karsilikli

ya bana karsılıklu tuhaf gelio ama

kucak kucağa olayı yakışıksız olur. yemek yiyeceksiniz sonuçta.

erkekler kucaga.

6 erkek 6 kız olsun.
yan yana oturanların sevgili olması şartıyla
k-e-e-k-k-e
hoop geç karşı masaya da aynısı.
aman ne bileyim. bu da bi çeşit yani.

tribe göre

Yanyana. Sakın karşılıklı oturmayın o ne lan öyle müzakere şeysi gibi. Ya da ilk okulda erkekli-kızlı oluşturulan proje ödevi grubu gibin... Komik olur, görsem pis pis bakıp sırıtırım. Yanyana oturcan, hoşlandığın kıza da yakın olcan, masanın da orta taraflarında olacan. Arada kızla gizlice birşeyler konuşucan. Öyle işte panpa.

rahat bırakın isteyen istediği yere otursun illa siz mi söyleyeceksiniz oturacakları yerleri?

lunedor neyin kafasını yasıosn allasen:)

boy sırasına göre. hey allam dertlere bak

@monte valla duyuruyu okuyunca aynı soru geldi benim de aklıma
yani en son ilkokul 5 te oturulacak yerlerle ilgili akıl yürütüp sınıfı küme şeklinde oturtmuştuk ondan sonra kız arkadaşım yanımda olmuş yok karışımda oturmuş yani zaten her gün görüyorum maksat arkadaş toplantısıysa takılmalı herkes kafasına göre işte ha bana sorarsan en uzun süredir birbirlerini görmeyenleri yanyana oturtmalı hatta yemek koyacak kişi mutfağa en yakın sandalyede olmalı en şişmanı çıkışı en zor olan yere oturmalı gibi gibi öyle işte..

millet daşşağa sarmış ama güzel soru. biz böyle bir grupla yemeğe gittiğimizde genellikle mekana gidiş sırasına göre yerleşilir ama zaman içinde sen bi şu tarafa geçsene diye diye doğal seleksiyonla erkekler masanın bir ucuna karşılıklı oturup muhabbet pozisyonuna geçer, kızlar masanın öteki ucuna karşılıklı oturup muhabbet pozisyonuna geçer. masanın tek tarafına erkekler, tek tarafına kızlar oturunca sadece kendi eşinle, yanındakiyle ve eşinin yanıdaki 1-2 kişiyle rahat muhabbet edersin (ki kankalar yandayken, karşımda eşimin yanındaki kızlarla muhabbet etmek pek çekici değil). masanın öteki ucunda kalan seinle ayı sıradaki erkekle görüşemezsin bile. eşinle yan yana oturursan da aynı sıkıntı.

sürücü lisansının üzerindeki bilgilerin ingilizcesi de yazıyor. ingiliz asıllı trafik polislerimiz olmadığına göre o bilgiler yurt dışında da geçiyordur. ama kiralama şirketi bu, aracı vermezse vermez. kendileri bilir.

evet, bizzat kiralamıştık arkadaşlarla...

ewt kiralayabilrsiniz

kiralanır

sürücü 25 yaş üzeri değilse ek ücret alırlar, onun dışında resmi olarak uluslararası ehliyet isteme hakları var ancak bugüne kadar 7-8 kere sorunsuz şekilde normal ehliyetle araç kiraladım, sıkıntı yok.

kayipsiz para transferi diye birsey yok. illa biryerlerden kesilecek.

para kart ile atm'den euro cekerseniz, biraz doviz kurundan etkilenerek minimum kayipla, isinizi halledersiniz.

alternatif olarak orada bir banka hesabi actirip, turkiyedeki bankadan para gonderttirebilirsiniz. ingilterede ogrenci hesaplarindan minimum kesinti yapiliyor. belcikadaki bankalarla bir gorusun, benzer uygulamalari olabilir.

türkiyeden para transferinde kesilecektir her türlü para.

ülke icinde genellikle ögrenci hesabina sahip olanlardan para kesilmez,havale ve etc icin.

Bankacı olarak şunu söyleyebilirim: "Bankacılık almak üzerine kurulu bir sistemdir, vermek bankacılığın temeline zıt." Nokta.

Western Union, MoneyGram ya da adı farklı hangisi ise bir şekilde para kesilecektir. 100 Euro/USD için 11 €/$

Yurtiçi vadesiz TL mevduat yatırıp yurtdışında Euro olarak çekmek filan da bankanın sokum gücüne tanıklık edici eylemlerdir: yurtiçi banka hesap işletim ücreti keser bir, yurtdışı banka komisyon keser atm kullandırımı ve altyapı sağladığı için iki, TL'den dövize kur dönüşümü ve farkı üç...

Kısacası beleşe kuş uçurtmaz banka ki, para yollasın.

orada hesap açtır. Ben Portekizdeyken buradan Garantiden yolluyordu babam. Tek seferde yüklü miktarda yollasın mümkünse tabi. 20 TL civarı bir paraya gönderiyordu bana.

kethu isimli yazar ders veriyordu bir ara.

istanbulda yaşıyoruz. Bakırköydeyiz fakat konumun önemi yok saate bağlı olarak her yere gelebiliriz.

hiç olmadı, buradan bakıp çalışabilirsiniz.
www.youtube.com

neymar var mesela pek iyi bi takımda değil, herkesler peşinde ama o ortalama bi takımda yıldzı oluyor.

küçük takımda büyük adam olmak çok büyük sorumluluk. her maç iyi performans beklenır, istikrar istenır. gözler üstündedir.

çok zor bi soru.

büyük takımda yıldız futbolcu olmak isterdim.

Steven Gerrard-Liverpool
Alan Shearer-Newcastle
Dennis Bergkamp-Arsenal

ikinci örnek için alex-fenerbahçe diyebiliriz. haa gerçi alex bunu kendi seçmemiştir, kim alacak onu büyük takımlardan o da var..

ben hep ikinci adam olmaktan, görev adamı olmaktan hoşlanırım
bi de c. ronaldo fazla yıldız,(futbolculuğuna falan laf etmiyorum) sadece bence biraz fazla

çok çok büyük olmayan dediğin takım romaysa kesinlikle onu tercih ederim.

çok büyük takımda efsane futbolcu olamıyor muyuz? hayallerimize sınır getirmeyin bari be!

lucarelli livorno

fiorentina dönemleri için batigol belki dedığın gıbı değil sonuçta romaya imza attı ama

ben zlatan ibrahimoviç gibi olmak isterdim neden mi; adam gittiği her takımda farkını ortaya koyuyor.

el classico ms 1-0 tek gol : zlatan.

devlet zoruyla pele-santos

gelecekte burak yılmaz-trabzonspor olmasını dilerim, transfer yapıp harcamaz inşala kendini.

kişinin karakteriyle alakalı bi durum.

totti olarak roma sokaklarında gezdiğimi hayal ediyorum ve kendimi aptal aptal gülerken buluyorum. :) hehe

ryan gigs - manu , bülent korkmaz - galatasaray örnekleri mesela..scholes da aynı şekildeydi sanırım.ayrıca zlatan gerçek bi winner.

arsenal liverpool ve manu gibi takımları büyük takım kategorilerine koyamıyorsak geriye hangi büyük takımlar kalıyor?

ryan gigs manu biraz olmamış gibi..adam mançısrır:D da oynuyor daha büyüğü olsa olsa 3 takım var onlarda tartısılır...

ama benım demın verdığım lucarelli örneğide lucarelli üst düzey topçu değil sadece sembol..bu bağlamda 3 kişi kalıyor
totti
gerrard
batistuta.

efsane olmak isterdim

tecavüz etti sonra hamile kaldım der. polis, mahkeme vs. vs.

direk hukuk sorusu ki bu
evet mahkemeye gider bu iş nesep tespiti davası açılır babalık tespiti sizin baba olduğnuz onaylanır nafaka talep edilir. maaşınız da yoksa hiç bi halt alamazlar tabi
hukukçu değilim artı bi de müstakbel babaya tebriklerimi iletirim

etik bir davranış değil, verilen kararlarda etik olmadığından, insiyasitif kullanılarak baba adayına olumsuz yönde kararlar alınabilir.

karşılıklı rızayla çekilmiş video kaydı var diyelim , tecavuz etti vs vs diye şikayet ederse bunun iftira oldugunu kanıtlayıp tazminat davası açılabilitesi var mı peki yurdum hukuğunda?

ya kaç para sanki, kredi mredi çek yap bir şeyler ver şu parayı.

hayvanlık yapma

açarsın tecavüzle suçladı iftira diye
kız da çocuğuna karşı olan sorumluluğunu yerine getirmedi diye açar
-bana nafaka vermemek için sigortalı iş girmiyor filan der-
yersiniz birbirinizi

ortada tecavüz olmasa bile nafaka yaptırımı var. tecavüz olmadığını kanıtlamak da evli olmadığınız süreçte zor.

abi adam baba olursa sike sike bakmak zorunda olsa gerek mantıken. çocuğu dünyaya getiren iki kişi, istese de istemese de o çocuk doğduktan sonra bir şekilde babaya da yük binecek. muhtemelen çocuk ya da kendisi ÖLENE KADAR hem de.

@disfircasiyimben , parasızlıktan yaptırmama durumu söz konusu değil , ömrü boyunca unutamayacagı bir ders vermek maksat.. bakar bakar hatırlar diye düşünüor soruyu soran şahıs

@mistreated cocuk esirgeme kurumu falan var bakan (;

öncelikle soruya cevap veriyorum;

elinde maddi hic bi sey yoksa, o erkekten bi sey alamazlar.

kisisel yorumum;

öyle erkegin anasini bacisini..

ayrıca istenmeyen bir çocuk babaya ömrünün sonuna kadar ayakbağı olacaktır. şu aralar işsiz güçsüz parasız olsa da gün gelecek emekli olmak isteyecek, sigortalı bir işe girecek, para kazanmaya başlayacak. hayat hep aynı gitmiyor ki, 5-10 sene sonra ne olacağı belli mi?

bir de işin doğacak çocuk olayı var; ben o çocuk olsam sith lordlarının şahı olur, babam olacak kişinin hayatını dar ederdim. şu tartışmaya bak yahu, çocuğun ne günahı var bu işte? devlet hastahanesine gidin, kürtaj dediğin maddi açıdan atla deve değil, kimsenin haberi de olmaz eğer ondan çekinceniz varsa... ama bir çocuğun hayatı böyle en baştan bok edilmez kardeşim.

hukuçu değilim ama elinizde görüntü olması neyi değiştirir ki o görüntüde rızasıyle birlikte oldunuz belki ama başka bir zamanda tecavüze uğradım der. ayrıca ahlakçılık yapmak istemem ama bunun "karma"sı ya da ilahi adaleti ya da "etme bulma dünyası" gibi tarafları da var.

modlar silecektir cevap değil diye ama bunu yapana tek şey soylemek gerekir.

anası bu modeli doğurmamış yanlışlıkla sıçmıştır.boyle yapacak sonra ortada adamım diye gezecek şerefsizin yedi ceddini sikeyim.suç o kızdadır ki boyle bir sik kafalıyı adam sanıp koynuna girmiştir.

hadi cevap silinmesin kalıcı olsun yazdığım.cevap.her turlu cocugun size ait oldugunu kanıtlar.omur boyuda bakmakla mukellef olursunuz.sırf bugunu dusunmeyin yarın birgun kazanacagız her paraya alacagınız her mala ortaktır o arkadas.

kürtajın maddi boyutu değil söz konusu mevzuu ; olay aldatan kadına unutamayacagı ders vermek

afedersiniz arkadaşınız yada baba her kimse. ooo.... çocuklugunun önde gideni olan o malum küfürdenmiş...

cocugun ne sucu var.. ömür boyu cezasını ceksin diyormus karıyaa bee anasını avradını.... bu cocugu yaparken sen de oradaydın... ee sen başka biriyle evlendin mi o cocuk skerler leen babam nerde diyerek gelmeyecek mi??

vallahi hiddetlendim. aldırın su cocugu kurtulun gitsin... yoksa dünuaya gelecek cocuktan zerre kadar beyni olmayan arkadaşınızda çok üzülecek. cunku bakmak zorunda kalacak ve hep ayak bagı olacak.. rızası dısında olduug için hep karşısına cıkacak

sahiden kalpsizmişsin kardeşş

böyle ders vereceksen verme olmaz olsun öyle ders

biraz yaratıcı ol

amaç kadına ders vermekse arada dünyaya gelecek çocuğun ne suçu var? o fındık fıstık mı yoksa? sayılmaz mı?

aldatılmak adam olmaya engel teşkil etmeyeceği için bence yasal süreçlerin irdelenmesi bir kenara bırakılıp kürtaj yaptırılmalıdır. Ama sorulan soruya cevap olmadı tabi bu

cezayi kadina degil gunahsiz cocuga vermis olur o "adam". hukuki yaptirimi olsa ne olur olmasa ne olur. ustelik babanin ileride aci cekmeyecgi ne malum? yillar gecip de degistiginde ulan benim hic tanimadigim bi oglum var demeyecegi ne malum? cezanin gercekten kime verildigini iyi dusunmek lazim.
fazla film izlemeyin.

şuanda kazancın olmayabilir erkek bozuntusu, ama ilerde kazanacağın paralardan o çocuk da payını alacak tabii ki! kadının rızasının olması sana hiçbirşey kazandırmaz, o çocuğun babası olduğun ispatlandıktan sonra sen o çocuğa bakmakla yükümlüsün!

bu baba adayı olacak şahıs, kadına "önlem alsaydın" diyormuş ya, hakim de demeyecek mi, "sen de alsaydın" diye. her durumda dna testiyle babalığı ispatlanır.

ama hukuk bir yana çok ahlaksız bir hareket tarzı bu.
1- bir şekilde aklını çelip yatağa attı: nuri alçonun gazozu gibi, iğrenç.
2- kadınla birlikte oluyor ve hamilelelikten kadını suçluyor (iki cümle önce aklını çeldim diyen kişi)
3- bir kadını istemediği bir çocuğu dünyaya getirmeye mecbur bırakmak başlı başına ahlaksızca bir şey.
4- o çocuk böyle dengesiz anne bababdan doğup sağlıkli bir ruha sahip olur mu, bilmem, kimbilir o ruh haliyle başka insanlara ne zararlar verir. dünyada kötülük nereden oluyor diyoruz ya sonradan.
5- bir de aldatılmaya tepki gibi bir açıklama var. aldatmışsa o, onun sorunu. ne şahşiyetsiz kadınmış denilir, çekilir gidilir.
Kısaca her bakımdan ve her iki taraf için de son derece sağlıksız (ruhen) bir ilişki.

doktora birlikte gittiniz mi? yani hamile olduğundan emin misiniz? yalancıktan hamileyim diyerek, haraç kesen bir kadın güruhu da mevcut.

sadece onun sözü varsa ortada, sizin ayarladoğınız bir doktora götürüp, kürtajı orada yaptırtacağını söyleyebilirsiniz. kürtaj parasıysa, direktoman parayı şahsa vermeyin. blöfse de ortaya çıkar böylelikle..

yazdıklarını okuyunca kanım dondu. ciddi olmadığını umuyorum. ama eğer ciddiysen, lütfen böyle bir şey yapma. intikamdır, unutamayacağı bir ders vermektir bunlar zaten çok saçma şeyler. sana ne katacak, saçma sapan bir tatminden başka nasıl bir getirisi olacak zannediyorsun ki? çok nefret ediyorsan hayatından çıkartırsın olur biter. ama çocuk böyle bir şey için bir araç olmamalı. oyuncak değil bu, kanlı canlı bildiğin insan. kadına vermeye çalıştığın cezanın elli katını çocuğa vermiş olacaksın. babasız büyüyecek, hatta belki yaptıklarını öğrenecek ileride. senin gibi birinin çocuğu olduğu için belki kendinden bile tiksinecek. bu kadar büyük bir acıyı yaratmak hoşuna gider mi? gerçi gider desen de şaşırmam, keşke sen bu kafayla hiç üremesen.

Germania, dia'da 2.6 tl 50 cl

tuvalu'da.

(bkz: #22795469)

edit: yurticini sonradan eklediniz. saymam. t1.gstatic.com

Germania Premium Pilsener... Carrefour'da 2.5 tl
bir de kutu yerine şişesi olsa tadından içilmeyecek o derece yani...

kipada 2 liraya pera mıydı öyle birşey vardı o da başta becksi andırıyor sonradan çabuk tadı kaçsa da güzel yani gideri var

Guimaraes'te barda 33cl Super Bock 50 cent idi. yıl 2008

berlin var 2.50 tan gidiyor beşiktaşta bakkallarda.

Germania
her yerde olmuyor ama, o yok ise marmara.

Ağzımdaki dişlerden en az 6-7'si yüzünden fena ağrılar çektim, denemediğim ağrı kesici kalmadı ama Apranax Fort benim kullandığım en etkilisiydi.

agri kesici + antibiyotik

apranaxa bile gülüp geçen bi bünyem olduğundan zamanında çok araştırdım. cataflam gibisini görmedim.

son çare olarak, eğer dayanabilirseniz benim ilaçsız yöntemi deneyebilirsiniz. bir bezin içine buz doldurup yanağınıza bastırın.

diş ağrılarında hekimler genellikle Apranax Ford verir.

cay bardagının 4'te 1'i ne su koyun. sonra icine eritebileceginiz kadar fazla tuz atın. karısıtırın ve eritin. sonra agrıyan bolgede calkalayın.

bende yıllardır kronik diş ağrısı çekerim alışıp etki etmemesi gerekirken 1000 lik amoklavin hemen durdurur sağolsun

yatar pozisyonda durmasın dik dursun. uyuyacaksa 2-3 yastık verin

sehirlere olan km'leri diyorsan il siniri (ki orada da tabela oluyor) olan noktaya gore oluyor. yalniz istanbul icin olay biraz karisik. ankara istikametinden gelirken bir yerden sonra azicik sacmaliyor.

diger illerde boyle bir sorun yok.

otogardır diye düşünüyorum. Aydından izmire gelirken de sanki otogar tarifine uyuyordu mesafeler. İstanbulda anadolu yönünden yaklaşırken harem, avrupa yönünden yaklaşırken de esenler hesaba katılıyordu sanki. Tamamen sallıyor olabilirim kontrol ediniz

Aha da soyle bir sey buldum arkadaslar www.eksiduyuru.com

şöyle bi şey var mesela. istanbul'dan ankara'ya paralı yoldan gelirken ankara-30 yazar. ve siz 30-32 sonra gişeleri geçmiş olursunuz. halbuki ankara sınırı o tabeladan çok daha öncedir ve şehir merkezi de 70-75km dir tabeladan sonra.

şehirdeki valilik binasına olan km'dir

Öncelikle geçmiş olsun, bir Meriç vakasıyla karşı karşıyasınız. Öyle bir derttir ki bu atsanız atılmaz, satsanız satılmaz. Kıskansanız aşırı baskıcı, kıskanmasanız ilgisiz, müdahale etseniz (çok afedersiniz) öküz, müdahale etmezseniz "mezhebi geniş" ilân edilirsiniz. Sonra da kararsız kalır, "ne haliniz varsa görün be" diyerek kendi kendinize Şener Şen'in Dolap Beygiri'ndeki karakteri Yakup'un bir repliğiyle "sonra kötü kişi ben oluyorum canım" dersiniz.

Şakası bir yana, buraya yazdığınız hiçbir detay, kız arkadaşınızla yakın arkadaşının arasındaki ilişkinin seviyesini anlamamızı sağlamayacaktır. En yakındaki adam olarak tek gözlemci siz olursunuz, çünkü her şeyi yakından ve ilk ağızlardan siz duyarsınız. Ne yapmanız gerektiğine dair kendinize sormanız gereken şu, "ben bu ilişkiye nasıl bir ciddiyetle bakıyorum?" Ciddiyetinizin seviyesini ona ilgisinin seviyesiyle ayrı kefelere koyun, ikisi de dengeleniyorsa sorun yok. Lâkin kefelerden biri ağır basıyorsa, yukarıda kalanla ilgili bir kararı siz vermeseniz de genleriniz verecektir, merak etmeyin.

çocuğun gay olma ihtimalini hesaba kat. kız arkadaşı falan var mı? ya da olmuş mu? bunları öğren. samimiyetlerini bilmiyorum, senin abartman da olabilir. ama çok samimilerse böyle bi şey olabilir. kendimden biliyorum. benim de çok yakın kız arkadaşım var öyle, sevgilisine gay olduğumu söyleyince rahatlamıştı çocuk.

bu arada bişeyi farkettin mi hacı "facebooktan birisini göstereceğim diye şifresini vermiş" senin tamamen çemberin dışında kaldığın,,sevgilin ve o çocuğun arasındaki birisi, nasıl bi ilişki içindesin olumm sen
o birisi erkek ise bu çocuktan zarar gelmez hacı,fakat sevgiline nie başka bi erkekle ilgili bişey göstersin, sevgilinde şifreyle mifreyle ilgilensin .
o birisi kız ise bahsettiğin yalaka çocuk sevgilinden arasını yapmasını isticek..bu durumda bu çoçuk tehlikelidir hacı, dier durumdan daha tehlikeli, kurtul
yani bu olayı bi arştır derim

@cok sey hakkinda az sey bilen adam
evet nasıl dengeleyeceğimi bilemiyorum bazen ama en iyisi bu beni rahatsız etse de ona güvenmek ve bu olayı büyütmemek gibi geliyor.

@cigerdelen
güvensizlikten ziyade kız arkadaşıma yapılacak bir hareketin onun doğru yorumlayamayacağı yönünde bir düşüncem var, çocuk gelir kız arkadaşımın hareketlerini yanlış yorumlar, saçma sapan şeyler söyler. zaten bu olaylar olduğunda sakin kalmaya çalışarak ifade ettim, asla küfür ya da aşağılayıcı şeyler söylemem, söyleyemem zaten. o da benim rahatsız olduğumu bildiği için sadece hoşnutsuzluk belirtme olarak karşılıklı alttan almalarla sorunlar halloldu belki ertelendi.

@yazaryan
yok çocuk gay değil, sevgilisi vardı.

babuş, dost acı söyler. bende zamanında buralara çok dert yandım, hatta senin düştüğün duruma düşmemek için kızı daha başlamadan kaybettim falan filan. ama gel gör ki şu an daha mutluyum. ben diyeceklerimi madde madde söyleyeyim.

1-bunu istemiyorsan, daha en başından diyecektin. şu saatten sonra "meriç" i çok zor pasivize edersin.
2-buna rağmen, o olayı kısıtlamak istiyorsan; bu hayatım şunu yapma, bunu yapma ile olmaz. koca koca adamlarsınız. prensip sahibi ol, de ki ben o kişiyle görüşmeni istemiyorum.
3-bir önceki maddeyi uygularsan da kız giderse, bırak gitsin. dönerse senindir.
4-sevişiyor dahi olabilirler.
5-sevişmiş te olabilirler.
6-çocuğun gay olma ihtimali sıfıra yakın.
7-sen ayrıldıktan sonra, sevgili olacak, sevişecek olabilirler.

velhasılı kelam, ilişkiler "yakın erkek arkadaşlarla" yürümez. bunun bir de evliliği var bu kadar seviyorsan. o zaman da mı omzunu yaslayacak sağa sola? ek olarak, özgürlüğü kısıtlamak demişsin. kardeşim aşk zaten, o özgürlükten gönüllü olarak vazgeçmektir, ne özgürlüğü.

sonuç:ya o adam gidecek, ya sen gideceksin.

@dianen: "çünkü bir erkek ile bir kızın o kadar da yakın arkadaş olamayacağı kanaatindeyim."

Sana + kaç versem azdır.

Öyle bir arkadaşlıkta belli bir yakınlıktan sonra genelde erkekte duygular da karışmaya başladığı için hiç gerek yok öyle arkadaşlığa.

1. Hanımkız o arkadaşta sevgili potansiyeli görseydi size böyle her şeyi anlatmazdı.
2. Sizi bir gün birileriyle aldatmak isterse ruhunuz bile duymaz.

bir meriç vakası daha
4.bp.blogspot.com


kesin bi karara bağlayın olayı

sevmem bu tür konuları, ama sakın kısıtlama! sakın!

bunu entel veya geniş olduğundan değil kendi özgüveninden yap. ben de aynı yoldan geçtim, ne kadar uzak tutmaya çalışırsan o kadar yaklaşacaktır onlara. muhabbetini bile etme, yüz göz de hiç olma ne hali varsa görsün takıl.

bu seni daha bir "sağlam" yapacak, daha bir vazgeçilmez yapacak. açıkçası hiç bir kadın sağlam adam varken meriç'e gitmez. giderse salla, yenisini bul o iş zaten olmayacaktır.

konuyu konuşma vakti geldiğinde senin durumunu ters senaryo ile ona göstermen gerek. yani yakın bi kız arkadaşınla beraber alışverişe gitsen, sen başını onun omzuna koysan, arkadaşın sana facebook şifresini verse, sevgilin ne hissederdi? ne yapardı senin durumunda? ona yaşadığın durumu böyle anlatmalısın. aranızda ne kadar güven duygusu olursa olsun, bu tür durumların sizin için ilişkiyi kanser gibi sarıp kemirdiğini görmeli.

kuja'ya katılıyorum diğer arkadaşı yokmuş gibi davran muhabbetini etme.ben lisede yapmıştım o salaklığı, bu adam sana başka bakıyor fazla muhabbet etme dedim hatta zorladım etmesin diye, o benim abim gibi olmaz öyle şey demişti. biz ayrıldık sonra ensest bir ilişkiye başladılar :/

Buradaki yazıları okuyup okuyup gaza gelme sakın. İlişkine kalıcı zarar bırakacak şeyler yazmış adamlar resmen.

Bak simdi şöyle düşün. Sen bir kızla çok yakın arkadaşsın. Onu arkadaş olarak çok seviyorsun. Sonra biri geliyor o kızla sevgili oluyor ve aranıza mesafe koyuyor. Sinir olursun di mı? Sen de kendini o Sonradan gelen sevgili gibi düşün. Sen simdi bu olayin üzerine gittikçe o eleman da sana sinir olabilir (kesin sinir olur demiyorum). Bu da yine sevgilin üzerindeki gizli baskıyı arttırır. Bu aşamada yapacağın en iyi şey, kendine guvenen bir duruş sergilemen. Sevgilin kentindeki güveni gördükçe içten içe sana saygı duyacak ve daha çok bağlanacak. Kendimden biliyorum. Sevgilimin çok cins ve ucuz (baya baya Mehmet Ali Erbil kıvamında) arkadaşı vardi arkadas ortamında. Sevgilime, kendisine güvendiğimi ve geri kalan hiçbir seyin umurumda olmadıgını hissettirdim (söylemedim, hissettirdim). Zamanla zaten seçim yapması gerektikçe o arkadaşı gözden çıkardı.

sen kendine güveniyor musun? peki kız arkadaşına güveniyor musun? bu sorulardan birinin bile cevabı hayırsa o ilişkiden bir cacık olmaz. "ben kız arkadaşıma güveniyorum ama işte diğer çocuğa güvenmiyorum" ile gelmesin kimse. Kandırmayın kendinizi. Ne yapacak çocuk; ilaç mı atacak kızın gazozuna?

@elxa
tamam da sadece yakın arkadaşlar, bazı duyguları tatmin edebilmiş birisi bulduktan sonra o yakın arkadaşın ağzına sıçıyım ben.

@dergus
meriçi bundan sonra ben pasivize etmicem, bir yasak koyarsan onu daha da aşmaya çalışıcaktır kesinlikle. şunu yapma bunu yapmadan ziyade şunu yapmandan hiç hoşlanmadım deyip diğer yorumu kendi getirmesi daha mantıklı, eğer getiremiyorsa zaten bir sorun vardır.

@jesterdvine
evet bir yerden sonra duygular karışmaya, yanlış yorumlamaya başlıyorsun, kendimden biliyorum.

@duyuru var dediler geldik
aynen aynen hep öyle yavşak yavşak isimler oluyor topunda. bir diğer çözüm ise o yakın arkadaşlara gözdağı vermek gibi geliyor ama tehlikeli bu.

@ardaron
ya ne kadar senden vazgeçemem dese de bir insan daha bir zorlukla karşılaşmadan bunu yapıp yapamayacağına karar veremez ki.

@cosmicstring
ilk söylediğine kesinlikle katılıyorum, öyle bir arkadaşını saklamak isteseydi rahatlıkla saklardı. şimdi hoşnutsuzluğumu da belirtiyorum ama sonradan bu çocuk bunlardan hoşlanmıyor ben en iyisi bu yakın arkadaşımdan hiç bahsetmiyim demesini de istemiyorum işte.

@kuja
evet ben de hiç sevmiyorum, bir yakın arkadaşının sevgilisi oluyorsa bir sınır koyman lazım, empati kurman lazım, değil mi?

@hyu
evet zaten bunu konuştuğumuzda empati kurmasını söylüyorum her zaman. hak veriyor ama bu sefer de bana onunla yaptığı şeyleri anlatmamasından korkuyorum.

@gaza gelen
+1

@deckard
ahaha hayır tabi ki de, ciddiye alınabilecekler belli oluyor zaten.
tamam sinir olurum ama onun yakın arkadaşı olarak ona sadece kısıtlı şeyler verebilirim, ne biliyim eğleniriz ederiz ama bir sevgi ya da şevkat cinsinden duyguları yakın arkadaştan bir yere kadar bulabilirsin. umarım o seçim aşamasına kadar düzgün bir duruş sergileyebilirim.

@kky
güveniyorum, evet haklısın ama ne biliyim onun söylediği bir şeyden saçma sapan etkilenir diye korkmuyor değilim ama bu dediğim bile sanırım biraz daha güvenmem gerektiğini gösteriyor sanırım :/

Meriç'le mesafeni koru, yüzgöz olma zaten o da çekinip uzaklaşacaktır. konu hakkındaki serin duruşunu koru. Kız eğer ilgini çekmek için yapıyorsa sonuç alamadığı için vazgeçecektir.

açık söyleyeyim, 519 tl net borcum var :)

net 670 lira borcum var. kendini kandırmana ne gerek herkesciklerin borcu var be ya.

kardeşime 1000 tl anneme 150 tl krediye 2500 tl karta 120 tl ve faturalara 110 tl borcum var.tabi birçoğu taksitlendirilmiş.şimdi düşündümde uçan kuşa borcum varmış aq

hala almaya devam ettiğim öğrenim kredim var kimbilir ne kadara patlayacak ama 5000 lıradan az degıl artı uzun zamandır sürekli asgarisini yatırdığımkredı kartımın 400 lıra borcu ve bırde kardeşime 500 lıra borcum var.

200 lira alacağım var.

-50.

24.93 TL kredi kartı borcum var.

500-600 vardır toplam...

Bence borçtan çok , gelir - borç dengesine bakmak lazım.

Benim misal , 56.000 TL kalan konut kredim , 7.000 TL Kredi kartı borcum , 6.000 TL Tüketici Kredisi borcum , 8.000 TL elden vermem gereken borcum var.

Sen düşün işte , ocak ayında bi iki yerden para gelmesi lazım prim filan , onlar gelirse ok , gelmezse napıcam bilemem =)

4000liraya yakın borç var...
Evet öğrenim kredisi.

200 civarı kredi kartı borcumun dışında yok çok şükür

öğrenim kredisi katkı kredisi falan 8 den çok 10 dan az tam bilmiyorum.

145 lira da alacağım var. ibne 2 gün sonra verecem dedi nerdeyse 3 sene oldu amk.

20.000 tl öğrenim kredisi borcum var. iş hayatına borçla başlıyoruz.

hepimiz borçlu doğuyoruz. ekstra olarak borç yiğidin kamçısıdır.

borc sahibi olmayan mal sahibi olamaz. bugün ödersin yarin yine borclanirsin. dert etme yani.

300tl civarında

1.500 civari kart borcum vardi 300-400 bandina dusurdum cok sukur.

1250

650

yaklasık 15k borcum var.

ogrenımı fılan bıtırdım 1 yıl once , suan borc filan yok arada kazanıyoruz bıraz onlarıda sagda solda bıtırıyoruz , ha bide alacagım var arkadastan ama 2 yıl oldu canadada odemeyecek galıba :) sırf amacım kalmadı dıye gıdıp bankadan kredı mı ceksem dıyorum bazen .. olm borcu olmayınca ınsan gelecege daır planda yapamıyo , cok bocalıyorum cook.. youllamam bu kadar ..

16.000

2000-tl öğrenim kredisi, 22500-tl banka kredisi

dağınık olarak yaklaşık 150-160bin tl. herhangi bir kredi, morgage falan değil.

0

20.74

4-5 bin civarı borç var, ödeniyor yavaş yavaş :)

0.

kıbrıstan döndüm 1000 tl civarı kredi kartı.

13.000 tl öğrenim kredisi

2000 civarı kart+4500 babama borç+10500 devlet babama öğrenim kredisi borcum var.

ev aldim parasini oduyom yavas yavas 60000 tl civari bi borc bakiyem var ama bankada da 65000 lira param var. artidayim yani.

söğütlüçeşme-zincirlikuyu
aktarma
zincirlikuyu-şirinevler
metroya geçiş
şirinevler-hava limanı

Merter ya da zeytinburnunda da aktarma yapabilirsin şirinevlere alternatif olarak. Metrobüs çok kalabalık olursa tercih edilebilir.

olur. 0 la başlayan numara biliyorum ama adam turkcell de çalışıyor.

var. ilk başta bana da garip gelmişti.

0 lı numaralar satılmaya başlandı. olabilir.

benim iki numaram da 0 ile başlıyor.

@want2die 0531 değil garip olan ondan sonra gelen 053 kısmını sormuştum o da yeni çıkan bişeymiş yeni gördüm ben.

marmaris/merkez bu ara süper ucuz ve sakin durumda,fethiye-göcek sakin fiyatı konusunda bilgim yok.muğla da okuyorsanız en yakına gökova/akyaka olur

100 km daha ileriye gidip kaşa gidebilirsin. 29 Ekimde orda bulunmaya çalış

gökova/akyaka

gider ya da gelirken mutlaka görmeli.

bence nasıl bir tatil istediğini de yaz. tatil anlayışı kişiden kişiye değişir.
sakin, dinlenme amaçlı bir tatil için datça.

Batıdaki askeri teknoloji üstün olduğu için çelik zırhlı duvar benzetmesini yapmış. Bizim milliyetçi ve cihatçi ruhumuzun karşısında hiçbir zaman bu zırhlı duvarın etkili olamayacağını söylemiş.

Medeniyet adı altında insanlara bir güç faktörü olarak sunulan batıyı bir kurta benzetmiş ve ulusa (ulumak) bile bizim iman gücümüzle başa çıkamayacağını söylemiş.

Tamamen sarhoş kafayla ilkokuldan kalma bilgilerle yapılmış açıklamalardır. Bazı kısımlarında hata olabilir.

Dörtlükte bağımsızlık için mücadele veren milletine seslenmektedir. Batı ufuklarından gelen amansız saldırı her ne kadar teknik açıdan üstünse de; üstün silahlara karşı şairin elinde inanç dolu insanların imanları kadar sağlam sınırları vardır. Bu sınırlar, canlarını idealleri uğruna hiç düşünmeyerek feda edenler tarafından korunmaktadır. Bir yanda inançlı insanlar, diğer yanda ise çelik kadar güçlü ancak bir o kadar da soğuk bir duvar... Zafere olan inanç asla mücadeleyi bırakmaz ve sonunda istediğini elde eder. Nitekim “Milli Mücadele”mizde böyle olmuştur. Dörtlükte “medeniyet”, tek dişi kalmış bir canavara benzetilmiştir. Elinde teknik üstünlük barındıran ancak ruhtan mahrum olan bu canavar, şairin ve onun gibi bağımsızlığı için mücadele veren insanların cesaretini kıramamalıdır. Medeniyet maskesi altındaki canavar, ulurcasına haykırıp gözdağı vermeye çalışmaktadır. Ancak şair, bu ulumanın bağımsızlığa inanmış milletini yıldırmayacağından son derece emindir. Çünkü gerçekte bu canavar korkutacak bir güce bile sahip değildir. Kalan tek dişiyle, koparamayacağı bir lokmaya göz dikmiştir ki bu lokma Türk milletinin egemenliğidir.

kaynak:

google'a "istiklal marşının anlamı" yazınca çıkan link'ler

hatta ilk sayfada çıkan ikinci link (birinci link'ten daha iyi yazmışlar). buraya da verim link'i de telif melif zımbırtısı çıkmasın:
www.harbiforum.org

garb: batı
afak: ufuk
serhad: sınır, sınır boyu

inancın teknolojik üstünlüğe karşı galip gelebileceğine dair bir dörtlük diyelim.

şu yaşıma kadar "Ulusum, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar," şeklinde biliyodum desem..

tecrübesi olmayan kişi götünden tecrübe uydurup yazamayacağına göre, özgeçmişinin, "bu ne lan?" diye karşılanmaması gerekir. net'çe itibariyle, özgeçmişin tek unsuru tecrübe değil. eğitimi yazacan, gönüllü çalışmaların varsa onu yazacan, yazı karakterinin boyutunu biraz büyücek tutarsın. bir sayfa yazacağına, üçte iki sayfa yazarsın mesela. dürüst olsun, yazım hatası, sayfa düzeni hatası olmasın.

yaşıyla orantılıdır.

kendinden, iyi yönlerinden, neden faydalı olabileceğinden, neden bu işi istediğinden bahset.
bunların hepsi okuyacak kişinin hoşuna gidecek şekilde olsun.
kitapçıya başvururken belki ayraç şeklinde bir cv ile başvurmak isteyebilirsin. hem az yer olacağı için olmayan iş tecrübelerinden de bahsetmen gerekmez.
ne bileyim yap bi numaralar :)

başvurduğun pozisyona göre değişir ama CV hazırlama işi, ya da iş başvurularında yüzyüze sorulan sorular üzerinden yapılan değerlendirmeler başkalarına ait hikayeleri ne kadar iyi anlatabildiğine ve ne kadar iyi satabildiğine bakar

uyku düzenine önem versin ilk.. derken yaptıklarını yazmaya başlasın.. günlük gibi değil.. not defteri gibi. şu saatte bunu yapacak şeklinde.. uyduklarına işaret koysun.. derken gerisi vicdanına kalıyor biraz..

askere gitsin

eğer önünde askerlik varsa, gitsin.

askere gitmesin.
hayattaki öncelik sırasını, hedeflerini belirlesin,
kendini iyice bi tartsın düşünsün,
çevresel faktörleri göz önünde bulundursun,
sonra bir şeyleri düzeltmeye başlasın.
bencede ilk önce uyku düzeni,
yarasa adam olma,
sonrasında diğer konulara gereken hassasiyet gösterilmelidir.

askere gitsin hepsinin cevabı orda

vajinaya girmiş pipinin vajinanın içinden görünümü gibi :D

koreliler de benzer anlamda kullanıyor sanırım. memories of murder filminde vardı, kamyonetin kasasında giden çocuklar kovalayan adama nah çekip gülüyorlardı filan.

gote girmis bir seyi cagristiriyor. yurt disinda cocuklara yapiyorlar ahanda burnunu caldim diye. bu ne dunya kardesim.

yamulmuyorsam yeni zelanda'da "bol şanslar" anlamına geliyor :)

lastiğin arasına taş girmiş demek

www.languagetrainers.co.uk
linke bi göz atın derim

italya ve isviçre'de senin burnunu çaldım ehe mehe anlamında yapıyorlar..

yanılmamışım yine :D

portekiz'de iyi şanslar anlamına gelir ek bilgi

ek bilgi kore savaşında korelilere bizim türklerin ögrettigi söylenir. hatta baya geyiği döner.

3 numara gezen bir adamım, ayda bir saçlarımı kestiriyorum, 15 günde bir de enseleri falan düzelttirmeye gidiyorum.

3 haftada bir.

iyice uzayınca.

iki ayda bir

3 yıl önce 2 haftada birdi. Şimdi son 1.5 yıldır saçımı kestirmiyorum. Ama işin komiği bugün kestirmeye gideceğim.

1.5 - 2 ayda bir

eskiden 2 ayda bir kestiriyorum, şimdi niyeyse uzamıyor, 3 ayda bir kestiriyorum.

30-35 günde bir.

ben de 3 numara geziyorum. evde makine var. normalde 3 hafta ama evde kesitiricek adam bulmamla ilgili. 10 senedir berbere gitmedim.

hazirandan bu yana kestirmiyorum uzadılar..

ayda bir

yılda 2 kere falan

7-8. kendim kesiyorum makine ile.

45 günde bir

45 günde bir

15günde1

4.5 yıldır falan kestirmiyorum..

ayda 1.

fare kapanı, fare zehiri gibi kimi çözümler var bunun için yaklaşık 1200 yıldır uygulanan. fare kapanı alın şu yapışkan olanlardan, çok tırsıyorsanız bi iki gün evde kalmayın sonra farenin cesedini muhtemelen yapışmış halde bulursunuz.

yav senin durum iyi fare girmiş, yapışkan şu bu koy odan temizse kapı altını kontrol et yat uyu, bi kere 6 . kat çatı katındaki arkadaşın evine sıçan girmiş(ankara) adam tık nefes beni buldu elinde vileda sapı bilumum fare zehirleri, neyse gittik bi operasyon düzenledik ölü olarak ele geçirdik:) diyeceğim o ki, münasip yerlere zehir, yiyecek bıraktıktan sonra çok fazla korkmamak lazım fareden, ben çocukken bi dönem çok göz göze uyandım kendisiyle, sevimli hayvanlar, mısır mecisi öncesi çok kuyruğundan tutup sallamışlığım da var ama şimdi önüme getirsen ellemem o ayrı:D

hocu kafasını kaldırıp bana baktı jerry midir nedir fırlatma yaa

öncelikle geçmiş olsun ve gazanız mübarek olsun.

1-) yapışkanlar en iyisi. ama vahşi bir yöntem. 1 haftayı bulabilir farenin tongaya düşmesi.

2-) fareyi bir odada kıstırabilirseniz; eşyaları boşaltarak 2 kişilik bir tim ile imha edebilirsiniz. ama zor... çok zor hatta...

3-) fare yemleri var. fareyi hemen öldürmüyor. hayır beslemiyor da. arkadaşları, eşi dostu kızanı varsa; hemen yiyerek ölürse diğerleri anlar durumu diye; 3-4 kere yedikten sonra beyin kanaması ile öldürüyor. öyle yazıyor yani üzerinde. bana saçma gelmişti.

sonuç: muhtemelen sinirleriniz bozuktur şu an. bu saatte bi halt da yapılmaz. yapabileceğiniz en iyi şey odadan çıkarmak bir şekilde. mutfağı kapamak ve arada sıkışmasını sağlamak. odada uyuyun bu gece. yarın sabah artık yukarıdan birini seçersiniz....

kedi veya köpek sahibi olan arkadaşın varsa misafir olmalarını iste , fare kaçacaktır, öldürmeden de kurtulma yolları mevcut.

1 hafta önce 3 tane imha eden biri olarak, 3ünü de farklı yollardan rahmetli ettik. önce biri kapana kıstı, diğeri yapışkan üzerinde mefta, diğerini de ben kafasına vileda sapı ile vurarak öldürdüm. tek yapman gereken şey eğer hangi odada olduğunu biliyorsan o odanın kapısını kapat. kapı altlarına çarşaf vs şeylerle ört ki diğer odalara kaçamasın. sonra al yanına 1 ya da 2 kişi dalın. ha bi de bu hayvan yükseğe çıkamaz diye düşünme çıkar her yere bakın iyicene.

küçük kırmızı renkli fare zehirleri var. Belirli noktalara 10ar adet yerleştir. Şüphelendiğğin noktalarda olsun. Ertesi gün tek tek say. Azalma görürsen bil ki fare o noktalarda cirit atıyor. Zaten 7-8 tane yedikten sonra çürüyerek yok olur merak etme. Koku da yapmaz. Marka veremiyorum aklımda yok şu an

nane yagi... evin cesitli yerlerine dokun, kokusundan kaciyorlar.

www.smarterpresents.com

geçen bir arkadaşım yeğenine ejderha seti almıştı, çocuk çok beğenmişti.

Enstrümanı yoksa yalvarırım bir enstrüman alın lan

uzaktan kumandalı helikopter veya araba

benim buca'da oturan bir kuzenim var 10 yaşında. geçen sene doğumgününde bucaspor atkısı almıştım beğenmemişti. kulağınıza küpe olsun diye söyleme gereği duydum.

gitar alsan...

uzaktan kumandalı oyuncak alındı daha önce. gitar iyi bir fikir gibi geldi, biraz araştırayım meraklı olduğu bir enstrüman var mı diye, herkese ayrı ayrı teşekkürler.

hiçbir zaman erkek çocuğu olmadım veya erkek kardeşim olmadı ama lütfen bir ton oyuncağa para saçmayın ya. böyle kendini geliştirebileceği bir şey alın. enstürman olur, kitap olur -gerçi sıkıcı gelir 9 yaşındaki çocuğa da-, nebleyim basit puzzle olur, zeka oyunu olur da oyuncak olmasın ya. çocuk düzgün bir şeylere meyillensin.

enstrüman ya da güzel bir boya seti düşünüyorum şu anda

en.wikipedia.org
Çok eğlenceli bir oyuncak. Hali hazırda bir link bulamadım satış yapan ama Türkiye'de satışı olduğunu biliyorum.

Bir enstrümanı sevdirirseniz size ilerde çok minnettar olur geleceğini kökten değiştirebilirsiniz.

sihirbazlık seti

bir enstrüman ve bir de uzaktan kumandalı helikopter alın. 25 yaşındayım hala görünce izliyorum manyak gibi

yav en guzel hedıye kıtaptır. erkek cocugu diye illa araba ejderha vs mı almak lazım..
eğer azıcık ilgisi varsa kitap alın çocuğa, yoksa da alın hatta...

çocuk olsam, janjanlı renkli bi hediye isterdim kitap değil.

paketten kitap çıksa hayal kırıklığına uğrardım.

illa kitap alınacaksa ek hediye olarak alınmalı bence.

geçmiş olsun kardeş.

hattı taşı. "niye yapıyosunuz ya?" diye arayacaklar. "iki sms attık gelen faturaya bak hayvan herifler" de. denemekten zarar gelmez.

geçmiş olsun, halihazırda 250 tl iken öde. ödemeyeceğim derken 300'ü, 350'yi dayarlar, haberin olsun.

taksit filan da mı yapmaz bunlar ?

500 sms 7,5 tl filan gibi kampanyalardan al.

arkadaşımın faturası yurtdışında internet kullanımından dolayı 320 lira geldi. Telefonla aradı ve rica etti. gerçekten sadece rica etti. Onu roaming internet paketi kullanıyor gibi gösterdiler fatura kesildikten sonra. 100 lira gibi birşeye düştü faturası. Turkcell de oldu bu olay. AVEA yı bilmiyorum.

Fyat bazlı ele alırsak whatsapp kullanarak tabii ki karda olursun. Ancak şöyle bir durum var ki whatsapp sorunlu, en acil zamanda gitmeyiverir mesajların.

Whatsapp, eşimin htc wildfire s telefonunun sapıtmasına, dokunmatiğinin işlememesine sebep olmuştu. Benim 5800'ımda ise her zaman veri iletişimini açık bıraktırıyordu. Kendisini kaptamama izin vermiyordu ve kablosuz yoksa internet bağlantısını açık tutuyordu. Bu da pilin canına okuyordu. Bir de whatsapp ta mesaj gönderebilmek için gönderdiğin kişide de olması gerekiyor.

bu en acil zamanda gitmeme olayhı smsde de oluyor ki ?

internet paketi yoksa whatapp uygun olmaz. Manuel ya da otomatik sürekli bağlanıp kontrol etmen gerek mesajlarını, bu da saçma olur.

zaten işte ve evde sürekli wireless'dan kullanıyorum whatsapp'ı ama yolda gerekse bu şekilde kullansam olur mu diye düşündüm. internet paketine ihtiyaç duymuyorum çünkü...

paketsiz aman internete girmeyin whatsapp kullanmayın. whatsappp le herkese mesaj gönederemeyeceğiniz için sms pakedi daha iyi olacak

Acilse sms yerine arama yapılır zaten. Acil ulaşması gereken sms ne ola ki?

Eğer mesajlaştığın kişilerde whatsapp varsa muhteşem bir uygulama bence, ben bayaadır sms atmadım hiç bir yere. Ama yoksa tabii mecburen sms.

herkesde whatsapp olmadigini dusunursen sms atmak zorunda da kalirsin. ayrica whatsappdan sadece msesaj degil, resim, ses, location gonderecegin icin internet pahaliya gelebilir.

whatsapp güzel program ama daha önce de söylendiği gibi karşı tarafta da olması lazım. ben de bi ara düşündüm sms'i bırakıp whatsapp'e geçmeyi ama 1-2 kişide bile olmasa sms'e dönmek zorunda kalıyorsunuz. o yüzden komple sms'e döndüm.

acil anlar denilen zamanlar öyle deprem olduktan sonrası falan değil. normal zamanlarda da mesajı ulaştırmama problemleri olabiliyor.

bir de sürekli internete bağlı kaldığı için çok fazla pil harcıyor.

iphone ise kesinlikle whatsup

madem askerden önce evlenmişsin, artık daha fazla geciktirme derim. hele sonra çocuk falan olur, aman...

Okul bu sene bittiyse normal olarak celp döneminiz 2012 aralıktır.

Bence de bir an önce askerliğinizi yapın. Ne kadar ertelerseniz hep engel olarak kalacaktır, bir de çocuk girdi mi araya çok daha zorlanırsınız.

askerliğin en güzeli hemen yapıp bitirilenidir

maddi olarak sıkıntı oluşturmayacaksa hemen gidin. yaş ilerledikçe dert de büyüyor.

askerden kaçmaya çalışan 5-6 arkadaşım var hepsi zamanında gitmediğine pişman.

gözünü karartıp askerlik şubesine gitmek işin yarısı. diğer yarısı çorap söküğü gibi gelecek zaten.

Git. Kurtul. Gelince çocuk vs. yaparsın. Gitmediğin hata

agalar iyi diyorsunuz da şu sıcak gündemi de değerlendirmelere tabi tutuyor musunuz? yani gelmişim 28'e bi sene daha idare ederim.

demem o ki, askerlik kısalacak diyorlar, bedelli askerlik çıkacak diyorlar (bana vurmaz %99), ne bileyim profesyonel askerlik diyorlar, terör bölgesi kızıştı iyice, kriz kapıda diyorlar...

bunları da değerlendirmeye tabi tutun. yoksa 2 ay öncesine kadar ben de aralıkta gidiyorum aga diyordum.

Ona bakarsan askerlik her daim kısalacak, bedelli her daim çıkacak! Ben askerdeyken, "genelkurmay anneler gününde annelere sürpriz yapacakmış" umuduyla bitirmiştik 5 ayı. Daha önce de belirtildiği gibi başladıktan sonra bitmesi gerçekten çabuk oluyor. Askerden geleli tam 5 yıl oldu ve daha dün gitmiş gibiyim. Üstüne evlendim, iki ayrı üniversite bitirdim, çocuğum oldu. Bir an önce gidin gelin, işinize evinize dönün.

aslında sıcak gündemi dikkate aldığında hiç durmaman lazım, o sıcak gündemden yarın bir gün tek tip askerlik çıkarsa 9 ay gidersin sonra allah korusun...

@topal, bi taraftan onun da yusufu var tabi. o da güzel bir yusuf yani. takdire değer bir yusuf yaşatıyor, yaşatmıyor değil. onun da hakkını vermek lazım gerçekten...

git. hatta beraber gidelim:)

irene kasırgası

ışık koşaner ses kayıtları

deniz feneri savcısının değişmesi

şehitler

kandil operasyonu

avrupa ya gideceğini sanıp kendini asya da bulanlar oldu

Irene kasırgası biraz uzakta oldu etkileri henüz bize ulaşmadı.

fenerbahçe şampiyonlar ligine gitmiyor onun yerine trabzon gidiyor.

benzeri bir olay bizim de başımıza gelmişti. bizim tuvalette patlayan boru bitişik yan binadaki dairenin salonuna zarar vermişti. eksper bizim eve gelip baktı ve hata bizden kaynaklandığı için bütün fatura bize çıktı. adam bize 340 tl fatura çıkardı. isterseniz sigortayı aradan çıkararak kendi aranızda halledebilirsiniz demişti. biz de bi ustaya 100 tl'ye yaptırdık.

sigortalar bu gibi durumda fahiş fiyatlar çıkarabiliyor. gerçi sizin eve gelip de sorunun sizden kaynaklandığını tespit etmemiş. o yüzden ne olur bilemem. ama kusur kesin olarak sizdeyse ödemek durumundasınız.

O musluğu bugün tamir ettirdiğim zaman (sadece esnek bir boru değiştirilecek) kusurun bende olduğunu anlamalarına ihtimal yok. Benim kıl olduğum nokta alt kattaki herifin bana bunu hiç söylemiyor oluşu.

kolay. beşiktaştan bir şekilde mecidiyeköye ulaş oradan metrobüse atla zeytinde in. sora sora bul.

beşiktaştan taksime çık metroyla mecidiye yap oradan aynı plan.

Sahilden bakırköy'e yeşilköye giden otobüs, sarı dolmuş vs. birşeye binerek önünde inebilirsin. Fox TV stüdyoları vardı zeytinburnu sahilinde orası sanırım. Taksimden sahilden bakırköy dolmuşuna binmen olası. taksime de beşitktaştan sarı dolmuşla gidersin. toplamda 6 lira civarı tutar hepsi.

taksimden -93t galiba kendisi- zeytinburnu otobüsleri de var.

Please do not log-in,

Visiting websites regarding our childs issues is a part of our daily routine. Yet more, we do this so often that we even don't have time to think of how we perform this until something goes wrong. We usually forget our passwords, user names, the website address we logged in to, how we became a member and also even if we are already a member or not. This kind of experiences not only cause unhappiness but also prevents our success in our work.

What kind of aftermath?

An analyze, implemented on an online shops interface engineering shows that more thatn %45 of all clients have signed up the system more than once and 160.000 clients requires password recovery and %75 of these clients do not shop again by using their new passwords.

The users who surf without logging in by using their user names and passwords, are not able to see the whole content, suggestions, original designs and personalized features of the website. This reduces the visitor rates and reputations of webpages. For this reason, webpage owners have started searching for new solutions for an efficient design. The website design companies which supply the users with new designs that help the user to find easily what he or she is looking for without obligation of logging in, are providing much convenicence for their clients.

not: çok hızlı oldu öğle tatilimde yaptım sıkıntıdan. Ciddi bir yere eklenecekse baya bir değişiklik ister.

çok teşekkür :)

3 paragraftı ama ikiye inmiş sanırım.

Rica ederim

1. işin doğrusu. tutanak tutarsınız, şu tarih şu numaralı fatura eksik diye vergi dairesine bildirirsiniz. (*) vergi dairesi eminim ki bundan tatmin olmaz, defter incelemesi ister, hatta ondan da tatmin olmayıp o kadarcık şey için takdire sevk edip matrah takdir edebilir. ama etmeyebilir de. işin doğrusu, yapılması gereken budur.

2. film çevirme yolu. içeriğini biliyorsanız ve faturanın aslı veya fotokopisini bir yerlere eklemek gerekmiyorsa muhasebe kaydını ve bütün işlemini, ihraç kayıtlı kdv beyannamesini falan aynen yaparsınız. fatura sanki varmış gibi. kimsenin de ruhu duymaz. ancak olur da bir inceleme olursa olmadığı fark edilir. fark edilirse vergi dairesi sizden izahat ister, dilekçe verir açıklarsınız ama büyük ihtimalle [gidiniz yukarıdaki (*)]

faturanın bütün suretleri mi yok olmuş? eğer en az bir sureti sizdeyse bi bok olmaz.

yoksa bile fatura sizdeymiş, dosyada duruyormuş gibi işlem yapın. hiçbir inceleme elemanının fatura-defter ikilisini tek tek kontrol edeceğini sanmıyorum.

kontrol ederse de "taşırken klasörden düşmüş" der, basit usulsüzlük cezası olan yaklaşık 70 lirayı ödersiniz. o da çılgın bir denetim olursa...

Satışı gerçekleştirdiğim için fatura masama muhasebeden imza için gelir. Ben imzalarım ve masama bırakırım. daha sonra müşteriye gönderileceği zaman nüshaları ayırır ve gönderir muhasebe. Ben imza attıktan sonra kimse masamdan almamış ve o şekilde tamamı kaybolmuş büyük ihtimalle.

Neyse 70 lira gibi bir ücretse zaten sorun değil. Tutanak da tutturabilirim. hepsini yapalım sorun çıkarsa artık ilgileniriz.

Teşekkürler.

usulsüzlük cezası o kadar da, vergi dairesindeki amcalar "ulan bu kaybolan fatura acaba onyüzmilyor dolarlık olmasın, bunlar vergi kaçırmak için kaybetti numarası yapıyor olmasın" derse incelemeye alınırsınız, takdir komisyonu denen bir komisyon inceler, hatta aynı sektördeki işyerlerine bakıp "hmm bunların cirosu kârı daha fazla olmalıymış, az olmuş ,demek ki eksik fatura onyüzmilyor liralıkmış" diyip matrah takdir edebilir. tabi bunlar ancak detaylı defter incelemesi yapılırsa olabilir. olmayadabilir.

Uçuk vergiler belki bir süre insaflı hale gelir, hayat ucuzlar. Ama pek sanmıyorum halka fazla yansıtacaklarını.

En iyisi sen gidip yeni bir ülke kur, çok rahat kurulur o parayla.

bence 70 milyon kişiye 4200 lira dağıt. ben önümüzdeki iki ay rahat ederim.

türkiye değilde yukardakiler çok rahatlar, 290milyar dolarla ne yapacaklarını sapıtırlar. :)

vergiler birkaç kuruş göstermelik indirililr, ancak sonra alım gücü yükselen halk talebi coşturarak, ithalata iyice gömülerek enflasyonu arttırır. fiyatlar yine yükselir, belki en olumlu yanı istihtam artırılabilinir.

degismez, 1 kurusu odenmesi gereken borca gitmez.

el atmışken iç borcu öde yüksek döviz al yap ithalatı durdur cari açığıda kapat oy verelim sana.

Yunanistan adalarını satıyor. Al onları bi Kanuni Sultan Sülüman bir Fatih Sultan Mehmet gibi olursun. Üstelik de savaşmadan. Kur orda fuskiye cumhuriyeti illa cumhuriyet de olmak zorunda diil. Senin zevkine kalmış krallık da olur. :) Haftada bir tebaana seslenirsin kimseden vergi almazsın falan. Ben taşınırım mesela fuskiye'ye :D

büyük ihtimal o para ile kredi ödemektense, bir yerlere kredi verilir. doğru bir ekonomi politikası ile de sonsuza dek gelişmiş bir ülke oluruz. eğer borcu sıfırlarsak 20 yıla kalmaz şimdiki hale geliriz diye düşünüyorum ben.

Global bir ekonomik rahatlama yapacağın kesin.

tekne turuna nereden çıkılacağını bilmem de, kesinlikle kabak koyu'yla kelebekler vadisini gör derim oraya kadar gitmişken..

tekne turuna ölüdenizdeki acentalarla çıkabilirsin. sahilde 8-10 tane firma var, bak beğen atle tekneye. fethiyede çok fazla yapılacak şey yok merkezde ama ölüdenizde raftinginden yamaç paraşütüne bir çok aktivite yapabilirsin.

ölüdeniz taraflarına ak, yamaçtan atla, tekne turlarına katıl, ronaldoları sevmeye çalış vb... akşamları da hisarönünde eğlen, ingilizlere olan nefretini sakla... bu kadar... kabak ve kelebek'i söylemişler zaten...

şöyle anlatayım bi italyan lokantası var onun sırasında olan denizin karşısındaki yol, çarşı içi değil, hatta o yolun köşesinde atmler var..

çarşıdan sonra dönünülünce ölüdeniz e giden deniz yolu diyeyim, orda yerde kocaman beyaz panosu ve üstünde gidilicek yerlerin resimleri olan şirketle gittik, müzik yok insanlar efendi, yiyişen çiftlerde yoktu ortalıkta iyiydi.

biz mağara sn antonyomuydu neydi sıcak soğuk suyun olduğu geziye gittik. açıklarda demir atarsa atla hemen kıyılarda durdukları yerler çok pis. deve plajımıydı neydi acaip pis. sıcak soğuk su mağarası falan guzeldi. kelebek vadisine çıkarken yanına su al ve hızlı tırman yetişemiyorsun yoksa.

12 ada turunu kimse tavsiye etmedi bize. teknelerde paraşutculerin indiği yerin solundan kalkıyor ölüdenizde yani..

geçen hafta döndüm ölüdeniz tatilinden, kız arkadaşımla gitmiştik acayip eğlendik. Hisarönü'nde firmalar mantar gibi, senin yapacağın tur 6 islands dediklerinden olacak. Kelebekler vadisi,soğuk su koyu, deve plajı, akvaryum koyu,st nicholas adası (müze kartınız varsa alın yanınıza)na gidiyor tekne. Bizim gittiğimiz teknenin içerisinde kaydırak vardı. bu da güzel bir ayrıntıydı. Teknenin üstünden biniyorsunuz, içinde dolaşarak denize doğru çıkıyorsunuz. Teknenin adı "easy riders" ölüdeniz merkezde ilerlerken sol tarafta muhakkak görürsün. 20 tl den fazla verme sakın, çünkü fiyatlar random.

bunun haricinde kesinlikle ve kesinlikle "JEEP SAFARI" turuna katılmanı şiddetle öneririm. jeeplerle saklıkent,yakapark,çamur banyosu,rafting, falan filan var. 8 jeep beraber hareket ediyorsunuz ve yaşlısından çocuğuna herkesin elindem bir su tabanası var ve herkes birbiriyle savaşıyor , köylerdeki çocuklar bile yoldan geçerken savaşa katılıyorlar. çok farklı bir eğlence ve c.ronaldolar hiç yok. bunun içinde hisarönündeki focus turizmi öneriyorum. ve bunada 40 tl den fazla vermiyorsun.

Ölüdenize gittiğinde denizi görür görmez bunun neresi ölü diyeceksin çünkü orası ölü değil. minibüse bindiğinde ovacıktan , şoföre "tabiat parkı"nda ineceğini belirtirsen seni biraz daha ileriye götürüyor ve asıl ölü deniz orada. giriş 4tl.

yamaç paraşütü yapanları görüceksin, kafanı yukarı kaldır ve bir daha düşün derim. ama parasailing yapmanı öneririm çok eğlenceli. hisarönüne gittiğinde yemeklerdeki inanılmaz pahalılığı farkedeceksin, herşey pound a endeksli orada. biraz gez bak uygun yerler var, pazarlık serbest, çünkü indirim yapıyorlar türklere :S

iyi tatiller

tarih seversen çevrede xanthos, tlos, patara gibi güzel antik kentler de var. onlara da uğramanı tavsiye ederim. hatta biraz daha açılabilirim diyorsan, yukarı doğru çıkıp dalyan-iztuzu turu veya aşağı doğru inip kekova turu yapabilirsin.

bir de hisarönü dışında fethiye merkezde car cemetery adında güzel bir rock bar vardır. canlı müzik oluyor ve çıkan grup da gayet sağlam. tavsiye ederim.

hisarönünden mümkün mertebe uzak durmanızı öneririm. gerçi gece eğlence de başka yerde yok gibi.
tekne turu olarak aksine ben fethiye merkezden kalkanları öneririm. 12 adalar turu diye geçiyor, hem çok daha sakin hem koylar çok daha güzel. yani iki kere tekne turu yapacaksanız biri mutlaka fethiyeden olsun derim. ovacıktan dolmuşla fethiye merkezde cami'nin orda inersiniz, dolmuşçulara sorarsanız gösterir zaten. yoksa da eski gima (şimdi carrefour oldu galiba)derseniz, tam merkezde, onun tam arkasından tekneler kalkıyor.

kelebekler - kabak görülesi ama kalmayın. günübirlik yine küçük teknelerle gidebilirsiniz - ölüdeniz'de gezi teknelerinin kalktığı yerlerden kalkıyor.

kayaköy e gidebilirsiniz fırsatınız olursa. güzel şaraplar vardır, bir akşam yemeği için değerlendirebilirsiniz. ya da kahvaltı için.

eğer fırsatınız varsa bi gün dalyan turuna katılabilirsiniz. o da ölüdenizden kalkıyordu galiba (hatırlayamadım.) kaya mezarları ve özellikle iztuzu plajı görülmesi gereken yerlerden kesinlikle.

Bir arkadaşıma böyle bir gidilecek görülecek yapılacak şeylerin listesini çıkarmıştım 8 günlük falan. 4 günde ne kadarını yapabilirsiniz bilmiyorum ama elinizde bu sayfanın çıktısını alıp giderseniz pişman olmazsınız.


1-yanıklar yörük evi- serpme kahvaltı
2- kelebekler vadisinde bir gece kamp
3-kabak koyunda kamp
4-st nicolas adasının tepesinde günbatımında bir şişe şarap
5- ölüdenizden tekne turu
6-kaya köyünden ölüdenize ya da soğuk su plajına trekking ardından dönüşte kayaköyünde gözleme
7-saklıkentte yürüyüş ve ardından bir köy restoranında sahanda yumurta ve sac kavurma
8- Aşıklar tepesinde akşam vakti bira
9- Burası çok önemli: Kayaköyünden gemile koyuna giderken sağa bir yol girer ormanın girişinde orada "af kulesi manastırı" var. Türkiyede daha güzel bir manzara göremezsin.
10- balık halinde rakı balık
11- saklıkent yolu üzerinde solda yakapark ve tlos antik kenti
12- akşamları fethiyede olursanız car cemetery-ölüdenizde olursanız help bar- hisarönünde timeout
13- Paraşüt
14- Rafting ya da canoeing yapılabilir dalaman ya da eşen çayında
15- kaşa giderseniz kekova turu
16- ölüdeniz kumburnu ve belcekız
17- kayaköyünde "cinbal" da mangal
18- kumburnunun karşısında denizatı diye bir beach var.oradan kano kiralayarak ölüdenizin iç kısımlarında kürek çekebilrisiniz. çok değişik bir doğa var orada el değmemiş
19- Ayrıca kayaköyünden yine gemile koyuna giderken böyle virajlı orman içerisinde bir yola girersin. o yolda ilerlerken karşında denizi göreceksin biraz ilerleyince. işte biraz daha ilerleyince u şeklinde bir virajda u nun iç kısmında yolun sağında bir patika iner. orada arabadan inin ve aşağı yürüyün. o patikanın devamında kayalıklardan çok fena bir denize giriliyor. Sadece yatlar yanaşır oraya. tertemiz bir su sizi bekler
20- Ölüdenizden kabak koyuna giderken faralya köyüne gelirsin. o köyün içinden geç. bitmesine yakın sağda yörükevi vardır. Köşk vardır orada. O köşke çıkın gözleme vs. yiyin ya da öylece çay için. Sadece manzarası için gidilir.
21- kaş yönüne giderseniz pataraya gidin
22- kalkan kaş arasında kaputaş plajı var çok güzel denizi var
23- Göcek ve dalyan yönüne gidebilirsiniz. göceği görmüş olrsunuz dalyanda da tekne turu yaparsınız sazlıkların arasında
24- Fethiyenin içinde karagözler mevkiinde kürekçilerin bir yeri var. kime sorsan söyler. orada bir çay bahçesi var. bira da vardır. böyle denizin içinde gibi oturursunuz. çok tatlı serin bir mekan
25- Çalış plajının fethiyeye bakan ucunda "şat" diye bir restoran var. denizin üzerinde iskeleleri var orada bir akşam yemeği olabilir. yemekleri çok güzel değil ama mekan çok çok güzel. hizmet için değil manzarası için gidilebilir akşam vakti.

bence gayet normalsin.

en iyisini yapıyorsun hacı devam böyle.

Doğru ya da yanlış değil.

Bu düşüncenin en geniş hali de milliyetçilik duygusu oluyor işte. Olana da olmayana da eleştiri getirmeyi doğru bulmuyorum ben. En ötesi de radikallik.

(bkz: mülkiyet hırsızlıktır)

buradaki aidiyet duygusu da bilgi hırsızlığıdır.. g man'in dediği gibi gelişmiş versiyonu milliyetçiliktir.

En iyisini yapıyorsun, level up olmuşsun, belli bir olgunluğa ulaşmışsın...

milli takım, nihat doğan, bay bayan voleybol takımı, Guti Hernandez ya da X kişisi gelince hiç işi gücü yokmuş gibi Atatürk Havalimanı'na gidenler var bir de. Senin takıldıkların en normali.

(bkz: anne)

şüphesiz ki benim.

Putin

ak-47

hangi tanrıyı kastettiğine bağlı. ama bence şeftali.

250 gr.

meme

intel i7

rakı

tanrının sağ kolu

fındık kadar am

çekirdek.
bi başlayınca ruhunu ele geçirir.

arnıld şıvazeneger

benden sonra tufan

Erkek egosu

doğa.

jay cutler ?

chuck norris

para.

rambo tabiy ki. ahah soruya bak.

ayrıca jack bauer sikertir.

kadınlar desem..

başmelekler ve peygamberler.

Yarım saattir konuşuyorsunuz, kimse beni örnek göstermemiş :(

kız arkadaş.

ana zaaa xD

42

Kadın egosu.

i.imgur.com

fransada tgv'ye +3 euro ödüyorsunuz.

www.bonjourlafrance.com

Eurolines ile otobüsle gidin birşey bulamazsanız
www.eurolines.com

evet ben de katılıyorum otobüs kullanın. barcelona'dan fransaya otobüs vardı. muhtemelen madrid'den de vardır.

Cok afedersini neden ryan air falan gbi ucaklari denemeiyosunuz? 30-40 euro bisidir max

eurolines ın madrid montpellier arasında hattı vardır. bence direkt geçmek yerine ispanya üzerinde aktarmalar yapın.

fransadaki tren ücretleri için de www.sncf.com dan bilgi alabilirsiniz.

Cozuldumu sorun bilmiyorum ama, ayni sorun bizimde basimiza gelmisti, trene kacak binerek cozmustuk, sizde kacak binin cunku ayin bu zamaninda cok zor

ryanair 200 euro şu an bakarak zaman kaybetmeyin

güiza gibi bir değeri kaybettik. anavatanına geri döndü.

ajda pekkan somali ye gitti panpa

nihat doğan da gitti somaliye. ama malesef geri döndü

fener küme düşmedi.

bugün üniversite yerleştirmeleri açıklandı.
galatasaray transferler yaptı.

üç gün önce doğuda 8 şehit verdik.

Google motorola'nın donanım bölümünü satın aldı.

somaliye giden uçakta alanlarının önünde gelip bayrak sallayanlar vardı. uçak piste inerken kanatı yere sürtmüş ama bişey olmamış! ülkece çok üzüldük.

İstanbul ve Ankara'da toplu taşıma ücretlerine zam geldi.

başbakan suriye'ye operasyon yapmak için sebep ararken ABD ve ingiltere bizi gaza getirmeye çalışıyor. bir altın elmasa yaklaştı değer olarak.

atı alan üsküdarı geçti bu arada

iktisat varken hiçbir şekilde işletme okunmaz benim kanaatim budur. İşletme gayet de anladığım bir şekilde özellikle 1990'ların ortasında oldukça popüler oldu ve orta-düzey yöneticiler arasında bir başarı grafiği yakaladı. Puanının yüksekliği halen daha o dönemki balının ve yanlış algının devamı olabilir. Benim mantığım oturan sebep budur. İktisat bu işin temelidir kanaatimce.

ben de tercih sürecinden geçtim, araştırdığım mezunlardan, hocalardan duyduğum kadaırlya aktarıyorum.
işletmeyi kötülüyorlar ama ekonomi ile iş hayatında hemen hemen hiç farkı yok. ekonomi kısmen daha ağır olduğu için daha ciddi önemli bir şey, işletme ise boş olarak algılanıyor, ama dediğim gibi iş hayatında bir farkı yok, finansal yanı çok ağır bir işte ekonomi hafif bir artı sağlayabilir, pazarlama gibi bir işte işletme. ama nice yer idari bilimler mezunu olarak alır.
bizzat iki dersin hocasıyla konuştuğumda şunu söyledi, iş hayatına atılacaksan, somut şeyleri seviyorsan işletme, akademisyen olacaksan teorik bilgileri seviyorsan ekonomi daha iyi. ama okuldan çıkınca pek farkı yok.

yazından anladığım kadıryla tikijanlığa doğru kayan bir ibren var senin.. bir de kızsın sanırım ki bu işi daha vahim boyutlara götürüyor.. önce bi tiki azarlamak istiyorum : "böyle yazı mı yazılır lan !"
sonra özet olarak ; işletme ve iktisat geçişken bölümlerdir, yani ortak-benzer yönleri diğer bölümlere göre daha çoktur ve işletme iktisattan daha kolaydır ( iktisat sevdanız yoksa, ki bu soruyu soruyorsanız yok demektir ). işletme özel sektöre direkt olarak eleman sağladığı için çalışan maaşı da iktisat mezunlarına görece daha iyi diye bilinir. bu yüzden işletme puanı yüksektir.

İşletme ile iktisat ya da tıp ya da su ürünleri; yapacağınız en büyük hata bölümün puanına göre iyi bir iş olup olmadığına karar veriyor olmanız.

Şöyle düşün ki; Üniversitelerde binlerce akademisyenler profesörler var, hepsinin geldiği bir nokta var kariyerlerinde, dünyada kabul görmüş insanlar var ve bu insanların başarısını bizim ülkemizdeki lise 4'ü bitirmiş 18 yaşındaki gençler belirliyor gibi görünüyor.

İyi okul, kötü okul, kötü bölüm, iyi bölüm, kime göre neye göre...

gitme.

celp dönemleri var. isteyen istediği zaman gidemiyor.

sakin ol şampiyon. unutayım derken askerde daha beter sıçışa gelebilirsin. başka şeyler bul hobi yap bişey yap başka kızlarla takıl. gaza gelip daha beter yapma durumları.

şimdi git dilekçe ver, Aralıkta askersin.

bence böyle bir zamanda alabileceğin en yanlış kararı alıyorsun. askere gittiğinde korkunç şekilde şefkate ihtiyacın olacak. ve bu eski sevgilini gözünün önünde devleştirecek. ve çok daha acı çekeceksin. bu benim öngörüm. inşallah en kısa zamanda herşey yoluna girer.

@paketinsonu

hiç mi mümkün değil? ordaki memurlarin ya da subaylarin elinde degil mi bu? yalvar yakar bişey yaptıramaz mıyım?

celp dönemini beklemen gerekecek. Asker ihtiyacı da olacak. Hemen gitmek istemeseydin kesin alırlardı fakat bu kadar hevesli isen almazlar.

@asdfghjk

şu an gidip başvursan dahi normal prosedürde seneye Nisan gibi askere alırlar ama erken sevk dilekçesi diye bişey var, şubeye gidip, bunu doldurup, başvuru işlemlerine ek yaparsan, büyük ihtimal Aralık celbine yetişirsin. Herkesin dilekçesi kabul oluyor diye biliyorum. Kendim de böyle yapmistim zaten.

Ama arkadaşların dediği gibi askerlik bi kaçış yeri değildir, bu niyetle gideceksen tavsiye etmem.

Askerlik sivil hayata ait birseyin unutulacagi son yer. Unutmak isterken saplanti haline gelebilir.

yapmaaaaaaaaa

birşeylerden kaçmak ya da birşeyleri unutmak için askerlik hiç doğru bir seçenek değil bana göre. harbiden mal gibi oluyorsun. her taraf yeşil yeşil adamlarla dolu, çocuk gibi 9'da yatağa... sabah 4,30'da kalk 7 civarındaki kahvaltı için fln. oyoyoy...
kısa mı yapıcan bi de uzun mu?
ben de erken gitmek için dilekçe vermiştim, postada kaybolabilir diye bizzat komşu ile gidip bir üst (neydiyse adı) makama dilekçemi vermiştim. ama şubede "kabul edilmedi" demişlerdi. normal zamanda askere gittiğimde de "sen erken gitmek için dilekçe vermişsin, sonra gitmemişsin?" demezler mi?.. bu ayrı hikâye de...
başvuru genelde kabul edilir ama hemen götürmezler birkaç ay sonra... şimdi dilekçe versen kasım-aralık gibi gidersin sanırım. ben de serin kış günlerinde yapıp çıkayım demiştim de olmadı, kaldık yazın sıcağına, kuru otlarına falan filan...

Yo dostum, yo... Lanet olsun, bunu yapmamış olmayı isteyeceksin...

@ahmetdursun,

uzun dönem. üniversite okuyorum bırakıp öyle gitmeyi düşünüyorum zaten bitirecek gibi değilim bitirsem de bana bi faydası olacak bölüm değil. kasım aralıkta gidebilirsem ona da razıyım aslında. ama hemen olsaydı daha iyi olurdu. neyse.

kardeşim de senin gibi gitmeye niyetlenişti, okulu daha bitmedi bi kamu kurumunda da çalışıyor. ona söylediklerim etkili olmuş ve okulunu bitirdikten sonra gitmeye karar vermişti.
üni.nin/bölümün askerliğe katkısı yeter. boşver bitir okulunu kısa dönem yap. bilmiyorum sivilde ne tür insanlar ve olaylarla karşılaştın ama biraz iyi aile çocuğu, terbiyeli, düzenli, hiyenik falansan çok sıkıntı be kardeşim. sadece üstlerden değil üni. mezunu olup ne adam!lar var.uzun dönem olup çok kral çocuklar var. okumak cehaleti gideriyor yani.. uzun döenm kardeşlere bi lafımız yok Allah yardımcıları olsun. ben ist./çekmeköy'de yaptım, taksiyle 5 arkadaş en fazla yarım saatte fln kadıköyde olurduk, yerimiz orman içi yemyeşil... ama gel bana sor. kızmış, işmiş hiç değmez.daha da strese girebilirsin aman aman.kısa-uzun dönemlere tavırlarda bariz farklar var, detay vermeyeyim yanlış algılanmasın hukuki açıdan ama anladın umarım sen onu.ki kısa dönem olmamıza rağmen biz de tongaya gidiyorduk bi tertibin babası saolsun fln... pek detay veremedim ama sakın! bitir okulunu önce. yapacaksın kaçış yok bari kısa yap, ezilme.

gitme demiyorum hobi olarak gene git.

ama şimdilik biraz dur.

çevrende askere gitmiş kimse yok anladığım kadarıyla.
öncelikle uzun dönem kısa dönem mevzu: okulu bitirmek için en ufak bir umudun bile varsa okulunu bitir. askerde 5 tane kısa dönemi gönderip sonra giden uzun dönemlerin halini ancak onlar biliyor. bırakın dokuz ayı askerde geçecek fazladan bir ay için bile buna değer.
askerde unutma mevzu: özellikle uzun dönem askerlerin acemilikten sonraki ilk 6 ayı nöbet ağacı olarak geçer. bil bakalım bu uzun nöbetlerde ne düşüneceksin? heh anladın işte.
yapma, askerlik 15 ay çekilecek bir şey değil, askerliğin kendisi insanı psikopata bağlamak için yeter, sen de ilave sebep var.

her okulda aynı mıdır bilmiyorum ama hacettepe'de okunuyor.

okuluna bakar da türkçe bölümlerde bile hazırlık olabiliyor. büyük ihtimalle vardır.

istanbul üniversitesinde de okunuyor. %30 ingilizcenin de manası (ist üni için söylüyorum) haftada 8 saat inglizce dersi demek.

itü'de vardır. ama proficiency'i geçersen doğrudan 1.sınıftan başlayabilirsin, bir de ocak'ta proficiency'e girme hakkı elde edersen irregular olarak 1.sınıfa başlayabilirsin.

yıldız teknik için bilgisi olan var mı?

ingilizce yeterlilik sınavları oldukça kek oluyor.
durumunuz ne bilmiyorum ama itü ve ytü'deki tüm arkadaşlarım hazırlık okumadı.

Ege'de okunuyor, muafiyt sınavıyla yırtılabilinir kolayca.

ytü'de normal şartlarda okunuyor fakat okulu kazandıktan sonra yapılan sınavı geçersen okumazsın.

yıldızda da okunuyor.

gazide de var. hazırlığı olmayan yoktur bence.

marmarada okunuyor, devam zorunluluğu var kalırsan bir daha okuyosun yaz okulu yok falan , ama fakülteye geçince ingilizce dersleri türkçe görüyorsun o yüzde otuz külliyen yalan

şahsi görüşüm, yaş sadece sayısal değerden ibaret, senden küçük olan birinin gayet olgun olup yanında çocuk kaldığın, ya da senden büyük birinin senin yanında çocuk kaldığı tonla durum biliyorum.

Sonuç olarak yaşa takılmayın, yaşa takanı da takmayın

kızlar aynı yaşta erkeği küçük görür diye bir kural yok, kıza göre erkeğe göre çok değişir. ideal yaş farkı yoktur, arasında 25 yaş fark olan çiftler de var yaşıtlar da var, bunların mutluluk durumu hakkında genelleme yapmak imkansız. dolayısıyla tolerans eşiği yaşa değil karşınızdaki insanın huyu suyu hayat görüşüne bağlı.

Anası yaşında değilse problem değil. Öncelik kişiliktir. Ben görünce yadırgamam.

Bununla ilgili formül=> Kadın Yaşı=(erkeğin yaşı/2)+7

20-70 yaş arası oldukça güzel sonuçlar veriyor.

kadinlar biraz gormus gecirmis, tecrubeli, onun yaninda ablasi gibi hissetmeyecek bir erkek ister. yani bu durumda kisiye gore degisiyor elbette. erkegin buyuk olmasi iyidir, benim sevgilim benden 9 yas buyuk ve cok iyi bir denge olduguna inaniyorum. yasitim bir erkegin derdi tasasi, hayata bakisi, olaylara tepkisi, her seyi farkli oluyor

çıkma-evlenme yaş grubu bir sürü değişken var, mesela 40-50 yaşındaki bir çiftin evliliği, 18-28'e göre göze daha normal gelir bence,,, bence erkek kadından 3-5 yaş büyük olmalı, kadın eğer erkekten büyükse o da max. 2 olmalı, hee bir de derler ki kadın büyük olursa zengin olurmuş o çift:)

Kadinin buyugu adami zengin eder derler. Kisiden kisiye degisir ama tercih.

facebook çalışanlarının kullandığı mail sayfası olmasın? sallıyor da olabilirim.

öyle zaten, facebook.com mail kutun = mesaj kutun

mail.thefacebook.com açılıyor denemek istemedim şifremi girip. "the" nedir ki orada?

@nightwalkerg, thefacebook.com, facebook açıldığında kullanılan adres. sonradan the atıldı.

net bildiğimi aktarayım, kamil koçla gidersen ataşehirde inip sabiha gökçene servisle gidebilirsin. Sabah 4ten sonra her saat başı servis var. 1 saatten fazla sürüyormuş servisle ulaşım.

otogardan metroya binersin ya da taksim otobüsüne binersin max. 1 saat sürer oraya varman her yarm saatte ya da bir saatte bir taksimden havaş aklkıyor saw a ona atlarsın o da ne biliym 2 saat sürsün max. ee havaalanında da erken bulunman gerek en az yurtiçi olduğunu düşünüyorum 1 saatte ona da hadi garanti olsun 2 saat de,eder 5 saat sen sabah 6 gibi inmeye bak. telaş etmemiş olursun

İzmit'te ya da Tepeüstü'nde otobüsten inip havaşa binebilirsin. Otobüsün TEM'den gittiğini varsayıyorum. Ya da şoföre rica et seni Kurtköy Sabiha Gökçen Kavşağında indirsin. Oradan taksiyle geç Ya da o yöne giden bir otobüs bulursun.

kavacıkta in. yolun karsına geç izmit yönüne yani. e3 geçer ordan. ekpres gidersin. dieğr türlü bosuna uğrasırısın.

otogar falan gitme hiç cok ters.

harem tarafından bahsediyorsan, yenisahrada in e10 a bin.

"taylan" de o anlar.

@utb khjfdskjhjgkhjdhgjak

ben nadan diyorum. nekes de olur ama o sadece cimriliğe vurgu yapar, tek kelime olması şart mı? şerrefsiz falan da denebilir.

1000 tane kukum olsa 999unu kuma gomer birini sana vermem diyin

yavşak kelimesinin fonetik vurgusunun lezzetine başka herhangi bir dilde yaklasilabilecegine inanmiyorum.

@deliberte
hadi en fazla iki kelime olsun,

zavallı

Aradığım bunlar değil arkadaşlar..

godoş?

nadan ve nekesi beğenmedin mi? :/