Giriş
(3)

bir blogun ne kadar takip edildigini ögrenebilir miyiz?

ounr
nasıl?
nasıl?
0
ounr
(14.09.10)
0
darker brother
(14.09.10)
(bkz: feedburner)
0
superb
(14.09.10)
takip edilme derken rss okuyuculara eklemyi değil de istatistiki olarak kastediyorsanız bu işin piri statcounter.com bana göre. her tür istasitiği alırsınız, giren bakanlar sürekli takip edenler, arama motorlarından gelenler, ülke dağılımları falan. kurulumu da basittir.
0
süpermaninkızı
(14.09.10)
(6)

defolu parfüm

atmosphere
sevgili komplo teorisi üreticileri!geçenlerde sahibinden.com üzerinden bir parfüm aldım. her zaman kullandığım bir parfüm. ama fiyatı 170 değil 70 lira. parfümlerin nakliye ve depoya yerleştirme sırasında darbe aldığını, bu yüzden ucuza satıldığını iddia ediyor. hatta gittigidiyorda da böyle çok faz
sevgili komplo teorisi üreticileri!

geçenlerde sahibinden.com üzerinden bir parfüm aldım. her zaman kullandığım bir parfüm. ama fiyatı 170 değil 70 lira. parfümlerin nakliye ve depoya yerleştirme sırasında darbe aldığını, bu yüzden ucuza satıldığını iddia ediyor. hatta gittigidiyorda da böyle çok fazla kullanıcı var. adam 600 tane parfüm satmış sadece birkaç tanesi parfümlerin sahte olduğunu söyleyip, iade etmiş.

geçen gün parfüm geldi. şişesi bariz orijinal. fakat darbe almış. aynen dediği gibi. parfümü sıktım. koku uzaktan bir yerden andırıyor. plastik vaporizatörü inceledim. bariz şekilde sökülmüş ve sonradan yapıştırılmış. bir miktar boşluk var ve yapıştırıcı izine benzer şeyler var. ama işçilik temiz:) çoğu kişi baksa anlamaz belki de.

parfümün, vaporizatörden açıldığını içine muadili bir açık parfümün doldurulup, hatta biraz sulandırılıp, kapatıldığını düşünüyorum. satıcıya "bayat da olabilir ama sanmıyorum. bence siz böyle yapmışsınız" dedim. bana "asla böyle bir şey olamaz" demedi.
parfümü iade ettim.

parfümerilerdeki boş tester şişelerini veya çöp toplayıcıların bulduğu şişeleri cüzi ücret mukabilinde alıp, böyle bir ticari yöntem geliştirdiklerini düşündüm.

şaka sanmayın gittigidiyorda bu defolu parfüm sayesinde 800 adet parfüm satan kullanıcı var. bir kişi bile sahte, doldurma, bayat dememiş.

soru nerde:) soru bu benim ürettiğim bir komplo teorisi. düşünmek size kalmış.

peki böyle bir şey olabilir mi. veya siz de bu yerlerden parfüm alıp böyle bir şey farkettiniz mi.??
0
atmosphere
(13.07.10)
Yıllar evvel uğur dündar böyle bir şebekeyi bulmuştu. Aynen sizin dediğiniz gibi çöpten toplanan şampuan, parfüm, içki vs şişelerinin içine taklitlerini doldurup satıyorlardı.
0
johan sebastian
(13.07.10)
çok afedersin salak mıyım bu adamlardan alayım? strawberry den almak daha akıllıca. kanmayın böyle şeylere 5 tl lik parfümü 70 e geçiriyorlar işte. Doğru da söyleyebilir ama ben bu riski alacak kada aklımı peynir ekmekle yemedim. Hala duty free'yi kullanıyorum kazık bile yesem.
0
ozdek
(13.07.10)
olur tabii, türkiye'de hiç bir satıcı defolu diye indirime gitmez. teşhir mallarını bile anlamayana kakalamaya bakarlar. bri birşeyi indirimin ötesinde ucuza satıyorsa vardır bir bit yeniği. şöyle bir durum var bir de sevgilimle sevil'de tekin acar'da falan tonla parfüm test ettik ve sonunda strawberry'den aldık. strawberry'den gelenler buradaki büyük parfümericilerde denenen testerlardan daha yoğun ve kalıcı kokuluydu.
0
süpermaninkızı
(13.07.10)
@ozdek

çok afedersin ama biz de değiliz:)

ben strawberry, ebay, cheapsmells vs yerden alıyorum zaten. fakat kargo geldi-gelmedi sıkıntı basıyor. satıcı koşulsuz geri ödemeyi hatta kargo bedellerini bile karşılamayı kabul etmişken; bunu denemek çok da abes değil. geldi, gördük işte defolu parfüm denen naneyi. sizi de bilgilendirmiş olduk, değil mi.

@süpermaninkızı
evet. strawberry orijinal. o kesin. ama fiyatlar eskisi gibi çok çok ucuz değil.
0
🌸atmosphere
(13.07.10)
sahibinden veya gittigidiyor gibi yerlerden parfüm/kozmetik almayın. hele fiyatı çok ucuz gorunuyorsa asla almayın. o dediğiniz gibi orjinal şişeli gibi gorunen parfümler sokakta beş on liraya satılıyor. şişeleri de orijinal değil onların, çok çok iyi replika. hatta gidip bi parfümeride kontrol ettirebilirsiniz.
0
likeinme
(13.07.10)
aynı boku ben de yedim, aynen anlattığın gibi kapak altında yapıştırıcı izi falan vardı. bildiğin kolpa parfüm. ama üşendim iade etmedim resmen. 50 tl girdi öle. katılıyorum sana tamamen.
0
kelimeyounu
(13.07.10)
(9)

kilo vermenin durduk yerde durması

aşksız prens
selamlar,7 kilo verdim bir buçuk ayda. ev içi ve dışı çalışmalarım tam. bazal metabolizma tıkırında(küçük küçük 4 öğün. haftada bir haşlanmış yumurta kas çalışmalarım için). fire neredeyse yok. kilo vermem, şimdiye kadar ne yaptıysam aynısını yapıyor olmama rağmen durdu. milim oynamıyor. almıyorum d
selamlar,

7 kilo verdim bir buçuk ayda. ev içi ve dışı çalışmalarım tam. bazal metabolizma tıkırında(küçük küçük 4 öğün. haftada bir haşlanmış yumurta kas çalışmalarım için). fire neredeyse yok. kilo vermem, şimdiye kadar ne yaptıysam aynısını yapıyor olmama rağmen durdu. milim oynamıyor. almıyorum da vermiyorum da. acaba şimdi ne yapmalıyım programımı mı ağırlaştırayım? metabolizma ile ilgili bi değişiklik mi yapmalıyım? kala kaldım öyle dieti de bırakmadım.

bi de 1 buçuk ayda 7 kilo vermek deri sarkması açısından yine de tehlikeli bi rakam mıdır?

teşekkürler.
0
aşksız prens
(13.07.10)
1 gün tıka basa ye, ondan sonra devam et.
0
trista
(13.07.10)
öncelikle boyun ve kilon kaç? nasıl bir beslenme programını uyguluyorsun? spor da yapıyorsan ki kas çalışmasından bahsetmişsin sarkma olmaz. kilo vermek, yağ yakmak istiyorsan programına kardiyo ekle. 30dk koşu 15dk bisiklet şeklinde. sonra bunu çok ağır olmamakla birlikte süper set ile destekle, eğer fazla kilon varsa vermemen elde değil.
0
viper cy
(13.07.10)
Sudur onun çoğu su. Kilonuzu yazmamışsınız ama obezler dışında gerçekten haftada 7 kg vermek kolay değildir. Teorik olarak günde 1700 kalori az almanız ya da yakmanız gerekir. O yüzden durdu gibi geliyor size.
Devam edin daha sıkı diyet ve spor yapın ayda ortalama 2 kg civarına gelirseniz halinize şükredin. obezite varsa ayda 4-6 kg civarını görebilirsiniz ama çok uzun vadeli olmaz 4 e geriler yine. bazı aylar haftalar sıfır gibi olabilir malum vücut savaşıyor noluyor lan kilo kaybediyoruz sıfırlanmayalım diye.
kolay gelsin.
0
ozdek
(13.07.10)
bir süre sonra yine hızlanacak kilo vermen. böyle olur hep kilo vermelerde. bana oluyordu en azından hiç bozmadan devam et sen aynı düzene. birkaç haftaya yine gitmeye başlar kilolar hızla.

bu arada yumurtayı üç günde bir ye ve her gün bir tane multi vitamin al. sandozlardan, suda eriyorlar ya işte o. her gün bir soda iç. aslansın kaplansın
0
sen git ben geliyorum
(13.07.10)
haftada 1 kilo hesabından gidildiğinde normal kilo verme hızındasınız. bir de kilo ne kadar fazla ise ilk diyete başlanıldığında kilo verme o kadar hızlı olabiliyor. şimdi plato evresine girmiş gözüküyorsunuz.. trista'nın dediği gibi metabolizmayı şaırtacak birşeyler yapmak gerek. ingilizceniz varsa sparkpeople.com'u öneririm. sağlıklı kilo verme konusunda bulunmaz bir nimettir.
0
süpermaninkızı
(13.07.10)
yemeği çok az yemek diet yapmak değildir. ben şöyle bir programla 4 ayda 19 kilo verdim:

sabah elma suyu ile tam tahıllı mısır gevreği
2 saat sonra 1 adet yeşil elma
öğlen yağsız sulu yemek (genelde protein ağırlıklı) 3 çorba kaşığı mümkün oldugunca az yağlı pilav veya bulgur, 2 kaşık yoğurt, 1 servis tabağı salata ve su
2 saat sonra 1 adet yeşil elma
akşam 200-250 gr diet ton balığı veya tavuk göğsü, 2 adet domates , su (bazen 1-2 kaşık yağsız lor peyniri ilave ediyordum tamam iğrenç bir öğün olarak görünebilir ama gayet lezzetli idi :))


günde 2,5 - 3 litre su tüketiyorum. boyum 1.82 kilom 74. 91 kiloydum 71 kiloya kadar düşmüştüm işte şimdi 3 kilo aldım ve artık kilo almıyorum. yukardaki diet programını artık uygulamıyorum ama halen tıka basa doyacak şekilde yağlı salçalı yemeklerden uzak duruyorum. haftanın 4 günü vücut geliştirme çalışıyorum ve gidişattan şu an için memnunum.

nasıl kilo verdiğimi görmen açısından bu diet programını yazdım, bende işe yaradı diye sende de işe yarayacak diye bir kaide yok, sonuçta her insanın metabolizması farklıdır. ayrıca kilo almadan önce ben de spor yapıyordum ve bıraktıktan sonra 20 kilo aldım.

kolay gelsin.
0
viper cy
(13.07.10)
kilo verirken belli bir yerden sonra tikanma olmasi normal. rejim ve spor duzenini bir sureligine (1-2 gun) bozup yeniden baslarsan faydasi olabilir. tika basa yemek yerine biraz daha bol yemek, normalde yemedigin seyleri yemeyi deneyebilirsin.

bu arada eger gercekten cok az yemek yiyorsan vucuduna zarar veriyor olabilecegini unutma. gunde 1200 kaloriden az almamak lazim en basidinden. biraz daha bu kalori ihtiyaci konusunu arastir eger zaten yapmadiysan.
0
wpi
(13.07.10)
1 ayda ortalama 4 kilo civarında vermek iyidir. Sen biraz hızlı vermişsin prens evladım. Ayrıca kilo verme eğrisi zamanla düşüşe geçer.

Azimli olmaya devam et, kendini zorlama. Haftada bir yumurta bu arada protein alımı için çok az, tabii diğer yediklerini bilmeyerek söylüyorum bunu.
0
hilhan
(13.07.10)
vücut kıtlık moduna çekmiş kendini demek ki. günde 4 öğün yememe rağmen üstelik. yumurta deri altında saçma bezeler çıkarıyor diye çok yemek istemiyorum. malum yaz falan. aminoasit hapı alabilirim belki bu sebeple. profosyonel yardımlarınız için teşekkürler. metayla oynayım biraz madem. bundan öte spor, diet olamaz zaten.
0
🌸aşksız prens
(13.07.10)
(1)

soundklan gibi bi site?

adıgüzel
soundklan.com sitesine uzun bi zamandır her girdiğimde "teknik bir sorundan dolayı..." diyor. yani müzik dinleyemiyorum. buna benzer başka bi site var mıdır bildiğiniz?
soundklan.com sitesine uzun bi zamandır her girdiğimde "teknik bir sorundan dolayı..." diyor. yani müzik dinleyemiyorum. buna benzer başka bi site var mıdır bildiğiniz?
0
adıgüzel
(13.07.10)
mixcloud ve soundcloud var her türlü müzik için..
0
süpermaninkızı
(13.07.10)
(6)

Barcelona'dan gelecek adamdan ne istenir ?

ermoo
Soru başlıkta. Akla ilk olarak orjinal barça forması geliyor fakat çokta lazım değil. ya peki ne alınsın da gelinsin? varmı bir fikri olan.. kib öptüm bye
Soru başlıkta. Akla ilk olarak orjinal barça forması geliyor fakat çokta lazım değil. ya peki ne alınsın da gelinsin? varmı bir fikri olan.. kib öptüm bye
0
ermoo
(12.07.10)
zara'dan kıyafet belki
0
naharir
(12.07.10)
cacaolat getirsin ama ben de isterim bi şişe ona göre!

www.cacaolat.es
0
süpermaninkızı
(12.07.10)
sise sise aftershock
0
no christ requiress
(12.07.10)
sallayınca üzerine karlar yağan sagra da familia küresi isteyebilirsin
0
conta
(13.07.10)
bana tişört almışlardı. barcelona armalı nike tişört. made in turkey çıktı :)
0
sijwocaq
(13.07.10)
ben olsam sangria isterdim.
0
libera
(13.07.10)
(6)

Eskiden ne vardı orada?

excespeace
Sevgili güzel insanlar dün düşündük taşındık hatırlayamadık.Taksimde meydandaki Burger King'in yerinde önceden ne vardı? Nasıl bir yerdi, ne yapılırdı orada?
Sevgili güzel insanlar dün düşündük taşındık hatırlayamadık.

Taksimde meydandaki Burger King'in yerinde önceden ne vardı? Nasıl bir yerdi, ne yapılırdı orada?
0
excespeace
(30.06.10)
birahane miydi restoran mıydı neydi?
0
etna
(30.06.10)
eskiden dutluktu oralar...
0
de jure
(30.06.10)
etna +1 birahaneydi orası..
0
süpermaninkızı
(30.06.10)
burger king'den hemen önce birahane değildi hatırladıgım kadarıyla. cok eskıden olabılır.

burger kıng'den hemen once baska bır fast food zıncırının subesı vardı ama turkıye'de pek yaygın degıldı. kapattılar.
adını hatırlayamadım.
hatırlayan soylesın ltfn.
0
yasakani
(01.07.10)
Sanki ben de orada Arby's vardıydı gibi hatırlıyorum ama yanılıyor da olabilirim de...
0
trawmatolog
(01.07.10)
heh arby's'in 2003'te orada olduguna emınım. okuldan kactıgım ılk seferde oraya gıtmıstık.
:)
0
yasakani
(02.07.10)
(7)

İspanyolca-Portekizce

ya ben lan neyse
Bu iki dil birbirine benziyor deniliyor. Peki kendi dillerinde konuştukları zaman birbirlerini anlayabiliyorlar mı? Yoksa çok fazla mı fark var? Bir İspanyol Portekiz televizyonunu izlese anlar mı? Ya da tam aksi?
Bu iki dil birbirine benziyor deniliyor. Peki kendi dillerinde konuştukları zaman birbirlerini anlayabiliyorlar mı? Yoksa çok fazla mı fark var? Bir İspanyol Portekiz televizyonunu izlese anlar mı? Ya da tam aksi?
0
ya ben lan neyse
(29.06.10)
birbirlerine çok yakındırlar. siz türkçeniz ile azerbaycanda ne kadar zorlanırsanız onlarda portekizde o kadar zorlanır.
0
ermoo
(29.06.10)
ispanyolca hocam havaalanında karşılaştığı bir portekizliyle sorun çıkmadan anlaştığını söylemişti. gerçekten çok yakınlar. duyduklarım olmasa da portekizce okuduğum çoğu şeyi anlıyorum. hatta italyancayı da ilave edebiliriz.
0
ency
(29.06.10)
yanlız şöyle bir tırtlık var, portekizliler ispanyolları anlama konusunda sorun çıkarmazlarda, portekizli arkadaşlarımdan ispanya'da falan anlamamakta direttiklerini duydum. sık sık tekrarlatıp anlamadım yapılıyormuş. pratikte birini öğrenmek diğerini uçarcasına uykunuzda öğrenmenize yardımcı olur..
0
süpermaninkızı
(29.06.10)
ispanyol ve portekizli arkadaşlarım var ve bu soruyu ben de kendilerine ssormuştum zamanında. eğer yavaş konuşursak iletişim kurabiliriz diyorlardı.
0
elektr10
(29.06.10)
portekizcenin telaffuzu çok yavşak, oradan bir sorun olabilir diye düşünüyorum (como estás -> komujtaj oluyor mesela portekizcede) ama onun dışında bayaa bayaa benziyor. italyanca da aynen, baştaki e'leri al kıçına koy (selmaaa -şabanoğlu şaban), al sana italyanca.

bu arada benzer diyoruz ama azeri türkçesi - türkiye türkçesi kadar yakın değil ya bence, sonuçta farklı diller, farklı şiveler değil.
0
dekila olmeka
(29.06.10)
Yazılışta oldukça yakın diller. Telaffuzda fark çok fazla var. Genelde portekizliler ispanyolları daha rahat anlıyorlar ama ispanyollar da portekizde geçirdikleri 1 ay sonunda sular seller gibi konuşabiliyorlar portekizceyi. Bende ispanyolca portekizce sözlük var oldukça komik geliyor açıp bakınca. Sayfaya hızla göz gezdirince bütün kelimeler aynı görünüyor.
0
nightwalkerg
(29.06.10)
arkadaşlara katılıyorum; portekizliler ispanyolları direkt anlayabiliyor ama tam tersi geçerli değil. bir de bence italyanca portekizce den daha yakın ispanyolcaya
0
indeed
(30.06.10)
(2)

karbonhidrat hesabı vs kalori hesabı

clementine
hangisi daha mantıklı? tamam az karbonhidrat almak kilo verdiriyor (misal atkins diyeti) ama insanı aç bırakıyorsa, kalori hesabı yapıp aç kalmayarak kilo vermek daha mı mantıklı? misal ben 1200 kalorilik diyet tasarladığım zaman kafamda, hiç aç kalmıyorum ama karbonhidrat günde 125 gramı buluyor.no
hangisi daha mantıklı? tamam az karbonhidrat almak kilo verdiriyor (misal atkins diyeti) ama insanı aç bırakıyorsa, kalori hesabı yapıp aç kalmayarak kilo vermek daha mı mantıklı? misal ben 1200 kalorilik diyet tasarladığım zaman kafamda, hiç aç kalmıyorum ama karbonhidrat günde 125 gramı buluyor.

not: bunun dışında önerilerinizi kendinize saklayınız pls ltf tşk.
0
clementine
(25.06.10)
şöyle bir durum var ikisini birlikte yapıcaksın.. atkinson vs yiyecek guruplarını ayırarak yapılan diyetler uzun vadede zararlı. şimdi diyelim 1200 kalori alman gerek bu 1200 kalori içerisine tüm besin guruplarını orantılı yaymalısın. misal günde 5 porsiyon sebze meyve yemen gerekirken 8-11 porsiyon karbonhidrat alman gerek. ne üstü ne altı olacak yani..
0
süpermaninkızı
(25.06.10)
tabi orası kesin, sonuçta hiç protein almadan günde 3 büyük ekmekle de 1200 kaloriyi bulursun ama 125 gr karbonhidrat çok mu bilemedim...
0
🌸clementine
(25.06.10)
(11)

İstanbul'da 2.El Pazarı Nerededir?

leoneladrin
Merhabalar, Bir arkadaşımın bir haberden -ecük- öğrenebildiği kadarıyla İstanbul'da her hafta kurulan (özellikle haftasonları sanırım) bir 2. el pazarı varmış.Böyle uygun fiyatları ve geniş ürün yelpazesi ile arkadaşımı kendinden almış.Böyle -ya da buna yakın- bir pazar hakkında herhangi bir bilgisi
Merhabalar,
Bir arkadaşımın bir haberden -ecük- öğrenebildiği kadarıyla İstanbul'da her hafta kurulan (özellikle haftasonları sanırım) bir 2. el pazarı varmış.Böyle uygun fiyatları ve geniş ürün yelpazesi ile arkadaşımı kendinden almış.Böyle -ya da buna yakın- bir pazar hakkında herhangi bir bilgisi olan var mı?
0
leoneladrin
(08.06.10)
feriköy'de bir pazar? haber programlarının gözdesi kendisi o olabilir. yer olarak feriköy sabit pazarında her pazar kuruluyor..
0
süpermaninkızı
(08.06.10)
tahtakalede bir yerlerde de vardı yamulmuyorsam..
0
kedi olmus gidiyorsun
(08.06.10)
tahtakaledeki hakkında acık daha bilgin var mıdır? =)
0
🌸leoneladrin
(08.06.10)
ben de o habere rastlamıştım. feriköy'de pazar günleri kuruluyormuş.
0
memomika
(08.06.10)
yok ama şu var bir bak istersen: (bkz: tahtakale)
0
kedi olmus gidiyorsun
(08.06.10)
Teşekkürler, sanırım Feriköy doğru cevap :)
0
🌸leoneladrin
(08.06.10)
samandırada bit pazarı var pazar günleri.
0
mahsunkul
(08.06.10)
ikinci el pazarı dediğiniz yer $ayet feriköy bit pazarı ise yanlı$ anlama olmasın diyeyim.
orada antika ve koleksiyonluk obje ve malzemeler vardır.

kitap - plak - minik antika ve süs e$yaları - evden getirilen biraz kıyafet ws. vardır.

öyle spot e$ya alacağım evimi düzeceğim tarzı bir yer değildir.

www.ferikoydebirpazar.com
0
robinbook
(08.06.10)
Samandıra'daki pazar neresindedir peki? =)
0
🌸leoneladrin
(09.06.10)
samandıra da novartis ilaç fabrikası var onun hemen yanında.olmadı araba pazarı dersin ikiside aynı gün iç içe kuruluyor.
0
mahsunkul
(10.06.10)
(6)

yüksek lisans

wichniarek
arkadaşlar merhaba. ben yüksek lisans yapmak istiyorum yalnız şöyle bi durum var ortalamam çok düşük (2.20 civarında) ama kpds ales ve üds'm iyi (90'ın üstünde). ne dersiniz? şansım var mı? nerelerde şansım var? hangi üniversiteler ortalamayı çok önemsiyor hangileri önemsemiyor?askerliği tamamladım.
arkadaşlar merhaba. ben yüksek lisans yapmak istiyorum yalnız şöyle bi durum var ortalamam çok düşük (2.20 civarında) ama kpds ales ve üds'm iyi (90'ın üstünde). ne dersiniz? şansım var mı? nerelerde şansım var? hangi üniversiteler ortalamayı çok önemsiyor hangileri önemsemiyor?

askerliği tamamladım. o iş tamam.
sadece alanımla ilgili birikimimi derinleştirmek, bi alanda derinlemesine bilgi sahibi olmak istiyorum. bunu da akademik disiplinde gerçekleştirmek tercihim.
soru ile ilgili daha fazla özel detaya girmek istemedim. ama alanım iktisat mesela. onu söyleyebilirim. yüksek lisans da odtü veya boğaziçinde olsa güzel olur.
0
wichniarek
(06.06.10)
çocuum bi soluklan önce, sırf bu sorunun şeklinden şemalinden ben bile şıp diye anladım ki askerlikten kaçmak için yüksek kasan türk gencisin sen.

sorunu oku, yanlışlarını eksiklerini gör tekrar yaz biz de cevaplayabilelim..
0
süpermaninkızı
(06.06.10)
hangi üniversite mezunu olduğunuz da önemli sanırım bu üniversitelerin yüksek lisanları için ilgili bölüm web sayfalarından ya da sekreterliklerinden gereken minimum not ortalamalarını öğrenebilirsiniz.
0
cozefka
(06.06.10)
odtu veya bogazicinin bu ortalamayla alacagini hic sanmiyorum, yani benim ortalamam 2.20 olsa odtu/bilkent/bogazici hayali kurmam. belki kaliteli ozel universitelerin burssuz yuksek lisans programlarina kabul edilebilirsin, o da nereden baksan 30000 liraya malolur, koc/sabanci dersen daha da katlanir bu rakam. istanbul'daysan ozyegin universitesini de arastirabilirsin, rektorleri bilkentin eski isletme dekani.
0
kayranin kedisi
(06.06.10)
Çoğu üniversite için ortalama min 2.5 olması gerekiyor.Tabi özel üniversiteler bunun dışında.Ancak her üniversite kendisine göre özel koşullarda öğrenci kabul ediyor.Bu durumda senin yapman gereken hangi bölümde yüksek lisansa başlamak istediğin.Bölüme karar versikten sonra üniversiterin başvuru koşullarını saygı değer GOOGLE amcadan rica etmek.
0
Evocati
(06.06.10)
valla bizim okulda istanbul üniversitesinde yapabilirsin.. ortalama şarttı yok. bak söylim; ales puanının %50 sini al, diplomanın %20 sini al, ing %20, mülakat %10 .. buradan hesapla, eğer bunların ortalaması 75 i geçerse, sanayi ve teknoloji iktisadı alanında yüksek lisans yapabilirsin..

ayrıca ortalaman 2.2 değil 4 üzerinden 4.2 olsa bile odtü veya boğaziçi mezunu olmadıktan odtü ve boğaziçi master yapman zor.. koç, sabancı, bilkent de eklenebilir listeye ama o kadar..
0
kalim
(07.06.10)
@supermaninkizi

senin fast reading'le aran bayaa iyi galiba.
0
compadrito
(07.06.10)
(3)

google'a erişimin engellenmesi ...şaka mı?

böhü
önce (bkz:google'a erişimin engellenmesi) bende navige yüklü olduğu için anlayamadım.gerçekten google uygulamaları erişime kapalı mı şu an?yoksa sözlükte yeni bir sazan avı mı başladı?
önce (bkz: google'a erişimin engellenmesi)
bende navige yüklü olduğu için anlayamadım.gerçekten google uygulamaları erişime kapalı mı şu an?yoksa sözlükte yeni bir sazan avı mı başladı?
0
böhü
(04.06.10)
evet gerçek.. ve artık birşey yapmak gerekiyor..
0
süpermaninkızı
(04.06.10)
nasil yani komple www.google.com da dahil bütün servisler mi engellenmis, yoksa google'in bazi servisleri mi? nasil oluyor yahu bu. bu ne lan??

ben yurtdisindayim birisi google.com'a girince cikan sayfayi screenshot alip gösterebilir mi?
0
fspades
(04.06.10)
Google Yavaşlayabilir.

haber.mynet.com
0
janavarorion
(04.06.10)
(6)

Yalova'ya yerleşmek hakkında düşünceleriniz

pepecura
Evden çalıştığım ama sıklıkla yurt içi, nadiren yurt dışına seyahate çıktığım bir işim var. tüm yol, konaklama masraflarımı şirketim ödüyor. seyahatler sıklık sırasıyla istanbul avrupa ve anadolu yakası, bursa, ankara, konya ve izmir gibi yerlere.evlenmek üzereyim. hanımı ikna edebileceğimi düşünüyo
Evden çalıştığım ama sıklıkla yurt içi, nadiren yurt dışına seyahate çıktığım bir işim var. tüm yol, konaklama masraflarımı şirketim ödüyor. seyahatler sıklık sırasıyla istanbul avrupa ve anadolu yakası, bursa, ankara, konya ve izmir gibi yerlere.

evlenmek üzereyim. hanımı ikna edebileceğimi düşünüyorum.

18 yaşıma kadar bahçeli bir evde büyüdüm. kedili, köpekli, domatesin bahçeden koparıldığı bir evi özlüyorum ve yalova civarında 1 dönüm kadar bahçesi olan bir ev alarak buraya yerleşmeyi düşünüyorum.

öyle çok fazla tiyatro, 3 boyutlu sinema, büyük alışveriş merkezi vb. derdim olmaz.

niyetim yalova'dan bahçeli bir ev alıp buraya taşınmak. göz ardı ettiğim bir şey varsa fikirlerinizi gönderirseniz çok memnun olurum.
0
pepecura
(02.06.10)
bence güzel fikir.

çocukluğumun yazları yalova'da geçti. pek severdim ben orayı. depremden sonra uğramadım pek ama herhalde halen güzeldir. hem istanbul'a da oldukça yakındır aslında. istediğin an tek vasıtayla ulaşabilirsin sonuçta. :)

çiftlikköy ve eğer yanlış hatırlamıyorsam elmalı köyü diye bi yer vardı. oralarda bahçeli bişeyler ayarlamak çok da yüksek maliyetli olmaz herhalde.

kolay gele... :)
0
hevipeyra
(02.06.10)
benim iş durumumu çözüme kavuşturur kavuşturmaz yapmayı planladığım şey yalova'ya taşınmak. iş şartların el verir gözüküyor bence yapabiliten hayli yüksek.

ben sana yer olarak yenimahalle (tam içi değilde civara doğru), baraj civarlarını tavsiye ederim. şehir merkezine yakın, ulaşım sorunu görece yok (görece çünkü 15 dakikada bir, bana göre cillop sana göre nasıldır bilemedim), ağaçlık, yeşillik mis gibi..

eski termal yolu diyorlar o yol üzerinde 300 tl civarında kiralık ev bulmak mümkündü geçen yıl. ayrıca termal baraj villaları var, dubleks/tripleks bitişik nizam yeşillikler içinde, komşuluğun süper olduğu (hanımı geride bırakınca gözünüz arkada kalmaz) orada da kiralar 400 civarı diye biliyorum..

tavsiye yani.. bence git :)
0
süpermaninkızı
(02.06.10)
termal yolu üzerindeki küçük yerleşimler geçerken çok çekici görünüyor. merkeze 15 dakika uzaklıkta. fay hattından da uzak. hanım evde sıkılmazsa gidin valla.
0
synick
(02.06.10)
bir öneri daha;

çanakkale
0
jaaaccckkk
(03.06.10)
yalovada oturan biri olarak, türkiyenin en güzel şehri olduğunu söyleyebilirim. herşeyiyle rahat. bence çok iyi düşünmüşsün eşin buna bayılacak.
0
frida zetkin
(03.06.10)
sanırım doğru yolda ilerliyorum. eh, hanım da ikna olacak gibi.
yakında yalova'da king'e 2nci, 3ncü, 4üncü aranıyor duyurusuyla görüşmek üzere..
0
🌸pepecura
(03.06.10)
(2)

soundcloud türevleri?

scientist
malum soundcloud limit koyduktan sonra yine bu tarzdan uzun setler yüklenebilecek kullanışlı siteler arıyorum.parasız böyle siteler var mıdır acaba?yoksa en iyi soundcloud a para bayılmak mıdır?
malum soundcloud limit koyduktan sonra yine bu tarzdan uzun setler yüklenebilecek kullanışlı siteler arıyorum.parasız böyle siteler var mıdır acaba?yoksa en iyi soundcloud a para bayılmak mıdır?
0
scientist
(02.06.10)
ben mixcloud kullanıyorum.. tavsiye ederim.
0
süpermaninkızı
(02.06.10)
grooveshark
0
karacoğlan der ki
(02.06.10)
(7)

az uykuya rağmen sabah kalkabilmek

ahmetb
başlıkta geçen şeyi nasıl sağlayabilirim, bu konuda yardıma ihtiyacım var.
başlıkta geçen şeyi nasıl sağlayabilirim, bu konuda yardıma ihtiyacım var.
0
ahmetb
(02.06.10)
www.turktelekom.com.tr

yurtta filan kalmiyosan ve kaldigin evde sabit telefon varsa, uyandirma servisinden faydalanabilirsin.

Calar saat diger bir yontem tabii.

Kalkinca dogru dusa gir ve sonra kahve ic filan.

Genel bilinen seyler yani.

Bunlar seni kesmezse bilelim.
0
compadrito
(02.06.10)
uykuyu bölerek bunu başarabilirsiniz.

süre olarak daha az uyumanın en başarılı yolu uykuyu parçalara ayırmaktır. ne bileyim 8 saat yerine günde 2 tane 3,5 saatlik uyku çekebilirsiniz.

çok önemli bilim adamlarının dediklerine göre ne kadar çok parçaya bölerseniz o kadar kısalırmış uyku süreniz. tabi bu bölümlemerli rem uykusunu dahil edicek şekilde yapılmalı (ne bileyim 90" katları şeklinde vs.)
0
carnicero
(02.06.10)
ne kadar az uyumaktan bahsediyorsun?

ayı gibi bağıran bir çalar saat ve soğuğa yakın bir duş derim @compadrito'ya katılarak.
0
kob
(02.06.10)
çok sağlıksız bir şey istiyorsunuz diyim. ben yaklaşık 4 yıldır günde 4 saat ya uyuyorum ya uyumuyorum. zindeyim ve uykuya çok ihtiyaç duymuyor bünyem, ama enerji ihtiyacınız buna göre artacak. bol bol meyve tüketmek, soğuk duşlar ve çikolata çok işime yaradı bu dönemlerde. yalnız spor yapmıyorsanız hiç bulaşmayın aşırı sağlıksız bir durum.
0
madyb
(02.06.10)
sınav zamanı modiodal kullanmıştım, işe yaramıştı. bir doktora danıştıktan sonra sen de kullanabilirsin
0
de jure
(02.06.10)
ben aşırı yorgunluk dolayısıyla supradyn energy kullanıyim dedim, dün ilk seferdi. şöyle söyliyim, normalde yatakta bir iki bölüm dizi izlerim gözlerim uykudan kapanana kadar. dün akşam tam 5 bölüm sons of anarchy ve 50 küsur dakikalık nollywood film devamı izledim sabah 5te hala uykum yoktu. düzenimi bozmamak için ve kendime bir bilgisayar kuşu olmadığımı kanıtlamak için kendimi uyumaya zorladım. uyumam epey vakit aldı ve şu an sorunsuz olarak dinç bir şekilde uyanığım..
0
süpermaninkızı
(02.06.10)
gözünü açar açmaz yataktan kalk. yoksa 5 dakikalar bitmezzz.
0
seyduna6687
(02.06.10)
(10)

resimdeki yer neresi?

bushwacker
istanbul'da boğazda bir yer sanırım ama neresi olduğunu çıkaramadım.. bilen var mı mekanın adını, tarifini falan?
istanbul'da boğazda bir yer sanırım ama neresi olduğunu çıkaramadım.. bilen var mı mekanın adını, tarifini falan?
0
bushwacker
(01.06.10)
Adalar'da olabilir, bir ihtimal.
0
hunlu
(01.06.10)
yeditepe ismindeki mekana benzettim..ama bilemedim de tam olarak..
0
diggity
(01.06.10)
boğazdan ziyade ege'de bir koy gibi sanki.
0
caangreyarrow
(01.06.10)
nakkNakkaştepe'de Koç Holding'in yanından Kuzguncuk'a inen yola girip askeriyenin kapısını geçtikten sonra solda Yeditepe'yi, dah doğrusu otoparkını görürsünüz. İlk kez görenleri şaşırtan güzellikte bir manzarası vardır.

www.geziyorumlari.com
eğer doğru ise..
0
diggity
(01.06.10)
boğaz değil orası.. öyle boş koy ve sırtlar yok boğazda bir de hangi uçta olursa olsun bir köprü manzaraya girerdi..

edit: cevab veremedim :)
0
süpermaninkızı
(01.06.10)
Burası Anadolukavağı, kaleye doğru çıkarken tepede bir yer işte çay kahve alkol falan var. Elimde fotolar da var, ispatlarım :D
0
susannah
(01.06.10)
@girl in a coma ciddi misin değil misin bilmiyorum da fotoğrafların sahibine 2 kere derdimi çok iyi anlatan bir mesaj attım. geri dönmedi, ben de koydum buraya..
0
🌸bushwacker
(01.06.10)
Boğazda gayet de boş koy ve sırtlar var kuzeyine doğru. Askeriyenin oralar. Anadolu veya Rumeli Kavağı veya civarında bir yer olabilir.

Ek:
Eksperler tarafından onaylandı: Anadolu Kavağı

Ek:
Yorus Kalesi'nin üst tarafında imiş. Anadolukavağında Yosun Restorant varmış,
orayı işleten adam işletiyormuş burayı. oy oy oy..
0
hopi
(01.06.10)
@susannah; adam hakli beyler.

anadolu kavagi burasi, nami diger yesillik. az biraz altta da salincagimiz var, ziplayinca cok guzel tepeden yuvarlaniliyor asagiya kadar.
0
no christ requiress
(01.06.10)
Anadolu kavağı diyenler haklı beyler
0
yuto
(01.06.10)
(20)

Akasya Duragi denen...

chieko
diziyi izleyen var mi? Merak ediyorum gercekten, var mi? reklamina bile tahammul edilmezmi$ gibi geliyor bana.
diziyi izleyen var mi? Merak ediyorum gercekten, var mi? reklamina bile tahammul edilmezmi$ gibi geliyor bana.
0
chieko
(29.05.10)
prime timeda yayınlanıyor illa ki izleniyordur
0
ksl
(29.05.10)
akraba çocuklarının çoğu adanalıyı izliyor.ana-babalarıda bu diziyi izliyor.bizimkilerde bir ara izliyordu.herkesin espri anlayışı farklı.ordaki osman aga ve yanar döner taksici rolündeki adamı bizim pederle valide seviyordu...80-90larda istanbula göç etmiş asosyal olan her türk ailesi büyüğünün espri anlayışı bu yönde..bende levent kırca'ya tahammül edemiyorum.
0
madagaskar
(29.05.10)
yayınlandığı günün birinci o dizi.
0
serseri marti
(29.05.10)
valla karşısına reklam koyanlar utansın, reklam yerine açtım; şimdi ben de bakınıyorum.

kız vuruldu hesapta ama kan görmedim hiç. babası motorla ön kaldırdı falan böyle garip bir şey ama karşısında izleyebilecek bir şey yok, bir şeyler yerken, dinlenirken, bakınırken.

survivor reklamdan çıksın ona bakarız.
0
pomolilik
(29.05.10)
daha ziyade burada izleyen ve sebebini aciklicak olan var mi? yoksa izleniyodur tabi. ama gerekcesi ne? bagiris, cagiris, sacmalik...
0
🌸chieko
(29.05.10)
evet izleyen var.
0
sutlu nescafe
(29.05.10)
Ben izliyorum arkadaş gülüyorum da yani.
0
artikbenimdebirvolvomvar
(29.05.10)
ciddi seviyorum.. dısardaysam kosarak eve gidiyorum... cünkü o kadar saçma ki tüm sorunları unutuyorum cidden güzel bence :) acıtasyon yok en önemlisi...
0
maxpainn
(29.05.10)
@artikbenimdebirvolvomvar; bi kac soru sorabilir miyim ozel olmazsa?
denk geldiginde mi izliyosunuz, takipcisi misiniz?
ba$ka hangi dizileri izliyosunuz?
0
🌸chieko
(29.05.10)
ben de sıkılmadan 3 dakikadan fazla izleyebilenlere şaşıranlardanım.
0
i ve been mistreated
(29.05.10)
ben de aşagılanmıs hissediyorum bunu izlerken ama itiraf ediyorum evdekiler izliyor. biri levent kırca yazmıs o da cok ust duzey olmamakla beraber bana kendime hakaret ettirmişim gibi gelmiyor, bir mesajı var ve onu her kesime ulastırmak için basitleştirmişler gibi. ama akasya du.. ay tamamlayamacagım beni cıldırtıyorrrrrrrr
0
gofragol
(29.05.10)
babannem seviyor. oldukça stres atıcı buluyor.

o bile abukluğun farkında ama "eğlenceli işte" diyor.
0
carnicero
(29.05.10)
çiçek taksi'yi hiç kaçırmazdım ama bu dizi o kadar itici geliyor ki ben de reklamlarını bile değişiyorum. ha hiç izlemişliğim de yok ama acaip antipatik geliyor.
0
brkylmz
(29.05.10)
@chieko

denk geldiğimde izliyorum. elimde kolam cipsim bunun başlamasını beklemiyorum elbet.

gun and the bullet in his gullet arkadaşımızın dediği gibi herkesin beğenisi farklı abi. ben de kurtlar vadisi sevmiyorum ama aşk-ı memnu'yu izlerim. Bunun dışında da bir kaç yabancı dizi hariç hiç birini seyretmiyorum.
0
artikbenimdebirvolvomvar
(29.05.10)
Ben şahsen reklamını gördüğüm an televizyonun sesini kapatıyorum. Ama bu kadar yayınlandığı ve inatla bu kadar reklamı döndüğüne göre sağlam reytingi olmalı. Konusuz dizi sevenler için ideal olabilir. Gayet sığ, dertsiz.. Hayat onlara güzel be arkadaşım.
0
komnoktatere
(29.05.10)
@komnoktatere i$te bunu anlamiyorum ama, dizi ba$tan sona bagri$ cagri$ ve kavga, yani sakin bi mod da degil, herkes birbirini dovuyor, bagiriyor, o oburunu yanli$ anliyor, laz aksani konu$up surekli bagiran o adami gormeye bile tahammul edemiyorum.

izleyen tabi var da hani bi sozluk yazari-okuru izler mi merak etmi$tim.
0
🌸chieko
(29.05.10)
sanırım insanlar bir özdeşlik kuruyor. eşi taksi şöförü olan bir iş arkadaşıma sevmiyorum izlemiyorum çok özensiz ve saçma şeyler deyince e ama taksicileri anlatıyor ne güzel demişti. hayatıyla özdeşlik kuruyor konu ne kadar saçma da olsa.. bir de tabii alışmış insanlar düşünmeden izleyip geçmeye, onun da etkisi büyük.
0
süpermaninkızı
(29.05.10)
ciddi bir dizi değil. yani ciddi olmak amacı taşımıyor. konu bütünlüğü, mantık bütünlüğü, olay örgüsü taşımıyor, böyle de bir amacı ve iddiası yok. bir ezel'de, bir aşk-ı memnu'da aynı cıvıklığı yapsalar kimse izlemez. zaten amacı bağırış çağırışla komiklik yapan bir dizi. geniş aile'den, türk malı'ndan ne farkı var ki. onlarda da saçma konuşmalar, bağırıl çağırışla komiklik yapılıp izleniyor. bu da öyle. üstelik birçok tiyatrocu var, her bölümde dğeişik konu, kendi çapında bir heyecan var.

dizilerde kalite arayan ve ciddi eleştirmen gözüyle dizi izleyen biri olarak takip etmesem de rastladıkça ben de izliyorum.
0
kibritsuyu
(30.05.10)
geçen hafta tüm kişilerde 7.4 rating 21.4 share ile 2. sırayı almış (şamp. ligi finaline rağmen). AB grubunda ise 4.8 rating 14.7 share ile 5. sırayı almış.

önceki hafta 7.0 / 21.4 ile 3. sırada (özeti 5. sırada). AB'de ise 4. sırayı almış.

bu işin teknik kısmıydı şimdi geçelim halk gözüyle bakmaya. o saatte karşısında ne var: küçük kadınlar, adanalı, survivor. bu ülkede ortalama 4.5 saat televizyon izlediği gerçeğini de göz önüne katarsak, haftasonu izleyici kitlesine hemen hemen aynı programlar dayatılıyor, çoğu da olmasa da olur şeklinde ekrana sürülüyor zaten. izleyenleri savunmuyorum ama tv yöneticilerinin de haftasonuna biraz daha özen göstermeleri gerektiğini düşünüyorum.
0
bykush
(30.05.10)
Annem, babam izliyor. Eve gittikçe onlarla ben de izliyorum, onlarla kapalı televizyonu bile izlerim.
0
charlesbukowskiineksi
(30.05.10)
(1)

Tez bulabilir miyiz?

rectoa
Merhaba candaş medyaBir tekstil ya da mobilya üretim şirketinin incelenmesi hakkında bir tez bulabilir miyiz acep? Ya da herhangi bir üretici şirket hakkında olursa da olur.
Merhaba candaş medya

Bir tekstil ya da mobilya üretim şirketinin incelenmesi hakkında bir tez bulabilir miyiz acep?

Ya da herhangi bir üretici şirket hakkında olursa da olur.
0
rectoa
(27.05.10)
tez2.yok.gov.tr buradan bakabilirsin

bir de ilgili bölümlerin internet sitelerinde öğrencilerin kabul edilen tezleri listelenebiliyor bir de o şekil arayabilirsin...
0
süpermaninkızı
(27.05.10)
(2)

maltepe atatürk cad sakarya sok

ohshit
çekmeköyden kozyatağına gttkten sonra neye binmeli nerde inmeli kime sormalı
çekmeköyden kozyatağına gttkten sonra neye binmeli nerde inmeli kime sormalı
0
ohshit
(27.05.10)
...da o cadde hem e-5 altı hem e-5 üstü devam ediyor hangi mahalle?
0
süpermaninkızı
(27.05.10)
e-5 den geçen kadıköy kartal mavi başlıklı minibüsler var onlara binin veya 21A,16A otobüslerine binin. maltepe köprüsünü geçince inin. oralarda biyerlerde olması gerek. atatürk caddesi e-5 den sahile kadar indiğiniz yerdir.

maps.google.com

eğer bu sokağı kast ediyorsanız.
0
fukka
(27.05.10)
(4)

kedidilli tatlı/ tuzlu tarifi

pongiyen
elimde kedidili bisküvisi var ( sauyer, savayer vs. ). bu bisküviyle deneyip de beğendiğiniz bir tarif var mıdır acaba? nette çok tarif var biliyorum ama ben denenmiş, birinci ağızdan bi tarif soruyorum.. var mı sizde öyle bi tarif?
elimde kedidili bisküvisi var ( sauyer, savayer vs. ). bu bisküviyle deneyip de beğendiğiniz bir tarif var mıdır acaba? nette çok tarif var biliyorum ama ben denenmiş, birinci ağızdan bi tarif soruyorum.. var mı sizde öyle bi tarif?
0
pongiyen
(27.05.10)
valla ben bi sefer elmalı tarçınlı bişi yaptım çok beğendiler:)
istersen elmaları tarçın şekerle biraz öldür tavada.
işte kedi dili, bu, biraz da puding muding, tiramisudaki gibi peynirli de olabilir, labneli filan. oh şanane bence :)
yalnız kedi dillerini önceden ıslatmıycaksın. öyle kütür kütür duracak, üstüne gelen sıcak pudingle yumuşıycak
biraz da karanfil, zencefil işte bulabildiğin tüm filleri ekle :) afiyet olsun.
0
kediebesi
(27.05.10)
annem ekler yapar bunlardan. bi krema yapar, bi de çikolata sosu. kedidillerini şekerli süte batırıp çıkarır ama çok tutmaz, hemen batırıp çıkaracaksın yoksa dağılır. onlar yumuşar. sonra iki tanesinin arasına kremasını koyup üstüne de çikolata sosu döker. aynı ekler gibi olur.
0
kibritsuyu
(27.05.10)
he tuzlu bişi yapabiliceğini pek sanmıyorum. gerçi japonlar tatlıya tuz eker, tadı daha çok çıkarmış, ama kedidili halihazırda tatlı bişi yani. nötr değildir pek. hele marketlerde satılanlar epey şekerli. eskiden pastanelerde yapılanlar pek öyle diildi.
0
kediebesi
(27.05.10)
tiramisu tatlısı asıl olarak kedidili bisküvilerle yapılır. kolaydır da.. cafe fernando'nun tarifinden tiramisu yapmıştı bir arkadaşım bayılmıştık.. o tarifi deneyebilirsin misal..
0
süpermaninkızı
(27.05.10)
(2)

ingilizce TÜRK yemeği tarifleri

xiongmao*xiongmao
Basit yemek tariflerinin ingilizcelerini arıyorum, ama ölçüleriyle ayrıntılı lazım.Edit: önceden de sormuştum ama Türk yemeklerini aradığımı yazmamışım..
Basit yemek tariflerinin ingilizcelerini arıyorum, ama ölçüleriyle ayrıntılı lazım.

Edit: önceden de sormuştum ama Türk yemeklerini aradığımı yazmamışım..
0
xiongmao*xiongmao
(21.05.10)
english.turkishcookbook.com

iyidir,amerika'da kitabı da çıkmıştı site sahibinin
0
süpermaninkızı
(21.05.10)
(6)

Yurtdışına bir iki haftalığına tatile gitmek istiyorum, öneriler?

beni boyle sev seveceksen
Evet, tercihen avrupa.1- Nereye gitmeliyim?2- Nasıl gitmeliyim? (Acente aracılığı ile mi yoksa farklı alternatifler var mı?)3- "Bir arkadaşım" şöyle yapmış şöyle olmuş, sen de şöyle yap dediğiniz şeyler var mı?Gracias...
Evet, tercihen avrupa.

1- Nereye gitmeliyim?
2- Nasıl gitmeliyim? (Acente aracılığı ile mi yoksa farklı alternatifler var mı?)
3- "Bir arkadaşım" şöyle yapmış şöyle olmuş, sen de şöyle yap dediğiniz şeyler var mı?

Gracias...
0
beni boyle sev seveceksen
(20.05.10)
kultur, deniz, doga... ne tur tatil yapmak istiyorsunuz?
0
entrapmen
(20.05.10)
kültür... deniz doğa olayı için güneye inerim zaten. yaz uzun...
0
🌸beni boyle sev seveceksen
(20.05.10)
Benim bir kaç tavsiyem var eğer kültür ve "kafa dinleme" amaçsa.

1.Portekiz: Lizbon üs olmak üzere Santarem (Fatima'yı barındıran eyalet), Porto, Leiria gezebilirsin. Akdenize kıyısı olmadan bir akdeniz ülkesi güzelliğinde (bizi değil yunan adaları tarzını kastediyorum)..

2. Malta: 1-2 hafta tüm ada için yetecektir. Ben bir iki yıl önce gitmiştim. Sessiz sakin, fotoğraf çekmelik bir yer.. Ayrıca schengen vizen olduğu için Sicilya'ya da geçersin feribotlar oluyor günübirlik..
0
süpermaninkızı
(20.05.10)
yok mu başka önerisi olan?
0
🌸beni boyle sev seveceksen
(21.05.10)
ispanya'yi gezebilirsin. güneyi (endülüs bolgesi:granada-cordoba-sevilla-cadiz hatti) harika mimari mirasla dolu. ayni sekilde kuzeyde barcelona, valencia var. portekiz onerisi gelmis, portekiz+ispanya kombosu yapabilirsin. ehliyet varsa, arabayla gezmeyi tercih edersen gunluk 20€ civarinda arac kiralamak mumkun. otoyollar gayet rahat. italya'ya gore suruculer cok daha terbiyeli.
0
hd
(21.05.10)
ogrenci iseniz interrail dusunebilirsiniz. en hesapli yollardan birisi bu.

onun disinda barcelona cidden gidip gormelik bir yer. turla giderseniz 4 gunluk bir seyahat yeterli geliyor. ispanyaya yayilabilirsiniz isterseniz o vakit 1 haftalik turlara bakinin.
italya'ya haftalik turlar oluyor. 1 haftada italyanin buyuk bolumunu gorebilirsiniz ama fiyatlari biraz tuzlu. daha once roma turuna gittim. roma 2 gunde gezilebiliyor (tur rehberi olmaksizin elde kitapcik ve daha once yapilan arastirmalarla). floransa'ya gidecekseniz muzenin tatil olmadigi gun gidin :) pazartesi gunu kapaliydi benim gittigimde. pek bir sey goremeden dondum oradan.

tur disi gitmek biraz zorlayici. fiyat bakimindan da turuna gore degisse de daha hesapli oluyor. en basitinden ucak biletleri oldukca sorun oluyor. ben ugrasirim derseniz tek tek planlama ile avrupa'nin cogu yerini (orn schengen vizesine tabii olanlari) 2 haftada gezebilirsiniz ama oldukca pahaliya patlar.
0
entrapmen
(21.05.10)
(3)

kpss'de yabancı dil sorularını çözmenin getirileri nedir?

gijilti
a. getirileri nedir?b. bu bölümün zorluk derecesi nedir? c. bu teste girsem ve kötü geçse kaybım olur mu, genel puan etkiler mi?
a. getirileri nedir?
b. bu bölümün zorluk derecesi nedir?
c. bu teste girsem ve kötü geçse kaybım olur mu, genel puan etkiler mi?
0
gijilti
(20.05.10)
eğer a grubu kadrolara girmek istiyorsan, a grubu kadrolar için belli şartlar isteyebiliyorlar, bunlardan biri de yabancı dil testinde 30 doğru vs gibi. bu bölüm çok zor değil üniversite okumuş, okulda az da olsa ingilizce dersi almış ve ingilizce film izlemiş bir insan, (biraz da kelime bilgisi gerekli tabii) en az 20 tane doğru işaretler diye düşünüyorum. tam emin olmamakla birlikte kötü geçerse kaybınız olmaz, iyi geçerse kazancınız olur...
0
benim de soyleyeceklerim var
(20.05.10)
genel puandan kastın atamaların yapılacağı puan olan p3 ise ona bir katkısı yok. ama yabancı dil şartı olan pek çok puan türünün hesaplanmasını sağlıyor. bu da sınavdan sonra ilgili puan türü+mülakat ile memeur alımı yapan yerlere başvurabilmeni sağlar. torpilin tillahı döner ayrı..
0
süpermaninkızı
(20.05.10)
kpss a'da bazı kurumlar sınava girme koşulu olarak 42 doğru ister. Ancak son bir iki yıldır kurumlar kpds istemeye başladı. Kpss'ye hazırlanan çoğu adayın ingilizce problemi olduğu için 42 doğru bazı sınavlarda çok avantaj sağlar
0
doink
(20.05.10)
(1)

yurtdisinda tur duzenlemek

xiongmao*xiongmao
ben pekindeyim ve turkiyeden bi acenta bana burdan tura katilacak musteriler bulmam karsiliginda kisi basi ucret teklif etti. ama acenta kucuk bi yerel acenta dolayisiyla burda subesi falan yok. bana herturlu brosur vs verebileceklerini soyluyolar tanitim yapmam icin. burdaki insanlarin sadece benim
ben pekindeyim ve turkiyeden bi acenta bana burdan tura katilacak musteriler bulmam karsiliginda kisi basi ucret teklif etti. ama acenta kucuk bi yerel acenta dolayisiyla burda subesi falan yok. bana herturlu brosur vs verebileceklerini soyluyolar tanitim yapmam icin. burdaki insanlarin sadece benim sozume guvenerek acentayi gormeden geziye gitmeyi isteme olasiligi var mi? neler yapabilirim? teklifte bulunan acenta gercekten guvenli ve isini iyi yapan bi firma.
0
xiongmao*xiongmao
(20.05.10)
kendimi müşteri yerine koyarak cevaplıyorum..

mal kaçırır gibi tek bir adamın yaptığı komisyonculuk tarzı bir girişime hayatta güvenmezdim. ama o adam benim karşıma x ülkenin y acentesinin şubesinde karşıma çıksa güvenirdim.

turizm acentesi şubesi açmak gibi bir niyetleri olmadığını varsayarak, internet sitesi üzerinden bu işi yapabilirsiniz belki? bideki tatilsepeti gezisepeti vb. bir oluşum bile daha iyi intiba bırakır.
0
süpermaninkızı
(20.05.10)
(5)

noodle

axijazz
Üzerine sıcak su döküp hazır hale gelenleri nerde satılır?
Üzerine sıcak su döküp hazır hale gelenleri nerde satılır?
0
axijazz
(20.05.10)
bardak icinde satilanlarindan metro markette gormustum.
0
xiongmao*xiongmao
(20.05.10)
migros'larda bile var.
0
carnicero
(20.05.10)
yeme ole seyle...al bi paket makarna yap onu ye. icinde ne var ne yok bilmiyorsun deli gibi koruyucu, lezzet arttirici kimyasal var...

ise falan gorureceksen evde hasla kat icine arzuna gore bezelye olur havuc olur peynir olur artik sana kalmis...

ama lutfen hazir gida yemeyin...
0
cairo
(20.05.10)
msg karşıtıyım bizzat kendim evet ramenler yenmemesi gerekli besinler ama çok lezzetli..

migroslara ek olarak mopaşlarda da bulabilirsin..
0
süpermaninkızı
(20.05.10)
büyük migroslarda var. karton bardakta olanından.
0
suicides underground
(20.05.10)
(12)

Bebek mamasi

rokoko
Iyi geceler,kendimi tamamen doğal beslenmeye vericem arkadaşlar.Kimyasallardan bıktım.Şu küçük kavanozlardaki bebek mamalarından yesem olur mu çeşitleri baya fazla.Tabi sürekli bunları yemicem.Ama kaç kavanoz yeterlı olur mesela yetıskın ıcın.Bebeklerdn için üretildiği için kimyasallarının az olduğu
Iyi geceler,kendimi tamamen doğal beslenmeye vericem arkadaşlar.Kimyasallardan bıktım.Şu küçük kavanozlardaki bebek mamalarından yesem olur mu çeşitleri baya fazla.Tabi sürekli bunları yemicem.Ama kaç kavanoz yeterlı olur mesela yetıskın ıcın.Bebeklerdn için üretildiği için kimyasallarının az olduğunu düşünüyorum.Ne dersiniz haftada bir kaç öğünde olsa böle beslenenilebilir mi?
0
rokoko
(19.05.10)
dogal derken dogaya karsi geliyosun.

kalin barsak kanseri olmaya davetiye cikarirsin o dedigini yaparsan.
0
compadrito
(19.05.10)
Nasil bir iliskisi var anlayamadim??
0
🌸rokoko
(19.05.10)
Su ülkede ne doğal yahu markete gidiyorum sebze meyve hormonlu.Tavuk alıcam diyorum kimblir hangi maddeleri veriyorlar hayvancagizlara?Yogurt alcaz icinde ne var belli degil.Ne yicez biz dogal ne var??
0
🌸rokoko
(19.05.10)
doğal olarak yiyebileceğin çok az şey var :) hatta sanırım artık hiç yok.
kendin yetiştirmedikçe emin olman çok zor.
ayrıca doğaldan kastın nedir?
ayrıca bebek maması gerçekten çok kötü bi fikir çünkü onlar da kesinlikle doğal değil.
free range yetiştirilmiş tavuklardan (satmıyolar öyle bişi ama galiba) yumurtalardan yiyebilirsin paran varsa. amazon ormanlarını kesip yetiştirdikleri soyalarla besledikleri filan :)
ahahahha

köyde tanıdıkların varsa oralardan getirttir. ama tabi onlar da herbisit, pestisit, israil tohumları vs vs vs

araştır bi bak. hiç bişi yok. git ormandan topla daha iyi. valla bak. çöp yediriyolar bize. hiç birinin içinde can yok.

he yalnız bir süre sonra yeni yasalarla filan biraz daha iyileşecek ortalık. ama tabi tüm bu "doğal" ürünler en pahalısı olacak. sonra fiyatlar da düşecek.
geçenlerde tüm yiyecek maddeleri hakkında bilgisi olan, tüm piyasayı bilen bir kişinin tavsiyesini duyduk. yenilebilecek tek şey sanırım dana imiş, sebze meyve demiyorum bak. zaten onların da çoğu israilden geliyo. tavuk kesinlikle yemeyin demiş bi de. marketten alınanı yani.

yani yok öyle bişi :) sen besinini al, başka şansın yok, ölecek misin?
ya da şu yogi gibi yemeden içmeden dışkılamadan yaşamayı deneyebilirsin hehehe
bi de pazarlara gidebilirsin, halden gelmemiş, bahçe sebzesi diye satılan şeyler pek bozulmamış oluyor.(ancak tabi tarım alanlarına yakın yerlerde bulursun bunu) sanırım onlar çok kötü değil.
ha bir de "iyi tarım" diye bişi çıktı ya.
onu takip et. o ürünleri ye.

bence yine biz türkiye'de çok şanslıyız, pek çok "gelişmiş" yere göre.
0
kediebesi
(19.05.10)
kalin barsagin calismasini saglayan sey nedir?

DISKI

diski nasil olusur? Aldigimiz lifli gidalarla.

Sen bebek kalin barsagi icin hazirlanmis, hazir sindirilmis gida tuketeceksin. Lif alamayacaksin. Kalin barsaklarin tembellesecek. Islemeyen demir isildamayacak, az kanlanacak, az bagisiklik hucresi gidecek gibi.

ABD'de bu kanserin daha fazla gorulmesinin sebebi liften fakir beslenme.

Dogal diyorsan hak-ket-ten dogal ol.

Yani badem ye. Badem ezmesi degil. yani portakal ye, portakal suyu icme. yani tam kepekli ekmek ve suzme yogurt ye. koyde benim ninemin ninesi bundan 100 sene once nasil besleniyo idiyse, onun yaptiklarini taklit et. gofret, biskuvi, kola, gazoz, ice tea IVIR ZIVIR, endustriyel hic bi sey tuketme. Bebek mamasi endustriyel degil mi? "Processed" degil mi? Sen dogal olmak istiyosan, non-processed seyler tuketecen.

Bazlama, yogurt veya cacik, kuru fasulye, bu liste uzar gider "basic food" yiyecen

Ahan da bu da bonus:

www.pandora.com.tr
0
compadrito
(19.05.10)
en temizi köye yerleşmen.
0
clementine
(19.05.10)
kediebesi ve compadrito ya katılıyorum
ayrıca
sozluk.sourtimes.org
www.westonaprice.org
linklerini incele, bunlara uysan nerdeyse mükemmel beslenirsin.
0
joepiscopo
(19.05.10)
istanbul'daysan organik pazarlar kuruluyor haftasonları en bilindikleri cumartesi günü feriköyde pazar günü kartalda var.. ayrıca belediyeler kendi çaplarında bu işe de el attılar kadıköy'de var diye duydum mesela.. eminim başka şehirlerde de vardır bu girişimler..

yapacağın şey çok basit, organik üreticilerle bir şekil iletişime girecek ve ürünlerini onlardan satın alacaksın. küçük şehirlerde işin daha kolay büyük şehirlerde de organik pazarlara gidersin.

kavanozlardaki bebek mamaları kadar ANTI organik SAĞLIKSIZ bir besin maddesi daha olamaz. annelerin içgüdülerine ve cahilliklerine oynarlar, ah bir de sebzeyi püre haline getirmeye göre görece kolaylığı...

ayrıca kediebesine katılmıyorum, organik pazarlara ürün sunan veya köye dönüş yapmış kendi ürünlerini üretenler epey bilinçli.. yok eğer onlara ulaşamadım diyorsan herhangi bir pazarda kendi ürünün satan köylü amcaya teyzeye kendileri için ekip biçtiklerinden sorarsanız size halis bahçe ürünü getirirler büyük ihtimal.
0
süpermaninkızı
(19.05.10)
bir de yoğurt demişsin.. yoğurt yapmak kadar kolay birşey yok. şu linke bak bi:
sineksekiz.wordpress.com
(pastörize sütle de yapılır)

tavuk için de büyük markaların tavuğunu almayacaksın. köy tavuğu arayacaksın..

tabii tüm bu çözümler şehir hayatının içinde temiz yaşayabilmek ile ilgili yoksa clementine'nin dediği gibi en temizi çekip gitmek köye yerleşmek.. bunu yapan çok var, ben planlama aşamasındayım misal..
0
süpermaninkızı
(19.05.10)
ya bu köy olayıyla ilgili bir cevap yazdım, münasip bulmadım ve sildim. ama ikinci köy muhabbeti geldiği için kendimi tutamıyorum.
siz yakın zamanda köye gittiniz mi? izansızca atılan ilaçları, zehirlenen suları, izmaritle beslenen tavukları gördünüz mü? hangi temiz köyden bahsediyorsunuz? köyler şehirleri beslemekten tükenmiş vaziyette. çoğu zaten terk ediliyor. geriye sadece çocuklar ve yaşlılar kalıyor.
köye yerleşmek istiyorsanız da lütfen tüm pisliğinizi şehirde bırakın. çamaşır sularınızı, ıslak mendillerinizi, bebek bezlerinizi, orkidlerinizi, plastik poşetlerinizi bu pis şehrinizde bırakın da gidin. şehrinizin pisliğini zaten can çekişen köye taşımayın kardeşim. köyü aşmış, dağa kaçmış biri olarak bunları söylüyorum herkese. yeter artık! pisliğinizden dünya bunaldı artık. bırakın bari köyler biraz olsun nefes alabilsin. çocuklar toz toprak içinde otla böcekle oynayabilsin. televizyonunuzla, tüm iğrençliğinizle zaten zehirlenmiş vaziyetteler. herşeyinizi geride bırakmadan gitmeyin doğaya. bıktım huleyn! tutmayın beni!

hıı evet süpermeninkızı
o kadar bilinçliler ki bu ürünlerini fahiş fiyattan satmaya çekinmiyorlar mesela o dediklerin. kendi yağında kavrulmak şöyle dursun yeni dünyanın yeni düzeni, yeni ticaret yolu bu, açın gözünüzü de oynanan oyunları bir görün. doğal diye organik diye dünyayı kurtarıyoruz diye ahirete götüremeyecekleri parayı doğayı sömürmeye devam ederek hüpletip küpleyenlere yazıklar olsun. bu işi gerçekten yapan adam varsa, parasız eğitimler verir köylerde. fazla sulama nedeniyle gapı bitirdiler. bu dünyalılar üç adım sonrasını görmekten aciz. kendi çıkarından, rahatından ötesini düşünmekten aciz.
köye gideceksin keneler saldıracak, basacaksın ilacı gözlerine di mi?
akrep gelecek çıyan gelecek, basacaksın kafasına korkundan ezeceksin di mi?
çatına saka yuva yapacak, yarasa yuva yapacak, bokundan sıkılıp kapatacaksın deliklerini di mi? arı görünce ciyak ciyak kaçan insan gelmesin kardeşim köye. duramazsınız köyde. herşeye alerjiniz başlar. hijyeninizi de alın oturun şehirinizde paşa paşa. yılan görür kazmayı vurur. teheeeey!

orgaaaaaaanikmiş
israilden aldığı kısır tohum mu organik? sor bakalım o teyzelere amcalara, kendi tohumları var mıymış? yoksa her yıl yeni tohum mu almak zorundalarmış? sor bakalım çocukları ne işle uğraşırmış?
çok doluyum, bana bunlarla gelmeyin, patlıyorum işte böyle :)
güzel şeyler her zaman kabulüm. ama kör gözüm parmağına olunca benden pas kardeşim.
hiç bir art niyetim yoktur, herkese sevgiler, sağlıklı günler dilerim.
sağlıklı olmak istiyosak önce kafamızdaki, sonra hayatımızdaki pisliklerden arınmak zorundayız. bunun başka yolu yohtur.
tekrar ediyorum, doğaya giderken pisliğinizi geride bırakın. pis balıkçıların, piknikçilerin sağa sola attığı boklu ıslak mendillerden bıktım ben! doğaya sıçmayı bile bilmezken köye yerleşeceklermiş peeeeh görüyorum sizi ben her yerde. yaranız varsa gocunabilirsiniz, kabulümdür, ama bu laflarımı kişisel almayın. ben lafımı ortaya kodum, alan allıııır, beğenmeyen bırakır :)
sevgiler.
0
kediebesi
(19.05.10)
kediebesi evladiyelik tohumlar hala mevcut, sadece kendileri için ayırdıkları.. evet çok karamsar bir tablo var ortada ama senin dediğin gibi şeirin pisliğini geride bırakıp gidenlerden bahsediyorum. pembedomates, permakültür türkiye dutlar ekoköyü imeceevi vb. oluşumlara bir bakmanı tavsiye ederim. özel olarak da meyvelitepe blogunu tavsiye ederim, sıfır kimyasal ile nasıl üretim yapıyorlar ve nekadar olumlu sonuç alıyorlar..

öte yandan endüstriyel tarım zaten dediğin gibi. makineli tarım yapmanın söylenegeldiği gibi verimli ve yararlı olmadığı artık daha geniş olarak konuşuluyor ve yeni öğretiler var..

burada şehir hayatından kendini soyutlama derdinde olan birinin attığı cevaba bu denli olumsuz bir yanıt bana ancak köyde yaşanmaz köydekiler aç diyenler kadar sağlıksız geliyor.

ingilizce biliyorsanız little homestead in the city diye arama yapın ve amerika'da şehrin ortasında ilaçsız yöntemlerle küçücük bahçede tonlarca üretim yapan Darveas ailesinin yaşamlarını görün. Ben bilinçli insanlar derken meyvelitepe, permakültür uygulayıcıları (bostanlı blogu, marmariç denemesi vs) ve irili ufaklı bilinçli üreticileri kastediyorum.

köyde yaşamın sürdürülebilir olup olmadığı ülkenin tarım politikaları ile alakalıdır ve politik çözümler gerektirir ve bilinçli insanların şehirhayatını ardlarında bırakıp sürdürülebilir yaşamı tercih etmeleri ile ancak uzaktan bağlantılıdır. yani sonuncusu birincisine yol açmaz birincisinin vahameti sonuncuyu getirmiştir..
0
süpermaninkızı
(19.05.10)
saydığın döktüğün herşeyi biliyorum.
peki permakültürcü arkadaşların bu iyi tarım yolunun 7 milyar insanın midesini değil "gözünü" nasıl doyurabileceğini de çözmüş mü? geoff abi var dünyalara bedel. dünyanın ilk olarak tüketilmiş çölünü adam meyve bahçesi yaptı. ben bunların hepsinin farkındayım. bilinçli insanların doğru uygulamalarının da farkındayım sen hiç merak etme. ama sen de benim dediklerime bir kulak as. yeterince bilinç oluşturamamış adamlar tutup bize "tonla gübre atıyorum, toprak sarardı, sıfır bitki verimi alıyorum" diyebiliyor. kendi suyunu zehirliyor, aynı suyla sulanan başka toprağı zehirliyor.
sen bana bardak doluyor diyorsun ben de sana diyorum ki bardak hala boş. umarım bu çabalar bir gün sonuç verir, kova burcu çağını hep birlikte kutlarız.
he yalnız şu an bu işten trilyar dolarlar kazanan adamlar, permakültürden de trilyar dolarlar kazanmanın yolunu bulmadan bu durum yeterince "popüler" olamayacak bunu da belirteyim.

dediğim gibi
akrebine, çıyanına, kenesine, yılanına, zarar vermeyeceklerse, onlarla yaşayabileceklerse, ormanda ses yapmamayı, vakvakları ürkütmeden başka canlıya zarar etmeden var olmayı başaracaklarsa gelsinler benim kapım açık, başımın üstünde yerleri var. nasılsa bunların hepsi bir gün olacak. önemli olan zararın neresinden dönülse kâr olması ama bu heriflerin kârı maalesef zararın içine gömülü...

evet çok pesimistim bu ara :) optimist bir günümde tekrar konuşalım :)

he tarım politikası demişsin. tarım politikası boğazları doyurabilmek için vardır. hepimiz ne yiyeceğiz, ne içeceğiz bunun hesabını yapabilmek için vardır. sen "insanlar doysun ama benim cebim de doysun" dersen iş o noktada yaştır. bu kadar verimli topraklar üzerinde zaten bildiğimiz şeyler permakültür. bu arkadaşlar yüzyılın başında unuttuklarını nedense yeniden keşfediyor. bunlar bilinmeyen yeni bulunan şeyler değil. bu ülkeye ilaçlar ne zaman geldi? ilaç firmalarını ne yapacaksın, onlarla nasıl savaşacaksın? antalyadaki seralardan ekmek yiyen adamlara ne diyeceksin? sök herşeyi eski tip tarıma dönüyoruz mu diyeceksin?

bu sorularımı tabi ki sen cevaplamak zorunda değilsin. ben cevaplarımı kendim bulurum. kafamın içindeki durum budur sadece bunu anlatabilmek istedim. amacım bok atmak değil, gördüklerimi bildiklerimi paylaşmaktır.
dünyanın kaynaklarının tükendiğini zaten bilen adamlar bunlara çözüm aramış, bulmuştur. halihazırda köylü dedenin, ninenin bildiğini tutup ona tekrar mı öğreteceksin?
the secret olayı gibi bu da. ben kıllanıyorum. şehirden ormanıma gelip kapımın önüne onlarca bebek bezi fırlatan tipi nasıl eğiteceksin? hadi o çöpü oraya atmadı north atlantic gyre için ne tip çözümleri varmış permakültürcülerin?

ayrıca bu iş toprakta bitmez, okyanusta tarım başlayacak, bir kaç zaman içinde. daha neeeelerrr neler olacak :) daha bu dünyayı bitiricez, başkalarına yelken açıcaz. daha dur bu daha başlangıç tütütü evlere şenlik. :)
0
kediebesi
(19.05.10)
(3)

Memurluğu kazanıp gitmeme

ya ben lan neyse
diyelim ki ösym tarafından bir memurluğa atandık ama gidip belgelerimizi teslip edip memurluğa başlamadık. başka bir memurluğa başlayabilmek için en az 6 ay süre geçmesi gerekir mi? böyle bir kural vardı istifa edenler 6 ay geçmeden başka memuriyetlik yapamazlar diye. burada da geçerli mi o? ilgili
diyelim ki ösym tarafından bir memurluğa atandık ama gidip belgelerimizi teslip edip memurluğa başlamadık. başka bir memurluğa başlayabilmek için en az 6 ay süre geçmesi gerekir mi? böyle bir kural vardı istifa edenler 6 ay geçmeden başka memuriyetlik yapamazlar diye. burada da geçerli mi o? ilgili kanunu aradım bulamadım.
0
ya ben lan neyse
(18.05.10)
atamaniz yapildi ise o puan bir daha kullanamiyorsunuz. kilavuzda oyle yaziyordu. suan acilmadigi icin emin olmadim ama kilavuza erisince bir edit yaparim.
0
helenart
(19.05.10)
arkadaşım yapmayın etmeyin. gitmeyecekseniz yazmayın madem..
0
süpermaninkızı
(19.05.10)
6 ay kuralı memurluğa başlayıp asaletini alıp sonra istifa edersen geçerli..ama atandığın o puanı bir daha b grubu kadro alımlarında kullanamazsın..yeniden kpss ye girmen gerekir..
0
heavysmoker
(19.05.10)
(4)

Tuzlu su severler,Adalar,plajlar

rokoko
Iyi aksamlar duyurucular,bir sorum var.Canım baya sıkkın bugünlerde denize gidesim var.Ben de Adalar'a doğru kaçayım diyorum.Bir sürü plaj var sanırım hangisi en güzeli,denizi en temizi??Bünye ege ve akdenizde denize girmeye baya alışkın.Yok mu ona yakın,az yosunlu bir sahil??Hangi adada olursa olsu
Iyi aksamlar duyurucular,bir sorum var.Canım baya sıkkın bugünlerde denize gidesim var.Ben de Adalar'a doğru kaçayım diyorum.Bir sürü plaj var sanırım hangisi en güzeli,denizi en temizi??Bünye ege ve akdenizde denize girmeye baya alışkın.Yok mu ona yakın,az yosunlu bir sahil??Hangi adada olursa olsun farketmez,güzel olsun yeter..
0
rokoko
(18.05.10)
marmarada denize girmem. tavsiye de etmem.
0
synick
(18.05.10)
ege ve akdenizde denizden çıkmayan biri olarak istanbulda ilk tecrübem çekmeceler idi. korkusuz cesur bir hatunum sözde üstelik çok da sıcaktı hava bayılmamak için ıslanmak gerekirdi.

yemin ederim ağlayarak, tiksinerek, koşarak çıktım denizden. 2. tecrübe avşa adası idi. deniz analarının arasından denizi göremediğimden yüzemedim aynen geri döndük aynı gün.

başka tecrübe edinemedim. istemiyorum.
0
anlam
(18.05.10)
kınalıada.
0
süpermaninkızı
(18.05.10)
valla yüzme için heybeliada ya giderler genelde, ben gitmedim ama her sene oraya giden bu işi geleneksel hale getirmiş arkadaşlarım var. ama ege ve akdenizden sonra marmara bünyene biraz ağır gelicektir hazırlıklı ol derim:)
0
violethill
(18.05.10)
(1)

kpss tercih

benim de soyleyeceklerim var
elimden geldiğince herkesin kpss sorularına yanıt veren bir insan olarak, kendi sorularımda yanıtsız kaldım (terzi kendi söküğünü dikemezmiş hesabı). 2008 eylül ayında yapılan kpss ortaöğretim sınavına girmiştim, o tarihte henüz üniversite'de öğrenciydim. 2009 haziran'da üniversiteden mezun oldum. m
elimden geldiğince herkesin kpss sorularına yanıt veren bir insan olarak, kendi sorularımda yanıtsız kaldım (terzi kendi söküğünü dikemezmiş hesabı).

2008 eylül ayında yapılan kpss ortaöğretim sınavına girmiştim, o tarihte henüz üniversite'de öğrenciydim. 2009 haziran'da üniversiteden mezun oldum. malumunuz şimdi devlet yeni kadrolar açıkladı ve tercih yapılmak üzere bekleniyor. bazı sorularım olacak bu konuda cevaplayabilecek arkadaşlara çok teşekkür ederim.

1- ben mezun olduğum halde, sınava girdiğim tarihte mezun olmamaış olmamdan mütevellit bu atamada atanabilir miyim?

2- ağustosta askere gitmek için erken sevk dilekçemi askeriyeye verdim ve kabul edildi ağustos'ta askere gideceğim, tercih yapıp atanmam durumunda, askere gitmek istediğimden dolayı ne gibi opsiyonlara sahibim? (hakkım saklı kalır mı?, askerden gelince göreve başlayabilir miyim?)

3- bu seneki lisans kpss'ye de gireceğim, ortaöğretim puanımla yaptığım tercihte olası bir atanmamın sonucu, bu seneki sınavdan alacağım puanla yapacağım tercih veya kurum sınavına girme hakkıma dair bir olumsuz sonuç doğurur mu?


memurlar.net'te çöp bilgiler arasında kayboldum, o yüzden ordan link verebilecek arkadaşlara da açığım...
0
benim de soyleyeceklerim var
(17.05.10)
1 ) durumunuz biraz karışık gibi ama değil sanki :) anlatmaya çalışıyiim. bildiğiniz üzere lisans,önlisans ve ortaöğretim sınavları ayrı yapılıyor. siz mezun olmadan önce lisans sınavına mezun olacağınız tarihin yakın olması sebebiyle girmiş olsaydınız halihazırda mezun olduğunuz için tercih yapardınız sorun olmazdı. zira şart burada 2 yıl içerisinde mezun olmaktır.

ancak sizin için çetrefilleşen yanı ortaöğretimden sınava girdiniz ve bu süre içerisinde bir lisans (veya önlisans) mezunu olduğunuz için artık ortaöğretim sınavı sonucuna göre tercih yapma hakkınız bulunmuyor.

3) böyle bir tercih zaten yapamıyorsunuz yani önümüzdeki sınava odaklanın..
0
süpermaninkızı
(17.05.10)
(5)

euro sorusu

vejeteryan vampir
Güzide para uzmanları,Uzun zamandır ödenmesi gereken bir borç bugun euro şeklinde ödendi bana. Haftaya gelecek olanla birlikte elimde yaklaşık 1000-1200 euro civarında bir para var. Bundan daha fazla da kredi kartı borçlarım var. Şimdi ben bu parayı olduğu gibi kredi kartlarıma yatırmayı planlıyorum
Güzide para uzmanları,

Uzun zamandır ödenmesi gereken bir borç bugun euro şeklinde ödendi bana. Haftaya gelecek olanla birlikte elimde yaklaşık 1000-1200 euro civarında bir para var. Bundan daha fazla da kredi kartı borçlarım var. Şimdi ben bu parayı olduğu gibi kredi kartlarıma yatırmayı planlıyorum ama malum yunanistanın durumu, euronun düşmesi falan bir size danışayım dedim. Bu euro daha düşer mi? Hemen bozmalı mı yoksa yükselir bre vampir accık bekle mi dersiniz? ya da bu kadar az bir miktarda çok oynama olmaz, ne halin varsa gör mü olur cevabınız?

teşenkkürler şimdiden.
öptüm.
0
vejeteryan vampir
(12.05.10)
kanımca euro'daki 10 kuruşluk bir değişim şu haftalarda dramatik bir değişim olacaktır. dolayısı ile 100-120 lira kazanmanız veya kaybetme ihtimaliniz pek gözükmüyor. kredi kartı borcunuzu ödemeniz sizi daha rahat hissettirir, "şu bikaç günü euro 100 lira getirecek diye bekledim" sorusu ile canınızı sıkmazsınız hem.
0
yurdum insani
(12.05.10)
kredi kartının faizleri 1000 euroyu bekletip elde edeceğin üç beş liradan daha hızlı büyür.
0
süpermaninkızı
(12.05.10)
için rahat olsun dahada düşecek , makro hedef 1 dolar 1 euro tadında donmekte piyasada taa parite 1.50 lere tırmanırken bıle soylenen buydu.. kısa vadede pek bisey gelmeyecektır uzun vadede gelısmeler etkılı olacak ama bunda bıle dusecegı tahmını daha agır basmakta..

kredı kartı borcunu ode kurtul
0
kennym
(12.05.10)
kesinlikle hemen boz. kısa ve orta vadede türk lirasında pozisyon almak en rasyonel hareket olur.

p.s. kredi karti borcuna yatir kalaninida arkadaslarindan borc alip kapa ama mutlaka kapa...
0
male escort
(12.05.10)
dolar bozdurdum borcu ödedim hala borcum var.

özetle borcu öde bugünün borcunu yarına bırakma.
0
fukka
(13.05.10)
(2)

blog

bescayi
mrb arkadaşlar. blogla ilgili bir sorunum var. blogspot.com sitesinde sahibini bilmediğim bir blog var. bu adreste benim hakkımda yazılar yazılmış ve bunu yazanın kim olduğunu öğrenmek istiyorum. adres; luleburgazcivcivi.blogspot.combu bloğun sahibinin kim olduğunu öğrenebilir miyim? bu konu çok öne
mrb arkadaşlar. blogla ilgili bir sorunum var. blogspot.com sitesinde sahibini bilmediğim bir blog var. bu adreste benim hakkımda yazılar yazılmış ve bunu yazanın kim olduğunu öğrenmek istiyorum. adres; luleburgazcivcivi.blogspot.com
bu bloğun sahibinin kim olduğunu öğrenebilir miyim? bu konu çok önemli arkadaşlar. kız arkadaşımla ilişkimin bitmesine sebep oldular. artık siz düşünün. ilginiz için şimdiden teşekkür ederim.
0
bescayi
(11.05.10)
Anladığım kadarıyla Gossip Girl lüğe soyunmuş bir kişi bu.
Kendisine saçmalamamasını,aksi takdirde kendisini dava edeceğinizi iletebilirsiniz yorumlar vasıtasıyla.
Ve gerçekten dava edebilirsiniz de.Veya blogspota ingilizce ve resmi bir mail yazarak kişiliğinize saldırıda bulunan bir yazı yazmış olduğunu, vs vs vs iletebilirsiniz.
Belki blogspot bu konuda bir şeyler yapabilir.
0
afush
(11.05.10)
biraz bakındım ve anladığıma göre facebook aracılığı ve kişisel dedikodu ağları vasıtasıyla lüleburgaz'ın çeşitliliğini kutluyor bu arkadaşlar. böyle zamanlarda iyi ki amerigada diiliz diyorum zira yazın savcılığa dilekçe süründürün bence..

ek: kim olduklarını bilmeniz gerekmez yani, onlar suç unusuru görürlerse elleriyle koymuş gibi bulurlar..
0
süpermaninkızı
(11.05.10)
(20)

İşini seven var mı?

lucy in the sky with diamonds
Sorum retorik değil, gerçekten çok merak ediyorum: İşimden tiksiniyorum, sürekli kurtulma planları yapıyorum. Okul arkadaşlarıma "Mutlu musun?" diye sorduğumda hepsi "Hee, fena diil" diyo. Benim kadar kesif bi nefret duyanını görmedim. Okuldan mezun olalı beri başka sektörlerde iş arıyorum, kriz yüz
Sorum retorik değil, gerçekten çok merak ediyorum: İşimden tiksiniyorum, sürekli kurtulma planları yapıyorum. Okul arkadaşlarıma "Mutlu musun?" diye sorduğumda hepsi "Hee, fena diil" diyo. Benim kadar kesif bi nefret duyanını görmedim.

Okuldan mezun olalı beri başka sektörlerde iş arıyorum, kriz yüzünden herhalde muvaffak olamadım, şu an yapmakta olduğum ve hep piyasası olan işime geri döndüm. Arkadaşlarımdan duyduğum "ekmek aslanın azında" temalı hikayeler de canımı iyice sıkıyor. İstanbul Lisesi üstüne Boğaziçi uluslararası okuyan bi arkadaşım aylardır iş arıyor, bulamıyor. "Başvurmadığım yer kalmadı, nitelikli insan çok ama iş yok, yakında hepimiz satış elemanı olucaz" diyor.

İnsanın hem zevk aldığı, hem de üstüne para aldığı bi işinin olması mümkün müdür? Hadi onu geçtim, işinden tiksinmemesi mümkün müdür? Bunun oranı nedir? Umudumu koruyayım mı? Siz de ertesi günü düşününce hep bi fena oluyo musunuz?

Kişisel anketime destek veriniz, istirham ederim..
0
lucy in the sky with diamonds
(10.05.10)
Ben! Gerçi daha 7 ay oldu başlayalı ama ben çok zevk alıyorum. O yüzden zaten akşam 7'lere kadar kalıyorum her gün.. Ama bence bunda esas etken, benim çalışırken patronumun veya bir şirketin yararına değil, kendi yararıma çalışıyor olmam. Bence anahtar nokta bu. Yaptığın işten kendin de yarar görmen, yani para kazanmak dışında. Bu da ancak kendi işini kendin kurduysan veya akademik hayatta ilerleme gayesindeysen olabilir sanıyorum.. Başka birşey aklıma gelmiyor..
0
oyle birsey yok
(10.05.10)
işimi seviyorum, kariyerimde bir basamak daha yukarı zıplayabilirsem hele iş konusunda benden mutlusu yok..
0
efendy
(10.05.10)
kendini yaptığın her iş için onaylanmak zorunda hissediyorsan, yaptığın bütün çalışmanın bir "şimdi şuna odaklanalım, onunla ilgilenecem ben" diyen supervisor, yönetici,vb. kişi tarafından çöpe atıldığını, ihmal edildiğini görüyorsan çalışmak istemeyebilirsin. dolayısıyla kendi işine yarayacak notları almaya, iş ortamından gerekli bilgi ve iletişim alt yapısını ilerlemeye bakmalısın.
şirketin sektörü ile ilgili paralel firma tanışmaları, sergisi, fuarı varsa oralara bakma, bir şekilde kendini kendi yaptıklarınla göstermek ve ileride böyle çalışmak istiyorsan bulunduğun noktadan en iyi verimi almalısın.projeni yöneten beğenmeyebilir, çöpe atabilir ama sen atma. 1 yıl sonra kurcalarken belki zamana göre bir update / upgrade yaparsın işine yarayacak bir hal alır?
0
yurdum insani
(10.05.10)
işimi seviyorum. kazancım bazen neredeyse çok çalışmadığım halde çok olurken bazen kendimi yırtsam bile az oluyor. ve işimde hala ilerleme noktasındayım ve bu ilerlemenin sınırı yok zaten. 4 yıldır bu işlerle meşgulüm 20 yaşındayım henüz bi an ama off yeter artık ya demedim( ki aşırı zorluklar çektiğim oluyor ve katlanılmaz şeyler oluyor ama önemli olan sizin iradeniz ve katlanabilme gücünüz bi yerde)
en önemli şey ise okulun sandığınız kadar büyük bir etken olmaması. evet boğaziçi bitirmek önemli ve prestijli fakat tecrübe ve kişisel gelişim ve öngörü gibi pek çok nitelik aranıyor bitirdiğiniz okuldan ziyade. bilhassa iyi okul bitirince iyi bi iş sahibi olacağını sanan insanlar beni bir hayli güldürüyorlar zira iş hayatını gerçek anlamda görmediklerini bağıra bağıra belli ediyorlar :).

son olarak bu tarz depresif başlıkları açmaya devam ederek ( bi başlığınızı daha hatırlıyorum) kendinizi bi yerlere getiremezsiniz. mutlu ve başarılı olmaya siz bu kadar derecede umutsuzken biz ne desek boş olacak, fakat gördüğünüz gibi işini seven ve kazancı yüksek olan bi sürü insan daha şimdiden yazmış bile.
0
madyb
(11.05.10)
işimi sevmiyorum.

satış danışmanıyım. size şimdiki işimde aldığım rakamı söylesem götünüzle gülersiniz. daha öncekinde de pek kayda değer bir durum yoktu. işimde ilerlemem kendimden, ruhumdan, yaşamımdan fazlasıyla ödün vermeme bağlı. vermeyeceğim.

kullanılıyorsam benimde yeri geldiğinde, daha iyisini bulduğumda veya bulana kadar onları kullanmaya hakkım var.

ha şu da var. vicdanım rahat. bana verdiklerinin karşılığını fazlasıyla veriyorum. asıl mesele de burada zaten. sorulduğu zaman evet çalışkan dürüst adamdır derler. ama iş karşılık istemee geldiğinde veya en ufak bir hata yaptığınızda başınıza kakılacak bir mesele çıkabiliyor.

sokayım işlere diyorum çoğu zaman.
0
soul cancer
(11.05.10)
Tabiki de işimi sevmiyordum !!!

4 yıl üniversite 2 yıl master sonrasında okuduğum, dirsek çürüttüğüm eğitimimin dışında bambaşka bir alanda işe başlamıştım. Dünyanın 44 ülkesinde faaliyet gösteren çok uluslu ve kurumsal bir firmada...
Bir sabah uyandım işe gidiyorken, sürekli aklımdan, gözlerimin önünden şu cümle geçti. ''Kendi kaderini yaz'' akabinde şirkete girdiğim gibi masama oturdum istifa mektubumu yazdım...Altına da afilli bir imza attım... İnsan kaynaklarına teslim ettim... Bir sigara içtim, sigaramdan her nefes çekişte o cümle geliyordu gözlerimin önüne...
Başarmıştım belki de kaybetmiştim...Ama beni mutlu eden, kendim için bir şey yapmıştım...İstifa etmiştim...
0
madduwattas
(11.05.10)
aslında hazır böyle bir konu bulmuşken içimi döküp rahatlamak istiyorum müsadenizle.

bendeniz liseden sonra 4 sene migrosta çalıştım. üniversiteyi açıktan okumaya gayret ettim. pek başarılı olduğum söylenemez. 4 senenin sonunda hala işimde bir rütbem olmadığı için askere gittim.

sonrasında gömlek firmasında çalıştım. bir şubesine müdür yaptılar beni. ama ne müdürlük! tam 1 ay boyunca izinsiz sabah 10 akşam 10 olmak üzere alışveriş merkezinde çalıştım. ulen parası iyi olsa çalışılır kabul. ama kardeşim 700 tl ye yaptım bu işi. herşey yolunda götümüzdeki kazıkla mutluyken beni işe referans gösteren arkadaşımı patron özel ofisine çağırıp bir güzel tartakladı. sebep mağaza açığı. açığın tutarı 500 tl. zorla istifa imzalattılar. mahkemeleri sürüyor (merak edene firma ismini özelden atarım). hal böyleyken benim orada durmam kendime yediremediğim bir durum oldu ve istifa ettim.

günler geçti ve ben bir ayakkabı firmasında işe başladım. oraya 2 senemi verdim ve işimde bir yerlere gelemedim. bakın takıldığım mesele şu. çalışmamı, satışlarımı efendi oluşumu tepedekiler beğeniyor. ben göz yumuyorum herşeye. fazla çalışma saatlerine ses çıkarmıyorum. gerektiğinde sabahlıyoruz hep beraber ama benim bir işim düşünce karşılığını alamıyorum. ne fazla mesai ücreti ne de başka birşey. satışlardan iyi para kazandım eyvallah. lakin sadece tek mağazası bayramda aylık 1 trilyon ciro yapan bir firma cozuttu ve çalışanların primlerinde kesinti yapma yoluna gitti. kriz dönemi tasarrufuymuş. hade len!

ilk fırsatta sigorta firmasından teklif alıp işe başladım. kabul edersiniz ki sigorta satmak ve insanları ikna etmek zor bir mesele. ben bu işte başarılı olamadım. 1 ay boyunca hiç satış yapamadım. anladım ki elle hissedilebilir birşeyi satmak (ayakkabı gibi) insanları geleceği için para ayırmaya (bireysel emeklilik ve sigorta) ikna etmekten kolay birşeymiş. ilk zamanlar motivasyon dolduran müdürümüz satmadan gelme laflarıyla iğnelemeye başlayınca bir gün ofisten çıkıp satış yapamayarak eve gittim.çayımı demleyip istifa mektubu hazırladım.

3 ay boşta kaldım. koca bir üç ay. şimdi başka bir ayakkabı firmasında işe başladım. maaşımı yazıyorum sıkı durun!

450 tl!
0
soul cancer
(11.05.10)
450 tl olan maaşımla artı prim alıcam bu ay. primde mağaza cirosunun kdv sini düşüp 1000/4 oranında para getirisi. yani;

mağaza ortalama 80 - 100 milyar ciro yapıyorsa biz 80 diyelim buna;

73,6 kdv siz. bunun binde dördü ;

300 lira para demek. maaşla etti 750 toplamda. ben haftanın 3 veya 4 günü sabah 10 akşam 10 çalışıyorum. bayram yok resmi tatil yok. bu tip işyerleri mesai ücreti vermiyor (esnek çalışma saatleri).

vay babam vay. durup bir düşüneyim. hmm. boşta kalmaktan iyidir.

işimi seviyor muyum?

nefret ediyorum.
0
soul cancer
(11.05.10)
hazır başladım bir de erkek kardeşimden örnek vereyim size. kızkardeşimde var. kardeşlik güzel. üç çocuğuz :)

erkek kardeşim okulu sevmedi. okuldan kaçıp birsürü sokak köpeğine beni kovalattığını bilirim. ortaokulda sigaraya başladı. okulu orta 2 de bıraktı.o zamanlar piçti. hala da öyle.

neyse.

bizimki rahmetli pedere okumucam ben dedi. babamda aklı başına gelir diye rot balans ustasının yanına topkapı sanayi sitesine verdi. kardeşim pederin restini gördü. bir hafta sızlandı ama haftanın sonunda eline para geçince yüzünde güller açtı. şimdi mi?

askerden sonra biriyle tanıştı. adamın brigstone lastik ve jant dükkanı var. gel demiş kardeşime hunter marka rot balans cihazı alıcam. dükkanın yanı boş. alet edevat dükkanın durumu hazır ben anlamam. sen başında dur kazancımız yarı yarıya.

rot balans ücreti 40 lira. günde en kötü ihtimalle 2 araba geliyor istanbul un yolları malum. kaldı ki bunun far ayarı var, jant düzeltmesi var.

maaşallah bizimki parasız gezmiyor. 3 ay boyunca kardeşim hergün cebime sigaramı aldı. harçlık verdi. sabah 8 de gidiyor. akşam 6 paydos. cumartesi öğlene kadar çalışıyor. pazar tatil.

işini seviyor mu?

az önce sordum. sevmesem yapar mıyım lan dedi.
0
soul cancer
(11.05.10)
öncelikle şunu söyleyeyim neden hep aynı mantık düşünüyoruz ki bir işe girmek ve para kazanmak sevdiğin işi yapmak ama yine bir başkasının şirketinde veya işinde her neyse. ya kendi işimi kurayım kendi işimi yapayım mantığı yok mu? çok baba bir şirkette finans da çalıştım biraz sabır gösterseydim hani şu rapor hazırlayan üst düzey yöneticilere sunan onlarla toplantılara giren adamlardan olacaktım belki de üst düzey yönetici ama tartmadı bünye fare gibi hissettim kendimi sabah gir plazaya akşam çık. bazen daralıyorum 10 dakika dışarda gezsem açılacam yani kafa dağılacak ama birinin git "10 dakika sonra gel" demesi ile aynı olmuyor benim on dakika. çok düşük sermaye ile kurulabilecek çok iş var illa üni mezunu olmaya gerek yok bende üni mezunuyum ama bu devirde para etmiyor etmeyecekte. her şey para değil ben önce ki işimde aldığım paranın 3 de birinden daha az paraya çalışıyorum şuan. belki aranızdan salak diyenler çıkacak ama o zaman ki mutsuzluğumu hatırladıkça şimdi gülümsüyorum. herkes bana imrenirken ( çevremdeki ve üni den arkadaşlar) ben nefretler içindeydim. arkadaşlarım şirketin herhangi bir şubesinde çalışmaya bile razıyken ben genel müdürlükteydim düşünün artık. mesleğimi pek sevdiğim söylenemez ama belkide başka çarem olmadığından ve biraz aklıma yattığından seviyorum sonuçta kendi işimi yapacağım. smmm stajyeri

sivrisinek dostum ben hiç bir arkadaşımın arandığını duymadım örnekleyeyim : itü uçak mühendisliğinden , ankara sbf den( yüksek lisansı da vardır) , odtü kimya - makina, bi de avukat olanlar var vs. taşra üniversitelerinden olanları yazmadım bunlar seçkin üni ve seçkin bölümlerde. hadi ben arızalıyım yaa bu adamlarda mı arızalı? uçak mühendisi adam iş bulamıyor makina mühendisliği alanında çalışıyor şimdi baktı olmuyor askere gitti. senin mantığın tam türkçesi şu "kendini pazarlamayı iyi bileceksin" (sakın yanlış anlaşılmasın) onuda her adam yapamaz. durumlar böyleyken böyle.
saygılar
0
seyduna6687
(11.05.10)
seydunya size katılmıyorum. zira aranan bir insan olmak için okul bitirip master yapmaktan fazlası gerekli :). herkesin düştüğü en büyük düşünce hatası bu: iyi okul bitirip bi de iyi bi yerde master yapmak... demişsinizki arkadaşım itü bitirdi uçak mühendisliği: güzel peki bu okul her yıl ve her yıl mezun vermiyor MU? diğer mezun olan arkadaşlardan ne artısı var ki bu arkadaşın (artık kaç yıldır mezun veriyorsa okul siz hesap edin) tercih edilsin ve aranan olsun. zamanla işinizde iyiyseniz zaten adınız çoğu yere sizden önce gitmeye başlıyor.
0
madyb
(11.05.10)
madyb örnek verdiğin uçak müh. arkadaştan yola çıkalım bu adam ilk 1000 e girdiği için okuldan bile burs alan istese tıp a girecek puanı almış yani zekası ortada bir adam. mng teknik te tübitakta staj yapmış. projelerde bulunmuş, güneş ennerjisi ile çalışan araba olayı vardı üniversiteler arası yarışma işte o projede yer almış aynı zamanda gerçekten sosyal insani yönü iyi( moda oldu bu laf) yani demek istediğim zeki ama andaval duran tiplerden değil kendini gösterebilen bir insan. ayrıca bu bölüm sadece itü de vardı şimdi izmir de bir üniversitede de var yanılmıyorsam ama orası daha mezun vermedi galiba. olsun olsun 70 mezun versin her yıl. askeriye kapıyor ama gitmiyor asker olmak istemiyyor. thy cuma günü görüşmeye çağırıyor ve görüşmeye gittiği adam cuma namazına gidiyor ( arkadaş namaza gitmeyince olmuyor tabi) sonra geliyor sen gel pilot ol diyor. özel uçak fabrikası olmadığı için iş alanı kısıtlı. bunlarıda bi göz önündde bulunduralım. yani donanımlı birisidir ama iş bulamıyor.
0
seyduna6687
(11.05.10)
selamlar

efenim ben seviyorum işimi, sıkıntım olursa çalıştığım yerler ile oluyor.

ben teknik lise okudum. akabinde 2 yıllık bir meslek yüksek okulunu çok büyük başarıyla 5. senenin sonunda kovularak tamamladım ve aöf kamu yönetimi okumuya başladım sırf askerden muaf olabilmek için. hala da okuyorum aöf'de. bu arada bi af çıktı ondan yararlanıp kovulduğum okuluma geri dönüp derslerimi falan verdim fakat halen bir çıkış belgesi yahut diploma neyim alabilmiş değilim. anlayacağınız 27 yaşında ve lise mezunuyum şu an.

lise bitti, cuma günü karneyi aldım sonraki pazartesi çalışmaya başladım. o gün bugündür de aralıksız çalışıyorum. şu an 2500'e yakın bir meblağ kazanıyorum. şimdi benle beraber aynı okulları okuyan arkadaşlarıma bakıyorum bir çoğu işsiz, kalanların bir kısmı okuyup ettikleri ile alakasız işler yapıyorlar ve bir kısmı da benle aynı işi yapıyorlar. benle aynı okulları okuyan ve hatta bitiren hatta ve hatta askerliğini yapıp gelen ve benle aynı işi yapan arkadaşlarım benden daha az kazanıyorlar. bu benim, yaptığımi işte üstad olduğumun göstergesi değil bunu biliyorum, zaten yemiş bitirmiş de değilim. fakat sanıyorum ki az evvel 3 gruba ayırdığım arkadaşlarımın içerisinde yaptığı işi seven bir tek ben varım. ve daha geçtiğimiz hafta 2 farklı teklif aldım. her hafta böyle 2-3 teklif almıyorum tabi ki ama "piyasa"daki diğer çalışan tanıdıklarıma göre bana olan talep daha fazla diyebilirim.

"insan yaptığı işi severse iyi kazanır" ya da "iyi kazanırsan yaptığın işi seversin" gibi sonuçlara varmaya çalışmıyorum yanlış anlaşılmasın. ben kendi adıma şunu söyleyebilirim, liseye başladığım zaman yapmak istediğim işi biliyordum, bu yüzden meslek lisesine yazıldım bu yüzden 1. senenin sonunda teknik liseye geçiş yaptım. ve şimdi o zaman yapmak istediğim işi yapıyorum. belki de benim işimi seviyor oluşumun nedeni budur. bilemiyorum :P

bu arada programlamacıyım.
0
barbaroj
(11.05.10)
öncelikle @soul cancer allah kolaylik versin.

bende hobisini işe dönüştüren yani sevdiği işi yapan şanslı vatandaşlardanım. işimde 5. yılım bitiyor ve aldığım maaş ile keyfe keder yaşıyorum. diğer arkadaşların dediği gibi işini severek yapmak bir çok şeye katlanmayı ve inatçı olmanı sağlıyor. haliyle istikrar başarı getiriyor. tabi ileriyi hiç bir zaman tahmin edememeye alışmak ve günlük yaşamaktan mutlu olmak gerekiyor. her an herkez işsiz kalabilir.

okul olayına bu kadar takılmaya gerek yok türkiyede yaşıyoruz. emeklerin paraların üstüne bir bardak su içip yolunuza devam edin.
0
fukka
(11.05.10)
yazılımcıyım, sektörde 10ncı yılım doldu bu süreç içerisinde halihazırda çalıstığım kurum 2nci işyerim.

Yazan arkadaşların iletilerini okudukça memleketin aslında nasıl yaşanmaz bir yer haline geldiğini sırf bu sebepten kaynaklı "mutsuzum" diye bir işi bırakmanın doğru olup olmayacağını sorguluyorum.

Yaptığım işi seviyorum, tercih şansım olsa yine aynı işi yapmak isterdim. 7sene boyunca bünyesinde çalıştığım kurumdan sırf mutsuz olduğum için ayrıldım, maddi olarak bir sıkıntım yoktu ancak nedenini bilmediğim bir mutsuzluk dolayısıyla artık o kuruma gitmek istemiyordum (kaşınmak değil bu).

3 yılımı doldurduğum bu yeni kurumda da esasında mutlu olmadığımın farkındayım, yönetici pozisyonundayım, çoğu kişi için güzel şartları olan bir işim var ancak "mutlu değilim" (orta yaş bunalımı dedikleri nane bu olsa gerek) saat 10:15 ve ben odamda alkol almaya başladım :) sanırım içerisinde bulunduğum mutsuzluktan kısa süreli kaçışın yolu bu.

özetle işimi seviyor / kurumu sevmiyorum, dolayısıyla bu şartlarda birbirine küs olan karı kocanın aynı yatakta soğuk bir şekilde uyumasına benzettiğim ilişkiyide sonlandırmak gerekiyor.

bu kararımla birlikte maddi sıkıntı yaşayacağımda aşikar, lakin daha huzurlu olacağım gibi.

@lucy in the sky with diamonds , pek sorunun cevabı olmasa dabir kaç bişey yazmak istedim.
0
drunkfish
(11.05.10)
hem okuyup hem calisiyorum icmimarim, belki herkezin imrendigi bi alan, calisma sartlari rahat ,okula gitmeme izin veriyorlar ama isimden nefret ediyorum 650 lira aliyorum fuuuuuuuuuuuuuuck
0
kakashi
(11.05.10)
işini sevmek biraz çetrefilli bir konu, yani eğer sanatla bilimle ilgili bir iş değilse benim görüşüme göre hiçbir işi sevmek mümkün değil. Sonunda dönüp dolaşıp politikaya dayanıyor ucu. Biraz kafası uyanık, sistem düşmanı biriyseniz her türlü meslek/iş bir süre sonra manasızlaşmaya başlar.

4 yıllık lisans eğitimine severek girip nefret ederek çıktım. Bilim yapmak gibi yüce birşey gözümde küçüldü, belki bir çıkış yolu bulmalıydım ama ben sırt dönmeyi tercih ettim. Okuldan hemen sonra alakasız pek çok yerde çalıştım. Bir üsre iyi gitti sonrasında hepsinden nefret ederek ayrıldım. Öyle böyle değil hem de çağıl çağıl bir NEFRET akmasından bahsediyorum. Son işim çok rahat bir ortam, süper çalışma saatleri falan derken ayakta adam düdüklüyordu. Ufacık havasız bir alana tıktıkları insanların üzerine basarak büyüyen pastayı kendine ayıran ve bize ambalajı reva gören bir işleyiş. Bunları görerek ben işime bakarım diyemiyorsunuz, en azından ben diyemiyorum, sokarım çarkına diyip ayrıldım işten. Beş parasız.

Sistem çökmüş zaten, şimdiye kadar "ssk! emeklilik! yapma demiyorum emekli olunca hobi olarak yap!" diyerek iyi bir uyutmuşlardı ama ben köle olsam nolur 58 yaşıma kadar asgari ücretten halliceye talim edip sürekli bir gelecek kaygısıyla yaşayacaksam? 58 yaş az değil yahu!
0
süpermaninkızı
(11.05.10)
şimdiye kadar bir çok farklı yerde çalıştım. ama oturup da bir cv'ye yazabileceğim şeyler değildir bunlar.günü kurtarma çabası içerisinde idim hep.
bilgisayar teknik servisinde de çalıştım ki 10 senedir bilgisayar kullanıyorum.hani gözüm kapalı söker takarım pc'yi. he, ne işine yarıyo dersen, kendi işime yarıyo derim. emlakçılık yaptım. garsonluk yaptım barmenlik yaptım. liseden mezun olalı 5 sene oluyo ve ben hala üniversite birinci sınıftayım. bu okul bitecek..
türkiye şartlarına göre iyi bir okul denebilir aslında okuluma da.iş arıyorum halen de.ikinci öğretimde okuyorum ve bütün gün boş durmak yerine çalışmayı yeğliyorum.ama iş veren var mı ? yok. gidip muhasebecilerle konuştum. adamlar sırf ssk ödememek için iş vermiyorlar. ssk ödemeyin dediğimdeyse kararsız kalıyolar.
fakat şöyle söyleyebilirim, patron olgusu sorun yaratmadıkça çalışmayı da iş yerinde bulunmayı da seviyorum. çalıştığım bütün işlerde de mutluydum. verimli olduğumu hissettiğim sürece..
şimdilik tecrübe yetersiz görünebilir ama şöyle söyleyeyim: bu memlekette üniversite okunmadan bi b*k olunamayacağı görüşünde birleşen bir toplum var olduğundan, ve hatta üst düzey yöneticiler bile nereden mezun olduğun önemli değil, kafan çalışıyosa, detayları görüyorsan, bir bütünü kafanda parçalara ayırabilip sorunları çözebiliyorsan elinde de diploman varsa piyasada mükemmel olmasa da iş bulup yükselirsin diyorlar. bunu bir çok kişiden duydum. işinde yükselmek de yukarıda sayılı yetilerinin geliştirilmesi ile alakalı.ki söyleyenlerin hepsi de lokal veya ülke bazında ismi bilinen markalaşmış ve kurumsallaşmış firmaların genel müdürleri veya genel müdür yardımcıları.
mevzu şu ki, işini sevmek veya sevmemek işinde yakalayabildiğin başarı ile alakalı genelde. maslow'un piramidine falan girmicem hiç. ama haklılık payı da var kendisinin.ayrıca genelde diyorum çünkü mutsuzlukların çoğu işte profesyonelleşme sürecinden sonra artık daha fazla gelişememekle alakalı olgulardan kaynaklanıyor.ya da iş arkadaşlarının sevilmemesi, patronun sevilmemesi türden sebeplerle..(zaten patron dediğin sevilir mi lan ?! =) )

durduk yerde sırf mutlu olmak için sektör değiştiren, iş değiştiren, hatta ülke değiştiren insanlar da tanıyorum. ve evet sonuç başarılı. onlar mutlular. ki kendimde de bu potansiyeli görüyorum. netekim her şeyi bi anda silip yeni bi şehirde başladım ben de hayatıma ve şu anda meyvelerini topluyorum bu kararımın. iyi veya kötü. mutluyum ama..

iş hayatı da özel hayat gibi aslında..hem sevdiğin hem de seviştiğin bir sevgilin/eşin olabilir mi sorusuyla paralel bu soru. insanın hem zevk aldığı hem de üstüne para aldığı bir işinin olması mümkün..hem sevdiği hem seviştiği kişiyle yaşayabilmesi kadar mümkün..
0
diggity
(11.05.10)
Bende meslek lise ve ardından 2 yıllık biyomedikal bitirdim. Mezun olduktan sonra Uzun süre işsiz kaldım. Burger Kingte çalıştım, Bİlgisayar teknik servisinde çalıştım bir arkadaşımın firmasında, maaş sigorta yok arada bir aldıklarımı saymazsam hayrına çalışmış oldum. Orada çalışırken iş aramaya devam ettim fakat bulamadım. Sonunda 5 ay önce mesleğimle pek alakalı olmayan bir sektörde Teknik servis sorumlusu olarak göreve başladım.Ünvanıma aldanmayın sadece göstermelik.
Çalıştığım firmada iki adet mühendis,iki tekniker, 4 tanede işçi var fakat bunların arasında bana işi bilen, bildiklerini bana öğretecek yardım edecek işi bilen usta kıvamına gelmiş kimse yok. Kendi çabamla bir şeyleri başarmaya çalışıyorum elimden geldiğince ve bugüne kadar idare ettim. Fakat üstesinden gelemediğim bir arıza ile karşılaştığımda benden kötüsü yok. Müdüre ben eğitim istiyorum dediğimde ben eğitim aldım da sana eğitim vereyim diyor. Hal böyle olunca benim üzerime çok büyük bir sorumluluk biniyor. Bazen diyorum istifa edeyim, sonra işsiz olduğum günler aklıma geliyor, vazgeçiyorum... Ne yapacağımı şaşırmış haldeyim bana bir fikir verin dostlar
0
mr fusion
(11.05.10)
Bu duyuruyu görmemiştim ama gören bi arkadaşım sen bunu cevaplamalısın diye habr verdi, arayıp bulup linki gönderdi sagolsun.

uluslararası ilişkiler mezunuyum ve mezun olmaya yakın, bilen bilir, bnaka uzman ve müfettişlik sınavları başlar, iktisadi idari bilimler mezunu herkes gruplar hatta sürüler halinde bu sınavara girer. Neyse ben de girdim, bu arada ODTÜ'de bi master prıogramından kabul almıştım ona gidicem diye planlıyordum ama bi yandan iş de bulmam gerekiyordu ekmek parası vesilesiyle. Neyse işte akbanktır garantidir vs derken işbankasının uzman yardımcılığı sınavını kazandım ve uzuun bir sınavar mülakatlar silsilesinden geçtiğim için, görece iyi bir ücret vaadettikleri için, istikrarlı bi gelecek vaadetikleri için(keza işbankası çok extreme kişisel bi durum olmadıkça işten atmıyor ve kariyer çizgin en başından beri belli) masterı falan bırakıp o şatafatlı genel müdürlük kulelerinde işe başladım. Ama daha ilk haftadan (eğitimin ilk haftası) bunun hiç bana göre bi iş olmadığını anladım. Bi kere etek ceket giyiyordum, çok hiyerarşik bi yapılanması vardı, güneşışığı görmeden florasan ışığında çalışıyrudm, gerçek oksijen almıyorduk, sürekli bir turnikeler, plazalar, asansörler vs gına gelmişti. Pazar akşamları oturup ağlıyordum, sabhjalrı mutsuz uyanıyrodum vs. Onun ötesinde yaptığım işe çok yabancıydım, dış ticartelerle ilgilib i finans işi yapıyorduk, herkes sürekli şikayetleniyordu, şubelerle telefonda konuşmaktan sesim gidiyordu, bir paragraf mail atmak için bile insiyatifim yoktu, yazıdığım herşey birilerinin oanyından geçip 3 kişiye imzlalatılıyordu, herşeyin hardcopysi dosyalanıyordu vs hep tiksindiğimiz devlet bürokrasisinn kağpıt kürek işlerinin tam ortasına düşmüştüm. Çook mutsuzdum hatta net şekilde depresyondaydım. Sonra iş aramaya başladım, reklam-medya sektöründe pijamayla-kotla işe gidebileceğim, hiyerarşik olmayan yaptığım iş beyaz yakalılarca hakir görülse bile kendi insiyatifi vev yaratıcılığımı ortaya koyabileceğim bir sektörde iş arıyordum. 2 ay kadar iş aradım, sonra bi riş arkadaşımın vasıtasıyla daha düşük maaşlı bir iş buldum ve uluslararası bir şirkette, bir medya ajansında eskisinden çok daha düşük bir maaş ve sıfır iş güvencesiyle çalışmaya başladım.

İş değiştirme aşamam çok sancılı oldu, bankadaki kimse anlayamadı, tutunamadı gözüyle baktı çünkü herkes olabilcek en iyi işin o olduğunu düşünüyordu, iyi maaş, iş güvencesi, sağlık güvencesi, havalı şık kıyafteler, plaza vs vs. Ailem de çok karşı çıktı, beni büyümemekle maymun iştahlı olmakla suçladılar ama ben verdiğim kararda çok emindim çünkü mutsuzluğum artık elle tutulabilir gözle görülebilir bir hal almıştı. Velhasıl kelam, çok sevdiğim çok mutlu olduğum, işimi sevdiğim, insanları sevdiğim, maaşımın giderek arttığı hatta daha iyi maaşla başka bir ajansa transfer olduğum, işimle ilgili konularda okuyuz araştırmayı sevdiğim bir mesleğim oldu. Master içimde kaldığı için Galatsaray iletişimde reklamcılıkla ilgili ikinci öğretim master yaptım. Hayatımda verdiğim en doğru kararlardan birinin bu olduğunu düşünüyorum.

Bazen kimse onaylamasa ve hatta siz bile doğruluğundan emin olmasanız bile sizi mutsuz eden şeyleri bi cesaretle bırakmak gerekiyor bence :)
0
purpurum
(12.05.10)
(1)

İnansaydım yanar mıydım ?

ermoo
Merhaba eski camel sigarasını özleyenler ve özlemeyenler...İnansaydım yanar mıydım?Kalır mıydım savunmasız, çaresiz çocuk gibiTatmasaydım o zamandaYaşamış sayar mıydım kendimi adam gibi.sezen ablamız yazmış, mustafa ceceli söylemiş fakat gel gelelim burada ne anlatmaya çalişmiş? arkadaş dün gece kaf
Merhaba eski camel sigarasını özleyenler ve özlemeyenler...

İnansaydım yanar mıydım?
Kalır mıydım savunmasız, çaresiz çocuk gibi
Tatmasaydım o zamanda
Yaşamış sayar mıydım kendimi adam gibi.

sezen ablamız yazmış, mustafa ceceli söylemiş fakat gel gelelim burada ne anlatmaya çalişmiş? arkadaş dün gece kafamı duvarlara vurdum beynim durdu. Aşk adamı mal'a çeviriyormuş bunu anladım fakat çözemiyorum..

şimdi inansaydım yanardım denilse tamam..
inanmasaydım yanarmıydım denilse ona da tamam..

inansaydım yanarmıydım ne demek ya bir akıl fikir...

not: gerçekten'de ney çalmaya çaliştim, çalamadım denk gelmiş şimdi fark ettim :)
0
ermoo
(06.05.10)
çok matah süpersonik dizeler olmamakla birlikte burada yazar bile bile lades dediğinden bahsediyor. aşkın içerisinde gözlerin kör olması sorunu vardır, aslında kör değilsindir görürsün ama kör gibi yaparsın es geçersin; sonra biter. bittikten sonra pişmanlık duymazsın yine olsa yine yaparım dersin. o durum burda bahsettiği..
0
süpermaninkızı
(06.05.10)
(8)

"1 mayıs"a nasıl katılmalı?

dark horse
şöyle efendi gibi işçiyle emekçiyle yürüyelim istiyoruz. kime katılacağız? saat kaçta nerede olacağız?
şöyle efendi gibi işçiyle emekçiyle yürüyelim istiyoruz. kime katılacağız? saat kaçta nerede olacağız?
0
dark horse
(30.04.10)
Bağlı bulunduğunuz bi sendika yok mu?
0
alkolik imam
(30.04.10)
yok serbest katılımcıyız biz. yoksa bizi kimse istemiyor mu :(
kimseyi provoke falan etmeyeceğiz efendi efendi kenardan kenardan yürüyeceğiz.
0
🌸dark horse
(30.04.10)
Soruya kaynasam aynı soruyu Ankara için de sorsam. (Gerçi siz şehir belitmemişsiniz ama her şehir belirtmeyen gibi İstanbul'da olduğunuzu düşünüyorum :))
Tandoğan'a mı gitsem, Sıhhiye'ye mi? Yüksel de filan durum nasıl olur acaba?
0
denizen
(30.04.10)
sendikalar 11 gibi toplanıyor bildiğim kadarıyla. 11-12 arası taksim'e gidilebilir bence.
0
çokyaşa
(30.04.10)
tabi taksim için sordum ben ama belirtmeyi unutmuşum :)
0
🌸dark horse
(30.04.10)
Disk'in önüne giderseniz diğer işçi sendikaları da orada toplanacaktır muhtemelen genelde olduğu gibi :) Sabah erken gidin biraz ama. Şişli Meydanı'nın orada Ziraat Bankası'nın yanından sağa girince az ileride Disk.
0
only alcoholica
(30.04.10)
haberlerde istanbul için saat 10'da başlayacak gösteriler denildi. hani bi fikir olsun.
0
rectoa
(30.04.10)
ben de örgütlü değilim, göçmen dayanışma ağı'na kaynak yapmayı (belki oradan lambda'ya sarkmayı) düşünüyorum, sabah 9'da şişli caminin önündeki o küçük parkımsı meydanda toplanıyorlar, beklerim :)
0
süpermaninkızı
(30.04.10)
(3)

Facebook'u Facemail'e cevirmek.

arnatuile
facebook hesabimi kapatmak istiyorum. biktim artik, resimlerden, videolardan sunlardan bunlarda, luzumsuz oncasacmaliktan. Ama bir yandan da bana ulasmak isteyipte numarami ya da mail adresimi bulamayanlar ulasabilsin istiyorum. acaba Facebook'un, mesaj gondermek disinda diger tum ozelliklerini kapa
facebook hesabimi kapatmak istiyorum. biktim artik, resimlerden, videolardan sunlardan bunlarda, luzumsuz oncasacmaliktan. Ama bir yandan da bana ulasmak isteyipte numarami ya da mail adresimi bulamayanlar ulasabilsin istiyorum. acaba Facebook'un, mesaj gondermek disinda diger tum ozelliklerini kapatabilen bir ayar, secenek mevcutmudur ?
0
arnatuile
(27.04.10)
Mailinizde bir filtre yaratip sadece size mesaj geldiginde gelen mailleri gostermesini saglayabilirsiniz, sonra da Facebook'a girmezsiniz mesaj gelmedikce.

Yalnizca size mesaj gonderildiginde mail yoluyla haberiniz olur.
0
lightblue
(27.04.10)
bunun tek bir global ayarı yok maalesef, ama wall'a yazmalarını engellersiniz. sonra da news feed'de herkes birşeyler gönderdikçe yandan hide butonuna basarsınız. uğraştırır ama temiz iş.
0
süpermaninkızı
(27.04.10)
yanlış mı anladım acaba soruyu? çünkü öyle bir şey yapabilirsiniz.
facebook hesap ayarlarınza girin ve facebook sekmesini kısmen, diğer seçenekleri tamamen deaktif edin. isterseniz wall uygulamasını da kaldırırsınız kimse birşey yazamaz.
0
dahinnotha
(27.04.10)
(2)

Notebook'ta illegal programlarla dışarda endam eylemek

lewoxl
photoshopfreehandacrobat proautocadwindows7coreldrawmcafeeoffice2007pes ve nfs oyunlarevin dışında bir kurumun inceleme yapma yetkisi varmı öyle rasgele ? kaç yıl yerimveya şirkette açtım öyle wifi'den windows güncelliyorum.. gelse biri incelemeye şirketi..ne olcak ?
photoshop
freehand
acrobat pro
autocad
windows7
coreldraw
mcafee
office2007
pes ve nfs oyunlar

evin dışında bir kurumun inceleme yapma yetkisi varmı öyle rasgele ? kaç yıl yerim

veya

şirkette açtım öyle wifi'den windows güncelliyorum.. gelse biri incelemeye şirketi..

ne olcak ?
0
lewoxl
(25.04.10)
benim bildiğim bsa (?) şirketlere çullanıyor. yani siz sokakta otururken kimse gelmez ama şirkete geldiklerinde laptop da incelenir.
0
süpermaninkızı
(25.04.10)
ofiste denk gleirse incelerler. sirkete ait makinaysa sirkete de bi mıktar kulfeti olur. sizinse sadece sizi baglar. epey bi ceza alırsınız o proramlarla.
0
bryan fury
(25.04.10)
(3)

Bilgisayarim bitlendi

luin 41
Uzun zamandir kullanmadigim bilgisayarimin uzerinde bugun kucuk kucuk beyaz bocekler gordum, neredeyse bit kadar - belki de bit bilmiyorum. Oylece geziniyorlardi klavyenin ustunde. Bilgisayari uzun zaman babamin evinde birakmistim, biraktigim oda da oldukca nemli (duvarlarda kuf falan olmus), intern
Uzun zamandir kullanmadigim bilgisayarimin uzerinde bugun kucuk kucuk beyaz bocekler gordum, neredeyse bit kadar - belki de bit bilmiyorum. Oylece geziniyorlardi klavyenin ustunde. Bilgisayari uzun zaman babamin evinde birakmistim, biraktigim oda da oldukca nemli (duvarlarda kuf falan olmus), internette nemden olduguna dair bir seyler yazilmis ama bir fikri olan var mi? Bit mi bu? Nasil temizlenir? Ben elektrikli supurge, kolonya gibi yontemler kullandim ama ne yapmak lazim?
0
luin 41
(25.04.10)
toz akarı deniyor bunlara olmadıkları yer yok
0
dedi kalabaligin icinden bir ses
(25.04.10)
myte da deniyor, mitelar bir süre sonra bu hale geliyorlar. mytebuster elektrik süpürgeleri vardı, hala da vardır. bol bol temizleyin bir süre sonra giderler bence. elektrikli süpürgenizin şu su içine toplayanları aslında işe yarayan, normal elektrik süpürgesi çoğalmalarına neden olabilir. naftalin koyun bilgisayarın yanına kokusundan kaçarlar bence.

mite başlığında elektrik süpürgesi cinsi ve ilaçlardan bahsedilmiş, oraya bir bakın.
0
deliberte
(25.04.10)
toz akarı gözle görülmez..
0
süpermaninkızı
(25.04.10)
(3)

erasmus

alimar
merhaba arkadaşlar.marmara üniversitesi bilgisayar ve öğretim teknolojileri okuyorum.bölümün erasmus anlaşması yok fakat ben erasmus yapmak istiyorum.izleyeceğim yollar nelerdir acaba?
merhaba arkadaşlar.marmara üniversitesi bilgisayar ve öğretim teknolojileri okuyorum.bölümün erasmus anlaşması yok fakat ben erasmus yapmak istiyorum.izleyeceğim yollar nelerdir acaba?
0
alimar
(16.04.10)
önce bölümünde erasmus sorumlusu hocayı bul ve erasmus yapmak istediğini belirt, kendi bağlantısının olduğu bir okul veya ortaklaşa bulacağınız bir okul ile çok basit bir biletaral anlaşmanın imzalanması gerek. yani önceliğin bu olmalı, sonrası kolay..

edit: bazen türk hocalar yaw ne gerek var zihniyetinde olabilirler o zamanda direkt karşıdaki okulla bağlantıya geçip onların anlaşmayı sunmasını sağlarsın.
0
süpermaninkızı
(16.04.10)
bölüm hocası;okul ve tutarlılığı olan bölümü bul,bn kontak kurarım dedi sadece.ama bizim bölüm tutarlılığı fazla olmayan bi bölüm bu yüzden sıkntı çekiyorum.
0
🌸alimar
(17.04.10)
bi de 3ün üstünde ortalaman olsun dedi,erasmusa gidenlerden kaç kişi 3ün üstünde ortalamayla gidio ki
0
🌸alimar
(17.04.10)
(4)

Sinema Tv YÜKSEK LİSANS

bozdoganli
Merhaba,Sinema Tv bölümünde yüksek lisans yapmak istiyorum. İstanbul'da Mimar Sinan ve Marmara Üniversitesi'nde mevzu bahis bölüme dair yüksek lisans programı var.Lisansı sinemayla alakasız bir alanda, bir mühendislik bölümünde bitirdim. Sinema Tv bölümüne başvurursam bu ne kadar sorun yaratır, ayrı
Merhaba,

Sinema Tv bölümünde yüksek lisans yapmak istiyorum. İstanbul'da Mimar Sinan ve Marmara Üniversitesi'nde mevzu bahis bölüme dair yüksek lisans programı var.

Lisansı sinemayla alakasız bir alanda, bir mühendislik bölümünde bitirdim. Sinema Tv bölümüne başvurursam bu ne kadar sorun yaratır, ayrıca mülakatlarda neler soruyorlar.

Yardımcı olabilirseniz mutlu olurum.
0
bozdoganli
(16.04.10)
Bölümünüze has olmasa da genelde konuya hakim olma şartı aranır. Eğer ulaşabiliyorsanız yüksek lisans derslerini inceleyin kaynak verilmişse onları bulup okuyun. Size neden diye sorduklarında kafanızda verebileceğiniz net bir cevabınız, yoğunlaşmayı isteyeceğiniz bir tez konunuz ana hatlarıyla belli olsun.

İşletme okuyan birinin orada yüksek lisansa kabul edildiğini biliyorum, yani imkansız değil.

böyle birşey var mesela: www.forumsu.net

msgsü sadece ders isimlerinin olduğu bir .pdf yayınlamış www.msgsu.edu.tr
0
süpermaninkızı
(16.04.10)
Forumsu ile ilgili topic'e girebilmek icin uye olmak gerekiyor sanirim. Linke ulasamiyorum.

Bir de, mulakat sirasinda ne sorduklarini ogrenmek istiyorum.
0
🌸bozdoganli
(16.04.10)
yo hayır ben üye değilim ve görüntüleyebiliyorum orada özetle söyledikleri dünya ve türk sinema tarihine hakim olmak..

kusura bakma ama yüksek lisans sıradan bir baraj sınavı/mülakat sorularından ibaret değil.. sen konuya hakimsen gerisi gelir zaten.. oku bol bol oku..

benim ilgi alanım değil pek incelemedim ama kadıköy imgede sinema ile ilgili kallavi kitaplar var..

sonra ders başlıklarını ulakbimde falan arat çeşitli anahtar kelime denemeleriyle bak bakalım ne tür tezler çıkacak karşına o da fikir verici olur..
0
süpermaninkızı
(16.04.10)
acı da olsa söylemeden edemicim. marmarayı unut. başka bölümden mezun almıyolar.
0
suicides underground
(17.04.10)
(3)

orjin krem

tylolhot
merhaba televizyonlarda sıkça geçen orjin,dermana vs kremlerin ağrıyı dindirmeye yardımcı mıdır?.nedir bunların olayı gerçekten bu kremlerin faydası var mıdır? yoksa bunlar birer reklam stratejisi mi?.yardımlarınız için teşekkürler!
merhaba televizyonlarda sıkça geçen orjin,dermana vs kremlerin ağrıyı dindirmeye yardımcı mıdır?.nedir bunların olayı gerçekten bu kremlerin faydası var mıdır? yoksa bunlar birer reklam stratejisi mi?.yardımlarınız için teşekkürler!
0
tylolhot
(15.04.10)
reklamda direkt kafa karışıklığına oynar bu tip ürünler, farkederseniz o kremin reklamında da belirgin bir ifade yok, kremin nasıl hayat değiştirdiğine dair binbir safsata var ama bilimsel olarak birşey yok ortada..

sanırım çılgın kaptan jack çizgi filmindeydi, sistem 5000 diye birşey pazarlıyorlardı, "sistem 500 tam olarak iki fasülyenin bir tel parçasıyla birbirine tutturulmasından oluşmaktadır" sonra sünepe bir tipin nasıl sistem 5000'den sonra kızlarla jakuzi partisi verdiğini görüyorduk. aynı mantık sadece zayıf bir nokta bulup oraya oynuyorlar.
0
süpermaninkızı
(15.04.10)
orjin kremi anneme doktoru önermişti. kremi sürdükten sonra ısıtıcı bant gibi bir şey var onunla birlikte kullanmazsanız tek başına kremin faydası yok.
0
girl in a coma
(15.04.10)
Nanoteknoloji ürünü oldukları için uzun vadede zararlı o tür kremler. Ayrıca tamamen bitkisel deniyor ama buram buram kimyasal parfüm kokusu yayıyor. Onun yerine benim kullandığım kremi öneririm size.
www.sahibinden.com
Yapan kişiyle konuşmuştum, kendini tamamen maneviyata vermiş yaşlı bir amca,markalaşmakla filan uğraşası yok. Doğal olan bu krem işte, dişim ağrısa üzerine sürüyorum kesiyor. Eklem ağrılarına filan da bire bir.
0
canimnicknameyazmakistemiyor
(15.04.10)
(7)

Çok Karışığım

demre
saygılar. ben bir muhendis adayıyım. doğal olarak insanları pek anlayamıyorum. insanları biraz olsun anlayabilmek için de niçeye, adlere, sartre'ye sarıldım. daha da içime kapandım, hele sartreden sonra. okulu bırakıp psikoloji okumak vardı aklımda.( ki daha önceden de bıraktım okulu, geri döndüm
saygılar. ben bir muhendis adayıyım. doğal olarak insanları pek anlayamıyorum. insanları biraz olsun anlayabilmek için de niçeye, adlere, sartre'ye sarıldım. daha da içime kapandım, hele sartreden sonra.
okulu bırakıp psikoloji okumak vardı aklımda.( ki daha önceden de bıraktım okulu, geri döndüm bir sene sonra) fakat geçenlerde aöf programlarına baktım ve felsefe bölümünü gördüm. okuyayım, hem okulu da bırakmam, belkı faydası olur dedim.

1- faydası olur mu ?

2- sizin önerileriniz nedir ya da kimlerdir?

...ne kadar çok kişi cevap verirse o kadar iyi benim için.
0
demre
(04.04.10)
daha cok insanla muhabbet et iliski kur.
0
bryan fury
(04.04.10)
aynı bokun arapçasını yemiş biri olarak öncelikle diyorum ki bölümünü bırakma yarın öbür gün ayarsan bir ucundan tutacak düzgünlükte götür işleri notları dağıtma (ben yaptım pişmanım) ikinci olarak eğer mühendis olmak istemiyor ve sosyal bilimlere ilgi duyuyorsan aöfle olmaz o iş, baktın hakkaten bölüm ve de aslında dünya değiştirmekte ısrarlıysan adamakıllı yap ve örgün bir üniversiteye gir. ama yok bu iş sadece kendini geliştirmek içinse aöfe kaydını yaptır ikinci üniversite okumuş olursun.

Ha bu bizi 1. sorunun cevabına getiriyor, faydalı olmaz. çünkü anladığım kadarıyla derdin neden sorusunu sormak değil insanlarla sosyal ilişkiler kurabilmek. onun için -yine deneyimlerimden konuşuyorum- ya içindeki o sesi susturup geri kalanla birlikte aptal olacaksın -ki durumun farkındaysan bunu yapamadığın ortada- ya da koyacaksın rahvan gidecek.

ben de ne dediğimi bilmiyorum farkındayım.
0
süpermaninkızı
(04.04.10)
aslında olay muhabbetten de öte. mesela ben bir insanın bana bir şey söylediğinde aslında ne demek istediğini anlayamıyorum. neyse herkese iyi geceler.
0
🌸demre
(04.04.10)
insanları anlayamamanız ile mühendis olmanızın zerre alakası yok rahat olun..
ne kadar çok gözlemler ne kadar çok insanlarla ilişki kurarsanız o kadar iyi olur sizin için.
0
islakkedicorbasi
(04.04.10)
"aslında olay muhabbetten de öte. mesela ben bir insanın bana bir şey söylediğinde aslında ne demek istediğini anlayamıyorum. neyse herkese iyi geceler."

the big bang theory'i getirdi aklıma. benzer dertlerden muzdaripim. ve mühendis adayıyım. sanırım bir ilişki var arada. fen bilimlerinin genelde tek bir doğru cevaba odaklı olmasından kaynaklı olabilir mi acaba?
0
hexa
(04.04.10)
big bang theory'de sheldon asperger spektrumundan birini canlandiriyor. bu kisiler bu spektrumun disinda kalan kisilere normal gelen sosyal ipuclarini algilayamazlar/zorluk cekerler.

felsefe ile ilgilenmeyi dusunmen cok guzel bence ama neden aof onu anlamadim. felsefe ogrenmek icin aof catisi altinda ugrasmana gerek yok. ha birakip bir yerde tam zamanli okuyacagim dersen ayri.
0
kurukafa
(04.04.10)
osho :)
özellikle psikoloji ve felsefe ile ilgili fikirlerini dinlemeni/okumanı isterim.
batı medeniyetinin konu ile çok kısa bir zamandır ilgilendiğini hatırlatırım.
insanları anlamak için kendine bakmak yeterlidir.

ben de bazen anlatılanları anlamıyorum. ya da onların beni anlamadığını fark ediyorum. buna yapacak bişi yok herkes algıları kadar algılar sonuçta. ortak bir paydada buluşmaya çalışmak en iyisi. ayrıca mühendislik eğitimi bu noktada çok yardımcı olacaktır, ket vurmaktansa, ya da mühendis olmadığım için bana öyle geliyor. :)
0
kediebesi
(05.04.10)
(3)

Ankara'da İspanyolca Kurslar

kozanak
Erasmus kapsamında İspanya'yı düşünüyorum.bölüm koordinatörüm derdini anlatacak kadar(!) gideceğin ülkenin dilini bilmen gerekli dedi. Bende soluğu burda aldım .sözün özü tavsiyeler,öneriler ...
Erasmus kapsamında İspanya'yı düşünüyorum.bölüm koordinatörüm derdini anlatacak kadar(!) gideceğin ülkenin dilini bilmen gerekli dedi. Bende soluğu burda aldım .sözün özü tavsiyeler,öneriler ...
0
kozanak
(24.02.10)
Bölüm koordinatörün bi halt bilmiyor afedersin.. Erasmus'a kabul için Almanca Fransızca İngilizce İspanyolca ve hatta İtalyanca dillerinden birinden gideceğin ülkeye göre sınava girersin mülakatla birlikte değerlendirilerek gidip gitmeyeceğine etki eder. Bu dillerden başka bir dil konuşulan bir yer seçilmiş ise yeterli olduğun dilde sınava girer, orada da o ülkenin erasmus dil kursuna katılırsın.. Sınavlar eğer yeterli bir dil eğitimin yoksa kastırıcı olabilir derdini anlatacak düzey yetmez..
0
süpermaninkızı
(24.02.10)
Ben Tömer'den memnun kalmıştım. Ebru hoca vardı, hala varsa o süperdir.
0
endless dream
(24.02.10)
ingilizcen varsa torrentten michel thomas spanish indir. otur calış. ben denedim gördüm. inanılmaz etkili. yok ben gunde bir saatimi bile ayıramam dersen işin her halükarda zor zaten.
0
erica arborea
(24.02.10)
(5)

vekalet vermek

tabudeviren
1) vekalet vermek ne kadar mal olur?2) süreli vekalet verilebilir mi?3) belli bir konu için vekalet verilebilir mi? 4) vekalet verdiğimiz kişi bankaya gidip, "ben şu kişinin adına işlem yaptırıyorum. tüm parasını çekeceğim" deme imkanına sahip oluyor mu?
1) vekalet vermek ne kadar mal olur?

2) süreli vekalet verilebilir mi?

3) belli bir konu için vekalet verilebilir mi?

4) vekalet verdiğimiz kişi bankaya gidip, "ben şu kişinin adına işlem yaptırıyorum. tüm parasını çekeceğim" deme imkanına sahip oluyor mu?
0
tabudeviren
(22.11.09)
1) 32 tl
3)evet
0
mutlu muyuz vincent
(22.11.09)
4) tutupta her konuda yetki verecek bir genel vekalet vermezseniz öyle birşey olamaz. Vekaletin konusunu belirtirsiniz kesin sınırlarla..
0
süpermaninkızı
(22.11.09)
2- evet
0
maresal jedi
(22.11.09)
1- 32 lira, yazmislar zaten
2- evet, istersen sadece 1 gunluk bile verebilirsin, suresizlerin suresi de 5 yil.
3- evet, misal araba satisi ya da turk telekom islemleri.
4- acik acik su kisi su banka su hesap numarasindan para cekebilir demedikce hayir, misal sadece para yatirabilir diye vekalet verirsen bile cekemez, bankalar cok sıkı bu konuda.
0
demented
(22.11.09)
4) yapılacak işlemin kelime kelime belirtilmesi gerekir yani şu kişi dilediği zamanda, dilediği miktarda parayı hesabımdan çekmeye yetkilidir yazmalı
0
crimson king
(22.11.09)
(4)

kredi kartı

ezeriko
kuryeyle kredi kartı geldi ve imzayı basıp teslim almış bulunduk. hiç kullanılmazsa yıllık ücret yazmadıkları doğru mu yoksa her şartta ittiriveriyorlar mı?
kuryeyle kredi kartı geldi ve imzayı basıp teslim almış bulunduk. hiç kullanılmazsa yıllık ücret yazmadıkları doğru mu yoksa her şartta ittiriveriyorlar mı?
0
ezeriko
(18.08.09)
Kullanılsa da kullanılmasa da itiyorlarlar.
0
ataturkiye
(18.08.09)
bankaya gidip iptal ettirin en iyisi imza attınız diye kart ücreti falan uğraşmayın sonra

(edit: garanti bankasında staj yaptım bu tip müşteriler geliyordu "hiç kullanmadım bana ekstre yolladılar kart ücreti istiyolar" diye. uğraşmaya değmez bankaya gidip bi talimat verin iptal ettirin kullanmayacaksanız en temizi bu)
0
orange coffee
(18.08.09)
dün ykb ile bu konuda nezih bir konuşma geçti aramızda, çok zorlarlar diyordum ama kartın kullanılmadığını ve dolayısıyla bu ücretin silinebildiğini söyleyip onay alarak işlemi hallettiler. bu arada kart bir yıl önce falan gelmişti, şifresini bile almadan öylece yatıyor evde..
0
süpermaninkızı
(18.08.09)
kullansan da kullanmasan da ilk ekstreye yıllık ücreti yansıtırlar büyük ihtimalle. finansbank böyle yapıyor.

edit: sözleşmede kartı aktif olarak kullanmasan da yıllık ücret kesileceğine dair bir ibare yer alıyordur büyük ihtimalle. riske girmeye değer mi değmez mi sana kalmış.
0
emrag
(18.08.09)
(9)

Sınav sonucum belli oldu, kazandım ama intiharın eşiğindeyim

shippo
Arkadaşlar bugün odtü işletme ankara uluslararası ortak programını kazandığımı öğrendim. aslında itü ekonomiyi kazanırım diyordum fakat ilginç bir şekilde 5. değil 3. tercih geldi. ailem bu kadar masrafı karşılayamayacağımızı ve gidemeyeceğimi söylüyorlar(haberleri yoktu sınava girdiğimden). bense ş
Arkadaşlar bugün odtü işletme ankara uluslararası ortak programını kazandığımı öğrendim. aslında itü ekonomiyi kazanırım diyordum fakat ilginç bir şekilde 5. değil 3. tercih geldi. ailem bu kadar masrafı karşılayamayacağımızı ve gidemeyeceğimi söylüyorlar(haberleri yoktu sınava girdiğimden). bense şimdiki üniversitemden nefret ediyorum ve kaçmak istiyorum. ne yapacağımı bilemiyorum öyle bir ağrı var ki başımda dayanılır gibi değil. birkaç soru var ki belki biraz teselli olur;

1. eğer şimdiki kazandığım yere kayıt yaptırmazsam ek yerleştirmeyi kullanabilir miyim?
2. bu bölümde okuyan biri yalvarırım burdan haber versin mailimi vereyim burs imkanları nasıl bir sorayım.

ilgilenenlere şimdiden teşekkürler. ağlamamak için zor tutuyorum kendimi acayip biriktim yardıma ihtiyacım var.
0
shippo
(12.08.09)
1. maalesef yerleştirildiğin için ek yerleştirmeden yararlanamıyorsun..
0
oskopoz
(12.08.09)
hem çalışıp hem okumayı denemen lazım görünüyor bu durumda.
0
sirincem
(12.08.09)
ama eksisozlukte yanlış tercihi düzeltmek için imkan demişler lütfen tam bilen biri yardım etsin çok acil
0
🌸shippo
(12.08.09)
Çok geçmeden yurt kur olanaklarını takip et ve ne zaman başvuruluyor öğren. Yurda girdikten sonra durumun yeterli değilse ücreti ödemeyebiliyorsun.. Öğrenim ve harç kredisine başvur, başbakanlık bursunu dene.
0
süpermaninkızı
(12.08.09)
uluslararası ortak program dediğin şey paralı mı oluyor, eğer değilse git oku arkadaşım, eşşek kadar adam oldun, ankara gibi buyuk şehirde iş bulup para kazanamayacaksan zaten boşuna okuyosundur bence.
ama eğer okul paralı falansa ve ille de gidecem ben bu okula diyorsan da, bankaların eğitim kredilerini araştır, sana kredi vermezler ama bir yakının adına çekip ilerde sen ödeyebilirsin, tabi sana güvenen bir yakın bulman gerek bu durumda.
bu arada ben istanbulda 6 yıl çalışarak okudum ki istanbul hem kira hem de yeme-içme bakımından ankaradan çok daha pahalı bir şehir, sandığın kadar zor değil hem çalışıp hem okumak, hatta eğlenceli bile
0
de jure
(12.08.09)
odtü'nün suny işletme programından bahsediyorsun sanırım. o programa göre ilk yıl sanırım ankara'da sın sonra bi yıl mı ne gidiyosun gibi birşeydi yani ankara'ya gittiğinde başlayacaksın abi çalışmaya paranı biriktireceksin zor bir şey değil, bunun yanında kredilere de başvuracaksın ha bi de harca falan para ödeme yani, sonra da bi de ha olmadı ilk yılından sonra yatay geçiş imkanı varmıymış suny programından bi öğren buarada. ne öyle intihar falan dünyanın sonu mu sakin ol biraz arayınca çözüm çook korkma her şey yoluna girer.
0
velvet revolution
(12.08.09)
bak sana bir fikir vereyim, uygulamak zorunda değilsin:

şimdi bi hata etmişsin, ailenden habersiz pahalı programlardan birini seçmişsin ve yerleşmişsin. doğal olarak ailen şimdi bu meblayı karşılayamayacağını düşünüyo. sen de diyosun ki şimdiki okulumdan nefret ediyorum. kesin bırakıcam bu okulu diyosan eğer (ki halen devam etme şansın var, iyi düşün) şöyle yapabilirsin:

yanılmıyosam odtü'de bi yıl hazırlık okuycaksın. suny öğrencileri için hazırlık ücreti diğer öğrencilere göre daha yüksek olsa gerek (3-4 bin lira olabilir, onu sen araştır). aileni bu "hazırlık ücreti + ilk yıl lisans ücreti" konusunda ikna etmeyi deneyebilirsin ve odtü'de hazırlık okursun. tabi aynı sene öss'ye giremiyceksin 0.4'den ötürü. birinci sınıfa başladığında başvurucaksın öss'ye. o bir sene de bi bikaç bin doları bulucaktır. aynı sene bir yandan birinci sınıf derslerini verirken (matematik, istatistik, ekonomi gibi) bi yandan da deli gibi öss'ye kasıcaksın. kazanabilirsen, atıyorum, odtü işletme'yi ya da iktisat'ı (UOLP olmayanlardan bahsediyorum) kazanıcaksın. hazırlığı okumuş olduğundan onu direkt atlamış olucaksın ve ilk sene aldığın dersleri de saydıracağından 2. sınıfa başlıycaksın. böylece 10-12 bin liraya bu problem kurtulucaksın.

ha, puanın yetmedi, kazanamadın. atıyorum, gazi işletme, ankara işletme falan kazandın. okey, oraya yerleş. neticede 10 bin lira falan ödeyip odtü'de ingilizce yeterliliği vermiş, 1. sınıf işletme derslerini almış olucaksın. ankara işletme'de de odtü'de önceden aldığın dersleri saydırarak 2. sınıftan devam ediceksin. 10-15 bin liraya odtü'de iki yıl eğitim ve sene kaybı yok: çok dramatik bir tablo değil.

biraz fantastik bir fikir ama aklına yatarsa böyle bir senaryoyu "AİLENE DE DANIŞARAK" uygulamaya sokabilirsin. Tabi bir yandan derse giderken bir yandan da öss kasmak gibi zorlukları olucaktır, bunun üstesinden gelip gelemeyeceğini iyi hesap etmen gerekir çünkü odtü'de ders geçmek dünyanın en kolay işi değildir.

Kafanı da fazla takma bu tür durumlara, canın sağolsun, yapılır böyle hatalar. Aile faktörünü göz önünde bulundurmadan ciddi adımlar atmanın yaratacağı sıkıntıları da tatmış oldun böylece, tecrübe oldu senin için. Umarım en iyi yolu bulursun kendin için. Kolay gele!
0
boshi
(12.08.09)
@velvet revolution: ankara'da bi yıl çalışıp para biriktirmek falan... üzülerek söylemeliyim ki bunlar çok iyimser öneriler. UOLP programlarına öyle 18-19 yaşındaki bi öğrenci bi yandan ders çalışıp bi yandan da garsonluk yaparak bir sene içinde para yetiştiremez. @shippo'cuğum, bu tür varsayımları unut derim o nedenle.
0
boshi
(12.08.09)
6 yıl ankarada kaldım vasıflı biri olmama rağmen iş bulamadım.sakın böyle hayallere kapılma.hatta 15 kişinin yaşadığı köhne bir evde kalsan bile,çalışsan bile alacağın asgari ücreti geçmez.
kaldı ki odtü şehrin biraz dışında,ailenin maddi durumu iyi değilse bence kendi imkanlarınla götürmen epey zor arkadaşım.
0
niyobe
(13.08.09)
(3)

buttermilk?

the man who hears deepest inquisitions
arkadaslar buttermilk, sour cream, half and half gibi ürünlerin türkiyede muadili nasildir?
arkadaslar buttermilk, sour cream, half and half gibi ürünlerin türkiyede muadili nasildir?
0
the man who hears deepest inquisitions
(10.08.09)
Half and half yari sut, yari krema oldugundan bu sekilde kendin hazirlayabilirsin.

Buttermlik de peynir alti suyu olabilir ama emin degilim.

Hayir birader baking olayina mi sardin?
0
wpi
(10.08.09)
butter milk evde yapılabilecek birşey, bir bardaktan bir kaşık eksik sütün içine bir kaşık sirke ya da limon suyu karıştırılarak 10 dk civarı oda sıcaklığında bekletilir..

Diğer ürünler (ve aslında buttermilk de Pınar tarafından yapılıp sanayi üretimine dağıtılıyormuş yanlızca) toptan pastacılık malzemeleri satan yerlerde bulunabilir.
0
süpermaninkızı
(10.08.09)
@wpi : aynen öyle kardesim, joy of baking diyorum sana sadece.
0
🌸the man who hears deepest inquisitions
(10.08.09)
(7)

ebay,gittigidiyor vs sitelerden ayda ortalama ne kadar kazanılabilir?

kurtulan adam
hiç bu işlere girmedim.giresim var yalnız.baya bi zamanımı harcasam her ay ortalama ne kadar kazanırım?her ay 300 kazanılabilir mi acep cidden ilgilenmek kaydiyle?
hiç bu işlere girmedim.giresim var yalnız.baya bi zamanımı harcasam her ay ortalama ne kadar kazanırım?her ay 300 kazanılabilir mi acep cidden ilgilenmek kaydiyle?
0
kurtulan adam
(07.08.09)
o kadar göreceli bir durum ki bu, kesin bir formülü ve şu kadar zamanda şu kadar cukka para kestirmesi yok. herşey ne sattığınıza nasıl sattığınıza bağlı.

gittigidiyor'da satış yapanlarının %95'ini çok çakal buluyorum ve bence tipik türk mantığıyla ebay sisteminin içine etmiş durumdalar. sistem kim kimi daha çok kazıklayacak üstüne kurulu. O yüzden çakallık etmeden internet sitesi mantığıyla piyasada 5 liraya bulunan şeyi 10 liraya kakalama derdinde olmayın, farklı ürünleriniz olsun fark edilirsiniz.
0
süpermaninkızı
(07.08.09)
bununla uğraşan arkadaşlar da varsa ne kadar kazanıyolar misal söylerlerse iyi olur.ayıp bişey değil sonuçta.
0
🌸kurtulan adam
(07.08.09)
Birilerinin buraya gelip söylemesine gerek yok.. Aç gittigidiyor'u, satmak istediğin ürünlere yakın satışlar yapanların feedbacklerini incele, ne kadardır sitedeler kaç satış yapmışlar görebilirsin. E ticaret yapmak isteyen de karını hesaplayabilir bu kadar bilgi eldeyken..

Şimdi gücenme ama olayın tipik türk tarafındasın. Ürüne değil, sonuca odaklanıyorsun. Önce sen ürünü bul, inan ki inandırıp satman kolay olsun.

Bir de lütfen ebay'den falan ürün detay açıklamalarını incele, iki satır yazı ve kötü fotoğraflarla olmaz. Kendine bir satış politikası oluştur.

Kolay gelsin..
0
süpermaninkızı
(07.08.09)
italya'ya bir urun satiyorum ayda 10 tane. 600TL kar ediyorum. Ayda en fazla 2 saatimi harcarim.

Yazin gidecek bir urun, kisin ne satacagim bilmiyorum ama cok guzel kar.
0
nochristrequiress
(07.08.09)
cevapların için teşekkür ederim.baya inceledim ancak mesela bi satıcının bi kaç sitede birden hesabı olabiliyor.hepsine bakmama imkan yok.ayrıca sormanın da bi zararı olmaz heralde

tipik türk mantığıyla yaklaşmıyorum.belki direk para sorduğum için itici geldi ama ben de zengin olabilir miyim demiyorum ki.kimseyi kazıklamak gibi bi düşüncem de yok.sevmediğim ürünü satmak gibi de..gizli kameralar falan..iyi biriyim ben yani endişeye gerek yok. :)
0
🌸kurtulan adam
(07.08.09)
GG de satış yapan arkadaşım var ben de aynı soruyu bu ikisine sormuştum zamanında. Bi tanesi plak satıyordu bir tanesi de 2. el elbise. İkisinin de cevabı birbirine benzer olmuştu. Aylık satışlarımla kendi elbise/plak masrafımı çıkarıyorum diyorlardı. Bu da 300-500TL anlamına gelebilir. Ama şunu söyleyeyim bu iki arkadaş da amatör olarak ilgileniyordu bu konuyla bi nevi hobi olarak, bu yüzden kazandıkları makul bence...
0
selimse
(07.08.09)
örnek veriim, çok alakasız diildir sanmam.

bende snoopy düşkünlüğü vardır, bildiğiniz peanuts snoopy'si.

gittigidiyor'da düzenli olarak snoopy diye aratır, güzel bişiler varsa peşine düşerim. dikkatimi çeken bişey oldu bu arada.

snoopy'nin baya güzel kalitede promosyon oyuncakları vardı kocaman kocaman. ben bunlardan iki tane, küçüklerden iki tane olmak üzere 6 liraya satın almıştım. birkaç ay sonra ise bir büyük figür, bir küçük figür başka bir satıcı tarafından 17 liraya satıştaydı, bir süre sonra satıldı. (ben almadım)

zurnanın zırt dediği nokta: ben düzenli olarak izmir'deki bit pazarına giden bi insanım. bir pazarında küçük snoopy figürlerine genelde 25 kuruş isterler, büyüklere 1 lira falan. yani ilk satın aldığım yer fiyatını normal belirlemiş, ikincisi fazla, ama ikincisi de bit pazarından falan temin ettiyse 15 lira kar etmiştir sadece o satıştan.

bu tür koleksiyon eşyalarına da talep oluyor. o koleksiyon eşyalarını da başka yerlerden ucuza toplayabilirsiniz işte, demeye çalıştığım o. uğraşırsınız edersiniz, bir nevi antikacılık/eskicilik olur yaptığınız ama, yahu milletin 10bin işlemi var. her birinden 1 lira kar etseler, fena para diil.

ürün/çeşit bulunduktan sonra yapılır yani. arz talebini yaratır bence.
0
karapolisnas
(07.08.09)
(28)

Bekaret

zZz
İnsan sevince karşı tarafın daha önceki geçmişi o kadar önemli değil mi? 22 yaşında birinin sekiz kişi ile ilişkiye girmiş olması normal mi? Seviyorum deyip geçmişini sorgulamadan devam etmek doğru mu? Ona baktığın zaman birlikteliklerini gözünde canlandırmamanın sırrı nedir? Nedir bu olayın denge n
İnsan sevince karşı tarafın daha önceki geçmişi o kadar önemli değil mi? 22 yaşında birinin sekiz kişi ile ilişkiye girmiş olması normal mi? Seviyorum deyip geçmişini sorgulamadan devam etmek doğru mu? Ona baktığın zaman birlikteliklerini gözünde canlandırmamanın sırrı nedir? Nedir bu olayın denge noktası?

Şunuda belirteyim, her sevgilim bi kez versin karım bakire olsun mantığı ile sorulan sorular değildir.
0
zZz
(07.08.09)
1- değil.
2- normal.
3- geçmişte yaşanılanların boyutuna göre değişir.
4- güven?
5- siz..
0
dambil
(07.08.09)
karşıdaki kişinin kim olduğu sorusu, kaç kişi ile beraber olduğu sorusundan daha önemlidir. sevdiğiniz kişinin geçmişini sorgulamak o istemedği sürece kimseye düşmez. nasıl ki o istediği zaman vermek üzere bir mastürbasyon ve eski sevgili çetelesi tutmuyorsak onun da eski sevgililerine karışamayız. sevdiceğe bakarken onun eski sevgilelerini gören onu sadece bir meta olarak görüyordur. ona baktığın zaman birlikteliklerini gözünde canlandırmamanın sırrı yoktur, bu zaten olması gerekendir.
0
drip nick i zaten kullanilmakta
(07.08.09)
sizi gerçekten sevdiğini düşünüyorsanız elbet geçmişini kabullenirsiniz. sonuçta sizi tanımıyordu o zamanlar. aynı durumda siz de olabilirdiniz. hatta ikinizin geçmişi de böyle olsaydı eminim siklemeyecektiniz. ama bir taraf böyle olunca problem oldu sanırım.
0
cro magnon
(07.08.09)
size kalmış bi durum. nasıl müslüman olmayan biri müslüman olduğunda geçmişte yaptığı günahlar siliniyorsa siz de sevdiğiniz insanın geçmişini kendinizce silebilirsiniz.
0
sokak cocugu
(07.08.09)
gecenin bir yarısı, mutfağa su içmeye giderken bile düşer aklına.
denge noktası şu: orospu sıfatını koyamıyorsanız problem yoktur. - çok rahat diye bir kız tanımı olamaz. o ne la öyle?
meselese karakterin temiz olması, ama ona da kılıf buldular "ruhum bakir" diye töbe töbe.
0
radikalherif
(07.08.09)
dambil;
2 numarada doğru demişsin ama geçmişindeki ilişkileri hata olarak nitelendirme sebebi nedir o zaman? sevgi, hoşlanma diyelim diyeyim ama hata olarak nitelendirdiği bir şeyi neden 8 kez tekrarlar? 8 kez aynı hataya düşülür mü? Mesele buradaki sayı değil aslında hata olarak nitelendirdiği bir şeyin üzerinden tekrar tekrar geçmesi.
4 numarada güven demişsin, haklısın ilişki zaten güven ile gider ama bu gözde, zihinde canlanma olayı çok farklı bir şey. Ona dokunduğun zaman daha öncesinin bir anda zihne düşmesi gibi.
0
🌸zZz
(07.08.09)
cro magnon;
evet son cümlende haklısın.

sokak cocugu;
geçmişini kendinizce silersiniz demişsiniz ama ben silsem de geçmişi üçüncü dördüncü şahıslar tarafından karşıma çıkmakta bunlara ne kadar direnilebilir? Toplumun, ailenin çoğumuza öğrettiği kavramlar ortada iken.

radikalherif;
aklımdan bir çıkarabilsem zaten.
0
🌸zZz
(07.08.09)
basit bir hesap yapalım. karşı taraf 22 yaşında 8 kişi ile ilişkiye girmiş hayatı boyunca. 22'den 8'i çıkarıp her ilişkiye bir yıl aralığını bırakırsak 14 yaşı geliyor. Evet 14 küçük bir yaş biz bunu 16 ya da 17 yapalım, dilerseniz 18 olsun. 18 ile 22 yaş arası 4 yıl var. 4 yılda da 6 ayda bir ilişkisi olmuş olsa 8 ilişki eder. Birlikte olduğu sevgilileriyle ilişkiye girmesi karşı tarafa hiç bir sıfat yakıştırma hakkı vermez bize.

Yukarıdaki matematik hesabı çok gereksiz. Batı ile bizim yaşamlarımız farklı olduğu için bırakın 8 kişiyi 1 kişiyle bile yaşanan ilişkiler dahi ahlaksız/saçma/gereksiz/günah olarak algılanıyor bizim gözümüzde.

Bence seviyorsanız geçmişi sorgulamayın. Sevdiğiniz kişinin yapısını karkterini geçmişte birlikte olduğu insan sayısına endekslemeyin. Bu sayı bir bayan için "orospuluk" yaftasını yapıştırılmasına yetiyor bazıları için ama erkekler için az/yetersiz bir rakam olarak nitelendiriliyor.

gününüzü geleeğinizi yaşayın. size anlattığına göre dürüst biri. bence kafaya takılacak bir şey yok.
0
aliscan
(07.08.09)
8 farklı kişiyle demişsiniz=) kimse bir ilişkiye bitecek diye başlamaz ki bittiğinde ya da bitmesine sebep olan olaylar başına geldiğinde anlarsın hata yaptığını. daha önceki denemeleri onu üzdüyse bu bir daha denememesini gerektirmez ki. sadece biraz daha olgunlukla dener, yaptığının hata olacağını bilerek dener..

sanmıyorum ki ilişkiniz başlayalı çok bir zaman geçmiş olsun. zaman sarıp sarmalayacaktır bu durumu. birbirinizi daha iyi tanıdıkça, birbirinize daha çok alıştıkça, birbirinizi daha net olarak tamamladıkça bunların hepsi saçma gelecektir=)
0
dambil
(07.08.09)
üçüncü şahışlar hususunda haklısın. bu problem olup canınızı sıkabilir gerçekten. ya uzaklara gidip yeni bi sayfa açacasksınız ya da bunlara katlanmak zorunda kalacaksınız. zor bir durum. ilaveten aynı hatanın 7 kez tekrarlanması konusunda da haklısın.
0
sokak cocugu
(07.08.09)
Eger ki bu yasa kadar sekiz kisiyle birlikte oldugunu acik acik soyleyebilmisse, o kizdan korkmayiniz!
0
msb
(07.08.09)
bence sorun değildir ama aklında bu tür bir soru(n) var ise üstesinden gelebileceğinizi sanmıyorum.
0
c non
(07.08.09)
İnsan partnerinin geçmişini sormak gibi bir aptallığa düştüyse, onu üzecek şey safi sevginin kirlenmişliği gibi romantik bahaneler değil, onun karşı taraflara yaşattığı hazzı, haliyle o hazzı yaşayan erkeği kıskanmasıdır. (kadın için bu tam olarak haz değil de, daha zihinsel seviyede dönen bağlılıklardır, ama aynı kıskançlık burada da geçerli pek tabii).
Kafada detaylara ilişkin soruların çıkması bundandır, adam o andaki sevgilisiyle ilgilenmiyor, o anın kendisi, alınan haz, yapılan iş ile daha çok ilgileniyor, arkadan mı önden mi, üstte mi altta mı, hoşuna gitti mi, benden iyi miydi, bu tür saçma sorularla kendini acıya iyice hapsediyor, çünkü dediğim gibi, sevgilinin kirlenmesi falan değil olay, senin alabildiğin birşeyi başkasına daha önce vermiş olması.
Çünkü bu kıskanma, insanın kendini özel hissedişine bir tehdittir, verdiği acı da bundandır.

Çözüm basit, birincisi kendini özel hissetme sanrısından çok beslenmemeli insan, aleladeliğini kabullenmeli, nedenini niçinini anlatmayacağım, tonla kitap, felsefe, bilgelik var üzerine yazılmış çizilmiş, araştırınız. İkincisi, yine de kendisini engelleyemeyecek ve özel hissetme sanrısının peşinden gidecek, bu da o aynı kitaplarda var elbet, o zaman sevgilisini bu özel hissedişin kaynağı olarak görmeyecek.
Eğer kaynak olarak görmez ise, tehdit olarak zarar alması da imkansızlaşır.

Partnerinize çok anlam yüklemeyin. Ulvi kurtarıcı rolü vermeyin. Göz göre göre kendinizi kandırmak için çaba sarfetmeyin. Sonsuz mutluluk, mutlak bağlılık hatalarına düşmeyin. Doğanızı kabullenin, çünkü biliyorsunuz ki aynı fırsatlar sizin de karşınıza çıktığında siz de bir sonraki sevgilinizi düşünüp değerlendirmemezlik etmediniz.

ek:
8 defaya hata diyor çünkü ya seni pek üzmek istemiyor, ya da hemen her türk kadının ilk öğrendiği savunmalardan biri olan "eğer zevk almadıysam ve pişman olduysam bana orospu diyemezler" savunmasını uyguluyor. elbette zevk aldığı için yaptı, 9uncu seninle olursa onu da yapacak, 10uncuya da hataydı diyecek, ve bu orospuluk değil. Cinsellik üzerine çarpık sosyal bakışa savunma olarak kendisi de doğal bir çarpıklıkta bir taktik uyguluyor ve yalan söylüyor sadece.
ama kardeşim, kendini kanser edecek kadar üzeceksen, daha az "kilometrede" biri bulsan ya? kendine daha çok benzeyen? elbette bu da hemen uygulanabilir birşey değil ama, sonrası için aklında bulunsun.
0
lhun
(07.08.09)
Clerks'teki hatun 36 kişiye blowjob yapmıştı. Dante hariç hem de. O daha kötü. Nolcak hacı yahu, deneyimi vardır, sana da yeni şeyler öğretir. Bunu açık açık söyleyebiliyorsa baya iyi bişey bu. Hold onto her.
0
hophophoba
(07.08.09)
arkadaşım, peki ya sen? peki ya sen 8 kızla birlikte olsaydın. kız arkadaşına bunu söyleseydin, o da bakire olsaydı. hadi birde burdan bak, bakalım. bu durumda kendin olunca normal geliyorsa, o kız için de aynı şeyi düşün bence.

8 kişiyle olmadan önce sen nerdeydin. peki sen onun hayatında olsaydın zmanlar? ben de isterdim bir kız arkadaşım, olsun ben onun ilki olayım, o benim. ama olmuyor işte, saçma bir böcek ısırınca duvarlarda yürüyebiliyor musun?

eğer buna önem veren biriysen, annene söyle sana "helal süt emmiş" kız bulsun. hemen görücü usulu evlen, mutlu olabilirsin, imkansız değil. ah doğruya bekaret mutluluktan daha önemli.

neyse,

kızı seviyorsan geçmişini sorgulama, sorgulamaya başlarsan sonu gelmez. bundan sonra yaptıklarına dikkat et.

mutluluklar diliyorum sana, umarım bir sürü aşk çocuğunuz olur.
0
hollowlife
(07.08.09)
güzel kardeşim yaşının 22 olduğunu hesap ederek konuşuyorum ona göre oku.

sen kaç kişiyle birlikte oldun? o kız sana kaç kişiyle birlikte olduğunu söylediğinde sen de ona söyledin mi? şu dünyada geçmiş hesaba katılsaydı kimse evlenip çocuk yapamazdı emin ol. önce karşındakinin de insan olduğunu ve senin kadar haklara sahip olduğunu kabul edeceksin. senden önceki yaşamı sadece onu ilgilendirir seni de zerre ilgilendirmez. seninle birlikteyken 8 kişiyle yatarsa o zaman sorun et.

konu başlığını "bekaret" olarak açmışsın. görüyorum ki 8 değil 1 kişi de olsa aynı şekilde düşünecektin. bu şekilde düşünmenin yegane sebeplerinden birinin daha önce cinsellikle (sevdiğin, birlikte olduğun biriyle olandan bahsediyorum. para karşılığı olandan bahsetmiyorum) tanışmamış olmana veriyorum. ha değilsen de öyle davranma. karşındakinin de senin gibi bir insan olduğunu, hakları ve isteklerini dilediği gibi yerine getirebileceğini hatırla. o kızın ilk sahibi ben olmalıydım diye ilkçağ düşüncelerini de bir kenara bırak. bakir bir erkeksen de böyle şeylerin önemi olmadığını anla. ilk ve son arasında bir fark yok abicim.
0
atrin
(07.08.09)
sözlük ne kadar modernmiş. reelde "kadında bekaret önemli değil, önemli olan duygulardır" diyince godoş muamelesi görüyorum.
0
atmosphere
(07.08.09)
İnsanlar yaşanmışlıklarının birer basamak olduğunu ve o basamakların çıkılmadan olunan noktaya gelinemeyeceğini kavrayamadıklarında böyle abuk alakasız sorular geliyor.

Bu ülkede insanlar ilk tanıştıkları/tanışdırıldıkları kişilerle en geç bir sene içerisinde nikah olayına giriyorlar. Sonra şanslılarsa nişan aşamasdında bozuluyor değillerse evlendikten üç ay sonra...

Yaşanmışlıklar iyidir.
0
süpermaninkızı
(07.08.09)
Sanirim sen de zaten farkindasin gecmisini bekaretini iliskilerini vs cok takmamak gerektiginin, zaman icersinde bukonuda daha az sorun kalacaktir muhtemelen.
Tek tavsiyem kıza bu konuda cok fazla serzeniste bulunma ve bu mevzuyu ısıtıp ısıtıp getirme, kendini hem asagilanmis hem guvenilmemis hisedecektir ve bu bi sure sonra sogumasina uzaklasmasina falan yol acar, seviyorsan ve sirf sevdiginden bunu yapiyorsan yazik olur
0
tehanu
(07.08.09)
boyle dusunenleri manita adayı yapan kadınlara sasırıyorum.

arkadasım kafan mı guzel, sordugun seylerın farkında mısın ? yazdıktan sonra okudun mu tekrar.

22 yasında birinin 8 kisiyle birlikte oldugundan sanane ki arkadasım, bana sorarsan az bile hadi napcan sımdı ? hayatı bacakarasına ındırınce iyi mı oluyor ? gecmısınden sanane yahu, kitap mı yazacaksın. roccoyla manıtaymıs napcan ? senınkı de iyiymıs hem sor sonra da bakınca gozunde canlandır sonra da tribe gir. ya sorma ya da porno izler gibi gozunde canlandırma. oh oh mehmet nasıl da emmıstır su memelerı mı diyorsun bakınca nasıl bi mantık bu.
0
bryan fury
(07.08.09)
amotsphere nacizane önerim sana cevreni degistir
herşeyi nihayetinde ne idiüğü belirsiz bir kavram su modernizme bağlamasak
her sevgilim bir kere versin karım bakire olsun mantığı bu değildir de nedir ?
koyduğun tikleri görünce kız arkadaşının hata yaptığını düşünmek ve düşündürtmek seni rahatlatıyor diye düşünmekten geri alamadım kendimi
ama bir hatanın 8 kere yapılması da düşündürücü oluyor tabii
hata falan yok ortada en azından bunu sen niceleyemezsin
yaşadıkça aşarsın ilişkinin de seninde yaşanmaya ihtiyacın var
eğer senin de aşmaya niyetin varsa
denge noktası bu
0
gdduman
(07.08.09)
hacım burada neticeyi tamamen senin hayat görüşün belirler. bu soruların cevabını kimse senin adına veremez. biri yaşanmışlık işte süper dedi diye senin için olayı sindiremez. "ona bakınca birlikteliklerini gözünün önüne getirmemenin" öğrenilebilir bir yolu yok. ya kabullenemiyorsundur ya da rahatsındır bu konuda. başkalarının kelamlarını takma ve içinin sesini dinle.
0
arnold schwarzeneger
(07.08.09)
bunu sorun edip şimdiden başlık açmışsın bile. kızla birlikte olduğun sürece bunu her daim başına kakıcaksın ve ayrılık sebebi bu olucak.
0
neira
(07.08.09)
Olayın denge noktası nedir diye sormuşsunuz.

Olayın denge noktası kişinin kendisidir yani sizsiniz ve tabii ki sizi oluşturan etkenlerin tümü. Yani aile (yetişme tarzı), çevre (arkadaşlar, okuduklarınız, gördükleriniz, dinledikleriniz) ve belki de genler.

Takdir edersiniz ki bunların tamamının bir insan üzerindeki etkisini değiştirebilmek pek de kolay olabilecek bir iş değil...

Konuya dönersek; kız arkadaşınızla beraberken; geçmişiyle ilgili sıkıntılarınız yaşadığınız anlardan keyif almanızı engelliyorsa, ilişkiyi sağlıklı bir şekilde sürdürebilmeniz pek de kolay olmayacaktır.

Ancak, kız arkadaşınızlayken; siz kasıtlı olarak düşünmedikçe ilgili "geçmiş" kafanızı pek kurcalamıyorsa (aklınıza dahi gelmiyorsa) ve yaşadığınız anlardan da fazlasıyla keyif alabiliyorsanız; ilişkinizin önünde pek de büyük bir engel olmadığını söyleyebiliriz.

Yani mesele; sevdiğinize inandığınız kişinin geçmişiyle ilgili sorularınız/takıldığınız noktaların ne sıklıkta ve bilinçli ya da bilinçsiz olarak aklınıza gelip gelmediğini bulabilmek ve yaşanılan anların önüne geçip geçmediğine karar verebilmekte sanırım.
0
silhouette
(07.08.09)
soruyu 22 yaşında birinin 8 kişi ile birlikte olması normal DEĞİL di mi diye soruyosun aslında. şimdi böyle bir mantaliteye sahipsen böyle gördüysen çevren de böyle düşünen insanlardan oluşuyorsa eh normal değildir başkası ne derse desin. bug gözlükle bakınca bu çok anlaşılabilir bir şey. onun geçmişini sorgulamak onunla kurduğun geleceğin perspektifi açısından önemli ve bunu sorgulamak senin bu bağlamda tamamen hakkın diye düşünüyorum. böyle olmasaydı zaten bu konu hiç açılmaz ne o böyle birşeyden bahsederdi ne de senin böyle bir bilgin olurdu değil mi?

ikinci soru daha önemli. hata olarak nitelemesi. açık söyliyeyim ben burda bir samimiyetsizlik görüyorum. bence düşünmeniz gereken tam olarak bu. yarın öbür gün hata dedim ama hata falan olarak görmüyorum derse şaşırmayın.
0
manfool
(07.08.09)
Bu durumu ısıtıp ısıtıp tekrar önüne koymuşluğum felan yok hatta en ufak bir yorumda dahi bulunmadım, bazı arkadaşlar nasıl böyle bir mantığa sahip olursun demiş anlamadıkları nokta onların mantığı ile olaya bakmaya çalışma çabalarım.
Her cevaba tik atma sebebim de yazılanın ne kadar doğru olduğu manasında değil.
0
🌸zZz
(07.08.09)
bizzat bu duruma kendim düştüğümden söylüyorum:

22 yaşında birinin 8 kişiyle beraber olmuş olması anormal değildir, fakat diğer taraf aynı derecede "hareketli" bir aşk hayatı yaşamadıysa onu yıpratır. çünkü aynı sayfada değilsinizdir. birinin ilişkileri daha kısa soluklu, daha çok eğlenme-zaman geçirme (ve tabii sevişme) üzerine iken diğerinin daha çok hayatı paylaşma, beraber yaşama, çift olma üstünedir. ikisi de normal, hiçbiri yanlış değil. ama bir taraf 8 de iken, diğer taraf 2 de ise 6 ay sonra kimin terkedileceğini tahmin etmek çok zor olmasa gerek.

ayrıca o yaşta karşı tarafın "eskilerini" kafaya hiç takmayan adam bilmiyorum tanımıyorum. o zamanla kazanılan bir beceridir ve olgunluk gerektirir. 21 yaşımda ben başaramadım. başarabilen über arkadaşlara saygılar.
0
ndg
(07.08.09)
Bekaret olayı değil aslında konu, 22 yaşında bir insan için 8 kişi ile birlikte olmuş olması. 1 kişi ile birlikte olmuş olsaydı da kabul edecek miydin ? Bundan önceki ilişkilerini bir "hata" olarak görüyorsa eğer aynı hata 8 kez nasıl yapılır ? Hata değildi, o zaman içinde öyle yaşanması gerekiyordu diyorsa da bunu kabullenebileceksen bu ilişkiye devam et, sonrasında bunu sindirmek her yiğidin harcı değil.

Şahsi fikrim : cinselliği tamamiyle bir "ihtiyaç" olarak gören kitle gözünden bile bakıyor olsak da 22 yaşında bir insan için de 8 farklı kişiyle birliktelik yaşamış olmak pek de "olabilir ne var yani?" gibi gelmiyor bana..

Saygılar.
0
Bigvocate
(07.08.09)
(9)

dünyayı gezerek yaşamak, imkansızı gerçek kılmak..

uykusuz
biliyorum pek çoğumuz bunu istiyoruz, hayal ediyoruz şöle olsa böle olsa. şu yaşta şu zamanda gitsem ama istatistikler anca emeklilikten sonra 6o larında tur şeklinde gerçekleştirilebildiğini gösteriyor.şimdi dostlar;ben dünyayı gezerek yıllarımı geçirmek istiyorum sevdicekle birlikte. askerliğim va
biliyorum pek çoğumuz bunu istiyoruz, hayal ediyoruz şöle olsa böle olsa. şu yaşta şu zamanda gitsem ama istatistikler anca emeklilikten sonra 6o larında tur şeklinde gerçekleştirilebildiğini gösteriyor.

şimdi dostlar;

ben dünyayı gezerek yıllarımı geçirmek istiyorum sevdicekle birlikte. askerliğim var ve ancak 2 yıl sonra start verilebilecek bir hikaye bu. atıyorum önce orta doğudan başlayarak afrika, sonra uzakdoğu vss gibi. sonra küba, arjantin, brezilya off düşünmesi bile harika. her gidilen yerde belki 6 ay belki 1 yıl belki 3 hafta vss kalarak yaşamak ve belki de aradan 4-5 yılın geçmesi. oralarda bulunabilecek günlük işlerde belki çalışmak belki gönüllülere katılmak, hayat bizi hangi suyun akısına bırakıyorsa ona izin vermek..

ucuz her türlü ulaşım, konaklama, yeme içme vss herşeyi çok önceden deli gibi planlayarak yollara düşmek gerek tabii ki yoksa yanımda hatunla hadi otostop yapalım çılgınca yaşayalım gibi gençlik ateşi ile yapılacak iş değil bu bence.

ve fakat konsolosluklar bu maceraya ne diyecekler? evli bir çift, turist ama ne kadar kalacağını da bilmiyor. misal hindistanda 1 ay kalalım derken oldu ya 6 ay kalmaya karar verirsek görüp beğenince ne olacak o zaman?

cebımizde 30 milyar ile yola düşsek ve minımum konforu göze alsak tek lüksümüz daha fazla ülkeyi görebilmek olsa.

içinizde buna yakın deneyimleri olmus, ülkeden ülkeye zıplamış olanlarınız varsa ya da gitmese bile bilgisiyle beni aydınlatacak olan varsa çok çok mutlu olurum inanın.

imkansız ve cok zor görünen herşeyin bir başlama, düşünme, öğrenme, araştırma aşaması var ben işte o aşamadayım ve sizden öneriler, tavsiyeler bekliyorum.
0
uykusuz
(05.08.09)
Öncelikle size "yapamazsın" diyenler olacaktır, onlara kulak tıkamayı öğrenin. Sonra güzelinden bir dünya haritası edinin ve olası rotalarınızı çıkarın. Sonra Kara'nın dediği gibi ülkelrin yasal prosedürlerine hakim olun.

Ben açıkçası iş bulup çalışma kısmına biraz yaş olarak bakıyorum. Mümkünse de yasal olarak riskli olabilir.. Ama bence kendinizi orada eğlenip burada finansa etmek amacıyla iyi bir video kameraya ve fotoğraf makinesine yatırım yapmaya yöneltebilirsiniz. Televizyonlara bu görüntüleri satmak "belki" mümkün olabilir.

Şimdi maalesef Türkiyeli olduğumuz için 2-0 yenik başlıyoruz o sebeple parça parça paln gerçekleştirmek zorunda kalabilirsiniz. Yani kurbağı ürkütmeden vize olaylarına girmek gerek.. Sizin ülkeden girip öbür taraftan çıkıcaz deyince irkilebilirler ama bankada para cillop görelim dedik tadında 3-5 li gruplamalar yapabilirsiniz bence.
0
süpermaninkızı
(05.08.09)
kalacak yeri (hatta yemeklerin bir kısmını da) iyice bedavaya getirmek için couchsurfing kullanılabilir. siteye giriyorsunuz, gideceğiniz yerdeki üyelerle irtibata geçiyorsunuz, sonra da gidip adamların evlerinde kalıyorsunuz. yemek konusunda yardımcı olurlar size, en azından çarşıdan pazardan aldığınız şeyleri evde hazırlamak gibi bir imkan olur. aynı kişilerin sizi yönlendirmeleri sayesinde de yaban ellerde kazıklanmaktan kurtuluyorsunuz. böylelikle maliyet çok azalıyor.
0
co2s2
(05.08.09)
Öncelikle deli gibi planlamanıza gerek yok. Abartıldığı kadar imkansız, zor, karışık bir iş değil bu. Her yıl on binlerce kişi sırtında çantayla dünyayı dolaşıyor.

Başlangıç olarak fikir almak için nette biraz araştırma yapmanızı, benzeri yolculuklar gerçekleştirenlerin hikayelerini, anılarını, bloglarını okumanızı öneririm. Neler beklemişler, neler bulmuşlar, neler hissetmişler, nelerde zorlanmışlar, nelerden keyif almışlar, bunları inceleyebilirsiniz.

Benim araştırmalarımdan gördüğüm kadarıyla işin en zor kısmı önce kendi kafanızı bu yolculuğa hazırlamak.
0
386 dx
(05.08.09)
dostum couchsurfing.com, hospitalityclub.com ve globalfreeloaders.com bu sitelerden bedava kalacak yer bulabilirsiniz guzel bir profil olusturun,
ikincisi bu sokakta muzik vs calip para kazanma ihtimaliniz olabilir (NEY calmayı ogrenin tasiması kolay ogrenmesi de cok zor degil kalabalık sokaklarda 2 sat calsanız bir gunluk masrafınız cıkar)varsa bir yeteneginiz onuda sokakta show olarak sunup para kazanabilirsiniz veya ingilizce ogretmeni olabilirsiniz bazı ulkelerde gonullu kampları oluyor onlara basvurabilirsiniz az para verirler ama olsun ingilizceniz iyiyse ozel ders verebilirsiniz kagıta cıktı alın yazın telefon emil arayan olur belki.otostop ile ve tren ile giderseniz bir yerden bir yere cok az masrafınız olur.evli bir cift olmanız bunları yapmanızda size kolaylık saglar.Dunya turu cok zor degil ve çok sıkıntı yasarsınız ama hayatta yapilacak en guzel şeyi yaptıgınız için bu sıkıntılar size koymaz.
ben de bir kız arkadas bulabilsem bana eşlik edecek ben de cıkacagım dunya turuna.
0
manonflier
(05.08.09)
böyle bir durumda şu blogu okumak işkence olabilir ama yine de bir göz atın derim :)

cuneytguven.blogspot.com
0
bira sisesi kapagi
(05.08.09)
Bence en iyisi önce ufak ufak Türkiye'yi gezmeye başlamak. Az çok fikir verir size.
0
386 dx
(07.08.09)
üşenmeyip yazan, dahası destekleyen dostlara teşekkürler..
0
🌸uykusuz
(11.08.09)
sucsuzum hakim bey
(21.02.16)
Benim arkadaşım öyle tek başına dünyayı dolaşıyor. 6 ay Türkiye de 6 ay yurtdışında. Asla plan yapmıyor bu arada.

Her gün bilet bakıyor nereye ucuz bilet varsa oraya gidiyor. Uzun süreli kalacaksa önceliği vizesiz olması ki asya güney amerika afrika öyle zaten. Vizesiz olunca 3 ay kalabiliyorsun her ülkede-bazılarında 1 ay vs değişiyor tabi- asya ya gittiğinde anlatmıştı sorun olmasın diye tek yön bilet rezervasyonunu photoshopla çift yön yapıp çıktısını alıp gösteriyormuş şu ana kadar hiç sorun olmadı dedi.
Havaalanında inince bakıyormuş otellere hostellere bazen couchsurfing, 5 yıldızlı otelde çok ucuza kaldığı da olmuş ya da couchsurfing de birileriyle tanışıp onlar yardımcı olmuş gezmesine. Otostop falan da çekmemiş motorsiklet kiralıyordu 30 a yakın ülke gezdi böyle

Vizeli olan yerlerde 1 aylığına geliyorum diyip 6 ay kalmak biraz zor da vizesiz ülkelerde 3 ay kalıp sonra öylesine komşu ülkeye geçip tekrar dönersiniz 3 ayınız yeniden başlamış olur. Çalışma işi zor benim arkadaş home office çalıştığı için para kazanmaya devam ediyordu.
0
jazzabel
(21.02.16)
(4)

2.el duyurulara olumsuz cevap yazmak

archvile
diyelim bir kullanıcı, piyasada sıfırı 50 lira olan bir ürünü, ikinci el olarak 100 liraya satıyor. bu duyuruya "çüş, oha, kimi kazıklıyon lan" tarzı bir cevap yazmak uygun mudur? ayıp mıdır? yasak mıdır? "sanane kaça satarsa satar" mıdır? birisinin o kadar para verdiğini düşündükçe içim gidiyor sad
diyelim bir kullanıcı, piyasada sıfırı 50 lira olan bir ürünü, ikinci el olarak 100 liraya satıyor. bu duyuruya "çüş, oha, kimi kazıklıyon lan" tarzı bir cevap yazmak uygun mudur? ayıp mıdır? yasak mıdır? "sanane kaça satarsa satar" mıdır? birisinin o kadar para verdiğini düşündükçe içim gidiyor sadece.
0
archvile
(28.07.09)
satılık ilanlarına cevap yazılamıyor. mail atarak söyleyebilirsin ya da ilanı açan kişi sözlük yazarıysa mesaj atabilirsin.
0
henry gale
(28.07.09)
burayı bilmiyorum da forumlarda yazıyoruz yani:)
0
atmosphere
(28.07.09)
Bence böyle duyuru yapacak olanlar soru şeklinde duyurmalılar. Ben bir DDR Ram satacak oldum, satamadım ve sonra sildim bu mesajları ama sanırım soru şeklindeydi. Çünkü fiyatımda bir yamukluk varsa ben bilmek isterim. Birisinin hop demesini isterim, piyasayı bilmemek pahalı fiyat vermek için affedilebilir bir nedense de geçerli bir neden değildir, fiyat düzeltilmelidir.

Yani bir insan art niyeti olmadan kazık bir fiyat verdiyse uyarılmalıdır. Hiç de ayıp değildir ancak bu uyarma insan gibi yapılmalı, kişinin art niyetinden emin olunmadıkça kötü söz söylememeli.

Aksi takdirde art niyet sahiplerinin önüne geçmemek, hırsızlık yapanların tekerine çomak sokmamaya benzer. Hırsız da insandır, o kadar uğraşıyor çalsın bari demek gibi bir şey olur.
0
Karluk
(28.07.09)
Bence yazılmalı.. Türkiye'de 2.el olayı kazıklamak üstüne kurulu top yekün, birinin dur demesi şart :P
0
süpermaninkızı
(28.07.09)
(7)

Ey fotoğrafçılar..

dambil
Hepinize inanılmaz saygım var. bir konuyu merak ettim izninizle soruyorum.şimdi kişi fotoğrafı çekerken özellikle (yaşlı bir teyze yaşlı, bir amca fotoğrafları) onlara haber vermiyorsunuz değil mi? verseniz sanki o kareyi bozarsınız ve teyze/amca'da doğallığı yakalayamazsınız bir daha. vermediğinizi
Hepinize inanılmaz saygım var. bir konuyu merak ettim izninizle soruyorum.

şimdi kişi fotoğrafı çekerken özellikle (yaşlı bir teyze yaşlı, bir amca fotoğrafları) onlara haber vermiyorsunuz değil mi? verseniz sanki o kareyi bozarsınız ve teyze/amca'da doğallığı yakalayamazsınız bir daha. vermediğinizi kabul ederek devam ediyorum insanların tepkileri fotoğraftan sonra ne oluyor. gülümseyip geçiyorlar mı, yoksa başka bir şey mi diyorlar?

teşekkürler şimdiden..
0
dambil
(18.07.09)
farkederlerse gulumsuyorlar. ama onlar farketmeden cekmek en dogali ve guzeli zaten.
0
ermanen
(18.07.09)
çok güzel bir noktaya değinmişsin dambil. geçen şehirlerarası otobüste ön çaprazda yaşlı bir amca vardı, elini bastona koymuş, parmağında yüzük, buruş buruş eller falan, çekmek istedim, amca muhtemelen farketmezdi de ben çevredekilerin tepkisinden tırstım, "noluyo kardeşim napıyosun" falan derler mi diye.. bu konuya biraz daha açıklık getirilirse ben de çok memnun olurum..böyle de araya girerim duyurunun:)

bir de bunun yasal boyutu var ya, izinsiz çekince içeri girme ihtimalimiz nedir? bu durumda fotoğrafı silmek kafi midir?
0
jasscn
(18.07.09)
valla pek çok kez habersiz çekimleri farkedenlerden dolayı üzerime yürüme vakası yaşadım. insanların ne kadar paranoyak olabildiklerini farkettim. "kimsin sen kim gönderdi seni" tarzı suçlu psikolojisinde olan insanları gördüm. en güzeli tabi habersiz ve doğal olanı. geri kalanlar tuzu biberi. abi valla öğrenciyim proje falan deyince pek üstelemiyorlar.
0
a7x
(18.07.09)
Ya normalde hobinizse o insanları çekip haber verme gereği duymayabilirsiniz ama eğer bu iş mesleğiniz olmuşsa "model release" diye birşey var; özellikle stock foto çalışırken..
0
süpermaninkızı
(18.07.09)
hm genelde fark etmiyorlar bile insanlar, araba çekerken kız bacağı çekme, kimin şortu kısa mevzusuna şort çekmeyi bile başarmış ve hiç tepki almamış insanlar olarak diyebilirim ki (evet biraz abartıyor olabiliriz)
bildiğim kadarıyla, halka açık ortamlarda kamu alanlarında fotoğraf çekmeniz serbest, model hede ve hödösü de henüz ödemiyorsunuz.
ama yeni bir yasa düşünülüyordu kışın mı ne çıktı çıkmadı bilemem... model anlaşmanız ve yayın hakkınız olmayan fotoğrafları yayınlayamama temalı... insanlar da olmaz böyle şey her fotoğraf için arkadan yürüyen adamdan izin mi alıcaz, onca insana para mı ödenir, kimdir nedir nerden bulunur diye isyan ediyordu...

sonuçta arka planda yürüyen adamdan izin alman gerekmediği gibi, amcadan da yasal olarak izin alman gerekmiyor diye biliyorum.
0
ilse
(18.07.09)
milletin fotografini caktirmadan cekmek cok kolay. zaten caksalar da bisey demiyorlar.

bir de eger profesyonel olarak kullanacaksaniz cektiklerinizi, ornegin stock sitelerinde, fotografta yuzu gorununen herkesten model izni almaniz gerekiyor.
0
deahy
(18.07.09)
tırsmana gerek yok ben direk nerede olursamö olayım
cıkartır çekerım insanlar iyi bir makına gorunce bir şey demıyorlar telefonla cekersen laf ederlerde makına ile takılırsan ses cıkarmazlar
ama cektıgını anladıklarında gulumsuyorlar
0
cokobon
(19.07.09)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.