guvenlik ve savunma politikalari pek tabi ki

tabii ki ama iş bu başlığı daraltmakta... yani masterın EU bazlı olmasında mütevellit, bu durum bir ülkeye, kuruma ya da hali hazırda varolan bi probleme hitap etmesi gerkiyor.. humanitarian intervention diyorum ama artık çok baytaladı yazmayan kalmadı, insan hayatında bi kez tez yazıoyor değil mi :) mi??:) insan hakları diyorum, hukuk diploması diyorlar doğal olarak, kadın, çocuk için de aynı şey.. bilemiyorum bilemiyoruuuumm!

AB'nun şu anki aptal ekonomik durumuyla ilgili bir tez yaz, yani nasıl oluyorsa hali hazırda bütçe dengeleriyle ilgili lizbon antlaşmasında maddeler var da bunu sıkı kontrol eden bir mekanizma yok veya niye bunlara uyulmaması konusunda bir yaptırım yapabilecek kurum yok. Kaldıki ceza da çözüm değil ya bence çözümle ilgili bir tez yazabilirsin pekala veya bu tür kuralların koyulması halide AB ekonomisine etkisini yazabilirsin, bakarsın AB'ye kapak atarsın.

Veya bu AB bütçesinin yarısının tarım sübvansiyonlarına neden ayrıldığı ve bunun doğru bir karar mı olduğu konusuyla ilgili bir şeyler olabilir, mesela sırf Almanlar yüksek katma değerli endüstriye yoğunlaşacak ve çevresindeki ülkelerden tarımsal ürünleri almakta sıkıntı çekmeyecek diye mi bu kadar büyük paralar harcanıyor? Bu konuda cillop gibi bir dolu da kaynak bulursun OECD'den vs.

Son olarakta bu AB'nin kurulmasındaki hedeflerden biri de olan bu serbest iş gücü transferi niye çalışmıyor bunun çalışmamasındaki sosyal ve ekonomik sebepler ne vs türü bir şeyler olabilir. Mesela niye münih'teki adam kalkıp lizbon'da çalışayım demiyor veya dese bile bu sosyal güvenlik mevzuları niye karmaşıklaşıyor vs vs. gerçi bu konuda kesin vardır yeni bir mevzu değil tabi de.

@ allanz teşekkürler gerçekten ama ekonomi heralde ilgi duymak istemediğim ya da hayatımın geri kalanında ilgilenmek zorunda olmamı isteyeceğim tek şey.. ki bu nedeledir ki kökü safi ekonomi olan AB yi BM ile birleştiren bi konu arıyorum. BM & AB nin özne olduğu bi cümleye de muhtemelen en uygun tümleçler insan hakları, çevre, "insani meseleler"(sesli sözlük humanitarian affairs'ı böyle çevirdi:))) olacaktır. emme welakin bilemedim ne yapayım...

@no christ requiress, sana da teşekkür ederim, ama güvenlik ve savunma politaklarının hala bi analmı olsa da en azından 20 yıl önceki anlamını taşımadığı açık, öyle ki adamlar bu alanda ki bütçelerini gittikçe düşürüyorlar. hımm nükleer diyebilirsin ama bana çok varsayımsal geliyor, ve de teknik tabii.. yani israil dışında ama o da ayrı bi illet!

ab nin sahibinin almanya ve fransa bm ninde abd olması dolayısiyle aslında öbür ülkelerin süs gibi durması üzerine bir tez yazıp bunların tam bir birlik olmadığını falan yaz.

şunuda yazabilirsin ingiltere ab içinde truva atı anglosaxon kökleri abd yide etkilemiş bir ülke sterlini bile değiştirmedi. abd uk kanka durumdalar bunun ab ye etkisini yazabilirsin turkiyenin üyeliğide öyle abd ve uk çıkarları için istiyor ama avrupanın tarihi bunu hazmedemiyor. bunların krallarını ingiliz soyuyla alman soyunu fransız soyunu osmanlı devrinde derin bir incele ve bunların ozamanda seni sevmezdim sütoğlan tadında olduğunu falan araştır.

Kol, omuz çalışırsın en kolay...

www.bodyforumtr.com

theknoppix+1

aynen.

benim yazdığım güzel bir yazı var ama site geçici bir süreliğine kapalı :S
bodytr evde kol kası geliştirme programı

erkekseniz, kiloları artırın. 3 kiloluk dumbell ile pek bir verim elde edemezsiniz. şınav çekin daha iyi.merkez bölgeyi de çalıştırırsınız.

ufaktan su sekilde baslayabilirsiniz:

3 kg'lik dumbell'lari anneniz ya da kiz kardesinize verin, spor salonuna yazilin.

* is bu entry erkek oldugunuz dusunulerek yazilmistir. disi iseniz 3kg'likler baslangic icin iyidir.

buyur sana evde kol kası çalışırma ve geliştirme hakkında süpersonik bir yazı www.bodytr.com
site açıldı da :)

Eğer ilkokul öğrencisi isen 3kg dambılın faydası olur. Ama liseli ve üstü isen onları biribirine bağla 6kg olsun ancak fayda eder. Ya da etmez.

kız kaldırmaya.

iki anlamda da.

kamburluğu gidermeye
ve daha birçok cizel şeye

bacak kaslari ile birlikte toplam gucunuzu (overall strength) arttirirlar.

cok az kisinin sahip oldugu dik bir durus

dik durus bel kaslari ile alakalı değil miydi?

o belli kaslar sirt kaslari iste.

+
bel kasları dediğiniz kaslar da sırttatır ve dolayısıyla sırt kasları kapsamında değerlendirilir.

native değilim ama keep an eye on sb die geçer benim bildiğim.
olmadı look after.

to take care of

taking care?

(bkz: take care of)

We are "keeping an eye on" him/her/it.
We are "taking care of" him/her/it.

Ne anlamda kullandığına bağlı esasında.

Ola ki "We are keeping an eye"?

teşekkürler native'ler, native yolunda hızla ilerleyenler...

sanırım "we keep an eye on"u kullanıcaz. doğru galiba.

"i got your six" bence daha cool :)

keep an eye on derim ben de

kimsenin bir kere bile to look after dememis olmasi aci kaynagi, icime atar yasar giderim

@orcu, uyari icin sagol : ) dusundugunu yaziya farkli sekilde gecirmek nasil bir sey cozemedim.

we are to be eye and ear
.

KAYNAK:
Hasan was a very heavy headed boy. His father was a middle situated man. To make his son read in good schools, he did everything coming from his hand. He took everything to eye. His mother was a house woman. Every job used to come from her hand. In making food, there was no one on top of her. The taste of observations she made could make you eat your fingers. This woman made her hair a broom for her son. When hasan became sick, she cried her two eyes two fountains. When hasan finished lycee he wanted to be a tooth doctor, and he entered to the university exams and won the tootherness school. In the school, he met jale. Hasan was hit to
her in first look, but she wasn't hit to him in the first look. However, her blood boiled to him. A few weeks later, they cooked the job. Jale's father was a money father. He turned the corner many years ago by making dreamy export. But jale wasn't like her father. She was a very low-hearted girl. Her father was wanting to make her marry to his soldierness friend's son abdurrahim. Abdurrahim finished first school and didn't read later. He became a rough uncle. He started to turn dirty jobs when he was a crazy blooded man. He was his mother's eye. He said, "hık" and he fell from his father's nose. So, three under five up he was like his father. When he
saw jale, he put eye to her. His inside went. His mouth got watered. His eyes opened like a fortune stone. To be able to see jale, hasan's inside was eating his inside. Finally, together they went to a park. When they were wrinkling in the park, abdurrahim saw them. First he pulled a deep inside. And then his eyes turned. He couldn't control himself. He wanted to send them to the village with wood, but he collected himself. He decided to leave them head to head. At that moment, the devil poked him. He fit to the devil, pulled his gun and fired. However, a man passing stayed under lead rain and poor man went to who hit. He planted the horseshoes. Then the mirrorless' came. They took all of them under eye. Jale's inside was blood crying. The man died eye seeing seeing. And so, this job finished in the black arm.

@no christ
look after demek istedin herhal.

"look after" daha ilk cevapta denmiş zaten. en çok kullanılanı da o zaten.

harbiye'ye dogru yol alirken taksimden, sagda kalan bir iki klup var, tabelalarindan pek bir striptizimci duruyorlar.

taksim'de böyle bir kulüp varmış, gezi parkı tarafında. buradan sorulmuştu yine, google'da biraz aratın, bulursunuz. giriş ücreti+içki gibi bir şekilde satıyorlardı galiba olayı.

harbiyede var ve oyle abartıldıgı kadar pahalı bı yer degıl hocam yanlıs hatırlamıyorsam gırıs + ılk ıckı 40 - 45 filandı .. gayet te keyifliydi biz kalabalık bir grup olarak gittik (karısık) ve acayıp geyık yaptık.. mekanlar bekledıgınızden daha kalıtelı emın olun aksaray fılan kıyaslanamaz..

bu linkte tüm detaylarıyla anlatılmaktadır.

www.hurriyet.com.tr

gerçek anlamla 3 kez.
12,5 yaşındaydım.
değilim.
boşver.
hayır.
bilmiom.
memeler.

sadece bir kez sevebilir diğerlerinde hep o ilkini arar.
ben 14 yaşındaydım itiraf etmeye cesaret bile bulamamıştım. ondan sonra 17 yaşında aşık oldum. hala beraber değiliz kaldı ki hiç beraber olamadık, hanfendi hep kaçamak oynamıştı. 17 yaşındakinden sonra sevmeye çalıştım olmadı, olmuyor. şimdi yürmi küsür yaşındayım aşık olmaktan da çok korkuyorum.

aşk elbette harika bir şey de böyle süpersonik anlamlar yüklememek lazım. ölümüne sevmesen de, uğruna her şeyi bırakıp peşinden gidemesen de aşıksındır, seviyorsundur, yani bir insan 15 kere de 3 kere de 1 kere de gerçekten sevebilir, aşık olabilir. doğru değil romanların, filmlerin bize öğrettikleri.

7 yaşındaydım.
hayır. facebook'tan mesaj attım tanımadı bile allahsız.
babasının tayini çıktı.
evet.
evet.
şimdi meme diyecem kopyacı diyeceksiniz, ama meme hakkaten.

bir cok defa sevebilir, en son sevdigi kisiyi taniyinca daha oncekiler hep tu kaka olur

ilk olan heyecanlı oluyo sonra aşkın ne pok olduğunu anlayınca heyacanı kaçıyo.
biraz daha büyüyünce cinsellik falan derken ne aşk kalıyo ne bi şey.
sevmenin sonu yok iter yenisi başlar dert etme sen.

olmayan işin ucunu bırakmayı biliyorsan birçok kez sevebilirsin. ben kendime eziyet etmek istiyorum, her tanıştığım kişide onu arayacağım demek bir tercih bence zorunluluk değil.

ilkinde 18 yaşındaydım. aldattığı için ayrıldım. şu an 22 yaşındayım ve evet şimdiki sevgilimi ilk aşkımdan daha çok seviyorum. bu defa saçma sapan tripler atmıyorum ve daha kıymet bilen bir insan oldum. o yüzden daha huzurluyum.

biz oxford'un italyanca- ingilizce olanını kullanmıştık. çok da güzeldi ama onu türkiye'de bulabilir miyiz bilmiyorum. asım tanış'ın kitabı da sözlüğü de gayet başarılı bu arada. venedik üniversitesi'nde hoca adam. az değil yani :)
şu linki de verip kaçayım :
dictionary.reverso.net

oxford italyanca-ingilizce gayet güzel ve istiklal caddesi'ndeki kitapçılarda mevcut (idi).

oxford icin +1

turk yapimi olanlarin tamami dandik.

www.hostelworld.com

havaalanina yakin bulamazsin, bulsan da orasi milano olmaz cunku gerek malpense gerekse orio al serio sehir disinda bulunuyor.

ostel ollanda
hostel zebra
hostel diablo

bu 3'une bakabilirsin

www.facebook.com burda duruyor

*Çıkan formda facebook'ta kullandığınız ismi yazın ve gönderin

form falan çıkmadı bende, facebook ekşiduyuru sayfası açıldı. nereye yazılıyo ki?

en alt soldaki ikonlar degil de, en alt sagdaki facebook linkine tiklayacaksin (altinda istatistikler vs yazan)

karton lucky strike

@karahan

iphone4 neredeyse turkiye fiyatina degil, avrupa'da isvicre'den sonra en ucuz fiyata UK'de satiliyor iphone 4. hele tax free ile alinirsa super. garanti konusunda ise haklisin.

karton lucky strike +6

edit :istanbulda'da var yahu lakistrayk

clarks ayakkabı.

ingiliz anahtarı.

bana bi tane tottenham forması iste. atkı da olur.

elinizde biletiniz(gidiş-dönüş) ve kalacağınız yere ait rezervasyon varsa(ben yalandan hostel rezervasyonu yapmıştım tek gecelik neden tek gece dediler belki gidince beğenmem hosteli değiştirmek zorunda klaırım dedim) hiç bişey olmaz korkmayın italya en kolay vize veren ülkedir ben 2 günde almıştım..

belgeler tam olduktan sonra vize alamamak gibi bir durum olmamali normal sartlarda. arkadasinizin ya bankadaki parasini begenmemislerdir, ya gayrimenkulu v.s yoktur. denildigi gibi italya vizesi almak gayet kolaydir.

ek not olarak: 4-5 gunu sadece burada milano'da gecirecekseniz cok buyuk yanlislar icerisindesiniz, uyarayim. gezip, gorecek bir yer yok.

ingiliz dili ve edebiyatındaysan okuturlar.

baslamisken bitir tabi ama bir olay yok kitapta, oyle bir eyler anlatiliyor iste cocugun tekinin hikayesi, kiz kardesi v.s

eksi sozluk'te methedilen seyleri ornek aliyorsan biraz daha sozlugu ogrenmen gerekecek. onlar siradan insanlara gore degil, entellere gore. 2001 yilindan beri yazarim, ogrendigim yegane sey sozlukteki entellerin ovdugu seylerin kesinlikle igrenc oldugu.

orneklemek gerekirse (kisisel tecrubeme dayanarak):

granada (barcelona icin siradan bir sehir, granada icin mukemmel otesi bir yer yaziyordu genel oalrak entry'lerde 3.5 sene evvel. gittik barcelonada super eglenirken granadaya, aglayarak geri donduk barcelonaya)

dead man (johnny depp'in en anlamsiz filmlerinden biri, kizilderilinin tekiyle saga sola dolaniyor, hic bir konu yok ve bu sictigimin filmi sozluk'te acaip ovulmekteydi)

catcher in the rye ile sen de tecrube et bakalim

sozluge guvenip de is yapanin aklina sasarim

abi hollywood filmleri ne kadar tek kalıba bağlı ise romanlar da o kadar farklı farklı yapılar gösterirler. çavdar tarlasında çocuklar da roman, yeni hayat da suç ve ceza da; fakat hepsi birbirinden farklı yapıdaki romanlar. çavdar tarlasında çocuklar ya da catcher in the rye olay değil, ana karakterin psikolojisini olaylar üzerinden anlatan bir roman. ilk 50 sayfayı okuduysan beğenmediysen, yeni bir şeyler olmayacak merak etme. çünkü şu ana kadar olanlar oldu. ama çok büyük şeyler yok zaten romanda, normal hayatta olan şeyler var. çok büyük şeyler her romanda olmuyor. zira dead man de ruhani bir yolculuk anlatır. ona bakarsan uzakta hiç bir şey yok. büyük filmler ya da romanlar için ille de büyük olaylar şart değil.

oha dead man harika bi filmdi bi kere :) johnny depp in en sevdiğim filmlerinden biridir direkt ilk 3te bence. zevk meselesi.

catcher in the rye dan ben de çok aradığımı bulamamıştım ama abartı çok şişirildiği için sanırım.
güzel olan bir şey hakkında sözlüğe yazılınca otomatikman overrated oluyor zaten, o kadar çok yazar var ki. birden bi bakıyosun 300 tane yazı hepsi övmüş de övmüş. o böyle insanda yanılsamamsı bişey yaratıyor. az biraz güzel bi eser ya da bi olay aşırı beklenti oluşturabiliyor. tam tersi de oluyo tabii bunun negatif yorumlarla falan.
neyse konu o diil.
catcher in the rye bence orijinalinden okunması gereken bi roman (ben de türkçesini okudum gerçi) çünkü olayı bana sorarsan sadece diliydi. tam bi 15 yaşındaki çocuk elinden yazılmış gibiydi yani. o tarafını takdir etmiştim çok.
ama her neyse yani baydıysa bırak, ne diye kendini zorlayasın ki.

ben de hiç beğenmediydim.

ayrıca ingiliz dili ve edebiyatında bunu okutmazlar. buna gelene kadar ohoooo neler neler var.
amerikan'da okutabilirler ama.

postanızın takip numarası (tracking id) var mı? air mailler ekseriyetle ptt tarafından takip ve teslim ediliyor. eğer bu takip numarası varsa bulunduğunuz yerdeki en yakın postaneye telefon açıp sorunuz, yoksa da gidip kendiniz sorunuz.

1. 2-3 hafta.

2.ptt.

3.ptt yi arıyorsunuz, yönlendirmeler ile yurtdışı kargo bölümünden bir görevli ile konuşuyorsunuz. kargo için verilen bir referans numarası vardır. bu refrans numarası ile görevliden bilgi istiyorsunuz.

Tracking id icin saticiya mesaj attim simdi. Sonrasi icin de artik www.track-trace.com adresinden takip edecegim sanirim.

1) 2-3 haftadir
2) PTT tarafindan
3) Posta gorevlisi sizi evde bulamadiysa paketinizin bulunduguna ve en yakin ptt'den almaniz gerektigine dair ufak bir kagit birakir fakat bu kaybolabilir. En yakin ptt hangisiyse gidip sorabilirsiniz, buyuk olasilikla oradadir fakat bazen kapinin onune birakip da gidebiliyorlar.

Takip no'su var ise ptt'nin sitesinden durumunu sorgulatabilirsiniz.

Tum cevaplar icin tesekkur ederim, bit.ly adresinden de detayli bilgiler edinebilir sorun yasayanlar.

bu güne kadar, amazon.co.uk ve ebay.co.uk den aldığım tüm ürünlerin teslimatı 1 haftayı geçmedi. üstelik de standart mail ile.
ingiltereden gelişi 2-3 haftayı bulmaz, ama ptt görevlisi kapıya, posta kutusuna biyere bırakıp gitmiş olabilir malesef.

ispanya icin konusmak gerekirse turk futbolcular (belki diger sporular da) AB vatandasi kategorisinde degerlendirildiginden yabanci statusunde sayilmiyorlar. Dolayisiyla work permit ihtiyaci yok.

Nihat Kahveci icin klubu dava acip kazanmisti ve sonra bu sekilde islemisti surec.

mahkeme sonucuna baktım ve anladığım kadarıyla ilgili ülkeden çalışma izni aldıktan sonra o kişi yabancı statüsü değil ab vatandaşı kategorisinde değerlendirilir diyor. işte sorun o izni almakta...

Eger ingilizce'niz varsa google'dan bir de palmistry sozcugunu de kullanarak arama yapmayi deneyin. Pek cok seye ulasacaksinizdir.

* bilmiyorum denediniz mi gerci bunu da

Morglara gidip bakın. En iyi istatistik orada çıkar.

@cosmicstring; işte tam olarak o geçti aklımdan da tırstım. nasıl anlatayım "el çizgilerine bakıcam" diye biri görse. hem korkarım da. ölü çünkü. sorumun özü buna çok yakın; biri gidip bakmış mıdır bilimsel anlamda vs gibi.

Şu dünyada en az korkacağınız insan ölü insandır. Ha görmeyi sevmezsiniz, ayrı. Sağlık Bakanlığı'na bunu yazın bakalım ne diyecekler.

iksir yapıcaz diye albinoları kesen afrikalılar geldi birden aklıma. el çizgilerini geçtim tek yumurta ikizleri bile aynı zamanlarda ölmüyor.

yalaaan.. yok oyle bi sey..

ha bi de:
benim sag elimle sol elimdeki çizgiler farklı.. yani kanımca ayaklı kanıtıyım bunun yalan oldugunun..

@buzzlightyear; yalan olma ihtimaline katılıyorum. lakin doğruysa da sanırım herkesin sağ-sol çizgileri zaten farklı, denk geldiğim resimlerde(ekteki de dahil) genelde sol el çizgileri referans alınmış.

herkesin sağ ve sol el çizgileri farklı değil yahu.. yani %100 ayni degil tabi de, mesela akil ve kalp cizgisi oldugu iddia edilen iki cizgi var ya.. benim bi elimde bu ikisi tek cizgi halinde.. böyle olduğunu görünce şaşırıyordu hatta insanlar..

hep inci sözlük'ün yüzünden bence. bazı cevapları görünce inanamıyorum. allahım burası ekşi duyuru mu yoksa bir forum sitesi mi pardon da? diye soruyorum. gerzekçe espriler, embesiller, yılansı fare çocuklar. beklentiyi yüksek tutalım, elele verirsek bu sorunu aşıp hit peşindeki moderasyona gereken cevabı vermiş oluruz bence. inanamıyorum şu haline buranın. dolllldu. dolllduu. oyuncu değişiklik hakkımız dolllduuu.

kullanıcı'lardan da tiksiniyorum. işaretleri "i". ibne olabilirler! dışarıya kapalı olsun duyuru. sadece sözlük yazarlarına özel olsun. youtube açık olsun. gerizekalı cevap yazmak yasaklansın.

geyik cevap almak için açılan duyurular da var. bilgi'den eğlenceye doğru bir kayış söz konusu duyuruda. duyuruyu açan kullanıcıya cevaplardan gereksiz olanları silme yetkisi olmalı bence.

arkadaşım bikerede şu ülkede birisi çıkıp ben salağım desin ya. hep herkes salak, herkes gerizekalı, herkes sıçıp sıvayan. sen çok mu özelsin, çok mu elitsin, insanların nerde, ne yazacağını söyleme hakkını kendinde nasıl buldun?
(bkz: sakin ol şampiyon )
(bkz: kafan çok güzelmiş canım güle güle kullan)

gerçekten şimdi kimseye bir şey deme hakkım yoktur (haşa, verin hatta elinizi öpeyim) diye pek bir yorum yapmayacağım ama moderasyonun mesaj silerken dikkat ettiği hususlar cidden çok garip.. yani çok değil 4 cevabım moderasyon tarafından silinmiş ama neydi ne değildi bilemiyorum bile.. öyle uçuk saçma sapan şeyler yazan biri de değilim, ve neler görüyorum neler, hiç de silinmiyorlar.. herhalde ciddi ciddi tek görevleri "teşekkürler" mesajlarını silmek =) e ne diyelim, işleri zormuş harbinden..

dikkat ediyorum da ekşiden gelenler bunu yapmıyor, i kullanıcıları yapıyor. bunun nedeni de belli zaten.

şu an bir hesap oluştursam, "dedemin daşşağını gördüm napiim" diye bir soru açsam, ki bir dakikadan fazla sürmez. al sana troll, al sana duyuru sikmek. yani diyorum ki, insanlar bir şeyi kolayca elde edince, kıymetini bilmiyor.

soru açabilmek için, 10 tane filan cevap yazmış olmak zorunlu olsa kısmen bir düşüş olur bu absurd şeylerde, diye düşünüyorum.

ha şimdi gerçekten adam dedesini çıplak görmüştür, psikolojisi bozulmuştur, burada da dalgaya gelir, gider intahar eder, hepimiz meşhur oluruz. at ilen it izi birbirine girmiş durumda.

bir de cem şancı gibileri var. çok ciddi bir şey sorsa ben cevap yazmam açıkcası, yalancı çoban durumu var çünkü.

birincisi; "i"lerin en azından %36sının zaten ekşi sözlük yazarı olduğunu düşünüyorum. bu oran umut ediyorum daha da yükselir. çünkü duyuru'nun anonimliğe ihtiyacı olduğunu görüyorum. (üzerine eğitim aldım) yani o "i'ler kötü, es'ler iyi olayı %100 çalışmıyor. boşuna tüm arkadaşlarınızı davet etmeyin.

ikincisi; "i"lerin geyik yaptığı doğrudur, ancak bunun sözlükte dönen geyikten çok bariz farkı yoktur. espri kalitesi düşük olabilir, imla seviyesi düşük olabilir (çünkü "i"ler cahil ibnelerdir!) ancak özünde aynı şeydir. ben de bu sorudan rahatsız oldum mesela, ben bir tespit yapmak istiyorum sayın kırca tadında, ayrıca hakaret dolu. araya "format"a uysun diye yazılan "Moderasyon bu tur mesajlari temizlemekten vazgecip saldim cayira moduna mi gecti?" cümlesini çıkarırsanız "sevgili günlük.." oluyor. rahatsız oluyorum, tamamen soru olmalıydı, tek o cümle de yazabilirdi ne o öyle çok uzun, vaktim kayboldu.

üçüncüsü; "beğenmeyen izlemesin" demeyi biliyorsunuz da, genel olarak soruyorum, "beğenmeyen okumasın"ı neden bilmiyorsunuz? ssg sözlük ile ilgili geliştirme yapmadığında "yapmaz tabii, adamın malı" diyorsunuz da, ekşi duyuru yöneticileri için niye demiyorsunuz?

sözlük yazarı bir fake kullanıcı olarak her gün mutlaka şu reklam bannerlarına 1 kez tıklıyorum, çünkü compumaster para kazansın istiyorum, burada ücretsizce eğleniyor ve bilgi sahibi oluyorum; 1 milyon hit ile gurur duyacağınıza neden çomak sokuyorsunuz?

nasıl bir beklentiniz var tahmin edemedim de, özünde hepimizin aynı olduğunu unutmamanızı diler, "gerizekalı cevaplar"ı tik koymayarak görmezden gelme ihtimaliniz olduğunu, scroll barınızı o tür cevaplara geldiğinizde daha aşağı hızlıca çekebileceğinizi hatırlatır iyi geceler dilerim.

özet: daha sık girin, daha güzel sorular sorun, daha güzel cevaplar yazın; burasının da kalitesinin yükselmesine katkıda bulunun. hitlere takılmayın.

@oldugorusuruz

Konuyu lutfen "i'ler aptal aptal espriler yapiyor, es'ler sahaneler" sigligina cekmeyelim. Boyle bir sey demedim ben. Bu ana konudan uzaklasmak olur.

"uçüncüsü; "beğenmeyen izlemesin" demeyi biliyorsunuz da, genel olarak soruyorum, "beğenmeyen okumasın"ı neden bilmiyorsunuz?"

cevap: cunku begenmedigim cevaplar, gercek cevaplari ararken karsima cikiyor ve vaktimi caliyor, geriyor. tv kanali degil bu.

@no christ requiress; "i"/"es" polemiğini ben de istemem de, sözlük yazarlarına toplu bir vahy gelip duyuru'ya hücum etmediklerine göre 4 ayda; "Simdi ise artik ergenler mi basti yoksa embesiller mi bilemiyorum" cümlesinin yazılırken ağırlıklı olarak "her an burayı basabilecek", kaydol-gir, normal kullanıcıları kastettiği belli oluyor, belki daha genel sormuşsundur tabi neyse.

beğenilmeyen-çöp cevap konusunun ise buraya özgü olmadığını düşünüyorum, internette mutlaka olacak; yani "geyik" bir duyuru cevabı ile bir "troll entrysi" arasında fark yok. kastetiğim "beğenmeyen izlemesin" durumunu, zaten aşabildiğimiz bir şey olduğundan büyütülecek bir durum göremiyorum. ha mesela üstüste 10 tane tuhaf soru olur burada, spam, -ki siliniyor-, o zaman size katılırım. ancak 10 sorudan 1 tanesi saçma, 10 cevaptan 2 tanesi geyik diye de ne burada yazan i-es kullanıcıları, ne de moderasyonu suçlamamanızı öneririm. zira kırk kere "burası çok bozdu" derseniz sahiden bozar. son zamanlardaki geyik başlık-cevaplar geçici şeyler. öyle.

@saykodeli; bu site sadece soru sorduğumuz zaman mı işe yarıyor? daha önce sorulan soruları araştırıp bilgi edinilme gibi bir işlevi yok mu? ya onu bırakın hergün kontrol edip bilmediklerim hakkında bir şeyler öğrenebildiğim bir site ekşi duyuru ancak bazı kişilerin her konuda saçma sapan geyik yapmaları sitenin bu özelliğine zarar veriyor; benim de canımı sıkıyor. moderasyonun gözünden kaçabilir, normaldir. o yüzden kısa zaman içinde adam gibi bir şikayet sistemi yapılırsa en azından bunu dile getirmek yerine şikayetlerle belirtiriz.

özgürlük ve demokrasi modu işte. fena şey yani.

artık burada soru-cevap ya da ilan basit modundan sanki karakter sahibi olma moduna geçilmiş gibi.

dharma falan var bi kere. aslında tick alacak cevap verilmesini teşvik eder gibi ama genel olarak karakter sahibi olma moduna yaklaştırdığı için kötü olduğunu düşünüyorum.





rumuzları belleyip de yardımcı olabilecekse bile cevap vermeyenler var hatta.

"haksızsın" diyerek legal cevabımı veriyorum. çünki son cevabım extreme bir yazı olmamasına rağmen garip bir şekilde uçurulmuş.

sadece başlığı açan arkadaşımızın diğer başlıklarının hiçbirinde geyik görmediğimi, @galadnikov'unda duyuruyu açan insanın başlıklarının sabote edildiğini iddia ettiğini sölemiştim.

şu an arkasından konuşulan, belkide uykularında olan insanlara hakaret edilip, "bu mahalle bizim gidin kendi mahallenizde oynayın" tavrının yanlış olduğunu görmek gerek sadece. burada kimse kimseden üstün değildir. beğenmediğiniz cem şancının yazılarını bende dahil olmak üzere birsürü insan takip ediyor, bilmem farkında mısınız? yönetim gerekli gördüğünde gerekeni yapacaktır. ama aşağıya bakın başlıklara durumu abarttığınızı göreceksiniz.

Dikkat ederseniz 4-5 ay öncesinin soruları daha çok ciddi cevap gerektiriyordu. Sanırım moderasyonun yapmak istediği "teşekkür için tik var, teşekkür mesajlarını silelim, diğer mesajlar çok rahatsız etmiyorsa dokunmayalım". Yani içeriğe kolay kolay karışmıyorlar. Bu kesinlikle bir tercih, iyi veya kötü diyemeyiz.

herhangi bir derbi günü sözlüğe girip maç entrylerini okuyunca, bahsettiğin sözlükçülerin de yarısından fazlasının ortalama bir insandan daha zeki-kültürlü-terbiyeli vs. olmadığını anlarsın.
burdaki yazar kalitesi sözlükten daha yukarda veya aşağıda değil.
burda isminin yanında i olan insanların çoğu da sizin gibi sözlükten uçurulmuş kişler, siz tekrar yazar olmak için 10 entry girip aylarca çaylak olarak beklemişsiniz, gene yazar olmuşsunuz, onlarsa uğraşmak istememişler, yemişim sözlüğünü demişler. ya da uğraşmışlar ve şu anda yazar olmak için sıranın kendilerine bekliyorlar.
son olarak; aslında burda seviye düşük değil, türkiye ortalamasında, belki birazcık üstünde, ve bunun asıl nedeni de -bence- cevaplardan ziyade sorular.

alsında duyuru ve duyuru içine yazılan cevapları ispiyonla seçeneği gelse bir nebze değişebilir her şey. no?

Ben de duyurunun acilen ek modere özelliklerine ihtiyaç duyduğunu düşünenlerdenim. Özellikle duyuru sahibinin gelen cevapları moderasyona report etmesini sağlayacak bir ek özellik şart. Bazen sorduğunuz soruyla hiç alakası olmayan, anlamsızca cevaplar yazılıyor. Sözlük yazarı mıdır değil midir orasını bilemem ama "kullanıcı" hesaplarında bu eğilim daha fazla. Zaman zaman düzgün cevaplar olmak için bir çok duyuruyu dışarı kapatma ihtiyacı bile hissetmeye başladım ben. Duyuru'nun eğlence yeri olmasına ben karışıyım. Çok önemli bir işlevsel ihtiyaca cevap veren duyuru o işlevsellikten uzaklaşırsa amacını yitirmiş olur ve kendi sonunu hazırlar. Burayı sözlükle bir tutmak büyük bir hata olur.

çok ilginç yaa..

herkesin her şeyi yazması normal, karşı çıkılacak bir şey değil, ama birilerinin bundan rahatsız olması tu kaka, olmasın öyle şey, he mi?

yaşasın özgürlük.. yaşasın demokrasi..


edit: Cem Şancı duyurularını takip falan da etmiyorum şahsen ben..

ya fotoğrafla ilgili biriyim hemen hemne fotoğrafla ilgili her duyuruyu cevaplamaya çalışıyorum. daha bu gğne kadar abuk subuk saçma bir cevap hiç görmedim. yad a bilgisayarla ilgili 1208 soru sordum maksiumum combofix ya da montla sıç cevapları verildi ki bence bu geyik çok da aptalca değil. rahatsız olmuyor.

onun dışında abuk subuk açılan duyurular var cevaplardan çok. ben şahsen bakmamaya ya da cevap vermemeye çalışıyorum.

ama olur da ekşideki gibi bir ispiyon bölümü koyarlarsa her duyuru ve cevabının altına daha rahatlayabilir. anlamsız cevaplar ya da yazılardan arınabilir. ya da cevaplarına sorularına göre üyelikler silinebilir. he bir iki tane daha moderatör alınır ama daha keyifli bir site olur.

%50 diye biliyorum

gelir / gelmez

edit: ilahi baldur, cok sakacisin.

saanırım 106 tane taş var. tek okeyin gelme olasılığı 106'da 1. yani %1'den az.
edit: 2 tane taş olsa biri okey olsa yüzde 50 olurdu:) tabi ki gelir ya da gelmez ama o ihtimal değil sonuçtur.

106 taş içinden tek bir taş çekmiyoruz ki. Normal oynarken taşlar dağıtılıyor, o taşlar arasında okey olma ihtimalini merak ediyorum.

106 tas var 1i açık gosterge 14 tane ele alınacak taş okeyin bu taşlar içerinde olma ihtimali için;
iki okey gelme ihtimali ;
(14*13/2)/(105*104)= % 0,83 olarak olarak hesapladım ama umarım yanlış degildir.

pardon üstad sazanlama atlamışım.
kennym'in dediği doğru olabilir. ya kennym'in dediği gibi ya da 105*104/2 yapıyoruz paydayı.

Bence bi yanlışlık var. Okey gelme ihtimali %0,83 değildir yaa. İki el üst üste okey gelme ihtimali milyonda bir oluyor o zaman :)

burda bi mesele var, bütün taşlar açılacak mı? yani yerde hala bir sürü açılmamış taş varken biri bitebilir. bir de oynayanlardan birinin yanlışlıkla size okey atması ihtimali de hesabı karıştırır.

iki okeyin de oyuncularda olacağını düşünürsek 3/10 tek okey, 1/10 çift okey ihtimali var gibi hesapladım ben.

ilk dağıtımda soruyorsanız şöyle olur gibi:
1 - C(103;14)/C(105;14)

arkadaslar benim yazdıgım ihtimal tas dagıtımı sırasında 14 tasısınızın ıcınde 2 okey bulunma ihtimali.. cekme ihtimaliniz degil...

İkisi okey olan 104 taşlık desteden ilk başta sana dağıtılan 14 taştan:
-ikisinin okey olma ihtimali % 1.7
-birinin okey olma ihtimali % 26.83(edit:%23,5)
-hiçbirinin okey olmama ihtimali % 71.47(edit:%74.776)

hiç gelmeme ihtimali=
102/104 * 101/103 * 100/102 *........* 90/92 * 89/91 = 0,74776
(pardon 71.47 değilmiş, yanlış hesaplamışım)

iki tane okey gelme ihtimali=
102/104 * 101/103 * 100/102 *....* 14/16 * 13/15 = 0,017

Bir tane okey gelme ihtimali=
1-hiç gelmeme ihtimali-iki tane okey gelme ihtimali=
1-0,74776-0,017=0,23525(%23.5)

arkadaşım soruyu eksik yazmışsın. Açıkla da milletin kafası karışmasın.

yahu mantıksal acıklama dıye bısey olurmu matematıksel bır soruda ? balya alınırken ihtimaller yok mu oluyor ? hesabı var yeterince dusunulurse soru cozulecektır..

600 euro'yu vermeyi goze aldiktan sonra arkadasinin "porta ticinese"'de (daha dogrusu porta genova'da) oda bulamamasi gibi bir şey soz konusu olamaz.

easystanza'yi gecsin.

en guzeli telefonu olan ilanla ki tamami telefonludur neredeyse, emaillere cevap vermyiorlar. telefon etsin, gorecegim desin hemen ayarlanir bulusma, eve bakmak icin.

kalacak yer konusunda ise;

hostel diablo
zebra hostel
ostel ollinda

siralamasiyla baksin.

* bunun disinda couchsurfing'den "duzgun yer" bulamamasi, ev icin "porta ticinese"den oda bakmasi bana arkadasinin durumunun sokakta kalmaya varacak derecesinden cok, tuzu kuru derecesinde oldugu izlenimi verdi. soylemeden gecemedim.

Milanoya ilk gelişim ve 3 gün oldu, bana söylenen centro storico, brera yada porta ticinese yakınlarında ev bulmamdı ve bunların en ucuzu portaticinese..başka bi önerin varsa dinliyorum..

650 ye kadar çıktım ama sonuç yok.

Ev aramanın yanından bile geçemiyorum zaten.

easystanza,bakeca,kijiji,craigslist ve bilinmeyen bi çok site..ilanları ezbere biliyorum artık..
1 ay kadar önce çok fazla ilan vardı 450 yede vardı ama evi görmeden tutmak ve tanımadığım insanlara internetten para göndermek istemedim sonuç olarak o ilanlar artık yok..
ayrıca ilanların birçoğunda öğrenci istemiyorlar yinede denedim şansımı.
numara verenlerin hepsini aradım,hala türkiye telefonumu kullanıyorum bunun içinmi açmıyolar diyerek italyadaki başka insanlarada arattım gene açan yok, ulaşabildiklerim ise 1 seneden az vermek istemiyorlar ki bunlarda sadece 2 tane yada ben londrada yaşıyorum sana anahtarları verebilmek için paran olduğundan emin olmam lazım önce bilmemnerden bana bukadar para yatırman lazım gibi cevaplar alıyorum, bugün de ilk önce telefonu açıp randevu vermesine rağmen bir apartmanın önünde bir saat bekleyip bu süre boyuncada aradım yine cevap yok..

okulum bovisada ki bahsettiğin kadarıyla iyi biliyorsun son seçenek olarak bıraktım yaşanılacak biryer değil..

couchsurfing konusunda 2 senedir aktif bir kullanıcıyım zaten, milanoda aldığım cevaplar ki çoğuna alamadım (kızlardan bir tanesinden bile) burası tatil amaçlı bir sitedir bir hostel değildir şeklindeydi görüştüklerimin ise beklentileri farklıydı!

1 gün daha otel rezervasyonum var gerisini maddi olarak karşılıyamıyacağım yeterince araştırmadan ve düşünmeden gelmişim fiyatların bu kadar yüksek olacağını tahmin etmiyordum.
senin deyiminle tuzum kuru evet sonuç olarak durum bu ve kalıcak biryerim yok..eğer bana cevap veren bir ilan bulabilirsen yada bana bir görüşme ayarlıyabilirsen çok sevinirim gerçekten..

zebra hostel gerçekten güzeldi.
temiz, lüks ve merkezi:)
bir bisiklet veya vespa motor kiralarsın
domo'ya 10dk mesafedeydi.

bn 2 gece kalmıştım yazın. önerebilirim!

ibrahim tatlises'ten dinlesen olmaz mi? onun versiyonu da gayet superdir.

gerci sen coktan bakmissindir saniyorum ama soyleyeyim yine de dedim.

Niye hayır diyor?

kaçır kızı sonra aşna fişna ondan sonra kendisi başlar al kızımı demeye.

niye hayır dediğini bilmiyorsan babaya bir sor, niye vermiyorsun abi kızını, de. ona göre de savunma geliştir. sebebi biliyorsan da o sebebi ortadan kaldırmaya çalış. kız da istiyorum baba, desin, olmadı anasına söylesin, o babasına der nasıl olsa, en olmadı kaçır anasını satayım.

neden hayir diyor? issiz gucsuzsen ornegin gayet normal hayir demesi, cozumu de is bulmak olurdu.

nedenleri duymadan bir sey demek zor

neden hayır desin, yıllarca gözü gibi baktığı kızını alıp götürcek istanbula sonra iş guc coluk cocuk derken yılda 10 gun gorebilirse opsun başına koysun.siz olsanız verebilirmisiniz.bi de bazı baba kız birbirine cok duskun olur.ve gercekten saglam bir bagdır. kız babası olmak cook zor.

not:empati yaptım. kız babası deilim.

mesafeye bakılırsa bir ihtimal nette tanıştınız,eğer öyle ise ben olsam ben de kızımı nette tanıştığı adama vermem.
Allah sizi birbirinize yazdıysa kimse engel olamaz,güzellik ve tatlı dille denemeye devam,biraz daha zaman ver adama ya da güvenini kazanmaya bak...

Bu nasıl başlık...

Kız mı verecek sana? Babası mı verecek? Bu nasıl ilişki...

uzaktan uzağa olmaz bu işler, atla malatyaya git. kim gidecek şimdi oralara diyosan evlenmeye niyetin yok.

olm kıza git, babasından ne istiyorsun?..

isteme faslı falan oldu, aileler tanıştı vs. gençler de birbirini beğenmiş. telefonda ısrar edilmiş. ee tamam işte, kaçırmanın tam vakti, bulmuşsun macerayı daha ne arıyosun.

kaçırmak maçırmak tatsız şeyler bunlar. babası neden razı değil onu söyle de yardımcı olalım. adamın belki de geçerli sebepleri var kendince...

böyle hayati kararlarda isterim de isterim die ısrar etmenin bi anlamı yok. biri hayır diosa bi durup düşünmek gerek gerçekten doğru bi iş mi yapıyorum die.. bence..

hoca, "niye hayır diyo kızın babası" onu söylesene sen bi' .

coklu giristen kasit schengen bolgesine girmek. sen bir kere bir schengen ulkesine girince tekrar bir baska schengen ulkesine gecebilirsin, sonucta ayni sinirdasin (schengen siniri)

schengen ulkesindeyken schengen uyedi olmyan bir ulkeye gidersen cikmis oluyorsun ve bir kere daha schengen ulkesine girmen icin coklu vizen yoksa vize almalisin.

çoklu almazsanız ikinci ülkenin griş sınırında problem yaşarsınız, geri gönderilirsiniz.çünkü "giriş sayısını" ifaden eder çoklu kavramı. yani ikinci bir ülkeye gidecekseniz MUHAKKAK çoklu almanız lazım. Ben aynı yukardaki arkadaşın anlattığı şekilde bir tavsiyeyle (ki isviçre konsoloslugundan bu tavsiyeyi vermişlerdi) hollandaya multiple olmayan bir pasaportla gittim ve geri gönderildim. Sonra tazminatla tüm masraflarımı isviçre konsolosluğuna karşılattım o ayrı, ama siz kimseye karşılatamazsınız da burda sorunuza yanlış cevap verdi diye.

oyle lok diye italyan dizisine dalarsan hic bir sey ogrenemezsin. once bir soluklan, gazini alsinlar.

nerede kursa gidiyorsun bilmiyorum ama en az 4. kura gelmeden kelimeleri falan pek secebilecegini sanmiyorum.

ferzan ozpetek filmlerini izleyebilirsin o zamana kadar, altyazilar da var.

avrupada bir çok iss torrenti kısıtlar. abone olduğun şirketin sitesini incele.

Internetini kullandığınız kurum/kuruluş (bu yurt olur, üniversite olur, şirket olur. TTnet veya kablonet şeklinde değil yani. Edit: hmm bilmiyordum bunu @gelecektengelenkutupayısı, bu da sansürcülük yahu. Torrent sadece illegal olmuyor ki) torrent akışını engelliyordur.

Proxy çözüm olabilir.

ben milanodayim, 10 mbpslik fastweb ile oyundur, filmdir v.s en fazla 15dk'de indiriyorum. dns olarak opendns kullaniyorum.

@natnan

aslında sansürcülük değil. Şöyle ki, bugün internette en büyük trafiği p2p ağları oluşturuyor. Bu sistemin avantajı çok büyük olmasına rağmen, ağ üzerinde oluşturduğu yük inanılmaz. Bu nedenle özellikle küçük/orta ölçekli net hizmeti veren (firmalar, üniversiteler, yurtlar vs) p2p bağlantıları kısıtlama veya tamamen engelleme yoluna gidiyor. İngiltere'de de durum böyledir mesela (oradaki üniversitelerde daha doğrusu)

Onun dışında bir çok isp de, daha önce bahsettiğim gibi ağ maliyetlerini düşürmek için bu tür bir uygulamaya gitmiş durumda. Hani sınırsız/kotasız durumu olmayabiliyor ama bu tür kısıtlamalar mevcut bazı isp'lerde. Bizde TTnet daha uyanmadı şükür. Ama çok iyi biliyorum ki; bugün yurtdışı p2p çıkışları engellenmiş olsa, darboğaz yaşanan çıkışlarda çok büyük bir rahatlama olur.

cozum: VPN!

alandan değil satandan kesilir yasal kesinti ve komisyon.

bir kredi kartiyla ilk defa bir sey aliyorsan ve bu da yuksek ttarliysa -bnm ornekte 1400tl- evet. provizyon bekleniyor der odemeden sonra

sımdı hocam ben sunu anlıyorum. 800 tl alısverıs yapacagım ılk defa nette kullanmıs olmayacak kredı kartımı. bunlar gıttıgıdıyordakı gıbı hesabınızdan para cektık bılın bakalım kac lıra dıye dogrulamamızı ısteyecek oylemı?

hayır çekmiyorlar, daha yeni 300 küsür liralık alışveriş yaptım.
telefonuna şifre yolluyorlar, onu giriyorsun. (şifre gireceğin kutuyu firefoxta göremiyorsun, ie ile açmalısın)

ugraşmazsan türkiye havaalanına girdiğin anda tutuklanman mümkün diye biliyorum ama erkek olmadığım için bana bu konuda ne kadar güvenirsin bilmiyorum.

bildigim kadariyla pek ugrasmak yok. Stockholm'de egitim musavirligine 3-5 basit belge gonderiyorsunuz olup bitiyor. Hem sonra bir problem oldugunda egitimle vs ilgili yardimci olabiliyorlar. Diger turlu sen kimsin ki bizde kaydin yok bir sey yapamayiz diyorlarmis. Musavir kendi dediydi :).

bürokrasi deme uğraş işini garantiye al konsolosluktan öğren. bende benimkini okul yaptırıyor diye biliyordum okul beni atlamış tecilimi yapmamış kaçak pozisyonunda görünüyordum başvuruya gittiğimde. kaçak durumuna düşer işlerde büyürse aileni görmeden komutanını görürsün.

aciklayici olmasi bakimindan;

tecilim zaten var su an bir sene, o nedenle herhangi bir sekilde tutuklamazlar bu bir sene icerisinde giris yaparken.

fakat

yine de dosya actirmam gerekiyor mu su an? seneye 2.sinifken actirsam olur mu? ugrasasim yok da

upper second sanki bizdeki 3.00 gibi geliyordu bana. çoğu okul da öyle istiyor zaten.

upper second 3.0'dir, tum masterlar neredeyse 3.0 istiyor uk de

şansını dene başvur. warwick'e giden arkadaşlarım var ama ortalamalarını hiç sormadım. ben de 3 civarı isteyen okula 2.71 ile girdim.

bazı okullar ielts yerine toefl da kabul ediyor, warwick için direk bilmiyorum.

girmesi mümkündür ama belki burslarından yararlandırmazlar, 3ün üzerine 3000gibi bir bursu vardı. ama bu burs işini sürekli değiştiriyorlar...

sayilmiyor. acikogretime kaydol

neverland gibi her seyin muhtesem isledigi yerde tas catlasa 1500tl.

teknik lise okuyanlarin yapacagi, her kullanicinin sacma sapan derdini cekecegin yorucu bir is. Pfizer'da durum boyle. PWC Pfizerla klas olarak pek farkli olmadigina gore..

Hic gitme bile mulakata, muhendisligine yazik olur. Dersen ki tecrube olsun, 1000tl'yi verirler, surundururler.

Sonucu bana mesajla iletirsen sevinirim.

sözlükten gelen özel mesajlar biraz daha ılımlı, mülakata gitmeyi düşünüyorum (şimdilik)

sonucu iletirim tabii ki :)

1.b. türklerin işgalinin en az hissedildiği şehirlerden biri olması olabilir, izmir bir yunan şehridir. yunan kızları tüm akdeniz kızları gibi harikadır bence.

sadece kendilerine bakmayı cok iyi bilirler olay budur.

bahsi gecen gozlem sirasinda abazaligin doruklarinda dolaniyor olman.

bir de evde bir iki tur dondukten sonra otobus gozlemlerini gerceklestirirsen, o zaman objektif bir sonuca varabilecegiz.


eyyorlemem bu kadar, hadi hayirli isler

rahatlık +1.. çünkü insanı her tür kılık-kıyafete alışık.. yani istanbul'da asla ama asla giyip de dolaşamayacağın bir kıyafeti, izmir'de giysen, dönüp bakan az olur.. o azınlık da muhtemelen şehir dışından gelmiş misafirler falandır..

yunan kıızlarını görmemenden kaynaklanıyor olabilir. ben istanbulluyum, hayatımda 7-8 kere izmir'e gittim ve bu olayın tek mantıklı açıklamasını izmir'in ege'de olması ve yunanistan'a yakın olması olarak görebiliyorum.

Aslında fransa'nın güneyindekiler, italyan, ispanyol, portekizli yani kısacası akdeniz kızlarının %90'ı acayip ama bizim ülkede antalya'da filan iş yok artık ruslar bastı diyemidir bilemem, olay ege'de hacı.

bu arada hepsinin yüzlerini görebilsek iran'lı bayanlar çok güzeldir, tabi fazla ön plana çıkmadıkları için hepsi canavar gibi düşünülüyor akıllarda, akıllar da ege'ye kayıyor haliyle.

bana şu kafayla ege kızlarını hatırlattığın içinde çok teşekkür ederim, atlayıp gidesim geldi lan.

2 saçma
3 muhtemel
1 yakın geçmiş öncesinde de bu milletler etkileşim içindeydi. balkanlardan göçen türkler iç anadoludan götürülmesine karşın geldiklerinde renkli kişilerdi.

en büyük 3. şehir için böyle bir stereotip saçma ama bakımlı olmaları, sıcak iklimden ötürü giyimdeki imkanlar, muhafazakar nüfusun türkiye oranından düşük olması, bunların verdiği özgüven, alttan çıt çıtlı bodynin orada popüler olmaması* vs vs mantıklı bir açıklama yapmak ayrıca saçma diyeyim.

Çok basit. Gülümsemeleri.
Boxer dergisinin senelerdir Didem Erolu en seksi seçmesinin tek sebebi göğüsleri değil.

İzmirin kızları hakkında genelde şikayet edilen rahatlık gülümsemelerine sebep oluyor. Elbette şikayet edilecek şey değil. Ama tabulara kafayı takmış insanların çekemedikleri birşey.
Ankarada yaşıyorum. Yolda bir kadınla göz göze geldiğim çok seyrek olmuştur. Dümdüz önlerine bakarlar, gözgöze gelseniz bile bakışlar üstünüzden kayar geçer.
İzmirde ise(tatil bölgesi değil, şehir merkezi, kemeraltı, karşıyaka vs..) gözgöze geldiğinizde gözler birden kaçmıyor. Hatta kibarca sanki gözle bir laf atmada bulunur gibi bakarsanız(kibarca) gülümsüyorlar. Ve bu onları daha güzel gösteriyor.
Mesele rahatlık ve medeniyet. Bunların dolayısyla iç huzur ve neşe. İç huzur neşe ve mutluluk da haliyle insanı olduğundan güzel yapıyor.
(hatta daha dolaylı olarak kendilerine spor, makyaj ve moda olarak daha çok bakmalarına sebep oluyor. Böylece gerçekten güzelleşiyorlar)

@ sıkılgan: hayatında 1 kere İzmir'e gittin mi?
@ daglien: güzellik tabiriniz helen gibi hatunlar ise evet izmir in kızları güzel. ve yine evet bir karma söz konusu. yani zamanında mübadele ile gelen yunanlılar vs ile karışılmış. izmirliler göçmen soylarından gelirler yani genel olarak. ayrıca tabiiki ege akdeniz gibi bölgelerin deniz memleketleri olması, zeytinyağlı yemekler ile büyümeleri ve genlerinden gelen doğal güzellikle de bahsettiğiniz gibi bir manzara çıkıyor ister istemez:)

rahatlıktı bilmemneydi diyen bir sürü insan olmuş ancak bu rahatlığın güzel olduklarını duymaya alışmaktan gelen özgüvenin verdiği rahatlık olduğunu kabul eden olmamış. birçok başka şehirlerin de çekemeyip bok atması bu yüzden.
gülümsemek, rahat iletişim kurmak vs hep medeniyetin göstergesidir. içleri de fesat değildir bu yüzden, biraz saf olurlar kabulümdür.
kendine çok iyi bakarlar diyenlere de, izmir'de kimse pahalı kremlerle dolaşmaz. sadece kuyruk yağı yerine zeytinyağı yenir. eğer bu bir ''bakımsa'', evet bakımlılar da.

spor, makyaj bilmemne diyenler de olmuş. arkadaşım! bilmediğiniz konularda da yorum yapmak zorunda değilsiniz. yok öyle bi şey. olay gen, beslenme ve medeniyet dedik. zorlamayın.

Olay sadece ve sadece gen, beslenme ve medeniyet. Evet.
(bkz: makyaj malzemelerindeki inanılmaz mantık hatası)
(bkz: spordaki inanılmaz mantık hatası)

dream eater'a katiliyorum. guzellik genetik bir olay arkadas, oyle kendine guvenmekti gulumsemeydi bilmemne onlar bos laflar. genetik, yetisme beslenme spor... bunlar.

izmir'le alakasız bir konu.
ege'nin kızları güzeldir demek daha doğru.
izmir ege'nin en büyük ili olduğu için orası daha fazla göz önünde / göze batıyor, o kadar.

benzer şeyler söylenmiş ama gen zenginliği bence. osmanlının en kozmopolit şehirlerinden biri imiş.

Evet genetik etmenlerin rolü olsa da bence asıl neden İzmir'in rahat(medeni,gelişmiş,çağdaş adı her neyse artık)bir memleket olmasından kaynaklanıyor. Örneğin bir hatun kişi düşünelim.Ankara yada daha küçük bir anadolu şehrinde yaşadığını varsayalım. Nasıl giyinir? Genelde iddiasız bir thsirt altına yine aynı sıradanlıkta bir kot, babet yada spor ayakkabı. Ama aynı kız İzmir'de olunca(tabi İzmir'de büyüdüğünü varsayarsak) daha iddialı bir tarzı benimsiyor. Mini etek,askılı topuklu ayakkabı vs. Dişiliği daha ön plana çıkıyor çünkü rahatsız olacak ortam yok. Ama bunu daha küçük şehirlerde yapmaya kalksa biliyor ki bambaşka bakışlara maruz kalacak. Şimdi aynı kızı 2 farklı şehirde düşününce İzmir'deki haline güzel,seksi,alımlı diyoruz. Ama diğer hali oldukça sıradan. Burada asıl sorun kavram kargaşası sanki. Yani seksapel ile güzellik kavramının karışması. İzmirliler hemen kızmasın ama İzmir'in kızları güzellikten öte seksi tabirine daha uygunlar.Aynı kızları Ankara'da görsek mesela yine güzel dermiyiz?Sorunun cevabı burada gizli.

@esma_sultan: peki sence izmirlilerin askılı, topulu ve hatta mini vs. giyebilmelerinin sebebi, vücutlarının buna elverişli olmasından kaynaklanıyor olabilir mi? kot giydikleri zaman bile havaları bir farklı oluyor. aslen izmirli olup gayet de farklı şehirlere okuma amacı ile gidenler izmirli olduklarını oraların giyim tarzlarına adepte olmalarına rağmen, sırf tabii güzellikleri sayesinde belli ediyorlar. sen neyden bahsediyorsun, kendini kandırma :)
yunanlıların tecavüzü ile bir gen karışımından bahseden olmuş. tarih bu kadar çarpıtılır.
(bkz: mübadele)
o zaman ben de derim ki, iç anadoludakiler de ensest ilişkiler yüzünden mi çirkindir acaba... gizli sorunun cevabını merak edenlere...
(bkz: oh içimi de döktüm artık rahatım.)

sanırım tam anlatamamışım, ufak bi karışıklık olmuş, tamam hepsinde bir çekicilik var.. ve bunda giyim kuşamın da önemi bulunmakta ama "makyajla gelen bir güzellikte değil" şeklinde kurduğum cümlede aslında, çıplak güzellikten bahsetmek istemiştim. yani bu yaştan sonra öyle makyaj yapıp güzel giyiniyo diye off ne güzel kız görüşüne kapılmayacak kadar şey gördük geçirdik. (ben güzelden anlarım).
yani benim merak ettiğim şey; yüz ve beden güzelliğinin sırrı nedir di.

www.izmirtanis.net izmirli arkadaşlar siteye gelin göreşelim. sesli ve görüntülü chat odaları yüzlerce üye çok gelişmiş bir sistem.

at ya da eşek ölüsü koklamadım şimdiye kadar ama sidik gibi kokmuyor.. kokusunu bir seye benzetemedigimden yardimci olamicam o konuda..

merak ediyorsanız bu kadar deneyin bir kez. anket yapacak kadar ulaşılmaz bir şey değil.

emniyet'in sitesinde "yanan yaprak" gibi demişler.
www.duzce.pol.tr

Bildiğin mangal gibi. Köz kokusunu düşün.
Boğazda da benzer tad bırakıyor zaten.
Arsadan sizin eve koku gelmesi de imkansız.d Açık hava bide. Hakikaten imkansız. Başka bişydir o. Plastik falan yakmıştır.

arkadaşlar cahilliğimi bağışlayın ama bu sigara gibi içilen birşey değil mi?
kokusu bu kadar nasıl yayılabiliyor ki? puronunki yayılıyor öyle mi acaba.

bir daha olursa polisi çağırayım en iyisi ben. gelsin kolaçan etsinler.
tabi elemanlar benden şüphelenirse o zaman da aman aman...

@jugador: evet apartmanın yanındaki arsa.

puro gibi kokuyor bana göre.

bence de puro gibi kokuyor, oyle ki bazen "birileri tuturuyor" diye dusunup etrafi gozetlerken puro icen birilerini goruyorum.

evet puro gibi kokuyor

tam olarak kokarca kokusuyla ayni...cok ciddiyim bu konuda.

o aletleri almana gerek yoktu canım kardeşim ya, çoğu tırt onların çünkü. önemli olan bedenini, kendi gücünü kullanarak yapmak sporu.

yatıcaksın yere çekiceksin mekiğini en kralından. olay bu.

sadece mekikle, göbeğinin altında çok süper karın kasların olur, o kadar.

göbeğin erimesi için komple spor yapman lazım.
daha çok bilen bi' el atsın, şıvarzzanager falan.

mekik kaslarini calistirir. yaglarin altinda az biraz kas olsun ki yaglar gidince guzel dursun o yuzden mekik de iyidir tabi.

ammaaa yaglari eritmek istiyorsan az yiyecek, cokca kosacaksin. kan alicaklar kamil kan.


(bkz: #18863324)

ona vereceğin parayla 2. el kondisyn bisikleti alsan daha çok işe yarardı...
bol bol koş sen hocam göbek için, ama mekiği de ihmal etme, şekil kazanır vücudun.

önce (bkz: kardiyo) ondan sonra mekik yapman lazım..

düzenli koşsan yeter. fazlasına gerek yok (2. cümle gaz içindi)

bizim büroda lanet bir kedi vardı, uyuyan insanın bile yanına gelip tıslardı en kötü ihtimal. patronun annesi kanepede uzanmış kestirirken kadının gözlerinin dibinde sabitlenmiş şekilde bakıyormuş, kadıncağız gözlerini açar açmaz gözlerine saldırdı. lanetin de laneti bir hayvandı. yem vermek için kabı yere koyuyordum elime saldırıyordu.

bizimkinin böyle olmasının sebebi yavruyken bakan sahibinin ot pıt olaylarını abartması ve hayvana oyun diye işkence etmesi. eğer siz de yavruyken almadıysanız zavallının başından benzer travmalar geçmiş olabilir.

o kedi iki aydir duzelmediyse pek yapabilecegin bir sey yok gibi duruyor. belki youtube'dan lsd verilmis kedi videolari izleyerek sen de sedatif seyler vermeyi deneyebilirsin, bakarsin bambaska bir hayvan oluverir.

kedi tekir veya türevi cinslerden ise gayet normal bir durum.

hatunun kedisi de böyleydi. anne sütü emmeyen kedilerde görülüyormuş bu normal olarak. ama 15 aylıkken filan duruldu ısırma huyu. onun öncesinde dokunulmuyordu.

e bi 10 ay daha böyle gitmez ama...

(bkz: ...dursun temel! temel! diye bağırırken; temel kafayı cıkartmıs ARTIK ÇOK GEÇ! demiş.)

suyuna düzenli olarak passiflora, ayrıca kısırlaştırma

city of angels yamulmuyorsam

city of angels diye bir sarkisi yok chili peppers'in. demeye calistigin sey under the bridge olsa gerek.

other side çalıyordu yahu, izlemem ben bide onu kanal geçerken gördüm bak rezillik :D

scar tissue de duydum ben izlerken ama neresindeydi hatırlamıyorum

şarkı bende öyle kayıtlıymış. orjinali nedir ki bulundu mu?

Californication mu acaba?

OTHERSIDE'dır senin aradığın

otherside dı arkadaşlar çk saolun paylaşım için..

easyjet olabilir.

ryan air
easyjet
vueling
corendon
germanwings
spanair
pegasus
blu express

istanbul'dan ucuş arıyorsan şuan en uygun şirketlerden biri pegasus.

avrupa içi uçuş için rakipsiz tek havayolları ryanair.com. biletler aktarmasızdır ama en olmadık havaalanlarını kullanırlar bunlarda şehirden epey uzaktırlar. biletlerini erken alırsan 40-30 eurodan bile daha ucuza ucabilirsin.

(bkz: momondo) yazmaktan dilimde tuy bitti valla..adam yapmis price calendar falan her ozellik var kullanin kullandirin!

dslr fotoğraf makinesi
laptop
xbox 360
ipad
ipod
iphone

edit: elektronik neden gümrük yüzünden mümkün değil? bu saydıklarımından birer tane getir o zaman mesela?

canlı müzik ve kayıt teknolojileri ürünleri,efekt pedalları.. vs

1 liste icin arama yapabilrsin cok fazla soruldu ve hatta 9783. baskisi 2 gun evvel soruldu.

2 kargo yoluyla yapmayi unut, cok az mal var emege degecek ve harbi kar verecek (en az 200tl mal basina kardan soz ediyorum)

gumruge takilmayacak ufak boyutlu ve 2 kati kar edebilecegin mallar var elbet, arastir... (mesela ben getirip satip 3-5 kurus harclik elde ediyorum, peki salak miyim da sana soyleyeyim? gittigidiyorda rekabet cok, uzgunum : ) )

3 amerikadaki kendi geldiginde 3 er 5 er iphone laptop v.s ile gelip satabilir. siz avucunuzu yalarsiniz.

sanatçılara ait tshirler var tabii ki alıcı kitleye ulaşırsanız

macbook.

oreo getirseniz ya. ben alırım :)

elektronik dışında demiştik efendim :) önerilerin devamını bekliyorum.

cok basit --> goldwave

ortalama/prof --> audition

(bkz: audacity)

kesinlikle soundforge

bi ara and, or problemi vardi.. kelimelerin tumu desen bile herhangi biri seklinde aratiyodu.. duzeltildi mi bilmiyorum cok usendim simdi denemeye..

ama ondan once gayet iyi calisiyodu diye hatirliyorum..

aradım olmadı sordum oldu.

getirdiği en erken duyuru 2 ay öncesinin. biraz tuhaf yani.

kesinlikle dandik otesi. nick ile arama yok -anca soruyu soran kisiyi ariyor evap vereni aramiyor-, mac os yaziyorum bom bos geliyor osx yaziyorum gelmiyor. evet dandik otesi

aradığını bulmak çok zor; kendi sorduğum soruları bile bulamıyorum genellikle.

yatak odan disinda ve silahsızken dokunuyorsan suclu oluyorsun gibi bir seyler vardi fakat tam kurali veren birileri cikacaktir elbet

hukuki manada sonuç ebenin amı olabilir karışık durumlar bunu biliyorum.
yani detaylı epey,
mülkiyetinde olacaksın sırtın duvara yaslanık olacak canına kastedecek işte seni tehdit edecek bir silah o bu götün güzel mi saçmalıkları.
ben sana sonucu kafadan söyleyeyim. film çekmek gibi orası. gerek yok.

evinde bir hırsız yakaladın ve bununla başa çıkabilecek fiziksel niteliğin var mı.
kafasını duvarda kır güzelce.
o götün eline de bir suç aleti tutuştur.
polisi ara ve biri beni soymak isterken yakaladım neredeyse beni öldürüyordu mani oldum lütfen ekip yollayın de.

Bu durumda bir şey olmaz. 2007 senesinde adamın biri evine giren hırsızı av tüfeğiyle vurmuş. Hırsızın ayrı ayrı 44 ayrı hırsızlık sabıkası bulunmasına rağmen ev sahibi 10 yıl hapse mahkum edilmiş. Durum "kasten adam öldürme" olarak değerlendirilmiş. Balkondan düşüp ölmesi seni bağlamaz ama kanunlara göre bir güzel dövemiyorsun da.

Hırsızın nasıl girdiğine bağlı;
Kapıyı zorlayarak mı?
Maymuncukla mı?
Balkona tırmanarak mı?
Merdiven dayayarak mı?
Daha da önemlisi sen balkon kapısı veya pencere açık bırakarak hırsızlığa teşvik ettin mi?

yukarıda saydıklarımın hepsinin cezası farklıdır.

Farzedelim adamı yakaladın. Kavga etmeye başladınız. Ağzını burnunu kırdın. Adam kaçmaya çalıştı. Baktı balkon açık, atladı. Düştü, boynunu kırdı, öldü.

Polis geldi inceledi.

söylemeniz gereken şey; gece sese uyandım, koridorda adamla karşılaştım. Doğal olarak vurdum. Karım gürültüyü duyunca panik yapıp çığlık attı. O esnada boş bulundum ve hırsız bana vurup balkona doğru koştu ve atladı. Olayın bu raddeye varacağını tahmin bile etmedim. Kapıdan kaçmak varken neden balkon ? dersin


Bunlara ek olarak;

www.turkhukuksitesi.com

tabi buradaki habere aldanıp hırsızlar öldürülebilir şeklinde bir yanılgıya düşme. Ama elbette Emsal olarak gösterilebilecek bir dava.

@esreföldü

araştırabilirsin :D dediğim gibi hepsinini cezası farklı.

tinyurl.com

kaçma şansı verirsen ve kaçarken balkondan düşerse sorun olmaz. kaçma şansı vermeden döversen suçlu olursun.

hırsızlık olayından sonra polis tarafından yakalanan bir adam savcılığa gönderildikten sonra ya 1-2 ay ceza alır yada serbest bırakılır. yakalandığı yer de önemli tabiki. bu durum polisleri canından bezdirmiş. yine bir hırsızlık olayı sonrası polis ev sahiplerine şu öneriyi vermiştir "hırsızı yakalayıp balkondan baş aşağı bırakın, düştü diye rapor yazarız"

hırsızın sizin malınıza ve canınıza karşı zarar vermesi sonucu meşru müdafa söz konusu olur. yani siz hırsızı evinizden atmak ve polisi aramakla yükümlüsünüz. tabiki bayanlar ya da gücü olmayanlar ( uğraşmakta istemezseniz ) sadece evi terkedip polisi armalısınız.

meşru müdafada kullandığınız aletler ayniyet kuralını kapsamak zorundadır. yani o size yumruk attığı zaman adamı kafasından vuramazsınız. dövmek en mantıklısı ancak balkondan düşerse ceza almayacağınızı umuyorum, ancak kararı yine hakim verdiği için denemek öğrenmek lazım :). şaka şaka yargıtay kararlarını biraz araştırın kesin örneğini görürsünüz.

size tavsiyem diğer arkadaşların dediği gibi evinizin camlarına ve balkon kapılarına bir güzel sineklik yaptırmak ve sinekliğin iç kısmına ellenildiği zaman adını bilmediğim ses çıkaran aletten takmaktır. ya da klima da güzel olur.

bir de eve girdiğinizde karşınızda hırsız görürseniz dövmeye kalkışmayın bence, bırakın kaçsın. eve hırsızlık için giren insan tedbirini almıştır.

çalacakları canınızdan kıymetli mi?

nerede ceza alacağın farketmezse (bu soru için), evet ceza alırsın.

kapıcılar kralı
çöpçüler kralı

atla gel saban ve onun meshur siki siki babali dolmus canlandirma sahnesi

simdiye kadar en cok koptugum, nefessiz kaldigim tek yer o bolumdur.

atla gel şaban +1

Sırayla; Tosun Paşa, Şaban oğlu şaban, Kibar feyzo


Ama kısaca şener şen ile oynadığı tüm filmler diyebilirim...

kibar feyzo kanımca en iyisidir

korkusuz korkak

iyi aile çocuğu.
Tek geçerim.

kibar feyzo

salak milyonerler ve köyden indim şehire. özellikle de köyden indim şehire deki un çuvalı ve fırın sekansları

sahte kabadayı da iyidir. hemen her filmi iyidir aslında.

Şaban oğlu şaban+1
Süt kardeşler

aaa, harbiden köyden indim şehire var bide. demindendir düşünüyodum neydi neydi diye. şimdi hatırladım :D bu gece nostaljim tuttu. kemal sunal izliyorum. şimdi tosunpaşa'yı izliyorum. bitince de köyden indim şehire :D

davaro

kullandikca alismaktan baska cozumun yok.
zira ben de bir salak olmustum gordugumde ama simdi pc dekini kullanamaz oldum.
alisacaksindir.

kullandıkca alıs derim.

@ody : kullandikca alismam zor cunku iste full ms office 2007 kullaniyorum excel grafikler formuller, powerpoint sunumlar v.s

gidip aglayayim ben, resmen icime oturdu

en son çare: macbook'una windows yükletip ordan excel kullan derim.

ekim gibi yeni versiyon çıkacak. o daha benzer windowstakine.

grafikle ilgili dizayn programlari calistirmayip, oyun da oynamiyorsan zaten her makine nerdeyse yeter dediklerine.

linkteki ise yetip artar onumuzdeki 3 sene

temel internet ihtiyaçları ve basit ofis uygulamaları için daha ucuz laptoplar alınabilir. fazla para vermemek açısından düşünebilirsiniz.

Daha ucuz bir şey alırsak, 1-2 sene sonra iyice hantallaşır, yavaşlar, çeşitli sorunlar çıkarmaya başlar gibi korkularımız var. Temel ihtiyaçları giderecek, uzun süre de bizi idare eedecek bir cihaz arıyoruz.

aynısı 1 senedir bende de var.

normal dogumsun degil mi? sezeryan falan degil?

aynı şey mi bilmiyorum ama sırf o sesi duyabilmek için çeneni oynatma sakın. sonra çok kötü ağrıyor sadece çorba içebiliyosun. ben geçen sene doktora gittiğimde mr'a girmiştim menisküs türü bişi olmuş demişti bana. ameliyat dışında düzeltemeyiz dedi. sonra ben de takıntı yapmadım unuttum ne zamandır bişi yok. öküz gibi bir esnemeyle başlamıştı sağ tarafımda.

gece uyurken dişlerini çok sıkanlarda gözlenir. stresli isen kaynağını çöz. o tık tık sesler trak seslerine çevirebilir. doktora gidince pek birşey yapamıyorlar, gece plağı diye birşey var onu veriyorlar mesela..

bende de vardi (hos hala var). doktor gece plagi verdi. onu kullandigimda zamanlarda seslerde ciddi bir azalma oldu. bir sure sonra plagi biraktim. 1-2 sene sonra tekrar basladi. bu sefer doktor durum ilerlemis. ''plagi tekrar kullan'' tavsiyesinde bulundu ben orali olmadim, '' o zaman sakin sakiz cigneme, elmayi armut gibi sert yiyecekleri de keserek ye'' dedi. ona uydum. simdi daha iyi durum.

20 yaş dişleriniz duruyor mu?

normal dogumum dedigi zaman aciklama getiricem :)) kendisini bekliyorum :D

Bende de vardı. Ege Üniversitesine başvurmuştum ve hatırladığım kadarı ile 10 gün kadar gidip çene eklemime lazer benzeri bir lamba ile ısıtma işlemi uygulanmıştı. Tam çözüm olmadı ama çenem oldukça rahatladı. Çok sert şeyleri ısırmadığım sürece sorun yok.

20 lik yaş dişlerim yamuk çıktığı için çektirmemi söylemişti doktorum ama ağrı yapmadığı için erteledim yanlış yapıyorum ama sanırım ondan da şüpheleniyordum çünkü:( normal doğum'um bu arada bir geyiğe kurban gidicekmişim geldi ya bakalım:)

hayir geyik degil... cene problemi normal dogumlarda gorulur genelde :)
dogum esnasinda ebe dedigimiz seyler ceneden tutup cekerler bazen... :)
sonra ebeye neden kufredilir
:)
ameliyati yok... tedavisi yok bosuna ugrasmayin
sadece sert seyler yemeyeceksin elma vs.
agzini gerektiginden fazla acmayacaksin
dikkatli olacaksin...
cunku cene sistemi cok garip her an cenen yerinden cikabilir.. anlamassin

anladım..ama o zaman her zaman çekiyor olmam gerekmiyor muydu?1 yıldır daha var bu:/

bundan sonra olacaklari soyluyorum:

1- arkadaslarin yemek yerken agzindan cikan seslere gulecek
2- sen de geyige vurup bak olm nasil sesler cikarabiliyorum diyceksin
3- bu boyle bir muddet gidecek, sana cok normal gelmeye baslayacak
4- derken bir sabah hic ummadigin bir anda uyandiginda cenenin kilitlenmis oldugunu goreceksin
5- agzini acamayacak, konusmak imkansizlasacak, haliyle bir sey isiramayip yemek yiyemiceksin
6- dur bakayim gecer dicen, gecmicek o gun
7- ertesi gun discinin yolunu tutacaksin, agzim acilmiyo diyeceksin
8- disci "nasil acilmaz? acilir, dur bakayim" diyip parmaklariyla tutup agzini cart diye acacak
9- anani diye bagiracaksin, kufur edeceksin
10-doktor agri kesici yazacak eve gondercek, en kisa zamanda yirmilikleri cektireceksin

* birebir yasananlardir

bana da en yüksek ihtimal 20lik diş gibi geliyor ama yüzleşmeye korkuyorum ühüü:(çünkü daha hiç biri çıkmadı ve ameliyatla alınıcak 4ü de..

macbook pro 13 inch.

mobilite -> cok hafif, her turlu gideri ve ekran boyutu var.
batarya suresi -> macbooklarda 8 saat ortalama
multitasking -> os x, windowstan kat kat daha ustun. registrynin sisip sistemi yavaslatmasi antivirus yavaslatmasi vs dertleri yok.


ayrica macbook air performans icin degil tasinilabilirlik ve sagda solda karizma yapmak icin tasarlanmis gibi bir izlenim var bende. evet var. ha dedigin 15 tab + skype + itunes macbook airi kasar mi? ram 2gbdan yuksek oldugu surece kesinlikle kasmaz.

macbook pro 13"

neden?
işletim sistemi çok akıcı ve problemsiz.
kasa kalitesi
muhteşem ekran kalitesi
performans
çok kullanışlı multi touch trackpad
uzun pil ömrü

neden macbook air değil?
düşük performans yüksek fiyat

bir yerlerden macbook pro bulup 1 gün deneyin, sadece multitouch touchpad in sağladığı kullanım kolaylığına bile aşık olursunuz.

macos un akıcılığı zaten apayrı, windows oyuncak gibi geliyor.

aynı konfig.a sahip bir notebook ile karşılaştırmak gerçekten büyük hata olur. imkanınız varsa kıyın paraya. Türkiye den almayın tabi fiyatı gereksiz yere şişirilmiş vergiler yüzünden

yaptigimarastirmalar ve okudugum review'lar neticesinde macbook air'i eledim. cok guzel,cok sekil evet fakat fahis fiyat - dusuk performans hos degil

2.el 1000-1200 tl civarina core2duo, 2 gb ramli modeller var. tek dusuk yeri hard disk'leri gorunuyor (60-80gb). Herhangi bir harddisk uyuyor mu mac'lere?

Bu sekildeki konfigurasyonlar bahsettigim islemleri gerceklestirmemi saglar mi?

Netbook macerasindan tamamen vazgectim.

hepsinin basinda insanlar icindeki komponentlerin sayisal degerlerini degil uyumlu sekilde calismasini ve yazilimin basarisi sebebiyle o komponentlerden beklenmeyen performansin elde edilmesini methediyor.

macbook pro 13" diyor sebeplerimi acikliyorum.

oncelikle performans ve gorunus olarak beyazlara gore cok avantajli. bir beyaz macbook, bir macbook pro ve bir mac pro kullanan biri olarak diyebilirim ki macbook pro gercekten pro adini hakeden, ekrani cok guzel olan ve duz macbook un epey uzerinde bir alet.

yapacagin islere de bir baktim. oncelikle osx faktoru var. digerlerine gelince.
youtube film muzik skype falan filan zaten ayin. hatta mac icin skype in arayuzu benim daha hosuma gider mesela win versiyonuna gore. safari nin mac uzerinde performansi da epey goz dolduruyor.
gitar / bas gitar takip sarki kaydetmek diyorsan tek sozum var: logic. native calisan (hardware destegi olmadan yani) programlar arasinda yanina yoresine yaklasabilecek, yarisi kadar performans gosterebilecek bir program henuz yapilmadi. halihazirdaki rakiplerini dusununce yapilmasi icin daha yillarca beklemek gerekebilir. en karmasik projelerde bile cpu kullanimi cok dusuk.

klasik macbook alacaksaniz evet herhangi bir harddsik uyar. deistirmek icin de acacaginiz 3 tane vida. prolarda biraz daha karmasik. onda da 4 vida falan yani. gayet rahatlikla evde deistirebilirsiniz. google da arayip resimli guidelar bulmak mumkun.

pdf ile cok isiniz olacaksa ozellikle cok hosunuza gidecek. preview aplikasyonunu acin dursun kenarda (zatne programin acik olmasi ile acik penceresinin olmasi farkli seyler osx icin) daha sonra acacaginiz her pdf dosyasi tikladiginiz anda ekrana gelsin. adobe reader'dan cok ceken bunyelere birebir.

ayrica bir sure core2duo 2gb ram 120 gb hdd lik bir model kullandim. 15 tab skype ve itunes uzerine gayet rahat logic acip calisilabiliyordu. kasmayacagindan emin olabilirsiniz.

öss'ye bakmıyorlar, not ortalaması ve finans çok önemli. özellikle de finans okul ücretini yok ben çalışır öderim falan demekle kapatamazsın. onlara güvence vermen lazım. hem italyanca hem ingilizce bölümler var. seçeceğin bölümle alakalı biraz. ama italyan ingilizcesi çok enteresandır onu da bil. italyanca bilmeden okul dışında çoğu yerde çalışamazsın. kısaca paran varsa gidersin. bu kadar basit

össde barajı aşmanız yeterli okullara başvurmak için

- OSS'de baraji as
- En az 15 senelik egitim gecmisin olsun (yani her halukarda Turkiye'de uninin birinci sinifini okuman gerekiyor. (hazirligi seneden saymiyorlar)
- Cebinde paran olsun (Mesela Milano icin 1000€ aylik, Guney icin 750€ yeter)
- Italyanca bilgisi sart (konsoloslugun Italyanca sinavini gecmen lazim bu da en az 4-4 kurluk Italyanca demek)
- Ingilizce bolum Laurea denen 3 senelik lisanslarda yok denecek kadar az (sen yok say hatta, bi tek Bocconi'de Bologna'da var ve paralilar, cok para)


Sen simdi buradaki bir uniye kaydoluyorsun, o bir sene boyunca uni'ye gitmeyip Italyanca kursuna gidiyor ve Italyanca ogreniyorsun (hizlanidirlmis kurlarla birlikte bi 5 kur alirsin).

Sonra Mayis Haziran gibi konoslosluk uzerinden okullara basvuru yapiyorsun, Italyanca sinavini geciyorsun, Eylul basinda okula gidip onun da yapacagi Hem ıtalyanca hem de bolum sinavini veriyorsun ve kaydoluyorsun

eyyorlamam bu kadar
Haydi hayirli isler

para mevzusu çalışarak hallolmaz mı yani? ücretsiz üniversiteler yokmu burdaki gibi sadece yatak&yemek masrafını ödesem olmaz mı?

italyancayı da g.tümü yırtarım yine öğrenirim en az 2 senem var daha zaten(bi sene lise 4 bi senede üni 1 olarak).

bi de, italyan üniversitelerine girmek için hazırlık hariç 12 yıl okumuş olman gerekiyor. şimdi sistem nasıl bilmiyorum uzak kaldım ama bizim zamanımızda (çok değil lan 4 yıl oldu :) ) ben direk giremiyordum mesela, lisede 1 hazırlık + 3 normal yıl okuduğum için. bi sene de üniversite oku gel diyorlardı.

edit: yazılmış zaten pardon. ama 15 yazılmış? işte 8 sene artı 4 sene lise, veya 8 sene artı 3 sene lise artı 1 sene üniversite. hazırlık senesi sayılmıyor, lisede de üniversitede de.

bi de italyanca o kadar kolay değil bak baştan söyleyeyim :) gerçi kafaya koyunca 2 yılda rahat öğrenilir. öss filan da çalışmayacaksan.

bir sınava girmen gerekiyor, geometri, matematik, işte genel kültür soruları var. sınav italyanca. politecnico di milano'nun sitesinde sınav örneği, yıllık ücret gibi bilgiler vardı en son. (polito.it) (edit: torino'nunkini vermişiz :) polimi.it olacak)

bu arada bunlar 3-4 senelik bilgilerdir ve politecnico di milano için daha çok. sayısal öğrencisiyim.

bi de yıllık ücret ailenin gelirine göre değişiyordu sanki yav?

"Politecnico di Torino" çalışma imkanları da sunuyormuş(dekila'nın linkindeki)

"On the average the employment offered by the Politecnico implies from 50 to 150 working hours and the salary goes from 9.30 to 11.40 Euros per hour."

diyorlar. yetmez mi bu orda okumak için? aileden de destek gelir biraz sanırım. ailenin geliri de şöyle; anne(öğretmen)- 1.500 baba(topoğraf)- 3.000 bide ev var kirada o sayılır mı bilmem oda bi 500 var. bi ben varım bide 9 yaşındaki kardeşim var.

ailem su an izmirde ve kusadasi ya da cesme dusunuyorlar. ve tesekkurler bu bilgi icin. sanirim cesmeye agirlik vermem lazim.

oyle bir soru sormussun ki bagcilar'a mi gideyim nisantasi'ya mi. tabi ki nisantasina, cesmeye...

aci ama hic guneye inme firsatim olmadi :) bu yuzden bilemiyorum.
peki cesmeye ise nereye? otel ya da pansiyon tavsiye edebilir misiniz?

güney'e değil ege'ye iniyorsun.sorduğun soruyla ilgili değil ama tavsiye niteliğinde çeşme marinadan hergün sabah tekne turları vardır.sabah 10 da çıkar akşam 5-6ya kadar, 4-5 tane koy gezdirir, öğlen yemeği de var.15-20 lira gibi cüzi bir miktara.

itunes da bulunan dosyalari iphone a aktarmis oluyorsun.

soyle dusun; itunes u iphoneunun diski dusun, oraya dosyalari atiyorsun. synch edince de gercekten iphone diskine atmis oluyorsun, iphoneundaki dosyalar itunesunda ne varsa oyle oluyor.

synch etmek = esitlemek, denklestirmek, senkronize etmek iste yahu

ben sync etmeden once muzik ve videolarımı manuel aktualize ederim
anasayfada bi tik var manuel manage diye, istedigimi atarım ayferime, canım ne isterse, hepsini koyacak yer yok zaten ayferde.

manuel aktualize tam olarak nedir?

normalde otomatik olarak cihazı itunes ile bağladın mı bilgisayara sync işlemi de başlar. biraz vakit alır tabi yedekleme işlemleri falan.

onu otomatik olarak değil de sadece senin istediğin zamanlarda yapıyor, sync işlemini yani.

seçeneklerden ayarlanıyor. sol üstte sekmelerin birinde kurcala bulursun.

demek istedigim o degildi ama olsun o da bilgidir, ben sunu dedim.
ayfonu taktı mı o menude orta asagıda tikleyebilecegin kutucuklar var, onların alttan 2. veya 3. olanı, manuel manage secenegi var.

aktualize biraz sacma olmus yanlıslık icin ozur.

Ortopedi?

bel fıtıkları özellikle sol bacakta ağrı şeklinde çıkar diye biliyorum, şimdi sallamiyim de. onun için de bi kontrole gidin isterseniz.

(bkz: shin splints)

gecmis olsun

ortopedi filan degil, direk fizik tedavi ve rehabilitasyon bolumune gitceksiniz hastanede.

sozlukten as if existed ile baglantiya gecebilirsin

yazıktır, gencecikken saçın başın ağarmasın. ölürken olmak isteyeceğin yaştasın, biraz eğlenceli, karı kız olan bölüm yaz.

fizikle ilgili türkiye sınırları içerisinde iş yok (aselsanda vb devlet kruumlarında belki belki ama onlara da girme zaten)
ya akademik kariyer yapacaksın, ya öğretmen olacaksın (öyle bi eğitimden sonra yazık), ya da işsiz kalan üniversite mezunu mesleklerinden birini yapacaksın (yazılım, satış, pazarlama vs.)
eğer amacın bilg mühendisliği / elektronik mühendisliği gibi bi yüksek lisans yapmaksa, ve boğaziçinin bu bölümlerine giremiyorsan, puanı daha az olan bir okulun ilgili bölümüne gir (yıldız, iü filan), ordan sonra mater kasarsın, ama bilg. müh. diploması olmadan bilg. müh yüksek lisansı yapma ihtimalin çok düşük (anca akşam açılan paralı bölümler var, oralarda yapabilirsin)

teşekkürler yazanlar için,

lord seithel: ben şuanki kısıtlı bilgimle onları örnek verebildim. fizik okunurken yapılabilecek uzmanlıklar hakkında pek bilgim yok. yani yazdığım mühendisliklerde isteğim yok, demek istediğim fizik bitirildikten sonra özel sektöre geçmemi sağlayacak düzeyde bir yüksek lisans eğitimi alabilecek miyim? bilmem anlatabildim mi.

fizikte şöyle de bir durum var, her okulun ilgi alanı farklı oluyor bildiğim kadarıyla. örneğin bilkent nanoteknolojiye önem verirken, bir arkadaşım da kuantum'la kafayı bozmuştu ve puanının altında olmasına rağmen koç fiziği tercih etmişti bu yüzden. bilmiyorum ne derece ilgilisin ama buna da dikkat et bence.

Deli gibi fizik, matematik, oturup çalışma sevmiyorsanız iyi okulların fizik bölümlerinden uzak durun. Deli gibi seviyorsanız akademik kariyer dışında bir yerde mutlu olamazsınız zaten.

yav trenden atamazlar ya, madem seviyosunuz macereyı, doğru haydarpaşaya..

canınızı alcak değiller ya yahu.

gaza degil, somut bilgiye ihtiyacimiz var

tsk kib bye

trendeki toplam kişi sayısı fazla cıkınca ilk durakta atılırsınız hem de ustune ceza odersiniz. bence gitmeyin degmez.

cezalı para ödersiniz, oturacak yer varsa oturursunuz. ayakta gitmek yasak değilse gidersiniz. yakalanmama ihtimaliniz yok. tuvalette takılamayacağınıza göre yol boyu:D

%50 değil, tam biletin 2 katı ödeniyor olması lazım.

internetten yer durumundan diğer duraklara kadar bilet almaya çalışın..mesela bilecik yoksa adapazarı yoksa kocaeli..daha sonra biletinizde yazan durağa gelene kadar yerinizde oturun durağa gelmeden 10 dk önce yemekliye geçin ve yolculuğun kalanında size bilet sorulmama ihtimali çok yüksek..sorulursa da kalan yol parasının 2 katı ödeniyor tabi biraz abi biz öğrenciyiz ayaklarıyla bu fiyat makul bir düzeye de çekilebilir:)

guzel hikayene inanacak bir memur bulursan hic bir seye gerek yok.

yok eger hikayen gercekse zaten bu egitimdir, zarttir zurttur belgelersin bunlari illaki ve gerekli izinler alinip gumrukten mal gecirilebilir. egitimi kacak yapmiyorsan illaki meb e falan bagli ya da izinlisindir.

ama bence yine de guzel yazmissin.