sakal falan dahil değil.

evet sayın seray severler,
soru başlıkta görüldüğü gibi. büyükbaş hayvan besisi içerisine katılabilecek ve yemi arttıracak nişasta oranı yüksek besinler konumuz bunlar nelerdir.
sizlerden yaratıcı olmanızı istiyorum. zira isteğimiz piyasada kullanılmayıp atılan artık ürünlerden olması. örnek vermek gerekirse kuru üzüm çöpü kullanılmıyor ve atılıyor ancak yapılan analizler doğrultusunda bakıldığı zaman yeme katılabiliyor ve hayvanlar tarafından tüketilmesinde sakınca bulunmuyor ve de faydalı..
bunun gibi ürünler bekliyorum sizlerden...

yani bildiğniz iett otobüsü hiç böyle bi teşebbüste bulunudunuz mu ?

ingilizce öğretmenliği 79 puanla atanılır mı?

not: bilgim yok, çok saçma bir şekilde sormuş olabilirim.

geçen bir kitap tanıtımı gördüm de, işte diyor ki, neden inek yiyoruz da köpek yemiyoruz vs vs. tabi tanıtım metni bu, kitabın gerisini henüz okumadım, bunun eskiye dayanan sebeplerini anlatıyordur diye tahmin ediyorum da, aklıma takılan bir şey var. hangi hayvanların etleri yeniyor? yani biz türkiye'de tavuk, inek, kuzu, hindi, balık gibi hayvanları yiyoruz, başka ülkelerde neler yeniyor bunların haricinde? böcekler var onları geçiyorum, tavşan ve ördek yendiğinden haberdarım, başka ne var bildiğiniz?

şöyle bir şey geldi aklıma; sözlükten bir ekip kurulsa, gezmeye tozmaya meraklı maddi durumu nispeten sıkıntısız.bu ekip elinde kamera, her hafta bir yazarı ziyaret etse. Yazarı, yazarın entrylerini, günlük hayatını tanıtsa. varsa arkadaş grubu hobileri filan yaklaşık 20-30 dk lık bir video oluşturulsa. bu video da, sözlük ya da sub-etha altında yayınlansa birbirimizi tanısak, alay etsek, kıskansak, kollar janbon desek, sinerji oluştursak.
tabii ki her yazar görüntülenmek istemez. ziyeret isteyenler açılacak bir web sayfasından form doldurur. hatta bu formlar oylamaya filan da sunulur. ziyareti en çok istenen yazara ziyeret yapılır.
tabii ki kabaca bir fikir, detaylar sonradan şekillenebilir. ilgi görürse yetkili abiler kaynak/destek çıkabilir.
nasıl olur iş yapar mı bu fikir? sizin fikirleriniz nedir?

ekleme: ekibin yol maceraları da eklenebilir, en son yazar tanıtılır, keyifli bir tv programı gibi olabilir.

baretta diye bi karakter vardı. sima olarak hatırlıyorum ama adı neydi bu abimizin, hangi dizideydi?

olayın evveliyatını bir anlatmam gerekiyor, sonra tüm yardımlarınızı istiyorum.

bundan iki hafta kadar onceydi, mutfakta bir adet arıyı (1 numara) eceliyle olmus halde buldum ve tabii ki çöpe attım, atmaz mı olaydım bilmiyorum.

birkaç gün sonra, başka bir arı (2 numara), herhalde 1 numarayı bulmak için (arılar hisseder mi boyle seyleri, akıllı hayvan diye bildik bunları biz) mutfaga gelip gitmeye basladi. (iki adet mutfak balkonu mevcut) bu kesif gezileri esnasında mutfak havlularını ve kurulama bezlerini koparmaya, ve belirli bir rota izleyerek bunlari bir yerlere tasimaya basladi, ama hayva gitmiyor da gitmiyor. butun musallat oldugu esyalari balkona cikardim, attim, uzaklastirdim, yok, hala operasyona devam.

bir hafta kadar takildi bu. ardindan ayagini kesti. balkon yıkamak icin mutfak balkonundaki hortumu cikarip suyu bir actim, meger 2 numara biriktirdigi havlu parcalarindan topak topak 5 cm uzunlugunda bir silindir yapmis, hortuma tikamis, kendisi de icinden cikamamis, suyun tazyigiyle cikmasin mi disari.

oh tam kurtuldum derken, simdi de 3 numara cikageldi! bu da bu sefer yine boru tipi seylere giriyor cikiyor, bir seyler biriktiriyor, mutfakta rotasını olusturdu.

veteriner hekimler, deyin hele, ne yapayım ben şimdi? reçeller mi koymadım, mutfağı mı boşaltmadım her şeyi yaptım, öldüreyim desem 4 numara çıkacak bu sefer diye panik içindeyim, yardım edin.

bi arkadaşımın mesajını aynen iletiyorum :P

"şimdi ekşi duyuru partner bulma sitesi değilse, böyle duyuru açmak yasaksa, compumaster bize bir yer göstersin biz öyle duyuruları nerde açalım? hangi siteye üye olalım mki fake olmayan kızlarla tanışıp doya doya sevişelim?"

imza: internetten kızlarla tanışıp sevişmek isteyen milyonlarca genç erkekten sadece biri.

Deşifre olanlar, nick'inden sıkılanlar böyle birşey yapabilir mi? yasal mı?

diyelim ki tanıdığınız ve sürekli irtibat halinde olduğunuz birisini kendisinden nefret ettiğinizden dolayı gizlice öldürdünüz. temiz iş çıkarttığınızı düşünüyorsunuz. katilin kim olduğu henüz bilinmmiyor ama işinin ustası cinayet dedektifleri iş başında, polis her yerde katili alıyor. öldürdüğünüz kişi tanıdığınız olduğu için ve herhangi bir şüphe uyandırmamak adına eskisi gibi ailesiylede görüşmeye devam ediyorsunuz, hatta cenazeye bile katıldınız.

şimdi böyle bir durumda nasıl bir psikolojisiniz olurdu? dedektiflerin çalışmaları ne durumda acaba diye merak ederdiniz eminim. peki içinizde her an kapı çalacak ve polis gelip sizi tutuklayacak korkusu olur muydu? ipuçlarının yavaş yavaş toplanması sizi nasıl etkilerdi? bir bahane bulup il dışına falan mı kaçardınız? ya da pişmanlık duyar mıydınız? her gün yakalanacağım korkusuyla yaşamak yerine gidip teslim olur muydunuz? suçlu olmak ve bunun getirisi olan psikolojik bunalımlar..

şimdi sevmediğiniz bir yakınınızı öldürdüğünüzü ve şu an polislerinde orada bulunduğu cenaze evinden yeni geldiğinizi düşünerek cevaplarsanız sevinirim.

edit: kimseyi öldürmeyeceğim tabiki, sadece merak.

Bende küçük ya da büyük bi şeyi kafaya taktım mı o olmadan sürekli mutsuz olma, sürekli aynı şeyi düşünüp başka bi şeye odaklanamama durumu var. Mesela ön dişlerimde bi sorun var ama bunu tedavi ettiricek bütçe şu anda yok. Buna rağmen ben sürekli bu durumu düşünüyorum, bu iş halledilirse çok daha mutlu olucağıma odaklanmış durumdayım. Benzer durum küçük şeyler için de geçerli, birini kafaya taktığımda tamamen takıyorum. Uyandığım andan itibaren bok varmış gibi bütün gün tek bir şeyi düşünüyorum. Yani bu olayı her şeye genelleyebilirsiniz, sorun ne olursa olsun bi şeye odaklanmam ve o halledilmeden sürekli mutsuz ve huzursuz hissetmem. Bu lanet huydan kurtulmam için bir öneriniz var mı, çok teşekkürler cevaplarınız için şimdiden.

Not: Psikologa ayırıcak bütçem de zamanım da bu dönem yok.

Geçer mi ulan bu askerlik veya askerlikte mantık yoktur gibi klişelerden uzak askerliği anlatır mısınız?

Tuvalet düzeni nasıldır? Banyo düzeni nasıldır? Çok bir şey beklemiyorum. Kirli ve açık görünen diye tahmin ediyorum. Tahminden öteye geçmek istiyorum.

Bir de sizce ben askerliğimi yapabilir miyim?

Şimdiye kadar çok sosyal bir hayatım olmadı, hiç aşık olmadım ben. Arkamda beni özleyecek annem yok, abim yok, ablam yok. Bir tek babam var. Askerlikten beklentim sadece dönünce yeni bir hayat kurmak. Yeni bir iş bulmak. İdeallerim var ve onları gerçekleştirmek için çıkmam gereken bir basamak olarak görüyorum askerliği. Eğer askerden dönünce beklentilerim gerçekleşmezse de canım sağolsun der geçerim. Zaten şu ana kadar çok bir şey yaşamadım.

Nöbetse onu da tutarım diyorum şimdi. Sadece uykuyu biraz seviyorum fakat işim olunca günlerce uyumadığım da oluyor.

Yapı olarak sakin biriyim. Fazla sinirlenmem, sinirlensem de kendimi yatıştırırım.

Anlatın biraz.

Edit: Bir de mühendisim. Yedek subay adayıyım.

Geçenlerde polisler bir mekanda sigara içmeye başlamışlar. Mekan sahibi üst katta sigara içilen salonumuz var burada içemezsiniz demiş.

Sonra bir polis;

Biz burada sigarada içeriz senin ananıda .... demiş. Sonra kavga adama dalmışlar topluca.

Bugünde Konyada işportacılar birbine girmiş silahlı çatışma orada bulunan sivil halktan çok yaralanan olmuş.

Görevdeki polis de sadece havaya ateş açtı , ne işe yarıyor bu adamlar polislik ne biliyorlar bu mesleği adam gibi yapamayacaklarsa polis olmasınlar...

Pirlo'nun topla yaptığı hareketleri gördükten sonra futbolu bırakmayı düşündüm.
-Gennaro Gattuso-


var mı başka bunun gibi bildikleriniz?..

günlük harcama sorusu sormuştum.
bir arkadaşımız ''gören de 5000 lira alıyor sanır vs'' demiş de,
5000 lira çok çok bi para mı sizce maaş olarak.

alıyorum almıyorum demiyorum da,
sizce nasıl?

pozisyon : bir e-ticaret firmasında reklam ve pazarlama müdürü.

izmirden istanbula bi buzdolabı götürmek istiyorum. kargo masrafı buzdolabından daha fazla tutuyor. ne ile gönderilebilir başka? şehirlerarası nakliyat siteleri full ev taşıma için karlı genelde.

daha önce böyle bi taşıma yaptırmış olan var mı? en az ne kadara götürtebilirim ben bunu?

kuşe kağıttan bi kitabın sol alt kısmı su emmiş bi şekilde. ve yapışmış. ayırmaya çalışıyoruz zarf açacağıyla falan ama yırtılıyor baya yapışık. nasıl ayırabilirim sorunsuz? tekrar ıslatsak olur mu?

gömlek-takım falan iş görüşmesine gidilir lan?

akıl verin. evde donla oturuyorum, su gibi terliyorum.

soru yukarıda

Bir kadın düşünün kedi sesine tahammülü yok. Duyduğunda koşa koşa bir kova su alıp boşaltıyor pencereden üstlerine. Bizim yan bina 1. katta oturuyor. Biz bahçe katındayız. Biz de nasibimizi alıyoruz bu sulardan. Bahçedeki sandalyeyi, masayı, bisikletleri çekinmeden ıslatıyor. Önceleri tartışmama taraftarıydım. Her türlü hayvan hakları derneğine bildirdim durumu ama bir sonuç çıkmadı hayvanı üzerime almam gerekiyormuş ve olayı belgelemem gerekiyormuş falan.
Sonunda dayanamadım düzgün bir şekilde hayvanları ıslatmamasını söyledim ardından hakaretler havada uçuştu. Akli dengesinin yerinde olmadığını yaz kış, gece gündüz demeden kova elinde koşturmasından anlamıştım ama bu tartışmayla emin oldum. Şu an hastadır yazık diyemiyorum. Birileri gelsin uyarsın bir şey göndersin evine rahatsız etsin istiyorum ve bitsin artık bu saçmalık. Nerelere gideyim? Karakola gitsem işe yarar mı?

bana biraz kolpa geldi?

bu işlerden anlayanlar msj atabilirler mi acaba?

Ya çok utanç verici ama hiç Şahin K. filmi izlemedim şimdi arkadaşlara otururken anlata anlata bitiremediler bilen varsa bir full filmini link falan torrentde olur paylaşırsa sevinirim.

Ben hep müşteri hizmetleri vs... aradığımda karşıdaki başka bi isteğiniz var mı diye sorunca. canınızın sağlığı diyorum. Elemanlar uyuz oluyo mudur ?

arkadaslar iyi aksamlar.
ben antidepresan kullaniyorum, yaklasik 8 yildir. hep doktor kontrolunde kullandim ama son 1 senedir hafif dozda kendi basima kullaniyorum.

ankara'da yasiyorum. ingilizce muhendislik okuyorum. bu ilaclar hedef soruna iyi geliyor ancak "okula karsi asiri bir isteksizlik, diziplinsizlik, gorevlerini mecburiyetlerini umursamama" durumu yapiyor. mesala sinav olsun ertesi gunu, ben oooyle yatiyorum yatakta bos bos tavani seyrediyorum. veya internette o siteden o siteye surf yapiyorum falan. inanilmaz bir oz-disiplin kaybina yol acti bende bu ilaclar.

ikinci olarak da konsantrasyon ve dikkat eksikligini had safhaya cikartmis durumda. mesala onumde bir muhendislik hesabi var yapilmayi bekleyen. kagitta 0.328*10^3 yaziyor olsun, hesap makinesine gidip kor gozune lanet dercesine 3.028*10^3 yaziyorum.

sinavlarimiz zaten cok agir, 2 soru soruyor hoca 2,5 saat surede yapmaya ugrasiyoruz bu ince ince muhendislik hesaplarini. en ufak bir tane noktayi yanlis yere koyman veya bir birim hatasi, cevrim hatasi vs. yapman soruyu komple bambaska bir boyuta cevirir ve bundan sonraki her isleminde yaptigin hata katlanarak buyur ve sonuc bambaska bir sey cikar. ve 1,5 saat ugrasip yaptigin sorudan bir nokta yuzunden 0 puan alirsin.
yazdigim her yaziyi, hesap makinesindeki her noktayi iki kere dikkatli dikkatli kontrol ederek yapaayim diyorum, bu sefer de kontrole kafa patlatmaktan, yanlis yazmamaya calismaktan soruya odaklanamiyorum, ayrica kontrol edecem derken cok zaman geciyor...

antidepresan kullanimi sonucu olusan disiplinsizlik, ve konsantrasyon dikkat eksikligi nasil giderilir. buna cok ihtiyacim var.
not: antidepresan kullanmayi birakmam soz konusu degil.

hani olur ya kare bir levhanın içinde atıyorum 4x4 16 karelik alanda 15 pul vardır ve biz onları kaydırarak bir resim filan elde etmeye çalışırız. neydi onun adı?

Son 1 aydır bünyemde giderek artan bir köpek korkusu kendini göstermeye başladı.

1 ay öncesine kadar aramız çok iyiydi. yolda gördüğümde sever, arada yiyemediğim yemekleri, buzunu fazladan çözdüğüm etleri falan da yedirirdim. elden yedirdiklerim bile vardı. o kadar iyiydi aramız.

Ama 1 ay öncesinde erken bir saatte 4 köpek tarafından kovalandım. Büyük ihtimalle o saatte beni tehtid olarak algıladılar. O gün iyi bir depar atarak kaçtım.Sonrasında bu bir ay içerisinde de çok kez köpekler tarafından kovalandım.

Kampüs içerisinde yaşıyorum, her yer köpek dolu, yolda bile yürüyemiyorum artık . Sürekli bir kaldırımdan ötekisine geçiyorum, yollarımı değiştiriyorum. Dışarı çıkarken tekrar tekrar düşünmeye başladım.

2 gün önce de, 2 kez daha köpek saldırısıyla karşılaştım. İlkinde gece vakti telefonla uğraşıyordum, kaldırımın kenarındaki 4-5 köpeği farketmedim bile. Hani derler ya umursamazsan, bir şey yapmazlar diye, öyle olmadı. Hayvanların varlığından bile haberdar değildim, yine de üzerime havlayarak ve hırlayarak koşturdular.

Aynı günün sabahında bu sefer 2 köpek saldırdı. Orada olduklarını biliyordum, içimden kendimi sakinleştirmeye çalışsam da bir işe yaramadı, yanlarından geçtikten hemen sonra onlar da saldırdı.

Rektörlüğe haber verirsem, biliyorum bu köpekler toplatılıcak. 1-2 hafta köpeksiz olucak kampüs, sonra tekrar dışarıdan hayvanlar doluşucak okula. Zaten hayvanlara da üzülürüm, alıp 1-2 hafta barınaklara kapatıp, sonrasında boş bir araziye/ormana bırakıcaklar.

Ne yapmalı bilemedim, dışarı çıkarken elimde taş topluyorum ama saldırırlarsa kullanabiliceğimi sanmıyorum zaten bu aptal hayvanlar dönüp üzerlerine yürüdüğümde de kaçışıyorlar.

Duyurunun özü: Hem seviyorum, hem de korkuyorum. Bu hayvanları benden uzak tutmanın zararsız bir yolu var mıdır?

saç ektirenler, ilgilenenler sorum sizilere.

şimdi benim bi arkadaşım var, saç ektirmeye karar vermiş. ama durumu pek müsait değil. birazda çekingen olduğu için bugün beraber bi saç ekim merkezine gittik.

yetkili kişiye açık açık söyledik, durumumuz böyle böyle. adamda buna seni medeni cesaretinden ötürü sevdim, madem durumun kötü, bende eskiden garibandım, az çok bu durumdan anlarım falan filan edebiyat yaptı biraz.

1576 lira alıcam, tek kuruş kar yok dedi. kullanılan malzemenin parasıymış bu. yani operasyonda kullanılan ilaç setinin tanesi bu kadarmış ve ister 1 tane kök ektir, ister 1000 tane ektir maliyet fiyatı bu dedi. yani ilaç setinin tanesi bu kadar, ayrıca o ilaç setide başka kişilerde kullanılmıyormuş. ortalama 1900 kök(hücre) nakledeceklermiş, onların tel sayılarıda değişiyormuş ama tahminen 4000-5000 saç teli edermiş.

son teknolojiyi kullanıyorlarmış, fue yöntemi midir nedir öyle bir şey. ister 1 hücre ister 1900 hücre, maliyeti 1576 lira. şimdi arkadaşım ben garibanım elimde 1000 liram var, maaşım 450 deyince bu adam birden yumuşadı fiyatı maaliyete çekti. tamam diyelim gerçekten gariban babası bu herif, peki 6 kişilik ekip istanbul'dan geliyormuş ekim için. ee bu doktorlar demiyecekler mi biz taa istanbul'dan buraya bunun için mi geldik diye? 3000-4000 liraya ekim yaptıranlar varmış çünkü, oda sadece bir set yani. zaten adam bize 1576 aramızda kalsın birisi duyarsa mahvolurum falan dedi ve tek kuruş kar yok derkende büyük yeminler etti.

şimdi genel bi yorum bekliyorum ve 1576 olayı sizce gerçek mi? gerçekse bu adam niye böyle yaptı, zira bu devirde kimse kimseye bedava iş yapmaz ve üstelik ortada 6 kişilik doktor ekibi var, onlara öpücük mü verecek bu ne yapacak anlamadım ben..

arz ederim.

polis memuru amirinin amirinin amirinden topu topu 300 lira az alıyor. ne anladık biz bu işten..

başkomiser : 2.840
polis memuru: 2.527

başkomiser mi az alıyor sizce, yoksa polis memuru mu çok alıyor?

merhabalar,

şu dertli, sıkıntılı günlerde bir de askerlik mevzusu girdi hayatımıza. neyse lafı uzatmadan soruyorum: önümüzdeki dönem okula kayıt yaptıramadık. dediler ki "yaşın 29 olmuş, bu yaşa kadar karı-kız kesmişsin, git 15 ay sürün". kuyruğu kıstırıp askerlik şubesine gittik. adamlar da dedi ki, "tamam seni 2013 şubat'ta bekliyoruz ieika, hadi var git, son günlerini huzur içinde yaşa".

ben okula geri gidip "abi şubat'a kadar gelebilir miyim, karıya kıza daha doyamadım" desem. beni şubata kadar alırlar mı?

nazım hikmet'in hayatıyla ilgili film, belgesel falan ne varsa izlemek istiyorum.

mavi gözlü dev var başka?

Artık çok çaresiz kaldığımız için size soruyorum.

Benim bir kardeşim var, üniversiteye gidiyor, aslında geçen sene bitirmesi gerekirdi, uzattı, bu sene bitecek derken, şubata sarkmış. Uzaması dert değil aslında, dert kardeşimin duyarsızlığı.
Yıllar boyunca hiç sorumluluk almadı. Yıllar sonra doğan erkek çocuğu olduğu için biz biraz şımarttık, biraz da anne baba ile yaş farkı fazla olduğu için biraz fazla şımarık ve diyalogsuz büyüdü. Babam ve annem kardeşimin ideal genç olmasını istediler, elinde kitabı t cetveli, efendi, kibar, düşünceli, çalışkan. Kardeşim de inadına, nerede ne konuştuğunu bilmeyen, annemi babamı sadece parası bittiğinde arayan bir hale dönüştü. En son anneme "ben gaylerin kongresinde çalışıyorum" demiş, annem de bu sefer "oğlum eşcinsel mi oldu" diye hastanelik oldu (konunun homofobi ile ilgisi yok bu aşamada ya da annemin homofobikliği ile, annem ve babam 60 yaşında, halen eskide yaşayan ve solun her seçimde iktidar olacağına inanan iki insan işte). Bu örneği verme sebebim, kardeşimin sırf annemin babamın üzüleceğini bildiği şeyleri inadına yapıp söylemesini anlatabilmek.
En son yine dövme yaptırmış, ara söyle babama diyoruz, kendisi görür nasıl olsa diyor.
Bir de internet bağımlılığı var tabi, 1 hafta yanımda kaldı, öğlen 3 gibi kalkıp sözlüğe giriyor, gece 4e, 5e kadar. Tek muhabbeti sözlük. Sözlük zirveleri, sözlük başlıkları.. Sözlükteki yazdıkları da orta 3 talebesinin yazdıkları gibi, "birbirini dilleyen kızlar" gibi. Facebook ta aynı abuk sabuk paylaşımlarına devam ediyor, yalvardım akrabaları listenden çıkar diye, çıkarmıyor da, sonra arkadaşı anneme geliyor, "senin oğlun kız arkadaşıyla birlikte mi yaşıyor, facebookunda sevişme sonrası pizza gibisi yok yazmış gece yarısı" diyor, annem babam yine fenalaşıyor. ssg'ye mesaj atmayı bile düşündüm, şu gerizekalının hesabını kapatın ne olur diye, ama dingil kesin çoklu hesabı vardır.

Şimdi eve dönmesini istiyor babam, okul şubatta bitecekse şubata kadar ben niye boşuna ayda bin lira vereyim diyor, kardeşim de öldürürüm kendimi orada diyor. İstanbul'da iş arıyor ama bulamıyor.

Ben de çok bunaldım artık. Dönse mi adam olur yoksa babamla biz konuşsak da şubata dek istanbulda kalsa mı adam olur bilemiyorum. Bunaldım artık. Buradan yetkililere sesleniyorum, belli bir yaştan sonra çocuk yapmayın.

Siz yapmayın da biz bu çocuğu ne yapalım?

beyaz tişört kot pantolon altına ayakkabı önerebilir misiniz gençler

madde madde yazacağım, zira sizleri sıkmak istemiyorum.

okuyunca anlayacaksınız evet mallık yaptığımı biliyorum ama bu konularda acemi olduğum için elimde değil. ve bu işlerden iyi anlayan, tecrübeli herkesten yardım bekliyorum. yaşım 22..

-bi kız vardı internetten tanışmıştık, oldukça sorunlu ve haliyle yalancı birisiydi(annesi yok, ilaç kullanıyor ve birazda alkolik). tam bir ego tatmincisiydi, gerçi herkes egosu için yaşar ama bu kız toplumsal kurallara uymuyor pek. anlatacağım..

-aynı şehirde yaşıyorduk, gerçi o benim yaşadığım şehirde üni okuyor ama tanıştığımız sırada ben il dışındaydım.

-beni sürekli yalanlarıyla aylarca oyladı. bana kendisini bambaşka birisi olarak tanıttı.

-birbirimizi görene kadar sürekli iletişim halindeydik(sanal ortamda pek görmedik birbirimizi, sadece birkaç foto). ama görüştükten sonra bu iletişim kesildi. evet beni beğenmedi, zira aşırı sosyal bir kız ve etrafında birçok erkek var. ama daha sonra öğrendim, ilk görüştüğümüz akşam zaten 10 günlük bir ilişkisi varmış. kısacası beni testten geçirdi. o çocuklada 3-5 gün sonra ayrıldılar ve bana sorarsanız o çocukta ne mal olduğunu öğrenince terketti bunu diye düşünüyorum.

-ben iyi niyetliyimdir, kötü zamanlarında hep yanında olmaya çalıştım onun ama o iyi niyetimi sürekli istismar etti.

-bana hep umut verdi ama karşılıksız çıktı. bence egosunu tatmin etmek için kullandı beni. nabza göre şerbet vermeyi çok iyi bilirdi, ne zaman buna bozulsam ya da uzaklaşsam hemen bi yakınlık göstererek, türlü yalanlarla gene kendisine bağlardı beni(ilerde iyi olacağız punish, bana zaman ver falan derdi) ama sonradan bütün emeklerim boşa çıkardı.

-seveni sikerler, sikeni severler derler ya hani, ben iyi niyetle yaklaştığım için sikilen taraf oldum yani.

-bu süreçte 2 tane sevgilisi oldu ve ben hep takipteydim. neden ben değil, bu çocuklar ne yaptıda kazandılar bu kızıda ben o kadar şeye rağmen kazanamadım falan diyerek çok düşündüm. kendisine sordum bunu hatta ve bana sen benim fırtınalarıma engel oluyorsun dedi. zira biz ayrı dünyaların insanlarıyız, o barları clupleri gezer, bense pek takılmam öyle yerlere, daha çok evcimen birisiyim. ama kardeşim hata bende değilki, kendisini bana böyle tanıtmamıştı zira. (kafamdaki bi soru işaretide bu aslında; madem beni beğenmedi, madem biz ayrı dünyaların insanlarıyız, madem biz olamayız o zaman ne diye her uzaklaştığımda bana zarf atıp durdu? ego meselesi galiba).

-sonra koptu bağımız. kandırıldığımı anladıktan sonra bir süre aşırı düşüncelere daldım ben. kandırıldığıma mı yanayim, umutlarımın söndüğüne mi yoksa o kadar emeklerime rağmen beni hiçe saymasına mı falan filan. bir ara 'aman ya elin kaşarını ne düşüneceğim, düşünerek elime bir şey geçmiyor zaten, milletin ne dertleri var benimkide dert mi vs.' diyerek kendi kendimin psikoloğu oldum resmen. tam dertlerime yüzeysel bakmayı öğrenmişken, tam düşünmemeye başlamışken birden bi boşluğa düştüm. evde boş boş oturuyorum ve haliyle uzun uzun düşünmecelere dalma imkanım var. bi şarkı duyuyorum mesela, hemen o şarkıyla alakalı yaptığımız muhabbet geliyordu aklıma. ya da televizyonda bir şey görünce onu çağrıştıran, hemen düşüncelere dalıyordum. mesela onun laptopu pembeydi, geçen tv de pembe bi laptop gördüm ve hemen aklıma o geldi. o aklıma gelince daha çok kafamda kuruyorum ve eskilere gidiyorum, ki en kötüsü bu.

-eskilere gittikçe zaten düşünceler alıyor başını gidiyor. yakın zamanda ruh sağlığım bozuldu(haliyle tam olarak düzelmiş değilim), resmen paranoyak oldum ve oturup ders çalışmam lazım. bunları düşünerek çok zorda olsa ve belkide kendimi kandırarak tam düşünmeyi bırakmıştım kiii yaklaşık 2 ay sonra dün gece bu kızdan mesaj geldi;

''senin muhabbetini özledim punish, gecen iyi olsun..'' yazmış.

şimdi size soruyorum, bu kız benden ne istiyor? bana sorarsanız birisi bunun egosunu parçaladı, ya da sevgilisinden ayrıldı falan, oda tamir etmek için gene beni kullanacak? sizce haksız mıyım, siz ne düşünüyorsunuz? ve ben ne cevap vereyim buna(cevap vermeyeyim mi ya da), ne yapayim yani? ve ben gene aynı hataları yapmak istemiyorum.

edit: şöyle yazmayı düşünüyorum; 'haketmeyen kimseyle muhabbetim olmaz benim artık, çık git hayatımdan, ne senin ne de başka bi ego tatmincisinin hayatımda yeri yok'. (ne dersiniz belki birazda ben egosunu zedelediğim içim o üzülür, hep ben mi üzüleceğim arkadaş..)

çok teşekkürler..

Sevgili Ankara'da mangal yapmak isteyip bir türlü rahatlıkla alkol tüketemeyenler,

Yarın bir mangal operasyonumuz olacak Atatürk Orman Çiftliği'nde. Bir kaç sorum var; eğer cevap verebilirseniz çok memnun olacağız.

1- Rahatça alkol alabilir miyiz orada? Sıkıntı çıkar mı ?
2- WC durumu nedir, nasıldır?
3- Böyle oturmalık yerler var mı ?
4- Mangalı götürmeli miyiz yoksa sadece maşa ve teli götürsek yeterli olur mu?

Ekstradan vereceğiniz bilgiler için ise şimdiden teşekkürler.