yakın zamanda değil ancak 3-4 yıl oluyor. serta ve king koil övülüyordu çokça, ben de serta almıştım.
her ikisini de yatsan satıyor. onları da denediniz mi?

ikisini de denedik ama bekledigimizi bulamadik, tabii ki yatak showroomda denenip karar vermesi cok zor bir urun bunun farkindayiz.

markalar genelde yedek parça sağlıyor hatta bazıları eve gelip tamir edip gidiyor. rampage ile iletişime geçin en kötü parça satarlar.

cdn.dsmcdn.com şu parça mı bozuldu? ona göre cevap vereceğim.

Ta kendisi @false pretension

koltuğun garantisi varsa bu parçanın değişmesi lazım. değiştirmesi zor değil. sen bile değiştirebilirsin.

garantisi yoksa google'a ofis koltğu yedek parça olarak aratınca çıkan parçalarda bu parçayı göreceksin. seninkisiyle aynı boyutta olan parçayı sipariş ver.

nasıl söküp takacaksın : www.youtube.com

önce amortisörden sökeceksin rahat takabilmek için. istersen amortisörden sökmeden de yapabilirsin ama zor olur, direkt koltuğa bağlı vidaları sökebilirsin.

bu parçayı koltuktan söküp takmak için lokma vidalama takımına ihtiyacın olabilir. vidaları biraz farklı.

garantisi olmasi lazim. bir arastirayim bakalim. cok tesekkurler!

hükümetin doları düşürmek gibi bir kaygısı yok ama seçime olan etkisini nasıl bertaraf etmeyi düşünüyorlar bilemiyorum.

evet düşürmek gibi bir dertleri yok gibi ama enflasyon artmıyor mu? ve nereye kadar umursamazlar? 30 lira da olabilir o zaman.

Enflasyon artması onlara dert değil ki zaten oynuyorlar. Gerçek enflasyon hesaplayan yerlere bakarsanız farkı anlarsınız.

Hükümet asgarî ücrette 300 doları gecirmez. Fakir is gücü isteniyor. Türkiye ideal.

enflasyonu ne kadar önemsemeseler de bir noktada sorun olur bence. en dandik telefon bile 5000 lira olunca ne yapacaklar? ekmek 5 lira olunca dur demeleri gerekecek bence.

Naif düşünceler, umurlarında olmaz. Gideceklerini biliyorlar, iyice bok edip öyle bırakmak istiyorlar iktidarı muhalefetin kucağına.

@black mamba hocam cok naifsiniz :) bu kisiler size ekmek bulamazsaniz yerli araba yiyin diyecek kişiler. Umurlarinda olmaz.

sonu insafla veya endişe edip tedbir almalarıyla ilgili değil bence. tedbir almayı da bilmiyor ve beceremiyorlar zaten. ha umurlarında mı noo.
"en dandik telefon bile 5000 lira olunca ne yapacaklar? ekmek 5 lira olunca dur demeleri gerekecek bence." yani buna katılmıyorum.
bu viral sokak röp.larından yeni birisinde, kadın diyor ki eşim 1500 lira kazanıyor ne güzel, çok iyiyiz, mutluyuz vs. işveren suç işleyerek asgari ücret altında veriyor, sömürüyor aleni şekilde falan. insanlar buna okey.
arjantin ekonomik ve sosyal krizini falan -aynı dinamiklere sahip olmasa da- çok benzer buluyorum. kendi paraları değer kaybediyor.
üretim yok, sanayiden bahsetmiyorum tohumu toprağa atıp işlemek bile yok.
nitelikli göçmen sayısında artış.
iyi bişey yapma potansiyelinde olanların ciddi umutsuzluğu ve isteksizliği. tembellik, karamsarlık ve ahlaksızlık. çok tanıdık..

sonu tr'nin borçlarını ödeyemeyecek hale geldiği anda tr'ye borç verenlerin olay müdahale etmesinde. sürünsün ama tam da batmasın, yoksa paralarımızla birlikte yok olur kafası..
dolayısıyla bizlik bişey yok, oturup bekleyeceğiz bu saatten sonra.

Tedbir daha laik ve demokratik bir ortamı gerektiriyor. Şu an bu olmayacağından gidebildiği yere kadar gidecek. Daha bunun seçim ekonomisi var. Seçim zamanı kafadan 2 lira yukarı atar dolar.

umursamazlığın sınırı mı olur? umursuyor olsalar zaten şimdiye dek umursamış olurlardı heralde. "hırsız nereye kadar hırsızlık yapar? çalabiliyorken her şeyi çalar mı yoksa biraz bırakır mı?" işte ne bileyim "hırsızlık yaparken evi darma duman etmişler ama en azından işi bitince evi toparlar mı?" gibi bi soru bu. isterse ekmek 30 lira olsun, adamların vatandaşın ekmeğiyle ilgili bir sıkıntıları yok. cepleri dolduğu sürece salmışlar çayıra mevlam kayıra. %35 oy da sabit maşallah. bu iktidarla 'umur'un aynı cümlede olması oksimorondur.

Ne tür plan olduğu önemli.
Tatil planı vs normal, evlilik planı erken.

3 ayda daha tanımadan "elin adamından" böyle "babam" diye bahsetmek çok çok garip geldi bana.
Ama yaşlar da önemli hani bazı yaşlar vardır ya artık evlilik yaşı gelmiştir birini bulunca kaçırmak da istemezsin hemen o yola sokmaya çalışırsın öyle bir evrede olabilir mi?
Ya da çok küçük liseli falan mı acaba ikilemde kaldım.
Şu ikisinden biri değilse asla normal değil bu durum benim de kanım çekilir ve kaçardım ortamdan. (Diğer ikisinden de kaçardım ben de oralara çok girmek istemedim.)

yani bazı kişiler direk evlilik odaklı oluyor. ama bana da çok itici gelir böyle şeyler.

Yaslar kac ?

kiz tarafi 28 yasinda bu arada

Bir an önce evlenme niyetinde ama çok cringe. otur doğru düzgün konuşun bu konuları ya da kaç!

cringeeee
kaç

Çok acele etmiş. Ama “baban” demiş olma ihtimali de var. Çünkü fonetik olarak çok benziyo. Belki yanlış duymuşsundur.

Yani uzun süreli tatil planı falan yapılır çok rahat. Hiç bi gariplik yok. Geleceğe yönelik planlarını o sırada yanındaki kişiyle yapmakta bir sıkıntı yok. Ama evlilik konusu falan açılıyosa, nişan konusu açılıyosa sıkıntı.

Bence kısa değil. 3.5 aylık ilişkide evlilik düşündüğümüzü birbirimize söylüyoruz. 30 yaşında hala unili ilişkisi olmaz ki zaten. Ciddi düşünmüyorsan hiç vakit kaybetme bu kızla ama ciddi olabilir dersen neden kötü bir şey olsun ki.

Ama babam denmesi birazcık cringe evet. Ve pek hoş değil.

birini bulayım da hemen evleneyim kafasında insan çok, ve böyle olanlar genelde bu kadar erken "hadi evlenelim" demenin tuhaf durduğunu bildikleri için bu gibi "ince" müdahalelerle insanı manipüle edebiliyorlar. ağzından kaçmış olma ihtimali olmakla birlikte, eldeki başka doneleri birleştirerek karşında bir adet gelin sevdalısı olup olmadığını anlayabilirsin.

Bruce + 999 in 1

manipüle ediliyorsun.

bence erken ama 28 yaşında olduğu için birini bulup evlenmem lazım kafasında belli ki. bizim toplumumuza göre birkaç sene sonra "evde kalmış" olacak çünkü.

3 ay bence kısa değil, bu işlerin belli bir matematiği yok. bizim evlenme niyetimiz 3 aydan önce ortaya çıkmıştı hatta. ben normal karşılıyorum. ama 2 yıllık evliyim, hala eşimin ailesine anne-baba diyemiyorum. demem gereken durumlarda sesim içime kaçıyor :D daha sevgiliyken babam demesi sizin ilişkinizi ve senin tavrını göz önünde bulundurursak sıkıntılı bir durum bence. belki baban demiştir bilemiyorum. bir daha lafını aç, doğru duyduğundan emin ol ve bu konudaki sıkıntını dile getir. belki boşa kürek çekilen bi ilişkidir iki taraf için de.

kiz istedigi seyi belli etmis, ya ayrilacaksin ya da dügün.

3 ay ilişkide kısa ama daha da önemlisi aileyi 10. senede de karar vermede etken olarak kullandıran insandan koşarak kaçarım.

EDIT: Ben o babayı onun babası sandım senin babana babam demek ve bunu 3. ayda yapmak? Başıma gelse bize ayrılan sürenin sonuna geldik tatlım der ortamdan uzaklaşırım herhalde.

sen olmasan başka birini bulur, o kişinin babasına da babam der.

3 aydir ciktigin kizin babana babam demesi gercekten tuhaf. ayril +1

bazı insanlar aşık olup evlenip evli olarak yaşayacakları birini isterler onlar için ideal ilişki evliliğe giden ve evlilik içinde yaşanandır çünkü. bazı insanlar da aman zamanı gelince evlenirim ya da her ilişkiye evlenmek için başlanılmaz, flört ediyorum ve bu bana yetiyor diye düşünebilirler.
bu dünyaya bakışınıza ve kendiniz için ne istediğinize ilişkindir. dolayısıyla kız arkadaşını evlilik delisi vs diye etiketlemeden önce bir insanın evlilik istemesinin, evliliğe gitmesi muhtemel ilişkileri devam ettirmek isterken evliliğe kapalı ilişkilere devam etmek istememesinin de saygıyla karşılanması gerektiğini düşünüyorum.
dolayısıyla bunun 3 ayı da 3 yılı da yok.
bu ilişki için kesin olarak evliliğe kapalı mısınız, bu ilişkiden bağımsız olarak kendiniz için her ilişki için evlilik yolunu ihtimal olarak görmüyor musunuz, bi gün bu hanım kızla evlenmek isteyip istemeyeceğinize dair bir fikriniz oluştu mu, yoksa 8 sene çok mutlu sevgililikten sonra ona bir sabah seni seviyorum ama hepsi bu. ben asla evlenmek istemeyeceğim mi diyeceksiniz.

kız arkadaşınız işte bunların cevabını çok haklı olarak merak ediyor.
yanıt çok basit
evet senle evlenirim.
hayır senle evlenmem.
evet bi gün ben de evlenmek isterim ama ilişkimize zaman tanımalıyız, birbirimizi yeterince tanımadan bu kararı veremeyiz.
hayır ben asla adriana lima bile gelse evlenmem
veya şu anda bu konuda bir fikrim yok.

avrupalı bir kız şu soruyu sorsa belki de kınamazdık.

Muhtemelen o damlayı da veterinerden alman gerekecek, yakın bir veterinere git durumu anlat ya verir ya da düzgün biriyse gidip bakabilir de.

Öte yandan belediyelerin böyle servisleri var, İstanbul'daysan ona başvur.

iştahı iyi yaş mamayı falan iyi yiyorsa çok sorun yoktur. bu durumdaysa immuneks alıp 1 cc ağızdan enjekte edebilirsin, yapamazsan yaş mamasına karıştırabilirsin. ancak mama yemiyorsa veya çok hırıltılı nefes alıyorsa sıkıntı büyük demektir ve antibiyotik başlanması gerek, vet görmeli.

Merhaba sizinkine benzer bir sorunu ben de kedimde yaşamıştım. Düzgün bir mamayı koyun yanına da temiz suyu bırakın ilk zamanlarda koklayıp bıraktığında aldırmayın. Sonra açlık bastırdıgında illaki gidip yiyor. Öyle öyle alışıyorlar.

Limonlu eksi +1 yapacak birşey yok piyasadan cekilmis bir urun bugun bulsaniz bile yarin bulamayacaksiniz o yuzden alistirmaniz lazim acikinca mecbur yemek zorunda kalacak

Üstteki arkadaşlar haklı, benim kedimde de benzer bir durum olmuştu eski mamasından bulduk yeni mamayla karıştırıp verdik bitene dek sonra da yeniye geçtik en kötü bunu deneyebilirsiniz bulursanız ama alışır eşek gibi sıpa. :)

maalesef senin durumun için anahtar kelime: torpil
ya türkiyeden bir torpil bulup oradan 3 ay erteleme gibi bişey yaptıracaksın o zamana kadar konsolosluktan hallettireceksin.

ya da ingiltereden torpil bulup konsolosluktan hallettireceksin. bizim los angeles konsolosluğunda ki "hiç bir şekilde" türkiyeye gitmeden halledilemeyecek işimiz bir senatör mektubuyla kolayca çözülmüştü.

bol şans.

tecilin sona erse bile türkiye'ye geldiğinde işe alınma belgeni ve diğer evraklarını yanına alıp pek vakit kaybetmeden askerlik şubesine gidebilirsin diye düşünüyorum. sınır kapısında seni tutup da birliğe teslim edecek değiller. en kötü senaryoda tutanak tutuldu, para cezası söz konusu oldu diyelim. geriye dönük olarak şubeden iptal edilebilir.

Konsolosluğa email atıp öncelikli randevu isteyin.
vermezlerse CİMER'e de şikayet edin

japonya'da yaşıyorum. tokyo'daki elçiliğe çalışma belgesi (bu kişi şu tarihten itibaren bizimle çalışmaktadır) ve maaş bordrosu yolladım. hemen erteledir. koronavirüs yüzünden çalışma saatlerini kısaltmışlar. postayla yolladım ben de. bence biraz işi yokuşa sürüyor sizin konsolosluk

Hocam, bakaya durumuna düşersen bedelli şansın yanar eninde sonunda askere gitmek zorunda kalırsın.

Eğer çözülemeyecek gibiyse ilk sınıflandırma dönemi için kendin başvuru yap bedelli olarak.

Yurtdisinda nerdesiniz bilmiyorum ama şu an 4 bin euroya geliyor bedelli.

Benzer bir durumu 2014 yılında yaşadım, farkında olmadan 1 yıla yakın geçirmişim süreyi, bir otele giriş yaptığımda tesadüfen gbtden ortaya çıkmıştı. Ertesi sabah polis otelden alıp karakola götürdü, tutanak tutuldu. Tutanağı imzaladıktan itibaren 15 gün içerisinde yoklamaya girmezsen veya tecil ettirmezsen hakkında yakalama emri çıkıyor, ek olarak bir miktar para cezası kesiliyor. Ben tutanağı imzalayıp aynı hafta tecil ettirip para cezasını da indirtip 100 tl kadar bir ceza ödeyip halletmiştim.

Uzun lafın kısası en kötü ihtimalle Türkiye'ye döndüğünüzde halledersiniz ufak bir miktar ceza ile.

Bakayaya kalmak falan bunlar bitti gitti öncelikle. Bir halt olduğu yok, kaçak bile olsan askere teslim olup kışladan kaçmazsan sorun yok. En fazla para cezası yersin, tutup askere götürmüyorlar kimseyi.

Bedelli askerlik yaptım ben bu en son çıkanla, ben de kaçağa düşmüşüm haberim bile yoktu. Şubede bana böyle böyle sen kaçaksın dediler gittiğimde, siz ne alaka yüksek lisans yapacağım dedim. İyi dediler ötelediler bir sonraki döneme, 30'a kadar da öteledim durdum o şekilde.

Para cezası falan dedikleri şey de ödemezsen siliniyor diye biliyorum bundan emin olmamakla birlikte. Bana da çıkmıştı ödemedim, şimdi bakıyorum yok. 2 senede siliniyordu diye bir şeyler duymuştum üzerinden 6-7 yıl geçti bu benim kaçak muhabbetinin.

benim zamanımda fidelio ve odeon vardı.

genel bilgi olarak paylaşıyorum, bu programlara sadece bilgileriniz girilmez, acentelerin kontrat fiyatları ve aksiyonlar tanımlanır, gecelik fiyatlar bu sistem üzerinden basılır, rezervasyonlar girilir (son zamanlarda ara modüllerle acenteden gelen dosya doğrudan entegre edilebiliyordu diye hatırlıyorum), check in check out takibi burdan yapılır, ekstra adisyonlar girilir vesaire vesaire.

Cruise sektörü Fidelio kullanıyor, içinde yok yok.

Çekilin otelci geldi.

Opera kullanılıyor, tüm zincir büyük oteller için. Hilton kendi sistemini kullanır, OnQ adı altında. Diğer büyük otellerin hepsi Opera.

Bütçe ne bilemedim ama yataginin basina lamba/abajur olabilir. Uyumadan once okuyorsa.
Okuma koltugu olur berjer gibi, ya da bunun uzunlari oluyor yumus yumus, içine gomulmelik.
Mini bi kitaplik/sevimli bi sifonyer filan olabilir yine ya da raf, Kendi yatak odasina o anlar okudugu kitaplari tutmak icin.

hepsi var evde ya :(

bütçe sorun değil, yeter ki beğeneceğine emin olayım.

bilmem koltugunuza Uyar mi ama ikea rödeby.

@pilav bunlardan ben istiyorum da kendi beğenmiyor hanımefendi.

koltukta kitap okurken kahve fincanini koymak icin iyi oluyor aslinda.
madem öyle 180 derece dönüp geldim, bilmem hanimefendi begenir mi:
www.instagram.com

kahve aboneliği?

kafeingo.com a bakabilirsiniz

Tantra koltuğu alın, ikiniz de mutlu olun:)
Link vermiyorum, kendiniz bulun, 18+ diye.

Termos

@taurina - bu güzel fikirmiş bak, süpersin.
@kimberley - 5 sene oldu ya, üşeniriz öyle aksiyonlara artık.
@nax - var termos da :(

neden kitap almamak?

mutlaka amazon wishlisti falan vardir, oralari kurcalayin, 3-5 kitap alin. biri bana amazon wishlistimden kitap alsa baska hicbir hediyeden yasamayacagim mutlulugu yasarim.

www.amazon.com
Çok güzel kitap.

tumblr hesabı.

Duyuruya sözlükten giriş yapılamadığından biraz geç cevap yazabiliyorum, kahve (çekirdek) öğütücü düşünülebilir diyecektim. Kahveden anlamıyorum ama okuduklarımdan anladığım kadarıyla kalitesi önemli olan bir alet, kahve çekirdeklerini ısıtmadan falan çekenleri, incelik kalınlık ayarlatanları falan bi sürü özellikleri var galiba. Belki öyle bir şey düşünebilirsiniz.

instagramda kutubahene mi ne öyle bişi vardı.
kutu içinde kitap kahve ve ekstra bişiler paket halinde..

eksisozluk.com

mavi ile yeşil isimli kedilerin sahibi selam söyledi dersiniz her ne kadar taşındıktan sonra başka veterinere gitmek zorunda kalsak da, anımsar mutlaka. :)

ram az gerisi iş görür.

ram az

ram

Bende stat yok ama oynarim.

Çok çok kötü oynarım, bilgisayarda PUBG'ye bir türlü alışamadım. Ama yine de bağrınıza basarsanız geleyim.

steam name, pubg nicki, hepsi aynı. ekleyebilirsiniz. :)

mobilde çok iyiyim ama pc'de bir o kadar kötü, yeni başladım. al beni eğit üstadım.

blur.

burnout paradise

grid 2 değil ondan eminim o kadar zor yapmışlarki, her seferinde sövüp kapatıyorum.

NFS MW tabii ki.

2005 sürümü.

Downtown Run

Meali: "Rezervasyonunuzu son x güne kadar iptal etmezseniz gelmeseniz de parayı kartınızdan çekeceğiz.

Evet, o zaman vaaay iz there deposit opşın?
Ceza ve oda bedelinin daha fazla olduğu bir seçenek sunulmuş:

---

Seçenek 1:
Room Only Non-Refundable
Depozito
Kahvaltı Büfesi Dahil
Room Only Refundable Rate. VAT is not included.

İptal etme politikası: İptal cezasını ödemeden iptal gerçekleştirmek mümkün değildir. İptal cezasının tutarı konaklamanın 100 değeridir.
---

Anlamıyor ben?

Büdüt:

Chicken translate ibretlik örneği için İngilizce versiyonunu da ekleyerek kendi sorumu cevaplayıp gelecek nesillere ışık tutuyorum:

Seçenek 1:
Room Only Non-Refundable
Deposit
Breakfast Included
Room Only Refundable Rate. VAT is not included.

Cancellation policy: Cancellations are not possible without incurring a charge. Penalty charge for cancellation is 100 percent of stay.

Seçenek 2: Delightful Turkey
Rate includes , breakfast,WIFI, bottle of water, a turkish special treat and late c-out upon availability. rate is subject to sales Tax.Collect Peakpoints or Miles with eligible booking channels.

Cancellation policy: A cancellation is free of charge if done by November xx, 2018 at 2:00 PM (hotel local time). Penalty charge for late cancellation is 1 night.

Hangi oda daha ucuzdur bulunuz.

Depozito odada bir zarara yol açarsanız diyedir.

Bir edit de benden:

Anlamadım. Ama benim gittiğim hostellerde deposit diye ön ödeme yaptığım miktar oluyordu. Belki odur. Belki siz sorunun cevabını zaten bulmuşsunuzdur... Hayat çok tuhaf, kuşlar, böcekler...

Ne kadar rahatsız edici bi otel bu ya, konaklamanın 100 katı ceza mı olur?
Depozito alması da çok çirkin, direkt hırsız gözüyle bakıyor misafire. Nerenin oteli bilmiyorum ama şikayet ederdim ben olsam ilgili yerlere.

Yani diyor ki elini verirsen kolunu kaptırırsın. Alternatifin varsa değerlendir bence, ben kalmazdım bu otelde.
Büdütüne büdüt: tabii ki bu cingözler daha ucuz. Delightful Turkey standart bir uygulama yapıyor.

@Bruce

Teşekkürler.

Yanıt: Delightful Turkey. En ucuz :)

Oteli arayıp sormak dışında seçenek görünmüyor.

Bir keresinde yurt dışı otel rezervasyonu için aynı sebeple benden de kredi kartı bilgisi istediler, "kredi kartı bilgimi vermekten rahatsızlık duyuyorum, vermesem olmaz mı?" dedim, tamam o halde dediler. Bu seçeneği de deneyebilirsiniz.

Sektörün içinden biri olarak ben yanıtlayayım madem. :)

100 değeri derken nasıl bir translate olmuş o hiç bir fikrim yok ama, kast edilen şu;

Non-refundable yaparsan, o karttan o parayı rezervasyonu yaptığın gibi alırım, iade de alamazsın kardeşim diyor.

2. seçenek olan bizim flexible dediğimiz tipte ise belirttiği saatten öncesine kadar iptal edersen para alınmaz. Eğer iptali süre dolduktan sonra edersen ya da gelmezsen de ilk geceni alırlar.

Girişte otellerde genelde oda ücretinin %150'si kadar bir para provizyon olarak çekilir karttan, çıkışta da bu provizyon kapatılır ne kadar harcamanız olduğuna bağlı.

Odadaki zarar vs konusu geçtiği için söylüyorum, sizin girişte imzaladığınız o registration card'da bu yazar zaten, sunduğunuz karttan odaya verdiğiniz bir hasar olursa ya da atıyorum sigara içilmeyen odada sigara içtiğiniz tespit edilirse kartınızdan tak diye çekilir.

Teşekkürler yanıtlar için.

Bu otele kayıt yaptırmazdım diyen arkadaşlar ++ sonsuz :)

Az önce sitesinde ve acentalarda tüm kategorilerde yer görünmesine rağmen, teyit etmek için aradım: Ve müsaitlik görünmediğini, Salı günü tekrar ararsam belki olabileceğini ilettiler :) Ayrıca saat 16:00'a kadar check-in yapılmazsa oda kalmayabiliyormuş :)

İlk kez böyle bir durumla karşılaştım, benzer durumla karşılaşanlar olursa belki işlerine yarar bu başlık.

Yer: Ankara'nın göbeği :)

Aynı maaşa yeni personel bulamayınca maaş sklasasını arttırıp eldeki personele dokunmuyor bazıları. Eski çalıştığım yerde de benzer durumlar olmuştu. Hiçbir mantıklı yanı yok. Eğer sözleşme de maaş gizliliğine dair bir bilgi varsa sıkıntı olabilir bence

Kümesteki tavuksun maalesef, bizim kurumsal çokuluslu şirketimizde de durum benzer.

maaş gizliliği kimsenin umurunda değil çünkü muhasebeci arkadaşın yanına aldıkları yeni elemanda tecrübesiz ve eski personelden yüksek alıyor.

muhasebedeki arkadaş eğer müdürlere çıkacaksanız aylin söyledi maaşları deyip beni ortaya atabilirsiniz öyle de çıkcam böyle de çıkcam diyor. şuan maaşları öğrenip kendi aranızda nasıl böyle konuşuyorsunuz gibi bir çıkış yapamazlar.

biz ilk işe girenler firma sahibinin eski iş yerinde ki işi bilen adamlarız rica minnet çağırdı hepimizi işi gücü olanı işinden çıkardı nolur hep beraber kalkındıralım bu şirketi sonra herkes hakettiğini alacak dedi. bizi gözden çıkarmak istemez iş yapacak adamı yok.

Direkt rest çekeceksin. Eski işimde maliyet kontrol görevine geçince kimin ne kadar aldığını gördüğüm anda doğrudan patrona mail atmıştım bana az veriyorsunuz düzeltme istiyorum diye. Sonraki maaşta planlı olmayan güzel bir zam almıştım.

@catch the arrow

işte çok kararsızım şuan da mı yapmalıyım bunu ocakta verecekleri zammı beklemeli miyim onu kestiremiyorum.

30 aralıkta öğrensem o gün çemkiririm, azıcık cevval olun ya.

mühendislere vs 3000 lira maaş verilen şirketten ne bekliyorsunuz onu da bilemiyorum pek uzun vadede ama, siz bilirsiniz.

ocak zammını bekleyip ondan sonra yardırırdım. en iyi ihtimal eski yeni maaşları eşitlerler.

Zamdan önce konuşmazsanız değişen bir şey olmaz. Zamdan önce konuşun ve maaşınızda istediğiniz artışı net bir şekilde belirtin. Duruma bakar, değişme olmazsa iş aramaya başlarsınız.

Şu piyasa şartlarında iş bulmadan, ayrılmayın...


.

Ocak zammında beklediğiniz maaşı alabilmek için Ocak’tan önce konuşmalısınız. Muhasebeci arkadaşınıza bir sorun, ne zaman belli oluyor zamlar diye, ona göre zam zamanına yakın konuşun.

Konuşun şirkette genel böyle bir huzursuzluk varsa bilmeiler.

SiyamkedisiZorro+1

Genelde otel girişleri 14.00 çıkışlar 12.00 olarak bilinir. Yani 10.00 da çıkarsan o günü ödemezsin.

saat 9'da checkout olmaz o günü ödemezsiniz. rezervasyon yaparken otelde kalacağınız geceyi seçin.

yani atiyorum 23 ekim sabah cikacaksam. check out olarak 22 ekimi mi sececegim?

çekilin otelci geldi.

23 ekim sabahı çıkacaksan 23 ekim olacak son günün yani check out'un.

Eğer bir gün kalacaksan; Giriş 22.09.2018 Çıkış 23.09.2018 olacak

@baldur2 hayır tabi ki, 23 ekim sabahı çıkacaksanız çıkış tarihi olarak 23 ekimi seçin.

23 ekimde ayrılacaksan 23 ekimi seçeceksin check out tarihi olarak.

Hayır canım, 23'ünü seçeceksiniz. Zaten 11-12'ye kadar çıkmanız gerekiyor. Otel gece hesabı yapıyor gün değil, siz çıkacağınız günü seçin.

Hayir o gunu senden sonraki misafir oduyor. Sen bir onceki geceyi odemis oluyorsun. Otelde kaldigin gece basina odersin. Ertesi gun ogleden once de terkedersin.

herkes ayni durumda. yapacak hicbir sey yok :/

tek çare tanrıdan sabır dilemek. bekliyoruz.

3 kasımda belli olacak diğer tüm celpler

@KendineAteist bu bilgiyi nerden aldın allasen bi söylesene.

i.hizliresim.com

diğer celpler belli. artık hangisine düşersen.

ozzpwnz +1

hpkhga denedim olmuyor ya delireceğim.

hocam hiç bir alan kırmızı çıkmıyor mu? hata olan yerleri işaretliyor genelde. ne tür bir hata veriyor?

olan da olmayan da varmış o yöntemle, bende direk oldu.

kırmızı alan çıkıyor passion da verdiği hata

for assistance contact itunes support blablabla

yeni zelanda adreslerini ezberledim amk :(

siz alabildiyseniz hesap paylaşsanıza sevabına :)

edit: hesap derken yeni zelanda itunes hesabı bahsettiğim

hocam açayım dedim sana da ama kredi kartı sormaya başladı, araştırıyorum çözümü :D none seçeneği niye çıkmıyorsa.

ben asıl mail ve şifremle aldığım için direk paylaşamıyorum maalesef :/

valla passion şifreni değiştir sallama bi şifre yap bana izin ver 5 dk yükleyeyim bi bira ısmarlarım istanbuldaysan :))

2 saate işe gidicem gitmeden şuna bakmazsam çatlarım ulan.

Yo calisiyor, belki markaya gore degisiyordur onu bilemiyorum.

Ama frene basmadan vites degismiyor. Sebebi de araba park etmisken bir anda kontrolsuz sekilde one ya da arkaya gitmesin diye. Otomatiklerde gaza basmadan da araba hareket ediyor cunku.

start / stop engine düğmesi olan arabalarda bu düğmeye basarken frene basmak gerekiyor. onun dışında anahtarı kontağa taktığın otomatik vitesler frene basmadan da çalışıyor.

marka/modele göre değişiyor, güvenlik için sanırım.

çalışıyordu benimkisi, vites de değişiyordu hatta.

Peki p ya da n de olmadikca calismaz mi?

Peki p ya da n de olmadikca calismaz mi?

bendeki dsg'de frene basmak değilde, vites P seviyesinde değilse, anahtar dönmüyor. Dönmüyor ama marş çalışmayıp ekran da lütfen aracı P konumuna getirin diyor. ayrıca P konumuna getirmeden de anahtarı vermiyor.

p dışında çalışmıyordu evet. o var.

CVT Honda - P N de olmak zorunda. Fren çalıştırırken şart değil. P'den başka şeye geçerken frene basılıyor, N'den şart değil sanırım. Her türlü bas sen yoksa kayar gider debriyaj tutmadığından.

Lim5 otomatikle isim olmaz normalde de gecenlerde kullanmak zorunda kaldim. Ben yine bastim tabi.

tam otomatiklerde p de sanziman kilitlidir. frene basmadan da calisir, ama frene basmadan vitesi degistiremezsin.

yari otomatiklerde genelde n de ve frene basarak çalıştırlir. ama her markada farkli olabilir.

bu gelip yönetmeyecek takımı, rahat olabilirsin-olabiliriz.

hasortmanli gidince fenerlilerle alay etmistim alirsiniz hamza hamzaoglunu sizin de mini fatih teriminiz olur raadiniza bakarsiniz demistim

allah verdi belami.

ne isi var bu adamin cografyada arasa bulamayacagi floryada

Terim'den de onun yonetimdeki versiyonlarindan da nefret ediyorum.

Ancak mantikli dusununce yabanci hoca ekolunun bize, hele CL'den elendigimizi dusunursek, hic fayda saglamadigi ortada. Lig icin konusursak Hamza hoca takimi sampiyon yapabilecek 3-5 yerli teknik adamdan biri.

Bir de 6-7 ay sonra tekrar kongre var, neler olur biter bilemeyiz. Fakat Candan Ercetin'li yonetimin çogu konudaki beceriksizliğini de gördük.

Şimdi size olacakları en başından anlatayım;

Devre devam ederken kovulan yabancı hocadan sonra bir adet yerli hoca takıma monte edilir.

Zaten bu şartlarda ve zamanlamada iyi bir yabancı hoca bulmak neredeyse imkansızdır. Bulunsa bile takıma geldiğinde sezon sonuna kadar yıpranacağından endişe edilir.

Takıma monte edilen yurdum hocasının misyonu, takımı sezon sonuna kadar idare etmek ve olası tüm başarısız sonuçlar için darbe emici görevi görmektir.

Devre arası geldiğinde taraftarın gazını almak için takıma kısmen sükse yapacak oyuncu transferi yapılır.

Sezon sonu geldiğinde takım şampiyon olamamış ve yurdum hocası her ne kadar başarılı sonuçlar alsa da genel kanaat hocanın takıma hafif kaldığı yönünde oluşur.

Sezon bittiğinde sansasyonel transferler konuşulmaya başlar. Kesenin ağzı açılmıştır.

Ve işte beklenen sonun gerçekleşmesi için gerekli tüm şartlar oluşmuştur. Artık görev onu çağırmaktadır. O ki görevden asla kaçmaz, o ki Galatasaray söz konusu olduğunda her türlü fedakarlığa hazırdır (tabi sağlam cukka ve güçlü bir kadro kurulduktan sonra)

Ve işte döngü artık tamamlanmıştır;


(bkz: fatih terim'in milli takım galatasaray döngüsü)

gelip yönetmeyecek diyen arkadaşlara bakıp "noooldoo ooolooom" demek istiyorum.

bütün dertleri sneijder'i huzursuz edecek birini getirip satmak, hamza'dan iyisini mi bulacaklar.

dürüst de albayrak da bu kulübün kapısından geçecek adamlar değilmiş, emin oldum artık.

ocakta satarlar sneijder'i, anamızın liginde oynarız yeniçerilerle.

gelsin ruslar mı alır, araplar mı alır ki o araplar dünyada en nefret ettiğim millet. yeter ki şu türklerden kurtulsun takım.

o milletin itin götüne soktuğu ünal aysal'ın da billurlarını yesinler..

bir ara gold sony garantiliyi 1300'e satmıştı, ordan toplamış olabilirler. garantilidir.

(bkz: #46710221)

Şu an 1090 tl görünüyor ki yurtdışı fiyatlarıyla kıyasladığınızda normal bir fiyat, diğerleri çok abartı.

Fiyatları bayilerle karşılaştırmayın. Farklı kaynaklar bayilerden daha ucuza satış yapabiliyor.

Örneğin Siemens, enplus, bosch vs.

Migros paralel ithalat satıyor.

Ps3 lerde kutunun içinden mavi zarfta sony euresia garanti kartı çıkıyordu.

bu hafta sonu mediamarkt'da 1300 lira idi

@mario64 1090 gozukuyor ama login olunca 1190 a cikiyor. anlamadim. stoklarinda yok gozukuyor zaten.

@düşünüyorum öyleyse vurun bugun demirorendekine gittim 1500'du.

fifa 15 + ps4 aldım teknosadan. 1500 tl.

kampanyaları kovalayacaksın.

rift var.

f2p mmorpg bulmak kolay, önemli olan p2w olmaması.

rift en iyi f2p bence de şu anda

Evet p2w olmamasini kast etmistim aslinda. Tesekkurler bakicam ona.

sorun yanlış bir kere.

adam gibi bir ülkede saygı duyardım ama türkiye'de kesinlikle saygı duyulacak insanlar değiller. istisnalar tabii ki var, o ayrı.

ps: ailede 3 tane öğretmen var.

öğrencilerden daha bilgisizler.

patavatsız olanlarını gebertinceye kadar döveceksin.Bazıları cidden iğrenç.Hele dersinde başarısız sevmediği öğrenciye hakaret edenleri var ki cidden..............sin.

Coğunun amk.

bu ülkede hangi meslek grubunda saygın insan çok ki? bakıyosun adam doktorum diyo akademisyenim diyo bildiğin ergen. öğretmenler desen salla başı al maaşı. bazı branşlarda öğrenciyi dolar işareti gibi gören bi çok öğretmen var özel ders lazım filan diyor aileye bi halt da öğretemeden dünyanın parasını götürüyor.

bende öğrenci oldum tabi ki. şimdiki aklım olsa ilkokuldan sonra okumam. okuma öğreneyim 4 işlem öğreneyim yeter. en mantıklısı gidip meslek öğrenmek. şu an çocuğum olsa bunu yaptırırım. yarış atı gibi koşturacağına gitsin tiyatro yapsın fotoğraf çeksin stüdyoya girip kayıt yapsın h. içi de ne istiyorsa neye yeteneği varsa gitsin onu öğrensin. daha sonra başarılı olursa üniversite mezunu adamların %90 ından daha rahat ve daha iyi kazanacağına eminim.

işte bunların arkasında hep öğretmenler var bi bok öğretmiyorlar doğru yönlendirmiyorlar çünkü. tabi istisnalar hariç.

Yaptığı işten para kazanan herhangi bir meslek erbabından farksızlar. Doktorlar da öyle. Neden ayrı bir kutsallık yükleniyor bu insanlara anlamak güç. Bir garson bir ceo bir futbolcu neyse, öğretmen de o. İşini iyi yapıyorsa insanların saygısını hak ediyordur o kadar.

sanırım meb'de çalışanları kastettin. sonuçta stüdyosunda plates öğreten öğretmen de var.
tr'de bugünün şartlarında (0-15 senelik öğretmenleri) düşünerek
ve yabancı uyruklu hocaları dışarıda tutarak cevap veriyorum;

alt sınıf bir grubu temsil ediyor benim için, sinemaya tiyatroya gitmeyen, sosyal medyayı pek takip etmeyen, ucuz süpermarketlerden sağlıksız besinler tüketen, tv'da evlilik programları, acun show, yerli yapım diziler seyreden, mizah ve estetik anlayışı zayıf bir grup canlanıyor.

elbette bütün bunlar bende uyanan ilk intiba ve bir genelleme. bu saydığım profilin çok dışında olanlar vardır elbette.
bir avukat kadar saygı duymam.

Cidden kötü öğretmenlerle karşılaşmış olsam da, genellikle bir öğretmenle tanıştığımda şımarık olmayan, aslında ömrü boyunca çok artmayacak maaşına razı gelecek kadar mesleğini istemiş, elinden geleni yapan insanlar olduklarını düşünüyorum. Bir öğretmenle tanıştığımda "off ne sıkıntılar yaşıyordur" diyorum, aklıma "3 ay tatil yapıyor, oh kebap" gelmiyor. Annemin öğretmenlik yaparken kaybettiği sağlığının karşılığı benim uyduruk bir mühendis olarak daha ilk yıllarda kazandığımın 3'te 4'te biri olmamalı diye düşünüyorum. Öğretmen deyince aklıma okumayan, sinemaya konsere gitmeyen insanlar gelmiyor, tüm meslek gruplarını düşününce gitmek isteyip de gidemeyen insanlar geliyor, ve gitmek akıllarına gelmiyorsa bile bunu önemsememeleri olarak değil, artık yaşam biçimi olarak bunu kabul etmeleri olarak görüyorum. Bu düşük yaşam kalitesine razı bırakılmış, emeklerinin karşılığının bu olduğuna veya bu olmasa bile ellerinden bir şey gelmeyeceğine inandırılmış insanlar bence öğretmenler.

Sırf popüler olduğu için, sektörde açık olduğu için daha çok para kazandıran meslekler diğerlerinden, öğretmenlikten, emekçilikten daha değerli değil. Sırf pohpohlanıyor diye doktorların, sektör genişliyor diye mühendislerin, sebebi her neyse avukatların daha çok para kazanması bu mesleklerin öğretmenlikten daha değerli olduğunu göstermiyor. Bu en başta toplum denen şeyin temeline aykırı. Çöpleri toplayacak, çocukları eğitecek, bina inşa edecek, hasta tedavi edecek, hukuk sorununu çözecek insanlara ihtiyaç var bir toplum oluşturmak için. Şöyle düşünelim, benim iş yerimdeki yüzlerce "kaliteli" mühendis ortalığı öyle bir kirletiyor ki, temizlikçiler azıcık geç kalsa ortalık bok kokusundan geçilmiyor, herkes söylenmeye başlıyor. Demekki mühendislerin o "çok değerli", "çok para eden" işlerini yapması temizlikçinin asgari ücretle yaptığı, aslında diğerlerinin midesini bulandıran işe bağlı.

Açılın ben öğretmenim. :)

12 senedir MEB'e bağlı okullarda kadrolu olarak çalışıyorum. Aslında 11. Çünkü İngilizce öğretmeniyim ve asaletim onandıktan sonra 1 sene ücretsiz izin alıp yurt dışına gittim üniversitede aldığım dil eğitimini yeterli bulmadığım için. Hala da bulduğum her fırsatta yurt dışına kaçıyorum dil becerilerim gerilemesin diye. Ha gerek var mı? Öğretmek açısından yok. Ama sadece öğretmekle yetinemiyorum. O çocuklara bir dünya görüşü de vermek istiyorum. Zamanı kullanmayı öğrensinler istiyorum. Eve gidince televizyon ödev yemek uyku ekseninde boğulmasınlar, zamanı doğru kullanıp ellerine kitap alacak fırsat da yaratsınlar istiyorum. Düşünme araştırma becerilerini geliştirsinler istiyorum. Hayal kursunlar istiyorum en basitinden. Hayali olmayan bir çocuk benim içimi acıtıyor. İngilizceden nefret etmeden büyüsünler, İngilizceyi önlerinde aşılması gereken sarp bir engel gibi görmesinler istiyorum. Millet free shopları talan eder, ben dil eğitim setlerini, o ülkenin kültürel kodlarını yansıtan şey her ne ise onların bulunduğu yerleri talan ediyorum. 3 yazı yurt dışında geçirip farklı yaş gruplarıyla çalışma eğitimleri aldım.

Okulda "işin mi yok yea" diyenlere denk gelince yüzüne bir şey demeyip kafamı çeviriyorum sadece ama içimden geçenleri şuraya yazamam.

Benim imkanlarım var, yaptım. Yapamayana tabii ki bir şey diyemem ama gidip yerinde görmese bile alanında derinlemesine araştırma yapmayan, derse hazırlıksız gelen, kaç senelik öğretmenim deyip öğrenciye ezber bilgiyi satan, 1'in üzerine 1 daha koyma derdine düşmeyen meslektaşım maalesef çok.

En beteri ama şu grup; kendisi çaba sarf etmeyip, çaba sarf edene de çıtayı yükselttiği için tavır yapanlar. Bunlara zerre kadar bile saygı duymuyorum.

Evet, bir meslekten bıkacak yeterli süreyi çoktan tamamladım mesleğimde ama henüz bıkmadım. Hala yapabiliyorum. Bir gün eğer artık bunları yapmak istemediğimi fark eder, öğrenciye müfredatın dışında bir şeyler katamadığımı görürsem, emekliliği falan beklemez istifa ederim. Ne öğrenci eziyet çeksin ne de ben. Sırf para için yapılacak iş değil öğretmenlik. Öylesi karşılıklı kahır çekmeye girer. Ne ben kimsenin kahrını çekerim ne de kimse benim kahrımı çeksin.

Aileme göre ise "bunlar hep idealistlik ve idealist takılacak yaşları geçtim, artık el alemin çocuğu için kendimi paralamayı bırakıp, evlenip kendi çocuklarımın derdine düşmem gerekiyor." Bu da benim açmazım.

Türkiye'de öğretmenlik olmak istenen bir şey değil, olmak zorunda kalınan bir şey genelde. Sınavdan çok düşük puan alıp bari işsiz kalmayayım, maaşı da fena değil mantığıyla öğretmenlik seçiyorlar. Doğal olarak öğretmenler de kalitesiz oluyor. Bu mesleğin suçu değil tabii ki, Türkiye'deki durum böyle yalnızca.

Öğretmenliğin maaşı nasıl fena değil yahu? Asıl başka bölümler okuyup iki kat para kazanabilecekken o maaşa razı oldukları için tebrik etmek lazım öğretmenleri. Hatta atanamamak gibi çok büyük bir sorunları var.

turkiye'de kim hangi meslegi, ne sekilde seciyor? bu sistemde hasbelkader bir meslege intisap etmis bir kisiye yalnizca mesleginden oturu saygi duymak mantikli mi? burada takilan insanlarin ekseriyeti gozume carptigi kadariyla ulkeyi elestiren insanlardan olusuyor. bu ulkedeki ogretmenler turkiye'de yetisiyor da avukatlar fransa'dan mi ithal ediliyor? 'bu ulkede adalet yok' deyip avukatlara mi saygi duyacagim? etrafimdaki cirkinligi gorup bu ulkenin mimarlarina mi saygi duyacagim? muayenehanesinin kapisindan iceri adim atamayacagim doktorlara mi saygi duyacagim? siyasi nedenlerle universitelerden uzaklastirilip onlarin yerine parasutle inen akademisyenlere mi saygi duyacagim? miras yoluyla edindigi etiketlerinden oturu pelin batu'ya mi saygi duyacagim? ferhan sensoy'un kizina mi? yoksa kizi rahat okusun diye anasi evini ipotek ettirmis ogretmen kizi olan arkadasima mi?

sirf mesleginden oturu saygi duydugum adamlar da yok degil:
www.haberartibir.com.tr

en azindan ulkeye etkisi sandiga gidip attigi bir oy olan, metazori de olsa tuketimi minimum seviyede kalmis bir olu o. varsin recep ivedik'e gulmus, carkifelek'e katilip "yardimci olun mehmet ali bey" demis olsun.

bu ulke bu haldeyse bu ulkenin bir ferdi olarak sucun bir kismi da bendedir.

cevap: saygi etiketlerle indigi icin maalesef hayir. (edilgen "duyuluyor mu?" sorusuna verilen genellenmis bir cevap bu yoksa kendi cevabim ustteki)

@wecarealot, aldığı puana göre alacağı maaş daha iyi. Adam atıyorum 300 puan almış, o puanla gittiği üniversitede mühendis olsa kaç para alacak? 1000-1500? O puanla herhangi bir üniversiteye gidip öğretmen olarak atanırsa 2500-3000'e kadar yolu var. Özel ders verirse daha da fazla. Abartıp hafta sonu dershanede falan çalışırsa daha da fazla. Sonradan müdür yardımcısı falan olup yattığı yerden de para alabilir.

Atanamamak da sorun falan değil ayrıca, devlet doktorlar hariç kimseye gel sana iş vereceğim demiyor, vermek zorunda değil. Atama sayısının sınırlı olduğunu bile bile öğretmenlik seçiyorsan katlanacaksın. Ben hiç atanamıyoruz diye ağlayan mühendis ya da işletmeci görmedim ki bu mesleklerden topu topu beş on kişi atanıyor senede, öğretmen yüzlerce. Atanamıyorsan gidip özelde çalışacaksın.

Hocam mühendislik ve işletmecilik özel sektörü çok geniş olan meslekler. Özel eğitim kurumlarının öğretmenlere yaptıklarından hiç haberiniz yok galiba. Para vermezler, sigorta yapmazlar, eşşek gibi de çalıştırırlar, sonra da canları isteyince, kur bitince tekmeyi basarlar. En terbiyesiz sektörlerden biri.

ülkemizde gerçekten düşünme sorunu var bunu biliyoruz. böyle aptallar her yerde. bu yüzden bu kadar şaşırmaya gerek yok. mantıklı, düzgün cevap verenler elbette var lakin onları değil de en mal en salak cevap verenleri yayınlıyorlar.

inanır mısın daha dün intihar etmek için 6. kata çıkan bir kadını çay içerek soğukkanlı bir şekilde izleyen halk gördüm. bu ne ki..

vardır elbet düzgün cevaplar ama kafasına sıkarım tüm düzgün cevapları götürüyor sanki :) vitaminli yiyecek yerdim en mantıklısı. ahahahah. yine güldük ağlanacak halimize. bir de allah çarşısına pazar versin ne demek?

aci ama gercek. turkiye'nin buyuk kismi bu cehalete sahip. ben bu ulkenin basbakani, cumhurbaskani olsaydim sirf bu gercek yuzunden utancimdan sokaga cikmazdim. ama bizimkiler kalkip bir de "soyle mukemmeliz" diye caka satiyor.

yunan halkı(!) gördüğüm en ilginç halk! keşke türk milleti(!)ne de sorsalarmış!

bunu yabancı bir arkadaşım görse yeminle utanırım...

sabah sabah sinirim zıpladı ya. ülkenin hali bu işte, ne bekliyorsun ki.

vitaminli yiyecekler yerdim diyen bomba yahu, ebola olursak manavdan 2 kilo portakal alır yolumuzu buluruz kafasında

bu videolara cok takilmayin
belgesel cektigim icin kameranin insanlar uzerindeki etkisini yakinen biliyorum
yolda yururken dibinize sokulup, aniden soru soran bir kamera karsisinda siz de cok saglikli cevaplar veremeyebilirsiniz
simdi sokaga cikalim kamerayla, turkiyenin baskentine istanbul diycek 20 kisiyi kaydetmemiz 1 saati bulmaz
hadi 3 saati buldu diyelim, sadece o aptal cevaplari kesip-kolajlayip servis etmemiz de mumkun degil mi?

(bkz: legend online)

(bkz: hearthstone)

Varolan kartlarini bozup elde ettigin dustlarla istedigin kartlari yapabilirsin.

selam novice engineer,

tek classa yoğunlaşmakla genelde pek rahat edemezsin. ha ben parayı basar deck alırım diyorsan o ayrı, ama free to play kasıp kart çıkarıcam diyosan her class için bir deckin olması iyi mümkün olduğunca. control warrior gibi çok pahalı deckleri yapman mümkün olmayacaktır tabii ama örneğin naxxraması bitirdiysen bir kaç fena sayılmayan legendary kazanıp deck yapabilirsin, şayet bitirmediysen önce onu bitirmeni öneririm. hearthpwn sitesinden de deck konusunda fazlasıyla yardım alabilirsin.

kartları kesinlikle bozmamanı öneririm eğer amacın uzun vadeliyse. arena içinse acemiliğin süresince arenavalue gibi sitelerden yardım alabilirsin.

sorun olursa sorabilirsin.

gittiğin ülkeye göre değişir, ülkedeki okula göre değişir, almanya ispanya zor diye duymuştum polonyaya giden arkadaşlarım aa ba larla ortalamalarını acayip yükselttiler hiç çalışmadan

bir de okul neden sen erasmustayken öğrenim ücreti alıyor ki senden ( neden o sene burs aldığını da varsayıyor anlamında ) sana bir masraf yapmıyor ki o sene

ben şöyle tahmin ettim:

burs 4 yıl ya, 4 yılın sonunda ben 3.sınıftaysam eğer(erasmus yaptığım yıl kaldığımı düşünelim), sonraki yılın ücretini ödemem gerek.

Bu özel okul işleri nasıl yürüyor hiç bilgim yok tabii.

erasmus = 1 sene geç mezuniyet

aksi halde erasmusun tadını çıkaramazsın zaten. gidip inekleyeceksen orada gitme daha iyi.

Kafana ve kapasitene güveniyorsan, ders bile bırakmadan gelebilirsin. ben erasmus'ta ders bile bırakmadan döndüm misal. deli gibi sürttük, gezdik ama sınav zamanı da deli gibi çalışıp hallettik icap ettiğinde. kendi bilgine güveniyorsan yaparsın derim. yabancı diline de güveniyor olman lazım tabi bu konuda.

gittiğin ülke denildiği gibi mühim. almanya, fransa gibi yerlere gidersen; hele bir de iyi okullarsa gideceğin yer avrupalarının çinlileri tipte herifler derslerde sınavlarda adamdan kan alırlar.

1- ekşide yazanlara fazla güvenme. her olay kendine özgü özellikler barındırır. senin erasmusa gitmen onlarınkine benzemeyecektir. onlarınki de seninkine.
2- senin için erasmus riskli, bence gitme.
3- eğer normalde nasıl derslere gidip anlamadığın yerde soru sorup not paylaşıp derslerine çalışıyorsan biraz daha fazla eforla aynısını yapar denklikleri de sağlarsan çoğu dersi geçer en azından ortalamanı düşürmeden gelirsin. çok çalışkansan ortalama bile yükseltebilirsin. master için hoca kafalayabilirsin. sosyal yeteneği ve ders çalışma azmi olanlar için çok güzel bi olay. tabi bu binde bir falandır herhalde. çalışkan değilsen gitme.

4- okulu uzatma konusunu bilmiyorum. uzayacak diye bir kaide yok. ben 1 sene gittim 0.10 civarı ortalama artırıp geldim. 2-3 dersim kaldı onları da gelip burda aldım yüksek notlarla geçtim. derslerini geçersen niye uzasın ki? hem sen o sene kaybedip işmiş gibi yazanlar gibi gerizekalı mısın ki derslerini geçemeyesin? (yanlış anlama sana salak falan demiyorum) dersten başka ne derdin olacak? aynı bölümü okumuyor musun? ders için mi eğlence için mi gideceksin buna karar ver.

5-inekleyeceksen gitme daha iyi diyen arkadaşı dikkate alma. bence inekleyeceksen de git. ne kaybedersin ki?

ben üniversiteye girerken yök'ün kuralları vardı, 7 yıl burslu okuma hakkı vermek zorundaydı bir özel üni. yani okulu uzatsan da kesilmiyordu bursun. 4 yıl burs vermek ne demek ya kurallar mı değişti? bence iyice araştırın. bursunuz kesilmiyor olabilir.

konuyla alakalı olarak:
3. sınıfın 2. döneminde almanya'ya erasmusa gittim. 6 ay kaldım. almanca eğitim veren bir liseden mezun olup gitmeden önce almanca biliyor olmama rağmen dersleri hiç anlamıyordum. hem dil sıkıntıydı hem de inanılmaz zordu dersler. derslerin hepsi almancaydı. 6 ders almıştım. 4 tanesinden kaldım 2 tanesinden geçtim ama onlar da hocalara yalvar yakar, ödev yap filan o şekilde. buraya döndüm. okulu hiç uzatmak istemiyordum ama hali hazırda gitmeden önce 2 dersim ff'ti. oradan da 4 ff ile döndüm. 6 adet ff. yani erasmusta geçtiklerim ancak önceden kaldıklarımı amorti ediyordu. elimde 1,5 yıllık almam gereken ders vardı fakat 1 yıl sürem kalmıştı. türkiyenin en zor üniversitelerinden birinde okudum. hepsi oldukça kazık 3. sınıf ve 4. sınıf dersleri olan, her birinin en az 3-4 projesi, 2şer vizesi, 2-3 ödevi, 1 finali olan 1,5 yıllık dersleri gebere gebere 1 senede verdim. bazı geceler stresten ağlıyordum. ama sonuçta okulu uzatmadım.

he erasmus mu? hayatımın en güzel 6 ayıydı...

Ben bi sene erasmus yaptım, üstüne bi dönem de Abd exchange yaptım ve 4 senede bitirdim. Son sınıfta epey yoğun ders yüküm vardı ama. Arkadaşlar sadece tez yazarken ben bir yandan büssürü 2. Ve 3. sınıf dersiyle boğuşuyordum. Uzatmamak senin elinde. Son sene o zahmete katlanmayı göze alıyorsan uzatmazsın.

erasmus yapıyorsan okulu uzat yoksa tat alamazsın diye bir şey yok.

risk almaya da değer.

gideceğin ülkeyi bileceksin sadece.

senin için geçme kolaylığı ve ekonomi ön plandaysa "POLONYA-MACARİSTAN-ÇEK CUMHURİYETİ ve biraz da baltık ülkelerini önerebilirim" ilk 3 hele çok güzel ve merkezi ülkeler. Paris de okuyup ekonomik yetersizliklerden veya eşşek gibi ders yükünden tadını çıkaramamaktansa buralarda okumak çok daha iyidir,üstüne bi de avrupayı gezersin o rahatlıkta.

almanyaya-fransaya gidip çok zorlanan duyuyorum,ispanyaya gidip rahat takılan da oldu, derslerde sıçıp hibesini bile geri vermek zorunda kalan da,orası orta riskli bence.

onun dışında Ben olsam iskandinav ülkelerine de gitmezdim,baya bir insanın erasmusun gereğinden fazla zor olması ve pahalılıktan yakındığını duydum.

belçika-hollanda hakkında bana pek şikayet gelmedi ama başkaları bilir belki.

sorun olursa pm atarsın.

Cevabı nickinde :)

okula kaç lira veriyorsun?
ben baştan bi tahmin söyleyeyim, okula verdiğin parayla bir yıl yurtdışında kalamazsın, doğru mu?
eğer doğruysa hiç düşünme git erasmusa,
fırsatı değerlendir...

tamamen gideceğin okula bağlı, bir de okuduğun okulun ders saymalarına bağlı, en mantıklısı daha önce o okula senin okuldan giden olduysa onlara sormak.

okuduğun bölüme ve gideceğin ülkeye göre değişir. ben 3.sınıfta litvanya'da yaptım tam 8 ders aldım 1 tanesine devamlı gittim diğer derslere uğramadım bile :) hocaalr gelmeyin gezin diyorlardı sonuç 8 dersin çoğu AA 2-3 tanesi BA o 8 dersten bazılarını 4.sınıftaki derslere saydırdım son sınıfta yatıcam :))

1- 23 yaşında mezun oldum, 4 senede bitirdim.

2- 2013 haziranda mezun oldum, 10-11 ay bir yerde çalıştım, kovuldum, 4 ay işsiz kaldım, bu hafta yeni işe başlayacağım.

3- işsizlik sıkıcıydı ama yine de memnunum halimden. kariyerle ilgili şöyle yükseleyim böyle yapayım falan gibi bir düşüncem yok hiç.

4- bazen bilgisayar değil endüstri okusaymışım falan dedim iş ararken; izmirdeki iş olanaklarıyla ilgili olarak. erasmusa gitseymişim keşke dedim bir kere. bir de biraz daha sosyal olabilirdim sanırım.

5- 24 kadın

22 yaşında mezun oldum. 4 senede bitirdim.
şu an o mezuniyetten sonraki bir sene içerisindeyim bir halt yaptığım yok depresyona bile girdim diyebilirim.
okul konusunda memnunum elbet ancak iş imkanı kısıtlı bölüm mezunu olduğum için biraz umutsuzum gelecek bazında.
kadın ve 22

1- 24 yasında mezun oldum. 5 senede bitirdim.

2- mezun olduktan 1 ay sonra ise girdim. 8 ay sonra bırakıp bambaska bir sektöre geçtim. diplomamı köseye attım.

3- affedersin ama su anki konumuma sokayım. tekrar mesleğime dönüyorum, is görüsmelerine gidiyorum.

4- okulumu tercih ederken zaten mutlu değildim. simdi de zorunluluktan dolayı okulumun bana verdiği diplomayı kullanıp, kuyruğumu kıstırarak geri dönüyorum. 4 senede bitirsem büyük ihtimalle ya ailemin yanında ya da üniversiteyi okuduğum okulda kalmıs olacaktım. o da beni bambaska biri yapacaktı. simdi olmak istediğim sehirdeyim, belli bir hayat düzenim ve çevrem var. okuduğum bölümde çalısmadığım süre boyunca kendime kattığım birçok seyi hayatım boyunca baska bir sekilde kazanamazdım. pisman değilim ancak her seyin daha yolunda gitmesini isterdim. yine de okulunu okuduğun bir mesleğin pesinde sürüklenmek daha doyurucu olurdu gibi geliyor.

5- 26,5/e/ist

20 yaşında bitirdim(aralık olunca doğumgünü hep erken bitti okul :)) 4 senede, bir yıl boş gezdim, ingiltere'de master (1 yıl), bir yıl boş kaldım, doktora.

şimdi de araştırma görevlisiyim ve doktora yapıyorum.

2 yıl geçti bu dönem dersler bitecek diye umuyorum, keşke bu kadar yaymasaymışım diye düşünüyorum. o boş gezdiğim yıllarda da askerlik yapabilirmişim ama hiç boş bırakmasam da olurmuş.

25 (aralık'ta 26ya gircem heheh), erkek

1.22de mezun oldum.3,5 senede bitirdim
2.direkt y.lisansa başladım, işe girdim,yurt dışına gittim,
3. değil(d)im. evet, inanıyorum.
4.değildim. konservatuvar okusam daha iyi olur diyodum, bu sene sınavlara girdim, kazandım. konservatuvar okuycam.
5.25 k

1- 21, dört senede.
2- çalışarak geçti, askerden kaçmak için de yalandan bi yüksek lisans yaptım.
3- değilim, inanıyorum.
4- 1 sene daha hazırlanıp daha iyi bi okula gitseydim diye düşündüm, veya daha ciddiye alıp lise 2'deyken de dersaneye gidebilirdim.
5- 24 erkek.

1: 22 yaşımda bitirdim.

2: Bitince İnterrail yaptım.

3: Şu anki konumumdan memnunum.

4: Şöyle yapmasaydım dediğim çok şey oldu. Şöyle yapmasaydım dediğim çoğu şeyi düzeltme şansım da oldu.

5: Ponçik.

1- 26 yaşında mezun oldum 7 senede zor bitti
2- direk askere gittim, 4 ay iş aradım 2.5 yıldır aynı şirkette severek çalışıyom
3- yöneticim benden 1 yaş küçük olmasa daha memnun olurdum. erken bitirsem de yönetici olamazdım gerçi, fıtratımda yok :p
4- 7 yılda bitirmenin pek bir farkı yok, beraber başladığım arkadaşlardan biri müdür diğeri benle aynı pozisyon ikisi de yüksek yapıp 4 yılda bitirdi, senle alakalı o iş !
5-29. adam !!1

1- 22 yaşımda mezun oldum, 4 senede bitirdim, bi de hazırlık var 1 sene

2. Yüksek lisansa başladım hemen. Ama gitmedim, evde yattım. 2 sene kadar sürdü bu yatış.

3. 1 sene evvel işe başladım. Memnun değilim. Konumdan değil de çalıştığım işten memnun değilim. Yine çalışmamak istiyorum. Ama olacağını zannetmem.

4. Okul tercihimden memnunum, bölüm tercihimden memnun değilim. Şimdiki aklım olsa çok farklı bir alanda okurdum. Üniversiteyi sosyal hayatı genişletmek için kullanamadım pek, üç beş insanla sürdü tüm lisans dönemim. O yüzden şimdi biraz yalnızlık çekiyorum, keşke sosyal aktivitelere, klüplere falan katılsaymışım diye. Onun dışında çok büyük keşkelerim ya da bana okulun kattığını düşündüğüm çok artı yok. Yabancı dilim zaten iyiydi, üniversite eğitimi bu alanda bana bir şey katmadı.

5. 25, kadın.

1. 24/5
2. İki ay sonra işe girdim. Hala çalışmaya devam. Master a başladım bir de bir yandan.
3. Çok olmasa da iyi olacak yakında.
4. Keşke wat, erasmus gibi birşey yapsaymışım diyorum.
5. 27/erkek

1) 21 yaşında mezun oldum, 4 yılda bitti.

2) 2 yıl boş boş oturdum. Sonra yüksek lisansa başladım.

3) Kariyerim yok, konumum yok, hala boş boş oturuyorum. Arada satış danışmanlığı vb işler yaptım saymıyorum onları. Yüksek 4 yılda bitti bu arada.

4) Değilim. Zamanında kafam basıyo diye sayısal okudum. İyi puan alamadım össde ea tercihi yaptım mecbur. bu kadar çok üni ve bölüm yoktu. Kazanmak bile meseleydi. Neyse okuduk bitti. Ama ben sözel derslerden ve sanatsal işlerden daha çok keyif alıyorum. Hani elimde sihirli bi değnek olsa muhabbeti işte. Olsa bambaşka bir yol çizerdim kendime.

5) 27, k.

1- 21 4 sene
2- yurtdışı master, doktora vb.
3-bambaşka bir alanda çalışıyorum son 4 yıldır, memnunum
4-memnunum, tutkuyla seçmemiştim ama iyi ki öyle yapmışım. genel olarak geçmiş geçmişte kaldı düzeltemiyoruz; önümüze bakalım derim zaten
5-kadın, 31

1) 23 yaşında mezun oldum 5.5 senede bitirdim
2) ilk 2 ay iş aradım sonra tanıdık vasıtasıyla işe girdim tanıdıkla beraber 5 ay sonra dehlendim bi on beş günlük aradan sonra arkadaş vasıtasıyla işe girdim 7 ay orada çalıştıktan sonra istifa ettim
3) 4 aydır yatıyorum kendi isteğimle 10 gün sonra askere gideceğim
4) mesleğimden memnunum ama okulumdan değilim
5) 25 m

1) 21 yaşında mezun oldum, 4 senede bitirdim

2) 2.üniversiteye başladım.

3) Memnunum, öğrencilik güzel şey.

4) Mal gibi gittim öğretmen oldum. Pişman olduğum için ikinciyi okuyorum. Yeni bölümümden memnunum

5) 21, erkek.

1- 24 yaşında mezun oldum, mezun olduğum bölümden mezun olmam 4.5 sene sürdü. önceki bölüm değiştirmemi saymıyorum.
2- mezun oldum, 9 ay yattım. şu anki işyerim resmen peşimden koştu bu 9 ay boyunca.
3- şu an konumum sektörüm için klasik başlangıç pozisyonundan bir tık önde. sektörümün en büyük markalarından birindeyim ve önüm hayal ettiğimden çok daha açık. departmanımın başına bedelli askerlik çıkarsa 3 sene içinde geçmem çok olası.
4- okuldan memnun değilim, nitekim türkiye sınırlarında boğaziçi dışında üniversite beni kesmezdi zaten, ona da girmem hayaldi. iş tercihimden memnunum. kendimi göstererek, 0 torpil ile geldim. yabancı dil bölümüm dolayısıyla en önemli faktördü, ona da ne lise ne üniversitede zerre katkı sağladılar. tamamen kendim geliştirdim, işim icabı mesaimin büyük çoğunluğunu ingilizce ile geçiriyorum zaten. biraz erken başlasaydım iş hayatına şu an bu yaşımda çok taşaklı bir yerde olacağıma inanıyorum. ama çok da sorun etmiyorum, 24 yaşında olmayayım da 27 olsun. ne yapalım.
5- 24, erkek.

seçime doğru çıkar 2015 yılında. 20-25k isterler bence.

Onceki 30 oldugundan, en az 25bin istenir.

çıkar, 20 bin. umarım yaş düşer...!!!

eli mahkum çıkacak,
2015 yaş 25 ücret 15

eli mahkum değil. çıkmayacak. bakaya sayısı 100.000 bile değilmiş. 2-3 sene daha bekleyecekler.

eşim 33 yaşında askere gitmesini istemiyorum :(
seneye doktorası bitince gitmek zorunda.

bence çıkar. abdnin para politikasıyla beraber 2015 yılında ufaktan küresel kriz yolda gibi. devlete para lazım anlayacağın. çıksa da emin olsak krizin geldiğinden.

2014 aralık'a doğru çıkacağı inancındayım.
yaş 28 tutar 25 bin diyorum.

en azından 2 sene sonra çıksa da hem para koysak kenara hem de yaşı garantiye alsak diyorum :)

veyahut çıksın şimdi 2 sene sonra da çıksın. ama şimdi çıkınca 2 sene sonra çıkmayacaksa çıkmasın.

e5 yanyoldan kastın neresi? ona göre cevaplayayım.

Vatan bilgisayarin karsi sirasi yani bostanci koprusune gelmeden.

bostancıdan kadıköye giderken düşün kendini, sola doğru o yanyol üzerinde erenköy sapağı var, benzinlikten hemen sonra, vatanın az ilerisi. oraya kadar var, ordan sonra yok.

19f

küçükbakkalköy minibüsüne bineceksin. siyah başlıklı.
10s - 10 b de var ama çok seyrek.

Maltepe ve Pendik'e giden otobüslerin alayı.

Toomas Peterson

kulübü de jogeva, estonyada.

aşağıda yorumlarda yazıyor kim olduğu..

www.floorball.org

benim arabamı emanet edeceğim samimiyetteki bir insan 1. seçeneği yapsa siksen yüzüne bakmam bir daha. onu bir bil de.

2- bir bok yedim ama en iyi nerede nasıl yaptırabilirsek telafi edicem demelisin

Abi araci vurdum durum bu nereye istersen yaptir ben odeyecegim. Cok uzgunum

en dogru cevap olur. Ben arabami vermem sirf bu sebepten. Sirf sevdigim biri bisey yapar karsimda ezilip bukulmesin diye. Yine de istemeden verdigim oldu yine ona odetmedim kendim odedim. Durust olmak zorundasin. Araba bi maldir sonucta ama guven baska biseydir. Sen arabayi degil guveni gocertmis olirsun..

Fotoğraf paylaşabilirsen daha iyi olurdu.

Cevabıma gelince: 2. seçenek mod on.

Kesinlikle 2. arabayi götürün sanayiye yaparlar.

Birinci secenegi secersen eninde sonunda anlayacak sonra o adami sikseler senin yuzune bakmayacak, bi de boyle düsün.

adam mi öldürdn aga ya. niye söylemiyorsun gerçekten ayip edersin. her insanin basina gelebilir bu daha gecen hafta benim de basima geldi. oyle büyütulcek saklanilacak bisey degil. dogru olani yap ve herseyi doğru bir sekikde aravin sahibine anlat icin rahat olsun.

şimdi biraz detay vermem gerekti. araç sahibi yakın akraba ve aracı aldığımdan haberi yok. istesem verirdi daha önce çok verdi,kendisi tatilde. evinin anahtarını bana bıraktı ben de gittim evinden aldım arabayı. neyse yarın arayıp hiç bişe olmamış gibi arabayı isteyecem. kendi isteğiyle verdiğinde çarpmış olursam daha az acıtır.( böyle anlatınca tam bir pislikmişm aq. ancak araç acilen önemli bir iş için lazım olmuştu çok vurmayın) ve 1. seçeneği uygularsam bile elbet söyleyecem, tabii rakı sofrasında :)

söyle. masrafı karşılayacağını kabul et. belki yaptırmak istemiyor olabilir.
ben mesela kazayı yaptırmayı sevmiyom. onun yerine bakım yaptır ödeşelim diyorum.

1. seçeneğe çok yakındım, sayenizde 2. seçeneğe yöneldim. melek gibi, samanyolu tv gibi insanlar mışsınız sağolun :)

önce arabayı yaptır. sonra sahibine söyle işte böyle böyle vurduk ama düzelttim felan diye. hem hasarı ufak bişi zanneder.

lokal boya çok önemli değildir. tabiki aracı satarken anlaşılır ama bu çok yaygın bir durumdur, kimse aaa bu arabada lokal boya varmış diye fiyat kırdırmaz. normal bişi ufak tefek kazalar.

@drystedb efficacious. senin dediğini yapacağım gibi duruyor.

15 ay ise gerisini düşünme bedelliye atla (çıkarsa tabi) ama kısa dönem için deymez.

bedelliyi sıkıntısız karşılayabilecek durumdayım ama 5 parasız da olsam yine bedelli yapardım.

işmiş, evlilikmiş, evmiş. hiç biri sikimde olmazdı.

Askerden dönünce işe girmek garantiyse git müdür. Yok, sıkıntı yaşayabilirim ve birkaç ay işsiz kalabilirim diyorsan hiç bulaşma.

tabiki de askere git.
2bin lira maaşınla 30 bin lira kredi borcuna gireceksin ve eline geçen şey: hiç.

5.5 ay askerlik biraz kafa dinlersin.

bu ise verecek elinizde net paraniz yoksa cok da kasmamak lazim. 6 ay boyunca askerdeyken 'almayacagin maas' bedelli ucretine esitse ya da yakin bir seyse bedelli yapmak mantikli ama, borca harca girerek gitmemek cok da mantikli degil.

askerlik cok mukemmel bi yer olmayabilir ama yasanmayacak kadar da kotu degil. goz korkutmaya gerek yok.

malesef sizin durumunuzda bi ton çift var. hiç kimse sevgilisinden bırak 5 ay ayrı kalmayı 1 gün bile ayrı kalmayı istemiyor. ama anlattığınız kadarıyla bedelli yaptığınızda masrafları karşılamanız cidden zor olacak. özlem dayanılması çok zor bi şey ama şartlarınıza bakılırsa en mantıklısı gitmek. sonrasında en azından istediklerinizi rahatça alır evlendiğinizde rahat edersiniz.

ben olsam bedelliye başvururdum. özgürlük önemli...

5 ayda 20bin kazanabiliyor musun ? Askerlik tazminatını al git.

çıksa bir gün bile düşünmem kredi çeker öderim.

Yaşım tutarsa affetmem tefeciden, mafyadan borç bile alırım :D

bedelli de 1 ay mı gidiliyordu yoksa hiç mi gidilmiyordu? çünkü geçen çıkan bedellide hiç yapılmamıştı sanırım, hemen vermişlerdi belgeleri? bilen aydınlatsın.

hep yanlış hesaplar.

5 ayda 20bin kazanıyor olsa ne farkedecek ki?
o 5 aylık sürede, 20bin kazanması değil, 20 bin tasarruf edebiliyor olması önemli.

askere gitmezse sanki cebine 4bin lira girecek ve tüm bu parayı askerlik için harcayacakmış gibi konuşuyorsunuz. bedelli yapan adam o 5 aylık sürede:

1. aylık 4bin lira zarar eder
2. kaldığı evin kirasından faturalarına yiyecekten giyeceğe kadar faturalar öder.

yani ayda 4bin lira tasarruf edebiliyor ve bu aylık 4bin lriadan toplam 20-25-30bin lirayı arabaya veya ev peşinatına gömmek yerine sana hiçbir geri dönüşü olmayacak askerliğe gömerim diyorsan. göm.

ben zengin değilsem, çıkarıp masaya 30bin lira vuracak taşşağım yoksa o bedellyi yapmazdım.

gidip kredi çekip kepaze gibi senelerce o krediyi ödemezdim yani. giderim 5 ay yaparım, dönüşte de o kredi parasıyla araba alırım, eve peşinat veririm hatta yurtdışında tatil yaparım amk.

askerlik hiç kimsenin söylediği kadar da bok bir yer değildir.
evet, bok bir yerdir ama gidip 2 bin lira maaşla, 4-5 sene boyunca ayda 500 lira kredi ödeyecek kadar bok bir yer değil.

özlem oluyor, yorgunluk oluyor, mallık oluyor.
ardından hepsi geçip gidiyor.

ben çoğunuzun düşündüğünden bok bir yerde yaptım. ölme ihtimalim pek olmasa da; aileme telefon bile açamdığım bir yerde yaptım. kıbrısta. telefon tarifeleri yurtdışı işlediği için haftada 1 kez 2 kez anca konuşuyordum. her sabahın köründe çıkıp 6-7km koşuya çıkıyordum, tatbikatı otu boku, atış denetlemesi stresi.

ama hepsini gülerek hatırlıyorum şuan. birkaç şey de öğretti bana.
ve şunu rahatlıkla söylüyorum: evim, arabam, işim, ailem, geleceğe dair yatırımımın üstüne ekstra 30bin liram olsa o zaman bedelli yaparım.

yoksa henüz kıçımda arabam yokken,
kiramı zor ödüyorken,
2 haftalık tatil için bile kredi çekecek durumdayken gidip 5 aylık askerlik için 20-30bin lira para vermem. beni 5 ay daha sikseler gene vermem. değmez çünkü. akıl var mantık var. 5 aylık askerden kurtulacam diye, ömrümün 4-5 senesini bir kredi yükü altında niye geçireyim, üstelik karşılığında elime hiçbir şey geçmeyecekken.

diyorum ya mantıksız.
zengin değilsen bedelli medelli yapma. askerde kafa dinlersin, 500.000 kez daha yazarım bunu. ben hayatımda tüm dertlerden uzaklaştığım başka hiçbir şey bilmiyorum.

en azından askerde sabah 7 - akşam 5 sikiliyorduk. saat 5.30 oldu mu kafa rahattı, anca nöbet bozardı işi o kadar. şuan çalışıyorum; sabah 9 akşam 6 sikiliyorum. 1 saat giderken, 1 saat de dönerken yolda ekstra sikiliyorum. eve geliyorum fatura dertleriyle ayrı, ev işleriyle ayrı sikiliyorum. yetmiyor ay sonunu nasıl getiririm diye ayrı sikiliyorum.

oradaki tek derdim "komutan acaba yarın sinirli olur mu" oluyordu. ki ben buna dert bile demiyorum artık.

askerlik öyle kafa dinlenecek bi yer değil. bilakis kafayı yersin amk. çok çok zorlanmıyacaksan bedelli yap.

1500'e rahat bulursun kadıköyde. yeldeğirmenine bak.

kadikoyde bos ev yok gibi bir sey bu aralar. kadikoy cok zor derim bir kadikoylu olarak. besiktasa yogunlas istersen.

dünyada sektörünün en iyi 3 markasından birinin iş görüşmesine kot pantolon t-shirt yaklaşık 2-3 haftalık sakal ve küpeyle gittim. alındım. kasmayın bu kadar.

yalınayak gitme

laci daha iyi.

laciverti giy.

hocam lacivert gömlek ve o pantolon baya iyi olmuş yalnız.

cevap: hem de nasıl gidilir.

laciverti daha çok beğendim. yarın için de başarılar.

kesinlikle lacivert
hatta gömleği nereden aldığınızı da yazsanız pek bi hoş olur

lacivert.

ben çizgili olanı daha başarılı buldum açıkçası.

ben de lacivertte istekliydim, tesekkurler fikir belirttiginiz icin.

@en luzumlusunan feyizli bi abiniz gomlek hm den cok da uygun 35 tl gibi bisey.

@leadzeppelin @kasux cok tesekkurler

şu deve tüyü pantolon modası keşke bitse.... cidden berbat. önce çorap giy. birinci fotodaki gömleği giy ve siyah-lacivert bir pantolon al

kemer de çok kötü ya birader.

Çizgili şahane.

laciyle pantol kombin zaten ben de işyerinde giyiyorum böyle ama düzgün güzelce ütüle. bi de gömlek pamuklu değil de polyester olsaymış daha güzel olurmuş ama böyle de iyi, düzgün ütülü olduktan sonra sıkıntı yok.

ayakkabıyla kemeri de kombinlersen bi de saat uydurabilirsen on numara beş yıldız olursun. başarılar :)

Laci

o pantolonla olmaz o iş.

lacivertli olan.

not: pantelon gayet güzel bence.

Bence ikisi de staj görüşmesine gidiyormuş gibi olmuş.

Pantolon nispeten iyi, ben olsam güzel beyaz bir gömlek giyerdim, veya çok az desenli bir beyaz gömlek.

Çok daha temiz durur.

markadan ziyade sistem olarak söyleyeceğim:
8-16 gb ram

en az 3 gb paylaşımsız ekran kartı (tecihen nvidia titan, ama o tek başına 1000 küsür tl dir.)

8 çekirdekli son model işlemci (tercihen intel)

hightower hidrojen soğutmalı kasa (tercihen coolermaster)

2 tb 7200 rpm hard disk ya da 400 gb civarı ssd

600 700w güç kaynağı

ayrıntı vermedim, buradan yürürsün aşağı yukarı. yalnız fiyatı 3000'leri bulabilir.

adam 1500-2000 lira diyor gelen cevaba bak.

AMD FX X6 6300 işlemci, am3+ içeren orta halli bir anakart, 2x4 gb ram(bunda markayı kafana göre alırsın fiyat/marka baz alarak) ekran kartı olarak r9 patlatırsın, pahalı gelirse r7leri var bunların.

üstüne kasa ve power sup alacaksın. 500 w yeterli olur böyle bir sisteme, kasanın dış yüzüne de aman aman para verme.

neden 3 gb diye sorsam gelecek cevabı duymak istemeyeceğim eminim.

ekran kartının kaç gb olduğuna bakıp kanma diğer özelliklerine önem ver.

@syozkn teşekkürler hocam yorum için. AMD ve Radeon ikilisine senelerdir Intel+Nvidia kullandığımdan mesafeli olsam da bunları da bir araştıracağım.

@mr sherlock abi konu şimdi pc vs konsol'a dönecek hiç gerek yok.

lan ben geldim isimli arkadaş sıfırları fazla okudu herhalde. hangi 3000'ü buluyor o fiyat ben merak ediyorum çünkü.

syozkn'ın dediklerine imzamı atarım. eğer artarsa ya da ekstra bütçe sıkarsa onu da soğutmaya ayırmaya çalış derim ben. tabi bu öneri monitör, klavye gibi dış birimlerinin olduğunu varsayarak yaptığım bir öneri. onlar yoksa bütçeni çok zorlar.

@jacknife monitör, klavye, ethernet kartı, ses kartı, optik sürücüler vs. hep var. Gerekli olanlar kasa, anakart, işlemci, ekran kartı, ram, harddisk ve güç kaynağı. Ekstra soğutucu gerekip gerekmeyeceğini şimdiden bilemiyorum.

Ayrıca 64GBlık SSDler piyasadan kalktı mı? Vatan'da göremedim mesela.

ya 6 ay sonra eskiyecek diye bir şey yok.

4-5 sene önceki 4 çekirdekli bir işlemci hala iş görüyor. işlemciye ortalama bir i5 yeterli.

ram 8 gb olsun.

anakart ortalama bişi al. pci 3.0 desteği olsun.

mütevazi bir kasa ve 500-600 watt psu.

1 ssd ve hdd. (ssd bence olmazsa olmaz ama yine de sen bilirsin)

kalan tüm parayı ekran kartına ver. oyun için mühim olan ekran kartı.

kendi bilgisayarım; ekran kartı hariç diğerlerini hep artisliğine almıştım.

1.5 senedir i7 3770k var. bu işlemci daha 4 sene rahatlıkla yeter. yeni çıkan 4770k ile arasında hala az bir fark var.

16 gb ram var, bozulana kadar yeter bu diye tahmin ediyorum.

gtx 560ti ekran kartı var. 2 seneden fazla oldu bunu alalı. hala her oyunu 1920x1080 yüksek detaylarda oynuyorum. sistemin en zayıf halkası bu. 1,1-5 sene daha rahatlıkla idare eder. sonrasında 4 sene çözünürlük düşürerek de idare eder ama değiştiririm o zamana kadar.

asus sabertooth z77 anakart var. pci 3.0 destekli. bozulana kadar değiştireceğimi sanmıyorum.

550 watt psu var. 6 senelik sanırım. yeni alacağım ekran kartını da bunu yetebileceği bir şey alırım. değiştirmem.

1 ssd (120 gb), 2 hdd var. 1 ve 4 tb lik. (harici olarak 3.5 tb daha disk var)

şu haliyle bu sistem bozulmadığı sürece ekran kartı hariç beni rahat rahat 5 sene götürür.

sıvı soğutma ya da farklı fan kullanmıyorum. işlemci overclocklu olduğu halde. böyle şeylere gerek yok.

fx x6 6300'den şaşma. 1500-2000 lira bütçenle alabileceğin en iyi işlemci o.

ekran kartı r7 veya r9 iyidir.

ram 8 gb 1666 yeter. 2x4 al.

Insanlari cok vahsi.

eskiden daha iyi bir hayat daha mutlu huzurlu bir hayat vs. yani özetle hayat kalitemin yükselmesi derken artık can güvenliğim diyorum.

insanlar.

insanlar insan değil.

can güvenliği..

oksijen yetersizliği....

Politikayla aşırı derecede iç içe olması. Bir de cahil insanlar.

Çok küçük yaştan beri hayalimdir.

öncelikle can güvenliği. aslında bir o kadar da nezaket özlemi ya. nezaketi özledim lan. günaydın, selam, afedersiniz, pardon kelimeleri... trafikte saygı, trafikte acelesi olmayan insanlar, yaya yolunda durmayan araçlar, yayaya yol veren araçlar, kaldırıma çıkmayan paketçiler, denetlenen trafik, denetlenen inşaatlar, denetlenen gıdalar, kaliteli işverenler, %50 den az alkol vergisi, ucuz et, ucuz ot...

a aa! 1 neden demişsin içimi dökmeye başlamıştım tam da :)

insan hakları. tek sebebim. dibine kadar ciddi bi cevaptır.

hoşgörü yok, saygı yok.

ha belki bende de azaldı ya da kalmadı burada nefes almaktan.

Insanlar +100

Evrim basamağında hala neanderthallerde olmamız..

Çok b.ktan bir coğrafyada yaşamamız.....(her yer pislik dolu)

Farklı bir neden olarak : bu ülkede bilime saygı yok.

Insanlar, toplumsal yapi.

insan hakları +1

yonu avrupa'dan ortadogu'ya donen bir ulke haline gelmesi,
ozgurlukleriyle degil yasaklariyla anilan bir ulke haline gelmesi,
pis bir ulke haline gelmesi,
saygisizligin, serefsizligin, uckagidin prim yaptigi bir ulke haline gelmesi,
her seye karsin, insanlara karsi saygili, nazik davranmaya calisanlarin sanki marstan gelmis gibi gorulmesi ve ezilmeye calisilmasi.

louvre müzesi diyorum başka bir şey demiyorum. yalnız biraz büyüktür ona göre. bir güne yakın gidebilir. ben sabah 9 gibi girdim öğleden sonra 3 falandı çıktım. bir süre sonra bıktım zaten tarihi eser, sanat eseri görmekten. ama görülmeye değer inanılmaz (bu nasıl burada olur, neden burada, nasıl girmiş buraya anlamında yani) şeyler de var.:)

ulaşması da çok kolay hem. kesin git.

acemi'nin bahsettiği semt pigalle bu arada.

louvre +1

önerilerim genelde klasik olacak, o yüzden pas geçiyorum.

louvre çok kıro evet. ıyy. dünyanın yarısını içeri sokmuşlar. 5 bin yıllık eserleri 10€ karşılığında görmek kıroca. siktir et gitme louvre'a. tam kıro işi. striptiz kulüplerine falan git.

centre pompidou + 1

disneyland, versay sarayı.

Hitler: "Dünyada tek bir ülke olsaydı, sanayisi Almanlardan, ordusu Türklerden, fahişesi Fransızlardan olurdu." demiş, bu mantıkla (eğer erkeksen) uğraman gereken yerler belli.

montmartre gitmezsen hakkimi helal etmem

Montparnasse mezarligini gezebilirsin.

Montmartre'da kafeleri ziyaret edip yeni insanlarla tanisabilirsin. Ozellikle tatli fransizlara denk gelirsen onlardan da neler yapilabilecegine dair bilgi alabilirsin.

Seine nehri etrafindaki ufak hediyelik esya dukkanlarinda keyifli zaman gecirebilirsin.

işid zart zurt bu gruplar yurt dışı menşelli dinleri kendi inananlarına kötülemek amaçlı oluşturulan gruplar.

Sen boşver işidi falan otur araştır. Ol dedi Oldu kafası argümanlardan uzak dur.Oku ve araştır. Din başka birşey istemez.
o zaman için rahatlar

bagli kalmaya calismak sacma. mantiksiz geliyorsa mantiksizdir. soguduysan sogumussundur.
aklina hukmedemezsin.
huzurlu hissetmen icin oturup dusunup, mantikli gelen neyse onu kabul etmen gerek. ateistler gercekten de ozentilik yapmak icin ateist degil cogu zaman.

bir kere "acaba" sorunu sorduktan sonra onu durdurman mümkün değil. bence kendini rahat bırak.

yine de cevap vereyim, tasavvuf oku, dinin en güzel yanı.

cevabı başlıkta vermişsin. karar senin.

mesela atom bombası yapıldığında biz bilimi değil, bunu yanlış yönde kullanan insanları eleştiriyorsak, din olgusunda da böyle davranmalıyız.
ben bir müslüman olarak hata yapıyorsam bunu islam'a mal etme, beni eleştir.
eğer sen kalkıp da birey yerine islam'ı eleştiriyorsan kuran'ı da okumuyorsun demektir. çünkü sen gerçek islamı doğrudan kaynağından değil, üçüncü şahıslara göre yaşıyor ve anlıyorsun demektir.

bu bakış açısına göre davranırsan, yani islam'ı bizzat kendi direkt kaynağına odaklanırsan arada sadece allah ve sen kalırsın, üçüncü şahıslar değil.

abi bence kendini islam rönesansı eserlerine göm gitsin. iyi bir kaçış yolu olabilir bu.
(bkz: islam'ın altın çağı)

bağlı kalmak için uğraşıyorsun ama bağın koparsa rahatlama çok şiddetli oluyor. bağlı kalmaya çalışırken yaptığım her ne kadar mantığa bürünmek de olsa olumlu bir çabaydı mesela, benim için artık 10 senelik bir mevzu oldu tabii.
iş psikolojik bozukluksa, kendini dinle ilgili çok değişik kaynaklar var, onların deryasına at. din ve dünya işlerini birleştir biraz. agnostik ve hatta ateist ilahiyatçılar var. felsefesini düşünenler var. bi uçtan gir, bi bakmışsın aklına yatmış. ya da bi bakmışsın ters istikamete savrulmuşsun. %50 ihtimal aslında ama..

ışid ve akp'liler aklına gelirse gerçek islam bu değil diye düşün.
özellikle akp'nin pompaladığı muhafazakar kapitalist kitlenin islam'la yakından uzaktan alakası yok.
vakit kaçırmadan namaz kıl, kılarken başka şeyler düşünme.
arada sabah namazlarını daha samimi insanların olduğu ücra köşelerdeki camilerde kılabilirsin.
sık sık kuran'ın arapçasını dinle. özellikle güzel okuyan hafızlardan.

bir ateist olarak samimi önerilerim bunlar.

tik atmadığın için cezalı yazıyorum
din şiddettir, baskıdır, katliamdır.
cümlelerinde hissedilen tek şey korku.
yani gördüğün gibi din yıldırmadır.
ne kadar beter olsan da dinden çıkamazsın.
kendi kendini hapseder ve öyle ölürsün aynen dediğin gibi.
dünyanın her yerinde tüm ilahi dinler böyledir.

duyuruyu okurken biran şüphelendim ben mi yazdım bunu diye.İslamda Kadının durumu,ayetlerin farklı yorumlanması spnucunda ortaya cıkan abuk subuk hareketler (adnan oktar bi yanda diger yanda işid nasıl yorumlamaksa bu), dindarların geri kalmıslıgı, batıdan gelen herseye paranoyakca bakan dindarlar(internet,moda vs),dinin bencilliği,cehennemle tehdit etmesinin korkuclugu derken ben de sogudum da sogudum. ama din öyle bisey ki -sen istedigin kadar oku,arastır vs-icine yerlesmisse kolay kolay söküp atamazsın. Mesela ben bu sogumalar neticesi ibadet falan etmiyorum coktandır ama inanmıyorum da diyemiyorum.sanki icten ice allahla kavgalısın. "Varsın evet ama kuralların sacma" diyorsun.bu sürecte "namaz kılmayan ickisini icen ama muslumanım diyen" tipleri anlar oldum. Adam sorgulamak istemiyor cünkü bi sonuca vramayacak vakit kaybı,kafa karısması yaratacak."yüZde yüz allah var muhammed onun elçisi"diyemediği icin dünya zevklerinden mahrum kalmak istemiyo. Velhasıl sen o inancı söküp atamazsın icinden kafa karısıklıgıyla yaşar gidersin gibime geliyo

ailenden kalan miras konusunu bir kenara bırakırsak senin dine ihtiyacın var mı? iyi bir insan olmak, kötüyü iyiyi ayırmak için illa bir kılavuza mı ihtiyaç duyuyorsun bunu düşün.

inançlı bir insan olarak konuşuyorum şüphe duymakla doğru olanı yapıyorsun aksi takdirde ailenden sana gelen inanç, inanç değil kültür halini alabilir.

imanı kuvvetlendirici kitaplar oku, videolar izle
kuran meali oku. şu altta linkte yer alan iyidir tavsiye ederim
(git: www.kitapyurdu.com

youtube da güzel videolar var insanların islamiyeti nasıl keşfettiği ile alakalı (müslüman olduğunu farzediyorum) onlar yardımcı olabilir.

ayrıca aklın da allahın varlığını kabul ettiğini düşünüyorum. aklını kullanarak da bulabilirsin.

akilli telefon

tomtom diye bilirim ben.

Android telefonumda Sygic var, her isimi goruyor.

tomtom

en iyisi garmin ve tomtom dur.

tomtom aldım, s60 mı ne, 20cm'e yakın köşegen boyu var; zor anlarda hayat kurtarır ama boşuna verilmiş bir sürü para... ekranı da kötü, çoklu dokunma yok, hassas değil.

mönüsü kötü, bir sürü bug var. haritalarını 4 kez bedava güncelleyebiliyorsun, ondan sonraki her seferi parayla... bunları yazarken, 2000 küsur km road trip'in hemen ardından olduğunu belirtmeliyim.

onun yerine akıllı telefon uygulamaları var. bedava. haritalarını mesela evindeyken seçip yüklersin, sonra tepe tepe kullan.

örnek: MapFactor Navigator (bugün kullandım, eh, fena değil), be-on-road (yüklü, denemedim daha), yandex.navi (internet ister)... daha da çok çeşit vardır.

boşuna para dökme derim kardeş, afedersin 150€ bayıldım, geri dönüşü yok.

dzeko iyi iş yapar. o yabancıyı elden çıkarıp alabilirsin bence.

yabncı yeni geldi ama bedavadan kiraya mı versek napsak

gençse yabancı kiralayabilirsin.

yabancı sıkıntın yoksa samed'i veya cenk'i kirala

32. Hicbir sinavs girmiyorum.

şükür girdiğim sınavlarda birazcık da olsa başarılı oldum hep. ales ve yds'ye öylesine girip iyi puan yapınca mastıra başladım hasbelkader. belki ileride kpss'ye girmem gerekebilir. bir noktada çalışmam gerekmeyecek kadar çok zengin olursam belki boğaziçi tarih falan için lys ygs kasabilirim. 24

22, istanbul, e.

şu sıralar bir sınav hazırlığım yok. jlpt, ielts, toefl var yakın gelecekte.

24, idari yargı ve yds

17 sbs

30 kusur, ehliyet sinavi. Turk ehliyeti bulundugum ulkede gecmiyor malesef.

ben galiba kombine alsam iyi olacak. hepsine giriyorum (çoğu hobi). yaş 30

19, ehliyet.

24, erkek, bitti lanet olası sınavlar.

işimde gücümdeyim.

31 diyebilirim artık yukarı yuvarlayıp. Daha çok var ama doçentlik sınavı olacak, şimdi başlasam anca gibi.

20. hiçbir sınava hazırlanmıyorum ama dışardan işletme okumayı ve önümüzdeki yıl falan ielts veya toefl'a girmeyi düşünüyorum. sanırım 2 sene geçerliliği oluyor onların... alayım sonucumu dursun kenarda, lazım olur yarın bi gün. hem hiç değilse kendimi test etmiş olurum.

24, yüksek lisans sınavları

23, henüz kararlaştırmış değilim ama sanırım ales

19 yeniden ygs

28 goethe almanca B2

22, tus

21 direksiyon sınavı. Yazili degil ama idare edin

Dediğin gibi 30 kilit yaş. O yaştan sonra akademik bi çizgide ilerlemiyorsan sınavlar tükeniyor.

31, hiçbir sınava girmiyorum.

26 kpss tus hariç hepsi.

20, 2.kez LYS maratonu yeni bitti, 25'den sonra ALES olacak.

yaş 25. yakın zamanda girmeyi umduğum sınavlar: yds, ales, toefl, gre. hazırlandığım sınavlar: ? ama bana bakma ben çok tembelim misal yazın başından beri organik çalışacağım diyorum ama hala kitabın kapağını açmış değilim.

22. Birkac yil sonra tus

23 kpss(önlisans)

21, ygs-lys

çünkü yerdeki el zaten diğerindeki el oldu kısacası ikisi de aynı eli yapmış oldu

ortadaki en iyi el kent. floptaki kağıtlara göre kadın kazanıyordu ama 6-7 gelince kadının elindeki 6-7nin kıymeti kalmadı. ikisinin eli de 8'e kadar kent oldu.

yere 4-5-6-7-8 açılmış çünkü. her iki oyuncunun eli aynı.

kal tabii ki.

ikisi de ekoldür. bariz fark yok bence. eve hangisi yakınsa o.

Biri almanca biri ingilizce bildiğim kadarıyla.
Bence Kadıköy Anadolu. Ama ikisi de köklü okullar.

Eski bir semt sakini olarak İstanbul Erkek Lisesi diyorum.

Ben de Cağaloğlu Almanca diye biliyorum, bence Kadıköy

kal iyidir

Opel astra hp kasa

astra j

iyi diyorsunuz hoş diyorsunuz da abi 50k'ya bulsanıza bir tane mesela j kasa? :)

www.sahibinden.com
al git.

Seat Leon

1.4 motor yeterli denirse, Auris de iyi bir tercih olur..

yeni kasa jetta

volvo da bakabilirsin

adam dizel otomatik demiş yeni kasa jetta denilmiş volvo denilmiş 45 bin tl denilmiş. enteresan.
c4 ve megane aradığınız kriterler içinde en sorunsuzlardan. 50 üzerine çıkarsan 2010-2011 golf ama tavsiye etmem çünkü şanzımanı tam bir piyango. vw grup bir dizel otomatik alacaksan bence 2012 alınmalı çünkü ilk seriye oranla biraz daha sorunsuz şanzımanları. şu an en sıkıntısız ve dsgden sonra en konforlu şanzıman edc renault'un. 1.5 dci motorları da iyi hatta mercedes a serisinde kullanıyor.
psa grubunun 1.6 dizel motoru da acayip az yakıyor şanzımanı da çift kavramalılara göre daha konforsuz ama yine de problemi yok. piyasası da fena değil. kullananlar memnun.
diğer seçenekler 1.4 dizel mmt şanzıman auris iyidir ama ağır kalır. bir de bravo var fiat. bu bahsedilen modellerden daha ucuz ve bence fiyat performans aracı ikinci eli daha durgun ama 1.6 dizel 300 tork dynamic plus dualogic alınabilir. fiat multijetler dayanıklıdır sizi yarı yolda bırakmaz ki bu motor astraların yeni 1.6 dizel motoru. 2010-2011 kia ceed ya da hyundai i30lar da güzel araçlar fakat tam otomatik şanzıman olduklarından 8-10 lt arası tüketimleri var.
yol tutuş ve konfor olarak megane ile c4 kafa kafaya diyebilirim ikisi de daha çok konfor amaçlı kısmen yumuşak araçlar ama yol tutuştan da taviz vermiyorlar. edc konfor olarak citroen şanzımandan bi tık önde.iç tasarım olarak kesinlikle c4 derim. ikinci el piyasası megane.
açıkcası ben de 50-55 bin tlye kadar rahat çıkabilecekken arabaya bu kadar para bağlamayı doğru bulmayarak o işi yapabilecek fiat bravo bakıyorum kullananlardan hiçbir kötü yorum almadım. 15bin tl de cebimde kalır gibi bi düşüncem var ama değişebilir. megane cuopeler benim de aklımı çeliyor ama.