hayır

evet. düşünsenize o zaman sürekli birilerini yazıyor.. şeklinde görürdük

bence hayır..

evet

Evet tabii ki

ben de öyle düşünmüştüm. sarı şekilde yazıyor çıkıyor

genel kişi listesinde ise onu kendileri yazıyorlar kişisel ileti olarak.

yaptığın sohbetler listesindeyse evet sana yazıyor.

özellikle denenmiştir. "yazıyor" yazıyorsa size yazıyordur. başkasına yazıyorsa siz onu "çevrim içi" olarak görüyorsunuz. whatsapp açıksa ve kimseye yazmıyorsa da "çevrim içi" olarak görüyorsunuz. kısacası size yazmıyorsa başkasına yazıp yazmadığını görme şansınız yok. sadece çevrim içi olduğunu görebilirsiniz.

kesin bilgi.

telefondan telefona değiştiğini sanmıyorum ama denemede kullanılan iki telefon da samsung.

sana yazmadıkça yazıyor ibaresi çıkmaz. bazıları ne saçmalamış.

Bi de özellikle belirtmişler herkese yazıyor olabilir diye komik :) sadece size yazarken yazıyor görünür. Diğer durumlarda çevrim içi.

kaptı mı götürür ama :D

az buz değil hayvan gibi köpekler var.

evcil hayvan bebeklikten itibaren elinde büyüdüğü için tanıyorsun artık. Hayvanın karakterini biliyorsun. Beklenmedik bir hareket yapıp saldırması milyonda bir ihtimal.
Ama ana babalar da dellenip çocuklarını öldürebiliyorlar mesela. Onun gibi düşün.
Ben bebeğimi tanımadık bir hayvanın yanına bırakmam, ama kendi köpeğimle bırakırım. Çünkü saldırması için bir neden yok. Doğasında da yok. Geçmişinde şiddet de görmedi, travma da geçirmedi. Kıskansa gider sinirinden halının ortasına çişini yapar en fazla.

işcep e sıkıntısız girebiliyorum

Giriyorum sorun yok

saniyeler önce denedim ve giriyor. işcep uygulamasından.

teşekkurler arkadaşlar. programı sildim tekrardan kurulum yaptım ve hallettim.

aydınlanmama sebep oldun. muğla merkez de menteşe olmuş.

denizli'deki pamukkale ve merkezefendi "merkez ilçe" değil. merkez ilçe(denizli'nin eski merkez ilçesinin adı buydu büyük şehir olmadan önce) iki belediyeye bölündü.
www.denizli.bel.tr

Mersin'de bi değişiklik yok o konuda. 3 merkez ilçe vardı; hala var.

büyükşehirlerde merkez ilçe yok. merkezi oluşturan ilçelere metropol mü metropolitan mı öyle bir şey deniyor. yeni yasayla bu ilçelerin özellikleri kalkmış olabilir. çünkü büyükşehir sınırlarındaki ilçelere deniyordu.

@innatedesire Ben de Mersin'de yaşıyorum. Akdeniz, Mezitli, Toroslar ve Yenişehir olmak üzere dört tane merkez ilçe vardı artık kalktı o statü. Bazı yeni büyükşehirlerde hala devam ediyor sanmıştım merkez ilçe olayı ama cevaplara bakılırsa tüm büyükşehirlerde durum aynı.

www.resmigazete.gov.tr
eskiden büyükşehirlerin merkezinde yer alan ilçeler "merkez ilçe" olarak adlandırılırdı. Bursa'nın merkez 7 merkez ilçesi vardı mesela, Ankara'nın da yaklaşık o kadar. İstanbul ve Kocaeli istisna idi. tüm sınırları merkez ilçelerden oluşurdu.
merkez ilçeden kasıt şuydu; büyükşehir belediyesi, merkez ilçelerin temel hizmetlerini sağlamakla yükümlüydü. merkez ilçe belediyelerinin su hizmeti verme yükümlülüğü yoktu yani. bunu büyükşehir yapardı.
merkez ilçe olmayan, merkezden uzak diğer ilçeler ise su, çöp, yol yapımı gibi hizmetleri kendi imkanlarıyla sağlardı.
yol mu yapılacak: merkez ilçe sokakları yapar, büyükşehir ana arterleri yapardı. diğer ilçe kendi sınırlarındaki her yolu yapardı.

yeni çıkan kanunla büyükşehir sayısı 30'a çıkarıldı ve merkez ilçe kavramı kaldırıldı. artık büyükşehir belediyeleri, sadece merkez ilçelere değil, il sınırının tamamının temel hizmetlerini sağlamakla yükümlü oldu.
artık köye suyu büyükşehir getirecek. köyü merkeze götüren yolun asfaltını büyükşehir atacak. gibi gibi...

merkez ilçe yok artık!

indirdiğini sanmıyorum. daha önce hiç rastlamadım. ama yolcu aldığını gördüm. taa içeri girmek yerine otoban kenarından alıyordu. ama eşyası yoktu.

İneceğim yerde zaten otogar falan yok ama bakalım

Senin istediğin herhangi bir yerde indirmeyebilir. Eskişehir'de Osmangazi Üniv. orada indiriyorlar mesela ama kendi karar verdikleri bir yer, binerken de internet sitesinden seçebiliyorsun "Tıp Fakültesi" diye yazıyor. Direkt şurada ineyim desen indirmezler ya da zorlaman gerekir büyük ihtimalle.

valla cokca defa gordum indirdigini sofore bagli.

otoban kenarı falan olmadığı müddetçe indiriyorlar.

Yere bagli. Bikac firmayla konusmustum yere bagli mesela bazi yerlerde indirirken bazi yerlerde indirmezler gidip konuscan bu kadar. Acik acik konus biraz da vicdan yaptir adamlara ise yarayabilir.

yerine bağlı bazı yerlerde (bildiklerim eskişehir, balıkesir, ankara) asla indirmiyorlar ama bazı yerlerde sorun yok anladığım kadarıyla. balıkesir istanbul arası gebze civarı biyerlerde indirdiler beni (bir sonraki seferde indirmediler gerçi)

indiriyorlar, yolcu da alıyorlar biletli ise.

Havaalanı metrosu ile yenibosnaya gidip metro çıkışındaki duraktan 78b'ye binerseniz direk gidebilirsiniz. Ensar koleji durağında inebilirsiniz.

Çok sağol acil lazımdı. Peki saat kaça kadar otobüs var? Biterse dolmuş falan var mi

Erken bitiyormus bu

Dolmuş vardı sanırım, yenibosnada inip koçtaş tarafından biniyorsunuz ama efsane dolanıyor

Mobildeyim düzeltmedim, koçtaş tarafından binilebilecek 79b, 98, 98h gibi otobüsler de var.
98 minibüs kadar dolanıyor ayrıca biraz yürümeniz lazım metrokent civarında inip
98h daha az dolanıyor yine metrokent civarında inip yürümeniz lazım (7-8dk civarı sürer)
79b direk 5. Etapta indirir eksprestir candır

Sms'i telefondan engellersen yine de telefona gelip silinir.
aramayı da Call blocking - Çağrı engelleme ayarlarından yapabilirsin.

uçak modunda çalıştırsan sürekli olmaz mı

Kullanacağım telefonu ama mesaj falan gelirse yurtdışı aktif oluyor o yüzden

Vize sadece idata araciligi ile aliniyor. Direkt konsolosluga basvuru yapilamiyor.

Mulakata cagirabilirler, onlara kalmis bir durum. Kesin degil.

Bildigim kadari ile bir baskasi sizin yerinize belgeleri idata ya iletebilir.

ilk vizen ise çağırırlar, 15 dakikalık iş çok kolay alınıyor.

yuklarıda belirtildiği gibi kimin iadata'ya ilettiği fark etmez.

geçen sene konsolosluğa da başvuru yapılıyordu. ben maille randevu alıp gitmemiştim çünkü farklı şehirdeydim. idata'nın tek avantajı pasaportu kargoyla göndermeleri. konsoloslukta kendiniz gidip almanız gerekiyor. ama bu söylediklerim geçen seneydi.

yani aracı kesin idata kendi başıma alamıyorum?

Tchibo da güzel kahveler var ama türk kahvesi var mıydı bilemedim.

tchibo'da türk kahvesi var. kesin bilgi.

saydıklarıma ulaşabileceğim o yüzden oralardan bilgisi olan yok mu

(bkz: yasasin tam bagimsiz kurukahveci mehmet efendi)
:)

türk kahvesi bir kahve çekimi ve pişirilmesi şekli işin aslı, istediğin kahveyi türk kahvesi olarak çektirebilirsin, tchibonun brazil mild türk kahvesi olarak gayet güzel oluyor, starbucks'ın ethiophiası vardı o da uyacaktır, bir dene.

hediye olacak macera aramıyorum :)

cafe nerodan alma, türk kahvesi olarak çekemiyorlar. starbucks'ın blonde roast serisi güzeldir, bizimkiler seviyor.

Geçen sene en çok Mado'nun kahvesini seviyorduk, bu sene ise Güven Kuruyemiş diye bir yerden çektiriyoruz işe yakın diye. Taze dibek kahvesi çok süper oluyor. Yeniköy ve Nişantaşı'nda varmış.

okulu ve 3'ten kalan dersleri söyle, cevaplayayım

Senden bi cacık olmaz (bkz: gaza getirmek için hakeret etmek)
elbet biter okul yeterki sen niyetine gir.
Lafla değil cidden istediğinde ve hayatın senden bir adım önde olduğunu anladığında bitireceksin zaten.

Biter. Plan program yap. Kucuk hedeflerle basla.

şöyle söyleyeyim o zaman, marmara hukuk'luyum ve 6 senede bitti. 3. sınıfın büyük kısmını dörde taşımıştım.6. seneye 2 ders yüzünden uzamıştı, eşya(2 puanla kalmıştım) ve medeni usul. yıllık dersti bizimkisi, senede tek vize(birinci dönem), tek final(hazıran ayında) ve tek büt(temmuz) oluyordu.

3 en sıkıntılı derslerın oldugu sınıf. insan hakları harıc hepsi kaldıysa ki bunun medeni usulu, miras hukuku, ceza özeli, ticareti var, deniz ticareti de olması lazım, canını biraz sıkacağım ama okul uzayacak gibi. cidden silkinip ders çalışmaya başlaman lazım. zor ve sıkıcı olduğunu biliyorum, ama elinden geleni yapmazsan pişman olacaksın.

ama uzarsa da uzayacak, yapacak bir şey yok, canını çok sıkma. elinden geleni yap ve gerisini düşünme.

bir sene uzar o okul.

yıllık 18 dersten 15 tane gecen adam gördüm gecen sene. yani umutsuzluğa düşme çalış. yalnız çokta stres yapma rahat ol.

marmara hukukta son sınıfta toplam 25 ya da 27 dersim vardı, hemen her dersten kalmıştım, okula sınavdan sınava gittiğim için hocaları yolda görsem tanımazdım.
finallere kısa bir süre kala çalışmaya başladım, final+büt sonunda 6 dersten okulu uzattım. zor değil yani hepsini vermen. stres yapmadım, nasıl olsa uzayacak bari az dersten uzasın da seneye rahat edeyim diyerek girmiştim sınavlara.

sonraki sene de, ulan ben 1 yılda 20 ders vermiş adamım, 6 dersi nasıl olsa veririm dedim ve sadece 1 dersi verebildim, okul gene uzadı :)
6.sınıfta bitirdim okulu.

yedek hesap yok veya farklı şeyler var. gizli soruyu da sormuyor eskiden vardı ama şimdi yok heralde.

gmail değil hotmail hesabım. tabi öncelikle maili kurtarmam lazım yoksa yine değiştirebilir facebook şifresini.

Facebook'da "bu benim hesabım" dediğinde sana fotoğraflarından üç beş tane gösteriyor, ordaki insanları tanımanı filan istiyordu, öyle bir seçenek gelmedi mi sana? Bir de ayarladın mı bilmiyorum ama trusted friend muhabbeti vardı, o arkadaşına şifre mi ne gönderiyordu..

derin yara değilse tetanoz olmuyor. gönlünüzü rahatlatmak için doktora görünebilirsiniz yine de. aşı geçmişinizi nerden öğreniliyor, bulursanız söyleyiniz :)

cevap gelmeyince meftayım sandım. derin değil hatta yara kapandı bile neredeyse.

aşı geçmişi hakkında bilgim yok. bu yaradan sonra olayım dedim aşıyı 24 saatten sonra etkisizmiş. orta 3'te bu aşı yapılıyormuş ve 10 yıl geçerliymiş. oradan kurtarmaya çalıştım.

sistem çökmüş. geri döndürmek zor.

ne yapayım format falan mı? şunu sök tak gibi bir şey döndürmez mi

Sistem cd'si varsa onarım yapabilirsin. Cd'yi tak, bilgisayarı yeniden başlat. "... bir tuşa basın" yazısı gelir siyah bir arkaplanla. bas bir tuşa, sistem dosyaları yüklenir. geri kalan adımları sen yaparsın.

bahsettiğim ekran gelmiyorsa, bios ayarlarına girerek önyükleme önceliğini değiştirmelisin.

www.enpedi.com

güvenli modda açmayı dene.
zaten bi yerde dosya isimleri akmaya başlayacak, en son hangisinde takılıp reboot ederse onu araştır internette.

yok güvenli modda sorunsuz açılıyorsa restore et.

AYM'nin bu yasayı iptal etmesi gerekir. Açıkça aykırı çünkü. ama gizli kulislerde birşeyler konuşulup AYM üyeleri bir şekilde ikna edilir mi bilmem. artık çivisi çıktı ülkenin. düşündüğümüz ihtimallere bak amk.

adamlar sayıştayı kapattılar resmen hsyk'yı bağlasalar ne olur? yapmayacakları yapamayacakları bir şey değil.

Yargı hükümete bağlanmasa nolacak, şuanda cemaate bağlı zaten. Cemaate bağlı olunca hukuk ülkesi oluyoruz da; hükümete bağlı olunca mı muz cumhuriyeti oluyoruz?

kısa vadede gözde kuruluk ve yanma yapıyor.

bilgisayarda yapar.
ama ortalama 300 tl ye alacaginiz bir kindle paperwhite ile kitap okumaktan farki olmaz neredeyse.

zaten para verseydim kitap alırdım panpa :)

afedersin, amına bile kor.

çok afedersin amına bile koyar güzel kardeşim.

edit. mütevazı, yok ebesinin amı ali sami. olm beni mi gözetliyorsun lan sen? şişş aloo??

mutevazı, papillon7

siz biraz daha samimi gibisiniz

Sorma işimiz gücümüz yok neyle ugrasiyoruz

Gerçekten gitti mi simdi

gitmez ya

gidiyor, birine yorum yapıp şak diye silme gafletine düştüğünüzde de bildirim gidiyor.

akıllı telefonlarda sıkıntı oluyor bu çok. aşağı kaydırayım falan derken alakasız şeyleri beğeniyorsun, abone oluyorsun falan. sakat durumlar oluşabiliyor bu bildirim olayı nedeniyle de. gitmiştir malesef.

zaradan giyinen kotondan da giyinir bence çok düşük düzeyde bir marka değil. ama lcw çok halktan bu iki markaya göre.

lcw den üst.koton zara berşka pool and bear kazık ama kalitesiz markalar.

lcw bu açıdan en azından samimi aldığın malın fiyatı belli.

Tam olarak zara ile lcw arasinda yer alan bir marka.

zara'dan kötü, lcw'den iyi.

Bence Zara'yla arasinda oyle aman aman bir fark yok.Zaten Zara'nin da cok cok kaliteli bir marka oldugunu dusunmuyorum ben.

zara çok pahalı değil mi ya? orada çalışanlar bile bi acayip üst model görünüyolar. içeri bile girmiyorum ben.

ama koton'un lcwden üst düzey müşteriye yönelik olduğu kesin. model, kalıp, biçim olarak da daha şey insanlar için. tarif de edemiycem şimdi. anne tipi yani biraz. koton daha genç ve az buçuk cadde kızları için falan.

bence koton zara'dan iyidir. o nasıl giysiler lan türk insanına hitap etmiyor. üstelik ürünlerin çoğunluğu yüzde yüz pamuk değil polyester falan bol.

Lcw'den ust mangodan alt bence. Mango da zaranin altinda.

güzel, üstüme oturduğunu görsem alırdım ben.

1079'tan 300'e mi düşmüş oha!

çok düşmediğini ben de biliyorum. güzel olduğu için alıyorum

on numaraymış şimdiden hayırlı olsun.

git harbi deri dükkanlarından al marka peşine düşme.

linkteki güzelmiş.

bence deneyip almalısın, deri mont riskli bişey bakarsın kolu dar gelir omuzları sıkar boyu kısa gelir vs.
bu montun öndeki kocaman ceplerini ve çıtçıtlı düğmelerini beğenmedim.

göbek falan yok. çok pahalı olmasın diyorum sadece 250 uygun bir fiyat bu civarlarda olursa iyi olur yani.

dax var lacivert kutuda

Taft taft taft

osis mess up'ı deneyebilirsin biraz tuzlu fiyatı ama baya gidiyor 2-3 aydan fazla kullanırsın.

ürün tavsiyesi lazım osis nerde bulabilirim watsonslarda var mı

elidor saç şekillendirici

2. üniversite için bahsetmiştim

yurttamı kalıyorsun evdemi?
Evden ilk çıkışınmı?
Biraz bilgi ver
terlik falan al yanına.

olabilir, neden olmasın ama nerden nereye gidiyorsun? bu çok yardımcı olabilir.

sarj aleti dis fircasi sevilenlerin fotograflari

bilgisayar ve telefonun şarj aleti. kullandığın ilacın varsa ilacını unutma. gerisi oradan da alınır unutulursa.

iğne iplik al evden. gidince almıycaksın belli. lazım olur olup olmadık zamanda
ağrı kesici, krem gibi şeyler de al bulunsun.

Şarj aleti
Bir iki çatal bıçak, tabak
Mini ütü
Birkaç askı
Kullandığın ilaçların
Sampuan vs banyo malzemesi
Ailenden her birini hatırlatacak özel memento vs.
Terlik
Yağmurluk şemsiye

yurda geçtiğinde terlik, duş jeli vs lazım olur kardeş. terlik bunlar arasından önceliği olandır :)

terlik, havlu.

en çok unutulan şey terliktir.

Para, cüzdan, kredi kartları, kimlik,
Bilet
Kullanıyorsanız ilaçlarınız
Diş fırçası ve macun.
Tıraş köpüğü, jilet ya da tıraş makinesi.Kişisel kullandıgın seyler vs.
Tarak, fırça.
Kıyafet (alt- üst)
Spor ayakkabı.
Eşofman.
İç çamaşırı, çorap.
Klasik ayakkabı ve bir takım elbise.
Kitap, dergi.
Cep telefonu ve şarj aleti.
Laptop ve şarj aleti.
Kirlileri koyacak ayrı bir poset.

allah'ını seversen gereksiz fazla eşya götürme. dönüşü de var bunun

ben de şehir dışında okurken her zaman önem sırasına göre kafamda bir checklist yapardım.

1-giyecekler (yani eksik olan var mı vs. mesela hırka lazım soğuyan hava için. mevsimlik mont vs. belki eldiven bere kulaklık). sonra üst baş olarak alacaklarımdan dışarıda kalan var mı ? (sevdiğim kazak, pantul vs. :D). ilk kategori bitti böylece.

2-iç çamaşırı-çorap-kemer. yani elbette eksikse ordan da alınır ama yeterli mi vs...

3-ıvır-zıvır takımı. burası baya çetrefilli. macunu fırçası deodorantı şampuanı yok efendim banyo lifi tırnak makası, tarak vs daha akla gelebilecek bir sürü şey.

4- teknoloji ve yan elemanlar: telefon, bilgisayar, onların bilumum bok püsür gereçleri, cdleri vs.leri

5-ayakkabı. giydiklerin hariç ihtiyacın olacaklar var mı ?

6- gerekli belgeler. okulla alakalı olandan kimlik vs. ye kadar lazım olanlar.

7-tabisi de para :D

şimdilik bu kadar. ama unutma. her şeyi tek tek gözle görsen bile bavulu bagaja koyana kadr soru işaretleri seni fiştiklemeye devam edecek. korkma yalnız değilsin :D bir tek senin başına gelmediğini düşünerek gereksiz kötü hissiyattan kendini kurtarabilirsin.

bir de bu bonus olsun: (bkz: uzun yola çıkmadan önce hissedilen huzursuzluk)

:D:D

burs başvurularında her türlü evrak işinde lazım olur varsa vesikalık fotograflarını yanına al
ankara serinledi bugün hırka, yağmurluk filan mutlaka al. gelir gelmez hasta olma (erzurumdan vs. geliyorsan bu dediğimi unut)
içiyorsan ağrı kesici koy bi tane yarın pazar açık eczane bulamazsın- yol çarparsa diye.
şampuan macun vs gibi şeyleri yük etme bence ankarada bol bol market var, emin ol

bende de var aynısı uygulamadan

bu ayarda olsun diyorum. fresh kokular yani bunlar öyle mi? deneme imkanım yok şuan.

yapıyorsun da gün başına ya da saat başına extra bi ücret veriyordun galiba

o nasıl yapılıyor acaba

uçuşu seçiyorsun daha tarihi kesin değilse fiyatı fixliyorsun en altta rezervasyon yap diye bişey çıkıyor. ordan yardırıyorusun

faturasıyla gidersen çıkarttırırsın.

evde çıkması mümkün değil mi

geri götürmen lazım. evde çıkarırsın ama gömleği de yırtarsın

sanırım mıknatıslı bir şeyle çıkarıyorlar.

kendin cikarmaya calisirsan gomlegi yirtmakla kalmayip cikmayacak bir boyayla mundar etmen de olasi (bazi plastiklerin icinde boya kapsulu oluyor)

taraflı gözle bakarsan.

hepsi darbeci olduğu için müebbet aldı der biri.
muhalif olduğu için de müebbet aldı der biri.

ikisi de var ama hiç kimseye muhalif diye müebbet vermezler. birşeylere bulaşmıştır.

yargısız infaz yapıldığı için hukuka aykırıdır.

Muhtıra yayınlayanın altına araba aldılar(Dolmabahçe görüşmelerini hatrlayın).
Darbe girişimde bulunana müebbet verdiler.

Halihazırda darbe yapanlar dışarıda
Teşebbüs edenler müebbetle içeride.

Sorun burada başlıyor.

Ek olarak: Teşebbüsün olduğuna da en azından bazı isimler için inanmıyorum.

www.radikal.com.tr

aihm tarafından meşruiyeti kesin bir dille kabul edilmiş bu mahkemenin. orda sorun yok. tutukluluk sürelerinde de aynı şekilde.

gerekçeli kararı görmeden cevap vermek atış olur.

aihm tarafından meşruiyeti kabul edilmiş diye bir şey yok. aihm önüne gelen davalarda başvurulan hususlarda sözleşmeye aykırılık olup olmadığına bakar. ergenekon davasında da tutukluluğun yasallığına (meşruluğuna değil, yasallığına yani türkiye'deki pozitif yasa metnine uygunluğuna) bakıldı ve tutukluluğun pozitif hukuk anlamında yasal olduğuna hükmedildi. bu tutukluluğun süresiyle ilgili değildi.

adil yargılanmanın ihlaliyle ilgili olarak ise aihm davanın sonuçlanmasını bekler. bunun için de iç yargı yollarının tüketilmesi gerekir. bunun için henüz iç yargı yolları tüketilmedi. bu arada bm keyfi tutuklamalar çalışma grubu da geçen hafta, türkiye’nin koşut bir başka davası olan balyoz yargılamasında insan hakları evrensel beyannamesi’ni ihlal ettiğine hükmetti. yarım bilgiyle gazeteden okuyarak hukuki konular hakkında yorum yapmamak gerekir. aihm'in bir şeyin meşruluğuna hükmettiği falan yok.

şu suçlu, şu suçsuzdur demeyeceğim. diyeceğim tek bir şey var: insan hakları sözleşmesindeki anlamıyla adil bir yargılama olmadı. bu yargılama için yüzlerce örnek verilebilir, en basitinden cmk, nihai hüküm açık duruşmada açıklanır diyor. buna uyuldu mu? vali çıkıp gidenler suç işler dedi. bu ne rezillik? sırf bu bile (hükmün açık duruşmada yapılmaması) bozma sebebidir. yargıç bilmem kaç duruşma bazı sanıklara duruşmaya katılmama cezası verdi ki böyle bir şey ne cmk da var ne de başka bir kanunda. avukatların hiçbir itirazı dinlenmedi. avukatların tanık olarak dinlenilmesini istediği kişiler dinlenilmedi, dinlenmek zorundaydı cmk'ya göre. yargıç tutup "avukata her duruşma söz verilmez" diyebildi. böyle bir şey yok. savunma hakkının kısıtlanmasıdır.

şimdi hepsini yazmaya kalkmayayım. ama suçlu suçsuz boyutuna girmeden (çünkü böyle bir şeyi ancak adil yargılamayla bilebiliriz) bir hukukçu olarak bunun adil bir yargılanma olmadığını söyleyebilirim. adil yargılama yapılsaydı sonuç muhakkak farklı olurdu. bir insan olarak da ancak şunu demek elimden gelir: "bir kavme (veya millet ve topluluğa) olan kin (ve düşmanlığınız) sizi sakın adaletsizliğe itmesin. " maide/8

@microfiction yarım gazete bilgisiyle filan söylemedim. aslına bakarsan hiç takip etmedim bu süreçleri. geçen akşam tvde melih altınok diyordu bu mealde şeyler, ordan duyduğum bu yani. tamam söyleyiş tarzım biraz değişik olmuş. e illaki aihm "ben bu mahkemeye kefilim" dememiştir.

bu soruyu birisine sorduğun an bil ki aldatılıyorsun

iki seçeneğin var ya paranoyaksın ya aldatılıyorsun. tabi burası internet herkes bir şeyler söylüyor. sen yine de emin olma.

his olarak bazıları uyanıyor bu duruma ama ya kabullenemiyor ya da konduramıyor ondan üstünü örtüyor. bunun dışında cinsel ilişkide azalma, ilgide azalma, görüşmede buluşmada azalma, eften püften kavgaları uzatma ya da hiçbir kavgadan sonra aramama (önceden böyle yapmıyorsa tabi). bazen de aldatmanın ilk zamanlarında açık verme korkusuyla aşırı ilgilenme. kısacası bir gariplik olduğunda genelde ya aldatılıyorsun ya ilişki bitiyor adam/kadın eğer herhangi bir özel sorun yaşamıyorsa.

"paranoyak olman takip edilmediğin manasına gelmez." şeklinde bakıyorsan dünyaya, kolay olablir.

kadınsan hissedersin

facebook ta ilişki başlangıcı benimle olan ilişkisinin bitiminden önceydi :)

Facebook un android uygulamasi zaten cok kotu. Biraz bekledikten sonra alan geliyor profile bildirimler. Hem cokta yavas.

aynen çok kötü. mesela arkadaşlarımın durum güncellemesini bildirim olarak telefona geliyor.

yeni sürüm çıkacakmı peki arkadaşlar bilginiz var mı ??

belli sürelerde güncelleniyor. inş yakın zamanda stabil bir sürüm gelir.

teşekkürler ...

bence olmamalı. siyaset oynak bir şeyi ilişkinin tabanı yapmak saçma. bu dediğim fanatik olmayan kişiler için geçerli.

valla chp tabanlı ile akp tabanlı hayatta evlenmez bence.
çıkar ilişkisi, mantık evliliği hariç.

siyasi konularda evde tatlı ya da tatsız tartışmalar çıkar ama hobarey diyip öpüşüp barışılır yataklara yatılır.
din ayrılıklarında da sorun çıkmaz çift kendi arasında halleder. (çocuğun dinine aileler karar veriyor malesef) ama akrabalar arasında belli dönemlerde tatsızlık çıkabilir. mesela sünnet olacak mı çocuğun beynini yıkamayın kuran incil şunu bunu okutmayın imam nikahı vaftizde ılık suya batırın tarzında.
sonuçta kişilere bağlı hiçbir şey de olmayabilir.

aşk ile siyasi görüşün, mezhebin, dinin ne alakası var. Sen günlük hayatını uç noktalarda, fanatik biri olarak siyasi, mezhepsel veya dini bir hayat yaşamıyorsan bir bağlantısı olamaz.

CHP'nin de, AKP'nin de özlerinde aynı şeylere hizmet ettiğini bilmedikleri için o iş olmaz. Bilseler sıkıntı çıkmayacak ama işte, gel de anlat.

dinle ve kökenle bir alakası olmaz fakat siyasi fikir ayrılığı konusunda durmak lazım diye düşünüyorum.

kız ve erkeğin siyasi görüşleri önemli değil ama ailelerinin görüşleri önemli. Yani tabii burada fanatiklik de söz konusu. Üniversitedeyken solcu bir kız vardı, hem de baya tutkuluydu bu konuda, milliyetçilik ve faşizm düşmanıydı. Ama sonra bir gördük ki kız ülkü ocakları reisiyle evlendi. Çok mu ilginç? Hayır, çünkü kızın babası ağır ülkücüydü, kız üniversitede kişiliğini ortaya koyacak yer arıyordu.

yani demek istediğim nokta şu evlenecek olan kız chp'li ailesi de chp'li ve karşı aile de tamamen akp'liyse ciddi sorunlar çıkar.

operatörü arayıp da yaptırabilirsin bunu, bilgin olsun.

mobil veriyi hiç açma?

yukardaki paneli aşağı çek sağ üste dokun. orada gsm operatörünün ismi yazar oradan mobil verileri kapa.

Normal benim için. Ama sevdiklerimle olsam fena olmazdı.

zordur. ramazanlı hele daha zordur.

www.facebook.com

www.illerarasimesafe.com

@tadutadu yanlış bu. 10 saat ne demek lan? bana otobüsle giden birisinin cevabı lazım.

ordaki dağlardan ve kıvrımlı yollardan haberın yok sanırsam

570/90 6.3 saat yapar dümdüz yolda zaten engebeli yollar. 10 saat olur bence.

yanlışmış çok biliyorsan sorma o zaman

9:30-10 saat yol, 1 saat de mola eklersen 11 saat civarı.

Ben otobüsle 17 saatte gitmiştim.hiç tavsiye etmem.

2010'da gitmiştim, herkes Esad'a tapıyordu. Hatta suriye'nin atatürk'ü diyorlardı.
"herkes"den kasıt, görüştüğümüz herkes elbette.

Bu "arap baharı" denen süreçte diğer milletlerde hep sivil kesim kıvılcım yeri oldu. Sonrasında her ne kadar "nato desteğiyle" hükümetler indirildiyse de bir sivil baş kaldırmadan söz etmek mümkündü.

Bu sivil muhalefeti tek göremediğimiz yer Suriye. Bir anda askerden devşirme, farklı milletlerden insanlar muhalefet adı altında "ordu" kurdu. Diğer ülkelerde askeri işleri amerika destekli nato hallederken, Suriye'de bir anda Suriyeli olmayan insanlarla Suriye halkının muhalefeti üstlenildi. Bu da bu hareketin halktan destek almadığının bir kanıtı olabilir. Ben daha sivil uzantılı bir tek Esad karşıtı eylem duymadım. Kaldı ki Öso'nun kontrolü ele geçirdiği şehirler, hayalet şehirlere dönüşmüş durumda. Halk şehrini terkediyor.

Bir de şöyle bir durum var, eğer basında ve sosyal mecralarda "sağlıklı" bilgiye ulaşamıyorsanız, dünyadaki baba medya kuruluşlarının işi manipule ettiğini anlayabilirsiniz. Şahsı fikrim bilgilerin "sağlıksız" olmasını düşünmeniz de bu yüzden.

suriyeli arkadaşım var lubnana kaçtılar suriyenin ileri gelen ailelrindne varlıklı fabraikaları var..
esad icin allah belasını versin dyip aglıyor hergun skypta,diktator halkın sevgisi korkudan diyor...çok şerefsiz biriymiş..

@jamswety anlat anlat çok heyecanlı

Ben de 2010'da gittim. Halep'te kaldım. Ciddi bir Esad hayranlığı vardı. Hemen hemen tüm mağazaların, büfelerin, cafelerin vitrinlerinde Esad afişleri vardı. Ve bence baskı falan da yoktu. Benim gözlemlediğim kadarıyla ortam gayet huzurluydu.

adam diktatör tabi her yerde posteri olacak, aşırı bir sevgi varmış gibi göreceksiniz. ona bakarsanız başbakana oy veren kesim ülkenin yüzde 50si onu çok severler. 2 kişiden 1 i sever. ama sözlüğü falan açtınız mı tam tersidir. çoğunluğu arada kalmış bence. iki tarafında destekçileri var fakat esad destekçilerinin yani nusayrilerin kapasitesi belli. hafız esadın ve beşar esadın diktatör olduğunu bilmek için üstün bir bilgiye gerek yok.

bi şey olmaz. yalnız tadı kötüydü onun en son.

önemli değil tadı ya 80 kuruşa aldım migrostan. bu fiyatın altında bi bit yeniği olmasın da :)

Yaw nie bi zararı olsun on numara macundur kendisi

ygs'ye de bak benziyor sorular.

antik'te az önce ilerlemiyordu da

sabah çok erken saatte ve öğlene doğru dondu ara ara donuyor.

en içten saygılarımla

kişisel yakınlığın, samimiyetin yoksa saygılarımla yaz.

saygılarımla yeterlidir bence.

Saygılarımla,
Hasan Hüseyin

Saygı ve selamlarımla,
Hasan Hüseyin

sağcı bi üniversiteyse selam ve dua ile yazabilirsin. :)

Paintov daha sagci ile sakirdin farkini bilmiyor. Saygilarimla yaz.

Işık ve sevgiyle.

İlhan İREM

yüzünde sinirli bir ifade ile bir daha benden birşey istememeni rica ediyorum de. sen gıcık kişi durumuna düşsen de onun yaptığı ayıp, asıl o utansın.

ne olacak yahu, cok sevdiginiz bir arkadasiniz ise bosverin gitsin. ayrica o size cikolata getirmistir belki.:)

yakın arkadaşım olduğundan kırmak da istemiyorum bir yandan.

@allan
o kadar para verince ben kendim bile özene özene kullanıyorum bir şey olmasın diye. iki çikolataya görmezden gelemem.

bi daha bi şey isterse "yok abi geçen verdim çantayı sonra yeni çanta almak zorunda kaldım" eğer başkası böyle bi eşyayı ödünç almak isterse "yok abi geçen ahmet'e verdim çantayı paramparça geri verdi herif, bi özür bile dilemiyo yemin ettim bi daha vermem kimseye bi şey diye, yoksa sana güvenirim de yemin ettim artık" tadında sözlerle savuşturabilirsiniz.

hem o hasarlı getiren arkadaş gönlünüzü alır merak etmeyin, zararı karşılar o kadar öküzlük olmaz.

valla afedersiniz ama sikerler. hem de öyle böyle değil. emanet alınan eşyaya insanın gözü gibi bakması lazım.

bir de yakın arkadaşmış bence detaya takılmayın eşyalarınızı değer verdiğiniz insanlardan daha çok severseniz hep üzülürsünüz :)

altı ustu canta olm . nesne o , kullanılmalı , amacı bu zaten.

bır seye amacı dısında degerler vermeyın. mutsuz olursunuz.

kocaman insanlarsınız yani öyle tahmin ediyorum açık açık söyleyin imalı imalı laf dokunduracak da değilsiniz yakın arkadaşsınız.

değil. bc'si değişiktir, lens sorunludur yada gözündedir problem.

"olmaması" derken battığı için gözü rahatsız etmesini mi kast ediyorsunuz?
evet, bir göz rahatken, diğerinde batma olabilir.
ama batma yapmasının bir sürü nedeni var.

ya lens yeterince temiz değildir ya araya toz, kir vs. girmiştir ya gözünüzde bir sorun vardır ya lensi ters takmışsınızdır vs vs.

bende batma yaptığında çıkarıp tekrar solüsyona koyup, tersini takmayı deniyorum.
yani oluncaya kadar uğraşıyorum.

ama mesela bazı markalar bende sürekli olarak batma yapıyordu, memnun kalmamıştım.
markayı değiştirdim, sorun düzeldi.

takmak için baya uğraştım kirlenmiş de olabilir, ters de takmış olabilirim

ilk takışta bi gözde acı yapıyordu kullanırken. 10 dakika sonra filan geçmezse gözümü kapatıp parmağımla oynuyordum. "Yerine oturunca" sorun kalmıyordu.

uğraştıysanız veya ters döndü ise tekrar takmadan önce bir süre solüsyonda dursun.

mümkün, ters takmış ya da oturtamamış olabilirsin. biraz oynayınca oturur.

bence de fena değil rasgeldi mi izliyorum

uk versiyonunu izle bence.

ben us halini daha çok sevdim. iyi aslında izlenir

teşekkür ederim merve, aslında öneri istemiyordum ama ilk defa duydum, bir bakarım utube'dan.

aynısı bende de oluyor.

olgunlaştıkça dertlerin değişiyor ya da bazı şeylerin farkına varıyorsun. ama eski dinlediklerimi de dinlemiyorum değil. müzik zevkim genişledi iyi de oldu.

Ben de 30larda başladım belki de türkülerin sözleri tını vs ne varsa içinde bu yaşlarda anlam kazanıyor.

edit. la yeni girdim 30a ne 30lardası.. töbe..

25 yaşındayım. çocukluğumdan beridir türkü dinlerim. insana çok şey kattığını düşünüyorum. dinleyenler bilir. daha farklı düşünüyosun. benim izlenimim bu yönde. iyidir yani türkü dinlemek. yani türkü dinliyorum diye rock dinlemekten de geri kalmıyorum. playlistim karışık.

neşet ertaş
megadeth
billing guardian
johnny cash
carrie underwood
noir desir
erkan oğur
cengiz özkan

falan filan işte.

özüne dönüyorsun, toprak çekiyo.

güldüm. yaşlanıyorsun hocam sen başka açıklaması olamaz böyle zevk değişiminin.

düzgün bi şekilde söylenebilir, makamına uygun ama remix deyince benim aklıma saçma sapan club müzikleri geliyor olmaz bence. yerini zaten alamaz çünkü sadece türkiyeyi kapsayan bi durum değil. aynısını istiklal marşı için düşünelim. ezana göre daha rahat bir durum ama insanların hassasiyetleri var bu konuda. dinlersin, hoşuna gider ama yerini tutmaz.

belki de türkiyede insanlar çok duyarlı değiller. yönlendiriliyorlar. bu açıdan da birileri isterse yapılabilir.

haci ezana remix var bu arada... infected mustrooms · un vardi galiba.. adamlar hala yasiyo .. gayet te guzel

yav arkadas hemen ezani da sahiplendiler ya la .. la olm arabistanda cikti ortaya ne ara hemen milli deger yaptiniz ? mekke valisi bisey demiyo sana noluyo ?

'Allahu ekber wuuuhu' diye bi cover var. Kadin hala yasiyo sanirim? Mekke valisi aciklama yapmali bence de. Genc ateyizler rahatsiz bu konuda.

türkiyede okunan ezanın bestesini buhurizade mustafa ıtri efendi yapmış.

yani ortada öyle dini, kutsal bir olay yok. yeni bir şey olsa bugün tarkan da yapabilrdi bunu, kuran'da nota falan yok sonuçta.

milletin isyan etmesi dallamalığındanır. arapça yemek tarifi kitabı sayfası parçala gene biri seni öldürebilir. olayın dinamikleri din'in çok ötesinde, tamamen bu coğrafyaya ait bir dallamalık.

hatta bence beatles bu topraklardan çıkmış olsa, beatles cover'ı yapanlar bile öldürülebilirdi. ilginç bir sahiplenme, her şeye bi anlam yükleme kültürü var.

buyuk adam olacaktim+1

gereksiz bir milliyetçilik ve sahiplenme anlayışı var. "vay be biz neler yaptık, ıtri de türkmüş. dünyada en çok okunan müziğin bestesini de biz yaptık" düşüncesi bence hastalıklı bi düşünce. kişilerin kendiyle değil de milliyetleri ve dini duygularıyla bir şeylere bağlanmaları, diğer şeylerden kopmalarına sebep olur. bu birleşmeler (yani kopmalar) kutuplaşmayı doğurduğu için aynı şekilde düşünmeyenlere zıtlaşmalar olacaktır. bu normal. neyi nasıl sahipleneceğimizi bilmezsek bu normal, ve kötü!

sevdiği sanatçıın şarkısını coverladığı için küfür eden insanlar var bir sürü, ezan coverlandı diye tepki gösterenden farklı değil bence!

ayrıca cahillik de çok fazla. arapça yemek tarifi kitabı yırtsan üstüne gelecek çok insan var, örnek güzel. bizzat tanıyorum, açış arapça bi kanal ve onu izliyor ne olduğunu bilmeden. bir sohbet programı olduğunu ve arapça dinlemenin sevap olduğunu düşünüyor. oysaki bahsi geçen program bir arap ülkesinde yayınlanan bir siyaset programı! cahillik, kör kütük saldırmayı yanında getiriyor ne yazık ki.

Tamam da ezanın aslı diye bir şey yok. Ezan dediğin olay özünde insanları 5 vakit namaza çağıran bir çağrı, dinen herhangi sabit bir şekli yok bunun. İster megafonla haydi ezana diye bağırırsın, ister club hoparlörlerinden dumtıs namaz dumtıs haydi diye müzik yayınlarsın, abartı bi örnek oldu ama olsun, anlayan anlamıştır.

Türk hallkındaki bu gereksiz sahiplenme çok garip değil mi hakkaten? Hassasiyetlerimizin büyük kısmı aslında bize ait bile değil, üstüne aksini iddia etsen ciddi ciddi ölüm riskin var. Cidden garip bi milletiz.

cahiller ülkesinde mantıksız bir olaya şaşırıyorsun. senin yaptığın çok mu mantıklı şimdi :)

ülkenin özgeçmişi saçma sapan olaylarla dolu be, yarın uzaylılar galakside çok iyi pozisyon açıldı, ülkeler CV göndersin, bir kaç ülkeye iş vereceğiz deseler görüşmeye bile çağırmazlardı.

evrenos gazi'nin iddiaları da saçma. ben halkın estetik sebeplerle isyan ettiğine inanmıyorum lan. en güzeli arapça, en iyi beste de ıtri'ninki diye mi isyan ediyorlar yani? hahahaha :)

bas baya cahillik işte, aslında tüm okulları imam hatip yapıyorlar ya, bu tür saçmalıklar azalır belki. en azından millete alakasız şeyleri dinin parçası diye öğretmezler.

evrenos gazi, sanırım yazdıklarımda bi saldırganlık sezdin. hayır öyle bir niyetim yoktu. yazdıklarımı yanlış anladın sanırım, çünkü verdiğin cevabın benim cevabımla alakası yok! ıtri.nin türk olduğunu biliyorum. okunan ezan yaklaşık iki milyar müslüman tarafından aynı şekilde okunuyor. bunun bestesi de ıtri.ye ait ve bu sebeple "biz türkler islam bayrağını taşıyoruz. islamiyetin en büyük temsilciyiz" gibi düşünen insanlar var. sözlerim sana ya da başkasına değil. bu şekilde olan düşüncelere. niyetim üzüm yemek değil, bağcıyı dövek hiç değil!

bu arada, şayet böyle giderse türk halkı zaten yok edecek kendini. baksana burada bile iki üç mesajda tartışma yaratabilecek potansiyele sahibiz. 16 devlet kurduk diye gurur duymanın esprisini hiç anlayamadım zaten, bu 15 yıktığın anlamına gelir. ayrıca türklük kavramını da irdelemek gerek, 72 buçuk milletiz diyoruz kendimize. bu kadar kozmopolitken nasıl herkesin aynı şeye aynı ilgiyi göstermesini bekleyebilirsin? ezanı seven olduğu kadar sevmeyen de var. "saygı göstermek zorundasın" diyebilirsin. Kabul. lakin farklı bi besteyle yorumlamak saygısızlık değildir ki bu kadar alıngan olmayın.

saygılarımla.

gelenekleri din sanmak cehalet, gelenekleri öldürme pahasına insanlarda zorlamak da faşizmdir.

sen yaşa geleneğini, tutan mı var?

nerden senin geleneğin oluyormuş o? sanki bir tek sen türksin, sanki bir tek sen bu ülkenin vatandaşısın gibi konuşuyorsun. bizler hollandadan dün geldik.

sen orjinalini dinlersin, ben remikslenmişini dinlerim ve sen benim remiks yapmama ve remikslenmiş ezan dinlememe karışamazsın.

arkadaş kendisini peygamber sanıyor, başka kimse islam hakkında konuşamaz çünkü en doğru müslüman evrenos

Simdi ben buraya
gEnChLeR sAkIN yhaa xD Xd
yazsam bence bu daha estetik daha guzel ben boyle turkce seviyorum desem bana gotunuzle gulersiniz dimi? Ezanin coverini yapmayi neden savundugunuzu anlamiyorum. Turklerin veya araplarin veya brezilyalilarin ne fark eder? Bi kultur degil mi bu sonucta? Bin yildan fazladir ezan yok mu? Ya da ben istiklal marsini remix yapiyim sonucta benim oyle hosuma gidiyo diyim? Olaya sarki-cover gozuyle bakmazsak. Islam sadece kuran degil bi kulturu de var.

arkadaşım, ben arjantinli bir müslümanım ve türk ezanı benim kültürüme çok ters. kendime uzak hissediyorum ve rabbimden uzaklaşmaktan endişe ediyorum.

ben istiyorum ki kendi kültürüme yakın bir melodiyle okunsun ezan. ben kendimi ne arap ne de türk olarak görmüyorum, ben bir arjantinliyim ve kalbimi ısıtacak bir şekilde namaza çağırılmak istiyorum.

hristiyan zenci arkadaşlarım kilisede tüm gün şarkı söylüyorlar, biri de gelip demiyor ki bakın vatikanda, istanbulda bu iş böyle yapılmıyor diye.

Türk halkı ile alakalı yorumlar yapmak neden suç oldu birden yahu? Ben gayet milliyetçi bir adamım, ama özünde ilk olarak bizim sorgulamamız lazım kendimizi ki hatalarımızı görelim. Biraz açık olun, istisnasız her şeyi sorgulayın ki ufkunuz açılsın.

Çok garip gerçekten.

Gelenek nedir, dedelerim, onların dedeleri ne yapmış, onlardır. Geleneklere %100 tutunup gidersen ilerleyemezsin ki. Ayrıca dedem de benim gibi insandı, yanlış olabilir, beğenmiyor olabilirim, nedir yani. Biraz geniş düşünün.

Ha ezana remix gereksiz bişi özünde tabii de, hani konu oradan açılsın diye şeyttim, yoksa ha öyle müzik olmuş ha dubstep olmuş, banane.

ya adam da tam olarak bundan bahsediyor. gereksiz sahiplenme..

arkadasim ozunde cok bagli geleneklerini cok seven biri olabilirsin ama bu sana bir konu uzerinden kimseye herhangi bir baski yapma hakki veremez. istedigin sekilde dusunur istedigin sekilde yasayabilirsin ama bu sana baskasinin neyi yapip neyi yapamayacagini soyleme hakki vermez. yeterince acik degil mi ?

isteyen ezani remix yapar isteyen milli marsi yapar. nasil duymak istiyorsa oyle duyar.. sen mi olcuyosun kimin ne kadar inandigini ? neyin gunah neyin sevap oldugunu ? birakin abi tanricilik oynamayi.

belki adam remixle uyanmak istiyor namaza.. belki senin inandigin kadar adam da inaniyor.. kalbini mi biliyorsun adamin ?

senin biseyi sevip sevmemenin hic bir onemi yok. eger ezan remixine karsiysan dinlemezsin olur biter..

heh, tam beklediğim gibi, şimdi de 'kardeşim siz dinsizsiniz zaten' geldi.

kardeş, kafir dedin de şimdi, öyle inanç durumumuzu bilip bilmeden konuştun hemen, o lafları öbür tarafta yuttururlar biliyosun di mi?

kopyadan yakalanma derken?

disiplin yönetmeliğinde cezası uzaklaştırmadır ama uzaktan eğitimde nasıl olur bilmiyorum.

yani bir nevi kopya

okul ve sınav mevzuatında bellidir, kasmaya gerek yok. uzaklaştırma ama tutanağı tutan hocaya bağlı. bizim uzaktan eğitim de sınavlarda hocalarımız çok da sallamıyorlardı :)

uzaklaştırma alır umarım hak ettiği gibi , maddi hırsızlıktan beter bişi yapılan keşke okuldan atılma gibi daha agır cezaları olsa.

çizilmiş sınırımızı koruyamıyoruz daha. üstelik fiziksel değil insanlar arası bölünme olacaktır.

insanoğlu her zaman daha fazlasını ister hacı. taviz de tavizi doğurur. bu tarihte onlarca kez yaşanmıştır.

türkiye bir ırk devleti. türk-iye diyorsun yani, baştan sona 'türk' iması var her yerde. ve ırk mozaiği de yok, büyük oranda türk olduğu için, özerklik ayrışmayı getirecektir, zaten insanlar kızgın. yeni 6-7 eylüller yaşanacaktır. kürtlerin de bunu istediğini sanmıyorum.

abdullah öcalan'ın bir yazısını okumuştum, adamın kendisi ayrı devlet saçmalıktır, en fazla eyalet olmalıdır diyor.

yuzyillardir beraber yasiyoruz . son 30 yil ne degisti ? rant saglayan insanlar ve dis ulkeler var , iran korucudan bilgi aliyor vs ... onun icin ayrismayi degil her zaman birlesmeyi savunmaliyiz

toplu bir sohbet olsun:

"çizilmiş sınırımızı koruyamıyoruz daha. üstelik fiziksel değil insanlar arası bölünme olacaktır."

dogudan gelen görüntüler hep ayni halk polisle catisiyor terör örgutu propagandasi yapiliyor pkk ya sempati ile bakiliyor, bdp iller de birinci parti oluyor bu halkin artik senden yana olmadigini gösterir.

"türkiye bir ırk devleti. türk-iye diyorsun yani, baştan sona 'türk' iması var her yerde. ve ırk mozaiği de yok, büyük oranda türk olduğu için, özerklik ayrışmayı getirecektir, zaten insanlar kızgın. yeni 6-7 eylüller yaşanacaktır. kürtlerin de bunu istediğini sanmıyorum.

abdullah öcalan'ın bir yazısını okumuştum, adamın kendisi ayrı devlet saçmalıktır, en fazla eyalet olmalıdır diyor"

-büyük mozaik türk degil 12 milyondan fazla kürt yasiyor türkiye de.
-ben de onu diyorum zaten eyalet olsa bu eyaletin ayrilmasi gibi bir hak talebi olabilir mi? ispanya da özerk katulunya, bask bölgeleri var eta da silah birakti terör bitti.

türk halkının böyle düşünmesi isteniyor. bir beyin yıkama projesi gibi düşünmek lazım. bazı yazarlar, yorumcular, politikacılar sürekli özerkliğin bölünme getireceğini söyleyerek v for vendetta'daki gibi 1984'deki gibi bir korku pompalıyor. bu demokratikleşme karşıtı kanada iki yönden fayda sağlıyor.

1. özerkliğin bölünmeyi getireceğini düşünen halk her türlü reform çalışmasını "bölücülük" olarak görecek. mesela kürtçe seçmeli dersi artık bir bölünme unsuru olarak algılayacak, kürtlerin w, x, q gibi harfleri kullanması türk halkınca "bölücü" olarak görülecek. çünkü özerklik bölünme getiriyorsa, özerklik gibi kürtlere iade edilen çeşitli haklar da bölünme getirecektir bu paradigmaya göre.

2. "korku" siyasal grupların en önemli silahıdır. bu ülkede kürt problemi olmasa mhp'nin bu kadar oy alabileceğine inanabiliyor musunuz?(aynı şey bdp için de geçerli) adamların doğru düzgün bir politikaları bile yok. salt "bölünme" paranoyası üzerinden oy kazanıyorlar. yani bu bölünme fikri bazıları için kazanç kapısı.


bence türkiye'den ayrılmak isteyen bir toplum yok doğuda. hatta özerklik isteyen bir toplum bile yok, doğuda yapılan kamuoyu yoklamalarında %70 otonomiye karşı. velev ki özerklik geldi(şahsen ben federal sistemi destekliyorum) bunun bölünmeye yol açma ihtimali yok denecek kadar az. ırak kürdistan'ının türkiye'ye bağlanma ihtimalinden bahsediliyor(evet biraz ütopik), siz türkiye'deki kürtler ayrılacak diyorsunuz. türkiye gibi bir nimeti bırakıp hangi akl-ı evvel ayrı devlet olmak ister allasen?

ayrıca "özerlik" tartışmaları son 30 yılda olan tartışmalar değil. mustafa kemal'in kürtlere yönelik "özerlik" sözü vardır.

arı sokabilir

Arı sokabilir.
Ciddi oranda arı sokması ölüme kadar varabilir.

arıcılık öyle ha deyince yapılabilecek bir iştigal değil. çok ciddi bakım gerektiriyor. hakeza süper bakarsınız verim olmaz. riski bu sadece.

kazancı ise verimli kovan sayısına göre değişir. artı kovan, artı bakım sorumluluğu, vesair.

aynı zamanda arazinizin bulunduğu alanın florası nasıldır, çiçeği ağacı nedir, bunlar da gayet önemli.

arazinizi kışlık konaklama için kullanırsınız. asıl verimli arıcılık yaylaya çıkartmakla olur. kızıldağ gibi ağrı dağı eteği gibi yerlere arıyı götürürseniz ciddi bal yapar ve kaliteli olur. bu kaliteli balı da çok iyi fiyata satarsınız.

bakımı ise cidden zordur. en başta arı kaçırmayacaksınız. yani bir kovanda birden fazla kraliçe arı olursa güçsüz olan atılır ve bir kısım arı da onunla birlikte gider. genelde de ağacın tepesine çıkar. sizin o arıyı o ağaçtan indirip boş kovana koymanız gerekmektedir. sabah güneş doğumuyla başlar işiniz akşam güneş batana kadar devam eder. eğer romatizmanız varsa arı bakmak iyi bile gelir ancak alerjiniz varsa koşarak kaçın.

en önemli sorun arının oğul verdiği dönemde yanında olmandır. olabilirsen yap. bir de bulunduğun şehirde arıcılar birliği gibi bir oda vardır ordan bilgi al.

babam senelerdir arı bakıyor. arıcılık yapıyor demiyorum çünkü o profesyonel bi iş bence. ölen komşumuzdan kalan kovana zevk için bakmaya başladı. sonra seneler içinde çoğaldılar. hatta iki sene balını sattı da. sonra patır patır ölmeye başladılar ve ertesi sene tek kovan kalıverdi. şimdi 2 tane zayıf kovanı var ve yine tamamen zevkine devam ediyor. babamın arılarıyla aynı dönemde ve aynı yerde başka bir arıcının da tüm arıları öldü. hastalık geliyormuş sanırım. yani en önemli riski bir anda ölüvermeleri. sadece hastalıktan değil, kışın da açlıktan ölme ihtimalleri var. zaten kış için onlara da bir iki petek bırakıyorsun ama yetmeyebiliyor.

yukarıda da dedikleri gibi bulunduğu mevki çok önemli. babamdan örnek vereyim. istanbul sınırları içinde farklı zamanlarda birbirinden farklı üç yerde arı baktı; büyükçekmece, arnavutköy'ün bir köyü ve çatalca olarak. büyükçekmece'deki fena değilken arnavutköy'deki iğrenç mesela. çatalca'daki dağ ortamı olduğundan daha lezzetli diğerlerinden. yani özetle nerede bulundukları, etrafta hangi bitkilerin yoğun olduğu çok önemli. ayçiçeği ve akasyanın bol olduğu yerden uzak durmanı tavsiye ederim.

ve en önemlisi arıcılık için vaktin var mı? oğul verme döneminde başından ayrılamazsın. başında maske, elinde körükle saatler geçirmeye hazır mısın?

tam emin değilim ama var

göstermiyor, dün doğumgünümdü ve göstermedi mesela.

senin de facebookta kayıtlı mı doğumgünü

evet

çok abarttın bence de. 2. ele mi satacaksın, ne gerek var? düşürmemeye, kırmamaya, üstüne su dökmemeye dikkat et yeter.

insanların ne dediğini çok sallama. bir süre sonra kendiliğinden zaten sıkılıp bırakıcaksın koruma kılıflarını kullanmayı. dslr fotoğraf makinemi ilk aldığımda 160 liralık çanta aldım yağmurluk korumalı bilmemneli falan, 2-3 ay kullandım. 2 sene geçti bu süre zarfında tembellikten sırt çantasına hırkaya falan sarıp atıyorum devamlı. :D bu yüzden böyle çok fazla değer vereceğim bir şey almamaya karar verdim. ikinci el yada spot alacağım bundan sonra ne alırsam. her türlü eskiyor verdiğin değere özenmeye falan hiç gelmiyor makine.

Kesinlikle abartmamışsın. Hele ki kendi emeğinle aldıysan, çok iyi etmişsin. Ben de o klavye koruyucudan almak istemiştim ama malesef sadece prolar için varmış. Çok gerekli bir şey bence.

Aynı şekilde dıştaki koruma kılıfı da öyle, 2, 2,5 yıldır ve de çok az kullanmama rağmen acayip derecede çiziklerle dolu. Bir zararı yok ama pek hoş görünmüyor.

Güle güle kullan bu arada, yeni macbook kokusu da ayrı bir güzel olur bu arada.

kendi paranla almışsın bu kadar özen göstermen normal, sonradan iplemiyorsun gerçi. ben de aynı durumdayım

koruyucu eyvallah lakin klavye kılıfı saçma ve gereksiz geliyor bana. bu arada 2 yılda içi çürüyecek diyen arkadaşa da selamımı söyle, hayatında mac görmemiş herhalde. 2,5 yıldır kullandığım macbook pro hala taşş gibi, tıkır tıkır işliyor.

abartmadın bence de. zamanla alışacaksın ama içinde çocuğunmuş gibi hissedeceksin yine de :)

Macbook pro almışsın, olsun o kadar.

Öncelikle 2 seneye ölüp gidecek diyen adamlar kendi kullandıkları windowslarla karıştırmasınlar. 6. senemize girdik gayette canavar gibi hala ve bir pro değil yani.

ikincisi evet çok abartmışsın. hoş yeni aldıysan normal ilk düşürene kadar gözün gibi bakarsın sonra sende yaptığının saçma olduğunun farkına varacaksın.

Sonuçta dünya parası verip aldığın şeye değer verir insan ama unutma ki sakınılan gözede çöp batar.

hayır,ne abartması. iyi bile yapmıssın.ve hayırlı olsun.umarım en iyi şekilde kullanırsın.

abartmissin bence ya. metalara bu kadar anlam yuklememek onlarin esiri olmamak gerek.

(bkz: mahalle baskisi)'na teslim olma. aklinin sesini dinle. cok iyi yapmissin.

macbook pro'nun klavyesi cok rahat ve guzel. eger koruyucu yazi yazma hissini degistiriyorsa bence cikar at. sonucta fazla para verip fazla para verdigin özelligi kullanamamak sacma bence.

Çizilince ne oluyor? Alet çirkinleşiyor.

Kılıf takınca ne oluyor ? Alet çirkinleşiyor, ağırlaşıyor, soğuma kabiliyeti azalıyor ama kozmetik açıdan korunuyor.

Çizilip çirkinleşmesin diye baştan çirkinleştiriyorsun.