Giriş
(8)

İnsanlar berbat ilişkilerini neden devam ettirirler?

lamaga
Değer verdiğim bir akrabamdan bahsediyorum. Erkek kendisi, yaşı 40'larında. 10 küsur yıldır kendisinden on yaş genç bir kadınla beraber. Evlenmediler, çocuk yapmadılar. Beraber yaşıyorlar. Adam çok zeki biri aslında. Ama bu kadın söz konusu olunca mala bağlamış gibi davranıyor. Kadının işi gücü yok,
Değer verdiğim bir akrabamdan bahsediyorum. Erkek kendisi, yaşı 40'larında. 10 küsur yıldır kendisinden on yaş genç bir kadınla beraber. Evlenmediler, çocuk yapmadılar. Beraber yaşıyorlar. Adam çok zeki biri aslında. Ama bu kadın söz konusu olunca mala bağlamış gibi davranıyor. Kadının işi gücü yok, bomboş yaşıyor. Adamın kazandığından yiyor. Adamın ailesiyle arası bu kadın yüzünden de bozuldu kaç kere. Adam annesine, kız kardeşine biraz vakit ayırsa, kadın kıskançlık krizine falan giriyor. Ciddi psikolojik rahatsızlıkları var. Evine hiçbir katkısı olmamasına rağmen şımarık. Adamın ekonomik durumu da giderek kötüleşti yıllar içinde. Kadın şimdi de çocuk yapma yaşının geçtiğinden yakınıyormuş. Kendi geçimini sağlayamıyor, yüz tane ilaç kullanıyor, arada krizler, ataklar yaşıyor, ama çocuk yapmak istiyormuş!
Bahsettiğim bu erkek akrabam, işinde başarılı ve zeki. Kendi başına sağlıklı mis gibi bir hayat kurabilir. 10 yıldan sonra da bir aşk kaldığını zannetmiyorum. Evlenmedi en azından. Ama neden bu kadına saplanıp kaldı? Ömrünün en sağlıklı olan yıllarını bu ruh hastasıyla tüketti, tüketiyor. Sert konuşuyorum, çünkü ben de defalarca kadının telefonda saatlerce adamı saçmasapan darlamasına şahit oldum. Ben dinlerken bunaldım.
Konuştuğunuzda mantıklı bir adam bu. Nedir bu adamın bu ilişkide kalmasına neden olan şey?
0
lamaga
(1 saat)
ailesiyle arasinin acilmasinin sebebi adamin parasini kadinin yemesi. kendileri yiyor olsalardi sorun olmazdi.
adam evli olmadigi icin o paranin kendi haklari oldugunu düsünüp kadini kiskaniyorlardir.
40 yasinda adam, kimle beraber olacak, parayi kime yedirecek kendi bilecegi is. buna burun sokmak nedir?
-1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(53 dk)
Senin sorun olarak gördüğün şeyler adam için o kadar da sorun olarak gözükmüyordur.
0
olaylar olaylar
(52 dk)
Travma bağı olabilir
0
kullanicadi
(44 dk)
Abi kadınları hiç tanımamışsın. Bir kadın evlenmeyi, çocuk yapmayı kafasına koyduysa çok sevse de o ilişkiden olmayacağını anladıysa ayrılır, başkasını bulur. Yaşı gençse birini bulma şansı daha yüksektir. Yani güzelse, alımlıysa o adamın harcadığının 10 katını harcayacak, daha da şımartacak bir sürü erkek bulabilir. Bu olayda kadın adamı sevdiği için gitmiyor ve kadın haksızlığa uğramış durumda. Çünkü bir kadını 10 yıl evlenmeden, çocuk yapmadan bekletmek onun hakkına girmek oluyor. Bahsettiğin olayda adamın üstün olduğunu düşünüyorsun ama alakası yok.

Bir de insanız. Bir insanın ilaç kullanması onun değerini düşürmez.

40 yaşında kendi parasını kazanan adam isterse eskortlara yedirir. Ailesini ilgilendirmez.
-2
arbre
(31 dk)
bahsettiğimiz kadının bazı bağımlılıkları yüzünden genç yaşta ağzında diş kalmadı, öyle diyeyim size. yıllarca akıl hastanesinde yattı. defalarca intihar girişiminde bulundu. bu sürelerde akrabam bu kadının her tür sıkıntısını çekti.
travma bağı cevabı mantıklı geliyor.
0
🌸lamaga
(18 dk)
Son bilgiler dahilinde ikinci tahminim de arkadaşınızın kurtarıcı rolünü sevmesi
0
kullanicadi
(7 dk)
@konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
konu bu kadar basit değil.
belki ben anlatamadım.
adamın ailesi, adamın birlikte olduğu kadınla doğru düzgün görüşmedi bile. on yıldır beraberler ama kadın, birlikte olduğu adamın ailesini 2-3 kere, çoğunda da adamın bir işi olduğu için ona eşlik ederken ziyaret etti. kendi yaşadıkları eve de davet etmediler hiç aileyi.
adam tabii ki istediğine para yedirir, yedirsin. ama karşılığında huzur yok, sağlık yok, mutluluk yok.
0
🌸lamaga
(4 dk)
40'lı yaşlarda, sizin deyiminizle çok zeki "yetişkin bir birey" olan adam, ilişkisini çevresi kadar olumsuz bulsa, yazdıklarınız gibi hissetse, kadının ruh hastası olduğunu düşünse durmazdı zaten o ilişkide. adamın kendisi rahatsız değil ki, çevresi neden "bu derece" dert ediniyor bunu? bu ilişkisi yüzünden gelip size ağlıyor mu, kurtulamıyorum mu diyor, içip içip sağdan soldan mı toplatıyor kendini, sinir krizleri mi geçiriyor, tüm çevresine sadece bu ilişkisinden kaynaklı nedenlerle yük mü oluyor? bunlar olmuyorsa kime ne yahu. tabi ki sevdiğimiz kişiler için endişeleniriz, yapıcı olmaya çalışırız, destek olmaya gayret ederiz ama bu tür/derece yorumlar kastını ve haddini çok aşan yaklaşımlar bence.

bir de öyle bir yazmışsınız ki adam %100 melek, kadın %100 deccal. hiç bir ilişkide ne olumsuzluklar ne de olumlu şeyler tek taraflı yaşanmaz. adı üstünde "ilişki", türkçe dilbilgisine göre bile işteş bir eylem yani, karşılıklı. hayatın olağan akışına aykırı bu tek tarafı suçlayıcı anlatış şekliniz. bir ilişki tek taraflı toksik olamaz hiç bir koşulda.

diyelim ki adamın/kadının bağlanma şemalarında aksaklıklar var. birbirlerinde hangi travmalara çapa attılar kim bilir. yine de ayrılık kararı almıyorlarsa bu durumdan besleniyorlar ve çıkmak istemiyorlar demektir. çıkacak gücü bulamıyor da olabilirler. ama yine tekrarlıyorum, bu asla tek taraflı bir tercih değildir.
0
Phoebe
(3 dk)
(2)

şengende cascade kuralı

biseysorcaktim
temmuz ayında kademeli vize adında bir kural çıktı. son 3 yıl içinde vizen varsa, ikinci başvuruda 6 ay, üçüncü başvuruda 1 yıl multi vize alma şansı veriyorlar.pratikte bu nasıl oluyor?2024 ocak'ta isveç'e gitmiştim. yani son 3 yılda 1 vizem var.ondan önce 2012'de öğrenci olarak gidip 1 yıllık otu
temmuz ayında kademeli vize adında bir kural çıktı.
son 3 yıl içinde vizen varsa, ikinci başvuruda 6 ay, üçüncü başvuruda 1 yıl multi vize alma şansı veriyorlar.

pratikte bu nasıl oluyor?
2024 ocak'ta isveç'e gitmiştim. yani son 3 yılda 1 vizem var.
ondan önce 2012'de öğrenci olarak gidip 1 yıllık oturma izni almıştım.
2018'de de gitmiştim. ama sisteme göre onların etkisi olmuyor sanırım.

şimdi ben vizeye başvursam 6 aylık alma imkanım/ihtimalim var mı?
1 yıllık ve üstü almak için, şimdi başvurup gidip gelip tekrar başvurmam mı lazım?

www.eeas.europa.eu

pratikte nasıl işliyor, doğru mu anladım?
var mı bu işin stratejisi?
0
biseysorcaktim
(2 saat)
aslinda cascade hep vardi ama her zaman uygulanmiyordu. duyuruda temmuz'dan sonra acilan sorulara bakinca hala uygulanmadigini görüyorum. mesela yunanistan hala uygulamiyormus. öte yanda kardesim avusturya'dan basvuru yapiyor hep, cascade'den hep faydalandi. 10 sene önce de faydalaniyordu yani.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(2 saat)
cascade'yi kuzey ülkeleri bir miktar sallıyor ama yunanistan falansa niyet, beyhude bir çaba olur. Cascade falan alakası olmaz yunanın. Onlar için önemli olan, verdikleri vizenin minimum %70'ini kendilerinde kullanmış olmanız. Bunu karşılıyorsanız süreler artar (bunun da bir garantisi yok bu arada) Ama karşılamıyorsanız zaten ocak dışı kalırsınız.
0
thracia
(1 saat)
(7)

youtube'da beğendiğiniz içerikler/hesaplar

cisimcik golgi
merhaba romalılar. youtube'da beğendiğiniz, belki günlük belki belirli aralıklarla takip ettiğiniz hesaplar neler? bu aralar bir kısır döngüdeyim.gezi, bilim, spor(futbol, basketbol, tenis, f1), saf geyik-boş yapma, tarih, ekonomi vb. alanlarda önerilerinize açığım. ilk kurşunu ben sıkayım, takip et
merhaba romalılar. youtube'da beğendiğiniz, belki günlük belki belirli aralıklarla takip ettiğiniz hesaplar neler? bu aralar bir kısır döngüdeyim.
gezi, bilim, spor(futbol, basketbol, tenis, f1), saf geyik-boş yapma, tarih, ekonomi vb. alanlarda önerilerinize açığım. ilk kurşunu ben sıkayım, takip ettiğim bazı kanallar:

volkan öge geliyor
bebar bilim
socrates
kafa(sadece geri vites için)
mantra
2bira1maç
kukla kabare
teke tek bilim
arda pazır
mert öztürk
fatih altaylı(malum olay öncesi)
levent gültekin(düşüncelerine pek katılmasam da kulis bilgileri için takip ediyorum)
+1
cisimcik golgi
(12 saat)
bald and bankrupt olmadan yapapmam.
nigel danson'i 10+ yili askindir fotograf icin takip ederim. nikon kullanarak doga fotografi ceken ve anlatimi baymayan az sayida hesaptan.
igrenc kotasindan the hoof gp izliyorum bazen, cattle hoof trimming üstüne bir kanal.
intelligence squared, seanthesheepman, tara farms, andraz egart sevdigim bazi baska kanallar. 90+ kanal takip ediyorum ama aklima ilk etapta gelenler bunlar.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(11 saat)
serdar akinan - gunluk devletci milliyetci doz
ozguruz - almanyadaki kacak gasteci tayfa ne alemde bakmak icin, can dundar'a kil olsam da erk'i izlemek hosuma gidiyor
danny sandhouse - parke sistre cila isine hastayim, isi gucu birakip yapasim var
rick beato - sarki analizlerine bayiliyorum bu adamin
npr music - tiny desk konserleri super
Prof. Dr. unal aydın - agir ameliyat izlemek asiri hosuma gidiyor
Winding Road Magazine - otobana cikalim gazlayalim kanali
Sofar Sounds - alternatif sarkicilar, akustik
Foresty Forest - benimle ayni meridyende yasayan bir kampci abinin maceralari
Mert Kalafat - saat incelemeleri, bu aralar fena sardim
Tarcanlar - sok olmalik arac ekspertiz, trajikomik
savagegeese - Arac inceleme, hastasiyim
Discovering Skills - ucuncu dunya ulkelerinde yoktan var edilen mekanik parcalar
+1
cooperr
(5 saat)
Sinema Genel Müdürlüğü
Farklı Şeyler
KALT
TRT Arşiv
+1
cosmicstring
(4 saat)
Rafine TV
Madalyonun Bilinen Yüzü
Foon Kriminal
CUTART TV
Pangvoss
Bir Aile Meselesi
Yatırım 101
Bora Özkent
Aposto
Çiçek ile Teknoloji
Portal
49W
Nevşin Mengü
Orhan Şener Deliormanlı (konuk olduğu yayınları izliyorum-kendi kanalını beğenmedim)
+1
umutt
(3 saat)
flutv, evrim ağacı

pazartesi show ve habersizler sarıyo.

saniyeyi çok severim ama çok nadir video atıyor. izlemediysen tüm videoları aşırı güzeldir.
socratesin videoları da güzel.
yabancı olarak crackermilk, stevie emerson
+1
jelly bear
(3 saat)
ceren sungur dinliyotum tarihin arka odasında bardakçıya katlanamadığım için.
evrm ağacı güzel bilgiler veriyor.
sesli kitap oluyor eski klasikler arada kısa öyküler dinliyorum.
gömercin kuşları guilty pleasure olarak bir numaram
ibrahim selimde eller kadir kıymet bilmiyor da ressamları anlatıyorlar çok akıcı sıkıcı olmayan şekilde
0
eja
(2 saat)
- 32. Gün

- TRT Arşiv

- Madalyonun Bilinen Yüzü

- Dr. Selim Erdoğan ile Görsel Tarih

- Cult Cinema Classics (80'lerin bol şiddet ve erotizmli filmlerine hastayım.)

- Cem Kurtoğlu (Kafam estikçe kendisinin sunduğu Sıcağı Sıcağına programının eski bölümlerini izlerim)
+1
yurtsuz john
(1 saat)
(3)

Mahşerin atlıları...

gnosis
Şunları son zamanda biz de konuşur olduk: doğum oranlarının azalması ve yaşlanan nüfus. Bunlarla paralel olarak orta yaş ve üzeri boşanma oranlarında da artış olduğunu biliyor muydunuz? Japonya hakkında bir yazıda gördüm, benim etrafımda da böyle çiftler var. Yıllarını birlikte geçirmiş, çocukları b
Şunları son zamanda biz de konuşur olduk: doğum oranlarının azalması ve yaşlanan nüfus. Bunlarla paralel olarak orta yaş ve üzeri boşanma oranlarında da artış olduğunu biliyor muydunuz? Japonya hakkında bir yazıda gördüm, benim etrafımda da böyle çiftler var. Yıllarını birlikte geçirmiş, çocukları büyümüş, evlenmiş, evden ayrılmış insanlar neden boşanıyor?
-1
gnosis
(20.11.25)
"Yıllarını birlikte geçirmiş, çocukları büyümüş, evlenmiş, evden ayrılmış insanlar neden boşanıyor?"

Çünkü insanlar bu işlevsiz evliliğe çocuklar yüzünden katlanıyor, sonrasında imkan varsa, çocuklardan da destek görürlerse boşanıyorlar, çünkü evlilik bir yandan işlevsizken bile boşanmak bizim anne babalarımızın kuşağı için bir tabu
+6
grimavi
(20.11.25)
grimavi'ye ek olarak, bircok insanin hem cocuk büyütüp hem tek maasla ev gecindirebilecek durumu olmuyor.
sadece cocuklarin iyiligi icin degil, ekonomik sartlardan ötürü de katlaniyorlar.
ne zaman cocuklari kendi paralarini kazaniyor, hatta belki aileye maddi destek olabiliyor, ebeveynler kendi istedikleri hayati yasayabilmeye basliyorlar. aci ama gercek.
+6
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(24 saat)
değişime tanıklık ediyoruz. toplum, aile kavramına yüklenmiş kutsallık terk ediliyor. birey güçleniyor, kadın güçleniyor. ebeveynlerinin mutsuzluğuna tanıklık eden çocuklar büyüyor. değişim araçlarının çoğunluğuna sahip olan kitle daraldı, ekonomi öngörülemez, idare edilemez bir hal almaya başladı. göç arttı. seçenekler arttı. 90+ doğumlulular bir şeyleri kaçırıyorum hissiyle apar topar kendi hayatını yaşamak istiyor. hayatta kalırsak 30-40 yıl sonra öncekilerden çok başka yaşlılar olacağız.
0
lüzumsuz adam
(23 saat)
(2)

Turkiyede calisan yabanciya

aloneinthedark
Kredi karti verilir mi calisma izni olanTesekkurler
Kredi karti verilir mi calisma izni olan
Tesekkurler
0
aloneinthedark
(19.11.25)
Alabilir. Prosedürü daha farkli oluyor ama veriliyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.11.25)
veriliyor düzenli maaşı ve ikameti olması yeterli. ilk olarak maaş bankasından alabilir.
+1
orpheus
(19.11.25)
(9)

Kadınlarda cinsel ilişki sonrasında kısa süre içinde tekrar cinsel isteğin ortaya çıkmasının nedeni ne olabilir?

such great heights
Bu durumun erojen bölgelerin yeterince uyarılmamasıyla ilişkisi var yazıyor. erojen bölgelerin tam olarak uyarılmaması ya da psikolojik olarak tatminin tamamlanmamış hissedilmesi de bu isteğin hızla geri dönmesine katkıda bulunabilir deniliyor. yorumları bilmek isterim.
Bu durumun erojen bölgelerin yeterince uyarılmamasıyla ilişkisi var yazıyor. erojen bölgelerin tam olarak uyarılmaması ya da psikolojik olarak tatminin tamamlanmamış hissedilmesi de bu isteğin hızla geri dönmesine katkıda bulunabilir deniliyor. yorumları bilmek isterim.
+2
such great heights
(19.11.25)
bunları yapay zekaya da sorabilirsin
-36
Başka
(19.11.25)
@Başka
duyuru şeriatla mı yönetiliyor? istediği yere sorabilir
+18
HellKeePer
(19.11.25)
@HellKeePer aranızda da konusabilirsiniz. şeriatla bu konunun ne alakası var? :)
bütün kadınlar başlık altına toplaşıp size cevap verecek sanıyorsunuz sanırım ama yanlıs yerdesiniz.
-30
Başka
(19.11.25)
Gelmiş yine nerede nasıl konuşacağımıza karar verebileceğini düşünen bir kişi. Cevap yazmak zorunda değilsin. Görmek istemiyorsan, engelleme tuşu da var artık. Soru sorana ve cevap verene karışma ve sansür hakkınız yok.
+25
gabe h coud
(19.11.25)
soruya cevap hariç her şey yazılmış. yobaz davarlar gidin evinizde mastürbasyon yapın :)

madem bu kadar uygar, modern ve bilgili insanlarsınız soruya cevap verin.
-22
Başka
(19.11.25)
Birden fazla nedeni olduğunu düşünüyorum. O an bu nedenlerden biri, birkaçı veya hepsi birden geçerli olabilir.

Kadınların çoğunluğu için maalesef seksle ilgili hala bir zihinsel sınır/kısıtlama var. Bunun pek çok toplumsal nedeni var ama konumuz bu değil. İşte o sınırı yanındaki kişi ile o anda aşabildiğinde sürecin tadını çıkarmak, mümkün mertebe deneyimlemek istiyor çünkü evet bir sürü erkeğe inandırıcı gelmese de kadınlarda seks istiyor esasen.

Kadınlar vajinal ve/veya klitoral orgazma erkeklerin hayallerindeki veya pornolardaki gibi hop ulaşmıyor. E bu ülkedeki erkeklerin büyük çoğunluğunun bu konulara dair bilgisi ve duyarlılığı olmadığı gerçeğini düşündüğümüzde kadın tekraren şansını denemek istiyor. İnanılmaz derecede orgazm taklidi yapmak zorunda hissediyor kadınlar, çünkü bknz kırılgan erkeklik. Neredeyse hiç orgazm deneyimlememiş kadın sayısı son derece yüksek.

Pms ve ovulasyon dönemi libidosu, hormonal dalgalanmalar, başrolde östrojen vb. hormonlar.

Toplumsal cinsiyet rolleri, öğretilmiş/dayatılmış düşünceler; erkeği "elinde tutmak" için şöyle dişi, böyle arzulu ve istekli, şöyle feminen bla bla bla olmalısın yoksa gider. Pek çok kadın bunu görev gibi düşünüp acting yapıyor.

Gerçekten libidosu normaldir/yüksektir, seksi seviyordur, gönlünce yaşıyordur.

Aklıma gelenler bunlar.
+2
Phoebe
(19.11.25)
ne kadar kısa süre hala yataktayken mi, aynı gün ,içinde birkaç saat sonra mı ?
+1
orpheus
(19.11.25)
Kısa süreden kasıt ne? Mesela erkeklerin ne kadar sürede geri geliyor bu isteği de kadınınki kısa sayıldı bilmek istedim.
Sebep olarak iki şey geliyor aklıma;

1. yeterince tatmin edilememiş olması.
2. duygusal bağ kurma ihtiyacı

Seks kadınlar için fiziksel ihtiyaca ek olarak aynı zamanda bir bağ kurma aracıdır. Partneri ile diğer yollarla bu bağ kurulamıyorsa bunu seks yoluyla arıyor olabilir. Mesela partneriniz size sadece seks yaptığınızda sarılıyor okşuyor dokunuyor ve sizin sevgi dilinizde de dokunmak varsa bu ihtiyaç eksikliğinde dokunmanın kesin yolu olan sekse yöneliyor olabilirsiniz.
+2
Kediyi üzdün
(24 saat)
ooo sonsuz demek Başka nickiyle dönmüs duyuruya, mutsuzlugunu insanlara sacmaya devam ediyor. bu sirret tavri nerede görsem tanirim.

soruya cevap: tatmin olmamistir. ya da kafasi asiri rahattir, tekrar sevismek istiyordur.
+2
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19 saat)
(8)

Şişkinlik yapmayan makarna

naksidil
İtalya’da makarna yedik hiç şişkinlik yapmadı cümlelerinde geçen makarnaları Türkiye’de nerelerde nasıl bulabiliriz. Ulaşamaz mıyız? Marka olarak söylerseniz sevinirim.
İtalya’da makarna yedik hiç şişkinlik yapmadı cümlelerinde geçen makarnaları Türkiye’de nerelerde nasıl bulabiliriz. Ulaşamaz mıyız? Marka olarak söylerseniz sevinirim.
0
naksidil
(19.11.25)
pastavilla ve barilla kullandım. barilla kayna kayna yumuşamadı bir türlü. pastavilla da nuhun ankara'yla aynı geldi bana, tadıyla da verdiği rahatsızlık hissiyle de.

birde şurda önerilere ulaşabilirsiniz:

www.eksiduyuru.com
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(19.11.25)
Ben Barilla gibi olmayan daha az yaygin ama EU icinde genelde bulunan markalari denedim. Cok daha butik, fancy paketlerde satilan makarnalari da denedim. Cok da dikkat etmedim ama siskinlik anlaminda buyuk farklar hissedemedim, tadi biraz daha iyi gibi sanki.

Nereden buluruz sorusunun cevabi buyuk bir sehirdeyseniz basit, Macrocenter. Ornek olarak bir tane link atiyorum. Baska markalar da var.

www.macrocenter.com.tr
0
mbond
(19.11.25)
istanbul'daysanız zorlu eatly'de hem günlük kendi yapıtkları makarnalar var hem de ithal makarnalar. orda sorarsanız sizi doğru yönlendirirler. online satışı var mı bilmiyorum.
+1
awlmi
(19.11.25)
Şişkinlik yapmayan makarna beyaz undan olur. Ne kadar lif o kadar şişkinlik. Tam buğday unlu makarnalar şişkinlik yapar. Kullanılan yağ, sos, ne kadar piştiği de önemli. İtalyanlar aldente tercih eder, zeytinyağı kullanır.
-1
gnosis
(19.11.25)
theshortli.st
Şu listeye baktığımızda zaten kaliteli görülen çoğu makarnayı Türkiye'de bulamıyoruz. Hedefleyebileceğiniz markalar: La Molisana(favorim bu, macro'larda vardı), Rummo ve De Cecco.
0
montreal
(19.11.25)
@montreal’in listesindeki superior bazı makarnalar (afeltra ve rigorosa mesela) eataly’de var. Eataly +1
0
eileengray
(19.11.25)
ben rummo'ya bayiliyorum. özellikle fusilli ve riccioli tiplerinde.
gentile'nin vesuvio tipi cok güzel.
montreal'in paylastigi listede rummo ile ayni sirada bulunan de cecco ve garofalo avusturya'da marketlerde cok satilir ama bende bir wow etkisi yaratmadi. dümdüz makarna bence onlar. o etki su an icin el yapimi makarna haric rummo'da hala.
italya'da markette bir amcayla teyzeyi cevirip sormustum, demislerdi ki; iyi makarnada protein orani 100 gramda en az 14 gr olmali ve makarnaya bakinca daha rough, daha porous görüntüsü olmali ki soslari iyi ceksin, pürüzsüz yüzey olmamali.
bazi avusturya markalari da cok iyi makarna üretiyor, mesela recheis. superior quality sinifina giriyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.11.25)
italya'ya çok giden ve sıklıkla makarna alıp deneyen birisi olarak benim market makarnası sıralamam şöyle;

garofalo
rummo
molisana

hepsi de macrocenter'da mevcut. hatta garofolo'da indirim olacaktı yakında.
0
delidir yakalayin
(19.11.25)
(6)

İyi derecede İngilizce bilen arayan yerli firma ilanları

Cezcez
Lisede hazırlık okumuştum. Kendi çapımda sıfır speaking tecrübeli İngilizcem var diyelim. Yani hiçbir sınava falan girmedim. Mesut Süre seviyesinde İngilizcem. Bu ilanlara başvursam patlar mıyım? Hadi diyelim orada konuştum üç beş cevap verdim. İngilizce sunum yapmam imkansız bu kelime dağarcığı ile
Lisede hazırlık okumuştum. Kendi çapımda sıfır speaking tecrübeli İngilizcem var diyelim. Yani hiçbir sınava falan girmedim. Mesut Süre seviyesinde İngilizcem. Bu ilanlara başvursam patlar mıyım? Hadi diyelim orada konuştum üç beş cevap verdim. İngilizce sunum yapmam imkansız bu kelime dağarcığı ile falan. Anlamadığım benimle aynı okuldan mezun kişiler bu pozisyonlarda çalışıyor. Kursa mı gittiler de çalışıyorlar?
-2
Cezcez
(18.11.25)
Okulla İngilizcenin bir bağlantısı yok. Üniversite hazırlıkta yüzde 50 öğrendiysem kalqn yüzde 50'yi tamamen kendi çabamla öğrendim. Ve abartıldığı kadar zor bir şey değil. Globaldeyim. Ceo ile bile konuştum. Kendine güvenirsen çalışırsan olur.
-1
arbre
(18.11.25)
abi sen liseden sonra ingilizceye vakit ayirmamissin, okul arkadaslarin belki de yurtdisina cikti, 1-2 sene yasadi dondu o sirada pratik yaptilar vs. herkes lise sonrasi bambaska seyler yasiyor/yapiyor. o yuzden "ayni okuldan mezunuz ama.. " gecerli bir mazeret degil.
+6
cooperr
(18.11.25)
İlanlara başvursanız bile mülakatta doğrusunu paylaşın. Mevcutta çalıştığım işimde ingilizce en fazla ne kadar lazım olur ki diye düşünürken yurtdışı ile toplantımın olmadığı gün yok şuan. Mülakat döneminde 3,5 saat süren ielts kıvamında bir sınava sokmuşlardı zaten yalan söylesem orada patlardım.

Arkadaşlara gelince dil sadece okulda öğrenilmez. Benim liseden sonra hiç ingilizce görmeyen arkadaşım çatır çatır hem konuşur hem anlar. Dile ilgisi yüksekti zamanında gece gündüz bbc, ingilizce dizi izler yabancı kaynak araştırırdı. Temelde iyi bir anadolu lisesi ingilizcesi olunca devamını kendisi de getirebilir gayet.
0
cilekli pasta
(19.11.25)
Mesut Süre seviyesi İngilizce Anadolu lisesi Almancası gibi bir şey. Ilana süs olsun diye yazmadılarsa sınav yaparlar, sınavda patlarsınız.
+1
gnosis
(19.11.25)
Denemekte fayda var,en fazla işe girişte bi yerde patlar.Çoğu zaman İK formalitesi de olabiliyor.
Ben de sizle aynı durumdaydım,lise hazırlık ingilizcesi var, 30 sene geçmiş üzerinden.Arada kpdd-yds yaptım,60-70puan falan alabiliyordum.
Böyle bir işe başvurdum.Mülakat tamamen türkçeydi.Sonra kamera açık online ingilizce sınavı gönderdiler, speaking falan da vardı.Yaptım, sonucu söylemediler ama işe alındım.Çalışırken hiç ingilizce lazım olmadı.Sonra İK dan öğrendim sonucu, B2 imiş ama saçma yani ,A2 bile değilim aslında.
0
arenas
(19.11.25)
üniversitede akademik ortamda koca profesöre "teacher" diyen odtülü doktora ögrencileri gördügüm icin sana verecegim tek tavsiye sansini dene olur. iki üc ay kas kendini, calis. sonra islere basvur. cooperr dediginde hakli bu arada, liseden sonra millet seksen farkli sey yapiyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.11.25)
(9)

zehirlenen aile

exlibris
öncelikle çok üzücü bir durum, çekirdek aile hayatını kaybetti, ülkece üzüldük.bu tarz zehirlenme durumunda acilde ne gibi girişimde bulunulur? zehirlenme olduğu tespit edilseydi, serum iğne panzehir gibi bir tedavi mi uygulanıyor? ne yapılıyor acilde?
öncelikle çok üzücü bir durum, çekirdek aile hayatını kaybetti, ülkece üzüldük.

bu tarz zehirlenme durumunda acilde ne gibi girişimde bulunulur? zehirlenme olduğu tespit edilseydi, serum iğne panzehir gibi bir tedavi mi uygulanıyor? ne yapılıyor acilde?
+1
exlibris
(18.11.25)
Sarı serum basıp gönderiyorlar
0
artıküyeolmakistiyorum
(18.11.25)
bir kaç defa zehirlenme şüphesiyle gittim. her defasında iğne yaptılar ama böyle nasıl bir rahatlama anlatamam. şıp diye kesmişti.

lan iğne yapmışlardı ve anında mide bulantım gitmişti yalan mı söylüyorum o. çocukları 3 ünüz birden abanmışsımız cevabıma.
-5
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(18.11.25)
serum, mide yıkama vs. yapılıyor büyük oranda.
0
tchuck
(18.11.25)
ne zehirlenmesi olduguna bagli olarak degisir. gida zehirlenmesinde serum falan veriyorlar.
ilac zehirlenmesinde kömür veriyorlar, serum bagliyorlar.
karbonmonoksit zehirlenmesinde saf oksijen ya da hiperbarik oksijen tedavisi uyguluyorlar.
bu aileyi zehirleyen böcek ilacinin panzehri yokmus bu arada. hekim de bir sey yapamazmis. okudugumun yalancisiyim.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(18.11.25)
Dogru mu bilmiyorum ama soyle bir yorum gordum. Belki de hastaneye gittiklerinde durumlari cok da kotu degildi, ama otelden bulasan birsey oldugu icin (belki), tekrar zehire maruz kalmis oldular ve artik olay bu noktaya kadar geldi.
+1
mbond
(18.11.25)
doktor ya da sağlık personeli değilim. bu gibi durumlarda bildiğim kadarıyla özellikle zehirlenme olduğu bilinmiyorsa belirtilere uygun en yaygın hastalık neyse onun tedavisi uygulanıyor. youtubeda chubbyemu kanalında buna benzer videolar var.
0
inheritance
(19.11.25)
Herkes tedaviye odaklanıyor ama burada esas sıkıntı oteldeki durumun yaşanmaması gerektiği. Tedavi denilen şey bir mucize değil çünkü. Panzehiri olan bir şey olsa bile panzehirin sizi kurtaracağının garantisi yok. Oteldeki durum ne ise, buduruma yola açan nedene dair daha sıkı tedbirlerin alınması gerekiyor.
0
dolantindr
(19.11.25)
otelde kaldıkları oda böceklere karşı ilaçlanmış, ondan olduğu düşünülüyormuş şu anda ve o böcek ilacının panzehiri yokmuş. ondan olduğu bilinse de sadece destek tedavi uygulanabilirmiş doğrudan bir çözümü yokmuş anladığım kadarı ile.
0
Sadece soruyorum
(19.11.25)
Doktor ve yakınları savunmaya geçmiş. Adalet olsa neler neler olurda iste. Adam muayene bile etmeden göz ucuyla bakıp x serum yapın x iğneyi vurun diye sallayıp geçiyor sonra da böyle oluyor işte.
0
artıküyeolmakistiyorum
(19.11.25)
(20)

Dayımın tavrı adil mi?

ercu cozer
Anneannem ezelden beri dayımla kalıyordu oğluşunun yanından asla ayrılmazdı(tüm davetlere rağmen) Dayım ve yengem çalışırken çocukları küçüktü anneannem hem onlara bakıyor hem de ev işleri ve yemeklerini yapıyordu. Bu durumdan dayım ve yengem de çok memnundu.1999 yılında anneannemin emekli borçlanma
Anneannem ezelden beri dayımla kalıyordu oğluşunun yanından asla ayrılmazdı(tüm davetlere rağmen) Dayım ve yengem çalışırken çocukları küçüktü anneannem hem onlara bakıyor hem de ev işleri ve yemeklerini yapıyordu. Bu durumdan dayım ve yengem de çok memnundu.
1999 yılında anneannemin emekli borçlanması vardı az bir miktar kalmıştı ödenecek ve dedem vefat edince dayım da ödeyip anneannemi emekli etti. O günden beri anneanneme maaşını vermek yerine kartı kendisinde bulunduruyor zaten memleketteki anneanneme dair malları da o idare ediyor tek sahibiymiş gibi.
Ama şimdi dayım yengem emekli oldu çocukları büyüdü , anneanneme ihtiyaçları kalmadı bir de kadıncağızda alzheimer başlangıcı olunca artık onu istemediler. Ben de anneme ayrı yeni ev almıştım (annemle başka şehirde yaşıyoruz bulunduğu yerde rahat etsin diye)bunu da fırsat bilip gelip annemin yanına bırakıp gitmişler.
Buraya kadar sorun yok zaten onlar iyi ilgilenmedikleri için biz bakarız bakıyoruz da bakmak da istiyorduk zaten çünkü durumu kötüleşiyordu.
Şimdi mesela annem benim yanıma gelecekti mecbur anneannemde gelecek ona evimde ortopedik yatak, wcye ayrı bir klozet, annemin evinde yine ona yeni yatak koltuk alınması, ona yeni bir oda gibi birçok masraf yapıyorum.kadıncağızın ihtiyaçları oluyor onları karşılıyorum (önemli değil ama bir yerde haksızlık var gibi)
Dayım ise hala maaş kartını elinde tutuyor hatta kartı küçük oğluna vermiş o kadının emekli maaşını harçlık olarak kullanıyor. Bazen ayda 4-5 bin tl verirse veriyor kadına o kadar.
Primin kalan borcunu ödediği için bu davranışı hakkaniyetli mi?yoksa kadının ihtiyaçlarını karşılamada yardımcı olması için anneanneme vermesi gerekmez mi?

Not:dayıma bu konuda bir şey diyemiyoruz çünkü buna kızar(kızması sorun değil) anneannemi alır ve gider. Kendisi de kadıncağıza iyi bakmayacağı için vicdan azabı çekeriz diye hiçbir şey diyemiyoruz.
+1
ercu cozer
(18.11.25)
hayır adil değil. kim bakıyorsa parayı maaşını o almalı. çok kızıyrum böyle işlere çok. devlet niye görmüyor bu ahlaksız evlatları.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(18.11.25)
Benim anneanneme yıllarca teyzelerim baktı. Biz memleketten uzaktayiz ve onların da bakma durumları müsait diye böyle bir düzen oluşturulmuştu. Sıra kimdeyse maaş onda oluyordu. Neyse coook yıllar sonra teyzelerimin farklı mesguliyetleri oluşunca bir cesaret uçakla bize getirdiler anneannemi. Direkt maaş kartını da teslim ettiler. Hiçbiri de demedi yıllarca biz baktık siz ilk kez bakicaksiniz hak etmiyorsunuz vs asla böyle şeylerin lafı bile geçmedi. Yani dayıniz haksız umarım kartı çok problem olmadan alabilirsiniz.
+1
egerbiryolcu
(18.11.25)
adil değil, ihtiyaçlarını alan kişide olmalı. dayıya karşı kendinizi çok ezdirmişsiniz. tepki vermesi gereken ilk kişi de anneanne.
+1
yap desem yapmazsin he
(18.11.25)
maasi bakan alir. konu kilit. bankaya haber verin, karti iptal edip size yeni kart yollasin.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(18.11.25)
bir avukata başvurun. onun da yönlendirmesiyle dayıyla birlikte anneanne için ortak vekalet çıkartın. o sırada avukatın da desteğiyle maaşın anneanneye bakana verilmesi yönünde telkinde bulunun.
anneanneniz bir mal değil ki zamanında parasını ben verdim, o yüzden meyvelerini ben yiyeceğim densin. kadın ileride zorluk yaşamasın, yaşamsal ihtiyaçlarını gidersin diye emekli edilip maaş bağlanmış. yani para kadının hakkı. anneanneniz dayınızlayken dayınız bu maaşı almış, şimdi sizinle birlikte olduğu için siz alacaksınız. bu kadar basit.
0
tnz
(18.11.25)
yukarıda belirttim kartı alamayız alma gibi niyetimizde yok çünkü anneannem alzheimer dayım kadına iyi bakmıyor , madem kartı istiyorsunuz diyip anneannemi bizden alır ve iyi de bakmaz bu riske giremeyiz çünkü sağlığı ile uğraşıyoruz tekrar sağlığı geriye gitmesin.
Sadece hakkaniyet nedir onu merak ettim bu konuda.
0
🌸ercu cozer
(18.11.25)
anne tanıyı aldıysa öncelikle vasiliği alın.
anneanne bebekten farksız olacak, öncelik kadının güvenliği ve bakımı olmalı.
sonrasında bankalar maaş kartı vermiyor. mahkeme kararıyla maaşı çekebiliyorsunuz. biz 2 seneye yakın maaş kartını uygulaması kullanmıştık gerçi de, bankayı değiştirince yeni kart vermediler.
her ay anneniz bankaya gidip parayı nakit olarak çekmek zorunda kalacak zaten. dayıyla kötü olmak istemiyorsanız buradan devam edin. ee banka kartı derlerse mahkeme iptal etti, bankadan çekmemiz lazım dersiniz geçersiniz.
annenin ihtiyaçları her yıl daha da artacak. hazırlıklı olun derim. maddi manevi hazırlıklı olun.
kira geliri falan varsa mahkeme onları da takip ediyor, dayı kafasına göre davranamaz. avukat tutun siz.
0
asue
(18.11.25)
arkadaşlar hukuken neler yapılması gerektiğini biliyorum zaten ama aile şartları buna el vermiyor.
0
🌸ercu cozer
(18.11.25)
siz diyemiyorsanız, bir aile büyüğünüz arasın dayınızı, olması gerekeni söylesin. anneye en güzel kız evlat bakar falan desin.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(18.11.25)
bence burdaki kilit emekli borclanmasinin odenmesi.
emekli borclanması odernirken dayin sizden para istedi mi?
istedi de ver(e)medik gibi bir durum oldu mu?

bir de "memleketteki anneanneme dair malları da o idare ediyor" demissin.
arsa satisi falan gibi durumlarda hakkinizi veriyor mu? ya da kira geliyorsa sizin payinizi aliyor musunuz?
0
cooperr
(18.11.25)
Cok caresiz bi durum. O kadinin emekli maasina coken dayin, etrafta adamim diye dolaniyor dimi?
0
die fetten jahre sind vorbei
(18.11.25)
1) anneannemin emekli borçlanması ödenirken dayım kimseye haber vermedi yardım da istemedi. Zaten rahmetli dedem büyük kısmını ödemişti. Dayımın ödedim dediği kısımda zaten anneannemin maaşından kesildi aslında o dönem ama yaklaşık 30 yıldır kadın bir kez kendi kullanamadı.

2)memlekette annem,dayım , teyzemler ve anneannemin hissedar(tapuda herkesin payı eşit ama) olduğu tarlalar var ama tek söz sahibi dayım ister hasadı birine bağışlar ister kendi alır.

3) ben anneanneme baktığım için maaşını istemiyorum benim durumum iyi ama kadına haksızlık gibi geliyor. Onun ihtiyaçlarını karşılayacak kaynak 23 yaşında bir çocuğun cebinde kredi kartı olmuş durumda.

4)çözümü yok sadece yanlış mı düşünüyorum diye sordum.
0
🌸ercu cozer
(18.11.25)
yanlış düşünmüyorsunuz da yarın bi gün kafasına eserse (siz kartı istemeseniz bile) kadını geri alıcam derse ve iyi de bakmayacak diyorsunuz, alıverirse anneannenizi ne olacak? o yüzden vasilik falan önemli bence
+1
mezzosprite
(18.11.25)
Anlattığınız kadarıyla (ama anlattığınız kadarıyla) dayınız haksızlık etmiş duruyor.
Sağlıklı veya yaşlı herhangi bir insanla ailenle birlikte 25 yıl boyunca bir arada yaşamayı para ile ölçemeyiz ama kolay bir iş değil. Bu annen bile olsa.

Bence sizin için bu olayda en önemli kişi kendi anneniz. Haksızlığa uğradığını düşünüyorsa bu fikrini destekleyin, düşünmüyorsa bir şey söylemeyin. O ne yapıyorsa destek olun.
Akraba, yeğen bile olsanız kardeşlerin arasındaki konuya, dengeye karışmamaya çalışın.

Kolay gelsin.
+1
michael_knight
(18.11.25)
michael_knight+1

avukat mahkeme falan gerek yok.
sureci takip et, annen sikinti yapmiyorsa oynat devam.
3-5 bin lira icin dayimi karsima almam..
0
cooperr
(19.11.25)
Ya hakkaniyet mi ariyorsunuz gercekten bu durumda?
Dayiniz, ev islerini ve cocuk bakimini yaptirtmak icin eli ayagi tutarken annesini yanina almis, kadinin da parasina cökmüs. Senelerce kadini evde besleme gibi kullanip islerini görmüsler.
Kadin elden ayaktan düsünce de ben bakmam sen bak diye baslarindan atmislar ama cöktükleri paradan hala bahseden yok.
Dayinizin yaptigi birakin hakkaniyeti, etik de degil. Ayrica yasal oldugundan bile süpheliyim. Devlet o ayligi ayni sehirde bile yasamayan biri kullansin diye ödemiyor.

Anneanneye vasi olarak atanmak zorundasiniz. Dayi bu durumda gelip kadini bir yere götüremez. Maasi da size gecer. Ayrica alzheimer hastasina bakarken bircok baska sosyal yardimdan da faydalanabilirsiniz (arabada ötv'nin kaldirilmasi gibi) ama önce vasi olarak atanmak zorundasiniz.

Ayrica anladigim kadariyla anneanne henüz yatalak olmamis. Hasta bakimi su an cok kolay gözüküyor. Yatalak olunca görürüm.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.11.25)
anane hangi aşamada hastalığında bilmiyorum ama videolu bir görüntü ile sorun maaşını kim almasını istiyorsun diye yasal süreç için değil aile arasında konularda başka biri birşey derse çıkartır gösterirsiniz.
sürecin başındasınız inanılmaz bir boyuta geliyor bu hastalık, annen tek başına bakamayacak ilerde, biz 2 tane bakıcı dede annem ile zor bakmıştık şimdiden bu maaş işini aile arasında çözmeye bak olmadı avukat vasi noter kanalı ile maaşı almaya bak, hem psikolojik hem maddi zorlu süreçler. dayı zaten gözden çıkartmış kadını başka bir bağlantında yoksa kes bütün ilişkini.
0
eja
(19.11.25)
Oha bi an konuyu benim kuzenlerden biri mi açtı lan dedim. Aynı hikaye bizde de var maaş kartına kadar. Ekstra olarak dayım bir de engelli raporu çıkarttırıp araba aldı onu da güzelce kullanıyor :) Kart anneanne nerdeyse orada olmalı.
0
bobinhoo
(19.11.25)
direkt sen arayıp sor dayı bu ananemin maaş kartını senin çocuk kullanmaya devam edecek mi? diye ne derse desin bişey deme aklında yer etsin dayının.
0
xu
(19.11.25)
suçlu dayı değil. suçlu anneniz, bugüne kadar dayının iyi veaya kötü yaptığına karşılık vermediği için,
soruya gelecek olursak kısa zamanda annene annenize veya size noterden vekalet versin. vekalete istinaden bankaya gidip yeni kart isteyebilirsiniz. kart size gelir siz çekersiniz.

bunun yanında bunu yapmaz ise maaşını edevlet üzerinden en yakın bankaya taşıyın. oradan elden alabilir.
+1
sivri sinek
(19.11.25)
(11)

Bu İngilizce nasıl denir?

Kahvedesu
Onu patlatacaktı ama ben engel oldum.Burada patlatmak, sırlarını açığa çıkarmak, ifşalamak gibi. Özgür Turhan'ın Deniz'i patlatması gibi.
Onu patlatacaktı ama ben engel oldum.

Burada patlatmak, sırlarını açığa çıkarmak, ifşalamak gibi. Özgür Turhan'ın Deniz'i patlatması gibi.
-2
Kahvedesu
(18.11.25)
he was going to blow him/her up, but I stopped him

edit: expose da denir
0
summerjam0306
(18.11.25)
blow denmez.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(18.11.25)
Ne denir?
-1
🌸Kahvedesu
(18.11.25)
Sırlarını açığa çıkarmak demek için lift the lid off deyimi var onu kullanabilirsin bence. Take the lid off şeklinde de kullanılabiliyor.
@summerjam0306 nın dediği gibi expose da denebilir patlatmak demek için
0
mermaidd
(18.11.25)
blow someone up patlatmak demek ama kabooom diye patlatmak demek, blow someone’s cover (birinin kimligini ortaya cikarmak) ile mi karistirdiniz?

expose ya da spill denebilir.
“he was going to spill everything about him, but I stopped him.” ya da "he was going to expose him, but I stopped him."
özgür turhan'i ve deniz'i tanimiyorum ama ben olsam böyle derdim.

eger yalani aciga cikarmak ya da casuslamak gibi durumlar varsa kullanabilecek kelimeler cogaltilir. rat him out, sell him out, call him out vs gibi ama olayin detaylarini bilmedigim icin spill ve expose daha garanti oluyor.
+2
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(18.11.25)
türkçe'de birinin sırlarını açığa çıkartmak anlamınıda kullanılan bir "patlatmak" tabiri yoktur. expose kelimesi ile patlama kelimeleri arasında bir bağlantı yoktur. blowing someone ya da to blow someone denilirse ifşanın i'si bile anlaşılmayacağı gibi cinsel anlam çıkartılır hatta mantıksal açıdan tecavüze yakın bir anlam çıkar. spill informal durumda kullanılır. expose en doğrusudur. ben söylemek isteseydim he was about to expose her derdim.
-2
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(18.11.25)
blow da denir, kullanmayı bilene:
www.dictionary.com
+1
late viper
(18.11.25)
blow baska bisey
blow up baska bisey
blow someone's cover bambaska bisey.

bu tarz durumlarda idiomlar ise yariyor, ben olsam "spill the beans" idiomunu kullanirim bu durumda.

He/she was going to spill his/her beans, but I stopped him/her.
+1
cooperr
(18.11.25)
üsttekilere katılmakla beraber bağlamın detayına göre birbirleri yerine kullanılabilirler. ben de size konuyla alakalı ama türkiye’de bilinmeyen popüler bir idiom yazmak istiyorum: to clock the tea (to expose, reveal, spill)

“kahvedesu, clock that tea!”
dökül bakalım kahvedesu!
+2
eileengray
(18.11.25)
@late viper
blow ve blow someone's cover ayni sey değil. blow denir diyip oraya idiom yazmissiniz.
bu sey gibi olmus, türkce'de uyanmak yerine patlamak da diyebilirsiniz, afyonu patlamak diye deyimimiz var, demek gibi.

özetle, blow denmez.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.11.25)
expose etmek işte afişe etmek. ne kastınız ya. expose de birader. herkes anlar.
+1
plastic_angel
(19.11.25)
(10)

Mahalleniz, oturduğunuz sokak hangi film setinden?

sekizdokuzon
Falanca filmi bizim mahallede çekseler olurmuş dedirten bir benzerlikten bahsediyorum. Ağır Roman'i bizim sokakta cekebilirlermis. Dolapdere rulez!Siz hangi filmin setinde yaşıyorsunuz?Teşekkürler.
Falanca filmi bizim mahallede çekseler olurmuş dedirten bir benzerlikten bahsediyorum. Ağır Roman'i bizim sokakta cekebilirlermis. Dolapdere rulez!

Siz hangi filmin setinde yaşıyorsunuz?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(18.11.25)
arka sokaklar. senelerdir emniyetin yanında oturuyorum.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(18.11.25)
Öncelikle soru çok hoşuma gitti:)
Spesifik örnekler bilemedim ama evimizin arkası orman bir de bahçeye çikip karşıya bakınca tepelik bir yol var sıra sıra sokak lambaları..ıssız bir yer. Gece bakınca hem çok hoş hem çok ürkütücü gozukuyor. Sokagimizda da evler arası mesafe çok fazla. O yüzden korku gerilim filmlerine çok iyi gider burası. Türk dizilerinde de hani adamı öldürüp ormana falan gizli gizli gömmek için toprağı kazmaya giderler ya öyle sahnelerde de iş görür:d
+1
egerbiryolcu
(18.11.25)
bir tane daha cevap vercem, bu film de eski mahallemde çekilebilirdi: youtu.be
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(18.11.25)
ben bulamadım ya.
tabi son zamanlarda dizi izlememenin de etkisi var. beylikdüzü işte. düz geniş yollar önüm arkam sağım solum site.
0
lazpalle
(18.11.25)
Benim sokakta dizi çekiyorlar ama hangi dizi olduğunu öğrenemedim.
0
peki madem
(18.11.25)
viyana'da son yasadigim sokak tam schindler's list'ti. kuruldugundan bu yana yahudi mahallesiydi. benim oturdugum apartmanin üstüne 2. dünya savasi'nda bomba düsmüs, apartman 70'lerde yenilenmisti. mahallede her sokakta, benim apartmanimin önünde bile bir sürü altin plaka vardi. cesitli imha ve calisma kamplarina deporte edilen yahudi vatandaslarin isimleri yaziyordu ve bu plakalardan binlerce vardi.

su an oturdugum ev bir köyde. film seti olarak bilemem ama heidi'nin köyü diyebilirim.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(18.11.25)
yaşadığım yer için girls
çalıştığım yer için a beautiful mind
0
eileengray
(18.11.25)
truman show. ne eksik ne fazla.
0
cairo
(18.11.25)
Mr Bean'in bir bolumunu bizim sokakta cekmisler. Sene 1992.
0
joelskellington
(18.11.25)
maps.app.goo.gl


İyi korku filmi çekilir..

İstanbul’da oturduğumuz sokakta sürekli dizi çekiliyordu. Haluk Bilginer’in babaydı yanlış hatırlamıyorsam öyle bi dizisi vardı hatırladığım. Bizim sokakta çekilmişti.
0
suicides underground
(18.11.25)
(14)

Personeli işten çıkarmalı mıyım?

loch ness
Sevgili dostlarım. Avukat ve emekli vergi mahkemesi hakimleri ile birlikte çalıştığımız bir hukuk bürom var. Ticaret hukuku ve ceza ağırlıklı tarafa ben bakıyorum. Bir şirketler gurubu içinde benim için kurulmuş bir ofis ve bana atanmış bir asistan var. Asistanımdan kimse hesap sormaz. Dışarıdaki iş
Sevgili dostlarım. Avukat ve emekli vergi mahkemesi hakimleri ile birlikte çalıştığımız bir hukuk bürom var. Ticaret hukuku ve ceza ağırlıklı tarafa ben bakıyorum. Bir şirketler gurubu içinde benim için kurulmuş bir ofis ve bana atanmış bir asistan var.

Asistanımdan kimse hesap sormaz. Dışarıdaki işlerimizden ötürü karmaşıktır mesai düzenimiz. Ama benim depresif , üzgün, uykusuz olduğum bir dönemde, ne de olsa avukat bey işe geç geliyor diye düşünerek sürekli saat 09.45-10:30 civarında gelmiş. Son zamanlarda kendimi toparladım ve erken saatlerde işe gelip , mesai bitiminde de çıkmaya başladım, gece yarılarına kadar çalışmıyorum artık.

Ama bakıyorum ki beyimizde bu olay alışkanlık haline gelmiş, ofisimin önünde asistanın gelip kapımı açması için bekler pozisyona düştüm. Anahtarlarımı da alıp gitmiş çünkü.Uyarımı yaptım, gözleri doldu çocuğun, ama ileride en ufak bir rahatlama ibaresi gördüğünde yine disiplinsiz davranacağını düşünüyorum. Amacı beni toparlamak olan bir görevde, benimle birlikte dağılmaya ve tembellik etmeye yöneldiği takdirde hiçbir işlevi de kalmıyor. N'apalım, biraz zaman tanıyalım mı? Yoksa acilen gönderelim mi?
+1
loch ness
(18.11.25)
Uyarmışsınız zaten bence takip edin durumu.

Bence burada bakmanız gereken şey adam işini düzgün yapıyor mu? Geç gelme haricinde de işini de boşluyor mu? Eğer boşluyorsa direk gönderin.

Eğer bu durum haricinde çalışması düzgünse uyarıdan sonra kendisine çeki düzen vermesini beklerdim ben olsam.
+3
nuevo
(18.11.25)
uyarı yaptın sonucunu beklemelisin bence.
seni tanımış, düzenini görmüş hatta muhtemelen işi de öğrenmiş birisi. adam değiştirmek ciddi bir emek istiyor.
uyarının etkili olup olmadığına bak, tek seferde harcama, gerekirse düzeltmesi için emek harca (detaylı konuşma, bir uyarı daha vs)
+1
kisa
(18.11.25)
Hocam bu nasıl dil sonra diyorlar ki avukatlara karşı neden önyargı var. Dil ile bu kadar içli dışlı olan bir mesleğin içine sızan kibir dışarıdan komik görünüyor.

Orası profesyonel bir ortam bir yandan, sen de çalışana makul beklentilerini, iş yapış şeklinizi açıklarsın, yeniden bir çerçeve çizilir.
+1
grimavi
(18.11.25)
Çıkar tabii. En hayırlısı.
0
gabe h coud
(18.11.25)
@grimavi kibirli değil de sabrı taşmış gibi düşünebilirsin. çünkü inanılmaz bir esneklik ve anlayış gösterdim. saat 11.20'de arıyorum adam daha uykudan yeni uyanmış oluyor. işe geç geliyor, sebep; "kedilerim kavga etti" , işe geç geliyor , sebep; "kız arkadaşım trip attı" , işe geç geliyor , sebep; "kulağımda egzema vardı uyutmadı". yani anlayış gösterdikçe alay eder gibi bir pozisyon alıyor karşımda.
+2
🌸loch ness
(18.11.25)
Galiba gene depresif dönemdesiniz. Asistanın işe geç gelmesi işleri aksatıyor mu ? Eğer aksatmıyorsa bırakın modern kölelikte azıcık rahat etsin adam. Mesaiye kalırken sıkıntı yok, geç gelince lololo olmaz.
-2
kimlanbu
(18.11.25)
@kimlanbu -mesaiye kalma gibi bir durum yok ki. mesaiye kalan benim. tek başıma :) cumartesileri çalışmıyor. iş yoğun bir iş değil. hatta iş yoğun değil diye izin istediğinde, izin vermediğimde gergin gergin davranıyor. rahat battı diye düşünüyorum "kölelik"ten ziyade :)
+1
🌸loch ness
(18.11.25)
mesai kaçta başlıyor? 9'da mı? eğer öyle olduğunu varsayarsak trafik ve benzeri bir bahanesi yoksa uyarınızı yapmışsınız, bekleyin. hatta 9.15 gibi bir toplantı veya bir iş verin ve tavrını izleyin. toplantıya geliyor mu işi yapıyor mu izleyin.

uyarıya rağmen yine aynı alışkanlıklara devam ediyorsa yolları ayırmakta fayda var.
0
false pretension
(18.11.25)
Mesai 08:30'da başlıyor 18:30'da bitiyor. ne de olsa yöneticim görmüyor mantığıyla geç gelmiş hep. ama son zamanlarda dozu o kadar arttı ki artık gözüme sokuluyor gibi.
+1
🌸loch ness
(18.11.25)
Bence çıkarın şansını fazla zorlamış. Para veriyorsunuz ve hizmet almak hakkınız.
+1
enteg
(18.11.25)
ilk uyari yapilmis.
ikinci uyariyi da yaparim gerekirse.
3.yu yapmam.
0
cooperr
(18.11.25)
en sevmedigim insan tipi, uyarilmasina ragmen arkanizi donunce kaytarmaya yer arayan profil. isleri aksatmiyor olsa cok dert degil ama kapi onunde pasamin gelmesini beklemek zorunda olmamalisiniz.

benim bu islere bakis acim biraz profesyonel/kalpsiz. zira siz kendi isinizi benzer performansla yapiyor olsaniz sizin isvereniniz sizi aninda postalar.

ben sizin konumunuzda olsam uyarinin ciddiyetini anladigindan emin olurdum, bir nevi "ultimatom" gibi. "ya uyariydi cok ciddi degildi" gibi dusunmesin ki sonra surpriz olmasin.

sonraki adimda hic yuz goz olmaz isten cikarirdim, cikartirken de son paragraftaki cumlenizi soylerdim: amacı sizi toparlamak olan bir görevde, sizinle birlikte dağılmaya ve tembellik etmeye yöneldiği takdirde asistana ihtiyac kalmiyor. cumle yalan degil, yanlis degil.
+3
adrianapole
(18.11.25)
görevi sizi toparlamak da adam da robot degil yani.
cok acik dilli uyari yapin. zaman taniyin.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(18.11.25)
Anlayışlı davranın, hayat herkes için zor, onu o karakteriyle olabildiğince kabul etmeye çalışın.
-1
konsomatrix
(19.11.25)
(6)

Homeland, the diplomat, watch american manhunt tadında tavsiyeler

ground
Cia operasyon yapsın. Yerel politikacılar çatışsın. Hükümetler düşebilsin, canlı ultra operasyonlar yapılsın, f35 ler bir yerlerden kalkıp çölde bir çadırı bombalamaya çalışsın, o esnada ruslar falan devreye girip ortalık iyice karışsın. Ama gerçekçi olsun. Hatta gerçek bir olaydan falan esinlensin.
Cia operasyon yapsın. Yerel politikacılar çatışsın. Hükümetler düşebilsin, canlı ultra operasyonlar yapılsın, f35 ler bir yerlerden kalkıp çölde bir çadırı bombalamaya çalışsın, o esnada ruslar falan devreye girip ortalık iyice karışsın. Ama gerçekçi olsun. Hatta gerçek bir olaydan falan esinlensin. Mümkünse netflix olsun.
0
ground
(18.11.25)
ingiliz olur mu?
Slow horses
+1
eileengray
(18.11.25)
The Americans.
House of Cards.
Homeland.
The Good Wife.
Borgen.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(18.11.25)
Okkupert. İzlediğim en iyi politik dizilerden. Aksiyonu da bol.

House of cards+1 (siyaset, entrika ağırlıklı)
+1
?
(18.11.25)
Bodyguard
www.imdb.com
The Night Manager
www.imdb.com
+1
auroraaurora
(18.11.25)
bodyguard
the night manager
The Day of the Jackal
the americans
0
croswell
(18.11.25)
line of duty ; cia falan değil ama ingiliz yozlaşmış polisler üzerine sürükleyici tavsiye ederim.
Special Ops: Lioness ; bu da tam istediğin gibi cia operasyonları.
Tyrant; klasik amerikanın ortadoğu ülkelerinde darbe yapıp yönetimi değiştirmesini anlatıyor.
0
my fault
(18.11.25)
(23)

Hamile eşim

camlicagazoz
Merhabalar, eşim 37+4 haftalık hamile. Bugün doktora gitti. Doktor bacakları kısa gibi demis ama öyle olumsuz gibi dememiş. Birde son 1 haftada sadece 50 gram almış. 2750 gr şu an.İçime oturdu sabahtan beri. Bir şey yoktur demi?Şimdiye kadar hiç olumsuz bir şey denmedi. Her şey normal gidiyor. Detay
Merhabalar, eşim 37+4 haftalık hamile. Bugün doktora gitti. Doktor bacakları kısa gibi demis ama öyle olumsuz gibi dememiş. Birde son 1 haftada sadece 50 gram almış. 2750 gr şu an.

İçime oturdu sabahtan beri. Bir şey yoktur demi?

Şimdiye kadar hiç olumsuz bir şey denmedi. Her şey normal gidiyor. Detayli ultrasonu 22 haftada yaptirdik. Onda da her sey normaldi.

Morallerinizi bekliyorum.
+2
camlicagazoz
(17.11.25)
benim kız 2.650 doğmuştu. bir biftek gbi bir şey verdiler elime.dedim bu nasıl büyüyecek yahu.
şimdi 10 yaşında dünya güzeli bir kızım var.
minyon olacak.annesinin boyu kaç mesela.
+13
jamswety
(17.11.25)
Doktorunuzu değiştirin. Nasıl bir hasta bilgilendirmek o öyle.
+6
Mirket
(17.11.25)
Bebeğinizi sağlıkla kucağınıza almanızı, huzurla büyütmenizi dilerim :) Bir şey olsaydı doktor mutlaka söylerdi. Bilgi saklanacak bir durum değil. İçiniz rahat etsin istiyorsanız yarın doktorla bir konuşun.
+4
cosmicstring
(17.11.25)
Ben minyonun. Benim annem babam kardeşim minyon. Eşim de kendi ailesinin en minyonu. Yani birde down sendromlu falan olur mu ki diye düsündüm. Internette öyle şeyler de yaziyor. Eşimin boyu 1.63. Ben 1.70
0
🌸camlicagazoz
(17.11.25)
37+4'te 2750 gram gayet iyi. son iki haftada bebekler her hafta 250-300 gram alabiliyor. gayet kilosu güzel dogar.
ama bir seyi bilin, bu degerler yaklasik olarak söyleniyor. mesela bir arkadasimin bebegine bu bebek cok büyük dediler, 10 gün erken dogurttular kizi, cocuk kirpi kadar 2900 dogdu. bu sekilde en az 3-4 kisi var cevremde ve hayir, sezaryen icin böyle yalan atmadilar doktorlar.
ayrica dogum boyu ve dogum kilosu ilerideki boyu ve kilosu hakkinda zerrrre bilgi vermiyor. tamamen hurafe.
anne dinlensin bol bol, ev isi falan yapmasin.
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(17.11.25)
İnternetten bilgi almayın. En basit ağrı bile nelere bağlanıyor.
+3
cosmicstring
(17.11.25)
Merhaba inşallah sağlıkla kucağınıza alırsınız. 2750 o hafta için bence de iyi. Detaylı ultrasonda bir sorun çıkmadıysa ve bu haftaya kadar da her şey normal geldiyse sorun yoktur bence. Kilo ölçümü bile yüksek doğrulukta yapılamazken bacak ölçüsü almak da ne bileyim:). Down sendromu da ultrasonda çok belirti veriyor, birinden biri illa ki hekimin gözüne çarpardı bence o konuda da rahat olmak lazım.
+1
eisberg
(17.11.25)
Bu arada ense kalinligi da 1.6 çıkmıştı.
0
🌸camlicagazoz
(17.11.25)
bizim doktor kız demişti erkek çıktı, pembe bir sürü kıyafetle takıldı 6 ay. bacak dediği pipi olmasın :)))
0
yeahbutso
(17.11.25)
Abi benim anneme de doktor senin oğlanın kafası büyük demiş.
Annem de tabi uzaylı gibi kabuslar görüyor yani koca kafa diyince. Doktor sonra "ya kocanın kafasına bak, böyle heriften ufak kafalı çocuk mu çıkar" demiş.

Yani komple minyon aileden shaq çıkacak değil.
Şimdiden sağlıklı büyüsün, mutlu olsun.
+3
logisticsmanager
(17.11.25)
bizim bir gebeye de dr çocuğun poposu kapalı demiş düşün hamile kadına. kadın çocuk doğana kadar 9 doğurdu ve çocuk dünyaya gelip ilk kakasını yapınca bayram etmişlerdi. yani bir şey yokmuş.

ama drler de azcık şüphede bilgilendirmezlerse neden demedi diye suçlanabiliyorlar. onlar da bilgilendirecekler, şüphelerinden falan söz edecekler.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(17.11.25)
37+4 zaten her an doğabilir bu saatten sonra ne değişebilir ki.. canınızın sıkılmasını anlıyorum ama bir şey olsa belli olurdu önceden.

Bu arada oğluma hidrosefali teşhisiyle 32. Haftada gebeliğe son verme kararı almıştı meşhur pahalı özel hastane.. 36+3de doğdu sapasağlam çocuğum çok şükür.

Bebeğiniz sapasağlam doğacak merak etmeyin.. bir an önce sağlıkla kavuşmanızı dilerim.
0
suicides underground
(18.11.25)
bize de kordon kisa normal dogum cok zor denmisti, cocuk normal dogdu, kordon da baku ceyhan boru hatti gibiydi, hatta ben keserken zorlandim.

ozetle salla gitsin, hayirli olsun..
0
cooperr
(18.11.25)
@mirket +1. sağlıklıca doğacak bir sıkıntı var ise de doğduğu gibi müdahale edilir.
0
mikahakkinen
(18.11.25)
cihazlar ortalama sonuç veriyor. yarın farklı bir hastanede farklı bi cihaza girseniz farklı sonuçlar alırsınız.
bence doktorla arada bi iletişim kopukluğu olmuş. yani doktor o an bacakları uzun gibi de diyebilirdi. boyuna dair bi yorumda bulunmuş. kısa : kötü olarak algılayacağınızı düşünmemiş.

bebek de minyon doğacak gibi görünüyor. 41. haftada doğup da 3 kilo altında olan bebek biliyorum. zaten 2500-4000 arası normal kilo aralığı kabul ediliyor. hatta bi doktor videosu izlemiştim. 2500 gr doğan bebek ile 4000 gr doğan bebeğin doktor açısından hiçbir farkı yoktur, ikisi de sağlıklı doğum kilosu olarak kabul edilir diyordu.

hah buldum işte. bu adamın videolarını izleyerek geçirmiştim hamileliği ya.
www.youtube.com
0
elorelia
(18.11.25)
bizimki de öyleydi şimdi tosun gibi oldu maşallah. ilk başta öyle olan çocuklar sonra daha hızlı toparlıyor tontiş oluyorlar. hiç endişe etmeyin.

düzenli doktor konrollerinizi ihmal etmeyin yeterli. endişe edecek birşey yok.
0
psmstc
(18.11.25)
Bizim dana 2.450 doğmuştu. 24 yaşında gayet sağlıklı.
+1
ground
(18.11.25)
benim doktor 2 kg doğacağını öngörüp 8 ayda acil sezaryene aldı, bebe 3.2 kg doğdu. başka bi doktor da aynı şeyi söylemişti, yok kg almıyo, karnında gelişmiyo bu bebek falan. hamile görünmüyordum, problem oydu bence (neremde saklayabildim ben de bilmiyorum) ve bebeğin gelişmediğine yordular halbuki çok sağlıklıymış.

özetle oluyor böyle şeyler.
0
deartheodosia
(18.11.25)
internet okumayın böyle konularda. sağlıkla kucağınıza alın.
0
summerjam0306
(18.11.25)
%99.9 hiç bir şey çıkmıyor o ultrasonda görüp kaygılandığınız şeylerden. gerçekten kaygılandıracak şeyleri gebelik bu kadar ilerlemeden doktorlar söylüyor zaten. siz istemeseniz de söylüyorlar.
0
kaptan maydanoz
(18.11.25)
anne karnında basküle koyup tartacak hali yok. birkaç temel ölçü var, baş çevresi, karın çevresi, femur uzunluğu. bu ölçüleri girince alet hesaplayıp ortalama bir ağırlık veriyor. muhtemelen pozisyonundan ya da el becerisinden femur uzunluğunu kısa ölçtü, ağırlığı da düşük çıktı. açıklamak için de bacakları kısa dedi.

26. hafta olmuş, endişelendiğiniz anomaliler daha gebeliğin başında tespit ediliyor günümüzde. hele ayrıntılı ultrasona da girdiyseniz down sendromu gibi durumlardan endişe etmenize gerek yok.

öyle anası kısa babası kısa diye kısa boylu olacak diye de bir şey yok. o da belli olmaz.

hiç merak etmeyin. sağlıkla kucağınıza alın.
0
kibritsuyu
(18.11.25)
Herşey normal bizimkide küçük doğdu Allah sağlıklı bir ömür versin tebrik ederim şşmdiden
0
basond
(18.11.25)
Gebeliğimin 34.haftasında (son kontrolde 2200 gr ölçülmüştü) bebekte gelişim geriliği var, muhtemelen engelli denildi. Yapılan ölçümde 1800den başlayıp 1600e kadar indiler. 3 ayrı hastane 5 ayrı doktor gördü. En son 39. haftada apartopar yoğun bakım ve küvöz olan bir hastaneye acil sezeryan denilerek sevkim yapıldı. Saat 1de 2400 ölçülldü, 2100 doğarsa küvözden yırtabilir ama engeline bir şey diyemeyiz dediler. Saat 4te yapılan sezeryan sonrası 2780 gr ile sapasağlam doğdu bebeğim ve o gün o hastanede doğan en tombul(!) bebekti. Yaklaşık 1 ay yaşadığım şoku, acıyı, endişeyi bir ben bilirim. O kadar doktor cihaza rağmen yanlış ölçüm. Şimdi 9 yaşında oğlum. Dehb teşhisi hariç sapasağlam. Onun da doğumla bir ilgisi yok malum.

Sağlıkla alın kucağınıza.
0
strawberry first
(19.11.25)
(5)

amatör fotoğraflarıma yorum yapalım

fyodor fyodorovic
fotoğraf çekip yayınladığım şöyle bir hesabım var;https://www.instagram.com/poseforthesir/beğenip beğenmediğinizi, nasıl bulduğunuzu, varsa fikrinizi, eleştirilerinizi dinlemekten memnuniyet duyarım. şimdiden teşekkürler.
fotoğraf çekip yayınladığım şöyle bir hesabım var;
www.instagram.com

beğenip beğenmediğinizi, nasıl bulduğunuzu, varsa fikrinizi, eleştirilerinizi dinlemekten memnuniyet duyarım. şimdiden teşekkürler.
0
fyodor fyodorovic
(17.11.25)
Sıfır teknik bilgimle ışık kullanımınızı çok beğendiğimi söyleyeyim. Zaman geçtikçe kompozisyonlarınız da çok gelişmiş gibi gördüm.
0
cosmicstring
(17.11.25)
www.instagram.com bu fotoğraf ile www.instagram.com bu fotoğraflar aynı fotoğrafçının elinden çıkmış gibi değil; birincisini yayımlayan fotoğrafçının standartları, ikincisini (posttaki bütün fotoğrafları kastediyorum) yayımlayan fotoğrafçının standartlarından çok daha yüksek.

Son paylaştığınız üç posttaki gibi daha sade, geometrik kompozisyonlarınız, kalabalık kadrajlı şehir fotoğraflarınıza göre çok daha başarılı. (Kalabalık derken, mesela ikinci linkteki parkta oturan adamların fotoğrafı, kompozisyonda nefes alacak yer yok, ışık güzel değil, her şey iç içe. Böyle kalabalık arka planlar için teleobjektif kullanıp diyaframı mümkün olduğunca açarak alan derinliğinden yararlanmayı, böylece objelerinizi fondan ayırmayı deneyebilirsiniz.) Ama bence geometrik kompozisyonlara ve ışık-gölge kullanımına yürüyün, öyle fotoğraflarınız çok daha iyi. Elinize sağlık :)
+2
kobuzchu kiz
(17.11.25)
merak ettiğim bir nokta var, bu insanlar fotoğraflarının yayınlandığını biliyorlar ve buna izin veriyorlar mı?

şunun için soruyorum ben fotoğrafımı böyle bir sayfada görsem siler misin diye mesaj dahi atmadan direkt savcılığa giderim.
0
emfuzi
(18.11.25)
bazi fotograflar cok güzel.
sadece bir sey var, ne tür bir is ortaya cikarmak istiyorsunuz?
önce sunu cekiyorsunuz: www.instagram.com
sonra sunu: www.instagram.com
biri cok basarili bir architectural photography, digeri insta girl postu.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(18.11.25)
@emfuzi hayır bilmiyorlar. eğer konu sabitse söylüyorum bazen ancak hareketliyse her zaman söyleme imkanım olmuyor. çoğunlukla ikinci durum geçerli. savcılığa verilene kadar çekmeye devam ediyorum ben de. işin esprisi bir yana ben direkt objektifimi kişilere doğrultarak fotoğraflıyorum, herhangi bir gizlenme durumum söz konusu olmuyor çoğunlukla. kişi o an bu durumu sorgulamazsa -sorgulayanlar da oldu zira- fotoğraflayıp devam ediyorum.

@konusma ben konusuyorum teşekkur ederim. aslında herhangi bir iş çıkarma kaygım yok. ben daha çok dokümantasyon tarzında fotoğraflar çekmek istiyorum. yani bir sanat, estetik kaygım yok. anı belgelemek istiyorum. o yuzden konularım da değişebiliyor. gözumun görduğu ve benim dikkatimi çeken, kaydedilmesinin guzel olacağını duşunduğum her şeyi çekiyorum.
0
🌸fyodor fyodorovic
(18.11.25)
(13)

değişik bir gönül ilişkisi sorusu (romantik değil - hemcins arkadaş)

alice in potatoland
Size bir soru sormak istiyorum. Bir arkadaşım var. Çocuklukta böyle değildi ama son 4-5 senedir (evlendi o dönemde) ne yapsam taklit edildiğimi görüyorum. Şimdi, "seni örnek alıyor" ya da "ne güzel işte, senin yaptığını yapmaya değer görüyor" gibi bir şey demeyin çünkü pek öyle değil. Beni sadece ta
Size bir soru sormak istiyorum. Bir arkadaşım var. Çocuklukta böyle değildi ama son 4-5 senedir (evlendi o dönemde) ne yapsam taklit edildiğimi görüyorum. Şimdi, "seni örnek alıyor" ya da "ne güzel işte, senin yaptığını yapmaya değer görüyor" gibi bir şey demeyin çünkü pek öyle değil. Beni sadece taklit ediyor.

Geçenlerde muhabbet esnasında ağzımdan ben 2 yaşındayken ailemle yaptığımız bir road trip'in rotası çıktı. Bunu ben hatırlamıyorum ama elimde tabii ki fotoğraflar var. Bir baktım, bana haber etmeden 4 ay sonra o rotayı yapıyor. Tıpatıp aynısını.

Evime geliyor, evimde bir haç+çan var; yani haça çan takmışlar. Bunu ben İtalya'da bir köyden almıştım; oraya gitmemizin amacı da 2025 senesi Jübile-Hac yılıydı ya, eşim (kendisi Katolik) istemişti.
Şimdi bakıyorum, hemen İtalya gezisi planlanıyor, o köye de gidiyorlar. O köyde hiçbir şey yok. Tek sebebi benim oraya gitmiş olmam. Bende gördüü haçı hemen o da almış. Kendisi Türk bu arada. Hıristiyan falan değiller. Ben görünce de, "Aa sizde de mi var, üstündeki çan çok hoşuma gitti, ondan aldım" diyor. Sanki bende gördüğünü ben bilmiyormuşum gibi; inanılmaz bir salağa yatma var.

Eşimin ailesi baya köylü insanlar. Kazları var, inekleri, keçileri var. Kaz festivali oluyor Kasım ayında. Bir restoranda buluşup herkes ailesiyle kaz yiyor falan.
Bana direkt dediği, "Ben de kaz yemek istiyorum." Sonra bakıyorum, kutlamanın olduğu restorana hoop 2 hafta sonra gitmiş (restoran onlara 75 dk mesafede, Isviçre için normal değil bu süre).

Eşim beni yıldönümünde bir yere götürüyor. Hemen onlar da oraya gidiyor.
Örnekler yazsam sonsuza gider.

Bu beni aşırı rahatsız etmeye başladı. Sürekli ne yaptığımda, ne yediğimde, nereye gittiğimde gözü olan biri var. Bu, öyle egomu okşayan bir şey değil, gerçekten sinirlendiren ve aşırı derecede irrite eden bir şey.

Bu kişiyi uyardım, güzel laflarla, kırıcı olmadan ama değişmiyor. Ortak başka bir arkadaşımız, tam beyaz yakalı işte, diyor. Ama ben beyaz yakalı değilim :) Böyle saçmalıkları çekemem sahiden.

Sizce bu kişinin düzelme ihtimali var mı, arkadaşlığı kurtarmaya çalışayım mı yoksa artık kayıp vaka diye bakıp araya mesafe mi koyayım? Siz n'apardınız?
0
alice in potatoland
(17.11.25)
Şöyle ki bu kişi düzelmez. Demek ki karakteri bu ve kendinde eksik olduğunu düşündüğü şeyleri başkalarının üzerinden tamamlıyor. Elbette ki bu gittiğiniz yerlere ne ilk ne de son giden kişisiniz. Size kalkıp "gittiğin rotaları çok beğendim, aynılarını bende yapmak istiyorum." dese eminim ki problem olmayacaktır ama anlattığınıza göre sizi taklit edip üstüne "aa haberim yoktu aldığından, gittiğinden, yaptığından vs." şeklinde tepkiler veriyorsa bu bi tür psikolojik rahatsızlık bile olabilir kanaatindeyim. Aramızda psikoloji ile ilgilenen ya da mesleği direkt o olanlar aydınlatabilirler.

Bu kişi sizin eşiniz veyahutta çevreniz tarafından sevilme, beğenilme ya da taktir edilme biçiminize hayran olduğu için tamamen sizin gibi olma çabasına girmiş olma ihtimali yüksek. Yani "bende alice in potatoland gibi olursam sevilirim." çabasında olabilir.
+7
mermaidd
(17.11.25)
@mermaidd, tam işte o bahsettiğiniz gibi. Harika anlamışsınız olayı.
Planlamaları benden gizli yapıyor. Benim yaptığımı biliyor ama asla, "Nerede kaldınız, burası görmeye değer mi?" gibi sorular sormuyor. Sorsa, elimden gelen en iyi şekilde yardımcı olacağımı, asla esirgemeyeceğimi çok iyi biliyor ama asla sormaz. Hep gizli gizli, arkamdan yapar. Sanki benim gittiğimden haberi yokmuş da onun da gitmesi tesadüf olmuş gibi :D
+2
🌸alice in potatoland
(17.11.25)
bu kişinin kadın olduğunu varsayıyorum. ve kadınlar arasında bu durum nedense çok yaygın. eşim ne yaparsa aynısını yapan bir yığın arkadaşı var. aldığı kıyafet, gittiğimiz yer, eve gelince yeni ne aldıysa aynısını almalar, yediğimiz yemek hep aynı şeyleri yaparlar. ne kadar uyarsan uyar değişmiyor, yani en azından bizimkiler değişmiyor.
+1
gercekdunya
(17.11.25)
Benim yakın bir arkadaşımın aynı konudan muzdarip olduğu biri var hayatında. Hatta acaba o mu yazdı bu duyuruyu diye düşündüm. Hangi eşyayı alsa hangi elbiseyi giyse hatta verdigi poza kadar taklit ediyor kızı. Taklit eden kisi de cahil görgüsüz biri de değil gayet işinde gücünde eğitimli biri. Bunu konuştuğumuzda sebebinin vakti zamanında kiyas yapılması oldugunu dusundum. Çünkü kızın annesi diğer kişiyi örnek gosteriyormus bir kıyas yapiyomus (kuzenlerdi galiba)
Arkadaşımın eşi sarışın. İddia ettiğine göre bu kız, arkadasimin eşine çok benzeyen sarışın biriyle evlenmiş (şaka değil)
Bence kişinin kendisinin bile farkında olmadığı travmatik bir konu olabilir.
Bana kalırsa çok da dert edilecek bir şey değil. Kendi çapinda taklit etsin dursun ne var ki.
Bu durumdan dolayı mesela ben arkadaşımda görüp beğendiğim bı şeyi satın almaya çekinir okuyorum. Acaba benim hakkımda da AA bak bende gördü o da aldı diye benim de onu taklit ettiğimi düşünür mu diye.
+2
egerbiryolcu
(17.11.25)
@egerbiryolcu, Müstakil olaylar öyle bir algı uyandırmaz.
Daha önce bende görüp beğendiği bir şeyi vardı, aynısından alıp ona hediye ettim. Ya da mesela kendime pijama alıyordum, ona da aynı takımdan bir tane aldım. Neden? Çünkü beğendim, rahattı, kaliteliydi ve doğum günü geliyordu.
Sizin de ufak tefek benzerlikler elbet olabilir, arkadaşsınız sonuçta, ama böyle, benim arkadaş gibi, her gittiğiniz yer karşı tarafın bucket list’ine giriyorsa bir sıkıntı vardır.

@gercekdunya, evet ikimiz de kadınız.
0
🌸alice in potatoland
(17.11.25)
senin her yaptigini yapmasinin sebebi senden ilham almasi degil, senin yaptiginin gölgesinde kaldigini düsünmesi. kendi degerini, ben ondan daha iyi miyim, ben bunlari yapabilir miyim, diye seninle karsilastirarak ölcüyor.

bahsettigin arkadas profili yillardir cevremdeydi. :D entry'm bile var bu konuda. eksisozluk.com
ne yaparsam yapayim, her kisisel basarimi, her gezimi, her yeni kurdugum arkadasligimi, her yaptigimi kendisine tehdit olarak algilayan bir arkadasti. benim yapamadigimi o yapiyor, benim gidemedigim yere o gidiyor, diye calisiyordu kafasi ve kendisini her ne yaptiysam aynisini yapmak icin paraliyordu.
bu insanlar pasif agresif olduklari icin dogrudan catismayi söylemiyorlar, arkadan is cevirir gibi yapmalari bundan. yüzlesirsen sadece bahane üretiyorlar. o da pasif agresiflikten.

anlattigin her seyi birebir yasadim. ben de buraya yazmaya calissam 10 ciltlik roman olur yasadiklarim bu insanla. sonuc olarak artik arkadasim degil. böyle bir iliskiye ihtiyacim yok.

ben bu durumu psikologla konusmustum. bu duruma ödünleme ve chronic comparative self-comparison deniyormus. kaygili-cekingen baglanma tiplerinde ortaya cikiyormus. o suraya gitti, ben gitmedim, benden öne gecti. o sunu yapti, ben de yapmaliyim, yoksa gerisinde kalirim... sonra biraz üstüne okuyunca, ah iste bu! dedim.

sorun sen degilsin. yol ver gitsin. arkadasliklar enerjini tüketmemeliler.
konusmak istersen numarami biliyorsun :)
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(17.11.25)
Çok komik, bir yandan da sinir bozucu.
İnsanın arkadaşına özenmesi ondan ilham alması, yaptığını beğenip kendisinin de yapmak istemesine tamamım. Hepimiz birilerinde bir şeyler görüp etkileniriz ve biz de yapmak isteriz.
Ama burada önemli detay dürüstlük.
Ben yakın arkadaşıma “Ohaa çok güzel ben de gidip alacağım bundan” der gidip alırım o da aynısını yapsa yadırgamam.
Ama iş böyle direkt taklide ve salağa yatmaya gelince ortada çok ciddi bir problem olduğunu gösteriyor.
Hiç normal değil bu kadarı.
Dizilerdeki psikopat karakterler var ya bildiğin o bu.
Ben olsam hızlı bir şekilde mesafemi koyarım böyle insanları tehlikeli bulur hayatımda tutmamaya çalışırım.
+2
mutekebbir
(17.11.25)
Bu kişi içten içe size kin besliyor da olabilir. Engin geçtan'ın kitabında okumuştum. Siyasi ilişkilerde böyle taklitler sahte yüceltmeler çok olurmuş ama ilk açıkta da kendi yarattıkları kralları kendi elleriyle yok ederlermiş.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(17.11.25)
bence sizi alfası ilan etmiş, onaylamış, takdir etmiş hatta sizin hayranınız olmuş içten içe ve bir tutam da kıskançlık var.. bana sapkınlık gibi geldi.. hatta anlattığınız sonu kötü biten filmlerin senaryolarına benziyor.. eşinize falan da ilgisi var mıdır bilmem ama iş oraya gitmez umarım :/
0
denizmaniaherif
(17.11.25)
bunun sozluk karsiligi "creepy", en sevmedigim isler.
mesafe koymakta fayda var derim..
+3
cooperr
(17.11.25)
rahatsızlığınızın sebebi nedir, ben tam anlayamadım. arkadaşınızın yaptıklarının çoğunda sizi referans göstermeyip yaptıklarını kendi fikriymiş gibi pazarlamasından mı, yaşadığınız benzer deneyimler üzerinde konuş(a)mamak mı, arkadaşınızın ilişkinizi "acaba alice in potatoland ne yapmış" seviyesinde yaşıyor olmasından mı, sizi taklit ederek eşinize sempatik görünmeye çalışmasından mı, yoksa başka bir sebepten mi rahatsızlık duyuyorsunuz?

arkadaşınızın yakınında gustosuna güvendiği biri var, anlatımınızdan etkilenip o da benzer şeyler yaşamak istiyor olabilir. yapsın ne olacak, bunu yaptıklarımda gözü var olarak görmeyin. influence etmişsiniz işte.

ben olsam rahatsızlığımın sebebini söylerdim. ama diğer yandan da kendisini ne özel alanıma davet eder, ne de özel olarak buluşurdum. iletişimimi toplu arkadaş buluşmalarıyla sınırlandırırdım.
+3
tnz
(17.11.25)
@tnz
Rahatsızlığım sürekli taklit edilmek, yaptığım şeylerin sürekli gözetlenmesi ve karşı tarafın ilişkiyi “acaba alice in potatoland ne yapmış” seviyesinde yaşaması. Ben bir yarışın parçasıymışım gibi hissettiriliyorum.
Mesela ben X şehrine gidiyorum, o da oraya gidip sonra benim gittiğimi bilmiyormuş gibi bana diyor ki “Ben de oraya gittim, ama şuraya da gittim.”
Yani sürekli kendisini benimle aynı şeyleri + daha fazlasını yapmış olmakla kıyaslıyor. Hatta bu bir kıyas da değil sadece, bana karşı üstünlük kurmaya çalışıyor. Beni taklit edip fikrimi asla almadan tamamen aynı şeyleri yapıp benden gizlemesi, ilişkiyi ve aradaki güveni manipüle ediyor hissi veriyor. Kişisel alanım ihlal ediliyormuş gibi hissettiriyor. Benim bir dünyam var, kendi hayatım var ama mahremiyetim yokmuş gibi. Ben çevremdeki insanlarla arkadaş olmak istiyorum, rakip değil.
Burada okuduklarımla da ilişkiyi ciddi anlamda kesme kararı aldım.
0
🌸alice in potatoland
(19.11.25)
siz yine bire bir görüşmelerinizi kısıtlayın, günlük konuşmalarınızı azaltın, sosyal medyada ilgi göstermemeye çalışın.
ama (eğer oluyorsa) toplu arkadaş buluşmalarında mutlaka denk geleceksiniz. hatta yeri geldiğinde (ör: bir kutlama için) evine gitmek ya da evinize çağırmak zorunda kalacaksınız. o varsa ben gelmem, benim olduğum yere gelmesin gibi bir tavır da takınılamayacağına göre akıl ve ruh sağlığınız için bir şekilde bu durumu kabullenmeniz gerek. diğer türlü kendisine malzeme vermemek uğruna kendi hayatınızı kısıtlamış olacaksınız.
0
tnz
(19.11.25)
(4)

kedi besleme düzeni tavsiye

la mort heureuse
selamlar, 13 yaşında bir kedimiz var ve diyabet tehşisi kondu. şu anda insülin kullanıyoruz ve otomatik mama kabıyla saatli ve gramajlı bir şekilde besliyoruz. ama 13 yaşındaki bir kedinin besleme düzenini bir anda değiştirmek tahmin edersiniz ki baya zor. şu an evde tek düşündüğü şey yemek gibi, pe
selamlar, 13 yaşında bir kedimiz var ve diyabet tehşisi kondu. şu anda insülin kullanıyoruz ve otomatik mama kabıyla saatli ve gramajlı bir şekilde besliyoruz. ama 13 yaşındaki bir kedinin besleme düzenini bir anda değiştirmek tahmin edersiniz ki baya zor. şu an evde tek düşündüğü şey yemek gibi, peşimizde dolanıyor. en ufak bir hareketimizde mama kabına gidiyor. sağlığı için tabii ki yapmak zorundayız ama bu şekilde düzene sokmak onu çok mu strese sokuyor diye de korkuyorum. yaşlı bile olsa bu düzene alışır mı bir süre sonra? tecrübeleriniz var mı bu konularda?
0
la mort heureuse
(17.11.25)
Alışıyorlar. Ben günde iki defa verdiğim yaş mamayı menüden kaldırmak zorunda kalmıştım. Birkaç haftaya unutuyorlar.
Geçmiş olsun.
0
auroraaurora
(17.11.25)
geçmiş olsun evet alışıyorlar bende otomatik mama ile tanıştırdığı 1 sene falan oldu hala mama kabı boş olunca arada söyleniyor eskiden hep doluydu tabağı, 1-2 aya alışacaktır ama bzde hastalık gibi bir durum yoktu, insandaki diyabet gibiyse çocuk kendini sürekli aç hissediyordur :/
0
eja
(17.11.25)
alışır ama insülinle ilgili önemli bir konu. çok sakin kediler bile veterinerde gizli strese girip şekeri çok yüksek çıkabiliyor. bu yanıltıcı oluyor.

mümkünse kedinizin kan şekerini sabah saatlerinde veya insülini yapmadan önce mutlaka evde kendiniz ölçün. kedilerin canı fazla acımaz kulak ucundan veya ön patiden çok ufak kan damlası alıp şekerine bakabilirsiniz.

bizim kedimizin şekeri çok yüksek çıkınca insüline başlamıştık. daha sonra evde kendim test etmeye başladığımda aynı değerleri göremedim. test amaçlı ölçüm cihazını veterinere götürdüm ve onların kendi cihazı ile de ölçüm yaptık. bizim makina da doğru ölçüyordu. dünyanın en sakin kedisi gibi görünen bizim minik kendi içinde strese giriyormuş meğer.
+1
orpheus
(17.11.25)
bir sey söylicem, bizimki alismadi. bazi aksamlar otururken, simdi tuvalete gitmem lazim ama kediyi uyandirmaktan korkuyorum, diyoruz esimle birbirimize. cünkü ayaga kalktigimiz gibi uyanacak, uyandigi gibi mama icin pesimize düsecek, sonra bir daha uyumayacak, sürekli miyav miyav darlayacak ve bu bazen 3 saat devam edecek. 2021'den beri böyle. bizimki diyabetik degil, sadece acgözlü.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(17.11.25)
(19)

TAMAM ÇÖZÜLDÜ:) bu nasıl oluyor? başlık yok ama entrysi var.

gabe h coud
bu benim nickaltı.https://eksisozluk.com/gabe-h-coudbu da nickaltındaki bir entry.https://eksisozluk.com/entry/162128097başlık yok ama entry var? nasıl olayor.ÇÖZÜLDÜ: arkadaşı sessize almışım yanlışlıkla.
bu benim nickaltı.
eksisozluk.com

bu da nickaltındaki bir entry.
eksisozluk.com

başlık yok ama entry var? nasıl olayor.

ÇÖZÜLDÜ: arkadaşı sessize almışım yanlışlıkla.
0
gabe h coud
(17.11.25)
aradaki tire işaretlerinden olmasın.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(17.11.25)
boşluk tire işaretiyle yapılıyor. bu kullanıcı sayfası. en üstten kullanıcı adına tıklayınca zaten yönlendiriyor.

eksisozluk.com
0
🌸gabe h coud
(17.11.25)
haber siteleri de böyle, aynı başlıgı yazınca ikisi de aynı anda açılabilmesi bu yüzden oluyor.

"entry adı - rastgele sayılar" şeklinde
0
liberal
(17.11.25)
eksisozluk.com
eksisozluk.com

biri entry diğeri nick altı diye attığın adres aslında. doğru anladıysam başlık yok dediğinde eksisozluk.com sayfasının açılmaması. gerçek nick başlığı eksisozluk.com
sanırım tıklayarak değil de adresle oynarayarak yazdın.
0
kisa
(17.11.25)
Anlamadim. Nickiniz gabe h coud ve basligi da var iste. Tire falan yok ki sizin nickte, neden basliginizda tire olsun? nickte tire olabiliyor mu ondan da emin degilim ama baslikaltim diye paylastiginiz link baslikaltiniz degil zaten.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(17.11.25)
Abi sözlükte Türkçe karakterler kullanılmaya başladığında işaretler de kullanılmaya başladı, yani senin tire olan başlığın farklı bir başlık senin başlığın değil.
0
kizil karga
(17.11.25)
benim nickaltıma yazan var ama başlığa girince yok diyor. türkçemiz yetmedi :)

kısa'nın yazdığı linklerde başlık yok diyor, değil mi?

e arkadaşım yazmış işte başlığa. bunu soruyorum, nasıl olabiliyor?
0
🌸gabe h coud
(17.11.25)
:D anlaşılamadın :D

başlığa nasıl giriyorsun acaba?
4 adet link girdim ya,
1: çokviskiannecim in entrysi görünüyor
2:gabe-h-coud böyle bir başlık yok diyor (adres yanlış çünkü, sen bu başlığı elle mi yazdın, tıklayarak mı gittin?
3:2 ile aynı
4: senin nickaltın, sorunsuz görünüyor. oradaki adres: eksisozluk.com/biri/gabe-h-coud
fark şu, eksisozluk ile gabe arasında /biri/ diye ek var
0
kisa
(17.11.25)
peki şöyle yapalım :)) çokviskiannecim'in entrysi hangi başlıkta?
0
🌸gabe h coud
(17.11.25)
hatta çokviskiannecim'in entrysinde başlığa tıklayınca karşımıza ne çıkıyor?

eksisozluk.com

eksisozluk.com

çokviskiannecim'in entrysi var ise, başlığına tıklayınca neden onun entrysi gelmiyor?
0
🌸gabe h coud
(17.11.25)
kendi profilinize gidin. eksisozluk.com
ve nickinizin üstüne tiklayin. direkt baslik altina gidiyorsunuz. cokviskiannecim'in entry'si de kisa'nin az önce girdigi entry de görünüyor.
nickiniz gabe h coud. gabe-h-coud degil.
basligim diye paylastiginiz baslik sizin degil.
benim nickim de konusma ben konusuyorum daha bitirmedim.
konusma-ben-konusuyorum-daha-bitirmedim degil.
niye nicke tire koyup benim baslik altim bu olmali diyorsunuz anlayamiyorum sahiden.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(17.11.25)
nickimin üzerine tıklayınca gittiğim başlıkta çokviskiannecim'in entrysi gözükmüyor.
0
🌸gabe h coud
(17.11.25)
eksisozluk.com/entry/162128097 bu adresteki entrynin başlığına tıklayınca
eksisozluk.com/gabe-h-coud--6706116 bu sayfa açılıyor. yine entrynin olduğu sayfa çıkıyor.
başlığa tıkladığımda senin başlık altın çıkıyor aslında ama o kişiden başka imse yazmamış sanırım. ben de bir şey yazayım silerim.
0
kisa
(17.11.25)
başlığa tıklayınca şimdi
eksisozluk.com/gabe-h-coud--6706116 iki entry çıkıyor nick altında.
sanırım başlık ile nickaltı kısmı ayrılmış, eskiden tek başlık altındaydı.
0
kisa
(17.11.25)
abi senin entry yokken boş sayfa geliyordu. şimdi senin entry gelince 1 entry var gibi gözüküyor. tıklayınca bir şey gelmiyor.
0
🌸gabe h coud
(17.11.25)
sözlük'ten çıkınca entryler gözüküyor. sözlük'e girdiğimde gözükmüyor. engellemedim ben çokviskiannecim'i. hatta takipteyim.
0
🌸gabe h coud
(17.11.25)
ekran kaydı aldım.

streamable.com

@kısa, sen entryni silersen, bu sefer entry yok diyecek ama 1 tane var biliyoruz.
0
🌸gabe h coud
(17.11.25)
buldum buldum tamam. dağılabiliriz :))

engellememişim ama sessize almışım. nasıl olmuşsa ve o ne demekse.
0
🌸gabe h coud
(17.11.25)
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(17.11.25)
(17)

Kiracımız 1 senedir 14 bine oturuyor. Emsal yeni kiralar 29-32 arası. Sizce hakkaniyetli yeni kirayı kaç yapmalıyız?

psmstc
25 çok fazla mı olur? Chatgpt eski kiracıya yargıtay vb deyip emsaller eksi %20 hakkaniyet yeterlidir diyor. Sizce 25 bin çok mu? çoksa hakkaniyet açısıyla kaç olmalı? Teşekkürler.Edit:KİRACI 4 senelik kiracımız arkadaşlar
25 çok fazla mı olur? Chatgpt eski kiracıya yargıtay vb deyip emsaller eksi %20 hakkaniyet yeterlidir diyor.

Sizce 25 bin çok mu?

çoksa hakkaniyet açısıyla kaç olmalı?

Teşekkürler.

Edit:
KİRACI 4 senelik kiracımız arkadaşlar
-8
psmstc
(17.11.25)
1 senedir oturuyorsa tüfe zammı neyse onunla ilerlenir. yani %40 gibi bir şey, 19.5K, hadi olsun 20K.
+3
awlmi
(17.11.25)
bir senedir oturuyor derken sanki senelerdir kiracıymış da düşük kira veriyormuş gibi bahsetmişsiniz. ilk kirası buymuş zaten. o zaman emsallerinden düşük mü verdiniz? hakkaniyet yasal oran neyse odur. ben kiracı olsam üstüne çıkmazdım. her sene her sene boş emsallerine göre kira artışı mı yapacak kiracı?
+3
elorelia
(17.11.25)
1 senelik kiracı piyasa fiyatından girmiştir diye düşünüyorum. Her sene emsal de şuymuş diyerek güncelleme yapamazsınız. Yıllık kira artış oranı ile ilerlemeniz gerekir. Ekim için %37,15 görünüyor, 19-20 bin TL ideal gibi.
+1
huzurlarinizda huzursuzluk
(17.11.25)
1 senelik kiracı için yeni kirayı hakkaniyetli kaç yapalım gibi bir durum yok. Kira ilişkisi karşılıklı bir sözleşme ilişkisidir, kira bedeli de mal sahiplerinin kafasına ya da kendi hakkaniyet anlayışına göre belirlediği bir şey değildir. Siz artış yapmazsınız Kiracı sözleşmede aksi bir durum yoksa yasal oranda artırıp gönderir.
+2
dfn4
(17.11.25)
geldi yine bir aç gözlü. 1 senelik kiracıya hiç bir şey yapamazsınız. hesaplama aşağıdadır.

Mevcut Kira Bedeli: 14.000,00 TL
Kira Artışı Yapılacak Ay: Kasım 2025
TÜFE Kira Artış Oranı: %37,15 (Kasım 2025 döneminde yapılacak kira artışı için TÜİK'in Ekim 2025 TÜFE verisi kullanılmaktadır.)
Kira Artış Tutarı: 5.201,00 TL
Aylık Yeni Kira Tutarı: 19.201,00 TL
+1
gercekdunya
(17.11.25)
Neden o ilk kira o kadar düşük?
Kusura bakmayın da hiçbir yerde son bir senede kiralar iki kat artmadı
+1
Cezcez
(17.11.25)
her sene emsal mi olmalı kira? öyle şey mi olur? enflasyon neyse onun yapıp geçecek.
0
jelly bear
(17.11.25)
Şöyle düşün; başka bir eve taşınacaksınız ve bir taşıma şirketiyle 20 bine anlaştınız. Tam taşınacağınız gün taşıma şirketi size diyor ki " valla bu bölgede şirketler 40'a taşıyor. Bizde hakkaniyet önemli, o yüzden ücret 30 bin"

Bunu diyen adama sizin vereceğiniz cevapla, bizim size vereceğimiz cevap aynı.
+6
thracia
(17.11.25)
Hayret boyle sorularda pek ev sahibi linc edilmezdi ama neyse. Neyse kanuni rakamlar soylenmis, o rakamlar korkunc kotu degil. Bence kanuni sinirda kalin gitsin derim, odemeler falan duzgunse. Zaten emsaller icin sahibinden'e bakiyorsaniz cok da guven olmaz.
-2
mbond
(17.11.25)
Ev alırken size devlet her sene etraftaki en yüksek kirayla senkronize edebilirsin, evden sürekli maksimum kar etmek zorundasın diye söz mü verdi?

Ev tıpkı borsa gibi bir yatırım aracıdır, değeri sürekli artmak zorunda değildir (artmaz da zaten), kirası da sürekli artmak zorunda değildir. Bir yerden sonra o kirayı verecek adam bulamaz, boş boş bakışırsınız evinizle. Veya yüksek kira ile gelen adam kirasını birkaç aya ödememeye başlar bu kez çıkarmakla, mahkemeyle uğraşır durursunuz senelerce. Etrafımda çokça böyle örnek var. Açgözlülük bir yerde yine size patlar dikkat edin.
+2
chicha_v2
(17.11.25)
belki 5 yıllık kiracıdır da son bir yıllık kirasını söylemiştir?
zaten emsal için mahkemeye verme şartı 5 yıl oturulmuş olması. 1 yıllık kiracıya amsal davası açamazsınız.
5 yıl oturuyorsa emsal kiranın %30 eksiğine ok demek mantıklı. emsal davası vakit alıyor (farkı alırsınız ama yine de reelde %20 den çok fark eder)
+4
kisa
(17.11.25)
emsal yeni kiralar da ileride hane gelirine oranla düşük kalacağı varsayımı ile kabul ediliyor. bunu baz almamalısınız. 18k optimum noktadır diyorum.
0
loch ness
(17.11.25)
Duyurunun dunyayi gezelim, ev almayalim diyen cocuklarina bakma sen. Tahliye taahhutnamesi bunun icin aliniyor. Emsal neyse emsalin bir tik alti yapilir. Odemezse cikartilir. Duygusallik kasan kitleye bakarsan ac kalirsin. Bosver onlari.
-6
die fetten jahre sind vorbei
(17.11.25)
şu an yapamazsınız. devletin belirlediği tefe-tüfe oranını yapacaksınız. eğer yapmazsanız kiracı da ödemezse elinizden bir şey gelmez. tefe-tüfe harici tamamen kiracınızın insiyatifinde üstüne arttırmak.

ev sahibi-kiracı ilişkiniz 5 yılı doldurduğunda kira tespit davası açarak yeniden değerleme yapabilirsiniz.
0
galahad reloaded
(17.11.25)
duyuru sahibi editlemiş kiracı 4 yıllıkmış. bu sene 5. yılı doluyorsa emsal neyse %20 altında isteyin mahkemeye de verseniz aynı rakamlar çıkıyor genelde. ama 2 sene beklemiş oluyorsunuz
0
gercekdunya
(17.11.25)
bir senelik kiraci oldugunu nereden uydurup adami linclemissiniz?
adam bir senedir bu fiyata oturuyor yazmis sadece, takdir edersiniz ki kiralar senelik olarak yükselir. yani kiraci 33 senedir de orada oturuyor olabilir ama son bir senedir kirasi bu yazmis.

siz tefe tüfe üstünü teklif edin, kiraci yanasmazsa yapacak bir sey su asamada yok, mecbur tefe-tüfeye razi geleceksiniz. sonra zamani gelince (5 yildi galiba) acimadan kira tespit davasini yapistirirsiniz.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(17.11.25)
"hakkaniyetli"

kime göre, neye göre? bir sözleşme imzalanmış ve bu sözleşme çerçevesinde ticaret yapıyorsunuz. kasım 2025 kira artış oranı %37,15. yani kiracınızın vermekle mükellef olduğu maksimum rakam 19201.

rayiç belirleme davası ancak 5 yıl bitince olur.

ancak şunu yapabilirsiniz. "bu sene kirayı 25bin lira yapalım, ben de gelecek sene rayice yükseltme hakkımdan feragat edeyim, kanuni kira artış oranı neyse onu yaparız" dersiniz. kabul ederlerse ne ala, etmezlerse 19201 yatırırlar.
+2
co2s2
(17.11.25)
(6)

Kedi sahiplenme hakkında kafadaki deli sorular…

yankee jumping
Merhaba. Kedileri seven bir insanım. Sokakta gördüğüm kedileri eğer acelem, işim, vb. yoksa durup severim. Daha önce (git: https://eksisozluk.com/entry/175370439) şöyle bir şey yazmıştım.Geçen 2-3 hafta önce sokakta dolaşırken 4 tane kedi yavrusu gördüm. Biraz onlara sokulunca anneleri çıktı geldi k
Merhaba. Kedileri seven bir insanım. Sokakta gördüğüm kedileri eğer acelem, işim, vb. yoksa durup severim. Daha önce (git: eksisozluk.com) şöyle bir şey yazmıştım.

Geçen 2-3 hafta önce sokakta dolaşırken 4 tane kedi yavrusu gördüm. Biraz onlara sokulunca anneleri çıktı geldi karşıma koruma içgüdüsüyle. Ben de korkmasınlar diye hamle yapmadım. Dışarda besleniyor bu kediler ve muhtemelen sokak kedisi. Bu 4 yavrudan birisi tortoiseshell cat dedikleri bir tip :) şerefsize bayıldım..

Şimdi öğrenmek istediğim bazı şeyler var.. hayvanları seven birisiyim ama büyük sorumluluk gerektiren bir durum var ortada. Sahiplenip sonra bakamamaktan da tırsıyorum… vicdan azabı çekmekten korkuyorum.

1- eğer ben o kediyi sahiplenmek istesem ne zaman annesinden ayrılmalı? Nedir bunun zamanı? Emzirme olayı bitmiş gibi görünüyor çünkü önlerinde mama vardı.

2- genel olarak ev içinde beslemeye uygunlar mı yoksa tamamen rastlantısal bir durum mu söz konusu?

3- sokak kedisi olduğundan ev içindeki hayata nasıl adapte edebilirim?
0
yankee jumping
(17.11.25)
bende sokaktan aldım, sokak hastası sürekli kaçmak istiyen bir kediydi hala arada kaçma niyetleri oluyor,(asla bırakmıyorum dışarı) ben durupta sevemeyen bir insandım(çocukken karından kuduz yedikten sonra bıraktım sevmeyi), hiç bir zorluğu yok evde kumu ve otomatik mama kabı varsa suyunuda verdin mi kendi halinde yaşıyor.
tek sorun 1 haftalık tatiller, bıraksam evde yalnız durur ama içim el vermediğinden bakacak biri bulmak sorun oluyor biraz. her kedinin huyu farklı bazısı 1 gün bile yanlız duramıyor, bazısı çok korkak oluyor çeştli problemler illa çıkacak ama bir sorun olacak diye böyle bir güzelliği hayatınıza sokmamazlık etmeyin, kedi çok çok çok güzel bir bağlılık.
+4
eja
(17.11.25)
Hastalandığında bakabilecek maddi gücünüz varsa, perdeleri, koltukları tırnaklayıp, elektronik aletleri dişleyip mahvettiğinde, akşam geldiğinizde halıda veya yatağınızda çiş ve kaka bulmak sevginizi azaltmayacaksa, evden uzun süre ayrı kaldığınızda ona bakabilecek biri olacaksa; bunlar olduğunda sokağa atmayacaksanız, yani çocuğunuz gibi sevebilecekseniz alın derim. Yoksa bence hayatına müdahale etmek daha kötü.
+4
cosmicstring
(17.11.25)
1,5 yıllık kedi bakıcısıyım. kedi bakmak bayağ zor iş. öncelikle ilk 1 yıl epey masraflıydı. 2 karma 2 lösemi aşısı 1 kuduz ve çip işlemi yapıldı, 1 defa da hasta oldu tahlil ve özel gastro mama alınması şu bu baya paramız gitti. ksırlaştrma işine falan da baya paramız gitti. şu anda 2 yaşına yakın masrafımız aşırı değil ama yine de bir bütçe istiyor. maddi durumunuzu değerlendirip uygunsa bu işe girmeniz lazım diğer türlüsü zorlar.

ben sokaktan almadım bakamayan birinin kedisini aldım ama sokaktan alan komşum var zor değil. kum kabı ve kum alıyosun pet shoptan. kutunun içine kumu koy. kediyi de kum kabının içine koy o zaten oranın tuvalet olduğunu anlıyo. eve ilk geldiğinde ürkek oluyo da sonra alışıyo birkaç gün içinde. pet shoptan olta oyuncağı alırsan zaten bebek kediler oyun delisi olduğu için kolaysa sevdirirsin kendini.

youtube da volipet diye bi kanal var, o adam kumu nasıl kullanacaksın, kediyi ısırmamaya falan nasıl alıştıracaksın vs hepsini anlatmış ben kedi aldığımda onun videollarını izlemiştim aynı onun dediği gibi yapıyorum kum kullanımını falan. bi de bir şey olduğunda buraya soruyorum herkes yardımcı oluyo.

emme işi bittiyse istediğin zaman alıp eve götürebilirsin 2-3 aylık olmuştur. dediğim gibi ev yaşamına adapte etmene gerek yok kendisi adepte oluyo, hatta o ev onunmuş da sen misafirsin gibi oluyo.

ENNN ZOR TARAFI BIRAKIP BİR YERE GİDEMEMEK. BU SENE 6 GÜNLÜĞÜNE TATİLE GİTTİM VE KEDİYE KOMŞU BAKTI. AMA AKLIM HEP EVDEYDİ. siz tatile veya birkaç günlüğüne bir yerlere gittiğinizde kediye bakabilecek çevreniz aileniz akrabanız vs yoksa bu işe hiç girmeyin diğer türlüsü hem size zor hem kediye zor.
+1
Sadece soruyorum
(17.11.25)
2 kedim var, ikisi de 5 yaşındalar. hiç kolay değil. köpek kadar zor değil evet ama kolay değil.

şimdi ben oğlumu sokaktan aldım. ha öyle tutup eve getirmekle olmuyor o iş. öncesinden ben kedi sahiplenmeye hazır mıyım diye 4-5 ay düşündüm, maddiyatımı düşündüm... sonra karar verdim ve evi hazırlamaya başladım. kırılabilecek ve kesici olabilecek her şeyi ortadan kaldırdım. kedi tuvaletini satın aldım getirdim eve koydum. sonra kumunu aldım. sonra mama aldım. sonra tırmanma evini aldım. sonra birkaç oyuncak aldım. bunlar da maddi yük olacaktı, önceden halletmek istemiştim. sonra da gittim kediyi almaya, istediğim kediyi başası almış ben de ne bulduysam onu alırım dedim ve gittim oğluşumu aldım.

ilk önce veterinere götürdüm. 6 aylık olduğunu öğrendim. sokakta çok pislenmiş, yıkadılar. ilk ve tek tıkanışı oldu bugüne dek bak 4,5 yıl geçmiş. kediler yıkanmaz çünkü.

eve geldik ve baktım hayvan hırıltılı nefes alıyor, hapşırıp duruyor sürekli. hemen ertesi gün veterinere geri götürdüm. 1 haftalık veteriner serüvenimiz başladı. 7 gün boyunca her gün götürdüm, iğnelerini ve serumunu bekledim 1 saat. neyse ki iyileşti.

ondan 3 hafta sonra da ilk önce misafir olarak gelen kızım geldi. sonra benim kızım oldu. bu sefer de o hastalandı, onunkiyle uğraştım. sonraki sene ise tiroid hastalığı çıktı. tüylerinin yarısı döküldü (hala geri uzamadı) veteriner veteriner gezdim. aylarca ilaç kullandı...

yıllar içinde oğluşumun sırtı yaralandı ufak bir şeydi ama gecenin 2sinde veterinere götürdüm. kızım yaptı sanırım. kalbin dayanmıyor korkuyorsun ya ciddi bir şeyse diye. sonra kızımın patisi kesilmiş yırtılmış, eve bir geldim her yer kan. 10 gün uğraştım var ya pansumanıyla.

gözleri enfeksiyon oldu damlalar kullandım. kabız oldular probiyotik kullandım.

en kaliteli mamaları yediriyorum. sokaktan gelmemiş gibi seçiciler bir de. sokakta da korkuyorlar.

ha bir de... tüm pencerelere ve balkon kapısına dahi kedi telinden kilitli sineklik taktırdım. bu çok önemli.

bir ara kızım apartmana kaçmış kapı aralığından da yarım saat ağlaya ağlaya onu aradım.

bazen çok derin uyuyorlar ve nefes aldıklarından şüphe edip korkup uyandırıyorum.

insan gerçekten çok endişeleniyor, korkuyor.

eve bebek kamerası aldım. kameralı otomatik mama kabı aldım. bin tane oyuncak aldım ama pipetle oynuyorlar. klasik kedi işte :)

düzenli aşıları iç dış parazitleri konusu var...

1 geceden fazla yalnız bırakılmamaları gerekiyor. yoksa strese giriyorlar ve evi dağıtıp kum harici yerlere işeyebiliyorlar. ben bırakmadım ama bırakan arkadaşımın kedisi aynen bunları yaptı. zaten bırakılmaz ya insanın aklı kalıyor.

ayrıca bir başka önemli konu. sigara içmiyor olmanız lazım. sigara partikülleri kedilerin tülerine yapışabiliyor. bu hayvanlar tüylerini yalıyor bu yüzden de dil kanserine varana kadar birçok hastalığa yakalanabiliyorlar.

asla insan yemeği verilmemeli. uyduruk ucuz mama verilmemeli.

şarj aletlerinin kablolarını kemirebiliyorlar. elbiselerin askılarını kemirip koparabiliyorlar...

poşetleri ısıp parçalayabiliyorlar, çok tehlikeli ortada poşet kalmaması lazım.

ortada makas, bıçak, iğne ve iplik bırakmamanız lazım asla. ve bardak da...

klozet kapağını zaten hep kapatıyor olmanız lazım da kapatmıyorsanız kapatmanız lazım.

dişiyse kısırlaştırması gerçek bir ameliyat süreci. zorlu, acılı, ağrılı... benim canımdan can gitti.

vitaminleri var, maltları var...

kapıları açmayı öğreniyorlar...

kilolarıı takip etmek gerekiyor...

asla kızıp bağıramazsınız, nedenini anlamaz sadece korkar...

çocukluğunuzdan beri sizinle duran kupanızı aniden kırar ve canı sağ olsun patisi zarar görmesin diye hemen çöpe atıp yerleri süpürürsünüz (bir de gecenin bir vaktiyse yandınız)

sırtınıza atlarlar, tişörtlerinizi delerler, kollarınızı çizerler...

astımım ve alerjik rinitim olduğunu öğrendim. öksürüp duruyorum. ancak onlardan beni hiçbir şey ayıramaz. çok seviyorum.
+3
art cat chocolate
(18.11.25)
bir kedimiz var. 12 senedir bizimle. ilk geldiginde 5 aylikti. hicbir zorlugu yok esoglusunun. biraz kilo problemimiz var, sürekli mama pesinde ama o da manageable.
evimin nesesi tombilim. o kadar seviyorum ki hicbir zorlugu yok.
yavru alacaksan muhakkak iki tane al. tek basina yavru tutmak hem kedi icin gercekten haksizlik ve zalimce, hem de senin isini kolaylastirir.
anneden 13 haftadan önce ayirma ama biraz da gözle, bazi kediler bir iki hafta daha gec ayriliyor anneden. yerinde olsam 15. haftaya degin beklerdim.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(18.11.25)
Verdiğiniz cevaplar için çok teşekkür ederim. Muhtemelen kedileri uzaktan seveceğim… :)
+2
🌸yankee jumping
(18.11.25)
(18)

Nasıl bir kadın sizin dikkatinizi çeker?

Kahvedesu
Gizemli, kimseyle konuşmuyor. İşini yapıyor gidiyor.
Gizemli, kimseyle konuşmuyor. İşini yapıyor gidiyor.
-7
Kahvedesu
(16.11.25)
Mizah yönü güçlü, zeki ve güzel ha bir de tarz giyinen biri
0
olaylar olaylar
(16.11.25)
Dışa dönük, sosyal, konuşkan güler yüzlü, çevresi ve dünyadaki politik olaylardan haberdar biri
0
grimavi
(16.11.25)
Doğal, makyaj sevmeyen, gözlüklü, zeki, duru güzellik.
+4
yadigar
(16.11.25)
Bahsettiğin kız bence çok creepy. Dikkatimi çekmez. 2025 yılında gizem mi kaldı. Dikkat ne anlamda o önemli. Yüz güzelliği 1. sırada. Karakter olarak enerjimin, frekansımın uyuştuğu kadınlar dikkatimi çekiyor. Aynı frekansta değilsek dikkatimi çekmez.
-7
arbre
(16.11.25)
tam yazdığınız tarzda. Böyle bir tanıdığım vardı. Gerekmedikçe konuşmaz. Sosyal medya hesapları yok gibi bir şey, 0 paylaşım/ 0 etkileşim. Kendisiyle konuşmaya çalıştığında aşırı tatlı birisi oluyor.

Erkek olarak ben de böyleyim. Karşımdaki bana soru sormadıkça sormam, sosyal medyada etkleşim 0.

Bahsettiğim hanımefendi bu yönleriyle çok ilgimi çekmişti. Şansımı deneyim dedim, elimde patladı :d

Şahsen biri, erkek ya da kadın, kendini çok fazla anlatıyorsa gözümden çok düşüyor. Sen daha bir şey sormadan şunu yaptım, şucuyum vs.
0
substituent
(16.11.25)
Sağlıklı
+1
gabe h coud
(16.11.25)
muntazam ve saglikli disler
guclu cene hatti
ince ayak bilekleri

bunlara bakardik eskiden.. :P
0
cooperr
(16.11.25)
enerji emici.
oturup kant parcalamayalim ya da asilarin icinde de cip varmis diye konusmayalim ama günde 8 saat yanimda olan biriyle de aralarda 2-3 laf edelim bir zahmet.
böyle mal bir tip calistigim yerde vardi. gizemli falan degil bunlar, sadece kibirli. iki hatir soramayacak kadar sosyal otistik.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(16.11.25)
Kimse meme dememiş allah allah...
Gizemli meme ilgi çekicidir evet.
+3
Bruce
(16.11.25)
arabası japon değildir, anlamaz. mercedes tir.

salak değildir; Galatasaray lıdır. Sek rakı içer.
-4
baldan kaymak
(16.11.25)
Meme tabi. Diğerleri sonra gelir
-4
Cezcez
(16.11.25)
üç şey say deseler :
+ instagirl olmayan
+ zeki
+ vicdanlı
0
rakicandir
(16.11.25)
saglikli yasayan, otokontrolu yuksek, komik, mumkunse sanat, felsefe vb alanlarla mesgul ve tarzi olan kizlar eqlesin
0
ala09
(17.11.25)
tarihsel epistemolojiyle ilgilenen, birlikte lorraine daston okuyacağımız, derrida’nın çıplak halini kedisi gördüğünde yaşadığı utancı sorgulayacağımız, birlikte state effects olarak arşivleri against the grain ve hatta along the grain tartışacağımız, dünyayı gezmiş, hoş sohbet, ve effortless bağyanlar

bir de oxford comma kullanıyorsa tadından yenmez.

bonus: ejcj.orfaleacenter.ucsb.edu
-1
eileengray
(17.11.25)
İki kriterim var: inspirasyon ve ekspirasyon.
-2
kertenkeleyi kerpetenle ketenpereye getiren
(17.11.25)
2 zenginlik gördüm 2 farklı kelime öğrendim diye kendini bir bok parçası sanmasın yeter.

Birlikte Cengiz Aytmatov okuyalım.
-7
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(17.11.25)
Azcık şapsal olsa olur mu?
-2
🌸Kahvedesu
(18.11.25)
bir şeyi herkes yapıyor diye yapmayan, otonom karakterli ama aynı zamanda klas sahibi. yapmacık olmayan ama suratsız da olmayan.
0
aloha snackbar 3
(19.11.25)
(19)

Makinede çamaşır kurutma olayını sevmedim. Siz?

santimantal
Çamaşırın tüyünü, havını, tiftiğini falan temizlemesi hoşuma gitmişti.Arçelik'ten bir model aldım.Fakat makine elbiseleri o kadar sürtündürüyor ki elbise makineden âdeta mıncıklanmış olarak çıkıyor.Oysa ki yıkanan çamaşır havada kuruyunca böyle bir tezelenir, yenilenir, onarılır... Giyince insan ken
Çamaşırın tüyünü, havını, tiftiğini falan temizlemesi hoşuma gitmişti.
Arçelik'ten bir model aldım.
Fakat makine elbiseleri o kadar sürtündürüyor ki elbise makineden âdeta mıncıklanmış olarak çıkıyor.
Oysa ki yıkanan çamaşır havada kuruyunca böyle bir tezelenir, yenilenir, onarılır... Giyince insan kendini iyi hisseder.
Fakat ben makinede kuruyan çamaşırları katlarken bile rahatsız oldum. Sanki hiç yıkanmamış gibi atletler, nevresimler, kotlar.
Bıraktım kurutmayı.
Evin içinde tele asıyorum, kışın bile bir günde kuruyor, mis gibi katlayıp kaldırıyorum, giyerken de yenilenmiş gibi.

Bu arada, eskiyen ama hâlen ömrü olan tüm giysilerimin belli yerleri yıprandı ve yırtıldı. Kıyafetlerin ömrünü de kısaltıyor.

Sizde durum nedir? Seviyor musunuz? Sizin kıyafetleriniz de mıncıklanmış gibi oluyor mu?
0
santimantal
(16.11.25)
Kumaş ömrü açısından zararlı olması bir yana, bana da gereksiz geliyor. Çamaşır kurutacak fiziksel yerin olmamasını da çok anlamıyorum mesela, 3 m2 yer olmaması için japonya misali küplerde yaşamak lazım.

Evcil hayvan tüyü konusundaki başarısını deneyimlemedim, belki ondan muzdarip olsam anlamlı gelebilirdi.
0
Bruce
(16.11.25)
Çok özür dileyerek kaynak yapmak istiyorum. Ben hala çamaşır makinesi alamadım. Kurutmasız ve otomatik deterjan ayarsız çamaşır makinesi arayışım sürmektedir. Üzerime marka ve model atın, lütfen.
0
gnosis
(16.11.25)
Kışın evde kurutunca koku oluyor bazı çamaşırlarda. İkinci olarak, havlular sertleşiyor. Sadece bu ikisi için bile kullanışlı bir alet.
Benimki kurutmalı çamaşır makinesi. Tüy konusunda pek yardımcı olmuyor, lastikte kalıyor tüyler. Birkaç kıyafetim de çekti. Bir daha atmadım kurutucuya.
Arçelik tabii ki. Tövbeliyim, bir daha almam; ki evdeki tüm beyaz eşyalar Arçelik.
+1
auroraaurora
(16.11.25)
Valla ben severek kullanıyorum. Kurutma benim için her zaman bir çileydi. Kurutma makinasıyla yurtta kalırken üniversitede tanıştım. Sabah bakıyorum kıyafetler kirli, öğleden sonra arkadaşlarla buluşacağız. Şak yıkama, şak kurutma, sonra giy çık. Rüya gibi gelmişti. Sonra kendi evime de aldım gerçi ev tipi makinalar daha uzun sürede kurutuyor ama yine de güzel. Özellikle şu kış aylarında nevresimler için çok iyi.

Çamaşırların daha hızlı eskiyor olması doğrudur, bir şey diyemiyorum ancak yıllar boyunca zaten hep kurutmaya uygun kıyafetler aldım. Artık çok da öyle gibi gelmiyor. Bir de ben aksine daha temiz hissediyorum kurutmada kuruyan çamaşırı ama konunun bu yönü tamamen kişisel zevk heralde. İki türlü de dramatik bir fark olmasa gerek.

İhtiyaç hissetmiyorsanız kullanmayın bence.
+2
akhenaten
(16.11.25)
ben çok memnunum. giysilerimin ömrünün de azaldığını düşünmüyorum. lg kullanıyrum ve kırış kırış değil, neredeyse yarı ütülü gibi geliyor tüm giysilerim. o yüzden baya memnunum bi sorunum yok.
0
tchuck
(16.11.25)
kışın nevresim ve çarşaf kurutmak çile. ayrıca evin içinde kurutunca rutubet yapıyor ev kokuyor. bir de neredeyse her gün kıyafet yıkanıyor, sürekli evin ortasında tel mi dursun? (kendi evim stüdyo olduğu için maalesef evin ortası oluyor)

yazın balkona asıyorum. kışın kurutma makinesi kullanıyorum.
0
nolmus yani
(16.11.25)
sana katılıyorum. çarşaf ve havlu dışındaki her şeyi tele asıyoruz. tişörtleri yaydırıyor, bunu fark edince artık iyi kıyafetleri atmıyoruz. bizde de arçelik var.
+1
mikahakkinen
(16.11.25)
Evimde herkes spor yaptigi icin hergun birkac kez camasir yikaniyor. Alternatif yok. Ben kurutucu olarak commercial speedqueen kullaniyorum. 45 dakikada her sey kuru sekilde hazir oluyor.

Hem kullanmadigimiz yatak odalarina, garajin bir bolumune kurutmak icin camasir astigimi hayal edemiyorum. Goruntuden rahatsiz olurum. Alani istedigim gibi kullanamam. Olmaz.

Kurutucu onemli.
0
thetruenorthstrongandfree1
(16.11.25)
bir gün aşırı öven ertesi gün de aşırı yeren entryler girmişti debe ye. niye biri çok beğenirken diğeri hiç sevmemişti tam okumadım. kıyafeti yıpratıyor denmişti beğenilmeyen de, sizin toz zannettiğiniz cağnım kıafetlerinizdeki ip zerrecikler
deniliyordu. belki makinasına göredir. keşke 1 ay deneme şansımız olabilse pahalı eşyalar almadan önce.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(16.11.25)
Amerikadayken kullanmıştım kaldığım apartmanda vardı. En düşük ısıda tutunca kurutmuyordu doğru düzgün, ısıyı arrıtınca kıyafetlerim çekiyordu ve evet kesinlikle çok yıpratıyor. Yeni modeller nasıl bilemiyorum ama koku için tazelik veren mendiller var, onlar ekstra bi tazelik veriyordu.

Şu an 1+1 de kalıyorum ve balkonum yok. Şu an olsa acayip işime yarardı çünkü etrafta serili çamaşır görmek çok sinirimi bozuyor :D
0
truf
(16.11.25)
15+ senedir kurutucu kullaniyorum, kurutma makinesine attigim icin, aa yirtildi, dedigim herhangi bir kiyafetim olmadi.
kiyafetin üstündeki hav, toz, tüy, sac, kil her sey gidiyor.
mis gibi alet.
hem yikayan hem kurutan makineleri sevmiyorum ama kurutma makinesi bizim evin vazgecilmezi.
bu sabah nevresimleri yikadim, öglene kurumustu, hemen tekrar ayni nevresimleri serdim yataga.
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(16.11.25)
kurutma makinesi en sevdiğim ev aletleri listesinde 4. sırada
0
( . )( . )
(16.11.25)
15 yılı aşkındır kullanıyoruz hunharca. Bence direkt yaşam kalitesi arttıran bir cihaz.

Çırpma, serme, bekleme, toplama derdi yok. Çamaşır makinesinin önüne bir sepet koyuyoruz. Makineden çıkardığımızı direkt üstteki kurutmaya koyuyoruz, bitti. Dolaba kaldırmaya hazır.

Bir kıyafete acil ihtiyacımız olunca hemen yıkayıp kurutabilmek çok iyi. İstanbul'un havasında bazen üç günde kurumayıp kokmaya başladığı oluyordu çamaşırların. Büyğk rahatlık bence. Kedileri olan bir eviz. O açıdan da çok faydası oluyor.

Yıpratıyor evet. Ömrünü kısaltıyor çamaşırların. Bazen küçültüyor. Kıyafet ve beden seçimlerimizi ona göre yapıyoruz. Kurutmaya uygun olmayan hassas kıyafetleri atmıyoruz kurutmaya.

Bahsettiğiniz hissin tam tersi, bence yumuşacık ve kırışıklıkları açılmış olarak çıkıyor kıyafetler. Yün toplar ve kurutma mendili kullanmanızı tavsiye ederim.
+1
yadigar
(16.11.25)
Ben çok sevdim, toz ya da kumaş kalıntısı her neyse onları toz haznesinden almak çok tatmin ediyor beni, giysiler ekstra temizlenmiş gibi hissediyorum. Bozulan giysim olmadı hiç. Bebeğimin kıyafetlerini ütülemediğim için kendimi kötü hissetmedim bi de, zaten yüksek sıcaklığa maruz kaldılar diye. Pratiklik için de güzel tabi ama ben çamaşır sermeyi toplamayı da seven biriyim o yüzden son sırada
+1
mezzosprite
(16.11.25)
oo robot süpürgeden sonra ekşicilerin ikinci kutsalına laf söylemişsin. eleştirilere hazırlan:)
0
nothing in my way
(16.11.25)
Spor kıyafetleri, spor ayakkabıları, iç çamaşırları, çarşaflar ve havlular için çok yerinde bir alet.

Gömlek ve tişört atmıyorum.
0
gabe h coud
(16.11.25)
benim nevresimlerim filan çoğunlukla o eski %100 pamuklardan
şimdiki ranforce'lerden değil
tişörtlerim filan da öyle
kurutmada muhtemelen az da olsa yıpranır kırışır ve çekerler. bir de benim çok kıyafetim ve çok ev tekstilim var. yazık olur bu kadar eşyaya.

ben tekim, evlerin küçük olduğu bir yerdeyim çok yerim de yok ama 2 balkon var
çamaşır meselesi sabit olarak hep balkonun birinde benim, 1 günde kurumazsa 2 günde de kuruyabilir. bu kadar acele gerekecek bir çamaşırım yok. ne biliyim scrubs filan giymiyorum.
her çamaşırı da iyice çırpıp asarım, balkonda toplarken de çırparak alıp katlarım (ütü yapmıyorum), o yüzden bu toz kıl tüy meselesiyle bir sorunum yok, alerjik bir durumum da yok .evde pet yok. dahası evde erkek yok zaten ki öyle aman aman bi kıl tüy sorunu olsun. çamaşırın havını da makine almasın zaten, alırsa yıpratıyor.

bana da kurutmadan çıkan çamaşır bir tür "göpsümüş" (bizde öyle denir) gibi geliyor, o dediğiniz sanki fresh değil gibi, evet. güneş alan bir ülkeyiz, ben yazın öğlen güneşine bile çamaşır sermiyorum ki daha önemlisi kurutma bence gereksiz bir enerji kullanıyor. (bu konularda hassasım)
balkonda 1 fincan kahve içerken çamaşırı da hallediyorum. bu kadar vaktim var yani, bence sorun yok. çok kuzeye gitmedikçe alma herhalde.
0
subcomponent
(16.11.25)
eski konserlerliler ile ısı pompalılarda sıcaklık farkı var. yeni nesil ısı pompalılar daha düşük sıcaklıkta çalıştığı için kurutma süresi uzun (3-4 saat) ama çamaşır çekmiyor. ısı pompalı tavsiye ederim
0
sttc
(16.11.25)
bazen çok işe yarıyor gibi geliyor ama yine de çok bayılmıyorum ya. birçok parçayı atmıyorum kurutmaya, çekiyor ya da çeker diye korkuyorum. onu atma bunu atma derken her seferinde 5-6 parça kıyafeti askıya asıyorum zaten. ne anladım o zaman diyorum
0
dfn4
(17.11.25)
(8)

Genetik sağlık

egerbiryolcu
Beslenme, yaşam kalitesinden daha çok genetik kodlar daha mı etkili sizce/ ya da bilimsel olarak?Mesela;Benim anne tarafım baba tarafımdan çok daha sağlıklı geliyor (gerçi aralarında uzaktan bı akrabalık durumu var ama)Baba tarafımdan; halamda beyin tümörü, onun oğlunda beyin kanaması, amcamda prost
Beslenme, yaşam kalitesinden daha çok genetik kodlar daha mı etkili sizce/ ya da bilimsel olarak?
Mesela;
Benim anne tarafım baba tarafımdan çok daha sağlıklı geliyor (gerçi aralarında uzaktan bı akrabalık durumu var ama)

Baba tarafımdan; halamda beyin tümörü, onun oğlunda beyin kanaması, amcamda prostat kanseri, onun kızında beyin tümörü, eşinde (baba tarafimla yengemin akrabalık durumunu hatırlayamadım ihtimal vardır diye belirteyim) lenfoma beyin tümörü, babamda kemik iliği kanseri vakaları oldu bahsettiklerimin biri hariç hepsi vefat.

Anne tarafıma baktiğimda bir sürü teyzem iki dayım ve bir sürü kuzenim var maşallah nazar da değmesin hiçbirinde ciddi bir sağlık vakası olusmadi. Anneannem 90 küsur yaşında hâlâ sağ. Kuzenlerimin yaşları orta yaş büyük olanlar da var kimsede kanser vakası oluşmadi Allah da göstermesin zaten ama bu durum dikkatimi çekti.

Ben ise fiziksel olarak baba tarafima daha yatkın gibiyim. Bilmiyorum sağlık olarak da bir ipucu mudur bu durum.
Ve tabii kanser vakaları belki de hepsi tesadüftür genetik ne kadar yüzde olarak etkilidir pek bilmiyorum ama bu kadar şey tesadüf olabilir mi sadece
0
egerbiryolcu
(16.11.25)
yaşam tarzları nasıldı ona da bakmak lazım. benim de anne tarafımda 100 üzerine görenler var ama disiplinli bir yaşayışlarının olduğu da biliniyor. baba tarafımda sağlıklı ama babam genç 55 yaşında vefat etti. son günlerini yaşarken de ben bu hastalığı rakı içip kırık leblebi yiyerek buldum demiş.

babannem de öyleymiş. çok disiplinli ve idareci bir hanımmış. 32 dişi yerindeydi vefat ederken derler hep. halam için daha çok yaşardı evlat acısı yıktı falan demişlerdi.

bence genetik vardır evet ama özdisiplin de sağlığı getiriyor.
-1
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(16.11.25)
bilimsel izahlara girersek çıkamayız.

evet genetik bence de temel unsur. büyük büyük ninelerim doğru erkek tercihi yapmış.

ailemde saçı dökülen yok, dişi çürüyen yok, gözlük takan yok, 1.80cm'den kısa yok. ailenin erkekleri komple güreşçi. (ben de katıldım)

evet her şey genetik.
0
yurtsuz john
(16.11.25)
Şu Afrika savanlarında elinde mızrak, yalınayak koşuşturan kara kuru, iskeletten hallice minicik zenciler var ya, bir de iki metreyi aşkın, basketçi afro-amerikalılar da var.
Onların genleri aynı.

Yani gen konusu önemli olmasına önemli de, her şey değil.
0
Mirket
(16.11.25)
genler çevresel etkenlere uyumlulukla ilgili. 1900'lerde amerikalılar meksika yerlilerine bakıyor. bütün gıdaları mısır üzerine. bu böyle olmaz çok sağlıksız diyerek adamların diyetlerini kendilerince sağlıklı gıdalarla değiştiriyor. sonraki yıllarda istatistiksel olarak hastalıklar artıyor.
0
orpheus
(16.11.25)
her ikisi de tek basina anlam ifade etmiyor.
genetik yapinizi saglikli gida ve spor ile destekleyeceksiniz.
bu sizin kanser olmanizi, seker hastasi olmanizi 100% engelleyecek diye bir sey yok ama elinizden geldigince bunu geciktirmeye, önlemeye calisacaksiniz. ne genetik ne yasam stili tek basina bir anlam ifade ediyor. ikisi gayet girift bir sekilde calisiyor.
mesela genetik olmayan diyabet var. tamamen yasam stili ile alakali. öte yanda genetik olan diyabeti istediginiz kadar saglikli beslenin, önleyemiyorsunuz. bazen dogumdan itibaren bebekler diyabetik oluyor.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(16.11.25)
Kesinlikle genetik. İstersen çöple beslen yaşam süreni yüzde 10 uzatır ya da kısaltır.
-1
Mistyimage
(16.11.25)
@Mirket bir şeyi atlamış. Köle tacirleri satmak için zayıf ve hastalıklı zencileri değil, sağlıklı ve uzun deniz yolculuğundan sağ çıkabilecek olanları seçiyorlar. Diğerleri Amerika'yı göremeden yolda ölüyor zaten. Doğal ya da yapay bir seçilim var yani.

Yine de genetik her şey değil tabii de mesela dünyanın en kendine dikkat eden en aktif ve sağlıklı insanı da olsan alzheimer genlerinde varsa ve başka sebepten erken ölmezsen alzheimer olursun. Böyle bir sürü hastalık var. Doktorlar boşuna ailenizde x vakası var mı diye sormuyor.
+1
gnosis
(16.11.25)
kendi genetik geçmişizde bir sürü hastalık olabilir. bu genetik aktarımın kötü yaşam şartları ve stres benzeri etkenlerle açığa çıkıp genetik faktörlüğü oluştuğunu dinlemiştim. kendi dedem fakirdi yaşam şartları kötüydü, 70 yaşını geçtiği gibi vefat etti. eşimin dedesi varlıklı bir aileden geliyor, 98 yaşında. her gün margarin sürülmüş ekmek yiyor, çayına beş tane şeker atıyor ama tık yok.
avrupa ülkelerini gezdiğimde özellikle almanların beslenmeleri çok kötü ancak bizden daha çok yaşıyorlar. ülkelerinde genel stres az ve bir çoğu sürekli spor yapıyor. iyi yaşam şartları genetiği faktörleri etkiliyor.
0
mikahakkinen
(16.11.25)
(2)

istanbul gemüse kebap

ala09
haus des donerse bayilmadim kadikoydeki belki soslar, etkisi dusuktu. baska tavsiye ettiginiz bi yer var mi hic alman doner yememis birine denetmek istiyoruz reele yakin. schonster diye bir yer daha varmis fenrbahcede haus yerine oraya mi gitsek?
haus des donerse bayilmadim kadikoydeki belki soslar, etkisi dusuktu. baska tavsiye ettiginiz bi yer var mi hic alman doner yememis birine denetmek istiyoruz reele yakin. schonster diye bir yer daha varmis fenrbahcede haus yerine oraya mi gitsek?
0
ala09
(16.11.25)
adamlar, döner türk yemegi degil alman yemegidir, dedi, bunu duyan alman bokculugu yapan türkler dönerin memleketine "alman döneri" diye yerler acmaya basladilar. vay amk. bu kadar keriz bir millet gözlemleyemedigimiz galaksilerde bile cikmaz ortaya.
+5
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(16.11.25)
Gemüse kebap nedir? Ben de yedim. Alman döneri miymiş? Ben Türk döneri diye yedim.
0
Kahvedesu
(16.11.25)
(12)

Pazar günü planlarınız neler

arbre
Sb. İyi pazarlar.
Sb. İyi pazarlar.
0
arbre
(16.11.25)
uyku - oyun - kaliteli gym araştırması - hoşlandığım kızın telefonunu bulma
0
duyurukullanıcısı
(16.11.25)
nevşehir belediye başkanı'nın galericideki kahvaltısı gibi kahvaltı hazırladım onu yiyeceğim şimdi.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(16.11.25)
Yolculuk
Şimdi havaalanı yolundayim
İstanbul'da inip Çorlu'ya yola devam edeceğim
0
artıküyeolmakistiyorum
(16.11.25)
benim hiç kaliteli aktivitem yok. evde bir kasa bira var. dümdüz içicem.

youtu.be
+1
yurtsuz john
(16.11.25)
İyi pazarlar herkese. Kahvaltımı ettim, Pluribus'un bir bölümünü bitirdim az önce.
Birazdan sınava çalışmaya başlayacağım, gün arasında perde takacağım ve duş alacağım.

!g.
+1
rakicandir
(16.11.25)
Pazarda gözleme ile geç kahvaltı, oradan denize gireceğim
0
Mistyimage
(16.11.25)
Ayfer Tunç'un son romanını okumaya devam edeceğim. Her günkü çalışmalarıma devam.
0
black holes in the sky
(16.11.25)
Boş boş takılacağım.
0
put it in your appropriate place
(16.11.25)
Zabaan köründe eğitime geldim 2 saate biticek. Eve gider 1 saat yatarım ulu manitu gelene kadar, sonra Feyyaz ile Haluk Bilginer’in başrolünü paylaştığı filme gideceğiz sonrasında da arkadaşlarla birkaç tane cin tuonik, sonrasında ev işleri ve hafta içine hazırlık ve kapanış.
0
vedatchilipeppers
(16.11.25)
birazdan cikip yürüyüs yapicam, kus gözlemlicem.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(16.11.25)
Sabah Van Gogh: Işığın İzinde sergisine gittim. Oradan bomonti'deki seoul kitchen'a geçtim. Geçen burada bir soru sormuştum hatta @eileengray önermişti tşkler tekrardan kendisine mekan çok ilgi çekiciydi <3 Yemekler de güzeldi özellikle ballı hardallı kore tavuk ile tatlı patates noodle ı çok beğendim.

5'te oğlanın basket antrenmanı var onu beklerken kitap okurum. Akşam da pluribus 3. Bölümü izleyerek günü kapatmayı planlıyorum
0
kullanicadi
(16.11.25)
Çalışıyorum. 15 dk ya çıkarım sonra belki dizi izlerim ya da biraz oyun oynarım.
0
onyx
(16.11.25)
(5)

Kıymada koku?

dolantindr
Günaydın ahali. Şimdi bir marketten kıyma alıyorum. Yani kıymanın tadı iyi, bozulma yok renginde falan. Çok yağlı da değil pişirirken. Ama mesela köfte yapmak için yoğurdum diyelim kıymayı malzemeyle, sonrasında elime bulaşan o koku bir gün gitmiyor. Yani bu koku kıymanın kendisinden mi etinden mi a
Günaydın ahali. Şimdi bir marketten kıyma alıyorum. Yani kıymanın tadı iyi, bozulma yok renginde falan. Çok yağlı da değil pişirirken. Ama mesela köfte yapmak için yoğurdum diyelim kıymayı malzemeyle, sonrasında elime bulaşan o koku bir gün gitmiyor. Yani bu koku kıymanın kendisinden mi etinden mi anlamadım. Aldığım yere bir soracağım. Çözemedim. Sizce etin kendi kokusu olabilir mi diyecektim? Paket kıymalarda bu koku yok mesela.
+1
dolantindr
(16.11.25)
Başka yerden alıp deneyin. Koku olmazsa sorun o markettedir.
-1
arbre
(16.11.25)
kıyma aldığım yer senelerdir aynı kasap, hiç değiştirmedim. migrostan almıştım mutfağa dağılan kötü koku halen burnumda. böyle birini bulun kendinize. etin kaynağını falan sorun, güzel güzel. nerde yetiştiriliyor, nerden geliyor.

birde köfte yoğrulduktan sonra basit bir yıkamayla geçmiyor eldeki koku. elde bulaşık yıkayın sonrasında, gidiyor sanki. burnunda kalıyor ama psikolocik.
-3
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(16.11.25)
Koku için: (bkz: çelik sabun)
+1
cosmicstring
(16.11.25)
İthal et filan olabilir mi? Ne olursa olsun marketten kiyma almayı tavsiye etmem. Güvenilir bir Kasap bulmak en doğrusu
0
basubadelmevt
(16.11.25)
palmolive'in mutfak kokulari icin sabunu var. www.trendyol.com
senelerdir kullanirim, cikaramadigi bir koku olmadi simdiye kadar.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(16.11.25)
(9)

Evlilik teklifi yüzüğü ile ilgili birkaç soru

biseysorucam
Merhaba arkadaşlar birkaç sorum olacak,1. Yüzükte nelere dikkat etmeliyim? Sertifikalı olmalı değil mi? Karat mı renk mi hangisine öncelik vermeliyim?2. Değeri ne kadarlık bir şey olmalı sizce hafif kaçmaması için? Yani öyle mala mülke önem verenlerden değiliz ama bu işin raconu neyse makul seviyede
Merhaba arkadaşlar birkaç sorum olacak,

1. Yüzükte nelere dikkat etmeliyim? Sertifikalı olmalı değil mi? Karat mı renk mi hangisine öncelik vermeliyim?
2. Değeri ne kadarlık bir şey olmalı sizce hafif kaçmaması için? Yani öyle mala mülke önem verenlerden değiliz ama bu işin raconu neyse makul seviyede onu uygulamak isterim. Bir maaş çarpanı falan var sanırım genel olarak ama herkes bunu uyguluyor mu mesela bilemedim.
3. Zen vs gibi zincir firmalardan değil de bilinen güvenilir kuyumculardan veya Kapalıçarşı'daki kuyumculardan almak maddi olarak yüzde maçlık bir düşüşe yol açar ve tavsiye eder misiniz?
4. Tavsiye edeceğiniz bir kuyumcu var mıdır güvenilir? Bu konuda yardımcı olabilirseniz çok sevinirim.
5. Aldıktan sonra boyut ayarlaması için yardımcı oluyorlar sanırım ama mesela gittik baktık teklif sonrası model değişimi için yardımcı olurlar mı böyle durumlarda?
----------
0
biseysorucam
(15.11.25)
Sertifika marka satıcılarda oluyor. Normal bir kuyumcu sertifika vermeyebilir. Sertifika satarken artı olabilir ama neden satacaksın. Önce tip önemli, tek taş mı, baget mi, sonra karat tabii ki. Kızlar gösteriş sevdiği için büyük olmasını istiyorlar. Çok küçük olması da iyi değil.

Değer parana bağlı. 300 bine de var.
-3
arbre
(15.11.25)
Zen, Altinbasak vs gibi kuyumculardan 60k cekilen yüzügü, brand name olmayan bir altiyol kuyumcusundan 30-35k civarina satin alirsiniz.

bence dikkat etmeniz gerekenler:
1. müstakbel es sari altin mi ister beyaz altin mi?
2. müstakbel es pirlanta ister mi? benim pirlanta sevmedigimi, safir isteyecegimi biliyordu mesela esim.
3. sertifika muhakkak olmali (mahalle kuyumcusu bile sertifika verir).
4. karat da renk de önemli ama renge öncelik verin.
5. aldiginiz ürüne sadece ciplak gözle bakmayin, kuyumcudan lüp büyüteci isteyin, siz de bakin. tasta kirik olmasin.
6. Cilek kuyumculuk, Hakan Mücevherat (Icerenköy), Talas Kuyumculuk ve Rai Mücevherat (Kozzy ve 19 Mayis subeleri). Hic üzmediler.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(15.11.25)
Edit: Video 12:00 ile 16:00 arasında bir çok konuyla birlikte sertifikasyon dümenini de açıklıyor .
.......
Önce fiyat , değer algılarımızda nasıl oynandığı hakkında biraz ufuk açan video izleyelim:
m.youtube.com

Sonra tekrar düşünelim yüzüğü .
0
diyecevaplandı
(15.11.25)
1- Bu tamamen sizin isteğinizle doğru orantılı. Gerçek pırlantaysa karat arttıkça fiyatı da artacaktır.
2- Değer olarak "işin raconu" diye bir şey yok bence. Bir kadın olarak partnerimin bütçesini zorlamaması kanaatindeyim. Bu gözler asgari ücretle çalıştığı halde 6 taksit yüzük alanı da gördü. Atıyorum maaşınız 100k olsun 30-35k olan bi yüzük yeterlidir bana göre hatta o bile fazla ama günümüzde ne ucuz ki.
3- Kapalıçarşıda @arbre'nin dediği gibi sertifikalı bulamazsınız ama gerçek pırlanta olmayan bi yüzüğü oralarda zorlasanız 15k bandında bulabilirsiniz. Eğer partnerinizin illa gerçek pırlanta olsun gibi bir kuralı yoksa tercih edilebilir.
5- Kimi yer boyut için de yardımcı olmayabiliyor. Zen gibi yerlerde oluyorlar diye biliyorum hatta ürünlerin garantisi de oluyor. Taş düşmesi ya da herhangi konularda ilgileniyorlar. Şu sıralar pırlantacılarda bayağı indirim var onları değerlendirebilirsiniz.
0
mermaidd
(15.11.25)
zen'de ölçü ve model değişimi için makul bir süre tanımışlardı bana. Alırken konuşmalısın bunu.

Aslında beş para etmez ŞEYin büyüklüğü kızlar arasında itibar vesilesi oluyor. Evlenmeyi düşünecek kadar kendine yakın hissediyorsan ve asgari masrafa razı olacak kadar sağduyulu biriyse, büyüklük konusunu kendisiyle konuş ve mutabık kal. Şakalaşırmış gibi bir sohbetle bile öğrenebilirsin.

Bu olayda tek önemli konu, şanslı kızın, arkadaşlarının gözünde itibarını koruması ve buna da saygı duymak gerek.
0
Mirket
(15.11.25)
Kimse demediyse ben diyeyim, gia sertifika, d renk, min 0.5 karat, oval alin.

Gia sertifika en onemli zorunluluk.
0
die fetten jahre sind vorbei
(16.11.25)
Zincir mağazaların verdiği sertifikanın göz boyamaktan başka bir işlevi yok. Sertifikalı olursa taşın kıymeti artıyor, ama bu sertifika uluslararası geçerliliği olan GIA olmalı. Diğer kısımlar zevkinize kalmış, mümkünse kızın ortak arkadaşından zevkine ilişkin destek alın. Bir diğer konu ise paranız uzun vadede çöp olacak bunu bilerek bütçenizi belirleyin. Şöyle söyleyeyim 2012 yılında 8.000.- TL'ye aldığım .90 karat yüzüğü geçen sene 35.000.- TL'ye zor sattım ve aynı paraya eğer o gün altın alsaydım 350k'dan fazla ediyordu.
0
koskoca kirpi
(16.11.25)
Yakın bir zamanda bir tanıdık 100 bine zen den yüzük aldı. Sonra nişanlısı da dahil herkes çok gereksiz bulduğu için geri vermek istedi normalde değişim için zaman veriyorlar ama siz tasarım istediniz vs diyip almamışlar. Bunu belirteyim. Zen uygun fiyatlı pırlanta satan bir mağaza olduğu için popüler. Bu arada artık pırlanta lab da üretildiği için de çok ucuzladı. Sanırım maaşın 1,5 katı kadarı uygundu ama son durum nedir bilmiyorum.
Pırlanta şartta degildir bu arada teklif için. Son yıllarda alım gücü oluştu diye bir popüler oldu da ne zamandan beri pırlanta ile teklif etme var ki..kız arkadaşın böyle şeylere önem veriyorsa mutlaka al ama illa ki pırlanta olmak zorunda değildir yüzük.
4c kuralı vardır ama mesela zen markasında berrakligi düşürüp ama ağırlığı artırarak büyük yüzükler yaptılar. İstersen 4 c kuralına göre ortalama birsey seç.
Bu yıl oal yüzük moda ama ben klasik biriyim ve prenses kesim severim. Beyaz altın severim. Böyle şeyler biraz kişiye özel.
Sana anlatmak istediğim belli bir kural yok. Ben teklif yüzüğüm zincir markalqrdan beyaz altın ama zirkod, nisan yuzugum altin_prlanta be mahalle kuyumcusundan. Önemli olan yüzük değil.yuzuk simge.
Eğer kızın gerçek fikrini bilmiyorsan altın bir yüzük al..söz de birlikte gidip pırlantası seçin
0
hacirotti
(16.11.25)
büyük olsun.

çok temiz ve parlak olmasa da türk kızı onu anlamaz.

marka satıcılardan almayın gereksiz geçiriyorlar.

mümkünse gia sertifikalı olsun. gia olmadı hrd de var. ama gia'da taşın içine lazerle kodu yazıyorlar, sertifikanın bir anlamı oluyor. taşı alırken o kodu görmeyi talep edin. bu iki sertifika harici diğer sertifikalar tırt.

sahibinden'de çok düzgün kuyumcular var. doğru bedelle yüzüğü alabilirsiniz.

isterseniz benim alışveriş yaptığım arkadaşın iletişimini atarım.

son söz büyük olsun :)
-1
gurur
(16.11.25)
(16)

iibf okuyanlar şimdi ne iş yapıyorlar

Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
işsizlik yaşıyor, hayatı sorguluyorlar mı? fiyakalı yerlere gelebildiler mi?
işsizlik yaşıyor, hayatı sorguluyorlar mı? fiyakalı yerlere gelebildiler mi?
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(15.11.25)
big four sonrası fmcg sektöründeyim. memnunum
+1
pelovann
(15.11.25)
iibf üstüne mimarlık okudum. hayatımın en kötü kararıydı iibf.
+1
archmeister8
(15.11.25)
yazılımcıyım.

bir arkadaşım iyi bir holdingde ik müdürü,
bir diğeri büyük bir bankada şube müdürü,
bir diğeri bir firmada satış bölge müdürü,
bir arkadaşım kabin amiri,
bir tanesi dijital pazarlama yöneticisi,

okuldan, çok yakın olmadığım arkadaşlarım da genelde iyi yerlerde.
bir tanesi 2-3 tane perakende firmasında finans müdürü oldu,
bir diğeri önce devlette gümrük memuruydu sonra bizim unicorn startuplarından birine tedarik müdürü mü öyle bişey oldu,

böyle yani.
çevremde "hiçbir şey olamamış" veya "herhangi biri olmuş" biri yok nerdeyse herkes bir şekilde başarılı oldu. %90'ı da iibf ile alakalı yerlerde. %10'u da alakasız yerlerde.
+1
tchuck
(15.11.25)
Siber güvenlikçi olan gördüm. İyi kazanıyor. IIBF çoğu fen edebiyat bölümünden daha iyi iş imkanı sunuyor. Tam özel sektör bölümü.
+2
michael harddd
(15.11.25)
yakin zamanda sormuyorsaniz annem 1982 siyasal bilgiler mezunu. sbf farkli bir fakülte ama iibf'ten farki yok. diplomat oldu. kendisi adina konusacak olursam isinden memnundu.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(15.11.25)
Uzman yardımcısı oldum
+1
fildirfildir
(15.11.25)
Pazarlamacıyım. İşimden de hayatımdan da memnunum.
+1
etna
(15.11.25)
İibf'e bağlı Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi okudum. 8-5 kurumsal firmada çalışıyorum. Paraya yatkılığım olmadığından ve mezun olduğumda iş sorumluğumun para olmasını istememeden dolayı İktisat okumak istemedim.
+1
put it in your appropriate place
(15.11.25)
ekonomi okudum. dogrudan alakali bir is yapmasam da hic pisman olmadim. perspektif katiyor.
+1
banach
(15.11.25)
bir tek ben iş bulamadım sanırım:)
+1
nothing in my way
(15.11.25)
Anadolu da bir üniversitede İşletme okudum, pazarlama ve satış alanında uzmanlaștım. Bankada çalıştım, 8 yıl içinde müdür yardımcısı oldum, kovuldum. 13 yıl bisiklet sporu mağazacılık yaptım, şimdi kendi dükkanımı açtım, bisiklet teknik servisi yapıyorum.

İİBF fakültesi tam bir kendini bulma ve geliştirme okulu, kişi yatkın olduğu noktayı büküp orayı geliştirirse önünde kimse duramaz.
+1
mahsus mahal
(16.11.25)
bence bu sorunun cevabını son 10 yılın mezunları ve öncesi diye ayırmak lazım. böyle baktığınızda göreceksiniz ki eskiler zaten koşullar uygun olduğu için iyi yerlere gelmiş, yenilere ise hiç girmek istemiyorum :D
+2
biravekahve
(16.11.25)
2017’de fen edebiyattan, 2019’da da iibf yükseğinden mezun oldum.

bist30’daki şirketlerden birinde agile coach’luk yapıyorum. öncesinde de bir süre Proje Yöneticisi geçmişim var aynı şirkette.
+1
a darkness coming
(16.11.25)
bence olaya 10 yıl öncesi, 10 yıl sonrası bakmaya da gerek yok.

bizim zamanımızda 50bininci adam yeniden öss'ye hazırlanırdı, 50bininci insan ,50bininci olduğunu söylemeye utanırdı.

şuan 500bininci adam bile üniversiteye giriyor.

bence ilk 30-35 bine girmemiş biri nsanın akademik hayattan bir beklentisi yoktur, olmamalıdır da. (istisnalar kaideyi bozmayacak)

bizler o dönemin ortalama üniversitelerinden mezunuz, ama ben 30bininciydim. şuan ortalama üniversiteler 150binle falan alıyor :) sonra herkes neden işsiziz diye ğalıyor. işsizsiniz çünkü başarısızsınız aslında, 150bininci olduğun bir sınavla girdiğin üniversite seni sadece "herhangi biri" yapar.

demem o ki; bence yılı nbir önemi yok. "hangi üniversiteden" mezun olduğunuzla alakası var.
+2
tchuck
(16.11.25)
duz turkce isletme okudum, 20-25 bin siralama ile girdim sagda solda soylemeye utaniyordum vaktinde, son baktigimda 70 bin civarina dusmus idi, simdi 100 bin vardir. haliyle tchuck'in soyledigine +1 diyorum.

rota olarak: turkiye'de big4 -> yurt disi big 4 -> global bir sp100 sirketi (ilk 50'de) rotasini izledim.

sonrasinda da "yuksek unvan ama daha kucuk sirket" yaklasimi ile bir CAC40 (fransanin S&P40'i imis) ~50 milyar dolar civari geliri olan bir sirkete gectim.

sonraki hedefim birkac yil icerisinde daha da kucuk bir sirkete CFO gecmek, olur mu gorecegiz.

gunun sonunda kagit uzerinde "fiyakali yerler"e geldigimi dusunuyorum ama tamamen iluzyon ve ye kurkum ye. gunluk hayatimda bana gercekten bir artisi yok. neticede herkes "mesai bitse de eve gitsem" derdinde.
+1
adrianapole
(16.11.25)
ya bu pismanlik mevzunda bence insanlar icin iibf günah kecisi olmus. iibf pismanliktir diyorlar burada ama sevmediginiz her sey pismanliktir. ben öss'de ilk bine girdim, yurtdisina üniversite okumaya ciktim, mimarlik okudum, daha bachelor dönemimde bile üniversitede asistanlik yapmaya basladim ki yurtdisinda oldukca nadirdir, sonra dünyanin en iyi üniversitelerinden birinde mimarlik masteri yaptim ve sectigim bölümden köpek gibi pisman oldum. o kadar nefret ediyorum ki mimarliktan, motivasyon falan yerlerde. iyi maas aliyorum ama isimi artik nefret etmekten ötürü yapamaz, isleyemez noktaya geldim. önümüzdeki 1-2 yil icinde mimarliktan tamamen kurtulmayi planliyorum.
yani yaptiginiz isi sevmiyorsaniz sorun 150 bininci olup iibf'ten mezun olmaniz degildir bence. pismanligi yanlis yerlerde ariyorsunuz.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(16.11.25)
(2)

Kına ile dövme gibi bişeyler

yaren
Merhaba iyi hafta sonlarıŞimdi ben dövme işini çok etkileyici ve güzel buluyorum ama dövmenin kendisini sağlıklı bulmuyorum. Deriyi yakmayı filan çok ciddi sorunlu görüyorum ama o süsleme sanatı da ayrı bir hoşuma gidiyor. Bunu kınayla yapanlar var bildiğim kadarıyla ama nasıl arayacağım nasıl yapıl
Merhaba iyi hafta sonları

Şimdi ben dövme işini çok etkileyici ve güzel buluyorum ama dövmenin kendisini sağlıklı bulmuyorum. Deriyi yakmayı filan çok ciddi sorunlu görüyorum ama o süsleme sanatı da ayrı bir hoşuma gidiyor. Bunu kınayla yapanlar var bildiğim kadarıyla ama nasıl arayacağım nasıl yapıldığını kimin yaptığını fiyatını en sağlıklı bilgi olarak nasıl öğrenirim bilen var mı? Amacım dövmeden kaçarken kına adı altında yapay kimyasalların zehrine yakalanmadan, aynı zamanda güzel, zarif tatlı bişeyler yaptırmak. İşin ehli varsa bana yardım eder miiiii 🙏🏻🙏🏻🥹
0
yaren
(15.11.25)
nerede bulursunuz bilemiyorum ama ufak bir uyarida bulunayim. bu bahsettiginiz dövmelerden biz cocukken bir tatil köyünde yaptirtmistik. kardesime yaptigi alerjiyi anlatamam. hayatimda gördügüm en igrenc seylerden biriydi zavallinin kolu. aylarca tedaviyle ugrastilar sonra gecmesi icin.
dövmeyi yaptirtmadan önce kücük bir yerde ufak bir sey denetin. bilek icinde iki üc nokta falan gibi. bunun üstünden 1 hafta gecmeden dövme yaptirtmayin.

bahsettigim kina dövme zaten. cocukken yaptirtmistik.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(15.11.25)
Konuşma ben konuşuyorum

Yok dövme yaptırmayacağım zaten, sadece kına ile dövmeye benzer bir etki elde etmek istiyorum ama sağlıksız olmasın, saçma sapan bişey olmasın diye bilen varsa öğrenmek istedim. Sağ olun.
0
🌸yaren
(16.11.25)
(11)

Dinlediğiniz şarkıları hayatınızdaki olaylarla eşleştiriyor musunuz?

Civil.leo
Müziği duyunca belli başlı bir anıya ışınlanmak gibi?
Müziği duyunca belli başlı bir anıya ışınlanmak gibi?
+1
Civil.leo
(15.11.25)
Bu bana en çok kokularda oluyor. Havanın kokusu ya da bi parfüm kokusu beni anıdan anıya ışınlayabiliyor.
0
mermaidd
(15.11.25)
Güzel zamanlar geçirdiğim sırada kulağıma çalınan şarkıları eşleştiriyorum.

Mesela Tarkan'ın Adını Kalbime Yaz şarkısını ne zaman duysam 2010 yılında Alanyada geçirdiğim güzel yaz tatili aklıma gelir. O yaz her yerde o parça çalıyordu çünkü.
+1
yurtsuz john
(15.11.25)
Şarkıları anılarla kodlayan biri olduğum için çok oluyor.
+2
Amaranta ursula
(15.11.25)
Evet
Çok var ama iki örnek vereyim
*Seni yazdım kalbime* dinlerken düğünüm, "burası Adıyaman" dinlerken rahmetli annem aklıma geliyor
0
etna
(15.11.25)
evet,

bir çok şarkı var denk gelince belirli anlara gidiyorum, şu şarkıya ilk şurada denk gelmiştim diye o ana gidiyorum, bazı şarkıları tanıdığım kişilerle eşlemişim kafamda. o kişi, mekan, ortam aklıma geliyor
0
exlibris
(15.11.25)
Tabii ki, sırf bu durumdan dolayı bir süre dinleyemediğim parçalar da olmuştur, veya aksine çok dinlediğim. Bu arada, bir olay anında çalan parça değil sadece sonrasında çağrışım yapan, bir başında olup bir şey düşünürken kulağında denk gelen parça da sonrasında o olayla özdeşleşiyor bende..
Boşuna yeni flörtler birbirlerine parça yollamıyor, sonra o parça çaldığında akla gelinsin diye hep bunlar..

Müziğin hayatınızdaki önem seviyesiyle alakalı olabilir bu durumun azlığı veya çokluğu.
0
nwnd
(15.11.25)
Evet ama doğrudan bir anıya değil de hayatımın belli bir dönemine ait oluyor daha çok.
0
black holes in the sky
(15.11.25)
bazı şarkılarda etrafımdaki insanlardan izin istediğim oluyor sessiz olmaları için
0
duyurukullanıcısı
(15.11.25)
Alicia Keys - Fallin'
Adele - Rolling in the deep
Gotye - somebody that I used to know

Bu üç şarkıyı da genç ve salak halimle hayatımın travmatik ayrılıklarında ciğerim sökülene kadar ağlaya ağlaya dinlediğim için duymaya katlanamıyorum. Bir yerde çalarsa falan aniden içime sıkıntı basıyor.

Bunlar dışında sevdiğim şarkılara denk geldiğimde o şarkının çıkış zamanını dönem olarak hatırlıyorum. Aaa evet 2016 yazıydı ne zamanlardı falan diyorum
0
kullanicadi
(15.11.25)
hic olmuyor.
koku ile olur. gördügüm bir manzara ile olur.
doganin kendi sesleriyle de olur.
mesela arabada giderken yagan yagmurun sesi + manzara bazen beni anidan aniya gezdirir.
ama müzik ile olmadi hic.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(15.11.25)
Bazen bir şarkıya takıyor, sözlerini bilmeden tekrar tekrar dinliyorum. Sözleri okuyunca aa bu beni anlatıyormuş diyorum. Mesela bu şarkı: genius.com
Sanırım dinlerken farkında olduğumdan daha fazlasını anlıyorum.
0
gnosis
(15.11.25)
(17)

2010 öncesinde kumpirci var mıydı

Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
yoksa lokmacılar gibi güncelleme sonrası mı spawnlandılar
yoksa lokmacılar gibi güncelleme sonrası mı spawnlandılar
-2
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(14.11.25)
2000 öncesi vardı. 90'larda Sirkeci'de yerdik. "Asıl Ortaköy'de yiyicen" derlerdi. Galleria'da da vardı o yıllarda. Muhtemelen 80'ler öncesi de vardır.
+5
yadigar
(14.11.25)
kumpirle ilgili trt'de şöyle bir şey izlediğimi çok net hatırlıyorum. yılların patatesinin ismini kumpir yapmışlar amanın bu gençlik nereye gidiyor gibi yeni kuşağa yönelik tenkitti. 90'lardı bu. muhtemelen o yıllarda çıkmıştı yeni yeni.
+1
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(14.11.25)
kumpir 90 larin basinda ortaya cikti. ilk ciktigi yer de ortakoy. o yuzden orasi kumpirci dolu.
+2
nuevo
(14.11.25)
Lambada çıkıp patladığı sıralar (sanırım 89) atakule'nin bodrum katında, kule çıkış asansörünün orada kumpirci vardı. Kumpir denen şeyi orada gördük, hayatımızın ilk kumpirini orada yedik.

Lambada patladığında atakule'deki kasetçiden aldığımız lambada kasedi benim kafamdaki en net işaret.
+3
kibritsuyu
(14.11.25)
bakırköy - osmanlı kumpir.
dün gibi aklımda
+1
kornisch
(14.11.25)
İlk kumpiri 91 de Ortaköyde yedim. Öncesini bilmiyorum
+1
kisa
(15.11.25)
ben de soruya kaynak yapayım: 20-30 sene önce yediğiniz kumpirler de günümüzdekiler gibi salam, sosis, ketçap mayanoz gibi şeyler içeriyorlar mıydı yoksa daha yenilebilir ve tercih edilebilir türden miydi?
+1
biseysorcaktim
(15.11.25)
90'larda capitol'den ortaköy'e her yerde kumpir yedigimi hatirliyorum.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(15.11.25)
90'larda da kumpir vardı.
Sıcak patatesin içine önce kaşar peyniri, sonra Rus salatası konurdu. Daha sonrası isteğe bağlıydı. Turşu, salam, sosis vs.
Öğrencilerin yoğun olduğu bölgelerde, dükkanlarda, hijyenik olarak yapılırdı.
+2
pro9it9is9
(15.11.25)
80’lerin sonu 90’ların başında çıkmış olmalı. Eskiden merak edip araştırmıştım.

Aklımda kaldığı kadarıyla ingilterede bunu görüp bize uygun hale getirip yapıyor bir dükkan ve sonra yayılıyor. Hatta o dükkanın adı mı kumpirdi ona emin değilim. O dükkan “kumpiri biz icat ettik” gibi bir yazı yazmıştı dükkana.
+1
michael_knight
(15.11.25)
Sene 2001 görgüsüz kuzenim kumpir yiyelim diye tutturmuştu. Ben de küçüğüm neymiş bu kumpir diye merak edip takılmıştım peşine Ankara’da Sakarya caddesinde yemiştik, bu da böyle bir anımdır.
0
ekimoloji
(15.11.25)
90'larin basinda patladi kumpir isi.
+1
cooperr
(15.11.25)
90'larda vardı, ortaköy o zaman da merkeziydi bu işin, kumpir piyasası ortaköy'de şekillenirdi... ama başka yerlerde de yediğimi hatırlarım.

80'lerde yoktu ama, belki late 80's olabilir 1988-1989 gibi. ama hatırlamıyorum.

bu arada bazı yörelerde haşlanmış patatese gumpiri derler
gumpiri=kumpir
+1
exlibris
(15.11.25)
91-92 yılı olmalı benim de kumpirle ilk tanışmam, Çiçek Pasajı’nın orada bir kumpirciye giderdik, o zamanlar Ortaköy’de daha az kumpirci vardı, sonradan popüler olup böyle yan yana dizildiler, kısır, amerikan salatası, mantar, turşu falan hep vardı, belki sonradan artmıştır çeşitler. O yıllarda kumpir yeni çıkmış popüler bir yiyecekken, evinden pek de çıkmayan yaşlı annanem kumpir ister misiniz demişti, nereden duymuş diye çok şaşırmıştım, meğer eski bir ifade imiş kumpir, evde fırında patates yapmaktan bahsediyormuş.
+3
(15.11.25)
2004'te ortaköy'de kumpir yerdik bugünkü gibi çöp değildi
+1
duyurukullanıcısı
(15.11.25)
bence 90'larda daha populerdi. ben de en son o zaman yedim.
+2
Sour
(15.11.25)
İlk kumpirimi 89da gemlik-kumla da yemiştim. 90larda bayağı popülerdi.
+1
duster
(15.11.25)
(12)

Liseden tanışılan kıza yürünür mü

arbre
Sınıf arkadaşı. Çok muhabbetimiz yoktu ama güzelleşmiş. Takipleştik Insta'da. Story'ye like attım. Selam falan yazsam mı? Taktik please.
Sınıf arkadaşı. Çok muhabbetimiz yoktu ama güzelleşmiş. Takipleştik Insta'da. Story'ye like attım. Selam falan yazsam mı? Taktik please.
-9
arbre
(14.11.25)
Ben üniversitedeyken ilkokul arkadaşıma yürümüştüm flört kısmı iyi gibiydi dışarıda da oturduk konuştuk ama açılınca kabul etmedi. Kısmet bu işler :)
0
chicha_v2
(14.11.25)
Mezun olduğum liseden on yıllar sonra zamanında birbiriyle alakasız bir sürü kisi evlenip çoluk çocuğa karıştı. Yani garip değil bence.
+1
egerbiryolcu
(14.11.25)
Yürünür ya ne olacak.
0
mutekebbir
(14.11.25)
Arkadaşım liseden sonra hiç görüşmediği arkadaşıyla üniversite sonrası görüşüp evlendi, 1 çocukları var, olmayacak şey deği
0
purplee
(14.11.25)
ben lisedeki tüm kızlara yazdım adım sapığa çıktı. ama 3 sene önce bitti lise.
-4
hold the door
(14.11.25)
yürünür ama dün bir bugün iki. ekler eklemez hemen yürüme. biraz havadan sudan konuş ama hemen değil.

önüne gelene yürüme derdindesin arbre. az sakin ol ya. herkese atlama. biraz seçici ol. önce bir kişiyle tanış, arkadaşlık et, tart biraz. "hmm bu güzelmiş, hmm bu bana güldü, hmm bu bana selam verdi, hmm bu bana yürüdü" diye diye elli tane kadına lafta aşık geziyorsun.

ben de lise arkadaşlarımı, ilkokul arkadaşlarımı bulup insta'dan ekliyorum. ancak nostaljik geldiği için... sohbet de kurmuyoruz hiç. belki o kadın da o amaçla eklemiştir.
+6
art cat chocolate
(15.11.25)
Nefes aliyor diye cevrenizdeki her kiza yazarsaniz adiniz sapiga cikar tabii ya hahaha ne güldüm.

Kismet meselesi arbre ya. Yazarsin ama ne olacak bir sey demek zor.
+6
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(15.11.25)
abi isyerini, mahalleyi, universiteyi bitirdin, kuruttun.
lise yilliklarini karistirmaya basladiysan durum vahim gibi..
+8
cooperr
(15.11.25)
cooperr, karıştırma yok ya, karşıma çıktı, durum vahim o ayrı konu :D
-3
🌸arbre
(15.11.25)
Hemen yürümeye başlarsan playboy izlenimi verirsin, birazdan ağırdan almak daha iyi. Fotoğraflardan gezdiği gördüğü yerlerden ya da hobisi falan varsa merak ettim diyip giriş yapabilirsin. Sonrası kısmet.
0
onyx
(15.11.25)
selam yaz.
0
duyurukullanıcısı
(15.11.25)
endüstri meslek lisesi mobilya bölümünden mezun değilsen bence bir sıkıntı yok. ha erkek erkeğe ilişkiyi onaylamıyorum hani sen okeysen beni de çok ilginlendiren bişey değil.
0
Fodera
(15.11.25)
(17)

Zehirlenen gurbetçiler neden?

michael_knight
Zehirlenen gurbetçiler lokum, midye, kumpir yemişler ya. Ama bu satıcılardan yiyen onlarca insan daha olmalı. Zehirlenmelerinin sebebi bu yediklerinin arasındaki bir etkileşim mi? Bayat balık ve sütü birlikte yediğimizde zehirleyeceği söylenen etkileşim gibi bir şey mi?
Zehirlenen gurbetçiler lokum, midye, kumpir yemişler ya.
Ama bu satıcılardan yiyen onlarca insan daha olmalı.
Zehirlenmelerinin sebebi bu yediklerinin arasındaki bir etkileşim mi? Bayat balık ve sütü birlikte yediğimizde zehirleyeceği söylenen etkileşim gibi bir şey mi?
0
michael_knight
(14.11.25)
muhtemelen birbiriyle bir etkileşime girdiler vücutta zehir oluştu. yada ailede olan bir bakteri ile etkileşime girdi. yoksa hepsi birden zehirlenmesi normal değil.
-2
gercekdunya
(14.11.25)
Haberi görmemiştim şimdi baktım. Yine bu sene kumpirden zehirlenen bir aile yok muydu izmirde yanlış hatırlamıyorsam? Aynı kumpirciden başka zehirlenen yoktu sanki o gün. Salmonella bakterisi anlık bulaşmış olabilir belki hazırlama esnasında. Ya da midyecide aldıkları midyeler güneş altında kaldı ve bakteri üretti vs bilemeyiz.

Ayrıca yoğurt ve balık zehirlemez. Bayat balık zehirler. Yoğurt yemenin konuyla bir alakası yok
0
nundu
(14.11.25)
@nundu işte sadece midyelerde sorun olsa sonuçta o midyeciden o gün belki 40 kişi daha yemiştir ama onlara bir şey olmadı veya en azından ölmediler.
+2
🌸michael_knight
(14.11.25)
bana hiç mantıklı gelmedi ya sadece o ailenin etkilenmiş olması. okay zararlıdır pistir kötü şartlarda yapılmıştır yedikleri midye ve kumpir ama, bu kadar ölümcül olup sadece onları etkilemesi çok tuhaf olurdu. kesinlikle daha önce yedikleri bir şeyden falan etkileşime girince toksik bi durum olmuştur
0
chanandler bong
(14.11.25)
"o midyeciden o gün belki 40 kişi daha yemiştir ama onlara bir şey olmadı"

bir hindistan belgeseli izliyordum. ingiliz bir adam hindistan'in sehirden uzak ama turistik sayilabilecek bir yerinde, bir sarayin bahcesinde akan suyu insanlarin avuc avuc ictiklerini gördü. dini bir inancmis. saglik getiriyormus. adam, ben icmeyecegim sadece agzimi calkalayacagim, dedi. adami ucakla ingiltere'ye götürdüler. az daha ölüyordu. toparlanmasi aylar sürdü.
hindistanli hayatina normal devam ediyor ama elin ingiliz'i 4 ay hastanede yatiyor.

o 40 kisi türkiye'de yasiyor, bu aile almanya'da. sebep bu olabilir.
+9
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(14.11.25)
Öyle bir mantık yok. En azından yemekten zehirlenmemişlerdir başkaları zehirlenmedi değil. Zehirlenmek için belli bir seviye gerekiyor. Daha önce yemedikleri bir şey, bağışıklık sistemlerinin düşük olması, bir çok etken olabilir.
+1
gabe h coud
(14.11.25)
bir entry'de gördüm, babanın ifadesine göre hepsi farklı şeyler yemişler.
kumpir yememişler hatta söylenene göre.
haberler çelişkili ve eksik.

"anne çiğdem böcek de polise yaptığı açıklamada ortaköy'de midyeyi altmış yaşlarında, kır saçlı bir seyyar satıcıdan satın aldıklarını belirtti. kumpircilerin olduğu sokakta kadın çalışanların bulunduğu, ahşap oturaklı bir işletmede eşinin ve oğlunun kokoreç, kendisinin tavuk tantuni, kızının ise sucuk ekmek yediğini söyledi. çiğdem böcek'in de hastanedeyken entübe edildiği öğrenildi."

bahsi geçen ahşap oturaklı işletmede hep beraber oturup farklı şeyler yemişler.
sonrasında bir lokumcudan lokum alıp yemişler. hepsinin yediği ortak şey bu.

eksisozluk.com

kumpir dükkanı sahibi, midyeci ve lokumcu gözaltına alınmış.

ölenlere rahmet ve babaya baş sağlığı ve şifalar dilerim ancak yenilen şeyler midye, kokoreç, tavuk döner... aklı başında olup da istanbul'da yaşayan çoğu kişinin yemediği ya da yerken tereddüt edip sadece güvendiği yerden yediği şeyler bunlar. bilmediğin yerde yenecek şeyler değil.
0
biseysorcaktim
(14.11.25)
açıkçası ben de merakla takip ediyorum bu durumu. benim de ilk aklıma gelenlerden biri yukarıda bahsedilen hindistan örneği oldu fakat gene de 4 kişilik ailenin tüm bireylerini de 2 günde direkt ölüme nasıl bir şey götürmüş olabilir anlayamadım.

herkesten farklı farklı iddialar çıkıyor kimisi kumpir yemediler diyor, kimisi midye yemediler diyor kimisi de biri kumpir yedi biri midye yedi hepsi aynı şeyleri yemediler diyor.
+1
denizgonen
(14.11.25)
rasgele bi restoranda yemek yiyoruz eşimin karnı ağrıyor mahvoluyor bana bişey olmuyor. Kötü yağ bile kimini etkiliyor yani.

Bakteri yükü falan da ilk çocukları etkiliyor yetişkinlere pek bir şey olmuyor sanırım. Yani yiyen herkes zehirlenir gibi bi şey yok.
0
nhk ni youkosu
(14.11.25)
Aynı yemeği yiyen kişilerden sadece bazılarının zehirlenmesi için gayet makul bir senaryo var. Dünden kalan midyelerin üzerine taze olanlar eklenirse piyango kime çıkarsa o zehirlenir. Böyle bir şey evinizde de olabilir. Eski yumurtalarla tazeleri ayrı tutmazsanız bir noktada araya karışmış 3 aylık bir yumurta bile olabilir.
* Birlikte yenmesi halinde zehirlenmeye yol açtığı ispatlanmış bir gıda kombinasyonu yok. Olsaydı zaten bugüne kadar çoktan araştırılıp ortaya konmuş olurdu.
+3
mikro patlama
(14.11.25)
2 yaşındaki çocuğun yediği aynı tabaktan bende yedim zehirlendim(böyle ölümcül değil tabide), biraz bünye ile alakalı ama birazda yiyeceğin onlara gelen kısmı sorunlu olabilir üste eski mal alta yeni mal koymuş olabilirler.
+1
eja
(14.11.25)
saçma sapan her şeyi yemişler üstüne 2 ve 6 yaşındaki çocuklarına da yedirmişler. Muhtemelen de yanlış tedavi uygulandı.
0
croswell
(14.11.25)
Her vücut ayrı tepki verir. Özellikle midye zaten civadan dolayı riskli. Patates içine konan bir sürü meze var ve açıkta duruyor. Vücudun tepkisi önemli örneğin ben trüf mantarlı mayonezden zehirlenmişken, yan masadakiler bir şey olmaması gibi.
0
mikahakkinen
(14.11.25)
dünyada
salmonella, delidana vs yayginlasiyor,
disaridan birsey yemeyin,

tavuk,yumurta,yesillik gibi birseyden gecmistir.
0
designer
(14.11.25)
Hangi mekan acaba?
0
rabitelli
(14.11.25)
Bu üzücü olay bizim 4 kişilik ailemizin dışarıda yediği içtiği maceraları hatırlatıyor. Babam ve abimin mideleri çöp öğütücüsü gibidir. Annem ve ben içtiğimiz suyun markasını değiştirsek üç gün diyare (ishal) oluruz. Annem ve ben şehir değiştirdiğimizde bile birkaç günümüz sancılı geçer. İnsan şehir değiştirdiğinde ishal olabilir mi? Ben oluyorum. Hem de öyle otobüsle şehir değiştirmekten bahsetmiyorum. Uçakla 1 saatlik Ankara-İstanbul yolculuğundan sonra ishal olurum. Geçen yaz Büyükada’da denizden mikrop kapıp az daha ölüyordum. Kolpaçino filmindeki ayin sahnesi gibi günler geçirdim o mikrop sebebiyle. Crp değerim haftalarca 800-900’den aşağı düşmedi. Aynı yerde benimle denize giren kız arkadaşım ise birkaç gün hasta yatıp sonrasında sapasağlam oldu. Bünye meselesi kısaca. Vücudun kendini koruma mekanizmasının sağlamlığı ile ilgili biraz da.
+1
ulukayin
(14.11.25)
anne 3 yaşındaki çocuğuna midye yedirmez. çocuklara kumpir yedirse birkaç kaşık dışında kumpir de yemezler ve çocuklar kumpirdeki ıvır zıvırları sevmez. otel odası incelenmiş mi, odada zararlı bir şey var mıymış bunlar paylaşılmadı hiç.
+2
deartheodosia
(14.11.25)
(15)

Duyurudan ya da sözlükten kaç kişiyle görüştünüz?

Dağcı
Az önceki sorudan ilham aldım kimin kiminle ne yaptığını merak etmiyorum ama buradaki sohbetinizi gerçek hayata taşıdığınız arkadaşlarınız oldu mu mesela bunu merak ettim ben. Geçmişte yapılan zirvelerden birine bir uğramıştım hangi yıl hatırlamıyorum tatlı insanlar vardı ama devam etmedi kimseyle a
Az önceki sorudan ilham aldım kimin kiminle ne yaptığını merak etmiyorum ama buradaki sohbetinizi gerçek hayata taşıdığınız arkadaşlarınız oldu mu mesela bunu merak ettim ben.

Geçmişte yapılan zirvelerden birine bir uğramıştım hangi yıl hatırlamıyorum tatlı insanlar vardı ama devam etmedi kimseyle arkadaşlığım.

Sizde durumlar ne?
0
Dağcı
(14.11.25)
herhangi bir sanal platformdan kimseyle gerçek hayatta görüşmedim.
+2
hold the door
(14.11.25)
Duyurudan 8-10 kullanıcıyla zamanının pasaport kayıt hakkı, yurt dışından ürün getirme, alım-satım vs. sebeplerle yüz yüze iletişimimiz oldu. Benzer sayıda sözlük yazarıyla da benzer sebeplerden görüştük.

Bir duyuru kullanıcısıyla birkaç sefer yeni yıl kartı gönderdik birbirimize.

Birkaç yıl evvel halısaha maçları yaptık duyurucularla. Güzel de gidiyordu ama bir kişinin (o zamanki nickle aramızda yok artık) hırsızlık ve dolandırıcılık yapması sonucu bitti maçlar. (Güzel oluyordu)

2004-2006 gibi seçmece ekşi sözlük yazarlarından iki adet yahoo mail gurubumuz vardı. 40+ sayıda yazarla birçok zirve, etkinlik, gezi, mangal, konser, sanatçı buluşmaları vs. yaptık yıllarca. Güzel dostluklar oluştu. (Şu an 30'a yakını bıraktı sözlüğü. Kalanların ben dahil birçoğu yazmıyor artık)

Ezelden beri evli olduğum için romantik anlamda tanışma/kaynaşma yahut partner arayışı gibi şeyler olmadı. Alkole ve eğlenceye pek yatkın olmadığım için de o tarz toplaşmalara katılmadım.

Her iki platformda da güzel insanlar tanıdım. Artık devam etmeyen başka bir iki sözlükte de başka güzel insanlarla tanıştık, gezdik, tozduk, yedik, içtik.

Şimdi yarı münzevi bir hayatım var.
0
yadigar
(14.11.25)
Duyurudan bir kişi galiba ama net de hatırlamıyorum yani. Sözlükten çok kişi, sayısını hatırlamıyorum.
0
sadakatsiz
(14.11.25)
avusturya camiasinin %99'unu tanirim. tanimadigim varsa ses etsin tanisalim :)
avusturya camiasi haric birkac kisi var tanidigim. genelde ortak bir yön olmali. biri meslektasim mesela, iki kisiyle cerkes oldugumuz icin tanisim, bir digeriyle ayni üni mezunu ciktik (benim üni mezunu burada neredeyse hic olmaz) vs gibi.
bir iki kere yasadigim yere gelen sözlükcüleri gezdirdim.
evli barkli insanim, duyuru üstünden tanisirken romantik bir tnaisma cabam, partner arayisim hic olmadi. görüstügüm herkes sözlükcü/sözlükcüydü ama duyuru üstünden konustuk bircoguyla.
+2
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(14.11.25)
Kardeşimle ilk kedimizi duyurudan sahiplenmistik sene 2017 filandi sanırım.
Eşimle de duyurudan tanışmıştım yıllar yıllar önce.
Bunlar dışında da o zaman aynı üniversitede okuduğumuz bı kullanıcı ile tanışmıştım.
Galiba toplam 5.
0
a perfect lie
(14.11.25)
12 senedir Duyuru'dayım. İlk 2 senede 2 sevgilim oldu. Sonraki 10 senede sıfır. Dersimi aldım :)

Sevgililer dışında yine ilk 2 senede 3-5 kişiyle arkadaş olarak görüşmüştüm. Birinin kalçasını ellemiştim ama arkadaş olarak.
0
gabe h coud
(14.11.25)
Zirveleri saymazsak eğer sözlük ve duyuru totalde 4-5 kişi. Ancak zirveleri sayarsak çok fazla.
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(14.11.25)
bir kere zirveye gitmiştim ama şimdi görsem tanımam. bir iki kişi dışında kimsenin nickini de hatırlamıyorum.

sözlükte gerçekte tanıdığım iki kişi var.
0
inheritance
(14.11.25)
20 den fazladır benim. ama ana sebebi meslekten dolayı bir şekilde işini yapmışımdır veya çok fazla telefonla görüşmüşümdür.
0
ground
(14.11.25)
Buradan tanışıp evlendik mutluyuz. 50 den fazla kişiyle iş arkadaşlık için bulusmusumdur
0
topkapiaksaray
(14.11.25)
3
0
komando kani var bende
(14.11.25)
duyurudan 2-3, sözlükten 20'den fazladır.
+1
orpheus
(14.11.25)
fiziki görüştüğüm sanıyorum 3 kişi :)
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(14.11.25)
Duyuru 0, sozluk en az 6 hatirlayabildigim. Ama yakin zamanda degil boyle 2005-2017 arasi falan.
0
hot potato
(14.11.25)
Birkaç zirveye katıldım. Birkaç kişiyle yüz yüze alışverişim oldu.

Dağcı nickini görünce aklıma geldi biri bana North Face kaz tüyü uyku tulumu ödünç vermişti sağ olsun buralardaysa hayatımda o kadar ısınmamıştım.

Eşimle de burası aracılığıyla tanıştık, birkaç haftaya bebeğimizi kucağımıza alacağız kısmetse :)
0
chicha_v2
(14.11.25)
(8)

Aynı title ile alınan kişinin tecrübesi

eja
Diyelim ki bir yerde uzun süre çalışıyorsunuz ve o iş yerindeki en bilgili ilk 5 kişi arasındasınız (150 kisi icinden belkide) yanınıza sadece tecrübesi kısıtlı sektörü biraz bilen cv parlatmış sürekli yaptığı işle ilgili genel geçer konuşan birine aynı title ile alıyorlar ve gelen kişi de sizin ona
Diyelim ki bir yerde uzun süre çalışıyorsunuz ve o iş yerindeki en bilgili ilk 5 kişi arasındasınız (150 kisi icinden belkide) yanınıza sadece tecrübesi kısıtlı sektörü biraz bilen cv parlatmış sürekli yaptığı işle ilgili genel geçer konuşan birine aynı title ile alıyorlar ve gelen kişi de sizin ona her şeyi öğretmeninizi bekliyor maaş title ayni..
Bu konuda ne düşünürdünüz
0
eja
(13.11.25)
Gidip zam isterdim, yoksa isimi yeni is bulana kadar göz boyayacak kadar yapardim.
Adama hem is ögreticem, hem benle ayni parayi alacak. Yok ya.
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(13.11.25)
Bunu da işin bir parçası olarak görüp öğretirdim. Ben işe yeni başlayan insanlara çok şey anlattım. Bu arkadaşlar bunun farkındalardı ve ayrılırken iyi dileklerde bulunmuşlardı. Ön yargılı olmamak gerekiyor. İyi anlaşacağın biri de çıkabilir. Bu sadece iş konusunda değil, eğitim konusunda da aynı. Lisede bilgisini paylaşan çok sınıf arkadaşım vardı, hepsi iyi yerlere geldi. Bilgi vermekle kendi bilginden kaybetmezsin. Bunun iyilik tarafı da var. Maaşı, CV'si beni ilgilendirmez. Ben insan kaynakları yöneticisi değilim. Şirket kabul etmişse benim yorum yapacağım bir şey yok. İş hayatında zekâ, çalışkanlık, istek önemli. Bunlar varsa bir insanda simitçiye de iş öğretebilirsin. Bir de bir insanın bilgisini sakındığı belli olursa bu hoş olmuyor. Gidip bir gün müdüre bana bir şey anlatmadı derse sen bu işi bilmiyormuşsun algısı oluşacak. Ama iyi eğitim verirsen sen onun gözünde ağırlık kazanacaksın. Aslında iyi eğitim vermek göz dağıdır.
-3
arbre
(13.11.25)
hiçbir şey düşünmezdim. bakış açın sorunlu.
öncelikle bilgili olmanın çok bir anlamı yok, katkın önemli. iş hayatında çok bilgili ama ortamı zehirleyen, katkısı sınırlı insanlar tanıdım. bunlarla kimse çalışmak istemez. bilginle değil, uyumunla iletişiminle ve katkınla anılmak çok daha değerli. Bilgi bir işyerinde birine en kolay kazandırılabilecek şey.
ikincisi: başkasının unvanı, başkasının maaşı şusu busu ile hareket etme. Onlar başkasını ilgilendirir. Başkası CV'sini parlatmış olabilir, kendini olduğundan fazla göstermiş olabilir, bunları herkes bir vadede anlar. Sen kendi maaşına, kendi unvanına bak. Daha iyi bir seçeneğin varsa ise dışarıda onun peşinden gidersin. Eğer kuruma yüksek katkı sağlarsan, (iyi bir kurum) seni terfi eder, unvanını da artırır.
Diyelim adaletsizlikler var ve sabit... O durumda bile başkasına aktarım yapmamak zehirdir. Zehirli olan bilgiyi tecrübeyi kim ne yapsın?

Biraz acı yazmış olabilirim, ama tecrübeli bir abinden bir uyarı olarak al kardeşim.
+1
ebabil curnatasi
(13.11.25)
bakış açın sorunlu +1
meslekte veya o işyerinde yeni başlamış birisine iş öğretmekten zarar gelmez. bir başka kişiye verilen para değil, senin kazancın seni ilgilendirsin. kazancını beğenmiyorsan istifa et onlar düşünsün. tutup başkasını kıskanmanın bir manası yok.

muhtemelen yeni başlayan kişinin potansiyeli senden yüksek ki şirket ona bir yatırım yapıyor. şirket onun şu an için senden az bilgiye sahip olmasını referans almıyor, top noktasının senden yüksek olmasını esas alıyor yani. ona iş öğretmek de senin işinin bir parçası. onu iyi yetiştirmenin de senin kazancına faydası olacaktır, olmalıdır.
0
bos dusunce balonu
(13.11.25)
Bunun aynısını yaşadım ve yardımcı olmak kararı aldım. Çünkü kendimi küçük bir insan gibi hissettim bunun hesabına düşünce.

Neyse bazı işleri anlattım devrettim vs sonra bu patladı. Aynı şeyi 2-3 defa anlattım yapamadı, eksik yaptı, yanlış yaptı sıvadı. Sonra saldım. Anlatmadım, sorulara detaylı cevap vermedim. Şimdi aldıkları adam ellerinde patladı, öyle takılıyor ortalıkta.

Demem o ki öğrenmeye hevesi varsa belli oluyor zaten ve sizin işinizi rahatlatıyor zamanla. Benim örnekte tam tersi oldu bunu da herkes anladı benden çıktı iş. Kıdem zamanı da bunu söz konusu ettim ve kıdem aldım. Geçen ay da yine iyileştirme zammı aldım. Öyle işte.
+2
artıküyeolmakistiyorum
(13.11.25)
ne bildigin degil kimi tanidigin ve kendini ne kadar parlatabildigin cok onemli beyaz yaka dunyasinda. o yuzden baskalarina kurulmak yerine kendini parlatmaya calis biraz, kendini satabilmen lazim. satamiyorsan, allame-i cihan olsan bir ise yaramiyor malesef.
+1
cooperr
(14.11.25)
benim şirketimle veya üst yöneticimle ilgili problemim yok, dikkat ederseniz iş yerim değil gelen kişi herşeyi öğretmemi bekliyor dedim, daha çok aklımda sorun yaratan kısım görüşmelerde/işe alım sürecinde bilgisini %90 farklı yansıtmış biri ile ilgili ne düşünürdünüz kısmı.. güvenemiyorum, bir yerde yalan beyana giriyor var olmadığı bir iş tecrübesini var göstermesi ve aynı pozisyona gelmesi bana doğru gelmiyor.

üst yöneticide zaten ilk haftadan sahada iş bilmediğini anlayıp bana kaş göz yaptı, bende işe alımı benim gerçekleştirmediğimi söyledim ama daha detay vermedim kararsızlığım bir insanı işinden etmek veya etmemekle ilgili.

işi bilerek öğretmemezlik gibi bir durum yok sadece etik olmayan davranış sergileyen birine yatırım yapmak alıp yürümesni sağlamak doğru mu, değer mi netleştiremedim , ama kıskanma diyen duyurucu arkadaşta başka bir kafaymış.
+2
🌸eja
(14.11.25)
birine iş öğretirsen vazgeçilebilir listesine girersin, yukarıdakileri dinleme, kolay kolay bildiğin işi kimseye aktarma .
+2
nahtoderfahrung
(14.11.25)
(7)

Bitki çayı

Mirket
Bildiğiniz ithal, kafeinsiz, içince bir daha vazgeçemeyeceğim aromalar barındıran bitki çayı linki var mıdır?Süslü internet sitelerinde satılan, Trabzonda yol kenarından toplanmış, üzerine Çince etiket basılmış, yerli ve milli yayla çayı olmasın ama.
Bildiğiniz ithal, kafeinsiz, içince bir daha vazgeçemeyeceğim aromalar barındıran bitki çayı linki var mıdır?

Süslü internet sitelerinde satılan, Trabzonda yol kenarından toplanmış, üzerine Çince etiket basılmış, yerli ve milli yayla çayı olmasın ama.
0
Mirket
(13.11.25)
www.macrocenter.com.tr
budur :D sıcağı da güzel soğudu da güzel. hatta tatlı yaparken aroma olsun diye şerbete, muhallebiye falan koyabilirsin (arada irmik tatlısı yaparken atıyorum bir tane poşet içine şahane oluyor.
+1
kisa
(13.11.25)
Ben kafeini bırakmak için Rooibos çayı aldım ve baya da memnun kaldım. Tavsiye ederim. Aromatik tadından ötürü şeker kullanma ihtiyacı da olmuyor.
+1
runaway
(13.11.25)
ben de yeni rooibos aldim, guzel. siyah cayin yerini tutabilir gibi biraz.
0
lemmiwinks
(13.11.25)
inheritance
(13.11.25)
ben evde chai yapmayi seviyorum. sütle falan. cok güzel oluyor.
sonnentor ürünlerini cok severim. su an evde herhalde 10-11 farkli paketi var. yüzlerce cay cikardiklari icin sunu alin diyemem ama karisik paketleri oluyor, onu siparis edip begendiklerinizi secebilirsiniz. üstelik organik caylar.
sweet apple ve sweet lemon caylari da bence cok güzel. baska bir markadan aliyorum bunlari ama türkiye'ye siparis göndermiyorlar galiba ama belki muadilini bulabilirseniz diye yazayim dedim.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(13.11.25)
adında bohça geçen çaylar var.
0
ground
(13.11.25)
Melez tea Milk oolong demeye gelmiştim ama kafeinsiz sorulmuş. Bunda az da olsa kafein var

Ama bahaneyle çok güzel bir püf noktası öğrendim kisa'dan o iyi oldu🫶
+1
kullanicadi
(13.11.25)
(14)

tek kadın olarak etiyopya, kenya, tanzanya

deartheodosia
gitsem başıma bi şey gelir mi? öldürülüp bi kenara atılır mıyım? ne kadar güvenli? bir de ülkeler arası uçak falan yok, karayolu seyahati güvenli mi?
gitsem başıma bi şey gelir mi? öldürülüp bi kenara atılır mıyım? ne kadar güvenli? bir de ülkeler arası uçak falan yok, karayolu seyahati güvenli mi?
0
deartheodosia
(13.11.25)
Erkek için bile güvensiz
+1
artıküyeolmakistiyorum
(13.11.25)
every passport stamp diye bir grup var, girip eski postlara bakarak baya fikir alabilirsin. mesela solo female travellers diye de bir grup var ama orayı önermem. ilk grup son derece acik fikirli ve mantikli insanlardan olusuyor, ikincisinde ise cogunlukla amerikalilar var ve her gün seninkine benzer sacma sorular cikiyor ama sacma dememin sebebi, bu sorularin avusturya ya da isvicre gibi ülkeler için sorulmasi, senin sorun sacma degil yoksa. 30 ülke gezmekle böbürlenip istanbul’a gelince "istanbul is not my cup of tea, hali saticiları çok agresif, taksiciler cok scammer" diye aglayanlar var. amk insan biraz gidecegi yeri arastirir ve en önemlisi insanda biraz situational awareness olur.
gruba gir, arama kismina gitmek istedigin ülkeleri yaz, cikan postlari gecmise dogru oku.
millet tek basina kuzey kore'ye bile gidiyor. bir türk kadini dünyadaki tüm ülkeleri türk pasaportuyla tek basina gezdi mesela, onun postunu da görürsün arama esnasinda.
o ülkelerde seyahat etmenin bazi ipuclari var, mesela havalimanindan seni alacak sirket ayarlamak ve havalimanina varinca benimle gel diyen kisiyle hemen gitmemek, önceden belirlediginiz kodu sizi almaya gelen kisiye sormak gibi. havalimaninda turist karsilamaya gelmis gibi agina düsürdügünü kaciran da oluyor.
tanzanya gayet normal bir ülke bu arada. dört sene önce safariye gittik, gerekli tedbirleri alinca (iyi otel, havalimani karsilama, özel soför, vs) hicbir sorun yasamadik. otellerin sur gibi duvarlari var, kapilarinda agir silahli adamlar ordu gibi nöbet tutuyor mesela.
yani buralara gidince liechtenstein'daki gibi gezemeyecegini bil ama tedbirlerini alinca gayet siradan bir gezi oluyor. amerikalilar "burada agir silahli insan görmekten psikolojim bozuldu ühühü" diye agliyor ama onlar mal. o zaman danimarka'ya gitseydin.
+2
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(13.11.25)
Hepsi de bir erkek grubunun belinde silahla seyahat etmesi gereken rotalar. İşim olmaz derseniz parayı basıp silahlı güvenlik kiralayarak gezebilirsiniz. kuzenim (erkek) iş seyahati (tekstil) için Etiyopya'da Addis Ababa şehrine gitmişti . şirketi onun yanına silahlı bir koruma ekibi temin etmişti.
0
limonlu eksi
(13.11.25)
kadın ama nasıl bir kadın ? dış görünüş akrep nalan mı yoksa aleyna tilki mi ?

değişir.
+1
HellKeePer
(13.11.25)
hem gidilmez, hem de gitmeye değer yerler değil.
0
tchuck
(13.11.25)
yutupta itchy boots isminde bir kanal var. hollandalı bir kadın motosikletle bütün afrikayı dolaşmıştı. onun vloglarını izleyerek fikir edinebilirsin.
+2
yurtsuz john
(13.11.25)
Allah askina nasil ulkeler arasi ucak yok? Cevap verenler 3. el bilgileri gonderiyorlar ama siz neyi nereden nasil arastirdiniz da ucak yok diyorsunuz?
0
warrior princess
(13.11.25)
Dünyada her yeri gezdim ayak basmadık yer bırakmadım Everest'in zirvesi dahil her yeri gördüm diyorsan ancak gidilir.
0
kizil karga
(13.11.25)
En kötü ihtimalle zenci bir bebekle dönersin.
+1
runaway
(13.11.25)
Eşimin eski iş yeri Kenya'da şirket çapında bir buluşma düzenlemişti, herkesi havaalanından özel araçla alıp kalacakları resort'a götürdüler, kimsenin oradan tek başına çıkıp gezmesine izin vermediler, yine herkesi araçla havaalanına götürüp bıraktılar. Başka hiçbir ülkede (Nepal, Bangladeş vs dahil) böyle bir şey yapmamışlardı.

Afrika'ya gitmek istiyorsanız başlangıç için en iyi yer Uganda/Kampala ya da Güney Afrika olabilir gibi geliyor bana.

Edit: Güney Afrika da aynıymış. Kampala daha güvenli bir yer, kesin bilgi.
0
kobuzchu kiz
(13.11.25)
bence gidilir, ama iyi çalışıp, araştırarak gitmek lazım, dikkatli olmak lazım. Şehirlerde, turistik yerlerde bulunmak faydalı.
Bu ülkeler arasında elbette direkt uçuş var. Addis Ababa'dan Nairobi'ye uçuş olmaz mı?! Nairobi'den her yere uçuş var. Ülkeden ülkeye uçakla geçmelisin.

"Bu ülkelerde bir şey yok" diyen haksız arkadaş elbette bu ülkeleri görmemiştir. Hepsi ayrı bir alemdir, görülmeye değerdir.
0
ebabil curnatasi
(13.11.25)
Usttekiler iyi sallamis.

Etiyopyayi bilmiyorum. Kenya ve Tanzanya'ya gittim. 1 ay kadar vakit gecirdim bu iki ulkede.

Yerel bir tur sirketi ile anlasip bir plan yaparsaniz sorun olmaz. Yapilacak cok aktivite var. Kenya'da safari, Balon safari, Masai Mara, Lake naiwasha, Lake Nakuru guzel yerler. Uganda'ya da giderseniz pigmelerin oldugu batwa'da ilginc. $100 ateslerseniz pigmelerle ava da cikabilirsiniz. Ben mizrakla bush hog yakaladim.

Tanzaya'da klimanjaro'ya tirmandim. Serengetiyi gordum. Zanzibar'da sahilde takildim.

Tum bunlari yaparken 3 aracla seyahat ettim. ilk arac asci ve yiyecekleri tasiyordu, ortada benim aracim ve soforum, 3. aracta iki silahli koruma ile sorunsuz ve guzekl bir tatil geciridim. $$$ biraz iyi bir tur sirketi ile anlasirsaniz hicbir sorun yasamadan tek basiniza her yeri gezersiniz.

Gormege deger inanilmaz yerler var. Trafik kurallari ve yollar berbat. Land Cruiser kiralarsaniz daha iyi olur. Sivri sinekler hastalik bulastirabiliyor. Yemekler midenizi bozabilir. Gece arac kullanmayin. Bir kaza falan durumunda hastaneleri ve doktorlari yeterli olmaz izlenimi birakti bende. A bir de hava alaninda herkese asi yapmaya calisan doktorlar arka tarfta rusvet aliyorlar. $20 verin istediginiz tarihi yazarlar asi kartiniza.
+2
thetruenorthstrongandfree1
(14.11.25)
üstüne para verseler gidilecek yerler değil
-1
hold the door
(14.11.25)
gormeden kulaktan dolma bilgiyle yorum yapmamak lazim.
iran bana hep korkutucu gelmistir, cunku oyle programlandik.
bir arkadasim gitti dibi dustu, abi halk otobusunde klasik muzik caliyorlar demisti.
sonra bir suru iranli adam ile tanistim, baktim bize dunya gorusu olarak tur bindirecek seviyedeler.

bence olay su: ortama ayak uyduracaksin, girdigin kabin seklini alacaksin, limitleri zorlamayacaksin. o zaman bisey olmaz diyorum. ama zmaninda bir italyan ablanin yaptigi gibi gelinlik giyip, ankara asfaltinda sabaha karsi kamyonculara otostop cekersen, erkek de olsan basin belaya girer. rip bu arada, baya uzulmustum o hatuna.
-1
cooperr
(14.11.25)
(22)

Oturduğunuz bina kaç yaşında?

messina123
Bizimki 35
Bizimki 35
0
messina123
(13.11.25)
75 yıllık.
0
elektr10
(13.11.25)
10 yıllık.
0
unalub
(13.11.25)
9 ya da 10 yıllık bizimki de
0
matilda
(13.11.25)
10 15 arası.
0
mikahakkinen
(13.11.25)
4
0
gabe h coud
(13.11.25)
8-10 yıllık.
0
inheritance
(13.11.25)
16
0
co2s2
(13.11.25)
8
0
lemmiwinks
(13.11.25)
10 ay
0
artıküyeolmakistiyorum
(13.11.25)
12 yıllık
0
my fault
(13.11.25)
26 Yıllık
0
onyx
(13.11.25)
70
0
gurur
(13.11.25)
6
0
nothing in my way
(13.11.25)
1953'te insa edilmis. 72 yasinda.
2 katli. kismen ahsap. deprem kusagi degil. daglik bölgede.
o sebeple bir korkum yok.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(13.11.25)
5
0
kullanicadi
(13.11.25)
99 yapımı 26 yaşında. güvenilirliği test edildi, zemini de sağlam.
0
orpheus
(13.11.25)
10 olmak üzere.
0
m e b
(13.11.25)
59 yapımı.
0
denizgonen
(13.11.25)
Bizim burada 1800lü yıllarda yapılmış binalar var dimdik ayakta
0
suicides underground
(13.11.25)
8
ailemin 14
eşimin ailesinin 35+
0
biravekahve
(14.11.25)
villa 15 yıllık
0
hold the door
(14.11.25)
5 yasinda, onceki 1970 modeldi kentsel donusumden yikip bastan yaptilar.
istanbulda yuksek riskli bolgedeyiz.
yeni yapilana da guvenmiyorum.
0
cooperr
(14.11.25)
(7)

Bu termosu nasıl bilirsiniz? Stanley termos

icimdekipollyannatinerebasladi
Merhaba, sıcak bir şeyler içmek için kullanacağım. Sizce nasildir?https://www.koctas.com.tr/stanley-the-quick-flip-paslanmaz-celik-termos-106-lt/p/5002700540?shop=2144&srsltid=AfmBOoolGwiCxXxbmZ4UqZniTJgmezgh4vkw3YbDahUTBEpymY4tKEqg2MQTesekkurler
Merhaba, sıcak bir şeyler içmek için kullanacağım. Sizce nasildir?

www.koctas.com.tr

Tesekkurler
0
icimdekipollyannatinerebasladi
(12.11.25)
bende aerolight modeli var bir de french pressini kullanıyorum. sıcak tutma konusunda memnun değilim ikisinden de. yani 10 saat yerine 3-4 saat sıcak tutması okeyse olur, sonrasında hızla ılıyor ve vaat ettiği saatte oda sıcaklığına gelmiş oluyor. gerçekten o kadar sıcak tutabilen alternatif var mı onu da bilmiyorum gerçi
0
mezzosprite
(13.11.25)
o kadar sicak tutan alternatif klean kanteen.
stanley urban ürün üretmez. ürettigi de bu kadar olur. bunun 2 litreligini alirsin kampa, baliga götürürsün ama sehirde gezdiren görünce gülesim geliyor.
ben, esim, annem 8 seneden fazladir klean kanteen kullaniyoruz. 12 saat sonra bile kaynar kaynar alirsiniz cayi.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(13.11.25)
bunun 0,7 ve 0,3 olanları var. linkteki 1 lt. yani tek kişi için bu kadar büyük bir şeye ihtiyaç var mı bilemedim. model güzel, kullanışlı ama ağır olur bence.
0
elorelia
(13.11.25)
Bende bunun 0,75 lik olanı var. Memnun muyum? Pek sayılmaz. Kamp, doğa olaylarını çok severim. Termoslarım var. Bir şey gözlemledim, hacim küçüldükçe sıcak yada soğuk koruma süresi kısalıyor. Mesela stanley’nin 1,9’luk termosu da var bende. Canavar gibi dayanıklı ve işini iyi yapıyor.
0
yankee jumping
(13.11.25)
stanley'lere bu kadar para harcamanıza gerek yok. igloo termoslar ondan bin kat daha iyi fiyatı da daha makul.
0
koela
(13.11.25)
so so.

çok çok memnun değilim ama ortalamadan iyi.
0
gurur
(13.11.25)
ben geçen sene bunun mavisini almıştım 1 lt. bende 1.9, ve bir tane de 1. küsür olanlardan var. bunu sadece soğuk su için kullandım, diğerleri gibi değil gibi. kötüdür demiyorum ama büyük boylular kadar iyi değil diye düşünüyorum. ama ağzı geniş olması iyiydi, buz giriyordu.
ben bir kaç ay önce thermos markasından şuu aldım. fena değil, büyüğü de vardır.
www.trendyol.com
0
panamera
(13.11.25)
(13)

Kombiyi kaç derecede yakıyorsunuz

condom kurşunu
??
??
0
condom kurşunu
(12.11.25)
valla çok az yakıyoruz ama bomba bir fatura geldi bu ay.
-3
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(12.11.25)
Alt kat 25°C, ust kat 21°C ayarli. Kombi gerisini kendisi hallediyor.
0
sertac akin
(12.11.25)
termostat yok. şu an 32'de. 37'ye kadar çekiyorum sıcaklık durumuna göre. 35 optimumu benim şartlarımda.
0
black holes in the sky
(12.11.25)
Kombi yanmıyor ve evde şort tişört oturuyorum şu an.

Konum: istanbul.
+1
makbur
(12.11.25)
Bizim kombinin en düşük derecesi 40 iyi mi yani? Yoksa istanbulda bu havada bu derceede açsan nour açmasan nolur mu?
0
🌸condom kurşunu
(12.11.25)
Net hatırlamıyorum ama sanki kombimimizin en düşük 40 ta yanması gerekiyor diye bı bilgi kalmış aklımda o yüzden ben de 40 a getirdim. Sıcaklığa göre kendi indirip cikariyo dereceyi ama sabit ayar olarak 40'ta.
0
egerbiryolcu
(12.11.25)
istanbul için daha kombi yakacak hava yok, aralıktan öncede yanacağını sanmıyorum.
şuan ev 24 derece
0
my fault
(12.11.25)
az yakan kombi yoğuşmalı olandır. yoğuşmalı kombi anlayabilmek için kombinin altından bir boru çıkar bu gidere gider. yani yavaş yavaş damlatır.

bazı kombiler 20 dereceden başlar. 40 derece çok yüksektir. havalar sıcak ise aşırı fatura gelmesi neden olur gereksiz sıcak yapar. örnek iç anadolu da biz halen 26-27 derecede yakıyoruz geceleri, yakmasan da sıcak

fakat bu ev ile alakalı tabii ki yeniliği falan etken.

yakmam lazım diyorsan 40 dan açarsın örnek 2 tane petek çalışması yeterlidir. peteklerin sağında solunda vana var hangisi olduğu önemli değil yarım kadar sıkarsanız bu da tasarruf sağlar.

şuan havalar iyi gitti varsa fanlı ısıtıcı, UFO benzeri ürünler kullanılabilir.
0
sivri sinek
(12.11.25)
merkezi sistem,
kombi baska apartmanda,
bizim peteklerde termostatik vana var,
hep 3 te duruyor,
serin olmasini istedigimiz yer 2 de duruyor,
oda sicakligini bu vana ayarlamakta.



www.trendyol.com

eca.com.tr
0
designer
(12.11.25)
Bu aralar hala yakmiyorum ama su anki evde yaksam bile disarisi eksi olmadigi surece en dusukte yakiyorum ve sort tisort geziyorum. Ama annemlerin evi hayatta en dusukte isinmiyor, evin konumu, yalitimi, kombinin kendisi vs. hepsi ayri ayri etkiliyor.
0
bosver nicki
(13.11.25)
biz evi 22.5 derecede tutuyoruz. bana kalsa 25 derecede tutarim ama esime ufunet basar.

kombi ayari daha farkli. oda termostati 22.5 dereceye ayarli.
kombi termostati 50 derecede (kalorifere basilacak suyun derecesiymis bu).
kaloriferin vanasi da salon haric her yerde 4'te (yaklasik 23 derece demek), salonda 6'da duruyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(13.11.25)
kombiyi 45 derecede çalıştırıyoruz. antalyadayım.
0
joooper
(13.11.25)
oda termostatı kullandığımız için kombi 50 derecede yanıyor. çok soğuk kış günlerinde oda daha çabuk ısıya gelsin diye 60 yapıyoruz.
0
gercekdunya
(13.11.25)
(9)

araba almalı mıyım

asap raki
yaş 31. geçen ay ev aldım 86k kredi ödüyorum. kenarda 2m civarı altınım var. arabasız biraz eksik hissediyorum artık kendimi. altınları yarın bi gün bi şey olur işsiz kalırsam krediye sigorta olur gibi bakıyorum. 1m civarı bir araba almam için çok mu erken yoksa 1 yıl daha beklesem daha mı iyi? kime
yaş 31. geçen ay ev aldım 86k kredi ödüyorum. kenarda 2m civarı altınım var. arabasız biraz eksik hissediyorum artık kendimi. altınları yarın bi gün bi şey olur işsiz kalırsam krediye sigorta olur gibi bakıyorum. 1m civarı bir araba almam için çok mu erken yoksa 1 yıl daha beklesem daha mı iyi?

kime sorsam arabayı ne yapacaksın çok masraf diyor, gerçekten de masraf ama hepsinin de arabası var anlamıyorum.

sevgilimden de ayrıldım psikolojik çok iyi değilim yalnız hissediyorum arada lanet olsun diyip basar bi yerlere giderim diyorum. nasıl fikir sizceb
0
asap raki
(12.11.25)
arabayla nereden nereye gitmeyi planlıyorsunuz? daha önce araba kullandınız mı? aileniz, anneniz babanız başka şehirde yaşıyor mu? yazın tatile nereye gidiyorsunuz? ev nerede? iş nerede?

"para var, araba alayım" güzel bir mantık mı emin değilim.
0
co2s2
(12.11.25)
1 m civarında bir otomobilin çıkaracağı masraf seni gram zorlamaz. bekarlıkta mobilite önemli. kesinlikle fuzuli bir harcama değil.
+3
loch ness
(12.11.25)
@cos2sin2

istanbul’dan örneğin alaçatı’ya basıp gitmek, hafta sonu canım sıkıldı biraz daha dış taraflara gidip vakit geçirmek. bazen servise binmek istemezsem işe gitmek. yani zaruri değil ancak hayat kalitemi yükseltecek şeyler. ailemden ayrı tek yaşıyorum.
0
🌸asap raki
(12.11.25)
araba lazım tabii ki ama ev kredisi öderken güvenceni harcama bence
0
batlegolas
(13.11.25)
ev kredimi asiri rahatlatmadan birikim bozarak araba almazdim zaruriyet yoksa. ya da mesela kenarda ok param vardir, arabayi alsam da ev kredisi icin gene bir birikimim kalir, o zaman alirdim.
eger sikabiliyorsnaiz kendinizi iki sene daha sikin.
31 yasinda ev sahibi olmak asiri iyi, arabasiz eksik hissetmeyin.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(13.11.25)
Aylık kazancınız ne kadar bilmiyorum fakat 86k kredi ödenen bir durumda hani eğer atlar alaçatıya gidelim diyorsanız araba gerçekten bir masraf.

Geçenlerde anneannemi ziyaret etmek için istanbuldan bodruma gittim, 5000 liralık yakıt harcadım, otobanı feribotu derken 2600 liralık oldum sadece ulaşım masrafım yuvarla 8000 lira.

İstanbulda trafik vardır diye cumartesi sabah 10'da istanbulda oldum ve gebzeden kadıköye sabahın o saatinde 70 dk'de geldim ve 50 dk park yeri aradım allah belamı verdi de kafa dinlemeye bodruma gittim dedim.
0
denizgonen
(13.11.25)
kenardaki birikiminin yarısı duracak zaten. Allah korusun da hadi işsiz kaldın, kredini ödeyemedin, kalan birikimin 1 sene taksitini öder o arada en kötü ihtimal arabayı satar nakite çevirirsin. günümüzde araba çok değer kaybeden bir varlık değil. arabasız çok zor. iyi kötü al bi araba
+1
faberkastelli
(13.11.25)
eksik hissediyorum diye ya da sevgiliden ayrıldım diye can sıkıntısına araba alınmaz. ama ihtiyaç varsa ve hayat kalitesi artacaksa alınır. ama tabi ki kasko, sigorta, bakım, yakıt gibi ek masraflarınız olacak, bunlara da bi bütçe ayırmanız gerek. eğer kredi ödedikten sonra gelirinizden bunlara da bütçe ayırabiliyorsanız eldeki birikimin yarısı ile araç almanın bence mahsuru yok. zaten araç da sonuç olarak nispeten hızlıca nakite çevrilebilecek bir şey.
0
elorelia
(13.11.25)
arabayı almadan önce ah be şu anda olsa basar alaçatıya giderdik diyeceksin. aldıktan sonra da bu hayalini yılda belki bir defa yapıp kalan günlerde standart ulaşım aracı olarak kullanacaksın.

alaçatı veya benzer bir planı düşündüğün kadar keyifli mi test etmek için öncelikle kiralık araba ile yapabilirsin.
0
orpheus
(13.11.25)
(8)

Altın günü yapılıyor mu?

egerbiryolcu
Yapılıyorsa kaç kişilik oluyor?Sadece iş arkadaşlari arasında mi yapiliyor?Çeyrek mi gram mi usulü nedir?Elinizde acil birkaç altın olması gereken bir durumda katılmak mantıklı mı?(Yedi kişi var diyelim altı altınim birden olacak bir ay, diğer aylar da ben herkese birer altın vericem sırası gelen k
Yapılıyorsa kaç kişilik oluyor?
Sadece iş arkadaşlari arasında mi yapiliyor?
Çeyrek mi gram mi usulü nedir?
Elinizde acil birkaç altın olması gereken bir durumda katılmak mantıklı mı?
(Yedi kişi var diyelim altı altınim birden olacak bir ay, diğer aylar da ben herkese birer altın vericem sırası gelen kişiye) bu şekilde mi oluyor?
Böyle bir grubu nereden bulabilirim veya nasıl oluşturabilirim?
0
egerbiryolcu
(12.11.25)
Şu anki ekonomik ortamda hiç de mantıklı değil. Yine de çok güvenecek en aşağı 5-6 kişi varsa evet sırasıyla veriliyor.

En son kuzenimin eşi yağlayıp balliyordu altın bir firladi herkes çekilmiş iptal olmuştu.
0
artıküyeolmakistiyorum
(12.11.25)
- Altın günü tamamen kişilere göre değişir ama ne kadar kalabalık olursa o kadar iyi. -- - Hayır sadece iş arkadaşları değil, hala komşuculuk devam ediyorsa komşularınızla ya da görüşüyorsanız eski okul arkadaşlarınızla vs de olabilir.
- Altın çok fazla arttığı için bu dönemde genelde gram tercih ediliyor (çeyrek tercih edenler de vardır tabii) ama bazen 100 dolar ya da euro da olabiliyor tamamen grubun isteğine bağlı.
- Altın gününün amacı elinize birden toplu para geçmesi. Genelde borcu olan insanlar tercih ediyor. Diyelim ki 10 kişilik grupsunuz 50 bin lira borcunuz var gelen altınlarla hemen borcunu kapatıyor kişi ve her altın gününde de taksitini ödüyor gibi düşünebilirsiniz bunu.

Bu arada katılan kişilerin kaçıncı olacağına da kura ile karar veriyorlar yani benim bildiğim öyle yapıyorlardı en son. Herkesin ismi yazılıyor hangi aya o kişi denk geliyor kuradan çekiliyordu.
+1
mermaidd
(12.11.25)
annemin katildigi 3 gün var. ayda bir toplaniyorlar. bir gün yarim altin günüymüs. eskiden tam altindi ama fiyatlar artinca yarim altina cevirmisler. digerleri 200 euro günüymüs.
para biriktirmek icin sahane bir olay.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(12.11.25)
Altın yerine parayla yapmak daha iyi olur yukarda artık üye olmak istiyorumun söylediği sebep ayrıca mesela çeyrek altınsa eski tarihli çeyrek altın getirenler olabilir. Birikimden çok insanların biraraya gelmesi için bu.
0
pembediken
(12.11.25)
1- Kaç kişi isterseniz o kadar olur. Çok kişi olursa çekilen vs. olma şansı artar, işler karışır. Çok az olursa da fon daralır bir anlamı olmaz. Düşük meblağ için faizsiz kredi de bulabilirsiniz neden uğraşasınız.

2- Hayır, herkes katılabilir.

3- Size bağlı, ne kadar toplanmak isteniyor? Kaç kişi olacak? Katılanlar aylık ne kadar ayırabilir? Bunlara göre değişir.

4- "Acil" ihtiyaç için mantıklı değil aslında. Gün en çok alacağınız bir şey varsa ama aceleniz yoksa mantıklı. Günü kredi gibi düşünün. Altın biraz riskli, çok hızlı yükselebiliyor bu açıdan kredi faizleri altın gününden daha hesaplı olabilir, özellikle ilk sırada olacaksanız ve gün kalabalıksa yüzü astarından pahalıya gelebilir. Dolar, euro daha mantıklı. Ama son sırada olacaksanız tersine iyi olabilir. Piyasaya bağlı bu.

5- Siz ilk sırada olursanız böyle, ama genelde kura çekilir. Tabi acil ihtiyacınız olduğunu söylerseniz insanlar da yok demez heralde, ilk sıraya kurasız yazılırsınız. İlk ay günü olan kişi ilk ay bütün altınları alır sonra herkese altınlarını iade eder, gün bitince elinde altın kalmaz. Son sırada olan kişi her ay birine altın alır sonra gün bitince aldığı bütün altınlar kendine geri döner.

6- İş çevresi, arkadaş çevresi, komşular, annenin gününe dışardan katılım... çok çeşitli şekillerde olabilir.
+1
akhenaten
(12.11.25)
Annemler hala yapıyor
Komşularıyla gram altın olmak üzere ayda 1, akrabalarla da 100dolar olmak üzere ayda 1 toplanıyorlarmış,
Yaklaşık 10 kişiler

Bana pek mantıklı gelmiyor açıkçası son kişi olmayacaksan eğer.
0
purplee
(12.11.25)
Yatırım açısından gayet mantıklı bir olay. Tabii alıp altın olarak tutacaksın. TL de değil. Bir anda 10 tane çeyrek altın almaktansa 10 ay vadeli sıfır faizle alıyorsun. Enflasyonun yüksek olduğu ülkelerde borçlanmak mantıklıdır. Yatırım tavsiyesi değildir :))
+1
rabitelli
(12.11.25)
Annemin var grubu, gayet mantikli. Biz de turkiye'deyken is arkadaslari ile yapardik.
En kilit nokta sana gelenleri dagitmamak, birikim olarak kullanmak ve her ay maasindan almak yoksa gelen gidiyor. Ya da en son olacaksin
0
kassiopeia
(13.11.25)
(11)

Doğum stresi

camlicagazoz
Merhabalar,Daha önce de duyuruya düğünle alakali bir duyuru yazmistim. O konuyu hallettik. Gitmeyecegiz dügüne.Şimdi şunu soracagim. Eşimin doğumu yaklasti ama ben çok gerginim. Huzursuzum. Nasıl olacak vs.gibi. yani dogumdan sonra annemgil falan sürekli görmek isteyecekler ben biliyorum. Hayır diye
Merhabalar,

Daha önce de duyuruya düğünle alakali bir duyuru yazmistim. O konuyu hallettik. Gitmeyecegiz dügüne.

Şimdi şunu soracagim. Eşimin doğumu yaklasti ama ben çok gerginim. Huzursuzum. Nasıl olacak vs.gibi. yani dogumdan sonra annemgil falan sürekli görmek isteyecekler ben biliyorum. Hayır diyemeyecegiz. Sırf bu yüzden dolayi sevinemiyorum bile.

Nasil olacak bu iş? Neler yapayim?
-9
camlicagazoz
(12.11.25)
İnşallah trolsünüzdür.
Ben ne annenizin ne eşinizin yerinde olmak isterim. İllallah dedirtirsiniz insana.
Sabah sabah sinir oldum. :)
+3
auroraaurora
(12.11.25)
dünyanın en güzel olayı gelecek başınıza ama sizin düşündükleriniz ıvır zıvır. gelirler curcuna yaparlar, o anda ya ya dersiniz, eşinizle bakışırsınız gülüşürsünüz defolur giderler. sonra başbaşa kalırsınız.

ayrıca lütfen kimsenin evinize izinsiz gelmesine müsaade etmeyin. 1 hafta öncesinden randevu alsınlar, müsait olursanız kabul edersiniz. bu kuralı oturtmak mümkün. oturtan yakınlarım var. kadıncağızın evi yol geçen hanı olmuştu, öyle bir rest çekti, kapadı kapılarını. siz de yapabilirsiniz. kimseyle kötü olmadan da, sadece kararlı görünün. evimde kafa dinlemek istiyorum hepsi bu.

ama şimdi hepsini bir kenara bırakın. minicik bir can gelecek size. onu düşünün ve onu güleryüzle karşılayın.
-1
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(12.11.25)
karınıza sabırlar diliyorum. sizin gibi biriyle evlilik zor. annenizin ağzının içine bakacaksanız ne diye evleniyorsunuz ki?
+7
elorelia
(12.11.25)
annenin gelmesi kötü bi şey değil ya yardım ederler. kadının ağrısı sancısı dikişi vs olur. stres yapma.
-2
Sadece soruyorum
(12.11.25)
hocam artik sizi az cok bu anlamda tanidigimiz icin size gore cevap vermemiz gerekiyor,
normal birisi olsa derdik ki, sadece esinin ve bebeginin ihtiyaclarini dikkate al, ne istiyorsa onu yap, yalniz kalmak istiyorsa (esiniz ve siz) yalniz kalacaksiniz, destek istiyorsa sadece istedigi kadar ve istedigi alanda destek alacaksiniz, esiniz kimseyi istemiyorsa kimse gelmeyecek siz cekirdek aile olarak bu surecte birlikte olacaksiniz ve hayir diyeceksiniz, esiniz sadece birinin yemek yapip birakmasini istiyorsa ona gore kim yemek yapacaksa (anneler/babalar vs.) ona gore soyleyeceksiniz, esiniz birinin gelip kalmasini istiyorsa oyle olacak, yani bu sureci esinizle surekli iletisim ve destek halinde atlatacaksiniz. esinize ve size neyin nasil yapmasi gerektigi konusunda kimse ders vermeyecek, herkes agzindan cikani tartacak, ona gore konuscak vs. vs..

ama simdi siz bu profilin cok disindasiniz.
eger bu sureci dogru yonetmezseniz; esinizin hormonlari uzun bir sure alt ust durumda olacagi icin, lohusalik depresyonundan tutun da (olabilir de olmayabilir de) asiri alinganliga kadar, asiri korumaciliga kadar (cocugu kimseye birakamamak, dus almak icin birakmakta bile zorlanmak vs.) bir suru sey olabilir. bunlarin hormonlarin alt ust oldugu donemde mantikli hicbir aciklamasi yok. sizin ve etrafinizdakin yapmaniz gereken tek sey saygi gostermek ve esinizin istedigi gibi destek olmak olurdu. bu olmazsa, ya evde inanilmaz bir kavga gurultu olacak, ve kadinlarin o donemde gozu bebeklerini korumak disinda hicbir seyi gormuyor, dolayisiyla aile birliginiz ciddi anlamda sarsilabilir ya da esiniz yaptiginiz ve ona yapilan bir cok seye (zaman zaman yerli zaman zaman yersiz) cok kirilacak, sesini pek cikarmayacak (zira kendisi de alt ust olmus oluyor) ve acisi sonradan cikacak (benim etrafimda gordugum lohusalikta kirilan kalp asla unutulmuyor). bunlar kotu senaryo. iyi senaryo, esiniz de anneniz de balli kaymak olacak, esiniz ve anneniz bu sureci tatlis tatlis atlatacaksiniz. size bol sans diliyorum.
sizin yerinizde olsam mesela buradaki annelere sorardim, lohusayken nasil bir destek istemisler/ihtiyaclari olmus, ya da internette forumlardan okurdum kadinlarin en cok neye ihtiyaci olmus vs.
+2
kassiopeia
(12.11.25)
ben, sizi sadece yazdiklariniz kadariyla taniyan biri olarak kücük bir tavsiyede bulunayim: cok acil destek alin.
aileniz karsisindaki bu pisiriklik, bu acziyet hic saglikli degil.
bu hissettikleriniz hic normal degil.
siz düzelmezseniz, kadin da akli varsa bunu fazla cekmez.
bebek sahibi olmadan önce endise edeceginiz yüzlerce sey olabilir ama o seyler burada duyurusunu actiginiz seyler degiller.
bu hissettikleriniz o kadar abes, o kadar sacma ki soruyu ilk göreli iki saat oldu, hala ne yazabilirim bilemiyorum cünkü buna yazilabilecek bir sey yok.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(12.11.25)
Bakıcı, hizmetçi tutacak paranız yoksa epey ihtiyacınız olacak o kadına.
Sonra bebek şunu yapıyo, bunu yapmıyo diye paniklediğiniz, çaresiz gecelerinizde ilk aklınıza gelen onun telefonu olacak.
Ona göre de tedbirli olun.
-3
Mirket
(12.11.25)
"evlenirken o kişiyle değil ailesi ile de evlenirsin" sözünün yaşayan örneğisiniz. Herkes gibi bende eşinize sabırlar diliyorum.
Öncelikle dünyaya bir birey getirebiliyorsunuz fakat ne yazık ki bireyin ve eşinizin sorumluluklarını taşıyabilecek kadar olgunlaşamamışsınız. Eğer doğacak evladınızı gerçekten düşünüyor ve seviyorsanız en az 3 aylık olana kadar (daha fazla süre de olabilir) annesi ve sizden başka kimse öpmesin. Kış aylarındayız zaten covid denen meret yine hortladı haberlerini görüyoruz aman diyim hepinizden önce eşinizin psikolojisi ve çocuğunuzun sağlığı önemli.

Doğacak çocuğun dünyaya gelmesine siz ve eşiniz vesile olduğunuz içinde "o benim çocuğum şöyle yapmayın." vs deme hakkına da sahipsiniz. Nasıl ki anneniz sürekli size karışıyorsa (anlattıklarınıza istinaden) sizde bebeğinize nasıl davranılması gerektiği hakkında yorum yapabilirsiniz. Lütfen artık annenizin oğlu kimliğinizi bir kenara bırakın falancanın eşi ve falancanın babası kimliğine bürünün. Böylesi daha sağlıklı olacaktır.
0
mermaidd
(12.11.25)
Eskiden ekşi sözlükte bir kullanıcı vardı. Her türlü mevzuya 'Çare İki Bira' yazardı. Bence de işe yarardı.

Senin de ilacın iki bira bence. Ne zaman gerilirsen iki bira çak. Emin ol geçer (:
0
yurtsuz john
(12.11.25)
Hayır diyeceksiniz. Sizin istemediğiniz onay vermediğiniz hiçbir şey yapamayacaklar çünkü siz engel olacaksınız. Bebişin huzuru için annenin ruh sağlığı doğrudan önemli, siz anneyi kollayacaksınız o bebeği kollayacak. Kavga gürültü çıkarsa bebek huzursuz olur, bebek sevme meraklıları kaçar siz uğraşırsınız sonra aylarca yıllarca. Biraz yenidoğan bakımı öğrenmişsinizdir diye düşünüyorum 9 ayda. Hastanede de sorarsınız. Eşinizin whatsapp numarasını özelden yazarsanız anne grubumuza eklerim her türlü sorusunu sorar ordan 7/24. Bence kimseyi almayın eve, çok düşünüyorlarsa kapıdan yemek verip gitsinler. Hazır olduğunuzda davet edersiniz. Bunları kiminle ne zaman nasıl konuşacağınızı eşinizle birlikte güzelce planlayın, laflarınızı hazırlayın, prova yapın, ilgililere saygılı sakin ve kararlı bi şekilde bildirin, tartışmaya açmayın. Artık bu duruşu sergilemenizin vakti gelmiş, yoksa cidden yazık size de evliliğinize de bebeğinize de. Sağlıkla gelsin
0
mezzosprite
(13.11.25)
kadinlara dogumdan sonra once kendi annesi bakar.
kendine geldikten sonra kayinvalide dahil olur.
annene biraz uzak dur, kendine gelsin sana haber veririm diyeceksin.
ilk cocukta ne yapacagini bilmemek normal.

cocuk dogdugu dakika itibariyle hayatin tamamiyle degisecek, sonrasini zaten "icgudu" hallediyor. hardware sende takili zaten, software'de zamanla update ede ede oturur.
0
cooperr
(13.11.25)
(22)

uzun yolda surus yaparken biri yaninizda uyusa uyuz olur musunuz?

buenosdias
iki kez basima geldi. uzun yolda uyudugum icin sofor uyuz oluyor. laf sokuyor. bilerek gaz, fren yapiyor. sizin basiniza geldi mi? ne dusunuyorsunuz.
iki kez basima geldi. uzun yolda uyudugum icin sofor uyuz oluyor. laf sokuyor. bilerek gaz, fren yapiyor. sizin basiniza geldi mi? ne dusunuyorsunuz.
-2
buenosdias
(11.11.25)
Arabayı kullanmayan kişi neden uyumasın ki. Arabayı kullanan uyumayacak. Bunun için uyuz olunmaz. Uyuz oluyorsa kullanmasın arabayı.
-1
rock n roll
(11.11.25)
Yoo hiçte olmuyor. Hatta herkes uyuyunca kulaklığımı takıp öyle müzik dinlemeye devam ediyorum.
-2
substituent
(11.11.25)
Ben uzun yolda uyumayı tercih etmem. Yolu yaşamak isterim çünkü deşarj oluyorum uzun yolculuklarda ama şoför ben olsam ve araçtaki diğer kişiler uyusa asla rahatsız olmam aksine muhabbet etme gereksinimim olmadığı için daha rahat şekilde araç kullanırım.
Çok rahatsız oluyorsa tek başına yolculuk yapsın arabaya başka birini almasın.
0
mermaidd
(11.11.25)
arabada 2 kişiysek ben olsam uyumam ve uyunmasını da istemem. özel şoförüm değil ya da ben kimsenin özel şoförü değilim. sohbet ederek daha hızlı geçer zaman.
+2
art cat chocolate
(11.11.25)
olmam. esim hep uyur uzun yolda. hatta kisa yolda bile uyur. ben muzigimi dinler takilirim.
+1
lemmiwinks
(11.11.25)
rahatsız olmam aksine kesinlikle daha rahat olurum. onlar tedirginlikle yola bakınca rahatsız oluyorum. herkes uyuyunca istediğim gibi gidebiliyorum.
+1
gercekdunya
(11.11.25)
bu soru adamına göre değişir, yorgun bi şoförün yanında hayvanlık yapıp horluya horluya uyunmaz
+2
nahtoderfahrung
(11.11.25)
Ben uyursa sevinirim. Uyusun güzel güzel.
Edit: ya uzun yola çıkacağım kişi zaten eşim dostumdur. Uyusun tabi. Kendimi şoför gibi hissetmem.
0
kisa
(11.11.25)
Bana güvendiği için hoşuma gider.
-1
arbre
(11.11.25)
süren ben değilsem uzun uyuyuşlar yapmamaya çalışırım. şoför de zamanla yorulur, gözü dalar, uyur vs gibi bi durum olmasın onu da daha dinç tutayım diye.
sürücü bensem öyle fosur fosur saatlerce uyunmasını istemem çünkü aynı şekilde ben o kadar fazla sessizlikte uykum geliyo. ama yani bikaç saat uyunuyosa o kadar da olur insanlık.
0
chanandler bong
(11.11.25)
cok stresli bir durum yoksa, mesela asiri yagmur yagiyor, goz gozu gormuyor sis mis, hic rahatsiz olmam. ama bu bahsettigim halde arkadasim uyumustu, baya horluyordu, o zaman hakkaten bi yoldas istemistim yani elbette surmeyen kisinin yapacagi bir sey yok ama iste insan bi yaninda iki laf edecek 'ay ne kotu hava, goz gozu gormuyor' vs. diyecek birini ariyor sanirim. bir de iki kisi de yorgunsa/uykusuzsa, (elbette ideal olan hic yola cikmamak ama cikildiysa) yanindaki kisi prensip olarak uyunmamali, yoldaslik boyle bir sey yani, surucuye de yardimci olmak lazim konusarak, yemek vererek vs.
+1
kassiopeia
(11.11.25)
esim, annem, babam falansa hayir. ama mesela sehirlerarasi bir yere gidicez, komsum benim gidecegimi biliyor, gitmemi bekliyor ki otobüse para vermesin, sonra yanima gelip 4 saatlik yolun 4 saatinde uyuyor. bu düpedüz eseklik. kimsenin özel soförü degilsin sonucta. zibaracaksan bin otobüse git.

yanimda uyunmasi uykumu getirir. bircok kisi icin de böyledir. uzun yolda soförün yaninda kendim de uyumam. esim ya da babam olsa bile uyumam. bir an gözü dalsa ikimiz de gideriz.

ayrica araba sürerken kulaklikla müzik dinleyen adamin arabasina bana milyon dolar verseniz binmem. millet bir de bunun yaninda uyuyor. canini yolda bulmus millet. neler okuyorum böyle.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(11.11.25)
Araba kullanırken biri uyuyorsa uyuz olanlar oruç tutarken biri yemek yiyorsa sinir krizi geçirenler hep aynı modeller.
-5
kizil karga
(11.11.25)
Uyumam ve uyutmam.
0
Mirket
(11.11.25)
yol boyunca uyanık kalmasına gerek yok, arada bir uyuyabilir.
ama arada bir kısmı önemli.

başkasının arabasında hiç uyumadım. uyumam. ayıbı ayrı, tehlikesi ayrı.
uzun yol ve dönüşümlü sürmemiz gerekiyorsa birazcık kestirdiğim olur.
0
biseysorcaktim
(11.11.25)
Valla ben ne kadar uykum gelse de uyumamaya hatta sohbetle ya da müzikle arabayı kullananı da uyanık tutmaya çalışıyorum. Bu bence şoför koltuğunun yanında oturanın co-pilot olarak otomatik görevi. Burada oturan uyusa bile arkada olsam da uyanık kalıp şoförün de uyanık kalabildiğinden emin olmaya çaışıyorum.
+1
Amaranta ursula
(11.11.25)
ben uyursam yanımdaki yolu göremez gibi geliyor. telefona dahi bakmam.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(11.11.25)
bilerek gaz-fren yapiyor kismi en kotu kismi bence. onceden bir beklentin olabilir ve yanindaki kisi uyudu diye rahatsiz olabilirsin (kim olduguna ve duruma bagli olarak), fakat gaz-fren yapmak cok cocukca.

dedigim gibi, kisi ve durum burada onemli.
0
Sour
(11.11.25)
şoför iyi insan değil, ya da ergen bir arkadaş.
0
ebabil curnatasi
(11.11.25)
ben kullanıyorsam uykum yoksa milletin uyuması işime geliyor daha rahat kullanıyorum. eğer uykum varsa uyumalarını istemem.
0
mikahakkinen
(11.11.25)
Uyuz olmak demeyelim. İstemem, izin vermem.
Ön koltukta oturan kişinin uyumasını istemem. Arka koltuktakiler uyuyabilir. Öndeki arka koltuğa geçip uyuyabilir ön koltuk boş kalabilir.
Ama ön koltuktakinin uyuması uykumu getiriyor.
Önceden söylerim ama bunu, sonradan gaz fren veya uyuzluk yaparak değil.
0
michael_knight
(12.11.25)
benim hanim uzun yolda genelde uyur. beni hic etkilemez.
kamyoncu ruhluyum, rekorum sadece benzin icin durarak 18 saat.
yanimda biri olsun olmasin ben yola bakarim.
0
cooperr
(12.11.25)
(4)

65 yaşındaki anam için yaşlılık karşıtı gece gündüz kremi önerir misiniz?

kanasla intihar eden adam
65 yaşındaki anam için yaşlılık karşıtı gece gündüz kremi önerir misiniz?
65 yaşındaki anam için yaşlılık karşıtı gece gündüz kremi önerir misiniz?
0
kanasla intihar eden adam
(11.11.25)
Dermalogica haric her sey yalan benim icin.
Eger cildi atopik falan degilse, yani ne sürerse sürsün bir sey olmazsa, l'occitane'in anti-aging kremlerinin fanlari çok.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(11.11.25)
Benim annem q10 hastasiydi. Şimdi yaşadığım yerden daha kaliteli şeyler alıyor olsak da oldukça seviyordu nivea q10'i.
0
logisticsmanager
(11.11.25)
geceleri tretinoin (eczaneden acnelyse bile olur) ya da medik8 retinal kullanıp üstüne nemlendirici. Sabah da güneş kremi.
kısaca yüz temizleme + retinol türevi + nemlendirme + spf

olgun bir cilt için en basit rutin budur. ek olarak şikayetlere göre başka içerikler de eklenebilir (c vit, niacinamide, growth factors gibi)

en üstteki komboyu içeren tek krem (ornek: lancôme renergie crx triple) var ama ayrı ayrı kullanmak kadar etkili olmayabilir. 65 yaşinda birisi bu konuyla ilgileniyorsa birkaç ürün kullanabilir.
+1
eileengray
(11.11.25)
Hakiki gül suyuna hakiki tatlı badem yağı ekleyip sıkıca çalkaladıktan sonra pamukla cildini silmek, her gece yatmadan önce. Bu da çok eski bir doğal yöntem.
0
muhayyer divan
(12.11.25)
(8)

Şarap önerisi

mermaidd
Ben şaraptan pek anlamam desem yeridir. Arkadaşlarım da pek anlamaz. Hem kendime, hemde arkadaşlarıma almak üzere yurtdışında lidl gibi marketlerden bulabileceğim içimi güzel şarap önerilerinize açığım.
Ben şaraptan pek anlamam desem yeridir. Arkadaşlarım da pek anlamaz. Hem kendime, hemde arkadaşlarıma almak üzere yurtdışında lidl gibi marketlerden bulabileceğim içimi güzel şarap önerilerinize açığım.
0
mermaidd
(10.11.25)
blush iyidir hocam
0
ihsanlı
(10.11.25)
Markete gittiğin zaman şarap bul, vivono'dan notuna bak. 3.8 ve üstü iyidir genelde.
Lidl'da bunu bulmak kolay değil tabi de çoğu markette rahatça bulursun.
+1
logisticsmanager
(10.11.25)
@logisticsmanager bunu söylediğiniz çok iyi oldu. Teşekkür ederim. Ben nedense iyiler seviyesinden başlıyor diye düşünüyordum. Bu şekilde daha rahat şarap bulabilirim.
0
🌸mermaidd
(10.11.25)
Hazır sıcak şaraplar da vardır, havalar soğudu mevsimi de geldi. Glühwein ya da mulled wine diye geçer, sadece bir cezve ya da tencerede kaynatmadan ısıtıyorsun, baharatlı tarçınlı aromatik tatlı bir şarap oluyor, içimi kolay
+1
grimavi
(10.11.25)
Hangi ülke?
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(11.11.25)
@konusma ben konusuyorum yakın tarihte Belgrad'a gitmeyi düşünüyorum. Bir kaç yere gitme olasılığım da var. Önerileri not edip gittiğim ülkelerde bulduklarımı almayı düşünüyorum.
0
🌸mermaidd
(11.11.25)
primitivo şarap tipini aşırı öneririm. hem uygun fiyat hem lezzetli (eğer kırmızı seviyorsanız)
0
elektr10
(11.11.25)
riesling beyaz sarap, icmesi inanilmaz rahat
+1
monicapp
(11.11.25)
(19)

Ayva seven var mı?

kisa
Ama böyle elma gibi hart hurt ısırıp ağızda iyice ogutup suyunu çıkarıp emerek yiyenleri soruyorum.
Ama böyle elma gibi hart hurt ısırıp ağızda iyice ogutup suyunu çıkarıp emerek yiyenleri soruyorum.
+1
kisa
(10.11.25)
Özellikle tuzla yemeye bayılıyorum. Denemeyenlere de tavsiye ederim
+1
mermaidd
(10.11.25)
çok severim.
+1
eileengray
(10.11.25)
Çok severim. Ben ayvanın yemeğini bile yapıyorum nohutlu.
+1
rock n roll
(10.11.25)
Bayılırım. En sevdiğim meyve hatta.
+1
Murtazaaylak
(10.11.25)
tazesini ayri tatlisini ayri severim, cennetlik meyvelerden bence.
+1
cooperr
(10.11.25)
ekmek ayvasını severim. yumuşak olur. dışı hafif tüylü olur.

ayva bana oldum olası çocukluğumu anımsatmıştır. memleketten dönen eş dost getirirdi.
+1
yurtsuz john
(10.11.25)
çok severim, elma gibi ısıra ısıra yiyorum çocukluğumdan beri.
+1
deartheodosia
(10.11.25)
çok severim, bazıları boğazda takılıyor aşağı gitmiyor ama bazıları da yumuşacık oluyor, hafif ekşi kışın en sevdiğim meyvelerden biridir.
+1
exlibris
(10.11.25)
okurken huylandım için gıcıklandı sus sus :D
0
neira
(11.11.25)
severim ama bıçakla yerim.
+2
hrskrs
(11.11.25)
En sevdigim üc meyve icinde sayarim hep. Taze meyvesi, kompostosu, receli, tatlisi, hepsi sahanedir benim icin.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(11.11.25)
O zaman yaşasın Ayva seven insanlar 💥
+1
🌸kisa
(11.11.25)
huloooggggg
+1
cooperr
(11.11.25)
Ayva sevilmez mi! Ama elma gibi ısıramıyorum dişlerden dolayı. Anca dilim dilim...

Ayva bitanedir.

Edit: Gidip bir umut bakacağım dolaba, vicdansızlar 🥲

Edit2 : 😄😄hizliresim.com
+3
yadigar
(11.11.25)
Bayılırım. Tuz ve limonla dene bambaşka bir şey oluyor :)
+1
sadakatsiz
(11.11.25)
kink mi yaptin o nasil ayva yeme tanimlamasi.

ayva oyle yenmez, olursun.
0
warrior princess
(11.11.25)
senede 2-3 kez rakının yanına meze yaparım. bol tuz ve limonla iyi gider. ayrıca üzerine türk kahvesi döküp yemeyi deneyin enfes olur.
0
ground
(11.11.25)
ayva, muşmula gibi yerken boğaza takılan ve hafif boğulma hissi veren mayhoşumsu meyveleri çok severim. kuru olanları hiç çekilmiyor ama sulu sulu, güneş gibi sapsarı olanları çok seviyorum.
0
m e b
(11.11.25)
+1

En sevdigim meyvedir
0
chunksia
(14.11.25)
(10)

Grip Aşısı?

makbur
Hiç oldunuz mu? Faydası var mı?Teşekkürler cevaplar için.
Hiç oldunuz mu? Faydası var mı?

Teşekkürler cevaplar için.
0
makbur
(10.11.25)
10 yıldır düzenli aşı oluyorum. 10 senedir grip olmadım ya da grip denemiyecek kadar kolay atlattım.
İlk defa bu sene aşıyı geciktirdim ve şu an gribim.
+2
Mirket
(10.11.25)
3-4 yıldır oluyorum, benim için hayati bir şey. Öncesinde devamlı yatak döşek hasta olur, sonrasında da bir ay boyunca öksürükten geberirdim. Aşı olduğumdan beri birkaç günde geçiyor ve hiç öksürük olmuyor.
+2
sadakatsiz
(10.11.25)
21 senedir grip asisi olmuyorum. grip de olmuyorum.
asi karsitligim yo, sadece grip asisi özelinde kendim icin gereksiz oldugunu düsünüyorum.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(10.11.25)
Aşıyı ihmal ettiğimde kesin en az bir ağır grip geçiriyorum. Aşı olunca en fazla soğuk algınlığı gibi atlatıyorum ya da hiç hasta olmuyorum.

Her sonbaharda aşı piyasaya çıkınca aile büyüklerini de "git aşı yaptır" diye darlıyordum, birkaç yıldır onlar da çok memnunlar, ben dürtmeden gidip aşılarını yaptırıyorlar.
+1
kobuzchu kiz
(10.11.25)
Hazır arkadaş sormuşken ben de benzer bir şey sorayım. Grip aşınızı nerden oluyorsunuz? Devlet hastanesine gitsem ben grip aşısı olmak istiyorum desem yapıyorlar mı
+1
limonlu eksi
(10.11.25)
@limonlu eksi, İhtiyar veya kronik hastalıklı olman gerekiyor.
Yoksa ücretli.

Ek: Hamile, bebek, organ nakilli veya sağlık çalışanları da ücretsizmiş.
Bir de ücretsiz olanları, SGK peyderpey tahsis ediyor, sonra ASM'de reçete ettiriyorsun. Ben geldim, hadi aşı yapın şeklinde değil yani.
+1
Mirket
(10.11.25)
İki sene önce olmuştum pek bir faydasını gördüğümü düşünmediğim için bir daha yaptırmadım.
+1
Amaranta ursula
(10.11.25)
düzenli olmaya çalışıyorum. çevremdeki herkes dökülürken ben çok daha hafif atlatıyorum. bunun sebebini de kendimce aşıya bağladım.
+1
eileengray
(10.11.25)
son 25 senede 1 kere oldum, o senede berbat gecti surekli hasta oldum.
o yuzden olmuyorum, sikinti yok. en son ne zaman agir grip gecirdim hatirlamiyorum.
+1
cooperr
(10.11.25)
bende de şöyle bir aydınlanma oluştu;

bugün sağlık ocağında anneme (65 yaş üstü) ve kendime yazdırdım. eczacı anneminkini hemen giriş yaptı benimki biraz uzun sürdü sonra bana da "haa sizde de kronik alerjik rinit görünüyor" dedi, benimki de oradan ücretsiz oldu anladığım kadarıyla.

yıllar önce bir doktor sisteme beni o şekilde kaydetmiş, ne zaman enabız vs açsam ekranda kocaman kafamın üzerinde "kronik alerjik rinit" yazıyordu ve uyuz oluyordum :) ilk kez işe yaradı.

herkese teşekkürler cevaplar için duyuru için de güzel bir veri oldu :)
0
🌸makbur
(10.11.25)
(7)

ağzında hiç dişi olmayan birisi

huzurlarinizda huzursuzluk
Selamlar,Bu kadın benim annem. Kendisi 61 yaşında. 30'lu yaşlarında diş eti iltihabı sebebiyle dişlerinin hepsi çekilmiş. Kurtarılabilir miydi, belki de hepsi sallanana kadar gitmedi, bilmiyorum. Protez dişi vardı ama doğru düzgün kullandığını bilmem, zaten yıllardır da kullanmıyor. Kendine hiç bakm
Selamlar,

Bu kadın benim annem. Kendisi 61 yaşında. 30'lu yaşlarında diş eti iltihabı sebebiyle dişlerinin hepsi çekilmiş. Kurtarılabilir miydi, belki de hepsi sallanana kadar gitmedi, bilmiyorum. Protez dişi vardı ama doğru düzgün kullandığını bilmem, zaten yıllardır da kullanmıyor. Kendine hiç bakmamış ve eşinden de değer görmemiş birisi.

Yıllar sonra maddi olarak da kendimi toparladığım için gel dişçiye gidelim dedim. Başlangıç için film çektirdik, üst çenede hiç kemik kalmamış gibi göründüğü yorumu yapıldı. Protez bile tutmaz dendi. Alt çenede kemik varmış implant için. 2-4 arası implant üzerine diş geçirme gibi.

Yarın tomografi çektireceğiz detay için ve cerrah yorumlayacak. Şu an sonuç belli değil. Yarın tabi ki cerraha da detaylı soracağım ama size de önden şunu sormak istiyorum eğer tomografi sonucuna göre de üst çenede kemik kalmamışsa kemik graft gibi kemik oluşturma süreçleri varmış. Ben bu yaştan sonra bu kadını bunlarla uğraştırmalı mıyım? Çok acı çeker mi, neden beni bu işlere soktun der mi, üzülür müyüm biraz kafam karışık. Etrafımda da hiç böyle bir case yok.

Şunu da düşünüyorum, ilerde bu işlemler sonrasında da sorun yaşar mıyız acaba iltihaptı şuydu buydu? Bunu sorunca kimse %100 garanti veremez diyorlar ama benim biraz kafam karışık, kötülük değil iyilik etmek istiyorum. Siz olsanız napardınız?
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(10.11.25)
Olaya kötümser ve gerçekçi yaklaşayım. Ananem böyleydi, damak ve diş yapıldı fakat ağzının alışması için düzenli olarak takması gerekiyordu, ağzımı acıtıyor deyip takmadı. Sonradan yapılan şeyler %100 sorunsuz olmuyor, bunlar da beraberinde başka sıkıntılar getiriyor.
+1
grimavi
(10.11.25)
Hareketli protezleri varken annem çok zahmet çekiyordu. 60'lı yaşlarında implant, köprü, protez karışık bir şeyler yapıldı. Acısı, ağrısı oldu ama şimdi rahatı yerinde.
Annenizin uzun bir ömür var önünde. Ben değeceğini düşünüyorum. Ama kendisi karar verse daha iyi olur. Siz pek fazla yönlendirmemeye çalışın.
+2
auroraaurora
(10.11.25)
en iyi ihtimalle önünde 20-25 yıllık bir hayat var dişlerini yaptırmazsa bu sürede çok zorluk çekecek hele ki dahada yaşlandıktan sonra.
kemik yapısının durumuna göre cerrah farklı önerilerde bulunacaktır. zigoma implantlar var üst çenede yeteri kadar kemik yoksa elmacık kemiklerine sabitlenen uzun vidalar takıyorlar.
mutlaka iyi bir ağız, diş ve çene cerrahisi uzmanıyla süreci yürütün.
+1
my fault
(10.11.25)
geçmiş olsun, bizim bir yakınımızda alışamadı. üstelik dişçiler alışma sürecinde hiç yanında olmuyorlar. iyi birini bulun, sonradan neler yaşanacağını olmazsa ne olacağını falan iyice konuşun.

biz yakınımız için havan aldık. kuruyemişleri falan ezip yiyordu dişi yapılmadan önce.
+1
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(10.11.25)
kemik tozu uyguluyorlar bazen ama hekimin iyi olmasi cok önemli ya. devlet hastanesi yerine iyi bir özel hekim bence daha iyi olur. annenize zaman ayirmasi lazim kesinlikle.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(10.11.25)
Teknoloji çok farklıdır şimdi mutlaka. Babaannem (94'te rahmetli oldu) protez dişleri kullanamadı. Tek bir dişi yoktu ama her şeyi kendine göre yiyordu. Sadece elma ve havucu rendeliyorduk.

Eğer anneniz çok sıkıntı çekmiyorsa, çok zorlamayın derim. Annemin sadece alt çene tek taraf implant yaptık. Bir yıla yakın süründü. Sonra memnundu. İki yıl sonra yerinden çıktı. 8 aya yakın sürdü düzeltmesi. Şimdi sıkıntı yok çok şükür.

Üst dişler olmadan altta diş olmasının hiçbir anlamı yok. Eğer mevcut haline alışkınsa çok uğraşmayın derim. Ama hali hazırda çok problem oluyorsa durumu, siz bilirsiniz. Şahsi görüşüm, uzman değilim.
+1
yadigar
(11.11.25)
70 li yaşlarda tanıdığım bir kadın var 40-50 yaş aralığında bütün dişlerini çektirmiş alt üst vakumlu protez kullanıyor ve çok memnun hayatından .
bence diş teknisyeni de önemli . acıtıyor dediği protezi değiştirmek daha kolay bir yöntem olabilir .
+1
devilone
(11.11.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.