Evet. Sildirme nedeniniz daha büyük salaklık ayrıca.

Sorularını görüyorum hep bence istemediğin bir bölümü okumaktansa en doğrusunu yaptın ben istemediği bir bölümü bitirmek için 3. Sınıfta aklı başına gelen biri olarak yaptığının en doğrusu olduğunu söyleyebilirim. Hayat enerjisini alıyor insanın istemediği bölümü okumak. İçin rahat olsun önüne bak artık arkana değil.

o kadar dedim sildirme diye yahu. ogrenci islerine bir telefon et ama zannetmiyorum geri donusu oldugunu. geri donusu varsa bile siktir et simdi, orada mutlu olmayacaktin hic bir zaman kabul et. himym izliyorsan bilirsin graduation goggles diye bir sey vardi nefret ediyordun okuldan sehirden ama sonuna geldin diye kotuluklerini gormuyorsun iyi taraflarini goruyorsun simdi ama geri donersen kaldigin yerden devam edeceksin.

korkmasin gozun bir sey yok sinavda duzenli calisirsan. orayi burslu kazandiysan kafa calisiyor demek ki, istedigin yere girersin. yaparsin sen kocum vereyim gazi. saka bir yana valla abartma, simdi gecmisi bosver odaklan ve calis. gercekten zor degil.

sakın bakma geriye... uzun bir hayat var önünde...

Birakmissin iyi yapmışsın dir onu birak da neden kayit sildirdin onu anlamadim. Harc yok bi sey yok. Dyrsaydi sonra baska bi yer kazanirsan gider sildirirdin kaydini.

yapmışsın bitmiş artık düşünmenin neye faydası olacak? kapat o konuyu artık.

geçmiş olsun, herşey de bir hayır vardır, hiç belli olmaz, sen ileriye ve isteğin şey doğrultusunda çok çalışmaya devam et (bunları yazan 1. üniyi bitirip 5 yıllık özel sektör deneyiminden sonra ikinci üniye laylaylom hazırlanan birisi)

iyi etmissiniz.

abi vakit ayırıp okuyacaksan mantıklı eyvallah ama göründüğü gibi değil. 1.si normal derslerine çalıştığın gibi oturup buna da çalışcan, ciddi ciddi. 2.si bizim genel kültür ya da hobby olarak kafamızda kurduğumuz derslerle akademik ders olayı çok ama çok farklı. bende psikoloji'ye yöneldim böyle, alakası yokmuş anladım, bıraktım. şimdi iyi bir yerde mühendislik okuyorum, işletmeye yöneldim, onu da bıraktım 1. sebepten.

vakit ayırmak konusunda sıkıntım yok, o durumun farkındayım zaten.

işin genel kültür kısmı örgün öğretimdeki gibi olmuyor. benim yurttaki oda arkadadşım sosyoloji bölümündeydi okudukları makaleleri dönem sonunda alıp okuyordum. açıköğretimdeki müfredatta o birikimi elde etmek mümkün değil. onun dışında sosyoloji güzel bir bölüm eğer zaman ayırabileceğini düşünüyorsan maddi olarak da külfet olmayacaksa neden olmasın

şahsen zamanında aynı ikilemde kalmış birisi olarak ona vereceğim parayı başka bir alana örneğin yabancı dile verip ilgi duyduğun alanla ilgili okumalar yapmak daha mantıklı geldi.

Su'dem, olgunlar sokak

net piknik olabilir mesela

pancar. rakı-meze için ideal. hatta özellikle mezeleri için gidilmeli.

- Meyhanemiz (Şili Meydanı)
- Ayvalık Meze Balık (Tunalı)
- Zarif (Emek 3.Cadde, salaş)
- Nefis (Reşit Galip Caddesi)
- Fıçı (Güvenlik Caddesi, salaş)

yarasın..

Göksu

pardon ya hazırlık kısmmını görmeme rağmen atlamışım mesaj yazarken. şifren var mı? hazırlıkların bazen olmuyor. oibs'e giriyorsun. kayıt zamanı yurtladaki lablara gidersen her türlü yardımcı olurlar. onayı danışmana gidip alman gerekiyor internet üzerinden olmuyor. henüz danışmanını tanımıyorsundur muhtemelen o sebepten gitmende fayda var.

-osuruklu çok güzel detaylı anlatmış. tavsiyem bu işlemi okuldaki lablarda yapman. hem diğerlerinden yardım da alabilisin sorun olursa.

su asagidaki adrese mailine girer gibi gireceksin.

numaran yedi haneli 1234567 olsun, ilk alana e123456 gireceksin, ikinci alana sifreni, ucuncu alana da numarani gireceksin. once 64.0 numarali programdan "modern languages (english)" secip dersin kodunu ogreneceksin. 6390101 imis. sonra az once 64.0'a girdigimiz yerde sadece kayit gunlerinde aktif olan "registration" linkini goreceksin.

oibs.metu.edu.tr

ordan dersi ekleyeceksin. must course'u sececeksin ve ekleyeceksin.

sonra 61.0 numarali programa girip danismanini ogreneceksin. 2013-2014 doneminin yaz okulu "20133"tür. seneye 2014-2015'in sonbahar donemi "20141" olacak mesela.

danismaninin ismini ogrendikten sonra ofisine gideceksin. hocam onay almaya geldim diyeceksin, sifreni onun yaninda bir daha gireceksin, onayini verecek.

tabi bunlari yapmadan once kredi basina kac para odeyecegini su asagidaki adresten kontrol edeceksin.

oidb.metu.edu.tr

sistemde dersi eklemen lazim. birinci sinif oldugun icin, sisteme girisin ancak 2-3 saat sonra olur. danismaninin yanina git dersi ekledikten sonra, mail olayina girme; adamla tanismadan bunu yaparsan, elinde patlayabilir benden soylemesi. paran varsa, ingilizce dersinin yanina secmeli bir ders almani da tavsiye ederim. eng101 4 kredilik, 4 kredi daha alabilirsin. ust siniflar birakmazlar sana sistemde ama sansini bir dene. muhendislik falan okuyorsan, fizik-1 ya da kimya almani onerirdim. physics of sport games adinda bir ders vardi zamaninda, cuneyt can veriyordu. cok populer bir ders, bunu alabilirsin hocasi kraldir. muhtemelen sistemde sana kalmayacak, ama hocanin yanina gidip rica edersen senin icin bir kisilik kontenjan actirabilir.

giriş aidatı borcu kesilir
stopaj kesilir

sanıyorum elinize 400 falan geçer.

eğer düzenli bir geliriniz varsa otomatik ödeme talimatı verin. kapattıracağınıza birikim yapmaya devam etmiş olursunuz.

giriş aidatı genelde 5 yıla yayılır, 3 sene sistemde kalmışsan 2/5'ini ödersin aidatın.

şifre edinip internetten hesabınızı kontrol edin orada güncel olarak o an çıkma durumunda kesintiler ile ilgili bilgi dökümü oluyor. eğer sık sık çıkma isteği oluşacaksa çık gitsin. bir getirisi olmuyor o durumda. kenara para koymak konusunda sıkıntılıysan yalnızca para biriktirme satın almış gibi bir şey oluyorsun.

www.themeyhane.com

neşet ertaş

Urfanin etrafı

eğer sanat müziği seviyorsanız melihat gülses, halk müziği de olur diyorsanız cengiz özkan. (daha popüler olan üstadlarımızı yazmadım, zaten biliniyor diye)

Müslüm Gürses-Nilüfer

Kimseye etmem şikayet - tolga çandar yorumu

Tolga çandar ek olarak demirciler demir döver ile başlayan şarkı.

Zülfü livaneli odam kireç tutmuyor, gözlerin, sevda değil.

Sabahat akkiraz gemi.
Şükriye tutkun - Çiğdem der ki ben elayım

Ezgi'nun günlüğü, dut ağacı + drama köprüsü

Tolga çandar - Ormancı
Zeki Müren - kıskanırım seni ben
Erkan Oğur & ismail hakkı - cevizin yaprağı dal arasında + yarim senden ayrılalı
Volkan konak - Cerrahpaşa, mimoza çiçeği.
Grup Abdal - Magusa limanı (Ali İsmail için de 1 kadeh kaldırırım her seferinde.)
Özdemir Erdoğan - bir ihtimal daha var
Sema - Fikrimin ince gülü
Hümeyra - Sevdim seni bir kere
Gönül Yazar - buruk acı
Esmeray - unutama beni
ZEKI MÜREN - Duydum ki unutmuşsun
Zeki Müren - şimdi uzaklardasın
Erkan Oğur - beyaz giyme toz olur
Erkan Oğur & ismail hakkı - bugün ben bir güzel gördüm


Son olarak;
Heybeli'de her gece mehtaba çıkın
Muhabbet bağına girin bu gece.
Ada Sahillerinde bekleyin.

Afiyet olsun.

Opp, Ahmet Kaya - Mahur Beste, unutmuşum.

bunun çok basit bir cevabı var, bir sıfırdan üstündür. yeni mezunsan mutlaka yazmalısın. ayrıca iş bulma desteği için www.banaisbull.com 'a bakabilirsin. bayağı bir şeyler yazıyoruz, desteğimiz dokunursa.

o arkadaşların muhtemelen katıldığı projelerden hiçbir şey anlamayan ve yine muhtemelen ileriki yaşantılarında kendilerini öne çıkaracak adımlar atmayan kişiler. bende de var aynılarından. onlar yazmadı, ve bu tür deneyimlerin yararlı olacağını düşünüp extra adımlar atmadı. ama ben her projeyi yazıyorum, en azından adamlar benim farklı kültürlerle ne kadar ilgili olduğumu görsün dye - ama başvurduğum pozisonlar bunu gerektiriyor. gerçi türk pasaportuyla hala istediğim gibi bir şey elde edemedim ama en azından dünyanın en büyük şirketlerinden birinde mülakatların son aşamasına kadar gelip, türk olmasam orda çalışablecek olduğumu öğrenmiş oldum sırf o projeler sayesinde.

yanılmıyorsunuz. elbette faydası olur.

uluslararsı şirket başvurularında öne geçirecek bir şeydir. uyum sorunu çekmediğinizi, sosyal olduğunuzu gösterir.

yeni pasaportla eskisini verip vizeyi aktarıyorlar sanırım

ben evlenince pasaportun açıklama sayfasına not düşürttüydüm "soyadı değişmiştir" diye. ama bu yeni çiplilerde oluyor mu bilmiyorum.

soyadi degisiyorsa pasaportu degistirmen gerekiyor. pasaport gecerlilik suresi aynen aktariliyor yeni pasaporta ama vize hakkinda bilgim yok.

vizenin olduğu pasaportu da yeni pasaportla birlikte kullanabiliyor olması lazım. amerika'da o şekildeydi. yani iki pasaportu birden gösteriyorsun.

Özel ders sömürür adamı. Yapacağın en verimli şey dizileri filmleri altyazı ile izlemek dedikleriyle altyazıyı senkronize bir halde anlamaya calısmak. Ben ER dizisinden söktüm ingilizceyi mesela.

bazı öğrencilerle aylık anlaşabilirsin. ben ders verirken öyle yapmıştım. aile daha sık gitmemi istemişti ama ekonomik yönden zorlanınca anlaşmıştık.

ilk aşamada temeli oluşturmak-oturtmak için birkaç saat özel ders olabilir, ama sonrasında konuşma-dinleme gibi beceriler için kurs ortamı daha iyi, ama hakkını veren bir kursa gittiğin sürece.

bölüm sonunda yazıyordur belki.

1200 tl'ye çiçek ne be? Oha.

Raconu bu mu bu işlerin bilmiyorum da, çok pahalıymış :/ Hasta ziyareti için yaptırıyorum derse daha ucuz olabilir belki? (Salladım?)

Edit: Ayrıca şu paraları şu işlere harcayan insanın beynini sikeyim. O paraya öküz alınır.

Sizin arkadaşınızı ikna etmenizden ziyade, arkadaşınızdan bunları talep etme pozisyonunda olan kız arkadaşını ikna etmesini sağlayın. Burada materyalizmden müzdarip ve bu kapsamda doğrudan ya da dolaylı istekleri olan bir kadının parmağı var gibi sanki.

oha harbiden, bi de motorunu satacaksa iyice akilsizmis.

cicege 100-200, pirlantaya da hadi niyetlendiyse maksimum 2000tl versin kalan parayla da mustakbel esine kask, motor montu, motor eldiveni falan alsin.

motorunu satacaksa müstehak zaten, iki gün sonra kafasını taşlara vurmaya başlar

1200 liraya söz çiçeği yaptırmayı düşünen adamın "evlenebilir" lisansı iptal edilmeli. ev ekonomisi dersinden sıfır alıp çakmış çünkü.

cebinde 120.000 tl varsa anlarım, 12.000 liralık da pırlanta alırsın, helal olsun.

ama bunu motorunu satıp yapacaksan afedersin o arkadaşın da, o arkadaşa bunu yaptıran kızın da aklına o*urayım.

sikseler evlenmem bu ne lan... 1200 e çiçek ne yaptırmış orman mı yaptırmış arkadaşın ne yaptırmış ?

bence al karşına tam bir gerizekalısın sen de sonra da dön git birak ne yapıyorsa yapsın.

vay arkadaş... boş beleş şeylere dünya borca girip para harcayıp sonra açlıktan nefeslerini doğrultamıyor insanlar.

Biz bikaç sene önce 500 vermiştik de yüreğime inmişti. Bu ne arkadaş manyak valla bu insanlar. 200 liralık bişey yeter de artar bile. Zaten kız isteme için olduğunu söylemesin. Kız arkadaşımın gönlünü alıcam filan desin. 1.200 lira vereceği çiçek BİR HAFTA SONRA YOK OLACAK. Ölü yatırım. Saçmalamasın.

Edit: şu 3'ünden birini alsın. ya da işte bunlara benzer bişey yaptırsın, yeter.

www.ciceksepeti.com
www.ciceksepeti.com
www.ciceksepeti.com

bırak yapsın hacı. sırf "desinler" diye yapacak insan hak ediyordur zaten kötü duruma düşmeyi.

neden bu kadar abartırlar ki. 1.200 lira çiçeğe verilmez. hiçbir şeyi bu kadar abartmasın, motorunu satmak ne demek? bu kadar masrafa girmek şart değil, eğer sevgilisi bunu talep ediyorsa da bu kadar saf olmasın bence. bu kadar parayı böyle bir şeye harcamayıp evlendiklerinde balayı yapsınlar ne biliyim ev kuracaklar eşyalarına harcasınlar. kız istemek sadece bir ritüel.

1200 liraya çiçek yaptıran kim? nereden yaptırmış? kaç para mayış alıyor? allahın otuna böceğine o kadar para verilir mi ya? eğer kız arkadaşının böyle bi beklentisi varsa yol yakınken bi daha düşünsün.

daha az paraya tabii ki yapılır. ama insanlara bunu anlatamazsın.
parmağında kan ve gözyaşı taşımak istemeyen kadınların ve buna yatırım yapmayı reddeden adamların sayısı artmadıkça kimseyi ikna edemezsin.
bu kadar gösteriş ve harcama tutkusunu gelenek, adet gibi göstermeye çalışan zihniyet beni tiksindiriyor.
1200 liraya ölüp gidecek çiçekler almaktansa fide eksinler, ne bileyim tema'ya bağışlasınlar.

Evlilik işleri zaten pahalı şeyler, iyice zorlaştırmanın anlamı yok.
Geçen hafta ablam evlendi, kız hiçbir şey istememesine rağmen (basit bir nikah oldu sadece) tonla gereksiz masraf çıktı. Garip bir evlilik endüstrisi oluşmuş, iş evlilik olunca fiyatlar birden uçuyor. Bu nedenle gereksiz masraflardan kaçınmak gerek, zaten istenmese bile birsürü angarya çıkacak karşılarına.

Kızla konuşsun, 1200 liraya çiçek, 5000 liraya mücevher, 2000 liraya kıyafet alacağına eve on numara eşya alır kızı daha rahat yaşatır. Eğer bunları kız istiyorsa ve sırf kızın gönlü olsun diye sıkıntıya giriyorsa zaten evlenince o kızın gözünü doyuramaz, yol yakınken dönsün. Yok eğer kendi istiyorsa titreyip kendine gelsin.

hepsini okudum, bi aydınlandı sanki. uzun sürer inşallah :)

bu zihniyetteki kerizler yüzünden evlilik sektörü ağzında salyayla ellerini ovuşturup kucağa alacağı gençleri bekleyen vahşi ve kocaman bir pazara dönüştü. nikah masasının örtüsünün köşesindeki süsleme için bile alt sektör oluştu anasını satayım. arkadaşın daha bismillah kontağı 1200 tl ile açarsa bu sektöre kazandıracağı daha nice 10000'ler olur. müstahak aslında böylelerine. bırak götündeki donuna kadar alsınlar.

Yeşilimtrak, daha uygunlarını da buluruz yau sen iste :p

Ben, arkadaş biraz fazla özenmek istiyo diye üst limiti 200 tl koydum.
Hazır gaza gelmişken bi de şuna baksın o zaman. Ben bayıldım, resmen şahane.

www.ciceksepeti.com

:)

bak şimdi yakın zamanda 2 yakın arkadaşımın söz nişan düğününde her aşamada bulundum sayılır. ikisinin de ekonomik durumu çok iyi.

biri her şeyi en güzeli olsun, en şık en havalısı olsun diye uğraştı didindi. masraflar çok fazla damat çaktırmamaya çalışsa da arada şakayla karışık gündeme geliyor. herkes her şey çok güzeldi diyor hatırladıkça. ama hepsi bu. diğeri ise düğüne ait olabilecek her türlü masraftan kaçındılar -yüzük hariç. ve şu an villada oturuyorlar. eşyaları on numara. bütün birikimlerini ailelerinin desteğini evlerine yatırdılar. ne istediğiniz çok önemli yani para olsa da olmasa da. kendilerini mi mutlu edecekler, çevreyi mi? onlara bak bizim damat/gelin böylesini yaptı masraftan kaçınmadı demeleri mi önemli, yoksa evliliğin başında düzenini rahat kurabilmesi mi?

ben şunu beğendim mesela.


www.ciceksepeti.com

fidanı 5 liradan 240 tane ağaç diktirir o paraya. kızın adına bi koru yaptırır. illa mal gibi 1200 lira verecekse böyle bişey yaptırsın daha iyi ölüp gitmeyecek en azından. tabi bizim yurdun kızları tercih etmez böyle şeyleri orası ayrı.

Yalnız hanım kız çok mütevazi bi arkadaş, tamamen bizimkinin hanzoluğuna bağlıyorum ben. eskiden babası zenginmiş, çevre de ona göre tabi. baba batınca bunlar çevreden kopmamış, biraz onlara yetişme telaşıymış. öyle dedi.

evlilik çok romantik bir olay. ben böyle çevreye gösteriş yapmak için işi abartanların bu romantizmi bozduğunu düşünüyorum. en uygun fiyat neyse çiçeğini hazırlasın. yine abartılı bir fiyatı olmayan şöyle sade bir yüzük alsın ve gitsin istemeye. madem harcayacak parası var, bir vakıfa yardımda bulunsun sevgilisi adına. ya da bir orman yapsın onun için arkadaşların dediği gibi.

lily briscoe + 1

Çiftin her iki tarafını da suçluyorum. Bir kadın neden tüm bunlarla gösteriş için sevdiğinin değer verdiği bir şeyi satmasına razı olur? Bir adam neden böyle bir kadına "De get" diyemez? Gelenek-görenek falan değil bu, kadının "Benim için bunları yaptı" egosu ve adamın "Kadınım benden bunları istedi" külfeti.

Amaçları hayat birleştirmek falan değil onların.

O eve iki kişi olarak girdiklerinde artık etraflarındaki kimse onları s.klemeyecek, çekecekleri zorlukları bilmeyecek ve umursamayacaklar. Küçük bir yüzük alsa da kocaman bir yüzük alsa da ileride "kıza şöyle büyük yüzük almıştı" kısmını değil, tüm bu süreçlerdeki mutluluklarını/mutsuzluklarını konuşuyor olacaklar. Bu yüzden kimseye yetişmeye çalışmanın, gösteriş için çabalamanın anlamı yok.

Evliliğin en ufak bir pürüzünde "ben senin için motorumu bile sattım amk" düşüncesine gelecek olay. Kimse bunu yaşamamalı ve yaşatmamalı. Mühim olan güzellikleri mantıkla harmanlayabilmek; çünkü evliliğiniz süresince artık tüm hayat yolu boyunca elinizde tutmanız gereken en önemli özelliğiniz bu olacak.

çıkmaz. ing hazır krediler var migros anlaşmalı. onları deneyin bir ihtimal.

tabi eğer üzerinde taşınmaz mal varsa ev araba arsa vb. onları gösterip alabilirsin.

akbank kredi kartın varsa şunun için başvur. 10.000 tlye kadar gerlir belgesi istemiytorlar.

www.axess.com.tr

böyle bi 8 bi 10 aldım. çalışmıyorum.

ekstre ödemen kredi müşterisi olabileceğin anlamına gelmiyor maalesef. Nakit avans farklı bir şey, ihtiyaç kredisi farklı bir şey.. bence hiç bulaşma

@ben smyrna, çok teşekkürler.
bunda da galiba sıkıntım dosya masrafı olur. 2000tl için 260tl dosya masrafı + bir o kadar da faiz ödemek sıkıntı yaratır gibi. (aslında 36 ay değil, 12 ay benim zorum)

izmire taşınıyorum. bütün yaz egedeyim.

Kıbrıs. Genelde havuz , deniz ve casino.

Olympos-kas. Kisfmet

berlin-bakü-didim-kaş

annemin yanına geldim, tek planım camış gibi yatıp kredi kartı borcumu kapatmak. teras var, deniz ve orman görünüyor falan. çok acayip bir yer. burda olmanın kendisi tatil benim için zaten, normalde yaptığımdan farklı bi şey yapmıycam. daha fazla kitap okuyup temiz hava alma şansım olacak tabii. ve bi de daha sağlıklı beslenicem.

onun dışında dünya kupası, the international 4, dota mota aynen devam. sevmiyom ben güneşli kumlu tatil, param da yok zaten, ne işim olur benim insanların içinde o.O

27 haziranda danimarkaya gidiyorum.sonra 15 temmuzuna kadar avrupada takılıcam.gelincede ayvalığa giderim.bol bol eğlenmeli yani

Haziran'da Alaçatı. Temmuz'da Kaş.

Ağustos'ta da güzide bir ilimizin kışlasında hayallerimin tatiline çıkacağım zaten.

1 hafta once cesmeye geldim eylule kadar buradayim.

alacati hangi aylarda iyidir? Ek soru olarak bunu soruyim?

temmuzda konsere istanbula gidicem bir bu var.
bunun dışında ailemin yanına geldim. deniz kum güneş üçlüsünün içindeyim ama ben evde yatmayı, kitap okumayı, film izlemeyi, kardeşime ve kediye bulaşmayı tercih ediyorum. arada zorlayan olursa denize giderim bisiklete binerim.

@aacaipsin; sezon alacatida acildi artik, bu haftasonu iyi gecer. sonra ramazan girecek araya ve biraz sakinleyecek ortalik. bayram itibari ile de igne atsan yere dusmez vaziyete gelecektir eylule kadar :)

barcelona, ibiza. gelmek isteyen kızlar mesaj atabilir :)

Ben istanbul besiktastan carsamba basvurdum cuma geldi.

bugün başvur hafta bitmeden gelmiş olur.

beşiktaş,şişli gibi merkez yerler hep dolu gorunuyor. yarın başvurabilmem için yine gitmesi kolay bir yer onerebilir misiniz? (ben beşiktaş'ta oturuyorum)

dolu gözüküyorsa internetten randevu almadan gidin orada halledin bence.

internetten bakıyorsun dolu gözüküyor ama gittiğinde bankolar hep boş. belki yaz mevsimi geldiğini için biraz yoğun olmuş olabilir ama yine de denemekte fayda var.

Ben randevu falan almadim bombostu icerisi hic beklemedim 0.

Ankaradaysan gun icinde alabilirsin.

Benimki gecen sene ptt görevlisi adresi karistirdigi için gecikmişti.Boyle iihtimalleri de düşün ama normalde 2-3 gün.

hgsde aynı şey benim de başıma geldi. kaçak yazdı. sonra sorgulama yapınca çıkmadı, normal geçiş ücreti almış. ben hgs online müşteri hizmetlerinden kontrol etmiştim. kgm'yi arayabilirsin ya da şöyle bir şey varmış:

OGS Çağrı Merkezi(0212) 444 11 17

en iyisi bankanizi arayip durumu anlatmak, basima birkac kez geldi, banka hallediyor veya ne yapacagini soyluyor.

hgs lerin çoğu çalışmıyo zaten. Siz aracın plakasına hgs aldıysanız sorun olmuyor. normal düşüyor. ptt nin hgs sayfasına üye olun orda 1-2 gün sonra bakın normal düştüğününü göreceksiniz.

@patiskan'nın dediği gibi arayıp sordum.

önce cihazı okumamış, ama plakaya ait bir ogs cihazı olduğu için ceza kalkmış ve normal ogs ücreti yansımış.

belki başkalarına yardımcı olur.

teşekkürler herkese.

teoride, cinlere inanmayan müslüman değildir. zira kurandaki bir ayeti bile inkâr etmemen gerekiyordu yanlış bilmiyorsam.

eksi sozlukte eksiyen adam +1

kuranda geçen birşeyi inkar eden müslüman değildir. net.

içki içip zina yapan da müslüman değil demek ki o zaman. hayda müslüman kalmadı. üstteki cevaplar +1

@proletarier aller lander vereinigt euch
içki içmek yada zina yapmak kuranı inkar etmek demek değildir. kuran insanlar zina yapamaz demiyor, zina haram ve günahtır diyo. zina günah değil dersen dinden çıkarsın ama günah oduğunu kabul ediyorum ama yapıyorum dersen sadece günah işliyorsun.

@comptrol evet büyü var büyük bir günah yapmak ama büyünün de büyücünün gücünden değil Allahın dilemesiyle tuttuğunu da bilmek lazım. tutarsa tabii. yani ortada şirk koşmaya arzulu bir büyücü varsa Allah'da ona al bakalım diyebiliyor, ha bu büyüden etkilenen masum insanlara ne oluyor denirse onlarda o büyücünün şirk koşmayı dilemesinin etrafındaki öykünün bir parçası, kim zarar gördüyse hakkını sonuna dek alacak nasılsa..

@proletarier aller lander vereinigt euch cevap verecektim ama yakuza123 cevap vermiş. müslüman olduğunu iddia eden gerzekler gibi bu zamanda zina günah olmaz hocam diye götünden din uydurmuyorsa, günahının farkındaysa şirk koşmak haricinde hiçbir günah insanı dinden çıkarmaz. inkar farklı bir olay.

bu arada: www.cbsnews.com

teknik bir durum. yani dini bütün olarak, olduğu gibi kabul etmeyenler o dinin mensupları olmuyorsa müslüman değiller teknik olarak. önemli olan bireyin kendi inançları, kendisini nasıl gördüğü ve hissettiği. biraz kültür de giriyor işin içine tabi. o yüzden vardır elbet.

arkadaşlar yapmayın etmeyin dediğiniz şeyler kendinizi kandırmak. günah olduğunu bile bile yapılan şey inkardır. kuranın bug'larından bahseder gibi yazmışsınız.

@proletarier aller lander vereinigt euch
nasıl yani? o zaman her hangi bir günahı işleyen dinden çıkıyor mu? neye dayanarak bu söylediğini söylüyorsun? Ayrım çok net,kuranın günah dediği şeye günah değil dersen kuranı inkar etmiş oluyorsun. Ama günah kabul edip yaparsan da hanene günah yazılıyor cezasını çekiyorsun. bug nerede?

"Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım."

ZÂRİYÂT - 56

Kuranı Kerim'de herşey net. ayeti inkar eden maalesef dinden çıkmış olur.
"cinlere inanmayan müslüman" diye bir tabir olamaz yani.

ya şimdi şöyle bi şey var, cinlerin varlığına inanmak zorundasın ki müslüman olasın, aksi kuran ayetini inkara gireceğinden dinden çıkarsın. ama cinlerin kaçırdığı, musallat olduğu vs insanlara inanmak zorunda değilsin. yani varlığına inanmak ile insan üzerindeki bu tip yaptırımlarına inanmak ayrı şeyler. kuran'da haklarında geçen ayetler belli, o ayetlerde yazanlara inanmak şart. da diğer bi çok bilgi hadis kaynaklı, (hadislerin sahihliğini tartışmamakla birlikte) bunların içindeki çoğu mesele itikadi değil, dinin kurallarıyla falan da ilgisi yok. yani inançta bi eksik gedik yaratmıyor, titiz davranmak da gerekmiyor. haram helal gibi konular, ya da imani konularda daha dikkatli davranılır. cinler o meseleye girmiyor.

gidilmez. burnundan gelir.

ekonomiydi yanlış hatırlamıyorsam. ikinci sene ders ağırlığı daha fazla oluyor o not yükseltme olayı yani geçtiğin dersleri tekrar alıp yükselterek ortalama yükseltmek baya zorlayıcı oluyor. öte yandan da ilk seneden kendini bu kadar yıpratmana gerek yok erken bıraksın. ben olsam gitmezdim.

ders sayısına bağlı, 4 derse falan denk geliyorsa ben giderim. yaz okulu külfet değil bir nimettir tabi hakkını verip derslere gidip not tutana adam gibi çalışana.

dersin make up policysine bağlı olarak make up verebilirler bir ihtimal. normalde evet finale girmeyen büte giremiyor.

hocaya durumu finalden önce açıkla mutlaka.

Normal şartlarda rapor almadan make up vermiyorlar ama hocayla konuşup diğer dersin sınavına gireceğine dair bir belge alabilirsen make up verebilir hoca kıl biri değilse. Havasında değilse vermeme hakkı var ama.

Büte gelince, yönetmelikte açık bir şekilde finale girmeyenin büt alabileceği yazıyor. Lakin derslerin çoğu finale girmeyene na verir not olarak ve na aldığın dersten büte giremezsin. Yönetmeliğe bakıp heh iyi girwbiliyomuşum diye sevinme diye yazdım bunu. Make up için kovala hocayı.

(312)2101439
(312) 298 80 50

şu numaraları da deneyin bir ankara merkez telefonları

tc kimlik numaranla ve nüfus cüzdanındaki bikaç bilgiyle internet şifresi alabiliyorsun. ben başvuru merkezden yapmıştım. yapmadan 3-5 gün önce internet şifresi alıp gitmiştim bu şekilde. şuanda da yapılabiliniyor olması gerekiyor.

numaralara ulasamiyorum. internet sifresi icin ais.osym den cabalayinca su cikti : Sistemde kayıtlı güvenlik sorusu ve cevabı bulunmadığından işleme devam edemezsiniz
yine de cok tesekkur

dusurdum valla numarayi du bakam. :)

belki benzer durumda olan birine faydasi olur diyerekten buraya yaziyorum: 20 dak bekleme sonunda 4 kisinin telefonu birbirine aktarmasiyla nihayet sifremi alabildim. yurtdisinda oldugum icin telefonla verebiliyorlarmis.

ders acılmıssa alamıyorsun. en azından bnm mezun oldugum ünide öyleydi.

Eğer ders açılıyorsa alamıyorsun benim bildiğim.

Bunu universitede ilgili birimden, ogrenci islerinden daha iyi kimse bilemez. Her universitenin kabul kriterleri sayma islemleri farklidir.

üniversitene göre değişmekle birlikte üniversitende ders açılsa dahi başka bir üniversiteden o dersi alabilirsin. Ancak dersini alacağın üniversitedeki dersin ders içerikleriyle kendi üniversitendeki dersin ders içerikleri birbirini tutmak zorunda ve dersi sizin üniversitenizde veren hoca ile ilgili bölümün onayı alınmak zorunda. Tabi üniversitenizin yönetmelikleri buna müsade ediyorsa...

itfaiyeci

eşim kadın. anaokul ögretmeni

doktor

istediği ve mutlu olduğu işi yapsın. yeter ki hobisi olan bir şeyle de ekstradan da olsa ilgilenebilsin. misal müzik, misal fotoğrafçılık.

tamir edebilen, zanaatkar, yetenekli insanları sevdiğimden herhalde çiftçi, tamirci, zanaatkar, işçi vs. gibi bir şey olmasını isterdim.

9-5/8-6 neyse çalışan ve/veya o mantıkla yetişmiş biri olmaması yeterli benim için. hiç o şekilde çalışmadım ailemle bile papaz oluyorum bu yüzden (ailede ben hariç herkes memur anlaşılacağı üzere)
kadınım.

Mühendis ya da mimar. tek birini seçeceksem inşaat mühendisi olsun. daha iyi anlaşırız. kadın.

Çok farketmez ama stresi az olan bir iş olsun mümkünse.

Avukat olmasın. Erkek.

Pilot veya kaptan ,arada özlemek lazım dimi ama.Cinsiyet K.

öğretmen olmadı psikolog olsun. erkek

erkeğim, eşim öğretmen olsun isterim. bu, soruya cevaptı. detay uzun olabilir.

çocukluğumda öğretmenlerimin çoğu iyiydi ve çok güzel kadınlardı. üstelik mazoşist bir çılgın olduğum için, "öğreten/yöneten kadın" imajı acayip hoşuma gidiyordu. büyürken, en fena aşık olduğum kız arkadaşım öğretmen olmayı düşünüyordu. daha da büyüyüp saçmasapan bir şekilde aşık olduğum başka bir kadın, zaten öğretmendi.

bir de ben eşimin çok yorulmasını, koşturmasını istemem. "evde otursun" demiyorum, çalışsın tabii ama evlilik konusunda benimle aynı paraleldeki adamlara kıyasla daha muhafazakarım ben. ağır bölümü ben yapayım istiyorum. sonuçta kadınlar çiçektir, değil mi? yani eşim sabah 8'den akşam 9'a kadar milletin peşinde koşsun, eve müşterilere söverek gelsin, yıpransın istemiyorum. öğretmenliğin kolay olmadığının farkındayım ama hiç değilse çocuklarla, velilerle uğraşır. işe kaçta gideceğini, işten kaçta döneceğini bilir. milletin dırdırını çok daha az çeker.

böylelikle hem öğrendiklerini uygulama, topluma öğretme, vatana millete faydalı bir insan olma/insanlar yetiştirme imkanı bulur hem de kafayı yemez. mutlu mesut geçinir gideriz. üstüne üstlük ev işlerinde falan da yardım ederim yani, çok şanslı olacak köftehor du bakalım.

sevgilim mimar, bazen mesai saatinin dışında çalışması haricinde mesleğinden memnun. onun memnun olması beni de memnun ediyor. mesleğiyle alakalı şeyleri konuşmaktan ben de zevk alıyorum. bi de o kadın, ben erkekim.

psikolog vb. ya da avukat olmasın da hangi mesleği istiyorsa yapsın.

fotoğrafçı/ressam/yazar/çizer olsun. sevdiği şeyi yaparak para kazanabilsin ve günün belirli bir saatinde belirli bir yerde olması gerekmesin.

kadınım.

kadın. vahşi doğa belgeselleri çekiyo olsun isterdim

sevgili: ajan
koca: karanlik adam

sporcu olsun isterdim. atlet, voleybolcu gibi.

Basketbolcu olmasını isterdim herhalde. Ya da şöyle bi blues band'in solisti.

Asla istemeyeceklerimi de söylemek istiyorum: kuaför, taksici ve kadın mağazasında tezgahtar. Geri kalan her şey olabilir :p

Kadin. Akademisyen.

Kadın. Avukat veya öğretmen olmasın.

Eczacı olsun, dükkan çalışsın. Biz keyif yapalım.

pozitif bilimlerden uzak olsun mümkünse. evde sürekli aynı muhabbetler dönmesin, bilmediğimiz şeyleri birbirimizle paylaşalım, alan genişliği olsun.

ne olsun kısmında fikrim yok. açıkcası çok önemi de yok.

ama bi gidip 2 3 ay uzaklarda yaşamasının gerektiği bi işi olmasın mesela.
ayrılık, uzaklık kulağıma pek çekilir gelmiyor.

kadınım.

Sene 2014 hala koskoca evlendirme dairelerini duyuruda arayanlar var.
Bakkal mi bu? Google a yaz adres tarifi bile veriyim mi diyor?

Cevap:Fatih Belediyesi Evlendirme Dairesi
Vatan Cd Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi, Fatih Merkez/Istanbul - Europe
(0212) 532 7226

yanlış cevap.
orası sadece ibb'ye ait bir kültür merkezi. bazen büyük nikahlar orada yapılabiliyor.

onun haricinde evlendirme dairesi, başkanlık binasındadır. istanbul vergi dairesi'nin yanındadır.

Yanlis cevapmis! adam koskoca numara yazmis arayip sorsun kardesim! senin dedigin yere mi inanicam google a mi inanicam? Belki adamin gidecegi buyuk bir nikah?

kanka nikah salonu farklı, evlendirme dairesi farklı. evlendirme dairesi yazı işleri müdürlüğüne bağlıdır. eğer evlendirme dairesini kastediyorsa başlıkta yazdığı gibi, benim dediğim doğru. ali emiri efendi kültür merkezinde nikah salonu var sadece.

Gençler sakin, eski fatihte bir tane nikah dairesi var. Havaalanı Aksaray metrosu emniyet durağının hemen yanındadır. Vatan caddesi üzerindedir.

işte tam da bu karışıklıklar dolayısıyla duyuru açmıştım. teyit ettim, baldur haklı.

Sinir oluyorum şu google'a baksaymışsınız bulurmuşsunuz diye yazanlara. Adam bilmiyor etmiyor oraları, buradan da bilen kişilerden yardım istemiş ne var bunda. Cevaplamayın o zaman arkadaş. Bir de sana mı inanıcam google'a mı inanıcam diyor. Al işte yanlış çıktı.

ablam memur, bileğinde dövme var. sorun yaşamadı.

Yaz kis uzun kollu gomlek giyecekseniz, ki bence giymek lazim, kimse gormez bile.

dövmeyi başka yerde yaptır. neden sıkıntı cıkarsın memurlukta?
kamu'da calisiyorum calistigim insanlarin 2/3'unde dovme var.

yaz kış uzun kollu giymek istemem sırf bu yüzden

gözükse ne olacak ki mülakatı geçtikten sonra?

mülakatta görünmesin, ileride önemli toplantıdır, ziyarettir önemli durumlarda çok dikkat çekici olmaması için kapatırsın olur biter.

Alandan sınava giriyorum demiş arkadaşlar, mülakatlı açıktan alımlardan bahsediyor. Öyle göze batan kolunuza falan büyükçe dövme yapacaksanız mülakat komisyonunun görmemesi daha iyi olur tabi ki, adamlar memur deyince apolitik, iyi çalışacak düz adam Sami'ler arıyorlar.

Ben genelde memnunum. Su an degil ama. Etrafimda yok memnun olan. Vidividividi kafa sisirip isyan ediyolar her seye.

var ama hepsi alman. standartlarından, işlerinden vs memnun oldukları için bu bütün hayatlarına yansıyor.

Ben bilmiyorum. Hani memnun olmam gereken durumdayim. Ama gecmis borc harc kapimda.. Su an memnunum degilim. Bilmiyorum.

Dün akşam bir tarafımda patlayan bir haber alana kadar memnundum. Şu an onu sindiriyorum, en geç Pazartesi'ye yine halimden memnun olurum ben.

Ben memnunun sanırım.\o/ (git: 778310)

bazen yes, bazen no . ben iyiyim de cevrem kotu, kotu haberler var tv de, etrafta kotu insanlar var, hinlik dolu, onlar yoksa guzel guzel yasiyoruz, ama hin insan cok, olmasa iyi.

ya yok, yani yine şükür ama 2-3 ay sonra anca rahatlayacağım gibi. yani halinden ben ve etrafımdaki çoğu kişi memnun değil.

Ben memnunum

mevcut durumdan bağımsız olarak, evet.

sıralayacak olsam ortalama bir insandan daha fazla derdim tasam vardır ama bunların beni ele geçirmesine izin verdiğim zamanlarda benden mutsuzu yok. ne yaparsan yap zevk alamıyorsun. ama bazen, kendiliğinden, ya da birkaç güzel olay neticesinde güçleniyorsun ve hayata daha alaycı bakmaya başlıyorsun. o zaman daha kolaylaşıyor pek çok şey. ve bu duygu değişimleri çok ani olabiliyor, bir gün öyle bir gün böyle olabiliyorsun maalesef. diyeceğim o ki, halinden memnun olma durumu aslına 'hal' ile ilgili değil de 'sen' ile ilgili.

kendim ve çevrem adına: genel anlamda yok. yaşla alakalı sanırım. yani tam üniversite sonrası depresyonu gibi. iş hayatı geçiş dönemi. keyfim yerinde olsa da sürekli bir endişe, ne olacak bu mezuniyet sonrası düşünceleri, mezun olanların işlerinden memnun olmaması gibi durumlar hakim.

Eskişehir'e iki kişilik bilet al.

Benimki alınırken olgun armut büyüklüğündeydi. Sakin ol. Bir şey yiyip içmesin gidene kadar.

Patlayabilir? Allah askina saglik bu olasiliga birakilir mi varsa oyle bir sey doktor zaten yatirir direkbirakmaz ki. belki benim iliskimin sacmaligi ama.bir kiz atladasim sirf ilgi cekmek icin oram agriyor buram agriyor ameliyat olacagim falan derdi aq. Tamamen alakasiz bir ornek oldu. Gecmis olsun simdiden.

Doktor nasıl bıraktı bende anlamadım. İlgi çekme amaçlı desek,öyle biride değil,ben şu an otobüsle memlekete gidiyom yaninda olamicagiminda farkinda. Daha iyiyim diyor ama harbideb sağlık bu sonuçta.

Sen hızlı tren biletini ayarla, sabah da okula gitmesin. Sabah gidin işte. Ben iki gün sancı çektim o şekilde o büyüklüğe geldi.

benim çok yakın arkadaşımın sancıları bir gün önce başladı birlikte -odtü'de acile gittik ama doktor kalmamıştı o saatte ve apandist falan değil bu diyip geri gönderdi. ertesi gün içimiz rahat etmedi acile gittik acıbadem hastanesine ve doktor ameliyat olması gerektiğini söyledi. o da ameliyatı istanbul'da olmaya karar verdi- doktor da onay verdi ve otobüsle istanbul'a gidip öyle ameliyat oldu. yani eğer doktoru onay verdiyse sıkıntı yoktur. bir an önce eskişehirde olacaksa gitmekte fayda var tabi. şansa bırakılmaz.

çok acil ameliyat olmalı. zorunda. seçimi ona bırakmayın. ben de aynı durumda hastaneden ayrılacaktım, doktor 'şimdi salarım ama yarım saat sonra ambulansla gelirsin' dedi ve kabul ettim.

Ameliyattan çıktı biraz önce kız arkadaşım,durumu iyi,hepinize teşekkürler arkadaşlar.

neden mümkün olmasın ki? alt kısımlardaki boya akar tabii zamanla, ara ara yine boyanması gerekir o kısımların ama saçın uzadıkça o kısımları kestirirsen bir sıkıntı kalmaz.

ombre dönüş açısından en kolay saç. kızıl değil, sarıya boyatmıyorsun. yıpranmadan hallolur rahatlıkla.

herkeste boyanın akma miktarı farklı oluyor. mesela ben kendi saç rengime dönerken dibinin 1 ton koyusunu boyuyorum, 3-4 haftaya dibiyle aynı renge dönmüş oluyor. mesela annemin saçını ne renge boyarsak boyayalım sarıya dönüyor.
sen boyanın saçında ne kadar aktığını az çok biliyorsundur artık. ona göre boyayabilirsin.

arkadaşın üstüne gitmeye gerek yok bence, sınavın değil de belgenin ne olduğunu sorduğunu anlamak için gerekli zeka asgari sonuçta.

ben de aynı şeyi merak etmiştim başvurumdan önce ancak ösym'nin sisteminden edinilen dijital sonuç belgesinin bir çıktısını aldım ve başvurumda geçerli bir evrak olarak kabul edildi (zaten belgenin üstündeki bir kod ile bir adrese gidip sonucun aslına dair kontrol yapabiliyor başvurduğun kurum). ösym bir süredir evlere sınav sonuç belgesi yollamıyor diye biliyorum zaten. tabii okuldan okula kıllık yapılıyor mudur, bilemiyorum. başvuracağın okulun alakalı birimine de danış derim.

onaydan kasıt noter onayı sanırım ancak üniversiteden üniversiteye değişiyor. bazıları normal internet çıktısını da kabul ediyorlar. başvurmadan önce arayıp sormanda fayda var.

@inscrutable her şeye rağmen anlaşılmak güzel.Çok teşekkür ederim.
@sour huhatam olmak istemiyorum cahılle söhpet olmaz.

Dogrusan sana atmis oluyor amma velakin seninle birlikte 50 kisiye de atsa bildirim gene ayni sekilde geliyor.

genel paylaşım diye biliyorum. yani eğer kişi listesinde çıkan güncellemeyi kastediyorsan. onun dışındakiler zaten sana atılmış oluyor.

bildirim geliyorsa ya herkesi seçip atmıştır, yada direk size atmıştır.

eğer hikayeme koysaydı size bildirim gelmezdi.

adi ustunde ucus modu. kalkis ve inis disinda evet.

kalkış ve iniş sırasında kullanmayın diye dört dönüyor uçuş ekibi. uçuş modunda olduğuna göre sorun nedir?

elektronik cihazlar uçağın mekanizmasına zarar verdiği için ... diye belirtiyorlar ama. ben o yüzden uçuş modunu bile kullanmıyorum. zaten uçak fobimi yeni yenebildim.

kalkış ve inişte her türlü elektronik cihaz kapalı konumda olmalı, buna telefon laptop her şey dahil. onun haricinde telefonları uçuş modunda, diğer cihazları da istediğiniz gibi kullanabilirsiniz.

elektronik cihazlar ucagin mekanizmasina zarar vermez. normalde gsm sebekesi de zarar vermez. sadece tum ucak ayni anda kullanirsa interference olma ihtimaline karsilik bir onlem. bir de herkes sesli sesli konusup milleti rahatsiz etmesin diye. yoksa artik zaten ucaklar kendileri wifi hizmeti veriyor. bu wifi baglantisini da kablo ile saglamiyorlar

spesifik olarak test edilmis bi sey degil sonucta ama kalkis ve inis sirasinda elektronik cihazlarin ucus ekipmani ile etkilesimi olma ihtimali var.. bi de mythbusters'ta etkilesim olmuyor diyolardi sanirsam

ayrica buna ek olarak kesin bilgi degil (RT etmenize gerek yok) ama ucak kazalarinin yalnizca %8 gibi bi miktari seyir halindeyken oluyor imis ( %24'u yukselis ve alcalis sirasinda, %56'si inis ve kalkis sirasinda, %12 de taxi sirasinda).. bu veriler 1999-2008 arasini kapsiyormus..

ucus gorevlilerine soruldugunda genellikle acil bi durum oldugunda videoyla, kulaklikla vs ugrasan olmasin diye oldugunu iddia etmisler..

quora'dan aldim genel olaraktan.. bu da yuzdeleri aldigim grafik: www.1001crash.com

Sadece defter parası vereceksiniz son fiyatı bilmiyorum 60 lira falandır, muhtemelen 5 yıllık çıkacak, öğrenci belgenizi unutmayın. Sanırım babanızın da sizinle gelmesi gerekiyor, ama bu bilgiden emin değilim. Teyit edilirse iyi olur.

pasaportu siz almayacaksınız, babanız size alacak.

1-) Defter parası 75 tl su an. Gecen hafta pasaport yeniledim.
2-) 25 yaşa kadar.
3-) Benim gittiğim emniyette çekiyorlardı.
4-) Bilmiyorum.

Ben tek başıma gidip almıştım. Ama kurumdan oğlu olduğuma, hakka sahip olduğuna dair bir belge vardı.

yeşil pasaport alabilmek için zaten kurum müdürünün onayladığı bir belge olması gerekiyor, o belgeyle birlikte babanızın onay verdiğine dair imzalı bir belge de olması gerekiyor. o belgeleri aldıysanız babanıza gerek yok. fotograf işi 5 dakikalık iş, şansa bırakma bence. 10 yıllık vermezler, 5 yıllık olur muhtemelen zaten 25 yaşına kadar alabiliyorsun maksimum.

Diyetisyenine gore degisiyor sanirim.

Makul bir ucret odemek istiyorsaniz ozel kliniklere degil de, hastanelerde calisan diyetisyenlere gidin isterseniz.

Bir fikir sadece. Kenarda dursun.

Bugün gittim ben ettim siz etmeyin.

50 lira verdim ama 25 lira verdiğim diyetisyen de aynı işi yapardı.

Hastane de çalışanlara gitmenizi öneririm ama dikkat edin.

ünlü ve kendi özel yeri olan bir diyetisyen aylık 450 tl alıyor. yani her bir gidiş 110 tl civarı oluyor. randevu için aradığınızda ücret sormanızda sorun yok hatta gerekli çünkü bazıları nakit çalışıyor.

Diyetisyen ücretlerini bilmiyorum, lakin onun dışında söyleyebilirim ki; 80 kilo çok büyük bir kilo sayılmaz, benim şahsi fikrim diyetisyene gitmenize hiç gerek yok. Yüksek protein, düşük (kompleks) karbonhidrat ve ağırlık/kardiyo egzersizleriyle rahatlıkla kilo verebilirsiniz. İlk deneyiminizde aç kalarak kilo verdiğiniz için verdiğiniz kiloları geri almışsınızdır. Aynı hatayı tekrarlamazsanız eğer aynı sorunlarla karşılaşmazsınız.

80 kilo çok değil ama hem önde göbek var kocaman hem de ufak ufak artıyor.

Daha önce aç kalarak kilo vermedim. Sadece insan gibi yiyerek verdim :-)

Bir oturusta 3 durum giyebilen ve yiyen birisiydim. Fena halde abur cubur yer dururdum. Sünger gibi kola icerdim. Bunları insani boyutlara getirince kilolar uçtu gitti haliyle :-)

Öyle birden de kesmedim. Azalta azalta düşürdüm. Şu anda bir durum rahat doyuruyor mesela. Geçen bi aç gozluluk yapıp ikinciye daldım ama yarısında tikandim.

Sporu da hem vakit probleminden hem de ufak bir sağlık probleminden dolayı yapamıyorum. Keyifle yürüyüş yapıyorum ama :-)

Posta icin kullanilan adresler baska dile cevrilmez. Turkce olarak yazman lazim.

Birisine tarif veriyorsan, "neighborhood" diyebilirsin.

Aslında karşılığı neighborhood ama yurt dışında adreste böyle bir kullanımı yok.

Neden ingilizce yazıyorsun adresi? Yurt dışından posta gelecekse Türkçe yazman lazım.

Ne için yazman gerekiyor?

Adresler aynen olduğu gibi Türkçe yazılır, bir tek ülke adı olarak Turkey ingilizce belirtilir.

Mahallenin ingilizce karşılığı ise neighborhood ya da district.

wpi +1 adres turkiye adresiyse ingilizceye cevirmeyin. yabanci arkadasa veriyorsaniz neighborhood olur ama yine de pek mantikli degil, turkce bir sekilde yazin kagida aktarsin oyle bir durum varsa.

ingilizce konusulan ulkelerde neighborhood diye bir sey yok zaten adreslerde, apt ya da ev no olur sokak/cadde/bulvar vs ismi olur bi de posta kodu.

kartvizite yazılacak adres o sebepten... adres türkçe mi kalsın diyorsunuz?

Sonuçta gönderi yaparken o adresi yazacaklar veya Türkiye'de kartı birine gösterse adam mahalleyi anlar ama neighborhood'u anlamaz.

Türkçe yazın.

tabi türkiye'deki bi adres türkçe yazılır.

tepsiyi yağlamanız gerekir. sorun olmaz.

kendi yemek kitabıma baktım derece için, 180 derece diyor fırında tavuk yemeklerine. aşağı yukarı 30 dakikada pişer. kurumaması için 20. dakikadan itibaren kontrol edin. tepsiye birazcık da su eklerseniz kuruması zorlaşır.

borcam varsa borcamda yapın.

Ben her şeyi 200 derecede 20-25 dakika pişiriyorum. Daha ölmedim.

folyoyla da kaplayabilirsiniz.

çok güzel düşünmüşsün, devam et.

bir de geleceğimizi bunlara emanet edeceğiz ya aferin bize.

sağlıktan korkmuyorsan, adam gibi korunacaksan yap gitsin.
düzenli seks hayatı kadar insanı depresyondan kurtaran birşey daha yok.

yap. temiz ve güvenilir bir yer olmasına dikkat et.

edit: alışkanlık haline getirme ama, çok ciddi sıkıntılar yaşarsın hayatında ileride. tecrübe edinmek için git.

para karşılığı seksin zevk alma anlamında mastürbasyondan farklı olduğunu düşünmüyorum. sevişmenin esas zevk veren yanı çiftin doğal olması, tarafların birbirini seçmiş olmasıdır bana göre. ayrıca kendime de yakıştırmıyor ve özgüven kırıcı bir girişim olarak değerlendiriyorum.

imza: hiç sevişmemiş insan

tek gecelik ilişkiden bana da çok farklı gelmiyor açıkçası. karşıdaki kişinin rızası biraz problematik para karşılığı durumunda. tam olarak bir rızadan bahsetmek imkansız gibi geliyor. barda tanışıp sevişmeye kıyasla. dolayısıyla ben ikisini de yapmam. ne bar ne paralı asker.

burada sorduğuna göre kendin emin ya da hazır değilsin böyle bir şeye bence. emin olmadan yapma daha sonra pişman olabilirsin.

her kişinin görüşü farklı olur.

para karşılığı seks, porno, one night stand gibi şeylerin hisleri öldürdüğüne inanıyorum. sekse çok anlam yüklediğimden değil, tecrübem de yok. ama ben yapmazdım.

dolayısıyla yapma. alışkanlık haline geldiğinde ilerideki ilişkilerini olumsuz anlamda etkileyeceğini ve duygusal tatminini azaltacağını/öldüreceğini düşünüyorum.

edit. inançlıysan inancını da zedeleyebilir.

para karşılığı seks yapana geleceğimiz emanet edemiyor muyuz? saçma.

seks yapınca level falan atlanmıyor. senin yaşında çoğu insan eline karşı cinsin eli değmeden mezun oldu. seks yapacaksan yap da bahanen biraz ders çalışmak için bilgisayar aldırmaya benzemiş.

Niye bu iki secenek var sadece? Sizin okul bolumde okuyup dersleri iyi olan herkes ya bardan kiz kaldiriyor ya da hayat kadinlariyla mi birlikte oluyor?
Her seyin bir dengesi var. MIT de de okusan bu dengeyi tutturmak lazim. Bir kizla yakinlasip seks yapmanin tek yolu icki ismarlamak degil abi emin ol. Hatta en kotu yollardan biri bana kalirsa.

Ayrica hayat kadini ile yapacagin seksin masturbasyondan farksiz olacagi fikrine katiliyorum. Sevismeyeceksiniz, afedersin sokup cikaracaksin sadece. Gerek yok bence.

Duyuruya yazacak zaman varsa kizlarla tanisacak zaman da vardir. Bahanelerin arkasina saklanmayalim.

duyguları yok sayan ha şu ha bu ha paralı seks canım diyen insana hiç bir şey emanet etmek istemiyorum. kimse kusura bakmasın.

sabah akşam asosyal oturup porno seyreden neslin sonu bu işte

bu da benim görüşüm. siz nasıl istiyorsanız yaşamaya devam ediyorsunuz zaten.

@ babamasoliimbananickaldirsin'a katılmamak elde değil.

dünyada milyarlarca sevgilisi olan insan var, bunların hemen hepsi gayet normal ilişkiler yaşıyor. gayet masum ilişkiler.

sizin aklınız nedense içki ısmarlayıp bilmem ne yapanlarda, ya da paralı seks yapanlarda.

işte ben bu zihniyeti kabul edemiyorum.

işini hakkıyla yaptıktan sonra hayat kadını ile birlikte olması ya da aseksüel olması bizi ilgilendiriyor muymuş?

bu mantığa göre charles bukowski itin hergelenin biri o halde?

@mea maxima: müzmin ukala yine iş başındaymış.

çok istiyorsan yap kardeşim, bir daha mı gelicen dünyaya :)

yap gitsin yaa. hanimiş benim tırtılım hanimiş benim sincabım :D

şaka bi yana ben paralı sekse karşı olmayanlardanım.

21 yaşındasın ve hiç seks yapmamışsın. artık zamanı gelmiş de geçiyor. tecrübe edinmen ilerdeki ilişkilerin için de faydalı olacaktır.

ama "barda da içki falan ısmarlıyorsunuz ne farkı var ?" mantığı doğru değil. sonuçta işler karşılıklı rıza ile ilerliyor. para ile yaptığın zaman senle değil paran ile kadın arasında bi rıza oluşuyor.

yine de destekliyorum. paralı seks bu kadar kaka bi olay değil.

öncelikle bir yanlış anlaşılma olmasın.

ben bu görüşü savunmuyor tam tersi sizin fikirlerinizi alıp, daha önce hiç yapmadığım bir şeyle ilgili görüş istiyorum.

@mea maxima culpa, @babamasoliimbananickaldirsin

haklısınız.

zaten uzun süreli ve düzenli bir ilişkiden çıktım ki seks hayatımda düzenliydi ama işte uzun süredir yok. bardan içki ısmarlayacak kız kaldırmaktan başka seçeneklerde var mesela bölümümde okuyan düzgün kızlar gibi ama işte mesaj atacağım falan, yemeğe davet edeceğim falan. bunları duygusallık hissetmeden yapmak bana zor geliyor. çok uğraştırıcı işler.

ha öz güvenimde eksildi bu nereden baksan 1 senelik ders, pc oyunu ekseninde geçen süreçte. o sebeble de olabilir.

hemen kişisel saçmalıklar da dökülüyor ortaya maşallah.

tipitipiraprap arkadaşla rte hakkında sohbet etmedim diye ukela oldum :) aferin bana.

@giderbey

yok hocam yaptım sadece aşağı yukarı 1 senedir falan yapmıyorum.

@giderbey e katılıyorum

@mea maxima rte'nin para karşılığı seksle ne alakası var?
insan doğasını, özellikle erkeklerinkini anlamadan bilmeden öğütler vermeye çalışmışsın, onu eleştirdim sadece.

@dios öyleymiş hakikaten pardon ben yanlış anlamışım.

fikirlerim aynı yine de. güvenliği elden bırakmadan dönem dönem yapılabilir. ben sevgilisi olduğu halde ayda bir falan eskort çağıran insanlar tanıyorum. profesyonel hizmet hesabı..

adam kız arkadaşıyla yapmayı teklif edemeyeceği şeyleri eskortlarla yapıyor. eskortların işinin ehli olması da ayrı bi olay tabii.

hemen müzmin ukela ilan ettiniz de.

sizinle bir tanışlığımız yok, sadece sohbet vakası var.

benim düşünce bu. bunu da ifade ediyorum. duygulardan, masum ilişkilerden söz etmek, milyarlarca insanın normal sevgilisi var demek erkekleri tanımamakla ilgili ise napalım.

barda iki içki ısmarladığın biriyle seks yapmakla bir hayat kadınıyla para karşılığı seks yapmak arasında bir fark görmüyorsan yap gitsin.
normal bir kadın, barda yanlızca çekici bulduğu beğendiği bir erkeğin tanışma teklifini kabul eder ve içki ısmarlamasını kabul eder, hiç bir normal kadın da o bana içki ısmarladı karşılığında ben de onunla sevişeyim demez, burada bir alışveriş ilişkisi yoktur, istersen 10 tane içki ısmarla seninle birlikte olup olmamak o kadının kendi tercihidir en nihayetinde, seninle birlikte olmayı seçer ya da seçmez. seninle birlikte olmayı seçtiğinde de 2 içkinin karşılığı değil, seni beğendiği çekici bulduğu içindir. parasını veren herkesle mesleğinin icrası gereği seks yapan, seçme şansı olmayan bir kadının zoraki olarak sana mesai yapması ile bir insanın seni çekici bulup birlikte olmayı seçmesi aynı şeyse yardır gitsin.

@mea maxima

daha ilk mesajında:
>>>
bir de geleceğimizi bunlara emanet edeceğiz ya aferin bize.
>>>
diye laf sokmak çok yapıcı ve olumlu bir eleştiri olmuş.

burada tek kötü yön, para karşılığı seks hizmeti veren kadının durumu. gönül ister ki hiç bir kadın bu şekilde çalışmak zorunda kalmasın ama hayat pek adil olmuyor her zaman.

emanet etmek istemiyorum. duygusuz insanları sevmiyorum. bu da benim kalbimden geçenler. sevmek zorunda mıyım?

Git kardeşim abaza dolaşmaktan iyidir.

Buradan sosyal mesaj veren mallar var ya sikmek lazım hepsini. Gençliği emanet edecekmiş sen kimsin lan bilirkişi misin? Sanırsın ülkeye çok faydası dokunmuş. Gitmesinler kimse sevişmesin daha soysuz daha abaza bi millet olalım.

@mea maxima
cinsellik insanlarda, özellikle de erkeklerde
her zaman duygusallıkla beraber olan/olması gereken birşey değil.
sen önce bunu anla sonra insanlara eleştirmeye çalış.

yurt dışında yaşayıp da sekse para verme amacındaysan derhal ülkeye geri dön ve en yakın birahanede 2 soğuk bira çek.

21 yaşındasın ve seks yapmamışsın, tecrübe edinmelisin artık minvalinde yanıt verenleri anlamıyorum.

her zaman şu zamana kadar şunları yapmalısın, şuraya gittiysen şunları görmelisin/yemelisin içmelisin, bunu yapmazsan şöyle olur'ları dayatma olarak görüyorum.

kimse 17sinden seks yapmak zorunda olmadığı gibi ne 21inde ne 50sinde buna mecbur. geç kalmak/muhakkak tecrübe edinmek (örnekler arttırılabilir x yaşında evlenmek gibi) bunlara mecbur değilsin.

korkunç bi anlatıcıyım, burada çok güzel yazanlar açıklayanlar var ama bir şeyleri kaçırıyormuşsun gibi ileride pişman olacağın kararlar verme. sevgilisiyle istediklerini yapamıyor diye (?) eskorta gitmek dürüst bir insanın yapacağı türden şeyler değil, kendi tercihleridir elbette ama örnek olarak yazılmaları ne kadar doğru tartışılır.

bardan kız kaldırmaktan farkını sormuşsun?
bardaki kızlar bu işi istediklerinden ve zevk için yapıyor,
mecbur oldukları için değil..
yani seni gerçekten istediği için değil de, sırf mecbur kaldığı için parayla seninle birlikte olmak zorunda olan çaresiz bir kızcağızla yapacağın seksten keyif alacaksan git yap.

Hocam canın istiyorsa ve korunacağına inanıyorsan yap. sonuçta milyonlarca insan yapıyor bunu. Ama bence bu tür şeylere güvenilmez, one night stand yaşamak isteyen bir sürü hatun var, kısa süreli ilişki isteyeni var var oğlu var. O yüzden pc başından kalkıp ortama takılmak ve özgüveni kazanıp paranın sözkonusu olmadığı ilişkilere yelken açmak bence ideali.

Yine de karar senin.

Abi bak durumumuz neredeyse tamamen ayni, ama benim aklimin ucundan gecmedi simdiye kadar hayat kadini falan. ne gerek var allasen? Temizligine giyimine kusamina dikkat edip biraz muhabbet edersen kafana gore birilerini bulabilirsin rahat rahat.

@mea maxima culpa gelecegimizi emanet edecegiz falan cok agir konusmussunuz efenim. biraz sakin, akil danisiyor iste. Ayrica duygusuzlukla suclamissiniz da adam "mesela bölümümde okuyan düzgün kızlar gibi ama işte mesaj atacağım falan, yemeğe davet edeceğim falan. bunları duygusallık hissetmeden yapmak bana zor geliyor. çok uğraştırıcı işler. " demis. Saldiriya gecmeye gerek yok.

Ben de sunu soyliyim, kizlarla konusmadan yemege cikmadan bir seyler paylasmadan nasil duygusallik olacak? Once bir seyler olacak ki duygusallik hissedeceksin ne bekliyorsun abi tek goruste ask mi olmasi lazim?
Iliski aramiyorsan da qui gon un dedigi gibi her turlu kiz var disarda farkli karakterlerde farkli beklentileri olan. sen yeter ki odadan cik.

@irminti

ne tiskincek ya :) benim gibi genç, eli yüzü düzgün, iyi bir üniversitede okuyan kaç tane müşterisi olmuştur ki? Bence mutlu bile olur. ahaha.

Tabi şaka bir yana haklısınız ya. Ben şu son sınavlarımı da verip eskisi gibi sosyal biri olayım. Oyunları falan kaldırayım pc'den. Dediğiniz gibi barda yanıma gelen kız içki için gelmez amk. İçki için gelse ne abazalar var. Beğenmiştir ki geliyordur. Haklısınız.

onemsiz bir konu. boyle seyleri kafana takma, yapmak istiyorsan yap gec. bisey yok yani.

En güzeli sevgiliyle tabii de iki saat içki ısmarla, yap et ile uğraşamam diyorsan o kadar sabrın kalmamış demektir, bu da hormonların vücudu ele geçirmeye başlaması demek. Yakında hormonlar kafanın tepesinden buharlaşmaya başlar. Öyle keskin sirke, yürüyen hormon gibi dolanmak daha fena ve tehlikeli bence. Bir şekilde rahatlaman gerek. Yine de para vermeden ve işi ticarileştirmeden önce ortalıktaki piç kızları bir dene derim. One night stand isteyen bir ton kadın vardır. Baktın ki bardan, oradan buradan bir şey çıkmadı, o zaman düşünürsün.

sadece türk erkeğine özgü bir şey olarak lanse edilmesin parayla seks yapmak. dünyada milyonlarca insan şu anda yapıyordur, eminim. (amelie poulain kafası)

bence yapma, ben yapacak olsam kendime saygımı yitiririm. iğrenirim kendimden diye düşünüyorum. masum kalsın cinsellik, karşılıklı masumluğun paylaşımı olsun.

bi mail at. süreç hakkında bilgi almak istemende bence sıkıntı yok. ama bu obsesif eleyeyim diyen ik.cılar da varmış. biraz daha bekleyebilirsin aslında mayıs sonuna kadar.

Kibar bir şekilde mail atmanda bir sakınca olmaz. Ben hep öyle yaptım. Biz de insanız ona göre plan program, alternatif staj bulma vs. durumları var, o yüzden garip karşılamazlar.

Mutlaka şunu oku: www.banaisbul.com

mal la bu, uğraşma. yani ne desen de boşa gidecek. vakti zamanında ben de olsam yazar cevap verirdim de, böyleleri yüzlerine tükürsen yarabbi şükür diyecekleri için kendini yormuş olursun.

en fazla sen mantıklı bir cevap yazacaksın doğruları ortaya koyacaksın, o da daha da saçma bir cevap yazacak.

kim bilir belki haarp ile yaptılar der, ya da madencilere telekinezi yapılmıştır uzaktan ve kendi kendilerine yangın çıkartmışlardır der.

Sonuç olarak ona cevap olarak birşey yazma ama doğru bildiklerini yaz, fikirlerini yaz, böylelerin yazdıklarını da görmezden gel, yaşayan spam bunlar.

bu solcu kafası da çok güzelmiş hakkaten.
sırf ülkemi böyle kişiler mi yönetiyor diye sızlanmak için soru soruyorsun. amacınız siyaset yapmak.

ayrıca "helikopterden taş atıyor polis", başbakan 15 yaşındaki kızı dövüyordu kız "yapma abi" diyordu yalanına inananlar salak olmuyor devrimci oluyor mesela...

(git: 774516) dün bu yazının benzerini bende gördüm ve takıldığım yerleri sordum. sorunca direkt şöyle bi kenara trollerin arasına koydular ya canları sağolsun.

ama ben cevap veremediğim için sorma gereksinimi duydum ve bugün bir şey daha okudum.

madem bu sabotajsa neden bu sabotajı planlayanlar özelleştirmenin elinde olan bir madeni seçmeyi tercih etsinler ki ? hükümeti düşürmek devlete bağlı bir madeni patlatıp orada katliam yapmak oysa ki çok daha mantıklı.

öyle her işine gelmeyini ben yapmadım miki yaptı derlerse kimse sikine daşşağına sallamaz. koy ispatı önüme yapan hangi parti hangi kesimse kim olduğu önemli değil biz halk olarak tepkimizi vereleim.

başbakan 15 yaşındaki kızı dövüyordu kız "yapma abi" diyordu yalanına inananlar salak olmuyor çünkü zaten başbakan vatandaş dövüyor,korumalarına dövdürüyor,müsteşarına dövdürüyor,15 yaşında bir çocuğun ölümünü makul görüyor.

polisin yaptıkları zaten ortada.öldürdüğü ve yaraladığı insanların haddi hesabı yok.taş atması da beni şaşırtmaz açıkçası.zamanında içişleri bakanının toma suyunda kimyasal madde yoktur yalanı da sonradan ortaya çıktı.

götümüzden uydurduğumuz fantastik şeylere kuran'a inanır gibi inanmıyoruz.

fanatikçe önüne sürülenlere inanmak isteyene şu noktada yapabilecek bir şey yok. solcu kafası, israil kafası bilmem ne diye diye etrafta kuduranları da, bu kraldan kralcılara da çok bulaşmamakta fayda var. canı yanan zaten yavaş yavaş uyanıyor.

her şey bi yana insan bi konuda demez mi? ben hata yaptım diye.
kraldan daha çok kralcı olan kesim.
anlamadan, sorgulamadan, düşünmeden inanmak ve sonuç bu işte.

sözlükte bana kedicik derdi'nin yazdığı bir yazı da var. o da olayları hükümetin organize ettiği ihtimalini savunuyor.

(bkz: soma faciasının organize edilmiş olması ihtimali)

entry'nin başında verilen gezi parkı direnişi hakkındaki entry'yi oku, sonra da videoyu izle. sonra da asıl entry'yi oku...

bir kere durumun trafoyla alakası olmadığını açıkladılar 10 kere. ama kendi tabanına böyle teorileri öyle güzel ince ince yayıyorlar sonra da hiç bir yanlış yapmamış oluyor iktidar. her hatada suçu karşıya atıp sıyrılmayı çok güzel yapıyorlar.

resimde yazanların doğru olmadığına dair ne gibi bir kanıtın var ki? bizzat orada mıydın, haber kaynağın ne, sana "öyle olmadığını" söyleyenlerin saman altından ne sular yürütme ihtimali olduğunu düşündün mü, ne kadar düşündün? halk tv mi, twitter mı, habersol mu? hiçbir plan programları olmamasına rağmen akp istifa edince herşeyin mükemmel olacağını öngören parti ve sermaye bloklarına yakın duran veya onlara kananlardan hangisi? bu zihniyeti bilemicem de senin zihniyetinle bir yere gidemiceği, daha doğrusu çeşitli sermaye bloklarının boyunduruğua altında kalmaya devam edeceği kesin.

@dafaiss;

sabotaj olabilir yada olmamıştır. ama 'camiye ayakkabı ve bira şişeleriyle girdiler' ve 'Savas cikarmak icin kendi turbemizi bombalar, topraklarimiza fuze atariz' diyen bir grubun altından böyle bir alt metin yazılıp içi doldurulamazsa hiç bir şey ifade etmez.

her patlak veren bir krizde olayın sorumlularını dışarda arayıp mesuliyeti kabul etmeyen bu adamlar işi partizanlığa döktüğü müddetçe insanların nefreti hiç tükenmeyecektir.

@tekil3şahs: yani akp ve akplilerin ak dediğine "ak olsa bile" kara demeliyiz demek herhalde bu? elbette şüphe daha fazla olur, olacaktır dediklerinden sonra da bu kişinin onlardan biri olduğunu nereden biliyoruz ki?

Çeşitli haber kaynaklarına çıkan maden mühendisleri, afad yetkilileri hatta bakan kendisi trafodan kaynaklanmadığını söyledi. Detaylı inceleme yapılınca resmiyet kazanır bu durum.

Akp'nin ak dediğine kara demek değil hatta bu komplo teorilerini çıkaranlar tam tersi her şeyi akp dışındaki bütün güçlere yıkabilmek için ak olana kara diyor. Dış mihrak, faiz lobisi, robot lobisi, paralel yargı, paralel örgüt, cemaat, cehape zihniyeti...Akp hariç herkesin suçu var bu ülkedeki her basiretsizlikte.

Şu an bunun komplo olduğunu söylemek, insanları böylesine bir felaket için bilerek yaptı diye cinayetten suçlamak denetim yetersizliği ve altyapı eksikliğinden kaynaklanan bir durum olduğunu görmektan çok daha akla yatan bir şey herhalde sizler için. Bu ülkede iş kazaları hiç yaşanmıyor çünkü.

siz mal diyerek asagilamaya devam edin. daha cok catlayacaksiniz.

@dafaiss;

Orada yazılanların yanlış olduğunu bilmek için alim olmaya gerek yok.Sadece biraz gündemi takip etmek yeterli.Tabi okumayınca,sorgulamayınca böyle durumlara düşebiliyor insan.Yine de Bilal'e anlatır gibi anlatacağım;

1) Mecliste kimse yokken önerge verildi ve hemen geri çekildi diyor.Meclis çiftlik mi ne demek kimse yokken önerge verildi?Ne demek akpli vekiller görmeden geri çekildi? Meclis başkanı olmadan mecliste önerge verilebiliyor mu?Zaten akpli vekillerin reddettiği açık.Bunlar kayıt altında hep.Daha kendi partisinden bi haber. Burada da önerge sırasında bakanların kahve sohbeti gayet güzel görünüyor.(git:bianet.org )

2)Köylülerin iddialarına göre bölgeye trafo kontrolü yapan bazı kişiler gelmiş.İddiayı ben atmıyorum atan kimse açıklasın bu kişileri ya da köylüleri.

3)Trafo patlıyor demiş.Bugün Soma Holding trafodan kaynaklanmadığını söyledi.Trafo sağlammış.(git:www.radikal.com.tr )

4)Olaydan hemen sonra elinde pankartlarla meydana fırlamış. Kim bu fırlayanlar? Hangi pankart bunlar? Hangi meydana çıkmış? Gösterin.

5)Hrant Dink cinayeti gibiymiş.Nasıl bağladıysa artık.Biz Hrant Dink için de sokağa çıktığımızda "Hepiniz Ermenisiniz" diyenlerde yine bu zihniyet.

6)Nerede bu binlerce pankart?

7)Şirketin sahibi Chp'liymiş. Alp Gürkan'ın hükümetle arasının ne kadar iyi olduğu konuşuluyor zaten.

Yani bu iddiaları ben atsam delillerini ortaya koyarım.Ama bunların hepsinin uydurma olduğu belli zaten.İnternette ufak bir araştırmayla hepsinin yanlış olduğu da ortada.Ama akp türkiyesi'nin sorunu bu.Biri kafasından bir şey uyduruyor sen onun yanlış olduğunu ispatlamaya çalışıyorsun.Asıl iddiayı ortaya atanın ispatlaması lazım, benim değil.

Yanlışa yanlış demek neden bu kadar zor geliyor? O önerge kabul edilseydi bugün çok farklı olabilirdi.Maden ocağının denetimi niye rahatsız etti?Şimdi bu kişilerin hiç öyle ağlamaya sızlanmaya hakkı yok.Hem denetimi kabul etme hem de ölenlere timsah gözyaşı dök.sırf hükümeti savunacağım diye insanlar düştükleri durumun farkında değil.

@tutun kolonyasi;

bu rezilliğin ve alçaklığın bir parçası olmadığım için çok rahatım.asıl siz çatlayın.kömürün karası kalplerinize işlemiş.

yazdığımdan akpyi savunduğumu çıkartabilecek denli okuduğunu idrakten aciz olduğun için sana anlatacak bişeyim yok, boşuna uğraşmışsın hepsinden haberdarım. böyle devam et daha iyi senin için, zira @ne nicki be'nin dediği gibi, sırf sızlanmak, sonra da verdiğin cevaplarla "kendine" ne kadar haklı olduğunu kanıtlamak için soru sormuşsun, bir şeyleri anlamaya çalışmak için değil.

anlamaya çalışma konusunda karar değiştirirsen şuradan başlayablirsin:
(bkz: reel politik)

yazdıklarından başka bir anlam çıkmıyor çünkü.ayrıca benim haber sol ve halk tv'yi takip ettiğimi nereden çıkardın peki?

bildikleriniz varsa açıklayın,anlatın bilmediğimiz bir şey varsa öğrenelim.ben bu anlayışı konuşalım diye duyuruyu açtım.sen geldin "orda mıydın?","araştırdın mı?","haber kaynağın ne?" gibi sorularla anlamsız bir tartışma açtın,cevap verince de, "kendini haklı göstermeye çalışıyorsun" diyorsun.

işte o bir dayatma, sözü ben söylüyorum ama ne anlam(lar) çıkabilieceğine dair son kararı sen veriyorsun, bu işte bir gariplik yok mu?
haber sol veya halk tv sadece bir örnekti, onlar da senin yaklaşımına sahip, bu yaklaşıma sahip bütün haber kaynaklarını da ekleyebilirsin o listeye. dolayısıyla "bu mevzu içinde" abes örnekler olmuyorlar.

düzen: o sorular kendi tavrını daha iyi okumana "belki" vesile olabilecek retorik sorulardı.
mesele şu, oraya yazdıklarını koyduğun arkadaşın çeşitli sebeplerle güvendiği ve dediklerine itibar ettiği haber kaynakları ve medya organları var, aynı şekilde senin de çeşitli sebeplerle güvendiğin ve aktardıklarına itibar ettiğin haber kaynakları ve medya organları var.

ama onların "sahip"leri var. mesela sözleri üzerinde konuştuğumuz misal verdiğin kişinin haber kaynağının kod adına ALİ diyelim, seninkine de VELİ diyelim.

ALİ haberleri bu şekilde aktarmak zorunda çünkü sermayedarları veya onların ortaklarına toz kondurmamalı. VELİnin sermayedarları ise onlarla rant kavgası içindeki karşı sermaye grubundan, dolayısıyla haberleri ona göre vermeli. ama aynı zamanda rant kavgasını kazandığında, ALİ'ye üstünlük sağladığında kendi varlığını sürdürmesini engelleyecek haber metinleri de kullanmamalı.

mesela ALİnin önlem alması gerektiğini söyleyebilri ama, ALİ işinden olup yerine kendisi VELİ geçtiğinde o da madencilik yapacak değil mi? o zaman şu soruyu soramaz veya senin sormanı engelleyecek şekilde aktarır her şeyi: "neden insanlar yerin altına girmek zorunda? madenlerin alternatifi yok mu? veya bu işi makineler yapamaz mı?" bunları soramaz çünkü o da bu işten para kazanmak için pusuya yatmış durumda. bunun yerine der ki "yaşam kutuları, önlem alınmıyor vb."

bu mesele de sen ve misal olan feysbuktaki yazıyı yazan kişi arasındaki bir "olması gereken ideal yönetim" benzeri kavgalara dönüşür.

Kızılay çadırında çay yapsın

arkadaşınızın niteliğine bağlı değişir.

sıradan bir vatandaşın bir işe yarayacağını sanmıyorum.

somalı ve şu an somada bulunan bir arkadaşımdan
----------
Arkadaşlar şu konuda da bilgilendirme yapmak istiyorum. Gelme isteklerinizi gerçekten anlıyorum fakat burda yardım edilecek herhangi bir durum yok. Ayrıca şuan burası gerçekten tehlikeli dışarıdan gelen insanlara karşı bir tepki var. Hatta kendini saldırı şeklinde gösterebiliyor. Lütfen bunu gözardı etmeyelim.

bu da orada bir stk bünyesinde 2 gündür bulunan başka bir arkadaşımdan

• Bugün İzmir’e bağlı Kınık ilçesinin Elmadere Köyü’ne gittik. 450 nüfuslu köyde 12 kayıp var. Bu kayıplar birbirinin yakınları, akrabaları. Aynı köydeki işçiler zaten genelde aynı vardiyada çalışıyormuş. Okulun 68 öğrencili ilkokulunun depodan bozma bir kütüphanesi var. Bu kütüphanenin rafları var, kitapları yok. İlkokul çocuklarına uygun okuma kitapları, boyama kitapları, kırtasiye malzemeleri, kıyafet, ayakkabı gönderebilirsiniz. 3 öğretmen var, üçü de oldukça duyarlı. Gelen fazla yardımı çevre köylere yönlendirecekler.
Adres: Elmadere Köyü İlkokulu, Kınık, İzmir

• Psikologsanız, TPD’de ilişkili olduğunuz şubeyle iletişime geçebilirsiniz. Gayet iyi koordinasyon işliyor, sizi en doğru şekilde yönlendireceklerdir. Ayrıca psikolog değilseniz de şu metni okumanızı öneririm: www.psikolog.org.tr

• Buraya gelmek istiyorsanız: Tamamen kişisel fikrimi söylüyorum, bu haftasonu çıkıp gelmeyin. Sadece bugün o kadar çok arkadaşım, arkadaşımın arkadaşı gruplar halinde buraya gelmek istediğini söyledi ki... Şehir şu an yasta. Ağıtlar, dualar yükseliyor, lokma dökülüyor, mezarlar kazılıyor, definler gerçekleşiyor ya da gerçekleşemiyor. Bu nedenle bu haftasonu atlayıp gelme enerjinizi bundan sonraki haftalara, yaz dönemine, kadınların ve çocukların hayata dönme süreçlerine destek olmaya saklamanızı öneririm. Tabii ki yine alanda çalışan STK’larla iletişime geçerek. Bu çalışmalardan haberdar oldukça da paylaşırım. Ancak şu anda böyle bir çalışma yok. Gelmek sadece kendinizi rahatlatmak olacaktır.

• Özellikle çocuklarla bir araya gelmeyi planlıyorsanız bir pedagogla, psikologla konuşmadan hiç gelmeyin derim. Nasıl iletişim kurulacağı çok önemli.

• Erzak, su, ilaç, teknolojik altyapı (baz istasyonu, internet vs.) ihtiyacı yok. Bunlar Kızılay, AFAD ve Türk Telekom tarafından -tabii ki sağlanması gerektiği için- sağlanıyor.

• STK’lardaki arkadaşlarıma önerilerim, özellikle yaz döneminde, okullar kapandığında burada kadınlara ve çocuklara yönelik atölyeler düzenlenebilir, yaz okulları yapılabilir. Tesisler kullanılabilir. Erkekler madende, kadınlar evde. Şehri iyi anlayıp, yerel STKlarla iletişime geçilip, kadın istihdamına yönelik çalışmalar yapılabilir.

• Sondan bir öncesi olarak, unutmamamız lazım. Tahminimce 450’yi geçecek can kaybına neden olan bu basiretsizliği, gerçek rakamları paylaşmayan bu kibri, kendi güvenliğini çok da güzel sağlayan bu siyasetçilerin her gün yeniden yaratmasına izin verdiğimiz ‘sistem’i artık beslememeyi unutmamak lazım. Şiddetin şiddet doğurduğunu, öfkemizi dillendirirken bile bir kez daha düşünmek lazım.

• Bir de umut lazım. Kendi maskesindeki oksijen bittiğinden, hayatını kaybeden yoldaşının maskesine eli uzanırken can vermiş madencinin umudundan

daha önce böyle bir olayın içinde bizzat bulunmadıysa ve de ağlayıp zırlama potansiyeli olan biriyse gitmesin. valilik, belediye veya orada bulunduğu bilinen örgütlerden stklardan birileriyle haberleşip "ne yapabilirim" diye sorabilir, ya da bunlardan bağımsız birine ulaşabilirse.

somada deprem olmadı. insanların evi barkı yıkılmadı. dükkanları yerlebir olmadı.

oraya mercimek çorbası, kuru gıda yardımı falan yapılması bana müthiş mantıksız ve sahtekarca geliyor.

soma'da yapılabilecek şey ne söyleyeyim mi?
orada ölen insanların haklarına sahip çıkmak, orada ölmelerine sebep olan herkesten tek tek hesap sormak ve bundan sonra madenlerde insanlar ölmesin diye gerekli önlemler alınana dek yılmamak, deste çıkmak.

yapılacak başka hiçbir şey yok çünkü soma'da evler yıkılmadı. insanlar öldü. ve naparsanız yapın öyle bir yarayı saramazsınız.

Bikaç arkadaşla gitmeyi istiyoruz da elimizden ne gelir bilemîyoruz sonuçta elimizden ne gleceğini bilmiyoruz yukarda dendiği gibi doğal afet olmadı ki işte yemek götürelim kıyafet götürelim faln. Ben de anlamıyorum neden tırlarca gıda yardımını yapan ünlüler varmış ya.

Of zor bi durum

ölen insanların çoğu ailede tek çalışan ailesini geçindiren insanlar ve maaşları ne zaman bağlanacak tazminat ne zaman verilecek belli değil. kaldı ki şu an o insanların yemek düşünecek halleri yok. yemek götürenleri o yüzden anlıyorum. ben de bölgedeki arkadaşlardan haber bekliyorum onların yönlendirmesine göre hareket edicem.

gidip ne yapacaksınız? insanların acısını nasıl paylaşacaksınız? orada defileye çıkan manken gibi sağda solda yürüyüp selfie çekerek mi vicdanınızı rahatlatacaksınız? akrabam yakınını kaybettiğinde bile "seni anlıyorum, neler hissettiğini biliyorum" diyebilecek kadar cüretkar olamıyorum ben, o insanların yakınına gidip nasıl "acı" paylaşacaksınız? oturun evinizde bir iki dua edin, inanın çok daha makbule geçer. şu an sosyal medyada o yere düşen adamı tekmeleyen herifin fotoğraflarını yaymak inanın oraya gidip gereksiz kalabalık yapmaktan daha etkili olacaktır.

şu an orada ihtiyaç olunan son şey faydasız kalabalık. kurtarma çalışmalarına direkt pozitif etkisi olabilecek br şirketiniz var ise belediye ile görüşün. yok ise muhteşem yüzyıl falan izleyin şmdilik, kurtarma çalışmaları bittiğinde psikolojik destek vb. ihtiyaçları istenir zaten. ilgili diplomanız varsa yardımcı olabilirsiniz. bütün kurtarma ekipleri orada, deprem gibi madene ulaşım sorunu yok, fazla sayı ile çözülebilecek hiçbir sorun yok. yoğunluk sadece ama sadece çalışmaları yavaşlatacaktır.

öncelikle insanları tanımadan etmeden böyle bir durumda bu şekilde konuşman hiçbir şeye yardımcı olmuyor gelmeyi düşünmüyorsan faydalı olmayacağına inanıyorsan ne ala, sana fikrini sormadım gitmeli miyim gitmemeli miyim diye.

oradaki ihtiyaçları oturduğun yerden "muhteşem yüzyıl" izleyerek, tivit atarak öğrenebileceğini mi zannediyorsun?

lorik, oraya gidip podyumda salınan mankenlerimiz başbakan başta olmak üzere sağlık bakanı, enerji bakanı ve takım elbiseli diğer çok mühim kişiler olmasın sakın? evet bence de şu aşamada gitmek pek mantıklı değil ama yaptığın eleştiri biraz aşırı ve gereksiz olmuş. gidersek eğer sırf gösteri yapan bir cumhurbaşkanından daha etkili olacağımız gerçek ! takım elbisesiyle işçi seyreden enerji bakanı zırıltısından daha etkili olacağımız gerçek.

işgücüne ihtiyaç yok, madene girip adam kurtaracak cengaverlere itiyaç yok. gıdaya, suya ihtiyaç yok. deprem değil bu, mahsur kalmış yüzlerce kişi. zaten akın akın gerekli gereksiz insan hastanede kalabalık yapıyor.

demek istiyorum ki, şu an destek olmak istiyorsan oraya gitmenin getireceği pozitif bir şey yok elinde sunabileceğin ciddi bir teknoloji vb. yoksa. tam tersi, orada bulunmak şu an için bir fayda sağlamayacak. istersen afet koordinasyon merkezini ara son ihtiyaç var mı diye, ama onlar da az çok bunu söyleyeceklerdir.

şu noktada yapılabilecek en doğru şey kurtarma çalışmalarının sonlanmasını beklemek ve önümüzdeki haftalarda çıkarılacak ihtiyaç listesine göre hareket etmek. bu kadar direkt olmak istemezdim fakat durum maalesef böyle. şunları yazarken "orada olmam bir fayda getirir mi acaba" diye dusundum yine, eğer siz bulabildiyseniz özür diler düzeltirim tüm yazdıklarımı. arama kurtarma ekibiyle konuşun, şu sıralar gelmeseniz iyi olur diyeceklerdir. hastane yetkilileri ile konuşun, aynısını söyleyeceklerdir. aileleri teselli etmek deseniz hiç ama hiç kolay değildir hele böyle olayın alev alev olduğu bir anda, işin uzmanları bile elleri ayakları titreyerek yaklaşırlar olaya.

edit: @tuborg yesili: evet ksesinlikle onlardan bahsediyorum zaten, onlar da biliyorlar ki çoğunun varlığı bir halta yaramıyor orada.

@lorik haklı. hep diyorum, böyle durumlarda sosyal medya çoğunlukla işi daha da bok ediyor. vatandaş olarak bizim yapabileceğimiz en önemli şey insanları bilgilendirmek, bir ihtiyaç varsa sosyal medya üzerinden bunları duyurmak, bizden bir şey istenmişse onu yapmak olur.

madene inip adam mı çıkaracaksınız yani hangi sıfatla, neye destek olmak için gidiyorsunuz? ailelerle kucaklaşıp başsağlığına mı gideceksiniz? seferberlik mi var, vatandaşlardan destek mi isteniyor? kan mı lazım, yemek mi lazım, su mu lazım? niye soma'ya gidiyosunuz allah aşkına? ilkyardım biliyor musunuz, biliyorsanız gerekli miymiş? hangi amaçla gideceksiniz, ne yapacaksınız?

kurtarılan kurtarıldı, ölen öldü, gerisi hala aşağıda bekliyor. inip siz mi çıkaracaksınız? biz de bayılmıyoruz burda oturmaya ama bizim soma'ya giderek yapabileceğimiz hiçbir şey yok. bunu söyleyen insanlara çemkirdiğiniz zaman işte çok samimiyetsiz görünüyorsunuz.

Tamamiyle lorik cana'ya katiliyorum. Biraz sert uslupla cevaplamis ama o da sanirim, uzgun oldugundan.

Su an gercekten ihtiyaclari olmayan sey, faydasiz bir kalabalik. Yoksa ben de, iyi bi niyetle boyle bi dusuncede oldugumuzun/oldugunuzun farkindayim.

pescador samimiyetimi kimseye kanıtlamak zorunda değilim çıldırtmayın insanı. faydalı olmayacağını düşünenleri de anlıyorum ben bu sert üsluba tanımadan bilmeden yapılan yorumu saçma ve çözümsüz buldum nasıl ki gitmeyi faydasız saçma bulduysan.

Kendi yeterliliklerimi burada açıklamak durumunda değilim. Daha önce de katıldım, gittim. Sorum basitti gitmeyi düşünen var mı? Yoksa tamam ben de ona göre hareket ederim. Buna katılmayabilirsin, saçma bulabilirsin ama kalkıp bunun üzerinden gerilim yaratmak nedir?

@patiska, gerilim yaratmıyorum ki? soruyorlar ya duyuruda hani "ne alakası var samimiyetsizlikle" diye onu da araya sıkıştırayım dedim. tabii ki bana bir şey ispatlamak zorunda değilsin. aksine en uyuz olduğum tiplerdir vicdan bekçileri. istersen hiç üzülme, beni ilgilendirmez, senin fikrindir vicdanındır. ama toplanın soma'ya gidiyok olayı anlamsız, onu diyoruz. sen kendi kendine geriliyosun.

Toplanın gidelim demedim gitmeyi düşünen var mı diye sordum, gitmeyi düşünmeyenleri saçma bulanları da suçlamadım. gerilim yaratacak hiçbir şeyle itham etmedim kimseyi.

"daha once de katildim, gittim" yazmışsınız. merak ediyorum, hangi maden kazasına? 1992'deki patlamada sizi başka şehirden devletin çağıracağı kadar özel biri miydiniz? öyle iseniz şu an neden ekşi duyuru'dan fikir istiyorsunuz, biz kimiz ki size akıl verebiliyoruz?

hadi ben gereksiz sert üslup kullandım (ki tekrar tekrar okudum, kimseye ne hakaret etmisim ne bir sey yapmisim, sadece "soma'ya gidelim!" furyasina sinirlenmisim biraz), üstte yorum bildiren iki üç kişi zerre kırıcı olmadan neden bunun faydasız olacağını anlatmış. onların yazdıklarına bile "çıldırıyorsanız", hakikaten orada olmamanız gerekiyor. şu an sadece siz değil, milyonlarca kişi "gitsem bir şey yapabilir miyim?" diye düşünüyor, bazı gazete yazarları gidip maden önünde selfie çekiyor "onlar taksim'de ben soma'dayim!" diye. bu yazarlarin takipçileri de akıp boş kalabalık yapmaktan başka bir şeye yaramayacaklar önümüzdeki günlere. onlardan biri olmamak, ve bulunan yerden yapılabilecek her şeyi yapmak şu an en mantıklısı.

bir ihtiyaç olura önümüzdeki gün ve haftalarda bu açıklanacaktır birinci elden.

başbakanın kendisi ayrı, müşaviri ayrı adam döverken soma'ya gitmek hiç de gereksiz değil. orada yere düşen tek bir kişi değil, on kişi olsa zor atardı yusuf kardeş o tekmeyi. kalabalık güçlü hissettirir oradakilere de. örgütlenmenin önemini hala anlamadınız.

@lorik cana ; dediklerine kısmen katılmakla birlikte insanların duygularındaki samimiyeti sorgulama ve anında şıp diye ortaya koyma beceresini nerden aldığını da ben merak ediyorum açıkçası.

gitmeye ihtiyaç olmayabilir bir fiziksel güç olarak. ama cenazelere de insan bir ihtiyaç için değil orada bulunmanın anlamı için gider. senin mantığınla somada aşağı inip madenci çıkarmayan her kişinin bulunması gereksiz öyle mi?

ben de orda kalabalık olunmasının yalnız olmadıklarını hissettireceğine inanıyorum. elimden gelse giderdim. imkanlarım (okul-iş) simdilik buna elvermiyor ama gidebilen varsa tum kalbimle destekliyorum.

biliyorum millet olarak zaten kafayı yemiş durumdayız ama allasen nedir bu her soruya bir ayar verme hastalığı? hiç cevap yazma daha iyi yahu.

insanca bir soru sorulmuş. saçma olduğunu düşünüyorsan da böyle genellemeler yaparak hiç cevap verme.

ayrıca ne demek yiyecek-su ihtiyacı yok? insanlar evlerine bile gidemiyor üzüntüden. hastane önü, mezarlıklar ana-baba günü.
maddi durumu olup da koli koli içeceklerle yiyeceklerle oraya gidecek insanın vatandaşı tekmeleyen danışmadan kat kat yardımı dokunur.

bir mezarlık yerini, cenazeleri ziyaret etse, orada dağıtım yapsa nasıl faydası olmayacağını iddia edebilirsiniz?

şu an zaten türkiye'nin birçok yerinden insan bilinçli olarak orada.

ya mezar kazımında yardım ediyorlar, ya tabutları taşırken yardım ediyorlar, saatlerdir bekleyenlere içecek-yiyecek dağıtıyorlar veya hastanede asılı listelere bakarak, hastaneleri fellik fellik arayarak yakınını hala bulamayan işçi yakınlarına yardımcı oluyorlar.


bu yüzden nolur bi gidin öfkenizi başka yerde kusun. daha fazla sinire, öfkeye hiç gerek yok.

son kez yazacağım. istediğiniz kadar kalpsiz, diyin, küfredin. bir kişinin dahi gereksiz yere oraya gitmesini önlersem yeter bana.

1. koli koli yiyecek götürürüz, yemek veririz.

hayır veremzsin. ne mezarlık çevresine, ne maden çevresine girmen yasak. bu tür alanlar zaten koordineli bir şekilde yiyecek ve içecek ile besleniyor. ne şehirde ne çevre şehirlerde yiyecek ve içecek sıkıntısı yok. hatta fazlası var, aileler yemek vermeye gelenlere protesto ile cevap veriyor. hastaneye istanbuldan elinde yiyecek kolisi ile mi gideceksin? işin yoksa, çevresine bile yaklaşmana izin verilmeyecek. hastanedeki kimsenin yiyeceğe ihtiyacı yok, hastanede kapasite sorunu yok, tam tersi, kalbi atan biri gelsin diye bekliyorlar yüzlerce kişi.

2. mezarlıkta oluruz, çoğunluk iyidir.

zaten binlerce kişi var mezarlık ve çevresinde, jandarma şehir girişinde gereksiz kalabalık olmasın diye gelenleri geri döndürüyor. orada +1 olman ne çevredekilere zerre katkısı olacak, ne işleyişe yardımcı olabileceksin. sadece bir kaç kişinin baygınlık geçirmesini sağlayabilirsin.

3. protesto iyidir, topluluk iyidir.

bırak kurtarma çalışmaları bitsin, bırak definler yapılsın, ondan sonra git protesto et. hem unutturmamış olur, hem asıl insanlara ihtiyaçları olduklarında destek olmuş olursun.


---peki ne yapabilirim?---

1. işçilerin açacakları davalara yardımcı olabilirsin. takip edebilrsin. gelişmeleri, desteklediğin parti takip ediyor mu, etmiyor mu bunu denetleyebilirsin.

2. şu an mezarlıklar çevresinde binlerce kişi var, buna +1 olmaktansa, insanlar sevdiklerini defnettikten sonra gidip en basidinden bir çiçek bırakabilirsin. olaydan bir iki ay sonra gider, aileleri ziyaret eder, bir isteğiniz var mı diye sorabilirsin. bak siyasisi, halkı, gazetecisi hepsi olay günü akın eder gövde gösterisi yapar ve kattıkları tek artı, insanları, acılı insanları bunlatmak olur. bir ay sonra mezarlığa gidersin rüzgar ufak ufak her şeyi uçurmuş olur. o yüzden iyi bir şey yapmak istiyorsan, bir ay sonra git bir kaç çiçek bırak ki ailesi, sevdikleri gittiğinde unutulmadıklarını anlasın.

3. bulunduğun şehirlerde, kurtarma çalışmalarını etkilemeyeceğinden protestolara katılabilirsin.

---"ha ben illa gidicem, bir koli cips aldım vericem insanlara"---

diyorsan,

1. afet koordinasyon merkezini arayıp nerede, ne ihtiyaç var onu sorabilirsin (cevap, teşekkür olacak ve şu aralar gelmemeniz gerektiği söylenecek).

2. hastaneyi arayıp bir ihtiyaç olup olmadığı sorulacak. cevap, "yok, teşekkürler" olacak. çünkü hem hastane etrafındakilere yardımcı olacak kadar yiyecek içecek stoğu var, hem de hastanede kapasite sorunu yaşanmıyor. tam tersi, insanlar kalbi atan biri gelsin diye bekliyorlar.

umarım okuyup da gitmeyi düşünenleri biraz olsun yönlendirebilecek bir yazı olmuştur. bak şu an değil ama bir iki hafta içerisinde gerçekten bir şey yapabilirsin.

***son olarak şunları eklemek isterim:***

afet bölgesinde en önemli unsur, kurtarma ekibinin, hastane koorıdinasyonunun kusursuz bir şekilde işlemesidir. bu nedenle, otobüsler ile şu an girmenin mümkün olmadığı şehre özel araçlarla yapılacak gereksiz kalabalık sonucu farkında olmadan ölüme bile sebebiyet verebilirsiniz. türkiye, yollar ve altyapı konusunda son derece sıkıntılı bir ülkedir. karşıdan karşıya geçen ekstra bir insan bile çok ciddi bir aksamaya yol açabilir.

o nedenle afet bölgelerine müdahele edilirken, ne bir ekstra ses, ne işleyişi aksatabilecek ekstra bir insanın faydası yoktur. şehre iki araçla giden 10 kişilik bir ekip bile hele hele türkiye gibi ülkelerde kurtarma çalışmalarına istemeden negatif etkide bulunması son derece olasıdır.

birinin ölümüne sebebiyet verebilir ve bunun farkına bile varmayabilirsiniz ömrünüz boyunca.

bu nedendir ki bütün kurtarma operasyonlarında her şey saniyesi saniyesine planlanır. bir dakikayı bile yuvarlayamazsınız.

bir başka şehrin hastanesinden yapılacak tıbbi malzeme akışını şehrin girişinde yaratacağınız gereksiz kalabalık ile yavaşlatabilirsiniz, 8 şeritli yollarımız yok bizim. 8 şeritli girişi olan, gelişmiş ülke şehirlerin dahi afet durumunda dışarıdan gelecek gereksiz müdaheleyi tamamen yasaklamalarının sebebi bu. ihtiyaç varsa duyurulur, ama yok ise +1 hakikaten -1'e dönüşüverir.

o yüzden diyorum, nolur...nolur gitme planlarınızı erteleyin.

İlla gidip kurtarma çalışmalarına mı katılmak lazım yahu. Orda şu an büyük bir acı var, bir sürü çocuk babasız kaldı, en azından gidip ailelere destek olunabilir, çocuklarla ilgilenilebilir. Annemler İzmirden 3-5 kişi gittiler, her ev cenaze evi neredeyse hiç tanımadıkları insanlara baş sağlığına gidip, en azından destek oluyorlar, evlerde bir ihtiyaç olursa karşılamaya çalışıyorlar. bu durumun nesi kötü veya samimimiyetsiz? İlla her şeyi maddi veya teknik destek olarak düşünmeyin, manevi destekte çok önemli. Kimi insan acısını kendi içinde yaşar, kimi ise destek alarak kendini bir nebze olsun daha iyi hisseder.

lorik cana en gzelini yazmış ve adam haklı.

gidip fazladan kalabalık yapmak yerine maddi olarak ayırabildiğiniz bir miktarı koyun bir köşeye sonra ölenlerin ailesi için bir fon vb açılırsa oraya yatırırsınız.

Olay kalp vicdan vs. değil Lorik Cana hala anlayamadın. Keşke son yazdıklarını ilk yazmış olsaydın. Kendi adıma konuşayım karşı çıktığım şey fikirlerin değil onları ifade şeklin. Çocuk değilim, bilinçsiz hiç değilim. Yıllardır Nesar'da gönüllü olmuş, eğitim almış, yurt dışında da afetlerde destek gruplarında yer almış birisi olarak dışarıdan kuru kalabalık yapmanın, yardımcı olmaya çalışırken bilgi kirliliği yaratıp işlerin aksamasını sağlayanların varlığının farkındayım. Buradaki amaç gidip madendeki işçileri çıkarmak gibi fiziksel bir destek değil, zaten aileler bile bölgeye yaklaştırılmıyor. Asıl amaç bölgenin dışına gönderilmiş ailelerin ilk etaptaki ihtiyaçlarına katkıda bulunmaktır hem manevi hem maddi. şu an çıkarıldığı bilinen ancak hastanelerde kaydı olmayan cesetlerin arasında bulunamamış 10'larca insan var ve aileleri herhangi bir haber alabilmek için sabahlıyorlar. Bu insanların yasal haklarına sahip çıkacak, onları sakinleştirecek, gerektiğinde çevik kuvvetin itelemesine karşı direnecek, lojistik sağlayacak destek olacak insanlara ihtiyaç olmadığına kimse inandıramaz.

odtü'den bir grupla yola çıkma kararı aldık. 5 tl'lik sms atmaktan çok daha fazlası gerekiyor şu an o insanlara. katılmayabilirsiniz, gereksiz bulabilirsiniz kimsenin görüşünü düşüncesini değiştirme niyetinde ya da endişesinde değilim ama bir tek kendiniz bilinçliymiş gibi/çocuk azarlar gibi konuşmanın ne Soma'ya ne de bu duyuruya bir faydası oluyor.

vergidendir belki. vergi dilimleri oranları diye yaz google a, kendi hesabını yap bence.

normal.
vergi ile ilgili mevzu.
devlete her ay ödenen vergi değişkenlik gösterir ama net maaş göstermeyebilir.

Vergiden o kadar olmaz bence. Başka bir kesinti olabilir.
Bordronu isteyip kontrol et.

vergidendir. terfi alıp daha uzun saatler çalışan ancak öncekiyle aynı maaşı alan birisini tanıyorum. bin pişman kendisi.

sizi şöyle alalım;

www.verginet.net

Osym nin sitesinden sifreni degistirdin mi?

değiştirmek gerekiyor mu?

Basvuru yaptigim yerde degistirin dendi. Basvuru ancak oyle tamamlaniyomus.

şifreyi değiştirdim sitedeki hiç bir bilgide değişme olmadı. başvuru doğru mu, yanlış mı sorun var mı, varsa ne hiç bir işaret yok.

Bir cok kisiye gitmis sonra da basvurduysaniz dikkate almayin gibi bir mesaj gelmis ustune.

özelleştirmelerin mantığı şuna çok benzer.
sen bir trafik polisisin ve
senin bi araban var xxx lira değer biçiyorsun satışa koyuyorsun.
xxx lirası olan biri geliyor almak için birlikte test sürüşü yapıyorsunuz falan adam normal ortalama şöför , parasıda var. sattın gitti
3 gün sonra o adam senden satın aldığı arabayla senin trafik kontrolünü yaptıgın kavşakta kafası bi milyon hamile bir kadını ezdi kadın cocuk öldü..

maden patladı :/

kadının kocası niye bu veled-i zinaya arabanı sattın , arabanı sattıgın için sen suclusun sen öldürdün benim karımı diyor . peki sen mi öldürdün yahu gerçekten ??

lord tayyip'in soma holding yatırım ortaklığı aş ile organik bagı var mı ?

aynı apartmanda oturuyoruz hepimiz hamam böceklerinden rahatsızız ama siz hamamböceklerinin yuvasını ilaçlamak kökünü kurutmak yerine başını cıkartan hamamböceği üzerinde tepiniyorsunuz , kuru gürültü oluyor , alt kat komşularda rahatsız oluyor haliyle..

unutmayın !!!! bugun 15 gun once soru onergesi verdi diye havalara cıkardıgınız chp 12 yıl önce jet fadıl komplosunda tayyipin tahta oturmasını sağlayan kilit partiydi !!!

insanlarda, özellikle de ezilmiş kesimde güçlünün yanında yer alma, güce ortak olma isteği vardır. o da öyle işte. sanki bir saadet zincirinin parçası gibi. yine aynen saadet zincirlerinde düdüklendiğinin farkında olmadan söylenen her şeye kulak tıkayan kesim olduğu gibi. rant, çıkar, güç... bu çıkar rant ille ekonomik olacak diye de bir şey yok, bu ülkeyi tek tipleştirme, muhafazakarlaştırma, yani belli bir kesimin kendi hayat tarzını ve inanışlarını herkese empoze etmek istemesi de bir çıkar ve akp'nin başarısının altında yatan belki de en önemli sebeplerden biri.

yeşiltaş, ya bana konunun chpnin 12 yıl önceki bilmem ne olayında yaptıklarıyla ilgisini bir açıklar mısın? gerçekten bu algını mantığını çok merak ettim.

yeşilim yelişim yeşilim aman..
irdele.. öncelikle bunu yap..
hükümet ülkedeki her şeyden sorumludur o yüzden japonya da avrupa da bir şey olunca çat diye istifa ediliyor..
sorumlu.. hay allah ım nasıl anlatsam ki daha.. nasıl örnek vereyim.. ilkokul öğrencisine anlatır gibi mi anlatsam.. napsam lan..

genel olarak siyaset yozlaşmış durumda
oy pusulasında ki bir partinin diğer partiden farkı yok . bugun chp li belediyelerin denetimi altında varolan sanayi sitelerinde çalıştırılan çocuk sayısı başka partilerin denetimi altında varolan sanayi sitelerinde çalıştırılan çocuklardan az yada fazla değil.
maden kazası üzerinden tayyip efendi ve ekürilerine yönelen kin düşmanlık tiksindiriyor artık çünkü somut ve haklı nedenlerle saldırmıyorlar insanlar , bu primatlara daha evvelden birikmiş kin ve öfkelerini kusuyorlar.
Herşeyin yeri zamanı ..
Soma holding aş nin butun yönetim kadrosunu suclayabilirsiniz mesela 15 yaşında ölen cocuk için , o çocugu orda çalışmaya yönlendiren ebeveynleride suçlayabilirsiniz ki bence asıl suçlu ebeveynlerdir (( bakamıyorsan - bakamayacaksan hali hazırda asgari ucretle geciniyorsan bir pet olarak cocuk sahibi olmamalısın )), o çocugu orda işe alan şef yada insan kaynakları sorumlusu da o cocukcagızın katlinden sorumludur.
ama malesef bende cok isterdim tersi olsun ama tayyip bu katliamın sorumlular listesinde daha düşük sıralarda..

sezarın hakkı sezara

binali yıldırım hızlı tren kazasının birincil sorumlusuydu kaç sene geçti üzerinden ?? binali yıldırımı bu toplum cezalandırdı mı ?? mükafatlandırdı mı ??
adam cumhurbaskanı aday adaylarından..

son iki senedir gerek tekstil sektorunde gerek tersanede gerek madenlerde gerçekleşen ölümlere karşı HANGİ İŞÇİ SENDİKASI gerçekten SES CIKARDI ????

alt kat komşuları bilmem de, yan apartmanlarda çok iyi hamamböceği temizliyorlar. konuşmak her zaman kolay, icraate gelince akla kara belli oluyor...

hoş esas icraatı ortamı hamamböceği basmadan yapmak lazım ama, maalesef burası Türkiye...

sozcu.com.tr

yeşil kod adlı arkadaş.. kendi argümanların kendi ayağını kaydırıyor farkında mısın..
devlet öncelikli olarak ölümlerin önüne geçmek zorunda..
madenler revize edilmeli.. işe yaramayan zarar edenler kapatılmalı öncelikle..
işçi sağlığı-güvenliği için önemler alınmalı, özelleştirilenler için de "ben sattım ki amk bana ne, ne kaza olursa olsun" diyememeli çünkü hala bu hükümetin yönetimi sınırları içinde o topraklar, çalışanlar hala halkı, denetlemeli, ceza vermeli, ruhsatını almalı.. gerekiyorsa kapatmalı..

tersanelerde ölenler öldü bir şey yapıldı mı?
kot taşlama işçileri öldü yapıldı mı?

sendika hükümete karşı işçiyi korumalı ama öncelikle hükümet asgari koşulları işçisine sağlamak zorunda, sendika ondan sonra koşulların daha iyi olması için çaba harcamalı..

gidip de olay halinde tutuklanacaklar listesinin başına zaten hali hazırda madende ölü olan bölüm başlarını koyma zihniyetinde olmamalı savcılık da ayrıca..
listenin en başında her şeyden sorumlu olan, bu sorumluluğu halkın oylarını alarak kabul etmiş, ülkeyi sırıtna almış kişi olmalı..

her şeyden sorumlu olmak demekse başbakanlık ve ona oy verenler onu her şeyden sorumlu tutamıyorlarsa, yürekleri eziliyor "ama her şey de onun yüzünden değil ki" diyorsa, ya seçtiklerinin işini düzgün yapamadığını kabullenmek istemiyorlar ya da seçtikleri kişinin hangi mevkide olduğunun farkında değiller..

kaldı ki eğer o kişi, kendisi sorumluluğu üzerine almıyor-alamıyorsa görev bilinci yoktur.. yoksa da görevini bırakmalıdır ki yerine görev bilinci olan yeni birisi seçilebilsin..

çok net açıkladım anlamışsındır umarım..

''Yalnız bu Hükûmeti takdir ediyorum. Bakın, Hükûmet kadar halkı aldatma konusunda becerikli, ben Türkiye’de böyle bir Hükûmet görmedim. Müthiş bir şey.''

kemal kılıçdaroğlu

toprağın altında belki de kurtarılmayı bekleyen onlarca insan var.
hayatını kaybetmiş kişilerin sayısı 205.
olayın üzerinden 24 saat bile geçmemiş.
eksiduyuru.com kullanıcıları burada akp yi tartışıyor.
hay sizin akp nize chp nize!
yazık.

naapak pampa elde kürek kazma somaya mı ışınlanalım ?

Kimsenin akp yi savunduğu yok. Önceliklerimiz farklı diye tartıştık hepsi bu. Kanımca siyaset yapmanın sırası değil.

amacım şu an bir yerleri yüceltmek değil.. acının ne denli büyük olduğunun farkında olamayacak birisi hiç değilim.. benim sinirlerimi bozan bir durum bu..
her yerde herkesin ölüm oldu aha cehapeliler aha geziciler şimdi saydırmaya başlayacak kafasında olup kendi kendilerine AKP yi savunmaya başlamaları..

şimdi sırası değil diye diye nerelere geldiğimizi de görüyorum ayrıca..
ülkemizde siyasete sıra gelmez çünkü ölümler kolay bitecek gibi değil..

yeşiltaş dünyanın en saçma argümanıyla savunmuş. elmayla armutu karıştırmış.

arabayı satan birey iken maden işletmesini devreden devlet dolayısıyla hükümet. Bir bireyin kendisi dışında sorumluluğğu yokken devletin bütün vatandaşlarına karşı sorumluluğu vardır. Ülkedeki insanların can güvenliğini sağlamak devletin 1. vazifesidir. O kazaya karışan adamı da denetimleri arttırarak engellemesi gereken de devlet.

devlet kendi işini başkasına yaptırıyorsa bunu denetleyecek gerekli önlemleri alacak ve alınmasını sağlayacak. devletin temeli budur. devleti halklar oluşturur. halkın güvenliği de devletin sorumluluğundadır. başka bir hükümet altında bu olaylar yaşanmazdı demiyorum. ama bu hükümet altında yaşandı.

ayrıca gezide insanlar öldü siyaset yapmayın..
berkin öldü siyaset yapmayın..
tershanedekiler öldü siyaset yapmayın..
köy bombalandı siyaset yapmayın..
tape çıktı, ülkeyi bölmek mi istiyorsun, bunun üstünden siyaset yapmayın..

www.youtube.com

yeşiltaş mantıklı şekilde yaklaşmış, gözden kaçırdığı bi kaç şey var ama yine de ortalama üstü bir zekası olduğu belli.

soruna gelirsen AKP'yi hala savunmalarının sebebi sizin nefret söylemleriniz bence. her birinin farklı düşüncesi var; kimi tayyipi sever diğerleri çöp der, kimi kötünün iyisi der, kimi 'chp mi gelsin?' diye oy verir, kimi menfaatten savunur.
siz tayyipe küfrettikçe onlar daha çok sahipleniyor, siz oy verenleri aşağıladıkça onlar da sizden nefret ediyor. fanatizme vardı artık olay. insanlar ölüyorsa kimin haklı olduğunun ne önemi var?

bu olay önlenebilecekken ihmal eden, sırf diğer partiden olduğu için önerisini kabul etmeyen herkesin de amk!

@YEŞİLTAŞ

AKP, kazayı gördükten sonra üzerini kapatan TRAFİK POLİSİDİR. Yasal yetkileri vardır fakat bunu ticaret yaptığı şerefsizleri korumak için kullanır.

Hamile kadının kocası da yırtınır durur işte köşede ama naapsın yetkisi yok ki amk.

a.k partisini savunmuyorum , sadece olayın suçlanacaklar listesinde tayyip efendi ve ekürilerinin altta olduğunu söylüorum.
iki farklı facia iki farklı sorumlu
TCDD ye bağlı hızlı tren kazasının birincil sorumlusu o dönemin ulaştırma bakanıdır ve istifa etmelidir zira TCDD direkt turkiye devletinin işletmesidir.
Soma maden kazasının birincil sorumlusu ise SOMA HOLDİNG ve soma holdingin yönetim kurulu kadrosudur.
15 yaşında ki cocugun ölmesine sebep 15 yaşındaki cocugu kazadan bir gun önce ekmek parası kazan olm diye işe yollayan ebeveynlerdir . o küçük cocugu işe kabul eden insan kaynakları sorumlusudur.

öfke haklı bir öfke sadece öfkenin hedefi yanlış !! o kadar yanlış ki bu adamları kendi seçmenleri gözünde mağdur kılıyor.
Niye hiçkimse daha fazla para kazanmak uğruna soma maden ocagının o halde çalışmasına gözyuman soma holding ceo su veya yönetim kurulu üyelerine kin kusmuyor ?? .
Günah keçilerini doğru seçin doğru kurbanlar belirleyin ki birşeye benzesin.
işletme sahibi aynı oldugu sürece işletme sahiplerinin zihniyetleri değişmediği sürece iktidarın her türlü denetimi faso fisodur iktidar kim olursa olsun.. çünkü denetimleri müfettiş kılığındaki insanlar yapar ve türkiyede insanlar % 80 rüşvet alır .

bir örnek mesela www.facebook.com

adam '30 yıldır zaten maden ocaklarında problem var' diye savunuyor. baksan cümle doğru ama haksız. çok mu kabullenmişiz ne?

yeşil arkadaşım asıl sen yanlış derecelendiriyorsun suçluyu..

birincisi esas denetimi yapması gereken yer hükümettir.. yani bu kadar büyük bir işletmenin denetimi yapılmalı, düzenlenmeli, iyileştirilmeli ama yapılıp yapılmadığını da hükümet denetlemeli..
eğer ki hata varsa da bunu önüne geçmeli..

birincil suçlu hükümet, ikincil suçlu şirkettir benim gözümde

ha geldi ki 15 yaşındaki çocuğa laf söyleme sıram..
ailevi durumunu sen ve ben dahil kimse bilmiyor.. onun suçlusu onu oraya yollamak zorunda kalan aile değil, zorunlu eğitimine devam edip etmediğini denetlemesi gereken hükümet yine..
yani hükümet diyorum da bu birebir başbakan değil, komisyonlar, alt yürütme elemanları tabiki de ama genel olarak hükümeti karşıma alıyorum bunları söylerken, muhattabım o çünkü..

o çocuğun orda hangi şartlar altında olduğunu bilmeden aile suçlanamaz..
ülkemizde pres makinesine sıkışmış bir çocuk cesedi var.. suçlu makine mi?

@yeşiltaş gözden kaçırdığın dediğim yer şu www.sondakika.com

tayyip değil problem, 'öteki parti' diye öneriyi kabul etmeyen ordan burdan toplanmış milletvekilleri.

yoksa haklısın elbette, bir sürü suçlu var.

eleştirilerde parti üzerinden değil hükümet üzerinden gidiyoruz. şu katliam esnasında hükümeti kuran parti olarak iktidarda chp de olsa mhp de olsa hdp de olsa aynı eleştirilere maruz kalacaktı. çünkü kar etmek en büyük önceliği olan özel sektör patronları için işçi, çalışan kolayca gözden çıkarılabilir durumdalar. biri işten ayrılır, hastalanır ya da ölürse de yerine çalıştıracak çok insan var diye düşünür bunların çoğu. amaç daha fazla para kazanmaktır.

bu düzende işçinin, çalışanın hakkını devletin korumasını bekleriz. denetim yapmak yerine tanıdığı iş adamlarının iş güvenliği denetimlerinde işini kolaylaştıran bakanların bulunduğu bir hükümet, önlem alalım önerisini reddeden yine hükümet. dolayısıyla tabi ki hükümetin de bu olaya neden olan şirket kadar suçu var yaşananlarda.

bu araba örneği pilot kalemle ateizmi çökerttiğini sanan elemanınki kadar anlamlı. hadi diğerlerinin gözünü vicdanını para kör etti diyoruz ama akp'yi para almadığı ya da maddi bir çıkarı olmadığı halde savunanlara akıl fikir ve vicdan diliyorum.

Devletin böyle olaylarda suçu bir denetim mekanizması kurup böyle yerleri denetleyememesinde (ya da denetlemeyi savsaklamasında), işini iyi yapmamasında. Normalde işini iyi yapmadıkları için kendilerini sorumlu hissedip istifa ediyorlar gelişmiş ülkelerdeki yöneticiler. Burada temel kelimeler gelişmiş ülke ve sorumlu hissetmek ve bakınız bugünkü Mehmet Y. Yılmaz yazısı "Sorumlu olmadan yönetmek diktatörlere mahsus".

hep bir şeyler bekliyorsunuz ? birilerinden , başkalarından , birşeylerden
ama hep bir bekleme var..
sonunda da ekseriyetle göt oluyorsunuz..
sonra beklemeye devam..

galiba sizin yöntemleriniz çalışan yöntemler değil çünkü sonu hep bekleyiş ve istenilen amaca ulaşamamakla bitiyor.

böyle giderseniz daha çok beklersiniz..

kimden bekleyelim @yeşiltaş kardeş?

550 tane milletvekili seçmişiz, vekalet vermişiz, ülkeyi emanet etmişiz. onlardan değil kimden bekleyelim? gidip ben mi denetleyeyim adını ilk defa duyduğum yeri?

başta iyi gidiyodun da sonra neden celallendin anlamadım..

evet sen denetle
dün burda bu kadar bikbikleyenlerden kaçı taksimde kendilerine içki servis eden öğrenci/garsonun sigortasını ve çalışma şartlarını kendince sorguladı.. eğer insani şartlarda değilse gerekli mercilere ihbar etti ?
git olay cıkart eylem yap sigortasız işçi çalıştıran mekanı tarumar et DEMİYORUM , maliyeye bir mail atman yeterli üstelik inanmazsınız geri dönüş bile yapıyorlar!
temiz dörtdörtlük yozlaşmamış insan hak ve sosyal yeterliliklere sahip bir ülke istiyorsanız halk olarak ilk önce kendi ulaşabildiğiniz yerleri temizleyin.

ben diyorum ki şu ana kadar kullanılan muhalefet yöntemlerinin / araçlarının alayı başarısız kaldı , hiç birşey değişmediği gibi ivmelenerek kötüleşmeye devam ediyor. demekki bu yöntemlerin hepsi safsata , yeni söylemler , yeni duruslr yeni methodlar geliştirmek gerekiyor.
550 milletvekilini evet siz seçtiniz ama hiçbiriniz genel bir sandık boykotu fikrini takipçisi olduğunuz partiye kabul ettiremediniz belkide böyle bir fikir aklınıza bile gelmedi.
iktidar partisi 1 senedir cumhurbaskanlığı secimlerine hazırlanıyor adamların aday adayları bile az çok belli , peki muhalefet olarak kim çıkıcak ? bu saatden sonra cıkıcak adamın a.k. partisi karşısında ne şansı var ???

iskender düğümü ile ilgili güzel bir hikaye var google dan isteyen aratsın ;)

yeşil arkadaşım,
bence sapla samanı karıştırma konusunda gayet başarılısın..

öncelikle barlarda çalışan arkadaşların sigorta olayı üzerine kafa yoran birisiyim.. bunu ekleyeyim..

ayrıca eğer demokrasi ile yönetiliyorsak ki ben demokrasiyi çok doğru bir yönetim şekli olarak gören birisi de değilim, özellikle biizm ülkemiz gibi ülkelerde çoğunluk diktatörlüğüne dönüşmeye çok müsait bir yönetim şekli, ben tüm ülkenin temsilini yapan kişilerin daha çok çalışmasını beklerim..

bu hükümetin çalışma bakanı tersanelerdeki ölümlerle ilgili benim çalışma alanıma girmiyor diyecek kadar ne yaptığını bilmeyen bir adamsa ben hükümeti eleştiririm..

toplum olarak evet birinci elden kendi denetim mekanızmamız olmalı ancak bunun sınırları var elbette.. ben de doğru olmadığını düşündüğüm şeyler için gerekli yerlere ulaşmalıyım ki bunu sık sık yapan biriyim, sadece ben değil ailemdeki herkes böyle.. yetiştirilmeyle ilgili bir algı bu, herkesten bunu bekleyemezsin ya da kendini yetiştirmeyle ilgili ve bunu da herkesten bekleyemezsin..

afadla iletişime geçmek faydalı olabilir.

ben kızılayı aradım. kanım ab negatif en zor bulunan kan. bulunduğum yerden kan bağışı yapabileceğimi kana ihtiyaç duyulduğunu söylediler. somaya transfer yapılıyormuş. hani kızılaya da çok güvenemiyorum ama şu an yapılabilecek aklıma gelen şey kan vermek. bu saatten sonra işe yarar mı onu da bilmiyorum.

oraya gitmek gerekir mi? gidilirse nasıl yardımcı olunabilir?
gerçi suikast düzenleyip bir takım şerefsizleri öldürmek daha büyük bir yardım olacak ama.

bir çoğumuzun dileği o ama. bence şu an orada yeteri kadar donanımlı gönüllü vardır. oraya gitmek ayak bağı olmaktan başka bir işe yaramaz bence. deprem enkazı gibi değil ki sürekli bir harç kaldırılsın. ama kan bağışı çok mantıklı duruyor şu an için.

abi zaten sadece veya en çok yine madenciler gidiyor deniyor (orayı bildikleri için). daha bunun afad'ı, stk'ları, itfaiyesi, komşu illerin itfaiyeleri falan var. bir ihtiyaç olsaydı çağrı yapılırdı zaten, gidip de daha da orayı kalabalıklaştırmanın bir yararı olmaz. kan konusunda da yine bir çağrı yok kızılay'ın sitesinde ama bu olayın dışında da kızılay'a güvenip kan verin zaten.

niye yök şerefsiz oluyor , ?? turkiyede eğitim görmüş insanların burokratik işlemlerini yaparken gurbetçi alamancıları ikinci sıraya attığı için mi ?

atmalı yani ikinci sıraya öyle mi? allah seni de bildiği gibi yapsın. lafım yok sana.

denklik işlemlerini hızlandırmak için bürokratik yollar aramaktan başka çare yok herhalde. ancak işte üniversite seçerken denklik işlemlerinin kolaylıkla yürütülüp yürütülmeyeceği de önemli olmalıydı.

resme gerek yok, kayıtlı resmim güncel ama?

o zaman netten kendin yapacan hocam bireysel başvurudan.

hocam lisans düzeyindeki eğitim bilgilerim sistemde gözükmüyormuş, onun güncellenmesi gerekiyormuş. ilgili mezuniyet belgeleriyle gidip ona ayar çektirtmek gerekiyormuş. başkası yerime yapar herhalde bunu diye umuyorum.

eğitim bilgilerini güncellemek için soruyor galiba. çok büyük ihtimalle başkası senin adına yapamaz o işleri. başvuranı görmek isterler. kimliğinle falan sana çok benzeyen birini göndericeksin, ya oluyosa vekalet vericeksin ya da rica minnet konuşcaksınız.

ilgili belgeyi posta yoluyla ulaştırmanız gerekiyor dilekçe ile birlikte. bir de neden kendinizin gidemediğinizi belirtmeniz gerekiyor.

Tanidik birileri yapar. Bugun gayet bi kiz ablasinin yerine yapti. Hoca tanidikti. Kendi lisenizde olmaz mi arasaniz?

benim lisem başvuru merkezleri arasında gözükmüyor maalesef. gerçi ben ptt dedim ama ptt merkezlerinden de olmuyormuş. ancak bizim burada yakın bir liseden oluyormuş. umarım oradan yapılabilir. çok teşekkürler.

bugün kayıt olurken benden önce gelen kadın çocuğunun kaydını yaptırdı binbir ricayla. sanırım yurtdışındaymış çocuğu. ama karşı tarafın insiyatifine kalmış.

değişik kıyafetli aksesuarlı, evet hala var.

vay be.

tam o fotoğrafın çekildiği zamanlarda odtü öğrencisi olmak isterdim lan.

95-2000 filan.

bu arada soldaki çömelik arkadaşı biliyorum sanki.

sadece
"dear,

bla bla bla"


yapsanız da olur ya da çok resmi olur ama "dear madam/sir" diyebilirsiniz.

"Dear İsmi"

Kısaltma kullanmıyorsunuz; don't, it's gibi. Uzun uzun yazıyorsunuz. You are vs demiyorsunuz da 'you may' diyorsunuz.

isim bilmiyorum ki. türkçe yaptığım başvurularda xxx insan kaynakları yetkilisi diyorum, dear diyince de bu herkese aynı şeyi yolluyor bize özel bir şey yapmıyor diye elemesinler :d

To whom it may concern diyebilirsin. Sayın ilgililer gibi oluyor