S sport yayınlıyor.

Gece 1de alt maclar başlıyor. Asıl maç sabah 6:30da :)

Evet 6:30

çok teşekkür ederim dostum

rica ederim. skysport sitesinden ücretsiz yayınlayacak. ama türkiyede hizmetleri yok. belki vpnle falan olur, bilemedim.

ayrıca akademik düzeyde ingilizce biliyorum. çeviri ofisinde çalışmak istemiyorum, dediğim gibi amaç sıfırdan bir iş öğrenmek ama çalışacağım yerin çeviri işlerine de yardımcı olabilirim.

bahsettiğin işler için serrifikaya igtiyacın yok ki. bütün iş portfolyone ve bağlantılarına bakıyor. geafik tasarım derken de sanırım programları kullanmayı öğrenmek isriyorsun. grafik tasarımı gsf lerde 4 senede zor öğreriyorlar :)

ben sadece tavsiyr vermek için geldim açıkçası, ankarada bağlantım yok hiç. bahsettiğin işleri en azından grafikerliğe dair programları web den raharlıkla öğrenebilirain. envai çeşit kaynak var mesela photoshop için. yetmezse torrent ğzerinden de bulabilirsin. bir de bu grafik ofisleri çok yoğun çalışır kiminde ego had safhadadır. kolay kolay pek kimswnin sıfırdan eleman alıp yetiştirmek için uğraşacağını sanmam. 4 yıllık grafik bölümünden mezun olanlara bir şey bilmiyor gözüyle bakıyorlar düşün artık.

bir de artık dijital her şey oldu. sadece grafikle sınırlama kendini. web tasarım, front end developer yada doğrudan programcılık gibi şeyleri de seçeneklerin arasına kat. grafikten daha kolay iş bulman olası. udemy, coursera gibi yerlerde 10 dolar gibi bir ücerete gayet geniş çaplı dersler bulabilirsin. ingilizce konusunda da sorunun yokmuş zaten.

zaten microsoft açık akademi üzerinden web tasarımı dersleri alıyorum. istediğim şey, yapacağım işin mutfağında pişip, işi bilendende ziyade, işi yapandan öğrenmek, öğrenirkende kazanmak. söylediğin şeylerin pek çoğunun farkındayım yoksa.

alo 170

peki yaptırımı nedir? yeterince başları ağrır mı?

Agrir agrir. 150 lira icin ugrasmaz kimse o belayla

Bir arkadasimin dedesinin basina geldi, ciddi yaptirimlari var.

umut bittiği için.

hiçbir şey intihar sebebi değildir

dopamin sentezi aksıyor, dopamin reseptörlere bağlanamıyor, düzensiz bağlanıyor, ya da dopamini reseptörden ayıran kimyasallar fazla salgılanıyor.
hayatın genel kabul gören bir nedeni olmasa da insanı hayatta tutan mekanizmaların kimyasal kökenlerinin bir nedeni var. kimyasal yozlaşma -> mortingen ştrayze.

Başka çıkar yol bulamadıklarını düşündükleri için.

Hayatta tutunacak dalin kalmamasi.

aptallık

Tatminsizlikte bit neden Adam else edecek birseyim kalmadi bu hayattan diyor be birakiyor kendini

idealim yok, umidim yok,hayalim yok, beklentim yok, cok sikildim insanlardan.

çevreyi cezalandırma isteği ile bir anlık patlamanın sebebi ile de olabiliyor arabesk toplumlarda.

Hayal vardır kesin, ama ulaşma inancı kalmamıştır.

korkaklık

kesinlikle amaçsızlık. artık başardığında seni mutlu edecek bir şey kalmaz. her şey anlamsız gelir vs.

Ayrıca Ankara'da daha iyi bir kurum ve eğitim/sertifika programı önerebilecek arkadaşlarda yazarlarsa çok sevinirim.

Teşekkür ederim yazdıklarınızı araştıracağım. :)

oluyorum

Olmuyorum ama bu hesabimla fetis meselesi haline getirdim tik verilmeyen cevaplari siliyorum.

beklediği cevaba tik atmayanların allah cezasını versin. gördüğüm yerde gebertebilirim. hiçbirine tik koymamışsa sorun etmiyorum ama.

Can sıkıntılık bir şey yok. Sadece site kuralları vs.
Küçük uyuz olunacak hareketlerden biri gibi geliyor. Apartmanlarda çöpleri zamanında koymayan insanlar, kapıların önünde bulunan ayakkabılar, camdan silkilen halı, garaj önüne bırakılan araç vs.
Emekli oldum da ben, o yüzden bu huysuzluğum. :)

Hayır olmuyorum.

Edit: Tikin ne işe yaradığını ve tiklere bağlı olan yüzdenin ne işe yaradığını biri açıklayabilir mi?

olmuyorum.

valla tikimde değil böyle mevzular :) inceden bi ulen.. diyorum ama.

Ben cevabımı uzun/kısa uğraşıp yazıyorum bir süre sonra tik gelmezse cevap doğru bile olsa işe yaramamış gibi düşünüp siliyorum..

Edit: Bazıları da var hiçbir cevaba tik atmaz onlar da ayrı bir cins..

tik atılması bana bir şey kazandırmadığı gibi atılmamasıda hiçbir şey kaybettirmediği için umrumda olmuyor. umursayanıda anlamıyorum.

tik kullanma olayına hiç hakim değilim. 'gördüm' anlamına geliyor sanıyordum. tik konulmayınca uyuz olmuyordum; ama olmalıymışım gibi hissettim. :)

hemde nasıl.. yüzdemi düşürüyorlar arkadaş!

bir şey diyeyim mi; ben hiç tik koymadığımı fark ettim. bir anlamı olduğunu bilmiyordum bu kadar.

ben bazen siliyorum bile cevabımı. beğenmediyse kalmasın orada.

Daha önceki mesajlarına bakıp cevap vermemek gerekli belki de. Bir de bunların cevap istediği gibi olmayınca tik atmayanı var, daha fena.

olmuyorum. boşver sen de olma. sen cevabını yazmışsın, o kutuda tik olmuş olmamış çok önemli değil.

www.reactiongifs.us

Pek umrumda olmuyo açıkçası.

inciswf.com

Bilmiyorlar ki. Ben ilk duyuruya üye oldugumda bilmiyordum. Daha sonra tesadüfen fark ettim. Boş kutucuğa imleç gelince şekli değişiyordu tikladim öyle öğrendim. Bildiği halde yapmayanlara kafam girsin

Hos bir sey degil, cevap hosuna gitmedigi ya da duymak istedigi cevap olmadigi icin tik atmayanlar oluyor. Oldurecek degiliz ama iyi degil tabi.

sanırım duyurunun ısıtılıp ısıtılıp önümüze getirilen sorularından biridir bu. hiçbir cevapta tik yoksa sıkıntı yok. tik olayından haberi yoktur diyip geçiyorum. kimisi vardır -bende zaman zaman bu gruba dahilim- yalnızca doğru cevaba tik atar. uyuzluk olduğundan değildir bu. mesela "şöyle bi film vardı neydi ismi" diye sorarsın. a, b ve c cevapları gelir. doğru cevap b ise yalnızca b'ye tik atarsın. bu normal. ama sorduğu sorunun içinden cevap seçip istediğine tik atıp istediğine atmayan kişi evlat olsa sevilmez. bunları benim de boğasım geliyor.

edit: tik koyma da göreyim :) www.youtube.com

Uyuz olmuyorum, boğasım da gelmiyor ama rahatsız oluyorum emeğe saygı gösterilmediği için. Tartışılacak ya da cevaplanacak bir sorun olabilir verilen cevapta, o durumda ben tiki veriyorum ve de ya ben açıklık getiriyorum/ya da cevaplayandan açıklık getirmesini istiyorum.

Bunu yapmak varken tik vermeyerek pasif agresif tepki gösterenler aslında oldukça komikler.

uyuz oluyorum

ben cevabımı siliyorum.

hayatta karşılıksız birşey yoktur derler tamam ama ben bu platforumda insanların ne kadar birbirlerini tanımadan yardımcı olduklarını gördüm derdi tik olanlar tik almak için yardımcı olanlar zaten verdikleri cevaplar sadece yanıt olsun diye yazdıklarından alamıyorlar dır yada çoğu bu olayın farkında değil ondan hem ne gerek var bunlara kaldırsınlar bu tiki miki

valla karisik bu isler, ama agiz birligi olmazsa ikisi de alinmaz. alan sirket bu adam kendi sirketini korumaz, yarin bugun bizen de yapar aynisini der. illegal olmadigi sürece agiz birligi yapilmasi gerek derim.

(bkz: her koyun kendi bacağından asılır)

eksisozluk.com

f1301.hizliresim.com

Öyle de @kurnaz müdür ona bağlı bir çalışana iş görüşmesine gittiğini söyler mi genelde... guya bu argeci müdüre bağlı ya.
Bizim arkadaş hiç görüşmeye gittiğini bilmiyor da olabilirdi..

couchsurfing.com'a bakabilirsin dostum. :)

genius olmama rağmen az seçenek çıktığından fiyatlar uçmuş dedim, siz önerin ben bakarım :)

hostel olmasını pek tercih etmiyorum açıkcası. paylaşımlı oda ve banyo olmasa iyi olur :)

eskiyol bağbaşında mı? uzak o zaman yürümezsin...
servis yoksa taksi kalıyor sadece, pek ucuz olmuyor taksi, önceden konuş

sonunda ulusoy telefonlarıma cevap verdi, kont turizm'in servislerini kullanıyorlarmış, var yani şehir içi servis hizmeti.

dökülmemesini önle öncelikle.

Herhangi bir saç tarzı öneremiyorum maalesef. En azından ben bir şey bulamamamıştım düzgün. Belki biri daha iyi yardımcı olabilir. Fakat şöyle de bir durum var ki, ben ilk uzama dönemlerini şapka ve bere ile geçiştirmiştim. Şu aralar tam bere dönemi. O leş saç tarzı görünmüyor, kafanı da sıcak tutuyor. Sonra ayrılacak/toplanacak döneme girmiş olursun zaten.

Saç eğer bonus tarzında uzamıyorsa düşer muhtemelen. Düşünce de öyle çok kabarık gözükmez sanıyorum.

en başta yanlış düşünüyorsun. uzun saçın ilk zamanları saçı geriye atınca herkese alnı fazla açıkmış gibi gelir. farklı insanlardan mümkünse azıcık bilinçli insanlardan tavsiye al bu alın konusunda. kabarık olmasının sebebi banyodan çıkar çıkmaz harıl hurul havluyla kurulayıp sonra da makine ile yine aynı şekilde rastgele kurutman olabilir.

edit: bere falan önermem ben. olmuyor. o bere elbet çıkıyor iyice leş bir saç kalıyor geriye. saç tipine göre saç ürünleri kullanabilirsin. düz saçlı adam yana ata ata kullanır saç ürünü kullanmadan ama senin bir şeyler kullanman gerekebilir.

havalar da soğuk bere tak. ben saçımı uzatırken kafamda hep bere vardı. hem herkese yakışır hem de saçların korkunçluğu belli olmaz.

saç uzatan hemen her erkeğin yaşadığı bir maymun olma dönemi söz konusudur. şu an o dönemi yaşıyorsun. yapılacak bir şey yok, kaderine boyun eğ ve lüle saçlarını ufak bir boyun hareketiyle omzunun gerisine savurup karizmaya karizma demeyeceğin günleri hayal ederek bir süre daha 31'e devam et.

1 seneye gelince, saçın bir şeye benzemediği bir geçiş dönemi oluyor maalesef. yapacak bir şey yok. kış aylarında olduğumuz için şanslısınız. bere takarak bunu örtebilirsiniz. saçım düzgün şekilde toplanacak uzunluğa gelene kadar mayıs başlarında bile bere ile dolaştığımı hatırlıyorum. biraz sabır gerektiriyor bu saçma dönem.

şapka, bere, taç, bandana bir şekilde idare ediliyor bu geçiş dönemi. 6 senenin sonunda kestirdim saçlarımı sırf bu dönem yüzünden uzatmaya üşeniyorum tekrardan.

hiç çok sevdiğin birisi öldü mü? o zaman ne hissettin ya da düşünürsen ne hissedersin?

bu hissizlik durumunu yaşamaya başladığımdan beri hayır. düşününcede hiç bir şey hissetmiyorum açıkçası. (başıma gelirse ne hissedeceğimi veya herhangi birşey hissedip hissetmeyeceğimi şu an gerçekten bilmiyorum, ama sanki bu huzursuz dinginlik devam edermiş gibi geliyor.)

saç dediğin böyle olur müdür: i.hizliresim.com

seninkiler de iyimiş ama.

utandırdın kendimden :(

ama rica ediyorum yani, saç maç hiç hoş olmuyor öyle. insan bi düşünür, buna zaafı olan var mı der. ayıp ayıp.

@devilred çok özür dilerim hiç düşünmedim. :(
@sadakatsiz gitar çalmadığım zamanlarda christian bale adıyla aktörlük yapıyorum zaten. ama hobi o, gençlik hevesi, geçici.

Erkekte düz uzun saç iyi gerçekten.
@halitkin bence bıyıklarını kesip koyu bordo bir rujla dudaklarına o şekli vermelisin . Bir de gözlerini biraz belert :D

iti, kopuğu, sapığı, torbacısı, tinercisi balicisi

gece 11-12de bi saat dolaştım daha geçen hafta. bi sıkıntı görmedim. belki daha sonra oluyorsa bilemiyorum.

geceleri pusu olabilir, dikkat etmek lazım

çok karanlık olduğundan, gereken aydınlatma yapılsa sorun olmayacak. koşu parku ve caddeye bakan kısımlarında sorun yok. yalnız diğer iç kısımları fena

o köpekler kadar uyuzunu görmedim, koşu parkurunun tam ortasına yayılıyorlar her seferinde.

gel kanka, bişey yapmayız, biz sigaramızdayız.

Ölüm dediğin şey yaşamın bir parçası. Neden sonuç ilişkisi.Yaşadığımız için ölüyoruz.

hayata bir gaye bulmak lazım. yoksa bu boş sorularla çok cedelleşirsiniz.

ünlü bir yunan düşünür (adını unuttum) doğduğumuz günden itibaren ölmeye başlıyoruz der.

ölümden sonra yok olmuyorsak yani ahiret varsa , yaşamak için ölüyoruz.
yoksa ölmek için yaşıyoruz.

bir ömür var ve biz bunu değerlendirmek için gelmişiz sanırım, ölüm bu ömrün bitişini gösteriyor sadece. biz yaşamak için yaşıyoruz, yaşam süresi de sınırlı.

bana kalırsa bu bir döngü, yani isterseniz reenkarnasyon diyin, isterseniz ahiret, ölüm hep var, tıpkı doğum gibi. belkide bahsedilen cennet bir sonraki hayatımızda çok iyi koşullarda yaşayacağımızı ima eden bir kavramdır. neyse uzun lafın kısası hem ölmek için yaşıyoruz hemde yaşadığımız için ölüyoruz, sonra tekrar yaşıyor, tekrar ölüyoruz. ta ki evren iyice yaşlanıp içerisinde bir tek madde kalmayana kadar. ki zaten o zamana kadar evrimde son noktaya gelip saf bilinç formunda bu etten giysilere bağlı kalmadan varolmayı öğrenmiş olacağız. sonra kendi evrenlerimizi yaratıp, o evrenlerin tanrıları olacağız.

Doğduğumuz için ölüyor/yaşıyoruz.

(bkz: cum hoc ergo propter hoc)
(bkz: post hoc ergo propter hoc)

Yaşadığımız için ölüyoruz. Yaşam olmasaydı ölüm de olmazdı. Ama ölüm olmasaydı yaşam yine olabilirdi.

aguilas negras güzel demiş. yaşamasaydık, ölmezdik. o yüzden bence ölmemizin sebebi, yaşıyor olmamız. kesinlikle ölmek için yaşamıyoruz. ya yaşıyoruz, ya ölüyoruz ya da yaşarken ölüyoruz ama ölmek için yaşamıyoruz.

ben "ölüm" ve "yaşam" diye ayırmayı da doğru bulmuyorum. benim için ikisi birlikte. yaşarken de ölüp doğarsın.

aslında hepimiz ölüyüz, kendimizi yaşatmaya çalışıyoruz.

Hala bir kilo demiri bir kilo pamuktan daha ağır zannettiğim için büyümeden öleceğim sanırım. (salağım demek ki yaşıyorum nihah)

ölmüyoruz; çünkü aslında yasamiyoruz da... hicbirimiz bir bitkinin mekaniginden daha ust seviyede degiliz. bitkilere arti olarak -daha farkli yollardan evrildigimiz icin- daha zekiyiz (yine de insan kadar) karakterimiz ve ruhumuz var saniyoruz sadece.

yokken nasil varolduysak; varken de ayni sekilde yok olacagiz. olmamamiza uzulemeyecegiz bile. onemli olabiliriz (bazi kisiler ya da kendimiz icin) ama asla degerli degiliz.

Olum/yaşamın sure ile alakası ne, doğmaktan kasıt, anne karnından çıkmak değildir. Her an yaşıyor, her an oluyoruz.

2

jet li nin benzer bir filmi var rome ölmeli. ama intihar eden ( öldürüldüğü anlaşlan) kişi kardeşi idi eğer değilse en azından o cepte romeo ölmeli değil öğrenmiş olursunuz yani :)

Yok, kardeşi değildi, Romeo ölmeli değil, bundan eminiz :)

george clooney var mıydı içinde

wasabi

yaşamın kıyısında (2007) olabilir mi?

everything is illuminated

www.imdb.com

George Clooney yok içinde. Wasabi, Yaşamın Kıyısında ya da Everyting is illuminated değil ama en yakın tahmin everyting... oldu, açtım baktım tekrar konusuna, o değilmiş.

Bingo Players and Far east movement - Get up

kızına göre değişir ,bence yalancı demek.

az önce facebooktan ekleyen bir kıza soru sordum, soruya soru ile cevap verince de ( ayar verir gibi davrandı böyle bi anormal ) ben de "tüh kezban çıktı :) üzüldüm şimdi" yazdım.. bana ana avrat sövüp beni engelledi...
demek ki bir kıza söylenebilecek en aşağılayıcı şey "kezban"

et parçası muamelesi yapmak.

eski sevgili falansa "diğer kızlardan hiç bir farkın kalmadı."

bu dunyada kaybedecegin hicbirsey yok...kaybetmek kolay kazanmak olay ;)

arkadasinla asik oldugun yanyanayken arkadasina cay alicam ister misin diye sor. sonra da asik olduguna sor. sakin sacmalama.

İlgilendigini belli et zaten digerlerinden farklı davranırsan anlar bence birkaç haftaya da konuşursun

seviyosan git seviş bence

Hocu kiz senden kucuk olsa da oynar gururunla oynayacagi varsa. Yasa da bagli gerci ama 2 yas bir sey degil, benim hatun da buyuk benden.

reçetesizdi sanırım ama çok gereksiz bir şey.
oha taşikardin varsa hiç deneme.

denemedim hayattayım :D

5 sene diye biliyorum.

anneler saklardı eskiden. bence artık değeri yok malum bankalar üzerinden yapılan otomatik talimatlar ile ödeme yapılan bu devirde. ama zorlasan belki arkasında falan yazabilir.

otomatik ödemem yok diyelim..niye saklansın ki onca kağıt parçası kadın analar saklıyor attırmıyorda..hukuki bir gerekçesi var mı ki?

eskileri bırak ben yeni gelenleri de atıyorum. yıl olmuş 2012. lazım olursa git çıkar ilgili yerden. alt tarafı bir çıktı alınacak.

hepsini at.
kendine yeni bir sistem kur. internet bankacılığını kullan. tüm faturalarını ordan öde.
fatura ile ilgili bir konu olursa, bankaya gider geriye dönük tüm ödemelerini alır, belgelersin.

faturalar değil de makbuzları saklamak gerek, olur da bir şekilde ödemeniz gözden kaçarsa ödemenizi ispatlayabilesiniz diye. onun dışında fatura falan arkadaşların da dediği gibi ilgili kurumdan 2 dakikada çıkartılabilecek bir şey. yine de yasal bir yaptırımı falan varsa bilemem iyice araştırın.

2-Tüm hazırlık sınıfları YDYO binasında.

Bölüm ne?

İngiliz Dilbilimi

Ayrıca teşekkür ederim. :)

O halde FLA,

Foreing Leanguage... gibi bir şey olsa gerek.

Bakalım yaklaşık 2 saat sonra göreceğim. :)

flashı güncelledin mi?

1- Jamaica T.C. vatandaşlarından vize istemiyor.

2- çok kapsamlı bir araştırma yapmadım ama 2 aktarma(berlin, miami) ile ulaşılıyor sanırım en ucuz. 2 temmuz 2013 gidiş, 17 temmuz 2013 dönüş bileti fiyat her bi şey dahil 1,286 euro. (başkent kingston'a bu uçuş.)

3- geceliği 35-40 tl civarında hosteller var. evrak dediğin pasaportu için 250tl civarında bir şeyler harcarsın. eğlence bilemiyorum. 4000-5000tl lazım heralde her bi şey için.

teşekkür ederim :) para biriktirmeye başlamanın vakti gelmiş demek ki :)

couchsurfing e bi göz at

aynı muhabbet ben 2006'da ehliyetimi alırken de vardı.
o bir şehir efsanesi, kurs kandırmacası.

bu sefer iş ciddi galiba yasa tasarısı meclisin gündemindeydi öyle kurs kandırmacası filan değil ama seni etkilemez herhalde kardeş.

etkilemiyor. sürücü kursları mı yaptırıyor bu haberleri anlamadım gitti.

2007 de ben ehliyeti alırkende iş ciddiydi, meclis gündeminde falandı rahat ol sen :D

Şu sıra böyle çok insan var. Bir süre sonra alışılıyor.

olsun.

bu yüzden odtü bilkent yazmadım işte. (:

@even i say faith no more +1. aynen gittim bogazici okudum. cok memnunum.
@ramsesseum gecmis olsun. allah tez zamanda kurtarsin. istanbula bekleriz. en kotu izmir de olur.

gayet normal. bu kadar rezil, yeşilden yoksun bir kentden her normal insan nefret eder.

ankara hepinizi sindirecek! pis sahil insanları..
alışıyorsun zamanla. ne istanbul'u, ne izmir'i arıyorsun.

biriniz de iyi bişeyler deyin lan ankara için. üni. için istanbuldan gitmeyi düşünüyorum.

şehir içi en yüksek yeşil alan miktarı olan şehre çöl demek.

(bkz: ignorance is bliss)
çözüm için;
(bkz: bsg)

seğmenler parkına alalım sizleri :D

ankara çöl zaten öyle hissetmeniz normal.

sigara icmiyor sayilmazsin.

Böyle böyle başlanıyor aman dikkat!

sayılırsın. bırakmış olman için aradan 6 ay geçmesi lazım literatürde böyle.

sakına sakın!! bak ben de başladım başlayacağım. paket taşımıyorum ama otlanıyorum. kendimden ve o küçük zıkkımdan tırsıyorum. sakın bulaşma!

ağzın pis kokar dişlerin sararır ışıl dur yapma canım içme öyle şeyler öpmem seni

valla arkadaşım sigarayı en iyi sen içiyorsun, ben de çok uğraşıyorum bu şekilde ayarlamaya ama bir türlüolmuyor, bu seviyede tutabilirsen bir ömür iç derim.

çok sağlam tiryaki adayısın aman dikkat!

aman dikkat'a falan gerek yok.
Sen bildiğin içiyorsun hocam.

yarra yedin güzel kardeşim. ben de aynen böyle başladım.

ben lisede gunde bikac tane icerdim, nerdeyse 10 yil oldu hala ayni. bu 10 yil icinde her ilk goren 'kesin tiryaki olursun' dedi.

bobinhoo + 10

yarın kötü birşeyler olacak, ve yakcaksın 1 tane o dostundan, derken saatlerce içeceksin. ertesi gün 1 paket alacaksın ve devamı gelecek..

kesinlikle cigara içiyor sayılmazsın ama sigara içiyor sayılırsın.

Suyu ne için kullanacağına bağlı. Çiçek sulayacaksan bir şey olmaz, içeceksen tavsiye edilmez herhalde.

musluk suyu içmek içinse eğer hiç bir şekilde tavsiye edilmez.

gel de babana anlat onu, ne diyeyim ki ona?

daha demin 1 bardak içtim la ben bişey olmaz demi.

yer neresi? mesela malatya'da musluk suyu süperdir de istanbul, ankara filansa böbreklerde taş yapar de bence.

adana hocam.

bizimki de evdeki musluğun suyuna güvenmeyip parkın musluğundan dolduruyordu asdfdhvs adanalılarda var heralde böyle bi adet.

şu aralar 1.2 litrelik mi ne sular alıyoruz 5-10 tane. onları da cam şişelere döküyoruz aldığımız gibi.

adana çok sıcak bi yer, plastik şişeler riskli olabiliyor bu sıcaklıkta. sıcaklık içlerindeki zararlı şeylerin etkin hale gelmesini, suya karışmasını sağlıyor falan.

www.azhaberler.com
demişler ama istanbul içinde diyorlar biz içmiyoruz, içmeyi geçtim annem çaya yemeğe bile koymaz hani.

içebilirsin elbette. sorun olmaz. ancak sürekli doldurursan yosun yapar, yosun da koku yapar ve tadı garip gelir zamanla.

belli değil henüz.

büyük ihtimalle kalkacak. akp'nin öğrenci oyları için giriştiği bir operasyon bu. yalnız konunun içerisinde kelime oyunu yapıyorlar. evet harçlar kalkacak ama öğrenim giderleri yerinde duracak. kimse tamamiyle parasız eğitime geçildiğini falan zannetmesin.

@want2die o yüzden mi üniversite sayısını sürekli artırıyorlar. çok mantıklısın :P
@eyyorlamambugadar bu bilgileri nerden öğreniyorsunuz.ben de öğrendiğiniz yere bi iki bişey soracam..

kalkabilir de kalkmayabilir de..

adam hala akp nin öğrenci oyları bıdı bıdı falan diyor çıldırıyorum ne ikiyüzlü elemanlar var sitedğiniz bu değil mi bi kerede deyin ki oy vermicem ama güzel bi uygulama deyin yazık yazık yazık

@gkhnynk üniversite sayılarını arttırıyorlar çünkü yetiştirdikleri neslin kendi adamları tarafından eğitilen, kendi adamları olsun istiyorlar.

harçlar kesin kalktı.
ancak önümüzdeki sene yine var, sonraki sene başlıyor bu uygulama diye duydum (?)

la solcular seneler boyunca harçlar kalksın diye o kadar söyledi, akpci tayfa "gominik devlet düşmanları" dedi anasını satayım. devlet düşmanlarının dediği şeyi yapınca siz de devlet düşmanı olmayacak mısınız kardeşim? "iyi bir şey deyin, saygı gösterin, bıdı bıdı". hadi la oradan.

harcı kaldırıp gerçekten parasız eğitimi getirsin akp bu ülkeye, taksim meydanı'na çıkıp tünel'e kadar çıplak koşacam lan. ahanda yazdım buraya.

(bkz: arwen)

pıtık

şaziye

sigara bazen sosyalleşme aracı oluyor. işte falan sigara içenler hep beraber dışarı çıkıp muhabbet ediyorlar. senin bırakma çabanı bildiklerinden çağırmamışlardır falan?

Hayır hayır davet edilmedim değil. Sorun da bu zaten, herşey aslında her zaman ki gibi fakat ben böyle hissediyorum. Yani bu hisler, düşünceler sigarayı bırakmaktan mı kaynaklı? Yoksa depresyona falan mı giriyorum, onu anlamaya çalışıyorum.

Yoksunluk hissi paranoya oluşturuyor.Bir süre sonra sağa sola çatmaya başlıyorsun.1 ay dayanabilirsen bu iş olur.

bırakmak asabiyet yapar biraz ama depresif ya da paranoya benzeri düşünceler yapar mı onu bilemiyorum.

Nikotin bandı işe yarar diye ummuştum o konularda :) neyse 1 ay daha sabredeyim zaten sırf şu kafamda ki düşünceler bile içmeyen adamı başlatır sigaraya. 1 ay sonunda düzelme olmazsa tekrar başlarım. tekrar düzelme olmazsa psikolog yolları taştan. Teşekkür ederim cevaplar için. :)

nikotin bantları sadece fiziksel bağımlılığı kontrol altına alır. aslında bırakması kolay olanı da fiziksel olanıdır. işin zor kısmı sizi yalnızlığa, yoksunluğa sürükleyen psikolojik bağımlılığı halletmek. yıllardır her anınızı beraber geçirdiğiniz bir şeyi bırakmaya çalışıyorsunuz. artık alışkanlığınız olmuş ve alışkanlıkları yenmek en zoru.

tavsiyem öncelikle zaman limiti koymamanız. çünkü 1 ay sonra da bu kadar şiddetli olmasa da aynı şeyleri hissedeceksiniz; 6 ay sonra da. ama geçen zaman sürekli şiddetini azaltacak. ben bıraktığımın ilk 10 günü falan etrafımda olan şeyleri algılayamıyordum. süt dökmüş kedi gibi mıy mıy oturuyordum. ama zamanla geçti tabi.

sonuçlara şuradan bakarsan görünmesi lazım

sonuc.osym.gov.tr

ehehe liseliymiş ya la bu .. 140 taban puanı zor gecen bir liseliymis hem de..

bak yazısından adam tanır hale gelmısız demek kı .. hem ergen hem salak demıstım dunku yazın sonrasında ..bırebır ortaya cıktı ya la .. asdfasdf

liseliii vardı ya ah o liseliiiii

sadece yabancı elçi tarafından onay kapsamı genişletilebilir. kaba taslak çevirisi. daha iyi bilen biri çevirirse daha sağlıklı olacaktır belirteyim.

daha gecen gun ayni soruya whooise'nin verdigi cevap gayet dogruydu niye tekrar sordun ki?

"uzatma sadece dış temsilciliğin onayıyla yapılır"

zannetmiyorum. başarılı bir troll bence. daha üç beş yılı var bunun.

www.tbmm.gov.tr

bana da troll gibi geldi, neticede zorunlu ilaç kullananlar falan var. istisnai durumlardan bahsedilmemiş. ama emin olmak istedim.

yahu yıl olmuş 2012 hala böyle şeylere inananlar var.
nasıl sağ kesimde aziz nesin'in dediği gibi " yarın bir yobaz çıksa tuvalete gitmek günahtır dese altına yapacak insanlar var." demesi gibi
diğer kesimde de bu görüşü aynen benimseyen insanlar var.

haklısınız arkadaşlar sazan.avi kurbanı oldum gibi duruyor. :)

keşke olsa da vatandaşlıktan çıkarılmak için 40 takla zorunda kalmasak

Gerisi neyse de vatandaşlıktan çıkarma kisminina nasil inandin! Hiçbir hukukta , sen şu suçu isledin seni vatandaşlıktan çıkarıyorum siktir git kovuldun gibi bir madde koyamaz.

çok komik geldi bana.

meali; windows live id tanıtmamışın makinaya bunu yapana kadar app mapp haram sana marketplace'den. burası kastı msn ver diyo kısacası.

peki bunu nasıl yapacagim ? nasil tanitmamiz gerekiyor ?

www.microsoft.com

burada belirtilmiş. nasıl olacak ?

marketplace de login falan yazıyorsa biyerlerde ona tıkla windows live id ve şifreni gir(windows live id bildiğimiz msn, hotmail vs.. adresin)

girdim suan online im zaten. ama hala ayni uyariyi veriyor.

bi konsolosluga gitmek icin 24 saat kalmak zorunda kaldim. bizim gibi dogma buyume istanbullular icin ankara kocaman bir koy gibi. en luks yeri de bozkir manzarali en fakir yeri de. bizde canin sikilinca gidecegin zibilyon tane yer var. moda sahilinde kayaliklarda dalgalar kayalara vurarken ickini yudumlarsin. ankarada ise bozkirda sinek viziltilarini cekersin.

kesinlikle yasanacak gibi degil. kayda deger bir tek yer ataturk orman ciftligi, o da bayar yani kac kere gideceksin.

edit: o kadar kotulemisim sevilecek yanini da yazayim. ankaranin en iyi yani istanbula geri donusudur.

efendim istabullularin bok attigina bakmayin, gayet yasanacak yerdir ankara. deniz konusunda cok buyuk takintin yoksa gayet de yasanir, trafigine alismasi biraz zaman alabilir sadece. kotuleyenler genelde bunlardan oturu kotuluyor. elbette daha kucuktur istanbul'a gore, dolayisiyla daha az yer vardir ama gidilecek yer yok diyen adam da daha adam gibi gezmemistir ankarayi.

ayrica ankara'da konsolosluk bulunmaz, buyukelciliktir hepsi.

abartılıyor muhabbet olsun diye. tabi istanbulla karşılaştırma yaparsan kötülersin.

hacı gir mahalle aralarına pislikten geçilmiyo. pislik derken insan pisliği. başı boş gençler gece yarısına kadar sokakta kavga muhabbetlerini anlatırlar, ankara oyun havası dinlerler.. sıfır kol giymiş bi kız ufuk çizgisinde kayboluncaya kadar gözle taciz edilir. sokaklarında halı kilim yıkanır, düğün yapılır.

ben ankarayı itanbuldan önce gördüm. İlk gördüğümde beğenmemiştim halada beğenmiyorum böyle ne bileyim gri renkli bir şehir gibi geliyor bana.

ankara=köy:-)berbat bir yer insanları o derece salak salak müzik çalıyor her yerde salak bi la lafı var kafayı yersin hacettepe diş te okuyorum 3 seneden beri ankara denilen mal kenti çekiyorum:-)

Ankara güzeldir. Üniversiteye gidicem tüm tercihlerim ankara.

Geyat yaşanılabilicek bir yer. Gayet sosyal etkinlik had safada, gayet giilebilicek güzel zibiyon tane mekan var.

Şunlara bak araştır: kızılay , yüksel caddesi , konur sokak , karanfil sokak , tunus , tunalı uzar gider.

Not bursada yaşıyorum deniz evime 15 dk.

ankara, istanbul'la kıyaslandığı için bu kadar kötüleniyor.halbuki ne alakası var.kıyaslanamayacak iki şehir bunlar. yıllarca ikisinde de yaşadım.şehri güzel veya kötü yapan beklentilerinizdir bence.

ankarayı beşevler, kızılay, cebeci'den ibaret sananların beğendiği şehir.
olum sokak düğünü diyorum, havai fişek diyorum, dat dat dararat diyorum, atım arap diyorum.

İstanbul'da yaşayıp Ankara'ya köy diyenleri dinlemeyin. Güzeldir Ankara, sevmeyebilirsiniz o ayrı.

ankara nın tek eksiği denizdir.
eğer burada yaşayıp/üniversite okuyup kötülüyorsa insan ankara yı, bil ki kendisi asosyal, insanlarla iletişim kuramayan, aktiviteden anladığı tek şey denize bakıp çay içmek olan tiplerdir.
istanbuldan izmirden gelip ankarada üniversite okuduktan sonra dönmemek için 40 takla atan ve ankara dan kopamayan o kadar çok insan var ki.

@syangela güzel kardeşim, sen istanbulun hiçbir yerinde sokak düğünü olmadığını, itin kopuğun kavga etmediğini, hatunların taciz edilmediğini mi düşünüyorsun ciddi ciddi ?

Söylediğin şeyler her şehrin belli bölgelerinde var. Hatta sokak düğünü hariç söylediklerin dünyanın her şehrinin belli bölgelerinde var.

ankarada doğmuş ve büyümüş biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki ankara sevgili gibidir, keşfedilmeyi, anlanmayı bekler. 24 saat, 1 hafta kalarak anlaşılmaz ankara. gezmek lazım, aramak lazım, vakit vermek, tanımak lazım. bak 25 yaşımdayım 10-12 senedir yanımda ailem olmadan ankarada istediğim yere gidebiliyorum ve bu 10-12 senede hala sıkılmadım. ha tabi dışarıdan bakıp sadece ambalajını görene gri şehirdir ankara. zaten öyle olması daha iyi, gereksiz kalabalığa lüzum yok.

ankara da nereyi geziyim diye sorarlar bazen duyuruda, cevapları okuyunca anlarsın.

6 senedir istanbuldayım 2 seneye ilk fırsatımı bulduğum gibi ankaraya kaçıyorum.
arkadaş 2 yudum deniz görcem diye bu trafik çilesini çekmek kusura bakmayın ama akıllı işi değil.
ayrıca istanbul yaşanması oldukça pahalı ve kalabalığın insan ziyanlığıyla kesiştiği noktada.

öğrenciler, istanbulda okunur evet. buna kimse bişey demiyor. ama yaşamaya gelince alıp başınızı gideceksiniz çoğunuz. isteseniz de istemeseniz de.

not: istanbul aşığı bir insanım. çocukluktan beridir tek hayalim burada yaşamaktı.
ama zaman geçiyor ve büyüyoruz gençler...

Geçen kış ve bu yaz bir kaç zaman kaldım ankarada. Arkadaş kimse dememiş ki kışın eksi 20 görülüyor, yazında sıcaktan ağzın yüzün kayıyor.

Birde başkanından bahsedin,geçen kış tüm tandoganda kızılayda trafik tıkandı saatlerce mahsur kaldık.

misal sen arabanı satacakken ilana "satılık" yazarsın; abilerim "satarız gardaş" yazar.

en basiti goruntu daha guzel gelecek imaxte perde cok buyuk etkilenecksin vs. filmin seslerini falan daha kaliteli hoparlorden dinleyecekmisiz gibi dusunulebilir. bence imax ve imaxsiz sinemalarin farki imax e gitmeyince anlasilmaz. cahillik mutluluktur kanka gitmezsen bisi olmaz

anne hathaway'in götü daha büyük, daha güzel imaxde

Şahsen imax tamamlanmamış bir teknoloji gibi geliyor bana. Özellikle o 3 boyutlu hareketler vs çok yapmacık geliyor. En sinir bozucu noktası ise gözlüğü taktığında parlaklığın inanılmaz azalması. Resmen detayları gözden kayboluyor filmin. Normal 3 boyutlular nispeten daha verimliydi.

Açıkçası sinemaya gideceğim zaman 3 boyutlu olmamasına dikkat ediyorum, çok çok mecbur kalırsam istemeye istemeye gidiyorum. Büyük bir salonda, güzel bir yerde izlenen klasik sinema her zaman tercih sebebidir benim için.

imax 16 metreye 22 metre perdesi olan hayvan gibi çözünürlüğü olan bi teknoloji. apartman kadar perdede film izliyosun. görüntü bukadar iyiken adamlar sesi sktret dememişler hayvan gibi de ses sistemi koymuşlar. normal sinemadan 10 kat daha keyif verici bişey yani. ayrıca batman tdkr imax e özel çekildi. yani gidipte kıçı kırık sinemada izlemek mantıklı değil imax varken. ayrıca imax 3boyutlu sinemadır gibi bişey yok imax de izlersen batman i kimse sana gözlük fln vermeyecek. imkanın varsa kesinlikle imax de izle.

imax'te batman'i gözlüksüz izliyorsun. gidebiliyorsan imax. ama eskiden imax mi varmış mantığıyla o kadar da önemli değil diye düşünüyorum.

karanfil 2 sokak aylak madam var güzeldir de ne tarz bir yer istiyorsun?

aynen aylak madamı ben de öneririm

özel tarz tercih etmeyeyim, et yemeklerini severim diyeyim :)

yemekler iyi olsun yeterli benim için. tavsiyelere teşekkürler.

Hocam et seviyosan sakaryaya git her yer donerci

rumeli iskembecisi var, yemekleri kalitelidir, fiyat tuzlu gelebilir. daha ucuz bir yer dersen sultanahmet koftecisi iyidir. yine ev yemegi yapan kizilirmak sinemasinin kosesinden asagi inen bir yer vardi, ama simdi adini unuttum, oradaki iki kahvehane/cafenin arasinda kalir, orasi da iyidir. tenedos vardir klasik ama uzun zamandir gitmedim, bozulmus olabilir. biraz yukari cikayim dersen guvem=nlik caddesinde mutlu kebap salonu var, efsanedir, bilenler bilir. doner yieceksin. doner yenilebilir ikinci yer, ozler donerdir. inkilap sokaktaydi galiba, ziya gokalpin bakanliklar degil sihhiye tarafi kaldiriminda biraz iceride kaliyor.
yemek kulturum iyidir, fakat tarif etme yetenegim cok kotudur, yoksa ankaranin gizli cevherleri ve esnaf lokantalari benim uzmanlik alanim :)

Heh, super rehber oldu :) yemekler şirketten oldugundan cok uçuk olmadıkça yerim diye düşünüyorum :)

Bunlari kesin dene:

plus.google.com

eniyion.hurriyet.com.tr

compadrito'nun gonderdigi linkin ilkinde goksu restoran var ya, iste onun karsisi zaten rumeli iskembecisi, goksu da evet klasiklerden ama rumelinin yeri ayri :)
bu arada kumsali unutmusum evet super bir yer, onlarin bir soslu levrekleri vardi bak simdi canim cekti, mezeler falan da super oluyor tabi.

hepsini denemeye çalışacağım. teşekkürler.

klasik bir öğrenci evi manzarası, sifonun az kullanılmasından oluyor. eğer az önce yazdıklarım yanlış tahminse bilemiyorum.

31'den sonra işeyince olur öyle

fazla protein alzheimer gibi rahatsızlıklara sebep oluyor diye biliyorum uzun vadede. doktor değilim fakat herşeyin olduğu gibi yumurtanın da fazlası zarardır herhalde.

eskiler sıcaklarda o kadar çok yumurta yemeyi pek önermez, işte kaşıntı yapar alerji yapar diye.

24 saatte 3 4 tane yiyorumda her zaman olmamak kaydıyla. 6 tane biraz fazla geldi.alerji falan olursan çok pis kaşınırsın.

Eğer yumurta alerjiniz yoksa, Yüksek kolesterolünüz yoksa (varsa sarısını günde veya 2 günde 1 adete düşürün veya Doktorunuz belirlesin sarı adedini) hiçbir zararı olmaz. Ben de iftar ve sahurda 2şer adet götürdüm ve yanında da ilave besinler aldım. Sporcu (bisiklet) olduğumdan ramazan haricinde de günde en az 3 en fazla 10~12 tane tükettiğim oluyor. Lakin bende kollesterol olmamasına rağmen günde 3-4 sarıdan fazlasını tüketmiyorum. Bir de yağda yapmaktan ziyade haşlamayı tercih ediniz. Daha sağlıklı olur.

Fazla protein yapsa yapsa (bkz: gut) hastalığı yapar o da 4 yumurtadan toplamındaki ~60 gram proteinle olmaz. Alzheimer hastalığının protein ile uzaktan yakından alakası yoktur.

ha evet, bak haşlama ile yağ konup pişirilme arasındada çok fark olur,haşlarım dersen hergün 10 yumurta yiyodum bir aralar, spor salonuna gidicem diye, sonra yaptığım hesapların yanlış olduğunu anlayınca vazgeçtim.

4+4+4 döndürme abi :) omlet hali 3 tane ye. akşam 1 tane ye.

Anadolu öğretmen falan mezunuysan ek puanlı tabi. ( ek puanlı alan bölümler için )

anadolu meslek benimkisi :D

Hangi lise alanından mezunsanız, o alanın ek puan hakkı tanıdığı lisans bölümlerine yerleştirilirken ek puanlı olan dikkate alınır. Diğer bölümleri tercih ederken ek puansız olan dikkate alınır.

anadolu meslek lisesi seyahat acenteciliği mezunuyum y-dil-1 e ek puan vermiş dil-1 le alan yerleri tercih ederken ek puanlıyı mı dikkate alayım?

Sonuç sayfanızda okul türü ve bölüm kodunda ne yazıyor?

ben getirteyim, ortak kullanalım. peyote ne ki?

kaktüs, suyu içiliyormuş lsd ye benzeyen kafası varmış. etken maddesi meskalin.

salvia divinorum yasadisi maddeler arasinda gecmiyor sanirim ama ne kadar kolay elde edilir bir bilgim yok.
peyote isimli bitki meskalin icerir ve meskalin yasadisidir.

salvia ocak itibariyle yasa dışı statüsünde.
peyote'nin de öyle kredi kartıyla alınacağını sanmıyorum.
hem yasal hem kolay hem güçlü halüsinojen madde yok.

salvia da yasadışı oldu diye biliyorum geçen sene. bana böyle gidip elimi kolumu sallayarak alabileceğim bir şey lazım. morning glory(gündüz sefası sanırım türkçesi) yasal mıdır? yasalsa yeterince güçlü müdür?

ufak çaplı bir kimya laboratuvarın varsa morning glory'nin 200-300 tohumundan az biraz kafa yapıcı lsa sentezleyebilirsin evet. tohumları yiyeyim dersen kusarsın vs değişik bir kafa olur o da tabii.

akşam sefasıyla gündüz sefası aynı değil sanırım aynı mı yoksa? biri açıklasın

bu nazar kovsun diye duvara asılan, nohuta benzeyen dalganın da kafa yaptığını okumuştum duyuruda, adını hatırlamıyorum saman nezlesine iyi geliyor diye kaynatıp buharını çekmiş birisi kafası güzel olmuş. aslı astarı var mıdır peki onun? bir de tantum reçeteli mi satılıyor?

konjüktvit olabilir. doktor değilim yine de bir doktora göster.

çok fikrim var da görmeden bir şey diyemem gerçi görsem de diyemem zira doktor değilim. bu yüzden alerji, mikrop kapması, göz nezlesi, konjüktvit vs vs gibi onlarca sebepten hangisi olduğunu öğrenmek ve tedavi ettirmek için göz doktoruna gidiverin bir zahmet.

ist'daysan bu ara göz nezlesi salgını var, ben geçen pazar oldum, damla verdiler iyileşir gibi oldu, bikaç gün elim yine gözüme gitti kaşınınca ve tekrarladı.. bugün tekrar doktor yolu gözüktü, sana tavsiyem sen de git..

benim de sulanıyor. çok fazla bilgisayar ve tv'na maruz kalmaktan benimkisi. sizde de aynı şey olabilir mi?

baba zula - seksek (hopscotch)

şatoda yaşamıyo ya adam, mutlaka odasının evinin bi yerine köşesine gizlemiştir. madem o kadar elzem bi gününüzü ayırıp baştan sona arayın her yeri.

@Adramelekh_ güldürdün gece gece :D

Evet hipnozu düşündüm ama dediklerinizi düşünemedim, mi sanıyorsunuz acep. Gene de ilgilendiğiniz için teşekkür ederim Aynı durumda kalmamanız dileğiyle

çık gez dolaş, güzeldir ankara sokakları. biber gazı al ama yanına ne olur ne olmaz.

1 saat once tunalı taraflarından geldim her yer kapanmış sokaklarda kimsecikler yok. boyle başkent boyle universite şehri mi olur lan ?

not: dogma büyüme ankaralıyım

aspava da doner.. yaninda cacik ve patates kizartmasi miss..

ps 3'ün sıfırını 250$'a satan yerler var. oradan pay biç bence.

100 TL iyidir.

çipsiz, ara sıra çalışan 4 kol, 6 tane orjinal oyun ve hafıza kartıyla 50tl ye vermeyi düşünüyorum ben.

200 TL ile başla pazarlıkla yavaş yavaş 100'e kadar düş ne koparırsan kardır şu saatten sonra.

hocam ben de epey aramıştım o filmi ama hiç bir yerde bulamadım. :/

çok aradım zor buldum nereden bulduğumu hatırlamıyorum şimdi :( ama torrent falan bilmezdim o zamanlar :D visual boy advance diye bir programla beraber oynanıyor benimkisi.

googledan visual boy advance (çalıştırmak için gereken emulator) ve pokemon fire red download diye aratırsanız muhakkak birçok sonuç gelecektir.

mesajla msn adresini yaz göndereyim 16mb bişey zaten. visual boy advance 80 mb süratli bağlantın varsa onu da atabilirim.

uçuşa ne kadar zaman kaldığına göre değişir.

uçuş 15 temmuzda, 20 temmuza almak istiyoruz.

musteri hizmetlerini arayip sorun isterseniz,net bir fiyat soylerler zaten.

air france diğer uçakta yer olduğu için beleşe değiştirmişti.

müşteri hizmetlerini arayıp duruyorum fakat açan yok.

siteden referans numarası ve kişi ismi ile login olun oradan değiştirme işlemine kadar gelin size farkını gösteriyor.

kız belli bir yaşa kadar olan dişi insan için kullanılır, cinsiyetin kadındır yoksa. yaşla alakalı yani. o işe bekaret sokana da kafamı sokayım, bu kadar net.

hatun

hanımefendi diye bişi var. bana böyle hitap edebilirsin mesela :))

dişi olmalı bence. yaygınlaşmamış ve topluma göre kulağa hoş gelmiyor sanırım.

ingilizce'de "female" mesela yaygın ve topluma göre kulağa hoş gelir.

Hanım denebilir sanki. Hanımlar Beyler. Leydiiz en Centılmını?

hatun, dişi +1

ayrıca ben çoğul kullanımda karı kısmısını tercih ediyorum.

fakat bağyanlar genelde "kadın" kullanımını doğru buluyor.

feministler kendilerine kadın denilmesini ister. o bakire-bakire olmayan ayrımını yaratan kelimenin kız olduğunu düşünmekteler. lakin "5 yaşında bir kadın" demek de bana tuhaf geldiği için ben yine yaşı küçük olanlar için kız, büyük olanlar için kadın diyorum.

bence tam tersi, burada kelimelere takılanlar asıl cinsiyetçiliği yapanlar.

yaşı küçükse kız, büyükse kadın. cinsiyet açısından dişi.

yalnız böyle çağırırken bekaret akla gelmemeli, erkekler için kullanılan oğlan-adam-erkek gibi düşünülmeli.
bayan diye hitap etmenin yanlışı, bana göre, kişinin kendi düşüncesine göre karşısındakini "kadın" (bakire olmayan dişi) olarak gördüğünden bayan diye hitap etmesinden kaynaklanıyor. yani en başta kendi cinsiyetçilik yaptığı için bayan demek zorunda hissediyor.

tabii nazik konuşulacaksa hanımefendi de olur, bayan da. ama sırf hitabı nazik yapıp gerisini getirmeyince saçmalık oluyor.

ben herkese kız, herkese kadın ve herkese hanım diyorum.
erkeklere de bay, bayım, erkeğ denmesini destekliyorum.

bağyan sonradan olma ve sokak magandası stayla geliyor kulağa.
resmiyet varsa, hanım olur.
hanım olan minnoşsa veya küçükse: hanımkız -> n_n
"hatun" 90lar rakçı modu gibi geliyor. ama ruhu var.

y.dışındaki feministler ve pro-feministler dilden maskülen/feminen ifadelerin kaldırılmasıyle ilgili çalışmalar yapıyorlar diye biliyorum.

valla bilemem kadın mıdır kız mıdır

o kadar hitap yazmışız bir kere kezban dememişiz :S
bazı kesime de kezban diye hitap edilebilir.

Bekaret ayrımı yaratan kadın değil kızdır. Ben kadınım, zarım varken de kadındım, yokken de.

Çok güzel tartışmaymış kaçırmışım.

@bitter cikolata özetlemiş ama sadece sozluk anlamıyla açıklarsak eksik olur. Zira aynı yoğunlukta politik bir konu.

Bu işten anlayanlar diyor ki her sözcüğe anlamını onu söyleyen verir. Buradan yola çıkarsak, her politik çevre bazı kavramları sahiplenip kendilerine mevzii tutmuşlardır. Kimi çevrelerin bayrak-vatan-toprak-kan gibi kavramları sahiplenmesi de buna örnektir. Amaç bunlar üzerinden kendinden olmayana baskı kurmaktır. Elbette bir özgürlükçü,enternasyonalist vb. için bu kavramlar pek bir şey ifade etmez ama buradan kuruluacak baskıyla bu insanları "ülke ve insanlık düşmanı" olarak ateşe atabilirsin (burada aklımıza sivas katliamı gelsin, orada da insanlar '"din düşmanı" oldukları için yakılmışlardı).

Konuyu fazla dağıtmadan kadın-kız ayrımına dönersek, kadın diye hitap edenlerin hiçbirinin aklına "zar" gelmiyor. Çoğu rastgelmiştir oysa ki "ne münasebet" tepkisiyle söylediklerinin düzeltilmesine.

Olayın aslı şu:
Birine bay diye hitap edilecek bir durumda kişi dişiyse, bayan demekte bir sorun yok. Bayın karşılığı bayan, erkeğin karşılığı kadın, hanımın karşılığı beydir. Feministlerin karşı çıktığı şey bay-bayanlıkla hiçbir ilgisi olmayan durumlarda, bakirelik anlamı yüklendiği için 'kadın' demekten kaçınıp 'bayan' demek. Bakirelik anlamı 'kadın olmak' deyişi yüzünden var, ama kadın sıfatı 'kadın olunduğunda' kazanılmaz, yaşa bağlıdır. Olayın resmiyetine göre hepsini kullanabilirsin aslında.

benim de sorularım var: (umarım konunun sıcaklığı çok dağılmamıştır)

her ne kadar sözcük anlamı üzerinden gitmeyelim dense de, sözcük anlamlarını bildiğim kadarıyla yazıp burdan yürümek istiyorum.

erkek - dişi
oğlan - kız
adam - kadın (hatun kelimesi de sanıyorum kadının öztürkçe(?) hali)
bay - bayan
bey - hanım
koca - karı

soru 1: konuşma dilinde erkek kelimesi karşısına önce dişiden vazgeçip kadını koymuşuz sonra da bayanı koymuşuz. doğru mu anlıyorum? yani "erkek giyim karşısına aslında dişi giyim dememiz gerekirken biz neden "bayan değil kadın" ısrarcılığı yapıyoruz?

soru 2: kız kelimesine yüklenen anlamın verdiği rahatsızlık oğlan kelimesinde de var. yani ikisi de bekareti temsil ediyor gibi görünüyor halbuki bana göre tamamen çocuk/yetişkin anlamı içerir. kaç çocuğunuz var sorusuna "iki kız bi erkek" diye yanıt verilmemeli yani. doğrusu oğlandır. bunu da doğru mu anlıyorum?

soru 3: şimdi politikadan ve sosyal yaşamdan soyutlanmış bir bakış açısıyla yukarıdaki sonuçlara varıyorum. bayan değil kadın konusu da bu durumda yarım kalmış bir şekilde yaygınlaştırılıyor diye düşünüyorum. kadın sözcüğünün kullanımı gerçekten düşünülmüş bir manifestonun bir parçası mı yoksa dişi sözcüğünün yaygınlaştırılması öncesi atılan ilk adım gibi mi değerlendirilmeli? yoksa benim atladığım politik, sosyal, vs. bir bakış açısı mı var?

konu üzerine düşünmüş arkadaşlar, ne diyorsunuz?

Bütün feminist örgütler "kadın" kelimesini kullanır, kız ise bebekler ve çocuklar için kullanılır, yetişkin dişi "kadın"dır yani. kadın-kız ayrımı erkek-oğlan ayrımıdır aslında. Bayan ise "kadın" diyememekten kaynaklanır, yani zarı var mı yok mu şüphesi "bayan" dedirtir. "kadın" demek ayıp hale gelmiştir, cinselliği olduğundan... erkekler için böyle bir sıkıntı yokken, "erkek mi desem bay mı desem oğlan mı" kadınlar için böyle bir sıkıntının olması zaten cinsiyetçidir, düşünmeyiniz, cinselliği sizi ilgilendirmez, cinsiyet kelimesinin Türkçe'de karşılığı kadın ve erkektir, bayan ve erkek değil; resmi işlemlerde de zaten "kadın/erkek" kelimeleri kullanılır.

@edaydin

soru 3: manifesto değil de koskoca feminist teori. ayrıca dişi sözcüğünün yaygınlaştırılması da ne demek? gizli gündem aramaya gerek yok, amaç kadını görülür kılabilmek.

@marido
ne gizli gündemi? (ne demek olduğunu dahi anlamadım ya neyse)
koskoca feminist teoriyi buradan anlamam/anlatmanız mümkün değil biliyorum, gender konusuna azıcık ucundan değmişliğim var ama o kadar. teorinin amacının doğruluğundan da şüphem zaten yok.

ben sadece konuyu sözcük/dil bazında kafamda anlamlandırmaya çalışıyorum. zaten en üstteki soru da konuşma dili üzerinden giden bir soru.

yani sözcüklerin karşıtlarıyla var olması durumu bu kadın-erkek meselesinde ters tepiyor. bunun tarihi, politik, sosyal, vs. sebepleri elbette ki vardır.

sorularım gerçekten "soru" idi. "doğru mu anlıyorum" demişim orda zaten değil mi?

@edaydin

1: eril-dişil çalışır. erkek karşısında kadın vardır.
ama böyle ikililikler kelimelerin ve nesnelerin doğasını tek tip anlamaya ve indirgemeye neden olur. aslında her kelime her anlamda kullanılabilinir. mesela benim kadın dediğim erkek arakdaşlarım olabilir. feminist (ve pro-feminist) teorilerin sonrasında, gender çalışmalarının da ardından sexuality studies'e de giren bir mesele. gender ile her şey açıklanmaz. sexuality önemlidir. ne hissettiğin, ne olduğun, ne olacağın/olabileceğin ve ne olmayarak kendini yarattığın/tanımladığın: bunların hepsi farklı şeyler ve ayrı ayrı anlamlılar. böyle ikililiklerle bakman halihazırda sana zarar verir. siyah-beyaz istiyorsan ille al, kadın-erkek. ama sonsuz sıfatı ve isimlendirmeyi ve ilintilendirmeyi çöpe atmış oluyorsun. bunu da bilinçli veya belli bir ajandaya, amaca, niyete, kanaate, düşünceye, değerlendirmeye bağlı yapmış olmuyorsun. kafana göre yapıyorsun, bu da cahillik demek. yoksa tabii ki de herkesin kendine ait fikri olacaktı.

www.bayandegilkadin.com 'a bir bak. bu insanların derdi bu mesela. başka insanlar da var bu şekilde düşünen. bazıları feminist bazıları değil. feminist-veya-değil ayrımı da bilahare saçma bu arada. yine siyah-beyaz oluyor o vakit. 80 anarşik misin sen? karikatürizasyonundan farkı kalmıyor.

mesele de bayan değil kadın ısrarcılığı değil dolayısıyle.

2: bu kadar önemli değil buradaki detay. 2 oğlum var ya da 2 kızım var arasında çok fark yok. biraz esnek bakmalısın dile. 2 kadın 2 erkek çocuğum var zaten garip gelebiliyor. ama geleceğin kadınını doğurdum derim ben ilerde mesela. ya da erkek 2.0 benden çıktı de diyebilirim ilerde. keyfim bilir.

3: yarım kalmış bir şekilde yaygınlaştırılmaktan kastın nedir?
bak illa tekil bir manifestoya ihtiyaç yok. kadın kelimesini ve kadınlığın erkeği kastre etmesini illa bir manifestoda arayacaksan scum manifesto'ya bak. ama genel itibari ile 60ların sonlarında başlayan kadın hareketinin, türlü feminizm türlerinin savunduğu bir şey olagelmiştir kadına eşitlik. bir çok feminizm türü farklı açıklamalar, farklı nedenler, farklı sonuçlar, çözüm ve öneriler sunagelmiştir. eğer konuya çok ilgiliysen pro-feminizme de bakabilirsin. raewyn connell'ı okuyabilirsin. gerçi okuyabileceğin tonla insan var. çarpıcı olsun diye connell'ı örnek verdim, çünkü transgender birisi. erkekten kadına geçti ve bir pro-feminist. 50-60 senedir bir çok teori ve fikir öne süren bir akımlar bütününü burada açıklamak mümkün değil, ama çok ilgiliysen makaleler bulabiliriz.
özet geçersek-> bazı feminist kollar aşırı köktenci bir değişikliği savunurlar (radical feminism) bazıları sosyal politikalarda yapılması gereken değişiklikleri irdelerler, bazıları da bedene erkek dokunmamalı diyecek kadar katidir. yani bir çok varyasyon var. çılgınbağıran feminist algısı, türkiye'de bir çok şey gibi, feminizmin de karikatürize edilip, tek yönden algılanıp, yorumlanmasıyla olur. diğer örnekler: solcu, sağcı, ve benzeri binlerde -cı, -ci'de vardır.
ve evet her şey politik, sosyal, kültürel, ekonomik açılardan ele alınabilir.
moldovalı kadınların çocuk bakmaları ile ilgili bir araştırma yapmak için illa feminist olmaya gerek yoktur mesela.

-konu üzerine düşünmeyi istemeyen ama açıklayan bir arkadaş.