Türkiye:
Filistini destekliyoruz, Çeçenistan'ı destekledik, kosovaya büyük yardımlar yaptık, bunlar bilinen şeyler. Diğerlerinden pek emin değilim ama örneğin kosovalıların davası haklıydı, ayrıca filistinlilere yapılan bir zulüm de var o da açık. her neyse bir de bilinmeyen desteklerimiz vardır:
Yazısız Kural 1
Senin teroristin bana tatlı gelir, elin teroristini severiz.
Bana dokunmayan yılan mantığından değil, çıkar salayabileceğim ya da senin çıkarını baltalayabileceğim için.
Çünkü Atatürk'ün de dediği gibi hayat bir mücadeledir. ve ülkeler daima mücadele ederler, bu ne yazık ki olağandır, doğaldır. şaşıyorum amerikaya kızanlara, almanyaya kızanlar, israile kızanlara.... ya hu adamlar görevini yapıyorlar, onların çıkarı gereği yapabileceklerinden biri buydu ve onlarda bunu seçtiler.
nereye geleceğim?
Böyle olayların arkasında figuranların bilmediği güçler olduğu yakın tarihe bakıldığında ortaya çıkmıştır.
Ortada büyük -ya da büyükçe-oyunlar vardır, bir de küçük ama kendini önemli sanan becerikli ya da beceriksiz figuranlar vardır, içlerinden bir kaçı yükselerek figuran master olur. oyun sürer. bitmez, çünkü bu oyunlar bizim oyunumuz değil, bize ait değil. Kendi haline bırakılsa olmayacak ya da yok olacak pek çok oluşum işte bu dış güçlerin çabası nedeniyle olagelir, bu da süregider. her dış gücün de "içimizde" bağlantılar vardır, kıçı kırık ülkeler bile kendi çaplarında bi şeyler yapmaya çalışırlar.
gün geçtikçe çok şükür halk bilinçleniyor bakmayın "bizi uyutuyorlar" dediklerine, uyutuyorlar ama bu konularda uyutma değil, uyanma söz konusu. biz çok çektimişiz bu zırvalardan ve dersimizi almışız, ama dış güçler hala şansını zorluyor. uyuma konusuna tekrar gelirsek, dünyada uyutulmayan hiç bir millet olduğuna inanmıyorum çünkü yazılı kurallardan birisi der ki "bilmesi gereken prensibi"
kız kardeşinize yaklaşanlar silahlı olmasa da bildiğiniz örgüttür bence, örgüt ne yapar bilir misiniz? adam seçer, bakar, arar, kim kendine uygun kim kendine katılabilir zaafları ne nasıl yaklaşmalı nasıl kazanmalı onu...? Burada dürüstlük yok, burada doğal bir süreç yok, aldatma var, kullanma var. gözlerini kapayıp meydanlara sürme var. bu arada eleman kazanmak için kadınları ya da çekici erkekleri kullanmak ve bir "aşk" bağı oluşturmak özellikle devrimci geçinen örgütlerde sıkça görülmüştür.
nereye gidiyorum?
yani kardeşiniz büyük oyunları görebilmelidir, o yaşta bu zor ama bunu yapmadıktan sonra yapacağınız hiç bir şeyin etkili olacağına inanmıyorum.
kardeşiniz nelere alet olduğunu ve yaptığı şeylerin nelere malolduğunu ya da olabileceğini görebilmelidir.
kardeşiniz level atlamalıdır.
hangi kitabı okusun demişsiniz, kitaplar sadece bir araç bunu siz de biliyorsunuz. bana kalırsa Kuran okusun derim, ama o kitap da kalbi açık olana açılır, o kitabın yardım ettiklerinden iyiyle kötüyü birbirinden ayırma özelliği yani Basiret olur. bu benim inancım, yani kişinin kalbinde ne kadar çok Allah sevgisi varsa o kişi o derece basiretli olabilmekte ya da korunmakta. Çünkü Allah'ın evi kalptir, Allah'ın olduğu yere pislik giremez, kişi getirip pisliği engellemelere rağmen zorla sokarsa o başka.
İnanın aklıma şu an kitap gelmiyor, ama gelse de kişi kendini "öğrenmeye" açmış olmalı, yoksa bu araçlardan yararlanamaz. İş inada binerse kitaplar para etmez.
Ben kardeşiniz için kendi kardeşimmişçesine olamasa da -hiç kardeşim olmadı demeyeceğim oldu ama çok çok küçükken sizlere ömür- üzüldüm.
bana göre olay kriminal
polis bu konuda uzman, bu konuda harika uzmanları vardır, eminim, en iyi yardımı onlar yaparlar gerek bilgi gerekse psikolojiyi düzeltme anlamında. şimdi kamuya açık bi yerde olmasa elinde cop belinde silah kendini bir şey sanan polis arkadaşlara da ağır konuşur ve siz onlara bakmayın onlar bizim polisimizin örneği olamaz derdim.
olay kriminalsa şuraya geleceğim:
Birisi konfüçyüsa gelmiş demek ki "biz de adalet o kadar gelişmiştir ki bir baba suç işlese oğlu onu içi kan ağlasa da ele verir ya da oğul suç işlese baba aynı şekilde"
konfüçyüs da demiş ki "biz de öyle bi bok olmaz, biz gizleriz bu daha doğru demiş"
bunun gibi bişeydi, seçim sizin. kardeşiniz suça karışmadıysa işiniz daha kolay. onun arkadaşlarına ihanet ettiğini hissettirmeden yardımını alabilirseniz alın. bunu yapamazsanız emniyetten bir tanıdığa ulaşarak durumu anlatın, ama ne kadar yüksek rütbe o kadar iyi çünkü nedne yüksek dedim- torpil için değil, olayın ciddiyeti düşünülünce bunu standart prosedüre sokmamak daha iyi çünkü o sizin kardeşiniz sonra düşük rütbeli memurların bana kalırsa bilmemesi gerek.
kitap öneremedim ama polisin bu konuda çalışmaları eminim vardır belki yayınları bile vardır. polisimiz pek çok örgütsel dökümanı ele geçirmiş olmalı, zamanı geldikçe de yayınlamıştır.
sanıyorum uzmanlık alanı bu olan insanlar kardeşinizin gerçeği görmesine yardımcı olacaktır, kendi haline bırakırsanız kitapların faydasını anca "umarsınız" öyle kalır. araç çünkü onlar. ama bir uzman böyle olmaz.
Ekleme:
olay kriminal derken olay deşilince kriminal öğeler ortaya çıkacağını düşündüğüm için böyle dedim yoksa ortada henüz bir suç yok. kardeşinizi polise ihbar edin gibi bir şey demiyorum tabi yani siz gidip görüşün bir uzmanla o size iyi akıl verecektir.
benim düşüncem bunlar
0