tr.aliexpress.com

İnsan sevdiğini şey yapmaz da ondan.

ben bi kere tecrübe ettim ama seksten sonra o ilişki artik arkadaşlik olmuyo
özellikle kiz tarafi karşinin hareket ve sözlerini daha farklı yorumluyo arada hiç bir duygusal bağ olmasa bile.

o zaman seksin bir heyecanı kalmazdı.

kukusunu pipisini gördüğün, vücut sıvılarını paylaştığın bir insanla arkadaş kalabilirsen denemek serbest.

Cinsel devrim henüz yapılmadığı için

Sorunun kusurlu olmadığını varsayarak cevap sahiplenmek. Bilinçli ya da bilinçsiz farkında olun ya da olmayın farketmez.

Karşı cinsten arkadaş olmaz. Yetişkinliğe erişmiş herkes söylüyor uzattırmayın. Sinan Çetin, Okan Bayülgen... İşine gelmeyen dönemsel olarak tersini söyleyebilir. Soru fazla çiğ genç işi.


Not: Okan'a da yetişkin dedirttiler... Destek için isim kullanmak zorunda mıyım? Bıktım be.

adı üstünde arkadaşlık olduğu için olabilir mi, seks içeren başka kavramlar var örneğin sevgili, eş, partner, fuckbuddy, friends with benefits vs.

işte burdan da dünkü duyurum doğrulanıyor oğlum içiniz fesat sizin valla arkadaş ayağına demek ki...
Biz büyüdük ve kirlendi dünya

Dinciler boyle bir toplum yaratmaya calistiklari icin. Daha fazla bilgi istersen Cinselligin Tarihi kitabini oku. Foucault'nun...

Acik acik anlatiyor dinciler otorite saglamak icin ornegin uremenin kontrol altina alinmasi icin nasil ahlak kurallari uydurmus.

Kim dedi ki yok diye?

Friends with benefits noluyor o zaman?

Var.
(bkz: friends with benefits)

kavramsal. arkadaslik arti seks oldugu zaman zaten bir suru farkli ismi oluyor. isteyen yine arkadas demeye devam ediyor tabi.

onun haricinde sorunu tam anladiysam normal takilan iyi arkadaslar arada da film izleyecegine bir iki sevisiyor vs gibi. oyle seyler de yok degil zaten. ama seks sadece seks degil otesinde gerisinde bir suru hormon, kulturel zemin, yuklenen anlamlar, duygular vs iceren bi yakinlasma olabildigi icin ya da sahislar bu sekilde dusunuyorsa arkadaslik ayni cizgide kalmiyor bi beklenti giriyor iki taraftan birinde ya da alinganlik olusuyor dolayisiyla seyir degisiyor.

o zaman bebeğin kimden olduğunu belirleyemezdik. (Geçmişte.)

@Sour
Anladığını zannettiğin şeylerin tam tersini yazdım. Daha fazla kitap oku ya da benim gibi birinin mesajlarını anlamanın zor olabileceğini düşünüp cevap yazmana gerek olmadığını hatırla. Burası bir forum değil ortaya yazılır karşılıklı yazışılmaz. Formatı bu. Özel mesajları kullan. Ben kullandım git bak.

friends with benefits deniyor ama friends with benefitsin fuck buddyden farkini da bir turlu cozemedim, seks benefitse, fuck buddy olayindaki seks de benefit o zaman.

yaparsan olur.

aşık olanlar oluyor sonra hoş olmuyor

fuckb ile arkadas değilsindir fwb de arkadassındır. orak sosyal ortam vs paylasırsınız. fb de sadece gece yatmak için görüşüp dağılınır belki uyunur

@Sour
Hayır ben alt tarafı saygıdeğer bir grafiker değil alt tarafı basit sığ bir akademisyenim. Siteye özel olarak hırçın davranışlı her yaştan ergen akademisyenin anlayacağı dilden yazmaya çalışıyorum. Bu yüzden dümdüz basit sığ tanımlamalar ve örnekler veriyorum. Nick seçimimin de yazdığım diğer mesajların tamamının da içeriğini aynı şekilde hazırladım. Yani elinde yeterli veri yokken anlamaya çalıştığını anlaman daha doğrusu tahmin etmen yeterliydi.



MODERASYON: Bir önceki mesajdan itibaren cevap (sataşma) soruya değil banaydı. Her ne kadar yeri özel mesaj olan bu saçmalığı durdurmaya çalışsam da iş karşılıklı atışmaya dönüştürüldü. Seviye size uyuyor anlaşılan.

bu sorunun yanıtı, toplumun çoğunun neotunc gibi düşünen insanlardan oluşması. insanlar kendi ahlak anlayışları dışındaki herhangi bir yaşayış biçimine tahammül edemiyorlar. bu durumun çocukları korumak gibi bazı istisnai anlaşılır çizgileri olsa da genel olarak neden seks yok sorusunun tek cevabı karşı tarafın sizin kadar engin düşünememesinde gizli. üstelik bu durum çoğu zaman "ben sevişirim ama toplum ne der" sorusundan kaynaklanıyor. bu tartışmadaki "seks"i çıkarıp herhangi bir eylemi bunun yerine koysak da bu böyle.

Cevabımın ilk paragrafı arkadaş olduğunuzu düşündüğünüz kişiyle sevişirseniz bu arkadaşlığı bozar ilişkinin mahiyeti değişir anlamına geliyor. Aman da yapmayın denmemiş. Yapmam hiç denmememiş.

İkinci paragrafta tamamen ayrı bir konuya girildi. İkisini birleştirip ahlakçılık yapıldığı şeklinde bir sonuç çıkartılmış sanırım.

Mobilim bilgisayara geçince anlatıcam

bir video vardı geçenlerde, iniş takımlarında problem olmuş, ön tekerlek yan şekilde iniş yapmıştı pilot.

pilotlar her türlü hava şartında nasıl davranmaları gerektiğini bilen insanlar. bu işin profesyonelleri ve bu işi bilmek için para alıyorlar. çok absürd bir şey değilse o olayı daha önce onlarca kez yaşamış oluyorlar, yaşamamış olsalar bile nasıl tepki vereceklerini biliyorlar. uluslararası standartlar çerçevesinde eğitim görüyorlar. hakeza uçaklar da uluslararası standartlar çerçevesinde bakım programlarına tabiler.

www.youtube.com

ucak kazasi raporu izle. ucagin dort motorunun da durdugu ve bir sure oyle uctuktan sonra tekrar durup dururken calistigi bir bolum var. pilotlar o kadar sakin ki, onlari izlesen, bu ucak dusmez ya herhalde dersin. muhtemelen senin ucakta da aynisidir.

Türbülanstan uçak düşmez hacı, o ne ki hakkaten, ben öyle türbülanslara girdim ki uçak kırılacak sandığım oldu. İlk o tip sağlam türbülansa girdiğimde öyle bir kasmışım ki kendimi, kaptan "oğlum sakin ol lan arkana yaslan, minibüs şoförü gibi oturma" demişti djdjf.

Hiç sıkma canını. Asıl tehlikeli olacak türbülanslar çok yüklü bulurların içinde olur genellikle, onlar da weather radar'da kırmızı kırmızı çıkıyor zaten. Aklı başında pilot oraya girmez. Severe turbulence denen hadise epey nadiren yaşanan bir olaydır zaten, ki o bile uçağı düşürmez. Eğer yukarıdaki bavul kapakları açılmadıysa, etrafa çantalar uçuşmadıysa, kemeri bağlı olmayan yolcular sağa sola fırlamadıysa senin girdiğin türbülans öyle çok da ciddi bir şey değildir. Canını sıkma :)

Türk Hava Yolları ile uçuş yapın. Onlarla uçtuğumda içim biraz daha rahat. Bu arada uçakla uçmak otobüsle ya da arabayla seyahat etmekten çok daha güvenli. Bu bilgiyi de aklınızda tutarak uçun.

hava yolculuğunun inanılmaz düşük kaza istatistikleri ortadayken korkmak beceri bence, türbülans bile olsa.

sakin sakin havalimanına giderken ya da gelirken otobüs ya da kendi aracında kaza geçirmen yüzlerce kat daha olası.

biraz trafik kazası istatistiklerine bakman uçak yolculuğu kısmında rahatmanı sağlayabilir.

Diğer araçların kazalarıyla ilgili olan istatistiklere bakma bu sefer de her yere uçakla gitmek isteyebilirsin aman diyim. Uçak hariç her şeye fobi geliştirirsin sonra.

Farkeder tabi ki. harlı köze gömerek yaparsanız o işi yakarsınız tahminen.

peki atesten yeni cektigimiz kozu dusunelim. alevsiz ama. 200 derece var midir o?

sigara yanarken ki köz sıcaklığı 700 derece deniyordu. çok daha fazladır 200'den diye düşünüyorum.

ne ateşi olduğu tabii ki fark eder mumun ucundaki alevle kömür alevi aynı sıcaklıkta değil. köz odunla köz kömür de aynı değil ama hepsi 200ün çok üstündedir, işini görür.

yanan malzemenin ne olduğuna göre çok değişkenlik gösterebilir. 200de olur 500de
ayrıca közün ne kadar beklediği de çok önemli.
odun yaklaşık 300derecede alev tutuşurken kömür 450derecede yanmaya başlıyormuş. odun kömürü de tepe noktada 1000C derecelere ulaşıyormuş.
hafif içi geçmiş patates gömmelik bir mangal ateşi 200dereceden yüksek değildir
www.finecooking.com

yanmakta olan kamp ateşi 900-1100 C derece civarını görür. söndüğü anda sıcaklık düşmeye başlar. tamamen soğuması kaç saat alıyorsa ona göre hesaplayabilirsin derecesini. sıcaklık sürekli düşer sonuçta.

200 derecede odunu da kömürü de yakamazsın zaten.

(bkz: World of Warcraft) oynuyoruz biz.

arpg severseniz path of exile.

solfej+1

don't starve multi oynaniyordu sanirim.

Online değil gerçi ama Terraria, Don't Starve Together craft içeren çok başarılı co-op oyunlarıdır.

10. Çünkü çok çok daha iyi ikisinden de.

w10. kullanıyorum, çatır çatır çalışıyo. yükseltme yapma, formatlayıp sıfırdan kur ama.

Bunu diyeceğimi hiç düşünmezdim ama 10 win!

8.1'den 10'a geçiş yapmayı düşünmeni anlarım ve destekleyebilirim de belki ama 7 nedir dostum yoo.

sorunun cevabından çok emin değilim ama enpara ve finansbank ayrı bankalar. o yüzden pek sanmıyorum.

gider ikisi de finansbank. Enpara Finansbankın bir şubesi.

eft yapacaksınız, havale değil.

enpara = finansbank

anında hesaba geçer.

eft değil havale yapıcaksınız. Aynı bankanın farklı şubeleri bunlar sadece. Anında hesaba geçer.

Finansbank'tan enparaya yaptığımda anında çekmişti.

nuevo +1

bu ara istemsizce cant feel my face şarkısına taktım.

surekli degisiyor. son loopa aldigim sarki alanis morissette - ironic ust uste 30 40 falan filan.

Kavinsky - Nightcall. Tek şarkılık çalma listelerimden yalnızca biri.

duran duran - save a prayer.

Blues Traveler-Hook

lean on
worth it

Ibrahim Maalouf - True sorry

nu-man o to
ömer faruk tekbilek-why,I love you

this is the life

kesinlikle nu man o to. bir de björk - ocenia ve pagan poetry.

www.youtube.com

garbage - the world is not enough
moby - mission impossible
coheed and cambria - the hard sell
joe cocker - unchain my heart
europe - final countdown
skin - unfaithfullness
guns n roses - mr. brownstone
queen - the show must go on

bir de kesinlikle
george michael - careless whisper

bonus:
david bowie - i'm deranged

lan dayanamadım:
Marc Almond - Something's Gotten Hold of My Heart

Volbeat - A Warrior's Call

www.youtube.com

Lhasa De Sela - De Cara A La Pared

www.youtube.com

Mikis Theodorakis - Maria Farantouri - Asma Asmaton (git:www.youtube.com )

Giorgos Dalaras - S'Agapo (git:www.youtube.com )

çok yazılabilecek şarkı var ama tam yatarken gördüğüm için ilk aklıma gelenleri koydum artık. iyi dinlemeler. yunanca bu arada hepsi.

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

sekiz cevap vardı, niye sildiniz oğlum? allah allahhh....

benim de hep yunanca oldu ama :)

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

fak yor as

evet nick arkasına gömülmek doğru tespit. bu, güzel bi maske takma yöntemi.

bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların yere sokulmasını mustahak goruyorum. keske bunu toplum icinde de daha fazla yapsak, nikin ardına saklanmadan.

gerci sokmez cok yuzsuzuz lan biz...

Artik tahammulsuz hosgorusuz kaba saba adamlar olduk

Bilmem kaç yaşına gelip hala de'yi yanlış yazanlar sonuna kadar hakediyor.

herkesin şikayet ettiği bir konu ama şurada kamuoyu yoklaması yaptığımda hiç kimsenin bu konudan şikayetçi olmadığı ortaya çıktı. ya dürüst değiliz ya da ne istediğimizi bilmiyoruz :)

www.eksiduyuru.com

toplum çok sesli, mecburen kabul etmek zorundayız.

adam 25 yaşına gelmiş hala 4 yaşında gibi davranıyor, ne yapayım kafasına mı vurayım düzelsin diye? (kafasına vurunca düzelmeyecek gerçi de örnek vermek açısından yazdım)

sakin ol, oluruna bırak.

Gözyaşları sel olmuş hayırdır?

benim gördüğüm kadarıyla sözlüğe has bir durum bu.

iki tane yabancı forumda takılıyorum düzenli olarak. onun dışında ara ara baktığım birkaç türkçe forum da var. hiçbirinde insanlar bu kadar toksik ve agresif değil.

bu şuku ve fav olayı bozdu sözlüğü. herkes içten içe "şuku" için uğraşıyor. uğraşmayanların sayısı zaten az, fark etmiyorsun onları.

Belki Egomanyak insanların çok olmasıyla ilgilidir.

ben de bu insanlarin ortak yonunu merak ediyorum. bildigim dedikodu yapmaktan cok hoslandiklari. isleri gucleri insanlar yani. ne yazik ki..
bazi kisilerin yorumlarini hic gormemek gibi bir ozellik var mi burda bilmiyorum ama olsa bazilari icin iyi olurdu.

Bir fıkra vardı, ünlü de bir şeydi aslında. Cehennemde her ülkenin günahkarları bir çukurda yanıyorlar ve her çukurun başında bir zebani var. Bir Türk çukurunun başında görevli bir kimse yok. Bir zebani diğerine soruyor "Bu çukurun başında neden kimse yok" diye, diğer zebani de "Oradaki kazanda çıkmaya çalışanı paçasından aşağı çekiyorlar da, ondan" diyor. Sanmıyorum ki bir Türk toplumu olsun ama insanların birikmiş bir kini ve hıncı var. İstediği hayatı yaşayamamaktan olabilir, sinirli bir toplumun içinde öfke ve dayakla büyümekten olabilir, biriken ve içeride patlayan libidinal enerjiden veya başka şeylerden olabilir ama sürekli bir öfke, sürekli bir kin var. Herkesin içinde değil tabii ama bu güruh günlük hayatta söyleyemediğini internette rahat rahat akıtabiliyor.

Bu arada düzeltme ve aşağılama başka şey. Yanlış yazılmış bir şeyin düzeltilmesi ve uyarılması kadar normal bir şey yok bence. Ben yanlış yazsam, kendi gözüme batar ama "Sen Türkçeyi öğren de gel" ayrı bir konu.

olur öyle
insanlar hep böyleydi

Cevabı üslubunda saklı.

genel olarak ayni kaygilari paylastigimiz insanlarin bulunmasi hosuma gitti :)

@jjr
"Sozlukte herkes orospu c.cugu olmus zaten": herkes birbirine o lafi ediyor.

"Genel olarak sozluk-duyuruda takilanlar murekkep yalamis kesim, toplumun bu kesiminden insan bu tarz seyleri beklemiyor. ": murekkep yalamamis kisilerin yapmasi normal degil.

özellikle duyuru'da bi tanesi var böyle tanımadığı insanlara, tartışma olmayan başlıklarda bile bakın burası çok ilginç, sebepsiz, mantıksız ve ahlaksızca, laf çakmaya çalışan. tahmin ediyorum ki reel hayatta sönük ve umursanmayan birisi ki burada gelip kendisini hırçın bi şekilde ispatlamaya ve hıncını bizden çıkarmaya çalışıyor.

"insan doğru dürüst olmalı yalaka uyuz olmamalı" tarzı bi şey yazmıştım bi duyuruya, bugün bi baktım "kendini doğru dürüst sanan yalakalar var" tarzı bi şey yazmış. ne beni tanııır, ne ben kendisini tanırım. ve çok da alakasız, ortada bir tartışma ortamı bile yok. galiba 3 oldu bu aynı kişiden. herkese böyle, sadece bana da değil bu hıncı dikkatimi çekiyor. ve çok da sevimsiz, komik ya da hoş bi tarafı da yok arkadaşın. nerden buluyor bu cesareti ve haddi onu da çözebilmiş değilim. bu ne samimiyet bu ne ahbaplık la?

bi de ben sonradan girip bakınca görüyorum günler sonra ki, altta bana laf sokmuş öyle de bi şey. zaten nadir giriyorum.

buaralar benim sözlükten çok günlük hayatta karşıma çıkar oldular böyle insanlar. kendilerini bir bok sanma havası var insanlarda. yazık ki ne yazık.

önceden bağlaç olan de'nin bitişik yazılmasına ben de çok takıyordum ama sözlükte bu kadar abartıldığını görünce artık bilerek bitişik yazasım geliyor

(bkz: eristik diyalektik)
insanlar haklı çıkmak adına bazı yöntemleri uygularlar. bahsettiğiniz de bir yöntem. yukarıda bakınız verdiğim kitabı okuyabilirsiniz.
Recep Tayyip Erdoğan bu kitapta yer alan yöntemleri çok iyi kullanır mesela. Kitabı okuduktan sonra cumhurbaşkanının demeçlerini de okuyun-dinleyin. ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Güzel bir soru olmuş.Benim başıma çok geliyor. İlkokul yıllarımı hatırlatıyorlar sağolsunlar. O zamanlar da hoca sınıfı başarısızlar, başarılılar diye ayırmıştı. Bu başarılı grubundakiler aynen sözlükte her şeyde bir kusur arayan tipler gibi başarısızları ezmeye çalışırlardı. Ayyy evlerden ırak olsunlar!!!

açıkçası pek kızmıyorum hatta acıyorum. mesela bir şekilde 20li yaşlarımda olduğumu bilen biri paso ergen ergen diye dalga geçiyor benimle sürekli geyik amaçlı duyurular açtığım için. o kadar işsiz ve zavallı ki kendini bu şekilde tatmin edebiliyor ancak.

senin dediğin şey de benzeri, öyle yapan insanlar aslında gerçek hayatta çoğunlukla ezik, iki höt desen ikileyecek tipler. anca buralarda öyle takılıyorlar işte.

özet: gerçek hayatlarındaki ezikliklerini burada başkalarını ezerek tatmin etmeye ve unutmaya çalışıyorlar.

Neyi dert edecegini sasiriyorlar iste. Sozlukte cok fazla var ama.

Yazim hatalarindan dolayi kimseye laf soylemisligim yok. Kendim de yaparim bazen yazim hatasi. Kendim cok bilen biri degilim ki insanlari onu bilmiyorsun, bunu ogren de gel diye laf sokayim. 3-4 kere hem de?
En fazla yanlis oldugunu soylemisimdir, "cahil, git ogren gel" gibi ifadeler kullanmam.
Bak iste, neden bu kadar dert ettigini anlamadim.

Evrenle ilgili bir sey tartisiyorsunuz, ben de evrenle ilgili tartistiginiz konu hakkinda soylediginin yanlis oldugunu soyluyorum. Nerede sikinti var anlayamadim. Bozuk turkce kullaniyrosun degil, konu hakkinda soyledigin sey yanlis diyorum. He belki dogrudur, ben yanlis biliyorumdur, fakat bu kesinlikle bir saldiri falan degil. Bunun seni rahatsiz etmesi de normal degil. Ben yanlis isem dersin ki hayir, benim soyledigim dogru, cunku boyle boyle... Basligi acan sen bile degilmissin ki soruya cevap degil diye rahatsiz olmus diye dusuneyim. Orada bahsettiginiz cekim hizi-isik hizi kiyaslamasi yanlis. Olay bundan ibaret:) Birileri astrofizikten bahsederken kalkip cumledeki anlatim bozukluguna kafayi takacak kadar issiz degilim.
Insanlar neden bu kadar gergin diye soruyorum simdi ben de fakyoras gibi.

Yazim hatalarini farkedip uyardigim da cok olmustur, hala da yaparim ama yerine gore ve mesaj atarim bunun icin, kimse de kizmadin hatirladigim kadariyla. Bazen cumlenin anlami kayiyor, duzeltilmesi hic de fena fikir olmadigi durumlar oluyor. Ben yanlis yazdigimda beni de uyarsinlar isterim.

Gercekten anlamsiz bir gerginlik var herkeste. Ister metrobus, ister eksiduyuru ister olsun.

Edit: Verdim cevap.
Bundan sonra senin icin ozellikle dikkat edecegim senin basligina yazmamaya:)

Valla benim bulunduğum bölgede, yılbaşı adına hiçbir şey yok. Dükkanlar bile yılbaşı kutlaması için isteksiz.

olmaz mı. bir zamanlar battle for middle earth oynarken gözümü kapattığım an atlılar "rohiriiiim" diye koşturuyordu.

Oldu tabii. icy tower, volfied ve zuma'nın geçici zararları oldu. Gözümü kapattığım yerde tükürdüğümün kurbağasını görüyordum.

normaldir. gün içerisinde ne yaparsan, gözlerini kapayınca görürsün. mgr revengeance oynadıktan sonra 2 hafta boyunca sahneler gözümün önünden gitmedi. etkiledi beni.

World of warcraft üzerimde bolca gösterdi bu etkiyi. Az raid yapmadım gözlerimi kapattıktan sonra hala. Sadece oyun değil bu şekilde içine dahil olup çok uzun vakitler geçirdiğiniz her şey rüyada karşınıza çıkıyor mutlaka.

Bunun bir de adı olmalıydı.

18 wheels of steel across america oyununa bir ara arkadaş çevremle beraber fazla sarmıştık. Benzin istasyonlarında sarı renkli işaretler görüyordum. Hatta arabayla gittiğimde kendimi benzin alma işareti ararken bulduğum oldu birkaç kez.

sonra geçiyor..

Daha kötüsü de var. Dün yatmadan önce birkaç saat Sherlock Holmes: Crimes and Punishments oynadım, bütün gece uykumda dava çözmeye çalıştım. O da yetmedi çözemediğim her sefer uykumdan uyandım adam gibi uyuyamadım. O da yetmedi uyuduğum zamanlarda da sağa sola dönüp ığğıı ığııı diye inliyormuşum, hatun kişisinden öğrendim tabi. Ulan The Evil Within, Outlast bile böyle rahatsız etmemişti beni. Serde Sherlockluk yokmuş demek.

Hayatım boyunca quake oynadım.
Son 1 yıldır dokunmuyorum.

Geceleri kulağımda zıplama sesleri, rüyada elimde roketle gezmeler, uzaktan adam sesleri duymak..

Delirmişiz tedavi edenimiz yok.

oluyo ya team fortress 2'ye taktım bu aralar kapatınca engi'ler havalarda uçuşuyo

olmaz mı.

ilk tavla öğrendiğimde saçma sapan hayaller kurardım. odada oturanların arasında boşluk varsa şuraya ne güzel kapı alınır diyordum. yerinden kalktı mı da ha işte oraya getiririm pulu derdim.

Eycofta paladin gezdiririm rüyalarımda. arkada da müzik çalmaya devam eder.

come my room diye bir şey yok.

yalnux +1

Verdiğiniz iki örnekteki anlamlar farklı, ilk cümle odama gel demekten uzak; öyle bir cümle ancak kedi veya köpeğiniz adının my room olması halinde geçerli olur. ''come''dan sonra araya bir de virgül attınız mı, ''odam, gel!'' demek.

Burada to yön belirtmek için kullanılır

come my room, doğru vurgu ile söylenirse 'odam gel bakim buraya, hanimiş' anlamında.
'to' bir preposition, -e -a eki gibi, burada odam+a ifadesinin oluşmasını sağlıyor.

edit: kaymak daha anlamlı açıklamış :)

come my room diye bir şey yok, düz çeviri uygularsak come my room "gel odam" (my room - benim odam) oluyor, odama gel olması için "to" var arada.

meğer herkesler yazmış ben yazana kadar.

Open the door ile
open to the door
ne farki var o zaman?

hareket belirten fiillerde yönelme durumu varsa "to" kullanılır. buna istisna fiiler de vardır tabi. bazen bu istisnaları yaratan isim grubu kelimeler de olabiliyor.

go to school - okul-a git.
come to me - ba-na gel.
run to the sea - deniz-e koş

hug me - bana sarıl (istisna)
come home - ev-e gel (istisna)

open the door "kapıyı aç"
open to the door "kapıya aç" demek oluyor. (yön veriyor gibi yani, kapıya doğru aç gibi bir şey oluyor)

open to the door diye de bir şey yok.

open the door var. çünkü open yönelme veya belirli bir yöne hareket belirten bir fiil değil.

open THE door = kapıYI aç
open TO THE door = kapıYA aç

come from my room, not your room. var bir de.

hahaha olm open to the door ne lan :D ciddi ciddi aiciklamaya calismissiniz bir de :D

istanbul'un havası leş gibi. ne yazık ki bu lanet olası yerde yaşıyoruz ve hepimiz öleceğiz.

istanbul'un havası evet çok kirli ama o sis nemle alakalı.

sis değil o hava kirliliği.

Sis+hava kirliliği. Yüksek basınç sistemi sebebiyle. Avrupa da aynı sistemden muzdarip bir çok yerde sis var bu aralar.

Kadıköy Thales.

Bu saatte Rocknrolla olabilir sakin oluyor genelde. Plak-a'nın da müziği dozunda ve iyidir.

rocknrolla, kahve kültür, lal (lalde müzikde pek yok, çiftler için iyi ama)

Zaman aşımı nedeniyle cevap vermiyorum.

2 yil onceki sorulari gormuyorum

Hatta birileri 1 ay onceki soruya cevap vermisse, ben de yanda gormussem cok bilgiye dayali degilse cevap vermiyyorum. 2-3 gun sinirim

@angelus, 20 gün önce sorulan soruya bile mi nedir süre kısıtın? Ya bugün ya hiç mi?

Eski soruları aramıyorum; bugün sorulmuşsa ona bakıp cevap veriyorum. Ben 2. sayfaya bile bakmıyorum esasında.

duyuruda son kaldığın yerden devam etmeye çalışırım. eski duyurulardan birine denk geldiğimde cevapsız kalmışsa veya asıl cevap verilemememişse, önem arzediyorsa cevap veririm.

Görürsem cevap verebilirim.

la haine
the shining
çıplak vatandaş

(bkz: shawshank redemption)
(bkz: truman show)
(bkz: forrest gump)

O sebeple bu kadar popülerler zaten.

hababam sınıfı
hababam sınıfı sınıfta kaldı
hababam sınıfı dokuz doğuruyor

What's up Doc? (www.imdb.com
The Purple Rose of Cairo (www.imdb.com
The Party (www.imdb.com

Toplu arkadaş buluşmalarında bunları izlettim, beğenmeyen çıkmadı ki arkadaş grubum için mucize bir olay.

forrest gup
you've got mail

@solfej +1

görüyorum ve arttırıyorum hatta:

(bkz: the green mile)
(bkz: dead poets society)
(bkz: back to the future)

Beşiktaş'ta pahalı olmayan bir şey görmedim diyebilirim. Gören varsa bana da söylesin.

levi.

levi doluymus.

alkımın üstünde biryer vardı adını unuttum, orada olabilir mi

Yapamazlar.

telefon görüşmesinde herhangi bir bilgi verdiniz mi? vermediyseniz bir şey olmaz, zarf atmışlar.

Genelde cümlerinin içerisine "bıdı, bıdı, bıdı onaylıyor musun?" gibi şeyler sıkıştırıyorlar. Kredi kartı bilgilerinin ne yazık ki çok da iyi korunan şeyler olduğunu düşünmüyorum. Mutlaka bilgiler bu tarz insanların eline geçiyor. Bu tarz görüşmelerde ne söylediğinize dikkat etmenizde fayda var. Fazla uzatmadan görüşmeyi sonlandırmak en iyisi bence.

@solfej peki telefonda verilen sözlü onaylar bu tarz hizmetleri başlatmak için yeterli midir? yani ıslak imza olması gerekmiyor mu? sadece bir evetle bana 1 senelik sağlık sigortası başlatabilirler mi mesela?

ellerinde bilgi yoktur. onaylıyorum demeniz bile yetmez sizden para almalarına. muhtemelen sonrasında kredi kartı bilgilerinizi isteyeceklerdi.

çekemezler.

geçen bir haber çıkmıştı kadın evet diyip onay verdigi için baya borç çıkarmışlardı

o haberi araştırmanı öneririm

sonucta hukukcu falan degilim de, o bankalarin aldigi onaydan falan once seninle bir hizmet sozlesmesi yapmis olmasi durumu var, senin adamlarla hali hazirda bir anlasman var, bir suru potansiyel seyi de kapsayan madde iceren.

kafadan biri seni arayip "onayliyor musunuz?" deyip hic bir halti adam sana onaylatamaz. banka seni aradiginda' senden onceden aldigi bilgi dahilinde dogum tarihi, yeri, baba adi, anne kizlik soyadinin harfleri gibi seyleri teyit ediyor, ondan sonra onayin bir sey ifade ediyor.

ha, sen bu adamlara bu bilgileri verdiysen konusurken, bunlar daha sonra bu bankayi arayip, ellerindeki bilgilerle islem falan yapabilir o ayri. yoksa o kadar kolay degil o isler. orada bile, para transferi falan yapilacaksa telefonuna mesaj gelmesi falan gerekebilir, ama onun bir yolunu bulmuslar midir, onu bilemiyorum bak.

bunlar beni 2 ay içinde 3 defa aradılar. insanı bir de şüpheye, dalgınlığa düşürüyor pezolar. Hani ulan neyse iptal ettirip şu kadar vereceğime şöyle olsun 100 tl veriyim gitsin diyorsun hoop çekiyorlar paranı kartından ya da sana yatırtıyorlar. Bunlara inanmamak lazım.. Konuşurken ben " kardeşim varsa ıslak imzalı sözleşmem seninle mahkeme kanalıyla gel sıkıyorsa al benden paranı " dedim kapattım telefonu. özetle birşey yapamazlar.

he bir de sesli onay nasıl oluyor felan deyince bankalar da yapıyor bunu diye ileri sürüyorlar ancak sizin banka ile ıslak imzalı bir sözleşmeniz var bunlarınki ise palavra. inanmayın, çevrenize de söyleyin bilinçlensinler.

teşekkürler. banka bilgilerimi fln vermedim tabi ki. bir tek nereden biliyorlarsa yk hesabım olduğunu biliyorlar. bunun üzerine ben o zaman benim bilgilerimi söyleyin diyince kem küm etti zaten. bir tek adımı soyadımı biliyorlar. işin ilginç yanı binlerce kişiyi aramalarına rağmen nasıl oluyor da bu işi devam ettirebiliyorlar hala? yakalayamıyorlar mı bunları?

DOKUZUNCU BÖLÜM:ÖZEL HAYATA VE HAYATIN GİZLİ ALANINA KARŞI SUÇLAR


Madde 132 - (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlâl eden kimse, (Değişik ibare: 02/07/2012-6352 S.K./79.md.) bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlâli haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, (Değişik ibare: 02/07/2012-6352 S.K./79.md.) verilecek ceza bir kat artırılır.

(2) Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, (Değişik ibare: 02/07/2012-6352 S.K./79.md.) iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın (Ek ibare: 02/07/2012-6352 S.K./79.md.) hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, (Değişik ibare: 02/07/2012-6352 S.K./79.md.) bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle: 02/07/2012-6352 S.K./79.md.) İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.

(4) (Mülga cümle: 02/07/2012-6352 S.K./79.md.)

adamin adini yazmadikca bir sey olmaz. adam size hakaret ediyorsa adini da verebilirsiniz. bunun disinda gg.

ayrica polise yapilan ihbarlar ifsa sayilmaz. ucuncu kisilere verilirse ifsa olur.

Vatandaşı bırak hakimler tarafından bile bir sürü süzgeçten geçirilerek okunuyorlar yasalar hangi rehberden bahsediyoruz. Sadeleştirilmiş, basitleştirilmiş bir hukuk rehberi tamamen yanlış anlaşılmalardan ibaret olur. Ha zaten doğası gereği karmaşık olması yetmiyormuş gibi daha da karmaşık hale getiriyorlar orası ayrı konu.

ya zaten ifsanin kelime anlami ucuncu kisilere yaymak degil mi? burada cok aciklama beklememek lazim.

polise ifsa etmek diye bir tabir yok. bu bir oksimorondur.

Veriyor maalesef. Ancak bunda şöyle bir istisna olması gerektiği görüşündeyim: eğer mesajlarda küfür, hakaret, taciz, mobbing varsa bunlar moderatöre iletilebilmeli ve üzerinden işlem yapılabilmeli.

modlar açıkça demiş biz sizin özel mesajınıza karışmayız diye ama mesela ekşi sözlükte millete özel mesaj atsan nikaltına kusarlar yönetim de oradaki yazılanlara göre hesabınızı uçurur kısaca ekşide adalet yoktur.

@godoşu beklerken

MADDE 134.– Maddenin birinci fıkrası metninde, özel hayatın gizliliğinin ihlâli suç olarak tanımlanmaktadır. Böylece, gizli yaşam alanına girerek veya başka suretle başkaları tarafından görülmesi mümkün olmayan bir özel yaşam olayının saptanması ve kaydedilmesi cezalandırılmaktadır.
İkinci fıkrada, böylece elde edilen saptama ve kayıtlardan herhangi bir suretle yarar sağlanması veya bunların başkalarına verilmesi veya diğer kimselerin bilgi edinmelerinin temini veya basın ve yayın yoluyla açıklanması suçun ağırlaşmış şeklini oluşturmaktadır.
Maddenin ikinci fıkrasında, kişinin özel hayatına ilişkin görüntü veya seslerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu görüntü veya sesler örneğin soruşturma kapsamında hukuka uygun bir şekilde kayda alınmış olabileceği gibi, birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi suretiyle elde edilmiş olabilir. İkinci fıkrada tanımlanan suç, elde edilmiş olan bu ses veya görüntü kayıtlarının ifşasıyla, yayılmasıyla, yani yetkisiz kişilerce öğrenilmesinin sağlanmasıyla oluşur. Bu ifşanın hukuka aykırı olması gerekir. Bu bakımdan özel hayata ilişkin kayıtların, savcılık veya mahkemeye verilmesi, duruşmada gösterilmesi ve dinlenmesi hâlinde, söz konusu suç oluşmayacaktır. İfşanın, basın ve yayın yoluyla yapılması, söz konusu suçun nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir.



Gerekçesi var her yasanın. Gerekçe madde numarası diye aratınca çıkıyor. Hukuk kitaplarında zaten uygulamasının açıklamaları var.

@mistreated: okuduğumu anlama sorunum yok ama sorumu belirginleştirme sorunum belli ki var.

bu anlattıklarınız, görüntü ses ve bunları ele geçirme yöntemleri bunların izinsiz oluşuyla alakalı olmasa ne kadar geçerli olur?

birisi internette bir diğerine mesaj atmak ve bunun içine diyelim ki hakaretamiz içerik koymak eylemlerini sırasıyla seçerek gerçekleştirdiğinde zaten kayıtla ilgili maddeler devredışı oluyor bir kere. işin bunu kullanmakla ilgili kısmı derdimiz oluyor. -işte mesela o maddede bunun kriter olup olmadığı bile yok o nedenle o 79 neyse herhalde onda var diye özellikle sordum-

buraya bir şey koyuyorsunuz ve neden mantığıma ters düştüğünü söyleyerek size sorular yöneltiyorum. burada sizi bir bilen, bir öğretmen yerine koyduğumdan ve cevap vermek istemezseniz belirteceğinizi düşündüğümden buna kalkışıyorum.

ancak zaten sorumun temelini oluşturan şeyi paraphrase ediyorsunuz. verdiğiniz maddeye tbmm sayfasında da baktım, tarihi verilmiş olan mülga cümle diye belirttiğiniz kısma da (neyin kalktığı, neyin yürürlüğe girdiği ayrıntısı belki aklımda konuyu daha daraltıp spesifikleştirir amacıyla bakmaya çalıştım). tbmm sayfasında sizin referansları vermeye gerek bile görmemişler.

o nedenle o parantez aralarının içeriğini, hepsi de kısaltma olduğundan, aratınca bulamıyorum. zaten özellikle rahatsız etmek gibi bir derdim olmadığını anlatabilmek adına bunu önce de belirttim. bir şekilde sorumu sormayı beceremiyorum ama nedenini anlayamıyorum. iki şekilde de teşekkür ederim zaman için.


(kafamda soruyla ilgili oluşan diğer sorular: 1. internette bir sitedeki özel hesaptaki iletişi modu, e-mail hesapları ile aynı özel hayat statüsünde mi, değil mi, bunu anlamak için hukukun neresine bakmak lazım? 2. mantıklı olarak polisin 3. kişi olmamasını bilmemle, hukukun bunu belirtmek zorunda olması farklı şeyler değil mi? yani tanımlardaki ciddiyet nerede, bunu merak ediyorum. bu benim vatandaşlığımla ilgili olan bir başka yasada mı belirtilmiştir, o zaman bunu mu bilmeliyim? 3. polisin görevini kötüye kullanma ihtimaline karşılık gelen durumlar, mesela şikayetçi taraf polisse veye şikayetçi şikayetini yetkili bir tanıdığının ele almasını sağlamışsa, hukukta nasıl garantiye alınıyor, bu başka bir dava mıdır? --- bunların burada cevaplamasını beklemiyorum, madde içeriğinin bu soruları soramayacağım kadar net ve referanslı olmaıs beklentisindeyim. ama "hukuka aykırı" dediğin yerler ve benzerleriyle o "hukuku" yapmışsın, yani dönerek kendine referans etmiş ve totolojide bulunmuşsun ve olayı sağduyuma bırakıyorsun - yasaya, yasanın yazılışına diyorum bunu)

selam. ben hukukçu değilim öncelikle. (bkz: avukat değilim ben) kardeşim hukuk son sınıf olduğu için evde bolca kaynak kitap var ve devamlı hukuki muhabbetler dönüyor. istişare edebiliyoruz gerektiğinde.
bahsettiğiniz polise yargıya taşıma konusu gerekçede açıklanmış. o ifşa sayılmıyor. zaten karar verilene kadar ifşa var vs demek kendimizce yargılama yapmak oluyor.

79 kısmını bilemiyorum. aradım google'da biraz, bulamadım. tck 79 değil ama o belli. hukuki terminolojiye çok hakim değilim zaten.

ilk kanun metnini internetten kopyaladım çünkü bir sürü spekülasyon yapıldığı ve öznel yorumlar geldiği için soruya doğrudan ve tam cevap veren bir metin girmek istedim. ama yorumlanma kısmını bilmiyorum. yasaları bilmek için uzman ya da avukat olmak zorunlu değil zaten. uygulama kısmı için uzmanlık gerekiyor. yasaların akla mantığa uygun olduğu ideal bir ülkede her bilinçli vatandaş yaptığı işin yasaya ters düşmemesine dikkat etmeli, eğer ülkede hukuki sorunlar varsa da en azından kendini zor durumda bırakmayacak şekilde davranmalı diye de düşünüyorum. buna binaen maddeyi buraya yapıştırdım.

aslında olay özel hayattan haberleşme özeline doğru kaymış gibime geliyor. yani iki kişi arasındaki haberleşme gizlidir, özeldir, bundan dolayı da karşı tarafın rızası olmadan ifşası bahsettiğimiz istisnalar haricinde suçtur. son sorularınından ilki için bunu söyleyebilirim. bence bu konuyu tam olarak açıklıyor, açıklayamadığı şeyi de ben anlayamadım sanırım. sorularınızdan ikinciyi de tam anlayamadım. üçüncüsü ise görevi kötüye kullanma suçu, muhtemelen başka bir maddeyle düzenlenmiştir. yani maddelerin ilişkili olabileceği konuları tüm detaylarıyla birbirine yakın ya da alt alta yazmak aynı şeyi pek çok kere tekrarlamaya sebep olacağından kategorizasyonu tematikleştirme yoluna gitmiş olmalılar.

cevaplarımda hatalar olabilir, hukukçu olmadığımı belirttim zaten. sırf cevaplamak için evdeki tck özel hükümlerini açıklayan hukuk kitabına baktım ama 134'ü içermiyordu. yine tck pratik çalışma kitabına da göz attım ama ilgili yasaya ilişkin bir örnek olay yoktu. umarım bir hukukçu gelir aydınlatır ben de öğrenirim ne olduğunu.

O fiyatlarla gümrüğe takılır ürün. Vergi ödersiniz.

Ödemezmişsiniz, biyerimden atmışım. Vergiyi hesaplıyormuş artık Amazon abi.

850 evo aldım 235lira gibi bişeye geldi sanirim kargo dahil
hesapladiğindan biraz pahaliya mal olabilir bankalarin kur farkindan dolayi
orda ne yaziyosa onu ödiceksin ekstra bişey olsa amazon senden keser zaten onu
yaklaşik 20 günde elinde olur

edit:ödeme sayfasinda tax olarak gösteriyo zaten eğer ödemen gerekiyorsa

amazon gümrük vergisini de senden alıp o şekilde gönderiyor ürünü zaten. 100 doların altındaki ürünlerde herhangi bir sorun yaşamazsın.

www.amazon.com

mesela yukardaki ürün için "+ $44.51 Shipping & Import Fees Deposit to Turkey" diyor. zaten vergi ücretini de alıuyor senden. yalnız ben hiç 100 doların üzerinde bir şey almadım amazondan o yüzden yine de net bişi diyemiyorum

kulaklık almıştım haziranda "4 gün" sonra geldi. 5 gün önce steam controller aldım, out of stock'tu zaten, 11 ocakta gelecek diyor. bakalım.

@berginyonbaenre
ben de 850 evo alcam da bu fiyat onun fiyatı, sen nasıl 235 e aldın

www.amazon.com

evo'nun fiyatı öyleymiş şu an amazonda.

normal al geç, takılman gereken bir nokta yok, karışık değil. ödemeyi dolar olarak yap amazon kur farkı banka kur farkından daha fazla. dolarla ödediğimde hiç şişirme olmadan o günün kuru neyse ondan çekiyor banka(yapı kredi, başkasını bilemem) ek ücret almadan ama amazondan çevirince tr fiyatı şişiyor.
$79.99 + $5.39 Shipping şuan vergi yok. 248 lira oluyor maksimum da 250 filan olsun hadi çekeceği... çekildiği günün kuruna göre bu arada sipariş verdiğin günün değil, para da kargoya verileceği gün çekiliyor.

vergi alınmayacak gibi göründüğü halde vergi ücretini de sonradan ekleyip çekerlerse(bende bir kez oldu) desteğe bildirip geri alırsın(ben de bir başka arkadaş da aldık aynı üründe aynı miktarı)

amazon vergi çekmezse gümrükte ya da teslimatta senden vergi alınmaz, üründen vergi alınırsa tüm masrafı amazon kendi karşılar ürünün gelir.
ne görüyorsan onu ödersin.

bu arada washe o 100 dolar olayını neye göre söyledin? zaten gelmeyecek ürünleri göndermiyor... $850'lık ekran kartı da aldım sorunsuz geldi.

biraz bekleyip christmas zamanı almanı tavsiye ederim. fiyatı dip yapar

daha ucuza türkiyeden aldım 260 liraya, şuan mutlu mesut kullanıyorum. satın aldığım kişi amazondan alıp üstüne kar ekleyip sattığını söyledi ama nedense burdakinden daha ucuza sattı bana :)

"Cafe Rea" olabilir belki.

starbucks işte

Sahaf cafe olabilir.

tuzla otobüslerine ya da harem gebze minibüslerine bin.

Market olan Mopaş'tan mı bahsediyorsun? Kadıköy'e insene ne işin var üstkaynarca'da.

Edit: Bu cevap ibret olsun diye kendini imha etmeyecek.

Ayakkabı

Helikopter

Araba ve helikopter seçeneği eğer ilgisi varsa daha güzel bence. Kıyafet hediye her zaman risklidir.

Bir de eklemek isterim. Eğer maddi durumu iyiyse, mont ve ayakabıyı kendi de alır. Ama canı istese de maket araba ve helikopter gibi şeyleri almayı lüks ve gereksiz gibi görebilir. O yüzden eğer böyle şeylere hevesliyse alsan mutlu olur bence.

kesinlikle ayakkap

helicopter. ama 20 cm olan cok ufaklardan alma. az daha büyükleri var 30 cm falan onlardan al.

İlgisi varsa 2-4 eğer yoksa 1.

ben ceket diyorum.

Drone, Multikopter.

www.gokamera.com
www.gokamera.com

şu 2'sinden biri olabilir mesela.

helipkopter önde gidiyor gibi.

aslında esas istediği şey uzaktan kumandalı benzinli araba. ama ben alamam o kadar pahalı bişey. o yüzden maket araba ya da helikopter alternatifine döndüm.

milletin ne sevgilisi var be

bi erkek olarak şu 4lüden deri ceket mutlu ederdi beni
anahtar nokta sevgilin en çok hangisine mutlu olur onu düşünmen

4

DERİ CEKET

400'e iyi bi deri ceket bulabiliyorsan o, yoksa bot.

telefondaki kameranın özelliklerini bağlı o.
ben lumia920 kullanıyorum, enstantene ayarı bile olduğu için istediğim tonu yakalayabiliyorum. eğer sende de varsa enstantene ile oynayabilirsin.

bir de telefonların mercekleri yansımalarda patlatabiliyor renkleri. çatıya güneş çok dik açı ile vuruyorsa bu sebeple parlamış olabilir.

güneşin akşama doğru yaklaştığı zamanı bekle.
gece modunu dene.
ıso değerini düşür.
emin olamadım ilk aklıma gelenler bunlar

neresi parlak çıkıyorsa oraya odakla. pozlamayı o noktadan yaparsa orada ışık patlamaz ama diğer yerler karanlık kalır.

Polarize filtre kullan.

fotoğrafı çektiğin saatlere bağlı, eğer öğlen ve güneş tepedeyken çekiyorsan çatıya netle ve iso değerini düşür.

iki tane fotoğraf çeksen mesela ?
Bİr tanesini üst taraftaki ışık dengesine diğerini de alttaraftaki ışık dengesine göre çeksen de sonra basitçe telefonda üst üste bindirsen ?

telefonda hdr çek(kaydetmeden önce oynamana izin veren yazılım bul bir tane, ya da sonradan shadow'ları düşürürsün çok açık gelirse),
kamerada raw çek.

ne ile cekersen cek fotograf cekilecek en kotu saatler gunesin dik geldigi zamanlr olacaktir. daha uygun saatte gidip bu fotografi cekersen sorun ortadan kalkar.
ikinci olarak golden hours olgusu soz konusu fotografta. fotograf isik oldugundan en iyi cekilen fotograflar golden hours da cekilir. www.golden-hour.com adresinde hesaplama seysi bile vardir = )

bence telefon ile çekilen fotoğraflarda en çok verim parçalı bulutlu havadan alınıyor, parçalı bulutlu havayı tercih et.
öğle saatlerini tercih etme, güneşi mümkünse arkana al.

artı olarak picasa programında dereceli tonlama ayarı var, o ayar ile fotoğrafın tümünü karartmak zorunda kalmadan sadece gözyüzünü biraz koyulaştırabilirsin.

(bkz: uy)

uşağum

Mükemmel denecek bir tespit. Bütün Sular, Ahular Karadeniz'den çıkma zaten, çok doğru.


Yalnız görüyorum ki bu ülkede ne kadar anlamsız fikirlere sahip olsan da destek bulabilirmişsin.

(bkz: ahu türkpençe) samsun

Karadenizliyiz. abimin ismiyle benim ismim arasında aynı olan harf bile yok.

kendine "tik" atmış hey allahım ya. laz mısın uşağum?

nerede abi-kardeş içinde "u" geçen birilerini tanısam karadenizli çıktı.

demişim tüm karadenizliler için geçerlidir, dememişim ki.

millet okuduğunu anlamaktan aciz.

soruma cevap, çünkü dilleri u ya evrilmeye müsait.

Kesme/Bağlama bedeliymiş. Burda dursun.

spotify bi yere kadar isini görür.

spotify olmuyor ya.. belli listelerin dışına çıkılmıyor.. çoğu müzik plaformunda olduğu gibi birden fazla tag'le arama yok

8 tracks

teşekkürler @solfej tam istediğim mantıkta bir site..
veri tabanı umarım gelişiyordur.

kulaklık.

ses cok degil, oda harbi anormal ses aliyor.

hata sende iki yıl boyunca sineye çekmişsin adamda sanıyorki sen o odadayken kendisi ses yapmıyordu.

Sese karşı senden daha hassas demek ki.
Bir de böyle düşün.

2 yıl boyunca odada kalırken yaptığını yapıyorsun şimdi de. Yapma. Ben yerinde olsam gayet bıyık altından gülümseyerek "ee alışacaksın buna ben 2 sene çektim sıra sende abi kusura bakma" derdim. Oldu bitti.

duvarını kapat ses izolasyon ürünleriyle. epey yardımcı oluyor. benim bilgilsayar ile yatak odası arasında sadece bir duvar var. komple kapadım o duvarı hanım şu an gayet mutlu

Başvuru yaparken abonelik için peşin ödeme yaptınız mı? İlk faturada onu yansıtıyorlar çünkü. Ya peşin ya 2 Taksitle gibi.

direk protest bir grup: rage against the machine.
megadeth'in countdown to extinction parçası
yine megadeth'in youthanasia albümü.
motörhead, 1916, march ör die, orgasmatron, brotherhood of man
metallica'nın and justice for all ve master of puppets albümlerinin tamamı

www.youtube.com

black veya death metal dinlicen hacı. en güzel bu doyurur.

Genel olarak bir tarz veya grup aklıma gelmese de çok bilindik bir gruptan az bilinen protest sayılabilecek bir şarkı.

www.youtube.com

içimi baydı

hüzün ve gerginlik. neyin gerginliği bilmiyorum ama ian gillan'ın attığı çığlık beni geriyor fakat acayip de bir haz alıyorum.

melankoli.

çığlığa kadar idare ederdi sonrası çekilmez.

rock müzik tarihinin en sağlam şarkılarından biri. 3 kere deep purple konserine gittim maalesef canlı dinleyemedim
Çığlık kısmında 4-4.5 oktav yardırıyor adam tabii çekilmez diyenler de olabiliyor

Cevap: benim için hüzün

link bende restricted diyor açılmıyor ama child in time mi, çığlık mığlık :D

bu şarkıyı ilk defa lisede dinledim. ingilizce sınavındaydık, bir arkadaşımla kağıtlarımızı erken verdik. düşük mevcutlu bir sınıftı ve hocayla da aramız iyiydi, beklerken müzik dinlememize izin vermişti. çığlıklar bir başladı, gülme krizine girdiğimiz için dışarı çıkmak zorunda kaldık. 15 yaşında bu kadar anlayabilmiştim.

bende öfke uyandırmıyor. genel olarak negatif bir his vermiyor. huzurlu bir sükûnet ve hüzün, sonrasında belki coşkulu bir isyan ama yine de sakin. garip oldu ama...

ayrıca mükemmel şarkı.

hepsinden var. hüzün, öfke, umut, coşku, sakinlik, acı, mutluluk,..

Bekleyişin şarkısı bu bana göre.

kaç para lan bi hammond diye bağırasım geliyor.

insanların ruh halleri değişkendir, bu şarkı da seni bir değişkenden öbür değişkene atar.

ben şahsen bu şarkıda birden kızgınlık/öfke hissedebiliyorum, ucundan isyankarlık.kimi zaman da açarım ruhumu dinlendiririm

Bu arada 20 şınavı tam yere değerek nizami çekiyorum ve 100 taneyi de öyle yapsam ne olur onu soruyorum.

çekebiliyorsan ne ala

Bir anda çok zorlarsan kendini sakatlanma riskin yüksek diye düşünüyorum.

Çekemezsin. Çekebiliyorsan zaten çekebiliyorsundur.

Çekemezsin.

20 tam şınav çekiyorsan zorlaya zorlaya 35 hadi 40 çekersin. O sırada zaten tekniğini kaybedersin. 45'ten sonra da kolun kıpırdamaz.

100 şınav çekecek kadar gücün/kondisyonun yoksa yirminci tekrar sonrası laktik asit birikmesi başlayıp kaslardaki ph değeri düşeceği için asidik bir ortam oluşur, sonrasında istesen de istemesen de durmak zorunda kalırsın. Bu vücuduna zarar vermez; bir süre sonra eski haline gelir. Onun dışında zorlamaya devam edersen rotator cuff problemi yaşayabilirsin. O baya sıkıntı oluyor.

Olmaz o is :/

peki mesela o asidik ortam oluşan yere tampon çözelti enjekte etsek ya da bi şekilde o ortamın asidikleşmesini, laktik asit birikmesini engellesek. o zaman nolur? tamamen teorik bi soru tabi

@ghillen..

onun benzeri atlarda var doğuştan. yorulmuyorlar hiç. ama ne oluyor, çatlayarak ölüyorlar zorlayınca.

O asidik ortamın oluşmasının amacı "Sen bu kadarını yapacak kadar olmadın daha biraz yavaş ol" şeklinde vücudun uyarmasıdır. Onun dışında, laktik asidin birikmesini kesemezsin, zira laktik asit vücudun oksijensiz ortamda kullandığı enerji sisteminin atık ürünüdür. Ölmediğin sürece vücut onu üretmeye devam eder.

Eğer yorulduğum halde devam edip acıyı boşverirsem laktik asit fazla birikip zarar verici hale gelir mi?

ahaha abi çocuk musun ya? anime karakteri gibi düşünme öyle olmuyor :) istiyorsan, çek çekebildiğin kadar.

Olmuyor diyorsun da tamamiyle inaani sebepler değil mi bunlar? Yani bunu yapmamı engelleyen bir kanun felan var mı ki herhangi bir bilime ait? Yani gerekli enerjiyi alabildiğim sürece buna devam edemez miyim? Serum bağlasam mesela vücuduma sürekli olarak besin alsam olmaz mı?

aynısını şöyle yaşıyorum.

maraton koşarken 30-35. kmler arası kramp girmeye başlıyor. canım yanmasına rağmen devam ediyorum, kramp girmesine rağmen devam ediyorum. maraton bittiğinde şöyle oluyor.

www.youtube.com

senin için de benzer bir dönem olur.

O halde koşarsam ne olur peki?

@douchebag kas kaybı olmuyor mu uzun süreli koşularda? nelere dikkat etmek lazım?

beslenmeme dikkat ediyorum. uzun koşu sonrasındaki gün ağırlık idmanı ve protein ağırlıklı beslenmeyle kasları korumaya çalışıyorum.

antalya maratonunda konyaaltı'nda crowne plaza'da kaldım. maraton finishine çok yakın otel. yarış biter bitmez sürüne sürüne otele gittim, öğle yemeği saatiydi. tartıldım 3,5 kilo vermişim. 1-1,5 kilo tavuk ızgara, 2 tabak makarna, 1,5 lt su, koca bir kase çorba, mineraller, vitaminler, sonra da camış gibi bütün gün yattım, masaj, spa vs.

36.media.tumblr.com

yanılmıyorsam geçen gün belfast'ın da menüsünde gördüm.

Rindde vardı geçen sene.

@Asbe, harika bu. günceldir umuyorum.

1 yıl öncesinin listesiymiş, daha da artmıştır sayıları ama buradakiler hala mevcuttur. İzmir de öyle en azından

Rind'de mevcut. 33'lük 6.75 TL, 50'lik 9.75 TL.

fiyatlar nasil aldiginiz yerlerde ?

Seri çekim yapılıp photoshop veya benzeri bir programla birleştirilmiş.

cik cik cik diye arka arkaya hizli bir sekilde cekilmis (saniyede x kare) sonra birlestirilmis +1

motion shot denilen bir teknik bu. seri çekip photoshop gibi bir programda da birleştirilebiliyor, direkt bu şekilde çekebilme özelliği olan bazı fotoğraf makineleri de mevcut.

görüntü gopro gibi bir aksiyon kamerasıyla çekilmiş. muhtemelen seri çekim yaparak, fotoğrafları üst üste koyma olayıyla photoshop'da düzenlenmiştir. en azından ben böyle yapardım.

video olsa duramazsın, fotoğraftır o. :)

arkadaşların dediği gibi seri çekim sonrası birleştirilmiş olabilir. yani bu şekilde de yapılabilir.

fakat spesifik olarak bu foto için konuşursak gopro ile çekilip gopronun kendi uygulaması ile bu hale getirilmiş. yapılan şey aynı, sadece gopro ile daha kolay.

Gopro kullanıcısıyım. 3 saniye de 30 fotoğraf özelliği kullanarak fotoğrafları çekebiliyorum. Birleştirmek için gopro studio kullanmayı denedim fakat daha basit bir yöntemi ya da yapılma şekli var mıdır diye merak ettim. Adını da bilmiyordumç Motion Shot olduğunu öğrendiğim iyi oldu. Teşekkür ederim cevaplar için.

photoshop. fotoraf makinesi sabit kalacak sekilde arka arkaya fotoraf cekme yontemiyle yapılıyor.basit aslında.

evet photoshop'ta her bir fotoyu ayrı layer olarak açıp kolaylıkla üst üste bindirilebilir diye düşünüyorum.

ikinci üniversite diye bir olay var, 4 yıllık mezunuysanız buraya sınavsız girebiliyorsunuz

www.anadolu.edu.tr

2. üniversite olarak geçiyor okuduğunuz sosyoloji bölümü. muhtemelen yine sınavsız olarak girebileceğiniz bölümleri okuyabilirsiniz.

girersin ben 2. aöf e kaydoldum bu yılın başında

Oda içindeki ek lamba için duvar içi kanal açmanız gerekiyor. Kıracaksındöşeyeceksin kablolarını ve kapatacaksın gibi ya da kabloların görüntüsünü bir şekilde izole ederim duvarda diyorsan duvar üzerinden çekeceksin kabloyu.

Bansuri olması lazım. Kendi yaptığı bansuri hatta.

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

(bkz: one million)
(bkz: 1 million) muş

(bkz: brut) budur ama kült olmuş bana göre. swh.

first Class olabilir mi?

acqua di gio

givenchy pi

kouros.

Cok eski diyip kult ekleyince yanina pino gelir yesil cam sisesiyle.o kadar eski degil 90 lar gibi diyorsan oraya fahrenheit gelir dior dan.

ck one
kenzo pour homme (yıllardır bunu kullanırım)
acqua di gio
davidoff cool water (en fresh yaz kokularından bu da)

kültleri yazdım, yanlış olmasın. iyiler diye yazmadım.

arkonun tras kolonyasi vardi bir de ama tabi parfum degil.

Fahrenheit

www.fragrantica.com

amor amor

Birini seçtikten sonra diğerini de bana ayarla.

ilkini seçerdim. Nedeni arkadaş çevresi

ilkini seç. kuruluşta olmak hiç bir yerin vermediği tecrübeyi verir.

ikincisi ford mu?

+ maddi olan veya olmayan sosyal haklar (özel sağlık sigortası vb.)
+ kendini geliştirme (rutin olmayan bir iş yapmak)

açısından da değerlendirilmedi.

ilk iş bana daha iyi gibi geldi.

mikrodalga'ya koyma, kendi nemi yüzünden patlamaz. tencerede ocakta patlat. bol bol salla. arada bir tencerenin kapağını arala ki nem uçsun; nem gittikçe patlıyorlar. yağ olarak da 1 yemek kaşığı döksen yeterli. tuzu sonradan üstüne serpersin.

Hepsini koyim mi tencereye, orta boy bi tebcereye?

Tesekkur ederiim

ohooooooo bizi çağırmak yok mu kanka ya :(

mısır patlatmanın en önemli püf noktası, patlattığın tencerenin olabildiğince büyük olması. elinden geldiğince büyük tencereye olabildiğince az mısır koy. gerekirse iki tur yap, yeter ki tencereye mısır fazla gelmesin. patladığında ağzına kadar dolmasın demiyorum bak. en az 4'te biri boş olacak tencerenin, mısırlar patladığında.

Tencerenin dibine ne çok sık ne de çok seyrek olacak şekilde atabilirsin. Ben böyle yapıyorum. Neredeyse hepsi patlıyor ve tencereden taşmıyor.

Mikrodalgada yapıyorum ben. Fıtın poşetinin içine 2 yemek kaşığı mısır. Bir çay kaşığı tuz. Bir tatlı kaşığı yap. Poşeti bağla, iyice çaljala. Sonra da çatalla delikler aç. Yüksek derecede at mikroya. Patlayınca al. Yakma dikkat et

Sagolun leydiz and centilmins. Buyrun beraber olsun. İ am at bostanci :)

Tesekkur ederim tekrar. Sonucu yazarim buraya :)

Canavar: Tencereyi yıkamayı sevmiyorum :/

Neden üretemediler diye düşünmektese üretmek için harcasan vaktini, senin gibi düşünen insanlar, sana, 'helal olsun lan adama, biz düşünürken uğraşmış didinmiş yapmış' derler.
Değil mi?

@Rumble birader evde pisirmeye makarna yok

Ticari değil henüz çünkü.

uçan arabalardan önce ışınlanma bulanacak sanırım. ki daha iyi olurdu.

uçan araba falan yok. sanki yapsak alacaksınız. dağılın serseriler.

Ulan denizi, suyu bile ticarete döktüler. Deniz kenarında villalardan adam gibi deniz kenarında dolaşanıycaz yakında. Az buçuk deniz gören evi dünya paraya satıyorlar. Bırak kardeşim havaya karışmasınlar. Yoksa vay halimize.

Her sene başında " yıl oldu 20xx uçan arabalar nerde o.ç'ları" diye geyik yapabilelim diye tabii ki.

yahu helikopter dediğin arabanın uçanı zaten.
araba nedir azami taşıyabileceğin insan sayısının çok fazla olmadığı karada giden araç. bunun havada gideni helikopter. illa hem karada gitsin hem havada diyorsan onu bilemiycem de uçan araban olduktan sonra karada ne işin var diye de düşünürüm..

"Ucan araba kesfedilemedi" diye bir sey yok. "Ucan araba neden yapilsin?" sorusuna gecerli bir cevap var mi ona bakmak lazim once. Yeni urunler gelistirilir, prototipi yapilir, daha sonra seri uretime gecer ama bu sade bir sey icat etmis olmak amaciyla yapilmaz. Ticaretini yapmak icin gelistirilir yeni urunler, biz tv'de gorup "vay be, teknolojiye bak" diyelim degil. Seri uretime gectiyse ticari bir urun olmustur artik. Genelde ticari bir urun olmaycak seyler uzerine calisilmaz. Arastirmaci bilim insanlari, muhendisler, servet sahibi insanlar degil, odenek alarak bir seyler uzerinde calisma imkani bulabiliyorlar. Kim, hangi kurum neden hicbir getiri saglamayacak ya da maceraya girmeye degecek kadar getiri saglamayacak bir proje icin kaynak saglasin, paralari doksun ki?

Ucan araba icin de ayni sey gecerli, ucan araba uretilmiyor demek, ucan arabayi uretecek teknolojiye erisemedik degil. Yeni bir teknolojiyi uretip seri uretime gecip piyasa surmek ha deyince olacak bir sey degil. Bunun kabul edilbilir bir maliyette olmasi, alip kullanmasi mantikli bir sey olmasi, maliyeti ile sagladigi fayda arasinda bir denge olmasi lazim. Ornegin kendi kendine vucuduna giyilip kendi kendine dugmelerini ilikleyen bir gomlege 25.000 dolar kac kisi verirdi eger icat edilmis olsaydi? Bugun bir ucan araba icat etsen kime satabilirsin, satsan alacak kisi hangi trafikte yasal olarak kullanacak, kimden ruhsat alacak? Onundeki onlarca engelden sadece 1 tanesi bunun halihazirda bir proseduru olmamasi en basitinden. Eger ucan araba uretmek cok dusuk maliyetli olsaydi, ayni zamanda cok kullanisli ve insanlarin cok ihtiyac duyacagi, cok fayda saglayacagi bir sey olsaydi belkide yuksek performansli ucan arabalar coktan uretilmis, produrleri uzerinde calisilmis ve yasal zemini, trafik kurallari vs. hazirlanmis, ilgili kurumlar kurulmus ve ucan arabalar vizir vizir dolasiyor olacakti. Tabi bunlar ornek, umarim anlatabilmisimdir demek istedigimi.

Ayrica son olarak ucan araba coktan yapildi. Ama hicbir zaman seri uretime gecmedi.

abi onu bunu boşver, saç olayını nasıl çözemezler ya? koskoca koyunu klonladılar saçı klonlayamıyolar. kol-bacak naklediyolar saç edemiyolar. çok acayip bişey ya.

gerek olmadığı için keşfedilmedi bence.

normal yolda giden arabayı adam gibi kullandık da uçan arabayı kullanmak mı kaldı?

modifiye şahin yapıp aklınca "yan yan giden" tipler var olm bu memlekette, uçan arabanın amk. daha bunun rusyası var, afrikası var, var oğlu var.

yaptıkları çok bile bence.

yapıldı ancak seri üretime geçmedi, çünkü ekonomik değil, güvenli değil. insanlar daha daha trafikte sadece ileri geri, sağa sola giden araçları kullanamıyor, bir de buna aşağı yukarı eklenirse neler olur sen düşün.

en.wikipedia.org
bit.ly (Feasibility and challenges bölümünü de oku)

(bkz: elif aybüke koçak )

Şöyle de bir şey varmış.

www.youtube.com

cok uzmani olmamakla birlik (amator diyelim) pratik yolu yoktur, aslinda cok basit gibi duruyor. cogu sabit olculerde.

tinypic.com

Şöyle olur mu? Bunu hızlıca yaparsın. Yani takriben 40-45 saniye o da programı açıp düzenleyip kaydetmen dahil.

çok kolay değil bilmeyen için. photoshop değil ama balsamiq-axure gibi wireframe programlarıyla çizmen daha kolay olur.

@solfej
olur aslında. nasıl yapıyoruz?

boya aracıyla her tuşun üstüne beyazla boyayıp içine istediğiniz veriyi yazabilirsiniz pratik olarak, şablona çevirmek de zor değil ama uğraştırır.

Daha iyisini anlatıyorum şu şekilde yapabiliyorsun: i57.tinypic.com

Önce Image > Adjustments > Black & White;
ardından Image > Adjustments > Threshold;
Daha sonra Image > Adjustments > invert;
bir sonraki adımda Filter > Sketch > Graphic Pen,
en son olarak da tekrar Image > Adjustments > invert.

Bir dene yine sırayı yanlış yazmış olmayayım. Kontrol etmedim çünkü.

Daha iyi socuçlar almak için en yakın photoshopçunuza danışın:)

i59.tinypic.com

Aha, bak daha iyisini yapan çıktı. hadi iyisin.

i58.tinypic.com

Image > Adjustments > Black & White;
Filter > Sketch > Graphic Pen > Photocopy
Image > Adjustments > Invert

goo.gl

amator olarak cizimim :)

illustrator'den live trace le de yapabilisin.

should've would've could've

hahah çeviri duyurusu değil ki bu.

@tiny penny, Makele vs. sandım önce. Bakındım ama bir şey ulaşamadım eğer öyleyse bile.

Kafaya vurmalı pişmanlık bu başka birşey değil. Kendim şahsen sık sık yaşıyorum.

hesaplayan adamlar?

@vudin, Hesaplayan adamlar değil, demek istediğim pişmanlığın istikrarlı olmamaktan dolayı yaşanan şekli. Örnek verelim; mesela çok iyi enstrüman çalıyorsunuz yıllardır ama herhangi bir band vs. kurmanız için besteler yapmanız yapmasanız bile belli şarkılar üzerinde birlikte çalışıp vakit geçirmeniz gerekir, yıllar geçtikçe şu kadar zamandır bir şeyin içerisinde olsaydım şimdiye şöyle olmuştum hissi ama kuvvetli olanından yakanızı bırakmayanından bir çok şeyi biliyor ama hiçbirinin etkin olarak kullanmıyor oluşunuzdan belki de.

arayın bi deneyin şansınızı. bi de şuraya mesaj atın (git: www.facebook.com

Ara ara, borudan kayıp gelir alırlar.

Arayin hemen. Beyaz masayi da arayin.

aradım itfaiyeyi...yardımcı oldular sağolsunlar.

Nereleri neler yaptılar haberiniz yok mu? Ankara'yla yapboz gibi oynuyor bir adam daha ona ses çıkartıp bir sonuç alınamıyor. Öğrenilmişlik çaresizlik diye bir şey var.

Porto-Bayern.

not: takım tutmuyorum.

Bence ibra vs. barça keyifli olur

paris sg- barca.

ibra kırmızı kart cezalısı psg de.