iyi bir canlı grubun üstüne tanımam

3lü grubu çağırın

3'lü grup+1

3'lu iyidir, ortamin gidisatina gore tarz degistirebilirler her havadan calarlar.

DJ daha makul fiyatlı olur kesin, ve ona playlist hazırlayıp verebilirsiniz. Veya önceden onun playlistlerine bakıp, "şunu lunu lu aralar çal" diyebilirsiniz.

3lü grup nediranlamadım, davul zurna ve tef mi?

3'lü grup; klavye, gitar, solist olması lazım.

lacivert, umarım ceketin çizgileri oldukça incedir :)

pantolon lacivert.
gömlek de şöyle bişi

www.tween.com.tr

bn koyu bir gömlek tavsiye ederim yemek akşamsa tabi parıldama yani ortalıkta..

hakim yaka olan keten bi gömlek...

tam denizci havası yapmışsın sen ya.. mavi çizgili filan.. bence laci pantalon yerine, kot olsun. gömleği hiç bilemedim.

at&t'nin gophone'lari var telefon+sim kart cok ucuza satiliyor.. diger operatorlerin de vardir elbet.. en mantiklisi o gibi gelmisti bana o sirada..

Telefonun sim kilitli değilse -turkcell'e sorman lazım- öyle yapıp kullanabilirsin. Gidince bakarsın işte kontörlü bir hat, zaten en mantıklısı o. Olur da açık unutursan sülalen ağlar zaten arkandan.

ya elimde bin tane telefon var eski, 15 dolardan değil de, telefon fazlalığından elimdeki telefona sadece sim kart almak istiyorum.

bankanizla gorusup sanal kredi karti cikartabilirsiniz.

sorunum online alışverişin nasıl yapıldığı ile ilgili değil, sanal kart çıkarabileceğimi ben de biliyorum, doğrudan debit kart ile alışveriş döneminin başladığı söyleniyor ben onu soruyorum.

ben debit kartımla online alışveriş yapabiliyorum, ama türkiye'deki bir bankadan olan bir kart değil bu. bildiğin, içinde para varsa kullandığın debit kart.

o sanırım kart özelliğiyle ilgili bir şey, bu kartı internette de kullanabileyim, mail orderla alışverişe açık olsun diye talimat veriyorsun oluyor.

işbankasının debit kartıyla yabancı bi siteden uçak bileti almıştım, olmuştu.
visa electron olarak geçiyodu benim debit card, sitede de kabul edilen kartlar arasında yazıyordu. kabul edilen ödeme şekillerine bi göz at siteden.

bu soruya verebileceğim en iyi cevap sözlükte kahvedelisi'ne sorun olur. kahve konusunda uzman ve ayrıca çok süper bir insandır kendisi.

çok sallıyorum... ama pirinçle jkarıştırmak olur mu_ sonra da elersin? hani pirinç emiyor ya nemi. aklıma ilk o geldi valla.

bak bu kullanılmışları bile kurutup tekrar kullanıyorlarmış: groundtoground.org

Görmeden anlamak zor tabi ama taze çekilmiş kahvenin nemli gibi olması normaldir, sadece yağlıdır, nemli değildir büyük ihtimalle. Çekilmiş kahvenin iyi saklanması gerekir çünkü kuruyunca tadı kalmaz :)

Sorun espresso makinesinde olabilir, basıncı düşüktür, bir yeri bozuktur belki. Belki de kahveyi olması gerekenden fazla koyuyorsunuzdur. Dediğim gibi görmeden anlamak zor, ama kahveyi kurutmaya çalışmayın, sorun o değildir :)

ya çok ince öğüttürmüşsünüzdür, ya da çok fazla sıkıştırıyorsunuzdur. espresso ayarında çok ince öğütme bizim ev tipi espresso makinelerine ince geliyor. yani suyun basıncı mı az geliyor nedir. bir dahaki sefere orta veya kalın öğüttürün. elinizdeki bitene kadar da filtreye koyduğunuz kahveyi sadece düzleyin. sıkıştırmayın.

en iyisini kahvedelisi bilir yine. zamanında çok sordum kendisine, hiç öyle kahve kurutmak gibi bir şeyden bahsetmedi.ortamın nemine göre bunun değişebileceğini söyledi.

Aldıklarını rulo şeklinde katlayınca daha az yer kaplıyor. 2 haftalığına ben 4 kişi için 2 bavul 1 ufak çanta yapabilmişliğim var, hem de kışın. bir de şöyle bir video va, ben o şekilde yapamıyorum ama: www.youtube.com

Genelde göçebe bir iki hafta geçireceğini varsayıyorum, bu yüzden 2 kot, 2-3 şort, 5 tshirt, 5 iç çamaşırı, 3 çorap (çorap ve iç çamaşırını elde yıkayabilirsin), bir polar/hırka (uçakta yanında taşı zaten), ayağına giyeceğin spor ayakkabı ve oradan alamayacaksan bir de yedek ayakkabı genç adama yeter bence.


şu 4 aylık bir liste, ama kapsamlı bir liste: www.wilhelmswords.com

ağrı kesici ve kullandığın başka bir ilaç varsa almayı unutma.
kesinlikle bir polar götür, beline bağlaman yerden kazandıracaktır.

soruna soruyla cevap veriyorum, kusura bakma.. bu oyun 18 yaş üstü diyor, benim 11 yaşındaki oğlum çok istiyor almamı. oynadıysan nedir, ne değildir, yaşına uygun mudur bi söyler misin? 7+ oyunlar çok çocuksu geliyor buna sanırım, yeni ps3 aldık ve aldığımız 7+ oyunlar hakkaten kardeşine bile uygun gelmedi. Sanki o oyunlar 3+ wii'dekiler gibi..

oyunu baştan başlarsan oynamaya hem daha zevkli gelir hem de tam konuyu anlarsın. genel olarak ezio karakteri bi cihazla günümüzden, geçmişte olan olayları tekrar yaşayıp bazı sırları çözmeye çalışıyo.

@ravioli şimdiki zamanda yönlendirdiğin karakterin adı desmond. ezio ve altairin soyundan geliyor.
@zkurmus oyunda sürekli adam öldürüyosun. 11 yaşında çocuğuna fazla gelebilir. oyun ingilizce olduğundan senaryoyu da anlamayabilir.(kendi 11 yaşındaki ingilizcemle kıyaslıyorum) 14ten sonrası için iyidir bence.

oyunun teorisine göre; her insan dna'sında atalarının sadece genetik özelliklerini değil, hafızasını da bir şekilde taşıyor.

şimdi bu desmond denen adam, assassin soyundan geldiğinden, "piece of eden" (çok önemli şeyler diyelim) yerlerini ataları biliyor. bu yüzden animus diye bir alet yapılmış insanların eski anılarını hatırlayabilmeleri için. fakat her anıyı istediğin gibi direk yaşayamıyorsun, yakınlarına bir yere gelip oradan devam edip yakalaman gerekiyor.

soruna cevap; şimdiki lavuk, geçmişteki ezio'nun torununun torununun ... torunu.

hiç bozma efsaneyi ac2yi oyna önce. ilk oyun oynanacak gibi değil çok sıkıyor bi süre sonra ama ac2 oynadığım en iyi oyunlardan biriydi şu ana kadar. atmosfer olsun hikaye olsun bi çırpıda bitirdim.

yamulmuyorsam bu sene bitiyodu. emin değilim ama

bitse de yeni forma alsak. 2003'den beri almadım ben, sırf bu yüzden.

aynen... cola turka yüzünden içimden satın almak gelmiyor.

gelmiyor. yasa henüz yürürlüğe girmedi ama gümrükte son siparişlerimiz takldıı bizim. mecbur geri yolladık. eğer yeni yasadaki olaylara göre şimdi sınrdaysanız kendi adınıza değil de alışveriş yapmamış biri adına getirtin ki takılmasın gümrüğe.

Geçen hafta ,1 hafta içinde 2kez usps'den posta aldım aynı isme.
İlk kargoda tek bir gömlek.
İkincisinde ise 6-7 parça alt üst giysi.
Eğer usps ile gelirse,gümrüğe kalsa bile en fazla %20 vergi ödersin.
Parfüm,suplement vs. gümrüğe takılma riski %90.

Peki gelen kargolarda birden fazla ürün var mıydı? 5-6 tane ürün alacağız, aynı kargoyla gelecek de, gelirse tabii.

bizim getirdiğimiz amerikadan bir şişe parfümdü sadece. ama 2 ay öncesine kadar amerikadan en az 10 tane daha alışveriş yapmıştık şu yasa falan geyiğinden önce. bu yasa geyiğinden sonra ilk defa sipariş verdik ve takıldı. 70 dolarlık bir parfümdü sadece. fazla ürün olur mu bilmiyorum ama fiyat sınırın geçmediği sürece getirilebiliyor diye biliyorum.

4 adet kitap ısmarladım, 4üde aynı kitap, ama ups ile gönderttim, daha geçen ay bir kitaplar ısmarlamıştım. hepisi geldi.

ofis malzemeleri satan bir dükkanda görmüştüm sanırım. office1 olabilir, emin değilim ama.. bir de bauhaus benzeri yapı marketlerde olabilir.

lise 2 ve 3. sınıfta yurt dışında okurken sat'ye hazırlanmak için latince seçmiştim.. kendi kitaplarımı ne yaptım bilmiyorum (20 yıl oldu) ama ezber için en çok işime yarayan şey flashcards oldu.

www.slu.edu

kitap tavsiyeniz var mı latince konusunda? türkçe olursa iyi olur. tabi türkçe bulamazsam ingilizceyle idare edeceğim artık

İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nin terminoloji ders kitabı var. Direk gramer öğretmez ama isim ve sıfat tamlamaları oluşturma vb konuları açıklar. Ayrıca sözlüğü de vardır.

1- Değişiyor, her pasaportunki farklı.

Mayıs başı randevu talebiyle gittiğinizde temmuz'da veriyorlardı.

Aynı anda dönemin Fransa ve Almanya başbakanları Jacques Chirac ve Schröder ile karşılaştım, tokalaştım ikisiyle de. Almanya'da oldu bu olay...

Murathan Mungan'la tuvalette karşılaştım. Ortak kullanılan bir tuvaletti. Tuvaletten çıktım, adamın biri tuvalete girebilir miyim dedi arkadaşıma. ben de kapıda durup ısrarla arkadaşıma peçete vermeye çalışıyorum, arkadaşım kaş göz işareti yapıyor, anlamadım, kolumdan tutup çekti. Sessizce Murathan Mungan diyor, ben anlamıyorum, ne işi var ki onun bu tuvalette modundayım. Adam tuvaletten çıktı, evet Murathan Mungan. Karşılaşma ve en ünlüsü diyorsan budur. Ama tanışamadık maalesef:(

ilkokul 4 veya 5'te turgut özal. esentepe gazeteciler sitesinde ara sokaklardan birinde gayette siyah camlı makam arabasının arkasında siyah camı yarıya inik geçiyordu. bizi görünce el sallamıştı.

tarkan'ın ilk çıkış yaptığı zaman, şişli migros'ta -ki o zaman üst kattada kasalar vardı- üst katta görmüştüm. durmuş sırıtarak etrafı seyrediyordu. tek düşündüğüm ne kadar kısa boylu olduğuydu. hayır gidip yanına konuşmadım.

Nuri Bilge Ceylan'ın kayınpederiyle meyhanede tanıştım.

ben çok uzun süre yurt dışında yaşadığım için benimkiler yabancı:
anthony quinn - atm'den para çekerken
tommy lee jones - kırmızı ışıkta yan yana bekledik
liam neeson - lokantada arka masadaydı
morgan freeman - otobüse biniyordum, o iniyordu

oğlum da 7 aylıkken uçakta rauf denktaş'ın üzerine kusmuştu.

christina aguilera
detaylar için :
www.eksisozluk.com

papa 2. jean paul

can dündar ile tuvalette karşılaştım, yan yana işedik öyle. ortam sebebiyle tanışmadım.

Azra Akin daha dünya güzeli seçilmeden, ve dolayisiyla ünlü olmadan önce Hollandali erkek arkadasi ile diskotek de(index)

Klaas-Jan Huntelaar lise de sinifarkadasimdi

Nazmiye Oral'i da sIk sIk görürüm bisiklet sürerken; 'ünlü' oldugunu daha sonra ögrendim.

ben de oran'da bi büfeden kola alırken deniz baykal gelmişti gaste almaya. ama konuşmadık. onun dışında imzasını almak için tanıştığım yazar/çizer/oyuncu oldu. o kadar.

Paskal Nuuma! Biz tam gişelere girerken onun yolcu oturduğu araç da yan bankoda belirdi. Baktık adama, 32 diş gülümsedi ve el salladı bize :)

ajdar, sigara içerken geçiyordu. naber nabıyon dedim sırıttı.

Michael Jordan ..maçta karşılaştık..o oynuyodu ben seyrediyodum..

cem yılmaz la gösterisinden önce kısa bi süre sohbet ettik.

Tesadüfi diyorsan:

M.Ali'nin bi ara evli olduğu Sedef bişey

Ece Erken

Petek Dinçöz

Behzat Ç (adını bilmiyorum)

Haluk Levent

Selami Şahin

aklıma gelenler.

İstanbul Atatürk Havalimanında Ecevit.
Kadıköy'de konservatuarın önünde Yıldız Kenter.
Bi de Los Angeles Havalimanında uyurken yanıma Ray Charles oturmuştu, "kim bu yav etraf kalabalıklaştı birden" diye uyanmıştım. Sohbet bile etmiştik rahmetliyle. Ah sizi görmedim ben demiştim, ben de sizi görmedim demişti. Türk olduğumu söyleyince "benim çok türk dostum var" demişti.

Bi de Ortaokulda iken Kenan Evren okulumuza gelmişti, çiçek verdiydim. kendisine.

erdal inönü

Geçen sene Kocatepe Camii'nin arkasındaki bir ara sokaktan aşağı yürüyordum. Tam sokağın karşı tarafına geçiyordum ki koruma olduğu her halinden belli siyah takım elbiseli biri beni durdurdu. Adam bir dakika sizi bekletebilir miyiz dedi, zaten çevrede benden başka bir kul yoktu. İyi peki demeye kalmadan birkaç siyah bir araç göründü. Tam önümden geçerken ortadaki aracın arka camı açıldı cumhurbaşkanı Abdulah Gül göründü başıyla teşekkür eder gibi bir hareket yaptı, ben de selam verdim. Bu da böyle bir anımdır.

Yavuz Bingöl barda, Fikret Kuşkan tiyatroda, Şener Şen sokakta, Ahmet Telli babamın tekel bayinden rakı alırken, Yaşar Kemal bir koktyel de, Yetkin Dikinciler defalarca takıldığı bir mekanda, Ahmet Şık defalarca Mahkeme önlerinde haber peşinde, aslında daha çok var ama aklıma gelen bu kadar...

1990 yılında fethiye'de tesadüfen elia kazan'la karşılaştık, yanında zülfü livaneli de vardı. 1 saat kadar aynı mekanda yan yanaydık, sohbet edip fotoğraf da çekildik. çok kibar ve çok yaşlı bir adamdı ama bu adam james dean ve marlon brando'yu sinemaya kazandıran önemli bir yönetmen, epey heyecanlanmıştım.

geçen yıl atatürk havalimanında check-in kuyruğunda beklerken matias delgado ile karşılaşmıştım. sabaha karşı beklerken delgado ve yanındaki elemanla da baya muhabbet etmiştim. bunun dışında iş dolayısıyla oldukça şarkıcı türkücü vs. ile karşılaşıyorum

ha bir de en son 2-3 hafta önce bir amatör voleybol macında ajdar'a rastladım. hemen olay yerini terk ettik arkadaşla.

En çok oynadığı neleri var bıcırığın? En fazla kaç TL verebilirsiniz?

onunla güzel bir gün geçir. sevdiği şeyleri yapın. yemek yiyin, sinemaya götür. bence güzel bir hediye olur.

@mea: Siz sünnet olmadığınız için bilmezsiniz (:p), başka bebeler "dayın ne getirdi lan?" dediklerinde elle tutulur, gözle görülür, "vay be" dedirtir bir şey olmak zorunda. Öyle romantik gibi "güzel bir gün geçirdik dayıcığımla" kesmez :)

@cosmic ama, ama, ama... diyor ki param yok, öğrenciyim. aklıma da fikir gelmiyo. ben ne diim şimdi? mahmut mu diyim?

aslında biraz kavgacı, yani hoşlandığı şeyler mahalledki sınıftaki çocukları dövmek falan. Bir ara şişme bir panteri çok seviyordu. Bir ara küçük arabaları bir yerlere park ediyordu falan. Daha önce çok kitap aldım olmaz. Uzaktan kumandalı arabayı sevse de evde çok fazla. Bütçe olarak 50 lira beni kasmaz.

Şöyle bir şeyi sever mi?

tinyurl.com

saat alabilirsin... pahalı olmayan elektronik, biliyorum biraz klişe, ama hem "hava atabileceği" bir şey olur.

bu aralar 8 yaş erkek çocukları o kumandalı helikopterleri beğeniyorlar, air hogs mu ne, ama 80-120tl gibi fiyatları. bir de onların hoverkraft gibi olanından var, o 67 liraydı nezih'de, ben benim oğlana doğum günü hediyesi aldım geçen yıl, hala çok oynuyor (ama acaip çabuk şarjı bitiyor).

kemalpaşa, şekerpare vs vs vs

he aynı tüde bi de revani var

helva?

keşkül.

tavuk göğsü yapın. yerken de içinde tavuk olduğunu söyleyin, çok şaşırsınlar.

Ülke? Müslüman market varsa Türkiye'den giden Kemalpaşadır, tel kadayıftır, vardır. Şerbet döker verirsiniz gavurlara, yerler.

yağsız kek tatlısı gibi birşey yapıver. bildiğin bir keki yap, üstüne birer ölçekten ağda yapıp döküver :)

Revani en kolayi, serbetli kek gibi sonucta.

daya revaniyi gitsin

Ben bu durumda yillarca irmik helvasi yaptim. Hem irmik hem de cam fistigi insanlara ilginc geliyor. Tadi da genelde begenildi (ABD'de).

(bkz: asure)

irmik helvası forevaa. bana da yolla allasen..

ben de irmik helvasi diyecektim. avrupa insani serbetli tatlilari genelde cok tatli buluyor ve cok az bir sey yiyip birakiyorlar. emeginize yazik olur.

irmik helvası. kolay. fıstık bulamazsanız bile her türlü "nut" kavurup koyun içine.

irmik bulabilirseniz revani cok kolay bir tatli. filo dough tarzi birseyler varsa, cok ince yufka gibisinden, baklava da kasabilirsiniz. biraz daha zahmetli ama gayet goz doyurucu duruyo.

püskevitli pasta yap.

baklava yapmak yurt dışında çok kolay, amerika'daysan "fillo dough" al marketten, baklava hamuru gibi incecik. ondan yap işte ama şerbetini bol tut, yoksa kuru oluyor.

revani, irmik tatlısı.

Qualified reuse applicants do not need to schedule an appointment or appear for an interview or fingerprinting. They may submit an application with the following documents:

- Valid passport
- DS-160 - printed confirmation page only
- One photo - if you couldn't upload your photo to your electronic application form
- No additional documents are necessary for B-1/B-2 visa applications.
- Limited additional supporting documents may be necessary depending on visa classification.
- Receipt for visa application fee paid to a TEB Bank (Türk Ekonomi Bankası) branch

Yani, sitede belirtilen sartlari yerine getirdiyseniz posta yolu ile (elden ?) yapabilirsiniz diyor. WAT icin ne vize aldiniz bilmiyorum, ama J1 ise sorun olmaz herhalde. Sartlar soye:

A. already provided 10-finger digital fingerprints at the Embassy in Ankara or at the Consulate in Istanbul (on or after May 1, 2007)

B. submit a new application at the same consular section, either Ankara or Istanbul, where he/she provided 10-finger digital fingerprints before

C. are applying for the same visa classification (only the following: B-1/B-2, C-1/D, F, H-1B, H-4, I, J, L, O, and P)

D. their bio data has not changed (name, place of birth and date of birth)

@ucan sincap, okudum ben de ancak emin olmak istedim. elden verme gibi bi olay olacagini sanmiyorum. sadece guvenlikler duruyor zaten disarida. posta ile yollayin diye bir ibare de yok. yollayacagim belgeler kaybetmemem gereken onemli belgeler. amerikadaki sponsor firmam ikisi de j1 olsa da farkli programlar olacagi icin olmayabilir diye uyardi o yuzden daha once deneyen birisinin tecrubesini ariyorum. tesekkurler meseajin icin.

o telefon numarası var ya, hani pin aldığın, oradan söylerler?

diğer konsoloslukların sitesinden edindiğim bilgiye göre posta yoluyla göndermeniz gerekiyor. ve gönderirken pasaportun size iadesi için bir zarf daha göndermeniz gerekli. böyle bir olay olduğunu bilmiyordum, öğrendiğim iyi oldu ben de vizemi yeniletirken bu yöntemi kullanırım.

pin almak için 20$ gerekiyor bu işi 0 masrafla çözmek niyetindeyim :) exordinary, teşekkürler ama keşke yazılı bir şey olsaydı güvenemiyorum direk yollamaya. bunların işi belli olmaz yanlış deyip atarlar falan.

o pin aldığın numaraya pin almadan da soru sorabiliyorsun, ben randevu alıp almamam gerekip gerekmediğini öğrenmek istiyorum diyince cevaplıyorlar (biliyorum çünkü ben arayıp sordum, oğlum için de ayrı randevu almam gerekiyor mu diye, pin istemeden cevapladılar).

teşekkürler herkese. aynı vize olsa bile farklı programlar olduğu için gitmem gerekiyormuş. paşa paşa aldım randevumu.

South park , 1. sezon 9.bölüm
Starvin' Marvin
Şahsen yarmıştır beni.

X-Files'in "Small Potatoes" diye bir bölümü vardır (Sanırım Sezon 4, Bölüm 20). Acayip komikti.

american dad. her bölmüm ayrı kahkaha.sezon 6 aşmış zaaten. nasıl her hafta buluyorlar bu kadar ince espirileri inanamıyorum.

leyla ile mecnun 12. bölüm :))

south park'ın bono'ya giydirdiği ve bok üzerine derinlemesine incelemelerde bulunduğu 'more crap' bölümü.

bölüm ayrımı yapmadan coupling uk, sezon 1-2-3... 4. sezon biraz bayık gelmişti bana ama o da izlenir elbet...

the IT crowd: 2. sezon, 1. bölüm.

gelecektengelen +1 hatta +1000 izledikten sonra komedi dizilerine bakışın degişecek.

nassıl kimse coupling yazmadı? ben hala gülüyorum bazı bölümlere, 17. kere seyredişimde bile.

gelecektengelenkutupayısı yazmıştı aslında, exodia da katılmıştı. azıcık izleyip komik bulmamışlığım var (önceden) o ayrı.

aleti bilmiyorum ama üstündeki metal tepsi hastanelerde ameliyatlarda kullanılan metal tepsilere benziyor.
aletin üzerinde bir marka isim model vs. yazıyor mu? google babaya sorabiliriz.

tahminen dezenfekte edici

ekmek pişirme makinesine çok benziyor. belki de mısır patlatma makinesidir. hiç bir dezenfektan makinenin kapağı plastik olamaz. sword paslanmaz çelik tepsisinde mi yazıyor yoksa makinenin üzerindeki bir marka mı?

@bıdıbıdı: yanında logoda yazıyor. resimde de gözüküyor.

kartuş temizleyici olduğunu biliyorum nasıl çalıştırıldığını merak ediyorum.

salliyorum ama destekli:
ses dalgalari, manyetik biseyler filan falanizasyon yontemi olabilir.

ketılımsı bişey bu.

kartuş buharla temizlenir diye biliyorum.yoğun buharlı bir ortam oluşturmak için kullanılabilir sanki...

bence seni kandırmışlar..

howtorefill.com youtube'da cartridge cleaning machine diye ararsan videoları da var... v

bir eline kundura al.bir eline de tipik öğrenci ayakkabısı al.varya şu püsküllü olandan.sonra git ağzına ağzına o ayakkabılar ile vur. ve de ki " aha sana spor ayakkabısı"

tipik seçmeli ders hocası işte...
gidin konuşun,ısrar ederse almayın ayakkabı falan.
2 3 eksi daha verir,susar.

edit: kızınız bu olaydan etkileniyorsa eğer (arkadaşları dalga geçiyorsa falan eksi muhabbetiyle) durum değişir tabi.

eksi vermesi pek mühim birşey değil kanımca. yine hoca mal tabi, spor ayakkabısı bu.
ama inceledim de, tam spor ayakkabısı değil, yarı spor bence.

hoca ben burdayım benim dersim çok önemli demek istemiş herhalde.
bu spor ayakkabısıdır daha sporu nasıl olacak ki.
hocaya haddini bildirmelisiniz.

spor ayakkabısının ne olduğu hakkında detaylı bilgi: www.bodytr.com

EK: tarif ettiğiniz ayakkabı spor ayakkabı tanımına uyuyor bu arada bana göre. hocayı müdüriyete şikâyet edin, sonuç alamazsanız ilçe veya il milli eğitim müdürlüğüne dilekçe yazın.

-hangi markayla anlastiniz hocam gidip ordan alalim?
deyin.

okulunu hocanın adını verin dövelim :)

eğitmen bir aile tarafından hayata hazırlanmış biri olarak diyebilirim ki;
bu mu yani eğitmenlik? onca kişinin ortasından böyle bir sebepten kötü davranması, kızınızın arkadaşlarının arasında bu şekilde küçültücü bir duruma düşürmesi? ya mali durumunuz yoksa? olsa bile nedir?
Bence gidin konuşun, işe yaramazsa önce sözle olmazsa yazılı olarak okul müdürlüğüne başvurun, aynı yazıyı ilçe milli eğitim müdürlüğüne de sunun. uğraşın.

spor ayakkabilarin da cesitleri olur, fotograftaki model casual denilen, gunluk kullanim ayakkabisi.

aslinda kosu ayakkabisi falan alirsaniz hem kiziniz rahat eder hem de ogretmeni tatmin olur.

bu arada ogretmen hakli.

okula gidip görüşmelisiniz kesinlikle. alın elinize ayakkabıyı, hocayla hiç muhattap bile olmayıp direk okul müdürüyle konuşun.

yorumların tümünü okudum ve kesinlikle öğretmenle iletişime geçeceğim..

@emfuzi: kızım herhangi bir branşta ya da özel spor eğitimi veren bir okulda değil.. bildiğin ilköğretim dersi.. açıklamamın sebebi dersi önemsememem değil, yanlış anlaşılmasın.. bana dönem başında 'spor ayakkabı ve eşofman ihtiyacı olacak' dendi.. ben de bu işlerle gayet yüzeysel ilgili biri olarak, bildiğim tek yer olan (oldukça da kaliteli ürünler satan) bir spor mağazasına gittim ve bu ihtiyaçları giderdiğimi düşündüm.. casual denen bir spor ayakkabı modeli olduğunu ilk kez duyuyorum.. yine de bu durumun tam olarak benim eksikliğim olduğuna ikna olamadım ama.. tekrarlıyorum; sorun ayakkabının yapısı değil, keten şeritler =)

yil olmus 2011 halen sekille ugrasan gerizekali ögretmenler var yaa.

e hadi alacak durumunuz olmasaydi o zaman ne olacakti. al eline kösele bir ayakkabi, vur adamin agzinin üzerine, sonra da spor ayakkabiyla vur, farki o hemen anlar orda.

bir öğretmen olarak konuşuyorum, ağzına ağzına vurun. ya da yerini söyleyin biz vuralım ağzına ağzına. bu tipler yüzünden öğretmenlik mesleği de itibar kaybediyor ben ona yanıyorum.

1. dönem başından beri ilk kez mi bu ayakkabıyı giyiyor? daha önce neden bıybıy etmemiş?
2. spor ayakkabının çeşidinden mi, keten kısmından mı, altının iz yapmasından mı söylemiş, gidin sorun. benim oğlanın spor ayakkabılarının altı "krampona benziyor" diye futbol oynatmıyordu bir beden eğitimi öğretmeni. ama krampon değil, normal böyle yürüyüş ayakkabısı, okula giydiği bahçede top oynadığı. ben de kızıp gittim. spor ayakkabının ne olduğunu bana yazılı olarak bildirin diye çemkirdim. adam da "krampon yok tabi altında, ama başka bir öğrencinin ayağına bileğine gelirse acıtabilecek, sakatlaybilecek derece sert bir tabanı var, ondan oynatmıyorum, kaç kere de uyardım sene başındn beri" dedi. ben de kös kös eve döndüm. gidin konuşun mutlaka, derim yani.

her ülkeye, adanın bağlı olduğu, göre değişir.

benim hayalim, eleuthera'dan almak. 1995 ve 1996'da 1er hafta geçirdim. o zaman orada arsalar 80bin dolardı. olsaydı param alırdım valla.

ya zaten sen o ülkelere ev almaya yetecek kadar parayı onların ülkesine soktuğunda sana ilk başta oturma izni daha sonra belli bi süre kaldıktan sonra vatandaşlik veriyolar. o sorun değil yani.

duyurudan delphin nickli kullanıcı avusturya'da yaşıyor. yardımcı olabilir.

1. evet zordur. ama gerekli tüm evrakları istedikleri sırayla götürürsen (bak hakkaten eksik olunca olmuyor, sırası da önemli) ve türkiye'ye döneceğini hissettirirsen hemen veriyorlar vizeyi. burada işinin ve orada yapacaın işten olan mektupların filan da güvenilir olması önemli tabi.
2. turistik vizeyse, schengen olduğu için geçebilirsin. başka bir vize alacaksan bilmiyorum. ingilizce konuşurlar, ama pek sevmezler konuşmayı gibi geld bana, ben 5 yıldır tatile gidiyorum, ben daha çok almanca öğrendim valla :)
3. rothensteiner appartments diye ara google'da, biz hep orada kalıyoruz, şahane bir yer. uzun süreli kalabiliyorsun, odalarda mutfak filan var, sahipleri de lokum.

gasometer'da da kalabilirsin öğrenciysen. ayrıca viyana halkı biraz ırkçıdır, alıştır kendini şimdiden.

hastane adresi yazsan yeterli olur bence. yanına da parantez için "hospital will offer housing choices by july 2011" filan yaz.

www.uzmantv.com

Oradaki videoları hatmettim fakat bana biraz bu işi yapmış birisinin en azından işlem sırasını, bekleme sürelerini vb. püf noktalarını vermesi lazım.

yerlere naylon yada gazete sermeyi unutmayın ilk defa boya-badana yapacaksanız..ne kadar iyi yaparsanız yapın damlar illaki..

Baktığım kadarıyla;

-Eski boya ve kabarmış hasarlı bölgeler zımparalanıyor (bütün eski boyalı yüzeyin zımparalanması mı gerekiyor?)
-Macunla tadilat yapılması gereken alanlara uygulama yapılıyor,
-Macun uygulaması kuruduktan sonra boyama işlemine geçiliyor,
-ikinci kat atılıyor,
-üçüncü katı da gerekirse atıyoruz.

Bu boya katları arasında beklemek gerekiyor mu? Yoksa ilk kat bittikten sonra kurumadan mı ikinci kat boyaya geçiliyor?

bir de yapışkanı çok kuvvetli olmayan tipte bir rulo bant alın. süpürgeliklere ve tavanın kenarına boylu boyunca yapıştırın, tavana ve süpürgeliklere taşırma derdi olmadan rahatça boyayabilirsiniz. hatta süpürgelikteki bantla yere sereceğiniz naylonu da sabitleyebilirsiniz.

şöyle bir deneyimimiz olduydu: www.eksisozluk.com

başka birine alabiliyorsunuz. öbürünü bilmiyorum.

anadolu jette kart sahibinin de seyahat etmesi gerekior diye biliyorum.

aynıdır, dünyanın neresinde olursan ol.

hacı bizzat gidip nasıl başvuruyorsun?

tabi farkı var, ama şöyle. amerika'da yasal olarak bir çalışma izniyle çalışıyorsan green card (yani oturum izni) alman dış kapının mandalı olarak başvurmandan daha kolay. zaten belirli yıl çalışma izni aldıktan sonra çalışma iznine değil oturum iznine başvuruyor şirket senin için.

ama amerika'da da dış kapının mandalı halinde yaşıyorsan (kaçak, öğrenci vs) bir farkı yok.

Doktorlar bilir tabi, ama ben bu gibi rollercoaster'larda "kalp, bel vb sorunları olanlar, hamileler binmesin" gibi tabelalar gördüğümü hatırlıyorum. eurodisney^in web sitesinde de vardır eminim.

kısadevre yaptırma sonra.

sadfasfasfasf kısa devre ihtimali hiç aklıma gelmemişti. :)
ilahi be kardeş :))))

kalp pilinden önce, kalbindeki kalp pili takılmayı gerektirecek sorun önemli bence meslektaş. yani kalp pili tek başına bir şey yapmaz da o pilin takılma nedeni olan rahatsızlık ne derecede, hafif mi ağır mı, rollercoaster tetikler mi falan.

bu arada hatırladım, geçen sene yazın kan ilanı vermiştin kendine. hatta muhabbetini yapmıştık da grup tutmamıştı. meslektaş çıktın sonra. geçmiş olsun, iyi geçmiş ameliyat.

@kibritsuyu Eyvallah kardeşim.

Kalp pili kalp kapak ameliyatından tam blok çıktığım için var. Yani ritm cart curt problemim yok. kendi ritmim de var. Hastanede pilsiz olarak 3 gün takıldım o da var. :))) Yani aritmi ya da adrenalin kaynaklı sorun yaratacak bir durumum yok. :)

kütüphane açıp içine dikiş nakış makineleri koyma. kadınların hem üretip hem de kitap okumalarının yolunu açmak. kürt vatandaşlarımızın yoğun olduğu yerlerde kürtçe kitaplar koymak. böylece kadının hem üretim yapıp aile ekonomisine katkı yapması hem bilgilenmesi hem de örgütlenmesinin sağlanması. böylece erkek şiddetine karşı koyacak cesareti kazanması.

not=kadınların okuma yazma bildiklerini kabul ederek yazdım bu fikri.

geleneksel japon kültüründe kadının eğitimine ayrı bir önem verilir. çalışsın para kazansın diye değil, çocukları eğitecek olan o olduğu için. kadın el üstünde tutulur ki, çocukları ahlaklı, görgülü, kültürlü vs yetiştirebilsin.

bizde ise sadece ev işi yapsın, yemek pişirsin, temizlik yapsın. arada kum torbası olsun erkeğinin sinirini boşaltsın, çocuk doğursun, hatta mümkünse erkek çocuk doğursun.

sonuç: kadının toplumdaki yeri anlaşılmalı, anlatılmalı.

Halicte bulgar kilisesinin onune dusen bir mevkide kadin eserleri kutuphanesi var orayi arayip bu konu ile ilgili bilgi belge sorarsaniz belki oldukca onemli rapor arastirma vs ye ulasabilme imkaniniz olur.

daha evvel bu konu bilhassa sosyoloji bolumlerindeki ogrenciler ve arastirma sirkerlerinin sosyoloji ogrencilerini bilhassa bolgeye gonderip yerinde arastirma yaptirttigi icin bayagi bir istatistik dokuman bir yerlerde vardir, istanbul universitesi merkez kutuphanesi katologlarini da taramaniz faydaniza olabilir bu baglamda.

iki bölüme ayırın, kısa sürede sonuçlar veren uygulamalar ve uzun süreli (sürdürülebilir) uygulamar. eğitim şart. kısa süreli uygulamalarda bilinçlendirmeler, broşürler filan, kahvelerde erkeklere eğitimler olabilir. uzun dönemde de diğer arkadaşların önerileri.

para kazanmadan olmaz. kadın emeğini değerlendirmeye yönelik çalışmalar var. kooperatif tarzı işletmeler kurup kendi emeğine ve parasına sahip olmayı öğrenmeli. sonrasında da emeğine sahip çıkmayı. hak verilmez alınır hesabı. eğitim yüzyıllarca süren belli normları kolay kıramıyor, zaman alıyor.
bahsi geçen emeği değerlendirme de yöreye göre değişkenlik gösteriyor. ne bileyim ev tarhanası, erişte vs gibi yiyecekten tutun da, oyalı takılar, yazmalar gibi çok geniş bir yelpazede çeşitlilik gösteriyor. para kazanmak kazmacan erkek gözünde kadına duyduğu saygıyı arttırır, haaa parasını dayak zoruyla elinden aldırmaması için ekonomik gücün verdiği özgüven sosyolojik, psikolojik yardımla, gazla desteklenmeli.

mantıklı lan aslında, dur ben de bi araştırayım :)))

@ruhibirbanyo, komşu esnafım olursun, eski geleneği devam ettiririm. bereketinle kazan dostum

heves kırmak gibi olmasın da 1000 tl lik gelinlikler 200 tlden kiralanıyor. sizin 1000 tl ye kiralayacğınız gelinlik minimum 7000 8000 tl olur.

hem bedeni her hafta elindeki tüm gelinlikleri kiralaycak mısın? isteyene bedenler tam uyacak mı? nerde satacaksın?

alacağım gelinlik değil 1000 tl olan. ben 2-4 bin arası bir gelinlik alıp, 600-1000 arasında kiralamayı düşünmüştüm. geçrekten de 7-8 bin arasındaysa o iş yatar.

dediğiniz meseleyi de annemle tartıştım. annem dedi ki, kilolu kızlar zaten özel diktirir. 38 beden üzeirne çıkmazsın. genelde 38 gelir. 2 tane 38 alırsın, bir 36, bir 34 dedi. uydurabildiğimiz kadarıyla verirdik her hafta :)

panpa deneme yap önce. yani bas ilanları yapıştır sağa sola. bi tane de hat al bu iş için. bak bakalım kaç kişi arıyor nasıl bedenler istiyor. 2*38 bi 36 bi 34 alsan bi ayda paran çıkar mı? olursa gir tabi bu işe. yalnız bana da mantıklı gelmedi değil.

sermayem yoki onun dışındaki her aşamada yardım edeyim beni kara ortak yap. yalnız zararda tüyerim.

bu işler şöyle de yapılıyor, bir kaç değişik modeli olan bir yere kendine uygun beden diktiriyorsun, bir kere giyip, geri veriyorsun. ilk defa giyildiği için ücreti daha yüksek oluyor, sonraki kiralamalarda iniyor.

bir de gelinlikler öyle 20 kere filan kullanılmıyor pek, düğünde mahfoluyor çünkü. eteğine basan, danteli yırtılan filan çok.

yok yok gelinlik kiralari (en azindan ben evlendigimde (2006 miydi 2007 miydi neydi)) satis fiyatinin 2/3'u kadar fahis fiyattan... yani basta avantajli gozukuyor... ama 3-5 gelinlikle olacak gibi degil... bir de kuru temizlemesi hem pahalidir, hem hassastir... gelinlikci falan degilseniz zor is yani...

çin malı gelinlikler çıktı o iş bozuldu. hatta ölçü alıp siparişle çinden çok ucuza gelinlik getirenler bile var.

zaten gelinliğe verilen onca paralar bir ritüelden başka birşey değildi.

"1000 tl'den versem kiraya haftada 5 bin tl eder anasını satayım."

yanlış anlamayın ama bu kafayla bu yola girmeyin, çıkamazsınız. ya da -projenizden bağımsız olarak söylüyorum- biraz daha dikkatli piyasa araştırması, hesap kitap yapın.

orpheus'a ek: çin malı gelinlikler ünlü modacıların gelinlik modelleri sipariş edilerek yapılıyor.

İnsanlar facebuk hesaplarını kapatıp açıyolardır.

bu soru her gün soruluyor ancak mutabık olamadık neden. genel kanı profilinize en çok bakanlar doğrultusunda ancak bir kısım da tamamen random diyor. bir kısım da en fazla ileştikleriniz olduğunu söylüyor.. siz seçin hangisi :D

en çok karşılıklı etkileşime girdiklerin. facebook öyle diyor. ama öyle olmadığını iddia edenler var.

Feysbuğun küçük bir oyunu. Genelde ordaki arkadaşlarınla Ortak arkadaşın çoktur ekleyebileceğin.

Yani arkadaşının arkadaşı. bu durumda sen onlarla ne kadar etkileşimde olup sayfasına girersen ortak arkilerinize o kadar çok rastlar ve eklersin, bu sayede sosyal ağ büyür.

Çaktın köfteyi (;

alakası yok. benim 2-3 ay önce eklediğim bi adam var. ortak arkadaş sayım sadece 1. profiline de öyle girip baktığım yok hiç.

lakiz adam devamlı orada. devamlı ama.

kendi profilinde status güncelleyen filan insanlar olabilir, yani en çok kurcalayanlar en üstte..

teorileri inceledim lakin benim gözlemlediğim en yakın ihtimal, son günlerde profilinize ya da paylaşımlarınıza 1 den fazla bakanlar. tabi bu tahmin.

Kiz arkadasim her ikisine de katildi. Aletli olmayanin vucudu fazla yormadigini aletli olanda da her tarafinin calistigini hissettigini soyledi. Bu alet dediklerim top, lastik vb.

Edit: Yanlis bilgi vermisim, ozur dilerim.

ha yok pek açık olmadı galiba, alet dediğim böyle bildiğin kocaman aletler var www.plates.gen.tr
aletli pilates böyle bişi yani, ben bunu diyorum

top, lastik, çember vs onlar mat pilateste de var zaten

ben ikisini de yapıyorum aletsiz 2 gün aletli 1 gün 5 ayda istediğim forma geldim
iyice öğrenene kadar dvd den izleyip kendi kendine pilates yapmayı tavsiye etmiyorlar.
evet aletli pilates daha iyi çalıştırıyo ama her gün gidicem diyorsanız mat pilatesle de vücudunuz şekile girer
1000 tl biraz fazla ben çok daha az veriyorum

aletliyle başlamanı tavsiye ederim, duruşun, nefes alışın filan düzelsin, öğren ana duruş hallerini, sonra mata geçersin. ben aletliden çok memnunum. sırt omuz çalışmak için şahane. ben 4 ayda istediğim sonuçları elde ettim, bırakmak bir yana haftada 3e çıkarmayı düşünüyorum artık, o kadar faydasını görüyorum.

en "baba" piates stüdyosunda aletli özel hocalı 10 seans 900 tl. 20li paket 1600 tl. body arts diye arat.

ya ama 900 de çok diil mi? 900 verip bebek e kadar yol gideceğime 1000 veririm cityzen e giderim :/
o bulduğum sadece mat pilates yapılan merkez aylık 220tl ye falan geliyor 8 ders
accayip bi fark var yani.
yoksa ben mi google da aratma olayını çözemedim, o konuda mı beceriksizim doğru düzgün bi yer bulamıyorum.
siz nerelere gidiyosunuz ne kadar veriyosunuz?

Size çok süper bulduğum bir cevap yazmıştım, duyuru patladı. Ya sabır diyorum, tekrar başlıyorum:

Öncelikle, evde pilates yapmak doğru değil, sonra doğrusunu görünce "neden sıçtığım anlaşıldı" diyorsunuz. Yapmayın, sakatlanmayın.

Makineyle mat arasında bariz bir fark olduğu kesin. Fiyat farkını haklı çıkaran şey de bu. Mat derslerinde vücut direnci ve bant, top, circle gibi aletler kullanılarak yaratılan direnç kullanılıyor. Makine sistemi bu bakımdan çok daha etkili. Ayrıca mat derslerinin grup halinde, makine derslerinin hocayla bire bir yapılması farkı da mevcut.

Stüdyolarda makine için 10, 20, 30 derslik paketler oluyor ve ders sayısı arttıkça fiyatlar biraz düşüyor. Haftada en az iki gün gideceğinizi düşünsek 30 ders 3,5 ay gider. 3,5 ay için yaklaşık 2000 TL ödemeyi şahsen mantıklı bulmuyorum, bana aşırı pahalı geliyor. Daha az fiyata yıllık spor salonu üyelikleri var, mat pilates dâhil bin türlü stüdyo dersi de bulabilirsiniz bu salonlarda. Özetle, bütçeniz çok elverişli değilse mat derslerini tercih edin derim.

opel'le ilgili nasıl bir tecrübeniz oldu bilmiyorum ama opel, yeni astra ile resmen çağ atladı. yeni opel astra'yı görmeden, dokunmadan, sürmeden, hissetmeden önyargıyla yaklaşmayın. lancia delta hoş bir araba olabilir ama yedek parça servis ve ikinci el satışında sizi zorlayacaktır. bence önce önyargılarınızı kırıp yeni opel astra'ya gidin ve bakın.

ayrıca yeni citroen c4'ü de tavsiye ederim. izlediğiniz euroncap videoları acaba eski kasaya ait olabilir mi?

dacia duster'ın dizel, otomatik vites ve full donanımlı pakedi de bahsettiğiniz araçlara yakın bir fiyatta bu arada.

bu arada bahsettiğiniz ayarlarda bir diğer seçenek de citroen ds3 bence.

nissan juke ne oyle ya araba mi ucube mi belli degil. vosvos un icine bin bir de digerlerinin icine bin kalite farkini gor ondan sonra karar ver derim. ayrica madem bayan binecek polo dusun. boyutu yakin golf e. citroenler kaliteli acikcasi ama vosvosa yaklasamaz. lancia falan kasmayin derim cok tutulan arabalar degil. ha karizma ilgi gecmek derdinde iseniz bilemem. o zaman alabilirsiniz deltayi. bozuldukca servise digerleinden 10 kat para verdiginizde karizmaniz cizilmez cebiniz cizilir. verecek paraniz varsa da a1 alin.

bu arada opel nasil bir cag atladi bilmiyorum ama, ford focus renault megane hatchback opel astra ve vosvos golf iceren karsilastirmalarda vosvos hep kazaniyor.

@nesilsiz; opel astra ile ilgili daha önce çok yakın bi arkadaş bayağı bir sıkıntı çekti. c4 bizim de hoşumuza gitti fakat (bkz: #22414734) entry'deki video 2010'a ait. dacia'yı hiç düşünmedik (belki bu önyargı olabilir), ds3'ü de az önce gördük, juke tarzı gayet iyi fakat tek kapılı. bize biraz geniş bi araç lazım.

@roadrunnerr; vosvos'un sağlam olduğunu ben de biliyorum ama golf için istenen fiyat çok fazla. şu an yaris kullandığımızdan polo nun da bir anlamı yok. a1 çok küçük ve pahalı. a3 ise hayvan pahalı. delta'nın ilgi çekici yeri açıkçası tasarımı, kullananların olumlu görüşleri ve elimizde bulunan bir miktar indirim oranı. ama bu indirim oranından bağımsız olarak c4 ile de ilgilendik fakat o euroncap videoları bayağı bir soğuttu. hatta juke ile hala ilgileniyoruz fakat onun da dizel&otomatik versiyonu yok malesef.

eski kasa subaru forrester. yenisinden (yeni kasa, daha cip gibi gözükenler) memnun olmayanlar var. ben benimkinden çok memnunum, 2008 model. turbo değil, dizel de değil. 4 çeker ve otomatik. benzin durumu öbür vw bora'ya göre iyi değil tabi, ama sürekli 4 çeker olması filan etkiliyor. bastın mı gidiyor. güvenli. cipler kadar büyük değil, araba gibi kullanıyorsun, park sorunu filan yok. hakkaten çok memnunum. fiyatı da makul, tavsiye ederim.

(bkz: #22725727)

@zkurmus; araba iyi güzel de fiyatlar biraz yüksek.

@roadrunnerr; benim de kastettiğim bu zaten.

son olarak da yeni honda jazz veya yeni seat ibiza diyip başlıktan ayrılıyorum.

geçen hafta söyle bir email gelmişti bana, facebook üzerinde seçim gönüllüleri diye bir grup var, onlara da sorabilirsin:

Üniversiteliler oy kullanmak için ne yapmalı?

Yeni düzenlemeye göre öğrencilerin öğrenim gördükleri yerleşim yerlerinde oy kullanma hakları bulunuyor.

Bu hakkın kullanılması ve öğrencilerin öğrenim gördükleri yerlerde oy kullanabilmesi için gerekli işlemler şöyle;

1- Öğrencilerin öğrenim gördükleri okuldan o okulun öğrencisi olduklarına ve yurt müdürlüklerinden yurtta kaldıklarına ilişkin alacakları belgeler ile kaldıkları yurtların bağlı bulunduğu nüfus müdürlüklerine bizzat başvurmaları suretiyle adreslerini değiştirmeleri gerekiyor.

2- Yurtta kalmayan, arkadaşlarının yanında veya geçici olarak öğrenim gördüğü yerde bir evde kalan fakat adresi ve seçmen kaydı memleket adresinde olan öğrenciler de kaldıkları kişilerle birlikte nüfus müdürlüklerine giderek adres değişikliği yapabilirler.

3- Özel evlerde kalan öğrenciler ise oturdukları eve ait noter tasdikli kira kontratı ile elektrik, doğalgaz veya su gibi üzerine olan fatura ile nüfus müdürlüğüne gidip ikamet kaydı yaptırması gerekiyor.

4- Öğrenciler memleket adreslerini değiştirmek istemiyor veya nüfus müdürlüğü yurt adresini asıl adres olarak kabul etmiyor ise yurt adresi ikinci adres olarak nüfus müdürlüğünde kayıt ettirilir ve bu adres değişikliğine ilişkin evraklarla birlikte o adresin bağlı bulunduğu ilçe seçim kuruluna başvuru yapılıp seçmen kaydı bu adrese taşınır.

12 Haziran 2011 tarihinde yapılacak Milletvekili Genel Seçimlerinde oy kullanabilmek için; Seçmen kaydının bulunması ve 12.06.1993 tarihinde ve daha önce doğmuş olma şartı bulunuyor.

Adres değişiklikleri ile ilçe seçim kurullarına başvuru işlemlerinin en geç 31 Mart Perşembe günü saat 17:00'ye kadar tamamlanması gerekiyor. Ancak karşılaşılacak herhangi bir sorunun giderilebilmesi için bu işlemlerin son günlere bırakılmaması çok önemli.

Seçmen kaydınızın nerede olduğunu merak ediyor iseniz aşağıdaki linkten , seçmen kaydınızın nerede olduğunu öğrenebilirsiniz.

en.wikipedia.org

surdan basla ıste.

ikea hakkında natgeo belgeseli vardı. bence onu izlemende fayda var.

www.theofficialboard.com açmadım..

ama geçen hafta da sorulmuştu bu, arayınca da bin tane "ikea org vhartı neredenbulabiliriz" sorusu çıkıyor.

ayrıca aratırsanız geçen hafta soranın da ben olduğunu görürsünüz. bir şey daha fark edilir ki cevap bulamamışım.

o anlamda bin tane soru var bunun hakkında demedim, bunu bir çok ödevde vs kullanıyorlar demek ki demek istedim, kendimi ifade edemememişim veya siz anlamadınız.

çeviremedim, ama şu waterbomb şeklinden başlarayak, katların/pililerin içe doğru bir odak noktasına doğru katlanmasıyla oluyormuş. gibi. çok karışık geldi bana da.

şurada var waterbomb'un ne olduğu: en.wikipedia.org

türkiye de böyle ürünler bulunmuyor maalesef, etsy .com a bakmanı tavsiye ederim.

www.etsy.com

kolye ucunu arıyorum, kurdelelerle birleştirip aynı kolyeden yapacağım. çamurdan değil.

gümüş olarak bulabileceğine eminim.

boncukçularda olabilir.

suluhana bir bak emin değilim ama umut dünyası..

çin usulü derken. neyli nasıl ne tür. size birbirine benzemeyen onlarca tarif bulabilirim bu isimde. yüzlerce de ingilizce....

yakitori mi diyosun gurban?

yok sanırım yakitori demiyorum? jöle kıvamındaki şekerli pembe sosu kastediyorum? ama belki de farkında olmadan yakitori diyorumdur kimbilir..

tatli ekşi soslu diyorsunuz galiba? hiç bilmem, ama bu şekilde ararsanız değişik tarifler çıkabilir. benim bildiğim, tavuğu bir de böyle mayalı bir unla kaplıyorsunuz, kızartıyorsuuz sonra üzerine o sosla kavuruyor gii yapıyorsunuz tekrar. görmüşlüğüm vardır, yapmışliğim ı-ıh.

tatlı ekşi sos hazır satılıyor, büyük marketlerin sos bölümüne bakın bulursunuz.

doktor olan ablam der ki:
gastritiniz var. biyopsinin sonucunun çıkmasını bekleyip doktorunuzla görüşün.

Hiç anlamıyorum, doktor değilim, ama tanı kısmındaki şeyler gastrit (ülser?), reflüye bağlı ülser, duodenit (onikiparmak bağırsağı enfeksiyonu) filan gibi şeyler. Tam tanı için biyopsiler yapılmış zaten, bu yazılan şeyleri "ön tanı" diye düşün. genelde çok terslik çıkarmadan, yediğine içtiğine dikkat edip ilaç tedavisiyle geçebilecek şeylere benziyor. geçmiş olsun.

tedavini yaptır, acı yeme filan derse doktorun, söylediklerine uy :)

bir tanıdıklarım geçen hafta fulya'daki acibadem'de yaptırmışlar, 745 tl'miş. çok memnun kaldılari otel gibi hastane hiç beklemiyorsun filan dediler. sante'de (kızıltoprak) pazarlıkla 550tl.

meb'in sitesinin derinliklerinde vardı bir zamanlar.. forumlarda dolaşan bir rar dosyası var, "çocuk tiyatro senaryo" diye arayınca çıkıyor bir kaç yerde... içinde 30 tane filan oyun var(mış) ben indirmedim.

Küçük Vampir Serisi / Angela Sommer-Bodenburg , Charlie'nin Çikolata Fabrikası / Roald Dahl

Severse Tübitak kitapları da bulunsun evde.

ömer seyfettin dururken ..........ya da gülten dayıoğlu......ya da............anladın sen

Pıtırcık!

bitmeyen öykü, michael ende

masalın aslı- vasıf öngören

ışın çağı çocukları, sanırım gülten dayıoğlu'nundu. 24 yaşındayım, yanımda olsa tekrar okurum; küçükken bana bilimi ve geleceği sevdirmişti.

Ülkü Tamer'in çevirisinden Şişkolarla Sıskalar kesinlikle bulunmalı. Can Yayınları'ndan çıkıyor.

Bu arada bu duyuru 2011'de girilmiş, ben seneler sonra nerde hortlattım, neden hortlattım, nerede görüp de yazdım bilmiyorum. Neyse.

Ayrıca Ömer Seyfettin +1 diyelim.

Hemen Ömer Seyfettin -1 diyelim.
Öncelikle Ömer Seyfettin çocuk öykücüsü değil. Ömer Seyfettin okumamış ve öyle sayılabilecek arkadaşların ise aksini düşünmesi oldukça normal. Öyle yerleşmiş sağlam bir algı var. Şaşırmasam da kızmamak mümkün değil.

31 mart son diye biliyorum ben. diğer soruları bilemedim.

trafik, insan yoğunluğu ve turistik yerlerin fazlalığından dolayıdır diyerek sallama hakkımı kullanıyorum.

çünkü belediye kötü.

bakma avrupa yakası da adam gibi gelişmiyor. Sadece biri 0 olunca diğeri 0'dan büyük her değer için hızlı gelişiyormuş gibi geliyor.

Metro yapılıyor. Tramvay mevcut Kadıköy'de, kısa da olsa. Plazalar Altunizade ve Ataşehir'de bol bol var. Hal de var, taşınıyor ama. Havaalanı da var, hem de Atatürk Havalimanı'ndan daha güzel bence. Yoksun değil yani. İhtiyaç meselesi ayrıca, mayeskuel haklı.

Ayrıca "finans merkezi" nanesi var yapılacak olan. O zaman bin tane daha plaza yapılır.

Yapılmasın. Bizim taraf böyle kalsın isterim o ayrı.

avrupa yakasında iş merkezleri, ticari işletmeler ve vergi mükelleflerinin daha çok olmasından dolayı bburadaki belediyelerin verilendirmesi ve bütçeleri daha büyük. buna mukabil anadolu yakasında daha çok konut olmasından dolayı maddi olanaklar daha kısıtlı. işte bu yüzden sırf bu yüzden, belediyeler, kaymakamlıklar ve özel idare kuruluşları anadolu yakasında daha az kısıtlı bir bütçe ile çalışıyorlar. ek olarak sürekli göç alan istanbul türklerin anadoluya göçünden tersi olarak daha çok doğuda yani anadolu yakasına göç alıyor. bu göçmen nüfus ise daha çok gecekondulaşmaya neden oluyor.yani gelişmeye açık bir nüfus değil.hatırlarsanız anadoluya göçte son gelenler hep daha batıya yerleştirilmiştir. şimdi ise sınırlarımız sabit olduğundan göçler doğuya ekleniyor daha çok. ha birde türklerin bitmek bilmeyen avrupa sevdasının da etkisi var burda.. yeni bir şey yapılacaksa illla ki avrupa yakasına düşünülüyor. bunun gördüğüm tek istisnası formula 1.

anadolu yakası bundan yüz yıl önce sayfiye tatil yeriymiş. doğru düzgün yapılaşma haliyle yokmuş.yavaş yavaş şehir büyüdükçe ihtiyaçlar değişmiş. şimdi avrupa yakasında pis bir kalabalık ve sıkışıklık var. oysa anadolu yakası öyle değil daha planlı programlıdır. google maps bunu doğrular.

şehrin merkezi tabiki avrupa yakasıdır. her şehrin bir merkezi olmak zorunda avrupa yakasına az gelişmiş diyemeyiz şehrin merkezi anadolu yakası değil desek daha doğru. aslında kıyaslama yaparsak anadolu yakası doğru ve düzenli yapılaşma ve imara açılmış alanların kalitesi bakımından avrupa yakasından katbe kat üstün ve daha yaşanabilir yakadır. tabi ümraniye dudullu ve tuzlayı saymıyorum :)

ben kılıf falan kullanmıyorum, iki tarafa da jelatin taktım, yeter o bana.

ben buldum buldum, bence bir kılıf almak gerek.

dealextreme.com da bir çok kılıf var.

bağdat caddesi'nde peros'un altındaki star spor dükkanının önündeki işportacıda güzel çeşitler var, 2 tanes 10 lira.

bence deneyerek al.

ben yeni iki tane ipod touch kılıfı aldım, deal extreme'den ısmarladım. onlar gelinceye kadar da bunları kullandırtıyorum çocuklara.

kimsenin internetten öğretmen arayacağını sanmıyorum,haklısın o konuda bence.
dolayısıyla saat ücretinin de yazılı olduğu bir ilanı işlek yerlere asman çok faydalı olur.özellikle dersanelerin,okulların buludunduğu bölgelere...
evde kalıyorsan eğer komşu vasıtasıyla da bulabilirsin,matematik konusunda çok sıkıntı çekiyor ilköğretim-ortaöğretim öğrencileri.mutlaka birileri çıkar ilgilenen.
ilk öğrenciye ücretsiz ders verebilirsen onun çevresinden yararlanabilirsin.çocuk arkadaşlarına duyurur,aile memnun kalırsa dostlarına tavsiye eder falan.

valla buraya ilan vermeye devam et bence.. ben yazıyorum bir yerlere, arayan arkadaş çocuğu filan olursa diye.

sahibinden e ilan ver beni cok arayan oluyor oradan... bende izmirde yeniydim önerebilecek çevremde yoktu. şimdi epey ders verdiğim öğrenci oldu.

ben de duydum, ama taa ataşehir tarafından geliyordu (Ben çiftehavuzlar'dayım)

aynı şey evlendikten 4 ay sonra benimde başıma geldi. göstermem diyemezin. ancak senin uygun olduğun zamanda gelip görebilirler yani uygun değilim sonra gelin diyebilirsin ben yaptım. :-))

@karabela
evet bende böyle duydum ama yasalar ne der bu durumda onu çok merak ettim?

Kontratın varsa ve bitmediyse bırak emlakçıyı ev sahibini bile eve sokmayabilirsin. hatta bunu kontratın bittikten sonra 6 ay boyuncada yapabilirsin. Ha polis filan dayanırsa kapına beni tanımıyorsun ona göre.

yasalar evi satma durumunda müşteriye göstermek zorundasın diyor maalesef. elindeki kontrat olması sorun değil. bir de evi emlakçıdan kiraladıysan sana öyle bir sözleşme iteliyolarki herşey oluyor içinde hatta evi itiraz etmeden boşaltma kağıdı bile imzalatıyorlar.

kirayı ödeyip ödememen ev üzerindeki haklarını etkilemez. kirayı ödemiyor bile olsan ev üzerinde hakkın devam eder. kontrat maddeleri ne olursa olsun bu seni etkilemez.

bence bunu bir avukata sorun. benim bildiğim kadarıyla, göstermek zorundasınız, ama belirli ve size uygun saatlerde, bu da haftada x saatten fazla veya az olmamalı.

tornada seramik çek!

bir ekiple gezi yapıp fotoğraf çekmek... fotoğraflardan para kazanabilirsin de..

pedofili tehlikesi vardır belki.

ziyaret saati disinda normalde ziyaretci alinmaz zaten bunda sasilacak bir sey yok. sadece yatanlar cocuk oldugu icin annesi, ablasi falan alinir o da cocugun ihtiyaci olur diye.

pek cok anne cocugunu emzırıyordur fln o sebeple mahremıyet olgusundan.

refakatçı kalan kadınlara taciz ediyorlar diye demişti bir doktor arkadaşım.

benşu adresten ulaştım, 6 saat sonra cevap verdiler:

istanbul.usconsulate.gov

bu ürünün açıklaması açıklayacı olabilir, uzun yazmışlar epey. bana kalsa çok lazım bi şey değil ( 1 yeğen büyüttüm ordan biliyorum)

www.hepsiburada.com

nivea baby atta çantası içeriğinden de faydalanabilirsiniz

contents of a diaper bag diye arayin. en şıkları kate spade'dir. en kullanışlıları (benim çocuklar bebekken) ll bean'di.

en önemli detayları:
içine hem bebek hem kendiniz için kıyafet sığabilsin.
saat başı 1 bez düşünerek dışarıda kalacağınız zamana göre bez koyulabilsin (saat başı 1 bez aslında çok gibi, ama bazen çoook gerekebiliyor)
su geçirmez olsun, suyu maması zart dökülüyor
bazı çantaların insulated bölümleri var, sütü sıcak veya soğuk tutabiliyor.
bebek için pişik kremi, kurulama bezi, ıslak mendil, alt değiştireceğiniz mekanı dezenfekte etmek isterseniz sanitizer, yedek kıyafet, güneş kremi, şapka, yazlık veya kışlık neyse gereken şeyler, bir iki oyuncak, emzik, biberon, mama, şişe su, alt değiştirme padleri içinden çıkıyor ama ben kullanılıp atılanları tercih ediyordum çoğunlukla.

unutmuşuz ya.. ilk aklıma gelenler bunlar.