Giriş
(4)

ingilizce cv - acil

kibritsuyu
ingilizce cv'de o okuldan lisans mezunu olduğumu hangi kelime veya işaret ile belirtirim?aynı şey yüksek lisans için de geçerli.hani doktora mezunu olunca Ph.D deniyor ya. onun lisans ve yüksek lisans için olanını soruyorum.
ingilizce cv'de o okuldan lisans mezunu olduğumu hangi kelime veya işaret ile belirtirim?

aynı şey yüksek lisans için de geçerli.

hani doktora mezunu olunca Ph.D deniyor ya. onun lisans ve yüksek lisans için olanını soruyorum.
0
kibritsuyu
(23.08.07)
lisans - bachelors, genelde BA (bachelor of arts) veya BS (bachelor of science) seklined oluyor. BS muhendisliklerde genelde. BA de digerlerinde ama bolumunu yazarsan arastirabilirim.

lisanustu - masters. ayni bachelors gibi burada da MA ve MS var.
0
wpi
(23.08.07)
bir de ME var.
0
can see
(23.08.07)
Lisans ve yüksek lisans derecenizin hangi alandan olduğuna bakar o, yukardakilere ek olarak mesela hukuk lisansı LLB, masteri LLM diye geçiyor falan.
0
sui
(23.08.07)
Mühendislik için BS ve MS kullanılabilir.
Civil Engineer, BS
Civil Engineer,MS
Civil Engineer, Phd. şeklinde de kartvizite yazdırılabilir. Tabi BS genelde yazılmaz ya da ben görmedim. MS ya da phd varsa bastıra bastıra yazdırırsın o ayrı.
0
ozdek
(23.08.07)
(5)

ulusoy ve kayıp çanta

kibritsuyu
daha önceki bir duyurumda ve girdiğim entry'lerde de bahsetmiştim. "ulusoy çantamızı kaybetti ve karşılığında sadaka gibi bir para verdi" diye. (bkz: ulusoy/@kibritsuyu)sorum şudur: şimdi ulusoy, aradan 3 hafta geçtikten sonra çantamızı bulmuş (dangalak bir yolcu 3 hafta sonra fark etmiş yanlış çant
daha önceki bir duyurumda ve girdiğim entry'lerde de bahsetmiştim. "ulusoy çantamızı kaybetti ve karşılığında sadaka gibi bir para verdi" diye.

(bkz: ulusoy/@kibritsuyu)

sorum şudur: şimdi ulusoy, aradan 3 hafta geçtikten sonra çantamızı bulmuş (dangalak bir yolcu 3 hafta sonra fark etmiş yanlış çanta aldığını). güzel. lakin biz 3 haftadır çantanın içindekiler olmadan yaşayamayacağımız için verilen parayı ve çok daha fazlasını da kullanarak yenilerini aldık. şimdi ulusoy bize çantayı vermek için, verdiği parayı geri istiyor. parayı geri vermemiz durumunda, elimizde gereksiz yere çift çift eşyalar olacak. bunlar, fazla bulunması sorun yaratmayan elbise, ayakkabı gibi şeyler değil, elektrikli kişisel bakım ürünü gibi çift bulunması son derece abes eşyalar (godoş erkek modeli olmaktan çekindiğim için ne olduğunu yazmak istemedim, siz anlayın :P). şimdi biz ne yapalım? bizi 3 hafta eşyalarımızdan ayırıp yenilerini almaya zorlayan ve bir ton para harcattıran ulusoy ve çantamızı yanlış aldığını 3 hafta sonra fark eden dangalak yolcu yüzünden her şeye ekstradan çifter çifter verdiğimiz paraların üstüne su mu içelim? başka bir önerisi olan var mı?

not: elektrikli kişisel bakım ürünü kullanıldığı için aldığımız mağaza iade almıyor. hijyenik bir ürün olduğundan dolayı ikinci el de satılamaz. yani elimizde patlamış durumda.
0
kibritsuyu
(21.08.07)
Hukukçu değilim ama bence zeytinyağlık yapın. Çantanın kaybolması anı ve sonrasında (bu son olay dahil olmak üzere) size yaşattığı sinir stres sebebiyle manevi tazminat davası açacağınızı, tüketici mahkemesine gideceğinizi, bilmemne gazetesinde tanıdıklarınız olduğunu, onları haber yapacağınızı falan söyleyin ve tehdit edin. Geri adım atabilirler. Su falan içmeyin, hakkınızı arayın. Genelde böyle müşteriyle fazla karşılaşmadıkları için afallayıp vazgeçiyorlar salaklıklarından.
0
sui
(21.08.07)
iki saattir ağzımı bozmadan cevap yazmaya çalışıyorum beceremedim, yazıp yazıp siliyorum. parayı geri vermem çantamı da alırım, bana harcattığınız yol parası, aldırdığınız yeni eşyalara sayın derim direk. tabi bu kadar kibar konuşmam. benim sinirlerim kalktı allah sabır versin.
0
kimlanbu
(21.08.07)
şaka gibiymiş herifler be!
bence hiç altta kalma, hiç başıma gelmedi ama tüketici haklarını koruma şeysine git, bildigim kadarıyla avukta falan ayarlıyor onlar-emin degilim bu konuda-
bir de www.sikayetvar.com dillendir derdini burada.
0
alwaysdrunk
(21.08.07)
bi suru sey yazdim silindi, tekrar yazmaya usendim. gidin en musteri yolcunun bol oldugu yere, olay cikartin. o kadar.
0
polifonik osuruk
(21.08.07)
bir de tavsiyem zorunlu kalmadıkça ulusoya binmeyin..
nefret ediyorum da ben kendilerinden.bir de karadenizde diğer firmalardan 10-15 ytl arası fazla para isterler ve en berbat otobüslerini karadenize kaldırırlar.sahipleri de karadenizlidir bunların.. (bkz: haluk ulusoy)sinirlendim şimdi.evet.firmayı basın.olay çıkartın.ben yaptım bikaç kez.
0
mulkiyeli
(21.08.07)
(3)

vsfilter da neymiş?

kibritsuyu
efendim şimdi internetten torrent vasıtasıyla bir film indirdim. divxplanet'tan da altyazısını indirdim. her zaman yaptığım gibi film ve altyazı dosyalarının isimlerini aynı yaptım ve filme tıklayıp açtım. normalde olması gereken windows media player'ın açılması, filmin altyazılarıyla birlikte oynam
efendim şimdi internetten torrent vasıtasıyla bir film indirdim. divxplanet'tan da altyazısını indirdim. her zaman yaptığım gibi film ve altyazı dosyalarının isimlerini aynı yaptım ve filme tıklayıp açtım. normalde olması gereken windows media player'ın açılması, filmin altyazılarıyla birlikte oynamaya başlaması. ama ne oldu? "vsfilter" diye bir uyarı penceresi çıktı ve "syntax error at line 5448" diye commodore 64'ten beri görmediğim bir hata verdi *. "tamam"a tıkladıkça yeniden çıktı. 5-6 seferden sonra kayboldu ve film oynamaya başladı. lakin altyazıları okumadı. altyazısız olarak çıktı. media player classic ile denediğimde de aynısı oldu. k-lite codec pack ve windows media player (bazen media player classic) kullanıyorum. ayrıca film de divx ile encode edilmiş. nedir bu vsfilter? niye daha 3 saat önce 4 tane filmin altyazısını aynı şekilde ayarladığım halde bunda böyle bir hatayla karşılaşıyorum?

bu programları sadece filme önizleme yapıp altyazıyı ayarlamak için kullandığım ve asıl filmi divx player'da seyrettiğim için program yüklememi önermeyip sadece şu sorunu nasıl çözebileceğimi anlatırsanız sevinirim.

edit: altyazı dosyasını sildiğimde problemsiz açılıyor. demek ki problem filmde değil, altyazıda. lakin bildiğin text dosyası işte. yine de word aracılığı ile 5448.satıra baktım bi syntax error var mı diye, gayet normal bir srt dosyası. nedir problem anlayamadım.
0
kibritsuyu
(20.08.07)
altyaziyi tarat bi, emin ol kendi halinde mazbut bir srt mi imis?
0
turkish tekila
(20.08.07)
Abi sanırım vobsub'la alakalı bir dosya ya da benzeri bir şeymiş. Kaldırıp yeniden kur istersen. Bir de k-lite'la birlikte geliyor sanırım vobsub.
0
colonizer
(20.08.07)
çözdüm arkadaşlar. buraya da yazayım da benzer durumlar için kaynak olsun. gerçekten de 5448.satırda syntax error varmış. ben 5448 diye biraz yanlış yere bakmışım. biraz dikkatli inceleyince fark ettim ki:

1284
01:30:00,442 --> 01:30:02,069
Bütün gün evde miydin?

şeklinde olması gereken satır:

1284
01:30:00,442 - -> 01:30:02,069
Bütün gün evde miydin?

şeklinde imiş. yani time code'ların arasındaki --> işaretine bir boşluk fazla girmiş.

bu arada fark ettim ki altyazıyı çeviren arkadaş "dahi anlamındaki de"den, "soru eki mi"den habersiz. sıçtım. hasta olurum böyle altyazılara. şimdi işin yoksa otur tek tek düzelt bütün imlayı.
0
🌸kibritsuyu
(20.08.07)
(8)

ulusoy ve şikayet

kibritsuyu
tatilimizin başında bagaja verdiğimiz çantamızı kaybeden ve bulmak için çaba sarf ettiğini söylemesine rağmen hiçbir şey yapmamış olduğunu tespit ettiğim ulusoy firmasının sorumsuzluğunu nerelere şikayet edebilirim? nerelere mail atıp bu sorumsuzluğu cümle aleme duyurabilirim?
tatilimizin başında bagaja verdiğimiz çantamızı kaybeden ve bulmak için çaba sarf ettiğini söylemesine rağmen hiçbir şey yapmamış olduğunu tespit ettiğim ulusoy firmasının sorumsuzluğunu nerelere şikayet edebilirim? nerelere mail atıp bu sorumsuzluğu cümle aleme duyurabilirim?
0
kibritsuyu
(17.08.07)
şikayetvar ilgili şirket soruna cevap verir vermez şikayet sahibine fikir sormadan "sorun çözüldü"yü yapıştırıveriyor, kazancı şirketlerden gelen bir siteden bekleneceği üzere. zaman zaman işe yarayabilir ama tüketici dernekleri daha iyi bir seçim bence.
0
lykos
(17.08.07)
lykos'un dediği doğru gibi.
şikayetvar'ın da şikayet edileceği bir yer olsa iyi olurdu.
yine de hiç yoka göre iyi olduğu kabul edilebilir.
0
can see
(17.08.07)
Tüketici mahkemesine elinizdeki bilet ile birlikte dava açabilirsiniz.Yalnız Tüketici Mahkemesi'nin bu konuda tam olarak görevli mahkeme olup olmadığından emin değilim.
0
devourthedamned
(17.08.07)
tic. ve san. bakanlığının tüketici sorunları hakem heyeti diye bir kurumu var onu incele derim ama bu sorununa bence çözüm getirmeyebilir ama en azından sana yol gösterirler yetkisiz olsalar bile.
biz bu adamlar sayesinde teknosadan verdiğimizin çok üstünde para koparmıştık gerçekten iyi niyetli insanlar tüketicinin yanındalar. linkini de vereyim
www.sanayi.gov.tr

bunun dışında eğer istanbuldaysan kadıköyde yazıcığlu pasajının sokağından yukarı çıkınca dersanelerin olduğu bi yere geliyosun işte o dersanelerin orda bi yerde tüketici bilmemne derneği var. orası da ilgileniyo arkadaşım harley çizmeyle sorun yaşamış ve o adamlar çözmüşlerdi
sokağı bulduktan sonra ordaki esnafa sor sana gosterirler.
0
undarist
(17.08.07)
biletin arkasındaki hizmet sözleşmesinin son maddesinde uyuşmazlık halindeki yetkili mahhemeler belirtilmiştir.

bagaj zayiatı konusunda da maddeler olması lazım.

bir de nasıl bir yol izlediniz bilmiyorum fakat baktınız sorun çözülemiyor aşağıdaki adamlarla uğraşmayın muhatap firmada ulaşabileceğiniz en yetkili kişiye ulaşın mümkünse yüz yüze görüşün muhtemelen çok daha farklı yaklaşacaklardır.
0
agk
(17.08.07)
inş. içinde değerli bir şey yoktur çünkü biletlerdeki sözleşmede çanta kaybolursa en fazla bilet fiyatının bilmem kaç katı kadar ödeme yapılır diye bir madde oluyor.

agk nın dediği gibi şöför, muavin, hareket görevlisi gibi alt kademedeki çalışanlarla bu saatten sonra halletmeye çalışma zaman kaybı olur.

ayrıca azıcık pislik olacak ama "çantamın içinde canon fotoğraf makinam vardı" derdim . tabi bu sadece örnek, elinizde faturası olan herhangi yükte hafif pahada ağır eşyayı söyleyebilirsiniz. akıllansınlar da kaybetmesinler bi daha.
0
kimlanbu
(18.08.07)
evet bilet arkasında "2 bilet tutarı" yazıyor. sorumluluklarından fazla da ödeme yapmıyorlar. dava açabiliriz, bu durumda da bavulun içindekileri mahkemede kanıtlamamız gerekiyormuş, yoksa zormuş. 2 bilet tutarını kabul edince de "başka bir hak iddia etmeyeceğim" diye kağıt imzalatıyorlar. yani çantayı kendi imkanlarımızla bulmak ve ulusoy'u sorumsuzluğu yüzünden rezil rüsva etmek dışında elimiz kolumuz bağlandı. yapabilecek pek bir şeyimiz yok.
0
🌸kibritsuyu
(18.08.07)
bagajın içinde sadece marka bir kot olsa bile bilet fiyatının 10 katı değerinde zararınız oluyor. eğer bu şekilde bir zarara uğradıysanız avukata bir danışın derim. belki emsal olabilecek bir dava sayesinde çantanızdakilerin parasını kat kat çıkarma şansınız olabilir.
0
kimlanbu
(18.08.07)
(1)

fire oranları ve vergi

kibritsuyu
imalat sırasında ortaya çıkan fireleri gider olarak yazabilmem için yasal bir dayanak arıyorum, bulamıyorum. yani öyle bir yasal dayanak bulmalıyım ki "hede işinde fire %3 kabul edilip gider yazılabilir" desin bana. sonra maliye tepeme binip "bu gideri nerden çıkardın" demesin.
imalat sırasında ortaya çıkan fireleri gider olarak yazabilmem için yasal bir dayanak arıyorum, bulamıyorum. yani öyle bir yasal dayanak bulmalıyım ki "hede işinde fire %3 kabul edilip gider yazılabilir" desin bana. sonra maliye tepeme binip "bu gideri nerden çıkardın" demesin.
0
kibritsuyu
(17.08.07)
www.turmob.org.tr

www.webmuhasebe.com

www.muhasebetr.com

Kanunen Kabul Edilmeyen Gider olarak yazılabiliyor, ama buradaki kullanıldığı anlamda "fire"nin işin kendisindne kaynaklanan fire ile aynı kapsamda değerlendirilip değerlendirilemeyeceği önemli. Bir de iş ne? Misal, unlu mamül imalatında yüzde 5 kabul edilebilir fire, hesaplamalar da buna göre yapılıyor.

Bir de son tahlilde, bu konuları inceleyen muktezalara da bak bence, sallıyorum, mal sayım noksanlarında incelenen fire ile imalattaki fire normalde aynı kapsamda kabul edilmiyordur ama bunla ilgili evvelden bi çalışma olmuştur, mukteza yayımlanmıştır, işe yarar şeyler çıkabiliyor.
0
sherinian
(18.08.07)
(2)

çekvalf ve çeşitleri

kibritsuyu
okumaya üşenen son cümleyi okusun sadece:geçenlerde aşağıya çöker mi çökmez mi diye sorduğum depo hazretleri, ikinci seferdir çekvalf bozukluğu yüzünden bütün suyunu şebekeye geri veriyor. bu çekvalf senen denyonun bir dikey, bir de yatay kullanılanları varmış. evet, sorup öğrendiğime göre usta dike
okumaya üşenen son cümleyi okusun sadece:

geçenlerde aşağıya çöker mi çökmez mi diye sorduğum depo hazretleri, ikinci seferdir çekvalf bozukluğu yüzünden bütün suyunu şebekeye geri veriyor. bu çekvalf senen denyonun bir dikey, bir de yatay kullanılanları varmış. evet, sorup öğrendiğime göre usta dikey boruya, dikey çekvalf kullanıyor. şu içinde yaylı bir kapak olan, suyun güvüyle kapağı açılan, su kesilince ise yay gücü ile kapağı kapatan. ancak ankara'mın boklu taşlı, çamurlu suyundan mıdır nedir bozuluyor bu. bir de çalpara tabir edilen ve yatay boru üzerinde kullanılan, yaysız maysız sadee tek tarafa açılabilen lastikli bir kapaktan oluşan modelleri var. su, bir yönde akarken kapağı açıyor, diğer yönde akmak isteyince kapak yine su gücüyle açılmıyor. şimdi bu çalparayı dikey boruya taksak olmaz ı? zira bunların tepesinde açılıp temizlenecek yeri var. iki seferdir 500 litre suyu dolurup doldurup boşaltıyorum bu salak alet yüzünden.

çekvalf denilen tek tarafa su geçirmeye yarayan hedenin türleri nelerdir? dikey boruda hangisi, yatay boruda hangisi kullanılır, ayrıntılı bilgi lütfen. biraz acil. teşekkürler...
0
kibritsuyu
(14.08.07)
depolarda çalparalı cekvalf kullanmalısın. ECA marka olmasına özellikle dikkat et. şimdilerde şehir suları oldukça kirli, önlerinde filtreleme sistemleri vardır bunların.Montaj sırasında akış yönü gövde üzerindeki Ok yönünde olmasına dikkat edersiniz. Aşağıya akışı olan hatta kullanılamaz. vs vs..
bence en yakın mahalle nalburuna gidersen sana yardımcı olur meramını anlatınca..ama ne yaparsan yap bu üründe ECA marka kullan:)
0
mavimor
(14.08.07)
şamandıra diye bi alet var. istersen bir de ona bak
0
steyro
(16.08.07)
(4)

microsoft fax

kibritsuyu
bu gerzek programla faks göndermeye çalışıyorum. yazıcı olarak "fax"ı seçtim, yazdır dedim. alıcının adını numarasını girdim. yolla dedim. her şey yolunda. faks modem numarayı çevirdi, karşı taraf telefonu açtı lakin sinyal veremedi. hat kesildi. faksım gitmedi ve giden kutusunda öylece duruyor. şim
bu gerzek programla faks göndermeye çalışıyorum. yazıcı olarak "fax"ı seçtim, yazdır dedim. alıcının adını numarasını girdim. yolla dedim. her şey yolunda. faks modem numarayı çevirdi, karşı taraf telefonu açtı lakin sinyal veremedi. hat kesildi. faksım gitmedi ve giden kutusunda öylece duruyor. şimdi bunu seçip "tekrar yolla" gibi bir şey demem lazım ama gerzek programda bulamadım bunu. yazdır var, postala var, kaydet var, tekrar yolla yok. taa en baştan bütün prosedürü tekrar mı edeyim ben, yoksa var mıdır bir yolu?
0
kibritsuyu
(13.08.07)
E en basinda yazici olarak secmissin zaten bi daha yazdir desen olmuyo mu?
0
badseed
(13.08.07)
bi daha yazdır diyebilmek için fakslanacak dokümanı hazırladığım programa geri girip, bütün paramatreleri tekrar yazıp yazılacak dökümanı hazırlamam, sonra yazdır diyip alıcıyı numarayı tekrar girmem gerekiyor. öyle hazır vaziyet yazdırılmayı bekleyen bir word, excek dokümanı değil. hazırlanmışı giden kutusunda dururken "bi daha yolla be anam" desem olmuyor mu?
0
🌸kibritsuyu
(13.08.07)
"yazdır var, postala var, kaydet var, tekrar yolla yok" sozunu referans alarak ben ole bisi uydurdum. giden kutusunda bole bi hamle yapsak olur mu diye sey ettim. Ama simdi erisebilecegim bi yerde olmadigi icin sadece teorik calisiyorum.
0
badseed
(13.08.07)
tekrar deniyordu galiba ama evet genel olarak var öyle bir sorunu. beleş fax o kadar olur tabi. yine de hayat kurtarır fax kullanan işyerlerine cv falan gönderilir bu sayede.
0
ozdek
(13.08.07)
(14)

çok dangalak bir soru

kibritsuyu
burda sormak pek işe yaramaz aslında ama bir ümit sorayım. evimizin 2 metrekarelik küçük tuvaletine 500 litrelik bir su deposu koyduk. şimdi de endişe ediyorum. bu su deposu durduğu yeri göçertip aşağı katta oturan ev sahibimizin kafasına iner mi acaba? dolu depo darasıyla birlikte en fazla 520 kilo
burda sormak pek işe yaramaz aslında ama bir ümit sorayım. evimizin 2 metrekarelik küçük tuvaletine 500 litrelik bir su deposu koyduk. şimdi de endişe ediyorum. bu su deposu durduğu yeri göçertip aşağı katta oturan ev sahibimizin kafasına iner mi acaba? dolu depo darasıyla birlikte en fazla 520 kilogram çekiyordur. ev dördüncü ve en üst katta.
0
kibritsuyu
(02.08.07)
evin her yerinde zemin aynı dayanıklılıktaysa 7-8 arkadaş 2 metrelik alana doluşun, zıplayın bakalım alt komşuya çökecek mi taban?
0
sherinian
(02.08.07)
ya çökerse? ev sahibi sıçarken kafasına yukarıdan 7 tane adam düşse ne show haber kalır çıkmadığımız, ne star haber. o yüzden çökmeden önce cevap almalıyım buna.
0
🌸kibritsuyu
(02.08.07)
Valla bence çökmez. Şöyle diyeyim, 8 metrekarelik mutfağa fayans+seramik döşedik ki, 160 kg seramik, 175 kg kalekim ve 90 kg kadar da fayans kullanıldı. Hiçbişi olduğu yok. Tahmin ediyorum ki, bunlar bi ev için gayet sıradan rakamlar.
0
sui
(02.08.07)
evin strüktürel sistemi nedir? betonarmeyse tuvalet yakinlarindan gecen kolon(lar) var mi?

dosemenin cokecegini sanmiyorum ama binanin selameti acisindan pek de iyi degil bu durum. pek de az olmayan miktarda ve hesaplanmamis bir yuku binaya yukluyorsunuz sonucta...
0
alpinsamuray
(02.08.07)
fayans ve seramigin getirecegi yuk genis bir alana duvarlara ve yere dagitildigi icin pek bir sorun olmaz, ama burada 2m2ye dusen 500 kusurluk bir yuk soz konusu..
0
alpinsamuray
(02.08.07)
bence de çökmez, tabi ev çok eski değilse, 30-40 yıllık falan değilse yani.
0
sathaner
(02.08.07)
neler neler coktu turkiyede gencler.... simdi, eger deponun yerlestirildigi yer tasiyici sisteme uzaksa, yakinlarindan bir kolon sistemi gecmiyorsa 500 kgnin dosemenin bastigi kirisler uzerinde yaratacagi kuvvet hic de az olmayabilir. yani biraz kotumser bakiyorum ama insaatlarda belli bir standarda uyulan, duzgun kontrol edilen bir ulkede yasamiyoruz ne yazik ki.
0
alpinsamuray
(02.08.07)
bu soruya cevabı www.akvaryum.com 'a sorarak alabilirsin. adamlar 750 kg'lik akvaryumların apartman dairesinde nasıl kullanılacağını tartışıyorlar ve epeyce mesafe katetmişlerdi.

hatırladıklarım şunlar.
*ev inşaatı sırasında zeminin her bir metrekaresinin ne kadar yük taşıyacağı hesaplanırmış.
*bu akvaryumlar hesaplanan miktarın üzerindeymiş!!!
*kolon yakınına koymak daha doğruymuş

not: oraya bakacak olursan fake bir nick kullan herkesi sorgusuz uçuruyorlar. buradaki başlığı aynen koruyarak açmak yeterli sebebi verebilir onlara . kibar çocuklar.
0
can see
(02.08.07)
bina 10 senelik tahmin ediyorum. betonarme yapıda. sanırım tuvalet yakınlarında da taşıyıcılar mevcut. yani kolonlara (ya da kiriş mi deniyor her neyse tavana ve yere paralel olanlar) yakın. yere dik olanlar duvarın neresinde biemiyorum zira duvardan çıkıntı şeklinde bir şey gözükmüyor. duvarla aynı hizaya örüp üzerini sıvamışlar. orta kısımlarında herhangi bir taşıyıcı bulunmayan çok daha geniş olan salonumuzda 8 normal insan, yemek masası, vitrin, konsol, koltuk takımı aynı anda çökmeden durabildiğine göre çökmez diye tahmin ediyorum ama yine de içime kurt düştü.
0
🌸kibritsuyu
(02.08.07)
evet ama bu 8 kişi bir yıl boyunca salonun ortasındaki sabit bir metrekare içinde hareketsiz durmuyor.
0
can see
(02.08.07)
ayrıca salon alanı epey geniş, ve yük dağılıyor. neyse eğer dediğin gibi wc yanından geçen kolonlar varsa (dikey olan kolon,yatay olan kiris)ve muteahhit malzemeden calmadiysa pek bir sorun olmaz.

duvara vurarak kolonun nerede oldugunu anlayabilirsin, ici bos gibi bir ses varsa orme duvardir, tok bir ses gelirse kolondur. eger wc yakininda iki tane kolon bulabilirsen dert etmene gerek yok.
0
alpinsamuray
(03.08.07)
alttaki ev sahibi tuvaletini rahat yapması için bu kadar adamın tartıştığını görse gözleri yaşarırdı garanti.
neyse, bence de çökmez.
0
tiny axe
(03.08.07)
bu kadar tantanadan sonra ..tiğimin deposu, ..tiğimin bozuk çekvalfi yüzünden içindeki bütün suyu şebekeye geri vermiş (neyse ki boşa gitmemiş. ben susuz kaldım ama şehrin suyunu boşa harcamış değilim.) susuz kaldık ve en azından 1 hafta kadar evde olmayacağımızdan ve o depo dolmayacağından böyle bir derdimiz çökme derdimiz kalmadı şimdilik.
0
🌸kibritsuyu
(03.08.07)
yönetmelikler doğrultusunda projelendirilip,inşa edilmiş bir yapıda yaşıyorsanız -ki aksi bir durumda yapının ruhsat alamaması gerekirdi- bahsi geçen 520 kilonun yerle temas ettiği noktaların eşit aralıklı ve simetrik olduğu düşünüldüğünde, bu noktaların temas alanları toplamının "çok kabaca" 15cm2 olması yeterlidir. yani sizin deponuz küp şeklinde ise ve 2m2nin tamamını kaplayacak şekilde temas içindeyse dünyanın en huzurlu insanı olabilirsiniz deponuz konusunda.
Daha net olmak ve çok daha kabaca açıklamak gerekirse konutlarda bu bastığımız, gezdiğimiz, yaşadığımız alanların designı kabaca 1cm2 ye 1 insan gelebilecek şekilde yapılmakta, standartlar bunu gerektirmektedir. türk standartların ts500-2000 kodlu bölümlerinde ilgili standartları düzenlenmektedir. oldukça teknik olsa da, google vasıtasıyla ulaşabilirsiniz.

melih gökçek'in sanırım trt'te, aynı konu hakkında daha yeni kıraathaneden çıkartılıp stüdyoya sokulmuş bir adamın üslubuyla "millet çatısınına 200 litrelik depo yapıyor.. o çatı çöker başınıza allah muhafaza" gibi bir şey dediğini hatırlıyorum. endişenizin kaynağı bu olmalı.
kendisinin endişesi de insanların depo yaptırması sonucu su kesintilerinin hiçbir işe yaramaması. siz güvenle kullanın deponuzu. soğuk içiniz.
0
passenger
(03.08.07)
(5)

ilginç bir soru

kibritsuyu
merak ettiğim bir şey var. şimdi doğuştan değil de bir kaza sonucu elini bileğinden itibaren kaybetmiş bir kişi parmaklarını oynattığını hissedebilir mi? yani normal olarak o kişinin parmakları yok ama beyinde parmak olduğu ve nasıl oynatılacağı programlı. yani eli olmayan bir kişi parmaklarını oyna
merak ettiğim bir şey var. şimdi doğuştan değil de bir kaza sonucu elini bileğinden itibaren kaybetmiş bir kişi parmaklarını oynattığını hissedebilir mi? yani normal olarak o kişinin parmakları yok ama beyinde parmak olduğu ve nasıl oynatılacağı programlı. yani eli olmayan bir kişi parmaklarını oynatmak istese beyni bunu ona parmaklarını oynatıyormuş gibi yansıtır mı? şöyle mekanik ir örnek daha vereyim. mesela bir arabanın tekerleklerini takmayıp motora viteste gaz verince motor kendini gidiyorum zanneder ama dingiller boşa dönüyordur, ucunda tekerlek yoktur. onun gibi.
0
kibritsuyu
(01.08.07)
iş beyinde... depremde ayağı kolonun altında kalmış biri.. ayağı kesildiği halde yıllarca olmayan ayağının ezilme acısını hissediyor diye bi haber vardı. fena bi durum
0
efruz
(01.08.07)
teorik olarak hissedebilir ama herkes hissedemiyor-ki örneğim de bu hisedemeynlerle ilgili. kimileri kaza geçirirken, eli ne halde kaldıysa hep o şekilde beyninin algıladığından şikayetçi ve bu durumdan kurtulmak için de kişiye şöyle bir tedavi uyguluyorlar.hastanın sağlam olan elini-sağ el diyelim- bir aynanın karşısına koyup, oluşan görüntüyü kaybettiği elinin-sol el diyelim- hizasına düşmesi ve böylelikle de beynin sanki sol ele sahipmiş gibi algılaması sağlanıyor. hasta sağ elini hareket ettirdiğinde sol eli de hareket ediyormuş gibi göründüğünden, beyin sol elini hareket ettiği sanrısına kapılmaktadır. yani, evet beyin kayıp pelini hareket ettirdiğini algılayabilir diyebiliriz. bu rahatsızlığı bir belgeselde izlemiştim. umarım işinize yaramıştır.
0
comptrol
(01.08.07)
evet yansıtır. takma robot kol ve bacaklar bu mantığa göre çalışıyor zaten. sinir uçlarınıza elektrotlar bağlıyorlar ve beyinden gelen sinyalleri işleyerek kolu sadece düşünerek oynatabiliyorsunuz.

bir süre sonra sinirler körelir mi hatırlamıyorum, belgeseli izleyeli baya oldu.
0
kimlanbu
(01.08.07)
Subjektif çeşitler:
- Bisiklet sürmeyi öğrenen beyin, bisiklete binince ne yapması gerektiğini bilir (pedal çevir, gidon ile denge sağla, ön frene aniden asılma vs...), bisikletten indikten sonra bu bilgi içeride bir plugin ya da extension gibi yüklüdür, ama rüya gibi uçuş modları dışında bunu askıya alır.
- Beyin, doğduktan sonra temiz kurulmuş bir sistem gibidir, ama pc'lere kapasitesi dışında accayip, ultimeyt, deşşetengiz bir şekilde "extension" ve "plugin" desteği ile basar. Bu kadar çok şey ekleyebildiğiniz halde ram artırmak, ya da hdd büyütmek, işlemci değiştirmek gibi bir şansı yoktur. Varsa yoksa besin, oksijen, su gibi kimyasalları karıştırıp büyüme süreci içerisinde bu eklemelerin yoğunluğu ve yaşama isteği ve genetik yapısı gibi bağlayıcı koşullarla kendini güçlendirir. Doğduğunda 256 varsa body building yaparak (yani yeni karburatör veya turbocharger takarak değil) 1gb'ye ya da 3-4gb'ye çıkabilir.
- Bir otomobil ya da başka bir taşıtın motoru, biz ne kadar sevip değer versek de henüz gaz verdiğinizde ben bir şeyler yapıyorum diye düşünecek bir sisteme sahip değildir. Ama örneğe göre böyle bir şey var diye kabul ederek düşünürsek; hayır, arabanın tekerleklerini takmayıp, viteste gaz verdiğimizde araç, tekerlekler yüzünden daha fazla güç sarfederek kazandığı ivmeyi çok daha kolay edinmiş olacaktır. Bu durumda şoförü kadar zeki ise otomatikman verdiği yakıt ve oksijeni kesmesi beklenir. Bu karanlıkta fazladan bir basamak var diye zannederek yere güm diye basmamıza benzetilebilir.
- Tıp nasıl ve ne kadar ilerliyordur bu konuda bilmiyorum, ama herhangi bir uzvunu sonradan kaybetmiş bir insan için bu uzvun yerine mekanik bir cihaz yapılırsa bunun kişi tarafından kullanılabilmesi için beyinde bu uzuva daha önce hizmet etmiş kısmın, yine oraya uzanan sinir "kabloları" aracılığı ile "mekanik uzuva ulaşması belki sağlanabilir. Tahminin bu işi zorlaştıran konu bir arabirim yaratabilmektir. Yani elini kaybetmiş birinin kolunda hala bir eli kontrol etmek için gereken sinirler bulunur, ama bu sinir uçları ile mekanik el'in birbirine ulaşması için gereken elektronik ve bir o kadar kimyasal sistemi yapılandırmak ve uygulanabilir hale getirmek zor olacaktır. Çünki işin içinde bir insan elinin binbir çeşit hareketini sağlayabilecek veriyolu dışında (sinirler ve onların kodlamaları) ısıya, neme, hareket ve titreşimlere göre tepki verme, bunlar dışında; terleme, tüylenme, yaraları iyileştirme gibi biyolojik unsurların mekanik arabirime bulaşmaması için gereken ayıklama işlemleri ve akla gelmeyen bir çok fazlası gibi karmaşık unsurları değerlendirilmesi vardır. Bu zorluğa başka bir örnek de şöyle olabilir: Tamamı mekanik olan ve bir insan elinin yaptığı her işi insan elinin hızı ve gücüyle uygulayabilecek bir el yapılmıştır diyelim. Yani bu el kapasite olarak organik bir elin yapabileceği her işe muktedir olsun (Türkçe'si aklıma gelemedi.) Bu elin başarılı mimarisi dışında çok önemli bir ihtiyacı daha vardır. Öyle bir arabirim gerekir ki, bir insan evladı (bu iş için tasarlanmadığı halde) bir bilgisayar karşısına oturup şu okunduğu varsayılan "ne diyor bu dallama" dedirtebilecek metin gibi metinleri tuşlara bakmadan yazabilecek bir yapıya sahiptir. Belki bu karmaşık sistemin en önemli kısımları beyinde işletiliyordur ama sonuçta bu programın uygulama kısmını "el"lere aktaran bir "kablo yığını" ve bu yığında akagiden veriyi çok kısa sürelerde değerlendirip iki taraflı olarak uygulamaya sokan muhteşem bir sistem vardır.

Günümüz teknolojileri (tıp, fizik, mekanik, elektronik, kimya) bir araya gelip bu konuda güçlü çalışmalar yapabilir ve belki son derece işe yarar, insana faydalı sonuçlara varabilirler. Ama nip-tuck daha önemli sanırım. En çok para büyük ihtimalle estetik operasyonlardan kazanılıyordur toplamda. Ne gerek var canım elini kaybetmiş birkaç insan için uğraşmaya, di mi?(!?!?) (uğraşan insanlara ne kadar teşekkür edilse azdır "köşeyi dönmenin" yolunu bildikleri halde hala uğraştıkları için, ayrı.)

Ek: bir de şöyle bir şey gelir aklıma, belki ilerleyen zamanlarda (ya da benim haberim yok ise şu zamanlarda) üzerinde çalışılıyor olacaktır (/çalışılıyordur): Bir bebek doğmadan önce, annenin karnında iken, bir yumurtadan insana dönüşür. Bu sistemin kopyalanıp üzerinde çalışılması ile büyümüş ve elini kaybetmiş bir insanda -üzerinde modifikasyon yaptıktan sonra- uygulanması ile kopan elin olduğu kısımda yeni bir elin oluşması sağlanabilir belki. Ama bu klonlama hakkında bilinen ürkütücü senaryoları da beraberinde getirir tabii.
0
laugh
(01.08.07)
ainothia
(01.08.07)
(5)

hidrofor ve elektrik panosu

kibritsuyu
arkadaşlar baymak marka küçük bir hidrofor aldım. yarın depo ile birlikte montajı yapılacak (yetkili servis tarafından değil). ama ilk çalıştırması ve garanti onayı yetkili servis tarafından yapılacakmış. ancak servis bunu yapabilmek için "elektrik panosu" olması gerektiğini söylüyor. lan burasi küç
arkadaşlar baymak marka küçük bir hidrofor aldım. yarın depo ile birlikte montajı yapılacak (yetkili servis tarafından değil). ama ilk çalıştırması ve garanti onayı yetkili servis tarafından yapılacakmış. ancak servis bunu yapabilmek için "elektrik panosu" olması gerektiğini söylüyor. lan burasi küçücük bir adet ev. ne elektrik panosu. fabirka falan değil ki. hidrofor da sanayi tipi bir şey değil ki. ufak bir depo ve ufak bir hidrofor sadece. fişe taksan çalışır o derece ufak bir motor. elektrik panosundan kasıt sadece bir sigorta mıdır, yoksa harbi harbi pano mu kurturacam ufacık hidrofor için?
0
kibritsuyu
(31.07.07)
motor belki sanayi tipi 3 fazlı bir motordur, haliyle evdeki tek fazlı prizlerden direk besleyemezsin.

ayrıca binanızın elektrik tesisatının kaldıracağından daha yüksek akım çekiyorsa da direk kullnamazsın. yüksek amperli sigorta taksanız bile evin elektrik tesisatına zarar verebilirsiniz, misal uzun süreli kullanımda kabloların dışındaki muhafaza eriyebilir, daha da kötüsü kısa devre vs yüzünden yangın bile çıkabilir.
0
kimlanbu
(31.07.07)
yok abi ev tipi 0,4 beygirlik, 2 amper akım çeken minik bir motor. yani çamaşır makinesinden falan daha ufak bir şey sanırım bunun motoru.

ayrıca anladığım kadarıyla da tek fazlı. aletin elektrik bağlantısında 3 tane kablo var faz, nötr ve toprak diye. yani bildiğin prize tak çalıştır modeli bir şeye benziyor.
0
🌸kibritsuyu
(31.07.07)
hakikaten ufak bir motormuş, merak ettim yarın ne yapacaklar.
0
kimlanbu
(01.08.07)
panodan kastı, genelde giriş kapısının üstünde bulunan sigorta kutusudur.yeni sigorta ve yeni bir hat çekmeyi uygun görüyorlardır belki.
0
gregory
(01.08.07)
sonuç ne oldu? su deposu kurmayamı çalışıyorsun?
0
can see
(02.08.07)
(4)

melih gökçek'in evi nerededir?

kibritsuyu
sadece merak ediyorum. su kesintileri hangi gün evine denk gelecek diye.
sadece merak ediyorum. su kesintileri hangi gün evine denk gelecek diye.
0
kibritsuyu
(28.07.07)
Aman diyim yigen burnuma bi süikast kokusu geldi yani ehe... 'Oran' diye kalmış aklımda ama...
0
cagkan
(28.07.07)
angora evlerinde diye biliyordum.girdim yüce hizmetkar google earth e.baktım ordaymış valla.
yaniii.su kesintileri evine hiç denk gelmiycek.çünkü ben beysukentin sularının kesileceğine falan hiç ihtimal vermiyorum.
0
karamell
(28.07.07)
ankaralı değilim ama onun semti civarında su kesintisi olmayaağını duydum.
0
kurukafa
(28.07.07)
#11057132

bu yazar bilir belki eğer sahiden komşu iseler...
0
crown
(28.07.07)
(2)

ram artışı

kibritsuyu
casper alfa force mudur nedir 2004 model bir masaüstü bilgisayarım var. `cpu-z`'nin söylediğine göre:anakart: MSI 6540üzerindeki ram: tek slotta 256 MB 200 mhz DDR.şimdi ben bu 256'yı söküp yerine neler takabilirim? 400 mhz 2 adet 512 veya 1 adet 1024 alsam uyumsuzluk falan çıkarır mı bu anakarta?
casper alfa force mudur nedir 2004 model bir masaüstü bilgisayarım var. cpu-z'nin söylediğine göre:

anakart: MSI 6540
üzerindeki ram: tek slotta 256 MB 200 mhz DDR.

şimdi ben bu 256'yı söküp yerine neler takabilirim? 400 mhz 2 adet 512 veya 1 adet 1024 alsam uyumsuzluk falan çıkarır mı bu anakarta?
0
kibritsuyu
(23.07.07)
$imdi cpu-z 200mhz dediyse ddr400 ram takili demektir makinada. kingston marka ddr400 ram'lerin sorun cikarmayacagi kanaatindeyim. isterseniz casper'in teknik destegini arayip da sorabilirsiniz. ben benzer $ekilde asus'u aradim, adamlar ille de kingston olacak dediler, 2x512 ddr333 kingston aldim. size de 2x512 ddr400 kingston tavsiye edebilirim.

bu arada ddr ram'ler ddr2'den daha pahali, haberiniz olsun. 2x512 kingston ddr333 bana 160 ytl'ye patladi :)
0
jack o lantern
(23.07.07)
Kaliteli ram modulleri bir arada sorunsuz calisir genelde. Ama Casper hangi modulleri kullaniyor bilmiyorum. Modullerin kapasitesinin birbirleriyle ayni olmasina gerek yok. Ne idugu belirsiz dandirik bir marka almadiktan sonra bir sorun cikmaz. Bir de DDR dahil ram fiyatlari acaip dususte su ara.
0
ntldr
(23.07.07)
(1)

vanilla ice

kibritsuyu
90'ların başında bu amcanın ice ice baby albümünde son şarkı mıydı neydi. direkt ağızla çıkarılan bürrr pış bürrr pış bürrr falan diye bi şarkı vardı. neydi onun adı?
90'ların başında bu amcanın ice ice baby albümünde son şarkı mıydı neydi. direkt ağızla çıkarılan bürrr pış bürrr pış bürrr falan diye bi şarkı vardı. neydi onun adı?
0
kibritsuyu
(19.07.07)
Son şarkıymış evet, adı "Havin' A Roni"
0
sheeper
(19.07.07)
(1)

dijital ses çıkışı

kibritsuyu
efendim dijital ses çıkışı barındıran elektronik cihazlardaki bu dijital ses çıkış deliklerinin üstünde niye kapak biri bir tıpa takılı? toz girmesin falan diyeyse, niye bilumum girişlere de tıpa takılmıyor? nedir bunun olayı? gördüğüm her cihazda var bu.
efendim dijital ses çıkışı barındıran elektronik cihazlardaki bu dijital ses çıkış deliklerinin üstünde niye kapak biri bir tıpa takılı? toz girmesin falan diyeyse, niye bilumum girişlere de tıpa takılmıyor? nedir bunun olayı? gördüğüm her cihazda var bu.
0
kibritsuyu
(13.07.07)
optik çıkış onlar. açarsan görürsün bir ışık demeti (kırmızı benim bu güne kadar gördüklerim). sebebi nedir diye sorarsan ise bilemiyorum ama tahminim optik merceklerin hassas şeyler olması ve kolayca bozulabilmesi derim.
0
darknum
(13.07.07)
(6)

uyarı levhaları

kibritsuyu
bu kimi marketlerin falan otoparklarına astığı "arabanıza gelecek zarardan, çalınan eşyadan marketimiz sorumlu değildir, araç sahibinin kendisi sorumludur" gibi yazılar ne kadar bağlayıcıdır? hukuki bir bağlayıcılığı var mıdır? aslında sorumlu olabileceğim bir şeyden bir levha asarak kurulabilir miy
bu kimi marketlerin falan otoparklarına astığı "arabanıza gelecek zarardan, çalınan eşyadan marketimiz sorumlu değildir, araç sahibinin kendisi sorumludur" gibi yazılar ne kadar bağlayıcıdır? hukuki bir bağlayıcılığı var mıdır? aslında sorumlu olabileceğim bir şeyden bir levha asarak kurulabilir miyim?
0
kibritsuyu
(12.07.07)
belki dava açsan ileride birşeyler çıkar ama polis çağırtmak, zabıt tutturmak vb gerekir. ayrıca otoparkçıların çoğu mafya olduğu için topuğa kurşun yemek de var işin ucunda. istanbulda bazı otoparklarda araçları çeşitli zararlara karşı sigortalama hizmeti var. ama bunlar genelde bir miktar pahalı oluyor.(ör:kadıköy çarşıdaki çok katlı)
0
tan vakti
(12.07.07)
bence de geçerliliği olmamalı. ben de aynı şeyi otobüslerde düşünürüm. yine aynı sorumluluktan yırtmak için "değerli eşyalarınız alın" türü anons yaparlardı. artık dizüstü bilgisayarı da ekliyorlar o anonsa. gelgelelim kocaman, bi bond çanta ebatlarında bir çanta bu cüzdan değil ki. mola yerinde tuvalete giderken bile yanıma almak durumunda olmam pek mantıklı değil.
0
geldiler
(12.07.07)
iyice zorlayayım:

evimin bahçesine mayın döşesem de kapıya "bahçede mayına basıp ölürseniz sorumluluk size aittir" yazarsam cinayet suçlamasından yırtar mıyım?

birine "kibritsuyu beni sekizinci kattan aşağı atacak. ölürsem sorumluluk bana aittir" şeklinde bir yazı imzalatıp sekizinci kattan atsam yine cinayet suçlamasından yırtar mıyım?
0
🌸kibritsuyu
(12.07.07)
gecen yil istanbul da büyük bir alisveris merkezinin otoparkinda bir adamin arabasinin camini kirmislar ve dizüstü bilgisayarini calmislar. adam da mahkemeye vermis, güvenlik görevlisi olan parkta arabamin güvenligini saglayamadilar diye. ugraslar sonucu mahkeme bu tür levhalarin gecerliligi olmadigini ve otoparkta calinacak maldan otopark sahibi sorumludur yönünde karar vermişti. biraz arama ile daha genis bilgiye ulasabilirsin sanirim.
0
atmacaged
(12.07.07)
kara mayini dosemek bi suc zaten :)

(bkz: tartismayi pic etme yontemleri)
0
atomant
(13.07.07)
sen de ön cama "arabama gelecek zarardan marketiniz sorumlu tutulacaktır" yazılı tabela koysan ne kadar geçerli olursa o yazı da o kadar geçerlidir.. ikisinin de hükmü olmamalı. duruma göre değişir bu.. belediye halka hizmet olsun trafik rahatlasın diye boş bi arsayı ücretsiz otoparka çevirdiyse oraya bir de güvenlik dikmek durumunda olmamalı kendi riskinizi alırsınız ancak bir marketin ücretli ücretsiz otoparkı ticari hizmettir direk ya da dolaylı olarak market sahibinin kazancı vardır(otoparkı olan marketin tercih edilmesi vs) ve bu yüzden bu hizmetin içinde güvenlik olmak durumundadır gibi geliyor bana yoksa şüphen mi var
0
pascha d
(13.07.07)
(4)

cd/dvd çizik giderme

kibritsuyu
yıllar önce bir bilgisayar dergisinde çizilmiş olan cd'lerin nasıl tamir edebileceğini anlatan bir yazı vardı. yanlış hatırlamıyorsam içinde çeşitli kalınlıklarda dört adet zımpara, krem, macun, sünger, bez, vs. bulunan bir kit ile adım adım cd çiziğini gideriyorlardı. bu yazı ve/veya bu temizleme k
yıllar önce bir bilgisayar dergisinde çizilmiş olan cd'lerin nasıl tamir edebileceğini anlatan bir yazı vardı. yanlış hatırlamıyorsam içinde çeşitli kalınlıklarda dört adet zımpara, krem, macun, sünger, bez, vs. bulunan bir kit ile adım adım cd çiziğini gideriyorlardı. bu yazı ve/veya bu temizleme kitini bulabilir miyim acaba?
0
kibritsuyu
(09.07.07)
bir urun var bunla ilgili, denemedim ama faydali oldugunu duymu$tum.

www.3nokta.com.tr
www.3nokta.com.tr
www.3nokta.com.tr
0
notorious
(09.07.07)
yıllar öncesinde bir yerden okumadan biraz düşünerek bulduğum ve çok faydasını gördüğüm bir yöntemi tavsiye edebilirim. olay çok basit; kaliteli bir otomobil cilası ile çizik kısmı cilalamak. cila denen zımbırtı çok küçük tanelerden oluştuğu ve içinde bir eritici bulunduğundan (matlaştırmayan) çizikleri itina ile yoketmekte ve aklımı seveyim lan nidaları ile paşa paşa film seyretmeye imkan tanımaktadır. önemli olan nokta cd nin ön/üst yüzeyine cila bulaştırmamaktır. eğer elinizden bulaşırsa oradaki kaplama kısmı kaldırabilir. metalik boyalar için uygun olanlar daha iyi sonuçlar vermektedir. elimizde cila yok pasta verelim olayı da itina ile çizilmiş cd ler yaratarak; fal bakmaya, sanat eseri olarak yutturmaya kadar gitmektedir.
0
trick style
(09.07.07)
cahilliğimi mazur görün ama nasıl oluyor bu çizik giderme işi?daha doğrusu çizilen yerdeki veri zaten gitmiş olmuyor mu?nasıl düzeliyor tekrar?
0
vampyria
(10.07.07)
veri cd'nin alt yüzeyinde değil onun arkasında kalan parlak katmanda. üst yüzeye daha yakın olduğunu söyleyebiliriz.
0
geldiler
(10.07.07)
(6)

soğan doğramak

kibritsuyu
arkadaşlar soğan ince ince yemeklik nasıl doğranır? ben bir baş soğanı elime aldıktan sonra üstünden bıçakla seri darbeler geçiriyorum, sonra da yanından hırrt diye kesince ince ince doğranmış oluyor lakin hem ortalığa fazla saçılıyor, hem soğan çok yıpranıyor, suyu çıkıyor, hem de el kesme tehlikes
arkadaşlar soğan ince ince yemeklik nasıl doğranır? ben bir baş soğanı elime aldıktan sonra üstünden bıçakla seri darbeler geçiriyorum, sonra da yanından hırrt diye kesince ince ince doğranmış oluyor lakin hem ortalığa fazla saçılıyor, hem soğan çok yıpranıyor, suyu çıkıyor, hem de el kesme tehlikesi var. tahtada keseyim diyorum, bu sefer de ince ince olmuyor, kalın salata malzmesi gibi oluyor. nasıl yapılır bu iş?
0
kibritsuyu
(09.07.07)
"nicer dicer" ve muadili seyler satiliyo ucuza, onlar yapmaz mi bunu?
0
la traviata
(09.07.07)
Sinbo'nun falan çok ucuza rondoları var. 20TL civarı olması lazım...
0
crown
(09.07.07)
hayır hayır rondo da suyunu çıkarıyor. nicer dicer da değil sorduğum. bıçak kullanarak incecik soğan doğramak istiyorum. bildiğin anne usulü. yani soğanı önce diklemesine ikiye böl, sonra bilmemneresinden başlayarak kırt kırt diye kes. şöyle bıçak kullan falan gibi bir cevap bekliyorum.
0
🌸kibritsuyu
(09.07.07)
İnce tırtıklı bıçak, ekmek bıçağı gibi, ama o kadar uzun olmasına gerek yok. Hatta kısası daha iyi iş görür.

Soğanın kafasını kesip ortadan ikiye bölüyorsunuz ve kesik tarafını tahtaya yatırıyorsunuz. Sonra, elinizle iki tarafından sıkıca tutarak, arasını bu ince bıçakla ince ince dileceksiniz. Bu bahsettiğim bıçak tipi, soğanın dilimlenirken her bir diliminin bir birine yapışık kalmasına yardımcı olur, sağa sola saçılmasını engeller. Sonra soğanı çevirip, bu sefer küçük kareler oluşturacak şekilde (aynen kenarlardan bastırarak) dilimliyorsunuz. Bitirdiğinizde soğan küçücük küçücük oluyor, hiç bir yere saçılmıyor. Sonra ikinci yarısını da aynı şekilde doğruyorsunuz.
0
sui
(09.07.07)
demlikposet
(09.07.07)
önce soğanı dikey olarak 2ye bölünüz. sonra o yarımlardan birini tahtaya yatırıp yine dikine, soğanın olması istenen büyüklüğüne göre 2-3-4e bölünüz.(misal ben sulu yemeklerde 3e, tavada yapılanlarda, sotelerde 2ye bölerim) sonra aynı haldeyken enine ince ince kesiniz. elimizde 180 ila 45 derece arası yay biçiminde ince soğan doğranmışları hazır.
0
geldiler
(10.07.07)
(2)

yasak elma - ince belli bakireler

kibritsuyu
en abuk şarkıların bile bulunduğu şu ortamda, nicedir arayıp durduğum bu şarkıyı da bulabilir miyim acaba merak ediyorum.sözkonusu şarkıyı yasak elma isimli, kızlardan oluşan erotiğimsi bir grup sözlüyordu. şarkılarının ismi ise ince belli bakireler idi yanılmıyorsam. hatta şarkının introsu da süper
en abuk şarkıların bile bulunduğu şu ortamda, nicedir arayıp durduğum bu şarkıyı da bulabilir miyim acaba merak ediyorum.

sözkonusu şarkıyı yasak elma isimli, kızlardan oluşan erotiğimsi bir grup sözlüyordu. şarkılarının ismi ise ince belli bakireler idi yanılmıyorsam. hatta şarkının introsu da süper fm'in hala kullandığı jingle'ının ta kendisi idi. dım dırınım süpeer efem denilen yerde "ince belli baakireler odalarından çıkıyor" diye sözler giriyordu. bi bulduruverin be.
0
kibritsuyu
(06.07.07)
allah'ım.. deli değilim, deli değilim!! ben de hatırlıyorum bu şarkıyı, dünyada bi tek benim hatırladığımı sanıyodum. youtube'da bir 90lar pop kolajının arasında duymuştum en son bu şarkıyı.. biraz kasıp bulmam lazım. bi de tamamen bulabilsek.
0
dalamar
(06.07.07)
Nikin artı gmail miydi adresin? Oraya gönderiyorum şarkıyı (edit: gönderdim). Bu arada şarkının adı ' Haremde Dans' mış.
0
pyro clustic flow
(06.07.07)
(3)

usb bluetooth

kibritsuyu
daha önce de sormuştum ama cevap alamadım.bir bluetooth dongle'ım var. usb'den takılıp bilgisayarı bluetooth'lu yapan hadiseden yani. bilgisayarın arkasındaki dört usb portundan birine takılıydı. bir nedenle bilgisayarın arkasındaki kabloları çıkarmam gerekti. bunu da çıkardım haliyle. lakin tekrar
daha önce de sormuştum ama cevap alamadım.

bir bluetooth dongle'ım var. usb'den takılıp bilgisayarı bluetooth'lu yapan hadiseden yani. bilgisayarın arkasındaki dört usb portundan birine takılıydı. bir nedenle bilgisayarın arkasındaki kabloları çıkarmam gerekti. bunu da çıkardım haliyle. lakin tekrar taktığımda "yeni donanım bulundu" diyerek kurmaya başladı. kuramadı da. cd falan istedi. cd'yi de bulamadım. tek tek bütün usb portlarını denedim, yine olmadı. her seferinde yeni donanım bulup cd istiyor. bu alet zaten kurulu bilgisayarda. ne yapıp ne edeyim ki taktım mı çalışsın? görev çubuğunda bluetooth simgesi de var, alet de takılı ama sağ tık yapıp menüsüne girmeye çalıştığımda bluetooth device not found yazıyor. ne yapacağım ben?
0
kibritsuyu
(03.07.07)
portlari denerken bilgisayariniz kapali olsun. yani once bilgisayari kapatin dangili takin acin olmadi tekrar yapin olana kadar, olmazsa internette marka ismiyle driveri aratin.
0
notorious
(03.07.07)
aygıt yöneticisinden bütün bluetooth sürücülerini kaldır.
sitesinden orjinal sürücüyü indir. önce sürücüyü kur sonra aleti tak.
orjinal sürücü yoksa ilk adımdan sonra aleti tak. belki windows kendisi yükleyip kullanabilir.
çok pislik bişey bu harici bluetooth. çok uğraşmıştım zamanında
0
efruz
(03.07.07)
o evvelce takılı olduğu yeri bulsam ben de sormam zaten. zira arkadaki 4 usb portunda da aynı şeyi yapıyor, yeni donanım buluyor. kasanın önündekileri de denedim, onlarda da yeni donanım buluyor.
0
🌸kibritsuyu
(03.07.07)
(8)

saç sakal

kibritsuyu
saç mı daha çabuk uzar, sakal mı, yoksa ikisi de aynı hızda mı uzar, kişiden kişiye değişir mi?
saç mı daha çabuk uzar, sakal mı, yoksa ikisi de aynı hızda mı uzar, kişiden kişiye değişir mi?
0
kibritsuyu
(02.07.07)
sakal daha uzar tabiki :)

günlük olarak sakal traşı yapanlar var (hoş onlar günlük traş ettikleri için çabuk uzuyor o da ayrı bir konu)

benim bildiğim, biri kafasını kazıtıp sinek kaydı traş yaparsa, önce sakalları uzar (tabi köse değilse)
0
deckard
(02.07.07)
kişiden kişiye değişir olma ihtimali yüksek.
örneğin aynı kişinin sakalında bazı yerler hızlı bazı yerler yavaş bile uzayabilir.
(ekşi'nin yalancısıyım)
sakal ilk günlerde çok daha hızlı uzuyor ama sonra hız azalıyor gibi geliyor.
saç daha yavaş uzarken uzun dönemde saçı geçiyor (bende)
0
can see
(02.07.07)
kişiden kişiye uzama hızı değişir herhalde de mantık olarak sakalı yavaş uzayan saçı hızlı uzayan hilkat galibesi gibi elemanlar da olabilir. bakınız heroes a türlü türlü genetik anormallik var neden olmasın yani.
0
ozdek
(02.07.07)
keşke saçım da sakalım gibi hızlı uzasa.
0
cha
(02.07.07)
sabahlayarak ders çalıştığım zamanlarda sakalımın daha hızlı uzadığını kesin olarak gözlemlemiştim. metabolizmanın hızıyla ilgili sanırım bir şekilde...
uyurken yavaş uzuyor.
0
nop
(02.07.07)
sakali kazidigin icin daha cok cikar.
0
hlathguth
(03.07.07)
hakkaten de gece uyumayınca sakalların daha hızlı çıktığına ben de inanıyorum. neden acaba.. bilimsel açıklaması olan?
0
kartonpiyer
(03.07.07)
sakal saçtan daha çabuk uzar. uykuda ikiside uyanık halimizdekinden daha çabuk uzar.
0
pain
(03.07.07)
(1)

trimmer ve yayımsı alet

kibritsuyu
berberde yanağımdaki ayva tüylerini almak için iki çeşit alet kullanıyorlar. biri pille çalışan tırrr şeklinde tüy alan alet. ama öyle bir alet ki bıçakları çok ince. kendisi de kalem kadar bir şey zaten. neredeyse sıfır alıyor tüyleri.ikincisi ise yay benzeri bir alet. iki ucunda tutma yeri var. bi
berberde yanağımdaki ayva tüylerini almak için iki çeşit alet kullanıyorlar. biri pille çalışan tırrr şeklinde tüy alan alet. ama öyle bir alet ki bıçakları çok ince. kendisi de kalem kadar bir şey zaten. neredeyse sıfır alıyor tüyleri.

ikincisi ise yay benzeri bir alet. iki ucunda tutma yeri var. biraz bükülüp tüylü bölge üzerinde yuvarlandığında kıl tüy namına ne varsa yaya sıkışıp yolunuyor. ben bu aletleri nereden bulurum? berbere dedim toptancından getirt alıyım diye, getirtmiyor herif.

birincisi,ne benzer bir şey gittigigiyor'da var ama emin olamadım ondan mıdır diye.

www.gittigidiyor.com
0
kibritsuyu
(29.06.07)
sir ağda denesen ? kökten çözüm. ısıtmak için olan makinayı kuaförler temin edebiliyor.
0
kimlanbu
(30.06.07)
(5)

kalem parfüm

kibritsuyu
şimdi bu son zamanlarda işportada, sokaklarda falan 2 ytl.'ye satılan kalem şeklindeki parfümler orijinal midir? üstünde "orijinal tester parfüm" yazıyor. yurtdışından orijinal parfümlerin tester'ı olarak getirilen bedava numuneler toplanıp düşük fiyata mı satılıyor, yoksa bildiğin çakma açık parfüm
şimdi bu son zamanlarda işportada, sokaklarda falan 2 ytl.'ye satılan kalem şeklindeki parfümler orijinal midir? üstünde "orijinal tester parfüm" yazıyor. yurtdışından orijinal parfümlerin tester'ı olarak getirilen bedava numuneler toplanıp düşük fiyata mı satılıyor, yoksa bildiğin çakma açık parfüm mü bunlar? nedir işin aslı?
0
kibritsuyu
(29.06.07)
bildigin cakma parfum hepsi, testerlar genelde minicik siselerdir. misal benim ceketimin cebinde burbery's weekend oldugunu iddia eden bi kalem $i$e var, evde orjinali var, kokular sadece benziyor.
0
notorious
(29.06.07)
istiklalde, akm ye giderken garantinin onunde satan bi adam var. 3 ytl ye satiyor.

ona sordum, acik parfum olmadigini, icindekilerin gercek oldugunu soyledi.
(yalan soyleme olasiligi yuksek tabi sattigi icin)

ama dikkat ettim, adamdan aldigim rochas ile acik parfumeriden aldigim rochas, kalicilik anlaminda farkli.
hos, artik orjinal kullaniyorum.

cok detay vermese de adam,
zannedersem ya onlara bir sekilde bedava geliyor, ya da cok cuzi biseye alip satista kar ediyor.

not: bnla alakali bi duyuru ben accaktim zamaninda unutmusum, iyi oldu.
0
la traviata
(29.06.07)
bi tane aldım ben. çantamda taşıyordum acil lazım olursa kullanayım diye.. kullanmadığım halde bir ayda sızmış ve bitmişti. kalitesiz ambalajlara dikkat
0
efruz
(29.06.07)
işportaya düşen bişeyin çakma olmama olasılığını düşünemiyorum
0
reeper redeemer
(29.06.07)
izmir küçük park ta tanesi 1ytl. kalıcılık sıfır. koca şişeyi boşalttım üstüme 1 saate uçtu gitti. tester muhabbeti yalan kokuların sahte olduğu 1km den anlaşılıyor.
0
kimlanbu
(30.06.07)
(3)

senet imzalatmak

kibritsuyu
eşimin çalışmaya başlayacağı yerde, sene içinde ayrılıp gitmesin diye senet imzalatıyorlar. sosyal sigortalar kanunu, çalışan kişi sene içinde haber vermeden ayrılıp giderse işvereni korumak için gerekli maddeleri kanuna koymuş (bkz: ihbar tazminatı). yani ayrılacağını önceden söylemeden işten ayrıl
eşimin çalışmaya başlayacağı yerde, sene içinde ayrılıp gitmesin diye senet imzalatıyorlar. sosyal sigortalar kanunu, çalışan kişi sene içinde haber vermeden ayrılıp giderse işvereni korumak için gerekli maddeleri kanuna koymuş (bkz: ihbar tazminatı). yani ayrılacağını önceden söylemeden işten ayrılan işçi, işverene bu tazminatı ödüyor.

sorum hukukçulara: bu senedin hükmü var mıdır? bana bir gabin veya ikrah durumu ile söz konusu gibi geliyor. çünkü senedin bir karşılığı yok. herhangi bir borç alacak ilişkisine dayanmıyor. ikincisi, "imzalamazsan işten atarım" şeklinde bir ikrah var. üstelik senet kullanarak kendini güvenceye almak isteyen işvereni, sosyal sigortalar kanunu zaten ilgili maddeleri ile koruyor. yine de bu senet geçerli midir, batıl mıdır?
0
kibritsuyu
(25.06.07)
her ne kadar hukukçu olmasamda aynı durumda birisi olarak yapmış olduğum araştırmalar sonucu şunu öğrendim.
öncelikle senet imzalanırken üzerinde "teminat senedidir" ibaresinin bulunması gerekiyor. yoksa firmanın kötü niyetli olması durumunda derdinizi kimseye anlatamazsınız.
sorunun cevabı ise şu şekilde. işveren ve çalışan arasında yapılacak sözleşme maddeleri kanunla belirlenmiştir. ancak bulunduğunuz konuma göre (kötü niyet ile firmayı ciddi zarara uğratabilme imkanınız bulunuyor ise) her ne kadar iş hukukunda açık bir madde olarak senet yazılmamış olsa da, iş hukuku işçi-işveren arasında özel maddelerle sözleşme yapılmasını kabul ettiğinden dolayı senet geçerli olur. bundan dolayı işveren senet isteyebilir.
böyle bir senedin neye karşı alındığı açıkça yapılacak sözleşmede yazılması; senedin üzerinde de şu tarihli şu sözleşmenin şu maddesine istinaden verilmiştir yazması gerekmektedir.
imzalanan senet sözleşmedeki o maddede belirtilen hususlar durumunda kullanılabilir. ancak eğer bizden ayrılırda aynı sektörde başka bir firmaya 1 sene içinde geçersen şu kadar cezan vardır gibi bir maddeye bağlıyorlarsa senedi genellikle firma sahiplerinin göz korkutma taktiğinden başka bir şeye yaramamaktadir (tabi senedin üzerinde sözleşmeye istinaden verildiği yazıyorsa)
zira iş hukukuna göre bu aralar firmalar arasında çok popüler olan "bizden ayrılırda aynı sektörde başka yere gidersen şu kadar ceza" olayı iş hukukuna uymamakta (istediğiniz işte çalışma hakkınız insan hakkıdır) ve firma dava açarsada kaybetmektedir.
Bundan dolayı senet vermekte bir sakınca yoktur ancak sözleşmenin hangi maddesine bağlanıyorsa o madde ciddi olarak incelenmelidir.
0
trick style
(25.06.07)
teminat senedi olayını bende duymuştum. fi tarihinde bana da imzalatmışlardı da ailem sen ne çeşit bir manyaksın ki imzaladın onu demişti. ayrılırken sorunsuz bir biçimde senet iptal edilmişti.
0
can see
(25.06.07)
teminat senedi olduğu sözleşmede ve senette de belirtiliyorsa rahatlıkla imzalanabilir. işten güçten olmaya gerek yok. sadece mahkeme kararıyla yürürlüğe konabilir ve mahkemede de muhtemelen işyeri kaybedecektir haklı nedenlerle ayrılıyorsa işçi.

bu aynı sektörde çalışma hikayesi de sanırım sözleşmede eşitlik olmadığı için geçerli değil. yani sen istifa edersen bir süre aynı şehirde aynı işi yapan yerde çalışamayacaksın ve maaşının 10 katı tazminat ödeyeceksin diye bir ibare varsa aynı şekilde biz seni işten çıkarırsan maaşının 10 katı kadar tazminat veririz de olması lazım. tek taraflı sözleşmeye giriyor olması lazım böyle bir madde geçersizdir. benim firmamda da var böyle bir hikaye mesela ama bu yıl bir sürü kişi ayrıldı ve bu madde işleme konmadı. fakat herkes ihbar süresine uydu hatta 4 hafta geçmesi gereken ihbar süreleri 2 hafta olarak uygulandı vs. şirkete bir zarar vermediğin sürece bunlar karşılıklı iyi niyet çerçevesinde halledilebilir şeyler diye düşünüyorum. tabi bir de kötü niyetli işverenler var ki allah düşürmesin.
0
ozdek
(26.06.07)
(5)

iki adet soru

kibritsuyu
iki adet sorum var. tek başlıkta soruvereyim ikisini de. biri zaten eski bir soru, daha önce de sormuştum ama tatmin edici bir cevap alamamıştım.1. niye evde yapılan hiçbir poğaça, pastane poğaçası gibi olmuyor? nedir bu pastane poğaçalarının sırrı? internetteki bütün tariflere baktım, hepsi de past
iki adet sorum var. tek başlıkta soruvereyim ikisini de. biri zaten eski bir soru, daha önce de sormuştum ama tatmin edici bir cevap alamamıştım.

1. niye evde yapılan hiçbir poğaça, pastane poğaçası gibi olmuyor? nedir bu pastane poğaçalarının sırrı? internetteki bütün tariflere baktım, hepsi de pastane poğaçası dediği halde hiçbirinin alakası yok.

2. bir damla suyun hacmi ne kadardır?
0
kibritsuyu
(20.06.07)
1- piisrme için kullanılan fırından olaiblir.

2- damla boyutu kutleye gore degisir, mesela uzay istasyonundan goruntulerde fln tam kure seklindedir ve boyutları farklı farklıdır(yuzey gerilmesi ve mınımum enerji hadisesi). bu bi yana; kutlesini olcup yogunluk denklemınden buluruz kolayca.
0
bryan fury
(20.06.07)
2. soru için:

answers.yahoo.com
bu adreste yazılana göre 50 microlitreymiş.

www.sas.org
bu adreste de nasıl bulacağımızı anlatmış, ve sonunda da damlanın büyüklüğüne göre farklılık gösterebileceğini söylemiş

1.soruyu anneme sordum şimdi; pastanedekilerin içine farklı bişey konulduğunu ileri sürdü:) sanırım şeker falan koyuyolar evdekilerden farklı olarak.
0
light beam
(20.06.07)
1- hamurun yogurulmasi ve pismeden onceki bekletilmesi ile ilgilidir lezzet farki, pastanelerde fazla sayida pogaca yapildigindan hamur genelde makine yardimi ile yogurulur, evlerde kullanilan kuru maya yerine ya$ maya kullanilir, hamur yogurulup parcalara ayrildiktan sonra istim denilen yerlerde kabarmaya birakilir, sonra yuksek sicakliktaki ama ate$siz firinda pi$irilir.

2- 0,05ml diyor kimyacilar.
0
notorious
(20.06.07)
2. soru için, 20 damla = 1 ml olarak alınıyor.
0
pispinti
(20.06.07)
damlayan musluğun altına kova veya benzeri birşeyle ölçülmesi pek mümkün olmaz dolmasına yakın bu sefer kovanın dışına başka damlalar asıl kovanın içinden sıçramaya başlar buda ölçüyü şaşırtır.
0
taylor durden
(20.07.07)
(2)

açılış davetiye falan?

kibritsuyu
anlamadığım bir konu var. bilmemne barın, bilmemne club'ın açılışı oluyor. kimilerine de davetiye gidiyor. kimlere gidiyor bu davetiyeler? ne gibi bir bağlantımız olmalı ki bize de gelsin? geçen gün bir arkadaşımızın arkadaşı sayesinde ortamda bulundum. şimdi bu adamın ne özelliği var ki ona davetiy
anlamadığım bir konu var. bilmemne barın, bilmemne club'ın açılışı oluyor. kimilerine de davetiye gidiyor. kimlere gidiyor bu davetiyeler? ne gibi bir bağlantımız olmalı ki bize de gelsin? geçen gün bir arkadaşımızın arkadaşı sayesinde ortamda bulundum. şimdi bu adamın ne özelliği var ki ona davetiye gitmiş. hadi tanımam etmem vardır bi bağlantısı. ama açılışa gittiğimi söylediğim gayet işinde gücünde bir arkadaşım "aa bana da davetiye geldi, ben gitmedim" dedi. bu adama ne sıfatla davetiye geliyor peki? (sallamış olamaz, öyle biri değil). ben ne sıfatsız adammışım ki kimse niye bana davetiye falan yollamıyor? nedir bu işin aslı?
0
kibritsuyu
(16.06.07)
şimdi mesela benim iki arkadaşım bir barın işletmesini aldılar. bunlardan davetiye gelmesi normal elbet.

ha, başka bir bara da düzenli olarak 2-3 yıl boyunca gittim, burada çalışanlardan davetiye geliyor mesela. birçok bar sahibi filan birbirini tanıdığı için birbirlerine davetiye bırakıyorlar, yakın arkadaşlarını çağırsınlar diye.

ya da daha lüks bir toplantı var diyelim, bunun için eşine dostuna doktoruna filan dağıtıyor organizatör, organizatörün karısı, arkadaşları... (ki babam doktor olduğu için sık geliyor mesela bana bunlardan)
0
mortifera
(16.06.07)
bir mekanda para harcayabilme veya harcatabilme oranınla direkt ilişkili bir konu bu. eğer para harcıyorsan zaten geliyor davetiye, ve zaten çevrendeki insanlarda mekanlara giden ve para harcayan insanlar, yanlarında birilerini zaten o mekana götüren insanlardır.
yok eğer özel ilişkilerin veya yaptığın iş vs gibi faktörlerle bir şekilde çok para harcamana gerek kalmıyorsa eğlencelerinde, zaten o mekanın sahipleri orayı birilerine tavsiye etmeni isteyeceklerdir senden.
ha iş arkadaşına neden davetiye gitti dersen onu bilmiyorum :)

söyle bak ben sözlükte yazıyorum, süper reklam yaparız size diye, zirve yaparız burda 100 kişilik, sözlükçülerin de ayağı alışırsa süper olur de, davetiyeye davetiye deme sonra.
0
tiny axe
(16.06.07)
(4)

buji ve motor sesi

kibritsuyu
geçen gün babam arabasıyla giderken çukura girmiş ve sessiz sessiz çalışan motor, balıkçı teknesine dönmüş. baktık birlikte. eksoz delindi zannettik ama ses eksoz tarafından değil, motordan geliyordu. herhalde eksoz manifoldunun olduğu yerden delindi dedik. servise gittik. usta "bujidendir, yerinden
geçen gün babam arabasıyla giderken çukura girmiş ve sessiz sessiz çalışan motor, balıkçı teknesine dönmüş. baktık birlikte. eksoz delindi zannettik ama ses eksoz tarafından değil, motordan geliyordu. herhalde eksoz manifoldunun olduğu yerden delindi dedik. servise gittik. usta "bujidendir, yerinden çıkmıştır" dedi. hakikaten de tek bir buji yerinden çıkmış. taktı yerine, vidaladı, motor düzeldi. şimdi alaka kuramadım. buji yerinden çıkınca orada yanma olmaz, tekleme olur falan da niye patapatapatapata diye balıkçı teknesi gibi ses yapar ki bu alet?
0
kibritsuyu
(14.06.07)
uyumsuz piston hareketleri diyebilir miyiz ?
0
sorcerer
(14.06.07)
motorun alışılan sesi bütün pistonlar ayarlanmış ateşlenme sırası ile patlayınca çıkar. bir piston aradan çekilir ya da zamanlaması bozulursa bütün motorlar balıkçı teknesi motoruna dönüyor. buji çıkması değil ama ateşleme bobini bozulunca aynı ses benim arabadan da geliyordu.
0
delikan76
(15.06.07)
şöyle ki pistonlardan biri bile çalışması gerektiği gibi çalışmıyorsa -misal ateşlenmiyorsa- motor dengesizleşir, titreme yapar, bir oraya bir buraya gider. ses de bundan kaynaklanır.
0
mortifera
(15.06.07)
motorlarda pistonlari birbirlerini dengeleyecek sekilde tasarliyorlar. pistonlardan biri devre disi kalinca butun denge bozuluyor, bu da ses yalitimini, motorun isleyisini falan bozuyor. Krank milinden geliyor olabilir o ses.
0
chaudfontaine
(15.06.07)
(3)

el yazısından font

kibritsuyu
bir karakter setinde olabilecek bütün karakterleri el yazımla yazıp, scan edip kendime özgü font yapmak ve word'de el yazımla yazılar yazmak istiyorum. nasıl yaparım?
bir karakter setinde olabilecek bütün karakterleri el yazımla yazıp, scan edip kendime özgü font yapmak ve word'de el yazımla yazılar yazmak istiyorum. nasıl yaparım?
0
kibritsuyu
(12.06.07)
işine yarayabilir:
(bkz: fontlab)
edit: shiftdelete.net
0
sathaner
(12.06.07)
loststone
(13.06.07)
actionary
(13.06.07)
(4)

kitap sırtı

kibritsuyu
bu kitapların sırt kısmında yazan yazıların yönü bir standarda bağlanamamış mıdır? hadi tamam bu kural olarak belirlenemez ama baskı-dizgi dünyasında gelenek haline getirilip standart halde basılsa olmuyor mu? yani bir kitap veya dergi ön kapağı yukarı bakacak şekilde masanın üstüne konduğu zaman sı
bu kitapların sırt kısmında yazan yazıların yönü bir standarda bağlanamamış mıdır? hadi tamam bu kural olarak belirlenemez ama baskı-dizgi dünyasında gelenek haline getirilip standart halde basılsa olmuyor mu? yani bir kitap veya dergi ön kapağı yukarı bakacak şekilde masanın üstüne konduğu zaman sırt kısmında yazan yazı da düz gözükse olmaz mı? niye kimileri düz kimileri ters gözükür? bu yüzden bu kitapları kütüphaneye dik vaziyet dizdiğimizde, kiminin sırt yazısı aşağıdan yukarıya, kimininki yukarıdan aşağıya kalıyor. çok çirkin oluyor. niye biri çıkıp da "ulan şunların hepsini aynı şekil basalım" demiyor? farklı olma çabası mıdır, denyoluk mudur nedir?
0
kibritsuyu
(12.06.07)
Standardı yukarıdan aşağıyadır, aşağıdan yukarı yazanın yaptığı denyoluktur, iş bilmezliktir.
0
sui
(12.06.07)
normalde yukarıdan aşağıya doğru yazılması gerekir. yatay bir şekilde üstüste dizdiğimizde de soldan sağa okunsun diye. ama bu tür denyoluklar sadece onlara mahsus değil. zira dvdlerde de aynı sorun oluyor.
0
henry gale
(12.06.07)
yukarıdan aşağı oluyorlar genellikle ama bazen sola bazen de sağa doğru oluyor. birazcık simetri takıntınız varsa iyice sıkıntı oluyor: aynı yayınevindeki bazı kitaplar sağa bazıları sola oluyor. hatta ve hatta aynı yayınevi aynı yazara ait kitaplara bile değişik şekilde muamelede bulunuyor. yani genel standart olmadığı gibi yayınevlerinin kendi içinde bile istikrar olmuyor.
0
kantelem
(12.06.07)
(havamı da atayım) şu ana kadar 70'in üzerinde kapak tasarımı yapmış biri olarak söyleyebilirim ki; maalesef böyle bir şey yok.. tamamen grafikerin, belki yayınevinin isteği doğrultusunda yapılır.. istekle de değil aslında keyfiyete göre.. ancak gerçekten yapılması gereken ise yukarıdan aşağıya yazmaktır.. ama genel olarak hemen herkes uymaktadır buna..
0
kimyon
(12.06.07)
(6)

karakter saymak

kibritsuyu
notepad'de veya sözlük'te, herhangi bir yerde mouse ile seçtiğim kısımda boşluklar dahil kaç karakter var söyleyecek bir program, bir eklenti, vs. var mıdır?diye sormuştum. aslında fazla şey istedim. sözlüğü falan saymasa da olur. asıl amacımı da söyleyeyim de daha açıklayıcı olsun. internetten indi
notepad'de veya sözlük'te, herhangi bir yerde mouse ile seçtiğim kısımda boşluklar dahil kaç karakter var söyleyecek bir program, bir eklenti, vs. var mıdır?

diye sormuştum. aslında fazla şey istedim. sözlüğü falan saymasa da olur. asıl amacımı da söyleyeyim de daha açıklayıcı olsun. internetten indirdiğim divx'leri evdeki divx player'ımda izliyorum. divx player, 45 karakterden uzun olan altyazyıları ekrana sığdıramıyor. o yüzden altyazı dosyalarınıa hızlıca göz atıyorum. uzun gibi duranları kısaltmam veya alt satıra geçirmem gerekiyor. tabii 45 karakterden uzun olup olmadığını da tek tek saymam ya da monitöre tam 45 karakterlik noktaya asetat kalemiyle çizik atmam gerekiyor. istiyorum ki böyle amele yöntemlerle uğraşayayım, satırı komple seçeyim, program bana bir kenarda "46" desin. ben de noktasıyla virgülüyle oynayıp 45'ten kısa hale getireyim.
0
kibritsuyu
(05.06.07)
daha once de bu sorulmu$tu sanirim. i$ine yarar mi bilmiyorum ama:
ssg.sourtimes.org
0
katafalk
(05.06.07)
anlatamadım sanırım. altyazı dosyasının adı problem değil. zaten temizliyorum onları. durum şu. altyazının biri şu şekilde mesela:

269
00:22:50,402 --> 00:22:55,066
Bir mucize eseri bizlerden biri olmayı becerebilirseniz
kıt kanaat geçineceğiniz engin denizlerde...

şimdi benim divx player'ım 45 karakter ve üstü altyazıyı ekrana keserek ve yarım yamalak çıkarıyor. bu yüzden şu satırın kaç karakterden oluştuğunu saymam gerekiyor. mesela üst satırda 55 karakter var, tek tek saydım.

bu altyazı ekrana:

"Bir mucize eseri bizlerden biri olmayı becere-"

şeklinde çıkıyor. devamı da hiç çıkmıyor. kesmem gerekiyor. istiyorum ki satırı seçeyim, o bana yanda kaç karakter olduğunu söylesin. ya da seçip sağ tuş ile açılan menüden bir şey seçeyim bana "58" desin. ben de tek tek saymayayım.
0
🌸kibritsuyu
(05.06.07)
bence böyle olduğunu gördüğünüz altyazılardan uzak durun öncelikle. hazırlayıcısı en azından işin tekniğini bilmiyor demektir. bir satırdaki maksimum altyazı 45 karakter civarı zaten genel kabule göre.

ikinci olarak, karakter sayıcı bir araç yerine, 45 karakterden fazlasını ikinci satıra atan bir altyazı programcığı aramanızı öneririm. pekçok oynatıcı için ortak bir sorun bu, divx forumlarında yardımcı olabilirler.

@laugh,
bu çok da doğru bir davranış değil. en azından release grubunun ismi kalmalı ki altyazı vb. sorunlarda elindeki dosyanın hangi sürüm olduğunu bilebilesin.
0
jose arcadio buendia
(05.06.07)
Subtitle Workshop indirin. Otomatik olarak belli bir karakteri aşınca diğer satıra geçirme özelliği var. Hatta divxplanet forumlarında program hakkında ayrıntılı bilgi de alabilirsiniz.
0
montreal
(05.06.07)
bunun için program var sub veriyorsun sub olarak çıktı veriyor vestel e göre ayarlayıp. macrostr adlı arkadaş yapmıştı zamanında lazımsa sözlükten mesaj at arayıp bulmaya çalışayım. küçük ve ufak bugları olan ama işe yarayan bi programdır yüzlerce altyazıda kullandım bunu da belirteyim.
0
ozdek
(05.06.07)
word yapıyor olması lazım..
0
co2s2
(06.06.07)
(3)

renault fix yaz kampanyası

kibritsuyu
şimdi böyle bir şey var. yetkili renault servislerinde renault fix paketleri denilen şeylerde %20 indirim varmış.http://www.renault.com.tr/news/newsdetail.asp?newsID=96&navigationID=24arabamı bakıma götürdüm. genel bakım olduğundan değişmedik parçası kalmadı. trigger kayışı falan değişti. değişebile
şimdi böyle bir şey var. yetkili renault servislerinde renault fix paketleri denilen şeylerde %20 indirim varmış.

www.renault.com.tr

arabamı bakıma götürdüm. genel bakım olduğundan değişmedik parçası kalmadı. trigger kayışı falan değişti. değişebilecek her şey yağ, filtreler, balatalar, bujiler değişti. fren disklerini bile değiştirdiler (ki kırkbeşbin km.de disk aşınır mı lan mantıklı gelmedi ama değiştirmemiz lazım falan dediler. kazık yedim galiba. ama daha dur). ama benim faturamdan yapılan indirim %10 civarında. şimdi açıp sorayım mı hani %20 indirim vardı diye? neyi kapsıyor bu indirim, benim yedek parça ve işçilik ücretlerimin hiçbirini kapsamıyor muydu ki? ya neyi kapsıyordu peki? her şeyi değişti arabanın.
0
kibritsuyu
(04.06.07)
mutlaka sor, yok sizinki dahil değil bu kampanyaya filan derlerse o zaman bunu bana bildirmeniz gerekirdi filan de. sonuç alman muhtemel, yetkili servisler sonuçta (ucundan kıyısından kurumsal olma çabasındalar). Bu anlattığın değişimler en az 700 civarındadır, 70 milyon az para değil bana bi yemek ısmarlasın en kötü ihtimalle, üstüne hala daha paran kalır.

fren disklerin için;
hatırlamaya çalış, tamirattan önce yüksek süratlerde (90 km üzeri) fren yaparken arabada titreme filan olduysa fren disklerin bitmiştir.
sert frenleri seviyorsan normal.
benim aracımda 200.000 km değişti bu meretler.
0
uz
(04.06.07)
frenlerde titreme falan yoktu. gerçi o hızda fren yapınca abs takır takır yaptığı için titreme olsa da hisetmezdim. frenlerim de gayet iyiydi. ama diske parmak sürtünce dümdüz değil, biraz dalgalıydı. "disklerin aşınmış, kullanabilirsin ama balatanı çabuk eskitir, her bakımda balata değiştirmen gerekir" falan dediler. 130 ytl falan tuttu gerçi ama yine de gereksiz mi değiştirdim acaba diye düşünüyorum. daha 45000 de araba.
0
🌸kibritsuyu
(04.06.07)
45 bin erken gelebilir ama her araçta bu tip erken mefta olan aksamlar vardır, kazık yemiş sayılmazsın.
fren diskleri şekilleri bozulduğunda işlevlerini yitirmezler ama ömürlerini tamamlarlar. Dedikleri gibi balataların çabuk yıpranır ve kaza yapmana neden olabilir, bu yüzden değiştirmen isabetli olmuş. 130 lira fren diskleri için ideal fiyat, bu konuda da rahat olabilirsin.
0
uz
(04.06.07)
(5)

bir makam

kibritsuyu
batı müziğinde do#, re, re#, fa#, sol, la, la# dizilişi, türk müziğindeki hangi makama en yakındır?
batı müziğinde do#, re, re#, fa#, sol, la, la# dizilişi, türk müziğindeki hangi makama en yakındır?
0
kibritsuyu
(02.06.07)
armonipolisi'ne mesaj ativer, o biliyordur yanilmiyorsam.
0
hlathguth
(02.06.07)
bati muzigi dizilisi demissiniz ama re re# fa# seklinde giden bir dizi zaten turk arap makami gibi bir dizi olmus.
bati muziginden kastiniz notalari belirtmek icinse tamam (yine de yanlis belirtilmis)

ablam tsm mezunu, ona sorarim yarin.
0
la traviata
(02.06.07)
eğer bu verdiğiniz diziyi aynen re'den başlatıp do# ile bitirirseniz yani dizinin tonik sesini re olarak kabul ederseniz, zirgülelihicaz denilen bir makamın göçürülmüş (şed) hali oluyor galiba. bu durumda bir hicaz beşlisine bir hicaz dörtlüsü eklemiş oluyorsunuz.
0
dewres
(03.06.07)
@la traviata: yanlış belirtmiş olabilirim. kastım, piyano ile bu notalara basıldığında çıkan ses dizisi, türk müziğinde hangi makama en yakındır? fark ettim ki piyano/klavye kullanılarak çalınan birçok türk müziği parçası bu notaları kullanıyor. bu parçaların hangi makamlarda olduğuna baktım ama sanırım ara seslerden dolayı hepsinin makamı farklı. hiç de anlamam makamdan falan.
0
🌸kibritsuyu
(04.06.07)
hicaz imiş aradığım cevap.
0
🌸kibritsuyu
(20.11.07)
(3)

amiga oyunu - midnight resistance

kibritsuyu
buradan herkes aradığı amiga oyununu bulabiliyor. ben de şansımı deneyeyim. adını da biliyorum, oyunu da biliyorum. `ocean`'ın muhteşem oyunu `midnight resistance`.winuae emülatörü için çalışan bir kopyasıını arıyorum. emüle'den 2 disketlik bir tane buldum ama ikinci diskete geçemiyor, title ekranın
buradan herkes aradığı amiga oyununu bulabiliyor. ben de şansımı deneyeyim.

adını da biliyorum, oyunu da biliyorum. ocean'ın muhteşem oyunu midnight resistance.

winuae emülatörü için çalışan bir kopyasıını arıyorum. emüle'den 2 disketlik bir tane buldum ama ikinci diskete geçemiyor, title ekranında takılıyor. bi buldurum be.
0
kibritsuyu
(30.05.07)
www.romnation.net
burada bir kaç tane midnight reistance var bak bakalım işine yarar mı .ha bayağı da zengin bir site rom ve emulator açısından.
0
mindtraveler
(30.05.07)
teşekkürler ama maalesef hiçbiri amiga için değil.
0
🌸kibritsuyu
(30.05.07)
www.planetemu.net
açılan sayfada "telecharger" butonuna basıyosun,çok bariz oldugu üzre.
şuradan indirdigim versiyon bende gayet güzel çalıştı. ikinci denemeden sonra grafikleri bozdum biraz ama , deneme yanılma yöntemiyle düzgün konfigurasyonu saglarsın sanırım.
sonuc itibariyle oyun çalıştı,a500 kikcstart rom 1.3 , chipset ocs şeklinde bi ayarla.
ilk ekranı geçmek için mouse'u hareket ettirmen veya gene ayarlardan uygun zımbırıtıyı ayarlayıp yön tuşlarıyla veya numpad ile hareket vermen gerek.
0
alwaysdrunk
(30.05.07)
(4)

uzaktan kumanda

kibritsuyu
creative inspire 5200 5+1 hoparlör sistemimi dvd player'a bağladım. lakin bu hoparlör sisteminin ses açma kısma düğmesi kablolu ve dvd player'ın da kumandasından ses açma kısma seçeneği yok. her ses açıp kısmak istediğimde yerimden kalkıp düğmeden ayarlamam gerekiyor. bu düğme bildiğimiz kulaklık ja
creative inspire 5200 5+1 hoparlör sistemimi dvd player'a bağladım. lakin bu hoparlör sisteminin ses açma kısma düğmesi kablolu ve dvd player'ın da kumandasından ses açma kısma seçeneği yok. her ses açıp kısmak istediğimde yerimden kalkıp düğmeden ayarlamam gerekiyor. bu düğme bildiğimiz kulaklık jakı ile subwoofer'a bağlanıyor. sadece ses açıp kısmak için kullanabileceğim bir uzaktan kumanda uydurmak mümkün müdür?
0
kibritsuyu
(29.05.07)
4400 için çok aradım aynı hikaye onda da var. imkanı yok. bir elektronikçi istersen onun kabloyu keser ek yapar lehimleyip tuttururum demişti ama yemedi.
0
darknum
(29.05.07)
elektronikçinin dediği gayet basit bir şey.
yemesi lazımdı.
0
gregory
(29.05.07)
orjinalini kesip biçmeden yolu yok mudur? konya sokak yolları gözüktü galiba bana.
0
🌸kibritsuyu
(29.05.07)
sistem uzaktan kumandaya gore kurulmadigi icin bir reseptor icermiyor.uzaktan kumanda kullanabilmen icin baglanti noktasina alici eklemen gerekir.onun icinde eger iyi bilmiyorsan cuvallama ihtimalin yuksektir.birde bunu bastan kurman yada kurdurman sistemin fiatini asar.uzaktan kumanda bu durumda iptal oluyor.

bu aleti hic incelemedim ama belki farkli bir dvd yle sonuc alabilirsin gene astari yuzunden pahaliya geliyor.

bir amfi alabilirsin.iyi birseydir hos bir seydir her zaman lazimdir.ikinci el bir amfi isini goruru ama bu sefer kolonlar kesmez yalan olur.

istedigin uzunlukta ucu jack iceren kabloyu yaptirirsin yada kendin yaparsin.kumanda kismini acip vidaliysa vidasindan gecmeli bir sistemse kanirtarak orjinal kabloyu merkezinden ayirir yaptigin kabloyu baglarsin.cozumu budur.sonra istersen gene ayni sistemle orjinaline donersin.

eger becerebilirsen cunku gidecegin elektronikciler cogunlukla manav gorunumundedir sadece satarlar rahatsiz bir elektronikci bulman gerekir alacagin bir manuel volume control,kablo ve jack kardesler ile kendinde yapabilirsin.kumandanin uzerinde veya kitapciginda gereken degerleri vermistir sanirim.kisisel fikrim ugrasip deli olma.
0
cizgilipijama
(30.05.07)
(1)

dans yarışması adı

kibritsuyu
4-5 sene önce çiftlerin katılıp büyük bir pist üstünde yorgunluktan bayılana kadar dans ettikleri, pistte son kalan çiftin ödülü kazandığı bir yarışma vardı. neydi o yarışmanın tam adı?
4-5 sene önce çiftlerin katılıp büyük bir pist üstünde yorgunluktan bayılana kadar dans ettikleri, pistte son kalan çiftin ödülü kazandığı bir yarışma vardı. neydi o yarışmanın tam adı?
0
kibritsuyu
(25.05.07)
dansli pistli bir seyler hatirladigimi sanmistim, hatta atlari da vururlar bile geldi aklima ama ismi suymus: uçur beni!

ek: dokun bana'nin takipcisi olunca ismi ucur beni olacak tabii ki.
0
ainothia
(25.05.07)
(2)

e harfi

kibritsuyu
ürünün ambalajında gramajın yanında bir küçük e harfi var. ne anlama geliyor bu? "1 litre yazdık ama ölçerseniz de 0,95 litre çıkarsa bizi suçlamayın" anlamına geldiğini düşünüyorum. doğru mudur, başka bir anlamı var mıdır?(bkz: vasati 40 çöp)
ürünün ambalajında gramajın yanında bir küçük e harfi var. ne anlama geliyor bu? "1 litre yazdık ama ölçerseniz de 0,95 litre çıkarsa bizi suçlamayın" anlamına geldiğini düşünüyorum. doğru mudur, başka bir anlamı var mıdır?

(bkz: vasati 40 çöp)
0
kibritsuyu
(24.05.07)
Bu sembol ürünün net miktarının denetimi için geliştirilmiş bir sistemi gösterir. Kalite, Avrupa onayı veya Avrupa boyutları ile ilgili değildir.
Ambalaj üzerinde belirtilen miktar, örneğin 100 gram ise her bir ambalaj için 100 gram olmalıdır. Üretici, yetkililerce “e” sembolü kullanma izni verildikten sonra, ambalajlar ortalama ağırlığı net 100 gram olacak şekilde doldurulmalıdır.
0
notorious
(24.05.07)
konuyla ilgili detaylı bilgiyi şuradan bulabilirsin:

en.wikipedia.org
0
egiboy
(24.05.07)
(12)

en kalorisiz tatlı

kibritsuyu
her yemeğin üstüne tatlı yemeden duramayan bir adamım. lakin göbek aldı başını gidiyor. ne önerirsiniz? en kalorisiz, en az şişmanlatan tatlı nedir? (meyve dışında)
her yemeğin üstüne tatlı yemeden duramayan bir adamım. lakin göbek aldı başını gidiyor. ne önerirsiniz? en kalorisiz, en az şişmanlatan tatlı nedir? (meyve dışında)
0
kibritsuyu
(23.05.07)
su muhallebisi
0
katafalk
(23.05.07)
dondurma
0
moralite
(23.05.07)
bana gore cevap, ozel bir tatli ismi degildir.

cevap, "herhangi" bir tatlidan bir iki parca almaktir.

sevmedigin bir tatlinin tam porsiyonundansa, 1-2 catal/kasik profiterol almak daha guzel degil midir?

belki de degildir.
0
la traviata
(23.05.07)
şeker alayım çekmeceme koyayım, her gün bir tane yiyeyim diyorum ama dayanamıyorum. leblebi gibi yiyorum bütün şekeri. keza küçük çikolatalar da aynı.
0
🌸kibritsuyu
(23.05.07)
peynir tatlısı
0
OneStab
(23.05.07)
bi parca danette
0
turkish tekila
(23.05.07)
hamur ve şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlıları deneyin.
0
nihilanth
(23.05.07)
diyetisyenim her gun bir porsiyon sutlu tatli, dondurma ya da cokonat yediriyor:)
0
fuchuki
(23.05.07)
şu diyet çikolatalar yok mu, onlardan ye abi. ben yedim gayet çikolata gibi hem.
0
gxix
(23.05.07)
nutrasweet'in tatlıları gibi özel diyet tatlıları var ama kanserojen midir değil midir bilemem orasını.
0
magdalena
(24.05.07)
ülkerindi sanırım mavi yeşil zımbırtılarında çikolata kaplı bisküvi var. pakette 126 kalori mi ne alıyordun, içinde yanılmıyorsam 4 adet olması lazım. çok canın çekerse onlardan ye ( ülker değilse kesin eti'dir )

bide şeker katkısız reçeller var. reçel - marmelat karışımı demek daha doğru olur. bir parça peksimet üstüne sür, tatlı niyetine ye. kalorisi yine az onun.
0
hayatacaylakkaldim
(24.05.07)
lif olsun da ne olursa olsun. Kompleks karbonhidratlarca zengin olursa basit şekerin etkisini de azaltır. Yani, şu manita işi diyet kahvaltılık gevreklerin içine ekstra şekerli malzeme koyup, misal fıstık ezmesi. Hem tadı yüksek olur hem de yedikten sonra zor acıkır tekrar tatlıya dalmazsın. yüksek insülin ve akabinde yükselen kortisol ile boğuşmaz, daha az kilo alırsın.
0
arnold schwarzeneger
(25.05.07)
(5)

karanlık fotoğraf

kibritsuyu
pencerenin önünde çekilmiş, dolayısıyla arkadan ışık geldiği için karanlık (biraz silüet halinde) çıkmış fotoğrafı nispeten düzeltebilmek için photoshopta ne kullanmam gerekli? hangi uygulama bu fotoğrafı en güzel hale getirir?
pencerenin önünde çekilmiş, dolayısıyla arkadan ışık geldiği için karanlık (biraz silüet halinde) çıkmış fotoğrafı nispeten düzeltebilmek için photoshopta ne kullanmam gerekli? hangi uygulama bu fotoğrafı en güzel hale getirir?
0
kibritsuyu
(17.05.07)
Photoshop'i bilemeyecegim ama Picasa'da fill light diye bir sey var, bayagi ise yariyor.
0
wpi
(17.05.07)
shadow / highlights
0
turkish tekila
(18.05.07)
duplicate layer / blend mode : screen
0
turkish tekila
(18.05.07)
photoshop'ta level ile düzeltebiliyor olman lazım, kısayolu ctrl+l idi.bi ayar daha vardı kısayolu ctrl+m fakat fonksiyonunu hatırlayamiyorum su an.bu ikisine bi bak istersen.
0
vampyria
(18.05.07)
photoshop

image -> adjustments -> levels (yanlış hatırlamıyorsam. brightness - contrast ayarının olduğu seçenek)

brightness'ı arttırıp contrast'ı kısabilirsiniz.
0
actionary
(21.05.07)
(3)

yazılı basın rtük'ü

kibritsuyu
şimdi radyo ve televizyonda yayınlanan sakıncalı içeriği rtük denetleyip ceza veriyor. peki yazılı basında, gazetelerde, dergilerde yer alan sakıncalı içeriği kim denetleyip ceza veriyor?
şimdi radyo ve televizyonda yayınlanan sakıncalı içeriği rtük denetleyip ceza veriyor. peki yazılı basında, gazetelerde, dergilerde yer alan sakıncalı içeriği kim denetleyip ceza veriyor?
0
kibritsuyu
(15.05.07)
soyle bırsey var ,
(bkz: basin konseyi )
0
dodocan
(15.05.07)
basın, özgürlüğü ve saygınlığının korunması amacıyla resmi bir denetleme organına tam olarak bırakılmış değildir. kitle haberleşme dersinden hatırladığım kadarıyla 1960larda Basın Ahlak Yasası ve buna bağlı olarak Basın Şeref Divanı oluşturulmuş, bu kapsamda denetlemeler yapılmak istenmiş ancak durum dönemin gazetecileri tarafından olumlu karşılanmadığı ve basın özgürlüğüne aykırı olduğundan divan fonksiyonunu yitirmiştir.

günümüzde 5187 sayılı Basın Kanunu kapsamında basın organları ve her türlü yayın değerlendirmeye alınmakta, her ilgili tarafından yargı yoluyla müdahale edilebilmektedir.
0
bordeaux
(15.05.07)
basın savcısı diye bir şey var/vardı. ama onların işi sakıncalı buldukları hakkında dava açmak diye biliyorum.
0
dgtal
(16.05.07)
(4)

lens son kullanma tarihi

kibritsuyu
şimdi benim sol gözüme taktığım lensin kutusunda iki adet lens kalmış. kutunun son kullanma tarihi 2007 mayıs diyor. birini bugün açıp taktım ama hala bir adet lens var kutuda hiç açılmamış. şimdi ben bu son kalan lensi çöpe mi atayım, yoksa henüz hiç açılmamış olduğundan bir ay sonra da onu taksam
şimdi benim sol gözüme taktığım lensin kutusunda iki adet lens kalmış. kutunun son kullanma tarihi 2007 mayıs diyor. birini bugün açıp taktım ama hala bir adet lens var kutuda hiç açılmamış. şimdi ben bu son kalan lensi çöpe mi atayım, yoksa henüz hiç açılmamış olduğundan bir ay sonra da onu taksam ve haliyle bir ay da onu kullansam idare eder miyim? son kullanma tarihi bu kadar hassas mıdır? kıyamıyorum hiç açılmamış lensi çöpe atmaya.
0
kibritsuyu
(14.05.07)
Bir aylık lensleri 3-4 ay takabildiğime göre, süresi 2-3 ay geçen lensten de birşey olmayacağı kanaatindeyim. Yani şöyle söyleyeyim, ben olsam takarım, ama kimseyi de böyle yanlış yollara yöneltmeyeyim şimdi.
0
sui
(14.05.07)
kutusu acilmadiysa kullanabiliyorsunuz rahatca. ama taahhut edilen performansi gosterir mi bilemedim. belki normal suresinden once batmaya falan baslar gozunuze.

gerci 3 aylik lensi 2 yildir kullanan birini de taniyorum. cok acayip.
0
moralite
(14.05.07)
açılmadığı ve süresi aylar mertebesinde geçmediği sürece bir sakınca olmamakla beraber lens kullanım sürelerinin aşılmamasında fayda vardır. genelde lens kullanıcılarının pek bilmediği bir mevzu olan acanthomoeba enfeksiyonuna dikkat derim. adamı kornea nakline kadar götürür meret. Tedavisi son derece zordur. Özellikle su ve toprak yolu ile bulaşır. Lensleri çeşme suyu ile temizlemek gibi güzide metotlar bulaşmasını arttırır.

www.keratoconus.asn.au
0
justaddwater
(14.05.07)
"oha hayvan bir yıl olacak nerdeyse" diyebilirsinz fakat cevab yazmadan geçemeyeceğim bir soru bu :)

aylık lens kullanıcısıyım ve gözümdeki lensler altıncı ayında. hayır dolapta yeni paket var ama 5 aydır üşeniyorum açmaya. henüz bir batma falan da hissetmedim. ilk günkü gibi rahat kullanıyorum.
0
deckard
(20.03.08)
(2)

excel sorusu

kibritsuyu
excelde iki ayrı hücreye yazdığım iki ayrı gg/aa/yyyy formatındaki tarihler arasında kaç gün olduğunu nasıl bulabilirim? fakat bunu yaparken her ayı 30 gün (28, 29, 31 çeken aylar da 30 olarak alınacak). dolayısıyla her yılı 360 gün (365 değil) olarak almalı. işçinin işe girdiği tarih ile işten çıkt
excelde iki ayrı hücreye yazdığım iki ayrı gg/aa/yyyy formatındaki tarihler arasında kaç gün olduğunu nasıl bulabilirim? fakat bunu yaparken her ayı 30 gün (28, 29, 31 çeken aylar da 30 olarak alınacak). dolayısıyla her yılı 360 gün (365 değil) olarak almalı. işçinin işe girdiği tarih ile işten çıktığı tarih arasında toplam kaç gün çalışmış olduğunu hesaplayacağım. yaa yaa birbirinden çıkarmak yetmiyor bu yüzden.
0
kibritsuyu
(12.05.07)
Giriş tarihi B2 çıkış tarihi C2 hücresinde yazılı diyelim,

=C2-B2 formülüyle gün sayısını bulabilirsin. Formülü yazdığın hücre formatını sayı olarak düzeltmen gerekebilir çünkü default olarak o hücreyi de tarih formatında verir.
sorun çıkarsa mesaj gönder, yardımcı olmaya çalışırım...

kolay gelsin.
0
hgn
(12.05.07)
DAYS360 formülüyle yapman yeterli. kullanımı şöyle;
=DAYS360(start_date,end_date,method)

buradaki method, kullandığın sistem US sistemi ise False, Avrupa sistemi ise TRUE olmalı.
US sisteminde başlangıç/bitiş günü ayın 31'i ise bir sonraki ayın ilk gününü ilk/son gün gibi kabul ederken EU sistemi o ayın son gününü ilk/son gün olarak kabul ediyor.

örnek formül
=DAYS360(B2;C2;TRUE)

kolay gelsin...
0
hgn
(12.05.07)
(4)

amiga 500 disket sürücüsü

kibritsuyu
güzelim amiga 500'üm bir koli dolusu oyunuyla birlikte kuzu gibi yatıyor evde. çalıştırmak istiyorum ama disket sürücüsü çalışmıyor. herhangi bir disket sürücüsü takayım dedim o da çalışmdı. daha önce de sormuştum bunu ama ankara'da sağlam bir disket sürücü bulma şansım var mı? yoksa pc'ler için ola
güzelim amiga 500'üm bir koli dolusu oyunuyla birlikte kuzu gibi yatıyor evde. çalıştırmak istiyorum ama disket sürücüsü çalışmıyor. herhangi bir disket sürücüsü takayım dedim o da çalışmdı. daha önce de sormuştum bunu ama ankara'da sağlam bir disket sürücü bulma şansım var mı? yoksa pc'ler için olan disket sürücülerini modifiye edebilir miyim? evetse nasıl edebilirim? bir gerizekalıya anlatır gibi anlatırsaniz sevinirim :)
0
kibritsuyu
(09.05.07)
gitti gidiyor'da bir çok amiga 500 ve parçası görmüştüm. bi göz at derim...
0
yersen
(09.05.07)
aman o gittigidiyor'daki şerefsizlere bulaşma. anormal fiyatlar çekiyorlar. nostalji seven kişileri yolunacak kaz gözüyle bakıyorlar. bilgisayar müzesi yapan bir site vardı. oraya bir bak artan martan parçalar olabilir onlarda.
0
darknum
(09.05.07)
parça bulmaktan ziyade, pc disket sürücüsünü ya da ide kablosunu modifiye ederek yapmanın bir yolunu anlatmıştı birisi burada. ve hatta gittigidiyor'da modifiye edilmiş disket sürücü bile satılıyor. bunun yolunu anlatabilene minnettar kalacağım.
0
🌸kibritsuyu
(10.05.07)
valla ben disket sürücüsünden daha ucuza bir amiga 500 aldım gittigidiyordan bendeki a500+'ın da aynı şekilde disket sürücüsü bozulmuştu. 25 ytl tuttu.
misal bu amcam da satıyor
erdembilgisayar.ac7.org
internal 30, external 60 ytl.
0
iron
(28.09.07)
(5)

nedir bu melodi?

kibritsuyu
hani kemal sunal'ın `iyi aile çocuğu` filminde (biri mülayim, biri kabadayı ikiz kardeş oldukları film) kabadayı kardeş hatunla atraksiyona girdiği sırada aynı şeyleri hisseden mülayim kardeş bi hoş oluyordu. ahihihi yapma gız falan diyordu kendi kendine. aha işte o sırada çalan bir melodi vardır. `
hani kemal sunal'ın iyi aile çocuğu filminde (biri mülayim, biri kabadayı ikiz kardeş oldukları film) kabadayı kardeş hatunla atraksiyona girdiği sırada aynı şeyleri hisseden mülayim kardeş bi hoş oluyordu. ahihihi yapma gız falan diyordu kendi kendine. aha işte o sırada çalan bir melodi vardır. olacak o kadar'ın en eski bölümlerinde falan da kullanılmıştır. hızlı tempoda dım dırı dım dım, dım dırı dım dım, dım dırı dım dım, dım dırı dım dım diye gider. nedir bu? nereden bulurum?
0
kibritsuyu
(09.05.07)
mogollar film müzikleri serisi var. bir oraya bak %80 oradadır ama bende olmasına rağmen söylediğinden bir şey anlamadığım için bakamadım.
0
darknum
(09.05.07)
www.youtube.com
01:23'de başlıyor, ben biraz üç hürel tınısı alıyorum parçadan.
0
iron
(10.05.07)
diskotek.arkaplan.com.tr

burada var ama foruma üyelik istiyor ve üye olma sayfası da çalışmıyor.
0
iron
(10.05.07)
www.diskotek.arkaplan.com.tr

bu siteye uye olsan bile hemen şak diye bişiler indiremiyomuşun..adamlar bildigin kasmış ve imkansıza yakın bi olay cıkarmıs..kutlamakmı gerekır yoksa cok havalılar dıyıp cekıp gıtmekmı orasını sız dusunun..

oraya uye olan bırılerını bulmak gerek..


!!!!!
ayrıca sanırım sözlukten jon lord isimli yazar bu kişileri tanıyor..onunla bir irtibata gecirse ordan bi uyelık saglansa.manyak bi arşiv var orada..gunluk 3,5 gb limitini zorlayacak derecede bi arsiv..
0
isott
(10.05.07)
dım dımdan anlayamayanlar, iron'un verdiği youtube linkinden dinleyebilirler. deli gibi cep telefonu melodisi yapma arzusu içindeyim. mp3 olarak bulursam süper olacak.
0
🌸kibritsuyu
(10.05.07)
(3)

dublaj sanatçıları

kibritsuyu
günümüz dizilerinde dublaj yapan kişilerin kim olduklarını bilmek istiyorum. tek bildiğim polat alemdar ve birçok erkek oyuncuyu seslendiren `umut tabak`. onun dışında `sağır oda` dizisinde aras dağlı'yı, galip hoca'yı, zahit'i ve nogay'ı seslendirenlerin kim olduklarını çok merak ediyorum (oğuz bey
günümüz dizilerinde dublaj yapan kişilerin kim olduklarını bilmek istiyorum. tek bildiğim polat alemdar ve birçok erkek oyuncuyu seslendiren umut tabak. onun dışında sağır oda dizisinde aras dağlı'yı, galip hoca'yı, zahit'i ve nogay'ı seslendirenlerin kim olduklarını çok merak ediyorum (oğuz bey'in sesi ali gül. nam-ı diğer gargamel ve hatta hannibal smith onu biliyorum). hiçbiri kendi sesi değil sanırım.
0
kibritsuyu
(09.05.07)
(bkz: levent donmez)
hayat boyu izledigin belgesellerdeki en guzel ses.
okulda merhaba dedikten sonra kendisine konussun da sesini duyalim diye bakiyo insanlar. o derece..
0
la traviata
(09.05.07)
Ben de aynen merak ediyordum ve geçen gün şunu buldum sözlükte;

(bkz: #9406004)

muhtemelen bakmışsınızdır bu entry'e ama burada da bulunsun dedim.
0
colonizer
(09.05.07)
poetaster
(09.05.07)
(14)

deniz suyundan tatlı su elde etmek

kibritsuyu
böyle bir teknoloji mümkün değil midir? bir tarafta buzullar eriyor, bir tarafta su bitiyor. biz alsak deniz suyunu buharlaştırıp tekrar yoğunlaştırsak tatlı su elde edemez miyiz? ortaokul fen dersi bilgilerimden bu şekilde suyun tuzunu ayırıp saf su elde edebileceğimizi hatırlıyorum. böyle bir tekn
böyle bir teknoloji mümkün değil midir? bir tarafta buzullar eriyor, bir tarafta su bitiyor. biz alsak deniz suyunu buharlaştırıp tekrar yoğunlaştırsak tatlı su elde edemez miyiz? ortaokul fen dersi bilgilerimden bu şekilde suyun tuzunu ayırıp saf su elde edebileceğimizi hatırlıyorum. böyle bir teknolojinin astarı yüzünden pahalı mıdır? mümkün değil midir? niye yapılmaz? evde tek başımıza çaydanlıkla yapalım demiyorum tabii. büyük bir tesis bunu başaramaz mı? hatta direkt küresel ısınmanın sıcağı kullanılarak yapılamaz mı? çok mu uçuyorum ben?
0
kibritsuyu
(08.05.07)
Ben de merak etmistim bir ara ama bildigim kadariyla henuz verimli bir donusturme islemi gerceklestirilemedi. Eger gerceklestirilebilse zaten dunyanin 3/4'unun tuzlu su oldugu goz onune alindiginda hic bir ulkenin su sikintisi olmaz...
0
crown
(08.05.07)
deneyini yapmıştık lisede. deniz suyunu kaynatıp damıtıyorsun ve tuzsuz su elde edebiliyorsun
0
hayatacaylakkaldim
(08.05.07)
böyle bir teknoloji halihazırda mevcut ama su elde etmek için kullanmak dediğin gibi astar-yüz ilişkisine giriyor. suyun maliyeti çok artıyor. bildiğim kadarıyla uzun süre açılacak teknelerde bu işi gören bir alet bulunabiliyor.
0
uz
(08.05.07)
1999 depreminde, bir ülke düzceye böyle bir sistem kurmuştu, hangisi olduğunu hatırlamıyorum, o ara haberlerde de bir hayli çıkmıştı, mümkün yani.
0
sathaner
(08.05.07)
var ama saf su olarak elde ediyorsun, içilebilmesi için cesitli islemlerden gecirmen gererkir yoksa osmotik basınctan dolayı hucrelerin mineral vs kaybediyor, tehlikeli yanı saf su icmesi.
0
bryan fury
(08.05.07)
arap ulkelrinden birinde var boyle bisey diye biliyorum ama hangisiydi hatirlamiyorum...
0
jupiterianvibe
(08.05.07)
dubai'deki bir su parkında havuz suyu deniz suyundan elde ediliyor. dezavantajı maliyetinin çok yüksek olması ve altından kalkabilenler de böyle zengin soysuzlar.
0
paranormal
(08.05.07)
şimdi çevreciler bu cevaba köpürür ama nükleer enerji ile dediğiniz olay mümkün. iş kar zarar analizine bakıyor. şu an için ekonomik mi bir bilgim yok ama kabaca şunu söyleyebilirim, bir nükleer santral 4-5milyar dolara çıkıyor hadi tuzlu suyun korozyonunu engellemek için önlemlerle beraber 6milyar dolar olsun. bu fiyat ilerde hiç su kalmayınca gayet makul olur gibi geliyor bana.
0
marido
(08.05.07)
deniz suyundan buz uretiyorlar onu biliyorum. icilebilir hale getirmek masraflı ancak donma noktasini dusurecek kadar da ayristiriliyor demek ki.
0
amiga 500
(08.05.07)
bir denizcilik belgeselinde vardi. Ufak bir aletle deniz suyundan icme suyu elde edilebiliyordu. Ama bu su bildiginiz saf suya yakin oluyor. Ama ictigimiz cesmelerden akan veya satin alinan su saf su degil. Bu yuzden buna ekstra islemler yapilmasi gerekiyor. Vucut bu saf suyu sevmiyor ve ters tepiyor. Hayatta kalmak icin gemilerde olmasi gereken bir sey diyordu belgeseldeki amcam. Ne derece seydir onu bilmiyorum.

Bir de o ufak alet gercekten ufak bir seydi. Fakat hem pahali oldugunu soyluyordu hem de her seferinde elde edilen suyun gercekten az oldugunu belirtiyordu.
0
entrapmen
(08.05.07)
suyu taşımak petrolü ve doğalgazı taşımaktan daha kolay olmalı diye düşünüyorum. çünkü petrolün vizkozitesi sudan yüksek, doğalgaz da zaten gaz olduğu için pomplama işlemi pahalı.
0
marido
(09.05.07)
zeke'ye cevaben:

ilk yerleşim bölgeleri zaten tatlı su kaynaklarına kurulmamış mıdır? :)
0
paranormal
(11.05.07)
tatli su olmasa da bi icat var bunun icin, suyu temizlemeye yarayan bi pipet kendileri. yilin icadı secildi 2005'de : www.bildirgec.org
0
nihilanth
(12.05.07)
(bkz: evaporator)
tek sorun, kıyıya yakın sular içme suyu olmak için çok kirli vaziyette.
bu nedenle genelde kıyıdan bi 50 mil sonra çalışır bu makine.
belki çift filtrasyon, bişi??
bi de bonus bu alete mineral falan ekleniyo,çok tatsız bi su oluyo öbür türlü.
biraz öküz altında buzağı aramak da olabilir lakin, ben bu aletin karada kullanılmamasının sebebinin şişe,damacana su firmaları olduğuna yürekten inanmaktayım.
nihaha
0
kaptan cuma
(03.07.07)
(5)

futbol spikeri ve oyuncu isimleri

kibritsuyu
şimdi bu televizyon kanalında canlı yayında maç anlatan futbol spikerleri oturdukları yerden taa sahadaki futbolcunun kim olduğunu nasıl anlıyorlar? hadi appiah, lugano gibi zenci, sarışın bariz belli olanları anlarım da birbirine son derece benzeyen adamları nasıl seçiyorlar? yoksa topun hangi oyun
şimdi bu televizyon kanalında canlı yayında maç anlatan futbol spikerleri oturdukları yerden taa sahadaki futbolcunun kim olduğunu nasıl anlıyorlar? hadi appiah, lugano gibi zenci, sarışın bariz belli olanları anlarım da birbirine son derece benzeyen adamları nasıl seçiyorlar? yoksa topun hangi oyuncuda olduğunu gösteren teknolojik bir aletleri mi var? hadi yerli maçları da bir şekilde anlarım da ne bileyim avrupa'nın adı sanı duyulmamış takımlarının maçlarında da çok başarılılar. yıllar önce halit kıvanç "maçtan önce resimleri geliyor, ezberliyoruz" demişti. hala böyle midir bu olay? mümkün müdür avrupa'nın adı sanı duyulmamış takımlarının lig maçındaki bütün oyuncuları ezberlemek? ezberlesen bile oturduğun yerden kim olduğunu anlamak nasıl bir yetenektir?
0
kibritsuyu
(06.05.07)
abi adamların işi o.
fighter pilot nası kullanıyo o uçağı ben asıl onu merak ediyorum:)
şaka ir yana sırtlarında numaraları var bi de ma.tan önce bakar eder falan.
0
agk
(06.05.07)
oynadiklari mevki de belirli, macin ilk bir kac dakikasindan sonra sahanin neresinde kim oynuyor zaten belli oluyor. bir de tabii mac anlatirken kabinde bir kac ekrandan onlar da görebiliyor sanirim neler oluyor neler bitiyor. ama tabii en kötüsü dünya kupasi avrupa kupasi maclari gibi hic tanimadigin bilmedigin adamlarin oynadigi maclar. halit kivanc böyle maclar icin fotograflara bakiyoruz sirt numaralarini okuyoruz falan demisti ben de hatirliyorum.
0
atmacaged
(06.05.07)
tanınmamış adamların isimlerini salladıkları da oluyor tabii.
0
pispinti
(06.05.07)
abi formada numaralari var?
ayrica salliyorlar da cogu zaman..
0
gxix
(06.05.07)
mesela ilker yasin genelde yanlış söyler :)
0
deckard
(02.07.07)
(2)

filmde ses senkron problemi

kibritsuyu
emule'den indirdiğim bir filmde (adını da söyleyeyim, `arkadaşım şeytan`) ses senkronu problemi var. sesler görüntüden 1,5 saniye önce geliyor. media player classic'te shift audio 1500 ms. diyerek senkronize edebiliyorum ancak ben bu filmi cd'ye çekip evde divx player'da izleyeceğim. virtualdub'da n
emule'den indirdiğim bir filmde (adını da söyleyeyim, arkadaşım şeytan) ses senkronu problemi var. sesler görüntüden 1,5 saniye önce geliyor. media player classic'te shift audio 1500 ms. diyerek senkronize edebiliyorum ancak ben bu filmi cd'ye çekip evde divx player'da izleyeceğim. virtualdub'da ne kadar uğraştıysam denk getiremedim. virtualdub dosyayı açarken ses dosyasının uyumsuz olduğunu, ayarlayabileceğimi söylüyor (vbr falan diyor). 1,5 saniye geciktir dedim olmadı. bu sefer de 1,5 saniye geç çıkmaya başladı sesler. haa o zaman hiç kaydırmadan baştan kaydet dedim yine olmadı 1,5 saniye önce çal dedim hiç olmadı. ne yaptıysam olmadı. nasıl düzeltirim ben bu sesi yardım edin lütfen.
0
kibritsuyu
(05.05.07)
aslında yapılabilecek en mantıklı şeyleri yapmışsınız ,çok ilkel ve hanzo bir yöntem olmakla birlikte bir şekilde filmden bagımsız olarak sesleri mp3 vs olarak ayrıca kaydedip sonra ses dosyasının başına 1.5 saniyelik bir kısım ekleyip tekrar birleştirseniz belki mümkün olabilir.
ayrıca bir ihtimal daha ,divxlerde senkronizasyonun kaymasının bir sebebi de sesin tamamen düzgün olmasına ragmen görüntüde bir saniyelik donmalar vs. sonucu saçmalama olabiliyor, bu durumda da aynı düz mantıktan yola çıkarak filmin o saçmalayan ,donan kısmına bir müdahalede bulunmanız gerekiyor ki bu ne kadar mümkün onu hiç bilemiyorum işte.
kolay gelsin efem.
0
alwaysdrunk
(05.05.07)
virtualdub ile yapabilirsin bunu yanılmıyorsam. ama değer mi falan adam gibi bir kopya bulmak bazen daha basit oluyor. nette how to lar olacak onları inceleyip yapmak mümkün olabilir virtualdub ı açmayalı baya oldu herhalde.
mplayer classic önerecektim ama zaten onu yapmışsın bile.
0
ozdek
(05.05.07)
(4)

windows xp güncellemeleri

kibritsuyu
şimdi benim bilgisayarımla birlikte aldığım lisanslı windows xp home edition service pack 1 cd'm var. tabii köprünün altından çok sular aktı. service pack 2 çıktı, bi milyon tane güncelleme çıktı. ben bunların hepsini internetten windows update sitesinden yaptım. şu anda bilgisayarım en güncel durum
şimdi benim bilgisayarımla birlikte aldığım lisanslı windows xp home edition service pack 1 cd'm var. tabii köprünün altından çok sular aktı. service pack 2 çıktı, bi milyon tane güncelleme çıktı. ben bunların hepsini internetten windows update sitesinden yaptım. şu anda bilgisayarım en güncel durumda. lakin format atacağım. format attıktan sonra da haliyle elimdeki cd'den windows'u yeniden yükleyeceğim. e bu kadar güncellemeyi baştan mı indirmem gerekecek? bu güncelleme dosyalarının açılmamış, paket halinde durduğu bir yer var mıdır bilgisayarda? formatlamadan önce bunları da ayrı bir cd'ye yedekleyip oradan geri yüklesem olmaz mı? illa megabaytlarca kotayı service pack 2 bilmemne güncellemelerine ayırmak zorunda mıyım?
0
kibritsuyu
(02.05.07)
service pack 2'yi windows cdsine ekleyebiliyorsunuz.. bunla ilgili sozlukte bi baslik vardi. ingilizcesi www.windows-help.net adresinde tarif ediliyor. ama diger yamalarla ilgili bu dedigimizden olmuyor sanirim. belki ghost most yapip bisileri hizlandirabilirsiniz.
0
notorious
(02.05.07)
benim güncellemelerin nerde olduğuna baktım. c:/windows/system'in içindeydi. bi oraya bak. ordadır.

veya bi daha herhangi bi güncellemeyi yükle. yüklediğin dosya adını bilgisayarda arat. nerde bulursa diğerleri de ordadır.
0
nahil
(02.05.07)
güncellemeleri toplayıp pack halinde hazırlayan bir site vardı. bir arat sözlükte görmüştüm ben. google'da windows update pack filan diye arat çıkar sanırım.
0
darknum
(02.05.07)
xp'nin piyasada son iki-uc yildir bulunan lisansli surumleri service pack 2 gomulu gelmektedir. xp'yi daha once satin aldiysaniz ayni seri numarasiyla daha guncel bir cd'sini edinip kurabilirsiniz. (nasil destek hatti agzi yakaladim belli degil)
0
ssg
(10.05.07)
(4)

nugget

kibritsuyu
bu nugget denen lezzetli tavuk parçalarının etrafında kaplı olan ve çıtırlığı kıtırlığı sağlayan sarımtrak şey nedir acaba?not: kendim evde yapabilmek için sormuyorum. ne yediğimi bilmek için soruyorum. monopotasyum gulugulu maksifosfat falansa yemiycem.
bu nugget denen lezzetli tavuk parçalarının etrafında kaplı olan ve çıtırlığı kıtırlığı sağlayan sarımtrak şey nedir acaba?

not: kendim evde yapabilmek için sormuyorum. ne yediğimi bilmek için soruyorum. monopotasyum gulugulu maksifosfat falansa yemiycem.
0
kibritsuyu
(23.04.07)
pane harci ile ev yapimi guzel nugget/sinitzel kizartmalara imza atabilirsin
0
armish
(23.04.07)
chicken nuggetlar parcalanip tekrar bir araya getirilmis tavuk etinden yapiliyor diye tahmin ediyorum. bunu evde yapmak zor olabilir.
0
wpi
(23.04.07)
(bkz: galeta unu )
0
dodocan
(23.04.07)
tavuk hindi vs nugget ve sinitzel ler tavuk kıymasından yapılıyor. bir nevi köfte yani. ben de yakın zamana kadar göğüs eti sanıyordum ama içinde kanat ayak herbirparça oluyormuş. dışındaki harç ne pane harcı ne de galeta unu. nuggetler için apayrı bir karışım kullanılıyor. tam içeriğini bilemiyorum ama acaip pahalı olduğunu söyleyebilirim.
0
badfan
(25.04.07)
(4)

nokia cep telefonu

kibritsuyu
kapaklı bir nokia cep telefonu arıyorum lakin fazla da param yok. bu işe 500 ytl. civarı bir bütçe ayırdım. telefonda çok acaip olmamak üzere her şey olsun. fotoğraf çeksin, blutut olsun, radyo olsun, mp3 çalar olsun, genişletilebilir hafıza olsun. uçuş modu olsun, oyun, takvim, ajanda, vs. olsun, t
kapaklı bir nokia cep telefonu arıyorum lakin fazla da param yok. bu işe 500 ytl. civarı bir bütçe ayırdım. telefonda çok acaip olmamak üzere her şey olsun. fotoğraf çeksin, blutut olsun, radyo olsun, mp3 çalar olsun, genişletilebilir hafıza olsun. uçuş modu olsun, oyun, takvim, ajanda, vs. olsun, titreşim olsun. yani kısacası yeni nesil telefonlarda olan her şey olsun, bir de kapaklı olsun. 6125 ve 6131 hoşuma gitti ancak sözlükte 6131 için hiç güzel şeyler yazmıyor. n serisi için de bütçem yeterli değil. ne önerirsiniz?
0
kibritsuyu
(29.03.07)
tıpatıp aynı telefonu aradım ben de ama ne yazık ki bulamadım. naçizane fikrim eğer program yükliycem özelliklerine özellik katıcam dersen symbian işletim sistemiyle çalışmasına dikkat et çünkü java tabanlılar bunun için uygun değil (uygun da onlar için yazılmış program yok gibi bişey).bu da demek oluyor ki n series'e bakman gerekiyor.


ben 6288 aldım fotoğraf kalitesi pek iyi değil ama aradığım diğer herşey (bluetooth, radyo, mp4 player,uçuş modu,takvim, ajanda, genişletilebilir hafıza, oyun) var özellikle mp3 player'ın ses kalitesi cok iyi.
ha bir de kapaklı değil sürgülü..
0
ahu
(29.03.07)
3230da uçuş hariç hepsi var. ancak ram düşük. 3250 kaç para bilmiyorum ona da bir bak istersen.
0
kofteburger
(29.03.07)
hem kapaklı hem nokia dersen 500 ytl ve altındaki en iyi telefon 6131 dir. ben bu telefonu sözlükte yazılanlardan dolayı almaya çekindim ama 2 aydan beri hiçbir problem yaşamıyorum. ama şu kapak olayı beni çok tedirgin ettiği için tuşla hiç açmıyorum mesela. bir artısı diğer kapaklı telefonlara göre ekranı çok büyük ve koruması yok direk ekrana dokunuyorsun. ancak almadan önce ekranı telefonu 3-4 kez açıp kapayarak kontrol ederek al. ben paketi jelatininden bile kendim açarak 3 telefon denedim ilk ikisi sorunluydu üçüncüsünü alabildim. kamera 1.3 mp olabilir ama gece modu boş ve karanlık ortamda çok kötü çekimler yapıyor fakat aydınlık ortamda çekimleri iyi. onun dışında micro sd falan takılabiliyor gayet güzel yani. başka bir sorun varsa yanıtlayabilirim.
0
luflee
(29.03.07)
6131 canavar gibi kullanıyorum. 3-5 sorun çıkartsa da güzel bir ilişkimiz var kendisiyle.
0
darknum
(29.03.07)
(15)

daha ne yapayım ben?

kibritsuyu
arkadaşlar evdeki bilgisayarıma bir şey dadandı. ne zaman google'da bir şey aratsam ve bulduğum sonuçlardan birine tıklasam karşıma arkadaş arama, seks partneri arama gibi saçma sapan bir sayfa geliyor. geri ileri falan yapınca düzeliyor. nod32 kurdum tarattım bir şey bulamadı. ad aware kurdum tarat
arkadaşlar evdeki bilgisayarıma bir şey dadandı. ne zaman google'da bir şey aratsam ve bulduğum sonuçlardan birine tıklasam karşıma arkadaş arama, seks partneri arama gibi saçma sapan bir sayfa geliyor. geri ileri falan yapınca düzeliyor. nod32 kurdum tarattım bir şey bulamadı. ad aware kurdum tarattım bi şey bulamadı. spybot kurdum tarattım, bi şeyler buldu ama sorun düzelmedi. ayrıca daha önce de sorduğum gibi modemi açık bıraktığım sürece veri ışığı hiç sabit yanık kalmıyor, sürekli pır pır edip duruyor. yani sürekli bir şeyler gidip geliyor modemden. iki tane film indiriyorum kota doluyor. artık virüs müdür ne boktur sıkıldım ben bundan. neyle tarayım bilgisayarı. formatlamadan yok mudur bunun bir çözümü?
0
kibritsuyu
(12.03.07)
bir de hijackthis'i deneyin isterseniz ,bu programla registy'i bi kontrol edin.ama önce registry'yi yedekleyin.
sonra şüpheli satırı çıkartın.bilgisayarı yeniden açın.
0
marcelorios
(12.03.07)
avastı dene birde... o da işe yaramazsa güzel bir yedek al ve format at. aslında sen her durumda yedek al.
0
dirk pitt
(12.03.07)
(bkz: #9117587)

kesinlikle ötesi yok
0
agk
(12.03.07)
Hep format, tam format. Artık çabuk da atılıyor meret, uğraştırmıyor süründürmüyor.
0
sui
(12.03.07)
sevgili yeğenim agk'nın da dediği gibi spyware doctor kullanın. o büyük ihtimalle çözecektir. kendisi bu işin doktoru harbiden. adaware falan çerez kalır yanında.
0
cha
(12.03.07)
Hazir format atmisken, bilgisayarin minimum seni en mutlu eden halini, norton ghost'dan geciriver, sonra makinen hapsirsa ghostlarsin.
0
compumaster
(12.03.07)
modem ayarlarini kontrol et, filtrele, sifre koy, bisey yap
0
turkish tekila
(13.03.07)
advanced uninstaller tarzi bir programla tanimadiginiz program yuklu mu degil mi diye bakmak da bazen cozum olabiliyor. bir de calisan exelere bakin.

hijackthis ciktisini bir yerlere yapistirin elbet bir sekilde bir yerlerden gozukuyordur. bir de tam olarak nereye yonlendiriyor. sabit bir yerse bu sorundan muzdarip birileri daha vardir mutlak ve cozum bulmuslarsa isinizi gorecektir.
0
entrapmen
(13.03.07)
forza avast !

direk linkini vereyimde tam olsun files.avast.com (bedava hemde)
0
winsome
(13.03.07)
en iyisi spybot search&destroy programı dır..
ondan sonracıma Ad Aware Se
ve en sona AVAST Antivirüs..
ondan sonra spybot dan sistem açılışında çalışan programlar listesine bak.. gereksiz olanların registry girişlerini sil.. şüphelendiklerinin hem registry girişlerini hem de asıl çalışan dosyayı sil..
eğer spybot sorunları çözemiyorsa, sistemini güvenli kipte başlat ondan sonra sorunları tekrar ara ve temizlet..
(Edit: Bu yukarıda dediğim programların güncellenmesini sağlaman lazım.. yani yükledikten sonra programları update et...)
0
beratserhat
(13.03.07)
zonealarm tarzı bir firewall la internetini neyin sömürdüğünü görebilirsin. o an interneti kullanan her türlü programı gösteriyor. aynı zamn da engelleyebilirsin de kendisini.
0
oldtimer
(13.03.07)
sorun devam ediyor mu?
0
koskoca devletin adi osmanli len
(07.07.11)
yuha dört buçuk sene önceki sorumu nereden buldun yav :) hayır o bilgisayar şimdi kimbilir hangi hurdalıktadır.
0
🌸kibritsuyu
(07.07.11)
Bildirimler calisiyor :)
0
compumaster
(08.07.11)
duyuruyu test ettim :)
0
koskoca devletin adi osmanli len
(08.07.11)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.