uzun süreli yakacağım diyorsan, kesinlikle hep aynı ayarda kısıkta çalışsın ! çok fark ediyor gerçekten .

petekler ev su birlikte degil sadece su icin olan ayarda , suyu ilistirmam gerekmeyecek sicaklikta mesela 40 falan surekli acik tutuyorum . yemek de pisiyo surekli 15 falan geliyodu bize dogalgaz yazlari . bu zamnlatrdan sonra ne gelir bilemiyorum tabi artik

kombinin yaz-kış ayarı yok mu? yaz kısmına getir sadece sıcak su lazım olduğunda çalışsın.

kalorifer ayarı ayrı değil mi? kapat kaloriferi, sıcak suyu zaten kombiyi tamamen kapatmadıkça kullanırsın. o kapatma az yansın, yok tüm odaları ısıt daha az yakarsın vs. de hikaye tabi.

Bir tane açma/kapama düğmesi var. Onun dışında su ve kaloriferler için 2 ayrı derece ayarı var, o kadar.

kalorifer ayarını kapatman kafidir o vakit

Kız, "yaşımı büyük söyledim, bilmiyordu" dese ?

yok yok

herkes acık ve net konusuyor.

erkek dıyor kı "bılıyordum yaşını"

kız dıyor kı "bılıyordu yaşımı"

herkes her seyı bılıyor.

bu halde ceza alır mı ?

deniyor ki , hadi bu kiz kucuk , akli ermiyor , iliskiye girmenin sonucu nedir nasil olur kafasi calismiyor , ama be adam sen kazik kadar adamsin, senin bunlari bilip dusunmen oyle hareket etmen gerekiyordu . kiz sana yalvarsa da yapmayacaksin .
fakat , kiz 17 falansa , oglan da mesela 19 20 diyelim yasi kizdan cok buyuk olmasin , oyle ahim sahim bi ceza almiyro saniyorum . hapis yatmak olmuyor galiba

Kızın isteği olması veya yaşını yanlış söylemesi değiştirmiyor. Ceza var her türlü. Cezanın boyutu değişebilir tabi şartlara göre onu tam bilmiyorum.

işte ne kadar ceza alacak? yıllarca yatacak mı mesela?

kızın ya da ailesinin sikayetçi olması gerek. 1 ay yatar
biliyorum :/ asdsa

(bkz: Damatlar koğuşu)

kamu davası her türlü açılır, kaçışı yok o işin.

yersin cezayı.

birde o yaş kızlar genelde duygusal olarak stabil olmuyorlar, bir gün aşkım diye ilişkiye girip ertesi hafta bana tecavüz etti, rızam harici beraber oldu diye karakola başvurabiliyorlar dikkat et. son 2-3 ayda en az 3-4 haber gördüm benzer şekilde.

şikayet süresi 6 ay bu arada, unutmayalım.

valla güç ile ilgili değilde o. bu tortusuz çok kaliteli olanları var antikomojen fln diyolar. ama 150 civarı sanırım onlar.

fondoten kullanma sakın :S o sivilcelere bile hasret kalırsın

mac studio fix cok iyi kapatiyo diyolar.

sivilceleri kapatmaktansa iyileştirmeyi ön plana alsanız daha rahat edersiniz ilerde. yara kabukları dediğinize göre geçici bir çözüm aradığınızı düşünüyorum. mac'in fondotenleri iyidir, her renk tonuna uygun seçenekleri de bol. geçici olsun diyorsanız maybelline'in köpük şeklinde olan dream matte mousse fondoteni de güzel, kapatıcılığı iyidir.
eğer çözüm de sağlasın diyorsanız eczaneden bir adet imex krem alıyorsunuz, hem tedavi ediyor hem kapatıcılık sağlıyor.

fondöten gibi kimyasal maddelerle cildinizi geçici olarak kapatıp cildinizi iyice bozacağınıza bence cildiyeye görünüp kökten çözüm bulsanız o pürüzlere? hem daha rahat olmaz mı? cildinize kimyasal madde sürmekten de kurtulursunuz. belki 1-2 hafta süre alır pürüzleri yok etmek ama böyle devamlı kapatma yoluna giderseniz hiç geçmez. eğer kullanacaksanız da doğal ürünler kullanın derim. çevremde çok dişi var düzeltme amaçlı makyaj yapıp da cildini iyice mahveden.

kabukların geçmesi 1 hafta kadar sürüyor, geçici çözüm için ihtiyacım var yoksa sürekli kullanım için değil.

krayolan diye yazılıyodu galiba. tvye çıkanlara yapılan makyajda kullanılıyor. bunu alıp azar azar kullananlar var günlük hayatta, işe yarayabilir. fiyatını bilmiyorum.

krayolan baya iyi ve profesyonel bi marka. Dizlerde filmlerde değil sivilceleri dövmeleri vs bile kapatmak için kullanılıyor. Ama dermatoloji'ye gidip medikal bi ürün kullanmak kalıcı çözüm için daha uygun olabilir sanki.

tüm cilt bakım ürünleri kimyasal.bunları kullanıpta güzelleşen gençleşen bi allah kulu yok.özellikle fondoten gibi cilde sıvanan ürünler orta ve uzun vadede ciltte lekeler ve derin çukurcuklar oluşturuyo.geçici diye kullanırım diye düşünme bağımlı olur bidaha bırakamazsın.makyaj yapan kadınlar 3-5 yılla makyaja bağımlı hale geliyolar.makyajsız ekmek almaya dahi inmezler:D sanatçıların makyajsız hallerini düşün.bu günlerini mumla ararsın.sivilceler hormonal bozukluktan kaynaklanabiliyo.yan etkileri olan hormon tedavileri var.doktora danış.ama fondoten markasını kimseye danışma kendine bu kötülüğü yapma.aktarlardan bitkisel çözümler bulabilirsin denemeni tavsiye ederim.hoşçakal..

laleli

kadıköy altıyolda'da vardır.

osmanbey

dayım iki yıldır uğraşıyor, temyiz memyiz derken bir yıl daha sürebilir diyor. ama aynı iş yerinden bir arkadaşı daha dava açtı onunki 9 ay sürdü.

is mahkemeleri diger mahkemelere gore cok daha kisa surer ve mahkemenin karari baglayicidir.

davayi kazanirsaniz calismadiginiz sureyi de oder patronunuz, ise donmek isterseniz hakli gorulurseniz sizi 15 gunde ise almali gibi abuk detaylari var genelde calisanin tarafinadir, ahlak kurallarina aykiri birsey veya gorevi kotuye kullanma diyecek birsey yapmadiysaniz eger tabiki..

siz davanizi acin gene de bir an once hemde, bu isler diger mahkemelerden cok daha kisa surede biter her turlu
(ben uzun surmeyip birkac ayda sonuclanmali diycem ama arkadas yillar demis, bilemedim)

mahkemelerin süreleri hiç belli olmaz. bunun yanında evet mahkemeler işçilerin tarafında gibidir. ama önemli olan gerçekler tabi (sizin için söylemiyorum) işçileri tutuyor derken mesela ülkede genel anlamda sigortasız çalışma çok olduğu için bu tür davalarda daha bir işçiye inanır oluyorlar (2 yıl çalıştım 1 yıl sigortalı olmuşum .. gibi) sizin durumda da kazanma ihtimaliniz çok.

mahkemeler isciden yana evet , bizim patron bi suru ugrasti avukatlar tuttu hatta fabrikadan yalanci sahitler bile ayarladi adamlar yillarca calistiklari arkadaslarinin yuzune baka baka yok calismadi bu adam burda dediler ama zamaninda adama takdir plaketi vermis patron super calisiyosun aferim diye :D adadm da saklamis / 1-2 yil da surdu mahkeme ama soonuna adam faiz tazminat bilmemne derken yuklu bi para aldi . zamaninda patron anlassaydi yarisindan bile az oderdi ama inat etti zararli cikti. iyi de oldu

vucuda start veriyo kahvalti . guzel karisimli musliler var azicik sut kat icine bir iki kasik ye onlardan . ya da bi elma , salatalik , azicik bisey yeter

öğün atlayınca kan şekeri düşüyor insanın öğle yemeğine canavar gibi saldırası geliyordur. kilo aldırma şeyi bunla alakalı olabilir. artı bir öğün eksik yemektense öğünleri arttırın diye tv'de diyetisyenler helak oluyor.

süt içebilirsiniz bir bardak. ya da mümkünse taze portakal suyu hiç değilse..

Vücut kıtlık alarmı veriyor bu nedenle de daha sonra gelen besinleri sonra yaşanacak kıtlık için depoya atmayı tercih ediyor. Yani sık beslenen insanlarda vücut ne zaman ihtiyacım olsa gıda zaten geliyor şeklinde depoya ihtiyaç duymuyor. Ama özellikle kahvaltı vücudun besine en ihtiyaç duyduğu zaman olduğu için, kahvaltı es geçilince vücut depolamak için besin gelmesini bekler bir hal alıyor. Gelen besinleri de hemen yağa dönüştürüyor.

hayatımda sabahları kahvaltı etmeden yaşamış kimi gördüysem 20-25 aralığından sonra çok ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaştılar. mide, kalp, ağrılar falan filan nasıl denk gelirse.

ömür boyu sabah 6 bile olsa bir güzel kahvaltımı yaptım, çayımı içtim, 25 oldum ama daş gibiyim :) bu bahsettiğim kişiler de sağlıklı beslenen, spor yapan, kendiyle ilgilenen tiplerdi. ben paso et sıfır spor iğrenç bir hayat :)

kahvaltı etmemekten kastın kalktıktan 4-5 saat sonra yemek ise yaptığın çok sağlıksız. o değil de kahvaltı etmeden nasıl ayakta duruyosunuz hiç anlamıyorum. zorlamaya çalış kendini, olmadı kalktıktan yarım saat, bi saat sonra kahvaltı et. kahvaltı en önemli öğündür. kahvaltıda istediğin kadar ye, iç kilo yapmaz. vücut gün içinde her türlü yakar o besinleri. hiç yememek doğal olarak diğer öğünde daha fazla yemene sebep olacaktır, bu da besinleri yakma süren azalacağından kilo alman bi hayli olası.

sabahın köründe kahvaltı etmeyi sevmeyen biriyim aslında. yani saat 9'da, 10'da uyanırım oturur kahvaltımı ederim o başka, ama sabah 6.30'da kahvaltı etmek zorunda olmak çok kötü bir duygu benim için. çünkü kahvaltı = keyif bir bakıma.

son zamanlarda özellikle uyanamadığım için kahvaltı edecek vaktim olmuyor evde, işe kadar sabredeyim diyorum. o da uyandıktan 2-3 saat sonrasına denk geliyor. tabi bunlar kişi ile de alakalıdır ama ben daha çok acıkıyorum kahvaltıyı geciktirirsem. sabah evde bir dilim ekmek, biraz peynir-domates yesem acıkmıyorum ama işyerinde koca sandviç yesem de doymuyorum. şekerle alakalı bir durum olduğunu düşünüyorum tabi bunun.

daha önceleri müsli falan yemeği denemiştim, sonra bunu yiyeceğime zorla peynir yerim be bu ne demiştim.

yani sabah yiyemesen bile az bişe atıştır kahvaltı olarak. peynir, ekmek, yumurta ne seviyorsan (evet bu bana göre atıştırma:D) sonra öğleden önce de yoğurt, meyve, süt gibi bir şeyler. sonra zaten kurt gibi aç olamıyor insan :)

benim de senden farkim yok. b12 vitaminime baktirmistim, eksikti. vitamin kullandim bi faydasi olmadi:)

kısa süreli hafızam iyi ama ben de okuduğum kitapları 1-2 yıl sonra unutuyorum. çoğu yazarın katıldığı programları, söyleşileri takip ederim feci hafızaları var adamların. yazar olmanın bi vasıfımıdır bilmem ama hafıza geliştirme teknikleri mutlaka olmalı. araştırmaya vaktim olmadı hiç

internet attention span gibi bir şey diyor britanyalı dostlarımız buna. mesela, bir tab açıp, o tabı 5 saniye sonra neden açtığını unutmak gibi. bir şeyiniz yok.

o değil de 500 sayfa 2-3 saatte nasıl bitiyor orayı anlamadım.

ne bilim bitiyo iste , ama romansa, surukleyiciyse falan . bi sistemim tekngim yok okuyorum sadece

onu bilmem de, şu yazı oldukça tutarlı gelmişti bana: www.demokratikuniversite.net

5-6 yil evvel suriyede bi arkadasla muhabbet ediyorduk. adam siyasetle hic isi olmayan biriydi. konu nerden acildiysa esada geldi . nasil iyi mi dedim ne iyisi ya dedi cok fenaymis falan. e dedim olum adam yuzde 90 95le iktidar oluyo her secimde. yok yaa dedi . hele bi oy verme de gor . falanca senesinde ( hatirlamiyorum ) bi sehir oy vermemis bunlara yerle bir etmisler. hamaydi sanirim . yani millet got korkusundan oy veriyormus bunlara. babasi da ayniymis kendisi de. sonra kimse sorsam ayni sekilde anlatmisti , bilemiyorum isin asli nedir , ama birileri bikmis bu adamdan belli

ek gıdadan kasıt devam sütü mü mama mı? birde kaç aylık çocuk için soruyorsunuz?

45 günlük olduğunda kontrole gittik. sadece anne sütüyle alması gerekenden 200gr daha az kilo aldığı için devam sütü verdi doktor. baya faydası oldu. normal ölçeğinden az vermemize rağmen sürekli daha fazla istiyor.

sebebini bilmiyorum ama anne sütü geliyor olmasına rağmen yeterli olmayabiliyormuş..

Aslında devam sütü de değil mama da değil, hazır olmayan, meyve suyu, püre, sebze çorbası, yoğurt gibi gıdalara ne zaman başladınız? Neyle başladınız? Tarifler vs gibi.
Oğlum 4 aylık olacak ve en azından tat alma duygusu için kimi gıdalara başlayalım diye konuştuk doktorla da. Ama "şunu yapmadığıma pişmanım", "şunu yaptım çok rahat oldu" gibi öneriler arıyorum sanırım ben. Yoğurdu zaten 1 yıldır kendim evde yapıyorum, yine o yoğurttan vereceğim, biraz da anne sütünden yoğurt yaparım, bir iki kaşık kadar. Ama sonra?

Bir de anne sütüyle alması gereken diye bir şey yokmuş aslında, bebeğin yapısı da çok etkili bu kilo hesaplarında. Örneğin oğlumun kuzeni, çok hareketli bir çocuk olduğu için 3 aylıkken sadece 200 gr almıştı ama yine de mamaya başlanmadı, çünkü bebek emdiği tüm sütü yakana kadar uyumuyordu.

Ben şimdilik anne sütüyle devam ediyorum, doktoru da iki ay üstüste kilo almadığı sürece ya da benim sütüm komple kesilmediği sürece mama verdirmiyor.

size nacizane tavsiyem doktorunuzu değiştirin. tat alma duygusu için 4 aylık bebeğe ek gıda başlamayı tavsiye eden bir doktordan uzak durun. sağlık bakanlığı ve dünya sağlık örgütü bas bas bağırıyor. ilk 6 ay "sadece" anne sütü. ondan sonra herşeyden verebilirsiniz. benim tavsiyem özellikle sebze çorbası çok önemli. bal vermeyin. inek sütü vermeyin.

200 gram az olduğu için devam sütü veren doktorun da gerçek neden sadece bu ise, başka bir endikasyon yoksa devam sütü üreten şirketle anlaşması vardır büyük ihtimalle.

@fayfim, ne yazık ki tıp biliminin bir günü bir gününü tutmuyor. Eskiden anne sütü yerine mama teşvik edilirdi, sonra devir "ilk 6 ay yalnızca anne sütü"ne döndü, son bir kaç yıldır da "4. ay bitiminde ek gıdaları tattırmaya başlamalı" ekolu yaygın. Yani sorun bizim doktorumuzda değil, ne bok yediğini bilmeyen tıp ilminde. Çünkü üye olduğum bir çok yeni anne forumunda da annelere doktorlar aynı şeyi öneriyor. Ama şunu da belirteyim, burda 6. aya kadar olan ek gıdalar yalnızca tadına alışması amaçlı, doyurma değil. Yani mesela günde 1 çay kaşığı yoğurt, 1 çay kaşığı armut püresi, 1 tatlı kaşığı elma suyu gibi. Haftada yarım çay bardağını geçmeyecek ve öğün aralarında anne sütünü engellemeyecek şekilde. 6. aydan sonra ise bu miktar aniden 2 çay bardağına çıkıyor ve öğün öncesi, doyurma amaçlı hale dönüşüyor.

Ayrıca Sağlık Bakanlığı bas bas bağırıyor gibi görünse de mama şirketleriyle omuz omuza çalışan doktorlar hakkında hiçbir işlem ve uygulamada bulunmayarak tarafını aslında çok güzel belli ediyor. Ben daha bu hafta 3. ayında 800 gram bebeğe günde en az 2 öğün mama verin diyen doktor duydum. Ve "rota aşısının içinde domuz dna'sı, çocuğunuz domuza benzer, yaptırmayın sakın" diyen doktordan bahsetmiyorum bile.

tıp sürekli gelişen ve dolayısıyla değişen bir bilim dalı. geliştikçe, yeni veriler ortaya çıktıkça da doğal olarak hastalıklara uygulanan tedavi protokolleri ve öneriler değişiyor. eskiden bebeği düzenli olarak 2-3 saatte bir emzirmek önerilirken şuanda bebek her acıktığında emzirmek önerilir mesela. en güncel veriler ışığında tavsiye edilen bebeğinizi 6 ay sadece anne sütü ile beslenmesidir. 10 sene sonra bu 6 ay 9 aya çıkar belki bilemem ama 4 aya düşmez. son birkaç yıldır 4 aydan sonra besinleri tattırma diye bir durum yok. sağlık bakanlığının bu konudaki tavsiyelerini sitesinden okuyabilirsiniz.
sağlık bakanlığı bahsettiğiniz yaptırımları yapıyor. doktorları şimdiki hükümet kadar ezen başka bir hükümet olmadı. üzerimizden buldozer geçmiş gibiyiz ister inanın ister inanmayın. yine de özellikle daha fazla olmak üzere özel hastanelerde olmak üzere şarlatan doktor malesef çok fazla. çocuklara sürekli ek besin öneren tipler de genelde özel hastane doktorları oluyor. işin içinde olduğum için üzülerek seyrediyorum ben de.
çocuğa 6 aydan önce başka yiyecek tattırmanın 2 tane riski var. birincisi çocuğun yediği şekerli yiyeceklerin tadını severek anne sütü emmek istememesi ve alması gereken anne sütünden eksik kalması. diğeri de o bahsettiğiniz yarım kaşık kadar bile olsa ben kendi çocuğumun midesine armut püresi, elma suyu vs. yerine anne sütü girmesini tercih ederim. anne sütü mucizevi bir besin.

Ne yazık ki özel hastane doktorları değil, devlet hastaneleri öneriyor mamayı. Ben özele gidiyorum kontrole, doktorum mama düşmanı. Sütümü artırmak için doğumdan sonra 4 kilo aldım, yine de yedekte bulunsun diye bir mama ismi önermedi bana. Sağlık ocaklarındaki aylık tartımlarda bebek ne kadar almış olsa da doktor "hazır mama ver geceleri, rahat uyur" diyor ve anneler de "doktor bu, okumuş yazmış" diyip uyguluyor. Diğer meseleleri bilmem ama bu konuda daha yaptırıma uğrayan bir doktor duymadım, görmedim de. İşin komiği normal doğum isteyen hastasına "tamam şu saatte gel, doğumu başlatalım" diyen, "doktorun bir bildiği vardır heralde" diyip de giden, suni sancıyı yiyen ve 1 saat sonra "bak açılman olmuyor, sezaryen olacaksın mecbur" diyen doktor hakkında da işleme gerek görülmedi nedense. Doktorlar hep ezilmekten bahsediyor da örneklediğim doktorların arkası mı sağlam da kimse onları ezemiyor?

insan hevesleniyor iste biran evvel agzina biseyler sokmak icin. ben 6 ay sadece anne sutu verdim , tam 6 aylik oldugunda ne hazirliklar yapmistim sanki gunu gunune olmasi sart dogum gunu kutluyoruz gibi . abartip aa cok hosuna gitii az daha verim dememek sartiyla . o cay kasigi olcegi iyi . herseyden verin iste . yogurt meyve suyu yemek suyu bile . amac beslemek degil . azicik beslemek bile degil , sadece ufaktan tad alma duyusunun gelismesi olacak .miniminnacik "tattirin" bu arada anne sutuyle yogurt tutmuyor , anne sutu bakteri uremesine izin vermediinden olmuyor olmasina da gerek yok zaten anne sutu yogurttan saglikli bisey . cocugunuzun vucudu antikor uretmiyor siz onu optugunuzde ondaki mikroplari aliyor gerekli antikorlari uretiyor bunu sutunuz vasitasiyla yavrunuza aktariyorsunuz . bu muthis mekanizmayi mama yogurt meyve suyu incik boncukla bozmayin bi sure daha . bu arada Allah bagislasin :)

@waterhardeningsteel, teşekkürler :)
Kimi doktorlar da hipp in pirinç unu benzeri bişeyi varmış, anne sütüne onu karıştırıp ilk pütürlü gıdayı öyle verdiriyormuş.
Zor işler bunlar ya.

ip ban yapıyorlar artık. proxy veya vpn gibi çözümlere yönelebilirsiniz.

sportlemon.tv ip banli degil, dns degistirerek girebilmeniz lazim?

mesela ktunnel'den deniyorum ama o zaman da sitenin içeriğinde bir yerden sonra ilerleyemiyorum. bi yolu olmalı mutlaka :)

google translate kullaniyoz biz bi dene

hotspot shield'ın farkında varılmalı artık.

hotspot shield çok yavaş aga...

google translate deniyorum, o da olmuyor. alternatif düzgün bir çare yok mu?

vakit kaybetmeden göz doktoruna git derim. bi yaz sanırım denizde kum kaçtığından rahatsızlık hissetmiştim üstünde durmadım. ara ara rahatsızlık arttı yine umursamadım. 8 ay sonra falan bi gün çok fena oldu gözümü kapatamaz uyuyamaz hale geldim sabahı zor ettim doktora gitmek için. bikaç damla, krem falan verdi 5 günde tamamen geçti.

hastaneleri aradım afyonda göz doktoru bulamadım. Acildekiler anlar mı ki?

ben özel göz kliniğine gitmiştim acili bilemiyorum.

acildekiler anlar. gidin

anlarlar anlarlar sen git

hemen doktor ! bi arkadasimin gozunu dal cizdi , sonra kipkirmizi oldu . iki gun sonra doktora gittiginde o gozu kr olmustu bir iki gun gec kalsa oburu de kor olacakmis , erken gitseymis , gozunu kurtarabilirmis . acele etmek ciddiye almak lazim allah korusun

(bkz: konjonktivit)

bir tane daha acin? öbürüyle giris yapmazsaniz bir süre sonra silinir zaten.

yaptim giris cunku okur mu olucam entry girme hakkim olacak mi bilmiyordum

ayarlardan hesabi kapatip yenisini acin o zaman.

yok o hani yeni acilan hesapla giris yapilmazsa 7 gun icinde siliniyo ya , ondan bahsediyo . iyy simdi yeni nick dusunmek lazim. fikri olan ??

aynı durumdan ben de biraz muzdaribim :)

insan alışıyor belli bir süre sonra, rahat ol :D

muhtemelen arada sırada da olsa ciddi entry'ler gireceksiniz sözlüğe. şahit olduğum birçok yazar bu konudan (ciddiyetsiz mahlas seçiminden) şikayetçi oluyor sonradan. siz ne yazarsanız yazın, isterseniz ölümsüzlüğün sırrını bulun, -atıyorum- essegin ziki diye mahlasınız olunca kimse sizi ciddiye almıyor! ilginç ama böyle. 'okur'ken alınan alelade bir mahlasla yazarken kullanılacak mahlas farklı olmalı kanımca. sözlükte çoklu hesap kullanımı da serbest bırakılmışken, ikinci bir hesapla daha elverişli bir mahlas alabilirsiniz kendinize. tabii bu bir tavsiye. sonuçlarına katlanacaksanız, bu mahlas dahi (bereket tanricasi) sorun değil.

kuru öksürüğüm, öksürük krizlerim geçmedi antibiyotik ve "öksürük şurubu" kullanımına rağmen. benim de 1,5 haftadır sürüyor. bugün atipik pnömoni dedi doktor.
bir de tedaviden sonra iyileşsen de iki aya kadar uzayabilir öksürük dedi doktor.

yani işte, emsal olmaz ama işin özü doktor şart.

tabi ki doktor sart . ama ben boyle burun akintili durumlar sonrasi koyulasan mukozanin gicik yapmasi dolayisiyla koh koh oksuruyorum . sadece vicks oksuruk surubu var o kesiyo. solunum yollarini aciyo ya ondan . bol bol da su icin . bi deneyin derim

akciğer grafisi şart.

göğüs hastalıkları yolu gözüküyor.

ben soruyu anladim ama cevabini bilmiyorum :)

bir de, nufusa 6 gun gec kaydettirseniz olmuyor muydu?

benim en son bildiğim 60 ila 72 ay arası çocuklar başlayacak.
yani senin çocuk eğer 2007'li ise bu eylülde 57 aylık, seneye 69 aylık oluyor, o yüzden 2013 eylül diyorum.

okulun başladığı an 5 yaşında olursa problem olmaz. ben şubat doğumluyum ve okul başladıktan 5 ay sonra 6 yaşında olmuştum birinci sınıfta.
yani şöyle ki çocuğunuz aralık 2006 doğumluysa, 2012-2013 yılı için uygun kıvamda diyebilirim.

10 aralik dogumlu bir aceleci kiz anasi olarak cevaplari merakla takipteyim

siz birkaç ay öncesine kadar hamileydiniz yanlış hatırlamıyorsam. bahsettiğiniz minik delikanlı yeni doğmuş bebeğinizse, iktidara gelenler eğitim sistemiyle kedi fareyle oynar gibi oynadığından onun okul yaşı gelene kadar köprünün altından çok sular akabilir. bunun derdine düşmek için çok erken. ama daha büyük bir çocuktan söz ediyorsanız onu bilemem.

@nawres, hastane doğumlu olduğu için resmi belgeyle kaydettirebiliyoruz ancak.

@saatgecdeninonikisi; doğru hatırlamışsınız :) evet dediğiniz doğru ama akp nin de 5 yıl içinde gideceği yok gibi. yani 5 yıl o kadar da uzak değil. Bi de kimse bilmiyor bu işin doğrusunu, burda belki bir bilen çıkar dedim. Okul müdürleri, eğitimciler, kimlere kimlere sordum, yok, bilen yok.

bir kişinin resmi yaşı doldurduğu yaşıdır. 25 aralık 2011 de doğan çocuk eylül 2017 de resmi olarak 5 yaş sayılır. 26 aralık 2017 de resmi olarak 6 yaşında olur.

Kimse bir şey bilmiyor maalesef aynı soruyu ben de 2-3 gün önce sordum, tatmin edici bir cevap alamadım. Yaşayarak öğreneceğiz herhalde, en kötü ihtimalle çocuğun durumu başlamaya müsait değil deyip erteleteceğiz, geç göndermek isteyenler için diyorum. Yoksa 63 aylık çocuğu okula başlatmak durumunda kalmak istemiyorum ben de şahsen...

krem rengi bi atlet ya da body giy , siyah kemer , siyah ayakkabi

açık mavi gömlek giy.

pantunla aynı renk bişe giy ama ayakkabın ve kemerin ceketinle aynı olmasın takım elbise gibi ne lan öle,benim önerim iki ton açık ya da koyu kemer ya da ayakkabı seçimi,bide krem mendil tak piuuuu

sanırım yabancı bi tarikatın lideriydi o kadın. reelde var yani..
lakin 400 kilo mu bilemem tabi.

videoyu izleyemedimama budur diye tahmin ediyorum bana da tuhaf gelmisti www.milliyet.com.tr

hayır susmamalısın ve haklısın, içinden geldiğin gibi davran ve insanların seni şekillendirmesine izin verme.

bu işini düzgün yapmama hastalığı türkiye'ye özgü olduğu için daha da bi haklısın. türkiye'den nefret etme sebeplerine bir tane daha.

iyi yapmissin , ben yarin oraya gitsem tosttan kil ciksa ve o garsona soylesem bana daha usturuplu davranir artik. o da senin sayende. o yuzden tesekkur ederim. herkesin meslegini layikiyla yapmasi gerektigine de katiliyorum. beceremeyen kaldiramayan gitsin baska meslek yapsin.

benim bu duyurudan anladığım: öğrenci değil, çalışanım(param var).
haftasonlarımda süper şeyler yapıyorum. (hayat doluyum)
dişiyim.
ve bu muhabbeti yapacağım bi arkadaşım yok şu anda ve duyuru'ya soruyorum.

@yasakani; tebrikler.

kuru kuru tebrik olmaz ki ama. ödülüm ne?

tosttan kıl çıkarsa, söyleyince özür dileyip yenisini getirirler hatta çay, kola falan ikram ederler, normali budur. o gittiğiniz yer neresi söyleyin gitmeyelim, müşteriye öyle davranan bir yere gitmek istemem ben.

hakkınızı çirkefleşmeden arıyorsanız ve saçmasapan tavır yapıyorlarsa yine çirkefleşmeden terk edin mekanı. yani susmayın, tepkinizi de koyun ama kimse size çirkef diyemesin. bir de "kıl çıktı bakar mısınız" falan değil de, "bi gelsene" deyin, sonra kıl çıktığını söyleyin. duymasın başkası hehe.

benim gittiği her yerde sorun çıkaran bir arkadaşım var mesela. kaymaya gittik, çıkışta çocukcağız "patenleri içeri bırakabilirsiniz" dedi. normalde en öküz insan buna "tamam" der di mi?

bu ne dese beğenirsin? "biliyoruz herhalde buraya bırakacak değiliz" ahahaha. karıya bak. böylesinin ağzını burnunu döveceksin işte. adam yardımcı olmaya çalışıyor, bu aklınca ayar veriyor.

en son burger king'de baktım arkama, şube müdürüyle kavga ediyor. dedim kızım bak sakin ol, efendi ol, adam gibi dur yoksa bi daha seninle hiçbi yere gelmem. 20 arkadaşımız olsun yanımızda, yine gelmem.

ay manyak ayoooool.

@innatedesire;

hakkını aramak her zaman insanı rahatlatır. elbette bunun da bir üslubu vardır, türkiye'de herkes tok satıcı olmuş, esnaflar artık özür dilemeyi bile aşağılık bir durum gibi görüyor sanki. sen hakkını aramaya devam et, sen hakkını aradıkça yanındaki insan da seni destekleyecektir ve bu konuda asla suçluluk hissetme. bu hikayede suçlu net bir şekilde ortada.

@yasakani;

bu nasıl bir komplekstir? hafta sonu tost yemeye gitmeyi lüks; bununla ilgili bu platformda sormayı "yalnızlık" veya "arkadaşsızlık" olarak algılayan bir beyinin işleyişini merak ediyorum doğrusu.

@hubris; teşekkürler. yasakani'ye boşver sen; o her çalışanın çok parası olduğunu, hafta sonu tost yemenin çılgın bi aktivite olduğunu, gecenin 1inde arkadaşını arayıp kıllı tost muhabbeti yapmanın normal olacağını düşünüyor. Soruyla alakasız olmakla kalmayıp mantıksız da olan çıkarımlarıyla takılsın o öyle. :)

bence hakkını araman son derece normal, adamın pişkinlik yapmasını yutmayıp olay çıkarmanda doğru bir davranış amma velakin bu olaydan sonra kendine sorun etmen moralini bozman bence abartı.

Yani tamam bende sinirlenirim ama tüm günümü bozmaz. Yarım saat sonra kaldığım yerden devam ederim.

okumaya üşenenler için:

"pornodaki adam boşalmadan önce benimki iniyor niye ?"

burdan yeterince düzgün bir cevap alamazsın bence. psikoloji uzmanı birine görünün.

hani düzenli bir seks hayatım yok ama tek gecelik olmuyor değil. ayda 2 kere falan.

bir de işin ilginç yanı psikoloji okuyorum.

gay'i niye denedin :S iğrenç...

Snuff diyor adam, sonra birisi çıkyor ve gay iğrenç diyor. Çok ama çok tuhaf...

karsim bence sen acayip empati yetenegine sahip bi kisisin . ve seni tahrik eden unsurda , gorduklerin degil oynayanlarin hissettikleri heyecani yasaman. e haliyle o tek tahrik unsurun bitince ereksiyonun da bitiyo bence .

@reactor4 güldürdün :D snuff hiç bilmiyorum okuduktan sonra anlamını öğrendim sadece, yeterli mi?

bilmiyorum ne olacak. demin denedim sonuç aynı.

"..sayin baliklaaar lutfen gelin lutfeen diye bagirip duruyor.."

balık olsam vallahi gelirdim yahu, bu ne tatlılıktır :) umarım hep mutlu olur.

(soruyla alakasız farkındayım, lakin bunu yazmazsam ölürdüm :) )

:) tesekkurler benim de tek istedigim onun mutlulugu , insallah oyle de olur
son care balikcidan hamsi alip caktirmadan igneye takmak olcak sanirim , sayin baliklarin tesrif etmeye niyeti yok pek

ya benim bildiğim o olta kefal oltasıdır. onu nerden buldunuz :) benim de ilk balık tutma deneyimim onla olmuştu ve hüsran olmuştu :) klasik oltayı deneseniz mesela? ucu kurşunlu ve iğneli hatta şamandıra da bağlanabilir. ama olta çok ince ayar gerektiren bir iştir aslında. her balık ve su için ayrı olta ve yem şekli belirlenir. özellikle nerde balık tutmak istediğinize göre olta seçimi çok önemli. ben de çoook uzun zaman oldu olta yapmayalı. aslında çok tamah ettim ben de şimdi siz böyle anlatınca. hatta çocuk yapmak fikri daha mantıklı geldi :)

neyse cevap olarak bence siz normal şu kamışlı oltalardan alın bi tane. fiyatı nedir bilmiyorum ama böyle bi muhabbet için fiyatın önemi yoktur sanırım.

bi de benim yerime öper misiniz o şirin şeyi :)

kamisli oltalar da ucuz . 20-25 liraya aliniyorbasit bisey . ama ben hani balik gelince parmakta o kipirti var ya , onu hissetsin diye bundan aldim . gerci o "sopali" olta olsa yakalrdik diyor ama , benden akilli sanirim
operim tabi , cok tesekkur ederim , cocuk da yapin evet , hayatta daha buyuk mutluluk yok gercekten

bence birlikte balık tutmayın... ben de küçük bi kız çocuğuyken çok meraklıydım bu konuya, sonra balıkları öldürdüğümüzü farkedince babama çok kızmıştım. Bidaha gitmedm, ama babama her gitmesinde kızardım. Hala da içimden sinirleniyorum sahile dizilmiş balıkçılara :(

anlattim biraz , kucuk "bebek" baliklari tutmayacagimizi , tutarsak da geri birakilmasi gerektigini , baliklarin yumurtlama zamani tutulmayacagini cunku bir baligin bile yumurtalariyla binlerce yavru yapacagini , artik "ihtiyarlamis" baliklari da tutup , yiyecegimizi , onlarin da bizi cok saglikli yaptiklari icin sevineceklerini,biz yakalamasak zaten oleceklerini bu sekilde sekil degistirip baliktan besine donuseceklerini biliyor , keske duyabilseniz bicir bicir ayni da bboyle anlatiyor .yani bu konuda sorunumuz yok simdilik. en cok ta sopali olta almiyoruz cunku onda baligi tuttugumuzu parmagimizla hissedemeyiz diyip isaret parmagini kivirmasi yok o deli ediyor beni :D

sarımsak. annen sarımsak sürsün.

küçük bi merhem var üstünde aslan resmi olan, benimkileri hep o geçirdi şimdiye kadar.

thiocilline göz pomadı

kirpik dibi iltihaplanmasi oldugundan o arpaciga en bitisik 2-3 tane kirpigi cimbizla cek

sarımsak +1

kes bi dişi, azıcık sık ki suyu biraz çıksın, arpacağın üzerine değdir, becerebilirsen sür. deli gibi yakar ama daha etkilisini görmedim. genelde ufak olanları sabaha geçer yani.

sarimsagi gozkapaginin ic kismina suruyoruz galiba?

1. arpacık iltihaptır. 1 ay süren iltihap için sarımsak kullanırsanız sizi döverim
2. novartis'in okacin isminde antibiyotik damlası var ancak kendi kafanızdan kullanmamalısınız. ve fakat göz doktoruna giderseniz vereceği ilaç budur. damla ile geçmez ise beş dakikalık bir operasyon ile temizlenir.
3. sarımsak ha.. (bkz: retina dekolmanı/@ben smyrna)

öehhhhhhhhhhhh sarımsak ne yaaa...madem anlamıyorsunuz yorum yapmayın bari adam 1 ay demiş yazık günah
doktora gitmişsiniz doktorun dediğini yapınız. zaten 1 aydır geçmiyor daha da kötüye gitmesini istemezsiniz değil mi?

dam. damperli?

dam damper hav.röm de havalı römork olsa gerek

kalanını da edebiyat tarihçisi bulsun

kg kilogram bence

on tane çift damperli 3 yöne damperli lastiksiz
60 ilave havalı römork
4 adet 9000 kilogram arka çeki (75.000) 3 adet 20 kilogram.

tamamen salladım.

on tane cift dingil 3 yone damperli. lastiksiz 60 ic lastik havali romork 4 adet

çünkü irade diye bir şey var.

kader senin alnına yazılmıyor arkadaşım allahın sıfatlarından biri olan her şeyi bilmek(geçmiş,gelecek)ten geçer bunun aslı yani allah senin ne yapacağını biliyor önceden. akıl almıyor fazla düşününce ama sende irade var ve yaptıktan sonrasına kadar ne yapacağını ya da yaşayacağını bilemiyorsun iradenle seçiyorsun yolunu. bende sana bir örnek veriyorum; 3 şeritli bir yol sen tam ortadasın sağ bozuk yol,sol jilet gibi ortadan nereye sapacağın iradenin elinde ve ne yapacağını bilen bir yüce güç var olay bu...

bu intihardan ziyade kaderle ilgili mesele. islamda kader diye bir aratsanız zaten milyonlarca yazı bulabilirsiniz. değişik itikadi mezhepler var. islam'ı eleştirenlerin görüşleri var. islam tarihindeki en tartışmalı mevzu belki de imani olarak.

bildiğim kadarıyla, şöyle düşün;

sen 20 haziran 2012 tarihinde öyle veya böyle bir şekilde öleceksin.
20 haziran'a kadar çeşitli şeylerle sınanıyorsun mutluluk,üzüntü vs..
ve bir şeye üzülüp, mutlu olmayı belirleyen kişi sensin.

Örneğin bekarsın ve kadınsın. Allah sana evlilik dışı bir evlat nasip ediyor. Sen buna üzülüp, dert edipi isyan etmek ve 20 haziranda intihar etmek senin elinde olduğu gibi. Mutlu ve hayırlısı şeklinde karşılayıp 20 Haziranda trafik kazasında veya düşük yaparak (sallıyorum) ölmek de senin elinde.

Yani her şey tamamen senin tercihine kalmış durumda. Allah senin ne yapacağını ve nasıl öleceğini biliyor ama iradeyi tamamen sana bırakıyor. Tercihi tamamen sana bırakıyor.

Yani dünya üzerinde bi kukla gibi, oyuncak gibi dolaşmıyoruz.

Umarım açıklayabilmişimdir.

Kur'an da kendini öldürme ve intiharla ilgili belirli bir ayet olmaması gariptir ki buna rağmen direkt cehennemlik diye bir efsane dolaşır bu konuda.
Ha biri çıkıp Nisa 29 der ise hemen yorum konusuna sığınıp şu diyanet mealini veririm;
"Ey İnananlar! Mallarınızı aranızda haksızlıkla değil, karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle yeyin, haram ile nefsinizi mahvetmeyin. Allah şüphesiz ki size merhamet eder."
Yaşar Nuri çevirisi ise
"Ey inananlar! Mallarınızı aranızda batıl bir yolla/tutarsız bahanelerle yemeyin. Kendi hoşnutluğunuzla gerçekleşmiş bir ticaret olursa başka. Kendi canlarınıza kıymayın/intihar etmeyin. Hiç kuşkusuz Allah, size karşı çok merhametlidir."
Yani burada bana göre önceki şartlar ile fiziksel öldürmekten çok ziyana sapıp mahvetmek anlamı vardır ama yine de kendinizi öldürmeyin desek bile tek cümlelik bir yasak nasıl böyle büyük bir günah olarak dile gelmekte denilebilir o konu da şurada gizli(Nisa 93);
"Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedi kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, lânet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır."
Burada intihar eden kişinin müslüman olmasından dolayı kendini öldürmesinin de mümini öldürmesi anlamına geliyor olması sebebiyle intihar ebedi cehennem cezasına denk görülür.

Kader konusu ise bilinmesi veya tespit edilmesi sorumluluktan çıkarmaz bu mantıkla her günahı bir şekilde işletmeme gücü de var Allah'ın yani onu vurmamı istemeseydi vurmazdım o da suçlu demek biraz derin bir konuya gidiyor yapılmamalı.

İslam inancına göre bu beden, bu ruh sana Allah tarafından emanet olarak verilmiştir. İster inan ister inanma burası sana kalmış elbette ama hükmedici, efendin Allah. Yani O'na itaat etmeni istiyor kayıtsız şartsız. Sana vermiş olduğu emaneti sen bir bakıma kabul etmiyorsun, istemiyorsun intihar ederek. Bu açıdan da düşünecek olursak hoş karşılanmıyor. Allah, tanrı mutlak itaat bekliyor kullarından...

@bir kac yazar once
şu tamamen bırakma kısmı biraz şüpheli, irade-i cüz'iye irade-i külliye mevzusu var sonuçta yani sen niyet etsen bile külli iradenin olur vermesi gerekiyor bir yerde eylemlere teşebbüsümüz bize bağlı fakat eylemin oluru için yukarıdan bir razılık gerek.
ve ezeli bilgi de belki yok, kendini öldüreceksen levh-i mahfuz'da kendini şu gün şu saatte öldürecek yazıyor ama bu oraya yapalım diye yazılmıyor yapacağımız için yazılıyor

sana şunu söyleyeyim: değil buradaki insanlar hiçbir islam alimi bunun cevabını bilmiyor. bir bilinmeze inanıyoruz. insanın iradesinin güdümlü olması ihtimalinden tut allahın bizim beynimizi o kader ilmiyle yaratması vs. bunların hepsini düşününce bir çıkmaza giriyorsun. şuan bunu yaşıyorum.

insanın iradesi var diyen arkadaşlara gelsin. bir satranç oyunundaki computerında çoklu seçme şansı var ama yazılan algoritma üzerine

allahın ilminden diyenlere gelsin. allah bizim cennete cehenneme gireceğimizi daha bizim ruhumuzu aklımızı irademizi yaratmadan önce biliyordu. yani insanın esamesi okunmazken allah bizim kaderimzi biliyordu. e allah kendini yalancı çıkartmamak için sonucu belli olan birşey üzerine kaderimizi tayin etti o halde. ozaman o irademiz o doğrultuda ilerledi.

@neysene
Konu derin doğrudur, bu yaratılış konusunda çoook çeşitli söylemler var mesela biliyordu fakat biz de görelim orayı hakedeceğimizi diye yaşıyoruz diyenler vs
Kader konusunda kaderin "sadece bilgi" olması oldukça popüler bir görüş son zamanlarda bundan 100 sene önce üzerinde mecburen yürüdüğümüz bir yol denirdi. Yani temelinde önceden çizilmiş bir yolda yolu görmeden yürüyoruz gibi amma senin de değinmek istediğin bir mevzu ortamı çok karıştırıyor mesela "ben dilemezsem siz dileyemezsiniz" gibi veya mühürlenmiş kalpler mevzusu, hayyum kayyum durumu Allah müdahaleden aciz olmadığı gibi mudahil olmaktan da çekinmiyor İslam inancına göre yani düşününce özellikle elimizde olamayan sebeplerden ötürü kötü durumda olmamızda Allah'ı suçlamamak mantığa aykırı hale geliyor ha bu noktada yok efenim sınavmış gibi bir savunu dile geliyor ki adalet olgusunu sarsıyor o zaman bu görüş çünkü biz zaten olaydan 1500 sene sonra yaşıyoruz e inanmaya çalışırken o dönem peygamberi gören birinden ve 1500 yılın yozlaştırılmış görüşleriyle dezavantajlı durumdayız bu noktada "dua edene icabet ederim"i bilip dua ile bir şey elde edememe kısmı kafayı allak bullak edebiliyor.
Velhasıl kelam bunca alime bilgiye rağmen din hala dogma ne kadar kendimizi kandırabiliyorsak o kadar inançlı olabiliyoruz mantık ise tersine işliyor çoğu zaman.

@cigerdelen
Doğru bir şey ama dediğin gibi engelleme ihtimali baki
""ben şunu yapmak istiyorum, yapabilecek iradem ve gücüm de var, yapıcam" dediğin anda zaten irade-i külliyyenin iznini almış oluyorsun"
kısmı ise hani derler ya nasip değilmiş diye o hikaye, kısaca bazen ne kadar olur gibi gelse de olmaz veya ne kadar olmaz gibi gelse de olur, niyet etmemiz yapabilecek olmamız yapacağımız anlamında değil yani su içmeye giderken kalp krizi geçirmek vb gibi çok kolay bir işte bile nasip olmama ihtimali baki
Ayrıca zaten intihar teşebbüslerinin başarı oranı çok düşük aslında ilaçla neredeyse imkansız gibi kendini başından vurup yaşayanlar, köprüden atlayıp montun paraşüt etkisiyle kurtulanlar vs vs biz eyleme niyet ediyoruz gerisi inşallah kelimesinde gizli bu yüzden kur'an da illa yapacağım demeyin inşallah yapacağım deyin tavsiyesi bulunmakta.

@cigerdelen
İntiharın günah olmasını engellemiyor evet ama intiharın başarılı olmayan kullara ikinci bir şans vermiş olması vermediklerine haksızlık olmuyor mu? sorusunu da beraberinde getiriyor ki bu konuda da eğer o intihar edebilen kişi yaşasa idi bile günahkar olacaktı şans vermek gerekmezdi cevabı geliyor tıpkı kalbi mühürlenenlerin mühürlenmese bile inanmayacağı söylendiği gibi.

Ayrıca intiharla ilgili bir konuda sağlıklı(zihnen) birinin bunu yapabilmesinin imkansıza yakın olduğu ki bu sebeple çoğu intihar akıllılık halinde gerçekleşmez günahtan muaftır denilir.

Kul hakkı kısmı ise yine benim bilgim ve görüşüme göre hurafe, şefaat yalnız Allah'ın olduğu ve Her(buranın altı çizili:) günahın tövbe ile affedilebileceği söylenirken kul hakkının günahının hakkı yenen kulun şefaatinde olmasından ziyade Allah'ın adalet olgusuyla o kulun hakkını koruyacak olması fikri daha islami, sonuçta beşer hırs, kin gibi özelliklere mazhar ve her şeyi bilme gibi bir ilmi yok bu sebeple hakkını yiyenin ne kadar vicdani rahatsızlık yaşadığını veya yaşamadığını ve hatta ne kadar hakkını yediğini bilme gibi bir durumu da yok yani ben patronum bir çalışanımın hakkını yiyiyorum 300-400TL gibi sonra pişman oluyorum adamı bulamıyorum gidip bu hatta fazlası miktarda hayır işliyorum tövbe ediyorum vs ölüyoruz sorgulama da bu işçi geliyor işte diyorlar durum böyle böyle e adam inatçı banane diyor helal etmiyorum o zaman cehenneme mi gideceğim 300-400TL için hem de pişman olup fazlasını harcadığım halde? Veya tam tersi ben birinin hakkını yedim pişmanda olmadım fakat bu kişi anlamsız bir biçimde beni seviyor ve hakkını helal ediyor bu durumda bu hak yemişliğim yanıma mı kalacak? Yani kul hakkı günahtır fakat affı Allah'a aittir helal edilmesinden ziyade.

Not: Yaşar Nuri mode on'a bağladım başlık sayesinde içimde vardıysaydı demekki :)

islam'da en tartışmalı - hassas konuların başında kader vardır.

hatta, iman mezheplerinde de bu fark var.

lise yıllarımda bende kendimce kafa yordum. sonuçta ben 20 haziran'da zevk için osman'ı öldürüyorsam:

eldeki veriler:

- allah bunu zaten önceden biliyordu.
- benim bunun için iradem vardı.
- bu iradeyi yaratan Allah'tır.
- "Allah sadece yarattı o iradeyi sen kullan" e iyi de o iradenin dağ gibi taş gibi veya zayıf olması da Allah'ın yaratması ile oldu? Kaldı ki herkesin de iradesi farklı. Niyazi gofrete sabredemez 150 kilo olur ama asla sigara içmez ama Munir gofrete karşı durur da her gece içki içer.
- "e allah seni ikaz etti ama" e işte o ikazları aldırmayan ve osman'ı zevk için öldüren ben de Allah tarafından yaratıldım.

- yani diyeceğim, karaciğerimin en köşedeki hücresinin mitokondrisindeki karbonun protonunun şu anki dairesel ivmesini bilen Allah, her şeyi yaratan Allah, önüme koyan Allah...

- malzeme bilgisi gibi işte. mesela, bakır 200 derecede eğilir, çelik 1000 derece. ben bakıra "iradeli olsana 1000 derecede eğil" nasıl diyeyim?

- "eee sen de kendi iradeni geliştir ama" bana irademi ne kadar geliştirip geliştiremeyeceğimin yeteneği de Allah tarafından verildi. diyorum ya Allah'ın bilmediği yok ki.

- Allah ASLA VE ASLA "dur bakalım bizim truvaiti 20 haziran'da osman'a ne yapacak ona göre yazalım sevabını" demiyor ki?

- Bana kalsa ayrıca Allah'ın tüm bu tavrını kendisine hiç yakıştıramıyorum. 50milyon ışık yılı uzaklıktan gelen ışık hüzmeleri, gezegenler var... O sonsuz çarpı sonsuz çarpı (sonsuz kez...) evreni sıfır saniyede yarat (dünya güneşin milyonda biri, güneşin de milyon katı yıldızlar var ve daha bulduğumuz şey sıfır...) sonra da kalk benimle uğraş kalk benim ateşlere at. tüm bunları da kendisine taptırmak için yap, kendi gururunu - enaniyetini yükselt. e tamam her şeyi benim iyiliğim için yapıyorsun namaz huzur oruç sıhhat zekat sosyal adalet demek de

tüm bu tantanaya ne gerek var? hoop, yarat cenneti takılalım orada tüm bu stres bu gerginlik falan. nijerya'da hırsızlık için canlı yakılan bir adam videosu var 30 saniye sürüyor insanın içi titriyor. bunu neden bana sonsuz kez sonsuz kez reva görüyorsun? yakışıyor mu bunlar sana? sen allah'sın yahu koca sonsuz sınırsız allahsın, 0 saniyede sonsuz evrenin içinde sonsuz evrenin içinde sonsuz evreni yaratır yok edersin.

böyle düşününce kafam çok karışıyor işte. ha birisi bana gelecekse de "eee ama allah sana akıl fikir irade verdi" diye gelmesin. işte onların da sınırını kullanma yüzdesini yine bana allah verdi.

Lisede Ateizm'e özenen gençlerin soruları bunlar. "Yapacağımız şeyler biliniyorsa neden yaşıyoruz? neden günah"vs..

(Yüksek bir zeka isteyen soru değil, senden önce muhtemelen 13 milyar kez sorulmuştur)

Çok basitçe söyleyeyim; günaha gireceğin biliniyor. O zaman neden yaşıyoruz da direkt cennete cehenneme gitmiyoruz? E günaha sevaba girmeden neden cennete cehenneme giresin?

(Bundan sonra gelebilecek sorunu da tahmin edip şunu da ekliyorum;

Bir de zaten Allah katında "zaman" diye bir kavram da yok. Ruhlarımızın biat ettiği anla, yeniden diriltileceğimiz an aslında aynı an.)

@lazor:

"ehe ehe ehehe bu soru lise sorusu zeka istemez ki"

tutumunu çiğ ve sığ olmana bağlıyorum.

ben de "üstün zeka ister bakın benden önce kimse düşünemedi siz bir şey dicem aklınızı yitireceksiniz" edası ile söylemedim zaten. benimkiler liseli sorusu da, senin izahlar da pek ötesi değil be canım.

-----

bundan sonra hangi soru geleceği belli zaten:

ben onu da yazdım işte... benim cennete mi gideceğim cehenneme mi gideceğim her şey belli işte. bu tantanaya ne gerek var? allah sırf kendisine taptırmak kendisini daha iyi hissetmek bizi denemek iyiyi ortaya çıkarmak için bunları yaratıyor... ne gerek vardı bu tantanalara?

bu konulardaki çoğu "klasik" izahları okudum "zamanında"... cümleler belli kalıplar belli. iman eden eder, etmeyen etmez ama ortada pek bir mantıklı izah yok.

ben de senin klasik cevabını yazıyım:

"eee arkadaşım zaten iman dediğinde azıcık açık kapı olacak ki, iman edenin değeri olsun..."

ben de bunu anlamıyorum. değer meğer irade ölçmeler falan filan. ne gerek vardı bunlara?

allah neden yarattı bizi? kendisine taptıracak canlılar olsun diye... işin özü bu. hatta meleklerle diyalog vardır da melekler insanın bozgun çıkaracağını söyler de falan filan...

bit.ly
bit.ly

biliyorum bunları canım benim. bana anlamsız geliyor işte tüm bu tantana.

"Allah’ın herşeyden daha büyük olduğunu ilan etmek, ve Allah’ın emirlerini yaymak. Bu hikmetin yerine gelebilmesi için, hem tebliğ edenin hem de tebliğ edilenin yaratılması icap eder. "

"Allah insanı imtihan için yarattı. Bu hikmet insanın yaratılmadan olamayacağı kesindir."

"İbadet için yarattı. Bu hikmetin yerine gelmesi için var olan birisi gerektir.
Yaratılmadan ibadetin yerine gelmesi mümkün değildir. Burada yaptığımız ibadetin miktarına göre cennette ki yerimiz hazırlanıyor."

koca Allah'a yakışıyor mu bunlar? sonsuz evreni yarat sonra da benimle boğuş.

bırak kaderin mantığını, ben "tüm olay"ı ilginç buluyorum.

üniversite sınavı var çünkü devletin imkanları kısıtlı, iş kollarının imkanları kısıtlı vs vs vs. ülkede 1milyon doktora ihtiyaç da yok, onları okutmak da imkansız.

sınavın olduğu her yerde imkan var kısıtlılık var, eleme var.

ama allah, sonsuz üstü sonsuz imkanlara sahip olan allahın bu istekleri bana ilginç geliyor.

ki hadiste de var bu.

bir gün sahabe peygamber efendimize "allah nerededir" "e onu kim yaratmıştır" gibi şeyler sorar.

peygameber efendimiz de sahabeye (tövbe yahu):

"bunlar kaç milyar kez soruldu olm, çok zeka isteyen sorular değil, bunlar liseli sorusu, daha da ardından neler gelicek biliyorum ben"

DEMEK YERİNE mutlu olur, soruları yanıtlar, sahabenin "gerçek" imana yaklaştığını fark eder.

keşke ben de o zaman yaşasaydım da sorabilseydim bu soruları.

intihar eden kişi tüm dinlerce lanetlenir çünkü etrafındaki onu seven insanların ruhunda, beyninde çok feci acılar yaralar açar. bu da hayatta kalan diğer insanların yaşam adaptasyonlarını bozar. diğer insanların yaşama dair bozulan motivasyonları onların aldıkları kararlarda (kader de diyebiliriz) ultra etkili olur. insanlar birbirlerine görünmez zincirlerle (duygusal bağlar) bağlıdır. intihar eden kişi o zinciri bir yerinden "kendi isteğiyle" "gibi" görünerek kırıyordur. bir canlının yaşama ölümle hükmedebilmesi bir başkaldırı olarak görünür ve kutsal kitaplarda "yaradana karşı gelme" olarak yorumlanarak olumlu örnek teşkil etmesi engellenir. hiçbir din insan ırkının devamı (zincirin devamı) açısından intihar olayının normalleştirilerek kabulunu savunmaz.
kur'an'da "kaza şer ve ölüm allahtandır" ayetiyle ölümün şekline bakılmaksızın allah tarafından olduğu yazılıdır. sonrasında yukarda söylediğim nedenlerle intiharın ayrı bir kategoride ele alınmış olması (o kısımları okumadım) gayet mümkün.

peki ben bise anlamiyorum. diyelim bogaz koprusunden iki kisi atladi . biri oldu , digeri montu parasut oldu yan yatti camura batti bise oldu kurtuldu / e biri intihar etmis oluyor yani bir cok dine gore cehennemlik , ama oburu intihar etmemis sadee basarisiz bi tesebbus gerceklestirmis oluyor . sonradan pisman oluyor tovbe ediyor vs . e ama ikisi de ayni seye niyetlenmis ? birinin eceli gelmis birinin gelmemis . eceli gelene yazikd egil mi o zaman/iste bi adama ates etmek gibi . kimi ates ediyor adam oluyor , kimi de ates ediyor olmuyor karsisindaki . biri katil oluyor digeri olmuyor . acayip isler bunlar.

@waterhardeningsteel
biz bunları hep kitaplarımızda yazdık(:
"İntiharın günah olmasını engellemiyor evet ama intiharın başarılı olmayan kullara ikinci bir şans vermiş olması vermediklerine haksızlık olmuyor mu? sorusunu da beraberinde getiriyor ki bu konuda da eğer o intihar edebilen kişi yaşasa idi bile günahkar olacaktı şans vermek gerekmezdi cevabı geliyor tıpkı kalbi mühürlenenlerin mühürlenmese bile inanmayacağı söylendiği gibi."

İzahlarım lise ötesi değil çünkü bu konu milyarlarca defa konuşuldu ve bir o kadar da cevap verildi buna..

En temizi, gidince kendisine sorarsın biraz sabret..

Kader;yolun tamamını değil,sadece yol ayrımlarını verir.

Güzergah bellidir.

Ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir.

Öyleyse,

ne hayatın hakimisin,

ne de hayat karşısında çaresiz !

(Hz. Şemş-i Tebrizi )

hz. google bunu gösterdi;

www.dailymail.co.uk

pomeranyalı'nın yavrusu olması dışında bir ihtimal var mıdır peki?

teacup poodle+ bichon frise

çok teşekkür ederim, sanırım teacup poodle. birebir uyuşuyor tüy yapısı vs.

mini minicik bir poodle kendisi.

bichon beyaz olur.
poodle bu:) türkiyede böylesini bulman çok zor.

kabul etmezse 2 şahit ile tutanak tutulur, "yazılı bildirim yapıldığı"na dair. arkadaşın bildirimi almış sayılır.

edit: kesin eminim :)

almaktan imtina etti ibaresi aldigi anlamina gelir .

nerde hani - mazhar ve fuat
kediler - bülent ortaçgil
Geçmiş olsun - duman
melamet hırkası - kimden olduğu fark etmiyor.

ayni drumdayim listenden otlanicam , sezen aksu unuttun mu beni dinliyorum bu aralar

o zaman ben de dinlediklerimi yazıyım. ama bıktım artık.

cem adrian : ben geldim, bana ne yaptın,emir
rafet el roman: senden sonra
göksel: acıyor
nil karaibrahimgil: kek
duman: yanıbaşımdan
nev: alev alev

aklıma şuan gelenler bunlar

Mehmet Güreli kimse bilmez
Sakin - edepsiz komedya
Mor ve ötesi - camgezer

bülbülüm altın kafeste - erkan ogur

herkes gibisin - cem karaca

Mete Özgencil - Nasıl Zor Şimdi
Yavuz Çetin- Ağlamayı Sevmem
Nazan Öncel - Beni Bu Koca Şehirde Yalnız Bırakma
Pilli Bebek - Olsun
Pilli Bebek - Duruyor Zaman
Asfalt Dünya - Beni Severmiş O
Hindiba - Bu Şehirden
Göksel - Gidemiyorum
Grizu - Bütün Bunlar Düş
Candan Erçetin - Daha
Levnt Yüksel - Yas
Melis Danişmend - Misafir (Kurban'dan cover)
Sakin - İlk Yara
Leman Sam - Metris
Müslüm Gürses - Hayat Berbat
Müslüm Gürses - Affet

Birbirinden alakasız şarkıları arka arkaya dinliyormuşum, aferin bana.

athena - an
pilli bebek - sakarya (adı türkçe)
duman - kırmış kalbini
yeni türkü - akasya kokulu sabahlar (ve aynı albümdeki çoğu şarkı)

Boss yaz.

store keeper, owner

İK'cı değilim ama ben gördüğümde. İşinde yeterince başarılı olsaymış kendi iş yerini batırmazmış diye düşünürüm.

self employed -store owner

@bir kac yazar once
daha ziyade tecrübe edinmiş diye bakılır bence, neden battığını - ya da batıp batmadığını bilemez. belki merak eder sorar, onda da anlatılır vs. kasadan para yürütüp karıyla kızla yedim demediği sürece artıdır bence.

kapatman gerektiğini kimse bilmiyo. bunu belirtmek mecburiyetinde değilsin. her daim bahane vardır, yeni bir mevkide devam etmek istemiş olabilirsin. business administrator hoş geldi bana.

@bir kaç yazar önce

aslında dükkan batmadı ama kapatmak zorunda kaldık, tabi bunu cv'de açıklamak abes olur, mülakat olur ve lafı açılırsa bahsederim.

kesin sorarlar. mâkul ve mantıklı bi cevap hazırla şimdiden.

%70 %30 diyorum.

çocuk tamamen anneye ait olmadığı için babanın da onayı alınmalı tabi ama ülkemizin toplumsal yapısı düşünülürse alınmasa daha iyi olur muhtemelen..

toplumsal yapımızı düşünmek zorunda olmasak, bir kadın olarak %50 derdim. toplumsal yapımızı düşününce kafam karıştı, bilemedim.

evet oyle ama bir sekilde babanin onayi olmadan kurtaj oldugunuzda daha sonra babanin yasal olarak bir dava acma olasiligi vs olmuyor. yani bu hastanenin kurali gibi bise sanirim ya da sadece oncesine ait , yasalara gore cezai yaptirimi yok . adam gidip karim benden izinsiz kurtaj oldu dediginde , olur kardesim onun vucudu onun karari diyip siktiri cekiyolar

anne ve baba adayı halihazırda evli ise bence iki tarafın da onayının alınması gerekli diye düşünmekteyim.
yaparken iki tarafın da isteği söz konusuyken bozarken tek tarafın isteği önemli gibi bir mantık çok da doğru değil.
bu kadın vücudu dokunulmazlığı vb gibi bir durum değil de ortak yapılmış bir iş için ortak karar verilmesi durumu.
geçerli sebepler olmadıkça boşanma konusu dahi iki tarafın da isteği doğrultusunda gerçekleşebiliyor. emsal teşkil edebilir. evlenmede ortak karar ise boşanmada ortak karar aranması.

ortada bir cenin söz konusu olduğuna göre kadının vücut dokunulmazlığını baba ihlal etmiş zaten edeceği kadar :)) böyle bir dokunulmazlık ilkesini de ilk kez şimdi okudum bu arada. fikrime gelince, bebek oraya gökten gelip yerleşmediğine göre anaya da babaya da sorulmalı tabi.
bu arada evet test ve teknoloji çağındayız ama testlerin bal gibi karıştırılabildiği ve insanların abuk sabuk teşhislerle yalan yanlış tedavilere de sokulabildiği bir çağdayız.

oha ne zamandan beri baba onayi geldi? 10 haftaya kadar olan gebeliklerde baba falan karisamaz kurtaja. ondan sonra basliyordu onun onay hakki. ya ben mi geri kaldim yeni bir yasa falan mi cikti son birkac sene icinde?

Hastanede 45 yaşında bir kadınla tanışmıştım, istemeden hamile kalmış, kocası aldırmasına izin vermediği için amniyosentez için de imza vermemişti. Bir çocuğun doğumu tamamiyle annenin bakımı da çoğunlukla annenin üzerinde bir yüktür. Bu yüzden bu yükü taşımak istemeyen bir kadına sırf kocası izin vermedi diye o yükü taşıtmak bana yanlış geliyor.
@waterhardeningsteel; hastane kuralı değil bu, kanunda geçiyor. Sonrasında baba eşe dava açabiliyor mu bilmiyorum ama kürtajı yapan doktora ve hastaneye dava açabiliyor.

>freefroglet; evli ise her türlü baba onayı gerekiyor, evli değilse zaten devlet hastanesinde kürtaj yapmıyorlar.

buzzlightyear+1

çocuk her ne kadar yasal kürtaj süresi içinde bir "çocuk" olmasa bile, baba adayı kanlı canlı var olan bir insandır sonuç olarak. anne istemese bile, annenin içinde bulunan varlığın oluşumunda, rol oynadığından ve hiçbir zaman bu baba adayının kendi kendine çocuk sahibi olamayacağı gibi bir gerçek göz ardı edilemeyeceğinden, bu kişinin bir bebek üzerine gelecek planı yapması ve bu bebeği sahiplenmek istemesi engellenemez, anne bebeği istemese bile hala bebeği sahiplenen bir baba var çünkü ortada, dolayısıyla size emanet edilen bir umudu öldüremezsiniz. sadece yanlışlıkla olan bir şey olarak düşünmemek gerek bu cenini, evliyken çocuk yapmaya karar verip daha sonra ayrılan bir çiftin sonradan sadece anne taraflı hamileliği sonlandırma girişimine de dönüşebilir bu...

tecavüz gibi bir durum yoksa eğer ben kararın sadece anneye bırakılmaması taraftarıyım. ya da erkeğe kendi başına çocuk sahibi olabilme imkanı verilsin.

amniyosentez ignesi, ceninin gozune girerse, bundan baba zarar gormus olur mu olmaz mi? baba sadece tohum saglayan bir mahluk mudur?

@compadrito, bir annenin bebeğinin engelli olup olmayacağını öğrenme hakkı yok mudur peki?

o bebek sadece anneye ait degildir. karar mustereken verilmelidir. risk mustereken alinmalidir. aksi takdirde, baba tohumluk mahlukat durumuna duser. baba tohumluk mahlukat olmadigi icin ileride bosanma halinde nafaka odemektedir.

boşanmada genelde çocuk anneye veriliyor. bu durumuda bile babanın sorumlulukları devam ediyor dolayasıyla öncesinde ve sonrasında %50 söz sahibi olması normal.

bence doğru düşünüyorsun. kadın istemediği halde "ben bebek istiyorum doğuracaksın" diye imza vermeyen adam kadına ne saygı duyuyordur ne de seviyordur. böyle bir ilişki içine doğan bebekte ne kadar mutlu olur bilinmez.

@kalinixta agapi mou

pekala... ben bebek istemiyorum, sen istiyorsan da seni bağlar, beden benim bedenim doğurmayacaksam sana da söz düşmez diyen bir kadın ne kadar saygılı ve sevgilidir?

sadece bu durum değil, dediğim gibi daha önceden kadın ve erkeğin anlaşmalı olarak çocuk yapmaya karar verdiği; ancak sonradan belki de bir anlaşmazlık sonucu veya başka bir nedenden dolayı kadının hamilelikten vazgeçmesi de söz konusu olabilir. kimsenin bunu yapmaya hakkı yok, bir insan başka bir insanla anlaşarak bunu yapıyorsa, bu işi sonlandırmak da anlaşmayla olmalı. aksini düşünmek taraflardan birine büyük haksızlık olacaktır...

çocuk yapmaya karar vermek, sadece kadın mutlu olsun diye değildir. kadının bedeni çocuk doğurabilecek tek organizma ne yazık ki, burda kadının bedenine müdahaleden söz edilemez (dediğim gibi anlaşmalı durumlarda), kadın çocuk yapma fikrini onaylayarak zaten onu taşıma fikrini de kabul etmiş oluyor daha en baştan ve yine çocuk yapma fikrine tamam diyerek, çocuk bekleyen adama da söz vermiş oluyor ve bir şeylere umut bağlamasına yol açıyor. annesi istemese bile sözünü aldığı çocuğunu isteyen bir baba bu kadar kolay saf dışı bırakılamamalı.

adam doktora da hastaneye de hicbi yere de dava acamiyor. bunu yapmak isteyen birini taniyorum cok ugrasti ama hic bi sekilde dava bile acamadi butun avukatlar oyle dediler.TCK da hicbir yaptirimi yok. sadece NPK da yer alan bi madde oldugundan cezai yaptirim kesinlikle soz konusu degil. fakat bosanma sebebi olarak sayilabilecegi konusunda avukatlar hemfikir. hatat bunun tckda yer almamasinin eksiklik oldugunu savunan avukatlar oldugu gibi, tck disi olmasinin iyi olduguna inananlar da var. bence iyi oldu , bazen cocuk yaparak kadini baglayabileceklerini dusunuyorlar cunku. eletet bu soylediklerim yasal sinir olan 10 haftaya kadar olan sure icin gecerli. kisa bi sure once de benim basima geldi ayni durum.

@mentuhotep, o durumda ilişki zaten yürümez. bi taraf bebek isterken diğeri istemiosa o ilişki bi şekilde biter zaten.
burda bahsedilen durum ise kadına bir yaptırım olması. yasal yaptırım. kadına taşımak, hayata getirmek istemediği bir canlı üzerinden uygulanan baskı ve dikte söz konusu.
bebekler anne karnın da annelerinin her duygusunu hissederler. istenmediklerini de. hamilelik sonrası depresyon diye de bir şey var. bu kürtajda imza yasası nasıl kabul edilmiş anlamadım. resmen insan haklarına aykırı.

Amniyosentez uygulaması öncesi eşlerden "karımın karnından su alınmasına izin veriyorum" yazan imzalı bir kağıt istiyorlar. Bu cümle bile çok düşündürücü enim için. Yani erkek tohumluk mahluk değil belki ama kadın erkeğin hükmü altında taşıyıcı bir mahluk gibi görülüyor.

Kadınların haksız bir durumda kalmasını kesinlikle ben de istemem, yine demek istiyorum ki eğer tecavüz ya da evlilik dışı istenmeyen bir hamilelik durumu varsa seçme şansı kadına bırakılabilir ve hatta bırakılmalıdır da...

yine de eğer çiftler evliyse ve bir çocuk için anlaşılmış ancak yasal kürtaj süresi henüz dolmadan çiftlerden birisi çocuğu istememe kararı almışsa, çiftlerden diğerinin de onayı olmadan bunu yapamamalı

çocuktan vazgeçen baba da olabilir, bir ömür boyu bir çocuğun sorumluluğunu almaktan vazgeçip çocuğun aldırılmasını isteyebilir, ancak anne planladığı gibi çocuğu doğurmak ve büyütmek istiyorsa buna kimsenin söz hakkı olmamalı...

aynı şekilde anne de çocuktan vazgeçmişse, ancak baba planladığı gibi çocuğunu istiyorsa bunda da kimsenin babayı etkisiz bırakacak bir karar alamaması gerekir diye düşünüyorum.

kadının kullanılması diye bir düşünce var yaygın olarak, ama bu çocuğu doğuracak kadından başka hiçkimse yok, kadın bedeni bunu yerine getirebilecek tek şey... kadın en baştan eşiyle anlaşıp böyle bir yükümlülük altına girdiyse, bundan cayabilmesi de bu kadar kolay olmamalı... veya aynı şekilde adam eşiyle anlaşıp bir çocuğu sahiplenme sözü verdiyse bundan cayabilmesi bu kadar kolay olmamalı.

Ya da dediğim gibi, erkeklerin çocuk doğurabilmeyi seçme şansları olsaydı eğer, dediğiniz kullanılma durumu geçerli olabilirdi, ama bu imkansız bir durum. bir erkeğin de çocuk sahibi olabilme hakkı var; kimse de o zaman git başka biriyle yap çocuğunu, bende olanı alamazsın diyememeli...

ne kadının zorla vazgeçirilmesi ne de erkeğin zorla geçirilmesi adil bir karar, adil olan ortak olarak vazgeçmek ya da ortak olan istemektir. ancak erkeğin çocuğu taşıyabilme gibi bir imkanı olmasını mümkün olamayacağı için, bu en başta kadının ciddi olarak düşünmesi ve kesinlikle emin olduktan sonra karar vermesi gereken bir durum. kadın en başta istemezse, hiçkimse onu zorlayamaz. aynı şekilde adam da en başta istemezse hiçkimse onu zorlayamaz.

hamileyken, eşinizin sizi kürtaja zorladığını düşünün.. tamamen aynı durum, eğer fark olarak görülen kadının çocuğu taşıması ise, bu olayda etkisiz olmalı diye düşünüyorum, çünkü bu durumun başka bir oluru yok... çocuğu taşımak zorunda olan kişi her zaman kadın olacaktır çünkü. keşke olmasaydı...

richard feynman in olabilir mi ?

mandira urunleri kilo aldiriyo diye yasak . bir iki diyetisyenden de duymustum en baba yasak urunler bunlar , nedenini bilmiyorum .

süt göbek yapıyor ama faydalıdır vücut geliştirmeyle uğraşıyosan sütten etten uzak durucan elbet..

ee haydaa ben bu adamlar paso et yoğurt yiyo sanıyodum otla mı besleniyo bu garibanlar da?

olum onların hepsinin tuzu kuru. biz ki günde 20 milyona çalışan veya çalışacak insanlarız. sabah kahvaltısında peynir yemeyin süt içmeyin tarçınlı şökelertlar yiyin buzlu badem tüketin diyen insanlar...
yani para sıkıntısı olmayan insan ne bok yiyeceğini şaşırıyor.. o programdaki adamın kollarını görmedin mi sen?
o adam kahvaltıda 4-5 yumurta yiyor ve öküz gibi de et tüketiyor.. yani sadece havuçmuş elmaymış bunların işin teferruatları.. yani senin peynir yemenle yememen bünyende çok çok bi etki yapmaz. yemediğinle kalırsın.

dikkat etmek lazım bu besinler b12 gibi önemli bir vitaminnin kaynağı
eksikliğinde alzheimer a kadar götürür

lan ne yicez amk? tey allaam ya!!!

ye güzel kardeşim, boşver sen. adamların işi gücü yok, sabah kalkıp dayanıyolar aminoasite dayanıyolar bilmem neye. tavukları biftekleri tük tüm tutuyolar. yanına peynir yemeseler ne olur yoğurt yemeseler ne olur. boşver sen onları, katıksız ekmek mi yiycen napcan? allah ne verdiyse yemene bak, biz seni olduğun gibi seviyoruz (valla bak)

bunlara kulak asma sen. bir yetişkin için sütün pek faydası yok, hatta işlemden geçmiş sütün zararları olabileceğini söylüyor doktorlar. süt yerine yoğurt tüketilebilir.

ya yok aga harbi sabah kahvaltıda peynir yemiceksen ne yicen,bunlar ekmekde yemeyin dio merak ediom sabah kahvaltıda ne yiyo bunlar

4.

2
edit:dişi kişilik.

evlat kucukse agzı daha temizdir diye bi baglantı kurdum , yerseniz.

çocuğum yok o yüzden 2'yi pas geçiyorum

sevgiliminkini kullanırım, çok da uzun olmasına gerek yok :)

ardından da anne gelir, babayı yine kullanmam sanırsam.

gerisini de kullanmam herhalde.

er kişiyim.

kullanmam,dişlerimi fırçalamam daha iyi.

4

siksen kullanmam hiçbirini

edit: siksen belki 4. göt dişten önemli.

böyle bir durumda kaldım ve diş macununu parmağıma sürüp olduğu kadar fırça gibi kullandım. hiçbiri yani.

macunu parmağıma sürer öyle idare ettiği kadar temizlerim. kim olduğunun önemi yok. kimsenin diş fırçasını kullanmam, kendiminkini de kullandırtmam.

4

sanırım iğrenç bir adamım ama 1-2-3-4

4 kullanır 2mize de yenisini alırım gün içerisinde.

2 de hic sorun yok , sadece onun fircayi tekrar kullamasina izin vermezdim.
sonra anne baba ve kardes gelir. es- ciddi sevgili coooooooooookkk zorda kalirsam . ev arkadasi akraba , mumkun degil sanirim.

hiçbiri ogün fırçalamam olur biter ama hayati bir durum sözkonusu ise(nasıl oluyorsa artık) 4 derim. Erkeğim.

2 ve 4

4.

Ve 3. Ama ben de kardesin ayni fircayi tekrar kullanmasina izin vermem.

Benim izlediğimde silahla vuruyorlardı, internetten online izledim.

amerikada dvd alip izledik adami suda yavas yavas bogdular hatunun da giki cikmadiydi, hatta yuh demistim kendi kendime. bi damla gozyasi doktu o kadar. nasil yaptilar ki bu silahla vurma isini ?

oluyo öyle

i am legend filmininde iki sonu var mesela. internetten izlediğimde will smith el bombasıyla kendini patlatıyo manitayı ve ufak kızı kurtarıyo. film biterken manitayla kız arabayla kurtarılmış bölgeye doğru gidiyolardı.

tv de izlediğimde ise 3ü birlikte arabayla kurtarılmış bölgeye doğru gidiyolardı.

www.youtube.com

sagol da bu komple film. bana bu saban efendim ramazan herif biz kesecek gecen lafi filmin ne tarafinda kaliyodu o lazim aslinda. hani en azindan basinda ortasinda sonlara dogru falan ne bilim iste bi care . olmadi oturup izliycem komple , o bolum cikinca da cagiricam yavruyu .insallah od a benimle sikilmadan izler . tesekkurler

ne güzel işte, oturun hepsini izleyin kızınızla :)

(bkz: türkçenin tınısı)

farsça'ya benzeten oluyor. hiçbir şeye benzetemeyen oluyor. uzun seslerin olduğunu ve hızlı konuştuğumuzu da söylemişlerdi.

rusca gibi demisti bana biri

birgün, "aranızda bir türkçe konuşur musunuz, dinleyelim" dediler. "nasılsın, nasıl gidiyor, iyiyim sen nasılsın şu an türkçe konuşuyorum" vesaire karşılıklı konuştuk. "aa ne güzelmiş" deyip geçtiler. muhtemelen kulaklarına hoş gelmedi.
birisi aksan olarak arapça'ya benzediğini söylemişti. "kulağını s...yim" diyecektim türkçe olarak ama hadi dedim insanlık bende kalsın..

bana da kavga eden japonlar gibi geliyor kulaga demislerdi..

incici eleman test etti onayladı: alkislarlayasiyorum.com
arada dönen muhabbeti de anlasak negzel olcak

sicak tut kendini ayklarina kalin corap giy ustune de battaniye al bolca papatya cayi ic. ama midol alsan bi tane super olurdu

yat uyu.

sıcak tutmak iyi geliyor bana (ayaklarımı, belimi)
kıvranır halde değilseniz hafif egzersiz, ardından duş.

Ayaklarini sicak tut, 1-2 agri kesici icmekten korkma. Dayanilmaz agrilarin varsa da doktora gorun, bir sorun olabilir.

adet düzensizligi olan birisnden bahsediorm ztn. doktora gitmiş biri.

hafif yürüyüş regl ağrısına iyi gelir derler. bir de sıcak tutsun kendini. papatya çayı da iyi fikir yes. sıcak duşa girmek iyi gelebilir belki. ama kaynar değil sıcak duş.

yürüyünce agrioyormus. otunca agrisi hafifliomus.

elektrikli ısıtıcının karsısına otur

laptopu varsa karnına koyup film izlesin adaptörü de ayaklarının altına. denedim %100 çalışıyor

annesine veya yakinina sorsun.

naparsa yapsın ağrı kesicinin yapacağı etkiye ulaşamazsınız. sıcak su, ılık duş bilmem ne bi yere kadar maalesef.

1 kahve kaşığı türk kahvesini yut su ile birlikte. 15 dk sonra her şey bitiyor

www.reglband.com

Ortaokul ve lisedeyken ağrıdan haykırırdım. Daha sonra keşfettim ki, ağrı başladığı zaman yerimde oturmazsam, yürürsem iyi geliyor. İlk önce yine ağrıyor ama ağrı bayıltacak hale gelmiyor. Geçmiş olsun, çok iyi bilirim o ağrıyı. İlaçla da geçmez, geçti sanırsın yine gelir, bonus olarak içtiğin ilaç mideni mahveder.

öncelikle o kanun henüz çıkmadı, yasa tasarısı konumunda. ikinci olarak da ilkokula başlama yaşını değiştirmiyor yasa, 7 yaşından sonraki zorunlu 8 yıllık eğitimi 4+4+4 şeklinde senelere bölüp garip uygulamalar içeren bir sisteme dönüştürüyorlar.

tesekkurler . sinif ogretmeni kuzenimi aradim, 5 bitiminde 1. sinifa baslanacakmis kabul olursa . iyi degil cikarsa yollama diyor , bakalim insallah olmaz sacma sapan bise zaten

august rush
im juli.
before sunrise/before sunset
Edward Scissorhands

the purple rose of cairo
paris, texas
vozvraschchenie
ve tabii ki emir kusturica'dan underground

Finding neverland
Moulin rouge
Closer
Amelie
Jeux de fants

stardust

stardust yazmaya gelmiştim yazmışlar. güzeldir, masalsıdır.

masalsımı bilmem ama izlemediyseniz love storyi izleyin. çok güzel olur film bitince :)

finding neverland kesinlikle.

erkek olan sensen , what dreams may come izle , kesin , kari koca ask , cenneti degismemmm sacinin teliine temali ve super masalsi muthis bi film.

midnight in paris'i de izleyebilirsiniz.

(bkz: the fall)

(bkz: wristcutters a love story)

the fall +1
august rush +1

şunlar da ilginç:
The Life Aquatic with Steve Zissou
Synecdoche, New York

harbi iyi filmler yazmışlar. bi de ben yazim anasını;

I'm cyborg, but that's ok-Saibogujiman kwenchana (2006)

Marka farketmez... Gidip pahalilarindan alma.

marka farketmez boy farkeder. hangi boy istiyorsan onu seç.

jumboooooooo

iglo jumbo boy al hayatını yasa

ufaklar çerez gibidir, karides yediğinizi anlamazsınız. makbul olanı iri olanıdır.ona göre seçin;)

cevap basit sayfalarca yazmaya gerek yok "içme" yada bokunu çıkarmadan iç.

içmek için içersen olmaz o iş.

icme, baska yolu yok malesef , ben de icince az da icsem 3 4 gun sopa yemis gibi yorgun geziyorum , icmiyorum artik o yuzden cok mecbur kalamdikca

ona akşamdan kalma hali diyorlar.

(bkz: akşamdan kalma olmak)

rakı iç rakı.

her gün içince oluşuyor o tür şeyler bende. 1 gün iç, 1 gün ara ver. o zaman idare oluyor. he birde rakı iç içebiliyorsan.

çalışmıyorsan iş bul. çalışıyorsan da 2-3 alana daha burnunu sok, iş yükün artsın (patron da seni sevsin). sonra eve geldiğinde o yorgunlukla 2. biradan sonra sızıyorsun zaten. sabaha daha normal kalkarsın diye tahmin ediyorum.

binge drinking diye geçiyor sizin içmenize sanırım. buna bağlı depresyon sık görülüyor. o yüzden kararında ve keyifle içmeyi deneyin. herşey daha güzel oluyor emin olun

ben de moruk. ben mesela hiçbi bok yapmadan evde oturuyorum. işe yaramıyor, bunu yapma yani.

balik yagi ic spor yap terle

şarkı dinleme
bi süre sözlük okuma.
spor iyidir.

gerçi bende mutsuzum bu dediklerimi yapmıyorum sen de yapmayacaksın.

ben de bir haftadır psikiyatra gitmeyi düşünüyorum. yıllardır geçmeyen bu mutsuz ruh halinden çıkabilecek gibi değilim tek başıma. geceleri falan uyuyamaz oluyorum amk.

kesinlikle spor yap hem bahar dönemide yaklaşıyor hormonların çoşar, düzelirsin :)

Eyvallah canlar. Bu da bişey.

bol bol spor
sağlıklı beslenmeye çalış arada da kendini ödüllendirmek bağlamında çikolata, dondurma falan ye
seks yap imkanın varsa bol bol hatta
gazlı içeceklerden özellikle uzak dur, su iç bol bol
müze, tarihi eser, sergi tarzı yerleri gez ,güzelliklerin tadını çıkar
uyku düzeni önemli erken yatıp erken kalkmaya çalış 7 saat civarı uyu
sigara ve alkolden uzak durmaya çalış
her gün duş almaya çalış, imkanın varsa banyo-hamam-yüzme suyla haşır neşir ol

bisiklet kullan. evden çıkmak için güzel bir sebep. ilkbahar'da geliyor oturduğun yerde deniz kıyısı varsa kombo.

avcilardan esenyurt minubusune bin , esenyurt tapuda indir de . yakininda dur soforun. o indirir seni onunde

uzun zamandır spor yapmıyor ve hamsan ilk başka 15 dk üzerinde durmaya çalış
1 ay sonra 45 dk ya ulaştır.
ha sen ne yaptın dersen o 45 dakika durmadan olayını sadece 3 gün sürdürebildim :P

ben de yakın zaman önce aldım.
farkında olmadan epey hamlamışım. sigara da içiyorum üstelik :/ dolayısıyla öncesinde biraz kardiyo çalışmak gerektiğini fark ettim. ben de direk çıkarım 15 - 20 dakka çalışsam süper diye düşünüyordum fakat 7. dakkada kızarmaya başlayınca durayım dedim :)
internetten indireceğiniz ve herhangi bir alete gerek kalmaksızın kardiyo çalıştıran programlar var. iki zıpla üç sağ sol hopla vs gibi. onunla az biraz ısındıktan sonra (yarım saat kadar) 10 -15 dk ile başlayıp artırmak suretiyle bisikleti kullanabilirsiniz. (bi gün var bi gün yok şeklinde) işe de yarar, acayip terletiyor meret.

ben 45 dakika caliyodum.bazi gunler sabah 45 aksam dak olarak calistim. kilo vermek icin 1. ya da 2. seviyede calis. ben 8. kadamede kas yaptim irilestirdi biraz 2 de hizli calisinca inceltiyo

iyimis . benim ingilizcem iyi , rahat okurum

Reading ile vocabulary mı karşılaştırıyoruz, anlamadım tam. Kelime bilmemekten ziyade okuduğunu anlama işine bakman daha doğru olur bence - bilmediğin kelime olan cümlelerin anlamını _doğru_ anlayabiliyor musun mesela? Anlayabiliyorsan, süper.

Ama..

Haberlerde 1-2 kelime orta/orta üzeri bir seviye. İyi İngilizce bilen biri (ben eheh) hepsini bilirim mesela, ayda yılda bir "ağır" bir roman okurken belki karşılaşırım bilmediğim bir kelimeye, onu da cümleden genelde çıkarırım anlamını. Toefl'dan 20 yıl önce tam puan almıştım, 5 aydır Amerika'da yaşıyordum, Lise zamanı. Sonra 14 yıl Amerika'da yaşadım. Benimki ondandır.

@zkurmus:

reading ve vocabulary'yi karıştırıyorum zaten.

yani, okuması her şey dahil nasıldır anlamında. ki bir yerde de karışıktır. "anlamak kelime bilmek değil önemli olan anlamak" değil ki. basit temel dilbilgisi kurallarında zaten sorunum yok ama kelimeyi bilmeyince de anlayamıyorsun.

"they marred..." mar'i bilmezsen nasıl anlıcaksın? neyse, konu reading nedir vocabuları nedir olmasın.

mull - tussle - mar - plight - libel - veer - spar - gagged - slog - slander - subpoena

gibi bilmediğim kelimeler çıkıyor. condemn turmoil deploy deplore falan onlar tamam zaten.

ya o diil de , su son yaniti okurken , liseden sonra 14 yil amerikada yasadim denmsi ya . oha dedim ya , kadina ya da adama bak kac yasinda , hayret duyuruda ihtiyar varmis . sonra kendim hesapladim :( 16 sene olmus lsie biteli .uhu , ben kendimi oldurmeye gidiyiom bye .

bence reading ve speaking dile bagli degil . yani demek istedigim su , eger sen , konusma konusunda yetenekli degilsen , ingilizce de iyi konusamazsin. turkce konusurken ne kadar akici ne kadar konuskan ve ne kadar yaraticisin. eger iyi turkce konusuyorsan, ingilizceyi de iyi konusursun ogrendiginde. okumada tecrubeylke antremanla alakali. ne kadar okursun. turkce kitap cok okuyorsan mesela , iyi bir okuyucuysan , kitaba yaziya kendini kaptirip cumlenin sonunu okurken basini unutmuyor,. hatta okumuyor da, izliyorsan , ingilizce ogrenince de iyi okursun. velhasil, eger tutuk , konusma konusunda yeteneksiz birisiysen, iostedigin kadar ingilizce ogren, konusamazsin. okuma konusunda da iyi degilsen , yillarin okuyucusu degilsen , sozlukleri ezberlesen , yine de okuyucu birinin icinde 2-3 bilmedigi kelime olan cumleyi okurken anladigi kadar kolay anlayamazsin. okuyucu butunu gorur cunku tek tek kelime okumaz. okuyucuysan beni anliyorsundur eminim. bilmedigin kelimelere cok takilma , bu siteyi dahi bir hafta duzenli okusan hepsini bilirsin bir hafta sonra .

@waterhardeningsteel:

bunların hepsini ve daha fazlasını biliyorum. dil teorileri dil zekası (sonuçta üniversitede ayrı bölüm zaten) konuşma nedir diksiyonu telaffuzu konuşma zekası hatiplik falanca sabah akşam okumuş ama kekeme imiş beyindeki motor konuşma alanları da anadiline hakim olamayan yabancı dili nasıl öğrenecek ama almanyadaki işciler öğreniyor ama akademik lisan ayrıdır ama turist ingilizcesi var adam 100 kelime dağarcığı ile otel işletiyor .... falanı da filanı da.

bir şeye de takılmıyorum, sadece "bunu okuyan adam nedir?"

"ohoo bu ne ki?"

veya "aa iyisin" gibi şeyler.

yoksa zaten bbc'nin time'ın newsweek'in kendi kelime dağarcığı var. hani solcuların sağcıların dindar kesimin hep aynı terimleri kullanması gibi. 1-2 ay aynı dergiyi kanalı takip edince adam o kelimeleri döndürüp döndürüp kullanıyor, bunu fark ediyor insan.

onu demistim zaten. iyidir. genel anlamda , gayet iyi. ortalama ustu iyi tanim olur. ben mesela biraz once cocuklugumu okuyodum. konclu cizme diyodu orda. ben konc ne demek bilmiyorum. bilmem de gerekmiyordu zaten kitabi okumaya devam etmem icin. insanin bilmedigi kelime kendi anadilinde okurken bile cikabiliyor yani .

toef bunla kıyaslanmaz orada cok abuk seyler cıkar mesela tektonik plate nedir bileceksin yada nest hatchling brood ne bileyim biolojile alakalı temel terimleri bilcen agriculture ne bilcen

ben dickens okuyorum ingce ii oluo bide jules verne okuom faydali ordaki kelimeler toeflda çıkıo mesela cooklane brood diince soyut oluo ama ordan brood un kuşlarla ilgili bi yerde gecince anlıom

@iplikci

teşekkürler ama şu var:

bbc'nin Business Entertainment Health Sci/Environment Technology gibi alanları da dahil olmak üzere, tüm alanlarını okuyorum.

bir araya gelince ayrı bir teknik anlamı var mıdır bilemem ama nest hatchling brood nun anlamını anlayabiliyorum bakınca.

-buna benzer şeyler- çok net geçiyor bbc science'da falan.

toefl ile tam örtüşmez tabi ama yaklaşık olarak sordum. sonuçta toefl kendine has bir sınav. ona da ayrıca çalışmak lazım.

okumaya devam et o zaman, radyoda tv'de de hep ingilizce dinle herşeyi. audiobooks al/indir, zamanla onlar da kelime haznene yerleşecektir. dediğin gibi hemen her alanın teknik terimleri vardır, kimse de senden hepsini bilmeni bekleyemez zaten, ki averaj amerikalının senden bende azdır kelime haznesi. ilgilendiğin, senin işinle veya haberlerle veya x ile ilgili bir yere kadar uzmanlaşırsın, diglossic ne demek ben bilirim, çünkü antropologum, sen de doktorsan bilmemneyi bilirsin, ben bilmem.

they marred... 'i o cümlede anlamazsan genel paragraf anlamına git. zamanla hepsi yerine oturur. hele senin gibi bilinçli bir şekilde yaklaşılıyorsa, kısa zamanda üst düzey konuşur, yazar, okursun.

bir de türkçe'yi düzgün okuyup yazmayı öğrense insanlar ne güzel olacak, o ayrı.

waterhardening: sensin ihtiyar o zaman aaa.

ivet benim :(

www.atapark.com.tr burasi cok guzel bi yer . bi konussunlar fiyati , uygundur sanirim, galeri kisminda dugun fotolari var

başka yok mu arttıran alternatifler de olsun gençler, sevgili düğün sahipleri :p

burası da havuzluya bi örnek olabilir sanırım..

balaban sosyal tesisleri

betaboraorganizasyon.com

bulabilirseniz tuğlalı soba alın.

bildiğim bi kaç şeyi yazayım. sobalar çok pahalı değil. tuğlasız da alıp içine ateş tuğlası koyabilirsin. daha hafif olur. kurması da aslında çok kolay. ama evinde uygun baca bulunması, bunun temiz olması gerek. boru havayı çekecek kadar kısa ama duvarı ısıtmayacak kadar uzun olmalı. mesela bizim soba baca girişinden yaklaşık 4 m filan uzakta ve ısınma olmuyor ama geri tepmesi olabiliyor bazen, havaya göre. soba alacaksan illa ki karbonmonoksit dedektörü de alacaksın. bi de tabi kömürü toptan almak ve depolamak en iyisi.
bu bahsettiğim en basit tip soba. doğalgazınız varsa doğalgaz sobası kurdurursun, basarsın parayı. ne tip bir soba düşünülen? kestane çay denilince ben kömür sobası düşündüm. odun epey meşakkatli bişi, baca çok çabuk tıkanıyor, çamla özellikle.

muhakkak kovali soba al . biz yillarca hepsini kullandik bi ton para verdik. en son kovali soba aldik , yillarca kullandigimiz dokum tuglali incikli boncuklu sobayi satip karsiliginda aldigimiz paranin ufak bi miktarina , mis gibi isindik. yuvarlak kovali soba. baska soba alma sakin. bi de ikinci el baksan da olur , dogalgaza gecenler yok pahasina cikariyor elden cunku. zaten ucuz bise kendisi ince olduguna sac olduguna bakma ondan iyi isitani yik, hem de cubugunu ittirince oldugu gibi kaliyo ates icinde, ekonomik

@kediebesi, apartmanda doğal gaz olmadığı için old school soba düşünüyorum. elektrikli ısıtıcı hem pahalı hem de dibinde olmazsan bir faydası yok. bir de şansıma bu kış sert geçti, çile çektim resmen.

tuğlalı sobayla kovalı soba birbirinden farklı şeyler mi? @waterhardeningsteel varsa bahsettiğin sobanın herhangi bir linkini gönderebilir misin?

yakıt parası ne alemde oluyor peki? odun mu yakmak lazım kömür mü?

Çocukluğum sobalı evde geçti ama zırcailim bu konuda.

kuzine de düşünülebilir.

odun sadece tutuşturmak için kullanılır (soğuk yerde odun sobasıyla ısınamazsınız) çıra ile gazete vb ile tutuşturur kömür yakarsınız
biz çeşit çeşit kömür yaktık kok kömür ıslak kömür vs yok artık yurtdışından ithal (sibirya vs) torbalı kömürle oluyor onlardan yakıyor insanlar
kovalı sobanın alternetifi kova sistemi olmayan üstten odun/kömür atıp alttan külünü temizleyeceğiniz tipte sobalardır.

www.isitas.com.tr bu soba olacak , bak bunun onunde deligi ( havalandirmasi) olanlari var. onu sakin alma , yanmiyo nlar. al resmini de koyayim ne almayacagini bil / www.mertleryapi.com.tr
bak o ilandaki resimde onden havalandirmali olan var. altta yaziyo not olarak onden ve alttan hava;landirmali mevcut diye. keinlikle alttan havalandirmali olacak. onden havalandirmali olanlar dandik.bi kova da yedek alirsan, doldurur hazir edersin iki kovayi da , lazim olunca hemen hazir icine yerlestirir yakiverirsin ilk kovayi hemen temizlemen lazrim olmadan

Bazı sobaların uyuma özelliği oluyor, tamamen tutuştuktan sonra isterseniz altını üstünü kapatıyorsunuz ve soba sönüyor, daha sonra ihtiyaç duyduğunuzda altını üstünü açıyorsunuz ve geri yanmaya başlıyor.

Biraz eski bir konu ama forum.donanimhaber.com inceleyebilrisiniz.

Uyuyan soba denilince ilk akla gelen Süsler oluyor zaten. Piyasayı bilmiyorum, pahalı olabilir.

Bir de önemli olan ne yaktığınızdır. Kalitesiz yakıt kullanırsanız verim alamazsınız. Eskiden ithal kok kömürü diye bir kömür oluyordu, annem çıkan külün içinden büyük parçaları ayıklayıp tekrar yakıyordu. Bayağı verimliydi yani.

Kullanırken çok dikkatli olmalısınız. Hem zehirlenme hem de yangın çıkarma riski vardır. Bekarken ilk soba denememde nerdeyse evi yakıyordum, bir daha da kullanmadım, elektriğe devam ettim. Evlendiğimizde de 2 sene öncesine kadar soba kullandık. Bahsettiğim uyuyan sobayı kullandık. Bir sorun olmadı.

Tutuşturmak için tavsiyem marketlerde mangal tutuşturucular var, onları kullanabilirsiniz, ya da bir marangozdan kaba talaş alıp kullanabilirsinizi. Bunlarla odun parçalarını tutuşturrusunuz, odun da kömürü yakar.

odun ve kömürü depolayacak bi yerin var mı? yoksa her sefer almak çok pahalıya geliyor.

hocam uğraşılacak iş değil. kat kaloriferi al gitsin.

@kediebesi çok büyük olmasa da depolama için ayırabileceğim 1,5 metrekarelik bir alan var.

o zaman oraya kış başında paket paket kömür ve tutuşturmalık odun depola. ithallerle yerlileri karıştır, daha ekonomik oluyor, verimli yanıyor. sadece ithal olanlar sibirya filan tek başına çok yüksek ısıda yanıyor, kovaları deliyor. depo lazım çünkü kış başında torbası 6-7 lirayken, şimdilerde 11-13 liralara fırladı. eğer ist, izmir gibi nispeten ılık memleketteysen çok masrafın olmaz.

içinden geliyosa niye abes olsun panpa. destekçinim.

türünün son çalışan örneği misin kaç modelsin?
var mı bi eşin?
açık adres veririm o derce.

bilmem anlatabildim mi?

bence gayet güzel olur neden abes olsun.. ben de ara sıra düşünmüyor değilim aynı şehirde olmamıza rağmen :)

sevgilin mal değilse hiç mi hiç abes olmaz!

yapmıştım zamanında. hala saklıyormuş.

ayrıldık. yaz ama.

sonradan utanacaksın

biz yazmistik :) hatta ustune parfum bile sikmistik

sırf o mektubun üzerindeki kokudan dolayı olmayacak bir kıza evet dediğimi bilirim. hey gidi günler hey :)

bu türkçeyle zor.

güzel bence.
bizim bir de kendi mühürlerimiz var, o da güzel bir şey. mektup beklemenin heyecanı ve belirsizliğinin yeri başka.

başkasının eline geçebileceğini göz önünde bulundur. ( elden vermeyeceksen)

liseli ergen değilseniz komik ve aptalca olur. gereksiz abartılı romantizm, tiksinirim.

harika olur süper olur. aay ne güzel <3. siz kalp koymayınız ama mektubunuza :P

entry yazdırttın bana: www.eksisozluk.com

yok ya ben şu an yazıyordum ara verdim. çok eğlenceli oluyor. ara ara yazmak lazımmış. her şey gidecek o kağıt parçaları elbet kalacak diyorum inceden inceden.

bir erkeğe her türlü abes gelir bu zamanda.
bir kıza her türlü romantik gelir. Özentiliğimi affedin ama "bitches love letters", böyle cuk oturuyor hehe.

bence abes değil, cıvıklığa kaçmazsan güzel olur, bir kaç gün önce yazıp postaladım ben mesela..

yaz, güzel olur. hatta vakit bulursan bana da yaz :) ama byl yzma ltfn

bunların hepsine sahip olsam duyuru'da öldürecek vaktim olmaz muhtemelen be.

bunların hepsine sahip olup burada takılacak birisi varsa eğer, oda sabancı'nın oğludur hacı(malum engelli kendisi)..

durun ya belki vardır utandırmayın

aga bi ev tutuyo 900bin tl yaklaşık o da babadan zaten. gerisi tırt :)

bir sıfır silersek zenginim

ben degilim de , zenginlik kriterleri aklima yatti. makul yani

o kriterler sanki orta-ust sinif oluyor biraz, zira guzelim istanbul'da adamlar 500bin dolara 1+1 daire satiyorlar eli yuzu duzgun bir arac 50-60bin TL arasi oluyor vergiler yuzunden vs. 10bin tl kazanan birinin bunlari edinmesi bile baya vakit alir aslinda:) hepsine sahip olup bankada bir kac milyonum olsa kendime zengin derdim muhtemelen.

pas.

yüzde 45 gibi bişey olması lazım. markası bide içeceğin ne olduğunu bilemedim.

en.wikipedia.org

artık bu neyse ondan, şişenin üstünde bu yazıyor zira: "Gewürztraminer"

gewürztraminer şarabı. Gewurztraminer d'Alsace yani.

tam olarak da:
NV G.E. Massenez Marc d'Alsace Gewurztraminer
www.wine-searcher.com

www.boutiquelesfaitieres.com

alkol oranı %45 bu arada

sarap.

allah yaptırıyo hep bunları, karışılmaz.

ya biz yapmasak zaten 1 gun sonra bortu bocek toz attiracak cesede parca pincik edecek , o mesele degil , asil mesele , o kalp daha iyi kotu bi sekilde atarken, tamam bu milyonda bir iyilesme ihtimalini gozardi edip ben bu kisinin organlarini almaniza msuade ediyorum diyebilmek yegen.bi de gecen gun bi amcam tam organlari alinacakken ayildi , o tam tuy dikti ustune :( cok zor bi karar olmali yani ben cesaret edemezdim sanirim. edene hurmetim sonsuz tabi aglaya aglaya allah razi olsun diye duaciyiz ailecek milletcek o ayri

son organ nakilleri diyorsun, organlar detarjan kutulariyla tasiniyor. zaten bunu tasiyanlara baktigimizda ve biraz alta indigimizde akp secmeni ve akp yoluyla hastaneye gorevli olarak secildigi anlasilabilir.

zaten bu akp saglik sektorune kol gibi soktu. cikin su allah mallah din triplerinden. afyon mu aliyorsunuz ne yapiyorsunuz. her seye din allah yormayin.

normal gidis mi, din istismari yap, kafana bez bagla hayvan gibi makyaj yap din allah de. gizli gizli yatak odasinda olanlari ben iyi biliyorum. kisaca dinle allahla ugrasmak yerine bilime ilime zaman ayirin.

beyler demek istediğimi bi waterhardeningsteel anlamış.
sizi mi tebrik etmeli kendimi mi bilemedim:)

Mesele o değil, nakil yapılan kişinin her yerde görüntülerinin olması.Onun isteği dışında popüler edilmesi.

yasinizin daha genc oldugunu anlamaniz, bayanlarin hayir diyemeyecegi neler vardiri merak etmek yerine 17 yasinda tecrubesiz kizimizin yasini dusunerek bazi seyleri ele alin.

sadece onun senin için önemli olduğunu hissettir. aranızdaki sorun neyden kaynaklanıyordu bilmiyorum ama senin açından olan kısmını hallettiğine onu inandırmalısın. bu arada 17 çok küçük bir yaş, çok kafaya takma.

bu sene dogum gunumu bir hafta gec kutlicam de / niye dediginde sensiz gecen bir haftayi hayatimda yasanmamis bi bosluk olarak goruyorum olu gibiydim dersin. 17 yasa uygun bi romantizm olur bence .

yaşlarımız yakın, edebiyat yapma zira bende işe yaramıyor. eğer sevgilin değil "sevdiğin"se eğlenceli bi plan yap. henüz arkadaş olduğunuz için yaptığın romantizm kızı kaçırır. -bayanım.

bugün en çok izlenen videolarda sonuncu video 173 bin kere izlenmiş

www.youtube.com

sizin baktığınız yerin linki nedir ya da kategori bazında mı baktınız?

gönderdiğiniz listenin son sayfasına (16) geldiğimde, 17 bin izlenmiş videolar var.

Benim yayınladığım video ilk gün 30 bini, ikinci gün 85 bini geçmişti. Yani, her iki gün de bu listede olması lazım aşağı yukarı.

Kategori bazında baktığımda, (nonprofits & activism ) 150 kere izlenmiş bir video bile bu listedeyken, benim yaptığım yine yok.