Giriş
(2)

Aşk şarkılarında geçen bağdat’ın olayı ne?

Rondak
Sb
Sb
0
Rondak
(26.09.25)
uzak olmasi. fizan da ayni mantik. biraz da mistik bir hava katiyor.

soyle bir portre cizeyim: araba ve tren kesfinden once at arabasi ile balkanlar'dan, ic anadolu'dan fizan'a bagdat'a gitmeye calistiginizi dusunebiliyor musunuz? bunun toz topragi var, hastaligi var, ust bas perisan, evinde degilsin bag bahce yok yemege para vermek lazim (ya da kumanya ne cikarsa o, malum eskiden insanlar cok daha fakirdi). muhtemelen askerlik/savas icin o kadar uzun seyahat ediliyor, haliyle gitmek istememek de cabasi.
0
adrianapole
(26.09.25)
"Âşıka Bağdat sorulmaz
Ufukları aşar gider"

"Bağdad'ı Basra'yı Acem Şiraz'ı
Büsbütün dünyayı değer gözlerin"

Bunlar şarkı ve türkü örnekleri ama Bağdat'a bir de orada çeşitli evliyalar vardır, bunların iki tanesi de muhtemelen 12 İmamdan. İnternete sorunca şöyle bir cevap buldum:

"Abdülkadir Geylani Hazretleri’nin Türbesi, İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretleri’nin Türbesi, Cüneyd Bağdadî Türbesi, Sırrî Sakat-i Türbesi, Peygamber Yüşa (a.s) kabri, İmam Ahmet Bin Hanbel Hazretleri’nin kabri, Şeyh Maruf-i Kerhî’nin kabri, Şeyh Mansur El Hallac’ın kabri, İmam Musa Kazım’ın (a.s) mübarek türbesi, İmam Muhammed Cevad (Taki)’nin (a.s) mübarek türbesi, Şeyh Müfid’in mezarının yeri.

İki peygamber torununun ve iki büyük kutbun orada sıralanmış bulunması dolayısıyla bildiğim kadarıyla mutasavvıflar için Bağdat çok kıymetli, Kerbela'ya yakınlığından dolayı da olsa gerek.
0
muhayyer divan
(26.09.25)
(12)

Yaşlılık kavramı sizi de çıldırtmıyor mu?

trablon
yaşlandıkça daha kötüye giden sağlık vs .yatağa düşersen ve bakacak kimsen olmazsa nasıl yaşıyacaksın yok mu böyle korkularınız?Lan yaşlanmak başlı başlı dert
yaşlandıkça daha kötüye giden sağlık vs .yatağa düşersen ve bakacak kimsen olmazsa nasıl yaşıyacaksın yok mu böyle korkularınız?

Lan yaşlanmak başlı başlı dert
0
trablon
(26.09.25)
Bakacak kimsem olmazsa in**har

Yalniz kalacak olmak, vicuduma söz geciremeyecek olmak fikri cok uzuyor evet.
0
abuzer
(26.09.25)
Abuzer +1
Tek dileğim bunu yapabilecek fiziksel yeterliliğe sahip bir durumda olmak.
Yaşlanmak bu hayatta en çok korktuğum şeylerden biri.
0
mutekebbir
(26.09.25)
Mutekebbir +1

Sağlıklı yaşlanmak isterim ama elim ayağım kolum belim kalkmıyor. Resmen ölüyormuş gibi hissediyorum onun için de çıldıramıyorum.
0
muhayyer divan
(26.09.25)
Bir noktada içki, sigarayı minimuma indirir, düzenli spora devam eder ve biraz da dünyalık yaparsam kendi kendime yaşar giderim. Yaşıtım insanlarla (emekli öğretmenler) buluşur, çay kahve içeriz. Kermes düzenler, hayır işleri yapar hatta belki hacca bile gideriz. Ben bugünden daha çok korkuyorum açıkçası, yaşlılığım tatlı olur bence.
0
sekizdokuzon
(26.09.25)
Yoo, kimse bana yaslanacagimin garantisini vermedi ki, neden sadece bir tahmin/varsanı üzerinden korku üreteyim kendime. Bunları düşüneceğime viskimi yudumlayıp keyfime bakıyorum.
0
encokbenisevinnolur
(26.09.25)
yaşlılık rezillik derdi babaannem. bu arada 52'yim.

bu arada abuzer -1
kimseye yük falan olmak istemiyorum.
0
lazpalle
(26.09.25)
Bence de yaşlanabilmek bir lüks, esas yaşlanamadan ölmek korkutucu. Üstünde düşünürsem yaşlılık bana da bir miktar korkutucu geliyor ama kontrol edemeyeceğim, gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belli olmayan durumları düşünmemeyi, onlar için dertlenmemeyi seçiyorum. Yaşım arttıkça yaşlıların elden ayaktan düşme korkusunu daha iyi anlayabiliyorum, yaklaştığını bilirken ölüm korkusu ile baş etmek de güç olmalı, yaşayıp göreceğim umarım.
0
(26.09.25)
yaşlılık illa zor duruma düşmek değil de delirme, tekrara vurma, takıntılılık gibi evreleri var ya onlardan korkarım. ayrıca boşuna korkuyorsunuz yaşlılar bizden daha çok seviyor yaşamı
0
ala09
(26.09.25)
yaşlılar bizden daha çok seviyor yaşamı +1
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(26.09.25)
bir sabah uyanacağız ve aaa yaşlanmışız olmayacak. zaten doğduğumuzdan beri bir mücadele içindeyiz. gençsen bile umudunu kaybeden insan yaşlanmıştır deniyor.

içsel olarak, yaşama sevinci oldukça, yaşın da önemi kalmaz. dolayısı ile yaşlıları dışarıdan mutlu etmenin yolu da yaşama sevincini yaşattırmaktır. kağıttan kayık yüzdürmeye devam edelim lütfen.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(26.09.25)
şu an gözümüzde büyüyor ama o yaşlara gelince gayet normal hissedeceğiz ve umursamayacağız.

çocukken de 30 yaşındakiler için ooohaa diyorduk.
0
art cat chocolate
(26.09.25)
Onu o zaman düşünürüz. Geçmişi düşünmek üzüntü, geleceği düşünmek kaygı getirir derler. En fazla sağlıklı beslenip spor yaparak kas kütlemizi koruyabiliriz yaşlılıkta dinç olabilmek için, bir de birikim yapabiliriz. Durduk yere seneler sonrasını düşünüp üzülmeyelim şimdi
0
kullanicadi
(26.09.25)
(21)

Çocuk bakarken maddi olarak zorlanıyor musunuz? Pişman mısınız?

ananiyimioguz
Yoksa hayır ben çocuğun gereksinimlerine göre kendimi, işimi, hayatımı planladım, gayet rahat bakabiliyorum, ülkenin de bu durumlarını tahmin ettim, her şey yolunda sorun yok mu diyorsunuz?2. sorum çok cocuklu olanlara: Bu kadar çocuk yapmasaydım diyor musunuz?3. sorum genel, çocuk sahibi olanlara:
Yoksa hayır ben çocuğun gereksinimlerine göre kendimi, işimi, hayatımı planladım, gayet rahat bakabiliyorum, ülkenin de bu durumlarını tahmin ettim, her şey yolunda sorun yok mu diyorsunuz?

2. sorum çok cocuklu olanlara: Bu kadar çocuk yapmasaydım diyor musunuz?

3. sorum genel, çocuk sahibi olanlara: Çocuklar yetişkinse zaten bir şekilde idare ediliyordur belki ama özellikle okul çağına yeni başlamış çocuğu olanlar, keşke aile baskısı, çevre baskısına kapılmasaydım veya ana olmak istiyorum, baba olmak istiyorum, egomu tatmin etmek istiyorum, hiç gerek yok ama dünyaya bir çocuk getirmek istiyorum demeseydim de keşke doğurmasaydım diyeniniz var mı?

Olası gelecek eleştiriler üzerine açıklamalar:

Kimse çocuğunu düşünüp duygusal olarak keşke doğurmasaydım demez herhalde. Sadece mantıksal olarak düşündüğünüzde diyorum.

Yani ben dünyaya gelmeseydim de olurmuş... diyebiliyorum. Ya da hayvan sahiplenenler, ulan zormuş ya sokağa atayım, birine vereyim, sahiplendireyim vs. diyebiliyorlar.
Annesine babasına bakamayanlar bakıcı tutabiliyor, huzur evine verebiliyorlar, hatta hiç ilgilenmeyebiliyorlar.

Çocuk nedense en kutsallaştırılan şey. İnsan evlenip pişman olabilir, çocuk yaptım diye neden pişman olmasın? Yani sevmesin, bakmasın demiyorum ama içten içe pişman olup sorumluluktan dolayı bakan, kan bağı olduğu için, evladı olduğu için yani olgusal olarak bakanlar illa ki vardır. Her pişman, sokağa atacak veya sevmeyecek diye bir şey yok.
0
ananiyimioguz
(26.09.25)
Biraz ekstrem bir durumdayım. Oğlum 7 yaşında, doğduğunda ekonomik durumum pek iç açıcı değildi, bereketiyle gelir dedikleri doğruymuş.

Deli gibi çalıştım, evde hep ek iş yaptım, endüstriyel projelerden öğrenci projelerine kadar ayırt etmeden yaptım ve şu anki çalıştığım iş yerini bu sayede buldum. Proje yaptığım bir iş yeri tam zamanlı çalışmamı istedi, mevcut işimden istifa edip şehir değiştirdim.

Çocuğumun oyuncak bütçesiyle ev geçindirenler var, iyi baktığımı düşünüyorum, beni ekonomik olarak zorlamıyor ama ikinci çocuğu hem yaşımdan dolayı hem de yeni bir çocuğa verecek manevi gücüm yok diye yapmıyorum.

Hiç pişman değilim, ömrümde hiçkimseyi bu kadar sevmedim. Düzgün bir insan olması için elimden geleni yapıyorum.
0
kimlanbu
(26.09.25)
Çocuğu olan arkadaşlar genelde ailelerinden destek alıyorlar. kimi ev veriyor kimi aile para falan. Tek maaşsa eğer zaten geçinmek imkansız gibi
0
runaway
(26.09.25)
çocuk doğduktan 3 ay sonra krediyle ev alıp birde tadilat yaptırdık. çünkü neden olmasın! bu dertlere girmeseydim hiç zorlanmazdım ama şu an çok zorlanıyorum.

çocuk genel olarak masraflı tabi. ama pişman olmak falan aklımın ucundan geçmedi.
0
scudman1
(26.09.25)
Masrafı çok ama zorlamıyor şu an.

Anne olduğuma bir gün bile pişman olmadım. Aynada gördüğüm kadını tanıyamasam da yorgunluktan geberiyor olsam da hayatta yaptığım en güzel şey kızım.
0
sadakatsiz
(26.09.25)
Bir an bile pişman olmadım. Hayatımda daha anlamlı hiç bir şey yok çünkü. Çok yoruluyorsun, çok fedakarlık yapıyorsun, kendini unutuyorsun ama hepsi anlamlı bir şey için. Sırf bu motivasyon bile insan üstü bir şekilde insana dayanma kuvveti veriyor. Maddi olarak da imkanlarım daha az olsaydı daha uygun şekilde büyütürdük. Mesela 25 binlik bisikleti değil de bin liralık olanı alırdık. Ama çocuk için bir şey farketmiyor zaten sevgi dolu ailesi olsun yeter.

Oğlum doğduğunda hemen bir tane daha yapmalıyım bu ne muhteşem bir şey demiştim. Hala aynı düşüncedeyim inşallah bir kez daha doğuracağım, fırsatım olursa bir tane daha hatta. Çocuk çok güzel bir şey ve bu evrende kıyaslayabileceğin herhangi başka bir güzellik yok.
0
Gradient_tabanlı_mor
(26.09.25)
Bakamayacağımı hatta hem kendime hem babası ve ailesine hem de ülkenin gidişatına güvenmediğim için çocuk yapmadım, çocuk istemediğim için de evlenemedim. O şekilde düşün. İnsanların lüzumsuz eleştirilerini dikkate almana gerek yok, üzülme öyle her şeye.

İnsan duygusal olarak bazen her şeyden nefret eder. Çocukken ergenken ana babamızın ölmesini istediğimiz olmuştur, çok insana olur bu. Geçici bir durumdur ve bir süre seni hırpalarken sen yapman gerekeni yapıp kendine bakıyorsun ne durumdayım ne istiyorum ne yapabilirim diye. Şahsen hem parasızlıktan hem de vefa borcu hissettiğimden ayrı eve çıkamıyorum, mutlaka bir arada yaşamak zorundayız ve ben ona bakmak zorundayım diye hissediyorum, gitmiyorum bir yere. Kendimden veriyorum, kendime ait bir düzen, bir alan oluşturamıyorum, odamdan ibaret her şey. Öldükten sonra ulan keşke böyle yapmasaydım diyecek miyim bilmem, annemi yalnız bırakmaktan öldükten sonra hoşlanmayacağımı biliyorum ama.

Bu benim kendi vicdani hesaplaşmam, herkeste farklı olabilir, kimse kimseyi referans almak zorunda değildir. Bir dayanağa çok ihtiyaç duyuluyorsa en üst değer olarak gördüğü şeylerin (mesela dinlerin, milliyet gibi felsefe gibi çeşitli aidiyet duyulan şeylerin) ilkelerine başvurulur, düşünülür, karar verilir. Yine sen karar verirsin, insanları aşırı ciddiye almamak lazım.
0
muhayyer divan
(26.09.25)
Duyuru'daki teknik aksaklık yüzünden bir türlü düzeltemedim; en baştaki kısım "bakamayacağımı bildiğim için" olacaktı.
0
muhayyer divan
(26.09.25)
Maddi olarak biraz zorlanıyorum ama pişman değilim. Bebeğin sana bakarak güldüğünü görünce ancak neden şimdiye kadar bekledim diye pişman olursun.

Bebek olduktan sonra, bebeğin konforu için eş ile fikir ayrılıkları çok oluyor, daha sık tartışmaya başlıyosun asıl o yoruyo.
0
duyuruuser
(26.09.25)
Tek çocuğum var bebekliğinden beri tek başına bakıyorum. Bu sene ilkokula başladı. Evvelinde bakımında hep annem destekçi idi. O olmazsa işim maddi manevi çok zordu.

Çocuk isterken her yönden ne kadar zor olduğunu biliyordum, bu sebeple bir sürpriz olmadı. Ülkeye güvenim yok kendim didinerek gelir yaratmaya çalıştım. Doğum izninde dahi outletlerde kabinde ürün çekimi yapıp online sattım. O denli boş durmadan çalıştım, çalışıyorum. Eğitiminden sağlığına, giyimine, oyuncağına kadar en iyisini sağlamak için parçalıyorum açıkcası kendimi. Yorgunluktan kimi zaman canlı cenaze gibi geziyorum ama feda olsun yavru kuşuma.
0
cilekli pasta
(26.09.25)
Yorumlardan görüldüğü gibi kimse pişman olduğunu itiraf edemiyor:)
0
nothing in my way
(26.09.25)
maddi olarak zorlanmıyoruz ama bu çok değişken bir şey. bebekken bi hastalığı ya da özel mamayla beslenme gibi durumları olmazsa pek bi masrafı yok açıkçası. ama sonrasında kreş vs derken iş değişiyor. ha devlet kreşine gönderirsiniz aylık 2 bin tl, belediye kreşine gönderirsiniz 10 bin tl, özel kreşe verirsiniz 30 bine de var 60 bine de. kreşe vermez büyükler bakar, bedava. kızım 3 yaşında elle tutulur tek masrafı kreş şu an. onun dışında kıyafet, ayakkabı vs çok büyük kalemler değil.

manevi olarak zor. pişman mıyım, hayır. yani zaten doğurduğun ve sevdiğin bi canlıdan pişman olman imkansız oluyor bir nevi. keşke doğurmasaydım filan diye aklımdan geçirdiğim günler tabi ki oluyor da doğurmuşum yani pişman olsam ne olacak :D zaten koşuşturma ile geçiyor, hayatını da ona göre uyarlıyorsun, durup düşünmeye pek vakit kalmıyor bile bazen. bir de beklentiyi de ayarlamak gerek zaten öncesinde. hayat baştan aşağı değişiyor yani çocuk olduktan sonra o bar benim bu bar senin takılmayı filan planlıyorsan tabi ki pişman olursun. akşam sekizden sonrası ölüyor senin için artık. uyku saatlerine göre dışarıda olabilirsin. bebek arabada uyumayı seviyorsa şanslısın, sendromları var, inat dönemleri var, tuvalet eğitimi var, bok temizlemesi var. var da var. hani beklenti zaten bunlar olmalı. güzel yanları da ekstrası işi, katlanır kılıyor. kendini hazırlamadan hamile kalıp, işi düzgünce bölüşemeyen, destek almayan ebeveyn tabi ki pişman olur.

ha bir de destek almıyorsanız zor gerçekten. bizde eşimin ailesi bakım konusunda destek oldu. onlar olmasaydı bitmiştik. bakıcıya veremezdim mesela, evden çalışma imkanım yoksa işten çıkmam gerekebilirdi... şu an kreşe gidiyor olmasına rağmen alıp bırakma konusunda hala destek veriyorlar mesela.

araba şart gibi bir şey bu arada.

evlilik de çok sağlam olmalı. en benim diyen erkek bile babalık konusunda saçmalıyor. sizin eski duyuruları hatırlar gibiyim. onları düşünürsek eğer çocuk planı varsa önce evliliği sağlamlaştırın derim. duyuru sadece maddi açıdan bakılıyor gibi geldi olaya. ama maddiyat 1 önemli ise diğer konular 2 önemli bence.
0
elorelia
(26.09.25)
Çocuk bencillik, sırf sen ebeveyn duygularını tatmin edeceksin diye dünyaya getiriyorsun. Paran, zamanın gidiyor. Bu senin tercihin. Ama aynı zamanda çocuğu da bir savaşa sokuyorsun. Sana bir şey olsa çocuk ortada kalacak. Paran yok, gidiyon doğurup sokağa salıyorsun. İstediklerini alamıyorsun. Çocuk hep eksik kalıyor. Niye çünkü analık duygusunu yaşayacağım. Çocuk bildiğin dert ve bela.

Edit: bir de rızkıyla gelir diyen cahiller var. Evet filistinde afrikada öyle geldi. Kesin.
0
Shepard
(26.09.25)
Bunu aileye değil çocuğa sormak lazım.

Ailemin hiç arabası olmadı. Bir kere ödev yaparken maket bıçağı ile elimi kestim, acile gitmek için minibüs bekledik, öyle gittim. Taksi çok pahalı olur diye binmedik.

Bir yere giderdik, 16k denen lanet otobüste midem bulana bulana giderdim. Zor tutardım kendimi, otobüs iner inmez kusardım.

Kreş falan hak getire, anaokuluna bile gitmedim.

Ne doğru düzgün bir oyuncağım oldu, ne de herhangi bir şeyim. Kendi odam bile yoktu.

Ama aileme sorarsanız hiç pişman değildir, elinden geleni yaptık derler.
0
substituent
(26.09.25)
daha dogmadan kiyafetleri, kabanlari, puseti, besigi, carsafi derken yedi bin euro gitti.
masrafli tabii ki ama karsilanmayacak bir sey degil asla.
yasadigim ülkede cocuk parasi almak, vergi indiriminden faydalanmak, isten cikarilmaya karsi koruma altina girmek gibi artilari da cok.
pisman degilim.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(26.09.25)
@ nothing in my way, onu özelden yazıyorlar, sanırım linç yemek istemiyorlar :(

Lanet olsun çocuğa, keşke ölse gibisinden değil de annelik / babalık bana göre değilmiş, sonradan anladım... gibisinden.

@ elorelia, evet o da ayrı bir konu zaten, onu denkleme katarsam hiç düşünemiyorum da işte şimdilik sadece "çocuk" olayını sorguluyorum.
0
🌸ananiyimioguz
(26.09.25)
benim çocuğum yok ama kardeşimin ikizleri var. bana göre çocuk sahibi olmaktan değil, beraber çocuk sahibi olduğu kişiden pişman. ikisi de devlet memuru, eşi neredeyse 7/24 çalışıyor ama ona rağmen borçları bitmiyor. eşinin işi oluyor akşam geç geliyor, işi oluyor haftasonu bir yerlere gidiyor, işi oluyor iki üç gün eve gelmiyor. kardeşim neredeyse yalnız anne*. annemler çocuk bakma, okuldan alma gibi konularda destek oluyor, ben maddi destek oluyorum.
0
inheritance
(26.09.25)
Güzel soru ama türkiyede dürüstçe cevap verilebilecek en son sorulardan.
Burada da bunu görebilirsin. Artık dönüşü olmayan bir şey için en azından tepki almayalım diyerek herkes halinden memnun taklidi yapıyor. Bir de herkes varını yoğunu, hayatını, emeğini herşeyini çocuğuna veriyor ama sokaklar ssç den geçilmiyor ne hikmetse.
0
dawsonscreek
(26.09.25)
Tek çocuk var başımıza gelecekleri öngördük ekonomik imkanlarımız vardı bu sebeple ekonomik olarak hiç sorun yaşamadık
Diğer zorluklarından yana zerre pişman değiliz
0
basond
(27.09.25)
Yakınımda bir örnek var da düşünmeden edemiyorum acaba çocuğu olmasa hayatı farklı mı olurdu, yoksa aynı mı olur diye.

Amcam ülkenin sayılı üniversitelerinden 2000lerin başına mezun olmuş bir mühendis.
İngilizcesi de çok iyi. Normalde hep zaten biraz içe kapanıkmış ama öğrenciyken dünyayı falan gezerdi.

Evlendi 2 çocuğu oldu. Eşi de benzer donanımda. İkisi de çalışmasına rağmen çocuk bakmaktan ne bir ev değiştirebildiler ne bir araba değiştirebildiler (2000 model) ne bir seyahat ediyorlar. İstanbulda 20 yıldır ev-iş arası gelip gidiyorlar.

Ne zaman maddi olarak bişey sorsam, ya çocukların okul masrafı çok nasıl yapalim diyor.

Yıllık zaten şu kadar para gitti diyor. Hayır öyle pahalı oyuncaklar, kıyafetler de almazlar yani. Tek kısmadıkları şey eğitim ve yeme içme.

Ama ben anlamıyorum 2 tane uzman veya yönetici seviyesinde evli insan, nasıl 2 tane çocuğa bakarken hayatlarını bu kadar ot gibi yaşayabilirler?

Hiç mi bir hobiniz yok, merak ettiğiniz bir yer yok.

Amcam kuzenlerle olan gruba sürekli evliliğin pişmanlık olduğu alt metinli komikli videolar atıyor son yıllarda. Şakayla karışık amca zorla tutuluyorsan işaret yap diyeceğim de demiyorum.

Yenge tarafını bilmiyorum onda da durum farksız değildir herhalde.

Böyle olunca hadi evlilik pişmanlık olabiliyor bunu herkes rahatlıkla dile getiriyor da, acaba kendilerine itiraf edemedikleri diğer bir konu da, belki çocukların da pişmanlık olduğudur. İnsan bunu kendine yediremeyebilir ama hayatlarını yaşayamadıklarına engel şeylerden biri de çocuk yapmaları olabilir.

Belki aranızda nispeten daha iyi yaşayanı vardır ama yine de çocuk hayatınızı bir şekilde etkilediği için belki çocuksuz olsaydım... ki senaryoyu düşünüyorsunuzdur ama suçu da çocuğa atmak vicdanınızdan geçmiyordur. Çünkü sonuçta çocuğun da bir suçu yok, onu siz yaptınız.

Ah o gülüşü yok mu, ah o sarılması yok mu, ah o anne baba demesi yok mu... diyerek belki de kendinizi tatmin etmeye çalışıyorsunuzdur. Kaldı ki çocuğun da hayırlı olup olmaması, sorunlu olup olmaması gibi de bir ihtimal var da ona çok girmiyorum.

Geri dönüşü olmayan bir karar için "ya aslında biraz pişmanım" demenin de ne faydası olur bilemiyorum ama en azından belki dürüst olanlar vardır, bana bir fikir verirler diye sordum.
0
🌸ananiyimioguz
(27.09.25)
Bir de ben yanlış mı hatırlıyorum sanki dizilerde filmlerde ya da gerçek hayatta duydum ya.

Kavga sırasında senin oğlun, senin kızın, babasının oğlu, anasının kızı ne olacak,
Sen istedin, al çocuk istiyodun ne oldu, sen istedin sen bak, çocukla ilgilenmiyorsun, zaten onu hiç sevmedin vs. vs... liste uzar gider. Evi terk edenler, çocuğunu terkedenler de cabası.

Bunlar olmuyor mu? Pedagojik olarak veya psikolojik olarak yanlış söylemler ve hareketler, bunları yapabilecek olanlar çocuk yapmamalı bence de ama mantıklı düşününce böyle konuşuyoruz, çocuğu yapınca, yani bizzat deneyimleyince işin uzmanı da olsak işler çığırından çıkabilirmiş gibi geliyor.

O yüzden tek tük bir kaç kişi dışında kimsenin bunu itiraf etmemesi de garip geldi.

Sanki bunlar hep oluyormuş da evli ve çocuklu kişiler arasında bunlar bilinen bir gerçekmiş, ama bunlar gizli bir örgüt olarak dışarıyla paylaşmıyorlarmış gibi geliyor.

Çevre baskısı ve duygusal baskı hala üzerlerinizde hakim ve gerçeği düşünmekten ya da söylemekten alı koyuyormuş gibi geliyor.

Bu herkeste oluyor diyemem ama, bu kadar herkesin "hiç olmuyor hayır" demesi belki de iyi kötü değer yargılarınızı tetikliyor ve kendinizi kötü ebeveyn olarak düşünmenize sebep olacak diye kendinize bile itiraf edemiyorsunuzdur kim bilir.

Bu arada belki cevap verenler gerçekten tek tük sıkıntılar olsa da hem kendileri hem çocukları sorunsuza yakındır ve güzel geçiyordur hayatları, ona bir şey diyemem.
0
🌸ananiyimioguz
(27.09.25)
1-cocuk=sorun demek o yuzden kimse sorun yok diyemez herhalde. Zorluk olarak benim tahminimin kesinlikle ustune gecti. Maddi olarak zorlanmiyorum diyemem. Kendimden kisarak su ustunde kalmaya calisiyorum.
2-tek cocukta durdugum icin hayir. finansal olarak tek cocugun ustune cikmam imkansiza yakindi.
3-aile baskisi sifirdi. ben istedim oldu, sifir pismanlik. tekrar basa donsem yine cocuk yaparim.
0
cooperr
(27.09.25)
(1)

Bu Gecenin Şarkısı Bu

Batuhanolabilir
https://m.youtube.com/watch?v=pAyeB6fTClQ&pp=ygUSbGlxdWlkIHNwZWFyIHdhbHR6
0
Batuhanolabilir
(25.09.25)
Bi gün de Türkçe paylaş :(
0
muhayyer divan
(25.09.25)
(15)

Kalitelisini tüketmek gereken ürünler

sekizdokuzon
Bu listeye en son yoğurt, peynir ve zeytini aldım. Sizce ucuzu tuketilmeyen, parası neyse verip alınması gereken şeyler nelerdir?Teşekkürler.
Bu listeye en son yoğurt, peynir ve zeytini aldım. Sizce ucuzu tuketilmeyen, parası neyse verip alınması gereken şeyler nelerdir?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(25.09.25)
Kozmetik
İç çamaşırı
Ped
0
mutekebbir
(25.09.25)
bütün hayvansal gidalar. et, süt, yogurt, yumurta, tereyagi, peynir.
sebze meyveyi yetistiriyorlar, bir sürü ilac atiyorlar.
sonra bu elmalarin en kalitesizleri toplaniyor, bunlardan hayvan yemi yapiliyor veya hayvana direkt veriliyor.sen günde iki tane elma yiyorsun ama inek günde 30 tane elma yiyor. üstüne bir de ilac veriliyor inege. yok antibiyotigi, yok parazit hapi bilmemnesi.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(25.09.25)
Mümkün mertebe herşeyin bir tık iyisini almaya çalışıyorum.
Su diyebiliriz
Nemlendirici krem filan
Şampuan
Kıyafet
Sebze meyve
0
kararsızataletfilozofu
(25.09.25)
zeytinyağı, taze balık, ayakkabı, dişçi hizmeti, yatak
0
black holes in the sky
(25.09.25)
tuvalet kağıdı olabilir. 3 katlılar bile ince geliyor artık. eskiden 2 kat yeterdi.
0
nothing in my way
(25.09.25)
Ucuzunun tüketilebileceği ürünleri yazmak daha mantıklı geldi.
Çöp poşeti, vantilatör, çekiç, araba yıkatma.
0
gabe h coud
(25.09.25)
Ben 20 seneden beri foça yoğurttan başka yoğurt yemem. Ayrıca sadece soğuk sıkım zeytinyağı kullanılır bizim evde. Köyden alınıyor.

Ama abur cubur konusunda BİMciyim, A101ciyim. O BİM pastasının yerini hiçbir pasta alamaz. Bim kazandibisinin yeri başkadır.
0
Batuhanolabilir
(25.09.25)
@Batuhanolabilir ben de peynir helvası seviyordum bim'in ama kaldırmışlar:( hiçbirinde yok.
0
nothing in my way
(25.09.25)
Her şey. Tabii bazı şeyleri evde yapmak satın almaktan çok daha pahalıya geldiği için evde yapmayıp satın almayı tercih ediyorum, bu aralar marketlerde tabure minderleri satılıyor mesela, evde yapmam çok mümkün ama çok daha pahalıya gelir... ya da gidiyorum pamuk saten kumaştan yastık kılıfı alıyorum tanesi 62,5 liraya geliyor. Ucuza bile geliyor kaliteli şeyler.
0
muhayyer divan
(25.09.25)
zeytinyağının da pahalısında sahte ya da daha düşük çıkabiliyor. bence pahalı ve belli kalitenin üstü diye gözü kapalı bakmamak lazım.
Bir süredir kıyafette ucuza geçtim.

kenara para ayırmayı daha öncelikli buluyorum. dolar bu kadar yüksek değilken halılara merakım vardı. Normal saray halının 4m²'si 500-1000 tl arasında değişirken 5-6 bin TL'lik halılara bakıyordum. kesinlikle param olsa alırdım. o sırada komple ev dizdiğim için alamadım. ama sarayın güzel eski seri modellerini bulup aldım.
bazı mobilyalarda yine paraya kıyardım.

peynir konusunda bulduğum iyi peynirleri denerim, seversem Daha alırım.

teknolojik ürünlere çok para harcarım ama normal insanlar gibi işlemci ekran kartı değil de Fare klavye monitör ve hoparlörlere akranlarıma göre epey fazla harcamışımdır
0
hoot
(26.09.25)
Bu konudaki fix cevabım tuvalet kağıdıdır.

Çok çok zor durumda değilsem tuvalet kağıdında paraya kıyıp iyi bir şey alırım
0
nundu
(26.09.25)
Tuvalet kagidi +100
Cop poseti +50
Zeytinyagi konusunda pahali olsa da kalitesiz olabiliyor hoop +100
Kozmetik urunler.
0
sey mi dostum
(26.09.25)
wc kagidi ilk 10uma girmez saman rengi wc kagidi gordu bu gozler sagliksiz bir sey olmadigi icin(hatta beyazdan daha saglikli)tahammul edilir.
ama gida urunleri+1 zeytinyagi, peynir, nar eksisi, kuruyemis, kahve ilgi alanlarim. ama trde en zorlandigim sey iyi tatli. %90i yapay
ic camasir yazmislar kotusune dayanamam ne kendimde ne baskasinda.
kozmetik de ilk 5e girmez hepimiz bi pantene bi elidor gecmisimiz vardir. iyi urun diye aldiklari sey urban sampuan marseille sabun isana krem falan. gerek yok
0
ala09
(26.09.25)
ayakkabı, terlik ve sabun, asla taviz vermem. en iyisini kullanırım.
0
zeleno
(26.09.25)
içki.

ucuzunun ertesi sabahı kötüdür.
0
yurtsuz john
(26.09.25)
(9)

memurlara öğle yemeği ücreti nasıl ödenir

cccbehzatccc
maaşın içinde mi ayrı bir öğle yemeği kalemi var mı yoksa ticket mı ki sanmıyorum.çok merak ettim :)
maaşın içinde mi ayrı bir öğle yemeği kalemi var mı yoksa ticket mı ki sanmıyorum.çok merak ettim :)
0
cccbehzatccc
(25.09.25)
memurlara yemek parası verilmiyor çok basit. sadece maaş. hatta ve hatta kendileri yemek parası ödüyor ilgili yerdeki yemekhaneden yerse. ama bir miktarını devlet karşılıyor. ama her devlet kurumunda da yemek yok.
0
jelly bear
(25.09.25)
babam devlet okulunda öğretmen yıllardır. Yemek işini kendi cebinden hallediyor zaten okulun yemekhanesi falan yok düz ilkokul.

Ben doktorum, üniversitenin hastane yemekhanesi ücretsiz. Maaştan bir kesinti yapılmıyor bildiğim kadarıyla bununla ilgili. Yapılıyorsa da çok minimal öğün başı 10 lira vs olabilir.

Kurum memurlarını bilmiyorum, bazılarında yemekhane oluyor ama ücret kısmını nasıl yapıyorlar hiç konuşmadım.

Yani memurdan memura değişmekle beraber, yemek ücreti diye bir ödeme yok
0
nundu
(25.09.25)
yemekhane var ise 60 70 lira gibi bir yemek ücreti oluyor. yok ise kendi başının çaresine bakıyorsun ekstra bir ücret yok
0
belkider
(25.09.25)
Bizde herhangi bir yemek ücreti yok. Fakülte dağ başında olduğundan yemekhane de yok. Kantin ya da çevredeki esnaftan yemek yiyoruz.
0
gnosis
(25.09.25)
Meskun mahal dışı, evine gidip ya da dışarı çıkıp bir yerde yeme imkanı bulunmayan dağ başı yerdeki memurlara veya, nöbet, vardiya vb nedenle dışarı çıkıp yemesi veya yemek molası vermesi mümkün olmayan memurlara özel bir kanuna istinaden yemek çıkarılır.

Onun dışındaki herkes cepten yer.
0
Mirket
(25.09.25)
Verilmiyor efem.
0
narod
(25.09.25)
ne öğle yemeği ya öyle bir ödeme falan yok. sadece ceza infaz kurumunda çalışan memurlara öğlen mahkumlara çıkandan veriliyor. diğer tüm memurlara yemek yok.
0
mikahakkinen
(25.09.25)
Bize de yemek ücreti verilmiyor hatta biz cebimizden veriyoruz. Bir kısmını devlet karşılıyor olsa gerek, geçen sene mi evvelki sene mi ne günlük 90 lira veriyorduk.
0
muhayyer divan
(26.09.25)
eğer ki kurumun yemekhanesi var ise maaşa ek olarak katkı gelir. atıyorum 100 tl gibi. o para kurumdan yemek firmasına direkt gidendir. yemeğin maaliyetine göre üstünü memur karşılar.

kesinlikle nakdi, ayni, ticket vs şekilde verilemez. Hepsi zimmet olarak oalrak geri döner yoksa.
0
renegade
(26.09.25)
(4)

Şarkının içinde hangi enstrümanın olduğunu öğrenmek istiyorum?

Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
iyi akşamlar soru başlıkta.https://youtu.be/-bXmzuj0rmw?t=94
iyi akşamlar soru başlıkta.

youtu.be
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(24.09.25)
yan flüt gibi geldi bana
0
gadlemler
(24.09.25)
Yanlış anlamıyorsam dijital yan flüt. Gerçek değil.
0
muhayyer divan
(24.09.25)
Merak ettim tıklayayım dedim. 2.sn de geçmişimden kaldırdım. Bu müziklere beynim ket vuruyor, red veriyor. Evli Çifte mutluluklar kocaman, konunun onlarla ilgisi yoktur
0
hunharca ben
(25.09.25)
ses yan flüt gibi ama geçişler çok hızlı, akordiyon olabilir. biraz da oynanmış tabi sesle.

bu arada zaten videonun kapağında da akordiyon var

ama çok daha büyük ihtimalle, org ile çalınmış, akordiyon çalan kız sadece süs.
0
ananiyimioguz
(25.09.25)
(6)

nasıl ikna edici ve karizmatik olunur?

Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
kitleleri kontrol etmek istiyorum, ne yapabilirim?
kitleleri kontrol etmek istiyorum, ne yapabilirim?
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(24.09.25)
etme.
0
nolmus yani
(24.09.25)
Etme +1
0
muhayyer divan
(24.09.25)
yapay zekaya sor burada o tarz adamlar yok. burası ezik dolu.
0
mikahakkinen
(24.09.25)
Olunmaz, doğulur.
0
knazım
(24.09.25)
hafizlik kursuna yazil. her cuma en az 2k audience'in olur.
0
dokunmakalbime
(24.09.25)
cevrenizden de boyle olmadiginiza dair gerbildirimler aliyorsaniz, elinizdeki en iyi secenek olur olmadik yerlerde kendinizi rezil ederek rezil olmamayi ogrenmek. rezil olmak ama ne rezil olmak, oralardan baslamali.
0
klassno
(24.09.25)
(17)

Hayatıma anlam katma

ashleybon
Hayatım çok boş. hiçbir amacım yok. arkadaşım yok. iş tatmini yok. Mal gibi yaşıyorum. Antidepresan da içiyorum bir etkisi yok. Psikolog pilatese yazıl dedi hiç öyle bir aktivite istemiyorum. Ev aşırı dağınık. Nasıl çözüm bulabilirim
Hayatım çok boş. hiçbir amacım yok. arkadaşım yok. iş tatmini yok. Mal gibi yaşıyorum. Antidepresan da içiyorum bir etkisi yok. Psikolog pilatese yazıl dedi hiç öyle bir aktivite istemiyorum. Ev aşırı dağınık. Nasıl çözüm bulabilirim
0
ashleybon
(22.09.25)
Geçiş süreci veya sen böyle birisin. Bunda kötü bişey yok bacım.
0
gobekliraki
(22.09.25)
hobi edinmeye çalışın. Oda olmuyorsa doğa ile vakit geçirmeye varsa bulunduğunuz bölgede doğa gezileri yapan gruplara katılabilirsiniz. Bu kafanızı dağıtır, bir nevi detoks yapmanızı sağlar.

Sonrasında imkanınız varsa bir kedi edinmeye çalışın psikolojiye iyi gelir. Ayrıca kan değerlerinizi kontrol ettirmediyseniz mutlaka baktırın bazı vitaminle değerleriniz düşük kalmış olabilir ki buda insan psikolojisini etkiler.
0
Rao
(22.09.25)
Değerlerin neler. Benimsediğin, bilincinde olarak ve severek benimseyip yaşatmayı seçtiğin değerlerin. Bunları düşün. Bunları gerçekleştirmeni sağlayacak şeyler yapabilirsin.
0
muhayyer divan
(22.09.25)
johaan hari'den kaybolan baglar kitabini okumanizi tavsiye ederim. cozum degil tabi ama cozume yonelik arastirmalari, fikirleri var ve belki faydasi olabilir.

ayni yazardan calinan dikkat de guzel, onun da faydasi olabilir.
0
lemmiwinks
(22.09.25)
düşüncelerin değil yaptıkların sana anlam getirecek. zaten hep aynı şeyleri düşündüğün için bu girdaptan çıkamıyorsun.
o yüzden düşünmeden, irdelemeden keyif vereceğini az çok tahmin ettiğin bir aktiviteye giriş.

aşçılık kursuna yazıl, hatırladığın tüm geçmişini yazacağın bir defter al,
şarkıların sana hissettirdiklerini yaz, filmler izle dizilere başla.
davetlere katıl. Badminton oyna. dans kursuna yazıl. tiyatroya git. gerisi gelir sanırım.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(22.09.25)
Düşünce değil deneyimle değişiyor insanın hayatı. Cok zor olsa da bir yerden harekete başlaman lazım.
0
sekizdokuzon
(22.09.25)
Bir yardim dernegine filan gitsen gonullu olarak? Ise yaramak bisiler yapmak filan iyi gelebilir
0
mor oje
(22.09.25)
Önce evini toplamakla başla. Her gün bir odayı topla, kullanılabilecek ama kullanmadıklarını ihtiyaç sahiplerine ver, kullanilamayacakları at ve evini sadelestir. Az eşya çok mutluluk.

Sokakta yaşayan hayvanlara mama ve su ver. Bir de yoga yapmanı öneririm, yoga kursuna yazıl. Başlangıçta çok zorlanabilirsin ama vücudunun sınırlarını zorlamak çok iyi gelecek sana. Vücudunun neler yapabildiğini görmek müthiş. Esneklik kazanırsın, vücudunu şekilden şekile sokarsın ve kendinle gurur duyarsın, tavsiye ederim.
0
rock n roll
(22.09.25)
Anlam ararken belanı bulacaksın gibi. Para vereceğin bir oluşuma girme. Kendine yatırım dışında bir şeye bulaşma.
0
gabe h coud
(22.09.25)
sal gitsin, o zaman belki keyif aldığın şeyler olabilir. anlam olmak zorunda değil.
anlam bizim kendimizi önemli hissetmek adına peşinde koştuğumuz bir olgu ama gerçek değil.
0
orpheus
(22.09.25)
kedi fobim var yoksa çoktan almıştım. doğaya da nötr üm. alıveeiş seviyorum ama kredi kartım maaşı 4 katı geliyor. o da sıkıntı. yurtdışına geziye de gidiyorum orda iyi dnğnce aynı şey
0
🌸ashleybon
(22.09.25)
Düşünce değil deneyimle değişiyor insanın hayatı +1

Birde dışarı çık bence. Restoranlara, sinemalara, gösterilere tek gidin. 15 sene önce Sinemaya tek gittiğimde bilet istediğimde sesim çıkmıyordu tekim diye. Şimdi Standup gösterilerine gittiğimde söz alıyorum ara ara.
0
put it in your appropriate place
(22.09.25)
Pilates yorucu değil mantıklı.
Yürüyüş yapa yapa da düşünebilirsin daha berraklaşır düşüncelerin.
Dizi-film-gösterilere gidebilirsin.
Arkadaş çevresi edinmeye biraz uğraşabilirsin.
Kan değerlerinide baktır.
0
kararsızataletfilozofu
(22.09.25)
Gerçekten ne yapmak istediğini bul. Birşeylere ilgin mutlaka vardır. Mesela yeni bir enstrüman çalmak yeni spor dalına başlamak vb.
0
pembediken
(22.09.25)
O psikoloğa boşuna para verme ya eger yeni basladigin biriyse, once buraya sorsan biz bedava söylerdik.

Bence önce evi topla ve bunu sürdürmeye çalış. Günde 8-10 saat çalışıyor olsan, uyku 8 saat olsa, en az 6 saatini geçirdiğin yer, etkiler ruh halini sürekli dağınıklığa bakmak içinde olmak.
0
encokbenisevinnolur
(22.09.25)
başına bir musibet gelmesi lazım. beynin, bir kıvılcım çakıp kendini resetlemediği sürece konfor alanından asla çıkarmayacak, oraya hapsedecek seni.
0
plastic_angel
(23.09.25)
Şu iki kitabı okumanızı tavsiye ederim:

Viktor Frankl - İnsanın Anlam Arayışı
David Burns - İyi Hissetmek
0
auroraaurora
(23.09.25)
(8)

Doktorlarımızın mutlu olması için ne olması gerekir?

ekşi duyuru üyesi
Karşılıklı empati yapabilmek için bu soruyu soruyorum. Buna benzer durumları defa defa yaşadım ve hep birlikte değerlendirelim istiyorum.Devlet hastanesine gittim. Randevusuz hasta alınmıyor ve sistemde randevu aralıkları 10 dakika görünüyor. Yani hasta başına 10 dakika süre düşüyor.Gittiğim doktor
Karşılıklı empati yapabilmek için bu soruyu soruyorum. Buna benzer durumları defa defa yaşadım ve hep birlikte değerlendirelim istiyorum.

Devlet hastanesine gittim. Randevusuz hasta alınmıyor ve sistemde randevu aralıkları 10 dakika görünüyor. Yani hasta başına 10 dakika süre düşüyor.

Gittiğim doktor 30 yaşın altındadır. Odaya girdiğimde üzerinde hafif bir sinirlilik hali vardı. Konuşmaya çok fırsat vermeden ve anlatmaya çalıştıklarıma pek de kulak vermeden hızlı bir muayene yaptı, ilacı verdi, geçti. Girip çıkmam arasındaki süre 5 dakika bile yoktur. Bir şey anlatmaya çalışmasam o kadar bile sürmeyecekti ve farklı ilaçlar verecekti. Farklı ilaçlar verecek olması ciddi bir durum.

Gerçekten çözüm üretebilmek adına soruyorum. Doktorlarımızın mutlu olması için ve özenle çalışması için ne olması gerekiyor? Yetersiz muayenenin yükü sadece hastaya değil yine doktorlara ve tüm sağlık sistemine biniyor.

Lütfen alınganlık göstermeden durumu inceleyelim. Randevulu sistemde saatte 6, günde 50 hasta bakılıyor. Olması gereken 15-20 dakika geçmiş inceleme ama imkanlar buna yetmiyor. Yine de 8 dakika muayene 2 dakika dinlenme şeklinde bir çalışma gayet rahat değil mi? Sıcak yok, soğuk yok, kar-kış yok, bütün gün kimyasal solumak yok. Ofis ortamı, randevulu sistem. Pozitif taraflarını da biraz göremez miyiz?

Maaş desem, toplumun yarısından fazlası asgari ücret ve altında maaş ile geçinirken doktorlarımız asgari ücretin en az 4 katını kazanıyor. İstatistiksel olarak bu çok ciddi bir fark. Bu miktar yeterli gelmiyorsa sorun maddiyat dışında bir yerde olabilir mi?

Bir de şunu sormak istiyorum. Doktorlar olarak sağlık hizmetine ihtiyaç duyduklarında 3-4 dakika muayeneyi kendileri için yeterli görüyorlar mı? Aileleri, sevdikleri için 3-4 dakikada teşhis konulup ilaç yazılması onları rahatlatıyor mu?

Lütfen alınganlık göstermeden tarafsız cevaplamaya çalışalım. Taraflar birbirini anlasın ve herkesin mutlu olabilmesi için çözümler arayalım:

Doktorlarımızın topluma mutlu bir şekilde hizmet verebilmesi ve ilgili olabilmesi için ne olması gerekir?



*************************
CEVAPLAR ÜZERİNE EDİT:
*************************
1. Günde 50 hasta çok denilmiş.

- Bu sayıyı nasıl indirebiliriz? Tıp fakültelerinin sayısını iki katına çıkarıp daha fazla doktor yetiştirerek mi?

- Bir çok meslek gün içinde daha fazla sayıda insan ile muhatap olmayı gerektiriyor. Kimi mesleklerde de hayati tehlike söz konusu, asker, polis gibi. Her mesleğin kendi zorluğu varken pozitif taraflara odaklanmak daha iyi olmaz mı?

2. Asgari ücretin 4 katı çok ciddi bir meblağ olarak görülmemiş.

- Bence kazançları başka ülkelere göre değil de içinde yaşanılan topluma göre değerlendirmemiz gerekir. Almanya'da aylık net asgari ücret 1600 Euro civarıdır, ancak hemen herkes bu rakamın üzerinde kazanır. Doktor maaşları ise 3000 Euro'dan başlar. Bir beyin cerrahının 8000 Euro kazandığını duymuştum. Toplum olmak budur. Sadece kendi emeğini değerli görüp diğerlerini hafife almak değil.

3. "Doktorların yeterli network'ü var, o yüzden istedikleri gibi uzun uzun muayene olabiliyorlar." denmiş.

- Evet, doktorların başkalarına uygun gördüklerini kendilerinin kabul edemediğine dikkat çekmek istedim. Randevu süresi 10 dakika iken hastaya 2-3 dakika ayıran doktorlar var. Bu doktorlar hangi durumda 10 dakikanın 8-9 dakikasını insanlara ayırırlardı, hevesle çalışırlardı?

4. Sağlık sisteminin özelleşmesinden bahsedilmiş.

- Bu durumda özel hastanelere büyük bir koz vermiş olmuyor muyuz? Belirli bir kitlenin halkı sömürmesinin önüne nasıl geçeceğiz? Bu kesim topladığı parayla ne yapacak? İleri teknolojilere yatırım yapıp ülkeyi muasır medeniyetler seviyesine mi yükseltecek?

- Bir memur veya özel sektör çalışanı her ay düzenli olarak 20.000TL ile 100.000TL arası bir miktarı vergi olarak ödüyorken, yılda 5-10 defa faydalanacağı sağlık hizmetleri için ayrı bir ücret ödemeli mi?

5. İçeri giren 10 hastadan 9'u çok mutsuz, sinirli, kaba tipler olarak tanımlanmış.

- Benimle birlikte sıra bekleyen insanlardan böyle bir izlenim edinmedim. Tersine, hemen hepsi doktorlara karşı saygılı. Acı çeken bir kişinin, bu acıyı çözebilecek kişiye aksi davranması tutarlı değil, hele 10'da 9'luk bir oranda. Böyle bir durum varsa belki de doktorların karşılama şekilleri buna sebep oluyordur.

- İnsanları bu şekilde görmek hatalı iletişime yol açar, mesleği daha da çekilmez yapar.
0
ekşi duyuru üyesi
(22.09.25)
Ön not: kendim de doktorum ama hasta görmeyen bir branştayım, polikliniğimiz yok. En son fakültede poliklinik gözlemi yaparken ortamda bulundum.

Kendin de dediğin gibi günde 50 farklı hastaya onar dakika ayırabiliyorsun. 50 farklı insanla muhatap olmak ve bunu kısa süreli bir şekilde yapmak, üstüne karşındaki insanlar hasta olduğu için genelde ekstra gergin olmalarına bağlı senin de gerilmen vs vs gibi durumlar var. Poliklinik dışında servisleri, nöbetleri, acilleri vs saymıyorum.

Doktorların hepsi mükemmel değil tabii ki ama çalışma şartlarına bağlı olarak performans düşüşü olduğu için size kötü anının denk gelmesi artıyor. Ayrıca istatistiki olarak anlamlı yüksek kazanmak (ki kazanılan para da atla deve değil günümüz şartlarında) ile çalışma şartlarının insani olması arasında fark var. Burda suç sizde de değil, doktorda da değil. Doktoru günde 50 farklı hastayla muhatap eden sistemde. İnsanla uğraşmak ile hasta insan ile uğraşmak arasında fark var. Bunu yaparken hastanın neyi olabilir diye uygun tetkikleri istemek, muayene etmek, aklından bin tane olasılık geçmesi gibi faktörler işin stresini artırıyor. 2 dakika konuştum 8 dakika muayene ettim gibi olmuyor her hasta. Kendini ve derdini basit cümlelerle ifade edemeyen kişilerin ağzından cımbızla bilgi almaya çalışmak bile 10 dakika sürüyor zaten

Son soruyla ilgili, doktorlar kendilerini ve yakınlarını sıra bekletmeden istediği doktora uzun uzun gösterecek networke sahip oluyorlar genelde. Mesleğin getirdiği o kadarlık bir avantaj olsun :)

Aklıma geldikçe ekleme yapa yapa yazdığım için biraz dağınık oldu paragraflar
0
nundu
(22.09.25)
Kendilerini bilmeleri gerekir. (bkz: kendini bilmek) bu da aile terbiyesi meselesi.

Şu sözlerim aşağılama gibi görünüyor fakat aşağılama değil, niyetim de o değil. Niyetim nelerin toplumu ne hale getirdiğini göstermek. Poliklinik şartlarında o doktorun, hastayı o an dinleyemeyecekse dinleyebileceği ana kadar kendini sakinleştirmek için uğraşması gerekir. Hiçbir hasta doktor tarafından ilgilenilmemeyi hatta yanlış ilaç reçete edilmesini hak etmez çünkü. O anki problemi kişisel ise bunu aşmayı öğrenmeden doktor olmuş olması büyük skandal. Kişisel değiş iş hayatına dair bir problemse bunun da hastayla alakası yok, yine büyük skandal. Nerden baksan doktorun egosuna çıkıyor yollar, skandala çıkıyor, aile terbiyesine gidip dayanıyor. Çünkü her gelen hasta öfkeyle gerilimle saçmalıkla gelmiyor. Bir başkasına olan öfkeyi sıradaki hastaya yansıtıyorsa yine skandal. Anlatabiliyor muyum? Anlatabiliyorum.

Hastaları konuşmuyoruz, bahsettiğin tarzda davranan doktorları konuşuyoruz, hiç az değiller. Aile hekimi olup yerinde bir gün bile bulamadığım aile hekimi gibi.
0
muhayyer divan
(22.09.25)
Ücretsiz sağlık hizmeti kalksa bu hastane rezilliği olmaz. Sağlık sistemi tamamen özelleştirilmeli.

Bedava eğitim, bedava sağlık hizmeti rezillikten başka bir şey değil.
0
runaway
(22.09.25)
@runaway

Sağlık ve eğitim bedava mı sence :)
0
muhayyer divan
(22.09.25)
bence doktorların mutlu olması için yapılacak bi şey yok, ülkede sadece ve sadece doktorların mutlu olacağı şeyi yapsan ve doktorlar da mutlu olmaya niyetli olsalar, içeri giren her 10 hastadan 9'u çok mutsuz, sinirli, çatacak yer arayan, sınır ihlali seven, kaba tipler olacakları için doktorlar 2 güne yine mutsuz olacaklar.

yani sorun doktorlarda değil, sorun ülkede, sorun herkeste. bu memlekette mutlu olabilmek için büyük çaba gerekiyor, herkesin o çabayı gösterecek yeri yok, o yüzden herkes mutsuz doktorlar fazla göze batıyor sadece niyeyse.

benim de gözüme pompacılar batıyor. iyi günler, kolay gelsin, teşekkürler falan diyorum hepsinin suratı 5 karış bana cevap vermiyorlar. pompacıların mutlu olması için ne lazım?
0
ofelia
(22.09.25)
Çoğu insan doktorlugu mevcut şartları gözeterek ya da düşünerek seçmiyor gibi geliyor bana. Unvan, issiz kalmazsın, maaşı iyi, itibar garanti gibi taraflarına cekiliyorlar, hakeza böyle olan başka meslekler de var da, diğer tarafını görünce is tuhaflasiyor sanırım kişiler için. Muhtemelen sinir bilmeyen insanlarla karşılaşınca işin can sıkıcı taraflarını fazla büyütmeye başlıyorlar diye düşünüyorum.

Aslında yaşadıkları yapısal sorunları hastalardan cikarmasalar gerisi gelir bence.

Sorun çalışma saatleri nöbet düzeni vs ise bunun muhatabı sağlık bakanlığı.

Sorun maaş vs ise bunun muhatabı sendika, meslek odasi ve/veya sağlık bakanlığı.

Sorun muayene süresi kisitliligi ise, kendileri hastalarla birlikte örgütlenip hukuki süreçler başlatabilirler.

Sorun bulunduğu yerdeki hasta profili vs ise yer değiştirebilir. Ya da yönetmeliği ayrıntılı bilmiyorum ama ücretsiz izin alabilir.

Ama ülkedeki neredeyse herkes gibi, kendi sıkıntısının acısını kendisinden daha kırılgan olanı sömürerek ya da ihmal ederek yaşamayı TERCİH ediyorlar, bunu yapmayanını tenzih ederim.
0
encokbenisevinnolur
(22.09.25)
Tüm cevapları okumadım ama doktorlar komplike vakalara yeterli zaman ayırabilmek için basit vakaları hızlıca görüyorlar. Aslında basit görünüp komplike ve sıkıntılı olanlar ne olacak derseniz. İnanın bunu o doktorlar da hastane idaresine söylüyor. Atlanan önemli bir tanı olursa da sistemin gereği bu, mecburlar.

Doktorları tamamen haklı görmüyorum ama yakın çevremin doktorlardan oluşması, kaba ve insancıl olmayanlar da dahil birçok karakterde doktorla birebir çalıştığım için çalışma şartlarının iyi olmadığını söyleyebilirim.

Doktorun tüm gün yapması gereken tek şey hasta bakmak değil. İdari, akademik,adli, eğitim, heyet, konsey, konsültasyon gibi başka görevleri de var. Bunları yaparken günde 50 tane de hasta bakacaksın deniyor. En az 10-20 hasta da randevusuz, tanıdık vasıtasıyla, idarenin talimatıyla ekleniyor bu listeye
Şehir hastaneleri hariç çoğu hastane donanım açısından yetersiz.

Sizi 2 dakika gören doktorun kalan 8 dakikada dinlendiğini düşünüyor olabilirsiniz. Şartlarının çok iyi olduğunu düşünerek çalışmaları için polyanna olmaları gerekiyor.
0
curukturpkokusu
(22.09.25)
Ayrıca doktor yakınıyım ve çoğunlukla ben veya yakınlarım da 3-4 dakikada muayene oluyoruz. Avrupadan bir doktoru bun sisteme yerleştirsen yarım saat içinde mavi ekran verir. Doktorlarımız toplumu, hastayı, hastalıkları iyi tanıyor. Ama akademik ve bilimsel çalışma bakımından yetersizler. Sistem buna zorluyor çünkü.
0
curukturpkokusu
(22.09.25)
(18)

hiç arkadaşsız dostsuz kaldığınız dönemleriniz oldu mu

cccbehzatccc
biraz sıkıntılı zamanlardayım. dış etkenler çokça biraz da iç dünyamda.içime kapandığımdan biraz aramalarımı ve birkaç arkadaş ve dostumdan kendimi geri çektim.hemencecik uzaklaştılar. demek ki hep ben sürdürmüşüm ilişkiyi. bu değersizlik hissettiriyor insana.sonuç olarak arkadaşsız kaldım gibi bir
biraz sıkıntılı zamanlardayım. dış etkenler çokça biraz da iç dünyamda.
içime kapandığımdan biraz aramalarımı ve birkaç arkadaş ve dostumdan kendimi geri çektim.
hemencecik uzaklaştılar. demek ki hep ben sürdürmüşüm ilişkiyi. bu değersizlik hissettiriyor insana.
sonuç olarak arkadaşsız kaldım gibi bir şey tek bir dostum var.
Çok arkadaş canlısıydım oysaki 20lerimde...

Sizin böyle bir döneminiz olup yepyeni insanların hayatınıza girdiği veok yakınınız olduğu oldu mu?
20lerinizde temeli atılan dostluklar gibi oldu mu mesela?

Not: yaş 40a geliyor
0
cccbehzatccc
(21.09.25)
Arkadaşlık, dostluk uzun mesai isteyen işler ben üşengeç bir insanım. Yalnız olmayı garipsemiyorum o yüzden.
0
sekizdokuzon
(21.09.25)
20 yıldır arkadaşsız kaldığım bir dönemim olmadı.
Öncesinde de çok yakın arkadaşım dostum dediğim kimse olmamıştı içine kapanık zor arkadaş edinen biriydim üniversiteye gidene kadar.
O zamanlardan kalan çok yakın iki dostum var hiç kopmadık.
Sonrasında eklenenler oldu tabii ki, girenler çıkanlar oluyor bazen yalnız da kalabiliyorsun ve yalnız kalmak da kötü bir şey değil kendinle zaman geçirmek güzel.
Bu duruma çok takılmayın.
0
mutekebbir
(22.09.25)
Olmadı. Her şey gibi arkadaşlık da emek ve zaman istiyor.
Boşuna dememişler:
Good coffee is a pleasure
Good friends are a treasure
0
Amaranta ursula
(22.09.25)
yaşı 40'a yaklaşan biriyim, sonradan bu işler biraz zor oluyor, örneğin çok samimi olduğunu zannediyorsun ama bazen sen de siktiri çekiyorsun.

babam 50'lı yaşlarındayken 30'lu yaşlarda bir arkadaşı oldu. aradan 30 yıl geçti hala arkadaşlar diyebilirim. biraz kafanın almasına ve karşı tarafın bunu menfaat olarak görmemesine bakar.
0
hoot
(22.09.25)
"hemencecik uzaklaştılar."

aynı yaştayız benzerini pandemiden beri yaşıyorum. kimseyle küslük falan yaşamadım ama hal hatır falan soranım kalmadı. eskiden çok hal hatır sorardım ben özellikle 20'li yaşlarımda. mutlaka sorardım arkadaşlarımı. son dönemlerde mesajlarıma geri dönülmeyince, özel günlerinde haber vermeyince, sadece iyi günlerimde beraber olnca ben de bıraktım, çektim kendimi.

eskiden çok arkadaş canlısı olup bunları tecrübe edince insan kendini çekiyor. keşke yeni insanlarla tanışabilsem diyorum ama sosyal pilim bitik hissediyorum.

son zamanlarda arkadaşlık kavramını çok sorgulamaya başladım. bir insan biriyle neden arkadaş olur diye. kan bağın olmayan birisine neden önem göstereyim diye düşünmeye de başladım. insan sosyal bir canlıdır eyvallah ama sadece iyi zamanlarda yanında olacak insanlara neden zaman harcayayım? bu kişilerin sadece kötü zamanlarda da yanında olacağının garantisi var mı? kafamda böyle sorular varken de arkadaşlık geliştirmek zor oluyor.
0
false pretension
(22.09.25)
35 yıllık hayatımda hiç arkadaşım olmadı. tercih değil mecburiyetten. çocukluğumda insanlardan uzak bir dönem yaşadım kişisel olarak utangaç çekingen ve içe dönük bir yapım vardı. kendi dünyasında mutlu olanlardandım. yaş ilerledikçe insanlarla iletişim ve bağ kurma yetim olmadığını farkettim ama sosyalleşmenin de büyük eksik olduğunu biliyordum. deniyordum ama olmuyordu. büyüdük küçük bir şirkette uzun bir iş hayatı vs derken yaş ilerledi bağ kurmak artık yaştan dolayı çok zorlaştı. kısacası bir dönem değil tüm hayatım boyunca yaşadım arkadaşsızlığı.
0
nyist_
(22.09.25)
23 yıllık arkadaşlığımı bitirdim, 2 tane hem de. Biri başarılarını hiç haber vermedi, evlendiğinden itibaren aramadı sormadı, daha doğrusu 1 kere aradı o da görev savuşturmak için, benim eşi üzerinden ona selam göndermediğimi çok geç fark etti, ettiğinde aradı telefonuna çıkmadım, mesajına da çok uzaklardan cevap verdim. Diğeri ise hastalanmış, yazamazmış, arayamazmış, çok yoğunmuş çok yorgunmuş yazamazmış. DıvolSTREEETTcörnılı çektim kendisine, yaklaşık 1 yıldır aramıyorum sormuyorum o da aramıyor. Kardeşi evlenmiş haber vermedi.

İnsanlar dehşet verici şekilde bencilleştiler. Bir de gözden ırak gönülden ırak dedikleri doğru, ortamdan uzaklaşan bendim, unutulan da ben oldum.

1 tane dostum 1 tane de arkadaşım var. Sorsan arkadaşımdır diyecek belki 20 kişi çıkar ama alakaları yok benimle, hadi birincil ve ikincil olmasın ama üçüncül gündemlerinde dahi yokum. Ben kıymet verip de irtibat kurduğum sürece varım, ben yazmıyorsam yokum. Böyle şeylere arkadaşlık demiyorum açıkçası. Arkadaşlık öyle bir şey değil.

Falan filan. Çok canım sıkıldı. Dans etmeyi de sevmem ki gece gece çıkalım bir yerde kafayı dağıtalım diyeyim. Neyse.
0
muhayyer divan
(22.09.25)
Bildim bileli yalnızım ben.
0
gobekliraki
(22.09.25)
Olmadı. Osuruktan arkadaş değil de çok yakın gördüğüm arkadaşlar için efor sarfederim.
0
gabe h coud
(22.09.25)
oldu.

o degilde ne cok 35+ yalniz insan varmis burda. ben de onlardan biriyim. bu yaslarda dost, arkadasa bulmak zor. madem cogunluk bundan muzdarip bi bulusma ayarlayalim. istanbulda grup yada tek bulusma isteyen olursa haber versin gelirim.
0
dokunmakalbime
(22.09.25)
hiç bu moda girmedim ben aksine ilişkilerimi kestikten sonra ulan kafam ne kadar rahatladı dedim.
genelde kesen taraf ben oluyorum, en ufak yanlışta bile kesmeyi öğrendim öbür türlüsü insanı daha çok yoruyor. kendinle zaman geçirmeyi öğreniceksin, rutinlerinin değişmesi ilk başta zor oluyor ama onrasında kendi düzenin oturunca ne kadar mutlu ve iç huzurunun olduğunu hissediceksin
0
eja
(22.09.25)
tamamen degil ama is güc uzak kaldigim zamanlar oldu.

bir yastan sonra cok siki dost edinmek zor. ama coook yakin olmasina gerek yok.

sosyallesmek icin yeterli olan arkadas grubu iyidir. daha sonrasinda zamanla cok siki olabilirsin ya da öyle kalabilirsin
0
sonsuz
(22.09.25)
Bende de durum aynı. Yas 35 yolun yarisi
Harbi ne çok yalnız 35 ki varmış
İki tane kardeşim yerine koydugum kişilerle yollar ayrıldı. Şimdi de artık arkadaş edinmek için içimde heves yok. Olmaması da uzuyor açıkçası. Onların bubsekilde bunca emeği umursamaması da ayrı.

Heves yok şuanda çünkü yaş ilerledi, çaba zamanı ayırman ve değer vermen gerekiyor. Ayrıca sadece bunlar da yetmiyor. Arkadaşlığı sevdiren şey bir şeyler yaşamak, iyi -koyu anıların seni o kişiye bağlıyor.

Şimdi bu yaştan sonra da bunlar için donup bakiyorum da uğraşma hevesi kalmamış maalesef
0
dedeminhirkasi
(22.09.25)
40lı yaşlarıma basmama az kaldı. Çalışma çevremden dolayı arkadaşsız kaldığım, dostlarımın benden uzaklaştığını düşündüğüm zamanlar oldu. 2 dostumunda kendi hayatlarıyla ilgili yoğun dertleri var, günlük arkadaşlarda ararsan var, aramazsan yok. Bu durumu uzun süre kafaya taktım üzüldüm ancak hiç bir şey değişmedi. Ben de saldım.

Am bu durumun biraz sebebi de kendimim. Kafamın almadığı insanlara tahammül etmek istemediğim için insan seçiyorum ve 2 3 kişi dışında insan kalmadı. Ama çevreme bakıyorum çoğunlukta aynı durumda.

Not er kişiyim bayanlarda daha farklı olabilir.
0
mikahakkinen
(22.09.25)
benim hiç arkadaşım yok çünkü ben arkadaşlıkları sürdüremiyorum. bi şekilde kopuyorum böyle kertenkele kuyruğu gibi :) üşengeçim mesela çağırdıklarında gitmiyorum vs.
0
Sadece soruyorum
(22.09.25)
oldu. bu süreç benim için okula geri döndüğüm zaman bitmişti. 23 yaşındaydım o ara, aslında hiç beklentim yoktu çünkü bütün sınıf arkadaşlarım 18 yaşında olacak diyordum. hem bölümde kendim gibi ihtiyarlarla tanışıp kaynaştım hem de bazı farklılıklar olsa bile üniversiteye yeni başlamış çocukların kesinlikle arkadaşlık edilemeyecek kadar küçük olmadıklarını fark ettim. "dost" diyebileceğim tek kişi benimle yaşıttı ama ben hayatta dostlar kadar arkadaşların, amiyane tabirle "takılabileceğimiz" kişilerin de çok önemli olduğunu düşünüyorum. sosyallik önemli bir şey, herkes dara düştüğünde yanında olmaz belki ama onların varlığı ve onlarla kurduğun iletişim en başta senin sağlıklı kalmana ve düzgün yaşamana yardımcı olabilir. eyyorlamam bu şekilde.

şu an 31 yaşındayım, netten çalışıyorum. internetten görüştüğüm, uzaklarda yaşayan 2-3 arkadaşım kaldı sadece. sağlığım bozuk, maddi durumum kötü ama beni şu an en çok arkadaşsızlık/yalnızlık/hayatımda hiçbir "yeni" şeyin olmaması üzüyor açıkçası.

bu yaşlardan sonra arkadaş bulmak bir yandan çok zor, bir yandan kolay diye düşünüyorum... zor çünkü doğal olarak bir araya gelebileceğimiz alanlar kalmadı artık. okul, sosyal topluluklar vs. bu işin zirvesi. iş hayatında da çok arkadaş edinilir elbette ama riskli mevzular bunlar sçtımın "kurumsal" düzeninde. bi de sorumluluklar, endişeler artıyor. herkesin ya belli oturmuş bi çevresi oluyor, vakti zaten fazla yok. "agalarla x qeyfi" durumu pek mümkün olmuyor agalar olsa bile. yenisini bulmak daha da zor.

diğer taraftan kolay olan kısmı ise şu: belli yaşlardan sonra çok fazla insan benzer hislere sahip. bu yönde çaba harcayanları bulmak, onlarla iletişim kurmak daha kolay olabilir. mesela 16 yaşındayken bir akranına "merhaba ben çok yalnızım, etrafımda kimse kalmadı, arkadaş olabilir miyiz?" minvalinde teklifte bulunsan kötü bir izlenim uyandırabilirsin. belli bir yaştan sonra bu sosyal bariyer ortadan kalkıyor. pek çok insan aslında o kadar uyumlu olmasa bile herhangi biriyle iki satır sohbet edebilmeyi, bir şeyler paylaşabilmeyi kıymetli sayıyor.

emmilerin kahvelerde (veya daha üretken olmak isteyenlerin farklı şekillerde) toplaşıp boyuna konuşması boşuna değil... ben mesela artık yolda yanıma oturup kafa açan ihtiyarlara da kızamıyorum. adam belki ne hayallerle, ne hikayelerle 60 sene var oldu bu dünyada. ailesi belki hiç olmadı, belki onları kaybetti, eski dostları gitti... koca bir ömür. paylaşacak, anlatacak kimsesi yok. böyle düşününce üzülüyorum, o yüzden ses etmiyorum hiç. içimden dede çenenin yayını zkiyim ama anlat be, gün senin günündür, saldır dede diyorum.

***

velhasıl belli bir yaştan sonra arkadaşsızlık/dostsuzluk bence kaçınılmaz. çok güçlü bağlarınız olsa bile insanlar hayat gailesinde çok farklı yerlere gidebiliyorlar hem manevi hem fiziksel olarak. insanlık hali. ama bunun yarın da aynı olacağının garantisi yok elbette. çünkü konuşma, paylaşma, sosyalleşme ihtiyacı da insanlık hali. en başta bize arkadaşlık/dostluk veren öz kısmen değişmiş olmakla beraber daima orada duruyor. sadece işlemek daha zor.

böyle uzun uzun yazınca da kendimi michael scott gibi hissettim, gideyim de "100 tane çocuk yapıcam böylelikle 100 tane arkadaşım olacak" diye röportaj vereyim
0
der meister
(22.09.25)
"içime kapandığımdan biraz aramalarımı ve birkaç arkadaş ve dostumdan kendimi geri çektim.
hemencecik uzaklaştılar. demek ki hep ben sürdürmüşüm ilişkiyi. bu değersizlik hissettiriyor insana."

Değer teşkil eden bir şeyleri, pek de kıymet bilmeyecek insanlara vermişsiniz, bunun böyle olacağını da bilemezdiniz.

Ana soruya cevap: benim olmuştu. Birkaç gün ah vah ettim ama sonradan güzel bir sıfırlamaya donustu. Oh kafam rahatladı oldum yani. İnsan belli bir yaşa kadar içinde büyüdüğü cevre, aileden gördüğü ettiklerine benzeyen ilişkiler kuruyor; ama oralardaki olmadık şeyleri görmezden geldiği ölçüde o kısmını da taşıyor. Tamamen bundan ibarettir demeye getirmeyecegim de etkisi var.

Bir de arkadaşlık dediğin bitmeyecek diye bir kaide de yok, tek taraflı yürüyen her şey biter zaten; açığa çıkması güzel olan.
0
encokbenisevinnolur
(22.09.25)
çok oldu hatta şimdi de öyle. bu yüzden de depresyon sorunum var.
0
ashleybon
(22.09.25)
(4)

Bazı insanların

curukturpkokusu
Bazı insanların mayası kötü...Söyleyeceklerim bu kadar
Bazı insanların mayası kötü...
Söyleyeceklerim bu kadar
0
curukturpkokusu
(21.09.25)
İmza atarım altına.
0
gobekliraki
(21.09.25)
Karşıdakini dinlemeden bu tarz yargılara varmak riskli. Hikayeyi sizden dinliyoruz ama karşı tarafın savunması nasıl mesela?

Hayatta her şey beyaz ya da siyah değil maalesef. Arada binlerce renk tonu var.

Birinin hayatında da siz kötü olabilirsiniz mesela.
0
substituent
(21.09.25)
@substituent, bu çok doğru. Ben salt iyiliğin bende olduğu kabuluyle yaşamıyorum zaten.

Karşı tarafın da her zaman makul bir savunması olur zaten. Her insan kendi güvenliğini, faydasını, çıkarını korur doğası gereği.

Ama, ilişkilerde (duygusal kadın erkek ilişkilerinden bahsetmiyorum) sosyal anlamda bir düzey, bir hatır, bir nezaket düzeyi vardır.

Neyse, çok uzatmama gerek yok. İyi olan insan ilişki başında da sonunda da kalitesini ortaya koyar. Bu çıkardın veya haklı haksız olma durumundan ayrı birşey.

Yine de uyarın için teşekkürler
0
🌸curukturpkokusu
(21.09.25)
Evet kötü. Kötülüğün varlığı kötülerin varlığına ikna edememiş beni, kötülerin varlığını tecrübe edince ikna oldum. Var öyle bişey.
0
muhayyer divan
(22.09.25)
(17)

Toksik ilişki vol3- intikam

gobekliraki
Dün film koptu, kavga kıyamet. En son beni sinirlendirmek ve kıskandırmak için aynı mekanda başka erkekle yakınlaşması oldu. Ben oralı olmadım, ben oralı olmadıkça erkeğin içinden Aslan çıktı. Sonra ben bu adamı dövdüm hiçbir günahı yokken, polis geldi, benim de geçmiş devam eden davalarım olduğu iç
Dün film koptu, kavga kıyamet. En son beni sinirlendirmek ve kıskandırmak için aynı mekanda başka erkekle yakınlaşması oldu. Ben oralı olmadım, ben oralı olmadıkça erkeğin içinden Aslan çıktı. Sonra ben bu adamı dövdüm hiçbir günahı yokken, polis geldi, benim de geçmiş devam eden davalarım olduğu için beni aldılar sabah bıraktılar.
Ben hiç huyum olmasa da çok kinlendim bu kadına. "çok yakın arkadaşım" dediği kim varsa onlarla takılcam, eğlencem, sevişçem, tatil yapıcam. Bu onu parça pinçik eder. Yüzüne tükürsen umrumda olmaz ama bu hareket bitirir.
Bu yola girmeye çok motiveyim ama bir yandan da kendime yakıştıramıyorum. Bir ders vermeli mi yoksa siktir et daha da bulaşma mı denmeli?
0
gobekliraki
(21.09.25)
Vermeli bence. Hak etmis. Hepsini siradan gecir
0
abuzer
(21.09.25)
Birbiriniz yokmuş gibi, hiç olmamış gibi davranın. Ne münasebet ya yakın arkadaşların suçu ne şimdi
0
kullanicadi
(21.09.25)
@kullanıcı bunun gibi kim olduklarını sallamıyorlar.
0
🌸gobekliraki
(21.09.25)
Arkadaşlarının suçu ne +1

İyice saçmaladın. Kendine neyi yakıştırıyorsan, neyi kendi şerefine layık görüyorsan onu yap.
0
muhayyer divan
(21.09.25)
@kısa insani duygular işte, hırs öfke. Haklısın ama.
0
🌸gobekliraki
(21.09.25)
En iyi intikam yok gibi davranmaktır
0
kullanicadi
(21.09.25)
Ya @abre senin yaptığını düşman yapmaz. Hırsını kusa kusa bu duyuruma mı sakladın? Sen gerçekten ama gerçekten baya bildiğin kötü bir insansın.
0
🌸gobekliraki
(21.09.25)
başka bir erkeğin gölgesi bile muhabbetlerinize düştüğünde o ilişkiden buhar olup uçman gerekiyor. ne intikamı, ne kavgası , cahit tomruk musun sen biraderim?
0
loch ness
(21.09.25)
@loch hahahhaa helal. Ya çok öfkeliydim, duyuruyu açtım bi tık rahatladım, şimdi komple rahatladım. Teşekkür ederim :)
0
🌸gobekliraki
(21.09.25)
o kadar gitme dedik; olan olmuş. artık hiçbir şekilde iletişim kurmamalısın. arkadaşlarının günahı yok o karakterdeki birisini arkadaşları üzerinden de vuramazsın. intikamlık bir durum da yok sinirle çok yanlış şeyler düşünüyorsun. o na sessizliği ve tepkisizliği tattır. hayalet ol!
0
ruzgarr
(21.09.25)
Abi ben seni gecen seneden hatırladım, bipolarım demiştin. Tedavine devam et lütfen.
0
sekizdokuzon
(21.09.25)
@sekiz yanlışın var o ben değilim :)
0
🌸gobekliraki
(21.09.25)
Lise mi burası
0
onheil
(21.09.25)
@gobekliraki abi boşver ama bir soru var, arbre gibi çok yakın arkadaşlarla sevgili olmak istersem olurum durumu nasıl oluyor?
0
Shepard
(21.09.25)
Onu çoktan verdim mahkemeye ben. Abi gözünün yağını yiyeyim aşaması kapıda. Özel mesajla küfür ve tehdit etmek nedir görecek, sicilini yakacağım.
0
🌸gobekliraki
(22.09.25)
yok artık o adamın suçu neydi? bir de başka davaların da varmış. sen baya baya sorunlu bir tipsin. şiddete başvurmak ne demek? o kadın ve arkadaşları hatta tüm kadınlar senden uzak dururlar umarım. baya baya tehlikelisin yani. hala daha intikam diyorsun. ne intikamı? bir ilişki için insan dövülür mü? yoluna bak git.

arkadaşları da oturmuş seni mi bekliyor sanki? bu neyin özgüveni? bütün bu dayak kavga muhabbetini bildiği halde senin yanına yaklaşan kadının da aklından şüphe ederim.

çok normal bir şeymiş gibi utanmadan yazmışsın. cevap vermeye bile korkuyorum aslında bir şekilde bulur da bana zarar verirsin diye. o derece normal değilsin.
0
art cat chocolate
(22.09.25)
@art sakin ol fazla abarttın. Daha alttan alttan sokman lazım lafı.
0
🌸gobekliraki
(22.09.25)
(11)

Annenin aptal huylari

dedeminhirkasi
Kalp hastası bir kadın. Olabildiğince yormamaya, derdimizi anlatmamaya calisiyorum.Fakat sevmediğim ve değişmeyeceğini de bildiğim bir ısrar etme veya yapma dediğim şeyi yapma huyu var.İnsan annesiyle öyle veya böyle oturup iki kelam edemez mi? Ufak tefek herhangi bir hayat gayesinden bahsetsem üzül
Kalp hastası bir kadın. Olabildiğince yormamaya, derdimizi anlatmamaya calisiyorum.
Fakat sevmediğim ve değişmeyeceğini de bildiğim bir ısrar etme veya yapma dediğim şeyi yapma huyu var.
İnsan annesiyle öyle veya böyle oturup iki kelam edemez mi? Ufak tefek herhangi bir hayat gayesinden bahsetsem üzülüyor, geceleri uyuyamıyor hergun anlattığım olayı soruyor vs. Yahu kadın otur da bi bi sıkıntıya söyle derman bulabiliriz veya olur oğlum duzelir her şey vs de geç. Daha da kötü duruma getirmek neden?

Yorulmasın diye evine dahi gitmemeye başladım. Yemek yapiyor mesela ekmek bayatlamış sanırım diyorum, arkamı donuyorum bi bakıyorum markete ekmek almaya gidiyor filan. Abi geçen bunun yüzünden kavga ettik. Ben strese giriyorum bu durumda… niye böyle bir insan ya. Neden? Oturup bi çay içemeyecek miyiz. Ya en basit konuda da herhangi bir fikir belirtemeyecek miyiz?
0
dedeminhirkasi
(21.09.25)
İşte bundan sonra demek ki bunları yapmamanın doğru olduğunu anladım. Üzülüyorum gitmiyorum vs diye, gidince de tantana çıkıyor.
0
🌸dedeminhirkasi
(21.09.25)
Hepsi mi aynı acaba?

Birebir benim rahmetliyi anlatmışsın.
0
Mirket
(21.09.25)
"ekmek bayatlamış sanırım diyorum, arkamı donuyorum bi bakıyorum markete ekmek almaya gidiyor filan"

Bu senin sınavın, onu değiştiremezsin. Hem yaşlı hem de anne, değişmez. Ama sen ona mesela ayrıntı söyleme, eleştiri ya da memnuniyetsizlik sayılabilecek hiçbir şey söylememeye odaklan. Aslında senin hayatını güzelleştirecek bir çalışma bu, sana annen üzerinden sorulmuş bir soru.
0
muhayyer divan
(21.09.25)
burada aptal huylari olan bir anne yok. buyumemis karsisindaki insanin dertleri, travmalari oldugundan bihaber bencil bir insan var. anne belli ki anksiyete sahibi, demek ki ona dertler anlatilmayacak. kaldi ki "sıkıntıya söyle derman bulabiliriz veya olur oğlum duzelir her şey vs de" gibi bir talebi var bu insanin. anne ne hayat zorluklarindan gecmis, travmalarla delik desik olmus ama pasamiza derman olamadigi icin aptal deniliyor.

o kadar anlayissizsiniz ki o apar topar ekmek almaya gidisin bile bir travma tetiklenmesi sonucunu oldugunu goremiyorsunuz.

nedir bu kadinlarin sizlerden cektigi.
0
warrior princess
(21.09.25)
aynı takıntılar ve huylar yaş aldıkça sende de artacak.
0
lambırcek
(21.09.25)
Hayat gayelerinden bahsettiğinizde üzülme konusunda bişi diyemem. Ama ekmek örneği beni rahatsız etti. Evine gitmişsiniz, masaya oturmuşsunuz, kadıncağız uğraşmış. O noktada ekmek bayat dahi olsa yapacaklarım nettir. Ya hiçbir şey söylemeden o ekmeği yerim, ya ekmeğe dokunmam yemek yer kalkarım, ya hiçbir şey söylemeden giderim yeni ekmek alırım "kalabalığız yetmez diye düşündüm" ya da "sıcak sıcak almak istedim" derim. Kusur örtmek iyi bir şeydir, baktığı her şeyde kusur bulan insan sürekli şikayet eden insan beni rahatsız eder. Eleştirme, tespit yapma sorun çöz derim.

Ekmekten bağımsız olarak bir çok konuda bunu yapıyor olabilirsiniz bu arada.
0
kullanicadi
(21.09.25)
Yaşlandıkça huyları suları değişiyor uyardığında da alınıyor üzülüyor. Bu yüzden olduğu gibi kabullenip olabildiğince yardımcı olmaya çalışacaksınız.
Kendisini yormasını istemiyorsanız yormayın, yemek yemeye gitmek yerine yemek götürün ya da yemeğe götürün mesela.
Madem her şeye çok takılıyor derdinizi anlatmayın ne gibi bir çözüm üretecek yaşlı başlı kadın size allah aşkına darlanmasın en azından.
0
mutekebbir
(21.09.25)
evlatlarına bağımlı oluyorlar ve bu evlatlar için dünyanın en zor işi olabiliyor. ama bu zorluğun üstesinden geldiğiniz zaman da hayatta başaramayacağınız iş yok gibi. evren, yaratıcı kime inanıyorsanız siz bu görevi görmezden gelmezseniz, çabalarınızı karşılıksız bırakmıyor.

başka ebeveynler de istiyorlar ki, elden ayaktan düşmüş olmayalım, hala ise yaradığımızı ispatlayalım.

bazı günler bir araya gelmek iyi olabilir. biraz siz dışardan bir şeyler alırsınız, az da evden yapılır birlikte yenip içilir.

fikir belirtmeyin anneye dışarda yemek pahalı tuttuysa çok az tuttuğunu söyleyin.
hele derdinizi sadece aile değil kimseye açmayın. sakın ha.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(21.09.25)
kaybetmeden keyfini çıkartın annenizle zaman geçirmenin. varsın dertlensin varsın markete gitsin ne olacak. yeter ki mutlu olsun...

eğer yorulacağını düşünüyorsanız, ekmeği söyleyin getirden yemek sepetinden.

yemeği dışardan söyleyin.

üzmeyin olm annenizi.

benim annem de böyle. yaş ilerleyince daha da böyle oluyor. normal yani.
0
gurur
(21.09.25)
kullandigin kelimeler ve uslubundan acikca goruldugu uzere yasli ve hasta bir anneyi idare etmek icin fazla sivrisin. annenin de tepkilerini abarttigini dusunmuyorum. o uzuntuler muhtemelen senin uslubuna verilen tepkiler. ayrica empati eksikligi de had safhada hissettigim kadariyla. senin gibi bi arkadasim var. annesiyle hep azarlar gibi konusuyor. surekli yasli olmak zaten agir bir durumken hem yasli hem hasta hem yalniz olmak 10 kat daha agir bir yuk. hayat sadece siyah ve beyaz degil. griler de var.
0
dokunmakalbime
(22.09.25)
Geleneksel türk aile yapısı kadınları maalesef kendilerini başkası için feda etmeye çok alışıklar.

Ekmek bayat dersen gidip alır evet.

Değiştiremezsiniz, bunlara dikkat edeceksiniz.

Ekmek bayatlamış demek yerine gidip siz alabilirsiniz mesela bunu yapacağını biliyorsanız.
0
anten
(22.09.25)
(6)

arkadasin basarisini cekememek

sonsuz
bir insan neden arkadasinin basarisini cekemez?onun yaptigi her sey samimiyetsiz gelir? sürekli onu takip eder, onunla ilgili internette arastirma yapar? mesela abd'ye gider sen nasil gittin arkadasim diye sormak yerine baskalarina nasil gitmis olabilir?? der.
bir insan neden arkadasinin basarisini cekemez?

onun yaptigi her sey samimiyetsiz gelir? sürekli onu takip eder, onunla ilgili internette arastirma yapar? mesela abd'ye gider sen nasil gittin arkadasim diye sormak yerine baskalarina nasil gitmis olabilir?? der.
0
sonsuz
(21.09.25)
Kıskançlık da kendi içinde ayrılır ya iyi niyetli de olabilir kötü niyetli de, ben kötü niyetli olan için fesatlığı kullanırım.
En yakın arkadaşım birkaç sene önce yurtdışına yerleşti bunu duyduğumda ilk önce onun için çok sevindim sonra kendim için üzüldüm.
Şu an yurtdışında yaşayan biri olarak birçok konuda çok daha rahat hareket ediyor istediği ülkeye tatile gidebiliyor mesela vize derdi yok, maddi olarak daha rahat mesela, her koşulda benden kat kat iyi durumda tabii ki kıskanıyorum ama içimden onunla ilgili en ufak bir negatif düşünce geçmiyor, çünkü benim bunları yapamıyor olmamın sebebi o değil.
0
mutekebbir
(21.09.25)
en yakın arkadaşının abd'ye nasıl gittiğini bilmiyorsa yakın arkadaş değillerdir zaten.
0
lazpalle
(21.09.25)
Kendimden örnek vereyim,

Benimle aynı eğitimi alıp İstanbul'da yaşayanların bir kısmı hayalimdeki işleri yapıyorlar. Yaptıkları işler görülüyor, rağbet ediliyor, beğeniliyor, vs. Benim derdim bu işleri Ankara'da yapmak, aynı kaliteyi burada sunmak istiyorum, ama yanıma arkadaş bulamıyorum, bulduklarım benim hayalimi gerçekleştirecek müziği yapmıyorlar, alakası dahi yok. Şu halde o İstanbul'daki arkadaşlarımın başarılarını gördükçe karnıma ağrılar giriyor, neden ben de yapamıyorum moduna giriyorum, sinirim tepeme çıkıyor ve tahammül edemeyip her şeyi kapatıyorum, dikkatimi başka yere veriyorum, kendi camiamdan da hiç kimseyi takip etmiyorum. Görmemek için.

Bu benimki hayal kırıklığı, cevherin işlenememesinden dolayı yaşanan değersizlik hissi ve yıkım. Ama anlattığın davranışlar biraz haset kokuyor. O davranışları yapan kişinin yaşadığı değersizlik duygusu bir duygu değil çok ağır bir saplantı halinde. Çünkü arkadaşının başarısını veya yaptıklarını olumsuz yormak sağlıksız bir ruh halinin göstergesi. Burada bir haset, bir kin ve belki de intikam duyguları var, neden takip ederek kendini dolduruyor diye düşündüm.

Yani pek arkadaşlık göremedim orada ben, biraz düşmanlık gördüm.
0
muhayyer divan
(21.09.25)
Söyledikleri inandırıcı gelmiyordur, bize danışmak istemiştir.
0
Kahvedesu
(21.09.25)
O kişiden arkadaş olmaz zaten önceden de değilmiş
0
pembediken
(21.09.25)
Bu arkadaş değil, 'tanıdık' oluyor bana göre...arkadaş olmadığı için de stalkluyor ve doğrudan sana sormak yerinde, 'arkadaş'larına seni soruyor.
Salla gitsin hayatından ve naifçe iç dünyandan çıkart bence
0
cccbehzatccc
(22.09.25)
(5)

Uyku apnesi mi başka bir şey mi?

egerbiryolcu
Dün gece çok ilginç bir şey yaşadim. İlginçlik ilk defa başıma gelmesi. Birkaç saat uyku tutmadı gece üçe kadar. Normalde yastığımı yüksek tutarak uyumayı severim. Bu defa iyice alçalttim belki daha kolay uyurum diye. Sırtüstü hafif basım sola dönük kapattım gözümü.Ne olduysa önce böyle hani uykuya
Dün gece çok ilginç bir şey yaşadim. İlginçlik ilk defa başıma gelmesi. Birkaç saat uyku tutmadı gece üçe kadar. Normalde yastığımı yüksek tutarak uyumayı severim. Bu defa iyice alçalttim belki daha kolay uyurum diye. Sırtüstü hafif basım sola dönük kapattım gözümü.
Ne olduysa önce böyle hani uykuya dalarken bir yerden düşme hissi olur ya onu hisseder gibi oldum ama daha uzun ve sarsiciydi. Sonra kendimi cirpinirken buldum sonra da yutkunamadigimi hissettim. Boğazımin ortasından gecmiyor. İnledim ses çıkardım kafamı kaldırmaya çalıştım yutkunmaya calosiyorum olmuyor zorlandım vs yani baya olecekmisim gibi oldum.

O an çok panikledigimi korktugumu hatirliyorum. Sanırım eskilerin karabasan dedikleri olay bu olmalı.

Bu basit anlık bir şey mi yoksa uyku apnesi bu mu oluyor tekrarı olabilir mi? Dediğim gibi yataktan düşme hissini nadiren de olsa yaşıyorum ama bu kadar ölümle burun buruna gelmemiştim hiç. Yutkunamamk vs Tekrarı olcak diye korkup bir süre daha uyumadim ve Su içtim. Yastığımı da yükselttim hemen.
0
egerbiryolcu
(21.09.25)
Uyku apnesi çat diye olan bisi değil. Devamı gelirse düşünülebilir
0
materyalist imam
(21.09.25)
Olur öyle arada. Şişmansan zayıflasan iyi olur. Sabahları yorgun, dayak yemiş gibi uyanıyorum diyorsan uyku bozukluklarıyla ilgili bir birime başvur. Öyle bir durum yoksa rahat ol ama yastığınla da çok oynama. Alışkanlıklar önemli.
0
Mirket
(21.09.25)
Karabasana benziyor, çok benzer ama biraz daha uzun süreli bir şeyi gençken yaşamıştım, panik atak başlangıcı demişlerdi. İnsan çok gergin, sıkıntılı zamanlar yaşarken böyle şeyler oluyor, bedenin stres atma davranışlarından biri. Kilo fazlaysa düşük yastık iyi gelmiyor, veya sinüzit gibi geniz akıntısı gibi bişeyler varsa.
0
muhayyer divan
(21.09.25)
Bu yaşadığın uyku felci. Uyku apnesinde nefes almayı bırakıp bi süre sonra tekrar nefes alırsın, fakat bunun olduğunu bilmezsin ya da uyanırsın sadece.
0
antihero
(22.09.25)
ağır uyku apnesi var bende. gecede 100 e yakın oluyor (hastanede yattığım gecelerde tespit edildi) genel olarak nefes alamama, nefesin kesilmesi şeklinde oluyor. anlattığınız 1 kere olmuşsa başka bir nedenledir. bana karabasan gibi geldi sizin durumunuz. anlattıklarınız oksijen azalması nedeniyle gördüğünüz halüsinasyonlar bence. nefes alana kadar bu tip şeyleri görebilirsiniz. bende kabuslar şeklinde oluyor. bir daha olursa kesinlikle doktora gidin. nöroloji bölümünde uyku bozuklukları birimi var. çok sıra oluyor yatış yapacaksanız. en azından sırayı şimdiden alın.
0
ground
(22.09.25)
(6)

Geniz Akıntısı + Sinüzitten kurtulan var mı?

whatdreamsnevercome
açık ve net soruyorum. sürekli burnumun içi dolu hissediyorum, sürekli bitmeyen bir geniz akıntısı.bundan kurtulan var mı? bu allahın belası lanet şeyin bir çözümü var mı?burnum tıkalı gibi konuşmaktan yıldım artık
açık ve net soruyorum. sürekli burnumun içi dolu hissediyorum, sürekli bitmeyen bir geniz akıntısı.

bundan kurtulan var mı? bu allahın belası lanet şeyin bir çözümü var mı?
burnum tıkalı gibi konuşmaktan yıldım artık
0
whatdreamsnevercome
(21.09.25)
Deviasyon varsa ondan da olur o. Sadece sinüzit değildir bence.
0
muhayyer divan
(21.09.25)
ilaçlar işe yaramıyorsa ameliyat oluyorsun
0
HellKeePer
(21.09.25)
Sürekli hasta geziyorum.
0
Çuvaldızı
(21.09.25)
Düzenli olarak 1 2 ay her gün bir kez sinus rinse ve neti pot tarzı bir ürün kullan. İşine yarayacak mı gözlemle
0
kullanicadi
(21.09.25)
yıllarca peşimi terk etmedi. 1 kereliğine 6 ay boyunca 2 metre karın içinde yüzdüm, hiç yaşamadım. sonra ne zaman evin içine girdim, birkaç defa başıma geldi. 0 ilaç ve 0 tedaviyle 4 aydır (10 aydır) kurtulmuş durumdayım. umarım bir daha geri gelmez.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(21.09.25)
Bunun maalesef bir dermanı yok. En azından TR'de. Yurt dışında sinüs boşluklarını balonla genişletiyorlar ki düzgün hava alıp, kronik olarak iltihaplanması durdurulabilsin ama tr'de bunu hakkıyla yapabilecek kaç klinik vardır veya var mıdır ,şte sorun orada.
0
RaiseThySword
(19.10.25)
(21)

Toksik ilişki vol2

gobekliraki
Beni yemeğe davet etti. Son haftalarda kendisine çok yardımcı oldum maddi manevi, teşekkür olarak yemeğe davet etti. Ama bu yemeğin sonu %10000 alkol, eğlence ve seks olacak. Sonrasında yine kavga kıyamet. Bir tarafım istiyor, diğer tarafım bırak artık diyor. Ne yapacağımı şaşırdım, hala cevap verme
Beni yemeğe davet etti. Son haftalarda kendisine çok yardımcı oldum maddi manevi, teşekkür olarak yemeğe davet etti. Ama bu yemeğin sonu %10000 alkol, eğlence ve seks olacak. Sonrasında yine kavga kıyamet. Bir tarafım istiyor, diğer tarafım bırak artık diyor. Ne yapacağımı şaşırdım, hala cevap vermedim.
0
gobekliraki
(20.09.25)
soru nedir? bizden ne isteniyor
0
sonsuz
(20.09.25)
Gideyim mi gitmeyim mi
0
🌸gobekliraki
(20.09.25)
Git, git. E git. Bence gitmelisin. Sonrasına bakarsın.
0
Shepard
(20.09.25)
Gitme. Cinsel açlığını kendi başına hallet.
0
luluki
(20.09.25)
Git (terapiye)
0
mor oje
(20.09.25)
Gitmek, ilerisi için bir yükümlülük mü doğuruyor, bir şey için taahhüt anlamına mı geliyor?

İçip eğlenip sevişmek istiyorsan git, istemiyorsan gitme.
0
kibritsuyu
(20.09.25)
gitme tabii ki.

ilk ve sonu izledin mi?
0
sonsuz
(20.09.25)
@mor oje ne terapisi ya. O kadar değildir herhalde.
@kibrit aslında haklısın ama insan ister istemez bir döngüye giriyor tekrar. Ben öyle fuckbuddy gibi takılabilecek veya gecelik heyecan yaşayacak kafada biri değilim, biraz eski kafalıyım. E karşı taraf da öyle. İş şeye döndü ya komple hayatından çıkar ya da beraber ol, arası yok.

@sonsuz izlemedim galiba.
0
🌸gobekliraki
(20.09.25)
mor oje +1

terapi şart. gayet de o kadar da. terapiye gittiğinizde o kişiden neden kopamadığınızı öğreneceksiniz. daha sağlıklı ilişkiler kurabilmek için önce sizin psikolojik olarak sağlıklı olmanız lazım. travma bağınız var o kişiyle yüksek ihtimalle.
0
art cat chocolate
(20.09.25)
@art ya ben de bunu anlamıyorum (gerçekten anlamıyorum). Terapiste gidince ne dicem? Çok komik değil mi?
0
🌸gobekliraki
(20.09.25)
@gobekliraki terapi diyenlere bakma, onlar kendileri sorunlu ve terapiye yığınla para vermişler yine de halleri görüyorsun. İlaç alıp bütün dengelerini bozuyorlar. Sonra ben normalim diye geziyorlar. Düşme bu tuzaklara.
0
Shepard
(20.09.25)
bu aksam evdesin. ilk ve sezon 1.sezonu bitiriyorsun ASAP
0
sonsuz
(20.09.25)
Terapistler yargılamaz; seni anlamaya çalışırlar. İşte bu durumu anlatmak için kullanabileceğin bazı yollar:

“Bu ilişki bana iyi gelmiyor ama yine de uzaklaşamıyorum. Kendimi sıkışmış hissediyorum.”

“Mantıksız olduğunu bildiğim halde onunla görüşmeye devam ediyorum. Karşı koyamıyorum.”



“Bu ilişki bana zarar veriyor olabilir ama neden kopamadığımı anlayamıyorum. Bunu çözmek istiyorum.”

“Aklım bu ilişkinin sağlıksız buluyor ama başka yerlerim? ya da hislerim, kalbim..

Terapist senin bu ilişkiye neden tutunduğunu anlamana yardımcı olur.

Geçmiş deneyimlerin, bağlanma biçimlerin, özgüvenin gibi faktörleri birlikte incelersiniz.

Sağlıklı sınırlar koymayı, duygusal bağımlılığı azaltmayı ve kendini korumayı öğrenirsin.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(20.09.25)
@gobekliraki “toksik ilişki ama mutluyum ya” dediğin anda başka analize gerek yok, terapiye gitmelisin.
0
mor oje
(20.09.25)
@shepard genellemelerin de kendi içinde bi tık bile olsa mantıklı bir tarafı olur normalde, bunda o da yok. Sorry.

Bu arada her terapiye giden ilaç da almaz, psikiyatra gidenler alır. O da bazıları.
0
mor oje
(20.09.25)
Kavgasız win win seks yap. Tartışmadan ortamı terket.
0
mikahakkinen
(20.09.25)
İletişimi sürdürecek misin sürdürmeyecek misin bi karar vermen lazım. Hukuk adamlarını meşgul edip uzaklaştırma kararı çıkarttığın insanla bunca yakınlığı ben hakim olsam sorgularım soruştururum, niye yargı organlarını meşgul ediyorsun madem böyle yapacaktın derim yani. Hukuka karşı güvenilmez duruyorsun şu anda, Allah korusun ama bir kez daha mahkemeye yolun düşse senden daha fazla şüphelenirler. Bence ne istediğine karar ver.
0
muhayyer divan
(20.09.25)
Gitme! İletişimi kesmelisin.
0
ruzgarr
(20.09.25)
git tabi kardesim
0
koela
(20.09.25)
komik değil. gittiğinde psikoloğa diyeceksin ki benim böyle böyle biriyle bir ilişkim var. şöyle şöyle kavga ediyoruz, anlaşamıyoruz ama kopamıyoruz da. direkt olarak o hafta olmuş olayı anlatacaksın her detayıyla. söylenenleri söyleyeceksin, aklından geçenleri ve hissettiklerini... korkmana, utanmana, çekinmene gerek yok. ayıp değil. 50-60 yaşında insanlar da gidiyor çocuklar da.

psikoloğa gitmeyi boş bulan cahillere bakma sen. psikoloğa gitmek benim hayatımı kurtardı. gerçekten çok zor bir hayatım vardı çocukluğumdan beri ve hep bastırmıştım. zaten travmalarımın farkında olarak gittim (şiddet, ölüm vs). depresyon sebepli gitmiştim, artık her şeyin patladığı noktada.

zor kısımları atlatıp kendime geldikten sonra, bunların ilişkilerime nasıl etki ettiğini de öğrendim psikolog. hatta aylar önce buraya da bir duyuru yazmıştım. o zorlu toksik stuationshipimi de bu sayede bitirdim ve şimdi gerçekten huzura erdim. artık ne istediğimi ve ne istemediğimi çok iyi biliyorum. kendimi koruyabilecek duruma da geldim.

gerçekten herkese tavsiye ederim. ha deyince doğru psikolog bulunmayabiliyor, denemeye üşenmeyin.
0
art cat chocolate
(20.09.25)
@art cat chocolate dedi hayvanlarla bozmuş kişi...
0
Shepard
(20.09.25)
(17)

hosunuza gitmeyen sifatlar?

buenosdias
size yada birbirine karsi bu sifati kullanan biri duydugunuzda irrite oldugunuz seyler nedir? fikir vermesi acisindan ornekler:dayiamcayengebacimbayanmudurhacihocamkralteyzebaskanbir sebebi varsa aciklarsaniz srvirim.
size yada birbirine karsi bu sifati kullanan biri duydugunuzda irrite oldugunuz seyler nedir? fikir vermesi acisindan ornekler:

dayi
amca
yenge
bacim
bayan
mudur
haci
hocam
kral
teyze
baskan

bir sebebi varsa aciklarsaniz srvirim.
0
buenosdias
(20.09.25)
Bu saydıkların arasında hocam hariç hepsi irrite eder. En irrite edici olan da hacı. Bir sebebi yok. Sevmiyorum bu şekilde seslenilmesini.
0
himmet dayi
(20.09.25)
"bilader" kelimesine uyuz olmayan erkek yoktur ben de dahil. sebebi de kullanan adamın sorun çıkarmak üzere olması.
0
nahtoderfahrung
(20.09.25)
Kızım.

Benim kadar kaç tane kızın var diyesi geliyor insanın.
0
sekizdokuzon
(20.09.25)
Bilader, kardeşim, dayı. Ezmek büzmek için kullanıyorlar. Bilader bakar mısın? Kardeşim bak, dayııı yanlış yoldan geliyon ha. Tırrekler tarafından kullanılan sıfatlar.
0
Shepard
(20.09.25)
Olur olmaz her konuşmanın başında başkan kelimesini kullananlar yanardöner, pragmatist, çoğunlukla güçlüden yana tavır alan gereksiz tipler söyler. İşini düzgün yapmaz arazi olur. Geçmişte tanıdık mı bu tipleri? Evet tanıdık.

Başkaaan diye uzatanla4 ise üstteki yazdıklarımın 2 ile çarpımıdır.
0
diyecevaplandı
(20.09.25)
Esnafin, kasiyerin Abi'sinden daha itici bir soz yoktur. En fenasi da Kendisi benden bariz buyukken, bana abi cekmeleri
0
freedonia
(20.09.25)
demin trende yaşlı bir amca bana yanındaki boş koltuğu göstererek "buyrun bayan" dedi. o kadar itici geldi ki uzaklaştım oradan. modern görünümlü biriydi o yüzden bayan demesi beni irrite etti yoksa anadolunun bağrından kopup gelen biri bayan deseydi zaten onu biliyor diye düşünüp yargılamayacaktım.
0
neira
(20.09.25)
Yenge denmesi hoşuma gitmiyor. Dayı veya amca denilmeli.
0
ground
(20.09.25)
Aslanım, koçum gibi itaat hissettirenler.
0
gobekliraki
(20.09.25)
Teyze denmesi hoşuma gitmiyordu, yaşlısın mesajı olarak alıyordum ama kabullendim artık 10 yaşındaki çocuk ne desin teyze de diyebilir sonuçta hakkıdır. Neyse ki abla diyorlar ama çoğunlukla:p sağolsunlar
0
kullanicadi
(20.09.25)
Bro
Kank

Yeni nesilin kullandığı salak salak ingilizce kısaltmalar. Sebebi var,salak mırç mırç insan sevmiyorum.
0
mikahakkinen
(20.09.25)
Amca, yaşlısın ve saygım var,
Dayı, yaşlısın ama unurumda değil anlamları içeriyor bence.

Hacı, kral, başkan, müdür sözleri bana hiç kullanılmadı. Kulağıma çalındığında kullanıcının da muhatabın da profili yerle yeksan oluyor gözümde, öyle bir iğrenme hissi veriyor.
0
Mirket
(20.09.25)
@mikahakkinen +1 +hacı

Bu arada mırç mırç ne?? İlk defa duydum.
0
muhayyer divan
(20.09.25)
"birader" söyleminden nefret ederim, kimseye karşı kullanmam, bana biraz aşağı görme gibi geliyor. onun dışında yukarıda sayılanlar çok rahatsız edici değil.
0
exlibris
(20.09.25)
“dostum” beni feci irrite ediyor. bu kadar samimiyetsiz bir hitap daha olamaz. birader bile daha iyi.
0
sir gawain
(20.09.25)
dayıyı sevmiyorum hacıyı kullanırım
0
Batuhanolabilir
(21.09.25)
Hatun duyunca sinirim bozuluyor.
0
meraklitursucu
(21.09.25)
(5)

terzilik işleri

kixo
20+ kg verdim ve kıyafetler üzerimde kötü durmaya başladı.yeni de sayılırlar. seviyorum da. bir sıkıntıları da yok.pantolon alayım dedim en tırtı 500 600 lira.pantolonları, ceketleri, gömlekleri daraltmadanın, bedenini küçültmenin bir yolu yordamı var mıdır?terziye götürsem halledebilir mi yoksa rez
20+ kg verdim ve kıyafetler üzerimde kötü durmaya başladı.
yeni de sayılırlar. seviyorum da. bir sıkıntıları da yok.
pantolon alayım dedim en tırtı 500 600 lira.
pantolonları, ceketleri, gömlekleri daraltmadanın, bedenini küçültmenin bir yolu yordamı var mıdır?
terziye götürsem halledebilir mi yoksa rezil mi eder?
yapılabilir bir şey mi yani yoksa özel bir usta mı aramalıyım bunun için?
ve elbette yenisini almaktan daha ucuza gelir mi?
0
kixo
(20.09.25)
Küçültme, daraltma bir terzi için
en basit işlerden ama kıyafete
uygun şekilde işlem yapamayan da olabiliyor.
Elbisenin yenisini almaktan ucuza gelir. Fiyatı baştan konuşun. Terziden terziye değişkenlik gösteriyor çünkü.
İş bir tane değil toptan olunca pazarlık yapılır.
0
diyecevaplandı
(20.09.25)
Bazî kıyafetler küçültmeye gelmiyor modeli bozuluyor. Kimiin cebi kayıyor, aksesuar varsa onlar yerinden oynuyor hatta tamamen iptal ediliyor.

Bunu ancak terzi bilir. En beğendiklerinizden götürün sorun. Tabi yeni almak çok daha pahalı.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(20.09.25)
aramahalle terzisine götürürseniz halleder. ama mahalle önemli. istanbul'da mesela kozyatagi, erenköy, suadiye gibi semtlerde terziler adami soyar. istanbul'da isenize istiyorsaniz terzi adi veririm, kadiköy merkezde, orada uygun fiyatla halledebilirisniz.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(20.09.25)
Dışarıda dükkanı olan her terzi her işi yapamıyor, hepsi aynı alanda ya da aynı oranda usta olmuyor. Kimi sadece pantolon boyu paça falan kısaltıyor sadece, kumaş türleriyle alakası kalmayan az değil. Onun için işinin ehli olan bir terzi bulmak lazım. Her kıyafet standart bilgilerle düzeltilmiyor, bazen özel işlem hayal gücü vs gerekebiliyor. Bilinen, iyi bir terzi bulmak lazım. Ama o da terzilik çok çok azaldığı için çok para ister, bu da yeni kıyafet almakla eşdeğer hatta daha da pahalı olabilir. İşin fahiş fiyat uygulaması vs de var.

Tavsiyem, yakın çevrende "çok iyi terzidir" bilgisine sahip bir yakının varsa o terziye o yakınınla birlikte git, eşyaların hepsini götür, sıkı pazarlık et. Gerçekten kâra geçiyorsan tamam ama hatırı sayılır bir kâr olmazsa kıyafetlerini riske atma.
0
muhayyer divan
(20.09.25)
güncelleme:
tavsiye üzerine iki yere gittim. zaten küçük bir yerde yaşıyorum 5 tane falan anca terzi var.
3 gömlek 1 pantolon için ikisi de 1k dedi. pazarlıkla 900 oldu.
ikisine de verdim bir set.
ikisi de gayet güzel iş çıkarmış.
ancak birisi hem uzak hem de biraz yavaş olduğu için eledim.
sadece ütüye 50 lira aldıklarını düşürsek bana makul gibi geldi ama bilemedim.
ayrıca ilginç ve mutlu bir his ya aynı kıyafet ama daha şık duruyor üstünde.
yeni alsam bu kadar heyecanlandırmazdı herhalde beni.
0
🌸kixo
(12.10.25)
(2)

Yavru kediye yemek secenekleri

icimdekipollyannatinerebasladi
Merhaba, tahmini olarak en fazla üç aylık bir kedim var. Hastalık döneminde veterinerimiz tavuk vermemizi söyledi çocuk tavuğa alıştı. Kuru mamayi doğru düzgün yemiyor. Arada gidip bir iki tane yiyip bırakıyor. Royal canının bebek için olan mamasını almıştım.Kedi ciğeri haşlayıp verdim çok bayilmasa
Merhaba, tahmini olarak en fazla üç aylık bir kedim var. Hastalık döneminde veterinerimiz tavuk vermemizi söyledi çocuk tavuğa alıştı. Kuru mamayi doğru düzgün yemiyor. Arada gidip bir iki tane yiyip bırakıyor. Royal canının bebek için olan mamasını almıştım.

Kedi ciğeri haşlayıp verdim çok bayilmasada azicik yedi. Pure seklindeki odül mamalarını seviyor ve yiyor. Yaş mamada yiyordu ama geçen gün iki farklı çeşit yaş mama verdim ikisinide yemedi.

Hangi yemeği versem sürekli tuvaletinin üzerini örter gibi hareketler yapıp mamasının üstünü örtüyor kendince =)

Ben bu çocuğu kuru mamaya nasıl alıştıracağım? Tavukla kuru mamayı karıştırıyorum bazen yiyor cogunlukla yemeyip üzerini örtme hareketini yapıyor.
Ne yedirecegimi şaşırdım. Önerilerinizi bekliyorum.

Teşekkürler
0
icimdekipollyannatinerebasladi
(20.09.25)
Siz kuru yaş karışık devam edin. Sonra komple kuruya geçin. Daha yavru dişleri kesmiyordur doğru düzgün.
0
gobekliraki
(20.09.25)
Zaten bu ara bebek maması yemesi lazım bi 6 ay bitene kadar. Hekime sorun aslında ama diş eti veya diş rahatsızlığı geçirdiyse sert mama yemeyi çoğu zaman reddediyorlar. Benim oğlan geldiğinde meğer 4 aylıkmış biz 1,5 veya 2 aylık falan sandık, müthiş bir hastaymış geldiğinde, kafası çürük kokuyordu o derece. Hiçbir şey yemiyordu filan. Hekime bi gitmişler, fazla umutlanma demiş anneme, 2 ay boyunca sabah ve akşam iğneye tedaviye bilmem neye gittik, yaş mama yedi bu süreçte (hatta diğer kedilere de yaş mama yedirmek zorunda kaldık paranın yok zamanında) çünkü dişleri basmıyordu. Hem yavruluktan hem hastalıktanmış. Zamanla alışır dedi ufak ufak kuru mamaya geçtik güya ama bir iki kırt kırt edip yutuyor. Şu anda 10 yaşında hâlâ öyle yiyor. Bağırsakları rahatsızlanmadı, nasıl oldu bilmiyorum ama biz de sıklıkla yumurta, yoğurt, tavuk ciğeri, tavuk suyu, kemik suyu gibi şeyler verdik (kırmızı et yemiyor manyak) herhalde onlar destekledi bağırsağı.

Lezzet açısından çok düşkün olduğu bir mama olabilir mi diye bakmak için birçok çeşit mama denemek lazım. Ama asıl sorun ağzında, çiğneme sorunu olabilir, bunu da kuru mamayı yumuşatma şeklinde aşmak mümkün. Ya da bazı mamalar var kuru ama yumuşak formda üretiliyor, onlara bakmak mümkün, ama çok pahalılar diye duydum.
0
muhayyer divan
(20.09.25)
(10)

Aylık kaç TL sonrası düşünmeden para harcarsınız?

sekizdokuzon
Ben az önce hesapladım; 120 bin sonrası aldığım şeyin etiketine bakmamaya, abuk sabuk şeylere para harcamaya, ne bileyim meyve almaya, evlenmeye yeltenmeye, sıfır kıyafet almaya, terapiye falan başlayabilirim.Sizin sınırsız nedir?Teşekkürler.Edit: Tek yaşıyorum.Edit 2: Bu duyuruyu "Bu paraları kazan
Ben az önce hesapladım; 120 bin sonrası aldığım şeyin etiketine bakmamaya, abuk sabuk şeylere para harcamaya, ne bileyim meyve almaya, evlenmeye yeltenmeye, sıfır kıyafet almaya, terapiye falan başlayabilirim.

Sizin sınırsız nedir?

Teşekkürler.

Edit: Tek yaşıyorum.

Edit 2: Bu duyuruyu "Bu paraları kazanma ihtimalim var, kazanınca da manyak gibi ezicem" demek için açmadım. İnsan gibi yaşamak için kazanmamız gereken para bu demeye çalışıyorum. Over-explaining yapmadan ne dediğimiz anlaşılmıyor.
0
sekizdokuzon
(19.09.25)
Şimdi yaptığın hesapla o zamanki durum tutmaz birbirini. Kazandığın paraya göre yaşam standardın da değişiyor, planlarındaki 120 bine hemen tepeden inme ulaşırsan ilk etapta dediklerin olur ama zamanla arta arta giderse bugün yaşadığından farklı bir şey yaşamamış olursun he daha farklı dertlerin olur orası ayrı ama harcaman da paranla aynı oranda artacak.
Bu yüzden buna cevap vermek benim için çok zor ama 120 bin bana da ilaç gibi gelirdi şu an en azından şu anki dünyamda düşünmeden çok rahat hareket edebilmemi sağlardı.
0
mutekebbir
(19.09.25)
Düşünmeden harcamaya hiç alışkın değilim. Mutlaka hiç değilse bir adım sonrasını düşünürüm. Sınır söyleyemem hiç tecrübem yok.
0
muhayyer divan
(20.09.25)
1 milyon üstü olurdu. Meyve almakla evlenmeye yeltenmeyi de aynı kefeye koydun tebrik ederim.
0
gobekliraki
(20.09.25)
120 gerçekten olabilir.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(20.09.25)
Evim varsa arabam da iyiyse 120 yeter. Yoksa 200. Birini halletmek için ciddi birikim ve ödeme yapmam gerekir
0
avatar is back
(20.09.25)
100M dolar. 1M alsam mesela yalı falan düşünerek para harcardım. 10M alsam kuracağım telnoloji şirketini, 50m alsam kuracağım üniversiteyi düşünerek harcardım. 100M olursa t-shirt'üm etikene bakmamaya başlayabilirim.
0
prole
(20.09.25)
Bahsettiğin rakamın bir kaç katı giriyor evimize ama hala etikete bakıyorum, bir şey alırken gerekli mi diye düşünüyorum, ikinci çocuğu yapsak maddi olarak yeter miyiz diye hesaplıyoruz.
Yani benim için böyle sınırsız bir rakam yok sanırım. Belki aylık 2 milyon filan alsam olurdu.
0
Gradient_tabanlı_mor
(20.09.25)
düşünmeden harcama yapabilmek için gerçekten zengin olmam lazım. ayda 120k seni zengin edecek sınıf atlatacak bir para değil. hele birikim yapıyorsan. 1 milyon belki.
0
sir gawain
(20.09.25)
oncelikle kenarda hayatimi garantileyen para, ev, araba olmasi lazim. bunlar olduktan sonra aylik 10000 euro gelirse dusunmeden harcayabilirim. ama gelecegim garanti degilse harcayamam, birikim yaparim.
0
lemmiwinks
(20.09.25)
Daha çok kazansam yaşam standartlarım da o kadar yüksek olurdu muhtemelen, farklı olarak daha fazla yatırım yapabilirdim. Harcama aliskanliklarimin değişeceğini düşünmüyorum
0
yuvarlanantencereninkapagi
(20.09.25)
(11)

Şaşırınca veya canınız yanınca “anaaa”, “anam” diyor musunuz?

m e b
İyi geceler. Mesela çok şaşırtıcı bir şey gördüğünüzde “Anaaa!” veya bir yere bir yerinizi çarpınca, canınız yanınca ya da korkunca “Anam anam” diye tepki veriyor musunuz?Ben veriyorum ve verenleri yadırgamıyorum. Ama böyle tepki verdiğimde sanki karikatür karkateriymişim gibi etrafımdakiler gülüyo
İyi geceler.

Mesela çok şaşırtıcı bir şey gördüğünüzde “Anaaa!” veya bir yere bir yerinizi çarpınca, canınız yanınca ya da korkunca “Anam anam” diye tepki veriyor musunuz?

Ben veriyorum ve verenleri yadırgamıyorum. Ama böyle tepki verdiğimde sanki karikatür karkateriymişim gibi etrafımdakiler gülüyor ya da hafiften tuhaf bakıyor. Komik mi?

Not: Köylüyüm.
0
m e b
(19.09.25)
Diyorum, bizde çok yaygın bu tepki. Tokatspor.
0
sekizdokuzon
(19.09.25)
Bazen.
Komik mi bilmiyorum ama ben kendime kızıyorum biraz çünkü bu tür ani tepkilerimi bazen çok vakit geçirdiğim kişilerden bazen çok izlediğim dizi karakterlerinden kapabiliyorum. Bu özelliğim sinir bozucu.
0
mutekebbir
(19.09.25)
demiyorum
0
hain kostokk
(20.09.25)
Demiyorum bana bi tık varoş geliyor :) Diyeni yadırgamam sadece benim bi standardım var :D
0
truf
(20.09.25)
Bazen diyorum bazen demiyorum, ruh halime göre değişiyor. Anaaa ve anam, anam anam, anaaaaammm, aneeyyy auuuuu falan genelde neşeliyken veya nispeten iyi haldeyken çıkıyor. Öbür türlü donma tepkisi verdiğimden ses çıkaramıyorum.
0
muhayyer divan
(20.09.25)
Orta Anadolulular bu tepkiyi veriyor benim gördüğüm kadarıyla.
Egeliyim, demiyorum, bizim oralarda duymuyorum hiç böyle tepkiler.
0
Gradient_tabanlı_mor
(20.09.25)
Hayır hiç böyle tepki vermem aaaa, neeee, yuh filan derim. Anaa, anam vs hiç demediğimi fark ettim hatta.
0
titanic kemancısı
(20.09.25)
Vayy babağun gemüğüne diyorum bazen ama bilerek dediğim için yadırganmıyor.
Anaa anamm dersen yadırganır normaldir, bi tık varoş +1
0
Bruce
(20.09.25)
genellikle sinkaflı tepkiler cıkıyor agızdan
0
koela
(20.09.25)
ANAA! dediğim oluyor ama daha çok ALLAH! şeklinde tepki veriyorum. Üstüne düşünmemiştim siz sorana kadar.
0
peki madem
(20.09.25)
hayır
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(20.09.25)
(7)

Kedi kokusu

icimdekipollyannatinerebasladi
Merhabalar,Sokakta hasta bulup tedavi sürecine aldığım, su an yaklaşık 2,5 - 3 aylık olan yavru bir kediye bakıyorum. Kendini temizliyor ama yinede popo kısmı ister istemez kokuyor. Arada ıslak pamukla siliyorum poposunu. Bu kokuyu nasıl önleyebilirim. Sizin kedilerinizde kokuyor mu? Ilk kez evde u
Merhabalar,

Sokakta hasta bulup tedavi sürecine aldığım, su an yaklaşık 2,5 - 3 aylık olan yavru bir kediye bakıyorum. Kendini temizliyor ama yinede popo kısmı ister istemez kokuyor. Arada ıslak pamukla siliyorum poposunu. Bu kokuyu nasıl önleyebilirim. Sizin kedilerinizde kokuyor mu? Ilk kez evde uzun süreli kedi bakıyorum. Sorum garip gelebilir =)

Teşekkürler
0
icimdekipollyannatinerebasladi
(19.09.25)
arada oluyor o koku yapacak bir şey yok. :') bizim de popomuzu koklasalar o koku duyulur muhtemelen :d ama belki çok minik diye tam temizleyemiyor olabilir.
0
art cat chocolate
(19.09.25)
anneden erken ayrılan kediler tam kendilerini temizlemeyi öğrenemiyorlar diye biliyorum.

diğer taraftan böyle bir durum olmasa bile hastayken kediler kendilerini tam temizleyemiyor ve kokabiliyorlar.

anneden erken ayrıldıysa popo kısmını ıslatıp kendini temizlemesi öneriliyor.
0
gurur
(19.09.25)
Alışkın olmadığını için sana kokuyor da olabilir. Biz onların bu tarz kokularını çok yoğun olmadığı sürece pek almayız, fark etmeyiz ya da.

Poposunda kaka parçası kalıyorsa bence elleme, koksun, onu rahatsız ederse zaten temizler. Sen müdahale etme. Edersen öğrenemez. Benim oğlan annesinden ne zaman koparılmış bilmiyorum ama bize geldiğinde 1,5-2 aylık görünen 4 aylık bir kediydi, beslenememişti ve sahiplenmiş birinden aldım, annesinden koparan ben değilim yani, demek ki çok ufakken koparılmış.

Şu anda 10 yaşında ve hâlâ arada kıçında kakası kalır, hemen de kucağıma gelir, fark ettiğimde hemen "kıçını yala öyle gel" diye uzaklaştırırım. Bir tek bu sebeple uzaklaştırıyorum, başka hiçbir zaman hiçbir sebeple uzaklaştırmadım. Nasıl oluyor bilmiyorum ama söylediğimi anlamış gibi gidip benim göreceğim bir yerde kıçını yalayıp temizlenip geliyor. Nasıl oluyor bilmiyorum.

Bilmiyorum çeşitli şeyler dene ama bence sana kokuyor olabilir. Kokusu çoksa hekime sor, belki parazit vardır.
0
muhayyer divan
(20.09.25)
Popo kokuyor dediğiniz direkt koku ortama hakim mi oluyor yoksa siz o bölgeleri koklarken mi fark ediyorsunuz?
Kokulu kedi kumlarını deneyin. Büyüdükçe kendi de temizlenmeye başlar. Bayılıyorum pasaklı hayvanlara :)
0
gobekliraki
(20.09.25)
@gobekli

Kokulu kumlar silikalar çok tozlu kumlar kedilerin akciğerlerine zarar veriyor, aman diyim dikkat edin.
0
muhayyer divan
(20.09.25)
@muhayyer yok ya onların da iyisi var, biraz daha pahalı ama dediğin yan etkiler yok.
0
gobekliraki
(20.09.25)
Cevaplar için teşekkür ederim.

Yavruyu annesinden bir veya bir buçuk aylıkken ben ayırmak durumunda kaldım. Bebeğin iki gozude enfeksiyonlu ve açılmamış haldeydi. Tek gözü dışarıya doğru pörtlemişti. Veterinere götürdüm. Iki yüz gram civarında cıktı. Veteriner ıyi bakilmazsa öleceğini söyledi. Sürekli beslenmesi gerektiğini söyledi ve gün de altı yedi kez kullanması gereken ilaçlar verdi. Bende mecburen bebeği eve alıp elimden geldiğince bakmaya çalıştım. Tek gözünü kurtarabildim. Diğer gözü ampute edilecek biraz kilo almasını bekliyoruz.

10 gün arayla iki kere iç parazit döktü. Iki seferinde de Kontil kullandık. Ikinci kontil kullanimindan sonra ic parazit hapi kullandik ayrica. Su an parazit dökmesi yok çünkü bu hafta bitti parazit ilaçlarını kullanmamız.

Dediginiz gibi anneden erken ayrıldığı için kendi i temizlemeyi tam öğrenememiş olabilir. Odaya hakim olan bir koku yok. Sadece yanıma geldiğimde popo kısmı yüzüme yaklaştığında ya da göğsümde yattiginda kokuyu aliyorum o da her zaman degil.

Tuvaletini gün içinde sık sık temizliyorum, mümkün oldukça bekletmiyorum.

Kum olarak parfümsüz bir kum almıştım bebek olduğu için kokusu rahatsız eder diye. Memnun kaldım.
0
🌸icimdekipollyannatinerebasladi
(20.09.25)
(19)

Toksik ilişkilerin cazibesi

gobekliraki
Kurtulamıyorum. Uzun uzadıya yazmayacağım. Uzaklaştırma kararı aldırdığım kişiyle görüşmeye başladım tekrar "arkadaşça". Normal bir insan o kadar yaşanan şeyden sonra şehir değiştirir, ben tekrar görüşmeye başladım (bu esnada da aslında kendimi kandırıyorum, sadece arkadaşız falan diyorum kendi kend
Kurtulamıyorum. Uzun uzadıya yazmayacağım. Uzaklaştırma kararı aldırdığım kişiyle görüşmeye başladım tekrar "arkadaşça". Normal bir insan o kadar yaşanan şeyden sonra şehir değiştirir, ben tekrar görüşmeye başladım (bu esnada da aslında kendimi kandırıyorum, sadece arkadaşız falan diyorum kendi kendime)
Bu niye böyle? İşin kötüsü kimseye de bu durumu söyleyemiyorum, gelecek tepkileri biliyorum çünkü. Ama böyle mutluyum, önemli olan mutlu olmak değil miydi?
0
gobekliraki
(19.09.25)
Konuşmak istersen özelden yaz, bu konu herhangi bir konu gibi ortaya bırakılıp mıncıklanacak bir konu değil, çok derin çok önemli çok hassas bir konu.

Hani "haklı olmak mı mutlu olmak mı" seçeneği veriliyor ya, bunun ben çok steril, çok ideal ilişkiler için söylendiğini düşünüyorum, taraflardan biri rahata fazla alıştığın da kçına bişey batmış, ona dikkat çekiyorlarmış gibi. Halbuki senin durumunda böyle bir soru olamaz, önce fiziksel ruhsal ve zihinsel güvenlik önemli, bunun ayaklarından biri o ise biri de sensin. Konu mutlu olmaksa da o mutluluk seni yok etme ya da sürekli hırpalama yıpratma üzerine kurgulanmış bir şey değil, mutluluk öyle bir şey değil. Onun için "böyle mutluysan budur" denmiyor kolay kolay. Çocuğun varsa ayrı, yoksa ayrı konuşulması lazım.

Konuşmak istemiyorum dersen, David Burns'ün İyi Hissetmek isimli kitabını oku ve uygula derim. Onu da yapamayacam dersen mutlaka her gün bir günlük tut ve özellikle olaylarla beraber duygularını, hatıralarını yaz. Yazmakla açılacak görüşün. Çok önemli. Sen kendini birinin keyfi uğruna feda edecek kadar kıymetsiz görmemelisin, kimse öyle bir kıymetsizlikte değildir...
0
muhayyer divan
(19.09.25)
neden uaklaştırma istediniz. ta burdan sizin adınıza endişelendim, zarar verdiği için değildir umarım.

bağımlı hissediyorsanız terapiste gidin.

ama alışkanlık haline getirilmiş sürtüşmeler sonucu yaşanmışsa ve karıncayı bile incitemeyen tipse devam edin. demek çekiyorsunuz birbirinizi tadını çıkarın.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(19.09.25)
Terapiste gidip ne dicem ki? Ya da o bana nasıl farklı bir cevap verecek ki?
0
🌸gobekliraki
(19.09.25)
Terapist iyi bir çözüm aslında. Çünkü "izin veren" kişi neden izin veriyor, onu buna sürükleyen iç etkenler ne, bunları çözmek çok önemli.
0
muhayyer divan
(19.09.25)
@muhayyer öğrenince ne olacak peki? Daha mı iyi olacak sanki
0
🌸gobekliraki
(19.09.25)
Kendini ona layık görüyorsundur. Sıkıntılı bir şema, özgüvenini, kendine saygını sıfırın altına çekmek istiyorsan devam. Mutluyum diyorsun ama sadece güvenli alandasin.
0
sekizdokuzon
(19.09.25)
@sekiz hiçbişey anlamadım?
0
🌸gobekliraki
(19.09.25)
Kaygılı bağlanma şeman olabilir. En başta neden uzaklaştırma kararı aldırmştın? Sınırların kesin çizgilerle belirli olmayabilir, onay ihtiyacı arıyor olabilirsin, terk edilmeye karşı düşük toleranslı olabilirsin ben bir paragraf yazıdan seni çözümleyemem zaten psikolog da değilim ama olası sorunları sıralıyorum. Kendinin farkına varıp ona göre davranmadıkça bu kişi olmaz ama başka bir kişiyle yine toksik ilişkin olur. Normal insanlar olarak toksik ilişkiler içinde bulunmamalıyız
0
kullanicadi
(19.09.25)
“güvenli alan”, bireyin kendini yargılanmadan, korkmadan ve baskı altında hissetmeden ifade edebildiği, duygusal olarak korunduğunu hissettiği ortamdır.
ama sizin güvenli alanınız güvenli değil.

psikoloji kitabı okumanızın zamanı gelmiş iyi hissetmek i önermem. çok karışık anlatmış. hayatı yeniden keşfediyor, mod. terapi yahut şema terapi'den başlayın..
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(19.09.25)
Teşekkür ederim cevaplar için. Ama "hayat da böyle bişey" diye kimse yok mu. Her şey mükemmel mi olmak zorunda. Uzaklaştırma kararı tamamen kendimi savunmak içindi. Evimi talan etti, yaktı. Sonra buzlar eridi, ben taşındım falan, Bi sebeple tekrar diyalog kurmak zorunda kaldım ve devam ediyor.
0
🌸gobekliraki
(19.09.25)
Yani hayatta kalabildiğin sürece önemli olan mutlu olmak tabi de önce nefes alıyo olman lazım, adam seni keser doğrarsa ahirette mi mutlu olcaksın :(((
0
Sadece soruyorum
(19.09.25)
@sadece soruyorum adam olan benim. Karşı taraf kadın.
0
🌸gobekliraki
(19.09.25)
Evini mi yaktı:O daha ne bekliyorsun ki öfke kontrolü yok bu kişinin. Valla hayat da böyle bişi değil, hayat keyif almak için gülmek eğlenmek için
0
kullanicadi
(19.09.25)
oha evini mi yaktı çok güvendeymişsin kardeş. bir sıcak el uzatırsın artık bize.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(19.09.25)
Yakınlaştırma kararı aldırmaniz lazım tekrar, yoksa arkadaşınız başı belaya girebilir bence bunu da düşünün.
0
encokbenisevinnolur
(19.09.25)
@gobekliraki

Abicim şu an tam olarak aşkı yaşıyorsun, bunda hepimiz mutabıkız, mantık dışı bir durum ama hayat böyle bir şey değil, bu yaşananlar normal değil ki idare edilebilir bulalım da sana hayat böyle diyelim. Öyle değil. Sen bir ruh hastasına deli gibi âşık olabilirsin şu anda. Yahut bildiğin kötü bir insana âşık olmuş olabilirsin, insan tam tersiyle sınanırmış.

Yine de biz dünyadakiler seni kendine getirmek durumunda olabiliriz. Hayat bu değil, bunlar idare edilebilir değil, senin bu halin de bence "onun seçimi" deyip kenara çekilebilecek kadar doğal ya da makul değil. Evet biz senin hiçbir şeyin değiliz, müdahale hakkımız yok ama sadece sorduğun için ve canının acısını hissettiğimiz için seni vaziyete uyandırmamız gerekir diye düşünüyorum.

Tekrar söylüyorum, konuşmak istersen bak hepimiz buralardayız, kimse olmazsa bana anlatabilirsin. Beni de istemezsen oturup yaz. Lütfen. Hayat bu bahsettiğin kadar uçlarda değil. Ya da "bu da senin imtihanın" deyip kenara çekilmek zorunda kalıcaz sonunda... Bilmiyorum.
0
muhayyer divan
(19.09.25)
surekli bi kaybetme ihtimali oldugu icin olabilir. hos bir sey degil tabii.
0
bohr atom modeli
(19.09.25)
terapiste git çünkü kendini sabote ediyorsun.
insan bilinçaltı doğru ve yanlışı ayıramaz. bazı durumlarda
yanlış inanışlar tanıdık olduğu için bize daha güvenli çekici gelebilir.
0
orpheus
(19.09.25)
Bu niye boyle demissiniz cunku sinir sisteminiz toksikligi guvenli alan olarak belirlemis. Kendinize donmenizin zamani gelmis geciyor, terapist ne yapacak neyi degistirecek diyerek, beni ikna edin demeye calismak, kendinize bakmaktan kacmaya devam etmek de bir secenek, saglikli bir iliski secebiliri miyim diye sormaya baslamak da. Toksik iliskilerde iki taraf da toksiktir, siz de bir derecede toksiksiniz demek ki. Burada kim ne yazarsa yazsin iyilesmek icin secimi siz yapacaksiniz, hayati yasayan sizsiniz, halinizden memnun olsaydiniz ya da hic farkindaliginiz olmasaydi sormazdiniz ama belli ki hala bardak tasmamis, mutluysaniz elbette bu sekilde devam edin.
0
kassiopeia
(20.09.25)
(22)

Sizce hızlı mı karar vermişim

encokbenisevinnolur
İki hafta önce tanışıp birkaç kere de buluştuğum biri var.Bu sabah bana lise fotoğraflarını atmış, işte kıyaslama oncesi sonrasi gibi. Sence değişmiş miyim kaç gosteriyorum falan demiş. Ben de yaşında gosteriyorsun dedim (yaş 29). Yok efendim bütün arkadaşları hiç degismemissin demiş sen bana yaşlı
İki hafta önce tanışıp birkaç kere de buluştuğum biri var.

Bu sabah bana lise fotoğraflarını atmış, işte kıyaslama oncesi sonrasi gibi. Sence değişmiş miyim kaç gosteriyorum falan demiş. Ben de yaşında gosteriyorsun dedim (yaş 29). Yok efendim bütün arkadaşları hiç degismemissin demiş sen bana yaşlı mı demeye çalışıyorsun icerikli üç paragraf yazi yazmış. Ben de kötü bir seu söylemedim konuyu nasıl buraya getirdiğini de anlamadım dedim. Hic degismemissin demen gerekiyor demiş, ben de ne alaka anlamadım lise yıllarını mı özledin bir şey mi oldu dedim. Yine benim anlayissizligima dair bir paragraf yazı. En son ben de, seninle ugrasamayacagim, kafanı toplayıp kendi yaşına geldiğinde tekrar konuşabiliriz yazdım.

Neyse, bunu yazdım da direkt iletişimi keseyim diyorum ya.
Daha uzun bir süre olsa tanışalı biraz kaprisini çekerim de amaan bununla mı uğraşacağım duygusu geldi. Yani ancak afedersin kusura bakma içerikli bir dönüş olursa sürdürebilirim gibi.

Ne diyorsunuz, hızlı mı karar veriyorum?
0
encokbenisevinnolur
(19.09.25)
insanlar beklemedikleri cevapları da kabul edebilecek olgunlukta olmalı bu kişide henüz bu olmamış

Çünkü sana cevap biçiyor, biraz da instagramda sosyal medyada gördüğü "ideal çift" lere özeniyor, o çiftler hiç değişmemişsin derdi

Bu durumda doğrudan iletişimi kesmem ama üç kere benzer bir durum olunca keserim
0
grimavi
(19.09.25)
kfjhk çok komikmiş ben deli herhalde der geçerdim dediğin kadar ciddiye aldıysa. ayrıca sana soru sorup cevabının ne olması gerektiğine de kendi mi karar veriyor gjhgjh ben salardım direkt uğraşamam.
0
veritaslibertas
(19.09.25)
Bu şey değil mi ya duyurudaki sonsuz :)

Koşarak uzaklaş +1
0
Rondak
(19.09.25)
Burada da var böyle tipler, soru sorar. Cevapla alakali beklentisini, şeklini söylemez. Sonra verdigin cevap bekledigi gibi olmayinca aglar. Psikolojik deli diyip geçmek lazım. O dönüş yaparsa, duruma göre ilerlersin. Ama sen engelleme, veya bye konusma yok iletisimi kapatiyorum da deme, bence gereksiz olur.
0
Shepard
(19.09.25)
oh be şöyle insanlar olduğunu görmek hayata karşı inancımı arttırıyor, iyi yapmışsın, yapman gerekeni yapmışssın.
vereceğin cevabı kendi verecekse önceden cevabı yazsaymış sana. olmaz böylesinden yolun başında göstermiş kendini git bi fakire sadaka ver valla sağlam atlatmışsın
0
eja
(19.09.25)
Ahahaha çok problemli biriymiş bence iyi kurtulmuşsun
0
kaptan maydanoz
(19.09.25)
Hızlı ama doğru karar, uğraşılmaz bunlarla sürekli istedikleri cevapları veremeyiz ki insanlara.
0
mutekebbir
(19.09.25)
"En son ben de, seninle ugrasamayacagim, kafanı toplayıp kendi yaşına geldiğinde tekrar konuşabiliriz yazdım."

tertemiz, başka da bir şey yapmana gerek yok
0
nwnd
(19.09.25)
çok saçma. 29 yaşında birinin 49 yaşındaymış gibi tribe girmesine anlam veremedim. övgüsüz yaşayamayan biri sanırım.

ayrıl coco
0
art cat chocolate
(19.09.25)
Selametle.
0
kumandanim
(19.09.25)
Engeli bas gec
0
mirty
(19.09.25)
akıl sağlığın için en doğru kararı verdin. arkana bile bakma. akla ilk gelen çoğunlukla en doğru karar oluyor.
0
loch ness
(19.09.25)
"En son ben de, seninle ugrasamayacagim, kafanı toplayıp kendi yaşına geldiğinde tekrar konuşabiliriz yazdım."

Helal, ellerine sağlık. Ben kendimi alıngan sanırdım, burada ord prof varmış ya. Narsisizm hissediyorum, çok iyi demişsin. Kopar gitsin.
0
muhayyer divan
(19.09.25)
Bu hayata kimsenin derdini tasasını tavrını çekmeye gelmedik. Görmezden geldikçe devamı gelir. İyi yapmışsın yaşının insanı olsun. Benim onun yaşındayken 3 yaşında çocuğum vardı millet daha yetişkin olamamış bırak ebeveyn olmayı.
0
cilekli pasta
(19.09.25)
Yorulmuyor musunuz ya böyle şeylerden? Cidden enerjiyi nereden buluyorsunuz kafaya takacak kadar. Salla gitsin tırtoyu ya.
0
gobekliraki
(19.09.25)
@rondak, shepard: abi dediğiniz kişilerle ilgili ne bilmiyorum ama bunun kadar olsaydı farkederdim ben de ya, isim verin bence (:

@muhayyer divan: valla ord prof, narsizm... tam anlamadim ama iltifat olarak aldım, teveccuhunuz.
0
🌸encokbenisevinnolur
(19.09.25)
@encokbenisevinnolur abi vallahi isimler karışıyor ama şimdi sallasam bile tutacak isimler vereyim. Hatta geçen birine burger çevirmeye devam et dedim ahhahaha adam ceo'du.

arbre, sonsuz, sikizdokuzon, lukuki, kızıl karga,dearthodesia mı ne
0
Shepard
(19.09.25)
@encokbenisevinnolur

O dediklerimi sana demedim yalnız o bahsettiğin kişiye dedim, bir alıngan da sen çıktın.
0
muhayyer divan
(19.09.25)
Keşke her insan defosunu bu kadar erken gösterse, çok şanslısın.
0
ekimoloji
(19.09.25)
Eja +1, verdiginiz cevap da 10 numara, geri donerse de sans vermeyin derim.
0
kassiopeia
(20.09.25)
Hizli yavas olayi degil.Kafanizda bu iliskiyi ve karsinizdaki kisiyi degerlendirmissiniz ve haberiniz bile olmadan onu daha altta konumlandirip kendinize layik bulmamissiniz.Firsati gelince de kestirip atmissiniz.Yaptiginiz hatali demiyorum ama isin cozumlemesi bu.
0
turkuaz
(20.09.25)
Kadın kişi bunları yazan, öyle anladım.

Düşünme kaç.
0
Çuvaldızı
(20.09.25)
(19)

Duyuru genelinin politik görüşü

sekizdokuzon
Bana merkez sağ gibi geliyor. Burada aktif yazarların çoğu 30+ işinde gücünde, üniversite mezunu insanlar ama özellikle kadınlara yaklaşım, güncel meseleler konusundaki tutum, yazı dili, agrasyon katsayısı gibi parametreleri hesaba katınca en iyi ihtimalle İyi Parti tabanı gibi bir tablo çıkıyor. Si
Bana merkez sağ gibi geliyor. Burada aktif yazarların çoğu 30+ işinde gücünde, üniversite mezunu insanlar ama özellikle kadınlara yaklaşım, güncel meseleler konusundaki tutum, yazı dili, agrasyon katsayısı gibi parametreleri hesaba katınca en iyi ihtimalle İyi Parti tabanı gibi bir tablo çıkıyor.

Siz ne düşünüyorsunuz?
0
sekizdokuzon
(18.09.25)
Kısaca liberal. Özgürlükçü. Bir de koftiler var bolca. Parti işi 20. Yüzyılda kaldı artık.

Parti, muhafazakar, demokrat, kıl , tüy kafalar suni tenefüsle yaşatılıyor.

Yaşlılar ölünce bu işler de tamamen bitecek.
0
luluki
(18.09.25)
Anarko revizyonist Troçkist kırması Menşevik alaşımı yeni Oportünist ülkücüler.
+1
anon1m
(18.09.25)
merhaba. 41 yaş erkeğim. bence biz ülkece sağ/sol nedir dünyanın diğer ülkelerinden farklı bir algımız var. yani kavramı komple kavrayamıyoruz en temelinden. bu 3 dine inanmıyolar diye doğu öğretilerini anlayamamız kadar net. bir abdlinin demokratları sol sanması gibi. chp de sözde en avrupa'daki en büyük sol parti ama avrupada herhangi bir sol partiyle ortak herhangi bir noktası yok.

türkiye ozelinde sağ o derece sağ ki, o derece din tandaslı işine gelince de milliyetçi, bağnaz sözde tutucu ki onlara biraz benzemeyen parti solcu sayılıyor.

doğrudan pkklı ya da pkk sempatizanı olduğunu saklamayan, ağır kürt milliyetçilerin kurduğu parti sol parti sayılabiliyor.

Atatürk'ün kurduğu parti olmakla övunen chp nin de anlaması gereken aslında Mustafa Kemal Atatürk'ün solcuyum ben sol parti kuralım vs. gibi bir derdi yoktu. derdi bu topraklar içinde yaşayan insanların insani standartlar (o dönem[ve şimdi] için avrupa) da, insanca Türk olduğunun bilincinde, insanca yaşamasıydı. Ülkemizde yaşayan her çocuk, özgür, yaşıtlarıyla aynı standartlarda, iyi bir eğitim alsın, sağlıklı olabilmesi devlet güvencesinde olsun, iyi beslensin, dini, kavmi baskılardan kurtulsun, bedenen zihnen kendi hür olsun. yani buna açıkçası nasyonel sosyalizm diyebiliriz. bu kavram hitler öncesi şu anki olumsuz imajına sahip degildi. bir fransız, bir alman, bir çinli liderin de esas amacı ülkesinin yaşayanlarının gelecek nesli olan çocuklarının en iyi standartlarda yaşaması önceliğidir.

bana ne ümmetten, aşiretten, kavimden. türkiye de yaşayan çocuklar kahvaltıda simit yiyorsa ve bir türk ögretmen bunu alta müzik döseyip, video ya alıp "bakın her öğrenci evden yemek getirmiş" diye paylaşıyorsa bu utanç vericidir. arabın, farsın, afganın çocuğunun derdiyle uğraşacak lüksüm yok benim. sol bana kadar sol. önce kendi çocuklarımız.
0
libertine
(18.09.25)
@libertine +1 idris küçükömerin sözü gibi bir türkiye "Türkiyede sol sağdır sağ soldur".
Ülke olarak solu sağı tam oturtamamışız. Solcu ezilenin yanında olur, ezilende sola verir. Türkiyede hali vakti yerinde olan sola veriyor, ezilen sağa veriyor. Merkez partiler sağcıdır ki bu ülkenin en merkez partisi chp olması gerekirken chp solda kalmıştır. Yukarıdaki arkadaşın dediği gibi sol bana kadar sol. Ben yıllarca ezilenleri savunup ezilenin benim karşıma geçtiğini görüyorsam en faşist benim.
0
mikahakkinen
(18.09.25)
iyi parti mi? ne kadar masumsun ya. düpedüz şeriatçı ve sempatizanı doldu burası. tıpkı ekşisözlüğü ele geçirdikleri gibi. sahip oldukları maddi gücü ve sosyal medyaya saldıkları elemanları unutma lütfen.
0
yurtsuz john
(18.09.25)
Huzur anarko-komünizmde
0
bahçedekisandal
(18.09.25)
Ben burada insanların kendilerini tam olarak açık ettiklerini düşünmüyorum. Herkesin aklında bir fazladan dikkat ettiği bir parti veya bir ihtimal var. Çoğunluğun da iktidar veya muhalefet yanlısı olduğunu da düşünmüyorum, bence herkes mecbur kalmasa asla politikayla ilgilenmez.
0
muhayyer divan
(18.09.25)
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.09.25)
Toplum bilinci yüksek, temel insani değerler konusunda hassas ve sağduyulu olan tipler kalmadı burada. Kalanlar da sokaktaki ortalama vatandaşla aynı seviyede.

Bu sadece buraya özgü değil bu arada, ekşi de kendini genele açtı ve ortalama tipler içeri doluştu.

Duruşlarını bildiğim insanlar az da olsa hala aktifler ama kaydadeğer bir tartışma olmayacağını bildikleri için fikirlerini sunmuyorlar diye düşünüyorum.
0
Bruce
(19.09.25)
Ben 15 sene önce katıldığımda bdpliydi. O zamanlar siyasi iklim öyleydi Mustafa Kemalin askerşeriyiz diyenlere it sürüleri falan diyordu çıkıp Kürtçü siyasetçler. Ya da sırrı seçim kampanyası için rastgele bir evin kapısını çaldığında "sizi mahallemizde istemiyoruz" tepkisiyle karşılaşınca bizi istemezseniz yarın bir komutan kapınızı çalar oğlunuz şehit oldu der diyerek insanları alenen tehdit edebiliyorsu, enver aysever ılığı bejan maturla röportaj yapıp abd'nin ırak işgalinden devletçik devşirmek sizce doğru mu diye sorup bijonun ne var ki bunda diye bıdı bıdı etmesini izliyordu millet televizyonlarda veya türküm ama tedavi oluyorum gibi ya aslında öyle demedi denilen laflar konuşuluyordu televizyonlarda. doğuda siviller kışla basıp gönderdeki türk bayrağını indiiryordu o yıllarda. bu beyinsiz millet bunları çabuk unuttu. kasnak yuvarlandı elek oldu, akp milliyetçi oldu.

Ben şahsen radikal sağcıyım, öjeniyi savunuyorum, benim için Türklük, Almanlık, Ermenilik, Kürtlük ırktan ibarettir, kişinin kültürü beyanı aidiyet hissinin politik anla da hiçbir hükmü bence yoktur. Nüfusun ekonomiden hızlı büyümesini engelleyecek politikaları sonuna dek savunuyorum bu gerekirse zorunlu kürtaja dek varır. Türkiye'ni bangladeşleimesini srilankalaşmasını engelleyecekse böyle radkal fikirlere varım. Hayatımda AKP'ye hiç oy vermedim. 2015 seçiminden sonra oy kullanmadım. Ümit Özdağ'ı hiç sevmem. Demokrasiye karşıyım, illa seçim yapılacaksa oylar gizli kullanılmamalı.
0
Batuhanolabilir
(19.09.25)
Tespitin komiğime gitti 20lerinde olmalısın ve en fazla bikaç yıldır burda takılıyosun. İyi partiden önce burda neleri vardı ve hala var :):)
0
cccbehzatccc
(19.09.25)
Politik bir görüşüm yok. Kendime, aileme, etrafıma, yaşadığım ülkeye faydalı olmaya çalışıyorum o kadar.
0
gobekliraki
(19.09.25)
merak eden varsa benimki aşırı sağ. hitler'i ılımlı buluyorum.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(19.09.25)
çoğunluk kafatasçı, faşist, şeriyatçı. değilim diyen bile 1-2 entry'de rengini belli ediyor hemen. bundan 10 sene kadar önce arkama bakmadan kaçtım geldiği hali görünce, yakın zamanda kendi ekosistemim dışında neler oluyor haberdar olmalıyım diye tekrar göz atmaya başladım da çok fena, çok kötü.
sokak da rezalet. ahlaksız şerefsiz dolu ülke.

bu arada parti bazlı bakmışsın mevzuya, iyi parti'den tut chp'ye, ak partisi'nden mhp'ye hepsi aynı soydan, birbirlerinden bir farkları olsaydı bugün bu durumda olunmazdı. hepsi kendisini ve etrafını kurtarma peşinde. bütüncül yaklaşan yok. hepsi bir noktada faşist.

edit. mevzuya o kadar doluyum ki sözlük olarak algılamış cevap yazmışım. pardon. burası ordan hallice, biraz daha kurtarılmış bölge gibi.
0
nwnd
(19.09.25)
Sağa yakın bence ama bu olabildiğine bilinçsiz bir tercih. Redpilden sağa varmışlar, tam tersi olması lazımdı.
0
thesomberlain
(19.09.25)
Sadece duyuru da değil, internette "yiğitliğe halel gelmesin diye biraz solcu gibiyim ama ibneleri de sevmem, kadın değil mi evde otursun çocuk baksın, patronunuz size o kadar ekmek veriyor fazla sikayet etmeyin, o saatte orada ne işi varmış; yani özünde sağcı" görüşü yaygın bana kalırsa.
0
encokbenisevinnolur
(19.09.25)
Benimki için Ahmet Kaya’dan gelsin:
“Oportunizme bulaşmış tipik bir orta yolcusun”
hizliresim.com
0
yadigar
(17.10.25)
hmmm mesela simdi beni biri woke culture ile iliskilendirse yenilige cok acik anlayisli biri olmama ragmen bunu hakaret olarak goruyorum...
0
thetruenorthstrongandfree1
(17.10.25)
bu guruh max. genc partiye oy atar, ya da o gun oy atmaya gidene kadar sandiklar kapanir..
0
cooperr
(17.10.25)
(9)

Kaygısız Olabilmek

rock n roll
Selamlar herkese Hiç kaygısı olmayanlara sorum, kaygılanmamayı nasıl başarıyorsunuz? Karakterle de ilgili tabi ama mesela kaygı hissi geldiğinde bunu nasıl yonetiyorsunuz? Soğukkanlı olmayı nasıl başarıyorsunuz?Daha önce çalıştığım iş yerindeki bir arkadaş, benim bu halimin farkındaydı ve beni rahat
Selamlar herkese

Hiç kaygısı olmayanlara sorum, kaygılanmamayı nasıl başarıyorsunuz? Karakterle de ilgili tabi ama mesela kaygı hissi geldiğinde bunu nasıl yonetiyorsunuz? Soğukkanlı olmayı nasıl başarıyorsunuz?

Daha önce çalıştığım iş yerindeki bir arkadaş, benim bu halimin farkındaydı ve beni rahatlatmak için espriler yapardı, beraber şarkı söylemeyi teklif ederdi. Dikkatimi başka bir tarafa çekip rahatlamami saglamaya çalışıyordu sanırım :)

Genel halim böyle benim. Sürekli düşünme halindeyim. Şöyle olursa nolur, peki ya böyle olursa nolur gibi. Sizler düşünmemeyi nasıl başarıyorsunuz?
0
rock n roll
(18.09.25)
Tepkilerimizi sorgulamak yerine nedenleri üzerine düşünmek daha hızlı iyilesmemizi sağlayacaktır.
0
sekizdokuzon
(18.09.25)
Kaygılı bir yapım var. Eskiden daha belirgindi bu özelliğim şimdi biraz törpüledim. Yaşla da alakası var diye düşünüyorum. Kendi kendime "ne faydasını gördün ki bu özelliğinin?" diye sordum. Ama pat diye de yok olmuyor, "e hadi madem kaygılı olmayayım" diyince mucizevi bir şekilde amaaaaan koyver gitsin diyemiyor insan.

Kendimi meşgul tutuyorum, iş çıkarıyorum başıma bol bol. Bir yandan da fake it till you make it düsturunu şiar edindim:d hiçbir sorunum yokmuş gibi davranıyorum. Kaygımın farkındayım ama işi espriye vuruyorum, o halimle kendimce dalga geçiyorum falan işte.
0
kullanicadi
(18.09.25)
okuduğum kitap şey diyordu, kaygı hepsinin genel ismi. sizde hangisi var. bazıları travmatik olaydan sonra gelişirmiş. hep mi vardı. yakın zamanda kedini kaybettin ondan da olabilir. hangisinden geliyor önce onu çöz ve ordan yürü. iç telkinler ver kendine. uyumadan önce yap. daha huzurlu uyumana da yardım eder.

birde krizlerde nefes tekniği uyguluyorlar. her yerde videosu var onlardan birkaçını seç yap.

isterseniz ne kadar iyi gelir sizi bilmem ama toplu dini ritüellere katılıp dualarda bulunmak da kişiyi rahatlatıyor.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(18.09.25)
bugün daha fazla düşünmemek için psikiyatristten ilaç aldım. söyleyeceklerim bu kadar :(
0
cccbehzatccc
(18.09.25)
Kaygı bu kadar çoğaldıysa buna kaygı bozukluğu hatta fobiye doğru ilerleyen bir şey denebilir. Bence doğrudan fobi çünkü zihnin içgüdüsel olarak sürekli kaygı odaklı düşünmesi aslında kaygı değil dümdüz korku içinde olduğunu gösteriyor bana. Bu da vücuttaki stres hormonu seviyesinin yüksek olduğunu ve mutluluk hormonlarının olması gerekenden çok düşük olduğunu düşündürüyor. Temiz nefes alamıyor, bolca su içmiyor, yeterince hareket etmiyor, güneşi yeterince göremiyor, sürekli olumsuz insanlara maruz kalıyor ve bundan kurtulamıyor olabilirsin. Bu durum uykularını etkileyebilir.

Kaygıları dönüştüremiyor veya başka bir yoldan ifade edemiyor olabilirsin. Şakaya vuramıyorsundur veya komiklikle geçiştiremiyorsundur ya da ne bileyim, içindekini o an sözlerle döküp geçmeyi yapamıyorsundur. Bazı insan takılı kalır duygusunda. Bu bazen beynin stres bağımlılığı olabileceğini de gösterir.

Bazı insanlar kaygılarını çok güzel dönüştürürler. Kimi konuyu kendi içinde değersizleştiriverir ve geçer gider. Kimi geyiğini yapar dalga geçer. Kimi şakayla karışık laf söyler bir muhatabı varsa. Kimi hiç böyle bir sıkıntısı yokmuş gibi hareket eder ve gider mesela oyun oynayıp/spor yapıp/dans edip/film izleyip/vs kafa dağıtır. Bunları yapamayınca içimizde birikiyor kaygı. Sağlığını etkiliyorsa psikiyatra git. Etkilemiyorsa ama çok rahatsızsan psikoloğa git. Hiçbirine gidecek durum yoksa David Burns'ün "iyi hissetmek" isimli kitabını en başından itibaren uygulayarak oku. Çok ama çok fayda göreceksin.
0
muhayyer divan
(19.09.25)
m.youtube.com

Mehmet Ali Erbil'in kız kardeşi, bir endokrinoloji Profesörü, cerrah. Yeşim Erbil. Aynı zamanda otizmli olduğunu söylüyor. Kendi stresle başa çıkma yöntemini anlatmış, belki faydası olur. Bir yerde bir cümle var o etkiledi beni, onun için paylaşıyorum.
0
muhayyer divan
(19.09.25)
Dibi gördükten sonra oluyor o işler.
0
gobekliraki
(19.09.25)
Beynimizin Parmak İzleri: Duyguların ve Zihnin Gizemli Öyküsü isimli kitabı okumanızı tavsiye ederim.

Aşağıda ChatGPT özetini ileteyim fikir vermesi açısından:

Barrett’ın Kuramındaki Temel Kavramlar

Core affect: Barrett’a göre biz önce hoş / hoş olmayan, enerjik / durgun gibi temel duyumlar (core affect) yaşarız. Bu duyumlar fiziksel beden durumu, iç organlardan gelen sinyaller gibi unsurlara dayanır.


Kavramsallaştırma (Concepts): Ardından beynimiz bu temel duyumları geçmiş deneyim, kültür, dil, öğrenilmiş modellerle kıyaslayarak yorumlar, bir duygu kavramı (“korku”, “kaygı”, vs.) ile adlandırır.

Tahminler ve Model Güncellemesi (“Prediction” / “Active Inference”): Beyin sürekli olarak gelecek için tahminlerde bulunur, içsel beden durumu ve çevreden gelen bilgileri değerlendirerek bu tahminleri düzeltir. Bu süreç duyguların oluşumunda merkezi bir rol oynar.

Kaygıyı Oluşturan Süreç Açısından Barrett’ın Perspektifi

Kaygı, Barrett’ın kuramında aşağıdaki şekilde anlaşılabilir:

Kaygı çok sık kullanılan bir duygu kavramıdır; genellikle huzursuzluk, belirsizlik, geleceğe dair olası tehditlerle ilgili tahminlerin yarattığı içsel bedensel duyumların (“core affect”) yorumlanması ve “kaygı” kavramı ile adlandırılması sonucu oluşur. Barrett, bu tür yorumların, bedenin belirli duyumlarıyla ve geçmiş deneyimlerle kültürel kavramlarla bağlantılı olduğunu savunur.

Örneğin, kalp atışının hızlanması, nefes darlığı, kaslarda gerginlik gibi fiziksel belirtiler (“interoceptive signals”) olabilir. Beyin bunları değerlendirirken, “bu durum bana daha önce korku ya da tehdit hissettirdi” gibi geçmiş deneyimlere bakarak, “kaygı” kavramını devreye sokar. Ancak bu otomatik / doğuştan gelen bir “kaygı devresi” demek değildir; yorumlama ve kavramsallaştırma gerekir.

Ayrıca Barrett, duyguların yoğunluğu, süresi, ne kadar sık tekrarlandığı, ve bunları etiketleme becerisi (“emotional granularity”) gibi faktörlerin kişinin kaygıyı nasıl deneyimleyeceğini etkilediğini söyler. Daha yüksek duygusal kavramsallaştırma becerisi (yani duygu farklılıklarını daha iyi ayırt edebilmek, beden duyumlarını ve duyguları daha ince tanımlayabilmek) kaygının gücünü ve yıkıcılığını azaltabilir.


Ayrıca çevresel uyarılar, geçmiş travma, kültürel beklentiler vs., beynin tahmin modellerini etkiler: tehdit beklentisi yüksektir, belirsizlik fazla ise kaygı daha yoğun olabilir çünkü beyin “ne olacağına dair belirsiz durumlarda” daha fazla yanlış tahmin (prediction error) yaşayabilir ve bu da rahatsızlık yaratır.

Özetle: Kitaba Göre Kaygıyla İlgili Ne Öğreniyoruz?

Kaygı sabit, doğuştan gelen, beynin belirli bir bölgesinden çıkan bir duygu değildir; daha ziyade beden duyumları, geçmiş deneyim ve kültürle şekillenen bir yorum sürecidir.

Kaygı, beynin belirsiz durumları yorumlama biçiminden kaynaklanabilir; yanlış tahmin, belirsizlik, vücutta rahatsız edici uyaranlar veya düzenleyemediğimiz içsel durumlar (örneğin uykusuzluk, açlık, fazla stres vs.) katkıda bulunur.

Duygu kavramlarını geliştirmek, beden duyumlarına dikkatli olmak, içsel sinyalleri daha iyi ayırt etmek (ne hissettiğinizi daha net tanımlamak) kaygının etkisini azaltıcı olabilir.

Bu yaklaşım, kaygı gibi acil durumlarla başa çıkmak için duygu düzenleme stratejilerinin önemini vurgular; sadece dışarıdan gelen tehlikeleri kontrol etmek değil, içsel durumları, yorumlarımızı ve kavramsallaştırma biçimimizi de anlamak gerekir.
0
auroraaurora
(19.09.25)
zaman bazen kaygılarımı azaltan bir şey oluyor, çünkü zamanla sorun çözmeyi ve işlerin üstesinden gelmeyi öğrendim. ama bazen de bazı dönemler oluyor sanırım çok sıkıntılı olayların birikmesi sonucu oluyor, yani kötü zamanlardan geçiyorsun, feraha çıkıyorsun ama o yaşadıkların bir şekilde etkiliyor kaygıları kabartmaya başlıyor.

ben ne mi yaptım, 1 yıla yakın psikiyatrik ilaç kullandım, bana kaygı ve stres veren insanlardan/olaylardan hayatımı olabildiğince arındırdım.

kaygıdan kurtulmak bence "hadi kurtuldum artık kaygılı değilim" gibi bi şey değil. zamanla artan bazen de azalan bir şey.

kendine çok yüklenmemek gerekiyor, eğer hayatını çok etkileyecek boyutta ise yardım almaktan çekinmemek gerekiyor.

bence en çok kişinin kendisinin farkında olması gerekiyor. ne zaman kaygılısın, seni ne tetikliyor, bunları gözlemlemek. en yakınında olan insanlara biraz bu durumu açmak. seni tetikleyen şyleri yapmamaları veya üçünüc kişiler yaptığında sana yardım etmelerini istemek vs. zor bir dönemden geçiyorsan (yas süreci gibi) senin gibi kişileri bulmak ve acını seni anlayacak kişilerle paylaşmak bence çok etkili.
0
Sadece soruyorum
(19.09.25)
(17)

Yasaklanan Mabel Matiz - Perperisan şarkısı hakkındaki fikirleriniz

sekizdokuzon
Ahlaka mugayir bir husus gördünüz mü şarkıda? Şarkıda rizasiz cinsel ilişkiden bahsediliyor diyen var. Siz ne düşünüyorsunuz?
Ahlaka mugayir bir husus gördünüz mü şarkıda? Şarkıda rizasiz cinsel ilişkiden bahsediliyor diyen var.

Siz ne düşünüyorsunuz?
0
sekizdokuzon
(18.09.25)
Sünbülzade vehbinin şiirinde hiç değilse ikinci cümlelerle iş tatlıya bağlanıyordu.

Bunun sözlerinde ise harareti dindirmek için anneye oğlanı sorup kuşu haneye salmaya kadar gidiyor iş. Kısacası fren, restart, default setting'e dönmek imkansız.
Araç motorunun ambeleye kalkması gibi.
0
diyecevaplandı
(18.09.25)
şarkıyı dinlemedim. dinlememe gerek de yok.

sanat eseri ahlaka uygunluk-uygunsuzluk açısından değerlendirilemez.

sanatı ahlak yönünden tartışmak ona sınır çizmektir. sanata sınır çizilemez.

sanat eseri tüm değer yargılarınızı yerle bir edebilir. vergilerimizle maaş alan politikacı ona yorum yapamaz.

utanıyorum bunları yazmaktan.
0
yurtsuz john
(18.09.25)
Ben yasaklanmasını doğru buldum çünkü her an her yerde çalınıp irademiz dışında bilinçaltımıza kodlanabilir o tür şarkılar. Yani "istemeyen dinlemesin" pek geçerli değil. İstemeden dinlediğimiz çok fazla şey var ev dışına çıktığımızda. Ben doğru buldum.

Ama yine de yapay gündem olduğunu düşünüyorum.
0
muhayyer divan
(18.09.25)
Sozler cesur ve arsiz bir sarki iste o kadar. Rizasiz cinsel iliski neredeymis soylesinler bilelim.

Ulkenin turnusolu gibi oldu, yasaklayanlar ve savunanlar bir sure ulke disina alip iceriden bi kitlesek kapiyi, baya bi rahatlariz.
0
bosver nicki
(18.09.25)
Bok gibi şarkı. Mabel Matiz aranıyor ve kaşınıyor.

diyo şeytan üstüne atla da
sal kuşu hanesine

rızasız seks var. ki hane de yanlış hane. şeytana uyup üstüne atlamak doğru bir şey olsaydı mesut süre'nin başı yanmazdı. ayrıca şarkıda iğrenç bir seks dili var. köylü fantezilerine benziyor.

başına gelecekleri bile bile yapıyor. ne uğruna? bok gibi bir şarkıyı iğrenç bir dille bize dinletmek için. kıçıyla inatlaşıyor.
0
beyfendi
(18.09.25)
Bunlarin hepsi bir emir zinciri ürünü.

Geçen haftalardaki manifest grubunun gereksiz konser reklamı da aynı mekanizma tarafından talep edilen siparişler.

Engelleme yasaklama mahkeme suç duyurusu şeklinde ilerleyecektir

O mekanizma sanki başka derdimiz yokmuş gibi böyle suni sorunlar çıkartıp korku salıyor

Çantasında dildoyla gezen bu adamı 50 yaş üstüne sorsan kimse tanımazdi bile.

Şimdi a haber sayesinde kendilerinden olmayan herkes potansiyel gotcu
0
topkapiaksaray
(18.09.25)
Evet.

O bana gelmeli, tadıma varmalı
O cici toy bebe onun nesine?
Diyo' şeytan "Üstüne atla da"
"Sal kuşu hanesine"

Tabii Mabel Matiz'in (ya da şarkının tonunun) cinsel kimliği ve yönelimi farklı olsaydı piyasadaki birçok keko rap şarkı ile aynı tepkiyi görürdü. Onlar bundan daha ağır ama işin içine uyuşturucu sokmadıkları sürece pek bir linç yemiyor ya da yasak görmüyorlar.
0
nawar
(18.09.25)
Böyle bir ton türkü var, bahçe duvarından aştım mesela. Hafif insanın içini gıcıklayan ama kimseye istismarı çağrıştırmayan. Bu şarkı neden ahlakımızın ayarlarıyla oynuyor ben anlamadım açıkçası. Gelen yorumlara şok getirdim. Toplumun geneli duyduğu şarkıyla gaza gelip dal t.sak gezecek gibi bir intiba var.
0
🌸sekizdokuzon
(18.09.25)
İradesi dışında bilinçaltına bi şarkının kodlanabileceğini düşünen kıt kafalılar bu düşük iq ile bu yaşa gelebildilerlerse bu saatten sonra bilinçaltına kodlanan şarkıyla kestanesini de çizdirmez arkadaşlar korkmanıza gerek yok, gereksiz bir yasaklama olmuş.
0
kizil karga
(18.09.25)
tam dinlemedim ama sal kuşu hanesine lafı itici geldi.

bi repci şarkısı vardı dedim nataşa yat aşağı gibi bir şey..

aynı basitlik, leşlik.
0
tabudeviren
(18.09.25)
Gayet güzel şarkı. Türkiye 30 senedir yobazlıkla beslenince yasaklanıyor işte
0
runaway
(18.09.25)
Bir takım bilimsizlerin benimle uğraşmaları bana keyif veriyor, çok gülüyorum. Yazık başka uğraşı yok, hobisi yok, bir sanatı bir değeri yok... çok yazık.

@sekizdokuzon

O türkünün sözleri:

"Bahça duvarından aştım
Sanırsın cennete düştüm
Sevdim coştum helalleştim (halelleştim diyorlar halelleşme diye bir kelime yok, helalleşme o)

Yanıyorum yanıyorum yanıyorum hele
Mâil oldum gonca güle
Acem şalı ince bele"

Cinsel ilişkiyi yaşamış (yani hedefe ulaşmış) erkek yanmaz. Yanmayan erkek üç kere yanıyorum demez. Kaldı ki bu türküleri gerçekten de herkes kendi istediği zaman açıp dinliyor. Kafede restoranda çay bahçesi gibi yerlerde avm'lerde orada burada kulağımıza sokulmuyor bunlar. Kaldı ki Mabel Matiz'in şarkısından çok çok daha kibar ve edepli sözleri var bu türkünün.

Bilinçaltınızı korumanız gerek. Bunun altını her fırsatta çizeceğim. Bir yeni ültimatom daha vereyim o halde,

Size bol kahkaha efektleriyle doldurulmuş ve aslında şu veya bu sebeple can acısı yaşayanların videolarını komik diye dayatıyorlar. Bir insanın veya hayvanın veya bir doğa parçasının zulüm görmesi ya da yanlışlıkla yaşadığı bir hareket sonucu canının yanması komik falan değildir.

Bu da size 3.gözünüz üzerinden yapılan müthiş bir manipülasyondur, bilinçaltı çalışmasıdır. Gözlerinizi ve bilinçaltınızı koruyun.
0
muhayyer divan
(18.09.25)
Cinsel yönelimi konusunda daha bir şeyleri netleştirememiş insanlara göre iş yapamayız.
Belirli bir grubun acabalarına göre yaşamaktan çok bunaldım ben. Dizi olur ahlakı bozulur, şarkı çıkar cinselliğini sorgular, kitap yazılır yazarın anasının bile okumadığı bir kitap milyonları rahatsız eder falan..
Yani sokakta özel hayatımızda zaten artık kimseyle muhatap olmuyoruz ama yeterli gelmiyor. Duyuru mesela. İki soru okuyup kafanı boşaltmaya, bir derdin olduğunda farklı bir şey duymaya geliyorsun ama yine içinde. Az ötede takıl olmaz mı? Olmaz. Her yerde her şekilde taciz edecek seni.
Çok üzücü. Şarkı da ilgi alanıma girmiyor. Şarkının sözleri de ilgi alanıma girmiyor. Yasaklanmasa çıktığından haberim bile olmazdı. Şu an kimin neyden korktuğundan bile haberim var mesela. Gereksiz.
0
mrvln
(19.09.25)
Bu kategoride Kır Zincirlerini'nin üzerine Türkçe sözlü şarkı tanımam.
Galiz buldum bu şarkıyı.
0
auroraaurora
(19.09.25)
Tulum Hayri'ye bak instagram postlarıyla youtube videolarıyla bilimsel araştırmalar yapıp bizi bilimsizlikle suçluyor, bilim dediği de şarkılarla insanların bilinçaltına gaylik kodlayıp insanları eşcinsel yapmak ahahaha sabahları 16 tane poğaça yemekten beyni dümdüz olmuş hala akıl veriyor bize kardeş çık biraz dışarıda dolaş temiz hava al hem beynine oksijen gider hem de insülin direncini kırarsın belki :)
0
kizil karga
(19.09.25)
Teoman'ın Duş parçası vardı, demek şimdi olsa yasaklanacakmış.

Mabel Matizin şarkısı yasaklanmasa açıp dinlemezdim, şimdi bi baktım. Eşim seviyor diye bi kere konserine gittik, yoksa pek hoşlandığım bi müzik tarzı değil. Sözler de umurumda değil direkt suç olan bişey söylenmedikçe isteyen istediğini yazsın.

Mesela benim sevdiğim müzik tarzında insan parçalayıp yeme hakkında şarkı var. ahah.
0
nhk ni youkosu
(19.09.25)
@kizil karga

Sesin gerçekten aşırı kötü. Neden karga nickini almışsın belli oluyor. Ses frekanslarını, dil bilimini, psikolojiyi filan bilimsen saymıyorsan sen bilirsin beni ilgilendirmiyor, ben burada lafımı sana anlatmıyorum, soru sahibi sen değilsin, sen yırtık dondan fırlayansın.

Hadi bakim dil bilimini kelimeyi anlamı inkar et göreyim şimdi.
0
muhayyer divan
(19.09.25)
(7)

İlçenizin belediye başkanı içeride mi?

sekizdokuzon
Benimki içeride. Konum Şişli.Teşekkürler.
Benimki içeride. Konum Şişli.

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(18.09.25)
Bizimki tiyatrocu.
0
muhayyer divan
(18.09.25)
Evet.
Konum: Bayrampaşa
0
mutekebbir
(18.09.25)
Evet. Konum: gop
0
nothing in my way
(18.09.25)
Bizimkisi iyi adam, o yüzden içeride değil diyormuşum. Şaka tabii.
0
Shepard
(18.09.25)
değil - kadıköy.bandırma. ve hayret ediyorum. üsküdar sinem dedetaş ve kadıkçy'ü alırken final yapacaklar heralde.
0
cccbehzatccc
(18.09.25)
Bizimkisi akpye geçti. Çerçi özlem topuklu teyze.
0
mikahakkinen
(19.09.25)
Bizimki (Helil kınay) sözde çevere mühendisi. Evsel atık konteynırı diye bir şey koydu yol kenarlarına 5 metre çapında bir halka halinde pis su kaplı bu konteynırların çevresi asfaltın rengi değişti kirlilikten, kokudan yanına varılmıyor. Tutuklansa aslında rahat bir nefes alırız zira şu an alamıyoruz kokudan
0
Batuhanolabilir
(19.09.25)
(4)

siyah zeytinde tağşiş nasıl yapılıyor

Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
seleye benzeyen ama kuru olmayan, tuzlu zeytinden ayakkabı boyası tadı aldım. elimi sürdüğümde yalnızca yağ görüyorum. ayakkabı boyası muhabbeti gerçek mi yoksa kimyevi bir benzerlikten dolayı mı tadları benziyor?
seleye benzeyen ama kuru olmayan, tuzlu zeytinden ayakkabı boyası tadı aldım. elimi sürdüğümde yalnızca yağ görüyorum. ayakkabı boyası muhabbeti gerçek mi yoksa kimyevi bir benzerlikten dolayı mı tadları benziyor?
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(18.09.25)
Bir boya meselesi var ama ayakkabı boyasını bilmem.
0
muhayyer divan
(18.09.25)
Aldığınız marka, market belliyse alo174 gıda ihbar hattını arayın
0
1917
(18.09.25)
önce zeytinin hileli olduğumu anlamamız lazım.
0
🌸Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(18.09.25)
Siyah zeytini kostiğe batırıyorlar daha erken siyahlaşıyor. Eğer siyah zeytini yediğinizda çekirdeği simsiyahsa o zeytin kostiğe batırılmıştır. Çekirdeğin kahverengi olması gerekir.
0
mikahakkinen
(18.09.25)
(5)

İlk arabam için bazı eşyalar(temizlik için vs)

Unde bach canim
Cabrio audi a3 aldım. İlk arabam olduğu için arabaya temizlik için va nasıl malzemeler almak lazım, cabrio araba için bir branda şart gibi. Bunu internette nereden temin ederim bilmiyorum. Aracın içi deri koltuk, paspaslar biraz kirli tozlu. Motorun içinde yaprak ve dal parçaları var. Hava üfleme ma
Cabrio audi a3 aldım. İlk arabam olduğu için arabaya temizlik için va nasıl malzemeler almak lazım, cabrio araba için bir branda şart gibi. Bunu internette nereden temin ederim bilmiyorum. Aracın içi deri koltuk, paspaslar biraz kirli tozlu. Motorun içinde yaprak ve dal parçaları var. Hava üfleme makinesi falan mı lazım bilemedim. İçin için de küçük süpürge falan
0
Unde bach canim
(18.09.25)
araba paspasları silkkelenerek temizlenir. çok kirlenirse su tutulur. türkoların paspasları naylon olduğu için sadece su tutuyorlar. koltuklar da hakeza temizlenen şeyler değildir. üzeri deri kıvamı alııncaya dek kullanılır, sonra kaplattılırlar. deri koltuklar yırtılacağı için yastıklı, masajlı sürücü oturağı zamazingosuyla kullanılırlar. arabalara branda örtmek görülmüş bir şey değildir. arabasını brandalayan birini görürseniz dalga geçerek kendisine getirin.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(18.09.25)
Yaz için şemsiye güneşlik iyi oluyor özellikle yaz tatillerinde
0
mor oje
(18.09.25)
arabaların dış yüzey temizlikleriyse 2 tane 20 litrelik boya kovası, sünger ve el beziyle yapılır. tercihen düzenli olarak apartman görevlilerine haftalık 1 defa, 50 lira karşılığı yaptırılabilirler.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(18.09.25)
Buz kıracağı ve kilitler için buz çözücü almak iyi olabilir. Sıcak memlekette yaşamıyorsan yani.
0
muhayyer divan
(18.09.25)
bizim bagajda sundan var: www.amazon.de
bunun icinde 6 adet mikrofiber bez, 3 adet cam bezi, cam temizleme spreyi ve kokpit temizleme spreyi, buz cözücü sprey, camlar icin buz kazima aleti, 5-6 tane cok kullanimli alisveris torbasi ve ilkyardim cantasi duruyor.
kendinden günes gözlügü asma yeri olmadigi icin ayrica klipsler aldik, günes siperligine taktik.
www.amazon.de bunun gibi bir sey.

www.amazon.de su hede en sevdigim sey, yagmurlu havada yan aynalari bununla fiti fiti cekiyorum oturdugum yerden yola öyle cikiyorum, silersen iz oluyor cünkü.

arabayi bir ic yikamaya götürün, ince is temizlesinler. sonra belli araliklarla siz yaparsiniz o isi, bir daha para vermeye gerek olmuyor temiz kullanip düzenli temizleyince.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.09.25)
(1)

Ankara, aile terapisti önerisi

kel aynak kusu
Selamlar, can sıkıcı bir mevzumuz var.. kısaca izah edip isim ya da kurum önerinizi isteyeceğim.Aile büyüklerim, 50küsür yaşına iki insan ve bi süredir aralarında şiddetli geçimsizlik yaşanıyor.Temel mesele babamın, bazı kayıplardan sonra yas sürecini iyi atlatamaması ve alkol bağımlılığı. Bu iki ko
Selamlar, can sıkıcı bir mevzumuz var.. kısaca izah edip isim ya da kurum önerinizi isteyeceğim.

Aile büyüklerim, 50küsür yaşına iki insan ve bi süredir aralarında şiddetli geçimsizlik yaşanıyor.

Temel mesele babamın, bazı kayıplardan sonra yas sürecini iyi atlatamaması ve alkol bağımlılığı. Bu iki konuda tecrübeli ve ankarada bulunan çiftlere destek sunan psikolog tanıdığınız varsa benle iletişime geçebilirseniz memnun olurum.

Sözlük dışı için: [email protected]
0
kel aynak kusu
(18.09.25)
Bu konuyu aile terapistinden önce alkol bağımlılığı tedavisi içerisinde alınan psikoterapinin çalışması gerekmez mi... bağımlılık çözülmedikçe yas atlatılamaz diye düşünüyorum çünkü bağımlılık zaten kaçış şekli. İşin aile terapisine taşınması için adamın bağımlılıktan kurtulması lazım. Eşiyle aynı kulvara gelmeli ki her iki tarafa da hitap eden bir aile terapisi alınabilsin...
0
muhayyer divan
(18.09.25)
(20)

bahçe katı ev almak?

goge bakan
ev ışık alıyorsa, güvenlik sorunu yoksa, doğrudan bakımlı bir bahçeye bakıyorsa alınır mı? dezavantajları ne olur?
ev ışık alıyorsa, güvenlik sorunu yoksa, doğrudan bakımlı bir bahçeye bakıyorsa alınır mı? dezavantajları ne olur?
0
goge bakan
(18.09.25)
giriş katının gürültüsü çok olur. hele ki daire sayısı çok ise.
0
lazpalle
(18.09.25)
Bahçe sizin kullanımınıza mı ait olacak ? Eğer bu özelliklerle bahçe sizin kullanımınıza ait olacak ise elbette alınır. Bahçe katlarında en büyük sorun güvenlik. O konuda endişeniz yoksa şehir içinde bahçeli evde oturmak gibisi var mı ? Fiyatı uygunsa kaçırmayın derim.
0
messor
(18.09.25)
eve böcek girmesi, yukarıdan toz, pislik izmarit vb atılması, yağmurda kapının önünün göllenmesi, kedi köpeğin bahçeyi tuvalet olarak kullanması, gürültü, güvenlik. aklıma gelen sorunlar bunlar
0
kisa
(18.09.25)
eğer bahçe kullanımı size ait olacaksa avantajları dezavantajlarına göre daha baskın olur.
bahçeye masa sandalye atıp oturabilecekseniz keyifli olur.
0
duyuruuser
(18.09.25)
böcek/fare/ karınca derdi hiç bitmiyor, kedileri falan arada eve girebiliyor/ ortak alansa çocukların top oynamaları bahçede oynamaları bitmiyor, size aitsede apartman yönetimi yine bir kulp bulup girmek için bahane bulabiliyor, üzerinize sürekli bişey sirkeler, camdan düşürürler.
0
eja
(18.09.25)
gürültü, toz, böcek, su basması.
0
orpheus
(18.09.25)
yerden soğuğu çekmesi, rutubet, gürültü, toz/pislik, böcek, fare, medeniyetle alakası olmayan insanlar
0
nahtoderfahrung
(18.09.25)
tuvalet taşması.
0
antihero
(18.09.25)
Sarıyerde bahçeli bi evde birkaç yıl yaşadık, en son fare bardağı taşıran son damla oldu. Öncesinde akrep, kırkayak tarzı bişey falan rezillik. Ayrıca nem rutubet problem olabilir yerine göre.
0
nhk ni youkosu
(18.09.25)
komşular sürekli bahçeye çöp atacak, tuvalet borusu tıkanıp evini bok basacak, hırsız ilk sana uğrayacak, istediği kadar ışık alsın orası rutubetli olacak :(
0
neira
(18.09.25)
kim ne derse desin bu ülkede giriş ve altı ev alınmaz. özellikle varoş bir semtteyse aman aman. mahallenin çocukları top oynayacak, top sizin bahçeye kaçıp duracak. gürültü sorunundan bahsetmiyorum bile. geri kalan her şeyi arkadaşlar yazmışlar. 4. kattan bahçe katına taşınan biri olarak söylüyorum. öyle bir kerizlik yaptık evet.
0
nothing in my way
(18.09.25)
Eger cephe acik otoparka bakiyorsa, aksamlari araba farlarindan dolayi çok sıkıntı yaşarsınız.
0
nuevo
(18.09.25)
arkadaşla birçok şeyi yazmış, zaten bahçe katının en büyük avantajı bahçe kullanımıdır. Tabiki bahçenin hangi cephede olduğu önemli olmakla birlikte yönetime bahçe alının sadece sizin kullanabilceğinizi konusunda teyit almanız önemli.
0
Rao
(18.09.25)
kedi böcek ve fare. yol trafik gürültüsü. toz alır bol bol. parmaklık yoksa hatta varsa bile güvenlik sorunu olur. bahçe aynı zamanda sivrisinek demektir. bahçeyi kullanabiliyorsanız ama hepsine değer.
0
ground
(18.09.25)
turkiye'de bence alinmaz yurtdisinda cok keyifli olabilir, benim arkadaslarim kimin varsa acayip mutlular.
0
kassiopeia
(18.09.25)
tam olarak dediginiz durumda (ev bol isik aliyor, bahceye bakiyor ve güvenlik sorunu yok) üstelik bahce kullanimi bize ait olan bir daire almistik. bes alti sene sonra onu kiraya verip, dah ao evin borcunu bitirmeden baska ev aldik, oraya ciktik cünkü birincisi apartman gürültüsü oluyor, sonra apartmana her gelen kargocu/postaci yukari cikmamak icin zile basmayi aliskanlik haline getiriyor, bahce kullaniminiz oluyor ama üst kat komsulari komple sizi izliyor.
üst katimizda cocuklu bir aile vardi mesela, cocuk disaridan gelip eve girmek istemezdi, yemin ederim 45 dk kapimin önünde agladigini biliyorum ya.
böcek ya da fare olayi hic yasamadik, ekstra bir yol gürültüsü ya da toz sorunumuz olmadi, tuvaletin geri basmasi iyi bir tesisati varsa olasi degil. bahcemize kedi gelirdi hep ama simdi de geliyor, kendi kedimiz de oldugu icin rahatsiz olmuyoruz. bazisi bir süre bahcede uyuyur, sonra gidiyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(18.09.25)
Varoş veya kültürel seviyesi düşük (ya da size uygun olmayan) (hatta bence sığınmacıların bolca bulunduğu) semtte değilse ve hava kirliliği sorunu da yoksa ben şahsen alırım. Giriş katı çok severim. Hele ki arka cepheyse, sokağa bakmıyorsa.
0
muhayyer divan
(18.09.25)
İyi bir Sitedeki bahçe katı evimizi pandemi zamanında satmıştık. Hayatımın en büyük pişmanlıklarından biri diyebilirim. Bahçe katı ev iyi ve yeşili olan bir sitedeyse tadından yenmez. Mahalle arasındaysa elbette gürültü, araç park edilmesi vs sinir bozucu olabilir.
0
ezkaza
(18.09.25)
Çok keyifli görünüyor ama ben tercih etmezdim.

- Ne kadar düzgün ve lüks site olursa olsun hanzolar her yerde. Bahçene sigara izmaritinden, aklına hayaline gelemeyecek her türlü çöp yukarıdan atılabilir. Bizim sitede bahçe katlarından çok şikayetler duydum. Öyle inanılmaz insanlar var ki senin bahçenin kenarına yemek artığı olarak balık kılçığı bırakıyor ve kedileri besliyormuş (!) bundan şikayet ediyorlardı. Pisliği, kokuyu, böceklenmeyi sen hayal et.

- Bir akrabamın mutfağında karınca oluyordu. İster istemez böcek ve haşerata daha açık oluyor. Hatta iş kedi köpeğe dahi varabilir.

- Özellikle yazları kapıları açıp uyuyamazdım herhalde. Birinin pat diye eve girme hissiyatı oluşuyor ama o benim takıntılı halim. :)

- Cephesine göre gürültü olabilir ama bahçe katları benim gördüğüm kadarıyla çoğunlukla izole tasarlanıyor. Yani mahremiyet yüksekse bu sorun minimumda olur.
0
Lethe
(18.09.25)
merhaba. izmir de bahçe katı, minicik bir toprak alanı olan evden izlenimlerimi aktarayım.

- köpeğim var, gün içinde sürekli bahçeye girip çıkabiliyor, çiş kaka yapıyor, yatıp kuşları izliyor, toprağı eşeliyir büyük kurtarıcı, her gün 3 posta tuvalet için gezdirmek zorunda değilim.

- apartman komşuları kasten hiç çöp atmadılar, sepetle fidan falan sarkıtıp eksene diyorlar yine de rüzgardan saksılarının düştüğü, çamaşırın uçtuğu oluyor. ben uyumsuzluk olmasın diye problem çıkartmıyorum. arada sırada saksı toprak süpürüyorum yani. köpek elalemin donuyla corabıyla oynarken ağzından alıp çöpe atıyorum. mandal çok sık düşüyor. kullanmıyorum ama atmıyorumda. bi gun kapıya biri gelirse mandalları toptan verip göndericem.

- bahceyle uğraşmak güzel, durmaksızın bitki alıyorum. domates biber falan aldım tutmadı. zaten bahcenin kendisinde zeytin ağacı, malta eriği, mandalin totelde 3 ağaç vardı, eriğe doydum o güzel.

- monsterta yetiştirdim coştu, yukarıda bahsettiğim ağaçları led aydınlatmalarla ışıklandırdım. güzel gözükuyor.

- evde bi salonda, bi oda da, bi mutfakta geze geze video izliyorum bazen darlanıyorum bahçede kitap okuyup dizi mizi izlemeye devam ediyorum bu bana sanki dışarı çıkmışım gibi hissettirtiyor.

-üst kat komşu bir gun nevserimlerini farklı bir şekilde katlayıp açmış eve giren tüm ışık kesildi bu mesela rahatsız ediciydi.

- bahceye açılan kapı iki aşamalı, sineklik + normal sürgulu cam. dikkatli olursam eve börtü böcek gelmiyor diger arkadaşların aksine

- yılda bir belediyeyi arayıp vidanjör cağırmak gerekiyor. bahçe giderlerinden taşma ile karşılaştım. gelen tutar/fatura apartmana bölunuyor. yani teras katın çatı akma derdinin apartmana paylaştırılması gibi.

- benim açımdan olumlu yanları, olumsuz yanlarından daha fazla. bunda da köpekle yasamamın etkisi çok. 25 yıl teras katta yasadım şişlide mükemmeldi ama o donem çocukluğum gencliğimdi, köpek yoktu. ardından 13 yıl köpekle müstakil ev en güzel zamanlardı. şu an yeniden bir ķöpekle bahçeli bodrum kattan şikayetim yok.




-
0
libertine
(18.09.25)
(16)

İlişkilerde Statü

ruzgarr
sorum özellikle kadınlara...ilişkinizde partnerinizin statüsü sizin için ne kadar önemli? statü derken kastettiğim; eğitimsiz ya da vizyonsuz olması değil, hayat şartlarından dolayı topluma veya yakın çevrenize gore daha düşük statülü sayılabilecek bir iş yapması. örneğin, garsonluk yapan ama aslınd
sorum özellikle kadınlara...

ilişkinizde partnerinizin statüsü sizin için ne kadar önemli? statü derken kastettiğim; eğitimsiz ya da vizyonsuz olması değil, hayat şartlarından dolayı topluma veya yakın çevrenize gore daha düşük statülü sayılabilecek bir iş yapması. örneğin, garsonluk yapan ama aslında iyi bir eğitim almış, entelektüel yönü güçlü birisi, statüsü daha yüksek olan bir kadına çekici gelir mi? yoksa iş ve kariyer geleceği, o kişiye bakışınızı gölgeler mi?
0
ruzgarr
(18.09.25)
Olmuyor olmuyor olmuyor.
Ligler denk değilse hayata bakış, aktiviteler, çevre, para, harcamalar gibilerinde farklar oluyor. Biri fine dining mekanı söylüyor, diğeri osesi biliyor.

Hele kadin kendinden aşağı olanin yüzüne tükürmez.
0
Shepard
(18.09.25)
bu olay doğu toplumlarında hala var evet. batının genelinde (tamamı demiyorum) her meslek ve sorumluluk kendi içinde kıymetli ve toplumda eşit görüldüğü için ilişkilerde pek sorun olmuyor ancak bizimki gibi doğu toplumlarında ilişkinin başlarında olmasa bile orta ve uzun vadede sorunlar çıkıyor. toplumda statüsü yüksek kadın, düşük erkek ilişkisi nispeten daha az. muhtemelen erkeklerin nefes alsın yeter mantığından kaynaklı kendinden daha düşük statülü gördüğü bir kadına okey olma olasılığı daha fazla.

benim açımdan, entelektüel yönü güçlü, kendi ekonomisini yönetme olgunluğuna erişmiş, bilinçli ve hayata pozitif bakan neşeli bir kişinin mesleğine takılmam. statü olayı da salakça gelir. ancak varlığını inkar edemem. toplum böyle.
0
makarnavodka
(18.09.25)
Erkek tarafı olarak diyeceğim.
Eğitimli ve entelektüel yönü olan garson birine ilgi duyan kadının muhakkak bir farkındalığı vardır.
Bu da toplumda oran olarak çok az seviyede.
Bedensel haz değil de, niteliksel haz denen bir durum var. Ot gibi kalmayı sevmek değil de çok yönlü olmak, farklı alanlarda öğrenmeyi sevmek gibi.
Yapılan araştırmalar kadınların daha çok maddiyata önem verdiğini de ortaya koyuyor.
Yoksa makamı,konumu olan biri karakter kişilik yönünden öküzün önde gideni de olsa, bir çok kadın tarafından evlilikte ve boşanmalarda nafaka yönünden (emeklilik parası diyen de var buna ) maddi kaynak olarak tercih sebebi olabiliyor.

Geçmişten bir örnek olarak o zamanlar tepki görse de haklılığı biraz geç ortaya çıktı. Yine de samimiydi :
m.youtube.com

Görücüye gelenlere :
-Kızımız okuyor.. diyen bile kızın mezuniyeti ve atanmasıyla birlikte alacağı maaşından koparmayı ve yine o kızın üstünden çekeceği kredinin hayallerini kuruyordur.

Olayın manevi veya eğitim, bilgisel yönüyle ilgilenen çok çok az.
0
diyecevaplandı
(18.09.25)
Hem kendimden hem de 2 kadın arkadaşımdan örnek vereceğim. Biz 3 hatun statüye önem vermedik. Önce hiç problem olmuyor. Hele cicim zamanları, çevren de sorum yaratmıyor. Ama ilişki ızadıkça ya da evlenirsen falan zamanla entelektüel bilgi sahibi olmasının önüne geçiyor bazı şeyler. Başka taraftan farkındalık geliyor. Erkek de komlpleks yapabiliyor. Önermem.
0
gadlemler
(18.09.25)
Statü önemli değil. İyi ve karakterli insan olması, fevri davranmaması, kültürlü olması önemli. Huzur bozmasın. Yanında huzurlu hissedeyim. Cahil biri isterse mükemmel bir fiziğe sahip olsun, isterse çok üst düzey kariyerli olsun, sıfıra iner, varsa da çekim.
0
gabe h coud
(18.09.25)
önemli benim için. lise mezunu birinden veya garsonluk yapan birinden etkilenmezdim ben. arkadaşça bakarım sadece. eşim de bana denk birisi bu nedenle.
0
Sadece soruyorum
(18.09.25)
İyi eğitim almış entelektüel yönü güçlü olan bir kişi garsonluk yapıyorsa orada bir problem vardır.

Eğitimi, kariyeri, geldiği ailenin kültürü, kişinin yaşantı biçimi ciddi bir ilişkide önemlidir. Uçurum varsa ileride illa ki problem çıkar.
0
cilekli pasta
(18.09.25)
Verdiğiniz ornek epey muğlak kalıyor bence, yaptığı şey zaruri mi (uzun süre is bulamamış elinde olmayan sebeplerle ve geçinmek için mi garsonluk yapiyor) yoksa başka mevzular mi, ona göre bile değişir.

Ha direkt derseniz ki tupcu erkekle akademisyen kadın sevgili olur mu, zor gibi ancak fantezi olarak olursa olur.

Meslek, statü, ihtisas bunlar birer sonuç, onun etrafında bir yaşam tarzı, seçimler vs var. Ha ama şu da var, bir önceki nesil cay ocağı isletmecisi olan akademisyenle öyle olmayanı arasında da fark var. Bu es seçimini vs de etkiler bana kalırsa.
0
encokbenisevinnolur
(18.09.25)
Statü önemli değil hem bana yeterince hitap eden bir kişiliğinin olması hem de çalışmayı seven, taşı sıksam suyunu çıkarırım her işi beceririm kafasında olması önemli. Ekonomik olarak bana yüklenmeyeceğini, benimle ilişkisini para üzerine kurmadığını bilmem önemli. Yoksa hayat bu, istediği kadar en üst statüde olsun ne zaman ne yaşayacağı bilinmez ki. Hayat karşısında korkuları çok olmayan hatta az olan hatta mümkünse hiç korkmayan biri olması çok önemli.
0
muhayyer divan
(18.09.25)
@encokbenisevinnolur: varsayalım, geçici bir çözüm olarak başladığı garsonluk işinde dördüncü yılını doldurmak üzere. bu süreçte, mezun olduğu üniversitenin hayatına artık bir katkı sunmadığını fark etmiş; kendi alanında iş bulamıyor. şimdi, kendine yeni fırsatlar yaratma derdinde. ancak farkında olmadan, garsonluk hayatında kalıcı bir hale gelmiş.

ya da hikayeyi şöyle düşünelim: evlisiniz ve eşiniz uzun süredir işsiz. mesleğini icra edebileceği alanlar artık yok. yıpratıcı geçen işsizlik günlerinin ardından, bir şekilde ev ekonomisine katkı sağlamak için garsonluk yapmaya başlıyor ve bu şekilde uzun bir süre çalışmak zorunda kalıyor ve artık o bir garson.

aslında bu iki hikayeden sormak istediğim ve ogrenmek istediğim şu: statü sizin için her şey mi? bir noktada partneriniz onu kaybettiğinde vereceğiniz tepki ne olurdu? en uç senaryoları düşümelisiniz.
0
🌸ruzgarr
(18.09.25)
@ruzgarr

Verdiğin örnekte konu mankeni hep garson. Demek ki olayda bir garsonluk veya en alt seviyede hizmet sektörü çalışanı olmak var.

Sen kendini koy karşı cinsin yerine. Bunları yaşayan o olsa ne hissedersin ne düşünürsün. Senin reddedeceğin garson karakteri ile sevdiğin kadının karakteri benzer mi değil mi, seni iten ne olur, olursa bir garson kadında seni çeken, onu sana benimseten ne olur bunları düşün.

Bazı kadınlar için statü önemlidir, her şeydir vs. Böyle yetişirler, çevrelerinde bundan başka bir şey görmezler onun için de kafalarındaki şablonu değiştirmeleri pek mümkün değildir. Böyle biri ise yapabileceğin bir şey yok. Ama böyle biri değilse durum yukarıda anlattığım veya benzeri şeyler olur. Çünkü hiçbir kadın hayata küsmüş, yaşama sevincini kaybetmiş, içine kapanıp karanlık eve kapanan erkekleri çekici veya değerli bulmaz. Kendinden pay biç.
0
muhayyer divan
(18.09.25)
@muhayyer divan: garsonluk örnekti bağlamdan koparmamak için hep o örneği verdim. bana soracak olursan: hayat, bir mesleği sahiplenip ölene kadar onu icra etmek için fazla uzun. hele ki yapay zeka, otomasyon, robotlar gibi kavramların bu denli hızla geliştiği bir çağda, geleceği öngörmek neredeyse imkansız. bu yüzden ben meslekten bağımsız bakarım; hayatın akışı içinde yön değiştirmek, başka şeyler yapmak herkes için mümkün. geçimini nasıl sağladığı umurumda olmaz. asıl önemsediğim; karakteri, hayata bakışı, ne izlediği, ne okuduğu, ne yediği ne içtiği, kısacası nelerden keyif aldığıdır.
0
🌸ruzgarr
(18.09.25)
İnsanın başına her türlü iş gelebilir beni bugün bir iftira ile işten çıkartsalar yapacağım şey günlük ilanlara başvurmak olur kendi işimi bulana kadar üç beş kazanmak için. Eşim bir zaruriyetten hizmet sektöründe çalışsa gocunmam aşağılamam. Ancak bir garson kasiyer vs. asgari ücretli çalışan ile benim hayat standartlarım, iş çevrem, arkadaş çevrem çok farklı. Okuyan kendini geliştiren bir insan olsa bile zamanla zaten o gurur yapar benim statümü kaldıramaz. Bir kadın lise mezunu ev hanımı olarak bir profesör ile evlenip çocuk büyütebiliyor evi çekip çevirebiliyor ama erkek için bu görev bizim normlarımıza uygun değil.
0
Aydan Dustum
(18.09.25)
yani benim anlamadığım şu... ben kendimden daha düşük statülü biriyle de, daha yüksek statülü biriyle de tanışamıyorum. iş yerimdekilerle tanışıyorum anca veya arkadaş çevremdekilerle. genelde aynı sektör aynı meslekteniz hepimiz...

bir arkadaşımın benden düşük statülü iki arkadaşıyla tanışmış ve hoşlanmıştım (farklı senelerde) fakat cidden hiç anlaşamamıştım ikisiyle de. çok fark ediyor. ikisi de eğitimsizdi ve yaşları da benden küçüktü. ayy ergenuslar bye dedim açtım resmen. zevkler ve renkler de hiç uyuşmadı zaten. tipe bakarak hoşlanmanın bir faydası yok yani. :d

benzerlik önemli. takıldığın mekanların, yediğin yemeklerin, alışveriş yaptığın yerlerin, hayallerin, kariyerlerin uyuşması önemli. sana benzemesi lazım işte yani. yoksa nasıl anlaşacaksın ki?

anlaşanlar var tabii ama ben anlam veremiyorum. çok zengin biriyle ben takılamam mesela. onun gittiği mekanların kapısından giremem. kıyafetlerim yanında ucuz görünümlü kalır. sohbetlerine dahil olamam. onların hayatı yatlarda, katlarda geçmiş. özel okullarda okumuşlar. oturup bu yıl 5 kere italya'ya gittim demesini dinledikten sonra ben de 7 yıldır tatile gidemedim mi diyeceğim? saçma.

o dediğim kişler de bir ünv bile okumamışlar. psikoloğa gitmemi saçma gereksiz boş iş bulan tiplerdi mesela. yaptığım mesleğin ne olduğunu bile kavrayamıyorlardı. ahlak anlayışları da çok düşüktü, karı kız peşinde kişilerdi instagram hesapları leşti leş.

denklik önemli.
0
art cat chocolate
(19.09.25)
bir amac ugruna yapiliyorsa -muhendislik diplomam varken bulasikcilik ve garsonluk yapmisligim var- bence sikinti yok ama halinden memnunsa ve baska bir plani yoksa biraz sikintili denebilir. garsonluk dunyanin hicbir yerinde entelektuel ve bilgi birikimi yuksek insanlarin yasamlari boyunca uzerinden para kazandigi bir meslek degildir.
0
bohr atom modeli
(19.09.25)
Kariyer hedefleri veya yaşam tarzı beklentileri uyuşmazsa, bu da ilişkiyi zorlayabilir. Statü değil ama geleceğe dair uyumsuzluk, ciddi bir sorun olabilir. Yani sen örneğin daha yaratıcı, gezmeyi seven, entelektüel çevrelerde bulunmak isteyen biriyken, partnerin sadece "bugünü yaşamak" odaklıysa, bu seni yorar.
Kadınların statüye duyarlılığı, bazı araştırmalarda erkeklere göre daha yüksek çıkıyor. Ama bu, "hesap kitap" yaptığı için değil; daha çok, hayatını paylaşacağı kişinin "dayanıklı" olup olmadığını görmek istemesinden kaynaklanıyor olabilir.

Ama şunu kesinlikle göz ardı edemeyiz; Kadınlar bir yaştan sonra etrafındaki top-zirvedeki erkekleri görüp yanındakiyle kıyaslamaya başlıyorlar.
Dolayısıyla bırakın denk olmayı, erkek kadına göre çok bariz bir şekilde statü, maddi/manevi olarak güçlü ve üstün değilse ilişki maalesef sağlıklı yürümüyor.
0
joooper
(22.09.25)
(11)

ev alarak hata mı ediyorum

asap raki
şu an üsküdar’da 30+ yaşında bir evde oturuyorum. çok merkezi. kira 20k. evin içi falan dökülüyor.maltepe’de 11 yıllık binada bana uygun, evlendiğimde de çift için de uygun olacak bir ev buldum, bunu almayı düşünüyorum. 750 gram civarı altın, biraz nakit paramdan biraz kredi şeklinde alacağım. altın
şu an üsküdar’da 30+ yaşında bir evde oturuyorum. çok merkezi. kira 20k. evin içi falan dökülüyor.

maltepe’de 11 yıllık binada bana uygun, evlendiğimde de çift için de uygun olacak bir ev buldum, bunu almayı düşünüyorum.

750 gram civarı altın, biraz nakit paramdan biraz kredi şeklinde alacağım. altın aşırı artıyor, ev fiyatları düşecek diye bi yaygara koparan tayfa var.

ilk evim. 31 yaşındayım. evi alırken biraz kenarda param da kalacak işsizlik durumunda krediyi ödeyebilmem için. sizce ev alarak hata mı ediyorum? acaba bekleseydim hiç kredisiz alır mıydım mesela altındaki artışla.
0
asap raki
(17.09.25)
ev fiyatları düşmeyecek. arz doğru düzgün artmıyor, ev fiyatları tl olarak yüksek, fiansman ve kredi imkanı neredeyse yok, sadece yeni projelerde oluyor ve onların da fiyatları genelde yüksek (gelir dengesine göre)
evi alıp oturacaksan her şekilde doğru hareket olur. almadan önce mutlaka yönetim planını alıp incelemeni de ayrıca tavsiye ederim.
0
kisa
(17.09.25)
oturacağınız evi alıyorsanız, içinize de sindiyse bence alın. altının aşırı artması sürekli bu şekilde gideceği anlamına gelmiyor. faizler düştükçe de bizim millet konut fiyatlarını yukarı doğru çekecektir.

ev fiyatları reel olarak zaten düşüşte, o kısım biraz yatırımcıyı ilgilendiriyor. endeksa'nın ağustos konut raporunda "Türkiye genelinde satılık konut fiyatları yıllık bazda %29,1 aylık bazda ise %1,7 artış gösterdi. Enflasyon etkisi göz önüne alındığında fiyatlar bir yılda reel olarak %3,1 aylık bazda ise %0,3 düştü." diyor.

kredili hayat sigortasına işsizlik teminatı da istediğinizi söyleyin biraz ödenecek prim artar ama işten çıkarılırsanız 6 ay süre ile kafanız rahat olur.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(17.09.25)
bence mantikli. altin daha ne kadar artacak bilmiyoruz. ev fiyatlari da dusmez, en fazla sabit kalir, paranin degeri dustugu icin dusmus gibi olur.

kredi ne kadar cekiyorsunuz, altin ne kadar artacak bilmedigimiz icin hic kredisiz alabilir misiniz bilinmez.
0
lemmiwinks
(17.09.25)
İçine sinmiyorsa, hep birlikte sıkıntı hissediyorsan hata ediyorsundur. Yok aksine sana gayet mantıklı ve güvenli geliyorsa doğru ediyorsun, didikleme.
0
muhayyer divan
(17.09.25)
Kredi miktarına, ödeme vadesine, toplam geri ödeme miktarına göre değişir.
0
kumandanim
(17.09.25)
parametreleri bilmeden yorum çok zor.

genel kanı oturacağınız evse almanız yönünde.
0
gurur
(17.09.25)
maltepede ki alacağınız eve taşınmayı düşünüyorsanız alırdım. kredili almak hiç kredisiz almaktan daha mantıklı geliyor bana.
0
belkider
(17.09.25)
maddiyattan ziyade imkanın olduğuna göre canını düşünüp sağlam bir eve geçmek olarak düşün. deprem gerçeği net!
47 yaşındayım. şimdiye kadar gayrimenkul alıp uzun vadede zarar eden görmedim. ayrıca bu kafanı sokacağın ev ve temel ihtiyaç. yani yatırım olarak bakman ve altınla karşılaştırman yanlış. o yüzden ev al.
yatırım deseydin cevabım farklı olurdu.
0
merhum
(17.09.25)
Sektörden yazıyorum. Ev almanın tam sırası.
0
gabe h coud
(17.09.25)
Kriz tamamen patlamadan ev fiyatları düşmez. Ben alırdım.
0
alice in potatoland
(17.09.25)
Kendi çevrene bile baksan; oturacağı evi alıp pişman olan bir kişi bile yoktur ama 'keşke o evi zamanında alsaydım' diyen onlarca insan vardır.
0
brkylmz
(17.09.25)
(14)

insanlar neden arabalarını obsesif bir şekilde yıkıyor?

robokot
özellikle genel hayatta titizliğiyle bilinmeyen erkekler. araba açık havada duran sürülen her türlü toz çamur kirlenen, kirlenecek bir obje. bakıyorum millet haftada bir, iki haftada bir, ayda bir falan yıkıyor para veriyor. iki gün sonra kirleniyor zaten yine. temiz görünmeye önem veriyorlar desem
özellikle genel hayatta titizliğiyle bilinmeyen erkekler. araba açık havada duran sürülen her türlü toz çamur kirlenen, kirlenecek bir obje. bakıyorum millet haftada bir, iki haftada bir, ayda bir falan yıkıyor para veriyor. iki gün sonra kirleniyor zaten yine. temiz görünmeye önem veriyorlar desem üzeri ketçap lekeli tişörtle düğüne gitmekten çekinmeyecek insanlar bile, para olsun olmasın bu beyhude çaba içindeler. araba kullanan biri değilim ama arabam olsa yılda bir belki yıkardım. içi temiz tutulmalı ama kim neden dışına uğraşsın o kadar pek anlam veremiyorum hep merak etmişimdir.
0
robokot
(17.09.25)
Kuş pisliği boyaya zarar veriyor. Özellikle koyu renkli arabalarda toz çamur kötü gözüküyor.
0
inheritance
(17.09.25)
Araba ile kurulan farklı bir bağları oluyor sanırım. Hatırlıyorum eskiden sokaklarda oyun oynanırken mesela adamlar hemen cama çıkardı arabalarına top falan gelmemesi için uyarırlardı bu konuda çok hassaslar.
Duygusal bir bağ olduğunu düşünüyorum ben onları çok istediğim kahve makinesini aldığımda anlamıştım bazen mutfağa gidip makineyi izliyordum :):)
Normalde aşırı titiz değilim ama makinemin temizlik rutinine çok dikkat ederim. Çünkü şu an hayatımdaki en önemli şey, onlar da araçlarını böyle görüyorlar anlayabiliyorum.
0
mutekebbir
(17.09.25)
Davranış bozukluğu seviyesinde bir durum olmalı. Sonuçta bir nesneye karşı aşırı yakınlık duyuluyor.
Buradan yola çıkarsak benzetme olarak şunu diyebilirim.
Bilirsiniz bazı kadınlar erkekleri sömürmesine rağmen ve erkeğin ona sevgisi yakınlığı azalmaz. Her türlü kendisini ona karşı mecbur hisseder. Araba da ötv, muayenesi, vergisi, yakıt masrafı, bakımı derken sahibini bir nevi sömürür ama yine de vazgeçilmez olur. Herhalde bunlar olmasa araç, sahibinden çok değer görmez.

Kimi belki apartman aidatını vermez, eşiyle ilgilenmez ama arabasına bakar.
Çok yıllar önce bir arkadaşın yanındayken laf arasında bir ara yan komşularını anlattı:
- adam yağan yağmurun altında arabasını yıkıyor. demişti

Bu ifadeyi diğer araçlar içinde düşünebiliriz yazmasak olmaz : TofaşK
0
diyecevaplandı
(17.09.25)
çünkü kötü görünüyor. kim her yeri çamur ve kuş boku içindeki arabaya binmek ister ki? hele her gün binmek zorundaysa.
bir otoparkta leş gibi bir arabadan inen insan gördüğüm zaman ruh halini yansıtıyor diye düşünürüm.
0
merhum
(17.09.25)
ben arabamı senede bir yıkatıyorum o da yetkili serviste bakım sonrası yapılan yıkama oluyor. içini ise düzenli olarak temizlerim. kuş pisliğine dikkat eder hemen müdahale ederim.

Benim gördüğüm pis arabaya insanların yaklaşmadığı, yanından geçerken dikkat ettiği. eski arabam siyahtı ve 10 yıl boyunca toplasan 15-20 defa yıkanmamıştır.
satışa çıkardığım zaman genellikle o modelde ve o yılda satılan astralarda güneş yanığı, farların sararması gibi sorunlar varken benimki çiziksiz simsiyah parlayan bir araba idi anında da satıldı.

açıkçası arabanın dışının pis olması pek de umurumda değil, önemli olan içi ve içini ise düzenli olarak siler süpürürüm.

ayrıca arabasını böyle haftada bir yıkatan, yok kireçsiz su yok bilmemne phli şampuan vesaire diye koşan insanların lastik alacağı zaman, bakım yaptıracağı zaman 3-5 liranın peşinde düşmesi de çok komik geliyor.
0
denizgonen
(17.09.25)
bu da bir hobi hor görmemek lazım
adam haftasonu yapacak bir şey bulamıyor arabayı yıkayıp temizleyeyim diyor
oto yıkamaya vermek biraz zengin sporu
0
mantık
(17.09.25)
Boş zamani bol adam aktivitesi. Boş iş ama ahahaha. Arabayi yikiyorsun, ama hemen kirleniyor. Aninda. Bir de boyle canla başla evinin önünde yikayan köylüler var. Zeka sıfır. Benim araba yagmurdan yagmura yikaniyor. Bazen elimdeki suyu bitiremiyorum arabanin üstüne döküyorum.
0
Shepard
(17.09.25)
tum gun seninle olan pahali birseyi temiz tutmak gayet medeni bir ihtiyac.

kisiyi tanimak icin de cok guzel detaylar barindiriyor.
-tembel degildir
-malina kiymet veriyordur
-temizlige onem veriyordur

tam tersi biri
-daha arabasini bile temizlemekten acizdir.
-hijyenik degildir.
-bosvermistir.
0
buenosdias
(17.09.25)
Sanane!

Her şey bitti sıra buna mı geldi.
0
respect
(17.09.25)
Mala kıymeti anlarım, titiz olmasını da anlarım. Ama bir yerden sonra koy gö.üne gitsine evrildi bende 2015teki ilk arabamdan sonra 6ay filan sürdü. Sen, "yok fırça çizer sampuan ph dengesi ağartıcı olmasın." filan derken millet fırçayla pata küte giriyor satarken de kimse sen bunu neyle yıkadın nasıl özenli baktın diye de sormuyor. Bence de beyhude bir çaba. Ara ara çok kirlenmeden temizlemek yeterli.
0
karacigerim vur kadehlere
(17.09.25)
kuş pisliği boyaya zarar veriyor +1
kötü görünüyor +1
hem içi hem dışı için söylüyorum; tozlanınca bi yere dokunasın gelmiyor. mesela arabaya binerken kolunu tutup kapıyı açıyosun ve çok tozlanmışsa dokununca elin kirleniyo. içine bindiğinde ekranın olduğu kızım klima tuşlarının olduğu kısımlar vs çok toz yapışınca bi de güneş vurunca kabak gibi gösteriyo tozu ve dediğim gibi dokunasın gelmiyo. ayaklarımızı koyduğumuz kısım zaten 1 ay içinde aşırı kirleniyo. nasıl evin kirlenince temizlemeden oturmak istemiyosun aynı şey aslıında.
0
Sadece soruyorum
(17.09.25)
Araba yıkatmaya vaktim olsa daha sık yıkatırım sürekli pislenen bir şey ve üzerindeki boyaya zarar veriyor bir süre. Elini, üstünü değiyorsun kıyafetin de pislenebiliyor çok toz olduğu zaman. Yıkatmaya götürmek de dert; sıra oluyor adam 1-2 saat süre veriyor bazen denk gelmiyor haliyle kendi yıkayan/ silen insanlara şaşırmıyorum ben. Çok zorda kalırsam kabasını ben de kendim alıyorum/ almak zorunda kalıyorum bazen.
0
titanic kemancısı
(17.09.25)
Kuş pisliği boyaya zarar veriyor.
Camlar içeriden kirlendiyse dışarıdan yıkamak yetmiyor.
Evet fazladan su ve deterjan sarfiyatı ama bazı insan böyle napıcan. Yapma denmiyor. Adam arabasına bakmak istiyor, değer kaybı anlamında da haklı.
0
muhayyer divan
(17.09.25)
rehabilitasyon.

hobi yani.
0
gurur
(17.09.25)
(7)

Mankenler niye gülmüyor?

yenibirgüzelnick
Siz de farketmişsinizdir mankenler poz verirken hep böyle kibirli, cool, soğuk bir hava ile fotoğraf çektiriyorlar. Arada nadiren gülerek poz vermiş olanlar var ama büyük çoğunluk suratsız diyebileceğimiz pozlar veriyor. Benim bir arkadaşım var o da hiç bir fotoda gülmez, gülümsemez bile yani güzel
Siz de farketmişsinizdir mankenler poz verirken hep böyle kibirli, cool, soğuk bir hava ile fotoğraf çektiriyorlar. Arada nadiren gülerek poz vermiş olanlar var ama büyük çoğunluk suratsız diyebileceğimiz pozlar veriyor.

Benim bir arkadaşım var o da hiç bir fotoda gülmez, gülümsemez bile yani güzel olduğunu düşündüğü bir ciddi bir ifadesi var öyle çekinir. Zaten çok güzel bir kız ve gülse daha sempatik ama gülmez. Bana da hep gülerek foto çekilme ciddi dur der. Benim bütün fotolarda ağzımda kocaman bir gülümseme.

Siz ne düşünüyorsunuz? Mankenler ve diğer kadınlar ciddi poz verince daha mı hoş görünüyor? Arkadaşımı dinleyip ben de mi öyle yapmalıyım? ( bu şekilde cool olmuyorsun diyor)

Ergen yaşlarda değiliz, arkadaşım da çok bilindik bir yerde yönetici.
0
yenibirgüzelnick
(17.09.25)
ne kadar fluent bir yüzün varsa o kadar iyi defilelerde yer alirsin. gülmemeleri kendilerini degil, kiyafetleri ön planda tutmalari gerektiginden.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(17.09.25)
@konusma,
Ama kişisel fotolarında da gülmüyor bu kadınlar. Instagrama koydukları hani özel fotoğrafçılar tarafından çekilmiş olan fotolarda.
0
🌸yenibirgüzelnick
(17.09.25)
kişisel fotoğrafları bilmem de moda çekimlerinde iki ekol var. triangle of sadness'da bununla ilgili güzel bir sahne vardı:

www.youtube.com
0
sir gawain
(17.09.25)
Suratsızlık veya ciddiyet değil o, cinsellik anlamında sergilenen vahşi cazibe :) ben öyle anlıyorum yani.
0
muhayyer divan
(17.09.25)
picture me diye bir belgesel var, eger bulabilirseniz onu izleyin. sektörleri asiri les, tacizin her türlüsüne cok acik, poker face standartini hayatlarinin her anina yaymak zorundalar, anlastiklari markalari sadece podyumda degil hayatlarinin her aninda temsil ediyorlar bazen. yani cok katmanli sebepleri var.
aliskanlik, marka degerini korumak, isin podyumdan inice dedevam etmesi, disariya dayanikli kadin imaji vermek...
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(17.09.25)
ben yaptım bu işi bir kaç sene. ajans senden albenili olmanı, seksi olmanı bekliyor doğal olarak. gülersen bunu yapmak zor. mesela kate moss'un gülerken poz verdiğini düşünebiliyor musun?
0
yurtsuz john
(17.09.25)
çekimlerde asıl amaç ürünü öne çıkarmaktır. o yüzden dikkat dağıtacak, odağı başka yönlere çekecek hiç bir şey kullanılmaz. ancak ürünle(veya konuyla) ilgili tamamlayıcı nesneler kullanılır.
bu yüzden modelin gülmesi, mimik yapması istenmez. tabi modelinde belli bir güzellik normlarında olması gerekiyor konu ürünse modelin nasıl kim olduğunun hiç anlamı yok gibi bir çıkarım da yapmamak lazım. burada mimikten çok verdiği pozla ürünü öne çıkartıyorlar.
0
my fault
(17.09.25)
(5)

yesil meyve teroru

buenosdias
her sene ayri bi icat. bikac sene once yesil mandalilar hortlamisti bu sene de yesil muz var heryde. erken mi topluyorlar? genetikle mi oynuyorlar? don vurdugu icin mi? yoksa baska bisey mi?
her sene ayri bi icat. bikac sene once yesil mandalilar hortlamisti bu sene de yesil muz var heryde.

erken mi topluyorlar? genetikle mi oynuyorlar? don vurdugu icin mi? yoksa baska bisey mi?
0
buenosdias
(16.09.25)
Mandalina portakal yapay olarak sarartılıyor diye biliyorum. Öyle bir uygulaması vardı üreticinin.

Yeşil muz sağlık için faydalı diye erken hasat ediliyordur. Muzdaki potasyumu şekerini yemeden almak istiyorlar, haklılar. Bunun için de muzu tatlanmamış haliyle yani yeşilken yemek gerekiyor, sanırım yeşil halinin şeker hastalarına ayrıca faydası var. Ondandır.
0
muhayyer divan
(16.09.25)
Erken topluyorlar çünkü birçok meyve nakliye sırasında da olgunlaşıyor. Diğer türlü ziyanları yüksek oluyor.
Yeşil muz sarı muzdan evladır, prebiyotik oranı yüksek şeker oranı azdır.
0
alice in potatoland
(16.09.25)
@muhayyer hocam doğru info yok yazdığın yazıda.

Mandalina, portakal yapay sarartılmaz. Çok fazla çeşidi var. Nasıl bizim ülkede bile 36 ırktan insan varsa mandalina portakal alemi de öyle. Çeşit çeşit cinsi var. Yapay sarartma bu ikisi için yok.

Ancak muz kükürt ile sarartılır. Yeşil toplanır ve kükürt ile sarartılır. Sarartılır demek de yanlış bir ifade aslında. Yemeye olgunlaştırılır.

Cennet meyvesi/hurması dediğimiz bitki de benzer şekilde ham halde toplanıp genellikle elma ile olgunlaştırılır. Bir çuvalın içine koyulan 1 elma ile.
0
messina123
(16.09.25)
Vay be bildiğim her şey yanlış. Ben de yanlış dünyaya doğdum demek ki.
0
muhayyer divan
(16.09.25)
Açılın, muz diyarından bildiriyorum :)
Öncelikle Messina +1 ama biraz düzeltmek lazım.

Öncelikle yeşil mandalina türü gerwği yeşildir, sonradan srartılması söz konusu değildir. Portakal, greyfurt gibi narenciyeler hasattan sonra gerekirse nakliye yapılana kadar soğuk hava depolarında bekletilir. Soğuk hava meyvenin dalından koparıldıktan sonraki olgunlaşma kısmını baskılar. Narenciyenin depoda sarartılması diye bir uygulama yok. Aksine vaktinden erken koparılan mandalina ekşi, portakal da acı olur.

Muz konusuna gelirsek; belli bir olgunluğa gelen muzlar (ancak henüz tamamen sararmadan) eskiden "sarartma tesislerinde" karpit ile sarartılırdı. Bu uygulama daha sonra değiştirildi. Artık sarartma tesislerinde kontrollü etilen gazı ile sarartılıyor muzlar. Kükürt kullanımı söz konusu bile değil.

Muzun rengine gelince muzun dalında sararması zaten söz konusu olmaz. Dediğim gibi hafif yeşil renkte hasadı yapılır. Ancak çeşidine göre iki temel renk muz var. Birisi hafif yeşil renkte iken tüketilir. Kabuğu biraz sert olsa da tadı yerindedir. O kuzu aratmak için beklettiğinizde rengi sarıya dönmeden muz çürür. Özellikle içeriğindeki şeker oranının düşük olması sebebiyle şeker hastalarına önerilir.
İkinci çeşit muz ise sarı muzdur. Bu muz da hafif yeşilden toplanır, sarartmada etilen ile ev ortamında elma ile sarılarak sarartılır. Yeme olgunluğun geldiğinde kabuğu koyu sarı ve çilli olur.
Bir kaç yıldır pazara Manavgat da girdi. Onların hangi türü üretip sattığını bilmiyorum. Bu arada muzların dünya genelinde haşlamalık olanı ayrı, kızartmalık olanı ayrı, meyve olarak tüketilen ayrı çeşitleri vardır.

Size burada kabaca rengi ile ayırdığım muzların da birden fazla çeşidi var ama o kısım çok teknik. Onun yerine kısaca renk ayrımı yaptım.
0
strawberry first
(16.09.25)
(22)

Çokeşlilik (poligami) sizce yanlış mı? Yanlışsa neden yanlış?

Batuhanolabilir
Bunu bir erkek iki kadın iki erkek bir kadın ya da sayısız kadın sayısız erkek gibi düşünebilirsiniz ya da mesela evlilikler hep bir kadın bir erkek arasında yapılıyor. 4 adamla 5 kadının hep beraber evlenmesine pek belki de hiç rastlamıyoruz. Yanlış veya doğru gibi bir yargıya varmak zorunda tabi d
Bunu bir erkek iki kadın iki erkek bir kadın ya da sayısız kadın sayısız erkek gibi düşünebilirsiniz ya da mesela evlilikler hep bir kadın bir erkek arasında yapılıyor. 4 adamla 5 kadının hep beraber evlenmesine pek belki de hiç rastlamıyoruz.

Yanlış veya doğru gibi bir yargıya varmak zorunda tabi değilsiniz bence ne yanlış ne doğru kişisel seçim de diyebilirsiniz.
0
Batuhanolabilir
(16.09.25)
Ha diyebilirsiniz ki bu gavatlık, aslında değil. Yani sen ne kadar kocasıysan o kadının o da o kadar kocası. O yüzden gavatlık değil bence.
0
🌸Batuhanolabilir
(16.09.25)
evlilik sistem isidir evliligi yasamayi ogrenirsin icinden geldi de spontane yaptigin bir is degil gorevleri vardir ogrenir yapmaya calisirsin. su anki sistem anne baba ve cocuk ailesi cizmis ve bunu ayakta tutmak istiyor. yönetim buna uygun sekillenmis yahut o aile yapisi yonetime uygun kaciyor. poligami zaten yaygin bir sey ama yasal olmadigi ve normlara uymadigi icin omru kisa oluyor. bazen bir gun, bazen bir sene, bazen adi konmadan.
4 kadinla 5 adamin evlenmesine gerekcen ne mesela? benim aklima gelen buradaki evlilikten beklenti herhangi bi gebelik durumunda cocuk anneye ait olur, baba aranmaz tipki kedilerdeki gibi. bu belirsizlik de anne-baba-cocuk ucgeni yerine anne-cocuk ve birtakim adamlar sistemini getirir. dolayisiyla babalik kavrami ortadan kalkar. bak su allahin isine ki yine erkegin kolayina gelecek bir sistem cikmis olur.
0
ala09
(16.09.25)
1 erkek 4 kadın için yazıyorum
yanlış değil
paran, sağlam bir psikolojin ve cinsel iktidarın varsa
eşlerini de buna razı olacak insanlardan seçiyorsan
0
mantık
(16.09.25)
resmiyete dokmek daha mantikli olabilir. zaten bircok musluman/afrika ulkesinde kanuna aykiri degil ve yapan cok. dogru veya yanlis diye dusunmuyorum. yapan bilir. her birey mutluysa daha iyi. toplum/kultur normlarina gore de degisebiliyor.

gunumuzde poliamori de cok yaygin. ve aldatma durumlari, open relationship vs. hayat garip. iliskiler falan...
0
ermanen
(16.09.25)
Çok eşlilik yanlıştır. Öncelikle çocuğun hangi soya ait olduğunun belirlenmemesi sebebiyle, sonra aidiyet hissinin kaybolması sebebiyle, yaşam motivasyonlarının değer kaybetmesiyle sonuçlanacak bir hareket olduğu için yanlıştır. Erkeğin ataerkil bir yapıya sahip olacağını düşünmesi mümkün ama gerçekte ataerkillik de anaerkillik de oluşmayacaktır ve düzen değil kaos doğuracaktır bu durum. İnsanların birbirlerine güvenleri kadar saygıları ve verebilecekleri bir kıymet duygusu da kalmayacaktır. Doğadaki hayvanlar gibi olmak kaçınılmaz olur, insanlık kalmaz bunu benimseyenlerde.
0
muhayyer divan
(16.09.25)
Evlilik anlaşma gereği sadakat ister ve bunu taahhüt eder. Poligami bambaşka bir mevzu. Evlilik birliği içinde yaşanmıyorsa kimseyi bağlamaz.
0
ruhen hastayim ben
(16.09.25)
Muhayyer+1 bunlar sağlıksız ilişki biçimleri...
0
pembediken
(16.09.25)
Muhayyer şimdi değer erozyonundan bahsetmişsin ama ben mesela şunu düşünüyorum. Şimdi nasıl ki evlilik filmlerle tv ile fetişleştiriliyor romantize ediliyor insanlar buna bakıp özeniyor. Aynı şekilde mesela başka bir dübya düşünelim onda da filmler var aynı o "ruh eşini" bulma hikayesi gibi mesela mükemmel takımı kurma hikayeleri yazılsın. Hatta roller biçilsin modeller ortaya konsun kadın1 şöyle bir kişiliğe sahiptir şöyle yapar böyle yapar densin o parlatılsın sonra kadın2 kadın3 erkek1 erkek2 için aynıları yapılsın kültür buna dönüşsün aile kurmak hayatta mükemmel işleyen 5 kişilik seksli bir yapı şeklinde kurgulansın bunun harika filmleri çekilir medyada sinemada romantik ilişkiler insanları 1 etkisi altına alabiliyorsa böyle bir poligami yapısında 10 alabilir belki de. hayat arkadaşı temasına 1 film çekilebiliyorsa bence hayat takımı temasına 10 film yapılabilir. filmleri medyayı kültürü hafife almayın insanların büyük çoğunluğu maruz kaldığı yargıları kabulleniyor ve uyguluyor ve hayatı ona göre yaşıyor. ayrıca mesela (bu söylediğimi platondan araklıyorum) evlat konusunda da senin biyolojik çocuğun olmasa da senin evlilik takımının bir çocuğu olarak görüp tamamen benimsediğin bir kültür oluşacak belki. hatta belki biyolojik çocuğuna ayrımcılık yapmak antagonize edilecek ayıplanacak o aile yapısında aynı bugü ırkçılığın ayıplandığı gibi.
0
🌸Batuhanolabilir
(16.09.25)
Neden 1 erkeğe 5 kadın düşsün, 5 erkek 5 kadın birbirini halletsinler mesela, nikahlı hem de. Kimin eli kimin cebinde fark etmesin. Kimin bu 9 kişiyi aldatıp aldatmadığını kim denetlemeli mesela, nihayet hem toplum sağlığı hem aile sağlığı meselesi de var, hastalık kapmak falan. Tek eşlilik bile aldatma durumunda çok tehlike barındırırken bu çok eşlilikte bu konuyu nasıl yönetmeyi düşünüyorsun? Sağlık takıntısı olan çok eşli olmasın mı diyeceksin?
0
muhayyer divan
(16.09.25)
youtube’da crime belgeselleri izliyorum, son izlediğimde (abd) swinger yapan iki çiftten biri diğer erkeği öldürüyor ve kendi eşini kıskandığı için de değil, adamın eşini kıskanıyor.

insan doğası buna uygun değil.
0
deartheodosia
(16.09.25)
Bu durum bende birinci dereceden akrabayla cinsel ilişki boyutunda tabu. Ama güzel açıklamışsin meramını. Olabilir mi, sürekliliği var mı, bunları düşünmek için kafa lazım o da su an bende yok. Yazılanları okuyup aydınlanıyorum.
0
sekizdokuzon
(16.09.25)
Batuhanolabilir bu sayede cocuk ailenin degil toplumundur diyorsun. o zaman bakimini saglayacak imkanlari da toplum saglasin. kim kimle sevisiyordan once bireyselligi bitirmen lazim. deartheodosianin dedigi sey guncel toplum normlarindaki swinger kulturunden bahsediyor. ama eger sevdigi kadina sahip olmasi gerektigini ogrenmeseydi yapmayacakti. iliskiler bu kadar gudusel degil. malum toplulumuzdaki kadin cinayetleri de ayni mantikla suruyor. ya benim ya kara topragin anlayisini icgudusel ve insaniyetten geldigini mi soyluyorsunuz? kiskancliklar bilmem neler.
hayvandan farkimiz olsuncular hayvandan farkli olunca bayagi guzel oldu ya topluma, dogaya bayagi faydamiz oldu demek istiyorum. simsiki sarilin normlariniza size cok sey katiyor belli ki. ne guzel hayatlariniz var ya
0
ala09
(16.09.25)
@ala09, ben normlarımla mutluyum ya, bu demek değil ki ya benimsin ya kara toprağın anlayışını benimsiyorum. zaten aksi görüş hep “toplum öğretisi bunlar” oluyor. isteyen istediğini yaşıyor zaten, ben yaşamıyorum ve yaşamadığım, uygun bulmadığım için eleştirmek de kimsenin hakkı değil.
0
deartheodosia
(16.09.25)
Bir fikri beğenmeyince cevap olarak çirkefleşme noktasına gelmişiz. Önce bunu çözelim bence, çok eşlilik falan bundan sonraki konular. Asıl kadın ve erkek cinayetleri bu çirkef kafalardan çıkıyor çünkü. Bu arada soru sahibi kendisine yönelttiği sorulara bir cevap verirse memnun olurum.
0
muhayyer divan
(16.09.25)
kendime bir soru yöneltmedim ki
0
🌸Batuhanolabilir
(16.09.25)
YönelttiğiM yazdığım halde telefonum kafasına göre düzelttiği ve ben buna hâlâ alışamadığım için orada m harfi eksik çıkmış.
0
muhayyer divan
(16.09.25)
Heğ. Ya ben oralarını hiç düşünmedim böyle izole bir fikir benimkisi okulda teori işlerken bi şeyleri ihmal edersin ya öyle. Zaten bilimsel, mantıklı bir yaklaşımla da sormadım maksat muhabbet diyerek sordum. Ha şunu diyebilirim sorunuzla ilgili önce sağlık kısmından başlayalım, sağlık konusunda o şartlar altında da o şartların normları işlerdi. Şimdi de var cinsel yolla bulaşan virüsler ama bu hiçbir şeyi engellemiyor., kabullenilmiş ona göre hareket ediliyor. Önlem alınıyor, alınmıyor. O zaman da o şekliyle kabul görürdü bence.




Neden sorusuna bir yorumum yok. Ben zaten neden çokeşlilik değil de tekeşlilik diye soruyorum.
Aslında bir psikoloji doktoru, sosyoloji profesörü falan iki dakkada anlatır içimizden geçer bilimsel ve metodolojik analizler ve tezlerle. Bizimkisi muhabbet.
Neden 1 erkeğe 5 kadın ya da 4 Erkeğe 5 kadın ya da 1 erkeğe 1 kadın? Onu bilemiyorum benim bir seçimim yok.

Ama Rick & Mortydeki unity gibi bir fantazi sanırım birçok erkeğin de fantazisidir


Şimdi neden demeyelim de nasıl diyeceksek şunu düşündüm sanırım üreme iki bireyle yapıldığı için tek eşlilik var. Mesela üreme 3-4-5... canlının birleşimiyle yapılsaydı o zaman doğal olarak çok eşlilik kültürleşecekti. Mesela evrimciler buna ne diyor? Neden 2 birey birleşiyor genlerini yeni nesle aktarıyor da 3-4-5vs değil? Yeni canlı 4 ebeveynin genlerinin birleşimiyle oluşsa daha iyi değil mi hepsinden bir şey alır. heee ona survival of fhe fittest diycekler en iyi gen aktarılsın diycekler ama her anlamda en iyi gen yok ki alfada.
0
🌸Batuhanolabilir
(16.09.25)
@deartheodosia cinayet mazeretinin insan doğasıyla doğrudan ilgisi yok demek istedim, anlaşılmış da zaten, kişisel bir eleştiri yok. mutluysan ne ala
0
ala09
(17.09.25)
@Batuhanolabilir

Bir erkek olarak sen eşini/sevgilini başkalarıyla rahatlıkla paylaşabiliyorsan psikolojinde bir sorun var demektir. Normalde bir erkek partnerini kimseyle paylaşamaz, içgüdüsel olarak. Çok evliliği uzun süreli değil kısa süreli olarak amaçladığını düşünüyorum.

Ben bir de şöyle düşünüyorum,

Erkeklerin doğasının çok eşli olduğuna katılmıyorum. Öyle olsaydı, annesine, ablasına, kız kardeşine, anneannesine, babaannesine, halasına teyzesine yengesine hallenmemeyi, hatta erkeklere hallenilmeyeceğini öğrenmezdi, öğrenemezdi. Toplumların %99,999'u öğreniyor mu, öğreniyor. O halde erkek tek eşli olmayı gayet güzel öğrenebilir. Sadece öğretilmemiş, bu konuda cinsiyetinin ardına sığınarak gevşek davranmayı öğrenmiştir.
0
muhayyer divan
(17.09.25)
karnında benim çocuğumu taşıyan kadın 3-5 erkekle daha penetretif seks eyleyemez. ben bile şeyetmiyorum oha ya.
öte yandan benim 9 tane kadını hamile bırakmamda bir sorun yok.
ayrıca benim karım başkasıyla kafasına göre evlenirse bir sürü akrabam olur, akrabalığın anlamı kalmaz.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(17.09.25)
özgür iradesiyle karar verebilmeleri şartıyla yetişkinlerin kendi aralarında yaptığı ve benim özgürlüklerimi etkilemeyen hiçbir şey beni ilgilendirmez. kimseyi de ilgilendirmemeli.
0
robokot
(17.09.25)
@karim iceride, bi tane bulabilirsen sana yeter, hiçbir kadın senin gibi bir adamla aynı evde yaşamak istemez, istememeli
0
deartheodosia
(17.09.25)
(4)

köpeğimin ardından...

croswell
1 Eylül gecesi 2 aylıktan beri benimle olan 4.5 yaşındaki köpeğimi ellerimde kaybettim. 2 aydır hastaydı veterinere gittik defalarca ancak IBD teşhisi koydu geçecek edecek dedi 1 eylül günü çok ateşlendi. Ne oldu nasıl gelişti anlamadım bile veterinerde ateş düşürücü yapıldı, gece geçmedi tekrar git
1 Eylül gecesi 2 aylıktan beri benimle olan 4.5 yaşındaki köpeğimi ellerimde kaybettim. 2 aydır hastaydı veterinere gittik defalarca ancak IBD teşhisi koydu geçecek edecek dedi 1 eylül günü çok ateşlendi. Ne oldu nasıl gelişti anlamadım bile veterinerde ateş düşürücü yapıldı, gece geçmedi tekrar gittik ve gece kan alınırken ellerimde vefat etti.
15 gün geçti kendime gelemiyorum. Kendimi suçluyorum, vicdanım sızlıyorum. Bazen kendimi katil gibi hissediyorum. Onu çok özlüyorum, deliriyorum resmen. İş vs hiçbir şey umrumda değil. 40 yaşındayım evli değilim kız arkadaşım var ancak olmuyor acımı kimseyle paylaşamıyorum. Müthiş bir çöküş yaşıyorum.
Eve gidemedim henüz 1-2 kere eşya almaya girdim delirdim çıktım.
suratı gülüşü havlayışı, kuyruk sallayışı aklımdan hiç çıkmıyor sanki onun ömrünü almışım gibi hissediyorum. Nasıl alışacağım bilmiyorum bu kadar düşeceğim bu kadar tükeneceğim aklıma gelmezdi. Elbet bir noktada ömrü bitecekti ancak bu kadar erken olması beni dağıttı.
ne yapacağımı nasıl devam edeceğimi bilmiyorum. Başka hikayeleri okuyorum hepsinin yaşlı köpekleri varmış onlara veda yazmışlar bu kadar genç, bu kadar sağlıklıyken aniden veda eden olmamış sanki.
onu çok özlüyorum
0
croswell
(16.09.25)
5 yaşındaki kedimizi çocuğumun doğumundan 1 ay sonra böbrek yetmezliği ile kaybettik. kedimizi veterinerden almıştık, manyağın biri kediyi dövmüş dövmüş veterinerin kapısına bırakmış. dünyanın en şapşal en uysal kedisiydi ve kızımızın onunla büyümesini çok istiyorduk. ben hamile iken gelip göbeğime yatar mırıl mırıl ederdi. kaybedeli 2 yıl oldu, acısı hafifledi ama asla unutmadık. hala fotoğraflarına bakıyoruz, eskiden her baktığımda ağlardım, şimdi yaptığı şapşallıkları komiklikleri anıp gülüyoruz.
geçecek demiyorum, geçmiyor ama hafifliyor. bir de yaşadığı kısa süre için ona en güzel hayatı verdin, onun kısa hayatının her şeyi oldun. bu yönden bakmaya çalış, bir nebze de olsa hafifletiyor.
başın sağolsun
0
wendyangelamoiradarling
(16.09.25)
Başınız sağ olsun. Daha yeni kedimizi kaybettik ve sizinle aynı şeyi yaşıyoruz.
İnsanların empati yapamaması ayrı anlamaması ayrı umursamaması ayrı üzüyor. Kimseye bahsetmiyorum ben. Çoğu insanda eksik olan şeyler var. Bunları düzeltmek mümkün değil ne yazık ki.
Alışıyorsunuz ama. Geçmiyor ama alışılıyor.
0
mrvln
(16.09.25)
Daha yaşlı olsaydı acın daha büyük olurdu. Kedim 2 yaşındaydı 13.kattan aşağı düştü, evdekilerin dikkatsizliği... belki 2 yıl evde işte yolda belde ağladım, her aklıma geldiğinde ağladım, olur olmaz her şey onu hatırlattı, müzik yaparken ağladım sohbet ederken ağladım. O sadece 2 yaşındaydı. Şimdiki kedim 10 yaşında, şükürler olsun çok sağlıklı, olabildiğince çok ömürlü olsun diliyorum ama bir gün öleceği aklıma geldikçe çıldıracak gibi oluyorum. 2 yaşında ölen kedimin aşağı düşmesini ben görmedim ama görmüşüm gibi rüyama giriyor, uykuya dalarken gözümün önüne gelip beni çıldırtıyor, başka şeyler düşünmeye çalışıyorum, o histen kurtulmaya uğraşırken uykum kaçıyor.

Çok özür dileyerek bir ihtimalden bahsetmek istiyorum. Veteriner hekimlerin de doktorların da farkında olmadıklarına, olsalar müdahale edeceklerine inandığım bir ilaç görünümlü hastalandırıcı madde kullanımı olduğunu düşünüyorum. 10 yaşındaki kedim ve diğerlerine sadece ilk aylarda yapılan karma ve diğer aşılar yapıldı, bir de kısırlaştırma ameliyatı geçirdiler. Bunlardan başka hiçbir şekilde rutin aşı yaptırmadık. Veterinere götürmedik. Bugüne kadar hiç hastalanmadılar. O iç ayda bir yapılan aşılar yapılsaydı eminim üç kedimiz de ayrı ayrı hastalanacaklardı. Çünkü veterinerler de ilaç sektörünün de mama sektörünün de bir şekilde varlığını sürdürmesi lazım. İnsanlar için de geçerli bu. Bunu kabul etmek veya etmemek gibi bir baskıda bulunmuyorum, sadece dikkat çekmek istiyorum.

Köpeğin ölümüne çok üzüldüm. Umarım en yakın zamanda alışırsın, sakinleşirsin, umarım bir an önce durulur üzüntün...
0
muhayyer divan
(16.09.25)
Yazdıkların resmen benim içimi acıttı. Başın sağolsun ama kendini suçlamanın bir anlamı yok çünkü sen elinden geleni yapmışsın. Kendi haline bırakıp ne olacaksa olsun ya da aman bir şey olmaz dememişsin. Her türlü masrafı etmişsin gözünden sakınmışsın ama hastalık gelmiş minnoşu bulmuş. Dayanamamış çocuk demek ki ne yazık ki. Sen veteriner veteriner gezdirsen de sonucun değişeceğini zannetmiyorum çocuk dayanamamış yoksa vet eminim elinden geleni yapmıştır. Bizim de kedimiz var ve veterinere çok güveniyorum eminim yapılabilecek bi şey olsa yaparlardı.

Sana şöyle bir örnek vereyim, hafta sonu komşumun kedisi 1.kattan düşmüş gece, kapıyı açık unutmuşlar kedi de camı açık odaya girmiş gece. Ordan atlamış gece muhtemelen dışarda kalmış, sabah korkudan sinmiş bi halde buldular hayvan bütün gün kafasını kaldırmadan yatıp uyudu, ve bir gözü küçüldü. Yine de vete götürmediler çünkü paraları yok. Neyse kedi birkaç gün sonra kendine geldi, şu an normal gibi duruyo. Ama yani patisi vs bi yeri kırılmış olabilir belli etmiyor olabilir. Herkes senin gibi böyle ilgilenmiyor emin ol buna. Sen elinden geleni fazlasıyla yapmışsın kendini suçlama.
0
Sadece soruyorum
(16.09.25)
(4)

görseldeki kedi yarası neye benziyor?

elorelia
https://i.hizliresim.com/rwrrb2m.jpegherhangi bir akıntı yok, elimle dokunduğumda da kedim tepki vermedi. daha önce hiç böyle bi yarası olmadı. dışarıyla teması olmayan bi ev kedisi. kaşıntı gibi bi durum da gözlemlemedim. sırt bölgesinde.3-4 gündür evde yoktuk. 6 senedir bizimle, daha uzun seyahatl
i.hizliresim.com

herhangi bir akıntı yok, elimle dokunduğumda da kedim tepki vermedi. daha önce hiç böyle bi yarası olmadı. dışarıyla teması olmayan bi ev kedisi. kaşıntı gibi bi durum da gözlemlemedim. sırt bölgesinde.

3-4 gündür evde yoktuk. 6 senedir bizimle, daha uzun seyahatlerimiz de oldu. birileri gelip bakıyor biz yokken. ama stresten çıkan bir şey mi, mantar mı, sürtme yarası mı? benzetebilen olur diye sormak istedim.

teşekkürler.
0
elorelia
(16.09.25)
evde bi kedi daha var mı?

küçük bir dış etken yarası gibi, kurumaya başlamış gibi hatta. 2. kedi varsa arada oynarken sert kaçırıyorlar, ya da bi yere sürtme çarpma olabilir. temizleyebilirsiniz yara bakım ürünleri var, favorim Pet Labs Poto Top. kendi kendine geçecektir. sadece orası varsa takip edin artmıyorsa tek seferliktir.
0
ofelia
(16.09.25)
bunun birebir diyebilecegim kadar benzerini annemlerin kedisi yasadi. kisirlastirilmisti ve sonrasinda gözetim amaciyla 5 gün veterinerde kaldi. sebebini tam cözemedik. annemlere göre dis etken, hayvan kafeste cok sikildi, cikmak isterken oldu. bana göre stres kaynakli.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(16.09.25)
Mantar olabilir, bizim kedinin bir ara sürekli mantar sorunu oluyordu, ona benziyor. İstanbul'daysanız sıkıntıyı çözen veterineri önerebilirim.
0
kobuzchu kiz
(16.09.25)
Stresten kendini yolmuş olabilir. Bizim dişi kedi kendi tüylerini yolup atıyor oğlanlara kızınca. Hatta ben oğlanlara kızınca da önce beni paralamaya çalışıyor sonra baktı ki bana diş geçiremedi, kendi kendine gıcık oluyor bu şekilde. Stresten yapabiliyorlar.
0
muhayyer divan
(16.09.25)
(6)

Karbonhidratı azaltmak

gnosis
Kilo problemim yok, kolesterol problemim var. Doktor karbonhidrat tüketimimi azaltmamı öneriyor ama ben karbonhidratsız doymuyorum. Boy: 167 Kilo: 52 Kolesterol: Ocak ayında 280'di, spor ile Eylül'de 245'e düştü.Kırmızı et sevmiyorum. Zeytinyağı dışında sıvı ya da katı yağ tüketmiyorum. Kolesterol i
Kilo problemim yok, kolesterol problemim var. Doktor karbonhidrat tüketimimi azaltmamı öneriyor ama ben karbonhidratsız doymuyorum.
Boy: 167 Kilo: 52
Kolesterol: Ocak ayında 280'di, spor ile Eylül'de 245'e düştü.
Kırmızı et sevmiyorum. Zeytinyağı dışında sıvı ya da katı yağ tüketmiyorum. Kolesterol ile bağlantısı olmayan kan değerlerim normal.
Her türlü öneriye açığım.
0
gnosis
(16.09.25)
komplex karbonhidrat aliyorsaniz hali hazirda bunu kesmenizin ne kadar bir faydasi olmasini bekliyormus meslektasim acaba? ben söyleyeyim, karbonhidrati keserek trigliserit 390 mg/dl ölcüldüyse en cok 380 mg/dl falan yapabilirsiniz. hadi belki 370. hdl ve ldl üstüne de bu civar bir etkisi olur.
basit karbonhidrat almayacaksiniz, karbonhidrat alimini abartmayacaksiniz, seker yok, spor yapacaksiniz (aralikli kosu ya da dövüs sporlari gibi) ve iyi yag tüketeceksiniz. hala düsmüyorsa cok büyük ihtimalle genetik faktörler etkilidir. zaten genetikse tüm bunlari da yapsaniz bile kolesterolü en iyi ihtimalle %15 civarinda oynatabilirsiniz, büyük ihtimalle %10'u gecmez.
akdeniz insaninda, özellikle türkiye haritasinda güneye dogru indikce ve batiya dogru gittikca kolesterol genetik bir faktör olur. doktorlar düsür düsür derler, nacizane düsürmek zorunda degilsiniz, zaten genetik faktör varsa isteseniz de düsüremezsiniz. diger kan degerleri saglikli bir birey oldugunuzu isaret ediyor.
0
alice in potatoland
(16.09.25)
Hiçbir şekilde düşmeyen kolesterolum, şeker ve şekerli paketli gıdaların tamamını kesince löööp diye düşmüştü.

www.youtube.com
0
Mirket
(16.09.25)
Kolesterolle karbonhidratın alakası sıfır.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(16.09.25)
Şekeri kesin +1

Günde en az 45 dakika saat tempolu yürüyüş.

İçiyorsanız sigarayı bırakın.

Doktorlar üzerinde durmamıştı, ama ben çok kafaya takmıştım. LDL'yi 170'ten 110 düşürdüm yaklaşık bir yılda. Ayrıca, HDL'yi az da olsa yükseltebildim.
0
auroraaurora
(16.09.25)
Okuyunca Trigliserid sonucuma baktım, 210'dan 156'ya düşmüş.
0
🌸gnosis
(16.09.25)
www.instagram.com

Şimdi önüme düştü. Ehlinden gör dedim.
0
muhayyer divan
(16.09.25)
(2)

Altındağ toki, nasıl?

spherical
Arkadaşlar, Ankara’da ev kiralamam lazım arkadaşımda evinde çıkacak. Ben direkt geçeyim dedim ama Ankaralı değilim, bilmiyorum. Baktığım evler buradan güzel değil, beğendiklerim de pahalı ama havaalanından buraya taksiyle geldim, taksici biraz negatif konuştu. Size sorayım dedim burası güvenli mi? T
Arkadaşlar, Ankara’da ev kiralamam lazım arkadaşımda evinde çıkacak. Ben direkt geçeyim dedim ama Ankaralı değilim, bilmiyorum. Baktığım evler buradan güzel değil, beğendiklerim de pahalı ama havaalanından buraya taksiyle geldim, taksici biraz negatif konuştu. Size sorayım dedim burası güvenli mi? Tek yaşayacağım, arabayla gidip geldiğimden ulaşımı da anlamadım. teşekkürler.

edit: isyerim merkezde oldugu icin sorun etmedim.
0
spherical
(16.09.25)
İş yerin nerede, toki Altındağ'ın neresinde, bütçe ne kadar. Ben bilmiyorum ama bunları da yazsan iyi olur. Şahsen tokileri hayatım boyunca sevmedim ve tavsiye etmem.
0
muhayyer divan
(16.09.25)
iş yeriniz nerede olacak? hemen yakınında aydınlıkevler var oranın o bölgede tavsiye edebileceğim en iyi yer orası.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(16.09.25)
(3)

erkek saç kuruluğu çözümü / argan yağı önerisi

steve rogers
merhabalar, saçlarım kalın telli ve kabarık. bazı dönemler aşırı kuru bir his var. argan yağı önerisi geldi. marka öneriniz var mı veya başka bir yağ/krem önerisi?
merhabalar, saçlarım kalın telli ve kabarık. bazı dönemler aşırı kuru bir his var. argan yağı önerisi geldi. marka öneriniz var mı veya başka bir yağ/krem önerisi?
0
steve rogers
(16.09.25)
Ben çözümü duştan önce yağ sürüp öyle yıkayıp
Kuruladıktan sonrada krem sürmekle buldum.
0
kararsızataletfilozofu
(16.09.25)
Bol su iç, dışarıdan yağla geçici çözüm olur, saç derisi kuruluğu kullanılan şampuanın içeriğinden de kaynaklanır susuzluktan da. SLS, SLES, bişeyler daha var şampuanının bunlar olmamalı. Diye biliyorum.
0
muhayyer divan
(16.09.25)
Hindistan cevizi yağı, Hint yağı avokado yağı olabilir
0
pembediken
(16.09.25)
(4)

Hastane Randevusundan Önce Aile Hekimine mi Görünmek Gerekiyor?

elektr10
Merhaba.Sistem sanırım değişti. Hastaneden randevu almadan önce aile hekiminden randevu almamız gerekiyor doğru mu? Doğruysa benim başka bir sorum daha var.Benim aile hekimim oturduğum yere biraz uzakta. Bulunduğum yerdeki bir sağlık ocağına gitsem oluyor mu orada kaydım olmasa da? Eğer olmuyorsa sa
Merhaba.

Sistem sanırım değişti. Hastaneden randevu almadan önce aile hekiminden randevu almamız gerekiyor doğru mu? Doğruysa benim başka bir sorum daha var.


Benim aile hekimim oturduğum yere biraz uzakta. Bulunduğum yerdeki bir sağlık ocağına gitsem oluyor mu orada kaydım olmasa da?

Eğer olmuyorsa sanki E-Nabızda "uzaktan muayene ol" gibi bir seçenek vardı görüntülü konuşuyorsun sanırım aile hekiminle. O şekilde işimi halletsem ve beni hastaneye sevk etse olur mu acaba?
0
elektr10
(16.09.25)
1. Evet önce aile hekimine gitmek gerekiyor. Onun sevk etmesi gibi bir şeyler çıktı en son.

2. E-nabız'dan aile hekiminin değiştirebiliyoruz, bir sistemi var onun da, ayın 1-21'i arası gece saat 12.00'de değişiklik kayda geçiyor, diğer günlerde bir sonraki aya atıyor sanırım, benzer bir şeydi tam hatırlayamadım şimdi. Geçen aylarda anneme yaptım oradan biliyorum. Bulunduğunuz yerdeki sağlık ocağı muhtemelen bakmaz, kendi hekiminize gidin der. Fakat bizimkinde hekimlerden birini nerdeyse hiç görmeyeceğimiz kadar dış görevlere gittiği veya izin aldığı için başka hekimler hastaları paylaşıyorlar. Belki böyle bir şey yaparlar, bi telefon edin sorun derim.
0
muhayyer divan
(16.09.25)
1. Hayır gerekmiyor. 182 veya MHRS'den direkt randevu alabilirsiniz.
2. 182'de aradığınız branşta yoksa ve sadece kayitli olduğunuz aile hekimi, uygun görürse randevu alabilir. Başka hekime sistem izin vermez. Bazen aile hekimine ayrılan randevular da dolu olabilir.
0
unalub
(16.09.25)
gerek yok direkt randevu alınıyor. gelmedi henüz o sistem.

aile hekimini e nabızdan değiştirebilirsin. yakına alabilirsin.
0
jelly bear
(16.09.25)
sistem değişmedi doğrudan hastaneden randevu alabilirsiniz.
sadece istenilen bölüme randevu bulamıyorsanız sizi aile hekimine yönlendiriyor. aile hekimlerine ek randevu oluşturma hakkı geldi. onlar gerek görürse size hastaneden randevu oluşturabiliyor.

genelde farklı yere kayıtlı kişilere bakmakta sıkıntı çıkartabiliyorlar. eğer o aile hekimi çok kalabalıksa size bakmaz. en mantıklısı aile hekimini taşımak.
kağıt üstünde uzaktan muayene diye bir şey var ama pratikte yok.
0
my fault
(16.09.25)
(9)

Haberlerde anlatılanları anlıyor musunuz?

sekizdokuzon
Butlan, asliye ceza mahkemesi, konkordato falan. Anlıyor musunuz ne dediklerini? Ben pek anlamıyorum, mal vatandaş olmamak için haber dinliyorum.Teşekkürler.
Butlan, asliye ceza mahkemesi, konkordato falan. Anlıyor musunuz ne dediklerini? Ben pek anlamıyorum, mal vatandaş olmamak için haber dinliyorum.

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(16.09.25)
Asliye ceza mahkemesi, yani öz asıl mahkeme. Konkordato ise kampanya yapan sirket demek abi nesi zor anlamadim ahahahah
0
Shepard
(16.09.25)
Kampanya yapan şirket ne demek
0
🌸sekizdokuzon
(16.09.25)
Bruce
(16.09.25)
"İstikşafî görüşmeler" dahil, hepsini anlıyorum. Birkaç dil, birkaç yüz kitap iyidir.
0
yadigar
(16.09.25)
Evet. Kelime dağarcığım geniştir. Örneğin: Konkordato önce iflasın alternatifi olarak ortaya çıktı. Sonra alacaklıyı tahsilat imkanına, borçluya erteleme şansına kavuşturdu. Ama yüksek enflasyon döneminde, son birkaç yıldır, şirketlerin nakit pozisyonunu düzeltmek için suistimal ettiği bir araca dönüştü. Tam Türk işi.
0
gabe h coud
(16.09.25)
kpss alancı olarak biliyorum/anlıyorum maalesef
0
Hallegadola
(16.09.25)
Böyle böyle dünyanın en çok dil bilen halkı olacaz. Bilmediğim ve anadilime ait olmayan kelimelerle yönetilmek zorunda olmak kötü bir şey.
0
muhayyer divan
(16.09.25)
KPSS çalışırken Vatandaşlık'ı en sona bırakıp çalışmamıştım. Herhalde ona çalışsam tamamdı, okuduğum birkaç yüz kitapta bunlar yoktu çünkü.
0
🌸sekizdokuzon
(16.09.25)
Haber izlemiyorum artık ama denk gelirse tak olarak kelime anlamını bilmiyorsam bile bağlamdan anlayabiliyorsun.
0
mutekebbir
(16.09.25)
(2)

Parmak ucunda uyuşma

yadigar
İşaret parmağımın iç taraf ucuna kontrol kalemi sapladım. (İdeal aletler yoksa acele etme, eldekilerle macera arama diyorum hep kendime, yine bile bile lades)Kanamayı baskıyla bir şekilde durdurdum. Dezenfektasyon da ok. Tetanoz aşım da var, süresi dolmadı.Yarım gündür uyuşma ve hissizlik var bölged
İşaret parmağımın iç taraf ucuna kontrol kalemi sapladım. (İdeal aletler yoksa acele etme, eldekilerle macera arama diyorum hep kendime, yine bile bile lades)

Kanamayı baskıyla bir şekilde durdurdum. Dezenfektasyon da ok. Tetanoz aşım da var, süresi dolmadı.

Yarım gündür uyuşma ve hissizlik var bölgede. Normal mi, sinir hasarı mı?

Güncelleme:
İlk iki gün full uyuşuktu. Sonra üste bir tabaka sürülmüş gibi bir hissizlik kaldı. Sanki üstü nasır bağlamış gibi bir his. İki hafta içinde azala azala bitme noktasına geldi.

Güncelleme 2:
Bir ay sonra tamamen geçti.
0
yadigar
(15.09.25)
hocam acile gitmeni öneririm. buradan kimse yardımcı olmaz.
0
elektr10
(16.09.25)
Geçmiş olsun ama gerçekten acile git, belki sinirleri hırpaladın belki kemiğe dadandın bilmeyiz buradan. Uyuşma hissizlik evet sinir hasarı ama dahası var mı o önemli, kangrene gitmesin parmak. Hiç değilse nörolojiye ulaşmaya çalış.
0
muhayyer divan
(16.09.25)
(6)

kızılcık şerbeti olayı

jepa
diziyi izlemediğim için medyadan takip ettim ama içeriğini tam öğrenemedim. son bölümde daha önce başka bir dizide olmayan gelişmeler olmalı ki senaristi bile gözaltına aldırsın diye düşündüm. nedir bu yaygaranın sebebi?
diziyi izlemediğim için medyadan takip ettim ama içeriğini tam öğrenemedim. son bölümde daha önce başka bir dizide olmayan gelişmeler olmalı ki senaristi bile gözaltına aldırsın diye düşündüm. nedir bu yaygaranın sebebi?
0
jepa
(15.09.25)
akp
0
onheil
(15.09.25)
Ata benli isimli bir youtuber var. Diziyle ilgili Şikayetçi olan ve şikayet zinciri oluşmasını sağlayan kişi bu sanırım.
0
ezkaza
(15.09.25)
Son bölümde ve bir sonraki bölümün fragmaninda
1) iki kardesin evli oldugu insanlar birbiriyle yasak iliski yasamaya baslamislar. Iliskinin nasil basladigi bilinmiyor zaman acisindan yazin olmus bir sey gibi. İlerleyen bölümlerde islenecek bir seydi galiba

2) mülayim anakarakter yasli aile babasi dinci adamin dinci karisini aldatip evlendigi yeni basi acik kadin exiyle iliski yasamaya baslamis. Bunun nasil oldugu da muallakta.

Sebep tabii ki de akp ama bunlar son bölümde olan olaylar. Genel olarak senaryo tikanmis olmali galiba ama reyting aliyor. O yüzden çok saçmaladilar.
0
sonsuz
(15.09.25)
yaygaranın sebeni, türkiye gerçeklerini herkesin yüzüne vurması. nedense bu sefer zorlarına gitti birilerinin.

oysaki gündüz kuşağı programlarına neler neler oluyor da kimse bir şey demiyor.
0
stay with me
(16.09.25)
Türkiye gerçeklerini yüze vurmak değil yaygaranın sebebi.

Bu gerçekler her ülkede var, özellikle de Avrupa ve Amerika'da bol bol var ama "aklı başında" denebilecek, yaşam standartları ve huzur katsayısı yüksek ülkelerde bu tarz içeriklere haber olarak bile müsaade edilmiyor. Çünkü bunların sürekli gözler önüne serilmesi, sürekli seyre sunulması ve seyredilmesi bu tarz davranışların ve değerlerin yani ahlaksızlığın normalleşmesine, sıradanlaşmasına sebep oluyor. Üçüncü göz diye bilinen epifiz bezi kullanılarak yapılıyor bu. Halkın hepsi bunu böyle ifade edemez, herkes her şeyi bilmek zorunda değil ama bilenlerin itirazı ve tepkisi buna.

Doğru dürüst bir yaşam sürmek istiyorsak kusura bakılmasın bu tarz diziler filmler haberler programlar hatta yine söylüyorum acılı arabesk müzik ve söz içeriği benzer olan müzikler yasaklanmalı. Bu yasak, yasaklanma olduğu unutulacak kadar çok sürdürülmeli. Ülkede doğru düzgün eğitim verilmediği ve kimse kendini ekonomik ve sosyal ve temel anlamda güvende hissetmediği, bir de büyük tepkiler göstermeye korktuğu için herkes kendini bunlarla uyuşturuyor, farkında değiller. Ama kimse kimin eli kimin cebinde manzaralarını seyretmek zorunda değil, bütün bu tepkiler sonuna kadar haklı.
0
muhayyer divan
(16.09.25)
gözaltı olayının kızılcık şerbetiyle alakası yok.

zamanında can evrenol ile "çıplak" dizisini beraber yazdılar. çıplak dizisinde eskortluk yapan bir genç kadının hayatını anlatıyordu.

4-5 sene önce verdiği bir röportajda bu durumun türkiye'de bir gerçek olduğunu ve kadınların bu işi zevk alarak da yapabileceğini anlattığından mütedeyyin kesimi kızdırmış, o yüzden göz altına aldılar.
0
false pretension
(16.09.25)
(14)

Ateşi düşmeyen bebek

administ
Doktora götürdük eve geri yolladı şurup verip, kan tahlilide yapmadı.3 güne geçmezse gelin dedi ama evde dokuz doğuruyoruz. Calpol veriyoruz 37.9 a düştü diyoruz 2 saat sonra 38.3 oluyor. Bir de koltuk altından 38 ölçüyoruz kulak içinden 39 . Ne yapacağımızı şaşırdık. Havaleden korkmayın dedi bir de
Doktora götürdük eve geri yolladı şurup verip, kan tahlilide yapmadı.3 güne geçmezse gelin dedi ama evde dokuz doğuruyoruz. Calpol veriyoruz 37.9 a düştü diyoruz 2 saat sonra 38.3 oluyor. Bir de koltuk altından 38 ölçüyoruz kulak içinden 39 . Ne yapacağımızı şaşırdık. Havaleden korkmayın dedi bir de anlatıldığı gibi değilmiş. Ne yapsak ya devlet hastanesine mi götürsek acaba acile?
0
administ
(15.09.25)
Hayır sakin olun calpol falan da vermeyin yetişkinlikte astıma sebep oluyor.

Ateş vücudun kendini savunma ve iyileştirme yöntemlerinden biridir denir, ateşten korkmayın. 39,5'a yaklaşırsa o zaman acile gidin, doktora gitmişsiniz zaten, korkmayın demiş. Korkmayın. Korkunuz bile onu yatıştıramıyor olabilir. Bi sakin olun, sirkeli ılık su yapın içinizi rahatlatacaksa, dirsek için diz arkası el ve ayak bilekleri gibi yerlere koyun ama bi sakin olun.
0
muhayyer divan
(15.09.25)
öncelikle telaşlanmayın. hepimizin çocuğunun başına geldi bunlar.

40'ı geçmediği sürece havale geçirmez. 6 saatte bir calpol verebilirsiniz. calpol yeterli gelmiyorsa 6 saati beklemeden dolven de verebilirsiniz. aynı ilacı 6 saatten kısa süre içinde vermeyin.

ılık suyla yıkayabilirsiniz. onun dışında koltuk altlarına, bacak içlerine ılık suyla ıslatılmış bezle kompres yapın. bırakın vücut mikropla savaşsın.

ateş inatçı ise, düşmüyorsa 3 gün bana uzun geldi ama yarın veya öbür gün sabah tekrar götürebilirsiniz.

kulak içi ölçümü, koltuk altına göre daha doğru sonuç verir.
0
kibritsuyu
(15.09.25)
dolven bizim çocukta daha etkili oluyordu uyumadan önce içiriyorduk ateşi düşmeye başlıyor 6 saat sonra tekrardan içiriyorduk ama doktor kan tahlili yapıp antibiyotik yazmıştı. Hatta ben serum bile taktırmıştım çocuğa. Ateş vücudun verdiği bir tepki hastalığa karşı 2 günden fazla sürmüyor genelde
0
atcapar
(15.09.25)
Kaç yaşında ya da aylık? Ateş harici belirti var mı?

Çok inatçı ateş bana hep roseola yani 6. Hastalığı düşündürür. 2 yaşın altındaki çocuklarda inatçı ateş olur başka bir belirti olmaz. Ne burun akıntısı ne öksürük. 3 gün ateş yüksek seyreder çok zor düşer, 3 gün sonra ateş düşer düşmez kırmızı döküntü başlar. Semptomatik tedavisi vardır, viral olduğu için antibiyotik kullanılmaz. Bir ihtimal bu hastalık olabilir sizdeki de
0
kullanicadi
(15.09.25)
bebeklerde kac derece üzeri ates sayilir bilmiyorum,

ama Allah korusun yuksek ates oldugunda
aklinizda olsun,
koltuk altlarina,
eklem yerlerine
sirke sürün ve ilik su ile yikayin,

soguk degil sakın ha,
ılık su ile banyo ve sonra acile sevk.
0
designer
(15.09.25)
Cocugun yasi kac? Öncelikle bu önemli. Ilk 12 hafta icinde ates 37 üstüne cikinca hemen acile getirilsin isteriz. 12 hafta sonrasinda cocuklarin atesleri 39'u görnediyse acil yolu henüz gözükmemistir.

Kulakici termometreleri ile daha yüksek almaniz normal. Atesi bebekte popodan ölcmek gerekir ancak bunu ebeveyn olarak siz yapmayin. Koltuk altından ölcüp not etmeye devam. Cocugu üsütmeyecek sekilde dus aldirin, özellikle kasik bölgelerini erkek cocuksa serin tutun, basina nemli bez baglayin. Yemeye zorlamayin. Bu bir sürec. Fiiiirt diye iyilesmiyor vücut. Koltukaltindan 39 dereceyi ölcersebiz hemen acile. Gitnisken acil durumlar icin fitil yazdirin. Su an evinizde ates düsürücü fitil olsaydi verin derdim. Calpol vermeniz yanlisi degilim.
0
alice in potatoland
(15.09.25)
yukarida arkadas ifade etmis, tekrara duşmüşum

+ muhayyer
0
designer
(15.09.25)
geçmiş olsun. bizim oğlanın ateşi çıktığında biz ilk soyardık onu gerekirse üzerinde sadece bez kalırdı. baktık rahatlayamadı ılık bi duşa sokardık kucakta. şurup son çare olarak verirdik.
Bu arada ilk çocuk mu ve kaç aylık?
0
ucurulmamak umidiyle
(15.09.25)
Telefondan rahat yazamadım, bilgisayardan kökleyeyim şimdi.


Çocuklar, özellikle bebekler ve küçük çocuklar, yetişkinlere kıyasla çok daha hızlı ateşlenirler. Sağlık açısından görece düşük risk taşıyan rahatsızlıklar bile onlarda ateşe neden olabilir. Bu, önemli bir savunma mekanizması ve vücudun bağışıklık sisteminin sağlıklı bir tepkisidir. Vücut, yabancı organizmaların (bakteri ve/veya virüsler) hayatta kalamaması için fazladan ısı üretir. Yani yüksek ateş çocuğunuzun hastalıkla savaşmasına yardımcı olur, yani çoğu durumda ateş iyi bir şeydir.

Ateş, ≥38,0°C çekirdek vücut ısısı olarak tanımlanır.
Bebeklerde çekirdek vücut ısısını ölçmenin en güvenilir yolu rektal ölçümdür. 4-5 yaşından büyük ve iş birliği yapabilen çocuklarda oral ölçüm düşünülebilir. Koltuk altı sıcaklığı ölçümleri rektal ölçüme göre daha az doğrudur. Koltuk altı ve rektal sıcaklık ölçümleri arasında bir korelasyon vardır; koltuk altı ölçümü genellikle 0,5-0,85°C daha düşüktür.
Kulak zarı (timpanik membran) termometreleri çocuklarda çoğunlukla doğru sonuç vermez. Temporal arterden yapılan ölçümler bazı çalışmalarda rektal ölçümle iyi bir şekilde örtüşse de hastalar ateşliyken daha zayıf sonuçlar verdiği gösterilmiştir.

Bebekte ateş şüphesi varsa mutlaka çekirdek (rektal) ölçüm yapılmalıdır.

Burada bir nota bene: 3 yaş ve altındaki çocuklarda rektal sıcaklık ölçümü altın standart olarak kabul edilse de bu yöntemin kötüye kullanılmaması gerekir (çocuk için streslidir ve ayrıca bağırsak duvarının delinmesi riski vardır).

Değerlendirmede önemli olan diğer klinik parametreler şunlardır:

*Yorgunluk, halsizlik belirtileri
* Uyuşukluk
* Az beslenme
* Huzursuzluk
* Konsol edilememek
* Ağlama düzeninde değişiklik
* İç çekme, homurdanma
* Hızlı soluma
* Peteşiyel döküntü (küçük kırmızı lekeler)
* Öksürük, burun akıntısı veya hırıltılı solunum
* Kulak ağrısı veya çocuğun kulaklarını tutması
* İshal ve kusma


Çocuklarda ateşe neden olabilecek birçok durum vardır. Bunlar şunları içerebilir:

* Üst solunum yolu enfeksiyonları
* Orta kulak iltihabı (otitis media): kulak ağrısı
* Bronşit
* Tonsillit (bademcik iltihabı)
* Gastrointestinal enfeksiyon
* Akciğer iltihabı (pnömoni): öksürük, artmış solunum hızı, nefes darlığı, şişkin karın ve karın ağrısı
* İdrar yolu enfeksiyonu
* Menenjit: baş ağrısı, boyun tutulması, ışığa hassasiyet
* Su çiçeği, üç günlük ateş (roseola infantum), kızamıkçık, kızıl, kızamık ve kabakulak gibi çocukluk hastalıkları; karakteristik belirtiler ve deri döküntüleri ile birlikte
* Apandisit (apandisit)
* Uzun süre ağlama, sıcak güneşte oturma veya oyun oynama
* Diş çıkarma
* Aşırı ısınma
* Dehidrasyon (sıvı kaybı)


Ateş vücudun enfeksiyona karşı doğal tepkisinin bir parçasıdır, bu nedenle çocuğun huzursuz olmadığı durumlarda tedavi gerektirmez. Çocuğun mutlu ve başka bir rahatsızlık belirtisi göstermediği durumlarda, hemen ilaç kullanmaya odaklanmaya gerek yoktur.

Bebeklerde ateş için güvenli ve evde uygulayabileceğiniz çeşitli yöntemler vardır. Bu yöntemler altta yatan hastalığı tamamen iyileştirmese de vücut ısısını düşürmeye ve çocuğu rahatlatmaya yardımcı olabilir. Yapabilecekleriniz şunlardır:

1. Fazla giysileri çıkarmak

2. Ten tene temas, kanguru yöntemi (babywearing)

3. Oda sıcaklığını normal tutmak, temiz hava almak

4. Ilık suyla banyo yaptırmak

5. Soğuk kompres: temiz, nemli bir bezi çocuğun alnına koymak

6. Bol sıvı ve sevdiği yiyecekleri sunmak (6 aydan büyük bebekler için)

7. Emziriyorsanız sık sık emzirmek

8. Bebeğiniz mama ile besleniyorsa öğünleri atlamadığından emin olmak (zorlamadan)

Eğer çocuğunuzun ateşi 38,5°C’nin üzerindeyse ve rahatsız veya huzursuzsa, pediatrist ateş düşürücü ilaç (örneğin parasetamol veya ibuprofen) vermenizi önerebilir.

Prensip olarak, emin olmadığınız durumlarda ateşli çocuğunuzla doktora gitmek daha iyidir. Doktor, ateşin nedenini belirleyebilir ve uygun tedaviyi başlatabilir.

Ateş bazen daha ciddi bir enfeksiyonun belirtisi olabilir. Bu nedenle çocuğunuzun ateşini yönetmeyi, tedavi etmeyi ve ne zaman tıbbi yardım almanız gerektiğini bilmek önemlidir. Aşağıdaki durumlarda kesinlikle doktora başvurmalısınız:

1. Çok yüksek ateş (39°C veya üzeri)

2. Çocuğunuz yakın zamanda ameliyat olduysa

3. Ateş düşürücü önlemlerle geçmeyen ateş

4. Uzun süreli ateş (3 günden uzun)

5. Üç aydan küçük bebeklerde ateş

6. Hırıltılı veya hırıltı ile nefes alma

7. Işığa karşı hassasiyet

8. Nefes alırken burun deliklerinin açılması

9. Beyaz veya mavi cilt, özellikle tırnak etrafında, ağız veya dilde

10. Nefes alırken kaburga kaslarını içe çekme

11. Baş ağrısı, uyuşukluk, karın ağrısı, ağrılı idrara çıkma, genel durum bozukluğu, nöbetler, susuzluk belirtileri (kuru mukozalar, çökük gözler veya çökük fontanel) gibi ciddi diğer belirtiler

12. Bebeklerde içme güçlüğü

13. Bilinen kronik hastalıklar, örneğin bağışıklık eksikliği, kalp kusurları veya kanser

Bu yazımı ilerisi için kenara kaydedin, gerektiğinde bakarsınız. Ateş çoğu zaman bebeğin değil, ebeveynlerin rahatsızlık sebebidir.
0
alice in potatoland
(15.09.25)
Doktora gerek yok burada bir sürü doktor var. Boşuna özele para verme devletede gitme buradaki doktorları,psikologları,psikiyatristleri dinle sen.
0
mikahakkinen
(16.09.25)
dolven calpol dönüşümlü. duruma göre antibiyotik. verdiğiniz dereceler çok normal derece. soğuk uygulama yapacaksınız. tıpku sizinde hasta olduğunuzda annelerimiz gibi. maalesef yeni nesil anneler üşüyor-kıyamıyorum maalesef böyle. Çocuğun burnu tıkalı acile açtırmaya geliyor. Neyse evhamınızı anlıyorum ama dediğimiz gibi.

vücudun her bölgesinin standartı farklı derecedir. sizin 38iniz bizde subfebrildir.

geçmiş olsun.
0
hunharca ben
(16.09.25)
geçmiş olsun. geçenlerde aynısı 20 aylık kızımızda oldu. tam 3 gün sürdü 3. gün pat diye kesildi. calpol ve ibufen dönüşümü yaptığımız halde ateşi dinmiyordu. meğersem 6. hastalık diye birşeymiş. doktorumuzda 3 gün bekleyin geçmezse antibiyotik yazarız demişti. tam da dediği gibi 3. gün geçti 6. günde deride döküntü oldu ve bitti.
0
bigcaptain
(16.09.25)
doktor değilim öncelikle.
dolven çok etkili oluyor ama 7 kilo üstü bebeklere verilebiliyor. 4 saat arayla dolven + calpol dönüşümlü kullanmak dirençli ateşi 12 saat içinde düşürür. sadece ebeveyn tavsiyesi.

geçen hafta 3 gün dirençli ateşten sonra döktüntü başlayıp el ayak hastalığı olduğunu öğrendik biz de. inşallah sizinki öyle değildir. çok pis bir hastalık.
0
kaptan maydanoz
(16.09.25)
hepinize teşekkürler. o gece hepsini okudum ve rahatlamıştım. tikleri şimdi verdim. 3.güne daha gelmeden ateş ilaçsız olarak kademeli düştü. Şimdi eskisinden de yaramaz bir şekilde emekliyor evin içinde. hepinize teşekkürler.
0
🌸administ
(17.09.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.