baya bi insana oluyomuş. geçenlerde ilk fps filmin entry'lerini okurken fark ettim. google'da çözüm sunabilirler

bana da çoğu fps oyunda oluyor. özellikle half-life serisinin tüm oyunlarında oluyordu en çok. bu olayın bi adı vardı da aklıma gelmiyor şimdi.

edit: buldum şuydu ismi sanırım: simulation sickness

bende de çok oluyor. Normalde 8 saat aralıksız oyun oynayabilirim(skyrim falan dahil buna) ama battlefield'a bir saat dayanamadım. Gerçi internet cafede counter falan oynarken de olmuyordu bu durum ama evde pc'ye yüklediğim çoğu fps'de oldu

Bi ara fallout 3'de olmuştu bana aynısı... Küçük laptop ekranında oynuyordum daha önce olmuyodu öyle birşey, birden yürüdükçe ekran sallanması nedeniyle berbat duruma geldim yatağa uzandım falan kendime gelmek için. Uzun zaman fps oynamadım, daha sonra masaüstü pcye geçince öyle bir sorun olmadı oyunu tekrar yükleyip oynayınca. Uykusuzluk, yorgunluk, havasız sıkıntılı ortamlarda oyun oynamak da tetikliyor o dediğin olayı.

bilgisayar güçsüz kalmışsa oynadığın oyuna, olabiliyor öyle. grafik ayarlarını kısıp deneyin oyunu bir de..

silahın sallanmasını durdurun geçecektir muhtemelen.

fps yüzünden (frames per second olan) olabilir. düşük olması yüzünden.

oyundaki ışıklandırmalar yüzünden olabilir. bazı oyunlar uyarır oyun başında. sadece şiddet içeriği değil efektlerle de.

minik donut canavarı'nın dediği gibi motion blur olabilir.

sara konusundaki gibi bir hastalık, tansiyon şu bu olabilir.

olasılıksız

oh be, şimdi uyuyabilirim :).
teşekkürler elorelia

c ve sistem programcıları derneğinin c'ye giriş gibi bir kitabı vardı. Ben onunla başlamıştım.

Selamlar,
Muhtemelen kod yazmaktan ciddi anlamda anlayan, bu konuda eğitimn almış insanlar çok değerli bilgiler yazacaklardır. Ben onlar kadar derin teknik bilgi yazamayacam bilgim kısıtlı, ayrıca benden çok daha iyi bilenlere bırakmam daha mantıklı bu konuyu. Fakat aunı süreçlerde geçmiş (kısmen de geçmekte olan) biri olarak birkaç kelam edeyim belki faydası olur.

Bölümü bilgisayar mühendisi olmadan kod yazmakla debelenen biri olarak diyebilirim ki dil falan çok mühim değil. Öğrenebilmek için motivasyon lazım insana. Programlamayı ne için öğreneceksiniz? Aklınızda programlama yardımıyla çözeceğiniz bir problem, gerçekleştireceğiniz bir proje var mı? Eğer kod yazmayı öğreneyim hele sonra bakarım ne yapacağıma diyorsanız çok çok çok zorlu bir süreç sizi bekliyor.

Programlama dili seçimi işin en dandik kısmı. Genetikçisin sen c# değil java kullanman lazım demek (bu işi daha iyi bilenler daha doğrusunu anlatırlar) çok mantıklı değil. Tabii bu kod yazma işini ne kadar ileri taşımayı düşünüyorsunuz bu da önemli.

Eğer ticari yazılımlar yazacam, mobil cihazlara uygulama geliştirecem, web servisleri tasarlayacam, veri tabanı sistemleriyle uğraşacam diyorsanız bunlara uygun bir dil elbette seçebilirsiniz. Fakat amacınız genetik alanındaki akademik kariyerinize katkı yapmaksa, alan değiştirmek değilse (yazılım sektörüne girmek gibi), ya da bu alanda ticari yazılımlar üretmek değilse sizin için en iyi şey sizi sonuca en hızlı götürecek yolu seçmektir. Bunun için de tavsiyem en çok kaynağı olan herhangi bir dili seçebilirsiniz (hatta dil sayılmayan MATLAB çok faydalı olur). MATLAB'ın yüzbinlerce örneğini, videolarını internette bulabilirsiniz. Çok derin bir kod yazma bilgisi gerketirmez. Algoritma kurma yeteneğinizin gelişimine katkıda bulunur. Ama dediğim gibi hangi dili seçtiğiniz çok mühim değil. C#, Java, Python seçin.

Ama önemli olan elinizde bir proje ya da bir problem olması. Sizin amacınız şu olabilir.

Elimde bir excel dosyası var. BU excel dosyasının belirli yerlerinden veriler alıp, belirli analizlerle bir takım kararlar veren bir program yazmalıyım. Bu bir problemdir. Normalde excel'de çözülebilecek bir şey bile olsa bunu kendi kodlarınızla yazarsanız bayağı gelişme kaydedebilirsiniz. Fakat her şeyin başı sağlam algoritma yazabilmekten geçer. Ben kendi tecrübelerime dayanarak söyleyebilirim ki işin %70i algoritma %30u kod yazma. Çok karmaşık işlemler yapmadığım için kod bilgisi çok düşük.

Fakat dediğim gibi eğer siz önce bir programlamayı öğreneyim sonra bunu kendi alanımda ne yapacağıma bakayım derseniz o çok uzun ve meşakkatli bir yol.

İstersen dana programlamayı öğretebilirim, programlamayı öğrenmek ile dil öğrenmek arasında fark var, hangi dili öğreneceğine sen karar vereceksin ve sen öğreneceksin ben sana sadece programlamayı öğreteceğim hepsi o kadar.

son zamanlarda en populerleri bunlar galiba:
code.org
www.codecademy.com

ille şu dili bil diyemiycem ama
python da öğrenebilirsin mesela. öğrenmesi kolaydır.
www.belgeler.istihza.com

sadece 50 cents yazmasını istiyorsan son satırı şu şekilde yapman gerekiyor.

RETURN UPPER(@outputString) + ' DOLLARS & ' +convert(Varchar(20),@Cents) + ' CENTS'-- return the result

Yani "/100" ü silmen lazım.

hayır fifty cents yazsın istiyorum yani tamamı yazı ile

cok ayrintili bakmadim ama, en sonda su var
RETURN UPPER(@outputString) + ' DOLLARS & ' +convert(Varchar(20),@Cents) + '/100 CENTS'-- return the result

oradaki /100u kaldirin öncelikle. 50yi fiftye cevirmek biraz kasabilir.

Istanbul'da olsaydim anlatirdim da, kisfmet degilmis.

Ingilizceniz varsa surada her sey pek guzel anlatilmis clashofclans.wikia.com

surada da guzel bir tutorial
clashofclans.wikia.com

easter var özel tee nisan sonunda ama ondan önce spring/winter sale yapabilirler belki.

whey yerine daha complex bir ürün almayı deneyebilirsin. syntha 6 gibi.
öğle ve akşam yemeğinde yediğin makarna miktarını artırabilirsin.
yumurtayı 5'e çıkar, 4'ünün sadece beyazını ye.
3 muz fazla. 2 muz ye. onun yerine badem, fındık vs. ye.
fıstık ezmesinin şimdilik bir zararı yok, ama definisyon zamanında göte kaçar. senin definisyon için biraz yol kat etmen lazım. artı definisyondan önce bulk var zatti. neyse buraları pek takma. daha zamanın var.


şimdilik söyleyeceklerim bunlar.

papillon7 5 yumurtanın 5ini komple yesem sıkıntı olur mu? kuru kemik değilim ama anatomi dersine soksalar hoca üstümden ders anlatabilir o yüzden bulk dedin bi titredim.

bi de bu syntha 6ya çok baktım on whey alırken içindeki karma protein harici olan şeyler huzursuz etti içimi, hepsi sentetik ama bu sanki daha bi katkılı gibi gelmişti bana?

2 aydir spor ve beslenme ben de yapiyorum.
toz kullanmiyorum.
yumurta haslanmis. her gun degil ama 2-3 gune bir 4 tane.
onun haricinde et tavuk balik her gun mutlaka bunlardan biri.
saglam yiyorum yalniz. bi oturusta tam tavugu goturuyorum.
ve 2 ayda 3,5 kilo aldim.

gayet iyi gözüküyor. whey yerine gainer alabilirsin(onun içinde de whey var gerçi ya).

5 yumurta sarısı zararlı olabilir sağlık için. onun mit olduğunu söyleyenler de var gerçi ama kolesterol yapar hayvan gibi diyorlar işte.

amaç kilo almaksa, bulk yapmaksa; bu diyet fazla sağlıklı gibi bana sorarsanız. yani lean kas yapacaksanız güzel ama yağ da alayım, hızlı şişeyim diyorsanız biraz daha abanmakta fayda var.

sıkıntı olur. bir kere dışkı olarak atarsın. sağlık açısından iyi değil. onu geç.

yumurtanın beyazında 3gr protein var. sarısında 3gr protein 4gr yağ var. sen 5 yumurtanın herpsini yersen 20gr civarı yağ alacaksın. kaba tabirle hamburgerden bir farkı kalmayacak.

syntha 6 iyidir. 2 kutu bitirdim ben.


sen yukarıda dediklerimi uygula, başka bir şey yapmana gerek yok. ben sadece syntha 6 ile 8kg civarı almıştım. tozunu değiştir, daha complex bir ürün al. yemek düzeni değindiğim kısımlar hariç gayet güzel.

günde kilonun 1,5-2 katı kadar protein alman gerekiyor. ek bilgi olark ekleyeyim.

iyi ama kilo alamadığına göre daha da arttırman gerek. mesela benim beslenmem şöyle:

100 gr üzümlü, fıstıklı ekmek
4 yumurta
50 gr tam yağlı peynir
yarım litre tam yağlı süt
200 gr. makarna
400 gr tam yağlı yoğurt
2 büyük boy muz
1 porsiyon mevsim meyvesi
300 gr hindi göğüs eti
1 kase salata
2 tabak evde çıkan akşam yemeği

öğle ve akşamki etleri 1,5 katına ya da 2 katına çıkartabilirsiniz.
kuru incir, badem, ceviz, fındık eklemesi yapabilirsiniz her güne. (arada değil)
tahin tüketebilirsiniz. (bal ilavesi ile mesela)

ayrıca direniyor da olabilir vücut. kilo verme nasıl duruyorsa her şey olması gerektiği gibi yapılmasına rağmen, alma da durabilir. "ben senden daha inatçıyım" şeklinde kafa tutmak lazım biraz da.

bak söylemeyi unutmuşum; yulaf ezmesi. gerçekten unutmak istenecek bir tadı var, sunta kemiriyorsun .mına koyim fakat tam bir spor dostu. "lif"

şöyle yap; 50gr yulaf ezmesinin içine yetecek kadar yarım yağlı -sıcak- süt dök. içine bir ölçek protein tozu at. böyle yaparsan tadı güze.. kimseyi kandırmayayım, tadı yine bok gibi kalıyor fakat -en azından- protein tozu yulafı daha çekilir hale getiriyor.

hipodroma çıkmazsam iyidir valla, son ekleme için sağol :)

yulaf ezmesini pişirerek yerseniz tadı enfes bir hale geliyor.
40 gr yulaf ezmesi ve 200 ml sütü muhallebi kıvamına gelene kadar pişirin. sıcakken içine bir büyük muz doğrayın. karıştırıp afiyetle yiyin.
ben yiyemiyorum (low carb) bari siz yiyin :)

neyleyim, bırak pişirmeyi pezevengin omletini dahi yaptım. yok arkadaş, olmayınca olmuyor.

rica ederim. başarılar!

bu yulafı süt muz ve balla birlikte makineden geçirip sütle içiyodum ama bebek maması gibi bi kıvamı olduğundan bi süre sonra midem almamaya başlamıştı. ben galiba yulafın miktarını kaçırıyomuşum siz 40-50 gram diyince..

normalde bir öğünde 75gr alınması gerekiyor -kime göre, neye göre? öyle işte- da sen daha önce hiç yememişsindir diye 50gr al dedim. zamanla artırırsın baabında.

alırım lan paramı. niye bırakyım?

işi terbiyesizliğe vurmuş.

durumum müsait değil deseydi almazdım ama ne o öyle herkesi dolandırmala falan

gözden çıkarmış bile olsanız sonuçta para sizin paranız, istemek de en doğal hakkınız. avukatın istediği yalan dolan bir şey değilse hazır avukat falan işe girişmişken ben de isterdim yerinizde olsam..

bir kaç yüz lira için uğraşmazdım heralde(tabi ihtiyaca göre değişir) ama madem avukat halledecek bütün işi, neden olmasın. yanına kar kalmasın..

İsterdim. Kolay kazanmıyorum o parayı.

sanırım burada borç alan arkadaşınızla eskiden paylaştığınız şeyler önemli.arkadaşınız herkesten borç almış tamam ama bunu zor durumda olduğu için mi almış yoksa lüks bir hayat sürmek için mi ? borç batağı psikolojisinin ayrı birşey olduğunu düşünüyorum.
cevap olarak : üniversitedeki kankam ev arkadaşım şuan bana böyle birşey yapsa ve benim için çok önemli bir rakam değilse istemem.

mesele sadece buna hakkın olup olmadığıysa evet, paranı geri istemek hakkın. ama hakkın olanı yapmak seni her durumda tatmin eder mi, bu para senin için ne kadar büyük bir meblağ, peşini bırakmanın -eğer öfkeliysen ve suratına tükürüldüğünde şükretmeyecek biriyse- karşıdakine yaşatacağı mahcubiyet sana ne ölçüde tatmin sağlar, gibi etmenleri de hesaba kat bence.

benim tutumum muhtemelen ağzına yüzüne sıçmak ama parayı geri almamak olurdu. sakin bir şekilde beklemeye devam edersen tepkisizliğin, aynı şeyi tekrar etme cesaretini verecektir. tekrar geldiğinde intikamın hangi sıcaklıkta yeneceğine karar vermekte özgürsün. derken nasıl bir yavşak olduğumla yüzleştim sayende, teşekkürler.

arkadaşımdan arkadaşıma değişir. %90 isterdim paramı.

"bir kaç kere seslendiniz durum nedir diye, her defasında geçiştirdi."
işte sıkıntı burada başlıyor.
zaten siz daha seslenmeden o kendiliğinden size söylese "abi şu tarihte öderim demiştim ama geciktireceğim maalesef vs" belki sormazdınız bile tekrar.
hiçbir şey yokmuş gibi davranılınca insan kendini çok kötü hissediyor.

yani düşünüyorum, ben birinden borç alsam ve zamanında ödeyemeyecek olsam, onun sormasını beklemem durumu bildirmek için.

işte bu yüzden 3kuruş dahi olsa geri almak için çaba sarf ederdim böyle birinden. ki ettim de zamanında.

olay para değil burda, sizin iyi niyetinizin vs kullanılması.

Cok kotu bir durum yoksa adamla ilgili (saglik problemi vs) ne olursa olsun isterdim.

yüksek lisanssız olmaz. türkiyeden burs sağlanabilir. tev'in bi duyurusu vardı geçenlerde. bir de şunu gördüm daha 2 dk önce www.ab-ilan.com

suresi programa gore ve sartlara göre degisebiliyor ama benim anladigim genelde 4 ya da 5 sene. Mesela sadece doktora yapip gideceksen 4 sene olacakken, bir yandan doktora ögrencisi olup bir yandan da ogretim gorevliligi ya da arastirmaci olursan o zaman 5 sene oluyor gibi. Hatta aslinda gayet esnek; belli sayida dersleri verip yeterlilik verdikten sonra tek sorumlulugun tezi vermek. Tezi cok calisip hizla verirsen, baska arastirmalarla ugrasip makale yazmazsan cok daha hizli da olabilir.

Yuksek lisanssiz doktora programlari olmasi lazim. Programin requirementlarinda yazar.

Bildigim kadariyla butun doktora programlari ucretsiz. Hepsi degilse buyuk bir kismi oyle olmasi lazim. Bazi okullarda ve ulkelerde doktora demek, calismak demek; o yuzden ustune maas alirsin.

(bkz: özel sektör)

iş kanunu kapsamında haftalık çalışma süresi (istisnaları da mevcuttur) 45 saati aşamaz. sıradışı bir durum yoksa bu saatler haftaya eşit dağıtılır. haftada bir en az 24 saatlik de izin verilmesi zorunludur. bu şartlar mevcutsa, evet mesaiye çağırabilirler maalesef. günde kaç saat çalışıyorsunuz ve kaç saat molanız oluyor, sektör nedir, bunları belirtirseniz daha net cevaplar gelebilir.

teknik olarak ucretsiz ekstra calistiramazlar tabi ki.

ama bu durum oldukca normallestiginden ve karsi cikildigi takdirde aninda ucretsiz calisacaklarla degistirilebilecegimizden dolayi herkes ipe ipe yapiyor bunu.

157'yi arayıp ihbar edebilirsin şirketi, bakanlıktan gelip canlarını okurlar.

benim sözleşmemde cumartesi mesai günüdür yazıyordu mesela. seninkinde yazmadığına emin misin?

@nilmiye öyle bir şey imzalamadığıma eminim.
@nazischwarzkopf İhbar edersem benim tespit edilme durumum ne olacak?

valla bilmiyorum bizim şimdiye kadar ihbar eden kimse olmadı :D

@nazischwarzkopf İnsan ticareti mağdurları acil yardım ve ihbar hattı? Yani tamam bir nebze kölelik var ama o kadar da değil...

bizdede çağırırlar ama biz ücretini alırız, ücretsiz çalıştırmaya hakkı yok.
En fazla karşılığında hafta içi bir gün izin verebilir.

Dostum bilişim sektöründe bu tarz işler olabilir. Şikayet edersen evet belki eline birşeyler geçer ama uzun vadede kaybedersin.

Tabii kuzu kuzu bedava mesai yapmak istemediğine göre ne yepacaksın değil mi? İşte bence işin sanatı burda. :)

Bu cumartesi konularının geçici olduğunu garantiye almalısınız ve son tarih konusunda amirinizi zorlamalısınız. Ayrıca mevcut işlerinizin yanı sıra gündem dışından bir iş gelirse arıza yapın. Zaten mesai yapıyoruz bir de bu çıktı falan gibilerinden. Bu katkılarınızın maaş zammı döneminden değerlendirilmesi konusunda toplu olarak beklentinizi belli edin.

Ben de IT sektöründeyim. Mesai yaptım ve hala da yaparım. Buradan kendine pay çıkarmaya bak derim.

friends'e başla.
himym'dedn sonra friends'e başlayan biri olarak çok daha samimi, eğlenceli buldum.
asıl boşluk friends bitince başlar yalnız söyleyeyim.
bir de the office var. istediğin tarzda olmayabilir ama izlenmeli.

İzlemediysen Friends+1. çok daha güzel.
Doctor Who

2.5 adami herkes
Cok methediyor ama bende baslayamadim bi turlu. Sen basla
Begenirsen bana da haber ver lutfen :)

two and a half men izlemeye kismen deger. ben ilk dort sezonunu izledim, cerezlik. tam himym yerini doldurmalik. estin oglani girdikten sonra iki bolum bakindim, tirt otesi olmus. carli iceren sezonlar izlenebilir.

Friends ve coupling güzel 2&half guzeldirbama aynisi degil

friends izleme.. friends özlemektir..

aradığın dizinin adını veriyorum: modern family

community

İsveç olarak cevap vereyim ben, Norveç gelene kadar. Çok benzerler sonuçta..

1. Bu okul-bölüm spesifik olmuş ama belirtmekte fayda olabilir: İsveç-Türkiye bursu vardı benzer konular üzerine. Belki aynısı vardır Norveç için de. Bakmak lazım.

2. İsveçte isveççe bilmeden iş bulmak çok zor. Ama Norveç İsveç'e göre daha zengin ve daha çok insana ihtiyacı var, o yüzden daha olası.

3. İsveçte ücretsiz kurslar var ve başarılılara para veriyorlar bir miktar. Norveç'te de benzer bir şey vardır kesin.

4. Pratik olarak zorlanılmıyor çok aslında. Sadece sinir bozucu bir şey soğuklar. Sonuçta kol gibi altyapı var, İstanbul gibi her şey aksamıyor. He ama sürekli soğuk ve karanlık insanları biraz mutsuzluğa sürüklüyor. Dışarıyı ve güneşi özlüyor insan ve bu bazı insanları daha çok etkiliyor. Evde sıcak sıcak takılmayı seviyorsan pek sıkıntı çekmezsin.

teşekkür ederim, büyük oranda benzerlik gösterecektir. yine de Norveç'le ilgili önerisi olan arkadaşlar varsa duymak isterim.

hariciyeye gir.

birkaç ay norveçte yaşadım, soruların hepsinin cevabını bilmiyorum ama cevaplayabileceklerim:
4) ilkbahar ve yazın havalar harika oluyor zaten, her yer orman vs olduğu için çok güzel oluyor. kışları ise düşündüğün gibi çok keskin değil zira havada nem diye birşey yok. araba -27 gösteriyordu ve dışarıda rahatça durabiliyordum. yerler kar vs oluyor ama bu hayatı hiç aksatmıyor zira herşeyi çözmüşler soğukla ilgili. sadece bazen tipi fırtınaları vs oluyor o zaman dışarıda yürümek zorlaşıyor. ama bence soğukla ilgili en önemli nokta nem olmaması yani burası gibi kesici bir soğuk olmuyor.
bence esas alışman gereken gece 11:30da parlayan ve ortayı aydınlatan yaz güneşi. buna da zamanla alışırsın.
5) norveçliler iyi insanlar, ben de bilkent mezunuyum, uluslararası ortamlara alışkın olduğun için iyi anlaşırsın muhtemelen. sadece sistemlerini suistimal etmemeni, "şark kurnazlıkları"na başvurmamanı öneririm. sosyalleşmek genelde cuma-cumartesi barlarda vs oluyor, bu tarz olaylara girebilirsin. araba kullanmayı öğrensen iyi olabilir, hayatı çok rahatlatıyor ama toplu taşıma da fena değil. bir de balık vs gibi deniz besinlerine alışkın değilsen hafiften alışmak lazım. alışveriş için ica veya rema1000leri tercih edebilirsin. tekstil ürünlerini ise türkiyeden almanı öneririm, çünkü herşey çok pahalı.

1- tamamen senin ortalamana ve gireceğin bir sınava bağlı diye hatırlıyorum. bunu norveçli bir okulla konuşsan çok daha sağlıklı sonuç alırsın
2- maddi gücün iyi değilse kesinlikle çok zorlanırsın. ancak part time işte çalışmak için norveççe bilmeni istiyor her yer maalesef
3-doğrudur,bir kaç tanıdığım kurslara gitti ama hepsi norveçli bir hatunla evlenmiş tiplerdi ve 5 sene öncesinde yapmışlardı bunu. şimdi aynı olay var mı bilmiyorum malum kavimler göçü gibi norveç
4-ben en soğuk mevsimde dahil tam 1 sene yaşadım ve kışı cidden efsanevi soğuktur,-42 gördüğümü bilirim. ama biraz paraya kıyıp alacağın kıyafetlerle üstesinden gelirsin hatta bir süre sonra keyif alıp yürüyüş yapmaya bile çıkabilirsin.
5- maddi olarak dediğim gibi çok güçlü değilsen kendini geçtim aileni bile batırırsın. o yüzden bir şekilde bunu çözmeye çalış. bunun dışında şöyle yap denilecek bir ülke değil,herşeyi mükemmeldir. insanları,doğası hayvanları bile kalite kokar o yüzden hiç canın sıkılmaz. ama sıkılmayıp dışarı çıkman için para lazım işte :) bide norveçli kızlar cidden çok güzeldir,gidersen görürsün ne demek istediğimi

edit: medievalman çok doğru söylemiş rem1000 güzel yerdir,norvegian dia gibi düşün :) ve aklıma gelen bir şey daha var,bu norveçte saat 7'den sonra her yer(bildiğin her yer) kapanır. ayrıca pazarda her yer deli kapalıdır. o yüzden aç kalmamak için bol bol gıda depola kaldığın yerde :)

ya o nem olayi yasadigin sehre bagli bence. Milletin Göteborg'da gotu donuyor hava daha 0lara vardiginda. ama kuzeylerde -30 derecelerde gezerken hic usumedim yahu diyebiliyorlar. Bergen de okyanus havasini yediginden nemli olabilir bence.

7de kapanma da sehre bagli olabilir. Daha once Finlandiya'da yasadigimda 6da kapaniyordu her yer, cok uyuz oluyordum. Isvec'e gelirken de öyle olacak saniyordum ama Göteborg'da cogu market 21-23 civari kapaniyor. Bergen de buyuk sehir(göreceyle :)), benzer olabilir.

hepinize teşekkürler, aklıma takılan küçük bir şey kaldı son olarak.

bugün okulda birkaç arkadaşımla konuştum. geçen yıl master için norveç'e ve isveç'e gitmiş arkadaşları varmış. master programlarının bedava olduğunu söylediler. burstan bağımsız olarak böyle bir durum var mı? şayet varsa burs ekstra bir maddi yardım şeklinde mi oluyor?

Norvec'te egitim ucretsiz diye biliyorum. Isvec'te EU vatandasi degilsen yillik 15000 EUR gibi komik rakamlar rica ediyorlar. Ama tuition waiver dagitiyorlar baya. Tuition waivera da burs, yasam giderleri icin destege de burs diyoruz biz ama.

direkt koda mudahele olmaz. hani teknik olarak belki olabilir ama yapmayin lutfen :). Zaten cok kasar o.

veritabani olmasa, duz txt dosyasinda falan tutabilirsiniz ayarlari. Yok dosya falan olmasin diyorsaniz, memoryde static fieldlarla falan tutabilirsiniz ama sicar o, ve ilk restartta gider butun degerler sacma olur :).

arkadaşların dediği gibi text dosyası kullanabilirsin ama sağlıklı bi iş olmaz. elinde bi site var zaten, admin paneli yapmayı da göze almışsın. basit bi node.js projesi haline getir bütün bunları. node.js için yazılmış key-value store tarzında database işi görebilen kütüphaneler var.(redis mesela). bir gün içinde tamamlanabilir bütün bu işler.

(bkz: tekila)

kolonya

tekila kalorisi en yüksek içkilerden biri. porsiyonuna göre en az olanlar şarap ve sonra biradır.

Su icerken kendini 'sarhos oluyorum sarhosum' diye sartla, olur bence hahah

Idonthaveausername +1

bir arkadasim arastirip su sonuca varmisti ama ne kadar guvenilir bilmiyorum:
cin - light tonik

bi yöntem biliyorum ama sana gelmez cevriye. boğazını kurutur.

her gün vuruyom guru guru

kalorisini kabullen öyle sahoş ol. ama ben sana yine de bir kıyak yapayım çok zor olmadı "google ettim". sen de etsen bulurmuşsun.

Kırmızı Şarabın Kalorisi Daha Az

* En masum her zaman için şaraptır. Uygun miktarlarda tüketildiği sürece antioksidan özelliği ile sağlımız için faydaları da söz konusudur.
* Kırmızı şarap beyaz şaraba oranla daha fazla antioksidan özelliği taşısa da ertesi gün yarattığı olumsuz etkileri daha fazladır.
* 125 ml beyaz şarap ile aynı miktardaki kırmızı şarap arasında çok fazla kalori farkı olmasa da kırmızı şarap daha az kalori içermektedir.
* 125ml beyaz şarap 93 kalori, 125ml kırmızı şarap 85 kaloridir.


Diğer İçkilerin Kalori Tablosu

* Bir su bardağı normal bira 144 kalori.
* Bir su bardağı light bira 108 kalori.
* Bir kadeh rakı, viski ve votka 250-300 kalori.
* 40 ml. meyve likörü yaklaşık 140-160 kalori içerir.
* Votkanın 25 ml'si ise 55 kaloridir.

vodkanın kalorisi biradan fazla mesela ama sarhoş olmak için çok daha fazla bira içmen lazım. şarapla da aynı mesele. vodka içerek daha az kaloriyle sarhoş olabilirsin. vodka + şekersiz red bull yap mesela.

şimdi kalorisi az diye beyaz şaraba yüklenmek mantıksız çünkü sarhoş olmak için 70liği bitirmen lazım. bu yüzden en iyi yol vodka. ancak vodkayı meyve suyu gibi şeylerle karıştırsan olmaz. ya sek içeceksin ya da light ürünlerle. kısaca;

bugunku antremanda goz dolduran futbolcu+1

etil alkolun grami zaten 7 kcal. bu durumda alkolsuz bi' seylerle sarhos olman gerekecek. bigl0rd'un cevabi senin ihtiyacin olan sey bence.

tropikal iklime gitmiyosan bu mevsimde terlik şort alma hacıcavcav. ben az önce denizden geldim ama antalya burası.

Ev sortunu ve dis pantolonunu 1 er e indir
Yedek ayakkabiya gerek yok, ayakkabiya ne olabilir ki?

ucakta bagaj boyutu sikintisi ve bunlari surekli yaninizda tasima gereksinimi yoksa hayir.

cantam sirtimda, check-ine para bayilmak istemiyorum(ryanair, wizzair falan kullanacaksaniz) diyorsaniz evde giymek icin tek sort yeterli, t-shirtler azaltilabilir, hava durumuna göre pantalon veya sort 1 azaltilir bence.

gittiğin ülkeye bağlı olarak, paran varsa az şey götür ordan al derim. hem ucuza bir şeyler kapatmış olursun. amerikaya gidişimde üstümdekilerle gittim 2 tane iç çamaşarı aldım başka bir şey götürmedim. gelirken 3 valiz gelmiştim tey tey

abartili degil bence yav, dusa girerken falan terlik gerekir, sort da rahat olur ama sortu ikiye dusurebilirsin belki

er kişi aklına geleni götürür.. sormana gerek yok birader :)

html tag temizleyici yapmaya çalışmış sanırım. böylece get ve posttan gelen html verileri süzgeçlemiş.

o "false" muhtemelen fonksiyonu çağırırken gönderilen "true" değeriyle değişiyordur yoksa orada "false" kullanmanın mantığı yok.

post ve geti istediğin yerde kullabilirsin. bu fonksiyonlar sadece güvenlik amacıyla yapılmış. yani gelen veri <div>Ali</div> olsa fonksiyona gönderildiğinde Ali değeri dönecektir.

varsa kodların tamamını görebilir miyiz?

post edilen veriyi filtrelemiş.

hem arkadaşın dediği gibi html filtresinden geçirmiş, hem de mysql'e kayıt yaparken adına ne deniyordu hatırlamıyorum da, bir hack yöntemine karşı önlem almış.

filtre fonksiyonu yani.

edit: $st false atanmış. sebebi de şu: eğer sen, textarea'nda html karakterlerini kullanabilmek istersen, $st=true diyeceksin ve <p> <b> tagları arasına ya da <img tagları arasına alınmış verileri de, kaydedeceksin. kötü anlattım, ama örneğin tinymce gibi metin düzenleyicileri ile post edilen veriler için diyorum.

function p($par, $st = false)

la buradaki false atanmis falan degil.
p'yi cagiran kisi ikinci parametreyi vermezse st default olarak false varsayiliyor. Niye false verilir, eger get/posttan gelen parametreye guveniliyorsa veya html karakterlerinde bir problem yoksa bosuna ugrasmamak icindir heralde.

GET ve POST'larda gelen parametreleri temizlemek web programlamanin guvenlik temellerinden biridir. Sonucta bu parametreler kodun bir yerlerinde kullanilacagindan sikinti olabilir.
(bkz: xss)
(bkz: sql injection)

Aşağıdaki fonksiyon mantığını anlarsan aynıdır. Genellikle fonksiyonlarda parametreler bazen yollanmak istenilmez o zaman kendiliğinden bir değer vermek istersin. mesela php fonksiyonu trim($str)=>stringin başındaki sonundaki boşukları temizlerken,trim($str,'-')=>stringimizin başındaki sonundaki - değerini siler.

Aşağıda bt fonksiyonu adında kendimiz trim fonksiyonu oluşturalım;

function bt($str,$z = NULL)
{
if(!isset($z))
{
$str = trim($str);
}
else
{
$str = trim($str,$z);
}
return $str;
}

echo bt(' k ')."<br/>"; //boşlukları sil
echo bt('-k-','-'); // - sil

Görüldüğü gibi fonksiyonumuza 2. parametre verilmesi şart değil. 2. parametrede farklı bir işlem yaptırdık.

xperia ion çok eski bir cihaz, s4 mini o fiyata bulunabiliyor sanırım onu inceleyebilirsiniz. 960x540 çözünürlük var 4.3" için gayet yeterli bir çözünürlük.

buyuk ekran seviyorsaniz az bilinen (bkz: samsung galaxy grand) var. gerci cozunurlugu ne kadar iyi bilmiyorum.

siddetle s4 miniyi oneririm

grand'ın 5"'de 800x480'lik bir çözünürlüğü var. ppi değeri bayağı düşük.

lumia 625 çıkacak bu hafta.

Cevaplariniz icin cok tesekkurler. S4 mini arastirdim. Evet iyi duruyor. Aksam inceleyip almayi dusunuyorum. S4 mini harici onerisi olan var mi? Haftasonu sony xperia sp inceledim. Ekrani biraz donuk/soluk gibi geldi. O fiyati simdilik haketmiyor gibi.. Yeni onerisi olan varsa bekliyorum. Ilginize cok tesekkurler

(bkz: nexus 4)

copculer krali izle.

(bkz: blue valentine)

scrubs.

Community, Arrested Development gibi dizilerden zevk alabilirsin bence. Bir göz at derim.

Black Books. Yazdıkalrının hepsini de izledim ama Black Books'tan aldığım tadı hiçbirinde bulamadım.

modern family komik baya.

married with children saydığın dizilerin hepsinin eline verir.

it's always sunny in philadelphia

community +1

How I met your mother, community, scrubs

two and a half men.
yalnız son iki-üç sezonu salla. sadece charlie sheen'in olduğu sezonları izle. efsaneydi o zamanlar.

iyi bir aksiyon filmi olabilir ama cok daha iyileri var bence.
vasatin alti bilim-kurgu/politik film.
(bkz: bence)

izlemedim henüz ama eleştiri yazılarında genelde olumlu yorumlar yapmışlar, oblivion'dan iyi olduğu kesin en azından

obliviondan daha kötü bir bilimkurgu

Yalnız oblivion'u referans göstermezsek daha iyi olur, malum o filmi izlemediğim için pek bir şey ifade etmiyor bana.

Mantiksizliklar olsa da ben kurgusunu begendim.

gayet enerjik ve anlamlı bir punk-rock şarkısı kıvamında başlayıp giderek düştü, düştü ve teke zortlatmasıyla bitti. maalesef bu film de klasik hollywood arızasından malul: aceleye getirilmiş senaryo.

çok samimi olmadığım biri kumar oynayıp kaybederse sikimde olmaz açıkçası. ne olursa olsun gideceğim 3 erkek 1 de kız arkadaşım var. ha onu ordan çıkardıktan sonra saçmasapan mekanda kumar oynadığı için orda yemediği dayağı ben atarım zaten, o ayrı. illa oynayacaksan siktir git las vegas'ta oyna amk.

iyi arkadasimsa giderim.
iyi ama sorumsuz arkadasimsa, hep böyle seyler yapiyorsa birakirim temiz bir dayak yesin; ögrensin.
o kadar iyi arkadasim degilse gitmem.

Bilmiyorum ama senin çok samimi olmadığın biri için 300 euro'yu o mekana götürmeyeceğine eminim.

xenophobe'un dediği gibi benimde gidebileceğim 2 erkek 1 kız arkadaşım var bu durumda.diğer arkadaşlarım için hayatta gitmem.

@xenophobe temiz bir dayak ben de atardım yorulana kadar. orası kesin.

@natnan samimi olmayan birisi için gitme konusunda şöyle düşündüm; bu adam/kadın illa bir kaç kişiyi aramıştır yakın çevresinden ve kimse destek çıkmamıştır. belki son çare beni arıyor rehberden görüp.. gitmemek düşene bir tekme daha vurmak olur.

Tecavüze uğrayacağımı bilsem yine giderim. Eminim onlar da gelirler...

Benim de mustarip olduğum bir konu aslında. Bırak arkadaşımı, tanımadığım bir insandan bile yardım çağrısı gelse hayır diyemem, elimden gelen bir şey varsa yaparım. Nasıl hayır diyeceksin ki?

giderim.

hemen giderim, adamı alıp gelirim ki uykum açılmasın.

arkadaş çevresi

a

o) ortalamam 3.98/4.00, sınavlarına ve mülakatlarına girdim, kazandım.

ben de okul birincisiydim, alala.

h ve l biraz. 3-4 yerle görüştüm sonuncusuna alındım. her birinden sonra kendimi daha da geliştirdim, "neyi beğenmemiş olabilirler" diye diye eksikleri kapadım.

L.

fakülte birincisiydim, doğrudan teklif geldi kabul ettim.
ikinci ve üçüncüyü de doğrudan kendim buldum, hiç kimseye ihtiyacım olmadı.

p

Sırf bala göte bayan arıyorlardı :) son çaremdi çağırdılar, sordular biz bayan arıyorduk, bana arkadaşım önerdi burayı haberim yoktu demiştim, 6. yılım.
Bu arada grafikerim..

f) ama tam öyle degil. öyle cok yakin olmadigim sinif arkadasim yetenekli oldugumu dusunup(ayni proje grubundaydik) erkek arkadasinin calistigi sirkete beni önermis. Sonra mulakat, staj falan ancak oldu.

g. 2. görüşmeydi, ilkini ben beğenmemiştim. gerçi sonradan eleman alırken tek kriterlerinin "bilgisayar bilsin yeter" olduğunu anladım.

kpss ile. devletcilik vsr bende. fakat sınavdı atamaydı 1 sene bekledik.

p

p

p)kariyer net ve muadili sitelerden buldum.

askerlik çok önemli bir de.

i ama tam i değil. üniversitedeki bölümümden tamamen alakasız bir işe başlayacağım için para almadan çalışmaya başladım. 4-5 ay kadar sonra ordan yaptığım bağlantılarla ilk 'paralı' işimi buldum.

listening kısmı mı demek istedin? speaking de zaten sen konuşuyorsun.

ben alabiliyoesun diye biliyorum. ielts'tekine benzer bir speaking çünkü. o 30 saniye içerisinde not alabiliyor olman lazım. ama emin olamadım kağıt veriyorlar mı vermiyorlar mı. istersen sorarım birine?

kişisel görüşüm: benim 1 dakikam oluyor ielts'te. orada laf olsun diye 3-4 kelime yazdım kağıda. ama zaman kaybı. orada düşünmen gereken en önemli şey "nasıl başlayayım. hangi yalanı uydursam sıkıntı yaşamam." falan. başlangıç iyi olmalı. sonra devamı geliyor zaten.

speaking demek istedim.

bahsettigim o 3 4 kelime :) zaten o kisa surede daha fazlasi yazilamaz, tesekkur ederim,

alinabiliyor diye hatirliyorum ben. kagit veriyorlar miydi yoksa yaninda mi getiriyordun hatirlamiyorum ama yazar zaten bir yerlerde kesin.

not almak her soruda mantikli olmayabilir ama bilmemnenin avantajlari nedir acikla gibi bir durum oldugunda kisa bir liste hazirlamak avantajli olur. hele bir de gerginse 3-4 tane seyi akilda tutamayabiliyor insan.

not alınabiliyor. dışarıdan hiçbir şekilde kağıt, kalem vs getiremiyorsun, herşeyi sınav merkezinde veriyorlar. en azından kilit kelimeler, hatırlatıcı küçük notlar almak hayati önem taşıyor bence.

etik olarak (yasal olarak değil) ben olsam, 1 ay öncesinden haber verirdim, ve yetiştirmem için yanıma birini vermelerini söylerdim. 1 ay o adamı yetiştirir öyle çıkardım.

haber ver şimdiden. Bir süre beklersin vicdanın rahat olsun diye en kötü.
Bunu yapmasan bile etik. Emeğini satıyorsun ve artık bu yere satmak istemediğine karar verdin, bu kadr basit.

diğer kişinin askere gideceği zamanı kollayıp, pislik olsun diye işten çıkıyorsan etik değil. zamanında canını çok sıktılarsa bir parça intikamlı ve etik? :) başka bir yer çok iyi bir teklifle geliyorsa, etik tabii neden olmasın koy ... kısacası nereden baktığına bağlı :)

etik

şirket kurumsalsa her türlü etik, beter olsun ibneler; küçük bir şirketse etna'nın dediğini yap.

adam kovarken etik mi :) haahahaha şaka yapıyor burdaki bazı userlar gerekli yasal süreden önce bildir hatta imkanın varsa bildirme yazı değerlendir öde ihbar tazminatını paşa paşa çık

içerde iznin filan varsa isterse dava etsin sözle bildirdim dersin aynı gün istifa ettiğine dair özel yada şirket mailinden herkese ve kendi özel mailini de bcc olacak şekilde bir mail at sakla sana gelen örneği dertsiz başa dert mi açacan ha dersen ki kapı kapatmamak lazım bugünün yarını var ele güne rezil oluruz yok o zaman otur oturduğun yerde korkak her gün cesur bir gün ölür oda bugünür

genel olarak etik diyebilirm gönlün rahat olsun. bu şekilde çalıştığın böyle bir yerlere vefa borcu hissetmene gerek yok normalde. ama demek ki sevdiğin bir ortam ki ayrılacağın zaman bile bunu düşünüyorsun.

tabi firma batsın diye 2 iş bilen olarak çıkıyorsanız etik değildir ama...


işten ayrılacağını söyle, bu sayede hem belki zam alır eski işine devam edersin,
eğer zam yapmazlarsa istediğin olur yeni iş ararsın bu sürede,
eğer istifa edemzezsin ben kovarım derlerse tazminat alırsın :D

Pragsiz olmaz.

Yurt dışına gitme planımız dahi yokken rüyamda kendimi pragda görmüştüm :)

(bkz: floransa)

viyana, prag, budapeste turu yapin kendiniz.

sonra da italyaya gidersiniz.

Ispanya'dan sonra Italya pek mantikli degil bence. Yani ayni degiller tabi ki ama yakinlar birbirlerine. Kuzeye dogru gitmek mantikli. Para acisindan Budapeste, Prag falan avantajli olur.

viyana-bratislava-budapeşte
bu üçü iyi olur, bunların yanına prag'ı eklersen güzel olur

Süre 4-5 günse münih-viyana ya da prag-viyana olabilir.Ama süreyi 10 güne çekebilirseniz kesinlikle İtalya derim.Avrupada birçok yer gördüm hiçbiri İtalaya kadar etkilemedi beni.Roma'ya giderseniz benim için pompi'de birer tiramisu yiyin.

Prag-budapeşte yapın, 5 güne iki şehri de süper gezersiniz.

Izmir icinde sikisik olmayan caddeler yeni binalar desem oneriniz neresi olur

narlidere'de yeni binalar var cok sikisik olmayan ama abuk pahaliydi en son. Sehrin Cesme ucunda gibi de bir sey.

Pejincesmede esyasiz daire kiralari nasildir?

Ney alinir mi?

uzun vadeli diyorsun ama laptop seçmişsin. Oynatır mı bakmadım, büyük ihtimal oynatır ama oyun oynayacaksan masaüstü alacaksın. Laptoplar mangal gibi ısınıyor ve ömürleri de biraz da bu yüzden az oluyor. O paraya daha fazla verim alacağın bilgisayar toplayabilirsin vatandan.

Masaüstü için de işlemciyi ortalamanın üstünde bir şey al ekran kartını çok daha üst bişey al. Ben 3 yıl önce öyle yaptım daha yeni kasmaya başladı oyunlar.

laptopta oyun oynama konusu cok tartisiliyor. Bence gayet pratik bir olay; isinma altina aldigin masa/fan ile hallediliyor. He ama buyuk ekranda oynanan oyunun keyfini vermiyor.

Oyun laptopu almadaki en basit algoritma su bana göre:
- bu siteye giriyorsun www.notebookcheck.net
- göz attigin laptopun ekran kartini burada buluyorsun ve siralamada nerelerde oldugunu buluyorsun.
- ona göre karar veriyorsun.

Mesela 3,5 yil önce aldigim (gayet uygun fiyata) bilgisayara ASUS nedense ATI hd5730 gibi super performansli GPU koymus. Hala en yeni oyunlari rahat rahat oynuyorum. ASUS sonra hatasini farkedip o seriyi kaldirdi mi ne oldu bilmiyorum ama 1-2 yil hic bir orta halli laptop o ekran kartiyla yarisamadi.

uzun vadede laptop mantıksız oyun için.

ama illa alacam diyorsan ekran kartı notebookcheckte iyi bir sıralamada düşünülebilir. i7'lisini bulabilirsen o daha şükela olur.

söyle seyler var, camlari siki siki kapali tutup ses gecirmez cam yaptiricaksiniz(yalitim camlari cok büyük oranda sesi kesiyolar),

eve böcek kapanlari koyucaksiniz lüpür lüpür yiiekler ses yapan sinekleri,

uyku maskesi takin, hic rahatsiz degiller, isiktan koruyor
www.medikal-urunler.com

kulak tikaci icinde cok konforlu tikaclar var. ses olarak yangin olursa sesine degil, kokusuna uyanirsiniz :)

ekleme
esya sesleri mesela düsen eden esyalari kutulayin,

daha sakin muhite tasinin,

modem, bilgisayar, tv gibi seyleri stand by da birakmayin, belli frekanslarda rahatsiz edici ses cikarirlar, uyku kaliteniz düser.

musluk gibi seyler icin siki siki kapatin.

evi temiz tutun.

vala cocuklugum oldukca gurultulu bir evde gecti aslinda. bir televizyon hic mi susmaz amk; neyse..

Sonra baya sessiz muhitlerde yasamaya basladim son 3 yildir, eve gidince cildiriyorum artik. Ama gel gör ki evim eski, ses yalitimsiz falan; ust kattaki yuruyunce duyuyorum..

ben acuvue advance'i bilgisayar başında oasys'e göre çok daha başarılı buldum. Acuvue'den sasmamak lazım .)

24 yıldır lensliyim, son yıllarda acuvue2 kullanıyorum, bilgisayar da dahil hiçbi hususta rahatsızlık çekmedim.

vala siteye baktim, hakikaten öyle bir hava sezdirilmis. Ama hic bir yerde de direk olarak söylemiyor.

Nitekim qt-project.org a gidersen her sey normal gozukuyor. qt-project.org

qt-project.org da creator yok. yani gui tasarım modülü, çeviri modülü neyim yok. indirip denemiştim.

downloads sayfasi:
imgur.com

qt birimini hatırladığım kadarıyla nokia satmıştı. fakat paralı değil hala.

Daha çok artabilir fiyatlar, önceden kiralamakta fayda vardı. Cebinize para koyup gidin, artı evet bazı araçlar için 18 yaş sınırından ziyade 25 aranıyor özellikle Sixt gibi şirketlerde. Şansınıza artık.

25in yaş sınırı olduğunu hiç görmedim. Ama 25 yaş altı olduğundan sigorta falan baya biniyor.
fiyatlar ve araba kalması konusunda bir şey diyemiyorum. İnternetten bakın farklı sitelere görmek için durumu. Havaalanında değil de şehirde de bulabilirsiniz belki; daha ucuz da olabilir. Yeterince araştırırsanız yerel firmalarda daha ucuza da bulabilirsiniz belki.

2010'da italyada kiralamistik, firmanin ismi hertzti zaten baya biliniyorlar. yas muhabbetini ben de hatirliyorum kredi kartini veren arkadasin yasi tutmuyordu hatta, oyle bi kurallari vardi karti veren kisinin yasini baz aliyorlardi. oradaki erasmus gorevlileri gelip cozmustu olayi. yoksa natnanin dedigi gibi yas tutmayinca arti masraf ekliyorlar baya da bi paraydi. biz ulke disina cikmadik ama hertz buna izin veriyordu diye hatirliyorum, hatta atiyorum romadan aldigin arabayi pariste birakabiliyordun, geri goturmek zorunda degilsin.

suradan arabayi alacagin yeri ve tarihi secersen araba cesitlerine fiyatlara bakabilirsin;
www.hertz.com

Ben de gördüm sıkıştırma olayı var sanırım, bazıları gerçekten çok küçük boyutta çok iyi kalite sunabiliyor.

filmin uzunlugu ve formati da onemli.

Kısa film olabilir mi

720p dedigin şey sadece çözünürlük. o filmlerde bitrate ler cok düşük oluyor normale göre, boyut da o yüzden kucuk olabiliyo. yani 720p kalite demek değil .

yify

mkvler görmüştüm ben öyle çok kaliteli.

sıkıştırılmış 720p versiyonları onlar. ses kalitesini falan baya düşürüyolar görüntü divx lere göre çok daha iyi oluyo ama büyük ekran tv de falan izlesen hiç de 720p olmadığını anlarsın. laptopta falan fark edilmiyo çok. bir de yify ripleri bu konuda en iyileri sanırım.

mkv'dir kesin. olur neden olmasın? video formatı da dosyanın boyutunu etkileyen faktörlerden.

oluyor oluyor gir bi torrent sitesine bi gezin istersen.latest movies browse falan de.neler var.

720p sadece görüntüyle ilgili kısım. o yüzden ses kalitesi düşük olabilir.

mkv codec değil ki sıkıştırma oranını etkilesin. sadece container, içinde x264, faac codec'i falan taşıyor işte. mp4 container'ından ekstra olarak altyazı falan da taşıyabiliyor o yüzden popüler.

olay bitrate'de. 720p demek için 3mbit falan bitrate'i olması lazım görüntünün. buna bakmak lazım.

şimdik bunların boyutları düşürülüp kalitesi düşürülüyor, senn pc deki codec sayesinde sıkıştırılan (kalitesi düşürülen) parçalar tekrar eski haline getirilip gösteriliyor, bunun gibi bir sürü şey war, ama burda önemli olan codec

kaliteyi belirleyen ve dosya boyutunun artmasını sağlayan şey çözünürlük değil bitrate'dir. bitrate'ini düşürdükten sonra çözünürlük 720p olmuş pek bi önemi yok.

eksisozluk.com

gayet boktan durumları dahi özlüyor olabilirsin, alışkanlıktır, doğal.

ama kültürel farklılığın tadını çıkarmalısın. üç aylığına, sen orada misafirsin. sokaklar, yemekler, devlet daireleri, otobüsler, metrolar, marketler, insanlar, tavırlar... senin için her şey farklı ve cazibeli. sokaklarda kaybol, her türlü yemeği tat, insanları izle. ilgini çeken şeyleri yazıp günlük bile tutabilirsin.

misafir olmanın tadını çıkar.

(bkz: kültür şoku)

3 ayligina gittigin icin, geri donecegini bildigin icin herseyi yadirgiyosun, benimsemeye calismiyosun
oysa 2-3 seneligine gitsen ayni gozlemi cok farkli anlatirsin

(bkz: doblo)

Yakıt olarakda dobloyu tercih edebilirsiniz geçen sene Aydın Marmaris Fethiye Antalya ve tekrar Aydın toplam 1019 Km'de 220 TL mazot yakmıştır. Tek dezavantajı 1.3 olduğundan yokuşlarda ve kalkışlarda ağır kalmaktadır.

doblo ticari olduğu için hız sınırı da normal otolara göre düşük. Onu da unutmayın. nasıl olsa hız sınırı 120 diye basarsanız benzinden kazandığınızı devlete ceza olarak döşersiniz.

Sessiz bir araba kiralamaya özen gösterin. Sessiz diyince fiat ve renault'u zaten sileebilirsiniz. Gezi uzunsa o uğultu ağzınıza sıçar.

doblo secenek degil gibi zaten.
Starex de bildigin Van yahu.

istediğin arabadan yok o zaman zanza.

yolcuların vücut ebatlarına bağlı olmakla birlikte fiat linea veya renault fluence mantıklı ve rahat olabilir.

sürekli yanımda taşıyorum şehir değiştirirken. ne olacak minicik kutular. sorun nedir?

1'er aylık lenslerden 3-4 kutu götürürsün. nesi garip bunun :)

Ben de kutuları yanımda taşıyorum.İllaki takarken düşürdüğüm,kaybettiğm zamanlar oluyor çünkü.Yeni bi lense ihtiyacım oluyor.

naptiniz la, bir tek sehirde/ulkede mi var lens? Turkiye'de zaten internetten almak daha uygun, her yere de gonderiyorlar.

Yurtdisinda da her yer satiyor. Göreceli pahali bir ulkede(Isvec) lens fiyatlari asagi yukari Turkiye ile ayni mesela.

Evde lens üretme istasyonun mu var? Anlamadım niye sıkıntı olsun? Şehir dışında lens satılmıyor mu?

Kutuyla gitmiyorum abicim, oradan alıyorum.

Oslo tam ortada gibi.

oslo +1
kamp için şahane mekanlar da mevcut: www.visitoslo.com
hem de başkenti görmüş olursunuz işte mis gibi:)
(bir de bergen çok şirin bir yer, stavangerden ne kadar yukarıda idi hatırlayamadım ama oraya kadar da uzanın mutlaka)
iyi tatiller... ^_^

norveçin tamamı orman olduğu için kamp yapacak güzel yerler bulabilirsiniz.
oslo ortada, çevresinde türklerin yoğun olduğu drammen vs var ama buralar büyük şehir. kayak merkezi olarak ünlü olan, içeride kongsberg var, ayrıca milli boks takımının kamp yaptığı tonsberg var doğası güzel. kıyı derseniz kristiansand şehri var. ben olsam orada kalırdım ama küçük tarihi ormanlık şehir derseniz kongsberg olabilir. osloya 1-2 saat buraları.
bu arada norveçte araba kullanmak zor çünkü yollar tamamen virajlı 80in üzerine çıkmak zor, çıkılan yerlerde de kamera vs oluyor. sahilden bergen'e gitmek zor olabilir ama vakit varsa mümkün tabi.

trondheim vs göteborgdan geliyorsanız gereksiz bence öğrenci şehri tipik, bergen mutlaka görülmeli ama çok batıda kalıyor dediğiniz gibi. bu arada yolda gelirken örebro'yu da görün derim isveç tarafında.

Oslo'yu gorduk. Pek bir numarasi yok bence :). Ayrica tam da ortada olmuyor, ertesi gune yine cok yol kaliyor sanki degil mi?

En uygun gozuken Kristiansand aslinda ama iyi midir, ne kadar iyidir onu bilemedim. @medievalman'a tesekkur ediyorum bunun icin :).

Bergen hakkinda cok guzel seyler duydum ama mesafe biraz fazla. 1 gunumuz daha olsaydi belki sikistirabilirdik, guzel olurdu. O bir dahakine isala, direk ucakla falan :)

Bazen oyuncular bazı bölümlerde takılabiliyor, geçemedikleri yerler oluyor. İzleyip geçsinler diye.

bazi oyunlari film izler gibi izlemek keyifli oluyor.

mesela su an ben the last of us'i izliyorum, her bolum ayri heyecanli lan. Dizi izlesem bu kadar gaza gelmem. Oyunun PC'de olmamasi da buyuk bir etken tabi.

bazı kanallarda oyunu oynarken esprili bir dille konuşulduğu için eğlenceli olabiliyor. ben izlersem izleme sebebim bu oluyor genelde. yoksa takıldığın yerleri geçmek için.

Oyungezer'deki ilk 10 dakika videolarının amacı daha çok reklam gibin. Yani sen oyunu almadan önce izliyorsun biraz hoşuna giderse alıyorsun.

canlı stream izlemesi gibi var mı be :)

mesela ben bir çok kez gta 3 oynadım kimsenin videosunu izlemeden. ama geçen youtube'da bir video gördüm, adam gta 3'ü sadece 1 saat 12 dakikada bitiriyordu. benim bitirmem saatler alıyordu oyunu; o yüzden oturdum ve tüm videoyu izledim. yani bazen merak, bazen yeni yollar öğrenmek, bazen de geçemediğin bölümü başkaları nasıl geçmiş görmek için izlenilebilir oyun videoları.

@mayhemdemon senin gibi oyun satın almak istemeyen yüz binlerce kişi de malum yollarla oyunu indirdi, çatır çatır oynadı. ben de onlardan biriyim tabii.

bence gayet güzel plan yapmışsın. dediklerini yap. vapura da bin. (istanbulda olsa da)

dogal yasam parkina gidin :P

foça'ya git. ya da çandarlı'ya.
sahilde kitap oku yüz akşam da yürüyüş yap.

bostanlı'da tömbeki kafe, nargile için ideal ama alkol de var.
yeri bostanlı caminin hizasında. caminin orada sorarsan söylerler.

yoooooooo.

ya büyüyün arkadaşlar biraz. 25 yaşına gelip ailenizin bu şekilde size karışmanıza izin veriyorsanız ergensinizdir.

27 yaşındayım, babamda 57 yaşında adamın istediği torun sahibi olmak, adamcağız iki de bir, ben torunumla şöyle yapıcam ben torunumla böyle yapıcam diyor, buda haliyle üzüyor adamı,

sen bilirsin ama kendini de düşünmek zorundasın.

şimdi.. öyle olmaz da şöyle olur; sırf ailem istiyor diye evlenmem. ne olursa olsun.. ama sizin durumunuzda, intihar olur. yapı ve karakter olarak uygun olmadığınızı da söylüyorsunuz. bir yandan da ailenizin mutlu olmasını istiyorsunuz. o zaman ciddi bir ilişkiye başlayın yavaş yavaş.. babanın bulduğu kişi ile evlenmektense..

adama kedi köpek almıyorsun, ömür boyu senin bir parçan olacak, karakterini ciddi anlamda şekillendireceğin, çok büyük(maddi manevi) sorumluluklar getirecek biri olacak o torun. başkası sevsin, gezdirsin oyalansın diye aman yapıverelim denilemez.
Karakterin evliliğe uygun değilse, mutsuz bir birey olacaksan, boşansan da boşanmasan da bu çocuğunu etkileyecek eninde sonunda.

Bu durumda en doğru inşallah babacım istiyorum ben de hayırlısı olsun, şöyle sevdiğim, ömrümü geçirebileceğim bir kız bulursam de geç, araya aşk maşk de de bir kız bulup getirme fikrinden de uzaklaşsın.

evlen diye baski yapmaktansa acitasyon yapiyor; akillica :)

yapmayin, degmez.

babanem devamli soyler durur. olmeden bir evlendigini goreyim diyor. hatta gecen gordugumde "tanimadigin birini bul evleniver gitsin, 1 haftada alisirsin" gibi bi' seyler soyledi. eskiler icin ne kolaymis bu isler. 1 haftada alisivermek 0_o

1.çocuk sahibi olmak: bu durum beni korkutmuyor, üniversitede 6 aylık bir bebeğe bir yaşında kadar baktım hem de zevkle yaptım bu işi,

2. türk kızı muamması: henüz bir türk kızıyla sevgili olmadım, evlenmek ne demek ? , 3 tane türk kızıyla flört ettim, üçünde de gerilimin hat safhasına çıktım, (tabi ki hata benim seçimlerimdedir (yani ben öyle umuyorum))

3. bir kadınla bir ömür geçirme fikri: tüylerimi diken diken yapan fikir,

sakın ha! aile istiyor diye evlenilir mi? sana da yazık, elin kızına da, mutsuz bir ailede büyüyecek "torun"a da...

hayatın ne getireceği hiç belli olmaz. günün birinde senin de kalbinden "cozurt" sesi çıkartan biri çıkabilir karşına :)

evlilikte gözü olmayan, çocuk isteyen birini bulun? açık evlilik anlaşması yaparsınız en kötü...

onlar öyle söyler.her ailenin hayali torun sevmek.benim annem de başladı daha şimdiden.ben de fırsatım oldukça evlilik/çocuk gibi bir hayalim olmadığını hatırlatıyorum.
az önce de nerden aklıma geldiyse şunu sordum.evlenmesem,ama çocuk evlat edinsem ister miydiniz böyle bir durum? yani bir işim olacak çalışacağım, bir yandan da evlat edindiğim çocukla ilgileneceğim.eğer çocuk hakkındaki fikrim değişirse.
sırf aile istiyor diye bir şey yapılmaz.bu hayatta herkes bişeyler istiyor ama elde edemiyor.ailenizin asıl önceliği sizin mutlu olmanız olmalı.evlenmeniz veya torun sevmeleri değil.yürütemezsiniz, bu sefer şikayet ettiğinizde "evlenmeseydin o zaman" diye çıkıverirler işin içinden.bence de ailenin bu kadar hayata müdahale etmesi yanlış.kendiniz de söylemişsiniz karakterim müsait değil evliliğe diye. keşke herkes sizin kadar düşünceli olsa bu konuda.

6 ay önce ben: amaaaan yoook evlilik falan kesinlikle, ben evlilik insanı değilim, ben adam kahrı çekemem, kimse de beni çekmez amaaan yoook...

6 ay önce sevgilim: yook deli miyim ne evlenceem, annemlere de söyledim zaten en az 5 sene beni ellemeyin ben asla 30dan önce evlenmeem, ne evlencem yaa...

valla işte ben gittim geçen hafta ailesiyle tanıştım, o haftasonu bizim memlekete geliyo, ekimde nişan mayısta da düğün diyoruz kısmetse. hiç belli olmaz o işler, doğru insanı bulduğunuzda anlayacaksınız ancak. diğer türlü zorlamayla çekilecek dert değil yalnız.

bahsimevuz DLL 2.0in ustunde bir .NET ile build edildiyse olur oyle.

Dll de yabancı değil, bizim Dll o da 2.0 ile build edilmişti.
ama yine de bir kontrol edeyim.

işin bir ilginci yanı'da DLL'i windows uygulamalarında kullanabilirken Web uydulamasında yukarıdaki hatayı vermesi.

bir de "Client Profile" diye bir sey var. Eger refere edilen dll Full profile ile derlenmisse ve "Client Profile" ile derlenen bir proje tarafindan refere edilmisse bu hatayi verebiliyor. Ama .NET 2.0 da client profile olmamasi lazim.

bana kalırsa zaten şu an direniş gezi parkı için değil. ben desteğe gittiğimde gezi için değil, özgürlük ve polis şiddeti nedeniyle gittim.. bunu diyecek kesim vardı bir ara gezide ama kalan son profilden ben hoşnut değilim pek açıkçası..

direnis hic bir zaman gezi parki icin degildi ki, onun farkindayim..

yakmadiklari orman, kesmedikleri agac kalmadi; kimse agzini acmadi yahu. Taksimdeki kucucuk parki mi sallayacak bu millet. Gezi parki bir sembol sadece artik. Ama RTE ve medya onu bir sembol degilmis de gercek amacmis gibi lanse etmeye calisiyor.

bunu nasıl söylediğine de bağlı tabi... gönül alması lazım. o özür o ağızdan çıkacak... öyle yardımcım özür diledi demekle falan olmaz.

ilk açıklamasında böyle bi şey deseydi buraya kadar uzamazdı olaylar mesela ama şu saatten sonra direniş durulsa bile yarın en ufak bir "saçmalık"ta yine ayaklanılır. hiçbir şeyin farkında değillerse bile bunun farkındadırlar en azından.

evet bunu yapmaya çalışıyorlar da gerçek amaç o değil.. o yüzden de gerçek amaca ulaşılana kadar devam edilmeli.. amaçların yazılı olduğu bildirgeler dağıtılıyor her gün gezide taksimde orda yazılı olanlar olmalı.. olmadan da boşaltılmamalı... ha polis istese şu an boşaltır helikopterle müdahale edip.. nedir bu tayyip in hem geri adım atmayıp hem de beklemesi ben onu anlamadım açıkçası

neyse ki böyle bir şeyi asla söylemeyecek... kendi ağzından duymayacağız yani. bu kesin.

neden gerçek olmasın

ortodoks yahudileri cogu koyu dinci gruptan daha maldirlar. Gerci allahtan malliklari kendi bolgelerinde sinirlidir. Bolgelerinden ciktiklarinda kimseye oyle artizlik yapmazlar.

Videoya koyulan baslik daha mal yalniz: "Bir Yahudi ile konuşmak..(İstisnalar dahil değildir..)"
Resmen antisemitist propaganda.

polisin ota boka atmaması bir türlü yasaklanmadığına/yasaklanamadığına göre, tamamen kaldırmak daha iyi bir çözüm zanza.

Kime atılacağına karar veren merciler güvenilmez olduğu için toptan yasaklanması şart. Onun dışında alakasız çok geniş bir çevre etkileniyor.
Biber gazı son birkaç yıldır deli gibi kullanılıyor, ondan önce basınçlı su vardı, onunla yetinsinler. Ayrıca bir yeri yakıp yıkacak grup biber gazı atılsa da yakar, tam yüz korumalı maskeyi giyersin yeter.

değil. Gaz bombası sağlığa zararlı.

e cop da sagliga zararli :)

vahşice gösteri yapmaya niyetlenen grubu gaz bombasıyla durduramazsın.

Toma'lar su sıkar işte mis gibi.

Hem poliste niye cop var?

valla yasakçı zihniyet karşı birisi olarak illa bir şey yasaklanacaksa polisi tümden yasaklasınlar :)

şaka bir yana polise güç vermek yerine, yarın öbür gün 100 kişilik bir grup vahsice gösteri yapmasın diye daha bilinçli hareket etmek gerekir. bak bilinçli hareket etmek diyorum; yoksa her farklı düşüneni susturmak da gayet yeterli bir çözüm o 100 kişinin gösteri yapmasını engellemek için.

lor

peynir altı suyu da protein bakımından zengindir. hatta body / fitness yapanlar en iyi protein olarak vurgularlar..

lor peyniri zengindir.

peyniraltı suyunu biraz zor içersin. kokusundan miden bulanır :D

lor var lor var ama. proteince zengin olanı böreklik olandı sanırım. normal peynir gibi zevkle yenmiyor o. çünkü kuru oluyor. kahvaltılık olanı var, o daha yağlı mesela. üstünde yazar paketlerin. bir de kesik diye bir şey var. o da baya zengin protein olarak. ama ege dışında kesiğe ne deniyor bilmiyorum.

(bkz: cottage cheese)

lor ama yemesi işkencedir hafızanallah.

çökelek

didimde apollon tapınağını mıtlaka görün.
bodrum yolunda bafa gölü kenarında bir yemek keyifli olabilir.
bodrum kalesini gezmeden gelmeyin.

didimde yeşilkentte kiralık evler oluyor uygun fiyata araba varsa oralarda kalabilirsiniz rahatça. ayrıca apollon tapınağı +1 ve mavişehire gidebilrsiniz akşamüstü kızlar azıcık pazarda gezer sonra sahilde sakin sakin bira içebilirsiniz.

didim için çok fazla şey söyleyemem ama bodrum a giderken eğer milas tan salı günü gçerseniz salı pazarına gidin derim..
bodrum yolunda gene güllük ya da güvercinlik te bir balık rakı yapabilirsiniz..
bodrum da kale yi muhakkak görün..
iyi tatiller.. eğer olur da zamanınız olursa bence muğla tarafına yani gökova ya filan da gidin hatta milas ın beldesi ören e ordan da sahil yolunu takip ederek muğla ya gidin.. aşık olacağınıza eminim o sahil yoluna..

@senialanbisiler ören-gökova-akyaka falan Bodrum'dan sonra gelecek ama sonrasinda kalacak yer problemi olmadigi icin bahsetmedim, tesekkurler :)

@damla cikolata, yesilkent kiralik evler icin herhangi bir iletisim bilgisi var mi acaba?

Didim de yeşilkent merkeze uzak kalıyor.Altınkum ve çevresinde takılın ki tüm dolmuşlar oraya gidiyor barlar,lokantalar orada.Şimdi kalabalık da değildir mis gibidir.Site olarak da gerçekyalı sitesini öneririm.Hem carrefourun tansaşın burger kingin vs yanında .
Mutlaka ve mutlaka apollon tapınağını gezin.

istanbula 2 cm kar yaginca tum haber bultenlerinin, istanbulda yuzyilin felaketi gibi sunmalari, oysa dogudaki bir ilin 6 ay boyunca 5 metre karda yollarinin kapali olmasi ama bunu kimsenin umursamamasi ile ayni sey

olaylari tanri degil insanlar yapiyor yanlis anlamamak lazim.

simdi sen bu aldigin bilgisayari daha ucuz olsun diye cinde yaptirilan markadan aliyosun ya, sende bunun bi parcasisin, bende öyle. isimize gelince hümanist, isimize gelince kapitalist, isimize gelince guru, dindar oluyoruz.

simdi o kadar deger veriyosun dünyaya, hümanizme, neler yaptin? cevap genelde hic. koca bir hic oluyor.

burda sen dedim, ama bende öyleyim, burda takilanlarda öyle.

bilgisayarda hümanizm kolay.

mesela spor salonlarina kaydoluyoruz daha lüksüne, daha iyisine filan diye, daha fazla para veriyoruz, sirf zevkimiz, kendi egolarimiz icin. asagi mahalledekine gitsek bize varos derler diye.

gidip iphone aliyoruz illa zorunluluk degil, kendi zevkimiz icin. yoksa ayni isi ondan 300 lira ucuz telefonla hic bir fark olmadan da yapabiliriz. ama hosumuza gidiyo bu.

araba aliyoruz gidip tipi hosumuza gideni aliyoruz daha ucuzu da aynisini yapiyor, kendi kisisel tatminimiz icin iste hep.

benciliz iste.

bunun bir adi var.

en.wikipedia.org/wiki/Missing_white_woman_syndrome

neyse kisaca asil cevaba gelicem, neden amerikan daha degerli di mi?

abi adamin devleti güclü, en degersiz vatandasi da olsa cekip cikariyo adam rehin tutulsa.

bana türkiye cumhuriyeti yurt disinda ögrenci belgesi vermiyo, ben ölsem benim ölümü alip ülkeme götürmüyo.

amerikan vatandasi bundan daha degerli iste.

adamlar guclu, cok iyi halkla iliskiler departmani var; yersen..

valla ben 3. sezonu bile bitiremedim. sen yine iyi dayanmışsın. 3. sezonun yarısına gelmeden daha fazla katlanamayarak bırakmıştım sanırım. hiç de merak etmedim devamını. arada bi devam etsem mi diye düşünsem bile hiç elim gitmedi. ki normalde bir şeye başladım mı sonunu getirmeye çalışan biriyim. yarısında çıktım insanı değilim yani.

zaten 4 ve 5. sezonun yorumlarına baktığımda hep daha kötüye gittiğini görünce iyi ki devam etmemişim dedim.

izledim ve bitirdim ama çok iyi değildi fakat yine de walter'ın ne yaptığını merak ettiğim için devam ettim sonuna kadar :)

hayatımda gördüğüm en leş dizi (lost'u hiç izlemedim de ondan aminiyum). 3. bölümü (sezon değil bölüm) geçebilmeni takdir ediyorum. ben geçemedim.

ben ilk sezonu bile bitirememiştim, sıkılıyosan kendini zorlamanın alemi yok.

yani öyle direk bayık demek ağır olur ama zamanımı daha düzgün dizilerle geçirebilirim gibi geliyor sanki.

çok komik gerçekten, çok güldük.

kaçırdım ben ne oldu caps var mı?

la noliy dedim. gözlüğümü çıkarıp baktım falan.

ne oldu ki?

fonta kaydılar

Ahahahahaha :(

monitör göte geldi sandım.

noldu ya 10 dk mı sürdü, kaçırdık mı?

haaaaaaa.

M harflerinde çok pis sıçıyor

iyi ya midemiz bulandı, tamam bitti artık güldük

ne zaman bitecek

önce 10 dk da oldu bitti sandım meğerse sadece bende gözükmüyormuş. acaba chrome da mı gözükmüyor diye firefox'la girdim yine yok. bana özel kod mu yazdılar göremeyeyim diye :( caps yok mu?

edit: alttaki cevap sağolsun adblock engelliyormuş.

Adblocker eklentisi açıkken normal görünüyor bende, öyle deneyebilirsiniz.

webci olacaksanız asp.net veya MVC, masaüstü kasacaksanız WPF.
Web daha yaygın takdir edersiniz ki..

pek iyi şeyler düşünmem
bu arada kadın düzenli yaşam cart curt yazan cümle de %99 yalandır
kadınlara güvenmeyin inanmayın inanır gibi yapın

Muhafazakar diilim; bu konularda çekince taşıyan biri de diilim. Ama bi kadın olarak hoş bi şey olmadığını düşünüyorum. Tanımadığı insanla temas olayını o noktaya birden fazla kez gelmiş ve yaşamış bi insan (sadece kadın diil) bana hiç normal gelmiyo. Ha ben olsam manitamla böyle bi şeyi de paylaşmazdım; tabii o heriflerle aynı mekanda karşılaşma olayı kadını rahatsız edip de paylaşmış olabilir. Ciddiye aldığı için de paylaşmış olabilir. Bu açıdan bakınca pişman duruyo ama yine de normal bi algı düzeyi diil bence tanımadığın insanlarla o noktaya hemencecik gelme, tuvaletlerde öpüşme falan. Ben sevgilimle dışarda öpüşmüyorum bide tuvalette öpüşcem.. Yok yani normal diil.

bildiğin kaşar olduğunu düşünürüm abi ne düşünücem.

not:bırak muhafazakarlığı bildiğin ateistim.

normal karşılardım. hele bir de beni seviyorsa hiçbir önemi yok.

Bir de daha önce 2 kişinin fak badisi olmuş.

Bana söylemezse iyi düşünürüm. Söylerse de kötü düşünecek halim yok ama eskisi gibi bakamam. Ne kadar enteliz dantaliz desek de biraz geri kafalıyız sanırım. Tabi godoş olmayacak kadar geri kafalılık iyidir.

iyi dusunmem.

hadi tum bunlara muhafazakarlik disi sebeplerden bir kalip buldun ve kabul ettin. bundan sonra o kadin gercekten bu tur iliskilerden uzak bile dursa sen supheci yaklasacaksin. belki ortada birsey yokken bile kendini yipraticaksin.

millet daha sevgilisinin eski sevgilisini kaldiramiyor =) boyle birseyi hazmedebilecek erkek sayisi cok ama cok az ...

bekaret falan arayan biri değilim.

ama bu gibi bir olayın varlığını bir kez öğrenirsem, elimde değil, sonsuza kadar düşünürüm bunu. sadece kendime çile çektirmiş olurum yani. elimde olan bir şey değil arkadaş. %99 ayrılırım bir süre sonra. çünkü artık farklı gözle bakmaya başlarım.

öncelikle bir hastalık kaptı mı acaba diye düşünüp korunup korunmadığını sorarım. sonra hem onun hem de kendi iyiliğim için kan testi yaptırırdım.

bu kısmı tüm duyurucular içindi. devamı mesajda...

Başta önemsemiyor gibi yap, sizde bir süre eve geçin. Sonrasında olmadı, yürütemiyorum dersin. Olm böyle nimetler buluyorsunuz ve onlarda ciddiyet arıyorsunuz, aşk arıyorsunuz. Çok tuhaf.

Sizinde yaşamınız bu şekildeyse kabul edilebilir ancak. hayatınız boyunca hoşlanmadığınız ve tanımadığınız biriyle birlikte olmadıysanız uzak durun bence bir süre sonra sizi ciddi sıkıntıya sokacaktır. hatta ''bu akşam arkadaşlarımla takılıcam'' dediği günlerda paranoyaya bağlarsınız.

mınagoduğumunun karısı güldün oynadın jübileyi bendemi yapcan la diye düşünürüm.
onunla cinsellik için olsa bile takılmam bırakır kaçarım.
sikertirim öyle aşkın ızdırabını hacı.
samimi arkadaşım bana böyle bir kızı sevdiğini söylese onu döverim aklı başına gelene kadar.

Bu kadını sen mi değiştiricen. Hayatın biter çileden, stresten şüpheden. Bunun fuckbuddy'si ol sen. Acaip tecrübelidir. Kasma hiç yani. : )

hiç tanımadığı kadınlarla club
ortamında birlikte olan adam hakkında ne düşünür bu kadına demediğini bırakmayanlar.ahlakı düşünüyosanız ahlak sadece kadınlar için değil

herkes 5-10 seneki hali ile aynı mı.. değişmiştir, değişebilir insanlar..
tek gecelik ilişki yaşayan tek insan o mu? o sadece anlatmış bence, nasıl ne durumda anlattı, aranızda ne geçti bilemem tabi ama..
ne sakıncası var geçmişte böyle şeyler yaşamasının?

kafanız ne güzel.
sen "barda bi hatun götürdüm,inanamazsın" diye erkek arkadaslarına gururla anlatırken kimse seni yadırgamıyorsa,o kadını da kimse ayıplayamaz.
erkek yapınca koçum benim,kadın yapınca tüü kaka durumunun hastasıyım.
bi siktirin lütfen.
kadının yaptıgı tek hata eski ilişkilerinden bahsetmiş olması.

Soru kadın üzerinden olunca muhabbet kadın üzerinden gitmiş, yoksa hiç tanımadığı biriyle o tür ilişkiler yaşayabilen "insan" kökten rahattır, geniştir BENCE. Bu da olaya daha prensipli bakan kişileri ömür boyu rahatsız eder. Kimsenin bedeni bu kadar bedava olmamalı.

@demoniclewinsky +1
duyuru ne hale gelmis ya; bir de muhafazakar degilim diyorlar peh peh..
Ayrilin, kadin kurtulsun sizden. Sizin gibi seksist, ateist olunca kendini acik fikirli sanan, esitlige ve cinsel ozgurluge godosluk olarak bakan insanlardan daha iyilerine laiktir buyuk ihtimalle.

Not: O olup bittiginiz, ilk firsatta tasinacaginiz bati ulkelerinde son derece normal bir durumdur bu.

en azından dürüst. erkekler bunu dillendirmekten utanmıyor, bunu yaşayan erkek sayısına bakın bi de kadın sayısına bakın. erkekler bunu yalnız yapmıyor değil mi, kadınla yapıyor olması lazım. e o zaman bu sayı dengesizliğine nası bi açıklama yapıyosunuz?
bi kadın olarak söylüyorum ki; kadınlar erkeklerden daha fena bu konuda. ama sır saklama konusunda çok çok daha iyi. bi kadın bi şeyi size anlatıyor ve bunu ağzımdan kaçırdım diyo olabilir ama bir kadının gerçekten kimsenin bilmesini istemeyeceği bir sırrı varsa öldürseniz bilemezsiniz.
bu kadın sana hiçbir şey söylemeyebilirdi, hem de o zaman ruhun duymazdı, saf saf takılırdın, maymun gibi oynardı seninle; bunu mu isterdin? ben senin yerinde olsam, bana bunu bile anlatmış insana daha çok güvenir ve bana dürüst davrandığı için ve ayrıca ona bunu anlatabileği güveni verdiğim için mutluluk duyardım. çok yanlış bi yerden yaklaşıyorsun olaya.bu kadar yüzeysel olma lütfen.

dostum kadınlara inanma vaatlerine gül geç

kadınların bilmediği şu: erkekler söylese sıkıntı olmazdı diyosunuz ya... hah işte onun erkek versiyonu artık evimin erkeği olmak istiyorum deyince biz erkekler çok gülüyoruz. arkadaşı uyarmamızın sebebi de o... lan gençliği hızlı geçip şu an yaşı elliye dayanan biri var... herif hala ofisinde fındık kırmakla meşgul... oyle paralı seks de değil ha... bildiğin gelenin gidenin hesabı yok...
ama ailecek git yemeğe otur adamla, kendi sütten çıkmış ak kaşık biz en büyük şerefsiziz;) yani bu işlerde kadın/erkek farketmez, tövbe pek işe yaramıyor; sadece uygun yer/zaman oluşana kadar kuluçkaya yatıyor dielim. sigara gibi düşün. bıraktık di mi? yarrak bıraktık afedersin;)

hocam afedersin ama eskikaşarmış o:)
bende fuckbody im olurmu onu düşünürüm heralde ne düşüneyim :)

oruspuya nikah düştüğü nerde görülmüş? dikkatli ol kardeş.

bildiğin kaşarmış kusura bakma asla güvenmem.

(git: www.google.com.tr )sadece tıkla

@natnan, ne saçmalıyorsun arkadaşım sen.

net bir şekilde söylüyorum; elimde olmadan düşünürüm yaşadığı şeyleri ve bu beni eninde sonunda rahatsız eder. aklıma girer.

benim sekse düşkün bir çok kız arkadaşım var. ama onlar arkadaşım, hiçbirini yadırgamıyorum, yargılamıyorum. hepsi de çok yakın arkadaşım. hatta bunun makarasını falan da yapıyoruz. yani kimin ne yaşadığı benim umurumda değil. ama, ben herhangi bir şekilde önüme gelenle yatmayan biri olarak, sevgilimin ya da evleneceğim kadının geçmişinde bu tip bir soru işareti barındırması benim hoşuma gitmez. kafamın bir yerlerinde tümör gibi kalır o düşünce.

eğer bir insanın kafasında böyle bir soru iaşreti kalmıyorsa zaten sorunludur.

muhafazakar olarak damga yedik bari hakkını verelim.
ben bu erkek halimle barda tanıştığım bir aplayı bafilemeye korkarım,
hastalık var mıdır yokmudur diye içim içim yer.
aıds, bel sokuğluğu, herpes, hepatitb var oğlu var yani.
bu hastalıkların bazıları hemen belirti göstermiyor hem.
düzenli seks hayatı başka önüne gelenle yatmak bambaşka.
toplum özgür cinsel yaşam demiyor, oruspu diyor.
birde milletin ağzıylamı uğraşacaksın.

"elimde olmadan düşünürüm yaşadığı şeyleri"

Yahu ne varmis yasadigi seylerde ya? Nedir verdiginiz bu anlam abi sevismeye? Sana göre o kadin sikildi degil mi? Adam da onu huhnarca sikti.. Al iste alayina seksizm.
Ulen bildigin 2 kisilik bir eglence aktivitesi. Adam da sevisiyor, kadin da. Kadinin daha fazla keyif almis olasiligi daha yuksek hatta. Ama gel gör ki hepinizin gözunde kizin masumiyeti yerlerde, adam da dunyanin en super adami. Ikisi de ayni seyi yapti yahu..

Dostlarım olayı şakirtliğe kadar getirmiş olmamız bence kafalarımızın içinde bizi kemiren örümceklerin neticesidir. ayrıca club da içmişler sarhoşlar 2 tarafda birbirini tanımıyor iki tarafta düşünmüyor aids gonore hastalık fln dünya o 2 yek beden etrafında dönüyo sadece ve insanların bu konuda hiç hoş olmayan tecrübeleri mevcut Bir tanesini aktarayım liseden tanıdığım bir komşu kızı kezban sen evden kaç sonrasını bilmiyorum 1 yıl sonra hamile olarak eve döndü bebeğin sahibi genç ile evlendiler fln ama sonra doğum kontrolleri sırasında kızda zührevi hastalık olduğu genç tede olduğu çocuğada geçtiği anlaşıldı kız kimden kaptı genç erkek kızdan mı kaptı yoksa tam tersimi ne oldu nasıl oldu belki çocuğun babası bile değil test yaptırılmamış henüz ama artık kesin yaptırırlar yanı böyle durumlarda genelde kabak sonlara doğru patlıyo bence herşeyden önemlisi arkadaş şuan sağlıklımı bence gitsin hiç parası pulu olmasın kızılaya kan vermek istiyorum desin sorulara da atıyorum paralı ilişkin oldumu kısmına 1 yıl önce evet fln gibi işaretlesin yazsın kanında çıkacak sonuçta bana kalsa yine 20-30 lira ver test yaptır kızılaya iş yükü bindirme ama

Pek çok kadın böyle ilişkiler yaşamıştır. Yargılamaya hakkımız yok. Aşktır önemli olan. Hele ki karşılıklıysa

Ayrıca burdaki bazı arkadaşlara "21. yüzyıldan selamlar"