Giriş
(14)

Mutfakta çalışırken düzenli misiniz, yoksa dağınık mı olursunuz?

Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
Yemek yaparken kullandığınız malzemeleri anında yerine koyar mısınız, yoksa tezgâhın üzerinde bırakıp işiniz bitince mi toplarsınız?
Yemek yaparken kullandığınız malzemeleri anında yerine koyar mısınız, yoksa tezgâhın üzerinde bırakıp işiniz bitince mi toplarsınız?
-2
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(20.11.25)
Sonra toplarım çünkü yemekle uğraşırken ellere bir şeyler bulaşıyor, en basiti ıslak oluyor, bu ellerle un kavanozunu tutup yerine kaldırsam ona da bulaşıyor, en son her şeyi temizler siler toplarım
+3
grimavi
(20.11.25)
Dağınık.
Bir çeşit yemek yapsam mutfak savaş alanına dönüyor. Yemek yapma işi bitince mutlaka toparlar, temizlerim bırakmam öyle. Artık yaparken aynı zamanda toparlamaya çalışıyorum ama.
0
rock n roll
(20.11.25)
toplayarak çalışırım. dağınık çalışılmasından da nefret ederim. lavaboya kirli bulaşık vs biriktirilmesinden hiç hoşlanmam. yani bir şeyi lavabonun içine koymaktansa onu gerekliyse sudan geçirip bulaşık makinesine koymak zaman açısından neredeyse farksız. travmalarım tetikleniyor şu an.
+2
elorelia
(20.11.25)
düzenli. bulaşık makinesi boş olur. kullandığımı sudan geçirip koyarım.
tezgahım geniş. rahat rahat çalışırım. çok keyiflidir düzenli mutfakta yemek yapmak.
+2
gabe h coud
(20.11.25)
Yemek yerken bile, arada boşalan tabak olursa, onu sudan geçirip, bulaşık makinesine koyup yemeğime öyle devam ederim. O derece.
Eviyede herhangi bir an, bulaşık tabak görürsem o evde yemek yemem (OKB)
+1
Mirket
(20.11.25)
rahat ve hızlı çalışabilmek için eş zamanlı toparlarım ama içinde bulunulan ruh hali bazen bu ritmi bozabiliyor :v
+1
lüzumsuz adam
(20.11.25)
Bulaşık makinem yok o nedenle kirli bulaşıkları günün sonuna kadar lavaboda biriktirip toplu yıkarım ama onun dışında yemek yaparken yaparken bir yandan toparlarım.
0
peki madem
(20.11.25)
ben yemek yaparken mutfağım savaş alanına döner. yemek pişerken toplarım.
+1
art cat chocolate
(20.11.25)
Toplaya toplaya çalışırım, dağınık mutfakta çalışamam hatta.
+1
muhayyer divan
(20.11.25)
Bu konudaki uygulama farklılığımızdan dolayı eşimle sıkça tartışırız. Ben toplu olmayı severim, dağınık ortamda çalışmam, yemeğe birşey koymuşsam ondan geriye hiçbirşey kalmamalı tezgahta, sonra sırası ile giderim ki hiç biriken birşey olmaz geride. Ancak eşim önce yemekleri yapar çok hızlı ama arkası savaş alanı gibi kalır, sonra toplamaya da enerjisi kalmayınca mutfak berbat. Ama o da bana diyor ki sen hazırlayana kadar açlıktan ölürüz. Bilemedim...
+3
va
(24 saat)
Toplu çalışırım. Bulaşık makinem yok o yüzden işi biten şeyi yıkayıp kaldırırım, dolaba koyarım hemen.
+1
black holes in the sky
(23 saat)
Dağınık çalışırım, çok fazla şey kullanıp bir sürü bulaşık çıkarırım. İşim tamamen bittikten sonra toparlarım.
+1
mutekebbir
(23 saat)
Düzenliyimdir. Labdan alışkanlık belki.
+1
truf
(18 saat)
Truf +1
Bunu hiç düşünmemiştim ama ben de çok uzun süre labda ve ilaç sektöründe (aşırı steril) çalıştığım için baya temiz düzenli çalışıyorum,
+2
a perfect lie
(18 saat)
(10)

Ağırbaşlı kadın ve enerjik erkek ilişkisi

pembe nohut
Tepkileri yüksek ve daha kontrolsüz, enerjik ve hareketli, fırlama, arkadaş çevresi epey geniş, sosyal ve dağınık yaşayan erkek ile daha sakin, ağırbaşlı, nerede nasıl davranacağını iyi bilen ve kendini kontrol edebilen, kendi üç beş kişisiyle hayatını devam ettiren, rutini olan ve rutinleri seven k
Tepkileri yüksek ve daha kontrolsüz, enerjik ve hareketli, fırlama, arkadaş çevresi epey geniş, sosyal ve dağınık yaşayan erkek ile daha sakin, ağırbaşlı, nerede nasıl davranacağını iyi bilen ve kendini kontrol edebilen, kendi üç beş kişisiyle hayatını devam ettiren, rutini olan ve rutinleri seven kadın ilişkisi... Kadın da duvar gibi değil tabii ki. O da konuşkan, neşeli, sıcakkanlı, baş başayken sadece erkeğe enerjisi yüksek ama erkekle kıyaslanınca haliyle çok daha sakin kalıyor. Özellikle erkeğin arkadaş ortamlarında. Gerçi erkek bu dengelenme halinden hoşlanıyor gibi. Bir de şöyle bir ayrıntı var. Kadın erkekten 10 yaş küçük. İşin sohbet, kafaların uyuşması, fiziksel beğeni, birlikte yaşama kısımları (şimdilik) mükemmelken diğer farklılıklara rağmen bu ilişki uzun vadede yürür mü?
-6
pembe nohut
(17.11.25)
Erkek sevmeyi biliyorsa, sadakatsiz değilse yürür.
0
muhayyer divan
(17.11.25)
beklentiler ne peki? birbirinin farkliligi hosunuza mi gidiyor?

yas farki olmasa adam daha dengeli olur zamanla derdim de 10 yas ne kac yasinda bi erkekten bahsediyoruz

justin&hailey cifti gibi bi vibe
0
ala09
(17.11.25)
"Kadın da duvar gibi değil tabii ki."
Şunu görünce eyvah dedim, kadın cidden duvar gibi muhtemelen.

Kadının uyum sağlayabilme yeteneğine göre değişir sıkıntı olup olmayacağı. Çünkü özellikle erkeğin arkadaş ortamında demişsin, demek ki o ortama uyum sağlaymamış hissettin. Normal şartlarda bu bahsettiğin uyumsuzluğun fark edilebileceği en alakasız yer arkadaş ortamı; sanki arkadaşları buluşup çarli gibi ormanda ağaç yürüyüşü mü yapıyor da sen sakin kalıyorsun. Sosyal statü, ortamda edilen lafların rahatsız ediciliği, kendini aralarına ait görmeme gibi başka şeyler de var gibi geldi bana uzaktan.

Geri kalanlar okeyse bu basit bir sorun ama illa üzerine eğilmek istiyorsa, ki muhtemelen haklısın istemekte; bir sosyal anksiyete işareti de var gibi geldi, o açıdan yaklaşabilirsin.
+1
Bruce
(17.11.25)
Sorma ihtiyaci duyduysaniz muhtemelen olmaz
+1
ghilleinthemist
(17.11.25)
On yaş fark dediğinizin hangi yaşlar olduğu önemli ya. 21-31 sıkıntı ama 35-45'ten bahsediyorsak yaş farkını düşünmeye gerek yok mesela.

Yaş farkını bir kenara koyarsak, olmayacak bir şey yok, ben yaptım oldu:) Kontrolsüz ve fırlama değil ama çok dışa dönük ve çok fazla çevresi olan, çok sosyal bir adamla sekiz yıldır beraberim. Onun yakın arkadaşları benim sakinliğime alıştı, ortamlarına girmek istemediğimde ya da kalabalık bir yerdeyken enerjim tükenip "ben eve döneyim size iyi eğlenceler" deyip (eşimi de orada bırakıp) kaçtığımda fazla yadırgamıyorlar. Ama benim sosyal anksiyetem de azaldı, ben de onlara alıştım. Diğer uçta pandemide aylarca nadiren başka birilerini gördüğümüz zamanı da sıkıntısız geçirdik.

Kadın kendisinin yapmak istemediği şeyler için adamı kısıtlamazsa, adam kadını zorla her yere sürüklemezse, yani aslında ikisi de birbirinden ayrı hayatlar sürdürebiliyorlarsa sorun yok.
+1
kobuzchu kiz
(17.11.25)
O kadın o ağırbaşlılığa kolay ulaşmadı, olmayacak ilişkidir.
0
gece yazan kedi
(17.11.25)
Olmaz abi.
0
gabe h coud
(17.11.25)
Cicim aylarında bu durum azıcık batıyorsa, zaman geçtikçe çoook daha fazla batmaya, rahatsız etmeye başlar.
0
cosmicstring
(17.11.25)
Fırlama ve dağınık yaşayan yazmasaydınız olur derdim ama o karakterdeki kadın da erkek de problem. Yürüdüğü kadar yürür. Kavga edip ayrılırlar. Dünyanın sonu değil.
0
gnosis
(17.11.25)
"Yürür" ya da "yürümez" diye kesin bir yargıya varmak anlamsız, sadece kendi deneyimlerimize göre yorum yapabiliriz. Bana kalırsa farklılıklar iyidir, sıkıcılığı önler. Ama bazı ortak nokta ve zevkler de olmalı ki sohbet aksın, birlikte zaman geçirilirken eğlenilsin. Bir de bence çiftler her şeyi beraber yapmamalı, herkesin kendine kalan bir alanı da olmalı. Erkek çok enerjikse gitsin arada arkadaşlarıyla takılsın, kadın o esnada kendisiyle baş başa kalsın işte ne güzel. Win-win.

Şu anda uyum, beğeni falan bazı kısımlar mükemmel demişsiniz. Bu durumun gelecekteki zorluklar karşısında ne kadar esneyebildiği önemli. Geçinmeye gönlü olan, çaba ve gayret göstermeye çekinmeyen kişi böyle farklılıkları önemsemez. Deneyin görün diyorum ben, olursa iyi ki denedik dersiniz, olmazsa yine iyi ki denedik de gördük dersiniz.
+3
kullanicadi
(17.11.25)
(17)

800 milyon Türk lirası büyük para mı?

ulukayin
Bugün işyerinde konu yılbaşı büyük ikramiyesine geldi. Birkaç kişi bu paranın abarttığımız kadar büyük olmadığını iddia etti. Tabii ki bu kişiler ayda en fazla 100-120 bin kazanan kişiler. Bu miktarın sadece günlük faizi bile bu kişilerin 7 aylık maaşı olan bu parayı küçümseme sebepleri sizce ne ola
Bugün işyerinde konu yılbaşı büyük ikramiyesine geldi. Birkaç kişi bu paranın abarttığımız kadar büyük olmadığını iddia etti. Tabii ki bu kişiler ayda en fazla 100-120 bin kazanan kişiler. Bu miktarın sadece günlük faizi bile bu kişilerin 7 aylık maaşı olan bu parayı küçümseme sebepleri sizce ne olabilir?

İkinci sorum ise şu, faiz her zaman enflasyona yenilir mantığını kavramaya çalışıyorum. Ayda 100 bin lira kazanan yani 100 bin lirayla geçinen birisi için neden faiz zararlı oluyor? Kişi zaten 100 bin lira ile geçinebiliyorken ayda ortalama 2.5-3 milyon getirisi olan risksiz garanti kazanç neden zararlı olarak değerlendiriliyor? Şimdiden herkese teşekkürler.
0
ulukayin
(14.11.25)
Tabi ki büyük para. ayda 120 bin kazansa 6.666 ayda kazanabileceği bir para yani 555 yıl :)

bu paraya büyük para dememek için zenginler listesinde ilk 10'da olmak lazım.

ikinci soruya cevap vermeyeyim ekonomist değilim :) Ama çok param olsa ben de faiz yerdim ne yalan söyleyeyim.
+2
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(14.11.25)
Çok büyük para. Ömrüm boyunca yemeden içmeden çalışsam kazanamam.

Enflasyon karşısında yenilmek de çok basit. 100 birime bugün ekmek alıyorsanız yarın 200 birim olur ama sizin paranız sabit faiz vermeye devam eder. Paranın değeri düşer, yenilir.
+3
artıküyeolmakistiyorum
(14.11.25)
@artıküyeolmakistiyorum tamam paranın değeri düşüyor fakat kendimden örnek vereyim. Bugün 100 lira alıyorum seneye olsun olsun 150 lira alayım. Ben bu miktarla (doğru orantıda) geçinip bir hayat yaşayıp ölüp gidebiliyorken neden ayda 30 katı getiriyle bir hayat yaşayıp ölüp gidemiyorum. Bugün ekmek 10 lira seneye 15 lira. Bugün maaşım 100 lira seneye 150 lira. Bugün “risksiz ve garanti” faiz getiri oranı 300000 lira seneye 450000 lira. Faiz sadece finansal olarak değil ruhen ve bedenen de getiri sağlamıyor mu? Mesela çalışmamak?
0
🌸ulukayin
(14.11.25)
800 milyon TL nakit, fabrikası olan insanların bile anca 20, 30 yılda ulaşabileceği bir para. Küçümseme sebepleri 1. matematik bilmemeleri, 2. paranın nasıl kazanıldığını bilmemeleri.

Faizi belirleyenler altını, doları, euroyu dikkate alıp zaten paranı TL'de tutman için çekici bir oran belirliyorlar. Bu oran çekici değilse zaten devlet canlılık istiyordur. Faiz yüksekse değerlendir geç. Enflasyon konusu da bu kadar basit bir şey değil. Her şeyin fiyatı her zaman artmaz. Böyle bir matematik yok. Aylar önce 100 TL olan şey bugün 50 TL'ye satılabiliyor. Arz ve talep konusu. Yani sen bal gibi de kâr etmiş olabiliyorsun. Hiçbir şey yapamıyorsan faizden gelen parayı harcamayıp onunla da yatırım yapabilirsin. Sonuçta elinde nakit var, en değerli şey.
0
arbre
(14.11.25)
20 milyon dolar yurtdisi icin bile buyuk para, turkiye icin cok buyuk para.
+2
cooperr
(14.11.25)
İşin komigi bu loto piyango vs paraları normal halka da çıkmıyor senelerdir :)

Hani boşuna hesap kitap vs yapmaya gerek de yok.
+3
makbur
(14.11.25)
Bana bütün arzuladıklarımı yaptırır rahatlıkla. Meh. Çok güzel para.
+1
muhayyer divan
(14.11.25)
valla yılda 400-500k kazanan swe olmayı hedefleyen ve bunun için çocukluktan beri günde 12 saat ders çalışan şahsım için bile inanılmaz büyük para. loto çıksa okuldan kaydımı siler, kod yazdığım laptopumu kampüsün ortasında parçalarım xd
+1
hold the door
(14.11.25)
Bu soruyu Elon Musk'a, Mark Zuckerberg'e falan sorun, onlar da "Büyük Para" diyecek. 19 milyon dolardan bahsediyoruz. O parayla boğazda yalı bile alınabilir. İnsanı "sayılı zenginlerden" yapmaz, evet. Ama güzel para.
+1
dilemma of subscribtionability
(14.11.25)
Değer olarak büyük , niteliği olarak ise kirli para. Ne de olsa büyük ikramiye ile hayatı mahvolanları gördük toplum olarak.

O arkadaşlarının yanılgısı, kazandıkları ortalamanın üstünde olsa dahi bunu az görmeleri.
6 ay parasız kaldıklarında biraz da fakir mahalle ve sokakları gezdiklerinde
100 - 200bin lirayı da çok göreceklerdir.
Hatta bu haldeyken etsiz hazırlanmış kabak veya patlıcan gibi sebzeli yemekleri sevecekler, ekmeğin üstüne salça sürüp yemenin zevkine varacaklardır.
Zor değil. Empati kurabilmeleri için sadece yapacakları şey biraz konfor alanlarının dışına çıkmaları gerek.
0
diyecevaplandı
(14.11.25)
Büyük para...

Bir de "Faiz her zaman enflasyonun altında kalır" argümanı tartışılır.
Düz faiz ve Türkiye için söz konusu durum geçerli olur ama faiz ve enflasyon arasındaki fark astronomik kalmayacağı için 800 milyon lira her halukarda anaparaya dokunmadan ve başka hiçbir yatırım yapmadan birkaç jenerasyonu güzel bir şekilde yaşatır. ancak tabi ki bu saçma çünkü mesela S&P500 yıllık ortalamada dolar bazında ABD enflasyonunun üzerinde para kazandırıyor, yani ortalama bir yatırımla bile bu parayı bitirmek, lüks sayılabilecek bir yaşam tarzıyla bile, baya bir aptallık gerektiriyor.
+1
salihdt
(15.11.25)
1) Olcut olarak iyi futbolcularin yillik maaslarina, top zenginlerin yatlarina, gelismis ulkelerin buyuk sehirlerindekideki prime lokasyonldaki top emlak fiyatlarina falan baktiklari icin rakami kucumsuyor olabilirler. Muhtemelen hayatlari boyunca hesaplarinda ulasamayacaklari bir net worth.

2) Nominal faiz var, reel faiz var;
Nominal faiz: sizin bankadan aldiginiz faiz.
Reel faiz: Nominal faizden enflasyon oranini cikarinca elinizde kalan rakam %.

Diyelim bankadan 10 milyon lira paraniz icin %50 faiz aldiniz. sizin 10 milyon liraniz 15 milyon oldu. Siz 5 milyon faiz getirisi aldiginiz icin seviniyorsunuz ama ayni yil enflasyondan dolayi herseyin fiyati %60 artiyor. Sizin 10 milyonun reel degeri 9.6 milyona esdeger hale geliyor.

Yillar geciyor para nominal olarak artsada rakamlar buyuse de bu reel kayip daha da buyuyor. 1. yil sizin 15 milyon'un reel degeri , 9.6 milyona dusuyor, 2. yil 8.8 milyona duuyor, 3. yil 8.2 milyon , 4. yil 7.7 milyon boyle asagiya dogru gidiyor.

Tr'de enflasyon faizden daha yukarida oldugu icin bu sekilde sadece faiz alarak yasamak mantikli degil. Sizin de deiginiz gibi belli bir sure calismadan yasanabilir ama zaman icinde calismaya geri donmek zorunda kalirsiniz ya da paranizin erimesini izlersiniz.
+1
thetruenorthstrongandfree1
(15.11.25)
ben hesap yaptım. hayatımın geri kalanı için 6milyon dolar bana yetiyor.

lüks yaşayan biri olmadığım için aylık 5bin dolar ile çok keyifli yaşarım. buda 30 sene daha yaşasam 1.8 milyon dolar ediyor. 2 milyon dolara ev ve arabaları yenilerim. kalan 2.2 milyonda kefen param kötü gün için saklarım.

yani demem odur ki 19milyon dolar benim için çok büyük para.
+1
gercekdunya
(15.11.25)
Abi şöyle düşün yıllardır Galatasaray'da futbol oynayıp bir sürü para şan şöhret kazanan Barış Alper Yılmaz geçen yaz o paranın yarısına Arabistan'a gitmek için Galatasaray'ı tek kalemde silip günlerce peşinden koşturdu koca kulübü, öyle bir para.
+1
kizil karga
(15.11.25)
Benim için büyük para. Beni bozmaz ama büyüktür.
0
mikahakkinen
(15.11.25)
ortalama 20m USD ki bununla bir kişi bir daha çalışmaya bilir orta standartlarda
0
duyurukullanıcısı
(15.11.25)
şu beyaz yaka tayfanın her şeyi küçümsemesine hayranım:) aylık 100 bin tl kazanan beyaz yaka zengin, 800 milyonu olan adam değil öyle mi? vay anasını arkadaş.
0
nothing in my way
(15.11.25)
(7)

siz de kedi videolarina ilginizi kaybettiniz mi?

theconqueror
Videoların AI ile yapıldığı ihtimali sizi de bu videolardan soğuttu mu?Edit: Aslında kedi ile sınırlamadan evcil hayvan videoları diyebiliriz.
Videoların AI ile yapıldığı ihtimali sizi de bu videolardan soğuttu mu?
Edit: Aslında kedi ile sınırlamadan evcil hayvan videoları diyebiliriz.
0
theconqueror
(13.11.25)
Tam bir boomer olduğum için çoğuna inanıyorum.
Kedidir yaa animasyon olsa ne olur ai olsa ne olur her türlü izlenir bence.

Yavru maymun videolarını da çok seviyorum.
+1
mutekebbir
(13.11.25)
Evet, evet, evet.

Doğal olmayan hiçbir şey ilgimi de sevgimi de çekmez.
0
muhayyer divan
(13.11.25)
Dürüst olmam gerekirse, kedileri seven biri olarak internetin başından beri "komik kedi videosu" trendinin asla bitmemesini anlayamıyorum. Kedi işte yani durduğu yerde komik/sevimli bir hayvan. Durmadan komik kedi videosu izlemek boş bir aktivite geliyor. O yüzden sosyal medyada çıkan kedi videolarını bi 10 yıldır falan izlemeden geçiyorum. Köpek videoları daha ilgimi çekiyor ama, en azından bir işlev var çoğunda :D
0
nundu
(13.11.25)
Kedileri de komik kedi videolarini çok seviyorum. Algoritma karşıma çıkarıp durursa art arda izlerim. Ama özellikle çok nadirdir hadi bı kedi videosu açip izleyeyim dediğim. Yapay zeka ile oluşturulanlar artık ilgimi çekmiyor ama bir ara çilekli don'un maceralarina göz atmıştım:d
+1
egerbiryolcu
(13.11.25)
Genel olarak AI içerikten bıktığım için Instagram'dan sıkıldım, çok daha az girmeye başladım. Ama Reddit'teki kedi subredditlerini bırakamıyorum.
0
kobuzchu kiz
(13.11.25)
%1000000. AI bu sevimli amator video sektorunu oldurecek. O videolarin izlenme sebebi gercek ve spontane olmasiydi. Vay anasini nasil yakalamislar bunu faktoruydu.

Fake aksiyon istesem acip tom ve jerry izlerim zaten.
+5
hot potato
(13.11.25)
Birkaç kere yapay zekanın videolarını ilgilenmiyorum seçeneği seçerseniz daha karşınıza gelmiyor ama beğenip de izlemeye devam edersiniz sürekli aynı şey karşına geliyor
0
eja
(13.11.25)
(8)

Ünlü kadınların saçlarının dökülmemesi

egerbiryolcu
Bu nasıl oluyor sizce?Katıldıkları programlarda saçlar upuzun ve hep açik. Yakın çekimlerde hiç dikkatimi çekmedi kollarına omzuna boynuna düşmüş saç teli falan. Yemek pişirirken bile açık saçla pisiriyolar çekinmeden. (İnternet ünlülerini de ekeleyebilirim)Ben saçimi evde açik tutamıyorum birazcık
Bu nasıl oluyor sizce?
Katıldıkları programlarda saçlar upuzun ve hep açik. Yakın çekimlerde hiç dikkatimi çekmedi kollarına omzuna boynuna düşmüş saç teli falan. Yemek pişirirken bile açık saçla pisiriyolar çekinmeden. (İnternet ünlülerini de ekeleyebilirim)
Ben saçimi evde açik tutamıyorum birazcık tutsam her yer saç olur. Bazen çok yoğun döküldüğü dönemlerde bulunduğum ortamda yere bir bakardım benden dökülen saçlar birikmiş. Baya utanıyordum hatta.

Kuaförde pahalı bakımlar mi genetik mi kaliteli beslenmek mi bunun formülünü bulmamız lazım...
0
egerbiryolcu
(13.11.25)
normali onlar. sen anormal olansın. sadece ünlü kadınlar değil, genelde öyle :P
-2
gabe h coud
(13.11.25)
geçenlerde birine diyorlardı saçları kaynak diye. ha evet hatırladım dilan polat için yazmışlardı. saçları o kadar gürül gürül aakıyor fotonun birinde. başka bir videosunda da büyükçe bir açıklık görünüyor. işi gücü sahtekarlık diye yazıp paylaşmışlardı.

gelir şimdi bir insan niye dilan polat takip ederciler. öyle bir denk gelmiştim. saç deyince yazdım.
-4
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(13.11.25)
Ya evet kaynak çıtçıt vs kullananlar illaki vardır da ama genel olarak sağlıklı duruyor çoğunluğunun. Gerçi ben kaynak gerçek saç çok ayırt edemiyorum belki cogunununki kaynaktır:s
0
🌸egerbiryolcu
(13.11.25)
Orijinal saçıyla çıkan %30 falandır en iyi ihtimalle.
+1
kizil karga
(13.11.25)
İlla ki dökülüyordur ama azdır. 4 5 yaş civarı travmatik bir saç kesilmesi olayım var. Neymiş efendim çok ince telliymiş de gürleşecekmiş. Çok net hatırlıyorum hala upuzun saçlarla girdim kuaföre, asker traşı olmuş gibi çıktım. O yaşımdan beri de hiçbir güç kestiremez, omuz hizası bile kısa geliyor şöyle en az sırtımın ortasına gelmedikçe rahat edemiyorum. Doğum sonrası çok dökülmüştü sadece ama o da normal zaten. 10 senedir her gün yemek yaparım bir kere bile yemekten saçım çıkmadı. Saçımı yemek pişirirken toplamam. E yerlerde saç oluyor tabi ki ama öyle öbek öbek değil.

Beslenme çok önemli. Protein ağırlıklı bir diyet lazım. Demir, d vitamini, çinko, b12 değerlerinin normal olması da bir diğer dikkat edilmesi gereken nokta. Bunlar dışında 3 ayda bir kuaförde bakım yaptırıyorum. Her gün duşa giriyorum ama saç diplerimi her gün şampuanlamıyorum.
+4
kullanicadi
(13.11.25)
filtre vb. onların da etkisi oluyor görüdklerinizde ama bir kesim çok iyi bakım yaptırıyor ve stresi yok denecek kadar az hayatında :)
+1
sweetoffice
(13.11.25)
Anacım bunun en birinci formülü stresi yönetmek ve sağlıklı yeterli beslenmek. Çinko eksikliği çok etkili onu biliyorum. Ama stres yönetiminin en önemli ayağı sirkadiyen ritim denen şeyi hayatında bir alışkanlık haline getirmek. Güneşin doğmaya başlamasıyla beraber uyanmak ve gece 23.00'te derin uykuya geçmiş olmak, arada güneş görmek temiz hava almak mümkünse topraklanabilmek stresi şahane azaltır. Gündelik hayatta çok fazla uyaran ve stres kaynağı var onun için uykuya topraklanmaya güneşe çok önem vermek lazım.

Stresi azaltmaktadır beraber sağlıklı ve dengeli yeterli doğru vs vs hani temiz beslenme dedikleri şey çok önemli. Et seviyorsan muhakkak et yemelisin, "başka yerden kıs kendine yitecek et al" denebilecek kadar önemli olabiliyor bu durum, demiri proteinleri kolajeni vs...

Yani sirkadiyen ritim ve temiz beslenme diye arasan yeterince sonuç bulursun bence.
0
muhayyer divan
(13.11.25)
benim de bebek yaştayken saçımı zorla keserlerdi ibneler. feryat figan aynaya bakar bakar ağlardım. yerlerden toplardım kılları. neymiş saç çocuğu büyütmezmiş. şimdi fare kuyruğu kadar incecik kaldı ama yine de dokunmuyorum. mezara kadar uzatacağım.
-4
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(13.11.25)
(5)

Şu müziği hatırlayan var mıı

muhayyer divan
Selaaamhttps://www.instagram.com/p/DQ-ISTVE8sVBöyle bir müziğe denk geldim ve ben bu müziği hatırlıyorum. Ama nerden. Gerçekten biliyorum bu melodiyi, nerden bildiğimi bir türlü çıkaramıyorum. Nasıl arayacağımı da bilemedim. Bilen var mı biz bu müziği nerden biliyoruz??
Selaaam

www.instagram.com

Böyle bir müziğe denk geldim ve ben bu müziği hatırlıyorum. Ama nerden. Gerçekten biliyorum bu melodiyi, nerden bildiğimi bir türlü çıkaramıyorum. Nasıl arayacağımı da bilemedim. Bilen var mı biz bu müziği nerden biliyoruz??
-3
muhayyer divan
(13.11.25)
bir donem radyo'da trt 2 hava durumu bultenlerinde jingle olarak çalardı diye biri entry yazmış. oradan hatırlıyor olabilir misiniz acaba?
0
matilda
(13.11.25)
müzik yok
+2
herzan
(13.11.25)
Aynısı değil ama Two girls one cup in müziğine çok benziyor. İzlediysen o çağrışım yapmış olabilir
+3
kisa
(13.11.25)
@kisa

Yok o değil, aynen bu müzikti, ama sanki çoook minikliğimde mi dinledim, acaba gerçekten bir jingle mıydı, benzer bişey miydi... o kadar iyi biliyorum ki aynen bu müzik olduğunu...
0
🌸muhayyer divan
(13.11.25)
bana akşama doğru programının müziği gibi geldi ama değilmiş. bazı tınıları benziyor.
www.youtube.com
0
ground
(14.11.25)
(7)

Watsapp’ta mesajlara bakmayan arkadaş

don’t panic
Arkadaşlar merhaba, 2 farklı grupta 2 arkadaşım var, 3-4 sene önceki mesajlara bile bakmamış görünüyor. İletildi var, ama okumamışlar, okumuyorlar. Etiketlendikleri mesajları bile :D Şimdi sorum şu ki admin olarak bu arkadaşları atayım mı gruptan? Sonuçta bu gruptaki sohbet muhabbet umurlarında deği
Arkadaşlar merhaba,

2 farklı grupta 2 arkadaşım var, 3-4 sene önceki mesajlara bile bakmamış görünüyor. İletildi var, ama okumamışlar, okumuyorlar. Etiketlendikleri mesajları bile :D

Şimdi sorum şu ki admin olarak bu arkadaşları atayım mı gruptan? Sonuçta bu gruptaki sohbet muhabbet umurlarında değil madem, atayım diyorum? Ne dersiniz?

Teşekkürler…
0
don’t panic
(11.11.25)
Buyruk senindir admin'im.
+3
makbur
(11.11.25)
Size zaman ayırmayan biriyle kafanızın içinde tartışmanız bile hata.
+1
rakicandir
(11.11.25)
Bu kadar zamandır grupta hiç etkileşimleri olmamışsa elbette salla gitsin. Amaç iletişim, iletişmeyi reddeden insanlarla uğraşmanın anlamı yok.
+2
muhayyer divan
(12.11.25)
Durmalarının ne zararı var ki hocam?
0
kumandanim
(12.11.25)
atın gitsin ya. kimsenin fanı değilsiniz niye dursunlar ki onlar sizi takmamışsa siz de onları hayatınızın hiçbir alanında bulundurmayın. her şey karşılıklı.
0
matilda
(12.11.25)
bizim grupta da vardı 2 ye bölünmüştük atılmasınlar ne zararları var diyen, atılsın diyen de. şutladı yönetici.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(12.11.25)
bende genelde bakmam. gerek duymuyordur cevap verebilecek kadar önemli bir şey değildir.
0
koela
(12.11.25)
(4)

65 yaşındaki anam için yaşlılık karşıtı gece gündüz kremi önerir misiniz?

kanasla intihar eden adam
65 yaşındaki anam için yaşlılık karşıtı gece gündüz kremi önerir misiniz?
65 yaşındaki anam için yaşlılık karşıtı gece gündüz kremi önerir misiniz?
0
kanasla intihar eden adam
(11.11.25)
Dermalogica haric her sey yalan benim icin.
Eger cildi atopik falan degilse, yani ne sürerse sürsün bir sey olmazsa, l'occitane'in anti-aging kremlerinin fanlari çok.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(11.11.25)
Benim annem q10 hastasiydi. Şimdi yaşadığım yerden daha kaliteli şeyler alıyor olsak da oldukça seviyordu nivea q10'i.
0
logisticsmanager
(11.11.25)
geceleri tretinoin (eczaneden acnelyse bile olur) ya da medik8 retinal kullanıp üstüne nemlendirici. Sabah da güneş kremi.
kısaca yüz temizleme + retinol türevi + nemlendirme + spf

olgun bir cilt için en basit rutin budur. ek olarak şikayetlere göre başka içerikler de eklenebilir (c vit, niacinamide, growth factors gibi)

en üstteki komboyu içeren tek krem (ornek: lancôme renergie crx triple) var ama ayrı ayrı kullanmak kadar etkili olmayabilir. 65 yaşinda birisi bu konuyla ilgileniyorsa birkaç ürün kullanabilir.
+1
eileengray
(11.11.25)
Hakiki gül suyuna hakiki tatlı badem yağı ekleyip sıkıca çalkaladıktan sonra pamukla cildini silmek, her gece yatmadan önce. Bu da çok eski bir doğal yöntem.
0
muhayyer divan
(12.11.25)
(9)

Kafa Karışıklığı

sezai karesort
Selamlar,Direkt konuya girizgah yapıyorum.Mevcut şirketimde 4 yıldır çalışıyorum, fakat 1,5 yılını bahsedeceğim hanımefendi ile her gün iletişimde olmayacak şekilde beraber çalıştık ve çalıştığımız şehirler de farklı. yani hiç yanyana gelip fiziki olarak çalışmadık.Beraber çalışmamız gereken süreler
Selamlar,

Direkt konuya girizgah yapıyorum.

Mevcut şirketimde 4 yıldır çalışıyorum, fakat 1,5 yılını bahsedeceğim hanımefendi ile her gün iletişimde olmayacak şekilde beraber çalıştık ve çalıştığımız şehirler de farklı. yani hiç yanyana gelip fiziki olarak çalışmadık.

Beraber çalışmamız gereken sürelerde iletişimimiz esprili, enerjik özetle samimi bir iletişim şeklinde gerçekleşti. Hatta bu durum benim dikkatimi çekti sanki bir frekans yakalamışız gibi bir durum oldu, diğer çalıştığım ekip arkadaşlarımla yaşadığım gibi bir iletişim değildi. Fakat iş dışında herhangi bir şekilde iletişimimiz olmuyordu açıkçası. Bazen 1 ay iş sebebiyle bile olsa iletişime geçmediğimiz oluyordu.

Ve bu Hanımefendi benimle iletişim kurması gerektiği zamanlarda mail veya teamste yazması kafi olacakken genellikle direkt cepten arayarak iletişim kuruyordu. Bu durumdan da bir kıllandım açıkçası.

Bir konuşmamızda sanırım ben samimiyet boyutunu biraz ileri götürünce sanki ona karşı bir ilgim varmış gibi algıladı sanırım bana "biz seninle bu kadar çok iş yapmazdık ne oldu sürekli yazıyorsun :) " gibi sanki üstü kapalı şekilde bana amacın ne kardeşim mesajı çaktı. Bu soru karşısında afallayan ben "ne diyeceğim lan ben" moduna girip gayet ciddileşip çünkü bu işin bu kısmı senin sorumluluğunda öteki kısmı da benim haliyle sana yazıyorum dedim.

Neyse sonra bir şey daha fark ettim ki -biraz avelim, laglı çalışıyor algılarım- son konuşmalarımızda beni telefonla aradıktan sonra konu daha kişisel özel hayata kapsayacak kısımlara kayıyordu, yani sohbet etmeye çalışıyordu. İşte kurumsal hayat bana uygun değil, şöyle planlarım var vs. gibi sen ne planlıyorsun kendin için vs. gibi. Yani işi konuştuk hallettik fakat telefon kapanmadı farklı bir konu açıldı ama ben her zamanki gibi hımm anladım geri dönüşleriyle neyse o zaman görüşürüz deyip telefonu kapattım genellikle.

Neyse son bölüme geçiyorum.

Geçen Cuma günü pat diye "Bugün benim son iş günüm" diye yazdı.
Şaka yapıyor sandım "ciddi misin ?" diye dönüş yaptım.
"Evet, sizleri tanımak güzeldi :) instagramdan ekle :)" diye geri döndü bana.
Ben de; "Seni tanımak da güzeldi fakat instafram kullanmıyorum, söz açtığım gibi ilk seni ekleyeceğim :) dedim.
"hahaha mantıklı, tamamdır. Kendinize iyi bakın" diye dönüş yaptı.

Lan kafamda deli sorular oluştu sonra dedim "lan kafayı mı yedi bu sanki daha şimdi tanışmışız gibi sizli bizli konuşuyor" tak diye gideceğini söylüyor ve şimdi bana instagramdan ekle vs. diyor. Telefon numaram da var halbuki instagram ne alaka mk diyorum.

Sonra vakit geçtikçe acaba kendisine yalan söylediğimi mi düşündü instagramım yok diye vs. kuruntu yaptım. Sonra dedim bir arayayım sonra dedim bu iş farklı yerlere de gidebilir amacı ne çözemedim şehirler de farklı falan fistan kafam karışık yani anlayacağınız.

Belki söylemedi bana ama benim bulunduğum şehire de geliyor olabilir. İletişimimin kesilmesini de pek istemiyorum ama durum da ciddileşirse diye de korkuyorum. Sanki benim hissettiğim o ikimizin arasındaki freakansı o da hissetti ve "lan belki ?" oldu veya ben kuruntu yapıyorum.

Yardım edin ya :( napayım ben :(
0
sezai karesort
(08.11.25)
ne kaybedersin ki? ara konuş. aniden çıktın gitti ne oldu nereye geçeceksin bir yer buldun mu merak ettim de. cesur ol konuş. gönlü varsa uzar gider muhabbet. gerçekten instagram'ın olmadığını açıkla ama yaş 50 değilse bence aç o instagram'ı. instagram kullanmamak havalı değil. kullanmak da değil. ama günümüzde gerekli bir sosyal medya ve iletişim aracı bence.
+2
art cat chocolate
(08.11.25)
@art cat chocolate +1 bence de instagramı açmalısın. Hatta bunu yaparsan bi taşla iki kuş vurmuş olursun. Onun için instagram hesabı açtığını anlayıp eğer gerçekten aranızda bahsettiğiniz gibi bir frekans varsa ve bunu o da hissettiyse sana kendini daha da açıkça ifade etmesine vesile olacaktır bu hareketin.
Ama yok hala arkadaş gibi davranıyor o zaman da "ya acaba iletişim kursa mıydım?" ikileminden çıkmış olursun ve "en azından denedim." dersin.
+1
mermaidd
(08.11.25)
Bir iş arkadaşınla ilk defa özel konulara girdin sanırım. Bu kadar panik yapacağın bir şey yok. Bunlar normal şeyler. Bunlar ilişki için sinyal değil. Bu arkadaşlık başlangıcı olabilir. Instagram tavsiye etmem. Ona bir sürü erkek mesaj atıyordur. Whatsapp'tan ya da arayıp kahve içelim mi de. O zaman hoşlandığını belli edebilirsin.
0
arbre
(09.11.25)
kimin lafı hatırlamıyorum.

erkekler, kadınların tüm nazik hareketlerini flört çabası zanneder. kadınlar, erkeklerin tüm flört çabalarını nazik hareket zannederler.
+2
co2s2
(09.11.25)
Cevaplarınız için çok teşekkürler arkadaşlar.

İlk olarak ilk defa iş arkadaşlarımla özel konulara girmedim açıkçası özellikle karşı cinsle. Oturup mekana gidip, içip dertleştiğimiz çok oldu fakat herkesin mesafesi gayet netti yani anlayabiliyorsun onu.

Nazik davranış konusunda da katılmıyorum açıkçası. Nazik davranış veda niyetinde olur iyi temennide bulunma olur kalkıp instagramdan ekle diyorsan bu artık nazik davranışın dışına çıkmış oluyor. Bilmiyorum ben mi yanlış yorumluyorum.

Burada asıl sorun asılında benim gibi duruyor.

İşten ayrıldığı için iletişimimizin kopma durumu yüksek şayet ben bir adım atmazsam ama adım atarsam konu artık farklı noktalara da gidebilir işte ben bunu istiyor muyum ondan tam emin değilim ki şu açık belli gibi duruyor bence; eğer iletişimi devam ettirir hatta hafif meyilli konuşmalar yaparsam yüksek ihtimal karşılık alacağım gibi hissediyorum bu sefer olay ciddiye binip farklı bir boyuta geçecek.

İşte ben bunu istiyor muyum ? bilemiyorum. İletişimim kopmasın da istiyorum ama bir sonraki evreye (Sevgililik) de hemen geçmek de istemiyorum.
+1
🌸sezai karesort
(09.11.25)
Tabii ki instagram açmak zorunda değilsiniz. Kullanmıyorsanız kullanmamaya devam edin bence.

Bir buçuk yıldır iletişim halinde olduğunuz birisi için hâlâ "acaba" diyorsanız, hiç zorlamayın derim. Aksi bir durum olsa ve "keşke sevgili olsak" tarzı bir temenniniz olsaydı, farklı konuşurdum.

İkinizin de yolu açık olsun.
0
yadigar
(09.11.25)
Sen erkeksin. Yani hem başlatıcı hem de ilişkiye yön verici sensin. Kadın tarafı aklına yatarsa, uygun bulursa devam eden taraf, beğenen kişiyi beğenirse uyan taraf. Sen bağı kuracaksın ve yöneteceksin. Dolayısıyla hemen sevgili olmak istemiyorsan olmazsın, hiçbir kadın seni istemediğin şekle sokamaz ki, yani senin kadınlar karşısında bu tarz bir iradenin olması lazım. Kendine güvenmeyen bir erkek kaçar evet ama kadınlar da özgüvensiz erkeği ya istemezler ya da elde edip yönetirler, bence kendini iyi bir incele.
-2
muhayyer divan
(09.11.25)
iş için, iş sırasında yapılan muhabbete bence fazla anlam yüklemişsiniz. size özel hissettiğiniz, kıllandığınız davranışların tamamı pekala karşı tarafın doğal hali olabilir.

"İşten ayrıldığı için iletişimimizin kopma durumu yüksek şayet ben bir adım atmazsam..." demişsiniz de kadın zaten "instagramdan ekle :)" diyerek iletişimin kopmaması adına bir girişimde bulunmuş. siz ise reddetmişsiniz.

"adım atarsam konu artık farklı noktalara da gidebilir" kısmındaki "farklı noktalar" ile kastettiğiniz nedir? yani bu noktada kendinize fazla güveniyorsunuz gibi geldi. iş arkadaşlığı dışında muhabbetinizin olmadığı bir kişiyle ilk defa karşılıksız sohbet edeceksiniz ve konuşunca hemen sevgili olacağınızı zannediyorsunuz. karşı taraf da sizi bir arkadaşı gibi görüyor olamaz mı, illa sizden hoşlanmış mı olmalı? hadi hoşlanmış diyelim, belki sohbet sarmayacak ve sürdürmek istemeyecek(siniz). fazla anlam yüklüyorsunuz. biraz rahat olun.

son olarak instagram tanımadığınız bir kişiyi tanıyabilmek için de kullanılan bir araç. yeni açacağınız -yani hiç geçmişi olmayan- hesap saklayacak bir şeyleriniz olduğu şüphesini uyandırabilir. sizin yerinizde olsam instagram hesabı açmamaya devam eder, ama bir şekilde sohbeti farklı kanaldan devam ettirip buluşmaya çalışırdım.
0
tnz
(09.11.25)
instadan eklersin mevzusu özel bir anlam ifade etmiyor bana göre. Ara, de ki merak ettim yaa nereye gidiyorsun nasıl oldu vs. sonra son mesajlarında siz'li biz'li konuştun şirketle beraber bizi de mi geçmişte bıraktın cart curt derken verdiği cevaplar ve tonlardan olay bir yere gidiyor mu gitmiyor mu anlarsın. arkadaşça aramış olursun yani bir şey yok bunda.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(09.11.25)
(13)

Ev sorunsali

alibaba06
Ankara ikamet ediyorum. Kendi evim var. Çalıştığım yer üstünde eskisehir yolu ekseninde ve trafikten artık bıktım. Ev ile iş yeri arası mesafe 18 kilometre ancak 1 saatten önce gitmek artık mümkün olmuyor. Beytepe ve bilkent tarafındaki ev fiyatlarını düşününce de kendi evimi satıp ordan ev alabilme
Ankara ikamet ediyorum. Kendi evim var. Çalıştığım yer üstünde eskisehir yolu ekseninde ve trafikten artık bıktım. Ev ile iş yeri arası mesafe 18 kilometre ancak 1 saatten önce gitmek artık mümkün olmuyor. Beytepe ve bilkent tarafındaki ev fiyatlarını düşününce de kendi evimi satıp ordan ev alabilmem de mümkün olmuyor. Onun yerine kendi evimi kiralayip o tarafta da kendim kiraya mi çıksam diye dusunuyorum. Ama açıkçası ne kiracı olmaya isteğim var ne de kiraciyla uğraşmaya. Böyle bir durumda öneriniz ne olurdu?
0
alibaba06
(07.11.25)
bazen bilkentten eskişehir yoluna çıkmak bile 20-25 dk sürebiliyor :) trafik konusunda malesef ankara bitmiş durumda. çevre yolu bile yetmiyor sabah ve akşam trafiğinde.

eğer işiniz metroya yakın bir konumdaysa benim tercihim evi metro olan bir yere taşımak olur.
+1
duyulmasi gerektigi kadar
(07.11.25)
her gün bir saat yol git kendine bin tane iş açmandan iyidir. gittiğin evde rahat etmezsin. evinde de kalan evini senin bıraktıgın gibi bırakmayabilir. her sözleşme dönemi sen kiracınla, ev sahibin de seninle gerginlik yaratacak sürece gireceksin her sene.. ben ce bir daha düşün
+2
denizmaniaherif
(07.11.25)
İstanbul'da benzer durumdayım. Sabah 45 dakika, akşam 1,5 saat civarı trafikteyim.
Ara ara yılıp taşınmayı düşünsem de insanın kendi evi gibisi yok. Üstelik kiracıyla uğraşmak zorunda kalacağım ve evime geri dönmek istesem hem kiracı hem ben zor durumda kalacağız. Artısını eksisini değerlendirince ben evimde kalmayı tercih ediyorum.
+2
auroraaurora
(07.11.25)
her gün toplu taşıma ile toplam 3 saat yol gidiyorum, araba ile gitsem 4 saat falan sürcek, yakın ev alsam oda sayısı falan düşecek şehir merkezinde oturmak istemiyorum ve yolu çekiyorum sırf kiracı olmamak için. bence 1 saat büyük şehirler için ortalamanın altı bir süre
0
eja
(07.11.25)
Ev ile işyerim trafik yokken 4dk. 40dkda gittiğim oluyor. Bilerek isteyerek yapıldığını düşünüyorum ben, bu kadar vizyonsuzluk olamaz. Sağcılar herkesin evde tıkılı kalmasını çok sever.

Kurtarıyorsa ben de metro diyorum.
+1
aguen
(07.11.25)
valla otur evinde, elindekinin değerinin farkına var. haline şükret diyenler gibi oldu ama cidden şu an sahip olduğun şeyler çok iyi.

ben kiracıyım, ben de ofise 1 saat toplu taşımayla gidiyorum. arkadaşım taa tuzla'dan geliyor 2 saatte.

keşke benim de 1 evim 1 arabam olsaydı da rahat etseydim. bazen yorgun hasta gibiysem taksiye biniyorum, öyle de 1 saat sürüyor yani. keşke arabam olsaydı da 1 saat trafiği kendi arabamda çekseydim. metrobüste milletin pis kokusuna maruz kalmadan, oturarak giderdim ne güzel. sırtımda pc çantasıyla her gün 1 saat git 1 saat gel yapıyorum.
+2
art cat chocolate
(07.11.25)
yani kiracıyla uğraşmam ben olsam. taşınmak ayrı zor bi olay.

kiracı olmak da ayrı zordur. gidiş geliş saatlerini değiştirebilirsin belki esnekse. ya da mümkünse metro ekleyebilirsin ulaşıma. bi yere kadar arabayla gidip sonrası metro vs.
+1
jelly bear
(07.11.25)
başka bir büyükşehirde benzer durumdayım. ne kadar yol çeksem de günün sonunda kendi evime girmek gibisi yok. 2 kez kiracı oldum. en iyi ev sahibi bile çıkarı söz konusu olunca kiracısını çabucak harcıyor bizzat yaşadım. şimdi arabam var ama günde 5 toplu taşıma kullanıp eve geldiğim zamanlar da oldu yine de işe yakın kiraya çıkmayı düşünmedim. bunu da bildiğimden arabada ne kadar trafikte de kalsam o günleri hatırlayıp halime şükrediyorum. ikisi de ayrı büyük konfor şu dönemde bizim ülkemizde çünkü. o yüzden ben kiraya çıkma taraftarı değilim.
0
dedim ben sana
(07.11.25)
Berkant nere yav? Bulamadım, bulsam sana daha net cevap verirdim.

İş yerine metro yakınsa metro civarında bir ev bul derim ben de. Muhit temiz olsun elbette ama kiraya çıkma. Evin varken kirada oturmak büyük rezillik çıkarabilir, bence yapma. Turkuaz tokileri var o civarda oturuyorum, işim evime 35 km uzak ve Ankara bulvarından gidersem anca 45 dakikada ulaşıyorum, Ankara bulvarı şans. Ama yaya gitsem gidiş geliş 4,5 saat sürüyor. Buna göre düşün farklı yollarla ulaşabileceğin bir yerden ev belki daha iyi olur.
0
muhayyer divan
(07.11.25)
beytepe bilkent kastediliyor diye tahmin ediyorum.
ben çevreyoluna çok yakın oturuyorum işimin saatleride normalden biraz farklı sabah trafiğiyle pek muhatap olmuyorum ama akşam trafiğinden ben de etkileniyorum ama genel olarak taşındığımızdan yerden çok memnunum. çevreyolu bağlantısı dibinde olmak çok bğyğk rahatlık.
incek tulumtaş çıkışındayız. burası tatil yeri gibi ağaçlar temizhava az bina bol bol müstakil ev gerçekten iyi ki taşınmışız diyorum.
bu taraflarda hala uygun evler var ev bakanlara tavsiye ediyorum ben.
0
mavicorap
(07.11.25)
hem ev sahibi ile, hem kiracı ile uğraşılmaz. evi satıp ev alman lazım. kreedi çekebilirsin. olmuyor ise işi değiştirebilirsin.
0
sivri sinek
(07.11.25)
hayret kimse dememiş motor ya da scooter hayat kurtarabilir.
0
koela
(07.11.25)
Bilkent olacak. Sorun aslında gidip gelme değil. Cocugu krese bırakınca ise yetişemiyorum. Metro ile de olmaz. Çünkü bilkent metrodan sonra yine yukariya dogru cıkmam gerekiyor.
0
🌸alibaba06
(07.11.25)
(17)

inançsızlar mı yoksa inananlar mı ölümden daha fazla korkuyor?

anlamsiz geliyor
sb.
sb.
0
anlamsiz geliyor
(07.11.25)
Keskin bir soru cevabım yok ama inançsız biri olarak yanılmayı çok isterim. Böylesi çok daha korkunç çünkü.
+1
mutekebbir
(07.11.25)
Ben bunun inanmak yada inanmamakla ilgili olduğunu düşünmüyorum. Bana göre insanlar ölümden tamamiyle belirsizlik dolayısıyla korkuyor. İnanan için de inanmayan için de ortada çok büyük belirsizlik var. Dini kitaplarda ahiret tanımı verilmiş ve açıklanmış olsa da hiçbirimizin gidip görmediği bir yer. İnançlı olmayan kesimin de kendince düşünceleri var ama en nihayetinde her şeyin ucu bilinmeyen bir yere çıkıyor.

Belirsizliğe bir de var olan hayallerimiz, belki arkada bıraktığımız çocuklarımız ve anne-babamız vs gibi etkenler de eklenince iyice korkunç bir hal alıyor ölüm.
+2
mermaidd
(07.11.25)
İnananlar daha fazla korkar çünkü ödül ceza bekler. İnanmayan gidecek yer yok dediği için daha rahattır.
+2
cemallamec
(07.11.25)
İyi ki öleceğiz diye düşünüyorum korkmaktan çok. Çünkü bu ne saçmalık. Din perdesi çekip her işi gören insanlardan midem bulaniyor ve bu işin pirleri memleketimizde bu işi icra ediyor. Bana kalsa hemen şimdi ölebilirim asla sorun değil.
0
artıküyeolmakistiyorum
(07.11.25)
İnansaydım korkardım bence. Ölümden sonrasından korkmuyorum çünkü bir şey yok, beynim durunca bilinç/ruh/töz yok oluyor. Ama yavaş ve acılı ölmekten korkuyorum. Öldükten sonra ipimle kuşağım...

"Her şeyin ucunun bir yere çıkması" da metafizik bir inanç, inanmayanlar olarak çıktığına inanmıyoruz zaten :)
+3
kobuzchu kiz
(07.11.25)
inançla ilgisi var mı bilmiyorum bunun.
etrafımdaki küçük gözlem kümesine göre her iki duruma dair örneklerim var.

inançtan ziyade, ölüme yüklenen anlamla ilgili bence bu.
inanmayanlar da ölüme anlam yükleyebilir. yokoluş ya da yokluk fikri bazı insanlar için düşünmesi korkunç bir şey.
+1
biseysorcaktim
(07.11.25)
İnananlar daha fazla korkuyor tabii. Bir inançsız olarak ölüm sonrası sonsuz uyku olduğunu bildiğimden bir korkum da yok. Hatta bu çok rahatlatıcı bir şey :)
0
sadakatsiz
(07.11.25)
İnanmayanlar daha çok korkuyor.
çünkü elinde dünya, bilim ve diğer maddi akli argüman ve çıkarımlardan başka bir şeyi yok.

Güya yaşlanmayı geciktiren kozmetik ürünleri bile gerçekte ölümden kaçınan dünyaya bağlanan insanı anlatır.
Bir de bilimsel çalışma olarak söylenen cryonics projesi var.
Bu da güya öldükten sonra yeniden dünyaya dönmeyi ifade ediyor.
Ruhu , net açıklayamayan bilim, ruha nasıl yön verecekte yeniden bedenle bir araya getirecek? bu da ayrı bir soru
İnananın ise Rabbi var ve sadece onun merhametine sığınıyor.
-2
diyecevaplandı
(07.11.25)
Soru çok yönlendirici olmuş ancak, ölümden korkmanın inanıp inanmamakla çok alakası olduğunu sanmıyorum. İnsanların bazısı korkuyor bazısı üstüne çok kafa yormuyor, ölüm fikrine alışmış oluyor. Bunların bazısı inançlı bazısı inançsız. Bu tip insanların her birini görmek mümkün.
+1
akhenaten
(07.11.25)
Bence inanmayanların korkması lazım. Ben korkuyorum. Çünkü ne demek var olmayı bırakacağım. Korkmamak çok saçma bir şey zaten ben korkmam diyene inanmam. Yeterince detaylı düşünmemiştir derim.


İnançlı insan niye korksun, onun inancına göre var olmaya devam edecek hiçbir sıkıntı yok.
+1
aguen
(07.11.25)
bunun inanmakla değil kişilikle alakası var. bir gruba ait olmak, belirsizlikten çekinmek vb. özellikleri olan insanlar daha inanmaya istekli. subjektif olarak düşüncem şu, inanan insanların daha çok korktuğunu düşünüyorum.
0
mikahakkinen
(07.11.25)
inançlıyım ve ölümden korkuyorum.
+1
deartheodosia
(07.11.25)
ölüm korkulan bir şey miymiş.
-4
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(07.11.25)
İnançlıyım ve ölümden korkmuyorum. Çünkü istediğin kadar kork, kaçış yok, bir gün bir şekilde başına gelecek ve engel olabilen yok. O halde neden kendime yük edeyim o korkuyu, hiç stres yokmuş gibi bir stres kaynağı daha neden sırtlanayım. Her insanda ölümden deli gibi korkan bir id vardır, bu korku id'in bizi hayatta tutması için yaratılmıştır, id üstüne düşeni zaten her insanda hakkıyla yapmaktadır, bundan fazlası, sürekli düşünüp korkmak bence saçmalık.

Yani bunun inançla alakası yok.
0
muhayyer divan
(07.11.25)
Yaş, iş konum vesaireden dolayı çok fazla cenaze taziye ortamlarına gidiyorum kısa süre de olsa. Aynı zamanda sosyoloji mezunu olmamdan mütevellit gözlem yapmadan duramıyorsun. Sonuç; seküler veya inançsız olduğunu düşündüğünüz ortamlarda sessiz sedasız gayet olağan normal karşılanmış bir ortam görüyorum. Ancak dini bütün, mütedeyyin cenaze ve taziye ortamlarında durum bambaşka. Ağlayanlar bağıranlar Çağıranlar tırnaklarıyla yüzünü çizenler elleriyle başına vuranlar, ayılanlar bayılanlar ağıtlar yakanlar zılgıt çekenler var ortamda. Bu bana hep garip gelmiştir ve hala da garip gidiyor. Anlayanlar için bir şeyler var bu yazıda. İyi akşamlar
+3
ground
(07.11.25)
bence en cok inanma taklidi yapan "dinciler" korkuyor, o yuzden cumalarda falan hep en sirada sevap points kasiyor abiler. tanidigim ne kadar yavsak it ugursuz var ise cumayi kesinlikle kacirmaz. eger varsa, hesap zamani geldiginde "evet kul hakkina girdik ama abi bak hep en saf tuttuk" diyerek yirtmaya calisacaklar, cunku fitratlari bu :)
-2
cooperr
(07.11.25)
din düşmanıyım bir şeyden korktuğum yok.
-2
hold the door
(07.11.25)
(9)

Kadın cinayeti söylemi düşmanlığı

cemallamec
Öncelikle entry şu: https://eksisozluk.com/entry/179631669Özet: Son zamanlarda belki incel ve kadın düşmanı kesim tarafından alttan alta aşılanan “erkek cinayeti de var, kadın cinayeti diye bir şey yoktur” söylemi sizce neden bu kadar destek görüyor? Ben bu entry’de alttan alta kadın düşmanlığı okuy
Öncelikle entry şu: eksisozluk.com

Özet: Son zamanlarda belki incel ve kadın düşmanı kesim tarafından alttan alta aşılanan “erkek cinayeti de var, kadın cinayeti diye bir şey yoktur” söylemi sizce neden bu kadar destek görüyor? Ben bu entry’de alttan alta kadın düşmanlığı okuyorum. Düz okumaya yapınca “ayy canım” oluyor ama öyle değil işte. “Kadın cinayeti” ifadesi sizce sorunlu mu cidden? Bir erkeğin kadını öldürmesi sizce normal cinayetle eş değer mi?


Uzun:

Arkadaşlar, kadın cinayeti söyleminden rahatsız olan abidik gubidik bir kesim var farkında mısınız, bilmiyorum.

Bu entry’yi giren arkadaşa mesaj çektim, tane tane anlattım. Bana “yazdıklarını okumadım bile ön yargılısın” deyip durdu :) Ona yazdıklarımı okumamış ama bana ön yargılı diyor. Uzun uzun, tane tane yazınca da “ben telden uzun mesaj yazmam, okumam da üşenirim” deyip durdu. Ona siz demeyip sen dediğim için üslubuma laf söyledi ama ağzından “oç” kelimesi maşallah eksik olmuyor.

Eskiden sözlükte böyle sığ, b*ktan ifadeler değer görmezken gerçekten alttan gelen kesim bu kadar cahil olabilir mi?

Bir kadının öldürülmesi toplumsal yapıyken bir erkeğin öldürülmesi böyle bir neden bağlanamaz. Kadın sırf cinsiyetinden öldürülür mesela. Giyiminsen öldürülür. Örfünden öldürülür. Baskıdan öldürülür. İstismar edilir öldürülür.

Ama bir kadının erkeği giyiminden, inancından, namusundan, örften adetten öldürdüğü görülmez “neredeyse”.

Şimdi “bakın hep erkekler kadınları öldürüyor diyorsunuz alın size kadınlar da erkekleri öldürüyor. Bunun cinsiyetle alakası yok” demek sizce de kadın cinayetlerini kasıtlı olarak erkek cinayetleriyle aynı bağlama getirmek değil mi? Erkek, erkeği öldürüyor. Öküzün biri neden “erkek cinayeti” yazılmıyor, diyor. Kadının biri sebebi nedendir bilmiyoruz ama okumamışın teki başka şekilde saçmalıyor.

Kadın cinayeti ifadesi sizce sorunlu mu cidden?

Yahu sözlükteki troller bile “şu kadını beğeniyorum ama çok sevişmiş istemiyorum” diye yazıyorlar. Erkekler kendileri kadınlarla yatsın kalksın istiyor ama kadına gelince namus, helal süt, edepli arıyor. Bu olmayınca mesela namus cinayeti çıkıyor. Burada kadının öldürülmesi kadın cinayetine girmiyor mu? Yazacak örnekleyecek çok şey var da alttan gelen nesil cidden b-k gibi.
0
cemallamec
(07.11.25)
uzun zamandir ulke erkekleri olaraktan dayak eksikliginden muzdaribiz.

not: sinirlenip sovecegim icin entryi okumadim.
+1
klassno
(07.11.25)
Kadın cinayeti ifadesi faili örtüyor bir yandan, ortada bir erkek şiddeti sorunu var, erkekleri de öldürüyorlardaki erkekleri de başka erkekler öldürüyor, fakat bununla yüzleşmek yerine sadece kadınlar mı öldürülüyor diye salağa yatmayı tercih ediyorlar. En doğru kavramı kullansak da yüzleşmek istemeyen içn faydasız.
+3
grimavi
(07.11.25)
Kadın cinayetlerini başlık olarak sunmak yetersiz. Bu sosyolojik bir problem.
Deli yürek, kurtlar vadisi gibi dizilerle başlayan, sıfır bir ile zirveyi gören yeni nesil 'erkek' problemi aşikar. Bunun yanına bir de kadını eşya gibi gören ve memlekette önlenemez şekilde yükselen siyasal İslam var.

Tüm bunlar nihayetinde bu erkekleri tercih eden bayanlarda var tabii. Kurunun yaninda yanan yaşlar için üzgünüm ama o dizileri de bu siyasi iklimi de biz seçtik. Efendi adamlar kılıbık oldu, en okuyanı kültürlüsü bile yeri geldi 'maço erkek' istedi. Kıssadan hisse evet kadın cinayetleri vardır fakat gökten inmemiştir. Almanya gibi devlet isteyen Almanlar gibi millet olacak.

Ayrıca ülkede bir şiddet problemi var ve bunun kadını erkeği de yok. Ben entryden onu anladim. Bende öyle düşünüyorum ve kendimi sokakta asla güvende hissetmiyorum. Kadın cinayetleri yeni nesil 'erkek' problemi fakat şiddet hepimiz için var ve apaçık tehlikedeyiz.
-1
artıküyeolmakistiyorum
(07.11.25)
ilgi görmek isteyen ve üstün olmak isteyen erkeklerin saçma sapan tavırları. neden kadın cinayeti dediğimizi anlayacak zekanın kırıntısını taşımıyorlar. aldatma veya boşanma gibi şeylerden eşlerini öldüren erkekler hapse girince de kader mahkumu diyorlar onlara. kafa bu şekilde. gördüğümüz yerde engelleyelim. sayılarının fazla olması çok rahatsız edici.
+1
art cat chocolate
(07.11.25)
"Kadın cinayeti" kavramında bir sorun yok, bunun kullanılması normal, çünkü böyle bir sorun var. "Çocuk istismarı" gibi bir kavrama "Çocuk diye belirtmeye gerek yok, istismar istismardır, yetişkinler de istismara uğruyor" demiyoruz mesela. Buradaki "Kadın" ya da "Çocuk" o durumlardaki güç asimetrisi, sosyolojik süreçler, toplumsal yapı gibi kavramlardan kaynaklanan özel durumlara atıfta bulunuyor.

Örnek verdiğiniz entrynin kavramsal olarak belli hataları var, arkadaş bunları es geçip safsata yapmış. İlk olarak her cinayet aynı değil ve cinayetin işlendiği koşullar ile cinayetin işleyen kişinin motivasyonu alınacak cezayı belirliyor. Zaten o yüzden "Mahkeme" diye bir şey ve bir çok cinayet çeşidi var. Diğer türlü her cinayette aynı cezayı yapıştırıp geçerdik.

Diğer yandan insanların kendi önyargılarına istinaden farklı olaylara farklı tepkiler vermeleri; mesela bir kadın, bir erkek tarafından öldürüldüğünde erkeği lanetlerken bir erkek, bir kadın tarafından öldürüldüğünde kadının cinayeti işlemesine haklı neden bulmaya çalışmaları "Kadın Cinayeti" diye toplumsal bir olgu olmadığı anlamına gelmez. Tıpkı herhangi bir münferit olayda bir kadının bir erkeği tamamen sadistçe bir dürtüyle öldürmüş olmasının "Erkek Cinayeti" diye bir kavram yaratamaması ya da benzer şekilde "Kadın Cinayeti" kavramını ortadan kaldıramaması gibi.
+3
salihdt
(07.11.25)
Kadın cinayeti ifadesinde bana göre sorun yok ama kadın cinayeti ifadesiyle erkeklerin kadınlar tarafından öldürülebildikleri gerçeği örtülüyor sanılıyor, bence yanlış olan bu sanrı, ifadelere ezbere anlamlar yüklemek. Düşünmemek yani.

Burada "erkek cinayeti de var" diye ortaya çıkanların önemli bir kısmı erkeklerin olumsuz ve yıkıcı olduklarını görmeye tahammül edemeyenler, erkeklerle ilgili her zaman ve her türlü ifadeyi mutlaka kendi üzerlerine alınıp sorun çıkaranlar. Evet erkek cinayetleri de var ama bu kadar çok erkek şiddeti yaşanan bir toplumda erkeklerin öldürülmesi bu bahsettiğim tayfanın beklediği canhıraş tepkiyi yaratmıyor. Çünkü ülkemizde çok uzun yüzyıllardır kadınlar erkeklerden hem bedenen hem psikolojik şiddet görerek yaşadılar, kadınlık fikri buna göre evrim geçirdi, erkeklik fikri de böyle. Kolay kolay kurtulabileceğimiz bir halde de değiliz ve bahsettiğim tayfa bunu görmek şöyle dursun, bunu konuşmak yahut öğrenmek dahi istemiyor, gayet iyi biliyorlar çünkü.

Erkek şiddeti de var diyenlerde bu açıdan bakınca belki bir kadın düşmanlığı var gibi, bana göre yok çünkü onların düşmanlık güttüğü şey kadınlar değil, yüzyılların değiştirdiği kadın erkek algısı doğrultusunda saçma sapan bir yere gelen aile terbiyesi. Kadının oğlunun her işine koşması mesela, arkasından elinde kaşıkla yemek koşturması, 10 yaşındaki oğlunun ayakkabısını bağlaması, ödevini yapması vs... kadının oğluna erkek olduğunu hissettirecek başarma duygusunu asla vermemesi, sorumluluk hissini yüklememesi, oğlunun hayatını kolaylaştırmayı onun yerine yaşamak zannetmesi. Ve o annenin bunları bilinçsiz yapması... kadınlar farkında değiller ama oğullarının hayatını da onun hayatına girecek kadınların hayatını da bu tür anneler mahvediyor.

Suç sadece annelerde değil, işin içine bu davranışları bekleyen babalar da giriyor kimse kusura bakmasın. Kadından hizmet görmeyi erkeklik zanneden bir düzen var şu anda. Hizmetçisi değilim diyen kadınlar çok ayıplanıyor çok dışlanıyor hâlâ. Neden? Erkeğe kendisini erkek gibi hissettirmek istemediği için. Halbuki erkeğin kendini erkek gibi hissetme alanı sadece kadınlar değil ki. Hiçbir alanda kendini erkek gibi hissetmeyen erkek elbette kadına ve kadının güçsüzlüğüne de gücüne de muhtaç olur. Kaos da buradan çıkar.

Bu bahsettiğim tayfanın neye düşman olduklarının bilincinde olduklarını da hiç hiç hiç sanmıyorum. Ülkede müthiş bir bilinçsizlik hakim.
-2
muhayyer divan
(07.11.25)
Bir şey daha eklemek istiyorum: çocuk istismarına “çocuk” ekliyoruz, “çocuk gelin” diyoruz ya da “kadın hakları”, “işçi hakları” vb. deniyor da cinayete gelince neden kadın cinayetleri sorun olsun ki? İşin ciddiyetini kaçırıyor filan söylemleri bana boş geliyor. Bence bu söylemlerin altında ataerkil düşünce ya da kadın düşmanlığı yine önde. İnsanlar kabul etmese de bilinçaltlarında bir şekilde görünmeyen düşünceler ortaya kendini çıkarıyor.

Belki de kadın cinayetlerine kadın cinayeti dediğimizde sorun çözülecek. Kadının sırtında sopayı, karnında sıpayı eksik etme/kızını dövmeyen dizini döver tarzı atasözleriyle büyüdük, okuduk, duyduk. O düşünce belki bir yerde tohumunu bırakmıştır.

Bilemiyorum ama sözlükte de instagram’da da twitter’da da böyle tonla böyle tonla malca yorumlar entryler postlar var.
-1
🌸cemallamec
(07.11.25)
yani burada adam kadını dövüyormuş o yüzden kadın kızgın yağla adamı öldürdüğü için burada ''ama kadın da neler çekmiş garibim'' diye bakacaksak olaya, yani cinayet cinayettir demeyip bahanelere ve gerekçelere bakacaksak o zaman da bir adam aldatıldığında karısını öldürdüğünde buna da ''ama adamın namusuna zarar vermiş adam da namusunu temizlemiş aslanlar gibi yatar çıkar'' diyebilmeliyiz o zaman? neticede birini öldürmenin meşru yollarının neler olduğuna kim karar veriyor? bana şiddet uyguladı o zaman öldürebilriim. e ben de belki şöyle bi insanım: bana şiddet falan uygula fark etmez önemli değil ama beni aldatma. ben de aldatmayı şiddetten daha büyük bi hakaret olarak görüyorum onurum zedeleniyor. insan sadece fiziki bir varlık değil ki gururu, onuru da var dokunulmaz olan... o zaman beni aldatırsan seni öldürürüm? sen bana fiziksel değil ama onuruma zarar verdin mesela? benim kafamda da evet aldatılmak onurun zedelenmesi, ben geri kafalıyım diyelim ki... veya farklı ahlaki normları benimsiyorum senden... e gayet mantıklı o kişinin penceresinden baktığında. katil kadınla empati yapacaksak katil erkekle de empati yapacağız madem? neticede ikisi de insan. yaptıklarından sorumlular. hayvan insanı öldürürse mesela sıkıntı yok çünkü sorumlu değil neticede aklı yok iradesi yok. ya da mesela benim ayakkabıma basıldığında delleniyorum , adam öldürüyorum mesela ? ayakkabılarıma çok değer verdiğim bi gün adamın biri yanlışlıkla ayağıma bastı ben de çektim vurdum.. araştıralım bunun da gerekçelerini... yani bunun sonu yok.
beni fikrim: cinayet cinayettir. yapan cezalandırılmalıdır. kadın da olsa erkek de olsa.. adam kadını öldürdüğünde kadın cinayeti tü pis kaka diyorsak, ama o da onu aldatmış hak etmiş diyenleri linçliyorsak... kadın bir erkeği öldürdüğünde de aynısını yapmalıyız. cinayeti hafifleştirmemeliyiz. empatiye başlamamalıyız
-1
f02561
(07.11.25)
şiddet şiddettir. kadına, öğretmene, doktora diyerek bir çözüme kavuşması imkansız. doktora şiddet ile mağaza personeline şiddet arasında gündeme gelme açısından büyük bir fark varsa şiddetin azalması mümkün değil bana göre. eğitim, ekonomik sıkıntılar, geleneksel yasaklar vs. gibi şiddete meyleden sorunlar üzerine düşünülmeli.

neden çocuk istismarı diyoruz da kadına şiddet olmuyor... demiş birisi. çünkü kız çocuğuna istismar diye ayrılmıyor. hepsi çocuk istismarı olarak adlandırılıyor.
0
jepa
(07.11.25)
(14)

Hatali miyim

Kittie
Ayse diye biri var diyelim. Yakin arkadasim. Bir arkadasimla bulustum aksam saatlerinde. Ayse aradi bir ara. Acamadim, masada degildim. Gelince arkadasim seni ayse diye biri aradi dedi. Ben de ayseye watsapttan yazdim: canim aramissin, bi arkadasla x'te oturuyorum acamiyorum su an, acil bi sey mi.Ay
Ayse diye biri var diyelim. Yakin arkadasim. Bir arkadasimla bulustum aksam saatlerinde. Ayse aradi bir ara. Acamadim, masada degildim. Gelince arkadasim seni ayse diye biri aradi dedi. Ben de ayseye watsapttan yazdim: canim aramissin, bi arkadasla x'te oturuyorum acamiyorum su an, acil bi sey mi.
Ayse: ne alaka arkadasinla olman telefonu acamamanla. Neyse onemli degildi, sen keyfine bak. Dedi.

Ben de bozuldu diye o an hemen aradim bu sefer. Acmadi.
1 saat sonra yine aradim. Acmadi.
Aksam eve donerken yolda gene aradim. Acmadi. Mesaj attim: alindin sen ama kotu bi niyetim yoktu. Bi sey konusuyoduk bolemedim o an dedim. Bak yarin sabah arayacagim ac telefonu diyip gulucuk koydum.

Ayse: gecti artik. Bosver diye basladi ve destan yazdi. Yok sen beni onemsemiyosun vs seklinde bi seyler ve bugun benim dogum gunumdu dedi.

Bunu duyunca ozur diledim. Aklimdan cikmis dedim. Ve ne kadar uzuldugumu ifade ettim samimiyetle. Gercekten uzuldum yani, utandim o an.

Ama bu sefer de yeni bir destan yazdi ve cocuk muyuz, dogum gunu de mesele degil, senin gozunde degerim yok dedi ve gene o arkadasinin yaninda telefonu acamaman kadar sacma bi sey yok dedi. Ve uzatti da uzatti. Ben sana soyleyim boyleyim sen beni dusunmuyorsun falan dedi. Ve defalarca ozur dilememe ragmen uzatti buralara. Ben de bu sefer sinirlendim artik. Hicbi sey yazmadim daha.
Ve su an ben ozur bekliyorum. Adim atmayacagim. Daha ne adimi atayim yani diye dusunuyorum. Siz ne dusunuyorsunuz? Yasimiz kucuk degil, benim kafam bu kadar uzatmalari goturmuyor acikcasi.
0
Kittie
(06.11.25)
gereksiz trip atmış. ilgi bekliyor
+2
jelly bear
(06.11.25)
Ayşe galiba 8 yaşına girmiş. İyi ki doğmuş.
+8
benim bir gizli bildiğim var
(06.11.25)
Arkadaş da olsa aileden biri de olsa sevgili de olsa senin kişisel zamanına saygı duymalılar. Önemli aciliyeti olan bir durum mu var diye de sormuşsun. insanlar saygı duymayı bilmeli
0
grimavi
(06.11.25)
Sığır Ayşe
ilgi milgi yumuşatmaya gerek yok. 6 yaşında değilse sığır
+3
kisa
(06.11.25)
Tamamını okumadım bile tek hatan ısrarla kendini açıklamaya çalışman tekrar tekrar araman olmuş. Bırak böyle yapa yapa kimsesiz kalır zaten o zaman gelir aklı başına ne saçma insanlar var ya. Böyle insanları tutmayın hayatlarınızda size yazık.
+3
mutekebbir
(06.11.25)
Ayşegülün kocasına allah kolaylık versin.
+2
mikahakkinen
(06.11.25)
Mutekebbir haklisin. Evet kendime cok kizdim o yuzden. Ne diye o kadar usteledin diye. Yani dogum gunu en yakin arkadasiminkini de unutuyorum, hatirlasan sasardim diyip guluyor. Ben de onemsemem.

Kendimi suclama durumum var her konuda. O aciga cikti gene maalesef.
0
🌸Kittie
(06.11.25)
Insanlara gereğinden fazla açıklama yapmamak lazım. Diğer arkadaşla görüşmenize takılmış Ayşe. Kendi haline bırak
+1
pembediken
(06.11.25)
@mutekebbir +1

bir de ben olsam ilk mesajı azıcık farklı yazardım: "aramışsın, lavabodaydım, şimdi gördüm. arkadaşla x'te oturuyoruz, sen de gel. acil değilse çıkışta arayayım"

"açamıyorum" demek biraz ayıp. arkadaşınızla x'te oturuyorsunuz, açsanız açarsınız.
+2
co2s2
(07.11.25)
Anladığım kadarıyla ayşe dokuz yaşında.
+2
suicides underground
(07.11.25)
ayşe'ye sevgili bulun.
sizin başınızı yakacağına onun başını yaksın. zaten akıllı adamsa bir süre sonra ayrılırlar. o da belki hatasını anlar.
sevgili bulunur da, eski bir arkadaşlıksa kaybetmemek lazım. ayşe pek akıllı kız değil belli ki.

sizin hatanız tekrar tekrar arayıp özür dilemek olmuş. böyle durumlarda salağa yatmak ve hiç bir şey olmamış, farketmemiş gibi devam etmek lazım. o da zaten tribinin karşılığı olmadığını görünce bir müddet sonra bir şey olmamış gibi devam eder. ama ben salağa yatamıyorum mesela, bana trip yapıldığında üzülüyorum. içim içimi yiyor, "ah salak ben, neden açmadın, neden yanında olmadın, neden doğum gününü unuttun" diye kendimi suçlayıp duruyorum. ayşe'nin keyfi yerindedir. değil dese bile inanmayın. o başkalarını da aramıştır.
+1
biseysorcaktim
(07.11.25)
Bazıları böyle oluyorlar, ailede öğrenemediği, artık sadece hayatın ele alıp pişirmesine kalan yönleri böyle olabiliyor. Çok üstünde durmamak lazım bence. Bırak ne hali varsa görsün, ararsa konuşursun aramazsa kendi bilir. Olgun olmadığı ortada, ama sen çiğlik etme, onunla paralel davranma. Takılsın kafasına göre.
0
muhayyer divan
(07.11.25)
camız ayşe.
-1
i'm gonna start a revolution from my bed
(07.11.25)
erkek eksikliği çekiyor.
0
gurur
(07.11.25)
(9)

muhasebeden anlayan arkadaşlar

jamswety
arkadaşlar selam bir iş yerim var burasını hepsi burada kiraladı. Kira miktarımız net 130.000 tl olarak kontrat yaptık. bu arkadaşlar 130.000 tl yerine 120.786 tl yatırmış. niye böyle yatırdınız diyorum muhasebeye damga vergisi kesintisi diyorlar. bu hesaplamayı nasıl yaptılar bilen varsa bilgilend
arkadaşlar selam
bir iş yerim var burasını hepsi burada kiraladı. Kira miktarımız net 130.000 tl olarak kontrat yaptık. bu arkadaşlar 130.000 tl yerine 120.786 tl yatırmış. niye böyle yatırdınız diyorum muhasebeye damga vergisi kesintisi diyorlar. bu hesaplamayı nasıl yaptılar bilen varsa bilgilendirsin beni lütfen. karşı tarafa yatırdığın beyannameyi gönder diyorum oda yok.
0
jamswety
(06.11.25)
Bence bu bir hesaplama yanlışı değil vergiyi size ödetme şeysi. Onların ödemesi gereken şeyse onlara ödet ama o ödeme size düşüyorsa sanırım doğru yapmış oluyor.
0
muhayyer divan
(06.11.25)
sözleşmeniz önemli, oradaki maddelerde damga vergisi vb. için ne yazıyor, nasıl imzaladınız?
+1
malheiros
(06.11.25)
sozlesmeye bakin damga vergisini kim oder yazıyor. son sayfalarda yazar genelde.
+1
oscar
(06.11.25)
yarı yarıya ödenir.kiracı öder yarısını fatura eder yazmakta
0
🌸jamswety
(06.11.25)
eksik ödenen tutar 130.000 - 120.786 = 9.214 lira. bu kenarda dursun.

damga vergisi, sözleşmenin toplam bedelinin, eğer taraflar tek kişiyse binde 1,89'u, kefil veya ortak varsa binde 9,48'idir.

kira kontratları genellikle yıllık olur. önce hesaplayalım.

net kira 130.000, yani hangi tutardan %20 stopaj ayrılınca 130.000 kalır (çarpı 100 bölü (100-20) yaparsanız bulursunuz. hesaplıyoruz. brüt kira 162.500 lira aylık.

yıllık brüt kira 162.500 x 12 = 1.950.000 lira. damga vergisinin matrahı olan sözleşme bedeli bu.
1.950.000 x 9,48 / 1000 = 18.486 lira sözleşme damga vergisi var.

kontratta yarı yarıya diyorsa ikiye bölelim, 18.786 / 2 = 9.243 lira. ilk satırda ne demiştik eksikliğe? 9.214 lira.

eh küsur farkı dışında tutarlı görünüyor. size düşen yarım damga vergisini ilk kira tutarından kesmişler.
+6
kibritsuyu
(06.11.25)
bu damga vergisi kiralarda her sene mi yoksa bir kere mi, ne siklikta ortaya cikiyor? @kibritsuyu
0
osssy
(07.11.25)
@ossy
damga vergisi=> her yeni yapılan sözleşmede, sözleşmede yazılı para miktarı üzerinden yapılan sözleşmenin türüne göre kesilir. Kibritsuyu yukarıda detaylı hesaplamayı göstermiş zaten, kira sözleşmesi için oran 9,48.

Yani önümüzdeki sene sözleşme yenilerseniz tekrar damga vergisi ödersiniz.

Sözleşmeyi 5 senelik yapmış olsaydınız 5 sene sonra tekrar damga vergisi çıkacaktı. Fakat sözleşmeyi 5 senelik yaptığınız içinde ödeyeceğiniz damga vergisi tutarı 9243*5 olacaktı.
0
zikardo
(07.11.25)
zikardo, tesekkurler. Zaten biraz da bu kira sozlesmelerinde ne yeni sozlesme ne degil o her zaman belli olmadigi icin sordum. 1 senelik sozlesmenin her sene otomatik zamli yenilenmesi, 1 senelik sozlesmenin her sene sozel zam karariyla yenilenmesi, x>1 senelik sozlesmenin her sene zamli kira artisi olmasi ve x+1. sene x sene daha sozlu/yazili yenilenmesi burada damga vergisi acisindan farkli sonuclara yol acabilir mi?
0
osssy
(08.11.25)
hayır yıl sonunda aynı sözleşme otomatik yenilenirse yeniden damga vergisi doğmaz. yeni tutar belirleyip veya şartları değiştirip oturup yeni sözleşme imzalarsanız doğar.

damga vergisi şudur. eskiden damga pulu vardı. bu vergi pulla alınırdı. satın alıp damga vergisine tabi kağıda yapıştırırdınız. sonra dediler ki pulla mulla uğraşmayalım, kağıdı düzenleyen pul alıp yapıştıracağına pulun parasını vergi dairesine versin ama bir şey yapıştırmasın.

yani yapıştırılacak damga vergisine tabi yeni bir belge (elektronik bile olsa, kağıt olmasına gerek yok) oluşuyorsa damga vergisi doğuyor.
0
kibritsuyu
(10.11.25)
(13)

Yumuşak yüzlü müsünüz?

pembediken
Ve yumuşak yüzlü olmak iyi mi yoksa suistimale açık mı
Ve yumuşak yüzlü olmak iyi mi yoksa suistimale açık mı
0
pembediken
(06.11.25)
Yumuşak ve güleryüzlüyüm.
Mesela markette kasada görevli benimle konuşur. Bazen yaşadıkları zorlukları anlatırlar, halimi hatırımı sorarlar.
Sert görünen kişilerden genel olarak bir çekinme hali oluyor insanların.
0
rock n roll
(06.11.25)
Soğuk. Buzdolabı derler böylesi daha iyi
0
artıküyeolmakistiyorum
(06.11.25)
Sanırım yumuşak yüzlüyüm. Çünkü beni yeni tanıyan bi insan bile "sen öyle bı şey yapmazsin" "öyle biri değilsin " ben yaparım mesela" gibi cümleler kullanıyor. Kastedilen konular işte insanlara cevap vermek, çirkef olmak gibi konular ama ben bu durumdan rahatsız oluyorum. Nasıl beni böyle çözüyorlar, yumuşak yuzlulugun belli kodları var ve ben hepsini uyguluyor muyum ister istemez. Bir de bütün duygulara da sahibim öfkem de var kin de tutarım. Haksizliga uğramayı da kaldiramam. Ama insanların beni duygusuz saf iyi biri gibi veya hakkımi savunmayacak biri gibi veya nazik olmamın suistimale açik anlamına gelen biri gibi beni algılamasından sıkıldım.

Yumuşak yüzlü algılanmayan insanlar neden öyle algılanıyor ben de bunu merak ettim şimdi.

Görgü kurallarına uyarım. Teşekkür ederim. Çok konuşan bı insan değilim. Küfür ve argo kullanmam. Çabuk sosyalleşemem. Bir sorun yaşarsam olay çikartarak değil doğru ve düzgün iletişim kurarak çözmek isterim. Olayları abartan biri değilim. Soğukkanlı bir yapıl vardır. Ama içten içe de çok yoğun duygular yaşarım.

Aklıma gelen bazı özelliklerim huylarım bunlar. Ama insanlar benle çok vakit geçirmese de buna vurgu yapan bir şeyler söylerler ve ben off yine mi böyle algılandım diye üzülürüm. Çunku onlarin kastettiği "güçsüz biri" gibi bir mesaj algılıyorum.
+1
egerbiryolcu
(06.11.25)
Çok yumuşak yüzlü, uysal zannediliyorum ama değilim ve insanlarda bu hayal kırıklığı yaratıyor.

Yumuşak yüzlü olmak bu ülkede kötü, başka ülkeleri bilmiyorum.
+2
Gradient_tabanlı_mor
(06.11.25)
Yumuşak ve güleryüzlüyüm ama saygısız bir tavırla karşılaştığım zamanlarda kesinlikle kişiye çok güzel haddini bildiririm.
-2
rock n roll
(06.11.25)
öyleyim ve bunun zararlarını cok yasıyorum
+1
koela
(06.11.25)
Yumuşak yüzlüyüm. Sevimli ve sempatik bir görünüşüm olduğu için insanlar beni kolay yönlendirebileceklerini ya da iyi niyetimden faydalanabileceklerini düşünürler. Damarıma basıldığında tam bir şirret olabiliyorum oysa ki.

Ben seviyorum ama böyle olmayı, benden beklemedikleri tepkiyi gördüklerinde insanların yüzündeki şok ifadesi hoşuma gidiyor
0
kullanicadi
(06.11.25)
Hem gayet yumuşak yüzlüyüm hem de istediğim an bakışlarımla herkesi yıldırabilirim. Aşağıda biri "açılın ben yaşlı ve şişmanım" demiş, Allah'tan ben de öyleyim. Yoksa hiç çekilmezdim. (Bu yaşa gelene kadar bu hale geldiğimi de ekleyelim, insanoğlu şaşırmasın, ilk oeta lise üniversite sürecinde hiç böyle biri değildim, sonradan oldum).
0
muhayyer divan
(06.11.25)
yumuşaklı yüzlü olunca suistimal etmeye çalışıyorlar, adamına göre muamele yapıyorum, mesafeli ve sert olunca kimse suistimale yeltenmiyor ama o da benim doğama ters o ayrı. insanlar yoruyor...özellikle ticaretle uğraşırken büyük sıkıntı, nazik ve yumuşak yüzlüyse
0
gadlemler
(06.11.25)
sert mizaçlı ve güler yüzlüyüm. asabiyim ve aynı zamanda dışarıdan minnoş sevimli bir auram var.
-2
Hallegadola
(06.11.25)
Yumuşak yüzlüyüm, bunun zararlarınıda çekiyorum. Millet sert ve soğuk kişilerle mesafeli ve saygılı konuşurken. benimle farklı konuşuyorlar. Bazen insanlar bana yaklaşırken dik dik bakıyorum suratklarına artık. Bu ülke insanı adamı çıldırtır.
0
komando kani var bende
(06.11.25)
yumuşak yüzlüyüm ve kötü niyetli olmasalar da, insanlar bunu suistimal edebiliyor.
0
co2s2
(06.11.25)
Türkiye gibi, sırada beklerken bile kaynak yapan var mı yok mu diye sürekli alarmda olman gereken bir ülkede tabii ki her şey gibi bu da bir 'açık' olarak görülür ve suistimal edilir.

Naçiz gözlemim, yurt dışında insanlar çok insansever olmasalar da tanımadıkları insanlara karşı güleryüzlü ve kibar davranıyorlar çünkü bu bir görgü kuralı ve toplumun hayat standardını yükseltiyor. Bizde ise dünyanın en iyi kalpli insanı bile tanımadığı insanlarla mubatap olurken somurtmak zorunda çünkü nezaketi ve güleryüzlülüğü acizlik ve ahmaklık zanneden çok ayı var.
0
matarama su ko
(07.11.25)
(19)

Şu konu hakkında düşünceniz nedir?

Kahvedesu
Ev sahibi evde yatılı misafir istemiyor. Kontratta da yazıyor. Benim çok gelen gidenim yok ama en azından herkes ayda iki gün bir arkadaşını getirebilir.Evdeki kızlardan biri bu sorunu grup içinde konuştuğumuzda sesini çıkarmamıştı. Üstelik sadece kendisinin erkek arkadaşı geliyor. Şimdi diyor ki, e
Ev sahibi evde yatılı misafir istemiyor. Kontratta da yazıyor. Benim çok gelen gidenim yok ama en azından herkes ayda iki gün bir arkadaşını getirebilir.

Evdeki kızlardan biri bu sorunu grup içinde konuştuğumuzda sesini çıkarmamıştı. Üstelik sadece kendisinin erkek arkadaşı geliyor. Şimdi diyor ki, ev sahibine demeyelim. Aramızda anlaşalım. Kadını sevmem ama bu da aptal yerine koymak. Hoş değil. Sizce?
-5
Kahvedesu
(05.11.25)
Erkek arkadaş istemiyorsa eve erkek arkadaş giremez yazsaymış ev sahibi. Ben şahsen kiracının yatılı misafirine karışmayı anlayamam, belki Allah korusun bir depremzede oldu veya ciddi bir durum oldu bir yakınını veya birini misafir etme mecburiyeti oldu. Ne münasebet bunun yasaklamak??

Bence arkadaşın haklı, fakat bunu kontrattaki yazıdan dolayı yapmamak gerekir. Kontrattaki maddeyi değiştirtin. Öyle madde olmaz, emsal karar bulursanız hukuki yollara başvuracaz diyerek ev sahibine göz dağı verin bence.
+2
muhayyer divan
(05.11.25)
Herhangi yatılı birini istemiyor.
-2
🌸Kahvedesu
(05.11.25)
ev sahibi kiralarken bu kurali koymus ve bu sekilde kabul edildiyse, ustune pek denecek bir sey yok. tutmayin kardesim bastan begenmiyorsaniz, bunun tek adi cakallik
0
gule gule
(05.11.25)
Ya ev sahibi aslında bunu hak ediyor da, ben yapmam. Eve yerleşirken bunu söylemedi. Kontratta bu madde çıktı.
-1
🌸Kahvedesu
(05.11.25)
ya ne olacak biz devlet yurduna bile sokardık misafir. arkadaşlarının yanında ol. onlarla geçinmen daha önemli.
+4
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(05.11.25)
@bir sıcak el, vaktinde bana destek olmayan kişiye ne desteği vereyim?
-5
🌸Kahvedesu
(05.11.25)
sakin olun ben yaşlı ve şişmanım. ilk önce konuyu çat diye ikiye böleceğim.

1 ev sahibinin bence çok gereksiz olan yatılı misafir yasaklaması.
2 sizin ev arkadaşınızla aranızda olan çekişme ve anlaşamama.


1 yasal olarak dayanağı var mıdır bilmiyorum. Duyurunun hukukçuları bu konuya açıklık kazandırır. Zamanında üç gün içinde ev tutmam gerekiyordu. kirası bana uygun ilk evi tuttum. ev sahibi de aynısını demişti o zaman 24 yaşındaydım. gel zaman git zaman Annem geldi. apartman içinde karşılaştık benim annem geldi kalıyor sizin için sakıncası var mı deyince yerin dibine girmişti çünkü hiç tahmin ettiği gibi bir fırlamalığım yoktu. sabahtan akşama ders çalışıyordum.


2 arladaşınızla olan çekişmeniz onun omurgasızlık yapması evet kötü. hem öyle susup hem de söylemeylim demesi daha da kötü ama ben sizin yerinizde olsam bunu kafaya takmam. suratına çat çat biz böyle derken sen susmuştun, getirme kardeşim kimseyi ben istemiyorum rahatsız oluyorum diyin!


ha ben öyle çat çat söyleyebilen bir insan mıyım? hayır. hiç bi zaman o kadar cesur ve dobra olamadım. sinirden içim içimi yedi. burası anonim yer olunca insan kendi yapamadıklarını başkasından yapmasını bekleyebiliyor. hehe
+2
Fodera
(05.11.25)
@fodera, kendin yapamıyorsan bana nasıl akıl verebiliyorsun?
-11
🌸Kahvedesu
(05.11.25)
internet ve anonim olmak bana bu yetkiyi veriyor.

ayrıca en alta bakmanızı öneririm;

'buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. '
+4
Fodera
(05.11.25)
Temel patoloji, ev sanibinin haddini aşmasına rağmen sizin bunu kabullenmiş olmanız.
+4
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(05.11.25)
Ben yapabiliyorum, fodera nin verdiği aklı aynen veriyorum diye say.

Oynayaman teknik direktör de konuşmasin o zaman
+4
kisa
(05.11.25)
@abbabaabbaababbabaababbaabbabaab, ev sahibiyle bu konuyu konuştuğumu doğru bulmadığımı söylemiştim. Aynı şey kendi başlarına gelene kadar seslerini çıkarmadılar. Şimdi de çözün arıyorlar.

@kisa, oynayamayan teknik direktör hayatının bir döneminde oynamıştır. Şuradaki soruya biraz empati yaparak cevap verin.
-4
🌸Kahvedesu
(05.11.25)
"Ev sahibi evde yatılı misafir istemiyor" diye bisey olmaz.
2-3 yetiskin insan, onlerine kontrat konuyor ve boyle bir madde var.
Buna herkesin akli yattiysa, burda zaten ne desek bo$ yaw.
Bunun altina imza attiysaniz zaten olay bitmis, buyuk ihtimal bunu hazirlayan "deli" sizin kapida nobet de tutuyordur o yuzden ben gizli kapakli birini sokup cikartabileceginizi sanmiyorum.

bonne chance..
0
cooperr
(05.11.25)
@cooperr, "2-3 yetiskin insan, onlerine kontrat konuyor ve boyle bir madde var.
Buna herkesin akli yattiysa, burda zaten ne desek bo$ yaw."

Eve yerleştikten sonra kontrat imzalsndı bu bir. Konut krizi var 2.
-1
🌸Kahvedesu
(05.11.25)
imzalamasaydiniz, zaten yerlesmissin.
"boyle bir madde mi olur sen dalga mi geciyorsun" ya da "bize ne demek istiyorsun burasi randevu evi mi yav$ak" diyeceksin (ya da diyecektiniz ama cok gec)
+2
cooperr
(05.11.25)
O zaman tutma diyor. Dedi yani. Çünkü biz hepimiz aynı anda çıksak sırada 17 kişi vardı.
0
🌸Kahvedesu
(05.11.25)
Ev sahibi kiraladigi evde yasayacak kisiye kimi misafir ediyorsun, kac paket sigara iciyorsun, hangi günler yikaniyorsun gibi kurallar koyamaz. Kontratta yazmasinin hicbir anlami yok. Özel hayati düzenleyemez. Misafiri cagir keyfine bak.
+2
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(06.11.25)
Sorun ettiğin şey ev sahibinin size attığı madik değil de ev arkadaşının bu konuyu ilk kez keşfettiğinizde konuşmaması.

Ben anlamıyorum bu yanlış hassasiyetleri. Ev sahibine karşı birlik olup bir hamle edeceksiniz de o mu bozuyor işinizi? Demeyin evet, ev sahibi size nasıl demediyse sizin de ona dememe hakkınız var. Hukuki değil tabii. Ama etki tepki yasası bunu gerektirir. Kusura bakma ama yanlış şeylere fazla geriliyorsun.
0
muhayyer divan
(06.11.25)
"Ev sahibine karşı birlik olup bir hamle edeceksiniz de o mu bozuyor işinizi? "

Bazı şeylere tüm ev halkı olarak sesini çıkarmazsan, o da canının istediğini yapar. Ben açıkça söyledim, kabul etmedi. Mesela kız arkadaşını getirmiş, 1 haftadır evde. Getireceğini de söylemedi.

Kadına da hak verdiğim konu şu; bir sınır koymazsan evde 4 kişi yerine 6 kişi yaşar.
0
🌸Kahvedesu
(06.11.25)
(8)

Alıngan insanlarla hayat daha zor değil mi

egerbiryolcu
Siz böyle arkadaşlarınızı hayatınızda tutuyor musunuz?Bir yaştan sonra insanın tahammül seviyesi azalıyor mu?Hayatınızda olmak zorunda olan insanlar ise nasıl bir ilişkiniz oluyor?Yakın zamanda bir arkadas grubumda bir kız grupla ilgilenmemeye başladı. Başka bir arkadaş onu cevapsiz bırakmış diye. D
Siz böyle arkadaşlarınızı hayatınızda tutuyor musunuz?
Bir yaştan sonra insanın tahammül seviyesi azalıyor mu?
Hayatınızda olmak zorunda olan insanlar ise nasıl bir ilişkiniz oluyor?

Yakın zamanda bir arkadas grubumda bir kız grupla ilgilenmemeye başladı. Başka bir arkadaş onu cevapsiz bırakmış diye. Diğer kişi ondan özür diledi bilinçli değildi hamilelikten iyi degildim ben de diye. Olay tatlıya bağlandı sanıyordum ama kız hâlâ grupta bizi cevapsız bırakıyor veya belki de sessize aldı bakmıyor bile mesajlara.

İkinci olay da başka bir arkadaş grubumda bir arkadaşım evine hayırlı olsun dediğim halde ev videosuna yorum yapmadığım için beni diğer grup üyelerine kötü gösterip on beş yıllık arkadaşlığı dağıttı. Bazı sebeplerden dolayı o kişiye eski sicakligimi hissedemiyordum o yüzden sadece yapmacık olmamak için yapmacık samimiyet gösteremedim. Ama bu arkadaslik devam etseydi de kendimde hep her an yargılanacak endişesi vardı. Çünkü atladigim bir şey olunca daha önce de yine grup içinde "sen bana şunu demedin" gibi aynı kişiden cikiş yaşamıştım.

Ama mesela baska bı grup var. Orda kaç senelik arkadaşız. Kim kime ne yazmış kim neye cevap vermiş kim kimle daha samimi kimse takılmaz böyle şeylere. Nadir konuşuruz ama birbirimizi de çok severiz kimsenin arasında en ufak bir kırgınlık olmamıştır. Herkes relax ve mesafeli ama saygılı ve gerçekten birbirimizi seven bir arkadaşlık ilişkimiz var.

Hayat zaten yeterince yorucu. Ben böyle insanları artık hayatımda tutmak istemedigimi fark ettim. Neyin takibi bu. Evet tabii ki her şey cevapsız bırakılsa insan ben duvar miyim hissine kapılır ama kastettigim şeyler sürekli göz hapsine alınmak, en ufak bir şeyde arkadaşlığı bitirmeye yer aramak, Dünya sadece kendi etrafında dönüyor zannetmek...
+1
egerbiryolcu
(05.11.25)
vesaire.press

Arkadaşlıklarımızın hayatımızın sonuna kadar devam etmesini istediğimiz idealize bir düşünce var kafamızda fakat romantik ilişkilerimiz gibi arkadaşlıklarımızın da bittiği yerler var
+1
grimavi
(05.11.25)
Alıngan insana tahammül edemem hayatımda da tutmam, henüz yolun başındaysak hemen uzaklaşırım halihazırda arkadaşım olan biriyse de yavaştan mesafe koyarım.
Şu an hayatımdaki tek alıngan insan annem, kotam dolu başkasıyla uğraşamam.
Kendimi açıklamama gerek olmayan insanlarla arkadaşlığımı sürdürüyorum.
+1
mutekebbir
(05.11.25)
ben kişilik yapısı olarak dalgacı bir insanım, özellikle sevdiklerime takılır dalga geçerim. alıngan insanlar zaten bana ters, kişilik yapıma da ters. sizin yazdıklarınız daha kadınların alınacağı konular ben bir erkek olarak bu tarz şeyleri kafaya takmam. burada cinsiyet önemli gibi. ayrıca bu kadar küçük şeylere alınmam, takılmamda.
0
mikahakkinen
(05.11.25)
Eski bir alıngan olarak iki taraf için de çok zor olduğunu düşünüyorum. Rüzgar esip odanın kapısını kapatsa rüzgara bilenecek tıynette bir insandım. OKBB, özşevkat eksikliği, düşük özgüven gibi meselelerle ilgili farkındalık kazancınca hem ben hem etrafımdakiler biraz rahat etti. Bir başka nokta da bu yönünüzü bilen bazı insanlar özellikle damarınıza basar. Onları tatminsiz bırakmanın tadı da bir başka oluyormuş.
0
auroraaurora
(05.11.25)
"İkinci olay da başka bir arkadaş grubumda bir arkadaşım evine hayırlı olsun dediğim halde ev videosuna yorum yapmadığım için beni diğer grup üyelerine kötü gösterip on beş yıllık arkadaşlığı dağıttı"

bu cümleyi kurmanıza sebep olan kişi ile ve ona ayak uyduran arkadaşlarınızla bir daha sakın görüşmeyin. ben en yakın arkadaşlarımdan birinin düğününe gitmeyi unuttum. ablasının bile düğününe gitmiştim, öyle yakın arkadaşım. bir kere lafını yapmadı. sadece 1-2 kez rakı içerken geyik yaptık....
+3
co2s2
(05.11.25)
alınganlık hafif bir narsizm değil mi zaten ya? açık açık iletişim kurmak yerine her şeyin kendisi hakkında olduğuna inanmak, herkesin onun kötülüğünü istediğini sanmak falan... e bu da toksik insan profili benim için. haliyle tahammül etmek yerine uzaklaşırım bunlardan. kendileri alınganlıklarını bahane edip benden uzaklaşıyorsa da ne ala. "Klik" olamamışız demek ki, olacak insanlar da değilmişiz ki lastik gibi uzamamış bu arkadaşlık.

Bu arada ilk olay tatlıya bağlanmış ya. Belki o kız sessiz kaldığı süre boyunca sessizliğin ona iyi geldiğini fark etmiş olabilir, ondan hala sessiz kalıyordur belki. Bir konuşup dertleşip neden hala sessizsin diye sorulabilir özelden. Hala alınganlığı varsa da kendi haline bırakınız, öylesiyle uğraşılmaz.

Benim arkadaş grubumda da var öyle bir tip. Diğer bütün insanlarla ayda bir anca mesxajlaşsak kimse alınmaz, herkes birbiriyle mutlu. Kavga yok dert yok, ama biri her fırsatta bir şeyin alınganlığını yapıp kayboluyor, laf sokuyor. Yüz kere gönlünü aldık hala devam ediyor. Fark ettik ki gönlünü aldıkça daha çok yapıyor, bağımlı mı oluyor nedir. Biz de artık uğraşmayı bıraktık bu yüzden, kendi halinde takılıyor. Arada kabuğundan çıkıp mesaj atarsa ne ala bizim için, güle oynaya cevap veriyoruz sorgulamıyoruz muhabbet ediyoruz. Kaybolursa da nerelerdesin yazmıyoruz.
0
nolmus yani
(05.11.25)
Sen bana şunu demedin tarzı arkadaşlarının çok güzel dertleri var, kafalarına serinlik diliyorum.

Ben 23 yıllık arkadaşlığımı bitirdim. Sebebi de hastayken hasta olduğunu bilmeden (hasta olduğunu söylememesi) ona zaman zaman komikli ilginçli videolar gönderip cevap alamamaktan dolayı tepki göstermem, onun da buna karşılık "hastaydım, çok yoğundum, çok yorgundum, mesaj yazamazdım, telefon edemezdim, bunu bile çok zor yazıyorum" demesi. Ben yeri geldiğinde çok güzel küfür de ederim, küfür kelimesi olmadan da kişiyi atasının köküne sülfürik asit dökülmüş hissettiririm. Ona da ikincisini yaptım ve bitirdim. Sen kalk yıllarca bana bacım de, hasta olduğunu söyleme. Bilmem ne kadar zamandır gönderdiğim mesajlarıma cevap vermeyişini ben sana sitem etmeden açıklama, bir de padişahın sol ******lığı seviyesinde konuş. Bok yesin.

İnsanlar insan kıymeti bilmiyorlar. Ne erkekler kadınlarla konuşmayı biliyor ne kadınlar kendi kıymetlerini biliyor, kimse insan gibi davranmaya niyetli değil, kimse "biz"in anlamını bilmiyor, düşünmek dahi istemiyor.

Alınganlık zor evet ama bence hayatından çıkarmak için yeterli sebep değil. İnsanları alınganlıkları üzerinden değerlendirmek tuhaf. Çok alıngan ama bizzat annem mesela, sizin anneniz babanız böyle olsa onları da mı çıkaracaksınız hayatınızdan? Onunla oluşacak denge başkadır, herkesle öyle olmaz, şu kadarcık zahmete giremiyor musunuz anlamıyorum.
-2
muhayyer divan
(05.11.25)
Alıngan insanlarla uğraşamam. Bizim WhatsApp gruplarında da çıktı böyle insanlar. Gruplar dağılmadı. Uzaklaşanlar uzaklaştığı ile kaldı. Arkadaşlıklar sonsuza kadar sürmek zorunda değil. Bu arada bunlar %1 falan. Kalanlar bunların 100 katı yaşandığı halde alınan veya trip atan olmadığı için mutlu mesut yaşıyoruz.
+2
nawar
(05.11.25)
(8)

Narsist, toksik bir insan kendini sizce değiştirebilir mi?

mahmuttt
Kişi değişmek istiyor. Çevresi durumundan Rahatsız . Bu Değişim reel açıdan mümkün mü? Mümkünse nasıl?Teşekkürler.
Kişi değişmek istiyor. Çevresi durumundan Rahatsız . Bu Değişim reel açıdan mümkün mü?
Mümkünse nasıl?


Teşekkürler.
0
mahmuttt
(05.11.25)
Reelde mümkün değil.
Kişilik özellikleri (ya da bozuklukları) değişmez. Belki biraz törpülenir ama o bile çok büyük irade ve emek ile.
+1
pro9it9is9
(05.11.25)
Narsist birisi zaten narsist olduğunu, kendisinde bir sıkıntı olduğunu kolay kolay kabul etmez. O yüzden çoğunlukla terapiye de gitmez. Narsist in delirttiği normal insanlar daha çok gider terapiye.

Ama narsist tanısını teşhisini kim koydu o da önemli tabi. İnternetten okuyup okuyup "aa bu aynı bizim x, demek narsistmiş" gibi bir tanı söz konusuysa belki de narsist değildir o kişi.

Ben konunun uzmanı değilim ama bir yerlerde tedaviye en dirençli ve en uzun süre terapi gerektiren kişilik bozukluklarından biri olduğunu okumuştum.
+4
kullanicadi
(05.11.25)
imkansız. 39 yıllık hayatımda böyle birinin bırakın değiştiğini hafifçe düzeldiğini bile görmedim. aileden değilse uzak durmak en güzeli. ailedense, zaruri olarak bir bağ varsa işiniz zor tabii. uğraşmanız lazım.
0
awlmi
(05.11.25)
Neredeyse imkansız. İmkansız.

En iyi senaryolardan biri yönlendirme olabilir. Narsisistik duygularini deşarj edebilecegi/yönlendirebileceği bir alan.
0
WithWorth
(05.11.25)
sadece yazdiginiza dayanarak bu kisinin narsist olup olmadigi konusunda suphelerim var. mesela klinik teshis konulmus mu? sanmiyorum. neden? cunku narsistler narsist olduklarinin farkina varmazlar, fakat sizin durumunuzda kisi kendi durumunun farkinda, yani durumun yanlis, kendisinin hatali, problemli oldugunu kabul ediyor ve bunu degistirmek istiyor. bu narsizmin dogasina aykiri. dolayisiyla narsist degil, fakat bazi semptomlari gosteriyor olabilir. bence cevresi cok erken davranip kafasina gore teshis koymus. biliyorsunuz, bu tarz psikolojik/psikiyatrik rahatsizliklar halk arasinda karmasaya neden olabiliyor, canimiz sikildiginda depresyon, kendimizi ovdugumuzde narsist, supheci oldugumuzda paranoyak teshisi koyabiliyoruz kolaylikla.

soruya gelecek olursak bu durumundaki kisi (yani kendi hatalarinin farkinda ve bunu degistirmek isteyen kisi) klinik bir vakaya gore daha kolay degisebilir. narsist olan kisilerde bu degisim arzusu yoktur, zaten mukemmel olduklarini dusunurler. narsistlerin degismesi daha direncli, daha zor, ama mumkun.

kisa cevap: evet.
+1
Sour
(05.11.25)
cok zor. oyle. Durduk yere değişebilecek bir şey değil.
0
koela
(05.11.25)
kimsenin bile isteye narsist ve/veya toksik olduğunu düşünmüyorum. hatta bu özelliklerini kabul edeceğini de düşünmüyorum. kısa vadede böyle bir değişim mümkün değil. yıllar geçtikçe, hayat tecrübesi değiştikçe belki toparlar.
0
co2s2
(05.11.25)
Değişmek isteyen, değişmesi gerekliliğini ve sebeplerini kendi içinde fark eden kişi narsist değildir. Değişir. Her şey çabayla, değişmek de çaba ister. Narsist kendini hatalı görmez. Bir hatası olmadığı için de değişmeyi aklına bile getirmez. Eğer kendinden minicik bir miktar dahi şüphe edebiliyorsa, yav ben mi yanlış yaptım acaba diyebiliyorsa, hatası varken hatasını bulabiliyorsa o narsist değildir. Kendi hatasını bulabilmesi önemli.
0
muhayyer divan
(05.11.25)
(5)

Birine değerli hissettirmek

yuvarlanantencereninkapagi
Ozdeger ve ozsevgi alginizin düşük olduğunu ya da depresyonda olduğunuzu düşünün. Cevrenizdekilerin size nasil davranmasını, ne yapmasını isterdiniz?
Ozdeger ve ozsevgi alginizin düşük olduğunu ya da depresyonda olduğunuzu düşünün. Cevrenizdekilerin size nasil davranmasını, ne yapmasını isterdiniz?
0
yuvarlanantencereninkapagi
(04.11.25)
Öncelikle büyük şeyler yapmamak. Çok sırıtıyor çünkü.

Günaydın deyip nasılsın diye sormak.

Yeri gelince bi çay ısmarlamak

Size derdini anlatınca; her şey çok güzel olacak/ileride seni güzel günler bekliyor demek yerine, şöyle gerçekten empati yapılmış bir şekilde “geçmiş olsun” demek.
0
substituent
(04.11.25)
Rahatsız olduğum konular için daha dikkatli olmalarını, söylediklerimi iyi dinlemelerini, anlamaya çalışmalarını isterdim. Abartılı bir söylemimde beraber üzerinden geçmeyi isterdim. Özel günleri unutmamalarını isterdim. Beraber etkinliklere ya da gezmeye çıkmayı isterdim.
Bunlar genel olarak insana kendini değerli hissetirecek şeyler.
0
sevilen progressive türkücü
(04.11.25)
Kişiye göre, aradaki iletişim türüne göre değişir sanırım. Sevgilisinden başka, ailesinden başka, kardeş kuzenden başka, iş arkadaşından başka, normal arkadaştan, komşudan başka bir tavır görmek ister insan. Herkes patronummuş gibi davranmasın mesela, herkes annemmiş gibi, abimmiş gibi vs.

Kibar ve güzel konuşmak beni çok olumlu etkiler mesela. Her şeyi kendine yontan, her lafı kendine yapıştırıp sürekli kendinden bahseden insanlar kimseye değerli ve seviliyormuş hissettirmez mesela. Konuşurken onu sinirlendirmekten zevk almak, onu üzmekten zevk almak, sürekli şaka adı altında onun sınırlarını delmek değersiz, sevilmiyor ve kötü hissettirecektir diye düşünüyorum. Yani her gün uğrayıp sigara alınan büfeci veya iş yerindeki kantinci veya temizlik görevlisi değilsen, bunlardan azcık daha derin bir hukukun varsa olması gereken bunlar diye düşündüm. Sevgiliysen annesi babasıysan kardeşiysen daha da hassas şeyler olabilir, olmalı belki...
0
muhayyer divan
(04.11.25)
dert yanıyorsam güzel bir dil ararım. buyurgan ve bilmiş bir üsluba tahammülüm 0. zeki müren, kemal kılıçdaroğlu mesela bunlara dert yanırım. mekanı cennet olsun sanat güneşimizn.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(04.11.25)
En son ozguvensiz ve moralsiz hissettiğimde (dün) "Anlattıklarınla kimsenin kafasını şişirmiyorsun." denmesi iyi gelmişti.
0
sekizdokuzon
(04.11.25)
(5)

Erkek saç seyrelmesi yardım?

mikahakkinen
Yaş 39. Dededen beri kel yok. Saçlarım bu yaşıma kadar gürdü. Genelde 3 numara veya 5 numara kestirip gezerim. Saçım uzadığında bir şey belli olmuyor. Ancak son 3 numaraya vurdurduğumda saç diplerine rağmen kafam parladı. Dökülme gibi bir şey fark etmedim. Yaşlandıkça saç azalır mı? Seyrelmeyi azalt
Yaş 39. Dededen beri kel yok. Saçlarım bu yaşıma kadar gürdü. Genelde 3 numara veya 5 numara kestirip gezerim. Saçım uzadığında bir şey belli olmuyor. Ancak son 3 numaraya vurdurduğumda saç diplerine rağmen kafam parladı. Dökülme gibi bir şey fark etmedim.

Yaşlandıkça saç azalır mı?

Seyrelmeyi azaltmak için ne yapmalı?

Hayatımda saçıma özenmedim. Saçım uzadığında kıvırcık oluyor. Uğraşmamak için 3 numaraya vurdurup gezerim. Hiç saç bakımı, özel bir şampuan kullanmadım.

Önerilere açığım.
0
mikahakkinen
(03.11.25)
konu ile ilgili herkes bir tavsiye veriyor ama "kelin merhemi olsa kendi başına sürermiş" lafı halen gerçekliğini koruyor. saç dökülmesini geciktiren kesin bir formül yok.
+1
co2s2
(03.11.25)
Or-man kurtuluş doğal ürünler diye bir şey var. Onların yaptığı şampuan var, tamamen doğal malzemelerle. İnstagram hesapları @kurtulusorman.ciftligi

Çok faydalı deniyor. Bi bak istersen.
-5
muhayyer divan
(03.11.25)
engellemenin yolu yok. saç fiberi kullanabilirsin seyrekliği kapatmak için.
0
hold the door
(03.11.25)
Yaş ilerledikçe saç teli sayısı ve saç teli kalınlığında kayıp oluşur. Bu normaldir.
Genetik önemlidir. Çektiğin üst soy kelse yapabileceğin bir şey yok.
Bazı ilaçlar saç döker. Düzenli kullandığın ilaç varsa prospektüsünü oku.
Çok temizlik, şampuanlardaki kimyasallar, az temizlik, stres, sağlıksız beslenme, aşırı tarama, boya kimyasalları, uyuyamama gibi sorunlar saça zarar verir.
Testesteron hormonu ile ilgilidir.
Bilimsel olarak kanıtlanmış kabul görmüş iki tane ilacı vardır.
Biri minoksil adlı etken maddedir. Düzenli olarak kullanıldığında 3üncü aydan sonra dökülmeyi durdurur ve bırakıldığında kurtardığı saçlar dökülür ve dökülme kaldığı yerden devam eder. Türkiyede benzeri bir isimle satılır. Sadece erkek tipi dökülmede etkilidir. Kıllanma yapabileceği için kadınlara seyreltilmiş dozu önerilir.
Diğer ilaç prostatla ilgili şu an adını hatırlayamadığım bir ilaçtır. Ancak kadınlarda kullanımı sakıncalıdır. Erkeklerin yüzde bilmemkaçında geçici, onların da yüzde bilmemkaçında kalıcı iktidarsızlık yapma şeklinde bir yan tesiri vardır.
Bunlar dışında ilacım var diyen yalan söyler.

Bu konuda hatırlayabildiklerim bunlar.
+1
Mirket
(03.11.25)
muhayyer divan
(05.11.25)
(9)

Yaşadığım çökkünlük kısmetse ne zamana geçer?

sekizdokuzon
İki ay önce bir heves ayrı eve çıktım. Bir takım olumsuzluklar neticesinde bu hafta evi degistiriyorum. Maddi zarar dışında bir sıkıntım yok, evsiz de kalmadım, destek de gördüm başkalarından ama içimde beni boğan bir çöküntü var. Bu anı değişiklik bana hiç iyi gelmedi. Hayat kalitem yükselecek, dah
İki ay önce bir heves ayrı eve çıktım. Bir takım olumsuzluklar neticesinde bu hafta evi degistiriyorum. Maddi zarar dışında bir sıkıntım yok, evsiz de kalmadım, destek de gördüm başkalarından ama içimde beni boğan bir çöküntü var. Bu anı değişiklik bana hiç iyi gelmedi. Hayat kalitem yükselecek, daha yeni, daha güvenli bir eve gecicem ama istek, motivasyon, heves gibi parametreler sıfırlandı bende. Hiç yemek yemedigim, bütün gün uyuduğum, işten izin alıp evde bomboş takıldığım bir sürece girdim. Su an ne yaşadığımı da net olarak anlamıyorum açıkçası, belki aranızdan biri izah eder diye yazıyorum bunları.

Teşekkürler.

open.spotify.com
0
sekizdokuzon
(03.11.25)
yeni evinizde musmutlu anılarla oturmanızı dilerim. çok kısacık bir süre sonra elinizde bir kahve, pencereden dışarı bakarken, "iyi ki taşınmışım bu eve" dediğiniz anda, tüm bu çökkünlük geçecek...
+1
co2s2
(03.11.25)
Belli ki zor zamanlardan geçiyorsun ama böyle şeyler olur. Sen gücünün farkında ol. Zor günler de elbet geçecek ve harika zamanlar da gelecek.
0
rock n roll
(03.11.25)
yanlış mı hatırlıyorum yanlışsa düzelt ama 3 ay önce yemek için makarna hesabı yapıyordun o zaman bize deseydi ki 3 ay sonra ev değiştireceğim beğenmeyeceksin bir daha değiştireceksin Maddi zarar ne olacak ama o da umurunda olmayacak demeden bu duruma o zaman İnşallah derdin.
Demek istediğim bu da geçer nasılsa ayaktasın bazı günler öyle Bazı günler böyle
+1
kisa
(03.11.25)
Ev değiştirmek başlı başına bir stres bunu kısa zamanda peş peşe yaşayınca böyle bir buhrana düşmen çok normal. Gayet insani bir tükenmişlik yaşıyorsun, bu süreci atlatınca yeni evine de alışacaksın, orada yaşaya yaşaya hepsi geçecek.
0
mutekebbir
(03.11.25)
Yaz başından beri sürekli birtakım şeylere koşturmaktan yoruldum galiba. "Ayrı eve çıkarsam rahatlarim" rahatlayamadi, "Maaşa zam gelince rahatlarim", rahatlayamadi. "Alkolü bırakırsam rahatlarim" rahatlayamadi. Ben ne zaman rahatliycam, ölünce mi jsks
0
🌸sekizdokuzon
(03.11.25)
yemekleri atlarsan,
güçsüz düşersin,
anksiyete tavan yapar,
karar almak, hiç almamaktan iyidir,
herşey hep olumlu gidecek diye kendini şartlama,
dünya dönüyor,
bizde içinde..
0
designer
(03.11.25)
Bunun sebebi muhtemelen doğru sebep sonuç ilişkisini kuramamaktan.
Yani ev ev çözüm geliyor ona ihtiyaç var
Para yok, para çözüm geliyor.
bunlarimelde edince aslında isteğinin o olmadığını anlıyorsun ya da isteklerin değişiyor.
hasta değilsin, parasız değilsin, işsiz değilsin. Bunlara sahip olduktan sonra gerisi biraz imkandan ziyade kafada.
Bu ruh hali de geçecektir, az dayan ama sihirli bir çözüm bulacağını sanmıyorum.
0
kisa
(03.11.25)
Ha ne zamana geçer demişsin bir de. Sorumluluklarina rutinkerine odaklan. Düzenli görüştüğün bir arkadaş grubun yoksa öyle bir şey bulmaya çalış.
Çok sürmez
0
kisa
(03.11.25)
Hem ayrı eve çıktın, hem alkolü bıraktın, hem sigarayı azalttın, hem şimdi başka bir eve çıkıyorsun. Çoookk yorgunluk var ve alkol ve sigara yoksunluğu da çekiyorsun. Bunlar oluyor diye hayatın dandikliği hız kesmiyor, o da aynen devam... şu anda 5 Kasım dolunayı sürecindeyiz aynı zamanda... yani çok haklısın, vücudunun zihninin tepki vermesi çok normal.

Lütfen temiz hava ve güneş yakala muhakkak durabilirim kadar dur. D vitaminini ayrıca takviye olarak al, aynı zamanda magnezyum ve omega 3 de al. Stres yükü vücudundaki magnezyumu tüketmiş olabilir, bunları tamamlamak gerekir. Bu sözlerim içine sinmezse bir doktora görünüp bu süreci anlat, nasıl destek alırım diye bir sor, en doğru desteği o söyler elbette.

Sözsüz müzik dinlemeni tavsiye ederim. Sözlü müzikler şu an çok yorabilir. Şiddet içerikli yayınlar izleme dinleme. Sakinleşmek ve rahatlamak için lazım bunlar.

Yapabileceğim bir şey varsa buralardayım.
+1
muhayyer divan
(03.11.25)
(2)

Manipülatif insanlarla alay ediyor musunuz?

loch ness
Kendilerini çok zeki zanneden ortalama manipülatif insanların , ne yapmaya çalıştıklarını , davranış paternini ve ulaşmak istedikleri sonucu açık ve net görüp, kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor musunuz siz de? Ben bunu çok sık yaptığımı ve bundan keyif aldığımı fark ettim. Düzeneği kurup bir tür
Kendilerini çok zeki zanneden ortalama manipülatif insanların , ne yapmaya çalıştıklarını , davranış paternini ve ulaşmak istedikleri sonucu açık ve net görüp, kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor musunuz siz de? Ben bunu çok sık yaptığımı ve bundan keyif aldığımı fark ettim.

Düzeneği kurup bir türlü ilerleyememek, yada kuyruğa kadar yüzüp bambaşka bir sonuç almak büyük bir şok etkisi yaratıyor gariplerimde.

yaşanmış örnekler varsa dinlemek isterim.
+2
loch ness
(03.11.25)
Hiçbir şey yapmıyorum, boş beleş tiplere ayıracak vaktim yok. Olmaz da.
+4
olaylar olaylar
(03.11.25)
İnsanlara güvenilmez davranmıyorum, bana öyle davranmış olsalar da. Onların tarzı onlara ait, benim tarzım güven yıkmak değil. Ben biraz zor görüyorum insanların ikiyüzlülüğünü, samimiyetsizliğini, narsisizmini. Gördüğümde de kendiliğimden soğuyorum uzaklaşıyorum, fark edenler oluyor etmeyenler oluyor. İnsanların canını yakarak keyif almıyorum açıkçası. Sadece hak ettiklerinde hak ettiklerini bulmaları için can yakabiliyorum. Bu kadar.
+1
muhayyer divan
(03.11.25)
(19)

Bir süreliğine bir yerlere gitmek isteseniz nereye giderdiniz?

whatdreamsnevercome
avrupa amerika asya falan farketmez.üstümde bir bunalmışlık var. şuan bulundugum yerden tamamen bağımsız bir yere gitmek istiyorum 2-3 haftalığına. türkiye içi de olur aslında ama öyle değil yani, tamamen kopmuş olmak istiyorum. belki japonya, belki bilmiyorum başka bir yerler.turistik bir yer görme
avrupa amerika asya falan farketmez.

üstümde bir bunalmışlık var. şuan bulundugum yerden tamamen bağımsız bir yere gitmek istiyorum 2-3 haftalığına. türkiye içi de olur aslında ama öyle değil yani, tamamen kopmuş olmak istiyorum. belki japonya, belki bilmiyorum başka bir yerler.

turistik bir yer görmek vs. gibi bir amacım da yok. hatta gitmeden önce çok bir şey araştırmadan gitsem daha bile iyi olur belki bi sıfırlanırım.

siz nereye giderdiniz böyle bir durum içinde olsanız?
bu kişiden kişiye değişen bir şeydir tabi ki ama, yine de sormak istedim.
0
whatdreamsnevercome
(03.11.25)
Ben bir ara bu sebeple Artvin Arhavi'de bir tanıdığın köyüne gittim. Bayağı tarlada bahçede çalışıp insanlarla vakit geçirdim.
+3
Amaranta ursula
(03.11.25)
Bhutan geçti gönlümden.
0
auroraaurora
(03.11.25)
"Belki Japonya" dediğin için direkt Japonya demek geldi aklıma aşırı merak ediyorum, durumum müsait olsa düşünmem oraya giderim.
Bunun haricinde şu an içinde bulunduğum koşullarda kendim için cevap verecek olursam, böyle kafa dinlemek için düşünmeden kalkıp gideceğim yer Sinop olurdu.
0
mutekebbir
(03.11.25)
Madeira
0
gabe h coud
(03.11.25)
las vegas
0
hold the door
(03.11.25)
rusya - yekaterinburg. daha kuzey şehirlerine de gidebilirsin.

ilginç bir memleket rusya
0
yurtsuz john
(03.11.25)
Bled kasabası. Sessiz sedasız bir kasaba. Göl muazzam. Lübliyana'dan bir saat uzaklıkta otobüsle. Lübliyana da sessiz sedasız bir şehir.
0
Ovic
(03.11.25)
tayland

kültür değişimi iyi gelir.
0
co2s2
(03.11.25)
Ben olsam kafama yatan bir latin amerika ülkesini seçerdim. Vize falan uğraşmadan al valizini git gibisinden
0
michael harddd
(03.11.25)
Ben senin yerinde olsam dünyanın en izole airbnb evleri gibi bir araştırma yapıp öyle giderim. Madem turistik amacın yok, çok enteresan yerlerde, seni bambaşka bir ortamda hissettirecek evlerde kalmak daha efekti bir çözüm olur.

Nevada'da çölün ortasında klas bir ev vardı, ya da Amazon ormanlarında yeşilin içinde cam bir ev. Nordiklerde brutalist soğuk evler ya da.
0
Bruce
(03.11.25)
2-3 hafta dendiği için amerika ya da japonya. tayland da olabilir.

avrupa da güzel olur aslında ama havalar soğudu. yine de soğukla bi derdiniz yoksa büyük bi avrupa gezisi de olur.

izole olmak istiyorsan isviçre ve iskoçya öneririm.
0
jelly bear
(03.11.25)
fazla uzaga gitmeye gerek yok.
sengen varsa yunan adalarina gec, adadan adaya feribotla gezersin sikildikca.
mis gibi..
0
cooperr
(03.11.25)
boyle bir durumda olsam bir kere bir metropole gitmezdim. yani japonya demissiniz ama fazlasiyla kalabalik, kaotik, surekli bir aksiyon, civil civil ortam vs. kafa dinlemelik yer degil. bu tarz yerlere gitmek spor gibi oluyor. hele kisin gitmek daha da zor. ben tayland, endonezya (bali) veya vietnam diyorum. yani guneydogu asya ulkeleri. benim de ihtiyacim var.
0
Sour
(03.11.25)
Bir süreliğine bir yere gideceğim zaman kullanacağım parayla bir yere gitmem, araba alırım. Para kalıyorsa anneme yakın bir yerlerde şöyle 1 hafta 10 gün tek başıma zaman geçiririm, bol yeşillik ormanlık sulak alan filan.
0
muhayyer divan
(03.11.25)
Cok populer degil ama Mostar'in asagilarinda Počitelj diye bir yer var. Oralar veya civarlari olabilir. Biraz asagilara gitsen hava da isinir mis gibi.
0
mbond
(03.11.25)
Benim gitmek istediğim üç yer var:
Puerto Williams, Pontianak ve Longyearbyen.

Kabaca, biri dünyanın en kuzeyinde, diğeri en güneyinde, öteki de en ortasında bulunan üç yerleşim yeri. Madem kaçacaksınız, en uzağa kaçın…
0
yadigar
(04.11.25)
Birçok kişi asya, rusya gibi yerlerden örnekler vermiş. Seyahat amacınızın dinlenmek ve kafaca bir şeylerden uzaklaşmak olduğu anlaşılıyor. Asya ülkeleri gibi bir yerden bir yere gitmek için planlama gerektiren veya rusya gibi kredi kartı bile kullanılamayan bir yere gitmek sizi dinlendirmekten çok yoracaktır. Ben olsam dil sıkıntısı yaşamayacağım (en azından ingilizce bilinen) ama bir yerden bir yere gitmek için de ne bileyim sherpalara ihtiyaç duyulan, alpacalara binilen veya bambu ormanlarında kayıklarla seyahat edilen bir yere değil efendi gibi tramvay, otobüs, flixbus bulabileceğim bir yere giderdim.

iskoçya bir seçenek, daha yumuşak bir hava için portekiz veya endülüs ispanyası olabilir. sicilya veya sardinya olabilir. illa daha uzak ve egzotik olacaksa nispeten sakin japon şehirleri veya yeni zelanda olabilir.
+1
phoarbix
(04.11.25)
@phoarbix soyle nedenini bir mantik zeminine oturtarak aciklayan insanlara hasret kalmisiz.
0
Sour
(04.11.25)
bruce'in fikri hosuma gitti ama benim cok yoruldugum ve tamamen uzaklasmak istedigim donemlerde basvurdugum yontem, muhtesem 2 tane tur sirketi var kullandigim (yabanci) oradan istedigim ulkeyi secip istedigim uygun bir tarihte olan turla gidiyorum. para ve butceden bahsetmediginiz icin yazdim bunu. o turlardan birini secer giderdim, cok keyifli, gencler, her sey ayarlanmis, acayip kafa insanlar, parmaginizi oynatmaniz geremiyor ve tamamen uzaklasiyorsunuz. tercihim elbette sicak diyarlar olurdu ama patagonia da tam istediginiz tarz bir sey olabilir hiking seviyorsaniz.
0
kassiopeia
(04.11.25)
(6)

Parçanın adı nedir

herzan
https://voca.ro/1lbjve3S39cqTeşekkürler
voca.ro

Teşekkürler
-2
herzan
(02.11.25)
Sessizlikten başka bir şey işitemedim.
0
muhayyer divan
(02.11.25)
ses var ama çok kısık, kulaklıkla dinleyin
0
🌸herzan
(02.11.25)
sarkidan cok film müzigi gibi geldi.
0
bonaparte
(02.11.25)
çok meşhur bir klasik müzik parçası diye hatırlıyorum. mozart, beethoven'dı sanki
0
🌸herzan
(02.11.25)
duyduğum 5 ya da 6 note ile adagio for strings'e benzettim.
0
co2s2
(02.11.25)
youtu.be

bu olmasi lazim.
0
bonaparte
(02.11.25)
(3)

Pişmiş fırında somonu buzdolabına mi derin dondurucuya mi atmalı?

Amaranta ursula
Merhaba arkadaşlar Sali aksam yiyeceğim pişmiş yanında patates ve soğan olan somonu derin dondurucuya mı koymalıyım yoksa buzdolabının normal kısmına koysam kâfi midir?Cevaplar için çok teşekkür ederim şimdiden.Ps. Anneme ulaşamıyorum şu an D
Merhaba arkadaşlar
Sali aksam yiyeceğim pişmiş yanında patates ve soğan olan somonu derin dondurucuya mı koymalıyım yoksa buzdolabının normal kısmına koysam kâfi midir?

Cevaplar için çok teşekkür ederim şimdiden.
Ps. Anneme ulaşamıyorum şu an D
0
Amaranta ursula
(02.11.25)
Derin dondurucu diyorum ama pişirdiğin anki lezzet çıkmayabilir. Buzdolabına atsan bozulur, hem balık eti hassastır hem de soğan var yanında. Derin dondurucu.
0
muhayyer divan
(02.11.25)
Balık pişirildikten sonra en fazla 2 gün olmak kaydıyla saklanabilir dolapta. Derin dondurucuya koyup ardından çözdürürseniz zehirlenebilme olasılığınız var. Bozulmayacağı derecede yani dolapta saklarsanız problem olmayacaktır. Yanındaki garnitürlerini ayrı bir kapta, balığı da ayrı bir kapta saklamanız daha iyi olur.
+1
mermaidd
(03.11.25)
normal kisim.
3-4 gun rahat dayaniyor.
0
cooperr
(03.11.25)
(12)

Geç kaldığınızı düşünüyor musunuz?

umutt
Sevdiğin hobiye başlamaya, sevmediğin işten istifa etmeye, sevdiklerine sevdiğini söylemeye, kedi sahiplenmeye, evlat sahibi olmaya, evlenmeye, boşanmaya, istediğin kariyeri inşaa etmeye, kilo vermeye, kas yapmaya, sevmeye-sevilmeye... kısacası istediğin bir seni yaşamaya, hayata geç kaldığını düşün
Sevdiğin hobiye başlamaya, sevmediğin işten istifa etmeye, sevdiklerine sevdiğini söylemeye, kedi sahiplenmeye, evlat sahibi olmaya, evlenmeye, boşanmaya, istediğin kariyeri inşaa etmeye, kilo vermeye, kas yapmaya, sevmeye-sevilmeye... kısacası istediğin bir seni yaşamaya, hayata geç kaldığını düşünenler var mı?
0
umutt
(02.11.25)
Çoğunlukla düşünüyorum, bazen arkadaşlarımla konuşuyoruz geç olmadığına ikna ediliyorum ama kendimle yalnız kalınca yine çok geç kaldığımı düşünüyorum, işin içinden çıkmak zor.
0
mutekebbir
(02.11.25)
Sevdiğim kişiye sevdiğimi söylemeye acayip geç kaldım. Hem de öyle böyle değil. En büyük pişmanlığım, bambaşka bir hayatım olabilirdi.

Üniversite sınavına tekrar hazırlan, bölüm değiştir, hazırlık şu bu diyerek okulu uzattım, ki derslerimde başarılı olmama rağmen, üstüne askerlik derken iş hayatına geç kaldım.

Kilo vermeye geç kalmadım bi, yaşadığım bunalım sayesinde son bir ay içinde 9 kilo civarı verdim, sayılırsa.

Ne zaman böyle düşünsem aklıma “mr. nobody”den şu satırlar geliyor aklıma ama:
each of these lives is the right one. every path is the right path. everything could've been anything else, and it would have just as much meaning.
0
substituent
(02.11.25)
Ben varım.
0
Kahvedesu
(02.11.25)
O kafar çok Şey sayıp torba yasa gibi yapmışsın.
Hepsine birden geç kalmış olamazsın.
Hayatımın her döneminde bir şeyler değişti, değiştirdim.
Spor için hobi için mesela hiç bir zaman geç olmaz.
İş değiştirme için boşanma için ya da çocuk sahibi olmak için bilemem.
0
kisa
(02.11.25)
kedi sahiplenmek, hobi edinmek, kilo vermek, sevmek bunlara niye geç kalınmış olsun ki. ben geç kalmış hissetmem, hissetmiyorum. istiyorsan yaparsın. yapmıyorsan önemli değildir, zamanı değildir, elinden şu an gelmiyordur ya da demek ki istemiyorum o kadar da der geçerim.

İş, kariyer filan bunlar büyük pişmanlık (bana göre). Ne geç kalması. Bomboş şeylere ömrüm gidiyor diye düşünüyorum. Haa iş hayatını sonlandırmakta geç kaldığımı düşünüyormuşum bak evet. Bu var.

Bir de yani aşırı mühim bir misyonum mu var ki tamamlamam gereken. Kendime her gün eğlenecek bir şey buluyorum. İstediğim oyuna, konsere bilet bulduğum an gidiyorum. İstediğimi yiyip içiyorum, istediğim yere gidiyorum. Aceleciliğim var her fırsatta bir şey yapmak gibi ama bunu sebebi geç kalıyorum hissi değil.

Hayattaki en kesin şey ölmek. Ona da istesen de geç kalınmıyor. Boşver ne geç kalması ya. İyi geceler.
+2
a perfect lie
(02.11.25)
20 yasimdan beri kanuna baslamayi düşünüyorum. 23 yil gecti. Bu saatten sonra zor.
0
duster
(02.11.25)
herşeye zorla erken başlatıldığımdan artık birşeye başlamak için hevesim yok. mesela ben 10'lu yaşlarımda elektro gitar çalmak isterdim ama ailem bağlama kursuna yazdırdı zorla. istemeden çaldım hep. aklımın ve kalbimin bir kısmında hep elektro gitar çalma isteği var. yaş 36.
0
false pretension
(02.11.25)
Var ben. Çoookk geç kaldım hem de. Yakında ölür mölürsem mezar taşıma "şöyle içine sine sine patates kızartması yiyemeden gitti garip" yazarsanız memnun olurum... 🥹
0
muhayyer divan
(02.11.25)
düşünüyorum.

evlenmekte çok erken davrandım,
boşanmakta çok geç kaldım,
çocuk yapmakta çok geciktim,
çalışmak dışında hayatı yaşamada çok ama çok geciktim,
kendimle ilgilenmekte çok geciktim,
bir şeyler elde etmekte çok geciktim.

o yüzden şimdilik günümü yaşıyorum.
0
tchuck
(02.11.25)
Her şeye geç kaldım hissiyatı sürekli geliyor. Sonra bi ara ne geç kalması ya daha ne oldu ki gencim her şeyi yaparım motivasyonuyla doluyorum. Ama mental azıcık darbe alınca sürekli bu düşünceye sürükleniyor insan.
0
chanandler bong
(02.11.25)
Düşünüyorum ama sonra daha 40-50 yıl yaşayacağımı hatırlayıp vazgeçiyorum.
0
peki madem
(03.11.25)
Ne olduysa iyi ki oldu, ne olmadıysa iyi ki olmadı diye düşünüyorum, hiç moralimi bozmuyorum
0
kullanicadi
(03.11.25)
(17)

Sporda kullanılan matın evde kullanılması hk

screwedup2
Merhabalar,Eşim ile bir konuda diğer insanların fikrini merak ediyoruz sizlere danışmak istedik.Ben spor salonuna gidiyorum. Spor salonunda ayakkabımı değiştiriyorum ve yoga dersine giriyorum. Diğer insanlar da yoga dersine katılırken ayakkabılarını değiştiriyorlar. Yoga dersinde kullandığım matımı
Merhabalar,

Eşim ile bir konuda diğer insanların fikrini merak ediyoruz sizlere danışmak istedik.

Ben spor salonuna gidiyorum. Spor salonunda ayakkabımı değiştiriyorum ve yoga dersine giriyorum. Diğer insanlar da yoga dersine katılırken ayakkabılarını değiştiriyorlar.

Yoga dersinde kullandığım matımı evde kullanıp spor yapmak istiyorum. Eşim bunum hijyenik olmadığını düşündüğü için rahatsızlık duyuyor. Siz bu konuda ne düşünürsünüz?

Ekstra not: 2.yi almayı düşündük fakat kendime paraya kıyıp güzel bir mat almıştım. Onu kullanmak istiyorum. İki tane pahalı mat almak da mantıksız geliyor.
0
screwedup2
(02.11.25)
Herkesin ayakkabısının ne kadar temiz olduğuna emin olamazsın.
Kaldı ki tuvalete, duşların olduğu yere giriliyor o ayakkabılarla, sadece salonda giyse bile temiz kalması mümkün değil.

Pahalı bişey de değil mat bi de yani.
+3
Bruce
(02.11.25)
Spor salonu zemini nasıl? Yeterince hijyenik mi? Diğer insanların orda giydiği spor ayakkabıları sadece orası için mi başka yerlerde de giyiyorlar mı? Bunların cevabına göre değişir.
0
Amaranta ursula
(02.11.25)
Eşiniz kesinlikle haklı.

Ben dışarda giydiğim şeyleri bile evde gitmiyorum kaldı ki mat dediğiniz şey artık paspasa dönüyor :)
+1
makbur
(02.11.25)
Eşiniz haklı.
+1
Mirket
(02.11.25)
eşiniz haklı.
+1
black holes in the sky
(02.11.25)
Evet spor salonunda insanlar ayakkabı degiştiriyor fakat ayakkabılarını degiştirilecegi soyunma odasına gidene kadar dışarı ayakkabısıyla giriyor. Sonra çantasından çıkarıp salon ayakkabısını giyiyor. Fakat o salon ayakkabısıyla biraz önceki ayakkabı ile bastıgı yerlere basıyor. Hatta insanlar wcye gidecegi zaman hiç biri salon ayakkabısını degiştirip öyle girmiyor. Wcde bastıgı salon ayakkabıyla yine içeri giriyor. Kesinlikle hijyenik degil. Asla önermem
0
limonlu eksi
(02.11.25)
Ben bu kadar titiz bir insan degilim, dolayisiyla kimin hakli oldugu ile ilgili fikir veremem ama yeni mat almak istemiyorsaniz, matin altina serecek ucuz yollu bir cozum bulmayi deneyebilirsiniz demeye geldim. Yani acikcasi tam olarak titizlik nedenini de anlayamadim, matin altinin pis olmasi galiba degil mi esinizin sorun ettigi sey?
+1
kassiopeia
(02.11.25)
Hijyenik olmayabilir ama o kadar da hijyene ihtiyacımız olduğunu düşünmüyorum. Kullanılabilir.
Sonuçta evde yatağın çarşafın üzerine koymayacaksiniz yerde olacak.
+1
kisa
(02.11.25)
kullanılır. madem bu konuda bir hassasiyet var, o halde ikinci mat almak yerine var olanın altını üstünü silmek daha kolay olmaz mı?
+2
tnz
(02.11.25)
Yoga yapılan yere niye ayakkabıyla giriliyor ki? Yasak olması lazım.
0
auroraaurora
(02.11.25)
eğer evde kullanmadan önce temizlemiyorsanız hijyenik değil.
0
false pretension
(02.11.25)
Spor salonu ne kadar hijyenik nereden biliyorsunuz ki. İlla içinize sinmiyorsa bir mat daha almanda sıkıntı olmaz bence, almalısın.
0
muhayyer divan
(02.11.25)
Dışarıda kullandığım bir şeyi evde kullanmam. Dışarıdan gelir gelmez üzerimi değiştiririm eğer birinin evine gittiysem çorabımo mutlaka değiştiririm.
Spor salonu temiz görünüyor olabilir ama herkesin matlarını temizleyip temizlemediğini bilemezsiniz. Özetle bence hijyenik değil.
(Eskiden gittiğim yoga stüdyosu derse başlamadan önce matları dezenfektan ile sildiriyordu.)
0
suicides underground
(03.11.25)
Bu kadar “hijyenik” insanlar bence çok yorucu. Ama anlamadığım bir nokta var, neden ayakkabıyla yoga yapılıyor ki?

Gelince matınızın altını bi bezle silin, herkesin gönlü olur bence.
+1
kuehles blondes
(03.11.25)
imkanım varsa ve mat benim için çok önemliyse kesinlikle ikincisini alırdım.
0
a7x
(03.11.25)
eşinize hak verdim, spor salonları inanılmaz pis yerler hatta bununla ilgili reelsler vardı pislik ölçen aletlerle ölçüyorlardı tuvalet daha temiz çıkmıştı.
eve ayakkabı ile giriyorsanız mat kullanılabilir. girmiyorsanız kullandığınız yeri falan temizlemek sonrasında güzel olur.

mesela montunu falan temiz eşyaları ile aynı yere asanlarıda anlamam.
+1
eja
(03.11.25)
ben bundan sizin gibi asla rahatsiz olmazdim. esim olurdu :)
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(03.11.25)
(3)

Sebepsiz yere huzursuzluk

huygens645
Haftasonu oldu dünden beri hiç birşey ne yapasım var ne edesim var. Kendimi dışarı attım falan bir işe yaramadı. Sabah 6 da kalkıp işe gittim bari birşeyle meşgul olayım diye hiç odaklanamadım 3 saat sonra ofisten çıktım.Bir yemek yedim şimdi de kahve içiyorum ama acayip şekilde hzuusrusuzum ne yap
Haftasonu oldu dünden beri hiç birşey ne yapasım var ne edesim var. Kendimi dışarı attım falan bir işe yaramadı.
Sabah 6 da kalkıp işe gittim bari birşeyle meşgul olayım diye hiç odaklanamadım 3 saat sonra ofisten çıktım.
Bir yemek yedim şimdi de kahve içiyorum ama acayip şekilde hzuusrusuzum ne yapayım var mı tavsiyeniz ?
+2
huygens645
(02.11.25)
Tesadüf mü, anlamlı mı bilmiyorum dünden beri aynıyım. Sebep de bulamıyorum. Battaniyenin altına girdim şimdi. Mevsimsel mi acaba? (İstanbul)
0
yadigar
(02.11.25)
insanız, olur arada öyle tabii ki.

bir şey rahatsız etmiştir, bir konuda kararsız kalmışsınızdır, emin değilsinizdir vs.

kalıcı olmadığı sürece gayet normal şeyler. eğer 2 haftadan uzun sürüyorsa: psikiyatri
+1
substituent
(02.11.25)
Ben de öyleyim. Hafta sonu boyunca ay balık burcundaydı, takip ettiğim bir astroloğa kendi bilgilerimi listeleyerek sordum, aynen dediklerini anlattım, kesinlikle ay balık geçişinden kaynaklı dedi, çünkü başka sebep yok. Gökyüzündeki yerleşimler epey ağırlık veriyor bazen.

Tavsiye: nefes almak rahatlatır dersen temiz havaya çıkıp nefes al bol bol. Ya da yürümek, ya da müzik, hafif bir dans, belki bitki çayları, belki sessizlik, belki içinde öfke var da atamıyorsan atabileceğin sertlikte müzikler... kendini dinleyip en iyi gelecek olan nelerse onlar yani. Seni tanıyor olsaydım daha iyi tavsiyelerde bulunabilirdim.
0
muhayyer divan
(02.11.25)
(14)

Evlilikte erkeğin belli durumlarda otorite, üst gibi olmak istemesi sizce normal ve sağlıklı mı?

psmstc
Yani normalde eşit ilişki var. Her iki tarafın kararlarına göre de hareket ediliyor. Ama erkek belli durumlarda otoritesi hissedilsin kendisine saygı gösterilsin istiyor bu normal sağlıklı bir beklenti mi?
Yani normalde eşit ilişki var. Her iki tarafın kararlarına göre de hareket ediliyor.

Ama erkek belli durumlarda otoritesi hissedilsin kendisine saygı gösterilsin istiyor bu normal sağlıklı bir beklenti mi?
-2
psmstc
(02.11.25)
kesinlikle erkek daha fazla dominant olmalıdır.
+1
HellKeePer
(02.11.25)
Saygı böyle erkeklik şovlarıyla kazanılmaz. Bir diğer sorun da erkekler açık büfe gibi bu sorumluluklarını canları istediği konuda gösterip canları istemediği konularda salağa yatıyor, görmezden gelmeyi seçiyor
+5
grimavi
(02.11.25)
Eşit olan evlilikler çok sürmez genelde, erkeğin bi şekilde baskın olması lazım. Bunu eşitlik adı altında değerlendirince çılgına dönüyor bazı femninistler. Bu işin doğası bu sakin…
-3
olaylar olaylar
(02.11.25)
Tanıdığım kadınlar içinde hatta baskın olanlar bile erkeğin daha baskın olması, birşeyleri başlatan kuran yöneten olmasını istiyorlar.

Kadınların doğası gereği sanıyorum koruyup kollanmak ve bir erkeğin bir şeylere karar verip ona uyması hoşlarına gidiyor.

Ben erkeğim ama öyle baskın özelliklerim yok malesef.
Ama gördüğüm kadarıyla ilişkide erkek baskın değilse kadın bunu kullanıyor başka erkeklere gözü kayıyor.
Her durum için değil tabiki, tersi durumlarda var elbet
-3
kararsızataletfilozofu
(02.11.25)
tabi ki normal. bu çok temel bir istek. kadın sevgi ister, erkek saygı ister. bu bilginin ilkokulda verilmesi lazım
-6
abelardo
(02.11.25)
hold the door
(02.11.25)
madem video paylasiyoruz

m.youtube.com
0
WithWorth
(02.11.25)
otorite güç ve zor kullanmakla ilişkili bir terim. bence ilişkiler dahil hayatın hiçbir alanında olmamalı. sahiplenme olur, koruma olur, uzmanlık olur, iki taraf da okeyse bunda sorun yok ama otorite benim kafamda zor kullanmakla ilişkili çağrışımlar yapıyor.

olayın şu tarafı da var tabii. 5 kadın 1 erkek oturduğumuz masada "kadınların çoğu otoriter erkek sever" lafına tetiklenip aynı argümanı öne sürünce kadınlar tarafından beklediğimin çok çok üstünde bir yadırgamayla karşılaşmıştım. internetteki kadınlar gerçek hayatta nerede ben de çok merak ediyorum.
0
aloha snackbar 3
(02.11.25)
erkek ister de
erkeğin öyle bir kapasitesi, dominant olacak bir vasfı, yeteneği bişeyi var mı? yok ki.

sıkıntı burada bence
benim dediğim olacak
e olsun da
sebep?
daha zeki misin, neyi becermişsin mesela? daha kariyerli misin, hayatta daha tuttuğunu koparmış başarmış bi pırıltı göstermiş misin?

etrafımdaki erkekler kadınların tırnağı etmiyor %90 böyle...kadınlar daha baskın olmak filan istemiyor, istediğinden değil ortalamada erkekler vasıfsız.
+1
subcomponent
(02.11.25)
cinsiyet rolleri üzerinde eşitlik diye bir şey insan medeniyetinin kültürel kodlarında yok. daha medeni kanundan "ailenin reisi erkektir" hükmü ilga edileli 2 nesil bile geçmedi. tam eşitlik evlilik dışı ilişkide olabilir ancak. çünkü boşanırken kadının çok daha zayıf ve korunmaya muhtaç olduğu varsayımı ile karara çıkıyor dosyalar.

her anlamda eşit olacağız diye düşünen insanların evlilik dışı ilişki sürdürmeleri gerek diye düşünüyorum.
0
loch ness
(02.11.25)
subcomponent +1
anne babasının sözünden çıkamayan erkekler dominantlık yapmaya kalkışınca komik oluyorlar.
0
deartheodosia
(02.11.25)
Adil olmakla beraber evet olmalıdır.
Kadının hakların olması ve hakların korunması önemli.
Yoksa eşitlik adı altında diğer türlüsü anlamsız bir rekabet olur sadece.
0
diyecevaplandı
(02.11.25)
çok muallak sormuşsunuz.
"belli durumlar"dan bir örnek verir misiniz?
"otorite, üst gibi olmak", "otoritesi hissedilsin" ile ne kastediyorsunuz, açar mısınız?
"kendisine saygı gösterilsin" beklentisi neden sadece belirli durumlarla sınırlandırılıyor? bence karşılıklı saygı her zaman olmalı.
+1
tnz
(02.11.25)
Her erkek ve her kadın saygı bekler. Saygı iki şekilde hissettirilir, biri kişinin yapısına, hassasiyetlerine, ihtiyaçlarına ve tercihlerine olan saygı, bunları rencide etmemek, mümkün olduğunca yerine getirmek şeklinde gösterilir. İkincisi de saygı sözlerle, ses tonuyla, bazı jestlerle ifade edilir. Mesela saygıdeğer müdürüm, değerli yurttaşlar, sevgili eşim gibi. Hal dili yani içinde bulunulan psikolojinin yaydığı enerji çok etkileyici bir unsur bana göre, hisseden hisseder.

Erkeğin saygı beklemesi eğer (bkz: perestiş) beklemek şeklindeyse o erkeğe kibirli denir en hafifinden (kadın da olsa ona da öyle denir). Ama erkek kendisine gösterilen saygıda genel olarak problem görüyorsa bunun çözümü oturup konuşmaktır bence. Herkes saygı bekler, erkeğin fazladan saygı beklemesi bence normal değildir.

Erkeğin gazı da samimi teşekkür ve övgüdür, o da ayrı.
0
muhayyer divan
(02.11.25)
(5)

Sığ ve ateşli mi? Derin ve dingin mi?

loch ness
Entelektüel derinliği sıfıra yakın (klasik popüler kültür insanı - total dedikleri) ancak zeki, neşeli ve son derece ateşli bir partneri mi tercih ederdiniz , yoksa her konuda sohbet edebileceğiniz, birlikte tekamül şansına sahip olduğunuz, ufkunuzu genişleten, ama görece sakin , stabil ve içinizdek
Entelektüel derinliği sıfıra yakın (klasik popüler kültür insanı - total dedikleri) ancak zeki, neşeli ve son derece ateşli bir partneri mi tercih ederdiniz , yoksa her konuda sohbet edebileceğiniz, birlikte tekamül şansına sahip olduğunuz, ufkunuzu genişleten, ama görece sakin , stabil ve içinizdeki kaplanı pek de uyandıramayan bir partneri mi?

yada; geçmişte daha çok hangilerini tercih ettiniz, filmin sonu ne oldu?
0
loch ness
(01.11.25)
Tekamül, derinleşmek bence kişisel bu yüzden zeki, neşeli, ateşli ortalama bir insan tercih ederim.
+1
grimavi
(01.11.25)
ben çok neşeli biriyle evlenmiştim, sonra boşandım. şimdiki aklım olsa sakin, stabil biriyle evlenirdim.
+3
co2s2
(01.11.25)
Yani baska kriterler de mevcuttur elbet ama bu dar cercevede sig ve atesli iyidir, gerizekali olmadigi surece.
+1
bosver nicki
(01.11.25)
Benim ihtiyacım hangisiyse onu tercih ederim. Çünkü diğeri bende var zaten. Yani şimdiye kadar etkilenmelerim sevmelerim hep bu yönde oldu.

Aslında ihtiyacın neyse derken biraz da "anlaşılmak" veya "tamamlanmak" arasındaki farkı kastetmek istedim. Aynı dili konuşmak da bir ihtiyaç farklılıklara uyum sağlayarak var olmak da bir ihtiyaç.
+1
muhayyer divan
(01.11.25)
abi ben tersinle birliktelik taraftariyim, cunku obur turlu cok sikici olur hayat.
ters kutuplar birbirini ceker, fizik yaniliyor olamaz..

kendim gibi birisini istemedim ozellikle. hatunla da oturup politika matematik fizik konusmak istemiyorum ya. zaten butun gun isyerinde kafam sisiyor.

eve gelince bana basit seylerden bahsetsin, kafam acilsin biraz.
o yonde de adim attim, bu secimden pisman degilim.
+1
cooperr
(02.11.25)
(12)

Trafikte Kaynak Nasıl Engellenir?

eisberg
2 şeritlik bir yolsa artık 1 hatta bazen 2 şerit de kaynak sırası oluyor. Bu nasıl engellenebilir sizce?
2 şeritlik bir yolsa artık 1 hatta bazen 2 şerit de kaynak sırası oluyor. Bu nasıl engellenebilir sizce?
+1
eisberg
(31.10.25)
Engellemek zorunda mısın?

Üstün ve çevik sürüş tekniklerini konuşturucan, anca öyle. Ben şahsen böyle yollarda yol şeridinin üzerine basarak ilerliyorum. Bizim eve giden köy yolu bir gidiş bir geliş, hem virajlı hem engebeli arazi, çok sayıda hatalı riskli sollama suretiyle ölüm tehlikesi atlattım. Sollamaları da şeride olabildiğince yapışarak engelliyorum. Geçirmiyorum.
-14
muhayyer divan
(31.10.25)
@muhayyer divan
Bireysel olarak nasıl önüme kaynak yapmalarını engellerim diye sormuyor ki. Engellemek zorunda mısın ne demek onu da anlamadım. Böyle bir trafik ahlaksızlığını engellemeyi istemekte ne var ki?

Soruya cevap: Geçen gün bir ilde kaynak yapanlar drone ile tespit edilip tek tek ceza yazılmıştı. Bu bile yeterli olmaz aslında ama bu tip kaynağın yoğun olduğu yol ayrımlarına özel önlem alınabilir. Ama yatırım gerekeceği için (kamera vs.) o işe girmiyorlardır.

Örneğin akşam iş çıkışı saatinde Avrasya tüneli girişinde EDS otosu duruyor. Offset ihlali yapanları tespit edip ceza kesiyor. Cezası çok olsa bence kesin etkisi olur.

Google'dan baktım offset ihlali cezası 2.167 TL. Erken ödemeyle 1.625 TL'ye düşüyor. Bu cezayı 15-20 bin TL bandına çeksen mesela kimse cesaret etmez. Bir anda düzelecek bir şey değil tabii. Zamanla düzelir. Ama önce cezaları değiştirmek lazım.
+1
himmet dayi
(31.10.25)
@muhayyer divan

hocam onu sormuyorum @himmet dayı'nın dediği gibi. Kaldı ki 2 şerit bir yol düşün, sen sıraya giriyorsun ve sırada vakit geçiriyorsun kaynak yapan kişi hiç beklemeden gelip senin önüne geçiyor sen ona yol vermesen bile sıraya girip ondan önce kaynak yapanlardan dolayı vakit kaybediyorsun. bir de ölüm tehlikesi falan demişsin, oldu olacak camdan silah sarkıtalım :)
0
🌸eisberg
(31.10.25)
Her araca kamera zorunluluğu getirilirse ve kayıtlar ceza yazmada delil olarak kullanılırsa online sistem üzerinden tüm trafik ihlalleri büyük oranda engellenir diye düşünüyorum.

Aksi takdirde istediğiniz kadar işaret, uyarıcı levha vesaire koyun uymayacaklar.
+1
emcekare olmadi einstein olsun bari
(31.10.25)
ondeki aracin tamponuna yapisman lazim malesef, baska yolu yok.
ondekine bindirmemek icin de tetikte olman lazim.

bu kaynak isi benim trafikte en sinir oldugum olaylardan biri. %90 kaynaga izin vermiyorum, zira bu bekleyen herkesi salak, ktek akilli kendisini gorenlerin yaptigi bir aktivite.

istisnalar: bariz acemi ise yer veriyorum, bazilarinin arka tamponunda acemi surucu cikartmasi oluyor. ya da arac baska sehir plakaliysa birda tek seride dustugunu bilmiyor olabilir derim veririm. ya da seridin bittigi yere kadar beklemeden, guzelce sinyalini verirse yine yer acarim.
+1
cooperr
(31.10.25)
Açıkcası o anki yol durumuna bağlı olarak bazen kaynak olarak algınan şey; aslında tam anlamıyla kaynak olmuyor. Zaten muhtemelen siz de bu ayrımı yapıyorsunuzdur yolun gidişatına bakarak; örneğin bir sapaktan alt yola ya da üst yola çıktınız en sağa ya da en sola geçmek zorundasınız, o ara bağlantı da çok kısa ve trafik sıkışık. Haliyle siz kuyruğun başında zaten yola çıktınız ve o arada bağlanmaya çalışıyorsunuz fakat sıra 1 km geride bu durumdakilere mecbur yol veriyorum ben. 2 yol da çok sıkışıksa bir ordan bir burdan mecbur açıkcası İstanbul’daki sürücüler bence bu sıkışık trafikte çok iyi pozisyon alıyorlar ve genel olarak insanlar zor durumda kalınca cidden yol veriyorlar, ben de veriyorum gözüküyor çünkü. Ancak ta arkadan gelip en öne kaynamaya çalışıyorsa biraz geniş alıp geçirmiyorum sürtmesin diye mecbur bekliyor. Tek şerit yolda kırmızı ışıkta kamyon sağdan beni sıkıştırdı ; ben de sağına önüne kırdım bekleme pozisyonundayken engel olmasam kasası kesin sürtecek çünkü çok dengesiz adam var.

Genel olarak nasıl engellenebilir derseniz de ön arka kamera ile kaynak yaptığı ispatlıysa yoğun korna sonrası o adam gelip sataşacak sonra sosyal medya ifşası ve ceza sistemi ile ancak bir yaptırımı oluyor yoksa bireysel şikayetlere işlem yapmıyorlar. Bu da çektiğiniz strese değmez bence.
+1
titanic kemancısı
(31.10.25)
@eisberg ve @ himmet dayi

2 şeritli yolda sadece bir gidiş bir geliş varken kaynak nasıl yapılıyor açıklar mısınız? Kaynak deyince benim aklıma Eskişehir Yolu'nda Yaşamkent kavşağında yaklaşırken oluşan çift şeritli zincirleme kalabalığa soldan zorla girmeye çalışanlar geliyor. Bunu tek gidiş tek gelişte kim nasıl yapabiliyor bi açıklar mısınız, amma bağırmışsınız yahu.
-3
muhayyer divan
(31.10.25)
%100 kaynak yaparım. Kaynaksız bir günüm yoktur. Varsa trafik yok demektir :)

Çatala son girişte yapmıyorum mümkünse. Artık herkes elinde telefonla araba kullandığı için araçların arasında büyük boşluklar oluyor. Biri gidince diğerinin takip etmesi zaman alıyor. O araya çok güzel girerim. Tampon tampona gitmen lazım ama sen yol vermezsen arkandaki verir ya da telefonuna bakarken kaçırır.
-10
gabe h coud
(31.10.25)
Bir de şu var. Kaynak yapan kişinin önüne kaynak yapınca laf edemiyor. En kolay kaynak yöntemi budur. Göstere göstere sokarsın arabayı, hiç bir şey diyemez :)
+1
gabe h coud
(31.10.25)
Korna çalmak. Kaynak yapan araç önüme kırmaya başlayınca aralıklı kornaya basıyorum. Genelde devam etmiyorlar, arkamdaki uğraşıyor.

Bazısı inat ediyor, bu sefer kornayadurmaksızın basıyorum, en az 15 saniyede gibi. Sağdan geçip engellemeye çalışıyorum. %90 işe yarıyor.

Önüme geçtiyse de, uzun süre selektör yapıyorum, ara ara kornaya basıyorum.

Yine kimisi ne halt yediğinin farkında, elini çıkarıp el ediyor.

Kornaya basmak genel olarak herkesin ilgisini oraya çekiyor, buradan da bi topum baskısı oluyor gibi gibi…
0
substituent
(31.10.25)
sizin bireysel olarak yapacağınız ancak didişmek olabilir.

kamera koymak, drone uçurmak, polis arabası dikmek, ceza yazmak falan çok lüks eylemler. keşke olsa ama hangi kavşağı kontrol edip hangi bitine ceza keseceksin.

çare delinatör. delinatör nedir? işte budur: static.ticimax.cloud

sıranın başının olması gereken yere kadar ofsetli alana ve dönüş şeridinin çizgisine döşüyorsun, delinatörlü yeri kaçıran istese de giremiyor. esnek malzeme olduğu için çok azimliler üstünden geçip kıra döke geçiyor. işte ona da o zaman kamu malına zarar vermekten 200.000 lira tazminatı yapıştıracaksın, öğrenecek delinatörü kırmamayı.
0
kibritsuyu
(01.11.25)
Devlet yönetmeliği değiştirip kaynak konusunu ekleyecek. Sonra da en çok kaynak yapılan ve kaynak olduğu için trafik oluşan yerlere mobese dikip ağır ceza yazacak. Bir de sarı kutu uygulamasında ciddi cezalar yazılması lazım. Kırmızı yanmak üzereyken, trafik tıkalı olduğu halde kendini ışığın diğer tarafına atmış olmak için burada durup diğer şeritlerin önünü tıkayanlar var. Bu arada bazı kavşakların ve kesişim yerlerinin de yeniden düzenlenmesi lazım. Tabii bir de park yeri sorunu.

Şunları halletseler trafik %80 azalır. Öyle imkansız bir şey de değil. Kalanı da kalabalık ya da şehrin coğrafi yapısı kaynaklı artık yapacak bir şey yok.
0
nawar
(01.11.25)
(5)

erkekler neden seks yaptıkları kadını aşağılama ihtiyacı hissediyorlar?

such great heights
kadınlar yapmıyor bunu erkek cinsi yapıyor.
kadınlar yapmıyor bunu erkek cinsi yapıyor.
0
such great heights
(31.10.25)
Nasıl yani? Sırf sevişti diye aşağılayan erkekten mi bahsediyorsunuz? Bunu yapan aşağılıktır zaten.
0
Kahvedesu
(31.10.25)
Aşağılamak derken yatakta dirty talk içerisinde diye düşünüyorum. Sohbeti genişletmesi açısından, kadınlardan gelen bu talebin sıklığı düşündüğünden çok daha fazla.
0
grimavi
(31.10.25)
kadınlar da yapıyor bunu. benimle gerçekleştireceğin tüm işlemleri it gibi, köpek gibi, p*ç gibi gerçekleştirmeni talep ediyorum diye söylüyorlar. ya da benimle olan zamanını ben bir seks işçişiymişcesine geçirmeni tercih ederim diyenler de var mesela.

genelleme yapmamak gerek. her tattan, her yerde var.
0
kiyiya vuran dildolar
(31.10.25)
Soru net değil, seks yaptıkları kadını ne zaman aşağılıyorlar, seks sırasında mı seksten sonra mı, sonra ise bir süre mi yoksa sürekli mi, aşağılama konusu seks mi her konuda mı... soruyu bi netleştirsen...
+2
muhayyer divan
(31.10.25)
bütün erkekler hepiniz aynısınız tamam mı
0
nahtoderfahrung
(31.10.25)
(8)

Telepatik iletişime anlam yükler misiniz?

egerbiryolcu
Tesadüf işte der geçer misiniz? Flörtle mesajda neredeyse aynı cümleyi kurduk aynı anda. Bı gün de ona bir şey sordum ben de tam bugün onu dusunmustum dedi.Bu tür şeyler karşi tarafta "biz" lik duygusu oluşturur mu sizce? Böyle anlarda siz ne düşünürsünüz. Karşı tarafın da bunu belirtmesi onun da ho
Tesadüf işte der geçer misiniz? Flörtle mesajda neredeyse aynı cümleyi kurduk aynı anda. Bı gün de ona bir şey sordum ben de tam bugün onu dusunmustum dedi.
Bu tür şeyler karşi tarafta "biz" lik duygusu oluşturur mu sizce? Böyle anlarda siz ne düşünürsünüz. Karşı tarafın da bunu belirtmesi onun da hoşuna gittiğine mi delalet yoksa sadece şaşkınlıginin göstergesi mıdır?
0
egerbiryolcu
(30.10.25)
ayni bilgi akisina maruz kalirsan,
ayni konusursun.
+4
designer
(31.10.25)
Hoşuna gitmiş yani seninle aynı anlamı vermiş de olabilir sadece şaşırmış da olabilir. Bunu bilemeyiz. Ama bu tarz iletişimleri şu aralar bir arkadaşımla ben de yaşıyorum ve benim için bunlar çok çok özel, başka hiç kimseyle yaşamıyorum çünkü. Bir tek kişiyle oluyor. Evet bence biz olma halini güzel yansıtan şeyler bunlar, ruhlar özdeşleşmiş, öyle anlıyorum.
+1
muhayyer divan
(31.10.25)
hoşuna gitmekten kasıt bir manitacılık mı? değilse, böyle bir durumda sürpriz ya da şaşkınlık zaten pozitif bir duygudur, hoşuna gitmiştir, inceden gülümsemiştir. diğer durumu (ilk cümledekini) bilemem.
+1
co2s2
(31.10.25)
@co2s2
Soruyu düzelttim. Arkadaş kelimesi kısmını.
0
🌸egerbiryolcu
(31.10.25)
@egerbiryolcu : "diğer durumu (ilk cümledekini) bilemem" derken demek istediğim, gerçekten hoşuna gitmiş de olabilir, ya da size şirin gözükmeye çalışıyor da olabilir.
0
co2s2
(31.10.25)
ben inaniyorum umarım muhabbetiniz daha iyi bir yere gelir.
+2
koela
(31.10.25)
flörtle olduğunu düşünmen anlam yükleme çaban. öyle bir şey yok, yaşadığını inandığın şeye birçok açıklama getirilebilir.
+1
deartheodosia
(31.10.25)
Bunlar çok küçük şeyler ya. "Biz" konusu olumlu ama yetersiz. Yaşça büyük, olgun insanların daha üst seviyede takılması gerekiyor. Bu çok basit.
-1
arbre
(31.10.25)
(1)

Toplu halde Alaeddin Yavaşca ve Bekir Sıdkı Sezgin şarkıları

yadigar
Bu iki büyük sanatçı tarafından gerçekleştirilmiş onlarca icraya toplu halde ulaşabileceğim bir mecra var mı? TRT'nin Radyo arşivi falan var mı mesela? (Apple Music ve Spotify kullanmıyorum)
Bu iki büyük sanatçı tarafından gerçekleştirilmiş onlarca icraya toplu halde ulaşabileceğim bir mecra var mı? TRT'nin Radyo arşivi falan var mı mesela? (Apple Music ve Spotify kullanmıyorum)
0
yadigar
(30.10.25)
Bu gibi kurumların böyle bir çalışmaları var mı bilmiyorum. Yani "bütün kayıtlar" gibi bir arşiv çalışması. Ama Alaeddin Yavaşca albümü yapılmıştı, Bekir Sıdkı Sezgin albümü yapılmıştı, hatta belgeselleri de yapıldı. Fakat bütün eserleri veya bütün kayıtlar gibi bir resmî çalışma var mı bilemiyorum.
+1
muhayyer divan
(31.10.25)
(12)

Beyin işleyişi ve bilinçaltı ilişkisi

muhayyer divan
SelamHani deniyor ya, insanları %96 oranında bilinçaltları yönetiyor, yani aslında çok büyük çoğunlukla bilinçaltımızın emrettiği şekilde davranıyoruz diye. Şimdi ben bunun neden böyle olduğunu merak ediyorum. Beyin neden bilinçaltını kâle alıyor da bilinci kâle almıyor mesela. Neden bebekken anne s
Selam

Hani deniyor ya, insanları %96 oranında bilinçaltları yönetiyor, yani aslında çok büyük çoğunlukla bilinçaltımızın emrettiği şekilde davranıyoruz diye.

Şimdi ben bunun neden böyle olduğunu merak ediyorum. Beyin neden bilinçaltını kâle alıyor da bilinci kâle almıyor mesela. Neden bebekken anne sütü alamadığımı dayatıyor bana, neden şu an 43 yaşımda olduğumu görmezden geliyor, neden bana sürekli "açsın, yeterince görülmüyorsun, doyurulmuyorsun, kenarda köşede yiyecek bişeyler bulundur, şimdi ye, biraz sonra bir daha ye çünkü açsın" gibi şeyler dayatıyor? Bunu neye göre yapıyor bunu bulmam lazım. Beyni buna iten sebep ne. Beyin niye bilinçaltı denen soyut kavramla çalışıyor, bu soyut kavram beynin neresinde çalışıyor, beyin kendisi madde olduğu halde neden cisimsiz ve bir anlamdan ibaret bir şeyi bu kadar önüme getirme ihtiyacı duyuyor.

Bunu hangi kaynaktan okurum, inceleyen mutlaka olmuştur ama avama anlatanlar olmuş mudur? Kimdir nedir ne değildir?
0
muhayyer divan
(30.10.25)
insan beyninin merkezinde hayvani beyini var,
onun üzerindede ust beyin,
birey egitimli olunca bu ust beyin daha aktif oluyor, üst beyini gelismiş olan insanlara,
bilincalti, telkin vs ile istedigini yaptiramazsin.
+1
designer
(30.10.25)
Birine istediğini yaptıramazsın ama beyin insana neden hep bilinçaltını dikte ediyor onu anlamak istiyorum. Bütün yaşanan hadiseler bilinçaltını oluşturuyor, tamam. Bilinçaltını harekete dönüştüren ne onu merak ediyorum. Beyin somut, bilinçaltı soyut diye düşünüyorum, bir köprü olması lazım. Bilinçaltı nasıl soyut oluyor ayrıca, şimdi yabancıladım bu lafı.
+1
🌸muhayyer divan
(30.10.25)
somut ve soyut olan kavramlar bizim algilarimizla ilgili,

aslinda maddenin cekirdegine dogru gittikce arada boşluk oldugunu biliyoruz,

ama bizim duyularin, çözünürlüğü ölçegide elle tutulana somut, tutulamayana soyut diyoruz.

göz görüyor, elektro kimyasal iletimle beyine gidiyor, yine orada bir amino asite bağlaniyor ve kayit edilmis oluyor.
+1
designer
(31.10.25)
Bilinçaltını oluşturan şeyler duygular olabilir mi peki? Bilgi yani hatıra değil de o hatıra yaşandığı andaki duygular. O anın duygusu bugün tekrarlandığında o ana göre mi cevap veriyor beyin? Biz farkındalık ve irade halinde olmadığımız için mi bilinçaltının emrinde yaşıyoruz? Onun için mi "mânen terk edildiğimde" kilo almaya yani yaşamaya çalışıyorum, annemi bi görüp bi göremediğim için, beslenip beslenmeyeceğim garanti altında değil diye algıladığım için, ölmekten korktuğum için mi?
0
🌸muhayyer divan
(31.10.25)
özellikle son bir kaç yüz yılda çok hızlı bir düşünce evrimi gerçekleşmiş durumda. vücudumuzun, beynimizin fiziksel olarak ayak uyduramadığı bir evrim bu. sonuç olarak insan bir hayvan ve bilinç altında hayatta kalma içgüdüleri var.

beyin toplamda harcadığımız enerjinin çok önemli bir kısmını harcayan bir organ. (yanlış hatırlamıyorsam, toplam enerjimizin 1/4'ü kadar) toplam enerjimizi verimli kullanmak adına, hayatta kalmak adına sinir sistemimiz çok fazla düşünmeye gerek kalmadan hızlıca karar vermek durumunda. beynimizin nasıl çalıştığı halen çok iyi bilinmiyor. çoğu refleksimiz omurilikte veya omurilik soğanımızda işletiliyor. beyin devre dışı. böylelikle daha hızlı ve daha verimli tepki veriyoruz. bunun sınırı nasıl çiziliyor? ne kadar hareketimizi işin içine beyin girmeden yapmamız lazım? bunu bilmiyoruz. üzerine düşünmek istediğimiz ama düşünmeden yaptığımız bazı şeyler de bu şekilde geçiyor gidiyor.
+1
co2s2
(31.10.25)
kayit edilen bilgi,
duygu ile beraber kayit edilirse
daha cabuk hatirlarsin,
ama vucud,doğumdan,ölüme dek herseyi kayit ediyor,
sadece beyinde degil tum organlarinda,
her canli yapinin,
kendi hafizasi var diyebiliriz.
+1
designer
(31.10.25)
kendini yemek ile oyalama,
ve sonucunda kilo alımı,
beyindeki ödül merkezini tatmin etmekle alakali.
0
designer
(31.10.25)
@designer

Yok o dediğine katılmıyorum, sadece ödül merkezi olduğunu düşünmüyorum. Bir yıkım yaşadığımda, terk edildiğimi hissettiğimde, yok sayıldığımı hissettiğimde, şu veya bu şekilde şiddet gördüğümde vs... kilo alıyorum ben. Bunların ödülle ilgisi yok. Bunlar çok büyük çoğunlukla var olmak ve savunma mekanizmaları ile ilgili. Ödülle işi yok bu konuların.
0
🌸muhayyer divan
(31.10.25)
psikanalizde “yer edinme çabası” olarak inceleniyor bu. beden büyüdükçe dünyada daha çok yer kaplama ve varlığını güvence altına almak gibi.
+1
deartheodosia
(31.10.25)
@deartheodosia

Evet bunun böyle olduğunu amarigada "innerspeak" diye bahsedilen ve bunun varlığını bilmeden kendi kendime çok uzun zamandır yaptığım bir içsel konuşmadan öğrendim. "Niye bu kadar büyük" diye sordum "oturacak yerim olsun" dedi içimdeki. Olan yetmiyor mu niye büyüyor dedim, görmüyorlar ki, yok sayıyorlar dedi. Bu bilgi kesin yani, doğru.

Sadece beyin bilinçaltına neden bilinçten çok daha fazla tutkun, neden bilinçaltının dediği oluyor, nasıl oluyor. O veriyi bilinçaltı beyne nasıl dayatıyor. Aminoasitlerle mi, duygularla mı, hormonlarla mı, nedir o soyutu somut hale getiren itki. Bunun peşindeyim.

Bebekken anneyi göremediği için anne sütü alamamak, annesini kendisinin uzantısı zanneden bebeğe ne yaşattı ki o bebek 43 yaşında hâlâ bebek o beyne göre. Niye bugünün bilincini ve durumunu, bugünkü gücünü yeterliliğini görmüyor o beyin, neden hep o dönemi dayatıyor. Bitti gitti yahu daha ne olsun, neyin peşinde bu?
0
🌸muhayyer divan
(31.10.25)
nedeni beynimizin ilk yaşam yıllarındaki tecrübelerimizi işlemesi ve hypervigilance ile amigdalanın tetiklenmesi ve beynin haritalandırarak kendini gelecek tecrübeler için savunma moduna alması şeklinde çok kısa özetleyebilirim. nöroplastisiteyi araştırın :)
0
deartheodosia
(01.11.25)
ayrıca ilgiliyseniz bir kitap önerisi: sue gerhardt, “sevgi neden önemlidir? şefkat bir bebeğin beynini nasıl şekillendirir”
+1
deartheodosia
(01.11.25)
(11)

Kadınlar Seksten Sıkılır Mı?

carnalflower
Belli sayıda seks yaptıktan sonra, sıkılma veya artık midenin kaldırmaması gibi bir durum söz konusu mu?
Belli sayıda seks yaptıktan sonra, sıkılma veya artık midenin kaldırmaması gibi bir durum söz konusu mu?
-2
carnalflower
(30.10.25)
Bu nasıl bir genellemedir
Bu nasıl bir sorudur?

Seksten sıkılan insan vardır evet. Kadın da vardır erkek de vardır.
sıkılacak kadar yapamayan da vardır.
vardır her türlüsü yani de sorunun asıl amacını söyle de doğru yere ulaşalım.
Bir kaç görüşme sonrasında Seksten sıkıldım diyorsa seni istemiyordur.

Edit: soru, genelde böyle bir şey var mıysa, böyle bir genelleme yok.
+2
kisa
(30.10.25)
Sizin sorularin gidisati iyi degil :)

Erkek olarak kesin bilgiye sahip olma sansim yok ama anladigim kadariyla adet bitimi sonrasinda baslayan 3-5 gunluk verimli bir surec var, o aralar fiziki olarak istekli olunuyor sanirim. Kalan zamanlar biraz iliski dinamiklerine bagli. Bir kadin biriyle birlikte olmak istemiyorsa, mide de kalkar, istemez de, bas da agrir, ozetle seks yapmamaya calisir. Bir gorev olarak istemiyorsa da yapabilir ama gozden cikarmissa artik olabildigince kacar.
-1
mbond
(30.10.25)
Hiçbir sağlık sorunu ve psikolojik sıkıntı yaşamadığı halde seks sevmeyen, biyolojik olarak cinsel enerjisi çok düşük kadınlar var, aynen bu şekilde olan erkekler de var. Yani seks, sevişmek, cinsel yaşam hiçbir şekilde genellenebilecek bir alan değil. Şu şekilde genellenebilir, kadınlar da erkekler de cinselliği psikolojik odaklı yaşarlar. Karşısındakine gerçekten değer veren ve seven taraf eğer ondan olumsuz yaklaşımlar olumsuz davranışlar ve sözler görüyorsa, mesela güvenemiyorsa, güvenme ihtiyacının önemsenmediğini görüyorsa, aşağılanıyorsa vs.. karşısındakine karşı cinsel enerjisi düşer, zamanla soğur, kadınlarda mesela vajinismus, kuruluk, ağrı, erkeklerde ereksiyon sorunu, iktidarsızlık, erken boşalma vs sorunları olarak ortaya çıkar.

Bu anlattığım şey, karşısındakine gerçekten değer veren, seven her insanda vardır. Onun dışında cinsellik genellenebilecek bir alan değil.
0
muhayyer divan
(30.10.25)
yetişkin bir kadın haftada 3-4 kez seks yapar.
-10
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(30.10.25)
Bazı insanların libidosu düşüktür, sekse düşkün değildir. Yine de karşısındaki insanı çok sevebilir. Seks yapmak istememe durumu her zaman doğrudan karşıdaki insanı sevmemekle, ona bir şey hissetmemekle bağlantılı değildir. Böyle insanların işi zordur, karşısındakinin de. Yani böyle bir durum da var diye yazdım, yoksa karşıdaki kişiye ilgi azalmış, heves bitmiş, bir şeyler tükenmiş de olabilir tabii ki.
+2
huzurlarinizda huzursuzluk
(30.10.25)
neden sıkılmasın ki bir şey çekiciliğini kaybederse sıkılınır.
@karim içerde hangi yetişkin kadın onlar ya?
0
mikahakkinen
(30.10.25)
midenin kaldırmaması mı? nasıl bir durumdan bahsediyoruz, seks yapılmıyor muydu?

istekli olan kadın kendi de seksi başlatır. ama birinin midesi kaldırıyor mu diye şüphe noktasına gelindiyse, konuşmakta fayda var
-1
kiyiya vuran dildolar
(30.10.25)
Kimisi aynı insandan sıkılır. Kimisinin libidosu düşüktür. Mümkün.

Bazı dönemlerde de stres, hormonlar vb. faktörler libidoyu düşürebilir. Ancak, sağlıklı bir insanın cinsel isteği bir müddet sonra bitmiyor. Evet, 19 yaştaki gibi olmuyor belki ama kırklı-ellili yaşlarda bile, kadın/erkek haftalık ya da daha sık cinsel istek oluyor genellikle.
0
dilemma of subscribtionability
(30.10.25)
Seks yaptığı kişinin tavırları, sözleri ya da başka bir seyinden sıkılma ihtimali daha yüksek.
+1
pembediken
(30.10.25)
soruyu tam anlamadım. bir gün içinde üst üste seks sonrası sıkılmadan mı bahsediyoruz? yoksa ilişkinin başlarında çok seks yapıp sonra sıkılmak mı?

benim bildiğim, anladığım kadarıyla kadınların sekse hazır olması ile erkeklerin sekse hazır olması arasında çok ciddi fark var. sosyolojik alışkanlıklardan bahsetmiyorum. erkek için 2+2=4 basitliğinde bir kimyasal denklem söz konusuyken, kadının hazır olması, istemesi için maddi manevi bir dolu kriterin sağlanması gerekiyor. bu kriterler sağlanmasa bile ilk sekste karşısındaki tatmin etme fikri vardır, ama ikinci de "ee yeter, ilkinde tatmin oldun, daha ne?" mantığı olabilir. sekse dümdüz bakmayın, erkek hazır, o zaman bu iş olur demeyin.

zaten siz sevgilinizle 7/24 görüşmüyor muydunuz? sık görüşünce daralıyor mudur acaba gibi bir sorunuz vardı. o sorunuz ile bu sorunuz bence çok paralel ve birlikte ele alınabilecek sorular.
0
co2s2
(31.10.25)
Midenin kaldırmaması diye bir şey yok. Ama şu var çocuk olduktan sonra dünyanın en gereksiz işi haline geliyor. En azından benim için öyle oldu. Keşke seks diye bir şey olmasa alksksjsjhj
+1
sadakatsiz
(31.10.25)
(8)

Zihnimin ayıkken stresle çok da baş edememesi

sekizdokuzon
Alkol ve sigarayla arama mesafe koydum, çoğunlukla ayık ve tertemiz geziyorum fakat fark ettim ki benim zihnimin strese toleransı epey düşmüş. Stresle baş etmenin alternatif yollarını siz değerli duyuru kullanıcılarından öğrenmek isterim. Selam ve dua ile.Teşekkürler.
Alkol ve sigarayla arama mesafe koydum, çoğunlukla ayık ve tertemiz geziyorum fakat fark ettim ki benim zihnimin strese toleransı epey düşmüş. Stresle baş etmenin alternatif yollarını siz değerli duyuru kullanıcılarından öğrenmek isterim. Selam ve dua ile.

Teşekkürler.
+1
sekizdokuzon
(30.10.25)
Spor, çünkü hem kasları çalıştırmakla enerji harcar ve enerji metabolizmasının "işleyen demir ışıldar" vecizesindeki gibi ışılmamasına sebep olur hem de stres hormonları zaten "ya kaç ya savaş" emri vererek sana enerji harcatmak için salgılanır, enerjiyi harcadığın zaman stres hormonları seviyeleri düşer, serotonin ve dopamin yükselir. Bu bedensel çözüm.

Stresi aşağı çeken en iyi yöntem bence gece uykusunu vaktinde, yeterli ve sağlıklı alabilmek. Bizzat yaşadığım için söylüyorum, bende depresyon da anksiyete de kalmamıştı 6 günde. Tatlı krizi yok oldu, iştah dengesizliği falan hiç kalmamıştı o dönemde. Sadece gece en geç 11.30'da uykuya dalmıştım, sabah güneş doğmadan uyanıp güneşin doğuşunu çıplak gözle izlemiştim her gün. Yaz mevsimi olduğu için camı açıp temiz hava alarak izliyordum. Günün geri kalanında çok daha sakin, çok daha huzurlu yaşar olmuştum.

Biraz da yogadır meditasyondur, ne bileyim, iyi gelen zihinsel inançsal uygulamalar da faydalı olur, belki psikoterapiler etkili olur eğer çok bunalıyorsan. Belki psikiyatriye gidip bu sıkıntıyı biraz rahatlatabilmek adına bilgi almak veya hafif ufak minik destekler almak mümkün... ama bu yaptığın şey muazzam bir şey, gerçekten merakla ve sevinçle takip ediyorum, çok seviniyorum senin adına 🥰🥰 helal olsun, tebrik ederim. Destek olabilmeyi çok isterim her zaman 🤗🌷🐞🩷
+1
muhayyer divan
(30.10.25)
spor +1

güzel oyalar hem. nefesin de açılır.

üstteki arkadaşın dediklerine katılıyorum.

ek olarak kitap okumak ve dizi film izlemek de bir süreliğine rahatlatan aktiviteler olur.

bir kursa da yazılabilirsin. dans? seramik? tenis? piyano? şan? keman?

resim yapmak ve yazı yazmak da stresi azaltır.
0
art cat chocolate
(30.10.25)
www.instagram.com

Güzel bir teknik buldum, bu kadın psikologdur ve çok sağlam paylaşımları vardır tavsiye ederim. Belki çok işine yarayabilir bu teknik.
+1
muhayyer divan
(30.10.25)
Spora yazıldım, iki ay bitti sanırım. Yalnız ayın 17'sinde yazıldığım ve ayın ortasında ödeme yapamadığım için ayın yarısı spora gidebiliyorum. Bu ay 17 de 17 yapicam. Cidden doğal yollardan rahatlamayı öğretmem lazım beyin organına. Yıllardır yalnızca alkol, sigara, antidepresanla rahatlayan bir kütle, onu da anlıyorum tabii.
+1
🌸sekizdokuzon
(30.10.25)
belki toleransın azalmış değildir de alkol ve sigarayı bırakmak ekstra stres yükü getirmiştir, o yüzden böyle hissediyosundur.

benim de toleransım çok düşük, dediğin gibi ilaç ile bir yere kadar. bu akşam kendime mi manifesto hazırlayıp her sabah onu okuyacağım :) bakalım böyle işe yarayacak mı.

örnek; bugün kimsenin kalbini kırmayacağım, kimseye yüksek sesle veya gerginlikle bir şey söylemeyeceğim, birine bir şey söylemeden önce daha ılımlı olabileceğim bir cümle bulabilir miyim diye düşüneceğim, ... vsvs
+2
Sadece soruyorum
(30.10.25)
Yürümek ve su içmek.
Çok gerildiğim anlarda bardak bardak su içiyorum içtikçe sakinleşiyorum sanki arkasından da bir yürüyüş, gayet iyi geliyor.
+1
mutekebbir
(30.10.25)
stres yapacağınız şeyi düşünmediğiniz kaliteli vakit geçirmeniz lazım. bol bol hareket. spor olur, başka bir şey olur. film dizi , başka bir hobi olmaz gibi gibi. kafanızı gerçekten meşgul edecek bir şey olması lazım.
0
co2s2
(31.10.25)
@sekizdokuzon

Senin için yapabileceğim bir şey varsa yapmaktan zevk duyarım. Konuşmak iyi gelecekse konuşmak, sadece dinlememi istersen dinlemek, ne bileyim aklıma gelmiyor şimdi, sen daha iyi bilirsin.
0
muhayyer divan
(31.10.25)
(1)

Bayanlara Soru - Saç Maşası

baknedicem
Kullandığınız beğendiğiniz kaliteli saça zarar vermeyen saç maşası tavsiyesi verirmisinizkalın telli saçlar için en uygun ne alabiliriz
Kullandığınız beğendiğiniz kaliteli saça zarar vermeyen saç maşası tavsiyesi verirmisiniz
kalın telli saçlar için en uygun ne alabiliriz
-1
baknedicem
(28.10.25)
Maşa almıştım ama bir türlü beceremedim, kullanamadım. Sadece şimdi elimde grundig'in sıcak hava üfleyen saç fırçası şeklinde bişeyi var, iki üç başlığı var onu yapabiliyorum ama ben düz fön çekiyorum, maşa gibi olmuyor. Yine de yapan yapıyor.
0
muhayyer divan
(29.10.25)
(3)

Birine aşık olduğunuzu en saçma şekilde fark ettiğiniz an?

Civil.leo
S. B
S. B
0
Civil.leo
(28.10.25)
Ben bu kıza bakmam dediğim ofis arkadaşımı sürekli düşünmeye başladığım an.
-6
arbre
(28.10.25)
Spor hocam güzel değil iyiki diyordum ki konuşması tarzı filan sonrası 3-4 saatte bir mesaj atmasını beklerken hiç bir şey yapamadığımı farkettim.
Eylül ayı zor geçti, uzaklaşma kararı aldım bir aydır kestim iletişimi hislerim azaldı daha rahat nefes alıyorum.
Görüşürsem bilmiyorum yine tepetaklak olabilirim
0
kararsızataletfilozofu
(28.10.25)
Egoma en çok zarar vereceğini gördüğüm, bunu da bildiğin açık açık ifade eden kişiye bağlandığımı fark ettiğim an. Bana kendi yöntemleriyle ve şiddete başvurmadan galebe çalanlara âşık oluyorum sanırım.
+1
muhayyer divan
(29.10.25)
(13)

Durduk yere dokunmatiği çalışmayan

muhayyer divan
Telefon yapmışlar. Telefon hiçbir yanlış bir şeye maruz kalmadı. Su görmedi buhar görmedi başka bir şey olmadı hiç. Ama durduk yere kilit ekranını açamıyorum, ekrana 2 kere dokunmakla ekranı uyandırıyor ama şifre yazma ekranını bile getiremiyorum, dokunmatiği çalışmıyor. Madem ekran uyanıyor dokunma
Telefon yapmışlar.

Telefon hiçbir yanlış bir şeye maruz kalmadı. Su görmedi buhar görmedi başka bir şey olmadı hiç. Ama durduk yere kilit ekranını açamıyorum, ekrana 2 kere dokunmakla ekranı uyandırıyor ama şifre yazma ekranını bile getiremiyorum, dokunmatiği çalışmıyor. Madem ekran uyanıyor dokunmatik nasıl oluyor da çalışmıyor mesela.

Alalı 1,5 yıla yaklaştı, garanti dışı mı oldu bu? Telefon A35, niye böyle oldu anlamadım. Basit bişey olabilir mi?
-1
muhayyer divan
(28.10.25)
kapatıp açtın mı?
+2
kisa
(28.10.25)
Yapamıyorum, kilit ekranını açmak için şifre istiyor ama dokunmatik çalışmadığı için giremiyorum.
0
🌸muhayyer divan
(28.10.25)
Güç düğmesine ve sesi azaltma düğmesine aynı anda 7 saniye kadar basılı tutunca telefon otomatik olarak kendini yeniden başlatıyor. Denemediyseniz bunu deneyebilirsiniz. Belki yardımcı olur
+3
mermaidd
(28.10.25)
açma kapatma düğmesi diye bir düğme var ya, dokunmatik olmayan. ona basılı tutunca kapanır. ha açınca dokunmatik yine çalışmazsa açamayabilirsin bilemem.
olmadı bir de mouse bağlamayı dene usb den
+2
kisa
(28.10.25)
@mermaid, deneyeceğim.

@kisa, dokunmatik olmayan açma kapama düğmesi yok maalesef, açıp kapatmayı yazılıma entegre etmişler, 3 tane tuşun üçü de açıp kapamaya yaramıyor.
0
🌸muhayyer divan
(28.10.25)
hangi marka model?
+1
kisa
(28.10.25)
Samsung Galaxy A35

@mermaidd dediğini yaptım açıldı çok çok teşekkürler 🙏🙏👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻🌷🐞🙋🏻‍♀️
+1
🌸muhayyer divan
(28.10.25)
sahashshassa
açma kapama düğmesine bastın yani, olmayan?
+1
kisa
(28.10.25)
Rica ederim. Açılmasına çok sevindim. Ben iphone kullanıyorum bende de böyle bir problem olunca arkadaşım öğretmişti. Telefon kısmen resetliyormuş bu yöntemle kendini 😊
+1
mermaidd
(28.10.25)
uyanma ekran ile ilgili değil ondan. içinde ivme ölçer var, iki kere pulse gördü mü ekranı açıyor. ama dokunmatik ile alakası yok.
+2
enteg
(28.10.25)
telefon kapanıp açıldı da senin sorunun çözüldü mü?

yeterli bilgi verelim lütfen. yakışmadı @muhayyer divan :)
+1
Rondak
(28.10.25)
zamanında root yetkisi verdiğim bir uygulama da böyle saçma sapan şeylere yol açmıştı. görünmez bir şekilde ekranda açık görünüyordu, dokunmatik işlemiyordu. Son zamanlarda yüklediğiniz tekin olmayan bir uygulama olabilir mi?
0
hakmut
(28.10.25)
@hakmut teşekkür ederim, epey dikkat ediyorum, huzursuz edecek bir uygulama hiç yüklemedim. Sağ olasın.

@Rondak evet mermaidd'in dediğini yapınca oldu ne hikmettir, noldu da çalışmadı noldu da çalıştı yani dimi :)

@kisa, benim cihazda tek başına duran düğmeye uzun basınca kapama düğmesi olarak çalışmıyor, kapatmak için uygulamanın arayüzündeki kapatma komutuna dokunmak gerekiyor. Bunu fark ettiğimde çok şaşırmıştım çok zorlandım hatta ama böyle.
0
🌸muhayyer divan
(29.10.25)
(8)

Pantalon paçalarının yere değmesi

Kahvedesu
Şimdi tüm pantullar upuzun. Tuvalete girerken katlasam da açılıyor. Her eve geldiğimde makineye atıyorum. Size de iğrenç geliyor mu okbli miyim?
Şimdi tüm pantullar upuzun. Tuvalete girerken katlasam da açılıyor. Her eve geldiğimde makineye atıyorum. Size de iğrenç geliyor mu okbli miyim?
0
Kahvedesu
(28.10.25)
Nefret ederim. Yere değen paça çok sinirimi bozar her seferinde yıkamak bile kesmiyor beni çareyi kısaltmakta buluyorum.
Tuvaleti ayrı olay yolda yürürken toz toprak gelmesi ayrı olay çok zor çok.
0
mutekebbir
(28.10.25)
ben terziye kısalttırıyorum yere değen hali daha estetik dursa da evet pis oluyor ve tek sefer giyebiliyorsun, o pis hali ile dolaba geri koyamıyorsun
0
Sadece soruyorum
(28.10.25)
terzi var, gidiyorsunuz, yere değmeyecek şekilde kısaltıyor. inanılmaz.
+3
elorelia
(28.10.25)
@elorelia, ciddi misin? Senden duyuyorum. Tuvalete girecek şekilde kısaltınca bermuda olur.
-7
🌸Kahvedesu
(28.10.25)
youtube.com
youtube.com
youtube.com

Long jeans hack yazınca çeşitli çözümler var
+1
grimavi
(28.10.25)
Okb'li değilsin, gerçekten iğrenç. Ama bu paçaları uzun tutma merakı nedir anlamadım. İnsan evde kendi bile kısaltabilir paçalarını, biraz öğrenmek lazım sadece. Çünkü o pantolonla arkadaş evine de girilir anne evine de girilir, mikrop taşımak neden sayın bacım.
0
muhayyer divan
(28.10.25)
Hicbir pantolonum bermuda degil ve tuvalete girince hicbiri yere degmiyor. Tam olarak su boyda paca kullaniyorum: share.google
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(28.10.25)
Bunlar mom jeans galiba, bahsettiklerimiz geniş paça. En mantıklı çözüm grimavinin önerdiği çengelli iğne bir yerimize batmazsa.
-2
🌸Kahvedesu
(28.10.25)
(5)

Şu sallantıların olmadığı /az olduğu / çok seyrek yaşandığı yer neresi?

infernalcadre
Merhaba;Bu konuda biraz hassasım ama peşimi bırakmıyor. Aşağıdakilerden hangisine taşınmalıyım?a) antalya b) adana (2023 te oldu ama o zamandan beri sakin gibi)c) ankarad) eskişehire) diğer (Lütfen Belirtiniz)(Şıklar nispeten yaşanabilir, sosyal açıdan alternatifleri olan yerlerden seçilmiştir. Şu z
Merhaba;
Bu konuda biraz hassasım ama peşimi bırakmıyor.
Aşağıdakilerden hangisine taşınmalıyım?

a) antalya
b) adana (2023 te oldu ama o zamandan beri sakin gibi)
c) ankara
d) eskişehir
e) diğer (Lütfen Belirtiniz)

(Şıklar nispeten yaşanabilir, sosyal açıdan alternatifleri olan yerlerden seçilmiştir. Şu zımbırtının olmadığı bir yer olursa süper olur)
0
infernalcadre
(28.10.25)
valla bu zımbırtının olmadığı bir yer yok bu ülkede, hele ki yaşanabilir ve sosyal alternatifler olarak bakarsak. O yüzden ben bu şıklarda ankarada yeni bir binada yaşamayı seçerim. Deprem olur fakat panikletecek bir depremi hiç duymadım ben ankarada.
0
denizgonen
(28.10.25)
Listedekilerin hiç biri. hatta güncel fay hattı haritasında Ankara'nın tam merkezinde yeni oluşan yıkıcı bir fay hattı var. Antalya'da da çok sıkıntılı ve kırılması beklenen kritik bir fay var. Türkiyede deprem konusunda tek güvenilir yer var. orası da dogu karadeniz.
0
limonlu eksi
(28.10.25)
Ankara'dan bildiriyorum, Sındırgı'da olan büyük depremlerin hepsini hissettim. Çatır çatır sallandım valla. Hissetmeyenlere bişey yok tabii.
0
muhayyer divan
(28.10.25)
Ankara'nın zemini saglamdir,
tabi evde sağlam olmali,
sallanmak önemli değil,
aynı Rezonansa girmemek lazim.

m.youtube.com
0
designer
(28.10.25)
Şahsi tecrübem bulunulan kat çok önemli yani zemin katta 1 2 3 4 5 6 da insanların hissetmediği sallantıları 13 14 15 hiç es geçmiyor .
0
dunyatuhaf
(28.10.25)
(5)

Bu saatte nodul

muhayyer divan
Yemeye niyetleniyorum, kafayı kırmak üzereyim. Kaç günlerdir kendimi tutuyorum şimdi yemeyecem diye, bu saatte yersem rezalet çıkabilir. Lütfen bana mânî olur musunuz, benim iradem tatile gitmiş.
Yemeye niyetleniyorum, kafayı kırmak üzereyim. Kaç günlerdir kendimi tutuyorum şimdi yemeyecem diye, bu saatte yersem rezalet çıkabilir.

Lütfen bana mânî olur musunuz, benim iradem tatile gitmiş.
-3
muhayyer divan
(28.10.25)
Reflü yapıyor. Yeme
+1
runaway
(28.10.25)
hocam bol su ic.
+1
delikan88
(28.10.25)
Canlarım benim çok teşekkürler irademi yoldan geri çeviren güzel insanlar. Yemedim sayenizde 😁 bir gün o nodullar yenir tabii ama aslında o kadar yanlış ve zararlılar ki ne zaman yesek külliyen zarar verecek. Neyse bakalım. Teşekkürler Türkiye! 🙋🏻‍♀️🙋🏻‍♀️🙏🏻🙏🏻
0
🌸muhayyer divan
(28.10.25)
yiyin gitsin hocam!
misal, 2 saat içnide ölecek olursanız, içinizde ukte kalır; son nefesinizde "ah keşke o nodulu yeseydim!" diyebilirsiniz.
bilemiyorum, ben olsam yerdim.
can boğazndan geçer neticede.
+1
pangea
(28.10.25)
@pangea

Ama ölmüyorsak bu sefer aşırı yorgunluk yapıyor, deli gibi uyku yapıyor, beni yerlere çalıyor açıkçası. Onun için aldığım şeyi belki 1 haftadır yemiyorum. Niye aldım o zaman dimi. Muhtemelen açtım.
0
🌸muhayyer divan
(28.10.25)
(4)

Deprem oldu ve ekşisözlük çöktü mü

makbur
Issız ajun kaldı mu?Bir bende mi açılmıyor?Herkese geçmiş olsun.
Issız ajun kaldı mu?

Bir bende mi açılmıyor?

Herkese geçmiş olsun.
+3
makbur
(27.10.25)
Balıkesir 6.1. Baya yer sallanmış.
+1
nothing in my way
(27.10.25)
Ankara'nın kuzeybatı kıyılarında epey sallandık, sözlük çöktü bende de.
+1
muhayyer divan
(27.10.25)
Hafifçe sallayan bir depremde bile böyle tıkanmalar oluyorsa vay halimize..
0
🌸makbur
(27.10.25)
deprem olup olmadığına, nerede olduğuna tüm türkiye ekşiden bakıyor. azıcık kasıyor haliyle.
+2
duyuruuser
(28.10.25)
(17)

İçkisi sigarası olmayan insanlar nasıl vakit geçiriyor?

sekizdokuzon
İki haftadır yalnızca bir kez dün gece alkol aldım ama sanırım uzunca bir süre içmem artık. Sigara içmek de istemiyorum, bugün bir tane içtim. Paket öyle duruyor, atmıyorum ama içmiyorum da. Kendimi bildim bileli hayatımdaydi bu ikili, şimdi ikisi de en azından bir süre, bir ihtimal sonsuza kadar ha
İki haftadır yalnızca bir kez dün gece alkol aldım ama sanırım uzunca bir süre içmem artık. Sigara içmek de istemiyorum, bugün bir tane içtim. Paket öyle duruyor, atmıyorum ama içmiyorum da. Kendimi bildim bileli hayatımdaydi bu ikili, şimdi ikisi de en azından bir süre, bir ihtimal sonsuza kadar hayatımdan çıkıyorlar. Benim tanıdığım insanlar, sosyalleşme tarzım, gün içinde yapıp ettiklerim hep bu ikili etrafında şekillenirdi. Sigarası alkolü olmayan insanlar nasıl vakit geçirirler? Boş vakitlerinde ne yapar, nasıl sosyallesirler?

Teşekkürler.
-2
sekizdokuzon
(27.10.25)
Ig Tiktokta tatlı tarifi paylaşıyorlar hepsi şeker hastası.
-9
Bruce
(27.10.25)
içki ve sigara olmadan da sohbet edebiliyoruz ?
+7
grimavi
(27.10.25)
Kahve içerek :)
+1
mutekebbir
(27.10.25)
Bu ikisi insanın hayatından çıkınca çok fazla boş zaman kalmıyor mu? Nasıl dolduruyorsunuz bu boş zamanı? Her gün duş falan alıyorum zaman bolluğundan, neredeyse kitap okumaya basliycam.
0
🌸sekizdokuzon
(27.10.25)
Hiç elma yemeyenin canı elma istemez diye bir geyik var. Biz o elmayı yediğimiz için anlamı yok. Beyin bu ikisi olmadan da dopamin salgılamayı öğreniyor bir süre sonra. Sigaranın ve alkolün eşlikçileri ile arasındaki bağ zayıflıyor, ama kopmuyor maalesef.
0
auroraaurora
(27.10.25)
Twitter çitliyorum, sanırım benim bağımlılığım da bu
0
grimavi
(27.10.25)
İçkisiz sigarasız eğlenebiliyoruz. Yani benim gibi utangaç değilseniz gayet güzel oyunlu danslı etkinliklere gidilebilir. Sırf bunun için bir eğlence düzenlenebilir bir lokalde bi yerde. Yani neden olmasın ayrıca. Eğlenme anlayışını değiştirmek gerekiyor sanırım. Benim gibiler daha çok insanların eğlenmesini seyrederken mutlu olabiliyorlar. Ya da ne bileyim, doğa ile müziği/kitabı/vs bir araya getirmek de bir eğlenme şekli gibi. Belki de ben gülmekten çatlamalı eğlence nasıl oluyor bilmiyorumdur.
0
muhayyer divan
(27.10.25)
bi şey içmek şart mı? illa şartsa çay kahve içerim. bi şey içmeden de oturabiliyoruz.
hiç içmedim hiç de eksikliğini hissetmedim.
0
jelly bear
(27.10.25)
İçki içmeden de bir şeyler içilebiliyor mesela soda gibi:) sigaradan ölesiye tiksindiğim için etrafımda da sigara içen yok gayet de güzel vakit geçiriyoruz. Sohbet ediyoruz falan. Onlarsız da sosyalleşiliyor.
0
suicides underground
(27.10.25)
Sigara hic kullanmadim fakat ickiyiyi cok severek iciyordum. Alkolik degildim ama her gun iciyordum. Ogle arasinda falan iki bira yuvarlayip ise giderdim. Hatta sevdigim bir icki icin taa iskocya'daki bir adaya dahi gittim. Jay Z'nin sisesi $500'lik konyagini 2-3 aksamda bitiriyordum. O derece seviyordum. 20 sene boyunca icmedigim gun nadirdir.

Yas 40+ olunca azalttim. Simdi cok az ve nadiren iciyorum. 20lerde 30lardaki aksamdan kalmalik ile 40+ lardaki aksamdan kalmalik cok farkli. Eskiden hemen toparlanirdim. 40'dan sonra hangover olup gunu kacirmak istemiyorum. Hem fiziksel olarak da toparlanmak daha uzun zaman aliyor.

ilginc bir sekilde ayni yas grubumdaki arkadaslarim da yavas yavas alkolden uzaklasmaya basladilar. Bazilari bir kac ay boyunca icmiyor, bazilari benim gibi nerdeyse tamamen birakti.

Su an cok daha iyi ve derin uyuyorum. Kilo verdim. Daha saglikli hissediyorum. Bu kararimdan cok memnunum.

Ben ball hockey oynayarak sosyallesiyorum. Iyi bir grubum var. Gonullu itfaiyeciyim orda dunya kadar arkadas edindim. Is yerinde birkac tane saglam arkadas var. Komsular falan var...
0
thetruenorthstrongandfree1
(27.10.25)
Yapılacak o kadar çok şey var ki... Kitap okumak ya da dinlemek, ev temizlemek, yemek yapmak, film, belgesel izlemek, yürüyüş, koşu, enstrüman çalmak, gezi planı... Zamanımı ayarlayabilirsem barınak gönüllüsü olmak ve huzurevi ziyareti.
0
pembediken
(27.10.25)
Ickim sadece disarida yemeklerde. Sigaram hic olmadi. Sekeri biraktim. Ambalajli ürün tüketmiyorum. Gazli icecek olarak sadece maden suyu. Kahve sevmiyorum. Cayi günde iki bardaga düsürdüm.

Ne yapiyorum?
Ihlamur ve baska bitki caylari iciyorum günde 2-3 bardak.
Tatli krizim gelince dusa giriyorum. Inanilmaz bir sey ama sicak dus o krizi yatistiriyor. Evde bal var, cok istersem bir kasik bal koyuyorum cayima. Daha önce "cok cay iciyorum, bunu birakinca zaman nasil gececek?" diye düsünmek aklima hic gelmemisti. Neden zamani gecirmekte zorlanayim ki?
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(28.10.25)
içki ve sigara içmeyerek :)
0
bay b
(28.10.25)
yerine başka şeyler koyarak ilk aşamada. dikkat dağıtıcı. ilk aklıma gelen puzzle yapmak (alakasız olabilir) ya da belki soda/yumuşak kahve içerek dengelemek olabilir. abur cubura yönelmeyin, kilo olarak geri döner. başarılar sevgili 8910, destekliyorum bu kararını.
0
deartheodosia
(28.10.25)
hayatımda ikisi de hiçbir zaman alışkanlık oluşturmadığı için var oldukları halinin ne kadar yer kapladığını çok tahayyül edemiyorum. sigara hiç bağımlısı olmadım kokusunu falan pek sevmiyorum sadece üniversitede arkadaşlarla içerdim arada. alkol de bünyeme ağır geliyor. hemen midemi bulandırıp uyku yapıyor içemiyorum.

günlerim genelde işte geçiyor, iş ortamında sosyalleşmek için sigara içmeme gerek yok dedikodu yapacaksam arkadaşların yanına gidip fısır fısır yaparım. akşam da evdeyim zaten yine alkole sigaraya ihtiyacım yok ev işleri, yemek bulaşık çamaşır ve vakit kalırsa sosyal medya + kitap okuma ile geçiyor. benim de aksine sigaraya ve içkiye ayıracak vaktim yok aslında :)
0
Sadece soruyorum
(28.10.25)
İşte çıkıyorum ellerimi ceplerime sokup sallayarak milletle muhabbet ediyorum asdasd
sigara içmedende hava almaya çıkıyor işte.
0
eja
(28.10.25)
osbir
0
izmitcan
(28.10.25)
(19)

Kitapların Önsöz Bölümü

rock n roll
Selam herkese,Kitapların önsöz bölümünü okuyor musunuz yoksa direkt kitaba mı başlıyorsunuz?
Selam herkese,
Kitapların önsöz bölümünü okuyor musunuz yoksa direkt kitaba mı başlıyorsunuz?
+1
rock n roll
(27.10.25)
Doğrudan başlıyorum, önsözler heyecanımı söndürüyor
+1
grimavi
(27.10.25)
share.google

Okurum; OKB’nin gözü kör olsun.
Yazarın kendisi tarafından yazılmışsa atlanmaması gerektiğini düşünüyorum.
Öte yandan, kitabı bir perspektife oturtur genelde özsözler. Sizin birçok kaynaktan tarayıp süzebileceğiniz bilgiyi ve çerçeveyi sağlar. İlyada’yı Azra Erhat’ın önsözü olmadan bütün kabul etmem zor kendi adıma.
+1
auroraaurora
(27.10.25)
Atlarım. Ama Hasan Ali Yücel klasiklerinden bir tanesinde önsöz şöyle başlıyordu: okuyucu, biliyorum sen önsöz okumazsın…

Bi bunu okumuştum :)
0
substituent
(27.10.25)
Kitap bittikten sonra okuyorum önsözleri ama kitabı çok beğendiysem hemen kopmamak için yoksa okumam.
0
mutekebbir
(27.10.25)
önsözünü, kime ithaf edildiğini vs. hepsini okurum.
0
yurtsuz john
(27.10.25)
Okuyorum... Lanet olsun görev bilinci. Eksik bırakamam
0
kullanicadi
(27.10.25)
Önsözler genelde spoiler içerdiği için bundan kaçınmak adına direkt başlıyorum. Önemli bir kitapsa bittikten sonra önsöze bakıyorum.
-1
Amaranta ursula
(27.10.25)
Okuyorum. Bazen kitaba dair can alıcı şeyler sunabiliyor. Kitabın içinde fark edemediğini önsözde bulabiliyorsun.
0
muhayyer divan
(27.10.25)
Ben de okurum mutlaka. Şu an okuduğum kitaba daha baslayamadım çünkü 20 sayfa önsöz var. Daha o bitecek bir de yazarın hayatı ve yapıtları var yaklaşık bir o kadar sayfa da o.

Bu bölümlerin önemli olduğunu düşünüyorum ama bazen çok uzun olduğunda sıkılıyorum. O yüzden merak ettim, benim durumumda olan var mı diye .
0
🌸rock n roll
(27.10.25)
Satırını atlamadan okurum. İyi ki okudum dediklerim, boş boş konuşmuş olanlar, uzattıkça uzatanlar, önsöz yazıyorum diye kitabı özetleyenler, her çeşidini okuyorum.

@ auroraaurora'nın da dediği gibi OKB’nin gözü kör olsun.
0
Mirket
(27.10.25)
önsözü yazar yazdıysa okurum. başkası yazdıysa pek okumak taraftarı değilim. kısaysa çevirmenin notlarını okurum. bazen uzun uzun yazıyorlar, o zaman şöyle hızlıca bir göz gezdiririm.

bazen farkına bile varmadan önsöze başlamış olurum.
eskiden "boşuna yazmamışlardır, adı üstünde önsöz işte" diyordum ve okuyordum. talihsiz bir kaç önsözden sonra boşuna da yazılabildiğini ve durduk yere tüm kitabı özetleyenler olduğunu görünce önsözleri pek sevmez oldum.
0
biseysorcaktim
(27.10.25)
Okurum. Bazen kitaba başlayıp başlamayacagima dair fikir edinirim
0
pembediken
(28.10.25)
Okumam. Kitabı birkaç sayfa okuduktan sonra da bir bakarım atıyorum 10-15 sayfa olmuş önsözü atladığım için.
Kısa günün kârı. Bravo bana.
+1
michael_knight
(28.10.25)
Modern serilerde okumuyorum ama klasiklerde yazarın hakkında yeterli bilgim yoksa mutlaka okurum çünkü biyografisini özet geçiyorlar ve okurken nasıl şartlarda yazdığı , bakış açısı vs daha iyi şekillenebiliyor. Örneğin en beğendiğim Stendhal’in Kızıl ve Kara’sını okumadan önceki önsözdü, romandaki karakterin tam zıttı yönde bir kaderi olması enteresan gelmişti; kendisi zorunlu Napolyon askerliğine alınmış romandaki karakterin en büyük hayallerinden birisi de Napolyon askeri olmak. Bunu önsöz okumadan yakalayamazdım :)
0
titanic kemancısı
(28.10.25)
okuyorum ben önsözü.

okumadığım tek ihtimal önsözün aşırı uzun ve sıkıcı olduğu halidir ki o durumda da zaten muhtemelen kitap da sıkıcıdır yarım bırakırım.
0
Sadece soruyorum
(28.10.25)
bu konudan defalarca kez ağzı yanan biri olarak artık okumamaya başladım.

dünyada nasıl bilmiyorum ama bizim ülkemizde bu bölüm kitabın tüm heyecanını alıp götüren, karakterleri ve olayları ön sözün sahibinin çıkarımlarına göre şartlanıp okumana neden olan bir yapıda oluyor. ön veya son sözü hep kitap bittikten sonra okurum.

hatta arka kapak yazısını bile spoiler ile dolduran yayınevleri olduğu için o kısmı bile okumam.
0
m e b
(28.10.25)
Kesinlikle okurum. Hem bir fikir oluşturur hem de benim takıntım. Önsözü okumadan başlarsam kitaba ortasından başlamış gibi huzursuz olurum. Kitabı rahat rahat okuyamam. Obsesyon gibi bir şey.
0
wilhelmwasmuss
(28.10.25)
okurum. yazarın biyografisini de okurum. kitap basım yılı editör telefon numarası kaçıncı baskı vs her yerini okurum.
0
koela
(28.10.25)
Felsef kitabı değilse veya önemli bi çeviri değilse direkt geçiyorum.
0
truf
(28.10.25)
(10)

Evinizi seviyor musunuz?

sekizdokuzon
Ben yaklaşık iki aydır aynı evdeyim. Kiralarken gözüme nostaljik gelen detaylar (merkezi ısıtma, eski muhit, eski bina) şimdi batmaya başladı. Bir kere İstanbul'da eski muhit diye bir yer kalmamış, her yer getto. İkincisi ufak bir rüzgarla açılan, hiçbir zaman doğru düzgün kapanmayan 40 yıllık kapıl
Ben yaklaşık iki aydır aynı evdeyim. Kiralarken gözüme nostaljik gelen detaylar (merkezi ısıtma, eski muhit, eski bina) şimdi batmaya başladı. Bir kere İstanbul'da eski muhit diye bir yer kalmamış, her yer getto. İkincisi ufak bir rüzgarla açılan, hiçbir zaman doğru düzgün kapanmayan 40 yıllık kapılar, yerinden çıkmış perdelikler, girc girc öten yer kaplaması, abuk sabuk elden düşme eşyalar sinirimi bozmaya başladı. Elbette anamın evinde kanepede uyumaktan iyi ve kısa zamanda başka yere taşınamam ama bu evi çok da sevmedigime karar verdim. Bu evde misafir ağırlanmaz mesela, ancak barınılır.

Siz evinizi seviyor musunuz?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(27.10.25)
Evle çok derdim yok seviyorum diyebilirim evin içinde kendi yaşam alanımı daha çok seviyorum.
Evde her yerden bağımsız bir alanda kütüphanem var o alan evin sevdiğim köşesi, onun dışında odamı ve balkonumu çok seviyorum.

Sevdiğin objelerle dekorasyon ürünleriyle kendine daha rahat edebileceğin sevebileceğin sıcak bir ortam oluşturabilirsin, artık duvara bir şey asmak için çivi çakmana bile gerek yok yapışkanlı çiviler var onlarla duvarlarına bir şeyler asabilirsin.
Dekoratif mumlar alabilirsin, çiçek alabilirsin.
Ortamımızı değiştirmemiz zor olsa da bulunduğumuz ortamı kendimize göre uyarlayabiliriz bence.
+1
mutekebbir
(27.10.25)
Evin yerini değiştirmek yerine evi değiştirmeye odaklan.
Yerin gucirdamasi zor ama kapılar kornisler vs muhtemelen çabuk ve kolay halledilecek şeylerdir
0
kisa
(27.10.25)
Kira ne kadardı? Semt iyi mi? Bu sorunun nesini eksilediniz? Bu kadar şikayetçi olduğun bir evin kirasını merak ettim sadece. En son macar bir arkadaşım geldi. Ev fiyatlarını duyunca başka ülkeye yerleşti adam.
-2
Kahvedesu
(27.10.25)
Biri öğrencilikte biri ilk memuriyet yıllarında olmak üzere iki kez evim oldu, ikisinde de kendim döşeyemedim, ikisinde de içime sinen bir ev seçemedim, mecburiyetle acele bulduğum evlerdi. Biri yerden ısıtmalıydı hatta, tabanı fayans döşeliydi ve halı koyunca da koymayınca da olmuyordu.

Eşyalarımı kendi isteğimle göre alamadım hep kullanılmış eşyalar almak zorunda kaldım, renk uyumudur bişeydir hiç olmadı. Ona rağmen evimin ve kendime ait bir düzenimin olması fikri beni hep çok mutlu etmiştir. Zamanla değiştireceğimi düşünüyordum çünkü.
0
muhayyer divan
(27.10.25)
Ev insanın ruh halini çok etkiliyor bence. Türkiye’deki evimiz çanakkale boğazına sıfır, iki katlı ve deniz manzaralıydı. Her sabah denize bakarak uyanmak ve her akşam gün batımını izlemek müthişti ancak şu an yaşadığımız yerdeki ilk evimiz sovyet binası, asla ışık almıyor, boktan bir banyo ve berbat duvar kağıtları vardı. O evde depresyona girdim bir gün çıldırıp evi yakacağım diye kendimden korkuyordum ki temiz sıfır bir binada yeni bir eve taşındık bütün ruh halim değişti. Velhasıl yaşadığın evi sevmek çok önemli. İnsanın sosyal hayatını ve ruh halini çok etkiliyor.
+1
suicides underground
(27.10.25)
Benim geçen fayanslar patladı bam diye parke gıcırdaması ile kalsa keşke. Anneme yürüme mesafesinde güvenlikli başka bir site olmadığı için mecburen yaşıyorum diyebilirim.
3 seneden fazla oğlumla aile yanında tek odada yaşadım oradan sonra 3+1 ev kocaman bir nimet benim için çok şükür.
0
cilekli pasta
(27.10.25)
ben istanbulun çok merkezi bir yerinde oturuyorum. ev çok eski, şu an 6. yılımın içindeyim. ilk taşındığımda psikolojim bozulmuştu. taşınırken boğaza yakın falan diyordum ancak lanet olsun dedim sonra. evi sevmediğim için evde vakit geçirmek de çile oluyor.

aralık sonu nasipse çıkacağım artık, umarım yeni evimi severim.
0
asap raki
(27.10.25)
yirmi senedir ikamet adresim aynı ev. bu aralar ya burası da eskimeye başladı yeni bir ev mi alsam diye araştırma yaptım. baktım ki fiyatından bağımsız şu evin bir emsalini bulamadım. yapı olarak daha kaliteli, çok daha konforlu, geniş, kapalı otoparklı evler var ama evin önü kapalı, arkası kapalı. fiyatlar çılgın. ben bunalırım orada. zamanında ışık almayan evlerde falan oturdum hiç hoş değildi. bir de ev bu yani. insan balkona çıkıp kahve de içmek istiyor, camdan dışarı bakıp sigara içmek de.


ee ön cephede yol kadar mesafe karşıda apartman, yan cephede iki metre ötede apartman. öte yandan fiyatına bak sanki saray satıyor adam.


özetle bu evin tadilatı ile uğraşıyorum bu aralar. hani boyasını falan bitirmiştim. dedim satarım başka yere geçerim. baktım ki yok arkadaş. bugün fayans taşıdım eve çok zorlandım. yarın da laminant alacağım. ondan sonra kısmetse oturulacak hale gelecek.
0
Fodera
(28.10.25)
Seviyoruz içi ile uğraşmayı tamir tadilatını yapmayı ayrıca seviyorum
0
basond
(28.10.25)
evimi seviyorum ama;
bekar olduğum dönemde baya kötü koşullarda bir evde yaşadım bu nedenle şu an oturduğum normal ev cennetten bir köşe gibi :D ama muhiti güzel değil, çok gürültü var. o nedenle muhiti sevmiyorum.
sizin anlattığınız ev kulağa o kadar kötü gelmedi, sadece eski bina olması deprem dayanıklılığı konusunda şüphe uyandırıyor onun dışında yaşanır bence. misafir de gelir, benim eski kötü evime bile geliyordu.
0
Sadece soruyorum
(28.10.25)
(7)

Ud

teknik_er
merhabalar,Ud almaya/çalmaya heveslendim. Sesi çok hoşuma gitti. Hiç izole ortamda dinlemediğim için evde çalmak komşuları rahatsız eder mi emin olamadım. Bizim duvarlar biraz ince olduğu için çekincem var. Çok ses çıkıyor mu?Önce ders almayı düşünüyorum, udlar pahalı duruyor. Ud Tavsiyesi olan var
merhabalar,

Ud almaya/çalmaya heveslendim. Sesi çok hoşuma gitti.
Hiç izole ortamda dinlemediğim için evde çalmak komşuları rahatsız eder mi emin olamadım. Bizim duvarlar biraz ince olduğu için çekincem var. Çok ses çıkıyor mu?

Önce ders almayı düşünüyorum, udlar pahalı duruyor. Ud Tavsiyesi olan var mı?
+2
teknik_er
(27.10.25)
en iyi udlar 80 - 125 bin arası. tabi ikinci el olanlar da var bunların arasında.

öte yandan 3 bin liralık uda 30 diyen de var. kim neye tutturursa artık. ud öyle davul gibi zurna gibi çok ses çıkartan bir enstruman değil. klasik gitarla hemen hemen aynı olarak düşünebilirsin.
+1
Fodera
(27.10.25)
Udlar fabrikasyon üretilen şeyler değil, onun için tam olarak @cosmicstring +1

Ayrıca @Fodera +1, ud çalışırken çok ses çıkarmaz ve rahatsız da etmez, bu bakımdan en rahat sazdır diyebilirim. Evet, hocayla gidip almak gerekir. Ankara'daysanız mesaj yazın konuşalım.
+1
muhayyer divan
(27.10.25)
arkadaşlar en yakın arkadaşlarım türkiyedeki ünlü luthierler. genel olarak türk müziği enstrumanlarına bakmasalar da hatır naz niyaz uğruna bakıyolar.


muhtemelen hayatınızda görüp görebileceğinizden çok daha fazlasını gördüm sadece ud konusunda. hocalarınız da bişey bilmyor. iki üç kuruş komisyon uğruna üçbinliraya seri imalat udları öğrencilerine 30 40 liraya iteliyolar.


ayrıca türkiyedeki fabrikasyon üretim olarak ilk önce bağlama peşinden de ud geliyor.


kaliteli bir bağlama ortalama 3000 euroya iyi bir ustanın elinden çıkar. ud da öyle. bunun dışındakiler düşük kaliteli seri imalattır. bu enstruman yapımı vb konusunda aklınıza gelen İYİ isim yapmış kim varsa muhtemelen arkadaşımdır.

ayrıca ud yapısı gereği sorunlu bir ensrumandır. klasik olarak iyi bir tesviyeye ihtiyaç duyar, burguların olduğu yerden çok sık şekilde yapışkan sökülmesi açma yapar, seri imalat udlarda köprü kopması çok sık olur.. ön kapakta ve yapraklrda çatlamalar olur.bir udu herhangi bir luthiere götürün. sadece yeni bir eşik yapsa kallavi para alır sizden 11 tane teli var. teller birbirlerine çok yakın. burguların eksenlerine paralel olarak yapılmak zorunda bin tane detay ve saatler süren işçilik vb vb. eşik ile burgulara delinmiş deliklerin paralel olması lazım.


şugün iyi bir burgutraş bile küçük bir servet.
+2
Fodera
(27.10.25)
belli bir yaştan sonra özellikle perdesiz enstrüman işi ziyadesiyle sıkıntılı.

hele bir de hiçbir enstrüman geçmişiniz yoksa kusura bakmayın ama o iş yaştır.

bir kere müziğe geç başladığınız için seslerin kafanızda oturması daha çok zaman alacaktır. öte yandan çaldığınız enstrüman tuşlu ya da perdeli değil, bastığınız yerden doğru sesi çıkarabilmek için de ekstra efor sarfetmeniz gerekecek. ancak diğer yandan doğru sesin ne olduğu da kafanızda böyle mühürlenmiş bir bilgi olmadığı için debelenip duracaksınız. hatta daha kötüsü debelenmeyeceksiniz bile, yanlış seslerle çalmaya devam edeceksiniz.

perdesiz enstrümanlar çok fazla efor ve zaman ister. 20 yaşından sonra kemana bir heves başlayanları çok gördü bu gözler :)) (kaldı ki keman virtöüzleri bile zaman zaman komalı sesler çıkarır ve bu sesler mutlak kulak insanları bildiğin rahatsız eder :) )

öte yandan @fodera'nın yazdıkları da sıkıntılı işler. yani çevrenizde ud'dan anlayan samimi olduğunuz biri yoksa her türlü kazıklanmaya açık bir sektör -ki sanat sepet işleri yurdum insanın birbirini en fazla yoldukları alandır, hele ki yeni başlıyorsa acemiyse vs-
0
makbur
(27.10.25)
@Fodera

Seri imalat derken? Udda seri imalat nasıl oluyor? o kadar ağaç dilimleri hazır mı geliyor fabrikada mı birleştiriyorlar anlamadım nasıl oluyor?
0
muhayyer divan
(27.10.25)
hocam o yapraklar ağaç üreticisinden hazır set halinde geliyor zaten. kalıbına kadar satılıyor. sap bloğu, klavyesi, rozetleri, köprüsü, burgusu, eşiği ,aklınıza gelen herşey hazır satılıyor.

www.vowoods.com

buradan ben bi çok defa ahşap aldım gitar bas yapmak için. bunlar bir de kaliteli malzeme satıyor. daha bunun bin tane ucuz alternatifi var.
+1
Fodera
(28.10.25)
telli enstrümanlar için susturucular var onlardan kullanırsın faydası oluyor.

ortalama bir fiyata (benim bütçem max 10bin olurdu) ikinci el bir ud alıp devam edin. araştırdıkça detaylara hakim olursun.
yeni başlayan birinin el yapımı uda 150-250k vermesine gerek yok.
0
duyuruuser
(28.10.25)
(4)

Bir TV alacağım, KASIM ayını beklesem mi?

santimantal
Geçen yıllarda kasım ayında indirim oluyor mu diye hiç gözlemlemedim.Gözlemleyenler varsa yazabilir mi? Nasıldı geçen yıllarda?İndirim olma şansı var mı?
Geçen yıllarda kasım ayında indirim oluyor mu diye hiç gözlemlemedim.
Gözlemleyenler varsa yazabilir mi? Nasıldı geçen yıllarda?
İndirim olma şansı var mı?
0
santimantal
(27.10.25)
kasım indirimleri hep bindirim sonrası indirim oluyor. takip ettiğim bazı ürünler var atıyorum ayakkabı olsun normalde 5k olsun. kasım ayında diyorlar ki 7kdan 5.5k ya indi
daha bile pahalıya satıyor şrfzler
-1
neira
(27.10.25)
takibe al fiyatları, kasımda bir şeyler yakalanabiliyor.
0
adivar
(27.10.25)
Merkür retroya gidiyor, elektronikler konusunda sıkıntılar daha fazla yaşanabilir bu dönemde. Bence merkür retrosunun çıkmasını bekle.

Gerçekten olacağından değil, bu dönemlerde çok mecbur kalıp elektronik eşya alıp hiç problem yaşamayanlar da var ama böyle bir bilgi varken bile bile gidip para verip sorun yaşamak insanı çok rahatsız eder diye söylüyorum, benden duymasan başkasından kesin duyarsın çünkü.
-1
muhayyer divan
(27.10.25)
Müşkülpesent bir insan değilsen indirimleri bekle.
Özellikleri tam istediğin gibi olmayan ama fiyatı ciddi indirime girmiş bir şeyler yakalayabilirsin.

Televizyonda istediğin özellikler belli, bu konuda titizsen şimdiden al, geç.
Akakçe’ye bakmayı unutma aman ha.
0
michael_knight
(27.10.25)
(9)

İnsanlar doğuştan…

pek iyi degilim bugunlerde
iyi midir, kötü müdür sizce? Tamam yüzyıllardır tartışılıyor ama ben hep iyidir derdim. Geçen bir yazıda kısaca şöyle demişti: insanlar doğuştan kötüdür çünkü iyi olsaydı haksız olduğu bir tartışmayı bile sürekli kazanmaya çalışmazdı.Ayrıca bu bahsedilen tutum, sonradan edilen bir şey mi doğuştan mı
iyi midir, kötü müdür sizce? Tamam yüzyıllardır tartışılıyor ama ben hep iyidir derdim. Geçen bir yazıda kısaca şöyle demişti: insanlar doğuştan kötüdür çünkü iyi olsaydı haksız olduğu bir tartışmayı bile sürekli kazanmaya çalışmazdı.

Ayrıca bu bahsedilen tutum, sonradan edilen bir şey mi doğuştan mı sizce?
0
pek iyi degilim bugunlerde
(27.10.25)
İyidir. Yaşadıklarıyla kötü olur. Haksızlık ne konuda? Herkesin kendince haklı bir sebebi olabilir. Sadece buna bakılarak insan kötüdür denemez.
0
arbre
(27.10.25)
hangi yönünü beslerse o.
+1
deartheodosia
(27.10.25)
Ben bu tip yaklaşımları pek anlamıyorum cidden. Şartlara göre değişmiyor mu? İnsan açken, rekabet halindeyken, kısıtlanmış hissederken kötü; iyi kötü bir stabil hayatı varken, ihtiyaçları karşılanıyorsa, rekabetten uzakken iyi olabilir.

Sizin verdiğiniz örneği de tam anlamadım. Doğuştan bir karakter hakkında konuşurken "haksız olduğu bir tartışmayı kazanmaya çalışmak" nasıl bir kıstas olabilir ki? İnsan doğuştan mı haksız olduğu bir tartışmayı kazanmaya çalışıyor? Şu denebilir belki, insan yetişme çağında "iyiliği" öğreniyor. Çocuklar bencildir, paylaşması gerektiğini yeri gelip ailesinden veya çevresinden görerek öğrenir. Çocukların dürüstlük hassasiyeti yoktur, kolay yalan söylerler. Yalan söylememeleri gerektiğini yaşayarak ve görerek öğrenirler. Çocuklar çıkarı için kardeşlerini ve arkadaşlarını kolayca satabilir. Empati kurup karşılarındaki kişinin perspektifinden bakabilmeyi ve ayıp kavramını eğitimle veya gözlemle öğrenirler. Ancak bu bence doğuştan kötülük anlamına gelmiyor.
+1
akhenaten
(27.10.25)
dogustan kotuyuz, iyilik ogrenilen birsey diye dusunuyorum.
0
cooperr
(27.10.25)
İyilik de kötülük de insanın kendi yorumudur. Güzel gibi çirkin gibi. Güzel ahlakı kötülük olan gören bir beyin için insan doğuştan kötüdür çünkü insan adaleti doğuştan benimser ve adalet güzel ahlak unsurudur.

İyilik kötülük yakıştırması hangi beyin tarafından hangi durumlar için yapılıyor o önemli. Herkese göre değişebilir yani. Ortak değerlerin olmadığı yerlerde özellikle.
0
muhayyer divan
(27.10.25)
ünv'ye yeni başladığımda hoca sınıfa evrensel ahlak var mıdır yok mudur diye bir soru attı, çoğu kişi parmak kaldırıp "evet vardır, şundan şundan ötürü.." diye uzun uzun anlattı yorumladı vs.

hoca ardından yeni gine'de antropologların 20. yy başlarınnda izlediği bir kabileden bahsetti;

bu kabilede yetişkinliğe geçiş sürecinde erkekler bir sınava tabi tutuluyorlar: komşu kabilenin değerli bir malını veya eşyasını çalıp getirmek. sadece bunu gerçekleştiren erkekler kabilede yetişkin bir birey olarak saygı görüyorlar ve erişkin olarak kabul ediliyorlar.

ahlak ve beraberinde gelen "iyilik", "kötülük"; bunların hepsi toplumsal norm'larla oluşan değerler. yeni gine örneğinde mesela "başkasının bir şeyini çalmak" o toplumda ahlak kullarına uygun bir gelenek olarak yerleşmiş. bu yerleşmiş gelenekler ve kültürler binlerce, hatta belki onbinlerce yıldır insanı biçimlendirip şekillendirdi (bunun içerisinde "iyi" ve "kötü" algımız da var)
0
makbur
(27.10.25)
Şu dünyada insanın iyi olduğunu düşünmek bile sıkıntılı bir durum. İnsan yok etmeye planlanmış sıra kendisini yok etmeye geliyor.
0
mikahakkinen
(27.10.25)
Kötü olarak adlandırırsın sanırım.
Öncelikle hayatta kalmak, sonra da daha iyi bir hayat yaşamak için her şeyi yapacak şekilde doğar insan.

İyilik olarak adlandıracağını düşündüğüm empati kurma, başka hayatlara saygılı olma, bir toplulukla uyum içerisinde yaşama sonradan öğrenilen özellikler diye düşünüyorum.
+1
michael_knight
(27.10.25)
Kötüdür çıkarcıdır hasettir kıskançtır
0
Hallegadola
(28.10.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.