düşüncesi vardır oyuncu farklı oynamak istiyordur vs. tüm bu insanları ki çoğu delidir, bir arada uyum içerisinde çalıştırabilmek bi kere başlı başına bir olay. kaldı ki kamermana ne yapması gerektiğini, oyuncuya nasıl bir duygu vermesi gerektiğini, nasıl bir ışık istediğini yönetmen belirler. işin teknik kısmını bilmek zorunda değildir. ama ne istediğini bilmek zorundadır. ve o istediğini ekibe iletir ve ekib de o istek doğrultusunda yapması gerekeni yapar. yönetmenin en az etkisi olan kısımlardan biri kurgusudur ki ona bile bir çok yönetmen bizzat girer. kurgucuya müdehala eder. hatta bazen öyle farklılıklara düşerler ki yönetmen filmin asıl versiyonunun haricinde bir de kendi kurgusu olan versiyonunu yapar. bu sanıldığı gibi sadece yapımcı ile olan uyuşmazlıklardan kaynaklanmaz aynı zamanda kurgu sırasında filmin kurgusunu yaoan kişi ile düştükleri anlaşmazlıklardan sonra da ortaya çıkar. neticede işi başından sonuna kadar alıp götüren, yöneten, idare eden, yönlendiren yönetmendir. ve o yönetimin bir stili, bir tarzı vardır.

işte bu nedenlerle film yönetmenindir. takımın kaptanının ekibin liderinindir. film prodüksiyonu ciddi bir takım işidir ama o takıma o ruhu veren yönetmendir. muhteşem senaryonuz, süper kameramanlarınız, aşmış ışıkçınız-sesçiniz, çıldırmış görüntü yönetmeniniz, ve dahi kurgucunuz var ama adam gibi bir yönetmeniniz yoksa, asla iyi film yapamazsanız. ama çok iyi bir yönetmenle, bir çok eksiğinizi kusurunuzu rahatlıkla kapatır, ortaya süper filmler çıkarabilirsiniz. 1 milyon dolarlık bütçeyle çekilip sinema tarihine geçmiş filmler işte böyle filmlerdir.
0
sijwocaq
(11.07.08)
peki mesela bir yönetmen sete geldi, ne yapar? kamerayı şöyle koyalım, şuraya odaklayalım falan mı der? yani kameraların nereye nasıl yerleştirileceğine ve işte nasıl filtreler (konu hakkında bilgim yok atıyorum) o mu karar veriyor? (anladığım kadarı ile öyle imiş) o zaman işin sanatsal yönü tamamen yönetmene ait olur gibime geliyor benim.. nasıl; yağlıboya yapan, fırça yapan, tual yapan fabrikalar var ama eser ressamın..(tabi kompozisyon da tamamen ressama ait, senaryo/hikaye gibi) doğru mu? kafam karıştı şimdi :)
0
metox
(11.07.08)
senaristin sorumluluğu senaryoyu yazdığında biter. senaryo ise film değildir, adı üstünde, senaryodur. neredeyse edebi bir eserden ibarettir yani (ki edebi eser de değildir esasında).

yönetmen, o oyuncuları, ışıkçıları, sesçileri, makyözleri, kameramanları, senaryonun işlenişini, montajını, müziklerini ve daha birçok şeyi yöneten kişidir. yani senaryoyu film yapan kişidir. hatta senaryoyu değiştirme hakkına bile sahiptir çoğu durumda. senaryo film değildir, ama film filmdir :)
0
actionary
(11.07.08)
şunun gibi düşün: eskiden tiyatrolarda klasik sahneleme varken oyunlar yazarının adıyla anılırdı. çünkü yönetmenin kullandığı sahneleme biçimi kendi dönemindekilerle benzerlik içerisinde olurdu. ama şimdilerde metinden çok yönetmenin ismi öne çıkıyor. mesela peter brook'un ya da terzopoulos'un oyunu diye geçiyor. bunun sebebi de sahnelemelerdeki açılımlar. bu insanlar o kadar farklı yorumlar koyuyorlar ki 100 yıllık metinlere, artık onlara ait oluyor.

metne katılan yorum önemli, aynen actionary'nin yazdığı gibi yazarın işi metni yazdıktan sonra biter. ona hayat veren yönetmendir. bütün diğer elemanlar da onun kurgusu üzerinden işler.
0
whoosie
(11.07.08)
metox, yönetmen aklına gelebilecek her şey hakkında fikrini, emrini belirtir. oyuncuların nasıl rol yapacağını ve nerede bulunmasını istediğini söyler. dediğin işi ise genelde görüntü yönetmeni yapar. ama bir çok auteur yönetmen görüntü yönetmenine de karışır ve kamerayı yerleştirmeyi vs. kendisi yapar.

normalde ise (ticari ve büyük bütçeli filmlerde) yönetmen çekim olaylarıyla uğraşmaz, görüntü yönetmeni,kameraman ve asistanı halleder o işleri. sadece yönetmen favori sahneleri için bizzat kendisi çekim yapabilir.

bu tür şeyleri merak edenler dvd setleri alsınlar çoğunda filmin çekim aşaması gösterilir.
0
nihilanth
(12.07.08)
Yasal düzlemde filmin hakları yönetmen, senarist ve "varsa" orijinal film müziğinin bestecisine aittir. Asıl eserin senaristten çok yönetmene ait olduğunu anlatabilmem içinse film gramerini de içerecek şekilde film kuramına hakim olmanız gerekiyor. Ama kabaca söylersek, yönetmenlikte de olay tarzdan çok yaratımdır. Yönetmenlik kararlarının (öncelikle anlatımsal olanlarının) her biri yaratıcı kararlardır.
0
hashasin
(13.11.11)
(4)

para kazanmak lazım

kibritsuyu
arkadaşlar ayda 500 lira civarında ek gelire ihtiyacım var. halihazırda kendi bürosunda çalışan bir adam olduğumdan çıkıp iş bulma şansım yok. ama kazandığım da evimi geçindirmeme yetmiyor. sandık alıp ayakkabı boyama fikrinden önce bir işletme bölümü mezunu olarak yapabileceğim işler önerebilir mis
arkadaşlar ayda 500 lira civarında ek gelire ihtiyacım var. halihazırda kendi bürosunda çalışan bir adam olduğumdan çıkıp iş bulma şansım yok. ama kazandığım da evimi geçindirmeme yetmiyor. sandık alıp ayakkabı boyama fikrinden önce bir işletme bölümü mezunu olarak yapabileceğim işler önerebilir misiniz?

ingilizcem çeviri yapabilecek kadar iyi değildir.
web tasarımı ve benzeri şeylerden anlamam.

teşekkürler.
0
kibritsuyu
(09.07.08)
kendi buronda calisiyorsun yani kendi isin mi?
ordan veya evden mi elde etmek istiyorsun ek geliri?
0
terp
(09.07.08)
klavyeniz hızlı ise çevrenizde olan liselerin önlerine; 'dönem ödevi yazılır' ibaresi asın. gerçekten müthiş talep oluyor.
0
galahad
(09.07.08)
yaz tatili olduğu için dönem ödevi pek iyi bir alternatif sayılmaz.
0
alkolik imam
(09.07.08)
işletme okuyanlara özel ders+staj yaparak pratik imkanı, olur sanki.
0
sourlemonade
(09.07.08)
(2)

paralel port (lpt1) lazım

kibritsuyu
efendim kimi durumlarda (fatura döktürme, sürekli forma onaylatılmış defter döktürme) kullanmak zorunda olduğum şu elimde görmüş olduğunuz nokta vuruşlu yazıcıyı, üzerinde paralel port bulunmayan laptopa bağlamak zorundayım. ne yapmalı ne etmeli, bir oyunbazlık bir şeytanlık alete dalavere mi çevirm
efendim kimi durumlarda (fatura döktürme, sürekli forma onaylatılmış defter döktürme) kullanmak zorunda olduğum şu elimde görmüş olduğunuz nokta vuruşlu yazıcıyı, üzerinde paralel port bulunmayan laptopa bağlamak zorundayım. ne yapmalı ne etmeli, bir oyunbazlık bir şeytanlık alete dalavere mi çevirmeli? bu beraberlik nasıl olacak, ikisi de ayrı telden çalıyor.
0
kibritsuyu
(07.07.08)
bunun çeviricileri var ama çoğu sorunlu alet tanımıyor falan. ben eski pc'yi server gibi kullanıyorum, eski pc'ye printer'ı tanıtıp ordan printer'ı paylaşıma açarsan bide ethernet kartıyla bu iş oluyor, şirkette de bunu uyguladık nokta vuruşlu zımbırtı için.
0
sourlemonade
(07.07.08)
buna benzer ceviriciler kullanabilirsin

www.prizmabilisim.com
0
unspokenlies reloaded
(07.07.08)
(1)

bir şarkı soruyorum

kibritsuyu
efendim son zamanlarda yabacı radyo kanallarında sıkça duyduğum bir şarkı var. yabancı kanallarda duyuyorum ama bu şarkı türkçe lan. basbayağı melih kibar'ın sevdan olmasa şarkısının remix'i. nedir bu şarkının adı? niye yabancı kanallarda çalıyor bu şarkı?
efendim son zamanlarda yabacı radyo kanallarında sıkça duyduğum bir şarkı var. yabancı kanallarda duyuyorum ama bu şarkı türkçe lan. basbayağı melih kibar'ın sevdan olmasa şarkısının remix'i. nedir bu şarkının adı? niye yabancı kanallarda çalıyor bu şarkı?
0
kibritsuyu
(05.07.08)
ian oliver - vino vino
0
fbu95
(06.07.08)
(6)

gitar efektleri simülasyonu

kibritsuyu
efendim elektro gitarlar için bin çeşit pedal, efekt bilmemne var. isimlerini hep duyuyorum ve merak ediyorum hangisi nasıl ses çıkarıyor diye. böyle simülatör gib ibir şey var mıdır? mesela bir gitar melodisi çalsın, ben basayım distortion'a, aynı melodinin distortionlu halini dinleyeyim. basayım ö
efendim elektro gitarlar için bin çeşit pedal, efekt bilmemne var. isimlerini hep duyuyorum ve merak ediyorum hangisi nasıl ses çıkarıyor diye. böyle simülatör gib ibir şey var mıdır? mesela bir gitar melodisi çalsın, ben basayım distortion'a, aynı melodinin distortionlu halini dinleyeyim. basayım ötekine, o şeklini dinleyeyim. ya da buna benzer bir şey işte anladınız. her efektin nasıl ses çıkardığını duyayım, istediğim bu.
0
kibritsuyu
(04.07.08)
reason da var
0
sijwocaq
(04.07.08)
reason ne?
0
🌸kibritsuyu
(04.07.08)
Reason'da olabilir ama kullanımının kolay olduğunu hiç sanmıyorum...
Guitar Pro öneririm. Özellikle yeni versiyonunda(3 olması lazım) RSS denilen gerçekçi sesler kullanıyorlar. İstediğin efekti de sokup çıkarabilirsin programda.
Ayrıca www.ultimate-guitar.com gibi sitelerden de guitar pro için yapılmış binlerce şarkıya ulaşabilirsin...
0
bitti
(04.07.08)
arkadaşların söylediklerine ek olarak şu programlar iyidir

native instruments guitar rig 3 www.native-instruments.com

Ik multimedia samplitube 2

waves gtr 3.0

dash signature the absract guitar

bu programları google ile aratıp demo sayfalarına ulaşabilirsin fakat ben bu programları indireyim kullanayım diyosan asio 2.0 sürücülü ses kartının olması lazım.
0
omer460
(04.07.08)
www.mydukkan.com adresinde gitarların, efektörlerin demo seslerini dinleyebilirsiniz.
0
flate
(04.07.08)
guitar rig 3 bu iş için mükemmel. yalnız, telif hakları sebebiyle cihazların isimlerini değiştirerek koymuşlar programa.
0
actionary
(05.07.08)
(4)

proje değişilkiği, tadilat ve mimarın tutumu

kibritsuyu
salak bir başlık oldu ama ne yazacağımı bilemedim. ben size direkt olayı anlatayım.bir yazlık site düşünün. 60 tane birbirinin aynısı ev var. taa 1980'lerin başında yapılmış bir site. kat mülkiyeti kanunu hükümlerine tabi (kooperatif değil). senelerdir güzel güzel tatil yapılıyor.fakat ihtiyaçlar do
salak bir başlık oldu ama ne yazacağımı bilemedim. ben size direkt olayı anlatayım.

bir yazlık site düşünün. 60 tane birbirinin aynısı ev var. taa 1980'lerin başında yapılmış bir site. kat mülkiyeti kanunu hükümlerine tabi (kooperatif değil). senelerdir güzel güzel tatil yapılıyor.

fakat ihtiyaçlar doğrultusunda bu evler insanlara yetmemeye başlıyor. üst katta tuvalet, banyo yok mesela. salon küçük geliyor, oda sayısı yetmiyor. deniyor ki tadilat yapalım. şu bahçenin şu kısmını kapatıp salona ekleyelim. üst tarafını da kapatıp banyo yapalım, artan yere de bir oda sıkıştıralım. yeni bir proje çiziliyor, genel kuruldan geçiyor. belediye melediye bilumum izinler de alınıyor. yani isteyenlerin gayet yasal yollardan evlerine bu tadilatı yapmalarının önünde hiçbir engel kalmıyor.

ancak sitenin ilk mimarı çıkageliyor. diyor ki "bu benim projem, benim eserim. bozamazsınız. evine tadilat yapmak isteyen herkesten 1500 ytl. telif bedeli isterim. vermezseniz ayrı ayrı dava açar yıktırırım"

şimdi olabilir mi böyle bir şey? bana saçma geldi. senin eserin tamam da sen zamanında eserini müteahhite satmışsın, müteahhit de bana satmış, o ev artık bana ait. belediyesel olayları da halletmişsem evime istediğim tadilatı yaparım. haksız mıyım? mimar hala bana karışabilir mi?

yani ben kitapçıdan bir kitap alsam, okurken kimi paragrafların altlarına notlar alsam yazarı çıkıp da "kitabıma ekleme yaptın, ver telif bedeli" mi diyecek? ya da bir müzik eserini teybe koyup mikrofonla üzerine şarkı söylesem eser sahibi çıkıp "sıçtın şarkıma, ver telif bedeli" mi diyecek? aynı şey değil mi?
0
kibritsuyu
(03.07.08)
Bunun gibi davalar olabiliyor. Gökkafes'in tepesindeki çelik kafes kısmın rengini her değiştirdiklerinde Doruk Pamir (binanın mimarı) dava açıyodu adamlara hatırladığım kadarıyla. Ama kim kazanıyodu onu bilmiyorum.
0
gerrain
(03.07.08)
olur. gayet de güzel olur. dava bin yıl falan sürer ama kazanır. siz de yıkarsınız.
0
guybrush threepwood
(04.07.08)
niye ama? mimar projesini müteahhite satmış. haklarını devretmiş olmuyor mu? ne zamana kadar karışabilir projeye? ev benim değil mi? parasını vermiş almışım. artık ne istersem yapamaz mıyım?
0
🌸kibritsuyu
(04.07.08)
karışabilir.hala mimarlıkta okuyan bir öğrenci olarak,her ne kadar bu gibi durumlarda yasal prosedürün nasıl işlediğini tam bilmesem de elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışayım.

her ne kadar ülkemizde insanlar kabul etmese de mimarların yaptıkları tüm binalar birer eserdir ve telif hakları yasalarına tabidir.yani sizin bu ne be böyle dediğiniz binalar bile birer eser olarak kabul edilir ve buna göre değerlendirilir.hatta çok abartı bir örnek olacak ama insanların bitmiş bir binaya çivi bile çakması esere müdahaledir ve isterse mimar bu yüzden bile sizi şikayet edebilir.tabi bu dediğim çok uçuk ve olayın ciddiyetini anlatmak için verilmiş bir örnek yoksa hiç bir mimar duvara çivi çaktınız diye size dava açmakla uğraşmaz.fakat sizin burada bahsettiğiniz değişiklikler son derece ciddi ve köklü işlemler olduğu için burada bir sorun oluyor.

ayrıca projenin müteahhite ve ya size satılmış olması hala mimarın eseri olduğu gerçeğini değiştirmez.size satılmışta olsa o ev hala onun eseridir.örneğin ressamlar da yaptıkları resimleri satarlar ama bu onların eseri olduğu gerçeğini değiştirmez.mesela alğınız bir tabloya siz ekleme yapamazsınız.

mesela yazarlar da yazdıklarını yayın evlerine satar ama bu onların yazıları olduğunu değiştirmez.o yüzden o esere yapılan her hatalı olay doğrudan yazarını ilgilendirir.bu durumda da binaya yapılan her şey mimarını ilgilendirir.

verdiğiniz kitap ve şarkı örneklerini ise bu durumla bir tutamayız bile.örneğin kitabın kenarına aldığınız notlar kitabın sadece sizde olan kopyası üzerinde olan değişikliklerdir.siz orada eseri değil sadece bir kopyasını değiştiriyorsunuz yani sizin yaptığınız değişiklikler bu kitabı okuyan diğer insanları ilgilendirmez ya da siz öyle ekleme yaptınız diye eser değişmez.ha mesela siz yayın evinde çalışan birisinizdir,yazar size yazdıklarını verir,siz de gider kafanıza göre bir şeyler eklersiniz o zaman esere müdahale edersiniz,o ayrı.

mesela ünlü ressamların yaptıkları tabloların bilindiği gibi poster ve kopyaları satılır.mesela bunlar üzerinde bir tahribat ve ya kafanıza göre bir ekleme yaparsanız kimse size bir şey demez-ki bence bir resimde,taklit bile olsa böyle kendi kafasına göre değişiklik yapmak yanlıştır-fakat resmin orijinaline yapacağınız en ufak şey başınıza çok büyük işler açabilir.

şarkı örneği de aynı durumda.sadece sizde ki kopyaya etki ediyorsunuz.bu durumda bile yapılanlar aslında tam doğru mu bilemiyorum.telif hakları yasasının tüm ayrıntılarını bilmiyorum.fakat sonuçta eser sahipleri genelde gelip niye şunu yazdın,niye üzerine kayıt yaptın demez.

bu konuda kafanızı karıştıran sebeplerden biri de şu bence.sonuçta hiç bir mimar çıkıp siz duvara çivi çaktınız diye size bir şey demez-aslında istese der-yani böyle küçük şeyler için tenezzül bile etmez diyeyim.zaten onlarda bu gibi şeylerin yapılması gerektiğini kabul eder.mimarlar bir çok konut vs projesinde çalışır,sonuçta hepsiyle de uğraşmanın anlamı yok.bu yüzden de insanlar bu durumun farkında değil ve başta da dediğim gibi binları eserden saymıyorlar resmen.o yüzden de değişiklik yapmanın bir sorun olacağı eğer birisi sizin durumunuzda ki gibi uyarmazsa akıllarına bile gelmiyor.fakat sizin burada dediğiniz tadilatlar bunların ötesinde.siz yapıyı tamamen değiştiriyorsunuz.yeni odalar eklemek,bahçeyi kapatmak filan.

başta da dediğim gibi ben olayın yasal işleyiş ve bürokrasi kısmını bilmiyorum.işlemler belediye de onaylanmış diyorsunuz ama belediylerin bu gibi durumlarda hata yaptığı bilinen bir şey.yani siz belediyesel olayları halletik demişsiniz ama belki de projenin mimarının bu süreçte bundan haberi yoktu.

bu yazdıklarımı da kafanızı daha da karıştırmak için değil sadece ya bu binalarda niye değişiklik yapamıyoruz sorunuza cevap olsun diye yazdım.eğer başka bir sorunuz olursa mesaj atabilirsiniz.
0
archidead
(06.10.08)
(1)

facebook - kaybolan fotoğraf

kibritsuyu
kendi eklediğim, kendi albümlerimden birinde olan, içinde biri ben olmak üzere üç kişi bulunan ve kişiler yine benim tarafımdan taglenmiş bir fotoğraf albümden niye kaybolur? nereye gider? hayır sakıncalı içerik falan da değildi ki facebook yönetimi silsin. gayet üç tane hıyarın yanyana durmuş bir f
kendi eklediğim, kendi albümlerimden birinde olan, içinde biri ben olmak üzere üç kişi bulunan ve kişiler yine benim tarafımdan taglenmiş bir fotoğraf albümden niye kaybolur? nereye gider? hayır sakıncalı içerik falan da değildi ki facebook yönetimi silsin. gayet üç tane hıyarın yanyana durmuş bir fotoğrafıydı. uçmuş gitmiş albümden. bu hıyarlardan biriyle bir tartşma oldu görüşmüyoruz, bir haltlar yemiş olabilir mi? şifremi kırıp girme ve silme ihtimali yok, zira o hıyarla olan diğer fotoğraflarımız duruyor. sadece bir tanesi kaybolmuş. nereye gitmiştir? niye gitmiştir?
0
kibritsuyu
(02.07.08)
arkadaşlarından biri fotoğrafın orada bulunmasından memnun olmayıp report etmiş olabilir.
0
desdinova
(02.07.08)
(4)

elektrik sayacı

kibritsuyu
lan tam rahata erdik diyoruz, olmadık bi masraf çıkıyor yine. posta kutularına kağıt atmışlar. "elektrik sayacınız eskimiştir, adam gibi ölçememektedir. elektronik sayaç alıp bu yazıyla gelin de götünüze bi miktar para sokalım" diye.kaç paradır bu sayaçlar, pahalı mıdır? değiştirmesek ne olur? keser
lan tam rahata erdik diyoruz, olmadık bi masraf çıkıyor yine. posta kutularına kağıt atmışlar. "elektrik sayacınız eskimiştir, adam gibi ölçememektedir. elektronik sayaç alıp bu yazıyla gelin de götünüze bi miktar para sokalım" diye.

kaç paradır bu sayaçlar, pahalı mıdır? değiştirmesek ne olur? keseriz meseriz diyolar da aslı var mıdır, keserler mi harbiden? nasıl sayaç alacam, nereden alacam, kime taktıracam nedir ne değildir?
0
kibritsuyu
(01.07.08)
Yazı kimden? Tek filan mı? Resmi kurumdansa değiştirmeyi erteleyebilirsin aslında. Özelse zaten hiç alma :)

Sayaçların fiyatları değişebiliyor. 30 liraya da var 300 liraya da. Ama hepsi aynı işlevi görüyor nasılsa. Elektrik kurumuna o yazıyla gidersen taktırabilirsin. Elektrikçiye taktırmayı filan deneme mührüdür, önceki sayaçtır vs bi sürü iş çıkarırlar başına. Para alacaklarını sanmıyorum ama en fazla malzeme kadar işçilik alırlar.
0
ataturkiye
(01.07.08)
benimkini kendileri gelip degistirmisti hic sormadan, hatta apatmandaki hepsini degistirmisler. ucret de faturaya yansimisti sanirim 30 ytl falandi.
0
no christ requiress
(01.07.08)
bir de, yeni sayaç alırken akıllı sayaç kakalıyorlar. ona dikkat et derim ben.
akıllı sayaç güzel bi şi. ben kullanıyorum ve kara geçiyorum her ay ama belirli saatlerde makineleri çalıştırıyorsun, en çok kullanman gereken zamanlarda kullanamıyorsun. aklında olsun yani, normal sayaç al.
0
lovemyself
(01.07.08)
sorunun cevabı değil ama yinede yazayım dedim
kiracıysan sorun yok o kağıdı git ev sahibine ver..
0
zubundy
(01.07.08)
(8)

ankara tava

kibritsuyu
ankara'da `ankara tava` yiyebileceğim güzel bir lokanta bilen var mı? sosyetik falan olmada da olur. kale'nin ara sokaklarında esnaf lokantası bile olabilir yani. yeter ki hakkıyla yapılmış güzel bir `ankara tava` yiyebileyim.
ankara'da ankara tava yiyebileceğim güzel bir lokanta bilen var mı? sosyetik falan olmada da olur. kale'nin ara sokaklarında esnaf lokantası bile olabilir yani. yeter ki hakkıyla yapılmış güzel bir ankara tava yiyebileyim.
0
kibritsuyu
(30.06.08)
bir zamanlar tavacı recep usta vardı esat'ta.
0
cisimi yapiyom popom kuru kaliyo
(30.06.08)
babatema
(30.06.08)
tavacı recep usta diyarbakırlıdır. yaptığı şey de sac tava yani bizim sac kavurma adıyla bildiğimiz şeye benzeyen yemeğin diyarbakır usulüyle pişirilmiş halidir. o da güzeldir ama sorduğum o değil. her sakallıyı dedemiz sanmayacağımız gibi her tavayı da ankara tava sanmayalım lütfen.

ankara tava diyorum tekrardan.

(bkz: ankara tava)
0
🌸kibritsuyu
(30.06.08)
necatibey'deki çiçek lokantasında yapıyorlar
0
stardustbenim
(30.06.08)
o zaman, cebeci abidinpaşa'da ankara kültür ve sanat evi var.
balgat'ta da kukla kebap denen bir yer var. baya bir meşhurdur hatta.
0
cisimi yapiyom popom kuru kaliyo
(30.06.08)
ostu sosyal binada yaparlar ayda bi kaç kez girer mönüye harbi de güzel yaparlar.
0
agk
(01.07.08)
bir yemek blogundaki ankara tava tarifine, sennur bekcioglu adiyla, 13.Nisan.2009'da soyle birsey yazilmis, belki ilginizi ceker: "Ben Ankara’nın yerlisyim.ANKARA TAVAYI 3.kuşak olarak hala sürdürmekteyiz.Güzel bir tarif ancak gerçek Ankara Tava bu değil.Seğmen başı tavacılar börekçilerden Satılmış Ağanın torunlarıyız.Gerçek Ankara Tava yemek isterseniz yerimiz Ankara Mühye Köyünde,TRT Gen.Müd.arkasına düşen vadide bahçe içinde Bekleriz. 0532 244 89 42"
0
libera
(14.04.09)
lan Ankara'da çok geç keşfettiğim mekanlardan biri de bu oldu. Bir gün Eymir Gölüne gider de güzel birşeyler yiyeyim derseniz ve kuzu etini seviyorsanız üstteki cevapta belirtilen ve www.ankaratava.com linkinden ayrıntılı bilgilere ulaşabileceğiniz bu mekana gitmenizi tavsiye ederim. Ankara tava dışında bazlaması, yayık ayranı ve mantarlı pidesi de muhteşemdi. otantik mekanın ötesinden gözüken Sinpaş binaları insanın canını sıksa da bu mekan son yıllarda Ankara içinde denediğim en güzel yerlerdendi.

NOT 1:Merak edenler olabilir, Ekim 2014 itibariyle bazlama-salata-ankara tava-çay kişi başı 35 liraya falan geliyor. Mantarlı pideyi 6 kişi paylaştığımız için tam fiyatını bilemedim.

NOT 2: Ankara'da kuzu eti bakımından Şaban Usta'nın Kuzu Sırık Kebabı ve Boğaziçi Lokantası'nın kuzu inciki ile F/P kıyaslamasında bir tık daha iyi olduğunu söyleyebilirim.
0
candanag
(28.10.14)
(2)

netten tıklanan pdf dokümanının açılma olayı

kibritsuyu
efendim şimdi şöyle. bir web sayfasından (e beyanname) tıkladığım bir pdf dokümanı eskiden adobe reader penceresinde açılırdı. tıkladığım her farklı doküman ayrı pencerede açılırdı. ne yapmışlarsa değiştirmişler bunu. şimdi browser ekranında açılıyor. her yeni tıkladığım doküman da ayrı pencerede de
efendim şimdi şöyle. bir web sayfasından (e beyanname) tıkladığım bir pdf dokümanı eskiden adobe reader penceresinde açılırdı. tıkladığım her farklı doküman ayrı pencerede açılırdı. ne yapmışlarsa değiştirmişler bunu. şimdi browser ekranında açılıyor. her yeni tıkladığım doküman da ayrı pencerede değil, bir öncekinin üstüne açılıyor. orta tuş, shift+click, ctrl+click falan da fayda etmiyor. açılan pencerede geri ileri butonu da yok. eskiden 20 tane beyannameyi ayrı pencerelerde açardım aşağıya, her birine tıklayıp "print" der döküm alırdım. kağıtları toplu halde tekrar koyar, arka sayfalarını da sırayla print der arkalarına döktürürdüm. şimdi bu mal hepsini aynı pencerede açıp ileri geri imkanı da tanımadığı için bi oraya git tıkla, açılınca print et, çıkan tek kağıdı geri koy ikinci sayfasını arkasına döktür, kağıdı yazıcıdan al, tekrar web sayfasına git, yenisine tıkla, açılınca aynı şeyleri ona yap falan işimi çok zorlaştırdı. tek istediğim ya yine adobe reader programı ile açılsıni ya da ayrı ayrı pencerelerde açılsın da git gel git gel yapıp durmayayım. nasıl olur bu?

edit: ulan sağ tuşla hedefi farklı kaydet diyeyim, hepsini kaydedip kendim adobe ile açayım diyorum o da olmuyor delirecem yahu.
0
kibritsuyu
(30.06.08)
manage add-on tan pdf i disable etsen ise yarar mı ?
0
ccompiler
(30.06.08)
reklam veriyim bi sn :D www.luca.com.tr
0
kokomichu
(01.07.08)
(3)

vinç

kibritsuyu
şu reside görmüş olduğunuz model vinçlerin bir günlük kirası aşağı yukarı ne kadardır acaba?sorumun nedeni? ankara oran'daki panora alışveriş merkezinin arkasına bungee jumping yapıyorlar. bir atlayış 80 lira. ebesinin .mı ulan, tek maliyeti o vinç. ne kadar para kırıyor herifler bu işten merak ediy
şu reside görmüş olduğunuz model vinçlerin bir günlük kirası aşağı yukarı ne kadardır acaba?

sorumun nedeni? ankara oran'daki panora alışveriş merkezinin arkasına bungee jumping yapıyorlar. bir atlayış 80 lira. ebesinin .mı ulan, tek maliyeti o vinç. ne kadar para kırıyor herifler bu işten merak ediyorum.
0
kibritsuyu
(28.06.08)
genelde o tür şeylere bom deniyor (boom aslinda) kiralama işi de saatlik. saati 75 ytl ye de var 250 ytl ye de var. Fiyatlar genellikle kıran kırana pzarlık sonucu belirleniyor.
0
thefin
(28.06.08)
bir de ekipmana da para veriyorlar ve ekipmanlar belli bir atlayıştan sonra değiştiriliyor. üşendim şimdi araştırmaya
0
kimlanbu
(28.06.08)
o iş için 100 tonluk teleskopik mobil vinç kullanılıyor dersek aylık kirası yaklaşık 25.000 ytl gibi bir şey olması lazım. tabi bunu günlük kiralamaya kalkarsa şirket fiyat artabilr.
0
eigon
(28.06.08)
(5)

g kuvvetinden tırsmak, fenalaşmak

kibritsuyu
arkadaşlar bu lunapark denen hadiseden ve içindeki g kuvveti verip eğlendirmeyi amaçlayan gondol, kamikaze (ters dönen alet), crazy dance (kendi ekseni etrafında gönen bi platform, platforma bağlı dönen dört kollu ayrı bi platform ve yine dönen dört koldan her biri) gibi oyuncaklardan feci halde ko
arkadaşlar bu lunapark denen hadiseden ve içindeki g kuvveti verip eğlendirmeyi amaçlayan gondol, kamikaze (ters dönen alet), crazy dance (kendi ekseni etrafında gönen bi platform, platforma bağlı dönen dört kollu ayrı bi platform ve yine dönen dört koldan her biri) gibi oyuncaklardan feci halde korkuyorum. eşimin zoruyla bindiğimde falan ise millet delicesine eğlenirken kasılıp manyak gibi fenalaşıyorum içinde. hayır eğlenen eğlensin de ben niye eğlenemiyorum lan bunlarda? rollercoaster'a falan binsem kesin ölürüm ben herhalde. oysa ki uçak yerden teker kestiğinde falan oluşan o "hooop" hissini çok severim.
0
kibritsuyu
(28.06.08)
hayır hayır kesinlikle şimdi kopucak da düşecem, önümdeki emniyet açılıcak da fırliycam korkusu değil. tamamen o g kuvvetinin yaşattığı heyecanın (adrenalin mi salgılatıyo ne halt ediyosa) herkeste eğlenceye dönüşürken bende kötü bi şeylere dönüşmesi.
0
🌸kibritsuyu
(28.06.08)
ben de oyle seylere soguk yaklasirdim ama iki binince aliskanlik yapiyo keratalar. serbest dusme aletine gunde iki defa binmezsem rahat edemiyodum.

herkes neden ayni yiyeceklerden hoslanmiyosa sizinki de normal bi durum hocam bence. hoslanmiyosaniz hoslanmiyosunuzdur. icinize fenaliklar giriyordur, vucut sicakliginiz artiyordur, iyi bilirim o duyguyu. normal yani.
0
osuruklu
(28.06.08)
yaşadıgım sehırde vakti zamanında o buyuk salıncalaklardan bı tanesı kırılmıstı.uzerınde olan kısıler bılmem kac metre uzaga savrulmustu.lunaparkda eglenılecek tek alet kibrit kutusuna kasnak atmaktır.cok eglencelı sureklı marlboro kazanıyorum :)
0
isott
(28.06.08)
kusmayacak kadar alkol tüketip bin, kendini kasmadan tadını çıkarırsın.
0
kimlanbu
(28.06.08)
Efenim uçaktayken oluşan o hoop hissi negatif g'li durumlarda oluşur. Pozitif g'ye maruz kalınan durumlarda hoop hissinden ziyade kişi hınk mınk moduna girer. Kişinin fiziksel özelliklerine ve kapasitesine bağlı olarak belirli bir g'den sonra görüş grileşmeye başlar ve en nihayetinde black-out olur. Black out sonrasında kişi geçici olarak bilincini kaybeder.

Sizin fenalaşma sebebiniz, fiziksel bir özrünüz olmadığını düşünerek, tamamen PSİKOLOJİK. Gondol, balerin, crazy dance gibi aletler en fazla 2 g'lik bir ivme yaratabilir, ki bunda da fırıl fırıl dönüyor olmanız lazım. 2 g'de kimseye bi şey olmaz.

Tamamen, tamamen Psikolojik. Bu aletlere daha fazla binip korkularınızla yüzleşerek sorunun üstesinden gelebilirsiniz.

Şunlara bir göz atabilirsiniz:

(bkz: g-loc)
(bkz: g fet 2)
(bkz: g-lab)
0
kriker
(28.06.08)
(5)

korna problemi

kibritsuyu
bir otomobil sorusu da ben sorayım.dün gece malumunuz, maçtan sonra eve dönerken basa basa kornayı bozduk. sigortası attı zannettim ama kornaya basınca motor civarından tınn tınn diye ses geliyor. yani kornaya elektrik gidiyor (bu durumda sigortası atmış olamaz) ama zartlamıyor. bugün arabanın yanın
bir otomobil sorusu da ben sorayım.

dün gece malumunuz, maçtan sonra eve dönerken basa basa kornayı bozduk. sigortası attı zannettim ama kornaya basınca motor civarından tınn tınn diye ses geliyor. yani kornaya elektrik gidiyor (bu durumda sigortası atmış olamaz) ama zartlamıyor. bugün arabanın yanına tekrar uğramadım da merak da ediyorum. acaba ısındı falan mı, kendi kendine soğuyunca düzelir mi, yoksa aldık mı kornayı elimize?
0
kibritsuyu
(21.06.08)
Kornayı elinize aldınız diyebilirim. Bobini yanmıştır.
0
kimlanbu
(21.06.08)
patlattim, patlattik cok deneyimim var yani bu konuda sozume guvenebilirsin :) %90 geri calisicaktir bir iki gun ver yoksa servise gidersin...
0
luke skywalker
(21.06.08)
kornanın içindeki bobin ısınıyor, deforme oluyor. normaldir. seger marka korna öneririm. cillop gibi.
0
osuruklu
(21.06.08)
sesi kısılmıştır bağırmaktan, eski arabamda çok zortlattığımda bir süre boğuk çıkıyordu sesi sonra düzeliyodu
0
babatema
(21.06.08)
sonuç: çalışıyor arkadaşlar. ertesi gün düzelmiş.
0
🌸kibritsuyu
(23.06.08)
(10)

usb kablosu ve elektürünk olayı

kibritsuyu
efenim masa üstünde kullandığım 3 kalem pille çalışan çok şahane bir ledli lambam var (çin malı bi milyoncu işi). karanlıkta laptop kullanırken bu aleti kullanıyorum. ama pillerini su gibi yiyor. usb'den bağlanan istediğim gibi bir ışık da bulamadım. şimdi diyorum ki ben bu lambanın pillerini söküyi
efenim masa üstünde kullandığım 3 kalem pille çalışan çok şahane bir ledli lambam var (çin malı bi milyoncu işi). karanlıkta laptop kullanırken bu aleti kullanıyorum. ama pillerini su gibi yiyor. usb'den bağlanan istediğim gibi bir ışık da bulamadım. şimdi diyorum ki ben bu lambanın pillerini söküyim, eski bozuk klavyemden kestiğim usb kablosunun içindeki kabloları pil yuvasında pillerin değdiği yere bağlayım, bu aleti usb'den çalışan lamba yapayım. olur di mi? usb kaç volt elektrik verir? az mı gelir, çok mu gelir? kestiğim kablonun içindeki kırmızı, yeşil, beyaz ve sarı renkli kabloların hangi ikisi elentürünk içindir (kırmızı ve siyah diye bilirdim de siyah yok malesef)?
0
kibritsuyu
(19.06.08)
(bkz: ahahahhahahah ben buna guluyorum ya)

lakin dikkat ederseniz kesin bir olmaz da diyemedim
0
desdinova
(19.06.08)
bende usb'ye takılan lamba var bu arada hedaye gelmişti.
istanbul yeşilköy civarına uğrayabilirsen hediyem olur sana
0
desdinova
(19.06.08)
bende de var, hatta çarşıda falan da var ama benim duygusal bir bağım var bu pilliyle. usb ile çalışan bir lamba fabrikasyon olarak üretildiğine göre elle de yapabilirim. bu alet belirli voltajda bir elektriği veriyor demek ki. şimdi sorun o dört kablonun hangilerinin elektrik verdiğini (biri kırmızı da öteki hangisi) ve kaç volt elektrik verdiği, benim üç pilli canavarı pörtletir mi, yakamaz mı onu öğrenmek.
0
🌸kibritsuyu
(19.06.08)
hazır lambalar var usb den güç alan. Kendin yapma, yaparsan iyi araştır usb portnuna fazla yüklenme, sağlayabileceği akım fazla değil.
0
kimlanbu
(19.06.08)
bilgisayara zarar verir miyiz? yoksa en kötü lambayı mı pörtletiriz?
0
🌸kibritsuyu
(19.06.08)
bilim teknik'te benzer sekilde usb vantilator yapimi vardi. su linkte:

www.biltek.tubitak.gov.tr
0
ainothia
(19.06.08)
en.wikipedia.org

buradan +5 v ve ground kablolarını bağlayarak teorik olarak yapabilirsiniz. tabiki lambanın 3 kalem pille seri bağlandığını varsayarsak. zira parelel bağlanıyorsa 5 volt bi ihtimal yakabilir lambayı (yakmayada bilir bilemiyorum)

allah allah üstte wikipedia'dan link var ama göstermiyor. ilgililere duyurulur.
0
darknum
(19.06.08)
5 volt verir de akımı düşüktür yanılmıyorsam 100 mA nın uzerine cıkmıyordu.
0
sourlemonade
(19.06.08)
Laptop denilen aletler nazlı yardan daha kırılgan mahlukatlardır. Yanına bırakılan bir mıknatıs bile sonsuza dek hoparlörlerine veya pillerine veda etmenize neden olabilir. Aynı zamanda USB'den gelen elektirik düzenli olsa da o işporta işi lambanın dalgalanmadan elektrik çekip çekmeyeceği meçhul ki pili su gibi yediğiniz söylemişsin, yani gereğinden fazla akım çekiyor olabilir. Maceraya girişmektense 5-10 YTL verip USB'ye bağlanan lamba almak daha mantıklı gibi sanki...
0
metal revolution
(20.06.08)
sonuç: kırmızı ve sarı kablolar lambaya bağlandı. lamba cillop gibi çalıştı ancak normalden fazla ısınmaya başladı. usb'nin verdiği elektrik lambaya fazla geldi galiba. vazgeçtik kullanmaktan.
0
🌸kibritsuyu
(23.06.08)
(1)

antihistaminik ve alkol

kibritsuyu
efendim allerjik bahar zamazingoları yüzünden fexofen isimli non sedatif antihistaminik kullanıyorum. her sabah bir tablet olmak üzere. ancak bu akşam bir içki ortamı oluştu, fasıl falan. şimdi akşama rakıları devirsem ertesi gün mortu çeker miyim? bugünkü ilacımı henüz içmedim. onu içmesem akşam ra
efendim allerjik bahar zamazingoları yüzünden fexofen isimli non sedatif antihistaminik kullanıyorum. her sabah bir tablet olmak üzere.

ancak bu akşam bir içki ortamı oluştu, fasıl falan. şimdi akşama rakıları devirsem ertesi gün mortu çeker miyim? bugünkü ilacımı henüz içmedim. onu içmesem akşam rakı içebilir miyim? yoksa hiç alakası yok mudur, hem ilacı içeyim, hem de rakıyı mı içeyim?
0
kibritsuyu
(19.06.08)
Hiç bir şey olmaz yapıştırın gitsin. ama fexofen den ziyade aerius tavsiye ederim daha az yorgunluk yapar. Ben yıllardır hepsini kullandım ama pek bir işe yaramadı tedavisi yok bu işin ömür boyu çekicez.
0
mikelarteta
(19.06.08)
(3)

oto teybi-2

kibritsuyu
araştırmalarım sonucu pioneer deh-3950 model oto teybini almaya karar verdim. tek dezavantajı RDS denen bilgi yazılarını desteklemiyormuş o da olsun varsın.asıl sorum şu. bu oto teyplerinde backup pili gibi bir şey var mıdır? teybi kullanacak araba eski biraz. 1-2 hafta falan kullanılmadığı zaman ne
araştırmalarım sonucu pioneer deh-3950 model oto teybini almaya karar verdim. tek dezavantajı RDS denen bilgi yazılarını desteklemiyormuş o da olsun varsın.

asıl sorum şu. bu oto teyplerinde backup pili gibi bir şey var mıdır? teybi kullanacak araba eski biraz. 1-2 hafta falan kullanılmadığı zaman nedeni çözülemeyen bir şekilde aküyü bitiriyor. biz de aküsü bitmesin diye kullanmayacağımız zaman akünün kutup başını çıkarıyoruz. e aküyü sökünce de radyoda ayarlanıp kaydedilmiş bütün kanallar murtaza oluyor. hani aküyü sökelim de bir pil sadece kanalların silinmesini falan önlesin. var mı böyle bir şey?
0
kibritsuyu
(17.06.08)
oncelikle soru icin tesekkurler kibritsuyu. bana da bu konuda fikir vermis oldun. benim teyp direkt akuye degil kontaga bagli oldugu icin hafiza gidiyordu. elektrikciye gidip bunu degistirme firsatim da hic olmamisti.

simdi gelelim soruya;
-- www.eproje.com

-- forum.donanimhaber.com
0
trimpot
(17.06.08)
benim arabadaki teypte de aynı sorun var. ama şöyle bir şey var ki cd'den mp3 fln çalarken son kaldığı yeri saniyesine kadar hatırlıyor. belki okuyucu lensin konumundan olabilir gerçi. zorla takmıştık zaten teypi, çıkarabileceğimizi sanmıyorum.

trimpot'un gönderdiği linkten anladığım kadarıyla teybe giden bir akü kablosu var, bu kabloyu bağlarsak hafıza için aküden teybe elektrik gidecekmiş. ancak ikinci linkte 1 faradlık kapasitör bağlamaktan bahsedilmiş, ben pek güvenemedim o olaya.
0
tom riddle
(17.06.08)
@tom riddle: nasil ki teyp gucu akuden aliyorsa, ikinci linkte belirttigim sekilde bir kondansatör yapilip akuye giden kabloyu bu kondansatöre baglarsak olacaktir.

Ben simdi boyle bir kondansator yapip teype direkt olarak baglamayi dusunuyorum. eger basarili olursa size de yapar gonderirim. maliyeti ucuz olacagi dusuncesindeyim :)
0
trimpot
(18.06.08)
(2)

oto teybi - pioneer deh 2020 vs. pioneer deh 3950

kibritsuyu
cd ve mp3 çalsın yeter. ekstra bir özellik aramıyoruz. pioneer olursa iyi olur tabii. hepsiburada.com'da deh 2020 modeli en ucuz model, 280 lira (maltepe pazarında daha da ucuz). bir de tanıdık spot elektronikçi var, onun da elinde sanırım daha eski bir model olan deh 3950 varmış, 210 liraya bırakıy
cd ve mp3 çalsın yeter. ekstra bir özellik aramıyoruz. pioneer olursa iyi olur tabii. hepsiburada.com'da deh 2020 modeli en ucuz model, 280 lira (maltepe pazarında daha da ucuz). bir de tanıdık spot elektronikçi var, onun da elinde sanırım daha eski bir model olan deh 3950 varmış, 210 liraya bırakıyor. şimdi 210 lira olan tabii ki daha cazip. peki hangisi daha üstündür model olarak? 2020 mi alalım, 3950 mi?
0
kibritsuyu
(16.06.08)
soruna cevap değil ama sadece tavsiye babında yazıyorum, üzerinde usb girişi olanlar çok pratik oluyor. flashdiski takıp istediğin şarkıyı dinliyorsun.
0
neronas
(16.06.08)
geçen doğubankta ve mediamarkt'ta gördüm. pioneer oto teybi mp3 çalıyor üzerinde usb , aux ve sd kart yuvası ile 190 ytl civarı bişiydi. 4x70 watt ses değeri vardı. almayı düşünmekteyim ilerleyen zamanlarda kendisini.
0
darknum
(17.06.08)
(1)

mühür/kaşe yapımı

kibritsuyu
arkadaşlar üzerinde "T.C. TÜRMOB" yazan kare şeklinde bir mali müşavir mühürüm var demirden. her seferinde ıstampaya bas, basılacak kağıdın altına mouse pad koy, düzgünce bas, ıstampayı, mouse pad'i kaldır, ellerin mürekkep olsun derdinden bıktım. bir tane şu makineli lastik kaşe şeklinde kopyasını
arkadaşlar üzerinde "T.C. TÜRMOB" yazan kare şeklinde bir mali müşavir mühürüm var demirden. her seferinde ıstampaya bas, basılacak kağıdın altına mouse pad koy, düzgünce bas, ıstampayı, mouse pad'i kaldır, ellerin mürekkep olsun derdinden bıktım. bir tane şu makineli lastik kaşe şeklinde kopyasını yaptırmak istedim ama üstünde T.C. yazıyor diye yapmıyorlar. yani sahtekar mahtekar değilim. daha önce başka mali müşavir büyüklerim için de yaptırmıştım. kendi mühürümü kolaylık olsun diye makineli ve lastikten yaptıracağım. yeni mi çıktı bu yasak? niye yapmıyorlar? orijinali de bende yani. hani kağıda basıp şunu yap diye götürsem yapmaz (yapmasın da zaten) ama orijinalini de gösteriyorum. sahibi benim. belgesi melgesi var. niye yapmıyorlar?
0
kibritsuyu
(14.06.08)
bir tane bos otomatik kase alin hocam, kendiniz kare kaseyi o bakir tutacagindan cikarip makinelinin yapiskan yerine yapistirin. bilmiyorum gorsel olarak denetleyen birileri var mi sizi. sonra demesinler "naapmissin guzel kardesim" diye.

yazlari babamin burosuna gittigimde neden bana da boyle pis bi isi verdiklerini simdi anliyorum. cikmiyo bi de o murekkep iyi mi
0
osuruklu
(14.06.08)
(2)

çektiğim fotoğrafların tarihi bir saat ileri ??

kibritsuyu
efendim canon powershot a610 fotoğraf makinem var. pek iyi anlaşıyoruz kendisiyle. çok da memnunum. yalnız geçen gün bir şey dikkatimi çekti. ben şimdi bununla çektiğim fotoğrafları iki ayrı şekilde alıyorum makineden. makineyi usb kablosuyla bilgisayara bağlıyorum. makineyi açınca canon'un yazılımı
efendim canon powershot a610 fotoğraf makinem var. pek iyi anlaşıyoruz kendisiyle. çok da memnunum. yalnız geçen gün bir şey dikkatimi çekti. ben şimdi bununla çektiğim fotoğrafları iki ayrı şekilde alıyorum makineden. makineyi usb kablosuyla bilgisayara bağlıyorum. makineyi açınca canon'un yazılımı otomatik çalışıp fotoğrafları belirttiğim klasöre atıyor. hatta tarih formatında alt klasörler de oluşturuyor, şahane arşivliyor. ayrıca yedek olsun diye de bilgisayarım/canon poweshot a610 yolunu izleyerek makinenin içine girip (sanki harici bir harddiskmiş gibi) oradan da kopyala yapıştır yöntemiyle başka klasöre kopyalıyorum.

fotoğraflarda problem yok ama fark ettim ki canon'un kendi yazılımıyla aldığı fotoğrafların saatleri, çekim saatinden tam 1 saat ileri. exif bilgisine bakıyorum, çekim tarihi normal, ama windows explorer'da dosya isminin yanındaki tarih-saat kısmı tam 1 saat ileri. kopyala yapıştır ile aldıklarıma bakıyorum. onların yanındaki saat düzgün. makineye bakıyorum, saat ayarı doğru.

peki bu ibne canon programı exif bilgisinde de saat bilgisi doğru olduğu halde windows explorer'da dosyanın yanına 1 saat geç şekilde yazıyor saatleri?

bakınız canon programı ile aldığım fotoğraflardan birini diğer tarafa kopyalamak isteyince (aynısı orada da mevcut olduğundan) çıkan uyarının resmini koyayım, daha iyi anlaşılsın ne demek istediğim.
0
kibritsuyu
(13.06.08)
yaz saati kış saati uygulamasından doğan 1 saatlik fark gibi sanki ama..

Cep telefonumda ona benzer bir şeyler olmuştu. Bilgisayarın saatini değiştirip 2 türlü de almayı [programdan bi de bilgisayarım'dan] deneyin saat farkı değişiyor mu?
0
sıkay
(13.06.08)
benim de aklıma ilk o geldi ama makinenin saati de doğru, bilgisayarın saati de doğru.

hadi fark ettiğim ve denediklerim hep ayz saatinde olduğumuz dönemde çekilmiş fotolar.belki onunla alakalıdır, saatler doğru olduğu halde bir saat kayıyordur diye düşündüm ve kış günü çekilmiş fotoğraf ile denedim, yine aynı şekilde. çözemedim bu işi.
0
🌸kibritsuyu
(13.06.08)
(2)

windows vista sp1 güncelleme hatası

kibritsuyu
arkadaşlar windows vista service pack 1 güncellemesi windows update ile güncellenir hale gelmiş. önemli güncelleme diyor, indiriyor, kur diyince "güncelleme başarısız. hata kodu 800B0100" diyor. netten aradım taradım ama anlamadım. niye kurmuyor bu güncellemeyi? hayır özellikle bekledim windows upda
arkadaşlar windows vista service pack 1 güncellemesi windows update ile güncellenir hale gelmiş. önemli güncelleme diyor, indiriyor, kur diyince "güncelleme başarısız. hata kodu 800B0100" diyor. netten aradım taradım ama anlamadım. niye kurmuyor bu güncellemeyi? hayır özellikle bekledim windows update ile sunulunca yükleyeyim diye ama onu bile beceremiyor. başka başına gelen var mı böyle bir şey?
0
kibritsuyu
(09.06.08)
yok ben yükledim aynı metodla mesela.
0
ozdek
(09.06.08)
msdn forumlarinda cokca tarti$ilmi$ bu konu.
standalone versiyonunu cekip yuklerken "run as administrator" secenegi ile yukleyin diyorlar. bir kac ki$i bu $ekilde sorunun cozuldugunu yazmi$.
0
sourlemonade
(09.06.08)
(5)

lens solüsyonu

kibritsuyu
efendim sadece 2 günlüğüne kullanmak üzere yanımda lens solüyonu taşımam gerekiyor. evdeki solüsyonu şişesiyle yanıma alamıyorum çünkü aynı şişeyi eşim de kullanıyor. 2 gün için yeni şişe açmak da istemiyorum zira açınca da 3 ay içinde kullanmam gerekiyor. iki ayrı açık şişeyi 3 ayda bitiremeyiz (yo
efendim sadece 2 günlüğüne kullanmak üzere yanımda lens solüyonu taşımam gerekiyor. evdeki solüsyonu şişesiyle yanıma alamıyorum çünkü aynı şişeyi eşim de kullanıyor. 2 gün için yeni şişe açmak da istemiyorum zira açınca da 3 ay içinde kullanmam gerekiyor. iki ayrı açık şişeyi 3 ayda bitiremeyiz (yoksa atmak gerekiyormuş, özelliğini kaybediyormuş). başka bir kaba koyup götüreyim diyorum ama bu sefer de sterilliğini kaybedecek. ne önerirsiniz?
0
kibritsuyu
(06.06.08)
gözyaşı damlası
0
babatema
(06.06.08)
ufak solüsyonlar var:5yetele.az önce aldım.aynı sebepten dolayı.ismi aqua soft.bir de elegance var.
0
atmosphere
(06.06.08)
o küçükleri eşantiyon olarak da dağıtıyorlar. sizi tanıyan eczane filan varsa onlardan isteyiniz.
0
oceano
(06.06.08)
hatta bitince atmayın. ben benimkine şırıngayla solüsyon koyup seyahate filan gidiyorum bazen. çok pratik :)
0
oceano
(06.06.08)
serum fizyolojik, gayet güzel...
0
the man who hears deepest inquisitions
(07.06.08)
(9)

kontakt lens tavsiyesi - ACİL

kibritsuyu
arkadaşlar bugün gidip lens almam gerekiyor. göz doktoru ve lens satıcısı olan yer, anlaşmalı olduğu ve elinde bolca bulunan modeli (ki geçen sene `purevision`'du bu) kaktırmaya çalışacak eminim. siz ne tavsiye edersiniz? hangi marka iyidir? (5 civarı miyop, astigmat yok. torik morik değil yani). ku
arkadaşlar bugün gidip lens almam gerekiyor. göz doktoru ve lens satıcısı olan yer, anlaşmalı olduğu ve elinde bolca bulunan modeli (ki geçen sene purevision'du bu) kaktırmaya çalışacak eminim. siz ne tavsiye edersiniz? hangi marka iyidir? (5 civarı miyop, astigmat yok. torik morik değil yani). kutusu 60-70 lirayı geçmezse hiç fena olmaz.

not: en son o2optix kullanmıştım. memnundum ama artık yok galiba.
0
kibritsuyu
(05.06.08)
ben focus kullandim uzun süre, şimdi acuvue'ye geçtim, son derece güzel. bu haftasonu 3 gün lesi çıkarmadım sabahları dahil hiç batmadı rahatsız etmedi.
0
kokomichu
(05.06.08)
ben de focus kullanıyorum. ortası mavimsi. ama lensim renksiz tabi. gayet memnunum. bazen 3 ay kullandığım da oluyor unutup. :)
0
oceano
(05.06.08)
acuvue advance tek gecerim...oasys de iyidir, 8 senedir lens kullaniyorum en rahatlari bunlar cikti
0
the man who hears deepest inquisitions
(05.06.08)
ciba night & day onerim..
0
2pac
(05.06.08)
Bosch and Lomb Soflens 59 kullanıyorum, daha önce Soflens 66 kullanıyordum ama üretimi durdurulmuş onun. Bu seriyi 12 senedir kullanıyorum, gayet iyi anlaşıyoruz (3 miyop). En son aldığımda 3 aylık kutusu 45 civarındaydı.
0
sui
(05.06.08)
acuvue oasis.. kesinlikle.. bilgisayar kullanıyorsanız özellikle tek geçiyorum. kendim kulllanıyorum ordan biliyorum.
0
bordeaux
(05.06.08)
zeiss alabilirin. bu arada lensmarket.com dan normal len satıcılarından daha ucuza gelebiliyor, bak oradan istersen. focus, zeiss in falan fiyatları < 40ytl diye hatırlıyorum
0
alembic
(05.06.08)
focus night&day'in kutusuna 110 lira dediler vazgeçtim. acuvue advance aldım. yarın gelecek bakalım nasıl bi şey.

doktor da kafamı iyice karıştırdı. numaram değişmemişse doktora gitmeden aynısını sipariş vermemin bir sakıncası olmaz değil mi?
0
🌸kibritsuyu
(05.06.08)
yoo biz hepimiz oyle yapıyoruz genellemis oldum herkes adına ama:) sen gormende herhangi bir kotulesme hissetmedigin surece veya senelik kontrollerde fark cikmiyorsa internetten siparis verebilirsin lensmarket, lensim, lensal gibi sitelerde bakarsın hangisinde en uygunsa artık.
0
2pac
(05.06.08)
(3)

mp3 fm transmitter

kibritsuyu
bu içine mp3 yüklenen ve arabanın çakmağına takılınca belirlenen frekanstan yayın yapıp arabanın radyosundan mp3 dinlememizi sağlayan cihazlardan kullanan var mı? arabanın radyosunu değiştiremem. herhangi bir mp3 player'ı da kaset şekilli aktarıcıyla kablolu falan da bağlamak istemiyorum. tek kaygım
bu içine mp3 yüklenen ve arabanın çakmağına takılınca belirlenen frekanstan yayın yapıp arabanın radyosundan mp3 dinlememizi sağlayan cihazlardan kullanan var mı? arabanın radyosunu değiştiremem. herhangi bir mp3 player'ı da kaset şekilli aktarıcıyla kablolu falan da bağlamak istemiyorum. tek kaygım ankara gibi her fm frekansının dolu olduğu bir yerde boş frekans bulamamak. hayır boş frekans var ama bir önceki ve bir sonraki frekans ile karışıyor. acaba çakmak girişi radyonun dibinde olduğu için sinyali güçlü olur da zayıf sinyali bastırabilir mi? yoksa bozuk radyo gibi cızırtılı vizirtılı mı dinleriz? nasıldır?

hatta link vereyim mesela alet şu:

www.hepsiburada.com
0
kibritsuyu
(02.06.08)
walla ben zamaninda kullanmistim bunlardan. 88 veya 108 civarlari bos oluyodu galiba. hatirlayamadim. benim kullandigim belkin idi. pilli. arabanin en arkasina koydugumuz halde bile parazit olmadan dinleyebiliyodum. olay amerika'da cereyan etti, ankara'da nasil olur bilemiycem tabi. yorumlardan bi tanesi de buyuk sehirlerde olmayanlar rahatlikla kullanir tadinda biseyler soylemis.
0
osuruklu
(02.06.08)
Ben Ankara'da kullanıyorum, boş frekans var. Radyoyu açın, manuel olarak frekansı değiştirin, hiç bir radyonun olmadığı bir frekans bulunca transmitter'ı o frekansa ayarlayın. Cızırtı falan olmadan gayet güzel dinleniyor şehir içinde ama uzun yolda sorun oluyor çünkü atıyorum Ankara'da boş olan bir frekansta Eskişehir'de bir radyo olabiliyor. Ayrıca dediğiniz gibi zaten yakın olmanın avantajı ile diğer frekansları da eğer zayıflarsa bastırabiliyor.

Bendekinin line in, SD Card ve USB girişi var. Böyle bir model alırsanız müzik kaynağı seçeneğiniz daha çok olur. Ben bir de veri aktarım hızı önemli olmadığından en ucuzundan 1GB SD Card aldım, misler gibi kullanıyorum...
0
crown
(02.06.08)
bazı dandik markalarda mümkünü yok boş frekans bulamıyorsunuz ( frekans olmadığından değil, aletin düdüklüğünden .bulsanız da siz gaza bastıkça aletin cızırtısı da artıyor, yani devir yükseldikçe gürültü artıyor aletteki.
0
elcikpower
(03.06.08)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.