Ölümsüzlük
Son Goku(Dragon Ball)

düşünce okumak. en çok istediğim!

ölümsüzlük olabilirdi.

zamanı kontrol edebilme gücü

telekinezi

Dr. Who

istediğim anda istediğim yerde olmak
aynı anda bir çok yerde olmak
bir çok anı tek bir zaman diliminde görmek
zamanı kontrol edebilmek (hızlı aksın, yavaş aksın..)
unutmamak




zamanla ilgili problemlerim var sanırım :))

gölgelerin gücü adına heman :)) bu arada ben hatunum o da yaman bi çelişki :))

ölümsüzlük

1. zamanı kontrol edebilme
2. düşünce okumak
3. ışınlanma

evet bu 3 özelliği istiyorum.

görünmezlik

dosya depolama
özelliği şu. sen evden bilgisayarının dropbox klasörüne bir dosya atıyorsun, o da otomatik olarak o dosyayı alıyor. sen başka bir yerde internetten olsun cep telefonu olsun tablet olsun o dosyaya ulaşabiliyorsun.

bu site ne işe yarıyor ?
www.google.com

sadece bilgi depolamak için mi ?
elbette hayır. dengeli bir beslenme programı oluşturmanıza, gabon kereste sektörünün sürdürülebilirliğine ve imparator penguenlerinin kışı atlatmalarına büyük faydaları var.

faydaları zararları nelerdir ?
uzun süreli kullanımda ciltte iritasyon, eklem ağrıları, baş dönmesi, tat / koku duyularında zayıflama, çok nadir durumlarda aritmi.

ekstra bir özellik, bir dosyayı upload ediyorsun sonra linkini atıyorsun arkadaşların o linkten açabiliyor.

+ olarak, dosyaları yedeklemiş de oluyorsun.

hani resim upload edilip link atılır ya başkasına göstermek için. o sitelerin sadece resim için olanı değil de daha genel halini düşün. dosya paylaşıyorsun dropbox'ta da.

esasen birden çok cihaz arasında dosya eşlemesi yapıyor kendi programı aracılığıyla. bu eşleştirilen dosyalar dropbox içerisinde barındırılıyor. bir yedekleme servisi olarak da görev yapıyor.

bir de depolanan dosyaları internet üzerinde paylaşma özelliği var, böylece dropbox bir dosya barındırma servisi de oluyor. video paylaşımı bile var, mesela şöyle: www.dropbox.com

(bkz: cloud computing)

bir de ekşi sözlük yazarısınız değil mi?

cevap: bulut depolama diye bilinir kendisi.

o tel zaten istediğin şekli alıyor. çok uzun süre o halde kaldığı için sert gibi geliyor insana. :) ben kendim takıyorum öyle bir şey olduğunda. git bi optiğe 1-2 dakika bile sürmez.

yok yav tık diye takarlar.

3 dk.

sen bile takarsın.

Bilet fiziksel olarak elinde olmadan giremezsin.

arabayla atlayıp acil olarak gelmezse giremezsin.

abi bu konularda kendi cinsime korkunç ayar oluyorum. biz erkeklerin kafası bozuk olur hiçbi arkadaşımız olmaz yada 2-3 arkadaşımızla bi bira vs içmeye çıkarız,kimse bişey demez muhabbetimizi eder çıkarız. ama bi kadın gelsin canı sıkkın olsun bişey içmeye kalksın bara gitsin dediğin gibi direk bi etiketlenme,saniyesinde yazılma/yavşama vs.

erkek olarak hoş bulmuyorum ama bu kafanın gitmesi uzun sürer malesef

kadınların gece hayatı yok ki. olsa da aile baskısı altında.
evden çıkabilmek için genç yaşta evliliğe sürükleniyorlar. evlenince de durulup eve kapanıyorlar, bekar arkadaşlarından uzaklaşıyorlar.

işin biraz daha altyapısına inmek istiyorum ben. saçma gelebilirim ama birkaç kez yaşadığımız bir sorun bu. herkesin altında 18ine girer girmez araba çekilmiyor malum. :)

şimdi aga gece dışarı kadınlar kot pantolon boğazlı kazak ile gidemezler. sırıtır yani. erkeğim ben söyleyeyim de. illa biraz alımlı çekici giyinmen lazım. gecenin bi vakti mekandan çıkınca da (otobüs zaten yok, ama olsa da kullanamazsın) taksi falan filan çok uğraştırıyor o. taksi orada beklemiyor sonuçta. ulaşım diyorum ben. evet çok saçma gelebilir kulağa ama azıcık şehrin uzağındaysanız yaşayabilirsiniz bunu.

ulaşım sıkıntısı farklı bir bakış açısı :) ama aynı sıkıntı erkekler için de geçerli.

sttc kadınların da gece hayatı var pek tabi neden olmasın. bu dediğin yaşanılan şehire ailenin ve bireyin sosyal, ekonomik yapısına göre değişen bir durum.

şimdi mesela aklıma gelen erkeklerin kadının gece hayatına çok dahil olmaması gerektiğini düşünmesi. ya da erkeklerin kadınların kapalı ya da onlara göre ustruplu giyinerek tacizin önüne geçilebileceğini düşünmesi.

kadınların gece hayatı yok diyenleri haftasonu beyoğluna iki bira içmeye davet ediyorum.

Bence etiketlenmeden ziyade taciz daha kötü bir sorun. Hemcinslerimden utanıyorum.

sttc nerede yaşıyor merak ettim. neresi orası van falan mı?

kadınların gece hayatında yaşadığı zorluk ulaşımdır bence en fazla. türkiye'de bar kültürünün olmaması nedeniyle erkekler daha çok zorluk yaşıyor.

tek çıkamamak +1
ve evet eve dönüşler çok zorluyor beni de. mekana yakın bir yerde oturmuyorsan her türlü çok zor dönüş.
rahat değil şık gitme zorunluluğu, gecenin sonuna doğru acıyan ayaklar, dağılan saçlar, akan makyaj, terlemek..

hayır erkekler için de var ulaşım sıkıntısı doğru. ama şehrin biraz dışında bir yere, kafa hafif güzelken dekolteli mini bi elbiseyle git bakalım. yanlış anlaşılmasın ben "o saatte ne işin var amk öyle elbiseyle" demiyorum, başkaları dediği için gidemiyorlar. biz tişört de giysek takım elbise de giysek v yaka da giysek her yere aynı şartta gidiyoruz.

@tescillimarka peki ne gibi? örnek verebilir misin?

kaçmak diyorum. ya korktuğun için kaçarsın, ya da bir şeyi elde etmek için. korktuğun için kaçıyorsan normalinden çok daha fazla güç ve kondisyon hissedersin kendinde. bir şeyi elde etmek için kaçıyorsan da o istekle daha fazla dayanırsın.

Kaçmak+;
aslan yemek için kovalar,ceylan ise hayatta kalmak için kaçar. Bu durumda aslan kovalamaktan vazgeçebilir kendi keyfidir ama ceylan kaçmaktan vazgeçemez.

Bonnyfood yolla, lezzetli çiçekler. Kampanyaları vardı.

malesef annem şeker hastası ve tatlı vs. yemez boşuna göndermiş olurum.

çiçeksepeti yok muydu

anneler günü, sevgililer günü, yılbaşı gibi dönemlerde sıkışma olacağını hesap etmeniz ve önceden göndermeniz gerekir. hele ki pazar günü teslimat istiyorsanız kesin başına bir iş gelecektir. arz talep kapasite meselesi.

Yarın akşam için sipariş vermek istiyorum. Sıkışma olur mu acaba?

sözlükte hepsini eleştirmişler ama ben çiçeksepeti'ni kullandım, olması gerektiği gibi zamanında ve eksiksiz ulaştı.

444cicek

özel olmayan bir günde kullandım çiçeksepetini sorun yoktu.

15/216

varyasyonlar:

1-1-6
1-2-5
1-3-4
2-2-4
2-3-3

ve her bir varyasyondan 3 tane var.

edit: galiba yanlış yaptım.

saim'in yaptığı gibi, ama sonuna kadar devam ettirmen lazım varyasyonları. yani 1 1-1-6 yaptın ya, 1-6-1 ve 6-1-1'i de yazacaksın. hiç atlamadan sırayla başla işte en kolayı. en son atıyorum 42 çıktı, 42/216 olur. üşendim şimdi yazmaya tek tek.

1 1 6
1 2 5
1 3 4
1 4 3
1 5 2
1 6 1

alfabetik sıralama gibi, önce ilk zar sonra ikinci sonra üçüncü öyle yazdım. bundan altı tane olacak toplamda. ilk zarı 6ya kadar yazarsan 6x6 36 eder. 36/216 = 1/6 cevap.

5/91 buldum

-- şimdi zarlar özdeşse 1-1-6 ve 1-6-1 i ayrı ayrı saymamamız gerekmez mi?

şöyle düşünmek lazım. 3. zar yokmuş gibi düşünüp,

iki zarın toplamının;

2 gelme ihtimali (3. zar 6) (1 olasılık - 1*1)
3 gelme ihtimali (3. zar 5) (2 olasılık - 1*2 - 2*1)
4 gelme ihtimali (3. zar 4) (3 olasılık - 1*3 - 3*1 - 2*2)
5 gelme ihtimali (3. zar 3) (4 olasılık - 1*4 - 4*1 - 2*3 - 3*2)
6 gelme ihtimali (3. zar 2) (5 olasılık - 1*5 - 5*1 - 2*4 - 4*2 - 3*3)
7 gelme ihtimali (3. zar 1) (6 olasılık - 1*6 - 6*1 - 2*5 - 5*2 - 3*4 - 4*3)

21 olasılığın toplamı 8 ediyor gibi?

otopsi öyle yapamazsın hocam. yaptığın şuna benziyor 3 5 ve 9'un ortalaması lazım bize, 3 ve 5'in ortalaması alalım sonra da 4 ile 9'un ortalamasını alalım. aynı mı ?

alttaki linkte anlatmış, cevap 21/216 diyor ama açıklamayı tam anlayamadım. hepsini tek tek yaz gibi bir şey öneriyor sanki.

statistics.about.com

2 zar atmaktan bir farkı yok.

şimdi;
1-1-6
1-2-5
1-3-4
2-2-4
2-3-3
bunların gelme ihtimallerini yazıcaz;
1-2-5; 6/216
1-3-4; 6/216
1-1-6; 3/216
2-2-4; 3/216
2-3-3; 3/216

Cevap; 7/72

Edit:imla

@rebio benim çözümü beğenmedin mi?

Tek tek yazmana gerek yok 6 ihtamali yazdıktan sonra sıralıyoruz ? kaç farklı sıralama yapabliriz sorusuna dönüyor. 2 rakam aynı olunca 3 farklı sıralama oluyor, hepsi farklı olunca 6 farklı sıralama oluyor, yan yana 3 kitabı dizer gibi düşün

@otopsi herkesin çözümünü beğendim de, konuyu bilmediğim için hangisi doğru diye bakamıyorum ki. beyin fırtınası ortamı oluştu.

@zazazaraeta öncelikle sonucumun doğru olduğunu gördüm.

ikincisi elbette verdiğin örnekte farklı sonuç çıkar ama verdiğin örnek ile benim çözümüm de aynı durum değil... bence sen bunu düşünmelisin önce

@onakomabunako ile aynı şeyden bahsetmişiz zaten. neyse eğer anlamadığın bir konu varsa ona odaklanalım istersen çözüm adına..

cevap 21 gibi görünüyor birkaç siteden daha baktım.. yalnız direkt 21 yazamam. nasıl bir şey yapsam tüm olasılıkları sıralamak yerine? 2 gibi düşünsek diye yazabilirim ama adam ters, basar sıfırı.

istatistik-1 sınavı için mi bu?

yok benim bölümüm finans da matematik dersi de almam gerekli. practice test gibi bir şey bu. yurtdışı.

soru sonuç odaklı. zarların sıralaması farketmez. toplamda 8 gelmesi kafi.

@nezaretten taharet zarların sıralamasını; kaç farklı zar atışında toplamın 8 vereceğine odakladık, cevabın yanlış olduğunu mu düşündünüz ?

21/216
al komple yazdım
1.1.6
1.2.5
1.3.4
1.4.3
1.5.2
1.6.1
2.1.5
2.2.4
2.3.3
2.4.2
2.5.1
3.1.4
3.2.3
3.3.2
3.4.1
4.1.3
4.2.2
4.3.1
5.1.2
5.2.1
6.1.1
sadeleştirirsen 7/72

millet oruçlu oruçlu çalışıyor da sen staj mı yapamicaksın

çalışırım da ramazanda mı olsun ramazan bittikten sonra mı olsun tarihi ayarlamaya çalışıyorum

hevesin varsa amına bile korsun.

bizim oruçlu çalışan arkadaşlarda ustalarda vardı zorlanıyodular ama orucu tutuydular.

ama bana göre değil çalışıyosam tutman.

maden ya da yol insaatinda calismiy0orsan tutabilirsin.

oruc tutup calisirken olen olmadi benim bildigim

masa başı işse tutulabilir. git geli çok ve dışarıda çalışırsan zor olur. çünkü gelecek 5 sene en uzun günlerde tutacağız.

tabi ki var, bi dolular

annemle babam

var

lisede bile tanışıp ilerde evlenen var bildiğim.

not:

Ben birini tanıyorum, birinci sınıfta tanışıp 10 yıl falan evli kalıp iki çocuktan sonra boşandılar. Genelde birinci-ikinci sınıf heyecanıyla başlayıp 3-4-5 seneyi deviren, kesin evleniyoruz modunda olanlar da iş ciddiye binince ayrıldı hep. Şimdi hepsi kafasını duvarlara vuruyor üniversite hayatı yaşayamadılar diye.

açılıyor ?

link yok ta fikir vereyim.

eski dokuma kilimlerdeki desenler, hitit güneşi, çift başlı kartal gibi şeyler olabilir yanlış anlamadıysam soruyu.

edit: kilimlerdeki desenlerderken evet eli belinde (ben de yeni öğrendim)desenini söylemiştim.

anadoluyu simgeleyen şekiller burada yaşamış devletlerin bıraktığı olur anca diye düşünerek çift başlı kartal diyoree www.google.com.tr

www.fazturkey.com
albumdinle1.net

bu olabilir bence..
upload.wikimedia.org

Çift Başlı Kartal, bunu hep Anadolu'nun, özellikle de orta-güney Anadolu'nun simgesi olarak düşünmüşümdür. Bizans ve Selçuklu gibi Anadolu devletleri tarafından da kullanılan bir simge.

Hitit Güneşi de aynı derecede önemli tabi ki.

(git: www.turkiyeposterleri.com)

ankaraheykelleri.files.wordpress.com

ne zaman görsem ankara gelir aklıma

anadolunun simgesi eli belindedir bence
www.google.com.tr

olmadı hitit güneşi, o da olmadı çini motifi, o da olmadı çift başlı kartal o da olmadı aslan (anitkabirdeki aslanlı yol da oradan esinlenilmişti galiba)

en zor ayarda yapma. kolon gibi bacakların olur. çok tekrar, az güç. benim bildiğim kilo vermenin formülü bu. hayvan gibi şişirmek isteyenler az tekrar çok güç yapıyor.

şeker, ekmek ve hamur işlerini kesmen lazım. abur cuburu saymıyorum bile.

düşük ayarda 40dk yap , ekmek , patates gibi pis şeyler yemek istediğinde onlar yerine et ye , verirsin 4-5 kilo 3 hafta içinde. Kolayı bırak su iç bir de .

Kepek ekmeği + beyaz peynir de "yasak" mıdır? (Merak)

ekmek olarak sadece halk ekmekin tam organik buğday ekmeği var, 2tl. ondan tüket, en sağlıklısı o. günlük3-4 dilim yeterli. beyaz peynir lor peyniri güzeldir, hem protein hem sağlıklı, yanında zeytinde ye.

şeker, hamurlu gıda tamamen kes. şeker özellikle sıfır olmalı. az biraz bal yeterli olur.

aşırı sıkı diyet yapma sakı.

karatay diyetini tam sana göre aslında

Hedefine ulasmanda spor %30 rol oynuyorsa geri kalan %70 diyet. O yuzden yediklerin cok onemli. Herkesin dedigi gibi beyaz un ve sekeri tamamen hayatindan cikar. Tuzu da azalt. Basit karbonhidratlar kan sekerini aniden dusurup bizi surekli ac hissettiren seyler. Eger bunlari almayi birakirsan zaten aclik hissin de azalir zamanla.

protein, lif ve kompleks karbonhidrata dayali bir diyet yap. Faydali yaglari da ihmal etme.

Ornegin sabah kepek ekmegi, peynir, yumurta,vs... doyana kadar ye ama recel yeme, cayina seker koyma

Oglen biraz daha karbonhidrat agirlikli olabilir. Bulgur pilavi veya etli sebzeli bir yemek.

Aksam yemeginde az karb bol protein iyi olur. Mesela yagsiz bir et yanina az biraz garnitur. Firina balik at mesela super bi aksam yemegi olur. Balik bol bol ye. Uyumadan 3 saat once yemegi kes.

Sporda normalde eliptik yerine insanity falan gibi bir programa basla derdim ama cok kilolusun dizlerine fazla yuk binebilir. Eliptikte tempoyu sabit tutma. 4-5dk da bir hizlan ve nabzini biraz yukselt sonra normal tempona gec.

Şu anda 75 kiloyum! :)

genel olarak konuşmak gerekirse o boya o kilo çok az ben de 1.89 um ve 75 kilo olduğumu düşünemiyorum bile, sanırım yağ kaybı için baya baya kas kaybı da yaşamışsın, sağlıklı bir beslenme programı (bence protein ağırlıklı) ve başlangıç-orta düzey bir ağırlık programıyla 85 kilo civarına çıkmanı tavsiye ederim. Ha ben böyle kendimi iyi hissediyorum, bu derece zayıflık hoş diyorsan senin bileceğin iş.

Aslında bol protein ve düzenli egzersiz sonucunda zerre sarkmam olmadı, kas erimesi de pek mevcut değil; tam tersi kaslarım meydana çıktı. Egzersizi ihmal etmedim, hatta basketbolun dozunu kaçırdığım çok oldu. Kahve tüketimim arttı.
Doğrusu halimden memnunum. :)

Teşekkür ederim. En üst seviye 6'ydı, ben hep 5'te çalıştım ancak 25-30 dakikayı geçmedim hiç.
Saat 18'den sonra yemek yemedim, acikinca seker/tatli vs yerine filtre kahve içtim.

yapma.

kızın sevgilisi olarak seni bulur ve döverim ibret olsun diye, o olur.

uzak dur. kız seninle oynuyor. sen de aklın sikinde gidip kanıyorsun hemen. dik dur azıcık. sil kızı hayatından.

cok film mi izledin bu aralar? romantizm guzel de sevgilisi var, biri senin sevgilini opse hosuna gider mi? cevabin "gitmez" ise zaten sorun cevaplanmis oluyor.

kız istiyor seni, sik panpa.

harbi sizin gibilerle uğraşmaktan kafamızı kaldıramıyoruz amk. teki de sürekli gelip "sevgilisi varmış nasıl yazabilirim" diye soruyordu. bulucam böyle dertlerden muzdarip 3-4 kişi daha, senin gibi ne kadar ibne varsa dövücez.

muhtemelen ilk once karsi koyup sonra deli gibi sevisecegini felan da dusunuyorsundur, işte bunlar hep film.

attentin whore diyoruz biz böylelerine. uzak dur. hatta hepten hayatından çıkar derim.

sallanan kuyruk arayan her harekette bi kuyruk bulur kardeşim. biraz adam olun.

öp diyeceğim de kız sevgilisine söyler de adam seni dövmeye gelir mi bilmem:)

Oyle yakin yakin ne yaoiyorsunuz?

Op, birsey olmaz.

Kız gerçekten iş atıyorsa yap gitsin. Yorumlara bak sanki kız bişey yapmıyor adam tutup zorla öpüyor.

Ben senin yerinde olsam ve bunu yapsam ve sevgilisi atarlansa sevgiline sahip çık diyip aynı sertlikte cevap verirdim.

Hep de sevgili olan taraf dövüyor kırıyor döküyor ona da ayrı bi hastayım. Öyle konuşmakla atıp futmakla olmuyor bu işler.

edit: bu yazıdan mezhebi genişlik sonucu çıkarabilen dimağları tebrik ederim. kız iş atıyorsa bu arkadaş yapmasa başkası yapar, kız iş atsın karşısındaki karşılık versin gidip adamı dövelim. anlayışınızı seveyim, önce sevgilinize doğru davranmayı öğretin sonra yavşayan olursa döversiniz.

kuyruk sallama diyor hay amına koyim ya kız arkadaşlarımla neredeyse her gün öyle oluyoruz ama hiç kuyruk sallama olarak nitelenmiyor.

edit: arkadaş sevgilisini takma kafaya bir şey olmaz demiş de, onun sevgilisine yapsalar ne yapardı acaba. mezhep geniş herhal.

öp gitsin, karsilik vermezse en azindan icinde kalmamis olur, sevgilisini de kafana takma, birsey olmaz.

sevgilisine gider haber, köpek möpek sallamaz, sokak köpeğinden beter ederler seni ;) tabii aksiyon eksikliği yaşıyosan hayatında yap bunu.

(bkz: cinsel taciz)

Aynı olayın kendine yapılmasını istemezsin herhalde ?

evolution of a raper

direkt sor bence. böyle riskli hareketler yapma. sonra utandırır seni kız. göt gibi bırakır. arkadaşlığın da bok olur.

"adam dövmek o kadar basit değil".

he değil he. tabii. çocuk seni dövemeyeceğini düşünürse, seni döveceğini bildiği adamlardan yardım alır yine dövdürür. 3. dünya ülkelerinde en kolay şey adam dövmektir. kimse de gıkını çıkarmaz. "sevgilimi zorla öpmüş" dediği anda bittin. kahveden bile adam bulur. ondan sonra istediğin kadar ağla "o kuyruk salladı" vs diye. kimse inanmaz. ağzının burnunun parçalandığıyla kalırsın.

Eksik olsa dolmuşçu hiç çekinmeden belirtirdi bunu, merak etmeyin.

2 lira

resmi olarak 2 lira 10 kuruş. ama 2 lira alıyorlar.

eksik olsa bile dolmuşçuların çoğu bunun belirtmez.
arada bariz bir fark yoksa.
1,50 verseniz bile gidebilirdiniz, aslı 2.10 TL'dir.
2.00 TL ile de kısa mesafe gidilebilir.
uzun mesafeler 2.50 TL.
(Ümitköy, Sincan, Etimesgut, Eryaman vs vs)

bilkentten bilkent köprüsüne kadar 1.5tl, aştiye kadar 2tl, sıhhıye 2.30tl
sanırsam böyleydi en son tarife.

bazı bazı çalılıklarda böğürtlen gibi bişey oluyo onu topla food için, bi de tabi ki sulak alandaysan balıklar var. bunlar eycof 2'de var yalnız, senin dediğini oynamadım hiç ama onda da olsa gerek.

direk matematiğini anlatıyorum;
ilk başta 3 işçin var ya hemen ev yap (kısa yolu b ve e tuşları olur genelde ayarlardan istediğini yaparsın)
atınla hemen koyunları bul
bulur bulmaz tc(town center)a getir ve 4 işçiyle koyun kesmeye başla. ilk 6 işçi koyuna
sonraki 7. işçiyle ev yap
diğer 4 işçi oduna
odun toplama (b & z) bi de food toplama (b & ı) yeri yaptıktan sonra çağ atlayabilirsin (çağ atlamak için 500 food gerekli)
tc hiç boş kalmasın sürekli işçi çıkar (kısa yolu c) o yüzden de eti boş bırakma
domuz avlama olayı biraz zor ama bi iki denemeyle mantığı kaparsın (11. işçi ile avlanır)
ilk başta 8 koyun bulman lazım
çağ atlarken 8 işçi odunda olmalı
bi de tc'de sarı bi up var ya onu 10. işçide filam yap köylülerin canını artırıyo yoksa kurt kapar
hepsini kusursuz yaparsan 9:25te 26 işçiyle çağ atlarsın
2. çağa bastıktan sonra;
4 işçi al geyik avla
3 işçi altın toplasın (b & g)
çağ atlar atlamaz tc'deki değirmen gibi up'ı geliştir (köylüler hızlanır)
odun toplama yerindeki up'ı geliştir
black smith (b & s) yapmak zorunlu
ya market yap (b & m) yada barrack (b & b) ve atlı (b & l) yada okçu (b & a) yeri yapmalısın
geyiği bitiren işçilerle tarla yap (b & f)
800 food ve 200 altınla çağ atlanır (planı kusursuz uygularsan işçi basmadan direk atlarsın)
castle age'e basınca;
rush atmak istiyosan atlı yerindeki up'ı geliştir
taş toplama up'ını ver
çağ atlayınca 8 işçiyle hemen bi daha tc yap (b & n) mümkünse taş dibine
iki tc'den sürekli işçi çıkar
650 taşla kale yap
black smithteki upları geliştir (üsttekiler normal ve atlılar alttakiler okçular için)
odun-taş-altın toplama yerindeki up'ları ver
gerisi simultane artık
atlı yerinden 2. asker iyidir ama 60 food ve 75 altın altın yer
bi de askerlerin birbirine üstünlüğü var;
okçulaya karşı atlı yada skirmish kullan (okçu yerindeki 2. okçu)
atlıya ve her türlü tahtadan yapılmış şeylere karşı halber kullan (barracktaki ikinci asker)
gothun kale askeri ok yemez
oneger fuzuli para
türkler skirmishe dayanıksız
bi de askeri yerlerdeki her askerin altında up'ı var onları da geliştir
rahiple relikleri toplayabilirsin altın verir ama savaşa odaklanman zor olur
en önemli kural ev yapmayı unutma sürekli kontrol et nüfusunla ev oranını ve tc'yi boş bırakma sürekli işçi bas ve işçi boşta beklemesin (bende boşta işçi tuşu space bazılarında . falan oluyor hangisi işine gelirse ayarlardan yap)
bi de pintilik yapıp et biriksin deme caste'a geçtikten sonra kaynakların 100ün üstüne çıkmasın sürekli asker bas, 20-30 askerden sonra imp olursun
askerler biriksin diye de bekleme 3-4 atlıyla base'ini bas 2-3 işçi öldür evini yık
okçular için odunu diğerleri için eti daha çok toplamalısın
bu anlattıklarım 7 yıllık tecrübe, asker üstünlüğü ve up'ları iyi bilmen lazım
ha bunların hiçbirini yapamam diyosan aç death mach'i ve arenayı, çağı da post imp yap sadece asker bas, ırkların üstünlüğü savaşsın.
not: soruyu görünce dayanamadım arkadaşın hesabından girdim sen bi yere kaydet sabaha silerim heralde.

direk matematiğini anlatıyorum;
ilk başta 3 işçin var ya hemen ev yap (kısa yolu b ve e tuşları olur genelde ayarlardan istediğini yaparsın)
atınla hemen koyunları bul
bulur bulmaz tc(town center)a getir ve 4 işçiyle koyun kesmeye başla. ilk 6 işçi koyuna
sonraki 7. işçiyle ev yap
diğer 4 işçi oduna
odun toplama (b & z) bi de food toplama (b & ı) yeri yaptıktan sonra çağ atlayabilirsin (çağ atlamak için 500 food gerekli)
tc hiç boş kalmasın sürekli işçi çıkar (kısa yolu c) o yüzden de eti boş bırakma
domuz avlama olayı biraz zor ama bi iki denemeyle mantığı kaparsın (11. işçi ile avlanır)
ilk başta 8 koyun bulman lazım
çağ atlarken 8 işçi odunda olmalı
bi de tc'de sarı bi up var ya onu 10. işçide filam yap köylülerin canını artırıyo yoksa kurt kapar
hepsini kusursuz yaparsan 9:25te 26 işçiyle çağ atlarsın
2. çağa bastıktan sonra;
4 işçi al geyik avla
3 işçi altın toplasın (b & g)
çağ atlar atlamaz tc'deki değirmen gibi up'ı geliştir (köylüler hızlanır)
odun toplama yerindeki up'ı geliştir
black smith (b & s) yapmak zorunlu
ya market yap (b & m) yada barrack (b & b) ve atlı (b & l) yada okçu (b & a) yeri yapmalısın
geyiği bitiren işçilerle tarla yap (b & f)
800 food ve 200 altınla çağ atlanır (planı kusursuz uygularsan işçi basmadan direk atlarsın)
castle age'e basınca;
rush atmak istiyosan atlı yerindeki up'ı geliştir
taş toplama up'ını ver
çağ atlayınca 8 işçiyle hemen bi daha tc yap (b & n) mümkünse taş dibine
iki tc'den sürekli işçi çıkar
650 taşla kale yap
black smithteki upları geliştir (üsttekiler normal ve atlılar alttakiler okçular için)
odun-taş-altın toplama yerindeki up'ları ver
gerisi simultane artık
atlı yerinden 2. asker iyidir ama 60 food ve 75 altın altın yer
bi de askerlerin birbirine üstünlüğü var;
okçulaya karşı atlı yada skirmish kullan (okçu yerindeki 2. okçu)
atlıya ve her türlü tahtadan yapılmış şeylere karşı halber kullan (barracktaki ikinci asker)
gothun kale askeri ok yemez
oneger fuzuli para
türkler skirmishe dayanıksız
bi de askeri yerlerdeki her askerin altında up'ı var onları da geliştir
rahiple relikleri toplayabilirsin altın verir ama savaşa odaklanman zor olur
en önemli kural ev yapmayı unutma sürekli kontrol et nüfusunla ev oranını ve tc'yi boş bırakma sürekli işçi bas ve işçi boşta beklemesin (bende boşta işçi tuşu space bazılarında . falan oluyor hangisi işine gelirse ayarlardan yap)
bi de pintilik yapıp et biriksin deme caste'a geçtikten sonra kaynakların 100ün üstüne çıkmasın sürekli asker bas, 20-30 askerden sonra imp olursun
askerler biriksin diye de bekleme 3-4 atlıyla base'ini bas 2-3 işçi öldür evini yık
okçular için odunu diğerleri için eti daha çok toplamalısın
bu anlattıklarım 7 yıllık tecrübe, asker üstünlüğü ve up'ları iyi bilmen lazım
ha bunların hiçbirini yapamam diyosan aç death mach'i ve arenayı, çağı da post imp yap sadece asker bas, ırkların üstünlüğü savaşsın.
not: soruyu görünce dayanamadım arkadaşın hesabından girdim sen bi yere kaydet sabaha silerim heralde.

calzoncillos [eksiduyuru.com kullanicisi] (28.04.13 05:02:31 ~ 05:20:11)

üstteki yazıya benzer bir yazı girmek için girmiştim.

tuşlara önce basmak age of'ta her şeyden önemlidir. özellikle online maçlarda herkes aynı şeyleri uygular ve önce basan kazanır. (belirli bir dakikaya kadar. o belirli dakikadan sonra oyun late game olur ve taktiği iyi olan kazanır)

(git: inci.sozlukspot.com/w/age-of-empires-ta-kafiri-nas%C4%B1l-altettik/)

klasik "bastım 100 palayı" eycofçularındansan frank al keyfine bak öğrenene kadar. öğrenince zaten bulursun kendini. yok biraz zevk alayım dersen briton al, blacksmith ve archery'deki bütün upgradeleri yapıp ölümüne elite longbowman bas. araya süs olsun diye champion (britonda var mıydı hatırlamıyorum) ve cavalier (sanırım britonda pala yoktu) serpiştirebilirsin. ha söyleyeyim, oyunu bilen birisi gelirse karşına gelir goth'ları alır 20-30 saniyede duman eder okçularını.

edit: ha bir de özellikle türkiyede, insanlar taşı da küçümsüyor. 2-3 işçi yolla o alsın taşı 1-2 kale kurayım yeter kafasındalar. taşı küçümseme. black forest tarzı oynuyorsan en az 2-3 kat sur çekersin, arkasına keep'leri (yoksa guard tower, yoksa watch tower) dikersin. bombard dikme, karada bi boka yaramıyor. ve çok fazla kale kur, kurabildiğin kadar kur dağıt haritaya iyice. tirbüşonla geldiyse tirbüşonu her seferinde toplayıp tekrar açmak zorunda kalsın. yan dana 2-3 kale dikenler var, yıkması çok zevkli oluyor.

önce yemek için koyun avlanıp böğürtlen toplanır, bu yemeklerle daha çok işçi yapılıp odun kestirilir ve altın çıkartılır. odununa güvendiğin andan itibaren acıma bas farm'ı. yeteri kadar farmın olunca oyunun sonuna kadar hiç yemek sıkıntısı çekmiyosun. denizdeki balıkları da silip süpür, balık yoksa fish trap kurdurt. 750 food çıkartıyor bunların bi tanesi, çoğu kişi siklemez ama bence küçümsenecek bir miktar değil.

soğuk soğuk, duvarın soğunu onunla kırıyorlar, bir tane rus kız arkadaşım vardı, ondan şeeetmiştim;)

cok cesitli sebepleri var.

-bu halilar genelde yatak veya divanlarin arkasinda olur. sogugu/sesi azaltir.
- alicak koyacak baska ne var? :)
- komsulari kiskandirmak icin (bunun haricinde kafkas halilarindaki islemeler vs... sayesinde ev sahibinin bonkorlugu falan anlatilirmis. misafirperverlik yani)

belki sıcak olsun diyedir.

edit: ben yazana kadaaar...

thnx.

@kakoy tespit dogru, genelde yatacaklari yerin arkasindaki ya da kenarindaki duvarda asili.

gözüne kestirdğin bir kıza ver, belki o da sana verir.

ver

verme

Oç omzuma oturdu amk.

senden oflayarak puflayarak yer isteyen adamın gücü kuvveti yerindeyse ya da güne giden orta yaşlı bir kadınsa verme. değilse zaten verirsin eminim hatta sana kalmaz hiç verirler. ama gereksiz yere sırf sen ondan küçüksün diye o oturduğun koltuğu kendi hakkı olarak görene kıl oluyorum.

Yer vermedim siktir oldu gitti beyler :)

verme.

Omzuma tecavüzünden anladım zaten.

@sıfırın altında : Valla çok iyi ettin. Oh dedim inşallah vermez! Oflayıp puflayana bende uyuz oluyorum. Oflamayan, adam gibi sağına soluna bakınan ve yer olmadığını görünce en uygun yerde bekleyen efendi kişi gördüm mü ben zaten kolundan tutup oturtuyorum.

Evet bu benim kendimce bir nevi sınavım onlar için :)

ilk duraktan biniyor ve yer istiyorsa verme.
ilk duraktan bindi, baktın tepende dikiliyor, inip bir sonraki otobüs beklenebilir.

önemli olan cam kenarı veya ulaşılamayacak koltuğa geçip yer verme derdinden kurtulmak

başımız ağrıdığında bile doktora danışmadan ilaç kullanmamamız gerekiyor aslında.

gereksiz yere antibiyotik kullanılmamalı, sadece gerçekten lazımsa yeteri kadar kullanılıp bırakılmalı. fazla kullanımda vücuda yan etkileri çok, üstelik sık kullanımda mikropların antibiyotiğe karşı savunma mekanizması geliştirme ve sizin ileride o antibiyotikten fayda alamama ihtimaliniz var.

"sadece gerçekten lazımsa yeteri kadar kullanılıp bırakılmalı." ben bunun tersini biliyordum.

sözlükte de verilmiş ama okunsun buradan da: nabizdergisi.com

bilinçsiz antibiyotik kullanımı bireye zarar vermese bile toplm açısından çok zararlı birşeydir. hastalıkların antibiyotiklere karşı bağışıklık geliştirmesini kolaylaştırıp hastalıklarla başetmeyi zorlaştırmaktadır.

ama türkiyede zaten doktora gitseniz de hemen verecekler. birçok ülkede antibiyotik verene kadar adamın burnundan getiriyorlar.

vaio bence.

Vaio, dayanıklılı, kaliteli ve class.

O fiyata o cihaz da gerçekten fena kampanya olmuş, ayrıca ağırlık sadece 180 gram.

Ekran kartı da daha iyi değil, belleği yüksek sadece onu zaten Vaio Ram farkıyla kapatıyor.
Pil ömrü Vaio'da daha uzun.
Son olarak da ara bi sor istersen Asus galiba Türkçe klavye değil.

tartışmalı sony bence.

tüm özellikler aynı sadece sony kasası ve markası bonus olarak fiyata eklenmiş.

neyse, olmuşken sony olsun.

E aradaki farka ram taktırılır ama ekran kartı sabit olduğundan asus daha iyi olmaz mı ay çok kafa karıştırıcı :/

sony eski sony degil yalniz soyleyim dedim.

nerdeyse 4 yildir kesintisiz olarak sony kullanan birisi olarak sony diyorum. hala canavar gibi alet.

asus (bakmadım)

kesinlikle sony. ekran çözünürlüğü bile yeter.

asus u alıp ona 8 gb lık bir rem takıyorsun.güzel güzel kullanıyorsun.tek dezavantajı içinde işletim sistemi yok freedos olması.onuda bi arkadaşında vardır yüklersin.

çok uçuk olmayan derken kaç yani hocam ?

orjinal iphone 5 kulakligi nin seviyesi cok dusuk hic tavsiye etmem. ben de gaza gelmistim ondan aliim diye ama sora denedim bu ne amk dedim. akg nin iphone icin ozel kulakliklari var onlara bak derim.

max 150 olarak düşünüyorum da 100 den çok fazla vermeye de açıkçası razı değilim

çok klasik bir örnek ama sennheiser cx 400 ii. pişman olmayacaksın.

mikrofon özelliği olan?

eğer 1800-2000 liralık bir netbook olmayacaksa israf.

netbookların dönemi geçti, ultrabooklara bakmalısınız bence

netbook var bende iyi...onla calisiyorum. ama ultrabook butceniz varsa daha iyi. evet demode oldugu kesin. ama ise yariyor.

sakın alma hoca bende vardı hibrid ultrabook'a geçtim rahatladım.

netbook öldü.

Fusion APU'ya sahip, HD medya çözebilen bir netbook olursa ve uygun fiyatlıysa neden olmasın? Tabi tutup da N2600 işlemcili, denize düşse kendini kurtaracak kadar işlem yapabilen bir şey için 700-800 lira insaf olur.

1000 liraya da giriş seviyesi ultrabook alabilirsin. Netbook hafifliğinde, 10 netbook gücünde.

dünyanın en önde gelenleri "2008de uçan arabalar gelecek" dediğine göre, bizim gibi burada göt büyütenlerin tahmininin doğru olacağını beklememeliyiz. kaldı ki bu tür teknolojiler 1-2 ay/yılda değil, 20-30 yılda anca gelişip oturur. 2010'da "aha yaptık hacular" deseler günlük hayatta 2030'a doğru anca kullanırız.

hayvanlar üzerinde başarılı denemeler gerçekleşiyor diye haberleri çıkıyodu. çok uzak olmasa gerek.

ohoo ona kalırsa ben kafadan 5 senedir falan kendi dokumuzun eriyen bir kalıp üzerinde çoğaltılmasıyla şekil alacak meme protezlerini bekliyorum silikon yaptırmak için.

2029'da hazir.

var ki su anda.

@serebatan hani?

usb çıkışı olan her türlü aletle şarj edebilirsiniz. araçlarda bulunanlar dahil.
sadece kablosunu alırsanız çalışır yani.

5v ise büyük ihtimal etmez. çok denedim oradan biliyorum. 10v lazım imiş. ben 8 volt buldum çöktüm direk, ediyor.

ha ben ipod 4 için konuşuyorum, ama aynıdır mantık büyük ihtimal. o kabloyu al hocam, çalışmazsa kabloyla bi elektrikçiye gidip 8-10vluk bir şey denersin olursa alırsın.

bendede ipod var, kendi usb şeysi hariç hiçbirinde çalışmıyor. bu resimdeki aparat diğer tüm usb uçlarına uyum gösteriyo ama ipodun usb kablosu göstermiyo, sadece kendisininki olacak.

usb girişli klavye olayı çözer diye düşünüyorum.

lisede müzik yarışmasında sahnemiz bittikten sonra arkaya geçtiğimiz an. gerçekten çok güzel çalmıştık ve ronaldo'nun stilinde kayarak girmiştim odaya. eleman mal mı bu der gibi bakmıtşı bana ayaklarına kaymıştım da öyle.

annem geçen gelişinde kaytaz böreği getirmicem yea hık mık dedi sonra bi geldi valizden kaytaz böreği çıktı. yerde kaymalı sevindim.

Evet öyle bir sevincim oldu. Ama neye sevindiğim bana kalsın. O kadar basit ve "ulan bu muydu" denecek bir şey ki söylemek dahi istemiyorum. :))

Bölümün en zor dersinden ba aldığımı okuduğumda yengeç dansı yapmıştım.

Ben merhaba der, neden mesaj attığımı nereden kendisine ulaştığımı önce bir özetler sonra detaylarıyla konuya geçerim.

buff artı 1. merhaba, hede hödö hede hödö yüzünden yazıyorum falan derim ben de. değişmez. merhaba. sözlükte entrylerini takip ettiğim, entryleri sayesinde hakkında iyi kötü fikir sahibi olduğum insanlara merhaba hocam falan derim ya da. hatunsa demem. sadece merhaba derim.

selam demem. sevmiyorum o kelimeyi. eskiden hep böyle şımarık, artist, zengin tipler kullanırdı ya da bana öyle geliyordu. o yüzden sevemedim asla. selam diyene de merhaba derim.

Öncelikle merhaba der, ardından ünvanımla birlikte adımı soyadımı söyler, sonra mesaj atma nedenimi söyler ardından konuya girerim. Mesajımın sonunda ise teşekkürler ve iyi günler dilerim.

selam yazıyorum.

selam yazıp cevap vermesini beklemem çünkü öyle yapılmasından nefret ederim. direk konuya girerim. illa bir hitap kullanacaksam da "selam şunu diyecektim de..." diye girerim.

selam naber?

"asl?"

merhaba, ...

slm nbr asl ok kib bye.

merhaba hocam deyip konuya giriyorum. selamlamadan dan diye girenlere de cevap vermiyorum.

bahsettigin dil
kesin bir dizi karakterinin dilidir
onu izledikçe etkisi altında kalıyordur henüz daha kendi kişiligi oturmamış yaşta olanlar.
Biraz daha büyüdükçe geçecektir diye düşünüyorum

ölçütü konuşmasından tanıyabiliyor olabilmen. gerçi bu senin dikkatine de bağlı ama dikkatli birisine benziyorsun. çevremdekiler beni en fazla 2 cümle sonra tanır konuşuyorsak. keza ben de onları. benim gözlemlerim tam tersini söylüyor, üzgünüm. herkesin kendi kalıpları var.

benim çevremde de çok oluyor , özellikle aynı ortamdaki kişiler sürekli kendi aralarında aynı kalıpları kullanıyorsun.

ayrıca sadece kalıpları değil konuştukları konularda hep aynı , siyaset futbol falan.

teknolojik cihazlar konusunda bilişim sektöründe türkiyenin ürettiği adam gibi hiçbir şey yok. en son türk yapımı sistem odasının sıcaklıgını falan ölçmek için bir cihaz gördüm onuda kurmak kullanmak ölüm.

senin verdiğin örneklerin hepsi doğru (yani ürün ülke bazında değilse de)
ancak bunun nedeni geri olmak değil, çoğunu o ülkelerin daha ucuz üretiyor olması. bunun belli bir genellemesi yok. ancak sağlık konularında bile firmalar ucuz ürüne rağbet edebiliyor istisnalar hariç. şırınga, ameliyat setleri vs gibi ürünlerde kalitesiz sağlık sorunu içeren çin malı ürün sorunu yaşanmıştı bir süre önce. bu, türkiyede kalitesiz olduğundan değil kalitelisi 3 tl iken çin malı olanın 0,25 tl olmasından oluyor. marka olmayan herhangi bir ürünün kumandasının içinden "marka" bir pil çıktığını gördün mü mesela? dandik bir uydu alıcıdan mutlaka 5. sınıf pil çıkar. bu onların iyi üretmesi kaynaklı değil ki.

mesela vestel, sevilmez türkiyede. arçelik filan da öyle gerçi.
ama özellikle vestel, panel tv üretmeye başlamadan önce de dünyanın en büyük tv üreticilerinden idi. beko, ingiltere'de bir numaralı beyaz markalarından biri. bu, argeye önem vermemesinden mi? yoksa kalitesiz olmasından mı? biraz da "türk halkı"ndan. yeaa vestell. alma ha! derken adamlar milyon tane tv üretiyor, dünyanın en çok lcd paneli (yani ekranda görüntünün oluştuğu yeri) satın alan üreticilerinden. (vestel markası ile üretip üretmemesi de önemli değil)

müzik prodüksiyonunda neredeyse her şey ithal. kullanılan konsollar,mikrofonlar,efekt cihazları vs. aklına gelebilecek her şey ithal. en son bir türk bir plug-in yazılımı yazmıştı bir de bazı özel üretim efekt cihazı üretenler var ama onları gitaristler kullanıyor ve sayıları oldukça az.

ileride olduğumuz konu ise davul zilleri ama onları da istanbul'daki azınlıklar üretiyor.mesela zildjian türkiye'de kurulmuş,sonra abd'ye taşınmış ve şu anda sektörün en büyüğü.

davul konusuna ekleme yapayım, özgün değiliz. zillerden girersek olaya istanbul'un neredeyse bütün zilleri aynı aga. zildjian'ın sabian'ın falan serilerine bakıyorum, bırak seriden seriye aynı serinin farklı boyutlarında bile fark çok net anlaşılıyor. özgünlük yok bizimkilerde. duyabileceğin en düz crash sesini koyuyorlar hepsine. tamam bu 17 inch bu 18 inch sat gitsin.

davul desek bi ezel falan var, o da el yapımı ayağına falan geçiriyorlar sana. mikrofon mikser falan nodrap söylemiş onları. sonuç olarak alanımda kullanabileceğim yerli bir şey yok. belki 1-2 tane zil eklerim araya istanbul... o kadar.

bir tane eleştirel kuramcimiz yok. bu yüzyıl, bulgar, cek, macar, italyan, ispanyol, fransiz,iranli, filistinli, mısırlı, hintli kuramci gördü. eleştirel teori antolojileri kimleri kimleri gördü, bir tane türk göremedi.

fikir üremiyor, eleştiri üremiyor, politika üremiyor türkiye'de.

arif dirlik'i bir kenara koyalim ama o da türk sayilmaz.

ilki set ikincisi tekrar sayısı.

8 defa kaldıracaksın, daha sonra 30-45 saniye bekleyip ikinciye geçeceksin.

Örneğin 12x3 diyorsa 12 defa kaldırıp yine aralarda bekleyip 3 defa tekrarlayacaksın.

Bence yandaki programı uygulama. Hiç geçmişin ve bilgin yoksa kendini sakatlayabilirsin. Serbest ağırlık yerine daha çok makinelerle çalış.

peki ağırlık ne kadar olmalı acaba benim yapıma göre
dampine makine derken koşu bandı falan mı?

stronglifts programına bir gözat.

sallıyor. dijital alma. bu kadar.

valla ben 20 liralık sinbo aldım bi tane. çok kötü yorumlar vardı hakkında ama ben bi yamuğunu görmedim. gayet stabil çalışıyor 1 senedir.

bende 2 yıldır voit var 20-30 gibi bir şeye almıştım memnunum. Annemler bir iki ay önce sinbo aldı 25 mi neydi baya kötü, alıp bir yere koyduğunda ilk çıktığında fazla çıkıyor, bekliyorum tekrar çıkıyorum daha az çıkıyor resmen. Hareket ettirildiğinde dengesi bozuluyor yani.
bu yağ-kas-su oranı olanları ben de istiyorum aslında ama genelde yalan diyorlar yaklaşık değer hesaplıyor sadece diyorlar. Ancak bir ara gittiğim diyetisyende epey komplike bir basküle çıkmıştım boy falan da ölçüyo bi sürü hesap yapıyo, çıplak ayakla çıkıyorsun ve de elinde de bir şeyler oluyor falan; muhtemelen bu doğruydu ama diğerleri değil galiba. Hatta bu alet hangi bölgede ne kadar yağ olduğunu söylüyordu, kilo verdiğinde de nereden verdiğini anlıyosun falan... Tabii bunları almak zor çok pahalıdır şçyle bir şey:
icare12.en.ecplaza.net
Bundan gerisi kolpa geliyor bana.

hepsi dışarıdan (para) bitirdi.
futbolcu dediğin adam 18 yaşında önemli takımlarda oynuyor.
yani aklındaki soruya cevabım: no

çoğu okuyor zaten aynı zamanda. vardır mutlaka.

Servet cetin beden egitimi ogretmrnliginde okuyordu bi ara

amatör dolu vardır ama profesyonel bilmiyorum.

bir de şunu diyim:

ibrahim toraman sporla ilgili üniverste sınavı mülakatlarına girip başarısız olmuş :)

eskilerden var, aykut ya da onunla birlikte anilan biri iktisat mi hukuk mezunu mu ne denirdi.
Oguz Cetin den bahsetmek istedim ben de yalan yanlis.
cruseo +1

Oğuz çetin mimar

metin tekin (nam-ı diğer sarı fırtına) istanbul üniversitesi iktisat fakültesi mezunuydu yanlış hatırlamıyorsam.

entelektüel futbolcu var mi manasindaysa bu soru, eski istanbulsporlu halilagic var. siir kitabi var kendisinin.

tr.wikipedia.org

türkiye disindan:
(bkz: johan de kock) ve (bkz: ali daei) ikisi de mühendis.

beşiktaşın kalecilerinden cenk gönen, daha önce haliç üniv. öğrencisiydi, sonra bahçeşehire geçti diye duydum. bölümünü ve mezun olup olmadığını bilmiyorum.

not: haliçte okurken üniversite takımının kalecisiydi aynı zamanda. uluslararası şampiyonluklar kazanmışlardı, her yere reklam afişlerini asmışlardı

hasan kabze

Metın ıle alı ısletme, feyyaz beden egıtımı mezunu. Besıktas bosuna kolej takımı dıye anlmıyordu bır zamanlar. Hey gıdı gunler

Sócrates vardı lan. Adam tıp doktoruydu. Politik yönelimleri ve aksiyonları da olmuş (Hakan Şükür gibi değil ama =])

www.youtube.com

coldplay - fix you. o an ne istersem ona sokuyor beni. insanların hayatlarında etkili olan parçalar vardır. en babası fix you benim için.

edit: evgeny grinko - vals

biraz sert olacak (özellikle ortalarda bi kısmı) ama ilk aklıma gelen bu: www.youtube.com

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

daha normalleriyle tekrar geldim.

youtu.be
youtu.be

o değil de, gece gece hüzünlendirdin =)

@bxgx

pain of salvation iyimiş.

hüzünlenelim ağlıyalım.

www.youtube.com

bildiğin içime işliyor.

@in vino veritas'a tik atmak istedim, onu unutmuşum da ben =)

mourn demişken de aklıma bunlar geldi:

youtu.be
youtu.be
youtu.be

benim zaten hüzünlenesim varmış yada şarkı paylaşsam diye bekliyomuşum. bilemedim.

her zaman dinlenmez

www.youtube.com

bir de bu geldi aklıma bak düşününce:

www.youtube.com

hüznü film kaynaklı olabilir, sözlerinde hüzün yok

www.youtube.com

rönesans krallıkları. hükümdarlar.

wild guns'ı çok severdim ben, ingiliz server'ında oynamak kaydıyla keyif alabileceğini düşünüyorum. köy kurmaca aynı travian gibi ama bana kalırsa beş çeker.

Kızılay'dan Balgat-100.Yıl dolmuşuna bin, direk önünde inersin.

dolmuşla uğraşamam dersen 143 301 de geçer.

belediye otobüsüyle uğraşmam dersen 263 de geçer. belediye otobüsüyle uğraşırım dersen artı olarak 153 de geçer.

superapple eksik söylemiş düzeltelim. 263 aslen etlik otobüsüdür. bildiğim kadarıyla 3 ya da 4 çeşit 263 var ve ayırt etmenin tek yolu paralı olup olmaması ve tabelalar. üstünde balgat yazması lazım ve o yöne gitmesi lazım. paralı onlar. ve 153 artık yok. 263 ile falan uğraşma eğer bilmiyorsan.

100. Yıl - Balgat - Kızılay dolmuşları tam önünden geçiyor.

herhalde 120 TL falandır saati

ışık yaktırmadan 60tl
yaktırınca 100-120
e-5 kenarı anadolu yakası koşuyolu mevki.

120 liraya nerdeymiş bu saha? biz niye 170 veriyoruz lan o zaman?

baltalimanında adam başı 8-10 lira veriyoruz gece maçına. 12 kişi.

arkadaşlar ek soru sorayım: istanbul'da halısahalarda hep abonelikler mi var? akşam 8-11 arasındaki herhangi bir saatte yer bulmak imkansız mı? çok mu zor?

vay amına koyim biz ankarada kişi başı 2-3 lira verip giriyoruz. gayet de güzel saha.

sahadan sahaya değişir. son dönemde inanılmaz arttı fiyatlar. geçen beylerbeyi şampiyonda 7şerlikten maç yaptık, 210 liraymış saati.

en son darülaceze metrobüs durağının ilerisinde yapmıştık 1saat 100tl

beylikduzu civarinda 8 tl veriyoruz biz. 12 kisi.

evine bağlı.

bence yaşamazsın.

araba aldırmayacak boyutta bi park problemi yok genel olarak.

balkondan çıkart kafayı şöyle bi sokağa bak götgöte düzinelerce araba görüyorsan park sorunu yaşarsın.

evin önündekiler, sokaktakiler nasıl yer buluyorsa sen de bulursun bir şekilde. sorun yaşarsın ama çözersin de. garip yerlere koymak zorunda kalırsan çarparlar da.

motor al bence. yaz da geldi.

kadikoy, mecidiyekoy, beskitas'ta gunduz park nerdeyse mumkun degil, gece sinirli. diger yerleri bilemem.

evinin önünde kaldırımda boş yerler varsa yaşamazsın, doluysa yaşarsın. istanbulda yaşamayıp da bu soruyu soruyorsan, muhtemelen yaşarsın çünkü çoğu yerde çok tenha semtler ya da özel otoparklı siteler olmadığı sürece bu sorun var.

nerde oturuyon kardeş?

istanbul u bilmiyorsun anlasilan. carsi mantigi istanbul da yoktur,genelde carsilara araba ile giremezsin. yani semt soylersen cok aciklayici cevaplar gelir.

hayır dosyaları kurtarabilirsin

img33.imageshack.us

şuradaki sistem dosyalarını gizle secenegindeki tiki kaldır gözükmeleri lazım.


yada daha kesin çözüm için şunu yap.

başlata bas cmd yazıp entera bas msdos penceresi acilsin. flashdisk sürücüsünün harfi diyelim ki f:\

msdosa "f:" yaz

f'ye düştükten sonra şunu yaz

"Attrib /s /d -r -a -s -h"

entera bas.

gizli dosyaları göster'i tikledim ama çıkmadılar. diğerini denicem. sonucunu yazarım. teşekkür ettim. bi bakalım

atıyorum ekşi duyuru diye bi klasörün vardı, ekşi duyuru.exe diye bir şey var mı orada

cd'den çalışan (live) bir linux indir ve bilgisayarı cd ile başlat. daha sonra usb flash belleğini takıp istediğin dosyayı kurtar, virüsleri "delete" tuşu ile temizle, hatta bi text uygulamasıyla virüsün dosyasının kodunu falan incele vs. vs.

gizli dosyaları göster değil gizlenen işletim sistemi dosyalarını gizle diye bi tik var onu kaldıracaktın

elektronik bilgim süper olmasa da diğer dediklerin doğru (yüzde 90) , şarj kısmı hariç.

şarj aleti 5V 1A lik bir 5Watt lık bir alet. s3 96dk da şarj oluyor mu? sanmıyorum.

96 dakikada olmaz ama 2.5-3 saatte olur. geri kalan kısım da kablolarda alette falan kayboluyordur herhalde, çünkü şarj aleti ısınıyor baya hep kayıp demek o ısı enerjisi.

180 dakika diyorsun 96 dakika diyorsun hocam taaa barajdan ölçsen %50 kayıp yaşamazsın.

bataryaların şarj eğrileri vardır ve her yüzdelik kısımda farklı sürelerde şarj olur. örneğin başlangıçta daha yavaş şarj olur. bu süreler bu şekilde değişiyor. maalesef her şey formüllere göre işlemiyor.

bakın burada şarj eğrisi var inceleyebilirsiniz.

batteryuniversity.com

yarın gelir. yarın gelmese bile diğer gün gelir. üstelemeyin bence, onlar da çalışan sonuçta. haftalarca gelmeyen sipariş sahipleri ne yapsın?

@it's just a cigarette, yok hocam zaten kötü bir şey yazmıyorum genelde :)

"lütfen yarın işim var, biraz öne alabilirseniz çok sevinirim."
"müşterime yetiştirmem gereken işlerim var, yalvarıyorum siparişin kargolanması için ek bir şey yapabiliyorsanız yapın :((("

gibi yazıyorum :)

samimi söylüyorum, ben o çalışanın yerinde olsam ibneliğine iyice geciktiririm kargoyu. ben efendi efendi beklerim hiçbir şey yapmam benim ki de en uzunu 3 gündü çünkü arada pazar vardı.

Vatan Bilgisayar'a ne yazık ki site üzerinden ulaşmak mümkün değil. Bakmıyorlar oradan yazılanlara. Telefonla arayıp soracaksın. Benim birkaç sene önceki siparişlerim falan hazırlanıyor şeklinde duruyorlar. Kesinlikle site üzerinden mesaj atmıyorum, komple vakit kaybı. Sipariş takip ekranı işlev görmüyor.

Tabi bu durum senin, adamların kafalarını sikmene gerekçe değil. Acelen varsa elden alacaksın ya da birine aldırıp adresine kargolatacaksın.

@ahmetefe44, yoo gayet geçerli neden :) ellerinde o ürün varsa, kargolasınlar arkadaş. niye bekletiyorlar? bak, gayet de güzel kargoya vermişler, şimdi sipariş takibinden baktım :)

hakkınızı arayın arkadaşlar. internet siparişi diye niye susayım arkadaş? bakıyorum, şubenin stoklarında var. diyorum ki kargolayın işim var.

herkesin binbir şikayet ettiği bir siteden 2 sene önce cep telefonu almıştım. millete 1 haftadan önce ürün yollamayan siteyle, telefonda, mail yoluyla görüştüm. ürün yaklaşık 13 saat içinde elime geçti. niye? çünkü bilgisayar başında oturup mal gibi beklemedim. tatile çıkacağım, dedim. acil lazım, dedim. naptım ettim o telefonu yollattım.

adamların stoklarında varsa, onlar işi savsaklayacak diye ben niye susayım allah allah :) stokta yoksa da söylesinler, ona göre bekleyeyim. bak, hepsiburada.com ile de aynı muhabbetleri yaşadım, henüz stokta olmadığını, dağıtımcıdan temin edeceklerini söylediler. güzelce, tamamdır teşekkürler dedim.

hakkım arkadaş :)

Faturalanmış ürün, kargoya verilmeye hazır ürün demektir. Sen 40 kere mesaj atınca ne değişti ki?

ürünümü faturalandırma aşamasına daha hızlı taşımış oldum.

ben 40 tane mesaj atana kadar ürünüm henüz faturalandırılmamıştı.

her gün yarım saat konuşursan mümkün değil yetmez.günde 300 mb falan gider.Normalde de internet kulanacağını düşünürsek 10 gb bile yetmeyebilir.

4 gb bana en son 2004-2005 yılında falan yetiyordu.

yetmez. yarım saatlik görüşme başına 300-500mb yer diye tahmin ediyorum

codebox.org.uk abi sagda kalin yazili download yaziyo tikla yukle.. ufak kutu cikicak launch dedikten sonra.. sag tikladiginda statistics e basarsan gecen saatlerde gunlerde ya da aylarda ne kadar harcadigini gorursun .. hesabini yapabilirsin ona gore..

100 de 100 bok kusur kalacaktir, registry falan illaki bisey kalir onlari temizlemek icin de ayri program kurucan riskli.

ofiste nasıl bir program sistemi var bilmiyorum ama kullanacağınız program ortaya çıkınca sizi utandırabilecek bir şeyse bence hiç kullanmayın. illa kullanıcam diyorsanız programı sildikten sonra adını tam hatırlayamadığım ccleaner (veya başka bişey) diye bir program var onunla kayıt defterindeki kaldırılmış program girdilerini silebilirsiniz.

revo'yu dene bir de hocam.

bahsettigin denetleme sisteminde, program ekle kaldirdan kaldirman yetecektir. ama icim rahat etsin diyorsan zubizarettanin dedigi gibi revo uninstaller ile tamamen "sökebilirsin".

ben de aynısını yaptım ama yine çalışmıyor :/

sıçtı.

ben baya tereddütle superonline fiber internet aldım. 20 mb. hız sorunu yok 1.5 mb ile download yapıyorum. tabii oturduğunuz yerde fiber altyapısı varsa

fiber yada uydunet alamıyorsan bütün iss'ler ttnet altyapısını kullandığından değiştirmenin pek faydası olmayacaktır.

anahtar kelime, x mbit'e kadar değil x mbit olan tarifelere bakmalısın.

uydunet daha hızlı fakat onun da çalışma prensibinden dolayı hızında zaman zaman yavaşlama olmakta. uydu üzerinden olan standart bağlantıdan yaklaşık saniyede 500kb daha hızlıdır ama dünyanın her 24 saatte bir kendi etrafında dönmesinden kaynaklı uzaydaki sabit uyduyla arasındaki mesafe azalıp kısaldığından hız arada değişiyor.

bundan başka vdsl var. yapı ve teknoloji olarak adsl'den hızlıdır.

adsl2 normal bildiğimiz adsl'in 2 katı daha hızlıdır.

teorik bilgilerimiz bu kadar. uygulamada nasıldır onu da başka arkadaşlardan alalım

@gudumlu anne terligi
sen çok yanlış gelmişsin. ne uydusu ne yakınlaşması uzaklaşması. uydunet denen şey bildiğin kablo internet. koaksiyel kablo üzerinden veriliyor. çanak falan yok. 10mbit tarifesindeysen tam 10mbit alırsın.

senin dediğin uydu internet onun da çift taraflısı tek taraflısı var. adsl'den bile yavaş. ayrıca çok pahalı.

bir de servis sağlayıcılar artık VAE ile internet erişimi sağlıyor sanırım. yani evdeki modemden santrale kadar turk telekomun altyapısı kullanılıyor. ama santralden sonra hangi şirketteyseniz onun altyapısından internete bağlanıyorsunuz. örneğin turk.net ve turkcell superonline abone.turk.net www.superonline.net

@sutlu nescafe

evet düzelteyim madem. uydu üzerinden internet benim dediğim IoS yani.

iş bankası kulesinin tepesine çıkmıştım. kaçıncı kat olduğunu hatırlamıyorum

86

Burj Al-Kalifa 'nın 144. katına çıkmıştım.

18. kat. hemi de sırtımda yükle 5 kere inip çıkmıştım. şurusbu'nun çocuğu yönetici asansör bozuluyor diye kullandırmamıştı. o zamanlar ergen bir montajcıydım. kıçımdan akan terlerle bodrum'u su basmıştı.

uphill towers + 19

Willis Kulesi 106. kat

empire state - 102 sanirim..

eyfel kulesini sayıyosak bi 320 metre yükseğe çıkmışlığım var. :))

panoranın oradaki evlerde 24e mi ne çıktım en üst kat neresiyse artık. tamamen merdivenle.

Sapphire, 66

Yikilan ikiz kulelere cikmistim. Bilmiyorum kac kat

petronas'a çıkmıştım. ödüm de çıktı.

hayır çünkü amacını anlamıyorum.

tanrıyı kıskanacak kadar büyük bir egom yok

kıskanacağım bir tanrım yok.
ancak tanrı varsa da kıskanmam, eğer varsa ve dünya bu haldeyse, o sonsuz gücüne rağmen birşeyleri düzeltmiyorsa tahmin bile edemeyeceğim kadar acımasız olmalı...

ve böyle bir tanrı benden iyi değildir, ben onu neden kıskanayım ki ondan daha iyiyken?



@firari11
bir şehri helak etmek mümkün, hiroşima'ya olanları bilirsin umarım. bi atom bombasına bakar(ben yapamam belki ancak tanrı olmak gerekmez. insanlar da yapabiliyor)

ayrıca beni varsa allahtan üstün yapan özelliğim de bu zaten, helak etmemem. onun kadar zalim olmamam. onun kadar kötü ve alçak olmamam. ve allah eğer vardıysa bile şuan da var olduğuna dair kanıt yok, sırf öyle diyor diye ölümsüz olduğuna mı inanacağız? belki öldü o da... varlığı bile kanıtlanamazken nasıl ölümsüzlüğünden bahsediyorsun?

herhangi bir tanrı gerçekten varsa(yok ama varsayım işte) benden daha iyi değildir. kıskanacağım birşey değildir.

bir şeyi kötülüğü ile övmek nasıl bir mantıktır?

allahı sınayanlar sodome gomore şehrinin başına gelenleri görmezlermi lut kavmine olanları? Ölüm olmasaydı dünya kalıcı olurdu burda herkez sınavdan geciyor allaha şirk koşan şahıs kendisini ondan üstün gören varlık sodome gomero gibi helak et bi şehri onuda gectim ölümsüz ol

yanimda calisan olsa beceriksizliginden isten atacagim ozelliklerde olan kisinin ya da seyin neyini kiskanayim.

ayrica hangi tanri? ya da soyle sorayim kimin tanrisi? son bir kac bin yilda o kadar cok tanri ortaya cikti ki. hadi biz bildigim tanrilardan yola cikalim.

neden kiskanmiyorum?
1- sen evreni insanlar icin yaratim de ama sonra da %99.9999999999999'unu bos, insanlar icin yasanilamaz ve olumcul yap.
2- hem kusursuzum de ama kendi yarattigin insanlarin soyunu hatalarindan dolayi cesitli katliamlarla kir.
3- hem her seyi bilirim de ama seytani yaratip, isyan edeceginden haberdar olma.
4- hem her seye gucum yeter de ama yine sevdigin kullarina ulasmak icin yine o kullarin araciligina ihtiyac duy. hem de yuzlerce kere.
5- hem insanlari cok severim, onlar ozgurdur de ama ayni zamanda da kaderini ben cizerim de. ondan sonra da kullarin hata yapinca ozgur iradeleriyle yaptilar deyip sonsuza dek cayir cayir en kotu ortamda yak.

bu liste daha gider. neyini kiskanacan ki bunun?

@firari11
www.youtube.com

:) sadece gülüyorum bu iddialarınıza tabi deprem sel bunlarda doga hayvanlar agaclar kendiliginden oluştu sizin mantıgınıza göre ben burda hepinize ayrı ayrı cevap veririm sebebini dahi acıklayamazsınız ama gerek yok bu fani dünyada herseyin bir ödülü birde cezası olucak insanlara akılda vermiş allah kuralları koymuş istemedigi şeyleri yaparsan cezası belli istedigi şeyleri yaparsan ödülüde belli evet özgürsün tercih senin

Cok haklisin yazik millete. Canakkale savasinda bunu bulamiyorlardi bile ama onlar rahatti, dag basina gelmektense evde tv izledikleri icin normaldi. Size yazik.

sazan avi. ekşi sözlük yazarı bunu samimiyetiyle söylüyor olamaz.

gayet ciddiyim hocam. sonuçta 1915 yılında yaşamıyoruz , şuan ki koşullarımızda öyle değil.

her yıl çukurova üniversitesi bu menüyü 18 martta veriyor !

okula kendi yemeğini götürebilirsin ama kesinlikle diğer arkadaşlarıma katılıyorum bir günde aç kalsan olmaz mı? olmaz ben okuyorum diyebilirsin belki ama herkesin senin fikrine katıldığını sanma.

Ya cevapları okuyunca şaşırdım açıkçası o kadar öğrenciyi aç bırakmanın kime faydası olucak acaba? Yani siz yemek yiyince şehitlerin değeri mi azalıyormuş? Aç kalmakla kimsenin 18 mart'a saygısı artmaz veya azalmaz, bence de saçma.

Mahalle baskısı denilen şey şimdi de duyuruya gelmiş. Yazılanların tamamı neredeyse ramazan ayında oruç tutmayanlara yapılan baskı gibi bir durum.

yalnız o kadar solcu takılıyorsunuz da ramazan baskısından farkı yok yaptığınızın. haklısın kardeşim sen boşver.

dunyanin en aptalca isini yapmislar. ne lan o oyle? oldu olacak yollari yikip size carik verselerdi de taslari ayak tabaninizda hissetseydiniz.
zihniyet meselesi. hala yuz yil oncesinde yasiyor bazi insanlar. bunlarin bi yerleri yonetmesiyse icler acisi.
anmak bu sekilde olmaz. bir bulus bulursun, adini verirsin eyvallah. heykel yaparsin, sarki turku yaparsin eyvallah.
komik ya.

gayet haklısın kardeşim, burada müstehak diyenler inşallah 18 martta kendileri de bu yemeği yiyorlardır, yoksa samimiyetleri belli.

milliyetçi muhafazakar ulusalcı kişilik bozukluğunun güzel bir karması olmuş bu eylem ama buna solculuk demeyin, etmeyin. solcu var solcu var..

buna aç kalmak olarak bakanlara üzüldüm. o insanlar biz istediğimiz yemeği yiyebilelim diye öldüler. bizim yemekhanede yani çomüde de bu menü çıkacak ayrıca.

kantincinin oyunu

gereksiz olmuş böyle yapmaları. sonuçta milletin aç olmasının kimseye faydası yok, bir anlamıda.

www.mersin.edu.tr

yemezsin.tost yiyiver o gün de.milli kütüphaneye yolun düşerse salata bile ısmarlarım.

tabi 400 kalori önemli ama siz çok ekmek yemişsiniz gençler. büyüme çağında biraz da protein alsaydınız böyle olmazdı

şunu savunan adamın ne savunduğuna dair en ufak bir fikri, ne de savunduğu şeyin en ufak bir mantıklı mesneti yok. barış zamanında savaş koşullarını yaşamak, o anlardaki yüceliğe hiç bir katkı sağlamaz. türkiye tarihinin en efsanevi mücadelesini bu şekilde hatırlayacak, idrak edecek olanlar etmesin daha iyi. yok eğer hala yaptığınızın tutarlı olduğunu düşünüyorsanız rica ediyorum, 18 mart gününü komple savaş koşullarında geçirin, hiç bir şekilde teknolojik aletle muhatap olmayın, elektrik kullanmayın, savaş zamanındaki koşulları kendinizce canlandırmaya çalışın. bunu yapıyorsanız eyvallah, yok eğer öğlen yemekte çorba-hoşaf içtik, savaşı anladık diyorsanız emin olun hiç bir şey anlamadınız, şehit olanların da kemiklerini sızlattınız.

1 gözlük
3 kemer
3 saat

ne gözlük ne kemer ne de saat sahibiyim.

1 gözlük (güneş gözlüğü), biri eskidiği için kullanmadığım 2 saat (aktif kullanımda 1 tane), 0 kemer.

1 adet güneş gözlüğü
Kemer hiç yok
6 adet saat

3 gözlük
5 kemer
2 saat

1 gözlük. o da güneş gözlüğü değil bildiğin gözlük.

kemer 3 olmalı. ama teki kullanılamayacak vaziyette.

saat, yok.

1 güneş gözlüğü + 1 3d gözlüğü hehe
4 kemer
3 saat

1 gozluk
7 kemer
2 saat (2'sini de hic takmam)

0 gözlük
2 kemer
2 saat

1 numaralı gözlük,
2 kemer,
1 saat

1 güneş gözlüğü, 1 numaralı gözlük, 1 çift lens
4 kemer
1 saat

3 bisiklet gözlüğü (siyah,sarı,renkli) 1 gündelik güneş toplam 4
1 kemer
saat yok

saat var saat var , gözlük var gözlük var. kemeri s*ktir et.

450-500 arasında gider.

küçük bi pazarlıkla gider.

nasıl sakalın hocam onu da söyle de yardımcı olalım. hafiften bi eline batsın kirli sakal bırakayım mı diyorsun yoksa sıfır olsun falan mı

sakal 0'sa, sinekkaydı kullanıyorsan falan makineyi tavsiye etmiyorum. genel olarak da tavsiye edilmiyor zaten. uzun vadede cildi çok tahriş ediyor. bende makine var ama kullanmıyorum o yüzden.

Tek kelime: panasonic

Alabileceğiniz en kaliteli ürünü almanızı öneririm, gerekirse bütçenizi aşın , ucuz diye köyü ürün almayın.

fikir vermesi açısından, braun cruzer 6 kullanıyorum ancak boyun kısmındakileri alırken yamuluyor, beceremiyor. onun dışında sıfır kadar alabiliyor.

bende de cruzer 6 var, tavsiye etmem, boyun kısmını alamıyor.

Panasonic tavsiye ederim. Bütçene uyan bir modeli alabilirsin.

www.ovalmarket.com