mikrodalga

mikrodalga.

minifırın

aynı tipte bir evde yaşıyorum, mikrodalga fırınım yok. ara sıra olsaydı da şunu ocakta ısıtmak yerine iki çevirseydim ısınsaydı dediğim zamanlar da oluyor ama fırını mikrodalgaya ihtiyaç duyduğumdan daha çok kullanıyorum. ha ama sen ekmek pişirmeyip kek yapmayacaksan o zaman pek anlamı olmaz tabii.

mini fırın tabii ki. Mikrodalga sadece ısıtmaya ve birkaç dandik aperatif hazırlamaya yarıyor. Tavuk, et, balık, patates vs. bir sürü şeyi hiçbir hazırlık yapmadan fırına atar yemek yaparsın. Ocakta yemek hazırlamaktan çok daha kolay.

mikrodalga güzel bir teknoloji ama kullanım alanları çok dar.

Minifırın. Pratik yemek ve abur cubur yapım makinası.

kesinlikle minifırın,
bende mikrodalga da var kullanmıyorum bile, genelde yaptığım yemek bitiyo zaten he kalırsada ertesi günde hemen bi tavada ısıtıveriyorum, mikrodalganın varlığını bile unutuyorum evde.

minifırın.

mikrodalga almak yerine paranı sokağa at inan daha çok işe yarar. fırın yemeği kadar kolay birşey yoktur, herşeyi yapabilirsin, ısıtırsın vs. ama mikrodalgada anca çözdürürsün birazdaha iyiyse dandik bir ızgarası olur o da pek verimli olmaz mikrodalganın tehlikeli bir pişirme yöntemi olması da cabası.. mini fırın alın en iyisi.

hem ızgara, hem mikrodalga, hem de bildiğimiz fırın olarak çalışan fırınlara bakabilirsin. pek büyük de değiller.

panic at the disco olduğuna emin misin? öyle bir şarkıları gelmiyor aklıma.

plain white t's - hate öyle başlıyordu bir de.

@slackerbitch sana 10 numara 5 yıldız veriyorum. Kesinlikle bu. Aklımda yanlış kalmış. Çok şükür beynimi kaybediyordum düşünmekten sağolasın :)

kutuya sığıyorsa sorun yok, tartmıyorlar genellikle.

ben hic tartildigina denk gelmedim, o kutuya sigiyorsa gec dediler hep. 1 kg cok da fazla degil gerci, iki parca daha ustunuze giyip gecersiniz, sorun olmaz.

ryanair asıl kazancını bagajdan sağlayan bir firma olduğundan %99 tartar ve en ufak bir anlayış göstermiyorlar. ayrıca kabin bagaj ölçüleri diğer havayollarının standart ölçülerinden daha küçük, buna da çok takıyorlar. ayrıca kuralları gereği kabine gidecek tüm eşyaların tek bagaja sığması gerektiğinden tartılırken bir şeyleri elime alayım sonra geri koyayım yapamıyorsun.

peki fotograf makinasi gibi bir seyi boyna asip gecmek durumu var mi? olctum bagaji bu arada 53*36*21 gibi bir sey cikti daha ufagini da bulamadim acikcasi.

hayir boyunda fotograf makinesi sokamazsiniz, belki paltonun icine saklayarak olabilir ama gorurlerse valize koydurturlar onu da. arkadasimin cuzdandan biraz buyuk pasaport cantasini bile koydurmuslardi iki adet canta sayariz diye.

ölçüler 55x40x20

fotoğraf makinesi konusunda: "handbag, briefcase, laptop, shop purchases, camera etc. must be carried in your 1 permitted piece of cabin baggage"

yani ona sığdırman gerekiyor.

bagajın boyutlarında problem yoksa, sadece kiloda varsa, içinden ufak bir şeyler alıp hafifletip, tartıldıktan sonra tekrar içine koyup tek parça olarak binebilirsiniz. o arada kimse sizi takip etmiyor çantadan bir şeyler aldı aa geri koydu falan diye. 1 kiloyu eksiltmek çok kolay olur endişelenmeyin.

ben iki defa binmistim, ikisinde de tartmislardi. benim valiz 10.6 kiloydu ve gecirmislerdi ama arkadasiminki 11 kg diye onunkini almadilar. denk gelir 10 kusur kiloyu bile almazlar.
bagaj kurallarinda uzarinizde en fazla kac kiyafet olabilir o bile yaziyo.
netice olarak, evet cok buyuk ihtimalle sorun olur.

lamartin hangi havaalaninda yasadin bunu?

Bir nevi teşekkür. Gerçek hayatta birine bir şey sorduğnda, karşındaki de vaktini düşünüp cevapladığında teşekkür etmiyor musun?

henüz bir puanlama yok ama "cevap bu" olarak işaretlenmişlerin oranı listeleniyor.

duyuru'da "teşekkür ederim, bu işe yaradı, cevap buydu" denmediği için tik konmadığında cevapların hepsi havada kalıyor.

ayrıca tik konmadığında "bunu izledim, aradığım bu değil, işe yaramadı" demek. bu da büyük oranda gönderi kirliliğini önlüyor ama hiçbirine konmamışsa belirsiz kalıyor, dediğim gibi.

zaman ayırıp birine bir konuda yardımcı olunduğunda teşekkür edilmemesinin ayıp olmasından olabilir.

bu yaşta yapabileceğin en iyi şey yaşına ve cilt tipine uygun gece ve gündüz nemlendiricisi + göz kremi alıp bunları mutlaka sabah-akşam kullanman. cildini düzenli nemlendirmek en iyi önlem.

kullanacağın kremler losyon kıvamında olsun, kalın kremler kullanma, cildini doldurur! iyi bir dermokozmetik nemlendirici al, ekstra göz çevresi kremine para vermeni tavsiye etmem, vakti gelince (30'lu yaşların ilk yarısı gibi) botoks yaptırırsın :)

yağlı cilt ileri yaş için bir lütuf.
hayatta kırışmaz.

ama içinizi şöyle rahatlatabilirim, benim cildim kurunun da kurusu, nereye elimi atsam pul pul dökülecek utanmasa ve ben bile daha kırışmadım ki, 43'e beş ay kaldı şurada..içinizi rahat tutun, bol su için, botoksu 50+'den önce pek düşünmeyin derim, naçizane..

bir gün sonra gelen not: kadifepanter galiba beni de ikna etti, onu dinleyin derim, ben de kendisinden bilgi istedim.

ederim.

ederim.

ederim.
ilkokul öğretmenim sağ olsun, takıntılı yetiştirdi bizi bu konuda.

ederim. de, ki ve mi'yi doğru kullanmayanları ben de pek ciddiye alamıyorum.

ederim.

Öncelikle şu bilgiyi paylaşayım sizinle:
BlackBerry ID, aralarında BlackBerry Protect, BlackBerry App World sanal mağazası ve BlackBerry Messenger'ın da bulunduğu BlackBerry ürünlerine, sitelerine, servislerine ve uygulamalarına ilişkin bir ana anahtardır. Bu özellik, BlackBerry akıllı telefon kullanıcılarının, BlackBerry PlayBook tablet de dahil BlackBerry ID'yi destekleyen herhangi bir BlackBerry ürününde oturum açabilmesini sağlar. Arkadaşınız daha önce blackbery id hesabı oluşturmuştur. Ona sorun o söyler size.

1-whats app yüklemek için appworld e girmek zorundasın. Login olmak içinde blackberry id ister. Önce blackberry id ini öğrenmelisin arkadaşına sor.
2-Bis de bbm messenger kullanırsın. Bis olmadanda internete girebilirsin. Whatsappta kullanabilirsin.

işin kötüsü arkadaşım da bilmiyor blackberry ID'sini. şimdi blackberry.com'dan yeni üyelik aldım kendi adıma. onu telefona girince kabul etti ama whatsapp'ı yükleyemedim hala. deniyorum. sanırım olacak gibi.
çok teşekkürler bilgilendirme için. pis avea kandırdı o zaman beni. ben sadece blackberry ID'ye sahip olmak istiyorum dedim, bis istemiyorum dedim. adam bana bis olmadan blackberry ID'ye sahip olamazsın dedi.

bis olmadan sadece tarayıcadan internete girersin onun harici uygulamalar çalışmaz. mutlaka bis olması lazım. appworld de çalışmaz

appworld.blackberry.com adresinden uygulamayı indirip direkt telefona kurabiliyormuşum (tabii öncesinde üye oldum falan filan)
şimdi whatsapp çalışıyor, twitter yok ama ubersocial diye bi uygulama varmış onunla da twitter'a girmiş gibi oluyorum. bu kadar yeter zaten bana. bunlar için de bis'e para vermek istememiştim iyi ki istememişim :D

bbm gibi sadece bis üzerinden çalışan uygulamalar var, ama diğerleri (whatsapp, foursquare vs.) bis olmadan da çalışıyor.

vizesiz giriş yok, önceden başvurmak yerine giderken kısa süreli tek girişlik vize alabiliyorsun sadece.

www.yeniasir.com.tr

bildiğim kadarıyla vizeyi kapıda veriyorlar. vizesiz giriş yok.

mesela ptt'ye gittiğinde veya ups tarzı şirketlere, kutu seçenekleri olur. eşyana göre köpük sağlarlar, o şekilde halledersin.

ebay'den bir şey alırken nasıl biz 75 euro limitini düşünerek alıyorsak onların problemi oluyor o ki problem çıkacağını sanmıyorum böyle 300-400 dolarlık ürün değilse. bu konuda en hassas gümrüklerden biri bizimki diye biliyorum. uzun lafın kısası; adamın problemi.

daha iki hafta önce ptt ile gönderdim.
kırılabilecek 350 dolarlık ürünlerdi.Yalnız şöyle bir saçmalık var ptt de , bir yer bunu güzelce paketleriz kırılır etiketi yapıştırırız derken diğer bir yer kırılacak ürün gönderilmez dedi ve ben nasıl paketlediysem öyle gönderdi.yani herhangi bir şeye koymadan ptt ye güven olmaz o yüzden.
ups de ise ailem çalıştığı için biliyorum özel olarak sarılıyor ama gözümün önünde sarılan şey kırılmış şans eseri.
biraz şansa kalmış bu kırılma olayı.
gümrük de ise hiç bir sorunla karşılaşmadım ben sanmıyorum bir sorun olacağını.

doğru düzgün paketlendiği sürece senin ya da kargonun paketlemesi bir şey değiştirmez, ama gönderirken ekstra paraya kıyıp taşıma esnasında gelecek zararlar için sigorta satın alabileceğin bir gönderi metodu kullan derim.

potansiyel gümrük vergileri alıcının sorumluluğu, ama açık artırmana bunu not düşmeyi unutma.

Türkiyeden mi ingiltereden mi uzatacaksınız?

Türkiye'den uzatacağım. Süresi de 27 Mart'ta bitiyormuş. Kişinin kendisi de Türkiye'de

eğer türkiye'deyseniz ve turist vizesiyse uzatmak için değil yeniden vize çıkartmak için başvurmanız gerekiyor bence.

dolaşımdasın, dolaşıyorsun, gel geri ülkene...

@apc: memleketteyim bir yanlışlık var ama anlamadım

o zaman ayarlardan yer ve saat ayarlarını kurcalamak lazım. çünkü telefon kendini başka ülkeye ait sanıyor, seni de dolaşımda gösteriyor.

telefonun başka bir operatör üzerinden çekiyorsa da roaming işareti çıkıyor.

salatasını yemiştim.öyle çok marjinal bir tadı yok yenilebilir yani.

ımmm ahtapot. ımmm. daha 6 gün var iskenderuna gitmeme nerden getirdin aklıma.

ahtapot salatası mis olur. ımmm.

böyle dövüyolar ahtapotu falan. mis gibicik oluyo. bence adeta bir cennet meyvesi.

din güzel olan her şeyi yasakladığı için bu da yasak. hangi balığı denediysem deneyeyim hiçbiri bir kalamar etmiyor mesela gözümde. ahtapot yeme şansım olmadı ama güzel olduğuna eminim.

bizim ege kıyılarında dış kabuğu soyulup kuşbaşı doğranıp salatası yapılır güzeldir, ancak dokunaçları ve derisi üzerinde görünce ayy ıyy demeyeceksen, benim tavsiyem doğranmadan bütün halinde dokunaçları üstündeyken ızgaraya atılarak yapılmış hali, ege denizinde karşı kıyıda yunan adalarında o şekil yapıyorlar, tadı daha bariz ahtapot tadı oluyor salatasına nazaran.

Izgarasını yerim her tatile gittiğimde (burada yapamıyorum), dini boyutunu bilmiyorum ama denizden çıkan babam olsa bile yerim diyen din alimi vardı benim bildiğim.

Süper.

mısır unu ve yumurta(sanırım)karışımlı sosa bulanıp kızartıldığında kalamar ile yarışır lezzette oluyor. tüm halde pişirilen yemeğini de yedim, salatasını da ama küçük küçük parçalar halinde kızartılmış ahtapot kollarını hiçbirine değişmem. ve tadını hiçbir deniz canlısına benzetemedim ben. bak canım çekti.

salatası ve özellikle ızgarası süper oluyor.

microsoft publisher kullanabilirsin.

kastettigin turkiye'deki bankalarin bankamatik kartlariysa, alisveris yaparken ben kullanamamistim diye hatirliyorum. gerci benimki maestro degil, 'visa electron'du ama ayni lacivertin pembesi olabilir.

uzun sure kalcaksan abd'de bi bankaya gidip debit kart cikartmak istiyorum diyebilirsin.

evet kullanabiliyorsunuz. hatta internet alışverişinde bile kullanabilirsiniz.

turkiye'den alinmissa internet alisverisinde kullanilmiyor. onun disinda kullanirsin.

yok turistik gezi icin gidiyorum sadece, eger kredi kartlarinin limiti dolarsa (alisveris ve oteller icin) banka karti kullanabilir miyim diye merak ettim.
Tesekkurler cevaplar icin.

internet subesinden girip (tabi sifrematik sahibi ya da sms alabiliyor olman ve internet subenin yurtdisina kapali olmamasi vs. lazim) kredi kartina hesaptan para yatirabilirsin (her banka/kredi karti ile olmuyor, gitmeden donem borcunu kapattigin ama sonra harcama yaptigin bir kartla dene, mesela garanti artik izin vermiyor)

Norveç'te hiç bir şeyin Türkiye'den daha ucuz olabileceğini sanmıyorum. Belki somon balığı. Ha gezerim demişsin. Genel olarak elektronik fiyatları çok farklı olmuyor ya, o fark ortadan kalktı gibi. Garantisiz kullanmaya değecek fiyatlar bulamayabilirsin.

norveç'te hiçbir şey türkiye'den ucuz değil, özellikle yeme içme ve alışveriş açısından avrupa'da daha pahalı bir ülke görmedim şu ana kadar.

İyi bira
Kötü bira

Bu iki çeşitten en iyisi de "İyi bira".

upload.wikimedia.org

almanya'da 5000 çeşit bira olduğundan bahsedilirken bu soruyu sormak nedendir?

efes ve diğerleri.

konubira.com fena anlatmiyor bir göz at

www.konubira.com cevapları buradan bulabilirsin. en iyi bira içinse sabaha kadar becks yazabilirim

üst fermentasyon ve alt fermentasyon ile üretilen biralar başlığı altında toplanmak üzere çok çeşit bira vardır.

kişisel olarak ballı birayı çok sevmiştim. ülkemizde ulaşılabilecek bir marka söyleyecek olursak leffe brown. fıçı olarak da becks.

ders niteliğinde: thumbnails.visually.netdna-cdn.com

Turkiye'de "Cek" Budweiser'i varmis. O iyidir, dene onu.

Yurtdisindaysan, bi arkadasimin sitesi var.
www.bier-index.de
Google translate'i kullanarak bakabilirsin.

Efes diyenlere bakma, biranin icinde pirinc, misir vs olmaz. Craft beer diye arat daha iyi seyleri bulursun kesin.

Bir zamanlar Almanya'da Gilden Kölsch içmiştim, hala unutamıyorum.

becks diyen cahildir. en iyi bira alman birasıdır.hepsi değil tabi

dünyadaki en iyi belçika birasıdır, çok net. milyon çeşit belçika birası içinde hangisinin en iyi olduğu da kişiye göre değişir.

superbock

caizlik, kandırılmaktan ziyade, haber değeri taşıdığı ve skandalmış gibi empoze edildiği için bence. örn; geçen hafta bir jandarmanın ölen gençle ilgili bir video çıkmıştı. o videoyu, ölen gencin yardımına jandarma koştu diye yayınlasalar kimse o olayı farketmeyecekti bile.

eksiduyu.ru

sorun ilk dedigin gibi at eti satiyorsan ustune at eti yazilmasi gerekiyor.
misal findik/fistik allerjisi olan biri ustune 'findik/fistik icermez' yazan bir sey aldiginda eger icinde varsa, bu sefer ciddi saglik sorunu ile karsilasabilir. yoksa cogunlukla at eti satan kasaplar bile bulunabiliyor avrupada.

Bir de şu var, herhangi bir yiyecek ürünü sattığında eğer bunu yasal yollardan satıyorsan bunun sağlıklı olduğunu belgelemek zorundasın. Tezgah altından / yasal olmayan yollarla satışa sürdüğün ürün çoğunlukla bu testlerden geçmemiş ürün oluyor. Yani adam sana tam sağlıklı doğada koşan atları yemen için vermiyor ki. Nerede hastalıktan kırılmış, bin türlü ilaçla tarumar edilip artık ölmek üzere / hatta ölmüş at varsa onun etini satıyorlar ya da etlerin içine sokuşturuyorlar.

o değil de kazakistan'da en değerli et, at eti imiş buna ne demeli?
elbet oradakiler bizim atlar gibi yük taşımalık değil, kesmelik besi hayvanı olarak bakıldığı için eti yumuşak oluyormuş.

onlarda da at eti yenmemesi gereken bir et olarak görülür. dini açıdan mı gelenek açısından mı bilmiyorum ama at yenmez avrupada. nasıl ki köpek etini yemiyorlarsa at eti de yemez avrupalılar.

avrupalılar at eti yemez.
avrupalı arkadaşı olan varsa sorabilir aynı cevabı alacaktır. köpek eti nasıl yenmiyorsa ve iğrenç geliyorsa benzer sebeplerden at da yemezler. insani bir nedendir, at köpek gibi hayvanların kesilip yenilen bir hayvan olarak görmek istemezler.

kandırıldıkları için.

ayrıca ingiltere'de en bilindik süpermarketlerin dana eti olarak sattıkları ürünlerin bir kısmının içinden at etiyle birlikte domuz da çıktı, inanç açısından bunu dert edenler de var.

cek cumhuriyetinde at etinden yapilan sucuk/salamlar var cok yenmesede bulunabiliyor. at etinden gulas yapilarak da yenilebilir, gerci kulturlerinde cok yok, halkin bir bolumu ati evcil hayvan olarak gorduklerinden sorun cikiyor ayrica.

at eti salami: www.masobrejcha.cz

metin içinde "x tarafından alıntılanan y" diye kaynak gösterip kaynakça kısmında sadece kitap yazarını belirtiyorsun.

hmm suyundan çıkartılınca tüketilmeli diye biliyorum ben ama...
çok da emin değilim... yazmıyor mu pakedinde saklama koşulları gibi bir şey?

büyükçe bir paket olduğundan açınca bitiremiyorum. bi de anlayabilceğim bir dil değil maalesef. ama google translate'le falan çözmeye çalışırım, haklısınız.

su içinde saklaman gerekiyor.

ben de öyle yapıyordum zaten. devam o zaman. sağolun.

al işte linktekini?

iyişmiş bu. istanbul'da buna benzer deri ceketler hangi markada vardır acaba bilen gören var mı?

bisiklet değil de hakim yaka diye geçiyor.

@periphery Bunun fiyatı sınırı geçmiyor mu

oha ceket baya iyiymiş. deri ceket sevmem normalde ama bunu alasım geldi yalan yok.

@grimer yok pampa geçmez. vergisini öderim diyorsan farklı tabii :)

tam aradığınız tarzda ceket mudo'da var. geçen sene almıştım şimdi var mıdır bilmiyorum ama bakmanızı öneririm.

asos'un haftada bir falan indirim kodu gönderdiği oluyor, onları takip edip direk oradan alabilirsin. geçen sene 35 pound'a asos'tan deri ceket almışlığım var indirim koduyla.

ceket manyak ama alsak beden sorun olur mu ki sonradan uğraştırır mı?

değil. bc'si değişiktir, lens sorunludur yada gözündedir problem.

"olmaması" derken battığı için gözü rahatsız etmesini mi kast ediyorsunuz?
evet, bir göz rahatken, diğerinde batma olabilir.
ama batma yapmasının bir sürü nedeni var.

ya lens yeterince temiz değildir ya araya toz, kir vs. girmiştir ya gözünüzde bir sorun vardır ya lensi ters takmışsınızdır vs vs.

bende batma yaptığında çıkarıp tekrar solüsyona koyup, tersini takmayı deniyorum.
yani oluncaya kadar uğraşıyorum.

ama mesela bazı markalar bende sürekli olarak batma yapıyordu, memnun kalmamıştım.
markayı değiştirdim, sorun düzeldi.

takmak için baya uğraştım kirlenmiş de olabilir, ters de takmış olabilirim

ilk takışta bi gözde acı yapıyordu kullanırken. 10 dakika sonra filan geçmezse gözümü kapatıp parmağımla oynuyordum. "Yerine oturunca" sorun kalmıyordu.

uğraştıysanız veya ters döndü ise tekrar takmadan önce bir süre solüsyonda dursun.

mümkün, ters takmış ya da oturtamamış olabilirsin. biraz oynayınca oturur.

gereksiz olduğunu düşünüyorum.

kendisi için önemli ki fotoğrafını başkaları ile paylaşmak istemiş. bence özentilik de değil görgüsüzlük de.

valla günün 3-5 saatini kendi elleriyle meze hazırlamaya harcadıysa bir kişi, ortada bir eser olduğunu kabul ederim ve bana görgüsüzlük özentilik gibi falan gelmez, o eve misafir gelen kişinin de bu sofranın resmini çekip paylaşması sofrayı hazırlayanı onore eder yaptığını uzun yıllar hatırlanabilecek hale getirir. yaptığı yağlıboya tablonun resmini çekip koyan adamdan y da arkadaşının evinde duvarına çizdiği resmi çok beğenip paylaşan birinden farkı olmaz. ama restorantda falan hazır gelen sofrayı çekmek bence de az buçuk özentilik.

çok fena yemek düşkünü/"foodie" bir insan olarak şahsen gözüme güzel görünen yemeklerden oluşan bir sofra gördüğümde paylaşıyorum, aynı zamanda saatlerce uğraşıp güzel bir sofra hazırlamışsam da paylaşırım. benim için mantığı bu.

(bkz: thorpe park)

14 mart'ta acilio :(

www.theambassadorstheatre.co.uk

bu guzele benziyor. bunun gibi seyler olabilir.

notting hill'e gidin takılın oralarda

nothing hill hafta içi çok bayık tavsiye etmem.

the shard'a çıkın bakın ne varmış aşağıda.

the shard'a boşuna para bayılmanızı tavsiye etmem, hava bu aralar o kadar sisli ki bu sabah tepesi görünmüyordu bile, çıksanız da bir şey göremezsiniz.

soğuğa aldırmıyorsanız rib experience yapabilirsiniz.

soldaki arama kriterlerinden 'international'ı seçersen hepsi çıkar.

soruna direkt bir cevap degil ama, eger daha iyi bir cevap gelmezse isine yarayabilecek, bir kenarda tutabilecegin bir cevap olarak yaziyorum:

1 yillik vizemin bitimine 1.5 gun kala bir ulkeye giris yaptim. vizemin bitimine de 2 saat kala geri donus yolculuguna ciktim. bu noktada gelen tek uyari, ulkeye giris yaparken "vizenizin bitmesine cok az sure kalmis, 24 saatten az olsaydi iceriye alamazdik" seklinde oldu. sorunsuzca girdim ciktim.

fakat dedigim gibi bu ornek pasaport gecerlilik degil, vize gecerlilik icin. reel bir bilgiye dayanmasa da, mantiken fark olmayacagini dusundugumden yazdim.

@pofudus: yeşil pasaportum var.

ben hong kong'dan filipinler'e ucamamıstım, pasaportun bitmesine 4 ay vardi, minumum 6 ay gerekiyormus. havaalanından geri dondum.

yunanistan'da en az 6 ay geçerlilik koşulu var, italya'da da muhtemelen vardır. daha geçen hafta 5 ayı kalmış yeşil pasaportumu yunanistan gezisi yüzünden yeniletmek zorunda kaldım, 2 ay geçerlilikle girebilmen mümkün değil. eski damgalar ya da dönüş bileti, öğrenci belgesi vs. fark etmiyor.

gelenlerle değil onları çağıran arkadaşınla konuş durumu. ayrıca, biri gelecekse odayı havalandırırım kimse karışmasın, illa kalacaklarsa yerde yatmasın vs. diye kuralları birlikte konuşabilirsiniz.
bu kadar kalabalık için uygun değil de.

1 gecelik idare ediver. tabi olay 1 gecelik 1 olaysa. sonrasında oda arkadaşınla konuş, rahatsızlığı bildir. sik sok bişiler derse oda arkadaşın oda arkadaşını değiştirmeye çalış. ya da koy götüne gitsin deyip oda arkadaşına tekrarlanması durumunda şikayet edeceğini söyle, tehdit et.

en başta böyle bir görgüsüzlük yapabilen oda arkadaşıyla konuşmaktan bir fayda gelmez bence, direk şikayet et ve sen de yurda arkadaşını getirmeyiver bir daha.

lif ve şampuan

şampuan, sabun, kese

lif, kese, saç şampuanı, saç kremi, vücut jeli ve yüz şeysi.

vazelin.

sabun şampuan lif

şampuan , vücut jeli veya sabun lif ile.

şampuan, saç kremi, duş jeli, peeling

şampuan, saç kremi, 2 çeşit duş jeli, yüz peelingi, vücut peelingi, ponza taşı, lif

lif, şampuan, sabun, peeling, saç spreyi, saç kremi, topuk taşı
bebe yağını unutmuşum

Şampuan
Saç kremi
Duş jeli + sabun
Yüz için ayrı bir jel temizleyici

arada sırada bebe yağı

sabun.

hacı şakir beyaz sabun, şampuan

Hiçbir şey, 5-6 yıldan fazladır hiçbir şampuan, duj jeli vs. kullanmıyorum. Sıcak suyla duj alıp / banyo yapıp çıkıyorum. Sadece ellerim için sıvı sabun kullanıyorum. Kel olduğumu belirtmeliyim belki.

ben şampuan artı duş jeli kullanıyorum.

saçlarım uzunken krem kullanıyordum bir de.

şampuan(2 tane), duş jeli, yıkanan saç bakım maskesi, saç kremi, lif kullanıyorum. 3 banyodan birinde de yüz peeling jeli kullanıyorum. arada bir de scrub.

sampuan, su

şampuan, saç kremi, peeling jeli, duş jeli, sabun, saç maskesi.

2 çeşit sampuan 2 çeşit sabun biri saçıma biri vücuduma bir tane de duş jeli.. evet erkeğim.. gay değilim...

2 çeşit şampuan, lif ve duş jeli.

şampuan, vicut jeli, kese.

2 çeşit sabun, 3 çeşit şampuandan biri, arada kese.

saç için şampuandan zeytinyağı sabununa geçtim.
duş jeli.
bir de kuku şampuanı diyelim. malum türkçesi yok.
bir de lif haliyle.

sadece dogal sabun ve bazen cok nadir dalin sampuan. o dedigin zavazingolarin hepsinin camasir deterjanindan farki yok at cope gitsin

duşjeli+kese+şampuan

abik gubik. çikolatalı hamur. güzel değil tavsiye etmem.

ona benziyor ama o kadar dökülmüyor

milföy hamuru gibi bişeyi ay şeklinde sarıp içine çikolata sos vs konunca olan bişey

böyle şekerli talaş böreği düşün içindede vanilya dışı çıtır ortası yumuşacık.

sabahların çayın yanında iki tane yenince sigara önü güzel oluyor.

Filtre kahve eşliğinde pek bir hoş olan kahvaltılık ama öyle markette pakedin içinde satılanlar kruvasan falan değil, bildiğin çikolatalı hamur, güzel yapan bir yer bulursanız güzel oluyor, severim ben

Fransızlar adına Le Croissant der. Bildiğin podidik yağlı hamur çıtır çıtır sıcakken güzel olur

Unı ve reklamlarda tureyen iğrenç kuru hasan şeyinden uzak dur ama

valla kruvasan adı altında yediğim tek şey uno'nun sade kruvasan'ı. orijinali nasıldır bilmiyorum ama ben zevkle yiyorum. tam atıştırmalık bir yiyecek.

ayrıca evet ölümüne yağ koyuyorlar içine. o hamurun üstüne 1 kilo yağ koyuyor bak.
www.youtube.com

fransız polinezyası

Sağlığa aşırı zararlı, aslında pekte numarası olmayan bişi.

Açma mistir bunun yanında.

markette satılanlar değil de doğru düzgünü bulununca güzel bir şey.

çikolatalısı da var ama aslı çikolatalı değil bu arada.

Baska bi bilgi: Fransizca "Croissant" kelimesinin okunusu. "Hilal" demek. Hilal seklinde bir corek oldugu icin, boyle deniyor. Ama hilalin bacaklari birbirine, aycoregindeki kadar yakin degil.

www.imdb.com

www.imdb.com

Bi dönem isveç sinemasına sarmııştım film isimlerini doğal olarak hatırlamıyorum ama tavsıye ederim

romanya sinemasından ''4 luni, 3 saptamâni si 2 zile'' ve ''Gadjo dilo'' filmleri ile estonya yapımı olan ''püha tonu kiusamine'' ve ''sugisball'' filmleri...

(bkz: jagten)

bu sene en beğendiğim filmlerden.

get taken kulaga bozuk geliyor..

Beni hiçbiyere götürmüyolla gibi bi anlamı var ama saçma geldi.

Hiçbir yere götürülmüyorum.

"Beni kimse bir yere götürmüyor"

doğru bir kullanım ayrıca.

"bi günden bi güne hadi gezmeye gidiyoruz demedin boyu devrilesice."

Kısaca kare fotoğraf istiyor. 3x3 cm 'ye denk geliyor. Türkiye'de de biyometrik fotoğraflar amerikan usulü 4x4 veya 5x5 veriliyor.

Elinizdeki bir fotoğrafı 3 x 3 cm 'ye keserek daralttığınızda olur sanırım. Eğer arka planın beyaz olması veya kulakların karşıdan görünmesi gibi biyometrik şartlar yoksa.

şu ana kadar hiç yurtdışı okul başvurusunda ebata takılındığını görmedim, bence vesikalık yeter. ben olsam yenisini çektirmekle uğraşmam, kabul etmezlerse çektiririm.

gece iç yat sabah da miden kaynıyosa yine iç

gece bir, sabah kalkar kalkmaz bir, kahvalti sonrasi hala kotuysen bir.

vallahi ben sabah alkol dolayısıyla uyandıgımda daha dogrusu uyanmak zorunda kaldıgımda içiyorum. 2 adet bir bardak suya. sonra tekrar yatıyorum. uyandıgımda alkolden pek bir eser kalmıyor

Alkolden 5-6 saat sonra almak sorun çıkarma riskini düşürüyor, en erken 5 saate almayı tercih ediyorum.

ben eve gelince bir tableti suya atıp yarısını uyumadan içiyorum, yarısını gece susayıp uyandığımda içiyorum.

bu konuda net yakın zamanda edinilmiş kesin bilgim var.
seninle aynı durumdayım
haziranda 25.doğumgünümü kutlayacağım.(2013-1988)
4 ay önce yenilediğim yeşil pasaportumda geçerlilik tarihi olarak doğumgünümden 1 gün öncesi yazıyor.


üzgünüm.
hepimiz adına :(

mümkün değil diye biliyorum. benim de 2 senem kaldı. üzülüyorum...

ne yaparsan yap 25i doldurduğun gün bitiyor hakkın

seninle aynı durumdayım, daha bu sabah umumi pasaporta başvurmak zorunda kaldım.

kazanılmış hak bir şey ifade etmiyor maalesef.

bunlarda seri numara yok (ayrıca LV çantaların seri numarası chanel vs. gibi her çantaya özel olmadığından ve sadece model/yıl belirttiğinden authentic olduğunun garantisi değil). feedback kesinlikle gerçek olduğunu göstermez. isabel marant son birkaç yıldır çok moda olduğundan sahte olması gayet mümkün.

forum.purseblog.com

bu siteye üye olup bu başlıkta sormanı öneririm, onlar bilmezse kimse bilmez.

Tarih ve sürükleyici birşey istiyorsan lincoln.
Ama sanat ve yaşam istiyorsan: amour

Ben hanekeyi sevdiğimden amour derdim.
zero yu bılmıyorum.

amour ya da lincoln.

zero dark thirty işkence propagandası tadında.

çıkmaz.

çıkmaz.

100 ml den fazlasını yanına alamazsın

@kaiser;
100 ml kuralı el bagajları için top 1 ltye kadar mx 100 mllik şişelerde sıvı şeklinde.

bagaj bavulunda sorun olmaz.

bence de fena değil rasgeldi mi izliyorum

uk versiyonunu izle bence.

ben us halini daha çok sevdim. iyi aslında izlenir

Ben zeytinyağı,tuz,sirke ve mevcutsa çok az beyaz şarap ile 1 saat marine edip yağsız tavada pişiriyorum genel olarak.

biz yağlı kağıtla tavada pişiriyoruz. halka somon ise domates falan da koyuyorum über oluyor.

ben zeytinyağı, tuz, karabiber, sarmısak ve limonla birlikte folyoyla üzerinde boşluk kalacak şekilde kaplayıp fırında yapıyorum, yumuşacık oluyor.

en basit yolu bir tepsiyi zeytinyağıyla yağlayıp (fazla koymadan) direk balık dilimi yatırıyorsun tepsiye. istersen soğan halkası ve karabiber de koyarsın.

ben hiçbir zaman pişen yemeğe tuz koymam, tuzu sonra yerken koyarsın.

önceden ısıtılmamış fırında 25 dakika 200 derecede pişiriyorsun. mis.

Simdi arkadasla konusuyorduk , sushi yapmislar somonla gayet guzel oldu diyor, denemek isteyebilirsin. Yani net cevabim: pisirme. :)

ben de tuz karabiber ekleyip limon dilimleriyle yağlı kağıda sarıp fırında pişirdim. evde sarımsak olmadığı için şu little ceasers'ın baharatından ekledim üzerine bolca :) güzel oldu.

130 dolarsa takılma ihtimali çok yüksek.

75 euro'yu geçiyorsa gümrükte takılabilir.

micro cube genelde yeni başlayan zenginlerin hemen atladığı bir amfidir. yani 10 tane alınıyorsa en az 6 tanesi sıfır haliyle kenarda duruyordur. :) iyice sor soruştur ikinci el ucuza kapatırsın. ha dersin ki sana ne amına koduğum sen soruma cevap ver, %99 takılır.

hayır canım ne alakası var?

makine muhendisligi okuduguna getirilebilir ama. ben de o bolumdeyim. selam.

sadece pasif bir erkek olduğuna kanaat getirebilirsin.

peki bu kişiler okuldan/işyerinden vs. değil de pek bir bağlantısı olunmayan kişiler olsa o zaman ne dersiniz?

kanaat değilde %60 öyledir diye tahminde bulunabiliriz.

bizim çaycı haydar abi'nin eşcinsel olabileceğine inanmıyorum.

tamamen farklı alanlar bunlar.

eğer böyle genellemelerden yola çıkacaksak belki de erkekten çok kız arkadaşı olanlara da eşcinsel gözüyle bakmak gerekir; ki bu da yine şu anki bahsi geçen karşılaştırmadan ne daha fazla abartıdır, ne de daha az.

yahu nereden bileceksin insanların nereden arkadaş edindiğini. okul/iş olmak zorunda mı? illa olmaz demiyorum ama ilk düşüneceğim şey bu olmaz benim

arkadaşları hep yabancıysan bu bir lan acaba? nedeni olamaz. zira çekinen insan fake hesap açıp orada takılır. kendi hesabıyla gizli takılması pek akıl karı değil.

o zaman bende eşcinselim, erkekten çok kız arkadaşım var ee bende kızım bunun nesi garip olabilir ki ? kızdan çok erkek arkadaşım olsaydıda başka anlamlar mı çıkaracaktık ?

karda yürüyüp izini belli etmiyor olabilir. yani kanaat getirilemez.

bu düz mantıkta eşcinsel erkeklerin kızlarla arası daha iyidir. daha çok kız kankası olmalıydı yani.

kendinden suphe mi duyuyorsun?

Tam tersine erkekten fazla kız arkadaşı olursa ve kız arkadaşlarıyla abartılı bir samimiyeti varsa eşcinsel olduğunu düşün.

alakası bile yok.

türkiye içinde seyahat edeceksen kutu içinde taşındığı sürece hepsi kabine kedi kabul ediyor diye biliyorum. en son thy ile yavru bir kedi taşıdığımda kutusuyla birlikte tartıp kilo başına 4TL alıyorlardı.

ama önceden arayıp hayvan taşıyacağını haber vermek gerekiyor.

allah razı olsun sizden:)

ben olsam tarihler kesinleştiği gibi yaptırırım. çok önceden yapılan rezervasyonla 1 ay önceden yapılanın fiyatı çok fark ediyor genelde.

tarihler kesinleşti 21 eylülde gidicez.

vizeyi ve bileti aldigin gibi yaptir iste. (rez'i birak ben parayi bile 7-8 ay onden oduyorum, free cancellation oldugu surece sorun degil, expedia sagolsun)

tava varsa krep.
omlet.
süt+gevrek
zibilyon çeşit peynirleri var ye bol bol.
yemeklerden tavuk/hindi sote.biber, soğan domates ekleyebilirsin)
brokoli, karnıbahar, yeşil mercimek, bezelye (soğan ekle, havuç+patatesi garnitür olarak dondurulmuş veya konserve olarak bile bulabilirsin bunları da ekle al sana yemek)
ton balığı al; hem salata yaparsın hem sandviç
arada bir dondurulmuş pizza al.
patates püresi, soslu kıyma (karnıyarık içi gibi) falan?
keçi boynuzuna benzettiğin şey scottish black pudding olabilir mi?

makarna al , dondurulmuş pizza , patates filan al. hazır salata vs varsa onlardan al.

hollanda'nın neresindesiniz bilemiyorum ancak amsterdam'da hem süpermarketlerde hem de fırınlarda ekmek bulmak mümkün. ancak tabii ki bizim somun ekmek gibi çıkarmıyorlar ve özellikle süpermarketlerde paketlenmiş satıyorlar. tost ekmeği gibi gözüktüklerine bakmayın, çok çeşitleri var ve eminim hoşunuza giden bir tadı bulabilirsiniz. genelde ucuz da olduğundan kepekli ekmek tercih edilebilir. fırınlardan ekmek alma ihtiyacı hissetmedim ancak orada da soun ekmeğe en yakın olarak küçük sandviç ekmekleri ya da bagetler bulabilirsiniz. bu son ikisi yine marketlerde mevcut. ekmek bulamamanız bir garip olmuş.

yine şehrinize göre değişiklik gösterir ancak sucuk gibi ürünleri rahatlıkla türk marketlerden bulabilirsiniz. ancak hollanda marketlerinde ben hiç rastlamadım. o keçi boynuzu gibi et muhtemelen bratwurst'tur, tadına alışmak lazım ancak sucuk ile bir ilgisi yok. et konusunda www.hollandmeat.nl sitesinden hangi hayvanın neresinden ne yapıldığını ve isminin ne olarak geçtiğini öğrenebilirsiniz. en başta da dediğim gibi sucuk istiyorsanız türk marketi bulmalısınız.

hollanda'nın sandviç alışkanlığını edinirseniz hayatınız kolaylaşır çünkü türlü türlü ham ya da salamlarla binbir çeşit peyniri ve markette satılan ekmek içi karışımları kullanarak kahvaltı edebilirsiniz - isteğinize göre de domates ve salatalık koyabilirsiniz. sivribiber maalesef marketlerde bulunan bir şey değil ancak birkaç türk marketinde görmüşlüğüm var satıldıklarını.

kolay yemek için ise hazır kesilip paketlenmiş kuşbaşı et, kıyma ya da tavuk göğsü alıp paket halinde satılan hazır yıkanıp doğranmış sebzeleri karıştırarak şahane yemekler yapabilirsiniz. o sebzeler genelde bir yemek tarifi de içerirler paketlerinde ancak isteğinize göre azıcık yağ, baharat, et ve sebze karışımları kısa zamanda sağlıklı yemekler yapabilmenize olanak sağlar. onun dışında taze sebze ve balık da iyi bir fikirdir, onlar da marketlerden kolaylıkla alınabilir.

eminim yakınlarınızda albert heijn vardır, çeşit olarak iyi olsa da fiyat bakımında çok iyi bir tercih değil orası. lidl, aldi ya da c1000 daha hesaplı olabilir.

albert heijn'da mikrodalgalık hazır yemekler var. Çok pahalı değil.

keçi boynuzuna benzeyen et bence chorizo ya da türevi bir şeydir. bulabileceğin sucuğa en yakın şey o herhalde.

ben olsam hollanda gibi peynir ve salamın milyon çeşidi bulunan bir yerde sandviç alışkanlığı edinirdim.

yanlış hatırlamıyorsam 20 kg + 7.5 kg kabin bagajı. sınırı geçtiğiniz kilo başına 5 euro.

pegasus için konuştum

İç hat, dış hat değişir.

Havayoluna görede değişir, ek ücrette havayoluna göre değişir.

Bazı hayaolları internetten ek bagaj satın alırsan %50 indirim yapıyor.

Havayolu şirketleri ve yurtiçi/yurtdışı uçuşlara göre değişiyor.
Sizin uçuşunuz hangi firma olacaksa o firmanın sitesinde kesin bilgilere rahat ulaşırsınız.

her havayolunun ayrı kilo ve ücretlenmesi var en düşük kilo pegasus iç dış hatta göre de değişiyor rakam, internetten uçacağın havayolu şirketinin kilo sınırlarına bakabilirsin ve kilo fazlan varsa internetten kilo satın alabiliyorsun.

ic hat icin:

pegasus: 15kg

thy business: 30kg
thy economy: 20kg
thy promosyon: 15kg
--------------------------------
dis hatlar icin:

pegasus: 20kg

thy business: 30kg
thy comfort: 30kg
thy economy: 20kg

ücretsiz bagaj hakkı nereye ve hangi havayoluyla uçtuğuna göre değişir, bazı havayollarında 20 ya da 23 kg olur, bazılarında ücretsiz bagaj hakkı olmaz.

fazlası için kesilen ücret de nereye ve hangi şirketle uçtuğuna göre değişir. önceden fazladan bagaj hakkı satın almak son anda havaalanında ödemekten daha ucuzdur genelde.

sadece havayoluna göre değil, uçulan yere göre de değişir. thy'ye baktığında bazı hatlarda ekonomide 32 veya 40 olduğunu görürsün.

thyde 20kg hakkın var kabin bagajı bütün havayollarında 8 kg'dir. ekonomi 1, business 2 parça kabin bagajı alabilir.

lufthansa'da 1 parça hakkın var (max 23 kg). 2. parçayı getirirsen 60 euro ödersin.

2:1 yüzde 60 üzeridir ama türkiye'deki üniversitelerin mezunlarından istenen not ortalaması genelde daha yüksek olur, aynı kriterlere tabi tutulmayabilirler ingiltere mezunlarıyla.

o sene bölüme başvuran kişi sayısına göre 3 istendiği halde 2.9'dan dahi daha düşük ortalamayla girebilme olasılığın var. ama şans işi.

@slackerbitch

%60 üzeri derken nasıl oluyor yani? bölümdeki sıralama mı burada kasıt hani bölümde 100 kişi varsa ilk 40'ta mı olacaksın yoksa 60 puanla mı mezun olunuyor? 60 puan diyorsak o bizde DD'ye yani 1 ortalamaya karşılık geliyor. Zaten 2'yle mezun olunuyor. Biraz daha açabilir misin?

4 üzerinden not verilen sisteme oranlarsak 2.4 yani.

@slackerbitch

Eyvallah hocam yardımcı olduğun için. Peki, birşey daha soracağım. 2:1 Honour degree iken 2:2 Good Honour mı oluyor? 2:2 4 üzerinden kaça denk geliyor?

first %70 ve üzeri. 2:1 %60-70 arası. 2:2 %50-60 arası.

honours muhabbetinin not olarak bir önemi yok.

mother hymens name

Mother's maiden name

trollemeyin çocuğu :)

mother's maiden name.

Mother's he-man name

mother virginity name

hacı virginity cidden kullanılıyor mu?

maiden name ya da name before marriage denir.

Mother's first surname

tam teen wolf'u yazcaktım, ilk sezon çok iyi olmasada diğer sezon tek kelimeyle coşturdu bu dizi benden söylemesi.

blue mountain state, sağlam liseli dizisi. komedi.

the o.c?

@sutlu marissa ölünce izlemedimdi izlemem cık. Eskileri yazmadım yeni olsa güzel olur ama bulamadım belki bildiğiniz vardır dedim.

secret circle mı ne öyle bir şey var

pis yedili :p

glee var.

90210 ama yeni çekimi. aşk entrika ihtiras yalan dolan zenginlik beverly hills hepsi ve daha fazlası :D

bu tarz dizilerin babası için beverly hills 90210.
bir de dawson's creek sonrasında.

skins

one tree hill. mecburiyetten izlemeye başlamıştım sonradan sonraya sevdim. peyton acayip iyi o gittikten sonra izlemezsin 6. sezon filanda

nasıl bir bünyedir sendeki?

pis yedili süper ya orço'yla zeki koparıyo

Davson's Creek +1

www.sportsinternational.com.tr

edit; :)

sports dışında olursa sevinirim :)

mavişehir tarafında sports dışındakilere vereceğin paraya yazık bence.

üşenmiyorsan swissotel'inki de güzel.

bostanlı migrosun üstünde best var, soruların varsa yardımcı olabilirim.

sadece fitness için soruyorsan body graphy.

keep on sayin?

when i was young i used to sing songs like mockingbirds.

this song is stuck in my head.

i can't stop singing this song
i keep singing this song since the moment that i heard

(bkz: earworm)

this song is so catchy de denir

var

ne kadar peki bira fiyatları? malum kol gibi zam geldi alkole.

her yerdeki gibi diye biliyorum.

var. fiyatlar da çevredeki çoğu mekanla benzer.