Gidip Tayyip'ten özür dilemiş el öpüp. Ne bekleniyorsa gerçi kendisinden...

www.radikal.com.tr
şu konuşmalarını oku, derinliğini anlarsın.

"Ayağımdan ameliyat olmuştum. Açılır diye yürümüştüm"

her şeyi anlatıyor şu iki cümle.

ayağım açılsın diye yürüdüm demiş. puhuahuhuauhahua.

zaten bu adam gezi olaylarına katıldığında şok yaşamıştım.Şimdi yine şaşırtmadı beni sağolsun

"Devlet de bir namustur. Sen neden namusunu yurt dışına anlatıyorsun. Memet Ali Alabora dünyanın en korkak adamı ya. Ne yapabilir yani. Cesaret hapı mı içti ne yaptı. "

vay amk yeni şafağa bak sen...

türk malıydı, öyle kalacak.

küçük bi an için "lan yoksa???!!!" dedirtmişti eylemlerde gördüğümde ama haklı çıktım.

konulduğu kabın şeklini alıyor.

Ya çok avantajlı bir şey olduğunu düşünmüyorum, sonuçta müşteriye giren kazık aynı. Ne için daha çok kullanacağınıza göre düşünebilirsiniz, mesela teknoloji marketlerde en avantajlı olan ya da çok uçuyorsanız mil kazandıran falan. Protesto ediyorsan Garanti alma mesela, iş bankasının internet bankacılığı iyi diyorlar. Hepsinin bir artısı var görünüyor ama sonuç aynı.

banka kartın varsa, özellikle maaş hesabın varsa o bankadan al. hem uğraşmazsın direkt hesaptan kredi kartına para gönderip borçlarını ödersin. onun dışında kartlar arası bir fark göremiyorum ben.

Pek bir farkı yok kredi kartlarının. Bana göre en büyük avantajı (genel olarak) internetten alışveriş.

Maaş hesabın varsa ondan al mutlaka, işlem ücreti filan ödemezsin.

Garanti ve İş Bankası'nın android uygulamalarını kullandım, oldukça kullanışlı ikisi de, her işini cepten yapabiliyorsun. Webden daha bile kolay bence.

Ara sıra uçuyorsan, uçuş mili kazandıranlardan al. Puan genelde az birikiyor ama uçuş milleri daha iyi birikiyor.

do u know sanal kart?

haklısın ya, aklıma gelmemişti.

aynı saç yapısına sahibiz. saçına mutlaka saç kremi uygula ancak saçın uç kısımlarına asla dibine değil. ayrıca şampuanının içine çam terebenti yağından 3 4 damla damlat. haftada 2 kez maske yap saçına. bunlar saçının bakımlı olmaası için yapman gerekenler.

ayrıca saçını plastik tarakla değil geniş aralıklı tahta veya bambu taraklarla tara. the body shopta bulabilirsin. saçını yıkadıktan sonra havluyla nemini al ve başını öne eğerek tara. saçının daha şekilli ve hacimli olmasını istiyorsan saçını yıkayıp kremleyip taradıktan sonra büyük bir topuz veya sık örgüler halinde topla. kuruyuncaya kadar o şekilde kalsın

@tuborg yesili teşekkürler, ancak hacim vermek pek mümkün değil bu saça, en azından dümdüz görünsün istiyorum.

@little miss rejectee teşekkürler, gerçekten ilginçmiş :)

sadece film yıkamak için yıkama tankı ve spiral gibi 1-2 ufak malzemeyi ve kimyasalları edinirseniz evde bile yapabilirsiniz (tam karanlık bir ortam yaratmanız gerekir.)

baskı için agrandizör, tekneler vb... daha çok yer ve daha çok para lazım. karanlık oda tekniklerini düzgün anlatan kitaplar var, pdf ya da web sitesi de bulunur eminim. en kötü ihtimal, ben elimden geldiğince anlatırım online =)

bir seçenek olarak; bulunduğunuz yere yakın bir üniversitenin fotoğraf kulübü ile iletişime geçin, muhtemelen karanlık odaları ve eğitimleri vardır.

1. para yatırcan
2. ösym'ye gitçen

1. para yatırcan
2. ösym'ye gitçen

parayı online kredi kartı ile yatırabiliyorsun; odeme.osym.gov.tr
ödeme yaptıktan sonra başvuru da yapabilirsin: ais.osym.gov.tr

ilk defa gireceksen internetten başvuramazsın, yani;
1. para yatırcan
2. ösym'ye gitçen

ptt'ler de oluyor bu arada, hangisi işine gelirse. şuradan bak işte www.osym.gov.tr

aha bu kadar mı? ben bi yerden kayıt falan yaptıracağız, oradan oraya süürkleneceğim falan sandım.

o zaman ptt'ye gidip tc kimliğimi versem parayı yatırmış oluyorum. oradan da ösym'ye?

izmirde nerde var ösym arkadaşlar.

işte o kılavuzda başlıklar olur. 20 sayfanın hepsini okumak zorunda değilsin. ilgili başlıkta şehir şehir nerelerde başvuru yapabileceğin de yazar.

üniversitelerin birçoğunda (hepsi de olabilir) yds kayıtları yapılıyor.

yarım debriyaj, araba hoplayınca biraz debriyajdan ayağı çekip gaza geçiş. boş bir yer bulup dur kalk çalış bir kaç saat, alışırsın zaten.

başlarda ayak debriyaja basılıyken bi miktar gaz veriyoruz(tam kavrama noktasını kavrayamadığımız için stop etmesin diye), sonra yavaş yavaş ayağımızı debriyajdan çekmeye başlıyoruz. kavrama noktasından sonra araba harekete başlıyor.
kavrama noktasına alıştıktan sonra zaten ayağını debriyajdan çekerken ne zaman gaz vermen gerektiğini öğreniyorsun. hadi kolay gelsin.

3 senedir araba kullanıyorum, hala öyle zaaart diye kaldıramam. yarım debriyaja geldiğimi hissedince kaldırıyorum arabayı, bir kere yolda kalmadım. Fakat annem aynı şeyi yapmaya çalıştığı her seferinde balataları yakma eşiğine getirip kokutuyor. her seferinde yarım debriyaj kasmakta da atik olmazsan öyle bir tehlike var maalesef.

debriyajı hemen bırakma, araba hareket etmeye başlasın, ilerlesin, 5-10 m sonra tamamen ayağını kaldırabilirsin.

ayağın debriyaja basılıyken hiç kaldırmadan hafif gaza bas (tahminen 1-2 parmak kadar), gaza bastıktan sonra ayağını yavaşça debriyajdan çek ve hareket ettiğini göreceksin. arkadaşın dediği gibi 5-10 metre gittikten sonra devriyajı tamamen bırakabilirsin. bana göre en kolay yöntem bu, aynı anda gaza basıp debriyajı bırakmakla falan kafan karışmasın hiç.

Fordlarin kavrama noktasi biraz yuksektir. Yani debriyaj pedalindaki ayagini diger arabalara gore biraz daha fazla kaldirdiktan sonra gaza basmalisin. Debriyaji kullanmayi dogru duzgun ogrenmeni tavsiye ederim yoksa ayagin debriyajda 5 metre git 10 metre gitle baski balatayi eline alman cok uzun surmez.

yarım debriyaj +1

7 ay önce ehliyet aldım. sırf kaldırmaktan çekindiğim için sürmeye yanaşmıyodum. hocam yarım debriyaj yaptırmıştı yoğun trafikte. şimdi arabayı kaldırırken de onu yapıyorum ve korkumu yendim.

alışana kadar yarım debriyaj yap, araba biraz ilerleyince de vitesi 2'ye aldıktan sonra da bırak debriyajı. zamanla diğer türlüsüne de alışırsın zaten

ne dedilerse hepsini unut.Araba sürmek sevişmek gibidir.Arabayı hissedeceksin, onunla oynaşacaksın.
Sen daha ön sevişme filan olmadan bodoslama dalıyorsun,arabanın canı acıyor ve iflas ediyor.

Yani motorun gücünü birden tekerlere aktarıyorsun ve motor bu ağırlığı birden kaldıramadığı için s*ktiri çekiyor sana.
Yani motor o devirde çalışırken aslında arabanın o ağırlığını kaldırabilir ancak birden o gücü verdiğin için kaldıramıyor.Anahtar kelime yavaş olmak.
Hızla dönen bir disk düşün.o diske duran ve çok daha büyük başka bir diski yaklaştırıyosun ve birden zınk diye temas ettiriyosun,ne olur? küçük disk zınk diye durur.İşte stop etmesi de böyle bişey.Ama o büyük diski yavaşça yaklaştırıp hızlanana kadar bekleyerek yavaaşça bırakırsan ne olur? büyük disk küçük diski durdurmadan hızlanmaya başlar.

senin sorunun şöyle de anlatılabilir, debriyajın kavrama noktasında beklerken,araba tam kalkacakken arabanın hemen geri kaçacağını zannediyorsun ve panik oluyorsun, hemen araba kalksın diye ayağını çekiyosun.

düz,tenha bir yolda başla.gaza filan basma.debriyajdan ayağını motorun sesi değişene kadar, motoru dinleyerek yavaş yavaş çek.Ama tamamen bırakma! Motorun sesi değişmeye başladığında baskı balatasının kavradığı noktadır yani motor gücünün tekerlere aktarılabilmesi için ayağını en az o kadar çekmen gerekiyor.Şöyle de denebilir; debriyaja köküne kadar basmanla o noktaya kadar basman arasında bi fark yok.
Kalkarken biraz gaz vermenin sebebi de yukarıda bahsettiğim disk örneğindeki gibi, motora destek olmak yani küçük diskin hemen durmaması için onu hızlandırıyosun.

Arabanın normal çalışırkenki devri yani rölantisi düşük olabilir, ondan da stop edebilir.Bunun için kalkarken gaz vereceksin işte.Ama öyle 3000 4000 devir değil,2000,2500 filan, devir saatine bakacaksın eğer sesten pek anlamıyorsan.

Debriyajdan ayağını çekince araba yürüyecek diye bi kural yok, motor küçüktür ya da rölantisi düşüktür, yürümez yürümez.

Gaz vermekten korkma.Bi yerde zınk diye kalmaktansa biraz pati çekmek iyidir.İlk zamanlarda pati çeksen bile zamanla uygun gazı ayarlarsın zaten içgüdüsel olarak.

Ben kendi kendime pratik yaparak öğrendim.Acele etme, soğukkanlı ol.Arkaya kaçıracak olsan bile bi ayağın zaten debriyajda.sağ ayağınla da frene basarsın geri kaçmaz.Ya da el frenini çekersin.Öğrenince zaten arkaya kaçırma korkusu da kalmayacak.

Düz yerde öğrenmek şart.düz yerde olayı anlamadan yokuşta hayatta kalkamazsın.Bu yüzden dik yokuşlarda el freni kullanarak kalkmayı filan anlatmayayım hiç.

kavrama noktasındayken biraz bekle.Arabanın geri kaçacağını zannettiğin yerde geri kaçmadığını göreceksin.

Kolay gelsin.

Öncelikle ford larda yağ gibi kalkış ve vites geçişleri diye birşey yoktur bende de escort var ordan biliyorum mutlaka; kalkış 2 vites ve bazen 3. viteste silkeler. Ayrıca debriyaj diğer markalara göre çok daha serttir ve yukarıda kavrar.

Zamanla alışırsın ama başta yapamıyorum diyorsan boş bir yere çık ve sürekli dene. Tam olarak alıştığını 1. viteste arka arkaya kavrama-bırakma kavrama-bırakma yapabiliyorsan olmuş demektir. Bunun bir yolu yok herkesin yaptığı gibi debriyaj tam basılı iken gaza yavaş basıp ortalama 1500 devir civarı sonra yine yavaşça debriyajı bırakman gerekir. Bunun en doğrusu eski model ford lar için konuşuyorum yarım debriyajdaki ayak pozisyonun gaz pedalındaki ayak pozisyonunla eşit yükseklikte ise doğru yapıyorsundur ( tabi bu ortalama doğruluk debriyaj telin uzun veya kısa ise bunun doğruluğu kalmaz). Zaten yarım debriyaj seviyesinde araç yürür ondan sonra bırakabilirsin debriyajı ama nekadar yavaş bırakırsan okadar az silkeler.

Yokuşlarda korkuyorsan el freni çekik kalk. Böylece stop ettirsen veya kaydırsan bile arkadaki arabaya çarpma riskin sıfırdır. Bunuda şöyle yapabilirsin; el frenin çekik olsun. Vitesini 1'e geçir sonra sağ elin el freninde dursun. Aynı düz yolda kalkarmış gibi debriyaj-gaz muhabbetini yap ama gaza biraz daha fazla basabilirsin ama çok basma patinaja girer. Sonra arabanın kavramaya girdiğini anladığında ( araç el freni çekikken kavrama olursa aracın arka kısmı yere basar yani aracın arkası yere doğru bir hareket yapar bunu hertürlü anlarsın zaten) el frenini indir ve araba zaten direk ileriye hareket edicektir.

Ama bu işler öyle devir göstergesine bakmakla olmaz, ilerisi için alışamazsın. Göstergelere hiç bakma bunları yaparken sadece kulağın motor sesinde ve arabanın kavrama tepkilerinde olsun. Böylelikle çok rahat bir şekilde alışır ve öğrenirsin.

bos bi yokus bulacaksiniz. geri kacirmayana kadar calisacaksiniz.

yapa yapa, deneye yanila olacak...

ben de yeni araba aldım.pratikle çözülüyor bu iş boş bi alanda dur kalk yapman lazım.

rüzgarın adı

güzel olan bir tek adı değil.

bir süre yere paralel gittikten sonra

piedra ırmağının kıyısında oturdum ağladım.

Çiçek Senfonisi - Özdemir Asaf

Benden sonra mutluluk, dün yağmur yağacak, 9'a kadar 10 gibi de değişik isimli kitapları vardır.

sana gül bahçesi vadetmedim.

hep yuvaya dönmek

puslu kıtalar atlası

gülünün solduğu akşam

sana gül bahçesi vadetmedim +1

senden önce ben

(bkz: güneşi uyandıralım)
(bkz: waldo sen neden burada değilsin)

ekmeğin kavgası
bitmeyen kavga

suda yan ateşte boğul

cinsiyet belası
yitik bir aşkın gölgesinde
yüzyıllık yalnızlık

toza sor

kelebek

bircok degisken var, hangi ildesin, ulasima ne kadar harciyorsun, evde yemek yapma konusunda ne kadar israrci olabileceksin vs.

bunlar hep masraflarini dogrudan etkileyecek seyler.

fakat ornek olmasi acisindan, istanbul'da neredeyse tamamen ayni sartlarda 3 sene yalniz yasadim ogrencilik yillarimda. mumkun yani.

700tl maas veren bir part time is?

1400 lira toplarım her ay diyorsan geçinebilirsin.

1400 tl ye aile geçindirenler var.

masraflarını çıkar tek tek..elektrik su alışveriş harçlık ısınma okulda cektirdiğin fotokopiye kadar hesapla.... bana 1ooo lira yetiyor ama istanbul da değilim

tamam çıkabilirsin ama yurtta hiç mi yapamazsın? aylık nerden baksan 500 lira cebinde kalır. o 500 yılda eder 5 bin lira. o 5 bine work and travel, interrail gibi aktiviteler yaparsın, mis gibi tatiller yaparsın. dil kursuna gidebilirsin, dansa gidebilirsin bilmiyorum yani.

yaşadığın yere göre değişir tabii, ama 400 tl kira veriyorsan çok pahalı bir memleket değil herhalde. işin ve bursun olduğu sürece yaşarsın, 1400 tl az para değil.

aga o işler öyle olmuyor.Ailen gönderemeyebilir her zaman.yada 700 tl maaşın garantisi var mı?Bence uzak dur ev işinden.Git yurtta kal.Bende bir ara senin gibi oradan 500 şuradan 300 gelir gibi hesaplar yaptım.Götü başı zor topladım.

280 tl için kyk düşünüyorsun sanırım. Sigortalı bi işte çalışamazsın yani. 700 lira maaş verecek olan işletme de sigortasız eleman çalıştırma riskini almaz. Bir de part time demişsin, 700 liraya nasıl bir part time iş varmış yahu.

Temizlemeden önce hafif islatin,ben oyle yapıyorum cok kolay temizleniyor.

biodermanin temizleyicisini denedin mi?
www.skinsavers.com.au

ben disk pamuklara dokup genel temizliyorum sonra pamuk cubuklarla geri kalanlari aliyorum tertemiz oluyor

Loreal'in göz ve dudak makyajı temizleyici kullanıyorum ben, gayet işe yarıyo ama?

evet bebe şampuanları ya da bebe duş jelleri bu konuda iyi.

ben ingrid millet'in mousse perlee eclat ürününü kullanıyorum. (inci köpüğü olarak geçiyo ama köpük değil ürün. yoğun bir yapısı var.) yüzümü yıkıyorum. sonra 2 yeşil mercimek kadar alıyorum.yüzümün her yerine uygulayıp, yıkıyorum yüzümü.

maybelline 2si 1 arada.

aynı sorun bende de vardı, göz mkayajımı bir türlü tam çıkaramıyordum ki mac in bir makyaj temizleme yağını alana kadar. yağlar daha iyi temizliyor, boyayı güzel çözüyorlar. daha sonra bir de yıkarsın bir temizleme jeli ile yüzünü, mis gibi olur.

taksim'de nöbet devam ediyor, orada kalanlara yiyecek içecek yardımı yapılabilir.

evet var twitter dan ihtiyaç listeleri yayınlanıyor ,takip edebilirsiniz, benim bir saat içinde gördüğüm ihtiyaç listesi


twitter.com
twitter.com

şu anda bitişi belirsiz. Gündüz saatlerinde sakinlik hakim, polis güneş batarken dellenmeye başlıyor ne hikmetse.

öğrenim süresince devam eder, uzatmazsan okulu tabii. yani hazırlık + 4yıl

Hazırlık + 2 yılda(myo) buna dahil mi acaba?

armani - code

Terra D'hermes EDP sürümünü bir dene. Denemeden alma.

hollister ya da yves saint laurent

Kullandığım 3 parfüm var ve çok memnunum;

Günlük/Sportif/Rahat = Ralph Lauren Polo Blue
Gece/ Özel / Abiye = Dolce&Gabbana The One
Sofistike / Abiye / Farklı = Carolina Herrera CHT Men

tavsiye ederim.

Fiyatları tek tek yazmadım ama, herbiri en fazla 200 lira falan olması lazım.

Nasomatto - black afgano

Calvin Klein -Euphoria. Hafif koku seviyorsan tabii.

(bkz: Azzaro twin)

edit : artan parayla bi şişe de bana al, 50ml 160TL el insaf.

Lacoste - Red.

Mis gibidir mis.

Feminist kadın yoktur fakir erkek vardır

feministler seks yapmamali mi yani?

sosyo-politik gorusunden dolayi cinsel fantazileri, cinsel arzulari olamaz mi birinin?

cok yanlissin.

ahaha feministim ve erkeğimi sikiyorum ne olacak şimdi?
off gece gece cidden insanı deli edersiniz...

arkadaş hem cahilsiniz, hem de fikir sahibi... feminizm kadınları üstün görme veya erkekten nefret etmek değil. iki satır wikipedia'ya baksanız bile yeterdi halbuki...
cevabı tekrar edeyim: hayır, ezilen bir grubu eşitlik adına savunan insan cinsel hayatında pasif olacak diye bir şey yoktur.

@Beraytahat Feminizmi çok yanlış anlamışsın sen ya

yahu burda berayrahatın sormak istediği 'eşitliği savunan kadın iç benliğinde; güçlü, iktidar sahibi erkeğin karşısında çözünmek ister ama bunu çaktırmaz' değil mi? yoksa ben mi yanlış anlıyorum?

neden hemen feministsek seks de mi yapmiyahh moduna girildi ki?

Yalnız feminizm kadın erkek eşitliğini savunmak da değil be şekerim. En iyisi git sen önce feminizmi öğren ondan sonra gel burda millete dingil falan de. Kendi dingilliğin olmasın sonra böyle.

Böyle yüzeysel tipler feminizmi anca kadın erkek eşitliği sanıp maçoluk falan diyo sonra acabaaa istemem yan cebime koy mu diyolaar diyo. Feminizm bu kadar basit bi şey olsa binlerce külliyat olmazdı hakkında. Senin gibi dingiller okusun diye yazılıyo şekerim başla sen bi yerlerden.

Sanırsın kadın erkek eşit diyen herkes feminist hey allahım ya bide saydırmış. Ne komiksin ya

Kendini zaman geçirmeden tiklemen de çok hoş. Komple hoşsun sen ya kıyamam.
(O üsluba bu üslup)

Eski duyuruların ve şu duyurularınla kimin ne olduğu ortada. Duyuru iyi hoş da azıcık kitap kurcala, google wikipedia gibi siteleri kullan. Aklına ne gelse sormuşsun normal hiç araştırma yapmadan buraya gelip konuşman. Kolaycı insandan başka ne beklenir.

Feminizm hakkında hiçbi şey bilmiyosun bence ya öğren ya da öğrenmeden konuşup gizli bi nick ardında olsan bile kendini rezil etme. Ederini yazdıklarınla gösteriyosun zaten onlarla ilgili bi şey demeye gerek yok. Yalnız buranın dışında da çok boş bi insansın kesinlikle. Hadi eyvallah.

strap on'u takıp erkeğini hunharca şeetmek isteyen feministlere haksızlık olmuş. ha taam belki şeker gibi eritmez ama jelibon gibi yumuşatabilir adamı (veya kadını). canlandıramadıysan ilgili görsel materyali yollayabilirim beraycık. lale seni.

Feministlere özel bir durum değil. Kadınların zaten genel olarak söylemleriyle duygu durumları, kişilikleri örtüşmez. Söylemleri çoğunlukla ezber olduğundan malum.

feministten anladığım aynı mı bilmiyorum ama benim bildiğim feministler beraber hayat geçirecek kadınlar kümesini epey kapsıyor. yani mesela şu kadın:
tr.wikipedia.org
ben bunun için hepiniz üzerindeyken dünyayı yakarım lan!
şu duruşa bak:
www.historylink.org
lobotomiden önceki tutuklanmalarından birinde kahvesini yudumluyor canım içi.

hayır, fazla zorlama bence.

işte bunlar hep seks.

yatakta fantazi boyutunda olabilir ancak hayatta mümkün değil. feminist kadınlar da hayatı paylaşacak erkekleri tercih ederler. ancak fark birlikte olunan erkeğin kadına bakış tarzının geleneksel rol modelleri dışında olmasıdır. kadına hakim olan değil saygı duyan bir anlayışa evet derler.
yani orta bir yan cep yok.

niye herkes bu kadar saldırgan ve birbirini ezme, bir kalemde silip atma derdinde?

Photoshop formatında yapmak istersen google'da "broşür psd" veya "brochure psd" olarak aratabilirsin, örneğin;

blog.webmasterkurdu.com

ya da;

www.antsmagazine.com

office şablonlarına bak ilk .

@lord, office şablonu derken publisherdeki el ilanı vb. şablonlar var onu mu kastettitniz?

yes

en hızlı metrobüs+metro ile ulaşırsınız.

metrobüs+metro ya da vapur+tünel. ikisi de birbirine yakın ama deniz havası almayı tercih ederim. o yüzden vapur kullan. Otobüse de bulaşma.

bu saatte trafik olmadığını varsayıp 110 diyorum.

Kabataş motoru + füniküler

kadıköyün neresinden çıkış yapacağına ve taksimin neresine gideceğine bağlı:
metrobüs+metro da olabilir
vapur+funiküler de olabilir
vapur+tünel de olabilir

kabataş +füniküler +1

@violetsky +1

Kabataş + füniküler

kabataş vapur+funiküler

vapur tünel yaptım, füniküler olayını bilmiyordum sonradan gördüm mesajları. bi dahaki sefere artık. teşekkürler hepinize.

bunu izlediniz mi? goo.gl

aradığınıza duyusal olarak cevap değil ama görsel olarak güzel hazırlanmış

www.izlesene.com

bahsi geçen kuş saka.

istanbul'un kuşçuları belgeselini izlersen bu sesleri duyabiliyorsun. ama birebir böyle ötmüyorlar. yani biz kuşlar hakkında bir bok bilmeyenler için pek de bir şey ifade etmiyor ötüşleri ne yazık ki.

Çok güzel bir belgesel bu arada. İlla kuşlarla alakan olmak zorunda değil bana göre (benim hiç ilgim yok mesela). Gerçekten değişik bir dünya ile tanışıyorsun, yapanların ellerine sağlık.

saka kuşu evet ama kaç video izledim o sesleri duyamadım, anca çipetpet çipetpet. bide bence o adamlar farklı bir dil geliştirmiş, onlar gibi duymak zor :)

Ben de buna cevap ariyorum arada bir, kendi evim olsun istegim var. Maddi durum da cok fark etmiyo, bu dusuncemi ailemle hic paylasmadim ama sanirim evlenmeden once boyle bi sey yapamicam. Siki bir ailem de yok, 'evlenmeden tek yasayamazsin' baskisi yok ama yine de ayni sehirdeyken ev ayirmak normal gelmiyor anneye babaya.

Belki bir gun yuksek lisans yaparsam o donemde ulasimi bahane edebilirim diye dusunmustum bi keresinde, ki bu onemli bi sebep olur ayni sehirde evi ayirmak icin. istanbul'da yasasam okulum /is yerim eve uzaksa ve maddi durumum yerinde olsa kesinlikle daha yakin bi eve cikardim. simdi ankara'da da hacettepe odtu gibi sehrin disinda kalan bi yerde egitimime devam edersem benzer taleple gidip evi ayirma konusunu gundeme getirebilirim diye dusunuyorum. Sanirim sorunuza cevap olmustur.

10 milyarın üstünde mayışım olursa adasdf

hergün evden işe işten eve 20 km yakın yol tepiyorum, ailemden ayrılmayı düşündüğüm tek an beni çok sıktıkları an oldu. ona da cesaret edemiyorum evler çok pahalı iş yerimin yakınında. cimriyim galiba. yaş 27. yemiyo yani. ancak beni delirtirler en sonunda, Allahım derim cinnet geçirmek istemiyorum derim o zaman çıkarım o evden. öyle bişi de olmasın mümkünse.

Aynı şehir içinde aileden ayrı yaşama kararı almış biri olarak söylüyorum ki; çok iyi bi' maddi geliriniz yoksa hiç kalkışmayın. Sonra sıkıntıyı yine siz ve aileniz çekiyor.

üniversitede -yol uzun sürüyor- bahanesiyle ayrıldım, şimdi işim onlara daha yakın ama dönmüyorum, kesinlikle 20 yaş sonrası aileden ayrı yaşanmalı diye düşünüyorum. maddi sıkıntı çeksem de dönmem, ki ailem çok baskıcı değildir.

evlenene kadar ailem ile yaşamayı bırakmam. benim onlara ihtiyacım, onların bana ihtiyacı... biz bir aileyiz <3

çok iyi bir maddi geliriniz varsa da ailenizden ayrılmayın. anne yemeği gibisi yok. valla yok. ütü çamaşır akhfaksjdh manyak mısınız olm

ben de 20 yaşımdan itibaren ayrıldım. okulum, evim ve ailemin evinin mesafesi birbirine yakın. 2 sene yakın arkadaşımla kaldım, son iki senedir de aynı evde yalnız kalıyorum. maddi olarak ayrılığımı da 1-2 ay önce gerçekleştirdim fakat yine de kredi kartım için yardım alıyorum.
bence her yetişkin birey durumu oldugu anda evden ayrılmalı. kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmeli. bana ayrılmak degil. 30 yaşına kadar aileyle yaşamak garip geliyor.

maddi olarak cok ciddi sorunlariniz yoksa buldugunuz ilk firsatta ayrilin ama bu ayrilik kirici olmamali. yani aileniz bir bitisin degil bir baslangicin parcasi oldugunu hissedebilmeli. hem is hem de es seciminde size bu adimin buyuk faydasi olacaktir.

ilk soruyu ben de bilmiyorum ama ikinci konusunda bence ilgin yoksa yapmak zorunda değilsin tabii. "analog çekim yapıyorsun diye banyo yapmak zorundasın hacı" gibi bir yaklaşımla karşılaşırsan koşarak uzaklaş. imkan ve istek meselesi nihayetinde.

ve evet banyo eden yerler var, özellikle sirkeci'deki hayyam pasajının oralarda uygun yerler bulabilirsin. sakın sokak arasındaki vesikalık çeken fotoğrafçılara gitme, pek beceremiyorlar ve pahalılar genelde.

karanlık oda, sonuçta elde ettiğin fotoğrafın yarısı

orada fotoğraı kırpıp, işte develop olayını istediğin gibi yapıp kendince efekt bile ekleyebiliyosun. saçma sapan çektiklerimi karanlık odada düzelttiğim çok olmuştur

he ama ben fotoğraf konusunda uzman biri değilim

eskiden filmli fotoğraf makinem varken film tab ettirmeye gittiğimde filmi bir makineye soktuklarını, daha sonra da o makineden fotoğrafları çıktı olarak aldıklarını görmüştüm.

@kedili madam: banyo edilmiş filmi makineye sokuyorlar ve karta basılı fotoğraflar makineden çıkıyor. onun otomatik makinesi var biliyorum. myle tek tek agrandizörde karta işleyip, küvette yıkayıp, ipe asmıyorlar. makine yapıyor.

ama benim sorduğum, makineden yeni çıkmış, banyo edilmemiş filmi banyo etme işlemi. bu işlem otomatik de olsa karanlık odada olmak zorunda olduğu için (bir makineye takılıyorsa bile filmi muhafazadan çıkarıp makineye koyana kadar bile ışık görmemesi lazım) ortalıkta görünen bir makinesi yoktur, olamaz.

siyah beyaz film banyosunu elle yapıyorlarmış bugün sordum.

vizör'ün lekelenmiş, toz kalmış vs olabilir...

edit: vizör değil sensör...

lenste leke olabilir mi?

tüm fotoğraflarda aynı leke olduğundan sensor kirlenmistır mutlaka , makinanin sensörünu temizletmelisın .Hatta makinalarda otomatik sensör temizleme diye bir seçenek oluyor , bu seçeneği kullanmakta da fayda var .

başka bir lenste denedim, yine aynıydı.
biraz araştırdım sensör lekesiymiş, temizleme menüsünden aynayı kaldırınca sensörde küçük bir toz zerresi olduğunu gördüm, az bir şey hava tutunca düzeldi.

evet de sen ne kadara anlastin kursla?

400 tl'ye anlaştım.

iyi anlaşmıssın bizim burda 1000 lira

550 liraya her şey dahil kayıt oldum. direksiyon sınav ücreti ve senden şu anda istenen diğer sınav , ders vs. ücretleri dahil. kursların genel olarak taktiğidir fiyatı ilk başta ucuz tutup sonradan böyle şeylerle o ucuzluğu kapatıyorlar o nedenle ilk kayıt olurken iyi soru sormak gerekiyor. ücret olarak kayıttan sonra 333.60 lira trafik harcı gelecek sonra 15 lira şoförler odası için para daha sonrada 101 TL kart parası var. 2 gün önce ödedim hala acıyor.

ya arkadaşın tanıdık diye fazla sorgulamadık ama zaten genel promosyon fiyatıymış, bir daha tanıdığı devreye sokarız olmadı.

400 iyi 2011 ekim de bir arkadaşın vasıtasıyla eşimi kayıt ettirmiştim 400 e.
50 yada 80 liraydı galiba sınav ücreti

bir sene içinde evleniyorum inşallah.

olabilir, neden olmasın, doğru kişiyle evet.

18 yaşındayım, çocukluğumda falan herhalde kızlardan daha çok evlilik hayali kurmuşumdur. güzel bir iş-eş-2-3 çocuk güzel ortam falan istiyodum hep. büyüyünce belki değişir bilmiyorum ama şu an korkunç geliyor bana. fazla tahammülsüz, ilgisiz, sorumsuz bi insanım. bu yaşta terk edilince zor zaptediyorlar. bi de eşin aldatacak da, "seninle daha fazla yapamam" diycek de, çocuğunu haftada bir görüceksin, "annemle niye takılmıyon baba" diyecek de...

yok, istemiyorum. yapamam, gerek yok o kadar üzüntüye.

Hayir, hayir, bu konuyu dusunmeye deger bulmuyorum. Pek hos ornek gormedim

gereksiz bi olay.

evliyim, evliliği düşünüyorum, düşünceli biriyim, güzel şeyler düşünüyorum evlilik hakkında.

25 yaşındayım evlilik için daha vaktim var, hayatımı yaşayacağım biraz diyordum. son 6 aydır bu düşüncelerim tersi yönde değişti. yaştan mıdır nedir evliliği düşünmeye başladım.

gerek yok.

evliydim. ikinciyi düşünmüyorum. ilkini kendime göre mükemmele yakın biriyle denedim, o olmadıysa ikinciye zorlamanın anlamı yok diye düşünüyorum.

evli değlim, evliliği düşünürüm ve bu konuda ikilemliyim bir yandan evlenmemek daha dürüst hani biterse bağlayıcılık var gider, kalıyorsa seviyordur diye düşünüyordum bir yandan e birlikte yaşamak ile farkı yok bir imza sonuçta hani olmasa da sorun değil fakat toplumsal rahatlık(ki özellikle çocuk düşünülüyorsa) yapılır diye düşünüyordum şimdiyse evliliğin aslında adı veya resmiyeti veya her neyinden ise ya alt tarafı bir imza diyenlerin iş ciddiye binice ya ama öyle böyle dediklerini gördüğümden belki sorumluluk göstergesi olarak görmeye başladım. bu sebeple belli bir yılı doldurmuş ilişkilerin evliliğe geçiş yapmaları konusunu sıkıntı etmiyorum ve ilginçtir bir erkek olarak evlilik olayını hayatım bitiyor yea gibi bir şekilde düşünmüyorum sanırım bu evlilik adayı ile ilgili bir durumdur bilemedim.

Arkadaslarim arasinda ve ailem tarafindan asla evlenmez denilen biriydim. 2 yildir evliyim, gec kalmisim bile diyorum..

evli değilim, düşünmüyorum da. 3 seneden sonra fix sorun yaşanıyor ve boşanıyor insanlar. en azından benim çevremdekiler. o yüzden aman uzak olsun.

gereksiz bişey. hiç gereği yok.

Evli degilim, evlenmeyi dusundugum bir sevgilim var. Dugun vs mevzulari cok darliyor, bu yuzden net plan yapamiyorum. Salt nikah olsa bugün bile evlenebilirim.

evliydim ikinci yemiyor. beraber yasiyorum boyle
mutluyum, cocuk istedigimde tekrar evlenirim.

kasımda evleniyorum :)

ben hep düşünüyodum istiyodum falan da arkadaşlarım istediğimi bilmiyolarmış. öğrenince hepsi sırayla şok oldular

benim için olabilecek en iyi kişi eşim. başka türlüsünü zaten düşünemiyorum

25 yaşındayım, evli değilim, evliliği düşünüyorum da.. o beni düşünmüyor sanırım :)

düşünmüyorum.

13 yıldır evliyim. ola ki boşandım tekrar evlenirdim. bu hayata alıştım nimetlerinden faydalanıyorum, zorluklarına katlanıyorum. ama 13 önceye dönsem hiç evlenmezdim galiba.

evli değilim, düşünmüyorum. Ancak çocuk yapmaya karar verirsem.

düşünmüyorum

evliyim. mutluyum. dünya güzeli bir kızım var. bir yaşına bastı, çeşitli tatlılıklar yapıyor. bence dünyaya geliş sebebimiz bebek yapmak.

(edit: bu ikinci evliliğim. yani kötü bir evlilik nasıl olur onu da yaşadım, biliyorum. evlenince insan koca bir aileyle de evlenmiş oluyor. kültür önemli (mümkünse benzer kültürlerle evlenmeli) ve hoşgörü çok önemli)

Düşünüyorum. Aşığız biz.

Evliyim, mutlu sayılabilecek bir evliliğim var, evlilikte insan kendini ve eşini daha iyi tanıyor. Buna rağmen evlenmek isteyenlere tavsiyem, evlenmeyin çünkü evlilik basit bir mesele değil hatta çoğu zaman iki kişi arasında geçmiyor, çok ağır bir yük olabiliyor.

Evli degilim ama beraber yasiyoruz 1 seneyi askin suredir. Evliligi dusunmuyorum acikcasi istemiyorum da. Ancak cocuk olmasi durumunda evlilik mantikli geliyor bana, cocuk da istemedigimizi dusunursek evlenecege benzemiyoruz.

aşka beraberliğe inanıyorum, evliliğe inanmıyorum.

vapurla eminönü > tramwayla çapa

bence eminonune degil de kabatasa gidin motorla, hem tramvay duragi iskeleye daha yakin hem de ilk duraktan binmis olursunuz.

sogutlucesme'den cevizlibag'a metrobus, ordan da capaya 2 durak otobüs/tramvay veya tabanvay.

bu da bir alternatif.

karaköy - emimönü veya kabataş'a vapur + tramvay ile çapa.

Eminönü'den daha fazla otobüs kalkıyor Çapa tarafına. Kabataş'tan fazla otobüs seçeneği yok, tramvay olabilir ancak. O da dolaşıyor biraz. Daha konforlu ama yol uzar biraz.

alınamıyormuş, ama arkadaşın senin yerine alabiliyormuş kimlik nosu ile.

Aslında herkesi üzmedi, bencil oldukları için böyle yazıyorlar.

fbcdn-sphotos-h-a.akamaihd.net

çoğu kişiyi üzdü.

söz konusu başlığı açan benim.
bana özelden sorduğun aynı soruya verdiğim aynı cevabı daha da basit düzeyde açarak anlatayım:
100 alan bir insanın üzüleceğini düşünmek ya da 81.25 gibi bir puan kendisi için yeterli bir kişinin üzüleceğini düşünmek de saçma olur.
Fakat hedefine ulaşamayan kişilerin çoğunlukta olduğunu gördüm.Benim aldığım puan bana az geldi.Beni üzdü.Ekşi sözlüğü açıp okuyun 100 girdinin 85'i (hadi 75'i olsun) puanından memnun değil.Arkadaşlarımın puanı düşük geldi.Dolayısıyla da büyük çoğunluğun mutsuz olduğunu söylememek için bir nedenim yok.Sonuçta bu bir gözlem.
Koyu çayın içine bir tane şeker tanesi atarsanız çaya şekersiz demezsiniz değil mi?Şekeriniz yetersiz gelmiştir içmek için (şekersiz içemeyenler için)

@3 benden önce yazmış.
söylenenin ispatı.

Örneğin yüksek lisans başvurusu için 65 gibi bir puan üds ve kpds'den görece rahat bir şekilde alınırken bu sınavda çoğunluk alamadı. zaten ingilizcesi iyi olan insan her türlü sınavdan iyi bir puan alabilir. Ancak vasat olanlar patladı, ki yüksek lisans için vasat olmak yeterli...

sınav ÜDS ve KPDS'ye göre zordu ve şıklar daha çok çeldirici doluydu. ÖSYM bu sınavı sanki daha çok eleme maksadıyla hazırlamış. ben 57 aldım ancak 70 almak istiyordum :( nasıl üzülmeyim ki?

Cool story bro. Kız ya sana selam veremeyecek kadar asosyal ya da ezik.

öncelikle www.youtube.com
kesin sana aşık

Üniveristede servis kullanmak :/

muhabbeti ilerlet abiciim. biraz ortak konu bulmaya çalış, kızla ilgili; saçı,başı, bir şeyleriyle ilgili yorum yap/iltifat et uzatmaya çalış muhabbeti.
ilgi istiyor gibi.

"kezban" tabirini hiç sevmesem de, olmasın öyle?

eğer kendi kuruntun yoksa olay tam olarak buysa kız adım atamıyo da kendini göstermeye çalışıyor.ilgisi var yani sana yoksa arkadaş der hal hatır sorar o da ama bi şeyler hissettiği için uzak duruyor.

hani freud demiş ya ''bir kişi birine bakıyorsa onda bir şey vardır ama bakmıyorsa kesin bir şey vardır'' diye. bu durumu biraz da oraya uyarlayabiliriz kısacası

kızlar itici diyor ama yanlarında hep göbekli erkekler. demek ki pek de itici değil.

bu boy, o kilo, bi de göbek varsa nasıl bi vücut anlamadım.
not:nick çokzel

geçen twitterda gördüm bi kız arkadaşım göbekli erkek candır türü bişey yazmış. güzel de kızdı.

erkeğin güzeli çirkini olmaz azizim. zekisi, espirilisi, zengini, anlayışlısı, güven vereni, mutlu edeni, iyi hissettireni, kibarı, özenlisi, düşüncelisi olur..
doğru ya da yanlış. böyle öğretilmiş..

göbekli kızları bilemem.

tepsi kıvamına gelmeyecek miktardaki göbeği her zaman zayıf erkeğe tercih ederim.

"balkonsuz ev göbeksiz erkek olmaz" demiş atalarımız ama yanlış demişler. aslında iticidir, bütün kızların yanında göbekli erkek olması normal. göbeksiz erkek vardı da biz mi hayır dedik. bekarken göbeksiz olanlar bile, evlendikten sonra semiriyolar.

bir kız arkadaşım vardı göbekli erkek seviyorum ben, göbek yapsana falan diyordu. anlam verememiştim bende. seviyorlar demek ki.

göbek sevilmez tabii ki, ama sevdiceğin göbeği varsa arada laf sokulur, ilişkiyi etkilemez.

Göbek ne erkeğe ne kadına yakışır , ikisi için de kötüdür.Erkekler göbek yerine göbek kası yapsa ya boy da uzunsa süper bir görüntü olur.

göbekli erkek evladır

aşırıya kaçmazsa zayıfa göre çok hoş normale göre hoştur.

kızlarda da çok hafiften olunca fena olmaz diye düşünmekteyim

Göbekli erkek çok itici bence, sevgiliyken sevdiğinin göbeği olunca görmezden gelinebilir ama ilk zamanlar ilk tanışmalarda bence itici,yanına bile yaklaşılmaz

kalp

<====3 bunun sakin hali panpa çok kafa yorma

kalp.

dondurma aslında o.
2 liralık 2 top.

kaç tane sivri kıç gördün hocam?

kalp kalp kalp

bi de bu var aman karışmasın 3<

kadıköy adliyesinden alınıyordu geçen yaz.

adliyelerden alıyorsun.

kadıköy kapanmış, kartal'a taşınmış :/

Kartal'dan almak 5 dakika sürmüyor.

sanmıyorum.

edit: sözlükte söylenen şu. yüksek lisans, doktora başvurularında eğer başvuru yapılan okul eski sınavları kabul ediyorsa ve geçerlilik süresi sona ermediyse bu eski sınavlar geçerli olabiliyormuş hala.

antik.eksisozluk.com

burada da demir üds geçerliliği devam edecek diyor:
www.sabah.com.tr

2 sene geçerliliği var bildiğim kadarıyla.

alınıyor, 1 kişi ücreti ödüyorsun. yoğun saatlerde almama hakkı var güvenlik görevlisinin ama biraz dil dökersen sorun olmaz.

ücret alıyorlar sabah 9 dan sonra akşam altıdan önce taşıyabiliyorsun. çok yoğun olduğunda almıyor güvenlikler. onların insiyatifindesin yani

anlaşıldı, katlanan bisiklet aldıracaklar illa ki. hem ekstra para ödemek zorunluluğu da yok.

cok sallama, bilmedigin seyler icin "bilmiyorum ama kisa surede ogrenebilirim" de. bilgisiz oldugun konularda hevesli, istekli oldugunu goster, kendine guvendigini anlasin karsindaki.

yeni girişte yetkinlik bazlı sorular sorarlar. taş çatlasın 20 tane soru vardır, internetten onları bulup cevaplarını hazırla

firmayla ilgili arastirma yap intertnetten once. neden bizim firmamizi sectiniz dediklerinde ici dolu bir cevap vermen gerekir. kendine guvenen, sakin tavirlarin olsun. biraz stres olman hic problem degil hatta pozitif bile etki edebiliyor. ustune basina eline koluna kisacasi oturup kalkmana dikkat et ki zaten edersin. bilmedigin konularda ogrenmeye hevesli ve yeniliklere acik oldugunun altini ciz. kisacasi motivasyonunun yuksek oldugunu gorsunler. senden daha bilgili-tecrubeli adayi pozitifliginle arkanda birakirsin motivasyon yuksekliginle. iyi sanslar.

gözlerini kaçırmadan konuş, gülümse

işi aldım, teşekkürler :)

biz çok tartışıyoduk mesela, haftada iki üç. sonra bitti. şimdi hiç tartışmıyoruz. sanırım konuşmadığımızdan.

özellikle aynı fikirde olmadığımız zaman ne kadar tartışsak da çözüme ulaşamıyoruz.bi süre sonra tartışmayı da bırakıp kapatsak da bi yerde yine aynı şeyler oluyor.bu hep böyle midir?

3.5 sene oldu.
ilk sene kavga gürültü boldu ama artık rahatsız olduğum şeyleri ima etmeye çalışmadan direkt söylediğimden,olay en fazla seviyeli tartışma şeklinde geçiyor.)
çoğu zaman da aynı fikirde olmadığımız bir konuyla ilgili olayı büyütmüyorum ki biliyorum ne kadar uğraşsam da düşünme şeklini değiştiremem vs. o tarz bir durumda tartışmaya bile girmiyorum.
ayda bir fln en fazla.

3,5 yıl. devamlı kavga ederdık herseye nerdeyse hergun hatta.bı sure sonra bu sure 3 yıl oluyo kımse kımseyı sallamamaya basladı ılıskı devam da ettı ama kavga yoktu.yorulunca aynı seylerı soylemekten karsılıklı vazgecıyosunuz ve bıtıyo kavgada.bir süre sonra ilişkide.

2 sene oldu hiç kavga etmedik. ama önceki 5 yıllık ilişkimde sürekli tartışma, trip, saçma sapan kıskançlık vakaları yaşadım. yani olay birlikte olduğun insanla ve ilişkinle alakalı.

1 senelik bir ilişkim var. ikimizde öğrenci olduğumuzdan ve evde kaldığımızdan dolayı, kız arkadaşım beni çok sık ziyarete geliyor. haliyle beraber olmaya alıştık, ayrı kalınca zorluk çekiyoruz.
birbirimizi özlediğimizden olsa gerek, uzaktayken en ufak şeyden bile tartışabiliyoruz. kırılıyoruz, küsüyoruz vs. ama bunlar birbirimizi bir sonraki görüşümüzde unutulmuş oluyor, sarılıp siliyoruz geçmişi.

En popüleri üçüncü oyun.

V guzeldi diye hatirliyorum.

en iyisi 3'tu bence.

efsane olan 3.

III'tür o.

www.gog.com

III'tür en güzeli.

3

üç.

drei

mersin'i bilmem ama www.nadirkitap.com 'dan Türkiye'deki çoğu sahafa ulaşabilirsin, internet üzerinden sipariş verebilirsin.

Doğuş Hastanesi'nin karşı taraflarında arada bir yerde vardı ama kapanmış olabilir, çok da matah bir şey değildi.

istanbulda by retro. çoğu kıyafet bayağı eski ama arada güzel şeyler bulunmuyor değil.

pek bilmiyorum ama burası pek pahalı değil sanırım.
www.facebook.com

sentetik sezar vintage shop var. hatta tam şu an yeni ürünler koydular.

by retro'yu biliyorum ama orada ben bir şey bulamıyorum yahu, bulduklarım da pahalı parçalar oluyor sanırım. teşekkürler yine de.

konserve vintage

genelde tek tek dolaşıp el sıkışmak şeklinde yapılır. biraz da kişisel ilişkiye bağlı tabi, ben bir pasta alayım dersen o da absürd kaçmaz.

bir veda maili at herkese, destekleriniz için teşekkürler vs. sonra kimseye görünmeden sıvış :)

veda maili yeterli bence.

el sıkış eyvallah meyvallah de, üzgün bi surat ifadesi takın.

herkesle çok samimi değilim mail atarım heralde. Patron ve yöneticimle de ayrıca bir sıkıcı vedalaşma. sosyal fobim var yeminlen ya.

ne kadar çalıştığına bağlı.

ben 7 yıl çalıştığım yerden ayrıldım tek tek vedalaştım herkesle.

dünyanın en aptalca işlerinden biri :)

outlook'tan idari kadroya mail at. sonra git bir de herkesin tek tek elini sık. veda et. adettendir. şık olan budur.

1 senedir part time çalışıyorum. gerçekten aptalca ve yaşanıp bitmesi gereken anlardan. neyse üzerine konuşup iyice gerilmeyeyim.

ben 3 ay calıstıgım firmada bile herkesle el sıkışarak ayrıldım. uzun süredir çalışıyorsan hem bir veda maili at, hem de tek tek vedalaş. aynı insanlarla ileride tekrar karşılaşabilirsin

bu arada bisiklet için de bir akbil basarsan almıyorlar mı yine de ?

Metrobüsün alması lazım doğru saatlerde çıkarsan.

abi beylikdüzünden sahil kenarına yol yok, ta küçük çekmecede var biraz, sonra yine içlere doğru kıvrılıyor, ara sokaklardan çıkıyorsun sahile ama maalesef düzenli bir şerit halinde gitmiyor. araya limanlar fabrikalar falan giriyor kimi yerde.

bisiklet için akbil basmayı denemedim, onu soracağım.

metrobüse de soracağım yine. belki saatler esneklik gösterirler.

(git: fadike.com

otobüse bisiklet almıyorlar. metrobüste de çok absürd saatlerde binebiliyordun ama hatırlamıyorum şu an.

moral sıfır yeminle.

Beylikdüzü'nde kalıcıysan ve bisiklete binmek istiyorsan, katlanan bisiklet için para biriktirebilirsin. Uygun fiyata modeller de mevcut. Katladıktan sonra otobüse ve metrobüse de binebilirsin.

katlanabilir bir bisiklet edinirseniz otobüs ve metrobüs'e çok rahat sokarsınız ancak onlarda bir hayli pahalı.

bıçakla tepesine küçük bi delik aç

bıçağı kapağın arasından sokup havasını al.

kapağını azıcık aralayıp hava almasını sağlayın. bunun için bir kaşığın ince sapından faydalanabilirsiniz. vakum etkisini yitirince rahatlıkla açılacaktır.

bir kaseye sıcak su koy,
kavanozu baş aşağı suyun içine koy, 5 dk içinde kolayca açacaksın. elini yakma.

yöntem bir: kavanoz sıvı ile doluysa ve metal kapaksa ocağa ters koyup azıcık ısıtıp genleşmesini sağlayarak açabilirsiniz.
+kolay açılabilir
-metal kapağın altındaki lastik yanabilir, fazla ısıtırsanız başka negatif yönleri olabilir.

yöntem iki:kapağı delersiniz.
+temiz yöntemdir.
-kapaktan olursunuz.

yöntem üç:kapağın kenarı ile azıcık bıçak ucuyla zorlar ve kavanozun tırtıklarıyla kapak arasına girmeye çalışırsınız.
+yapması kolay
-camın tırnaklarını kırma ihtimaliniz ve cam parçalarının karışma ihtimali korkutucu olabilir. asla zorlamayın

yöntem dört: kavanozu kırarsınız. çok uzun süre içinde katı şeylerin kaldığı yiyecek olmayan şeyler için denenebilir.
+kolay ve acısız ve zevkli kırması
-kendinizi yaralama ihtimali

Yöntem basit açamadığım kapak yok :) şöyle; bir elinle kavanozu tut diğer elinle kapağın orta yerine destekli vur dene olmadı tekrarla mutlaka açılacaktır açtım.Herhangi bir aletle kapağın kenarından hava aldırmak kapağı tekrar kullanılmaz hale getirir. Elleriniz kayıyorsa bulaşık eldiveniyle giymeden dahi sıkı tutabilirsiniz.

konserve acacagin varsa onun acacak gibi bir kismi oluyor, onunla cok rahat hava almasini saglayabilirsin. böylece bicaklarin ucu yamulmamis olur. simdiye acmissindir da bir dahakine aklinda bulunsun.

son üçü dayanır gibi geldi bana da. tost ekmeği tarzı şeyler kullanırsan ekmek de bozulmaz.

beyaz peynir, salam ve domates bozulur. ezmeleri bilmiyorum. bal ömür boyu bozulmaz.

1-2-3 net bozulur.

4-5-6 ise icerisine su/sivi vs karismissa bozulabilir.

son üç ama fırından alınmış ekmek küflenir ancak s.k.t.'si geçmemiş tost veya sandviç ekmeği dayanır.

tam buğday ekmeği bozulur mu peki ya da kepek ekmeği? bu dilimlenmiş şekilde marketlerden alınanlar.

2 kilonun altındaysa macbook
2 kilonun biraz üstündeyse n56vz,ge60,y580

www.istanbulbilisim.com.tr
bu nasıl peki?

13.3" bi tasarımcı için bence yetersiz kalacaktır. haa dersen ki monitör kullanacağım zaten o başka.

pahalı demezsen bence de macbook.. 15.4" retina display, i7 işlemcili, ssd kullanan modellerden bakın.

Eski sevgilim bana farklı bir hava kattığını söylemişti.

Çok seviyorlar, kaliteli gen göstergesi.

Tavuskuşunun kuyruğu neyse erkeğin popo kılı da o. Sen kesme sakın.

Kesmeyin. Gay derim ben direkt. Parlak erkek poposu. Iyy.

Gay kelimesini hakaret olarak kullanan andavalları da görmüş olduk.

Hoşuna gidiyor mu kıllar ? Sıklığı ne durumda ? Rahatsızlık veriyor mu ? Bu sorulara cevap ver, ona göre bir şeyler yap. Bir kadin sever bir kadın sevmez. Hepsine uymaya çalışamazsın

fuckyeahmanass.tumblr.com

fikir versin diye şey ettim.


çok önemli ekleme: ben fikir beyan etmedim, zira konu hakkında fikrim yok. ama böyle bir şey var diyerekten link verdim.

Cecilia'ya ek olarak rajrex'in entrylerine bak. O bu konuda bayağı kozmopolit.

Kesmeseniz daha iyi bence de. Ne zararı var ki...

caps at biz karar verelim.

No.

götündeki kıllara bağlı, simsiyah ve sık ise kes tabii.

ben izmit ailem istanbul'da.iki günde bir konuşuruz.

2 günde bir. tek çocuğum vs.

üniversitenin ilk senesinde 3 günde bir konuşurdum. 3. senem şimdi, onlar aramadıkça konuşmuyoruz.

her gün konuşuyorum, 3.senem

annemle her gün bir kez. babamla iki günde bazen üç günde bir. anneler alınıyor ama bekliyorlar çok. babalar öyle değil, onlar iyi haberini anneden alınca iki gün idare ediyor onları.

oha ben 10 günde 1 konuşuyorum :S

haftada 3 falan, haftasonlarinda genellikle gidiyorum zaten.

ilk başlarda her gün ararlardı.. sonra bu her geçen gün azaldı.. artık sadece işi düştüklerinde arıyorlar..

5. sene ve hala hergün konuşuruz.

Haftada bir video konferans yapiyoruz.

hergün.

2 veya 3 günde bir. bazı bazı hergün

her gün, günde birkaç kez. epey uzağım.

annemle her gün konuşurum birden fazla... babamla alakam yok.

annemle:
ilk yıl haftada 1 gibiydi.
şimdi (4. yılım) günde 3 ile haftada 1 arası değişiyor.

babamla:
ayda 1 gibi. bazen iki haftada bir. bazen iki ayda bir.

hafta ne demek her gün:)

haftada 2-3 kez.

anne 4-6 gün
baba 6-9 gün

distıns: 1000 km

yurtdışındayım, ailemin tek oğluyum, öğrenciyim. 3 4 günde bir, telefonla bi kaç dk konuşuyorum, genelde babamla. ailemle video görüşmesi de 10günde bir gibi oluyor.

ablam, evli, her gün yarım saat kadar konuşur annemle. ne anlatırlar o kadar bilmiyorum.

her gün. bazen ikisiyle de bazen biriyle. hatta annemle günde iki-üç kez bile konuştuğumuz oluyor.

öceden farklı şehirlerdeydik, her gün.

şu an aynı şehirdeyiz, ayrı evlerdeyiz, her gün. hatta günde bir kaç kere.

3 kere falan. bazen 4.

2 güne 1. aramadığım zaman panik yapıyorlar.

3 günde bir onlar arar, aramazlarsa ben 4. günde merak eder ararım.

annemle iki günde bir
babamla ayda bir

ben istanbul'dayım, babam tekirdağ'da, annem kocaeli'de.

annemi normalde haftada 1 ararım ama o aradığı için gerek kalmaz, haftada 2-3.

babam aradığında çoğu zaman açmam, onunla da 15 günde 1 "naber napıyosun", o kadar.