Giriş
(1)

araba tamir oyunu

kibritsuyu
böyle bozuk bir arabanın geldiği, arızasını bulduğumuz, tamir ettiğimiz, araba parçalarının ne işe yaradığını falan görebildiğimiz bir oyun var mıdır?
böyle bozuk bir arabanın geldiği, arızasını bulduğumuz, tamir ettiğimiz, araba parçalarının ne işe yaradığını falan görebildiğimiz bir oyun var mıdır?
0
kibritsuyu
(30.05.08)
abi şimdi çok farazi olacak biliyorum ama "bilmemne garage" adında bir oyun var öyle. oldukça eski, gamepro 2000 sayılarından birinde olması lazımdı sanırım. yıldan emin değilim bakıcam açıp :)
0
nukleermalkav
(30.05.08)
(6)

yine iki ayrı soru

kibritsuyu
1. reklamlar esnasında niye kanal logosu silikleşiyor, değişiyor, farklı ve küçük bir hal alıyor. reklam kuşaklarını yine anlarım da program devame derken çıkan bant reklamlarda da böyle bu?2. dolmuşa ayakta yolcu almak yasak normalde. hatta niye bilmiyorum ama oturan yolcu sayısı da 14 ile sınırlan
1. reklamlar esnasında niye kanal logosu silikleşiyor, değişiyor, farklı ve küçük bir hal alıyor. reklam kuşaklarını yine anlarım da program devame derken çıkan bant reklamlarda da böyle bu?

2. dolmuşa ayakta yolcu almak yasak normalde. hatta niye bilmiyorum ama oturan yolcu sayısı da 14 ile sınırlanmış durumda (ankara). yani 3 koltuk daha eklemek de yasak.

sorum bu değil. kimi dolmuşçular tıka basa ayakta yolcu ile polisin önünden geçerken bugün bir tanecik, o da tekerleğin üstüne bağdaş kurarak oturmuş olan yolcu yüzünden ceza yedi bindiğim dolmuş. niye lan? niye kimisi tıka basa dolu dolmuşla polise göstere göstere geçiyor (çöktürtmüyor bile), kimi koltukta değil de tekerleğin üstünde bağdaş kurup oturan bir tanecik yolcu yüzünden ceza yiyor? kötü kokular geliyor burnuma.
0
kibritsuyu
(23.05.08)
1- rtük'e bildirilen iki logo vardir. bunlardan biri kanalin sürekli kullandigi logo, digeri ise reklamlarda kullanilan logodur. akartbant, reklam kusagi, altyazi ne olursa olsun bu durumlarda reklam logosunun kullanilmasi zorunludur. yoksa göte girebilir.
0
trimpot
(23.05.08)
1- Kanunlarda, reklamların programdan ayrılması zorunluluğu vardır. yani bir reklam yapıyorsanız bunun reklam olduğunu bir şekilde belli etmek zorundasınız.
0
babatema
(23.05.08)
2. nüfus çok fazla, sefer sayısı az, dolmuşcuların kazandığı para az, dolmuş sayısı az. bu gibi sebepler yüzünden yasanın uygulanması imkansıza yakın. polisler de birini kurban ediyorlar o kadar.
0
baldur
(23.05.08)
1- reklam veren firma tam ekranı kullanır her pikselden istifade eder parasını verdiği için. kanal logosu ürünün reklamına mani olabilir. o yüzden silik oluyor ve reklamcı tam ekranı verimli kullanıyor.

2- bu yasak ama uygulanmasını trafik de istemez cünkü o kadar yolcu taşınamaz. soförler taşır, polisler formaliteden ceza keser. zaten dolmuşçular fazla fazla parasını çıkarmıştır taşıdıkları fazla yolcudan. ceza kesme standart iş hatta. polis ceza kesecek, abi sabah kestiler diye fişini gösteriyordu. kesilmeyenlere kesin manasında
0
efruz
(23.05.08)
2- polislere bu gün atıyorum 1000 ytl ceza kesin diyorlar onlarda kesip gerisini bırakıyorlar.
0
darknum
(23.05.08)
ama öyle değil arkadaşlar. kimi dolmuşçular kesinlikle ayakta almıyor, ola ki aldıysa ya da kapı kapanırken aradan sıyrılıp binen oluysa falan da polis görünce tam siper yere oturtturuyor. ama kimi dolmuşçular da polisin önünden geçerken ceza yemeyeceğinden o kadar emin ki ne yolcuyu yeme çömelttiriyor, ne ayakta yolcu alırken "tamam abi binmeyin, ayakta yasak" falan diyor. tıkış tıkış doldurup polisin gözüne baka baka geçiyor. olsa olsa aralarında "gün içinde bir kere ceza yiyen ne yaparsa yapsın bir daha ceza yemez, öncekinin makbuzunu gösterince yırtar" gibi bir anlaşma var ki bu kadar rahatlar. yani bilemiyorum.
0
🌸kibritsuyu
(24.05.08)
(8)

1. kocaman et - 2. hardal

kibritsuyu
iki sorum var.1. bu filmlerde falan olur ya hep. ya da kimi restaurantlarda bulunur. böyle kocaman parça etker vardır. hayvanın neresidir bu, antrikotu olsun, kontrfilesi olsun, bonfilesi olsun küçücük küçücük yahu. şöyle kalın kesilmiş en az 1 karış çapında, belki daha büyük (döve döve o kadar geni
iki sorum var.

1. bu filmlerde falan olur ya hep. ya da kimi restaurantlarda bulunur. böyle kocaman parça etker vardır. hayvanın neresidir bu, antrikotu olsun, kontrfilesi olsun, bonfilesi olsun küçücük küçücük yahu. şöyle kalın kesilmiş en az 1 karış çapında, belki daha büyük (döve döve o kadar genişletilenleri değil, bizzat kendi o kadar olan) et satılmaz mı kasaplarda falan? (onlar domuz eti diyecekler için not: dana hayvanı da büyük bir hayvan, onun aynı yerinden çıkmıyor mu böyle et?) eğer varsa ne diye isteyeceğim? özel mi hazırlatacağım?

2. acı, çok acı, deli acı, çok az miktarı bile insanın genzini yakıp burnundan alev gibi çıkacak hardal arıyorum.

bu arada yazmayı unutmuşum. şehir ankara.
0
kibritsuyu
(22.05.08)
kasaba gidip özellikle öyle et istediğini söylersen o şekilde kesip hayvanı verebilir sana bence...

2. sorun için ise hardal yerine acı seviyorsan vasabi tavsiye ederim...
0
huzursuz
(22.05.08)
Resimdeki sey T-bone steak. Aslinda iki ayri steakten olusuyor.
en.wikipedia.org

Turkiye'deki et kulturu Amerika'dakinden (yani filmlerde gordugunden) farkli. Bana gecen gun birisinin anlattigina gore kesim bicimi etin tadini ve yumusakligini etkiliyor. Helal yontemle oldurulen hayvanin eti kalin/iri parcalar halinde hazirlanmaya Amerikan sekli kesilen kadar uygun degil.

Sonucta farki kesim sekli yaratmasa bile bir fark var. Bizde et genelde ya dovulur, ya kucuk kesilir ya da iyice marine edilir. Bu yontemler sebebiyle oyle buyuk eti kolay kolay bulamazsin.

Istanbul'da Dukkan adinda bir kasap+lokanta var. Amerikan usulu steakler satiyor ve pisiriyorlar. Ankara'da ne var bilemiyorum.
0
wpi
(22.05.08)
ankara'da t-bone steaki hakkıyla yapan bir yer yok malesef. bir tek lone star diye bi yer vardı, tunalı gölge barın karşısında üst katta hala varsa belki orada bulabilirsiniz. onun dışında çeşitli restoranların menüsünde olsa da sadece adı aynı malesef. bunun dışında gidip kasaptan bulabileceğinizi sanmıyorum ki evde pişirmesi çok da kolay olmayabilir.

tatmin eder mi bilemiyorum ama delizia marka hardal oldukça acıdır. kesmezse wasabi de kullanabilirsiniz.
0
fakeinvoice
(22.05.08)
evet restauranttan ziyade evde pişirmek üzere arıyorum. t-bone olmasa da olur. büyük parça olsun yeter.

hardal olaak da delizia kesmiyor malesef. bir restaurantta yedim (bkz: göksu restoran) ölümüne acıydı. nedir bu hardal dedim, kendimiz yapıyoruz dedi, plasik kapta verdi biraz. hardal tohumu alıp kendim yapiyim dedim iğrenç oldu. kısacası olduramadım bunu da bi türlü.
0
🌸kibritsuyu
(22.05.08)
dukkanistanbul.com muydu neydi.
0
disq
(22.05.08)
T-bone steak i kipada görmüştüm satıyorlardı.
Hardal için de almanya/avusturya civarlarında bir tanıdığın varsa rica et sana extra scharf Estragon hardal getirsin. Bir tüpü 1€ falan.

i3.ebayimg.com

Almanlar hardal konusunda aşmışlar. Muhtemelen daha iyisi ve acısı bulunur almanyada.
0
neronas
(22.05.08)
ankaradaki en ünlü t-bone steak mekanı budakaltı'dır.
adından da anlaşılacağı üzere budak sokak 6 numarada.
fiyatları biraz yüksek olsa da, çok güzel bir yer.
ben sevmediğim için t-bone yemememiştim ama yiyenler seviyor.
bir de şöyle birşey duymuştum. t-bone çok pahalı birşey. yani kasaptan et olarak satın almak bile çok pahalı. adamlar da belli bir fiyatın üzerine çıkmak istemiyorlar ve en ünlü hadiseleri de bu olduğundan menüden kaldıramıyorlarmış.
son dedikodular bunlar.
söz sende kipritsuyusu
0
kahvegibi
(22.05.08)
2.aradıgınız hardal soylelenler gıbı kendınız yapmalısınız , coleman hardal tozları var bırde bır turk markası var adını sımdı hatırlamıyorum .(ama buyuk baharatcılara sorsanız mutlaka bılırler ) .kesınlıkle hardal tohumu degıl hardal tozu olacak aldıgınız sey yaklasık olarak kılo 100 lira civarı (pahalı yanı)
acılıgına gore su veya sirke konur . sirke biraz daha az acı yapar (acı yapmaz demıyorum dıkkat edın ) isteginize gore konyakta ekleyebılırsınız , birazda pudra sekerı . hardal sarap ,hamur gıbı mayalanarak olusan bır yıyecek (demek istiyorum ki 'restoranda begendiniz hardalı alıp ,yapmadan once icine biraz katarsanız kıvamını daha rahat yakalarsınız) ayrıyetten metal kesınlıkle sokulmaz hardalın ıcın
e , tahta veya plastık kasık ,karıstırıcı kullanmalısınız .
1.resımde gosterdıgınız et , dıger cevaplardada soylendıgı gıbı t-bone steak fakat bızım hayvanı kesım yontemlerımızden oturu lezzetsız oldugu soylenır . hayvan bogularak olduruldugu zaman bu etin lezzeti ortaya cıkıyor ( bogularak oldurulen hayvanın kanı ıcınde kalıyor ve et dogal olarak daha yumusak vbe sulu oluyor.)ama yınede ıstersenız carrefourda fılan gormustum bırkac kezoralarda vardır , kasap bu etı boyle parcalamaz sıze yanı , hem bonfıleyı hemde kontrfile birlikte almalısınız sonra kestırmelısınız .tbone steak bır yanı bonfıle dıger yanı kontrafıledır .
sanırım siz ılk basta gozunuzu doyurmak ıstıyorsunuz ,
bunun ıcın dana pirzolası alabılırsınız gayet buyuk olur ,lezzet konusunu bır sey demeyecegım .
ama ben guzel et yemek ıstıyorum ,goruntu o kadar onemli de degıl dersenız kasapta gordugunuz guzel bır bonfılenın buyukce sını secın hafıf caprazlamasına yaklasık 3cm kalınlıgında kestırın (sakın dovdurmeyın ) evde bır tabak ,bıcak yardımıyla hafıfce bastırın ete zarar vemıyecek sekılde .
cok degıl guzel bır soguklukta 0-4^ gibi üç dört gün bekletin (tabii et taze ise )
ısıyı cok ıyı ayarlayıp , etı cok cevırmeden hatta sadece bır yuzunu bır kere dıger yuzunu bır kere yeter bile .
son olarak tavada pişirdeysenız etın uzerıne tereyegını koyup yaklasık 2dakıka kapagı kapalı olarak dınlendırip masanıza getirebılırsınız ,
aynı dınlendırmeyı ızgara ıcınde yapmanızda gayet olagandır ,olmalıdır.
afiyetler olsun .
saygılar
0
dodocan
(23.05.08)
(5)

yemek tercihi - pide içi

kibritsuyu
efendim vumartesi akşamı 10-12 kişilik bir arkadaş grubu ağırlayacağız evimizde. yemekli olacak. er seferinde börek çörek yapardık ama değişiklik olsun dedik. kıymalı pide yaptırmayı düşünüyorum. 10-12 kişilik pidenin içi için ne kadar kıyma, ne kadar soğan vs. gereklidir? yiyenler 5 tane birden yiy
efendim vumartesi akşamı 10-12 kişilik bir arkadaş grubu ağırlayacağız evimizde. yemekli olacak. er seferinde börek çörek yapardık ama değişiklik olsun dedik. kıymalı pide yaptırmayı düşünüyorum. 10-12 kişilik pidenin içi için ne kadar kıyma, ne kadar soğan vs. gereklidir? yiyenler 5 tane birden yiyen hayvanlar değillerdir, makul yerler.

bir de başka yemek öneriniz var mı çalışan insanları çok uğraştırmayacak cinsten. hazır mantı da geldi aklıma ama...
0
kibritsuyu
(22.05.08)
pide çok ağır kaçar bu havada. gündelikçiye gelen kadın vs varsa bir tencere sarma yaptırılabilir, yanına kısır, bol salata, hatta adıyamanlı çiğköfteçi varsa yakınlarda 2 porsiyon çiğ köfte, rakı yanına bol buz... ne bileyim ben.
0
pain
(22.05.08)
her yörede farklı boyutta oluyor ama 2 2,5 kg yeter diye düşünüyorum,1.5 kg domates 3 tane iri soğan (4 te olabilir),malzemesi olur.herkes 1.5 yer diye düşünmek lazım, artarsa bize gönder biz yeriz :) ayrıca ben kiloyu söyledim de en az 18 tane pide çıkmalı bence,
hazır mantıda alma derim içine baharat koyuyorlar sadece
0
gaza gelen
(22.05.08)
beni de çağırırsanız söylerim. :p
0
banker yakup
(22.05.08)
bizde de etliekmek yaparlar kalabalıkta,hem kolay hem de ucuz oluyor.kıymayı az yağlı alarsanız ağır olmaz bence. anneme sordum,verdiği liste bu :
1 kilo kıyma ,yarım kilo domates ,yarım kilo soğan, 5-6 tane yeşil biber.
0
kanuniye
(23.05.08)
1 adet kıymalının ıcınde ortalama 100 gr malzeme makbuldur.. 10-12 kişilik yemekte sanırım 15 adet kıymalı yeterli olur.tabi bizim buralarda kıymalı dedıgımız sey biraz uzun oluyo.bazı yerlerde kucuk yapıyolar..buyuk ise 15 tane yeter..

siz 1250-1400 gram arası et alın.hatta kasap dan alacaksanız malzemesını ıstersenız o bile hazırlar..bu sayede adam yeterı kadar olculu davranarak sızı olası bır sıkıntıdan kurtarır..

ek yemek önerisi olarak: efendim fırında güveç yada fırın ağzı cok daha lezziz olur.yine kasap yardımı ile bunlar yapılabılır..gıdıp abi ben bi guvec yada fırın agzı yaptırcam dersen adam hemen hazırlar sana..
güveç yaptırmak için güveçin olmalı..
0
isott
(23.05.08)
(5)

yarım kalan dvd yazma işi

kibritsuyu
şimdi altı üstü bir tanecik boş dvd'nin derdine düştüğüm sanılmasın. sadece merak ediyorum.bilgisayarı dvd yazma işlemine bırakıp gittim. 2-3 dakika sonra geldim ki bilgisayar resetlenmiş, yeniden başlıyor kendi kendine. haliyle yazma işi yarım kalmış. çıkardım dvd'yi baktım, boş dvd'ye bir şeyler y
şimdi altı üstü bir tanecik boş dvd'nin derdine düştüğüm sanılmasın. sadece merak ediyorum.

bilgisayarı dvd yazma işlemine bırakıp gittim. 2-3 dakika sonra geldim ki bilgisayar resetlenmiş, yeniden başlıyor kendi kendine. haliyle yazma işi yarım kalmış. çıkardım dvd'yi baktım, boş dvd'ye bir şeyler yazınca oluşan izden var üstünde. sürücüye taktım, boş diyor (hani dosya bilgisinin saklandığı kısmı yazamadan kesilmi galiba). şimdi ben boşmuş gibi bunun üstüne bir şey yazsam olur mu?
0
kibritsuyu
(17.05.08)
finalize edilmediyse tekrar yazabilirsin. fakat arşiv amaçlıysa tavsiye edilmez.
0
babatema
(17.05.08)
bo$ diyebilir ama bildigim kadariyla olmuyor. hatta ba$arili diye yazilip o pcde kullanabilsen bile diger pclerde cali$mayabilir. demedi deme :)
0
katafalk
(17.05.08)
bir de o resetlenme olayi icin dvd-rw'nin firmware'ini guncellemenin belki bir faydasi olabilir. benim de ba$ima benzer bi$i gelmi$ti.
0
katafalk
(17.05.08)
rw degilse cope at.
0
bryan fury
(17.05.08)
Dene ama bence yazamazsın, hata verir.

Disk at once yazılırken yarım kalırsa indeks başa yazıldığından yazılmış veriler okunabiliyor, ancak senin durumda boş gösterdiğine göre bu mümkün değil.
0
386 dx
(18.05.08)
(7)

burundan tekila çekmek

kibritsuyu
yıllar önce bir yaz bodrum'da sürekli gittiğimiz mekanda çok içmiş (1 bira, 1 votka limon, 3 votka redbull, 1 shaker dolusu sex on the beach (arkadaşlarla hep birlikte içtiğimizi sanıyordum, ibneler içer gibi yapıp hepsini bana içirmişler) ve 1 shot tekila). bayaa kafayı bulmuştum. en son garson ter
yıllar önce bir yaz bodrum'da sürekli gittiğimiz mekanda çok içmiş (1 bira, 1 votka limon, 3 votka redbull, 1 shaker dolusu sex on the beach (arkadaşlarla hep birlikte içtiğimizi sanıyordum, ibneler içer gibi yapıp hepsini bana içirmişler) ve 1 shot tekila). bayaa kafayı bulmuştum. en son garson ters çevrilmiş şarap kadehinin hafif çukurca olan ayağına tekila koymuş. bir adet de pipet almış getirmiş "burnundan çek" diyor. kafam güzel olsa da şiddetle reddettim ben bunu. şimdi de merak ediyorum. acaba çekseydim ne olurdu? ağızdan içmekten daha mı etkili olurdu?

(uyuşturucu falan değildi. bildiğin tekilaydı. burundan çekmeyi reddettikten sonra yaladım orayı. mis gibi tekila)
0
kibritsuyu
(16.05.08)
Valla doktor degilim ama eminim ki iyi bir sey olmazdi. Ickiyi agzinla iceceksin arkadas, hem mecazi, hem gercek anlaminda.
0
wpi
(16.05.08)
burnu bilemicem ama kulağa çok fantastik geliyor. garson getirdiyse vardır bi bildiği sanki.
0
eskimo
(16.05.08)
ikinci votka redbulldan sonrasının hesabını da ödemedim ben. içmem dediğim halde sırf beni maymun etmek için o ibne garson ve ibne barmen ısmarladı geri kalanını. "benden" diyip diyip koydular önüme. e ısmarlanmış, önüne gelen içkiyi de beleş sirke baldan tatlı mantığıyla içtik tabi. içmemek olmaz :)
0
🌸kibritsuyu
(16.05.08)
şöyle bişi buldum ama bi olayı yok gibi..

vids.myspace.com
0
huzursuz
(16.05.08)
Muazzam eğlenmişler bence. Burundan çekince çok da abartı bir iş olacağını sanmam.
0
fredi
(16.05.08)
olsa olsa iğrenç olur. yani tekila kılcal damarlardan direkt kana karışacak değil ya?
0
darknum
(16.05.08)
muazzam bir acı olurdu heralde ömrü hayatında unutamıyacağın.
asıl abi rövanş yapman lazımdı.
hocam bak bu rectum tekilası diye :)
0
omer460
(17.05.08)
(9)

su sebili vs. kettle

kibritsuyu
günde en fazla 10 fincan çay/kahve içilen bir ofise su sebili alıp sıcak su ihtiyacını bundan karşılamak ekonomik olarak (elektrik tüketimi) akıllıca mıdır? halihazırda kettle kullanılıyor ve her defasında sadece gerektiği kadar su ısıtılıp kullanılıyor. bu aletler ise 2 litra kadar suyu içinde süre
günde en fazla 10 fincan çay/kahve içilen bir ofise su sebili alıp sıcak su ihtiyacını bundan karşılamak ekonomik olarak (elektrik tüketimi) akıllıca mıdır? halihazırda kettle kullanılıyor ve her defasında sadece gerektiği kadar su ısıtılıp kullanılıyor. bu aletler ise 2 litra kadar suyu içinde sürekli sıcak tutuyor. hangi çözüm daha ekonomiktir?

soğuk su için de buzdolabımız var, soğuk su için kullanmaya gerek yok yani.
0
kibritsuyu
(15.05.08)
bir cok su markası suyu kendınden almak sartıyla sebili verıyor..mesela bızım buralarda damacana 4 ytl.sebil vereyım abi hep bizden içersen diyolar ozaman fiyatta 5 lira oluyo.şehirden şehire deısır sanırım bu fiyat ama sebil cok ucuza mal edilmiş oluyor..

bildigim kadarıyla fazla yakmıyo ama soylede bi durum var.sebil oldugu zaman insanlar daha fazla kahve cay vb seyler tuketıyo benım gozlemledıgım kadarıyla..bunuda goz onunde bulundurmakta fayda var.
0
isott
(15.05.08)
abi çay kahveyi bol bol içsinler.kamyonda mobil 1 insanda çay kahve.

Ayrıca su sebili olayı benim bildiğim kadarıyla sürekli bi yerden su alırsanız falan onlar getiriyolar.Eee şimdi koskoca bürosunuz sade çay kahvede içilmiyecek suda içilecek.Malum yazda geliyor.Ne güzel hem sıcak hem soğuk.Sanırım bi sucu ile konuşup ücretsiz bir sebil kapatabilirsiniz.Zira sürekli müşterisiniz.
0
omer460
(15.05.08)
koskoca büro değiliz 3 kişiyiz. günde 2'yi geçmiyor kendi içtiğimiz. e gelen giden de pek yok. olursa da işte 2-3 bardak da onlar içer.
0
🌸kibritsuyu
(15.05.08)
kettle ile sebil'in tükettiği elektriği iyi karşılaştırmak lazım. insanlar genelde, kettle'in daha az tüketeceğini söylemiş ama tam tersi de olabilir. zira kettle çabuk ısıtmaya yönelik (instant heater) olduğu için daha fazla elektrik tüketiyor olabilir. sebil ise uzun vadede ısıtıyor ve suyu az bir enerji ile sıcak da tutuyor. ayrıca, kettle'da su israfı daha fazla olabilir çünkü insanlar kettle'ın içinde kalan suyu her zaman döküyorlar bildiğim kadarıyla.
0
kahvegibi
(15.05.08)
madem 10 fincan diyorsun termos kullanin büyüğünden olsun bitsin.
0
terp
(15.05.08)
sebil suyu kettle kadar ısıtmaz. yani bir fincan kahve alayım derseniz yarısında ice coffe olur mundar olur. elektrikten kısıyım derken kahveden kaybedersiniz. yoldan kazanırsanız güçten güçten kazanırsanız da yoldan da kaybedersiniz. en ekonomiği cezvede su kaynatmak basit makinalara güvenmemek lazım efem.
0
babatema
(15.05.08)
sebilin ısıttığı su yalandır. sebilden sıcak su kettle a koyun düğmeye basın göreceksiniz ki kettle o sıcaklığı yeterli bulmayın ısıtma işlemine devam edecektir. hatta kettleda kaynamış suyu alıp çaydanlıkla ocağa koyun göreceksiniz ki su daha kaynamamış...
0
agk
(15.05.08)
termos fikrini çok mantıklı bulduğumu söylemek isterim kaliteli termoslarla 5-6 saat sürekli durumda su sıcak tutulabiliyor madem içen çok sabah ve öğlen ilk içen biraz fazla ısıtıp termosa doldursa diğerleri de dolu termosu kullansa olur sanki :) ütopik olabilir ama cazip mi cazip :)
0
prodeq
(15.05.08)
karı koca kahve manyağıyız.. evde hem sebil var hem kettle, hem de kahve makinesi... sebilin sıcak su aparatı çalışıyor, kahve makinesi de sorunsuz... ama biz hep kettle kullanıyoruz... kettle'dan şaşmayın. nokta.
0
thunder thunder thunder thundercats
(16.05.08)
(3)

sezai aydın

kibritsuyu
tiyatro ve seslendirme sanatçısı sezai aydın'ın arda aydın'dan başka çocuğu var mı?
tiyatro ve seslendirme sanatçısı sezai aydın'ın arda aydın'dan başka çocuğu var mı?
0
kibritsuyu
(15.05.08)
toplamda 2 adet cocugu bulunmaktaymış..
www.sinematurk.com

edit: üstad cok aradım ama bulamadım bi turlu adını sanını..aksam ıyıce bı arastırıp kendısıne bı sekılde ulasmaya calısacagım..
0
isott
(15.05.08)
kimdir peki bu kişi?
0
🌸kibritsuyu
(15.05.08)
bulabıldıgım sey sadece ibb şehir tiyatroları ümraniye sahnesinde sezai ve arda aydın ında rol aldıgı bi oyun varmış.Adı Tekrar Çal Sam..oraya telefon edılerek belkı ırtıbata gecılebılır..
ÜMRANİYE SAHNESİ
TEL: (0216) 634 26 70
bide Kagıthane de sahne alıyomus bu oyun..
KAĞITHANE SADABAD SAHNESİ
TEL: (0212) 321 73 95

yani bu kadar yetenekli 2 insanın biyografisi bilemi olmaz ya.nedir bu hal.menajer falanda kullanmıyolar sanırım cok arastırdım irtibata geceyim diye ama bulamadım maalesef..
0
isott
(16.05.08)
(6)

emule eşşeği

kibritsuyu
bu emule eşşeği ve hatta eşşoğleşşeği niye 53253645 tane kaynaktan çattır çattır indirdiği dosya %98' falan gelince indirdiği 53253645 tane kaynağı sadece bir taneye indirip hepi topu kalan 110 kilobaytı bir türlü bitiremiyor? high id alıyorum üstelik.edit: ulan 1 bir tane de gitmiş. 108 kb kaldı d
bu emule eşşeği ve hatta eşşoğleşşeği niye 53253645 tane kaynaktan çattır çattır indirdiği dosya %98' falan gelince indirdiği 53253645 tane kaynağı sadece bir taneye indirip hepi topu kalan 110 kilobaytı bir türlü bitiremiyor? high id alıyorum üstelik.

edit: ulan 1 bir tane de gitmiş. 108 kb kaldı diyor, 13 saniye diyor, bekliyor diyor hey allahım yarabbim.
0
kibritsuyu
(10.05.08)
indiriğin şey film-müzik vs. falansa beklemene gerek yok aslında. temp klasörüne git, oradaki .temp uzantılı dosyayı kopyala, uzantısını değiştir, 110 kb için sinir krizi geçirme :)
0
babatema
(10.05.08)
emule için temel kural beklememek çünkü bekledikçe kafayı yiyorsun. atacaksın 10-15 tane dosya onlar indikçe yerine yenilerini koyacaksın. hep en az 10 dosya olacak ki tam hızda kullanabilesin. tek dosyada stabil bir hız için mecburen torrent.
0
montreal
(10.05.08)
belki de programlayanlar şöyle düşünmüştür:

"kullanıcı hepsini indirirse programı kapatır çeker gider. en iyisi az bir şey kala durdurup süründürelim. program açık kalsın. diğer kullanıcılar da faydalansın."

olur olur yani :)
0
tabudeviren
(10.05.08)
bu sipa her parçayı ayrı bir kaynaktan indiriyor son part da daha yavaş bir kaynağa denk gelmiş. Dedikleri gibi beklememek lazım aşında (zaten help file da da başında eklersen sinirlenir der). Ben böyle durumlarda restart ediyorum e mule u ama dikkat aynı dosya için 10 dakika içinde 1 den fazla query olursa 20 dakka banlıyor (bu indirdiğin dosyaları etkilemiyor ama yeni query yapamayor ban süresi içinde)
0
skipper
(10.05.08)
bir sürü kaynak var demek, kaynakların hepsinde indirdiğin dosyanın senin ihtiyacın olan partı bulunduğu manasına gelmiyor.
başında beklememek lazım dendiği gibi, kanser eder ama yine de bir kere yeniden başlatmak bazen işe yarayabiliyor.
0
kurukafa
(10.05.08)
kurukafa'ya katılmakla birlikte emule'nun en büyük zaaflarından birinin bu olduğunu düşünüyorum. torrent gibi seed ve leech diye ayırmak yerine ikisini toplayıp gösteriyor, hiç hoş değil.
0
frant1c
(11.05.08)
(2)

ankara'da oda kapısı

kibritsuyu
apartmanımızdaki kapıcı dairesini daha yaşanabilir bir hale getirmek için tadilat yapıyoruz. üç adet oda için üç tane kapı yaptırmamız gerekiyor. üç kapı için verebileceğimiz maksimum tutar anahtar teslim (yani malzeme+aksesuar+işçilik) 500-600 ytl.'dir. lüks bir şeye gerek yok, maksat kapı olsun, u
apartmanımızdaki kapıcı dairesini daha yaşanabilir bir hale getirmek için tadilat yapıyoruz. üç adet oda için üç tane kapı yaptırmamız gerekiyor. üç kapı için verebileceğimiz maksimum tutar anahtar teslim (yani malzeme+aksesuar+işçilik) 500-600 ytl.'dir. lüks bir şeye gerek yok, maksat kapı olsun, ucuz olsun. praktiker, koçtaş falan hazır sattığı için ölçüleri uymadı. önerebileceğiniz usta, kapı imalatçısı vs. var mıdır? çeşidi önemli değil. pvc olur, ahşap olur, amerikan panel kapı olur (ki en ucuzu da bu sanırım).
0
kibritsuyu
(10.05.08)
istanbul'da amerikan panel kapı 250-300 civarı tutuyor (her şeyi dahil). praktiker ikea vs fiyatını bilemiyorum.
0
gerrain
(10.05.08)
3485629 - şok ahşap
0
tathar
(10.05.08)
(1)

müzik soruyorum

kibritsuyu
sinan çetin'le fenomen isimli programda adayların tanıtıldığı vtr'lerde çalan müzik nedir? kimi haber bültenlerinde de fon müziği olarak kullanılıyor.
sinan çetin'le fenomen isimli programda adayların tanıtıldığı vtr'lerde çalan müzik nedir? kimi haber bültenlerinde de fon müziği olarak kullanılıyor.
0
kibritsuyu
(10.05.08)
clint mansell - lux aeterna
0
cyberpunk
(10.05.08)
(6)

ACİL - bilgisayar sorusu: kasa fanı nasıl takılır

kibritsuyu
efendim cahilliğime verin, bilen için çok kolay, hatta çok salak bir soru bu.kasa fanı dışarıdan içeriye mi hava verir, içerideki havayı mı dışarı verir? hangisi daha sağlıklıdır? temizlemek için söktüm, salak gibi sökerken de bakmadım nasıldı diye. ters de takılabiliyor malesef.kasa açık vaziyet ya
efendim cahilliğime verin, bilen için çok kolay, hatta çok salak bir soru bu.

kasa fanı dışarıdan içeriye mi hava verir, içerideki havayı mı dışarı verir? hangisi daha sağlıklıdır? temizlemek için söktüm, salak gibi sökerken de bakmadım nasıldı diye. ters de takılabiliyor malesef.

kasa açık vaziyet yatıyor masada. acil cevap alabilirsem doğru şekle getirip kapatayım.

kasayı da tarif edeyim. işlemci, psu vs. fanlarını saymazsak tek bir kasa fanı var. o da arkada konuşlanmış. şu anda içeriden dışarı üflüyor. kasanın sol yanında, tam işlemcinin üstüne denk gelen yerde ızgara var ve içeride de huni gibi bir plastik parça var. tam işlemcinin tepesine dışarıdan taze hava girebiliyor yani.
0
kibritsuyu
(07.05.08)
fanin siyah kasa kisminin bir yerinde ok goreceksin. 4 bir yanina bak. ufleme yonunu gosterir o.
0
sourlemonade
(07.05.08)
cevab gelmedi. artık kapatmak zorundayım aleti. işlemci fanı, tepesindeki huni gibi şeyle dışarıdan temiz hava çekebiliyor elektrikli süpürge gibi. ben de kasa fanını, içerideki sıcak havayı dışarı verecek şekilde taktım. artık doğruysa da yanlışsa da naapalım.

bu arada fan mor :P ibne fanı gibi. ok da bulamadım abi. bu şekilde olsun bakalım. ısınır mısınırsa çeviririm sonra.
0
🌸kibritsuyu
(07.05.08)
tamamen mantığa dayalı söylüyorum sıcak havayı tahliye etmektense soğuk havayı içeri almak daha mantıklıdır.
0
darknum
(07.05.08)
sıcak hava dışarı verilince içeride bir vakum oluşamayacağına göre içeriye soğuk hava muhakkak bir şekilde gerecektir. Bugüne kadar gördüğüm bütün kasa havalandırma sistemleri sıcaklığı dışarı üflüyordu. işlemci fanı da dışarı üfler, power supply fanı da dışarıya, kasa fanları da. tersi yapılırsa ne olur bilmiyorum ama biz babamızdan böyle gördük.
0
kurukafa
(07.05.08)
dışarıya üfleteceksin. kasada hava alması için gerekli açıklık var zaten.
0
godless frog
(07.05.08)
içine kurt düştüyse fanı bir daha sök, ama bu sefer hangi yönde olduğuna bak. sonra diğer taraftaki vida deliklerine bak eğer vida izi yoksa eskisi gibi takmışsındır (doğru) yok eğer varsa ters çevrilmiştir. normalde fanlarda vida deliği bulunur fakat vida için diş bulunmaz.
0
vincenzo
(07.05.08)
(1)

windows xp service pack 3

kibritsuyu
arkadaşlar şimdi bunu yükleyeceğim. ama chip online sayfasında anlatmış, aynı zamanda yamaları, güncelleştirmeleri de içerdiğinden elimizdeki xp'ye de entegre edip güncel cd bulundurabiliyormuşuz. e şimdi ben bunu windows update'ten yükleyince bu indirdiği gibi kuruyor bilgisayara. böyle kurulmamış
arkadaşlar şimdi bunu yükleyeceğim. ama chip online sayfasında anlatmış, aynı zamanda yamaları, güncelleştirmeleri de içerdiğinden elimizdeki xp'ye de entegre edip güncel cd bulundurabiliyormuşuz. e şimdi ben bunu windows update'ten yükleyince bu indirdiği gibi kuruyor bilgisayara. böyle kurulmamış halde bilmemne.exe diye de indirme şansımız yok mu? bir linki var mı bunun?kullandığım işletim sistemi windows xp home türkçe.
0
kibritsuyu
(07.05.08)
sharpenter
(07.05.08)
(3)

tuhaf kedi davranışı

kibritsuyu
arkadaşlar aşağıdaki "köpeğim ne yapıyor" sorusunu görünce ben de bunun kedilisini sorayım dedim. şimdi bir kedim vardı, 4 sene önce kaybettik kendisini gerçi ama tuhaf bir hareketi vardı. anlam veremedik bir türlü.böyle iki ele alınıp zırrrt zırrrt diye biro yana bir bu yana oynanan yay gibi oyunca
arkadaşlar aşağıdaki "köpeğim ne yapıyor" sorusunu görünce ben de bunun kedilisini sorayım dedim. şimdi bir kedim vardı, 4 sene önce kaybettik kendisini gerçi ama tuhaf bir hareketi vardı. anlam veremedik bir türlü.

böyle iki ele alınıp zırrrt zırrrt diye biro yana bir bu yana oynanan yay gibi oyuncaklar vardı ya hani. bunu kedinin karşısında zırrt zırrt yaptığımızda kedicik böyle midesi bulanmış da öğürüyormuş gibi dilini olanca dışarı çıkarır acaip bir ağız hareketi yapardı. hatta bazen duramayıp arkasından esnerdi. her seferinde yapardı ama. yani o sesi duyduğunda mutlaka yapardı. acaba dedik sesten değil de renkli renkli oynatınca başı mı dönüyor. ama hayır sese yapıyor. endüksiyonlu bir ocak çakmağımız vardı. düğmesine basında seri kıvılcım çattırırdı çırrrt çıtıtırırrt diye. onun da sesine yapardı aynısını. yaşasaydı eminim şu havaya atılıp tutularak oynanan mıknatıslı stres taşlarına da yapardı. ama ne bileyim naylon torbayı hışırdatınca falan yapmazdı. peki niye yapardı? ne demek istiyordu bu kedi bize?
0
kibritsuyu
(07.05.08)
"yapmayin lan huylaniyorum, icim bi tuhaf oluyor!" ?

rahatsiz oldugu goruluyorsa, dile gelse baska bir sey demezdi sanirsam :/
0
zakk
(07.05.08)
ama kaçıp gitmiyor da ööle bakıyor tekrar yap dercesine. hani huylanıyom yapmayın diyosa arkasını dönüp gitmez mi?

bir de hani kuş gören kedinin kıkırık kıkırık yapması gibi genel bir kedi davranışı mıdır bu, yoksa bizimkine özgü bi huy mudur? bir kedi sahibi cızırtılı ses çıkaran aletlerle (o yay gibi alet, mıknatıslı stres taşı) benim için deneyebilir mi bunu?
0
🌸kibritsuyu
(07.05.08)
hocam bizim kedi de deli gibi naylon poşet bulamazsa duvar yalıyor (evet yanlış duymadın evin duvarı). takılma pek kedilere =)
0
atrin
(07.05.08)
(3)

koduğumun toneri - ACİL

kibritsuyu
efendim xerox workcentre pe16 denen hepsi bir arada modeli bir faks/fotokopi makinesi var ofisimizde. şimdi bu aletin ekranında günlerdir toner low yazıyordu ama gayet güzel fotokopi de çekiyordu, faks da yazdırıyordu. bugün bu aptal alet "toner empty" demeye başladı. faksları döktürmüyor. hafızasın
efendim xerox workcentre pe16 denen hepsi bir arada modeli bir faks/fotokopi makinesi var ofisimizde. şimdi bu aletin ekranında günlerdir toner low yazıyordu ama gayet güzel fotokopi de çekiyordu, faks da yazdırıyordu. bugün bu aptal alet "toner empty" demeye başladı. faksları döktürmüyor. hafızasında biriktiriyor. ama biliyorum ki o toner empty mempty değil. içinde daha bir sürü döküm alacak kadar toner var. nereden bu kadar eminim? çünkü fotokopi çekince biip biip toner empty diye sinyal veriyor ama gayet güzel ve net bir şekilde çekiyor fotokopiyi. tipik bir türk olarak bu toneri son kırıntısına kadar kullanabilmek istiyorum (gavur yapmış sinyal verince at yenisini al diye. biz türküz. eskiden biten kartuşları da çaydanlık buharında ısıtıp daha fazla kullanırdık). sabahtan beri bir sürü faks geldi ama yazdıramıyorum malesef. bu gerizekalı aletin, aptal tonerinin bitme dedektörü müdür nedir nasıl iptal ederim de daha fazla kullanabilirim?
0
kibritsuyu
(05.05.08)
Valla askerdeyken hp yazıcılarda tonerin kutusunu sallıyorlardı, biraz daha yazıyordu alet
0
vincenzo
(05.05.08)
yok salladım epey. yemedi. hani bi metal kontak vardır, yazıcı tonerin orasına değerek doluluk bilgisi alıyordur. orayı ojeyle kapatırım da dolu zanneder falan. öyle bir trick arıyorum.

ne işgüzar dallama makineymiş. sen yazdır kardeşim silik bitik neyse yazdır. ben elime bomboş sayfa alana kadar kullanacam yahu. artık boş sayfalar çıkarmaya başlayınca anlarım ben bitmiş olduğunu. sana ne bundan. daha en az 100 sayfa kullanırım ben onu.
0
🌸kibritsuyu
(05.05.08)
buna benzer bir aletten biz de kullaniyorduk ve bu cihaz toner bittigi zaman faks olayini iptal ediyordu. ama ayni zamanda otomatik olarak destegini veren firmaya "abi benim toner bitti, gelip yenisini takin" sekinde faks yolluyordu ve gun icinde firma yeni toner gonderdigi icin sorunumuz cozuluyordu.

ne kadar yardimci olur emin degilim ama "tonerim bitince gereken yerlere faks gonder" olayini iptal ederseniz bir ihtimal uyariyi kesip faks basmaya devam edebilir. bunun icin de "maintenance" ---> "clean drums" bolumunde "notify toner" secenegini "off" yapmayi bir deneyin. menu isimleri tam olarak aklimda degil ama buna benzer bisiler olmali. umarim yardimci olur.
0
petekdoku
(05.05.08)
(3)

otomobil parçası - manyetik tutucu nedir?

kibritsuyu
öncelikle (git: 12645)uzun zamandır kimi zaman bu duyuruda sorduğum problemi yapan araba en nihayetinde kırmızı ışıkta durduğum sırada stop etti ve bir daha çalışmadı. gelen renault yardım elibi arabanın kül tablasının orada bir yere laptop bağlayıp "manyetik tutucu bozulmuş" dedi, parçayı değiştird
öncelikle (git: 12645)

uzun zamandır kimi zaman bu duyuruda sorduğum problemi yapan araba en nihayetinde kırmızı ışıkta durduğum sırada stop etti ve bir daha çalışmadı. gelen renault yardım elibi arabanın kül tablasının orada bir yere laptop bağlayıp "manyetik tutucu bozulmuş" dedi, parçayı değiştirdi, 200 lira aldı ve gitti. araba canavar oldu. sorun morun kalmadı. şimdi ilk çevirişte tak diye çalışıyor maşallah.

merak ettim. nedir bu parça ve ne işe yarar? bir de internette ararken "kam mili kaptörü" diye bir şey çıktı bu parçayla beraber. onunla ilgili bir şey sylemediler ama ben yine de merak ettim. kam mili kaptörü nedir?
0
kibritsuyu
(05.05.08)
trimpot
(05.05.08)
Renaultca kaptör demek sensör demektir. Fransızcadan geliyo kesin... Benim konuyla çok alakam yok ama bilmiyorum kam mili sensörü diyince bi ışık yandı mı sizde...
0
selimse
(05.05.08)
kendim buldum arkadaşlar. manyetik tutucu (ki manyetik kaptör diye geçiyormuş bu da) volan dişlisinin pozisyonundan krank milinin hangi konumda olduğunu enjeksiyon beynine ileten bir parçaymış. krank milinin (dolayısıyla pistonların) hangi pozisyonda olduğunu enjeksiyon beynine bildirip ona göre yakıt püskürtme, karışım oranı, ateşleme vasaireye karar veriyormuş motor.

aynı mantıkla düşünecek olursak da kam mili kaptörünün, kam millerinin pozisyonunu okuyup enjeksiyon beynine bildiren parça olduğunu tahmin ediyorum.
0
🌸kibritsuyu
(06.05.08)
(10)

winamp enqueue

kibritsuyu
bu sorulmuştu ama aradım bulamadım tekrar sorayım.şimdi winamp playlistmizde 100 tane şarkı var diyelim. arada açıp dinliyoruz. lakin dalgınlığımıza geldi, indirdiğimiz bir şarkıya "aç" dedik. veya windows gezgininden bir şarkıya çift tıklayıverdik. bunu yapınca o koca liste uçuyor, son tıkladığımız
bu sorulmuştu ama aradım bulamadım tekrar sorayım.

şimdi winamp playlistmizde 100 tane şarkı var diyelim. arada açıp dinliyoruz. lakin dalgınlığımıza geldi, indirdiğimiz bir şarkıya "aç" dedik. veya windows gezgininden bir şarkıya çift tıklayıverdik. bunu yapınca o koca liste uçuyor, son tıkladığımız kalıyor bir tek listede. öyle yapmasın. o tıklananı da listeye eklesin. vardı bi ayarı da neredeydi?

(listeyi kaybetmemek için kaydet m3u yap demeyin lütfen, soru o değil)
0
kibritsuyu
(03.05.08)
aç demiyeceğin sağ tıklatıp enqueue in winamp yapcan listenin en sonuna eklicek şarkıyı
0
thinkbeforedoing
(03.05.08)
hah işte o anda onu düşünecek kadar kafam çalışsa öyle diycem de. vardı benim gibi mallar için bir ayar.
0
🌸kibritsuyu
(03.05.08)
preferences'da "jump to file" kısmında "double click mode" var. orayı "enqueue" yapmanız gerekiyor sanırım.

edit: playlist içinmiş bu.
0
pispinti
(03.05.08)
winamp playlist undo diye bi plugin kullanıyorum, gayet başarılı. kafayı yemiyorum artık.
şurdan indirebilirsin nunzioweb.com
edit: bu uçan listeyi geri getirmek için. enque olayını tam bilmiyorum.
0
cyberpunk
(03.05.08)
general preferences -> file types

sağ tarafta explorer settings var, "enqueue files on double click" olayını işaretlerseniz herşey çözülür.
0
ref
(03.05.08)
Soruya cevap değil de, yanlışlıkla çift tıkladıktan sonra görev yöneticisinden winamp.exe yi kapatırsanız tekrar açtığınızda eski liste gelir. tabi yanlışlıkla çift tıkladıktan sonra programın kapatma işaretinden kapatıp tekrar açınca programı olmuyor.
0
colonizer
(03.05.08)
colonizer'in bahsettiği arada sırada mallık yapan benim gibiler için elzemdir ilaçtır, size de onun yöntemini öneririm :)
0
cuamnuatn
(04.05.08)
bunu öğrendiğim çok iyi oldu teşekkürler. ama benim de bir sorum var şimdi bir klasöre gelip sağ tıkladığımız zaman play in winamp gibi seçeneğin çıkma şansı var mı? wmp için çıkıyor mesela.
0
baldur
(04.05.08)
@baldur, sağ tuşa tıkladığında "play in winamp" ın çıkması için options/preferences/file types penceresinden "show winamp in the folder context menus in windows explorer" seçeneğini işaretlemen lazım.
0
kimlanbu
(04.05.08)
hobareey:) sağol kimlanbu.
0
baldur
(04.05.08)
(8)

konut kredisi

kibritsuyu
bu olay nasıl oluyor? bir ev satacağız. alıcı kişi evi kredi ile alacak. kredi başvurusunu yapmış, başvurusu kabul edilmiş. şimdi diyor ki bize "evin satışını yapalım ki banka benim adıma eve ipotek koysun". e şimdi biz adama satış için vekalet verirsek (farklı bir şehir olduğundan gitme durumu yok.
bu olay nasıl oluyor? bir ev satacağız. alıcı kişi evi kredi ile alacak. kredi başvurusunu yapmış, başvurusu kabul edilmiş. şimdi diyor ki bize "evin satışını yapalım ki banka benim adıma eve ipotek koysun". e şimdi biz adama satış için vekalet verirsek (farklı bir şehir olduğundan gitme durumu yok. vekaletle yapılacak işlemler), adam satışı yaptıktan sonra "kredi almaktan vazgeçtim" derse ev de elden gidecek, para da gelmeyecek. aynı şey alıcı için de geçerli. önce banka parayı bize gönderse, ben vekaleti vermeyiverirsem bu sefer hem evi alamamış, hem krediyi çekmiş ve bana göndermiş olacak. şu gittigidiyor'daki mal eline ulaşınca paranın hesaba geçmesi gibi bir sistem yok mudur bu bankalarda? banka benim hesabına parayı geçirip bloke koysun, satış yapıldığında da blokeyi kaldırsın. satış yapılmazsa parayı geri alsın falan?
0
kibritsuyu
(02.05.08)
bankayla muhatap olun direk. banka size bunun garantisini verecektir. adamın sözüyle iş yapmayın bedavadan evi üstüne verme durumu falan olmasın.
0
ozdek
(02.05.08)
(bkz: bloke cek)

konut kredisi ile doğrudan ilgili değil ama işe yarayabilir.
0
eksi daglarinin aslani
(02.05.08)
ziraat bankası böylebir teminat, taahhüt falan vermiyormuş satıcıya. aynen "bu tamamen sizin aranızdaki mesele" dedi görevli. tek yolu alıcı, satıcı ve banka görevlisinin tapu dairesinde buluşması, satış yapıldığı anda bankanın ipoteği de koyması, sonra da birlikte bankaya dönülüp meblağın satıcıya ödenmesi şeklinde olabiliyormuş. vekalet veriyorsak tamamen alıcının insafına kalmış durumdayız yani. en iyisi bizzat gitmek.
0
🌸kibritsuyu
(02.05.08)
Bu dediğin durum, kredili olmasa bile her satışta yaşanıyor.
Benim böyle bir durumum olmadı ama çevrede defalarca gördüm ki benzer durumlarda bloke çek kullanılıyor.
0
delikan76
(02.05.08)
ben derdimi bloke çek ile halletmiştim. bankadan bloke çek vermesini iste. bu işler için sıkça kullanılan bir yöntemdir.

bloke çek üzerinde bankanın ismi yazar. yani banka alıcının parasına el koyar, sana çeki verir. sen evi sattığın an çeki öder.
0
guybrush threepwood
(02.05.08)
alıcının parası yok ki. kredi alıyor işte. banka da krediyi evin ipotek edilmesi karşılığında veriyor. evin ipotek edilebilmesi için de önce satışın yapılması gerekiyor. alıcının hazırda bir parası olsa, banka da ona bloke koyup bize çek verir, doğru. şu aşamada bankanın yapacağı tek şey "şu ada şu parseldeki şu evin satışı şu kişiye yapıldığında satıcı x'e şu kadar bedel ödenecektir" diye antetli kağıda yazı vermesidir. yani banka ödemeyi taahhüt etmelidir. iş bankası bunu yapıyormu ama ziraat bankasına yani alıcının kredi aldığı banka yapmıyormuş böyle bir şey.
0
🌸kibritsuyu
(02.05.08)
konuyu araba icin yasadigim sekliyle anlatayim. benzeri ev icinde gecerli olacaktir saniyorum.

kesinlikle siz adama vekalet vermeyeceksiniz. adam size (tapu sahibin disinda birisi) vekalet verecek ve vekalet ile birlikte bankadan evin eski tapu sahibinin hesap numarasini vererek aldigi rehin kagidi gonderecek. bu hesap ayni bankada olursa sanirim bir nebze kolaylasir isler. siz devir islemi sirasinda evi bankanin uzerine rehin ettireceksiniz. bu sayede adamin krediyi almadan evin sahibi olmasi durumu engellenmis oluyor. banka da hic bir durumda parayi adama odemeyecek ve dogrudan sizin hesabiniza para gelecek. bu durumda evin kredilendirilmeyen kisminin nasil odenecegi konusunu cozemedim zira ben bunu elden teslim etmistim.
0
blu
(02.05.08)
o gittigidiyordaki paranin havuza du$me meselesini, bankalar taahhut mektubu denen olayla hallediyorlar.
0
safepassage
(02.05.08)
(2)

excel dosyası kilidi açmak

kibritsuyu
arkadaşlar excel'de hazırlanmış bir formu excel üzerinde doldurup çıktısını almam gerekli. lakin formu hazırlayan gerizekalı hücre özellikleri değiştirmeyi, yazı tipini değiştirmeyi falan kilitlemiş. kilitlediği yetmiyor gibi formu hazırlamayı da becerememiş, yazmam gereken boşluk, yazacağım şeyden
arkadaşlar excel'de hazırlanmış bir formu excel üzerinde doldurup çıktısını almam gerekli. lakin formu hazırlayan gerizekalı hücre özellikleri değiştirmeyi, yazı tipini değiştirmeyi falan kilitlemiş. kilitlediği yetmiyor gibi formu hazırlamayı da becerememiş, yazmam gereken boşluk, yazacağım şeyden epey bir kısa kalıyor. yazdığım şeyin yarısı görünmüyor. hayır dangalak, bırak yazı tipinin boyutunu küçülteyim de sığsın. hücre dikine geniş ama metin alt satıra da kaymıyor. metni alt satıra kaydır diyemiyorum, o da kilitli. nasıl kırılır bu salağın kilidi?
0
kibritsuyu
(30.04.08)
araçlar - koruma - sayfa korumasını kaldır

belki buradan olabilir.
0
murty
(30.04.08)
@murty: oradan evet ma şifre soruyor.

@durden: teşekkürler, tekniğinden pek anlamıyorum ama deneyeceğim.

bu arada göte girebilecek bir şey değil. şu sütunun genişliğini açayım, yazı tipinin boyunu küçülteyim, bold falan yapabileyim. yani içeriği zaten değiştirmeyeceğim. çoğaltılması yasak bir şey değil. kendim yaptım başkası şeklini kurcalamasın die kilitlemiş amca. ama doğru düzgün de yapamamış.
0
🌸kibritsuyu
(30.04.08)
(11)

vicdan sorusu

kibritsuyu
arkadaşlar sabah mutfakta küflenmiş sucuğumu (git: 27621) kurtarmaya çalışırken mutfak balkonundan bi haşırtılar tangırtılar duydum. çıktım baktım ne oluyor diye, balkondaki barbekünün içinden bir güvercin uçtu. haydaa lan mangal ve kömür var orda neyi kurcalıyo acaba diye bi baktım ki ot çöp getirm
arkadaşlar sabah mutfakta küflenmiş sucuğumu (git: 27621) kurtarmaya çalışırken mutfak balkonundan bi haşırtılar tangırtılar duydum. çıktım baktım ne oluyor diye, balkondaki barbekünün içinden bir güvercin uçtu. haydaa lan mangal ve kömür var orda neyi kurcalıyo acaba diye bi baktım ki ot çöp getirmiş koymuş oraya, yuva yapıyor. şimdi yapsın problem değil de, orası bizim çok kullandığımız bir yer. zırt pırt o balkona çıkmamız icap ediyor. şimdi bu kuş gelip o yuvaya yumurtlarsa, biz balkona çıktıkça korkup kaçacak. bir türlü kuluçkaya yatamayacak. belki gerektiği kadar oturamadığı için yavruları yumurtadan çıkmayacak. o yüzden ben barbekünün içine naylon poşet falan tıktım, ağzını da büyük çöp torbasıyla kapattım. ama bir yandan da vicdanım kuşun yuva yapmasını engelledim diye beni rahatsız ediyor. ama gitsin daha rahat kuluçkaya yatabileceği bir yerde yumurtlasın diye yaptım. sizce yanlış mı yaptım?
0
kibritsuyu
(30.04.08)
kibritsuyu doğrusunu yapmışsın, ileride yumurta veya yavru olduğunda farketmeden zarar verseydin daha kötü olurdu. sen o zor durumu ortadan kaldırmışsın bana göre.
0
hayatacaylakkaldim
(30.04.08)
kuşlar genelde kuytu ve ulaşılamayacak yerlere yuva yaparlar. ağaçlar, karanlıkta kalan pencere kenarları, soba borusunun çıkışı filan.
zaten sürekli erişiminizin olduğu bi yere yuva yapması mantıklı diylmiş.
rahat edemez yani kuşcağız. iyi etmişsiniz. müsterih olunuz.
0
insensitive
(30.04.08)
Aynı şey bizimde başımıza geldi. Küçük balkonumuza kaç kez çalı çırpı taşıdılar. Annem her seferinde daha yeni yapılmaya başlamış yuvayı bozmak zorunda kaldı. Çok da üzüldük ama elden birşey gelmedi maalesef. :(
0
villeneuve
(30.04.08)
Bizim de basimiza bu olay gelip duruyor. yuvayi yaptigi yer mukemmel bir yer olmamasina ragmen 2 defa yuva yapti, yumurtladi, kuluckaya yatti ama ne yazik ki yumurtalar orada durmadi ve pit diye bizim balkona düstü :(

ben de bir tane sepet (ekmek sepetlerinden) alip yuva yapmak icin kastigi yere telle bagladim. gelsin simdi pasalar gibi yumurtlasin.
0
trimpot
(30.04.08)
güvercin hayvanı biraz aptal oluyor. yuva diye koyduğu şey de iki tane çalı çırpıdan ibaret. oysa doğada birçok kuş yumurtalarını korumak için şahane yuvalar yapıyorlar. of aslında düşündükçe daha da üzülüyorum. annemlerin evinin yanındaki binada tuvalet penceresinin önüne, daracık yere yumurtladı. yavruları çıktı, çıktığı gibi de o daracık yerden aşağı düştüler. iki yavruyu da kaybettik. aynı yere yine yumurtladı, yine yavrular çıktı, biz düşecek diye endişelenirken bu sefer de galiba kargalar kaptı. barbekü kargalr için ve yavrunun aşağı düşmemesi için güvenli. ama bizden rahatsız olabilir. ben de vicdanımı rahatlatmak için mangalı falan oradan çıkardıktan sonra sepetten yuva yapabilirim aslında. balkona da öteki kullanmadığımız kapıdan çıkarız.
0
🌸kibritsuyu
(30.04.08)
daha kötüsü geldi geçen hafta başımıza, kumrunun biri geldi balkondaki kombinin üzerine kondu, korkutup kaçırdık, bir kaç saat sonra bir baktım karşıdan bizim balkonu kesiyor, kıllandım, tabureye çıkp bir baktım kombinin üzerine çalı çırpı olmadan yumurtlamış, erken doğum herhalde, bütün gün çaktırmadan bekledik geri gelir diye gelmedi, kaldı yumurta orda.. ne yapalım şaşırdık, yumurta hala duruyor..
0
ayheytmayselfenvanttuday
(30.04.08)
güvercinlerin aptallığı konusunda hemfikirim, bence yanlış falan yapmamışsın, sabah sabah onların bana yaptıgının yanında az bile..
sabah servis beklerken bi ses duydum, sonra tepemdeki teldeki güvercinleri görünce (o anda pis pis sırıttıklarına eminim) gelen sesin ne oldugunu anlamam uzun sürmedi.. o değil de o nasıl başarıdır bir kerede üstümdeki hırkaya, çantama, ve sabah biraz serin oldugu için yine üstümdeki şala, elimdeki su şişesine ve elimde deney raporlarının oldugu poşete pisletebilme..
dün görmüş olsaydım bu soruyu "yazııık yuva da yapmış" falan derdim ama bugun sinirliyim onlara oh olmuş işte..
0
light beam
(30.04.08)
Arkadaslar güvercin ya da vs kuşların yuva yapmasını istemiyorsanız birkaç tane rüzgar gülü bu işi kökten çözer :)
0
betty puf puf
(30.04.08)
yalnız kibritsuyu adına herkese söylemekte fayda var;
yuva bozanlar, yuva yapmasına engel olanlar filan dışarda hazır değişik ebatlarda kuş yuvaları satılıyor. çoğunluğu ahşap. camilerde filanda görmüşsünüzdür. ha işte onlarda alıp daha tenha yerlere kurarsanız hem vicdan sızısından kurtulursunuz hemde hayırlı bir iş yapmış olursunuz.
yoksa hepinizi panter emel yesin diye beddua ederim.
0
etna
(30.04.08)
normalde çatı pervazlarına falan yuva yapar bunlar. aslına bakarsan o güvercin sana tanrı tarafından gönderilmiş bir hediye. yani gidip barbeküyü bulması ve hatta içine çer-çöp koymasının tek açıklaması var: pişir beni.
0
insanimsi
(30.04.08)
baştan engellediğiniz iyi olmuş. sonra herhangi bir şekilde yuvaya dokununca yumurtaları bırakıp gidiyorlar, daha kötü oluyor. aklımızca daha güvenli ve rahat hale getirmiştik biz de yuvayı. ama kuş evi yapmayı hep istemişimdir, alttaki galericilerin sabote edeceğinden emin olmasam dakka durmazdım.
0
lykos
(30.04.08)
(6)

sucuk küflenmesi

kibritsuyu
annemlerin evindeyken buzdolabındaki sucuk haftalarca yenmezse kurur kalırdı, taş gibi olurdu ama bozulmazdı. hani o şekilde pişirildiğinde yine yenirdi. sert olmasının dışında tadı veya kendi bozulmazdı.ama şimdi 22 nisan'da sucuk aldım marketten. ikbal kangal sucuk %100 dana eti olanından. annemle
annemlerin evindeyken buzdolabındaki sucuk haftalarca yenmezse kurur kalırdı, taş gibi olurdu ama bozulmazdı. hani o şekilde pişirildiğinde yine yenirdi. sert olmasının dışında tadı veya kendi bozulmazdı.

ama şimdi 22 nisan'da sucuk aldım marketten. ikbal kangal sucuk %100 dana eti olanından. annemlerinkiyle aynı marka buzdolabının aynı gözünde duruyor. bugün 30 nisan, aradan sadece 1 hafta geçmesine rağmen bu sucuk küflenmeye başlamış. niye böyle olur? sucuk mu problemlidir, buzdolabı mı problemlidir, naylon buzdolabı poşetine sarıp koydum o yüzden midir, nedir?
0
kibritsuyu
(30.04.08)
gozlemlerime gore sayet sucuk herhangi bir seye sariliysa, yani hava almiyorsa kufleniyor. kagit ya da vaylon ama naylon daha cabuk kuflendiriyor sanirim. acikta durursa sadece kuruyor, kuflenmiyor.
sadece disi kabugu kuflendiyse soyduktan sonra icerisinin kuflenmedigini goreceksin. tabii kuflenme ilk baslarindaysa diyorum. sayet sadece kabuk kuflenmisse soyup kizartip yemisligim cok. zehirlenmedim ama takdir sizin.
0
pyro clustic flow
(30.04.08)
İkbal, Cumhuriyet gibi markalar hala geleneksel üretimi tercih ediyor. Bu yüzden ürünlerinde tam bir standardı yakalayamıyorlar.

Normalde poşete sarmanız bir şeyi değiştirmeyecektir. Küfler oldukça düşük nem içeren ortamlarda gelişebilirler. Büyük ihtimalle üretimde mikroorganizma yükü bir şekilde olması gerekenin çok üzerine çıkmıştır. Bir neden de, gördüğünüz şeyin küf değil aerobik bir bakteri olması olasılığı. Poşete sarmış olmanız ve sucuğun taze ve henüz kurumamış olması bakteri gelişimine neden olabilir.

Kısacası yemenizi tavsiye etmem. Fakat son kullanma tarihini kontrol edip (sorun bu da olabilir tabi) aldığınız yere götürürseniz değiştirmeleri gerekir.
0
paranormal
(30.04.08)
sucuğun küflenme sebebi nemli yani çok taze oluşu, eskiden bende de çok oluyordu, şimdi aldığımda kullanılmayan bir oda varsa orda asıyorum pencere pervazına felan, kuruyor sonra dolaba koyuyorum, kflenmenin önğne böyle geçtim.
0
hayatacaylakkaldim
(30.04.08)
Aynı marka sucukları buzdolabı poşetine sarıp no frost dolabın buzluğunda saklıyoruz, gayet güzel dayanıyorlar, koku da yapmıyor. 1 aydan fazla durduğu olmuştur, ben olmasam daha da dayanır :P

Buzdolabı poşetine sararken poşetin bütün havasını alıp öyle koymayı dene derim.
0
kimlanbu
(30.04.08)
benim de bu sene buzdolabında saklanan sucuklar küfleniyor. ama sadece dışındaki zar üzerinde küf oluyor zaten kızartmadan önce onları soyuyor alttaki et düzgün oluyor ve yiyorum. Henüz zehirlenmedim.
0
joepiscopo
(30.04.08)
Beni 120 kilo eden bu harika besin için güzel bir soru.

Yanıt şudur ki ne sucukta sorun var, ne de buzdolabinda. Sucuk havasız kalmayacak, hiçbir şeye temas etmeyecek. Asılarak saklanma sebebi budur. Kurur ama küflenmez o zaman. Derinin kat yerlerinden çok az yüzeysel küflenme yaparsa yapar o da önemsizdir.

Asmadan muhafaza edeceksen buzdolabına değil, açık güneş almayan bir yerde gazete üzerinde koyacaksın, nemini gazete çeker, sonra kurur, gazete üzerinde lekesi kalır.

NOT: Bir şekilde küflenen sucuk sıcak su altında elle ovalanarak temizlenebilir. Ama tecrübelerim gösterdi ki kesinlikle tadını olumsuz etkiliyor. Daha zehirlenmedim, böyle sucuk da çok yedim ama tadı gidiyor.
0
delikan76
(01.05.08)
(4)

bir flash disk sorusu da benden

kibritsuyu
daha önce de sordum ama tatmin edici bir cevap alamadım.efendim bir adet kingston 4 gb. flash disk aldım. bu alet işyerindeki bilgisayarımda (usb 2.0 destekli, xp home yüklü), laptopumda (usb 2.0 destekli, xp home yüklü), babamın bilgisayarında (usb 2.0 destekli, vista home premium yüklü) gayet güze
daha önce de sordum ama tatmin edici bir cevap alamadım.

efendim bir adet kingston 4 gb. flash disk aldım. bu alet işyerindeki bilgisayarımda (usb 2.0 destekli, xp home yüklü), laptopumda (usb 2.0 destekli, xp home yüklü), babamın bilgisayarında (usb 2.0 destekli, vista home premium yüklü) gayet güzel çalışıyor.

lakin evde bir antika bilgisayarım var. Pentium III-800 mhz. 383 mb. ram, asus cusl2-c anakart sahibi, usb 2.0 desteklemiyor, xp home yüklü. bu kodumun bilgisayarı bu flash diski tanımıyor. "usb aygıtı tanınmadı" diye uyarı çıkarıyor. anakartın cd'sinde xp sürücüleri yok. çünkü anakart, xp daha portakalda vitaminken üretilmiş bir model. "bu sürücüler win98 içindir" diyor ve yüklemiyor. nette desen nette de yok herhangi bir sürücü. aradım taradım bir şey bulamadım internette.

işin garibi, yine kingston marka 2 gb.'lık bir flash diskim daha var. bu antika bilgisayar bu flash diski gayet güzel tanıyor, çalıştırıyor. sadece usb 2.0 desteği olmadığı için transfer hızı yavaş. e ona razıyım zaten. 4 gb. olanı da tanı bi kere önce, ondan sonra da istediğin kadar yavaş yaz fark etmez.

şimdi bana önerisi olan var mı?

denediklerim:

1. olabilecek her şeyi indirip kurdum, düzelmedi.
2. alet takılıyken aygıt yöneticisinde gözüken "bilinmeyen aygıt"a tıklayıp sürücü güncelle dedim, cd'yi taktımi netten ara dedim, aradı taradı bulamadı.
3. yine oradaki "bilinmeyen aygıt"ı silip donanım değişikliklerini tara dedim, taradı etti yine bulamadı.

yani ne yaptım ne ettiysem olduramadım arkadaşlar. elimde patladı flash disk. tek amacım, evde indirdiğim filmleri, dvd yazıcısı olan şu diğer iki bilgisayardan (işyerindeki ve babamınki) birine taşımaktı. evde çalışmadıktan sonra bi işime yaramaz bu benim.

uzun oldu biraz. sabredip okuyana da, cevaplayana da teşekkürler.
0
kibritsuyu
(29.04.08)
www.kingston.com

bi de bunu yukleyip dener misiniz
0
trimpot
(29.04.08)
yazmayı unutmuşum ama evet bunu da denedim. bu da "win98 sürücüsüdür, yüklenemez" dedi.
0
🌸kibritsuyu
(29.04.08)
sen benden daha iyi biliyorsun sanırım ama benim flash diskimi görmeyen bilgisayarlarda böyle yapıyorum:
bilgiysayarım sağ tık, yönet, disk yönetimi, üstteki liste halindeki disklerin içinden benimkine sağ tık, (eğer aç simegesi inaktifse) sürücü harfi veya yolu değiştir, tamam.
yalnız böyle açtığım zaman ismi uzun olan dosyaları diske kopyalatmıyor.
0
insanimsi
(30.04.08)
hayır onu da denedim ama malesef bilgisayar flashdiski hiç tanımadığı için orada sürücü olarak bile gözükmüyor. hani taktığımda tanısa, yeni donanım bulundu diyip kursa da flashdiski içini açamasam, dediğin gibi kullanılan başka bir sürücünün harfini almış olabiliyor. disk yönetiminden harfi düzeltince düzeliyor. ama hiç tanımıyor. yeni donanım falan bulmuyor takınca. "usb aygıtı tanınmadı" diyor. acaba power supply yetmiyor olabilir mi diye bir şey geldi aklıma. akşama bişeylerin elektrik kablosunu çekip deniycem bi de.
0
🌸kibritsuyu
(30.04.08)
(8)

kulak açmak - DİKKAT! sorunun ikinci yarısı iğrençtir

kibritsuyu
efenim rüzgar mı yedim ne olduysam herhangi bir hastalığım yok ama 1 haftadır kulak burun boğaz yollarım böyle bir dolu, bir tıkanık. bu sabah da kulağım tıkandı. sanırım burnumu temizlemek için biraz fazla hınkırdım, o da kulağımı tıkadı. öyle sağır gibi geziyorum. sakız çiğnedim, ağzımı açtım, yut
efenim rüzgar mı yedim ne olduysam herhangi bir hastalığım yok ama 1 haftadır kulak burun boğaz yollarım böyle bir dolu, bir tıkanık. bu sabah da kulağım tıkandı. sanırım burnumu temizlemek için biraz fazla hınkırdım, o da kulağımı tıkadı. öyle sağır gibi geziyorum. sakız çiğnedim, ağzımı açtım, yutkundum ama yok açılmıyor. ne yapayım? sanırım düşük basınçtaki gibi oldu. yani burnu tıkayıp içeriden hava üflemek değil de tam tersini yapmam lazım.

!!! DİKKAT. ŞU NOKTADAN SONRA SORU İĞRENÇLEŞECEK. MİDESİ KALDIRMAYAN DEVAMINI OKUMASIN !!!

bir de bu burun-geniz yolları tıkanıklığını ne yapacağım ben? kafamın içi dolu sanki. burnum da akmıyor. lavaboya gidip hınkırıyorum zannedersin beynim dışarı akıyor. böyle epey bir miktarda kanlı mukozalar geliyor. hınkırdıkça geliyor. o sıra rahatlıyorum ama sonra yine aynısı oluyor. buğuseptil mi çekeyim, otrivin mi sıkayım ne yapayım da açılsın şu kafam artık. nedir çaresi?

edit: lavaboya gidip hınkırınca kulağım açıldı. yine beynimin yarısı dışarı aktı. şu anda iyiyim ama bir saat sonra yine dolacak biliyorum.
0
kibritsuyu
(24.04.08)
burnu tıkandı diye doktora gideni doktorlar muayenehaneden kovalıyor burada (ciddiyim. azar yedim daha önce pimpirikliyim diye). o yüzden böyle basit şeyler için doktordan önce kendim tedavi etmeye çalışıyorum.
0
🌸kibritsuyu
(24.04.08)
ilk tercihim ıhlamurdur...
tylol hot ya da benzeri bir şey ile deniz suyu da kullanabilirsin, bu ikili bende ırmak etkisi yapmakta, cerahatin iyice aktığına emin olunca antibiyotik(penos olabilir sanki) alabilirsin, bu arada mümkünse hep burundan nefes almaya çalış, soğuk hava yememeye bak, özellikle terli iken... Yutkunma sorun ise, acı veriyor ise, strepsils(kırmızı) tek geçerim.
Doktor olmaz demişsin ve ben de genelde doktora gitmeyi sevmem(adamlar hiç bir derdime derman olmuyorlar) ama doktora danışmanın faydası olur, herhalde...
Zira ıhlamur, deniz suyu, strepsils hatta tylol kullanımı sorun olmasa bile antibiyotik bünyeye göre değişiklik gösterebilir, o yüzden doktora danışman iyi olur.
0
late viper
(24.04.08)
anneanne yöntemini dene, kaynar suya vicks koy, kafana havlu da koy buğu yap. boğazın kötüyse tuzlu suyla yap..
0
sharpenter
(24.04.08)
senin durumun sinuzite donuyor. ne yaparak gecirirsin bilmiyorum ama engelleyemezsen cok cekersin. su anda burnundan genzinden salgilanan mukoza disari akamayip direk kafatasindaki bosluklara doluyor (sinus denir bu bosluklara, yanaklarda ve alin bolgesinde olur) bu nedenle kafanin ici dolu gibi geliyor cunku gercekten dolu. su anda bir kriz durumunda gibisin, devamli mukoza salgiliyor burnun ve sinuslerini dolduruyor. sumkururken o kadar cok sumuk cikmasinin nedeni de sinuslerini de bir nebze bosaltmakta oldugun icin. kriz durumu gecene kadar (bir hafta falan surer sanirim, bu surede klima ruzgarindan, islak kafayla ruzgarda kalmaktan falan delicesine kacin) devamli 10 dakikada bir gidip gidip burnunu temizleyerek salgilari sinuslere dolmasini engellemelisin. uzun sureli dus almak da bir sekilde burnunu acar (buhar sayesinde) dusu uzatmaya devam edersen sinuslerdeki salgilar da acik olan burun yolundan akmaya baslar. bir de temiz deniz suyu bulursan, sinusleri deniz suyundan daha iyi acan birsey yoktur. cek burnuna fosur fosur bosalir hersey. dedigim gibi kronik sinuzite donerse her kis yasarsin bu sorunu ve deli gibi alin bolgesinde yogunlasan bas agrisi yapar. ameliyati falan da aci vericidir, kirarlar butun yuz kemiklerini. ameliyat cok extreme bir durum tabi korkma hemen ama bir doktora gidip "ben kronik sinuzit olmadan bu naneyi gecirelim hocam." de, o sana en profesyonel sekilde yardimci olur.
0
jupiterianvibe
(24.04.08)
bana da sinüzit başlangıçı gibi geldi. sinüzit olduğumu öğrenmeden önce aynı şeyleri ben de yaşadım. başımı öne eğdiğimde kafam ağırlık yapıyodu resmen. doktora gitmen şart bence. geçmiş olsun.
0
darkpower
(24.04.08)
eğer sinüzit ise kesin çözüm deneyimli ve usta ellerden acı kavun suyunu burnundan çekmektir. yanlız sakın bu yöntemi kendi basına yada deneyimsiz biri tarafından yapma. hatta en iyisi bu yöntemi yapma sen. acı kavun suyu sinüslerdeki cerahaati oldugu gibi söküp alır. sinuzit namına hiçbirşey kalmaz ama belli oranda belli süre ölçülü olarak genizlere çekilmelidir. yanlış bi işlemde beyin suyunu dışarı çıkartacağından ölümcüldür.
0
bahtsiz c
(24.04.08)
benim de yaşadığım sinüzite benzemekte.. saçlarını jöleleme.. 6 yıl her daim burnu akan birisi olarak söylüyorum bunu.. ne zaman saç kremlerine geçtim kesildi akıntılar.. yapabileceğin en mantıklı hareket önce doktora gitmek, muhtemelen sinüziti geçirmek için ilaç verecek ve rahatlayacaksın, sonrasında da saçı ıslatma, bol sıvı al.. geçmiş olsun..
0
ayheytmayselfenvanttuday
(24.04.08)
acı kavun yöntemini denemeyin bilmiyorsanız, abartıya kaçma insanı iseniz de denemeyin.

babamın "her burun deliğine en fazla 1 damlacık" olarak önerilmesine rağmen şişenin yarısını boşaltması ve bunun üzerine hastaneye kaldırılması, acı kavunun bütün sinüs bölgesini yakıp eritmesi yaşanmış bir olaydır.

sinüzit başlangıcı ise en güzel öneriler zaten verilmiş, acı kavun son çare olmalı
0
raj
(24.04.08)
(7)

fifa 98, fifa 99 vs.

kibritsuyu
annemlerin evindeki balkona atılmış bir koli içinde fifa 98, fifa 99, world cup 98 cd'leri buldum. heyoo diyerek aldım getirdim kurdum. fifa 98 ve world cup 98 pek güzel açılıp oynanmasına rağmen fifa 99 gayet güzel kuruluyor ama açmaya çalışınca ekran kararıp öyle kalıyor. açılmıyor. niyedir?bir de
annemlerin evindeki balkona atılmış bir koli içinde fifa 98, fifa 99, world cup 98 cd'leri buldum. heyoo diyerek aldım getirdim kurdum. fifa 98 ve world cup 98 pek güzel açılıp oynanmasına rağmen fifa 99 gayet güzel kuruluyor ama açmaya çalışınca ekran kararıp öyle kalıyor. açılmıyor. niyedir?

bir de unutmuşum tuşlarını.
a havadan pas
s yerden pas
d şut
q kasti faul
w depar
e kendini yere atma

idi galiba. bilmediğim tuş/tuş kombinasyonu var mı? hatırlıyor musunuz? internetten bulabilir miyim?
0
kibritsuyu
(21.04.08)
ctrl + a kendini yere atma idi o nesillerde sanırım, demekte fayda olabilir.
0
haznedaroglu
(21.04.08)
world cup 98'de;

ctrl + a : ilhan mansız'ın roberto carlosa yaptığı hareket
ctrl + e : hagi'nin roberto carlos'a yaptığı hareket
ctrl + q : topla beraber zıplamak(kalecinin üstünden çok güzel atlanıyodu)
ctrl + d : topla beraber ekseni etrafında dönmek (zidane hareketi yani)
ctrl + w : kendini yere atma

alt + a : ilhan mansız hareketinin daha bi değişiği şekillisi gibi bişey

alt'la başka hareketler de vardı da hatırlayamadım şimdi. yalnız roberto carlos'a da amma hareket yapmışlar.
0
kermitz
(21.04.08)
www.soccergaming.tv burada şöyle diyor: (denemedim risk kabul etmem)



I have lost count of the number of times this question has came into my mail box, so here goes

to enable fifa99 to be played on Windows XP you need to download the latest version of EA SPorts Official patch for the game from the download centre downloads.soccergaming.com
0
colg fusion
(21.04.08)
şu da var aynı şey heralde downloads.soccergaming.com
0
colg fusion
(21.04.08)
alt+ctrl yapınca sanırım 3 kişi ile mudahale edıyodun topun oldugu adama..
0
isott
(21.04.08)
d'ye(şut) ardarda 2 kere hızlıca bastığında aşırtma vuruyordu birinde, galiba rtwc 98 de idi.

en sevdiğim vuruş tekniğiydi, aşırtma gol attığımda ayrı sevinirdim. hey gidi günler...
0
the mighty arms of atlas
(22.04.08)
ctrl+alt+del: roberto carlos'un windows çöktüğünde yaptığı hareket
0
archetype
(22.04.08)
(7)

toplu dosya adı değiştirme

kibritsuyu
arkadaşlar 124 adet pembe panter çizgi filmim var ve hepsinin dosya ismi Pink.Panther.022-Genie.With.the.Light.Pink.Fur-DvdRip.xvid.ac3.avi şeklinde.Ben bunların hepsini tek tek değiştirmek yerine bir programla falanPink Panther 022 - Genie With the Light Pink Fur.avişekline getirmek istiyorum. Arad
arkadaşlar 124 adet pembe panter çizgi filmim var ve hepsinin dosya ismi

Pink.Panther.022-Genie.With.the.Light.Pink.Fur-DvdRip.xvid.ac3.avi

şeklinde.

Ben bunların hepsini tek tek değiştirmek yerine bir programla falan

Pink Panther 022 - Genie With the Light Pink Fur.avi

şekline getirmek istiyorum. Aradaki noktalar ve dvdrip.ac3'ler falan gitsin istiyorum. yapılır mı böyle bir şey? nasıl yapılır?
0
kibritsuyu
(20.04.08)
tag&rename de denedin mi ?
0
bryan fury
(20.04.08)
acdsee de yapıyodu böle bi şey. olmazsa rename master iyidir. free.

www.snapfiles.com
0
infernal majesty
(20.04.08)
klasordeki avi dosyalarin hepsini sec. birincisine sag tikla, "Pink Panther - Genie With the Light Pink Fur (1)" olarak adini degistir. digerleri de otomatik olarak olusturma zamanina gore
Pink Panther - Genie With the Light Pink Fur (2)
Pink Panther - Genie With the Light Pink Fur (3)
..diye gidecektir. en sagliklisi program ile yapman tabiki.

edit: haklisiniz o zaman, hepsinin dosya adi oyle diyince boyle dusunmustum.
0
only
(20.04.08)
yok yanlış oldu. her birinin hem adı farklı, hem numarası farklı. 22. bölümün dosya adı

Pink.Panther.022-Genie.With.the.Light.Pink.Fur-DvdRip.xvid.ac3.avi

ise 23. bölümün dosya adı

Pink.Panther.023-Pink.Plunk.Pink-DvdRip.xvid.ac3.avi

24. bölümün dosya adı

Pink.Panther.024-Doctor.Pink-DvdRip.xvid.ac3.avi

falan diye gidiyor.
0
🌸kibritsuyu
(20.04.08)
@only her bölümün ismi farklıdır, hepsine aynı isim vermemeli. sanırım noktalardan kurtulmak istiyor. el ile yapmak program arayıp bulup nası çalıştıgını öğrenmeye calışmaktan ve o mantığa uygun komutları girmekten daha kolay oalcak gibi
0
efruz
(20.04.08)
www.albert.nu

indiriyorsun."." yi " " ile replace sonra trim "dvdrip.ac3"
bitti
0
algoritma
(20.04.08)
total commander'da yapar aynı işi... öyle de güzel yapar ki..
(bkz: multi rename tool)
0
huzursuz
(20.04.08)
(6)

502 lekesi

kibritsuyu
plaka arkalığını 502 dene yapıştırıcı ile yapıştıracam derken arabanın koyu gri renkli plastik tamponuna ve gümüş renkli boyasına biraz damlattım. haliyle iz kaldı, lek oldu. bally gibi, derby gibi esnek olmadığından ovalayarak çıkmıyor. boyaya ve tampona fazla zarar vermeden neyle çıkarırım ben bu
plaka arkalığını 502 dene yapıştırıcı ile yapıştıracam derken arabanın koyu gri renkli plastik tamponuna ve gümüş renkli boyasına biraz damlattım. haliyle iz kaldı, lek oldu. bally gibi, derby gibi esnek olmadığından ovalayarak çıkmıyor. boyaya ve tampona fazla zarar vermeden neyle çıkarırım ben bu lekeyi?
0
kibritsuyu
(20.04.08)
yapistiricinin icindekileri okur musun? yani sanirim alkol ya da aseton la cikabilir ama arabaya zarar da verebilir. bu arada tamponun plastik mi metal mi onu da bilmek lazim
0
safepassage
(20.04.08)
tamponum plastik. 502 super glue cyanocrylate adhesive yazıyor üstünde.
0
🌸kibritsuyu
(20.04.08)
"Acetone, which is sometimes found in nail polish remover, is a commonly available solvent capable of softening cured cyanoacrylate. Nitromethane is also an excellent solvent. Methylene chloride is the most effective but is toxic. Gamma-butyrolactone is also effective at removing superglue, and has low toxicity."

(wikipedia alintisi)

kisaca aseton ve/veya alkol cozer. tampon plastik oldugundan cok fazla dert etmeden silebilirsiniz asetonla ama yine de cok bastirmayin.
0
entrapmen
(20.04.08)
Alkol metali matlaştırıyor ama plastiğe bir zararı olur mu bilmiyorum. Selülozik tinerle temizleyebilirsin.
0
mba38
(20.04.08)
benzinin kendisi de guclu bi cozucudur.
0
bryan fury
(20.04.08)
aseton ile biraz uğraşmayla halloldu efendim. tampon hafif pütürüklü olduğu için deliklere girenler biraz kaldı ama boyadan tamamen temizledim. gün ışığı altında boyada bir hasar yok gibiydi. inşallah gerçekten bir hasar yoktur.
0
🌸kibritsuyu
(20.04.08)
(10)

fren sesi

kibritsuyu
araba ile sert fren yapıldığında çıkan "ihihihiii" şeklindeki fren sesi nereden çıkıyor? lastiğin yola sürtünme sesi mi, balatalatın fren diskine sürtünme sesi mi?
araba ile sert fren yapıldığında çıkan "ihihihiii" şeklindeki fren sesi nereden çıkıyor? lastiğin yola sürtünme sesi mi, balatalatın fren diskine sürtünme sesi mi?
0
kibritsuyu
(14.04.08)
lastiğin sürtünme sesi olması lazım. yağmurlu ve karlı yolda basınca çıkmıyor çünkü ;)
0
ozdek
(14.04.08)
tekerin yola sürtünmesinden dolayı tekerden gelen ses o. çünkü fren anında balatalar kilitleniyor ve herhangi bir şekilde sürtünme olmuyor; dolayısı ile ses çıkmaz gibime geliyor.
0
ataturkiye
(14.04.08)
baskı balatadan gelmektedir o ses. genelde taksilerde rastlanır. çok fazla fren kullandıkları için.
baskı balatalar sorunludur hep taksilerde.
0
likeaprayer
(14.04.08)
lastiklerden gelir o ses. lastikler kilitlenince daha da cok cikar. ayni sesi hizli sekilde viraja girdiginizde kayma yasayinca da duyarsiniz.

elbetteki balatalar ve fren diski arasindaki surtunmeden de ses cikar ama duyulmaz. cok ani ve guclu frende balatalar fren diskine kilitlenir ve o nedenle de lastikler kilitlenir dogal olarak. ama her frende balatalar fren diskine kilitlenir diye bisey de yok, normal frenlerde balatalar fren diskini sikistirir ama fren diski ve lastikler donmeye devam eder, surtunme vasitasiyla yavaslariz. bu nedenle balatalar ve fren diskleri belirli araliklarda degistirilir cunku asinirlar.
0
jupiterianvibe
(14.04.08)
balatalar genelde lastiği kilitlediğinden (o sesi çıkaracak ortam bu şekilde oluşuyor sanırsam) lastiğin yere sürtmesi ile çıkar o ses hatta yanlarken felan da çıkar
0
yuto
(14.04.08)
balatanın diske sürtme sesi daha ince ve ıslıkvari bir tondadır.
0
tom riddle
(14.04.08)
bazen çok nadir de olsa, hızla giden bir bisiklet bile durmaya çalıştığında, böyle bir ses çıkarabiliyor. sanırım tekerleğinden geliyor o ses...
0
sirrikadem
(14.04.08)
@likeaprayer: baskı balata debriyaj balatası içün kullanılan bir tabirimiz olup konuyla pek alakalı değildir. =)

evet, bu ses lastiğin asfaltla sürtünmesinden kaynaklanır. toprak yolda böyle bir sese rastlamadığımıza dikkat ediniz. fren disklerinden de gelmez bu ses, çünkü evet, ani fren esnasında lastikler kilitlenir, fren mekanizması herhangi bir sürtünmeye maruz değildir.
0
actionary
(14.04.08)
ses mes yok arkadaşım tıkır tıkır işliyor..
çıksa da biri lastiğin sürtünme sesi diğeri de ya yıpranmış ya da yepyeni balatadan gelir..
İki ayrı ses yani onlar..
0
porsgemsheniark
(15.04.08)
ihihihi sesi abs'li arabalardan çıkar. abs yoksa tekerlekler kilitlenir ve kızaklama başlar. bu sefer o acı fren sesi diye tabir ediler iiiiiiiiyk diye düz bir ses çıkar.

abs ise tekerleklerin kilitli kalmasını engeller ve belli aralıklarla hızlı bir şekilde fren gücü azaltır ve arttırır.
işte bu yüzden fren sesi kesik kesiktir. kesinlikle lastikle yol arasından gelir bu ses.
0
burfak
(15.04.08)
(4)

iki adet bilgisayar sorusu: 1. usb 2.ram

kibritsuyu
1. 4 gb'lık kingston flashdisk aldım. işyerindeki bilgisayara taktım. tanıdı, kurdu. dosyaları kopyaladım, eve götürdüm bilgisayara taktım "usb aygıtı tanınmadı" dedi bana. cihaz usb 2.0, işyerindeki bilgisayar da usb 2.0 ama evdeki bilgisayar usb 1.1. bununla alakası olacağını sanmıyorum, çünkü dah
1. 4 gb'lık kingston flashdisk aldım. işyerindeki bilgisayara taktım. tanıdı, kurdu. dosyaları kopyaladım, eve götürdüm bilgisayara taktım "usb aygıtı tanınmadı" dedi bana. cihaz usb 2.0, işyerindeki bilgisayar da usb 2.0 ama evdeki bilgisayar usb 1.1. bununla alakası olacağını sanmıyorum, çünkü daha düne kadar kullandığım yine kingston marka 2 gb'lık flashdisk cillop gibi iki bilgisayarda da kullanılıyordu. sadee evdeki usb 1.1 olan bilgisayarda transfer hızı çok düşüktü, ama katlanıyordum. şimdi hiç tanımadı. evdeki bilgisayar tanımayacaksa naapayım ben flashdiski sırf o iş için aldım. yok mudur bunun bir yolu? niye tanımıyor şerefsiz?

2. işterindeki bilgisayarımın 256 mb. ddr rami vardı. cpuz ile baktım, 200 mhz PC3200 yazıyor. gittim ddr400 denen 400 mhz 1 gb'lık ram aldım. açtım kasatı eskisini söktüm, onun da üstünde 400 mhz. yazıyor. neyse yanlış yazmışlardır falan dedim, 256'yı söktüm yeni 400 mhz'i taktım. bilgisayarı açtım cpuz ie baktım, buna da 200 mhz. diyor. boşa mı söktüm yani ben eskisini. uyumsuzluk çıkarmasınlar diye yanyana takmadım. e takayım o zaman madem ikisinin de üstünde 400 mhz yazıyor ama alet 200 mhz olarak görüyor, birlikte çalışmalarının bir sakıncası yok öyle mi?
0
kibritsuyu
(11.04.08)
2. Dual channel çalışmadığı taktirde DDR RAM'leri yarı hızında gösteriyor Cpu-Z gibi programlar. DDR ve DDR2'den tam performans almak için dual channel takmak gerek. 2x256 ya da 2x1GB gibi. İki modülün de aynı boyda olması gerek normalde ama 512MB ve 1GB ile dual channel yapabilenler de olmuyor değil.
0
arche
(11.04.08)
1. anakartın driverını güncellemeyi bi dene. olmadı bi daha kur. bu gibi sorunlar olabilir.
0
crayze horse
(11.04.08)
şimdi babamın bilgisayarına taktım. aleti tanıdı, kurdu ama açılmadı. disk yönetiminden girdim baktım gözüküyor kabak gibi. o anda bağlı olunmayan bir ağ sürücüsüyle aynı harfi (e:\) almak istediği için gözükmediğini anladım. disk yönetiminden flashdiske f:\ sürücü adını atadım gözükür oldu. acaba evde de böyle bir problem mi vardır? ama usb'yi hiç tanımadı evde.
0
🌸kibritsuyu
(11.04.08)
abi aletin 200mhz gormesi diye bi durum yok, yani cpu-z'de o frekanslar oyle belirtiliyo. 400mhz ddr ram: 200, 667 mhz ddr2 ram: 333 falan diyedir yillardir. aletin 200 gormesi gibi bi$ey yok, gayet de 400, o konuda endi$en olmasin.

ama en iyi performans icin 2x512 ya da 2x1024 ram'ler tercih et. mumkunse markasi dahi ayni olsun. misal benim dizustu bilgisayarimda 2x256 ddr 333 ram vardi, gittim 2x512 ddr 333 aldim; 1gb ddr 333 alip yanina da eski 256'yi takmadim yani ;)
0
jack o lantern
(11.04.08)
(7)

kırmızı şarap rengi

kibritsuyu
efendim kendi çapımda evde şarap yapıyorum. mevsiminde taze üzüm alıp sıkıyorum ama bu mevsimde de hazır üzüm suyu kullanıyorum. tercih ettiklerim de %100 üzüm suyundan elde edilenler. (üzüm suyu konsantresinden elde edilen ve suyla karıştırınca %100 üzüm suyu olduğu iddia edilenler değil. direkt me
efendim kendi çapımda evde şarap yapıyorum. mevsiminde taze üzüm alıp sıkıyorum ama bu mevsimde de hazır üzüm suyu kullanıyorum. tercih ettiklerim de %100 üzüm suyundan elde edilenler. (üzüm suyu konsantresinden elde edilen ve suyla karıştırınca %100 üzüm suyu olduğu iddia edilenler değil. direkt meyveden sıkılmış ılanlar. örnek olarak elite naturel, alaçatı, vs)

soruma geleyim. güzelcene mayalıyorum. fermente oluyor. gerektiği kadar bekletiyorumi dinlendiriyorumi tortusunu falan süzüyorum, tadı şarap gibi oluyor ama rengi bir türlü kırmızı şarap rengi gibi olmuyor. niyeyse açık pembe gibi oluyor. başka bir yöntemi mi vardır? niye koyu kırmızı şarap rengini bir türlü elde edemiyorum. ne yapmam lazım? (beyaz şarabın rengi de tadı da tutuyor onda bir problem yok)
0
kibritsuyu
(09.04.08)
üzüm türündendir bence, zira pembe şarap da var ve kullanılan üzüm farklı. Üzüm suyu üretenler kırmızı şaraplık üzüm kullanmıyorlardır, doğal olarak...

Ya da tamamen yamuluyorum ve usta şarapçıların ayakları altında ezilerek düzeleceğim...
0
late viper
(09.04.08)
Vallaa benim bildiğim kırmızı şaraba rengini üzümün kabuğu verir. Üzüm suyunda kabuk olmadığı için renginin tutmaması normal bence...

Bu arada dışarıda satın üzüm suyu ile şarap yapmak değişik bir fikirmiş tadı nasıl oluyor güzel mi? İçine şeker koyuyor musun? Bi de hangi mayayı kullanıyorsun???
0
selimse
(09.04.08)
şeker ekliyorum ve bildiğin doktor ötker hamur mayasından çok azıcık yapıp karanlık bir yere hava almayacak ama içindeki havayı çıakracak bir düzenekle koyuyorum. tadı şaraba benziyor ama rengi bulanık pembe gibi. kabuğuyla sıkılmıştır yazıyor şişesinde. hatta üzüm suyunun ilk rengi de şaraba daha yakın ama fermente olup tortusu çökünce açılıyor rengi.
0
🌸kibritsuyu
(09.04.08)
kabuğuyla sıkmak değil de kabuklarını ayrıca içinde bekletmek gerekliymiş galiba, şurada öyle diyor:
www.hayyam.com
0
late viper
(09.04.08)
üzüm mevsimini bekleyeceğiz demek ki.
0
🌸kibritsuyu
(09.04.08)
ingilizce biliyorsaniz web'de ingilizce kaynak arayin. cok kapsamli seyler cikacaktir mutlaka.
0
wpi
(09.04.08)
seninki rose'msi birsey oluyor.

(bkz: rose)

zira her kara uzumden kirmizi sarap olmaz.
0
kezzy homeros
(10.04.08)
(6)

iki adet birbirinden alakasız soru

kibritsuyu
1. kadranı romen rakamlı olan saatlerde 4 sayısı niye IV şeklinde değil de IIII şeklinde gösterilir?2. fotokopici/ozalitçi gibi yerlerde niye flashiskten çıktı almak, fotokopi çektirmekten daha pahalıdır? işi yapan aynı makine (ayrı bir yazıcı yok. fotokopi mankinesinin printer özelliği kullanılyor)
1. kadranı romen rakamlı olan saatlerde 4 sayısı niye IV şeklinde değil de IIII şeklinde gösterilir?

2. fotokopici/ozalitçi gibi yerlerde niye flashiskten çıktı almak, fotokopi çektirmekten daha pahalıdır? işi yapan aynı makine (ayrı bir yazıcı yok. fotokopi mankinesinin printer özelliği kullanılyor), çıkan aynı kağıt, harcanan aynı toner. üstelik fotokopi makinesinde olduğu gibi tarayıcı kullanımı olmadığı için makineye de daha az yük biniyor. o ışıklı tarayıcı kol 750 defa gidip gidip gelmiyor. daha az yıpranıyor. ona rağmen fotokopi daha ucuz. niye?
0
kibritsuyu
(07.04.08)
1'in cevabını (bkz: iiii) başlığında buldum.
0
🌸kibritsuyu
(07.04.08)
öyle çakallık ki, fotograçılara da bulaşmış. banyo ve tab için dünyanın parasını verip zengin ettiğimiz fotoğrafçılar, dijital olayına mücadele ederken işin kurnazlıklarından geri durmuyorlar.

mesela stüdyo resimlerinin dijitallerini vermiyorlar. bizde mevcut lazım oldukça gelin çoğaltırız diye.

ve konumuzla alakalı olarak, misal tek dijital resmi 25 kuruşa çıkartıyorlarsa. 4 tane vesikalık şeklinde tek resme sıkıştırılmış bi resmi 4x25 liraya çıkarmaya teşebbüs ediyorlar
0
efruz
(07.04.08)
bir yerle ahbaplık kurun bence, bizim devamlı çalıştığımız fotokopici dijital çıktıları da fotokopi fiyatından vermeye başladı.
0
karapolisnas
(07.04.08)
Belki fotokopi makinesi, printer modunda çalışırken daha kaliteli basıyordur. Toner harcıyordur.
0
xcl ssic
(07.04.08)
toner in miktarini azaltabilirler ama gayet sacmaliyor bu fotokopiciler. kafami bozuyorlar, bir gun hepsine iflas bayragini cektirtecem gorecekler. breh breh! bugun dallama bir tanesine sordum, pdf ise sayfasi 45, word ise 35 den cikti aliriz dedi, ulan ne alaka?? allam yarabbim. bu arada bildiginiz ucuz fotokopicileri su basliga girseniz de biz de ogrensek, bilgilensek nasiplensek :)

(bkz: ucuz fotokopiciler )
0
egotm
(08.04.08)
direkt baskida daha fazla toner harcar cunku birebir basar, fotokopide renkli ise renkler tam olarak doygun olmaz, biraz deforme olur sanki %75 lik layer gibi, siyah beyaz da da sadece siyah gider.

edit : dpi ile (dijital ile) analog farki da olabilir. cm2'ye dusen murekkep (toner herneyse) miktari artiyor olabilir
0
turkish tekila
(08.04.08)
(2)

deivid'in chelsea'ye attığı gol

kibritsuyu
evet fenerbahçe'nin ikinci golü olandan bahsediyorum. gazete sitelerinde, antu.com'da, fenerbahçe.org'da hiçbir yere bulamadım. envayi çeşit cambaz gibi futbolcu fotoğrafı çekmişler de şu golün kale arkasından olsun, yandan olsun herhangi bir fotoğrafı yok. bi buldurun be.
evet fenerbahçe'nin ikinci golü olandan bahsediyorum. gazete sitelerinde, antu.com'da, fenerbahçe.org'da hiçbir yere bulamadım. envayi çeşit cambaz gibi futbolcu fotoğrafı çekmişler de şu golün kale arkasından olsun, yandan olsun herhangi bir fotoğrafı yok. bi buldurun be.
0
kibritsuyu
(03.04.08)
teşekkürler ama bu video. fotoğraf yok mu? capture değil aradığım. makine ile çekilmiş fotoğraf.
0
🌸kibritsuyu
(03.04.08)
foto.fanatik.com.tr

foto.fanatik.com.tr

şöyle iki tane buldum..
0
hareket saati gecmis otobus kaptani
(03.04.08)
(3)

istenmeyen google groups üyeliği

kibritsuyu
arkadaşlar nasıl oldu, kim ekledi bilmiyorum ama renkli hayat diye bir google grubuna eklenmiş mail adresim. üstelik bu adres gmail falan değil. normal kullandığım pop3 adresim. her gün de saçma sapan eklentili şeyler geliyor. unsubscribe diye mail attım, otomatik cevap geldi. şu linke tıklayıp üyel
arkadaşlar nasıl oldu, kim ekledi bilmiyorum ama renkli hayat diye bir google grubuna eklenmiş mail adresim. üstelik bu adres gmail falan değil. normal kullandığım pop3 adresim. her gün de saçma sapan eklentili şeyler geliyor. unsubscribe diye mail attım, otomatik cevap geldi. şu linke tıklayıp üyelik sonlandırmayı onaylayın diye. tıklıyorum "google groupsa üye değilsiniz" diyor. e değilim tabi hamunakoduum. sorun da bu zaten. üye falan değilim ama grup mailleri geliyor. login ol diyince de gmail login ekranı çıkıyor. gmail accountumla login olunca da grupla falan ilgili hiçbir şey yok. hayır eklenti göndermeseler spam diyip silecem ama 4-5 mb'lık pps dosyaları gönderiyorlar günde 10 sefer. pop3 mail programı işim gereği sürekli açık. otomatik alıyor mailleri. kotamı yer bitirir lan bunlar. naapıcam ben, nasıl çıkacam bu gruptan, kurtarın beni.
0
kibritsuyu
(29.03.08)
mail adresini direk bloklayabilirsiniz aslında. if to contains [email protected] blok :p
0
azeroth
(29.03.08)
Bloklama işe yarar tabi ki ama o gruptan tamamen çıkmak için google dan pop3 mail adresiniz için yeni bir google account almanız gerekiyor. Çok salakça ama çözümü bu. Pop3 mailinizden yeni bir account alıp o account la giriş yapıp gruptan çıkabilirsiniz hatta eliniz değmişken bi de şikayet edin grubu benden habersiz beni gruba üyea yapmışlar diye...

Bu arada pop3 adresinizi kendi gmail accountunuza eklerseniz ne oluyor onu bilemiyorum yani o şekilde olmama ihtimali var diye yeni bir account alın dedim...
0
selimse
(29.03.08)
Bana da birkac kere oldu bu. Gruba email gonderdim dogrudan, kibar bir dille istegim disinda eklendigimi, gmail adresi olmadigi icin otomatik olarak cikamadigimi anlattim ve cikarmalarini rica ettim. Oldu.
0
wpi
(29.03.08)
(10)

sürpriz sonlu film arıyorum

kibritsuyu
se7en, usual suspects, sixth sense gibi sürpriz sona sahip gerilim, seri katil, suç içerikli filmler arıyorum. evet tavsiyeler?
se7en, usual suspects, sixth sense gibi sürpriz sona sahip gerilim, seri katil, suç içerikli filmler arıyorum. evet tavsiyeler?
0
kibritsuyu
(29.03.08)
(bkz: memento)
0
insanimsi
(29.03.08)
Daha önce sorduğum bir soru vardı, gerilim açısından uyuştuğu için tavsiye edebilirim:
(git: 16040)
0
ermanen
(29.03.08)
memento'yu izledim. ermanen'in duyurusunda gördüğüm (hatta kendi cevabım olan) shining'i izledim. unbreakable'ı, the game'i izledim.

başka başka??
0
🌸kibritsuyu
(29.03.08)
büyük ihtimal bunu da izlemişsindir: old boy
0
insanimsi
(29.03.08)
Phantasm Ginger snaps unleashed
0
submariner
(29.03.08)
game
0
efruz
(29.03.08)
sweeney todd
0
dimension seven
(29.03.08)
valla hocam, yonelttigin soruyla bile kendine spoiler vermissin ama madem sormussun ben de yanitlayayaim
(bkz: the others)
0
egotm
(29.03.08)
the machinist
0
karamell
(30.03.08)
(git: 17839)
0
flawless victory
(30.03.08)
(4)

bilgisayarın belleğini boşaltmak

kibritsuyu
arkadaşlar 256 MB ram ile sürünüyorum. ram arttırmam şu sıralar mümkün değil. kastırmadığım sürece de idare ediyor. ama bugün ne olduysa feci kasmaya başladı. internet explorer'da yukarıya çok sayıda sekme açtım ondan olabilir. ama öyle ki diğer bir sekmeye tıklıyorum, onun açılması 1 dakikayı falan
arkadaşlar 256 MB ram ile sürünüyorum. ram arttırmam şu sıralar mümkün değil. kastırmadığım sürece de idare ediyor. ama bugün ne olduysa feci kasmaya başladı. internet explorer'da yukarıya çok sayıda sekme açtım ondan olabilir. ama öyle ki diğer bir sekmeye tıklıyorum, onun açılması 1 dakikayı falan buluyor. böyle bi kilitleniyor, eli ayağı oynuyor. en son aşağıdan "windows sanal bellek düşük" falan da dedi. harddiskin tıkırdaması hiç durmuyor. iyice yamuldu kaldı. restart atsam düzelir ama böyle restart atmadan bi yerden girip "ne var ne yok tertemiz yap" gibi bir şey var mıdır? ya da bu sanal bellek midir nedir, biraz daha arttırsam rahatlatır mı beni?
0
kibritsuyu
(27.03.08)
şu an sabit disk alanınız sanal bellek için ayırılacak alanı karşılayamıyor. sabit diskte biraz daha yer açıp bir restart yapınız.

bu arada bir ara alıp kullanamadığım kingston hyperx dual channel ddr (sanırım) 400 MHz 2*256 MB RAM (2*512 bile olabilir, hatırlayamıyorum) pakedini ucuza bırakabilirim size. hehe.
0
archetype
(27.03.08)
Bende de 256 Mb laptop rami var, aşırı ucuza bırakabilirim.
0
3200
(27.03.08)
ram'de gereksiz yer kaplayan bku püsürü temizlemek için "ram cleaner" isimli programcığı kullanırdım ben eski bilgisayarımda. google'da aratınca çıkıyor. o işe yarayabilir.
0
hulleci
(28.03.08)
ben de bu sorunu halletmek icin FreeRAM XP Pro kullaniyorum. tavsiye ederim.

www.download.com
0
trimpot
(28.03.08)
(2)

show tv'den tekzip - madoc jeans

kibritsuyu
arkadaşlar dün akşam kurtlar vadisi pusu'nun tekrar bölümünün hemen ardından, siyaset meydanı'ndan önce madoc jeans firmasının talebi üzerine show tv bir tekzip yazısı yayınladı ve madoc jeans'den özür diledi. başını kaçırdım. konu neydi ki? ne olmuş olabilir ki? ulusal bir kanal, bir giyim firması
arkadaşlar dün akşam kurtlar vadisi pusu'nun tekrar bölümünün hemen ardından, siyaset meydanı'ndan önce madoc jeans firmasının talebi üzerine show tv bir tekzip yazısı yayınladı ve madoc jeans'den özür diledi. başını kaçırdım. konu neydi ki? ne olmuş olabilir ki? ulusal bir kanal, bir giyim firması için tekzip yayınlasın ki?
0
kibritsuyu
(21.03.08)
madoc jeans kutularının içerisinde uyuşturucu gizleniyormuş. bu, namuslu bir firma olan madoc jeans'e resmen bir saldırıymış, küçük düşürmeymiş, filan fıstık.

edit:
pardon ya ben hangi dizi olduğunu yazmayı unutmuşum.
0
murqx
(21.03.08)
kuzey rüzgarı dizisinde öyle bir sahne olmuş sanırım...
0
aynali
(21.03.08)
(6)

hicri takvimden mi? niye böyle?

kibritsuyu
efendim şimdi bildiğiniz gibi dün mevlid kandili idi. hz. muhammed'in doğumgünü yani. fakat şöyle bir şey var ki, hz. muhammed'in doğumgünü aslında 12 rebîulevvel, yani 2008 yılında 20 mart'a denk gelen bir tarih. yani aslında bugün. ama dün geceden kutlanmaya başlıyor. daha önce babaannemden de duy
efendim şimdi bildiğiniz gibi dün mevlid kandili idi. hz. muhammed'in doğumgünü yani. fakat şöyle bir şey var ki, hz. muhammed'in doğumgünü aslında 12 rebîulevvel, yani 2008 yılında 20 mart'a denk gelen bir tarih. yani aslında bugün. ama dün geceden kutlanmaya başlıyor. daha önce babaannemden de duymuştum. bir perşembe akşamı babam içki mi içecekti neydi, "bugün cuma gecesi, içme" gibi bir şey demişti. "babaanne yok bugün perşembe" falan dediysem de dinletememiştim.

acaba hicri takvimde günler akşamdan akşama, yani şimdiki gibi 00:00'dan 23:59'a kadar değil de 18:00'den 17:59'a kadar falan mı sürüyor? ya da bunun gibi bir şey mi? (mesela güneşin batışından güneşin batışına kadar falan gibi) nedir bunun aslı?
0
kibritsuyu
(20.03.08)
Cuma'ya bağlayan geceye, Cuma gecesi denir hep. Ama inan sebebini bilmiyorum.
0
cedilla
(20.03.08)
Gün güneş battıktan sonra sona eriyor inanca göre, ertesi gün de güneş tekrar doğunca başlıyor ve batınca bitiyor. bu bakımdan güneş battıktan sonraki gece bir sonraki günün gecesi kabul ediliyor.
0
skipper
(20.03.08)
yani bu durumda güneş batana kadar hala kandil öyle mi? daha doğrusu asıl kandil dün akşam güneşin batışı ile bu akşam güneşin batışı arasında kalan süre mi?
0
🌸kibritsuyu
(20.03.08)
Aynen öyle...
0
armudun sapi uzumun copu
(20.03.08)
o yüzden ki ramazan 20 martta başlıyorsa 19 mart akşam teravih kılınır. bayram 20 nisandaysa 19 nisan, yani bayramdan bi önceki günün akşamı teravih kılınmaz.

bizde gündüz-gece şeklindeyken, hicri takvimde gece-gündüz şeklinde. yani akşam gün başlar. ertesi akşam güneş batınca biter.
0
efruz
(20.03.08)
Musevilerde de sebat gunu cumartesidir ama bizim anlayisimizla cuma gecesinden baslar.
0
wpi
(20.03.08)
(1)

excel sorusu - alfabetik sıra

kibritsuyu
şimdi 30 tane sheet'ten oluşan bir excel dosyam var. fihrist gibi bir şey bu. sheet'lerin her biri bir harf. hepsinin d eşekli şemali aynı. her sheet'e örneğin a harfine girip a harfiyle başlayanları yazıyorum. b'ye yqazıyorum, hepsine yazıyorum. ama en sonda da bu sheetlerin hepsini kendi içinde al
şimdi 30 tane sheet'ten oluşan bir excel dosyam var. fihrist gibi bir şey bu. sheet'lerin her biri bir harf. hepsinin d eşekli şemali aynı. her sheet'e örneğin a harfine girip a harfiyle başlayanları yazıyorum. b'ye yqazıyorum, hepsine yazıyorum. ama en sonda da bu sheetlerin hepsini kendi içinde alfabetik sıraya dizdirmek istiyorum. tek tek seçip "diz" diyince oluyor ama tüm sheet'leri seçip de diz diyemiyorum. dizme seçeneği kapanıyor. var mıdır grup halinde seçili sheet'lerin hepsini birden alfabetik dizdirme olayı?
0
kibritsuyu
(19.03.08)
belki de biliyorsundur ama bilmiyorsan aşağıdaki siteyi şiddetle tavsiye ederim. pek çok konuda cevaplar var, ayrıca soru da sorabilirsin.

www.excel.web.tr
0
asetilsalisilikasit
(19.03.08)
(3)

acil diyet ve egzersiz programına ihtiyacım var

kibritsuyu
öncelikle kendimden bahsedeyim. 1.80 boyunda 93 kilo ağırlığındayım. 28 yaşında bir erkeğim. 2003 yılında kilom 102'ye kadar çıktı. sağlam bir diyetle 80 kiloya kadar düştüm. hatta 2005'te askere gittim, askede 76'ya kadar düştü. gayet iyiydi. lakin asker dönüşü evlendim. evlendikten sonra kilo kont
öncelikle kendimden bahsedeyim. 1.80 boyunda 93 kilo ağırlığındayım. 28 yaşında bir erkeğim. 2003 yılında kilom 102'ye kadar çıktı. sağlam bir diyetle 80 kiloya kadar düştüm. hatta 2005'te askere gittim, askede 76'ya kadar düştü. gayet iyiydi. lakin asker dönüşü evlendim. evlendikten sonra kilo kontrolden çıkıp artmaya başladı. artık kaygı verici düzeye geldi. evlenmeden önce şu anda eşim olan kız arkadaşıma daha yakışıklı görünmek için çok azimli ve iradeliydim, evlenince yaydım. ama yine irademe hakim olup yememeyi ve sağlam bir diyet yapmayı istiyorum.

diyetimi sporla desteklemeyi çok isterim. ama evli olunca bu da pek mümkün değil ne yazık ki. maddi durumumuz ve evimizin alanı koşu bandı, eliptik bisiklet gibi kardiyo egzersiz cihazları almak için uygun değil. sabah 8:30'da işe gidip akşam da eve geliyor olmam da koşu, yürüyüş falan yapmam için uygun değil. aslında lisanslı eski bir yüzücüyüm. havuz üyeliğim de var ama aynı nedenlerden dolayı havuza da gidemiyorum. zira eşimle zaten akşamları görüşebiliyoruz ve uyku dışında iki laf edebilmemiz için sadece akşamlarımız var. onu bırakıp da spor yapmaya gitmem olmuyor. eşim de yorucu bir işte çalıştığından, bütün gün ayakta durup fiziksel güç harcadığından "hadi kalk birlikte gidelim" diyemiyorum. desem de gelemez, çünkü yorgun oluyor biliyorum. benim işimin de masa başı olması beni iyice hareketsiz kılıyor.

kıssadan hisse kilo verebileceğim, özellikle göbek eritebileceğim sağlam bir diyete ve evde kendi başıma yapabileceğim kardiyo egzersizine ihtiyacım var. ip falan atlamak geldi aklıma ama alt katımızda ev sahibimiz oturuyor. hem ev ip atlamaya da müsait değil.

son çare olarak işe giderken ve eve dönerken ineceğim duraktan 2 durak önce inip o mesafeyi hızlı tempoda yürüsem diyorum ama o da ne kadar fayda sağlayacak? daha erken bir durakta inmem de yine spora gitmiş kadar eve gidişimi geciktirecek. of çok çaresizim.

teşekkür ediyorum yardımlarınıza.
0
kibritsuyu
(13.03.08)
bir arkadaşımın (hehe vallahi arkadaşım) ailecek yapıp çok olumlu sonuçlar aldığı southbeach diyetini önerebilirim.
2 hafta + 2 hafta = 1 aydan oluşan bir diyet.
ilk 2 hafta meyve, yoğurt, karbonhidrat, şeker / tatlandırıcı vs kesinlikle yok.
sadece yumurta, et ve sebze yeniyor. havuç yasak.
bir de günde 20 adet fıstık = 10 fındık ve buna ek olarak 1 küçük kare bitter çikolata hakkınız var. diet cola, meyve suyu, alkol kesinlikle yok. yani dışarı çıktığınızda su ve soda+limon içebilirsiniz sadece.
bu azap dolu 2 haftayı bitirdikten sonra son 2 hafta günlük olarak 1 dilim kepek ekmeği, 1 kase kepekli makarna, 1 kase light yoğurt ve 1 porsiyon meyve yiyebiliyorsunuz.
southbeach diet diye google'da aratsanız zaten binlerce sonuç çıkar fakat çoğu yabancı olduğundan saçma sapan yemek tarifleri veriyorlar.
bu arada arkadaşın babası doktor, kendisi de bu rejimi yaptığından sağlıklı olduğunu düşünmekteyiz :)
göbek eritmek ise maddi imkan yoksa her gün düzenli disiplinli mekik çekmeyle mümkün olabilir (rejimin yanında tabii).
0
poison
(13.03.08)
Beslenmeni düzenlemedikçe yapacağın egzersizin anlamı sıfırdır. Tıp fakültesini kazandığım sene ben de 76 kilodan yaklaşık 90-92 civarına çıkmıştım. O yaz spor salonuna yazıldım, deli gibi antremana rağmen kilolarımı verip - alıyordum. Sonra salonun anlaşmalı olduğu diyetisyenle görüştüm ve verdiği haftalık programı uyguladım. 2 ayda 83 kiloya indim. Şu anda da kilom 78-81 arası oynuyor (çok yiyorum :). Demem şudur ki yemek yeme düzeni olmadan bu iş olmaz.

Size en büyük önerim bir diyetisyenle konuşmanız. Bunun en büyük artısı (bir başka duyuruya da aynı şey yazdım) bu programlar bir doktor tarafından hazırlandığından hem tekrar almıyorsunuz. Bu yüzden "sabah eti form, öğlen yoğurt, akşam salata" gibi hem zararlı hem uyguladığınızda kiloları üçer beşer geri alacağınız ölüm orucu gibi diyetleri yapmayın.


Anladığım kadarıyla spor salonuna gitmeniz olanaksız gibi. Koşu bandı yerine step makinası gibi basit ve ucuz cihazlar var. Onlardan alabilirizsiniz. Size şu egzersizleri önerebilirim:

Haftada en az 3 kez 30 dakika koşu
Günde 50 mekik. Alışınca sonradan arttırın.
Hiç asansör kullanmamak. Hatta koşuya zaman yoksa merdiven inip-çıkın antreman olarak.

Diyet olarak:

.Günde en az 3 öğün yemeniz lazım. Mümkünse sık ve az öğünler yiyin.
.Yatmadan 2 saat öncesinde yemek yemeyi kesinlikle bırakmalısınız.
.Sabahları uyanınca mutlaka yemek yemelisiniz. Uykuda vücut bazal metabolizmadadır. Uyandığınıza enerji tüketiminizin hızlanması için kahvaltı mutlaka ama mutlaka edin.
.Şekerli gıdalardan uzak durun. Mesela çok şekerli içiyorsanız çay içmeyin. Meyve suları taze sıkılmış değilse uzak durun, kısıtlayın. Ama Olips vs. tarzında şeyleri her halükarda unutun.
.Unlu mamüllerden uzak durun. Her öğün en çok 2 dilim ekmek yiyin. Kurabiye vs. kesinlikle yok.
. Tatlı ihtiycanızı dondurma ile gidermenizi öneriyorum. İnşallah seviyorsunuzdur, yine biraz sütlü çikolatanın çok zararı olmaz.
. Kuruyemiş kesinlikle yok.
. Sabah kahvaltısı önerim: 1 bardak taze sıkılmış meyve suyu, 2 kibrit kutusu büyüklüğü beyaz peynir, 5-6 zeytin, istediğiniz kadar salatalık - domates, bir-iki ince dilim ekmes (mısır ekmeği daha iyi olur). Yanına sizi mutlu edecek şeyleri "Çok Az" ekleyebilirsiniz (1-2 dilim salam, 2-3 tatlı kaşığı reçel veya bal gibi). Kahvaltıda tereyağ kesinlikle yok! Domnatesin üstüne zeytinyağı gezdirebilirsiniz.
. Öğle yemeği önerim bir kase yoğurla beraber bir porsiyon pilav. Yanında yine salata olabilir. Yanında 3-4 köfte vs. et güzel gider. Bu öğünden 2-3 saat sonra fırsatınız varsa meyve yiyin. Akşam et yiyecekseniz öğlen sebze yemeği yiyebilirsiniz. Yiyeceğiniz pilav nohutlu olabilir. 3 günde bir öğle yemeği olarak tek posiyon tereyağsız yoğurtlu iskerder veya beyti yiyebilirsiniz.
. Kola çok seviyorsanız günde 1 kutu kadar (330) DIET (ama sadece diet) kola içebilirsiniz.
. Akşam yemeği artık ev halkına kalmış. Akşamları eşiniz ne yaparsa yapsın her şeyden azar azar yemeye gayret edin. Ve mutlaka salata isteyin. Öğle yemeğine göre eksik kalan şeyleri eşiniz yaparsa çok iyi olur. Mesela öğlen sebze yerseniz akşama bir porsiyon kıymalı-peynirli makarna yiyin. Ama daha başka bir şey yemeyin ve porsiyonu aşmayın. Özetle ekmek husuna dikkat edin. Şeker, unlu ürün yok unutmayın. Tatlı için sütlü dondurma, bazen de çikolataya başvurabilirsiniz. Tahıl - et ve süt ürünü - karbonhidratlı besin - meyve bunları her gün almalısınız! Yoksa sağlıksız beslenirsiniz. Doymak için her öğün istediğiniz kadar salatalık-domates-yeşillik yiyebilirsiniz. Öğünlerde yine kolayca doymak istiyorsanız yemeğe başlamadan önce bir bardak su için, yemekten sonra da bir bardak su için. Öğün araları 1-2 tane meyve iyi olabilir (ama fazlası değil, çünkü çok şekerliler)

Ne diyet yaparsanız yapın aklınızda kalsın diye tekrar yazmak istiyorum :)
Ekmek ne yaparsanız yapın her öğün en fazla iki ince dilim.
Unlu mamül yok.
Şekerli gıda yok.
Tereyağ vb. katı yağ yok.

Bu diyetle ben haftada 1 kilo verdim ve pek de sorun çekmedim. Sonra verdiklerimi de geri almadım.
0
there is nothing left for me
(13.03.08)
-şok diyetlere kanıp zamanınızı boşuna harcamayın.

-bir mutfak tartısı alın. böylece hazır yiyeceklerin kalorilerini hesaplayabilirsiniz. mesela bir paket bisküvi ortalama 110 gramdır. 100 gram için 400 civarı kalori alırsınız. içinde 11 tane bisküvi olduğunu düşününce bir bisküvi 10 grama geliyor, 10 gramda 40 kalori ediyor. uzun bir hesap evet ama sayısal diyetler epey kilo verdirebiliyor.

-3 ana ve 3 ara öğün olarak beslenmeye çalışın. sabah kalktığınızda 2 dilim kepek ekmeği, peynir, zeytin, domates, salatalık ve bitki çayı ideal olabilir. ilk ara öğün için 1 elma, öğle yemeği içinse evden hazırladığınız light reçel sürülü bir sandviç ağzınızın tadını bozmadan sizi doyurabilir. bunun gibi, biraz da internetten araştırma yaparsanız yaz bitmeden sonuç alabilirsiniz diye tahmin ediyorum. kolay gelsin.

ben bu yolla 3 ayda 19 kilo verdim. biz bir şey biliyoruz da söylüyoruz yani.
0
cisimi yapiyom popom kuru kaliyo
(02.07.08)
(6)

kurtlar vadisi'nden bir türkü

kibritsuyu
şimdi böyle demekle olmuyor tabii dizide bir sürü türkü kullanıldı. lakin albümü olsun, emule'den bulabildiğim mp3'ler olsun hiçbiri aradığım türkü değil. sözlerini de anlayamıyorum ki tarif edeyim. bir enstruman falan olsa çalıp kaydedicem ama yok, mikrofon bile yok ki ağzımla dım dım dımdırınırını
şimdi böyle demekle olmuyor tabii dizide bir sürü türkü kullanıldı. lakin albümü olsun, emule'den bulabildiğim mp3'ler olsun hiçbiri aradığım türkü değil. sözlerini de anlayamıyorum ki tarif edeyim. bir enstruman falan olsa çalıp kaydedicem ama yok, mikrofon bile yok ki ağzımla dım dım dımdırınırınım diyip kaydedeyim.

yine de bu çaresizlikte kafamda dikte edebildiğim kadarıyla notalarını yazacağım. solfej bilenlerden yardım bekliyorum. dırım dırınım demekten daha iyi olur umarım. öhöm öhörm:

fa fa faa, sool la sol faa mii, faa sol faa mii ree, redoree mii ree do re doo, fa mi fa re ree mibemol ree do do mibemol re do sibemol la re do sibemol sibemol sibemol la laa.

hatam varsa affola. kağıda klavye çizerek yaptım bunu da. anlayana helal olsun. nedir bu türkünün adı?
0
kibritsuyu
(10.03.08)
ya var ya merak edip bağlamayı aldım elime,lakin ölçüleri olmayınca bulamadım. eğer başka biri bulamazsa bundan, bi daha -mesela bir açık harfi 8lik nota alarak- yazabilir misin?
yazdığın dizi kürdi dizisi,bemoller yerindeyse.acem kızı diye sallıyorum?
0
kanuniye
(11.03.08)
tanrıdan diledim olabilir mi?büyük ihtimal acem kızıdır*
0
szqnn
(11.03.08)
evet evet acem kızı imiş. çok teşekkür ederim.
0
🌸kibritsuyu
(11.03.08)
ulan şu tarifle şu türküyü buldunuz ya helal olsun..haggaten büyük site şu ekşi duyuru:)
0
elinherifi
(11.03.08)
ne varmış yahu tarifimde? dımdırınım dırınım diye tarif etmedim ki, resmen şarkıyı kafadan dikte edip notaya döktüm daha napiyim, notadan solfejden anlayan da çözüverdi işte :)
0
🌸kibritsuyu
(11.03.08)
aslında evet ya, ben sadece diziye bakarak sallamıştım ama tuttu.
yaşasın ekşi duyuru :)
0
kanuniye
(11.03.08)
(6)

seri penaltı atışları

kibritsuyu
şimdi arkadaşlar şöyle bir şeyi merak ettim. hani sonuç itibariyle eşit biten maç (berabere demek istemedim) uzatmalara gider, uzatmalara gittikten sonra da penaltılara kalır ve takımlar sırasıyla penaltı kullanır. bu penaltı atışlarında penaltıyı atan oyuncunun, top gol olmadığında müdahele edip te
şimdi arkadaşlar şöyle bir şeyi merak ettim. hani sonuç itibariyle eşit biten maç (berabere demek istemedim) uzatmalara gider, uzatmalara gittikten sonra da penaltılara kalır ve takımlar sırasıyla penaltı kullanır. bu penaltı atışlarında penaltıyı atan oyuncunun, top gol olmadığında müdahele edip tekrar topu kaleye atma gibi bir şansı da yoktur. ilk atışta gol olmazsa olmaz.

peki madem öyle. diyelim ki oyuncu penaltıyı kullandı, kaleci top tokatladı, top kale direğine çarptı, döndü, tekrar kaleciye çarpıp kaleye girdi gol oldu. bu gol olur mu?

evetse, ne zamana kadar gol olabilir daha? o top ne zamana kadar oyundadır? diyelim ki sevilla fenerbahçe maçında volkan son penaltıyı kurtardıktan sonra sevinçle koşarken topa çarpsa da top da gidip kaleye girse yine gol olur mu? o topun oyunda olma, çarpıp tekrar kaleye girme süresi ne zaman biter? neye göre biter?
0
kibritsuyu
(07.03.08)
top direkten döndükten sonra kime çarparsa çarpsın gol sayılmaz.
0
beni bana sor
(07.03.08)
benim bildiğim top ilk vuruşun aksiyonu ile gol olduğu sürece gol geçerli sayılır. yani 2. paragraftaki durumda gol sayılmalı ama son dediğin durumda olmaz.
0
hayo
(07.03.08)
(bkz: 21 haziran 1986 fransa brezilya maci)

seri penaltı atışlarında fransızların kullandığı bir penaltı direkten dönüp kaleci carlos'un sırtına çarpıp çizgiyi geçmişti. hakem golü verdi.
0
stardustbenim
(07.03.08)
volkan sevinirken zaten hakem düdüğünü çalıp maçın bittiğini ilan etmiş oluyor, dolayısıyla koşarken topa çarpsa gol olmaz.

diğer türlü ise stardustbenim'in dediği gibi gol sayılıyor, çünkü aksiyon daha bitmemiş oluyor.
0
pispinti
(07.03.08)
1986 daki kurallar ile bugunku kurallar farkli. o zamanki kurallara gore topun aksiyonu bitene kadar gol olabilirdi. artik top direge carptigi anda penalti tamamlanmis oluyor. yani kaleciye carpip girerse gol, direge carpip girerse gol, kaleciye carpip bir de direge carparsa gene gol ama direge carpip donerse ve kaleciden tekrar donup gol olursa gol degil. direkten dondugu anda penalti kacmis oluyor.
0
esreverdaer
(08.03.08)
aksine, 1986'daki o olaydan sonra FIFA karar aldı ve bu tür bir durum olursa gol kararı verileceğine hükmetti.

yani direkten döndükten sonra kaleciye çarpıp top kaleye girerse gol olur.
0
pispinti
(08.03.08)
(4)

iki ayrı soru - 1. winrar 2. utorrent

kibritsuyu
1. winrar'da paketi açtıktan sonra "açılan klasöre git" gibi bir seçenek yok mudur? her sefer açtıktan sonra windows gezgininden, ebesinin örekesindeki açtığım klasörü bulmak istemiyorum. ya açma işleminden sonra otomatik olarak o klasörü açsın, ya da ben bir yere tıklayım da öyle açsın. mümkün müdü
1. winrar'da paketi açtıktan sonra "açılan klasöre git" gibi bir seçenek yok mudur? her sefer açtıktan sonra windows gezgininden, ebesinin örekesindeki açtığım klasörü bulmak istemiyorum. ya açma işleminden sonra otomatik olarak o klasörü açsın, ya da ben bir yere tıklayım da öyle açsın. mümkün müdür?

2. indirdiğim dosyaları seed etsin diye bilgisayar açılırken utorrent de bilgisayarla (windowsla yani)birlikte açılıyor. yalnız her bilgisayarı açışımda "utorrent bedava bir programdır. birilerine bunun için para ödeyip keleğe gelmeyin" meali ingilizce bir uyarı penceresi çıkıyor. çıkmasın bu.
0
kibritsuyu
(02.03.08)
1) dosyalari acarken sag tiklayip buraya cikart vs deseniz daha kolay olmaz mi?
2) hic karsilasmadim oyle bir seyle. utorrent i kaldirip yeni bir surum kurun, eger hala bu uyari cikarsa uyariyla birlikte google'da bir arama yapin. bana pek normal gorunmedi.
0
entrapmen
(02.03.08)
ilk cevaptan pek farklı olmayacak ama,

1)sağ tıklayıp nereye çıkaracağınızı seçebilirsiniz.

2)böyle bir şeyi ben de ilk kez duyuyorum. utorrent hatta özellikle bunu yapmaz. kıllanmadım değil, değiştirin bence de o sürümü(hakkaten utorrentse tabii)
0
colg fusion
(03.03.08)
1-default olarak c/document setting/ my document e acıyor sanırım. default adres icin ayar vardı sanki.

2-ilk kez duydum bunu da.
0
bryan fury
(03.03.08)
1) var efendim olma mı display files in explorer seçeneği aktif olacak.
tabii bunun için sağ tıklayıp değil normal şekilde rarı winrar ile açıp extract to demek lazım. ama orda save settings denirse sağ tıklanınca da yapar sanki.
0
kofteburger
(03.03.08)
(1)

deriden leke çıkarmak

kibritsuyu
efendim bir adet kanyak matarası hediye geldi bana. ama hangi gerizekalı akıl ettiyse üzerini kaplamışlar cek danyals falan yazılı bi deriyle. ben bu mataranın içine alkollü içeceği (truva kanyak. cepte taşımak cek danyala hakaret olur) çük kadar deliğinden huniyle koyarkene içki deriye damladı ve k
efendim bir adet kanyak matarası hediye geldi bana. ama hangi gerizekalı akıl ettiyse üzerini kaplamışlar cek danyals falan yazılı bi deriyle. ben bu mataranın içine alkollü içeceği (truva kanyak. cepte taşımak cek danyala hakaret olur) çük kadar deliğinden huniyle koyarkene içki deriye damladı ve kararttı orayı. kuruyunca geçer mi dedim ama geçmedi. nasıl çıkar bu leke?
0
kibritsuyu
(01.03.08)
aramalar sonucunda

MÜREKKEP LEKESI
Deri eşya üzerinde: Biraz limon suyuyla lekeyi fırçalayın

DERİ ÇANTALAR
yağmur çantanızda sevimsiz lekeler oluşturduysa, çantanızı kısa bir müddet kaynar su buharına tutun. Kurur kurumaz da, ihmal etmeden hemen cilalayın.


gibi şeyler var.. ama bunlar icki icin gecerli midir bilmem, sonra daha kotu bir sey olmasin
0
la traviata
(01.03.08)
(5)

dvd'ye kaydetmece, bölmece, sığdırmaca

kibritsuyu
efendim şimdi divx'lerini evdeki televizyona bağlı divx player'da seyreden ve eline lost denen bela dizinin sezonlarını geçirmiş ve başlamak için yanıp tutuşan ben, bu dizinin ilk sezonunu nasıl etsem de dvd'lere kaydetsem diye bir sorun içindeyim (bkz. allah başka dert vermesin)şöyle ki; ilk sezon
efendim şimdi divx'lerini evdeki televizyona bağlı divx player'da seyreden ve eline lost denen bela dizinin sezonlarını geçirmiş ve başlamak için yanıp tutuşan ben, bu dizinin ilk sezonunu nasıl etsem de dvd'lere kaydetsem diye bir sorun içindeyim (bkz. allah başka dert vermesin)

şöyle ki; ilk sezon 8,51 GB şeklinde bir büyüklüğe sahip. 2 dvd yapayım dedim, 4,08 GB (bölüm 1-12) ve 4,42 GB (bölüm 13-24) olarak bölündü. tamam da ikinci dvd 4,42 gb'ı almaz. bir bölümü (bölüm 13) birinci dvd'ye aktarıyorum, bu sefer ona sığmaz oluyor. ne yapayım yani sadece bir bölüm fazla geliyor diye 3 dvd mi yapayım (bölüm 1-12, bölüm 13-23, bölüm 24)? yaparım yapmasına da izledikten sonra da düzenli bir şekilde arşivimde dursun istiyorum. nasıl böleyim? neler edeyim?

sığmıyor sığmıyor. çift katmanlıya da sığmıyor. üç dvd'den başla yol yok anlaşılan. (blu-ray falan demeyin gözünüzü seveyim)
0
kibritsuyu
(01.03.08)
bendeki ilk sezon 2 dvd + 1 cd şeklinde. 01-12 birinci dvd'de, 13-23 ikinci dvd'de, son bölüm ise tek cd'de saklı duruyor.
0
deckard
(01.03.08)
8-8-8 şeklinde üçe bölmeye karar verdim en son. dvd'lerde boş yer kalacak ama en azından bölüm sayıları eşit olur :)
0
🌸kibritsuyu
(01.03.08)
ben direkt sıradan devam ediyorum. ilk sezonun son bölümleriyle ikinci sezonun ilk bölümlerini beraber kaydediyorum, çantada seri olarak duruyorlar. çünkü 2. sezon da 2 dvd sığmıyor, 3 de.

böyle peşpeşe ekleyince zaten çantada yanyana duruyorlar. ordan takip edip buluyorum. boşluk da kalmamış oluyor.
0
efruz
(01.03.08)
tmpgenc programıyla yeniden dönüştürme yapabilirsin.herhangibir bölümü yeniden dönüştürmeyi dene bunu yaparken kaliteyi biraz düşür.bu yolla sığdırabilirsin diye düşünüyorum.
0
recreativo
(01.03.08)
13 bolumu ikiye bol(altyazi dahil)
0
algoritma
(01.03.08)
(6)

transporter 2 türkçe altyazı

kibritsuyu
transporter 2 isimli filmin türkçe altyazısını arıyorum arkadaşlar. yalnız şöyle bir problem var, bu film uncut versiyon muymuş neymiş. 808 MB'lık bir film. divxplanet ve divxforever'daki tek cd'lik altyazıların tamamını denedim, uymadı. daha doğrusu hepsi de filmin yarısına kadar uygun şekilde gide
transporter 2 isimli filmin türkçe altyazısını arıyorum arkadaşlar. yalnız şöyle bir problem var, bu film uncut versiyon muymuş neymiş. 808 MB'lık bir film. divxplanet ve divxforever'daki tek cd'lik altyazıların tamamını denedim, uymadı. daha doğrusu hepsi de filmin yarısına kadar uygun şekilde giderken, bir noktadan sonra yay gibi açılmaya başlıyor. yani önceleri altyazı yarım saniye, 1 saniye erken gözükürken, sonlara doğru bu süre 15-20 saniyelere çıkıyor. böyle abuk açıldığı için subtitle workshop ile falan da ayarlayamıyorum. altyazı ayarlayacam diye filmi neredeyse izledim ama hala beceremedim. var mıdır uncut mıdır nedir şu versiyona uygun altyazı?
0
kibritsuyu
(29.02.08)
muhtemelen yoktur. sayet ingilizce altyazisini bulabilirseniz biraz ugrasi ile eksik kisimlar bos kalacak sekilde uyduraiblirsiniz ama o zamanda uncut'i izlemis olmanizin bir mantigi olmaz.
bence uncut falan ugrasmayin normal bir halini indirin. (ayrica 808 mblik vs bu tur ripler normal disidir, uzak durun mumkun mertebe) standartlar: 700, 1400 vsdir.
0
entrapmen
(29.02.08)
Elindeki filme en yakın fps deki altyazıyı indir.TimeAdjuster programını indir.

www.ireksoftware.com

Türkçe program.Altyazıyı programla aç."Senkronize et" kısmından filmi açıp filmdeki ilk konuşmayı altyazıdan seçtikten sonra filmi oynat.O lafın geçtiği kısma gelince "Filmde şimdi o satır geçti" butonuna bas.Aynı şeyi son cümle içinde yap.Ama dikkat et altyazıyı çevirenin kendi yazdığı mesajları seçme yanlışlıkla.İşlem bitince tamam diip dilediğin formatta farklı kaydet altyazıyı.Büyük ihtimalle sorun çözülecektir..
0
noctiluca
(29.02.08)
subtitlez.com
şuradakileri bir deneyiniz.
0
aysiku
(29.02.08)
@noctiluca:

bahsettigin sekilde yapamaz o isi. nedenine gelince arada eksik olan kisimlar mevcut. yani uncut oldugu icin fazladan sahneler var. senin dedigin gibi yapacak olursa altyazi uzayacak ama bolumlerde yine ceviri olmayacaktir.
ona uygun bir altyazi olmadigi surece, uncut, extended, directors cut vs versiyonlara uydurmak mumkun degil.
0
entrapmen
(01.03.08)
hayır ingilizceleri de denedim, onlarda da aynı. hani ingilizcesi uysa- subtitle workshopta "zamanlamayı başka dostadan al" gibi bir şey var. zamanını birinden, metni birinden alacam ama yok, ingilizceler de uymuyor. şimdi aysiku'nun verdiği linktekileri deneyeceğim.
0
🌸kibritsuyu
(01.03.08)
entrapmen

evet doğru diyosun..kibritsuyu sanırım inada bindi senin için artık filme altyazı bulmak yoksa baska biyerden cokdan indirirdin simdiye kadar :) kolay gelsin..
0
noctiluca
(01.03.08)
(1)

altyazı ayarlama programı - acil biraz

kibritsuyu
efendim daha önce de sordum ama bir türlü çözemedim şu olayı.bana öyle bir altyazı ayarlama programı lazım ki, bir seferde ekrana gelen altyazının her bir satırı 40 karakteri geçemeyecek şekilde altyazılarımı düzenlesin. 40-40 yaptığı halde iki satıra sığdıramıyorsa üçüncü satır altyazı yapsın. subt
efendim daha önce de sordum ama bir türlü çözemedim şu olayı.

bana öyle bir altyazı ayarlama programı lazım ki, bir seferde ekrana gelen altyazının her bir satırı 40 karakteri geçemeyecek şekilde altyazılarımı düzenlesin. 40-40 yaptığı halde iki satıra sığdıramıyorsa üçüncü satır altyazı yapsın. subtitle workshop kullanıyorum ama bu dediğimi bir türlü başaramıyorum. niye başaramıyorum? çünkü subtitle workshop altyazıyı toplu halde üç satıra bölemiyor. altyazının tamamı 90 karakter. maksimum uzunluk 40 diyorum, üst satırı 40 yapıyor, alt satırı 50 yapıyor, bu altyazı yine ekrana sığmıyor. istiyorum ki iki satıra sığdıramıyorsa 30-30-30 şeklinde üç satır yapsın altyazıyı. yoksa divx player'da eksik çıkıyor altyazılar. notepad'de tek tek ayarlamaktan sıkıldım.

subtitle workshop ile mümkün müdür bu, evetse nasıl, değilse hangi programla yaparım ben bunu?

bakın örnek:

51
00:07:41,293 --> 00:07:46,686
Yuvarlaktır ama hep ortalıkta değildir. Bazen
aydınlık, bazen karanlıktır, bazen ikisi de.

ilk satır 45, ikinci satır 44 karakter. subtitle workshop maksimum uzunluk 40 dediğimde bunu:

51
00:07:41,293 --> 00:07:46,686
Yuvarlaktır ama hep ortalıkta değildir.
Bazen aydınlık, bazen karanlıktır, bazen ikisi de.

şeklinde düzenliyor. üst satır uydu kurala. ama alt satır yine sıçıyor.

istiyorum ki:

51
00:07:41,293 --> 00:07:46,686
Yuvarlaktır ama hep ortalıkta
değildir. Bazen aydınlık, bazen
karanlıktır, bazen ikisi de.

şeklinde yapsın.

evet bunu da yapıyor ama bunu yaptırınca konuşma çizgisi olan satırlar yamuluyor. uzunluk problemi bile olmayan altyazılar:

258
00:32:02,213 --> 00:32:08,004
- Asla tutamayacağın sözler verme. -
Vermem. Bu, kurallarımdan biridir.

şekline dönüşüyor. satır hizala diyince bu abukluk düzeliyor ama satırlar yine uzun ve sığmayan haline dönüyor.

çok mu zor yahu istediğim şey?
0
kibritsuyu
(28.02.08)
entrapmen
(28.02.08)
(2)

tezin yök tez merkezi'nde gözükmesi

kibritsuyu
efendim 27 aralık 2007 tarihinde okuluma teslim ettiğim yüksek lisans tezim, yök'ün tez merkezi'nde ne zaman görünür ve pdf formatında indirilebilir olur acaba? google'dan kendi adımı arattığımda adıyla sanıyla danışmanıyla çıkıyor bir sayfada, ama pdf kısmı yok. lakin yök'ün tez tarama sayfasından
efendim 27 aralık 2007 tarihinde okuluma teslim ettiğim yüksek lisans tezim, yök'ün tez merkezi'nde ne zaman görünür ve pdf formatında indirilebilir olur acaba? google'dan kendi adımı arattığımda adıyla sanıyla danışmanıyla çıkıyor bir sayfada, ama pdf kısmı yok. lakin yök'ün tez tarama sayfasından arattığımda hiç bulunamıyor, kayıt bulunamadı diyor. ne zaman tam olarak ulaşılabilir olur acaba?
0
kibritsuyu
(28.02.08)
Benim yüksek lisans tezim 2,5 sene aldı desem. Gerçi ben teslim ettiğimde CD değil hard copy istiyorlardı ve onları soft hale çevirmeleri uzun sürmüş (Arayıp konuşmuştum kendileriyle nerde lan bu tez diye). Doktora tezimi ise 2007 Temmuz'da verdim, Ekim-Kasım gibi online idi. Sanırım bir 2-3 ay beklersin.
0
sui
(28.02.08)
Tezimi teslim ettikten iki yıl sonra görünür hale gelmişti tez arama sayfasında o da tabi kartoteks formatında. Ama son dönemde tezlerin pdfye aktarım hızı göz yaşartıcı bir hal aldı. İnanılması güç olsa da hızlılar. On gün önce bulamadığım eski bir tezin pdf halini buldum. Bu nedenle eskiden olsa sabır derdim ama şimdi yakın bir zamanda istediğiniz olur.

Google'da tezlerin görünebilir olması da muhtemelen yeni bir gelişme. 6 yıldır gözükmüyordu zira.
0
gulden kale
(28.02.08)
(6)

asus f3jr laptop sorusu

kibritsuyu
efendim 3-4 ay önce aldık bunu. memnunuz, güzel. lakin sormak istediğim şeyler var.şimdi ben daha önce hiç çift çekirdekli işlemci kullanmadım. bu alet de core2duo imiş. nedir dedik farkı, aynı anda iki farklı işlem yapabilirmiş. e tamam da şimdi ben altı üstü 1,5 mb (gigabyte değil megabyte)'lık ra
efendim 3-4 ay önce aldık bunu. memnunuz, güzel. lakin sormak istediğim şeyler var.

şimdi ben daha önce hiç çift çekirdekli işlemci kullanmadım. bu alet de core2duo imiş. nedir dedik farkı, aynı anda iki farklı işlem yapabilirmiş. e tamam da şimdi ben altı üstü 1,5 mb (gigabyte değil megabyte)'lık rar dosyasını açmak için üzerine tıklıyorum, winrar açılıyor, dizine çıkart diyorum. alet %1'de yaklaşık 30-40 saniye öylecene bekliyor, bu süre sonunda da tık diye işlem bitiyor. iyi de benim 4 senelik P4 bilgisayarımda bile anında açıyor bunu, 5 saniye bile sürmüyor. hani çift çekirdek? niye bekliyorum?

ya da bir dosya indiriyorum mesela o da 2 mb falan. gayet hızlı iniyor, %99'a geliyor 2 dakika kadar duruyor duruyor duruyor. artık eeh diyip kapatıyorum dayanamayıp. bazen bekliyorum da en sonunda yükleme tamamlanıyor.

subtitle workshop isimli küçücük programı kuruyorum, bir altyazıyı bunla açmak isteyince ekran soluklaşıp "bir hata oluştu" falan diyor, kapanıyor.

harddiskten flashdiske dosya kopyala diyorum (1,5 gb. flashdiskimin özelliklerine göre normalde 2 dakikada falan tamamlanması lazım transferin). önce bi 30 saniye "kalan zaman hesaplanıyor" diyor epey. sonra kalan zaman 9 saat falan diyor. gittikçe azalıp, 6 saat, 2 saat, 30 dakika falan olup artık bitmeye yakın gerçek süreye erişiyor. totalde olması gereken zamanda transfer tamamlanıyor ama ben kalan zamanı anca iş biterken görebiliyorum. ilerleme çubuğu azar azar değil de bekleyip bekleyip tırrrt diye böyle bir anda gidiyor falan.

nedir bunlar, vista götlüğü müdür, bilgisayar sorunu mudur? normal midir nedir? P4 işemcili 256 mb ramli xp kurulu bilgisayarımda bile daha güzel işlem yapıyorum. bu mudur yani çift çekirdek?
0
kibritsuyu
(27.02.08)
Bunun bir benzerini bazı büyük "*.exe"(setup) dosyaları çalıştırırken yaşıyorum, çift tıkladıktan sonra gidip bir çay koyup gelmem gerekiyor. Diğer uygulamalarda sorun yok(Crysis'i orta ayarda çalıştıran bir alet bu).

Bunun nedeni uygulamanın çift çekirdek desteği içermemesi olabilir...

Subtitle denemedim, flashdiskte bir kere benzer bir şey oldu, o da görece büyük bir şey atarken aleti bırakıp gittim, "güç düzeni" nanesi yüzünden sistemi beklemeye almış(aleti yeni aldığımız için ayarlamak aklıma gelmemişti), kopyalamayı yarısında kesmiş hata vermiş, aktarım kutusu yerinde duruyor, neyse söküp tekrar taktım(USB), ve tekrar dene dedim, kopyalamaya devam etmeye başladı ancak verdiği tahmini süreyi ne siz sorun ne ben söyleyeyim(Bin küsür gün diyordu), ha normal bir zamanla kopyaladı o ayrı...

Not: İşbu alette Vista kuruludur.
0
late viper
(27.02.08)
hasta la vista baby
bi de diske yavas yaziyo dikkat ettiysen
0
algoritma
(27.02.08)
merhaba @kibritsuyu öncelikle laptop kulanırken şahsen ben kendim şunları farkettim.
birincisi pil ile çalışırken aletlerin performansları innılmaz düşüyor.güç seçeneklerinden yüksek performansı seçsen bile öyle bişi olmuyor.ikincisi bende vista kullanıyorum 1.83 çift çekirdekli işlemci ve 2 gb ram var pcde ve son derece hızlı bir laptop ve vista için.yanlız hd te 10 gb yer kalınca falan yavaşlıyor biraz.
bence birincisi format at yani hızlı kurulum cdsiyle yada başka bişeyle tekrardan kur pc yi.ikincisi muhakkak norton internet security kullan(yada onu kullanmak istemiyosan başka bir virüs programı ile birlikte spyware doktorda tavsiye ederim.fakat lisanslı olsun başın ağrımasın.ben çok denedim virüs programı kur crakcla iki gün sonra iptal olsun virüs girsin falan baş edemedim baştan spyware doctor aldım en son virüsten alet çöküncede norton internet security aldım ve totalde problemi çözmüş oldum.)
birde ashampoo win optimizer var.
bu programla registryleri bilgisayarı açtığında altta çalışan programları düzenle.ayrıca düzenli olarak disk defrag yap.bunları bir dene eğer yine hızlanmasza servise götür.muhakkak bir arıza vardır.hardiskin hasarlıdır.yada ramlerinde bir problem vardır fln.
ürünün sitesinden updateleri takip et özellikle biosları.
ayrıca ram ne kadar?ve windows update yapıyomusun?
0
omer460
(28.02.08)
virüs programın varsa ondan olabilir. norton gibi bilgisayarı kendi kullanıp sıkılınca da bi tur bize veren bir program kullanıyorsan zaten bilgisayarın senin değil an itibari ile :) ama adam gibi çalışan kaspersky gibi diğer virüs programları tüm talepleri önce kendileri süzer. yani sen o rar'a tıkladığın an o rar'ı önce virüs programı açar, tarar, sorun görmezse işletim sistemine paslar ve o sebeple de pat diye açılır. bir de bunu düşünerek virüs programın varsa onu kapayarak dene. o zaman düzelirse sorun daha düzgün çalışan bir virüs programı kullan.
0
fearofthedark
(28.02.08)
1,83 ghz çift çekirdek işlemci ve 1 gb ram'i var. ekran kartı da paylaşımlı değil 128 mb. ati bilmemne. oyun moyun oynanmıyor. zaten babam kullanıyor, ben de gittiğimde kurcalıyorum. virüs programı olarak nod32 var. carckli falan değil orijinal. ki onun kastıracağını sanmıyorum. windows update sürekli yapılıyor. normalde de hızından falan memnunuz zaten, bir problem çıkarmıyor ama rar açarken uişi uzatmalar download ederken %99'a gelip durmalar, dosya kopyalarken kalan süreyi hesaplayamamalar falan canını sıkıyor insanın. ben vista uyuzluğu diye düşünüyorum ama bilemiyorum. kendi bilgisayarım olmadığından format, bios update falan gibi riskli işlere girmek istemiyorum. 160 gb mı ne harddiski var, bi tane film indiriyorum, babam gelip "flashdiske çektikten sonra sil, doldurma bilgisayarı" diyor. "baba koca harddisk dursun işte" falan diyorum ama dolsun, yavaşlasın istemiyor. o yüzden babamı huylandıracak şeyler yapmak istemem.
0
🌸kibritsuyu
(28.02.08)
Söz konusu dizüstü bilgisayarı hiç kullanmadım, önce bunu belirteyim, yalnızca genel deneyim ve bilgime dayanarak önerilerde bulunayım dedim...

Öncelikle, uygulamaların çift çekirdeği desteklemesi gerekmez düzgün çalışmaları için, ayrıca yamulmuyorsam WinRAR multithreaded ve dolayısıyla her iki çekirdeği de kullanabiliyor.

Dikkat edilmesi gereken ikinci nokta, her ne kadar bu makine Vista için yapıldı da dense değişmeyen gerçek: Vista performans açısından fazlasıyla sorunlu, ve bu durum özellikle laptop'larda öne çıkıyor doğal olarak. Windows XP kullanmanı öneririm. Gerçekten performans farkını açıkça göreceksin. Bilgisayarın söz konusu sorununun temel nedeninin WinRAR'ın Vista üzerinde çalışması olduğundan eminim. Vista gerçek bir "resource-hog".

Dikkat edilmesi gereken üçüncü nokta ise şu:
Sakın ha Norton Bilmem Ne Security gibi bir ürün kullanma!
Kaspersky yada Bitdefender gibi bir ürün güvenlik açısından fazlasıyla tatminkâr olacağı gibi bilgisayarını da öldürmeyecektir. Nod32 de bu listede sayılabilir, makinenin yavaşlamasına katkıda bulunmaz.
Ah ben neler çektim o Norton'dan... 7 cedleri kara listemde, sülaleleri nişangâhımda..
0
malmoth
(28.02.08)
(4)

nod32 ve fiyatı

kibritsuyu
arkadaşlar nod32 isimli virüs programı kendi resmi sitesinde 50 liraya satılırken (ki cd falan yollamıyorlar. programı internetten indiriyoruz, onlar sadece seri numarası yolluyorlar) hepsiburada.com'da 36 liraya kutulu, cd'li vs. satılıyor, seri numarası da içinden çıkıyor. saçma değil mi? üstelik
arkadaşlar nod32 isimli virüs programı kendi resmi sitesinde 50 liraya satılırken (ki cd falan yollamıyorlar. programı internetten indiriyoruz, onlar sadece seri numarası yolluyorlar) hepsiburada.com'da 36 liraya kutulu, cd'li vs. satılıyor, seri numarası da içinden çıkıyor. saçma değil mi? üstelik de süresi bittiği için devam etmek isteyene, sıfır satın alandan farklı olarak bir indirim yapılması falan gerekmez mi? böyle değil midir bu işler?

shop.nod32.com.tr
www.hepsiburada.com
0
kibritsuyu
(27.02.08)
ben üşenmiorum ayda bir trial'ını baştan yüklüyorum. anında kendini update ediyor ve gıcır gıcır işliyor..
0
erostrada
(28.02.08)
www.antivirusal.com

buyrun. buradan gonul rahatligi ile alabilirsiniz.
fiyat olarak: 31.63 ytl (kdv dahil)
0
trimpot
(28.02.08)
@erostrada usenmiyorumla neyi kastediyorsunuz? her ay harddiske format mi atiyorsunuz? yoksa bildiginiz baska bir yontem var da bizden mi sakliyorsunuz? :p
0
egotm
(28.02.08)
yoo,format istemio ki. anlamadığım bi şekilde sadece programı silip aynı trial dosyasını baştan yüklemek yetiyor, senelerdir bütün bilgisayarlarım taş gibi çalışıo..
0
erostrada
(03.03.08)
(14)

kibritsuyu abuk soru merkezi - ilginç bir soru

kibritsuyu
uzun zamandır kafama takılan bir şey vardı. bu sabah yine aklıma geldi, ekşiduyuru'ya sorayım dedim.şimdi öyle şeyler var ki, iki farklı kişinin aynı anda aklına gelmesi mümkün değil, ama çok farklı yerlerdeki çok farklı iki insandan, hatta çok daha fazla kişiden bunu duyuyorsunuz.anlamadınız, örnek
uzun zamandır kafama takılan bir şey vardı. bu sabah yine aklıma geldi, ekşiduyuru'ya sorayım dedim.

şimdi öyle şeyler var ki, iki farklı kişinin aynı anda aklına gelmesi mümkün değil, ama çok farklı yerlerdeki çok farklı iki insandan, hatta çok daha fazla kişiden bunu duyuyorsunuz.

anlamadınız, örnek vereyim. ilkokul zamanlarımız. 80'lerin sonları. Bir ilkokul çocuğu, diğerine kötü bir şey söylediğinde, sözün muhatabı çocuk o lafı yememek için ayna tutardı (ayna tuttum sana geçti ehehe). hatta karşıdaki de daha büyük ayna tutardı. en son çelik ayna, allah'ın aynası falan tutulurdu hatırladınız değil mi? (bkz: çelik ayna). işin ilginci bu ilkokul esprisi, o dönemde türkiye'nin her yerindeki okullarda yapılırdı. yani biri istanbul'da, biri ankara'da olan iki ilkokul çocuğunun bunu aynı anda akıl edebilmesi pek mümkün değil. televizyonda da gösterilmez böyle bir şey. anneden babadan da öğrenilmez. e peki nasıl oluyor da birbirinden tamamen habersiz bu iki çocuk aynı espriyi aynı şekilde yapabiliyor?

hadi ayna tutmak tahmin edilebilir bir oyun olsun. peki özel cips kola'ya ne demeli? iki kişi aynı anda aynı şeyi söyleyince biri "özel cips kola" diyor ve diğeri, ismi söylenene kadar konuşamıyor. konuşursa kola, cips vs. ısmarlıyor. ve bu oyun aynı dönemde ankara'da istanbul'da, başka yerlerde aynı kurallarla oynanıyor (başlığındaki entry'lere bakın, evrensel bir şey sanki). ilkokul düzeyindeki birbirinden tamamen alakasız çocuklar bundan nasıl haberdar oluyor? televizyonda gösterilecek, aileden öğrenilecek bir şey değil ki bu, oradan öğrensinler. kurallar ve oynanış şekli tahmin edilebilse bile ismine cismine kadar (yani bir ankaralı aynı oyunu uydurup özel cips kola der de, istanbullu da uydurduğu aynı oyuna özel jelibon gazoz der mesela) her şeyiyle aynı şekilde nasıl biliniyor farklı çocuklar tarafından?
0
kibritsuyu
(26.02.08)
cok basit efendim. istanbul da yasayan cocuk, yaz tatillerini ankara'da yasayan amcasinin ogluyla gecirmektedir.

ayrica, illa ki ortusmeleri gerekmiyor bu tabirlerin. mesela bizim muhitte ozel cips kola ya cips kola burc deniliyordu. kulaktan kulaga aktarilirken, degisimlere ugrayabiliyor bu tur cocukluk donemi mesgaleleri.
0
egotm
(26.02.08)
Ankaralı çelik aynacı çocuk ile İstanbullu özel cips kolacı çocuk Antalya'da yazlık sitede karşılaşırlar ve olaylar gelişir.
Yalnız bizim okuldan kimse gitmemiş o yazlığa sanırım; şimdi öğrendim bu muhteşem atışmaları.
(Üstteki yanıtla aynı anda göndermişisiz, birileri silene kadar kalsın.)
0
inatci kahraman aga
(26.02.08)
Tek mantıklı teorim var, kesin diyemiyorum. Önceden de soruldu sanırım, ya da sözlükte bu konuyla alakalı bir başlık vardı tam hatırlayamıyorum.

Veletken yapımız gereği yeni öğrendiğimiz şeyleri ortama aktarma çabamız vardı. Bu terimler ilk önce bir mahallede başlıyor, mahalle bazında yayılıyor, arkasından veletin biri başka bir ile gidiyor, orada da yayılıyor, derken tüm Türkiye'yi dolaşıyor.

Bu başlangıç anı, daha sonra ne oluyor? Artık yayılmasına gerek kalmıyor. Bunları öğrenenler büyüyor ve bildiklerini bir alt nesle aktarıyor, bu döngü böyle sürüp gidiyor.

Ama yayılamayanlar da oluyor. Misal küçükken hatırla, başka bir ile misafirliğe gittiğinde yabancı olduğun oyunlarla karşılaşmadın mı ? Ya da tekerlemelerle, fıkralarla, küfürlerle...

üç nokta koyup cool olarak bitireyim :P

edit : tüh lan yazana kadar 2 cevap gelmiş bile :)
0
kimlanbu
(26.02.08)
şimdi ekşi de özel cipskola için bi açıklama var (bkz: #6422453) Ben de bu tip oyunların tatilde memleketine giden çocuklar vasıtasıyla yayıldığını düşünüyorum. Öyle bir anda yayılmıyo yıllar sürüyo.

Mesela hadi lenn lafını bizim tayfa çıkartmıştır hikayesi filan da vardır. Biz bu lafı kullanmaya başladıktan 1 yıl sonra filan böyle meşhur olmuştur...

Edit: egotm, inatçı kahraman aga biriniz cips kola kilit diyin lan :)
0
selimse
(26.02.08)
özellikle çocuklar arasında yayılan, bir sürü şehirde aynı olan espri ve oyunların en büyük sebebi tahmin ediyorum ki yazlıkçılardan ziyade, asker ve memur çocukları. oradan oraya gide gele kültür yayıyolar resmen.
0
gerrain
(26.02.08)
sorundaki örneklere göre gelen yanıtlar gayet mantıklı olmakla beraber, "aynı anda akla gelme" olayıyla ilgili olarak;
şöyle bir deney vardı: bir kaç adada maymunlara şeftali falan veriolar adalarda birer de su kaynağı var ama şeftaliler çamura bulanmış bir halde duruyolar acıkan maymun gidip çamurlu şeftaliyi parmağını içine sokup çamursuz yerini alarak yiyor yarısını da atıyor daha sonra bir adadaki bir maymun bunu su kaynağına tutarsak temiz temiz yeriz diyor ve aynı günlerde bağımsız adalaraki diğer maymunlar da bunu keşfediyorlar. maymunlar arasında hiç bir bağlantı yok mesela burda
bi de sanırım 19. başlarında avustralyada bir adam varlığından hiç haberi olmamasına rağmen bildiğimiz ayaklı piyanoyu icad ediyor sonra bunun zaten var olduğunu öğrenip yıkılıyor falan.
aynı anda dünyanın farklı yerlerindeki bilim adamlarının aynı buluşları yaptıklarına dair bişeyler de vardı. ortam şartları yardımcı olacaka(ip ucu) tadında benzer buluşlar veya dünyadaki gelişmelerin tetiklediği söylenebilir tabi ama bunun bir nevi evrensel telepatiyle ilgili olduunu savunan şeyler hatırlıyorum
ha ayna tutmaydı cipsti bunların yazdıklarımla ilgisi yok gayet güzel açıklamış arkadaşlar. soruda bu konuya bir meyil var gibi geldi ondan şeettim ben
0
pascha d
(26.02.08)
yaz tatilleri, bayram ziyaretleri, aile toplanmalari, dugun davet vs.
0
turkish tekila
(26.02.08)
asker çocuklarının da bu olaya büyük bir katkı sağladığını düşünmekteyim..
şehir şehir geziyolar nitekim, her sınıfı başka şehirlerde okudukları felan oluyor..
0
t3
(26.02.08)
aklıma gelen yegane şey (bkz: kolektif bilinç)
0
betty puf puf
(26.02.08)
(bkz: six degrees of separation). Hatta bu Facebook üzerinden denendi ve ispatlandı galiba.
0
sui
(26.02.08)
bu olay çok başıma geldi benim :) çocukken bilimum küfür ve böyle söz icat eetim diye sevinirken iki mahalle aşağıdakilerde kullanıyordu bunları.sanırım çocuk beyinleri böyle şeylerde aynı şekilde düşünüyor ve taşınıyor.

@bety püf püf e katılıyorum.böyle bişi varmış sayende öğrenmiş oldum :) artık hayatımın geri kalanını paranoyak olarak geçirmek zorunda kalmıyacağım :)
0
omer460
(26.02.08)
cevaplar için herkese çok teşekkürler. ama sorduğum şey sadece çocukların aynı esprileri yapıyor olması değildi. onlar sadece örnekti. bunların nedeni gerçekten de yazlık, misafirlik vs. olabilir ama olmayabilir de. beklediğim en güzel açıklamayı pascha d yapmış. sormak istediğim tam olarak buydu. tekrar teşekkürler...
0
🌸kibritsuyu
(26.02.08)
pascha d'nin dediğinde gerekli olan birşeyi iki farklı grubun keşfetmiş olması var sonuçta. Gereklilik olunca iki bağımsız grubun aynı şeyi düşünüp yapması hele ki birbirine yakın zamanda olması kaderin kaçınılmaz bir cilvesi oluvermiş. Sizin dediğiniz şeyler ise gayet de konuşma ile yayılır bence, pascha d de dediklerini ek olarak açıklamış zaten...
0
ermanen
(27.02.08)
hani, cevap niteliğinde değil pek ama, biz de sizin "özel cips kola" dediğiniz şeyi "cips kola özel" diye bilir, öyle söylerdik (konya'da olsun, bandırma'da olsun)...

bununla birlikte hiçbir şekilde belli sınırların dışına çıkamamış, ama o sınırlar dahilinde çok yaygın kullanılan tabirler de var. konya hava lojmanlarındaki çocuklar mesela (sene 1988-89) tanımadıkları bir çocuğa "şşt, çocuk, adın neyse!" diye seslenirlerdi. o "adın neyse" mutlaka olurdu.
0
actionary
(27.02.08)
(2)

tek kontakt lens bulunur mu?

kibritsuyu
yani tek dediğim kutu halinde değil de bir çift halinde alabilme şansım var mıdır herhangi bir yerden?daha önce lens kullandım. ama gözlerimin hassas olması ve gözlüğü tercih etmem yüzünden elimdeki kutular bittikten sonra yenisini almadım. şimdilik de kullanmayı pek düşünmüyorum ama katılmam gereke
yani tek dediğim kutu halinde değil de bir çift halinde alabilme şansım var mıdır herhangi bir yerden?

daha önce lens kullandım. ama gözlerimin hassas olması ve gözlüğü tercih etmem yüzünden elimdeki kutular bittikten sonra yenisini almadım. şimdilik de kullanmayı pek düşünmüyorum ama katılmam gereken davetler falan oluyor ve buralara da gözlükle gitmek istemiyorum. iki gözümün numaraları farklı olduğu için kutu ile almam demek, en az altışardan iki kutu, yani 12 adet lens, yani 6 aylık lens demek. buna da para vermek istemiyorum boşu boşuna. birer tane alayım, gerektiğinde falan kullanayım istiyorum. mümkün müdür?
0
kibritsuyu
(23.02.08)
Tanidik goz doktoru varsa onlara deneme icin verilenlerden verebilir.
0
wpi
(23.02.08)
Mesela şöyle bir ürün buldum.
www.lensmarket.com

İnternette lens satan bir araba yer var, numaran ve diğer spesifikasyonlar belli ise (F/M olayı falan) Onlara bak istersen. Googledan aratınca elli bin tane yer çıkıyor.
0
sui
(23.02.08)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.