Giriş
(11)

iki ayrı zobidik soru

kibritsuyu
1. "fiyat/performans oranı çok yüksek, şahane bir alet" falan denir hep duyarım. ulan fiyat/performans oranının yüksek olabilmesi için fiyatın yüksek, performansın düşük olması gerekmez mi? bir oranın yüksek olabilmesi payın büyük, paydanın küçük olması gerekmez mi? pay büyüdükçe ve/veya payda küçül
1. "fiyat/performans oranı çok yüksek, şahane bir alet" falan denir hep duyarım. ulan fiyat/performans oranının yüksek olabilmesi için fiyatın yüksek, performansın düşük olması gerekmez mi? bir oranın yüksek olabilmesi payın büyük, paydanın küçük olması gerekmez mi? pay büyüdükçe ve/veya payda küçüldükçe oran büyümez mi? bunca yıllık matematik bilgim boşuna mıymış? "bu fiyata göre çok iyi performans gösteriyor" diyebilmek için "fiyat/performans oranı düşük" veya daha güzeli "performans/fiyat oranı yüksek" desek daha doğru değil mi? niye böyle?

2. starbaksta bazı sıcak kahve bardaklarının üstüne saman kağıdından bir kemer geçirildiğini görüyom. nedir bu? iki ayrı kişinin kahvesini birbirinden ayırmak için işaret herhalde dedim ama iki ayrı kişi iki ayrı kahve aldığımızda bizim bardaklara takmadılar ondan. çatliycam nedir o?
0
kibritsuyu
(30.09.09)
İlk sorunu yanıtlayabilirim

Şöyle ki, misal iki tane cihaz var a cihazı 10 lira ve istenilen performansın %70'ini gösterebiliyor. B cihazı 7,5 lira performans olarak %60 gösterebiliyor.

Şimdi hesaplayalım : a = 10 x 7.5 = 75 performans = 70 x 7.5 = 525
: b = 7,5 x 10 = 75 performans = 60 x 10 = 600

Dolayısıyla fiyat/performans oranı b cihazında daha iyi oluyor. Neden ? Çünkü her ikisinde de fiyatları eşitlediğinde alacağın performans daha iyi olacağı için.

Not : Dediğinde haklısın fiyat/performans yerine performans/fiyat oranı doğru olanı, ama galiba ağız alışkanlığı böyle söyleniyor.
0
burka
(30.09.09)
2. elin yanmasın diye sarıyorlar o saman kağıdı.
0
huleyn
(30.09.09)
2-elin yanmasın diye:)
0
whoosie
(30.09.09)
2. hep kahvenin sıcaklıgından elin yanmaması için olduğunu düşünmüştüm.

edit : oohhooo ben yazana kadar
0
yasaluyari
(30.09.09)
1. açıklama için teşekkürler, fiyat/performansın ne olduğunu biliyorum. sorum o değil ama. "aynı fiyatlı bir başka ürüne göre performansı daha YÜKSEK" veya "aynı performanslı bir bşka ürüne göre fiyatı daha DÜŞÜK" diyebilmek için fiyat bölü performans oranı "düşük, veya "performans bölü fiyat oranı yüksek" dememiz gerekmiyor mu? niye "fiyat bölü performans oranı YÜKSEK" diyoruz. gerzek miyiz bizi düşük performanslı ürüne çok para veriyoruz?

2. onlarca kez sıcak kahve içtim de niye benimkine takmadılar ondan peki? ayrıca bildiğin inceik kağıt, yanmayı nasıl önlesin? üstelik aynı masadaki x adet sıcak kahve bardağından sadece birinde var. hani burger king'de diyet kolayı işaretlemek için kapağındaki loloya dürtüp işaretlerler ya, onun gibi bir şey sanki bu.
0
🌸kibritsuyu
(30.09.09)
içtiğiniz kahveler küçük boy muydu ?
0
huleyn
(30.09.09)
o kahve şeysi işe yarıyor cidden. içindeki tırtıklardan dolayı boşluklu bir yapıda olmasının da etkisi vardır bunda.
0
sektoid
(30.09.09)
1- aslında fiyatına göre performansı çok yüksek demek istiyorlar. ama tabi teknik açıdan pay payda bakımından bakınca yanlış.
0
kahvegibi
(30.09.09)
1. burka'nın (edit: ve diğerlerinin) yazdığı cevaplar aşırı yanlış. o hesaplamalar öyle yapılmıyor.

"fiyat/performans oranı yüksek" denmez ki hiçbir zaman zaten? çünkü test sonuçlarında yazan, f/p değeri değildir. şimdi diyelim notebook testi yapıyoruz. a, b, c ve d ürünleri olsun.

a'nın f/p'si 0.5
b'nin f/p'si 0.8
c'nin f/p'si 1
d'nin f/p'si 1.5

bukra'nın dediğine göre d en iyi, a en kötü. halbuki "öyle değil". a en iyi, d en kötüdür. yani f/p oranı(değeri) ne kadar düşükse o kadar iyi demektir.

zaten testlerde de "f/p oranı en yüksek" denmez. "f/p puanı en yüksek" denir. çünkü test ya da satın alma rehberi hazırlıyorsak, düşükten yükseğe göre puanlarız. o puanları yazarız teste.

örnekten gidelim. misal ben bir satın alma rehberi hazırladığımda o tabloyla karşılaşırsam şöyle yaparım;

tablo:
a (f/p) = 0.5
b (f/p) = 0.8
c (f/p) = 1
d (f/p) = 1.5

ise;

a'nın puanı = %85-95 arası
b'nin puanı = %75-85 arası
c'nin puanı = %65-75 arası
d'nin puanı = %60-65 arası

yapardım puanlamayı. bu puanlamalar test editörünün insiyatifine kalmış. a ürünü için %97 falan da diyebilirdi, ama tutarlı olmazdı. ben de güvenmem şahsen öyle bir puana.

mantığı anladınız sonuçta. f/p DEĞERİ ne kadar düşükse, f/p PUANI o kadar yüksek demektir.

puanlamayı belli bir aralıkta yazmamın sebebi ise, ürünün aldığı puanı sadece f/p'ye göre değil, başka etkenlere göre de belirliyor olmamız. ne bileyim ürünün markası, türkiye dağıtımcısı, ürünün paketlenmesi, bulunabilirliği de puanlamada yer alıyor.

en azından pc magazine'de böyle yapıyorduk. şimdi de bu şekilde yapıyorum ben şahsen kendim.

edit: oha ben yazana kadar sular seller olmuş. o değil de şunu anladım; fiyat/performans oranını bilmeyen ne çok insan varmış.
0
deckard
(30.09.09)
@deckard: sonuç olarak hepsi doğru ama. yani f/p oranının düşük olması arzu ediliyor ama f/p ORANI düşük olan şey "f/p PUANI yüksek" diye tabir ediliyor. çok yerde "f/p oranı yüksek" dendiği için yanlışı doğruyu görmüş olduk.

el yanmasın diye olması ise ilginçmiş. koskoca starbaksın zaten sadece sıcak içecek için kullandığı bardaklarına onu entegre yapmamasını anlayamadım zira. zaten o bardağı soğuk içecek için kullanmıyon ki, madem el yanmasın diye aparat icat ettin. bardağı direkt o kağıt yapışık şekil imal etsene :)
0
🌸kibritsuyu
(30.09.09)
1. o karisikligi onlemek icin oran demiyor cogu kisi, araya da cizgi koyuyor. "fiyat-performans olarak en iyi" tabirini kullaniyorlar mesela. diger turlu deckard aciklamis en iyi sekilde.
0
ermanen
(30.09.09)
(3)

çalışan ama okumayan cd rom sürücü

kibritsuyu
sevgili duyuru'nun sevgili teknik servis elemanları.kimilerinizin bildiği üzere iki tane çok eski bilgisayarın en işe yarar parçalarını tek kasada toplayıp bu iksinden bir bilgisayar elde etme çabası içindeyim. çeşitli sorunlarla karşılaşsam da gün itibariyle bilgisayar oluşturdum. güzelce çalıştı,
sevgili duyuru'nun sevgili teknik servis elemanları.

kimilerinizin bildiği üzere iki tane çok eski bilgisayarın en işe yarar parçalarını tek kasada toplayıp bu iksinden bir bilgisayar elde etme çabası içindeyim. çeşitli sorunlarla karşılaşsam da gün itibariyle bilgisayar oluşturdum. güzelce çalıştı, windows xp cd'si ile boot edip formatladım, tertemiz windows xp kurdum. her şey mükemmel.

lakin iş office kurmaya gelince yine sorun çıktı. elimdeki office cd'sini (cd'nin çalıştığından ve sağlamlığından eminim) cd rom sürücüye taktığımda ışığı yanıp sönüyor bir kaç kere, sonra öyle kalıyor, okumuyor. bilgisayarım'dan girip bakınca da görükmüyor. hayır kablosu mablosu şeyoldu desem, mis gibi windows kurdu aynı sürücü. yani gayet güzel çalışıyor. bios'tan da görüyorum. sanki yazılımsal bir ayar çekip okunur hale getirmem lazım gibime geliyor.

ne yapayım?
0
kibritsuyu
(28.09.09)
şimdi denedim, başka cd de okumuyor. ışığı 4-5 defa yanıp sönüyor sonra tmamen sönüp öyle kalıyor. içindekini okumuyor. bşka bilgisayardan flashdiske çektim cd içeriğini. o şekil kurucam ama bu da çalışsa pek güzel olur tabii.
0
🌸kibritsuyu
(28.09.09)
sanırım senin cdrom ölmüş de ağlayanı yok. ama sorun cd ise bnm eski cdromun önce bi mp3 cd'si takıp azcık çaldırıp sonra okumadığı cd'yi takınca okumak gibi bi huyu vardı.

denemekten kim ölmüş.

addit: bi de cdnin okumakla mesul kristalini bi selpak vb ile yumuşak dokunuşlarla silme opsiyonu var.
0
stopnsilence
(28.09.09)
REGEDIT4

[HKEY_LOCAL_MACHINE\SYSTEM\CurrentControlSet\Control\Class\{4D36E965-E325-11CE-BFC1-08002BE10318}]
"LowerFilters"=-

Yukarıdakileri yeni açtığınız bir .txt dosyasına atıp kaydedin ve uzantısını .reg olarak değiştirin. Sonra çalıştırın ve bilgisayarı yeniden başlatın.
0
sheba and the albino girls
(28.09.09)
(1)

kan bağışı ve trombosit bağışı

kibritsuyu
bildiğim kadarıyla trombosit bağışı yaptıktan sonra tekrar trombosit bağışı yapabilmek için kan bağışında olduğu gibi üç ay beklenmiyor. aynı hafta içinde bile yeniden trombosit bağışlanabiliyor.peki kan bağışı yapmış olan bir kişi, üç aylık yeniden bağış yapabilme süresi dolmadan trombosit bağışı y
bildiğim kadarıyla trombosit bağışı yaptıktan sonra tekrar trombosit bağışı yapabilmek için kan bağışında olduğu gibi üç ay beklenmiyor. aynı hafta içinde bile yeniden trombosit bağışlanabiliyor.

peki kan bağışı yapmış olan bir kişi, üç aylık yeniden bağış yapabilme süresi dolmadan trombosit bağışı yapabilir mi? kızılay'ın sitesinde ve ilgili sitelerde hep kan bağışı yapan kişinin tekrar ne zaman kan bağışı yapabileceği, veya trombosit bağışı yapan kişinin ne kadar zaman sonra tekrar trombosit bağışlayabileceği yazıyor. kan bağışı yapan bir kişinin ne kadar zaman sonra trombosit bağışı yapabileceği hakkında bir bilgi yok. ya da ben bulamadım.
0
kibritsuyu
(26.09.09)
1 hafta yeterlidir efendim. trombositi istenmeyen ürün, yan ürün gibi düşünün. ömürleri kısa, 7 gün civarında(pasif, spor yapmayan insan) kandaki tüm trombositler yenileniyor diye biliyorum. korkmadan verebilirsiniz.

lösemili bir hastaya vereceğinizi düşünerek, işlemden 6-8 saat önce dondurma, pasta tipi şeyler yemeyin, zaten soracaklardır yığınla şey.
0
tgc
(26.09.09)
(6)

dvd'yi izleme hakkı

kibritsuyu
başlık saçma oldu.efem şimdi biliyoruz ki internetten film indirmek illegal. elimizdeki dvd'yi kopyalayıp paylaşmak da illegal.peki benim parasını verip gayet legal olarak aldığım bandrollü mandrollü dvd'yi kaç kişiyle birlikte aynı anda izleme hakkım var? yani ben 15 kişilik arkadaş grubumu toplayı
başlık saçma oldu.

efem şimdi biliyoruz ki internetten film indirmek illegal. elimizdeki dvd'yi kopyalayıp paylaşmak da illegal.

peki benim parasını verip gayet legal olarak aldığım bandrollü mandrollü dvd'yi kaç kişiyle birlikte aynı anda izleme hakkım var? yani ben 15 kişilik arkadaş grubumu toplayıp evimde izlesem suç işliyor muyum? ya da arkadaşıma versem o da izleyip geriverse suç mu bu?

hayır suç değilse şu yapyığımın internetten indirmekten farkı ne?

suçsa eğer, ben 15 kişiyle birlikte o filmi izlemek istiyorsam legal olmsı için gidip aynı dvd'den 15 tane mi almam lazım? (olaya sinema mantığıyla bakarsan aynen böyle yapmam doğru sanki)

kısa soru: bir dvd'yi kaç kişinin izlemeye hakkı vardır?

olabildiğince teorik bir sorudur. sulandırmayalım lütfen. teoride nedir bunun cevabı onu merak ediyorum.
0
kibritsuyu
(26.09.09)
kişi sayısı değil de "ticari amaç gütmek" önemli diye biliyorum. dvdnin başında da yazar ya.
0
bitter cikolata
(26.09.09)
şimdi biz dvd alırken kimse kayıt tutmuyor kim hangi dvd'yi satın aldı diye. buradan hareketle aldığın dvd'yi başkasına verebilme hakkın war demek. sonuçta siz satın aldığınız dvd'yi izledikten sonra bir arkadaşınıza ücretsiz verebilirsinz, o arkadaşınız da başka birine verebilir, o da başka birine. herkesin ayrı ayrı izlemesi ile aynı anda izlemesi arasında fark göremiyorum ben...
0
rodeocu
(26.09.09)
bir de film ödünç alınabilecek merkezler var. o filmlerin kutusunda da ekstra bir uyarı yok yanlış hatırlamıyorsam. yani isteyen herkes istediği kişiye ödünç verebilir gibi bir anlam çıkarabiliriz sanki :/
0
surtunme kuvveti
(26.09.09)
peki o zaman hiçbir ticari amaç gütmeyen, bundan kuruş para kazanmayan kimi kişi ve grupların bu dvd'leri alıp, ripleyip internetten paylaşmasının bundan ne farkı var biri söylesin bana. o niye suç, bu niye suç değil?
0
🌸kibritsuyu
(26.09.09)
dvd lerin arkasında şöyle yazar:

"bu dvd satış amacıyla üretilmiştir. içindeki programın yapımcı veya hak sahibinin izni olmadıkça çoğaltımı, yerel, bölgesel Tvlerde, umuma açık yerlede gösterimi veya ücretli ya da ücretsiz kiraya verilmesi yasaktır."

gayet açık bence. internetteki paylaşım olayı izinsiz çoğaltıma girer. ama sen bunu umuma açık olmadığı sürece evinde istediğin kadar kişiyle izleyebilirsin.
0
henry gale
(26.09.09)
okuldaki toplu film gösterimlerinde, sanırım dağıtıcıdan izin alınıyordu. utanmadan izin vermezlerdi bi de, biz de ya size sormasaydık derdik. yani siz sokaktan adam çağırmadıkça sorun yok. korsancılar herkesle paylaşıyor bunu, siz arkadaşlarınızla.
0
komutan
(26.09.09)
(4)

fox tv'deki lost

kibritsuyu
arkadaşlar fox tv çarşamba günleri ikişer bölüm olmak üzere lost'u göstermeye başlamış.1. dublajlı mı?2. ne zaman başladı ve kaç bölüm kaçırdık?altyazıyı okurken filmi kaçıran, kaçırmasa bile yazıyı mı okuyum, filmi mi izleyim derken zorlanan ebeveynlerime izletmek istiyorum. zira benim delice izled
arkadaşlar fox tv çarşamba günleri ikişer bölüm olmak üzere lost'u göstermeye başlamış.

1. dublajlı mı?
2. ne zaman başladı ve kaç bölüm kaçırdık?

altyazıyı okurken filmi kaçıran, kaçırmasa bile yazıyı mı okuyum, filmi mi izleyim derken zorlanan ebeveynlerime izletmek istiyorum. zira benim delice izlediğimi görüp diziyi merak ediyorlar. o yüzden dublajlı olması tercihtir. kaç bölüm kaçırdıysak vereyim cd'leri, zor da olsa o kadarını izlesinler, başını kaçırmasınlar diyorum.
0
kibritsuyu
(25.09.09)
1- hı hı..

edit: bunu tnt'yle karıştırdım bi an. emin değilim cevaptan, biraz bakınıyorum. bulamazsam kesin bi şi sileceğim..
edit 2: tamamdır, burada da düblajmış..
0
dambil
(25.09.09)
bu çarşamba başladı galiba, sağ üst köşede lost'a 22.46.05 kaldı diye kronometre koymuşlardı.
0
ocanal
(25.09.09)
1- türkçe dublajlı
2- çarşamba günü ilk iki bölüm üstüste yayınlandı.
* çok şey kaçırmadınız bence.
0
akustik cinayet
(25.09.09)
ilk iki bölümü babama bilgisayarda izlettim, beğendi. bakayım hafta sonu da altyazılı izleyebilirse anneme izleteyim. artık o tercih etsin çarşamba yaprak dökümü mü, lost mu :)
0
🌸kibritsuyu
(25.09.09)
(4)

pentium 3 işlemci (soket 370) ve soğutucusu

kibritsuyu
bugüne kadar çok işlemci söktüm, soğutucu ve fan temizledim. lakin hiç böyle olmamıştı. pentium 3 işlemcinin üstündeki fanı ve soğutucutu söktüm. macun falan yalan olmuş tabii. temizleyim, termal macnu da sktiredip öyle takayım üstüne dedim. lakin işlemcinin ortasındaki lülük http://www.chipdb.org/d
bugüne kadar çok işlemci söktüm, soğutucu ve fan temizledim. lakin hiç böyle olmamıştı. pentium 3 işlemcinin üstündeki fanı ve soğutucutu söktüm. macun falan yalan olmuş tabii. temizleyim, termal macnu da sktiredip öyle takayım üstüne dedim. lakin işlemcinin ortasındaki lülük

www.chipdb.org

(şu lacivert şey)

çıkıntılık yapıp soğutucunun işlemcinin üstüne tam temas etmesini engelliyor. soğtucuyu sabitlesem de tıngır tıngır oynuyor. ne yapayım, oynamasın diye çıkıntının etrafına termal macun mu süreyim ne edeyim? zamanında nasıl sabitlenirdi bunlar?
0
kibritsuyu
(25.09.09)
bizim arkadaşın normal fanı bozulduydu bu da kasayı yan yatırdı işlemcinin üstüne p4 fanlarından birini koydu öyle kullanıyor. fanı tutan bi şey yok. ağırlığı sayesinde duruyor işlemcinin üstünde. nerden baksan 3 yıldır böyle.
0
emrag
(25.09.09)
ama işlemci sıcaklığı bios'tan 117 dereceye çıktı ve biiii diye ötüp kilitlendi. sanırım soğutmuyor bu şekilde.
0
🌸kibritsuyu
(25.09.09)
üşenmedim gittim bir tane p3 işlemci buldum aynı çıkıntı bunda da var. demek ki eskiden böyleymiş unutmuşuz. soğutucu oraya temas ederek soğutma yapıyor. hatta işlemcinin 4 köşesinde plastikten yumuşak bişiyler var. dengeyi sağlaması için heralde. hocam siz bence soğutucuyu board'a denk getirememişsinizdir. bazıları çok enterasan oluyor, nihayetinde ordan çıkmış, takılır bir şekilde.
0
sotw
(25.09.09)
o zaman ben biraz termal macun sürüp yapıştırayım iyice. daha da olmuyorsa atacam çöpe eytere lan naapiyim. demin el arabasıyla hurdacı geçiyordu, içinde bir sürü eski bilgisayar. benden başka kullanan da kalmadı galiba.
0
🌸kibritsuyu
(25.09.09)
(3)

"bu aygıt başlatılamadı (kod 10)"

kibritsuyu
bilgisayar sorunlarımdan gına getirdim biliyorum. bu son inşallah.bluetooth ile problemim var. bluetooth'u açıyorum, yazılım yükleniyor diyip yarıda kalıyor. dakikalarca bekledim ilerlemedi. en sonunda iptal ettim. aygıt yöneticisinden baktığımda bluetooth device üstünde sarı ünlem var, özelliklerin
bilgisayar sorunlarımdan gına getirdim biliyorum. bu son inşallah.

bluetooth ile problemim var. bluetooth'u açıyorum, yazılım yükleniyor diyip yarıda kalıyor. dakikalarca bekledim ilerlemedi. en sonunda iptal ettim. aygıt yöneticisinden baktığımda bluetooth device üstünde sarı ünlem var, özelliklerine girip baktığımda ise "bu aygıt başlatılamadı (kod 10)" yazıyor. microsoft sitesinde çözüm olarak sürücü güncelleştirin düzelir yazmış. sürücüyü güncelleştir diyorum, "zaten en güncel sürücü yüklü" diyor. ama olmyor işte. sarı ünlemli duruyor. haliyle bluetooth yüklenemiyor, çalışmıyor. ne yapmalıyım?

işletim sistemi: vista home premium sp2. bilgisayar ise toshiba satellite notebook.
0
kibritsuyu
(24.09.09)
surucuyu kaldırıp tekrar yukle. tipik vista mallıgı. sp update ın den sonra kimi aygıtları kensı basına ucuruyor.
0
bryan fury
(24.09.09)
sürücü yarım yüklensin de tamamen kaldırayım diye bluetooth'u açtığım anda kendi kendine yükledi bitirdi. ben hiçbir şey yapmadan. bu vista hakikaten mal galiba.
0
🌸kibritsuyu
(25.09.09)
nasıl çözdün aynı sorun bende de var ):
0
mecazimursel01
(26.03.13)
(4)

japon yapıştırıcı temizliği - acil

kibritsuyu
arkadaşlar ince iş yaparken eldiven de takmama rağmen ibnenin evladı eldiveni de delerek elime bulaştı. hem de öyle böyle değil, sol elimin işaret, orta ve yüzük parmaklarının ucu sağ elimin de işaret ve orta parmağının ucu tamamen kaplandı. taş gibi şu anda. hafiften de yanıyor. nasıl temizlerim be
arkadaşlar ince iş yaparken eldiven de takmama rağmen ibnenin evladı eldiveni de delerek elime bulaştı. hem de öyle böyle değil, sol elimin işaret, orta ve yüzük parmaklarının ucu sağ elimin de işaret ve orta parmağının ucu tamamen kaplandı. taş gibi şu anda. hafiften de yanıyor. nasıl temizlerim ben bu elleri?
0
kibritsuyu
(24.09.09)
hemen baktım insanlar ne demiş diye. oralarda buralarda verilen en mantıklı cevap şu, mantıklıları gördükçe ekleyeceğim. geçmiş olsun çok..

"fazla suyla yıkaman pek bişeyi değiştirmez,japon yapıştırıcıları organik bazlı yapıştırcılardır,yapacağın şey epinefrin sürmek,nerden bulacam diyosan,epinefrin adrenalin salgılanmasına neden olan bir maddedir,açıkcası bazıkişiler tarafından uyuşturucu madde olarak da kullanılır o yüzden heryerde bulamazsın ama sana basit bir yol söyleyim burun spreylerinde epinefrin bulunur bundaki senin için yeter de artar bile pamuğa sür ve yapıştırıcının kaldığı yere sür ya da temin edeblirsen epinefrin i doğrudan sür ama bulman zordur bulursan da sakın içmeye koklamaya falan kalkma:) çok uyarcı bir maddedir ve tüm genital bölgeler uyarılır afrodizyak etkisi wardır. kalp atışların hızlanır o yüzden sadece lokal olarak bölgeye uygula..."

alınan yer: www.kadinlarkulubu.com

ek 1: sözlükteki başlıkta mortifera diş macunu sürerek soymayı biraz kolaylaştırabilirsiniz demiş.. (bkz: #4819236)
ek 2: aseton da sonuç vermiş (bkz: #8893757)
ek 3: aseton süper demiş baya kişi sözlükte. ilk seçenek bunu denemeli sanki..
0
dambil
(24.09.09)
benim başıma cok geldi.ponza taşı varsa evde onunla hafif hafif sürt o yapışan yerlere.sıcak suyun altında yaparsan hemen cıkıyo.geçmiş olsun..
0
KoukLa
(24.09.09)
Uçak maketi yaparken benimde ellerimin her yeri kaplanmıştı. Aseton sökse de tamamını çıkartamıyor. Ben ellerimi sıcak suda 5 dk beklettikten sonra zımpara ile kazıdım. Su zımparasından biraz daha kalın olan zımparalar var. Deriyi kaldırmayacak sertlikte kazıyın.

(bkz: ben yaptım oldu)

Ekleme; KoukLa ponza taşı demiş. Sanırım ponza taşı kullanmak daha isabetli olur.
0
gyroscope
(24.09.09)
geçmiş olsun.. benim elime yapışan şu sprey katalizörlü olan yapıştırıcılardandı. parmak uçlarımda donarak kalmıştı, sıcak su içinde 5-10 dakika bekleterek deriyi yumuşatın.. kabarıyor deri...sonra fazla örselemeden tabaka tabaka çıkartmaya çalışın.. bu şekilde deriyi beraberinde sökmeden temizlemeniz mümkün. sizinki sıradan japon olduğu için daha ince tabaka halinde ellerinize bulaşmıştır. fazla sert davranmayın. kabuk kabuk atıyor.. yanma-kızarma yapar evet...
0
cyclops
(24.09.09)
(3)

bilgisayar hakkında sorular

kibritsuyu
tipik bilgisayar kullanıcısı kadın profili çizen eşim, dün internette gezerken ekranın ortasına küçük şekilde bir uyarı çıktığını, uyarıda "veritabanının yerini işaretleyin" gibi bir şey yazdığını, ne olduğunu bilmediği için iptal diyip çıktığını söyledi. "biraz kullan tekrar çıkar" dedi. dünden ber
tipik bilgisayar kullanıcısı kadın profili çizen eşim, dün internette gezerken ekranın ortasına küçük şekilde bir uyarı çıktığını, uyarıda "veritabanının yerini işaretleyin" gibi bir şey yazdığını, ne olduğunu bilmediği için iptal diyip çıktığını söyledi. "biraz kullan tekrar çıkar" dedi. dünden beri bızıklamadığım yer kalmadı, çıkaramadım. neydi ki acaba o? tahmininiz var mı? ciddi bir uyarı neyin olmasın? hata gibi miydi diyorum, yok diyo o hata gibi değildi diyo ama bilemedim.

bir de yine eşim, ilk laptop acemiliğinden olacak, bilgisayarı kapat dedikten sonra, bilgisayar kapanırken, ekranda "güncellemeler yükleniyor, bilgisayarınızı kapatmayın" yazarken aletin kapağını kapatıp hazırda beklemeye (uyku modu değil) geçirmiş. akşam eve gelip kapağı kaldırıp açma düğmesine basınca "windows sürdürülüyor" diyip, güncellemelere haliyle. peki güncellemenin ortasında hazırda bekletmeye geçirmiş olması bir sakatlık çıkarmaz di mi? sorunsuz yüklendi gibi görünüyor zira.

biraz uzun oldu ama kusura bakmayın. cevaplar için teşekkürler.
0
kibritsuyu
(24.09.09)
ilkini pas geçiyorum, ama önemli bir hata olsaydı çoktan farkedilirdi zaten.

ikincisinde ise hiç bir sıkıntı olmaz, sadece ekranı kapalı kaldığı süre boyunca harcadığı elektriktir sıkıntı yaratan.
0
bykush
(24.09.09)
ilk uyarı site ile ilgili olmalı, takılmayın.
ikincisinde de sorun olmaz.
0
abtash
(24.09.09)
ikincisini, guc ayarlarından gelismis e tıklayıp kapagı kapatında bisey yapma olarak isaretleyebilirsin.
0
bryan fury
(24.09.09)
(5)

bilgisayar parçaları performans tespiti - biraz acil

kibritsuyu
daha önce de sormuştum, cevap alamadım tekrar soruyorum.elimde iki tane 2001 yılından kalma eski ve uzun süre kullanılmış bilgisayar var. atsan atılmaz, satsan satılmaz. ayrıca da bu bilgisayarlardan en az birine ihtiyacım var, kullanacağım. ama ikisi de yeni formatlasam da, windows 98 kursam da, il
daha önce de sormuştum, cevap alamadım tekrar soruyorum.

elimde iki tane 2001 yılından kalma eski ve uzun süre kullanılmış bilgisayar var. atsan atılmaz, satsan satılmaz. ayrıca da bu bilgisayarlardan en az birine ihtiyacım var, kullanacağım. ama ikisi de yeni formatlasam da, windows 98 kursam da, ilk alındığı günkü halne getirsem de kağnı gibi çalışıyor. yine burada sormuştum, "elektronik parça kullandıkça zamanla eskir mi" diye, "eskir, performansı düşer" demiştiniz.

şimdiiii... hangi parçanın (işlemci, anakart, ekran kartı, ram, harddisk, güç kaynağı vs) hala ne kadar verimli, ne kadar performanslı çalıştığını gösteren bir program arıyorum var mıdır?

yani o bilgisayarda çalıştırınca desin ki "hoca bu bilgisayarın anakartı hala %100 çalışıyor, ram'ler de %90 ama işlemcin yaraa yemiş %30 performasla çalışıyor, harddiskinde bad sector yok ama motoru murtaza olmuş, güç kaynağı da %60, idare eder" falan diye. desin ki ben hala en iyi performanslı olanları tek bilgisayara toplayıp kalanları da atayımi bari bu iki antikadan tek işe yarar bilgisayar çıksın. aynı anda alınmış ei özellikli bilgisayar oldukları için ondan sök ona tak falan yapabilirim, problem olmaz.
0
kibritsuyu
(23.09.09)
simdi bildigim kadarıyla ram ler icin oyle bir proram var ancak diger parcalar icin yok.
memtest+86 olması lazım programın adı. ki ram de sorun olunca mavi ekran veriyor.

simdi, elindeki donanım 2000 li yılların baslarındaki software lere gore iyi bir sistemdir, lakin bugun kulandıgımız winap dahil zibilyon tane programın kullandıgı sistem gereksınımlerı cok daha yuksek. cunki sikimin winapına bile mılyarlarca gereksiz ozellik ekliyorlar gelisim adına. tavsiye olarak dusuk sistem gereksınımı olan proramlar kullanman olacak. hatta ms yerıne lınux turevlerınden hafif olanları kullan vs. diger turlu guncel seylerle her daim bu sorunu yasayacaksın. hangi donanımı seceyim dersen, pcwizard gibi bir programdan daha iyi ozellikleri olan donanımları al yenı bir pc kur kendıne.
0
bryan fury
(23.09.09)
özellikle şu yavaşlığın, takılmaların kaynağını çözsem yeter. harddiskte bad sector yok. ama işlemci ne alemde, anakart ne durumda bi bilebilsem. ram'ler için o programa bakacağım.

bir de kendi kullandığım bilgisayar fena değil zaten. bunu da muhasebe bürosunda sekreter kullanacak. yani işte internete girilsin, word excel çalışsın ve muhasebe progamımız (ki kendisi dos ortamında bile çalışır) çalışsın yeter. sekreter winamp'ta müzik dinleyip oyun oynasın diye bilgisayar toplayamam :)
0
🌸kibritsuyu
(23.09.09)
Arıza yoksa zamanla yavaşlama olmaz. Belki kurduğun programlar yavaş göstertiyordur. Tamam, işletim sistemin 98 ama ya kurdukların?
0
pichoscosama2
(23.09.09)
(git: 70339) --> 1997 model için olan bu sorun, 2001 model iki tane bilgisayar için de geçerli.

bir de şunu sormuşun akabinde: (git: 91950)

sonuç: işletim sistemleri o döneme ait, program, oyun ne var sa o döneme ait (o kadar ki, o dönemki cd'lerden falan kuruyorum, yeni indirmiyorum) ama yine de takıla takıla, öksüre öksüre çalışıyorlar. demek ki arıza var diyelim. peki nerede o arıza?
0
🌸kibritsuyu
(23.09.09)
Uzun süre kullanmadıysan işlemciye uygun anakart çarpanların default olmuş, bu yüzden de işlemcin olması gerekenden yavaş çalışıyor olabilir mi ki?
0
pichoscosama2
(24.09.09)
(4)

pilin idare edeceği süreyi görmek

kibritsuyu
babamın xp olan bilgisayarında laptopu fişten çekip bataryadan kullanmaya başlayınca kalan pil hem yüzde olarak, hem de dakika olarak görülebiliyor. tabii ki dakika sürekli olarak değişiyor. örneğin bilgisayar işlem yapmazken bakınca 2 saat gösteriyorsa, harddisk veri yazarken falan bakınca 1 saat f
babamın xp olan bilgisayarında laptopu fişten çekip bataryadan kullanmaya başlayınca kalan pil hem yüzde olarak, hem de dakika olarak görülebiliyor. tabii ki dakika sürekli olarak değişiyor. örneğin bilgisayar işlem yapmazken bakınca 2 saat gösteriyorsa, harddisk veri yazarken falan bakınca 1 saat falan görünüyor ama yine de görünüyor ve kabaca bir fikir oluşturuyor. vista premium yüklü yeni bilgisayarımda ise sadece yüzde olarak görebiliyorum. o anki işleme göre değişken de olsa kaç saatlik vaktim kaldığını görebilme şansım var mı acaba, bir yerlerden girip ayar falan çekerek?
0
kibritsuyu
(22.09.09)
Ben şu anda eski bir ThinkPad kullanıyorum ve dediğiniz işi Battery Maximiser Gauge diye bilgisayarla gelen küçük bir yazılımla hallediyorum. Laptopınızın modeli + Power Manager ya da Battery Gauge Software filan diye bir aratın Google'da, cihazın üreticisi muhtemelen bir yazılım sunuyordur.
0
aakuru
(22.09.09)
guc seceneklerını bızıkla bi, varsa orda vardır, yoksa harici bi yazılım bulcan.
0
bryan fury
(22.09.09)
Alternatif çözüm olarak Batterycare adlı freeware olan küçük boyutlu yazılımı kurarak o bilgiye ulaşabilirsiniz
batterycare.bkspot.com
0
fretboard
(23.09.09)
Aynı hıyarlığı benim laptop da yapmaktaydı. Notebook hardware control ile (www.pbus-167.com) görebilmekteydim ne kadar süre kaldığını.
0
skatheist
(23.09.09)
(1)

ttnet 8mbit tarifesi ve adil kullanım şeysi olayı

kibritsuyu
hani 15 gb adil kullanım sınırı var ya, bunu geçince hız 512 kbit'e düşüyor.şimdi ben ayın ortasında bu tarifeye geçtim. tarifeye geçesiye zaten 27 gb indirmişim. 15 gb zaten yalan yani eylülsonuna kadar. e tarifeye geçer geçmez 512 kbit'ten mi başladım peki? yoksa şu dakikadan itibaren 15 gb hakkım
hani 15 gb adil kullanım sınırı var ya, bunu geçince hız 512 kbit'e düşüyor.

şimdi ben ayın ortasında bu tarifeye geçtim. tarifeye geçesiye zaten 27 gb indirmişim. 15 gb zaten yalan yani eylülsonuna kadar. e tarifeye geçer geçmez 512 kbit'ten mi başladım peki? yoksa şu dakikadan itibaren 15 gb hakkım daha mı var?

ek soru: şu anda 380 kb/s ile indirmem eskisinin üstüne +15 gb daha hakkım olduğu anlamına mı gelir, yoksa 2-3 ayboyunca bu 512 kbit/s olayını gözardı ettikleri anlamına mı gelir?
0
kibritsuyu
(19.09.09)
ttnet sitesinde şöyle demiş ;

"Abonelik geçişi veya yeni aboneliğin başladığı ilk ay için adil kullanım 15 GB olarak mı uygulanacak?

Abonelik geçişleri veya yeni aboneliğin başladığı ilk aydan itibaren, 15 GB olarak adil kullanım uygulamasına başlanacaktır (her takvim ayı için geçerli olmak üzere)."

Yani ay sonuna kadar 15gb geçmediğiniz sürece(tarifeye geçtiğiniz andan itibaren) hızınız düşmeyecek.
0
huleyn
(19.09.09)
(1)

yeni bilgisayar, ilk vista, iki soru

kibritsuyu
1. o kadar sordum ettim, yine de 64 bit kurulumu yapmaya cesret edemedim. açar açmaz sordu 32 bit mi kurayım 64 bit mi kurayım diye. 32 bit kur anasını satiyim dedim. yazıcıya driver falan bulamayız, sıkıntı çıkmasın (forumlara falan baktım, kimi hiç bulaşma 32 bit kullan paşa paşa demiş falan, tırs
1. o kadar sordum ettim, yine de 64 bit kurulumu yapmaya cesret edemedim. açar açmaz sordu 32 bit mi kurayım 64 bit mi kurayım diye. 32 bit kur anasını satiyim dedim. yazıcıya driver falan bulamayız, sıkıntı çıkmasın (forumlara falan baktım, kimi hiç bulaşma 32 bit kullan paşa paşa demiş falan, tırstım). neyse efendim ben 32 bit kur dedikten sonra alet bana "diğer tüm önyüklemeler şunlar bunlar klıcı olarak kaldırılacaktır, emin misiniz, dönmek için son şansınız" dedi. böyle son şans falan diyince canım sıkıldı. şimdi ben ileride formatlayıp recovery'den yeniden kurmak istesem 64 bit kuramaz mıyım? bi kere 32 bit tercih ettik diye bu 64 bit silindi gitti mi? şimdilik memnunum da ileride format eyleyince istersem 64 bit kurabilir miyim? yoksa o şansımı kayıp mı ettim?

2. her naneye tıklayışımda "dudut" diye bir ses eşliğinde ekran kararıp "kullanıcı hesabı denetimi bu programı engelledi, onay vermek için eveti tıklayın" falan diyor. gittim kullanıcı hesaplarından kullanıcı hesabı denetimini kapattım. şimdi demiyor ama bu sefer de görev çubuğuna kırmızı çarpılı windows güvenlik şeysi işareti yerleşti "güvenliğiniz tam değil, buna tıklayın" diye balon çıkarıp duruyor. ulan allahsız. özellkle kapattım ben onu. nasıl olsa sen her "dudut" yaptığında evet diyeceğim için kapattım. her sefer söyleyip durmasın orda. sağ tık kapat yapıyorum, kapatım açınca yine çıkıyor. çıkmasın hiç.
0
kibritsuyu
(18.09.09)
1) vardir muhtemelen, recover mode'una gecip, tekrar kurulum yaparsan sorar ya. ayrica yazici falan sorun cikarmaz ya, cikaranini gormedim 64bit ile (cok eski bir sey degilse)

2) control panel -> windows security center
solda "change the way windows prompts me" tarzi bir secenek var (hatirlayamadim tam olarak simdi) ona tiklayip degistirirsin istedigin gibi. uyarma ama icon gorunsun, ya da ikisi de olmasin falan diye.
cache.gawker.com
0
sourlemonade
(18.09.09)
(1)

şu modem nasıldır? yoksa?

kibritsuyu
arkadaş fiyata bak, özelliklere bak, yorumlara bak. şeytan diyor hemen al git kullan. http://www.hepsiburada.com/cnet-car854-125-mbps-kablosuz-adsl22-4-port-modem-splitter/productDetails.aspx?categoryid=45&productid=bd46422ama pek de bilinen duyulan bir marka değil, kurt düşürüyor insanın içine. bil
arkadaş fiyata bak, özelliklere bak, yorumlara bak. şeytan diyor hemen al git kullan.

www.hepsiburada.com

ama pek de bilinen duyulan bir marka değil, kurt düşürüyor insanın içine. bildiğimizden şaşmayıp airties rt-205 falan mı alsak (bunun fiyatı da iki katından fazla. ama ucuz olan cnet marka modem birkaç aya bozulup elimize alacaksak varsın pahalıyı, kalitelisini alalım, uzun süre kullanalım).
0
kibritsuyu
(16.09.09)
iş görür ortalama bi alet. ama uzaklaştıkça sinyal kalitesi düşecektir onu dikkate al.
eğer iyi bişi düşünüyorsan Thompson Speedtouch tavsiye ederim. kapalı mekanda 60 açık alanda 130 metre menzili var. teknosa da vardı ama sanırım stoklarda kalmamış hemde inanılmaz ucuzdu. normalde 150 civarı bişi sanırım bi araştır istersen.
0
pposeidon1
(16.09.09)
(4)

siteye kablosuz adsl

kibritsuyu
efem bir yazlık sitemiz var. devir teknoloji devri, herkes laptopuyla geliyor. yazlık olduğundan haliyle kimsenin internet bağlantısı yok. diyoruz ki bu siteye wireless kuralım, laptopu açan kullansın. ttnet'e sorduk, "aman sakın ha yasak o" dedi. yapmak istediğimizi doğru anladığını zannetmiyorum.
efem bir yazlık sitemiz var. devir teknoloji devri, herkes laptopuyla geliyor. yazlık olduğundan haliyle kimsenin internet bağlantısı yok. diyoruz ki bu siteye wireless kuralım, laptopu açan kullansın. ttnet'e sorduk, "aman sakın ha yasak o" dedi. yapmak istediğimizi doğru anladığını zannetmiyorum. bir tane bireysel adsl hattı alıp wireless modemle tüm siteye kullandırtacağımızı zannetti galiba. neyse bunun prosedürü, bu cafelerde mafelerde, orada burada kullanılan şekli onu yaptırıcaz. bilgisi olan var mı? kaç paradır böyle bir olay? modem ve repeater falan kısmını sormuyorum, sadece ttnet açısından soruyorum. yoksa illa cafe bar falan mı olmak lazım, yazlık siteye olmuyor mu?
0
kibritsuyu
(16.09.09)
Aynen böyle bi duyuru vardı aradım bulamadım fakat hatırladığım kadarıyla baya maliyeti yüksek bişeyler çıkıyordu ama galiba orda siteye her eve wireless yardımıyla dağıtılıcaktı ondan masraflı olabilir.Siz eğer siteninizin gazinosuna veya her ne diyorsanız oraya alıcaksanız 8mbit hızında felan bi internet ve bi modemle halledebilirsiniz..
0
zozjotejmnk
(16.09.09)
herkes evinde girebilsin diyorsanız bir kaç tane adsl router almanız gerekir. Bunun yerine arkadaşın dediği gibi gazino gibi bir yere yaparsanız çok daha ucuza gelir. ttnet'e laf anlatmanız zor kafeler filanda bireysel hat alıp kablosuzla yayın yapıyor sonuçta.
0
huleyn
(16.09.09)
ttnet'i ise hic karistirma, kablosuz bir router alacak orta bir yere koyacaksin is bitecek, suan bu mesaji o sistemle yaziyorum, burasi da yazlik, durum tamamen dedigin sekilde yani. evet yasak o, çaktirmayin hiç.
0
samfisher
(16.09.09)
bir yere wireless modem kurup access point ile çoğaltmak en mantıklısı sanki.
0
emrag
(16.09.09)
(6)

bilgisayardan bilgisayara veri aktarımı

kibritsuyu
sora sora sonunda aldım yeni laptopumu. henüz ilk şarjı dolsun diye bekliyorum (gereksizdir belki ama türk alışkanlığı işte) kullanmadım.şimdi durum şudur. eski bilgisayarımda 15-20 gb kadar belki daha fazla tam bilemiyorum müziklerim filmlerim falan var. bunları yeni bilgisayara aktarmanın en hızlı
sora sora sonunda aldım yeni laptopumu. henüz ilk şarjı dolsun diye bekliyorum (gereksizdir belki ama türk alışkanlığı işte) kullanmadım.

şimdi durum şudur. eski bilgisayarımda 15-20 gb kadar belki daha fazla tam bilemiyorum müziklerim filmlerim falan var. bunları yeni bilgisayara aktarmanın en hızlı yolu nedir?

1. 8 gb'lık flashdiskle parça parça taşımak
2. cross kablo ile bilgisayarları birbirine bağlayıp ağ üstünden atmak
3. eski bilgisayarı kablo ile, laptopu kablosuz şekilde modem üstünden ağ kurrak bağlamak ve yine ağ üstünden atmak.
4. diğer.
0
kibritsuyu
(16.09.09)
2 nolu seçenek. cross kablo ile bilgisayarları birbirine bağlayıp ağ üzerinden atmanı tavsiye ederim.

Yada her iki bilgisayara DC++ kurup gerekli işlemleri yapıp saniyede 10 - 12 MB hızda atabilirsin. Ama ondada dosyaları upload etmesi bayaaaa uzun sürüyo. yok yok en iyisi ikinci seçenek.
0
marwin
(16.09.09)
1 i kullanacaksan total commander ile yap tasıma islemlerını diger turlu osya sayısı asrttıkca windoz un tasıma islemleri dramatik bi sekilde sıcıyor.
0
bryan fury
(16.09.09)
1 derim.
network problem çıkarmayı sever
0
natnan
(16.09.09)
flashdisk super bir sey
0
co2s2
(16.09.09)
flash elbette hatta sen bunu yazana kadar taşımıştım bile ben.
bir de korkma kullan bişi olmuyor.
wifi ile dosya aktarımı mevzuuna hiç girme büyük verilerde ağlarsın.
0
ozdek
(16.09.09)
kesinlikle flashdisk..
0
eja
(16.09.09)
(2)

yine excel sorusu

kibritsuyu
efendim hangi dangalak muhasebe programı export ettiyse excel formatında bir bilanço var elimde. lakin gerizekalı program hücredeki sayıların başına 2-3 tane boşluk koymuş ve sayıların binlik basamak ayırıcı noktalarıyok, ondalık basamak sayısı falan istediğim gibi değil. hücre özelliklerinden değiş
efendim hangi dangalak muhasebe programı export ettiyse excel formatında bir bilanço var elimde. lakin gerizekalı program hücredeki sayıların başına 2-3 tane boşluk koymuş ve sayıların binlik basamak ayırıcı noktalarıyok, ondalık basamak sayısı falan istediğim gibi değil. hücre özelliklerinden değiştireyim diyorum ama sayının başında boşluk olduğu için hücreyi sayı olarak görmüyor. ben bööyle yüzlerce satırdaki yüzlerce hücrenın başındaki boşlukları kolaylıkla alabilir miyim?
0
kibritsuyu
(15.09.09)
parçaal formülü de işine yarayabilir belki. Ben de sana şeyi sorayım. Muhasebecilerin ve mali müşavilerin sürekli kullandığı excel tablolarının olduğu bi' internet sitesi vardı biliyor musun hangisi olduğunu?
0
charlesbukowskiineksi
(15.09.09)
formülle yapmak istersen trim (kırp) kullanabilirsin. makro ile;

Private Sub Worksheet_Change(ByVal Target As Range)
Cells.Replace Chr(10), ""
For Each huc In ActiveSheet.UsedRange
huc.Value = Trim(huc.Value)
Next
End Sub
0
mahallenindelisi
(15.09.09)
(3)

64 bit vista kurulumu

kibritsuyu
hem 32 bit hem 64 bit vista önyüklemesi yapılmış sıfır bir laptopa 32 bit kurulumu mu yapalım, 64 bit kurulumu mu yapalım? 64 bit kurulumu yaparsak artılarını duyduk da, herhangi bir eksisi olur mu? kimi programlar desteklemez, hede olur hödö olur driver bulunmaz falan dediler korkuttular. değerli y
hem 32 bit hem 64 bit vista önyüklemesi yapılmış sıfır bir laptopa 32 bit kurulumu mu yapalım, 64 bit kurulumu mu yapalım? 64 bit kurulumu yaparsak artılarını duyduk da, herhangi bir eksisi olur mu? kimi programlar desteklemez, hede olur hödö olur driver bulunmaz falan dediler korkuttular. değerli yorumlarınızın yanında şöyle avantajını dezavantajını okuyabileceğim kaynaklar falan olsa ne güzel olur şöyle anneye anlatır gibi.
0
kibritsuyu
(14.09.09)
program muhım degilr, kendısı ayarlıyor onu da driver asıl onemli olan ama mutlaka vardır driver cd sinde fln. e hazır kurmusken win7 kur ?
0
bryan fury
(14.09.09)
ama yeni alınmış bilgisayar şimdi ben kookarım öyle ekstradan win 7 indir kur falan. orijinal lisanslı geliyor içinde önyüklenmiş vaziyette. hani bomboş harddiske ilk kuruyor olsam neyse de. ne çıkarsa bahtımıza onu kurucaz. hem daha beta diil mi win 7?
0
🌸kibritsuyu
(14.09.09)
64bit kur iyidir

64bit vista kullandım uzun süre bi sorun olmadı

şimdi gene 64 windows7 kullanıyorum bundanda mennunum daha mennunum hatta
0
cnonefb
(14.09.09)
(3)

ankara'da en iyi teknosa

kibritsuyu
evet sorduk soruşturduk, duyuru'dan oradan buradan tavsiyeleri aldık ve toshiba L500-13T model dizüstü bilgisayarı almaya karar verdik. lakin gördük ki bu bilgisayar teknosa dışında hiçbir yerde satılmıyor. teknosa'nın satış sonrası huyunu, ilgisini hizmetini çok iyi bildiğimden ne kadar oradan alış
evet sorduk soruşturduk, duyuru'dan oradan buradan tavsiyeleri aldık ve toshiba L500-13T model dizüstü bilgisayarı almaya karar verdik. lakin gördük ki bu bilgisayar teknosa dışında hiçbir yerde satılmıyor. teknosa'nın satış sonrası huyunu, ilgisini hizmetini çok iyi bildiğimden ne kadar oradan alışveriş yapmak istemesem de bir tek onlar sattığı için teknosa'dan alışveriş yapmaya mecburum. ya da başka bilgisayar alacağım ki kendisine en yakın model hp pavillion'da var (önceki duyrularımda karşılaştırma istemiştim ve toshiba tavsiye edilmişti hatta).

bari çalışanı, müdürü falan tecrübeyle ilgili bilgili görgülü, herhangi bir sorunda siktir çekmeyecek, yardımcı olacak bir teknosa bulayım dedim. tecrübe edip memnun kalınmış bir şubesi var mıdır?

şehir: ankara.
0
kibritsuyu
(14.09.09)
www.notebook.gen.tr
forum.donanimhaber.com

iyi diyola yetkili servisi için de.
0
emraah
(14.09.09)
(bkz: toshiba notebook bilgisayar teknik servisi)
(git: 42241)

neyse gittik dell aldık ve anakarttan kaynaklanan bir arıza oldu (saat ayarı kafayı yemişiti), teşhisi telefonda koydular sonra da bizimkilerin evine gidip anakartı değiştirdiler *. peşine utanmadan servisimizden memnun musunuz, daha başka sizin için ne yapabiliriz diye telefonla aradılar.
0
dinomazu
(14.09.09)
dell'in istediğim özelliklerde bir bilgisayarını bulamadım maalesef. aradığım özellikler toshiba dışında bir tek hp pavillion'da mevcut.
0
🌸kibritsuyu
(14.09.09)
(3)

eski bilgisayara oyun arıyorum

kibritsuyu
efem şu anda kullandığım bilgisayar 2004 yılında alınmış, pentium 4 - 3 ghz ht işlemcili, 1 gb ram'li, geforce fx5200 ekran kartlı antika bir şey.ben bu bilgisayarda oynayabileceğimi fifa tarzı futbol, need for speed tarzı araba yarışı falan arıyorum. elimde en eski bilgisayarımdan kalan fifa 98 fal
efem şu anda kullandığım bilgisayar 2004 yılında alınmış, pentium 4 - 3 ghz ht işlemcili, 1 gb ram'li, geforce fx5200 ekran kartlı antika bir şey.

ben bu bilgisayarda oynayabileceğimi fifa tarzı futbol, need for speed tarzı araba yarışı falan arıyorum. elimde en eski bilgisayarımdan kalan fifa 98 falan var ama onları çalıştırmıyor. niyeyse insufficient memory diyor. güncel oyunları zaten yetersizlikten çalıştırmıyor. bana zamanının (2003-2004-2005 falan) bu tarz oyunlarının isimlerini söyler misiniz, bir araştırayım, bulursam oynayayım. need for speed çok eski bir oyun ama hangi versiyonu o dönemlerde çıkan versiyondur acaba bilemiyorum.

benzer aksiyon oyun tavsiyelerine de açığım.

düzeltme: 2001 değil, 2004 yılında alınmış bir bilgisayar bu. yılları düzelttim.
0
kibritsuyu
(12.09.09)
fifa98 sorununun çözümü için; forum.donanimhaber.com

need for speed porsche gayet iyi çalışır. diablo, diablo 2 çalışır. carmageddon, carmageddon 2 çalışır.
0
blackdog
(12.09.09)
nfs underground da çalışır. belki underground 2 de çalışabilir hatta çalışır lan bence.
0
argent dawn
(12.09.09)
nfs underground ve underground 2 düşük grafik ayarlarında sorunsuz çalışır.
0
care
(12.09.09)
(1)

442 numaralı aşti-havalimanı otobüsü

kibritsuyu
şimdi ben bu otobüsü kullanmadım. fiyatı iki blet parası, yani 3,40 lira. ankara'da tek biniş 1,70, lakin onluk veya yirmilik kart alırsanız tek biniş parası 1,40 oluyor.soru geliyor. ben onluk veya yirmilik kartımla havalimanı otobüsüne bindiğimde kartımdan, benim kartımın 2 biniş parası olan 2,80
şimdi ben bu otobüsü kullanmadım. fiyatı iki blet parası, yani 3,40 lira. ankara'da tek biniş 1,70, lakin onluk veya yirmilik kart alırsanız tek biniş parası 1,40 oluyor.

soru geliyor. ben onluk veya yirmilik kartımla havalimanı otobüsüne bindiğimde kartımdan, benim kartımın 2 biniş parası olan 2,80 mi düşüyor, yoksa kartımın onluk yirmilik olduğuna bakılmaksızın 3,40 mı düşüyor?

not: bu soruda 1 kuruşluk melih indirimi gözardı edilmiştir. 1,69 düşüyor, 3,38 düşüyor falan demeyiniz o yüzden. görmeyiniz o bir kuruşluk indirimi.
0
kibritsuyu
(11.09.09)
hocam onun bileti ayrı.. tek binimlik 3,40 kredili kartlardan alıyorsun.. aracın içinden şöförden temin edeceksin bileti..
0
hareket saati gecmis otobus kaptani
(11.09.09)
(1)

100. yıl

kibritsuyu
aşağıdaki ilanı görünce aklıma geldi bunu sormak.ne zamandır merak etmekteyim. birçok şehirde (mesela ankara'da, aşağıdaki ilanda olduğu gibi antalya'da) "100. yıl" diye semtler var.bu yüzüncü yıl neyin yüzüncü yılı ki semte ismini vermiş? şehrin kuruluşunun falan mı acaba? özellikle ankara içindir
aşağıdaki ilanı görünce aklıma geldi bunu sormak.

ne zamandır merak etmekteyim. birçok şehirde (mesela ankara'da, aşağıdaki ilanda olduğu gibi antalya'da) "100. yıl" diye semtler var.

bu yüzüncü yıl neyin yüzüncü yılı ki semte ismini vermiş? şehrin kuruluşunun falan mı acaba? özellikle ankara içindir bu merakım.
0
kibritsuyu
(11.09.09)
obez kirpi george
(11.09.09)
(4)

yabancı şehir vs. adlarının türkçe yazılışı

kibritsuyu
nedir şimdi bunlardaki son durum? hadi şahtar'ı anladık, kiril alfabesiyle yazıldığı için okunuşunu kullanıyoruz. peki gayet latin alfabesi ile yazılanları niye okunduğu gibi yazıyoruz? ya da hepsini mi böyle yazacağız? kabul edilmiş olanları mı var?barcelona'ya barselona diyoruz galiba, sözlükteki
nedir şimdi bunlardaki son durum? hadi şahtar'ı anladık, kiril alfabesiyle yazıldığı için okunuşunu kullanıyoruz. peki gayet latin alfabesi ile yazılanları niye okunduğu gibi yazıyoruz? ya da hepsini mi böyle yazacağız? kabul edilmiş olanları mı var?barcelona'ya barselona diyoruz galiba, sözlükteki başlık değişmiş. ee seattle'ı siyetıl diye mi yazıcaz? utah'ı yutah (yoh yutmayah, önce çiğneyeh töbe yarabbim) diye mi yazıcaz? hadi bazı şehir isimlerinin kabul edilmiş ayrı türkçeleri var mesela münchen yerine münih diyoruz, öyle yazıyoruz. barselona marselna da mı kabul edildi diye öyle yazıyoruz, yoksa henüz uydurma aşamasında mıyız? nedir bunun şeysi biri bana açıklayıvirsin.
0
kibritsuyu
(04.09.09)
oharro
(04.09.09)
türkçeleşmiş bazı şehir isimleri dışında (londra, münih vb) diğer şehir isimlerini orijinal dilindeki gibi yazıyoruz diye biliyorum.
0
henry gale
(04.09.09)
kurallardan cok genel kabul edilmislige bakmak daha yerinde olacaktir.

orneklerle aciklayalim:

london yerine londra
munchen yerrine munih
cologne yerine koln
marseille yerine marsilya
barcelona yerine barselona
athens yerine atina demek gayet mumkun
fark ettiyseniz bunlar hep eski ve siklikla ismi gecen sehirler

benzer ama daha da ilerlemis bir sekilde,

skopje yerine uskup
constanta yerine kostence
(aslinda atina'yi da buraya alabiliriz)

gibi bize cok yakin sehirlere hepten baska isimler de vermis olabiliriz

ama shaktar ya da seattle gibi her gun ismi gecmeyen, hatta nispeten yeni olan sehirler icin orijinal hallerini kullanmak daha mantikli gibime geliyor.

evet chicago yerine sikago yazdilar uzun bir sure. onu saymiyorum.

kisacasi, genel kabul gormus yazim sekillerini kullanmaya devam etmek en dogrusu bence.

marselna kismina ise girmek bile istemiyorum. o ne be?
0
co2s2
(04.09.09)
cologne yerine köln, athens yerine atina örnek değil. bunlar ingilizce isimler. ingilizce isimleri neden orijinal isim sanıyoruz?
0
sektoid
(04.09.09)
(12)

ofsaytta son durum

kibritsuyu
futbolda ofsaytın kuralı mı değişti? dün akşamki fenerbahçe manisaspor maçında manisaspor'un ofsayt diye kesilen pozisyonunda (http://www.youtube.com/watch?v=XFO5V5iIXXw 4:52'de ve ekteki resimde görülebilir), ofsayttaki oyuncu hangisi? sol tarafta iki tane oyuncu kabak gibi ileride ama top sağ kana
futbolda ofsaytın kuralı mı değişti? dün akşamki fenerbahçe manisaspor maçında manisaspor'un ofsayt diye kesilen pozisyonunda (www.youtube.com 4:52'de ve ekteki resimde görülebilir), ofsayttaki oyuncu hangisi? sol tarafta iki tane oyuncu kabak gibi ileride ama top sağ kanattaki oyuncuya gidiyor. sağdaki oyuncu da orta yapıp o önde duran oyunculardan birine (bu pas anında ofsaytta değiller) oyuncuya pas atıyor. benim son bildiğim şöyleydi. oyuncu aktif alandaysa, yani savunmayı ve/veya kaleciyi etkileyebilecek alandaysa top kendisine gelmese de ofsayt oluyordu. yani benim bildiğim pasif ofsayt, oyunun döndüğü alanda değil de tamamen alakasız bir yerdeki oyuncu ofsayttaysa sözkonusu oluyordu. mesela oyun ortada dönerken en sağda, oyunla alakasız bir yerde ofsaytta duran oyuncu pasif ofsaytta kalıyordu ve bu ofsayt sayılmıyordu. manisa'nın pozisyonunda o bayrak pası alan oyuncu için mi, yoksa kabak gibi önde duran iki oyuncu için mi kalkıyor? keza fenerbahçe'nin son golünde de semih ofsaytta ama top alex'e geliyor. bayrak kalkmıyor. semih gayet aktif alanda ve hatta dönen topu da o kaleye atıyor, yine de ofsayt olmuyor. semih'e pasif ofsaty deniyor. nedir şimdi son durum?
0
kibritsuyu
(31.08.09)
bence hakem orda pasın atıldığı ilk anda, aktif olan oyuncuyu ofsayt olarak gördü. diğer kabak gibi ortada duran iki kişiyle alakası yok sanırım kararın.
0
rectoa
(31.08.09)
manisanın pozisyonunda ofsayt yok.. hakem yanlış bayrak kaldırdı.. semihin attığı golde ilk başta top alexe gidiyor semih psaifte.. sora alexin kafasına değidiği için yeni bir pozisyon ve ofsaytta olmayan semih golü atıyor..
0
slevinkelevra
(31.08.09)
ofsayt mı değil mi diye sormadım ki. ofsayt şüphesi bile olsa hangisi için diye sordum. cevabınızdan anladığım kadarıyla kabak gibi ortalıkta olan oyuncular gol pozisyonu içinde aktif alanda olslar dahi pasif sayılıyorlar. top kime gidiyosa ona bakılıyor demek ki. keza semih'in pozisyonunda olduğu gibi. semih aktif alanda ileride duruyor ama top o anda ona gelmediği için ofsayt değil. tekrar ona gelişi farklı bir pozisyon sayılıyor.

saçma geldi bana bu böyle.
0
🌸kibritsuyu
(31.08.09)
hakemin eline yüzüne bulaştırdığıdır.Aynı pozisyonda fener gol attı.ikiside ofsayt değildi.
0
paintov
(31.08.09)
bu pozisyon üzerinden gidersek. burada topun önce sağ taraftaki oyuncuya atılması ofsayt değil ancak sağ taraftaki oyuncu topu aldıktan sonra içeri orta yaparken önceki pozisyonda ofsaytta olan oyuncular pozisyonlarından dolayı bir avantaj elde ettikleri için pas atıldığı anda ofsayt olmasalar dahi ofsayt çalınabilir. tabi çalınmayadabilir hakemin insiyatifi ve oyunu takibinde yatıyor olay.
0
emrag
(31.08.09)
@emrag: yani evet demek istediğim o aslında. o anda ofsayt değil ama pozisyonundan dolayı avantajlı durumda. ikinci pozisyonda top ona gelirken ofsaytta değilse bile öncekinde ileride durması, top geldiğinde ofsayt çalınmasını gerektirebilir. fenerbahçe'nin ikinci golü de aynı hatta. top direkten gelirken semih ofsayt değil. alex'in şutu doğrudan kaleye girseydi de değildi ama alex topu atarken semih'in ileride olması ve direkten dönen topa vurduğunda gol atması ofsayt olurdu eskiden. değişti mi bu?

polemik yaratmak için sormuyorum. tarafsızca soruyorum bu soruları. o gol ofsayttı bu değildi, vay hakem fenerin penaltısını da yedi falan diye olayı takım kavgasına çevirmezsek sevinirim.
0
🌸kibritsuyu
(31.08.09)
pozisyonu görmedim ama anladığm kadarıyla alex şut atıyor o sırada semih ofsayt değil. daha sonra semih ileri çıkıyor, top direğe çarpıyor. top direğe çarpıp geri döndüğü sırada semih ofsayt pozisyonunda. bu durumda semih gol atarsa ofsayt olmaz ama alex topa vururken semih ofsayt pozisyonunda ise top direğe çarpmadan semih geri dönüp ofsayttan çıkıp dönen topu gol yaparsa gene dediğim gibi ilk pozisyonunun avantaj yaratıp yaratmadığına bakılır ve büyük ihtimalle ofsayt çalınır.

benzer bir şekilde alex topa vurduğunda semih ofsayt pozisyonunda diyelim ve kalecinin önünde duruyor ve kalecinin görüş açısını engelliyor. alex'in şutu gol oluyor. bu durumda gol geçersiz olur. semih topla oynamasa dahi aktif duruma düşer kaleciyi engellediği için.
0
emrag
(31.08.09)
sorudaki linkin sonunda görebilirsiniz.

dediğiniz gibi değil. tam tersi. güiza uzaktan içeri gönderiyor topu. tam topu attığı anda semih ofsaytta. ama top semih'e değil ofsaytta olmayan alex'e geliyor.a lex kafa vuruyor, top direkten geliyor ve gelip semih'in önüne düşüyor, semih de tamamlıyor. alex kafa vurduğu sırada semih ofsaytta değil. uzaktan top gelirken ofsaytta.

ben de aynen sizin dediğiniz gibi biliyorum ama sanki değişmiş bu.
0
🌸kibritsuyu
(31.08.09)
izledim şimdi. bu pozisyon ofsayt değil. burada alex'in kafayı attığı an ve sonrasına bakıcaz. top alex'e geldikten sonra pozisyon değişiyor çünkü. bu pozisyonun ofsayt olması için pozsiyonun aynı orta ile başlayıp alex'e müdahele eden oyuncunun semih'in solunda kalması gerekir.
0
emrag
(31.08.09)
bu pozisyonla ilgili bir örnek daha vereyim. eğer alex gelen topu direk kale yerine semih'in önüne bıraksaydı semih ofsayt pozisyonundayken avantaj elde ettiği için gol verilmezdi. burada alex'in pozisyonda semih'le oynama düşüncesi olmadığı semih'in de top, kaleci ya da alex'i tutan herhangi bir oyuncuyla teması olmadığı için pozisyon bir nevi resetlenip alex'den sonrası alınıyor.
0
emrag
(31.08.09)
hakemin yerine bakarsak daha mantıklı bir karar verebiliriz, olması gerektiği yerden en az 3 metre ilerde bir yan hakem ve önünde 2+1 rakip takım oyuncusu varken şükrü saraçoğlunda o bayrağı kaldırır. ali sami yen'de inönü'de de kaldırır da şükrü saraçoğlunda tereddüt etmez. bu kural hakikaten bir acayipleşti, semih'in atıığı golde alex topa dokunduğu an ilk pozisyon sıfırlanıp yeni değerlendirme yapılıyor. savunma oyuncularının vay haline.

"oyuncu aktif alandaysa, yani savunmayı ve/veya kaleciyi etkileyebilecek alandaysa top kendisine gelmese de ofsayt oluyordu."

bu en kabaca forvet oyuncusunun üzerine doğru top gelirken geçerli.
0
sotw
(31.08.09)
ya bu dediğin kural geçmiş yıllarda uygulanmıştı. yıllar önce adriano'nun bi maçını hatırlarım. defalarca ofsayta düştü ve bu topa dokunma mevzusu yüzünden boşu boşuna depar attı, yoruldu, maçtan düştü. ben o maçı izledikten, adriano da bire bir yaşadıktan sonra topa dokunma olayının ne kadar saçma olduğunu bizim gibi fifa'nın, uefa'nın da anlaması gerek. bu kuralın tekrar uygulanacağına emin misin? çok sıkıntı yarattı geçmişte.
0
emrag
(31.08.09)
(3)

ne demek lan insafişınt memori

kibritsuyu
1998-1999 yıllarında 32 mb ram'i olan pentium 200 mmx'imin canavar gibi çalıştırdığı fifa 98'i, 1 gb ram'i olan pentium4 - 3 ghz işlemcili bilgisayarım niye "insufficient memory" diyerek çalıştırmıyor acaba?üstelik de ilk kurduğumda birkaç gün çalıştırdı gayet güzel. şimdi diyom çalıştır, yok diyo m
1998-1999 yıllarında 32 mb ram'i olan pentium 200 mmx'imin canavar gibi çalıştırdığı fifa 98'i, 1 gb ram'i olan pentium4 - 3 ghz işlemcili bilgisayarım niye "insufficient memory" diyerek çalıştırmıyor acaba?

üstelik de ilk kurduğumda birkaç gün çalıştırdı gayet güzel. şimdi diyom çalıştır, yok diyo memori yetmez abi.

aha şu yandaki hata işte.
0
kibritsuyu
(29.08.09)
DOS oyunları bu hatayı verebiliyor, önüne geçmek için DOS emülatörleri kullanmak lazım.

(bkz: dosbox)
0
crown
(29.08.09)
oyunun exe ikonuna sağ tıklayıp uyumluluğu windows 98'e getir. olmazsa 95 falan dene olur.
0
uckac
(29.08.09)
olmuyorr olmuyorrr. dos oyunu olmadığından dosbox olmadı. uyumluluklrı denedim, bi ara olur gibi oldu, ağır çekim açıldı falan, sonra denedim yine aynı. ağır çekim gibisini bile açmadı. insafişınt memori diyio koyuyor. ühühüüüü. yenileri çalıştırmaz, eskileri çalıştırmaz ne biçim bilgisayar lan bu.
0
🌸kibritsuyu
(03.09.09)
(1)

64 bit işletim sistemi bana ne kazandırır

kibritsuyu
şimdi vista ön kurulumu yapılmış bilgisayarlarda sanırım kurulum aşamasında seçme şansı tanıyor 32 bit mi yükleyeyim 64 bit mi yükleyeyim diye.4 gb ram kullanabilme dışında (bildiğim kadarıyla 32 bit vista ile en fazla 3 gb ram kullanılabiliyor) 64 bit işletim sistemi kurmanın ne avantajı olacak ban
şimdi vista ön kurulumu yapılmış bilgisayarlarda sanırım kurulum aşamasında seçme şansı tanıyor 32 bit mi yükleyeyim 64 bit mi yükleyeyim diye.

4 gb ram kullanabilme dışında (bildiğim kadarıyla 32 bit vista ile en fazla 3 gb ram kullanılabiliyor) 64 bit işletim sistemi kurmanın ne avantajı olacak bana?

kusura bakmayın pek anlamıyorum bu işlerden.
0
kibritsuyu
(27.08.09)
Sahip olduğun klavye/mouse gibi birr çok alet edevatın eski olduğunu varsayarak konuşursam: Her şeyin 64-bit driver'ını bulmak zorunda olduğun için sana iyi bir baş ağrısı kazandırabilir diye düşünüyorum. Yok eğer yepisyeni cillop gibin güçlü bir sisteminiz varsa ve eski bir şeyiniz yoksa kurun gitsin derim. Tabi şimdiden internette parçaların 64-bit driverları var mı bakarsanız iyi olur.
0
majik
(27.08.09)
(4)

27 ağustos fenerbahçe sion maçı

kibritsuyu
bu maçı yayınlayan bir radyo kanalı var mıdır? varsa hangisidir, frekansı nedir (ankara).d smart'ımızyok, izleyemiyoruz. bari radyodan dinleyelim.
bu maçı yayınlayan bir radyo kanalı var mıdır? varsa hangisidir, frekansı nedir (ankara).

d smart'ımızyok, izleyemiyoruz. bari radyodan dinleyelim.
0
kibritsuyu
(27.08.09)
digiturk/uydu falan varsa fb tv veriyor canlı anlatım olarak.
0
rectoa
(27.08.09)
kablo tv ve fbtv var ama bunu yaparken eşimin de televizyon izlemesini engellememem lazım :) kulaklıkla maç dinleyebilsem daha güzel olur.

teşekkürler.
0
🌸kibritsuyu
(27.08.09)
büyük ihtimalle trt3 yayınlar.
0
marido
(27.08.09)
maç radyospor yayın akışında var. ankara'da frekansı 105.1.

www.radyospor.com
0
hareket saati gecmis otobus kaptani
(27.08.09)
(3)

girişimci sorusu

kibritsuyu
efendim turistik bir tatil beldesi düşünün. bu tatil beldesinde kocaman uluslararası bir marina var. giren çıkan lüks teknenin haddi hesabı yok. bu marinanın kapısından çıkınca iki şeritli yolu geçtikten sonra tam orada bir dükkan var. kocaman. iki katlı. yani neredeyse denize sıfır. üst katından şa
efendim turistik bir tatil beldesi düşünün. bu tatil beldesinde kocaman uluslararası bir marina var. giren çıkan lüks teknenin haddi hesabı yok. bu marinanın kapısından çıkınca iki şeritli yolu geçtikten sonra tam orada bir dükkan var. kocaman. iki katlı. yani neredeyse denize sıfır. üst katından şahane gün batımı manzarası var. aslında alt kattan da var da marina olduğu için tam görünemiyor.

böyle bir dükkana hem yerli hem yabancı turisti çekip paranın mına koyacak ne açılabilir? yani gıda üzerine olsa iyi olur tabii ama özellikli ve o civarda olmayan bir şey olmalı ki (mesela mcdonalds, burger kingi starbucks vs) ilgi çeksin.

ne dersiniz?
0
kibritsuyu
(26.08.09)
bence modern bir yerden çok köhne bir mekan aç. turistler vb bayılır buna. rakı balık mesela
0
alokozay
(26.08.09)
cafeyi falan karıştırma. yemek kokusu v.s derken müşteri kaçar. ama şöyle bi kahveci yaparsan yanınada çikolata koyarsan olur diye düşünüyorum. kahve ve çikolata. öyle starbucks falan da değil. hakiki türk kahvesi bunun yanında başka kahvelerdende(çedene kahvesi, sakızlı kahve, berezilya kahvesi) koyarsan bide özel üretim çikolata servisi yaparsan sanıyorum 8 senede 4 dükkan daha açarsın.dükkanın dekoruna gelince modern çizgilerle süslenmiş ve basit bir dekor yeterli sanırım.

şimdi hiç görmedim aslında öyle bir yer ama anlatımından manzarayı hayal edince kahve&çikolata çekti canım. kafanda bulunsun. hoşuna gittiyse açarsın banada bi kahve ısmarlarsın.. bir fincan kahvenin 40 yıl hatrı vardır :)
0
Ayiyogi
(27.08.09)
sizin anlatımınızdan ben tatil beldesini turgutreis olarak düşündüm. eğer turgutreis ise, kesinlikle mcdonalds burger king iyi iş yapar. eğer turgutreis değil ama yine böyle fast food mağazası olmayan bir beldeyse, bence yine iyi fikir :)
0
guessme
(27.08.09)
(3)

laptop tavsiyesi

kibritsuyu
geçen gün de sormuştum ama kıyaslama yoktu işin içinde.1. Toshiba L500-13T http://www.teknosa.com/Cultures/tr-TR/Products/urundetay.htm?CS_ProductID=125031000&CS_Category=_NOTEBOOK63&CS_Catalog=_BILGISAYAR2. HP Pavilion DV6-1100 DV6-1130et (NR497EA)http://www.teknosa.com/Cultures/tr-TR/Products/urun
geçen gün de sormuştum ama kıyaslama yoktu işin içinde.

1. Toshiba L500-13T
www.teknosa.com

2. HP Pavilion DV6-1100 DV6-1130et (NR497EA)
www.teknosa.com

sağ tarafta ayrı nümerik klavye bulundurması olmazsa olmaz özelliklerinden. o yüzden bunu bulundurmayan marka ve modelleri direkt eledim.

şimdi toshiba ağır basıyor gibi. HP'nin de tasarımının hastası oldum. özellikler falan aynı, lakin HP'nin sözlük başlığında yazanlar, ısınıyor bozuluyor gibi şikayetler beni korkutuyor. ne kadar güvenmesem de teknosa'daki satıcı DV6 serilerinde artık ısınma olmadığını söyledi.

toshiba'nın da tek eksiği sadece 2 tane usb portu var. az geldi biraz ama çok da önemli bir sorun değil.

evet bu koşullar altında hangisini seçeyim bunların? artık alayım da kurtulayım şu laptop'ı.
0
kibritsuyu
(26.08.09)
bir toshiba kullanıcısı olarak toshibayı tavsiye ederim. 3 sene oldu olacak daha servis yüzü görmedi laptop. usb girişi azlığını usb çoğaltıcıyla halledebilirsin. zaten küçük, yer kaplamayan modelleri falan var bu çoğaltıcıların.
0
pragmatist kedi
(26.08.09)
kibritsuyu toshiba al bence, no matter what guarantee kapsamında bu cihaz. cihazı parçalasan da geri verebiliyorsun. ayrıca toshiba'nın vga'sı daha iyi, tasarım olarak da cihazı eline alınca göreceksin eksik kalır yanı yok. metalik gri bir kasası var. mesaj da attım sözlükten ayrıca.
0
abtash
(26.08.09)
toshiba diyorum (kullaniyorum), en azindan anakart degisimi yapabiliyorlar hala (arizalandiginda).
0
that was just a dream
(26.08.09)
(1)

keman çalan çocuklu bir film

kibritsuyu
2003 veya 2004 yılında sinema.com'dan kazandığım biletle sinemada izlemiştim. sonra vizyonda bir daha görmedim. filmde 10-12 yaşlarında süper keman çalan bir çocuğun hikayesi anlatılıyordu. yanlış hatırlamıyorsam çekik gözlü bir çocuktu ama emin değilim, olmayabilir de.bi buldurun şu filmi be.
2003 veya 2004 yılında sinema.com'dan kazandığım biletle sinemada izlemiştim. sonra vizyonda bir daha görmedim. filmde 10-12 yaşlarında süper keman çalan bir çocuğun hikayesi anlatılıyordu. yanlış hatırlamıyorsam çekik gözlü bir çocuktu ama emin değilim, olmayabilir de.

bi buldurun şu filmi be.
0
kibritsuyu
(25.08.09)
şu olabilir mi?
(bkz: he ni zai yi qi)
www.imdb.com
0
midesiz
(25.08.09)
(3)

tamamen elektronik parça eskiyince performansı düşer mi

kibritsuyu
var mı böyle bir şey? bilgisayarımızın içinde bulunan ve hiçbir mekanik aksam içermeyen, tamamen elektronik parçaları (işlemci, anakart, ekran kartı, ram vs. tabii fanlı soğutucularını hariç tutuyoruz burada) eskidikçe fonksiyonlarını yitirirler ve bilgisayarı yavaşlatırlar mı?harddisk desek içinde
var mı böyle bir şey? bilgisayarımızın içinde bulunan ve hiçbir mekanik aksam içermeyen, tamamen elektronik parçaları (işlemci, anakart, ekran kartı, ram vs. tabii fanlı soğutucularını hariç tutuyoruz burada) eskidikçe fonksiyonlarını yitirirler ve bilgisayarı yavaşlatırlar mı?

harddisk desek içinde motor var, hareketli kafa var, dönen bir disk var. döne döne aşındı dersin, yamuldu dersin, metal yorgunluğu bilmemne dersin anlarım da, işlemcide grafik kartında, içinden sadece elektrik geçen şeylerde de bu gibi fonksiyon bozuklukları olur mu?

eski bilgisayarlarıma ona göre organ nakli yapacağım da.
0
kibritsuyu
(25.08.09)
devrelerin transistörlerden oluştuğunu düşündüğünüzde, zamanla özelliğini yitiren ve bozulan transistörler elbette performans kaybına yol açacaktır. özellikle işlemcide çalışma sıklığına göre 5 yıldan sonra performans büyük ölçüde düşüyor diye biliyorum.
0
nihilanth
(25.08.09)
evet duser.
0
bryan fury
(25.08.09)
elektronik devreler genelde tamamen çalışmaz hale gelecek şekilde bozulur.
ama çalışmaya devam etmesine rağmen zamana ve kullanıma bağlı performans kayıplarının söz konusu olabildiği devreler de vardır ki amfiler buna en güzel örnektir.

ayrıca kondansatör kullanıma bağlı olarak hissedilebilir derecede mekanik deformasyona uğrayabilen bi elemandır.
0
cruor
(01.10.09)
(1)

yine yeni yeniden laptop sorusu + vodafone teknosa kampanyası.

kibritsuyu
1. vodafone teknosa ile ortak kampanya yapmış. vodafone 3g paketlerine 24 ay üyelik taahhüdü yapana (ki aylık 75 liradan 24 ayda 1800 lira yapıyor) 3g modem + 1000 lira teknosa hediye çeki veriyormuş, ama sadece laptop alırken kullanmak üzere. ben de laptop almayı düşünüyorum. kampanya ile önerilen
1. vodafone teknosa ile ortak kampanya yapmış. vodafone 3g paketlerine 24 ay üyelik taahhüdü yapana (ki aylık 75 liradan 24 ayda 1800 lira yapıyor) 3g modem + 1000 lira teknosa hediye çeki veriyormuş, ama sadece laptop alırken kullanmak üzere. ben de laptop almayı düşünüyorum. kampanya ile önerilen toshiba L500-13T model bir bilgisayar. özellikleri de şöyle: www.teknosa.com

ne dersiniz bu kampanyaya? 1367 liralık bilgisayarı kampanya ile 367 liraya alabiliyoruz.

2. aslında adsl internetim var. öyle çok fazla mobil kullanacağımı da sanmıyorum. 5 gb internet paketine ayda 75 lira vermek pahalı. açıçası kampanyayı düşünmüyorum, öylesine sordum. vodafone kampanyasını boşverelim. sadece bu bilgisayara ne dersiniz? 1367 lira fiyatı var 12 taksitli.

ayrı nümerik klavyesi olması aradığım bir özellik olduğundan çok hoşuma gitti.

not: kırisis mırisis, öyle onun gibi oyunlar oynayacağımı hiç sanmıyorum. ama olur ya "neymiş lan bu" diyip oynamak da aklıma esebilir belli olmaz. yani öyle oyun performansı süper olsun diye bir beklentim yok. ama icabında kastırmasın da. anladın sen.
0
kibritsuyu
(21.08.09)
evet alinabilir. bir toshiba kullanicisi olarak, klavye kullanim rahatligini baska hicbir notebookta bulamadigimi, sirf klavye kullanim & duzeni icin bile tercih edilesi nb oldugunu belirtmekte fayda oldugunu dusunuyorum. ses sistemide sizi memnun edecektir. ati 512 bagimsiz 1367mb'a ram destegi ile cikiyor ki 512 siz oyun oynamadiginiz icin size yetecektir. ustune, xp sp3 modded yada tiny7 (win7) modded kurdugunuzda tadindan yenmez.

ek olarak : hdmi cikisi mevcut. blue'su var. wifi draft+n destekli. sukela. alin. gule gule kullanin.

* hdd'i 5400 rpm. tamamen pil performansi icin 5400 rpm koymuslardir. ilerde 7200 rpm 16mb cache seagate koymayi dusunebilirsiniz. (tavsiye)
0
that was just a dream
(21.08.09)
(6)

fidan bağışı akabinde bankadan aranmak

kibritsuyu
ormanımız için tema'nın sitesinden garanti bankası kredi kartı ile fidan bağışı yaptıktan sonra garanti bankası kart güvenlik bilmemnesinden arayıp teyit aldılar.ama niye? ben bu kartla yüz milyor kere online alışveriş yaptım, kimse aramadı da, niye bağış yapınca arıyorlar? tema'nın kredi kartından
ormanımız için tema'nın sitesinden garanti bankası kredi kartı ile fidan bağışı yaptıktan sonra garanti bankası kart güvenlik bilmemnesinden arayıp teyit aldılar.

ama niye? ben bu kartla yüz milyor kere online alışveriş yaptım, kimse aramadı da, niye bağış yapınca arıyorlar? tema'nın kredi kartından online para çekme lolosunda mı bir güvenlik sıkıntısı var acaba?
0
kibritsuyu
(19.08.09)
istatistiksel olarak kredi karti dolandiriciligi olaylari bagislarda daha cok goruluyorsa sadece o durumlarda aramalari normal.
0
ssg
(19.08.09)
ayni olay benim basima da geldi 2 gun once, hatta bigbrother'e mesaj attim konuyla alakali, aynen sunu sordum arayan gorevliye "internet uzerinden daha buyuk meblaglarda surekli islemler gerceklestirdigim halde neden tema'nin internet sitesindeki 25 liralik islemin teyidini almak istiyorsunuz" diye

aldigim cevap su: kredi karti bilgilerine ulasan kisiler bu siteyi kullanarak kredi kartinin limiti olup olmadigina bakiyorlar.

sanirim kullandiklari pos ile ilgili, mail order talimati gibi.

hem bagis yapip hem pismanlik hissetmek kotu, tema'nin online bagis isini gelistirmesi gerekli.

dipnot: bunun uzerine ben de internet subesi uzerinden kredi kartimi online islemlere ve posta yoluyla islemlere kapattim, lazim oldugunda tekrar acip kullandiktan sonra kapatiyorum, bi nevi korunma.
0
demented
(19.08.09)
tema'nın böyle bir sorunu varsa gidip bankadan yatırmak daha mı mantıklı sanki?
0
light beam
(19.08.09)
güvenliği işbankası sağlamıyor mu temanın ? sanal pos işbankasının sonuçta... ben de öderken baktım güvenlik zımbırtıları çıkmadı kredi kartı sayfasında ama... la başımıza iş almayalım, birisi bu işle ilgilenen biri temaya sorsa ya
0
alchemistt
(19.08.09)
daha ilk login sayfasından itibaren güvenlik zımbırtıları çıkıyor. sağ üstte kilit işareti var. site şifreli, sertifikası var. adresi de https:// diye başlıyor. güvenilir yani. o açıdan bir sıkıntım yok ama aranınca bir garibime gitti.
0
🌸kibritsuyu
(19.08.09)
guvenlik sertifikalari varmis ve gecerliymis, goremeyende (bkz: ben) kabahat.

bir de su var ki sadece garanti bankasi ariyor teyid almak icin, ne akbank, ne yapi kredi ne de baska bir banka aramamis henuz herhangi bir sozlukcuyu.
0
demented
(19.08.09)
(4)

kimi olaylar karşısında verdiğimiz fiziksel tepkiler

kibritsuyu
kimi olaylar karşısında verdiğimiz fiziksel tepkiler başkalarından görerek öğrendiğimiz şeyler midir, yoksa tamamen içgüdüsel midir?mesela son derece evrensel olan bir şeye çok sevinince (mesela tuttuğumuz takım gol atınca) elleri yumruk yapıp kolları havaya kaldırma hareketini http://2.bp.blogspot.
kimi olaylar karşısında verdiğimiz fiziksel tepkiler başkalarından görerek öğrendiğimiz şeyler midir, yoksa tamamen içgüdüsel midir?

mesela son derece evrensel olan bir şeye çok sevinince (mesela tuttuğumuz takım gol atınca) elleri yumruk yapıp kolları havaya kaldırma hareketini

2.bp.blogspot.com

başkalarından görüp mü öğrenmişizdir, yoksa insanlar için içgüdüsel bir sevinme hareketi midir?
0
kibritsuyu
(18.08.09)
Kimi içgüdüsel kimisi de başkalarından görülüp öğrenilen tepkilerdir diye düşünüyorum. Örneğin gülümseme yeni doğmuş bebekte bile görebileceğiniz bir fiziksel tepkidir.
0
myrtillus
(18.08.09)
bazıları öğrenilmiş hareketlerin tekrarı oluyor, mesela bilardo oynarken bel falsosu veren birisi değildim, bir kaç sefer torbjorn blomdahl' in maçını izledim, o gün bu gün götüm başım oynar bilardo oynarken, resmen kalori yakarım hani.

ama bazılarıda içgüdüseldir, mesela yerde tekmelenirken cenin pozisyonu almak. kendini koruyabileceğin bir çok farklı duruş var halbuki.
0
galahad
(18.08.09)
öncelikle o kimi olayları madde madde sıralamadıkça kaynağına dair fikir yürütmek saçma olur, çünkü iki türünden de bolca var.

ama ben size içdürtüsel jestlerin işlevini şöyle açıklayayım, sözgelimi çoğu mimikler, gülmek, korkunca istem dışı bağırmak vesair, bunların çoğu ilkel sosyal iletişim araçları esasında, ve bir kısmı belli bir dereceye kadar da hayvanlarla paylaşılıyor esasen. örneğin bir avlanma senaryosunu düşünün, orada sonradan geliştirilmiş verbal bir iletişim sistemi yerine jestsel ifadeler aynı zamanda ani şekilde arkadaşlarını haberdar edebiliyor, duruma dair bilgi paylaşabiliyorsun.

"arkanda ayı var" bakışı atıyorsun büyümüş gözlerle mesela, "bunu bir daha yap, çok hoşuma gitti" kahkahası atıyorsun, mesela çatık kaşlı "buradan çekip gitmezsen seninle savaşmak zorunda kalacağız" sinirlilik ifadesini köpeklerde de görebilirsin falan. bunların çoğu öğrenilmiş değil içdürtüsel şekilde geliyor, yeni doğanı bir odaya kapatsan ve dışarı dünyayla temas ettirmesen bile canı acıyınca ağlaycak, sinirlenince kaşlarını çatacak yani.

eli yumruk yapma hareketi öğrenilmiş gibi geliyor. çocuklar tam olarak ne için hangi durumlarda yapıldığını anlamasa da, öğrenmeleri herşeyden önce imitasyonla başladığından, tv de görmüş onu taklit ediyor büyük ihtimalle.
0
lhun
(18.08.09)
su soru da alakali biraz:
(git: 31815)
0
ermanen
(18.08.09)
(3)

ankara'da yemek üstü takıalcak sessiz sakin mekan

kibritsuyu
hani böyle yemeği yemişiz, sonra arkadaşlarla toplanıp sessiz sakin kafa dinleyip muhabbet edebileceğimiz bir yere gidelim, biramızı ya da çayımızı içelim, birkaç saat takılalım kalkalım.nereye gidelim a canlar? (mümkünse açık hava)
hani böyle yemeği yemişiz, sonra arkadaşlarla toplanıp sessiz sakin kafa dinleyip muhabbet edebileceğimiz bir yere gidelim, biramızı ya da çayımızı içelim, birkaç saat takılalım kalkalım.

nereye gidelim a canlar? (mümkünse açık hava)
0
kibritsuyu
(17.08.09)
wikimapia.org&lon=32.851152&z=18&l=36&m=s&v=9

edit: ismini yazmamışım; Daphne Restaurant Grill Bar Ankara.
0
guess
(17.08.09)
park caddesinde tabs'in bahçesi çok güzel, ve sohbet edebileceğiniz bir yer..
kızılayda eskiyeni nin bahçesi olabilir.. tunalıda zeynelin bahçesi, ya da sanırım güvenlik caddesinde new castle ın guzel bir bahcesi var.. bu bahsettiğim mekanların etrafında da en az 4-5 tane benzer mekan mevcut..
0
gaea
(17.08.09)
atakule sevilla (botanik parkı manzaralı)
atakule ufo (ankara manzaralı, ne manzara ama...)
0
mahnita
(18.08.09)
(4)

uzak bandıralı teknenin gelişi

kibritsuyu
ne salak bi başlık oldu yarabbim.şimdi şöyle. tatilde gözlemlediğim bir durum vardı. çevrede bir sürü tekne görüyorum. öyle kocaman yatlar, devasa gemiler falan değil. mütevazı dar gövdeli yelkenliler, 2-3 kamaralı gezi yatları. lakin bunlar avusturalya bandıralı, amerika bandıralı. ilk aklıma gelen
ne salak bi başlık oldu yarabbim.

şimdi şöyle. tatilde gözlemlediğim bir durum vardı. çevrede bir sürü tekne görüyorum. öyle kocaman yatlar, devasa gemiler falan değil. mütevazı dar gövdeli yelkenliler, 2-3 kamaralı gezi yatları. lakin bunlar avusturalya bandıralı, amerika bandıralı. ilk aklıma gelen, memleketimde vergi ödememek için yabancı bandıralı tekne kullanan türükler oldu. öylesi de vardır ama benim sorduğum onlar değil. bizzat gördüm ki, dar gövdeli, taş çatlasın 8-10 metre uzunluğundaki amerikan bandıralı bir yelkenli. içindekiler de gayet amerikalı.

ulan bu tekneler amerika'dan, avusturalya'dan okyanus aşıp nasıl gelebiliyorlar? uçağa girmez, gemiye girmez, arabanın arkasında çekilmez (zaten oralardan karayolu yok, olsa bile römorkla çekecek kadar da küçük değil), başka deniz taşıtığın arkasında çekilmez.

aklıma bir tek paramparça söküp parça parça nakledilip burada birleştirilmesi ihtimali geldi de olur mu lan öyle. sök tak sök tak yalama olmaz mı?
0
kibritsuyu
(15.08.09)
türkiyede tekne imalatı amerikaya göre ucuz olduğu için belki türkiyedeki yerleşik yabancılar tekne yaptırıp amerikan bayrağı çekiyordur.
0
buffy de vampir sayilir
(15.08.09)
Bir yatla dunyayi gezmek mumkun. Hatta bunu tek kisi yapanlar var.

en.wikipedia.org

en.wikipedia.org
0
dahicocuk
(15.08.09)
9-10 metrelik bir yelkenliyle fransa, ingiltere gibi avrupa ulkelerinden turkiyete gelmek cok basit ancak avustralya veya amerikadan o ebatta bir yelkenliyle gelmek epey zor olur. muhtemelen turkiyede yerlesik yabancilardir.
0
mat couthon
(15.08.09)
imkansız değil ama zor. eğer düzgün elektronik sistemleri donatılmışsa ve kaptanı maceraperest bir salak değilse boyut çokta önemli olmuyor.

maceraperest adamlar dediğin yerleri kürek çekerek sandalla geçiyor öyle yani.

not: kürek çekene salak demedim ama fırtına var uyarısına nolacak diyen salaktır.
0
darknum
(15.08.09)
(6)

nerede ulan bu flashdisk?

kibritsuyu
9 ağustos tarihinde saat sabaha karşı 03:30 sıralarında son kez görüldü. yazlıktaki laptopun üzerine takıldı, içindeki müziklerden seçmeler yapılıp telefonun hafıza kartına kopyalandı. kart çıkarılıp telefona takıldı. flashdisk de güvenle kaldır denilerek bilgisayardan çıkarıldı ve bir daha kendisin
9 ağustos tarihinde saat sabaha karşı 03:30 sıralarında son kez görüldü. yazlıktaki laptopun üzerine takıldı, içindeki müziklerden seçmeler yapılıp telefonun hafıza kartına kopyalandı. kart çıkarılıp telefona takıldı. flashdisk de güvenle kaldır denilerek bilgisayardan çıkarıldı ve bir daha kendisinden haber alınamadı. takriben aynı gün saat 05:00 sıralarında da yolculuğa çıkılıp tatil bitirildi.

1. o anda üstümde olan pijamanın ceplerinde yok.
2. yol kıyafetimin ceplerinde yok.
3. iki adet el çantamın hiçbir gözünde yok.
4. bavulların ve yolculuk çantalarının hiçbirinde yok.
5. eşimin el çantasında, makyaj çantasında yok.
6. fotoğraf makinesinin çantasında yok.
7. yazlıktaki bilgisayarın çevresinde, koltukta, sehpada yok.
8. bavul hazırlarken eşyaları falan koyduğumuz masanın, yatağın üstünde yok.
9. şarj aleti, yedek pil, vs. gibi minik elektronikleri koyduğum poşette yok (en çok buradan çıkar diye bekledim zaten, giderken de aynı poşette gitti)
10. bavuldan çıkan kıyafetlerin, kirli çamaşırların içinde yok.

nerede lan bu?
0
kibritsuyu
(14.08.09)
aa o flashdisk senin miydi hocam ya, kusura bakma bende kalmis.
0
osuruklu
(14.08.09)
ya bir yere girmiş ve sizin gözünüzden kaçmıştır, sizin dışınızda biri tekrar arasın.. ya da belki o arada farketmeden bir yerde düşürdünüz.
0
clem
(14.08.09)
yazlıkta kedi köper varsa almış olabilir.
0
Seytan
(14.08.09)
bi yere otur ya da ayakta dur. isaret parmagini sakagina goturup gozlerini kIsarak tasinabilir bellek le yaptigin en son isten geriye dogru dusun. arada kopmalar olabilir es gec ve en olasiyla devam et bulursun. benim merdanede hep ise yariyor.
0
gunlerin kopegi
(15.08.09)
şakağa parmak koyma yönteminden şu sonuçlar çıktı:

bütün bavullar geceden hazırlandı. bir tek yola çıkmadan önce yapılacak (diş fırçalama, lens takma vs) gibi şeyler için içinde kozmetiklerin bulunduğu eşimin çantası açık vaziyet kaldı. bir de masada duran el çantalarımız. saat 03:30 gibi kalktım, bilgisayarı açtım, yolda dinleme müzikleri için flashdiski bilgisayara taktım, kart okuyucuya da sd kartı taktım, müzikleri seçip kopyaladım, kartı çıkarıp telefona taktım, flashdiski de çıkarıp telefonla birlikte aynı elime aldım. bundan sonrası yok. telefon ve kartı sağlam. telefonu çantama koymuşum. ama flashdisk yok. açık duran eşimin el çantasına da atmamışım, kozmetik çantasına da atmamışım. bavulların arasında fermuarlı ön gözü olan bir çanta var, ona da atmamışım. uyku sersemi ne halt yediysem yok.

yazlıkta arama kısmını annem ve babam yapıyor zaten oturduğum koltukların aralarına, altlarına kadar bakıldı, yok.
0
🌸kibritsuyu
(15.08.09)
cüzdanının bozuk para kısmında olabilir
0
chaud
(15.08.09)
(2)

tıkanmış tuvalet (klozet) nasıl açılır?

kibritsuyu
öhöm. şimdi normalde sifonu çektiğim anda sular şforrrşhhhh diye boşalır, giderken de ne var ne yok götürürdü. şimdi sifonu çekiyorum, klozetin içi ağzına kadar su doluyor, sonra da yavaaş yavaş aheste birr biçimde gidiyor. sıvılar için sorun yok da katı partiküller (anla ulan işte illa söyletme adı
öhöm. şimdi normalde sifonu çektiğim anda sular şforrrşhhhh diye boşalır, giderken de ne var ne yok götürürdü. şimdi sifonu çekiyorum, klozetin içi ağzına kadar su doluyor, sonra da yavaaş yavaş aheste birr biçimde gidiyor. sıvılar için sorun yok da katı partiküller (anla ulan işte illa söyletme adını) biraz kalıyor haliyle, tamamen süzülüp gidemiyor.

en son böyle olduğunda kanalcı çağırdım, 60 lira istedi. ofisi bok basmasın diye aciliyetten verdim ne yapayım. ne yaptı, nasıl açtıysa işlem 3 saniye sürdü? şimdi kendim açabilir miyim? bir şeyler mi dürtüklesem içeri? nasıl edeyim, nerelere gideyim?
0
kibritsuyu
(14.08.09)
Sıcak suyla kullanılan lavabo açıcılar var. Birkaç paketi birleştirip üzerine sıcak suyu bastın mı bir şey kalmaz. O zımbırtının neler açtığını gördüm ben.
0
ataturkiye
(14.08.09)
Oncelikle klozetteki suyu bosalt, ardindan mr muscle'in lavabo acicilarindan 2 paket kadar dok, ve uzerine yavasca 3-4 litre kadar kaynar su ekle, acilacaktir.

Artik gule gule kullanabilirsin...

[duyuruyu refresh etmeyince boyle oluyor iste]
0
msb
(14.08.09)
(3)

polietilen depoda benzin saklanır mı hey saklanır mı

kibritsuyu
benzim zamlarından kafayı sıyırmadan evvel sorayım bunu.evimize su çıkmamasından dolayı evin içine yaptırdığım 500 litrelik su deposu, apartmanın hidrofor yaptırmak için karar almasıyla birlikte boşa çıkmış ve götüme girmiş bulunuyor. malzeme polietilen ya da polikarbonat mı ne haltsa işte bu fotoğr
benzim zamlarından kafayı sıyırmadan evvel sorayım bunu.

evimize su çıkmamasından dolayı evin içine yaptırdığım 500 litrelik su deposu, apartmanın hidrofor yaptırmak için karar almasıyla birlikte boşa çıkmış ve götüme girmiş bulunuyor. malzeme polietilen ya da polikarbonat mı ne haltsa işte bu fotoğraftaki deponun aynısı.

www.akrogroup.com

ben şimdi yaklaşık 1 yıllık benzinim olan 500 litrelik benzin alsam (1600 tl. falan yapıyor günümüz benzin kuruna göre) getirip bidon bidon doldursam bunun içine olur mu? evimiz havaya uçar mı? bu benzin depoyu delip akar mı? depoyu delmese de kendi kalitesini bozup arabayı sikertir mi? kokusundan durulur mu? nedir hey canlar be hey canlar?

ya da direk arabaya bağlatsam bunu 1.4 motor clio çeker mi bunu? arkada tanker gibi gezdirsem böyle?
0
kibritsuyu
(13.08.09)
bidon bidon doldurma tankerle gönderirler
-uçar
-akmaz
-sikertir
-durulmaz
-tey tey

-yavaş çeker.tavana bağla.ayrı bi hava katar.

dene banada haber ver benim aylık yakıt bu.yaptırim bi 5 tonluk bende.
0
cizgilipijama
(13.08.09)
valla gecen gun motorun deposunu degistirdim, eski depodaki yarim cay bardagi benzin evde bir koktu, bir koktu anlatamam. pencerenin onunde biraktim, bu sefer buharlasip evin icine doldu. bir de bas agrisi yapiyor.

guzel muhafaza edilirse, hatta evin disinda bi yerlere gunes gormeyecek sekilde etrafi cam yunuyle kaplanirsa sukela olur diyorum.

bu arada urunun sayfasinda aciklanmis. Polietilen depolarda su, sıvı yağlar, akaryakıt ürünleri, kimyasal maddeler (sülfürik asit, kostik deterjan vb.) depolanıp stoklanabilir.
0
osuruklu
(13.08.09)
evin adresini yazmamışsın havaya uçma ihtimaline karşı biz dikkatli olalım en azından demi?
0
anarche
(13.08.09)
(3)

altyazılara ne oldu?

kibritsuyu
efem şimdi bilgisayarda film izlemek için media player classic kullanıyorum. gayet de iyi anlaşıyoruz kendisiyle. aslında ben çoğunlukla bilgisayarda film izlemem. divx player'da izlerim, media player classic ile kalitesine bakarım, altyazısının uygun olup olmadığını falan kontrol ederim. altyazı do
efem şimdi bilgisayarda film izlemek için media player classic kullanıyorum. gayet de iyi anlaşıyoruz kendisiyle. aslında ben çoğunlukla bilgisayarda film izlemem. divx player'da izlerim, media player classic ile kalitesine bakarım, altyazısının uygun olup olmadığını falan kontrol ederim. altyazı dosyası, divx player okuyabilsin diye filmle aynı klasörde ve film ile birebir aynı adı taşıyacak şekildedir. media player classic'te de bu şekildeyken filmi başlattığımda altyazıyı otomatik olarak okur.

lakin ne olduysa okumuyor. media player classic'in menüsündeki subtitle şeysi de seçilebilir değil, silik. ne oldu buna?

yalnız rica edeceğim, gom player bsplayer gibi farklı bir oynatıcı önermeyiniz. sadece altyazı incelemek için başka program kuramam. bunu düzeltmenin yolunu bulmak istiyorum.
0
kibritsuyu
(12.08.09)
kendi çalışan ayarlarımı söyleyeyim:
viewdan optionsa gir. sol taraftaki yerden playback->outputa gir sonra. karşına seçilecek bir ton render şeysi çıkacak. directshowdan "vmr9", realmediadan "directx 9", quicktimedan "directx 9"u seç onların altında da vmr7/9 ayarları var. surfaceden 3d surfacesı seç resizerdan "bicubic A -1.00" ve vmr9 mixer modeu tickle. bakalım işe yarayacak mı... ayrıca mpcye sürükle bırak modunda da altyazıyı çalıştırabilirsin illa aynı isimde olmasına gerek yok yani
0
argent dawn
(12.08.09)
sürükleyip bırakınca altyazı dosyasını film zannedip açmaya çalışıyor ve cannot render diyor.

sanırım k-lite codec pack problemi. zira filmi açınca taskbarda çıkan simgeler de yok. windows media player'da da altyazı yok. kaldırıp baştan kurayım bakalım.
0
🌸kibritsuyu
(12.08.09)
ffdshow indirin kurun. sorun hallolur..
0
beerserk
(13.08.09)
(2)

excel dosyası koruma

kibritsuyu
şimdi araçlar menüsünde koruma hedesi var da nasıl kullanacağımı bilemedim.bir mükellefim kendi yaptığım, içine kendim düşünüp yazdığım şahane bir excel tablosuna yeşilleniyor. "bana mail atsana benim de vardı da formatta gitti seninkini bi yollasana" diye isteyip duruyor. "sktir git, bana özel bu,
şimdi araçlar menüsünde koruma hedesi var da nasıl kullanacağımı bilemedim.

bir mükellefim kendi yaptığım, içine kendim düşünüp yazdığım şahane bir excel tablosuna yeşilleniyor. "bana mail atsana benim de vardı da formatta gitti seninkini bi yollasana" diye isteyip duruyor. "sktir git, bana özel bu, veremem" de diyemiyorum. yollayayım ama formüllerimi de görsün istemiyorum. ne görebilsin, ne değiştirebilsin. sadece boş hücrelere değerler girildiğinde sonucu versin. ama sonuç hücresindeki hormülü göremesin, değiştiremesin.

nasıl yaparım bunu?
0
kibritsuyu
(11.08.09)
Biçim>hücreler>koruma buradan gizliyi tiklersin

sonra araçlar>koruma dan da sayfayı şifrelersin. orada ayrıca değişkenlerin yazılacağı hücrelerin değiştirilmesine de izin verince olur senin iş
0
tai
(11.08.09)
araçlar -> koruma -> sayfayı koru diyerek alt menüde korumaya almak istediğin seçeneleri belirleyebilirsin. fakaatttt;

şifreyi koyarken öyle basit bir şifre koyma zira kolayca kırılabilir. en az 15 karakter büyük küçük harf + sayı kombinasyonu ile bir şifre koy. dosyada makro var mı bilmiyorum ama yukarıda dediğim gibi koyduğun şifreyi kırmasını istemiyorsan ek olarak vba'ya da şifre koy. bütün bunları yaptıktan sonra eğer isterse yine kırar o şifreyi ama daha fazla yapacak bir şey yok...
0
mahallenindelisi
(11.08.09)
(4)

alakasız birkaç soru + bonus askerlik sorusu

kibritsuyu
1. şehirlerarası yollarda, yol kenarlarında parçalanmış kamyon lastiği gibi şeyler var. nedir onlar? adam lastiği yolda parçalayıp lastiksiz devam etmiyor herhalde?2. mıcırlı bir yolda giderken gördüm. kimileri ön cama baş parmaklarıyla dokunarak gidiyorlardı. cam kırılmasın diye olduğunu tahmin etm
1. şehirlerarası yollarda, yol kenarlarında parçalanmış kamyon lastiği gibi şeyler var. nedir onlar? adam lastiği yolda parçalayıp lastiksiz devam etmiyor herhalde?

2. mıcırlı bir yolda giderken gördüm. kimileri ön cama baş parmaklarıyla dokunarak gidiyorlardı. cam kırılmasın diye olduğunu tahmin etmekle birlikte, dışarıdan cama çarpan taşın, camı kırmasının içeriden parmakla nasıl engellendiğini anlayamadım. büyü gibi bir şey midir, nedir mantıklı açıklaması?

3. benzini hep shell'den alırım. onca zamdan sonra 95 oktan ile 97 oktan v power benzinin fiyatı aynı olmuş. lakin 95 oktana da "fuelsave" diye tasarrıflu bir özellik gelmiş güya. fiyatların aynı olmasından dolayı herkesin 95 yerine 97 oktan alacağını düşünüp 95 oktanı sattırabilmek için bir dümen midir bu? yoksa hakikaten tasarruf sağlar mı?

bonus soru: yakın bir akrabamın askerliği erzurum'a çıktı. kabul toplama merkezi de erzincan. biz anadolujet'ten direkt erzurum'a bilet bulduk. toplama merkezine gitmeyip direkt erzurum'daki birliğine gitse olur mu? (bu sorudan daha önceki dönemlerde sorulmuştu hatırlıyorum ama diğerlerinin altına ekleyeyim dedim bonus olarak)

ha bir de ikmal sınıfı nedir?
0
kibritsuyu
(10.08.09)
1. kamyoncular normal lastiklerin üzerine, eski lastikleri takıyorlar, yeni lastik yıpranmasın diye. o da işte yolda giderken öyle parçalanıp çıkıp gidiyor diye biliyorum.

2. taşın yaratacağı rezonansı engellemek için olabilir.
0
kahvegibi
(10.08.09)
bonus soru: olur. problem yok.
0
guybrush threepwood
(10.08.09)
1- Ağır vasıtaların lastikleri çabuk yıprandığından eski lastikler, "kaplama" denilen bir işlemle üzerine yeni lastik hamuru eklenip bir dizi işlemle şekillenip, sağlamlaştırıldıktan sonra yeni lastik gibi kullanılır. Bu kaplamanın maliyeti sıfır lastiklere nazaran daha ucuz olduğu için taşımacılık yapanlar tarafından sıkça tercih edilir. E tabi belli zaman sonra kaplama lastikte iyice aşınınca yolda giderken parça parça kopmaktadır.

2- taş geldiğinde cam kırılmasın diye parmakla tutmak, elle ittirmek gibi önlemler aslında pratikte pek faydalı değildir. Çünkü eskiden araçların ön camları herhangi bir katkı içermediğinden bahsedilen taşın çarpması sırasında hemen dağılabiliyorlardı. Elle tutmakta camı gergin tutmak gayesindeydi.
Oysa son 15 senedir çoğu oto camı güvenlik maksadıyla, herhangi bir darbe sonucunda kolay dağılmayan plastiksel yapıda üretiliyor. Ön cama taş vs çarpsada cam kırılıyor ama tuz buz olacak derecede dağılmıyor. Mersin-Antalya arasında bir gece seyahatinde tepeden ön cama yumruk büyüklüğünde bir taş düştü ve taş vurduğu yer kadar alanı çatlattı. Ama çıkardığı ses sanki arabanın tepesine insan kadar taş düşmüş hissiyatı yarattı insanda.
Araçların ön camları dışındaki camları yalnız kaçış yolu ihtiva ettiğinden ufacık bir darbeyle bile kolayca kırılır ve tuz buz olur. Bununda sebebi bu camlar tempere denilen özellikte olmasındadır.
0
icemanr
(10.08.09)
2. mythbusters bu miti test etmişti. amaç camın patlamasını önlemek ama yeni nesil camlar zaten patlamıyor. eski nesil camlarda yaptıkları denemelerde de elini koysa da koymasa da cam tuzla buz oldu. sonuç busted.
0
emrag
(10.08.09)
(4)

lost isimli kitap -spoiler içermez-

kibritsuyu
efendim lost dizisinin bir hastası olarak geçen gün kitapçıda lost diye bir kitap gördüm. azıcık inceledim, dizi bölümlerinden, her bölümde neler işlendiğinden, tek tek karakterlerden, olaylardan, ipuçlarından falan bahsediyor. bir türk yazar hazırlamış sanırım. ilginç geldi, hoşuma gitti.alan okuya
efendim lost dizisinin bir hastası olarak geçen gün kitapçıda lost diye bir kitap gördüm. azıcık inceledim, dizi bölümlerinden, her bölümde neler işlendiğinden, tek tek karakterlerden, olaylardan, ipuçlarından falan bahsediyor. bir türk yazar hazırlamış sanırım. ilginç geldi, hoşuma gitti.

alan okuyan var mıdır, nasıldır, alıp okuyayım mı? tatil kitabı olarak sahilde bahçede tatmin eder mi? yoksa tırt bir şey midir bu? parama mı yazık? nedir?
0
kibritsuyu
(23.07.09)
sanırım emrah güler'inkinden bahsediyorsunuz. zira bahadır içel'inki üçüncü sezona kadarki kısmı anlatıyorç. çok bir numarası yok. eğlencelik okunabilir. lost entrylerinizi hatırlıyorum. gayet iyi bir izleyiciydiniz. yani sizin için gereksiz. vakit geçirme ihtiyacınız varsa alın. yoksa değmez.
0
istanbul beyefendisi
(23.07.09)
kitap yerine internet sitelerini takip edin bloglara bakın. bu konu üzerine bir sürü kaynak inceleme teori arşatırma tartışma var. eğer ingilizcenizde varsa hiç gerek yok bence. eğer ingilizceniz yoksa sadece türk kaynaklarda yeterli olur.

ha derseniz ben o kadar teoriyi nette okuyamam arkadaş o zaman düşünülebilir belki. o kitabın ilk çıkacağı zaman televizyonda tanıtımına denk gelmiştim pek yeni bir şey vaadetmiyordu. bence gereksiz.
0
akustik cinayet
(23.07.09)
evet emrah güler'in kitabından bahsediyorum. amacım teori okumak değil, tatilde, bahçede, plajda, uyumadan önce, orda burda okyacak bir kitap olsun diye. yoksa netten okuyorum elbet teori falan.
0
🌸kibritsuyu
(23.07.09)
benim gibi hiç lost izlememi$ birisi iseniz bir anlamı olmaz. ucundan kıçından takip ediyorsanız bir nev'i rehber niyetine okuyabilirsiniz ama tatilinizde daha iyi kitaplar okumanızı tavsiye ederim.
0
robinbook
(28.07.09)
(4)

yaaa yoma tama yeee, yoma tama yooo, yoma tama yeee

kibritsuyu
sözsüz kısımlarında kabile müziği ensturmanları gibi şeyler çalıyor. nakaratında da bir hatun bu başlıktakini diyor. kesin biliyorsunuz ne bu şarkının adı?
sözsüz kısımlarında kabile müziği ensturmanları gibi şeyler çalıyor. nakaratında da bir hatun bu başlıktakini diyor. kesin biliyorsunuz ne bu şarkının adı?
0
kibritsuyu
(23.07.09)
hiç ümidim yok ama ilk olarak budur diyorum:

www.youtube.com

Ketama - Agustito
0
dambil
(23.07.09)
ah kibritsuyucum, aynı şarkıyı 2 aydan fazla süredir bende arıyorum hatta telefonuma, yumurtamı yeeeee, yomotami yeeee gibi kaydetmiştim =) takipteyim, umarım buluruz,
bu arada pal station bu şarkıyı çok sık çalıyordu 2 ay önce şu an durum nedr bilemedim
0
füt
(23.07.09)
ımba yo extended
0
liji
(23.07.09)
çook çok uzaklardan bunu çağrıştırdı..

www.youtube.com
0
kabablanka
(23.07.09)
(3)

oto sanayi korkusu - otosanayikofobia

kibritsuyu
efendim arabanın sunroof'u bozuldu. açıldı kapanmıyor. her zaman gittiğim tanıdık yetkili servise gittim. gitmişken 50.000 bakımını da yaptırdım. pek tabii ki hava filtresi olsun, buji olsun vs. olsun orijinal yedek parça kullanıldı. sunroof için yapabilecekleri bir şey olmadığını, komple değiştirme
efendim arabanın sunroof'u bozuldu. açıldı kapanmıyor. her zaman gittiğim tanıdık yetkili servise gittim. gitmişken 50.000 bakımını da yaptırdım. pek tabii ki hava filtresi olsun, buji olsun vs. olsun orijinal yedek parça kullanıldı. sunroof için yapabilecekleri bir şey olmadığını, komple değiştirmeleri gerektiğini söylediler ve sanayide patronlarının da arabasını tamir eden bir sunroofçuya yolladılar.

sunroof'un bozulan yerini tamir etsin diye hayatımda ilk defa arabamı tanımadığım bir ustaya teslim ettim ve korkuyorum. hep duyarım sanayide pislik adamlar var falan diye. orasından burasından orijinal parça söküp (ki buji muji daha yeni değişti, sıfır cillop gibi), uyduruklarıyla değiştirirler mi? hayır adam güvenilir birine benziyordu, kendi servisimden sunroof'çuyu tanıyan usta ile birlikte gittik ama yine de içim rahat değil. olmuyo di mi böyle şeyler? korkayım mı? ciddi cevap verin lütfen.
0
kibritsuyu
(17.07.09)
arabayi aldiktan sonra tekrar servise gidip baktirabilirsin en azindan.
0
sourlemonade
(17.07.09)
sunroof'un HOLLANDIA markaysa,(ki o firma kapandı) evet banada komple değişecek demişlerdi, inat ettim açtım baktım, küçük bi dişli var o yalama yapmış, aynısı yaptırdım, 20 liraya, kendim taktım, kütür kütür çalışıyo, püfür püfür esiyo, hani bilgi olsun diye söylüyorum..
0
flashstriker
(17.07.09)
Sanayide çalışan seçerlerken "presentabl olmak ve hırsızlığa yatkın olmak" gibi bir kriter bulunmuyor. Hizmet aldığın başka bir yerde kandırılma olasılığın ile aynı.
0
rygard
(17.07.09)
(1)

msn'de görüntülü sesli konuşma ses ayar sorunu

kibritsuyu
sevgili arkadaşlar. babamla msn'den görüntülü ve sesli konuşma yapmaya çalışıyoruz. ben masaüstü bilgisayarımda mikrofonlu kulaklık kullanıyorum, babam ise laptopunda herhangi bir aygıt kullanmıyor. laptopta vista yüklü.sorun şu ki, ben babamın konuştuğunu gayet güzel duyuyorum. lakin benim sesim ba
sevgili arkadaşlar. babamla msn'den görüntülü ve sesli konuşma yapmaya çalışıyoruz. ben masaüstü bilgisayarımda mikrofonlu kulaklık kullanıyorum, babam ise laptopunda herhangi bir aygıt kullanmıyor. laptopta vista yüklü.

sorun şu ki, ben babamın konuştuğunu gayet güzel duyuyorum. lakin benim sesim babamın orada inanılmaz yankılanıyor. laptopun hoparlöründen çıkan kendi sesim tekrardan mikrofona giriyor, ve olay döngüye girip "meraba meraba merabaii merabaiii baii baii baiii hii hiii hii hii hiie hiee hieee diye büyüyerek gidiyor. babam kulaklık falan kullanıp sesi kulağından duysa hallolacak da tatil yerinde nereden bulsun kulaklığı.

biz aynı şekilde geçen sene gayet güzel konuşurduk. ekipman da aynıydı. böyle yankı da yapmazdı. bana sanki vista ses ayarlarından bir yere tıklayıp "sessiz/mute" yapsak düzelecekmiş gibi geliyor. ama kendim vista kullanmadığım için babama da tarif edemiyorum şuna tıkla buna tıkla diye. yardımcı olabilir misiniz, nasıl çözeriz bu sorunu?
0
kibritsuyu
(15.07.09)
sessiz mute değil de şu şekillerde belki biraz düzelebilir..

siz, sağ alttaki ses şeysine sağ tıklayın, kayıt aygıtlarına girin. sonra kullandığınız mic'e sağ tıklayıp mic boost seviyesini biraz azaltın.

babanız da genel ses ayarlarından sizin gelen sesinizi biraz kıssın, ilk denemede kısmayabilir de.

aklıma gelirse başka bir şey eklerim..
0
dambil
(15.07.09)
(8)

incelme - kilo verme mevzuları

kibritsuyu
aslında kilo verme değil de azıcık incelme diyelim. 30 yaşındayım erkeğim, göbekliyim. boyum 180, kilom 94.şimdi aslnda kilo vermek de istiyorum ama üşengeçliğim ve tıkıngaçlığım nedeniyle bugüne kadar erteledim durdum. ama yumurta göte dayandı. 2 hafta sonra tatile çıkacağım. bu kadar kısa sürede h
aslında kilo verme değil de azıcık incelme diyelim. 30 yaşındayım erkeğim, göbekliyim. boyum 180, kilom 94.

şimdi aslnda kilo vermek de istiyorum ama üşengeçliğim ve tıkıngaçlığım nedeniyle bugüne kadar erteledim durdum. ama yumurta göte dayandı. 2 hafta sonra tatile çıkacağım. bu kadar kısa sürede hatırı sayılır kilo vermemin mümkün olmadığının da farkındayım.

kilolarımla ve göbeğimle barışığım. tatil için görünüş açısından kafama takacağım bir sorum yaratmıyor. istediğim sadece göbekten 1-2 cm. incelmek ve geçen seneden beri giymediğim şortlarımın, yazlık pantolonlarımın içine rahat girebilmek. hayır önünü kapatabiliyorum ama biraz sıkıyor. şöyle 1-2 cm. incelsem çok rahat olacak. sadece 2 haftasürem var. elimde de bir adet eliptik bisiklet var. dışarı çıkıp koşma yürüme gibi şansım, vaktim yok. ne yapacaksam evde yapacağım. ne önerirsiniz? nasıl çalışayım, ne kadar çalışayım ki en az 1-2 cm. inceleyim?
0
kibritsuyu
(11.07.09)
sabah kalkınca aç karna 2 bardak su iç fazla soğuk olmayan. sabah akşam öğle karpuz ye. şekerli unlu tuzlu şeyler yeme. koş koş koş. 2 haftada verebileceğin maksimum kiloyu verirsin. unutma acıktıkça karnını karpuzla doldur.
0
emininsel
(11.07.09)
atkins diyeti yap.
bol et, mayonez, yağ falan ama hiç karbonhidrat yok. (domates, marul falan bile yok o derece)
uyarsan bu kadar kısa sürede o paklar seni anca :)
0
lhun
(11.07.09)
Sadece karpuz yiyerek olmaz o iş, yediklerini azaltmaya çalış hamur işi, şekerli yiyecekleri yememeye çalış, bir de çok alkol almamak gerek. Sadece spor yapmakla kalmamak lazım, ben bir ay spor salonuna gittim ama yemek düzenimi değiştirmedim, fast foodlar, gece yemeleri derken kilo değişmedi nerdeyse...
Bir de normal ve sağlıklı olan haftada 1 kilo vermektir.
0
loralynn
(11.07.09)
kilo vermesem de olur arkadaşlar. kilom aynı kalsın da azıcık inceleyim yeter. şu bele takılıp titreyen vibro masaj mıdır nedir onlar işe yarar mı acaba?
0
🌸kibritsuyu
(11.07.09)
aslında iki haftada dengeli sporla 2-3 kilo bile verebilirsin, ama bunun için belli bir sportif altyapın olmalı. yani başladığında bazı şeyleri belli bir süre, sayı yapabilmelisin. benim önerim bu sürede "beyaz"larda kesinlikle uzak dur. belli bir saatten sonra yemek yeme ve yediğin yemekleri kısa aralıklarla sık öğünlere böl. bir de becerebilirsen mekik çek. mekik çekerken de dikkat edilecek hususlar vardır. bunlara mutlaka dikkat et, sakatlık çıkmasın. yarım mekik çekmelisin falan filan gibi.
aslında mekiğe benzer bir şey vardır. sadece kalçalarını koyabileceğin hafif yüksek bir alana oturup eğimlice bir yatış pozisyonuna geçiyorsun. (tam yatmıyorsun tabi) bu şekilde mekik çekerken bir yandan da ayaklarını da kendine çekiyorsun.
yok bu böyle olmadı, bu hareketleri mümkünse çeşitli videolardan izle, doğrusunu gör ve öyle yap, sakatlık çıkmasın.
0
jaaaccckkk
(11.07.09)
(bkz: p90x)
0
weierstrass
(11.07.09)
sizin zamanınız yetmez ama bi gün vaktiniz olursa denersiniz diye, teyzem şöyle bir şey yapmış, 10 kilo verdi ki zaten zayıf bir kadındı. kendisi yağlarını yaktığına inanıyor. şimdi durum şu;

10 kilo kadar limonun suyunu sıkıyor, (yani 1 litre kadar limon suyu çıkacak şekilde) 41 diş sarımsak ile birlikte 21 gün bekletiyor. eğer mide probleminiz var ise içine biraz bal ekleyebilirsiniz. bu karışımdan her sabah aç karnınla bir ufak shot kadehinin yarısı, yani 2 çorba kaşığı kadar içiyorsunuz. yani anlat anlat bitiremedi, ben 10 kilo limonu sıkmaya üşendiğimden hala oturup da yapamadım. bir deneyin dilerseniz....
0
yedek ruh
(11.07.09)
sabah kalkınca 30-40 dakika eliptik bisikletle çalışma.

akşam da yemekten önce veya yemeği erken yiyorsam yemekten 2 saat kadar sonra p90x denilen fitness programı. 90 günlük bir egzersiz programı aslında ama 15 gün yapalım bakalım. adamı resmen yerlerde süründürüyor.

ayrıca klasik kepek ekmeği, kibrit kutusu kadar peynir, salata, sebze, tavuk vs. şeklindeki türk diyeti.

olacak gibi ama du bakalım nolcak.
0
🌸kibritsuyu
(13.07.09)
(3)

avi video sıkıştırma

kibritsuyu
baylar bayanlar merdivenden kayanlarcanon powershot a610 makinemle çektiğim videolar var. bu hayvan makine videoları zerre sıkıştırmadan kaydediyor. beş buçuk dakikalık bir videonun boyutu 600 megabayt. ben o boyutta bir buçuk saatlik filmler indirip izliyorum. diyorum ki bunu sıkıştırayım, divx xvi
baylar bayanlar merdivenden kayanlar

canon powershot a610 makinemle çektiğim videolar var. bu hayvan makine videoları zerre sıkıştırmadan kaydediyor. beş buçuk dakikalık bir videonun boyutu 600 megabayt. ben o boyutta bir buçuk saatlik filmler indirip izliyorum. diyorum ki bunu sıkıştırayım, divx xvid falan yapayım da küçülsün. hem cd'ye çekip divx player'a takıp televizyondan da izlenmiyor, kodeki neyse oynatıcı desteklemiyor.

şimdi ben bunu nasıl küçülteceğim? total video converter dediler ama videoyu yükleyince bir acaip hata verdi. video bilgileri de, tvc'nin verdiği hata da ekte. bi yardımcı olun da şeyedeyim şunları he olma mı?
0
kibritsuyu
(10.07.09)
(bkz: virtual dub)
0
tyrarcx
(10.07.09)
www.corel.com&tabview=tab0

bunu kullanıyorum.memnunum.
programı full yapman için yardımcı olabilirim.
0
Carlito Brigante
(10.07.09)
herkese teşekkürler arkadaşlar. mesaj atıp format factory'i öneren arkadaşın önerisi yardımcı oldu, hallettim. tekrar teşekkürler.
0
🌸kibritsuyu
(10.07.09)
(1)

türkçe karakter içeren mail adresi

kibritsuyu
bu dangalak outlook express türkçe karakter içeren mail adresine mail göndermiyor. odtu açtı ya hani geçen sene türkçe karakterli domainleri. hah biri de gitmiş almış türkçe karakterli domain. mail adresi de öyle. ama bu işgüzar dangalak "eşleşme bulunamadı" gibi aptal bir hata ile göndermiyor o adr
bu dangalak outlook express türkçe karakter içeren mail adresine mail göndermiyor. odtu açtı ya hani geçen sene türkçe karakterli domainleri. hah biri de gitmiş almış türkçe karakterli domain. mail adresi de öyle. ama bu işgüzar dangalak "eşleşme bulunamadı" gibi aptal bir hata ile göndermiyor o adrese. niye lan?
0
kibritsuyu
(09.07.09)
türkçe.com gibi bir adresi browser'a yazinca xn--trke-2oa7j.com sekline donusuyor. hani diyorum browser'a yazip sonra bu adresi alip o sekilde gondermeye calissan?
0
sourlemonade
(09.07.09)
(3)

digi digi digi digi diyen şarkı

kibritsuyu
bir erkek söylüyor. nakaratında da digi digi digi digi diyor.nedir bu şarkı?
bir erkek söylüyor. nakaratında da digi digi digi digi diyor.

nedir bu şarkı?
0
kibritsuyu
(08.07.09)
bana da tanidik geldi sanirim ama orjinali digidik digidik digidik diye gidiyordu yoksa ben mi yanlis hatirliyorum?
0
alan shearer
(08.07.09)
hayır hayır başka bir şey söylüyor da ben digi digi anlıyor değilim. bariz digi digi digi diyor.
0
🌸kibritsuyu
(08.07.09)
oha şarkının adı zaten "digi digi" imiş. google'a yazınca zart diye çıktı. aramayan kafama sıçayım.

aha şudur: www.youtube.com
0
🌸kibritsuyu
(08.07.09)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.